MÜZAKERECİ DEMOKRASİ

25
MÜZAKERECİ DEMOKRASİ ÖZET Sosyal bilimlerin en tartışmalı konularından birisi olan demokrasi kavramı kabaca halk egemenliği anlamına gelmekte ise de halkın ve egemenliğin farklı şekillerde tanımlanması farklı demokrasi türlerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Son yıllara kadar hakim durumda olan liberal demokrasi günümüz ihtiyaçlarına cevap vermemeye başlayınca onun eksikliklerine karşı sosyal bilimciler çeşitli alternatif arayışlarına girdiler. Müzakereci demokrasi de bunlardan bir tanesidir. Temel olarak, Jürgen Habermas’ın “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü” ve “İletişimsel Eylem Kuramı” eserleri çerçevesinde şekillenen müzakereci demokrasi kavramına daha sonra pek çok yorum getirilmiştir. Bu makalede ele alınan Joshua Cohen de bunlardan birisidir. Bu çalışmada, müzakereci demokrasi kavramı Joshua Cohen’in eseri çerçevesinde açıklanmaya çalışılmış. Müzakereci demokrasiyi destekleyen ve ona karşı getirilen eleştiriler örneklendirilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler 1- Müzakereci demokrasi 2- Jürgen Habermas 3- Joshua Cohen

Transcript of MÜZAKERECİ DEMOKRASİ

MÜZAKERECİ DEMOKRASİ

ÖZET

Sosyal bilimlerin en tartışmalı konularından birisi

olan demokrasi kavramı kabaca halk egemenliği anlamına

gelmekte ise de halkın ve egemenliğin farklı şekillerde

tanımlanması farklı demokrasi türlerinin ortaya çıkmasına

sebep olmuştur.

Son yıllara kadar hakim durumda olan liberal

demokrasi günümüz ihtiyaçlarına cevap vermemeye

başlayınca onun eksikliklerine karşı sosyal bilimciler

çeşitli alternatif arayışlarına girdiler. Müzakereci

demokrasi de bunlardan bir tanesidir. Temel olarak,

Jürgen Habermas’ın “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü” ve

“İletişimsel Eylem Kuramı” eserleri çerçevesinde

şekillenen müzakereci demokrasi kavramına daha sonra pek

çok yorum getirilmiştir. Bu makalede ele alınan Joshua

Cohen de bunlardan birisidir. Bu çalışmada, müzakereci

demokrasi kavramı Joshua Cohen’in eseri çerçevesinde

açıklanmaya çalışılmış. Müzakereci demokrasiyi

destekleyen ve ona karşı getirilen eleştiriler

örneklendirilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler

1- Müzakereci demokrasi

2- Jürgen Habermas

3- Joshua Cohen

4- Kamusal alan

ABSTRACT

Although democracy, one of the most controversial

issues in social sciences, means roughly people’s

sovereignty; different definitions of people and

sovereignty lead to different conceptualizations of

democracy.

Because liberal democracy couldn’t satisfy the

contemporary demands of people, social scientists have

searched for alternatives. Deliberative democracy is a

result of this search. Deliberative democracy, basicly

theorized by Habermas’ “The Structural Transformation of

the Publis Sphere” and “Theory of Communicative Action

Book”, was largely discussed. Joshua Cohen is one of

these social scientists. This paper analyzed Joshue

Cohen’s study, Deliberation and Democratic Legitimacy and

tried to explain the concept of deliberative democracy.

Key Words:

1- Deliberative democracy

2- Jürgen Habermas

3- Joshua Cohen

4- Public sphere

GİRİŞ

Sosyal bilimlerde en çok tartışılan konulardan bir

tanesi demokrasi kavramıdır. Kelime anlamı olarak “halkın

egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi”1 şeklinde

tanımlanan demokrasi, siyaset biliminde ise farklı

yorumlara konu olmuştur. Bu yüzden demokrasi kavramını1 Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, Erişim, 11.11.2013, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52a76c51241554.92821765

netleştirmek gerekmektedir. Demokrasi, farklı insanlara

çok farklı anlamlar çağrıştırabilmektedir. Kelime kökü

olarak “halkın iktidarı” anlamına gelmekte olan demokrasi

kelimesi orijinali Yunanca olan halk anlamına gelen

“demos” ve iktidar, güç anlamlarına gelen “kratos”

kelimelerinden türemiştir. Demokrasi halkın iktidarıdır

ama hangi halk ve hangi iktidar? Bu iki soruya verilen

farklı cevaplar farklı demokrasi türlerinin ortaya

çıkmasına, demokrasinin günümüzde en çok tartışılan

konularından birisi olmasına ve demokrasi konusundaki

kavram kargaşasına sebep olmuştur.

Demokrasi, Anayasal bir rejim olarak ilk kez

Atina’da M.Ö. 507 yılında kurulmuştur.2 Antik Yunan’daki

doğrudan uygulanan demokrasi, Roma İmparatorluğu’nun ilk

dönemlerinde temsili demokrasiye dönüşmüştür.

Demokrasinin iktidarın sınırlandırılmasını da içerdiği

düşünüldüğünde, İngiltere’de Magna Carta’nın

imzalanmasına kadar geçen uzunca bir süre, dünya

gündeminden uzak kalan demokrasi3 daha sonra Aydınlanma

Çağı, Fransız İhtilali ve Amerikan bağımsızlık Savaşı ile

şekillenmiş ve tarihi bir arka plan oluşturmuştur.4

2 Mehmet Yetiş, Antik Atina’da Demokrasinin Gelişimi: Soloncu Pasif Devrimden Peisistratos’un Tiranlığına, Erişim: http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/54/2/Mehmet-YETIS.pdf, 08.11.20133 Gökhan Tuncel, Küreselleşmenin Demokrasinin Yaygınlaşma ve Derinleşme Sürecine Etkisi4 Şafak Ural, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler ve Birey, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf, 13.11.2013

Bugün hakkında konuştuğumuz demokrasi ise

Vatandaşlar Meclisi, Senatosu ve kısıtlı oy hakkı ile

Antik Yunan’da ya da Roma’da görülen demokrasi değil,

Aydınlanma Çağı’nın (XVII. yüzyıl) felsefi düşünce akımı olan liberalizm

olmuştur. Bu yüzden haklı olarak demokrasiye liberal sıfatı eklenmiştir.

Liberal felsefenin kaynağı da Hümanizma, Rönesans ve Reform

dönemlerinde görülen fikri atmosferdir.5 Liberal Demokrasi ile

şekillenen, günümüzde yaygın olan Batı tipi demokrasi

denilen demokrasinin en belirgin özelliği serbest seçim

ve açık oy ile oluşturulan parlamentonun temsil esasına

dayanarak yürütme ve denetleme gücünü elde etmesidir.

Batı tipi demokrasinin bir diğer temel özelliği de

kuvvetler ayrılığı ilkesidir. Bu ilke, özellikle yargı

yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılıp yürütme ve

denetleme gücünün doğru ve yerinde kullanılmasının

teminatı altına almaktadır.6

Demokrasi kavramı uygulamada ilk çıktığı andan beri

gerek bulunduğu çağa gerekse toplumlara bağlı olarak

sürekli değişiklik göstermiştir. Yunan ve Roma

demokrasileri denince akla halk bir meydana toplanması ve

önemli konulardaki kararlarını yöneticilere doğrudan

bildirmesi gelmektedir.7 Bu, doğrudan demokrasinin

5 Bayram Kodaman, Liberal Demokrasinin Zemini, Erişim: http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/23/23_01.pdf, 17.11.20136 Şafak Ural, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler ve Birey, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf, 13.11.20137 Hasan Tunç, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi Kavramı, syf. 12

bir örneğidir; ancak günümüz koşullarında uygulanması

belli istisnalar haricinde mümkün görünmemektedir. Klasik

batı demokrasisin doğuşu ise tarihsel bir süreç

içerisinde meydana gelmiştir. Tunç bu süreci şöyle

açıklamaktadır: “… yönetimde tek kişinin mutlak ve sınırsız hakimiyetine

son vermek için büyük bir çaba gösterilmiştir. Tek kişinin mutlak hakimiyeti,

Avrupa’da önce toprak soylularının yönetimde söz sahibi olduğu feodal

sisteme yerini bırakmıştır. Feodal sistemin yıkılması ile birlikte ise güçlü

merkezi krallıklara geçilmiş ve toprağa bağlılık yerine tarımsal yapı, zanaat

ve ticaretin gelişmesi ile burjuvazi ve beraberinde işçi sınıfı doğmuştur.

Merkezi krallıklar ile burjuvazi arasında uzun süren çekişmeler sonucunda

monarşiler yıkılmış ve parlamentolu döneme geçiş sağlanarak, klasik batı

demokrasisi doğmuştur.”8 Yukarıda belirtildiği üzere hangi

halk ve hangi iktidar sorunu farklı demokrasi

anlayışlarını meydana getirmiştir. Klasik Batı

demokrasisinin doğmasından sonra ortaya çıkan işçi

sınıfının üretim araçlarını topluma mal etme düşüncesi

Marksist Demokrasi’nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.9

Demokrasinin; Antik Demokrasi, Liberal Demokrasi,

Marksist Demokrasi, Radikal Demokrasi, Müzakereci

Demokrasi, Siber Demokrasi, Plebisitçi Demokrasi, Militan

Demokrasi, Delegasyoncu Demokrasi gibi türleri

bulunmakta10 ise de bu çalışmada şimdilerde teorik

demokrasi tartışmalarını domine eden müzakereci

8 A.g.e.9 A.g.e.10 A.g.e.

demokrasi11 konusu ele alınacaktır. İngilizcede

“deliberative democracy” olarak kullanılan kavram

Ülkemizde müzakereci demokrasi olarak kullanılmaktadır.

Deliberative kelime anlamı olarak bir önerinin erdemli

bir şekilde amacına uygunluğunun değerlendirilmesi iken12

Müzakereci kelimesinin deliberative kelimesinin yerine

kullanılması, bir şeyi değerlendirme ve onun hakkında

tartışılmasından ziyade pazarlık etme anlamını

çağrıştırmaktadır.13 Ancak bu kavram literatüre

yerleştiği için kullanılmaya devam edilecektir.

Teorinin detaylarına inmeden önce kısaca müzakereci

demokrasi kavramının “normatif bir teori olduğunu,

demokrasiyi geliştirmek için çeşitli yollar önerdiğini ve

bu normatif standartlara ulaşmayan kurumları

eleştirdiğini” söyleyebiliriz.14 Denebilir ki, müzakereci

demokrasi teorisinin ana damarını Jürgen Habermas’ın “iletişimsel eylem”

teorisinden ilham alan literatür oluşturmaktadır. Habermas’a göre

Kapitalizmin sınıflı bir toplum yapısına sahip olduğunu ve geçerli olan teknik

ve bürokratik akılcılığın bireylerin yaşamları üzerinde giderek artan bir etkiye

sahip olduğunu belirtmektedir Habermas. Zorunluluk alanı olarak

tanımlanan ve toplum içindeki üyelerin bilinçlerinin önemsenmediği, geçersiz

sayıldığı, bireylerin araç olduğu “sistem” alanı, para ve iktidar

11 Stephen ELSTUB, The Third Generation of Deliberative Democracy, Erişim lib.gazi.edu.tr, 30.11.2013 12 http://dictionary.reference.com/browse/deliberative?s=t Erişim, 30.11.201313 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi14 Simone CHAMBERS, “Deliberative Democratic Theory” University of Toronto Annu. Rev. Sci. 2003.6

mekanizmalarıyla yönetilmektedir. Ancak bu alan dışında onunla

eşitlenemeyecek bir alan vardır ki o da “yaşam alanı”dır. İletişim, Habermas

için, yaşam dünyası içinde yer alan etkinliklerin en önemlisidir, çünkü

burada, ideal olarak, birey, sözlerinin geçerliliği için kabul edilmeye,

tanınmaya hak kazanır. Ayrıca, burada, bu alanda, yaşam dünyasının

yapısal unsurları değişikliğe uğratılabilir, yenileştirilebilir.15 Bu

düşüncelerden hareketle Habermas, toplumsal sorunların müzakereci

demokrasi usulleriyle ele alınması daha bütüncül karar alma

mekanizmalarını geliştirecek ve insanların bilinçli kollektif eylemler

aracılığıyla toplumsal ve ekonomik hayatın yönetimini aktif bir şekilde

üstlenmelerini sağlayacaktır. Kamusal alandaki demokratik müzakere

intersübjektif bir öğrenme süreci sayesinde bireylerin ufkunu açacak,

normalde dikkatlerden kaçabilecek yeni analizlerden ve çözüm önerilerinden

onların haberdar olmalarını sağlayacaktır.16 ifadesini kullanmıştır.

Habermas’tan sonra birçok siyaset bilimci tarafından

yorumlanmış ve farklı anlayışlar geliştirilmiştir.

Müzakereci demokrasiye ilişkin her ne kadar farklı

teoriler bulunsa da; insanların belli bir süre ile

kendilerini yönetecekleri kişileri kapalı oylama yöntemi

ile seçmesi ve iradelerini bu şekilde seçilenlerin

iradesine bırakmasının demokrasi için yeterli olamayacağı

anlayışının müzakereci demokrasinin çıkış noktası

olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hasan Tunç’a göre

“Müzakereci demokrasi, liberal demokrasinin gelişen dünya düzeninde

15 Tuba Asrak Hasdemir, Mustafa Kemal Çoşkun, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf, 27.11.201316 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi

toplumların karşılaştığı sorunların çözümünde yetersiz kaldığı ve meşruiyet

bunalımı yarattığı anlayışı çerçevesinde öne sürülen alternatif bir

modeldir.”17 Sosyal bilimcileri liberal demokrasiye

alternatif aramaya iten sebepler nelerdir? Şaban

Sitembölükbaşı bu sebepleri şu şekilde özetlemiştir:18

- Liberal demokrasilerin sözleşmeye dayalı

ilişkiler ağı ve çoğunluğu baz alan siyasal

süreçleri azınlık hakları, etnik farklılıklar,

kültürel sorunlar ve cinsiyet ayrımcılığı gibi

konuların çözümünde yetersiz kalmaktadır.

- Düzenli yapılan seçimler, seçilenler üzerinde bir

disiplin işlevi olarak görünüyor gibi algılansa

da vatandaşların onlar adına alınan kararlar da

çok az bir etkisi bulunmaktadır. Ayrıca,

azınlıklar ve marjinal kesimler seslerini

duyuramamaktadırlar. Bir diğer sorun ise

vatandaşların temsili demokrasi nedeni ile pasif

birey haline gelmeleridir.

- Vatandaşlar tarafından seçilenlerin icraatlarının

hayal kırıklığı yaratması, siyasi fırsatçılık,

çoğunluğa dayalı yönetimlerin azınlığın haklarını

kullanmasını engellemesi,

17 Hasan Tunç, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi Kavramı, syf. 1218 Şaban Sitembölükbaşı, Liberal Devletin Çıkmazlarına Çözüm Olarak Müzakereci Demokrasi Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, (10) 2005, s.139-144,www.akdeniz.edu.tr, 25.11.2013

- Çoğunluk yöntemi ve iktidarın paylaşılması

sürekli olarak azınlıkta bulunanların sürekli

ezilmesine yol açmaktadır.

- Bireylerin kendi tercihlerini kendilerine

saklaması ve soyutlanmış bir biçimde oy vermesi

başkaları ile empati kurma yoksunluğu, kendi

görüşlerini ifade edememe ve bilgi yoksunluğuna

düşmeye sebep olacaktır.

- Oy verme yöntemleri konusundaki farklılıklar

seçim sonuçlarının oyların sayılma yöntemine

bağlı olarak insan eseri olduğu görüşünü

uyandırabilir.

Ayrıca, liberal anlayışın özel alan / kamusal alan

ayrımı yetersiz kalmış ve “müzakereci anlayışın kamusal alanı öne

çıkarması ve bu alanın kapsamını genişletmesi onu özel alanın

dokunulmazlığını veri olarak alan liberal öğretiden temel bir noktada

ayırmaktadır.”19

Demokratik anlamda yetersizlik olarak bahsedilen

yukarıdaki sorunlar, müzakereci demokrasi çerçevesinde

meşruiyet sorununu doğurmaktadır ve liberal

demokrasilerin daha demokratik olması gerekliliğine vurgu

yapar. Burada meşruiyet kavramını biraz açmakta fayda

var. Meşruiyet, “kavram olarak eylemlerin, ilişkilerin ve iddiaların

toplumsal kabul görecek hukuki, rasyonel, zorunlu, ahlaki, makul, doğal

19 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

gerekçelere dayandırılmasıdır.”20 Habermas ise, 1974 yılında

sunduğu “Modern Devletlerde Meşruiyet Sorunları” adlı

çalışmasında meşruiyet ile ilgili olarak şunu

söylemiştir: “Meşruiyet, siyasi bir buyruğun doğru ve adil olarak

tanınması için iyi kanıt veya argümanların olması anlamına gelir.”21 Bu

çerçeveden bakıldığında; müzakereci demokrasi,

vatandaşların müzakereler yolu ile meşru hukuk yapması

olarak tanımlanabilir.

Müzakereci demokrasi konusu üzerine yapılmış birçok

çalışma vardır ve konu siyaset bilimciler tarafından

değişik şekilde ele alınmaktadır. Ben, konuyu daraltmak

adına, Joshua Cohen tarafından kaleme alınan “Müzakere ve

Demokratik Meşruiyet (Deliberation and Democratic

Legitimacy)” adlı makaleyi merkeze alarak müzakereci

demokrasi kavramını değerlendireceğim. Joshua Cohen,

müzakereci demokrasiyi kabaca “Sorunlarının, oranın üyesi

olanlar tarafından tartışılarak yönetildiği bir ilişki”

şeklinde tanımlamış ve demokrasiyi adalet ve eşitlik

çerçevesinde saptırılmış bir ideal olarak değil

demokrasinin kendisini bir ideal olarak ele almıştır.22

Cohen, çalışmasını üç ana bölüme ayırmıştır. Birinci

bölümde müzakereci demokrasinin belirli özellikleri

20 Halis ÇETİN, “Siyasetin Evrensel Sorunu: İktidarın Meşruiyeti – Meşruiyetin İktidarı”,Erişim: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/461/5248.pdf21 Jürgen HABEMAS, Communication and the Evolution of Society, BeaconPress, 197922 Joshua COHEN, “Deliberation and Democratic Legitimacy”, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 67

Rawl’ın demokrasi tartışmaları kapsamında açıklanmış,

ikinci bölümde ise müzakerenin soyut bir şekilde

karakterize edilmesini sağlayan ideal müzakere süreci

oluşturulmuştur.

Cohen ideal müzakereci demokrasi sürecini anlattığı

ikinci bölüme “resmi kavram” adını verdiği ideal

müzakereci demokrasi ile başlamıştır. Cohen’in müzakereci

demokrasinin “resmi kavramının” 5 temel özelliği

vardır:23

- Müzakereci demokrasi halihazırda devam etmekte

olan bağımsız bir süreçtir. Müzakereci

demokrasinin tarafları da bunun devam etmesini

beklemektedirler.

- Müzakereci demokrasinin tarafları, kurumların

kendi müzakereleri neticesinde oluştuğunu, şekil

aldığını ve mevcut kurumların müzakere yapmak

için gerekli şartları sağladığı görüşünü

paylaşırlar. Onlar için eşitler arasındaki

serbest müzakereler meşruiyetin temelidir.

- Müzakereci demokrasi çoğulcu bir yapıdır.

Tarafların çeşitli tercihleri, inançları ve kendi

yaşam şekilleri doğrultusunda idealleri vardır.

Taraflar bir konuda müzakere ederken farklı

amaçları olabilir ve herhangi bir tercih ya da

inancı zorunlu olarak kabul etmezler. 23 Joshua COHEN, “Deliberation and Democratic Legitimacy”, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 72

- Müzakereci demokrasinin tarafları, müzakere

süreçlerini meşruiyetin temeli olarak kabul

ettikleri için müzakere ve sonuçları arasındaki

bağlantıyı açık bir şekilde görebildikleri durumu

müzakere sonuçlarının daha az belirgin bir

şekilde ortaya çıktığı duruma tercih ederler.

- Müzakereci demokrasinin tarafları diğer insanları

da müzakere kapasitesine sahip bireyler olarak

görür.

Cohen’in yukarıda saydığı beş madde “ideal müzakere

sürecini” oluşturur. Cohen, öncelikle bir gündem üzerinde

karar varma ve o gündem hakkında ortaya atılan alternatif

çözümleri sebep ve sonuçları ile birlikte ele almaya

ihtiyaç olduğunu ve ortaya çıkan bir sonucun meşru

sayılabilmesi için eşitler arasında hür ve sebep – sonuca

dayalı müzakereler neticesinde ortaya çıkması şart

olduğunu söylemiştir.24

Cohen, ideal müzakerenin gerçekleşebilmesi için de

belli şartlar olduğunu ileri sürmüştür. Cohen’e göre

müzakereler serbestçe yapılmalıdır ve müzakerenin hür

olarak gerçekleşebildiğini ileri sürebilmek için iki

koşul vardır. Birincisi, katılımcılar kendilerini sadece

müzakere sonucu verilen kararlar ile ve müzakerenin temel

kuralları ile bağlı hissetmelidirler. Kendilerinden

önceki karar ve kabuller müzakere sürecini

etkilememelidir. İkinci olarak ise ona uymak için yeteri

24 A.g.e. syf. 73

kadar sebep veren durumların müzakere süreci sonunda

kabul edilmesidir. 25

Cohen için müzakerenin ikinci önemli koşulu da öne

sürülen fikirlerin sebeplerinin ve yararlarının iyi

anlatılması gerekliliğidir. Bu sebepler, önerilerin

akıbetini belirleyecektir. Bir mesele hakkında öne

sürülen görüşler diğerlerinin onu kabul etmesi amacını

taşır. Bir görüş hakkında öne sürülen bir fikir çok iyi

olsa bile iyi desteklenmezse kabul edilmeyebilir.

Müzakereci demokrasi, kararların müzakere yolu ile

alınmasına önem verir.26

İdeal müzakerede tarafların eşit olması

gerekmektedir. Herkes kendi görüşünü özgürce ifade

edebilir ve gündeme yeni konular ekleyip yeni çözüm

önerileri sunabilir. Herkesin eşit hakları vardır.

Taraflar arasındaki mevcut güç dağılımı ve maddi koşullar

müzakere sürecinde bir rol oynamaz.

Cohen’in ideal müzakere sürecindeki son koşulu;

müzakere sonunda, müzakereye katılan taraflarca sunulan

alternatifler arasında herkes için ikna edici olan

mantıklı bir görüş birliğine varmasıdır. Böyle bir sonuca

varılamaması durumunda çoğunluğun kararı geçerli

olacaktır.27

Cohen, müzakereci demokrasinin bizi getireceği yer

olan ortak çıkar ve kişisel özerklik konularına da25 A.g.e. syf 7426 A.g.e syf 7427 A.g.e. syf 75

açıklık getirmiştir. Ortak çıkar konusunda; tarafların

kendi çıkarlarına kayıtsız kalmayacağı ve ayrıca herkesi

kendi doğrultusunda ikna etmeye çalışacağı göz önünde

bulundurulursa müzakere sonucunda alınmış kararın

toplumun ortak çıkarına uygun olduğunu vurgulamıştır.

Cohen’in ideal müzakereci demokrasi kavramını ortaya

koyduktan sonra müzakerenin ve müzakereci demokrasinin

neden önemli olduğuna değinmek gerekmektedir.

Christiano’ya göre “müzakereler siyasal bir toplumda

vatandaşların inançlarını ve tercihlerini dönüştürür,

geliştirir ve daha net hale getirir.” Müzakerelerin üç

farklı önemi bulunmaktadır. Müzakerelerin birinci önemi

onun sonuçları ile ilgilidir. Müzakere sonuçlarının da üç

anlamda olumlu katkısı bulunmaktadır: müzakereler genel

olarak yasamanın kalitesini artırmaktadır çünkü insanlar

toplumu ve ahlaki değerleri daha iyi anlayabilmektedir.

Müzakereler esnasında iyi niyetli ve makul alternatifleri

tartışılarak kanunların ve kurumların daha adaletli

olması sağlanabilmektedir. İkinci olarak ise, müzakereler

kanunların adilliğinin toplum tarafından daha sık göz

önünde bulunmasını ve tartışılmasını sağlar. Kanun

yapılırken de mantıklı bir şekilde uzlaşılmasını sağlar

ve böylelikle kanunların meşruiyetini artırmış olur.

Üçüncü olarak ise müzakereler vatandaşların da iyi

özelliklerinin güçlenmesine ve artmasına yardımcı olur.

Özgür ve serbest bir biçimde müzakerelere katılan

vatandaşlar kendi özerkliği, rasyonalitesi ve ahlaki

yönünü kuvvetlendirecek önlemler alır. 28 Müzakereci

demokrasi teorisyenleri Guttman ve Thompson’a göre de

müzakereci demokrasinin büyük üstünlüğü onun zaman içinde

öğrenmeyi teşvik etmesidir.29

Müzakerelerin ikinci önemi ise varlığın içinden

olan, yalnızca bilinç içeriği olan anlamında kullanılan30

içkin değeridir. İçkin değer, onun bir toplumu ya da

kişiyi bir karar almadan önce iyi bir işbirliğine itmesi

ve daha bilerek bir şekilde yaşamasıyla müzakere

neticesinde alınan karardan bağımsız olarak yaşam

kalitesini artırması ile ilgilidir. İçkin değer, ikinci

bir şekilde de ortaya çıkar. Bu da, kişilerin bir karar

almadan önce diğer kişilerle müzakere etmesinin bireyler

arasında karşılıklı saygı ve alaka doğurmasıdır.31

Müzakerelerin üçüncü önemi ise siyasi

gerekçelendirmedir. İdeal bir şekilde yapılmış bir

müzakere, alınan karar neticesinde alınmış bir kararın

sonuçlarının tamamen gerekli ve yeterli olduğu anlamına

gelir. Çünkü bu kararlar eşit ve özgür vatandaşlar

tarafından alınmıştır.32

28 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 244

29 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi30 Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, Erişim, 20.12.2013, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52c6289a678fa4.5477014531 A.g.m. syf 24532 A.g.m. syf 246

Müzakere sürecinin yukarıdaki sayılan üç faydasından

bahsettikten sonra Thomas Christiano tarafından ortaya

konulan müzakerelerin araçsalcı değerine değinmek

gerekmektedir. Thomas Christiano özetle şunları

söylemektedir: Kamusal alanlarda siyasi anlamda korku ya

da yıldırma politikaları olmadan her türlü konunun farklı

bakış açıları ifade edilmesi ve tartışılması demokrasi

çerçevesinde erdem ve adalet duygusunu artıracaktır.

Tartışmalar ve müzakereler kişilerin birbirlerinin

isteklerini daha fazla anlamasına yardımcı olacaktır.

Ayrıca, uzun tartışmalar ve bilgi edinmeler neticesinde

alınan kararlar hakkında toplum daha fazla bilgi sahibi

olacak ve herkesin bu kararı kabul etmesi

kolaylaşacaktır.33

Müzakerelerin uygulandığı bir toplumda bireylerin

sahip oldukları özellikleri işlevsel hale gelmektedir.

Ancak müzakerelerin uygulanmadığı bir durumda bilgi

sahibi kişiler sürecin dışında kalmaktadırlar. Yine bu

durumda kişiler kendi düşüncelerini açıklama gereği

duymamakta ve kendisini ilgilendiren birçok konuda daha

az düşünmektedir. Müzakerelerin sürekli hale gelmesi,

bireylerin yeteneklerini artırırken karakterlerini

geliştirmelerine de yardımcı olmaktadır.34 Christiano

müzakerelerin bu faydalarından bahsederken, bunu

33 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 24734 A.g.e. 248

söyleyebilmek için yeterli kanıt olmadığını da

belirtmiştir.35

Müzakereci demokrasi konusunda kamusal alanın çok

önemli bir yeri vardır. “Kamusal alan”, günümüzde

toplumsal gelişmeleri ve değişmeleri anlamak amacını

güden çalışmalarda sıkça göndermede bulunulan

kavramlardan biridir.36 Kamusal alan konusunda sosyal

bilimciler tarafından bir kavram birliğine varılamamışsa

da kamusal alanın bir yüz - yüze demokrasi olduğu

konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Yüz - yüze

demokrasi en kolay demokrasi olarak yansıtılsa da bu

durum küçük gruplar için geçerli olsa bile büyük

topluluklar için geçerli olamayacaktır.37

Habermas, kamusal ile kamu kavramlarının birbiri

ile çok uyuşmayan kavramlar olduğunu38 söyledikten sonra

kamusallıkla ilgili olarak “Şayet kapalı

topluluklarınkinden farklı olarak herkese açık iseler

toplantıları kamusal olarak nitelendiriyoruz – tıpkı

kamusal yerlerden ya da kamusal binalardan söz ettiğim

gibi. Ancak salt bu kamusal binalar lafı bile söz konusu

binaların herkese açık oluşundan öte bir şeyi ifade

ediyor; hatta bunların kamunun gidiş gelişine açık

35 A.g.e. 249 36 Tuba Asrak Hasdemir, Mustafa Kemal Çoşkun, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf, 27.11.201337 Rousiley C. M. Maia, Deliberative Democracy and Public Sphere Typology, Erişim, http://www.ec.ubi.pt/ec/01/pdfs/maia-rousiley-deliberative-democracy.pdf, 27.11.201338 Jürgen Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev. Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul, 2003, 57

olmaları bile önemli değildir. Bunlar devletin

kurumlarını barındırırlar ve bizzat bu niteliği gereği

kamusaldırlar. Devlet kamu erkidir. Bu sıfatını, kendi

hukukuna tabi olanların ortak kamusal selametini sağlama

görevine borçludur.39

Burada önemli bir mesele, “kamusal”ın kapsamının

belirlenmesiyle ilgilidir ve müzakereci demokrasi

anlayışı bu konuda vuzuhtan yoksundur. Hatta denebilir

ki, bu anlayışta kamusal müzakerenin sınırlarının özel ve

sivil alanları da kapsayacak şekilde geniş tutulma

tehlikesi söz konusudur.40

Diğer taraftan müzakereci demokrasi eleştirilerini

de göz ardı etmemek gerekmektedir. Bell’e göre, müzakere

her zaman siyasi sorunları çözmeyebilir. Daha kötüsü,

aslında anlaşmazlıkları derinleştirerek siyasi

çözümsüzlüğe sebep olup bazı şeylerin daha da kötüye

gitmesine neden olabilir.41

Müzakereyi savunanlar görece daha eşitlikçi olan

toplumlarda bu sistemin daha iyi işleyeceğini

belirtmektedirler. Zenginlerin müzakere dışı yollarla

konuyu kendi lehine çevirmek isteyebileceği gibi zengin

ile fakir arasında derin uçurumlar olduğu durumlarda

insanların tüm bu farklılıkları bir kenara bırakıp39 Jürgen Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev. Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul, 2003, 5740 A.g.e. 41 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf73

tarafsız bir şekilde belirli bir konuyu tartışacağını

ummak gerçekçi olmaz. Bu müzakere değil el koyma olur.42

Bu görüşe paralel bir şekilde, büyük çoğulcu toplumlarda

müzakereci demokrasinin işlemeyeceğini Christiano’da

söylemiştir.43 Bu durum Erdoğan’ın makalesinde de ele

alınmıştır: “müzakere temelinde çalıştığı varsayılan Amerikan jüri

örneğinden

hareketle bir yazar, jürilerin kararlarının genellikle bütün üyelerin

öngörüldüğü

gibi eşit bir katılımının sonucu olarak ortaya çıkmadıklarını belirtmektedir.

Bunun temel nedeni, insanların jürilerde bir araya geldiklerinde dış dünyada

sahip oldukları statü, güç ve ayrıcalıklarını arkalarında bırakmadıkları

gerçeğidir. Meselâ, genellikle jürilerde erkekler kadınlara, beyazlar beyaz-

olmayanlara göre daha baskın konumda olmaktadırlar. Ayrıca, jürilerde çok

söz alma ve konuşma kişinin argümanlarının güçlü olduğu izlenimi

aratmakta ve çok konuşan kişilerin diğerleri tarafından en ikna edici olarak

görülmesi ihtimalini artırmaktadır.”44

Bell’in dikkat çektiği bir husus ise şudur: “Ortak bir

siyasi projeye ait olma hissi bireylerin hırslarını azaltma ve uzlaşmaya

gönüllü olmalarını sağlama açısından gerekli olabilir. İnsanlar birbirlerine

güvenmiyorlarsa tartışılacak çok şey yoktur ve insanlar birbirlerini yabancı

42 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf7343 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 24944 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi

topraklardan gelen yabancılar olarak görüyorsa müzakereci demokrasinin

prensipleri ile hareket etme güdüsüne sahip olmayacaklardır.”45

Müzakereci demokrasiye yöneltilen bir diğer eleştiri

ise, müzakareci demokrasinin aksini öngörse bile elitist

bir uygulamaya dönüşeceğidir. Konu ile ilgili olarak

Erdoğan söyle demiştir: “Müzakerenin aristokratik özelliği yeterince

düşünülüp-taşınılmış olmayan tercihleri dışlama eğilimindedir. Sanders’in

anlatımıyla, demokratik müzakerenin rasyonel, soğukkanlı ve bencillikten

uzak olması gerektiğini iddia etmek, zımnen, heyecanlı veya ateşli, aşırı ve

özel çıkarların yönlendirdiği sıradan konuşmaları dışlamak anlamına

gelmektedir.”46 Bu çerçeveden bakıldığında müzakereci

demokrasinin konuyla bağlantısı olan herkesin müzakere

etmesi idealinden uzaklaşması olasılığının ağır bastığı

görülmekedir.

SONUÇ

Jürgen Habermas’ın “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü”

ve “İletişimsel Eylem Kuramı” çerçevesinde şekillenen

ancak daha sonra farklı Fishkin, Cohen ve Gutmann –

Thompson tarafından yorumlanan müzakereci demokrasi

konusu teorik anlamda normatif bir ideal demokrasi örneği

sunmaktadır. Müzakereci demokrasi; herkesin eşit statüde

ve eşit bir şekilde müzakere sürecine katılabilmesi,

45 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf7346 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi

kararların meşruiyetinin müzakerelere dayanması gibi

temel argümanları ile hem ahlak hem de adalet açısından

iyi bir alternatif sunuyor gibi görünmektedir.

Teorik olarak değerlendirdiğimiz müzakereci

demokrasinin uygulanmasında bazı güçlükler bulunmaktadır:

katılımın gönüllülük esasına dayanması neticesinde

katılımın düşük seviyede kalması, vatandaşlar arasındaki

eğitim farklılıkları, müzakerenin vatandaşlar arasındaki

sorunları derinleştirme ihtimalinin olması, her konunun

uzun uzadıya müzakere edilmesi zaman açısından sıkıntı

yaratabilmesi, gizli oy yerine kullanılacak açık müzakere

tekniklerinin manipüle edilmesi olasılığı, müzakerelerin

yoksulları kategorik olarak olmasa bile pratikte

dışlaması ve müzakereci demokrasi sisteminde

parlamentonun yerinin muğlaklığı gibi sorunlar müzakereci

demokrasinin uygulanabilirliğini zayıflatsa da bu durum

teorinin tamamen geçersiz olduğu anlamına gelmemektedir.

Unutulmamalıdır ki, sosyal bilimlerdeki her teori

kolaylıkla kabul edilmemiştir ancak zamanla kendini

yenileyebilmektedir. Müzakereci demokrasi açısından

durumun ne olacağını zaman gösterecektir.

KAYNAKÇA

1- Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük,http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52a76c51241554.92821765, Erişim, 11.11.2013,

2- YETİŞ, Mehmet, Antik Atina’da Demokrasinin Gelişimi:Soloncu Pasif Devrimden Peisistratos’un Tiranlığına,Erişim:http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/54/2/Mehmet-YETIS.pdf, 08.11.2013

3- TUNCEL, Gökhan, Küreselleşmenin Demokrasinin Yaygınlaşmave Derinleşme Sürecine Etkisi

4- URAL, Şafak, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler veBirey, Erişim,http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf,13.11.2013

5- KODAMAN, Bayram, Liberal Demokrasinin Zemini, Erişim:http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/23/23_01.pdf, 17.11.2013

6- TUNÇ, Hasan, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi

Kavramı,

7- ELSTUB, Stephan, The Third Generation of DeliberativeDemocracy, Erişim lib.gazi.edu.tr, 30.11.2013

8- http://dictionary.reference.com/browse/deliberative?s=t Erişim, 30.11.2013

9- ERDOĞAN, Mustafa, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”,İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

10- CHAMBERS, Simone, “Deliberative Democratic Theory”University of Toronto Annu. Rev. Sci. 2003.6

11- HASDEMİR, Tuba Asrak, ÇOŞKUN, Mustafa Kemal, Erişim,http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf,27.11.2013

12- SİTEMBÖLÜKBAŞI, Şaban, Liberal Devletin Çıkmazlarına

Çözüm Olarak Müzakereci Demokrasi Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi,

(10) 2005, s.139-144, Erişim, www.akdeniz.edu.tr,

25.11.2013

13- ÇETİN, Halis, “Siyasetin Evrensel Sorunu: İktidarınMeşruiyeti – Meşruiyetin İktidarı”,Erişim:http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/461/5248.pdf24.11.2013

14- HABERMAS, Jürgen, Communication and the Evolution ofSociety, Beacon Press, 1979

15- COHEN, Joshua, “Deliberation and Democratic Legitimacy”,

Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi.

James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997,

16- CHRISTIANO, Thomas, The Significance of PublicDeliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason andPolitics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997

17- MAIA, Rousiley C. M., Deliberative Democracy and PublicSphere Typology, Erişim,http://www.ec.ubi.pt/ec/01/pdfs/maia-rousiley-deliberative-democracy.pdf, 27.11.2013

18- HABERMAS, Jürgen, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev.Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul,2003

19- BELL, Diana, Democratic Deliberation: The Problem ofImplementation, Deliberative Politics: Essays on Democracyand Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford UniversityPress, 1999 syf 73