Post on 04-Feb-2023
1
ĠLAHĠYAT FAKÜLTELERĠNĠN MÜFREDATININ ĠÇERĠĞĠ,
PROBLEMLERĠ VE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ*
Ġlbey DÖLEK1
ÖZET
Küreselleşen ve modernleşen yenidünya düzeninde “din” gittikçe
artan bir öneme sahiptir. Buna paralel olarak eğitim ve öğretim
alanında yaşanan yenilik hareketleri din eğitimini de etkilemektedir.
Dünyanın hemen her yerinde toplumlar her alanda kendisini iyi
yetiştirmiş kaliteli insan modeli hedeflemektir. Sekülerleşme
hareketlerinin etkisinde modern dünyada ilahiyat eğitimi nasıl
olmalıdır? Bu çalışmada, genel olarak Türkiye‟de İlahiyat fakülteleri
ve din eğitim ve öğretimi ele alınmıştır. Özelde ise, yüksek din eğitim
kurumu olarak İlahiyat fakültelerinin müfredatının içeriği, problemleri
tartışılmış ve konuyla ilgili çözüm önerilerine yer verilmiştir. Bununla
birlikte İlahiyat fakültelerinin isimlendirmesi (İlahiyat, İslami İlimler
Fakültesi gibi), artan sayıları ve fakültelerin kontenjan artışının din
eğitim ve öğretiminin kalitesine ne kadar yansıdığı tartışılmıştır.
İlahiyat Fakültelerinde din eğitiminin kalitesini artırmaya yönelik
rasyonel, gerçekçi ve uygulanabilir bir takım çözüm önerileri
sıralanmıştır.
Anahtar kelimeler: İlahiyat, yükseköğretim, müfredat, din
eğitimi, din öğretimi.
*Bu çalışma, İlahiyat Araştırmaları Merkezi tarafından 15,16,17 Mayıs 2014
tarihlerinde Ankara İlahiyat Fakültesinde düzenlenen “İSLÂM MEDENİYETİNİN
YAPI TAŞLARI – IV, İslami İlimler ve Eğitim ve Öğretimi” konulu sempozyumda
bildiri olarak sunulmuştur. 1 Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü,
Dinler Tarihi ABD. Doktora öğrencisi, E-mail: ilbey99@yahoo.com
2
THE CONTENT OF CURRICULUM AT THEOLOGY
FACULTIES, THEIR PROBLEMS AND SUGGESTED
SOLUTIONS
ABSTRACT
Religion has gradually had a vital importance in today‟s global and
modern world. Besides, the innovations in the field of education affect
the teaching of religion directly. The societies in almost every part of
the World has a target about qualified citizens. How can be the
theology education given by means of the secularition movements. In
this study, the Theology faculties, teaching and education of religion
in Turkey, are generally discussed. Specifically, As a higher religion
education institution, the content of the curriculum of the Theology
faculties and their problems are debated, moreover, solutions are
suggested. In addition to this, the naming of the Theology faculties
(Theology, Divinity or the Faculty of Islamic Sciences etc.) is
discussed. It is also questioned If the numbers of the faculties, or the
number of the students at the faculties are significant for the
education. Some realistic available and logical solutions for the higher
quality of religious education at the Theology faculties are presented.
Key words: Theology, higher education, curriculum, religion
education, religion teaching.
3
GĠRĠġ
Küreselleşen ve modernleşen yenidünya düzeninde “din” gittikçe
artan bir öneme sahiptir. Buna paralel olarak eğitim ve öğretim
alanında yaşanan yenilik hareketleri din eğitimini de etkilemiş ve buna
bağlı olarak din eğitimi konusunda yeni yaklaşımlar çeşitli bilimsel
toplantılarda2 tartışma konusu edilmiştir.
Özellikle son birkaç yüzyıl içinde Batı‟da ortaya çıkıp tüm dünyayı
etkisi altına alan sanayileşme ve modernleşme hareketleri sosyal ve
kültürel hayat üzerinde etkili olmuştur. Değişen dünya düzeninde,
dünyanın hemen her yerinde toplumlar her alanda kendisini iyi
yetiştirmiş kaliteli insan modeli hedeflemişlerdir. Bu durum, din
eğitimi ve öğretimi açısından İlahiyat Fakültelerini daha da önemli
hale getirmiştir. Sekülerleşme hareketlerinin etkisinde modern
dünyada ilahiyat eğitimi nasıl olmalıdır? Yüksek din eğitimi ve
öğretiminde geleneksel yöntem ve teknikler etkisini kaybetmiş midir?
gibi sorular sorulmaya başlanmıştır.
Çalışma üç bölümde ele alınacaktır. Birinci bölümde, konunun daha
iyi anlaşılması adına 1924‟te açılan İstanbul Darülfünun İlahiyat
Fakültesinden günümüze İlahiyat fakültelerinin kuruluş felsefesinden
önemine dair kısa bir tarihçeye yer verilecektir. İkinci bölümde,
Ülkemizde din eğitim ve öğretimi açısından başat kurumlar olan
2 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi tarafından 10-11 Mayıs 2013 tarihinde XV.
Din Eğitim Koordinasyon Toplantısı kapsamında “Din Eğitiminde Kalite Sempozyumu”, Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi öncülüğünde 16-17 Şubat 2013 tarihinde “Yeni Süreçte Örgün Eğitim” konulu 7. Öğretmen Sempozyumu, Değerler Eğitim Merkezi (DEM) tarafından 23-24 Mayıs 2009’da İstanbul’da “Türkiye’de Okullarda Din Eğitimi” konulu sempozyumu, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından 2001 yılında Ankara’da “Din Öğretiminde Yeni Yöntem Arayışları” konulu uluslararası sempozyum, Mardin’de 2013 yılında 1. Din Eğitimi Çalıştayı kapsamında “Din Eğitiminde Kaliteyi Artırma” konulu panel, 18-19 Kasım 2009’da İstanbul Üniversitesinde “Darülfünun İlahiyat Sempozyumu”, 19-25 Temmuz 2010’da “Modern Dönemde İlahiyat Eğitim Müfredatı ve Yöntem Tartışmaları” konulu uluslararası katılımlı çalıştay, 21-23 Ekim 1987’de Samsun’da “Yükseköğretimde Din Bilimleri Öğretimi Sempozyumu”, 1-5 Kasım 1993 tarihlerinde I. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri, Süleyman Demirel Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi’nde 16-17 Ekim 2003 tarihinde “Türkiye’de Yüksek Din Eğitiminin Sorunları, Yeniden Yapılandırılması ve Geleceği” konulu Sempozyum, 21-23 Ekim 1987’de Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Yükseköğretimde Din Bilimleri Öğretimi” konulu Sempozyum düzenlenmiştir.
4
İlahiyat fakültelerinin hedefleri, müfredatının içeriği ve buna bağlı
olarak gelişen sorunları tartışılacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise, din
eğitim ve öğretiminin kalite (nitelik) sorunu, İlahiyat fakültelerinin
artan sayıları ve öğrenci kontenjanları bağlamında sorgulanacaktır.
1. Darülfünun’dan Günümüze ilahiyat Fakülteleri
Ülkemizde Tevhid-i Tedrisat Kanunu‟nun “Yüksek Diyanet
Mütehassısları Yetiştirmek” yönündeki hedefinin bir sonucu olarak
kurulan İlahiyat fakültelerinin tarihsel geçmişine bakıldığında,
devletin genel toplumsal mühendislik yaklaşımının üniversite
düzeyinde din eğitimi boyutunu ifade ettiği görülür. Cumhuriyetle
birlikte kurulan yeni rejim toplumu, toplumsal hayatı her yönüyle ve
yeni bir tanımı ve anlayışıyla dizayn etmeyi hedeflemiş ve toplumun
ancak bu şekilde modernleşebileceği ve çağdaş uygarlık düzeyine
erişebileceğine inanılmıştı.3
Günümüz yüksek din eğitimi kurumlarının Cumhuriyet öncesi
dönemde üniversite bünyesindeki ilk örneğinin, 1846 yılında açılan
İstanbul Darülfünun‟daki Hikmet ve Edebiyat Şubesindeki “Kelam”
dersleri olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra 1900 yılında Darülfü-
nun‟da müstakil bir “Ulum-u Diniye” şubesi açılmış, fakat bu bölüm
de 1914 yılında kapatılmıştır.4
II. Meşrutiyet‟ten sonra Darülfünun-ı Şahane‟nin adı İstanbul
Darülfünunu olmuştur. Bu isim altında yeniden yapılandırılan
üniversitede yüksek din eğitim ve öğretimi yapan Ulum-ı Aliye‟i
Diniye ve Ulum-ı Şer‟iye Şubesi veya Fakültesi adını almıştır.5
1914‟ten sonra Ulum-ı Şer‟iye Şubesi kaldırılıp yerine Medresetü‟l
3 Ejder Okumuş, “Türkiye’de İlahiyat Fakültelerine Dair Bazı Tespit ve Öneriler”,
Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014.s.5. 4 Hilmi Ziya Ülken, “İlahiyat Fakültesinin Geçirdiği Safhalar”, A.Ü İlahiyat Fakültesi
Albümü (1949-1960), Ankara 1961, s.4-6. 5 Ali Arslan, “Darülfünun İlahiyat Fakültesi, Fakülte Meclisinin Kurulması ve İlk
Meclis Zabıtları (1911-1912)”, Değerler Eğitimi Dergisi, 5(13), 2007, s.11-13.
5
Mütehassisin kurulmuş; fakat bu müessese Darülfünun‟dan ayrılarak
Şeyhülislamlığa bağlanmıştır.6
1924′te kurulan İlâhiyat Fakültesi 1933 yılına kadar dokuz sene
öğretim faaliyetine devam etmiş ve 1933′te Darülfünun lağvedilerek
yerine kurulmuş olan İstanbul Üniversitesinde İlahiyat Fakültesine yer
verilmemişti. Sadece Edebiyat Fakültesine bağlı “İslâmi İlimler
Enstitüsü” vücuda getirilmiş7 ve o da öğretim kadrosunun dağılması
üzerine 1936 yılında öğretime faaliyetine son vermiştir.8
Özellikle 1933‟te İstanbul Darülfünun İlahiyat Fakültesinin
kapatılmasından sonra 1949‟a kadar yüksek din eğitiminin
verilmemesi ve aynı dönemde seküler devlet politikaları gereği ezanın
Türkçe okunması (1932-1950) ile ibadetin Türkçeleştirilmesi
çalışmaları aynı döneme rastlamaktadır. Cumhuriyetin rejiminin
tepeden inme yöntemlere dayanan uygulamaları halka inememiş ve
1400 yıllık Medrese geleneğinin bağları koparılmaya çalışılmıştır.
Tüm bu yaşananlar sadece o dönemin din algısını etkilemekte
kalmayıp, Darülfünun‟dan bu yana kendi sorunlarından kurtulamayan
İlahiyat fakültelerine siyasi, sosyal ve kültürel nedenlerle yeni
sorunlar eklenmiştir.
Nitekim, gerek 1924‟de İstanbul Darülfünun İlahiyat Fakültesi
gerekse 1949 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ülkemizde
garptaki örneklerine benzer bir tarzda oluşturulmuş; eskinin “nassi”,
”apriori”, “soyut”, “mutlak”, “tek biçimciliği” yerine bilimsel”,
“objektif”, ”gözlem” ve “karşılaştırma” metaforlarıyla yoğrulan
yepyeni bir “kurum” olması amaçlanmıştır.9
Şemsettin Günaltay‟ın başbakanlığı döneminde TBMM 4 Haziran
1949‟da Ankara Üniversitesi bünyesinde “Din meselelerinin sağlam
ve ilmi esaslara göre incelenmesini mümkün kılmak, mesleki bilgisi
6 Ejder Okumuş, “Türkiye’de İlahiyat Fakültelerine Dair Bazı Tespit ve Öneriler”,
Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve Bilim Dergisi, Yıl:10, Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014.ss.6 7 20.03.2014 http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=101
8 Suat Cebeci, Din Eğitimi Bilimi ve Türkiye’de Din Eğitimi, Akçağ Yay. Ankara, 1996,
s.142. 9 Celal Türer, ”Deneyimlenen Felsefe: İlahiyat Sorunu”, Eğitime Bakış, Eğitim-
Öğretim ve Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014, s.22.
6
kuvvetli ve düşünüşünde ihatalı din adamlarının yetişebilmesi için”10
İlahiyat Fakültesinin açılmasını kabul etmiştir. Dönemin Milli Eğitim
Bakanı Tahsin Banguoğlu, İlahiyat Fakültesinin medrese ruhuyla
çalışmayacağını, “irticai” hareketlere karşı çıkacağını belirtmiş ve bu
“fakülte sayesinde” hurafecilerin önünden yarasalar gibi kaçacakları
bir meşale olacaktır” demiştir. 11
1949‟da Ankara İlahiyat‟ın açılmasından sonra 1959-1960 eğitim-
öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı ilk Yüksek İslam
Enstitüsü İstanbul‟da açılmıştır. Akabinde Konya, Kayseri, İzmir,
Erzurum, Bursa, Samsun ve Yozgat‟ta açılmıştır. 1971-1972 öğretim
yılında Erzurum Atatürk Üniversitesine bünyesinde beş yıllık İslami
İlimler Fakültesi açılmıştır ancak 6 Kasım 1982‟de çıkarılan 2547
sayılı kanunla yüksek din eğitimi veren tüm kurumlar 1+4 yıl olmak
üzere İlahiyat fakültesine dönüştürülmüştür.12
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 15.06.1988 tarihli bir yazısında din
hizmetleri alanında duyulan ihtiyacın resmi olarak bildirilmesi ve ilgili
kurumların olumlu mütalaaları üzerine Yükseköğretim Yürütme
Kurulu'nun 29.12.1988 tarihli toplantısında “Memleketimizde daha
nitelikli din görevlileri istihdam etmek" ve "Halen görev yapmakta
olan din görevlilerinin bilgi düzeyini yükseltmek" amacıyla 1989-1999
eğitim ve öğretim yılında ilk defa İlahiyat Meslek Yüksek Okulları13
açılmıştır.
1982‟de tüm yüksek din eğitimi veren kurumlar İlahiyat Fakültesi
bünyesinde toplanması bu alandaki uzmanlaşma ve farklılaşmayı
ortadan kaldırılmıştır. O tarihten bu yana devam eden tek tip İlahiyat
müfredatı ile tek tip ilahiyatçılar mezun olmaktadır.
10
Beyza Bilgin, Türkiye‟de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel
Matbaacılık, Ankara, 1980, s. 58. 11
Cotthard Jaeschke, Yeni Türkiye‟de İslamcılık, (Çev: Hayrullah Örs), Ankara,
1972, s.78. 12
Ejder Okumuş, “Türkiye‟de İlahiyat Fakültelerine Dair Bazı Tespit ve Öneriler”,
Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart
2014.s.6 13
(İzmir 9 Eylül Üni., Ankara Üni., Marmara Üni., Erzincan Atatürk Üni. ve Bursa
Uludağ Üni. Bünyesinde açılmıştır.), Bu konuda bakınız, İbrahim Kafi Dönmez,
“Din Görevlisi Yetiştirmeye Yönelik Yüksek Öğretim Programlarının Önemi ve
İlahiyat Meslek Yüksek Okulları Hakkında Bir Değerlendirme” Diyanet İşleri
Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1995.Sayı:338,
7
2. Ġlahiyat Fakülteleri Müfredatının Ġçeriği ve Problemleri
Yüksek din öğretiminde, ilahiyat müfredatı son derece önemlidir
ancak müfredat hazırlamaktan daha da önemli olan bu müfredatı
seviyeli bir içerikle doldurabilmektir.14
Dolayısıyla, toplum olarak
kaliteli öğretim elamanına ve ilim talep eden öğrencilere sahip olsak
bile kaliteli bir ders programından yoksun isek yüksek din eğitiminde
beklenen başarıyı yakalamak zordur. Bu nedenle, müfredatın felsefi
bağlamında kavramsal düzlemde tartışılması gereklidir. Çünkü,
müfredat din eğitiminin yöntemini, içeriğini ve etkilerini de
içermektedir. Din bilimlerinin öğretilmesinde ve anlaşılmasında
kavramlar son derece önemli olduğundan müfredatların düşüncenin
özgürleşmesini sağlayabilmesi için oluşturulma yöntemleri de son
derece önemlidir.
YÖK Genel Kurulu‟nun 15.08.2013 tarihinde aldığı İlahiyat/İlahiyat
Bilimleri/İslami İlimler/Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi
Müfredat Programının Değiştirilmesi hususunda oy çokluğu ile karar
alınmıştı. Bu kararda felsefe ve felsefi içerikli derslerin yanı sıra,
adında tarih bulunan dersler ile sanat ve musiki derslerini de
kaldırmıştı. Fıkıh, Tefsir, Hadis gibi temel İslam bilimleri derslerinin
saatleri ise arttırılmış, Felsefe Tarihi (I-II), Felsefeye Giriş, Tefsir
Tarihi, Hadis Tarihi, Kelam Tarihi, İslam Mezhepleri Tarihi, İslam
Medeniyeti Tarihi, Türk İslam Sanatları Tarihi gibi dersler ise
müfredattan çıkarılmıştı.
Alınan karar kamuoyunda hem gazeteciler hem de ilahiyat
Fakültelerinde görevli ve emekli öğretim elemanları tarafından
eleştirmiştir.15
Karara yöneltilen tepkiler YÖK tarafından konunun
14
Ömer Özsoy ile İslam İlahiyatı üzerine söyleşi, 15.04.2014, söyleşinin tamamına
ulaşmak için http://serdargunes.files.wordpress.com/2013/01/c3b6mer-c3b6zsoy-
ilahiyat_2013.pdf 15
Rasim Özdenören‟in “İlahiyat Fakültelerinde Tedrisat Karmaşası” ve “İlahiyat
Fakültesi mi? İslami İlimler Fakültesi mi?” başlıklı iki yazısına, Prof. Dr. Şaban Ali
Düzgün‟ün “ Yeni İlahiyat Müfredatına Dair” başlıklı yazısına, Prof. Dr. H. Ömer
Özden‟in “Felsefe Dersi Kaldırılırsa, İlahiyat Fakülteleri “Yüksek Kuran Kursu”
Olur “ başlıklı yazısına, Beşir Ayvazoğlu‟nun “Felsefe ve İlahiyat” başlıklı yazısına,
Mustafa Akyol‟un “Felsefesiz İlahiyat” başlıklı yazısına, Taha Akyol‟un “İlahiyat
Nereye?” başlıklı yazısına ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez‟İn
“İlahiyat Fakülteleri Felsefesiz Olamaz” başlıklı söyleşisine , Akif Emre‟nin
“Teolog mu? Alim mi?” başlıklı yazısına, İbrahim KİRAS‟ın “İlahiyatçıyı
8
tekrar değerlendirilmesine neden olmuş ve YÖK 19 Eylül 2013‟te
aldığı karardan geri adım atmıştı.16
YÖK‟ün almış olduğu karara yöneltilen eleştirileri üç başlıkta
toplamak mümkündür. Bunlar; 1) YÖK genel kurulunun daha evvel
İlahiyat Fakültesi dışında başka bir fakülte için (aynı yöntemle) bir
müfredat değişikliği kararı almamış olması, 2) Özellikle felsefe grubu
derslerinin İlahiyat eğitiminde etkisiz hale getirilmeye çalışılması,
3) İlahiyat Fakültelerinin kuruluşundan bugüne kullanılmakta olan
isminin kaldırılıp yerine İslami İlimler Fakültesinin getirilmek
istenmesi, şeklinde özetlenebilir.
Felsefe ile Din arasındaki ilişkiyi nasıl anlamalıyız? Kutluer‟e göre,
felsefe, İslam entelektüel geleneğinin sadece mütemmim bir cüz‟ü
değil, kavramsal, metodolojik ve teorik planda İslam düşüncesinin
kurucu etmenlerinden biridir.17
Dolayısıyla, felsefe ile din ya da bu
yapılara kaynaklık eden akıl ile vahiy/iman arasında cereyan eden,
aklın sınırları ile imanın talepleri ilişkisi temelde iki kategori içinde
değerlendirilebilir.18
Dolayısıyla, felsefenin ve teolojinin zeminlerini
müşterek19
kabul edebiliriz ve bu iki alan arasında farkların bulunması
aralarında benzerliklerin olmadığı anlamına gelmez.
Felsefe ve Din çatışmasına benzer, Türkiye‟de İslamcı düşüncenin
gündeminden hiç eksik olmayan tartışma konularından birisi de
gelenek ve modernleşme ilişkisi olmuştur.20
Felsefe derslerinin
Felsefeden Korumak!”, Frankfurt Goethe Ünv. İslam Araş. Merk. Başkanı Prof. Dr.
Ömer Özsoy‟un “İlahiyat‟ın Meşruiyet Krizi ve Üç Tarz-I Tedrisat” adlı söyleşisine,
Prof. Dr. Mustafa Sunu‟nun “İlahi YÖK, Felsefesiz İlahiyat” yazısına, Recep
Kılıç‟ın “Yüksek Din Öğretiminde Neler Oluyor? İlahiyat Fakülteleri Eleştirel
Düşünceden Arındırılmak Mı İsteniyor?” yazılarına bakılabilir. 16
YÖK İlahiyat Fakültelerine İlişkin Açıklama.15.04.2014
http://www.yok.gov.tr/web/guest/anasayfa//asset_publisher/64ZMbZPZlSI4/content/
id/2400150 17
İlhan Kutluer‟in “Felsefe İlahiyatçının Ne İşine Yarar?” adlı konuşmasını 3 Ocak
2008‟de Cemre İlahiyat tarafından tertiplenen bir toplantıda yapmıştır. Kutluer‟in
konuşmasının tam metnini okumak ve diğer eserleri hakkında bilgi almak için
www.ilhankutluer.net sitesi ziyaret edilebilir. 18
Celal Türer, “Felsefe Dersleri”nin İlahiyat Fakültesinde Ne İşi Var? (Felsefe-Din
İlişkisine Dair Bir İnceleme), Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 2(1): 249-256, 2009
s.7 19
Yalçın Koç, Theologia‟nın Esasları, Felsefenin ve Teolojinin Nazariyatı Üzerine
Bir İnceleme, Ankara, 2008. s. 11–24. 20
Yasin Aktay, “Modernleşme ve Gelenek Bağlamında Dini Bilgi Ve Otoritenin
Dönüşümü”, Bilimname VI, 2004/3, s.131-151.
9
çıkarılmasının arka planında tehdit olarak modernizm21
algısındaki
sorunlar olduğu görülmektedir. Özellikle “felsefe okuyunca kafaları
karışır, modernist olurlar diye düşünülüyor” olması ve bu endişe
nedeniyle ilahiyat öğrencileri ve mezunlarının yurt dışında master ve
doktora talepleri “Batı‟ya giderlerse kafaları karışır” düşüncesiyle
engellenmeye çalışılmıştır.22
Tüm bunlardan hareketle İlahiyat
fakültelerine yeniden dizayn etmeye çalışılmasının altında
modernizm, sekülerizm ve neo-Selefilik gibi akımların tehdit olarak
algılandığı görülmektedir. Dolayısıyla, kafası karışan entelektüel
ilahiyatçılar/alimler yerine analitik ve kritik düşünceden uzak
sorgulamayı zahmetli ve tehlikeli bulan imanlılar yetiştirme hedefinde
oldukları görülmektedir. Bunun yanında liberal görüşler de din
sahasından uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Çünkü, Avrupa aydınlanma
dönemiyle birlikte insanı merkeze almış ve değer vermiştir. Dolasıyla
batı tarzı seküler, modernist bireylerin ilahiyatçı/teolog23
olması
düşünülmemektedir. Merkeze alınan dinin buyruklarını öğrenen ve
yerine getiren, dışa kapalı yetişen, taklidi imanı kuvvetli ilahiyatçılar
mezun edilmekte ve bunun neticesinde toplumda bireysel dindarlığın
azaldığı fakat sosyolojik olarak dindarlığın sadece görünürlüğünün24
arttığına şahit olmaktayız.
Mehmet Görmez bir mülakatta25
YÖK‟ün müfredat değişikliğine bazı
eleştirilerde bulunmuştur. Ona göre; “Yüksek din eğitiminin içeriğini
sadece cami hizmeti ve ibadet alanıyla sınırlandırmak isterseniz dini
olanı dar bir alana hasretmiş olursunuz” bu şekilde bir ayrımın
İslam‟ın özüne aykırı olduğunu belirtmiştir. Özellikle verdiği
mülakatta dini bilginin sadece tefsir, hadis ve fıkha indirgeme ve
İlahiyat fakültelerinin isim değişikliğini sekülerleşmenin bir talebi
21
Sosyolojik literatürdeki modernlik tanımları ile ilgili derli toplu bir değerlendirme
için bkz. Altun, 2002:20-26. 22
http://haber.stargazete.com/yazar/felsefesiz-ilahiyat/yazi-786153 05.04.2014. 23
Kanaatimiz o dur ki; nasıl İlahiyat fakültelerimiz batı tarzı Teoloji fakültelerinden
farklı ise bizdeki ilahiyatçı kavramı da batılı teolog kavramından farklıdır. Bu
nedenler batı tarzı teolog yetişebilmesi için en azından birkaç ilahiyat fakültesinin
ismi Teoloji fakültesi olmalıdır. Tabiki müfredatı da farklı olmak zorundadır. 24
Diyanet İşleri eski Başkanı Ali Bardakoğlu Akşam Gazetesinden Nebahat Koç'a
verdiği mülakatta, Bardakoğlu 'Görsel dindarlık artıyor' demiştir. 20.04.201, http://www.internetajans.com/4772-17899.html 25 Mehmet Görmez‟in İlahiyat Müfredatına Dair Görüşleri 15.04.2014
http://www.diyanet.gov.tr/tr/icerik/diyanet-isleri-baskani-gormez%E2%80%99den-
ilahiyat-mufredatina-dair-onemli-aciklamalar/8277
10
olduğunu belirtmiştir. Ayrıca yaşananları Hristiyanlık içinde yer alan
dini sadece dini kaynakların metinlerine indirgeyen Protestanlık ile
yakın bir zihne sahip olduklarını ve bu anlayışın günümüz modern
İslam dünyasında neo-Selefilik hareketinin sahip olduğunun altını
çizmiştir.
2.1. Ġlahiyat Lisans Bölümü: Emrullah Efendi, Daru'l-Fünun
(üniversite) kurmuş ve geliştirmiştir. O'nun kurduğu Daru'l-Fünun‟da;
Şer'i İlimler Bölümü, Hukuki İlimler Bölümü, Fünun (Fen İlimleri)
Bölümü, Tıbbi İlimler Bölümü, Edebi İlimler Bölümü26
bulunuyordu.1925 tarihli İstanbul Darülfünun İlahiyat‟ta okutulan
dersler arasında Tefsir, Fıkıh Tarihi, Hadis, İçtimaiyat, Ahlak, İslam
Dini Tarihi, Tasavvuf Tarihi, Felsefe Tarihi, İslam Edebiyatı, Türk
Tarihi, Halihazırda İslam Mezhepleri, Akvam-ı İslamiye Etnografyası,
Türk Tarih-i Dinisi, Tarih-i Edyan olarak görülmektedir.27
21 Kasım
1949‟da eğitim ve öğretime başlayan Ankara İlahiyat‟ta okutulan
dersler ise; İslam Dini Esasları, Tefsir, Hadis, İslam Hukuku, Kelam
ve Mezhepler Tarihi, Antik Felsefe Tarihi, Modern Felsefe Tarihi,
Sistematik Felsefe, İslam Felsefesi, Dinler Tarihi, Arapça, Farsça,
İslam Tarihi, Din Psikolojisi, Din Sosyolojisi, İslam Sanatlar Tarihi,
Klasik Dini Türkçe Metinler, Pedagoji şeklindedir.28
Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin 1982 yılına kadarki programları
incelendiğinde alan derslerinin oranının %56.88, genel kültür
derslerinin %20.18 ve pedagojik formasyon derslerinin %7.33 olduğu
görülürken; Yüksek İslam Enstitülerinin programlarında da %57.93
alan bilgisi dersleri, %24.28 genel kültür ve %4.67 oranında
öğretmenliğe yönelik derslerin olduğu görülmektedir. Erzurum İslami
26
Mustafa Öcal, İlahiyat Fakültelerinin Tarihçesi, Uludag Ünıversıtesı Ilahıyat
Fakültesı, Sayı: 1, CiIt: 1, Yıl: 1, 1986 s.112. Ayrıca bu konuda, bakınız, Emrullah
Efendi ve bu konudaki görüşleri için. Koçer, Hasan Ali, Türkiye'de Modern
Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi, İstanbul, 1974, II. Baskı, s. 170•171; Ergin, Osman,
Türk Maarif Tarihi, İstanbul, 1977, c. 3•4, s. 1276-1280. 27
Murtaza Korlaelçi, “İlahiyat-Felsefe İlişkisi”, Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve
Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014.s.12 28
Murtaza Korlaelçi, “İlahiyat-Felsefe İlişkisi”, Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve
Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014.s.13
11
İlimler Fakültesinin programlarının ders oranlarının da Yüksek İslam
Enstitülerine benzediği görülmektedir.29
1982 yılından itibaren Türkiye‟de yüksek din öğretimi veren
kurumların İlahiyat Fakültesi çatısı altında birleşmesinden sonra
yapılan ilk programda hazırlık sınıfı konan İlahiyat Fakültelerinde
derslerin %53.25‟i alan bilgisi, %26.95‟i genel kültür meslek bilgisi,
%12.03‟ü formasyon bilgisi iken; 1991-1992 öğretim yılından itibaren
İlahiyat fakültelerindeki akademik yapılaşmanın değişmesinden sonra
yapılan programlarda ise alan bilgisi dersleri %51.74, genel kültür
dersleri %10.14, öğretmenlik bilgisi dersleri %10.44, seçmeli dersler
ise %17.91 oranında yer almıştır.30
2.2. ĠDKAB: İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümünün
geçmişine kısacağa değinecek olursak, İlahiyat Fakültelerinde
pedagojik formasyon eğitimi kaldırıldıktan sonra eğitim fakültesi
bulunan 1o farklı üniversitede (Dicle Üniversitesi hariç) 1998-1999
eğitim-öğretim yılında İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
bölümleri (İDKAB) İlahiyat fakültelerine bağlı olarak açılmıştır. Bu
bölümden 4 yılda mezun olanlar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı
ilköğretim kademesindeki okullara Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
öğretmeni olarak atanmışlardır. 2006-2007 Eğitim ve öğretim yılında
İlahiyat Fakültelerine bağlı olan bölüm Eğitim Fakültelerine
bağlanmıştır. Bu bağlanmadan sonra hem İlahiyat müfredatının içerik
ve felsefesinden uzaklaşmış hem de fakültelerin fiziksel olarak
ayrışması bir uzaklaşma meydana getirmiştir. İDKAB mezunlarının
İlahiyat öğrencilerine göre pedagojik formasyon sorunlarından
etkilenmemesi, daha rahat MEB‟de öğretmen olmaları,
müfredatlarında Arapça, Kuran-ı Kerim ve İslam Bilimleri derslerinin
azlığı ve yüzeyselliği İlahiyat Fakültesinde okuyan öğrencileri ve
öğretim elemanlarını tarafından eleştirilmiştir ve aralarında bir
çatışmaya neden olmuştur. Bu mevcut çatışma Milli Eğitim‟e atanan
öğretmenler arasında da bir ayrıma neden olmuştur. Örneğin, İDKAB
mezunlarına ortaöğretimde öğretmenlik hakkı verilmemiştir. Bunun
yanında istihdam sorunu yaşayan İlahiyat mezunlarının formasyon
29
Halit Ev, Türkiye‟de Yüksek Din Öğretimi Kurumları ve Öğretmen Yetiştirme,
Tibyan Yayınevi, İzmir, 2003, s.53-65. 30
Ev, age.. s.65-69.
12
sorunu yaşamları ve İDKAB mezunlarının 4 yılda öğretmen olmaları
üniversite sınavına giren öğrencilerin tercihlerini olumlu etkilemiş ve
yüksek puana sahip (belki kaliteli denilebilir) öğrenciler İDKAB‟ı
tercih etmiş ve İlahiyat Fakültelerine daha düşük puanlı öğrenciler
yerleşmiştir. Bu durum İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin profilini her
açıdan etkilemiş ve öğretim elemanlarının derslerde beklentileri de
değiştirmiştir.
2.3. ĠLĠTAM: Ġlahiyat Lisans Tamamlama Programı
İlahiyat açık öğretim önlisans programını (2 yıl) tamamlayarak Dikey
Geçiş Sınavını (DGS) başarı ile geçenler İlahiyat Fakültelerinin
İLİTAM programına geçiş yapabilmekte ve İlahiyat lisans mezunu
diploması alma hakkı sahip olabilmektedir. Ancak İLİTAM‟a kayıtlı
öğrencilerin derse devam etme zorunlulukları yoktur. Dersler uzaktan
eğitim yoluyla internet üzerinden gerçekleştirilmektedir. Buradan
mezun olanlar ile örgün eğitim mezunu öğrencilerin aynı imkanlara
sahip olması örgün eğitim mezunları öğrencileri rahatsız etmekte ve
ders programları arasındaki farkları da göz önüne aldığımızda bu
durum aynı görevi icra eden ilahiyatçılar arasında bir kalite farkını
ortaya çıkarmıştır. Son yıllarda ilahiyat fakültelerinin artan sayıları ile
neredeyse her ilde ilahiyat fakültesi vardır ve uzaktan eğitimin gereği
kalmamıştır. O nedenle yaşanan bazı sıkıntıların ve haksızlıkların
önünde geçmek maksadıyla İLİTAM kapatılmalı31
ve açıköğretim
önlisans ilahiyat mezunları DGS ile sadece örgün eğitim İlahiyat
Fakültelerine yönlendirilmelidir. Bunlara ek olarak din hizmetlerinde
kalite arayışında Diyanet İşleri Başkanlığı personel alımlarında İmam-
hatip lisesi mezunlarının ataması yapılmamalı, atamalarda en az ön
lisans mezunu şartı aranmalı ve bu durum lisans mezunlarını olumsuz
etkilemeyecek şekilde ihtiyaç ve istihdam alanına uygun kontenjan
ayrılmalıdır.
Seçmeli dersler:
İlahiyat Fakültelerinde okutulan seçmeli dersler Erciyes, Marmara ve
Ankara Üniversitesi İlahiyat fakültelerine göre karşılaştırdığında bazı
farklı uygulamalar olduğu görülmektedir. Erciyes İlahiyat fakültesinde
31
Prof. Dr. Recep Kaymakcan’ın “İlitam Programlarının Verimliliği Üzerine Bir Çalışma” adlı çalışmasına bakınız. (Eğitime Bakış Dergisi, Sayı:28, Yıl:10 ss.41-44).
13
öğrenciler, seçmeli dersleri 3. sınıfın 5. döneminde almaya
başladıkları görülmüştür. Öğrencilerin her dönemde en az 3 seçmeli
ders alma hakları vardır. Toplam seçmeli ders sayısı 113‟tür.
Bunlardan 44‟ü Temel İslam Bilimlerinde, 44‟ü Felsefe ve Din
Bilimlerinde, 25‟i de İslam Tarihi ve Sanatları Bölümünde
bulunmaktadır.32
Her dönemde öğrencilere 3 farklı derslerden oluşan
paket sunulmakta ve öğrenciler her paketten en az bir ders seçmek
zorundadır. Mevcut uygulamada bölümlere göre seçmeli ders
dağılımının uygun olduğu görülürken öğrencilerin 5. döneme kadar
seçmeli ders alamaması bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dolayısıyla ilahiyat 1. sınıftan itibaren seçmeli ders almaları
sağlanabilir. Ankara Üniversitesi İlahiyat fakültesi hazırlıksız ilahiyat
ders programına göre 1. sınıfın ilk döneminde öğrencilere 4 seçmeli
ders sunulmakta ve 1 tanesini seçmeleri istenmektedir. Marmara
Üniversitesi İlahiyat fakültesinde ise 1. Sınıfta her iki dönem de de
3‟er seçmeli ders seçeneği sunulmakta ve birer tane seçilmektedir.
Ankara Üniversitesi Uluslararası İlahiyat bölümünün33
3. sınıfın 2.
döneminde Farsça, Yunanca, İbranice ve Latince seçmeli dersleri
diğer İlahiyat Fakültelerinde de seçmeli ders olarak açılması
düşünülebilir.
Sosyal bilimler alanında araştırma yöntem ve tekniklerini içeren
Metodoloji dersi zorunlu dersler arasında yer alabilir. Aynı zamanda
öğrencilerin derslerde aktif hale getirecek bitirme tezi, seminer ve
sunum derslerine ağırlık verilmesi aktif öğrenmeyi arttırabilir. Din
Felsefesi, Din Psikolojisi ve Din Eğitimi gibi derslerin daha iyi
anlaşılması için birinci sınıfta Felsefeye Giriş, Sosyolojiye Giriş ve
Psikolojiye Giriş gibi derslerin yer alması uygun olacaktır. Ayrıca 4.
Sınıfta verilen Din Felsefesi ve 3. Sınıfta verilen Felsefe Tarihi
derslerinin daha önceki yıllarda verilmesi gerekmektedir. Metodoloji
eğitimi veren derslerin (Kur‟an Semantiği Dersi gibi) ilk iki yılda
temel ilahiyat eğitiminde verilmesi daha uygun olacaktır. Çünkü,
mevcut programda öğrenciler metot bilmeden bilimin içine girmeye
32
15.04.2014 tarihinde Erciyes İlahiyat Fakültesi öğrenci işlerinden alınan ve 2013-
2014 eğitim ve öğretim yılında uygulanan İlahiyat ve İDKAB ders programlarına
göre tespit edilmiştir. 33
Uluslararası İlahiyat Ders Programı, 12.04.2014
http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=448
14
çalışıyorlar ve bilgiye erişim noktasında birtakım sıkıntılara neden
olmaktadır. Son olarak önerilen yeni programda “İslamofobia ve
Terörizm”, “Sekülerleşme ve Dindarlık”, “Gelenek ve Modernizm”,
“Din ve Siyaset”, “Doğal Afetler ve Din Algısı”, “İntiharlar ve Din
Psikolojisi”, “Sosyal Medya Etiği ve Suç”, “Demokrasi ve Dini
Çoğulculuk”, “Ekolojik Teoloji”, “Sistematik Teoloji”,
“Karşılaştırmalı Teoloji”, “Halkla İlişkiler”, “Modern Biyoloji”,
“Astronomi, Takvim ve Din”, “İletişim” gibi yeni seçmeli derslerin
açılmasını tavsiye edebiliriz.
3. Fakültelerin Ġsimlendirilmesi, Sayıları ve Kontenjanları
3.1.Ġlahiyat mı? Ġslami Ġlimler Fakültesi mi? yada Teoloji mi?
Ülkemizde yüksek din eğitim ve öğretimi 1982 tarihinde Yüksek
Öğretim Kurulu‟nun kuruluşuna kadar, Darülfünûn İlahiyat Fakültesi
(1924-1933), Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (1949- ), Yüksek
İslâm Enstitüleri (1959-1981), Atatürk Üniversitesi İslâmi İlimler
Fakültesi (1971-1981) gibi değişik kurumlarda gerçekleştirilmiştir.34
1982 yılında hepsi İlahiyat Fakülteleri çatısı altında birleştirilmiş ve
tek bir fakülte ismi olarak kullanılmıştır. Ancak son yıllarda yeni
açılan bazı fakültelerin İslami İlimler Fakültesi35
şeklinde
isimlendirilmesi dikkat çekmektedir. YÖK 2013 Ağustos ayında aldığı
müfredat değişikliği kararının yanında tüm İlahiyat fakültelerinin
ismini İslami İlimler Fakültesi olarak değiştirme kararı da almıştı.
Müfredat değişikliğiyle birlikte isim değişikliğine de karşı görüşler
belirtilmiş ve YÖK kararından vazgeçmişti. Alınan kararın
yanlışlığının izahatında ise bilindiği üzere mevcut İlahiyat Fakülteleri
içerisinde üç anabilim dalı yer almaktadır. Bunlar; Felsefe ve Din
Bilimleri, Temel İslam Bilimleri ve İslam Tarihi ve Sanatları
Anabilim dallarıdır. Görüldüğü gibi İlahiyat eğitimini sadece Temel
İslam Bilimlerine indirgemek ne kadar yanlışsa tüm din bilimlerini
kapsayan İlahiyat Fakültesi ismini İslami İlimler Fakültesi olarak
değiştirmek de yanlıştır.
34
Fatih Toktaş ve Yusuf Acuner, “İlahiyat Fakültelerinde Felsefe Dersleri, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Örneği” s.1 35
Şuan İslami İlimler Fakültesi olan üniversite sayısı 7‟dir. Bunlar; Adıyaman Üni.,
Bartın Bülent Ecevit Üni., Yalova Üni., Ağrı İbrahim Çeçen Üni., Giresun Üni.,
Afyon Kocatepe Üni. ve Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesidir.
15
İsim değişikliği kararını eleştiren YÖK üyesi Prof. Dr. Durmuş
Günay, alınan karara karşı yazısında “İlahiyat fakültelerinin adlarının
„İslami İlimler Fakültesi‟ şeklinde değiştirilmesi kararı, modern
zamanların, tarihsel birikimi, tecrübeyi, kurumsallığı, kadim olanı ve
geleneği yok sayan, tasfiye eden aklın bir yansımasıdır. Eğer „İslami
İlimler Fakültesi‟ adı altında bir yükseköğretim kurumuna ihtiyaç söz
konusu ise, adla ve kendine özgü ve amacı doğrultusunda bir
yapılanmaya gidilebilir”36
şeklinde görüş beyan etmiştir.
Yapılan tartışmalardan görülmektedir ki, Türkiye‟de yüksek din
eğitimi veren fakültelerin isimlendirmesinde bir kavram kargaşası
yaşanmaktadır. İlahiyat mı? Dini İlimler mi? İslami İlimler mi? ya da
Teoloji Fakültesi mi? İlahiyat Fakültelerinin hangi donanım ve
yeterlilik profilini hedeflediği ve bu hedefe ne ölçüde ulaşabildiği
çerçevesinde İlahiyat Fakültelerinin ismi neden önemlidir? Ya da
İslami İlimler Fakültesi olarak değiştirilmesinin ne mahsuru olabilir?
şeklinde sorular yöneltilebilir.
Allah‟a ait37
anlamına gelen ilahi kavramından türetilen İlahiyat
kelimesinin lügat anlamı “Allah‟ın Zatı ve sıfatlarıyla ilgili
konulardan bahseden ilimdir”38
. Türkiye‟de Teoloji adında herhangi
bir fakültenin olmaması ve ilahiyatçıların çoğunluğunun fakültelerin
isminin İslami İlimler Fakültesi olarak değiştirilmesine karşı oldukları
göz önüne alındığında İlahiyat isminde ittifak edildiği
düşünülmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi İlahiyat Fakültelerin
isimlerinin İslami İlimler olarak değiştirilmesinin önemli sıkıntılar
meydana getirecektir. En başta ilahiyat eğitimini sadece islami
ilimlere indirgemek, din eğitimini sınırlamayı ve daralmayı gösterir.
Bu durum da çağın şartlarına göre dışarıya açılmayı
engelleyeceğinden Türkiye‟de kendi kabuğuna çekilen bir ilahiyat
eğitimine neden olacak ve bunun yansıması olarak halkın din algısını
da daraltarak sosyolojik ve psikolojik bazı sorunlara neden olacaktır.
36
İlahiyat‟ta Yeni İsim Çatlak Yarattı,
http://www.radikal.com.tr/turkiye/ilahiyatta_yeni_isim_catlak_yaratti-1150721
15.04.2014 37
Dini Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 2006.s. 309 38
Müncid, Beyrut, 1908, s.16 ve “İlahiyat “isminin kullanıma dair, bakınız: Murtaza
Korlaelçi, “İlahiyat-Felsefe İlişkisi”, Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve Bilim
Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart 2014.s.12
16
İlahiyat Fakültesi ile İslami İlimler Fakültesi‟nin isimlerinin içeriğine
bakıldığında ikincisinde daha çok temel islam bilimleri denilince akla
gelen Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kelam gibi disiplinlerin ağırlıkta olduğu
düşünülmektedir. Fakat günümüzde iki fakültenin de aynı müfradatı
uyguladığı görülmektedir. Zahiren bakıldığında bir problem
görülmeyebilir, hatta bazı kesimleri memnun ettiği bile söylenebilir.
Bu durumun mevcut İlahiyat programına bakıldığında zaten farklılık
beklenilemeyeceği de ortadadır. Çünkü, ülkemizde ilahiyat eğitimi
merkeze islam dininin alındığı ve o doğrultuda bir ilahiyat anlayışının
hakim olduğu görülmektedir. Bu yüzden ülkemizdeki ilahiyat
fakülteleri batı tarzı teoloji fakülteleri gibi seküler kurumlar olmayı
başaramamıştır. Bunun neticesinde hala temel islam ilimleri ile felsefe
ve din bilimleri arasında perde arkasında sorunlar yaşanmaktadır.
Batı‟da daha çok metodoloji ağırlıklı bir eğitim verilirken bizde
bilginin önemsendiği yöntemin ikinci plana atıldığı görülmektedir.
Araştırma ve bilimsel faaliyetler batının eğitim kurumlarında artarken
bizde bilginin aktarılmasıyla meşgul olunduğu bir ortamda yeni
bilgilere ulaşmada yeni yöntemleri kapalı bir tutum sergilenmektedir.
Eğer bir üniversite özerk bir tarzda hareket olanağına sahip bir şekilde
senato kararı ile sahip olduğu ilahiyat fakültesinde sadece islam
ilahiyatı vermek isterse isminin İslami İlimler Fakültesi39
olarak
değiştirilmesinde bir sakınca yoktur. Örneğin, Almanya‟nın devlet
üniversitelerindeki Teoloji fakülteleri belli bir mezhebe bağlıdırlar.40
Göttingen Üniversitesi Protestan İlahiyat fakültesinin Protestan
ilahiyat lisans programına kayıt yaptırabilmek için Protestan
Kilisesine üye olma şartı vardır. Kiliseye üye olmayanlar bu programa
kayıt yaptıramazlar.41
Fakat bu tür kriterler o kurumlarda seküler,
39
Yalova Üniversitesi‟‟nin intenet sitesine bakıldığında hem İlahiyat hem de İslami
İlimler Fakültesi kullanılmaktadır. Fakültenin vizyonuna bakıldığında İslami İlimler
Fakültesine uygun olduğu söylenebilir. Vizyonu ise şu şekilde özetlenebilir: “İslâm
dininin temel kaynaklarını ve İslâm medeniyetinin sürekliliği içerisinde verilmiş
eserleri, kendi geleneğinin imkânları içerisinde yorumlayan ve bugüne taşıyan” bir
fakülte vizyonu taşımaktadır. Geniş bilgi için 10.04.2014
http://www.yalova.edu.tr/icerik/4698/8803/misyon-ve-vizyon.aspx 40
Reinhard G. Kratz, 'Academic Theology in Germany', Religion 32.2, 2002,
s.113–116 41
M. Fatih Genç, “Avrupa ve Türkiye‟de İlahiyat Fakülteleri Lisans Programları -
İspanya, Bosna Hersek, Hollanda, Belçika Ve Almanya‟daki İlahiyat Fakülteleri İle
Bir Karşılaştırma”. Ayrıca bu konuda Bu konuda, İ. Latif Hacınebioğlu‟nun
17
modern eğitim vermelerine engel değildir. Aynı şekilde Almanya‟nın
Kassel Üniversitesi Katolik İlahiyat eğitimi verir, Georg August
Üniversitesi Protestan İlahiyat eğitimi verir bunlardan başka
Frankfurt, Erlangen-Nürnberg, Osnabrück, Tübingen ve Münster42
gibi üniversitelerde İslam ilahiyatı vermektedir. Bizde ise uluslararası
ilahiyat ve İngilizce ilahiyat sadece üç üniversitede (Ankara, İstanbul
ve Marmara) bulunmaktadır. İlahiyat batı dillerinde Teoloji43
yada
Divinity44
sözcüklerinde karşılık gelir. O nedenle, fakültenin
müfredatına, programına, vizyonuna uygun olarak İslami İlimler
Fakültesi verilebilir ve bunun örnekleri batıda vardır ama bütün
İlahiyat Fakültelerinin ismini değiştirmek ilahiyat kavramına ve
eğitimine uygun olmadığı kanaatindeyiz.
3.2.Öğrenci Sayıları ve Cinsiyet Dağılımı
Darülfünun İlahiyat Fakültesinin 1924-1925 yılında 284 talebesi vardı.
1926-1927‟de 35‟e, 1932-1933‟de 20‟ye kadar düşmüştür.45
İlahiyat
fakülteleri öğrenci sayıları 1990‟lı yıllarda her bir fakülte kontenjanı
200-250 civarında, 2000‟li yıllarında başlarında 20-30„lara kadar
gerilemiş, son 10 yılda ise tekrar yükselişe geçtiği (bazı
üniversitelerde 400-500) görülmektedir. 1997 yılında Türkiye‟de
yüksek din eğitimi sadece 23 İlahiyat Fakültesi‟nde yapılmaktaydı ve
İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü 1998 yılında ilk defa
İlahiyat Fakültesi bünyesinde öğrenci almaya başlamıştır. 28 Şubat
post-modern darbesinden olumsuz etkilenen İlahiyat Fakültelerinin
“Batıdaki İlahiyat ve Felsefe Eğitimindeki Bazı Yaklaşımların Türkiye‟ye Dönük
Uygulanabilirliği İle İlgili Bir Değerlendirme (İngiltere Tecrübesi)” başlıklı
bildirisine bakılabilir (S.D.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, No:6, 2004) ve Mustafa
Tavukçu‟nun “Avusturya ve Türkiye‟de İlahiyat Yüksek Okulları Üzerine Bazı
Düşünceler “ adlı makalesine bakılabilir, 117-128, Diyanet Dergisi,1991, Cilt : 27
Sayı: 3) 42
Ömer Özsoy ile İslam İlahiyatı üzerine söyleşi, 15.04.2014, söyleşinin tamamına
ulaşmak için: http://serdargunes.files.wordpress.com/2013/01/c3b6mer-c3b6zsoy-
ilahiyat_2013.pdf 43
Tanrı kavramı üzerine rasyonel ve sistematik çalışma. Örneğin, Oxford
Üniversitesinde “Faculty of Theology and Religion” 44
İlahi şeylerin bilimi. Örneğin: “Harvard Divinity School” 45
Ayhan Halis, Türkiye‟de Din Eğitimi, Dem Yay.,İst., 2004,s.38-39.
18
öğrenci sayıları gittikçe azalmış ve tüm Türkiye‟de toplam 501‟e
(2004)46
kadar gerilemiştir.
2003 yılında eğitim ve öğretim faaliyetine devam eden 23 İlahiyat
fakültesine; 511 İlahiyat lisans programına ve 430 öğrenci de Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi programına olmak üzere toplam 941 öğrenci
yerleşmiştir. 2013 yılında İlahiyat fakültesine kayıt yaptıran öğrenci
sayılarına bakıldığında ise 5883 ilahiyat 1. öğretim, 4976 ilahiyat 2.
öğretim, 3254 DKAB 1. öğretime, 2569 öğrenci DKAB 2. öğretim
olmak üzere toplam 16.682‟dir. Son beş yılda yerleşen öğrenci
sayılarının yeni açılan fakülte sayılarıyla birlikte yükselişe geçtiği
görülmektedir (Tablo 1).
Tablo 1: 2009-2013 Yılları Arasında Ġlahiyat Fakültesine YerleĢenler
YILLAR ĠLH
1.Öğretim
ĠLH
2. Öğretim
DKAB
1. Öğretim
DKAB
2. Öğretim
2013 5883 4976 3254 2569
2012 5029 4135 2477 1816
2011 4266 3679 1922 1380
2010 3542 3082 1755 1268
2009 3250 2439 1061 40
İlahiyat Fakültelerinin artan öğrenci sayıları (Tablo:1-2) yeni sorunlar
meydana getirmiştir. Özellikle, fakülte binalarında dersliklerin
kurulduğu dönemdeki öğrenci potansiyeline göre yapılmış olması
mevcut öğrencilerin ihtiyacını karşılamada yetersiz kalmıştır. Aynı
şekilde öğretim elemanı sayısı da yetersiz kalmıştır. Oluşan tabloda
talebe yetiştiren hocalar bilginin aktarılmasını yeterli görmeye
başlamış, ilim talep eden talebeler de yerini yüzeysel bilgilerle alim
olduğunu düşünen diplomalı mezunlar haline gelmiştir.
Bir başka konu da hem İmam-Hatip liselerinde hem de İlahiyat
fakültelerinde öğrencilerin büyük bir çoğunluğu kız-erkek öğrenci
dağılımdaki orantısızlıktır. Bunda Türkiye‟deki okullaşma oranı, kız
çocuklarının geçmiş yıllara nazaran daha çok yükseköğrenime
46
İlahiyat Fakültesi Öğrenci Sayısı 2004,
http://www.eilahiyat.com/index.php/ilahiyat-dkab/rakamlarla-ilahiyat-istatistikleri
27.04.2014
19
gitmeleri etkili olmuştur Özellikle 28 Şubat sonrasında
itibarsızlaştırılan İlahiyat fakültelerinin kaybettikleri önemi tekrar
kazanmalarında özellikle katsayı ve başörtüsü sorununun çözülmesi,
fakülte sayıları ile öğrenci kontenjanlarının ve istihdam sayılarının
arttırılması etkili olan faktörler arasında yer almaktadır.
Tablo 2: 2009-2013 Yılları Arasında Ġlahiyat ve DKAB DıĢındaki Bölümlere
YerleĢen Öğrenci Sayıları
YILLAR Ġngilizce
Ġlahiyat47
Dünya
Dinleri48
Yaygın Din
Öğretimi49
ĠLĠTAM
2013 31 - - 384050
2012 114 36 77 3100
2011 114 31 72 4150
2010 114 31 72 2150
2009 - 31 72 1250
Erciyes İlahiyat fakültesinde toplam 79 akademik personel
bulunurken, Şırnak İlahiyat Fakültesinde ise bu sayı 59‟dur. Öğretim
elemanı karşılaştırmasında ise Erciyes İlahiyat fakültesinde 55
öğretim elemanı en az yard. doç. ünvanına sahip iken bu sayı Şırnak
İlahiyat fakültesinde 20‟dir. Şırnak İlahiyat fakültesi yeni açılan bir
fakülte olduğu için araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve okutman
sayısı bakımından Erciyes İlahiyat fakültesinden öndedir. 2013 yılında
Erciyes İlahiyat fakültesinin (İlahiyat+DKAB) kontenjanı 606, Şırnak
İlahiyat‟ın ise (sadece İlahiyat) 206‟dır. Son beş yılda iki fakültenin
kontenjanlarından yola çıkarak toplam öğrenci sayıları ise Erciyes
İlahiyat‟ta 2575, Şırnak İlahiyat‟ta ise 705 öğrenci bulunmaktadır.51
Açıköğretim önlisans İlahiyat bölümü dışında yüksek din öğretimi
yapan (İlahiyat Fakülteleri) kurumlarda yer alan lisans programları
47
İngilizce İlahiyat bölümü Ankara, İstanbul ve Marmara Üniversitesi bağlı İlahiyat
fakültelerinde bulunmaktadır. 48
Dünya Dinleri bölümü sadece Ankara Üniversitesine bağlı İlahiyat fakültesinde
bulunmaktadır. 49
Yaygın Din Öğretimi bölümü sadece Ankara Üniversitesine bağlı İlahiyat
fakültesinde bulunmaktadır. 50
http://www.nkfu.com/2013-dgs-ilahiyat-bolumu-kontenjanlari-taban-puanlari/
20.04.2014 51
http://www.eilahiyat.com/index.php/ilahiyat-dkab/rakamlarla-ilahiyat-istatistikleri
27.04.2014
20
şunlardır; İlahiyat52
, (İDKAB) İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi Öğretmenliği, İngilizce İlahiyat53
, Uluslararası İlahiyat54
,
Yaygın Din Öğretimi ve Uygulamaları, Yaşayan Dünya Dinleri55
,
(İLİTAM) İlahiyat Lisans Tamamlama56
bölümüdür.
3.3.Nicelik mi? Nitelik mi?
Kalite sorunu sadece din eğitimi alanında değil, Türkiye‟nin eğitim
sistemini yakından ilgilendiren genel bir konudur. Bu kalite sorunu
hoca, talebe ve müfredat/programdan oluşan üç ayağı vardır. Ancak
sorunun kaynağına gidersek orada insanı faktörü ile karşılaşırız. İnsan
faktörü diğer bütün faktörleri ortaya çıkarmaktadır. En ideal kuralları
da getirsek sonuçta o kuralları uygulayacak olan yine insanlardır.
52
İlahiyat Fakültesi olmayan sadece beş ilimiz vardır. Bunlar; Mersin, Niğde,
Aydın, Çankırı ve Tunceli‟dir. 23.04.2014 http://www.eilahiyat.com/ 53
Ankara, İstanbul ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültelerinde bulunmaktadır.
İngilizce İlahiyat Lisans Programı, “Kur‟an‟ı referans alan, kültürel mirası
değerlendirebilen, yaşanan hayatı yorumlayabilen ve problemlere çözüm üretebilen
ilahiyatçılar yetiştirme” hedefine yönelik olarak hazırlanmıştır. Dersler bu amacı
gerçekleştirecek içerik zenginliğine sahiptir. Dersler mesleğe yönelik bir içerik
taşımakla beraber, daha işlevsel bir anlayışla sosyo-ekonomik ve kültürel şartların
gerektirdiği temel nitelikleri kazandırmayı amaçlamaktadır. Detaylı bilgi için
bakınız;23.04.2014 http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=290 54
Ankara, İstanbul ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültelerinde bulunmaktadır.
Öğrenci yerleştirme işlemleri Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından
uygulanan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı
(YÖS) yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra yurtdışında ikamet eden,
Türk ve Akraba Topluluklarında yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olmayan adaylar YÖS dışında kabul edilen uluslararası sınavlardan Bakalorya (IB),
Abitur, Fransız Bakaloryası, Matura, Maturita belgelerinden birine sahip olmaları
halinde öğrenci olarak kabul edilebilmektedir. Detaylı bilgi için, bakınız: 23.04.2014
http://llp.marmara.edu.tr/ 55
Sadece Ankara İlahiyat Fakültesi bünyesinde bulunmaktadır ve 2013 yılında
öğrenci almamıştır. 56
(İLİTAM) İlahiyat Lisans Tamamlama programı Ankara (Yurtiçi ve yurtdışı ayrı),
İstanbul, 9 Eylül, Sakarya, 19 Mayıs, Atatürk, İnönü ve Dicle Üniversitesi İlahiyat
Fakülteleri bünyesinde bulunmaktadır. Uzaktan eğitim yoluyla yapılmaktadır fakat
sınavlar 10 merkezde Ankara, İstanbul, İzmir, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır, Bursa,
Erzurum, Samsun illerinde ve Almanya-Köln (bütünleme sınavı sadece Ankara'da)
yüz yüze oturumlar halinde yapılır. İLİTAM‟ın sosyal hedefi, Ankara
Üniversitesi‟nin bu alandaki bilimsel ve akademik birikimini, eğitim teknolojisinin
ve eğitim bilimlerinin sunduğu olanaklarla da bütünleştirerek geniş kitlelere yaymak
ve böylece Türkiye‟de yükseköğretimin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmaktır.
Eğitim süresi 4 yarıyıldan oluşup toplam 2 yıldır. Daha fazla bilgi için bakınız;
23.04.2014 http://uzem.ankara.edu.tr/index.php?optionconte=com_nt&view=category&layout=blog&id=90&Itemid=117&option=com_content
21
Özellikle ilahiyat fakültelerinde ve islam dünyasının değer
üretemeyen ve kendisinden olmayanı öteleyen bir duruma bürünmesi
eleştiri almaktadır.
Ayrıca yaşanan İlahiyat Fakültelerinin isim değiştirme çalışmaları ve
felsefe grubu derslerinin sayısını azaltma ve içini boşaltma çabalarının
aslında bir kavram kargaşasının varlığını göstermektedir ve bunun için
farklı fikirlerin müzakere ermeleri gerekmektedir. Ayrıca, derslerde
öğrenci sayılarının mevcut öğretim elemanı ile karşılanması eğitim
kalitesine düşürmektedir. Sorunlara yönelik aceleci ve geçici çözüm
arayışları da beraberinde yeni sorunları meydana getirmektedir.
Son birkaç senedir ülkemizdeki yüksek din öğretiminde, hem açılan
yeni İlahiyat fakülteleri hem de öğrenci sayılarında ciddi artışlar
görülmüştür. Bu durum ilk bakışta niceliksel olarak önemli bir başarı
olarak görülebilir. Ancak olaya biraz da nitelik (kalite) açısından
bakıldığında, ülkemizdeki yüksek din öğretiminin ciddi sorunları
olduğu/olacağı söylenebilir. Eğer bu konuda gerekli önlemler
alınmayıp, mevcut sorunlara rasyonel çözümler üretilemezse,
günümüz ilahiyat fakülteleri bir bakıma, Osmanlıların son
dönemindeki medreselerin durumuna düşmekten kendini
koruyamayacaktır.57
3.4.Yeni Ġlahiyat Modeli
Tablo 3. Ġlahiyat fakültesi (1+4 YIL)
HAZIRLIK
1. VE 2. SINIF
3.VE 4. SINIF
İhtisasa göre yabancı dil
farklılaşabilir.
Hazırlık dönemi 2
yarıyıldır. Okuma, yazma,
dinleme ve konuşma
derslerinden oluşur.
Temel İlahiyat Eğitimi
Uzmanlık Alanlarına
Göre Ayrılma
(4. sınıflar için: Staj
Uygulaması)
Öğretmenlik Alan Bilgisi
(Pedagojik Formasyon)
57
Mustafa Köylü, Türkiye'de Yüksek Din Öğretimi: Nicelik mi Nitelik mi? (Higher
Religious Teaching in Turkey: Quantitave or Quality? XV. Din Eğitimi
Koordinasyon Toplantısı, Din Eğitiminde Kalite Sempozyumunda 10-11 Mayıs
2013 tarihinde İstanbul Üniversitesinde tebliğ olarak sunulmuştur.
22
Önerdiğimiz yeni İlahiyat modeli; lisans programı 8 yarıyıldan
oluşmakta ve toplam 4 yıldır. Yabancı dil muafiyet sınavını
geçemeyen öğrenciler hazırlık sınıfı okurlar. Hazırlık kademesi 2
yarıyıldan toplam bir yıldır. Öğrenciler 1. ve 2. Sınıfta uzmanlaşma
olmadan temel ilahiyat eğitimi alırlar. 2. Sınıfı başarı ile tamamlayan
öğrenciler Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlik Alanı (DKAB),
Din Hizmetleri ve Rehberlik Bölümü (DİHB)ve Akademik İlahiyat
Bölümünden(AİB) oluşan üç uzmanlık alanında birine dahil olurlar.
3. Sınıf ve 4. Sınıf dersleri uzmanlık alanlarına göre değişiklik
arzeder. Öğretmenlik alan bilgisi (pedagojik formasyon) uzmanlık
alanlarında bakılmaksızın öğrencilerin 4 yıllık süre içinde almaları
sağlanmalıdır. Ayrıca mevcut İlahiyat müfredatında olmayan ve
getirilmesi düşünülen bir diğer yenilik de 4. Sınıfta iki dönemlik staj
uygulamasıdır.
Tablo 4: Uzmanlık Alanlarına Göre Ġlahiyat Bölümleri
Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi Öğretmenlik
Alanı (DKAB)
Din Hizmetleri ve
Rehberlik Bölümü
(DĠHRB)
Akademik Ġlahiyat
Bölümü
(AĠB)
İlk ve Orta Okul Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Öğretmenliği
İmam-Hatip, Müezzin ve
Vaizlik
Felsefe ve Din Bilimleri
Ortaöğretim (Lise) Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Öğretmenliği
Kuran-Kursu Öğreticiliği Temel İslam Bilimleri
İmam-Hatip Okulları
Meslek Dersleri
Öğretmenliği
Dini Danışmanlık ve
Rehberlik Programı
İslam Tarihi ve Tasavvuf
Son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığına Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
öğretmeni yetiştiren (İDKAB) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Öğretmenliği bölümünün Eğitim Fakültesi ile İlahiyat arasında gidip
gelmiş ve nereye ait olduğuna dair ciddi tartışmalar yapılmıştır. Her
ne kadar Eğitim Fakültelerine bağlı olduğunda da ders verecek
öğretim elemanlarının İlahiyat Fakültelerinden karşılandığı,
öğrencilerin kaynaklara ulaşmada İlahiyat Fakültelerinin
kütüphanelerini kullandığı ve İDKAB programının müfredatına
yönelik eleştirileri de dikkate aldığımızda yukarıda önerdiğimiz
şekilde İlahiyat Fakültesi içerisinde öğretmenlik bölümlerinden biri
23
haline gelmiştir. Dolayısıyla bölüm tamamen kaldırılmamış akredite
edilmiştir. Böylece İlahiyat Fakültesi içinde içindeki müfredat ve
programlar arası çatışmadan kaynaklanan sorunların da ortadan
kaldırılacağı düşünülmektedir.
Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hazırlık sınıflarında okuyan
öğrenciler bir yılda toplam 26 kredi almak zorundadır. Bu kredinin
dağılımı ise Sözlü anlatım (4), Gramer (10), Okuma, Anlama (8) ve
yazılı anlatım (4) şeklindedir.58
Geçmişte dil/hazırlık eğitiminin
alındığı yer konusunda da sorunlar yaşanmış ve buna bağlı olarak
tartışılmıştır. Dil eğitiminin de kalitesinin arttırılması temel felsefe
haline gelirse hazırlık sınıflarının İlahiyat Fakültelerinde değil de
üniversitelerin Yabancı Diller Yüksek Okulları tarafından
verilmesinin daha uygun olacaktır. Çünkü mevcut halinde iki durum
karşılaştırıldığında Yabancı Diller Yüksek Okulunun daha iyi yaptığı
görülmektedir. Öğrenciler bu sayede bir dili öğrenirken başka
öğrencilerle pratik yapma imkanı bulacak ve sosyal yönden de bir
takım kazanımlar elde edecektir. Hazırlık sınıfı iki yarıyıldan oluşmak
üzere toplam bir yıldır. Buralarda verilecek dil eğitimi tek boyutlu
(gramer ağırlıklı) olmayıp Avrupa‟da dil merkezlerinde olduğu gibi
kur sistemine dayalı 4 boyutlu (okuma, dinleme, konuşma ve yazma)
olmalıdır. Dersler okuma, yazma, konuşma ve dinleme olarak dörde
ayrılmalı ve sınavlar da bu doğrultuda yapılmalıdır. Eğer bir
öğrencinin yabancı dil hazırlık görmesine gerek yok ise eğitim-
öğretim başında muafiyet sınavı açılmalı ve bu sınavda başarılı olanlar
1. sınıfa direk olarak başlatılmalıdır. Yapılacak muafiyet sınavı -şuan
Türkiye‟de yapılan- test şeklinde (çoktan seçmeli) yapılırsa ciddi
sorunlara neden olacağından bu sınavın da 4 aşamalı (okuma, yazma,
dinleme ve konuşma) olması gerekmektedir. Hazırlık kademesinde
öğrenci 2. sınıfın sonunda hangi ilahiyat uzmanlık alanına gitmek
istiyorsa ona göre bir yabancı dil tercih edebilme olanağı verilmelidir.
Örneğin; Temel İslam Bilimleri uzmanlık alanında akademik İlahiyat
eğitimi için Arapça zorunlu tutulurken, Felsefe ve Din Bilimleri için
Arapça zorunlu tutulmamalı ve öğrenciler isteğe bağlı olarak
İngilizce, Almanca ya da Rusça vs. tercih edebilmelidir.
58
Erciyes İlahiyat Fakültesi Hazırlık Ders Programı, 2013-2014 Eğitim ve Öğretim
Yılı için geçerlidir.
24
Din Hizmetleri ve Rehberlik Bölümü (DİHRB) bünyesinde; İmam-
Hatip, Müezzin ve Vaizlik, Kuran-Kursu Öğreticiliği ve Dini
Danışmalık ve Rehberlik Programı bulunmalıdır. Bu programlar
Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer kurumlarda (Çocuk Esirgeme
Kurumlarında, Hastanelerde, Hapishanelerde vs.) istihdam şekillerine
göre alt uzmanlık dalları oluşturulmuştur. Bu bölümde okuyan
öğrenciler 4. sınıfta iki dönem halinde görev yapmaları muhtemel
kurumlarda staj uygulamasına gitmeleri öngörülmektedir. Bu sayede
üniversite derslerinde almış oldukları teorik bilgileri beceriye
dönüştürme imkanı elde edeceklerdir. Mevcut İlahiyat müfredatında
staj yada uygulama adı altında herhangi bir ders bulunmamaktadır.
Sadece öğretmen olmak için öğretmenlik meslek bilgisi dersleri
arasında Okul Deneyim I-II bulunmaktadır ama MEB haricinde din
hizmeti verecek olan İlahiyat mezunları staj yapmadan göreve
başlamaktadır.
Mevcut sistemde İlahiyat fakültesinde okuyan öğrencilerden sadece
MEB‟e öğretmen olarak atanmak isteyen öğrenciler pedagojik
formasyona (öğretmenlik alan bilgisi) ihtiyaç duymaktadır. Fakat
diğer alanlarda (imam-hatip, kuran kursu öğreticiliği vs.) pedagojik
formasyon aranmaması bu konuda bir takım ciddi sıkıntılara neden
olmaktadır. Sonuçta, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde din
hizmetlerinde görev yapan Kuran Kursu öğreticileri il ve ilçe
müftülüklerine bağlı Kuran Kurslarında, İmam-hatipler de yaz
kurslarında öğrencilerine Kuran-ı Kerim öğretmekte ve bu görevi
yerine getirirken pedagojik formasyona ihtiyaç duymaktadır.
Uzmanlık alanlarında göre hazırlanan İlahiyat Fakültesi sisteminde
öğretmenlik alan bilgisi eğitimini lisans eğitimi süresince tüm
öğrencilerin alması zorunlu hale gelmektedir. Bu sayede ister Milli
Eğitim Bakanlığında öğretmen olmak istesin, ister Diyanet işleri
Başkanlığında Kuran Kursu Öğreticisi olmak istesin isterse de
Üniversitelerde akademik kariyer yapmak istesin pedagojik
formasyonlu İlahiyat mezunları olacaktır. Ayrıca tüm uzmanlık
bölümleri için son sınıfta (4. Sınıf) içinde bulunduğu uzmanlık
alanının istihdam yerinde iki dönem staj uygulaması getirilerek
mesleğin pratikleri ile tanışarak göreve başladığında hazır olmaları
sağlanacaktır.
25
Akademik İlahiyat Bölümü mezunları Üniversitelere, Araştırma
Merkezlerine, Enstitülere ve Diyanet İşleri Başkanlığı‟na vs. istihdam
edilirler. Önerilen İlahiyat modelinde bölümler üç anabilim dalına
ayrılmıştır. Mevcut sistemdeki sadece kağıt üstünde kalan bir
uzmanlaşmanın yerine gerçekçi ve daha erken bir dönemde
uzmanlaşma modeli getirilmektedir. Bu uzmanlaşma hem öğretmen
olarak yetişenlerin kalitesini arttıracağı gibi hem de Diyanet İşleri
Başkanlığında görev almak için yetişenlerin uzman ilahiyatçılar
olması hedeflenmektedir. Aynı zamanda akademik çalışma yapmak
isteyen ilahiyat öğrencileri erken yıllardan (2. Sınıftan 3‟e geçerken)
itibaren istedikleri alana yönlendirilmiş olacaklardır. Özellikle
Akademik İlahiyat bölümünde uzmanlaşmak isteyen ilahiyat
öğrencilerinin 4. sınıfta yapılacak olan staj uygulamasının bir
dönemini yurtdışındaki bir üniversite yapmaları ve Erasmus, Mevlana
gibi öğrenci değişim programlarından yararlanmaları teşvik
edilmelidir.
Sonuç ve Öneriler
Yapılan gözlem ve değerlendirmeler neticesinde Türkiye‟de İlahiyat
fakültelerinde uzmanlaşmaya dayanmayan tek tip ilahiyatçı mezun
eden müfredat uygulandığı görülmüştür. İlahiyat Fakültelerinin içinde
bulunduğu sorunlar tartışılmadığı ve rasyonel tedbirler getirilmediği
takdirde yüksek din eğitim ve öğretiminin yapıldığı İlahiyat
Fakülteleri üniversal akademik birer kurum olmaktan çıkma tehlikesi
ile karşı karşıya bırakılacaktır.
Türkiye‟de din hizmetlerini yerine getiren personel alımlarında
(imam-hatip, kuran kursu öğreticiliği, müezzin-kayyım vs.) lisans
mezuniyet şartının aranmaması din hizmetlerinin kalitesinde ciddi
tartışmalara neden olmaktadır. Açıköğretim önlisans ilahiyat
mezunlarının DGS ile geçişleri sadece örgün İlahiyat fakültelerine
olmalıdır. Sadece beş ilimizde İlahiyat fakültesinin olmadığı
düşünüldüğünde uzaktan eğitim yoluyla lisans tamamlama eğitimi
(İLİTAM) kaldırılmalıdır.
İlahiyat fakültelerinin tek tip ilahiyatçı yetiştiren müfredatı gözden
geçirilmeli ve uzmanlık alanlarına göre yeniden yapılandırılmalıdır.
Çünkü, İlahiyat Fakültelerinde müfredat ile programların uyuşmadığı
26
görülmektedir. Uzmanlık alanlarına ayrılmasında sadece istihdam
alanları değil ihtisas alanları da göz önünde bulundurulmak
zorundadır. Bu bölümler; Din Hizmetleri Bölümü, Din Kültürü ve
Ahlak Bilgisi Alan Öğretmenliği Bölümü ve Akademik İlahiyat
Bölümü şeklinde yapılandırılabilir (Tablo.4).
Bütün İlahiyat fakültelerinin isimlerinin İslami İlimler Fakültesi‟ne
dönüştürülmesi doğru değildir ancak fakültenin müfredatına ve
vizyonuna göre İslami İlimler Fakültesi olmasında bir sakınca yoktur.
Ayrıca, uluslararası alanda en başarılı üniversitelerimiz olan ODTÜ ve
Boğaziçi üniversitelerine uluslararası alanda söz sahibi olacak
ilahiyatçılar yetiştirecek şekilde Teoloji Fakülteleri kurulabilir.
Ayrıca, isimlendirme konusunda bir başka öneri de İmam-Hatip
liselerinin sadece imam-hatip yetiştirmediği göz önüne alındığında
uzmanlık alanlarına göre İlahiyata öğrenci yetiştiren İlahiyat liselerine
dönüştürülebilir.
İlahiyat tahsilinde sadece Arapçaya ağırlık verilip batı diline
yabancılaşmak kadar batı dillerine aşırı önem verip Arapçayı ihmal
etmek de yanlıştır. İlahiyat Fakültelerinin hazırlık kısımlarında sadece
Arapça eğitimi tek başına yeterli olmamakta batı dillerinin de
öğrenilmesi teşvik edilmelidir. Arapça, özellikle temel islam
bilimlerinde uzmanlaşacak ilahiyatçıların hakim olduğu bir dil haline
getirilmelidir. Ayrıca İlahiyat öğrencilerinin yurt içi-dışı öğrenci
değişim programlarından daha fazla yararlanmaları için kontenjanlar
arttırılabilir.
Fakültelerde derslerin işlenişinde niteliksel bir metot uygulanmalı ve
bu bakış açısı sınavlarda, ödevlerde ve tezlerde aranmalıdır. Artan
öğrenci sayıları ölçme araçlarından çoktan seçmeli test şeklinde
sınavları teşvik etmektedir ancak burada faydalı olan değil değerli
olan tercih edilerek, klasik ölçme araçlarının yanında modern ölçme
araçlarına da yer verilmelidir.
Geçmiş yıllarda İlahiyat Fakültelerine öğrenci alımlarında ayrılan
kontenjan dağılımlarına bakıldığında bir eğitim felsefemizin ve
istikrarın olmadığı görülmektedir. Ayrıca mevcut siyasi yapıya göre
arttığı ya da azaldığı da görülmektedir. Nasıl ki, 1930‟lu yıllarda
İstanbul Darülfünun İlahiyat‟ın kapanmasında, 1949‟da Ankara
27
İlahiyat Fakültesinin açılmasında, sosyo-kültürel beklentilerin yanında
siyaset kurumunun istekleri yön vermişse 1980 askeri darbesinde, 28
Şubat sürecinde ve günümüzde hala yaşanmaktadır. Bir zamanlar
Türkiye‟de öğretmen atamalarında ihtiyaç doğrultusunda en büyük
pay sınıf öğretmenliğine ayrılmıştı ve üniversiteye girişte kontenjanlar
ihtiyaç arz-talep dengesine göre belirlenmediği için son yıllarda bu
ihtiyaç kapanmıştır. Şuan sınıf öğretmenliği atama sayısı eskiye göre
az olduğundan halen sınıf öğretmenliğine devam eden birçok öğrenci
ara sınıfta olmalarına rağmen okullarına bıraktıkları görülmüştür.
Benzer durumun yaşanmaması ve işsiz ilahiyatçılar ordusu
oluşturmamak için İlahiyat Fakültesi öğrenci kontenjanlarının ihtiyaca
göre düzenlenmesine ve uzmanlık alanlarına göre yetişecek İlahiyat
müfredatı yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır.
MEB‟de 4+4+4 eğitim modelinin gelmesiyle okullarda seçmeli din
eğitimi dersi sayısının artmasıyla beraber öğretmen açığı da ortaya
çıkmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı bu açığı kapatmak için ücretli Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmen alımını artırmış, İl ve İlçe
müftülüklerinde görevli imam-hatip ve kuran kursu öğreticilerinin bu
derse girebilmeleri yönünde bazı kolaylıklar sağlanmıştır. Hatta bu
doğrultuda Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi uzaktan eğitim
yoluyla Milli Eğitim Bakanlığında seçmeli din eğitim derslerine
girebilmek için bir dönemlik sertifika programı açmıştır. Ancak bu
plansız ve karmaşık çözüm arayışı sadece günlük sorunları gidermekle
kalmış, uzun vadede yeni sorunlara neden olmuş ve verilen uzaktan
eğitimin kalitesi sorgulanır hale gelmiştir. Bu sorunların çözülmesi ve
kalite artışının sağlanmasında amaç sayıyı (niceliği) artırmaya yönelik
olmamalı; kaliteyi (niteliği) artırmak hedefiyle fakülte kontenjanları
belirlenirken Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının
ihtiyaçları doğrultusunda görüşlerine başvurulmalıdır.
Son yıllarda artan İlahiyat Fakültesi öğrenci kontenjanları hem yetişen
ilahiyatçıların yeterli donanıma sahip olmamalarına hem de fakültede
verilen derslerin kalitesinde bir düşüşe neden olmuştur. Özellikle
sınıfların kalabalıklaşması öğretim elemanlarının ders yükünün
artmasına, öğretim elemanlarının dersin müfredatını
yetiştirememesine, öğrencilerin derslere yeterince katılmamasına hatta
öğrencilere rehberlik faaliyetlerinin azalmasıyla öğretim elemanlarının
28
öğrencileri yakından tanımasına engel olduğu görülmüştür.
Kalabalıklaşan sınıflarda ders işlemek büyük bir sorun haline
gelmiştir. Yapılan sınavlar, hazırlanan ödevler ve bitirme tezlerinin
kalitesinin düştüğü yönünde öğretim elemanlarının yakındıklarına
şahit olunmuştur. Mevcut sistem öğrencileri araştırma yapmaya
yöneltmekten uzak olduğu için ezberci bir yaklaşımı benimsemesine
neden olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığında seçmeli din eğitimi dersi
için öğretmen açığını kapatma çarelerinin benzeri Fakültelere öğretim
elemanı alımlarında da yaşanmaktadır. Bu doğrultuda her fakültede
öğretim elemanı ihtiyacını gidermek için öğretim elemanı ihtiyacını
öğretim görevlisi, okutmanlarla gidermeye çalışmış ve ÖYP (Öğretim
Üyesi Yetiştirme Programı) araştırma görevliliği alımlarında en fazla
kontenjan İlahiyat Fakültesi mezunlarına ayrılmıştır.
İlahiyat Fakültelerinin müfredatının yeniden yapılandırılmasında
müfredat/program İlahiyat fakültelerinin akademik kurulları
tarafından hazırlanmalı ve üniversite senatosunca kabul edildikten
sonra yürürlüğe girmelidir. Bu konuda fakültelerin özerk bir yapıda
hareket etmeleri sağlanmalı, YÖK‟ün tepeden inmeci, vesayetçi ve
“ben yaptım oldu” anlayışına uygun hareket tarzının önü kesilmelidir.
Kaynaklar
Aktay, Yasin, Modernleşme ve Gelenek Bağlamında Dini Bilgi
ve Otoritenin Dönüşümü, Bilimname VI, 2004/3.
Arslan, Ali “Darülfünun İlahiyat Fakültesi, Fakülte Meclisinin
Kurulması ve İlk Meclis Zabıtları (1911-1912)”, Değerler Eğitimi
Dergisi, 5(13), 2000.
Cebeci, Suat, Din Eğitimi Bilimi ve Türkiye‟de Din Eğitimi,
Akçağ Yay. Ankara, 1996.
Dini Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 2006.s.
309
Ev, Halit Türkiye‟de Yüksek Din Öğretimi Kurumları ve
Öğretmen Yetiştirme, İzmir, 2003.
29
Genç, M.Fatih “Avrupa ve Türkiye‟de İlahiyat Fakülteleri
Lisans Programları - İspanya, Bosna Hersek, Hollanda, Belçika ve
Almanya‟daki İlahiyat Fakülteleri İle Bir Karşılaştırma”.
Hacınebioğlu Latif, “Batıdaki İlahiyat ve Felsefe Eğitimindeki
Bazı Yaklaşımların Türkiye‟ye Dönük Uygulanabilirliği İle İlgili Bir
Değerlendirme (İngiltere Tecrübesi)” başlıklı bildirisine bakılabilir
(S.D.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, No:6, 2004.
Halis, Ayhan, Türkiye‟de Din Eğitimi, Dem Yay.,İst., 2004.
Kaymakcan, Recep, “İlitam Programlarının Verimliliği
Üzerine Bir Çalışma” Eğitime Bakış Dergisi, Sayı:28, Yıl:10,2014.
Koç, Yalçın, Theologia‟nın Esasları, Felsefenin ve Teolojinin
Nazariyatı Üzerine Bir İnceleme, Ankara, 2008.
Korlaelçi, Murtaza, “İlahiyat-Felsefe İlişkisi”, Eğitime Bakış,
Eğitim-Öğretim ve Bilim Dergisi, Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart
2014.
Köylü, Mustafa, Türkiye'de Yüksek Din Öğretimi: Nicelik mi
Nitelik mi? (Higher Religious Teaching in Turkey: Quantitave or
Quality?)
Kratz, Reinhard G., 'Academic Theology in Germany',
Religion 32.2,2002.
Müncid, Beyrut, 1908.
Okumuş, Ejder, “Türkiye‟de İlahiyat Fakültelerine Dair Bazı
Tespit ve Öneriler”, Eğitime Bakış, Eğitim-Öğretim ve Bilim Dergisi,
Yıl:10,Sayı:28 Ocak, Şubat, Mart, 2014
Öcal, Mustafa, İlahiyat Fakültelerinin Tarihçesi, Uludag
Ünıversıtesı Ilahıyat Fakültesı, Sayı: ı, CIIt: ı, Yıl: 1, 1986.
Tavukçu, Mustafa, “Avusturya ve Türkiye‟de İlahiyat Yüksek
Okulları Üzerine Bazı Düşünceler “ adlı makalesine bakılabilir, 117-
128, Diyanet Dergisi, Cilt : 27 Sayı: 3, 1991.
30
Toktaş Fatih ve Acuner Yusuf ,“İlahiyat Fakültelerinde
Felsefe Dersleri Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Örneği”
Türer, Celal, “Felsefe Dersleri”nin İlahiyat Fakültesinde Ne
İşi Var? (Felsefe-Din İlişkisine Dair Bir İnceleme), Türk Bilimsel
Derlemeler Dergisi 2(1): 249-256, 2009.
Ülken, Hilmi Ziya, “İlahiyat Fakültesinin Geçirdiği Safhalar”,
A.Ü İlahiyat Fakültesi Albümü (1949-1960), TTK Basımevi, Ankara
1961.
Ġnternet Kaynakları
İslam İlahiyatı Üzerine Söyleşi 15.04.2014
http://serdargunes.files.wordpress.com/2013/01/c3b6mer-c3b6zsoy-
ilahiyat_2013.pdf
Ömer Özsoy ile İslam İlahiyatı üzerine söyleşi, 15.04.2014,
http://serdargunes.files.wordpress.com/2013/01/c3b6mer-c3b6zsoy-
ilahiyat_2013.pdf
YÖK İlahiyat Fakültelerine İlişkin Açıklama.15.04.2014
http://www.yok.gov.tr/web/guest/anasayfa//asset_publisher/64ZMbZP
ZlSI4/content/id/2400150
20.03.2014 http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=101
http://www.nkfu.com/2013-dgs-ilahiyat-bolumu-kontenjanlari-taban-
puanlari/ 20.04.2014
Yalova İlahiyat Fakültesi, 10.04.2014
http://www.yalova.edu.tr/icerik/4698/8803/misyon-ve-vizyon.aspx
http://www.radikal.com.tr/turkiye/ilahiyatta_yeni_isim_catlak_
yaratti-1150721 15.04.2014
Uluslararası İlahiyat Ders Programı
http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=448 12.04.2014
http://www.erciyes.edu.tr/tr/index.asp?menu=GenelBilgiler&er
u_sayfa=akademiks
31
20.04.2014.
http://www.eilahiyat.com/index.php/ilahiyat-dkab/rakamlarla-
ilahiyat-istatistikleri 27.04.2014
İlahiyat Fakültesi Olmayan İller 23.04.2014
http://www.eilahiyat.com/
http://haber.stargazete.com/yazar/felsefesiz-ilahiyat/yazi-
786153 05.04.2014.
http://www.diyanet.gov.tr/tr/icerik/diyanet-isleri-baskani-
gormez%E2%80%99den-ilahiyat-mufredatina-dair-onemli-
aciklamalar/8277 15.09.2013
İngilizce İlahiyat Lisans Programı, 23.04.2014
http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=290
Uluslararası İlahiyat Programı, 23.04.2014
http://llp.marmara.edu.tr/
(İLİTAM) İlahiyat Lisans Tamamlama programı 23.04.2014
http://uzem.ankara.edu.tr/index.php?optionconte=com_nt&view=cate
gory&layout=blog&id=90&Itemid=117&option=com_content
Felsefe, İlahiyatçının Ne İşine Yarar?, 10.04.2014
www.ilhankutluer.net,