Hazar World - Issue 03 - February 2013

76
HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINIDIR ŞUBAT 2013 SAYI: 03 Hazar Bölgesi katma değeri yüksek sektörleri ile pek çok yatırımcının dikkatini çekiyor. Rusya: yatıRım cenneti ORta asya’da tuRizmin yeni yüzü: Özbekistan aşkabat: altın kubbeleRin altında biR şehiR sOğuk savaş biteRken hOcalı’dan sRebRenica’ya uzanan sOykıRım zinciRi www. hazarworld.com yayında

Transcript of Hazar World - Issue 03 - February 2013

HA

ZA

R S

TR

ATEJ

İ EN

STİT

ÜS

Ü Y

AYIN

IDIR

ŞU

BAT

201

3 SA

YI: 0

3

Hazar Bölgesi katma değeri

yüksek sektörleri ile pek çok

yatırımcının dikkatini çekiyor.

Rusya: yatıRım cenneti

ORta asya’da tuRizmin yeni yüzü: Özbekistan

aşkabat: altın kubbeleRin altında biR şehiR

sOğuk savaş biteRken hOcalı’dan sRebRenica’ya uzanan sOykıRım zinciRi

www. hazarw

orld.com

yayında

CHOICE FOR ENERGY OF

TURKEY’S TOMORROW

Turkey’s largest private natural gas importer.With its PNG and LNG portfolio, supplies major industrial customers and cities throughout the country.

www.enercoenerji.com

1

HA

ZA

R W

OR

LD

Hazar Bölgesi Göz Ardı EdilmemeliMerhabalar,

Son 20 yılda güç parametreleri yerlerinden oynadı ve Hazar Bölgesi dünya sahnesine çıktı. Bu dönüşümler yaşanırken maalesef Hazar Bölgesi, Türkiye’de hak ettiği önemi göremedi. İkili ticaret hacminde belli oranlarda artış söz konusu olsa da gereken büyüklüğe ulaştığı söylenemez.

İhracat ve ithalat rakamlarına kısaca göz attığımızda, 4,5 milyon nüfuslu sınır komşumuz Gürcistan ile 2012’nin ilk üç çeyreğinde gerçekleşen ikili ticaret hacmi 694 milyon dolar iken; 141 milyon nüfuslu Rusya ile 31,4 milyar dolar oldu. Bu rakam Rusya ithalatının % 2,1’ine, ihracatının ise % 5’ine denk gelmektedir. Yüz ölçümü itibarıyla Türkiye’nin 3,5 katı büyüklüğündeki Kazakistan ile 2012 yılının ilk yarısında gerçekleşen ihracatımız 533 milyon dolar, ithalatımız ise 1,7 milyar dolardır. Öte tandan Çin 15,4 milyar dolarlık ihracat ve 9,6 milyar dolarlık ithalat ile 2011 yılını birinci kapatmıştır. 2011 yılı itibarıyla Özbekistan’ın ikili ticaretinde Rusya, birinci sırada gelirken 940 milyon dolarla toplam ihracatının % 18’ini Türkiye’ye yapmaktadır. 29 milyon nüfuslu ülkenin, ithalat partneri olarak Türkiye 355 milyon dolar ve % 4’lük oran ile beşinci sıradadır. Aynı yıl Türkmenistan ihracatında 4,7 milyar dolarla Çin birinci sırada iken 393 milyon dolarla Türkiye üçüncü sıradadır. 5 milyon nüfuslu ülkenin ithalatında ise 1.5 milyar dolar ile Türkiye birinci sıradadır.

Doğrudan yatırımlara baktığımızda İngiltere, Azerbaycan’a yaptığı 1,4 miyar dolarlık yatırım ile % 44,6’lık en büyük paya sahipken, 125 milyon dolarlık yatırım ile Türkiye sadece % 4’lük paya sahiptir. 5,5 milyon nüfuslu Kırgızistan’da ise Türkiye’nin yatırımları 250 milyon doları aşmış durumdadır. Öte taraftan 9 milyon nüfuslu Azerbaycan’ın petrol şirketi SOCAR, Türkiye’de 2018 yılına kadar 18 milyar dolarlık yatırımı tamamlamış olacak. 17 milyon nüfuslu Kazakistan’ın yurtdışı yatırımlarının toplamı 155,3 milyar dolar. 45,6 milyar dolar ile ABD birinci sırada bulunurken maalesef Türkiye 19. sırada yer almaktadır.

Rakamların da gösterdiği gibi, Türkiye’nin bölgeyle olan ticari işbirliklerini acilen artırması gerekmektedir. Bu sayımızda başta sağlık ve ulaşım sektörü olmak üzere Hazar Bölgesi’nde yatırıma elverişli alanları, Özbekistan turizm sektörünü ve ülke analiz kısmında Rusya’yı işledik. Alanlarında başarılı bir duruş sergileyen firmalardan olan Gübretaş ve Ramsey’in yetkililerinin görüşlerine de yer verdik. Seyahat kısmında Aşkabat’ı, edebiyat bölümünde Ali Şir Nevai’yi kısaca sizlere sunduk. 21. yılında Hocalı katliamını andık ve Türkiye-Türk dünyası ilişkilerine değindik.

Sözün özü, Hazar’a dair gündemi dergimizin sayfalarına taşıdık.

Gelecek sayıda görüşmek üzere…

YÖNETİM

İMTİYaz SahİbİHazar Strateji Enstitüsü Adına Haldun YAVAŞ

GENEl YaYıN YÖNETMENİ Gökhan ÇAY

YaYıNlar DİrEkTÖrüCemile ÇAĞIL (Sorumlu)

YaYıN kuruluMesut ÜLKERAhu TANRIKULUEfgan NİFTİYEVSoykan BEKTAŞHande YAŞAR ÜNSALZeynep KAPTANFerahşan YAPRAK GENÇKAYAHarika BALAY

İlETİŞİMVeko Giz Plaza, Maslak Meydan Sok. No:3 Kat:4 Daire 11-12 Maslak, 34298 Şişli / İstanbul - TÜRKİYETel: +90 212 999 66 00 Faks: +90 212 999 66 01www.hazarworld.com

YaYıN YÖNETİM

YaYıN Grubu baŞkaNıSerkan ÜNAL

GruP kOOrDİNaTÖrüMehmet Mücahid DEMİR

FİNaNS kOOrDİNaTÖrüSelim KARA

GENEl YaYıN YÖNETMENİSerdar TURAN

ÖzEl PrOJElEr DİrEkTÖrüEmin GÖRGÜN

EDİTÖrlErAynur ŞENOL ALTUN Mehmet E. ELGİN Can GÜRSUNesrin KOÇASLANGözde ŞEKER

SaNaT YÖNETMENİÖzkan ORAL

YarDıMCı SaNaT YÖNETMENİMehtap KAPLANPınar GÜVEN Ahmet ÇELİK

FOTOĞraF EDİTÖrüAbdulkadir DEMİR

kaTkıDa buluNaNlarElnur KULİYEVGizem GÜZEYAzerbaycan BüyükelçiliğiÖzbekistan BüyükelçiliğiBekir GÜNAY,Vusale MAHİRQIZIwww.turkiye-turkmenistan.com

İnfomag Yayıncılık Bilişim Tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri Ltd. ŞtiEbulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A-8 /1 Akatlar-Levent / İSTANBULTel: (0212) 324 55 15Faks: (0212) 324 55 05

baSkıBilnet Matbaacılık Biltur Basım Yay. ve Hiz. A.Ş. Dudulu Organize Sanayi Bölgesi 1.Cadde No: 16 Esenkent – Ümraniye 34476 İSTANBUL Tel: 444 44 03

Yayın TürüYaygın Yerel Süreli

Yayın Süresi / DiliAylık / Türkçe

İlETİŞİ[email protected]

aYN

ak

: T.C

. EKO

NO

Mİ B

AKA

NLI

ĞI w

ww

.nat

iona

lban

k.kz

haldun yavaşGenel Sekreter

ÖNSÖZ

2

İÇİN

DE

KİL

ER

YATIRIMIN ÇEKİM MERKEZİ

Katma değeri yüksek sektörleri ile Hazar Bölgesi pek çok yatırımcının dikkatini çekiyor. Dünyaya

kapılarını yeni yeni açan bölge her geçen gün daha fazla yabancı yatırımcıyı ağırlamaya başlıyor.

KISA HABERLER

• Üstyurt Gaz Kimya Kompleksi yılın yatırımı seçildi.

• SOCAR, Ceyhan Limanı’ndan 20 milyon tondan fazla petrol ihraç etti.

04

KAPAK

8AJANDA

UlUslararası Petrol HaftasıDünya petrol ve gaz sektörünün önde gelen - fikir üreten forumu Petrol Haftası’na her yıl dünyanın dört bir yanından önemli ve üst düzey karar vericiler katılıyor.

06

ANALİZ

Hazar bölgesi’nde saĞlıK seKtörÜ Hazar ülkeleri sağlık sektöründe atılım gerçekleştiriyor.

18

3

HA

ZA

R W

OR

LD

TARİH

40

soĞUK savaş biterKen Hocalı’dan srebrenica’ya UzanansoyKırım zinciriVUSAlE MAHİRQIZIAzerbaycan APA Medya Holdingi Yönetim Kurulu Başkanı

SEYAHAT

ANALİZ 46rUsya: yatırım cennetiYüz ölçümü olarak dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya, zengin doğal kaynakları, güçlü sanayi altyapısı ve sayısız fırsatı ile yatırımcılarını bekliyor.

ANALİZ 5220 yılın ardından tÜrK cUmHUriyetleri ve tÜrKiye ilişKileriDoÇ. DR. BEKİR GüNAYİstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü

aşKabat: altın KUbbelerin altında bir şeHirİsmi Arapça’da “aşk şehri” anla-mına gelen Aşkabat her geçen gün daha da modernleşiyor.

54

58

LIFE STYLE

tÜrK fUtbolUnUn altın ismiProfesyonel futbol kariyerine bir çok başarıyı sığdırabilmiş bir isim: Mustafa Denizli

KÜLTÜR SANAT 62Son dönemde yayınlanan kitaplar, gösterime giren filmler ve bölgedeki sanatsal faaliyetlerden Hazar World okuyucuları için seçtiklerimiz.

ramsey’in Hazar stratejisiDünyanın farklı noktalarında büyümeye odaklanan Ramsey’in önem verdiği pazarlardan biri de Hazar Bölgesi…

LIFE STYLE 56

RÖPORTAJ 32gÜbretaş: bölgenin gÜçlÜ oyUncUsUGÜBRETAŞ, Türkiye pazarındaki etkinliğini İran’da satın aldığı Razi Petrokimya Tesisleri sayesinde Güney ve Güneydoğu Asya’da da sürdürüyor.

Hazar’da HavacılıK seKtörÜ yÜKseliyor 2012 yılında dünya havacılık sektörünün üzerine Euro Bölgesi borç krizinin gölgesi düşerken Hazar ülkelerini de kapsayan Asya kıtasının global anlamda havacılık sektörünü kurtarması bekleniyor.

FACTS & FIGURES 28

PORTRE 36ali şir nevaiSadece Çağatay Türkçesi’nin değil, bütün Türk edebiyatının en büyük şairlerinden, dil reformcusu ünlü bir devlet adamı, yaşadığı çağın ötesinde bir şair; Ali Şir Nevai, doğumunun 572. yılında anıldı.

RÖPORTAJ

orta asya’da tUrizmin yeni yÜzÜ: özbeKistan Özbekistan her yıl artan yerli ve yabancı turist sayısına ve büyüyen bir turizm sektörüne sahip.

22

4

KIS

A H

AB

ER

LE

R

ÜSTYURT GAZ KİMYA KOMPLEKSİ YIlIN YATIRIMI SEÇİlDİ

TÜRKİYE LİBYA’DAN pETRol SAHAlARI SATIN AlMAYI plANlIYoR

SOCAR, CEYHAN LİMANI’NDAN 20 MİlYoN ToNDAN fAZlA pETRol İHRAÇ ETTİ

TÜRKMENİSTAN VE İRAN İlİşKİlERİ GElİşİYoR

Surgil’de bulunan ‘Üstyurt Gaz Kimyasal İnşaatı Projesi’ Project Finance International (PFI) tarafın-dan petrol ve gaz ürünleri alanında yılın yatırımı seçildi.

Pek çok alanda ilke imza atan proje; Özbekistan’da petrol ve gaz ürünleri alanında ilk uluslararası proje finans-manı olmasının yanı sıra Orta Asya

projelerinin en büyük proje finansma-nı konumunda. Aynı zamanda BDT ülkeleri içinde kimyasal projelerin en büyüğü ve Özbekistan’ın Ekvator prensiplerine uygun ilk projesi.

‘Üstyurt Gaz Kimyasal İnşaatı Projesi’ Özbekistan ve Güney Kore arasındaki anlaşma ile iki hükümetten de destek alıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yaptığı açıklama-ya göre Türkiye, Libya Fizan Bloğu’nda yeni petrol sahaları almayı planlanıyor.

Yıldız’ın açıklamasına göre Türkiye Libya’dan 1 milyon ton petrol ithal ediyor. Önümüzdeki dönemde ilişkilerin daha da gelişeceğini kaydeden Yıldız, Libya’dan yapılan ithalatın yarım milyon ton daha artacağı-nı söyledi.

SOCAR’dan yapılan açıklamaya göre; 2012 yılında Ceyhan Limanı’ndan top-lam 20,2 milyon ton petrol ihraç edildi. SOCAR sadece Aralık ayında 1,65 mil-yon ton petrol ihraç etti.

Şirket, 2011 yılınının aynı ayında Ceyhan Limanı’ndan toplam 22,97 milyon ton petrol ihraç etmişti.

İran milletvekilli Cevad Karimi Godusi, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta Meclis ve Dışişleri Bakanlığı’ndan yetki-lilerle görüştü.

Türkmenistan Parlamentosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre; Türkmenistan-İran işbirliğinin daha da geliştirilmesi için ülkelerin parlamento-larının ilişkilerinin çok büyük önem taşıdığı bildirildi. İşbirliği ilişkileri iki komşu ülke arasındaki geleneksel dost-luğu da güçlendirmek için iyi bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

Türkmenistan ve İran’ın önemli ekono-mik projeleri arasında iki ortak boru hattı inşası, elektrik hattı, baraj ve diğer tesisler bulunuyor.

5

HA

ZA

R W

OR

LD

lUKoIl, FULL’ÜN İSTASYONLARINI KİRAlIYoR

AVRUPA BİRLİĞİ VE RUSYA BRÜKSEL’DE ANlAşAMADI

KAZAKİSTAN VE RUSYA BAYKoNUR UZAY üSSü’NüN GElİşİMİ İÇİN ANlAşMA YApTIlAR

Akaryakıt dağıtım şirketi Full’ün Yönetim Kurulu Üyesi Timuçin Yalı, Türkiye’de sahip oldukları 53 istasyonun 10 yıl süreyle Rus petrol şirketi Lukoil’e kiralanması için niyet mektubu ve münhasırlık sözleşmesi imzaladıklarını açıkladı.

Reuters’ın sorularını yanıtlayan Yalı, “Bu sözleş-meyle Mart ayı sonuna kadar bütün anlaşmayı tamamlamayı amaçlıyoruz” dedi. Yalı, anlaşmanın mali büyüklüğü konusunda bilgi vermedi.

Avrupa Birliği ve Rusya arasında Brüksel’de gerçekleşen zirve, enerji iş birliği alanındaki mevcut sorunların hala aşılamadığını ortaya koydu. Serbest ticaret ve insan hakları konu-ları ise yine görüş ayrılıklarına neden oluyor. İki taraf arasındaki ilişkiler yine gergin bir atmosferde devam edecek gibi duruyor. Zirvede Gazprom’un Güney Akım boru hat-tında, diğer gaz üreticilerine de fırsat tanı-ması gerektiğini belirten Avrupa tarafı, Gazprom’un ayrıca gaz fiyatları ile petrol fiyatlarının ilişkilendirmesinin de rekabet kurallarına aykırı olduğunu belirtti. Zirvenin bir diğer önemli gündem maddesi ise Suriye’de ki iç karışıklıklardı. Putin, Brüksel’den ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında Suriye’de değişimin gerektiğini vurgulaması, Rusya’nın Suriye politikasında bir değişiklik olabileceğinin işareti olarak yorumladı.

Kazakistan ve Rusya Hükümetleri dün-yanın ilk uzay tesislerinden Baykonur’un geliştirilmesi üzerinde mutabakat sağladılar.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Basın Sözücüsü Altay Abibullayev yaptığı açık-lamada, uzayda iş birliğinin Rusya’nın derin tecrübesi ile güçleneceğini ifade etti. İki ülke başkanlarının üzerinde anlaşma sağladığı uzay tesisinin paylaş-ma şartları konusunda da ön anlaşma çerçeveleri çizilmiş oldu. Paylaşımın yanı sıra karşılıklı bilimsel ve teknolojik kapasitenin geliştirilmesi ve ortak füze sistemleri, eğitim ve Kazak uzmanların katılımları ile lansman hizmetlerinin başlaması planlanıyor.

Soldan sağa; AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso,

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy

Full Türkiye’nin en yaygın akaryakıt dağıtıcılarından bir tanesi

6

AJA

ND

A

Dünya ekonomik forumu yıllık toplantısı

GERİDE KAlANlAR

AJANDA

21. aGit ekonomi ve Çevre forumu 4-5 şUBATVİYAnA, AVusturYA

Her yıl gerçekleşen Ekonomi ve Çevre Forumu güvenlik, ekonomi ve çevresel konularda diyalog teması ile bir araya geliyor. Güncel sorunların tartışılarak, önerilerin hazırlanmasına katkıda bulunmak ve bu sorunlarla mücadele için metotlar geliştirmek forumun ana hedefleri arasında yer alıyor. Forum aynı zamanda ekonomik ve çevresel süreçlere katılan devletlerin taahhütlerini yerine getirip getirmediğni gözden geçiriyor.

21. AGİT Ekonomi ve Çevre Forumu’nun ilk görüşmeleri 4–5 Şubat’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da ve ikinci görüşme 16-17 Nisan’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gerçekleşecek.

HaZar toplantıları ıv, Brüksel’De GerÇekleŞtirileCek 11-12 şUBATBrÜKsEL

Hazar Strateji Enstitüsü tarafından düzenlenen Hazar toplantıları, bölgeye ilişkin ekonomik, sosyal ve dış politika konularının değerlendiril-diği yuvarlak masa toplantılarıdır. Daha önce Bakü, Tiflis ve Oş’ta yapılan toplantıların 4.’sü Brüksel’de gerçekleştirilecektir. Toplantının ana teması “Hazar Bölgesi’nin Güvenliği” olacaktır. Toplantı çerçevesinde diplomatik misyon, NATO ve European Policy Center temsilcileri-nin katılacağı kapsamlı bir yuvarlak masa görüşmesi gerçekleşecektir.Ayrıntılı bilgi için: www.hasen.org.tr

Ekonomi dünyasının merakla beklediği Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı yine dikkatleri İsviçre’nin Davos kasabasına çevirdi. Bu yıl 43. kez kapı-larını açan Forum, yaklaşık 50 devlet ve hükümet başka-nını ağırladı. Forum ayıca, 350’den fazla bakan ve hükü-met temsilcisiyle beraber iş, politika ve kültür dünyası-nın önde gelen 2500 ismini de bir hafta boyunca bir araya getirdi. Türkiye bu sene toplantıya geniş bir heyet-le katıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin toplantıda Türkiye’yi hükümet kanadın-dan temsil eden isimlerdi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, Güler Sabancı, Ferit Şahenk, Ahmet Çalık, Cüneyd Zapsu, Tuncay Özilhan ise isimleri katılımcı listesinde göze çarpan Türk iş ve ekonomi dünyası temsilcilerin-dendi. “Dirençli dinamizm” temalı toplantıda, 5 gün içinde gerçekleştirilen 250 panelde olumsuz koşullarda ekonominin toparlanmasının sağlanması, büyümenin sürdürülmesi, desteklenmeyen borç yükleri ile başa çıkma ve işsizlik gibi konular öne çıktı.

7

HA

ZA

R W

OR

LD

2. kuZey kutBu petrol ve GaZ konferansı 26-27 şUBATstAVEngEr, norVEç

İkincisi düzenlenen Petrol ve Gaz Konferansı bölgede yer alan projelere uluslar arası katılımcılar nezdinde bir bakış sunuyor.

Konferansa katılan deniz arama ve üretim faaliyeti yürüten şirketler kaynak bulma politikaları, operasyon standartları güncellemeleri, çevresel bölgesel sorunlar ve sektörde Ar-Ge ve çözümleri alanında bir araya geliyor. Konferans Grönland, Norveç, Kanada, Alaska ve Rusya’da geliştirien son teknolojileri görme imkanı da sağlıyor.

49. münih Güvenlik konferansı (msC)

1-3 şubatMünih, Almanya

5. uluslararası akademi konferansı 

3-6 şubatBuenos Aires, Brezilya

6. Geleneksel rusya ve avrasya ticaret ve ihracat finansmanı

konferansı 5 şubat

Moskova, Rusya

Dijital petrol kuyuları Dünya

Zirvesi10-14 şubat

Sheraton Abu Dhabi Hotel and Resort, Abu

Dhabi, BAE

7. arC Dünya endüstri forumu

11-14 şubat Orlando, Florida, ABD

rusya offshore 201312-15 şubat

Moskova, Rusya

uluslararası petrol Haftası

18-20 şubatVictoria Park Plaza,

London

unep yönetim kurulu / Zorunlu

Çevre forumu, 27th session

18-22 şubatNairobi, Kenya

12. uluslararası trafik ve taşımacılık

mühendisliği konferansı 19-20 şubatTahran, İran

9. uluslararası Gaz konferansı20-21 şubatTahran, İran

Hocalı katliamı anma Günü

26 şubatAzerbaycan

2. artikt Bölgesi petrol ve Gaz

konferansı 26-27 şubat

Clarion Hotel Stavanger, Stavanger

HaZar takvimi

karaDeniZ enerji konferansı 14 şUBATroYAL AutoMoBİLE CLuB, London

Konferans Karadeniz ve Hazar bölgesindeki pet-rol ve gaz sektöründeki yatırım imkanlarını ve avantajları gözler önüne seriyor. Hem jeolojik hem mühendislik avantajlarının yatırım maliyet-lerine etkisinin de değerlendirileceği toplantılar-da, sektörde lider uluslararası organizasyonlar, finans enstitüleri, ulusal ve uluslararası petrol, gaz şirketleri ve regülatörleri yer alacak. Forum ayrıca bölge firmaları arasında iş ilişkilerinin gelişmesini ve ortaklıkların artmasını hedefliyor.

uluslararası petrol Haftası 18-20 şUBATLondrA, İngİLtErE

Dünyanın petrol ve gaz sektörünün önde gelen, fikir üreten forumu Petrol Haftası’na her yıl dünyanın dört bir yanından önemli ve üst düzey karar vericiler katılı-yor. Üç günlük etkinlikte konferanslar, seminerler, resepsiyonlar ve sergiler yer alacak.

Petrol Haftası sürecinde finans, yatırım, teknoloji ve gaz alanında belirli bölgelere bakış sağlanacak. Özellikle Afrika, Orta Doğu, Asya ve Rusya bu bölgeler arasında yer alıyor.

8

KA

PAK

9

HA

ZA

R W

OR

LD

yatırımın çekim merkezi hazar Bölgesi

katma değeri yüksek sektörleri ile pek çok yatırımcının dikkatini çekiyor. dünyaya kapılarını yeni yeni açan bölge her geçen gün daha fazla yabancı yatırımcıyı ağırlamaya başlıyor.CAN GüRSU

“Hazar Bölgesi’ne olan ilgi acilen artırılmalıdır” diye başlıyor sözlerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) tarafından organize edilen Hazar Forumu’nda yaptığı konuşmasına. Hazar Bölgesi’nin değerleri, enerji, enerji güvenliği, lojistik, ekonomi ve siyasete ilişkin konular ile yatırım olanaklarının değerlendirildiği forum-da, bölgenin önümüzdeki yıllarda daha da önemli hale geleceği konuşuldu.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgelerindeki geliş-meler ile Avrupa’yı derinden etkileyen küresel ekonomik kriz, bölgeyi ve bölge ülkelerini her geçen gün daha popüler hale getiriyor. Başta dünya devleri olmak üzere birçok ülke bölgeye şimdiden önem veriyor. Hazar Forumu’nda konuşan ABD Savunma eski Bakanı Robert Gates; ABD, Rusya, Çin ve Avrupa’nın, Hazar Bölgesi’nin öneminin şimdiden farkında oldu-ğunu ve bölgenin rolünün iyi anlaşılması gerek-tiğini söyleyerek bu farkındalığa vurgu yapıyor.

Bölgedeki ülkeler bilinen enerji kaynakları-nın yanı sıra, birbirinden farklı yatırım ola-naklarına da ev sahipliği yapıyor. Hazar Bölgesi ülkeleri ile karşılıklı anlaşmalar imzalayan Türkiye için bölge cazip yatırım fırsatları sunuyor.

10

KA

PAK

a zerbaycan bölgede en çok yabancı yatırım çeken ülkelerin başında geliyor. 90’ların

başından itibaren gerçekleştirdiği kalkınma hamlesi ile ekonomik potansiyelini ikiye katla-yan ülke stabilitesi ile de yabancı yatırımcı için güvenilir bir yatırım noktası. Ekonomik reformları ve iş kurmadaki kolaylıkları ile Azerbaycan, Dünya Bankası’nın 2009 yılında hazırladığı “İş Yapma Kolaylığı” sıralamasında bu sebeplerden ötürü en hızlı reform yapan ve iş yapış mevzuatlarını en hızlı düzenleyen ülke olarak yer aldı. Azerbaycan aynı sıralama içerisinde dün-yada kaydedilmiş en büyük sıçramayı gerçekleştirdi ve 97. sıradan 33. sıraya yerleşti. Son 15 yılda 96 milyar dolar yatırım çeken Avrasya’nın kesişim noktası Azerbaycan’ın hedefi, 2011 yılında çektiği 4,4 milyar dolar yabancı yatırımı 2012 yılında 5 milyar doların üze-rine çıkarmak. Kredi derece-

lendirme kuruluşu Fitch’in 2012 Haziran ayında yayınladığı raporda; ülkede petrol dışı sektörlerdeki hızlı büyümenin, rekabet kabili-yeti yüksek milli ekonominin oluşmasında ve büyümenin hızlanmasında önemli bir rol oynadığı, ayrıca fakirlik oranının düşürülmesi ve beşeri sermaye ile ilgili birçok sorunun çözümlenmesine olanak sağladığı belirtiliyor. Azerbaycan’da 2012’nin ilk altı ayında yabancı yatırımların hacmi bir önceki yılın aynı döne-

mine göre yüzde 9,5 artış gös-tererek 2,26 milyar dolar ola-rak gerçekleşti. Japonya, Türkiye ve Norveç altı aylık süreçte Azerbaycan’a en çok yatırım yapan ülkeler oldu. Azerbaycan en çok petrokim-ya hammaddeleri, meyve ve sebze, bitkisel ve hayvansal yağlar, pamuk, alüminyum ve mamulleri ihraç ederken, en çok ihracatı İtalya, Fransa, Amerika ve İsrail’e gerçekleş-tiriyor.

Petrol ve doğal gaz, ekonominin ana damarını oluşturuyor.

dünyada, modern anlamdaki ilk petrol kuyusu, 1847 yılında, Bakü yakınlarındaki BiBi-heyBet’te açılmış.

azerBayCanzengin petrol gelirleri ile ileri teknoloji, tarım, turizm, sağlık ve bilişim gibi sektörlere yatırım yapan ülke, yabancı yatırımcılar için de yeni bir fırsat noktası konumuna geliyor.

Milyar Dolar Son 15 yılda

Azerbaycan’a yapılan yabancı yatırım

miktarı

Azerbaycan Hükümeti serbest ticaret bölgeleri

ve yeni reformlar ile daha çok yatırım

hedefliyor.

95

11

HA

ZA

R W

OR

LD

D oğal zenginlikleri ile ünlü Özbekistan yüzün üzerinde mineral yatağı ile dün-

yanın önemli altın, uranyum, bakır, gümüş, kurşun, çinko ve doğal gaz yataklarına sahip bir ülke. Bugün keşfedilmiş yatakların değerinin 3.3 trilyon doların üzerinde oldu-ğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemlerde ülkeye gelen doğ-rudan yabancı yatırımların önünü açmak isteyen Özbekistan’da, Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, doğrudan yabancı yatırım-ların teşvik edilmesi amacıyla ek tedbirler alınmasına ilişkin 2012 yılında pek çok karara imza attı. Vergi indirimleri, gümrük geçişleri ve işçi maliyetlerinin kolaylaştırıl-masına yönelik bu kararla-rın önümüzdeki 5 sene içe-risinde yatırımlara hız vere-ceğine inanılıyor. Özbekistan’da, ekonominin lokomotif sektörlerinde 4 bin 200 yabancı yatırım şir-keti faaliyet gösteriyor ve bu sektöre her yıl 3 milyar dolar öncelikli doğrudan yabancı yatırım gelmesi hedefleniyor. Bu yatırımlar, ülkenin toplam yatırımının yüzde 26,6’sını oluşturuyor. Bu durum ekonominin istik-

rarıyla ülkenin gelişimine yabancı yatırımcı-ların artan ilgisini ve güvenini gösteriyor. 2015 yılına kadar şimdiden 7 milyar dolarlık anlaşmaya imza atan Özbekistan’da bu yatı-rımların 4 milyar dolarının jeoloji, yakıt, enerji, kimya, petrokimya ve metalürji alan-larında olması planlanıyor. Özbekistan’da kurulan iki önemli serbest yatırım bölgesi ise yabancı yatırımlar açısından hayati önem taşıyor. Naovi Serbest Bölgesi ve Angren Özel Sanayi Bölgesi katma değeri yüksek, rekabetçi ürün-lerin sunulmasını, ülkenin üretimi ve kaynak potansiyelinin verimli kullanımını sağlayan

yerli ve yabancı yatırımları çekmek için uygun koşullar sunuyor. Yatırımcılara arazi vergisi, varlık vergisi, gelir vergisi, altyapı geliştirme vergisi, yol ve okul fonu katı-lım vergisi muafiyeti uygula-nıyor. Muafiyetin süresi böl-gede yatırım yapacak firma-ların yatırım tutarlarına göre değişiyor. Yatırım 3-10 milyon euro ise 7 yıl, 10-30 milyon euro ise 10 yıl ve 30 milyon eurodan fazla ise 15 yıl süreyle vergi muafiyeti uygulanıyor.

El işçiliği Özbekistan’da nesilden nesile geçen bir zanaat.

Özbek halıları dünya çapında ilgi görüyor.

ÖzBekistan ülkeye gelecek yatırımcılara vergi indiriminin yanı sıra arazi tahsisi ve katkı fonları giBi destekler de sunuyor.

Özbekistan’da faaliyet gösteren

yabancı şirket sayısı

ÖzBekistanmaden, mineral ve elmasın merkezi konumunda bulunan özbekistan, katma değeri yüksek ve rekabetçi ürünler ile önümüzdeki yıllarda dünyada önemli bir konuma gelmeyi hedefliyor.

4200

12

KA

PAK

1 997 yılı sonrasında özellikle 2000-2008 yılları arasında yıllık yüzde 8’lik büyü-

me ile iyi bir performans ortaya koyan Tacikistan, alüminyum ve pamuk ihracatın-da dünyada önemli bir yere sahip. Rusya’nın ve komşu ülkelerin gösterdiği olumlu performans ise Tacikistan’ın istik-rarlı büyümesine katkı sağ-lıyor. Zengin su kaynakla-rıyla önümüzdeki yıllarda öne çıkacak ülke, potansiye-lini ve hidroelektrik sektö-ründeki avantajını kullana-bilirse fark yaratabilir. Tacikistan’a gelen yabancı yatırımlar global kriz öncesi 350 milyon dolar civarınday-ken, krizin de etkisiyle 15 mil-yon dolara kadar geriledi. Tacikistan’ın ticari ortakları arasında Hollanda ve Türkiye büyük bir öneme

sahip. İhracatının yüzde 25’ini Türkiye ve Hollanda’ya gerçekleştiren ülke, önümüzdeki yıllarda pazarlarını çeşitlendirmeyi hedefli-yor. Rusya, Özbekistan ve Kazakistan’dan ger-çekleştirilen ithalat ise ülkenin toplam ithala-tının yüzde 50’sini oluşturuyor. Elektrik, pet-rol ürünleri, makine ve yiyecek ürünleri ülke-

nin başlıca ithalat kalemleri arasında yer alıyor. Oldukça genç bir nüfusa sahip olan Tacikistan, dışa-rıdan gelecek doğrudan yatırımlara bir kısıtlama getirmiyor. Ayrıca gelir ver-gisi gibi birçok vergiden de yatırımcıları 2 ila 5 sene ara-sında muaf tutuyor. Hidroelektrik, değerli taşlar, metal endüstrisi, maden sektörü ve tarım; yabancı yatırıma oldukça elverişli sektörler.

tacikistan ulusal kalkınma stratejisi ile 2015 yılına kadar işsizliği azaltmayı ve yatırım ortamını iyileştirmeyi hedefliyor.

taCikistanorta asya’nın sulak ülkesi; verimli toprakları ve alüminyum ihracatı ile ekonomisinde istikrarlı bir tablo çiziyor. Ülke istikrarlı büyümesini 2000’li yılların başından beri sürdürüyor.

Milyon Dolar Bugüne kadar

Tacikistan’a bir sene içinde gelen en çok

yatırım miktarı

350

Zengin su kaynaklarına sahip ülke, hidroelektrik santrali yatırımları bekliyor.

Tacikistan dünyanın önemli

pamuk üreticileri arasında

yer alıyor.

Pamuktan üretilen iplik

dünyanın pek çok ülkesine

ihraç ediliyor.

13

HA

ZA

R W

OR

LD

t ürkmenistan, petrol ve doğal gaz rezer-vi büyüklüğü olarak dünya sıralamasın-

da dördüncü sırada yer alıyor. Ekilebilir alanlarının yüzde 50’sinden fazlasında yetiş-tirdiği pamuk ile de dünyanın en büyük 10. pamuk üreticisi konumunda. 1998 ve 2009 yılları arasında doğal gaz üretiminde ciddi artış gösteren ülke, 2013 yılında kriz öncesi seviyelerini yakalamayı hedefliyor. Ülkenin başlıca sektörleri devlet tarafından sahiple-nilmiş durumda. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) raporuna göre özel sektö-rün gayri safi milli hâsıladaki payı sadece yüzde 25. Özel sektörün yoğunlaştığı alanlar ise hizmet, perakende ve yiyecek sektörü. 2008 yılında Türkmenistan, yabancı yatırımın artması ve özel sektörün gelişmesi konu-sunda aldığı kararlar ile önü-müzdeki senelerde ekonomi-nin gelir kaynaklarını zengin-leştirmeyi hedefliyor. Yabancılara ev sahibi olma ve şirketlerde hissedar olabilme hakkı tanıyan kanunlar ile birlikte bölgede yatırımların

türkmenistan’da türk firmalar Özellikle müteahhitlik sektÖründe yoğun olarak faaliyet gÖsteriyor.

Petrol ve doğal gaz rezervi büyüklüğü

olarak dünya sıralamasında

dördüncü sırada bulunuyor

Dünyanın en büyük 10. pamuk üreticisi

konumunda

türkmenistanPetrol ve doğal gaz rezervlerinin avantajını da kullanan ülke, gerçekleştirdiği altyapı ve sanayi yatırımları ile alanını zenginleştirmeyi hedefliyor.

4.

10.

Türkmenistan’da gaz ihracatı büyümeyi tetikleyen önemli faktörlerin başında geliyor.

hızlandığı göze çarpıyor. Diğer ülkelerin aksine global krizin etkilerinin sürdüğü 2009 ve 2010 yıllarında peş peşe yüzde 6.1 ve yüzde 9.2 büyüyen Türkmenistan, 2011 yılında Çin’e yap-tığı gaz ihracatı ile de yüzde 10’un üzerinde büyüme kaydetti. Türkmenistan 2012 yılını da İran ve Çin’e yapılan gaz ihracatı ile yüksek bir büyümeyle kapatmayı hedefliyor. Altyapı hizmetleri yatırımına oldukça elveriş-li olan Türkmenistan’da Türk firmaları da yoğun olarak faaliyet gösteriyor. Türk müte-ahhitlik sektörü Türkmenistan’da 2013 yılı-nın ilk aylarında 2 milyar 253 milyon dolarlık

Aşkabat Havalimanı Projesi ile beraber, tek kalemde üstlendiği en büyük proje-ye imza atmış oldu. 2012 yılında 4,9 milyar dolarla Türk müteahhitlik sektörü-nün en fazla proje üstlendi-ği ülke yine Türkmenistan oldu. Türkmenistan önü-müzdeki yıllarda en iyi olduğu alanlar olan pamuk ve hidrokarbonda yatırım çekmeye devam edecek gibi görünüyor.

14

KA

PAK

nakları açısından da zengin olan İran aynı zamanda önde gelen bir tarım ülkesi. Tarım ürünü çeşitliliği bakımından Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ya göre 5. sırada bulunuyor. Enerji ve madencilik sek-törüne yoğunlaşan İran turizm alanında da gerek özel sektörün, gerekse kamunun desteği ile birçok projeye imza atıyor. Düşük Riyal ihracatta İran’ın elini güçlendiriyor. Sanayi yatırımlarına hız veren İran, 20 milyar doların üzerinde yatırım çekerek elini kuvvetlendirme-yi hedefliyor. 2007 yılında 19 milyar dolar doğ-rudan yatırım çeken İran’da grafik her geçen yıl aşağıya doğru seyretse de bu durum kısa süre içinde değişebilir.

Petrokimya alanında da oldukça gelişmiş olan ülkeye bu alandaki en büyük yatırımlardan birini geçtiğimiz yıllarda Türkiye gerçekleştir-di. Dünyanın en gelişmiş petrokimya tesislerin-den biri olan, Razi Petrokimya Tesislerini

Türkiye’nin önde gelen firma-larından Gübretaş aldı. Gübretaş İran’ın yaşadığı tüm aksaklıklara rağmen, ülkede oldukça başarılı ve kârlı bir grafik çizmeye devam eden yatırımcıların başında geliyor. 2013 yılında ambargonun hafiflemesi, oldukça yüksek potansiyele sahip İran’a yatırım akışını başlatabilir.

iranorta doğu’nun krizlerle sık sık gündeme gelen ülkesi, tüm baskılar ve ambargolara rağmen elindeki petrol üretim gücüyle büyümesini sürdürüyor.

İran dünyanın en büyük 4. petrol

üreticisi

4.

Petrol kaynakları

İran’ın en büyük

zenginliği.

U luslararası Atom Enerjisi Ajansı, Arap Baharı ve Suriye; İran’ın ekonomisine her

geçen gün fazladan yükler getiriyor. Bölgede tansiyon yükselirken İran kırılgan ekonomiyi dengelemekte zorlanıyor. İran, başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinden aldığı altın ile kuru dengelemeye çalışsa da Riyal değer kay-betmeye devam ediyor. IMF’nin İran için 2012 enflasyon beklentisi yüzde 20’nin üzerinde. 2013’te ise durum farklı değil. Büyüme açısın-dan da durum benzer özellikler taşıyor. Baskı altındaki İran’da bu sene negatif büyüme görülme olasılığı oldukça yüksek. Ancak Dünya Bankası ve IMF 2013 için toparlanma sinyallerinin gelebileceğini ve pozitif büyüme-nin yakalanabileceğini düşünüyor.

Yer altı zenginlikleri, özellikle petrol ve hidro-karbon kaynakları İran’ın elindeki en büyük koz. Petrol fiyatlarının 102 dolar ve 105 dolar bandında seyretmesi İran’ın bütçesinin bütün bu olumsuz tabloya rağmen fazla vermesini sağlıyor. Dünyanın en büyük 4. petrol üreticisi, potansiyelini fark edecek yatırımcıların yüzünü güldürebilir. İran’a uygulanan ambargonun gevşemesi halin-de İran’ın potansiyeli oldukça yüksek. Kötü gidiş, risk iştahı yüksek yatırımcılar için iyi bir atmosfer oluşturuyor. Çinko, manganez ve alüminyum kay-

iran petrol zengini olduğu kadar, tarım çeşitliliğinde de dünyada Ön sıralarda yer alıyor.

15

HA

ZA

R W

OR

LD

e ski Sovyet ülkelerinin yaşadığı zorlukla-rın birçoğunu atlatan Gürcistan, özellik-

le 2003 yılındaki “Gül Devrimi’nden” sonra gerçekleştirdiği vergilendirme ve iş kurma alanındaki reformlar ile yabancı yatırım çekme alanında başarısını ortaya koyuyor. Dünya Bankası ‘İş Yapma Raporu 2009’a göre 181 ülke arasında iş yapılabilmesi açısın-da 15. ülke seçilen Gürcistan, düşük enflas-yon ve pozitif büyüme rakamları ile yatırım-cıların dikkatini çekiyor. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinden bir tane-si olması ise Gürcistan’a avantaj sağlıyor. Sovyetler Birliği döneminden kalma tesisler ve binalar yatırımcı-ların dikkatini çekiyor. Özellikle tarım sektörü ile ön plana çıkan Gürcistan, yüksek miktarda fındık, çay, turunçgiller ve üzüm ihraç ediyor. Yer altı kaynakları açısından zengin manganez ve bakır yataklarına sahip olan Gürcistan, zengin su kaynakları ile hidroelektrik santralleri açısından önemli bir potansiyele sahip. Enerji alanındaki eksiğini kurula-

cak hidroelektrik santralleri ile çözmeyi hedefleyen Gürcistan için sektör hayati bir önem taşıyor. Orta Asya için bir liman görevi gören Gürcistan, üç ayrı boru hattına da ev sahipliği yapıyor.

2012 yılı Ocak-Eylül döneminde yabancı yatırımların hacmi 684 milyon dolar civa-rında seyrederken, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11’lik düşüş göze çar-pıyor. Avrupa’da ve dünyada yaşanan global

krizin etkisinin ise bunda büyük olduğunu söylemek mümkün. Ülkede enerji, nakliye ve iletişim sektörle-ri en çok yatırım çeken sek-törlerin başında geliyor. En çok yatırım yapan ülkeler arasında ise 2012 yılında Türkiye 2. sırada bulunu-yordu. Gelişen turizmi ile en iyi reklamı yapma fırsa-tını yakalayan Gürcistan’da 2008 yılından bu yana turist sayısı yıllık ortalama yüzde 6.7 ile her sene artış gösteriyor. Gürcistan için turizm, önümüzdeki beş seneye damgasını vuracak sektör olabilir.

zengin su kaynakları, verimli topraklar, maden çeşitliliği ve turistik yerler gürcistan’ın elini güçlendiren faktÖrlerden sadece Bir kaçı.

Gürcistan’a 2012 Ocak-Eylül

döneminde gelen yabancı yatırım

miktarı

GürCistanavrupa ve asya arasındaki stratejik konumu ile gürcistan, iş yapabilme kolaylığı ve yatırımcılara sunduğu olanaklar ile önemli bir yatırım noktası haline geliyor.

684

Zengin su kaynaklarına sahip Gürcistan önemli bir tarım ülkesi

16

KA

PAK

D ünyanın toprak olarak en büyük ülkesi Rusya, neredeyse her açıdan yatırımcı-

lara farklı olanaklar sunuyor. Dünya devi, maden ve mineral yatakları açısından dün-yada ilk 10 içerisinde yer alıyor. Oldukça iyi eğitimli bir çalışan nüfusa sahip Rusya’da, 75 milyon çalışan içerisinde okuryazarlık oranı yüzde 99,4. İstikrarlı bir büyüme grafiğinin de sahibi olan Rusya, 2000-2011 yılları ara-sında ortalama olarak yüzde 5’in üzerinde bir büyümeye de imza attı.

139 milyon nüfusu ve her yıl artan gayri safi milli hâsılasıyla Rusya, zen-gin bir tüketici grubunu da ülkede barındırıyor. Ülke, dünyanın en büyük yedinci ekonomisi olmakla birlikte döviz ve altın rezervleri bakımından dünyada ikinci sırada bulunuyor. Sadece yüzde 13 gelir vergisi talep eden Rusya, iş adamlarının yanı sıra dünyanın pek çok ülkesinden zenginler için de bir cazibe merkezi.

Dünya keşfedilmiş doğal gaz yatakları, petrol üretimi ve kömür, titanyum, elmas gibi birçok maden rezervi açı-

sından dünya birincisi, ihracat açısından dünya ikincisi, birinci olan Rusya, değerli madenlerin yanı sıra orman, deniz ürünü ve içme suyu gibi birçok zenginlik açısından da yine dünyada birinci sırada yer alıyor.

Doğal zenginliklerin yanı sıra Rusya, sanayi ve teknoloji alanında da dünya liderleri arasında yer alıyor. Dünyada halen uzaya en çok uydu fırlatan ülke, otomotivden, uzay endüstrisine, nükleer fizikten, makine kimyaya kadar bir-çok sektörde dünya lideri.

Ülkedeki yabancı yatırımla-rın 350 milyar doları geçti-ğini düşünecek olursak yatı-rımcılar ülkenin potansiyeli-ni çoktan keşfetmiş durum-da. Ancak Rusya yaşlanan ve küçülen nüfusu, özellikle ekonomik olarak KOBİ’lere duyduğu ihtiyaçlar sebebiy-le büyük küçük birçok yabancı yatırımcıyı bekle-meye devam ediyor. Yer altı kaynaklarına yönelik sektör-ler yatırım çekme alanında önceliğini korurken, tarım ve kimya gibi sektörler de gün geçtikçe popülaritesini artırıyor.

rusya, sanayi ve teknolojide de dünya devleri arasında. ülke, otomotivden uzay endüstrisine, nükleer fizikten kimyaya kadar Bir çok sektÖrde dünya lideri.

rUsyaistikrarlı bir büyüme grafiğine sahip olan rusya, 2000-2011 yılları arasında yüzde 5’in üzerinde büyüme kaydetti. Ülke zengin doğal kaynaklarıyla da yatırımcıların dikkatini çekiyor.

Milyar Dolar Rusya’daki yabancı

yatırım miktarı

350

Rusya, mermer gibi değerli taşlar ile zengin

maden kaynaklarına sahip.

Rusya, uluslararası doğal gaz piyasasından önemli bir pay alıyor.

17

HA

ZA

R W

OR

LD

e rnest&Young’ın “Hızlı Büyüyen Marketler” araştırmasına bakıldığında

2000-2010 yılları arasında, yıllık bazda en hızlı büyüyen üçüncü ülke Kazakistan. Burada uygulamaya konan yapısal reformla-rın ve anahtar regülâsyonların önemi büyük ölçüde değer taşıyor. Aynı zamanda ekono-mik ve politik istikrar ise diğer önemli fak-törlerin başında geliyor. 2000’li yıllarının başında IMF’ye olan borcunu beklenenden yedi yıl erken kapatan Kazakistan, 2002 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) ülkeleri arasında ilk ‘yatırım yapılabilir notu’ alan ülke olma özelliğini de koruyor. Doğal kaynakları ve rezervleri açısından Kazakistan, dünyada altıncı sırada bulunuyor. 110 kimyasal elementin 99’u Kazakistan toprak-larında bulunuyor. Petrol, gaz, uranyum, çinko, volfram, bor, kurşun krom ve altın Kazakistan’da bulunan doğal zenginliklerin sadece birkaçı. Keşfedilmiş maden yataklarının tahmini değerinin 46 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu da Kazakistan madencilik sektörünün neden yatırımcıların hedefinde olduğunu net bir şekilde özetliyor. İstikrarlı büyümenin yanı sıra 2016 yılına kadar gayri safi yurt içi hasılanın da benzer şekilde artarak kişi başı 15 bin doların üzerine çıkması bekleniyor. Kazakistan günümüzde 11 bin 400 dolar ile Dünya Bankası’nın ‘yüksek gelirli ekonomi’ ülkesi grubuna giriyor. Kazakistan gelişmiş teknolojiler ve bunların sanayiye yaptığı katkılar alanında da önemli bir yere sahip. Dünyada zenginleştirilmiş uranyum açısından 2009’dan bu yana lider konumda olan Kazakistan, atom enerjisi ve nükleer enerji açısından yatırımcılara geniş olanaklar sunuyor. Uzay teknolojileri alanında da öncü ülkeler-den olan Kazakistan günümüzde dünyanın en büyük fırlatma tesisi olan, Sovyetler Birliği döneminde inşa edilmiş Baykonur Uzay Kompleksi’ne de ev sahipliği yapıyor. Bilinen ilk uzay gemisinin 1959 yılında fırla-tışını gerçekleştiren tesis, Yuri Gagarin’in de uzaya çıkmasını sağladı. Bu alan yaptığı ve çektiği yatırımlar ile 2020 yılına kadar

Kazakistan uzay teknolojisinde lider ülkeler-den bir tanesi olmayı hedefliyor. Ocak- Eylül 2012 döneminde, Kazakistan eko-nomisinde gerçekleşen yabancı yatırımlar 10,9 milyar dolar olurken, en çok yatırım çeken alanlar ise maden, inşaat ve makine sektörleri oldu. Ernst&Young’ın 2012 anketine göre yabancı yatırımcılar önümüzdeki dönemde Kazakistan ekonomisinin iyiye gideceğini belirtirken, yüzde 35’i ülkeyi yatırım yapılabi-lecek seviyede görüyor. Aynı ankete göre Kazakistan, Rusya’nın ardından en yatırım yapılabilir ikinci ülke olarak görülüyor. Kazakistan alternatif enerji, kimya ve bio tek-nik gibi katma değeri yüksek sektörlere de şimdiden ağırlık vermeye başladı.

kazakistan uzay teknolojileri alanında dünyanın Öncü ülkeleri arasında yer alıyor.

Kazakistan topraklarında

bulunan kimyasal element sayısı

kazakistan2000-2010 yılları arasında yıllık bazda en hızlı büyüyen üçüncü ülke olan Kazakistan, doğal zenginlikleri ve uzay teknolojileri alanındaki çalışmalarıyla yatırımcılar için gelecek vaat ediyor.

99

Kazakistan, atom enerjisi ve nükleer enerji açısından yatırımcılara geniş olanaklar sunuyor.

Kazakistan’da keşfedilmemiş maden yataklarının değerinin 46 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

18

AN

AL

İZ

HA

ZA

R W

OR

LD

19

HAZAR BÖLGESİ’NDE SAĞLIK SEKTÖRÜekonomik kalkınma dönemini yaşayan ülkelerin ilk geliştirdiği alanlardan biri her zaman sağlık oluyor. peki hazar ülkelerinin sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler bu tezi doğrulayacak mı?NESRİN KoÇASlAN

Hazar Bölgesi’nde sağlığa yapılan yatırım her geçen gün artıyor ve bu artış önü-müzdeki yıllarda da devam edecek gibi gözüküyor. Çünkü hem Hazar ülkelerinin yerli nüfusu büyüyor hem de yeni iş alanlarının artmasıyla bölgedeki yabancı sayısı çoğalıyor. Bu durum sektörün büyümesine ve kalitesinin yükselmesine duyulan ihtiyacın artmasına sebep oluyor. Ülke yönetimleri de sağlık alanına yapılan her yatırıma büyük destek veriyor. Ülkelerin çoğunda belirgin yazılı teş-vikler olmasa da yer temini, resmi izinlerin alınması ya da tıbbi cihaz ithalatı gibi konularda hükümetler, sektörde hem yerli hem de yabancı yatırımcıya önemli ölçüde destek oluyor.

AZERBAYCAN SEKTÖRDE ÖNE ÇIKIYOR

Azerbaycan son yıllarda mevcut sağlık tesislerinin geliştirilmesi, yeni tıbbi tekno-lojilerin uygulanması ve köklü reformlar konusunda ciddi çaba sarf ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün de üzerinde durduğu gibi Azerbaycan sağlık sektöründe çok büyük ilerlemeler kaydetti. Bu çaba elbette rakamlara da yansıyor. Ülkede sağlık sektörüne ayrılan bütçe 2011 yılında 1,3 milyar liraydı. Bu, 2003 bütçesinin 10 katı anlamına geliyor. Son 5 yıl içinde 400’den fazla sağlık merkezinin restorasyonu ve inşaatı gerçekleştirildi. Bölgeyle yakından ilgilenen Emsey Hospital Sağlık Hizmetleri Yönetim Danışmanı Dr. Tansel Turan’ın altını çizdiği gibi Azerbaycan, bölge ülkelerine kıyasla çok daha büyük bir gelişme içerisinde… Ülke; iyi kalite-de, tam donanımlı hastaneler barındırıyor. Azerbaycan ayrıca geçtiğimiz yıl uzmanlık eğitim sistemini değiştirerek de gelişim adına büyük bir adım attı.

ÖZBEKİSTAN’IN SAĞLIK YATIRIMLARI

Özbekistan Sağlık Bakanlığı 2009 yılında sektöre tahsis ettiği 8,3 milyon TL’yi 2012 yılına gelindiğinde 228,6 milyon TL’ye çıkardı.

2012 yılında sağlık sektörü için toplam 215,6 milyon TL kullanıldı ve bölgesel düzeyde 110 hastane yapıldı.

20

AN

AL

İZ

GÜRCİSTAN’DA YATIRIM KOLAYLIĞI

Gürcistan halkının toplam sağlık harcamaları yıldan yıla önemli bir artış gösteriyor. 2009 yılı veri-lerine göre sağlık harcamaları GSYİH’nın yüzde 10’una tekabül ediyor. Bu sağlık harcamalarının yüzde 42’sini ayakta tedavide kul-lanılan ilaçlar oluşturuyor.

2007-2008 yılları arasında yapı-lan sağlık finansman reformu ile halkın sağlık hizmeti kullanı-mı ve sigortalılara sağlanan finansal koruma önemli ölçüde arttırıldı. Sağlık tesislerinin yapımı ve yenilenmesi için hem kamu hem de özel sektör sefer-ber oldu. Hükümet, özel sektöre önümüzdeki iki yıl içinde 1,28 milyar TL’lik yatırım yapmala-rı çağrısında bulundu. Sektördeki bu gelişim kalifiye sağlık görevlisi konusunda ihti-yacı da ortaya çıkarıyor. Bu nedenle ülkede eğitim kurumla-rı daha fazla doktor yetiştirme-ye yöneldi. Her yıl sektöre bin 200 hekim kazandırıldı. Ülkede sağlık sisteminin özelleştirilme-siyle birlikte Gürcistan sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma-ya, yoksul çocuklar ve emeklile-rin sigortalanması için yeni programlar oluşturulmasına ve

2013’te ise Özbekistan’da ölçek daha da büyütülecek. Yeni yılda toplam 268 milyon TL’lik har-camayla 101 sağlık merkezinin yenilenmesi, 42 yeni hastanenin inşa edilmesi planlanıyor.

Özbekistan ile Dünya Bankası arasında ikincil sağlık hizmetleri-nin geliştirilmesine yönelik 2016’ya dek devam edecek bir proje onaylandı. Proje kapsamın-da teşhis ve tedavi ekipmanlarına yatırım yapılacak, klinik hizmet yönetimiyle bölge hastanelerinin finansmanı iyileştirilecek.

Bunun yanı sıra ülkede sağlık personelinin eğitimi açısından da önemli bir çaba sarf ediliyor. Yine Dünya Bankası ile yapılan işbirliklerinde 1998-2011 yılları arasında sağlık personeli alt yapısı güçlendirilmişti. Özbekistan hükümeti ve Dünya Bankası arasındaki işbirliğinin 2011-2016 döneminde de devam etmesi planlanıyor. Yakın zamanda onaylanan III. Sağlık Projesi de bu işbirliğinin bir kanıtı… Projeye göre ülkede sağ-lık hizmetleri geliştirilecek, has-tanelerdeki teşhis ve tedavi ekipmanlarına yatırım yapıla-cak, klinik hizmet yönetimi iyi-leştirilecek ve hastane finans-manları güçlendirilecek.

Yeryüzü Doktorları,

Nisan 2000’de uluslararası

tıbbi bir yardım örgütü olarak kurulmuştur.

‘yeryüzü doktorları’

hazar’danisan 2000’de uluslararası tıbbi

yardım örgütü olarak kurulan yeryüzü doktorları, kurulduğu

günden bu yana 30’u aşkın ülkede fakirlik, kuraklık, hastalık,

savaş, deprem gibi doğal ve insan kaynaklı afet ve

felaketlerin kurbanı olan muhtaç insanlara, insani ve tıbbi yardım

götürüyor. Hazar bölgesi’nde çeşitli yardım projelerine imza

atan örgüt; gürcistan’da yoksul ailelerin çocuklarının sünnetleri,

Kırgızistan’da hastanelerin modernizasyon ve

rehabilitasyonu, Pakistan’da swat vadisi’nde yaşanan

çatışmaların ardından mültecilere temel sağlık

hizmetleri sunulması, azerbaycan’da çeşitli projelerin

gerçekleştirilmesi gibi çalışmalarda bulunuyor.

HA

ZA

R W

OR

LD

21

hastanelerin geliştirilmesine odaklandı. Gürcistan’ın ilaç ihracatı son altı yıl boyunca yılda ortalama yüzde 47, üreti-mi ise ortalama yüzde 35 büyü-dü. Bu artan ivme ile ülke ilaç üreticileri ve yabancı yatırımcı-lar için de oldukça cazip imkânlar sunuyor. Hatta Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Raporu’na göre Gürcistan’ın dünyada 16. sırada olması ülkeye yabancı girişlerini de olumlu yönde etkiliyor. Zaten ülkenin vergi ve gümrük rejimi de üreticilere kolaylık sağlar nitelikte. Arıca ilaç üzerinde gümrük vergisi yok.

TÜRKMENİSTAN YABANCILARI BEKLİYOR

Türkmenistan’da son 10 yıl içeri-sinde sağlık sektörüne 1.5 mil-yar dolar yatırım yapıldı. Önümüzdeki üç yıl içerisinde yine 500 milyon dolarlık yatırım yapılacak. Bu yatırımın yüzde 30 veya 40’ını yabancı yatırım oluşturacak.

Ülkenin uzun vadede de sektöre yönelik çalışmaları söz konusu… Öyle ki 2011-2030 yılları arasında Sosyo-Ekonomik Kalkınma Programı çerçevesinde, sağlık sektörüne 2 milyar 114 milyon dolarlık yatırım yapılması planla-nıyor. Söz konusu dönemde ülke-ye modern hastaneler inşa edile-cek ve ülke genelindeki sağlık ocaklarının ekipman ihtiyaçları hızla giderilecek.

Ayrıca hükümet uzun vadeli planların yanında 2012-2016 yılla-rını kapsayan bir sağlık sektörü gelişim programı da belirledi. Programın amacı sektördeki geli-şimi hızlandırmak, yüksek kaliteli sağlık hizmetlerine erişimi artır-mak ve modern sağlık merkezle-rini çoğaltmak.

Dünya Bankası, Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve Amerikan Kalkınma Ajansı, Türkmenistan Sağlık Bakanlığı’na yasal çerçe-venin düzenlenmesi, elektronik

bilgilendirme sisteminin kurul-ması, HIV ile mücadele strateji-sinin oluşturulması, anne ve çocuk sağlığı merkezlerinin kurulması, modern metodoloji-nin uygulanması gibi konularda danışmanlık desteği veriyor. Türk şirketler de Türkmenistan sağlık sektöründeki büyümeye ilgi gösteriyor. Çalık Holding bünyesindeki GAP İnşaat 2011 yılında ülkede 56 milyon dolar yatırımla Uluslararası Göz Hastalıkları Tedavi Kompleksi inşa etti.

KAZAKİSTAN’IN YENİ SAĞLIK STRATEJİSİ

Kazakistan’da bağımsızlık son-rası yaşanan mali krize bağlı kaynak sıkıntısı Sovyetler Birliği’nden miras kalan ve günün ihtiyaçlarını karşılamak-tan uzak sağlık sisteminde zor-luklara sebep oldu. Ancak son-rasında yaşanan ekonomik

büyümeyle hükümet sağlık sek-törünü finanse etmek için pet-rol gelirlerinden pay ayırmaya karar verdi ve böylece sektör büyümeye başladı.

Kazakistan’daki sağlık kuruluşla-rının yüzde 4,3’ü uluslararası patent sahibi. 2012’de araştırma programlarına 8,8 milyon TL’lik bütçe ayrıldı. Ayrıca ülke, sağlık personelinin eğitilmesi ve nitelikli sağlık personeli yetiştiril-mesine de son yıllarda ağırlık vermeye başladı. 2012 yılında 19 bin 530 sağlık çalışanının ulusla-rarası standartlarda eğitimi sağ-landı. Emsey Hospital Sağlık Hizmetleri Yönetim Danışmanı Dr. Tansel Turan, Kazakistan’ın Türkiye’den yüksek sayıda dok-tor getirdiğini ya da çoğunlukla Türkiye’ye hasta transfer ettiğini belirtiyor. Turan’a göre “Bu yolun sonunda görünen o ki bu ülkelerde markalarını güçlendi-ren hastaneler artık daha ciddi ve büyük boyutlu sağlık yatırım-ları için kollarını sıvayacaklar”.

Kazakistan’ın Almatı şehrinde Türk müteahhitleri tarafından inşa edilen sanatoryum.

Çalık Holding bünyesindeki GAP İnşaat Türkmenistan’da 2011 yılında Uluslararası Göz Hastalıkları Tedavi Kompleksi’ni inşa etti.

24 MİLYON $ Sağlık hizmetlerini

geliştirmesi için Dünya Bankası’nın Kırgızistan’a

ayırdığı bütçe.

22

PO

RT

AJ

Özbekistan kültür varlıklarını

korumak için UNESCO ile

ortak çalışmalar yürütüyor.

23

HA

ZA

R W

OR

LD

özbeKistan Her yıl artan yerli ve yabancı tUrist sayısına ve bÜyÜyen bir tUrizm

seKtörÜne saHiP. bU nedenle ÜlKe orta asya’nın en önemli tUrizm merKezlerinden biri Haline geliyor. tUrizm yerli ve yabancı

yatırımcıların ilişKisini çeKmeye yeteceK mi?MEHMET E. ElGİN

ORTA ASYA’DA TURİZMİN

YENİ YÜZÜ:ÖZBEKİSTAN

Özbekistan için turizm sektörü ne anlam ifade ediyor? Turizm, modern ekonominin faaliyet alan-ları içinde yer alan önemli sektörlerden bir tanesi ve insanların ihtiyaçlarının karşılan-masıyla birlikte yaşam kalitesini arttıran bir faaliyet. Münferit birkaç olayı çıkarırsak turizm, doğal kaynakların tükenmesini engelliyor. İhracata dayalı sanayi, dünyada-ki ekonomik dengesizlikten olumsuz etki-lense de turizm sektörü bu dönemlerde daha kararlı bir yapı gösterecektir. Bugün turizm sektörü diğer hizmet sektörlerine göre uluslararası ticarette daha fazla dina-miğe sahip. Bu nedenle sektör son 20 yılda ortalama yüzde 5,1 büyüme sağlarken ülke-ye giren döviz gelirinde yüzde 14’lük paya sahip. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu (UNEVTO) bilgilerine göre 2012’de dünyadaki toplam seyahatlerde tarihin en yüksek turist sayısı karşılandı ve

arihin en önemli durak nok-talarından ikisi, İpekyolu üzerinde bulunan Semerkant ve Buhara. Büyük medeni-yetlerin beşiği bu şehirler,

bugün Özbekistan sınırları içinde yer alıyor. Her yıl binlerce insanın ziyaret ettiği bu şehirler ülke turizmine önemli katkı sağlı-yor. Doğal güzellikleri ve sıcak insanı saye-sinde her geçen yıl büyüyen Özbekistan turizm sektörü gelişimi ile dikkat çekiyor. Küresel krize rağmen büyüyen turizm sek-törü, kültürel ve tarihi mirasının yanı sıra son yıllarda devletin sağladığı destekler sayesinde güçlü bir alt yapıya da sahip oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından turizm alanında ciddi yatırımlar alan ülkenin turizmdeki durumunu kamu şirketi olan Uzbektourism’in Başkan Yardımcısı Anvar Temirkhodjaev Hazar World’e değerlendirdi.

Uzbektourism Başkan

Yardımcısı Anvar Temirkhodjaev

“Atam ex ea ius, odigenit quibusae

volorep eliberit, velluptius dolorio

recuscia sit autempe llaborro beaquas

millam debit quam, quia none invellabor

24

PO

RT

AJ

25

HA

ZA

R W

OR

LD

bu sayı bir milyarı aştı. Bu seyahatlerden yaklaşık yüzde 50’sinin amacı eğlence ve rekreasyon olurken, iş seyahatlerinin payı yaklaşık yüzde 20 oldu.

İşte bu nedenlerden dolayı turizm sektörü-nün geliştirilmesi ve Özbekistan’ın ihracat potansiyelini artırmak, hedeflenen faaliyetleri gerçekleştirmek için kısa vadeli bir program kabul edildi. Turizmin geliştirilmesi için yapı-lan bu program, ülkenin bütün bölgelerinde tek kapsamlı ve ayrıntılı bir eylem planıydı. Merkezi ve yerel yönetimler, Özbekistan’in

turizm konusunda yetkili bakanları ve kuruluş-ları, ‘Uzbektourism’ ve onun bölge ofisleri, uzmanlar ve seyahat şirketlerinin de katılımıyla bir eylem planı oluşturuldu.

Sizce küresel ekonomideki modern eğilimler turizmin gelişimini nasıl etkiliyor? Son dönemde küresel ekonomik kriz dünya ekonomisinin gelişimine etki ediyor. Bu kriz-den turizm sektörü de ciddi anlamda etkileni-yor. Birçok ülke, turizmini etkileyen zorluklar ve tehditlere karşı önlemler almaya çalışıyor. Özbekistan aldığı önlemler sayesinde bu zor-lukların aşılmasında başarılı oldu. Bugün kriz-den etkilenen Avrupa ülkelerinden Özbekistan’a önemli bir turist akışı oluyor.

Özbekistan Hükümeti’nin turizm sektörü için yaptığı anti-kriz programı ile aynı dönemde güçlenmeyi başardı. Bu başarılı hamleler sayesinde Özbekistan dünya ve böl-gesel turizm sektöründe kendi yerini koru-mayı başardığı gibi, ülkede girişimcilik faali-yetlerin artması sağlandı.

Özbekistan için turizm sektörü, ülkenin ekono-misinin gelişmesi için önemli. Özbekistan’a gelen turiste geleneksel olarak özel önem verili-yor. Özbekistan Ulusal Turizm Yönetimi tara-fından ulusal turistik ürünün çeşitlendirilmesi, turizm sezonunun genişletilmesi ve turizm özel payının artırılması gibi çalışmalar yürütülüyor.

Özbekistan’da turizm gelişiyor. Bu gelişmeyi rakamlarla biraz açabilir miyiz? Ülkemizde turizm sektörünün için ciddi bir potansiyeli var. Hükümet, sektörün gelişmesi

Semerkant’ın merkezinde soldan sağa: Ulu Bey Medresesi, Tilya-Kori Medresesi ve Sher-Dor Medresesi

Taşkent’te Sovyetler döneminden kalma bir Rus Ortodoks Kilisesi

“semerkant, Buhara giBi tarihi ve kültürel miraslarımızın çok fazla olduğu şehir-lerimiz var. Bu şehirlerde 4 Bin 500’den fazla kültürel anıtımız Bulunuyor.”

26

PO

RT

AJ

Geleneksel Özbek

kıyafetleri turistlerin

ilgisini çekiyor.

Özbek mutfağı

Avrupa’dan Çin’e kadar

geniş bir damak

zevkine hitap ediyor.

Bütün bu saydıklarımın dışında ülkenin bütün bölgelerinde kamu hizmetlerini geliş-tirmek, ulaşım ve turizm altyapısını sağla-mak gibi önemli planlamalarımız ve bu planlara bağlı çalışmalarımız var. Özellikle otel ve eğlence sektöründe yabancı ve yerli yatırımcının dikkatinin çekilmesini planlı-yoruz. Harezm şehrindeki çalışmalarımız turizm gelişimi için umutlarımızı yükseltti. Biz turizmin her alanında yatırımların art-masını planlıyoruz.

Bu plan kapsamında neler yaptınız? Tarihi ve mimari olarak ilgi çekici yerlerin envanterini çıkardık. Otel hizmetlerini geliştirdik, alt yapıyı oluşturduk, farklı turist tiplerine hitap edecek programlar geliştirdik. Sektör için gerekli olan kalifiye çalışanı yetiştirdik. Özbekistan’daki otelle-rin online alt yapılarını güçlendirdik.

ve büyümesi için ciddi bir çalışma yürütüyor. Özbekistan’ın turizm sektörü, yeterince gelişmiş ve rekabetçi bir alt yapıya sahip.

Geçtiğimiz yıl toplam turist sayısında yüzde 12 yükseliş görüyoruz. Yine oranlara baktığımızda Özbekistan’ı ziyaret eden yabancı turist sayısının yüzde 4,1, yerli turist sayısının ise yüzde 20,7 oranında artı-ğını görüyoruz. Bu oranlarla birlikte yaban-cı turist sayısının geçtiğimiz yıl 1 milyon 500 bin, yerli turist sayısının da 500 bine yükseldiğini söyleyebilirim. Özbekistan’da her yıl turizm alanında bin yeni işletme kuruluyor. Bugün ülkemizde 350’den fazla konforlu otel bulunuyor ve bu otellerdeki toplam yatak sayısı 20 bini buluyor.

Özbekistan’da turizm sektörünün sürdürüle-bilir olması için neler yapılması gerekiyor?Son yıllarda yaşanan gelişmeler bize kaliteli işletmelerin yaratılmasının, ticaretin teşvik edilmesinin, yoksulluğun azaltmasının sür-dürebilir turizm için son derece önemli noktalar olduğunu gösteriyor. Hükümet ve özel sektörün işbirliğinin güçlendirilmesi gerekiyor. Bir önemli nokta da çevrenin korunması. Sanayinin gelişmesiyle turizmin bazı sorunlar yaşadığını görüyoruz. Bu nedenle çevreye duyarlı olmak şart. Bütün bu faktörler bir araya geldiğinde ülkemizi ziyaret eden turistlerin ihtiyaçları karşılan-mış oluyor.

“ÖzBekistan’da yaBancı ve yerli yatırımcıların, otel ve eğlence sektÖrüyle ilgilenmesini Bekliyoruz.”

Tarihi eserler Özbekistan’ın dört bir köşesinde karşınıza çıkıyor.

27

HA

ZA

R W

OR

LD

Peki iki ülke arasındaki işbirliği potansi-yeli nasıl?Özbekistan ve Türkiye’nin turizm sektörün-de yapacağı işbirlikleri her iki taraf için de faydalı olacaktır. Biz Türkiye tarafından çok şey öğrene biliriz, Türkiye tarafı da bizden. Rusya’da güzel bir atasözü vardır: “Bir tane kafa güzel, iki tane kafa daha güzel.” İşte bu nedenle iki ülkenin yapacağı işbirliği çok güzel sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Türk şirketlerinin, Özbekistan’da turizm sektöründeki yatırımlarını nasıl değerlen-diriyorsunuz? Özbekistan’da otel yatırımı yapan birkaç şirketin olduğunu görüyoruz. Örneğin Dedeman bu şirketlerden biri. Bu şirketle-rin sayısı her geçen yıl artıyor, önümüzdeki dönemde de yeni yatırımlar görebiliriz.

2012 yılında Özbekistan’ı ziyaret eden turist sayısından oldukça memnunsunuz. Bu yıl için beklentileriniz nelerdir? Özbekistan’da turist sayısı her yıl yüzde 12 artıyor. Bu yıl da bu artışı göreceğimizi tah-min ediyorum. Bildiğiniz gibi ülkemiz İpekyolu’nun merkezinde yer alıyor. Bu durum bizim için büyük bir avantaj ve bize gelen turist sayısını artırıyor. Öte yandan Semerkant, Buhara gibi tarihi ve kültürel miraslarımızın çok fazla olduğu şehirleri-miz var. Bu şehirlerde 4 bin 500’den fazla kültürel anıtımız bulunuyor ki bunların bir kısmı UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Bütün bu faktörler, gelişen altyapı-mız ve turistik tesislerimiz ile birleştiğinde çok daha fazla turist çekmemizin sebebi oluyor.

Ülkenizde sektörün gelişmesinde başka hangi uygulamalar etkili oluyor? Özbekistan’ın sezonluk turist ziyaretlerinin zirvede olduğu dönemler dışında otellerin giderlerini azaltacak önlemler alınıyor. Yine Özbekistan Havayolları’nda turizmin geliş-mesi için önlemler alınıyor. Yalnızca küre-sel turizm alanında değil, bölgesel çapta da rekabetin artması ve buna bağlı olarak dış pazarda kendi turistik ürünümüzün tanıtı-mı için reklamları genişletme adına tedbir-ler alınıyor. Bunu özellikle bölgesel turizm şirketi ‘Şelkoviy Put’un (İpekyolu) yaptığını görüyoruz.

Peki Özbekistan’dan baktığınızda Türkiye’deki turizm sektörünü nasıl değer-lendiriyorsunuz? İki ülke arasında turistik ziyaretlerin sayısının her geçen yıl arttığını görüyoruz. Özbek turist-lerin son yıllarda Türkiye’de Antalya, Bodrum ve İstanbul gibi şehirleri tercih ettiğini görüyo-ruz. Buna karşılık Türkiye’den Özbekistan’a gelen turist sayısında da ciddi bir artış var.

Orta Asya’nın en yoğun nüfusa sahip yerleşim bölgelerinden olan Buhara önemli bir kültür ve ticaret merkezi.

Özbekistan’ın başkenti Taşkent modern ve geleneksel mimarinin sentezi görünümünde.

Semerkant Nekropol’ü turistlerin beğeniyle gezdiği

destinasyonların başında geliyor.

FAC

TS&

FIG

UR

ES

50

FAC

TS&

FIG

UR

ES

28

2012 yılında dünya havacılık sektörünün üzerine euro Bölgesi borç krizinin gölgesi düşerken hazar ülkelerini de kapsayan asya kıtasının global anlamda havacılık sektörünü kurtarması bekleniyor. NESRİN KoÇASlAN

45

HA

ZA

R W

OR

LD

29

HA

ZA

R W

OR

LD 012 yılında Avrupa’nın içerisinde olduğu borç krizi birçok ülke ve

sektör üzerinde etkisini gösterdi. Bu daralmadan payını alan sektörlerin başında ise hava taşımacılık sektörü yer alıyor. 240

havayolu şirketini temsil eden Cenevre merkezli IATA’nın Çin’in Başkenti Pekin’de gerçekleştirdiği 68. Yıllık Genel Kurulu’nda açıklanan rapora göre 2012 yılında havacılık sektörü kârının geçen yıla oranla yüzde 50 azalarak 3 milyar dolar civarında olması bekleniyor. IATA’ya göre Avrupalı havayolu şirketlerinin zararı geçen yılın üzerine çıkarak 2012’de 1.1 milyar dolara ulaşacak. Avrupa’da 2011 yılında ortalama yüzde 6,7 oranında olan yolcu sayısındaki artışın bu yıl yüzde 2,3 oldu-ğu, İspanya ve İngiltere gibi bazı ülkelerde ise yolcu sayısında azalma olabileceği öngörülüyor. Açıklamada Avrupa’da yaşanan bu daralmaya alternatifin ise Asya kıtasından gelebileceği vurgulanıyor. Asya kıtasın-dan gelen 2 milyar dolarlık kârın global anlamda havacılık sektörüne nefes aldırması bekleniyor.

hazar ülkelerinin uçuş atağı

Asya kıtasının havacılık sektöründeki bu gelişimine Hazar Bölgesi’nin de katkısı büyük olacak. Bölge ülkelerine ait havayolu şirketlerinin uluslararası arenada yakaladığı başarılı grafik, Dünya Havayolları 2012 Ödülleri’nde de karşılığını buluyor. Dünyanın en iyi havayolları sıralamasında Air Astana 53. sırada, Transaero 72. sırada, Aeroflot Russian Airlines ise 85. sırada yer alıyor. Transaero ayrıca dünyanın en gelişmiş havayolları kategorisinde 2. sırada bulunuyor.

44

FAC

TS&

FIG

UR

ES

30

FAC

TS&

FIG

UR

ES

DüNYANIN EN İYİlERİ ARASINDA

HAVACIlIK SEKTöRüNüN poTANSİYElİ ARTIYoR

Dünya Havayolları Ödülleri 2012 listesinde bölge ülkelerinin temsilcileri de yer alıyor.

Hazar Bölgesi’nde faaliyette olan havayolu şirketleri filolarını genişletirken uçuş noktalarını arttırıyor.

Kaynak: http://www.worldairlineawards.com

HAZAR BölGESİNDEKİ HAVAYollARI DüNYA KlASMANINDA YüKSElİYoR

AIR ASTANAKAZAKİSTAN

2011 2012

83.

122.

53.

72.TRANSAERo RUSYA

SKYTRAX KüRESEl HAVAYolU SIRAlAMASI

İRAN AİR / iran

TURKMENISTAN AIR / tÜrKmenistan

TAJIK AIR / taciKistan

UZBEKİSTAN AIRwAYS / özbeKistan

AERofloT / rUsya

AZAl / azerbaycan

AİR ASTANA / KazaKistan

İKİ YIlDIZ

DöRT YIlDIZ

üÇ YIlDIZ

Kuruluş:

1990filo büyüklüğü:

92Uçuş noktaları:

1562012’nin

ocak- şubat ayında hava trafiğinde yaşanan artış

%33.9 2012 yılında

yolcu sayısındaki artış

1.15 milyon2012 yılında

kargo taşımalarındaki artış

% 27.5

TRANSAERorUsya

2012

Kuruluş: 9 şubat 1923

filo büyüklüğü:

127Uçuş noktaları:

116

net faaliyet geliri:

3,6 milyon dolar

AERofloTrUsya

2012

2012

yolcu sayısı:

1 milyon 382 bin 652 yurt içi yolcu sayısı

726 bin 528yurt dışı yolcu sayısı

656 bin 125 Uçuş sayısı:

16 bin toplam uçuş sayısı

38 bin 848

RoSSIYArUsya

8

dünyanın En İyi Havayolları sıralaması

transaero Havayolları, dünyanın En Gelişmiş Havayolları

sıralamasında

2.

45

HA

ZA

R W

OR

LD

31

HA

ZA

R W

OR

LD

4

8

7

5

12

3

6

Kuruluş ekim 2001

filo büyüklüğü

25Uçuş noktaları

59

toplam uçak uçuş süresi

79 bin saat toplam uçak iniş sayısı

32 bin 221

yolcu sayısı

3 milyon yurt içi yolcuları

1 milyon 959 bin yurt dışı yolcuları

1 milyonKargo, bagaj ve posta sayısı

19 bin 692 ton

AIR ASTANA KazaKistan

4

2012

Kuruluş 7 nisan 1992

filo büyüklüğü

29Uçuş noktaları

22

AZAl azerbaycan

2012

3

Kuruluş 1992

filo büyüklüğü

23Uçuş noktaları

21

TüRKMENISTAN AIRtÜrKmenistan

2012

6

Kuruluş 2001

filo büyüklüğü

6Uçuş noktaları

10

KYRGYSTAN AIR Kırgızistan

2012

1

Kuruluş 28 ocak 1992

filo büyüklüğü

66Uçuş noktaları

58

UZBEKISTAN AIRwAYSözbeKistan

2012

7

Kuruluş 1923

filo büyüklüğü

12Uçuş noktaları

19

TAJIK AIR taciKistan

2012

5

Kuruluş 1994

filo büyüklüğü

7Uçuş noktaları

15

GEoRGIAN AIRwAYSgÜrcistan

2012

2

32

PO

RTA

J

HA

ZA

R W

OR

LD

33

BÖLGENİN GÜÇLÜ OYUNCUSU:

GübrETaŞgüBretaş, türkiye pazarındaki etkinliğini iran’da satın aldığı razi petrokimya tesisleri sayesinde güney ve güneydoğu asya’da da sürdürüyor.MEHMET E. ElGİN

Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi (GÜBRETAŞ), 1952 yılında tarım sektö-rüne kimyevi gübre girdisi sağlamak amacıyla kuruldu. Şirket Türkiye’nin ilk kimyevi gübre fabrikasını kurdu, ilk fosfatlı ve kompoze gübresini üretti. “Türkiye’de öncü, dünyada markalaşmış bir dev şirket olmak” vizyonuyla yoluna devam eden GÜBRETAŞ, bu hedefe ulaşmak için 2006 yılından itibaren ham-madde kaynaklarına sahip ülkelerde yatırım yapma stratejisini benimsedi. Bunun ilk adımı olarak 2008 yılında İran’ın Razi Petrokimya şirketini liderlik ettiği konsorsiyumla birlikte satın alan şirket, Türkiye’nin yurtdışındaki en büyük sanayi yatırımını gerçekleştirdi.

GÜBRETAŞ’ın Genel Müdürü Osman Balta, şirketle ilgili geride kalan yılı, 2013 hedeflerini, İran yatırımlarını ve geleceğe dair beklentilerini Hazar World’e değerlendirdi.

2012 yılı GÜBRETAŞ için nasıl geçti? Geçtiğimiz yılın bir değerlendirmesini yapar mısınız? 2012 yılında Türkiye’deki toplam satış miktarımız 1 milyon 551 bin ton olarak gerçekleşti. Böylece GÜBRETAŞ, bir önceki yıldaki miktarı da aşarak 61. yılı-na satış rekoruyla girmiş oldu. Bu aynı zamanda son iki yılda 1,5 milyon ton satış bandının üzerine yerleşmemizi göstermesi açısından da önemli. Satıştaki bu başarının yılsonu finansal sonuçları açıklandığında konsolide ciro ve kârlılığa da yansıyacağını umuyorum.

Elbette geride bıraktığımız yıl hem GÜBRETAŞ, hem Türkiye, hem de dünya eko-nomisi için özel bir yıl oldu. Bu dönemde ABD ve Avrupa ekonomisinde 2008’den bu yana yaşanan küresel krizde yavaş yavaş bir toparlanmanın başladığı görülü-yor. Türkiye’ye baktığımızda ise her ne kadar hükümet sene başındaki büyüme hedefini yıl sonuna doğru revize etse de yine dünyanın ekonomik koşulları altında Türkiye’nin azımsanmayacak büyüme gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz.

Biz de şirket olarak geçtiğimiz yıl iyi bir performans sergiledik. 2012’in ilk aylarında olumsuz iklim koşulları ve yoğun kar yağışları nedeniyle ekimler

34

PO

RTA

J

müz var. Yine İzmir ve Samsun’da da lojistik üslerimiz bulunuyor. Biz Türkiye’nin farklı noktalarındaki bu 5 lojistik merkezden 2 bin 700 satış noktasına dağıtım yapıyoruz.

GÜBRETAŞ olarak İran’da bulunan Razi Petrokimya Tesislerini satın alarak yurt dışında önemli bir sanayi yatırımı yapan Türk şirketi oldunuz. Satın almadan bugü-ne geçen sürede İran’da yaptığınız bu büyük ölçekli yatırımdan aldığınız sonuç-lar nedir? Bu yatırımınızdan memnun musunuz?İran’da yapmış olduğumuz bu yatırımdan oldukça memnunuz. İran’ın körfez bölgesin-de yer alan Razi Petrokimya Tesisleri 2008’de İran Özelleştirme İdaresi tarafından satışa sunulunca, bu tesis GÜBRETAŞ’ın liderlik yaptığı konsorsiyum tarafından yak-laşık 656 milyon USD’ye satın alındı.

Burası 877 dönüm arazi üzerinde kurulu, 11 fabrikası ve 2 bin 500’ün üzerinde çalışanı olan büyük bir tesis. Burayı satın aldığımızda tesisin kapasite kullanım oranları düşüktü ve bazı üniteler çalıştırılamıyordu. Biz devraldık-tan sonra önemli bir rehabilitasyon faaliyeti-ne giriştik. Çalışmayan bazı bölümleri rehabi-lite ederek işletmeye aldık ve kapasite kulla-nım oranını yükselttik.

gecikti, tarım sektöründe ve gübre talebin-de biraz yavaşlama söz konusu oldu. Ama senenin ikinci yarısında hızlı bir toparlan-ma yaşandı ve 2011’in satış rakamlarını geç-miş olduk. Bu bizi çok mutlu ediyor. 2013 rakamlarımızın 2012’nin daha ilerisinde ola-cağına inanıyoruz.

Peki 2013 için satış ve ciro hedefleriniz neler-dir? Son iki yılda ulaştığımız 1,5 milyon ton satış bandı üzerine çıkarak, pazar etkinliğimizi sür-dürmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda 2013 yılı satış hedefimizi 1 milyon 600 bin ton olarak bütçeledik. Konsolide ciro hedefimiz de 2,5 milyar TL civarında. Bizim sektörde sert bir rekabet ortamı var, ithalatçı sayısı çok fazla... Ama GÜBRETAŞ 60 yılı aşan köklü tecrübe-siyle son yıllarda istikrarlı bir büyüme yakala-yarak, 10 yıl önce %15 civarında olan pazar payını %32’lere, 200 milyon TL civarında olan cirosunu ise 2 milyar TL’nin üzerine taşımayı başardı.

Türkiye’de gübre üretimini kaç şirket yapı-yor? Kimyevi gübre sektöründe üretim yapan 6 büyük şirket mevcut ve bu şirketlerden biri de GÜBRETAŞ. Şirketimiz Türkiye’deki kompoze gübre üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini yapıyor ki satıştaki payımızla kıyas-landığında bu bizim için fazla büyük oran sayılmaz. Bu nedenle, Kocaeli-Yarımca’daki fabrikamızda kapasiteyi arttıracak tesis yatı-rımı yapıyoruz. 2012’de bunun ihalesi yapıldı ve bu dönem inşaat süreci başlıyor. Bu tesisi-miz 2014’te tamamlanıp faaliyete geçtiği zaman Yarımca’da yüzde 45 oranında kapasi-te artışı sağlayacağız. Yani yıllık 685 bin ton olan mevcut kapasite 985 bin tona çıkacak. Yaklaşık 135 milyon TL’lik bu yeni yatırım sayesinde, ürün çeşitliğiyle iddialı olduğu-muz kompoze gübre satışlarındaki talebi kendi üretimimizden karşılar hale geleceğiz.

Türkiye’de başka bir yerde üretim tesisi düşünüyor musunuz? Yarımca, bizim önemli bir limanımız ve üre-tim üssümüz. Orada üretim kapasitemizi arttırırsak, ileriye dönük olarak başka plan-larımız da olacak. Lojistik tesislerimiz Türkiye’de bize önemli avantajlar sağlıyor. Biri Yarımca, diğeri İskenderun olmak üzere şirketimize ait iki limanımız mevcut. Dünyanın değişik bölgelerinden ithal ettiği-miz gübre, hammadde ve emtialarını bu limanlara alıp, buralardan Türkiye’nin her köşesine dağıtıyoruz. Tekirdağ’da geçen son-baharda devreye aldığımız bir lojistik üssü-

“iran’da satın aldığımız tesislerin rehaBilitasyonu için 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Önümüzdeki dÖnemde 150 milyon dolar daha yatırım yapmayı planlıyoruz.”

Genel Müdür Osman Balta: “Son iki yılda ulaştığımız 1,5 milyon satış bandının üzerine çıkmayı planlıyoruz.”

HA

ZA

R W

OR

LD

35

Razi Tesisleri’ni rehabilite etmek için ne kadar yatırım yaptınız? 2008’den bu yana 100 milyon USD’ye yakın bir rehabilitasyon yatırımı yaptık ve önümüz-deki yıllarda kapasite verimliliğini ve kârlılığı artırmaya dönük 120 milyon civarında daha yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu anda atıl durumda üre fabrikası var, önümüzdeki dönem onu faaliyete geçireceğiz. Yeni yatı-rımlar tamamlandığında Razi’nin üretim kapasitesi 4 milyon tonun üzerine çıkacak.

Bu yatırım sizin için nasıl bir anlam taşı-yor?Razi Tesisleri, İran ile Türkiye arasında önemli bir buluşma noktası, en kadim sınır komşusu olan iki ülke arasında önemli bir ticari köprü... Biz de bu tesisin verimli hale gelmesi için çok gayret gösterdik. Razi, tarım sektörüne girdi sağlayarak katma değer üre-ten önemli bir tesis ve sektörde global bir marka... Dolayısıyla bugün itibariyle geldiği-miz noktadan memnunuz.

Ayrıca bu yatırım, GÜBRETAŞ’ın sektörde global bir oyunca olma vizyonu açısından da önemli tecrübeler kazandırdı. Yeni uluslarara-sı yatırım arayışlarını, buradan aldığımız özgüvenle sürdürüyoruz.

İran ile ilgili uluslararası alanda bir ambar-go söz konusu ve bu ambargonun şartları geç-tiğimiz yıl daha da ağırlaştı. Bu durum Razi tesislerinizden olan ihracatı nasıl etkiledi? Üçüncü çeyrek finansal sonuçlarına yansıdığı gibi bir önceki yıla oranla 2012’de Razi tesisle-rinde yapılan ihracatta miktarsal bir düşüş söz konusu oldu. Ama buna karşın ciro ve kârlılıkta bir artış var.

Peki, bu yıl ve önümüzdeki yıllarda ambargo kaynaklı bir sıkıntı bekliyor musunuz?Hayır, böyle bir sıkıntı olacağını pek sanmıyo-rum. Biliyorsunuz bizim orada ürettiğimiz ürünler, tarımsal üretimle ilgili bir girdi ola-rak tarımda kullanılıyor. Özellikle Uzakdoğu pazarında Razi’nin ürettiği ürünlere ihtiyaç olduğu için talep de devam ediyor. Buna bağlı olarak ihracatımız ve kârlılığımız da devam edecektir. Ambargonun az çok dolaylı etkileri olabilir ama bize doğrudan bir etkisi olmuyor. Zaten bu zorlu sürecin önümüzdeki yıllarda aşılarak bölgede güven, huzur ve istikrarın yayılmasını umut ediyoruz.

İran’da yeni yatırım yapmayı planlıyor musunuz? 2012 yılında bu yönde bir adımımız oldu zaten. Geçtiğimiz Temmuz ayında, o bölgede bulu-

nan Arya Posphoric Co. firmasının yüzde 87,5 hissesi, 15,5 milyon USD’lik değerle Razi tara-fından satın alındı. Arya Tesisleri, yıllık 116 bin ton fosforik asit üretim kapasitesine sahip.

Bizim için öncelik Razi’nin borcunun tamam-lanması... Bu yıl son taksitimizi ödeyerek, bor-cumuz tamamlanmış olacağız. Önümüzdeki yıllarda uygun seçeneklerle karşılaşırsak, böl-gede yeni yatırımlar yapabilir elbette...

Şirket olarak İran’da, yani Hazar Bölgesi’nde yatırımınız bulunuyor. Şirketinizin dünya ekonomisindeki yerinin nasıl olmasını bekliyorsunuz? Son yıllarda dünyadaki ekonomik dengeler yeniden değişiyor ve şekilleniyor. Bu süreçte özellikle petrol ve doğal gaz gibi enerji kay-naklarına sahip alanlar arasında yer alan Hazar Bölgesi de önemli bir potansiyele sahip. Türkiye’nin de kadim bir dostluğa ve yakın ilişkilere sahip olduğu bu ülkeler, enerji kaynaklarını dünyanın farklı bölgelerine ulaş-tırdıkça önemli bir katma değer sağlamaya ve büyümeye devam edecektir. Elbette bu nokta-da önemli bir konunun altını çizmek isterim. Bölgede istikrar ve güvenin sağlanması gere-kiyor. Hükümetler de bunun farkında ve dünya ile entegrasyon sağlanması, barış için-de hareket edilmesi hususunda daha bilinçli-ler. Bu bölge çok uzun bir karmaşa dönemi geçirdi. Bundan sonra toparlanma, barış orta-mını güçlendirme arzusu ve talebi var. Daha iyi olacağını düşünüyoruz.

GÜBRETAŞ, Razi Petrokimya Tesisleri’nin kapasitesini yüzde 50 artırdı.

1MİlYoN 551 BİN ToN

GÜBRETAŞ’ın Türkiye’deki 2012 gübre satış miktarı

656MİlYoN $

GÜBRETAŞ liderliğindeki

konsorsiyumun Razi Tesisleri için

ödediği tutar

36

PO

RT

RE

36

PO

RT

RE

Ali Şir Nevai’nin eserleri, günümüze kadar ulaşmıştır.

sadece çaĞatay tÜrKçesi’nin deĞil, tÜrK edebiyatının en bÜyÜK şairlerinden, dil reformcUsU,

ÜnlÜ bir devlet adamı, yaşadıĞı çaĞın ötesinde bir şair; ALİ ŞİR NEvAİ, doĞUmUnUn 572. yılında anıldı.

GİZEM GüZEY

Ali Şir Nevai, devlet adamlığı ve siyasi kişiliğinin yanı sıra güzel sanatlar ile yakından ilgilenmiş, 16. yüzyılın son yıllarına damgasını vurmuş bir şair ve âlim. Şiirin, Türk dillerinin gücünü hazmetmiş, anlam yaratmaktan öteye geçmesine hizmet etmiş ve kaleme aldığı manzum ve mensur eserleri ile Türkçe’yi yüksek bir sanat dili haline getirmeyi başarmıştır. Yaşadığı dönemde edebiyat dünyası onun ne kadar değerli ve eşsiz olduğunu tam anla-mıyla kavrayamamış olsa da, Nevai’nin önemi günümüzde daha net anlaşılıyor. Ali Şir Nevai ede-biyat yaşamı boyunca sistematik dil yapısından uzak durarak, unutulmaya yüz tutan bir dile ivme kazandırmış, ona hayat vermiştir.

Nevai, aradan geçen 512 yıla rağmen, Türk Edebiyatı’na miras bıraktığı saygın eserleri ve edebiyat görüşü ile bugün de zevkle okunmaya ve pek çok ünlü Türk şairi tarafından örnek alınma-ya devam ediyor.

hayat hikayesi, sanat ve edeBi anlayışı

Türk dilinin gelişmesine öncülük eden Nevai, 1441 yılında Herat’ta doğdu. Babası, Timur’un melikle-rinden Sultan Ebu Said’in Veziri Gıyaseddin Kiçkine’dir. Horasan ve Semerkant’ta eğitimine devam eden şairin ilk öğretmeni babası olur ve edebi hayatında da büyük bir iz bırakır. Babasının ölümü üzerine Ebü’l Kasım Babür’ün koruması altında çok iyi bir eğitim görür Nevai. Meşhed, Semerkant gibi devrinin önemli bilim ve kültür şehirlerinde kendini yetiştirme imkanı bulan Ali Şir Nevai’nin Herat Hükümdarı Hüseyin Baykara ile çocukluktan beri arkadaş olması, gelecekte devlet adamı kimliğini kazanmasında önemli bir rol oyna-yacaktır. Sultan Baykara’nın başa geçmesi ve şairi yanına alması ile başlayan bu siyasi serüven Nevai’nin önce mühürdar daha sonra da vezir olma-sı ile devam eder. Görevi süresince vaktini kitap oku-

37

HA

ZA

R W

OR

LD

38

PO

RT

RE

Türkçe’nin gelişimine öncülük eden Nevai, Türk edebiyatının en büyük şairlerindendi.

sevgisi, eserlerine ilham kaynağı olur. “Muhakemetü’l Lugateyn” adlı eseri, onun Türk dili hakkındaki düşüncelerini açık bir şekilde yansıtır.

“Anadilim üzerinde düşünmeye koyuldum; Türkçe’nin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin alemden daha yüksek bir alem göründü. Bu alemin süsler, ziynetler içeri-sinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha yüksekti. Orada nice faziletler, nice yücelik-ler hazinesine rastladım. Bu hazinenin inci-leri, yıldızların mücevherlerinden daha par-laktı. Bu alemin gül bahçesine girdim. Gülleri feleğin güneşinden daha parlaktı. Her yanında göz görmedik, el değmedik daha neler ve neler vardı.

Ama bu mahzenin yılanı kan dökücü ve gül-lerinin dikeni sayısızdı. Bunları görünce düşündüm ve dedim ki: Demek ki bizim Türk şairleri bu korkulu ve dikenli yollardan çekindikleri için Türkçe’yi bırakıp gitmişler…

Bu yol yüksek himmet istiyordu. Ben bu yol-dan vazgeçmedim. Onun seyrine doyama-dım. Bu yoldan yürümekten korkmadım ve yılmadım!

Türkçenin fezasında tabiatımın atını koştur-dum; hayalin kuşunu kanatlandırdım. Vicdanım bu hazineden sonsuz kıymetli taş-lar, inciler aldı. Gönlüm bu gül bahçesinin türlü çiçeklerinden, uçsuz bucaksız türlü kokular kokladı.

Zannedilmesin ki benim Türkçe’yi övüşüm Türk olduğumdan ve tabiatımın Türkçe söz-lere alışmasından ve Farsça bilmeyişimden-dir. Aslında Farsça’yı öğrenmekte hiç kimse benim kadar çaba göstermemiş ve bu dilin doğrusunu yanlışını benim kadar iyi öğren-

yup, ilim çevreleri ile sohbet ederek geçiren, sık sık araştırmalar yapan şair, mevki itibarı ile çok sayıda âlim ve edip ile çalışma imkanı da elde eder. İlimin ve sanatın zenginliğine kapılan Nevai, zamanla siyasi kişiliğinden uzaklaşmaya başlar, görevinden istifa etmek istese de Hüseyin Baykara bunu kabul etme-yerek onu Esterebad Valiliği’ne tayin eder. Devlet adamı kimliği ve topluma hizmet etmekten duyduğu keyifle vakıflar kurarak, birçok medrese ve bina yaptıran Nevai, yap-tırdığı kütüphane ile eğitim ve bilimin geliş-mesine katkı sağlar. Bilim ve sanata her zaman siyasetten daha fazla ilgi duyması, bulunduğu çevrenin de sanata yönelmesinde etkili olur. Kendi gibi sanatçı bir kişiliğe sahip olan Baykara ile beraber Herat kentinin bilim ve kültür hayatının canlanmasında önemli katkılar sağlayan Nevai, 1501 yılında yine doğduğu şehir olan Herat’ta vefat eder.

türkçe’nin Öncüsü

Geçmişten günümüze birçok şair ve yazar onun kaleminden ve düşüncelerinden etki-lenmiş, Azeri lehçesi ile eserler veren Fuzûlî’den, büyük divan şairi Nedim’e kadar birçok şair Ali Şir Nevai’nin açtığı yoldan yürümeyi sürdürmüştür. Sadece edebiyat dünyası değil, Doğulu ve Batılı birçok bilim adamı da Nevai’nin eserleri üzerinde önemli araştırmalar yapar. Bugün Türk Dünyası kütüphanelerinin ortak eserleri arasında onun yapıtları ön sırada yer alır. Aradan geçen 512 yıl, onun eserlerinin değerinin ve öneminin daha net anlaşılmasını sağlar. Nevai, sanatçı kişiliği, Türk dili sevgisi ve duyarlılığıyla kendisinden sonraki bütün Türk Dünyası şair ve yazarlarına örnek olma-ya devam edecek.

o Bir türklük ve türkçe aşığı idi

Ali Şir Nevai, devlet adamlığının haricinde zamanının büyük bir kısmını sanata ve ilime özellikle de Türk dilinin gelişimine harcar. Türkçe ile dönemin en popüler edebiyat dil-lerinden olan Farsça ile olduğundan daha üstün nitelikte eserler elde edilebileceğine inanan Nevai, bunu kanıtlamak için büyük çaba sarf eder. Farsçanın resmi dil olarak hüküm sürdüğü, sanatçıların Farsça eserler yazmayı tercih ettiği bir coğrafyada Türkçe’nin zenginliğini kanıtlamıştır. Ali Şir Nevai’nin sahip olduğu milli şuuru ve Türkçe

“türk ve fars dillerinin özellik ve hakikatlerini bu risalede toplayıp açıklayıp

yazdım ve ona ‘muhakemetü’l lugateyn’

adını koydum. öyle sanıyorum ki türk

milletinin şairlerine büyük hak kazandırdım. Kendi öz dillerinin nasıl bir dil

olduğunu öğrendiler ve acemce söyleyenlerin türkçe’yi küçümseyen

sözlerinden kurtuldular.

türk şairleri benim bu gizli hakikati ortaya

koymaktaki gayretimi öğrenirlerse umarım ki

beni hayır dua ile anacak ve ruhumu şad edeceklerdir.”

ali şir nevai, doĞU tÜrKçesi’nin HaK ettiĞi deĞeri görmesini saĞladı ve şiirlerinde KUllandıĞı “nevai dili” ile tÜrK dÜnyası edebiyatında seçKin yerini aldı.

39

HA

ZA

R W

OR

LD

Nevai’nin Çağatay edebiyatının oluşumunda

da önemli bir katkısı vardır.

Ali Şir Nevai, şair olmasının yanı sıra başarılı bir siyaset adamıydı.

ali şir nevai: “türk çağatay uygarlığının simgesi, eserleri ile devrine

örnek olmuştur.”

“türkçe ile farsça’yı karşılaştırarak, türk dilinin fars dilinden daha üstün olduğunu

kanıtlayan ilk şairdir.”

“Kaşgarlı mahmut’tan sonra türk diline ‘muhâkemetü’l-

lügateyn’ adlı eseri ile büyük katkıda bulunmuştur.”

“beş mesnevisinden meydana gelen ‘Hamse’si’ ile türk

edebiyatının ilk hamse şairidir.”

“türk edebiyatı’nda tezkire yazma geleneğinin temeli ali şir

nevaî’nin ‘mecâlisü’n-nefâyis’ adlı eserine dayanır.”

gazel:bahâr boldu vü gül meyli

kalmadi könlüm

açildi gonce vü likin açilmadi könlüm

yüzün hayâli bile vâlih irdi andak kim

bahâr kelken ü kitkenni bilmedi könlüm

yüzün nezâresi de mahv ü mest idi ya’ni

Ki gül çagida zamâni ayilmadi könlüm

nevai gonce tilep könlüm agzin etti heves

egerçi tapmadi likin yanilmadi könlüm

40

TAR

İH

40

Hocalı Katliamı binlerce Azeri ailenin yüreğine ateş düşürdü

41

HA

ZA

R W

OR

LD

SOĞuk SavaŞ bİTErkEN

hOCalı’DaN SrEbrENİCa’Ya

uzaNaNkaTlİaM zİNCİrİ

1990’lı yılların en HÜzÜnlÜ ve Kanlı HiKayelerinden biri Hocalı.

Katliamın 21. yılında acılar Hala dinmiş deĞil.VUSAlE MAHİRQIZI

Azerbaycan APA Medya Holdingi Yönetim Kurulu Başkanı

42

TAR

İH

Aydın refleksi o günlerde bizi ve Ermeni aydınlarını ‘asırlarca aynı topraklarda sulh içinde yaşamış iki halkın arasına kin ve nefret tohumları ekildiği ve bu işleri Rus emperyalizminin tezgahladığı’ konusunda uyarma ihtiyacı hissetti. Sabir’in uyarıları o günlerde etkili olmuş: oyunun vahameti-ni anlayan Ermeni yazar Ovanes Tumanyan da eline beyaz bayrak alarak etnik savaşın çıkmaması için Karabağ köy-lerini dolaşmıştı. Çarlığı sonra erdiren 1917 Ekim devriminden sonra Bakü’de yönetimi ele geçiren Rusya yanlısı Şaumyan iktidarı 31 Mart- 4 Nisan 1918 tarihleri arasında, Şaumyan’ın kendi itirafınca 4 bin, Avrupa kaynaklarına göre ise 12 bin Türk’ü katlet-mişti. 28 Mayıs 1918’de kurduğumuz Şark’ın ilk Cumhuriyetinde Azerbaycan vatandaşı olan Ermenilerin tüm hakları yasal güvence altına alınmıştı. Azerbaycan Meclisi’nde iki Ermeni fraksiyonunun bulunması bunun en güzel kanıtıdır.

27 Nisan 1920’de bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Rus Bolşevikleri tarafın-dan işgal edilmesinden sonra, Sovyetler Birliği bölgedeki halkları birbirlerine düşürme politikalarını sürdürdü. Stalin’in desteğiyle 7 Temmuz 1923’te Dağlık Karabağ Ermenilerine Azerbaycan’ın sınırları içinde tanınan özerklik hakları, Ermenistan’ın Zengezur bölgesindeki Azerbaycan Türklerine de tanınacaktı. Fakat Dağlık Karabağ için yapılan özerk-lik referandumu, Azerbaycan Türkleri’nin yaşadığı Zengezur bölgesinin Ermenistan sınırları içinde özerklik kazanması için yapılmadı. 1923-1988 arasında Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içindeki Dağlık Karabağ Özerk Vilayeti, tarih boyunca dünyanın hiçbir bölgesinin elde edemediği yerel yetkilere sahip oldu. Bakü yönetimi olarak biz 65 sene boyunca onların hiçbir işine müdahalede bulunma-dık, ürettikleri ürünlerin etiketleri Ermeniceydi, kendi dillerinde okul, üni-versite, radyo, televizyonları vardı. Gazeteler, dergiler çıkardılar ve kendileri-ni yönettiler (Özerk Vilayetin sadece bir belediye başkan yardımcısı Türk oluyor-du), bölge meclisindeki temsilcilerin çoğunluğu Ermeniydi, Vilayetin en ileri düzeydeki yöneticisi Azerbaycan Komünist Partisi bürosu üyesiydi. Azerbaycan Parlamentosu’nda bölgeyi Ermeni kökenli milletvekilleri temsil edi-yordu. Sovyetlerin Yüksek Meclisine, Dağlık Karabağ hep Ermeni kökenli bir

1889’dan 1992’ye: yüzyıllık Bilanço

İnanmayan varsa tarihi vesikalara istediği kadar bakmakta serbesttir. 19. yüzyılın sonlarına değin Ermenilerle iç içe yaşamış bizler hep barış istedik ve barışın sağlan-ması için üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yaptık. 1880’lerin sonunda Taşnak ve Hınçak partilerinin dışarıdan aldıkları destek ve vaatlerle Ermeni etnik milliyetçiliğini körüklemeleri bölgedeki huzursuzluğun temelini attı. 1905 yılına gelindiğinde Çarlık Rusyası’nın Karabağ bölgesinde çıkardığı etnik kaos, Azerbaycan Türkleri’nin kendi toprakların-dan sürülmelerinin ilk dalgasını da oluş-turdu. Aydınlarımız, bölgede yaşanan geliş-melerin Rus emperyalizmi tarafından kur-gulandığını biliyorlardı. Bunun tarih sayfa-larına kaydedilen en güzel örneği; Azerbaycan şairi Mirza Alekper Sabir’in 1905’de yazdığı ‘Beynelmilel’ şiiriydi. Bu şiir aslında bizim birlikte yaşamamızı gerektiren bir manifesto ve aynı zamanda gelecekte etnik temelde yaşayacağımız faciaların habercisiydi.

“1988’e gelinene KadarKi 65 seneliK sÜreçte bölgede etniK temelde Hiç Kimsenin bUrnU bile Kanamadı, ermenilerin sınırsız HaKlarına sonUna Kadar saygı dUyUldU”

Dağlık Karabağ 10 Aralık 1991’de Azebaycanlılar’ın boykot ettiği halk oylaması sonucuna göre bağımsız kabul edildi.

Khankendi

43

HA

ZA

R W

OR

LD

Azerbaycan Press Ajansı (APA) Yönetim

Kurulu Başkanı Vusale Mahirqızı.

Azerbaycan’ın Lenkeran

şehrinde bulunan anıt, katliamın

boyutlarını gözler önüne

seriyor.

vekil gönderdi. 1988’e gelinene kadar 65 senelik bir süreçte bölgede etnik temelde hiç kimsenin burnu kanamayıp, Ermenilerin sınırsız haklarına sonuna kadar saygı duyulduğu halde ne oldu ki Dağlık Karabağ Özerk vilayeti günün birinde Ermenistan’a ilhak kararı aldı?

şuBat 1988’den şuBat 1992’ye

Azeriler olarak Sovyet döneminde de hep dostluk ve kardeşlik duyguları içinde eği-tilmiştik. Ünlü oyun yazarımız Cafer Cabbarlı, Karabağ’da Ermenilerle Türkleri karşı karşıya getirmek isteyen senaryoların perde arkasını ‘1905 yılında’ piyesinde büyük ustalıkla gözler önüne sermiş, Ermenilerle dostluğumuzu bozma planının 19. yüzyıldan bu yana aynı güç tarafından uygulamaya konulduğunu tiyatro sahnele-rinden bizlere telkin etmiş, okullarımızda bizlere hep o kitaplar okutulmuştu. Fakat biz enternasyonalist duygular içinde eğiti-lirken iç içe yaşadığımız insanların bir gün topraklarımızı ilhak etme girişiminde bulunabileceklerini hiç hesaba katmamı-şız. Biz Azerbaycanlılar 1986’dan itibaren Moskova’dan esen ‘Perestroyka’ ve ‘Glasnost’ rüzgarlarının hepimize eşit dere-cede demokrasi getireceği inancındayken Dağlık Karabağ’daki Ermeni yurttaşları-mız bölgeye silah sevkiyatı yapmakta ve Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a ilhakı işiy-le uğraşmaktalarmış. Bunu Dağlık

Karabağ’daki Ermeni bölücülerine komu-tanlık edenler daha sonra itiraf edecekler-di. Biz Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov’un demokrasi yalanlarına kendimizi inandırdı-ğımız dönemlerde Gorbaçov’un danışmanı Abel Aganbekyan Kremlin’de ‘Dağlık Karabağ eski Ermeni toprağıdır ve Ermenistan’a verilmelidir” açıklamasını yapmaktan çekinmeyecekti.

19 Şubat 1988’de ‘Özerk Vilayetin Ermenistan’a ilhakıyla ilgili’ Dağlık Karabağ Meclisinin aldığı karar bizim için şok etkisi yaratsa da, biz yine de dostluk, kardeşlik, demokrasi nakaratlarını ağzımız-dan düşürmedik. ‘İlhak Kararı’nı dizayn edenler aynı günlerde başkent Bakü’nün 40 kilometre yakınındaki Sumgayıt kentimizde yaşayan Ermenilere karşı bir provokasyon senaryosunu da uygulamaya koydular. Bunun amacı Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a ‘İlhak Kararı’na daha fazla meşruiyet kazandırmaktan ibaretti. Bağımsız soruşturma kuruluşlarının daha sonradan yaptıkları çalışmalar sonucunda Sumgayıt’da Ermenilere karşı yapılan saldı-rıların, bizzat dış güçler tarafından planla-narak provokatörler aracılığıyla uygulamaya konulduğu kanıtlanmıştır. Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a ‘İlhak Kararı’nı Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün ihlali ve bölücülük şeklinde değerlendirerek gere-ken tedbirleri almak yerine, bölgenin yöne-

44

TAR

İH

timini Kremlin’e bağlanarak Azerbaycan yasal toprakları üzerindeki söz hakkından tamamen mahrum bırakılmış ve bu karar bölgedeki Türk menşeli vatandaşlarımızı da tamamen korumasız duruma düşürmüştür. 65 sene boyunca Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Vilayetini şimdi Kremlin’in atadığı Rus Arkadiy Volskiy yönetiyordu. 1988’e gelindiğinde Özerk bölgede %70 Ermeni, %30 Azerbaycan Türkü şeklinde olan nüfus dengesi Kremlin’in yönetiminde doğal olarak Ermenilerin lehine değişim gösterdi. Bölgeden sürülmeye başlayan Türk nüfusunun yerini Rus ordusunun bir-likleriyle Ermeni bölücü güçleri almaya baş-ladı. Bu da Özerk bölgedeki Azerbaycan güçlerinin kendi aralarında bile irtibat kur-malarını zorlaştırdığı gibi onların arasında-ki ulaşım yollarını da tıkadı. Bölgede harfi-yen uygulanan etnik arındırma politikası bir facianın gelişini haykırsa da yaklaşan facianın engellenmesi için kimsenin aldığı bir önlem de söz konusu değildi...

26 şuBat 1992’de 11 temmuz 1995’e

26 Şubat 1992’de Sovyetlerin dağılma sürecinin en büyük faciası yaşandı: Dağlık

Karabağ bölgesindeki 366. Rus alayının desteğini arkasına alan Ermeni bölücüleri ve teröristleri Azerbaycan Türkleri’nin yoğunlukta yaşadığı Hocalı kasabasında etnik imha operasyonu başlattılar. Kasabayı terk edip orman yoluyla Karabağ’ın aşağı bölgelerine inmeye can atan soydaşlarımızın yolları kesildi, abluka-ya alınan çoğu yaşlı, kadın, çocukdan savunmasız 613 Azerbaycan Türkü tuzağa düşürülerek etnik kökeninden dolayı katle-dildi. Kuşkusuz bu Ermeni bölücü terörist-lerinin Dağlık Karabağ’daki Azerbaycan Türklerine karşı hayata geçirdiği bir katli-am idi. Facianın ertesi gününde kameralar etnik imha operasyonunu kayda almış, bu operasyonu yönlendirmiş olan Ermeni teröristlerin Avrupa’a yayınlanmış hatırları, olayların hangi kin ve nefret duyguları içinde yapıldığını ortaya koymmuştur. 26 Şubat 1992’de Dağlık Karabağ’da Ermeni teröristlerin Azerbaycan Türklerine karşı yaptıkları etnik imha operasyonu sonucun-da yaklaşık 1500 vatandaşımızdan bugüne değin hiçbir haber alınamamıştır. Hocalı katliamı Azerbaycan Türkleri’nin bugünkü Ermenistan topraklarından 20 yüzyılda periyodik biçimde sürülmelerinin Dağlık Karabağ’da katliamla sonuçlanmasıdır.

“Hocalı Katliamı’na dÜnyanın yeterli ilgili göstermemesi ve Katliamın cezasız Kalması, sırPların avrUPa’nın ortasında mÜslÜman boşnaKları etniK imHa oPerasyonUna tabi tUtmasına davetiye çıKarmıştır”

Hocalı Katliamı’nda kaybolan pek çok kişiden halen haber alınamıyor.

45

HA

ZA

R W

OR

LD

“Kasabayı terK ediP orman yolUyla KarabaĞ’ın aşaĞı bölgelerine inmeye çalışan soydaşlarımızın yolları Kesildi; çoĞU yaşlı, Kadın, çocUK olan savUnmasız 613 azerbaycan tÜrKÜ tUzaĞa dÜşÜrÜlereK Katledildi”

Soğuk savaşın bittiği dönemlerin acı hatırası olan Hocalı Katliamı’na dünyanın yeterli ilgi-yi göstermemesi ve olayın faillerinin cezasız kalması; Avrupa’nın göbeğinde Sırpların, Müslüman Boşnakları etnik imha operasyo-nuna tabi tutmasına davetiye çıkarmıştır. Hocalı Katliamı’nın yapıldığı günlerde Sırpların Boşnaklara karşı başlattıkları etnik imha operasyonları bir süreç halini alarak 11 Temmuz 1995’de 8 bin Boşnak’ın katliama maruz bırakılmasına neden olmuştur. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası hukuk kuruluşları Srebrenica’daki etnik imha ope-rasyonunun katliam olduğunu tescil etse de 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasaba-sında Ermeni teröristlerin Azerbaycan

İnsan Hakları İzleme Örgütü, sivil ölümlere Karabağ Ermeni Güçleri’nin doğrudan sebep olduğunu, yayınladığı raporlarda ifade etmiştir.

Türklerine karşı hayata geçirdikleri katlia-mın ismini koymakta bugüne değin çekingen davranmışlar. Batıdaki Ermeni Diasporası’nın Türkiye’ye karşı sürdürdüğü ‘katliam’ iddialarının altında yatan nedenler-den bir tanesi de Hocalı faciasının dünyanın gündemine katliam olarak getirilmesinin engellenmesidir.

Fakat kameraların kayda almış olduğu Hocalı katliamının er ya da geç uluslarara-sı kuruluşlar ve mahkemelerce tescillene-ceğine bizim hiçbir kuşkumuz bulunma-maktadır.

Hocalı katliamı zamanı şehit olmuş kar-deşlerimi saygıyla anıyorum...

Katliamın yıl dönümünde Türkiye’de geniş katılımlı yürüyüşler düzenleniyor.

46

AN

AL

İZ

Yatırım cennetı rUSYa

yüz ölçümü olarak dünyanın en büyük ülkesi olan rusya, zengin doğal kaynakları, güçlü sanayi altyapısı ve sayısız fırsatları ile yatırımcılarını bekliyor. MEHMET E. ElGİN

HA

ZA

R W

OR

LD

47

Aziz Vasil Katedrali, Rus Devleti’nin 16. yüzyıllarda kazandığı zaferleri kutlamak amacıyla yapılmıştır.

48

AN

AL

İZ

enerji imparatoru rusya

Hiç şüphesiz Rusya denildiğinde akla zengin petrol ve doğal gaz kaynakları geliyor. Öyle ki 2012 yılı rakamlarına göre dünyada keşfedilmiş 1 trilyon 523 milyar varil petrolün 60 milyarı Rusya’da bulunuyor. Yine doğal gazda 6 katrilyon 746 trilyon metre küp keşfedilmiş rezer-vin 1,63 trilyon metre küpü Rusya’da yer alıyor. Elbette bu rezervlere sahip ülkenin ekonomi-sinde petrol ve doğal gaz ihracatı büyük öneme sahip. Geçtiğimiz yıl Rusya’daki günlük petrol üreti-mi 10.4 milyon varile yükseldi. Bir önceki yıla göre günlük üreti-mi 100 bin varil artan Rusya bu miktarla Sovyet dönemi sonrası en yüksek seviyeye ulaştı ve Suudi Arabistan’ı geçerek dünya liderli-ğine oturdu. Bu üretimden Rus şirketlerinin aldığı paya baktığı-mızda devlet şirketi olan Rosneft, 117 milyon ton ile en büyük payı aldı. Rosneft’i Lukoil 84 milyon ton, TNK-BP 72 milyon ton, Surgutneftegaz 61 milyon ton, Gazpromneft 31,6 milyon ton, Tatneft 26 milyon ton, Slavneft 17,8 milyon ton, Bashneft 15,4 mil-yon ton, RussNeft ise günlük 13,8 milyon ton üretimle takip ediyor.

Öte yandan Rusya uluslararası doğal gaz piyasasından da önemli bir pay alıyor. Devlet şirketi Gazprom, Rusya’nın en büyük doğal gaz üreticisi ve ihracatçısı konumunda. Özellikle şirket elin-de bulundurduğu kaynaklar ile dikkat çekiyor. Hali hazırda dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 18’i şirketin elinde bulunuyor. Rusya’nın en büyük doğal gaz müşterisini Avrupa ülkeleri oluştu-ruyor. 2011 yılında Gazprom’un müşterileri olan Avrupa ülkeleri Rusya’dan satın aldığı doğal gaz için 57 milyar dolar ödedi.

Elbette, dünyanın yüz ölçümü olarak en büyük ülkesi olan

RUS şİRKETlERİ TARAfINDAN üRETİlEN GüNlüK pETRol MİKTARI

Sovyetler Birliği dağılırken Rusya’nın eski süper güç olma özelliğini koruyup

koruyamayacağı büyük bir soru işaretiydi. Zira dağılma süreci yeni bağımsızlığına kavuşan ülke-ler kadar Rusya için de çok zorlu bir dönem oldu. Ülkenin bir gecede serbest pazar ekonomisi-ne geçişi, siyasi çalkantılar ve Sovyetler Birliği’nden ayrılıp bağımsızlığını ilan etmeye çalı-şan bazı bölgeler 90’lı yıllar boyunca ülke yönetiminin, özel-likle Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in çözmesi gereken sorun-ların başında geliyordu. Ama Yeltsin döneminde gerçekleşen liberalleşme hamleleri ülke eko-nomisini iflasın eşiğine getirdi. Yine Rusya’nın soğuk savaş döne-mindeki süper güç imajı siyasi olarak çöktü. Sovyetler’in dağıl-masının ardından 2000’li yıllara kadar geçen bu zaman dilimi Rusya’nın karanlık yılları olarak tarihteki yerini aldı.

Ama 1999 yılının son günü Boris Yeltsin’in istifası ülkenin kötü giden şansını değiştiriyordu. Yeltsin’in istifasından sonra yapılan devlet başkanlığı seçim-lerini, Sovyet İstihbarat Teşkilatı KGB’den Rusya Federasyonu Başbakanlığı’na kadar yükselen Vladimir Putin kazanıyordu. Bu nedenle Putin, Rusya tarihinde bir dönüm nok-tası niteliği taşıyor. Yeni devlet başkanıyla beraber Moskova yönetimi, ülkenin kaybettiği siyasi prestiji hızlı bir şekilde kazanıyordu. Bu arada yükselen enerji fiyatları sayesinde en büyük ihracat kalemleri olan doğal gaz ve petrol ile Rusya ekonomisi çok hızlı bir şekilde toparlanma imkanı buluyor, böy-lece 2000’li yıllar Rusya’nın yük-seliş yılları oluyordu. Bugün hem siyasi gücü hem büyüyen ekonomisi ve bu büyüklüğü sağ-layan enerji kaynakları sayesin-de Rusya, hem bölgesinde hem dünyada önemli bir güce sahip.

12 nisan 1961’de tarihteki ilk uzay aracı uçuşunu rus astronot yuri alekseyeviç gagarin gerçekleştirdi. gagarin’in Bu Başarısı tüm dünyada yankı Bulmuştu.

rosneft 117 milyon ton

lukoil 84 milyon ton

tnK-bP 72 milyon ton

surgutneftegaz 61 milyon ton

gazpromneft 31,6 milyon ton

tatneft 26 milyon ton

slavneft 17,8 milyon ton

bashneft 15,4 milyon ton

russneft 13,8 milyon ton

HA

ZA

R W

OR

LD

49

Rusya ekonomisinde petrol ve doğal gaz ihracatı büyük önem taşıyor.

Kremlin Sarayı ve Kızıl Meydan’daki Moskova Tarih Müzesi, Moskova’nın turistik yerlerinden sadece birkaçı...

Rusya denildiğinde akla hiç şüphesiz

zengin petrol ve doğal gaz kaynakları geliyor.

Zhivopisny Köprüsü, Avrupa’daki en yüksek

halatlı köprü olma özelliğini koruyor.

50

AN

AL

İZ

birlikte tekrar bir büyüme göste-ren Rusya 2011 yılında yüzde 4,3 büyürken 2012 yılında yüzde 3,8 büyüdü.

Enerji fiyatlarındaki bu dalgalan-malardan ekonominin olumsuz etkilenmemesi için ülke içinde katma değeri yüksek üretimin artırılması gerekiyor. Sovyetler Birliği döneminde silah sanayi, uzay sanayi ve demir çelik üreti-mi ile dikkat çeken Rusya’da Sovyetler’in dağılmasından sonra eski hantal fabrikaların birçoğu kamu tarafından özelleştirildi. Bu büyük ve verimsiz işletmele-rin çoğunda üretim durduruldu ve fabrikalar sökülerek hurda olarak satıldı. Bunun sonucunda yeni üretim tesislerinin kurulma-ması ve özellikle istihdamı büyük oranda sağlayan KOBİ ölçeğinde-ki işletmelerin çok az olması işsizliğin temel nedenleri arasın-da gösteriliyor. Yine uzay tekno-lojileri ve silah sanayisi ile kısıtlı olan yenilikçilik, Rusya’nın en önemli sıkıntıları arasında yer alı-yor. Devlet Başkanı Dimitri Medvedev döneminde bu sorunu çözmek için çeşitli projeler geliş-tiren Rus yönetimi, bu projeler

Rusya’nın doğal kaynakları, petrol ve doğal gazdan ibaret değil. Özellikle uçsuz bucaksız Sibirya Bölgesi zengin kömür, değerli taş, bakır, demir gibi zengin maden kaynaklarıyla da dikkat çekiyor. Yine zengin orman örtüsü ülkeyi dünyanın en önemli orman ürün-leri ihracatçıları arasına sokuyor.

sanayi yatırımları artmalı

Enerji sektöründeki bu devasa rakamlar Rusya ekonomisinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Öyle ki ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık yarı-sını hammadde petrol ve doğal gaz satışı oluşturuyor. Bu durum ülke için bir avantaj olduğu kadar önemli bir dezavantaj da yaratı-yor. Zira ülkenin büyüme rakam-ları büyük oranda küresel enerji fiyatlarına paralel olarak artıyor. 2000’den itibaren artan enerji fiyatlarına paralel olarak ortala-ma yüzde 7 büyüyen ülke, 2008 krizinden sonra enerji fiyatların-daki düşüşten ciddi oranda etki-lendi ve bu dönemde yüzde 7 küçüldü. 2010 yılında petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışlarla

rusya, iki Büyük spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Bunlardan ilki 2014 yılında soçi’de düzenlenecek kış oyunları. diğeri ise 2018 fıfa dünya futBol şampiyonası.

Rusya Milli Takımı Kaptanı

Arshavin, Rusya’nın

düzenleyeceği 2018 Dünya Kupası için sahnedeydi.

Soçi Kış Olimpiyatları

Stadyumu.

2014 Kış Olimpiyatları’na Soçi ev sahipliği yapıyor.

HA

ZA

R W

OR

LD

51

175MİlYAR DolAR

Rusya’da bankacılık piyasasının büyüklüğü

için ayırdığı bütçeler ile dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl devlet şir-ketleri inovasyon için 50 milyar dolarlık bir bütçe yarattılar. 2011 yılında Başbakanlık görevini sür-dürürken yaptığı bir açıklamada Vladimir Putin, “Bugün gayri safi milli hasılamızın yüzde 1,16’sı ino-vasyona ayrılıyor. Bu oran 2020 yılına kadar yüzde 3’e çıkarıla-cak” diyordu.

ülkenin değişen yüzü: dünya kupası ve kış oyunları

Rusya önümüzdeki dönemde iki büyük spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Bunlardan ilki 2014 yılında Soçi’de düzenlenecek olan Kış Oyunları diğeri ise 2018 FIFA Dünya Futbol Şampiyonası. Bu iki büyük organizasyon ülkeye büyük miktarda turist çekecek. Ayrıca yapılacak spor tesisleri, oteller ve altyapı tesisleri ile Rusya inşaat sektörü açısından gelecek altı yılda dünyanın en önemli ülkelerinden biri olacak.

Rusya birçok sektörde dünyanın en önemli yatırım merkezleri arasında yer alıyor. Ülke, Sovyetler Birliği’nin dağılmasın-dan sonra ciddi bir değişim yaşadı. Bu pozitif değişim önü-müzdeki dönemde de sürecek gibi görünüyor. Elbette bu deği-şim Rus halkı kadar bu ülkeye

yatırım yapacak yatırımcıları da olumlu yönde etkileyecek. Dünyanın en büyük yüz ölçümü-ne sahip Rusya; yalnızca Moskova ve St. Petersburg’dan oluşmuyor. Özellikle ülkenin orta ve doğu kısmı yeni yatırım-cıları bekliyor. Moskova Ticaret Odası’ndan Valeriy Kononov, “Rusya çok büyük bir ülke ve bu ülkedeki her şehir farklı avantaj-lar barındırıyor. Rusya’da iş yap-mak isteyen yatırımcılar her şehri, özellikle gelişen şehir ve bölgeleri iyi değerlendirmesi gerekiyor” diyor.

sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ciddi Bir değişim yaşayan rusya Bu değişimin ardından dünyanın Önemli yatırım merkezlerinden Biri haline geldi.

Moskova Uluslararası İş Merkezi, şehrin en iddialı projelerinden biri...

Deniz Müzesi Rusya’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri..

52

AN

AL

İZ

Aslında Türk Cumhuriyetleri’nin ve bölge-nin adı belli idi. Orası Türkistan’dı. Yaşayan toplulukların genel adı da Türklerdi. Peki ne oldu? Bölgenin ve yaşa-yanların adları konusunda tereddütler yaşama noktasına nasıl gelindi? Bu soru-nun cevabını 1917 öncesi ve sonrasında ara-mak lazım. Tarihsel kırılma alanları bize bu süreç hakkında bilgi vermektedir. Osmanlı Devleti’nin yıkılma anında bile

Türk Cumhuriyetleri 1990’larda karşımıza çıkmaya başladı. Beş Türk Cumhuriyeti’nin (Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan) tanımı 1995’lerde tartışma konusu idi. Türkî mi Türk mü diyeceğiz, Orta Asya mı Türkistan mı denilecek? Bu tartışma sonu-cunda Türkî kelimesi yanlış bir şekilde kabul görmeye başladı. Türkî tabiri Türk olanlar manası çerçevesinde geliştirildi.

Beş Türk Cumhuriyeti’nin halkları tarihsel ve kültürel olarak ortak öğeler taşıyor.

türk cumhuriyetleri 1990’lı yılların başından itibaren ilişkilerini ilerletmeyi sürdürüyor. geniş coğrafyalara yayılan türk dünyası, önümüzdeki 10 yılda daha sağlam temellere dayanacak.DoÇ. DR. BEKİR GüNAYİstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü

TÜRK CUMHURİYETLERİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

20 YILIN ARDINDAN

53

HA

ZA

R W

OR

LD

Kafkas İslam ordusuyla Azerbaycan’a yar-dıma gitmesi Türkler için bölgenin önemi-ni bize açıklıyor. 1917 Bolşevik devrimi ve sonrası, 1924’e kadar bölgeden çekilen Rusya’nın Türkistan’a geri dönüşü, 1925’lerde Enver Paşa’nın Türkistan’daki faaliyetleri ve nihayet 1930’lardan itibaren Sovyet Rusya’nın bölgeye girmesi, Stalin’le beraber bölgenin yeniden harmanlaması sonunda 1945-1990 yılları arasında Rusça konuşan Türkler’in yeniden kodlama evre-siyle süreç noktalandı. 1990’lardan sonra 2000’lere kadar Türk Cumhuriyetleri farklı refleksler gösterdi. 2000-2010 arası süreçte değişiklikler yaşandı. Davranışlardaki deği-şiklikleri Hazar’ın doğusu ve batısı diye ayırmak gerekiyor. Azerbaycan’da yer altı kaynaklarının fark edilmesi, 2000’lerden sonra ülkenin kendi stratejisini geliştirme-sinde ve bölgede etkin bir Azerbaycan pro-fili ortaya koymasında etkili oldu. Benzer tabloyu Kazakistan’da da görmek mümkün. Nazarbayev ile beraber ekonomik kalkın-ma, yaşam kalitesinin artırılması, yer altı

kaynaklarından kazanılan gelirlerin bir kıs-mının halka yansıtılmasına paralel olarak tartışılan demokratikleşme süreci ikinci on yıl partili döneme geçişle ciddi bir ivme kazandı. Orta Asya’da daha demokratik bir Kazakistan’a doğru gidildi. Bölgede en çal-kantılı süreçleri yaşayan ülke, hiç şüphesiz Kırgızistan’dı. Akayev’den Bakiyev’e ve Atambayev’e kadar Kırgız halkı siyasetteki belirleyici gücünü bölge ülkeleri içinde en sert şekilde kullandı. Bu hamleler Kırgızistan’ın demokratikleşme sürecinde hız kazanmasına ön ayak oldu. Türkmenistan ise Kazakistan gibi benzer reflekslerle halkın yaşam kalitesine iyileş-tirmeye yöneldi. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri olgusunu 1990’ların ortala-rında anlamaya başladı. Klasik Türk dış politikasında Türk dünyası tanımı ve bunun içinde geliştirilmiş bir strateji yoktu. SSCB’nin yıkılması bir bakıma Türkiye’yi hazırlıksız yakaladı. İlk yıllarda ne olduğu algılanmaya çalışıldı. 1994’lerde Özal ile birlikte “Türklerin Türklerle” tanışması gerçekleşti.

Türkiye, siyasi, ekonomik ve duygusal ham-lelerle Türk Cumhuriyetleri’ne yöneldi. Türkiye önce Sapar Murat Türkmenbaşı daha sonra Haydar Aliyev’den gelen “bir millet iki devlet” söylemi üzerine ikinci on yıl politikasını daha gerçekçi zeminlere oturtma fırsatı elde etti. Ticari ilişkilerde artan hacim, özellikle enerji eksenli ilişkiler Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan üçlüsü üzerinde yoğunlaştı. AK Parti hükü-metlerinin “kazan kazan” politikalarıyla karşılıklı ticari hacimleri artırılarak derin-leştirildi.

Siyasi, kültürel dokulardaki uyum prob-lemleri çözülmeye çalışıldı. 20 yılın en somut adımı 2012 yılında Kırgızistan’da alı-nan ortak kararlarla hayata geçirilmeye başlanan alfabe birlikteliğidir. “Türkçe konuşan devlet adamları topluluğunda” Rusça konuşulmasının trajikomik durumu-nun ortadan kaldırılması için ilk önce Azerbaycan’da Latin alfabesine geçilerek önemli bir adım atılmış oldu. Üçüncü on yıla doğru daha reel politik hamleler çerçe-vesinde ilişkiler kalıcı hale getirildi. Ülkeler ilk on yılda bağımsızlıklardan kopma, ayakta durma gibi sorunlar ile uğraşırken ikinci on yılda reel politik ve çıkar eksenli ilişkilerinin gelişimine önem verdi. Üçüncü on yılda ise farklı mecralara doğru yelken açılmaya başlandı.

“ osmanlı devleti’nin yıkılma anında Bile kafkas islam ordusu’yla azerBaycan’a yardıma gitmesi türkler için BÖlgenin Önemini Bize açıklıyor.”

90’lı yılların başında

temelleri atılan ilişkiler

günümüzde gelişmeye

devam ediyor

Türkiye, Türk Cumhuriyetleri’ne en üst düzeyde ilgi gösteriyor.

kişilerle çalışıyorsunuz. Bunları aynı amaç, aynı düşünce çer-çevesinde birleştirmeniz gerekiyor. Bunu yaparken doğru isimleri bir araya getirmek, hedefe inandırmayı bilmek ve biraz önce saydığım unsurları da katınca ortaya takım denen şey çıkıyor. Bizim işimiz takım yapmak değil, takım yarata-bilmektir. Bunun da değişik iletişim ve çalışma yolları var.

Bununla ilgili bir örnek verebilir misiniz? “Bunu muhak-kak uygularım” dediğiniz noktalar oluyor mu?Muhakkak uyguladığım şeyler arasından bir örnek vermek gerekirse, bir grubun birbirini sevmesi değil, birbirine inan-ması ve paylaşım... Türk insanının az olan meziyetlerinden birisidir paylaşmak. Paylaşan bir grup oluşturduğunuzda açık bir güven ortamı oluşturmuş olursunuz. Biz buna iyiyi, kötüyü, sevinci yönetim sanatı diyoruz.

Futbolculuk, teknik adamlık, yorumculuk, bunların hepsi bir araya gelince başarı da beraberinde mi geliyor. Sporun içinden mi yetişmek gerekiyor teknik direktör olmak için? Şimdi, sizin yaşadıklarınız önemli bir deneyimdir. Bir takım şeyleri yaşamadan, yaşatmak zordur. Dolayısıyla futbolun içinden gelmeniz önemli bir avantaj-dır, ama bu başarılı olmak için illa futbolun içinden gelme-niz gerektiği anlamına gelmez.

Mustafa Denizli: İran’ı tercih etmemde bu

kültürün zenginliği ve derinliği etkili

oldu.

profesyonel futbol kariyerine 200 gol, süper lig gol krallığı, türkiye kupası, türkiye süper kupası ve üç büyük kulüp ile ayrı ayrı kazanılmış süper lig şampiyonluğunu sığdırabilmiş bir isim: Mustafa DenizliCAN GüRSU

Kendi tabiriyle “çocukluk yaşlarından itibaren futbolun her kademesine emek harcamış bir insan.” Başarıları kadar, kişi-liği ile de adından söz ettiren, çalıştığı kadrolar tarafından her zaman sevilen, alçak gönüllü teknik adam, bugün Türkiye’de üç büyük kulübü şampiyon yapmış tek teknik direktör. Milli takımda hem futbolcu hem de teknik adam olarak görev almış başarılı çalıştırıcının ünü Türkiye sınırla-rının dışına taşıyor. İran’ı ve İran futbolunu yakından tanı-yan, Pas Spor Klübü ile şampiyonluğu sadece 1 puan fark ile kaçıran başarılı teknik adam ile futbolu ve İran’ı konuştuk.

Üç büyükleri birinciliğe taşıyan tek isimsiniz ve daha bir-çok başarıya da imza attınız. Başarılı bir teknik adam nelere sahip olmalı sizce? Teknik adamın başarı yolunda belki değişik formatlar uyguladığını görebiliyoruz. Ama burada iyi bir teknik ada-mın bir araya getirdiği vazgeçilmez unsurlar çalışma, iş disiplini, hissetme ve vizyondur. Analiz ise bütün bunları bir araya getirip oluşturduğunu yönetme sanatıdır. En önemli faktör, yönetim sanatıdır.

Yönetim sanatını oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz, her takım için farklı bir teknik geliştirmeniz gerekiyor mu? Temel noktalar her zaman aynıdır. Bazıları kişisel olarak değişimler gösterebiliyor. Sonuç itibarıyla farklı karakterde

TÜRK FUTBOLUNUN ALTIN İSMİ

54

LIF

E S

TY

LE

55

HA

ZA

R W

OR

LD

İran’ın önemli takımlarını çalıştırdınız. Teklif ve bu bölgede çalışma fikri nasıl gelişti? Zaten dünyanın farklı ülkelerinden birçok teklif alıyordum. Bunlar arasında; Japonya, Kore, Çin, Dubai, Rusya gibi ülkeler bulu-nuyordu. İran ziyaretim ve araştırmaların sonucunda bu kültürün zenginliğine ve derinliğine hayran kaldım. Pers kültürü çok köklü bir tarihe sahip; edebiyatı, sineması, tiyatrosu beni kendine hayran bıraktı. Bunlar benim kararımı kolaylaştıran unsur-lar oldu. İyi ki İran’a gidip bu kültürü tanı-mışım. Kariyerime ve mesleğime önemli katkıları oldu. Burada güzel diyaloglar ve arkadaşlıklar kurdum.

İranlı oyuncuları nasıl buldunuz, Türkiye’de çalıştırdığınız takımlara göre ne gibi farklılıklar gösteriyordu? İran futbolunu iki yönden değerlendirmek gerekiyor. Birincisi organizasyon tesisleşmesi konusunda daha yapacak çok işlerinin olma-sı, diğeri ise çok yetenekli, geleceği parlak oyuncular elinde bulundurmasıdır. Bunun da örneklerini görüyoruz; yurtdışında oyna-yan bir sürü İranlı oyuncu bulunuyor.

İran deyince aklınıza neler geliyor? İyi futbolcuların yetişiyor olmasının yanı sıra çok zengin ve geniş bir kültüre de sahipler. Bin yıla dayanan bir Pers kültürü var. Buraya gelmeye karar verdiğimde zen-gin kültürün yanı sıra beni İran sineması-nın farklı çizgisi, tiyatrosunun güzelliği cez-betti. İran’ın bayağı ünlü sinema ve dizi oyuncuları maçlara geliyorlardı. Hatta her maçtan sonra çıkışta odama gelip benimle sohbet etmek için bekliyorlardı. Onlarla yemeğe çıkıp kültürler üzerine sohbet etti-ğimiz de oluyordu.

Türkiye hakkında ve Türk kültürü hakkın-da sizin İran’daki izlenimleriniz nasıldı? İranlı sanatçıların görmek istedikleri ülke-lerden birisiydi Türkiye. Türkleri insan ola-rak, vatandaş olarak çok seviyorlardı. Zaten nüfusun üçte birisi Azeri Türklerinden olu-şuyor. Türklere olan yakınlıklarından dolayı birçok etkinlikte de onur konuğu olarak davetler alıyordum. Mesela iki defa Tahran Film Festivali’nde onur konuğu olarak görev yaptım. Bu festivalde sinema dergile-ri, gazeteler veya sanat eleştirmenleri benimle düşüncelerini paylaştılar. Ben de onlara elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım.

Mustafa Denizli İran’da PAS ve Persepolis takımlarını çalıştırdı.

Mustafa Denizli İran’da babacan

tavrı ile hem oyuncuları hem de

takım çalışanları tarafından sevilen

bir isim oldu.

türk futBolundaki

ilkleri • bir türk takımı

(galatasaray) ile şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı

finale çıkan ilk ve tek teknik direktör

• fenerbahçe’yi şampiyon yapan ilk türk teknik

direktör

• beşiktaş’a türkiye Kupası’nı ve şampiyonluğu kazandıran ilk türk teknik

direktör

• Üç büyük takım olan; beşiktaş, fenerbahçe ve

galatasaray’da şampiyonluk yaşayan tek teknik direktör

• milli takımı ulusal bir turnuvada çeyrek finale

çıkaran ilk teknik direktör

Ramsey hazır giyimde kendisini yurt dışında da ispatlamış önemli marka-

lardan biri. Ramsey’in İngilizlerin efsane kulüplerinden Liverpool’a sponsor olması da bunun en dikkat çekici kanıtı. 19 ülkede 155 satış noktasına ulaşan Ramsey, yenilikçi tasarımlarıyla dikkat çekiyor. 5 yıl içinde yurt içinde ve yurt dışında 250 mağa-zaya ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Ramsey İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan, global bir marka yaratmak yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söylüyor ve

56

LIF

E S

TY

LE

1970’li yıllarda kurulan ve bugün dünyanın farklı noktalarında büyümeye odaklanan ramsey, önümüzdeki dönemde hem türkiye’de hem de dünyadaki büyümesini sürdürmeye kararlı… ramsey’in önem

verdiği pazarlardan biri de hazar Bölgesi…NESRİN KoÇASlAN

ramsey’in gözÜHAZAR’DA

“son dönemde lıverPool fc’yle gerçeKleştirdiĞimiz ‘resmi giyim sPonsorlUĞU’ ve ‘resmi Partner’lıK anlaşması da Hazar bölgesi’ndeKi cazibemizi artırdı.”

önemli pazarları arasında yer alan Hazar Bölgesi’nin bu stratejide önemli bir payı olacağının altını çiziyor.

Dünyanın pek çok ülkesinde bulunan Ramsey’in öncelikle Türkiye’deki büyüme stratejisi neler olacak? Ramsey olarak hem Türkiye’de hem de yurt dışında markamızın en iyi şekilde tem-sil edilebileceği, marka kimliğimizin doğru aktarılabileceği, doğru lokasyonlarda, doğru ürün karmasıyla ve maksimum müş-

Hüseyin Doğan: Hazar Bölgesi’nde büyümemizi ve mağaza çalışmalarımızı hızlandıracağız

RAMSEY’İN BÜYÜME pLANLARI

2505 yıl içinde planlanan

mağaza sayısı

19ramsey’in faaliyette

olduğu ülke sayısı

155ramsey’in faaliyette olduğu

satış noktası

15ramsey’in rusya’daki

satış noktası

14ramsey’in türk

cumhuriyetleri’ndeki satış noktası

57

HA

ZA

R W

OR

LD

teri memnuniyetini elde edebileceğimiz şekilde temkinli bir büyümeyi tercih ediyo-ruz. Ramsey’in Türkiye’de 30 konsept, 31 grup olmak üzere toplam 61 mağazası bulu-nuyor. 2013 yılında da Ramsey’in doğru temsil edilebileceği yeni lokasyonlarda ola-cağız. İstanbul, Ankara ve Anadolu’da yeni mağaza açılışlarımız olacak.

Önümüzdeki dönemde yurt dışında ne gibi atılımlarınız olacak?Ramsey, yurt dışı hedeflerini global marka olma planı doğrultusunda belirliyor ve bu doğrultuda yapılanıyor. Ramsey, şu anda 19 ülkede 155 satış noktasına ulaştı. Rusya ikinci ana üssümüz konumunda. Rusya’nın yanı sıra örneğin bizim için önemli diğer bir pazar olan Türk Cumhuriyetleri’nde Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan gibi ülkeler başta olmak üzere 14 satış noktasına sahibiz.

Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yapılanırken 5 yıl içinde yurt içinde ve yurt dışında 250 mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. Hedefimiz başta hedef pazarlarımız, Türkiye’ye 2-2.5 saatlik uçuş mesafesindeki ülkeler olmak üzere tüm dünyada markamızın bilinirliğini sağ-lamak ve global marka haline gelmek. Bu hedefe ulaşmak için de sürekli markamızın algısını geliştirecek adımlar atmaya çalışı-yoruz. Aslında bunu bir yapıya tuğla koyma olarak görüyoruz. Bu hedef ve amaç doğ-rultusunda da markamızın algısını uluslara-rası pazarlarda da güçlendirecek, üst sevi-yelere taşıyacak projeleri hayata geçirmeye ağırlık veriyoruz. Uzun vadede hedefimiz ise tüm dünyada Ramsey’in erkek modası-nın ‘trendsetter’ı olması…

Hazar Bölgesi, stratejileriniz içerisinde nasıl bir yer tutuyor?Ramsey olarak Rusya bizim Türkiye’den sonra ikinci ana üssümüz konumunda. Burada kendi satış ağımızı kurarak mağa-za, depo gibi tüm perakende altyapımızı oluşturduk. Satış ağımızı kendimiz gelişti-rirken franchise taleplerini de değerlendiri-yoruz. Hedefimiz Rusya’da öncelikle Moskova ve St.Petersburg’ta başlattığımız mağaza çalışmalarının ve marka algısının geliştirilmesine yönelik projeleri Rusya’nın diğer şehirlerinde de hızlandırmak. Bu hedefin bir parçası olarak Hazar Bölgesi’nde Türk Cumhuriyetleri’nde de büyümemizi sürdürüyoruz, mağazalaşma çalışmalarına hız verdik.

Bölgenin potansiyelini nasıl değerlendiri-yorsunuz? Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’nde özellikle yatırımcılardan franchise mağaza teklifleri alıyoruz. Türk markaları bu coğrafyalarda önemli bir çekim gücüne sahip. Bu yüzden moda sektörüne yatırım yapmak isteyen yatırımcıların ilgisiyle karşı karşıyayız. Son dönemde İngiltere’nin Premier Ligi takım-larından Liverpool FC’yle gerçekleştirdiği-miz ‘Resmi Giyim Sponsorluğu’ ve ‘Resmi Partner’lık anlaşması da bu pazarlardaki cazibemizi artırdı. Kısa vadede en fazla büyümeyi Rusya’nın yanı sıra Kazakistan’da planlıyoruz. Ardından Azerbaycan ve Özbekistan’daki mağaza sayılarımızı da artıracağız. Önümüzdeki 2 yıl içinde Kırgızistan pazarına girerek burada da Ramsey mağazası açmayı planlıyoruz.

Rusya’da 13 konsept mağaza, 1 outlet, 2 corner olmak üzere 15 satış noktamız, Türk Cumhuriyetleri’nde ise 10 konsept mağaza ve 4 corner olmak üzere 14 satış noktamız bulunuyor. Rusya ve Türk Cumhuriyetleri, Türk hazır giyim ve perakende sektörü

için gelişime açık pazarlar. Sahip olunan nüfus yoğunluğu, kişibaşı gelir ve pera-kende sektörünün büyüme hızı özellik-le Rusya’yı cazip kılıyor. Tüketicilerin iyi giyinme alışkanlıkları yüksek, kali-teye ve şıklığa önem veriyorlar. Modern perakende sektörü de bu coğ-rafyada parlıyor. Özellikle Türkiye’ye

tatil ya da iş için gelen Ruslar, ülkemiz-de markamızla tanışıp Rusya’da da müş-

terimiz oluyor. Bu da bizim mağaza açar-ken Rusya ve çevresinde daha aktif olma-mızı sağlıyor.

Ramsey kaliteli kumaşları ve modern çizgisi ile dünya markaları arasındaki yerini almaya hazırlanıyor.

58

SEYA

HA

T

59

HA

ZA

R W

OR

LD

ALTIN KUBBELERİN ALTINDA BİR ŞEHİR

ürkmenistan’ın başkenti Aşkabat, aynı zamanda Orta Asya’nın en büyük şehirlerinden biri. Rus,

Ermeni ve Azeri etnik azınlıkların yaşadığı bu şehir, Kopet Sıra Dağları ile Kara Kum Çölü arasın-da yer alır. 1948 yılında 7,3 büyük-lüğünde deprem yaşayan ve büyük bir yıkım yaşayan Aşkabat, diğer Orta Asya şehirlerinde olan tipik ‘eski şehir’ mimarisini de kaybeder. Ardından Aşkabat için yeni bir dönem başlar. Modern binaların hızla yükseldiği şehirde eski Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenbaşı’nın büyük emeği var-

dır. Kentin en yüksek binası olan Tarafsızlık Kuşağı’nın hemen altın-da, Saparmurat Türkmenbaşı’nın altından heykeli bulunur. Aşkabat caddelerini mermerden yapılmış binaların ihtişamı süsler.

KÜçÜK BİR YeRLeşKeDeN DevASA BİR şehRe

Eski şehrin kuruluş hikâyesi 1818 yılına dayanıyor. Kervansarayların kesişme noktasında bulunan şeh-rin bir köy olduğu bu zamanlar, Nisa Köyü’nden ve İpek Yolu’nda bulunan antik şehir Konjikala’nın

lüks mermer sarayları, pırıl pırıl

altın kubbeleri ve bakımlı parklarıyla

ismine yakışır bir şehirdir aşkabat.

ismi arapça’da “aşk şehri” anlamına

gelen şehir, her geçen gün daha da

modernleşiyor. AYNUR şENol AlTUN

60

SEYA

HA

T

harabelerinden fazla da uzak değildir. 1881 yılında bölgede bulunan bir Rus üssünün etrafında büyüyen Aşkabat, Trans-Hazar Demiryolu’nun bulunduğu bölgede yer alması nedeniy-le hızla gelişme gösterir. 1924 yılında Aşkabat, Sovyetler Birliği içindeki Türkmenistan’ın başkenti olan şehir, 5 Ekim 1948’deki yıkıcı depremin ardından zor da olsa toparlanır. 1991 yılının Ekim ayında bağım-sızlığını kazanan Türkmenistan’ın başkenti de yine bu şehir olur.

müzeler şehri aşkaBat

Aşkabat’a geldiğinizde zen-gin bir tarihin izleri sizi bek-ler. Görülmeye değer müze-lerin başında Tarihi Ulusal Müzesi gelir. Farklı bölüm-lerden oluşan müze Türkmenistan’ın en önemli mimari kalıntılarının tam bir koleksiyonunu sunar. Burada antik çağlara ait Türkmen halıları ve kilimle-rinin yanı sıra o dönem yaşa-yan halkın kullandığı; ulusal elbiseler, takılar, silahlar, geleneksel ev aletleri ve tari-hi belgeler de yer alır. Bunların yanı sıra Pers tan-rıçası Rodoguna heykelcikle-ri, yaşam ve ölümü temsil eden renkli Budist vazolar da konukların en çok ilgisini

1948’de yıkıcı bir deprem geçirse de 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Türkmenistan’ın başkenti yine Aşkabat oldu.

çekenler arasında yer alır. Bu güzel şehre geldiğinizde Aşkabat Güzel Sanatlar Müzesi’ni gezmeden dön-meyin. Türkmenistan’ın sanat müzeleri arasında en çok ziyaret edilen müze olan Aşkabat Güzel Sanatlar Müzesi, Rus hey-keltıraş A.A. Karelin tara-fından 1927 yılında kurulur. Müze, 1939 yılında ise Güzel Sanatlar Müzesi sta-tüsüne kavuşur. Güzel Sanatlar Müzesi’nde farklı sanat grubuna ait, 6 bin civarında eser sergilenmek-tedir. Bunlar arasında Türkmen sanatçılar tarafın-dan yapılan heykel ve resim örnekleri, Rus ve yabancı etnik grupların işleri bulun-maktadır. Müzede Husein Hüseyinov, Amangeldy Hıdır, I. Ilisl, Klycheva, Bairamova, S. Babicova gibi yöresel sanatçılarla, İtalyan, Hollandalı, Flamen, Alman ve İngiliz olmak üzere Avrupa’nın kayda değer sanatçılarının eserleri yer alır.

desenlerle tarih yazmak

Türkmenistan deyince akla gelen şeylerin başında kuş-kusuz, birbirinden renkli ve güzel halılar gelir. Tarihi kadar eski olan motifleri ile Türkmen halılarının değeri tüm dünya tarafından kabul görmüştür. Sanatla baştan yazılmış bu şehre geldiğinizde gelmiş geçmiş en güzel halı motiflerini görmek istiyorsanız, mutla-ka Türkmen Halı Müzesi’ni ziyaret edin. Gorogly Caddesi üzerinde yer alan bu ulusal müze kapılarını Ekim 1994 yılında açmıştır. Müzede; Ortaçağ’dan 20. yüzyıla kadar Türkmen halılarının en zengin kolek-siyonunu görmek mümkün. Onlarca antik halıya ve kili-

Bilinen en eski medeniyetlerin

kurulduğu BÖlgeanav bölgesi’nde yapılan kazılarda elde edilen eşyaların m.ö. 7 bin ile m.ö. 5 bin

yıllarına dayanması, aşkabat’ın geçmişine de ışık tutuyor. Kazılar sonucunda yerleşik

hayata geçen yerlilerin tuğladan evlerde ikamet ettiği, bakırcılık, halıcılık, hayvan

yetiştiriciliği ile ilgilendiği görülüyor. bilinen en eski medeniyetlerin kurulduğu

bölgelerden birisi olan anav bölgesi’nden, avrupa ve afrika’ya göçlerin gerçekleştiği

de ortaya çıkan bilgiler arasında...

Aşkabat’a yolunuz

düştüğünde Güzel

Sanatlar Müzesi’ni

gezmeyi ihmal etmeyin.

61

HA

ZA

R W

OR

LD

me ev sahipliği yapan müze, dünyada en geniş arşive de sahip. Giriş katın-da; halı yazıları, çuvallar ve özel torbalar yer alırken, birinci katta ise Tekke ve Şark halıları sergileniyor. Müze, devasa Tekke halıları ile ün yapmıştır. Bunlardan birisi 193 metrekare uzunlu-ğunda olan ve 40 kişilik bir ekip tarafından dokunan halıdır. Halı, Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu için perde olarak yapılmıştır. Bir diğe-ri ise 2001 yılında yapılan 301 metrekare uzunluğun-daki halıdır. Halı, Türkmenistan’ın Sovyetler Birliği’nden ayrılmasının ve bağımsızlığına kavuşması-nın 10. yılı anısına yapılmış-tır. Bu muhteşem el yapımı eser, dünyanın en büyük el dokuma halısı olma özelliği ile Guinness Rekorlar Kitabı’nda yer alıyor. Müzede ayrıca Cumhurbaşkanı Niyazov’a adanmış bir halı da bulu-nuyor.

alışverişin sıradışı adresleri

Aşkabat’a geldiğinizde alış-veriş listenize yerel halk tarafından üretilen eşyaları ekleyebilirsiniz. Yerel sanat-

Aşkabat’ta alışveriş listenize yerel halkın yaptığı eşyaları

ekleyebilirsiniz.

çılar arasında yer alan Allamurat Muhammedov tarafından işletilen Muhammed Sanat Galerisi bu doğru adreslerden birisi. Eşsiz bir koleksiyona sahip olan Muhammedov kendi stüdyosunda eserlerine yer verirken, bazı eserlerini de müzelerde sergileniyor.

Tolkuchka Pazarı ilginç bir alışveriş deneyimi yaşamak ve uygun fiyata geleneksel objeleri almak için ideal bir yer. Türkmenistan’ın mer-kezinden birkaç kilometre uzaklıkta çölün ortasında bulunan pazar, geniş bir alana yayılmış. Bu nedenle Orta Asya’nın en büyük açık hava pazarı olma özel-liğini de taşıyor. Büyük kır-mızı Türkmen halılarını seviyorsanız, bu pazarı özel-likle gezmelisiniz. Burada Türkmen halılarından ipek el sanatı örneklerine, mücevherlerden pirinç süs eşyalarına kadar farklı zevke hitap edecek pek çok ürün bulmak mümkün.

Hazar Bölgesi’nin bu önem-li şehri, bir yandan yeni konuklarını beklerken, bir yandan da yeni projelerle buluşmaya devam edecek gibi görünüyor.

hazar’ın en yenisi: aşkaBat uluslararası havaalanı

2 milyar 253 milyon dolar değerindeki aşkabat Havaalanı’nın inşasına 2013 ocak ayında başlanırken, havaalanının 2016 yılında tamamlanması planlanıyor.

Polimeks inşaat tarafından gerçekleştirilecek olan proje türk müteahhitlik firmalarının yurt dışında tek kalemde

aldığı en büyük proje olma özelliğini taşıyor.

aşkabat Uluslararası Havaalanı Projesi’nde; yolcu terminali, vıP terminali, kontrol kulesi, 3 bin araçlık açık

ve kapalı otopark, kargo terminali, üç uçak kapasiteli uçak bakım hangarı, catering yeri, itfaiye alanları, bakım-

onarım tesisleri, sivil havacılık okulu, simülasyon yeri, hastane, yurt alanı ve kapalı spor salonu bulunuyor.

Türkmenistan deyince akla ilk gelen birbirinden renkli ve güzel halılarıdır.

62

LTÜ

R S

AN

AT

Ku! KİN-DZA-DZAyönetmen: Tatyana İlyina

oyuncular: Nikolay Gubenko, Andrej Leonov, Aleksey Kolgan, Aleksandr Adabashyan,

Georgiy Daneliya, Polina Kutepova, Yevgeniy Steblov, İgor Kvashi

Çizgi film ‘Ku! Kin-dza-dza’ Gürcü senaristler Rezo Gabriadze ve Georgiy Daneliya tarafından yazılan ve 1986’da çekilen komedi filminin yeni-den uyarlanması. Çizgi filmde dünyaca ünlü çellist Vladimir

Chijov ve onun yeğeni Tolik’in Plyuk gezegenine yerleşmesi konu alınıyor. İki karakterin Plyuk gezegenine gelmesiyle başlayan olaylar zinciri izleyen-lere kahkaha dolu dakikalar yaşatacak.

63

HA

ZA

R W

OR

LD

azerbaycan’ın göçmenleri tariHi

yazar: Salavat İshakov yayın: Mysl

Kitap, belgeleriyle Azeri göç tarihini inceliyor. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin yıkılmasından sonraki tarihi ele alan eserde bölgenin gizli kalmış politik, ekonomik, kültürel, ulusal gerçeklikleri de gözler önüne seriliyor. Kitapta ayrıca bölgenin politikacıları arasındaki ilişkiler, göçmenlerin sorunları ve ülkenin Avrupa ile ilişkileri de konu ediliyor.

şamPanyada ananas – şiir KoleKsiyonU

yazar: İgor Severyanin yayın: Olma Media Group

İgor Severyanin’in en güzel ve ünlü şiirleri bu kitapta yer alıyor. Kitapta bulunan ve Severyanin’in en ünlü şiiri ‘Şampanyada Ananas’, yazıldığı günden bugüne popülaritesini koruyor. Yazar Vadim Bayan’ın anlatımına göre, Rus şair Mayakovskij, ananası şampanyaya batırıp yer daha sonra aynı şeyi Severyanin’in yapmasını istermiş. Severyanin’e ilham veren bu olay daha sonra onun yazdığı şiirde lüks hayatı betimlemek için kullanılmış.

aKomPanist

yer: Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Balet Tiyatrosu, Bakü, Azerbaycan.yönetmen: Sergey Mezenchevoyuncular: Lev Durov, Larisa Luzhina, Raisa Ryaznova, Aleksandr Gundarov.

Yoksul genç bir müzisyenin, kimsesiz ve unutulan yaşlılara yar-dımcı olmak için ortaya koyduğu mücadeleyi konu alan trajikomik oyun, izleyenleri kendisine hayran bırakıyor. Müzisyenin yaşadığı ilginç diyaloglar izleyenleri güldü-rürken yanısıra zaman zaman da hüzünlendiriyor. Rus oyuncu Lev Durov’un başrolü oynadığı oyun, Rusya’da gördüğü büyük ilginin ardından Azerbaycanlı sanat severlerle buluşuyor.

gÜzel deKorasyon: çaĞdaş sanatın seçKileri

tarih: 19 Aralık – 3 Mart yer: Kırım Val Tretyakovskaya Galeri Müzesi, Moskova, Rusya.

Tretyakovskaya Galeri Müzesi’nde yer alan ‘Güzel Dekorasyon’ sergisi adını Rus ressam Valery Koshlyakov’un aynı adlı eserinden alıyor. Koshlyakov doğaçlama olarak çizdiği resimlerde dönemin tiyatrocularını konu alıyor. Sergi kitch ve avant-garde tarzı eserlerle ön plana çıkıyor.

mÜziK + X

tarih: 27 Ocak – 24 Şubat yer: Kasteyeva Müzesi, Almatı, Kazakistan.

Farklı müzik türlerini bir araya getiren, ‘Müzik+x’ sergisi ziyaret-çilerini yeni sesleri keşfetmeye çağırıyor. Multimedya gösterileri ve sahne performanslarının da yer alacağı sergide, son dönemin popüler Alman rapçileri, DJ’leri ve pop şarkıcıları eserleriyle yer alacak.

SERGİ

64

SUM

MA

RY

A CENTER of ATTRACTIoN foR INVESTMENTS Caspian Region attracts the attention of countless investors with its rich underground treasures. Opened up to the world rather recently, the region is welcoming more foreign investors each passing day.

“The interest in Caspian Region should be increased immediately.” This was how Minister of Energy and Natural Resources Mr. Taner Yıldız begun his keynote speech at Caspian Forum which was organized by Caspian Strategy Institute (HASEN). Among the topics discussed at the forum which was organized to evaluate the riches of Caspian Region, energy, energy security, logistics, economic and political issues and investment opportunities, the most prevalent one was the region’s increasing importance.

The countries in the region and the region in general are becoming more and more popular due to the recent developments in North Africa and Middle East as well as the global economic crisis which had a profound impact on Europe. The region has already become an important attraction point for a number of countries, including global giants. The former US Secretary of Defense Robert Gates underlines that they were well aware of the fact by indicating that the

COVER

22

Oil and natural gas are the life-blood of the economy.

65

HA

ZA

R W

OR

LD

US, Russia, China and Europe have already recognized the significance of the region and the role that the region has to play should be understood very well. The countries of the region offer various investment opportunities in addition to energy resources. Having entered in a number of mutual agreements with the countries in Caspian Region already, Turkey is one of the first to take notice of these opportunities.

Among the countries of the region, Azerbaijan attracts the most foreign investment largely due to the economic development efforts of 1990s and the country’s economic potential. Rich in mineral and precious stones reserves, Uzbekistan aims to become a significant global exporter of competitive goods with high added value in the coming years. Taking advantage of its vast oil and natural gas resources, Turkmenistan plans to enrich its potential thanks to recent investments in infrastructure and industry.

Central Asia’s well watered Tajikistan has a stable economy owing to its fertile, arable lands and aluminum export. The country has been able to maintain a steady growth since early 2000s. Frequently coming to the fore with political crises in the Middle East, Iran continues to grow due to its strong oil production despite all the pressures and embargoes. One of the former USSR constituents, Georgia is becoming an important investment destination thanks to its strategic location connecting Asia and Europe, ease of making business and opportunities offered to investors. The third fastest growing economy on an annual basis in the past decade (2000-2010) Kazakhstan is a promising destination for investors with its natural riches as well as endeavors in space technology. Russia has attained an impressive 5 % growth rate from 2000 to 2011, reflecting a stable growth chart. The country’s rich natural reserves also attract the attention of investors.

In Uzbekistan various forms of handcrafts have been passed down for generations.

The most important trump card of Iran is the country’s rich oil

resources.

Kazakhstan offers vast opportunities to investors in the field of atomic and nuclear energy.

Russia enjoys a large share of the international natural gas market.

66

SUM

MA

RY

ThE ChaıN OF GENOCıDES FrOM SrEbrENıCa TO khOJalY aS ThE COlD War ENDS

HISTORY

khojali massacre is one of the saddest and bloodiest stories of 1990s. on the 21st anniversary of the massacre the pain still lingers on.

8

The Khojaly Massacre was the killing of 613 ethnic Azerbaijani civilians from the town of Khojaly on 25–26 February 1992 by the Armenian armed forces during the Nagorno-Karabakh War. The fact that Russian forces in the region had confiscated all weapons owned by Azerbaijanis and pursued a widespread disarmament policy prior to the massacre implies that Russa had not been impartial. Two years after the disarmament process, as a result of CIS government’s support which created a state of chaos, Armenian subversives started an ethnic cleansing operation with the help of a Russian regiment at Khojaly town where the population consisted of mostly Azerbaijani Turks. According to various resources, 613 civilians including women and children were slaughtered. Although those who were held captive during the attack were released later, 150 war prisoners could not be heard from again. A ceasefire was declared for both parties 1994. Western governments preferred to be mere onlookers and did not show a serious reaction to the massacre and could not come up with tangible solutions to the problem. The hope of clarification of the massacre which was taken into record by various resources, at related courts still prevails.

Khojaly Massacre has rankled thousands of Azerbaijani families.

67

HA

ZA

R W

OR

LD

ANALYSIS

ruSSıa: ıNvESMENT ParaDıSE

the largest country in the world in terms of land mass, russia offers rich natural resources, a strong industrial infrastructure and countless

opportunities to investors.

Turkic Republics emerged during 1990s. In 1995, the definitions of 5 Turkic Republics (Azerbaijan, Turkmenistan, Kazakhstan and Uzbekistan) were still subject to question. There were discussions on issues like whether these republics should be called Turkic or Turkish or whether the region should be called Turkistan or Central Asia. Such discussions led to the widespread but faulty recognition of the term Turkic. Turkic was a newly coined term to describe people of Turkish origin.

Vladivostok Bridge is the showcase of modern Russia

ANALYSIS

14

20 tHe relatıonsHıP between tUrKey and tUrKıc rePUblıcs after 20 years

The most discussed issue during the disintegration process of the former USSR was the question if Russia would be able to maintain its position as a super power. The liberalization efforts of 1990s during the office of Boris Yeltsin have brought the country to the brink of bankruptcy. However after the resignation of Yeltsin, Vladimir Putin’s election to office has been a historical turning point for Russia. During 2000s Russia has risen from its ashes. With its political clout, growing economy and vast energy resources that enable such growth, Russia has once again become one of the greatest powers in the world. Russia holds 60 billion of the world’s oil resources which sums up

to 1,523 trillion barrels. Similarly the country owns 1, 63 trillion of the world’s total known natural gas resources which sums up to 6,746 quadrillion cubic meters. With an economy largely based on energy, Russia needs to increase the production of added value in order to avoid the negative effects of fluctuations in world energy prices. Russia plans to improve innovation by increasing the funds allocated to innovative industries which at the moment are limited to space technologies and weapons industry. Russian state enterprises allocated a total budget of 50 billion dollars for innovation last year. Russia plans to allocate 3 percent of GNP to innovation by 2020.

68

SUM

MA

RY

ThE POET WhO uSED ThE PEN TO EMPOWEr TurkıSh laNGuaGEhe was one of the greatest poets of not only chagatai turkish

but the whole turkish literature, a reformer of turkish language, a well known statesman and a poet who transcended

beyond the time he lived in. We are commemorating ali-shir nava’i on the 572nd anniversary of his passing away.

Ali-Shir Nava’i made his mark on the millenium with his contributions in the development of Turkish language. He worked hard for the development and recognition of Chagatai Turkish among other languages (such as Persian) that dominate literature. He wholeheartedly believed that Turkish as a language was far more eligible than Persian in creating qualified literature. He wrote Muhakamat al-Lughatayn to vindicate his theories. His

love for Turkish language is evident in this book. As the first Turkish poet with a khamseh (quintet – a literary work that includes 5 mathnawis/very long poems) Nava’i wrote a number of books in Turkish and Persian. There have been many poets who followed his footsteps. Even 513 years after his passing away to eternity his works are still read and cherished and commemorated with various events.

Ali-Shir Navai’s works have survived to the present day

PORTRAIT

32

69

HA

ZA

R W

OR

LD

hEalTh SECTOr ıN CaSPıaN rEGıON

one of the leading industries that developing economies has to place significant importance is health. ımprovements in health

sector in caspian countries support this thesis...

ANALYSIS

36

Investments in health sector in Caspian Region increase day by day and it seems that this trend will continue in the coming years as both the local

populations and the number of expats living in these countries increase due to the opening of new job opportunities for foreigners. This results in an

increase in the demand for quality healthcare as well as growth in the sector. Governments in the region support all kinds of investments in the sector.

Although there are no codified official subventions identified specifically for the sector in most of these countries, governments provide significant

support to both local and foreign investors in issues like location, official permissions or medical equipment imports.

70

SUM

MA

RY

THE NEw FACE OF TOURISM IN CENTRAL ASIA: uzbEkıSTaN

INTERVIEW

home to a number of silk road cities that have witnessed the making of history, uzbekistan is destined to become one of central asia’s most important tourist destinations, due to

the increasing number of visitors every year.

Vice President of Uzbektourism Anvar Temirkhodjaev

40

With a rich cultural and historical heritage, natural beauties and warm blooded people Uzbekistan’s tourism sector is growing each passing year, enjoying the strong infrastructure established thanks to the recent state subventions. Attracting significant local and foreign investments in tourism sector, the country has been visited by thousands of tourists every

year. Uzbek tourism industry has realized an average growth rate of 5.1 percent in the past 2 decades, generating 14 percent of total inflow of receipts.

In this article, the Vice President of state owned Uzbektourism Anvar Temirkhodjaev evaluates the recent developments in Uzbek tourism industry.

According to Temirkhodjaev while the global tourism sector had to shrink due to the economic recession, Uzbekistan has managed to overturn the effects of crisis and grew thanks to the implementation of a new program. Within the framework of this anti-recession program Uzbekistan has made an inventory of places with touristic potential, trained

much needed qualified personnel and improved accommodation and service infrastructures. Underlining the significant increase in the number of tourists coming from Turkey to Uzbekistan in recent years, Anvar Temirkhodjaev indicates that there were many mutually beneficial collaboration opportunities for the tourism sectors of two countries.

71

HA

ZA

R W

OR

LD

Thanks to the recent purchase of Iranian Razi Petrochemical Co., GÜBRETAŞ expands its efficiency in the Turkish market to South and Southeast Asia.

Osman Balta: “We are planning to push up the 1.5 million sales markup which we have attained in the past 2 years.”

FACTS & FIGURS

50

INTERVIEW

46

A POwERFUL PLAYER IN THE REGION: GüBRETAş

AVIATIoN INDUSTRY RISING IN THE CASpIAN REGIoNPassing through difficult times due to the debt crisis in the Euro Zone, Aviation Industry is expected to be saved by Asian countries.

Established in 1953 with the aim of providing chemical fertilizer input for agriculture industry, GÜBRETAŞ has been following the strategy of investing in countries with raw material resources for the past few years in order to fulfill its vision of becoming “a giant and a leading company in Turkey and establish itself as a well-known brand in the world”. The company realized Turkey’s largest industrial investment abroad to date with the purchase of Iranian Razi Petrochemical Co. in 2008 together with a consortium led by the company. In this interview GÜBRETAŞ General Manager Osman Balta evaluates the company’s investments, recent past and expectations from the future.

International Air Transport Association (IATA) foresees that the total profit gained by global aviation industry will sum up to 3 billion dollars with 50 percent decrease compared to previous year while the total loss of European airlines will be around 1.1 billion dollars, doubling the amount lost last year. Asian countries are expected to offer an alternative for the recession. Among Asian airlines that are listed as the best airlines in the world, Air Astana ranks at 53, Transaero at 72 and Aeroflot Russian Airlines at 85.

72

SUM

MA

RY

PORTRAIT

60

BRAND

LIFE STYLE

5458

56

a cıty Under golden domes: asHKHabad

ramsey KeePs an eye on casPıan regıon

tHe sHınıng star of tUrKısH football Mustafa Denizli is the shining star of Turkish football as the top scorer of super league with 200 goals as well as Turkish Cup, Turkish Super Cup and Super League championships won separately with three major teams.

Established in 1970s with a mission of expanding to different parts of the world, Ramsey is committed to maintain its growth both in Turkey and abroad. One of Ramsey’s most important targets is Caspian Region...

Having a deep rooted history and colorful ethnic composition, Turkmenistan’s capital city Ashkhabad stands out with a rapid development rate.

As the one and only technical director who carried three major teams of Turkish

football to championship, Mustafa Denizli’s reputation has reached beyond Turkey’s borders. The successful technical director who missed the championship with just one points in Iran this year tells us about life in this country. Amazed by the richness of Persian culture, Denizli indicates that working in Iran has been a rewarding experience for him. Known with his politeness and good manners as well as his successful career, Mustafa Denizli thinks that football fans in Turkey and Iran are very similar.

Rose from its ashes after the great earthquake in 1948, Ashkhabad is becoming even

more modern each passing day. One of Central Asia’s largest cities, the capital of Turkmenistan is enchanting with its modern architecture as well as a deeply rooted history. Ashkhabad also comes forward with its rich museums and Anav Region which is one of the oldest settlements known in the world. Ashkhabad is enticing not only for history enthusiasts but also for those who love shopping. Located just a few kilometers away from the heart of Turkmenistan, Tolkuchka Market is Central Asia’s largest open air market place. The 2,253 million dollars construction project of Ashkhabad Airport which was started in January 2013 is scheduled to finish in 2016. It seems like this important city of Caspian Region will continue to host new projects as well as welcome new guests.

As an internationally recognized ready-to-wear retailer, Ramsey highlights

the importance of Caspian Region as a market in creating a globally known brand. Ramsey is planning to add new locations to its 61 stores throughout Turkey. Aiming to become a trend in men’s fashion, Ramsey is also thinking about improving its sales points in 19 different countries. The company is planning to improve its brand perception and expand to various cities in Russia which serves as a second base for Ramsey’s operations. Franchise offers coming from around Russia and Turkic Republics show investors’ significant interest in the brand. Taking into account the growth potential of these markets the company aims to penetrate Russia and Turkic Republics in 2013.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K