Dağ Coğrafyasına Bir Örnek: Yıldız Dağı ve Turizm Potansiyeli
Rize Kenti Doğal Güzellikleri ve Rekreasyonel Potansiyeli
Transcript of Rize Kenti Doğal Güzellikleri ve Rekreasyonel Potansiyeli
I. Rekreasyon Araştırmaları Kongresi: 991 - 1005, 12 – 15 Nisan 2012, Kemer, Antalya,
Bütün hakları saklıdır ISBN: 978-605-5437-79-4
Rize Kenti Doğal Güzellikleri ve Rekreasyonel Potansiyeli
Deryanur DİNÇER T.C. Rize Üniversitesi,
Pazar Meslek Yüksekokulu
E-posta : [email protected]
Turan YÜKSEK T.C. Rize Üniversitesi,
Pazar Meslek Yüksekokulu
Mine ÇİLLİ T.C. Rize Üniversitesi,
Pazar Meslek Yüksekokulu
Serap YILMAZ
T.C. Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Orman Fakültesi
Peyzaj Mimarlığı Bölümü
ÖZ
Dünyamızda artan kentleşme ve endüstrileşme hızına paralel olarak rekreasyonel
faaliyetlere duyulan gereksinim de artmaktadır. Gerek doğal güzellikler gerekse, ta- rihi zenginlikler yönünden zengin bir potansiyele sahip ülkemizde, mevcut kaynakla- rımızın birçoğu tanıtım eksikliği nedeniyle yeterince ön plana çıkarılamamış, bir kı-
sımı kendi kaderlerine terk edilmiş ya da yanlış kullanım sonucu tahrip olmuştur. Batıdan Trabzon-Of, güneyden Erzurum-İspir, doğudan Artvin-Yusufeli ve Arhavi ile komşu olan Rize kenti, flora ve fauna açısından oldukça zengin kentlerimizden biri-
sidir. Karadeniz Bölgesi’nin eşsiz güzelliklerinden nasibini almış olan Rize; yaylaları, kaplıca ve içmeleri, akarsuları, şelaleleri, gölleri, tarihi-kültürel değerleri içeren gele- neksel konutları, kaleleri, taş kemer köprüleri, camileri, müzeleri ve flora zenginliği
ile de oldukça yüksek rekreasyonel potansiyel taşımaktadır. Bu çalışmada, yeterin- ce tanıtımı yapılamamış Rize kentine ait zenginliklerin rekreasyonel potansiyelinin ortaya konulması, vurgulanması, bu konuda yapılabilecek çalışmalara, planlamalara
ışık tutulması bunun sonucunda da bütün bu zenginliklerin koruma altına alınarak tanıtılması hedeflenmiştir. Çalışmada kişisel gözlemler, fotoğraflar ve literatür bilgi- lerinden yararlanılmıştır.
Anahtar sözcükler: Rize kenti, rekreasyon potansiyel, flora-fauna, tarihi eserler
Poster Bildiriler 992
GİRİŞ
Sanayi devriminden günümüze değin sürmekte olan teknolojik gelişmeler haya-
tımızı kolaylaştırmanın yanı sıra monotonluğu ve bu monotonluğun getirdiği
yorgunluğu ortaya çıkarmıştır. Teknolojinin gelişmesi ile sanayileşme, sanayi-
leşmenin artması ile iş olanakları ve sanayi bölgelerine göçler başlamıştır. Bu
göçlerle büyüyen kentler gün geçtikçe kalabalıklaşmış ve yaşanması yorucu
mekânlar haline gelmişlerdir (Müderrisoğlu 2002). Sanayileşme sürecinde hızlı
ve monoton üretim temposu insanların verimliliği üzerinde olumsuz etki ya-
ratmış ve bunun karşılığında boş zamanların rekreasyonel aktivitelerle değer-
lendirilmesi ile üretim potansiyelinin arttırılması hedeflenmiştir (Şahin vd., 2001).
Rekreasyon, yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına
gelen Latince recreatio kelimesinden gelmektedir. Türkçe karşılığı da yaygın bir
şekilde boş zamanları değerlendirme olarak kullanılmaktadır. Bu, rekreasyonun
boş zaman tanımı ile sıkı sıkıya ilişkili bir kavram olduğunu göstermektedir.
Çünkü, rekreasyon her şeyden önce boş zamanı olan insanların gerçekleştirebi-
lecekleri etkinliklerle ilgilidir. Boş zaman, insanların çalıma saatleri dışındaki
zamanlarını tanımlar (Karaküçük, 1997).
Rekreasyonun günümüze kadar gelen çok çeşitli tanımları vardır. Bunun ne-
deni ise tanımların değişik sosyal yapılara ve görüşlere sahip toplumların rek-
reasyon anlayışlarını yansıtmalarıdır (Akesen, 1978).
Aydemir ve ark. (1999) rekreasyonu, bireyin kendi istek ve içgüdüsüne göre,
olanakları ölçüsünde yaptığı, bedensel ve ruhsal dinlenme gereksinimini karşı-
layacak, bireyi yenileyen, çalışma ve yaşama gücünü ayakta tutan, sürdürdüğü
sürece bireye zevk veren, gelir sağlama kaygısından uzak boş zamandaki eyle-
mini kapsayan davranışların tümü olarak tanımlamaktadırlar.
Gülez (1990)’e göre rekreasyon, kişilerin günlük yaşamlarında zorunlu olarak
kullandıkları zamanların dışında serbest ve boş zamanlarında, yıpranan ruh ve
vücutlarını eski zindeliğine kavuşturmak üzere kendi isteği ile yaptığı etkinlik
yada etkinliklerdir.
Diğer bir tanıma göre rekreasyon, insanların iş, görev ve ödev gibi yerine ge-
tirilmesi zorunlu etkinlikleri ve yükümlülükleri sonrasında kalan boş zamanla-
rında dinlenmek, eğlenmek, yenilenmek, bireysel açıdan tatmin olmak için gö-
nüllü olarak katıldıkları etkinlik yada deneyimlerdir (Kraus 1977).
Poster Bildiriler 993
MATERYAL-METOD
Rize kentinin doğal güzellikleri ve tarihi kültür varlıkları araştırmanın materya-
lini oluşturmaktadır. Araştırmanın metodunu, literatür çalışmaları, yerinde
gözlemler ve fotoğraflar oluşturmaktadır.
BULGULAR
Alanın Konumu ve Mevcut Durumu
Rize kenti batıda Trabzon, Güneyde Erzurum ve Bayburt, doğuda Artvin illeri
ile kuzeyde Karadeniz’le çevrilidir. Rize kentinin yüzölçümü 3920 km2’dir. Çok
engebeli ve dağlık bir arazi yapısına sahip olan Rize’nin kıyı şeridinin uzunluğu
80 km genişliği ise 20-150 m arasında değişmektedir. Kıyı şeridinde akarsuların
taşıdığı alüvyonlarda oluşan düzlükler yer almaktadır. Kıyı şeridinde yer yer
falezlere ve taraçalara rastlanır. Kıyı şeridinin hemen arkasında 150–250 m’yi
bulan tepeler yükselir. Bu alandan itibaren Karadeniz’e dökülen akarsular dar
ve derin vadiler oluşturur (Yüksek ve Kurdoğlu, 2006).
Dik yamaçlı ‘V’ profilli bu vadiler yaklaşık 2000 m yüksekliğe kadar devam
eder. 2000 m yükseklikten sonra 3200 m yüksekliğe kadar olan kısımlarda basık
sırtlar dik yamaçlı ‘U’ profilli vadiler yer alır. Bu sahada çok sayıda buz yalağı
ve moren set gölleri yer almaktadır. Yüksekliği 3000 m’yi aşan alanlar Rize’nin
en sarp kısımlarını oluşturmaktadır. Bu alanda Rize’nin en yüksek noktası olan
Kaçkar tepesi (3937 m) yer almaktadır (Yüksek ve Kurdoğlu 2006). Rize yöre-
sinde Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığı 14 C0’dir.
Yıllık yağış miktarı 2300 mm’nin üzerinde olan Rize Türkiye’nin en çok yağış
alan ilidir. Rize ilinde çok nemli, megatermal, hiçbir mevsimde su noksanı ol-
mayan, diğer bir ifadeyle her mevsim su fazlası olan okyanus tesirine yakın
iklim tipi hakimdir (Yüksek 2001). İklim özelliklerinin çok elverişli olması kıyı
kesiminden dağlara doğru çok farklı ve türce zengin bir vejetasyonun gelişme-
sine imkan tanımıştır. Kıyı ve aşağı rakımlarda geniş yapraklı gür ormanlara
sahip olan Rize ili Türkiye ormanlarının %25’ini barındırmaktadır.
Araştırma Alanının Doğal Zenginlikleri
Yaylalar
Rize yöresi uygun ilkim özellikleri ve coğrafi yapısıyla geleneksel yaşam biçim-
lerinin kısmen de olsa sürdürüldüğü onlarca yaylaya sahiptir. Bu yaylalar trek-
king, dağcılık, tırmanış, yamaç paraşütü, fotoğrafçılık, flora-fauna incelemesi,
Poster Bildiriler 994
jeep safari, foto safari, kamp karavan turizmi, motosiklet ve bisiklet turu vb.
doğa sporlarına uygun ve yayla turizmine son derece elverişlidir.
Rize’nin ulaşım ve konaklama tesislerine sahip yaylalarından başlıcaları: Ay-
der, Yaylaköy (Elevit), Çat, Tirovit, Sal, Pokut, Hazindağ, Aşağı ve Yukarı Kav-
ron, Anzer (Ballıköy) ve İkizdere Çağırankaya yaylalarıdır. Bu yaylaların yanı
sıra konaklama tesislerinin bulunmadığı daha çok dağcılar ve kampçıların ziya-
ret ettiği yaylalardan başlıcaları ise; Amlakit, Apivanak, Avucur, Başyayla,
Ceymakcur, Ortayayla, Ovit, Palakçur, Palovit, Samistal, Sıraköy ve Sırtyay-
la’dır (Somuncu ve Yılmaz 2006).
Şekil 1. Elevit ve Kavron-avusor yaylalar (Yüksek, 2012)
Ayder yaylası: Çamlıhemşin ilçesinin yaklaşık 16 km güneydoğusunda ve de-
niz seviyesinden 1250 m yükseklikteki Ayder yaylası, zengin flora ve faunanın
yanı sıra kaplıcası ile de bölgenin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biri olup
ulaşım ve konaklama tesislerine sahiptir.
Sal-Pokut ve Hazindağ Yaylaları: Çamlıhemşin ilçesinin güneyinde, Fırtına ve
Hala derelerinin oluşturduğu vadiler arasında yer alan Sal- Pokut ve Hazindağ
yaylaları, orman üst sınırı civarında 1750-2000 m yükseltilerde yer almaktadır.
Doğa yürüyüşü ve dinlenme için oldukça uygun olmasının yanı sıra, zengin bir
biyoçeşitliliğe ve çok güzel bir sivil mimariye sahiptir.
Aşağı ve Yukarı Kavron Yaylaları: Ayder’e yaklaşık 10 km mesafede Aşağı Kav-
ron, 14 km mesafede 2300 m yükseklikte Yukarı Kavron yaylaları bulunmakta-
dır. Bu yaylalar Kaçkar dağı zirvesine yakın olmaları sebebiyle dağ ve yayla
turizmi için önemli potansiyellere sahiptir (Zaman, 2007).
Poster Bildiriler 995
Elevit ve Palovit Yaylaları: Elevit yaylası, Hacıvanak ve Trovit Buzul vadilerinin
birleşme mevkiinde, 1900m yükseltide bulunmaktadır (Zaman 2007). Kaçkar
Dağları’nın kuzeybatı yamacında, biryanı tümüyle ormanla kaplı, diğer yanı ise
dağ yamacına dayalı Palovit vadisi, zengin biyoçeşitliliği, şelalesi, tarihi yayla
evleri ve yaban hayatı bakımından görülmesi gereken eşsiz bir güzelliğe sahiptir .
Anzer (Ballıköy) Yaylası: Rize il merkezine yaklaşık 85 km mesafede, Kırklar-
dağı’nın eteklerinde yer alan Anzer, Meles, Petran, Kabahor ve Garzavan yayla-
larıyla çevrilidir. Zengin bir biyolojik çeşitliliğe ve eşsiz jeomorfolojik yapıya ve
manzara seyir yerlerine sahiptir.
İkizdere Çağırankaya Yaylası: Adını dik yamaç ve uçurumlarda ses yankısı
oluşmasından alan yayla, İkizdere ilçesi’ne 25 km uzaklıkta olup, ilçenin doğu-
sunda 3200 m rakımda yer alır (Zaman 2007).
Kaplıca ve içmeler
Şifalı su kaynakları bakımından çok zengin bir il olan Rize’nin içme ve kaplıca-
larından bazıları şunlardır: Andon içmesi, Ayder Kaplıcası, İkizdere Termal
Kaplıcası, Cimil Ilıcası, Aşağıköy İçmeleri, Şimşirli (İkizdere) İçmeleri.
Ayder Kaplıcası: Çamlıhemşin’e yaklaşık 16 km uzaklıktadır. Kaplıca sularının,
romatizmal hastalıklara, kan dolaşımı ve kan hastalıklarına, sinir sistemi uya-
rılmasına olumlu etki yaptığı bilinmektedir. Bu nedenle nisan ayından başlaya-
rak tüm yaz aylarında yoğun bir ziyaretçi trafiğine sahiptir. Bu alandaki turizm
hareketliliği termal turizmle başlamıştır (Somuncu ve Yılmaz 2006). Ayder kap-
lıcası konaklama ve ulaşım imkânları mevcut olup belirli dönemlerde kapasite-
sinin üzerinde kullanım yoğunluğuna maruz kalmaktadır, bunun sonucunda
çevre olumsuz yönde etkilenmektedir.
Şekil 2. Ayder ve İkizdere kaplıcaları (1)
Poster Bildiriler 996
İkizdere Termal Kaplıcası: Termal kaplıca 2004 yılında, her biri 240m² ve dört
daireli, 5 adet, toplam 1200m² inşaat alanına sahip bungalov tipi apart otel;
875m² inşaat alanına sahip termal hamam ve 8670 m² inşaat alanına sahip 3
yıldızlı Turizm Yatırım Belgeli Termal Otel inşa edilmiştir (1).
Andon İçmesi: İl merkezine 20 km. uzaklıkta bulunan Andon İçmecesi mide
hazımsızlığı, cildiye problemleri, böbrek ve safra kesesi hastalıkları için tavsiye
edilmektedir (1). Andon içmesinin yeterli ulaşım ve konaklama tesisi bulma-
maktadır.
Akarsular
Rize İli, hareketli morfolojik yapısı, yağışlı iklimi ve çok sayıdaki yeraltı su kay-
nakları sayesinde çok zengin bir hidroğrafik yapıya sahiptir. Rize sınırları içinde
doğu-batı yönünde ortalama her 250-300 m'de büyük veya küçük mutlaka bir
akarsuya rastlanır. Rize'nin akarsuları kısa boylu, yatay eğilimli fazla olan hızlı
akışlı akarsulardır. Rize sınırları içinde uzunluğu 5 km'den fazla olan 23 akarsu
vardır. Ancak bunlardan 16 tanesi doğrudan doğruya Karadeniz'e ulaşmakta
olup geri kalanı ise bu 16 akarsudan birinin kolu durumundadır. Doğrudan
doğruya Karadeniz'e ulaşan akarsuların en uzun olanları Çağlayan deresi, Arılı
Deresi, Fırtına Deresi, Hemşin Deresi, Sabuncular Deresi, Taşlıdere, İyidere,
Yeşildere, Çiftekavak, Büyükdere, Pazar, Venek dereleridir (Verep 2006).
Kaçkar Dağları, hızlı akışlı akarsuların kaynağıdır. Bunların en önemlileri Fır-
tına Deresi, Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere’dir. Bu derelerde akarsu
sporları (kano-rafting) için gerekli debi rejim miktarı vardır (2).
Şekil 3. İkizdere ve Çat dereleri (Yüksek, 2012)
Poster Bildiriler 997
İyidere Deresi: Ovit Yaylasından başlayıp birçok derenin birleşmesiyle oluşan
İyidere (78,4 km) Rize ilinin en uzun akarsuyudur. Ayrıca ortalama 28,35m³/s ile
debisi yüksek olan derelerden biridir (Verep 2006). Kar sularının arttığı Nisan-
Mayıs aylarında parkur zorlaştığı için profesyonel raftingcilerin tercih ettiği bir
alandır (2). Ancak son yıllarda yapılan HES (Hidro-elektrik Santralı) çalışmaları
nedeniyle İyidere havzası sahip olduğu güzellikleri kaybetme tehlikesi ile karşı
karşıyadır.
Fırtına Deresi: Kaçkar Dağları’nın Karadeniz'e bakan yamaçlarındaki derelerin
birleşmesi ile oluşan ve beslenme sahası en geniş olan (1149.3 km) Fırtına Dere-
si, Ardeşen İlçesi’in yaklaşık 2 km batısında Karadeniz'e dökülür. Fırtına deresi,
debisi en yüksek ve çevresindeki doğal güzellikleri ile beraber koruma altına
alınmış bir vadide yer almaktadır. 68 km uzunluğundaki Fırtına Deresi, akarsu
turizmi (kano-rafting) açısından elverişli parkura sahiptir. Bu nedenle yerli ve
yabancı sporcular bu dereyi özellikle tercih etmektedirler (Verep 2006), (2).
Büyükdere: Tekfur Tepesi’nden başlayan Büyükdere, Yenice yakınlarında ba-
tıdan gelen büyük bir kol ile birleşerek Çayeli’nin batısından Karadeniz’e dökülür .
Göller
Rize İli’nin sahip olduğu çok dik arazi yapısı göl oluşumuna izin vermezken
2400m'yi aşan bölümlerinde buzul aşındırması ve biriktirmesi sonucu oluşmuş
olan 19 adet küçük boyutlu göl bulunmaktadır. Bunların bir kısmı buzyalağı, bir
kısmı da moren set gölüdür (Verep 2006).
Ambar Gölü: Rize İli’nin, 0.07 km2 yüzölçümüyle 2950 m yükseklikte yer alan
en büyük gölüdür.
Büyükdeniz Gölü: Yaklaşık Ambar Gölü’yle aynı büyüklükte olan bu göl, 2900
m yükseklikte yer almakta olup Rize’nin diğer büyük gölüdür.
Öküzyatağı Gölü: 2775 m yükseklikte yer alan bu göl ise 0.01 km2 yüzölçümü
ile Rize İli’nin en küçük gölüdür.
Şekil 4. Avusor ve Yedigöller (Yüksek, 2012)
Poster Bildiriler 998
Şelaleler
Ağaran Şelalesi: Çayeli’ne 12 km uzaklıktadır. İlçenin içinden akan şairler deresi
üzerinde bulunan şelale gerçek bir tabiat harikasıdır. 92 metre yüksekliğe sahiptir.
Bulut Şelalesi: Çamlıhemşin ile Ayder Yaylası arasındaki Tar Deresi’nden
250 m yükseklikten üç kademeli olarak vadiye akar, Çamlıhemşin ilçe merkezi-
ne 2 km uzaklıktadır.
Palovit Şelalesi: Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki doğal güzelliklerden biri de
Palovit Şelalesi’dir. Zilkale Harabesini geçtikten sonraki yol ayrımında başlayan
Palovit Vadisi’nin duraklarından biri olan heybetli şelale 15 metre yüksekliğe
sahiptir(2). Yöredeki şelaleler içerisinde en bol suya sahip olanıdır.
Gelin Tülü Şelalesi: İl merkezine 90 km. mesafede olan Ayder Yaylası'nda yer
almaktadır. Ayder Yaylası’nda yer alan şelalenin suyunun düşüş şekli gelin
tülünü andırdığı için bu isim verilmiştir (2).
Şekil 5. Palovit şelalesi (Yüksek 2012) Gelintülü şelalesi (3)
Araştırma Alanının Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri
Geleneksel Konutlar
Rize’de doğal çevrenin ve yaşama biçiminin oluşturduğu bir mimari gözlenir.
Hane halkının sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı geleneksel konutların mimari-
Poster Bildiriler 999
sini belirlemiştir. Yapılar çoğunlukla birkaç evlik guruplar halinde arazi yapısı-
na uygun şekilde, yamaç ve tepelerde konumlanmıştır.
Eski Rize Evleri: Şehir merkezinde çok az sayıda ev koruma altına alınmıştır.
Bunlardan sadece iki üç tanesi yaşatılmaktadır. Bu evlerin yapımında gelenek-
sel yapı malzemeleri ve teknikleri kullanılmıştır. Bu evler, yığma taş ve dolma
göz tekniğinde yapılmış duvarlara, dört yana eğimli kiremitle kaplı çatılara
sahiptirler (Çelebi, 1985).
Tuzcuoğulları Konağı: Yapı Rize’nin merkezinde, Piriçebi Mahallesinde yer al-
maktadır. Yapı Rize İli’nin en eski evlerinden olup 1870 yıllarında yapıldığı
düşünülmektedir. Üç katlı olarak inşa edilmiş mabeynli bir evdir. İçerisinde çok
sayıda oda bulunmaktadır. Yapının zemin katı ve orta cephesi taş yığma tekni-
ğinde inşa edilmişken, ön cephelerde dolap çatma tekniği uygulanmıştır. Bu
teknik Rize ve çevresinde yoğun olarak kullanılan bir tekniktir. Cephelerde
açılmış sürgülü pencerelerin sayısının fazla olması yapıda aydınlatmaya verilen
önemi gösterir. Yapının üst örtüsü kırma çatı olup ‚dedren‛ saçak yapısı uygu-
lanmıştır. Ahşap oyma dolap kapakları yapının tek süsleme unsurlarıdır (Eren,
2006; (1)).
Reyhanlılar Konağı: Çamlıhemşin İlçesi, Yukarı Çamlıca Mahallesi’nde yer alan
yapı 19 yy’da yapılmıştır. Diğer konaklar gibi engebeli bir arazide eğimli bir
alana kurulmuştur. Konağın kuzey kapısı üzerindeki eski sayılarla yazılan ra-
kamlara göre yapı hicri 1890 yılında yaptırılmıştır. Konak, bodrum üzeri iki
normal kattan meydana gelmiştir. Bodrum katının altında düzgün kesme taşlar-
la 1 m yüksekliğinde temel kurulmuştur. Bodrum katı da düzgün kesme taşlarla
yapılmış olup, depo ve ahır olarak kullanılmaktaydı. Altı adet pencere açıklığı-
na yer verilen bu kattaki pencerelerin söveleri düzgün kesme taştır. Yapının üç
yönünde taş malzeme kullanılmışken, ön cephedeki duvar, ahşap arası taş dol-
gu tekniğiyle yapılmıştır. Ayrıca bu katta, iki katlı, dışa taşıntılı, üçgen alınlıklı
bir çıkma bulunmaktadır. Bu çıkmanın yapı malzemesi ahşaptır.Yapım tekniği,
malzemesi ve plan özellikleriyle Çamlıhemşin yöresindeki diğer konaklarla
benzerlik göstermektedir. Yapıda dikkati çeken en öncelikli özellik ise taş mal-
zemenin ustalıkla kullanılmasıdır. Yansıttığı bu özellikleriyle yöredeki en önem-
li konaklardan biridir (1).
Şevket Ataç Evi: Fındıklı İlçesi, Çağlayan Köyünde yer alan yapı 19. yüzyılda
yapılmıştır. Yöreye has mimari ve yapısal karakteri taşımaktadır. Bodrum üstü
tek katlı, serenderli ve çay bahçesiyle bir kompleks konumundadır. Bodrum kat
ahır, üst kat yaşama mekanıdır. Yapı sistemi ve malzemesi ahşap karkas arası
Poster Bildiriler 1000
blok taş dolgu, temel ise moloz taş örgü sistemidir. Konak, orta sofalı plan ti-
pinde, semer çatılı ve geniş saçaklıdır(1).
Nayla (Serender): Rize’de evlerin hemen yanında bulunan ve çeşitli erzakların
korunması amacıyla ahşaptan yapılan ‘nayla’ adı verilen serenderlerin, Rize
kültüründe ve mimarisinde önemli bir yeri vardır. Şekil 6. Yöresel mimariye ait Konak ve Konut (Yüksek, 2012)
Kaleler
Rize Kalesi: Kale şehir merkezinin güney batısında yer alır. İç kale ve aşağı kale-
lerden meydana gelmektedir. Yoğun yerleşme sebebiyle aşağı kale tamamen
yok olmuş batı tarafında ki bazı sur parçaları günümüze kadar gelebilmiştir.
İç Kale: 150 m yükseklikte doğal bir yükselti üzerinde kurulmuştur. Planı
düzgün olmayan bir yamuk şeklindedir. İç kaleyi çevreleyen duvarlar kısmen
düzgün kesme taş ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. İç kale, yarım daire planlı
beş kuleye sahiptir.
Aşağı Kale: Zamanında iç kaleden kuzeydoğu ve kuzeybatı yönlerine doğru
açılarak uzayan ve denize ulaşan surlarla çevrili iken bugün sadece batı surları-
nın bir bölümü ile bazı kule kalıntıları kalmıştır ((1);(2)).
Ciha Kale: Pazar İlçesinin 7 km güneyinde, Yücehisar Köyü sınırları içerisinde
yer alır. 14. yy. haberleşme ve güvenlik amacıyla tarihi ipekyolu üzerinde inşa
edilmiştir. Kaleden günümüze yer yer sur kalıntıları ulaşabilmiştir. Halen daha
yakınında devam eden taş ocağı nedeniyle özellikle batı kısmında çökmeler
oluşmaktadır.
Poster Bildiriler 1001
Kız Kalesi: Pazar İlçe merkezinin batısında küçük bir yarımada üzerinde ku-
rulmuştur. Kayalık bir zemin üzerinde bulunan kalenin kara ile bağlantısı ke-
silmiştir. Yaklaşık 7 metre eninde 7 metre boyunda olup kare plana sahiptir.
Kalenin duvarlarında muntazam taş işçiliği görülür. Güney surları yıkılmıştır.
Sağlam kalan duvarlarda mazgal pencereleri ve yuvarlak kemerli üst kat pence-
releri yer alır. 13. ve 14. yüzyıllarda Trabzon Devleti zamanında yapıldığı tah-
min edilmektedir. Kale, Osmanlılar zamanında da onarılarak kullanılmıştır ((1); (2)).
Zil Kale: Kalenin yapılış tarihini belirtecek kesin veriler olmamakla birlikte 14.
ve 15. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Rize İli, Çamlıhemşin İlçe merkezinin 15
km güneyinde Fırtına Deresinin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur. Kalenin,
üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi, denizden 750, dere yatağından ise yak-
laşık 100 m yüksektedir. Kale, dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana
gelmektedir. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır ve ikinci bir kapı
ile kale içerisine girilir ((1); (2)).
Kale-i Bala (Yukarı Kale): Çamlıhemşin İlçe merkezine 40 km uzaklıkta, Hisar-
cık Köyü sınırları içinde, Fırtına Deresi’nin kaynaklarına hakim bir noktada
kurulmuştur. Yazılı kaynaklarda geçen bir diğer adı da Varoş Kale’dir. Kalenin
ana planı dikdörtgen olarak tanımlanabilir. Doğusu, güneyi ve kısmen kuzeyi
de sarp kayalıktır. Batı taraf eğimli bir arazi üzerindedir ((1); (2)). Şekil 7. Zilkale ve Kale-i Bala (Yüksek, 2012)
Taş Kemer Köprüler
Rize’nin yüzlerce yıllık kültürel birikiminin eserlerinden biri de taş kemer köp-
rülerdir. Özellikle Fırtına Deresi üzerinde onlarcasına rastlanabilmektedir. Köp-
rülerin tümü, akarsu yatağının iki yanında karşılıklı birer ayak üzerine yükselen
yuvarlak ya da hafif sivri kemerli bir yay formundadır. İlk çağlardan itibaren
Poster Bildiriler 1002
farklı zaman ve mekanlarda farklı toplumlar tarafından kullanılan bu formun,
tercih edilmesindeki ana faktör kullanımından doğan işlevidir. Köprülerin tü-
münün kemer biçiminde yapılmasının temelinde yatan düşünce, köprünün
fevkani yapısı ile sık sık sel suları ile taşan akarsuların altında kalmamasını
sağlamaktır. Ormanlık bir bölge olmasına rağmen köprülerin, ahşap yerine
taştan yapılmasının nedeni; taşın, suya karşı ahşaba göre daha sağlam ve daya-
nıklı bir malzeme olmasıdır ((1); (2)).
Şenyuva Köprüsü: Fırtına Deresi üzerinde doğu-batı doğrultusunda uzanan
köprü tek gözlü, kemerli taş köprüdür. Yörenin en büyük ve en eski köprüsü-
dür. Dere seviyesinden yaklaşık 15-20 m. yükseklikte ve 40 m. uzunluktadır.
Kemer ve korkuluklar düzgün kesme taştan, ayak dolguları ise yığma taştan
yapılmıştır. İniş ve çıkış kısmında basamaklar vardır. Her iki tarafına daha son-
radan yaklaşık 1 m yükseklikte demir korkuluklar yapılmıştır ((1);(2)).
Köprüköy Köprüsü: Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında olup Fırtına Deresi üze-
rinde kurulu taş köprülerinden birisidir. Köprünün batı ayağına küçük bar tab-
liye kemeri ilave edilmiştir. Tabliyesi iki yandan dik olan köprünün korkuluk
duvarları kısmen yıkılmıştır. Köprünün 19. yüzyıl sonlarında Türk ustalar tara-
fından yapıldığı bilinmektedir((1);(2)).
Çağlayan Köprüsü: Fındıklı ilçesinde yer alan Köyün merkezinden geçen Abu
Deresi üzerinde kurulmuştur. Bölgedeki yaygın taş köprülerden birisidir. Tek
bir kemer gözünden oluşur. Son yıllarda kullanılmayan köprünün korkulukları
yıkılmıştır. Yapıldığı tarih bilinmemektedir((1);(2)).
Güneyce Köprüsü: Güneyce'nin merkezinden geçmekte olan İyidere Suyu üze-
rinde yapılmış tek gözlü taş köprüdür. 1901 yılında inşa edilmiştir. İkizdere
ilçesi sınırlarında bulunmaktadır((1);(2)). Şekil 8. Çağlayan ve Çat köprüleri (Yüksek 2012)
Poster Bildiriler 1003
Camiler
Rize İli merkezinde ve ilçelerinde çok sayıda tarihi cami ve türbe bulunmakta-
dır. Rize yöresinin camileri bölgenin zengin halk mimarisinin etkisi altında
kalmışlar ve mahalli özellikleri bünyesinde barındırırlar. İlçe ve köylerdeki ca-
miler de Rize yöresinin dağınık yerleşme karakterine göre şekillenmişlerdir. Bu
camiler bir ya da iki mahallenin ihtiyacı için yapılmış, oldukça küçük camiler-
dir. Camiler yapılırken konut mimarisinin genel özellikleri alınarak kullanılmış-
tır. Yapı malzemesi olarak ahşap ve taş malzeme kullanılmıştır. Ahşabın bu-
lunma kolaylığından dolayı bazı camiler ahşap yığma tarzda yapılmışlardır(1).
İskender Cafer Paşa Camii: İslampaşa Mahallesi'nde geniş bir hazire içinde İs-
lampaşa ve Kurşunlu Camii olarak da anılmaktadır. H. 978/M. 1570 yılında
İskender Cafer Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami ahşap bir son cemaat yeri,
taş duvarlı ve kubbe ile örtülü bir harim kısmından meydana gelmektedir. Ca-
minin duvarları moloz taşlarla örülmüştür. Ayrıca sekizgen kubbe kasnağı üze-
rinde yuvarlak kemerli pencereleri vardır. Eskiden ahşap olan mahfil son yıllar-
da betonarme olarak yenilenmiştir (1).
Değirmendere Camii: Değirmendere Mahallesi'ndedir. Bu cami de yenilenerek
günümüze gelmiş tarihi eserlerden birisidir. İlk cami H.1200/M.1786 yılında
yaptırılmıştır. Bu cami H.1327/M.1911 yılında onarılmıştır. Minaresi sonradan
yapılmıştır (1).
Orta Camii: Şehir merkezinde Yeniköy Mahallesi’ndedir. Dikdörtgen planlı
cami kalın taş duvarlı ve kırma çatılıdır (1).
Şeyh Camii: Şehir merkezinde, eski Vilayet Konağı'nın güneyinde eski Piri Çe-
lebi Mahallesi'nde yer alır. İlk cami 1711 yılında yapılmıştır. Bu yapı bazı ona-
rımlarla 1953 yılına kadar gelmiştir. Bugünkü caminin inşası 1953-1965 yılları
arasında tamamlanmıştır. Şeyh Camii, Merkez Camii'nden sonra Rize'nin en
büyük ve özen gösterilerek yapılmış camisidir. Beş bölümlü bir son cemaat ma-
halli ve kare bir harimden meydana gelen çifte minareli bir eserdir (1).
Güneyce Hacı Şeyh Camii: 1887 tarihinde yapılmıştır. Zemin katında taş duvar-
lı bir medrese katına sahiptir. Esas cami ahşap olarak inşa edilmiştir. Zemin
katında taş duvarlı bir medrese katına sahiptir (1).
Müzeler
Atatürk Evi Müzesi: Müftü Mahallesi’nde yer alan yapının yapımına 1920 yılla-
rında başlanmış, 1921 yılında tamamlanmıştır. Yapı, zemin kat üzeri iki kattan
meydana gelmiştir. Birinci katında toplantı salonu, Atatürk’ün Rize’ye geldi-
Poster Bildiriler 1004
ğinde giymiş olduğu kıyafetlerin aynıları yer alır. İkinci katta Atatürk’ün yatak
odası, dönemin milletvekillerinin çalışma odaları, Atatürk tarafından kullanılan
eşyalar, dönemin milletvekillerine ait fotoğraflar ve Rize’nin eski fotoğrafları
yer almaktadır ((1), (2)).
Rize Evi Müzesi (Sarı Ev): Rize Müzesi Müdürlüğü 1984 yılında Atatürk evi
olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sivil mimari örneği olan ev 19. yy. sonları n-
da inşa edilmiştir. Bir zemin ve iki normal kattan oluşmaktadır. Zemin katı sergi
salonu olarak kullanılmaktadır. Birinci kat idare odaları olarak, ikinci kat ise
teşhir salonu olarak kullanılmaktadır. Rize müzesinde; 76 arkeolojik eser, 594
sikke, 1129 etnografik eser olmak üzere toplam 1799 eser bulunmaktadır(1).
Çaykur Çay Müzesi: Çay imalatında kullanılan aletlerin sergilendiği çay tekno-
loji müzesi ile, bölge, ülke ve dünyadaki çay içme ve demleme tekniklerinin yer
aldığı çay kültür müzesidir .
SONUÇ VE ÖNERİLER
Yapılan araştırma ve gözlemlerin sonucunda Rize İli rekreasyon alanlarının
çeşitli kullanımlar açısından zengin bir potansiyele sahip olduğu saptanmıştır.
Bu alanlarda, trekking (doğa yürüyüşü), rafting, termal turizm, heliksi (helikop-
terle kayak), kuş gözlemciliği, motosiklet ve bisiklet turu, dağcılık, yayla turiz-
mi, jeep safari, foto safari, kamp-karavan turizmi, yamaç paraşütü gerçekleştiri-
len ve/veya gerçekleştirilebilecek turizmler arasında sayılabilir. Ancak, gereken
tanıtım ve organizasyonlar tam olarak yapılamadığından bu alanlar yeterince
tanınmamaktadır. Ayrıca, yanlış kullanımlar ve bilinçsiz restore çalışmaları
sonucu yok olma, bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan alanlarda mevcuttur.
Sorunların çözümlenebilmesi için;
Rekreasyonel alanların altyapı eksiklikleri giderilmeli, her birinin sahip
olduğu farklı özellikler uzmanlar tarafından sınıflandırılmalı ve kullanı-
cı isteklerine göre planlanmalı ve ziyaretçilerin beğenisine sunulmalıdır.
Ziyaretçilerin rekreasyonel alanlarından yararlanmaları nasıl yapılaca-
ğına dair usul ve esaslar düzenlenmeli ve yasalarla güvence altına alın-
malıdır.
Rekreasyonel alanlarda kurulması düşünülen tesis ve işletmelerin doğal
yapı ve yöre mimarisi ile uyumlu olmasında dikkat edilmelidir.
Rize yöresinin rekreasyon potansiyeli fazla olan alanlar ulusal ve ulus-
lar arası piyasalarda talep görecek şekilde planlanmalı ve markalaştı-
rılmalıdır
Poster Bildiriler 1005
Rize ilinin rekreasyonel alanlarından yararlanılırken ‚Koruma-Kullanım‛
ilkesinden ödün verilmemelidir.
KAYNAKÇA
Akesen, A. (1978). Türkiye’de Ulusal Parkların Açık Hava Reaksiyonu Yönünden Nitelikleri ve
Sorunları. İstanbul: İ.Ü. Orman Fak. Yayın No:262.
Aydemir, Ş. Aydemir, S., E. Ökten, N. Öksüz, A., M. Sancar, C. ve Özyaba, M. (1999). Kentsel Alanla-
rın Planlanması ve Tasarımı. Trabzon: K.T.Ü. Mimarlık Fak. Ders Notları, No:54.
Çelebi, M.R. (1985). Yapı Elemanları, I-II-III-IV. İstanbul: Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yayı-
nı.
Eren, M. E. (2006). Tarih ve Kültür Kentimiz Rize’de Özgün ve ya İşlevini Kaybetmiş Kagir ve Taş
Yapıların Korunmasına Ait Öneriler, 1. Rize Sempozyumu 16-17-18 Kasım Rize Valiliği.
Gülez, S. (1990). Orman İçi Rekreasyon Potansiyelinin Saptanması İçin Geliştirilen Bir Değerlendir-
me Yöntemi, İ.Ü. Orman Fak. Dergisi, Seri:A, 40 (2).
Karaküçük, S. (1997). Rekreasyon (Boş Zamanları Değerlendirme) Kavram, Kapsam ve Bir Araştırma
(İkinci Baskı). Ankara: Seren Ofset.
Kraus, Richard G. (1977). Recreation Today: Program, Planning and Leadership (Second Edition), Kali-
forniya: Goodyear Publishing Company.
Müderrisoğlu, H. (2002). Açık Hava Rekreasyonunda Taşıma Kapasiteleri Rekreasyonel Kullanım
İlişkilerinin İncelenmesi (Doktora Tezi). İstanbul: İ.Ü. Fen Bil. Enstitüsü.
Somuncu, M. ve Yılmaz, M. (2006). Rize İlinde Yayla Dağ Turizminin Gelişimi ve Yöredeki Ekono-
mik, Kültürel ve Ekolojik Etkileri‛ 1. Rize Sempozyumu 16-17-18 Kasım, Rize Valiliği.
Şahin, Ş. Çabuk, A. ve Dilek F. (2001). Sürdürülebilir Peyzaj Planlama Kapsamında Mersin / Tarsus Kıyı
Bölgesinin Turizm Açısından Değerlendirilmesi. Ankara: T.C. Ankara Üniversitesi Araştırma
Fonu Müdürlüğü Yayınları.
Verep, B. (2006). Rize’nin Su Kaynakları ve Su Kalite Özellikleri, 1. Rize Sempozyumu 16-17-18, Ka-
sım, Rize Valiliği.
Yüksek, T. (2001). Rize-Pazar Deresi Yağış Havzasında Farklı Arazi Kullanım Şekilleri Altındaki
Toprakların Bazı Özellikleri İle Aşınım Eğilimi Değerlerinin Araştırılması (Doktora Tezi).
Trabzon: K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü.
Yüksek, T. ve Kurdoğlu, O. (2006). Rize Yöresindeki Yayla Kullanımlarının Toprak ve Su Kaynakları
Üzerinde Oluşturduğu Sorunla, 1. Rize Sempozyumu, 16-17-18 Kasım, Rize Valiliği.
Yüksek T. (2012). Fotoğraf Koleksiyonu.
Zaman, M. (2007). Doğu Karadeniz Kıyı Dağları’nda Yaylalar ve Yaylacılık. Erzurum: Atatürk Üniversi-
tesi Yayını No: 960.
İNTERNET KAYNAKÇASI
Rize Valiliği Resmi İnternet Sayfası http://www.rize.gov.tr 20.01.2012
Rize İl Kültür, Turizm Müdürlüğü İnternet Sayfası, http://www.rizekultur.gov.tr 20.01.2012
http://www.trekearth.com/gallery/Middle_East/Turkey/Black_Sea/Rize/Ayder_Plateau/photo618249
.htm