Muhalefetten İktidara Menderes Dönemi (1946-1954)

33
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ YÜKSEK LİSANS TÜRKİYE’DE SİYASAL ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI BELGELERLE II DEMOKRAT PARTİ ALTIN YILLARI (1950-1954) NAZLI ELİF GEYVELİ

Transcript of Muhalefetten İktidara Menderes Dönemi (1946-1954)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ

YÜKSEK LİSANS

TÜRKİYE’DE SİYASAL ÖRGÜTLENME

ÇALIŞMALARI BELGELERLE II

DEMOKRAT PARTİ ALTIN YILLARI

(1950-1954)

NAZLI ELİF GEYVELİ

ANKARA

2015

İÇİNDEKİLER

1. Giriş: Demokrat Parti’nin Doğuşu’na Giden Yol………..……………………….3

2. Demokrat Parti’nin Altın Yılları (1950-1954)……………………………………….

I. Demokrat Parti’nin Fikri ve Siyasi Yapısı.………….…………………….7

II. Demokrat Parti’nin İlk İcraatı….………………………………………….10

III. Demokrat Parti’nin Ekonomi Politikası….………………………………..12

IV. Demokrat Parti’nin Sosyo-kültürel Politikaları….….…………………….14

V. Demokrat Parti’nin Dış Politikası…..………………...……………………16

3. Sonuç…………………………………………………………………………………17

4. Kaynaklar……………………………………………………………………………18

5. Ekler………………………………………………………………………………….21

ÖZET

Bu çalışma Demokrat Parti’nin doğuşu, siyasi pozisyonu, muhalefeti, iktidara gelişi ve iktidardaki altın yılları olarak adlandırılan 1950-1954 tarihleri arasındaki siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel politikalarıyla dış politikası hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu sebeble önce dönemin tarihsel arka planına bakarak tek partili sistemden çok partili sisteme geçişin iç ve dış nedenleri araştırılmış, çok partili sisteme geçişte Demokrat Partinin doğuşu dörtlü takrir ileincelenmiş sonrasında da muhalefet yıllarına değinilmiştir. İkinci kısım ise Demokrat Parti’nin 1950’deiktidara gelişinden 1954’e kadar ki sürecini yani altın yıllarını incelemektedir. Bu bölümde Demokrat Partinin fikri yapısı, siyasi duruşu ilk olarak incelenmekte ardından sırasıyla Demokrat Parti’nin ilk icraatı ki bunlar iktidara reel olarak sahip olma amacıyla yaptığı

icraatıdır, ardından da ekonomik, sosyo-kültürel ve dış politikaları incelenip konu tamamlanmaktadır.

1. Giriş: Demokrat Parti’nin Doğuşuna Giden Yol

Çok partili sisteme geçilmesinde hem iç hemde dış faktörler oldukça etkili olmuştur. Bu içfaktörlerden ilki meclis içinde bağımsız gruplarınyetersiz kalmasıdır. 1939 yılında meclisteki bağımsızmilletvekili sayısı sadece yirmidokuzdur. Bu amaçla önceCHP Kurultayı’nda ‘’Müstakil Grup’’ denilen bağımsızmilletvekillerinden oluşan bir muhalefetin oluşmasınayönelik adımlar atılmıştır. Lakin bu grubun gerçek birmuhalefet işlevi görmesi imkansızdır. Başta bu grup İsmetİnönü’ye bağlı olarak çalışmaktadır. İkinci olarak iseMüstakil Grup Başkan Vekili İsmet İnönü tarafındanseçilmektedir. Son olarak ise bu grup her ne kadariktidarı denetleme ve eleştirme amacı ile kurulmuş olsa daMüstakil Grup Vekilleri bakan olarak dahi çalışmışlardır.Haliyle böyle yapay bir muhalefetin üstüne düşen denetlemeve eleştirme görevlerini yerine getiremeyeceğine duyulaninanç çok partili sistemin gerekliliğini taraflara ispateder nitelikte olmuştur.

Çok partili sisteme geçişte iç faktörlerdenikincisi ise hiç kuşkusuz ‘’devletçilik’’ politikalarıolmuştur. İkinci Dünya savaşı’nın getirdiği zor koşullarsebebiyle getirilen ‘’Toprak Mahsulleri Vergisi’’ küçükçiftçileri devlete küstürmüştür. Bu durumu düzeltmekisteyen CHP iktidarı ise ‘’ Topraksız Köylüye ToprakDağıtılmasına ve Çiftçi Ocakları’nın Kurulmasına Dair YasaTasarısı’’ hazırlamıştır. Bu durum ise büyük toprak sahibimilletvekilleri başta olmak üzere yoğun bir eleştiriyesebebiyet vermiştir. Bir de İnönü’nün daha önceden büyüktoprak sahiplerine topraklarının korunacağına ilişkingüvence verdiği de hesaba katılırsa bu yasa tasarısınınneden ciddi bir muhalefete sebebiyet verdiği daha iyi

anlaşılabilir. Bu tasarıyla ilgili söz alan Adnan Mendereskendi fikirlerini birkaç noktada toplamaktadır;

I. …. İyi bir hazırlık mahsulu değildir. Böyle bir kanunun tatbikinisağlayacak müesseselerin temeli atılmamış, vasıtaları yaratılmamış,elemanlar yetiştirilmemiştir…

II. Hükümet tasarısının dayandığı mucip sebebler yerinde değildir.III. Geçici Komisyonun hazırladığı metinle Hükümet tasarısının birçok hatalı

ve zararlı hükümleri tadil edilmiş… yeni hükümler ilave olumuştur.IV. … bazı maddelerin üçüncü defa müzakeresi usüle ve içtüzüğe aykırı…V. Tarım Bakanlığı’nın on sene evvelki düşünüşleriyle bugün Hükümetçe

huzurumuza getirilen tasarı arasında külli fark vardır.1

Kısaca parti içi muhalefet bu tasarıyı birnevi büyük toprak sahiplerinin fedakarlıklarını sömürüponların emeklerine sahip çıkmak olarak adlandırmakta vetasarının faydadan çok zarar getireceğini söylemektedir.Bu tasarı CHP içindeki muhalefete bir kimlik kazandırmaktave ilerleyen günlerin ilk habercisi olmaktadır.

Büyük tepkilere sebebiyet veren bir diğer yasaise ‘’Varlık Vergisi’’ olmuştur. Varlık vergisi esasen birservet vergisidir. Herhangi bir itiraz mercii yoktur.Saptanan vergi eğer ödenmez ise mükelleflerin mallarınahaciz konulabilir, mükellefler tutuklanabilir ya daçalışma kamplarında çalıştırılabilmektelerdi. Vergininsaptanmasında din önemli idi. %12,5, %50, %25 ve %5 olmaküzere farklı matrah uygulaması söz konusu idi. %50 ile enbüyük kısım gayrimüslimlere aitti. Ödeyemeyenler Erzurum’ataş kırmaya gönderilince ödeyememe korkusu yaşayanyükümlüler taşınmazlarını oldukça düşük fiyattan sattılar.Bu durum hem CHP içinden hem kamuoyundan hem yabancıkonsolosluklarca çok sert eleştirilecek hatta İstanbulDeftardarı Faik Ökte anılarında yaşananlar sebebiyle‘’hepimizin toptan Yüce Divan’a sevk edilmeyişimize hala hayret ederim’’

1 TBMM Zabıt Ceridesi, 7. Dönem, Cilt: 17, Birleşim: 55, Sayfa: 117, (16.05.1946), Tutanak Dergisi (bundan böyle TBMMZC, 7. Dönem, (16.05.1946),C:17, S: 117 şeklinde gösterilecektir)

diyecektir2. Faydadan çok zarar getiren bu yasakaldırılacaktır ama CHP’ye duyulan güveni de yokedecektir.

Çok partili sistem öncesi tepki toplayan sonyasa ‘’Milli Korunma Kanunu’’ olurken son tepki toplayanvergi ise ‘’Toprak Mahsulleri Vergisi’’ olucaktır. ToprakMahsuller Vergisi bir nevi Aşar vergisine benzemektedir.İhtiyaç olunan tarım ürünlerinin sağlanması içinçıkarıldıysa da tam ters bir etkisi olmuş, çiftçinin emeğisömürülürken karaborsacılık zirve yapmıştır. Milli KorunmaKanunu ise hükümete çok geniş yetkiler vermektedir. Şöyleki; üretilecek ürün hükümetçe saptanacak, devlet mülklerizaptedebilecek ve her 40 dönüm arazi için bir çift öküzmilli müdafaa yükümlülüğü dışında tutulucak yani 40dönümün altındaki arazilerde çiftçi hayvanlarını devleteverecekti. 3

Bu yasalar halkın CHP’ye tepki duymasına yolaçmış devletçi politikaların prangalarında kurtulupserbestlik ister olmuşlardır. Öte yandan CHP’nin kenditabanının bir parçası olan bürokratları koruması ve onlarayardımlarda bulunması, savaş nedeniyle fiyatların aşırıyükselmesi, parti nüfuzundan yararlanarak bazı kimselerinkaraborsacılık ile haksız kazanç sağlamaları4 halkı artıkcanından bezdirmiştir.

Çok partili sisteme geçişteki dış neden isehükümetin savaş döneminde içerisinde yer almayı planladığıgrubun liberal demokrasiyi desteklemesi ve aynı zamandaonların kendi içerisinde yer almak isteyen hükümetlerin buyönde adım atmasını istemesidir. Daha somutlaştırmak için,örneğin BM anayasası’na göre örgüte sadece demokratik

2 Faik, Ökte, Varlık Vergisi Faciası, İstanbul, 1951, Nebioğlu Yayınevi, S:2133 Baskın, Oran, (ed), Türk Dış Politikası, İstanbul, 2011, İletişim Yayıncılık, S: 2394 Mustafa, Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara , 2004, Phoenix Yayınevi , S: 24

rejime sahip olan devletler katılabilmektedir. Türkiye desavaş dönemi içerisinde özellikle SSCB karşısında batılımüttefiklerinin desteğine ihtiyaç duymaktaydı bu nedenledış konjonktürün de etkisi çok partili sisteme geçişteetkili oldu.

Tüm bu gelişmeler ‘’Dörtlü Takrir’’ indoğmasına etken olmuş ve böylece çok partili hayatageçişte mihenk taşlarından biri olan bu ‘’takrir’’ 7Haziran 1945’te CHP Meclis Grubu Başkanına görüşülmetalibiyle sunulmuştur. Dörtlü Takrir adı bu önergeyi dörtmilletvekilinin imzalamasından ileri gelir. Bumilletvekilleri Adnan Menderes, Celal Bayar, RefikKoraltan ve Fuat Köprülü’dür. Aynı zamanda bumilletvekilleri 1945 bütçe görüşmelerinde de alehte oykullanmaktan çekinmemişlerdi. Önergede özetle;vatandaşların hak ve hürriyetlerini daha fazlakullanabilme imkanının sağlanmasını ve anayasanın herkeseeşit olarak tecellisini sağlayacak tedbirlerin alınmasınıöngörüyordu.5 Ama önerge reddedildi ve Celal Bayar hariçdiğer milletvekilleri ihraç edilince Celal Bayar’da tepkigöstererek kendisi de istifa etmiştir. Bu önergenin reddive ardından gelen ihraç ve istifalarla Demokrat Parti’ninkuruluşuna giden süreçte başlamıştır. Pek tabii Dörtlerinyeni bir parti kurulması hem kamuoyu hem de meclistarafından beklenirken Dörtlerden önce Nuri Demirağadındaki bir iş adamı ‘’Milli Kalkınma Partisi’’ni kurdu.Ama asıl ilgi Dörtlerdeydi ve Dörtler hem CHP içindekikendilerine yönelik muhalefetle hem de köşe yazarlarıylamücadele ediyorlardı. Bu zorlu süreçte parti programıhazırlanmış ama önce İnönü’ye sunulmuştur. Bir nevi icazetalınmış Terakkiperverler’in akıbetine uğramaktankaçınılmaya çalışılmıştır. Böylece 7 Ocak 1946’da kuruluşdilekçesi İçişleri Bakanlığı’na sunulmuştur.

5 Şarika, Gedikli, Berber Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş Sürecinde Sivil Hükümet Darbesi: CHP’de 35’ler Vakası, Akademik Bakış Dergisi, 2012, Cilt: 6, No: 11, S: 137

Demokrat Parti kurulduktan sonra hızlı birörgütlenmeye gitmiştir. Lakin bu yolda pek çok sorunlakarşılaşmıştır. Memurlar devlet adına değil sanki hükümetadına çalışıyor gibi bir tutumla DP teşkilatlanmasınıönlemek, partiye üye olunmasının önünü kesmek içinuğraştılar. CHP ise DP’nin sonunun daha önce kapatılanpartiler gibi olucağını sıklıkla dile getirerek,vatandaşların partiden uzak durmaları konusunda karapropaganda yapıyordu. DP’nin bu konu hakkındakişikayetleri ise hiçbir bakanlıkça kabul edilmiyorhasıraltı ediliyordu. Tek dereceli seçim yasasının kabulu

sırasında söz alan Adnan Menderes’de bu konuyadeğinmiştir.

‘’…Bugün hala Halk Partisinden başka siyasi partiler ve matbuat türlübaskılar ve kanuni engeller altındadır…’’6

DP kurulduktan yalnızca beş ay sonra seçimegitme kararı alan meclis DP tarafından eleştirilmiş. Budurum bir nevi muhalefetin hazırlıksız olarak seçimegitmesini böylece de başarısız olmasını garantiye almadüşüncesi olarak değerlendirilmiştir. Öte yandanseçimlerin güvenilir bir ortamda yapılabilmesi için degerekli adımlar atılmamıştır. Bu nedenlerle DP belediyeseçimlerini boykot ederek katılmadı. Milli KalkınmaPartisi’de seçimler de yolsuzluk yapıldığını ileri sürerekseçim günü seçimler de yer almayacağını duyurdu. Böyleceyine tek parti CHP seçimlere katıldı ama çok düşük birsiyasi katılımla seçimler gerçekleşti. Seçimlerde poliszoru ile oy kullanıldığı, oylarda usulsuzluk olduğumuhalefet cephelerinde sıklıkla dile getirildi. Böyleceiktidar ve muhalefet arasında sert dialoglar vuku buldu.

Genel seçimler de yaklaşmaktaydı. DP bu seferseçimlere katılmaya karar verdi ve bir bildiri yayınladı.

6 TBMMZC, 7. Dönem, (13.06.1946), C: 22, S: 216

Halk Partisi’nin ne pahasına olursa olsun memlekette ciddibir muhalefete yer vermemek maksadıyla hareket ettiği,hala yürürlükte olan anti-demokratik yasalarındeğiştirilmediği, yurttaşlara oy serbestisinin güvenaltına alınmadığı, seçmenler üzerinde baskıların devamettiği, Cumhurbaşkanı’nın halen CHP Başkanı olarak yaptığıçalışmaların üzüntü yarattığı, bu durumun sakıncalıolduğunun yaşananlarla kanıtlandığı ancak DP’nin tüm buolumsuzluklara rağmen ülke çıkarlarını gözeten birfedakarlıkla seçimlere katılmaya karar verdiği duyuruldu7.Ama örgütlenmesini tamamlayamadığı 16 ilde seçimlerekatılamıyordu. Yapılan usülsüzlükler, yolsuzluklaryüzünden her ne kadar eleştiri alsada genel seçimsonuçları 24 Temmuz’da açıklandı. DP’nin milletvekilisayısı 64’te kalırken CHP 395 milletvekilliğini aldı.Genel Başkan Bayar verdiği demeçlerle CHP’yiyolsuzluklarla itham etmiş, seçimi bu yolsuzlukları ilekazandıklarını söylemiştir. Bu demeci yayınlayan gazetelerise Sıkıyönetim Komutanlığınca kapatılmış ve seçimieleştirmek de yasaklanmıştır. Lakin eleştirilerdinmemiştir. CHP içinden bile İl Başkanları İnönü’yeyapılan hukuksuzluklarla ilgili telgraflar çekmişlerdir.Yapılan itirazlara yönelik hiçbir adım atılmamış. CHPiktidarıyla seçimler sonuçlanmıştır. Lakin bu seçimlerCHP’ye en büyük zararı vermiş kaybettiği prestijini birdaha da kazanamamıştır.

Kurulan Peker Hükümeti ile muhalefet-iktidarilişkileri daha da bozulmuş. Menderes’e hakaret edenPeker’in, ki kendisi menderes için ‘’psikopat bir ruh’’8

tabirini kullanmıştır, özür dilememesi üzerine DP meclistoplantılarına katılmayacaklarını açıklamıştır. Bu süreçİnönü’nün devreye girip DP’yi meclise katılmaya ikna edenedeğin sürmüştür.

7 Mustafa, Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara,2004, Phoenix Yayınevi, S: 858 TBMMZC, 8. Dönem, (18.12.1946), C:3, S: 24

16 Şubat muhatarlık seçimleri de oldukça olaylıgeçer, yolsuzluk iddiaları yine gündemdedir. Sandıklarınasahip çıkan halk ile jandarma arasında da bazı olaylarvuku bulur. 80’e yakın köyde olaylar çıkmıştır. 7 kişihayatını kaybetmiş, 167 kişi ise yaralanmıştır. DPseçimlerde nizama, kanuna uyulmadığınu, jandarmanınsonuçlara müdahale ettiğini ve seçim yasasının yetersizolduğunu ifade ederek 6 Nisan 1947 ara seçimine ve 30Mayıs 1947 muhtarlık seçimine katılmadı. Bu gerginlikortamını yatıştırmak için yeniden İnönü’ye dönüldü,iktidar ve muhalefet arasında yumuşamayı sağlamak adınadialogları başlattı ve bu süreç 12 Temmuz Beyannamesi ilemeyvesini verdi. Beyanname ile bir nevi çok partilihayattan geri dönülemeyeceğini bu süreçte her partininhiçbir baskıya uğramadan varlığını sürdüreceği dilegetirilmiştir. Bu Beyanname muhalefete bir hayat sahasıvermiş demokrasi tarihimizdeki dönüm noktalarından biriolmuştur. İki parti yumuşamaya giderken kendi içlerindekiradikallerde tasfiye edilmiştir.

2. Demokrat Parti’nin Altın Yılları

I. Demokrat Parti’nin Fikri ve Siyasi Yapısı

Demokrat Parti’nin fikri ve siyasi yapısınıanlayabilmemiz için öncelikle Parti Programı’ndaki temelilkeleri ve amaçlarına sonrasında ise Büyük Kongrelerine,Hürriyet ve Milli Teminat Misakı’na ve seçim kampanyasınabakmamız yerinde olucaktır.

Demokrat Parti Programı’nda kuruluş amacıdemokrasinin ileri bir anlayışla gerçekleştirilmesi veyürütülmesine hizmet etmek olarak tanımlanmıştır. DemokratParti yayınladığı programla cumhuriyetçi ve sosyaldemokrat kişiliğini vurgulamakta ve insan haklarına ileişçi haklarına ayrı bir önem vermektedir. CHP’nin altıokunu ise kendi liberal düşüncesiyle harmanlayarak

benimsemiştir. DP yerel yönetimler konusunda onlarıngüçlendirilmesi gerektiğini, üniversite özerkliğininsağlanmasını, özel ve devlet sektörü ayrımına giderek özelsektörün çalışma alanının rahatlatılmasını, ekonomik refahiçin kalkınma programlarının oluşturulmasını, planlıziraat programların izlenmesini, denk bütçeye gidilmesini,vergide adaletin sağlanmasını ve büyük yol şebekelerininkurulmasını sağlamak adına çözümler getireceklerini,bahsedilen konularda adımlar atacaklarını söyleyerek bukonular başta olmak üzere pek çok alanı partiprogramlarında düzenlemektedirler.

Parti Programları’ndan hareketle CHP ve DParasındaki farklara bakacak olursak asıl temel ayrımyorumlamada meydana gelmektedir. Örneğin her iki partidedevletçilik ilkesine yer verirken CHP devletçiliği dahadenetleyici ve kısıtlayıcı olarak yorumlamakta DP ise birnevi özel sektörü tamamlayan, özel sektörün eksik kaldığıyapamadığı yerde devreye giren kamu yararını amaçlayan biryol olarak görmektedir. Laiklik ilkesinde ise her ikipartide din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılığıkonusunda hemfikir olmakla beraber DP burada din adamıihtiyacının karşılanması için gerekli eğitim kurumlarınınaçılmasını ve dinin evrenselliğinin korunmasınıöngörüyordu. Pragramında ayrıca tek dereceli ve gizli oyungeçerli olduğu yeni bir seçim sistemini, sendika kurmahaklarını, çalışanların izin ve tatillerini dedüzenliyordu. Programıyla daha liberal ve demokratik birparti düzenlemesi yapmıştı. Öte yandan parti yaptığı busendikal haklar ve işçi haklarıyla CHP’ye göre daha solbir duruş içindeydiler. Programda hem çiftçilere hemişçilere hem de özel girişmcilere yer verilmiş onlarınhakları geniş yer tutmuştu. Pragramda yer bulamayan sadecebürakrasi sınıfıydı bunun da temelinde onların CHPtabanını oluşturması yatmaktaydı.

7-11 Ocak 1947 tarihlerinde gerçekleşenDemokrat Parti Birinci Büyük Kongresi partinin ilk

yıldönümünde Ankara’da gerçekleşti. Genel Başkan CelalBayar açılış konuşmasında demokrasi vurgusu yaparakanayasanın kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlayanmaddelerinin kaldırılmasını, seçimlerde gerçekleşenyolsuzlukların önlenebilmesi için acil olarak seçimkanununda değişikliklerin hayata geçirilmesini vecumhubaşkanlığı makamı ile parti başkanlığı makamlarınınayrılması gerektiğini dile getirdi. Kongrenin sonunda bumaddeler ‘’Hürriyet Misakı’’ olarak kabul edilecektir.Kongrede CHP sert bir dille eleştirildi. Ankara delegesiOsman Bölükbaşı da ‘’Türk Milleti neden dolayı yirmi üçsenedir taçsız ve tahtsız sultanlar tarafından idareediliyor?’’9 diye sormuştur.

Hürriyet Misakı’nın kabülü CHP ve CHPdestekçisi basın tarafından çok şiddetli bir şekildeeleştirilmiş. Misakın halkı isyanı teşvik ettiğini dahisöyleyenler olmuştur. Ama aslında bir nevi iktidaraverilmiş bir ultimatomdur. Hak arama mücadelesidir. Aynızamanda DP’nin programında yer bulan din okullarınınaçılmasını ve İşçi Sendikalarının kurulmasına dairteklifleri meclise sunarak DP’nin elinden bu iki kozualmak istemiştir. Ama kazanan DP olmuştur kendi hedeflerihayata geçirilmiş, CHP DP’nin çizgisine kaymıştır. DPetkili bir muhalefet olduğunu kanıtlamıştır.

DP İkinci Büyük Kongresi’ne giderken HasanSaka Hükümeti yerine daha liberal bir parti programıylaŞemsettin Günaltay Hükümeti kurulmuştu. Günaltay HükümetiDP tarafından daha olumlu karşılansa da istenilendemokratik adımlar atılmamıştı bundan duyulan rahatsızlıkCelal Bayar tarafından İkinci Büyük Kongre’de yükses seslesöylendi. Hürriyet Misakı’nın halen hayatageçirilmemesinden dolayı yaşanılan hayak kırıklığı vemilletin namusu olan oylara sahip çıkılacağı da dilegetirildi. Birinci Kongre’de olduğu gibi bu kongreden de

9 alıntılayan Mustafa, Albayrak, age , s: 101, aktaran Ulus Gazetesi , 15 Ocak 1947

bir misak doğdu ‘’Milli Teminat Misakı’’. Bu misakHürriyet Misakı’na göre daha sert bir dille kaleme alındı.Bunda Hürriyet Misakı’ndan sonra istenilen adımlarınatılmaması ve seçimlerin daha da yaklaşmış olması etkenolmuştur. Misak asıl olarak Seçim Kanunu’nun tez eldendeğiştirilerek her oyun korunması, usülsüzlüklerinönlenmesinin sağlanması istenmekte aksi bir durum peydaolursa da bunun cezasını çekeceklerini söylemektedir. BuMisak ile iktidar-muhalefet ilişkilerinde gerginlik en üstnoktaya çıkacak. Misak halkı bir başkaldırıya teşvikediyor gerekçesi ile de muhalefet tarafından kınanacaktır.Ama amacına ulaşacak halktan çekinen CHP mecburi olarakgüvenilir bir seçim yasasının oluşmasına izin verecektir.

1950’de meclise sunulan yeni seçim yasasınınkabulü için DP psikolojik baskı yapmaya başlamış. Eğer buseçimlerde de yine yolsuzluklar meydana gelirse DPseçimleri ya da meclisi boykot ederek uluslararası alandaCHP’yi tek parti zihniyetini sürdürmekle suçlayarakhedefledikleri batı ittifakında güç duruma sokmayıplanlıyorlardı. Bunu göze alamayan CHP ise yasayı çabucakkabul etti. Böylece Yüksek Seçim Kurulu oluşturularakgizli oy açık sayım ilkesi kabul edildi.

Seçimlere doğru giderken ise DP olası birirtica suçlamasından kaçınmak adına dinle ilgili her türlüsöylemden kaçınırken CHP ise tam tersi bir tutumla hareketetmekteydi. Muhafazakar oyları alabilmek için Tekke veZaviyelerin Kapatılmasına İlişkin Kanun’da değişiklikyaparak Türk Büyükleri’ne ait türbelerin açılmasınıyasalaştırıyordu. Aynı zamanda CHP aşırı sağ ve solakarşıda tedbir almaktan geri durmuyordu. Pek çok kişitutuklanıyordu. İşçiler grev hakkını istiyor bu konudasert yazılar karşılıklı olarak gazetelerde yer alıyordu.Cezaevlerinde işkence yapıldığına dair suçlamalar iktidarayöneltiliyor, sefalet içindeki halka çözüm sunamayan CHPen sert şekilde eleştiriliyordu.

Demokrat Parti de seçim propagandasında hemparti programında bahsettiği konulara hem de yaşanılan tümbu sıkıntıların çözümü olucağını söylüyordu. Demokrasi,insan hakları, sendikal haklar, ekonomik kalkınma, adaletve refah seçim beyannamesinin temellerini oluşturuyordu.‘’Söz Milletindir’’ sloganı ilk burada doğuyordu. Seçimmitingleri büyük bir coşku ile geçiyordu. Bu iktidarıtedirgin etmekte muhalefet üzerindeki baskılarıarttırmaktaydı. Mayıs 1950’de Zonguldak’ta ki DPtoplantısını jandarma basmaya kalkışmış ama halkaskerlerin önüne geçerek engel olmuştur.

14 Mayıs 1950 de gerçekleşen seçimlerden DPbüyük bir zaferle ayrılmıştır. 487 milletvekilli meclisin408’ini DP’liler dolduracaktır. Daha sonra Celal BayarTercüman Gazetesi’ne verdiği röpörtajda zaferin bu kadarbüyük olucağını beklemediklerini söyleyecektir.

İktidara gelirken ki dili, takındığı tutum,hedef ve amaçlarıyla DP her zaman için demokrasibayrağının taşıyıcılığı rolünü üstlenmiş, CHP’nin elitistbakış açısıyla uyguladığı halka rağmen halk içinpolitikası yerine halktan biri olarak hareket ederekhalkın içinden politikalar üretmiştir. Halka efendi olmayadeğil onun hizmetlisi olmaya aday olmuştur. DP siyasetisadece üst tabaka için gören bir anlayış yerine herkeseyaymış siyaseti toplumlaştırmıştır. Halkı siyasi kavgayadahil etmiştir. Siyasi bilinci uyandırmıştır. İktidardakielit sınıfı kansız bir şekilde arkasına sadece halkıalarak tasfiye etmeyi başarıp halkı iktidar yapmıştır.

II. Demokrat Parti’nin İlk İcraatı

Seçimlerden sonra meclis 22 Mayıs 1950’detoplanarak Celal Bayar’ı cumhurbaşkanı seçti. Başbakanatamasına sıra geldiğinde Menderes, Fuad Köprülü’yü önerdi

lakin Bayar kabul etmeyerek Menderes’i başvekil/başbakantayin etti.

Menderes Hükümeti’nin hazırlayacağı programlailgili olarak iki ana başlığın öne çıkması bekleniliyordu.Bunlardan ilki devlet masraflarında şimdiki halde mümkünolan azami tasarrufu yapmak ikincisi ise hayatpahalılığını gidermek olarak tahmin edilmekteydi.10

Hükümet Programı ise 29 Mayıs 1950’de meclisesunuldu. Menderes konuşmasına şu şekilde başladı;

‘’…Tarihimizde ilk defadır ki yüksek heyetiniz milli iradenintam ve serbest tecellisi neticesinde millet mukadderatına hakim olmakmevkiine gelmiş bulunuyor.’’11

Açıklanan programda öne çıkan başlıklar; azamitasarruf, yabancı sermayeden faydalanmak, hayatpahalılığını önlemek, bir kısım işletmeleri hususiişletmelere devretmek, denk bütçe yapmak, vergileri adaletprensibine uydurmak, imarda lüksten kaçınmak, işçininyaşama seviyesini yükseltmek, din dersleri ve din adamlarıyetiştirmek için kanunlar çıkarmak, orduyu daha ziyadekuvvetlendirmek.12

DP Hükümeti’ni kurdaktan sonra ilk olarakCHP’nin kemikleşmiş tabanı olan askeri-bürokratikkadrolara yönelmiştir. Özellikle CHP’nin seçimikaybetmesini hazmedemeyen askeri-bürokratik sınıflarparti-devlet anlayışıyla hareket ederek gerek darbegerekse başka yollarla iktidarı geri almayaçalışmaktadırlar. Bunu önleyebilmek için ise 5 Haziran1950’de İnönü ile görüşülmüş ardından da üst düzey pek çokasker emekliye ayrılmıştır. Bürokrasi de de görevdenalmalar söz konusu olmuş, görevini kötüye kullanan,seçimlerin güven içinde yapılmasını engelleyen memurlargörevinden alınmıştır. Ayrıca eski rejimin uygulaması

10 Zafer Gazetesi (28.05.1950)11 TBMMZC, 9. Dönem, (29.05.1950), C: 1, S: 24-2512 Akşam Gazetesi (30.05.1950)

olan, resmi dairelerdeki İnönü resimlerinin kaldırılmasıiçin de bir genelge yayınlamışlardır.

DP Hükümeti iktidara gelir gelmez TürkMilleti’ni derinden yaralayan Arapça Ezan okunmasınıyasaklayan kanunun kaldırılması meselesine değindi. Zafergazetesine konuşan Menderes ‘’ Her taassup cemiyet hayatı içinzararlı neticeler doğurur. Cemiyet haatında esaslı değişiklikler yapılabilmesiiçin evvela taassup zihniyetinin yıkılması gerekir… Arapça ezan yasağıda böylebir zaruretin neticesidir… artık bu tedbirlerin devamına lüzum yoktur.’’13

Böylece teklif Türkçe ezanın din ve vicdan hürriyetine birbaskı olduğu vurgulanarak meclis gündemine getirilir.Halkın sempatisini kazanmak isteyen CHP’de teklifi kabulederek bu ‘’Utanç

Yasası’’ tarihe gömülür. İnsanlık adına gelen dinin de biretnik kimliğe bürünmesi son buldu. Ayrıca baskı altındaolan diğer hürriyetleri de teker teker yeniden hayatadöndürerek; radyoda dini program yapma yasağı kaldırıldı,Arap harfleriyle eğitim yapmak için gizli ya da alenidersane açanlar hakkındaki 12073 sayılı kararnamedekiyasaklara da son vermiştir.14

13 Ağustos 1950’de muhtar , 3 Eylül 1950’deBelediye, 15 Ekim 1950’de de İl Genel Meclisi seçimleriyapıldı. Her üçünden de DP zaferle ayrıldı. Ancak kabineiçinde anlaşmazlıklar ve bazı bakanların istifaları sözkonusu oldu böylece Menderes’in ilk kabinesi istifasınıverdi. İkinci Menderes Hükümeti kuruldu.

CHP parti-devlet anlayışı ile malvarlığını DPiktidara gelene kadar ciddi boyutlarda arttırmıştı.CHP’nin malvarlığı ise dudak uçuklatan bir noktadaydı.Halk karne ile ekmek alırken bir siyasi partinin bu kadarbüyük bir malvarlığına kavuşmasını insan anlayamıyordu. Budurum açıkça devlet hazinesinin CHP hazinesi olarak

13 Zafer Gazetesi (05.06.1950)14 Selahaddin Bakan ve Hakan Özdemir, Türkiye’de 1946-1960 Dönemi İktidar Muhalefet İlişkileri: CHP DP’ye Karşı, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2013, C: 14, No: 1, S: 383

kullanıldığını gösteriyodu. Biraz bahsetmek gerekirseCHP’nin o dönemde 986 Binası, 32 mağazası, 5 sineması,arsaları, zeytinlikleri, konakları hanları, bağları,kilisesi… vardı. DP tüm bu malvarlığının yeniden devletkasasına girmesi gerektiğini düşünüyordu. Böylece önce5830 sonrasında 6195 sayılı kanunların kabulü ile CHP’nintaşınır taşınmaz malları devlete geri dönmüştür.

CHP’nin gelir kaynağı olarak kullandığıHalkevleri de DP’nin bir diğer gündemini oluşturmaktaydı.Zafer Gazetesine verdiği demeçte Maliye Bakanı Halil Aydın‘’ Halk Partisi bugünlerde çok müşkül bir durum içindedir. Çünkü hükümetHalkevleri için bugüne kadar verilen 50 milyon liranın hesabını sormak içinharekete geçmiştir… Halk Partisi Halkevleri adına verilen tahsisatı doğrudandoğruya kendi zimmetine geçirmek ve bu paralarla edinilen mallarıntapusunu kendi üzerine yaptırmaktadır. Halbuki bir siyasi partiye devletkasasından bir santim dahi verilmez. Alırsa gasp olur. Hükümet Halk Partisininmillet kesesinden yaptıkları gaspları kanun yoluyla istirdada teşebbüsetmektedir. ’’15. mecliste de CHP eleştirilmiş. Bir siyasipartinin elinde nasıl 250 milyon liralık malı olabileceğisorgulanmıştır. Halkevleri ile ilgili olarak Menderesmecliste yaptığı konuşmada;

‘’ Bir siyasi parti kendi siyasi maksatları dışında işlerle meşgulolmaması icabeder. Halkevleri, Halkodaları kurmak, gençlik teşkilatını elealmak faşistvari telakki ve düşüncelerin mahsulü olsa gerektir. Bilmiyorlarsasöyleyeyim, Halkevleri çoktanberi fiilen mesdut bulunmaktadır. Bunlar içtimaive siyasi bünyemiz içinde tamamiyle abes, beyhude, geri ve yabancı bir uzuvhalindedir… Halk Partisi’nin milletin kesesinden alıp zimmetine geçirdiğiparalar muazzam yekunlara varmaktadır.’’ 16

Halkevleri de bu sürecin sonundakapatılmıştır. Bu dönemde özellikle Atatürk büstlerineyönelik saldırılar düzenlenmiştir. Bunun sonucunda da ‘’Atatürk aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Yasa Tasarısı’’

15 Zafer gazetesi (08.09.1950)16 TBMMZC 9. Dönem, (07.08.1951), C: 9, S: 661-663

meclise sunuldu. Uzun tartışmaların ardından 50 ret, 232olumlu oy ile kabul edildi lakin 179 vekil oylamayakatılmadı. Konuyla ilgili olarak bazı milletvekillerianayasaya aykırılık ve tek bir şahsa böyle bir korumanundoğru olmayacağını söylediler. Menderes mecliste bukonuyla ilgili olarak;

‘’ …tenkid hürriyetini kaldırmıyoruz, hakaret ve terzilhürriyetini ortadan kaldırmak istiyoruz…’’ 17

DP bir altyapı oluşturmak, kendi gençliğini yaratmakve DP düşüncesini yaymak amacıyla Genç demokratlarTeşkilatı’nı kurdu. Burada gençler hem politikayıöğreniyor hem de hitabetlerini geliştirerek geleceğeyönelik olarakta hazırlanma imkanı buluyorlardı. Amaçhiçbir zaman militan yetiştirmek olmamış aksinedemokrasinin özümsenmesi, politikaya ilgi uyandırmak vegençlerin güncel meseleleri tartışabilecek belli birseviyeye gelmeleri amaçlanmıştır.

III. Demokrat Parti’nin Ekonomi Politikası

DP’nin ekonomi politikası tamamen devletçiliğireddetmeyerek onu tamamlayıcı bir sıfatla ele almakta özelteşebbüs ve sermayeyi ise ön plana çıkarmaktadır. MenderesHükümeti ekonomi politikasını oluşturmak amacıylaAnkara’da Sanayi Kongresi gerçekleştirmiştir. Buradaatılacak adımlar belirlenmiştir. Bunlar; Sümerbank’ınihtiyacı olan krediyi Merkez Bankası’ndan alması, yabancısermayenin rahatça ülkeye girebilmesi için yeni biryasanın çıkarılması, sanayici aleyhindeki çalışmamevzuatının tetkik edilmesi, devletin elindeki sahalarınisteyenlere devri 18 olarak belirlenmiştir.

DP dönemi kurumlarına bakarsak; 1950 tarihindeMakine ve Kimya Endüstrisi Kurumu İktisadi DevletTeşekkülü olarak sermayesi Devlet tarafından karşılanarak

17 TBMMZC, 9. Dönem, (04.05.1951), C: 7, S: 5918 Akşam Gazetesi, (10.04.1951)

kurulmuştur. Her türlü askeri gereksinimi karşılamakamacıyla kurulan bu kurum aynı zamanda zırai araçgereçlerde üretmiştir. On yıl içinde kârını neredeysedokuz kat arttırmıştır.

1951 tarihinde de Denizcilik Bankası TürkAnonim Ortaklığı kurulmuştur. Banka denizlerde taşıma ilecan ve mal güvenliğinin korunması ve gemi kurtarmahizmetlerinin sağlanmasına yönelik faaliyet göstermesiamacıyla kurulmuştu. 1955 yılından 1960 yılına kadarkarını dört kat arttırmıştır. 19

Kısa kısa değinmek gerekirse; 1952 yılında Etve Balık Kurumu, 1953’te posta Telgraf ve telefonİşletmesi, Türkiye Çimento Sanayi Anonim Şirketi ve DevletMalzeme Ofisi, 1954’te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığıkurulmuştur. Günümüzde de varlıklarını sürdüren ve enkârlı olan bu kuruluşların temelleri DP döneminde atılmış,her biri kendi alanındaki boşluğu doldurmuştur. Kısasürede sermayelerini ikiye, üçe katlamışlardır.

DP Demir-Çelik üretimine de önem vererekfabrikaların kapasitesini arttırmış yeni fabrikalar vetesisler açmışlardır. Keza şeker üretiminde de büyük birartış yaşanmış bu alan içinde pek çok fabrika açılmıştır.Dokuma sanayisi de geliştirilmiş pek çok yeni tezgaheklenmiştir. Yeni dokuma fabrikaları da kurulmuştur.Enerji üretimine de ayrı bir önem verilmiş. Yapımınabaşlanan ve yeni kurulan olmak üzere pek çok santralhayata geçirilmiş. Sarıyer Barajı üretime geçmiştir.Elektrik üretiminde büyük bir ivme sağlanmıştır.

Yabancı sermayenin Türkiye’ye akışını sağlamakiçin 1951’de ‘’Yabancı Sermaye Yatırımlarını TeşvikYasası’’ çıkarıldı. Kanunda yabancı sermayeninkullanılabileceği alanlar tek tek sayılmaktadır. Buradanistenilen düzeyde geri dönüş alınamayınca 1953’te‘’Serbest Bölge Yasası’’ kabul edildi. Böylece gümrük

19 Mustafa, Albayrak, age, S: 309

vergilerinden muaf olucaktı. 1954’te ki yeni tasarıyla1951’de ki sermayenin kullanılabileceği alanlaraserbestlik getirilmiştir. Böylece 1954’ten itibarenyabancı yatırımlarda büyük artışlar sağlanmıştır. BöylecePirelli (lastik şirketi), Resinflex ManifaturaApplicazioni (tıbbi malzeme şirketi), Ünilever (yağşirketi) gibi pek çok firma Türkiye’ye gelmiştir. Budönemde yatırımda lider olan ülke 50 şirketle Almanyaolmuştur. Toplamda 255 şirket yatırım için Türkiye’yeçekilmiştir. Bu teşviklerle Türkiye’ye gelen şirketlerözellikle petrol alanında da faaliyetlerde bulunmakistiyorlardı. Bu isteği değerlendiren DP ‘’Petrol Yasası’’çıkararak pek çok farklı firmaya sınırlı alanlarda petrolarama izni verdi.

DP parti programlarında da değindiği üzereözel girişime öncelik veriyordu. Özel sektörün ihtiyaçduyabilceği maddi desteği verebilmek için 1950 yılındaSınai Kalkınma Bankası kuruldu. Bağımsız Sanayi Odalarınınkurulması desteklendi. Böylece cumhuriyetin kuruluşundanberi istenilen yerli burjuvazinin oluşum sürecide başlamışoldu.

DP kuruluşundan beri çiftçiye ayrı bir önemvermişti. DP’nin en büyük destekçileri de onlardanoluşuyordu. Bunun sebebleri arasında Menderes’in toprağıda köylüyü de tanıması etkili olmaktaydı. Her zamanköylüden yana tavır koydu. Ziraatı önemsedi. Ege’de pamukziraatinin de öncülüğünü Menderes yapmıştı. Tarımdayenileşme ve köylünün refahını yükseltme Menderes’inhedefiydi. Menderes halktan değildi, çiftlik sahibiydi amahalkı sevmekteydi. Halk ise Menderes’te kendisindeolmayanı görmekteydi. Kültürlü bir beye sahip olmakköylünün burjuva özlemini tatmin etmekteydi.20 DP tarımsalmodernizasyonun öncüsü oldu. Tarımda makineleşme sağlandıve yıllar içinde de katlanarak arttı. Tarımda biçerdöver

20 Abdurrahman, Dilipak, Menderes Dönemi, İstanbul, 1990, Beyan Yayınları, S: 34

ve traktör kullanımı ekilen toprağı arttırarak üretimi dearttırdı. Üretimin artmasında

sulama sorununun çözülmesi, bataklıkların kurutulması sunigübrenin yaygınlaşması ve Toprak Mahsulleri Ofisi ilekaliteli tohum dağıtımının sağlanması da etkili olmuştur.Çifçi kredisi uygulaması da yaygınlaşmıştır. Küçük çiftçidesteklenmiştir. Hayvancılık ve arıcılıkta da gelişmelersağlanmıştır. Bu modernizasyonun sağlanmasında kaynakolarak Marshall Yardımı kullanılmıştır. İşlenen alanlarınarttırılması amacıyla da toprak reformu uygulamasına hızverildi. Balkanlardan gelen göçmenlerde böylecetopraklandırıldı. Böylece kendi toprağını işleyen kişisayısı da arttırılmış oldu.

DP İktidarı’nda karaborsacılık ve stokçulukfaaliyetlerine de savaş açtı. 1954 yılında kâr hadlerinibelirli bir sınıra çeken bir kararname yayınlayarakstokçuluk faaliyeti yapanlara da ağır cezalar getirdi.Stokçuluk yapanlara karşı soruşturma açtı. Bu tipyaptırımlar ile ihtiyaç mallarının halka fahiş fiyatlasatışının önüne geçti.

DP Hükümeti bu altın yıllarında ulaştırmaya daayrı bir önem vermiştir. Özel girişimin her yereyayılabilmesi, malların yurtiçinde rahatça akışınınsağlanabilmesi için başta karayolları olmak üzeredemiryolları, denizyolları, limanlar ve havayollarına önemvermiştir. Yurtiçi köy yolları başta olmak üzereulaşılamaz alan kalmaması yönünde büyük çaba harcamış DPdöneminde karayolu uzunluğu üç kat artacaktır. Bu sayedeköylüler üretimde daha aktif rol alacak ürünlerini rahatçasatabileceklerdir. Bu yolların yapımı başta ürün taşımasıiçin kamyonlar olmak üzere motorlu taşıt sayısında daartışa sebebiyet vermiş, bu durumda yerli girişimciyimontaj sanayisine yönlendirmiştir. Demiryolu hatlarınınyenilenmesi, yeni hatların yapımı da DP döneminde devametmiş, 1951 yılında Adapazarı’nda vagon fabrikası

kurularak vagonların hem imalatı hem de onarımısağlanmıştır. Deniz ulaşımında da Kabotaj hakkı etrafındaTürk denizcileri koruyacak önlemler alınmış, deniz ticaretfilosu kapasitesi arttırılmış, yeni gemi ve şilepleryapılmış, pek çok limanda hizmete girmiştir.Havayollarında da büyük gelişmeler yaşanmış, hava hattınınuzunluğu on kat arttırılmış ve 1956 yılında da Türk HavaYolları kurulmuştur.

IV. Demokrat Parti’nin Sosyo-Kültürel Politikaları

Menderes Hükümetleri eğitime hem partiprogramlarında hem de hükümet programlarında geniş yervermiştir. Menderes’e göre eğitim öncelikli olarak milli,manevi ve ahlaki temeller üzerine şekillenmeli idi. Çünkümanevi ruhu eksik bir topluluk ne kadar bilim veteknolojiyi öğrense de kötü bir sonla karşılaşmaktankurtulamazdı. Bu esaslar etrafında şekillenen eğitimdebirliğin sağlanması da tüm Türkiye’degerçekleştirilmeliydi. Öte yandan üniversitelerin bilimselve yönetsel özerkliğe sahip olması, çeşitli bilimdallarında çalışmak amacıyla üniversite bünyesindearaştırma enstitüsü kurulması21 fikri de parti programındayer almaktadır. Milli Eğitim’e ayrılan bütçede de artışyaşanmış, genel bütçenin %10’undan fazlası eğitimeayrılmıştır.

Tarımda makineleşme teknik anlamda uzmanihtiyacını arttırmış bu nedenle motor bölümleriaçılmıştır. Kaliteli eleman ihtiyacı yükseköğretimkurumlarının yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir.İlköğretime ayrı bir önem verilmiş önceki yıllarda görülenüç yıllık beş yıllık gibi okul ayrımları kaldırılmıştır.

İsteğe bağlı din derslerini müfredatın içinealmışlardır. Okullaşma oranını ve okullu öğrenci sayısınıarttırmak için özellikle köy ve kasabalarda yatılı okul

21 Tunay Karakök, Menderes Dönemi’nde Türkiye’de Eğitim, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 2011, Cilt:1, No: 2, S: 91

sayısını arttırmışlardır. Ortaokul ve lise seviyelerindeİmam Hatip Okulları açıldı. Mesleki eğitime de büyük önemverildi. Meslek Okulları arttırılmış, tüm ülkeyeyayılmıştır. Okullaşmaya verilen önemle eğitiminniteliğine verilen değer de önem kazanmış bu ihtiyacıkarşılamak için de eğitim enstitüleri arttırılmış.Öğretmen yetiştiren tüm kurumlar da ‘’Öğretmen Okulu’’olarak teke indirgenmiştir. Pedegoji dersleri de müfredataeklenmiştir. Bu değişikliklerde Amerikalı uzmanlarınhazırladığı raporlar etkili olmuştur. Yeni akademiler deaçılmıştır. Üniversitelerin önceliğinin eğitim olmasıamacıyla 1953’te üniversite profesörlerinin siyasipartilerde görev almaları da yasaklandı.

Haberleşme alanında ise DP Dönemi’nde radyosayısı oldukça artmış, radyo alıcılarıda tüm Türkiye’yeyayılmıştı. 1954’de ilk televizyon yayınıgerçekleştirildi. Telefon santral sayıları da büyük birartış gösterdi.

DP sosyal güvenlik ve işçi haklarına partiprogramlarında ağırlık vermişti. İktidara geldiktensonrada bu konulara yönelerek 1951 yılında ücretli tatiliyasalaştırdı. Sendikalaşmaya büyük önem verdi. Hem sendikahem de sendikalı işçi sayısında ciddi artışlar yaşandı.Sendika Birlikleri kuruldu. İşçiler sosyal sigortakapsamına alındı. 1952’de de TÜRK-İŞ kuruldu. İşçisağlığına büyük önem verdiler. Sosyal sigorta harcamalarıarttı, yeni sağlık merkezleri açıldı, işçi sağlığınaayrılan yatak sayısı on kattan fazla arttı. İşçikooperatiflerine yeni krediler açıldı. 1954’te İşçiBankası kuruldu. İş ve İşçi Bulma Kurumu aktif olarakçalışmaya başladı, işe yerleştirme oranları hızlaiyileştirildi. Sigortalı işçi sayısı ve prim ödemeleridehızla arttı.

Sağlık alanında da etkili çalışmalargerçekleştiren DP bulaşıcı hastalıklara karşı başarılı

mücadeleler vermiştir. Sağlıya ayrılan ödenekte de %200’ünüzerinde bir artış gerçekleştirilmiştir. 1950 yılında 16olan sağlık merkezi sayısı 280’e, hastane sayısı 39’dan121’e, doğum ve çocuk evi sayısı 16’dan 26’ya, veremhastanesi sayısı 7’den 89’a çıkarılmıştır.22

V. Demokrat Parti’nin Dış Politikası

DP Hükümeti de CHP Hükümeti gibi batıyanlısı bir politika izlemektedir. DP İktidarınınkarşılaştığı ilk dış politika sorunu, sonradan dışpolitika zaferine dönüşecektir, Kore Savaşı olmuştur.Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye saldırması ile patlak verensavaşa Türkiye BM üyesi bir ülke olarak demokrasiden,özgürlükten, hür bir dünyadan yana olduğunu kanıtlamak busayede de CHP’nin giremediği NATO’ya girmek için bir yolgözüyle bakmış ve gelen yardım çağrısına ilk cevap verenülke olarak savaşa katılmıştır. Türkiye’nin Kore savaşınakatılmakta elini çabuk tutmasının en büyük sebebi NATO’nungüvenlik şemsiyesine dahil olmaktı böylece ABDyardımlarından yararlanacak, Sovyet tehdidini bertarafedecek, batılı devletler arasına katılacak ve içerde deCHP’nin başaramadığını başarıp politik zafer kazanacaktı.Ki öyle de oldu. Kore Savaşı’nda askerlerimizde büyükbaşarı elde ettiler. Batılı müttefiklerimizde artıkkendimizi hem hür dünya düzeninden yana olduğumuzukanıtladığımız hem bu düzeni korumak uğrana savaşagirmekten çekinmeyeceğimizi gösterdiğimiz hem de cesurcasavaştığımızdan ötürü Türkiye’nin NATO’ya dahil olmasıgerektiğini söylemeye başlayacaklardır. 1949’da NATOkurulduğundan beri Türk Dış Politikası’nın ana hedefi bu

22 Mustafa Albayrak, age, S: 409

pakta katılmak olmuştu. İçerde de bu konu da yoğun birbaskı vardı. Kore Savaşı’na katılma kararı NATO yolunuaçacağı görüşünden hareketle içeride de büyük bir destekgördü. NATO’ya katılım gerçekleşmeden önce de Ekim 1950’deBM’de Güvenlik Konseyi geçici üyesi seçildi. 1 Mart1952’de ise artık Türkiye resmen NATO üyesi olmuştu.

ABD ile yakın ilişkiler CHP döneminde başlamışolsa da DP döneminde zirveye ulaşmıştır. Amerikanyardımlarında da büyük artışlar yaşanmıştır. ÖzellikleNATO üyeliğinden sonra askeri yardımlar iki kattan fazlaartmıştır. Örneğin 1949 senesinde Amerikan askeri yardımı95.000.000 iken 1952 senesinde bu rakam 240.000.000’ibulmuştur.23 ABD ve Türkiye arasında ki müttefikliklik CHPgrubundan da olumlu karşılanmış amerikan askeri tesislerinyapılması kararı ortaklaşa alınmıştır. Amerikansermayesinin Türkiye’ye akması içinde gereken teşviklerçıkarılmıştır.

DP kendi döneminde paktlarada imza atmıştır.1948’de Tito’nun liderliğindeki Yugoslavya’nınKominform’dan çıkarılması, Yugoslavya’nın bir süreuluslararası alanda yalnız kalmasına sebeb olmuştu. ABD’deYugoslavya’nın bu tek durumundan faydalanmak ve SSCB’yegeri dönmesini engellemek amacıyla Türkiye veYunanistan’ın dahliyle bir Balkan Paktı fikrini ortayaattı. Böylece dışişlerinin yoğun çabaları sonucunda1953’te Balkan Paktı’na doğru giden sürecin ilki olanAnkara Antlaşması doğdu. Bu antlaşmayla bir dostluk veişbirliğine yönelen bu devletler birbirlerine karşıittifaklara da girmeyeceklerini de kabul etmişlerdir.1954’te askeri ittifak antlaşması yapılmıştır. Irak ile de1954 yılında Karşılıklı İşbirliği Antlaşmasıgerçekleştirilmiştir. Bu da Bağdat Paktı’na giden sürecinilk adımı olmuştur. Türkiye DP İktidarı boyunca aktif birdış politika izlemiştir.

23 Mim Kemal Öke, Erol Mütercimler, Yalnızlıktan Saygınlığa DP’nin Dış Politikası, İstanbul, 2000, İrfan Yayımcılık, S: 271

3. SONUÇ

Tek partili siyasal dizgiden çok partili hayatageçişin gerçekleşmesi ile Türk siyasal hayatına etkili birşekilde giriş yapan DP döneme damga vurmuştur. Ekonomik,sosyal, kültürel, siyasal anlamda büyük değişimleri deberaberinde getirmiştir. Osman Bölükbaşı’nın da dediğigibi 23 yıldır devam eden taçsız ve tahtsız sultanlartarafından idare edilen bu düzene DP dur demiştir. SözMilletindir sloganını sadece bir slogan olarak değil birrealite olarak hayata geçirmiştir. Demokrasinintaşıyıcılığını üstlenerek CHP’nin elitist, tepeden inmecitutumunu halkın içinden politikalar üreterek yıkmıştır.Arkasına aldığı halk desteği ile CHP zihniyetinin halktaderin yaralar açan uygulamalarına son vermiştir.

Din ve vicdan hürriyetini gerçekleştirmek,dinin millileştirilmesinin yarattığı derin üzüntüye sonvermek için ilk olarak Arapça Ezan Yasağı’nı ve dini yayınyapma yasağını kaldırdı. CHP zihniyetinin kemikleştiği,demokrasiyi özümsemeyen, hatta gerekirse iktidarı cebriyollarla geri almayı dahi düşünen askeri-bürokratikkesimler çok partili hayatın sekteye uğramaması adınatasfiye edildi. CHP’nin parti devlet döneminde elde ettiğikazançlar gerçek sahiplerine yani halka geri dönüşüsağlandı. CHP’nin sıkı sıkıya tutunduğu devletçilik özelsektörü tamamlayıcı bir unsur olarak yeniden düzenlenerekekonomide de liberalleşme sağlandı. Ticari hayata canlılıkgeldi. Çiftçi desteklendi. Tarımda modernizasyon sağlandı.Yurtiçi ulaşım, haberleşme gelişti. Okullaşma oranı arttı.Eğitim kurumlarında ihtiyaçlarda gözetilerek yenimüfredatlar hazırlandı. Eğitime manevi bir ruh katıldı.Sağlık alanında etkili çalışmalar yapıldı. Sosyalgüvenlik, işçi hakları ve sendikalaşmaya çok önem verildi.Aktif bir dış politika izlendi. NATO’ya DP döneminde dahilolduk. NATO’ya girme hedefi CHP döneminde ana hedefimiz

olarak belirlenmiş lakin CHP bunu başaramamıştı. DP’ninbunu başarmış olması hem iç hem dış politikada MenderesHükümeti’nin elini güçlendirmiştir. ABD askeriyardımlarında zirve rakamlar DP döneminde gerçekleşmiş,askeri paktlar yapılmıştır. Mütercimler ve Öke’ninkitaplarında söyledikleri gibi DP dönemi YalnızlıktanSaygınlığa geçen bir dönem olmuştur.

1950-1954 dönemi DP İktidarı’nın altın yıllarıolarak tarihe geçmiştir. Demokrasi, insan hakları,sendikal haklar, ekonomik kalkınma, adalet ve refah budönemin öne çıkan başlıkları olmuştur. DP halka sonundaiktidara gelme şansı vermiş, halkta bu fırsatı ilk şeffafseçimlerde DP’yi iktidara çıkararak göstermiş ve bu süreçdevam etmiştir. DP’ de halkçı politikalarıyla halk içiniktidar olduğunu kanıtlamıştır. Halk siyasi kavgaya dahilolmuş. Kendi yöneticilerini kendi seçme hakkını halkınzihinlerine DP oturtmuş, siyaseti toplumsallaştırmıştır.Belki de en büyük katkısı halkta uyandırdığı bu siyasibilinç olmuştur.

4. KAYNAKLAR

1) RESMİ YAYINLAR

TBMM Zabıt Ceridesi, 7. Dönem, , Birleşim: 55, (16.05.1946) , Tutanak Dergisi, Cilt: 17

TBMM Zabıt Ceridesi, 7. Dönem, Birleşim: 45, (13.06.1946) , Tutanak Dergisi, Cilt: 22

TBMM Zabıt Ceridesi, 8. Dönem, Birleşim: 18 , (18.12.1946) , Tutanak Dergisi, Cilt:3

TBMM Zabıt Ceridesi, 9. Dönem, Birleşim: 3 , (29.05.1950) , Tutanak Dergisi, Cilt: 1

TBMM Zabıt Ceridesi, 9. Dönem, , Birleşim: 110, (07.08.1951) , Tutanak Dergisi, Cilt: 9

TBMM Zabıt Ceridesi, 9. Dönem, Birleşim: 72, (04.05.1951) , Tutanak Dergisi, Cilt: 7

2) BAŞVURU ESERLERİ

Ahmad, Feroz , Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980) , İstanbul,1996, Hil Yayınları, İkinci Baskı, (Çeviren: Ahmet Fethi).

Akandere, Osman, Milli Şef Dönemi: Çok Partili Hayata Geçişte Rol Oynayan İç ve DışTesirler, 1938-1945, İstanbul, 1988, İz Yayıncılık, Birinci Baskı.

Albayrak, Mustafa , Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, 2004, Phoenix Yayınevi, Birinci Baskı.

Armaoğlu, Fahir , 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1980), Ankara, 1994, Türkiye İş Bankası Yayınları, Onbirinci Baskı.

Azak, Gürbüz , Ben Adnan Menderes, İstanbul, 2000, Zafer Yayınları, Birinci Baskı.

Babüroğlu, Selahattin, Atatürk Dönemi ve Sonrası Kamu İktisadi Teşebbüsleri, Ankara, 1982,Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Birinci Baskı.

Bağcı, Hüseyin , Demokrat Parti Dönemi Dış Politikası, Ankara, 1990, İmge Yayınları, Birinci Baskı.

Bayar, Celal , Başvekilim Adnan Menderes , İstanbul, 1986, Tercüman Yayınları, Birinci Baskı,(Derleyen: İsmet Bozdağ).

Behramoğlu, Namık , Türkiye - Amerika İlişkileri, Demokrat Parti Dönemi, İstanbul,1973, Yar Yayınları, Birinci Baskı.

Berkes, Niyazi , Unutulan Yıllar, İstanbul, 1997, İletişim Yayınları, İkinci Baskı.

Çufalı, Mustafa , Türkiye’de Demokrasiye Geçiş Dönemi (1945-1950) , Ankara, 2004, BabilYayıncılık, Birinci Baskı.

Demir, Şerif, Düello Menderes ve İnönü, İstanbul, 2011, Timaş Yayınları, Birinci Baskı.

Demir, Şerif , Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes, İstanbul, 2010, Paraf Yayınları, Birinci Baskı.

Dilipak, Abdurrahman , Menderes Dönemi, İstanbul, 1990, Beyan Yayınları. Altıncı Baskı.

Ekinci, Necdet , Türkiye’de Çok Partili Düzene Geçişte Dış Etkenler, İstanbul, 1997, Dönüşüm Yayınları, Birinci Baskı.

Eroğul, Cem , Demokrat Parti Tarihi ve İdeolojisi , Ankara, 2003, İmge Kitabevi Yayınları, Beşinci Baskı.

Goloğlu, Mahmut , Demokrasiye Geçiş (1946-50), İstanbul, 1982, Kaynak Yayınları, Birinci Baskı.

Kara, Nihal Türkiye’de Çok Partili Sisteme Geçiş Kararı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1982, Doktora Tezi.

Kabasakal, Mehmet , Türkiye’de Siyasal Parti Örgütlenmesi (1908-1960), İstanbul, 1991, Tekin Yayınları, İkinci Baskı.

Kepenek, Yakup ve Nurhan Yentürk , Türkiye Ekonomisi, İstanbul, 2005, Remzi Kitabevi, Sekizinci Baskı.

Kısakürek, Necip Fazıl , Benim Gözümde Menderes, İstanbul, 1998, BüyükDoğu Yayınları, Birinci Baskı.

Kütüklü, Uğur , Demokrat Parti , Ankara, 2008, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler FakültesiYayınları, Birinci Baskı.

Oran, baskın (ed), Türk Dış Politikası, İstanbul, 2011, İletişim Yayıncılık, Onaltıncı Baskı

Öke, Mim Kemal ve Mütercimler, Erol , Yalnızlıktan Saygınlığa Demokrat Part’ninDış Politikası, Ankara, 2000, İrfan Yayımcılık, Birinci Baskı.

Ökte, Faik, Varlık Vergisi Faciası, İstanbul, 1951, Nebioğlu Yayınevi, Birinci Baskı

Sander, Oral , Türk-Amerikan İlişkileri: 1947–1964, Ankara, 1979, SBF Yayınları, Birinci Baskı.

Sarınay, Yusuf , Türkiye’nin Batı İttifakına Yönelişi ve NATO’ya Girişi, Ankara, 1988, Kültür Bakanlığı Yayınları, Birinci Baskı.

Takım, Abdullah ve Şaban Esen , Türkiye’de Siyasi Parti Programlarında Ekonomik GörüşlerAnkara, 2011, Detay Yayıncılık, Birinci Baskı.

Tokgöz, Erdinç , Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi (1914–2004), Ankara, 2004, İmaj Yayıncılık, Yedinci Baskı.

3) SÜRELİ YAYINLAR

Akçoraoğlu, Alpaslan ve Yurdakul, Funda , ‘’Siyasal Ekonomi Açısından Büyüme, Enflasyon ve Bütçe Açıkları: Türkiye Üzerine Bir Uygulama’’, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2004, Cilt: 59, No: 1, S: 1-25.

Akşam Gazetesi , http://gazeteler.ankara.edu.tr/dergiler/2399/171309/32029.pdf , (30.05.1950) ,http://gazeteler.ankara.edu.tr/dergiler/2399/171283/31446.pdf ,(10.04.1951)

Bakan, Selahaddin ve Özdemir, Hakan, ‘’Türkiye’de 1946-1960 Dönemi İktidar Muhalefet İlişkileri: CHP DP’ye Karşı’’, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi,2013, C: 14, No: 1, S: 373-396

Berber, Gedikli, Şarika , ‘’Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş Sürecinde Sivil Hükümet Darbesi: CHP’de 35’ler Vakası’’, Akademik Bakış Dergisi, 2012, Cilt: 6, No: 11, S: 130-149

Kanca, Cenk Osman , ‘’1950-1960 Arası Türkiye’de Uygulanan Sosyo-Ekonomik Politikalar’’, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012, Cilt: 9, No: 19, S: 47-63

Karakök, Tunay, ‘’Menderes Dönemi’nde Türkiye’de Eğitim’’, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 2011 , Cilt: 1, No: 2, S: 89-97

Takım, Abdullah, ‘’ Demokrat Parti Döneminde Uygulanan Ekonomi Politikaları ve Sonuçları’’, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2012, Cilt: 67, No: 2, S: 157-187.

Oktar, Suat ve Arzu Varlı , ‘’Türkiye’de 1950-1954 Döneminde Demokrat Partinin TarımPolitikası’’, Marmara Üniversitesi, İİBF Dergisi, 2010, Cilt: 153, No: 1,S: 01-22.

Zafer Gazetesi , http://gazeteler.ankara.edu.tr/dergiler/66/1670/25070.pdf , (20.05.1950) , http://gazeteler.ankara.edu.tr/dergiler/66/1671/25077.pdf , (05.06.1950) , http://gazeteler.ankara.edu.tr/dergiler/66/1674/25165.pdf , (08.09.1950)

Zaman Gazetesi, http://www.zaman.com.tr/pazar_ezana-hasret-yillar_2112275.html , (21.07.2013)

4) ELEKTRONİK YAYINLAR

Taş, Mahir, Menderes Döneminin Ekonomi Politiği ve 1958 İstikrar Programı, MevzuatDergisi, Cilt: 76, No: 1 , http://www.basarmevzuat.com/dergi/2004-04/a/02.htm (13.02.2011). (14:12:18)

Makal, Ahmet , Türkiye’nin Sanayileşme Sürecinde İşgücü Sorunu, http://www.politics.ankara.edu.tr/eski/dosyalar/tm/SBF_WP_44.pdf (15.03.2011). (18:27:56)

Zenginoğlu, Samet, Dörtlü Takrir Amacı, İçeriği, Neticesi, http://akademikperspektif.com/2012/06/07/dortlu-takrir-amaci-icerigi-neticesi/ (07.06.2012). (23:10:43)

5. EKLER

5 Haziran 1950 Tarihli Zafer Gazetesi ‘’Arapça Ezana Müsaade Ediliyor’’ başlıklı yazı

28 Mayıs 1950 Tarihli Zafer Gazetesi ‘’ Hayatı Ucuzlatma Tedbirleri’’ başlıklı yazı

28 Mayıs 1950 Tarihli Zafer Gazetesi ‘’Kabine Programı Son Şeklini Aldı’’ başlıklı yazı

TBMMZC, 9. Dönem, Birleşim: 3 , (29.05.1950) , Tutanak Dergisi,Cilt: 1

Zafer Gazetesi 5Haziran 1950