HİTİT KENTİ ANKUWA'NIN TARİHÇESİ VE LOKALİZASYONU HAKKINDA

13
AHMET ÜNAL HlTlT KENTİ ANKUVVA'NIN TARİHÇESİ VE LOKALİZASYONU HAKKINDA Belleten, C. XLV/2, Ekim 1981, Sayı : 180'den ayrıbasım TÜRK TARlH K U R U M U B A S I M E V î — A N K A R A 19 8 1

Transcript of HİTİT KENTİ ANKUWA'NIN TARİHÇESİ VE LOKALİZASYONU HAKKINDA

A H M E T Ü N A L

H l T l T K E N T İ A N K U V V A ' N I N T A R İ H Ç E S İ V E

L O K A L İ Z A S Y O N U H A K K I N D A

B e l l e t e n , C . X L V / 2 , E k i m 1981, Sayı : 180'den ayrıbasım

T Ü R K T A R l H K U R U M U B A S I M E V î — A N K A R A

1 9 8 1

T Ü R K T A R Î H K U R U M U

B E L L E T E N C i l t : X L V / 2 E k i m 1981 S a y ı : 180

H Î T l T K E N T İ A N K U W A ' N I N T A R İ H Ç E S İ V E

L O K A L İ Z A S Y O N U H A K K I N D A

A H M E T Ü N A L

I . G I R I Ş

M. Ö . I I I . binyıl ın sonlar ıyla i l g i l i efsanevi nitelikte ve sonraki devirlerde H i t i t l i kâ t ip ler t a ra f ından H u r r i etkisiyle kaleme a l ınan bazı kaynaklar b i r tarafa b ı rakı lacak olursa, en erken Anadolu t a r i ­hine ışık tutan otantik yazıl ı belgelerin, M . Ö . I I . binyıl ın baş l a r ında Asurlu tücca r l a r ın Kappadokya'ya gelip ticaret koloniler i ku rma la r ıy l a baş ladığı gö rü lü r . Çivi yazısı ve eski Asur şivesiyle yazı lmış olan ve K ü l t e p e - Kani§/Ne§a, Boğazköy - Hattusa ve Al i şa r 'da ele geçen bu belgeler, çoğunlukla ekonomik karakterdedir ve bundan do lay ı Or ta Anadolu 'nun o zamanki siyasi t a r i h i h a k k ı n d a çok kıt ve ancak dolayl ı olarak bi lg i vermektedir. Buna r a ğ m e n Kappadokya Tablet­leri denilen ve geçen asr ın s o n l a r ı n d a n i t ibaren bi r çok d ü n y a müzeler i ve özel kolleksiyonlara dağ ı l an bu belgeler, bize Anadolu ' ­nun o zamanlar çok sayıda şehir beyliklerinden oluşan (en az 20 adet) siyasi ta r ih i ile Hatt i ler , H i t i t l e r , Luvi ler , Palalar, Hurr i le r , Samiler V. s. g ib i o ldukça renkli etnik b i r g ö r ü n ü m arzeden kavimler top lu luğu h a k k ı n d a değer biçilmez baz ı bilgiler vermektedir. Sonradan a y n ı topraklar üze r inde kurulan H i t i t devleti z a m a n ı n d a öneml i rol oynayan Anadolu kentlerinden hemen hepsinin kökeninin H i t i t öncesi devirlere gi t t iğini , gene bu tabletlerden öğreniyoruz . Arkeolojik veri lerin de gösterdiği g ib i , b i r kaç istisna dış ında, H i t i t l e r t a ra f ından k u r u l m u ş bir Anadolu kenti mevcut değ i ld i r ; ç ü n k ü daha neoli t ik çağda ( M . Ö.

BelUUn C. XLVja, »8

434 AI I M 1.1' I N \ l .

V I I - V I . binyı l ) kentsel kü l tü re geçen Anadolu insanı , H i t i t göç­lerinden çok daha önceler i , kent konumuna elverişli b ü t ü n öneml i noktalara birer yerleşim merkezi k u r m u ş t u r 1 .

Ankuwa da bu H i t i t öncesi kentlerden b i r id i r ve -uwa suffixiyle türe t i lmiş o lmasının gösterdiği g i b i 2 , (Proto) H a t t i kökenli bir k e n t t i r 3 .

Son y ı l la rda bel l i başl ı baz ı Anadolu kentlerinin bağımsız birer monogrofi şeklinde incelenmesi, çok ya ra r l ı sonuçlar vermişt ir . Bunlar a ra s ında N e r i k 4 , Samuha 5 g ib i kent monografilerini ve A h h i y a w a 6 , K i z z u w a t n a 7 , A r z a w a 8 , Kaska 9 , Pa la 1 0 , Kıbr ı s - A l a s y a n , I s u w a 1 2

v. s. g ib i coğrafi bölge monografilerini sayabiliriz. Ankuwa, Ar inna , Hakmis, Hat t ina , Hattusa - Boğazköy, Hupisna, Hurma , Istahara, Kanis/Nesa - K ü l t e p e , Karahna, Kargamis, Kastama, Katapa, Kus-sara, La(hu)wazantiya, Tahurpa, Tawin iya , Turhumi t t a , Zalpa, Zippalanda, Zi thara v. s. g ib i çok öneml i eski Anadolu - H i t i t kent­le r i ise h e n ü z yeterince a raş t ı r ı lmamış t ı r .

Ancak hemen belir tmek gerekir k i , gerek Kappadokya ve gerekse Boğazköy metinleri a r a s ında Ankuwa ile i l g i l i kay ı t l a r ın nitel ik ve niceliği , aşağıda görüleceği gibi , bu konuya maalesef ideal bir "kent monografisi" g ö r ü n ü m ü kazand ı r acak çap ta deği ldir .

Böyle b i r konuyu işlerken, t ab ia t ıy la en baş ta , t a r ih in ay r ı lmaz i k i öğesini o luş tu ran zaman ve m e k â n d a n , yani kronoloj i ve ta r ih i

1 Bk. A. Ünal, Hittile City and its Forerunners in Anatolia: R. T. Marchese, Ancient City: An Urban Reader (1981) [Baskıda]. Ayrıca krş. aşağıda s. 440.

2 E. Bilgiç, A/0 15 (1945-51) a; E. von Schuler, Die Kaskaeer (1965) 104 ve a. n. 90.

3 Diğer kriterler için bk. aşağıda s. 435 vd . 4 V. Haas, Der Kult von Nerik. Ein Beitrag zur hethitischen Religiomgeschichte (1970). 5 R. Lebrun, Samuha. Foyer Religieux de VEmpire Hittite (1976). 6 F. Sommer, Die Ahhijavä - Urkunden (1932) [Değiştirilmemiş yeni baskısı

'975İ-7 A. Goetze, Kizzuwatna and the Problem of Hittite Geography (1940). 8 F. Kınal, Arzava Memleketlerinin Mevkii ve Tarihi = Geographie et VHistoire

des pays d'Arzava (1953); S. Heinhold - Kr ahmer, Arzawa. Untersuchungen zu seiner Geschichte nach den hethitischen Quellen, THeth. 8 (1977)-

9 E. von Schuler, Die Kaskaeer (1965). 10 H. Ertem, Hitit Devletinin İki Eyaleti: pala - Tum (m) ana İle Takın Çevresindeki

Terlerin Lokalizasyonu Üzerine Teni Denemeler (1980). 1 1 Kıbrıs ' la i l g i l i filolojik malzemenin toplanmış olduğu en yeni araşt ı rma

için bk. J. Vincentelli et al. Studi Ciprioti e Rapporti di Scavo, Fascicolo Due (1976) 9 vd. 12 H. Klengel, O A 7 (1968) 63 vd.; OA 15 (1976) 85 vd.

H İ T İ T K I N I I ANKİ \V \ 435

coğrafyadan, ikincisinin öne al ınması gerddrdi. X e v a r k i , AnkuWI 'um lokalizasyonuyla i l g i l i metin yerlerinin pek çoğu tar ihi nitelikteki belgelerle aynı o l d u ğ u n d a n , ta r ih i rekonst rüks iyonumuzı ı yaparken bir tekrardan k a ç ı n m a k amacıy la , önce kentin tar ihçesini ele alaı ve bundan sonra lokalizasyona geçeceğiz. Ancak burada, bil 1 d araşt ı r ıcı t a ra f ından kabul edilen Ankuwa = Alişar tezinin kesin o lmadığ ın ı ve aşağıda sunacağımız t a r ih i o laylar ı , kaba bir tahminle Yerköy - Alişar a ras ındak i bölgede geçmiş g ib i kabul etmek gerel t iğini , önceden belirtmekte yarar va rd ı r .

I I . A N K U W A ' N I N T A R I H Ç E S I

A. Asur Ticaret Kolonileri Çağında Ankuwa:

Al i şa r ' da b u l u n m u ş olan top lam 53 tabletten yalnız ı T i n d . . K ü l t e p e çıkışlı o lmala r ı muhtemel tabletlerden de 5 tanesinde kem m a d ı Am-kü-a, Am-ku-wa, A-am-ku-a, A-am-ku-wa, A-ku-a ve A-ku-wa yazıhşlar ıyla karş ımıza ç ıkmaktad ı r . Boğazköy 'de bulunan 40 adei eski Asurca tablette kentin adı g e ç m e m e k t e d i r 1 3 . î lk hecedeki m'nin düşmesi veya n ile yer değiş t i rmesi kolayca aç ık lanabi lmcktc ve böylece bu kentin sonraki H i t i t metinlerinde geçen Ankuwa İle aynı o lduğu konusunda bir kuşku k a l m a m a k t a d ı r 1 4 . Esasen Hititçe b i r metindeki U ] R U A-ku-wa y az ı l ı ş ı 1 5 , n ü n s ü z ü n ü n Hi t i t l e r devrinde nazal o l d u ğ u n u g ö s t e r m e k t e d i r 1 6 .

H. G. Güterbock'un b i r tahminine dayanarak 1 7 A. Goetze19 ve E. Laroche19, KBo X 24 IV 22 ve 30 'da Ankuwa ye Han ikku i l değişi-

1 3 K T P 26. 6; Hr . 31b. 13; 37b. 6; T M H I 338. 27; JV. B. Jankowskaja, KU-nopisnye Teksty iz Kjul- Tepe v Sobranijach (1968) jVr. 10.1, 4. Bk. /. Gelb, OIP 27 ('935) 91 E- Bilgiç, AfO 15 s. 32; L. L. Orlin, Assyrian Colonies in Cappadocia (1970) 76 vd.; M. T. Larsen, JCS 24 (1972) 100.

14 Bk. Gelb, y. a. g. e. s. 9. Gelb orada A. Götze, MV AG 34.2 (1930) 5 w/.'na atıfta bulunuyor. Ayrıca bk. W. von Soden, GAG (1969) paragraf 31, 33; J. Friedrich, HE P (1974) paragraf 31.

1 8 K U B X L V I 30.5. 1 6 A(n)kuwa unsuru ihtiva eden Nenisankuwa yer ad ı (KBo I 58 .1 ; K U B

VI 46 I I I 29) bir keresinde Ne-ni-sa-ku-wa olarak yazılmaktadır. Krş . Aku(w)a ve Ankuwaziti şahıs adlar ı , E. Laroche, NH (1966) Nr. 19,81.

17 JNES 20 (1961) 89 ve a. n. 22. 18 JCS 16 (1962) 29. 19 OLZ57 (1962) Sp. 29; RH A 31 (1973) 83 vd.; Actes du Colloque de Strasbourg

('975) 214.

A H M E T Ü N A L H İ T İ T K E N T İ ANKUVVA 437

minelen hareketle ve bi rbi r inden bağımsız olarak, Ankuvva'nın H a t t i kökenl i b i r isim o l d u ğ u n u ve aslının Hanikku (vva) o l d u ğ u n u kan ı t ­lamış lard ı r . Ancak burada h ve ı 'n in düşmesini aç ık lamak güç. olmakla beraber, LarochSun K U B X X X I I 135 + Rs. I V 29 'daki D Han ikkun ' a karş ın bunun paraleli K B o X X 7 0 + I I 6 'da U R U A n k u w a S D K a t a h -han değişmesine d ikkat i ç e k m e s i 2 0 , bu eşi t leme için önemli bir ip u c u d u r 2 1 . Bu d u r u m da, Hat t ice 'n in , d i l l e r i struktur b a k ı m ı n d a n tamamen farklı olan Asurlu ve H i t i t l e r i n ağ ı z ında nasıl bir değişikliğe uğ rad ığ ın ın ibret verici bir ö rneğ id i r . Ken t in baş tanr ıças ın ın H a t t i kökenli Katahha (SAL. L U G A L olarak da yazılıyor) "kraliçe" o lması da, Ankuvva'nın b i r H a t t i kent i o l d u ğ u n u k a n ı t l a m a k t a d ı r 2 2 .

Büyük ç a p t a ticaret merkezleri olan ve Buru§ha t tum, D u r h u m i t , Hahhum, Ha t tu§ (a ) , Hurama , Kani§ , Nih r i a , Samuha, Supululia, Tamnia , Tavvinia, T i m i l k i a , Ursu, Wahsusana ve Zalpa için tesbit edilebilen k â r u m ' l a r ile daha küçük ticaret merkezleri olan Badna, Hanakna, Karahna, Ku§sara, Mama, Salatuar, Samuha, Tahpia, Ulama, WaShania ve Z a l p a 2 3 g ib i u b ä r t u m / w a b ä r t u m ' l a r a r a s ı n d a

2 0 RHA 31 s. 89. Bk. ayrıca A. Kammenhuber, HdO (1969) 448 vd. Buna karşın H. Ölten, RIA 4/2-3 (1973) 107, Hanikku yer adının mevcudiyetini reddediyor.

« Hanikku KBo X V I I 4 6 . 1 2 ; K U B X X V I I I 114 Vs. 12'de de geçmekte­dir. Krş . şahıs adı Hanikkui l i , Laroche, NH Nr. 272; Hethitica IV (1981) 12.

2 2 E. Laroche, Recherches sur les Noms des Dieux Hittites, RHA 7 (1946-47) 28; H. S. Schuster, Die haitisch - hethitisehen Bilinguen I (1974) 87, 124 vd. - uwa suffixi için bk. yukarda s. 434 ve a.n. 2.

2 3 Bu Zalpa, yukardaki k â r u m Zalpa'dan tamamen farklıdır. A. Goetzc'ıün haklı olarak belirttiği gibi (JCS 18, 1964, 116 vd.), en başta Zalpa/Zalpuwa yazı­lışları, coğrafi ve diğer kriterler göz önünde tutularak, birbirinden ayrı iki Zalpa 'n ın varlığı kabul edilmelidir (Ayrıca bk. / / . Otten, StBoT 17, 1973,58 vd; A. Archi, SMEA 22, 1980 , 8vdd.). Daha yayınlanmadan önce büyük sensasyon yaratan ve Zalpa 'nın lokalizasyonuyla i l g i l i olarak bir takım kesin ipuçları vaadeden önemli, fakat maalesef tamamen efsanevi nitelikteki KBo X X I I 2 ve paralelleri {Otten, op. cit. s. 6 vd.), araştırıcıların dikkatini hemen MaraS§anta/Mara5santiya'nın (Kızılırmak) Kara Deniz'e döküldüğü bölgeye çekmiş ve a priori bazı lokalizasyon tekliflerinin doğmasına sebep olmuştur. Ancak a d ı geçen bölgede yapı lan kazı ve yer üstü araş­t ırmaları , en başta Zalpa ile eşitlenmek istenen lkiztcpe de dahil olmak üzere tüm bu bölgenin hafir Prof. Dr. U. B. Alkım1 m deyimiyle "Ara Devri; Er Hittit; Geçiş Devri" ( = Ubergangsperiode)ndcn, yani Kaniş kâ rum 'u IV ' ten sonra ( M . ü . 20. yy.) iskan edilmemiş olduğunu göstermiştir. (U. B. Alkım, Belleten 151, 1974, 553 vd.; *5S* '975, 565 vd.; 160, 1976, 717 vd.; 163, 1977, 624 vd.; 167, 1978, 542 vd.; 172, 1979, 890 vd.; 175, 1980, 621 vd.; AnSt. 28, 1978,32 vd.; VIII. Türk Tarih Kongresi I 1979, 15ı vd., özellikle 156 vd. ; TAD XXV-l, 1980 [81] ı vd.; J. Takar,

Ankuwa 'mn ad ı yoktur. J . Lew/nm, fo toğraf lara dayanarak O I P 27 Nr . 18'de wa-ba-[ar-tum] [[a]] la [A-an]-ku(l)-wa okumak iste­mes i 2 4 , baz ı araşt ı r ıc ı lar t a ra f ından kabul edilmekle b i r l i k t e 2 5 çok şüphel idir . Aynı tabletin Ankara 'da b i r kollat ionunu yapan 0, R, Gurney, gerek bu okunuşu ve gerekse bundan çıkar ı lan somu,I.m reddetmektedir 2 6 .

J . Mellaarfm A l i şa r ' da bir k â n ı m o l d u ğ u n u i ler i sürmesi , herhalde b i r hayal ü r ü n ü o l a c a k t ı r 2 7 . Böylece, y a y ı n l a n m a m ı ş yeni Kü l t epe metinleri a r a s ında bunun aksini kan ı t l ayan ipuçlar ı bulun­mad ığ ı sürece, Ankuvva'da ne bir k â r u m , ne de vvabâr tum kabul <t-mek gerekecektir.

Y u k a r ı d a sözü edilen ve Kan i ş k â r u m ' u ıb ile çağdaş olan tab­letlerden, Ankuvva'da aşağıdaki kuru luş ve idarecilerin b u l u n d u ğ u n u öğreniyoruz 2 8 :

a) rubä'um (adı b i l i n m i y o r ) 2 9 . b) Harpativva adlı u n v a n ı a n ı l m a y a n bi r kimse k i , bunun Anku­

vva'da h ü k ü m sürmüş bi r kra l veya bey olması muhtemeld i r 3 0 . c) rubätum ve onun yardımcıs ı rabi simmiltim31 ve belki de ayn ı

rubäturrCuw i k a m e t g â h ı olarak ekallum "saray"32. Bu arada, Ko lon i

MDOG 112 (1980) 84 ve rahmetli Prof. Alkım'm Eylül 1980'de bize sözlü olarak verdiği bilgiler. İkiztepc'nin Zalpa olabileceği, Bayan / / . Alkım tarafından Eylül 1981 'deki I X . Türk Tarih Kongresinde hiçbir gerekçe gösterilmeden tekrarlanmıştır). Buna karşın Zalpa, gerek Eski Asur Ticaret Kolonileri Çağının orta ve geç devrinde, gerekse I . Labarna'dan sonraki H i t i t çağında ( M . ö . 1670) çok önemli rol oynamış (V. Haas, MDOG 109, 1977,15 vd.) ve ancak Hi t i t imparatorluk çağında bu önemini yitirmiştir. Bundan dolayı Zalpa 'n ın gene Hat t i ülkesinin kuzeyinde ve Kara Deniz bölgesinde, yani sonraki Kaska hakimiyet sahasında olmakla birlikte, başka bir yerde aranması gerekir.

24 AHDO 2 (1938) 128 a. n. 1; HUCA 27 (1957) 6ı ve a. n. 257; HUCA 33 (1963) 45 o. n. 5.

25 A". Balkan, Mama Kiralı Anum • HirbVnin Kaniş Kiralı Warsama'ya Gönderdiği Mektup (1957) 42 a. n. 54.

24 CAHS II/i (1973) 234 ve a. n. 6. 2 7 AnSt. 7 (1957) 59 vd. Bk. Lewy'mn HUCA 33 s. 45 a.n. 5 'teki tenkidine. 2 8 Balkan, y. a.g.e.s. 54 vd.; P. Garelli, Les Assyriens en Cappadoce (1963) 71 vd.;

L.L. Orlin, Assyrian Colonies in Cappadocia (1970) 76 vd.; M. Darga, Eski Anadoluda Kadın (1976) 5 vd.

" OIP 27, 17. 4, 6. 3 0 OIP 27, 53. 14. Krş . Garelli, op. cit. s. 71. 3 1 OIP 27, 5 . 12. 3 2 OIP 27, 25 Ay. 13, 19-20.

43« A H M E T Ü N A L I I I İ l T K I N I I \ N K D W A I İM

Devrinde Ankuwa, Kani§, Luhusatia, T in ıe lk ia vc Wahsusana kent­lerinde h ü k ü m sürdükler i bil inen ve H i n t - Avrupa i kavimlerin Anadolu ve Akdeniz Havzas ına göç le r inden önce matr iarkal Akde­niz kavimleri a r a s ı n d a 3 3 k a d ı n eşit l iğinin simgesi olan bu kral içeler in kendi baş la r ına mı , yoksa Hi t i t l e r çağ ındak i Tawannanna'larda o lduğu g ib i kralla bir l ikte mi h ü k ü m sürdükler i , b u g ü n t a r t ı şma kunusu-d u r 3 4 . Ne var k i , Hi t i t le rdeki Tawannannahk müessesesinin kökeninin Hatt i lere geri gi t t iği , b i l inen bi r g e r ç e k t i r 3 6 .

Bu kra l ve kral içeler in Kussara kra l ı A n i t t a ' n ı n yay ı lma p o l i t i ­kas ından sonra var l ık lar ın ı devam e t t i rememiş o ldukla r ı göz ö n ü n d e t u t u l d u ğ u n d a , b u n l a r ı n kesinlikle A n i t t a ' n ı n Ankuwa 'y i işgal inden önce h ü k ü m sürmüş o lmala r ı gerekir 3 6 .

d) Anıtta, rubâ'e*7 ve A n i t t a t op rak la r ın ı genişlet ip "büyük kral" u n v a n ı n ı a ld ık tan sonra: Anitta, ruba'um rabVum38.

Ani t t a Ankuwa 'y i işgal ettikten sonra 3 9 , kentte şu memuriyet­lerin var l ığı tesbit edilebil iyor:

a) rabi simmiltim "sitadel şefi". Bunlardan Peruwa ad ın ı taş ıyan birisi, An i t t a ' n ın hizmetinde g ö z ü k m e k t e d i r 4 0 .

b) purullum rabüm*1. Bu yüksek memur da A n i t t a ' n ı n emrinde­di r ve b i r tanesi Habuala ad ın ı t a ş ı m a k t a d ı r 4 2 .

c) nibûmİS.

33 E. Kornemann, Die Stellung der Frau in der vorgriechischen Mittelmeerkultur

34 Garelli, Les Assyriens s. 214; Darga, Kadın s. 5. 35 K. K. Riemschneider, Schriften zur Geschichte und Kultur des Alten Orients 1

(1971) 79 vd.; S. R. Bin - Nun, The Tawananna in the Hittite Kingdom, THeth. 5 (1975)-36 Balkan, op. cit. s. 54; Garelli, op. cit. s. 71; Odin, op. cit. s. 76 vd. 3 7 OIP 27, 1.1, Ay. 2. 3 8 OIP 27, 4 9 A . 24-25; B . 27-28. 3 9 Tuhaftır k i , meşhur Anit ta metninde bu işgalden hiç söz edilmemektedir. 4 0 OIP 27, 4 9 A . 2 5 ; B . 27-28. 41 W. von Soden, AHw s. 142 "eine Art Gewerbepolizist"; Orlin, loc. cit. "Major?,

police chief?"; CAD B 344 "An official with police duties"; Balkan, op. cit. s. 55 "şehirdeki en yüksek otorite, vali".

4 2 OIP 2 7 4 9 A . 9-10, 15, 16; B. 11-12, 15-16. Bu unvanın Hatticc "yer, toprak" anlamına gelen /«j«r/'dan türetilmiş olan EZEN purulliya- ile olan ilişkisi hakkında bk. Bilgiç, AÜDTCFD VII5 (1948) 504 ve a.n. 73; V.G. Ardzinba, Vestnik Drevnei Istorii 1 (1975) 179 ve ona dayanarak V. Haas, Magie und Mythen im Reiche der Hethiter I. Vegetationskulte und Pflanzenmagie (1977) 80 ve a. n. 72.

4^ Orlin, op. cit. s. 76 vd. "The appointed one?"; O I P 27,23.1.

d) G A - / « - « m 4 4 .

Bu saydığımız otoritede ve memuriyetler Ankuwa 'mn , An i ı ı . ı -nm işgal inden önce belki de bir konfederasyon sistemi içinde mut. vazi küçük bir krall ık o l d u ğ u n u g ö s t e r i y o r 4 5 . Bu şahsiyetlerden Harpat iwa 'nm, bazı yer l i köle kızları sal ıverdiğini öğrcnmcktCVİl *". Başka bi r Alişar metninde ise Enna - Assur, Al işar 'daki aîfİVİn sahibi Nabi - Enl i l 'den, hapishanede tutulan hapiru'larm ne saman ve nasıl serbest b ı rakı lacaklar ın ı , muhtemelen Ankuwa'da h ü k ü m sü­ren prenses ve onun sitadel şefinden sormasını istemektedir 4 7 . Batkl bir metinde ise A n i t t a ve onun büyük purullum\\\\\u\ hakimiyeti sırasında tutsak edilen ve Ankuwa'da tutulan kişilerin salıverilmesin­den söz edi lmektedi r 4 8 .

G ö r ü l d ü ğ ü gibi yukarda değini len bu olaylar, kul lan ı lan mı 1 in­lerin niteliği dolayısıyla, b i r " t a r i h " olmaktan çok uzakt ı r . Ş imdiye kadar yay ın lanmış olan Kappadokya metinleri a ra s ında Ankuwa ile i l g i l i t a r ih i bir olay nitel iği taş ıyan tek haber, bu g ü n Sovyetler Bir l iğinde bulunan ve bayan N. B. Jankowskaja t a ra f ından yayınlanan bir tabletten gelmektedir 4 9 . O l d u k ç a silik vc okunaksız olan bu tablette, Larsen'in o k u y u ş u n a göre, "Amkuwa'li adam, Sinahuttum prensi (rubä'um) ve Kapitra'lı adam birleşerek, HattuSa'lı adama karşı isyan etmişlerdir" 6 0 . Bu komplocu la r ın K a n i ş t e n y a r d ı m istedikleri de, gene kırık metinden ç ı k a r t a b i l m e k t e d i r . K a n ı m ı z c a bu olayın zaman ve cereyan ta rz ı şu şekilde rekons t rüe edi lmel idir : Bilindiği gibi Kussara kra l ı Ani t t a , K r a l Piyusti t a ra f ından yönet i lmekte olan Ha t t u sa ' y ı zap te tmiş ve l a n e t l e m i ş t i r 5 1 . Büyükka le ' de I V d tabaka-

4 4 Orlin, loc. cit. "Magistrale?, Elder?"; OIP 27,23.2. 48 Krş . Balkan, op. cit. s. 54; Garelli, op. cit. s. 71. 4« OIP 27,53. 4 7 OIP 27,5.9 vd- Bu şekilde bir yorum için bk. J. Boltiro, Le Probleme des

Habiru (1954) 8 vd.; Orlin, op. cit. s. 54. 4 8 OIP 27,4gA. Ticaret Kolonileri ve Hit i t ler çağında hapis cezası ve hapis­

hane için bk. K. K. Riemschneider, Journal of the Economic and Social History of the Orient XX (1977) 115 vd.

49 Klinopisnye Teksty iz Kjul - Tepe Nr. 10. Bk. K. Hecker, AnOr. 44 s. XV; K. R. Veenhof, Aspecls of Old Assyrian Trade and its Terminology (1972) 368; M. T. Larsen, JCS 24 (1972) 100 vd.

5 0 i-tdk-ru f i i l i n in okunuşu kesin değildir. Ancak metinden Hattusa'ya karşı bir komplo düzenlendiği açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

8 1 KBo I I I 22 Vs. 36 vd . = E. Neu, StBoT 18 (1974) 12.

• I I " A H M E T Ü N A L H İ T İ T K E N T İ ANKUVVA I I '

sındaki yangın izleri , Boğazköy hâf i r ler i t a r a f ından bu işgalle i l g i l i görü lmekted i r . A n i t t a ' n ı n elimize geçen Hi t i t çe metninde telgraf stiliylc geçiştirdiği bu geniş çap tak i işgal ve yayı lma po l i ­t ikasını tek baş ına gerçekleşt irdiği d ü ş ü n ü l e m e z , ç ü n k ü o zamanlar Anadolu'sunda kendisinden daha güçlü şehir beyliklerinin b u l u n d u ğ u bilinmektedir. Eğer ş imdi tablet in kırık olan baş kısmına, Amkuvva, Sinahuttum ve Kapi t ra 'dan oluşan üçlü koalisyona ek olarak "Kuş­lara'lı adam"ı da tamamlayacak olursak, bu olay, A n i t t a ' n ı n H a t t u â a ' y ı işgal ve tahrip etmesiyle i l g i l i gerçek bir haber nitel iği kazanacak t ı r . Böylece A n i t t a ' n ı n , H a t t u § a ' y ı a ld ık tan sonra, koalisyon o r tağ ı Amkuvva'yı ve d iğer kentleri de sırasıyla i lhak etmiş o lduğu anlaşı l ıyor.

B. Eski Hitit Çağında Ankuwa:

Sam§i - A d a d ' ı n ö l ü m ü n d e n sonra (tak. 1782) Anadolu 'daki Asur Ticaret kolonileri sona ermekte ve buna paralel olarak Anadolu , Eski H i t i t devletinin ik inc i kral ı I . H a t t u § i l i / I I . L / T a b a m a ( M . Ö . 1650) devrine dek, yani b i r a s ı rdan fazla bir süre için, yazısız b i r devre girmektedir.

Dar anlamda H i t i t coğrafi bölgesi iç inde ş imdiye kadar kazı lmış ve araşt ı r ı lmış olan kı rkın üzer indeki yer leş im yerlerinden sadece onunda, yani Boğazköy, Alaca Höyük , Masat, Eskiyapar, İ n a n d ı k , G â v u r Kalesi, Tarsus, Mers in , Korucutcpe ve Arslantcpe'de gerçek H i t i t eserleri ve m i m a r i izleri b u l u n m u ş olup, d iğer yerleşimlerin t ü ­mü H i t t i t öncesi, yan i H i t i t l e r i n siyasi b i r g ü ç olarak rol o y n a m a d ı k l a r ı d ö n e m e ai t t i r ve bu b u l u n t u l a r ı n , henüz bi r devlet k u r a m a m ı ş , ve Anadolu 'daki çok say ıdaki kavimlerden sadece bi r tanesi olan Hi t i t le re maledilmek istenmesi, biraz yanı l t ıc ı o lmak tad ı r . Bir çok eski Anadolu kentinin, H i t i t devleti kurulurken, daha d o ğ r u s u kurulduktan sonra tar ih sahnesinden silinmesi, çok d ü ş ü n d ü r ü c ü d ü r ve bunun sebepleri h e n ü z bil inmemektedir. Arkeoloj ik buluntulardaki bu kopukluğu , sonraki H i t i t metinleri de teyid etmekte, H i t i t öncesi ç a ğ l a r d a çok önemli kentler o l d u ğ u n u b i ld iğ imiz K ü l t c p c - KaniS/Nesa, Kussara, PuruShanda v. s.'nin H i t i t l e r d ö n e m i n d e ya tamamen tcrkcdi ldiği , ya da sadece kül t , anane, efsane ve siyasi ideolojide var l ığını sürdür ­müş o lduğu g ö r ü l m e k t e d i r 5 2 . Bundan do lay ı insanın akl ına , bu

52 Bk. Ünal, yukarda s. 434 a. n. ı'deki eser. Ayrıca krş. A. Archi, SMEA XXII (1980) 7 vd.

kadar öneml i kentlerin tahrip veya teı kcdilmcsinde l l i t i ı le ı i ı ı katkı­lar ının ne o lduğu sorusu geliyor ve öyle anlaşı l ıyor k i , bu kent in H i t i t devletinin doğuşunu haz ı r l ayan olaylar, savaşlar vc değişen ekonomik koşullar sonucu varl ıklar ını y i t i r m i ş l e r d i r 5 3 .

Eski H i t i t çağının ana kaynak la r ın ı o luş tu ran metinlerde Ankuvva'nın adı geçmemekted i r . T a r i h i içerikli olmayan diğeı metin lerde geçtiği yerler ise sınırl ıdır . Bunun sebebi, Ankuvva'nın II.un ülkesinin kalbinde yer a lması ve sonraki imparatorluk çağı 1" ler inin de gösterdiği g ib i , herhangi b i r muharebe veya y a b a n c ı i sahne o lmamış bu lunmas ıd ı r .

Bu arada Ankuvva 'nın ta r ih in i a raş t ı r ı rken karş ımıza et kan başka bir güç lük de, be l i r l i b i r kral a d ı n a b a ğ l a n a m a y a n d i n i , eko­nomik ve r i tüel metinlerin tarihlenmesidir. Burada d i l , ifade tarz ı , duktus, ortografi v. s. y a n ı n d a en öneml i kıstas, kentin ad ın ın yazılış şeklidir. Gerçek ten de, eski Hi t i tçe metinlerde, bu kent ad ın ın bazı istisnalarla, ü n l ü türemesiyle (Pleneschreibung), yani A-an-ku-voa biç iminde yazı ldığını görmekteyiz k i , d iğe r tarihleme kıstasları da " k u m u l a t i f " olarak dikkate a l ınd ığ ında bu du rum, tarihleme için öneml i b i r ipucu vermektedir. An-ku-wa v. s. g ib i ü n l ü tü remes iz yazan ve eski H i t i t çağ ına tarihlenebilen metinleri geç kopyal . ı t . ün lü tü remel i ve imparator luk çağ ına tarihlenen metinler i de arkaizm iht iva eden metinler olarak kabul etmek z o r u n d a y ı z 6 5 .

Bu kısa bilgi lerin ış ığında, eski H i t i t ç ağ ında Ankuvva ile i l g i l i şu metinleri g ö r ü y o r u z :

Bazen g ü l ü n ç , bazen de tüyler ü rper t i c i anekdotlar içeren ve I . Hat tusi l i devrine tarihlenen "Saray Kronik le r i "nden b i r tanesinde 5 f l , Ankuvva ile i l g i l i t a r ih i b i r şahsiyeti i l k kez t a n ı m a k t a y ı z : Burada, Hurma kentinde bey (EN) olan Asgaliya ad l ı bir is i , an laş ı lan metn in

5 3 Eski Hiti tçe efsanevi nitelikteki bazı belgelerde, bu fetih vc işgal dev­r in in anılarını taşıyan bazı haberler bulmak mümkündür , krş. G T H Nr . 4, 7, 8, 9-17 v. s.

5 1 ö r n e ğ i n I . Hattuäil i 'nin yıllıkları, I . Hattusili 'nin Vasiyetnamesi ( H A B ) , Tel ip imi Fermanı v. s.

55 VRUAn-ku-wa-al, A-an-ku-wa-a(I), An-ku-u-wa, An-ku-wa grafiği için bk. G. F. del Monte und J. Tischler, Die Otts- und Gewaessernamen derhethitischen Texte (i978) 19 vd.

«• C T H Nr. 8: KBo I I I 34 Vs. I I 8-13//36 Vs. 16 vd.

44« A H M E T Ü N A L I I I N T K.KNTİ A N K U W A 441

yazar ın ın b a b a s ı 5 7 t a ra f ından bu beylikten al ınmış ve Ankuwa kenti vek i lha rç l ığma getir i lmişt ir . Asgaliya burada yokluk iç inde ö lmüş , kral onun ruhuna Kuzuruwa kentinde keklikler 5 8 kurban et­miş, çünkü Ankuwa 'mn keklikler i c ı l ı zmı ş 5 9 .

O l d u k ç a kö tü k o r u n m u ş olan K U B X X X V I 105 Rs. 1 vd. 6 0 ve V B o T 33 d e 6 1 , biraz daha de tay l ı olarak, aynı olaydan bahsetmek­tedir. X X X V I 105 Rs . ı o ' d a Asgaliya'nm b a b a s ı n d a n söz ediliyor.

6 7 atti-mi. Ancak burada I. Hattusili 'nin "babama" demekle k imi kasdettiği bilinmiyor. Bu, I . Labarna olabilir, ama I . Hattusuli 'nin Tawannanna'nin erkek kardeşinin oğlu olması gerekir.

68 kakkapa-, bk. H. Ertem, Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolusu'nun Faunası (1965) 190 vd.

™ KBo I I I 34 Vs. II 8 vd. (A)//36 Vs. 16 vd. (C) : (8) mA-as-ga-li-ya-as (C Vs. 16:-k]a-li-ya-as) URUHu-ur-mi EN-as e-es-ta a-pa-a-as-sa (C Vs. 16: a-pa-as-sa) (9) ku-wa-at-ta ku-ıva-at-ta (C Vs. 16: ku-wa-ad-da) L Ü - e § I 7 (G Vs. 16: LÜ-ef) e-el-ta sa-na-as-ta (G Vs. 17: na-as-ta) at-ti-mi (C Vs. 17: at-tim-mi) (10) pa-ak-nu-ir sa-an ar-nu-ut sa-an VRlJAn-ku-i IR-DI (11) sa-an URUAn-ku-i-pdt L Ü A G R I G - a n (G Vs. 18: om. -an) i-e-it sar-ku-us LÜ-es17

(G Vs. 18: L Ü - « ) e-el-ta (12) a-ki-is-ma-as (C Vs. 18: a-ki-is-sa-an) te-ip-sa-u-Wa-an-ni (CVs. \^:te-i]p-sa-wa-an-ni)VRX]Ku-zu-ru-ü-i (GVs. 19: VRVKu-uz-zu-

ru-ü-i) (13) ka-ag-ga-pu-ul (C Vs. 19: ka-ak-ka-pu-us) ma-ra-ak-ta uRV<An-ku-wa ka-ag-ga-pi-is (G Vs. 20: ka-ka-pu-us) (14) ma-ak-la-an-te-eL

«o K U B X X X V I 105 Rs. 1-26: (1) [ A-B]I L U [ G A L ] (2) A-BI L U G A L x[ ] (3)[ -i]s-ki// (4) [ ]x-û-ir ™A-as-k[a-li-ya-an] (5) [ p{-i]-e-ir a-pa-a-as-sa an-t[u?-wa-ah-ha ] (6) [ ] x U-ya-ra-as{-) sa-an [ ] (7) [ ]x-se-it da-a-ir Ş[ ] (8) [ A-N]A? iHa-as-ta-ya-ri pi-i[-e-ir\// (9) [ t]ap-?u-wa-la-al e-eS-ta x[ ] (10) [ ™]A-as-ka-li-ya-sa qt-ta-a[s ] ( n ) [ me-mi-iy-ki-iz-zi D UTU-u>a sa-sa-a[l?-pa-tal-la-as ] (12) [ -]as? na-at-ta an-tu-wa-ah-ha [ ] (13) [ ]x i-e-it a-pa-a-as-sa tap-fu-w[a-la-as ] (14) [ ] i-e-it// (15) [ ]* ku-it na-at-ta ki-i-$a [ ] (16) [ -i]t ka-a-as-wa-mu? ku-it hu-u[r- ] (17) [ L U ] G A L i-e-it ma-a-an a-us[-ta? ] (18) [ ]* -« / L Û A G R I G e-es-ta x[ ] (19) [ ]-q-an i-e-it a-pa-as-s[a ] (20) [ -]ha-an-di-li-is-ki-it[

] (21) [ ]x N U M U N - * a n li-e ku-e[-da-ni ] (22) [ ] * -mi ku-e-da-ni x[ ] (23) [ ] / / (24) [ ]x-kal/dan-sa [ ] (25) [ ]x si-wa[- ] (26) [ ]-ah-ri-iz [ ]•

61 VBoT 33.1-13: (1) [ ]ki?-it-ta x[ ] (2) [ -n]a har-mi nu L U G A L - « r / ] (3) [ ] x-ta-an na-at-ta x[ ] (4) [ ] hu-up-ra-ma-as e-es-ta A-BI L U G A L [ ] (5) [ ]* nu G U D . Ä P I N . L A L pi-en-ni-is A-BI L U G A L [ ] (6) [ U ] R U Hu-ur -ma-az ™La-ah-hu-e-ri-in su-x[ ] (7) [ ]* û-wa-te-ir sa-an pi-di-is-s[i ] ( 8) [ 1 e-es-ta sa-an lHS-es-ta-ya-[ri ] (9) [ ]x-an a-pi-e pa-ak-nu-e-ir

Gerçekten de Asgaliya ve babas ın ın kraliyet ailesiyle akraba, öneml i birer şahsiyet o ldukla r ın ı , İ n a n d ı k tabletinden öğreniyoruz •". Burada Asgaliya "prens"63 sıfatıyla geçmekte ve bu bağış belgesinin şahit leri a r a s ında sayı lmaktadı r . Saray kroniği ve İ n a n d ı k tabletinde geçen Asgaliya'nm a y n ı şahsiyet o l d u ğ u n u ve I . Hattu§il i devrinde yaşadığını , K. Balkan kuşku b ı r a k m a y a c a k bir şekilde kan ı t l amış t ı r " 4 . Ancak, yukarda değindiğ imiz "babama" {atti-mi) ibaresinin I M a l t ı nda Asgaliya ile i l g i l i bu olayın I . Hattusi l i 'den biraz daha erk. 11 bir devre, yani I . Labarna devrine (tak. 1670) tarihlenmesi gereke­cektir.

Ankuwa'da bir veki lharc ın ( A G R I G , abarakku) h ü k ü m siiıdü­ğ ü n ü , gene eski H i t i t çağ ına tarihlenen bir K I . L A M b a y r a m ı " , bir MELQßT l i s tes i 6 6 ve i k i adet bayram tasviri metinlerinden 117

öğrenmekteyiz . Bu memuriyetin derece ve yetkileri henüz yeterin.-araş t ı r ı lmamış olmakla b i r l i k t e 6 8 , acaba onun, Asur Ticaret Kolo­nileri çağ ında Ankuwa için tesbit edilen purullum rabüm'un bir çeşit d e v a m ı o lduğu düşünüleb i l i r mi? Kra l iye t ailesiyle akraba olan kişi­lerin Ankuwa 'da veki lharç v. s. olarak h ü k ü m sürmüş o lmala r ı , imparator luk çağ ında bir yanılgıya sebep o lmuş ve bu devirde karmaşık bi r şekilde düzen lenen " K r a l Listeleri"nde, "Ankuwa'mn oğlunun masasına" da, sanki kralmış g ib i , kurban s u n u l m u ş t u r 6 9 . Diğer taraftan, H i t i t tarihinde A n k u w a kökenli veya Ankuwa'da h ü k ü m sürmüş bir kra l bilinmemektedir.

s[a-an ] (10) [ ] E . G A L ^ A * iS-KU-NU Ü Ü-NU-TE [MHS J // ( , , ) [ ]* ki-sa-at tqp-su-w[a-la-as] (12) [ mA-as-k]a-li-ya-as [ ] (13) [ ] x [ ] .

62 K. Balkan, İnandık'ta 1966 Yılında Bulunan Eski Hitit Çağına Ait Bir Bağış Belgesi (1973).

6 3 D U M U . L U G A L , sat. 24. 64 İnandık s. 33. 6 5 KBo X 31 (ve par.) Vs. II 8; KBo X 24 IV 22 vd. / . Singer K I . L A M

bayramı üzerine detaylı bir çalışma yayınlamak üzeredir. 6 6 KBo X V I 82 Vs.? 8. 67 KBo XX 4 Vs. I 3; Bo 5005 = H. Otten, KBo XXs. VI a. n. 2. 88 Krş. A. Götze, RHA I (1930) 18 vd.; B. Landsberger, Af O 10 s. 150 a. n. 48.

Hi t i t Kanunlar ın ın 35. ve 175. maddelerinde, evlenme hukukuyla i lg i l i olarak bu memuriyetin bir çobanla eşit muameleye tabi tutulmasını açıklamak güçtür.

6 9 KBo X I I I 42.12; K U B X X X V I 124 Vs. 12 = C T H Nr. 661.

^44 A H M E T Ü N A L

Gene eski H i t i t çağına tarihlenen arazi bağış belgeler i 7 0 , MELQßT l i s t e le r i 7 1 ve b i r majik r i t u a l 7 2 , "ev, mal mülk, depo, saray, ekonomik birim" v. s. olarak anlaş ı lması gereken bi r evden ( f i ^Ankuwa) söz etmektedir k i , bu da herhalde veki lharc ın i k a m e t g â h ı ve onun ida­resindeki depolar o l a c a k t ı r 7 3 .

Eski H i t i t ç ağ ında Ankuvva ile i l g i l i son kayı t , C T H Nr. i3 ' t e bir soru işaretiyle "Guerres de Mudili Ier contre les Hourrites" diye ta r ih­lenen bir metinden gelmektedir 7 İ . Maalesef çok kırık olan bu metinde ^Ankuıva û-wa-te-ir "Ankuwa'ya getirdiler" (Rs. 9) , VKVAnkuwa ha-lu-kâ[n- "Ankuwa'ya elçi [gönderdiler?]" (Rs. 24) ve nihayet D U M U M E S VRVAnkuwa "Ankuwa'nin o | « / W g e ç m e k t e d i r 7 5 . I . M u r -si l i 'nin Hurr i le re karşı y ü r ü t t ü ğ ü muharebeler s ı ras ında Ankuvva bi r muharebe sahası o l a m a y a c a ğ ı n a göre , acaba Mur§ili burada geçici olarak bir k a r a r g â h k u r m u ş olabi l i r mi? Bir garnizon kenti olarak Ankuvva, a şağ ıda göreceğimiz gibi , I I . MurSi l i devrinden çok i y i b i l i n ­mektedir 7 ( J .

Eski H i t i t çağı için toplamaya çalışt ığımız kıt bilgiler de gene bir " t a r i h " olmaktan uzak t ı r . I . Murs i l i devrinden H i t i t İ m p a r a t o r ­luk ç a ğ m a kadar Ankuvva ile i l g i l i belgeler tekrar susmaktad ı r .

C. Hitit İmparatorluk Çağında Ankuıva :

H i t i t İ m p a r a t o r l u k çağ ında Ankuvva 'nın geçtiği metin yerleri a r a s ında din ve kült le i l g i l i o lanlar ın çoğun luğu o luş tu rduğu d ikkat i çekmektedi r . Az sayıdaki t a r ih i n i te l ik l i haberler, maalesef kentin bu devirdeki tar ihçesini rekons t rüe etmek için gene yeterli deği ldir .

K U B X X I 24.10-12'de kırık bir yerde A r i n n a ve Ankuvva 'nın , t a r ih i b i r olayla i l g i l i olarak geçmesinin , I . Suppiluliuma'ya atfı güç­tü r . Bundan dolayı Ankuvva ile i l g i l i i lk haberler, I I . Murs i l i devrinde

7 0 LS Nr. 3 Rs. 27; 4 Vs. 3. 7 1 KBo X V I 68 Vs. I 12, 17; 82 Vs.? 8. 7 2 K U B X L V I 3 0 . 1 8 . 7 3 HattuSa'daki Ankuwa evi için bk. aşağıda s. 450 ve a. n. 107. 7« KBo I I I 46 (ve par.) Rs. 7 vd . 75 Krş . V. N. Chafatrjan, Vostocnye Provincii Chettskoj Imperii (Voprosy Topo-

nomiki), Jerevan (1971) 9. Bu güç metnin Vs. 31-48 satırları için bk. S. Heinhold-Krahrner, THeth. 8 (1977) 278 vd. Ç.rş. ayrıca C. Kühne, Z4 67 ('977) 246 ve a.n. 11.

7 6 Krş . Vs. 36 'da Sukziya kentindeki kışlama vc Rs. 26 'daki "Ülkede kısla[dı]"

kaydı.

H İ T İ T KEN I I \ N M \ V \ , , ,

baş lamak tad ı r k i , bun la r ın da pek çogıı kralın mada kişlam.ı lyl.ı i lg i l id i r . M. Ü. 1345-1315 yılları a ras ında h ü k ü m sürmüş olan II Murâili , Arzavva, Hattusa vc Katapa yan ında , salı anal ınm • , . 11. ve 19. y ı l la r ında , an laş ı lan ordusuyla bir l ikte, dört k« / Ankuu . ı da da k ı ş l amış t ı r 7 7 . Bu kış lamalar ın , savaş yap ı l an ülkeler.- \akn. olma g ib i bir sebebi yoktur, aksine, imparatorluk devrinde unlusu yaklaşık 15 bine u l a şan başkent H a t t u s a ' y ı iaşe, yeterli kışlalar v.s. sağ lama gibi o ldukça ağ ı r bir yük ten kurtarma gayesi gütmektedil Gerçekten de, savaş mevsiminin sonunda, vasal ve diğer yanl ımı 1 askerlerin terhisinden sonra geriye kalan ve s ay ı l an binleri İmi.m

devaml ı askerlerin kışı uygun kış la larda geçirmeler i , iaşeleri sağlanması , büyük bir sorun yara tmış olacakt ı r . Fal metinleri bununla i lg i l i sorularla doludur. Bunlardan bir tanesinde, askerlerin onarlık veya yirmişerlik gruplar halinde koğuşlara yerleşt ir i lmelerinin uygun olup o lmayacağ ı öğreni lmek istenmektedir 7 8 , ç ü n k ü sağlık şarll .uı nm elverişsiz o lduğu durumlarda, b i r salgın has ta l ığ ın t ü m askerleri kırıp geçirmesi olasılığı da çok dikkat edilmesi gereken bir konuydu 7 8 . K U B V 3 Rs. IV 10 vd . ; 4 Rs. I I I 1 vd. 'nda kra l ın Hattusa'da mı, Halep F ı r t ına tanrısı t a p m a ğ ı n ı n y a n ı n d a mı , Katapa'da mı , yoksa Ankuvva'da mı kışı geçirmesi gerektiği sorulmakta ve her keresinde olumsuz yan ı t l a r a l ı n m a k t a d ı r 8 0 . Ancak bu fal sorular ın ın I I . M u r ­sili devrine m i , yoksa oğlu I I I . Hat tus i l i devrine mi tarihlenmesi

7 7 K U B X I V 15 Vs. I 21 vd . - A M s. 36; KBo I V 4 Rs. I I I 56 - A M s. 130; KBo IV 4 Rs. IV 54 vd. = A M . s. 140; KBo V 8 Vs. II 7 = AM s. 152; krş. ayrıca A . Goetze, Kleinasien2 (1957) 109 ve a .n . 5. Bk. aşağıda s. 455 ve oradaki şema.

7 8 K U B V 3 + X V I I I 52 Vs. I 42-48: D U T U 5 / ki-e-da-ni M U - / İ INA ^VA-ti &En-ya-zi (43) ma-a-an-ma-kân ku-it-

ma-an D U T U # u r u K Ü . B A B B A R - Î 7 s'e-ir ma-a-an-ma SA E R l N 1 ^ 1 * îa-ri-ku-wa] (44) #SA E R Î N M E S UKU.USpa-an-kuܧ-an UL D Ü - r i G A M -an ar-ha [ G A R - r « ? ] (45) IS-TU 10 L Ü M E S 20 L Ü M E S ma-a-an an-na-as UV-za ku-e-da-ni [ M U - / İ UL a-rill] (46) ma-a-an-ma-kân u R U K Ü . B ABB AR- İ i Se-ir pa-an-kuÜS-an Ü-UL D U - n [ . . . ] (47) U R L ' K Ü . B A B B A R - ^ a na-a!-kân G A M pa-an-ku-ul mar-kil-da-u-wa-al ÜS-of (48) Ü-UL wa-at-ku-nu-uz-zi nu K I N SIG B - r« Bu fal metninde ayrıca Hattusa'da çıkabilecek vebanın oradan başka yerlere sıçrayıp sıçramayacağı da sorulmaktadır .

7 9 Bk. A. Ünal, Belleten 175 (1980) 485 vd. 8 0 K U B V 3 + Rs. I V U » I i : (10) DUTU-?/ ki-e-da-ni M U - / İ VRUA-an-

ku-wa &Eu-ya-zi ( n ) nu K I N SIG 6 -ru Krş. ayrıca KBo X V I I I 144.1-3.

446 A H M E T Ü N A L H İ T İ T K E N T İ A N K U W A 447

gerektiği henüz kesin deği ldir . Kır ık b i r mektupta Ankuvva ile i l g i l i olarak İ N İ M E R f N * " 5 SU-TI g e ç m e s i 8 1 , I I . MurSi l i 'n in orada kış lamasına atfedilebilir. K r a l ı n Hattusa dış ında kışlamasının yarat­t ığı sorunlardan en önemlisi , başkent te ku t l anmas ı gereken bayram­lar ın ihmaliyle i lg i l id i r . Ni tek im I I I . HattuSili o ldukça kötü korun­m u ş bir fal metninde, babas ı I I . Mur s i l i ' n i n Ankuvva'da kışlaması y ü z ü n d e n ortaya çıkan d i n i bir ihmalle i l g i l i olarak so ruş tu rma yap­m a k t a d ı r 8 2 .

Gerek tarihlenmesi, gerekse y o r u m l a n m a s ı o ldukça g ü ç i k i metinde Ankuvva geçmekted i r . Bunlardan veraset ve saray entrika-lar ıyla i l g i l i olan ve bir p ro toko lü a n d ı r a n ı n d a 8 3 , k i m o lduğu b i l i n ­meyen bi r kimse, kra l Kizzuvvatna'da b u l u n d u ğ u bir s ı rada annesine, kra l içenin oğ lunu tutup, kendisinin b u l u n d u ğ u Ankuvva'ya getir­mesini söylüyor. Bundan dolayı annesi ona kızıyor ve anlaş ı lan onu evden kovuyor. Bunun üzer ine KatteShapi adl ı b i r bayan onu hima­yesine veya evlat l ığa a l ıyor :

"Bundan başka, kral Kizzuıvatndda olduğundan, anneme sürekli olarak [söyle] dedim: 'Kraliçenin oğlunu tut kaldır ve onu Anku[wa?ya geti]r.r

Bunun üzerine annem bana kızdı ve beni [kovdu? ve o], bayan Kattef-hapVye yalvardı (?) (kelime kelime: biat etti) ve Katteshapi beni doğurmuş oldu (= evlatlığa aldı?). (Annesine hitaben): 'Şimdi sen [beni] nasıl [ken]di oğlun olarak kabul etmiyorsan, [aynı şekilde] kraliçenin kölesin[i] (de) kabul et[me / ] " ' 8 4 . Burada konuşan kimsenin annesinin, kral içenin oğlunu kendi

öz oğ luna yeğ t u t t u ğ u ve onu kesinlikle Ankuvva'ya g ö n d e r m e k

8 1 Krş . KBo X V I I I 3 9 . 7 - 9 . E R İ N M E S S U - T I için bk. detaylı olarak H. Hojfner, Studia Mediterranea P. Meriggi dicata I (1979) 261 vd. Hoffner orada bu ke­limeyi "kabile" olarak yorumlamakta ve Hiti tçe latti- ile eşitlemektedir. Kr ş . ayrıca Chicago Hittite Dictionary 3/1 (1980) 47 vd.

8 2 K U B X V I I I 67 Rs. (?) 1-9. 8 3 K U B X L V I I I 106.15 vd. E. Forrer, Forschungen I I (1926) 2 bu metni I I .

MurSili devrine tarihlemektedir. «« K U B X L V I I I 106.15-20: (15) an-da-ma D U T U * ' ku-it LRUKi-iz-zu-

wa-at-ni e-es-ta A-NAAMA-JA [kis-an] (16) m e-mi-iî-ki-nu-un S A S A L . L U G A L -wa-az D U M U - a n kar-ap nu-wa-ra-an URUAn-ku[-wa-i?] (17) [û-d]a A M \ - L 4 -ma-wa-mu-kdn kar-di-mi-ya-it-ta-at nu-wa-mu-ul-sa-a[n...] (18) [na-as?] lKat-te-es-ha-pi a-ru-wa-it nu-mu 1Kat-te-es-ha-pi-il ha-al-ki-it nu[-wa-mu-za] (19) [tu-e]l D U M U - o n ma-ah-ha-an Ü-UL da-a-at-ti nu-wa-az SA S A L . L U G A L İR-ö[« QA-TAM-MA li-t] (20) da-a-at-ti.

is temediği anlaşı l ıyor. Bunun üzer ine gazaba gelen so/ konusu km. senin, kral içenin oğ luna karşı olan k in vc öfkesi, onu "knUfmk kölesi" olarak vas ı f l and ı rmas ından da görü lüyor . An. . t l m bu ısrarlı tu tumunun sebepleri ve perde a rkas ında dönen g i / l i e n i n L ı lar ın iç yüzü maalesef karan l ık ta kalıyor. "Kraliçenin oğlu"u.\ v.ı.ılık ve h ü k m e t m e yetkisine sahip bu kimse ve annesi, muhakkak ki , kraliyet ailesinin yüksek düzeydeki üyeleri ve belki de preni \« İHI kral içe Tavvannanna o lacaklard ı r . Ancak metin maalesef İm ',,n\ interpretumduv.

i k i n c i metin, gene k i m o lduğu bilinmeyen bir T u t l j a l i \ a n ı n kral içeye gönderd iğ i bir mek tup tu r 8 5 . Tu tha l iya binada beyin hakaret e t t iğini , bundan da b ü y ü k p işmanl ık d u y d u ğ u n u , la kal onu bir tü r lü teskin edemediğ in i , insan la r ın ne kadar da güvenil mez o lduklar ın ı , ç ü n k ü kendisinin E N - L 4 dediğ i beyinin Ankuwa d.ı has ta landığ ın ı duyar duymaz isyan et t ikler ini , k r a l ı n 8 6 hayatta o l d u ğ u n u duyduk la r ındaysa tekrar yat ış t ıklar ını , ancak beyi «'Inn,, tamamen asileştiklcrini v.s. samimi bi r dille a n l a t m a k t a d ı r 8 7 . Am ak T u t h a l i y a ' n ı n "beyim" veya "kral" dediğ i vc Ankuvva'da hastalanan ve sonra ölen bu şahsın kimliğini tesbit etmek güç tü r . F. ComtlUu b u şahsın I I . Arnuvvanda o l d u ğ u n u öne s ü r m e k t e d i r 8 8 k i , ayni mektubun Rs. 5-6'da ad ı geçen Hannu t t i ' n in Aşağı Ülken in valisi olan ve I I . Mur§ili tahta çıktığı yıl ölen "seyislerin başı" H a n n u i ı i M ' i le aynı şahıs o lduğu d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e , Cornelius'un bu görüşüm ka t ı lmak gerekecektir. Ancak mektubun ö l ü m için "tanrı olmak" ( D I N G I R ^ - ı / kil-) deği l , "mahvolma, yok olma, ölüm" (harga-)

8 8 K U B X I X 23. 8 6 Rs. I3 ' te D U T U - 5 / ' y e karşın Rs. 15'te E N - L 4 yazılmasından, bu iki ıııı

vanın da aynı şahıs için kullanıldığı anlaşılıyor. 8 7 K U B X I X 23 Rs. 10-16: (10) ma-an-ma-kân L Ü M E S ^RVLa-la-an da „,„

ku-i-e-ef U R U D I O L I H I . A a-ar-ru-û ![-Ia) (11) pq-a-ir nu U N N E S - K / mar-sa un te-el an-na-la-za-pât-kdn GAM-an pid-da-es-k[u-wa-an li-e-ir?] (12) E N - L 4 pât ku-wa-pi URUAn-ku-wa is-tar-ki-it a-pu-u-us-ma-kan a-pi-y[a ] (13) ka-ru-û a-ar-ru-û-Ia pa-a-ir GlM-an-ma S A D U T U # [?] (14) Tl-tar is'-dam m aX-s"ir na-at-kân nam-ma ar-ru-sa UL\J>a-a-ir] (15) ki-nu-un-ma GIM-a/ ı S A E N - / / ! har-ga-an is'-dam-ma-al-sir (16) [n]a-at nam-ma ar-ru-ü-s[a] pa-a-ir. Bk. S. Heiııhfld-h'rahmer, THeth. 8 (1977) 313. K U B X I X 22 'de de aynı Hannutti ile i lg i l i olarak İH-nzer olaylardan söz edilmektedir, ancak metin çok kırıktır.

88 Geschichte der Hethiter (1973) 170 vd. " K U B X I X 29 Rs. I V 11 vd. = AM s. 18.

\

44« A H M E T Ü N A L

ter imini ku l lanmas ı , D U T U * unvan ıy la hitap edilmesine r a ğ m e n bu şahsın bir kra l o lmad ığ ın ı akla getirebilir . Fragmenter bir pro-tokolda "ağaç tablet kâtiplerinin başı ölünce [...] ben Ankuwa(?)'ya gittim"90 kayd ı geçmekteyse de, bu haberin yukar ıdak i mektupla ilişkiye geçiri lmesi güç tü r .

I I I . Hat tus i l i vc karısı Puduhepa da Ankuwa 'ya aşır ı b i r i lg i duymuş la rd ı r . Bu kra l ve kral içe , kül t le i l g i l i olarak bi r çok kez Ankuwa 'ya g i t m i ş l e r 9 1 , orada konaklamış la r ve r ü y a görmüşler ­d i r 9 2 . Mahkeme t u t a n a k l a r ı n d a n birinde A n k u w a ' m n adı g e ç i y o r 9 3 . Gene ayn ı kra l çifti, t a n r ı ç a Katahha ve Zippalanda kenti f ır t ına tanr ıs ına , Ankuwa 'mn tamamen yan ıp kül o lmamas ı ve kur tu lmas ı halinde kentin gümüş ten bi r modelini y a p ı p adak olarak sunmay ı vaad etmektedir k i , bu du rum Ankuwa 'mn daha önce bi r yang ına kurban gi tmiş olabi leceğini kanı t lasa gerek t i r 9 4 .

H i t i t imparatorluk çağ ında Ankuwa ile i l g i l i t a r ih i nitelikteki kay ı t l a r maalesef sadece bu kada rd ı r . Coğraf i konumu dolayısıyla siyasi tarihte olmasa bile, H i t i t d i n i ve k ü l t ü n d e A n k u w a ' m n ne kadar büyük b i r rol oynadığ ın ı , d in , iktisat ve fal metinleri ortaya k o y m a k t a d ı r :

I B o T I 31 Ö y . 12, ayaklan arslan pençesi şekl inde olan bir sandığın , Ankuwa'dan h a r a ç (MANDATTUM) olarak a l ındığını kaydetmektedir 9 5 .

9 0 K U B X X V I 49 Vs. 8 - 9 : (8) [ G A ] L DUB.SAR.GlS-a>a ku-wa-pi B A . Ü S nu [ ] (9) [ XJRV]An-ku-wa pa-a-un Bk. F. Pecchioli Daddi,

Mesopotamia 13-14 (1978-79) 210 a. n. 43. 9 1 Krş. K U B X X I I 4 0 Rs. I I I 1 9 vd. " K U B X X X 7 1 Rs. I V 1 vd . ; X L I X 9 0 . 4 . 9 3 K U B X X X I V 45 + Vs. 4 = R. Werner, StBoT 4 (1967) 50.

N K U B X V 1 Rs. I I I 17-21: (17) D UTU#-Arf» A-NA DKa-tah-ha kil-an IK-RU-UB (18) ma-a-an-kân^R^An-ku-wa-as \JK\5-as is"-pdr-za-zi (19) Û-UL-as da-pi-an-za B I L - n i (20) nu A-NA DKa-tah-ha 1 URTJUM KÜ.BABBAR DÜ-mi (21) K I . L A L . B I N U . G Â L / G U D 8 UDU-ya pi-ih-hi Metnin devamında kraliçe, göğün güneş tanrısına ve Zippalanda kenti fırtına tanrısına aynı adağı vaadetmektedir. K U B X V I 36.9 'da anlaşılabildiği kadarıyla Ankuwa'da bir salgın hastalığın (henkan?) çıkıp çıkmayacağı, fal aracılığıyla so­rulmaktadır .

•* / G I G A . D I R . G A L G İ R U R . M A H MA-AN-TA-AT ^R^An-ku-wa,

A. Coetze, JCS 10 (1956) 32.

H İ T İ T K E N T İ A N K U W A \y,

KBo X V I I I 161 Rs. 4 vd. 'nda Ankuwa'dan elde edilen \<\ . ı Orada bir depoda konman 153 mine (tak. 60 kg.) bakı r ın , 4 adet harp a rabas ın ın y a p ı m ı n d a kul lanı lacağı bel i r t i l iyor .

Şarkıcı kad ın la r listesi HT 2 Rs. V 14, toplam 5 şarkıcı kadının v \ L N l l s S İ R ) , herhalde gerekt iğinde d in i ayinlerde kullanılmak

Üzere Ankuwa 'da bu lunduk la r ın ı y a z ı y o r 9 6 .

Ankuwa'da ta en eski devirlerden beri H a t t i kökenli vc "kruh^" a n l a m ı n a gelen Katahha k u t l a n ı y o r d u 9 7 k i , bu t an r ı çan ın kültü sonradan, A n k u w a c iva r ında a r anmas ı gereke K a t a p a 9 8 , Sa l a ınpa ve Tawiniya 'ya da y a y ı l m ı ş t ı r 9 9 . K e n t i n bu baş tanr ıçası y a n ı n d a aynı zamanda S a m u h a ' l ı t an r ıça Apara, A r i n n a ' n ı n güneş t a n r ı ç a n , H e p a t ' ı n t ü r l ü formları , evin, göğün ve y a ğ m u r u n fırtına tanrıI . i 11 ("DU tTIM, D U A N £ , D U hewaS), k ı r la r ın Sausga 's ı ( D l S T A R . L f L ) , Ha lk i , ay tanr ıs ı , Nikka l , Zi thariya, Z a w a l l i 1 0 0 , d iğer "tanrılar, tanrıçalar, dağlar ve ırmaklar" da tebcil ed i lmekteyd i 1 0 1 .

Bu t a n r ı l a r d a n K a t a h h a ' n ı n , kent in baş tanr ıças ı olarak Anku­wa'da bir t a p ı n a ğ a sahip o lduğunu , b i r A N . T A H . S U M S A R bay­r a m ı metninin kolofonundan biliyoruz (I-NA £ DKa-tah ha)101. Metinlerde açık olarak geçmemekle bi r l ik te , diğer t a n r ı v e tanı K I hı rdan baz ı la r ın ın da burada t ap ınak l a r a sahip olduklar ı düşünüle­b i l i r k i , bunlar a ras ında "yağmurun fırtına tanrısı" t ap ınağ ın ın , yağının b a y r a m ı n ı n ku t l and ığ ı yer olarak öneml i bir ro l oynamış olmafl gerekir.

Ken t in lokalizasyonu, konumu, genişliği ile idar i vc d i n i önemi aç ıs ından başka bir faktör de, orada bulunan mimar i yapı la rd ı r . Bunlar a ra s ında karışık bir s ı ra lamayla t ap ınak la r , bir saray 1 0 3 , büyük purullum\\n i k a m e t g a h ı 1 0 4 , veki lharc ın e v i 1 0 5 , kra l ve kara l içenin ge-

9« Krş. KBo X X I 71.4. 97 A. Ünal, RIA 5 (1976-1980) 477 vd. 9 8 K U B X X X I I 9 2 Vs. 5 . 99 E. Laroche, Recherches sur les noms des dieux hittites, RH A 7 (1946-47) 28; H.

Ollen-C. Kühne, SlBoT 16 (1971) 49 vd. 1 0 0 Zawalli için bk. detaylı olarak A. Archi, AoF 6 (1979) 81 vd. 1 0 1 K U B V I 45 I I 60 vd. - 46 I I I 27 vd. 1 0 8 K U B X I 27 V I 3. 103 ekallum: OIP 27, 5.17 vd . 1 0 4 OIP 27, 4 9 A . 9 ; 49B.11 vd. 1 0 5 ö r n e ğ i n KBo X V I 82 Vs.? 8; LS 3; 4 v.s.

Btllıltn C. XLVJM, »9

450 A H M E T Ü N A L

cici olarak o tu rduk la r ı yapı lar , halentuwa10*, kışlalar vc bununla i lgi l i olarak çok sayıda silo vc m ü h i m m a t depolarının var o lduğu dolayl ı vc dolaysız olarak ç ı k a r t a b i l m e k t e d i r . Ayr ıca Hattusa'da, Tuwa-nuwa evi y a n ı n d a bir de "Ankuwa evi"mı\ b u l u n m a s ı 1 0 7 , kentin Hi t i t l e r için ne kadar öneml i o l d u ğ u n u göstermektedir .

Son olarak kentin H i t i t d in i ve k ü l t ü n d e ne derecede önemli bir ro l oynadığ ın ı göstermek için, orada yap ı l an ayin vc kutlanan bayramlara da değ inmek gerekecektir. Bunlar a ras ında tanr ıça K a t a h h a ' n ı n t a p ı n a ğ ı n d a kutlanan A N . T A H . S U M S A R b a y r a m ı , en de tay l ı olarak ele g e ç e n i d i r 1 0 8 . Muhakkak ki Ankuwa 'da tebcil edilen "yağmurun fırtına tanrısı" ykı i l g i l i olarak ilkbaharda kutlanan y a ğ m u r b a y r a m ı 1 0 9 , ş imdiye kadarki bilgilerimize göre ya ln ızca Ankuwa'ya özgüdür . Sadece fal so run l a r ı ndan , bir etiket ve diğer bazı metinlerden varl ığını ö ğ r e n d i ğ i m i z 1 1 0 bu b a y r a m ı n akışını tasvir eden b i r inc i tabletten elimize maalesef sadeco kolofon geç­m i ş t i r 1 1 1 . Y a ğ m u r b a y r a m ı n ı n ik inc i tabletini ih t iva eden V A T 7 4 5 8 ' i n ise sadece kolofonu y a y ı n l a n m ı ş t ı r 1 1 2 . Bu tabletin b a y r a m ı n akışını tasvir eden kıs ımlar ının ne derece k o r u n m u ş o l d u ğ u n u bile­miyoruz. Ancak bu ik inc i tablet de henüz b i tmemiş o l d u ğ u n d a n , y a ğ m u r b a y r a m ı n ı n en az üç tablet üzer inde tasvir edilmiş olması gerekir.

Bunlardan başka K I . L A M b a y r a m ı 1 1 3 , Zippalanda v c Daha dağ ı b a y r a m l a r ı n ı n bir k ı s m ı 1 1 4 , taç giyme b a y r a m ı 1 1 5 , d o ğ u m bay­r a m ı n ı n bi r k ı s m ı 1 , 3 a ve niteliği bil inmeyen b i r başka b a y r a m 1 1 6

1 0 8 K B o X 2 0 (ve par.) I V 17; K U B X I 2 7 V I 6 ; V A T 7458 R s . V I 1 3 v d . ,

//. Otten, IstMitt. 26 (1976) 14. 1 0 7 A. Archi, Dialoghi di Archeologia IX-X (1976-77) 104. 1 0 8 K B o X 2 0 I V 17; X X I V 112 R s . n ; K U B X I 2 7 ( p a r . A B o T 2 4 ) ; X X

96 V s . I I I 20. 1 0 » E Z E N ZUNNI, hewas. 1 1 0 K B o X X I V 128 R s . 1 v d . ; K U B X X X 73.1-2; K B o I I 1 I V 8 ; X 2 0

(ve par.) I V 1 8 v d . ; K U B X X X V I I I 1 2 I 22. 1 1 1 K B o X X I I 214 V I 1 vd. "» H. Otten, StBoT 13 (1971) 38; IstMitt. 26 (1976) 14. 1 1 8 K B o X 3 1 (ve par.) V s . I I 8 ; K B o X V I I 9 + X X V 1 2 R s . I I I 30.

» « K B o X I I I 214 I V ? 1 5 vd. 1 , 8 K U B X I I 54 I I I 23 vd. »»»KUB LI 57 V s . 13 v d . ve paraleli I B o T I 29 V s . n v d .

H İ T İ T K E N T İ A N K U W A 451

da Ankuwa'da k u t l a n m a k t a y d ı . KXJ*kur$aI vc aniyatt-, Ankuw. ı ' \ . ı mahiyeti pek belli olmayan bir kül t gezisi y a p m a k t a d ı r 1 1 7 .

I I I . A N K U W A ' N I N C O Ğ R A F Î M E V K Ü

Grek - Roma çağı öncesi Anadolu tar ihi coğrafyasının ne k u l u güç bir konu o l d u ğ u n a , çağdaş kaynakla r ın gözlem ve tasvirden yoksun olması dolayısıyla M . Ö . I I . binyıl Anadolu'sunda bask ın ı Hattusa, KaniS, bazı kuzey Suriye kentleri ve son zamanlarda / ' /«/. Sedat Alp'in ça l ı şmalar ı sonucu İ n a n d ı k ve M a ş a t ' t a lokalize edi­len Hanhana ve T a p i g g a 1 1 8 d ış ında kalan diğer kent ve coğrafi bölge­lerin lokalizasyonu konusunda ne kadar az ve yetersiz bilgimi/ , o lduğuna , burada uzun uzun d e ğ i n m e k gereksiz olacakt ı r . Hi t i t metinlerinde K U R U R U veya sadece U R U ile determine edilen \aklaş ık 1500 do l ay ında kent, küçük kent, köy ve diğer yerleşim yerlerinin geçtiği göz ö n ü n d e t u t u l d u ğ u n d a , bu konudaki bi lgi ler i­miz in daha emekleme çağ ında o lduğu kendi l iğ inden ortaya çık­mak tad ı r . Ne var k i , Grek - Roma kaynak la r ın ın aksine, H i t i t metin­lerinin niteliği dolayısıyla, bu yer ad la r ın ın hepsini lokalize etmek hiç bir zaman m ü m k ü n o lmayacak t ı r . Diğer taraftan, tar ihi coğraf­yan ın kaç ın ı lmaz bir unsuru olan yer üstü a ra ş t ı rma la r ın ın ülke­mizde hemen hiç yap ı lmadığ ı dikkat i çekmektedi r , çünkü Anadolu 'da mevcut binlerce höyük vc düz iskân yerlerinin, t ab ia t ıy la kısa zaman­da m ü m k ü n olmayan arkeolojik araş t ı r ı lması şöyle dursun, bun la r ın envanter ve arkeolojik har i tas ı dahi yap ı lmamış t ı r . Bundan dolayı , M. ö . I I . binyıl tar ihi coğrafya a raş t ı rma la r ı , 19. yüzyıl gezginleri, //. H. von der Osten, R. J. Braidwood, J. Mellaart ve /. K. Kök ten''in minnetle an ı lmas ı gereken "survcy"leri ile Keban ve Karakaya baraj bölgeler indeki zoraki ça l ışmalar d ış ında, öneml i bir kaynaktan yoksun ka lmak tad ı r . Sistematik kazı lar y a n ı n d a bu tür ça l ı şmalar ın da yürü tü lmes i kaç ın ı lmaz b i r sorundur. Bu t ü r ön ça l ı şmalar , Irak, Suriye, Mısır , Yunanistan, İ t a lya v.s. g ib i ülkelerde çoktan tamam­lanmıştır .

1 1 8 K U B X X 96 I I I 5 - I V 18. 1 1 7 K U B X 7 8 + X X 2 5 I 1 0 v d . ; K U B X X V 2 8 V s . I 1 vd. için bk. aşa­

ğıda s. 454. 1 1 8 Belleten 164 (1977) 649 vd. = Festschrift E. Edel (1979) 13 vd.; Belleten

164 (1977) 638 vd. = Florilegium Anatolicum. Milanges offerls a Emmanuel Laroche ( '979) 29 vd.

452 A H M E T Ü N A L H İ T İ T K E N T İ ANKUVVA •1 ,1

Ankuvva sık sık Alişar tabletlerinde geçtiği için ve Boğazköy ile Alişar arasındaki yaklaşık uzaklık da H i t i t metinlerinden elde edilen bilgilere uygun olduğundan, i lk kez /. Gelb Ankuvva'nın, Alişar Höyük'tc lokalizc edilmesi gerektiğini öne s ü r m ü ş 1 1 9 ve bu görüş en başta J. Lewy olmak üzere 1 2 0 diğer bir çok araştırıcı tara­fından kabul edilmiştir 1 2 1 . Ancak 1927-1932 yıllarında Alişar'da gerek terasta ve gerekse höyük üzerinde yapılan kazılar, burasının H i t i t imparatorluk çağında bazı seramik ve mühür buluntuları dışında yeterince iskân edilmediğini göstermiş vc bu d u r u m , hâfir //. //. von der Osteom, söz konusu tabaka 10 T ' n i n sonradan kente yerleşen "Post - H i t i t - Fr ig lcr" tarafından temizlenip tesfiye edildiği gibi pek inandırıcı olmayan önerisine rağmen, bazı araştırıcıları, haklı nedenlerle bu identifikasyona karşı koymaya i tmişt ir 1 2 2 . Gerçekten de yukarda saydığımız büyük yapıların, geride iz bırakmayacak şekilde tesfiye edilmiş olabileceğini düşünmek biraz güçtür. Ancak Alişar'ın yeterince kazılmamış olduğuna ve tepede açılan çukurda H i t i t m i m a r i katlanvla k a r ş ı l a ş ı l m a m . I M H I I I bir rastlantı olabile­ceğine de değinmek gerekir. Bu lokalizasyonu reddeden araştırıcı­lardan sadece bazıları, Ankuvva için şu lokalizasyonları önermiş­l e r d i r 1 2 3 :

1 — Alişar'a yakın b i r yerde, Kanak Su vadisindeki Terz i l i H a m a m = Basilica Therma y a k ı n ı n d a m .

»• OIP 27 (1935) 9 vd . 1 2 0 RHA 5 (ı934) 7 ve a.n. 30; AHDO 2 (1938) 128 vd.; HUCA 27 (1956)

60 vd.; HUCA 33 (1962) 45 a. n. 5. 1 2 1 //. Th. Bossert, Königssiegel (1944) 22; Asia (1946) 41; F. Cornelius, RHA

'3 ('955) 57 ve a. n. 2; A. Goetze, JCS 10 (1956) 38; J. J. Finkelstein, JCS 10 (1956) 104 vd.; K. Balkan, Mama Kiralı Anum - Hirbi'nin Kaniş Kiralı Warsama'ya Gönder­diği Mektup (1957) 42; P. Garelli, Les Assyriens en Cappadoce (1963) 65, 71 vd.; H. Otten, FWg 3 (1966) 109; E. Laroche, NH (1966) 268; L . L . Orlin, Colonies (1970) 76; H. Lewy, CAHS 1/2 (1971) 709.

1 2 2 A". Bittel, ArAnz. (1939) Sp. 106 vd.; R.S. Hardy, AJSL 58 (1941) 181 a. n. 14; E. Bilgiç, A/0 15 (1945-51) 30 vd.; F. Cornelius, Anatolica I (1967) 72; Ge­schichte der Hethiter (1973) 82.

1 2 3 E. Forrer'in Ankuwa'yi Ankyra ile eşitlemesi burada anmaya değmez, Forschungen II (1926) 4; RIA I (1938) 109. Krş. M. S. Ar, TAD X-2 {i960 [61]) 49 vdd. Aynı şekilde E. Cavaignac'in Ankuwa'yi Amasya civarında araması da art ık eski­miştir, RHA 4 (1931) 101.

1 2 4 J. Garstang - O. R. Gurney, The Geograph of the Hittite Empire (1959) 5, 17. M. Forlanini {SMEA 22, 1980, s. 8ı'deki harita) Ankuwa'yi Terzil i H a m a m ' ı n güney

2 — Hattusa'nın g ü n e y i n d e 1 2 5 . 3 — Kızılırmak havzas ında 1 2 6 .

4 — Hattusa - Hakmis yolu üzerinde ve Bakırboğaz, Mamure, 1 lacıköy bölgesinde, yani Çekerek vadis inde 1 2 7 .

5 — B o ğ a z l a y a n c i v a r ı n d a 1 2 8 veya Alişar'ın bat ıs ında 1 2 9 .

Ankuvva'nın i l la da Alişar'da aranması gerektiği kesin olma­dığından ve başka b ir yer de gösterilemediği gerçeği karşıtında, metinlerin verdiği bilgiler ışığında önce şu genel bi lgi leri tesbit etmek yararlı olacaktır:

1 — A n k u v v a dar anlamdaki H i t i t bölgesinde aranmalıdır.

2 — Ankuvva'nın yukarda sayılan yapıların konumu için uygun bir yerde bulunması gerekir.

3 — Çok sayıda kışlaları ve müstahkem mevkileri olması gerekir.

4 — Ulaşımı kolay ve önemli askeri yolların geçtiği bir yol üzerinde olmalıdır, çünkü Ankuvva'da A N . T A H . § U M S A R bayramı kutlanırken "beş yol kavşağındaki tapınaklar'''dan söz edilmektedir {I-NA V K A S K A L £ M E S D I N G I R M E S ) . 1 S 0

5 — Bir karargâh kenti olması nedeniyle, i y i korunmuş, sulak ve yeterli gıda maddelerini sağlayan bereketli topraklar üzerinde bulunması gerekir. Bir cins yağmur duası olarak yorumlanması gereken "Yağmur Bayramlının gösterdiği g ibi , Ankuvva'nın hinter­landının büyük çapta bir tarım bölgesi olması gerekir. Bundan dolayı J. Lewy'n'm Alişar'daki Asurlu kolonistlerin tarımla uğraşmış oldukları görüşü yabana at ı lmamalıdır 1 3 1 .

6 — Hiç bir zaman düşman, özellikle KaSka işgaline uğramamış olması nedeniyle Hattusa'nın güneyinde vc Hattusa - Kani§ hattının batısında yer almış olması gerekir.

doğusuna yerleştirmektedir k i , bu da Hattusa'dan olan 3 günlük mesafe için olduk­ça uzak düşmektedir. Forlanini Alişar Höyüğ 'e de Sanahuitta'yı koymaktadır .

m H. G. Güterbock, JNES 20 (1961) 92. 1 2 8 L. L. Orlin, Assyrian Colonies in Cappadocia (1970) 75. m V.N. Chaâatrjan, Vostolnye Provincii Chettskoj Imperii (Voprosy Toponomiki)

('97') "• 1 2 8 F. Cornelius, Anatolica I (1967) 72. m Cornelius, Geschichte der Hethiter (1973) 82. » ° K U B X I 27 V I 5. 1 8 1 Krş . Orlin, op. cit. s. 174.

454 A H M E T Ü N A L

7 — İ le rde Ankuwa kaz ı ld ığ ında , I I I . Hat tus i l i - Puduhcpa devrinden kalma yangın izleri bu lunmal ıd ı r .

Ankuwa 'mn lokalizasyonuyla i l g i l i d iğer ipuç la r ın ı da aşağı­daki şekilde s ı r a l amak m ü m k ü n d ü r :

1 — aniyatt- denilen "kurban malzemesi" n'm Hattusa'dan Ankuwa ' ya götürü lmes i s ırasında ikisi de hapa* olan Imra l l a vc HupigaSsa kentlerinde birer kez gecelendikten sonra ü ç ü n c ü g ü n Ankuwa 'ya v a r ı l m a k t a d ı r :

"Kâhyaların evinin kurban malzemesi Hattufa'dan Ankuwa'ya giderken, çömlekçi de onunla birlikte gider. Kurban malzemesi yolda iki kez geceler. İlk günü Imralla1 da uyur, ertesi gün ise Hupiga\ld'da uyur. Üçüncü gün Ankuwa'ya varırlar {ve) Ankuwalilar orada [ meşaleyi ya\karlar\" 1 3 8 .

Bundan do lay ı A n k u w a ' m n HattuSa'ya 90-100 k i m . b i r uzak­l ıkta olması gerekir.

2 — Zippalanda'ya b i r gün lük u z a k l ı k t a d ı r 1 3 3 . 3 — Zippalanda y a k ı n ı n d a yer alan Daha ve PiSkurunuwa

d a ğ l a r ı n d a n da pek uzakta d e ğ i l d i r 1 3 4 . A N . T A H . S U M S A R bayra­m ı n ı n 37. g ü n ü n d e kral Daha d a ğ ı n d a gerekli ayin vc merasim­leri yap t ık t an sonra aynı g ü n , an laş ı lan d ağ koşul lar ına daha çok elverişli hafif arabadan (G1*hulukanni-) in ip , genellikle "savaş arabası" olarak t e r c ü m e edilen ve savaş a raba l ığ ı d ı ş ında d ü z ve uzun yollarda binek a rabas ı olarak da ku l lan ı lan başka bi r arabaya ( G l S G I G I R ) binerek Ankuwa 'ya v a r m a k t a d ı r 1 3 5 . Bundan do lay ı Ankuwa 'mn Daha dağ ına ve dolayısıyla Zippalanda'ya b i r g ü n d e n az b i r uzak l ık ta bu lunmas ı gerekir. Bir arazi bağış belgesinde 1 3 6

"Ankuwa « ; i "ndcn sonra (£ VRVAnkuwa) Sithana d a ğ ı ve bu dağ ın çevresinden söz edilmesi, Sithana dağ ın ın da Ankuwa c iva r ında yer aldığını gösterir . Bundan dolayı Daha veya Sithana d a ğ l a r ı n d a n bir is ini , Alişar çevresine hak im olan S ü m r ü k S i v r i s i 1 3 7 ile eşit­lemek gerekecektir.

1 3 2 K U B X X V 28 Vs. I 1 vd . "» KBo X 20 IV 14 vd . ; XX 4 Vs. 3; X X I V 112 + Rs. 10 vd . ; K U B XX 96

Vs. I I I 14 vd . ; X X X V I 124 Vs. 12 vd. 1 3 4 KBo X 20 IV 5 vd . ; X X I V 112 + Rs. 2 v d . ; K U B XX 96 Vs. I I I 12 vd . »« K U B X X 96 Vs. I I I 12 vd . 1 3 6 LS Nr . 3 Rs. 27; 4 Vs. 3 vd . = H. G. Güterbock, SBo I (1940) 77 vd.; K. A".

Riemschneider, MIO 6 (1958) 360 vd. 1 3 7 A". Bittet, Die Hethiter (1976J 57.

H İ T İ T KENTİ A N K U W A

4 — I I . MurSi l i 'n in yı l l ıklarına göre Ankuwa ,Aı / . a \ va , l'al.ı \ -Azzi ü lkeler ine kolayca ulaşı labi len önemli asken yotİM n/« n m l . b u l u n m a l ı d ı r 1 3 8 :

P A l . A A Z / 1

A R Z A W A H A T T I

( A N K U W A )

5 — Bazı metinlerde K a t a p a 1 3 9 , L a l a n d a 1 4 0 , A r i n n . t 1 " , Ku l i (w)u§na, T a m e n i g a 1 4 2 , T a w i n i y a 1 4 3 ve Salampa ile yamana geçmesi, bu kentlerin Ankuwa'ya yakın o l d u ğ u n u gösterebil ir . Avın şekilde metinlerden Hai t ta , Hanhana, HarranaSSa, rJupigaSSa, Hurma, Imra l l a , Pi /uskunmuwa dağı , Samuha, Daha dağ ı , T u l m p p ı \ a . Durmi t ta , Tuwanuwa, Zalpa, Zippalanda ve Zisparna ile olan yakın ilişkisi, coğrafya a raş t ı rma la r ı için b i r ipucu vermemektedir, Çttnkfl bu yer a d l a r ı n d a n b i r ç o ğ u n u n yer i bilinmemektedir. Bundan başka coğrafya a r a ş t ı rma la r ı nda sık sık kul lan ı lan listeler, örneğin KBo l \ 13; K U B V I 4 5 (paralel metin 4 6 ) ; X I V 1 3 v . s., yanı l t ıc ıdır , çttnkfl oralarda sayılan kentler düz bi r hat üze r inde o lmay ıp , sistemsiz olaıak s ı r a l anmak tad ı r .

Sonuç olarak Ankuwa 'mn , pek kesin olmamakla bir l ikte , Y e ı k m yöresinde veya onun d o ğ u s u n d a Del ice ı rmak - Boğaz layan Suyu vadisinde ve hatta Alişar bölgesindeki Kanak Su vadisinde araı ıahi le-ceği, y u k a r ı d a kısaca değindiğ imiz güçlükler in ışığı a l t ı nda , O l t l Anadoluda henüz a raş t ı r ı lmamış binlerce höyük a ras ında Ankuwa i l la da şurasıdır diye kesin b i r sonuç ç ıkar ı l amayacağ ı anlaşı lmak­tadır .

1 3 8 I I . Mursi l i 'n in Ankuwa'da dört kez kışlamasından çıkarılan genel sonuç, bk. yukarda s. 445 ve a. n. 77.

1 3 8 KBo X I I I 214 I V ? 15 vd . ; krş. Katapa'da Katahha kültü K U B 92 Vs. 5.

1 4 0 K U B X I X 23 Rs. 10 vd. ' » K U B X X I 2 4 . 1 0 vd . 1 4 2 K U B X X V I I 1 Vs. I I 4 8 vd. 1 4 3 KBo I V 13 Vs. I 20 vd.