Toplum ve Siyaset İlişkisi Bağlamında Azerbaycan Sinema Tarihi

23
D]Zc[S | 1WZb( 7aacS | AOg( " 8O\cO`g | =QOY "

Transcript of Toplum ve Siyaset İlişkisi Bağlamında Azerbaycan Sinema Tarihi

Öneri, Volume • Cilt: 11 Year • Yıl: 20 Issue • Sayı: 41 January • Ocak 2014

Online ISSN: 2147-5377 • Print ISSN: 1300-0845

Enstitü Adına Sahibi • Owner: Prof. Dr. Gürbüz GÖKÇEN (Enstitü Müdürü • Director of Institute)

Yayın Kurulu • Editorial BoardProf. Dr. Kemal YILDIZ (Müdür Yrd.)Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELENK (Müdür Yrd.)Prof. Dr. Haluk SUMER (Enstitü Yönetim Kurulu Üyesi) Prof. Dr. Fahrettin ATAR (Enstitü Yönetim Kurulu Üyesi)Prof. Dr. Kemalettin KÖROĞLU (Enstitü Yönetim Kurulu Üyesi)

Anabilim Dalı Başkanları • Head of DepartmentProf.Dr. Mehmet AKMAN Prof.Dr. Ali DURUSOY Prof.Dr.Haldun AKPINAR Prof.Dr. Nuriye GARİPAĞAOĞLU Prof.Dr. Fahrettin ATAR Prof.Dr. Ömer Faruk GENÇKAYAProf.Dr. Turgay BERKSOY Doç.Dr. Handan SÜMER GÖĞÜŞProf.Dr. Gülay ÖĞÜN BEZER Prof.Dr. Ahmet KOÇProf.Dr. Şahamet BÜLBÜL Prof.Dr. Jale ORANProf.Dr. Nurşen ÇANİKLİOĞLU Prof.Dr. Mahmut İhsan ÖZGENProf.Dr. T.Uğur DAİ Prof.Dr. Ahmet TABAKOĞLUProf.Dr. Ahmet DEMİREL Prof.Dr. Acar SEVİMProf.Dr. Yusuf DEVRAN Prof.Dr. Ziya YILMAZERProf.Dr. Suut DOĞRUEL Prof.Dr. Uğur YOZGAT

Danışma Kurulu • Advisory BoardProf. Dr. M.Zafer GÜL (Marmara Üniversitesi, Rektör), Prof. Dr. Mustafa AYKAÇ (Kırklareli Üniversitesi, Rektör), Prof. Dr. Hamza KANDUR (Marmara Üniversitesi, Rektör Yrd.), Prof. Dr. Hasan SELÇUK (Marmara Üniversitesi, Rektör Yrd.), Prof. Dr. Osman KILIÇ (Marmara Üniversitesi, Rektör Yrd.), Prof. Dr. M. Şakir ERSOY (Galatasaray Üniversitesi, Rektör Yrd.), Prof. Dr. Recep BOZLAĞAN (Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı), Prof. Dr. M.Emin ARAT (Marmara Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Öğretim Üyesi), Prof. Dr. Hamza ATEŞ (İstanbul Medeniyet Üniversi-tesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi), Prof. Dr. Salih DURER (Yıldız Teknik Üniversitesi, İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi)

Editör (Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) • Editor (Editor in Chief): Doç. Dr. Fatma PAMUKÇUEditör Yardımcısı • Vice Editor: Yrd. Doç. Dr. Özgür ÇAKIRYayına Hazırlama Sorumluları • Responsible for Publication: Arş.Gör. Enes ABANOZ- Arş.Gör. Onur GÜL-Arş.Gör. Filiz GÜNDÜZ - Arş.Gör. Nazmi Ekin VURAL

Adres • Address : Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Ressam Namık İsmail Sok. No: 1 34180 Bahçelievler - İSTANBULTel • Phone : (212) 506 47 12/13 - 506 47 24 - Dahili: 1116Faks • Fax : (212) 506 88 61e-posta • e-mail : [email protected]

Baskı • Printing Press: Gezegen Basım San. ve Tic. Ltd. Şti.100. Yıl Mah. Matbaacılar Sit. 2. Cad. No:202/A Bağcılar, İstanbul

Hakemli “ÖNERİ” Dergisi; Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hakemli Akademik yayınıdır. Altı ayda bir yayınlanır. Dergide yayınla-nan makalelerdeki görüşler yazarlarına aittir. Yayın Kurulu tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yayınlanması uygun bulunmayan yazılar geri verilmez. Yayın Kurulu, yazının özüne dokunmaksızın gerekli yazım ve cümle değişiklikleri yapma hakkını saklı tutar. Dergiden yapılan alıntılarda kaynak göstermek mecburidir. EBSCO Uluslararası İndeksi ve ULAKBİM Sosyal ve Beşeri Bilimler Veri Tabanı (SBVT) tarafından taranmaktadır.

“ÖNERİ” is a peer-reviewed academic journal of Marmara University Institute of Social Science. It is published every six months. All the opinions written in the articles are under responsibilities of the authors and it does not mean that they are adopted by the board. Articles that are considered as a unsuitable for publish are not returned. <e Editorial Board reserves the right to make necessary changes in spelling and sentence, without prejudice to the essence of summer. <e published contents in the articles cannot be used without being cited. <e journal is scanned by EBSCO International Index, ULAKBIM Humanities & Social Sciences Index.

III

Abdulvahap TAŞTAN Erciyes Üniversitesi

Adem KALÇA Karadeniz Teknik Üni.

Adem KORUKÇU Hiti Üniversitesi

Adnan AKIN Kırıkkale Üniversitesi

Ahmet YILMAZ Marmara Üniversitesi

Ahmet KALENDER Selçuk Üniversitesi

Ahmet ŞEKERKAYA İstanbul Üniversitesi

Ahmet Faruk AYSAN Boğaziçi Üniversitesi

Ahmet L. ORKAN Gedik Üniversitesi

Ahmet M. ÇİLİNGİRTÜRK Marmara Üniversitesi

Akın MARŞAP İstanbul Aydın Üniversitesi

Alev TORUN Marmara Üniversitesi

Ali AKYILDIZ Marmara Üniversitesi

Ali AYTEN Marmara Üniversitesi

Ali ÇOŞKUN Marmara Üniversitesi

Ali Resul USUL Bahçeşehir Üniversitesi

Asuman AKDOĞAN Erciyes Üniversitesi

Asuman YALÇIN Marmara Üniversitesi

Atilla GİRGİN Marmara Üniversitesi

Ayhan KAYA Bilgi Üniversitesi

Ayhan TEKİNEŞ Fatih Üniversitesi

Aykut BERBER İstanbul Üniversitesi

Aykut TOP Yeditepe Üniversitesi

Ayla OKAY İstanbul Üniversitesi

Aypar USLU Marmara Üniversitesi

Ayşe AKYOL Trakya Üniversitesi

Ayşe KURUÜZÜM Akdeniz Üniversitesi

Ayşe PAMUKÇU Marmara Üniversitesi

Ayşe ŞAHİN Mersin Üniversitesi

Ayşe OĞUZLAR Uludağ Üniversitesi

Ayşe Nur BERZEK Marmara Üniversitesi

Bahar TANER Mersin Üniversitesi

Bahtışen KAVAK Hacettepe Üniversitesi

Başak ATAMAN Marmara Üniversitesi

Bekir PARLAK Uludağ Üniversitesi

Besim F. DELLALOĞLU Kırklareli Üniversitesi

Bilçin TAK Uludağ Üniversitesi

Binali DOĞAN Marmara Üniversitesi

Burak ARZOVA Marmara Üniversitesi

Bülent VARDAR Okan Üniversitesi

Canan ÇETİN Marmara Üniversitesi

Cavide UYARGİL İstanbul Üniversitesi

Celalettin SERİNKAN Pamukkale Üniversitesi

Cemal YÜKSELEN Arel Üniversitesi

Cemil N. KIVANÇ Yeditepe Üniversitesi

Deniz BÖRÜ Marmara Üniversitesi

Derman KÜÇÜKALTAN Trakya Üniversitesi

Dilek ALTAŞ Marmara Üniversitesi

Durmuş DÜNDAR Kültür Üniversitesi

Dursun BİNGÖL Gazi Üniversitesi

Duygun YARSUVAT Galatasaray Üniversitesi

Ela ÜNLER ÖZ Bahçeşehir Üniversitesi

Emrah CENGİZ İstanbul Üniversitesi

Enver ÖZKALP Anadolu Üniversitesi

Ercan GEGEZ Marmara Üniversitesi

Erdal AÇIKSES Fırat Üniversitesi

Erkan BAYRAKTAR Bahçeşehir Üniversitesi

Erkan AYDIN Marmara Üniversitesi

Erol YARIZ Haliç Üniversitesi

Fatma K. AKDOĞAN İstanbul Teknik Üniversitesi

Fatma U. ÖZKUL Bahçeşehir Üniversitesi

Fazıl GÜLER Kırklareli Üniversitesi

Fehmi YILDIZ Trakya Üniversitesi

Filiz A. BOSCHELE Marmara Üniversitesi

Gönen DÜNDAR İstanbul Üniversitesi

Güler İSLAMOĞLU Marmara Üniversitesi

Hakemlerimiz • Peer Reviewers

IV

Gülfettin ÇELİK İstanbul Medeniyet Üni.

Gülruh GÜRBÜZ Marmara Üniversitesi

Gültekin YILDIZ Sakarya Üniversitesi

H. Nejat BASIM Başkent Üniversitesi

Habil NAZLIGÜL Erciyes Üniversitesi

Hacer ANSAL Işık Üniversitesi

Hakan AKÇAY Yıldız Teknik Üniversitesi

Hakan YILDIRIM Marmara Üniversitesi

Halil SEYİDOĞLU Doğuş Üniversitesi

Halit KESKİN Gebze Yüksek Tek. Enst.

Haludun AKPINAR Marmara Üniversitesi

Haluk ALKAN Erciyes Üniversitesi

Hamza ATEŞ Kocaeli Üniversitesi

Hanefi AYBOĞA Marmara Üniversitesi

Hasan KURT Bartın Üniversitesi

Hayri ÜLGEN İstanbul Üniversitesi

Hidayet IŞIK Selçuk Üniversitesi

Hilmi YÜKSEL Dokuz Eylül Üniversitesi

Hüseyin AKAY Balıkesir Üniversitesi

Hüseyin ÖZGÜR Pamukkale Üniversitesi

Işıl PAKDEMİR İstanbul Üniversitesi

İbrahim EDİN Marmara Üniversitesi

İbrahim PINAR İstanbul Üniversitesi

İbrahim KIRCOVA Yıldız Teknik Üniversitesi

İbrahim G. YUMUŞAK İstanbul Medeniyet Üni.

Kadir ARDIÇ Sakarya Üniversitesi

M. Hasan EKEN Kadir Has Üniversitesi

Mahmut İhsan ÖZGEN Marmara Üniversitesi

Mehmet Emin ARAT Marmara Üniversitesi

Mehpare TİMOR İstanbul Üniversitesi

Meliha ENER Çanakkale Üniversitesi

Mesut KÜÇÜKKALAY Osmangazi Üniversitesi

Mikail EROL Çanakkale Onsekiz Mart Üni.

Mina ÖZEVREN Marmara Üniversitesi

Muhittin AKGÜL Sakarya Üniversitesi

Murat KASIMOĞLU Çanakkale Onsekiz Mart Üni.

Murat KIYILAR İstanbul Üniversitesi

Murat KÜÇÜKUĞURLU Karadeniz Teknik Üni.

Murat ÖZGEN İstanbul Üniversitesi

Musa EKEN Sakarya Üniversitesi

Mustafa AKSU Haliç Üniversitesi

Mustafa ÖNAL Akdeniz Üniversitesi

Mustafa AYTAÇ Uludağ Üniversitesi

Mustafa SEVÜKTEKİN Uludağ Üniversitesi

Müge ARSLAN Marmara Üniversitesi

Müge İŞERİ İstanbul Kültür Üniversitesi

Münevver TURANLI İstanbul Ticaret Üniversitesi

Münir ŞAKRAK Marmara Üniversitesi

Nail YILMAZ Marmara Üniversitesi

Nazım ENGİN Yeni Yüzyıl Üniversitesi

Nazif GÜRDOĞAN Maltepe Üniversitesi

Necdet TEKİN Bahçeşehir Üniversitesi

Neslihan OKAKIN Marmara Üniversitesi

Nevin DENİZ Marmara Üniversitesi

Nilüfer PEMBECİOĞLU İstanbul Üniversitesi

Niyazi BERK Bahçeşehir Üniversitesi

Nurdan ASLAN Marmara Üniversitesi

Nurhan TOSUN Marmara Üniversitesi

Ömer TORLAK KTO Karatay Üniversitesi

Ömer ESEN İstanbul Üniversitesi

Özgür ÇENGEL İstanbul Ticaret Üniversitesi

Özgür ÇATIKKAŞ Marmara Üniversitesi

Özkan TÜTÜNCÜ Dokuz Eylül Üniversitesi

Rahmi Deniz ÖZBAY Marmara Üniversitesi

Ramazan AKTAŞ TOBB Üniversitesi

Recep BOZLAĞAN Marmara Üniversitesi

Remzi ALTUNIŞIK Sakarya Üniversitesi

Remzi KILIÇ Niğde Üniversitesi

Sa�et KÖSE Selçuk Üniversitesi

Sahavet GÜRDAL Marmara Üniversitesi

Salih DURER Yıldız Teknik Üniversitesi

Salih GÜNEY İstanbul Aydın Üniversitesi

Sebahattin YILDIZ Maltepe Üniversitesi

Selahattin KARABINAR Sakarya Üniversitesi

Selahattin GÜRİŞ Marmara Üniversitesi

Selim ZAİM Fatih Üniversitesi

Semra ATILGAN Marmara Üniversitesi

Serap ÇABUK Çukurova Üniversitesi

V

Serdar PİRTİNİ Marmara Üniversitesi

Serra YURTKORU Marmara Üniversitesi

Seyfettin ERDOĞAN İstanbul Medeniyet Üni.

Sinan ÜNSAR Trakya Üniversitesi

Suat OKTAR Marmara Üniversitesi

Suat GEZGİN İstanbul Üniversitesi

Sudi APAK Beykent Üniversitesi

Şahamet BÜLBÜL Marmara Üniversitesi

Şerafettin Can ERDEM Marmara Üniversitesi

Şule ÖZMEN İstanbul Bilgi Üniversitesi

Şükran ESEN Marmara Üniversitesi

Şükrü AKDOĞAN Erciyes Üniversitesi

Tamer BOLAT Balıkesir Üniversitesi

Targan ÜNAL İstanbul Üniversitesi

Tuncay CAN Marmara Üniversitesi

Tülay FENERCİ Ankara Üniversitesi

Tülay BOZKURT İstanbul Kültür Üniversitesi

Ünal ÖZDEN İstanbul Ticaret Üniversitesi

Vahap TECİM Dokuz Eylül Üniversitesi

Veli Denizhan KALKAN Yalova Üniversitesi

Yaman ÖZTEK Galatasaray Üniversitesi

Yasemin İNCEOĞLU Galatasaray Üniversitesi

Yaşar BÜLBÜL Kocaeli Üniversitesi

Yavuz ASLAN Atatürk Üniversitesi

Yusuf AVCI Bahçeşehir Üniversitesi

Zafer ERDOĞAN Bilecik Üniversitesi

Zafer KESEBİR Maltepe Üniversitesi

Zeyyat SABUNCUOĞLU Uludağ Üniversitesi

Ramon A. AVILA Ball State University

Randi L. SIMS Nova Southeastern Uni.

Beverly T. VENABLE Columbus State University

Levent ALTINAY OxfordBrookes University

Svend HOLLENSEN University of Southern Denmark

Katharina J. SRNKA University of Vienna

Şeyda TÜRK SMITH University of GUAM

Linda KIDWELL University of Wyoming

• Foreign Peer Reviewers

VI

Editör’den / Fatma PAMUKÇU .......................................................................................................................... IX

Bir Amerikalı Diplomatın Gözüyle Bağdat Demir Yolu Projesi (Abd Sivas Konsolosu Henry M. Jewett’in Raporu)Osman Kubilay GÜL .................................................................................................................................................................................................................................................... 1-16

İstanbul’un Resmen İşgali (16 MART 1920)Gürkan Fırat SAYLAN ................................................................................................................................. 17-40

Enterprise Resource Planning Implementation: A Survey Of Turkish Manufacturing OrganizationsArzu KARAMAN AKGÜL-Sıtkı GÖZLÜ ................................................................................................. 41-56

Değerlendiriciler Arası Güvenilirlik ve Tatmin Bağlamında 360 Derece Performans DeğerlendirmeAdem BALTACI-Hüseyin BURGAZOĞLU .............................................................................................. 57-76

Azerbaycan Ticari Bankacılık Sektörünün Camels Yöntemi ile Performans AnaliziGülcan ÇAĞIL - Shahriyar MUKHTAROV ............................................................................................. 77-94

Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyetinin Şube-İnternet Bankacılığında KarşılaştırılmasıTolga DURSUN - Kader OSKAYBAŞ - Cansu GÖKMEN .................................................................... 95-114

Sınır Kapılarının Girişimcilik Kültürü Üzerine Etkisi: Iğdır Örneği

Hüsnü KAPU - Hüseyin TUTAR ............................................................................................................ 115-132

Su Ürünleri Kooperati+erinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri: İstanbul İli ÖrneğiMetin KARADEMİR - Mehmet Emin ARAT ....................................................................................... 133-156

Alışveriş Merkezlerinin ve Süper Market Zincirlerinin Yerel Girişimcilere Etkisinin Değerlendirilmesi: Samsun ÖrneğiAyça Can KIRGIZ ...................................................................................................................................... 157-168

Yöneticilerin Demografik Özellikleri ile Liderlik Tarzları Arasındaki İlişki: İstanbul’daki Beş Yıldızlı Oteller Üzerinde Bir AraştırmaDerman KÜÇÜKALTAN - Serol KARALAR ....................................................................................... 169-184

• Contents

VII

Topsis Yönteminin Finansal Performans Göstergesi Olarak KullanılabilirliğiAli SALDANLI - İbrahim SIRMA .......................................................................................................... 185-202

Intermodal Taşımacılığın Maliyet Avantajları: Karayolu-Denizyolu Entegrasyonu Üzerine Bir AraştırmaMehmet Sıtkı SAYGILI ............................................................................................................................. 203-214

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi Anlayışı Işığında Eğitim ve Geliştirmenin Rolü, İşlevleri ve Bir Örnek OlayEbru YILDIZ ............................................................................................................................................... 215-236

İletişim İkliminin, İş Doyumu ve İşten Ayrılma Niyeti İlişkisine EtkisiEla ÜNLER - Bülent KILIÇ - Jale Canan ÇIRAY ................................................................................. 237-250

Gerçek ve Model Ağların Karakteristik Özelliklerinin KarşılaştırılmasıŞebnem AKAL ............................................................................................................................................ 251-272

Uluslararası Ticaret Hukukunda Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Çok Uluslu Şirketler İncelemesiEfe DÜNDAR .............................................................................................................................................. 273-282

Kurumlarda Yaratıcılık Üzerine Bir ÇalışmaNeslihan OKAKIN - Meltem AYVACIOĞLU ....................................................................................... 283-300

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin Seçmeli Kuranı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler Derslerine İlişkin Öz AlgılarıBilal YORULMAZ ...................................................................................................................................... 301-324

Medya İşletmelerinde Denetimin Finansal Yönetimdeki ÖnemiTürkan Uğur DAİ ....................................................................................................................................... 325-342

Sosyal Paylaşım Ağlarının İşbirlikli Öğrenmede Kullanımı: Bir Facebook Uygulaması

Derya KICI - N. Emel DİLMEN .............................................................................................................. 343-356

Toplum ve Siyaset İlişkisi Bağlamında Azerbaycan Sinema TarihiAli Murat KIRIK ....................................................................................................................................... 357-370

IX

Değerli “Öneri Okuyucularına” Merhaba,

“Öneri” Dergimizin yeni bir sayısı ile daha bilim dünyası ile buluşuyoruz. 41.sayımızda 21 makaleyi daha sizlere ulaştırabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Dergimizin bu sayısında da öncekilerde olduğu gibi sosyal bilimler alanında farklı konularda makaleler yayımlamış bulunmaktayız. Bu makalelerden birkaçını sizlere tanıtmak gerekirse;

Prof.Dr. Türkân Uğur Dâi, “Medya İşletmelerinde Denetimin Finansal Yönetimdeki Önemi” konusunu,

Prof.Dr. Mehmet Emin Arat ve Arş.Gör.Metin Karademir, “Su Ürünleri Kooperati�erinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri: İstanbul İli Örneği” konusunu,

Prof.Dr. Neslihan Okakın ve Meltem Ayvacıoğlu, “Kurumlarda Yaratıcılık Üzerine Bir Çalış-ma” konusunu,

Doç.Dr. N.Emel Dilmen ve Arş.Gör.Derya Kıcı, “Sosyal Paylaşım Ağlarının İşbirlikçi Öğren-mede Kullanımı: Bir Facebook Uygulaması” konusunu,

Yrd.Doç.Dr. Tolga Dursun, Yrd.Doç.Dr.Kader Oskaybaş ve Arş.Gör.Cansu Gökmen, “Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyetinin Şube-İnternet Bankacılığında Karşılaştırılması” konusu-nu inceleyerek, literatüre yeni eserler katmış ve özgün çalışmaları ile bilime önemli katkılar sağlamışlardır.

Dergimiz basım ile eşzamanlı olarak Marmara Üniversitesi E-Dergi Sisteminde de bilim dün-yası ile buluşmaktadır. Dergimize 33. sayısından itibaren http://e-dergi.marmara.edu.tr/ üze-rinden de ulaşılabilmektedir.

Büyük bir emeğin eseri olan bilimsel makaleleri ile Öneri Dergimize katkı sağlayan ve değer katan tüm yazarlarımıza; makaleleri gönüllülük esası ve özveri ile değerlendirerek önerileriyle yazarlara ışık tutan, yol gösteren hakemlerimize şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi sunarız.

Dergimizin basımını ve dağıtımını gerçekleştiren Üniversitemiz Kütüphane ve Dokümantas-yon Daire Başkanlığı personeline değerli emekleri için teşekkürü borç biliriz.

2014 yılının ilk sayısı aracılığıyla; yeni yılınızı kutluyor, bilim dünyasının değerli akademis-yenlerine başarılarla dolu verimli bir yıl diliyoruz.

Bundan sonraki sayımızda da birbirinden değerli bilimsel çalışmaları sizlere ulaştırabilmek dileğiyle…

Saygılarımızla…

Doç. Dr. Fatma Pamukçu

TOPLUM VE SİYASET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA AZERBAYCAN SİNEMA TARİHİ

Ali Murat KIRIK*

ÖzetÇağımızda sinema 7.sanat olarak adlandırılmaktadır. Görsel bir sanat dalı olan sinema ger-

çeğin aynası durumundadır. Bununla birlikte sinema, toplum ve siyaset ile sürekli bir ilişki içeri-sindedir. Azerbaycan sinemasında bu ilişki derinden hissedilmektedir. Bu çalışmada Azerbaycan Sineması 3 dönem altında incelenmektedir. Propaganda ve siyaset her dönem Azerbaycan Sine-ması’nda var olmuştur. Günümüzde ise milliyetçiliği ön plana çıkaran filmler üretilmektedir. Ça-lışmada Azerbaycan Sineması’nın geldiği nokta tespit edilmeye çalışılmış, toplum-siyaset-sinema ilişkisi irdelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Azerbaycan Sineması’nın gelişimine yönelik farklı çıkarımlarda bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Azerbaycan Sineması, Propaganda, Toplum, Sinema Endüstrisi, Mil-liyetçilik.

THE HISTORY OF THE AZERBAIJAN MOVIES IN THE CONTEXT OF

THE RELATIONSHIP BETWEEN SOCIETY AND POLITICS AbstractIn our age, cinema is called 7th art. A visual art which is called cinema is the mirror of

reality. However, the cinema is in a steady relationship with society and politics. !is relations-hip is deeply felt in Azerbaijan Movies. Azerbaijan Movies are examined in three periods. !ese are the period of pre-Soviet, Soviet and post-Soviet Azerbaijan Cinema. Each period, propagan-da and politics have been around for Azerbaijan Cinema. Today, nationalism is highlighted in Azerbaijan Cinema. In this study, Azerbaijan Movies coming point is tried to identify and the relationship between society, cinema and politics are examined. As a result of the study, di"erent recommendations presented for Azerbaijan Cinema.

Keywords: Azerbaijan Movies, Propaganda, Society, Cinema Industry, Nationalism.

* Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü, Öğretim Üyesi

Ali Murat KIRIK

Sinema, günümüz koşulları göz önüne alındığında rüştünü ispatlamış bir sanat dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Bir filmin yapısı ve kendine has nitelikleri onu; resim, yontu, roman ve ti-yatro gibi diğer sanat formlarından ayırmasına rağmen; sinemanın bir öykü, bir hikâye anlatma aracı olma niteliği, bu sanatın kısa öykü, roman ve tiyatro oyunu gibi pek çok öğeyi bünyesinde barındırmasına neden olmaktadır. Hem göze hem de kulağa hitap eden bir sanat dalı olan sinema çağımızda yedinci sanat olarak adlandırılmaktadır.

Sinemanın siyaset ve gerçeklik ile ilişkisi üzerine hali hazırda çok önemli çalışmalar yürütül-mektedir. Sosyolojik bir varlık olan insanın ürettiği sanat eserlerinin birçoğunda siyasi mesajlara rastlamak mümkündür. Özellikle sinemada bu mesajlar sıklıkla görülmektedir. Çünkü sinema, kendi başına oluşum gösteren ve gelişen bir sanat dalı değildir. Sinemanın siyasi etkisinin farkına varılmasıyla birlikte bu sanat dalının politik rolü ön plana çıkmıştır. Sinemanın toplumsal yapıyı etkileme gücünün, dolaylı ya da dolaysız amaçlarının bir araya gelmesiyle birlikte bu alanda farklı düşünceler baş göstermeye başlamış, bu sanat dalı üzerine farklı fikirler geliştirilmiştir. Kitleleri etkileme yönü bulunan sinemanın politika ile olan bu sıkı ilişkisinin çeşitli sebepleri bulunmak-tadır. Bu sebeplerin temelinde siyasi iktidar ve ekonomik ilişkiler yatmaktadır.

Sinema sanatı, ülkelerin coğrafyasına, toplumsal ve siyasi koşullarına göre değişiklik göster-mektedir. Ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleri sinema sanatının farklı açılardan irdelenme-sine neden olmaktadır. Dünya genelinde üretilen filmlerde de açık şekilde görüldüğü üzere sine-manın ideolojik bir işlevi bulunmaktadır. Politik olaylar, toplumsal gelişmeler çekilen filmlerin içeriklerini, senaryolarını hatta yapım ekibini bile etkileyebilmektedir. Bu çalışmada Azerbaycan Sineması genel hatlarıyla incelenecek ve sinema-toplum-siyaset ilişkisi üzerine çıkarımlar yapıla-caktır. Ayrıca Azerbaycan Sineması siyasi ölçütler ve tarihsel olaylara bağlı olarak üç başlık altın-da incelenecektir. Azerbaycan’ın Sovyet öncesi, Sovyet dönemi ve Sovyet sonrası sinema anlayışı analiz edilen filmler üzerinden örnekler eşliğinde açıklanmaya çalışılacaktır.

Azerbaycan, tarih boyunca birçok seçkin filozof, şair, edebiyatçı ve bilgin yetiştirmiştir. Orta-çağ Azeri bilginlerinin en ünlü isimleri arasında felsefe ve matematik alanında çeşitli çalışmalar yapmış olan Ebu-l Hasan Bahmanyar ön planda yer almaktadır. Yine 11.yüzyılda astronomi ile ilgili kitapları bulunan Ebu-l Hasan Şirvani de bir diğer önemli bilim adamıdır. Ortaçağ şairlerin-den Nizami (Gencevi) ise dünya çapında adından sıkça söz ettiren çok önemli bir edebiyatçıdır.

Edebiyatta durum bu iken Azerbaycan’ın müzik geleneği de bu sanattan aşağı kalır bir du-rumda değildir. Azeri âşıkları, kopuz adlı çalgının eşliğinde doğaçlama bir şekilde türkü söyle-meyi gelenek haline getirmişlerdir. Hatta bu gelenek günümüze kadar süre gelmiştir. Sinemaya temel teşkil eden görsel sanatlara bakıldığı vakit Azerbaycan’ın dünya genelinde orta sıralarda yer aldığı görülmektedir. Özellikle II. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan tiyatrolar, müze ve kütüp-haneler kültür ve sanatın gelişmesine katkıda bulunmuştur. Opera ve bale ise hali hazırda devlet tarafından desteklenmektedir.

Basın-yayın faaliyetleri ise yine II. Dünya Savaşı sonrası gelişme göstermiştir. Hükümet tara-fından Azerice, Rusça ve Türkçe gibi farklı dillerde çeşitli kitap, dergi ve gazeteler yayınlanmıştır.

“Azerbaycan Edebiyatı”, “Azerbaycan Petrol Ekonomisi” ile Azerice yayımlanan “Azerbaycan Ka-dını” yüksek tirajlı dergiler arasında yer almaktadır. [1]

Her ne kadar Sovyetler Birliği sonrası Azerbaycan kendine özgü dili ve kültürü ile sanat-

sal faaliyetler içerisinde bulunsa da Rusça sanat alanında etkisini kaybetmemiştir. Azerbaycan’ın

başkenti Bakü, kültür ve sanatın beşiği durumundadır. Gerek üniversiteler ve gerekse de meslek

yüksekokulları bakımından Azerbaycan’ın eğitim-öğretim merkezi Bakü’dür. Mimari bakımın-

dan da gelişmiş bir kent olan Bakü’de; Adalet Sarayı, Hilal Cami ve Han Sarayı gibi önemli tarihi

yapılar yer almaktadır.

Şüphesiz ki bir ülkenin kültür ve sanat faaliyetlerini, o ülkenin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel

ve sosyo-politik yapısı derin bir şekilde etkilemektedir. Bununla birlikte içinde bulunulan dönemin

koşullarını göz önünde bulundurmadan sanat icra edilmesi oldukça zordur. Çünkü sanatçı yaşadığı

dönemin şart ve koşullarından çoğu zaman etkilenmektedir. Sinema da yedinci sanat olarak adlan-

dırıldığı için sayılan tüm unsurlardan etkilenmekte ve bu unsurları bünyesinde barındırmaktadır.

Ekonomik, politik, kültürel etmenler sinema sanatının temelini oluşturmaktadır. Ayrıca, sinema

propaganda amaçlı olarak da kullanılabilmekte ve toplumun benimsemiş olduğu bakış açılarını da

zamanla değiştirebilmektedir. Azerbaycan sinemasında da hemen hemen her dönem siyasi unsur-

lar derin bir şekilde hissedilmektedir. Azerbaycan’ın tarihsel özellikleri ve siyasi yönetim şekilleri

derinlemesine irdelendiği vakit; sinemayı üç dönem altında inceleyebilmek mümkün olmaktadır.

Aydın Kazımzade’nin yapmış olduğu araştırmalara göre (Bkz. Tablo 1) Azerbaycan’da 1923-

1936 yılları arasında toplamda 26 adet sessiz film çekilmiştir. 1937-1991 yılları arasında çekilen

film sayısı ise 263’tür. Dönemlere ayrıldığında 1923-1930 arasında 14 film, 1931–1935 yılları

arasında 11 film; 1936–1940 yılları arasında ise sadece 6 film çekilmiştir. Sovyetler Birliği’nin 2.

Dünya Savaşı’na katıldığı 1941-1945 yılları arasında Azerbaycan’da çekilen film sayısı 8’dir. Sava-

şın sona ermesiyle birlikte 1945-1955 yılları arasında sadece 5 farklı film çekilmiştir. 1956-1960

yılları arasında ise çekilen film sayısı (21) artmış ve bu içerisinde ortalama 4 film çekilmiştir. 1960

yılında ise yılda ortalama çekilen film sayısı 7’ye ulaşmıştır. 1961-1970 yıllarında 52, 1971-1980

yıllarında 75, 1981-1991 yıllarında ise toplam 97 film çekilmiştir. [2]

Dönem Çekilen Film Sayısı

1923-1930 14

1931-1935 11

1936-1940 6

1941-1945 8

1945-1955 5

1956-1960 21

1961-1970 52

1971-1980 75

1981-1991 97

Ali Murat KIRIK

1917 yılında gerçekleşen Ekim Devrimi ile birlikte sadece Sovyetler Birliği ve ona bağlı olan

cumhuriyetlerde değil dünyanın her köşesinde taşlar yerinden oynamıştır. Dolayısıyla Azerbay-

can’da da hayatın hemen hemen her noktasında köklü değişiklikler yaşandığını söylemek pek de

yanlış olmayacaktır. Sinemadan önce tiyatro sanatı devrimin meydana geldiği ilk yıllarda kendini

daha baskın bir şekilde göstermeye başlamıştır. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de kurulan “Devlet

Tiyatrosu” görsel sanatlara önem verildiğinin en somut örneğidir. [3]

Sovyetler Birliği öncesi Azerbaycan Sineması’na bakıldığı vakit çekilen filmlerin hemen he-

men tamamında B.Svetlov’un imzası görülmektedir. Filmlerin birçoğunun nasıl ve hangi şartlar

altında çekildiğine dair herhangi bir kanıt ya da kaynak bulunamamaktadır. Ancak bu filmlerin

varlığı Azeri sinema yazarlarının hazırlamış olduğu kitaplarda görülmektedir. Tofik İsmayılov,

özellikle 1910’lu yıllardan başlayarak Pirone Kardeşler’in “Fima Hissedarlar Cemiyeti” yapımcı-

lığında Bakü’de çeşitli filmler çektiklerini belirtmektedir. İsmayılov, bu yapıtlardan ilkinin 1915

yapımı “Avrat” isimli film olduğunu ifade etmektedir. [3] Bu filmlerde Azeri sanatçılar yerine Rus

tiyatro oyuncularının rol aldığı belirtilmektedir. Bu durum, dönemin Azerbaycan sinemasındaki

Rus hâkimiyetini açık bir şekilde göstermektedir.

1917 yılına kadar hemen hemen 10 film üretilen Azerbaycan’da “Ekim Devrimi” ile birlikte

çekilen film sayılarında çok hızlı bir düşüş yaşanmıştır. Sovyet Devrim Sineması gelişim göster-

meye başlamış ve filmlerin birçoğu sistematik bir şekilde üretilmiştir. Devrimden kaçan sine-

macılar ise dünyanın çeşitli noktalarında film çekmeye başlamış ve sinema sanatının gelişimine

katkıda bulunmuşlardır. [3] Devrim sinemasının ilk yıllarında çekilen filmlerin hemen hemen

hepsi kısa metrajlıdır. Yönetmenler, yapımcılar devrimin gerçekleştiği ilk yıllarda yüksek mali-

yetli yapımlara imza atamamışlardır. Bu durumun temelinde ise ekonomik etkenler yatmaktadır.

1920’li yıllara gelindiğinde ise sektöre yeni adım atan Sovyet sinemacılarının çektiği filmler-

de çoğu zaman ortak bir tema göze çarpmaktadır. Bu dönemde genellikle Sovyetler Birliği’ni ön

plana çıkaran filmlere imza atılmıştır. “Ekim Devrimi” hemen hemen her filmde kendini gös-

termiştir. Filmlerde, işçi sınıfı ve köylü kesimi ön planda yer almıştır. [3] Bu noktadan hareketle

Sovyet Sineması, topluma ve halka yönelik görsel bir sanat olarak ifade edilebilmektedir.

Sovyet Sineması’nın ortaya çıkışıyla birlikte Azerbaycan’da da büyük bir değişim yaşanmaya

başlamıştır. Sovyet Azerbaycan Sineması, Petersburg ve Moskova’dan gelen Rus kökenli Sovyet

sinemacıların yardımları vasıtasıyla oluşturulmuştur. 1920’li yıllarda çekilen ve halkın geniş bir

kesimi tarafından seyredilen “Onuncu Yıl”, “Dağ Rüzgârları Kenti”, “Bizim Esas Yolumuz” adlı

belgeselleri Sovyet Rus sinemacılar çekmiştir. Üretilen bu filmler Sovyet Azerbaycan Sineması’na

temel teşkil etmiştir. Azerbaycan’da bu dönem içerisinde çekilen filmlerde Sovyet işçileri, yeni

dünya düzeni, sosyalizm gibi konular işlenmeye başlamıştır. [3]

1920-1930’lu yıllarda üretilen Bismillah, Muhtelif Sahillerde, Hacı Kara, Sevil, Letif, İsmet,

Bakılılar, Kendliler, 26 Komiser isimli filmlerin konusunu yakın tarihin olayları, kadın özgürlüğü

ve ülkede meydana gelen değişimler oluşturmuştur. [2]

1930’lu yılların sonlarında sinema sektöründe başlayan ekonomik kriz, 1940’lı yıllarda etki-

sini arttırmış ve 1950’li yılların başında daha da derinden hissedilmiştir. Üretilen film sayısında

hızlı bir düşüş yaşanmıştır. Kazımzade’ye göre bu düşünün temel nedeni Stalin’in almış olduğu

kararlardan kaynaklanmaktadır. Stalin’in, bütün filmleri bizzat kendisinin izlediği ve filmlerde

yapılması gereken değişiklikler hakkında bazı direkti�er verdiği belirtilmektedir. Stalin’in her-

hangi bir film için vermiş olduğu direkti�erin diğer filmler için de otomatik olarak uygulandığı

ifade edilmektedir. Bu dönemde Feteli Han ve Bakının İsiglari isimli filmler çekilmiş; ancak dev-

letten gösterim izni alınamayan bu yapımlar seyircilerle buluşamamıştır. [2]

Bu dönemde sinemada yaşanan ekonomik krizin nedeni propaganda ve siyasi içerikli film-

lere dayandırılmıştır. Filmlerdeki temaların, karakterlerin, senaryoların hepsinin birbirine ben-

zediği için sinemaya olan ilginin azaldığını söylemek mümkündür. Basit sloganlar, tek yanlı ide-

olojik görüş toplumun sinemadan uzaklaşmasına neden olmuştur. Bu yıllarda Komünist Parti

tarafından sinema sanatçılarına nasıl ve ne şekilde film çekileceğine dair brifinglerin verildiği

ifade edilmektedir. [3] Dönem içerisinde üretilen filmler arasından “Elsizler” toplumun geniş bir

kesimi tarafından izlenmiştir. Yönetmenliğini İ.Safçenko’nun yaptığı bu film siyasi öğeler barın-

dırmaktadır. 1932 yılında çekimleri tamamlanan “Elsizler” Ekim Devrimi’nden sonra kurulan

ortaokullar ve meslek liselerinde okuyan öğrenciler ile öğretmenler arasında yaşanan olayları

konu etmektedir. [3] Bu film; uluslararası birlik ve dostluğun, Ekim Devrimi’nin, Sovyet halkla-

rına getirdiği yeniliklerin olumlu yönlerini ön plana çıkarmaktadır.

1935 yapımı “Mehebbet Oyunu” isimli film de ideolojik bakımdan 1932 yılında çekilen “El-

sizler” ile benzer özellikler taşımaktadır. Filmde insan emeğinin önemi vurgulanmaktadır. A.M.

Şerifzade’nin yönetmenliğini yaptığı bu film siyasi mesajlar barındırmasına karşın, görsel açıdan

çok estetik öğelere sahip değildir. İsmayılov’a göre filmin başkahramanı Settar yeni düzene ayak

uyduramayan bir bireydir. Sürekli olarak işe geç kalmakta, kendisine verilen görevleri düzgün bir

şekilde yerine getirememektedir. Filmde yaşanan olaylar komedi öğeleri eşliğinde aktarılmakta-

dır. Ayrıca karmaşık bir aşk ilişkisi filmin genelinde ön plana çıkmaktadır.

Bu yıllar içerisinde Sovyet Sineması’nda olduğu gibi Azerbaycan Sineması’nda da sansür yo-

ğun bir şekilde uygulanmaya başlamıştır. Çekilen filmlerin hemen hemen hepsinde sansür ve

baskı öğesi açık bir şekilde hissedilmektedir. Yapımı tamamlanan birçok filmin gösterime girme-

den yasaklandığı görülmektedir. İsmayılov yasaklanan bu filmlerin “Ayka”, “Ceyhun İle Reyhan”,

“Altıncı His”, “Ölüm Yorganı” olduğunu ifade etmektedir. [3] Ayrıca, filmlerini istedikleri gibi çe-

kemeyen yönetmenlerin, yapımcıların bu durumdan olumsuz bir şekilde etkilendiği ve sinemayı

bıraktıkları gözlemlenmektedir.

1930’lu yıllarda baskı ve sansür Azerbaycan’da sinemanın güç kazanmasını etkilese de dö-

nem içerisinde olumlu gelişmeler de yaşanmıştır. Bunlardan en önemlisi Boris Barnet ve Samed

Merdanov’un ortaklaşa çekmiş oldukları “Mavi Denizin Sahilinde” isimli filmdir. Bu film Azer-

baycan sinemasının ilk sesli filmi olması bakımından büyük önem arz etmektedir. Filmde iki ar-

kadaşın başından geçen dramatik olaylar anlatılmaktadır. İki arkadaş denizde fırtınaya yakalan-

dıkları için küçük bir balıkçı köyüne sığınmışlardır. Köyde her ikisi de genç bir kıza âşık olurlar.

Bu gelişmeler üzerine iki arkadaşın arası bozulur. Ancak filmin sonunda kızın zaten uzaklarda

Ali Murat KIRIK

bir sevgilisinin olduğu anlaşılır. [2] “Mavi Denizin Sahili’nde isimli filmde duygusal çöküntü ve sevgi öğesi yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Ayrıca filmde dönemin temel yapısına yönelik ipuçlarına rastlamak mümkündür.

Bu dönem içerisinde çekilen filmlerden en çok ses getireni Samed Merdanov’un yönetmenli-ğini yaptığı 1939 yapımı “Köylüler”dir. Filmde 1919–1920 yıllarındaki grev hareketleri, Bağımsız Milli Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin Sovyetleştirilmesi, Bolşevik teşkilatlarının ön-cülüğünde işçi ve köylülerin mücadelesi anlatılmaktadır. [2] Filmin yönetmeni Samed Merda-nov’un filmlerinde, Rus yönetmen Sergei Eisenstein’den esinlenmeler görmek mümkündür.

II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1946-1954 yılları arasında Sovyet sinemasında durgunluk dönemi baş göstermiştir. Savaştan sonra sinemaya gereken ölçüde bütçe ayrılamamıştır. Sovyet-ler Birliği’nin bocalamaya başlayan, sürekli kan kaybeden sanayisinin ve iktisadi durumunun canlandırılabilmesi adına kaynaklar farklı alanlara aktarılmıştır. [4] Dolayısıyla Azerbaycan Si-neması adına geçici bir duraklama dönemi yaşanmaya başlamıştır.

Bu dönemde çekimleri tamamlanan; ancak gösterimine izin verilmeyen Feteli Han seyirci-lerle buluşmuştur. İsmayılov’un aktardıklarına göre filmde, kendi özgürlüğünü talep eden hal-kın bağımsız bir devlet kurma isteği anlatılmaktadır. Feteli Han’ın davetiyle Rusların Azerbay-can’a gelmesi ve sahip olması senaryoya eklendikten sonra filmin gösterimine izin verilmiştir. [3] Anlaşılacağı üzere bu film Azerbaycan’da bağımsızlık düşüncesinin iyiden iyiye ortaya çık-tığının en açık göstergesidir. Sinemanın toplumun aynası olduğu gerçeği bu filmle bir kez daha kanıtlanmıştır.

1953 yılı gerek Azerbaycan, gerek Sovyetler Birliği ve gerekse de tüm dünya açısından ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü bu yıl içerisinde Sovyetler’in efsanevi lideri Stalin vefat etmiştir. Stalin’in vefatıyla birlikte Azerbaycan Sineması’ndaki duraklama dönemi sona ermiştir. 1954 ve özellikle 1955 yılından sonra üretilen filmlerde gerek sayı, gerekse de konu bakımından hızlı bir artış gözlemlenmiştir. Azerbaycan sineması giderek şaha kalkmış ve Azerbaycan’ın ilk renkli filmi olan “Eziz Halgımıza” isimli film, Stalin’in vefatından bir yıl sonra çekilmiştir. Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Güzel Sanatlar uzmanlarının yaşamını konu edinen bu filmde belgesele özgü nitelikler de bulunmaktadır. [2] Azerbaycan’da daha o dönemlerden itibaren renkli filmle-rin çekilmeye başlanması çok önemli bir ayrıntıdır. Çünkü renkli filmlerin maliyeti diğer filmlere oranla daha yüksektir. Özellikle savaş sonrasında sinemaya yatırım yapılması ve renkli bir film çekilmesi Azerbaycan’ın sinemaya verdiği önemi gözler önüne sermektedir.

II. Dünya Savaşı sonrası umut temasını işleyen filmlerin çekilmeye başlandığı görülmekte-dir. Latif Seferov’un 1955 yapımı B xtiyar (Bahtiyar) isimli filminin teması da umuttur. Filmde B xtiyar, Saşa ve Yusif adında üç dostun profesör R c bov’un bağından elma çalma planları anlatılmaktadır. B xtiyar’ın çok güzel bir sesi vardır ve onun şarkı söylediğini duyan profesör B xtiyar’ı şarkıcı yapabileceğini söyler. B xtiyar ise bu teklifi tereddütsüz kabul eder. Filmde sa-dakatli dostluk bağları, hicran ve saf duygular işlenmektedir. [5]

Senaryosunu Habib İsmailov ile Anna Yan’ın birlikte yazdığı yönetmenliğini ise yine Habib İsmailov’un yaptığı Ögey Ana (Üvey Anne) isimli film de II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra çekilen Azerbaycan filmlerindendir. Savaş sonrası toplumun içinde bulunduğu durum bu filmde daha derinden hissedilmektedir. Filmde, İsmail’in başından geçen olaylar anlatılmaktadır. [6]

Ali Murat KIRIK

Ögey Ana isimli film dönemin koşullarına ve yapısına ışık tuttuğu için Azeri Sineması’nın önemli filmleri arasında yer almaktadır. Filmde, İsmail adlı genç anneannesiyle birlikte yaşa-maktadır. İsmail›in babası Arif ise birkaç yıl önce yükseköğrenim görmek için şehre gitmiştir. Orada öğrenimini bitirmiş ve inşaat mühendisi olmuştur. Bir gün İsmail›in babası şehirden köye gelir. Fakat köye dönerken kendisi gibi hayat arkadaşını kaybetmiş bir kadını da yanında getirir. Kadının ise Cemile adında bir kızı vardır ve İsmail’in üvey annesi kızını da yanında getirmiştir. Ailede kimse kadına sıcak bakmaz; fakat, üvey anne köydeki tüm insanları her şeye rağmen sever. Temel amacı İsmail’in sevgisini kazanmak olur. İsmail ise üvey annesinin yaptıklarından sürekli rahatsızlık duymaktadır. Filmin sonunda anne diye bağırıp ağlayan İsmail, üvey annesine sarılır. [6] Ögey Ana, kullanılan çekim teknikleri bakımından Azerbaycan Sineması’nın değişimine te-mel teşkil etmiştir.

İbrahimov, 1960’lı yılların başlarından itibaren Azerbaycan sinemasında büyük atılımların gerçekleştiğini beyan etmektedir. 1960’lı yıllarda da Sovyet propagandasına yönelik filmler tüm hızıyla devam etmiş; ancak tek tipte filmler yapılmamıştır. Bununla birlikte farklı konulara de-ğinen filmlerin sayısında da artış olduğu ifade edilmektedir. [4] Filmlerin çoğunda Sovyet top-lumunun huzuru ve refahı vurgulanmaktadır. İdeolojik söylem ve alt metinler bu filmlerde ön plana çıkmaktadır.

Bu dönemin önemli filmleri arasında Hüseyin Seyidzade’nin 1965 yılında çekmiş olduğu Ye-nilmez Batalyon (Yenilmez Birlik) başı çekmektedir. Filmde Sovyet ideolojisine vurgu yapılmak-tadır. Yenilmez Batalyon’da, Çarlık Rusyası tarafından Potemkin Zırhlısı’nda isyan çıkardıkları için Azerbaycan’ın ücra şehirlerinden Zakatala’ya sürgün edilmiş askerlerle orada bulunan yerli devrimcilerin Çarlık Hükümeti’ne karşı yürütmüş oldukları mücadele konu edilmektedir. [2]

Hüseyin Seyidzade bu yıllar içerisinde birçok filme imza atmıştır. Genel olarak filmlerdeki konu ve temalar birbirleriyle uyuşmaktadır. Seyidzade, 1969 yılında Deli Kür isimli bir filme de imza atmıştır. Seyidzade’nin bu filminde ise 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan’da öncü aydın-ların yetişmesinden, yenilikçi eğitimcilerin faaliyetlerinden, öncü Rus aydınlarının Güney Kaf-kasya halklarına yaptıkları yardımlardan ve insanların kazandığı özgürlük bilincinden bahsedil-mektedir. [2]

1960’larda meydana gelen değişimler 1970’lerde de artarak sürmeye devam etmiştir. 1970’li yıllarda çekilen filmlere göz atıldığı vakit yine sosyalist ideolojiyi temel alan yapımların yoğunluğu göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, aynı yıllarda bireysel hayat hikâyelerini ön pla-na çıkaran biyografik filmler de çekilmiştir. Bu filmlerin konusunu genellikle tarihte yer etmiş ve toplumun tamamı tarafından tanınmış kişilerin hayat hikâyeleri oluşturmaktadır. Filmlere konu olan tarihi karakterler aracılığıyla sosyalist düzenin meşrulaştırılmasına yönelik çabalar ön plana çıkmaktadır. Bu karakterler tarihin farklı dönemlerinde yaşamalarına rağmen Sovyetler Birliği’ni meşrulaştırmaya yönelik yapılan propaganda gereği sosyalist insan özellikleriyle yan-sıtılmışlardır. [7]

Bu dönem içerisinde çekilen ve Sosyalist ideolojiyi yansıtan kayda değer filmlerin başında Yeddi Oğul İsterem gelmektedir. Tofik Tağızade’nin 1970 yılında çektiği bu film 1920’li yılları yani Ekim Devrimi sonrasını anlatmaktadır. 1920’li yılların başında devrimin zafer kazandıraca-ğına inanan ve bu yolda savaşarak yaşamlarını arka plana atan devrimci genç komünistlerin hayat öyküleri anlatılmaktadır. [2]

Ejder İbrahimov’un yönettiği, senaryosunu ise Ejder İbrahimov’un İsa Hüseyinov ile birlikte yazdıkları Ulduzlar Sönmür (Yıldızlar Sönmez / 1971) biyografik özellikler taşıyan bir filmdir. Bu filmde Doğu halklarının özgürlüğü uğrunda mücadele eden Azerbaycan Halk Komiserleri Sovyeti’nin başkanı, öğretmen, doktor, gazeteci ve yazar Neriman Nerimanov’un gerçek hayat hikâyesi anlatılmaktadır. Filmde Nerimanov’u Vladimir Samoylov canlandırmaktadır. Doktor Nerimanov, Azerbaycan’da sosyalist bir düzenin kurulmasını istemektedir ancak Azerbaycan’ın Rusya ile birleşmesine karşıdır. [8]

1973 yılında çekilen Nesimi isimli film de biyografik bir özellik taşımaktadır. Filmin yönet-meni Hasan Seyidbeyli’dir. Filmde Azerbaycan’ın ünlü şairi ve filozofu, Hurufi şiirinin öncüle-rinden İmadeddin Nesimi’nin hayatı anlatılmaktadır. Filmde dini öğeler ön plana çıkmaktadır.

Hüseyin Seyidzade bu yıllarda da sinemaya büyük katkı sağlamıştır. 1978 yılında çekmiş olduğu Qayınana (Kaynana) filmi müzikli güldürüdür. Filmde maddi ilişkilerin yanında mane-vi ilişkilere de yer verilmektedir. Filmin ana kahramanı genç bestekâr Ayaz’dır. Ayaz’ın annesi, gelini Sevda ile hiç anlaşamamaktadır. Çünkü Ayaz’ın annesi hep maddi açıdan varlıklı bir gelin istemiştir. Fakat gelini Sevda sıradan bir işçi kızıdır. Anlaşmazlıklar şiddetlenince Sevda evi terk etmeye karar verir ve aile adına farklı gelişmeler ortaya çıkar. [9] Filmde eski adetler, gelenekler ve görenekler yönetmen Seyidzade tarafından eleştirel bir bakış açısıyla aktarılmaktadır.

Azerbaycan’ın önemli yönetmenleri arasında ismi zikredilen Eldar Guliyev’in 1979 yapımı Babek isimli filmi ise bir halk öyküsüne dayanmaktadır. Filmde, 9.yüzyılda Araplara karşı bağım-sızlık mücadelesi veren Azeri halk kahramanı Babek’in hayatı anlatılmaktadır. Azerbaycan top-lumu tarafından Babek bir özgürlük sembolü olarak görülmektedir. Bu filmde de Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi sosyalist bir bakış açısıyla ele alınmıştır.

Ali Murat KIRIK

1980’li yıllarda Azerbaycan sinemasında değişim rüzgârları başlamıştır. Sinemada “sanatsal-lık sorunu” ortaya çıkmış ve üretilen filmlerde sanatsal kaygılar baş göstermiştir. “Yolda Hadise”, “Anlamak İstiyorum” (Yönetmen: O.Mirkasimov), “Altın Uçurum” (Yönetmen: F. Aliyev), “Bekle Beni” (Yönetmen: K.Rüstembeyov) gibi filmlerde felsefi düşünce ve sanatsal bakış açısı ön plana çıkmıştır. R. İbahimbeyov›un “Bir Güney Şehrinde” (Yönetmen: E. Galiyev, Ressam: K. Necef-zade), “İstintak”, “Bağlı Kapı Arkasında” ve “Park” (Yönetmen: R. Ocagov, Ressam: F. Bagırov) isimli filmleri de sanatsal kaygılar güdülerek çekilmiştir. [10] Bu filmlerde Avrupa sinemasından esinlenmeler görülmektedir. Bu esinlenmelerin yanında sinema sanatına milli bir üslup da ka-zandırılmaya çalışılmıştır. Böylece Azerbaycan Sineması farklı bir tarz kazanmaya başlamıştır.

Tofiq Tağızade ürettiği filmlerle Azerbaycan Sineması’na farklı bir bakış açısı kazandırma-ya devam etmiştir. 1981 yılında çektiği “Babamızın Babasının Babası” bir dram filmi olmasının yanında güldürü öğesini de bünyesinde barındırmaktadır. Azerbaycan’ın köylerinin birinde ya-şayan Aziz Baba’nın yaşam öyküsünün anlatıldığı bu filmde yalnızlık ve sevgi teması ön plana çıkmaktadır.

1980’lerde çekilen filmlerde güldürü öğesinin yavaş yavaş ön plana çıktığı görülmektedir. Ancak güldürü öğesi toplumsal içerikli olaylarla harmanlanarak seyircilere sunulmuştur. Bunun-la birlikte toplumsal eleştiri yapan filmler de üretilmeye başlamıştır. 1986 yılında çekilen “B yin Oğurlanması” (Damadın Kaçırılması) güldürü öğesinin ön plana çıktığı bir filmdir. Filmin yönet-menliğini ise Ceyhun Mirz yev, Vaqif Mustafayev ile birlikte yapmıştır. Filmin konusu ise kısaca şöyledir: Bir grup sinemacı Azerbaycan’ın köylerinden birinde düğün sahnelerinden oluşan bir film çekmek ister; yönetmen istediği dekoru kurmasına rağmen çekimler sanıldığı gibi gitmez. Bunun üzerine köylüler gerçek bir düğün olmasını, bunun kameraya alınmasını teklif ederler ve böylece enteresan olaylar baş gösterir. Filmde genel plan ve göğüs plan sıklıkla kullanılmıştır.

Sovyetler Birliği’ndeki çözülmeler Azerbaycan sinemasında da derin bir şekilde hissedilmiş-tir. Propaganda ve ideolojik söylem taşıyan filmler yerlerini toplumsal eleştiri yapılan filmlere bırakmıştır. Bu filmlerden en önemlisi Cansıxıcı hvalat (Cansıkıcı Olay)’dır. 1988 yapımı filmin yönetmeni C mil Quliyev’dir. Film; sahip oldukları üç çocuklarını büyütmüş ebeveynlerin yaş-landıktan sonra tenha, dikkatsiz ve kaygı dolu günler geçirmelerini konu almaktadır. [11] Yine aynı yıl çekilen ve yönetmenliğini Cihangir Mehdiyev’in yaptığı G nc Qadının Kişisi (Genç Ka-dının Erkeği) adlı filmde de yaşlı bir adamla genç bir kadının duygusal ilişkisi anlatılmaktadır.

Azerbaycan Sinema Veritabanı’ndan edinilen bulgulara göre bağımsızlık sonrası 1992–2006 yılları arasında üretilen toplam film sayısı 65’tir. Bunlardan 22’si 1992–1995 yılları arasında çekil-miştir. Ayrıca, 1996–2000 yılları arasında 17, 2001–2005 yılları arasında 18, 2006 yılında 8, 2007 yılında ise toplam 5 film üretilmiştir. [12]

Kazımzade’ye göre bağımsızlık sonrasından günümüze dek geçen zaman diliminden bu yana Azerbaycan’daki iktisadi gelişmelere rağmen sinemaya gereken ölçüde kaynak aktarımı gerçek-leştirilememiştir. Dolayısıyla film çekimi zorlaşmış ve istenen kalitede filmler çevrilememiştir.

Süregelen birçok soruna rağmen zor koşullar altında da olsa film endüstrisi varlığına devam et-miş ve ulusal çapta önemli yapıtlar ortaya çıkmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’da yirminin üzerinde ticari film şirketi kurulmuştur. Hatta devlet eliyle birkaç film stüdyosu da faa-liyete geçmiştir. Ancak ilerleyen yıllarda ekonomik yetersizlikler nedeniyle faaliyete giren stüdyo-ların birçoğu kapanmıştır. [2] Bu durum sinema sanatının gelişim göstermesine engel olmuştur.

Bağımsızlığın kazanıldığı 1991 yılında çekilen en önemli filmlerden biri olan P nc r (Pen-cere)’nin yönetmenliğini Hasan Ebluç ve Enver Ebluç yapmıştır. Filmin türü ise dramdır. Filmde annesiz, babasız yetişmiş ve zor şartlar altında yaşayan çocukların başından geçen olaylar konu edilmektedir. Toplumsal içerikli bir film olan Pencere’de, küçük bir okulda çalışan öğretmenlerin öğrenciler ile yaşadıkları sorunlar anlatılmaktadır.

Bu dönem içerisinde çekilen filmlerde Sovyet eleştirisinin yapıldığı görülmektedir. Sovyet eleştirisinin yapıldığı filmlerden en önemlisi Gırmızı Gatar (Kırmızı Tren)’dır. 1993 yılında çe-kilen filmin yönetmeni Hafiz Fetullayev’dir. Bu filmde Sovyetler Birliği’nin şaşaalı görüntüsü-nün perde arkasındaki unsurlar ortaya koyulmuştur. Kazımzade’ye göre filmin ismi ise tamamen semboliktir. [2] Filmde Sovyetler Birliği’nin, insanlara vaat ettiği mutluluk ve refah düzeninin, aslında gerçek olmadığı vurgulanmaktadır.

Bağımsızlık yıllarında Karabağ’ın işgali ve savaşın anlatıldığı filmler ön plana çıkmaya başla-mıştır. Azeri sinemacılar bu gelişmelere duyarsız kalamamıştır. Çünkü sanatçılar içinde yaşanılan toplumun şartlarından fazlasıyla etkilenmektedir. Bu dönemde Ermenistan ile çeşitli gerginlikler yaşandığı için yapımcılar ve yönetmenler gergin ortamı sergileyen filmlere imza atmışlardır. Bu filmler arasında; Tele (Tuzak, Rasim İsmayılov, 1990), Feryad (Feryat, Ceyhun Mirzeyev, 1993), Haray (Sesleniş, Oruc Gurbanov,1993), Ag Atlı Oglan (Beyaz Atlı Oğlan, Enver Ebluc, 1995), Ümid (Ümit, Gülbeniz Ezimzade, 1995), Her Şey Yahsılıga Dogru (Her Sey İyilige Dogru, Vagif Mustafayev, 1997), Sarı Gelin (Yaver Rzayev, 1998) ve Aile (Rüstem İbrahimbeyov, Ramiz Hese-noglu, 1998) yer almaktadır. [2] Yönetmenler konulu filmlerin yanı sıra savaş ortamını yansıtan filmler çekmiş, hatta cephelerden görüntülere de yer vermişlerdir.

Yönetmenliğini Gülbeniz Ezimzade’nin yaptığı 1995 yapımı Ümid filmi Karabağ’daki savaşı yansıtan en özlü filmlerdendir. Filmde, savaş esnasında vatanını Ermeni işgalcilerinden müdafaa etmeye çalışmış Azeri halkının ve askerlerinin başından geçenler anlatılmaktadır. Filmin sonun-da askerlerin bir kısmı sakat kalmakta ve hayatını kaybetmektedir. Filmde belgesele özgü özel-likler de yer almakta ve sıradan bir askerin kahramanlığı ön plana çıkmaktadır. Ayrıca bu asker, savaşın simge ismi olmaktadır. Filmde vatanı müdafaa uğruna hiçbir zorluktan kaçmamak gerek-tiği vurgulanmaktadır. Filmin toplam süresi ise 74 dakikadır. [13] Bu film milliyetçi duyguları ön plana çıkarması bakımından Azerbaycan Sineması’nda önemli bir yere sahiptir.

Karabağ konusunu farklı bir şekilde ele alan bir diğer film de Enver Ebluç’un 1995 yılında çektiği Ağ Atlı Oglan (Beyaz Atlı Oğlan)’dır. Filmde Karabağ’ın işgal altından kurtarılması için Ermeniler’e karşı yürütülen savaşta yaşlılarla birlikte liseli bir çocuğun savaşması konu edilmiştir. Filmin başkahramanı masalların etkisinde kalan ve sık sık yaşlı ninesinin kendisine anlattığı ma-salları hatırlayan 12-13 yaşlarındaki Murat’tır. Murat’ın en sevdiği masal ise Beyaz Atlı Oğlan’dır. Bu masalda kahraman her defasında beyaz elbiselerle, beyaz atın üstünde beklenmedik bir anda ortaya çıktığı zaman halk, adaletin ve iyiliğin kötülük karşısındaki zaferine şahit olmaktadır. [14]

Ali Murat KIRIK

Karabağ savaşında Murat da Beyaz Atlı Oğlan gibi olmak ister ve bunun için çabalar. Film vatan-severliği ve milli duyguları ön plana çıkarmaktadır. Bununla birlikte filmde Azerbaycan halkının iradesi ve sıkı dayanışması sergilenmektedir. [2]

2000’lere gelindiğinde Azerbaycan’da ortak yapımlara imza atıldığı görülmektedir. Murad İbrahimbeyov’un 2000 yılında yönettiği Adi hvalatlar isimli film bir Rus yapım şirketi ile ortak-laşa çekilmiştir. Rusça çekilen filmin türü komedi olup Mihail Zoşçenko’nun eserinden sinemaya uyarlanmıştır. 80 dakika süren filmde rol alan oyuncuların çoğu Rus kökenlidir. [15]

Alekber Muradov’un Güllelenme Tehire Salınır (İdam Erteleniyor) isimli 2002 yapımı fil-minde bir grup gencin II. Dünya Savaşı’ndan sonra zor durumdaki insanlara yardımcı olmak için zenginlerin mallarını çalıp fakirlere vermeleri anlatılmaktadır. Film, hemen hemen herkes tarafından bilinen Robin Hood isimli hikâyeden esinlenerek senaryolaştırılmıştır. Aynı zaman-da bu gençler özellikle savaşta kocalarını kaybetmiş kadınların namuslarını da korumaktadırlar. Hukuki açıdan bu gençlere hırsız damgası vurulmuş olsa da halkın çoğunluğu onların bu hare-ketlerini haklı görmektedir. [2] Son dönem yönetmenlerinden İlhan Ceferov da ilk filmine 2007 yılında imza atmıştır. Dram türündeki filmin ismi ise lvida (Elveda)’dır. Film birbirini seven iki aşığın hayatı ve kendilerine has duygularından söz etmektedir. Ayrıca Elveda, oyuncu Metanet İskenderli’nin rol aldığı ilk filmdir. [16]

Gerçek anlamda 1920’lerde başlayan Azerbaycan Sineması, ilk yapım evine 1922 yılında kavuşmuştur. Bu yapımevi doğrudan Azerbaycan Hükümeti tarafından kurulmuştur. Ardından 1923 yılında faaliyete giren Azerbaycan Foto Film Enstitüsü sinema çalışmalarının ilerlemesini sağlamıştır. Ancak Sovyet ideolojisi bu dönemde çekilen filmlerin tümüne yansımıştır. Sovyetler Birliği tamamen olumlu yönleriyle aktarılmış ve hiçbir şekilde mevcut düzene eleştirel perspek-ti"e bakan filmler üretilmemiştir. O dönemde çekilen filmlerin hemen hemen tümünde ideolojik öğeler kullanılmıştır.

Azerbaycan Sineması’nı üç dönem altında inceleyebilmek mümkündür. Sovyet öncesi dö-nemde pek varlık gösteremeyen ve yeterli bulgu bulunamayan Azerbaycan Sineması, Sovyet Dö-

nemi ile birlikte çıkışa geçmiştir. Daha çok Rus kökenli yönetmenler film çekmeye başlasalar da Azerbaycan sineması zamanla özüne dönmeye başlamıştır. Sovyet Dönemi’nde sinema tamamen siyasi iktidarın baskısı altında kalmış ve yönetmenler Lenin ile Stalin’in bakış açısına göre film-ler üretmişlerdir. Lenin ve Stalin etkisi sinemada derinden hissedilmiştir. Sovyet Dönemi Azeri Sineması politik olduğu kadar da sansürcüdür. Yönetmenler benimsemiş oldukları duygu ve dü-şünceleri istedikleri gibi aktaramamışlardır. Bu şekilde sinema hede�enen düzeye gelememiştir. Soğuk savaş ve hatta yumuşama döneminde de durum pek değişmemiştir. Sosyalist ideolojiyi ön plana çıkaran filmlerin sayısı giderek artmıştır.

1990’lara kadar bu durum hiçbir şekilde değişmemiştir. Fakat Sovyetler Birliği’nin dağılıp Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından sinema anlayışında da büyük değişiklik-ler yaşanmıştır. Milli sinema olarak da adlandırılabilecek bir akım ortaya çıkmış, böylece yeni oyuncular ve sinemacılar sektöre girmiştir. Ayrıca toplumsal içerikli konulara ağırlık verilmeye başlanmıştır. Bu dönemde Sovyetler Birliği’nin geçmişteki yönetim tarzına yönelik eleştirel film-ler çekilmiş, böylece sinema için daha özgür bir ortam oluşmuştur. Bu yıllarda meydana gelen Karabağ Savaşı’nın yansımaları sinemada hissedilmiş, yönetmenler bu temayı işleyen filmler çek-mişlerdir. Karabağ Savaşı’nı konu alan filmlere milli unsurlar yüklenmiş ve filmlerde ulusal halk kahramanlarına yer verilmiştir. Savaşın konu alındığı filmler; toplumsal birliği, beraberliği ve dayanışmayı sağlamıştır.

Bağımsızlığın kazanıldığı ilk yıllarda çekilen filmler toplumun ekonomik sıkıntılarını tüm gerçekliğiyle yansıtmıştır. Ekonomik sıkıntıları yansıtan filmlerde Karabağ savaşının izleri de gö-rülmüştür. Bağımsızlık, vatan sevgisi gibi unsurlar filmlerde ağırlıklı bir şekilde kullanılmıştır.

Genel olarak Azerbaycan Sineması değerlendirildiğinde; toplumsal olayların ve siyasi koşul-ların filmlerde yer bulduğu görülmektedir. Sovyetler Birliği döneminde sosyalist içerikli filmler, bağımsızlık döneminde ise milliyetçiliği ön plana çıkaran filmler üretilmiştir. Bağımsızlık sonrası çekilen bazı filmlerde sosyalizm eleştirisi yapılmaktadır. “Sovyetler Birliği’nin aydınlık yüzünün arkasında aslında bir karanlık yattığı” düşüncesine Azeri yönetmenler tarafından sıkça başvurul-muştur. Dolayısıyla eleştirel düşünce filmlerin geneline hâkim bir durumdadır.

Var olan toplumsal ve siyasi düzen her dönem yüceltilmiştir. Sovyet Dönemi sosyalist düzen övgülerle anlatılmış ve sinema ideolojik bir araç olarak kullanılmıştır. Bağımsızlık döneminde çekilen filmlerde ise Azerbaycan Cumhuriyeti’nin birlikteliği ve bütünlüğü önem kazanmıştır.

Azerbaycan Sineması’na yönelik fazla kaynak olmamasına rağmen elde edilen bulgulardan da anlaşılacağı üzere Azeri Sineması’nın ideolojik yönü ağır basan bir yapıya sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çekilen filmlerin hemen hemen hepsinin alt metinlerinde ideolojik bir söylem bulunmaktadır. Bu söylemler filmlerde doğrudan verilebildiği gibi dolaylı olarak da ak-tarılmaktadır. Çünkü sanatçı içinde yaşandığı topluma hiçbir şekilde duyarsız kalamamaktadır.

İncelenen filmlerde görüldüğü üzere Azerbaycan Sineması’nda teknikten çok konu ve içerik ön plana çıkmaktadır. Teknik bakımdan eksik birçok yönü bulunan Azeri Sineması içeriksel açı-dan gelişim sa�asındadır. Ortak yapımlar, sponsorluklar ve sanatın devlet tarafından desteklen-mesiyle birlikte Azerbaycan Sineması’nın önemli bir noktaya geleceği yadsınamaz bir gerçektir.

Ali Murat KIRIK

[1] Başbuğ, M. (1995). Azerbaycan Türk Resim Sanatında Yöresel Eğilimler, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi.

[2] Kazımzade, A. (2003). Azerbaycan Kinosu, Bakü: Azerbaycan Respublikası Medeniyet Nazirliyi.

[3] İsmayılov, T. (2001). Türk Cumhuriyetleri Sinema Tarihi Cilt I, İstanbul: Türk Güzel Sanatlar Vakfı.

[4] İbrahimov, R. (2003). Azerbaycan Sineması ile İlgili Ders Notları, Azerbaycan: Ka%as Üniversitesi.

[5] Film: Bahtiyar

[6] Film: Ögey Ana

[7] Altstadt, A. L. , (1992). "e Azerbaijani Turks Power and Identity Under Russian Rule, California: Hoover Institute.

[8] Film: Uldızlar Sönmür

[9] Film: Qayınana

[10] Bayramov, S. (2000). “Azerbaycan Sinema Sanatında Tasviri Sanatın Yeri ve Önemi Üzerine”, A.Ü. Tür-kiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı:15, Erzurum.

[11] Film: Cansıxıcı hvalat

[12] Azerbaycan Cumhuriyeti Sinema Tarihi Film İndeksi, http://cinema.aznet.org/film_az.html, Erişim Tarihi: 07.04.2013.

[13] Film: Ümid

[14] Film: Ağ Atlı Oglan

[15] Film: Adi hvalatlar

[16] Film: lvida

Ali Murat KIRIK / [email protected]

He is an assistant professor at the Marmara University Faculty of Communication, Department of Radio, Television and Cinema. In 2008, he has earned his Bachelor’s Degree from Marmara University Faculty of Communication, Department of Radio, Television and Cinema. Meanwhile, he has worked in several media associations. In 2010, he has earned his master and doctoral degree at the same department. His current research focuses on communication Technologies, radio-TV broadcasting, new media and social media.