MÜZAKERECİ DEMOKRASİ
Transcript of MÜZAKERECİ DEMOKRASİ
MÜZAKERECİ DEMOKRASİ
ÖZET
Sosyal bilimlerin en tartışmalı konularından birisi
olan demokrasi kavramı kabaca halk egemenliği anlamına
gelmekte ise de halkın ve egemenliğin farklı şekillerde
tanımlanması farklı demokrasi türlerinin ortaya çıkmasına
sebep olmuştur.
Son yıllara kadar hakim durumda olan liberal
demokrasi günümüz ihtiyaçlarına cevap vermemeye
başlayınca onun eksikliklerine karşı sosyal bilimciler
çeşitli alternatif arayışlarına girdiler. Müzakereci
demokrasi de bunlardan bir tanesidir. Temel olarak,
Jürgen Habermas’ın “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü” ve
“İletişimsel Eylem Kuramı” eserleri çerçevesinde
şekillenen müzakereci demokrasi kavramına daha sonra pek
çok yorum getirilmiştir. Bu makalede ele alınan Joshua
Cohen de bunlardan birisidir. Bu çalışmada, müzakereci
demokrasi kavramı Joshua Cohen’in eseri çerçevesinde
açıklanmaya çalışılmış. Müzakereci demokrasiyi
destekleyen ve ona karşı getirilen eleştiriler
örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler
1- Müzakereci demokrasi
2- Jürgen Habermas
3- Joshua Cohen
4- Kamusal alan
ABSTRACT
Although democracy, one of the most controversial
issues in social sciences, means roughly people’s
sovereignty; different definitions of people and
sovereignty lead to different conceptualizations of
democracy.
Because liberal democracy couldn’t satisfy the
contemporary demands of people, social scientists have
searched for alternatives. Deliberative democracy is a
result of this search. Deliberative democracy, basicly
theorized by Habermas’ “The Structural Transformation of
the Publis Sphere” and “Theory of Communicative Action
Book”, was largely discussed. Joshua Cohen is one of
these social scientists. This paper analyzed Joshue
Cohen’s study, Deliberation and Democratic Legitimacy and
tried to explain the concept of deliberative democracy.
Key Words:
1- Deliberative democracy
2- Jürgen Habermas
3- Joshua Cohen
4- Public sphere
GİRİŞ
Sosyal bilimlerde en çok tartışılan konulardan bir
tanesi demokrasi kavramıdır. Kelime anlamı olarak “halkın
egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi”1 şeklinde
tanımlanan demokrasi, siyaset biliminde ise farklı
yorumlara konu olmuştur. Bu yüzden demokrasi kavramını1 Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, Erişim, 11.11.2013, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52a76c51241554.92821765
netleştirmek gerekmektedir. Demokrasi, farklı insanlara
çok farklı anlamlar çağrıştırabilmektedir. Kelime kökü
olarak “halkın iktidarı” anlamına gelmekte olan demokrasi
kelimesi orijinali Yunanca olan halk anlamına gelen
“demos” ve iktidar, güç anlamlarına gelen “kratos”
kelimelerinden türemiştir. Demokrasi halkın iktidarıdır
ama hangi halk ve hangi iktidar? Bu iki soruya verilen
farklı cevaplar farklı demokrasi türlerinin ortaya
çıkmasına, demokrasinin günümüzde en çok tartışılan
konularından birisi olmasına ve demokrasi konusundaki
kavram kargaşasına sebep olmuştur.
Demokrasi, Anayasal bir rejim olarak ilk kez
Atina’da M.Ö. 507 yılında kurulmuştur.2 Antik Yunan’daki
doğrudan uygulanan demokrasi, Roma İmparatorluğu’nun ilk
dönemlerinde temsili demokrasiye dönüşmüştür.
Demokrasinin iktidarın sınırlandırılmasını da içerdiği
düşünüldüğünde, İngiltere’de Magna Carta’nın
imzalanmasına kadar geçen uzunca bir süre, dünya
gündeminden uzak kalan demokrasi3 daha sonra Aydınlanma
Çağı, Fransız İhtilali ve Amerikan bağımsızlık Savaşı ile
şekillenmiş ve tarihi bir arka plan oluşturmuştur.4
2 Mehmet Yetiş, Antik Atina’da Demokrasinin Gelişimi: Soloncu Pasif Devrimden Peisistratos’un Tiranlığına, Erişim: http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/54/2/Mehmet-YETIS.pdf, 08.11.20133 Gökhan Tuncel, Küreselleşmenin Demokrasinin Yaygınlaşma ve Derinleşme Sürecine Etkisi4 Şafak Ural, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler ve Birey, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf, 13.11.2013
Bugün hakkında konuştuğumuz demokrasi ise
Vatandaşlar Meclisi, Senatosu ve kısıtlı oy hakkı ile
Antik Yunan’da ya da Roma’da görülen demokrasi değil,
Aydınlanma Çağı’nın (XVII. yüzyıl) felsefi düşünce akımı olan liberalizm
olmuştur. Bu yüzden haklı olarak demokrasiye liberal sıfatı eklenmiştir.
Liberal felsefenin kaynağı da Hümanizma, Rönesans ve Reform
dönemlerinde görülen fikri atmosferdir.5 Liberal Demokrasi ile
şekillenen, günümüzde yaygın olan Batı tipi demokrasi
denilen demokrasinin en belirgin özelliği serbest seçim
ve açık oy ile oluşturulan parlamentonun temsil esasına
dayanarak yürütme ve denetleme gücünü elde etmesidir.
Batı tipi demokrasinin bir diğer temel özelliği de
kuvvetler ayrılığı ilkesidir. Bu ilke, özellikle yargı
yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılıp yürütme ve
denetleme gücünün doğru ve yerinde kullanılmasının
teminatı altına almaktadır.6
Demokrasi kavramı uygulamada ilk çıktığı andan beri
gerek bulunduğu çağa gerekse toplumlara bağlı olarak
sürekli değişiklik göstermiştir. Yunan ve Roma
demokrasileri denince akla halk bir meydana toplanması ve
önemli konulardaki kararlarını yöneticilere doğrudan
bildirmesi gelmektedir.7 Bu, doğrudan demokrasinin
5 Bayram Kodaman, Liberal Demokrasinin Zemini, Erişim: http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/23/23_01.pdf, 17.11.20136 Şafak Ural, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler ve Birey, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf, 13.11.20137 Hasan Tunç, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi Kavramı, syf. 12
bir örneğidir; ancak günümüz koşullarında uygulanması
belli istisnalar haricinde mümkün görünmemektedir. Klasik
batı demokrasisin doğuşu ise tarihsel bir süreç
içerisinde meydana gelmiştir. Tunç bu süreci şöyle
açıklamaktadır: “… yönetimde tek kişinin mutlak ve sınırsız hakimiyetine
son vermek için büyük bir çaba gösterilmiştir. Tek kişinin mutlak hakimiyeti,
Avrupa’da önce toprak soylularının yönetimde söz sahibi olduğu feodal
sisteme yerini bırakmıştır. Feodal sistemin yıkılması ile birlikte ise güçlü
merkezi krallıklara geçilmiş ve toprağa bağlılık yerine tarımsal yapı, zanaat
ve ticaretin gelişmesi ile burjuvazi ve beraberinde işçi sınıfı doğmuştur.
Merkezi krallıklar ile burjuvazi arasında uzun süren çekişmeler sonucunda
monarşiler yıkılmış ve parlamentolu döneme geçiş sağlanarak, klasik batı
demokrasisi doğmuştur.”8 Yukarıda belirtildiği üzere hangi
halk ve hangi iktidar sorunu farklı demokrasi
anlayışlarını meydana getirmiştir. Klasik Batı
demokrasisinin doğmasından sonra ortaya çıkan işçi
sınıfının üretim araçlarını topluma mal etme düşüncesi
Marksist Demokrasi’nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.9
Demokrasinin; Antik Demokrasi, Liberal Demokrasi,
Marksist Demokrasi, Radikal Demokrasi, Müzakereci
Demokrasi, Siber Demokrasi, Plebisitçi Demokrasi, Militan
Demokrasi, Delegasyoncu Demokrasi gibi türleri
bulunmakta10 ise de bu çalışmada şimdilerde teorik
demokrasi tartışmalarını domine eden müzakereci
8 A.g.e.9 A.g.e.10 A.g.e.
demokrasi11 konusu ele alınacaktır. İngilizcede
“deliberative democracy” olarak kullanılan kavram
Ülkemizde müzakereci demokrasi olarak kullanılmaktadır.
Deliberative kelime anlamı olarak bir önerinin erdemli
bir şekilde amacına uygunluğunun değerlendirilmesi iken12
Müzakereci kelimesinin deliberative kelimesinin yerine
kullanılması, bir şeyi değerlendirme ve onun hakkında
tartışılmasından ziyade pazarlık etme anlamını
çağrıştırmaktadır.13 Ancak bu kavram literatüre
yerleştiği için kullanılmaya devam edilecektir.
Teorinin detaylarına inmeden önce kısaca müzakereci
demokrasi kavramının “normatif bir teori olduğunu,
demokrasiyi geliştirmek için çeşitli yollar önerdiğini ve
bu normatif standartlara ulaşmayan kurumları
eleştirdiğini” söyleyebiliriz.14 Denebilir ki, müzakereci
demokrasi teorisinin ana damarını Jürgen Habermas’ın “iletişimsel eylem”
teorisinden ilham alan literatür oluşturmaktadır. Habermas’a göre
Kapitalizmin sınıflı bir toplum yapısına sahip olduğunu ve geçerli olan teknik
ve bürokratik akılcılığın bireylerin yaşamları üzerinde giderek artan bir etkiye
sahip olduğunu belirtmektedir Habermas. Zorunluluk alanı olarak
tanımlanan ve toplum içindeki üyelerin bilinçlerinin önemsenmediği, geçersiz
sayıldığı, bireylerin araç olduğu “sistem” alanı, para ve iktidar
11 Stephen ELSTUB, The Third Generation of Deliberative Democracy, Erişim lib.gazi.edu.tr, 30.11.2013 12 http://dictionary.reference.com/browse/deliberative?s=t Erişim, 30.11.201313 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi14 Simone CHAMBERS, “Deliberative Democratic Theory” University of Toronto Annu. Rev. Sci. 2003.6
mekanizmalarıyla yönetilmektedir. Ancak bu alan dışında onunla
eşitlenemeyecek bir alan vardır ki o da “yaşam alanı”dır. İletişim, Habermas
için, yaşam dünyası içinde yer alan etkinliklerin en önemlisidir, çünkü
burada, ideal olarak, birey, sözlerinin geçerliliği için kabul edilmeye,
tanınmaya hak kazanır. Ayrıca, burada, bu alanda, yaşam dünyasının
yapısal unsurları değişikliğe uğratılabilir, yenileştirilebilir.15 Bu
düşüncelerden hareketle Habermas, toplumsal sorunların müzakereci
demokrasi usulleriyle ele alınması daha bütüncül karar alma
mekanizmalarını geliştirecek ve insanların bilinçli kollektif eylemler
aracılığıyla toplumsal ve ekonomik hayatın yönetimini aktif bir şekilde
üstlenmelerini sağlayacaktır. Kamusal alandaki demokratik müzakere
intersübjektif bir öğrenme süreci sayesinde bireylerin ufkunu açacak,
normalde dikkatlerden kaçabilecek yeni analizlerden ve çözüm önerilerinden
onların haberdar olmalarını sağlayacaktır.16 ifadesini kullanmıştır.
Habermas’tan sonra birçok siyaset bilimci tarafından
yorumlanmış ve farklı anlayışlar geliştirilmiştir.
Müzakereci demokrasiye ilişkin her ne kadar farklı
teoriler bulunsa da; insanların belli bir süre ile
kendilerini yönetecekleri kişileri kapalı oylama yöntemi
ile seçmesi ve iradelerini bu şekilde seçilenlerin
iradesine bırakmasının demokrasi için yeterli olamayacağı
anlayışının müzakereci demokrasinin çıkış noktası
olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hasan Tunç’a göre
“Müzakereci demokrasi, liberal demokrasinin gelişen dünya düzeninde
15 Tuba Asrak Hasdemir, Mustafa Kemal Çoşkun, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf, 27.11.201316 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi
toplumların karşılaştığı sorunların çözümünde yetersiz kaldığı ve meşruiyet
bunalımı yarattığı anlayışı çerçevesinde öne sürülen alternatif bir
modeldir.”17 Sosyal bilimcileri liberal demokrasiye
alternatif aramaya iten sebepler nelerdir? Şaban
Sitembölükbaşı bu sebepleri şu şekilde özetlemiştir:18
- Liberal demokrasilerin sözleşmeye dayalı
ilişkiler ağı ve çoğunluğu baz alan siyasal
süreçleri azınlık hakları, etnik farklılıklar,
kültürel sorunlar ve cinsiyet ayrımcılığı gibi
konuların çözümünde yetersiz kalmaktadır.
- Düzenli yapılan seçimler, seçilenler üzerinde bir
disiplin işlevi olarak görünüyor gibi algılansa
da vatandaşların onlar adına alınan kararlar da
çok az bir etkisi bulunmaktadır. Ayrıca,
azınlıklar ve marjinal kesimler seslerini
duyuramamaktadırlar. Bir diğer sorun ise
vatandaşların temsili demokrasi nedeni ile pasif
birey haline gelmeleridir.
- Vatandaşlar tarafından seçilenlerin icraatlarının
hayal kırıklığı yaratması, siyasi fırsatçılık,
çoğunluğa dayalı yönetimlerin azınlığın haklarını
kullanmasını engellemesi,
17 Hasan Tunç, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi Kavramı, syf. 1218 Şaban Sitembölükbaşı, Liberal Devletin Çıkmazlarına Çözüm Olarak Müzakereci Demokrasi Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, (10) 2005, s.139-144,www.akdeniz.edu.tr, 25.11.2013
- Çoğunluk yöntemi ve iktidarın paylaşılması
sürekli olarak azınlıkta bulunanların sürekli
ezilmesine yol açmaktadır.
- Bireylerin kendi tercihlerini kendilerine
saklaması ve soyutlanmış bir biçimde oy vermesi
başkaları ile empati kurma yoksunluğu, kendi
görüşlerini ifade edememe ve bilgi yoksunluğuna
düşmeye sebep olacaktır.
- Oy verme yöntemleri konusundaki farklılıklar
seçim sonuçlarının oyların sayılma yöntemine
bağlı olarak insan eseri olduğu görüşünü
uyandırabilir.
Ayrıca, liberal anlayışın özel alan / kamusal alan
ayrımı yetersiz kalmış ve “müzakereci anlayışın kamusal alanı öne
çıkarması ve bu alanın kapsamını genişletmesi onu özel alanın
dokunulmazlığını veri olarak alan liberal öğretiden temel bir noktada
ayırmaktadır.”19
Demokratik anlamda yetersizlik olarak bahsedilen
yukarıdaki sorunlar, müzakereci demokrasi çerçevesinde
meşruiyet sorununu doğurmaktadır ve liberal
demokrasilerin daha demokratik olması gerekliliğine vurgu
yapar. Burada meşruiyet kavramını biraz açmakta fayda
var. Meşruiyet, “kavram olarak eylemlerin, ilişkilerin ve iddiaların
toplumsal kabul görecek hukuki, rasyonel, zorunlu, ahlaki, makul, doğal
19 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
gerekçelere dayandırılmasıdır.”20 Habermas ise, 1974 yılında
sunduğu “Modern Devletlerde Meşruiyet Sorunları” adlı
çalışmasında meşruiyet ile ilgili olarak şunu
söylemiştir: “Meşruiyet, siyasi bir buyruğun doğru ve adil olarak
tanınması için iyi kanıt veya argümanların olması anlamına gelir.”21 Bu
çerçeveden bakıldığında; müzakereci demokrasi,
vatandaşların müzakereler yolu ile meşru hukuk yapması
olarak tanımlanabilir.
Müzakereci demokrasi konusu üzerine yapılmış birçok
çalışma vardır ve konu siyaset bilimciler tarafından
değişik şekilde ele alınmaktadır. Ben, konuyu daraltmak
adına, Joshua Cohen tarafından kaleme alınan “Müzakere ve
Demokratik Meşruiyet (Deliberation and Democratic
Legitimacy)” adlı makaleyi merkeze alarak müzakereci
demokrasi kavramını değerlendireceğim. Joshua Cohen,
müzakereci demokrasiyi kabaca “Sorunlarının, oranın üyesi
olanlar tarafından tartışılarak yönetildiği bir ilişki”
şeklinde tanımlamış ve demokrasiyi adalet ve eşitlik
çerçevesinde saptırılmış bir ideal olarak değil
demokrasinin kendisini bir ideal olarak ele almıştır.22
Cohen, çalışmasını üç ana bölüme ayırmıştır. Birinci
bölümde müzakereci demokrasinin belirli özellikleri
20 Halis ÇETİN, “Siyasetin Evrensel Sorunu: İktidarın Meşruiyeti – Meşruiyetin İktidarı”,Erişim: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/461/5248.pdf21 Jürgen HABEMAS, Communication and the Evolution of Society, BeaconPress, 197922 Joshua COHEN, “Deliberation and Democratic Legitimacy”, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 67
Rawl’ın demokrasi tartışmaları kapsamında açıklanmış,
ikinci bölümde ise müzakerenin soyut bir şekilde
karakterize edilmesini sağlayan ideal müzakere süreci
oluşturulmuştur.
Cohen ideal müzakereci demokrasi sürecini anlattığı
ikinci bölüme “resmi kavram” adını verdiği ideal
müzakereci demokrasi ile başlamıştır. Cohen’in müzakereci
demokrasinin “resmi kavramının” 5 temel özelliği
vardır:23
- Müzakereci demokrasi halihazırda devam etmekte
olan bağımsız bir süreçtir. Müzakereci
demokrasinin tarafları da bunun devam etmesini
beklemektedirler.
- Müzakereci demokrasinin tarafları, kurumların
kendi müzakereleri neticesinde oluştuğunu, şekil
aldığını ve mevcut kurumların müzakere yapmak
için gerekli şartları sağladığı görüşünü
paylaşırlar. Onlar için eşitler arasındaki
serbest müzakereler meşruiyetin temelidir.
- Müzakereci demokrasi çoğulcu bir yapıdır.
Tarafların çeşitli tercihleri, inançları ve kendi
yaşam şekilleri doğrultusunda idealleri vardır.
Taraflar bir konuda müzakere ederken farklı
amaçları olabilir ve herhangi bir tercih ya da
inancı zorunlu olarak kabul etmezler. 23 Joshua COHEN, “Deliberation and Democratic Legitimacy”, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 72
- Müzakereci demokrasinin tarafları, müzakere
süreçlerini meşruiyetin temeli olarak kabul
ettikleri için müzakere ve sonuçları arasındaki
bağlantıyı açık bir şekilde görebildikleri durumu
müzakere sonuçlarının daha az belirgin bir
şekilde ortaya çıktığı duruma tercih ederler.
- Müzakereci demokrasinin tarafları diğer insanları
da müzakere kapasitesine sahip bireyler olarak
görür.
Cohen’in yukarıda saydığı beş madde “ideal müzakere
sürecini” oluşturur. Cohen, öncelikle bir gündem üzerinde
karar varma ve o gündem hakkında ortaya atılan alternatif
çözümleri sebep ve sonuçları ile birlikte ele almaya
ihtiyaç olduğunu ve ortaya çıkan bir sonucun meşru
sayılabilmesi için eşitler arasında hür ve sebep – sonuca
dayalı müzakereler neticesinde ortaya çıkması şart
olduğunu söylemiştir.24
Cohen, ideal müzakerenin gerçekleşebilmesi için de
belli şartlar olduğunu ileri sürmüştür. Cohen’e göre
müzakereler serbestçe yapılmalıdır ve müzakerenin hür
olarak gerçekleşebildiğini ileri sürebilmek için iki
koşul vardır. Birincisi, katılımcılar kendilerini sadece
müzakere sonucu verilen kararlar ile ve müzakerenin temel
kuralları ile bağlı hissetmelidirler. Kendilerinden
önceki karar ve kabuller müzakere sürecini
etkilememelidir. İkinci olarak ise ona uymak için yeteri
24 A.g.e. syf. 73
kadar sebep veren durumların müzakere süreci sonunda
kabul edilmesidir. 25
Cohen için müzakerenin ikinci önemli koşulu da öne
sürülen fikirlerin sebeplerinin ve yararlarının iyi
anlatılması gerekliliğidir. Bu sebepler, önerilerin
akıbetini belirleyecektir. Bir mesele hakkında öne
sürülen görüşler diğerlerinin onu kabul etmesi amacını
taşır. Bir görüş hakkında öne sürülen bir fikir çok iyi
olsa bile iyi desteklenmezse kabul edilmeyebilir.
Müzakereci demokrasi, kararların müzakere yolu ile
alınmasına önem verir.26
İdeal müzakerede tarafların eşit olması
gerekmektedir. Herkes kendi görüşünü özgürce ifade
edebilir ve gündeme yeni konular ekleyip yeni çözüm
önerileri sunabilir. Herkesin eşit hakları vardır.
Taraflar arasındaki mevcut güç dağılımı ve maddi koşullar
müzakere sürecinde bir rol oynamaz.
Cohen’in ideal müzakere sürecindeki son koşulu;
müzakere sonunda, müzakereye katılan taraflarca sunulan
alternatifler arasında herkes için ikna edici olan
mantıklı bir görüş birliğine varmasıdır. Böyle bir sonuca
varılamaması durumunda çoğunluğun kararı geçerli
olacaktır.27
Cohen, müzakereci demokrasinin bizi getireceği yer
olan ortak çıkar ve kişisel özerklik konularına da25 A.g.e. syf 7426 A.g.e syf 7427 A.g.e. syf 75
açıklık getirmiştir. Ortak çıkar konusunda; tarafların
kendi çıkarlarına kayıtsız kalmayacağı ve ayrıca herkesi
kendi doğrultusunda ikna etmeye çalışacağı göz önünde
bulundurulursa müzakere sonucunda alınmış kararın
toplumun ortak çıkarına uygun olduğunu vurgulamıştır.
Cohen’in ideal müzakereci demokrasi kavramını ortaya
koyduktan sonra müzakerenin ve müzakereci demokrasinin
neden önemli olduğuna değinmek gerekmektedir.
Christiano’ya göre “müzakereler siyasal bir toplumda
vatandaşların inançlarını ve tercihlerini dönüştürür,
geliştirir ve daha net hale getirir.” Müzakerelerin üç
farklı önemi bulunmaktadır. Müzakerelerin birinci önemi
onun sonuçları ile ilgilidir. Müzakere sonuçlarının da üç
anlamda olumlu katkısı bulunmaktadır: müzakereler genel
olarak yasamanın kalitesini artırmaktadır çünkü insanlar
toplumu ve ahlaki değerleri daha iyi anlayabilmektedir.
Müzakereler esnasında iyi niyetli ve makul alternatifleri
tartışılarak kanunların ve kurumların daha adaletli
olması sağlanabilmektedir. İkinci olarak ise, müzakereler
kanunların adilliğinin toplum tarafından daha sık göz
önünde bulunmasını ve tartışılmasını sağlar. Kanun
yapılırken de mantıklı bir şekilde uzlaşılmasını sağlar
ve böylelikle kanunların meşruiyetini artırmış olur.
Üçüncü olarak ise müzakereler vatandaşların da iyi
özelliklerinin güçlenmesine ve artmasına yardımcı olur.
Özgür ve serbest bir biçimde müzakerelere katılan
vatandaşlar kendi özerkliği, rasyonalitesi ve ahlaki
yönünü kuvvetlendirecek önlemler alır. 28 Müzakereci
demokrasi teorisyenleri Guttman ve Thompson’a göre de
müzakereci demokrasinin büyük üstünlüğü onun zaman içinde
öğrenmeyi teşvik etmesidir.29
Müzakerelerin ikinci önemi ise varlığın içinden
olan, yalnızca bilinç içeriği olan anlamında kullanılan30
içkin değeridir. İçkin değer, onun bir toplumu ya da
kişiyi bir karar almadan önce iyi bir işbirliğine itmesi
ve daha bilerek bir şekilde yaşamasıyla müzakere
neticesinde alınan karardan bağımsız olarak yaşam
kalitesini artırması ile ilgilidir. İçkin değer, ikinci
bir şekilde de ortaya çıkar. Bu da, kişilerin bir karar
almadan önce diğer kişilerle müzakere etmesinin bireyler
arasında karşılıklı saygı ve alaka doğurmasıdır.31
Müzakerelerin üçüncü önemi ise siyasi
gerekçelendirmedir. İdeal bir şekilde yapılmış bir
müzakere, alınan karar neticesinde alınmış bir kararın
sonuçlarının tamamen gerekli ve yeterli olduğu anlamına
gelir. Çünkü bu kararlar eşit ve özgür vatandaşlar
tarafından alınmıştır.32
28 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 244
29 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi30 Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, Erişim, 20.12.2013, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52c6289a678fa4.5477014531 A.g.m. syf 24532 A.g.m. syf 246
Müzakere sürecinin yukarıdaki sayılan üç faydasından
bahsettikten sonra Thomas Christiano tarafından ortaya
konulan müzakerelerin araçsalcı değerine değinmek
gerekmektedir. Thomas Christiano özetle şunları
söylemektedir: Kamusal alanlarda siyasi anlamda korku ya
da yıldırma politikaları olmadan her türlü konunun farklı
bakış açıları ifade edilmesi ve tartışılması demokrasi
çerçevesinde erdem ve adalet duygusunu artıracaktır.
Tartışmalar ve müzakereler kişilerin birbirlerinin
isteklerini daha fazla anlamasına yardımcı olacaktır.
Ayrıca, uzun tartışmalar ve bilgi edinmeler neticesinde
alınan kararlar hakkında toplum daha fazla bilgi sahibi
olacak ve herkesin bu kararı kabul etmesi
kolaylaşacaktır.33
Müzakerelerin uygulandığı bir toplumda bireylerin
sahip oldukları özellikleri işlevsel hale gelmektedir.
Ancak müzakerelerin uygulanmadığı bir durumda bilgi
sahibi kişiler sürecin dışında kalmaktadırlar. Yine bu
durumda kişiler kendi düşüncelerini açıklama gereği
duymamakta ve kendisini ilgilendiren birçok konuda daha
az düşünmektedir. Müzakerelerin sürekli hale gelmesi,
bireylerin yeteneklerini artırırken karakterlerini
geliştirmelerine de yardımcı olmaktadır.34 Christiano
müzakerelerin bu faydalarından bahsederken, bunu
33 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 24734 A.g.e. 248
söyleyebilmek için yeterli kanıt olmadığını da
belirtmiştir.35
Müzakereci demokrasi konusunda kamusal alanın çok
önemli bir yeri vardır. “Kamusal alan”, günümüzde
toplumsal gelişmeleri ve değişmeleri anlamak amacını
güden çalışmalarda sıkça göndermede bulunulan
kavramlardan biridir.36 Kamusal alan konusunda sosyal
bilimciler tarafından bir kavram birliğine varılamamışsa
da kamusal alanın bir yüz - yüze demokrasi olduğu
konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Yüz - yüze
demokrasi en kolay demokrasi olarak yansıtılsa da bu
durum küçük gruplar için geçerli olsa bile büyük
topluluklar için geçerli olamayacaktır.37
Habermas, kamusal ile kamu kavramlarının birbiri
ile çok uyuşmayan kavramlar olduğunu38 söyledikten sonra
kamusallıkla ilgili olarak “Şayet kapalı
topluluklarınkinden farklı olarak herkese açık iseler
toplantıları kamusal olarak nitelendiriyoruz – tıpkı
kamusal yerlerden ya da kamusal binalardan söz ettiğim
gibi. Ancak salt bu kamusal binalar lafı bile söz konusu
binaların herkese açık oluşundan öte bir şeyi ifade
ediyor; hatta bunların kamunun gidiş gelişine açık
35 A.g.e. 249 36 Tuba Asrak Hasdemir, Mustafa Kemal Çoşkun, Erişim, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf, 27.11.201337 Rousiley C. M. Maia, Deliberative Democracy and Public Sphere Typology, Erişim, http://www.ec.ubi.pt/ec/01/pdfs/maia-rousiley-deliberative-democracy.pdf, 27.11.201338 Jürgen Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev. Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul, 2003, 57
olmaları bile önemli değildir. Bunlar devletin
kurumlarını barındırırlar ve bizzat bu niteliği gereği
kamusaldırlar. Devlet kamu erkidir. Bu sıfatını, kendi
hukukuna tabi olanların ortak kamusal selametini sağlama
görevine borçludur.39
Burada önemli bir mesele, “kamusal”ın kapsamının
belirlenmesiyle ilgilidir ve müzakereci demokrasi
anlayışı bu konuda vuzuhtan yoksundur. Hatta denebilir
ki, bu anlayışta kamusal müzakerenin sınırlarının özel ve
sivil alanları da kapsayacak şekilde geniş tutulma
tehlikesi söz konusudur.40
Diğer taraftan müzakereci demokrasi eleştirilerini
de göz ardı etmemek gerekmektedir. Bell’e göre, müzakere
her zaman siyasi sorunları çözmeyebilir. Daha kötüsü,
aslında anlaşmazlıkları derinleştirerek siyasi
çözümsüzlüğe sebep olup bazı şeylerin daha da kötüye
gitmesine neden olabilir.41
Müzakereyi savunanlar görece daha eşitlikçi olan
toplumlarda bu sistemin daha iyi işleyeceğini
belirtmektedirler. Zenginlerin müzakere dışı yollarla
konuyu kendi lehine çevirmek isteyebileceği gibi zengin
ile fakir arasında derin uçurumlar olduğu durumlarda
insanların tüm bu farklılıkları bir kenara bırakıp39 Jürgen Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev. Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul, 2003, 5740 A.g.e. 41 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf73
tarafsız bir şekilde belirli bir konuyu tartışacağını
ummak gerçekçi olmaz. Bu müzakere değil el koyma olur.42
Bu görüşe paralel bir şekilde, büyük çoğulcu toplumlarda
müzakereci demokrasinin işlemeyeceğini Christiano’da
söylemiştir.43 Bu durum Erdoğan’ın makalesinde de ele
alınmıştır: “müzakere temelinde çalıştığı varsayılan Amerikan jüri
örneğinden
hareketle bir yazar, jürilerin kararlarının genellikle bütün üyelerin
öngörüldüğü
gibi eşit bir katılımının sonucu olarak ortaya çıkmadıklarını belirtmektedir.
Bunun temel nedeni, insanların jürilerde bir araya geldiklerinde dış dünyada
sahip oldukları statü, güç ve ayrıcalıklarını arkalarında bırakmadıkları
gerçeğidir. Meselâ, genellikle jürilerde erkekler kadınlara, beyazlar beyaz-
olmayanlara göre daha baskın konumda olmaktadırlar. Ayrıca, jürilerde çok
söz alma ve konuşma kişinin argümanlarının güçlü olduğu izlenimi
aratmakta ve çok konuşan kişilerin diğerleri tarafından en ikna edici olarak
görülmesi ihtimalini artırmaktadır.”44
Bell’in dikkat çektiği bir husus ise şudur: “Ortak bir
siyasi projeye ait olma hissi bireylerin hırslarını azaltma ve uzlaşmaya
gönüllü olmalarını sağlama açısından gerekli olabilir. İnsanlar birbirlerine
güvenmiyorlarsa tartışılacak çok şey yoktur ve insanlar birbirlerini yabancı
42 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf7343 Thomas Christiano, The Significance of Public Deliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997, syf 24944 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi
topraklardan gelen yabancılar olarak görüyorsa müzakereci demokrasinin
prensipleri ile hareket etme güdüsüne sahip olmayacaklardır.”45
Müzakereci demokrasiye yöneltilen bir diğer eleştiri
ise, müzakareci demokrasinin aksini öngörse bile elitist
bir uygulamaya dönüşeceğidir. Konu ile ilgili olarak
Erdoğan söyle demiştir: “Müzakerenin aristokratik özelliği yeterince
düşünülüp-taşınılmış olmayan tercihleri dışlama eğilimindedir. Sanders’in
anlatımıyla, demokratik müzakerenin rasyonel, soğukkanlı ve bencillikten
uzak olması gerektiğini iddia etmek, zımnen, heyecanlı veya ateşli, aşırı ve
özel çıkarların yönlendirdiği sıradan konuşmaları dışlamak anlamına
gelmektedir.”46 Bu çerçeveden bakıldığında müzakereci
demokrasinin konuyla bağlantısı olan herkesin müzakere
etmesi idealinden uzaklaşması olasılığının ağır bastığı
görülmekedir.
SONUÇ
Jürgen Habermas’ın “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü”
ve “İletişimsel Eylem Kuramı” çerçevesinde şekillenen
ancak daha sonra farklı Fishkin, Cohen ve Gutmann –
Thompson tarafından yorumlanan müzakereci demokrasi
konusu teorik anlamda normatif bir ideal demokrasi örneği
sunmaktadır. Müzakereci demokrasi; herkesin eşit statüde
ve eşit bir şekilde müzakere sürecine katılabilmesi,
45 Diana Bell, Democratic Deliberation: The Problem of Implementation, Deliberative Politics: Essays on Democracy and Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford University Press, 1999 syf7346 Mustafa ERDOĞAN, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Üniversitesi
kararların meşruiyetinin müzakerelere dayanması gibi
temel argümanları ile hem ahlak hem de adalet açısından
iyi bir alternatif sunuyor gibi görünmektedir.
Teorik olarak değerlendirdiğimiz müzakereci
demokrasinin uygulanmasında bazı güçlükler bulunmaktadır:
katılımın gönüllülük esasına dayanması neticesinde
katılımın düşük seviyede kalması, vatandaşlar arasındaki
eğitim farklılıkları, müzakerenin vatandaşlar arasındaki
sorunları derinleştirme ihtimalinin olması, her konunun
uzun uzadıya müzakere edilmesi zaman açısından sıkıntı
yaratabilmesi, gizli oy yerine kullanılacak açık müzakere
tekniklerinin manipüle edilmesi olasılığı, müzakerelerin
yoksulları kategorik olarak olmasa bile pratikte
dışlaması ve müzakereci demokrasi sisteminde
parlamentonun yerinin muğlaklığı gibi sorunlar müzakereci
demokrasinin uygulanabilirliğini zayıflatsa da bu durum
teorinin tamamen geçersiz olduğu anlamına gelmemektedir.
Unutulmamalıdır ki, sosyal bilimlerdeki her teori
kolaylıkla kabul edilmemiştir ancak zamanla kendini
yenileyebilmektedir. Müzakereci demokrasi açısından
durumun ne olacağını zaman gösterecektir.
KAYNAKÇA
1- Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük,http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52a76c51241554.92821765, Erişim, 11.11.2013,
2- YETİŞ, Mehmet, Antik Atina’da Demokrasinin Gelişimi:Soloncu Pasif Devrimden Peisistratos’un Tiranlığına,Erişim:http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/54/2/Mehmet-YETIS.pdf, 08.11.2013
3- TUNCEL, Gökhan, Küreselleşmenin Demokrasinin Yaygınlaşmave Derinleşme Sürecine Etkisi
4- URAL, Şafak, Demokrasi Kavramı, Toplumsal Değerler veBirey, Erişim,http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/743/9508.pdf,13.11.2013
5- KODAMAN, Bayram, Liberal Demokrasinin Zemini, Erişim:http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/23/23_01.pdf, 17.11.2013
6- TUNÇ, Hasan, Demokrasi Türleri ve Müzakereci Demokrasi
Kavramı,
7- ELSTUB, Stephan, The Third Generation of DeliberativeDemocracy, Erişim lib.gazi.edu.tr, 30.11.2013
8- http://dictionary.reference.com/browse/deliberative?s=t Erişim, 30.11.2013
9- ERDOĞAN, Mustafa, “Müzakereci Demokrasi ve Sınırları”,İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
10- CHAMBERS, Simone, “Deliberative Democratic Theory”University of Toronto Annu. Rev. Sci. 2003.6
11- HASDEMİR, Tuba Asrak, ÇOŞKUN, Mustafa Kemal, Erişim,http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/933/11634.pdf,27.11.2013
12- SİTEMBÖLÜKBAŞI, Şaban, Liberal Devletin Çıkmazlarına
Çözüm Olarak Müzakereci Demokrasi Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi,
(10) 2005, s.139-144, Erişim, www.akdeniz.edu.tr,
25.11.2013
13- ÇETİN, Halis, “Siyasetin Evrensel Sorunu: İktidarınMeşruiyeti – Meşruiyetin İktidarı”,Erişim:http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/461/5248.pdf24.11.2013
14- HABERMAS, Jürgen, Communication and the Evolution ofSociety, Beacon Press, 1979
15- COHEN, Joshua, “Deliberation and Democratic Legitimacy”,
Deliberative Democracy: Essays on Reason and Politics, Edi.
James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997,
16- CHRISTIANO, Thomas, The Significance of PublicDeliberation, Deliberative Democracy: Essays on Reason andPolitics, Edi. James BOHMAN, William Rehg, MIT Press, 1997
17- MAIA, Rousiley C. M., Deliberative Democracy and PublicSphere Typology, Erişim,http://www.ec.ubi.pt/ec/01/pdfs/maia-rousiley-deliberative-democracy.pdf, 27.11.2013
18- HABERMAS, Jürgen, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, (Çev.Tanıl Bora, Mithat Sancar), İletişim, 5. Baskı, İstanbul,2003
19- BELL, Diana, Democratic Deliberation: The Problem ofImplementation, Deliberative Politics: Essays on Democracyand Disagreement, Edi. Macedo Stephen, Oxford UniversityPress, 1999 syf 73