İRANda SİYASET : HASAN RUHANİ PROFİLİ

22
T.C. YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Hasan Ruhani ve Dış Politika Dinamikleri YÜKSEK LİSANS DÖNEM ÖDEVİ MEHMET YILDIRIM 145204705 Uluslararası İlişkiler Ana Bilimdalı Modern İran’da Siyaset ve Dış Politika

Transcript of İRANda SİYASET : HASAN RUHANİ PROFİLİ

T.C.

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Hasan Ruhani ve Dış Politika Dinamikleri

YÜKSEK LİSANS DÖNEM ÖDEVİ

MEHMET YILDIRIM 145204705

Uluslararası İlişkiler Ana Bilimdalı

Modern İran’da Siyaset ve Dış Politika

YRD.DOÇ.DR.BAYRAM SİNKAYA

2015

Özet:

1979 İslam Devrimi’nden itibaren İran siyasi,kültürel,dini ve jeopolitik konumundan dolayı iran dış politikada arayış içerisindedir.19.yüzyılda İran; İngiltere ve Rusya arasındaki nufuz mücadelesi olarak adlandırılan “ Büyük Oyun “un sahnelendiği önemli bir coğrafyadır.İran; Hazar ve Basra körfezi bağ-lantısı sebebiyle emperyalist güçlerin hedefi olmuştur.Daha son-raki yıllarda İran’da ki petrol varlığı keşfedilince işgal süreci hızlanmıştır.İktidardaki yöneti-cilerin basiretsizliği,aşiret sistemi,devletin güçsüzlüğü,idarede siyasi anlamda yeni arayışlar, özellikle İngiliz,Rus ve ABD. kökenli danışmanların görevlendirilmesi etkisi uzun yıllar süre-cek bir kargaşaya,işgallere sebeb olmuştur.Ülkenin kuzeyi Rusya güneyi ise İngiltere sorum-luluğuna bırakılmıştır.

20.yüzyıl boyunca çok fazla değişiklik olmamış,işgaller İransiyasi hayatında “işgal sendro-mu” ekseninde güvenlik arayışlarına itmiştir.Bu anlamda İran Devrimi ile dış politika keskin kavramlarla ifade edilmiş bir nebze de olsa sistem oturtulmaya çalışılmıştır.İslam Devrimi esnasında devrime katkıda bulunan Hüccetilislam Hasan Ruhani hem dini eğitimini almış ay-rıca ülkesinde aldığı hukuk eğitimini batı da devam ettirmişolması, ülkesinin ve batının çıkar ve beklentilerini biliyor olması, literatür ve dile hakim olması ,kişilik olarak da mutedil bir görünüm vermesi bel ki de İran Dış Politikası için bulunmaz bir lider olarak düşünülebilinir. İran sisteminde diniyapı ve rehberlik makamının cumhurbaşkanlığının üstünde olması bir handikaptır.Tüm bunlara rağmen Ruhani’nin dini kurumlara yabancı olmayışı belki idaresini kolaylaştıracaktır.Fakat Ortadoğu’da devam eden Irak,Suriye krizleri,Arap ülkelerindeki

şii nufusun sıkıntıları, dünya üzerinde ki enerji problemleri ve İran’ın nükleer santralleri Ruha-ni’nin dış politika da çözmesi gereken başlıca sorunlar olarak addedilebilinir.

İran Tarih ve Coğrafyası:

İran 1.648,00 km2’lik yüz ölçümü ile dünyanın en geniş 18. ülkesidir. Bir Ortadoğu ülkesi olan İran; kuzeyden Azerbaycan, Ermenistan ve Türkmenistan, doğudan Afganistan ve Pakistan, batıdan ise Irak ve Türkiye ile çevrilidir. HazarDenizi, Umman Körfezi ve Basra Körfezi’ne de 1259 km uzunluğunda sahili vardır. İran’da yüksek ovalar, geniş çöller ve Elbruz, Zağros gibi dağlar coğrafik özelliklerindendir.

Avrasya anakarasının en kilit coğrafyasına sahip olması sebebiyle İran ; tarih boyunca böl-gesel ve küresel politikaların merkezi olmuştur.İran’a hakim olan devletler tarih sahnesinde iz bırakmışlardır.İktidarlar zayıfladığında büyük güçlerin hedef tahtası olmuş , özellikle 20.yüz-yılın

başlarında petrolün keşfiyle İngiliz ve Rus işgallerine sahne olmuştur.(1)

İran sözcüğü Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta’da yer alan Aryanam’dan alındığı düşünül-mektedir.İran halklarına ithafenkullanılan Eran aynı zamanda coğrafyayı da kapsıyordu.İran antik çağlardan itibaren bir medeniyet havzası olmuştur.Büyük İskender döneminde olduğu gibi zaman zaman bir çok sefer sonucu yıkıma uğramıştır.Her seferinde yeni bir İran devleti kurulmuştur .Mecusilik ve Zerdüştlük dini bir kimlik olarak adeta Fars kültürünü yoğunlaştır-tır.Firdevsi’nin Şehnamesi’ndeefsanevi bir şekilde İran kimliği , Turan-Rum savaşları , Tü-reyiş,Hükümdar Feridun ve oğulları anlatılır.Bir çok devlet kurulur sonra yıkılır.Nihayetinde Sasaniler ; İran’a hükmedeceklerdir.Uzun süren Sasani döneminde İran toprakları genişlemiş altın çağ yaşanmıştır.Zamanla ağır vergiler, sosyal gruplar arasında keskin ayrılıklar hüküm-darların kısa süreli yönetimleri , Bizans-Arap ve Türk’ler ile olan savaşlar Sasani Devleti’ni zayıflattı.Arap yarımadasında İslam dini yaygınlaşmaya başlamıştır.Halife Ebu Bekir döne-minde İran’a seferler başlamış; 637 yılında Halife Ömer döneminde yapılan Kadissiye sava-şıyla İran Müslüman Araplar tarafından fethedilmiştir. Fetihden sonra dört yüzyıl süren Sasani devletiyıkılmış; iki yüz-yıl süren İslamlaşmayla birlikte coğrafyada yeni bir İslam medeniyeti doğmuş oldu.

İran , İslam topraklarının bir eyaleti oldu.Hilafet kabul edilmekle birlikte içişlerinde bağım- sız devletler kuruldu. Gazneliler, Selçuklular, İlhanlılar,Büveyhiler,Ak ve Karakoyunlular İr-an topraklarında hüküm sürdü. Yeni fethedilentopraklarda Araplaşma görülürken özellikle İran coğrafyası buetkileşim dışında kaldı. Farslılar elbette Arapça’dan ve İslam kültüründen etkilenmişti.Ama kültür ve dillerini hep diri tuttular.Zerdüşt rahiblerinin tekelinde olan Fars-ça; islamiyetle birlikte özgürlüğüne kavuştu.Farsça rehiblerin tekelinde idi. Bir çok lehçesi olan eski Farsça bırakıldı , orta Farsça yaygınlık kazanarak ve dil birliği sağlanmış oldu.İs-lamlaşma ile birlikte İran’da yeni bir medeniyet kuruldu.

Safevilerin Osmanlı mücadelesi döneminde İran’ın baskıcı yöntemlerle Şiileşmesiyle coğ-rafyada etkisi uzun yıllar sürecek (günümüze kadar) kırılma yaşandı. 19.yüzyıldan itibaren merkezileşme ve orduda modernleşme görüldü.Yönetim

İsfehan’a taşındı. Zamanla devlet zayıfladı.Afgan isyancıları Safevilere son verdi. Kaçarlar İran yönetiminde söz sahibi oldu.

1.Bayram Sinkaya,”Devrimden Günümüze İran Dış Politikası’nın Dönüşümü,”Mülkiyeliler Birliği Dergisi,cilt247,sayı5-6(Nisan-Mayıs 2005)

Kaçarlarla birlikte idari merkez Tahran’a taşındı, ilküniversite kuruldu.20.yüzyıl başları artık dünya üzerindemodernleşmeyle birlikte sömürgeleştirmenin arttığıgörülür.İran’da petrol olduğu keşfedilir. Rus ve İngilizlerİran’ı işgal ederler.Tekrarlanan dış müdahaleler,iktidarınzayıflaması ve yozlaşmasıyla halk isyanları baş gösterdi.İran ordusunda asker olan Rıza Pehlevi ; İngiliz desteğiyledarbe yaparak Kaçar hükümranlığına son verdi.İran’da uzunyıllar hüküm süren farklı Türk soylu yönetime son verilmişoldu.Fars kökenli Rıza Pehlevi İngiliz desteği ile şahlığınıilan eder Rıza Pehlevi batı tipi modernleşme taraftarıdır.Baskıcı ve oteriter yöntemlerle modernleşme politikası tatbik eder.Ülke yönetimindeki dağınıklığı gidermek ve idaresini güçlendirmek için Azerbaycan,Huzistan ve Luristan gibi bölgelerin yarı özerklik konumlarını kaldırıp tüm yetki-leri merkezde topladı.Ayrıca Azerice, Arapça gibi dilleri ve farklı milletlerin kıyafetlerini ya-sakladı.Bu dönemde Azerilerin Farskökenli olduğu sonradan Türkleştiği iddialar topluma dayatıldı.Farslar; İran coğrafyasının ve medeniyetinin ana unsuru olarak gösterildi.Yüz-yıllar boyu İran’ı yöneten Türk devletleri görmemezlikten gelindi.Hatta modern İran tarihi Safavi -lerle başlatıldı.Safeviler İran’ın Şiileşmesine vesileoldukları için tarihin başlangıç konumuna yerleştirildi.Safevilerin öncülü olan Akkoyunlu’lar tarih yazımında dikkate alınmadı. Rıza Pehlevi asker kökenliydi ; iktidarını sağlamlaştırmak için ordunun hacmini ve bütçesini arttır-dı.Tek dil,tek kimlik ve tek ulus oluşturmak için çok milletli İran’da farklılıkları törpülemek için baskın Farsi gruplara müsamahalı davranıldı. Diğer milletlerin önde

gelenleri hain,ajan, ayrılıkçı gibi yaftalarla ötelileştirildi.1927’de Fars kimliğinin tesisi amacıyla Düşünce Geliş-tirme Kurumu faaliyete geçti.Rıza Şah , Nazi Almanya’ sı ile diyaloğagirer.İngilizler tepki gösterir.Rıza Şah ; İngiliz baskısıyla tahtan oğlu lehine feragat eder. 1941 yılında Muhammed Rıza Pehlevi tahta çıkmıştır.M.Rıza döneminde nispeten demokratik bazı açılımlar sağlandı. İngiltere,ABD ve Rusya’nın mücadelesine sahne olan İran’da dış etkiler iyice artmıştı.Bu dö-emde İran Petrolü millileştirilir.Fakat ABD. iç ayaklanma ile mevcut hükümeti yıkar. ABD baskısıyla AK DEVRİM adı altındareform hareketleri başlar.M.Rıza Şah sanayileşme ve ka-pitalizmiçin kolları sıvamıştır .Bu arada aykırı hareketleri sürekli ezer. Ordusunu güçlendiren M.Rıza Şah adeta ABD’nin bölgedeki jandarması oldu. Toplum gerilmeye başlamış çok fark-lı meslek,milliyet ve değişik kesimlere mensup gruplar gösteri,eylem ve muhalefete başlamış-tır.Din adamları, Pazar adı verilen esnaf,toprak sahipleri, sol kesim kısaca Pehlevi iktidarın-dan memnun olmayan sosyal gruplar devrime giden bu süreçte aktif rol oynadı.1978’de Şah karşıtı gösteriler doruk noktasına ulaşır. 1979’da Ayetullah Humeyni’nin İran’a sürgünden dönüşüyle devrim doruğa ulaşır ve Şah’ın kaçmasıyla Pehlevi Hanedanı sona erer.1979 İran İslam Cumhuriyeti ilan edildi.Velayet-i Fakih teorisini ge-liştiren Humeyni ile birlikte Ruha-niyet makamı tesis edilir.Böylelikle hiyerarşininen tepesinde Humeyni yer aldı .Devrimi pek-iştirmek için seçimler yapıldı ve arkasından yeni anaysa hazırlandı.Anayasa da direkt Caferi (oniki imamiye) mezhebine vurgu yapılarak dini bir cumhuriyet kurulmuş oldu. İran akışkan bir coğrafyaya sahiptir. İpek Yolu üzerinde bulunması nedeniyle adeta kapı va-zifesi görmüştür. Sınır eyaletlerinde yaşayan halkların komşu devletlerle akrabalık ilişkileri mevcut olan İran’da toplam 24 farklı dinsel,dilsel grubu ve bunlar içerisinde 11 etnik grubu barındıran bir ülkedir.(2 ) .İran nüfus yapısı, etnik etnik olarak Fars, Türk,Kürt, Arap, Beluç, Türkmen vb.milletlerden oluşmaktadır.Farslar%40, Azeri %32 ve diğer %28 olarak belirtil- miştir.Kürt, Lor,Teberi, Gilek, Lek, Arap, Beluç,Sistani, Tacik veTürkmenler diğer etnik az- ınlıklardır.İran nüfusunun büyük bir kısmının Fars olmadığını göstermektedir. Azerbaycan ve Türkmenistan ile olan ilişkilerinde hep hep tedirginlik yaşayan İran bir hayli mülteci nufus barındırmaktadır.(2)

___________________________________________________________________________2.Yalçın Sarıkaya,Tarihi ve Jeopolitik Boyutlarıyla İran’da Milliyetçilik,İstanbul,2008 ss.18-19

Osmanlı Devleti zamanla Sünni fıkıhta yoğunlaşarak Türk kökenini korurken Safeviler Kızılbaşlıktan Oniki imamlığa yönelmiş zamanla siyasal olarak Farslaşmışlardır(3) Bir tarafta nufusun %89 oluşturan Şiiler,diğer tarafta %10 Sünni Müslümanlar ve %1 oluşturan Hristi-yan,Yahudi, Zerdüşt ve Bahailer.Etnik yapısına rağmen büyük işgallere uğrayan İran beşyüzyıl boyunca parçalanıp dağılmamıştır.Şiileşen İran;ana akım İslam dünyasından ayrılmış, Şii jeopolitika stretejisi uygulamış, Şii İslam’ın yegane koruyucusunun Farslar olduğunu iddia etmiştir.

Geçmişte Kürt ve Azerilerin devlet kurmaları; İran’ın kendine göre hep gelecekle ilgili endi-şe duymasına sebep oldu.Şah döneminde zayıflayan İran milliyetçiliği İslam Devrimiile bir-likte milliyetçiliğin yerini dini söylem yani Şiilik almıştır.Şiiliğin devamı ve korunması içinde Farsilik el üstünde tutulmalıdır.İslam Devrimi sonrası anayasa da azınlıkların hakları,dilleri ve basın yayım işleri yer almasınarağmen ileriki yıllarda sadece Farsça eğitim, yayım ön plana çıkmıştır. İlginç olan İslam Devrimi sonrası değişik kesimlerden yurtdışına çıkan Fars kökenli aydın,entelektüel,öğrenci vs. ülkenin rejimi ile ilgili muhalefet yapmalarına rağmen ortak Fars değerlerine sahip çıkmışlar azınlıkların sorunlarına ilgi göstermemişlerdir.İran’da farklı milletlere vurgu yapılmaktan kaçınılmıştır.İran İranlılarındır sloganı yerleştirilmeye çalışılmıştır. İran’daki etnik grupları etnik topluluk olarak tanımlamıştır .Kürtler , Azeriler ve Araplar en fazla politik ve etnik hareket göstererek diğer gruplardan ayrılmışlardır(4).Fakat Azeriler özelikle muhtemelen de Şii Mezhebi’ne mensup olduklarından Farslılarla daha çok kaynaşmışlardır.Yine etnik kimliklerini dile getirmedikleri sürece bürokraside yer almaktadır-lar.Hatta Rehber Seyyid Ali Hamanei , Azeri kökenli olup; kökenini dile getirmemektedir.

İran’da Fars ulusçuluğunun dinamik unsuru Şiiliktir.ŞiiliğinSünni mezheblerden itikadi ve ibadet yönlerden pek çok farkı vardır.Asıl önemli fark ; iktidarın(halife-imam) Peygamber

efendimizden sonra Hz.Ali geçmesi dolayısıyla iktidarın gasbetildiği söylemidir.İmamlık; Hz.Ali ve onun soyundan gelenlerin hakkıydı.Bu doğrultuda Şiilik tamaman siyasi eksendeoluşmuş bir mezhebtir.Yine bu sistemde on iki imam dini iktidarda bulunmuş; daha sonra on ikinci imam olan Muhammed Mehdi’nin gayb alemine çekildiği iddia edilmiştir.Nihayetinde R.Musavi Humeyni ;Velayet-i Fakih kavramını teorize ederek Şiiliği güncellemiştir.

Fars ulusçuluğunu geliştiren etkenlerden biride İngiliz-Rus rekabetinin yıllar boyu İran’da oluşturduğu tepkidir.Kuzeyde Rus işgali güneyde İngiliz işgali farklı kesimlerdeki insanları ve özellikle Farsları kenetlenmeye itmiştir(5).

___________________________________________________________________________

3.Gülera Yenisey,İran’da Etnopolitik Hareketler 1922-2004,İstanbul,2008,s.86

4.Gülera Yenisey,age.s.185.

5.Gülera Yenisey,age.s.110

Cumhurbaşkanı Hüccetilislam Hasan Ruhani:

Hasan Ruhani, 12 Kasım 1948’de Semnan Vilayeti’nde Şah’a karşı mücadele eden bir aile-de doğdu.Semnan medresesinde eğitim hayatına başlayan Ruhani 1961’de Kum’a gitti.Döne-min sayılı din adamlarının verdiği derslere katıldı.Şah karşıtı gösterilere katıldı ve tutuklandı. İleriki yıllarda (1969-1972)Tahran Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.1999 yılında İngiltere Glasgow Üniversitesi’nde doktora yaptı.Çalıştığı konu ilginçti : “ Ülke Yöne-timlerinde Şeriat’ın Esnetilebileceği “. Tezi ileriki yıllarda bürokraside yükselmesini kolaylaş-tırmıştı.Siyasi kariyerinin esas miheng taşı Irak’da Humeyni ile buluşmasıydı.1977’de Tahran Ark Camii’nde yaptığı konuşmada , Humeyni’ye “ İmam “ ismini veren

ilk kişiydi.Dini eğiti-mini ileri seviyede tamamlayan Ruhani aynı zamanda fetva verme ehliyetine sahip müçtehid.

Devrim sonrası intizamsız askeri birlikleri organize eden ekipte yer aldı.Savunma konsey-lerine başkanlık yaptı.İran-IrakSavaşı’nda üst düzey askeri görevler aldı.Eski cumhurbaşkan-ları Rafsancani ve Hatemi’nin ulusal güvenlik danışmanlığı görevini yürüttü.Akıcı seviyede Arapça ve İngilizce bilen Ruhani bir çok kitap ve makale yazdı.Bir hayli fazla(700) araştırma projesini yönetti.

Ilımlı,pragmatik bir lider olarak anlatılan Ruhani, satır arasında Hameney’i dahi eleştirdiği söylenilir.Batı ile diyalogdan yanadır.”Milli Güvenlik ve Nükleer Diplomasi” adlı kitabı yaz-mış,kitapda uluslar arası ilişkilerde karşılıklı anlaşmaya verdiği önemi anlatmıştır.Yine kita-bında eğer nükleer kriz kendisine bırakılsaydı çözüme kavuşturacağını söylemiş,Amerikalı’la-rı da süreci savsatlamakla itham etmiştir.Siyasette esprili olmasından dolayı kendisine “ Dip-lomatik Şeyh” denildi. 14 Haziran 2013’de yapılan seçimde Ruhani cumhurbaşkanı oldu.Dini lider Hameney tara-fından desteklendiği söylenilen Ruhani reform tarafdarlarından da oy aldı.%72 katılımla %52 civarında oy alan Ruhani’yi hem İran’da hem de uluslararası arenada restorasyon talepleribekliyor.“Seçimlerin gerçek galibi büyük İran milletidir"İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney yayımladığı mesajda, "Seçimlerin gerçek galibi, Allah’ın yardımıyla sağlam bir adım atarak canlı ve kararlı yüzünü, ümit ve iman dolu yüreğini tüm dünyaya gösteren büyük İran milletidir" dedi.Hamaney, mesajında, yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi tebrik etti ve seçimlere yüksek katılım gerçekleştiren İran halkına teşekkürlerini sundu. (1)

Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesi Ankara-Tahran ilişkileri için iyileştirici bir faktör ola- rak görüldü.Ahmedinnecad döneminde Türkiye,Ortadoğu’da istikrarsızlaştırıcı bir devlet gibi algı oluşturuldu. Irak ve Suriye krizinde her iki devlet karşı uç da bulunsa da Ruhani’nin Uluslararası İlişkilerde “kazan-kazan” yaklaşımı de dış faktörlerin olumsuz etkilerini azalt-maya başladı. Ruhani’nin bölgesel istikrar ve karşılıklı bağımlılık düşüncesi Ankara’da olumlu karşılandı.(6)

6.Metin hazırlanırken aşağıda linkleri verilen web. sayfalarından faydalanılmıştır.

Cenk Tamer,Sakarya Üniversitesi Uluslarası İlişkiler http://akademikperspektif.com/2013/11/12/ruhani-donemi-yeni-dis-politika-anlayisi/ erişim: 10.01.2015

Potre:Hasan Ruhani http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-hasan-ruhani erişim:10.01.2015

İran’ın yeni cumhurbaşkanı Hasan Ruhani oldu http://www.aa.com.tr/tr/dunya/193506--iranda-zafer-ruhaninin erişim:10.01.2015

Bayram Sinkaya ,Türkiye-İran siyasi ilişkilerinde son nokta http://www.aljazeera.com.tr/gorus/turkiye-iran-siyasi-iliskilerinde-son-nokta

erişim:10.01.2015

İran’ın Genel Dış Politikası:

İran sadece coğrafyası değil ayrıca Şii kimliğiyle İslam dünyasının “kilit ülkesi”ve/veya “eksen devleti” (pivotal state) olarak nitelendirilebilir. Sahip olduğu bu jeopolitik vejeokültürel kon-um sebebiyle eksen devlet biçiminde kavramsallaştırıldığı köklü bir siyaset geleneği vardır İslam Devrimi ile Dış Politika’da devrim ekseninde yeni açılımlar görülür.Mutlak tarafsızlık, Uluslararası güç blokları ve ittifaklardan uzak durmak, üçüncü dünya ülkeleriyle yakın siyasi ve iktisadi ilişkiler kurmak, Dini esas alan dış politikası ve devrim ihracı stratejisiyle bölgeye yeni bir düzen vermek,İslam Devrimi’ni ihraç stratejisiyle diğer bölge ülkelerine yayarak hem etki alanını geliştirmek ve yeni ittifakarayışları olarak söyleyebiliriz.(7)

Ahmedinnecat’ın keskin düşünceleri uluslar arası ilişkilere yansıyan olumsuz söylemleri ve sadece iç siyasi argüman geliştirmesi İran Dış Politikası’nda olumsuz etki bırakmıştır.Uluslar-arası sistemde İran ile ilgili tıkanıklık bölge ilişkilerinde yeni arayışlara yol açmıştır.Hasan Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesi uluslar arası arenada olumlukarşılanmıştır.Elbette Ha-san Ruhani cumhurbaşkanı seçiminden önce Hamaney tarafından aday gösterilmişti ve seçilmesi noktaında işaret edilmişti.Devrimi’e de sadık bir siyasi yaşamsürdürdü.

İran’da anayasa cumhurbaşkanının görevlerini açıkca belirtmiştir. İran’da yürütme erkinin başı olduğu halde cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin anayasal/siyasal olarak kısıtlı olduğu bilinmektedir. Son yıllarda Ruhaniyet makamı güvenlik sıkıntılarına vurgu yaparak iç ve dış siyasette daha

etkin olmuştur.Tabi ülke çıkarları her şeyin önündedir.Ruhani bunun bi-lincindedir.Nükleer yapılanmaya sahip çıkmıştır.Ayrıca yurt dışı bir çok platforma katılan Ruhani hemkonuşma yapmış hem de ikili ilişkileri geliştirmiştir.Ruhani dış politika saçayağı-nı kurarken seçkin yeni yüzlere yer vermiştir.Karşılıklı bağımlılık ve kazan-kazan politikasını güden Ruhani aynı zamanda itidalli davranmıştır.Söylemlerinde slogan yoktur.Etkili ve yapıcı bir dış politikanın peşindedir.İslam Devrimi sürecini birebir yaşadığı için ülke çıkarlarını ko-ruma noktasında taviz vermeme taraftarıdır.Sadece uyguladığı yöntem farklıdır.(8)

İran komşuları ve diğer devletlerle ikili antlaşmalar yapmak istemektedir.Dünya siyasetine katkıda bulunmak,küresel barışı geliştirmek ve diyalog taraftarıdır.Yine bu bağlamda medeni-yetler arası ilişkilere kültürel bazda katkıda bulunmayı istemektedir.İslamofobi,Medeniyet-lerin Çatışması,Tarihin Sonu,Düşmansızlık gibi batılı argümanları kabul etmemektedir.

Dış siyaset tüm devletler için vazgeçilmez bir unsurdur.Günümüzde devletlerarası ilişkiler karmaşık bir yapı arzetmektedir.Karar alma süresinde devletlerin dışında uluslararası örgütler, şirketler,sivil örgütler,bireyler vb.aktörler ilişkilere yön vermektedir.İran dış politikası, İran Anayasası’nda belirtildiği üzere; İran’ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, ulusal güvenliği-ni korumak ve uzun vadeli kalıcı ulusal kalkınmaya ulaşmak gibi yüce idealler ve hedeflerüzerine kurulmuştur.İran bölgedeki yerini güçlendirmek,İslami demokrasiyi yaygınlaştırmak komşu ve bağlantısız harekete mensup devletlerle diyaloğu ve ilişkilerini arttırmak;gerginlik-leri azaltmak ve anlaşmazlıkları yönetmek, olumlu ilişkiler yoluyla bölgesel ve küresel barış ve emniyeti ilerilere taşımak, kültürel diyalog ve angajman yoluyla uluslararası uzlaşıyı teşvik etmek gibi ideallerini daha ilerilere taşımak istemektedir.

___________________________________________________________________________

7.Atilla Sandıklı,Bilgehan Emeklier,İran’ın Dış Politika Vizyonu ve Jeopolitik Hedefleri http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-173-2014120952iran.pdf

8.Bayram Sinkaya, Ahmedinecad'dan Ruhani 'ye İran Dış Politikasında Değişim: ‘İtidalli DışPolitika’

”ORTADOĞU ANALİZ”,  cilt 6, sayı 61 (Mart-Nisan 2014), s31-33.Ruhani’nin Dış Politika Bileşenleri: Yeni Dünya Düzeni’nde devletler uzaklaşıp kaçmıyor; aksine karşılıklı olarak birebir gör-üşme yolunu seçiyorlar.Üstün güçler veya yeni güçlerce tek taraflı politikalar izlenmesi, çöz-üm üretmemektedir. Toplu hareket ve işbirliği günümüz döneminin özelliklerindendir.Küre-sel düzeyde yaşanan ciddi değişiklik, gücün mahiyetinin değişime uğraması ve de devlet vedevlet dışı aktörlerin çeşitlenmesi ve çoğalması gibi nedenlerle rekabet bu günlerde ciddi ma-nada sivil bir görünüm almış durumdadır. Devletler tek taraflı çıkarları peşinde koşamazlar. Sürekli rekabet,karşı karşıya gelme ve kayıtsız şartsız kabul etme modelleri güncelliğini yitir-miştir.Dünya düzleminde sıfır toplamlı oyun kurmak imkânsızdır.Küreselleşme, toplu hare-ket etme ve işbirliği toplumların çıkarına olacaktır.Bu çerçevede devletler işbirliğiiradesi ge-liştirmelidirler.Tüm bunlara rağmen bugün hala bazı aktörler, eski alışkanlıklarında ısrar ede-rek başkalarına zarar vermek pahasına da olsa kendi çıkarlarına ulaşmayı hedefliyorlar.Büyük güçlerin sıfır toplamlı ve kazan- kaybet yöntemine dayalı oyunlarda ısrar etmesi, bütün aktör-ler için kaybet-kaybet şeklinde sonuçlanmıştır.İran;bölgede artık oyun kurucu ve kendisine ih-tiyaç duyulan bir güç haline gelmiştir. İran kendine has bir dizi tarihi özelliklere de sahip olup bu özelliklerden birçoğu, geçmişte uygun bir şekildekullanılmamıştır. İran yabancı güçlerden bağımsız bir şekilde ve gerçek bir bağlantısız olarak hareket etmiş, özel bir uygulama ile mev-cut dünya düzeni çerçevesinde özgür bir ülke olduğunu ortaya koymuştur.İran ayrıca İslam’ı temel alan bir cumhuriyet olup yeni bir model sunmuştur. Gücünü halkın kalkınma ve devlete sahip çıkma iradesinden almaktadır. 

İtidal, gerçekçiliğe dönüş, özgüven, gerçek idealizm ve yapıcı etkileşimdir. Gerçekçilik,işin özünü anlamak, dünya düzenindeki güç yapısı ve mekanizmasını ve aynı zamanda potansiye-lini ve kurumlarının sınırlarını anlamayı gerektirir.İslami devrim ideallerine derinden inanmak aynı zamanda İran’ın gerçek potansiyelini, gücünü ve ulaşabileği

hedefi iyi rantabl değerlen-direbilmektir. Böyle bir bakış açısı;hakaretvari girişimlerden,aşağılayıcı ve kendini üstün gör-me davranışlardan uzak durmayı gerektirmektedir.İran’ın maddi ve manevi kaynakları, toplu-mun ortak aklı dış politikadaözgüveni teşvik etmektedir. 

Uluslararası düzenin realitesini anlamak açısından İran’ın dış dünya ile karşılaştığı sıkın-tılar bilinmektedir.İran’ın dış dünya ile olan ilişkilerini normlarına geri oturtmak için yeni har-ket tarzı belirlenmelidir.Milli güvenliği sağlamanın yanında, ülkenin konumunu güçlendirmek uzun soluklu gelişimini sağlamak, İran’ı çatışmacılıktan çekip; yapıcı ve uzlaşmaya yönelt-mektir. Bu bakış açısı halka karşı cevap verebilirlik, şeffaflık ve sadakate değer verip, reform- ları güvence altına almaktadır.

Ulusal Güvenlik ve dış ilişkiler açısından bakıldığında İrankrizlerin olduğu yattığı bir coğ-rafyada bulunmaktadır. Filistin topraklarının yıllardır işgal atında olması Ortadoğu’nun refahı ve kalkınmasına darbe vurmuştur. Afganistanve Irak’da ki işgal ve kronik karmaşa, istikrar-sızlık ve şiddet hali daha da kötü bir durum almıştır. Arap dünyasındaki siyasi hareketler ve kanlı olayların başlangıcında bazı çevrelerce “Arap Baharı-Uyanış” denilen hareketle, bölge- ye yeni bir istikrarsızlık unsuru eklenmiş oldu.(9)

___________________________________________________________________________9.Cevad Zarif,İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Dış Politikası Nedir? http://turkish.farsnews.com/printable.aspx?nn=9302080256 erişim:10.01.2015.

Ruhani ve Nükleer Enerji :

İran dış politikasının en önemli gündem maddesi nükleer santraller. Uluslararası baskılara rağmen İran, yüzde 20 düzeyinde uranyum zenginleştirmeyi başardı ve nükleer teknolojide ilerleme kaydetti.İran’a yapılan ekonomik yaptırımların yıllar boyu tek sebebi nükleer santraller ve nükleer silah üretimi şüphesidir.İran uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerden büyük ölçüde izole edildi.Ruhani; hükümetin nükleer enerji konusunda tam yetkiye sahib

olduklarını ,siyasi özgürlüklerinin bulunduğunu belirtmiştir.Gerekirse referanduma gidebile-ceklerini söylemiştir. İran devletinin nükleer konuda  hakkından asla geri adım atmayacağının bilinmesi gereğine vurgu yapan Ruhani,İslami İran nükleer tesisleri ve teknoloji faaliyetleri konusunda kuşku olmadığını  belirterek, bugün müzakere taraflarının da, İran'a yönelik baskı ve yaptırımların bir sonuç getirmeyeceğine inandıklarını söyledi.Müzakerelerin  nihai bir anlaşma ile sonuçlanacağına inandığını belirtirken,  santrifüjlerin faaliyetlerinin kesinlikle kesintiye uğramayacağını  ve  İran halkının  yaşam düzeyinin  daha iyi olacağını söyledi.Ruhani, İran milletine hitaben, halihazırda durumun geçmiş yıllardaki gibi olmadığını  belirterek, "bugün İran'ın konumu çok açıktır ve dünyada bugün kimse İran, 5+1'in sözünü kabul etmeli, yaptırımlar arttırılmalı ve nihai anlaşmaya varılması için İran'a baskı yapılsın diye konuşmuyor''  ifadesini kullandı.(10) Ruhani, Buşehr nükleer santralin gerçekte dünyaya, İran’ın yalnızca nükleer enerji ve nükleer elektrik üretimi peşinde olduğunu gösterdiğini belirterek, İran’ın elektrik ihtiyacının bir bölümünün nükleer teknolojiden karşılanması gerektiğini belirtmiş,fosil kaynaklarının hızla tükendiğini söylemiştir. Rusya, İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya’dan oluşan P5+1 Grubu ile yürüttüğü nükleer görüşmelerde bir nevi ortağı ve uluslararası müttefiki olarak yer alıyor.

 İran, Ruhani'nin vadettiği gibi büyük güçlerle çatışmadan kaçınma ve bölgesel güçlerle iş-birliği için tansiyonun nükleerprogramını 'şeffaflaştırma' yoluna gidebilir. Bu amaçla çeşitligözlemci heyetler İran'ın nükleer tesislerine davet edilebilir,Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği geliştirilebilir. Yine bu doğrultuda İran'ın Aralık 2004'te imzaladığı NPT Ek Protokolü'nün onaylanması gündeme gelebilir.(11) Bununla beraber bütün siyasi hesaplarını nükleer meselenin haline ve yaptırımların bertaraf edilmesi üzerine kurmuş olan Ruhani yönetimi elindeki en büyük kozu henüz kullanmamıştır. Bukoz İran'ın 2004'te imzaladığı NPT Ek Protokolleridir. İran bu

protokollerin onaylanması hususunu müzakerelerin son aşamasına dek elinde bir koz olarak tutacaktır.(12)

___________________________________________________________________________

10.Nükleer Müzakereler Nihai Anlaşmayla Sonuçlanacak, http://turkish.irib.ir/haberler/iran/item/326014-ruhani-n%C3%BCkleer-m%C3%BCzakereler-nihai-anla%C5%9Fmayla-sonu%C3%A7lanacak erişim:10.01.2015

11. Bayram Sinkaya,Ruhani’nin Cumhurbaşkanı Seçilmesi ve İran’da Değişim,

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/perspektif/sinkaya/2013/06/22/ruhaninin-cumhurbaskani-secilmesi-ve-iranda-degisimerişim:10.01.2015

12.Bayram Sinkaya, http://www.dunyabulteni.net/haber/281278/iran-d5-1-cenevre-anlasmasinin-arkaplani-ve-sonuclari-bayram-sinkaya erişim:10.01.2015

Genel Sonuç:

İslam Cumhuriyeti dış politikasının milli düzeyde toplumsaluzlaşı ve dış dünya ile yapıcı etkileşim ve işbirliğine yönelikolacağı düşünülmelktedir.İzzet, hikmet ve maslahat ilkesi, İrandış politikasına yön verecektir. Bu genel stratejinin hedefiİran’ın milli güvenliğini güçlendir-mek; dış tehditleri ortadankaldırmak veya etkisizleştirmek, İslamofobi ve İranofobi ilemüca-dele, ülke konumunu yüceltmek ve kapsayıcı bir gelişimsağlamak olacaktır.  İslam Cumhuriyeti ileriye dönük hareketinde birkaç kilithedef takip etmektedir: Öncelikle İran ikili ve çok yönlüilişkilerini anlamlı angajmanla, büyük devletlerle,kuruluşlarla, bu ara-da uluslararası ekonomi kuruluşlarıylageliştirip, derinleştirecektir. Çok yönlülük, İran dış po-litikasında eksen rolü üstlenmektedir. Bu ise etkin birişbirliği ile küresel normları oluşturmak ve aynı görüşüpaylaşan devletlerin koalisyonunun barış ve istikrara yönelikçabalarını gerek-tirmektedir.  İran başta Filistin olmak üzeredünyada zülüm altında bulunan tüm halkları des-teklemeyi veayrıca Siyonizm’in İslam dünyasında sorun yaratma girişimlerinekarşı olmayı sürdürecektir. Mevcut acil sorunlar ışığında, İran bir takım acilhedeflerine odaklanmayı sürdürecektir. Birinci öncelik

uluslararası camiada meydana gelen İran karşıtlığınıetkisizleştirmek ve niha-yetinde ise yenilgiye uğratmakolacaktır. Bu İran karşıtlığı İsrail ve Amerikalı destekçilerta-rafından yaratılmış olup hedefleri İran’ı güvenlik konusuhaline getirmektir. Bu doğrultuda kullanılan temel araç isebarışçıl nükleer program konusunda kriz yaratmaktır. İranaçısından bu kriz tamamen uydurmadır.İranın bilimselkazanımlarının korunması, İran’ın nükleer silah-larınyayılmasının önlenmesi anlaşmasından doğan haklarına saygıduyulması için ve ayrıca yabancı güçler tarafından empozeedilen adaletsiz yaptırımları sonlandırmak için hiç zamankaybetmeden girişimde bulunmuştur.  İran nükleer silahlara ilgi duymamakta ve bu gibi silahlarıngüvenliğini artıramayacağına inanmaktadır. İran düşmanlarınakarşı nükleer silah kullanımını engelleyecek imkanlara sahipdeğildir.İran Devleti hatta İran’ın nükleer silah peşindeolduğu İran dış tehditleri diğer dünya ülkeleri bilhassa komşuülkelerle askıya alınmış konuları çözümlemek yoluyla gidermeyeçalışacaktır. Sonuç olarak Ruhani’nin yapıcı etkileşimi sağlamataahhüdü, diyalog ve diğer ülkelerle eşit konumda bir ilişkiyikarşılıklı saygıya dayalı ve ortak çıkarlara hizmet etmeyigerektirmektedir. Bu yaklaşıma göre diğer aktörlerle gerginliğiazaltmak, güven artırıcı giri-şimlerde bulunmak ve nihai biruluslararası huzura ermek için çaba sarf etmeyi gerektirmek-tedir.  Güven artırıcı önlemler ve işbirliği İran’ın bölgedeki temelpolitikasını oluşturacaktır. İran geçen sene Fars körfezindegüvenlik ve işbirliği tertibatı oluşturmayı önermiştir. İransorumlu bir bölgesel oyuncu olarak radikalizm ve şiddetiazaltmak için bölge ülkeleri ve ötesi ile ikili, bölgesel veçok taraflı aktif işbirliği yapacaktır. İran ,Amerika birleşikdevletleri ile mevcut farklı düşüncelerini azaltarak ve dahafazla gereksiz gerginliğin çıkmasını önlemek adına bil-ge birşekilde davranacak ve böylelikle zamanla gerginlikleriazaltacaktır. İran ayrıca Avrupa ülkeleri ve diğer batılıülkeler ile önceki ilişkilerin canlandırılması ve ilişkileringeliştirilmesi hedefiyle işbirliğine gidecektir. Bu normalleşmesüreci karşılıklı saygı ve çıkar temeline dayalı olmalı vetarafların meşru olan ilgi alanlarına odaklanmalıdır. İran aynızamanda Çin, Hindistan ve Rusya gibi diğer güçler ile dostaneilişkilerini güçlendirecek ve geliştirecektir. İran 2015 yılınakadar bağlantısızlar hareketinin başkanlığını üstlenmiştir ve

gelişmekte olan dünyada yeni zuhur etmiş güçlere elini uzatacakve onların sahip olduğu büyük potansiyeli  değerlendirecektir.  İran’ın bu çabalarının başarılı olmasıiçin diğer hükümetler İran’ın rolünün Orta doğu ve ötesindekirolünü kabul etmeli ve İran’ın milli hukuk, çıkarlar ve meşrugüvenlik anlayışına saygı göstermelidirler. Ayrıca diğer diğeryönetimler, İran halkının hassasiyetlerini, bilhassa milliizzet ile ilgili bağımsızlık ve kazanımlarını ciddiyetledikkate almalıdırlar. Batılıların, bilhassa Amerikanlılarıngeçmişte yaptıkları yanlış analiz ve uygulamalardan kaçınmalarıiçin, İran ve Ortadoğu ile ilgili anlayışlarını değiştirmeye vebölgeyle ilgili gerçeklere daha iyi bir anlayışla yaklaşmayaihtiyaçları var. Şu an oluşmuş ve bir daha eldeedilemeyebilecek bu tarihi fırsatın cesur bir yönetim anlayışıile değerlendirilmesi gerekir. Bu fırsat kaçırılmama-lıdır. Geleneksel olarak birbirine yakın olan Rusya ve İran'ınmevcut ilişkilerinde zorluklar çıktı.Bu, hem Güney Kafkasyauğruna jeopolitik mücadele hem de Tahran'ın tecrittenkurtulmak için Batı'yla enerji alanında iş birliğine ilgigöstermesi ile ilişkilendirilir. Buna rağmen, her iki ülkeninyönetimi ortak jeopolitik çıkarlara sahip olduklarını ve budüzlemde daha yoğun iş birliği yapacaklarını beyan ediyor. Busırada Hazar'ın statüsünün belirlenmesinde tarafların ortakkonuma gelmesi mümkündür. Tahran'ın Ankara ile ilişkilere özel önem vermeyebaşladı.Ortadoğu ve Kafkasya'da etkili ülke olarak Türkiye,İran'ın ilgi alanı dâhilindedir. Sünni ve Şiiler arasındagözlenen gerilim, bölücülük ve terör tehlikesi alanlarında dabu iki devletin iş birliği yapma zorunluluğu göz önündedir.Burada Batı'nın bölge politikasının karşıt unsurları veenerji faktörü unutulmamalıdır. Bu anlamda İran'laTürkiye'nin keskin çatışmaya girmeyecekleri öngörülebilir. Buaçıdan Tahran'ın Güney Kafkasya politikasında yeniliklerolabileceği muhtemeldir. İran Cumhurbaşkanı'nın Azerbaycan'a ziyareti sırasındavarılan anlaşmalar bu bağlamda umutları artırıyor. Aynızamanda, onu da diyelim ki, Tahran Erivan’la yoğunilişkilerinden vazgeçmiyor. Hatta bu alanda çok dahailerledi. İran'ın dış siyasetinde Suudi Arabistan faktörüciddi yer tutmaktadır. Bu ülke ile ilişkilerde sorunlar azdeğildir. Her iki ülke birbirine karşı siyasi, jeopolitik veekonomik adımlar atıyor. Riyad'ın Katar’ı bölgede

sıkıştırması, onu Tahran’la yakınlaşmaya sevk ediyor. Busürecin ne kadar süreceğini söylemek zordur.İran'ın bölgeselçapta jeopolitik önemi gerçekten de artmaktadır. Buradakarmaşık oyunlar oynandığına şüphe yoktur. Fakat İran büyükdevlet olarak adımlar atıyor.Jeopolitik nüfuzunu eldenbırakmayacağı düşünülüyor.Ruhani'nin İran dış politikasınagetirdiği hareketliliğin karşılık bulmadığı iki ülke oldu;İsrail ve  Suudi Arabistan. İran’da değişimi inandırıcıbulmayan bu iki ülke Cenevre anlaşması çerçevesinde İran ileABD ilişkilerinin yumuşamasından da rahatsız oldu.Ruhani'nin‘yeni’ dış politikasına rağmen bazı bölgesel sorunlarkarşısında İran’ın tavrı değişmemiştir. Özellikle Suriyemeselesinde Ruhani yönetimi önceki hükümetin pozisyonununeredeyse aynen korumuştur. Suriye meselesi karşısında İran’ıntutumundaki devamlılık, Ruhani’nin İran dış politikasınıdönüştürme konusundaki niyetinin ve kapasitesininsorgulanmasına neden olmaktadır. Ancak unutulmamalıdır kiitidalli dış politika hem tanımı gereği, hem de İransiyasetindeki yapısal süreklilik unsurlarından dolayı hızlıdeğişimlere yol açmayacaktır. 

Ruhani'nin en büyük avantajı da muhafazakarlara hitapedebiliyor olması çünkü Hamaney'le güvene dayalı bir ilişkisivar. Buna karşılık daha mutedil ve teknokratik bir duruşuvar.İtidalli değişimin hassas yapısı İran ile ilgili herkesinçok dikkatli olmasını gerektirmektedir.Uluslararsı toplum İranİslam Cumhuriyeti’ni olduğu gibi kabul etmelidir.El-betteİran’da hızlı bir değişim beklenmemelidir.Uluslararsıilişkilerde diyaloglar açık ve tartı-şılır olmalıdır.İran’ındış politikada ki kazanımı İran iç siyasetini olumluetkileyecektir.(13)

13.Sinkaya, Bayram. "Devrimden Günümüze İran Dış Politikası’nın Dönüşümü."Mülkiyeliler BirliğiDergisi 247.5-6.”ORTADOĞU ANALİZ”,  cilt 6, sayı 61 (Mart-Nisan 2014), s31-33.

İran Siyasi Harita ve Bayrağı

https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ir.html erişim:10.01.2015

Federal İran Irak Cumhuriyeti:

Kaynakça:

Abrahamian,Ervand,Modern İran Tarihi,İş Bankası Yayınları,İstanbul,2008.

Atabaki,Touraj,Erik Zürcher,Türkiye ve İran’da Otoriter Modernleşme Atatürk ve Rıza Dönemleri,İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınevi,İstanbul,2012.

Adıbelli,Barış,Doğu-Batı Yol Ayrımında İran İdeoloji,Devlet ve Dış Politika,Bilim Gönül Yayınları,İstanbul,2012.

Ahmedi,Hamid,İran ulusal kimlik inşası,Küre Yayınları,İstanbul,2009.

Beşiriye,Hüseyin,İran’da Devlet,Toplum ve Siyaset,Ağaç Kitapevi,İstanbul,2009.

Dabashi,Hamid,İran:Ketleşmiş Bir Halk,Metis Yayınları,İstanbul,2008.

Djalili,Mohammad-Reza,Kerner,Thierry,İran’ın Son İki Yüzyıllık Tarihi,Bilge Kültür Sanat Yayınları,İstanbul,2011.

Okyar,Onur,İran ve Demokrasi,Ötüken Neşriyat,İstanbul,2014.

Sarıkaya,Yalçın,Tarihi ve Jeopolitik Boyutlarıyla İran’da Milliyetçilik,Ötüken Neşriyat,İstanbul,2008.

Sinkaya,Bayram,”Devrimden Günümüze İran Dış Politikası’nın Dönüşümü,”Mülkiyeliler Birliği Dergisi,cilt 247,sayı 5-6,Ankara,2005

Bayram Sinkaya, Ahmedinecad'dan Ruhani 'ye İran Dış Politikasında Değişim: ‘İtidalli Dış Politika’”ORTADOĞU ANALİZ”,  cilt 6, sayı 61 (Mart-Nisan 2014), s31-33.

Sinkaya,Bayram,”Şii Ekseni Tartışmaları ve İran”,Avrasya Dosyası,Sayı.3,Ankara,2007.

Yenisey,Gülera,İran’da Etnopolitik Hareketler 1922-2004,Ötüken Neşriyat,İstanbul,2008

Zorbozan,Sercan(editör),İran “Tarihin Kavşağında Açık Hedef”,Profil Yayınları,İstanbul,2013.

.

 Arif Keskin,İran’da Fars Milliyetçiliğinin Üç Dalgası: “İranlılığa” Giden Yol http://www.gunaskam.com/tr/index.php?option=com_content&task=view&id=42 erişim:01.01.2015