Recuperaçãoolítica e parti dana - Coleção Digital de Jornais e ...
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA (1950 ...
-
Upload
khangminh22 -
Category
Documents
-
view
0 -
download
0
Transcript of DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA (1950 ...
T.C.
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA
(1950-1960)
DOKTORA TEZİ
Filiz GEMİCİ
Enstitü Anabilim Dalı : Tarih
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Enis ŞAHİN
ARALIK –2019
ÖNSÖZ
Sakarya tarihine bir katkı sunmasını amaçlayarak seçtiğimiz bu çalışmada, sona
ulaşmanın mutluluğunu paylaştığım kişiler var. Öncelikle, eserleri ile ilham kaynağı olup,
konuyu seçmemi sağlayan, danışmandan öte ilgi ve sabır gösteren kıymetli hocam Prof.
Dr. Enis ŞAHİN’ e sonsuz minnet borçluyum. Çalışmanın her aşamada takibini yaparak,
yol göstericilikleri ve destekleri ile ortaya koyulmasını mümkün kılan değerli hocalarım
Prof. Dr. Haluk SELVİ ve Doç. Dr. Yusuf GENÇ’ e, tezin gelişmesinde ve
tamamlanmasında önemli katkılar sunan hocalarım Prof. Dr. Mesut ERŞAN ve Doç. Dr.
Sabit OKUYAN ’a şükranlarımı sunarım. Ayrıca eğitimde bu aşamaya gelmemde emeği
olan Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü başta olmak üzere, hocalarıma vefa borcum
daimdir.
Tezin ortaya koyulmasında faydalandığım, Milli Kütüphane Süreli Yayınlar ve
Mikrofilm bölümünün çalışanlarına, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi çalışanlarına, aile
arşivini paylaşma nezaketi gösteren Mustafa Erkaya’ya, Sakarya alanında kaynak
oluşturan, eserlerinden faydalandığım değerli yazarlara ve araştırmacılara da teşekkür
etmeliyim. Uzun soluklu bu çalışma sürecinde, zorlukları kolay kılacak moral ve desteği
aldığım meslektaş arkadaşlarım, Dr. Öğr. Üyesi Dilara USLU ve Dr. Öğr. Gör. Dilşad
Yirsutimur, Dr. Öğr. Üyesi Şenay YANAR, Dr. Öğr. Gör Hatice ŞAHİN AKAN, Doç.
Dr. Tufan TURAN’a ve tüm yakın arkadaşlarıma teşekkür ederim. Maddi manevi
destekleri ile her zorlukta ve sevinçte yanımda olduklarını hissettiğim ailemin fertlerine
hürmetlerimi sunarım.
Filiz GEMİCİ
27.12.2019
i
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR ............................................................................................................ x
TABLO LİSTESİ ......................................................................................................... xiii
ÖZET ............................................................................................................................ xvi
ABSTRACT ................................................................................................................ xvii
GİRİŞ ............................................................................................................................... 1
BÖLÜM 1: SAKARYA VİLÂYETİNDE TARİHİ, MÜLKİ YAPI,
DEMOGRAFİK YAPI VE BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARI ............................. 8
1.1. Adapazarı-Sakarya Tarihine Kısa Bir Bakış ............................................................. 8
1.1.1. Kocaeli’ne Bağlı Adapazarı’nın Mülki Yapısı ................................................ 20
1.1.2. Sakarya Vilâyeti’nin Kuruluşu Sonrası Mülki Yapı ........................................ 26
1.1.3. Vilayet Teşkilatı ............................................................................................... 39
1.1.3.1. Valiler ................................................................................................... 40
1.1.3.2. İl Özel İdare Müdürlüğü ....................................................................... 42
1.1.3.3. Kaymakamlar ........................................................................................ 44
1.1.3.4 Valiliğe Bağlı Diğer Kurumlar .............................................................. 46
1.1.4. Tapu Kadastro Çalışmaları .............................................................................. 48
1.2. Demografik Yapı ..................................................................................................... 50
1.2.1. DP Döneminden Önce Adapazarı’nın Nüfusu ................................................. 50
1.2.2. Demokrat Parti Döneminde Türkiye ve Sakarya’da Nüfus Gelişimi .............. 56
1.2.3 Sakarya Nüfusunun Yaş Yapısının İncelenmesi ............................................... 61
1.2.4 Sakarya Nüfusunun Cinsiyet Yapısının İncelenmesi ........................................ 62
1.2.5. Sakarya Nüfusunun Kırsal Kentsel Yapısı ...................................................... 63
1.2.6. Sakarya’nın Anadil ve Dinler İtibariyle Nüfusu .............................................. 64
1.3. Belediye Hizmetleri ................................................................................................. 65
1.3.1. Belediye Başkanları ......................................................................................... 66
1.3.2. Belediyelerin Su ve Temizlik Çalışmaları ....................................................... 67
1.3.2.1. İçme Suyu Temini ................................................................................. 68
1.3.2.2. Çevre Temizliği .................................................................................... 72
1.3.3. Şehir Elektriği ve Dağıtımı .............................................................................. 75
1.3.4. İtfaiye ve Zabıta Çalışmaları ............................................................................ 81
ii
1.3.5. Parklar ve Mezarlıkların Düzenlenmesi .......................................................... 83
1.3.6. Yol Yapım Çalışmaları .................................................................................... 86
1.3.7 Ulaşım Faaliyetleri ............................................................................................ 90
1.3.7.1 Karayolu................................................................................................. 90
1.3.7.2. Demiryolu ............................................................................................. 92
1.3.8. Afetlerle Mücadele ve Islah Çalışmaları ......................................................... 97
1.3.8.1. Derelerin Islahı ..................................................................................... 97
1.3.8.2. Bataklıkların Kurutulması ve Sağlık Tedbirleri .................................. 103
1.3.8.3. Deprem ........................................................................................................ 105
BÖLÜM 2: İKTİSADİ DURUM ............................................................................... 108
2.1. Demokrat Parti’nin İktisadi Politikaları ................................................................ 108
2.2. Tarım ve Hayvancılık ............................................................................................ 110
2.2.1. Tarım .............................................................................................................. 110
2.2.1.1. Tahıl ve Baklagiller ............................................................................ 118
2.2.1.2. Sanayi Bitkileri ................................................................................... 124
2.2.1.3. Sebzeler ............................................................................................... 127
2.2.1.4. Meyveler ............................................................................................. 129
2.2.2. Hayvancılık .................................................................................................... 133
2.2.2.1. Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık .................................................. 134
2.2.2.2. Kümes Hayvancılığı ........................................................................... 140
2.2.2.3. İpekböcekçiliği.................................................................................... 141
2.2.2.4. At Yetiştiriciliği ve İş Hayvanları ....................................................... 143
2.2.2.5. Arıcılık ................................................................................................ 144
2.2.2.6. Balıkçılık ve Avcılık ........................................................................... 145
2.3. Sanayi .................................................................................................................... 147
2.3.1. 1950’ den Önce İlde Bulunan Fabrika ve Tesisler ........................................ 151
2.3.1.1. Ağır Bakım Tamir Fabrikası (Ordonat) .............................................. 151
2.3.1.2. Türkiye Ziraat Donatım Kurumu Adapazarı Ziraat Aletleri ve
Makineleri Fabrikası ........................................................................................ 152
2.3.1.3. Çeşitli Sanayi Dallarına Ait Fabrika ve İmalathaneler ....................... 154
2.3.2. 1950’den Sonra Açılan ve Genişletilen Fabrika ve Tesisler .......................... 156
iii
2.3.2.1. U.S Royal Türk A.Ş Adapazarı Fabrikası........................................... 156
2.3.2.2. Adapazarı Vagon Sanayii Müessesesi (Advas) Demiryolu Fabrikası 157
2.3.2.3. Adapazarı Şeker Fabrikası .................................................................. 159
2.3.2.4. Adapazarı Nişkoz Sanayii ve Ticaret T.A.Ş Fabrikası ....................... 164
2.3.2.5. Sakarya Un Fabrikası .......................................................................... 165
2.3.2.6. Arifiye Cam Fabrikası ........................................................................ 165
2.3.2.7. Diğer Sanayi Kuruluşları .................................................................... 166
2.4. Ticaret .................................................................................................................... 167
2.4.1. İthalat ve İhracat ............................................................................................ 168
2.4.2. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası ................................................................ 170
2.4.3. Adapazarı Ticaret Borsası .............................................................................. 171
2.4.5. Kooperatifler .................................................................................................. 173
2.5. Ormancılık ve Orman Ürünleri ............................................................................. 176
2.6. İktisat İle İlgili Resmi Kurum ve Kuruluşlar ......................................................... 180
2.6.1. Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü ............................................................... 180
2.6.2. İş ve İşçi Bulma Kurumu ............................................................................... 181
2.7. Bankalar ................................................................................................................. 183
2.7.1. Adapazarı İslam Ticaret Bankası (Türk Ticaret Bankası) ............................. 185
2.7.2. Türkiye İş Bankası ......................................................................................... 186
2.7.3. Ziraat Bankası ................................................................................................ 187
2.7.4. Diğer Bankalar ............................................................................................... 189
2.8. Turizm ................................................................................................................... 190
2.9. Madencilik ............................................................................................................. 196
BÖLÜM 3: SİYASİ DURUM .................................................................................... 200
3.1. Siyasi Partiler ve Milletvekili Genel Seçimleri ..................................................... 200
3.1.1. Siyasi Partiler ................................................................................................. 200
3.1.1.1. Cumhuriyet Halk Partisi ve Sakarya Teşkilatı .................................... 201
3.1.1.2. Demokrat Parti ve Sakarya Teşkilatı .................................................. 205
3.1.1.3. Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı ...................................................... 212
3.1.1.4. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı ............................... 213
3.1.1.5. Türkiye Köylü Partisi ve Sakarya Teşkilatı ........................................ 215
iv
3.1.1.6. Hürriyet Partisi ve Sakarya Teşkilatı .................................................. 216
3.1.2. Milletvekili Genel Seçimleri .......................................................................... 217
3.1.2.1. Cumhuriyet Halk Partisi ..................................................................... 218
3.1.2.2. Demokrat Parti .................................................................................... 223
3.1.2.3. Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi ...................................... 232
3.1.2.4. Türkiye Köylü Partisi.......................................................................... 234
3.1.2.5. Hürriyet Partisi .................................................................................... 235
3.2.1. 1950 Belediye Seçimleri ................................................................................ 237
3.2.2. 1955 Belediye Seçimleri ................................................................................ 240
3.3. Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ................................................................... 245
3.3.1. 1950 Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ...................................................... 245
3.3.2. 1954-1959 Arası Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ................................... 246
3.4. İl Genel Meclisi Seçimleri ..................................................................................... 248
3.4.1. 1950 İl Genel Meclisi Seçimleri .................................................................... 248
3.4.1.1. Demokrat Parti İl Genel Meclis Adayları ........................................... 248
3.4.1.2. Cumhuriyet Halk Partisi İl Genel Meclis Adayları ............................ 249
3.4.1.3. Millet Partisi İl Genel Meclis Adayları............................................... 250
3.4.2. 1955 İl Genel Meclisi Seçimleri .................................................................... 250
3.4.2.1. Demokrat Parti İl Genel Meclisi Adayları .......................................... 251
3.4.2.2. Türkiye Köylü Partisi ve Müstakil İl Genel Meclisi Adayları............ 252
3.4.2.3. Seçim Sonuçları .................................................................................. 252
3.5. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menders’in Sakarya
Konuşmaları ................................................................................................................. 253
3.6. Vatan Cephesi ........................................................................................................ 258
3.7. 27 Mayıs 1960 İhtilali ve Sakarya ......................................................................... 263
BÖLÜM 4: ASAYİŞ VE TRAFİK ............................................................................ 273
4.1. Asayiş ve Güvenlik ................................................................................................ 273
4.2. Asayiş ve Güvenlik Kurumları .............................................................................. 273
4.2.1. Demokrat Parti Döneminde Asayiş Teşkilatı ve Çalışmaları ........................ 274
4.2.1.1. Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü........................................................... 276
4.2.1.2. İl Jandarma Komutanlığı .................................................................... 283
v
4.2.1.3. Adliye.................................................................................................. 286
4.2.1.4. Cezaevi................................................................................................ 292
4.2.2. Asayiş Olayları Örnekleri .............................................................................. 294
4.2.2.1. Mala Karşı Olan Suçlar....................................................................... 295
4.2.2.1.1. Hırsızlık ................................................................................. 295
4.2.2.1.2. Yankesicilik ........................................................................... 300
4.2.2.1.3. Dolandırıcılık ......................................................................... 301
4.2.2.1.4. Gasp- Kundaklama ................................................................ 302
4.2.2.1.5. Karaborsacılık ....................................................................... 304
4.2.2.1.6. Kumar .................................................................................... 309
4.2.2.1.7. Kaçakçılık .............................................................................. 310
4.2.2.1.8. Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde Satışı .............................. 312
4.2.2.2. Kişilere Karşı Olan Suçlar .................................................................. 314
4.2.2.2.1. Yaralama ............................................................................... 315
4.2.2.2.2. Cinayet ................................................................................... 316
4.2.2.2.3. İntihar .................................................................................... 318
4.2.2.2.4. Kız Kaçırma .......................................................................... 319
4.2.2.2.5. Müessif Olaylar ..................................................................... 321
4.2.2.2.6. Ahlaka Mugayir Suçlar: Fuhuş, Tecavüz, Sarkıntılık ........... 323
4.2.2.2.7. Polis ve Jandarmaya Mukavemet .......................................... 326
4.2.3. Adapazarı-Sakarya’daki Suç Oranları (İstatistiki Veriler) ............................ 329
4.2.4. Polis Kontrolleri ............................................................................................. 330
4.2.5. Sakarya’da İz Bırakan Önemli Olaylar .......................................................... 332
4.2.5.1. Kore Savaşı ve Kocaeli-Adapazarı’ndan Savaşa Katılan Kişiler ....... 332
4.3.Trafik ...................................................................................................................... 341
4.3.1. Vilayetin Trafik Yapısı: Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği ............. 341
4.3.2. Trafik Kontrolleri ........................................................................................... 344
4.3.3. Trafik Kazaları ............................................................................................... 346
4.3.3.1. Yaralamalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazaları .................................... 348
4.3.3.2. Yaralamalı Trafik Kazaları ................................................................. 348
4.3.3.3. Ölümlü Trafik Kazaları ....................................................................... 350
vi
BÖLÜM 5: SAKARYA’DA KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL HAYAT ............... 352
5.1. Demokrat Parti’nin Kültür ve Sosyal Politikaları.................................................. 352
5.2. Eğitim .................................................................................................................... 352
5.2.1. Demokrat Parti’nin Eğitim Politikaları .......................................................... 354
5.2.2. Sakarya’da Eğitim .......................................................................................... 356
5.2.3. İldeki Okullar ................................................................................................. 357
5.2.3.1. Anaokulları (Çocuk Yuvası) ............................................................... 357
5.2.3.2. İlkokullar ............................................................................................. 358
5.2.3.3. Ortaokullar .......................................................................................... 360
5.2.3.4. Liseler ................................................................................................. 362
5.2.4. 4K Kursları .................................................................................................... 366
5.3. Halkevleri .............................................................................................................. 366
5.3.1. Sakarya’daki Halkevlerinin Kuruluşu ve Gelişimleri .................................... 367
5.3.2. 1950’lerde Sakarya’daki Halkevlerinin Durumu ........................................... 368
5.4. Dernekler ve Sendikalar ........................................................................................ 369
5.4.1. Dernekler ....................................................................................................... 369
5.4.1.1. İş Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler............................................ 369
5.4.1.1.1. Esnaflar Birliği Derneği ........................................................ 370
5.4.1.1.2. Şoförler ve Otomobilciler Derneği ........................................ 371
5.4.1.1.3. Yapı İşleri Sanatkarları Derneği (Adapazarı Yapıcılar
Derneği) ................................................................................................. 371
5.4.1.1.4. Fırıncılar Derneği .................................................................. 371
5.4.1.1.5. Gazeteciler Derneği ............................................................... 372
5.4.1.1.6. Berberler Derneği .................................................................. 373
5.4.1.1.7. Kunduracılar Derneği ............................................................ 373
5.4.1.1.8. Celep ve Kasaplar Derneği .................................................... 373
5.4.1.1.9. Çiftçiler Derneği .................................................................... 374
5.4.1.1.10. Adapazarı Kabzımallar Yardımlaşma Derneği ................... 374
5.4.1.2. Kültürel ve Sosyal Alanda Faaliyet Gösteren Dernekler .................... 374
5.4.1.2.1. Musiki Derneği ...................................................................... 375
5.4.1.2.2. Anıtlar Derneği ...................................................................... 376
5.4.1.2.3. Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği ........... 376
vii
5.4.1.2.4. Türk Kadınlar Birliği ............................................................. 377
5.4.1.2.5. Türk Hava Kurumu Derneği .................................................. 377
5.4.1.2.6. Cami ve Dini Binalar Yaptırma ve Onarma Dernekleri ........ 377
5.4.1.3. Eğitim Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler .................................... 379
5.4.1.3.1. Sakarya Yüksek Tahsil ve Yardımlaşma Derneği ................. 379
5.4.1.3.2. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği ................................... 379
5.4.1.3.3. Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği ..................... 380
5.4.1.3.4. Öğretmenler Yardımlaşma Derneği ...................................... 381
5.4.1.3.5. İlkokullar Yaptırma Derneği ................................................. 381
5.4.1.4. Sakarya Merkez ve İlçelerinde Faaliyet Gösteren Diğer Dernek, Kurum
ve Kulüpler ...................................................................................................... 381
5.4.2. Sendikalar ...................................................................................................... 383
5.4.2.1. Adapazarı Tütün İşçileri Sendikası ..................................................... 384
5.4.2.2. Adapazarı Ağır Bakım Tamir Fabrikası İşçileri Sendikası ................. 384
5.4.2.3. Vagon Atölyesi İşçileri Sendikası....................................................... 384
5.4.2.4. Sigortalı İşçiler Sendikası ................................................................... 385
5.4.2.5. Tekel İşçileri Sendikası ....................................................................... 385
5.4.2.6. Adapazarı Maden İş Sendikası ........................................................... 385
5.4.2.7. Adapazarı İşçi Sendikaları .................................................................. 386
5.5. Spor ........................................................................................................................ 386
5.5.1. Futbol ............................................................................................................. 387
5.5.2. Güreş ve Yağlı Güreş ..................................................................................... 390
5.5.3. Tenis ............................................................................................................... 391
5.5.4. Yüzme ............................................................................................................ 391
5.6. Sinema ................................................................................................................... 392
5.7. Tiyatro ................................................................................................................... 394
5.8. Basın ...................................................................................................................... 397
5.8.1. Adapazarı ve Sakarya’da Yayınlanan Gazeteler ........................................... 398
5.8.2.1. Adapazarı ............................................................................................ 398
5.8.2.2. Ada Postası ......................................................................................... 399
5.8.2.3. Adapazarı Akşam Haberleri ................................................................ 399
5.8.2.4. Yeni Ada Postası ................................................................................. 399
viii
5.8.2.5. Sakarya Postası ................................................................................... 400
5.8.2.6. Demokrat Sakarya............................................................................... 400
5.8.2.7. Sakarya Ekspres .................................................................................. 401
5.8.2.8. Anadolu ............................................................................................... 401
5.8.3. İlçelerde Yayınlanan Gazeteler ...................................................................... 401
5.9. Sakarya’da Bayramlar, Özel Gün ve Haftalar ....................................................... 402
5.9.1. Milli ve Dini Bayramlar ................................................................................. 402
5.9.1.1. Milli Bayramlar................................................................................... 402
5.9.1.1.1. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı .............................................. 402
5.9.1.1.2. 23 Nisan Çocuk Bayramı ...................................................... 403
5.9.1.1.3. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ...................................... 404
5.9.1.1.4. Adapazarı’nın Kurtuluşu ....................................................... 404
5.9.1.1.5. 30 Ağustos Zafer Bayramı .................................................... 405
5.9.1.2. Dini Bayramlar ......................................................................... 406
5.9.2. Özel Gün ve Haftalar ..................................................................................... 407
5.10. Kütüphaneler ve Halk Dershaneleri .................................................................... 407
5.11. Sağlık ................................................................................................................... 409
5.11.1. İl Merkezinde Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele ..................... 409
5.11.2. İlçelerdeki Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele ........................... 409
5.11.3. Sağlık Kuruluşları ve Yapılar ...................................................................... 410
5.11.3.1. Tabip Odası ....................................................................................... 410
5.11.3.2. Adapazarı Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi) ......................... 411
5.11.3.3. Adapazarı 30 Yataklı Askeri Hastanesi ............................................ 412
5.11.3.4. Verem Dispanseri ............................................................................. 412
5.11.3.5. Sosyal Sigortalar Hastanesi .............................................................. 412
5.11.4. Eczaneler .............................................................................................. 413
5.12. Sosyal Yardım Kurumları .................................................................................... 413
5.12.1. Kızılay .......................................................................................................... 413
5.12.2. Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu ........................................................... 415
5.12.3. Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği ........................................... 416
5.13. İletişim ve Haberleşme ........................................................................................ 417
ix
SONUÇ ........................................................................................................................ 420
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 428
EKLER ........................................................................................................................ 445
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 475
x
KISALTMALAR
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
A. Ş. : Anonim Şirket
Av. : Avukat
ATAMER : Atatürk Araştırma Merkezi
ATOM : 3. Bölge Nüshasını Oluşturan Merkez
BCA : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi
Bkz. : Bakınız
Blsz. : Belirsiz
c. : Cilt
Cad. : Cadde
Çev. : Çeviren
CHP : Cumhuriyet Halk Partisi
CMP : Cumhuriyetçi Millet Partisi
CKMP : Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi
DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi
DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü
DP : Demokrat Parti
Dr. : Doktor
Ed. : Editör
EGM : Emniyet Genel Müdürlüğü
Gr. : Gram
HES : Hidro Elektrik Santrali
H.İ : Hürriyet ve İtilaf
HP : Hürriyet Partisi
İ.T : İttihat ve Terakki
xi
Kg. : Kilogram
Km. : Kilometre
KP : Köylü Partisi
Ltd. Şti. : Limitet Şirket
Mah. : Mahalle
MEB : Milli Eğitim Bakanlığı
MKP : Milli Kalkınma Partisi
muh. : Muhtelif
NATO : North Athlantic Treaty Organization
No : Numara
ORDONAT : Ordu Donatım
PTT : Posta Telefon Telgraf
s. : Sayfa
S. : Sayı
SCF : Serbest Cumhuriyet Fırkası
SESAM : Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi
Sok. : Sokak
SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu
TAŞ : Türkiye Anonim Şirketi
TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi
TBMMZC : Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi
T.C : Türkiye Cumhuriyeti
TCDD : Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları
TCF : Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
TDK : Türk Dil Kurumu
TL : Türk Lirası
xii
TTK : Türk Tarih Kurumu
THK : Türk Hava Kurumu
TÜİK : Türk İstatistik Kurumu
TÜVASAŞ : Türkiye Vagon Sanayii Anonim Şirketi
v.d. : Ve diğerleri
Yay. Haz. : Yayına Hazırlayan
xiii
TABLO LİSTESİ
Tablo 1 : 1885-1914 Döneminde İzmit Sancağı Nüfusunun Etnik ve Dinsel
Dağılımı ..................................................................................................... 51
Tablo 2 : Kocaeli (İzmit) ve Sakarya (Adapazarı) İlleri ve İlçeleri Nüfus Gelişimi
(1927-1950) ............................................................................................... 55
Tablo 3 : 1950 Nüfus Sayımına Göre Kocaeli ve Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm,
Nüfus ve Nüfus Yoğunlukları .................................................................... 56
Tablo 4 : 1955 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüz ölçüm, Nüfus ve
Nüfus Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırılması ................... 57
Tablo 5 : 1960 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus ve
Nüfus Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırması ..................... 59
Tablo 6 :1950-1960 Döneminde Türkiye-Kocaeli ve Sakarya’nın Yıllık Ortalama
Nüfus Artış Hızları (binde) ........................................................................ 60
Tablo 7 : 1955-1965 Sakarya ve Türkiye Nüfus Yoğunlukları (kişi/km)................. 61
Tablo 8 : Sakarya İli Nüfusunun Cinsiyet Yapısı ..................................................... 62
Tablo 9 : Sakarya İli Nüfusunun Kentsel ve Kırsal Yapısının İncelenmesi ............. 63
Tablo 10 : Sakarya Nüfusunun Anadil ve Dinler İtibariyle İncelenmesi (1955) ........ 64
Tablo 11 : İstanbul-Adapazarı-Ankara İstikametinde Sefer Yapan Trenlerle İlgili
Bilgiler (1955) ........................................................................................... 94
Tablo 12 : 1954-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Ziraat Alet ve Makineleri ....... 112
Tablo 13 : Türkiye’de ve Sakarya’da Çalışan Nüfusun İşkollarına Göre
Dağılımı (%) ............................................................................................ 114
Tablo 14 : Adapazarı’nda 1951 Yılında Yaygın Ekilen Ürünler ve Üretim
Miktarları ................................................................................................. 117
Tablo 15 : Sakarya’da Ana Ürünlerin Üretim Miktarları (ton) ................................ 117
Tablo 16 : Ekili Alanların Ana Ürünlere Göre Dağılımı ile Ekim ve Üretimin Türkiye
Toplamındaki Payı (%) ............................................................................ 118
Tablo 17 : Sakarya Hariç Kocaeli Genelinde Ekilen ve Alınan Mahsül Miktarı
(hektar/ton) .............................................................................................. 119
Tablo 18 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Tahıl Ekim ve Üretimi ............ 120
Tablo 19 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Bakliyat Ekimi ve Üretimi ...... 123
xiv
Tablo 20 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Sınai Bitkiler Ekimi ve
Üretimi ..................................................................................................... 124
Tablo 21 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Meyve Ekimi ve Üretimi ......... 131
Tablo 22 : 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Büyük ve Küçükbaş Hayvan
Üretimi ..................................................................................................... 135
Tablo 23 : 1955-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Et Üretimi (Ton) ...................... 136
Tablo 24 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Süt Üretim Miktarı (Ton) ........ 137
Tablo 25 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Muhtelif Hayvansal Ürünler
(Adet ve Ton) ........................................................................................... 137
Tablo 26 : 1955-1960 Sakarya’da Tavuk ve Yumurta Üretim Miktarı .................... 140
Tablo 27 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da İpekböceği Üretimi.................. 142
Tablo 28 : 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Binek Hayvanları ve Miktarı .... 143
Tablo 29 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Arıcılık ve Mamulleri .............. 144
Tablo 30 : 1940-1963 Yılları Arasında Adapazarı-Sakarya’da Sanayii ve İşyerleri
Sayısı ........................................................................................................ 151
Tablo 31 : Sanayi Sayımı Bilgilerine Göre Sakarya’da Büyük İmalat Sanayi (%) .. 156
Tablo 32 : Sakarya’da Orman Ürünleri Üretimi ....................................................... 178
Tablo 33 : Sakarya İli ve İlçelerinde CHP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları
Oylar ........................................................................................................ 223
Tablo 34 : Sakarya İli ve İlçelerinde 1957 DP Milletvekili Adayları ve Aldıkları
Oylar ........................................................................................................ 232
Tablo 35 : Sakarya İli ve İlçelerinde CMP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları
Oylar ........................................................................................................ 234
Tablo 36 : Sakarya İli ve İlçelerinde HP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları
Oylar ........................................................................................................ 236
Tablo 37 : 1950 Belediye Seçim Sonuçları Türkiye Geneli ..................................... 238
Tablo 38 : 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Asil Adayları ............... 241
Tablo 39 : 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Yedek Adayları ........... 242
Tablo 40 : 7 Kasım 1954 ile 26 Ekim 1957 Arası Ara Seçimlerin Sonucu .............. 247
Tablo 41 : 27 Ekim 1957 ile 13 Aralık 1959 Arası Ara Seçimlerin Sonucu ............ 248
Tablo 42 : 1955 İl Genel Meclisi Seçimlerinde DP’nin Sakarya Asil ve Yedek
Adayları ................................................................................................... 252
xv
Tablo 43 : 27 Mayıs’tan Sonra Sakarya’da Gözaltına Alınan Kişiler ...................... 271
Tablo 44 : Sakarya İl Emniyet Müdürleri ve Unvanları ........................................... 277
Tablo 45 : Kocaeli’nden 1950 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Birinci Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 335
Tablo 46 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 336
Tablo 47 : Kocaeli’nden 1951 Yılında Kore Savaşı’na Katılan İkinci Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 336
Tablo 48 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 337
Tablo 49 : Kocaeli’nden 1952 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Üçüncü Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 337
Tablo 50 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 337
Tablo 51 : Kocaeli’nden 1953 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Dördüncü Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 338
Tablo 52 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 338
Tablo 53 : Kore Savaşı’nda Kocaeli’nden Şehit Olan Askerler ............................... 339
Tablo 54 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 339
Tablo 55 : 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve Sakarya Merkez İlçelerindeki
İlkokulların Sayısı .................................................................................... 360
Tablo 56 : 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve İlçelerindeki Ortaokulların
Sayısı ........................................................................................................ 361
Tablo 57 : Sakarya Kulüpleri, Kuruluşları, Renk ve Adresleri ................................ 387
xvi
Sakarya Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Özeti
Yüksek Lisans Doktora
Tezin Başlığı: Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya (1950-1960)
Tezin Yazarı: Filiz GEMİCİ Danışman : Profesör Dr. Enis ŞAHİN
Kabul Tarihi: 27/12/2019 Sayfa Sayısı: xvii (ön kısım) + 445 (tez) + 30 (ek)
Anabilim Dalı: Tarih
Bu tez çalışmasında, 1950-1960 döneminde Adapazarı/Sakarya bölgesinin mülki, idari,
siyasi, ekonomik ve kültürel alanlardaki durumu incelenmiştir. Adapazarı/Sakarya
çeşitli tarihlerde göç alan ve nüfusu giderek artan, farklı etnik grupların bir arada
yaşadığı kozmopolit bir bölgedir. 1954 sonuna kadar Kocaeli’ne bağlı ilçe konumunda
olan Adapazarı, o tarihten itibaren 'Sakarya' ismiyle müstakil il statüsüne yükselmiştir.
Şehrin imarı, mülki ve idari yapılanması bu süreçte önem kazanmıştır.
Nüfusunun çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşan Sakarya'daki ekonomik
faaliyetler ve sanayileşme alanındaki yatırımlar şehre bölgesinde ayrıcalık
kazandırmıştır. 10 yıllık süreçte iktidar partisinin yanında yer alan bir seçmen yapısına
sahip Sakarya'da halkın siyasi faaliyetlere ilgisi yüksek olmuştur. Eğitimli nüfus oranı
ülke genelinde ilk sıralarda yer alan Sakarya'da bu süreçte okul açma çalışmaları son
derece etkili olmuş, başarılı sonuçlar alınmıştır. Şehrin sosyal ve kültürel imkanları
halkın ihtiyacını karşılayacak seviyede olmuş, sinema, tiyatro, spor dallarında çok
sayıda etkinlik gerçekleşmiştir. Şehirdeki emniyet teşkilatı, askeriye ve adliye
teşkilatının durumu ve işlenen suçlar hakkındaki bilgiler gazete haberlerinden de
faydalanılarak aktarılmıştır.
Çalışmanın amacı, 1950-1960 döneminde Sakarya'nın hemen her alanda geçirdiği
değişimi ortaya koymaktır. Bu süreçte hem ilçe olan Adapazarı hem de il olan
Sakarya’da, yoğun basın faaliyetleri gerçekleşmiştir. Çok sayıda günlük ve haftalık
gazete yayınlanmıştır. Bu doğrultuda, döneme ait yerel gazeteler, makaleler, kitaplar,
arşiv belgeleri, resmi devlet yayınları incelenmiş ve elde edilen bilgiler beş bölümde
sunulmuştur. Şehir tarihi araştırmaları ve dönem tarihi araştırmaları konusunda katkı
sağlayacak tespitlerde bulunulmaya çalışılmıştır.
ÖZET
Anahtar Kelimeler: Adapazarı, Sakarya, Demokrat Parti, Şehircilik, Belediyecilik
X
xvii
Sakarya University
Institute of Social Sciences Abstract of Thesis
Master Degree Ph.D.
Title of Thesis: Democrat Party Period Adapazarı-Sakarya (1950-1960)
Author of Thesis: Filiz GEMİCİ Supervisor: Professor Enis ŞAHİN
Accepted Date:27/12/2019 Np: xvii (pre text) + 445 (main body) + 30 (app)
Department: History
İn this study,the stuation in the administrative, political, economic and cultural areas in
Adapazarı region beetwen 1950-1960 was analyzed. Adapazarı/Sakarya is a region that
has been receiving immigration since the past and its population is constantly rising. It
is a cosmopolitan city where different ethnic groups live together. Until the end of 1954
Adapazarı joined to the Kocaeli district, then ”Sakarya" has risen to the status of a
detached province.
The zoning, civil and administrative structure of city gained importence in this process.
The population of Sakarya engaged economic activites and industrialization enterprises
engaged in agriculture and animal husbandry.
Having a voter structure in the 10 year period is located, the interest of people in
political activites in Sakarya was high.
The educated population ratio in the country center of Sakarya which ranks first, has
been very effective and successful in the process of opening a school, result have
been achieved.
The social and cultural facilities of the city have been at level to meet the needs of the
public and many activities have been realized in cinema, theater and sports branches.
İnformation about the police, military and judicial organization in the city and the
crimes committed in the city are given according to the newspaper reports.
The aim of this study is to reveal the changes that Sakarya has undergone in almost
every field during 1950-1960. İn this period, intensive press activities were carried out
both in the district Adapazarı and in Sakarya, a city. Numerous daily and weekly
newspapers have been published Local newspapers, articles, books, archival
documents, official government publications of the period were examined and the
information obtained was presented in five sections. The findings of the study were
made to contribute to city history surveys and period historical research.
ABSTRACT
Keywords: Adapazarı, Sakarya, Democrat Party, Urbanism, Municipalism
X
1
GİRİŞ
Çalışmanın Konusu
Tez çalışmasının konusu, 1950-1960 döneminde Demokrat Parti iktidarı sırasında
Adapazarı-Sakarya’nın idari, mülki, siyasi, ekonomik yapısı ve sosyokültürel hayatını
içermektedir. Bu amaçla tez, her konunun ayrı incelendiği beş bölümden oluşmaktadır.
Tezin giriş kısmından sonra Adapazarı’nın tarihi, coğrafi, idari geçmişine dair açıklayıcı
bir özet metin oluşturulmuş olup konuya başlarken 1950 yılına kadarki süreç hakkında
ön bilgilendirme yapılması uygun görülmüştür. 1950-1954 yılları arasında Kocaeli’ne
bağlı bir ilçe olan Adapazarı’nın ve 1954 yılından sonra il konumuna yükselen
Sakarya’nın mülki ve idari yapılanması tezin birinci bölümünde ele alınmıştır. Buna bağlı
olarak, gerek ilçe olan Adapazarı’nın gerekse Sakarya ilinin yerel yönetim teşkilatı ve bu
alandaki değişiklikler incelenmiştir. Bağlı kazaların ve köylerin durumu, idari taksimatla
nasıl değişiklikler olduğu, özellikle 1954 yılı sonrasındaki yeni mülki idari yapılaşma
konusundaki çalışmalar tespit edilmiştir. Aynı zamanda nüfus ve demografya bakımından
bölgenin nüfus yapısı, nüfusun dağılımı ve diğer özellikleri hakkında çeşitli yıllara ait
nüfus sayımları ışığında bilgi verilmiştir. Bu bölümdeki belediye hizmetleri başlığında
ise, ele alınan dönemdeki belediye başkanları ve onların şehir için yapmış oldukları
çalışmalara yer verilmiştir. Elektrik, su, kanalizasyon, şehir ulaşımı, haberleşme ve çevre
düzenlemeleri gibi belediyeye ait işler hakkında incelemede bulunulmuştur.
İkinci bölüm, iktisadi durum başlığı altında, Adapazarı ve Sakarya’nın döneme ait
ekonomik verileri, tarım, hayvancılık, ticaret ve sanayi alanlarındaki üretim ve potansiyel
durumunu yansıtmaktadır. Ekonomik hayatı canlandıran gelişmeler ve 1950’den sonra
bölgede kurulan fabrika ve işletmeler ile iş kolları hakkındaki bilgileri içermektedir.
Ayrıca madencilik, ormancılık ve turizm alanlarında nasıl bir varlık ve değerlendirme
olduğu konusu işlenmiştir. DP döneminde, şehirleşen Adapazarı’nın ekonomik yapısının
tarımdan sanayiye doğru ilerlemesi yönünde ne gibi adımlar atıldığı araştırılmıştır.
Şehirdeki bankalar ve işleyişleri hakkında bilgileri de içermektedir.
Üçüncü bölümde, Adapazarı-Sakarya’nın siyasi hayatı ve bu hayatı oluşturan temel
faktörler olan siyasi partilerin bölgedeki varlığı, çalışmaları ele alınmıştır. 1950-1960
arası dönemde, bölgedeki siyasi girişimler ve tüm seçimler araştırma konusudur.
2
Milletvekili seçimleri, Belediye Meclisi ve İl Özel İdare Meclisi seçimleri, Muhtarlık ve
İhtiyar Heyeti seçimleri ile bu seçimlere katılan adayların durumları ortaya koyulmuştur.
Bölge halkının seçimlere katılım oranı, partilerin seçim propaganda çalışmaları ve
kongreleri de konuya dahildir. Çok partili hayatın ilk askeri müdahalesi ile 27 Mayıs 1960
tarihinde DP hükümetinin sona ermesi ve bu durumun Sakarya’daki yansımalarına
değinilmiştir.
Çalışmanın dördüncü bölümünün temel konusu, şehirdeki asayiş ve güvenlik durumu ile
trafik yapısıdır. Asayiş ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu ana yapılardan İl Emniyet
Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’nın kadroları ve çalışmalarıdır. Ayrıca trafik
konusunda alınan önlemler ve şehirdeki suçlar da veriler doğrultusunda detaylı olarak
incelenmiştir. Buna bağlı olarak suç türleri ve kaydedilen suçlar ve cezalar hakkında elde
edilen bilgilerle şehrin suçla mücadele çalışmalarına değinilmiştir. Asayişin sağlanması
konusunda nasıl bir yol izlendiği ve meydana gelen gelişmeler ortaya koyulmuştur.
Adliye teşkilatının yapısı ve cezaevinin durumu hakkında da il ve ilçeler bazında
incelemeleri ihtiva etmektedir.
Son olarak beşinci bölümde, Adapazarı-Sakarya bölgesinin, gündelik hayatını oluşturan
sosyal ve kültürel faaliyetlerin çeşitleri ele alınmıştır. Spor alanında aktif kulüpler,
sinema, tiyatro, müzik gibi alanlarda yapılan çalışmalar incelenmiştir. Ayrıca bu bölümün
ana başlıklarından biri eğitim diğeri de sağlık alanındaki faaliyet gösteren kurumlardır.
Bölgenin okul ve eğitim kurumları, merkez, ilçe ve köylerdeki eğitim çalışmaları
araştırılmıştır. Sağlık alanında hastanelerin durumu ve ilçelerde ve köylerdeki sağlık
birimlerinin yapısı incelenmiştir. Bu önemli alanlarda 1950-1960 sürecinde, nasıl adımlar
atıldığı ve mevcut eksikliklerin ne oranda giderildiği üzerinde durulmuştur.
Çalışmanın Amacı
Türkiye’de yakın tarih araştırmaları ve şehir tarihi araştırmaları konusunda her geçen gün
daha fazla eser ortaya koyulmaktadır. Özellikle Türk siyasal hayatı adına bir dönüm
noktası kabul edilen çok partili hayata geçiş yani 1946 ve iktidar değişikliğinin yaşandığı
1950 yılları sırasındaki gelişmeler Türkiye’de hem genel hem de bölgesel olarak çeşitli
değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Yerel tarih incelemeleri bakımından, Adapazarı ve
Sakarya bölgeleri ile ilgili çok sayıda tarihi, coğrafi, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda
hazırlanmış akademik ve bilimsel eserler mevcuttur. Bu eserlerin büyük bölümü
3
1950’den önceki zaman aralığında yoğunlaşmaktadır. Doktora seviyesinde bir tez konusu
olarak, 1950-1960 Demokrat Parti döneminde Adapazarı- Sakarya çevresinin
incelenmemiş olması bu konuda araştırma yaparak on yıllık süreci değerlendirmeye
açmak fırsatını tanımıştır.
Çalışmanın temel amacı, 1950-1960 döneminde Sakarya’nın mevcut idari, mülki,
demografik, siyasi, ekonomik ve kültürel varlığını ortaya koymak ve bu dönemde
meydana gelen gelişmeleri veya varsa sorunları tespit etmektir. Ele alınan dönemde,
bölgede ne gibi değişiklikler olduğu, bu değişikliklerin getirdiği olumlu sonuçların neler
olduğu, eski dönemde var olmayıp on yıllık süreçte oluşturulan yapı veya teşkilatların
çalışmalarını incelemek ve değerlendirebilmektir. 1950’lerin başında Adapazarı’nda
mevcut nüfusun yıllar içindeki artış oranı ve buna bağlı olarak idari ve mülki alanda
yapılan düzenlemeleri incelemek amaçlanmıştır. Artan nüfusun geçim kaynaklarının
temelini oluşturan tarım ve hayvancılık alanında, DP döneminde alınan kararların
bölgede nasıl etkiler bıraktığını anlamak hedeflenmiştir. Ekonomik hayatın
vazgeçilmezleri olan ticaret ve sanayi dallarında bu dönemde atılan adımlar ve yapılan
çalışmaların şehre ve bölgeye getirdiği imkanları değerlendirmek diğer bir amaçtır.
DP döneminde, ilçe konumundan il konumuna yükselen Adapazarı’nın bu konuda nasıl
bir yol izlediği ve sonrasında ne gibi olumlu kazanımlar elde ettiğini belirlemek de tezin
gayelerinden biridir. Ardından yapılan belediye çalışmaları ve imar faaliyetleri ile
şehircilik adına atılan adımların tespit edilmesi sağlanacaktır. 1950’den sonra liberal
ekonomi politikalarının etkili olduğu Türkiye’de, yerel anlamda Sakarya bölgesinin
kalkınması için başlayan sanayi çalışmaları ve ticari faaliyetlerin neler olduğunun ortaya
koyulması hedeflenmiştir. Tarım, hayvancılık gibi başlıca geçim kaynaklarının yıllar
içinde ne yönde mesafe kat ettiği döneme ait verilen ışığında tespit edilmeye çalışılmıştır.
1950’den sonra siyasi partilerin sayısındaki artışla birlikte, Adapazarı-Sakarya’da
meydana gelen siyasi oluşumların tespiti ve dönemde gerçekleşen seçimlerde iktidar
partisi olan DP’nin ve başta CHP olmak üzere diğer muhalefet partilerinin seçilme
durumları incelenecektir. Yerel anlamda partilerin teşkilatlarının durumu ve siyasi
çalışmaları ile ilgili bilgilerin yıllar bazında ortaya koyulması hedeflenmiştir. Bu sürece,
bölgedeki siyasi temayülün ve siyasete katılım durumunun tespit edilmesi açısından da
yaklaşılmıştır.
4
Ülke genelinde olduğu gibi, yerel halkın da en önemli beklentileri arasında, asayiş ve
güvenliğin sağlanması gelmektedir. Adapazarı nüfusunun kozmopolit yapısı ve
bulunduğu konum dolayısıyla şehirler ve kültürler arasında bir etkileşim noktası gibi
görünmektedir. Bölgedeki suç ve suçlarla mücadele konusunda en önemli yetkili merciler
İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve adliye teşkilatıdır. Bu teşkilatların
şehirdeki örgütlenmesi, faaliyetleri ve asayiş konusunda ne gibi önlemler alındığı
incelenerek, dönemin Sakarya’sında nasıl bir gündelik hayat oluştuğu, halkın yaşam
standardının bu konuyla yakından ilgili olduğu düşünülerek ele alınmıştır.
Sosyal ve kültürel ihtiyaçların bölgede yaşayan halkın beklentileriyle örtüşmesi, bu
imkânlardan faydalanma durumu bölgenin yerleşim yeri olarak seçilmesinde önemli bir
etkendir. Adapazarı’nda halkın günlük hayatında nasıl eğlendiği ve kültürel olarak hangi
imkânlara sahip olduğunun anlaşılması, sinema, tiyatro, konser gibi etkinliklerin hangi
imkanlarla gerçekleştiğini, sportif imkanların ne düzeyde olduğunu ortaya koymak
amaçlar arasındadır. Eğitim seviyesini belirleyen en önemli etkenlerden biri olan okul
varlığının tespiti ve 1950-1960 döneminde eğitim veren okulların ve diğer eğitim
kurumlarının durumları, etkinliklerinin incelenmesi hedeflerden biridir. 1950’den 1060
yılı sonuna kadar ildeki sağlık kurumlarının durumu ve sağlık alanında karşılaşılan
sorunlarla ilgili değerlendirme yapılarak, hastalıklarla mücadele ve toplum sağlığı
konusunda ne gibi önlemler alındığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Çalışmanın Yöntemi
Tezin çalışma alanının ve amacının belirlenmesinden sonra, seçilen bölge olan
Adapazarı-Sakarya ve Kocaeli ile ilgili yakın döneme kadar yapılan tarihi, kültürel,
siyasi, coğrafi ve ekonomi alanlarındaki akademik ve bilimsel kaynaklar tespit edilmeye
başlanmıştır. Döneme ve bölgeye ait tasnif edilmiş arşiv belgelerinin tespit edilerek temin
edilmesi sağlanmıştır. Bu konuda en önemli kaynak T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi
olmuştur. Bu arşivdeki çeşitli fonlardan alınan belge örnekleri dönemine ve konularına
göre tasnif edilmiş ve fişlenmiştir. Bu kısımdaki belgeler kullanılırken, başka bir
kaynakta verilen bilgilerle karşılaştırılarak, resmi niteliği dolayısıyla orijinaline sadık
kalarak ve günümüz Türkçe’sine uyarlanarak kullanılmıştır. Diğer resmi kurum
arşivlerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi dönemin milletvekilleri ve partiler
hakkındaki tüzük ve programların elde edilmesi amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca,
5
istatistiki verilerle, nüfus, ekonomi ve eğitim alanındaki verilerin resmî sonuçlarına
ulaşmak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) arşiv ve
kütüphanesinde yer alan kaynaklar temin edilmiştir. Sakarya’da dönemin siyasi
öncülerinden biri olan Osman Erkaya’nın oğlu Mustafa Erkaya’nın şahsi arşivinden,
Sakarya siyasi ve kültürel hayatına ait hatıra niteliğindeki belge ve fotoğraflara da
ulaşmak mümkün olmuştur.
Konuya ait yüksek lisans ve doktora tezleri, kitaplar, dergi ve makaleler elde edilerek,
kullanılacakları bölümlere göre değerlendirilmişlerdir. Bu grupta yer alan eserlerin bir
kısmı dijital internet ortamından temin edilmiştir. Sakarya tarihi üzerine çalışan
araştırmacıların döneme ait yaptıkları röportajlar e-gazetelerden takip edilmiştir.
Çalışmanın konusunu yerel tarih oluşturduğundan, Adapazarı-Sakarya’da 1950-1960
dönemine dair hemen her türlü alandaki gelişme ve bilgiye yerel gazetelerden ulaşmak
mümkün olmuştur. Bu sebeple devre ait yayında olan siyasi ve kültürel günlük gazetelerin
ulaşılabilen 10 yıllık devlet nüshaları Milli Kütüphane Başkanlığı’nın mikrofilm
arşivinden fotoğraflanarak temin edilmiştir. Adapazarı Akşam Haberleri, Anadolu, Ada
Postası, Yeni Ada Postası, Hakikat, Demokrat Sakarya, Demokrat Adapazarı, Sakarya
Express, Yeni Zurna, Zaman, Sabah gibi gazetelerin öne çıktığı bu gazete kaynakları,
yıllarına göre taranarak gerekli bölümlerde kullanılmak üzere tasnif edilmiştir.
Gazetelerden elde edilen bilgiler, çoğu kez diğer bir gazete ile paralel ele alınmış, eğer
konuya dair bir arşiv belgesi veya resmi kaynak bulunmuş ise birlikte değerlendirilmiştir.
Tezin araştırma yönteminde resmî belgeler ve bilimsel yazılı eserler öncelikli ele
alınmakla birlikte, gazetelerin verdiği bilgilerin ışığında yazılan ve başka bir bilgiye
ulaşılamayan başlıklar da olmuştur. Kaynaklar arasında gazetelerin sıklıkla
kullanılmasının en önemli sebebi, incelenen dönemdeki kurum ve birimlerin
yazışmalarının arşiv kayıtlarındaki bazı boşluklar veya tasnifleri konusunda çalışmaların
devam ediyor olmasıdır. Özellikle şehirdeki asayiş ve güvenlik konusu ve sosyal hayata
dair bulgular günlük olarak basına düşen haberler doğrultusunda kaydedilmiştir.
Kaynaklar kullanılırken, öze ve tezin mantığına uygun düşmeyen haberler, taraflı veya
dayanaksız yorumların yer aldığı yazılar kullanılmamaya çalışılmış, konuya objektif bir
şekilde yaklaşmak amaçlanmıştır. Bu sebeple çoğu zaman bir köşe yazarının ifadesi
kaynak olarak değerlendirilememiştir. Bir bilginin farklı kaynaklardan farklı biçimlerde
6
sunulduğu durumlarda, ya her ikisi de kullanılmış veya gerçeğe yakın bilimsel bir eserle
desteklenen kaynak kullanılmıştır. Sözlü ifadelerine başvurulan iki kaynak kişinin verdiği
bilgiler, dipnot eşliğinde tezde kullanılmıştır.
Özetle, tezin yazım aşamalarında, ilk olarak literatür taraması, arşiv ve resmi kaynakların
temini, yerel basın taraması ve gazete nüshalarının temini, kitap ve makalelerin
incelenmesi sırasıyla gerçekleşmiştir. Daha sonra tasnif aşamasında eldeki kaynakların
konularına ve zamanına göre sınıflandırılması sağlanmıştır. Son olarak bu kaynakların
okunarak, öze indirgenmesi ve tezin yazımında kullanılacak hale getirilmesi ile tez
yazımına geçilmiştir. Ortaya çıkan bilgilerin yazımı aşamasında mümkün olduğunca
objektif bir yaklaşımla ve bilgilere tezat oluşturmayacak ifadelerle genel
değerlendirmeler yapılmıştır. Bu süreçte, gerekli görülen düzeltmeler ve değişiklikler
tezin danışmanı olan Prof. Dr. Enis Şahin tarafından tespit edilerek yazım işlemi
tamamlanmıştır.
Çalışmanın Önemi
1946 yılında Türkiye’de çok partili hayata geçilmesi ile siyasi alanda birçok faaliyetin de
ülke genelinde artış gösterdiği çok sesli bir döneme adım atılmıştır. 1950 yılında iktidar
olan DP’nin 1960 Mayısına kadar izlediği siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalar
hem genelde hem de yerel olarak farklı yaklaşımlar doğurmuştur. Bu anlamda,
kaynaklarına ulaşmanın artık mümkün olduğu ve tarihi bir döneme intikal eden DP
dönemi, tarih alanında yapılan araştırma ve tezlerde sıklıkla incelenmektedir. Bu
dönemin, Türkiye’nin mevcut ve gelecekteki siyasi demokrasi hayatına dair çıkarımlar
taşıdığı aşikardır. Bu anlamda tezin seçtiği dönem yerelden bir bakış açısıyla genele doğru
bir değerlendirme imkânı sunması açısından önemlidir. Yerel olarak da hem Sakarya’nın
geçmişten bugüne kadar geçirdiği siyasi, ekonomik, demografik, mülki ve idari
aşamaların ortaya koyulması adına yapılan çalışmalar arasında yer alması hem de bu
döneme ait boşluğu tamamlamak konusunda önemli görülmektedir. Siyasi faaliyetlere
katılımın yüksek olduğu Sakarya’da, incelenen dönemde ortaya koyulan faaliyetlerin
neler olduğunu görebilmek ve bu dönemin Sakarya halkının günlük yaşantısını nasıl
düzenlediğini görebilmek bakımından önemlidir.
Tarihin en eski dönemlerinden başlayarak önemli bir yerleşim bölgesi ve dolayısıyla
ticaret merkezi olan Adapazarı-Sakarya havalisinin tarihi araştırmaları arasında 1950-
7
1960 döneminin tamamına ve her alandaki durumuna ait toplu bir çalışmanın olmaması,
akademik olarak kazandırılmasını mümkün hale getirmiştir. Günümüzde ekonomik
kalkınmada ülkemizdeki gelişmiş şehirler arasında yer alan Sakarya’nın geçmişten
bugüne sanayileşme aşamaları, ticari yaşamı ve ekonomik faaliyetleri hakkında elde
edilen verilerin değerlendirilmesi sırasında, DP döneminin önemli bir yeri olacağı
anlaşılmaktadır.
Çalışmanın, dönemin koşullarının ve problemlerinin ortaya koyularak nasıl bir politika
izlendiğinin anlaşılması bakımından da Sakarya belediyecilik ve şehircilik tarihine, imar
faaliyetlerine, yerel yönetim çalışmalarına kadar pek çok alanda katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
8
BÖLÜM 1: SAKARYA VİLÂYETİNDE TARİHİ, MÜLKİ YAPI,
DEMOGRAFİK YAPI VE BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARI
1.1. Adapazarı-Sakarya Tarihine Kısa Bir Bakış
Ülkemiz, tarih boyunca pek çok medeniyetin şehirleşme ve iskânına sahne olmuştur.
Özellikle 19. yüzyılda temelleri atılan birçok Anadolu şehrinden biri olan Adapazarı,
geçmişi çok eskiye dayanmayan yeni bir şehir sayılmakla birlikte, yakın çevresinde
Nikomedia (İzmit) ve Prusias (Üskübü/Konuralp) gibi eski çağ şehirleri bulunan bir
yerleşim yeridir. İlk ve orta çağlarda Bithynia bölgesinde yer almaktadır. Bu dönemde
yerleşmeye elverişli olmamasının en önemli sebebi, şehrin kurulduğu ovada akan Sakarya
nehri ve kollarının düzensiz akışı ve sıklıkla yatak değiştirmeleri dolayısıyla yaşanan su
baskınları ile bölgenin büyük oranda orman ve çalılarla kaplı olmasıdır1.
Sakarya İli, coğrafi olarak Marmara Bölgesi’nin Çatalca-Kocaeli bölgesinde yer alan,
Kocaeli Yarımadasının doğusunda, kuzeyde Karadeniz kıyısıyla güneybatıda Samanlı
Dağları’nın doğu kısmı ve güneyde Karadağ ile sınırları çevrili Sapanca Gölü’nü içine
alan bir konumda yer almaktadır. Bu alan Adapazarı Ovası olarak bilinmekte ve deniz
seviyesinden yaklaşık 30 metre yükseklikte bulunan ovada en büyük toprak varlığını
alüvyal topraklar oluşturmaktadır2.
Türkiye’nin büyük nehirlerinden biri olan Sakarya Nehri, Eskişehir Çifteler’in
güneydoğusunda, Sakarbaşı/Sakarya başından doğarak, Geyve Boğazı’nı geçip,
Adapazarı Ovasına iner ve kuzeydoğu doğrultusunda devam ederek Karasu’nun
batısından Karadeniz’e dökülür. Bu nehir ilk çağlarda Sangarios/Sangarius şeklinde
isimlendirilmiştir. Bizans Bithyniası’nın önemli bir eseri olan Sangarius Köprüsü,
Sakarya Nehrinin bir kolunu oluşturan Çark Deresi’nin iki küçük kanalı üzerine 6.
yüzyılda İmparator Justinianus tarafından inşa ettirilmiştir. Bu dönemde yaptıranın ismi
ile de anılmış olup Türk hakimiyetinden sonra halk arasında Beşköprü olarak da
1 Metin Tuncel, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür
Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 1-3. 2 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan Göçler ve Sakarya Nüfusuna
Etkilerinin İncelenmesi” , I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),
Adapazarı: 1999, s. 6-7.
9
bilinmektedir3. Nehrin doğduğu kaynak olan eski “Sangia” şehrinin (bugünkü Eskişehir-
Çifteler’in 3.km güneydoğusu), yani bugünkü “Sakarya başının” nehre ve bölgeye verilen
“Sakarya” adının kaynağı olduğu düşünülmektedir4.
Orman yetişmesi için iklim ve toprak şartlarının çok müsait olduğu Adapazarı ovası
çevresinde, eski tarihlerde çok gür ormanların bulunduğunu ancak insan kaynaklı
sebepler ile bunların bir kısmının varlığını koruyamadığını belirten coğrafi bilimciler,
ormanların tarıma ve yerleşime arazi olarak açıldığını söylemekte ve bunu dönemin
seyyahlarının ifadeleri ile vurgulamaktadırlar5. Evliya Çelebi, 1640’da Kocaeli seyahati
sırasında, Adapazarı’ndan geçmiş, bölgeden bahsederken; “Doğu tarafındaki dağlara
“ağaç denizi” derler, içinde adam kaybolur. Göğe yükselmiş öyle ulu ağaçları vardır ki,
gölgesinde 10.000 koyun gölgelenir. Güneş tesir etmez, uçsuz bucaksız dağlardır. Bu
uzayan dağ içinde türlü türlü tahtaları biçecek bıçkı değirmenleri vardır ki su ile
dönerler. Bu dağlarda 50 arşın uzunluğunda çapa direk keserler. Rumeli ve Balvan
direkleri meşhurdur”6 ifadelerini kullanmakla bu durumu desteklemektedir.
Adapazarı’nın Türk hakimiyetine girişi, Anadolu Selçuklu hükümdarı Kutalmışoğlu
Süleyman Şah döneminde gerçekleşmiştir. O’nun ölümünden sonra bölgede meydana
gelen iç karışıklıklar, taht kavgaları devletin ciddi kayıplar yaşamasına ve akabinde II.
Haçlı Seferi sonunda bölgenin Türk hakimiyetinden çıkmasına sebep olmuştur. Türk
akınları zaman zaman Sakarya boylarına ulaşmışsa da bölgenin tekrar kazanılması uzun
zaman almıştır7. Bizans İmparatorluğu’na son veren Osmanlı Devleti’nin Sultan Orhan
zamanındaki kuvvetleri ile, Karamürsel Alp, Akça Koca, Konuralp tarafından Akyazı,
Hendek ve Karasuyla birlikte Adapazarı da Bizans’tan alınarak bir daha Türk
hakimiyetinden çıkmamak üzere topraklarımıza dahil edilmiştir.8 Orhan Gazi döneminde
3 Ayça Tiryaki, “Sangarius Köprüsü”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran
1998), Adapazarı: 1999, s. 204. 4 Enver Konukçu’ya göre, şehrin ismi bununla ilgili olabileceği gibi Türkçedeki “Sakar” sözcüğü ile de
ilgili olabilir. İbn-i Batuta’nın “Skri” şeklinde yazdığını belirtmiştir. Enver Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi
Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999,
s. 16-17. 5 Hamit İnandık, “Adapazarı Bölgesinin İklimi ve Bitki Örtüsü”, Türk Coğrafya Dergisi, 0/13 (Ekim 2014),
s.133-136. 6 Leyla Karanfil, Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, Ankara: Akvaryum Yayınevi, 2005, s. 121. 7 Osman Köksal, “Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Döneminde Sakarya Bölgesindeki Mücadeleler”,
“Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),
Adapazarı: 1999, s.36-39. 8 Nuri Yavuz, “Sakarya ve Çevresinin Türk Hakimiyetine Girişi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür
Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 26, 30.
10
Türkmen köyü olarak teşekkül eden Adapazarı, 17. yüzyıldan sonra da Kocaeli mülki
arazisinde yer almıştır. Çark Suyu ile Sakarya Nehri arasında kaldığından dolayı ada
görünümü alması ile “Karye-i Ada” şeklinde isimlendirildiği belirtilmektedir9. 16. ve 17.
yüzyıla ait resmi kayıtların bazılarında, “Karye-i Koyluca-i Kebir” ve “Karye-i Koyluca-
i Sagir” şeklinde yer almıştır10.
İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan Adapazarı’nın yol güzergahı,
Bizans ile Osmanlı Devleti arasında doğal bir sınır haline gelmişken, Osmanlı’nın erken
dönemlerinde de önemini kaybetmeden devam ettirmiştir11. Eski adı kaynaklarda
“Tığcılar” olarak da geçmekte, burada çevre köylerin yoğun katılımına sahne olan geçici
bir pazar yeri kurulduğu belirtilmektedir. Zaman içerisinde işlekliği artan bu pazarların
daimî hale gelmesiyle, esnaf tarafından pazar etrafında dükkanlar ve evler yapılmaya
başlanmıştır. Civardaki ticari hüviyeti sebebiyle büyüyen köyün pazar özelliği
“Adapazarı” şeklinde kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Ticaretin ve nüfusun
getirisi olarak, 1536’da köy halindeyken, 1646 yılında nahiye olmuş, 1658’de Sapanca
kazasının bir nahiyesi olan Akyazı’ya bağlanmış ve tekrar köy olmuş olan Adapazarı bu
dönemde Tığcılar ismini kullanmaya devam etmiştir. 1692 yılında kadılık, 1742’de
nahiye ve 1837 yılında kaza haline gelerek bağlı olduğu Sapanca kazası merkezi
Adapazarı’na taşınmıştır12.
Sakarya’nın doğu kısımları Osmanlı döneminde Akça Koca’ya kayd-ı hayat şartıyla
verilmesinden, “Akova ve Akyazı” şeklinde isimlendirilmişlerdir. 19. yüzyılda Akyazı
ve Sapanca Kocaeli Sancağı ve İzmit Mutasarrıflığına bağlı kaza merkezleri iken,
Adapazarı Sapanca’ya bağlı olup, devlet salnameleri ve belgelerinde “Adapazarı ma’a
Sapanca” şekliyle birlikte bahsedilmiştir. 1840’lardan sonra Adapazarı gelişmişliği
Sapanca’yı aştıkça bu defa “Sapanca ma’a Adapazarı” ifadesi kaynaklara geçmiş ve 1852
yılında İzmit Sancağı’na bağlı bir kaza konumuna yükselmiştir. Rumeli, Kafkasya ve
9 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası,1952, s. 5-6 10 Ahmet Güneş, “Ağaç Denizinde Bir Kaza ve İki Köy: Ada, Koyluca-i Kebir ve Sagir”, I. Sakarya ve
Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 68-71. (Güneş, incelediği
kaynaklardan bahisle, bu iki karyenin, Ada kazası dahilinde büyük ve küçük iki yerleşim birimi oldukları
tezini savunmaktadır). 11 Fahri Yıldırım, 333’den 1933’e Seyahatnamelerde Sakarya, Sakarya: Sakarya İl Kültür ve turizm
Müdürlüğü Yayınları, 2010, s. 14-16. 12 Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul: Milliyet Yayınları, 1985, s. 7.
11
Kırım civarından aldığı çok sayıdaki göçmen sebebiyle ise, bazı belgelerde “Sefine-i
Nuh” ifadesi ile karşılanmıştır13. 1869 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur.
19. yüzyılın ikinci yarısında, bir ticaret merkezi haline gelen Adapazarı’nda, pek çok
meslek erbabının kurduğu pazarlar ve çarşılar şehrin ticari canlılığının en büyük sebebini
oluşturmuştur. Uzunçarşı ve civarında bulunan Ayakkabıcılar, Kasaplar, Tenekeciler,
Abacılar, Aynalı Kavak, Bakırcılar Çarşısı, Adapazarı’nın ekonomik ve ticari
potansiyelini etkileyen önemli çarşılardır. Aynı zamanda bölgede üretilen çeşitli gıda
maddeleri, ağaç ürünleri ve pek çok ticari mal, bu dönemde sıklıkla İstanbul pazarlarına
satılabilmektedir14.
Özellikle, 1890 yılından itibaren sefere açılmış olan ve Osmanlı Devleti’nin Demiryolları
İdaresi tarafından Arifiye’den Adapazarı İstasyonu’na bağlanan demiryolu sayesinde
daha da canlanan Adapazarı, gerek 25.000’i aşan nüfusu gerekse tarım potansiyeli
sayesinde bölgedeki ticaret merkezi konumuna yükselmiştir15. Bu nüfus içerisinde yerli
halkın yanı sıra, Balkanlar ve Kafkasya’dan göç ederek bölgeye yerleşen göçmenler de
yer almaktadır. Balkan Muhacirleri, Bosnalılar, Çerkeşler, Abhazlar, Gürcüler, Tatarlar,
Rumlar ve Ermeniler başlıca göçmen gruplarıdır.
Osmanlı topraklarında yüzyıllarca Türklerle birlikte yaşayan Rum ve Ermenilerin
19.yüzyıldan itibaren dış desteklerle birtakım bölücü faaliyetlere ve tedhiş hareketlerine
giriştikleri bilinmektedir. Özellikle 1. Dünya Savaşında faaliyetlerini artıran ve Osmanlı
Devleti’ni savaş sırasında zor duruma düşüren bu ayrılıkçı grupların asayişi bozarak
cephelerdeki mukavemeti kırdıkları aşikardır. Bu sebeple devlet, savaş sonuna kadar
zararın önüne geçmeyi ve hassas bölgelerin güvenliğini sağlamayı amaçlayan bir
kanunla, ayrılıkçı grupların Mayıs 1915 itibariyle Zor sancağı başta olmak üzere çeşitli
Osmanlı vilayetlerine sevk ve iskân edilmesini kararlaştırılmıştır16. İzmit ve Adapazarı
civarında bulunan bazı Ermeni grupların da teşkilatlanarak silahlandıkları tespit
edildiğinden özellikle İzmit’te yaşayan 58.000 civarındaki Ermeni’den ve
Adapazarı’ndakilerin büyük çoğunluğunun göçe tabi tutularak, Zor Sancağı’na
13 Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, s. 14-15. 14 Mustafa Sarı-Resul Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, I.
Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-22 Nisan 2006), Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli: 2007, c. II, s. 940-941. 15 Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, s. 16. 16 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara: Sistem Ofset, 1990, s. 1-96.
12
yerleştirilmişlerdir. Tehcir kanunu bir düzen içerisinde uygulanmış, 1918 yılında
imzalanan ateşkes anlaşması akabinde İzmit ve Adapazarı’na geri dönmek isteyen
ailelerin iskanı sağlanarak mülkleri de büyük oranda kendilerine iade edilmiştir17.
1. Dünya Savaşı’nın bitiminde, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros
Mütarekesi’nin çeşitli maddelerinden güç alan işgalci devletler, Osmanlı topraklarında
yeni bir savaşı başlatmış oldular ki Kurtuluş Savaşı veya Milli Mücadele bu anlamda bir
“nefs-i müdafaa savaşı” dır. Hemen her bölgede gerçekleşen işgalin en yoğun ve aynı
zamanda en kritik bölgede gerçekleşeni ise Yunan ilerlemesidir. 15 Mayıs 1919’da
İzmir’in işgali ile başlayan süreç, M. Kemal’in Anadolu’ya geçiş kararının ve ülke
çapındaki tepkilerin itici gücü olmuştur18. Kongreler yoluyla kararlaştırılan mücadele
planı devam ederken, Batı Anadolu’da milli mukavemet hareketinin gelişmesi ve halkın
teşkilatlandırılmasında öncelikle bölgede görevli komutanlar etkili olmuşlardır. Sonraki
günlerde ise, yerel milis güçler, efeler ve bazı eşkıya liderlerinin de bu konuda destekleri
ve faaliyetleri önem arz etmiştir.
Askeri tecrübeye sahip ve oluşturduğu milis kuvvetleri ile “Kuvve-i Seyyare” isimli
ordunun komutanı olan Çerkez Ethem, Salihli’den Millî Mücadele safına katılarak Batı
Cephesinde Yunanlılara karşı çarpışmıştır. 1920 sonlarına kadar kısa sürede önemli bir
güç kazanarak, Ankara’nın dikkatini çeken Ethem’in kuvvetleri, bu sırada Anadolu’nun
birçok yerinde meydana gelen iç ayaklanmaların batırılmasında etkili rol oynamıştır19.
İstanbul Hükümeti ve İngilizlerin birlikte yürüttüğü aleyhte çalışmaların sonucunda çıkan
ayaklanmalardan biri olan Ahmet Anzavur’un Balıkesir Biga çevresindeki isyanı, Ethem
tarafından bastırılmıştır. Nisan 1920’de, Kuvay-ı Milliye karşıtı olarak “Kuvay-ı
İnzibatiye” adıyla kurulan ordunun tertiplediği Adapazarı ve çevresindeki isyanın
bastırılmasında da Ethem’in kuvvetlerinden yardım alınmıştır20.
Düzce ve Bolu ayaklanmasının bastırılmasından sonra Ethem, Adapazarı üzerinden
Eskişehir’e taşınmış, bu sırada çıkan Birinci Yozgat Ayaklanması dolayısıyla Haziran
17 İbrahim Ethem Atnur, “Rum ve Ermenilerin İzmit-Adapazarı Bölgesinden Tehciri ve Yeniden İskanları
Meselesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.
126-130. 18 Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Ankara: M.E.B. Yayınevi, 1978, c. IV, s. 91-95;
İbrahim Artuç, Kurtuluş Savaşı Başlarken, İstanbul: Kastaş Yayınları, 1987, s. 24-25, 47. 19 Türkmen Töreli, İstiklal Harbinde İç İsyanlar, Ankara: Kripto Yayınları, 2013, s. 40-42. 20 Çerkes Ethem hakkında geniş bilgi için bakınız: Cemal Kutay, Çerkes Ethem Dosyası, Boğaziçi
Yayınları, 1990, s. 28-30, 40.
13
1920’de Erkan-ı Harbiye Riyasetince bölgeye gönderilmiştir. Merkezi otoritenin
güçlenmesi ve düzenli ordunun kurulması ile, birliğe dahil olmayı reddeden Ethem’in
Ankara ile arasındaki çatışmalar 1921 yılında ülkeyi terk etmesi ile sonuçlanmıştır21.
24 Mart 1921’de Yunan işgaline uğramış ve aynı yılın 21 Haziran’ında kurtarılmıştır. Bir
taraftan Milli Mücadele devam ederken, diğer taraftan bu harekete karşı çıkan isyanların
bastırılması ile uğraşan TBMM ve ordumuz bu bölgede çetin mücadeleler sergilemiştir.
3 Nisan 1920 tarihinde başlayan ve üç ay devam eden isyanın bastırılmasında milli
kuvvetler ve Ali Fuat Paşa’nın gayretleri mühimdir. Aynı zamanda, özellikle Geyve
bölgesindeki başarılı savunması sonucunda, Yunan ilerleyişi Geyve boğazını geçememiş,
İzmit’ten İç Anadolu’ya veya Batı Anadolu’dan İzmit’e yapılacak muhtemel İngiliz
yardımlarının önü kesilmiştir. Bu sebepledir ki, Ali Fuat Paşa, Sakaryalıların hafızasında
ve tarihinde ayrı bir değere sahiptir22. Sakarya Anadolu’daki milli mücadelenin de
sonucunu belirlemiştir adeta. Türk ordusu Yunanlılara karşı Sakarya’da kazanılan zafer,
Yunan ordusunun 46.000 kayıp vermesine karşılık, Türk ordusunun 26.000 şehit ve
zaiyatı ile sonuçlanmıştır. Bu sebepledir ki M. Kemal Sakarya Savaşı hakkında şu ifadeyi
kullanmıştır; “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü demiştir. Sakarya Savaşı’nın
Türk Tarihi içinde taşıdığı anlam büyüktür, Sakarya; Anadolu’nun Türklerin ebedi vatanı
olduğunu kanıtladığı yerdir23.
Milli Mücadele döneminde Adapazarı ve Kocaeli çevresinin bu mücadeleye katkılarını
ifade eden çalışmaların sayısı dikkate değer miktardadır. Bunlar arasında işgal yıllarını
ve kurtuluş savaşı sürecini edebi olarak kaleme almış yazarların romanları da
sayılmaktadır. Örneğin Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek ve Tağrı Buğra’nın Küçük
Ağa isimli eserleri bu mücadeleyi anlatan ve merkezine alan eserlerdir. Adapazarı ve
Kocaeli çevresi bu eserlerde de, İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan insan, silah ve cephane
sevkiyatının dolayısıyla vatanseverlerin önemli bir geçiş güzergahı olarak tasvir
21 Rahmi Apak, İstiklal Savaşında Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları,
1990, s. 124-128; Günay Çağlar, “Milli Mücadele’de Çerkez Ethem’in Kuzey-Batı Anadolu’daki
Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999,
s. 133-141. 22 Enis Şahin, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran
1998), Adapazarı: 1999, s. 151-159; Fahri Tuna, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: 2011, Sakarya Valiliği
Yayınları, s. 18-19. 23 Mustafa Gül, “Sakarya Meydan Muharebesi Hakkında Genel Bir Değerlendirme”, I. Sakarya ve Çevresi
Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 193-195.
14
edilmektedir. İstanbul’dan Kastamonu’ya deniz yoluyla oradan da Ankara’ya kara
yoluyla uzanan birinci hattın dışında, ikinci ve önemli bir kısmı oluşturan İzmit-
Adapazarı-Bolu üzerinden Ankara’ya ulaşan hat konu edilmiştir. Ateşten Gömlek’te
kahramanlardan biri olan İhsan, Anadolu’ya geçerek Adapazarı ve civarında Kuvva-yı
Milliye’yi teşkilatlandırmak isteyen bir komutandır. Ve bu geçiş esnasında yaşadığı
zorluklar ve gizlilik, dönemin tüm Anadolu’ya geçiş şartlarını da yansıtmaktadır:
“İhsanı bizimkiler hemen Adapazarı’na gönderiyorlardı. Orada Anadolu’yu
karıştırmak için yapılan tertibat ve teşkilata karşı, o da teşkilat yapacaktı.
İngilizler, Türklerden kuşkulu gördükleri adamları Haydarpaşa treni ile
geziye çıkarmıyorlardı. Hele subayları hiç bırakmıyorlardı. İhsan, karadan
kaçıp gidecekti…”24.
Adapazarı’nın 19. yüzyıla ait nüfus verileri kaynaklarda değişiklik arz etmekle birlikte,
Osmanlı nüfus sayım kayıtlarına göre, 1882-1890’larda Adapazarı’nda bağlı köyler dâhil
40.318’i Müslüman olmak üzere, 53.924 kişilik bir nüfus bulunmaktadır25. Cumhuriyet
döneminin ilk resmi nüfus sayımında (1927) 22.550 kişi olarak tespit edilen şehrin
nüfusu, 1935 yılında 24.839, 1945 yılında 30.000 civarındadır26.
Adapazarı’nın şehirleşmesi ve büyümesini sadece artan nüfusla açıklamak mümkün
değildir, ancak bu nüfusun Adapazarı ovasının daha iyi işlenmesi ve şehir dışında kalan
âtıl alanların da değerlendirilmesini sağladığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra, şehirdeki
yatırımların desteklenmesi bakımından öncülük eden bankacılık faaliyetleri ile
fabrikalaşma şehirleşmedeki önemli etkenler olmuştur27. Zira, Türkiye topraklarında milli
sermaye ile kurulan ilk milli bankalardan biri olan İslam Ticaret Bankası, 1914 yılında
Adapazarı’nda kurulmuştur. 1919 yılında Anonim şirket haline gelen banka, “Adapazarı
İslam Ticaret Bankası Osmanlı Anonim Şirketi” ismiyle faaliyete devam etmiştir.
24 Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek, İstanbul: Atlas Yayınları, 1984; Ömer Solak-İsmail Akbal, “Millî
Mücadele’yi Konu Alan Romanlarda Kocaeli ve Çevresi”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür
Sempozyumu Bildirileri (20-22 Nisan 2006), c.II, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli:
2007, s. 997-1001. 25 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, İstanbul: Anadolu Yayınları, 1983, s. 6458-6459. 26 T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul: Hüsnü Tabiat
Basımevi, 1937, s. 6; Metin Tuncel, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,
İstanbul: 1988, c. 1, s. 354-355. 27 Turgut Subaşı, “I. Meşrutiyet Döneminde Adapazarı’ndaki Sosyal Hayat Hakkında Bazı Gözlemler”,
Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Sakarya: 2005, c. I, s. 409-411.
15
Cumhuriyet döneminde 1924 yılı itibariyle ismindeki Osmanlı kısmı çıkarılmış, 1928
yılında ise “Adapazarı Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi” olarak belirlenmiştir. 1934
yılında merkezi Ankara’ya taşınan bankanın ismi 1937’de “Türk Ticaret Bankası Anonim
Şirketi” olarak değiştirilmiştir. Banka, milli bankalardan Cumhuriyet dönemine geçebilen
ve varlığını sürdüren 14 bankadan biridir. Şehrin ekonomik kalkınmasında önemli bir
yere sahip olan bankanın kurucuları, çeşitli esnaf ve tüccarlardan oluşmakta idi. Bu
girişimciler 1924 yılında Adapazarı Ticaret Odası’nın kurulmasını ve şehrin ticari
hayatının örgütlü bir hale getirilmesini sağlamışlardır. Banka, 1929 ekonomik buhranının
etkilerini yaşayan Adapazarı’nda elektrikli aydınlatma işini üstlenmiş ve 1933 yılında
Adapazarı Ahşap ve Demir Malzeme Fabrikası’nı satın alarak “Adapazarı Ağaç ve Demir
Eşya Fabrikası” ismiyle yeniden faaliyete geçirmiştir. Buna benzer sınai yatırımlara
yönelen banka, II. Dünya Savaşı yıllarından büyük sermayesi ile çıkmayı başaran ilk dört
bankadan biri olmuş, kuruluş amacına uygun olarak bölge adına önemli hizmetler
vermiştir28.
II. Meşrutiyet’in ilanı sonrası Aralık 1908 itibariyle açılan Meclis-i Mebusanın süresinin
Mayıs 1912’de sona ermesi beklenirken, yapılan ara seçimlerde Hürriyet ve İtilaf Fırkası
ile İttihat ve Terakki Fırkası arasında çıkan uyuşmazlık sebep gösterilerek meclis fesh
edilmiştir. Türk demokrasi tarihinde ilk erken genel seçim kararı böylece alınmıştır. Bu
dönemde müstakil bir mutasarrıflık olan İzmit Sancağı İntihab-ı Mebusan Kanunu’na
göre iki seçim bölgesinden oluşmaktaydı. İzmit, Adapazarı, Kandıra, Karamürsel, İznik,
Yalova ve Geyve’de seçim şubeleri açılmış, bu sırada mülki değişiklikler de yapılarak,
26 Mart 1912’de Adapazarı’na Mihalıççık Kaymakamı Cevdet Bey tayin edilmiştir.
Sancaktaki seçimler Mart ve Mayıs ayları arasında tamamlanmış, seçimlere katılan H.İ
ve İ.T Fırkaları arasındaki rekabetten beklenildiği üzere İ.T ezici çoğunlukla çıkmıştır.
İlk seçimlerde İzmit Sancağında İsmail Canbolat Bey, Müfit Bey ve Adapazarı Belediye
Meclis üyesi Anastas Efendi, Adapazarı merkezde ise, Ali Beşazade Ahmet Efendi ile
Kazancıoğlu Dimitri Ağa mebusluğa aday gösterilmiş, diğer kazalarda da çoğunlukla İ.T
desteklenmiş, Canbolat Bey, Müfit Bey ve Anastas Efendi İzmit Sancağı mebusluğuna
seçilmişlerdir29. Neticede, Adapazarı bu dönemde İ.T lehine sancaktaki genel siyasi
28 Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, s. 961-962. 29 Kenan Olgun, “İzmit Sancağı’nda 1912 Seçimleri ve Milletvekillerinin Meclisteki Faaliyetleri”, I.
Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 111-116.
16
yaklaşımı destekler ve etkili bir potansiyele sahip görünmektedir. Gayrimüslim nüfusun
azımsanmayacak varlığı da sonuçlarda belirleyici olmuştur.
Adapazarı Milli Mücadele yıllarında İzmit Mutasarrıflığına bağlı kaza durumunda
olduğundan, 12 Ocak 1920 tarihinde toplanan ve 18 Mart 1920 ‘ye kadar vazife gören
son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda İzmit bünyesinde temsil edilmiştir. Bu meclisteki
İzmit Mebusları; Fuat Bey (Carım), Hafız Abdullah Efendi (Tezemir), Halil İbrahim
Efendi (Gürsoy), Hamdi Namık Bey (Gör), Hüseyin Sırrı Bey (Bellioğlu), Tahir Bey
(Barlas)’lerden ibarettir30. Aralarında Adapazarı’nda doğan ve Adapazarı’nda mülki
görevler yapan isimler bulunmaktadır. Bu anlamda, Adapazarı’nın dolaylı yoldan
mecliste siyasi varlığı görülmektedir.
23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde açılan Birinci Büyük Millet
Meclisi milletin tek meşru temsilci haline getirilmiştir. 1.TBMM’nde görev yapan İzmit
milletvekillerinin büyük çoğunluğu ise Adapazarı ve Geyve’den seçilmişlerdir. O
dönemde, memuriyetle vekilliğin aynı kişinin uhdesinde toplanmasını yasaklayan Nisâb-
ı Müzakere Kanunu çıkarılmadığından31, bu isimler, Adapazarı’nda kaymakamlık yapmış
ve yapmakta olan kişilerdir; Fuat (Carım) ve Tahir (Barlas) Beyler, Hafız Abdullah
(Tezemir) Efendi ve Geyve Kaymakamı Hamdi Namık (Gör) Bey. 11 Ağustos 1923’te
toplanan İkinci Dönem Millet Meclisi’nde Adapazarı’nın bir temsilcisi bulunmayıp,
Kocaeli Milletvekili Mustafa Bey Adapazarı’ndan seçilmiştir32.
Cumhuriyet Halk Fırkasının yönetimde aktif olarak bulunduğu günlerde, Türkiye’de çok
partili siyasi hayata geçiş adına adımların atıldığını bilmekteyiz. Mecliste ilk muhalefet
denemesi, CHF’den istifa eden Gazi Mustafa Kemal’in silah ve dava arkadaşları olan
Kâzım Karabekir, Rauf Bey, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa ve Adnan Bey’in öncülüğünde
toplam 11 kişilik bir grubun girişimiyle 17 Kasım 1924 tarihinde kurulan, “Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası”dır33. Klasik bir liberal demokrat siyasi oluşumu olan parti 1925
30 Fuat Bey (Carım), Adapazarı Kaymakamlığı yapmıştır. Hafız Abdullah Efendi (Tezemir), Adapazarı
doğumludur. Hamdi Namık Bey (Gör) Geyve kaymakamlığı yapmıştır. Tahir Bey (Barlas) Adapazarı
kaymakamlığında bulunmuştur. Ahmet Demirel, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele Döneminde
Seçimler, İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, s. 242-243. 31 5 Eylül 1920 Nisab-ı Müzakere Kanunu kabulüdür. 32 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, s. 6464-6465; A. Demirel, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele
Döneminde Seçimler, s. 243. 33 Eric Jan Zürcher, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
(1924-1925), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, s. 84-85, 95.
17
yılında Şeyh Sait Ayaklanmasında etkileri öne sürülerek Takrir-i Sükun kanunu ile
kapatılmış, siyasi teşkilatlanma ve seçimlere katılma fırsatı bulamamıştır.
Siyasi yasağın son bulmasından hemen sonra, 12 Ağustos 1930 tarihinde, Ali Fethi Okyar
tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası, M. Kemal Atatürk’ün de destek olduğu
bir programla, liberal ekonomi politikasını benimsemek ve hükümeti yapıcı olarak
eleştirmek gayesi ile siyasal hayata atılmıştır. Demokrasinin bir gereği olmasının yanında,
ülke çapında ortaya çıkan karşı eğilimleri saptamak ve denetlemek fikrinin de muhalefet
fırkasının kuruluşunda etkili olduğu söylenebilir34. Serbest Cumhuriyet Fırkasının
merkez teşkilatı kurulduktan sonra, 24 Eylül 1930 tarihinde Kocaeli çevresinde ilçelerde
ve nahiyelerde teşkilat kurmak için çalışmalar başlamıştır. Aydoslu Murat Bey’in
girişimleri sonucunda Kocaeli İli Adapazarı İlçesi Ocak Teşkilatı kurulmuştur. İdari
Heyette; Aydoslu Murat Bey, Gangalzade Hüsnü Bey, Avukat Yusuf Ziya Bey, Avukat
İzzet Bey, Avukat Mustafa Sadık Bey, Keresteci Yusuf Eşref Bey, Doktor İzzet Fikri Bey
yer almıştır. CHP istihbarat raporlarında, ilçe ve nahiyelerde partiye üye olanların
genellikle tüccar oldukları, hükümete karşı tavır alarak irticai meyilli söylemlerde
bulundukları şeklinde ifadeler yer almıştır. Bu raporlara göre, Adapazarı’ndaki üyeler
çoğunlukla muhacirlerden oluşmaktadır, hükümete muhalif olmamakla birlikte,
karakteristik özellikleri ve bazı inkılap karşıtı söylemlerine değinilmiştir.35 1930 yılı
belediye seçimlerini oldukça hararetli geçmiş, muhalefet Kocaeli Valisi Eşref Bey’in
Adapazarı’nda SCF adına çalışanları baskıladığını öne sürerek, seçimlerin hakkaniyetle
yapılmadığını iddia etmiştir. Yerel seçimlerle ilgili şiddetli tartışmalardan sonra Fethi
Bey, Dahiliye Vekaletine verdiği dilekçe ile 17 Kasım 1930 günü SCF’yi kapattığını
duyurmuştur.36 Bundan sonra TBMM’nde çok partili hayata geçişin mümkün olduğu
1946 yılında Demokrat Parti’nin kuruluşuna kadar muhalefet denemelerinden uzak
durulduğu görülmektedir.
1931-1934 yılları arasında 4.TBMM’inde Kocaeli’nden seçilerek görev yapan
milletvekilleri ise şu kişilerdir; Ali Dikmen, Dr. Ziya Nuri Birgi, İbrahim Dıblan, Hasan
34 Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931), İstanbul: Cem
Yayınları, 1992, s. 247-249. Fırka hakkında ayrıntılı bilgi için Cemil Koçak, Belgelerle İktidar ve Serbest
Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: İletişim Yayınları, 2006. 35 Mehmet Pınar, “Kocaeli’nde Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Faaliyetleri”, Uluslararası Gazi Süleyman
Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri III, Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür
Yayınları, 2016, s. 1264-1265. 36 M. Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931), s. 272-273.
18
Hayri Tan, Kemalettin Olpak, Nedim Bozatık, Ali Sait Akbaytuğan, Ragıp Akça, Salah
Yargı, İbrahim Süreyya Yiğit37. Bu mecliste yine Kocaeli milletvekilleri Adapazarı’nı da
temsil etmektedir.
Adapazarı tarihinden bahsederken, değinilmesi gereken hadiselerden birisi de şüphesiz
M. Kemal Atatürk’ün Adapazarı ziyaretleridir. Gerek Cumhuriyet döneminde gerekse
Milli Mücadele döneminde M. Kemal’in Adapazarı’na çeşitli sebeplerle geldiğini
bilmekteyiz. Bu ziyaretlerdeki ilk gaye, halkla bir araya gelerek, bölgedeki sorunları
yerinde incelemekti. Diğeri ise, özellikle Batı Cephesinde ordumuzun durumunu tetkik
ve teftiş etmek, ihtiyaçlarını belirlemektir.
M. Kemal Atatürk kaynaklarda belirtildiği üzere, Adapazarı’na hayatı boyunca 5 defa
gelmiştir. İlk ziyareti 1920 yılındadır. Bu ziyarette, ordunun durumunu incelemiş ve
Geyve’de konaklamıştır38. Bu gelişinden pek çok kaynak bahsetmemekte, genellikle 4
ziyaretin tarihi verilmektedir. Bunlar 20-21 Haziran 1922, 16 Ocak 1923, 22 Eylül 1925
ve 18 Haziran 1934’tür39.
Büyük Taarruz öncesinde hazırlıkları yerinde görmek amacıyla 15 Haziran 1922 tarihinde
Beypazarı, Nallıhan ve Göynük yolunu izleyerek Geyve’ye gelen M. Kemal’in, burada
bulunan Kocaeli Grubunu denetledikten sonra Adapazarı’na geçerek, annesi Zübeyde
Hanımla Askerlik Şubesi Başkanı Baha Bey’in evinde görüştüğü, geceyi Adapazarı’nda
geçirdiği belirtilmektedir. Bu ziyaret sırasında, aynı zamanda Türk dostu olarak tanınan
Fransız Yazar Claude Farrere’nin İzmit’e gelmesi ve kendisiyle görüşme talebinde
bulunması üzerine İzmit’e giden M. Kemal, Farrere ile görüştükten sonra tekrar
Adapazarı’na dönmüştür. Farrere’ye verdiği beyanatta; “ Efendiler! Türkiye halkı
asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış, ve bağımsızlığını hayati bir ihtiyaç olarak
görmüş bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet bağımlı yaşamamıştır” demiştir40.
Atatürk’ün bu ziyareti sırasında konuk edildiği ve yemek yediği evin İstasyon Caddesinde
37 Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938), Ankara: Kalite Matbaası, 1974, s. 350. 38 Kamil Özdemir, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), Atatürk
Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011,
s. 6. 39 Fahri Tuna, Adapazarı Yazıları, Sakarya: 2007, s. 63; Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli,
Ankara: Nur Ofset, 1982, s. 30. 40 Ali Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s. 63; Necati Çankaya, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt
Gezileri, İstanbul: Tifdruk Matbaacılık, 1985, s. 146-147.
19
olduğu düşünülmektedir. Kendisi Adapazarı’nda geçirdiği sürede, Sabiha Hanım Okulu
öğretmenleriyle de görüşmüştür41.
M. Kemal Atatürk’ün şehre üçüncü gelişleri fazla bilinmemekle birlikte, bu ziyaret 13
Ocak 1923 tarihinde gerçekleşmiştir. Arifiye’de trenden inen M. Kemal Arifiyeliler
tarafından karşılanmış, burada yaptığı konuşmada Cumhuriyet yönetiminin
faziletlerinden bahsetmiştir42
M. Kemal Atatürk’ün Adapazarı’nı dördüncü ziyareti ise, 22 Eylül 1925 tarihinde
gerçekleşmiştir. Beraberinde bazı illerin milletvekilleri olduğu halde, Arifiye
istasyonunda trenden inmiş ve halkın selamları ile karşılanmıştır. Adapazarı’ndan çeşitli
heyetler ve öğretmenler de kendisini görmek için istasyona gelmişlerdi. Burada yapılan
görüşmelerden sonra, M. Kemal İzmit’e doğru uğurlanmıştır43.
Adapazarı’na 5’inci gelişi 1934 yılında gerçekleşen Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı olarak
bölgeyi ilk ve son ziyareti olacaktır. Adapazarlılar ilk gelişinden 14 yıl sonra Atatürk’le
tekrar buluşmuşlar ve yoğun ilgi gösterdikleri bir tören eşliğinde kendisini
karşılamışlardır. Bolu yolu üzerinden 18 Temmuz’da şehre gelen Atatürk, Halkevine
giderek burada öğretmen, memur ve gençlerle sohbet etmiştir. Adapazarı halkıyla
görüşmeler yaptıktan sonra, iş adamı Hasan Cavit Bey’in evinde dinlenmeye çekilmişler,
fener alayları ve taklarla baştan başa ışıklandırılmış şehir caddelerinde “Gazimizi sonsuz
saygılarla selamlarız” yazıyordu44. Geri kalan yolculuğa trenle devam etmek üzere
istasyona gelen Atatürk, İstanbul’a doğru aynı saygı ve hürmetle uğurlanmıştır.
10 Kasım 1938’de kurtarıcısını kaybeden Türk Milleti’nin tüm güzergah boyunca
yaptıkları gibi, Adapazarı halkı da, Mustafa Kemal Paşa’yı son yolculuğuna uğurlayacak,
Arifiye demiryolu boyunca saygıyla selamlayacaklardı.
41 M. Erendil, Türlü Yönleri İle Sakarya İli, s. 30; Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara:
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1998, s. 19-21; Çankaya, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt
Gezileri, s. 147. 42 Enis Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Yayınları,
2004, s. 1-2. 43 Özdemir, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), s. 10. 44 Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, s. 22.
20
1.1.1. Kocaeli’ne Bağlı Adapazarı’nın Mülki Yapısı
Sakarya ili ve onun merkez ilçesi olan Adapazarı’nın adı, ilçenin kurulduğu yerde akan
Sakarya Nehri’nden gelmektedir. Tarihi kaynaklara göre, şehrin kurulduğu yerde daha
önce Akyazı nahiyesine bağlı Tığcılar adında bir köy bulunmaktaydı. Bugün bir
mahallenin isim olarak verildiği bu köy, Sakarya Irmağı ile ırmağın kolu olan Çark deresi
arasında kalması sebebiyle bölge halkı tarafından adeta bir ada görünümünde
bulunmasından esinlenilerek zamanla “ada” şeklinde tabir edilmeye başlanmıştır.
Yöredeki halkın ticari hayatında büyük öneme sahip olan pazarlardan bazılarının Erenler
köyü ve burada kurulması, bölgenin civardaki ekonomik canlılığın merkezi olmasını
sağlamıştır. Böylece köyün adı önce “Ada Karyesi” ne daha sonra “Adapazarı” na
dönüşmüştür. Yüzyıllar içerisinde birtakım tektonik faaliyetlerin etkisi ile nehir yatağını
değiştirmiş ve bugünkü halini almıştır. Ancak yerleşik halk eskiden kalma alışkanlık ile
bugün bile Adapazarı yerine “Ada” ismini kullanmayı tercih edebilmektedir.45
Tarihi sürece bakıldığında, Adapazarı’nın yönetim teşkilatı köy olarak başlamıştır.
Adapazarı; 1563’de köy, 1646’da nahiye, 1658’de tekrar köy, 1692’de kaza, 1701’de
Sapanca’ya bağlı bir köy, 1742’de nahiye 1837’de İzmit’e bağlı bir kaza haline
getirilmiştir. 1839 yılında yapılan nüfus sayımlarında Adapazarı’nda 2700 ev tespit
edilmiştir. Adapazarı’nda belediye teşkilatı 1869 yılında kurulmuştur. Osmanlı
Devleti’nin donanmayı oluşturduğu dönemde tersaneye gerekli olan kereste nakliyat
merkezinin Adapazarı’nda bulunuşu, bölgenin önemini artırmış ve gittikçe gelişmesini
sağlamıştır46. Osmanlı Devleti zamanında yönetim şekli bakımından ilçe olmaktan
çıkamamış olan Adapazarı, nüfusunun çokluğuna rağmen Cumhuriyet döneminde de
uzun yıllar ilçe olarak kalmıştır.
29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanından sonra sancaklar kaldırılarak yerine iller
(vilayetler) kurulması konusu gündeme gelmiş, 20 Nisan 1924 tarihinde çıkarılan 491
45 Rifat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, İstanbul: Özyürek Yayınevi, 1992, s. 30-31; “Sakarya”
Maddesi Türkiye İller Ansiklopedisi; c. II. İstanbul: 2005, s. 351; Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul:
1985, s.7; Metin Tuncel, “Adapazarı”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, (DİA), c. I. İstanbul: 1988, s. 354. 46 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Nur Ofset, 1982, s. 24, 33; Talia Balcıoğlu, Adapazarı
Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul,1952, s. 5-8; Yusuf Çetin, Sakarya’nın Kültürel ve Tarihi Mirası, İstanbul:
2009, s.12; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul: Sulhi Garan
Matbaası, 1958, s. 136-137; Hasan Balcıoğlu, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne”, Ada Kariyesinden
Sakarya Vilâyeti’ne, Devlet Nüshası No: 1407, Sakarya: 1953, s. 8; M. Eröz-S. Alpan, Adapazarı Tarihçesi
ve Sakarya Coğrafyası, İstanbul: Fakülteler Matbaası, 1968, s. 6.
21
sayılı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile sancaklar yerine iller oluşturulmuş, İzmit Sancağı
kaldırılarak, vilayet genel meclisinin aldığı karar doğrultusunda yeni ismi “Kocaeli”
olarak kabul edilmiş ve vilayet yapılmıştır. İzmit ise Kocaeli’nin merkez ilçesi yapılarak,
Adapazarı, Akyazı, Gebze, Hendek, Kandıra, Karamürsel ve Geyve ilçelerinin de aynı yıl
Kocaeli’ne bağlanaması sağlanmıştır47. Kocaeli 1954 yılından önceki idari yapılanmada,
toplam 10 adet ilçe, 28 bucak ve 693 adet köyden oluşmaktadır. Bu köyler Köy Kanununa
tevfikan48 muhtarlık teşkilatı ile idare edilmektedir.
Kocaeli’nin 14 Haziran 1954’ten önce ilçe, bucak ve köy durumu o yıllarda şöyle idi:
Adapazarı: 4 Bucak 120 Köy, İzmit: 4 Bucak 88 Köy, Gebze : 4 Bucak 30 Köy,
Karamürsel: 2 Bucak 43 Köy, Gölcük: 1 Bucak 24 Köy, Kandıra: 4 Bucak 126 Köy,
47Cumhuriyetin ilk yılları ve daha eski tarihlerdeki gelişmeler için bkz. Rifat Yüce, Kocaeli Tarihi ve
Rehberi, Kocaeli: Demkar Yayınevi, 2007; F. Yavuz Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı
Döneminde Kocaeli, Kocaeli: Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Yayını, 2000, s. 83; Bilal Tunç,
Demokrat Parti Dönemi Kocaeli 1950-1960, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış
Doktora Tezi, 2016, s.37-38. 48 Köy Kanunu, Kanun No: 442, Kabul Tarihi : 18/3/1924 Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 7/4/1924
Sayı: 68 Yayımlandığı Tertip: 3 Cilt : 5 Sayfa: 336 “Madde 1 – Nüfusu iki binden aşağı yurtlara (köy) ve
nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında olanlara (kasaba) ve yirmi binden çok nüfusu olanlara (şehir) denir.
Nüfusu iki binden aşağı olsa dahi belediye teşkilatı mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezleri kasaba
itibar olunur. Ve Belediye Kanununa tabidir” (Resmi Gazete, 7/4/1924, Sayı: 68). Köy Kanunu 4. Ve 5.
Maddelerinde belirtildiği üzere köylerin ve 1580 Sayılı Belediye Kanununda açıklandığı üzere, diğer
sınırların çizilmesi esaslarına uyulmuştur. “Sınırların tasdiki şekli Madde 5 - Belediye sınırları: A - Seksen
binden az nüfuslu olan beldelerde belediye meclislerinin kararı ve mahalli idare heyetinin mütalaası
alındıktan sonra vilayet idare heyetinin tasdiki ile. B - (Değişik:4/7/1988 -KHK-336/1 md.; Aynen kabul:
7/2/1990 - 3612/10 md.) Seksen binden fazla nüfuslu belediyelerde belediye meclisinin kararı, idare
heyetinin muvafakatı, Valiliğin teklifi ve İçişleri Bakanlığının tasdiki ile kesinleşir. Tasdik edilmeyen sınır
kağıtları esbabı mucibesiyle mahallerine iade edilir. Sınırın değiştirilmesine ihtiyaç olursa yeni sınırın
çizilmesi aynı usule tabidir. Sınır ihtilaflarının halli Madde 6 - Beldeler veya köyler arasında sınır ihtilafı
çıkarsa aşağıda tarif olunduğu şekilde hallolunur: İhtilaf bir kaza dahilindeki belde ve köyler arasında ise
kendilerine mahalli en büyük mülkiye memuru tarafından tahriren vaki olacak tebligat üzerine alakadar
ihtiyar veya belediye meclislerinin en çok otuz bir gün zarfında bildirecekleri mütalaaları tetkik olunmak
şartiyle kaza idare heyetinin esbabı mucibeli kararı ve vilayet idare heyetinin aynen veya tadilen tasdiki
ile; İhtilaf bir vilayete merbut ve muhtelif kazalar dahilindeki belediye ve köyler arasında ise kezalik
kendilerine mahalli en büyük mülkiye memuru tarafından yapılacak tahriri tebligat üzerine alakadar
ihtiyar veya belediye meclislerinin en çok otuz bir gün zarfında bildirecekleri mütalaaları tetkik olunmak
şartıyle vilayet idare heyetlerinin kararı ve vilayet umumi meclisinin tasdiki ile kati surette hallolunur.
Belde veya belde aksamının ayrılması veya başka parçaların belde ile birleşmesi Madde 7 - (Değişik:
4/5/1960 - 7469/1 md.) A) Bir köy veya meskun sahaları arasında merkez ittihaz edilecek yere azami 500
metre mesafesi bulunan birkaç köyün veya köylerle köy kısımlarının veyahut muhtelif köy kısımlarının
birleşerek belediye kurabilmeleri için nüfusları tutarının son nüfus sayımına göre 2.000 den fazla olması,
köy ihtiyar meclisinin bir mazbata ile veya seçmenlerinin en az yarısından fazlasının yazılı olarak mahallin
en büyük mülkiye memuruna müracaat etmesi veya valinin re'sen bu işe lüzum göstermesi lazımdır.” Kanun
Numarası: 1580 Kabul Tarih: 3/4/1930, Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930 Sayı: 1471,
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3, c. 11, s. 80.
22
Karasu: 1 Bucak 36 Köy, Akyazı: 2 Bucak 54 Köy, Hendek:2 Bucak 54 Köy, Geyve: 4
Bucak 118 Köy. Toplamda, 28 Bucak 693 Köy 49.
1950-1960 yılları arasında, Kocaeli genelinde ve daha sonra teşkil edilen Sakarya’da,
değişen şartlar ve ihtiyaçlar dolayısıyla, yeni köy, nahiye, ilçe ve mahalleler kurulması
çalışmaları yapılmıştır. Bu düzenlemelerin temel sebebi, yönetimsel sorunları çözmek ve
idareyi kolaylaştırmaktır. Bölgenin giderek artan nüfusu yönetimde pratik bir takım
çözümler alınmasını da gerektirmiştir. Demokrat Parti’nin yurt çapında önem verdiği,
yeni idari yapılanma ve bazı yeni illerin oluşturulması isteği, bu çalışmaları zorunlu
kılmıştır.
1580 Sayılı Belediye Kanunu’na uygun olarak, 1950 yılından önce başlayan ve 1950-
1955 yıllarında artarak devam eden sınır değişikliği ve yeniden isimlendirme çalışmaları
Kocaeli’nin hemen her ilçesinde gerçekleşmiştir. Kocaeli’nin yeni idari yapılanması bu
yıllar arasında komşu illerle olan yeni sınırları belirlenmiştir50. Ele aldığımız konu
itibariyle, yalnızca Kocaeli bünyesinde iken daha sonra Sakarya İline bağlanacak olan
ilçe, bucak, köy ve mahalleler ile ilgili idari değişikliklere bu kısımda yer verilmiştir.
1940 yıllarından itibaren sırasıyla şu değişiklikler yapılmıştır:
Kocaeli’nin Adapazarı ilçesine bağlı olan Alancuma ve Emirler köylerinin sınırlarının
birleştirilmesi ve Alanköy isminde bağımsız bir köy oluşturulması, 13 Mart 1946
tarihinde Bakanlar Kurulunca kararlaştırılarak, resmi gazetede yayınlanmıştır.
Kocaeli’nin Adapazarı ilçesinin Söğütlü Bucağına bağlı olan bir köy mahalleye
dönüştürülerek Değirmencik köyüne, yine Adapazarı ilçesinin Söğütlü bucağına bağlı
Rüstemler köyü de mahalleye dönüştürülerek idari olarak Kuru Dil köyüne aktarılmıştır.
Yine düzenlemeler devamında, Bolu ili Düzce ilçesine bağlı Kadife Kale köyü,
Kocaeli’nin Hendek ilçesinin Kara Dere bucağına bağlanmış, Hendek ilçesi Merkez
bucağının Kayalık köyüne bağlı Apşalar ve Harman Tepe mahalleleri ise bu köyden
ayrılarak sınırları birleştirilerek mahalleye dönüştürülmüşlerdir51.
49 1967 Kocaeli İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970, s. 55-56; Kocaeli’nde 1950-54 yılları
arasında yapılan mülki ve idari değişikliklerin tamamı için; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli
1950-1960, s.40-41. 50 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 34-57. 51 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 40-42.
23
Köy Kanununa tevfikan idare edilmekte olan, Kocaeli’nin Adapazarı kazasına bağlı
Akyazı nahiyesinde, halkın talepleri doğrultusunda, Devlet Şurası’nca verilen karar ile 6
Haziran 1940 tarihinde belediye teşkilatı kurulmuştur52. Bu şekilde Adapazarı, İzmitten
sonra Kocaeli’nin en gelişmiş belediyesi olarak hayata geçmiştir.
Geyve ilçesine bağlı Pamukova bucağı merkezinde belediye teşkilatı kurulması için
yapılan başvuru kabul edilerek, Danıştay Genel Kurulu’nun 10 Haziran 1946 gün ve
46/115/102 sayılı kararı ile belediye kanununa uygun görülmüş ve onaylanmıştır53.
Anlaşıldığı üzere, idari olarak belediyelerin kurulması yerel yönetimin işleyişini
kolaylaştıracak ve gelirlerini artıracak bir gelişme olarak algılanmaktadır.
Kocaeli’nin Geyve ilçesine bağlı İstasyon köyü ile Geyve İstasyonunun ismi Alifuatpaşa
olarak değiştirilmiş, böylece, Milli Mücadele sırasında bölgede önemli askeri hizmetler
veren komutan Ali Fuat Cebesoy’un ismi ölümsüzleştirilmiştir. Önceki dönemlerde Geçit
veya İstasyon şeklinde anılan bu bölge, Geyve halkının talepleri ile valilikçe gündeme
getirilmiş ve Ali Fuat Paşa’nın da onayı alındıktan sonra 18 Ekim 1946’da mecliste
imzalanarak kasabanın ismi Alifuatpaşa kasabası yapılmıştır54. Kendisi 10 Ocak 1960
tarihinde vefat ettiğinde bölgeye duyduğu sevgi ve verdiği hizmet sebebiyle vasiyetine de
bağlı kalınarak Alifuatpaşa kasabasına defnedilmiştir.
1950 yılından itibaren Kocaeli-Sakarya bölgesi genelinde idari değişiklikler ve yapılanma
çalışmaları ciddi oranda artış göstermiştir. 1965 yıllarına kadar hızla devam eden bu
çalışmalar, bölgenin mevcut idari yapısını büyük ölçüde değiştirmiştir55. 1951 yılında,
Kocaeli’ne bağlı Akmeşe bucağının Alan Düze, İnamiye, Hayrabat, Kızılcıklı,
Kayrancık, Resullüdivanı ismindeki köyleri, Adapazarı ilçesinin Kazım Paşa bucağına
bağlanmasına karar verilmiştir56. Köyler ve mahalleler üzerinde yapılan bu değişiklikler,
halkın istekleri doğrultusunda bazı yönetimsel sıkıntıların çözülmesi için yapıldığı gibi,
nüfusu yoğun olan bölgelerin eşit dağılmasını ve yönetimin kolay işlemesini sağlamıştır.
52 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/139.17.12. 53BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/185.29.15. Pamukova 1987 yılında ilçe yapılarak, Sakarya’ya bağlanacaktır. 54 Enis Şahin, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23
Haziran 1999), Sakarya Üniversitesi Yayını, Adapazarı: 1999, s. 150-155. 55 Cumhuriyet Döneminde Adapazarı-Sakarya’da idari yapılanmaların tamamı için bkz.;
Enver Konukçu-Enis Şahin, “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”,
Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Sakarya: 2005, c. II, s. 877-905. 56 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/228.45.8; Resmi Gazete, 9 Ocak 1952, Sayı: 8003, s. 255.
24
24 Temmuz 1951 tarihinde, Adapazarı’na bağlı Küçüktersiye ve Hasanbey köyleri ile,
Akyazı’ya bağlı Bediltahirbey köyleri mevkiindeki iki kazanın sınırının değiştirilmesi
Başvekalet tarafından istenmiş buna göre; Akarca yani Çeltiklik mevkiinden batıya
çekilen çizginin Mudurnu Çayı hattıyla birleştiği noktadan başlayarak kuzeye doğru aynı
hattı takiben çayın Gebeş mevkii civarında üç kola ayrıldığı nokta ve bu kollardan çayın
asıl yatağını oluşturan orta kolunun hattını takiben, bu kolların birleştiği nokta olan Gebeş
(Pamuklu köprüsü) ve buradan çayın talvek hattı hizasıyla Adapazarı şosesi olduğu kabul
edilmiştir57.
Mülki alandaki düzenlemeler devam ederken, 1952 yılının Mart ayında, Hendek ilçesi
Merkez bucağına bağlı Kayalık köyünün Apşalar ve Harman Tepe mahalleleri, adı geçen
köyden ayrılarak iki mahallenin sınırları birleştirilmiştir. Ayrıca, Harman Tepe Merkez
ilçesinin Eşeler köyüne bağlı olan Aşağı ve Yukarı Dağ köyleri bağlı bulundukları
bucaklardan ayrılarak birbirleri ile birleştirilmiş, bu birleşim sonucu Dağ köyü adıyla yeni
bir köy oluşturulmuştur58.
20 Şubat 1952 tarihinde, Adapazarı ilçesine bağlı Söğütlü bucağı bünyesine yeni köyler
eklenmiştir. Bunlar Kandıra İlçesi Şeyhler bucağına bağlı olan, Abdurrezzak, Fındıklı,
Seyitler, Koyun Ağılı, Ağacık ve Teberik köyleridir59. Adapazarı ilçesinde yapılan bir
diğer önemli değişiklik, 10 Mart 1952 tarihinde T.C Devlet Demiryolları İşletmesi
tarafından işletilen vagon fabrikasında kurulan istasyona “Çark” adının verilmesi
olmuştur60. Bu istasyon meşhur Çark Suyu civarında kurulduğundan, bölge halkı arasında
bu isimle anılmakta idi.
Adapazarı ilçesi Söğütlü bucağı Kuru Dil köyüne bağlı Rüstemler Mahallesi, 31 Mayıs
1952’de, Rüstemler köyüne dönüştürülmüştür61. Aynı yıl, Geyve ilçesi Merkez bucağının
Koru köyüne bağlı, Kürtlü mahallesi, Kürtlü köyü olarak belirlenmiş, aynı zamanda,
Akyazı ilçesi Merkez bucağının Su Kenarı köyüne bağlı Yeniköy Mahallesi de, Yeni
Doğan ismiyle bir köy olarak tespit edilmiştir62. Kocaeli’nin çeşitli ilçelerine bağlı iken
nüfusu artan ve gelişen köyler bölünerek yeni köyler oluşturulmuş, böylece yönetimleri
57 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/225.28.16; Resmi Gazete, 4 Ağustos 1951, Sayı: 7876, s. 1734. 58 Resmi Gazete, 20 Haziran 1952, Sayı: 8285, s. 5846. 59 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/236.6.5. 60 Resmi Gazete, 10 Mart 1952, Sayı: 8055, s.3074. 61 Resmi Gazete, 6 Nisan 1953, Sayı: 8378, s. 5978. 62 Resmi Gazete, 22 Aralık 1952, Sayı: 8389, s. 5167.
25
daha kolay hale getirilmiş, daha küçük köyler ise ikili şekilde birleştirilerek tek
muhtarlığa bağlanmışlardır. Bu dönemde Kocaeli’ne ait bazı yerleşim birimleri de, başta
Adapazarı olmak üzere, çevre illere, ilçelere dahil edilmiştir.
22 Ekim 1952 tarihinde Karasu ilçesinin Gölköprü köyüne bağlı Denizköy, Kar Müezzin,
Cami Tepe isimlerindeki üç mahallesi birleştirilerek, Denizköy adında tek bir köy
kurulmuştur63. Yine bu dönemde, Akyazı ilçesi Merkez bucağının Çakıroğlu köyüne
bağlı Törükyeri Mahallesi, köy sınırından ayrılarak Yörük Yeri ismiyle yeni bir köy
oluşturulmuştur64. Bu şekilde bucaklardan ayrılan köyler, bağımsız birer köy haline
dönüştürülmüştür. Bundan beklenen sonuç, yönetimsel kolaylık sağlamaktır. Nisan
1953’de, Geyve Kazası Merkez nahiyesine bağlı Bayat köyü ile Bilecik Vilayeti
Osmaneli kazası Merkez nahiyesine bağlı Ciciler köyü arasındaki sınır yeniden
düzenlenmiştir. Buna göre; Emrullah kuyusundan itibaren Ali Bey kavakları ve iki vilayet
arasında sınır olan Dikilitaş’tan doğuya giden Kocayol üstündeki Ali Bey hududu
bölgesine ve buradan Kocayol olarak belirlenmiştir65.
Türkiye’de eski yönetim birimleri arasında bulunan nahiyeler, nüfus itibariyle
belediyeden daha küçük bir birimi ifade etmektedir. Kocaeli-Adapazarı bölgesinde yer
alan bazı nahiyeler, 1950’li yıllarda belediye olabilecek nüfusa sahip olduklarından, bu
dönemde İl Özel İdaresi ve Bakanlar Kurulu Kararları ile yeni belediyelerin kurulduğu
görülmektedir. Bu sebeple, 1953 yılı içerisinde gelişen Taraklı nahiyesinin geniş arazisi
ve artan nüfusu ile 26422 sayılı kararla belediye 1580 sayılı Belediye Kanunu mucibince
belediye teşkilatı kurulmasına karar verilmiştir. Taraklı daha sonraki yıllar içinde
Sakarya’ya bağlanacaktır66.
Görüldüğü gibi, 1950’lerin başından itibaren Kocaeli, dolayısıyla Adapazarı çevresinde
idari yapıda büyük değişikliklerin olduğu bir dönem yaşanmıştır. Bağlı ilçelerde ve
köylerde idari düzenlemelere hız verilmiştir. Aynı zamanda pek çok yerleşim yerinin köy
ve derelerin adlarının da değiştirildiği görülmektedir. Örneğin, Akyazı kazasının
Karapürçek nahiyesinin Çildirler köyüne bağlı beş ev, bu nahiyenin Yüksel köyüne
63 Resmi Gazete, 20 Mart 1952, Sayı:8064, s. 3138. 64 Resmi Gazete, 21 Mayıs 1952, Sayı: 8191, s. 4066. 65 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/240.29.5; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 45-46. 66 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/241.34.12; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve
Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 896.
26
bağlanmış, Hendek kazası Kara Dere nahiyesine bağlı olan Gübrelik köyünün ismi
Bakacak şeklinde değiştirilmiştir67.
Köy ve kasabaların aynı ilçe içinde bir bucaktan başka bir bucağa bağlanması, köy
adlarının değiştirilmesi, köylerin birleştirilmesi ve ayrılması, bir köy, mahalle veya
semtin o köyden ayrılıp başka bir köy ile birleştirilmesi işlerinin tamamı, İl İdaresi
Kanunu’na göre İçişleri Bakanlığının onayıyla yapılır68. Cumhuriyet tarihi boyunca
uygulanan, isim değiştirme çalışmaları Demokrat Parti döneminde de tüm yurt genelinde
ele alınan bir konu olmuştur. Bundaki amaç, Türkçeye yabancı dillerden esinlenilerek
geçen ve yer ismi olarak koyulan isimlerin, doğal yerleşme yerleri ve özelliklerini de
yansıtacak şekilde Türkçe isimlerle değiştirilmesidir. Bu şekilde hem karışıklığın
azaltılması hem de abes, etnik ayrıcalık içeren yada anlamsız gelen isimlerin yenileriyle
değiştirilmesi sağlanmıştır.
1.1.2. Sakarya Vilâyeti’nin Kuruluşu Sonrası Mülki Yapı
1954 yılının en büyük idari değişimi, şüphesiz Adapazarı ilçesinin Kocaeli’nden
ayrılarak, Sakarya adında yeni bir il olarak kurulması olmuştur. Sakarya’da “bir vilâyet
teşkil edilmesi” konusu ilk defa 23 Şubat 1951 tarihinde toplanan Adapazarı Belediye
Meclisi’nin Dahiliye Vekaletine sunduğu bir karar suretinde görünmektedir. İlk adım
sayılabilecek bu kararda denilmektedir ki;
“Coğrafi vaziyeti ve iktisadi bünyesi itibariyle bağlı bulunduğu İzmit’e
nazaran müstakil bir varlığa sahip olan, aynı zamanda arz ettiği karakteristik
durumu bakımından civar kazalara göre merkezi vaziyette bulunan
Adapazarı’nın Kocaeli’nden müstakil bir vilayet haline ircaı gündeme alındı
ve teklif okundu. Hinterlandı itibariyle iktisadi, sınai, zirai ve ticari
hareketleriyle 63 vilayet merkezi içinde 12 numaralı şehir ünvanını devletin
ihsai kayıtlarıyla iktisab etmiş bulunan Akyazı, Hendek, Düzce, Geyve,
Osmaneli kazalarının bugünkü coğrafi durumlarına mütenasib olarak
merkezi bir mevkide kalan Adapazarı şehrinin coğrafi vaziyeti itibariyle
Spanca gölünden itibaren İzmit’e nazaran müstakil bir varlık olduğu
67 Resmi Gazete, 14 Mayıs 1954, Sayı: 9008, s.11883-11885. 68 http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html. (Erişim Tarihi: 08.12.2017).
27
hakikattir. İktisadi vaziyeti de Adapazarı’na civar kazalara, hatta şimal
Anadolu şehir ve kasabalarına karşı bir transit merkezi haline getirmiş olmak
suretiyle, şimdiki vilayet merkezi İzmit’in iktisadi ve ticari kıymet ve
ehemmiyetini ortadan kaldırmıştır..Yıllardan beri Adapazarı’nda bir ağır
ceza mahkemesinin bulunmaması da bu ehemmiyeti göstermeğe kafidir..
Hülasa, her saat İzmit’e tefevvuk gösteren Adapazarı merkez olmak ve
Sakarya ünvanıyla anılmak üzere Kandıra, Karasu, Akyazı, Hendek, Düzce,
Mudurnu, Göynük, Geyve, Osmaneli kaza olma projesi kanunlaştığı taktirde
Sapanca kazalarından mürekkep bir vilayet kurulması yolundaki
temennimizin 5442 sayılı kanunun A bendi gereğince tahakkukunun
sağlanması için keyfiyetin hükümete arzına karar verildi”69.
Bu metinden de anlaşılacağı gibi, Sakarya’nın müstakil bir il olma konusunda yeterli
imkanlara sahip olduğu, Adapazarı halkı içerisinde bu yönde bir arzu ve gayret olduğu
daha 1951 yılı itibariyle bu kararla ortaya koyulmuştur. Adapazarı’nın il olmasına dair
girişimler sürerken, halkın bu konuda psikolojik hazırlığını tamamladığını dönemin
basınındaki ifadelerden de anlaşılmaktadır. “İl olmaya namzet Adapazarı” ifadeleri
sıklıkla kullanılmakta idi. Kocaeli’nde yayınlanan Vatan Gazetesi’nin 1952 yılı
ilavesinde, Adapazarı her yön ile incelenmiş ve il olması konusunda yeterli şartlara sahip
olduğunun altı çizilmiştir. “Kırk bine varan nüfusu ile, geniş zirai ve iktisadi faaliyetleri
ile Adapazarı bugün bir çok şehirleri geride bırakmıştır”70 şeklindeki başlıktan ve
bilgilerden anlaşıldığı üzere, 1950’lerin başından beri il olma beklentisi ve hazırlığı
bulunmaktadır.
“Sakarya Vilayet Olurken” isimli yazısında Hakkı Taşöz; “Oldu, olacak derken elbet bir
gün olacak. Bu verilen bir lütuf değil, kesbedilmiş bir hakkın alınışıdır. Fakat elbette ki
bir hizmetin ifası taktirle anılır… Madem ki iktidar seçime bir vilayet olarak girilmesini
düşünüyor, belki idari bir zaruret olarak kendi bileceği iştir…” hemşerileri adına
beklentilerini bu şekilde ifade etmiştir71.
69 Z. F. Fındıkoğlu, “Adapazarı’nın Şehirleşmesi ve Başlıca Sosyolojik Problemleri”, Istanbul Journal of
Sociological Studies, 0/7 (Eylül 2011): 1-60, s. 6. 70 Vatan Gazatesi Kocaeli İlavesi, 5 Mayıs 1952, s. 5. 71 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mart 1954, Sayı: 682.
28
Konu, ilgili resmi girişimlerin devamında, 1954 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulu’na getirilmeden, alt yapı çalışmalarını oluşturabilmek amacıyla, Meclis
bünyesindeki Dahiliye ve Bütçe Encümenlerine devredilmiştir. 27 Mayıs 1954 tarihinde,
kanun tasarısı her iki encümen tarafından onaylanarak, Sakarya adı ile yeni bir vilayet
kurulması kabul edilmiştir. Bunun kanunlaşabilmesi için, yasa tasarısı TBMM’ye
gönderilmiştir. Sakarya Vilayeti’nin kurulmasına ait görüşmeler, 14 Haziran tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yapılmış ve görüşmeleri müteakiben
kabul edilmiştir72. Bu konu hakkındaki girişimler devam ederken, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde konu dolayısıyla söz alan dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik şu
konuşmayı yapmıştır:
“Hükümetçe hazırlanıp, dahiliye ve bütçe encümenleri tarafından kabul
edilen ve şimdi yüksek meclisin tetkik ve tasvibine arz edilmiş olan Sakarya
Vilâyeti’nin ihdası hususundaki kanun layihaları münasebetiyle mülki
teşkilatımız hakkındaki hükümet görüşümüzü kısaca arz etmeyi faydalı
bulmaktayız. 1924 senesinden beri bazı tadillerle devam edip gelmekte olan
bugünkü idari teşkilât ve mülki taksimatımızı, aradan geçen zaman zarfında,
iktisadi, içtimai ve kültürel sahalardaki inkişafların gerektirdiği ihtiyaçları
tamamen karşılayacak şekilde yeniden tanzim etmek zarureti karşısındayız.
Halkın umumi refah ve saadetini temin edecek her türlü teşebbüs ve faaliyeti
vazife edinen modern devlete tahmil edilmiş bulunan çeşitli hizmetlerden
halkın mümkün olduğu kadar yakından ve kolaylıkla istifade edebilmesini
sağlayacak idare teşkilatına ihtiyaç olduğu gibi bu teşkilatın faaliyet sahasını
yine bu telâkkiye göre tehdit etmekte fayda vardır. Umumi nüfusumuzun
%74,8’ini teşkil eden köy halkına en yakın idare kademesi nahiye olduğuna
göre amme hizmetlerini mümkün olduğu kadar halkın yakınına götürmek için
evvelemirde nahiye teşkilatına ehemmiyet vermek icap etmektedir. Bugünkü
nahiye teşkilâtımız ise ihtiyacı karşılanmaktan uzaktır. Hâlen 17.000.000
Türk lirasına yaklaşan vatandaş kütlesinin sakin olduğu 34.369 köyden
72TBMM Zabıt Ceridesi, (TBMMZC.), Devre: X, c. 1, s. 180. Meclis oturum başkanı tarafından, Sakarya
Vilayeti’nin kuruluşu şu şekilde duyurulmuştur: “Layihanın tümünü açık oylarınıza arz ediyorum
efendim… Sakarya Vilayeti teşkiline dair olan kanun layihasına ait rey toplama muamelesi bitmiştir..
Kocaeli Vilayeti’ne bağlı Adapazarı kazasında (Sakarya) adıyla yeniden bir vilayet kurulması hakkındaki
layihaya (316) rey verilmiştir. Muamele tamamdır. Layiha (316) reyle kanuniyet kesbetmiştir”; Şahin,
Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 119.
29
18.079’u doğrudan doğruya vilâyet veya kaza merkez nahiyelerine,16.290
tanesi de mülhak nahiyelere bağlı bulunmaktadırlar. Gerçi bunlardan birinci
kategoriye dâhil olanlar bağlı bulundukları vilayet veya kaza merkezlerinde
müracaat edebilecekleri bütün idare teşkilâtı mevcut ise de, bu köylerden bir
kısmı vilâyet veya kaza merkezlerine uzak mesafelerde bulunduklarından
bilhassa arızalı mıntıkalarda yaşayanlar bu uzun mesafeleri meşakkatle kat
etmek mecburiyetinde kalmaktadırlar. İkinci kategoriye dâhil olan 16.290
köyde oturan vatandaşlar ise daha zor bir durumda bulunmaktadır. Bu
köylerde vatandaşların müracaat edebilecekleri en yakın idare kademesi olan
nahiyelerin çoğunda Sakarya namı ile bir vilâyet haline getirilmesi uygun
görülmüştür73. Bu konuşmada, alınması beklenen kararın sebeplerini ve
bölgenin hali hazırdaki durumunu açıklayan ifadelere yer vermiştir.
Son olarak TBMM’de, kabul edilen 14 Haziran 1954’te 6419 Sayılı kanun ile Adapazarı
merkez ilçe olmak üzere Akyazı, Geyve, Hendek ve Karasu kazaları Kocaeli’nden
ayrılarak “Sakarya” ismiyle yeni bir il oluşturulmuştur74. Dönemdeki ifadeyle, “Sakarya
Vilâyeti” resmen 1 Aralık 1954 tarihinde teşekkül etmiş sayılacaktır. Konuyla alakalı
kanun maddeleri aşağıda verilmiştir.
“Kanun No:6419
Madde 1- Kocaeli Vilayetine bağlı Adapazarı kazası kaldırılarak merkezi
Adapazarı olmak ve yine Kocaeli Vilayetine bağlı Akyazı, Geyve Hendek ve
Karasu kazalarını ihtiva etmek üzere Sakarya adıyla yeniden bir vilayet
kurulmuş ve eski Adapazarı Kazasını ihtiva eden nahiye ve köyler Sakarya
Vilayetinin merkez kazasına bağlanmıştır.
Madde 2- Kadrolar, Devlet Memurları Aylıklarının Tevhit ve Teadülüne dair
olan 365G sayılı kanuna bağlı (1) sayılı cetvelin ilgili kısımlarına
eklenmiştir.
73 Ayın Tarihi, 13-14 Haziran 1954; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 49. 74 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/241.32.6; Enis Şahin, “Sakarya Vilayetinin Oluşumu”, Sakarya İli Tarihi, c.
II, Sakarya, 2005, s.917.
30
Muvakkat Madde 1- İlişik (3) sayılı cetvelde gösterilen kadrolar 1954 Mali
yılı Muvazene-i Umumiye Kanununa bağlı D işaretli cetvelin ilgili
kısımlarına eklenmiştir.
Muvakkat Madde 2- Kurulması kabul edilen bu vilâyetin aylık, ücret ve aylık
giderlerini karşılamak üzere 1954 yılı Muvazene-i Umumiye kanununa bağlı
A/1 işaretli cetvelin Maliye Vekâleti kısmındaki 425 inci Vilâyet ve kaza
teşkili masrafları faslına konulan tahsisattan gerekli görülecek miktarları
sözü geçen A/1 işaretli cetvelin ilgili tertiplerine nakletmeye Maliye Vekili
salâhiyettardır.
Muvakkat Madde 3- Sakarya Vilayeti dâhilinde bulunan kazaların Kocaeli
Vilayetindeki II Genel Meclis üyeleri Sakarya Vilâyetinin Genel Meclisini
teşkil ederler.
Muvakkat Madde 4 - Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip bir hafta içinde
II Genel Meclisi toplanarak daimi encümen seçimini yapar ve bütçeyi ve
kadroyu tanzim eder.
Muvakkat Madde 5- Sakarya Vilayetine bağlanan kazalara ait özel idareye
müteallik bilumum tahakkuku kat ve tahsilât ve bakaya hesapları, Sakarya
Vilâyetinin kurulduğu tarihten itibaren Kocaeli Vilâyeti Özel idaresi
emvalinden düşülerek bu husustaki kuyudat ve teferruatı ile birlikte Sakarya
Vilâyetine devrolunur.
Muvakkat Madde 6- Sakarya Vilâyetinin teşekkülü tarihinden itibaren bu
vilayete bağlanan kazaların özel idarelerince tahakkuk ettirilip tahsil edilen
paralar, bu kazalarda muvakkat hesaplarda toplanarak, Sakarya Valisi’nin
vereceği tediye emrine müsteniden sarf olunur.
Muvakkat Madde 7- Kocaeli Vilâyeti Özel İdaresi kadrosunda olup, Sakarya
Vilâyetine bağlanan kazalarda çalışan özel idare memur ve müstahdemlere
ait maaş ve ücretlerin, mahsubu bil ahire yapılmak üzere Kocaeli Vilâyetince
tediyesine devam olunur.
Madde 3- Bu kanun 1 Aralık 1954 tarihinde meriyete girer.
31
Madde 4- Bu kanun hükümlerini icraya İcra Vekilleri heyeti memurdur”75.
Sakarya’nın il olması haberi Adapazarı ve civarında büyük memnuniyet uyandırmış76,
şehre hızla yayılan haber sonrası, çeşitli merasimler düzenlenmiş, Adapazarı ilçesinde
toplar atılarak, fener alayı ve mehter takımı şehirdeki halkı selamlamış, Adapazarlılar
bayram havasında kutlamalar yapmışlardır77. Yeni ilin kuruluşu, uzun zamandan beri
beklenen ve gayret sarf edilen bir konu olduğundan hem Sakarya hem de Kocaeli bölgesi
genelinde olumlu bir netice doğurmuştur. Sakarya yerel basınına bu konuda yansıyan
haberler de bu yöndedir. Vilayetin kuruluşunun resmileştiği 1 Aralık 1954 günü için bir
kutlama komitesi oluşturularak, program düzenlenmiştir. Sabahın erken saatlerinden
itibaren caddeler ve sokaklar her yaştan halkın ve civar köylerden Adapazarı’na
gelenlerin katıldığı coşkulu kalabalıklarla dolmuş, şehrin belirli yerlerine taklar
koyulmuş, on binleri bulan bu kalabalık insan gurubu merasim yapılacak olan eski
belediye ve kaymakamlık binasının bulunduğu Gümrük meydanına toplanmıştır. Burada
şehir bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okunarak sancak direğine Türk Bayrağı çekilmiştir.
Ardından, Sakarya Valisi Nazım Üner, Adapazarlılara bir tebrik konuşması yapmıştır.
Sakaryalılardan oluşan kalabalığın alkışları eşliğinde Sakarya ili levhası, eski
kaymakamlık levhası sökülerek yerine asılmıştır78. Bundan sonra bir konuşma yapan
Belediye Başkanı Suavi Damalı, şehrin sembolik anahtarını Sakarya’nın ilk Valisi Nazım
Üner'e teslim etmiştir79, bu şekilde Sakarya Vilâyeti’nin kapılarının açılması merasim
eşliğinde temsilen gerçekleşmiştir. Adapazarı’nın Sakarya adıyla il olması ulusal
basından da duyurulmuştur. Yapılan karşılama etkinlikleri ve siyasilerin konuşmalarına
yer verilmiş, aynı tarihte il olan Adıyaman ve Sakarya’nın fiziki haritaları
yayınlanmıştır80.
Sakarya Vilâyeti’nin kuruluşundan itibaren vilayete bağlanan kazaların sahip oldukları
nahiye ve köyler hakkında idari düzenlemeler tekrar yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre;
75 Sakarya Vilâyeti’nin kurulması hakkındaki kanun metni için bkz. Resmi Gazete, 22 Haziran 1954, Sayı:
8735, s. 9683-9684; Düstur, III/XXXV, (Kasım 1953-Ekim 1954), s. 1931-1935; Şahin, Kronolojik
Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 128-129. 76 Demokrat Sakarya, 18 Haziran 1954, Sayı: 2. 77 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1954, Sayı: 109. 78 Merasim ve konuşmaların tamamı için bakınız: Ayın Tarihi, 1 Aralık 1954; Enis Şahin, “Sakarya
Vilâyeti’nin Oluşumu”, s. 927-931. 79 Ayın Tarihi, 19 Aralık 1954; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 129-130. 80 Cumhuriyet, 2 Aralık 1954, Sayı: 10899; Milliyet, 2 Aralık 1954, s.1.
32
Adapazarı Merkez nahiyesine 66 adet, Sapanca nahiyesine 25, Söğütlü nahiyesine 15,
Kazımpaşa nahiyesine 17 adet olmak üzere toplam 123 adet, Akyazı Merkez nahiyesine
44 ve Karapürçek nahiyesine 16 adet olmak üzere toplam 60 köy, Geyve Merkez
nahiyesine 46, Doğançay nahiyesine 14, Pamukova nahiyesine 30 ve Taraklı nahiyesine
25 adet toplam 115, Hendek kazası Merkez nahiyesine 48 ve Karadere bucağına 11 olmak
üzere toplamda 59 adet ve Karasu Merkez nahiyesine 20, Kocaali nahiyesine 23 olmak
üzere toplam 43 köy bağlanmıştır. Kapladığı alan 3935 kilometrekaredir81.
1954 yılında, Adapazarı’nın ayrılışı gerçekleştikten sonra da paylaşımlar devam etmiştir.
Yeni kurulan Sakarya iline bağlanacak ilçe, nahiye ve köylerin sınırlarını belirleyen
kararnameler çıkarılmış, yeni ilin yönetim bölümleri belirlenmiştir. Bu şekilde,
vatandaşlar arasında çıkabilecek sınır tartışmalarının önlenmesi sağlanmıştır, çünkü yeni
idari taksimat konusunda dönem basınına yansıyan huzursuzluklar da olmuştur.
14 Temmuz 1954 tarihinde Geyve ilçesi Doğançay nahiyesine bağlı Yılanda köyü bu
kazanın merkez nahiyesine bağlanırken, Adapazarı Kazımpaşa nahiyesine bağlı
Resullüdivanı, Hayrabat ve Kayrancık köyleri Adapazarı ilçesi merkez nahiyesine
bağlanmıştır82. Eylül 1954’de, Adapazarı ilçesine bağlı Kura Başı köyü ile Geyve
ilçesinin Çınar Dibi köyleri arasındaki ilçe sınırı, batıda Sakarya Nehri kenarından Porsuk
Dere, Bağdat Caddesi ve Lefke Deresi’ni takip ederek “Sakarya Nehri” olarak
belirlenmiştir83. Aynı şekilde, Adapazarı ilçesine bağlı Budaklar köyü ile Akyazı ilçesine
bağlı Çatalköprü köyü bölgesindeki iki ilçe arasındaki sınırın, batıda Ambar mevkiinden
başlayarak Kerem Özü suyunu takip ederek Adapazarı-Hendek yolundaki köprüye
çekilen hudut olmasına karar verilmiştir84.
1954 yılının Ekim ve Kasım aylarında, Kocaeli ve Adapazarı ilçesi arasındaki Budaklar
ile Çatal Köprü köyleri arasındaki sınır belirlenmiştir. Sakarya Vilayeti kuruluşu öncesi,
81 417 köy bulunmaktadır. Bu köylerin 137’si Adapazarı, 62’si Akyazı, 114’ü Geyve, 60’ı Hendek, 44’ü
Karasu’nundur). Resmi Gazete, 22 Haziran 1954, Sayı: 8735, s. 9674; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit,
Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.139. 82 Resmi Gazete, 14 Temmuz 1954, Sayı: 8754, s. 9885; 14 Ağustos 1954, Sayı: 8778, s.10048. 83 Resmi Gazete, 14 Mayıs 1954, Sayı: 9008. 84 Resmi Gazete, 20 Kasım 1954, Sayı: 8810, s. 10337.
33
Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı Küçük Hataplı, Döğ Düren, Büyük Hataplı, Kara Dere
ve İmamlar köyleri de Adapazarı ilçesine bağlanmıştır85.
Hendek ilçesine bağlı Aksu, Göksu ve Dikmen köylerinin, Akyazı kazasına bağlı
Çengeller ve Gökçeler köyleri arasındaki bölgede iki ilçe arası sınır belirlenmiştir.
Buna göre;
“1-Gökçeler-Göksu köyleri sınırının, Dirim Tepesinden başlayıp Dede
doruğuna,
2-Sepetçiler-Aksu köyü sınırının, doğudan başlayıp batıya doğru Gökçeler ve
Göksu köyleri sınırının bitiş noktası olan Dede doruğundan, aradaki sırtı
takip ederek Taş doruğa,
3-Dikmen-Çengeller köyü sınırının, Taşlı doruktan başlayıp Aksu köyünün
sonu olan Yalak Sivrisi bölgesini takip ederek, Ardıç kapı bölgesinde Dikmen
yolunu takip ederek Arpalık bölgesinde bitmek üzere çizilen sınır ile
belirlenmiştir”86.
1954 yılı içinde, Kocaeli’ne bağlı yeni nahiyeler de kurulmuştur. Daha sonra idari
taksimatla Sakarya iline bağlanacak olan Kocaali nahiyesi, Zonguldak İli’nin Safranbolu
kazasından alınarak, Kocaeli’nin Karasu kazasına dahil edilmiştir. Karasu İlçesinin
merkez nahiyesine bağlı olan Kocaali köyünden, kurulan Kocaali nahiyesine bazı köyler
bağlanmıştır. Açma Başı, Aktaş, Ay Doğan, Bolazar, Caferiye, Harmana Kaya, Kızar,
Kara Pelit, Kestane Pınarı, Kirazlı, Koğuk Pelit, Kozluk, Köyyeri, Kuyumculu, Lahana,
Melen, Selahiye, Süngüt, Yalpan Kaya ile Karalar87 bu köylerin isimleridir. 14 Nisan
1955 tarihli kararla, Sakarya Vilâyeti Karasu kazasının Kocaali ve Hizar köylerinin
birleştirilerek merkezi Kocaali köyünde olmak üzere bir belediye kurulması uygun
bulunmuştur. Bu köylerin nüfusları ve birleşimlerinden oluşan toplam bütçenin belediye
ihtiyacını karşılayacak seviyeye ulaştığı bildirilmiştir88.
85 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/245.22.9; BCA, No: 30.11.1.0/247.34.13; Resmi Gazete, 27 Kasım 1954,
sayı: 8864, s. 10653. 86 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/247.34.13; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 53. 87 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/247.34.13. 88 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/250.13.10; Şahin; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 133,
141.
34
Yoğun şekilde yapılan sınır değişiklikleri ve idari düzenlemeler, Kocaeli ve Sakarya’nın
komşuları ile olan yeni sınırlarını belirlemeye ve bölge halkının arazi paylaşım
sorunlarının önüne geçmeye yöneliktir. Kocaeli Vilayetinden ayrılıp Sakarya’ya ilave
edilen köy, nahiye ve ilçeler olduğu gibi, komşuları olan İstanbul, Yalova, Bursa, Bolu
ve Zonguldak vilayetlerinin sınırına dahil edilenler de olmuştur. Bölgedeki pek çok,
nahiye ve köylerin isimleri ile ilçe merkezlerinin konumları değiştirilmiştir. Bu
düzenlemeler yapılırken, yerel yönetimlerin en etkili ve hızlı şekilde işleyebilmesi
amaçlanmıştır.
1955 yılında, Sakarya’da yeni belediyeler kurulmuştur. Nüfusu giderek artan ve halkın
talepleri doğrultusunda 28 Şubat 1955 tarihli toplantıda, İçişleri Bakanlığınca belediye
kurulmasına uygun görülen Serdivan köyü, Sakarya Merkez kazasına bağlı bir yerleşim
yeri olarak belediye teşkilatına kavuşmuştur. 14 Nisan 1955 tarihinde resmen yürürlüğe
girmiştir89. Yine, 24 Mart 1955 tarihli kararla ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayıyla,
Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlı Alifuatpaşa köyünün belediye teşkilatına çevrilmesi
kabul edilmiştir90.
Çevre illerden Sakarya idari teşkilatına dahil edilen köylerden biri de bu dönemde
Kadifekale köyüdür. 1948 yılında Kocaeli’ye bağlı iken, daha sonra Hendek kazasına
bağlanan bu köy, son olarak Bolu Vilâyeti Düzce kazasının Gölyaka nahiyesine
bağlanmıştır. Bölge halkı bu değişikliği olumsuz karşılamış, hiçbir münasebetleri
bulunmadığı gerekçesiyle Gölyaka yerine Sakarya’nın Hendek kazasının Karadere
nahiyesine bağlanmayı talep etmişlerdir. 31 Mayıs 1955 tarihinde bu istek Dahiliye
Vekaleti tarafından kabul edilerek, köy Karadere nahiyesine bağlanmıştır. 21 Haziran
1955 günü, Kandıra ilçesi Şeyhler nahiyesinin Kızılca Ali köyüne dahil olan Kara Diken
mahallesi, ayrılarak yeni bir köy haline getirilmiştir91. Aynı yıl Kandıra’ya bağlı Hizar
köyü, Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlanmıştır92.
Bölgelerin ihtiyaçları ve şartlarına uygun olarak yapılan yeni düzenlemeler devam
ederken, Ağustos 1956’da Sakarya ili Adapazarı’na bağlı Yanık Kebir köyü, Kocaeli’nin
89 Resmi Gazete, 14 Nisan 1955, Sayı: 8981, s. 11549. 90 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/250.9.3; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde
Mülki Yapılanma”, s. 884-886. 91 Resmi Gazete, 21 Haziran 1955, Sayı: 9034, s. 12186. 92 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/250.13.10; Fon Kodu: 30.11.1.0/ 251.19.9.
35
Kandıra ilçesine bağlanarak yeni sınırları belirlenmiştir93. Bu yıl içerisinde, bölgeden
gelen talep doğrultusunda yeni belediyeler teşkil edildiği anlaşılmaktadır. Sakarya’nın
Merkez kazasına bağlı Arifiye ve Kalaycı Neviye köylerinin müracaat dilekçesinde,
Arifiye’nin 2.036 Kalaycı Neviye köyünün 713 kişilik nüfusa sahip oldukları, iki köyün
birleştirilmesi halinde yıllık gelirleri ile Belediye masraflarının karşılanabileceği Sakarya
İl İdare Heyeti’nin 204 sayılı kararı ile belirtilmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından, 26
Ağustos 1955 tarihinde, bu iki köyün birleştirilmesine ve Arifiye ismiyle belediye
kurulmasına karar verilmiştir94. 27 Ağustos 1956 tarihinde 1580 sayılı Belediyeler
Kanununun 7. Maddesine uygun olarak, Sakarya’nın Karasu kazasına bağlı Sinanoğlu
köyünde de bir belediye kurulması kararlaştırılmıştır95. Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlı
olan Harmankaya köyü, Karasu’ya 45 km, Bolu’nun Düzce ilçesi Gümüşova nahiyesine
ise 13 km. uzaklıkta olduğundan, ticari faaliyetler ve asayiş açısından bölge halkının
menfaati düşünülerek Gümüşova nahiyesine bağlanma talebi uygun bulunmuş ve 9
Kasım 1956 tarihli kararla bağlanmıştır96. 1956 yılında, ileriki yıllarda Sakarya’nın ilçesi
olacak Söğütlü ve Karasu’nun Sinanoğlu köyünde belediye teşkilatları kurulmasına karar
verilmiştir. 9 Ekim 1956 tarihinde yürürlüğe girmiştir97.
1957 yılında Merkez ilçeye bu dönemde pek çok yeni köy bağlandığı görülmektedir.
Kocaeli’nin İzmit ilçesi’ne bağlı olan Kara Diken köyü, Sakarya’nın Merkez İlçesi
Adapazarı’na bağlanmış, Kandıra ilçesinin Şeyhler nahiyesine bağlı iki köyü, Sakarya ili
Merkez ilçesinin Söğütlü nahiyesine dahil edilmiştir98. Aynı yıl, büyüyen Söğütlü nahiye
merkezinde bir belediye teşkiline karar verilmiştir99.
Sınır belirleme çalışmaları devam ederken, 1957 yılında, Sakarya’nın Hendek kazasına
bağlı Dereköyü ile, Karasu kazasına bağlı Yassıgeçit köyü bölgesindeki iki kaza arası
sınır yeniden tespit edilmiştir. Buna göre; Bakacak Tepesinden başlayarak işlek araba
yolunu takiben, Mehmet Sağlam tarlaları Dereköyünde kalmak üzere, buradan kuzeye
93 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/260.38.18. 94 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/252.28.9; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve
Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 886. 95 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/260.39.18. 96 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/262.48.15. 97 Söğütlü, 1990 yılında Sakarya’ya bağlı kaza durumuna getirilmiştir. Sinanoğlu, 1995 yılından sonra
Ferizli ilçesine bağlanmıştır. Ferizli’nin ilçe olması, Söğütlü ile aynı tarihte gerçekleşmiştir. Konukçu-
Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 887. 98 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/263.2.14. 99 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/257.17.19.
36
yönelerek düz bir hatla Bıçkı Deresi diğer adıyla Yassıgeçit Deresi’ne, buradan Mustafa
Kasım’ın evine ve buradan araba yolunu takiben üç yol kavşağı ve kuru dereyi takiben
Ayı deresine ulaşan hat100 şeklinde belirlenmiştir.16 Mart 1957 tarihli kararla,
Sakarya’nın Merkez kazasına bağlı Çarkalütfiye köyü ile Akyazı kazası Karapürçek
nahiyesine bağlı Çıldırlar köyü bölgesindeki iki kaza arası sınır, yeniden belirlenmiştir.
İl Mahalli Heyetinin bölgeye gönderdiği keşif ekibi sınırları belirten kroki
hazırlamışlardır. Krokiye göre; Koca dereden başlayarak Kapak köprüden Kaleye, Ali
Rıza Başak tarlasının batısından geçen yol dahil olmak üzere, dik çizgi çekilerek uzanan
hat şeklinde belirlenmiştir101.
21 Haziran 1957 tarihinde, Sapanca kazası kurularak, Sakarya Merkez kazasına bağlı 24
köy Sapanca’ya bağlanması kararlaştırılmış, 1 Eylül 1957 tarihinde ilçe resmen işlemeye
başlamıştır. Uzun süreden beridir beklenen bu gelişme Sapanca halkı tarafından büyük
sevinçle karşılanmış, bir kutlama komitesi kurularak çeşitli etkinlikler ve eğlenceler
düzenlenmiştir. Sapanca’ya bağlanan köyler arasında, Kurtköy, Yanıkköy,
Kuruçeşmeköy, Kırkpınarköy, Güldibiköy, Feyziye, Arifiye, Ahmediye, Balkaya, Akçay,
Şükriye, Şöhretiye, Ülviye, Senaiye, Mümtaziye, Mahmudiye, Memnuniye, İlmiye,
Dibektaş, Adliye, Hacımercan, İkramiye köyleri ve Arifiye kasabası bulunmaktadır102.
Kandıra ilçesinin Kaymas nahiyesinin merkezi olan Salmanlı köyü, 1958 yılı içinde,
Sakarya ilinin sınırları içerisine dahil edilerek, Kandıra ilçesine bağlı Arman köyü nahiye
merkezi yapılarak, yeni nahiyenin ismi aynı şekilde Kaymas olarak devam etmiştir103. 7
Mart 1958 tarihli kararla, halkın bağlılık konusundaki istekleri de göz önünde
bulundurularak, Sapanca kazasının Merkez nahiyesine bağlı Arifiye kasabası ve buna
bağlı olan Kalaycı mahallesi ile Adliye ve Ahmediye köylerinin Sakarya Merkez
kazasının Merkez nahiyesine bağlanması uygun görülmüştür. Köylerin coğrafi olarak
Sapanca kazasına ters ve sapa oldukları iddiasıyla, bölge halkı idari ve diğer birçok işini
merkez kazadan halletmekte idi104. Bu bağlanma kararı ile bölgenin kalkınması ve halkın
işlerinin kolaylaşması adına önemli bir adım atılmıştır. Bolu’nun Göynük Kazasına bağlı
100 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/263.2.14. 101 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/264.10.18. 102 Resmi Gazete, 27 Haziran 1957, Sayı: 9644 s: 17441; Hayrettin Uysal, Sapanca İlçe Kuruluş Hatırası
1 Eylül 1957, Sapanca İlçe Kutlama Komitesi Yayını, Sakarya: 1957, s. blrsz. 103 Resmi Gazete, 20 Ağustos 1958, Sayı: 9986, s. 20015. 104 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/269.7.16.
37
Akçapınar köyünün, Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlanmasına dair bölge halkından
gelen başvuru incelenmiş ve İzmit- Geyve, Nallıhan-Ankara Devlet yolları üzerinde
bulunan Taraklı nahiyesine 15 km., Geyve kazasına ise 50 km. mesafede yer alan köyün,
gerek ulaşım açısından gerekse arazisinin büyük bölümü Taraklı nahiye sınırları içinde
kalmış olduğundan, Taraklı’ya bağlanma isteği uygun bulunmuş, 26 Aralık 1958
tarihinde Başbakanlık tarafından karara bağlanmıştır105.
Akyazı’ya mesafe olarak uzak kalan ve nüfusu iki binin üstüne yükselen Dokurcun köyü,
20 Haziran 1958’den itibaren nahiye olarak kabul edilmiş ve işlemeye başlamıştır106.
1959 yılında, Kandıra İlçesi’ne bağlı Şeyhler nahiyesi ilçe olmuştur. Kandıra ilçesi daha
sonra ikiye bölünerek Kaynarca ve Kandıra ilçeleri oluşturulmuştur. Kaynarca ilçesi
kuruluşundan sonra belediye teşkilatı oluşturulmuştur. Abdürrezak, Ağacık, Fındıklı,
Koyun Ağılı, Seyitler, Teberik ismindeki köyler bu ilçeye bağlanmıştır. Bu dönemde,
Kaynarca ilçesi merkez nahiyesine bağlı Bakirli, Nal ve Sarı Ahmetler köyleri Sakarya
ilinin Merkez kazasına bağlanmak üzere Kocaeli’nden ayrılmıştır107. Bu kısımda
belirtildiği gibi, 1950-1960 yılları arasındaki Demokrat Parti iktidarı döneminde, ülke
genelinde olduğu gibi Kocaeli-Sakarya bölgesinde de çok sayıda mülki idari
düzenlemeler yapılmıştır. Köylerin birleştirilmesi, nahiyelerin sınırlarının yeniden
belirlenmesi, yeni mahallelerin ve ilçe teşkilatlarının kurulması bu düzenlemeler
arasındadır. Artan ihtiyaca ve büyüyen nüfusa bağlı olarak, yerel yönetimlerin devlet
hizmetlerini en kolay ve etkili şekilde sunacakları düzenlemeler yapılırken, bölgelerin
sorunları ve eksikliklerinin giderilmesi adına da faydalı bir yapılanma oluşturulmuştur.
Bu değişiklikler arasında en önemlisi, şüphesiz Sakarya’nın il yapılmasıdır. Bölge
halkının uzun yıllar devam eden yoğun isteği ve bürokratik girişimlerinin sonucunda,
Sakarya siyasi ve hukuki olarak müstakil bir idari birime dönüşmüştür. 1954 yılından
1960 yıllarının sonlarına kadar, çevre illerden ve özellikle Kocaeli’nden Sakarya’ya arazi
bağlama ve sınırlarının yeniden belirlenmesi çalışmaları devam etmiştir.
1960-1965 yılları arasında askeri müdahale sonrası hükümet değişikliği ile bölgeye
atanan askeri-mülki idareciler döneminde, Sakarya’ya ait köylerin ve mahallelerin,
105 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/273.32.18. 106 Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 891. 107 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/280.5.23.
38
derelerin bazılarında isim değişikliği yapılmış, sınır belirleme çalışmaları devam etmiş,
yeni belediyeler teşkil edilmiştir108.
12 Temmuz 1960 tarihli kararla, Bolu ili Göynük kazası merkez nahiyesine bağlı olan
Ekinciler, Hacımahmut, Kaşıkçı Şıhları, Kılavuzlar ve Müstek köyleri ile; Sakarya’nın
Akyazı kazası Merkez nahiyesine bağlı Boztepe, Hanyatak köyleri bölgesindeki iki
vilayet arası sınır, Kapıağzı namıyla bilinen Kapı Mevki Tepesi’nden başlayarak kuzey
batı yönünde doğru Bataklık Tepesi zirvesi ve buradan batıya doğru yönelen bir hatla
Ziyaret Tepesi zirvesi ve oradan Müstanlar’ın Yaylalığı ile Koyun Yolu hattı olacak
şekilde belirlenmiş ve değişmiştir109.
Farklı kazalara bağlı köyler arasında sınır ihtilafları çıktığından, 12 Ağustos 1961
tarihindeki Dahiliye Vekaleti’nin 518 nolu kararı ve Cumhurbaşkanlığı onayıyla, Sakarya
Vilâyeti Merkez kazası Merkez nahiyesine bağlı olan Kayalar-Mehmudiye köyü ile
Akyazı kazası Karapürçek nahiyesine bağlı Kanlıçay köyü bölgesindeki iki kaza arası
sınır belirlenmiştir. Buna göre; Olukpınar mevkiinden aşağıya doğru inen Uluyol
üzerindeki Hayvan Yatağından başlayıp, Eskikale namı ile anılan iki tepe ortasındaki
İnceboyun noktasından geçen ve Selvi Deresi başlangıcında son bulan hat, yeni sınır
olarak belirlenmiştir110. Sakarya’nın Geyve ilçesi merkez bucağına bağlı Düz Akçaşehir
köyü ile, aynı ilçenin Pamukova bucağına bağlı Bayır Akçaşehir köyü bölgesindeki iki
bucak arası sınır yeniden tespit edilerek, Alifuatpaşa-Turgutlu yolu üzerinden
kuzeybatıya doğru devam eden hattın Zeytin Bayırı hattından devamla, Taşlıdoruk
(Tepecik) Tepesinin üzerinden 71 numaralı elektrik direği ve oradan Konik Tepeye ve
Koca Orman tepesi hattı civarından güneye doğru aynı dereyi takiben Koyun Yatağı
mevkii doğuda kalacak şekilde Kaplan Deresini takiben Oruç köyü hududuna çekilen hat,
İçişleri Bakanlığı’nın 9 Ocak 1962 tarihli 809 sayılı kararı ile belirlenmiştir111.
Kocaeli’nin Kaynarca kazasının Merkez nahiyesine bağlı Beşdeğirmen köyünün, bağlı
bulunduğu kaza merkezine 15 km., Adapazarı’na ise 8 km. mesafede olduğu, halkın tüm
alışveriş ve ihtiyacını Adapazarı’ndan karşıladığı, gerek mesafe gerekse yolların arızalı
108 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/369.45.15. 1960’ların sonuna kadar, 5442 Sayılı kanunun 2. Maddesine bağlı
olarak, Türkçe olmayan tabii ve önemli mevki yer adlarının değiştirilmesi çalışmaları 1960’larda da devam
etmiş olup, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in onayıyla, Sakarya’da birçok yer adı yeniden düzenlenmiştir. 109 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/283.17.12. 110 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/286.20.18. 111 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/289.1.13.
39
olması sebebiyle zorluk yaşandığının Sakarya İl İdari Heyeti’nce tespit edilmesi üzerine,
konu sunulmuştur. 9 Ocak 1961 tarihinde, Cumhurbaşkanı Orgeneral Cemal Gürsel’in
onayı ile, Beşdeğirmen köyünün kendisine daha yakın mesafede olan Sakarya ili Merkez
kazasının Merkez nahiyesine bağlanmasına karar verilmiştir112.
Nüfusu 5000 civarında, Sakarya’nın Merkez ilçesine bağlı olan Erenler köyü, Danıştay
Genel Kurulu’nca verilen 20 Nisan 1963 tarihli karar üzerine belediyelik olmaya uygun
görülmüş ve Erenlerde belediye teşkilatı kurulmuştur113.
İller İdaresi Genel Müdürlüğünce Sakarya’nın Merkez ilçesi Söğütlü bucağına bağlı olan
Koyunağılı köyü ile, Karasu ilçesi Merkez bucağına bağlı Adatepe köyü bölgesindeki iki
ilçe arası sınırın tespiti sağlanmış, hazırlanan kroki ile sınır ihtilafı çözülmüş, 22 Haziran
1965’te 3333 Sayılı kararla Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanmıştır
Kaynarca, mesafe olarak Adapazarı’na yakın olmasına rağmen bu dönemde Kocaeli’ne
bağlı bulunmaktadır, bu sebeple Kaynarca halkı uzun süreler Kocaeli valiliği nezdinde
Adapazarı’na bağlanma konusunda girişimlerde bulunmuştur. TBMM’nde oluşturulan
Kaynarca ilçesinin Sakarya’ya bağlanmasına dair kanun tasarısı, 20 Ocak 1966 tarihinde
kabul edilmiştir. 27 Ocak 1966 tarihinde resmen yürürlüğe giren Kaynarca ilçesinin o
dönemdeki nüfusu 16.745 olarak tespit edilmiş ve bu kanun itibariyle Sakarya’nın yedinci
ilçesi resmen şekillenmiştir 114.
1.1.3. Vilayet Teşkilatı
Vilâyet, 1864 yılında Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi ile tanımlanan birinci dereceden bir
yönetim birimidir. 19 ve 20. yüzyıllarda önce Osmanlı Devleti, ardından Demokrat Parti
iktidarı sonu yani 1960 yılına kadar kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde, bir valinin yönetimi
altındaki birimi ifade etmektedir. Türkiye’de günümüz mülki yönetim sisteminde il
anlamında kullanılmaktadır.
112 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/284.2.1. 113 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/297.12.1. 114 Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 892-895.
40
1.1.3.1. Valiler
Vilayet yönetiminin en üst makamı olan Valilik makamı Kocaeli’nde mevcut olmakla
birlikte, Cumhuriyet döneminde 1954 yılına kadar Adapazarı’nda en üst yerel makam
olarak kaymakamlar görev yapmıştır.
Demokrat Parti döneminin başında, Kocaeli’nde valilik yapan Burhanettin Teker 17
Nisan 1951 tarihinde, emekliye sevk edilmiş115 ve yerine 18 Nisan 1951’de Ethem Necip
Yetkiner atanmıştır. Demokrat Parti döneminin başlangıcında Kocaeli’ne bağlı olan
Adapazarı’nın kaymakamı Selim İmece’dir. Kendisi 1951 yılına kadar kaymakam olarak
devam etmiş, 1951’den sonra Atıf Tahıl Adapazarı kaymakamlığına atanmıştır. Atıf Tahıl
1954’deki yeni idari düzenlemeden önceki son Adapazarı kaymakamı sıfatını
taşımaktadır. 20 Şubat 1954 tarihine kadar Kocaeli’nde görev yapan Vali Yetkiner’in
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne tayin edilmesinden sonra yerine, 4 Mart 1954’de Uşak
Valisi Cemal Babaç Kocaeli Valiliği’ne atanmıştır. Kendisi 1956 yılına kadar görev
yapmış116, Sakarya’nın il olması ve Kocaeli’nden ayrılması hadisesi onun döneminde
gerçekleşmiştir.
1 Aralık 1954 tarihinden itibaren Kocaeli’nden ayrılarak müstakilen kurulan Sakarya
ilinin resmen işlemeye başlamasıyla, ilin mülki kadrosunun oluşturulması ve göreve
başlaması sağlanmıştır. Nazım Üner şehrin ilk valisi olmuştur. Sakarya’da yeni bir valilik
konağı yapılıncaya kadar, belediye ile aynı binada hizmet verecek olan valilik
makamının, yoğunluktan doğan çalışma şartlarının elverişsizliği sebebiyle, bir süre
Ankara Caddesi üzerinde bulunan Hakkı Taşöz’e ait binaya kiracı olarak taşınmasına
karar verilmiştir. Valiliğin boşalttığı kısma ise İl Özel İdaresi yerleştirilmiştir117.
1954 yılından itibaren Sakarya’da görev yapan valilerin dönemleri ve özgeçmişleri şu
şekildedir;
Mehmet Nazım Üner; 01.12.1954-27.05.1960 tarihleri arasında görev yapmıştır.
Sakarya’nın ilk valisidir. İşadamıdır. Özgeçmişi hakkında ayrıntılı malumat veren bir
115 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./125.30.12. 116 http://www.kocaeli.gov.tr/gorev-yapmis-valiler (Erişim Tarihi: 07.02.2017). 117 Demokrat Sakarya, 29 Mart 1955, Sayı: 245; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),
s. 138.
41
kaynaktan yoksunuz.118 Kendisi 1954 yılında Rize valiliği görevinde bulunmaktayken, 1
Aralık 1954 tarihi itibariyle Sakarya’da göreve başlamıştır. Ali Münip İlban da valiliği
süresince kendisinin yardımcısı olarak görev yapmıştır119. 27 Mayıs 1960 Askeri
müdahalesi gerçekleşinceye kadar görevine devam eden Üner, 1954 yılında kurulan
Sakarya’nın ele aldığımız dönem zarfında ilk ve en uzun süreli valisi olmuştur. Kendisi,
bölge halkı tarafından sevgi ve takdirle anılan, Adapazarı’nın şehirleşmesine emek
vererek katkıda bulunan bir isimdir. Başarılı çalışmalar yürüten Üner, Sakarya halkının
unutamayacağı sima olarak şehir hafızasında yerini alacaktır.
Askeri müdahale sonrası, Vali Nazım Üner’in yerine atanan askeri vali Tümgeneral Mete
Yurdakul olup, bu sırada Belediye Başkanlığı’nı Tabip Yarbay Cevat Özsunay
devralmıştır120. Kısa süre sonra yerine getirilen sivil Vali Eşref Erkut’a görevini
devretmiştir.
Ali Eşref Erkut; 15.06.1960-19.08.1960 tarihleri arasında görev yapmıştır. 1906 Edirne
doğumludur. 1930 yılında Siyasal Bilgiler Okulundan mezun olmuştur. Heybeliada ve
Beylerbeyi nahiye müdürlüğü, Çivril, Muradiye kaymakamlıkları, Siirt Mektupçuluğu,
Bafra, Malkara, Adalar, Ödemiş kaymakamlıkları yaptı. 1949 ile 1950 yılları arasında
Mersin, 1950 ile 1951 yılları arasında Burdur, 1951 ile 1953 yılları arasında Çorum 1953
ile 1955 arası Ankara'da merkez 1955 ile 1958 arası Siirt, 1958 ile 1960 arası Giresun ve
1960 yılında Sakarya valilikleri yapmıştır. Sakarya valiliği sırasında aynı zamanda
belediye başkanlığı da yapmıştır. 1960 yılında Danıştay'ın yeniden teşkilatlanmasında
Danıştay üyesi olmuş, 1971 yılında yaşı dolayısıyla emekliye ayrılmıştır. 20 Ağustos
1983 tarihinde vefat etmiştir121.
Erkut, Sakarya’da göreve başladığı günlerde, basına verdiği ilk beyanatında, Sakarya
halkının kendisine yaklaşımını belirleyecek olan: “İyi işlerimizi iyi, bozuk işlerimizi
bozuk olarak tarafımıza bildirmenizi rica ederim” ifadelerini kullanmıştır122. Bakanlar
Kurulu’nca alınan karar gereği, özellikle askeri müdahaleden sonra tüm illerde Valiler,
Belediye Başkanlıklarını da üzerlerine almışlardır. Bu sebeple kendisi aynı zamanda
118 www.sakaryarehberim.com/1083 (Erişim Tarihi 19.12.2014). 119 Sakarya Postası, 26 Kasım 1954, Sayı: 144; 2 Aralık 1954, Sayı: 148. 120 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669. 121 https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/E%C5%9Fref_Erkut (Erişim Tarihi: 30.12.2019); Sakarya, 10
Haziran 1960, sayı: 313; Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Haziran 1960, Sayı: 2676. 122 Sakarya, 24 Haziran 1960, Sayı: 325.
42
Sakarya’da Belediye Meclisi’nin de başında yer almıştır123. Vali yardımcılığı görevinde
ise, üç yıldan fazladır hizmet veren, Sakarya halkı tarafından sevilen Mahmut Kemal
Gürlük bulunmakta idi. Ancak kendisi Temmuz 1960 itibariyle İzmir’e vali yardımcısı
olarak nakledilmiştir. Aynı gün yerine Namık Kemal Gürsel tayin edilmiştir. 18 Ağustos
1960 tarihli kararla, Ali Eşref Erkut’un da merkeze alınmasından sonra yerine tekrar bir
askeri vali atandığı duyurulmuştur. Bu isim Sedat Kirtetepe’dir124.
Sedat Kirtetepe; 19.08.1960-16.10.1962 tarihleri arasında Sakarya’da görev yapmıştır.
Askeri yönetim kadrosundan olup, Kurmay Albay rütbesine sahiptir. Sakarya’nın 4.
valisidir. 2 yıl 1 ay 27 gün Sakarya valiliği ve Adapazarı Belediye Başkanlığı’nı bir arada
yürütmüştür125. Kirtetepe, göreve başladığında ilçelere ziyaretler düzenlemiş ve eski
valinin dileğini tekrarlayarak, her türlü konuda kendisine başvurulmasını istemiştir. Bu
dönemde, Milli Koruma Kanunu başta olmak üzere, yönetimin aldığı tüm kararların
uygulanmasında Sakarya’da titizlikle çalışmalar yürüttüğünü görmek mümkündür.
Basında çıkan haberleri yakından incelemek için şehir gazetelerini dolaşan vali, yerel
basınla ilgili bazı kararlar alınmasında ve özellikle ülke genelindeki basın sansürünün
uygulanması konusunda girişimlerde bulunmuştur126. 3 Şubat 1961 tarihli kararla, Mardin
Valiliği’ne tayin edilen Sedat Kirtetepe’nin yerine kısa bir süre Mardin Valisi Enver
Kuray getirilmiştir127. Kirtetepe’nin Sakarya’da iz bırakan isimlerden biri olduğunu
belirtmelidir.
Sivil ve askeri unvanlara sahip bu isimler, belirtilen tarihlerde, Sakarya’da valilik ve bazı
dönemlerde Belediye Başkanlığı makamında hizmet veren, şehrin kuruluş ve gelişiminde
her alanda aktif çalışmalar yürüten ve dönemin en üst düzey idari ve siyasi temsilcileri
olarak Sakarya’da iz bırakan şahsiyetler olmuştur.
1.1.3.2. İl Özel İdare Müdürlüğü
Vilâyetlerin en büyük mülkî teşkilatından biri olan İl Özel İdareleri, genel idare, vilâyet
ve belediyelere ait 1580 Sayılı Belediye Kanunu ile oluşturularak buna göre yönetilir. İl
123 Sakarya, 6 Temmuz 1960, Sayı: 335. 124 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1819; Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ağustos 1960,
Sayı: 2737. 125 www.sakaryayenigun.com. (Erişim tarihi: 24.12.2014). 126 Sakarya, 20 Ağustos 1960, Sayı: 374; 22 Ağustos 1960, Sayı: 375 127 Resmi Gazete, 21 Şubat 1961, Sayı: 10739, s: 3395.
43
özel idarelerinin temel organları vali, il genel meclisi üyeleri ve il daimi komisyonu
üçlüsünden meydana gelmektedir. Kocaeli İl Özel İdare Örgütü, 1954 yılına kadar
Adapazarı’nı da kapsamaktadır. Buna göre, özel idare müdürü, müdür yardımcısı, şef,
ilçe özel idare memurları ve müstahdemlerinden teşekkül etmiştir128.
1954 yılında Adapazarı, Karasu, Akyazı, Hendek ve Geyve ilçelerinin Sakarya’ya
bağlanması sonucunda, 1947 yılında 195 çalışanı bulunan İl Özel idaresi, 1960 sonunda
100 kişiye gerilemiştir. Ayrıca, Kocaeli İl Özel İdaresi gelir kaynaklarının büyük bir
kısmı, arazi ve binaların vergi gelirleri il özel idaresinden alınarak Maliye Bakanlığı’na
devredilmiş, alınan memur kadrolarının da Maliye Bakanlığı’na aktarılması bu düşüşü
açıklamaktadır. İncelediğimiz dönem olan 1950’lerin başında, Kocaeli İl Özel İdare
Müdürlüğü’nün çalışmaları içermektedir, Kocaeli’ne dair hizmet ve varlık bilgileri göre
şu şekildedir;
“1. Köy yollarının yapılması, içme suyu ve elektrik hizmetlerinin yürütülmesi.
Bu çalışmalar belediye ile ortak olarak gerçekleştirilmekteydi. 2. Kocaeli İl
Özel İdaresi hizmet binaları ve memur lojmanları 3. İzmit’teki iki katlı memur
lojmanları 4. YSE Müdürlüğü hizmet binaları, kantin, garaj ve atölyeler 5.
Yetiştirme Yurdu hizmet binaları 6. Belediye sınırları içindeki aygır depoları
ve seyis lojman binaları 7. Belediye sınırları içindeki tavukçuluk ünitesi
binaları 8. İlçe Özel İdare Memurluk lojmanları. Kocaeli İl Özel İdaresi’nin
gelir getiren bazı taşınmazları bulunmaktadır. Bu taşınmazlar şunlardan
oluşmaktaydı:
1. İstanbul’daki yükseköğrenim yurdu altındaki 6 katlı dükkân ile bir
kafeterya
2. Kandıra’da Türkiye Halk Bankası’nın icarında bulunan bina
3. Kandıra’da Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi
Bunlardan başka Kocaeli İl Özel İdaresi’nin sosyal alandaki hizmetleri genel
olarak şunları kapsamaktaydı;
128 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Yayınlandığı gazete; Resmi Gazete, 14/4/1930 Sayı :1471.
44
1. Kooperatifçilik hizmetleri
2. El sanatları faaliyetleri hizmetleri
3. Orman köylülerini kalkındırmaya yönelik hizmetler
4. Toplum kalkınması hizmetleri”129.
Adapazarı’nın 1 Aralık 1954 tarihinde Sakarya iline bağlanmasından sonra, bu hizmetlere
ayrılan kadrosu ve hizmet kalemleri kendi bünyesinde oluşturulmuştur. Yeni kurulan ilin
ihtiyaçları çok olduğundan, bu hizmet kalemlerinin çalışmalarını aynı etkinlikte devam
ettirmek muhtemelen zorlayıcı olmuştur. Gelir getiren taşınmazlardan Sakarya sınırlarına
düşenler çok fazla sayılmadığından, çalışmalarını yürütmede en önemli gelir kaleminin
vergiler olduğu anlaşılmaktadır. Sakarya İl Özel İdaresi, 1954 yılında Kocaeli’nden
395.882,86 Türk lirası haliye, 137.482,45 Türk lirası sabıka vergileri devralmıştır130.
1954-1960 arasında Sakarya İl Özel İdaresi’nin taşınmaz, arazi ve diğer kalemlerden elde
ettiği gelir nüfusa ve şehirleşmesine bağlı olarak giderek artış göstermiştir.
1.1.3.3. Kaymakamlar
Adapazarı Kocaeli’nden idari olarak ayrılmadan önce, Adapazarı ve sonradan Sakarya’ya
dahil olan tüm ilçelerde kaymakamlık makamı bulunmakta idi. Ele alınan 1950-1960
döneminde Adapazarı’nda kaymakamlık görevini yürüten kişiler şu şekilde sıralanabilir;
Adapazarı Kaymakamlığı’nı; 1949-1951 yılları arasında Selim İmece yürütmüştür. 1949
yılındaki Adapazarı Kaymakamı Fazıl Kaftanoğlu Beşiktaş Kaymakamlığı’na atanınca
görevi devralan131 Selim İmece’nin Yalova Kaymakamlığı’na atanmasından sonra, yerine
25 Ağustos 1951 tarihinde Lütfü Kayagün gelmiştir. 1953 yılına kadar görevine devam
eden Kayagün, Beykoz Kaymakamlığı’na atanmış ve yerine Mustafa Kemal Paşa
Kaymakamı Atıf Tahıltayin edilmiştir132. Atıf Tahıl Sakarya’nın vilayet olmasından
sonra, halkın yoğun isteğine rağmen görevinde kalamamış, memuriyet değişikliği ile
129 Kocaeli İl Özel İdaresi hakkında yapılan en ayrıntılı çalışmadaki veriler aynen kullanılmıştır. Tunç,
Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 61-62. 130 Haliye ve sabıka vergileri ile ifade edilen, o yıl itibariyle mevcut olan vergi kalemleri ile eski dönemden
kalan vergi gelirleridir. Yeni Ada Postası, 10 Aralık 1955, Sayı: 1095. 131 Ada Postası, 18 Temmuz 1949, Sayı: 156; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 57, 71. 132 Resmi Gazete, 25 Ağustos 1951, Sayı:7894, s. 1866; Resmi Gazete, 10 Ağustos 1951, Sayı: 8480, s.
6927; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 105.
45
İçişleri Bakanlığı tarafından, 23 Eylül 1954 tarihindeki kararla 3. sınıf mülkiye
müfettişliği kadrosu ile tayin olmuştur133. Atıf Tahıl, yerini vekaleten atanan Kocaeli
Hukuk İşleri Müdürü Münip İlban’a bırakarak yeni görev yeri olan İstanbul’a gitmek
üzere Sakarya’dan ayrılmıştır. Sakarya Vilâyeti’nin işlemeye başlamasından sonra,
Münip İlban kısa bir süre vali vekilliğini de sürdürmüştü134. Kendisi, Adapazarı’nın,
Sakarya ilinin teşkilinden önceki son kaymakamı olmuştur. 27 Mayıs askeri
müdahalesinden sonra Adapazarı’na Askerlik Şubesi Başkanı Albay Ethem Süer
getirilmiş olup, bu tarihte diğer ilçelerde de askeri unvanlı kaymakamlar görev yapmaya
başlamıştır.135 Yine 1960 yılında Sakarya kaymakamlığında görev alan bir isim İhsan
Atakan’dır. Kendisi Temmuz 1960’da Karamürsel’e nakledilmiştir.136
1950-1960 döneminde İçişleri Bakanlığı tarafından Adapazarı-Sakarya’ya bağlı diğer
ilçelere atanan ve görev yapan kaymakamlardan isimleri tespit edilenler sırasıyla aşağıda
belirtilmiştir137.
Karasu : Tayyar Toprak, Rebii Başol, Reşit Ertüzün, Mümin Özışık, Hüsmen Erdoğan,
Hikmet Onaydar, Necdet Kambur, Yüzbaşı Hüseyin Erdal, Binbaşı Nihat Başatlı138
Hendek: Hadi Öğet (Sağanak), Şahap Fındıkoğlu, Nazım Arda, Nazım Peştemalci, İrfan
İplikçi, Albay Ali Kıratlı139
Akyazı : Mehmet Ali Ulusal, Necdet Kambur, İrfan İplikçi, Recep Zorbanlı, Cezmi
Kartay, Rauf Öktem, , Fikri Gökçeer140
133 BCA, No: 030.11.1-247.30.11; Resmi Gazete, 1 Ekim 1954, Sayı: 8817, s: 10394. 134 Demokrat Sakarya, 2 Ekim 1954, Sayı: 90; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.
125. 135 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669; 31 Mayıs 1961, Sayı: 2670. 136 Sakarya, 9 Temmuz 1960, Sayı: 338. 137 Ada Postası, 19 Mayıs 1950, Sayı: 227; Ada Postası, 25 Temmuz 1950, Sayı: 244, Ada Postası, 1
Ağustos 1950, Sayı: 246, Demokrat Sakarya, 15 Mart 1956, Sayı: 539, Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı:
1162; Sakarya, 28 Ekim 1960, Sayı: 432; Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Haziran 1960, Sayı: 2674; Sakarya,
18 Ekim 1960, Sayı: 423; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 74, 97-98, 116-117,
212, 216. 138 Resmi Gazete, 7 Ekim 1954, Sayı: 8818, s:10401; 13 Mayıs 1955, Sayı: 9005, s: 11849; 23 Kasım 1956,
Sayı: 9465, s: 15913; 2 Ekim 1957, Sayı: 9721, s: 17937; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 139 Resmi Gazete, 23 Kasım 1956, Sayı: 9465, s: 15913; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 140 Resmi Gazete, 8 Şubat 1955, Sayı: 8925, s: 11012; 23 Kasım 1956, Sayı: 9465; 2 Ekim 1957, Sayı:
9721, s: 17937; 21 Şubat 1958, Sayı: 9840, s: 18679; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821.
46
Geyve: Namık Sezgin, Azmi Berker, Mehmet Ali Ulusal, Hamdi Ergün, M. Şefik
Cambazoğlu, İsmail Bir, Ahmet Celal Balkanlı, Albay Şahin Şirin141
Sapanca: Fuat Eren, İsmail Bir, İhsan Atakan, Albay Ethem Süer142
Kaynarca: Rasim Gezmiş, Mehmet Coşkun143
Adapazarı-Sakarya kaymakamlıklarında görev alan şahsiyetlerin farklı ilçelere
atandıkları bir kısmının da farklı memuriyetlere nakledildikleri görülmektedir.
1.1.3.4 Valiliğe Bağlı Diğer Kurumlar
Kocaeli Valiliği ve 1954 sonrasında Sakarya Valiliği bünyesinde İl Özel İdare Müdürlüğü
dışında mevcut olan diğer kurumlar maddeler şeklinde sıralanmıştır. Bu birimlere ve
çalışmalarına, ele alınan konular çerçevesinde yer yer değinilecektir.
“- Vali Muavinleri
- Hukuk İşleri Müdürlüğü
- Adapazarı Kaymakamlığı
- Akyazı Kaymakamlığı
- Geyve Kaymakamlığı
- Hendek Kaymakamlığı
- Karasu Kaymakamlığı
- İl Maiyet Memurlukları
- Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Amirlikleri
- İl Jandarma Alay Komutanlığı
141 Resmi Gazete, 8 Şubat 1955, Sayı: 8925, s: 11012; 23 Kasım 1956, Sayı: 9465, s: 15913; 27 Temmuz
1960, Sayı: 10562, s: 1821; 7 Nisan 1959, Sayı: 10179, s: 71409. 142 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 143 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. Kaynarca bu dönemde Kocaeli’ne bağlıdır. 1
Nisan 1959'da 7033 sayılı kanunla “Kaynarca” adı ile İlçe olmuş ve 1960 ‘da belediye teşkilatı kurulmuştur.
21 Ocak 1966 tarih ve 714 sayılı kanunla da Sakarya İline bağlanmıştır.
http://www.sakaryarehberim.com/sehir-rehberi/sakaryanin-ilceleri/kaynarca/35 (Erişim Tarihi: 06.10.
2017).
47
- Defterdarlık
- Milli Eğitim Müdürlüğü
- Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü
- Bayındırlık Müdürlüğü
- Teknik Ziraat Müdürlüğü
- Veteriner Müdürlüğü
- Sıtma Endeksiyon Bölge Başkanlığı
- İl Savunma Sekreterliği
- Bölge Çalışma Müdürlüğü
- Devlet Orman İşletme Müdürlüğü
- İl Müftülüğü
- Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü
- YSE Müdürlüğü
- Nüfus Müdürlüğü
- Zirai Mücadele Müdürlüğü
- Tapu Sicil Muhafızlığı
-Bölge Çalışma Müdürlüğü
- Sümerbank Satış Mağazaları Müdürlüğü” 144.
144 Kocaelinde mevcut olup Sakarya’ya devredilen veya yeniden kurulan bağlı birimlerin isimleri Avcı,
Cumhuriyet Döneminde İzmit (1923-1973) isimli çalışmadan naklen, Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde
Kocaeli 1950-1960, s.69, Demokrat Sakarya, 26 Aralık 1954, Sayı: 163; Demokrat Sakarya, 26 Aralık
1954, Sayı: 163; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 131-133;
48
1.1.4. Tapu Kadastro Çalışmaları
Tapu ve kadastro çalışmaları, 1934 yılında yürürlüğe giren 2644 sayılı Tapu Kanunu145
hükümleri çerçevesinde, tapu ve kadastro olarak iki koldan taşınmaz mallarla ilgili her
türlü düzenleme ve tescil işlerinin yürütüldüğü, bunların mevzuata uygun olarak takibini
ve korunmasını sağlayan çalışmalardır. Bu çalışmaların büyük bölümü, tapu sicil
kayıtlarında yani bir toprak parçasında mülk ve kullanım hakkının kime ait olduğunu
belirleyen resmi kayıtlarda, mevcut olan taşınmaz mallarla ilgili yapılan tüm
değişiklikleri tespit ederek kaydetme işlerini içermektedir146.
Gerek kentlerde ve gerekse köylerde 1950 yılına kadar uygulama alanı gören 2613 ve
2644 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile; ülkenin kadastrolama sorununun
istenilen hızda çözülemeyeceği düşünülerek, kentlerin belediye sınırları dışında kalan
taşınmazların kadastrolanması için 1950 yılında 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe
girmiştir. Böylece, 2613 Sayılı Kanun, 1950 yılından 3402 sayılı Kadastro Kanunun
yürürlüğe girdiği 10 Ekim 1987 tarihine kadar sadece il ve ilçelerin merkez belediye
sınırları içinde kalan taşınmazların kadastrolanmasında uygulanmıştır147.
1950-1960 Demokrat Parti iktidarı döneminde arazi kadastro çalışmaları hız kazanmış,
Cumhuriyet döneminin başlarından beri, halihazırda tapulama çalışması yapılamayan
toprakların ve mülklerin bu dönemde tapu altına alındığı anlaşılmaktadır. Tüm arazilerin
tapu kayıtlarının belirlenmesi ile kişiler arasında çıkan sınır anlaşmazlıklarının
giderilmesi amaçlanmış, idari yapılanma sürecinde bu konuya önem verilmiştir. Ayrıca,
145 Tapu Kanunu Kanun Numarası : 2644 Kabul Tarihi : 22/12/1934
Yayımlandığı Gazete: Resmi Gazete : Tarih : 29/12/1934 Sayı : 2892
Yayımlandığı Düstur Tertip 3, c. 16, s. 312.
“Madde 1- Gayrimenkullerin tescilinde o gayrimenkul Devlete ait ise bulunduğu yerdeki en büyük mal
memuru, hususi idareye ait ise vali, evkafa ait ise evkaf müdürü veya memuru, belediyeye ait ise belediye
reisi, köye ait ise muhtar ve mahsus kanunla teşekkül etmiş diğer hükmi şahıslara ait ise bunların kanuni
mümessilleri salahiyetlidirler. Bu mümessillerin salahiyetlerini kullanma şeklini gösteren kanunlar hükmü
yerinde durmaktadır. Madde 2- Hükmi şahısların tapu işlerinde merkez veya şubelerinin bulundukları yerin
en büyük mülkiye amirinden nizamnamelerine göre gayrimenkul tasarrufuna izinli olduklarına ve tescil
işini yapacak mümessilin salahiyetine dair alınacak belgenin verilmesi mecburidir. Ticaret Şirketleri bu
belgeyi ticaret sicil memurundan alırlar. Madde 3-Mevcudiyetleri Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince
tanınmış olan yabancılara ait dini, ilmi, hayri müesseselerin fermanlara ve Hükümet kararlarına müsteniden
sahiplendikleri gayrimenkuller bu belgelerin sınırları dışına çıkmamak ve Hükümetin izni alınmak şartile
müesseselerin hükmi şahsiyetleri namına tescil olunabilir. Madde 4- Madenlerin tesciline ait muamelelerde
mahsus kanun ve nizamlarına göre verilecek belgelerin İktisat Vekaletince tasdik edilmiş olması şarttır”. 146 http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.2644.pdf, Erişim Tarihi: 08.09. 2016. 147KemalettinToker,“KadastroMevzuatı”https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/icerik/ekleri/kadastro
_mevzuati_ders_notu_2016.pdf. Erişim Tarihi: 10.10.2016.
49
Kocaeli vilâyetinin sınırları dışında kalan köy, nahiye, mahalle gibi idari birimlerdeki
araziler ve taşınmaz mallarının da 5602 sayılı Tapu Kanunu148 çerçevesinde resmen
tapulanmasına dair karar uygulanmıştır. Sakarya’da imar çalışmaları devam ederken,
bataklıklar ve atıl bölgelerden kazanılan tarlaların tapulanarak arsa şeklinde ihtiyacı olan
ailelerin tasarrufuna sunulduğunu görmek mümkündür. Bataklıkların kurutulması ve
kazanılan araziler hakkında detaylı bilgiye belediye çalışmaları kısmında değinilmiştir.
Sakarya’da Toprak İskan Müdürlüğü bünyesinde arazi ve kadastro işlerini yürüten
birimler ve bu dönemde yapmış oldukları çalışmalar şöyle sıralanabilir:
“-1955 yılında Arazi Kadastro Müdürlüğü oluşturulması ile, kadastro
müdürlüğü ekipleri tarafından 1957 yılı içerisinde Sakarya Vilâyeti genelinde
16.608 parsele tekabül eden 82.310 dekar arazinin kadastrosu yapılarak
tapuya devredilmiştir. 1958 yılında programa alınan 18 köyden 7 ‘sinin, 1959
yılında ise 5 köyün daha kadastrosu ikmal edilerek tapuya devredilmiştir.
-1954 yılında kurulan Şehir Kadastrosu Müdürlüğü 1957 yılı sonuna kadar
iki mahallede toplam 8864 parsel gayrimenkulün kadastrosunu ikmal ederek,
sahiplerine çaplı tasarruf belgelerini vermiştir.
-1955 Nisan ayında kurulan Toprak Tevzi Komisyonu tarafından çiftçiyi
topraklandırma faaliyetleri kapsamında, 1957 yılı sonuna kadar 26 köyde
2385 çiftçi ailesine 24316 dekar arazi tevzi edilmiş, 5 köye toplam 3577 dekar
mera tahsis edilmiştir. 1958 yılı içerisinde, Merkez kazanın 4 köyünde 522
çiftçi ailesine 3600 dönüm arazinin kazandırılması sağlanmıştır”149.
Tapulama işlemlerinin yapılabilmesi için Adapazarı Merkez ve diğer ilçelerinde büyük
çaplı ve detaylı haritalama çalışması yapılmıştır. 1950-1965 yılları arasında harita
hizmetleri büyük oranda tamamlanmıştır. Örneğin Adapazarı Merkez ilçesinde, 1955
yılında tamamlanan haritalama çalışmasına göre, 662 hektar meskun, 2.128 hektar
gayrimeskun yani imar dışı arazi olmak üzere, toplam 2.790 hektarlık bir arazinin haritası
148 5602 Sayılı Tapu Kanunu; Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8585, s.7758. 149 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul, Sulhi Garan Matbaası, 1958,
s. 168-171.
50
çıkarılmıştır150. Bu çalışmalar şüphesiz Sakarya’nın toprak iskan, arazi ve tapu sicil
işlerinin hızlı ve kesin bir şekilde yürütülmesini sağlamıştır.
1.2. Demografik Yapı
Nüfus kelimesi, çoğunlukla insan sayısını belirleyen bir kavram olarak kullanılır ve bir
ülkede, belirli bir bölgede, aynı zamanda yaşayanların oluşturduğu toplam sayıyı ifade
eder. Yani nüfus; belirli bir zamanda, sınırları tanımlı bir bölgede yaşamakta olan insan
sayısıdır. Nüfus, sayımlar yoluyla belirlenir. Türkiye’de nüfus sayımları, Cumhuriyet
tarihinde 5 yılda bir yapılarak, ülke geneli ve iller, ilçeler, köyler bazında önemli istatistik
verileri tespit edilmesine imkân verir. Bu istatistikler arasında doğum, ölüm kayıtları,
buna bağlı olarak nüfus artış hızı, bölgelerin yüzölçümleri, kilometrekareye düşen kişi
sayısı ve nüfus yoğunluğu, göçler ve göçmen nüfusu verileri, nüfusun cinsiyet durumu,
yaş grupları, iş gücü potansiyeli, dil grupları ve eğitim durumları gibi önemli sosyal
ekonomik veriler bulunmaktadır151. Yıllar içerisinde sürekli yenilenme içerisinde bulunan
bu oranları en net şekilde gördüğümüz resmi nüfus sayımı kayıtları, şehir tarihi
araştırmalarında, bölgede zaman içerisindeki gelişmeyi ve değişimi ortaya koyma
konusunda başvurulan temel kaynaklardandır. Bu kısımda Adapazarı-Sakarya nüfus
verileri incelenmiştir.
1.2.1. DP Döneminden Önce Adapazarı’nın Nüfusu
XIX. yüzyılda İzmit Sancağı’na bağlı olan ve 1869 yılında belediye teşkilatı kurulan
Adapazarı’na ait ilk nüfus verileri bölgede seyahat eden yabancı gezginlere ve bazı
eserlere göre farklılık göstermektedir152. 1831 yılına ait erkeklerin sayıldığı Osmanlı’nın
ilk nüfus sayımı verilerine bakıldığında, Adapazarı, Sapanca, Geyve, Hendek, Akyazı,
Karasu kazaları da bu dönemde Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nin Kocaeli Sancağı’na
150 Ebubekir Sofuoğlu, “Adapazarında Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: 2005,
s. 1046. 151 B. Güvenç-F.C.Shorter, Türkiye Demografyası, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 1971, s. 22-
23. 152 Adapazarı’nın 19. yüzyıl nüfus verilerine ait bilgiler ve rakamlar birbirini tutmamaktadır. Vital Cuinet,
1894 yılında neşrettiği La Turquie d’Asie adlı eserinde Adapazarı’nı 24.150 nüfuslu bir şehir olarak
vermekte iken, Şemseddin Sami Kâmûsü’l-a’lâm’da 4000 nüfuslu bir kasaba olarak göstermektedir. 1892
yılında bölgede seyahat eden A. De Moustier’ye göre nüfus 10.000 iken, yirmi yıl kadar süre sonra bölgede
araştırma yapan Von Diest’e göre ise 15.000’dir. Bu farklar sebebiyle hiçbirinde resmi ittifak
bulunmamaktadır. (Metin Tuncel, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), I,
Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 1988, s. 354).
51
bağlı bulunmaktadır. Yapılan bu sayıma göre, Kocaeli Sancak merkezi İzmit’de 11.569
erkek yaşamaktadır. Adapazarı ile birlikte anılan Sapanca’da ise 9.611 erkek
sayılmıştır153. Osmanlı Devleti’nin yönetiminde Adapazarı’nın bağlı olduğu İzmit
Sancağı’nda, çeşitli bölgelerden göç eden guruplar ile, Müslümanlar haricinde çeşitli dini
gruplardan ve etnik kökenlerden kişilerin de yaşadığı görülmektedir154.
Osmanlı-Rus Savaşları sırasında ve sonrasında, özellikle Balkanlar ve Kafkasya’dan göç
edenlerin ülke nüfusuna etkisi görülmekte iken, 93 Harbi olarak bilinen 1877-78 savaşı
sonrasında, Çarlık Rusya tarafından sürgüne zorlanan Kırım ve Kafkasya’dan gelen
göçmenlerin (Abhazlar ve Çerkes kafileleri) yaklaşık 500.000 civarında olduğu tahmin
edilmektedir155. Bu süreçte en yoğun iskan edildikleri bölgelerden biri olan İzmit Sancağı
ve çevresinde de nüfus dinamiklerinde değişiklikler yaşanmaya başlamıştır. 1912-1913
Balkan Savaşlarından sonra da bölgeye göç hareketi devam etmiş, 1914 yılına kadarki
nüfus artışının önemli bir sebebini bu göçler oluşturmuştur.
Tablo 1: 1885-1914 Döneminde İzmit Sancağı Nüfusunun Etnik ve Dinsel Dağılımı
Topluluk Adı 1885 1914
Müslüman 113.117 226.859
Rum Ortodoks 23.718 40.048
Ermeni Gregoryen 37.220 55.403
Yahudi 169 428
Toplam 174.224 322.738
Kaynak: “Kocaeli” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. VII, İstanbul:
Anadolu Yayınları, 1983, s. 4999.
Verilerden de anlaşıldığı üzere, 1914 itibariyle, 325 bine yakın kişinin yaşadığı kişinin
yerleşik olduğu İzmit Sancağında, çoğunluğu oluşturan Müslümanların dışındaki
gayrimüslim tebaada, Ermeni ve Rumlar sayı bakımından ağırlıkta olmakla birlikte,
Yahudi ailelerin de varlığı bilinmektedir.
153 Kemal H. Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal Özellikleri, Çev. Bahar Tırnakçı,
İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003, s. 154; Resul Narin, XIX. Yüzyılda Adapazarı, Sakarya İl Kültür
ve Turizm Müdürlüğü Yayını, Sakarya: 2011, s. 48-49. 154 Nedim İpek, Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 1999, s. 199,
200; Tuncel, “İzmit” Maddesi, (DİA Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi), c. XXIII, Ankara: Türkiye
Diyanet Vakfı, 1999, s.540. 155 Ali Aktaş, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası: Kültürel Renkleri İle Sakarya (Sakarya’nın Toplumsal
ve Kültürel Yapısı), Adapazarı Merkez Belediyesi Yayınları, Sakarya: 2008, s. 72-73.
52
1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu’nun birçok bölgesinde yaşanan Rum ve Ermeni
azınlıkların zararlı faaliyetleri ve silahlı eylemleri, isyan faaliyetlerine kalkışmaları
dolayısıyla orduyu zor durumda bırakmaları gibi üzücü hadiseler, Kocaeli ve çevresinde
de gerçekleşmiştir. 1915 yılında uygulanan Tehcir Kanunu kapsamında, bu bölgede
bulunan bazı Ermeni ve Rum gruplarının da Suriye’nin Zor Sancağına gönderildikleri,
1918 yılından sonra geri gelmek isteyenlerin de tekrar bölgelerine yerleştirildikleri
bilinmektedir156. Kurtuluş Savaşında Yunan işgali ile sonrasında bölgeye yerleşen Rum
ve Ermeniler, nüfus değişikliklerini etkileyen faktörler arasında sayılmalıdır zira, üç kez
Yunan ve onların işbirlikçisi bazı çetelerin işgaline uğrayan Adapazarı, Milli Mücadele
yıllarında Milis Kuvvetlerin direnişi neticesinde 21 Haziran 1921 tarihinde düşman
işgalinden kurtarılmıştır157.
Bölgenin İstanbul-Haydarpaşa-Ankara demiryolu hattına Arifiye istasyonu ile
bağlantısının bulunması, Ankara’ya giden karayolunun Adapazarı’ndan geçmesi, verimli
toprak yapısı, ekonomik canlılığı ve ticaret imkanları gibi unsurlar bölgeyi cazip bir
yerleşim yeri haline getirmiş, dolayısıyla nüfusunun artmasında önemli rol oynamıştır.
Balkan savaşları ve 1. Dünya savaşı sonrasında artarak devam eden bir göç hareketi
yaşanan bölgede, Kocaeli-İzmit ve Adapazarı civarında çok sayıda mübadil aileye
yerleşim alanı açılarak iskanları sağlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte,
özellikle Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sırasında (1923-1928)
Kocaeli-İzmit-Adapazarı ve çevresi yoğun bir göç hareketine sahne olmuştur. 28 Ekim
1927 tarihinde, Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin ilk genel nüfus sayımı yapılmış ve
Adapazarı merkezli Sakarya bölgesinin nüfusunun 138.852 kişiden ibaret olduğu tespit
edilmiştir. Bu nüfusun 29.611’inin şehir ve 109.241’inin de köylerde oturduğu
belirtilmektedir158. Bu dönemde, ülke nüfusu hakkında bir kıyaslama yapmak adına, 1927
nüfus sayımında genel ülke nüfusunun 14.589.149 kişi olduğunu açıklayan Justin Mc.
156 Geyve Kazası’na bağlı Eşme köyü ile Adapazarı’na bağlı Kirazlı köyüne dönen kişilere evleri ve
arazileri teslim edilmiştir. (İbrahim Ethem Atnur, “Rum ve Ermeniler’in İzmit-Adapazarı Bölgesinden
Tehciri ve Yeniden İskânları Meselesi”, I.Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran
1998), Sakarya Üniversitesi Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 127, 129). 157 Sabahattin Özel, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Milli Mücadele, Sakarya: Adapazarı Belediyesi Yayınları,
1987, s. 117. 158 Bilal Eryılmaz- Muharrem Es- Mustafa Çalışır-Cahit Şanver, Adapazarı Metropoliten Alanında Nüfus
ve Gelişimi Araştırması, Sakarya: Sakarya Üniversitesi İktisadi İdari bilimler Yayını, 1996, s. 28;
http://www.die.gov.tr/konularr/nufusSayimi.htm. (ErişimTarihi: 02.05.2015).
53
Carthy, yazılmamış nüfus nedeniyle ülke nüfusunun olması gerekenden % 7 oranında az
olduğunu iddia etmiştir. Bu sayım hakkındaki iddiasını, iletişim, ulaşım gibi imkanların
Anadolu’da tam olarak elverişli olmamasına bağlamıştır159.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, göçmen ailelere emval-i metrukeden (terkedilmiş mallar)
evler verilmesi de tebliğ edilmiştir. Muhacirlerinden bir kısmı için, Adapazarı’na bağlı
bazı köylerde Rum ve Ermenilerce terk edilen arazinin kira karşılığında göçmenlere
tahsis edilmesi sağlanmış ancak sonraki yıllarda mülk sahiplerinin geri dönmesi
dolayısıyla, bu göçmen aileler başka yerlere yerleştirilmek durumunda kalmışlardır. Bu
ise o yıllarda konut sorununu ortaya çıkarmıştır160.
1928 yılı sonlarına kadar, Adapazarı’na Balkan coğrafyasındaki farklı şehirlerden çok
sayıda göçmen ailenin yerleştirilmesi sağlanmıştır. Bu aileler için uygun mesken yapımı
için inşaat çalışmaları başlatılmış, Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti bu işleri yürütmekle
kaymakamlıkları ve yerel yönetimleri de sorumlu tutmuştur. Muhacirlerin evlerinin hızla
inşa edilmesi konusunda valilik ve kaymakamlıklar yoğun çalışmalarda bulunmuşlardır.
Muhacirler genellikle beraberlerinde büyük ve küçükbaş çiftlik hayvanlarını da
getirdikleri için, kendi geçimlerini sağlama konusunda teşvik edilmişlerdir. Örneğin,
1924 yılında Serdivan köyü arazisinin Drama muhacirlerine dağıtılması ve bu
muhacirlerin bir kısmının Serdivan’da iskân edilmelerine karar verilmiştir. Adapazarı’nın
Serdivan köyünde iskân edilmeleri kararlaştırılan Drama’nın Raholika köyü
muhacirlerinin ellerinde önemli miktarda çift hayvanının bulunması sebebiyle, hükümet
tarafından muhacirlerin iskânlarının zaman kaybedilmeden bir an önce yapılması kararı
alınmıştır161. Mübadeleden sonra eski ekonomik ve toplumsal değerlerini olabildiğince
devam ettirmeleri ve yeni yerleşim bölgelerine alışmaları, arazileri işleyerek üretimde rol
oynamaları beklenen neticeler arasında sayılabilir.
Göçün yoğun yaşandığı yıllara bakıldığında, 1924 yılında; Adapazarı Fındıklı köyüne
Sarışaban göçmenleri yerleştirilmiş, ayrıca çeşitli aralıklarla şehrin muhtelif arazilerine
Pirlepe, Ohri, Selanik ve Bosna muhacirleri iskan edilmişlerdir.
159 Fatih Tuğluoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Nüfus Sayımı: 20 İlkteşrin 1935 “Ne Bir Eksik Ne Bir
Fazla”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, c. XII/ 25 (2012-Güz), s. 62. 160 Nedim İpek, “Sakarya’ya Türk Göçleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü
Yayınları, 2005, c. I, s. 646-649. 161 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 5, 17-19.
54
1925 yılında; Adapazarı Söğütlü nahiyesine Bulgaristan Razgrad göçmenleri, Aktaş
köyüne Yenipazar göçmenleri, şehir geneline Vodine mübadilleri ve Kalkandelen
göçmenleri yerleşmiştir.
1926 yılında; Lankaza muhacirleri, Karacaova, Yugoslavya muhacirleri,
1927-1928 yıllarında; Siroz (Serez), 1928 yılında Preşeva göçmen aileleri Adapazarı’nda
iskan edilmişlerdir. Akyazı ve Sapanca nahiyesine bağlı köylerde de göçmen konutları
inşa edilmiştir162.
1934 yılı itibariyle, Romanya ve Bulgaristan’dan beşinci kuşak göçmenler beraberlerinde
bir miktar Pomak ile Kıpti vatandaşı da getirmişler, bu kafiledekiler herhangi bir ayrım
yapılmaksızın iskan edilmişlerdir163.
1936-38 yıllarında Dersim isyanından sonra Tunceli’den zorunlu göç kapsamında ülke
geneline olduğu gibi Pamukova’ya sürgün edilen aileler bölgedeki köylere
dağıtılmışlardır. Daha sonra kendi memleketlerine gönderilmişlerse de kalan aileler de
olmuştur164.
1948-1951 yılları arasında Unra ve Unesco’nun gayreti ile Avrupa esir kamplarından
ülkeye 1000 kişilik bir grup getirilmiş, bunlardan 24 aile (45) nüfuslu Adapazarı’nda
iskan edilmişlerdir. Avrupa kamp mültecilerinden çoğunluğu Kafkasya (Azeri, Gürcü,
Çerkes) ve Kırım Türkleri ile Yugoslav Türkleri ve Müslüman Arnavutlar oluşturmuştur.
Gelenler, şehirli ve tüccar, memur, sanat erbabı olduklarından büyük yerlere
yerleştirilmişlerdir165.
1950’den sonra Adapazarı ve çevresine muhtelif bölgelerden gelen göçmenlerin,
yerleşmeleri için konut sağlamak ve ekonomik olarak desteklemek amacıyla Sakarya
Valiliği tarafından hemen her mali yıl içerisinde nakdi yardımlar dağıtılmıştır. 1952
yılında gelen 626 göçmen ailesinden 623’üne 984.540 Türk lirası tutarında mesken inşa
edilmiştir. 1953 ve 1954 yıllarında gelen 59 ve 60 göçmen ailesine, 120’şer bin lira
değerinde mesken inşa edilmiştir. 1954-56 döneminde, özellikle sanatkar Bulgaristan
162 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 6-20. 163 Mehmet Eröz- Seyfi Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, İstanbul: SESAM (Sakarya
Sosyal Araştırmalar Merkezi) Yayını, 1968, s. 22. 164 Aktaş, Kültürel Renkleri İle Sakarya, s. 74. 165 Eröz- Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 23.
55
göçmeni ailelerine ve ev yapmak isteyenlere 2800, çiftçilere 1600 Türk lirası ev yardımı
yapılmıştır. Bu yardımlar toprak iştikakı verilen aileleri kapsamaktadır166. 166
Bulgaristan göçmeni sanatkar aileye 13.200 metrekare ev alanı parsellenmiş ve her aileye
1500 Türk lirası ev yardımı dağıtılarak Ziraat Bankasından krediler verilmiştir. Yine 61
Bulgar göçmeni çiftçi ailesine 1443 dekar arazi ayrılarak, 1000’er lira yardım
dağıtılmıştır. 51 aileye ise kendi arsalarında ev yapmaları için 67.000 Türk lirası nakit
yardımı yapılmıştır.
Zor şartlar altında göçe tabi tutulan ailelerin, güvenli şekilde barınma konusuna çözüm
oluşturulmaya çalışılmıştır. Göçmenlerden meydana gelen yeni yerleşimler açarak
köyler, mahalleler oluşturma politikası, onların kültürlerini ve sosyal yapılarını devam
ettirebilmeleri ve dayanışma içinde yaşamlarını sürdürürken, kendi kültür ve
geleneklerini, tecrübelerini bölgedeki diğer halk ile paylaşmalarını da sağlamıştır. Bu ise,
Adapazarı’nın, bugün dahi sahip olduğu çok renkli kültür mirasının temellerini
oluşturmuştur şeklinde yorumlanabilir.
Tablo 2: Kocaeli (İzmit) ve Sakarya (Adapazarı) İlleri ve İlçeleri Nüfus Gelişimi
(1927-1950)
Yıllar Kocaeli Sakarya
1927 286.600 138.852
1935 335.292 173.143
1940 375.530 184.401
1945 416.058 210.855
1950 474.644 244.340
Yıllar İzmit Adapazarı
1927 14.637 22.549
1935 18.693 24.839
1940 29.120 25.793
1945 28.352 29.836
1950 36.037 35.581
Kaynak: “Kocaeli” maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. VII, s. 4988; “Sakarya” maddesi, Yurt Ansiklopedisi,
c. IX, s. 6448;
166 Yeni Ada Postası, 24 Kasım 1955, Sayı: 1081; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge
Nüshası, s. 141, 168-169; Metin Tuncel, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve
Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Yayınları,
1999, s. 4.
56
Bahsedildiği üzere, yukarıdaki tabloda 1954 yılındaki idari taksimatla Sakarya’nın il
olarak belirlenmesinden önce, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı merkez ve Akyazı, Geyve,
Hendek, Karasu ilçelerini kapsayan nüfus toplamının, o dönemde Kocaeli’ne bağlı
merkez ve ilçelerinin toplam nüfusundan ayrılması ile ulaşılan verilerdir. Kocaeli-İzmit,
Sakarya-Adapazarı isimlerinin kullanımı bu anlamı ifade etmektedir. Bölgenin yıllara
göre nüfus artış oranları ve yoğunlukları da genel olarak Türkiye ortalamasının üzerinde
seyretmiştir. Kilometrekareye düşen insan sayısı bütün sayım yıllarında Türkiye
genelinin iki katından fazla olmuştur. Adapazarı ilçe nüfusu da birçok sayım yılında,
İzmit ilçesinin nüfusunu geçmiştir. Bu rakamlar yönetimsel değişimi açıklamakta önemli
bir örnek teşkil etmektedir.
1.2.2. Demokrat Parti Döneminde Türkiye ve Sakarya’da Nüfus Gelişimi
Türkiye’de sanayi ve tarım faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir dönem olan 1950-1960 yılları
arasında, bu imkanlara sahip bölgelerin nüfuslarında hızlı bir artış ve hareket olduğu
görülmektedir. Ayrıca, karayolu ulaşımının yaygınlaşması ile bu dönemde Kocaeli
bölgesi ve dolayısıyla Adapazarı’nda da yoğun nüfus değişiklikleri yaşanmıştır ve
Demokrat Parti döneminin ilk yılı olarak kabul ettiğimiz 1950’ye gelindiğinde Sakarya’yı
oluşturacak bölge, toplam nüfusun yarısından fazla bir sayıya ulaşmıştır.
Tablo 3: 1950 Nüfus Sayımına Göre Kocaeli ve Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus
ve Nüfus Yoğunlukları
İlçeler Yüzölçü
mü (km)
Kent
Nüfusu
Kır
Nüfusu
Toplam
Nüfus
Nüfus
Yoğunluğu
İzmit 1.314 36.037 62.470 98.507 %75
Adapazarı 791 35.581 62.412 97.993 %124
Akyazı 558 3.469 36.061 39.530 %71
Gebze 1.036 5.066 22.328 27.394 %26
Geyve 1.195 2.278 41.831 44.109 %37
Gölcük 160 4.153 18.455 22.608 %14
Hendek 478 6.644 26.369 33.013 %69
Kandıra 1.514 3.971 53.451 57.422 %38
Karamürsel 478 3.176 21.197 24.373 %51
Karasu 912 3.398 26.297 29.695 %33
Toplam 8.436 103.773 370.871 474.644 %56
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 22 Ekim 1950 Genel Nüfus Sayımı,
s. 18-19.
57
Tablo yorumlandığında; bu dönemde Kocaeli’nin toplam nüfusu, 474.644 tür. İzmit en
fazla nüfusa sahip ilçe konumundadır. Adapazarı ise nüfus yoğunluğu bakımından %124
gibi yüksek bir orana ulaşmıştır, bu ise Türkiye genelinin çok üstünde bir nüfus artışı
yaşandığını göstermektedir. Bu artışı yalnızca doğal ölüm-doğum hızıyla ifade etmek
mümkün değildir.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde başlayan ve cumhuriyet döneminde devam eden
göçler, genel nüfus artışında önemli bir rol oynamıştır. Yıllar içerisinde görülen dış
göçlerin yanında, iç göç olarak adlandırılan, ülkenin az gelişmiş veya iş potansiyeli düşük
olan diğer bölgelerinden (Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu illeri
çoğunlukta olmak üzere) yoğun şekilde yerleşimcinin bölgeye çalışma amacıyla gelişleri
de nüfus istatistiklerinden anlaşılmaktadır167. Bu iç göçlerin işsizlik, toprak kıtlığı, ulaşım
zorluğu, eğitim imkanlarının yetersizliği gibi sebeplerle yaşandığı söylenebilir. “Akova”
adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren
Adapazarı ve çevresi, 1950’li yıllarda tarımın yanında sanayi alanında çalışma
imkanlarının da genişlemiş olması ile, cazibesini 1950 yıllarından sonra artarak devam
ettirmiştir. Pek çok atölyenin varlığı ve fabrikaların kurulması (şeker, lastik, nişasta, yağ,
kereste üreten) buna sebep gösterilebilir.
Tablo 4: 1955 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüz ölçüm, Nüfus ve Nüfus
Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırılması
İlçeler Yüzölçümü
(km)
Kent
Nüfusu
Kır
Nüfusu
Toplam
Nüfus
Nüfus
Yoğunluğu
Adapazarı 941 55.622 79.398 135.020 %143
Akyazı 712 4.332 39.068 43.400 %60
Geyve 395 2.667 44.702 47.369 %33
Hendek 591 7.469 27.681 35.150 %59
Karasu 868 4.165 32.004 36.169 %42
Sakarya Toplam 4.487 74.255 222.853 297.108 %66
Kocaeli Toplam 4.031 84.492 168.682 253.174 %62
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı,
Ankara: 1956, s. 22.
167 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan İç Göçler ve Sakarya Nüfusuna
Etkilerinin İncelenmesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),
Sakarya Üniversitesi Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 8, 10; Musa Taşdelen, “Sakarya’nın Sosyal ve İktisadi
Yapısı Üzerine”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: 2005, s. 836.
58
23 Ekim 1955 tarihli Genel Nüfus Sayımı, Sakarya’nın il olarak sayıldığı ilk nüfus sayımı
olmuştur. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi 1954 yılı Haziran ayında yapılacak
olan idari taksimattan sonra, Sakarya il olduğundan, Kocaeli nüfusunun sayısı, yapısı ve
oranları ani bir değişim yaşamıştır. 5 adet ilçesi, yeni kurulan Sakarya iline dahil
edilmiştir. 1950 sayımına nazaran, nüfusunun yarısı kadar yani 244.000 kişilik bir azalma
gerçekleşmiştir. Yüzölçümü, 8.436 km’ alana sahip olan Kocaeli’nden, 1955 sayımında
4.031 km kadar büyük bir arazinin azaldığını söylemek mümkündür. 1955 yılı itibari ile
Sakarya ili, nüfus büyüklüğü açısından Türkiye’nin 63 ili arasında 38. sırada yer almıştır.
Uzun müddetten beri beklenen bu idari değişiklik sonrasında, Kocaeli nüfusu toplamda
253.174 ‘e gerilemiştir. Kocaeli’nin, nüfus artış hızının eksi -127.5 seviyelerine düşme
sebebi de bu bölünmedir. Nüfustaki ve arazideki azalma dolayısıyla, sahip olduğu köy ve
muhtarlık sayıları da o miktarda azalmıştır. 1950 sayımında sahip olduğu 684 muhtarlık
iken, 277 muhtarlığa düşmüştür168.
Müstakilen kurulan Sakarya iline ait nüfus verilerinde, yine ülke dışından ve iç
kesimlerden göçlerin etkisi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Göç olgusu adeta bu
coğrafya ile bütünleşmiştir.
1950, 1951 ve 1953 yıllarında Avrupa’daki mülteci kamplarından gelen ve Bulgarların
göçe zorladıkları soydaşların 250’si şehir merkezine 200 aileden fazlası civar köylere
yerleştirilmişler, 1954 yılında Yugoslavya’daki Tito rejimiyle anlaşamayıp gelen aileler
de yine bölgede iskân edilmişlerdir. 1955 yılı sonu itibariyle Sakarya iline baskılardan
dolayı göç eden 638 adet Bulgaristan kökenli aile yerleştirilmiştir. 1950-1960 yıllarında
Bulgaristan’dan göç eden çoğunluğu çiftçi olan 462 aile/1.638 kişi ve sanatkâr olan 547
aile/1.700 kişi, toplam 1009 aile/3338 kişi ile Doğu Türkistan bölgesinden gelen 2
göçmen aile Sakarya’da iskan edilmiştir169.
Sakarya’ya yerleştirilen göçmenlerin hayat koşullarını iyileştirerek, imkanlar ölçüsünde
hizmet sunulmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu konuda gösterilen gayret ve göçmenlerin
memnuniyeti haberlerden anlaşılmaktadır.
168 DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 18. 169 Aktaş, Kültürel Renkleri İle Sakarya, s. 74; Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.
23.
59
1957 Mart’ında, Sakarya vilâyetindeki iskân işleriyle ilgili tetkiklerde bulunmak üzere
Avrupa Konseyi yerleştirme fonu guvernörü Mr.Plas ve konsey mülteciler seksiyonundan
Hamit Gökaltay, toprak ve iskân işleri umum müdürü ve umum müdür muavini ile birlikte
Adapazarı’na gelerek, vilâyeti ziyaretten sonra yeni yapılan göçmen mahallesini ve
hükümetin yardımlarıyla inşası tamamlanan 652 göçmen evini gezerek görmüşler ve bu
husustaki çalışmalardan duydukları memnuniyeti belirtmişlerdir170.
Demokrat Parti İktidarı sırasında, ülke genelinde göçmenler politikası ciddiyetle
yürütülmüş, 1950 yılından 1956 yılına kadar tevzi komisyonları tarafından, yurdumuza
gelmiş bulunan 38.302 göçmen ailesinin müstahsil hâle getirilmesi için 21 bin 650 çiftçi
göçmen ailesine 1.126.125 dönüm toprak verilmiş ve 34.463 aileye de evleri inşa edilerek
teslim edilmiştir. Kendilerine birer işletme kurmaları ve bu işletmeleri geliştirmeleri için
lüzumlu araç ve vasıtaları temin etmek üzere, göçmenlerin sanatlarına göre lüzumlu kredi
yardımı yapılmıştır171.
Tablo 5: 1960 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus ve Nüfus
Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırması
İlçeler Yüzölçümü
(km)
Kent
Nüfusu Kır Nüfusu
Toplam
Nüfus
Nüfus
Yoğunluğu
Adapazarı 841 79.420 83.088 162.508 %193
Akyazı 716 6.617 43.220 49.837 %70
Geyve 1.390 3.676 48.273 51.949 %37
Hendek 581 9.880 29.801 39.681 %68
Karasu 788 5.683 39.220 44.903 %57
Sapanca 115 5.788 7.326 13.114 %114
Sakarya
Toplam 4.431 111.064 250.928 361.992 %82
Kaynarca 360 767 15.169 15.936 %44
Kocaeli
Toplam 3.972 112.082 185.381 297.463 %75
Kaynak: DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 30.
170 Ayın Tarihi, 27 Mart 1957. 171 Ayın Tarihi, 27 Temmuz 1956.
60
23 Ekim 1960 tarihinde yapılan Türkiye Genel Nüfus Sayımında, Kocaeli’nden ayrılan
Sakarya’nın sahip olduğu ilçeler bazındaki nüfusu yukarıdaki tabloda gösterilmiştir.
Burada, henüz idari taksimatla Kocaeli’nden ayrılmamış olan, 1966 yılından sonra
Sakarya’ya bağlanacak olan Kaynarca ilçesinin nüfusu da belirtilmiştir. Tabloya göre,
Sakarya’nın nüfus yoğunluğu tüm yurt genelinden daha fazladır. Adapazarı merkez ilçesi
ve Sapanca, bu yoğunluğun en fazla olduğu ilçelerdir. Yüzölçümü en fazla araziye sahip
Geyve ilçesinde nüfus yoğunluğu en azdır. Geyve ilçesi bu dönemde en az dış göç alan
bölge olduğu için, nüfusu fazla etkilenmemiştir.
1960’lı yıllarda, dış göçlerin sona ermesi ve İstanbul gibi hızlı bir sanayileşme içerisine
giren Kocaeli’nin, Sakarya’ya yönelen iç göçleri de çekmeye başlaması sonucu bu
yıllardan itibaren Sakarya nüfus artışı, daha doğal bir yükseliş içerisinde seyretmeye
başlamıştır. 1960 yılından sonra Kocaeli ve İstanbul’a göç vermeye başladığı
söylenebilir.
Tablo 6 :1950-1960 Döneminde Türkiye-Kocaeli ve Sakarya’nın Yıllık Ortalama Nüfus
Artış Hızları (binde)
Yıllar Türkiye Kocaeli Sakarya
1945-1950 21.7 26.3 28.5 (1940-50)
1950-1955 27.8 -127.5 40.1 (1950-60)
1955-1960 28.5 32.2 39.5
1960-1965 24.6 24.1 22.0
Kaynak: “Kocaeli” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.VII, s. 4988, “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi,
c. IX, s. 6449; DİE, Türkiye Genel Nüfus Sayımları 1950, 1955, s. muh.
Sakarya ilinin durumu, Türkiye geneli nüfus artış hızı ile kıyaslandığında, her sayım
döneminde yurt genelinin üzerinde bir hıza sahip olduğu görülmektedir. 1950-1960 yılları
arası Sakarya ilinin en hızlı artışı yaşadığı, bu artışın 1960 yılından itibaren yavaşladığı
görülmektedir. İdari değişiklik sonrasında Kocaeli İlindeki nüfus hızı-127.5 gibi bir orana
gerilemişse de, 1955-1960 döneminden itibaren yeniden Türkiye nüfus artış hızını
yakalamış ve hatta geçmiştir.
1955-1960 döneminde Sakarya doğumluların %9,9’u başka illere göç etmiştir. Bu
dönemde Sakarya ili az göç veren, fazla göç alan bir yapıdadır. Bu 1950’li yıllarda
kurulan yeni sanayi tesisleri ile açıklanabilir. 1960-1965 yılları arasında ise, Sakarya’nın
aldığı göç verdiği göçten daha az miktardadır. 1965 yılında Sakarya ilinin toplam nüfusu
61
404.078 kişiden ibarettir. Sakarya ilinden diğer illere göç eden nüfusun oranı %28,6 iken,
diğer illerden Sakarya iline göç edip yerleşenlerin nüfus oranı %24.7’dir172. Bu ise,
önceki dönem aralığında olduğu kadar hızlı bir sanayi yapılaşmasının gerçekleşmemesi
ile açıklanabilir.
Tablo 7 : 1955-1965 Sakarya ve Türkiye Nüfus Yoğunlukları (kişi/km)
Yıllar Türkiye Sakarya
1955 31 66
1960 36 82
1965 41 91
Kaynak: “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6448; DİE, 1955, 1960 Genel Nüfus Sayımları,
s. muh.
Tabloda görüldüğü üzere, Sakarya ilinin nüfus yoğunluğu kuruluşundan itibaren her
sayım döneminde, Türkiye ortalamasının üzerinde olmuş, hatta iki katından daha fazla
bir sayıya ulaşmıştır. En fazla nüfus yoğunluğu yani kilometre kareye düşen kişi sayısı
1955-1960 yılları arasında kaydedilmiştir. İlin gelişim dinamiğini belirleyen hızlı artış bu
tabloda daha net bir şekilde ortaya koyulmaktadır. Sakarya’nın yoğunluk olarak odak
noktası, merkez ilçesi Adapazarı olmuştur.
1.2.3 Sakarya Nüfusunun Yaş Yapısının İncelenmesi
Genel nüfus sayımları ile belirlenen istatistik bilgilerden biri de belirli bir bölgede
yaşayan insanların yaşları ve yaş grupları itibariyle demografik bakımdan tespit
edilmesidir. Yaş grupları ve yapısı, bölgenin iş gücü potansiyeli, doğum-ölüm yaşı
oranları, aldığı göçler ve benzeri özellikleri açıklayarak, başta ekonomik ve askeri olmak
üzere ileriye dönük çıkarımlarda bulunulmasını sağlamaktadır.
Sakarya ilinde nüfusun yaş gruplarına dağılımı Türkiye geneline çok benzemektedir.
Nüfusun 3 ana yaş grubuna göre dağılımı (0-14, 15-64, 65+) gerek 1955, gerekse 1960
yıllarında ülke ortalamasına çok yakın seyretmektedir173.
1955 nüfus sayımı itibariyle, Sakarya’da 0-14 yaş aralığındaki erkek nüfusu, 60.989 iken
kadın nüfusu 57.732’dir. Toplam %39.4 ile bu oran ülke geneli ile hemen hemen aynıdır.
172 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan İç Göçler ve Sakarya Nüfusuna
Etkilerinin İncelenmesi”, s. 9-10. 173 DİE, Türkiye Genel Nüfus Sayımları 1955, 1960, s.56-58.
62
Oysa 1960 yılından önceki hızlı artan nüfusu, ülke ortalamasının çok üzerinde olmuştur.
Bu durumda nüfustaki artışın, sadece doğal doğurganlık hızı ile olmadığı ve göç
olgusunun etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle 1960’da bir önceki dönemdeki yüksek
doğurganlığın (0-14) yaş grubunda yaratması beklenen önemli artış yaşanmamıştır. Bu
tür dış göçlerin, toplu aile biçiminde ve geniş aile yapısı ile yaşanmaması, nüfusun nicelik
olarak artarken niteliğinin çok fazla değişmemesine yol açmaktadır.
1955 ve 1960 yıllarında artan sanayileşme süreci ve yeni iş alanlarındaki artış, genç
çalışma gücü nüfusu olarak adlandırılan 20-24, 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında artış söz
konudur. 15-64 yaş arası toplam yetişkin çalışma gücü nüfusu ise en fazla yığılmanın
olduğu grubu oluşturmaktadır. %57,2 oranı oldukça yüksektir174. Bu ise, çalışan yaş
grubunun bölgede doğum yaş grubundan daha hızlı artış gösterdiğini ifade etmektedir.
1.2.4 Sakarya Nüfusunun Cinsiyet Yapısının İncelenmesi
Genel nüfus sayımlarında kadın ve erkek nüfusun toplam nüfus içindeki oranları cinsiyet
yapısını oluşturur. Toplumun cinsiyet yapısı ise, sosyal ve ekonomik açıdan ele alınan
bölgenin incelenmesine katkıda bulunarak, işçi potansiyeli ve askerlikle ilgili konularda
veriler sunar. Konunun incelendiği bölgedeki ekonomik yapı, çalışma alanlarının
çeşitliliği, askeri birimlerin varlığı, göçe açık olup olmadığı gibi faktörler o bölgenin
cinsiyet yapısını etkilemektedir.
Tablo 8 : Sakarya İli Nüfusunun Cinsiyet Yapısı
Yıl Türkiye Sakarya
Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın
1955 24.064.763 12.233.421 11.831.342 297.108 150.352 146.756
1960 27.754.820 14.163.888 13.590.932 361.992 184.463 177.529
Kaynak: Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 20; DİE, Türkiye Genel Nüfus
Sayımları, 1955, 1960, s. muh.
Sakarya ili nüfusunun cinsiyet yapısı, 1950 yıllarından itibaren erkek nüfusunun kadın
nüfusundan fazla olduğu anlaşılmaktadır. . Bu bakımdan Türkiye geneliyle aynı cinsiyet
yapısına sahip olduğu belirtilmelidir. Erkek nüfusun fazlalığı, bölgeye yönelik iç ve dış
göçlerin etkisiyle 1955-1960 yılları arasında daha çok erkek tekil göçüne maruz kalması
174 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6450- 6451.
63
ile açıklanabilir. Yurt genelinde çalışma hayatında erkeklerin kadınlardan sayıca daha
fazla olduğu gerçeği düşünüldüğünde, Sakarya’da ailelerinden bağımsız olarak gelen bir
erkek potansiyeli olduğu anlaşılmaktadır. Kadın nüfus kırsal kesimde, erkek nüfus ise
daha yoğun olarak şehir içinde sayılmıştır. Nitekim, 1960 yılından sonra kadın erkek
nüfusu arasındaki fark daha yakın bir orana yaklaşacaktır. Bu dönemde aile olarak göçün
etkisi düşünülebilir.
1.2.5. Sakarya Nüfusunun Kırsal Kentsel Yapısı
Sakarya ilinin nüfus verileri arasında, bölgenin şehirleşme oranı da sayımlarda tespit
edilmiştir. Aşağıdaki tabloda nüfusun yerleşmiş olduğu şehir ve köy arazisine göre,
Türkiye geneli arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Bu veriler, toplumun yaşam şekli ve
koşulları, sahip oldukları imkanlar hatta kültürel yapıları ile yakından alakalıdır.
Ekonomik faaliyetlerin ve iş kaynaklarının belirleyici rol oynadığı bu yerleşim tercihinde,
bu unsurlara bağlı zamanla değişiklikler olmuştur.
Tablo 9 : Sakarya İli Nüfusunun Kentsel ve Kırsal Yapısının İncelenmesi
Türkiye Sakarya
Sayım Yılı Toplam Toplam Şehir Köy
1955 24.064.763 297.108 74.255 222.853
1960 27.754.820 361.992 111.064 250.928
Kaynak: “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6452.
1954 yılında Kocaeli’nden ayrılan Sakarya’nın 1954 yılında müstakil bir il olmasından
sonra, kırsal kesimde yani daha çok köylerde yaşayan kişi sayısı, şehirde yaşayan kişi
sayısından fazla olmuş, şehir nüfusunun üç katına ulaşmıştır. Bunun temel nedeni, verimli
toprakları sebebiyle il ekonomisinde tarım önceliğini koruması ve iyi bir gelir kaynağı
sağlamasıdır. Tarım ve hayvancılığın, ziraatın yaygın bir şekilde yapıldığı her bölgede
olduğu gibi Sakarya’da da nüfusun kır-kent oranında kır kesimi ağırlıklı yer tutmuştur.
1955 yılında kentsel nüfus payı Türkiye genelinde %28,8 iken, Sakarya’da %25’dir.
İlerleyen yıllarda ise iki ortalama arasındaki fark büyümüştür. 1955 yılında 74.000
dolaylarında olan il ve ilçe merkezlerinin nüfusu 10 yılda %68 oranında artarak, 1965
yılında 125.000 civarına ulaşmıştır. 1955-1960 yılları arasında kentleşme hızı binde 80,5
rakamına ulaşan Sakarya’da kent nüfusunda görülen bu hızlı artışta iki etkiden bahsetmek
mümkündür. Birincisi, 1950’lerde ülke genelinde olduğu gibi özellikle kırsaldaki yüksek
64
doğurganlık ile artan nüfusun geçim kaygısı ile kente göç etmeye başlaması, ikincisi ise
kırsal kesimden alınan göçün yanında il dışından da göç almasıdır175.
1960’larda, sanayileşmenin artması ve göç alımının bitmesiyle genel olarak kentleşme
hızı yavaşlamıştır, bölgenin kırsal yerleşim nüfusundaki artış hızı daha fazla olmuştur.
Kentte yeterli geliri sağlayacak iş bulamayan kesimden İstanbul ve Kocaeli İllerine doğru
bir kayma olduğu şeklinde yorumlanabilir.
1.2.6. Sakarya’nın Anadil ve Dinler İtibariyle Nüfusu
Nüfus sayımlarının sonucunda yapılan demografik değerlendirmelerden biri de, nüfusun
anadil ve dini inanç bakımından sahip olduğu potansiyeldir. Bu konuda 1955 yılı sayımını
baz alarak bir inceleme yapılmıştır.
Tablo 10 : Sakarya Nüfusunun Anadil ve Dinler İtibariyle İncelenmesi (1955)
Ana
Dil Türkçe Gürcüce Abazaca Lazca Kürtçe Çerkezce Diğer Diller
273.309 9.398 5.257 1.730 1.325 1.082 2.736
İnanç İslam Gregoryen Katolik Ortodoks Protestan Musevi Diğer
297.056 2 9 13 14 1 13
Kaynak: DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 108-109.
Tabloda belirtildiği üzere, göç dolayısıyla farklı etnik kimlikler ve dini grupların ortak
yaşamına ev sahipliği yapan Sakarya’da, anadil bakımından sayımlarda tespit edilen 27
çeşit dil vardır. Bu gruplardan sayıca 1000 kişinin üzerinde olup, konuşulan ana diller
arasında ön plana çıkanlara yer verilerek örneklendirilmiştir. Verilere göre, Sakarya
genelinde anadili Türkçe olan Müslüman halkın temel yapıyı oluşturduğu görülmektedir.
Diğer etnik gruplar ise göç yolu ile Sakarya’ya yerleşen ailelerin dağılımını yansıtmıştır.
Sakarya’nın sahip olduğu kültürel çeşitlilik, birlikte oluşturulan kültür mirasının
zenginliği ile günümüze kadar ulaşmıştır.
175 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6497.
65
1.3. Belediye Hizmetleri
Belediyeler, beldenin ve belde sakinlerinin mahalli anlamda ortak ve medeni ihtiyaçlarını
tanzim ve tesviye ile sorumlu hükmi bir şahsiyettir. İnsan yaşamını kolaylaştırmak ve
toplumun en temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla il ve ilçeler bazında, önemli bir
sorumluluk taşıyan ve geniş bir hizmet yelpazesine sahip teşkilatlardır176. Yerel
yönetimleri güçlendirmek ve yerinden yönetime önem vermek adına çok sayıda belediye
teşkilatı kurarak gelirlerini artırmak, Demokrat Parti’nin kuruluşundan itibaren temel
hedeflerinden biri olmuştur.
Çok partili hayata geçişle birlikte belediye organları ve parti programları halkın
beklentilerini karşılamaya önem vermiş, bu dönemde belediye görevleri giderek merkeze
kaydırılmıştır. 1955 yılında, yerel yönetim gelirlerinin arttırılması olumlu sonuçlar
vermiş ve belediye sayısında büyük oranda artış yaşanmıştır. Tek parti döneminde yurt
genelinde kurulan belediye sayısı 91 iken, 1945-1960 arasında 412 adet yeni belediye
kurulmuştur. Bu artışta, kentleşmenin artmasının yanı sıra, siyasal iktidarların
belediyeciliği siyasal kazanca döndürme çabaları da etkili olmuştur177. Adapazarı’nda
metropol alanında hem çok eski tarihe dayanan hem de yeni kurulan belediye örgütleri
mevcuttur. Adapazarı’ndan sonra kurulan ilk belediye örgütleri, ülke genelinde
kentleşmenin başladığı 1950-60’lı yıllara rastlamıştır. Bu süreçte belediyelerin düzenli ve
176 Belediyeler, ele aldığımız dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nde 1930 tarihinde kabul edilen Belediyeler
Kanunu çerçevesinde işleyen, sınırları, yetkileri ve sorumlulukları bu kanun doğrultusunda belirlenmiş olan
birimlerdir.
“BELEDİYE KANUNU: Kanun Numarası: 1580, Kabul Tarihi : 3/4/1930, Yayımlandığı Resmi Gazete:
Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471, Yayımlandığı Düstur: Tertip : 3 Cilt : 11 Sayfa : 80.
“Bilindiği gibi TBMM’ce ilk reform kapsamında kabul edilen yasalar 5215 sayılı Belediye Kanunu ile 5216
sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’dur. TBMM’nin kabul ettiği bu yasalardan 5215 sayılı Belediye
kanunu Cumhurbaşkanlığınca geri gönderilmiş, 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu ise onaylanmıştır. TBMM,
geri gönderilen 5215 yerine 5272 sayılı Belediye Kanunu’nu kabul etmiş ve bu kanun da Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, bunun üzerine 5393 sayılı Belediye Kanunu TBMM tarafından kabul
edilmiş ve Cumhurbaşkanının onayı sonrasında 3 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece,
1930 yılından bu yana yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.”
(https://tekmanpost.wordpress.com/2013/10/18/yerel-yonetimlerde-acilim-1580-sayili-belediye-kanunu-
ile-5393-sayili-belediye-kanunu-arasindakifarklar/Erişim Tarihi: 01.12.2016.)
177 Süleyman Yaman Koçak-Ali Ekşi; “Katılımcılık ve Demokrasi Perspektifinden Türkiye’de Yerel
Yönetimler”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21 (Mayıs 2010), s. 301.
66
koordineli şekilde çalışmalar sürdürmesi için, mali güç ve personel imkanlarının da
yeterli olması gerektiği düşünülmelidir178.
Bu dönemde belediyecilik hizmetleri arasında en öne çıkanlar; halkın hayati ihtiyaçları
olan su ve elektrik temini, dağıtımı, yol ve köprülerin inşası ve tamiri, ulaşım, iletişim,
temizlik, çevre düzenlemesi ve kanalizasyon çalışmaları, imar hizmetleri, bayındırlık ve
sağlık hizmetleri gibi hemen her alana yayılmış olan faaliyetlerdir. Derelerin ıslahından,
bataklıkların kurutulmasına, sel ve afetlerle mücadeleye kadar, ilerleyen yıllarda farklı
kurumların da üstleneceği hizmetleri belediyelerin bünyesinde topladığı görülmektedir.
Adapazarı-Sakarya’nın 1950-1960 yılları arasında belediyecilik çalışmaları ile ilgili elde
edilen verilere de bu başlıklar yansımıştır.
1.3.1. Belediye Başkanları
1742 tarihinden itibaren nahiye olduğu bilinen Adapazarı, 1964 yılı salnamesinde
Hüdavendigar Eyaleti’nin İzmit Livası’na bağlı bir kaza olarak belirtilmiştir. Nüfusu 10
bini aşan ve “Adaköy” ifadesiyle anılan Adapazarı, 1869 yılında ilk defa belediye olma
statüsüne yükselmiştir179. 19.yüzyıl boyunca ticari canlılığı yüksek ve nüfusu sürekli artış
gösteren Adapazarı, Cumhuriyet döneminde de Kocaeli’ne bağlı merkezi bir ilçe
konumundadır. 1 Aralık 1954 tarihinde resmen il oluşu onaylanıncaya kadar, ilçe
statüsünde bulunan Adapazarı’nda, 1950- 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasına kadar
Demokrat Parti yönetimi sırasında, 6 belediye başkanı değişmiştir. Bu belediye
başkanlarından bir kısmı 1954 yılı sonrası hem valilik hem de başkanlık görevini
üzerlerinde bulundurmuşlardır.
1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda Belediye Başkanlığı yapmış olan isimler ve
görev süreleri şöyledir:
1.İzzet Şükrü Enez (Tüccar) 1946-1950
2.Suavi Damalı (Tüccar) 1950-1955
3.Ali Necdet Güven (Avukat) 1955-1960
178 Adapazarı’nın Belediyecilik konusundaki detaylı analizi için bkz. Musa Eken, “Adapazarı Metropoliten
Alanında Belediyecilik ve Sorunları”, Dünden Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran
1997), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 8. 179 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. XXII.
67
4.Cevat Özsunay (Doktor Albay) 1960-1960
5.Eşref Ergut (Asker) 1960-1960
6. Sedat Kirtetepe (Asker) 1960-1960 180.
1946 yılında Adapazarı’ndan seçilen Belediye Başkanı İzzet Şükrü Enez, şehrin ileri
gelen tüccarlarından olup, “İzzet Baba” lakabıyla anılan ve sevilen bir kişidir. Kendisi
1950 yılına kadar görevine devam etmiştir181. 3 Eylül 1950 tarihinde yeni seçimler
sonucunda başkanlığa seçilen Suavi Damalı’ya başkanlık görevini devretmiştir.182 16
Kasım 1955 tarihinde Sakarya adıyla yapılan ilk belediye seçimlerinde, şehrin
kuruluşunda görevde bulunan Suavi Damalı seçilememiş, yerine Belediye Başkanlığı’na
asıl mesleği Avukatlık olan Ali Necdet Güven, Başkan Yardımcılığı’na Tacettin Barış,
Daimi Encümene Mustafa Tığlı, Necati Sel, Mahir Köprülü, Meclis Başkanlıklarına Dr.
Muammer Güner, Yavuz Kavafoğlu oyların çoğunu alarak seçilmişlerdir183. 27 Mayıs
1960 askeri müdahalesinden sonra Sakarya’da askeri valiler görev yapmış, aynı zamanda
belediye başkanlıklarını da üzerlerine almışlardır. Bu isimler sırasıyla, Cevat Özsunay,
Eşref Ergut ve Sedat Kirtetepe’dir.
Belediye seçimleri ve belediye başkanlarının seçim çalışmaları hakkında, siyasi hayat adı
altında inceleyeceğimiz bölümde daha geniş yer verileceğinden, burada sadece isimleri
ve dönemleri belirtilmiştir.
1.3.2. Belediyelerin Su ve Temizlik Çalışmaları
Belediye sınırları dahilindeki suları, çeşmeleri, sebilleri, arkları, havuzları, su taksim
yerlerini, hazinelerini, kaynaklarını tanzim ve idame etmek belediyenin asli
sorumlulukları arasındadır184. Temizlik ve halk sağlığını koruma çalışmaları ile birlikte
ele alınmıştır.
180 Yeni Ada Postası, 17 Kasım 1955, sayı: 1075; Sakarya, 10 Haziran 1960, sayı: 313; 15 Haziran 1960,
sayı: 317; Kamil Özdemir, Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), Atatürk Üniversitesi Atatürk
İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011, s. 107, 116-117, 159-
160. 181 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 55-56. 182 Ada Postası, 8 Eylül 1950, Sayı: 257. 183 Yeni Ada Postası, 17 Kasım 1955, Sayı: 1075. 184 1580 Sayılı Belediye Kanunu-Madde 35, Resmi Gazete: Tarih: 14 Nisan 1930 Sayı:1471.
68
1.3.2.1. İçme Suyu Temini
İncelediğimiz dönemde, Adapazarı’nın en büyük sıkıntılarından biri şehrin içme suyu
meselesi olmuştur. Adapazarı’nda 1868 yılından beri su ve temizlik işleri Adapazarı
Belediye Başkanlığı tarafından yürütülmüştür. Hemen her kazada olduğu gibi
Adapazarı’nda da su sıkıntıları yaşanmaktadır. Adapazarı Belediyesi’nin hedefinde ve
yıllık çalışma planında ilk sırada yer alan su sağlamak ve yaymak işi, çalışmamıza konu
olan 1950-1960 arası dönemde de üzerinde en çok durulan ve masraf yapılan konudur.
1950’li yılların başında, Adapazarı’nda fenni sıhhi tesisat projeleri yapılmadığı için su
konusunda problemlerin olduğu yerel gazetelerdeki haberlerde görülmektedir.
Kocaeli bölgesinin su kaynakları arasında en öne çıkan Çene Suyu ve Paşa Suları şehrin
mahallelerine içme suyu olarak dağıtılan ancak devlete ait olup satın alınmayan
kaynaklardır. Sağlıklı ve kaliteli sular olduklarından, 1940 yılından sonra bu su yeterli
gelmeyince, belediye suların satışını serbest bırakmıştır185. İçme suyu arıtma ve dağıtma
meselesi, genel olarak Kocaeli çevresinin temel sorunu olmuştur. Su kaynaklarının
içmeye uygun hale getirilmesi ve şehrin her mahallesine ulaştırılması zaman içerisinde
başarılabilmiş, bazı dönemlerde çeşmelerde kuyruklar oluşmuş, yeni su kaynaklarına
yönelmek gerekmiştir.
Adapazarı’na ilk gelen su, 1734 yılında Deveoğlu Mustafa tarafından, Sapanca Gölü’nün
taşan sularını şehre tahliye etmekte kullanılan kanal üzerine yaptırılan küçük bir dolap
vasıtasıyla gelmiştir. Adına da “Çark Suyu” denilmiştir. Çark suyu Cumhuriyetin ilk
yıllarında motorla şehre su dağıtan, ancak suyu temizleme imkanı olmayan, dolayısıyla
salgın hastalıklara karşı tedirginlik duyulan mütevazi bir kaynak olmuştur186. Ancak
Adapazarı’nın birçok ilçeye nazaran kendi kendine yetmesi konusunda önemlidir.
İçme sularının temizliği, rutin boru bakımları, şehrin su şebekesinin genişletilmesi ve tüm
mahallelere köylere su ulaştırılması belediye başkanlarından talep edilen ilk konu
olmuştur.
Adapazarı kendi su ihtiyacını kaynak suları ve gerek şebekelerde gerekse içme suyu
olarak kullandığı Sapanca gölünden karşılamıştır. Sapanca, Sakarya ile Kocaeli illeri
185 Türk Yolu, 9 Şubat 1940, Sayı: 708. 186 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası, 1952, s.32- 33.
69
arasında uzanan tektonik oluşumlu tatlı su gölüdür. Kuzey Anadolu Fay Hattı etkisiyle
oluşan göl,16 km uzunluk, 5 km genişliğe sahiptir. Denizden yüksekliği 33 m. olan gölün
en derin yeri 53 m, ortalama derinliği 36 m'dir187. 1945 yılında Sapanca suyu, Kocaeli’ne
de aktarılmaya başlamış, göl suyu Kocaeli’nde sanayide, Sakarya'da içme suyu olarak
kullanılmıştır 188. Bu suyun haricinde su sıkıntısı devam eden İzmit için, Karakayalar
suyunun şehre getirilmesi sağlanmıştır189. Sapanca Gölü’nün suyunun içme suyu olarak
kullanılmasında sıhhi açıdan bir engel bulunmadığı yapılan tetkiklerde belirtilmiş olsa da
Sapanca’dan daha temiz bir kaynak suyunun şehre getirilmesi halk tarafından yerel
yönetimden her dönemde talep edilen bir konu olmuştur.
Adapazarı’nın bu dönemde sahip olduğu belirtilen kaynak suları Gökçen’in eserinde şu
şekilde verilmiştir:
“1.Reşadiye Suyu: Akyazı’nın güneydoğusunda Reşadiye köyündedir.
2.Şerefiye Suyu: Akyazı’nın güneyinde Şerefiye köyündedir.
3.Kuzuluk Maden Suyu: Sapanca’nın batısında Mahmudiye köyündedir.
4.Mahmudiye Suyu: Sapanca’nın batısında Mahmudiye köyündedir.
5.Memnuniye Suyu: Sapanca’nın güneyinde Memnuniye köyündedir”190.
Bu yıllarda Akyazı, Karasu, Geyve ve Hendek ilçelerinde su meselesi üzerine pek çok
plan ve proje yapılmıştır. Buna göre; İller Bankası tarafından Akyazı’ya bağlı mahalle ve
köylere su sağlamak amacıyla isale, depo ve şebekeden oluşan iş için 91.667 Türk lirası
keşif bedeli üzerinden 22 Aralık 1950 yılında ihale edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonunda
bu tesisatlar vasıtasıyla bölgeye su verilmesi sağlanmıştır. Aynı tarihte Hendek kazası
için, İller Bankası tarafından içme suyu elde etmek amacıyla 7 Nisan 1950’de 70.526,60
Türk lirası keşif bedeli üzerinden ihale yapılmış, çalışmalar sonunda kazaya su
getirilmiştir. Adapazarı’nda daha fazla içme suyu elde ederek ziraat ve hayvancılık
alanlarında kullanmak için fenni tesisat projesinin yapılması gerekmektedir. Yani su,
elektrik, kanalizasyon gibi her türlü şebekeyi içeren genel bir şebeke mevcut değildir.
187 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 10-11. 188 Türk Yolu, 31 Mayıs 1945, Sayı: 2033. 189 Türk Yolu, 3 Aralık 1950, Sayı: 30. 190 Rifat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 12.
70
Adapazarı’nda modern anlamda ilk içme suyu tesisinin kurulması amacıyla 1952 yılında
İller Bankası tarafından ihale yapılmış ve bu iş bir şirkete verilmiştir191.
1952 yılında başlanan, şehrin bol ve temiz içme suyuna kavuşturulması projesi, 1954
yılına gelindiğinde devam etmektedir. Çarkın Şarkışla mevkiinde dinlendirme
havuzlarında temizlenerek santrifüj motorları vasıtasıyla şebeke su tesviyesi yapılarak,
şehirde yaşanan susuzluk probleminin çözümü sağlanacaktır. Sapanca Gölü’nden şehre
kadar 7500 metre mesafesi bulunan ana su hattının bitmemiş kısmı 1400 metredir. 35 işçi
günde 10 boru döşediği için192, su konusunda çalışma hızının düşük olduğu görülmüş ve
yerel basında sıkça eleştirilmiştir.
Sakarya ilinin kurulduğu 1 Aralık 1954 tarihinde, şehrin suya kavuşacağı vaat
edildiğinden çalışmalar hızlanmıştır. Yapılan denemeler başarılı sonuçlar vermiştir.
Suyun, Beşköprü’den değil de yeni kurulan 80 metre rakımlı Şarkışla Tepesi’ndeki tevzi
kulesinden getirileceği için, çok katlı binalara da rahatlıkla çıkabileceği
düşünülmüştür193. Bu durumda Çark suyu iptal edilecektir. Fakat beklenilen süre zarfında
bu mesele halledilememiş, sonraki yıllara sarkmıştır.
1950-1954 yılları arasında, Adapazarı Kocaeli’ne bağlı iken, köylerin içme suyu temini
ve yol çalışmaları için ayrılan ödenek 953.245 Türk lirası iken, 1954 yılından sonra temin
edilen ödenekler miktarı oldukça artmıştır. Buna göre,
1955 yılında içme suyu için 348.241 Türk lirası, 1956 yılı için 1.177.439 Türk lirası, 1957
yılı için 1.453.968 Türk lirası, 1958 yılı için 576.963 Türk lirası ve toplamda 3.556.611
Türk lirası tahsis edilmiştir.194 Görüldüğü üzere, ayrılan tahsisatlar ve hükümetin
yardımları ile su işlerine büyük harcamalar yapılarak il genelinde su sorunu çözülmeye
çalışılmıştır.
1957 yazında, Sakarya ili köy içme suları isale işinde kullanılacak olan aspesti çimento,
tazyikli boru mübayası 38.800 liradan eksiltmeye çıkarılmıştır195. Çark Caddesi’ndeki su
yolu üzerinden ağır kamyonlar geçtiği için, borular ezilerek arıza çıkmasına neden olmuş,
191 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 73, 89. 192 Demokrat Sakarya, 1 Ekim 1954, No. 89. 193 Demokrat Sakarya, 30 Kasım 1954, No. 140. 194 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 161. 195 Yeni Ada Postası, 31 Temmuz 1957, No. 595.
71
buradaki boruların daha derine gömülmesine karar verilmiştir196. Salko Camii çeşmesi ile
Papuççular ve Karaosman Mahalleleri bulunan iki çeşmeden alınan numunelerde 1000
koli basili tespit edildiğinden, bu çeşmelerin suyu kesilmiştir. Halk, yerel basından
“Mikroplu Çeşmeler”197 başlığı altında uyarılmış, gerekli temizlik işlemleri yapılmadan
kullanımları engellenmiştir.
1959 yazında, 1950 yılından beri bir türlü çözülemeyen içme suyu meselesinde yeni bir
adım atılmıştır. 1 milyon 800 bin liraya mal olan tesislerin bir kısmı kullanılmayacak
duruma gelmiş olduğu için, İller Bankası bu tarihten itibaren su meselesi ile kendisi
ilgileneceğini açıklamıştır198. Adapazarı içme suyu projesi için kullanılacak filtre
havuzları İller Bankası tarafından Su İşleri Müdürlüğü’ne hazırlatılmış ve Eylül ayında
şehre gelmiştir199. Aynı yıl, Geyve-Alifuatpaşa içme suyu ihalesi 13.000 lira keşif bedeli
ile İller Bankası tarafından ihaleye çıkılmış, Ekim ayında iş teslim edilmiştir200.
“1950-1954 yılları arasında suyu getirilen köyler; Adapazarı’nda 23 köy,
Akyazı’da 13 köy, Karasu’da 6 köy, Hendek’te 9 köy ve Geyve’de 37 köye su
ulaştırılmıştır.
1955 yılında; Adapazarı’nda 8 köy, Akyazı’da 9 köy, Karasu’da 8 köy,
Hendek’te 6 köy ve Geyve’de 22 köye su temin edilmiştir.
1956 yılında; Adapazarı’nda 8 köy, Akyazı’da 1 köy, Karasu’da 6 köy,
Hendek’te 5 köy ve Geyve’de 12 köy suya kavuşturulmuştur.
1957 yılında; Adapazarı’nda 10 köy, Akyazı’da 8 köy, Karasu’da 11 köy,
Hendek’te 14 köy ve Geyve’de 20 köy ve Sapanca’da 16 köye su
ulaştırılmıştır.
1958 yılında; Adapazarı’nda 3 köy, Akyazı’da 5 köy, Karasu’da 14 köy,
Hendek’te 13 köy, Geyve’de 15 köy ve Sapanca’da 3 köye temiz içme suyu temin
edilerek, köylerin kazalar itibariyle kalan kısmı için 1960 yılına kadar
projelendirme yapılarak, müteahhitlere devredilmiştir. Buna göre;
196 Demokrat Sakarya, 12 Eylül 1954, No. 73. 197 Demokrat Sakarya, 28 Kasım 1954, No. 139. 198 Sakarya, 9 Temmuz 1959, Sayı:. 70. 199 Sakarya, 29 Ağustos 1959, Sayı: 74, Sakarya, 5 Eylül 1959, Sayı: 80. 200 Sakarya, 19 Eylül 1959, Sayı: 92.
72
1960 yılına kadar suya kavuşturulacak olan köyler; Adapazarı’nda 73 köy,
Akyazı’da 27 köy, Hendek’te 14 köy, Sapanca’da 6 köy, Geyve’de 10 köy ve
Karasu’da 15 köyden oluşmaktadır”201.
Ele alınan dönemde Adapazarı’nın su meselesinde, su işletmesinin bu yıllarda yaptığı
çalışmalar büyük oranda başarılı olmuşsa da su kıtlığının tamamen çözülmesi
sağlanamamıştır. 1960 yılına gelindiğinde bazı sokaklardaki çeşmelerin akmadığı,
vatandaşın evine su götüremediği yönünde şikayetler basına yansımıştır. O yıllarda henüz
her evde su şebekesi bulunmadığını, düşük gelirli vatandaşların su ihtiyacını mahalle
çeşmelerinden sağladıklarını söylemek mümkündür202. 1960’lı yılların sonlarına kadar
temiz su meselesindeki uğraşlar devam etmiştir.
1.3.2.2. Çevre Temizliği
Yol ve kaldırımların temizlenmesi, çöplerin toplanması, ortak kullanım alanlarının uygun
şartlarda düzenlenmesi belediyelerin üstlendiği işler arasında yer almaktadır203.
Adapazarı’nın hızla geliştiği, inşaat faaliyetlerinin de nüfusa paralel bir artış gösterdiği
1950’li yıllarda, bu konudaki hizmetleri karşılayabilmek için belediyeye düşen yük de
geçmiş yıllara nispeten daha fazla olmuştur.
Adapazarı Belediyesi, Kocaeli’ne bağlı olduğu 1946-1950 döneminde, bütçe formülünde
temizlik işlerinden sorumlu toplam 37 hizmetli çalıştırmıştır. Genel temizlik işlerinde
kullanılan 1 kamyon, belediyeye kayıtlı 6 otomobil, 1 taksi, 16 otobüs, 115 kamyonu
temin edebilmiştir. Bunlar vasıtasıyla kasabalardan toplanan çöpler kasaba haricindeki
bataklık atıl arazilere dökülmüştür. 4 hamamı ve 3 umumi tuvaleti bulunan ilçenin, fenni
bir mezbahası bulunmamaktadır204. Henüz küçük ve dar bütçeli bir belediye olması
hasebiyle, sahip olduğu imkanlar da o nispette gözükmektedir.
1950 yılı itibariyle şehirde kanalizasyonu olmayan bütün mahallelerde kanalizasyon
şebekesinin kurulmasına, eskimiş ve yetersiz kalan kısımlarının yeniden onarılmasına
201 Listelenen bilgilerin tamamı; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 165-
166. 202 Sakarya, 8 Kasım 1960, Sayı: 440 203 1580 Sayılı Belediye Kanunu Madde 24; Umumi ve hususi yerlerin süprüntülerini muntazam ve fenni
vasıtalarla toplatmak, kaldırtmak ve ifna etmek belediyenin sorumluluğundadır. Resmi Gazete: Tarih:
14/4/1930 Sayı:1471; Türk Yolu, 9 Şubat 1940, Sayı: 708. 204 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s. 1045-1046.
73
dair çalışmalar yapılmıştır. Şehrin fiziki yapısı sebebiyle, arazisinin düz olması ve doğal
akıntılardan faydalanılamaması, kanalizasyon şebekesinin kurulum işini zorlaştırmakta
ve masrafını artırmakta idi şeklinde yorumlanabilir.
1956 yılında 40 lık 380 m., 1200 m. ve 80 lik 90 m. lik şebeke yapılmış olup, 6797 m.
den oluşan iki kısım eklenerek, 1966 yılında daha iyi bir şebekeye kavuşulması
amaçlanmıştır. Ancak 1955 yılı sonrasında, Adapazarı’nda çok derin seviyede bir
kanalizasyon yapılması ihtiyacı doğmuş, mevcut haline göre sağlık şartlarını daha iyi
karşılayacağı ve bir drenaj vazifesi göreceğinden bahsedilmiştir. Bunun yanında yer altı
su seviyesinin de düşürülmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur 205.
1950-1956 yılları arasında yerel basına yansıyan şikayetler ve ihtiyaçları içeren haberlere
bakıldığında, imar sürecinde bulunan Adapazarı belediyesinin, temizlik çalışmaları
konusunda bazen yetersiz kaldığı görülmüştür. Özellikle sokakların iyi süpürülmemesi,
yağışlı havalarda Çark caddesinin çamura bürünmesi206, çöp toplayıcılarının ara
sokaklara uğramadan geçtiği ve hala çöp arabası olmadığı için atlı çöp arabaları ile
toplama işini yaptıkları 207eleştirilen konular arasında ilk sıradadır. Şehrin temizliği
açısından, vatandaş uyarılıyor ve evlerin önüne çöp atmama konusu sürekli gündemde
tutuluyordu. Biriken çöpler sebebiyle, sinek ve sıtma ile mücadele edildiğini ve halkın
çöp atma konusunda titizlik göstermesi için bazı cezai yaptırımlar uygulandığı
anlaşılmaktadır208.
1950-1958 yılları arasında belediye tarafından çevre temizliği ve kanalizasyon şebekesi,
atıl alanların ıslahı, hayvan kesim yerlerinin belirlenmesi, hal binası inşası, Pazar
yerlerinin denetlenmesi gibi, şehrin temizliğini etkileyen konularda yapılan çalışmalara
bakıldığında ciddi harcamalarda bulunulduğu görülmektedir209. Şöyle ki;
205 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi Yayını
No.5, 1968, s. 21, 36. 206 Sakarya Postası, 17 Kasım 1954, Sayı: 136, 14 Ocak 1955, Sayı: 186. 207 Sakarya Postası, 27 Ocak 1955, Sayı: 197. 208 Sakarya, 27 Temmuz 1959, Sayı: 145; Demokrat Adapazarı, 25 Ekim 1960, Sayı: 429. 209 1580 Sayılı Belediye Kanunu- “Madde 58’e göre, “Her nevi et, yağ, balık, zeytinyağı, peynir ve sebze
ve meyva, turşu, tuzlu balık gibi muhafazası ve satılması sıhhi ve baytari şeraite tabi yenilecek şeylerin
müzayedeli, müzayedesiz toptan alım ve satımının muayyen mahallerde ve belediye nezareti altında icrasını
temin için haller tesis ve idare etmek Belediyelerce, gerçek veya tüzelkişilerin belediye hudutları içinde yaş
meyve ve sebzelerin toptan alımı ve satımı için haller açmalarına izin verilebilir. Nüfusu 250.000 ve daha
yukarı olan belediyelerde açılacak toptancı hallerinin kuruluş, yönetim ve işleyişlerine ait usul ve esaslar,
belediye meclislerince tespit olunur. Nüfusu 250.000'den az olan belediyelerde açılacak toptancı hallerinin
74
“-23.705 m. tul kanal ve şarampol temizlettirilmiş, 5.425 m. açık ve kapalı
kanalın yeniden inşaatı tamamlanmış, bunlar 150.000 liraya mal olmuştur.
-Şehrin kanalizasyon işi yeniden ele alınmış, İller Bankası’ndan alınan 4
milyon lira ile bu iş finanse edilmiştir.
-Eskilerine ek olarak şehrin çeşitli mahallelerine 5 yeni umumi tuvalet
yapılmış, 33.561 lira sarf edilmiştir.
-99.689 lira tutarında modern bir mezbaha inşa edilerek halkın hizmetine
sokulmuştur. Hayvan Pazarı ihata duvarları yapılmış, çevresine düzen
verilmiştir.
-231.000 lira bütçe ile modern ve temiz bir hal binasının inşaatı tamamlanmış
olup, yıl sonunda hizmete koyulmuştur.
-Şehir mezarlığı ve hayvan pazarı ihata duvarları yapılmış, modern şehir
görünümüne uygun hale getirilmiştir.
-23.000 liraya mal olan Söğütlü’de modern bir hal binasının yapımı
tamamlanmıştır.
-1951’de Geyvede tarihi bir imaret ve hamam tamir ettirilerek, umumi bir
tuvalet yaptırılmıştır.
-Sapanca’da kaldırım, mezbaha eksikliklerinin giderilmesi konusunda
çalışmalar devam etmiştir.
-Akyazı Belediyesi için, İller Bankası ve İç İşleri fonundan yardım alınarak,
modern bir mezbaha yapılmış, yine aynı ödenekle beton kanal inşaatı
tamamlanmış, umumi bir tuvalet ve hal binası hizmete sokulmuştur. Toplam
maliyeti, 200.000 lirayı bulmuştur.
kuruluş, yönetim ve işleyişlerine ait usul ve esaslar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak bir
yönetmelikle tespit olunur. Bu yönetmeliklerle belirlenecek esaslara aykırı hareket edenler hakkında 1580
sayılı Belediye Kanunu ile 80 sayılı Kanunun ceza hükümleri uygulanır. Toptancı hali kuracak olan gerçek
ve tüzel kişilere lüzumlu krediler T.C. Ziraat Bankasınca sağlanabilir. “Resmi Gazete : Tarih : 14/4/1930
Sayı :1471.
75
Hendek Belediyesi sınırlarında, yolların ve kaldırımların temizliği işi ile
birlikte hamamı yıkılarak yeni bir modern hamam yapılmıştır”210.
Adapazarı belediye çalışmalarını vatandaşa duyurmak amacıyla 1960 yılında “Belediye
Basın Sözcülüğü” Sedat Kirtetepe tarafından kurulmuş, baş sözcü Baki Aslan olarak
belirlenmiştir. Yerel basından ilan edilen gelişmelere bakıldığında, bu dönem,
belediyenin temizlik işlerine önem verdiği, halin ve esnafların denetlediği, gıda
denetiminin uygulandığı bir dönem olmuştur. Belediyelerin sıhhi sorumlulukları arasında
bulunan lokantalar ve aşevleri denetlenerek, hijyen koşullarına uymaları konusunda
titizlik gösterilmiştir. 12 çöp arabası, 11 çöp kutusu, 20 çöp sepeti sipariş edilerek ihtiyacı
olan bölgelere yerleştirileceği belirtilmiştir. Ayrıca belediyenin kimya hanesinde, şehir
pazarından alınan ekmek, sucuk, bisküvi ve et numunelerinin tahlilleri yapılarak, bozuk
olanlar tespit edilerek, bu ürünleri satışa sunan kişilerin adliyeye sevkleri sağlanmıştır211.
Bu dönemdeki çalışmalarından anlaşıldığı üzere Adapazarı halkının refahı ve asayişini
temin etmek ve temiz bir şehir görüntüsüne kavuşturmak amacıyla zabıta ekiplerine
düşen görev ve sorumluluklar oldukça büyüktür. Belediye’nin bünyesinde çalışan bu
ekipler her konuda donanımlı olmadıkları halde, var olan imkanları çerçevesinde
fedakarane hizmet vermeye çalışmışlardır.
1.3.3. Şehir Elektriği ve Dağıtımı
Şehirlere elektrik dağıtılması işi, incelediğimiz dönemde Belediye hizmetleri arasında
bulunmaktadır. 1580 Sayılı Belediye Kanunu’na göre;
“Doğrudan doğruya veya alakadar tarafından müracaat üzerine gaz, su,
elektrik sarfiyatını müş`ir saat ve aletleri veya taksimetreleri teftiş etmek;
Hususi mahiyette elektrik tesisatı gibi işlerin yapılmasına ve umuma ait
suların ihtiyaçtan fazlasının hususi istihsalatta kullanılmasına ve beldenin
muayyen mevkileri arasında yük başına ücret alan nakil vasıtalarının
işletilmesine, inhisarı tazammun etmemek üzere, ruhsat vermek” de
belediyelere aittir212.
210 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154-156. 211 Sakarya, 11 Kasım 1960, Sayı: 443. 212 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Madde 47, Madde 5, Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930, Sayı: 1471.
76
Adapazarı, elektrik, yol ve kanalizasyon gibi faaliyet alanlarında kendi kendine yetebilen
nadir şehirlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 1926 yılında, Adapazarı’nda Tahta
ve Demir Fabrikası tarafından elektrik üreten motordan şehre ilk cereyan verilmeye
başlanmıştır. Bu fabrika, bugünkü adıyla Ziraî Donatım olarak bilinmektedir. 1926’dan
sonra kentin elektrik ihtiyaçları uzun bir süre buradan sağlanmıştır. Adapazarı,
İstanbul’dan sonra ilk elektrik getirilen yerlerden birisi olmakla birlikte, bunun daha önce
gerçekleşmiş olduğu bilinmektedir213.
Demokrat Parti iktidarının yapmayı hedeflediği önemli işler arasında, Kocaeli ve
çevresinin elektrik şebekelerini ıslah etmek ve elektrik yokluğundan sıkıntı yaşayan
köylerin elektriğe kavuşması ilk sıralarda olmuştur. 1950-1953 yıllarında, şehrin elektrik
enerjisinden 300’den fazla küçük sanayi kurumu faydalanarak, üretim alanlarını
genişletme şansı elde etmişlerdir214.
Dönemin ortalarında şehrin aydınlatma sorunu büyük oranda çözülmüş olsa da, bazı ara
sokaklar ve parklarda akşamları elektrik kesintisi olduğu anlaşılmaktadır. 1954 yılında
Atatürk parkının elektriklerinin yanmadığı belirtilmiştir215. Bu sebeple, şehre daha bol
enerji sağlayabilmek için 5 km. mesafeden trafo merkezinden alınan enerji yeni tesislerle
şehir merkezine taşınmış, bu iş için 250.000 lira harcanmıştır216. Bu sayede şehir daha
çok elektrik enerjisine kavuşmuştur.
1953 yılında elektrik işleri çerçevesinde Etibank tarafından İzmit-Hereke ve Darıca enerji
hattının inşası tamamlanıp faaliyete geçtiğinde, bu hat üzerinden yakın bölgelere elektrik
verilmeye başlanmış, ayrıca Pamukova için de elektrik ihalesi verilerek hizmete
açılmıştır. Bu hattın açılışı ile, bölgedeki elektrik sıkıntısı oldukça hafiflemiş, sanayi
elektriği sorunu çözülmüş, fabrikalara bol enerji sevk edilebilmiştir217. 1954 yılında il
olduktan sonra, alt yapı ve elektrik şebekesi konusunda yatırımlarını hızlandıran
Sakarya’da yeni elektrik projeleri kabul edilip uygulanmıştır.
213 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 14. 214 Hasan Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953),
s.40. 215 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Mayıs 1954, Sayı: 735. 216 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit 3. Bölge Nüshası, s.153. 217 Bizim Şehir, 26 Haziran 1954, Sayı: 643.
77
Demokrat Parti hükümetinin 1950-1960 yılları arasında elektrik konusunda yurt
genelinde yapmış olduğu en büyük yatırım şüphesiz baraj inşa etmek olmuştur. Türk-
Amerikan ortak projesi olarak kabul edilen, “Sarı Yar Barajı” nın inşa edilmesi bunlardan
biridir. Baraj Sakarya’nın ve çevresinin elektrik ihtiyacını karşılama konusunda önemli
bir hamle olmuştur.
1952 yılında, Sakarya nehri üzerinde Sarıyar barajı ve hidroelektrik santrali ve baraj
inşaatı yaptırılması konusu karara bağlanmıştır. Bunlardan üretilecek enerjinin kuzeybatı
Anadolu’nun şehir ve kasabalarına dağıtılması için Etibank’a tasarruf imtiyazı verilmiştir.
Gelecek yıllar içinde Kuzeybatı Anadolu Elektriklenme Türk Anonim Ortaklığı’na
devredilmesi Bakanlar Kurulunda kabul edilmiştir218.
Sakarya Nehri üzerinde inşa edilen Sarı Yar Barajı, Türkiye’nin il ve en büyük
hidroelektrik santrali projesi olarak 1953 yılında tamamlanarak hizmete sunulacaktır219.
İktisadî İşbirliği İdaresi özel Misyonu başkanı Ortaelçi Mr. Russel H. Dorr, Elektrik İşleri
Etüd İdaresi Genel Müdürü Emin Yümer, Etibank İnşaat Şubesi Müdürü ve Bankanın
mühendisleri ile teknik elemanları beraberinde olmak üzere, Temmuz 1951 ‘de Marshall
Yardımından temin edilen ödeneklerle inşa edilmekte olan Sarıyar barajı ve hidroelektrik
santrali inşaatını yerinde incelemeye gelmiştir. Mr. Russel H. Dorr, Ankara- Nallıhan
şosesinden itibaren baraj yerine doğru inşası devam eden servis yolları, site ve Sakarya
nehri üzerindeki köprü ile tünel tesislerini ve yakında inşasına başlanacak olan baraj ve
santral yerlerini gezerek gerekli gözlem ve açıklamaları yapmıştır. Sarıyar tesislerinin
218 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/129.66.4. 219 Barajın kurulması ve işletme imtiyazı hakkındaki kararlardan bazıları; “Madde 1 — İşbu Sözleşme ve
ilişiği şartlaşma hükümlerine tevfikan Türkiye Cumhuriyeti tarafından Etibank’a aşağıda yazılı hususlara
şamil olmak üzere imtiyaz verilmiş ve Etibank tarafından da kabul olunmuştur.
İmtiyazın mevzuu ve hududu:
Madde 2 — İmtiyazın mevzuu bu Sözleşme ile ilişiği şartnamedeki hüküm ve şartlar dâhilinde Sakarya
Nehri üzerindeki Sarıyar mevkiinde su kuvvetinden faydalanılarak bir baraj ve müştemilatıyla bir
hidroelektrik santrali tesis ve bu santraldan istihsal edilecek enerjinin Kuzey Batı Anadolu'nun belli başlı
şehir ve kasabalarına, bu arada bilhassa, İstanbul, Ankara, Kırıkkale, Eskişehir, Bursa, Adapazarı, İzmit
ve diğer şehir ve kasabalara nakli ile buralarda mevcut ve kurulacak işletmelere ve sanayi müesseselerine
toptan elektrik enerjisi verilmesidir.
İmtiyaz hakkının şümulü:
Madde 3 — İmtiyaz sahibi, Kuzey Batı Anadolu'nun elektriklendirilmesi hududu dâhilinde mevcut veya
yeniden yapılacak umumi yollarla cadde ve sokakların gerek altında ve gerekse üstünde elektrik enerjisi
nakil ve tevzi için gerekli inşaat ve tesisleri bu Sözleşme ile ilişiği şartlaşma hükümlerine, belediye
mevzuatına ve Bayındırlık Bakanlığınca onanmış projelere göre yapılmasını taahhüt ve bunları daima iyi
bir halde bulundurmakla mükellef olacaktır” Resmi Gazete, 19 Kasım 1952, Sayı:8261, s.4982); Şahin,
Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 115.
78
dışarıdan getirilecek makine ve malzemesiyle, teknik hizmetlerine harcanacak olan
27.200.000 dolar ödeneğin 8.200.000 doları Marshall yardımından, 18 milyar dolara
yakınıysa, Avrupa tediye birliğindeki başlangıç kredisi fonumuzdan karşılanmaya
çalışılmıştır220.
Sarıyar Barajı, Türkiye enerji üretimi adına atılmış en önemli adımlardan biri olmuştur.
Bölge halkının eski tarihlerden beri arzu ettiği bir yatırım olarak bu dönemde
tamamlanması mümkün olmuştur. Bir diğer ismiyle Hasan Polatkan Barajı, kurulduğu
dönemde bölgenin kaderini de değiştirmiştir. Yapımı aşamasında birçok köy sular altında
kalmış, köylerin yüksek yerlere taşınarak tekrar kurulması sağlanmıştır221. Bugün hala
bölgedeki önemini korumaktadır. Sarıyar barajı, Adapazarı ovasındaki feyezan
tahribatının önlenmesinde de kısmen faydalar sağlaması amaçlanarak inşa edilmiş bir
barajdır.
Santralin çalışma şekli ve üreteceği miktar hakkında yapılan açıklamaya göre; Santralin
arkasındaki alanda, transformatörler, şalterler ve seksiyenerler (çeşitli dağıtım
elemanları) vardır. Jeneratörlerde elde edilen elektrik enerjisinin voltajı 13.800’ dür. Bu
enerji, transformatörler aracılığıyla 154.000 volta yükselmekte ve enerji taşıma hatları ile
Ankara’ya ve ters istikamette Adapazarı üzerinden İstanbul’a sevk edilebilmektedir. Bir
senelik dönemde, Sarıyar hidroelektrik santralinde 427 milyon kilovat saatlik elektrik
enerjisi üretilebilecektir. Enerji taşıma hatları ile transformatör ve kayıpları %5
sayıldığında, satılabilecek olan senelik enerjinin, 400 milyon kw/saat olacağı
düşünülmüştür. Bu rakam, Türkiye’de önceki yıllarda üretilen enerji miktarının %25’ine
denk düşmekte ve Türkiye’nin 1941 senesindeki toplamenerji üretimine karşılık
gelmektedir222. Bu santralin fiilen çalışmaya başlaması hem Sakarya hem de çevre illerin
elektrik ihtiyacının karşılanmasında ve elektrik şebekesindeki sıkıntıların azalmasında
önemli bir etkiye sahip olmuştur.
Avrupa’nın sayılı büyük barajlarından biri olan Sarıyar, 6 yıllık inşaat faaliyetlerinin
ardından, 9 Aralık 1956’da hizmete girmiştir, Sarıyar barajı kalabalık bir tören eşliğinde,
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından şaltere basılarak faaliyete geçirilmiş ve Kuzeybatı
220 Ayın Tarihi, 16 Temmuz 1951. 221 “Sakarya Nehri”, TRT Belgesel Yayını, 2016. 222Ayın Tarihi, 28 Kasım 1956.
79
Anadolu şebekesine bağlı şehirlere elektrik enerjisi ulaştırılmasına başlanmıştır. Açılış
töreninde, dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, TBMM Başkanı Refik Koraltan,
Başbakan Adnan Menderes, Milletvekilleri, Başbakanlık Müsteşarı, Komutanlar, iktisadi
devlet kuruluşlarının mensupları ve bankaların müdürleri ile ileri gelen isimleri, Ankara,
İstanbul, İzmir üniversitelerinin akademisyenleri, gazeteciler, Ankara, İstanbul gibi
komşu şehirlerin mülki amirleri ve belediye ve ticaret odaları temsilcileri, Etibank
yöneticileri, bazı öğrenci ve esnaf birliklerinin temsilcileri ve oldukça yoğun bir vatandaş
topluluğu katılmıştır223. Barajın enerji nakil hatlarının tamamlanmasından sonra, santral
tesislerinin inşaatı 1956 yılında devam etmiştir224.
Adapazarı’nda 1955 yılında, elektrik sayaçları ayar masası kurularak, her sene İstanbul’a
gitmek zorunda kalan 1000’den fazla sayacın ayarlanması işi şehirde çözüme
kavuşacaktır. Kurulacak ayar masası, Bolu, Düzce, Mudurnu, Göynük, Bilecik, Akçakoca
gibi şehir ve kasabaların ihtiyacını da karşılamayı hedeflemiştir225. Dağdibi’nden sonra
Göktepe ve Akarca köylerine elektrik verilmiştir226. Arifiye’de bir trafo merkezi
kurularak, Akyazı kazasının Dokurcun köyünde bir elektrik santrali hizmete
sokulmuştur227.
1957 yılında, 14 belediye ve civarındaki köylerin elektrik projeleri de ihale edilmiştir. Bu
yerleşim merkezleri şunlardır: Adapazarı, Akyazı, Hendek, Karasu, Serdivan, Arifiye,
Sapanca, Alifuatpaşa, Pamukova, Geyve, Söğütlü, Sinanoğlu, Kocaali, Taraklı ve
çevrelerindeki yakın köyleri içermektedir. Bu projenin yürürlüğe koyulması amacıyla,
İller Bankası tarafından 160.000 liralık bir ihaleye çıkılmıştır228. Alifuatpaşa köy idare
heyetinin girişimleri sonucunda, Sakarya nehrinde yapılacak tesislerle köye elektrik
getirilebilmesi için 2.000 Türk Lirası ödenek ayrılarak, milletvekili Selami Dinçer
aracılığı ile İller Bankasıyla anlaşma imzalanmıştır. Etibank tarafından 1953 yılında
başlanan Adapazarı-Bursa-Eskişehir enerji nakliyatı ve transformatör istasyonları inşaatı
tamamlanarak hizmete açılmıştır. Sakarya Vilayetinin enerji ihtiyacı artık bu hat
223 Ayın Tarihi, 9 Aralık 1956. 224 Ada Postası, 9 Ağustos 1956, Sayı: 1297. 225 Demokrat Sakarya, 2 Eylül 1954, Sayı: 64. 226 Yeni Ada Postası, 15 Ağustos 1957, Sayı: 1608. 227 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1958, Sayı: 1236. 228 Demokrat Sakarya, 22 Ekim 1957, Sayı: 1029.
80
üzerinden sağlanacaktır. Akyazı kazasının elektrik şebekesi, İller Bankası tarafından tesis
edilen 127 beygir gücündeki hidroelektrik tesisatı ile hayata geçirilmiştir229.
29 Ekim 1958 tarihinde, Cumhuriyet kutlamaları sonrasında, Sakarya Valisi Nazım Üner,
Belediye Başkanı Necdet Güven, Millî Eğitim Müdürü Şevket Erdem, daire müdürleri ve
kalabalık bir halk kitlesinin katılımıyla, Adapazarı’nda üç tesisin açılışı gerçekleşmiştir.
Bunlardan biri, şehrin modern elektrik şebekesidir, diğer ikisi spor alanı ve
kütüphanedir.230. Bu tesisin açılışıyla da Adapazarlıların uzun yıllardan beri çekmiş
olduğu elektrik sıkıntısı büyük ölçüde sona ermiştir.
1958 yılında, Kandıra’da elektriğin kilovatı 43 kuruştan dan 53 kuruşa yükselmiş, 5 ton
suya kadarki harcamalarda 250 kuruş 15 tondan fazla su harcamalarında ton başı 40 kuruş
alınacaktır. Önceden tüm abonelerden standart olarak 5 lira alınmaktaydı231.
Adapazarı’nda ise yeni zamlarla, 1959 yılında sanayi elektriği kilovatı 13 kuruştan,
normal mesken elektriği 23 kuruştan satılmaya başlanmıştır232.
1960 yılı Şubat ayında, Sarıyar elektrik enerji hattından Sakarya’daki bazı yerleşim
merkezlerine elektrik verilmesi için çalışmalar başlatılmıştır, yaklaşık olarak 300 köyün
fayda sağlayacağı proje sonucunda, Söğütlü, Sinanoğlu, Karasu, Kocaali, Arifiye,
Sapanca, Akyazı ve Hendek gibi yerleşim yerleri, elektriğe kavuşarak aydınlatılması
mümkün olacaktır. Geyve kazasının şebekelerinin dağıtım ve iyileştirme çalışmaları, İller
Bankası tarafından yürütülmüştür. 1959-60 yılları arasında, sokak lambalarının
yanmaması ve bazı sokakların aydınlatılamaması hakkında şikayetler dile getirilmiş
olduğundan, eskiyen elektrik direkleri ve trafolarının onarılması ve yeni direklerin
dikilerek tel çekilmesi çalışmaları hız kazanmıştır233. Bu çalışmalar sonucunda, genel
olarak şehrin elektrik ihtiyacı karşılanmış, aydınlatma hizmetleri yaygın hale gelmiş ve
elektrik sıkıntısı büyük oranda çözüme kavuşmuştur.
229 Demokrat Sakarya, 19 Aralık 1959, Sayı: 695; 11 Şubat 1960, Sayı: 1741. 230 Demokrat Sakarya, 30 Ekim 1958, Sayı: 1344. 231 Demokrat Sakarya, 19 Mart 1958, Sayı: 34. 232 Anadolu, 5 Mart 1959, Sayı: 851. 233 Sakarya, 13 Temmuz 1959, Sayı: 33; 11 Kasım 1960, Sayı: 443, Demokrat Sakarya, 11 Ocak 1956,
Sayı: 484.
81
1.3.4. İtfaiye ve Zabıta Çalışmaları
Yerel yönetimlerin sorumluluğunu üstlendiği işlerden bir diğeri de itfaiye işleri
kapsamındaki, yangın söndürme, yangının çıkış sebeplerini tespit ederek, gerekli
önlemleri almak olduğundan, belediyelerin bu konuda eğitimli itfaiye teşkilatını kurup
geliştirmesi gerekmiştir. 1580 Sayılı Belediye Kanuna göre234 de bu sorumluk
belediyelerdedir. Özellikle ormanlık arazisi yoğun olan Kocaeli’nde ve buraya bağlı
Adapazarı gibi tüm ilçelerde bu hizmet sağlanmıştır. 1950 yılı başlarına kadar Adapazarı,
Akyazı, Geyve ve çevresinin yangınlarını söndürmek üzere merkezlerde oluşturduğu bir
itfaiye memurluğu ekibi mevcut olsa da, buradaki itfaiye hizmetleri merkez ilçe olan
İzmit kadar gelişmemiştir.
1945-1950 yılları arasında bölge itfaiye teşkilat kadrosu; 1 çavuş, 2 şoför, 12 erden
oluşup, itfaiye aracı ve teçhizatı olarak da 2 arazöz, 2 motor, 8 kanca, 8 balta, 2
cankurtaran ipi, 10 kazma-kürek, 400 m. Hortum, 3 merdiven, 2 küskü-balyoz, 4 karpit
feneri, 30 gaz maskesi, 1 oksijen cihazı, 1 sedye, 2 takım lastik elbiseden ibarettir 235. Bu
dönemde çıkan yangınlarda, çeşitli ilçelere bağlı köylerin zarar gören, ev ve samanlıkları
yanarak yıkılan vatandaşları için, civar ormanlardan afet yardımı kapsamında kerestelik
ağaç verilmesi sağlanmıştır236. Adapazarı Belediyesi, su ile söndürülemeyen yangınlarda
kullanılmak üzere, dışarıdan ilk defa yangının üzerine köpük sıkan bir cihazı bu dönemde
getirtebilmiş, yapılan denemeler etkili çözüm olacağını ispat etmiştir237. Bu ise, itfaiye
konusunda eksikliklerin genel durumunu göstermektedir.
Dönemin yerel gazetelerindeki haberlere yansıyan, 1950-1954 döneminde çıkan
yangınlarda üzücü sonuçlar ve kayıplar yaşandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde
Kocaeli’ne bağlı olan Adapazarı ve diğer ilçelerdeki itfaiye teşkilatının imkanları,
234 1580 Belediye Kanunu Madde 37-38; “Yangın yerlerini ve mahalle haline getirilecek yerleri kanun
dairesinde tanzim ve imar etmek ve alelumum inşaat, tamirat ve ilavat planlarını kanuna tevfikan tetkik ve
tatbik etmek; - Alelumum sinai müessese ve fabrikaların, elektrik, tenvirat ve tesisatının, makine ve motör
ve inbiklerinin kazan, ocak ve bacalarının gerek ilk önce ve gerek sonradan muttariden ve muntazaman
fenni muayenelerini icra etmek, etrafındakilerin sıhhatları huzur, rahat ve malları üzerine fena tesir icra
edip etmediklerini tetkik etmek, zararlarına mani olmak” (1580 Sayılı Belediye Kanunu, Resmi Gazete :
Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471). 235 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s. 1046. 236 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/101.34.3. 237 Ada Postası, 6 Eylül 1949, Sayı:168.
82
merkezdeki imkanların gerisinde olmuştur. 1950’lerin başlarında kaydedilen bazı
yangınlar hakkındaki bilgiler şöyledir;
Akyazı’da Keremali Dağı’nda köknar ve kayın ormanlarında meydana gelen yangınlar,
etkisini birkaç gün devam ettirmiştir. Geyve kazasının Alifuatpaşa köyünde, bir kereste
fabrikası tamamen yanmış, yangının diğer binalara atlamaması için İzmit Belediye
itfaiyesi destek göndererek köye gitmiş ve yangının söndürülmesi için büyük gayret sarf
etmiştir. Yangının verdiği maddi zarar oldukça fazla olmuştur. Yine, Eylül 1953’de
Geyve kazasının Pamukova bucağındaki Kazımiye ormanlarında ve Geyve’nin Taraklı
nahiyesinde Hanlıdere ormanlarında büyük birer yangın çıkmıştır. Yangın, jandarma,
orman bölge şefliği ekipleri ve köylüler tarafından sündürülmeye çalışılmış, Jandarmanın
yardımları ile beş gün sonra söndürülebilmiştir. Bu üzücü örnekler o yıllarda yangınla
mücadele için daha ciddi ve acil önlemler alınması gerekliliğini ortaya koymuştur.
1954’te Gebze’de bir ormanlık alanda çıkan ve büyük çapta zarar veren yangının
zamanında müdahale edilemediğinden söndürülememesi eleştirilere neden
olmuştur238.Şehirdeki en büyük yangın ise, Tekel binasında çıkan ve 1 milyon liralık
zarara yol açan yangın olmuştur. Adapazarı itfaiyesi ile İzmit, Hendek itfaiye ekipleri ve
Jandarma’nın desteği ile söndürülebilmiştir239. Yeterli donanıma, araca ve personele
sahip olmaması sebebiyle Adapazarı merkezi ve çevresinde çıkan çok sayıdaki yangının
hasara sebep olduğu kaydedilmiştir. Şehir içinde çıkan yangınlar genellikle bacaların
tıkanması sonucu, çeşitli ihmaller ve bazen de elektrik kaçaklarından çıkmıştır240. Bu
sebeple 1955 yılı sonrası Adapazarı için bu konuya daha fazla önem verilerek daha
teşekküllü bir itfaiye müdürlüğü oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır.
Adapazarı itfaiye binası, 1954-1955 yılındaki durumuna bakıldığında, İtfaiyenin sadece
3 arazözü ile 1500’e yakın bacası bulunan şehirde yeterli olamayacağı belirtilmiştir. Bu
imkansızlıklar sebebiyle çeşitli yollarla arazöz temin edildiği belirtilmektedir. Örneğin,
Hendek itfaiye ekipleri için, belediye tarafından 1957 yılında tahsis edilen bir kamyona 3
ton kapasiteli bir tank yaptırılarak arazöz haline getirilmesi sağlanmış ve 60.000 Türk
238Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.98, 107-108; Tunç, Demokrat Parti
Döneminde Kocaeli 1950-1960, s. 119-121; Bizim Şehir, 25 Ağustos 1954, Sayı; 691; Türk Yolu, 5 Ekim
1954, Sayı: 4908. 239 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1954, Sayı:32. 240 Yeni Ada Postası, 6 Aralık 1955, Sayı:. 1091.
83
lirasına mal olmuştur241. Şehir merkezinde oldukça eskimiş, bakımsız kalmış,
duvarlarındaki çatlaklar sebebiyle de tehlikeli hale gelmiş olduğundan, yeni bir itfaiye
binası yapılması zorunluluğu doğmuş242, çoğu kez bu konuda istekler dile getirilse de bu
işe başlanması zaman almıştır. 1958 yılına kadar, yapımına başlanan itfaiye garajı ve erat
koğuşunun 64.277 lira karşılığındaki bir bölümü tamamlanmıştır243.
İtfaiye hizmetlerinin daha etkili yürütülmesi için, itfaiye memurlarının gerekli donanıma
ve özel koruyucu kıyafetlere de sahip olması gerekmektedir. Bu dönemde Kocaeli’nde
temin edilen ve kullanılan ısıya dayanıklı kıyafetler, diğer ilçelerde de kullanılacak,
itfaiye ekipleri başarılı çalışmalar yürüteceklerdir244. İtfaiyecilik çalışmaları alanında,
1956-1960 yılları arasında Adapazarı merkezinde insanların can ve mal güvenliğini tehdit
eden yangın, fırtına, patlama, heyelan gibi olaylara müdahale edilerek, meydana gelen
çeşitli derecedeki olaylarda, genellikle can kaybı yaşanmadan ekipmanların da sağladığı
destekle hızlı söndürme, kurtarma işlemleri gerçekleştirildiği görülmektedir. Ne var ki,
bu konuda alınacak önlemler, her dönem için yeni boyutlar kazanmakta olduğundan,
büyüyen ve gelişen ilin ihtiyaçları da sürekli artış göstermiştir.
1.3.5. Parklar ve Mezarlıkların Düzenlenmesi
Adapazarı, imar planına uygun olarak, büyük zarar gördüğü 1943 depreminden sonra
adeta yeniden inşa edilmeye başlanmıştır. Her gün artan nüfusu sebebiyle, inşaatlar da
hummalı derecede devam etmekle birlikte, 1950 yılından sonra belediye bütçesinin 1,5
milyonu geçmesi ile sosyal hayatı hedef alan çalışmalar da gündeme gelmiştir.
Belediye tarafından, ana caddeler ağaçlandırılarak yollara parke döşenmiş, şehrin üç
yerine parklar yapılmıştır. Meşhur Çark mesiresi bu dönemde modern bir gazino ve
mesire yeri olarak yeniden düzenlenmiş ve halkın kullanımına sunulmuştur245.
Adapazarı şehir merkezinde henüz bulunmayan Atatürk heykeli yapılması için kampanya
başlatılmış. Bu kampanya, hem öğretmen ve hem de gazeteci olan Abdullah Çelik’in
241 Demokrat Sakarya, 1 Ekim 1954, Sayı: 89. 242 Sakarya Postası, 3 Ocak 1955, Sayı: 185. 243 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154, 156. 244 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli 1950-1960, s.121. 245 “Adapazarı’ndan Notlar”, (Yazarı belirsiz), Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953), s. 50.
84
girişimleriyle başlatılmıştır. Çelik’in konuyla ilgili güzel bir değerlendirme de sunan
gazete yazısının bir kısmı şöyledir:
“Bu güzel şehirde mevcut olmayan hiçbir nesne yok diyebiliriz. Şehir her
bakımdan güzel. Parkı var, sineması var, stadyumu var, çark gibi güzel bir
mesire yeri var, asfaltımsı yolları var. Hani insanoğlunun rahatı için,
insanoğlunun yüzünü ağartmak için her şey var. Ama topyekûn
Adapazarılıların, Sakaryalıların yüzünü ağartacak, gelecek nesillere gurur
ve iftihar kaynağı olacak bir eser yok. Onun da ikmali, bugünün gençliğine,
bugünün bu şehri ve Atatürk severlerine düşüyor... Ve bir nebze vazifesini
yapmış Atatürk çocuğu olmak için, aziz, vefakâr, fedakâr ve vatanperver
Adapazarılıları, Sakaryalıları Atatürk’ün heykelinin yapılmasına daveti çıkar
yol buldum. Bu şehrin münevverleri, aydın ve yarı aydınları el ele vermeliyiz.
Bir “Atatürk Heykelini Yaptırma Derneği” kurmalıyız. Faaliyetimizi yeni
kurulan Sakarya ilinin her ilçesine, bucağına ve hatta köyüne kadar
göstermeli ve bir Atatürk heykeli uygun görülen yerine dikilmeli. Bu hususta
resmî ve hususi müesseselerden, belediyemizden, vs. Yerlerden çok büyük
yardımlar göreceğimizi katiyetle umuyoruz. Bir teşebbüs, hayırlı bir teşebbüs
bekliyoruz”246.
1950-58 döneminde, 3 parkı mevcut olan Adapazarı’nda, Atatürk parkı ismiyle yeni,
hepsinden geniş ve modern dördüncü bir park yapılmış, parkın ihata duvarı, kanepe
inşaası, çiçeklendirilmesi ve genel çevre temizliği işlerine toplam 36.500 lira sarf
edilmiştir 247.
1955’te hizmete giren Adapazarı Atatürk parkına, özellikle öğretmenlerin rağbet ettiği bir
lokal açılarak, parkın onarımı ve çevre düzenlemesi tekrar yapılmıştır248.
İbrahim Bey Parkı’nın havuzu onarılarak, 270 m. lik uzun bir kanalizasyon hattı
yerleştirilmiş249, Karasu Belediyesi tarafından da sahilde modern bir plaj gazinosu inşa
edilmiştir250. Halkın mesire yerlerine ve plaja olan ilgisi yeni parkların da talep edilmesi
246 Demokrat Sakarya, 3 Temmuz 1954, Sayı: 15. 247 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.153. 248 Demokrat Adapazarı, 5 Ekim 1959, Sayı:15. 249 Sakarya Ekspres, 14 Mayıs 1960, Sayı:797. 250 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.157.
85
doğrultusunda ilerleyen yıllarda park yeri oluşturma, mesire yerleri düzenleme
faaliyetleri devam etmiştir.
1957 yılında, yeni kurulmuş olan Adapazarı’nın Sapanca ilçesinde, Sapanca Gölü’nün
batı kısmında Seka Kampı adı ile bir kamp bulunmaktadır. Belediye tarafından çevre
düzenlemesi yapılmış olan bu kamp, sahip olduğu çocuk oyun bahçeleri, yeşillendirilmiş
alanlar, dinlence yerleri ve plajıyla çevre ilçelerden yoğun ilgiyle ziyaret edilen bir
tesistir. Adapazarı’na 1950-1960 dönemlerinde, park ve yeşil alan kazandırma
bağlamında, İzzet Şükrü Enez, Gümrükönü’nde Atatürk Parkı’nı ve Kömürpazarı’nın
orta bölümündeki Enez Parkı’nı, 1950’de, Ali Necdet Güven, Gümrükönü’ndeki kamu
binalarını yıkarak Atatürk Bulvarı’nı, 1960’da, General Sedat Kirtetepe, Şemsiyeli Parkı
1962’de kazandırmıştır.
Adapazarı’nda, ıslaha tabi tutulan alanlardan biri de mezarlıklardır. Mezarlıklar
belediyelerin tasarrufunda bulunmaktadır. Dolayısıyla bakımı ve onarımı da sorumluluk
alanlarıdır251. Kanun çerçevesinde, mezarlıklarla ilgili taşıma ve kamulaştırma gibi
çalışmaları bu hakka istinaden yürütmüşlerdir.
İzzet Şükrü Enez’in Adapazarı’na ait hatıralarında ifade ettiği üzere, 1940’ lı yıllarda
şehir merkezindeki mezarlıklar oldukça çirkin bir görüntü sergilemekteydi. 1947 yılından
sonra mezarlıkların belediyelere devredilmesi ile duruma el atılabilmiştir. Müftülük
makamından izin alınarak atıl durumda kalan eski mezarlıklardan alınan kabirler,
Yorgalar mezarlığına taşınmıştır. Kabirlerin taşınmasından sonra, Ankara’ya başvuru
yapılmış gerekli izinler alınarak boş kalan bu arazilere çeşitli devlet kurumlarının inşa
edilmesi sağlanmıştır. Bu arazilerde, halkın hizmetine sunulan çeşitli parklar ve devlet
kurumları yapılmıştır. Örneğin, eskiden mezarlık olan sonrasında şehir merkezinde kalan
sahada, Yeni Cami, Belediye Hizmet Binası, Postane, Çocuk Esirgeme Kurumu ile Yapı
Kredi’ye ait binalar tesis edilmiştir252.
2511580 Sayılı Belediye Kanunu, “Madde 160- Metrük ve kimsesiz mezarlıklarla vakfa ait olan umumi
mezarlıklar bilümum hukuk ve vecaibi ile belediyelere devrolunmuştur. Bu kanunun neşrinden sonra
belediyeler devren alıncaya kadar satılması memnudur. Bu kanunun neşrinden evvel Evkafça taksitle
satılan mezarlıkların henüz istifa edilmeyen taksit bedelleri dahi belediyelere aittir. Belediyeler bu kanun
mucibince yapılacak nizamnameye göre en çok on seneye kadar mezarlıklara ait tesisatı ikmal ederler”,
Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930 Sayı:1471. 252 İzzet Şükrü Enez’in hatıralarından naklen, Özdemir, Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960),
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011.
86
1950-60 döneminde mezarlıklar, şehrin ihtiyacını karşılar seviyede olup, en öne çıkan
Yorgolar mezarlığıdır. Şehrin kuzeyinde 14.000 kişiye yetecek büyüklükte yeni bir
mezarlık yapılmıştır. 8.500 liraya şehrin mezarlığına ait ihata duvarları tamamlanmıştır
253. Şehrin görünümünü bozmadan düzenlemeleri yapılmış, köy ve ilçelerin asri
mezarlıkları da aynı şekilde ele alınmıştır.
Adapazarı Belediyesi bu dönemde, il genelinde bağlar ve örnek meyve bahçeleri tesis
etmek için, 267.000 fındık, dut ve bağ çubuğu ile 6000 kavak fidanı dikmiştir. 47.000
adet armut, şeftali, erik, kiraz ve vişne fidanı dikilerek örnek meyve bahçeleri
oluşturulmuştur254. Bu çalışmalar, şehir peyzajına katkı sağlamakla birlikte, köycülüğü
sevdirme ve örnek bahçeler kurarak teşvik etme amacına da yönelmiştir.
1.3.6. Yol Yapım Çalışmaları
Belediye hizmetleri arasında, en masraflı ve zahmetli işlerden sayılan, şehir içi ve
şehirlerarası ulaşımı düzenlemek, yol ve köprülerin yapımı, yapılmış olanların ise bakım
ve tamirinin sağlanması işleri, 1954 yılı itibariyle bağımsız bir il olmasının da etkisiyle
imar çalışmalarının hızla arttığı Adapazarı’nda önemli bir paya sahip olmuştur.
Türkiye’de 1950’li yıllarda, asfalt yolların yapımına öncelik verildiği bir süreç başlamış,
asfalt yolların illerden ilçelere ve hatta köylere kadar ulaşması adına atılan adımlar
ABD’den gelen yardımların da etkisiyle hızlı bir gelişme göstermiştir. 1950'deki 1600
km'lik sert yol 10 yıl sonra 5400 km'ye çıkarılmıştır. 255 Kocaeli-Adapazarı bölgesinde de
yol yapımı, tamiri ve köprülerin ıslah edilmesi, yıkılanların tekrar yapılması ve ulaşımın
geliştirilmesi konusundaki çalışmalarda büyük uğraşlar içerine girilmiştir.
Bu dönemde Adapazarı’nda özellikle köy yolları konusundaki çalışmalar hız kazanmış,
1952 yılı zarfında, Adapazarı’nda toplam 20 köy arasındaki 7 yol yapılarak veya tamiri
sağlanarak, 4 beton köprü inşa edilmiş, 2 köprü onarılmıştır. Toplam harcanan miktar 75
bin Türk lirası civarında olmuştur. Yolların yapılmasında ve tamirlerinde, köylünün de
253Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 32. 254 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.168. 255 Ali Çimen, “Demokrat Parti Dönemi (1950-1960) İç Gelişmeler Nelerdir?”, Sessiz Tarih 5 (2014)
http://www.sessiztarih.net/2014/05/demokrat-parti-donemi-1950-1960-ic.html (Erişim: 03.10.2017).
87
büyük yardımları olmuş, birçok köydeki yol meselesi bu çalışmalar eşliğinde
halledilmiştir256.
Kocaeli’ne bağlı iken, 1950-1954 yılları arasında, Adapazarı köylerinin yol yapımı için
ayrılan miktar 953.245 Türk lirası iken, 1954 yılından sonra Sakarya İlinin yol yapım ve
tamirine ayrılan tahsisat miktarı; 1955 için 724. 915 lira, 1956 için 711. 742 lira, 1957
için, 1.321.679 lira, 1958 için, 603.527 liraya kadar yükselmiştir257.
1950 yılından 1958 yılına kadar, Adapazarı merkezinde toplam 211.500 m² parke, beton
ve adi kaldırımdan oluşan yol tamir edilerek, 193.000 m² yol yeniden yapılmıştır. Bu
çalışmalar için 1.826.706.56 kuruş sarf edilmiştir. 23.705 m. tul kanal ve şarampol
temizlettirilerek, 5.425 m. açık ve kapalı kanalın tekrar inşası gerçekleşmiş ve bu
çalışmalara 150.000 Türk lirası harcama yapılmıştır. Adapazarı’nın Serdivan
Belediyesinde, 700 m. uzunluğunda blokaj yol yapımı için 3.507 Türk lirası sarf
edilmiştir. Aynı zamanda, İller Bankası’ndan alınan 30.000 Türk lirası ve belediye
tarafından ayrılan 32.450 lira ile kasaba içi kaldırımlar yapılmıştır. Kasaba yollarının
asfaltlanması işi karayolları tarafından yürütülmüştür. Geyve Belediyesi içinde 12.350 m²
yol yeniden yaptırılarak, 45.700 Türk lirası sarf edilmiştir. Akyazı’da İller Bankası
aracılığı ile yapılan hal binası ve beton yolların yapımına 50.000 Türk lirası harcanmıştır.
Hendek’te, yol tamir ve yapım işlerine 81.935 Türk lirası yatırım yapılmıştır. Karasu
Belediyesi’nde, İller Bankasından alınan vadeli borçlarla kasaba imar planına uygun
olarak istimlakler yapılmış ve bu sürede yol çalışmalarına 85.603 Türk lirası
harcanmıştır258.
Adapazarı, Akyazı, Hendek, Geyve, Karasu ve Sapanca ilçelerinin yol yapım
çalışmalarına bakıldığında:
“1950-1954 yılları arasında;
Adapazarı’nda 126 köyü ilgilendiren 41.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Akyazı’da 13 köyü ilgilendiren 41.500 m² stabilize yol,
256 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 100. 257 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 161. 258 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 152-158.
88
Karasu’da 14 köyü ilgilendiren 20.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Geyve’de 16 köyü ilgilendiren 21.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.
1955 yılında;
Adapazarı’nda 19 köyü ilgilendiren 10.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Akyazı’da 26 köyü ilgilendiren 43.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Karasu’da 3 köyü ilgilendiren 5.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 18.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Geyve’de 15 köyü ilgilendiren 21.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.
1956 yılında;
Adapazarı’nda 37 köyü ilgilendiren 37.200 m² stabilize ve blokaj yol,
Akyazı’da 14 köyü ilgilendiren 13.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Karasu’da 18 köyü ilgilendiren 24.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Hendek’te 16 köyü ilgilendiren 24.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Sapanca’da 3 köyü ilgilendiren 1.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Geyve’de 11 köyü ilgilendiren 15.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.
1957 yılında;
Adapazarı’nda 19 köyü ilgilendiren 26.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Akyazı’da 24 köyü ilgilendiren 35.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Karasu’da 11 köyü ilgilendiren 26.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Sapanca’da 3 köyü ilgilendiren 4.500 m² stabilize ve blokaj yol,
Geyve’de 6 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.
89
1958 yılında;
Adapazarı’nda 31 köyü ilgilendiren 59.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Akyazı’da 53 köyü ilgilendiren 153.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Karasu’da 36 köyü ilgilendiren 147.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Hendek’te 51 köyü ilgilendiren 160.000 m² stabilize ve blokaj yol,
Geyve’de 56 köyü ilgilendiren 114.000 m² stabilize ve blokaj yol
yapılmıştır"259.
1960 yılında; Adapazarı genelinde, 21702,31 m² adi kaldırım, 13212,99 m² parke yol ve
7530 m² yol tamiratı gerçekleşmiştir260.
Gerek belediyelerin İller Bankası aracılığı ile temin ettikleri paralar, gerekse hükümetin
yol çalışmalarına verdiği destekler sonucunda Sakarya’da özellikle 1955 sonrasında en
önemli imar hareketinin yol yapım ve onarımı olduğu gözlemlenmiştir. Köylerin kasaba
ve şehre bağlantısını sağlayan ana yolların asfaltlanması ve beton yolların da
yaygınlaştırılması, şüphesiz ulaşım haricinde, pek çok sosyal ve ekonomik gelişmeyi de
hızlandırmıştır.
Sakarya’ya için tarihi değere sahip köprülerin tamir edilerek bakımlarının yapılması bu
dönemde de gerçekleştirilmiştir, çeşitli ilçe ve köylere yeni köprülerin yapılması
sağlanmıştır. M. Kemal Atatürk döneminde ve onun direktifleri ile 1937 yılında inşası
tamamlanan Sakarya köprüsü, bölgenin en eski ve işlek köprüsüdür. Sakarya nehrinin
üzerinde iki köprü bulunmaktaydı. Bunlar; Tavuklar köprüsü ve Trabzonlar köprüsü idi.
Trabzonlar köprüsü, kamyon veya otobüslerin geçişi için elverişli olmayıp, günlük
taşıdığı 1200 civarı araç sebebiyle, bu dönemde önemli bir geçiş noktası olmuştur261.
Karasu köprüsü ise 1954 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir. Bunlara ilaveten birçok
yeni köprü inşa edilmiş ve ulaşım kolaylığı sağlanmıştır.
259 Yol yapım çalışmaları hakkındaki net bilgiler; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge
Nüshası, s. 163-164. 260 Demokrat Sakarya, 26 Ekim 1960, Sayı: 795. 261 Enver Konukçu, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, s.
629; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.34.
90
1950-1954 arasında; Adapazarı’nda 7, Akyazı’da 6, Karasu’da 10, Geyve’de 12,
Hendek’te 1 köprü, 1954-1958 arasında; Adapazarı’nda 16 (Sadece Söğütlü
belediyesinde 5 yeni köprü inşa edilmiş ve bu işe 74.000 lira harcanmıştır), Akyazı’da
48, Karasu’da 38, Geyve’de 20, Hendek’te 33, Sapanca’da 3 körünün inşaatı
tamamlanmıştır262.
1960 yılı sonlarına gelindiğinde henüz, Ankara-İstanbul yolundaki Sakarya, Mudurnu,
Dinsiz ve Kangalı köprülerinin inşaat işleri devam etmektedir263.
1.3.7 Ulaşım Faaliyetleri
Adapazarı-Sakarya, bir havayolu veya denizyolu ulaşımına sahip değildi. En yakın liman
İzmit’te, havayolu ise İstanbul’da olduğu için, ulaşımın temeli karayolları ve demiryolu
bağlantısı olmuştur. Doğu-Batı yönlerinde her ile bu yollarla ulaşım sağlanabilmiştir.
1950 öncesi erken cumhuriyet döneminde Arifiye’de bir havaalanı yapılması hakkında
istimlak girişiminde bulunulmuşsa da bu plan uygulamaya geçirilmemiştir264.
1.3.7.1 Karayolu
Adapazarı, bulunduğu coğrafyanın da avantajı ile ülkenin her yönüne kara ve demir yolu
ile bağlı, önemli bir kavşak noktasında bulunmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında
ulaşım politikaları genellikle, demiryolu ağının yaygınlaştırılması hedefine yönelmiş ve
bu konuya yatırım yapılmıştır. İlleri ve ilçeleri, köylere bağlayan karayolları ise, bu
hedefe hizmet edecek bir vasıta olarak görülmüştür. 1950 yılı sonrasında değişen siyasi
yapı, beraberinde yeni bir ulaşım hedefini de gündeme getirmiştir.
Demokrat Parti’nin iktidarı sırasında, yurt çapında özellikle de Marshall Planı
kapsamında, Amerikan yardımlarının da ülkeye kabul edilmesi ile asfalt yapımı ve kara
yollarının yaygınlaştırılması, yeni köprülerin inşası çalışmaları öncelik verilen yatırım
alanları haline gelmiştir. Karayollarına verilen önem ve bu doğrultuda yapılan çalışmalar,
ulaşım politikasının bu temel üzerine bina edileceğini açıkça göstermiştir. 1950 yılı
itibariyle, hükümet İstanbul-İzmit-Bolu-Ankara karayolunu iyice geliştirmiştir. E-5
karayolunun yapımı bu dönemde önemli bir adım olmuştur. Sapanca’dan geçen yol, daha
262 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154, 166-167. 263 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/160.26.5. 264 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/106.55.11.
91
sonraki yıllarda trafik akışı ve yolcuların sıkıntı çekmesi sebebiyle 1967 yılında
Adapazarı şehir merkezi dışına taşınacaktır Böylece yol üzerindeki trafik yükü azalarak,
mesafe de eskisine oranla biraz daha kısalacaktır.265
Kocaeli’ne bağlı Adapazarı, 1950 yılı başlarında, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü’ne
bağlı olup, kendi bünyesinde asfalt yapım ve bakım tesisleri, karayolu kontrol ekiplerine
sahiptir. 40 numaralı Devlet Karayolu ile merkeze bağlanmaktadır. Adapazarı-İzmit
arasındaki karayolu asfalt çalışması yapıldıktan sonra bu dönemde hizmete açılmıştır266.
Hükümet bu dönemde karayollarının yapımına 22.000.000 lira para ayırmayı planlamış
ve Kocaeli bölgesinin yapımına başlanan yolları için gerekli ödeneği göndermiştir. Yeni
yolların yapılması ve eski yolların bakımlarının yapılarak bir kısmının genişletilmesi ve
asfaltlanması işi bu ödenek sayesinde mümkün olmuştur267. İzmit-Adapazarı yolu
üzerinde sefer yapan otobüsler her geçen gün daha çok talep görmüş ve sayıları
artırılmıştır.
Adapazarı’nın tüm yönlere ait otobüs seferlerine sahip olduğu 1960’a kadarki süreçte,
yoğun göç aldığı da düşünülürse, nüfusun ve ticari hayatın gösterdiği hızlı artış üzerinde
büyük etkisi olduğu düşünülebilir.
1960-1965 döneminde, önemli karayollarının uzunluklarına bakıldığında;
Adapazarı-Ankara-325 km., Adapazarı-İstanbul-146 km., Adapazarı-Bursa-170 km.,
Adapazarı-Eskişehir-195 km., Adapazarı-Bilecik-112 km., Adapazarı-Bolu-117 km,
Adapazarı-Erzurum-1278 km., Adapazarı-Adana-848 km., Adapazarı-İzmir-553km.,
Adapazarı-Edirne-380 km., Adapazarı-Samsun-633 km. mesafeye sahiptir268. Bu sebeple
Türkiye’nin pek çok şehrine bu bölgeden çeşitli vasıtalarla gidilebilmiştir.
Adapazarı bütün kazalarına da karayolu ile bağlıdır. Mesafeleri işe şöyledir;
Adapazarı-Akyazı-31 km., Adapazarı-Geyve-40 km., Adapazarı-Hendek-32 km.,
Adapazarı-Karasu-50 km., Adapazarı-Sapanca-21 km.’dir269.
265 Enver Konukçu, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, s.
607; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 228. 266 1967 Kocaeli İl Yıllığı, s. 256. 267 Türk Yolu, 10 Nisan 1954, Sayı: 4362. 268 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.27. 269 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 28.
92
Adapazarı’nda şehirlerarası ve ilçeler arası taşımacılık yapan otobüs şirketlerinin, bazı
dönemlerde fiyatlarındaki artış ve yapılan ekstra zamlar konusunda yerel basında
eleştirildikleri görülmektedir. Demiryolu taşımacılığında uygulanana uzun süreli
indirimli seferlere de rastlandığını söylemek mümkün değildir.
Adapazarı’nın Türkiye’nin her yeri ile bağlantılı bir karayolu şebekesi olduğu için, 1950-
60 arası dönemde yani şehirlerarası devlet yolunun şehrin içinden geçtiği yıllarda bu hat
üzerinde yoğunluk yaşanmaktadır270. Dolayısıyla, şehirlerarası taşımacılık faaliyetlerine
ev sahipliği yapmıştır. Kısa sürede ulaşım bakımından bölgesinin merkezi konumuna
yükselmiştir.
1955-56 yıllarında Adapazarı’nda şehirlerarası ulaştırmaya hizmet eden bir adet otogar
bulunmakta olup, kamyon garajları içinse şehir içinde yer düşünülmemiştir. 1955 yılı
zarfında 1400 vasıta artış gösteren Adapazarı’nda kaydedilen araçların çoğu bisiklet ve
öküz arabasıdır271. Motorlu araçların geneli kamyon ve kamyonettir.
Adapazarı’ndan diğer illere, şehirlerarası otobüs seferleri düzenlenmiştir. İstanbul’a;
06.00-19.00 arası her yarım saatte bir (günlük 100 otobüs) otobüs, İzmit’e; 06.00-18.00
arası her 15 dakikada, Ankara’ya; 06.00-18.00 arası gün boyunca 8 direkt 15 transit,
Bursa’ya; 06.00-18.00 arası her saat başı 1 otobüs, Eskişehir’e; 06.00-18.00 arası her saat
başı 1 minibüs koyulmuştur272. Şehirde bilet satış hakkına sahip büyük otobüs firmaları
ise; Varan, Ömür, Emniyet ve Gülhan’dır273. İlin trafik yapısı Asayiş ve Trafik
bölümünde detaylı şekilde incelenmiştir.
1.3.7.2. Demiryolu
Osmanlı devletinde, demiryolu yapımında Almanlara tanınan imtiyaz sonucunda,
Meşrutiyet döneminde İstanbul’dan Bağdat’a kadar uzanan demiryolu projesinin
yapımına 1871 yılında başlanmış, 91 km’lik kısmı oluşturan Haydarpaşa-İzmit demiryolu
bağlantısının tamamlanması ise 1872 yılında gerçekleşmiştir. 3 Mayıs 1873’te ulaşıma
açılan Haydarpaşa-İzmit Demiryolu, Osmanlı topraklarında devlet olanakları ile yapılan
270 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19. 271 Sakarya Postası, 3 Şubat 1955, Sayı: 203. 272 Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19-20. 273 Sakarya, 11 Kasım 1960, Sayı: 443.
93
ilk demiryolu olarak tarihe geçmiştir274. İzmit’ten Ankara’ya uzanacak hattın, İzmit-
Adapazarı arasındaki 50km.lik kısmının yapımı ise 1899 tarihinde tamamlanmış ve
düzenlenen devlet töreni ile hizmete açılmıştır275. Arifiye-Adapazarı Demiryolunun ve
Adapazarı Garının yapımı ile de bu istikametten Ankara’ya kadar çalışan trenler, bölgenin
ulaşımında çok büyük rol oynamış, Cumhuriyet döneminde artan ihtiyacı
karşılayabilmesi için trenlerin yük ve yolcu kapasiteleri artırılarak, modernize çalışmaları
yapılmıştır.
1950-1960 döneminde Haydarpaşa-İzmit-Adapazarı tren hattında, önce motorlu, daha
sonra da elektrikli tren seferlerine geçilmesi ile şehrin demiryolu ulaşımında mesafe kat
edilmiştir.
1951 yılı itibariyle, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları tarafından Adapazarı'nda
bir vagon atölyesi yapımına başlanmış276, daha sonra Demiryolu Fabrikası’na dönüşmüş,
bünyesinde atölye ve kurs binaları, revizörlük atölye binası ve su tasfiye tesisleri inşa
edilmiştir277. Atölye adı altında işletmeye açılan Adapazarı Demiryolu Fabrikasının,
ihtiyacı olan teknik bilgiye sahip kalifiye işçiyi karşılamak amacıyla Adapazarı
Demiryolu Fabrikası Çırak Okulu yapılmıştır. Bu okul 1953 yılından sonra
demiryollarına 829 eleman kazandırmıştır.278. Kocaeli- İstanbul-Adapazarı arasında
hizmete koyulmak üzere muhtelif memleketlerden 271 adet lokomotif, bir motorlu tren,
146 yolcu vagonu ve 2473 yük vagonu alınmıştır. 1 motorlu tren, 40 yolcu vagonu ve on
adet furgon siparişi verilmiştir279.
Haydarpaşa-Adapazarı motorlu tren seferleri 1 Nisan 1954 günü başlamıştır. Açılışta
Kaymakam Atıf Tahıl, Belediye Başkanı Suavi Damalı ve Devlet Demir Yolları 1.
İşletme müdürü Rüştü Sarp hazır bulunmuştur280. Motorlu trenin ilk seferleri sabah 07:48’
de Adapazarı’ndan gidiş, akşam 17:50 de Haydarpaşa garından dönüş olarak
274 İhsan Serdar Kaynar, “Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu Üniversitesi Sosyal
Bilimler Araştırma Dergisi, (Temmuz 2015), s.136. 275 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VIII, Ankara: TTK Yayınları, 1988, s. 466, İhsan Serdar Kaynar,
“Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi,
(Temmuz 2015), s. 137-138. 276 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/125.14.11. 277 Ayın Tarihi, 22 Mayıs 1950. 278 Cumhuriyet’in 50. Yıllında Sakarya, s. 122. 279 Ayın Tarihi, 22 Mayıs 1950. 280 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Nisan 1954, Sayı: 708.
94
belirlenmiştir281. İlk seferini yapan Adapazarı motorlu treni, 3 saat 42 dk da İstanbul’a
ulaşmıştır282. Bu süre beklenenden uzun bulunmuş olacak ki, yerel basında hicvedilmiştir.
Adapazarı-Haydarpaşa elektrikli tren hattı için de ihaleye çıkarılmıştır. İsimler arasında
bir Japon şirketi de bulunmakta olup, 1955 yılında işlemeye başlaması planlanmıştır283.
Elektrikli trenler daha konforlu ve hızlı taşıma imkanı sunduğu için sayılarının artırılması
sağlanmıştır. Aşağıdaki dört parça tabloda trenlere ait bilgiler verilmiştir.
Tablo 11: İstanbul-Adapazarı-Ankara İstikametinde Sefer Yapan Trenlerle İlgili
Bilgiler (1955)
GİDİŞ SAAT DÖNÜŞ SAAT
0,30 Ankara-Erzurum (Karşılığı)
Haydarpaşa (Aktarmalı) karşılığı 2,20
4,10 Haydarpaşa (Ekspres) karşılığı 8,25
6,18 Haydarpaşa (Mot. Post.) Doğru
8,05 Haydarpaşa (Motorlu Eks.) Doğru
8,50 Haydarpaşa (Aktarma) 10,00
15,10 Haydarpaşa-Adana-Basmalı (Aktf) 14, 7
15,50 Haydarpaşa (Mot. Post.) Doğru
16,40 Anadolu (Aktarma) 18,00
Doğru Posta
Gelenler
10,50 Haydarpaşadan (Mot. Post.)
21,52 Haydarpaşadan (Mot. Post.)
22,34 Haydarpaşadan (Mot. Post.)
Banliyöler
GİDİŞ DÖNÜŞ
5,05 Sapanca 6,55
6,35 Mithatpaşa 7,15
11,30 “ 12,10
12,55 “ 13,22
16,50 Mt. – Sp. Sp. 18,13 Mt. dan 17,13
19,25 Mithatpaşa 19,50
21,30 “ 22,10
(Cumartesi-Pazar 22,55 gidiş, 23,15 dönüş)
281 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Mart 1954, Sayı:705. 282 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Nisan 1954, Sayı:. 709. 283 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Nisan 1954, Sayı: 730.
95
SAAT SEFER MINTIKASI İZAHAT
0.30 Adapazarı – Arifiye 15 ve 16 katarlara karşılık hergün
3.00 Arifiye – Adapazarı 16 ve 15 katarlardan dönüş “
5.05 Adapazarı – Sapanca Pazar ve tatil günleri işlemez
6.18 Adapazarı – H.Paşa Moto-tren hergün (Posta)
6.35 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez
6.53 Sapanca – Adapazarı “ “ “ “
7.15 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “
8.05 Adapazarı – H.Paşa Moto-tren hergün (ekspres)
8.40 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez
9.05 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “
11.30 Adapazarı – M.Paşa Yalnız Cumartesi günü işlemez
11.43 H.Paşa – Adapazarı Doğru yolcu treni hergün
12.10 M.Paşa – Adapazarı Yalnız Cumartesi günü işlemez
12.50 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez
13.17 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “
14.52 Arifiye – Adapazarı 18 ve 17 katarlardan dönüş olup yalnız
Cumartesi günü Sapanca’dan katarın dönüşü
15.25 Adapazarı – H.Paşa Doğru yolcu treni hergün
16.45 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez
16.57 Adapazarı – Sapanca “ “ “ “
17.08 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “
18.50 Sapanca – Adapazarı “ “ “ “
19.30 Adapazarı – M.Paşa Hergün
19.45 M.Paşa – Adapazarı “
20.54 H.Paşa – Adapazarı Moto-tren hergün (Posta)
21.55 H.Paşa – Adapazarı Moto-tren hergün (Ekspres)
23.30 Adapazarı – M.Paşa Yalnız Cumartesi ve Pazar günleri işler
13.50 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “ “
Kaynak: “Ada Postası” adlı gazetenin 1955 yılına ait çeşitli sayılarından derlenen bilgilerdir.
Vagon Fabrikası civarındaki sahada kurulan istasyona “Çark İstasyonu” adı verilmiştir284.
Kocaeli’nin Geyve ilçesine bağlı İstasyon köyü ve Geyve İstasyonunun adı 1948 yılında
Alifuatpaşa yapılmışken, 1954’de Alifuatpaşa istasyonunun adı, “Geyve-Alifuatpaşa”
olarak değiştirilmiştir285. 1959 yılında, Haydarpaşa-Eskişehir hattı üzerinde Osmaneli-
Vezirhan istasyonları arasında bulunan Sakarya İstasyonu adı “Sarmaşık” olarak
değiştirilmiştir286.
Devlet Demir Yolları 1. İşletme Müdürlüğü tarafından, 1956 yılında, Haydarpaşa-İzmit-
Adapazarı arasındaki istasyonlarının elektriklendirilmesi ve aydınlatılması yönünde
284 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/229.5.7. 285 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/248.39.13; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 67. 286 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/274.4.19.
96
çalışmalar başlatılmış, Yarımca’da bir merkez oluşturularak, bu güzergahtaki tren
seferlerinin düzenini sağlamak için, her istasyona 2’şer adet telefon bağlanması
kararlaştırılmıştır287.
Genel Müdürlük tarafından bir karar alınarak, 1957 yazında, öğretmenlere 1 yıl boyunca
%50 indirim uygulanması için, “Tenezzüh Trenleri” ifadesiyle indirimli sefer yapan
trenler Haydarpaşa-İzmit-Sapanca-Adapazarı arasında sefere sokulmuştur288. Eğitim-
öğretim döneminin başlamasına yakın gerçekleştirilen bu uygulama halk tarafından
memnuniyetle karşılanmıştır.
1960 yılına gelindiğinde, yolcu trenlerinin halkın talebine yetersiz kalmaya başladığı
anlaşılmaktadır. Özellikle Adapazarı-Sapanca arasındaki trenlerde fazla izdiham olduğu,
Pazar günleri sefer yapan trenlerde vatandaşların ezilme tehlikesi yaşadıkları, bu
sıkıntının çözülmesi için 18.10-19.45 Sapanca-Adapazarı trenlerine vagon eklenmesi
gerekliliği hakkında talepler basına yansımıştır289.
Yurt çapında genel pahalılık yaşandığı yıllarda, Demiryolları Genel Müdürlüğü tarafında
Adapazarı motorlu trenlerinde indirim uygulaması yapılmış, diğer istasyonlarda da aynı
uygulamanın geçerli olması için talepler gelmiştir. Halkın bu talepleri doğrultusunda, 1
Nisan 1960 tarihi itibariyle, Haydarpaşa-Adapazarı arasında işleyen motorlu trenler,
Pendik-İzmit ve Pendik-Adapazarı arasında da aynı indirimle yolcu taşımaya
başlamışlardır290.
Adapazarı’nda yapılan demiryolu çalışmaları, 1960 yılına kadarki süreçte, yenileme, yeni
trenler hizmete sokma gibi konularda yoğunlaşmış, mümkün olduğunca desteklenmiş,
gerektiğinde ihtiyacını karşılayacak bir vagon fabrikasının şehirdeki varlığı sebebiyle de
karayollarına verilen önemin çok gerisinde kalmadığı görülmüştür.
287 Yeni Ada Postası, 25 Nisan 1956, Sayı: 1211. 288 Ada Postası, 23 Temmuz 1957, Sayı: 1558. 289 Sakarya, 27 Temmuz 1960, Sayı: 353. 290 Sakarya, 23 Nisan 1960, Sayı: 275.
97
1.3.8. Afetlerle Mücadele ve Islah Çalışmaları
Belediyelerin faaliyet alanlarından biri de, gerek doğal afetler gerekse yapısal
yetersizliklerden kaynaklanan afetler sırasında, halkın ve çevrenin üzerindeki hasarı en
aza indirmek için alınacak önlemleri uygulamak ve sonrasında oluşan hasarın giderilmesi
konusunda yapılması gereken yardım çalışmalarını gerçekleştirmektir. Doğal afetlerle
mücadele ve önlemler alma konusu fiziki şartları ve coğrafi yapısı gereği Adapazarı için
büyük önem taşımıştır.
Adapazarı’nda doğal afetler arasında sayılan su baskınları ve nehir taşmaları sebebiyle,
1800’lü yıllardan itibaren çeşitli ıslah çalışmaları yapılagelmiş, cumhuriyet döneminde
de bu konuda sıkıntılar devam ettiği için çok sayıda belediye yardım raporu
oluşturulmuştur291.
1.3.8.1. Derelerin Islahı
Şiddetli yağmurlar ve yağmurların yol açtığı nehir taşkınları nedeniyle oluşan seller,
bölgede büyük hasarlara sebep olmuş, özellikle Mart- Nisan aylarında eriyen karların da
etkisiyle hemen her yıl beklenen ve buna mukabil yetersiz kalınan bir sorun olarak adeta
kronikleşmiştir.
Adapazarı, Sakarya Nehri’nin aşağı yatağında (Akova) denilen düzlükte kurulmuş bir
yerleşim olduğundan, arazisi tamamen düzdür. Sakarya Nehri ve Mudurnu Çayı Akova’yı
sular, Sapanca Gölü’nün fazla sularını boşaltan Çark Suyu da Adapazarı’nın kuzeyinde
Söğütlü civarında Sakarya Nehri’ne ulaşırdı. Sakarya Nehri hemen her yıl, karların eridiği
ve yağış miktarının arttığı ilkbahar aylarında yükselerek araziyi kaplamakta ve yakın
köylerin arazisini basarak binlerce lira zarar açmakta idi292. Arşiv ve dönem gazete
kayıtlarında Sakarya’nın taşması ve etrafındaki araziye zarar vermesi hakkında
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren çok sayıda haber yer almaktadır. Adeta alışılmış
bir durum haline gelmiştir. Nehrin yatağının temizlenmesi zorunluluğu, her belediye
başkanının çalışmaları ve vaatleri arasında yer almıştır.
Sakarya Nehri gibi diğer taşkın yataklarının da aynı şekilde ıslahına çalışılmıştır.
291 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi, s.1018-1019. 292 Hasan Muzaffer Balcıoğlu, “Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne”, Ada Kariyesi’nden Sakarya
Vilayeti’ne, I (1953), s.12.
98
“1950-1951 arasında yapılanlar:
1. 1951’de 262.183 Türk lirası ile Sapanca –Yan Dere ıslahı ve Kumbaşı
mahmuzları işi bitirilmiştir. Kumbaşı köyü, Sakarya’nın taşkınlık ve
tahribatından korunmuş ve 200 hektar ekilebilir arazi kurtarılmıştır.
2. İzmit yan derelerinden Kelle ve Memeli Dereleri ıslahı için 96.402 Türk
lirası ile 150 hektar meyve ve sebze bahçeleri taşkınlık ve tahribattan
kurtarılmış ve dere kenarındaki evler de su baskınından korunmuştur.
3. 71.301 Türk lirası ile Pamukova ana hendek ikinci kısmı inşaatına
1951’de başlanmış ve 1952’de bitirilmiştir. Böylece 200 hektar arazi
kazanılmıştır.
4. 90.814 Türk lirası ile Gölcük, Değirmendere ve Tabakhane Dereleri
ıslah edilmiş ve 150 hektar bağ-bahçe arazisi korunmuştur.
5. 282.701 Türk lirası ile Sapanca Yan Dereleri Sarp, Keçi ve Mahmudiye
Dereleri ıslah edilmiş ve 200 hektar bağ-bahçe ve arazi ve tahribattan
korunmuştur. Bu işler 1952’de başlanmış ve 1953’te bitirilmiştir.”
1951-52 arasında yapılanlar:
6. 69.763 Türk lirası ile İzmit yan derelerinden Kullar köyü taşkın ve
tahribattan korunmuştur.
7. 91.324 Türk lirası ile Mudurnu kasabası içerisinde geçen dere ıslah
edilmiştir. Bu yolla kasaba evleri ile 100 hektar bağ ve bahçeler taşkınlar
ve tahribattan korunmuştur.
8. 539.722 Türk lirası ile Adapazarı-Gökçe Ören bataklıkları kurutulmuş,
Gökçe Ören’de 1500 hektar arazi kazanılmış, Dinsiz’de 400 hektar
taşkından korunmuş ve Akyazı’da 1500 metre tül beton kanal yapılmıştır.
99
9. 98.799 Türk lirası ile Adapazarı-Arifiye kurutma kanalı ikmal ve ıslah
edilmiştir. Buradan 100 hektar arazi kazanılmıştır293.
10. 466.900 Türk lirası ile Pamukova ana Hendek 3. Kısım ıslahı ile
Turgutlu ve Paşa Dereleri ıslah ve Cihadiye ile Mekece köyleri yanında
Sakarya sol sahil tahkimatı yapılmıştır. 12 km2 sahil tahkimi ile 600
hektar arazi taşkından kurtarılmıştır.
11. 79.265 Türk lirası harcanarak Mudurnu ve Dinsiz Derelerinin ıslahı
yapılmış ve buralardan toprak kazanılmıştır.
12. 2.800.000 Türk lirası ile Adapazarı-Gökçe Ören bataklığının
kurutulması ve Çark Suyu ıslahı yapılmıştır. Bu şekilde 1500 hektar arazi
kurutulmuş ve 500 hektar arazi de taşkından kurtarılmıştır.
1952-1953 arasında yapılanlar:
13. 300.000 Türk lirası ile Adapazarı Adliye köyünün 200 hektar bağ-bahçe
ve arazi taşkından korunmuştur.
14. 430.000 Türk lirası ile İzmit bölge ve işletme binaları yapılmıştır.
15. 1.400.000 Türk lirası ile Adapazarı Dinsiz Deresi memba tarafı ıslah
edilmiş ve inşaatı yapılmıştır.
16. 29.999 Türk lirası ile Mesudiye Seddesi yapılmıştır. Böylece 500 hektar
arazi kurtarılmış ve Mesudiye köyü taşkından korunmuştur.
17. 29.847 Türk lirası ile Kuşbaşı mahmuzları yaptırılmış,3.000 metre
tülsahil tahkimiyle Kumbaşı köyü tahribattan korunmuştur.
18. 20.000 Türk lirası ile Rüstemler ila Çelebiler seddelerinin birinci kısmı
ikmal edilmiştir. Böylece Rüstemler ve Çelebiler köyleri ile 150 hektar
arazi taşkından kurtarılmıştır.
19. 1.142 Türk lirası ile Bedil Tahir köyü tahribattan ve 150 hektar arazi
taşkından korunmuştur.
293 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.171.
100
20. 8.229 Türk lirası Bedil Tahir köyünün ikinci kısmının da inşaatına
başlanarak yapılmıştır.
21. 29.962 Türk lirası ile Kumbaşı mahmuzlarının ilinci kısmı ikmal edilerek
Kumbaşı köyü tahribattan korunmuş ve 3000 tulda tahkimat yapılmıştır.
22. 47.962 Türk lirası ile Sakarya sol sahil seddeleri takviye edilmiş, 1500
hektar arazi taşkından korunmuştur.
23. 1.314 Türk lirası ile Dinsiz deresi üzerinde Yağ Basan Hamzaoğlu
Değirmen bendi yıktırılmıştır.
1953-55 arasında yapılanlar:
24. 9.900 Türk lirası ile Sapanca İstanbul Deresi 1. Kısmı ikmal edilmiş ve
Sapanca’nın bağ ve bahçeleri taşkından korunmuştur294.
25. 5.164 Türk lirası ile Kazancı Seddeleri ikmal edilmiş ve 150 hektar arazi
taşkından korunmuştur.
26. 46.066 Türk lirası Kanlı Çay civarında Sakarya sağ sahil kapama ve
mahmuz inşaatı ikmal edilerek, Geyve Kışla Çay 1200 metre sahil
tahkimi tamamlanmıştır.
27. 4.738 Türk lirası ile Sapanca-İstanbul Deresi ikinci kısmı ikmal
edilmiştir. 100 hektar Sapanca’nın bağ ve bahçeleri taşkından
korunmuştur.
28. 2.117 Türk lirası ile Kumbaşı mahmuzları takviye edilmiştir. Bu suretle
Kumbaşı köyü tahribattan kurtulmuştur.
29. 49.672 Türk lirası ile Sakarya sağ sahil seddeleri takviye edilmiştir. 16
parça köy ile 1860 hektar arazi taşkınlıktan kurtarılmıştır.
30. 330.000 Türk lirası ile Çaybaşı-Fuadiye kanal inşaatının birinci kısmı
1956’da başlayıp 1957’de bitirilmiştir. Bu yolla 7 parça köy ile 300
hektar arazi taşkınlıktan kurtarılmıştır.
294 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.172.
101
31. 8.994 Türk lirası ile Kışla Çay seddesi inşa edilerek 2 köy ile 300 hektar
arazi taşkından korunmuştur.
32. 9.029 Türk lirası ile Ali Fuat Paşa Deresi’nin sol sahil tahkimi
yapılmıştır. Bu yolla Ali Fuat Paşa köyü ile 50 hektar arazi tahribat ve
taşkından korunmuştur.
33. 3.431 Türk lirası ile Doğan Çay Deresi’ne üç adet mahmuz inşa
edilmiştir. Böylece Doğan Çay köyü tahribattan kurtarılmıştır.
1955-56 arasında yapılanlar:
34. 30.000 Türk lirası ile Sakarya memba tarafı sağ ve sol sahil seddeleri
1956’da başlayıp 1957’de bitirilmiştir. Bu suretle 400 hektar arazi
taşkından kurtarılmıştır.
35. 25.000 Türk lirası ile Akça Kamış Bataklığı birinci kısmı kurutulmuştur.
930 hektar arazi kurutulmuştur.
36. 16.000 Türk lirası ile Doğan Çay Kışla Çay köyü sağ sahil ikinci kısım
inşaatı ikmal edilmiştir. Bu yolla Kışla Çay köyü tahribattan
korunmuştur.
37. 48.900 Türk lirası ile Sakarya Nehri membaa taraf sağ ve sol sahil
şeddeleri yapılmıştır. Böylece 1.000 hektar arazi taşkınlıktan
korunmuştur.
38. 48.400 Türk lirası ile Çay Kışla ve Kanlı Çay deresi ıslah edilmiştir. Bu
yolla 1.000 hektar arazi taşkınlıktan korunmuştur.
39. 33.830 Türk lirası ile Adapazarı Doğancılar Velioğlu Tepesi şeddeleri
ikmal edilmiş, 100 hektar arazi taşkınlıktan korunmuştur.
40. 50.946 Türk lirası ile Adapazarı-Akçakamış bataklığının ikinci kısım
inşaatı ikmal edilmiş, 930 hektar bataklık kurutulmuştur.
41. 53.958 Türk lirası ile Sapanca-Mahmudiye Deresi ıslah edilmiş,
Mahmudiye köyü ile 150 hektar bağ-bahçe tahribattan kurtarılmıştır.
102
42. 100.000 Türk lirası ile Geyve Karaçalı Dere ıslahının birinci kısmı
1957’de başlanmış ve 1958’de bitirilmiştir. Böylece Geyve Kasabası’nın
300 hektar bağ ve bahçesi taşkından kurtarılmıştır.
1956’dan sonra yapılanlar:
43. 18.824 Türk lirası ile Sahan yan derelerinden Kurt Deresi sol sahil
şeddesi ikmal edilmiş, Kurt köyü tahribattan ve 200 hektar bağ ve bahçe
de taşkından korunmuştur.
44. 111.201 Türk lirası ile Geyve Karaçam Deresi’nin ıslahının ikinci kısmı
ikmal edilmiştir. Geyve Kasabası’nın 300 hektar bağ ve bahçesi tahribat
ve taşkından kurtarılmıştır.
45. 40.000 Türk lirası ile Tardiye-Yebeş şeddeleri ikmal ve takviye edilmiş
ve köylerin 200 hektar bağ ve bahçesi tahribattan kurtarılmıştır.
46. 57.000 Türk lirası ile Turgutlu Deresi ıslahına başlanmıştır. Turgutlu
köyü ile 100 hektar bağ ve bahçe tahribattan kurtarılmıştır.
47. 40.000 Türk lirası ile Sakarya sağ ve sol sahil şeddeleri inşaatına
başlanmış ve kısa sürede bitirilmiştir. Böylece 500 hektar arazinin
taşkından kurtarılması sağlanmıştır.
48. 229.368 Türk lirası ile Çaybaş-Fuadiye köylerinin Değirmendere
taşkınlarından korunması için inşaata başlanmıştır. 1957’de inşaatın
bitmesi ile 7 parça köy ile 2.000 hektar arazinin taşkından kurtarılması
sağlanmıştır”295.
Anlaşıldığı üzere, derelerin ıslahı konusu, 1950-1960 döneminde Adapazarı için üzerinde
önemle durulan ve masraflı bir çalışma alanı olmuştur. Başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Bu çalışmalar, Sakarya coğrafyasının verimli tarım arazileri ile bağ ve bahçelerinin
taşkınlardan korunması ve çiftçilerin zarar görmesinin önüne geçilmesi açısından önemli
faydalar sağlamıştır.
295 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.173-174.
103
1.3.8.2. Bataklıkların Kurutulması ve Sağlık Tedbirleri
Belediye sınırları içinde, “sahipsiz arazi mahiyetindeki seyrangah, harman yeri, koruluk
ve bataklıkların ve belediye marifetiyle deniz, nehir ve gölden doldurulmuş olan yerlerin
ve yıkılmış kale ve kulelerin metruk arsaları ve enkazının tasarruf, idare ve nezareti kaffei
hukuk ve vecaibi ve varidatı ile beraber belediyelere devrolunur”296 maddesi gereğince,
1930 yılından itibaren belediyeler tarafından bataklık ve atıl arazi ıslah çalışmaları hız
kazanmıştır.
Kocaeli bölgesinin genelinde ve özellikle ova yapısı sebebiyle yoğun olarak Adapazarı
çevresindeki bataklıklar, halkın iskanına engel teşkil eden unsurlardan biri olarak
görüldüğü için, belediye hizmetleri kapsamında bataklık arazilerin kurutularak iskana ve
tarıma elverişli hale getirilmesi konusunda hemen her dönem çok sayıda çalışma
gerçekleştirilmiştir. Belediyelerin bu konudaki girişimleri, kuruluşundan itibaren
Adapazarı’nın çok göç alan bir bölge olması ve muhacirler ile nüfus yoğunluğunun hızla
artış göstermesi sebebiyle bir zorunluluk kapsamında değerlendirilmiştir297. Bu sebeple
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Adapazarı çevresindeki bataklıkları kurutma
çalışmaları arşiv belgelerinde ve basında sıklıkla rastlanan bir konu olmuştur.
Bataklıkların kurutulması ile hem yeni yerleşim alanları açılması hem de göçmenlere ekip
biçme faaliyetleri için tarıma elverişli arazi kazandırılması amaçlanmıştır. Bir diğer
zorunluluk da bataklıkların soğuk, rutubetli iklim şartlarının zemin hazırladığı bazı
hastalıkları beraberinde getirmesinden duyulan endişe olmuştur. Bunlardan en önemlisi
sıtma hastalığıdır.
Ele aldığımız dönemde Adapazarı ve çevresinde görülen sıtma salgınlarıyla mücadele ve
gerekli önlemleri alma konusunda belediye ekipleri tarafından, bataklıkların kurutulması
ve sivrisineklerin bertaraf edilmesi yönünde gayretli çalışmalar sergilenmiştir. 1928
yılından itibaren bölgede bulunan Sıtma Savaş Teşkilatı, Ocak 1956 itibariyle Sağlık
Müdürlüğü'nden ayrılmış, Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından Orta Şark ve Doğu Akdeniz
bölgelerinde sıtma mücadelesi kapsamında değerlendirilmiştir298. Adapazarı ve İzmit
çevresi de sıtma ile savaşta ilk sıralarda yer alan bölgeler olmuştur.
296 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Madde 159, Resmi Gazete: Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471. 297 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s.1024. 298 Yeni Ada Postası, 17 Aralık 1955, Sayı: 110.
104
Adapazarı ilçesi içerisinde Sapanca, Aralık, Büyük Akgöl, Küçük Akgöl, Poyrazlar,
Tespihli, Akçınar gölleri vardı. Bunlardan Aralık Gölü kurutulmuş, ekime çok elverişli
bir arazi elde edilmiş ve bir sıtma kaynağı da ortadan kaldırılmıştır299. Bu göllerin etrafı
genellikle bataklık bir halde olduğu için, yurt genelinde başlatılan sıtma savaşında
kurutma faaliyetlerine önem verilmiştir.
Sakarya ili ve ilçelerinde, sahası 1000 hektarlık Tesbihli, 50 hektarlık Ferizli, 5000
hektarlık Mudurnu, 300 hektarlık Balıklı ve 1000 hektarlık Gökçeören ile 500 hektarlık
Dinsiz bataklıkları vardır300. Bu bataklıkların kurutulması, 1950-1960 yılları arasında
belediyecilik çalışmaları arasında üzerinde önemle durulan ve modern şehir
yapılaşmasında öncelik verilen bir konu olmuştur. Bu konudaki uygulamalarda, 23 Ocak
1950 tarihinde yürürlüğe koyulan 5516 sayılı kanunun301 etkisi görülmüştür. Nitekim,
bataklık arazilerin, kurutanlar tarafından tasarruf edilmesi hakkını tanıyan bu kanun,
teşvik amacıyla çıkarılmıştır. Buna göre, bataklık alanlar kurutulduktan sonra tarım
arazisi yada iskan için tapulanarak kullanıma sunulmuş, bu ise kanunun uygulanmasını
kolaylaştırmıştır.
Bayındırlık Bakanlığının 1951 senesi münferit su işleri programına göre, Sakarya
bataklıkları arasında bulunan "Kör Hasan bataklığının" kurutulması işi ihale edilmiştir.
Bu iş 1953 senesi sonunda tamamlanması düşünülmüş, 40.000 dekar batak arazi
ekilebilecek bir hale gelmesi hedeflenmiştir. Böylece, Kör Hasan, Çifteler, Emine- Ekim,
Azmak, Yaralı köylerinin ekime müsait arazisi genişletilecektir. Bu sayede, 32 km.
uzunluğunda Sakarya yatağı derinleştirilecek ve ayrıca Sakarya üzerinde 7 adet geçit
köprüsü inşa edilmesi sağlanacaktır302.
1956 yılı içinde, Kurudil, Dağdibi, Süleymanbey, Doğançay, Çınardibi, Umurbey ve
Karasu İncirli bataklıkları kurutulmuş ve Geyve Kozanköy sulama projelerinde
harcanmak üzere toplam 200.000 Türk lirası olarak ayrılan ödenek Sakarya’ya hibe
edilmiştir303.
299 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: 1952, s. 34. 300 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.141. 301 Resmî Gazete, 23 Haziran 1952, Sayı: 8142 302 Ayın Tarihi, 1 Aralık 1951. 303 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1956, Sayı: 622.
105
Hendek kazasının Camili, Çarığıkuru, Haraklı, Sarıyer ve İkramiye köylerini içine alan
700 dönümlük Ördekalanı bataklığının kurutulması için, Sakarya Valisi Nazım Üner
Ziraat Bakanlığı ile anlaşma yapılması için girişimlerde bulunmuş, Sakarya hesabına bu
alanda kullanılacak 50.000 Türk lirası ödenek gönderilmiştir 304.
İncelediğimiz dönemde, kurutma çalışmaları sonucunda Sakarya’da tarıma elverişli geniş
araziler kazanılmış, aynı zamanda bataklıkların halk sağlığına olumsuz etkileri de büyük
ölçüde bertaraf edilmiştir.
1.3.8.3. Deprem
Jeolojik, jeodezik ve coğrafi yapısı gereğince Kuzey Marmara Deprem kuşağında yer alan
Sakarya ili ve Adapazarı ilçesi, bilinen en eski dönemlerinden başlayarak, yıllar içerisinde
çok sayıda deprem sarsıntısı geçirmiştir.
Adapazarı’nda Cumhuriyet döneminde bilinen belirli başlı 3 büyük deprem
kaydedilmiştir. Bunlar; 20 Haziran 1943, 22 Temmuz 1967, 17 Ağustos 1999 tarihlerinde
yaşanan felaketlerdir. Çok sayıda ölüm ve bina yıkımının yaşandığı bu depremler,
Adapazarı’nın şehirleşme sürecinde olumsuz etkisini her alanda hissettirmiştir.
20 Haziran 1943 yılında meydana gelen deprem, Hendek-Adapazarı merkezli olmuş ve
bu iki bölgede ağır hasar yaratmıştır. Uzmanlara göre bu depremde Hendek’teki yapıların
%25’i, Adapazarın’dakilerin ise %20’si tamamen yıkılmıştır. Depremin şiddeti bazı
yerlerde 5, 6 hatta 9 derecede hissedilmiştir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı raporlarına
göre, bu depremde yıkılan ve onarılamayacak derecede hasar gören yapı sayısı 5.975
olmuştur. Onarılabileceklerin sayısı 4.361 olarak belirlenmiştir. 304 kişi hayatnı
kaybetmiş ve 234 kişi yaralanmıştır. Sonrasında ise çok sayıda artçı sarsıntı
gerçekleşmiştir305. Adapazarı’nda incelediğimiz döneme girerken bu yıkıcı olayın
etkilerinin yaşanmakta olduğu düşünülebilir.
Ele aldığımız dönemde, Adapazarı’nda diğerleri kadar sarsıcı büyüklükte olmasa da 26
Mayıs 1957 tarihli bir deprem hadisesi yaşanmıştır. Bolu-Abant merkezli ve 7,1
304 Demokrat Sakarya, 29 Ağustos 1956, Sayı: 676. 305 Can Karavul, Günay Beyhan, Haluk Selim, “Sakarya Bölgesinin Depremselliği ve Depremi Önceden
Haber Verme Çalışmaları”, Dünden Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997),
Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 87.
106
şiddetinde gerçekleşen bu deprem, 31 saniye sürmüş, 66 kişinin hayatını kaybettiği
depremde, sarsıntı Adapazarı’nda da etkisini hissettirmiştir. Adapazarı halkı 1957
depremini büyük oranda can kaybı olmadan geçirmiş ancak 187 bina ağır, 317 bina ise
hafif hasarlı olarak tespit edilmiştir306. Sakarya vilâyeti Akyazı Dokurcun köyünde 5 ev
yıkılmış ve üç ölü bulunmuştur. Bunlardan birinin 7 yaşında bir çocuk ve 45 yaşında bir
kadın olduğu belirtilmiştir. Yaralıların miktarı tespit edilememiştir. Hendek’te 15 ev
tamamen yıkılmış, 39 ev oturulamayacak hale gelmiştir. 1 cami ve ahırlar hasar
görmüştür. Şehbenler köyünde yıkılan binada 2 yaşında bir çocuk ölmüştür.307 Bolu’ya
hareket eden Sakarya valisi bu haberi alınca derhal Akyazı deprem bölgesine gitmiş ve
sağlık ekipleri sevk edilmiştir. Adapazarı’nda bir ev yıkılmış, ayrıca üç ev ve bir fabrika
bacası çökmüştür. Adapazarı P.T.T. teşkilâtı yoğun bir şekilde mesai yaparak bütün
iletişim faaliyetini yeniden hizmete sokmuş, bu şekilde şehre gelecek tamirat ve yardım
hizmetlerini hızlandırmıştır308.
Deprem dolayısıyla Sakarya Belediyesi tarafından depremzedelere çadır dağıtımı
yapılmıştır. Halk endişe duymaya devam ettiği için belirli süre evlerine girmek
istememiştir. Ancak Haziran ayı sonunda Kızılay’a ait çadırların toplatılmasına
başlanmıştır. Bu çadırlar 300 adet kadardır. Tümen Komutanlığı tarafından dağıtılan
çadırlar ise bir süre daha toplattırılmamıştır309 . Çünkü, artçı olarak tanımlanan depremler
aralıklarla devam etmiştir. 21 Eylül 1957 gece saat 03.00 sıralarında, Akyazı kazasında
bir deprem daha kaydedilmiştir. Herhangi bir can kaybı veya maddî hasar
gerçekleşmemiştir310.
Aynı günler içerisinde, Türkiye’nin farklı illerinde de depremler yaşandığını arşiv
kayıtlarında görülmektedir. Bu kayırlardan biri de Refik Koraltan tarafından kaleme
alınan yazıdır. Yazıda; “Komitemizin, Muğla ve Denizli’deki felaketzedelere yardım
maksadıyla kurulmuş ve bu yolda faaliyete başlamış olduğu yüksek malumlarıdır. Henüz
bu felaketin tevlid ettiği ıstırap ve teessür devam eylerken, aziz yurdumuzun başka bir
bölgesi Bolu ve Sakarya vilayetleri de tabiatın gadrine uğramış, zelzele sebebiyle
306 Enis Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, C.II, s. 788. 307 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1957, Sayı:1546; 31 Mayıs 1957, Sayı: 1547. 308Ayın Tarihi, 26 Mayıs 1957. 309 Demokrat Sakarya, 29 Haziran 1957, Sayı: 933; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-
2004), s. 162. 310 Demokrat Sakarya, 21 Eylül 1957, Sayı: 1003; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-
2004), s. 164.
107
oralarda da yüzlerce ev yıkılmış, birçok vatandaşımız ölmüş, binlercesi yuvasız kalmış
bulunuyor. Bu vaziyet karşısında komitemizin, faaliyetlerini Bolu ve Sakarya zelzele
felaketzedelerine de teşmile karar vermiş olduğunu derin hürmetlerimizle arz ederiz”311
denilmektedir. Anlaşıldığı üzere, bu depremin etkileri yıkıcı olmuş, halkın üzerinde derin
acılar bırakarak, evlerine girmelerine mâni olmuştur.
1957 depreminin üzerinden 2 yıl geçmişken, 26 Temmuz 1956 Pazar günü, saat 19:08’de
Adapazarı bir depremle daha sarsılmıştır. Depremin 7 şiddetinde gerçekleştiği
belirtilmiştir. Ancak 4 saniye sürdüğü için yıkıcı etkisi olmamıştır. Can ve mal kaybı
yaşanmadığı için, Sakarya halkı bu depremden daha az etkilenmiştir312.
Mayıs ayında, Bulgaristan’ın Ankara Elçisi M. Manclov dün Hariciye Vekâletinde
protokol dairesi reisini ziyaret ederek313 Bolu, Adapazarı, Düzce ve havalisinde
gerçekleşen son deprem felâketi dolayısıyla gerek hükümetinin gerekse kendisinin
taziyelerini bildirmiştir.
Deprem bölgesinde bulunan ve bununla mücadele etmek zorunda olan Sakarya ve
çevresinin halkı, İçişleri ve Bayındırlık Bakanlıkları tarafından yapılan teşviklerden ve
verilen izinlerden yararlanarak, hasarlı binalarını tamir etmek, barakalar inşa etmek ve
yıkılmış olan işyerlerini yeniden tesis etmek konusunda gayretli çalışmalar
sergilemişlerdir. Ele aldığımız dönemde Belediyelerin girişimi ile hükümetin,
depremlerin bölgede açtığı hasarı giderme yönünde yoğun çaba gösterdiği
anlaşılmaktadır.
311 Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, s.788. 312 Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, s. 789. 313 Ayın Tarihi, 31 Mayıs 1957.
108
BÖLÜM 2: İKTİSADİ DURUM
2.1. Demokrat Parti’nin İktisadi Politikaları
1950-1960 döneminde uygulanan ekonomi politikası, önceki devletçi döneme göre
birtakım farklılıklar içermektedir. Demokrat Parti iktidarı ele aldığında, Menderes
hükümeti; devletçiliği sert biçimde eleştirmiş, ekonomide devlet müdahalesini en aza
indirerek, iktisadi kalkınmayı özel kesimin desteği ve girişimi ile sağlayacağını
belirtmiştir. Ayrıca tarıma öncelik verileceğini ve modern makinalarla yapılmasının
sağlanacağını da ekonomi ilkeleri arasında belirtmiştir314. Bu doğrultuda, açıklanan
programdan da anlaşılacağı üzere, özel girişimin teşviki, dış yardımlar, kredi ve para
sunumu gibi konuları içeren hükümetin ekonomi modeli liberalizm ağırlıklı karma
ekonomi yönünde şekillenmiştir315.
Ekonomi politikasının belirlenmesinde ABD bu dönemde en önemli etmen özelliğini
taşımakta olup, Dünya Bankası, IMF ve Marshall Planı’nı yürütmekle görevli
kuruluşların (OEEC) da aynı yönde tavsiye ve desteklerde bulundukları görülmektedir.
Dış yardım ve kredilerin kullanım alanları belirlenirken, dış alımın ve borçlanmanın da
yolu da açılmıştır. Tarımsal krediler özellikle büyük artış göstermiş ve 1959 yılına
gelindiğinde on yıl öncesinin on katına ulaşmıştır316. ABD'nin 1948 yılından itibaren
Marshall Yardımı programı çerçevesinde Türkiye'ye yaptığı maddi yardımlar genellikle,
tarımsal malzeme ve makinelerden oluşmakta idi. Söz konusu yardımlar kapsamında
Avrupa ülkelerinden çok sayıda traktör, pulluk gibi makine ve aletler satın alınmıştır317.
Türkiye’de tarımda makineleşme ve tarımsal üretimdeki canlılık bu plan ve yardımlar
yolu ile gerçekleşmiştir ve sadece bu dönemde yürütülen Çiftçiyi Topraklandırma
Kanunu’na318 bağlanamayacak kadar büyük bir hıza sahiptir.
314 Hüseyin Şahin, Türkiye Ekonomisi, Bursa: Ezgi Kitabevi, 2016, s. 93. 315 Mustafa Altıntaş, Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Uygulama Sonuçları, Muğla: İşletmecilik Meslek
Yüksekokulu Yayınları, 1978, s. 152. 316 Yakup Kepenek, Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, 2011: Remzi Kitabevi, s. 96-97, 109. 317 Şahin, Türkiye Ekonomisi, s.106; Suat Oktar-Arzu Varlı, “Türkiye’de 1950-1954 döneminde DP’nin
Tarım Politikası”, Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 28/1 (2010), s.14. 318 Demokrat Parti Hükümeti, dünya savaşından sonra özellikle tarım sektörünü canlandırmak ve dinamik
bir sektör haline getirmek amacıyla, 1945 yılı sonunda topraksız ve az topraklı çiftçilere toprak dağıtarak
işlemelerini sağlayacak olan bu kanunun kabulünden yola çıkarak, kamu arazilerinin köylülere
dağıtılmasını, dolayısıyla ekilen alanların hızla genişletilmesini sağlamıştır. Kanunun 17. Maddesine
binaen, 1947-1972 yılları arasında büyük bölümü 1950’li yıllarda olmak üzere 22 milyon dönümün
109
1955-60’lar, tarımda teknolojinin teknik imkanların, gübre ve ilaçlama, ıslah konularının
ele alındığı bir dönem olmuş, toprak ve üretim veriminin artırılması tarımda temel amaç
haline gelmiştir319. Adnan Menderes döneminde, hükümet programlarına da alacağı üzere
tarım ve üretim konularının sıklıkla konuşmalarda altı çizilmiştir. Buna göre; “’Yeni
iktidarı Halk partisinden ayıran mühim bir görüş farkı da ziraat işlerimizin ele almışında
tecelli edecektir. Nüfusumuzun yüzde sekseni ziraatla meşgul bulunmakta, Türkiye’de
ziraat milli ekonominin ticaretimizin ana kaynağını teşkil etmektedir ve ticaretimizin ana
kaynağını teşkil etmektedir. Bunun içindir ki, milli gelirin artmsı ve her sahada
kalkınmanın ana şartı bu temelin kuvvetlenmesi suretiyle mümkün olabilecektir. Ziraatın
iktisadi bünyemizin temelini teşkil ettiğini hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız. Eski
iktidarın yaptığı gibi gösterişçi ve pahalıya mal olan bir Devlet müessesesinin, karasaban
ve kağnının mahkumu olan geri bir zirai bünye üzerine kurulamayacağı kurulmak
istendiği takdirde ise milli ekonomiyi takatsiz düşüreceği hakikati daima hesap olunmak
lazımdır. Bugüne kadar takip olunan yol şayet şu kısaca ifade ettiğimiz görüşe mutabık
olsaydı, yalnız ziraatımız inkişaf etmekle kalmaz diğer bütün istihsal ve iktisadi faaliyet
şubelerinde de çok feyizli gelişmelere şahit olmak mümkün olurdu”, izlenen ve izlenecek
olan politikayı açıkça ortaya koymaktadır 320.
Tarım ekonominin bel kemiğini oluşturmaktadır. Tarımdaki olumlu gelişmeler
hayvancılığı da etkilemiş ve 1960’lara kadarki dönemde hayvancılıktan elde edilen gelir
rekor seviyelere ulaşmıştır321. Hükümetin bu dönemde verdiği destek ve krediler, ıslah
uygulamaları hem hayvan üretimini artırmış hem de et ve süt gibi ürünlerin bol miktarda
işlenmesini sağlamıştır. Kalkınma politikası doğrultusunda, sanayinin kırsal ve tarımsal
kesimden beslenmesi düşünülmüştür.
Bu bölümde Sakarya İli ekonomisinin, tarım, sanayi ve ticaret sektörleri kapsamında
incelemesi yapılmış, özellikle konumuz olan 1950-1960 yılları arasındaki durumu ve
gelişmesi hakkında bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bu alanda en önemli kaynaklar, İl
üzerinde arazi topraksız ve az topraklı ailelere dağıtılmıştır. (Çağlar Keyder-Şevket Pamuk, “1945 Çiftçiyi
Topraklandırma Kanunu Üzerine Tezler”, Yapıt Toplumsal Araştırmalar Dergisi, 8 (1984), s. 54-
61. 319 75 Yılda Köylerden Şehirlere, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1999, s. 20. 320 Atiye Emiroğlu-Nezehat Koçyiğit-Senem Kesici ‘’Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik Politikalar’’,
Tarihin Peşinde Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8 (2012), s.88. 321 75 Yılda Köylerden Şehirlere, s.37.
110
Yıllıkları, Devlet İstatistik Enstitüsü Çalışmaları, Tarım Sayımları, Sanayi Sayımları ve
Envanterleri, Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi (SESAM) Yayınları ve yerel basın
olmuştur. Dönemin yerel basınına yansıyan gelişmeler de örnekleme amacıyla
kullanılmıştır.
2.2. Tarım ve Hayvancılık
Araştırmaya konu olan dönemde, tarım ve hayvancılık alanında mevcut şartların ne
olduğu ve on yıl içerisinde hangi değişimlerin yaşandığı incelenecektir.
2.2.1. Tarım
Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan tarımsal faaliyetler, ülke genelinde zirai
kalkınma hamlesi çerçevesinde hükümetlerin öncelikli konusudur. 1950’den sonra tarım
yaklaşımının modernize yolunda ilerlemesi, tarıma bağlı hızlı gelişmenin ve bölgesel
kalkınmanın önünü açmıştır. Bu dönemde, arazi ve istihdam bakımından bazı bölgeler
daha elverişli şartların avantajını yaşayacaktır. Adapazarı-Sakarya bölgesi de bunlardan
biridir. Sakarya’nın 1954 yılında Kocaeli’nden ayrılarak il olmasının dayanak
noktasından birisi de bölgenin verimli toprakları, ulaşımının elverişli yapısı, gelişmekte
olan sanayisi ve nüfusu ile hızlı bir ekonomik kalkınmaya doğru gitmesi olmuştur. İldeki
tarım ürünlerinin çeşitliliği ve ürün miktarının bolluğu, Sakarya ekonomisinin zamanla
çiftçilere ve çalışan nüfusa iş olanakları sunan hızlı bir gelişme sürecine girmesini
sağlamıştır.
Sakarya’da toprakların %96’sı tarıma elverişli arazilerden oluşmuştur. Sakarya’nın
arazisi genel olarak düzlük olmakla birlikte, Akyazı, Hendek kazaları Akova üzerine
kurulmuştur. Bu bölge dördüncü jeolojik çağlarda oluşan çökme sebebiyle, tarih boyunca
depremlere de oldukça açık bir haldedir. Güneyden kuzeye doğru alçalan ortalama 30
metre yükselti bu ovayla Karadeniz arasında yayla görünümünde bir alan yer almaktadır.
Akova’nın güneyinde Geyve Ovası, daha güneyde Pamukova yer almaktadır322. Arazisi
kısmen ormanlık olup, dağların en yüksek noktası 1600 metre, deniz seviyesinden
yükseklikleri; Adapazarı için 31, Akyazı 78, Geyve 25, Hendek 180, Karasu 5 metre
olarak hesaplanmıştır. İklim olarak ılıman Marmara iklimine benzemekle birlikte, kuzey
tarafları Batı Karadeniz ikliminin etkileri altında bulunmaktadır. Bölgede meteoroloji
322 Rıfat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 6473.
111
istasyonu 1955 yılında kurulmuş olup, bu dönemde edinilen genel değerlere göre sıcaklık
yazın en çok +37, kışın en az +5 ve ortalama sıcaklık +17 derece olarak tespit edilmiştir.
Yıllık ortalama yağış miktarı 100 günde 750 milimetreyi bulurken, kış aylarında kar
yağışı görülmektedir. Bölgede rüzgarlar genel olarak kuzeydoğudan poyraz ve
kuzeybatıdan da karayel şeklinde esmektedir. Akova, Pamukova ve Söğütlü ovalarında
taban suyu çok yüksekte bulunduğundan bu bölgelerde yeterli yağış da sağlandığı halde,
eğimli topraklarda bile sulama yapılmadan çeşitli ürünler yetiştirilebilmektedir 323.
Alüvyonların taşınması ile oluşan ve zenginleşen topraklarda Sakarya ırmağının önemi
de büyüktür.
İl topraklarının %96’sı tarla tarımı, bahçecilik, hayvancılık, ormancılık yapılabilen tarım
alanlarından oluşmakta olup 219 bin hektarlık il alanının %45,5’ini oluşturan bölüm,
orman ve fundalıklarla kaplıdır. Çayır ve mera alanı 16.500 hektardır ve il alanının
%3,4’ünü kaplamaktadır324.
Sakarya İlinin ekonomik yapısının incelenmesi sırasında, hareketliliğin daha çok
Adapazarı’nın üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Geniş ve verimli bir toprak varlığı,
sulak arazilere sahip olması, artan nüfusu ile ihracat merkezi olan İstanbul’a yakınlığı, İç
Anadolu şehirleri ile olan kara ve demiryolu bağlantısı sebebiyle, Adapazarı büyük
oranda kazançlar sağlamaktadır. İlde yetiştirilen tarım ürünlerinin verimliliği, hemen her
dönem ülke ortalamasının üzerinde seyretmektedir.
Çok elverişli doğal koşullara sahip olmasına rağmen, Adapazarı’nın 19. yüzyılın
sonlarına değin küçük bir köy olarak kalmasının ve tarımın gelişememesinin
sebeplerinden en önemlisi, alçak ve düz olan Adapazarı Ovası’nın sıklıkla sel
baskınlarına maruz kalmasıdır. Ovanın alçak oluşu, büyük sorunlar doğurmuş, yeraltı
suları yüzeye çıktığından bataklık ve göller geniş alanlara yayılmıştır325. Arazisinin
birçok yerinin bataklıklarla kaplı olması, bu dönemde ovanın yerleşik nüfusunun az
olmasına neden olduğu gibi, Karadeniz ikliminde yetiştirilen mısır, keten, tütün gibi
ürünler yetiştirilmesine imkan vermiştir. 1890’da İstanbul-Ankara demiryolunun
Adapazarı’na ulaşması, il tarımının gelişmesinde büyük rol oynamış, İstanbul pazarına
323 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.138. 324 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475. 325 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 36; 1967 Sakarya İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan
Matbaası, 1970, s. 191.
112
bağlanması, tarımsal üretimi ve ticareti canlandırmıştır. Balkan savaşlarından sonra ve
Cumhuriyet döneminde bölgeye yerleştirilen göçmenler dolayısıyla sosyal ve ekonomik
bir hareketlenme sürecine girmiştir. 1930’dan sonra Akova’da şeker ekiminin başlaması
ve fındık üretiminin yaygınlaştırılması konusunda başarılı sonuçlar alınmıştır326.
Nüfusu hızla artmakta iken, Adapazarı bir tarım ve ticaret merkezi konumundadır. 1950
yılında 7.500 dönümlük arazide 262 ton buğday, 182 ton mısır, 2.692 yon şeker pancarı,
1.944 ton patates ve diğer çeşit ürünler yetiştirilen bölge, tarımsal üretim konusundaki
önemini uzun yıllar muhafaza etmiştir327.
1950’li yıllara gelindiğinde, Türkiye genelinde olduğu gibi Sakarya’da da bir dönüşüm
yaşanmış, modern makineli tarımın yayınlaştırılması sonucunda, ekim alanları
genişleyerek tarımsal üretimin pazara dönük hale gelmesi sağlanmıştır. Sakarya’da bu
dönemde modern tarım araçlarının kullanımı oldukça yüksek seviyededir.
Tablo 12: 1954-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Ziraat Alet ve Makineleri
1954 1955 1956 1957
Karasapan 8.692 7.820 4.833 4.888
Pulluk 22.251 24.920 25.940 30.356
Traktör 253 404 541 637
Ekremöz* 364 300 331 352
Selektör** 6 4 9 6
Kaynak: Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara: 1959,
s.71.
* Ekremöz: Karıştırma işinde kullanılan tarımsal makine
**Selektör: Pamuk ve benzeri ürünleri elemekte kullanılan makine
Tablodaki veriler, yıllar içerisinde modern tarım araçlarının kullanımının, özellikle 1954
yılından itibaren artarak devam ettiğini, buna bağlı olarak geleneksel aletlerin kullanımın
azaldığını göstermektedir.
1959 yılında 652 adet olan traktör sayısı, 1965’de 1000’i aşmıştır. Diğer tarım alet ve
makinalarında da benzer durum söz konusudur. Harman makinası, motopomp,
pülverizatör, mibzer ve traktörle çekilen pulluk sayıları 1960’larda çoğalmış, sonraki
326 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6474. 327 Ali Aktaş, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası Kültürel Renkleriyle Sakarya (Sakarya’nın Toplumsal ve
Kültürel Yapısı), Adapazarı: 2008, s. 109.
113
yıllarda iki katına ulaşmıştır328. Dolayısıyla karasaban ve döven gibi geleneksel tarım
araçlarının sayıları ve kullanım alanları azalmıştır.
İl dahilinde bu dönemde irili ufaklı çok sayıda bataklık arazi bulunduğunu söylemek
mümkündür. En büyükleri; 1000 hektarlık Tesbihli, 50 hektarlı Ferizli, 5000 hektarlık
Mudurnu (Süleymaniye), 300 hektarlık Balıklı ve 1000 hektarlık Gökçeören, 500
hektarlık Dinsiz bataklıkları olarak geçmektedir. Bataklıkların kurutulması işi, bu
dönemde Sakarya için en hayati mesellerden birisi olmuştur. 1950-1960 yılları arasında
yapılan, daha önce detaylı olarak anlattığımız kurutma çalışmaları, ziraate elverişli, yılda
iki defa mahsul verebilen, binlerce hektarlık arazinin kazanılmasını ve üretilen tarım
ürünlerinden büyük kazançlar sağlanmasını mümkün hale getirecektir329. Ancak
bataklıkların tamamen kazanılması 1970’li yıllardan sonra mümkün olabilecektir.
Çok verimli Adapazarı ovasında, çeşitli ürünler yetiştirilmekte ve bunların Türkiye
üretimi içindeki oranları da önemli miktarlarda seyretmektedir. Tahıllardan mısır,
buğday, sanayi bitkilerinden patates, tütün ve şeker pancarı ile meyvelerden fındık, üzüm,
elma gibi ürünler yetiştirilenler arasında başlıcalarıdır. Özellikle, Sapanca çevresinde
çeşitli meyveler yetiştirilmekte ve kozacılık gibi getirisi yüksek sayılabilen ürünler de
tarım üretiminde önemli bir yer tutmaktadır330. İl tarımındaki canlılık, çalışan nüfusun
büyük bölümünün tarım kesiminde yer almasını sağlamıştır.
Adapazarı ve çevresine bu yıllarda Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya başta olmak
üzere çeşitli bölgelerden gelen göçmen ailelerin yerleşmesi de artmış olup bu ailelerin
çoğunluğu çiftçi, bir kısmı da küçük sanat erbabıdır. 1952 yılında 626 göçmen ailesi
gelmiş ve 623’üne mesken inşa edilmiştir. 1953-1954 yıllarında ise, 60 civarında göçmen
ailesine 120.000’er liraya mal olan meskenler verilmiştir. Aynı zamanda toprağı olmayan
ailelere toprak tevzi edilmesi sonucunda, bölgede topraksız aile sayısı yok denecek
seviyelere inmiştir. 1955-1960 yılları arasında il merkezinin nüfusu 24.000’den fazla artış
göstermiş, Adapazarı’nda 1955 yılından itibaren başlayan sanayileşme ile büyük resmi
kuruluşların ve özel sektör kuruluşlarının yaygınlaşması gerçeği ortaya çıkmıştır331.
Adapazarı’nın çiftçi ve çalışan nüfusunun içerisinde önemli bir kısmı oluşturan bu
328 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 5480. 329 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 141. 330 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 191-192. 331 Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s.110.
114
göçmen vatandaşların nüfusundaki artış, il ekonomisinde yaşanan canlılığın hem sebebi
hem de sonucu olarak değerlendirilebilir.
Tablo 13: Türkiye’de ve Sakarya’da Çalışan Nüfusun İşkollarına Göre Dağılımı (%)
İşkolları
1955 1965
Türkiye
12.205.272
Sakarya
152.797
Türkiye
13.557.860
Sakarya
176.056
Tarım, Ormancılık, Avcılık ve
Balıkçılık 77,4 80,8 71,9 73,6
Maden Çıkarma 0,5 0,1 0,6 0,1
İmalat Sanayii 6,0 6,1 7,1 8,2
İnşaat Sanayii 1,6 0,9 2,6 2,3
Elektrik, Gaz, Su 0,1 0,1 0,2 0,2
Ticaret,Lokanta,Otel,Sigorta,Mali
Kurumlar Vb. 2,8 2,6 2,9 2,6
Ulaştırma, Haberleşme,
Depolama 1,5 1,4 2,1 2,3
Toplum Hizmetleri, Kişisel
Hizmetler 4,1 3,1 6,2 5,3
Tanımlanmamış Faaliyetler 6,0 4,9 6,4 5,4
TOPLAM 100,0 100,0 100,0 100,0
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü, Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, 54-
Sakarya İli, 1975, s. muh. ; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6470.
1955 yılında tarım kesiminde çalışanların oranı %80,8’e ulaşmışsa da makineli tarımın
gelişmesinden ve sanayi alanına kayışlar yaşanmasından sonra, bu oranda giderek azalma
yaşanmış, 1965 yılına gelindiğinde Sakarya’da tarım kesimin oranı %73,6’ya
gerilemiştir.
Sakarya’da tarım kesiminde çalışan ailelerin çoğu toprağı yetersiz ailelerden
oluşmaktadır. Bu aileler toprak kiralamak veya yarıcılık-ortakçılık yaparak tarımsal
faaliyette bulunmaktadırlar. Tarım işçilerinin çoğunluğu da mevsimlik işçilerden
oluşmaktadır. Şeker pancarı ve meyvecilik için kısa süreli işçiler kullanılmaktadır. Bu
işçiler genellikle çevre köylerden temin edilmektedir. Bu sebeple, hükümetin programı
doğrultusunda dönem dönem, Toprak İskan Müdürlüğü tarafından, özellikle ile
yerleştirilen göçmen ailelere ve toprağı olmayan çiftçi ailelere, ev ve ekilecek arazi tahsis
edilmiş, nakdi para yardımında bulunulmuştur. Bu çalışmalar kapsamında, 1950-1960
115
yılları arasında, döner sermaye adı altında Ziraat Bankası’ndan alınan krediler
kullanılmıştır332.
1955-1959 yılları arasında Ziraat Müdürlüğü çalışmaları çoğunlukla, bataklıkların
kurutulması ile köylere tarıma elverişli arazi kazandırmaya yöneliktir. Merkez ilçede
53.500 dekar, Geyve ilçesinde 4.500 dekar ve Karasu ilçesinde 17.200 dekar arazi tarıma
kazandırılmıştır. Bir başka çalışma ise, sulama kanallarının açılmasıdır. Merkez ilçede,
47.200 metre, Geyve İlçesinde 15.000 metre ve Karasu ilçesinde 14.510 metre sulama
kanalı açılmıştır. Bu faaliyetler için toplamda yaklaşık 1 milyon 100 Türk lirası
harcanmıştır333.
1955 yılının Nisan ayında kurulan 78 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu, çalışmalarına
başlayarak 1957 yılı sonuna kadar 26 köyde 2385 çiftçi ailesine 24316 dekar arazi tevzi
ederek, 5 köyün özel mülkiyetine 3577 dekar mera tahsis etmiştir. Komisyon tarafından,
1958 yılı içerisinde, Serdivan ve Kulaksız köylerinde bulunan topraksız 81 çiftçiye 2001
dönüm arazi verilmiş334, 1959 yılına kadar, 4 köyde 522 çiftçi ailesine 3600 dönüm
arazinin daha tevzi edilmesi sağlanmıştır335.
Zirai mücadele konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında, 1950 yılından önce il
genelinde 40 adet sırt taşımalı, 17 adet arabalı pülverizatörle sınırlı bazı hastalıklarla
mücadele edilmekte iken, sonraki yıllarda 213 sırt taşımalı, 17 adet arabalı ve 106 adet
çeşitli marka ve tipte motorlu pülverizatörler ve su tankerleri kullanılmaya
başlanmıştır336. Teknik ve modern bir şekilde ilaçlama ve hastalıklarla mücadele
konusunda büyük gelişme kaydedilmiştir.
Sakarya Mücadele Enstitüsünde bu yıllarda, 10 günlük özel kurslar açılarak, çiftçiye zarar
veren çeşitli haşereler ve hastalıklarla mücadele kapsamında, uzmanlar tarafından, bu
mücadeleyi uygulayacak olan kişilere, mücadele metotları ve bunu uygulayacakları ziraat
332 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6482; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ
3. Bölge Nüshası, s. 168.
333 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168. 334 Demokrat Sakarya, 28 Aralık 1958, Sayı: 1395. 335 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 170. 336 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197.
116
alet ve makinaları anlatılmıştır. Kursa katılan kişilere, başarı derecelerine göre bakanlık
tarafından takdirnameler verilmiştir337.
Ziraatte modern makinelerin338 kullanımı konusunda yapılan çalışmalar, tarım
politikasının hedeflerinden biri idi. Bu amaçla makineleşmeye önem verilmiş, 1950
yılından önceki dönemlerde, Kocaeli vilâyeti genelinde (Sakarya dahil) 7 adet çalışır
durumda traktör mevcutken, 1958 yılı sonlarında 146 adete yükselmiştir. 1950 yılından
önce il genelinde, ziraat teşkilatına ait 4 adet selektörden başka bir ziraat makinesi mevcut
değilken, 1958 yılı sonlarında, 2 adet traktör 7 adet harman makinası ve 10 adet selektör
makinesi mevcuttur. Bu makinelerle çiftçilerin tohumluğu temizlenmiş ve ilaçlanmış,
harman ve hafriyat işlerine yardım edilmiştir. 1950 yılı öncesi temizlenen tohumluk 1500
ton iken, 2600 tona ulaşmıştır. 1950 yılına kadar, zirai faaliyetlerde kullanmak üzere
kiralanan eski tip araçlar değiştirilerek, 1958 yılı sonlarında her merkezde 5 ve her kazada
1’er adet jeep ve pikap gibi modern araçlarla malzeme taşıma işleri yürütülmüştür339.
Ne var ki, ziraatın makineleşmeye başlaması ile makinelerin bakımı, tamiri, yedek
parçasının temini gibi hususlarda birtakım güçlüklerle karşılaşılmış, önceleri yüksek
tarımsal ürün fiyatları sayesinde sorunların üstesinden gelebilen çiftçiler, ilerleyen
yıllarda tarım ürünlerinin fiyatlarındaki düşüş sebebi ile zor durumda kalmışlardır.
Ürünlerin fiyatı düşerken akaryakıt vergi bağışıklığının kaldırılması sonucu satın alma
gücü düşen çiftçilerin yeni makine satın alamadıkları ve eldeki makinelerini de
kullanmaktan vazgeçtikleri zamanlar olduğu görülmüştür340.
1959 yılında, geleceğin çiftçileri olan gençlere, modern tarımın bilgi ve kültürünü
yerleştirmek amacıyla, beden ve zihin eğitimlerinin sağlanması temeline dayanan “4K
Kulüpleri” kurulmuştur. Bu kulüpler, hizmetlerini her yaş grubundan kadın ve erkek
çiftçilere ulaştırmak ve hızlı kalkınma amacına bağlı olarak genç kuşak çiftçileri eğitmek
üzere kurulmuşlardır. Genç üyelerinin, sene boyunca meydana getirdikleri proje ve
eserleri düzenlenen sergilerde halka sunmuş ve başarı derecelerine göre
337 Yeni Ada Postası, 8 Şubat 1955, Sayı: 844. 338 Tarım alanında kullanılan makineler; traktör, harman makinası, biçer-döver, biçer-bağlar, orak makinesi,
karasaban, pulluk, tınaz makinesi, pülverizatörler, selektör, triyor, motopomp ve çift hayvanlarıdır. 339 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.197-198. 340 Sevilay Özer, “Demokrat Parti Dönemi Zirai Makineleşme Hareketi ve Sonuçları”, SDÜ Fen Edebiyat
Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31/(Nisan 2014), s. 61-80.
117
ödüllendirmişlerdir. 4K kulüpleri, Sebzecilik, Tavukçuluk, Buzağıcılık, Kuzuculuk,
Dikiş, Gıda Mamulleri alanında çeşitli kollardan oluşmaktadır341.
Tablo 14: Adapazarı’nda 1951 Yılında Yaygın Ekilen Ürünler ve Üretim Miktarları
Ürün Türü Ekilen
(Hektar) Üretim (Ton)
Buğday 12.000 9.000
Arpa 105 200
Yulaf 900 160
Çavdar 720 1.000
Kaplıca 300 50
Mısır 14.500 37.000
Şeker Darısı 40 90
Bakla 12 10
Fasulye 60 110
Patates 1.500 125.000
Tütün 50 45
Soğan 80 400
Sarımsak 40 90
Şeker Pancarı 2.700 125.000
Ayçiçeği 500 600
Keten 20 20
Kaynak: Hasan Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”; Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine
Dergisi, I (1953), s. 30.
Tablo 15: Sakarya’da Ana Ürünlerin Üretim Miktarları (ton)
Ürün Türü 1960-62 Ortalaması
Toplam Tahıllar 137.192
Buğday 66.157
Arpa 11.433
Mısır 54.580
Toplam Baklagiller 3.828
Fasulye 3.343
Şeker Pancarı 237.294
Ayçiçeği* -
Soğan 9.090
Patates 80.283
Hayvan Pancarı* -
Tütün 2.209
Kaynak: Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6477.
* Ayçiçeği ve hayvan pancarına ait istatistik tutulmamış olduğundan, bu oranlar belirtilememiştir.
341 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 204- 205.
118
Tablo 16: Ekili Alanların Ana Ürünlere Göre Dağılımı ile Ekim ve Üretimin Türkiye
Toplamındaki Payı (%)
1960-62 Ortalaması
Ekim Alanı Üretim
Toplam Ekili Alan (h) 99.847 0,67 -
Toplam Tahıllar 76,8 0,59 0,97
Buğday 38,8 0,50 0,83
Arpa 5,6 0,20 0,34
Mısır 29,8 4,31 5,63
Toplam Baklagiller 3,7 0,65 0,64
Fasulye 3,3 2,87 2,47
Şeker Pancarı 8,7 5,66 7,12
Ayçiçeği* - -
Soğan 0,9 1,75 2,20
Patates 4,8 3,21 5,60
Hayvan Pancarı* - - -
Tütün 2,0 1,26 2,0
Diğerleri 3,1 - -
Kaynak: Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6476.
* Ayçiçeği ve hayvan pancarı üretimi hakkında istatistik kayıt tutulmamış olup, ziraat sayımlarında bu
bilgilere rastlanılmamıştır.
2.2.1.1. Tahıl ve Baklagiller
Sakarya Vilâyetinin de dahil olduğu Kocaeli bölgesinde, tarla ziraatı konusundaki
çalışmaların, 1950 yılından önce yeterli ilgi ve önemi gördüğü söylenememektedir. Bu
sebeple köylülerin ellerinde bulunan tohumlukların yapısının bozulduğu ve verim
oranının oldukça düştüğü ifade edilmektedir. 1950 yılından sonra, DP hükümetinin tarım
politikaları kapsamında gerek tohumluk, gerekse toprak hazırlığı ve kimyevi gübre ile
toprağın kalitesinin artırılması hususunun çiftçilere öğretilmesi çalışmaları, bu konuda
hareketli bir süreci başlatmıştır. Bu dönemde çiftçinin ziraatçilikle buluşması ve birlikte
planlı ve bilinçli bir şekilde çalışması sağlanmıştır. Yapılan çalışmalar üretimdeki
artışında belirleyicisi olmuştur.
1950 yılından önce ekilen ve alınan mahsul oranları Sakarya Vilâyeti hariç Kocaeli
genelinde şu şekildedir;
119
Tablo 17: Sakarya Hariç Kocaeli Genelinde Ekilen ve Alınan Mahsül Miktarı
(hektar/ton)
Ekilen Alınan Mahsül
Buğday 21.080 24.010
Arpa 4.160 7.300
Yulaf 3.430 4.108
Çavdar 410 400
Mısır 6.200 8.890
Ayçiçeği 1.600 742
Keten 2.125 1.315
Tütün 1.220 1.210
1950 sonrası
Buğday 43.090 46.215
Arpa 9.760 12.700
Yulaf 6.972 8.319
Çavdar 1.410 1000
Mısır 16.200 28.890
Bakla 163 359
Fasulye 182 362
Şeker Pancarı 640 12.800
Ayçiçeği 11.600 9.742
Keten 4.345 3.735
Tütün 1.345 1.987
Kaynak: ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 196.
Yukarıdaki rakamlardan da anlaşıldığı üzere, ekilen miktar ile alınan mahsulün miktarı
bu yıllar zarfında önemli oranda bir artış içerisindedir. İlde üretim miktarları bakımından
birinci sırada sanayi bitkileri yer alırken, ikinci sırada tahıllar gelmektedir. Adapazarı’nda
üretimi yapılan başlıca tahıllar; mısır ve buğdaydır. En önemli sanayi bitkileri ise
şekerpancarı, patates ve tütündür. İlerleyen dönemlerde mısır ekiminin buğday ekimini
geçmeye başladığı bir sürece girildiği görülmektedir342.
İldeki ekim alanları içerisinde en geniş ekim alanı oranı tahıllara aittir. 1940’ların sonu
1950’lerin başındaki yıllarda, ilk sırada Mısır yer almaktadır. Adapazarı’nda mısır tarımı
daha çok Sakarya nehri, Çark suyu, Akçay, Kanlı ırmak, Mudurnu, Yanık Deresi,
Kurtköy deresi ve Mahmudiye Deresi kenarlarında yapılmaktadır. Adapazarı’nda yetişen
mısırların boyu 3 metreyi geçebilmekte ve bir kamışta 2,3 somak mahsul verebilmektedir.
342 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475.
120
Yılda ortalama 30 bin ton mısır elde edilerek, halkın temel gıdasını karşılamaktadır343.
Ekmek ve nişasta yapımında kullanılmakla birlikte, Karadeniz bölgesinin ihtiyacına da
cevap vermektedir.
Tablo 18: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Tahıl Ekim ve Üretimi
Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)
Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957
Buğday 35.970 35.970 35.470 69.810 47.000 70.540
Arpa 5.100 5.100 5.100 11.340 10.900 10.000
Çavdar 970 970 - 1.870 1.440 -
Yulaf 880 1.070 - 1.600 2.090 -
Kaplıca 310 310 - 340 330 -
Mısır 24.200 25.100 23.900 66.180 47.910 61.700
Darı 100 110 115 120 108 115
Pirinç 834 1.160 594 2.870 2.692 464
Toplam 68.364 69.790 65.179 151.160 112.470 142.819
1958 1959 1960 1958 1959 1960
Buğday 33.900 34.500 37.700 76.400 68.960 70.000
Arpa 5.100 5.000 5.700 11.460 11.570 12.540
Çavdar 900 1.000 870 1.190 1.380 1.044
Yulaf 850 1.000 1.050 1.660 2.000 2.000
Kaplıca 250 260 200 260 260 200
Mısır 23.900 28.000 29.240 55.000 70.600 72.160
Darı 120 55 40 110 55 40
Pirinç 710 610 630 2.015 1.870 1.828
Toplam 65.730 70.425 75.430 148.095 156.695 159.812
Kaynak: T.C Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, (DİE) Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara:
1959; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), Ankara: 1962, 71-140. (Sonraki dipnotlarda sadece istatistik
eserin adı verilecektir).
Çeşitli ürünler yetişen Adapazarı’nda buğday ikinci tahıl durumundadır. 1940’lı yıllarda
buğday üretimi 700-800 ton civarında iken 1950’den sonra bu miktar artmış ve 12-15 bin
tona ulaşmıştır. Buğday ekimi daha çok, merkez ilçe, Kazımpaşa nahiyesine bağlı
köylerde ve Söğütlü nahiyesinin bazı köylerinde yoğunlaşmaktadır. Bölgede ekilen
buğday cinsi Mentane (bintane veya cumhuriyet buğdayı) ve Akova olup, sulak toprakları
seven bölgeye uygun buğday türlerindendir344.
Buğday ekimi, 1958 yılında 34 bin hektarlık bir alanda iken, sürekli bir artış göstererek
1960 sonlarında 40 bin hektar civarına yaklaşmıştır. 1960’ların başında 77 bin hektara
ulaşan tahıl alanı, ildeki ekili alanın %76,8’ini oluşturmaktadır. İkinci sırada yer alan
343 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 39-40. 344 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 42, 52.
121
mısır ise, 1964 yılına kadar 30 bin hektar civarında ekim alanına sahip olmuştur.
1970’lerden itibaren ön plana çıkan bir tahıl olacaktır345.
Tohum ıslah çalışmaları kapsamında Tohum Islah İstasyonu tarafından çiftçilere yapılan
tohumluk yardımları ve ıslah çalışmaları da, 1950 yılı öncesine göre büyük oranda artış
göstermiştir. 1950 yılından önce, Adapazarı dahil olmak üzere; çiftçiye 150 ton kredili
buğday tohumluğu dağıtılmış iken, 1950 yılından sonra; 1956-1957 yılı ekim
dönemlerinde yalnız Kocaeli İlinde;
820 ton kredili yemlik buğday,
50 ton tohumluk buğday,
230 ton kredili yemlik buğday dağıtılmış, verimli melez mısır tohumluğundan da 200 ton
çiftçilere satılmıştır.
İl genelinde, 1950 yılından itibaren hükümetin yardımları ile ücretsiz yonca ve korunga
tohumlukları çiftçilere dağıtılmış ve ziraat teşkilatı tarafından tesisleri yapılmak üzere
toplamda 4570 dekar yoncalık ve korungalık meraları yapılmıştır346. Bu çalışmalar ile
birlikte, Adapazarı ve Kocaeli bölgesinin tarla ziraatı konusunda verimli bir dönem
yaşadığı görülmektedir. Sakarya İlinde, Ziraat Müdürlüğü tarafından 1954-1959 yılları
arasında çiftçiye dağıtılan tohumluk buğday tevziatı şöyle idi;
Adapazarı muhtaç çiftçiye 55.000 kg.
Karasu’da “ “ 96.000 kg.
Akyazı’da “ “ 12.000 kg.
Geyve’de “ “ 18.000 kg.
Ayrıca peşin bedelle Adapazarı merkez köylerindeki çiftçilere 156 ton tohumluk buğday
dağıtılmıştır. Tohumluk cins buğdaylar mukaveleli çiftçiler tarafından yetiştirilmektedir.
30 göçmen ailesine de kredi yoluyla 8116 kilogram tohumluk buğday temin edilmiştir.
345 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6476. 346 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197.
122
Bu yıllar arasında, il genelinde 11.469 ton kimyevi gübre dağıtılmıştır347. Bu sayede
üretilen buğday kalitesinin ve üretimin arttırılması sağlanmıştır.
1954 yılı içerisinde, buğday fiyatlarındaki yükselme unlu mamulleri de etkilemiş,
belediyenin fiyatları yükseltme tehditleri karşısında, İzmit’te fırıncılar ekmek gramajını
880 gramdan 815 grama düşürmeye karar vermişlerdir348. Bu durum halkın yoğun tepkisi
ile karşılanmıştır.
Diğer bir tahıl ürünü olan arpa 1950’lerin başında yılda ortalama 550 ton, yulaf 600 ton,
çavdar 200 ton, ayçiçeği 300 ton üretim miktarına sahiptir349. Bu yıllar içerisinde
Adapazarı’nda pirinç ekimi de yaygınlaşmaya başlamıştır. Ancak pirinç ekimi ve hasatı
diğer tahıllara nispeten daha zahmetli olduğunda çiftçi tarafından çok fazla rağbet
edilmediği anlaşılmaktadır. Bitkiden elde edilen çeltik, geleneksel yöntemlerle basit
şekilde temizlendiği için kırılmaktadır oysa Adapazarı arazi yapısı çeltik ekimine oldukça
elverişlidir. İmkanlar elverdiği ölçüde 1950’li yıllarda çeltik ekimi ile uğraşan bölgeler;
Büyük Tersiye, Hasanbey, Şeh, Çay Kışla, Küçük Tersiye, Budaklar köyleridir. Yıllık
olarak 150.000 ila 200.000 kilo pirinç elde edildiği belirtilmektedir. İlde baklagiller ekimi
yapılmakla beraber, önemli bir orana sahip değildir. 1945-1952 yılları arasında
Adapazarı’nda üretilen bakliyatla ilgili veriler şu şekildedir; fasulye 60-80 ton, mercimek
60 ton, bakla 3 ton bezelye 4 ton. Fasulye üretimi Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde
1947 yılında 50 ton iken, 1951 yılında miktarı artarak 110 tona yükselmiştir350.
1960’larda 3.700 hektarlık dar bir alanda baklagiller türünden özellikle fasulye
yetiştirildiği görülmektedir. Yıllar içerisinde bu rakamda düşüş yaşandığı
görülmektedir351.
347 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168-170. 348 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668. 349 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 43. 350 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 44-45. 351 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6476.
123
Tablo 19: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Bakliyat Ekimi ve Üretimi
Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)
Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957
Bakla 60 - - 60 - -
Bezelye - - - - - -
Nohut 60 70 80 50 51 80
Fasulye 2.950 2.420 3.020 2.700 2.354 4.670
Mercimek 50 30 30 30 18 30
Börülce - - - - - -
Fiğ 130 130 130 130 110 130
Burçak 150 150 125 150 95 150
Toplam 3.400 2.800 3.385 3.120 2.628 5.060
1958 1959 1960 1958 1959 1960
Nohut 80 60 70 80 60 70
Fasulye 3.220 2.530 3.440 3.780 2.580 3.960
Mercimek 20 20 30 20 20 32
Fiğ 120 80 90 120 80 90
Burçak 130 120 120 133 120 140
Toplam 3.570 2.810 3.750 4.133 2.860 4.292
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Sakarya’da bakliyat ürünleri geniş bir yelpazeye sahiptir. Yukarıdaki tablodan da
anlaşıldığı üzere, en çok rağbet edilen bakliyat fasulye olmuş, her yıl yoğun bir üretim
gerçekleştirilmiştir. 1954-1960 yılları arasında bakliyat ekiminde çok bariz farklılıklar
yaşanmadığı görülmüştür.
1950’li yılların ortalarına kadar tarımsal faaliyetler ve özellikle tahıl üretimi henüz
modern olmayan tekniklerle ve basit şekilde yürütülmekte idi. Öte yandan, pek çok
göçmen ailenin Sakarya ve çevresine yerleştirilmesi sonucu, ilde küçük mülkiyetin
yaygınlaştığı bir dönem yaşanmıştı. Basit üretim teknikleriyle çalışmakta olan küçük
işletmelerin daha sonraki yıllarda özellikle 1960 yılı itibariyle hızlı bir gelişme
göstermesi, ailelerin işgücünün tarımdan ticarete ve özel sektöre kaymasına yol açmıştır.
1955-1965 arasındaki tarım nüfusunun düşüşünde, ildeki çiftçi ailelerin İstanbul, Bursa
ve Kocaeli gibi hızlı sanayileşmiş illere göçmeleri etkili olmuştur352. Bu bilgilerden yola
çıkarak, tahıl ve baklagillerin üretimindeki düşüşü ekonomik alandaki değişikliğe
bağlamak mümkündür.
352 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6470.
124
2.2.1.2. Sanayi Bitkileri
Sakarya İlinde sanayi bitkilerinin üretimi, tarımda önemli bir yer kaplamakta olup, tahıl
üretiminden nispeten daha ön plandadır. Bunun sebeplerinden en önemlisi, sanayi
bitkilerinin tahıl ve bakliyata oranla daha çok gelir sağlayan ürünler olmasıdır.
Ele aldığımız dönemde ilde pek çok cins sanayi bitkisi yetiştirildiği görülmüştür. Sanayi
bitkilerinden en çok şekerpancarı üretildiğini söyleyebiliriz. Adapazarı’nda üretilen
şekerpancarı yüksek gelir sağlayan ve verimli bir üründür. Adapazarı ve çevresinin en
önemli sınai mahsulü patates, mısır, keten ve tütün tarımı da aynı amaçla yaygın olarak
yapılmaktadır:353
Tablo 20: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Sınai Bitkiler Ekimi ve Üretimi
Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)
Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957
Tütün 2.057 2.096 2.162 2.419 2.238 1.888
Patates 3.960 3.200 3.840 76.400 45.900 79.000
Pancar 5.317 7.823 9.339 165.253 138.615 230.543
Afyon 50 100 100 60 61 100
Pamuk 600 600 600 420 360 400
Keten - 32 30 - 39 30
Soğan 700 1.070 1.100 13.000 15.300 30.800
Sarımsak 330 340 340 2.950 2.510 2.870
Susam 50 70 50 30 40 5
Toplam 13.064 15.331 17.561 260.532 205.063 345.636
1958 1959 1960 1958 1959 1960
Tütün 2.195 2.596 2.861 2.937 3.336 3.732
Patates 4.800 4.900 4.330 115.650 117.850 100.000
Pancar 9.346 8.482 10.303 195.619 238.705 274.037
Afyon 70 - - 22 30 36
Pamuk 600 650 670 720 800 620
Keten 200 200 250 240 260 320
Soğan 1.030 950 960 15.000 13.760 12.000
Sarımsak 280 170 170 2.310 1.470 1.400
Susam 50 50 50 40 50 50
Diğerleri 1.900 2.110 1.950 2.860 3.090 2.160
Toplam 20.471 20.198 21.634 335.398 379.352 394.356
Kaynak: Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara: 1959, s.
140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), Ankara: 1962, s. 71.
Şekerpancarı; Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde şekerpancarı ekiciliği 1934 yılından
itibaren bilinmekte olup, 1940-1950 yılları arasındaki dönemde bölgede pancar ekimi için
353 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6476.
125
kullanılan arazi 2500 ila 2700 hektar civarındadır. Yılda ortalama 50.000-80.000 ton
pancar elde edilmekte iken 1951 yılı itibariyle bu miktar 125.000 tona ulaşmıştır. Hatta
1951 yılı pancar verimi konusunda olağanüstü bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Aynı yıl
tonunun 62 liradan alınıyor olması, çiftçiye ekonomik kalkınma imkânı yaratmıştır.
Şekerpancarı özellikle Büyüksöğütlü, Taşlık, Çökekler, Dernekkırı ve Adapazarı
merkezinde yetiştirilmektedir354
İlde şekerpancarı ekimi yıllar arasında bazı dalgalanmalar yaşamışsa da genel itibariyle
düzenli şekilde artış yaşamıştır. 1958 yılında 196.000 tona ulaşan şekerpancarı üretimi,
çiftçiye yüksek gelir sağlamış ve ilde şekerpancarı fabrikasının kurulmasına vesile
olmuştur. 1960’larda 7.500 ile 9.500 hektar arasında bir ekim alanına sahip olup, ülke
genelinde payı önemli seviyelere ulaşmıştır.
Patates; mısır ve şekerpancarından sonra en öne çıkan tarım ürünlerinden birisi de
patatestir. Adapazarı’nda ve çevresinde yaklaşık 15 çeşit patates türü yetiştirildiği
bilinmektedir. En çok rağbet edilen ve ekilen türü Deliorman adındaki sarı beyaz
patatestir ancak sanayileşmeden önceki yıllarda patatesin gereken desteği görmediğini,
düşük fiyatlarla satıldığını ve çürümeye bırakıldığını öğrenmekteyiz355. 1950’li yılların
başlarında bir dönümden 3000 kilo ürün almak mümkün olup, 10 ila 15 bin ton patates
üretilmektedir356. Bölgede kurulan Nişasta fabrikası dolayısıyla patates ekimi ve duyulan
ilgi de artmış, Adapazarı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı olmuştur. 1958 yılında
il arazisinin 4.800 hektarlık kısmında ekilmekte olup, 1960’lardan itibaren 5.000 hektarın
üstünde ekim alanına ulaşmıştır. Buna göre, il ekim alanının %4,8’i patatese ayrılmıştır.
Tütün; Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesi 1940’lı ve 1950’li yılların başlarında öne çıkan
tütün ekim alanlarından birini oluşturmaktadır. Bölgeden, 1940’larda 26.385 kg. tütün
elde edilmekte iken, 1949-50 arasında 40.000 kg. ve 1951 yılında 45.000 kg. tütün elde
edilmiştir357. Tütün üretimi çiftçiye o yıllarda önemli bir gelir kaynağı teşkil etmektedir.
Sakarya ili kurulmadan önce, özellikle Hendek, Marmara Bölgesi’ndeki tütün ekim
alanları arasında en önemlilerinden birini oluşturmuştur. 1950-53 yılları arasında
354 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 41. 355 Yeni Ada Postası, 8 Mayıs 1952, Sayı: 16; 9 Mayıs 1952, Sayı: 17. 356 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 42. 357 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 45-46.
126
kasabanın nüfusu 7.286 kişi civarında olup, halk daha çok tütün ekimi ile geçimini
sağlamaktadır. Bu dönemde Hendek tütün çeşitleri ile ün yapmış, yılda 3-3,5 milyon
liralık satış kaydedilmiştir. Hendek tütünlerinin alıcısı Mısır ve Avusturya iken, sonraki
yıllarda bu müşteriler kaybedilmiştir. Bölge halkı tütüne alıcı bulamadığı için sıkıntı
yaşamış, Tekel ise çiftçinin elindeki tütünlerin tamamını satın alamamıştır. Çiftçi bu tablo
sebebiyle tütün ekimini azaltmak durumunda kalmıştır358. Bu dönemde, Adapazarı’nda
bulunan Yaprak Tütün Bakım ve İşleme Evi’nin kapanması gündeme geldiğinden,
mevcut işçiler bu konudaki rahatsızlıklarını ve dileklerini Başbakanlığa dilekçeler
yoluyla iletmişlerdir359.
Hendek tütünleri, sigara yapımında diğer tütün cinsleri ile karıştırılarak kullanılmaktadır.
1955-56 yılı içerisinde sadece Hendeğin tütün rekoltesi, 1.700.000 kg. olarak tespit
edilmiş, üretim, geçmiş yıllara nazaran rekor bir seviyeye ulaşmıştır360. Bu durum
bölgedeki üreticiyi oldukça memnun etmiştir. Tütün fiyatlarındaki canlılık 1958 yılında
da devam etmiş, %15 oranındaki fiyat artışı361 Sakarya’daki tütün üreticilerini ekonomik
anlamda desteklemiştir. Bu yıllar içerisinde yurt dışına tütün ihracatı son 50 yıllık
dönemin en yüksek seviyesine ulaşmış ve Türkiye’den 388 milyon liralık, 86 bin ton tütün
satışı yapılmıştır362. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, Sakarya’nın tütüne bağlı ticareti
her geçen yıl daha da iyi gelirler sağlamış, ekonomisinde hareketli bir yere sahip
olmuştur.
1960’larda il genelinde, yaklaşık 2.000 hektarlık alana tütün ekilmiş, Türkiye tütün ekim
alanları içerisinde %1,2’lik paya sahip olmuştur, 2.200 tonu aşan bir üretim potansiyeline
sahiptir.363. Tekel Müdürlüğü tarafından hazırlıkları yapılan Kocaeli tütün piyasası, her
yıl Mart ayında açılmakta idi. Kocaeli ve çevresinin tütün fiyatlarının belirlendiği bu
piyasanın açılışı merakla beklenmekte ve yabancı firmalar da açılışa katılmaktaydılar364.
Adapazarı tütün piyasası da 3-4 Mart tarihlerinde açılmakla birlikte, Tekel tarafından
yapılan ilanla tütün, 1954 yılında 200 kuruştan değer bulmuştur365.
358 Hasan Balcıoğlu; “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”; s. 34. 359 BCA, Fon Kodu: 30.1.0.0/79.497.1. 360 Demokrat Sakarya, 31 Ocak 1956, Sayı: 501. 361 Demokrat Sakarya, 23 Nisan 1953, Sayı: 1184. 362 Demokrat Sakarya, 15 Nisan 1958, Sayı: 1179. 363 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6476. 364 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668. 365 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Mart 1954, Sayı: 683.
127
Ayçiçeği; Adapazarı’nda ayçiçeği ekimi 1950’li yıllardan sonra rağbet görmeye başlamış
ve iyi mahsul vermesinden dolayı bölgede endüstrisi de kurulmuştur. Ayçiçeği çekirdek
ve yağlık olarak işletilen bir ürün olup, yan ürünü olan samanı da hayvancılıkta
kullanılmaktadır. 1950’lerin başlarında yıllık ayçiçeği üretimi Adapazarı için 300 ton
olarak tespit edilmiştir. Bunlardan başka, yağ çıkarılan bitkilerden soya, keten, kolza,
susam ve yer fıstığı çeşitleri üzerinde de çalışmalar yapılmış, Easecook menşeili soyalar
ve Arjantin’den ithal edilen keten tohumları Adapazarı Tohum İşleme İstasyonu
tarafından çiftçilere tanıtılarak numuneler verilmiştir366. Bu numuneler sayesinde
çiftçilerin üretim kalitelerinin bir standarda bağlanması amaçlanmıştır.
Sakarya İlinde tarımda üç çeşit gübre kullanılmaktadır; Doğal (hayvansal) gübreler, yeşil
gübreler ve yapay gübreler. Sakarya’da yüksek gelir getiren ancak toprağı yoran sanayi
bitkilerinin ürerimi yaygın olarak yapıldığından, bu dönemde yapay gübre kullanımı
çoğalmıştır. En çok amonyum sülfat bazlı gübre tüketilmekte olup patates için azotlu ve
fosforlu gübreler, meyve bahçelerinin için nitratlı gübreler de eklenerek yapay gübre
kullanımında 1960’larda artış yaşanmıştır367. Doğal sonucu olarak bu dönemde üretimden
elde edilen ürün miktarı da artmıştır.
2.2.1.3. Sebzeler
Sakarya ili genelinde, sebzecilik ve meyvecilik oldukça gelişmiştir. Sakarya Irmağı’nın
taşıdığı alüvyonlu toprakların beslediği Adapazarı Ovası yani Akova ve bu ovadan
güneyde Geyve Boğazı ile ayrılan Pamukova, ildeki tarla bitkilerinin yetiştirildiği ve
sebzeciliğin yoğun olarak yapıldığı bölgelerdir.
Toprak killi olup verim oranı yüksektir. Sulu ve susuz şartlarda sebze ziraatı
yapılabilmektedir. İl topraklarının %47,1’ini oluşturan 227 bin hektar ekili-dikili alanın
130 bin hektarı tarla bitkilerine, 7 bin hektarlık kısmı ise sebze bahçelerine ayrılmıştır.
Nadas oranları oldukça düşüktür. Ovalarda genellikle; pirinç, mısır, patatesten sonra
farklı sebze çeşitleri yetiştirilmektedir. Dağlık ve engebeli alanlarda ise daha çok tahıl,
tütün, ayçiçeği ve fındık üretimine yer verilmektedir. Yetiştirilen sebzeler, halkın
ihtiyacını karşılamakla kalmayıp İstanbul pazarlarına gönderilmektedir. Yazlık ve kışlık
366 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s.43, 53. 367 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6479.
128
çeşitleriyle birçok tür sebze yetiştirildiği bilinmektedir. Bunlar arasında; lahana,
balkabağı, dolmalık biber, sivri biber ve barbunya ve soğan başlıca ürünlerdir. Karasu
ilçesinde karalahana üretimi revaçtadır. İlde ihtiyacı karşılayacak seviyede, kereviz,
marul, ıspanak, pırasa, kavun, salatalık, sarımsak, havuç gibi diğer bazı sebze türleri de
yetiştirilmektedir. Sebzecilikte ürün çeşitliliği açısından ilk sırada Geyve, Akyazı ve
sonrasında Sapanca ve Hendek ilçeleri gelmektedir368. İlkbaharda sebze ihtiyacı adana,
Mersin ve Dörtyol bölgesinden getirilen ürünlerle takviye edilmekte olup, yaz aylarında
merkezden ve Kazımpaşa köylerinden ihtiyaç karşılandığı gibi fazla ürünler İstanbul,
Ankara ve Eskişehir pazarlarına sevk edilmektedir369.
Sebzeler arasında balkabağı ve soğan üretimi 1950’li yıllarda ön plana çıkmaktadır.
Adapazarı’nın bu sebzeler ile ün kazandığı söylenebilir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı
ilçesinin 1947 yılında 500 ton olan soğan üretimi, 1951 yılında 400 tona gerilemiştir.
Aynı dönemde sarımsak ekiminden 450 ton ürün alınırken, 1951 yılında 90 tona
gerilemiştir. Sakarya ilinin 1958 yılında 15 bin ton olan ilin soğan üretimi ise, 1960’lı
yıllarda nispeten azalarak 10 bin tona düşmüştür370.
Patates Sakarya ilinin önde gelen sebzelerinden biri olup, Adapazarı ovasının toprak
koşulları patates tarımına oldukça elverişli olduğundan eski tarihlerden itibaren
yetiştiriciliği yapılmıştır. Adapazarı ilçesinin patates üretimi 1947 yılında 10.000 ton
iken, 1951 yılında 12.500 tona yükselmiştir371. Sakarya İlinin 1958 yılında, 115 bin tonu
aşan patates üretimi, bazı dönemlerde azalma yaşamış, 1960’ların başında ilde hektar
başına patates verimi 16.912 kg. civarına ulaşarak, Türkiye ortalaması olan 9.685 kg’ı
hayli aşmış, %5,6’ya ulaşmıştır372.
1960’lı yıllarda, verimli ve hastalıksız sebze fide ve tohumlarının köylere gönderilmesi
ve aile sebzeciliğinin geliştirilmesi amacıyla uygun yerlerde yetiştirilen domates, biber,
patlıcan fideleriyle 133 köyde 815 çiftçi ailesine 815 dekar sebze yetiştirilmiş ve açılan
kurslarda teknik bakım, tohum üretme ve haşereyle mücadele eğitimleri verilmiştir. Son
yıllarda patateslerde verim düşmesine sebep olan virüs hastalıklarına karşı tohumluklarda
368 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475-6879; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 194. 369 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 47-48. 370 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6478. 371 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s.48. 372 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6479-6481.
129
yetiştirilen patates sebzesinin ekim zamanında tarlalara indirilmesi yoluna gidilmiştir373.
Bu uygulamalardan anlaşıldığı üzere, teknik ziraatın Sakarya’da hayata geçirilmesi için
çok yönlü çalışmalar başlatılmıştır.
Sebze ve meyve yetiştiriciliği için arazilerin sulama ihtiyacını çözmek amacıyla bazı
projeler de üretilmiştir. 1958 yılında Hendek ilçesinde bir baraj kurulacağı ve 100 bin
hektar arazinin bu baraj sayesinde sulu tarıma geçirileceği, meyveciliğin artırılacağı
yönünde haberler yer almaktadır374. Ancak incelediğimiz dönemde bu proje uygulamaya
koyulamamıştır.
Belediye tarafından 1954 yılında kurulmuş olan toptancı hali, ilde sebze-meyve ve diğer
gıda maddelerinin satışının yapıldığı en büyük pazardır ve içinde 40 adet dükkân, bir açık
depo ve bir sundurma ile satış platformları bulunmaktadır. Hal, Zonguldak, Bolu ve
Sakarya illerinin kazaları ile birlikte sebze ve meyve ihtiyacını karşılamakta, ürünlerin
makul fiyatlarla taze olarak satılmasını sağlamaktadır. Halin kapasitesi ve alım satım
faaliyetleri hakkında bir örnek vermek gerekirse, 1958 yılının Aralık ayında, hale bir
ayda, 30.635 kap ve 80.200 kg. dökme sebze ve meyve gelmiş olup, 5346 lira 30 kuruş
tahakkuk edilmiştir. Ayrıca üreticinin mallarına da 164 lira 20 kuruş tahsil edilerek
toplam hal geliri aylık 6710 lira 40 kuruş olarak hesaplanmıştır. İl merkezinde Salı ve
Cumartesi günleri vilayet binasının arkasında hal yanında, Perşembe günleri de Karaağaç
semtinde sebze meyve pazarları kurulmaktadır375.
2.2.1.4. Meyveler
Sakarya’da meyvecilik eski tarihlerden itibaren gelişmiş alanlardan biri olmuştur.
Meyvecilik genellikle eğimli topraklarda yapılmaktadır. İlin toprak ve iklim yapısı, bağ
bahçe ziraatine çok uygun olduğu halde 1950 yılından önceki dönemlerde bu konuya
gereken önemin verildiği söylenemez. Sadece İlin sahil kesimlerinde, teknik bilgiden
uzak şekilde kurulmuş olan bakımsız, verimi düşük çiftlikler ve bağlar bulunmaktadır.
1945-1952 yılları arasındaki dönemde, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde, 110 hektar
bağ, 2265 hektar meyve bahçesi, 620 hektar sebze bahçesi bulunmaktadır. Ovanın yamaç
373 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 198-199. 374 Demokrat Sakarya, 2 Nisan 1958, Sayı: 1168. 375 Demokrat Sakarya, 6 Aralık 1958, Sayı: 1376; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 229-230.
130
kısımlarında meyve tarımı gelişmiştir. Meyve bahçeleri özellikle Adapazarı’nın güney
kısmında bulunmakta ve Sapanca’dan elde edilen meyveler büyük ölçüde gelir kaynağı
sağlamaktadır. Adapazarı’nın bu yıllardaki meyve üretim toplamı 15.000 tondur. Çevre
kasaba ve illere de bölgeden meyve sevk edilmektedir376.
1950 yılından itibaren hükümetin meyvecilik konusundaki çalışmaları artırması
sonucunda, ziraat teşkilatı motorlu araçlarla desteklenmiş, ücretli ve ücretsiz olarak
verilen fidanlarla kurulan fidanlıklar sayesinde, kısa sürede Kocaeli-Adapazarı ve
Sakarya dahilinde meyvecilik geniş alanlara yayılarak gelişme kaydetmiştir377. Bu
gelişmeye etki eden faktörlerden birisi de meyvelerin muhafaza imkanlarının çoğalması
ve modern meyvecilik bilincinin oluşmaya başlamasıdır.
1937 yılında Arifiye’de kurulan fidanlık ve meyve bakım istasyonu (Bahçe Kültürleri
İstasyonu), Tarım Bakanlığı’na bağlı olarak işlemektedir. Bölgedeki meyveciliğe katkı
sağlamak amacıyla kurulmuş bir müessesedir. Zengin meyve çeşitleri üzerinde araştırma
ve üretme konularında meyve bahçesi sahipleri ile iş birliği içerisinde faaliyetlerini
yürütmüştür378. 1940-1952 yılları arasında bölgedeki çiftçiye 248.189 elma, 38.616 erik,
25.910 armut ve 621.740 adet diğer meyve çeşitlerine ait fidanlar, 25.000 adet de kavak
fidanı dağıtmıştır379. Diğer taraftan, kuruluş vasıtasıyla bu yıllarda fenni ve modern
meyve üretim bilgisi meyvecilikle ilgilenen çiftçiye ulaştırılmaktadır.
376 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 45-46. 377 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197. 378 Kemal Aydar, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi, I
(1953), s. 25. 379 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 47.
131
Tablo 21: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Meyve Ekimi ve Üretimi
Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)
Cinsi 1953/54 1954/55 1955/56 1956/57 1954 1955 1956 1957
Üzüm 3.733 4.163 4.163 4.177 20.510 41.930 49.930 46.505
Kavun,
Karpuz - 1.060 1.450 1.390 - 29.100 66.348 45.000
Diğer
Meyveler 717 1.145 1.206 1.331 14.355 28.431 39.896 27.287
Fındık 3.242 3.280 3.314 3.835 5.333 1.216 4.980 5.735
Fıstık,
Badem,
Ceviz
41 41 41 32 2.365 3.040 3.740 1.890
1958 1959 1960 1958 1959 1960
Üzüm 4.680 6.750 6.800 37.315 59.191 40.611
Kavun,
Karpuz 1.520 1.440 1.480 26.850 26.250 24.250
Diğer
Meyveler 1.298 1.342 1.406 23.140 31.015 8.322
Fındık 3.840 3.840 4.380 3.340 3.340 5.308
Fıstık,
Badem,
Ceviz
30 30 30 2.624 2.065 2.624
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Geyve ilçesi 1960’larda, sofralık üzüm ve kavunu ile meşhur olduğundan, ürettiği
meyvelerden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine 1000-1500 ton ihracat yapmaktadır.
İlerleyen yıllarda Sakarya İli, elma, armut, şeftali ve erik başta olmak üzere pek çok
meyveyi ihraç edebilecek seviyeye gelecektir. Ayrıca, bu yıllarda, toprağı ve iklimi zeytin
yetiştirmeye müsait olan Geyve ilçesinde, 3 köyde 51 çiftçiye 2150 adet aşılı zeytin fidanı
diktirilmiş ve sofralık zeytin (delice) çeşitleri aşılanmıştır380.
Sakarya’da il topraklarının %47,1’ini oluşturan 227 bin hektar ekili-dikili alanın 41 bin
hektarı fındık bahçeleri ile 10 bin hektarı bağlarla, 19 bin 200 hektarı ise meyve bahçeleri
ile kaplıdır Bölgede, meyve çeşitleri arasında en büyük kısmı fındık bahçeleri
kaplamaktadır. Batı Karadeniz bölgesinde İnebolu’dan Karasu’ya kadar uzanan arazide,
Türkiye’nin Doğu Karadeniz’den sonra fındık tarımının en yaygın yapıldığı alanlar yer
almaktadır. Fındık bahçeleri, çoğunlukla kestanelerin ve orman alanlarının açılması
sonucunda kurulmuştur. Sakarya bu dönemde, doğu Karadeniz’den sonra en çok fındık
yetiştirme alanına sahip il olmakla, Marmara bölgesindeki fındık ağaçlarının %90’a
380 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 192.
132
yakını Sakarya ilinde bulunmaktadır. Başlıca meyvecilik alanları, Sapanca gölü kıyıları
olmakla birlikte, Karadeniz kıyısında yer alan Karasu ve Kaynarca fındık bahçeleri ile
kaplıdır381. 1955 yılında Türkiye fındık üretiminde rekor bir seviyeye ulaşmıştı. ABD
Tarım Bakanlığı raporlarına göre, Türkiye dünya fındık üretiminin %90’nını karşılayarak
ve 1954-1956 aralığında 152.300 ton üretim gerçekleştirerek, son yılların en yüksek
seviyesine ulaşmıştı382. Bu üretime katkısı olan, ülke genelinde fındık tarımının en yoğun
yapıldığı bölgelerden birisi de Sakarya ili olmuştur.
İlde bağcılık ve üzüm yetiştiriciliği de yaygın olarak yapılmaktadır. Sakarya’da bağcılık
gelişim içerisinde olmuştur. Özellikle sofralık üzüm üretimi yapılmaktadır. Rakılık
üzümler de İstanbul pazarına sevk edilmektedir. Elma, armut, kiraz, erik, şeftali, ceviz,
kestane gibi diğer pek çok tür meyve ise genel olarak Sapanca gölü çevresinde
yetiştirilmektedir. Bu meyveler halkın ihtiyacını karşılayacak miktarlarda olup, şehir
halinden diğer illere de dağıtımı yapılmaktadır. Üretilen meyvelerden biri de elma
olmakla birlikte, bu tarihlerde Türkiye üretimi içindeki oranı oldukça düşüktür. Daha az
alanda üretilmelerine rağmen, kiraz, Trabzon hurması, kestane, erik, ayva ve armut üretim
oranları ülke üretimi içerisinde daha büyük bir paya sahip olmuştur383. İstanbul’u meyve
bakımından besleyen en önemli merkezlerden birisi olan Sapanca vadisinde, 1955 sonrası
meyve konserveciliği de gelişmeye başlamıştır. Bu bölgede yerli malzeme ile üretim
yapan Yanık köyündeki tesis (Bima) çıkardığı konserveler ile yoğun ilgi çekmiştir384. Her
türlü meyve sebzenin yetiştiği Sapanca vadisinin bu dönemde gıda sektöründe fabrika ve
işletmelerin yapılmasına müsait bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir.
1950’li yılların başında cevizden elde edilen yıllık gelir 25.000 ila 30.000 lira civarında
olup385, elma ve fındıktan sonra iyi gelir getiren üçüncü meyve olarak öne çıkmaktadır.
Tarım Bakanlığının düzenlediği, standart meyveciliğin gelişmesi amacıyla bütün Kocaeli
vilâyeti dahil olmak üzere, Sapanca nahiyesi merkezinde 19 Şubat 1954 tarihinde “Elma
Müsabakası” yapılmış olup, Karamürsel, Gölcük, Değirmendere, İzmit, Derince, Geyve,
Taraklı, Sapanca Adapazarı meyve üreticileri katılmıştır. Standart çeşitlerden olan
381 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475-6478. 382 Yeni Ada Postası, 28 Ocak 1955, Sayı: 835. 383 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6479. 384 Hayrettin Uysal; Sakarya 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, Adapazarı: 1957, s. blrsz. 385 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 46.
133
Ştarkink, Amasya, Ferik, Cidavut, İngiliz elmaları 10 kg’lık sandıklarda teşhir edilmekte
olup, renk, koku, lezzet ve iyi muhafaza edilmiş ambalajlanması esasına göre, elma
sahiplerine derece verilmiştir. 75 ila 125 Türk lirası aralığında ikramiyeler
dağıtılmıştır.386 Bu teşvik yarışmaları, sonraki yıllarda farklı ziraat mahsulleri üzerinde
de devam edecektir.
1954-1959 yılları arasında, Ziraat Müdürlüğü tarafından il genelinde 267.000 adet fındık,
dut ve bağ çubuğu dağıtılarak köylerde üretim çiftlikleri, bağ ve bahçeleri kurulmuştur.
Ayrıca 6000 adet kavak fidanı dikilmiştir. 47.000 adet armut, şeftali, erik, kiraz ve vişne
fidanı verilerek örnek meyve bahçeleri oluşturulmuştur387. Böylelikle köycülüğün
sevdirilmesi ve meyveciliğin desteklenmesi yoluna gidilmiştir. Örnek bağ ve bahçeler
kurulması yolu ile bölgenin hiç meyve yetiştirilmeyen pek çok köyünde meyve üretimi
başlatılmıştır. Bu kapsamda Hendek’te, 200 dönüm arazi üzerinde örnek bir meyve
bahçesi kurulmuştur. Sakarya Teknik ziraat Müdürlüğü Teşkilatı vasıtasıyla Hendeğin
Kazımiye köyünde kurulan meyve bahçesinin benzerleri ilin diğer bölgelerinde de
kurulacaktır388. Çiftçi ailelerine tarımın her alanında yeni ve modern metotların
öğretilmesi ve çok daha kaliteli, ucuz ürünler yetiştirilmesi amacıyla, tohum ilaçlama ve
ziraat kültürünün geliştirilmesi adına yapılan çalışmalarda bu dönemde önem
kazanmıştır.
2.2.2. Hayvancılık
1940’lı yıllarda, ülke ekonomisinin savaş sırasındaki etkilerden kaynaklanan duraklama
dönemi gerek tarım gerekse hayvancılık konusunda genelde kapsamlı bir faaliyet
kaydedilmesinin önüne geçmiş, yapılan çalışmalar dar alanlarla sınırlı kalmıştır.
Demokrat Parti iktidarında, zirai kalkınmaya verilmiş olan önemle birlikte, hayvancılığın
da gelişmesi adına çalışmalar hız kazanmıştır. Ancak tarıma ayrılan arazilerin çoğalması
ve mera ve otlakların işgal edilmesi gibi gelişmeler dolayısıyla, hayvancılık ve hayvansal
madde üretimi beklenilen seviyelere kısa sürede ulaşamamıştır389.
386 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Şubat 1954, Sayı: 666. 387 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168. 388 Demokrat Sakarya, 20 Aralık 1958, Sayı: 1388. 389 Sakarya’da hayvancılık ve hayvan mamulleri hakkında daha detaylı bilgi için, Filiz Gemici, "Demokrat
Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat
Araştırmaları Dergisi E-Dergisi 6 / 1 (Temmuz 2019), s.111-132.
134
Kocaeli-Sakarya bölgesi, öteden beri hayvancılık alanında Doğu Anadolu ve İstanbul
pazarı arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Doğu Anadolu’dan getirilen hayvanların
beslenmesi (besicilik) ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi (kesim, et ürünleri
üretimi ve mandıracılık), ilin ekonomisinde önemli yer tutan faaliyetler arasında
bulunmaktadır390. Adapazarı’nda yetiştirilen hayvanlar arasında en öne çıkan manda ve
karasığırdır, sulak arazinin çokluğu bunun en önemli sebebidir. İkinci sırada yer alan
koyun ise, bataklıklardan uzak kurak ve yüksek kesimlerde beslenebildiği gibi, kıl keçisi
çalılık yerlerde ve dağ köylerinde üretilmektedir391.
1950’li yılların ortalarından itibaren, çeşitli teşvikler ve fenni usullerle yapılan çalışmalar
sonucunda, hayvancılık konusunda ve hayvansal madde üretiminde hareketli bir döneme
girildiği görülmektedir. Adapazarı’nın iklimi pancar ekiciliğine müsait olduğundan
yoğun olarak yapılmaktadır. 1953 yılında bölgeye bir Şeker fabrikası kurulması, pancar
üretimini artırmış ve bu gelişme pancardan elde edilen yan mamuller ve hayvan yemleri
dolayısıyla hayvancılığı da olumlu etkilemiştir392.
2.2.2.1. Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık
Ülke genelinde, makineli ziraata geçişin sağlanması sonrasında dolayısıyla çayır ve
meraların azalacağı ve hayvancılığın bu durumdan çok fazla olumsuz etkileneceği
öngörülmüşse de, çiftçiye ücretsiz yem tohumlarının verilmesi, yoncalık ve
korungalıkların393 yaptırılması hayvancılıkta beklenen büyük gerilemenin bir nebze
önüne geçmiştir. Ancak yine de 1950’li yıllarda traktörlerle tarıma oldukça elverişli
bulunan il arazisinin sürülmesi ve doğal mera alanlarının küçülmesi ildeki hayvancılığı
geriletmiştir. Meraların daralması küçükbaş hayvancılığı olumsuz etkilerken, sığırcılığın
gelişmesini tetiklemiştir. Yani, meraların küçülmesi kültür ve besi hayvancılığına geçişi
hızlandırmıştır. İlde ve çevresinde kurulan sanayi tesislerinin yan ürünleri arasında
bulunan melas, çiğit, ayçiçeği ve şekerpancarı küspesi de yem üretiminin artmasını
sağlayacaktır394. Dolayısıyla bu dönemde, ahır besiciliğine doğru bir geçiş yaşandığını
390“Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6470. 391 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 392 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, (1923-2004), 109-113. 393 Yabani yonca ekilen çayır anlamına gelmektedir. 394 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 209; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c .IX., s. 6482.
135
belirtebiliriz. Bu dönemde halk kendi imkanları ile besicilik yapmaktadır, Amerikan
yardımları ile yapılan besicilik yalnızca dana besisidir395.
1950 yılına ait sayıma göre, Adapazarı’nda toplam 27.942 sığır, 27.894 koyun, 6.563 adet
tiftik ve kıl keçisi, 5.879 adet manda mevcuttur. 1943 yılına ait verilere bakıldığında,
26.000 koyun, 27.000 sığır, 4600 keçi bulunduğu kaydedilmektedir396. Aradaki rakamsal
fark büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık noktasında 1950’li yıllarda Adapazarı’nda
yaşanan gelişmeyi ortaya koymaktadır. Artan nüfus ve köylülerin hayvanlarının kayıt
altına alınabilmesi yükselişte etkili olmalıdır. Dönemde meydana gelen hayvan
hastalıkları ve salgınlar, bazı yıllarda ani düşüşlere sebep olan faktörlerdendir397.
Tablo 22: 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Büyük ve Küçükbaş Hayvan Üretimi
Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960
Koyun 103.578 106.553 112.707 129.379 135.634 130.508
Kıl keçisi 57.854 52.241 55.554 64.057 62.246 66.722
Sığır 123.737 135.464 127.122 131.548 138.341 145.104
Manda 20.461 22.460 22.321 28.423 26.371 27.456
Tiftik keçisi - - - 33 24 -
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Sakarya İlinde hem süt sığırcılığı hem de et sığırcılığı (besicilik) yapılmakta olup,
İstanbul ve çevre illerin et ihtiyacının büyük kısmı Sakarya’dan sağlanmaktadır. Besicilik
projesinin amacı, verimi az sığırları 90-110 gün süreyle beside tutarak et üretimini
artırmaktır. Ülkenin çeşitli bölgelerinden toplanan hayvanlar, Sakarya’daki çiftliklere
dağıtılmakta ve 3-5 ay gibi kısa bir sürede besiye çekilerek kesimlik et olarak pazara
sürülmektedir. Bu dönemde kesilen hayvanların canlı ağırlığı ortalama 110-130 kg.
civarındadır. 1960 yılında Sakarya’da 145.000’in üzerinde sığır varlığından
bahsedilmektedir. Türkiye toplamındaki payı %1,19’dur. Besicilikle uğraşanlara Ziraat
Bankasından kredi verilmekte ve verilen krediler banka bünyesinde çalışan veteriner
hekimler tarafından kontrol edilmekte ve besicilere aynı veteriner tarafından besicilik
kapsamında eğitimler verilmektedir. Sakarya bölgesinde daha çok yerli ırktan büyükbaş
hayvancılık yapılmıştır. Öne çıkan türler manda ve sığırdır. Küçükbaş hayvancılıkta
yetiştirilmekte olan temel türler ise, kıvırcık koyun ve kıl keçisidir. İlin koyun ırklarının
yarısından fazlası kıvırcık koyundan oluşmaktadır. Sınırlı sayıda merinos, akkaraman ve
395 Eröz-Alpan; Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 30. 396Balcıoğlu; Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 397 Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 116-117.
136
dağlıç cinsinin de yetiştirildiği bilinmektedir. İlde koyunculuk büyük sürülerden daha
çok, küçük aile işletmeleri tarafından yapılmaktadır398. Mera alanlarının daralması
küçükbaş hayvancılığı da olumsuz etkilemiş ve koyunculuk da ilerleyen yıllarda gerileme
yaşamıştır.
Koyunculuğun ıslahı ve üretimin yaygınlaştırılması işine önem verilmiş ve 1950 yılı
sonrasındaki dönemde, Karacabey harasından* getirtilen damızlık koçlar ve koyunlar
ortalama 18-20 adet olmak üzere çiftçi ailelere dağıtılmıştır399. Erken kuzu kesiminin
önlenmesi ve koyun besleyiciliğinin teşvik edilmesi amacıyla, besi projelerinin
uygulandığı ve Ziraat Bankası’nın koyun kredileri ile hayvan sahiplerine destek verdiği
görülmektedir400. İncelediğimiz döneme ait yıllık et üretimi ile ilgili resmi istatistiki bir
çalışma bulunmaktadır.
Tablo 23: 1955-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Et Üretimi (Ton)
Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960
Koyun-Kuzu 234 388 268 237 317 437
Kıl keçisi-Oğlak 48 76 117 93 87 108
Sığır-Dana 883 920 918 1.037 843 891
Manda-Malak 197 117 222 227 225 132
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.
Dönemin yerel basınına yansıyan haberlere bakıldığında, bazı değerlendirmeler
yapılabilmektedir. 1950-52 yıllarında Adapazarı mezbahasında yılda 7.247 koyun, 4.523
kuzu, 4598 sığır, 402 manda, 525 keçi kesildiği kaydedilmiştir. Mezbaha yılda 30,00 lira
Sapanca mezbahası ise 1300 lira gelir sağlamaktadır. Et haricinde sakatattan ve deriden
elde edilen gelirler bu miktarın dışında kalmaktadır401. Bu durum ilerleyen yıllarda
İstanbul pazarının taleplerinin çoğu ildeki çiftliklerden karşılandığı için bazı dönemlerde,
kaçak yollarla il ihtiyacı karşılanmadan İstanbul’a et gönderilmesi sebebiyle şehirde et
fiyatlarının çok yükseldiği, et kıtlığının yaşandığı ve bu durumun halkın tepkisine yol
açtığı402, yerel basına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır. Et konusundaki sıkıntının
çözülmesi amacıyla, Et ve Balık Kurumu’nun ilde serbest kasaplık hayvan almasına dair
398 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6483. 399 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 199. 400 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 401Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 402 Demokrat Sakarya, 14 Mart 1958, Sayı: 1152.
137
kısıtlamalar getirilmiş, kurumun yaptığı alımları belediyelere bildirmek şartı ile sadece
ihtiyaç fazlası olan miktardan satın alabileceği yönünde karar alınmıştır403. Belediyelerin
bu uygulaması ve tedbiri sonrasında, kısa süre içerisinde et fiyatlarında düşüş
gerçekleşmiş, et bulma sıkıntısı çözülmüştür. 1958 yılında kuzu etinin kilo fiyatı 600
kuruşa inmiştir404. 1958 yılında, 15 günde mezbahada et için yapılan kesimler 489
büyükbaş ve 433 küçükbaş hayvan toplam 922 adettir405. Sütçülük de Adapazarı
ekonomisine katkı sağlayan önemli bir alandır. Köylerde iyi süt veren inek cinsleri ve
yetiştirilmekte ve bunlardan elde edilen süt, süt ürünleri işletmelerinde kullanılmak üzere
yahut doğrudan halka satılmaktadır406.
Tablo 24: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Süt Üretim Miktarı (Ton)
Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960
İnek 1.530 12.079 21.443 35.580 34.708 35.418
Manda 4.190 4.860 4.994 7.365 6.508 6.869
Koyun 2.120 2.299 1.948 2.311 4.854 2.554
Kıl keçisi 2.962 3.206 2.029 1.973 3.966 1.973
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.
Tablodaki verilere bakıldığında, Sakarya’da süt üretiminde en fazla miktar inek ve manda
gibi büyükbaş hayvanlardan alınmaktadır. Üretimdeki bu artışın, ilde besicilik
faaliyetlerinin artması ve hayvansal gıda üretim merkezlerinin kayıt altına alınmasının
etkileri olduğu düşünülebilir.
Tablo 25: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Muhtelif Hayvansal Ürünler
(Adet ve Ton)
1955 1956 1957 1958 1959 1960
Deri(Büyükbaş) 15.682 20.303 18.098 15.797 18.175 24.460
Deri(Küçükbaş) 29.447 30.657 28.985 23.289 27.635 34.629
Yün,Yapağı 123 133 142 144 144 165
Kıl 46 50 56 48 98 48
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.
Hayvancılığın teşvik edilmesi amacıyla, bazı dönemlerde Sakarya çevresinde iyi cins
hayvan yetiştiren çiftçilerin katıldığı yarışmalar düzenlenmiş ve başarılı çiftçilere ödüller
403 Demokrat Sakarya, 27 Mart 1958, Sayı: 1163. 404 Demokrat Sakarya, 3 Nisan 1958, Sayı: 1169. 405 Demokrat Sakarya, 24 Aralık 1958, Sayı: 1391. 406 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 31; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde
Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)”, s. 118.
138
dağıtılmıştır407. Bu yarışmalar vasıtasıyla kaliteli ve cins hayvan yetiştiriciliği
özendirilmeye çalışılmışsa da kültür hayvanı yetiştiriciliğine ancak 1960’larda geçiş
yapılabilmiştir.
1960 yılı itibariyle, et ve süt üretiminde verimi yükseltmek amacıyla ithal Holstein ırkı
sığırların bölgeye getirilmesi ve yerli ırkların bu cins sığırlarla melezlenmesi yoluna
gidilmiştir. Buradaki yöntem, doğal ve yapay tohumlama yolu ile Holstein süt ineği ile
yerli inekleri yarım kan Holstein ırkına dönüştürmektir408. Süt üretiminin artırılması ve
süt endüstrisinin gelişmesine yönelik bu faaliyetler Sakarya İnekhanesinde fenni usullerle
gerçekleştirilmiştir. İnekhane, Tarım Bakanlığı teşkilat kanununa göre döner sermayeli
olarak, Sakarya’nın Karasu ilçesinde bulunan ve orman rejimi dışında bırakılan 3070
dekar devlet arazisi üzerinde,1961 yılında kurulmuştur409. Ayrıca bünyesinde Sakarya
Sığır Islah İstasyonu da kurulmuştur. 3832 dekarlık bir alanda kurulan inekhanede, müdür
dahil 3 veteriner hekim, 1 ziraat teknisyeni, 5 idari memur, 19 müstahdem, 32 daimi işçi
olmak üzere yaklaşık 60 kişilik personel çalışmaktadır. İnekhanenin kuruluş amacına
göre, başlıca çalışmaları alanları ve sahip oldukları varlık şu şekilde sıralanabilir:
“Damızlık varlığı:
1. Safkan Holstein sığır mevcudu;
Boğa 6 baş, İnek 132 baş, Düve 53 baş, genç boğa 122 baş, Buzağı 95 baş toplam 408
baş.
2. Tavuk ve horoz, civciv mevcudu toplamı 515.
-Sabit tesisler:
1. Hayvan barınakları;
100 baş hayvanlık kombine ahır, yarı açıktır. İçinde buzağı ve doğum locaları ile makinalı
sağım sitesi, süthane ve soğuk hava deposu ve suni tohumlama ünitesi yer almaktadır.
407 Sakarya Gazetesi, 29 Eylül 1959, Sayı: 100. 408 Karasu İnekhanesinde yetiştirilen inekler ve süt üretimi hakkında detaylı bilgi için, (Emin Arıtürk- Rafet
Arpacık- Kadir Altınsaat, “Karasu İnekhanesi Holştayn İneklerinde Bazı Süt Verimi Özellikleri”, Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 3/15 (1968), s.302-305.
*Hara: At üretilen çiftlik. 409 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/162.51.17.
139
2. Diğer binalar;
Tesis içerisinde 50 kişilik işçi evleri, 17 lojman, idare binası, eğitim binaları, ambar, garaj,
satış büfesi, pompaj dairesi, elektrik santral binası, trafo merkezi, içme suyu depoları,
açık sulama havuzları, atölye binaları bulunmaktadır.
-Yetiştirme İşleri:
1. Sığırcılık Şubesi Çalışmaları;
Bu şubede damızlık hayvanlar üzerinde çalışmalar yapılmakta, sağlıklı doğum için
önlemler alınmaktadır. Süt sağımı ve hayvan hastalıkları ile mücadele de bu şubenin işleri
arasındadır.
2. Tavukçuluk Şubesi Çalışmaları; ilgili başlıkta belirtilmiştir.
3. Ziraat Şubesi Çalışmaları;
Şube tarafından, 1500 dekarlık arazide hayvan yemi (yonca, fiili yulaf, hayvan pancarı,
hasıl ve silaj mısırı) ziraati yapılmaktadır. Ağaçlandırma işleri de yapılmakta olup,
özellikle fındık fidanı dikilmiştir. Arazi ıslahı ve sulama modern metotlarla
uygulanmakta, ekin alanlarına drenaj ve tasfiye beton sulama kanalları yapılması ile
ilgilenmişlerdir.
4. Damızlık Dağıtımları;
Sığır yetiştiricilerine çok sayıda özellikle Holstein cinsi boğa ve inek damızlıkları
verilmesi işiyle ilgilenmişlerdir.
5. Halk Eğitimi Çalışmaları; tesisin kurulduğu yıllarda henüz kurs verecek imkanları
bulunmamaktadır. Büfede ziyaret eden halka üretilen et, tavuk, yumurta ve süt ürünleri
satılmaktadır410. Sakarya İnekhanesinin kurulmasından sonra hayvancılık konusunda ilin
önemli ihtiyaçları karşılanmış, hayvansal üretimde modern bir sisteme geçiş yapılmıştır.
İnekhanede kullanılan sağım makinaları ve soğutma tankları gibi teknik ekipmanlar bu
dönemde genellikle İngiltere’den satın alınmıştır411.
410 Eröz-Alpan; Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 29-30 411 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/176.16.2; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da
Hayvancılık (1950-1960), s. 119-122.
140
İlde salgın hayvan hastalıkları ile mücadele konusunda, aşılama ve tedavi üzerine yapılan
çalışmalar daha çok 1962 senesindeki planlı döneme rastlamaktadır. Bir proje
çerçevesinde uygulamaya alınmıştır. Amacı salgın hastalıklara zamanında müdahale
ederek hayvan ölümlerinin önüne geçmek, şap, şarbon, yanıkara, kuduz, yalancı tavuk
vebası gibi salgınları yerinde tespit ederek en kısa sürede sonlandırmaktır. Bu tarihten
sonra il merkezi olan Adapazarı’nda bir hayvan kliniği de kurulmuştur412.
2.2.2.2. Kümes Hayvancılığı
Hükümet tarafından, kümes hayvancılığının geliştirilmesi konusunda, özellikle
tavukçuluk alanında çalışacak olan çiftçilerin desteklenmesi için krediler sağlanmıştır.
Tavukçuluk kredisi, oldukça rağbet görmüş ve fenni tavukçuluğun bölgede gelişip
yaygınlaşması adına etkili olmuştur.
Kocaeli bölgesinde 1950-1957 yıllarında ortalama yumurta üretimi 18 milyonu aşmıştır.
Adapazarı ilçe statüsünde iken, 1950 yılında İstanbul’a 341.960 kümes hayvanı ve 1000
sandık yumurta satılmıştır413.
Tablo 26: 1955-1960 Sakarya’da Tavuk ve Yumurta Üretim Miktarı
1955 1956 1957 1958 1959 1960
Tavuk,Horoz(bin) 305 315 310 338 369 370
Yumurta 14.946 17.700 18.050 16.940 18.510 21.066
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Kocaeli-Sakarya bölgesinde 1958 yılı içerisinde köylüye 1575 adet damızlık civciv ve
2870 adet damızlık yumurta verilmiş, Ziraat Müdürlüğü tarafından, çiftçiye eğitimler
verilerek, kümes hayvanlarının cinslerinin ıslahı konusunda çalışmalar yapılmıştır414.
Sakarya’da bazı dönemlerde ortaya çıkan tavuk hastalıkları üreticiyi zor durumda
bıraktığından, salgın hastalıklarla mücadele konusunda önleyici aşı uygulaması
yaygınlaştırılmaya çalışılmış, basın yolu ile çiftçilere bu konuda uyarılar ve çağrılar
yapılmıştır415.
412 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 212. 413 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56. 414 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168, 198. 415 Sakarya Gazetesi, 19 Mayıs 1960, Sayı: 289.
141
1960’larda, fenni aile tavukçuluğunu geliştirmek amacı ile 1939 yılından beri faaliyette
olan Arifiye ve Düzce Bahçe Kültürleri İstasyonu ile daha sonra kurulacak olan Karasu
inekhanesinden ve Bilecik Karaköy Tavuk çiftliğinden 100 bin adet Newhemşir ve
Legorn ırkı civcivler getirilerek, bunların yetiştiriciliğini öğretmek amacıyla kurslar
açılmıştır. Sakarya genelindeki tavukçuları eğitmek ve tavuk hastalıklarının önüne
geçebilmek amacıyla, şehirde tavuk hastalıkları kursu açılmıştır. Ankara’dan gelen
uzmanlar tarafından bu kurslarda izletilen filmlerle hastalık dersleri verilmiştir416.
1961 yılından itibaren Sakarya İnekhanesinde, kümes hayvancılığı ile ilgili şubenin
çalışmaları önemlidir. Tesiste, bulunan ve yaygınlaştırılması düşünülen tavuk, horoz ve
civciv çeşitleri ve miktarları şöyledir;
Legorn Tavuk 468 adet, Legorn Horoz 47 adet toplam 515 adet.
Çeşitli civciv türlerinden toplam 3282 adet,
Newhampshire tavuk toplamı 1066 adet, Plymuth ve melezi 127 adet olmak üzere toplam
4573 adet. Genel toplamda tüm türlerden 5088 baş kanatlı hayvan bulunmakta olup,
2400’lük bir kuluçka makinesi ile aynı büyüklükte ana makinesi vardır. Yıllık yumurta
üretimi bu dönemde ortalama 224.010 adedi bulmaktadır. Bir yılda 160 bin ila 200 bin
adet olmak üzere, Adapazarı 2. Tümen Komutanlığı’nın yumurta ihtiyacı da kurum
tarafından karşılanmıştır417.
Tavuk cinslerinin ıslahı sonucunda, üretimdeki kalitenin ve miktarın artması
amaçlanmıştır. Bu dönemde Ziraat bankası açmış olduğu tavukçuluk kredisinden, 250
tavuk yetiştirecek çiftçiye 6067 TL. donatma kredisi, 3000 TL. Si çevirme kredisi olmak
üzere 9067 TL’si kredi sağlamıştır418.
Bölgede tavukçuluk ve yumurta üretimi 1960’lı yıllarda gelişmeye devam edecektir.
2.2.2.3. İpekböcekçiliği
Türkiye genelinde, ipekböcekçiliği yapılan illerin önde gelenlerinden olan Sakarya’da,
eski tarihlerden itibaren yetiştirilen ipekböceğinin geleneksel bir uğraş olduğu
416 Demokrat Sakarya, 9 Nisan 1958, Sayı: 1174; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215. 417 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215-220; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da
Hayvancılık (1950-1960)", s. 123. 418 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 198.
142
söylenebilir. Bölgedeki çiftçiler bağcılık, meyve ve sebzecilik uğraşlarının yanında ikinci
bir çalışma alanı olarak ipekböceği ve koza üretiminde bulunmaktadır. Adapazarı ve
çevresinde çok miktarda dut ağacı yetiştirilmektedir. Halkın ipekçiliğe önem vermesi
dolayısıyla dut yetiştiriciliği de daha geniş alanlara yayılmıştır. 1940’lı yılların sonunda
gerileme yaşayan ipekböceği ve koza üretimi, 1950’li yıllarda önemini korumuş ve üretim
canlanmıştır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Adapazarı’nda 10 adet koza fabrikası varken, zamanla bu
fabrikalar kapatılmış yada kapanmış, 1940’larda iki koza fabrikasının biri yanmıştır,
diğeri ise resmi formaliteler dolayısıyla çalıştırılamamaktadır419. 1950’den itibaren
hükümetin koza üretimi konusunda yaptığı teşvikler sonucunda yeniden üretimin artması
sağlanacaktır. Kozacılık dut ağaçlarının sayıca fazla olduğu Akyazı ve Geyve ilçeleri ile
Adapazarı’nın Kayalar mevkiinde yoğun olarak yapılmıştır. Sapanca, Söğütlü,
Kazımpaşa ve merkeze bağlı 60 civarında köyde ipekböceği yetiştirildiği anlaşılmaktadır.
Bu bölgelerden 300.000 kg. koza toplanmakta, borsa ise, yılda 180.000 ila 200.000 kg.
yaş koza işlemi yapmaktadır420. Adapazarı ve çevresindeki üretim miktarı, Türkiye
çapındaki üretimin %7-8 civarındaki payını oluşturmaktadır421. Bu orandan da anlaşıldığı
üzere, İpekböceği ve koza yetiştiriciliği Sakarya çevresinde özellikle kırsal kesimdeki
halk tarafından talep gören bir ekonomik üretim alanı olmuştur.
Tablo 27: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da İpekböceği Üretimi
1955 1956 1957 1958 1959 1960
İpekböceği Yapan Köy - - - 218 212 207
İpekböceği Yapan Aile - - - 4.500 4.359 4.023
Açılan Tohum (kutu) 4.704 4.960 5.490 5.910 5.882 4.900
Yaş Koza (ton) 227 214 358 295 289 230
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 136.
Sakarya’da ipekböcekçiliğinin geliştirilmesi amacıyla, Bursa’daki İpekböcekçiliği
Enstitüsünden uzmanlar getirilerek, şehirde inceleme yapmaları ve eğitimler vermeleri
sağlanmıştır422. İl genelinde 1958 yılı içinde, çiftçiye 15500 adet ücretsiz dut fidanı
dağıtılarak, bölgede ipekböcekçiliği faaliyetlerinin geliştirilmesi konusunda destek
419 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, 1953, s. 30. 420 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56. 421 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 422 Yeni Ada Postası, 19 Mayıs 1952, Sayı: 27.
143
verilmiştir. İhtiyacı olan üretici çiftçilere ücretsiz olarak 75 kutu ipek böceği yumurtası
verilmiştir. Bu döneme kadar henüz beklenilen değeri görmemiş olan koza ve ipek
fiyatlarının artırılması, ipekçiliğin geliştirilmesi planlanmıştır. 1957-1958 yıllarında il
çevresinde üretilen 108.580 kilo yaş kozadan yıllık olarak 1 milyon liradan fazla miktarda
gelir sağlanmıştır423.
Sakarya’da 1960 yılı itibariyle koza üretimi geçen yıllara oranla yarı yarıya düşerken,
fiyatlar oldukça yükselmiştir. 1959 yılında 4,5-6,5 lira aralığında satılan Adapazarı
kozası, 1960 sonlarında 670-720 kuruştan satılmıştır. Adapazarı borsasına Sapanca,
Geyve ve merkez köylerden 55,343 kilo koza gelmiş Koza kooperatifi 70 ton koza
almıştır424. Sanayileşmenin de etkisi ile, yurt genelinde olduğu gibi Sakarya’da da suni
elyaf ve naylon iplik kullanımının yaygınlaşması sonucunda, ipekböceği ve kozacılık eski
önemini kaybetmeye başlamışsa da kooperatifçiliğin de gelişmesi ile 1970’li yıllarda
yeniden canlandığını belirtmek mümkündür425.
2.2.2.4. At Yetiştiriciliği ve İş Hayvanları
Sakarya’da at yetiştiriciliği belirli bölgelerde yapılmakla birlikte, üretim miktarları
hakkında 1950’li yıllara bir kayıt bulunmaktadır. 1950 yılında yapılan hayvan sayımına
göre, Adapazarı’nda yetiştirilen at sayısı 2718 iken merkep sayısı 718, katır ise 36 adetten
ibarettir. Bölgede bulunan veteriner müdürlüğü sığırda olduğu gibi at cinslerinin de ıslahı
konusunda bazı çalışmalar yapmış bu kapsamda köylülere safkan damızlık aygırlar
dağıtmıştır426.
Tablo 28: 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Binek Hayvanları ve Miktarı
Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960
At 6.148 8.584 7.908 8.082 6.622 6.985
Katır 1.163 1.297 1.221 1.531 1.350 1.620
Eşek 6.338 8.378 6.258 7.416 6.702 7.083
Deve 50 64 56 43 40 34
Kaynak: Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56.
423 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 198. 424 Sakarya Gazetesi, 21 Temmuz 1960, Sayı: 348. 425 Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 125. 426 Balcıoğlu; Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 53-54.
144
Köylerde ve kasabalarda, tarımda kullanılan karasaban, döven, kağnı gibi geleneksel
aletlerde ve yük taşımada kullanılan büyükbaş hayvanların yerini, makineleşme sürecinde
yavaş yavaş traktörler ve motorlu taşıtlar aldığından duyulan ihtiyaç da azalmıştır.
Sakarya’da at üretimini cüzi miktarda da olsa, at ırklarının ıslahı için her yıl Adapazarı’na
3, Kaynarca’ya 2 baş damızlık aygır getirtilip, ildeki kısraklara aşılama yapılmaktadır427.
At üreticiliği yapan çiftlikler, ilerleyen yıllarda bahsedilen sebeplerle önemini kaybetmiş,
daha çok turistik amaçlarla kullanılan bir yapıya dönüşmüştür.
2.2.2.5. Arıcılık
Sakarya ilinde tarım alanında arıcılıktan yüksek verim elde edildiğini söylemek mümkün
değildir. Bunun sebebi, tarıma zararlı her türlü mantar ve haşereye bağlı hastalıklarla
mücadele için, DDT (dikloro difenil trikloroethan) benzeri toksinli ve çok zehirli ilaçlar
kullanılmasıdır. Bu ilaçlama faaliyetleri arılara da zarar verdiğinden arıcılık bölgede
nispeten az gelişmiştir. Ormanlık bölgelerde orman gülü bitkisinin çok miktarda
bulunması ise üretilen balın kalitesini ve değerini düşürmektedir428. Bu sebeplerle
arıcılığın bölgedeki ekonomik payı geri planda kalmıştır.
Adapazarı bölgesinde arıcılıktan elde edilen bal ve mum miktarı bölgenin kendi ihtiyacını
karşılayacak düzeylere ulaşamamıştır. 1950’li yılların başlarında Adapazarı dahilinde
1200 civarında eski kovan, 150 civarında fenni kovan mevcut olup, yıllık ortalama petekli
bal üretimi 4300 kg’la sınırlı kalmıştır. Sonraki yıllarda üretimi artırmaya yönelik
girişimlerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 29: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Arıcılık ve Mamulleri
1955 1956 1957 1958 1959 1960
Arı Kovanı 5.240 7.178 7.215 7.463 7.381 7.430
Bal (kg) 23.750 42.350 37.390 41.000 44.000 38.000
Balmumu(kg) 2.410 3.540 4.450 4.000 4.000 4.000
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Arıcılığın geliştirilmesi çalışmaları yapılmakla birlikte, Teknik Ziraat Teşkilatı tarafından
köylerde kurslar açılarak arıcılık eğitimi verilmiş, sertifikalar dağıtılmıştır. Tarım ve Köy
427 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 29; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde
Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 126. 428 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215.
145
İşleri Bakanlığı bu kursların yurt çapında düzenlenmesini ve sertifikalı üreticilerin
arttırılmasını amaçlamıştır. İlk yıllardaki çalışmalar sayesinde, çiftçinin elinde hali
hazırda bulunan kovanlarının 10/2’si fenni kovana dönüştürülmüş, elde edilen bal
miktarında artış yaşanmıştır. İl çevresinde yıllık ortalama bal üretimi 72.900 kilogram
olmakla birlikte, arıcılıkla uğraşan aileler yıllık olarak, 1 milyon lira gelir elde
etmişlerdir429. Buna rağmen, arıcılık ve bal yapımı ilin önde gelen üretim alanlarından
biri olmaya uzaktır. Genellikle ikinci bir uğraş olarak görülmektedir.
2.2.2.6. Balıkçılık ve Avcılık
Sakarya’da nehir, ırmak, göl ve gölcüklerin sayıca çok olması ve kuzeyde Karadeniz ile
sınır bulunması su ürünlerinin çeşitlerini artırmaktadır. İlde Karadeniz kıyılarında deniz
balıkçılığı, göllerde ise tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır. Deniz balıkları arasında;
Karadeniz’de mersin, kalkan, lüfer, palamut, sargan, çipra, torik, pisi, kefal, kırlangıç,
kumru, hamsi, istavrit, sardalya gibi balık çeşitleri sayılabilir430. Nehir, göl, gölet ve tatlı
sularda ise, istakoz (kerevides), karabalık, tatlı su yayını, kızılkanat, alabalık, acıbalık,
Tatlısu levreği, kepenez, kayabalığı, Tatlısu turnası, silvana, oklama, kaptırga, gömme,
sazan taşbalığı, aptalca, gümüş, yılan, inci, çapak, Tatlısu kefali, eğrez ve tirsi balığı gibi
pek çok cins balık familyası yaşamaktadır. Ancak bu balıklar kalite bakımından belirli bir
standarda sahip değildir. Sakarya su ürünleri avcılığı bu dönemde henüz basit geleneksel
yöntemlerle yapılmaktadır. Deniz ve Tatlısu avcılığında yıllık av miktarları kesin olarak
bilinmemekle birlikte, çeşitli ırklardan 300 ton balıkla 20 ton tatlı su ıstakozu, şıp ve
mersin balıklarından 600 kg. siyah havyar üretildiği tahmin edilebilmektedir. Deniz
avcılığında yakalanan balıklar ve siyah havyar İstanbul pazarına sevk edilmekte, tatlı su
ıstakozu yine İstanbul pazarı üzerinden canlı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir.
Maddi değeri de gıda değeri gibi yüksek olan siyah havyarın elde edildiği şıp ve mersin
balıkları havyarları alındıktan sonra eti için yine İstanbul pazarına sevk edilmekte ve
satılmaktadır431. Nehir, göl ve göletlerden avlanan balıklar ise daha çok il içerisinde
tüketilecek miktarlardadır.
429 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.199. 430 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 21. 431 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215-216.
146
Adapazarı kıyıları yaz ve kış aylarında avcılık için oldukça müsait bir yapıdadır. Sahip
olduğu potansiyele rağmen, ele aldığımız dönemde bu kıyılar, deniz balıkçılığı
bakımından çok fazla önem kazanmamıştır. Balıkçılar için barınacak yerler, buzhane,
balıkhane ve çekek yerleri gibi temel altyapı ihtiyaçlarının karşılanmamış olmasının
bunda etkisi büyüktür432. Bu sebeple balık ticareti Kocaeli kıyılarındaki kadar ön planda
değildir ve geçimini yalnızca balıkçılık ile sağlayan kişi sayısı azdır. Balıkçıların
çoğunluğu bu işi ikinci bir uğraş olarak tercih etmekte, diğer taraftan ticaret ve turizm ile
ilgilenmektedirler. Sapanca’da balıkçılığın bu durumdan olumsuz etkilendiği
söylenebilir.
Karasu’ya bağlı Yenimahalle köy, balıkçılık konusunda önemli bölgelerden bir diğeridir.
Çoğunlukla, 1. Dünya Savaşından sonra dönemsel aralıklarla Karadeniz sahil boyundan
göç eden ailelerden oluşmaktadır. Bu köyde geçim kaynaklarının en önemlisi Mersin
balığı ve havyarı satışıdır. Yenimahalle köyünün karşı sahilinde bulunan İhsaniye köyü
ise, denizin durgun ve havanın rüzgarsız olduğu dönemlerde Karasu’dan küçük
yelkenliler ile balık nakliyatı yapılan bir bölgedir. Tatlı su balıkçılığının merkezi ise
Sapanca Gölü’dür. Samanlı Dağ silsilesinin basık tepelerinin arasında oldukça geniş bir
yer kaplayan, en fırtınalı dönemlerde bile suyu bulanmayan Sapanca gölü balık çeşitliliği
ile Adapazarı için önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Bu dönemde gölde, başta alabalık
ve yerel ismi karagöz olan balık çeşidi bol bulunmakla birlikte, yayın, sazan, turna gibi
cinslerden oluşan ortalama 12 farklı balık çeşidi yetişmektedir. Göl balık avcılığına çok
müsait bir yapıdadır433. Bu sahil şeridi köyleri balıkçılık ve kara avcılığı dolayısıyla değer
kazanan birer yerleşim yeri olmuştur. Zaman içerisinde bu konudaki önemi artarak devam
edecektir.
20. yüzyıl başlarında gölde bir inceleme yapan İstanbul Balıkhane müdürü Karakin
Deveciyan, gölde yılda 50 ton balık üretildiği bilgisini kaydetmiştir. Cumhuriyet
döneminde Sapanca gölünde balık üretimi çalışması yapılmamıştır. Göldeki balıkların
üremesi de tamamen doğal yollarla gerçekleşmiştir. Sapanca gölü, kerevit yataklarının
zenginliği ile de önem arz etmektedir. Kerevit, gölün kuzey kıyılarında özellikle Eşme
bölgesinde avlanmaktadır. Kerevitler, Avrupa ülkelerine ihraç edilmekte, miktarı bazı
432 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 433 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 146-147.
147
yıllarda 100 tona yaklaşmaktadır434. İl dahilindeki göl ve nehirlerdeki tatlı su balıklarının
daha verimli kılçıksız ve et kalitesi yüksek olan türlerle çeşitlendirilmesi hakkında daha
sonraki yıllarda çeşitli çalışmalar yapılacaktır.
Adapazarı çevresinde, kara avcılığı potansiyeli yüksek olduğundan, bölgede çok sayıda
profesyonel ve amatör avcı yetişmiştir. Kış aylarında Dağdibi, Karakamış, Ferizli, Erenler
çayırları ile Aralık, Poyrazlar, Süleymanbey, Tespihli, Alancuma ve Turna dere gölleri
ördek avı için en uygun yerler olup, yazın tavşan, çulluk ve çeşitli kuşların avcılığı
yapılmaktadır. Sonbahar aylarında bu bölgeye Karadeniz’den bıldırcın sürüleri göç
etmekte, şehir merkezine kadar inmektedirler. Samandağı, Karadağ, Keremali ve
Çamlıdağı’nda ayı avı yapılmaktadır. Küçük Akgöl çevresinde sülün de bulunmakta
ancak nesli tükenmekte olduğundan avlanmamaktadır. Yaban domuzu genel olarak pek
çok bölgede mevcut olup, eti ilde tüketilmediği ve satılmadığından, daha çok sürek avları
ile itlaf edilmektedir435.1950’li yıllarda sansar ve tavşan avlanmakta olup, derilerinin
İstanbul pazarına nakledildiğini öğrenmekteyiz436. Sapanca gölü çevresinde, hemen her
yerde avlanma mümkün olmakla birlikte asıl av alanı kıyı kesimleridir.
2.3. Sanayi
Ele aldığımız dönemde, Türkiye’nin sanayi yapısı temelleri 1930-1940’larda atılan ve
ağırlıklı olarak temel tüketim mallarının ithal ikamesine odaklanmış bir görünüm arz
etmektedir. Büyük ölçüde yerli tarımsal ve madensel hammaddeleri işlemeye yöneliktir.
Sanayinin bu yapısı 1950’li yıllardan sonra bir değişim yaşamış, iç talepteki gelişmelere
bağlı olarak ve Marshall Planı ile tarımda yaşanan hızlı makineleşme sonucu pazara
açılma isteği sanayide canlılığı beraberinde getirmiştir437. Bununla birlikte özel yabancı
sermaye de teşvik edilmeye başlanmıştır. Var olan kanunlar yeterli görülmediği için,
ABD’den getirilen uzmanlar tarafından ayrıntılı kanunlar hazırlanmıştır. 1954 yılında
imalat sanayi ve diğer ekonomik faaliyet kollarında özel yabancı sermayenin teşviki için
6224 Sayılı Özel Yabancı Sermaye’yi Teşvik Kanunu ile petrol alanında özel yabancı
sermayenin teşviki ile ilgili 6236 Sayılı kanun yürürlüğe koyulmuştur. Dış kaynaklı
434 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6484. 435 Talat Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi,
I (1953), s.16. 436 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s. 56; Gemici, Filiz, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı
/ Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)”, s. 127-129. 437 Şahin, Türkiye Ekonomisi, s. 103.
148
kredilerin bu kesimlere aktarılması amacıyla Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
kurulmuştur. Demokrat Parti iktidarında, uygulanan kalkınma stratejisinin önemli
ilkelerinden birini de sanayileşme ile birlikte tarımın geliştirilmesine ağırlık verilmesi
oluşturmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra en kapsamlı sanayi politikası
uygulamaya koyulmuş, genel olarak başarılı sonuçlar alınmıştır. Bununla birlikte sanayi
alanında Türkiye genelinde yapılan yatırımların büyük çoğunluğu hazır tüketim mallarına
yönelmiş, ara malların üretimi nispeten daha geri planda kalmışsa da 1960’lara doğru bu
oran yükselmiştir. Bu dönemde, dokuma, tütün, gıda, dericilik, cam, toprak gibi
mamullerin imalatı gibi basit teknoloji ile çalışan kolların yanında, genellikle özel
yabancı sermayenin sağladığı teknoloji ile kimya, ilaç sanayi, otomotiv, tarım makine
aletleri, elektronik aletler gibi daha ileri teknolojiye dayanan ithal-ikame imalat sanayi
kolları da gelişme göstermiştir438.
Yurt genelinde olduğu gibi Sakarya’da da, sanayideki büyüme tarımdaki büyümeyle
doğru orantılı olmuş ve birbirine katkı sağlamıştır. Sakarya İlinde tarım dışı kesimlerde
çalışan nüfusun da belirli bir önemi olmasına rağmen, ekonomik yapıda tarımın ağırlığı
sanayiye göreceli daha üstün olmuştur. Parlak bir geleceğe ve potansiyele sahip olan ilin
sanayi yapısı bu dönemde henüz gelişme safhasının başında sayılmalıdır.
Osmanlı döneminden itibaren İzmit-Adapazarı tren hattının işlemeye başlaması,
Adapazarı’nın sosyo-ekonomik yapısını olumlu yönde etkilemiş, İstanbul’un ihtiyacı
olan orman ürünleri başta olmak üzere çeşitli alanlarda ticaret ve imalatla uğraşan kesimin
hızla artmasını sağlamıştır. 1. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında ordunun
ihtiyacı olan makine ve araçların çoğu, Adapazarı’ndaki imalathanelerden özellikle de
Adapazarı Demir ve Ahşap Malzeme İmalathanesi Osmanlı Anonim Şirketi’nden
karşılanmıştır439.
Cumhuriyet döneminde, Adapazarı Türk Ticaret Bankası tarafından satın alınan
imalathane daha sonra 1940’larda Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun temelini teşkil
etmiştir. Yine 1950’lı yıllarda, Adapazarı’nda İpek fabrikaları, un fabrikası, yağ ve sabun
fabrikaları işlemektedir. Sanayi Sayımı verilerine göre; Adapazarı’nda 1950’li yıllardan
438 Memduh Yaşa ve İlim Heyeti, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1978), Akbank Kültür
Yayını, İstanbul: Apa Ofset Basımevi, 1980, s. 188-190. 439 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6486.
149
önce işletmeye açılmış 10’dan çok işçi çalıştıran işyeri sayısı 10’dur. Bu işyerlerinin 3
tanesi 1940 yılından önce, 2 si 1940-1944 yılları arasında, 5 tanesi ise 1945-1949 arasında
işlemeye başlamıştır. Sakarya Sosyal Araştırmalar merkezince yayınlanan bir
araştırmada, 46 işletme incelenmiş, bunlardan 12 tanesinin 1950’den önceye ait olduğu
belirtilmiştir.
Sakarya’da küçük ve nispeten büyük ölçekli sanayinin gelişebilmesi için uygun şartlar
mevcut olup, bazı konularda avantajlı konumdadır. Adapazarı merkezinin İstanbul
Ankara ve Eskişehir yönündeki iki ana yolun birleşiminde ve Haydarpaşa-Ankara
demiryolu güzergâhı üstünde yer alması, İkliminin ılıman oluşu, temiz ve vasıflı sularının
bulunması, elektrik enerjisinin yeterli ve fabrika kurmaya uygun düz arazisinin
bulunması, nüfusunun hızla artması dolayısıyla işçi bulma konusunda kolaylık gibi
unsurlar sebebiyle bölgede sanayileşmenin ilerlemesi sağlanacaktır440. Diğer taraftan ilde
büyük çaplı gıda sanayii kuruluşlarına henüz rastlanmamaktadır.
Bunun temel sebepleri arasında ise, İstanbul, Bursa ve Ankara gibi büyük şehirlere yakın
olması ve ulaşım imkânlarına rağmen, zirai sanayinin gelişmesi konusunda bölgedeki
illere nispeten ve şahıslar arasındaki şirketleşme olgusunun henüz gelişmemiş olması
sebebiyle işletme kurmak için gereken büyük sermaye ihtiyacı ve arsa yokluğu sayılabilir.
İldeki sanayi siteleri ise, daha çok ilin batı ve güneyinde kurulmuş olan Ankara Caddesi
garajlar sitesi, Sakallıoğlu sanayi sitesi, İzmit Caddesi Muammer Güner sanayi sitesi,
Serdivan bölgesi Oto Sanko sanayi siteleridir441. 1950’li yıllarda kazalarda sanayi siteleri
mevcut olmayıp sınırlı sayıdaki dükkanlardan oluşan çarşılar yer almaktadır. Sakarya’da
imalat sanayi 1950’lerden itibaren gelişmeye başlamıştır.
1950’li yıllar Adapazarı’nda sadece büyük sanayinin değil tarım, ticaret ve küçük sanayi
dallarının da geliştiği bir dönem olarak görülmektedir. 1949 yılında Porsuk Barajı’nın ve
1956 yılında Sarıyer Barajı’nın kurulması sonucunda ilde daha düzenli tarım yapma
imkanları çoğalmış ve şeker fabrikasının da kurulması ile ilde pancar edimi kotası
kaldırılmıştır. Bu dönemde kamu yatırımları ve özel kesimin girişimleri ile bölgenin
gelişen tarım yapısına paralel olarak tarıma dayalı sanayi kolları da artış göstermiştir.
Tarımda ve sanayideki bu gelişmenin sonucu olarak ticaret de canlanmıştır. 1960’larda
440 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 35-36. 441 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 234, 238.
150
yerel sermaye tarafından çok sayıda küçük ve büyük ölçekli imalat sanayi işyerlerinin
açıldığı görülmektedir. Yerli ailelerden ticaret ve tarımla uğraşan kesim, bu yıllarda
tarıma dayalı, özellikle orman ürünlerini baz alan yatırımlar yapmaya başlamıştır442.
1960’larda ilde ilk defa yabancı sermaye ile büyük yatırımlar yapıldığı döneme
girilmiştir443.
Adapazarı’ndaki sanayi işletmelerinden sadece U.S. Royal Lastikleri, Zirai Donatım,
Vagon Fabrikası ve Şeker Fabrikaları büyük çaplı fabrikalardan olup, burada çalışan işçi
grubu ildeki işçi sayısının %77’ lik yoğun bir kısmını oluşturmaktadır. İldeki küçük
işletmeler ise, genellikle zirai ham madde ve doğal kaynakları işleyen çoğunluğu özel
sermayeler ile işleyen işletmelerdir. 1950’den sonra sanayileşme hızı artmaya başlamışsa
da bu dönemde Adapazarı genel olarak küçük bir sanayi şehri olarak düşünülmelidir.
Kamu yatırımları sanayileşmede bir hareketlilik yaratmış, ticaretten gelen birikimlerle de
özel kesimin yatırımları artmıştır. Bu yatırımlar özellikle tarıma dayalı sanayi alanında
yapılmış, hemen hemen her imalat sanayi dalında işletmeler açılmıştır. Sakarya bu
dönemde komşu illeri olan Bursa ve Kocaeli’nin altında, Bolu ve Bilecik’in üstünde yer
almaktadır. İşletmeler genellikle, enerji ve ulaşım, işçi nakliyesi gibi ihtiyaçlar
dolayısıyla Adapazarı’nın içinde yer almaktadır. Bu işletmelerden sermaye bakımından
en büyük grup olan 100 bin ila 500 bin lira aralığında yer alanlar; tuğla, kiremit, kimya,
sabun, akü, kauçuk, sandalye, kontrplak, nişasta, kereste ve bitkisel yağ imal edilen
işletmelerdir. 1960’larda, imalat sanayinin bileşiminde kamu kesiminin ağırlığı devam
etmiş, 1963 Sanayi Sayımlarına göre, bölgede 10’dan çok işçi çalıştıran toplam 31
işyerinin yalnız 5 tanesi kamu kuruluşu iken, 31 işyerinde çalışanların sayısı %81,5 bu 5
kuruluşta bulunmaktadır444.
442 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 443 1960’larda yabancı sermaye öncülüğünde kurulan ilk işletme Uniroyal Endüstri A.Ş olup lastik üretimi
yapmaktadır, diğeri ise Budaklar Köyü Pipo fabrikasıdır. Pipo yapımında kullanılan ve halk arasında “piral”
denilen şert ve dayanıklı çalı süpürgesi kökü kullanarak pipo üreten fabrikanın kurulmasını, Macar asıllı
bir Türk vatandaşı olan R.de Pavlin sağlamış, dünyanın farklı bölgelerinde 21 pipo fabrikası işleten bir
Alman girişimciye, bölgede pipo yapımı için uygun hammadde bulunduğundan bahsederek Adapazarı’nda
bir fabrika açılmasını tavsiye etmiştir. “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 444 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6485-6487.
151
Tablo 30: 1940-1963 Yılları Arasında Adapazarı-Sakarya’da Sanayii ve İşyerleri Sayısı
1940
öncesi
1940/
1944
1945/
1949
1950/
1954
1955/
1959
1960/
1963 Toplam
Gıda Sanayi - 1 2 3 3 1 13
Tütün Mamulleri - - 1 1 - - 2
Dokuma Sanayii - - - - 1 - 1
Ağaç-Mantar Ürn. 1 - - 1 - 3 5
Kauçuk Mamulleri - - - - 1 - 1
Kimya Sanayii 1 - 1 - 2 - 4
Makine İmalatı - 1 - - - - 1
Taşıt Aracı-Mlz. - - 1 1 - - 2
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: 1968, s. 321.
2.3.1. 1950’ den Önce İlde Bulunan Fabrika ve Tesisler
Demokrat Parti iktidarından önce kurulmuş olan ve ilde faaliyette bulunan fabrika ve
işletmelerin bu başlık altında incelenecektir. Şehirdeki sanayi gelişimini değerlendirmek
bakımından 1950 öncesi ve sonrası şeklinde ele alınmıştır.
2.3.1.1. Ağır Bakım Tamir Fabrikası (Ordonat)
Sakarya İlinde sanayi bölgesi içerisinde çalışmalar yapan fakat askeri bir kuruluş olduğu
için imkan ve potansiyeline rağmen ön planda görünmeyen bir fabrikadır. Askeri
komutanların emrinde sivil ve askeri işçi ve personele sahip olan bu teşkilat ilin büyük
endüstriyel değerlerinden biridir.
Elindeki modern imkanlarla çalışmalarının odak noktasında Türk ordusu olan bu fabrika
imkanlarını sadece kendi ihtiyaçları için değil, bunun haricinde resmi ve özel sektöre ait
kurumlarla okullara yardım cemiyetlerinin, ihtiyacı olan siparişleri de alarak faydalı
çalışmalar üstlenmiştir. Modern tezgahlara sahip Çarkhanesi, büyük kapasitede iş
görebilen Dökümhanesi, her türlü teknik imkana sahip Araç Onarım ve Yenileştirme
Atölyeleri ve bunlara bağlı boya ve diğer atölyeleri ile kaliteli üretim yapabilecek
durumdadır. Dış hizmetlerinin en önemlilerinden birisi, ele aldığımız dönemde daha
moderni bulunmayan kurtarma teşkilatı ile, pek çok kurumun yükleme işlerini araç
kurtarma işlerini yapmaktır. Ordu işlerini aksatmadan bu tarz işlerde halka hizmet
vermektedir445
445 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz.
152
Fabrika yukarıda belirtildiği üzere, orduya ait silah ve araçları tamir ettiği için Ordonat
ismini almıştır. 1934 yılında Çorlu’da kurulan fabrika, İkinci Dünya Savaşı yıllarında
1943’de Adapazarı’nda demiryolu kenarında Zirai Donatım ve vagon atölyesi arasındaki
69 bin metrekarelik sahaya taşınarak çalışmaya başlamıştır446. 1950 ve 1951 yıllarında
Adapazarı Ordonat Fabrikasının genişletilmesi için bazı gayrimenkullerin
kamulaştırılması sağlanarak fabrika sahası için yeni araziler devralınmıştır447.
Her türlü askeri araç, gereç ve silah onarımları ve sınırlı sayıda malzeme üretimi yapılan
fabrikadan İstanbul boğazının doğusundaki birliklere bakım, onarım desteği verilmekte
idi. 1950-53 yılları arasında subay, astsubay, er ve sivil hizmetlilerden oluşan 700
civarında personel ile çalışmaya devam etmekte idi448.
2.3.1.2. Türkiye Ziraat Donatım Kurumu Adapazarı Ziraat Aletleri ve Makineleri
Fabrikası
1950’li yıllardan önce geleneksel tarım araçları hariç tüm tarım makinelerinin
yurtdışından ithal edilmekte olduğu bilinmektedir. Dünya savaşının etkileri sebebiyle
tarım araçlarının ve yedek parçaların bulunamaması ve ithal edilememesi, yerli üretimin
ise kalitesiz oluşu sebebiyle modern ziraat aletleri ve makinaları endüstrisinin temelini
teşkil etmek üzere, bir tesisin kurulması kararlaştırılmıştır.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun kuruluşuna ait 4604 sayılı kanunla, çiftçilerin
verimli ve ucuz, modern tarım araçları ile donatılması amacına bağlı olarak önce 1916
yılından beri Adapazarı’nda araba imalatı yapmakta iken depremde yıkılan Demir-Tahta
Fabrikası binası Tarım Bakanlığı’na bağlı Zirai donatım Kurumunca 400 bin liraya satın
alınıp çevredeki araziyle genişletilerek yeni bir fabrika yapılmıştır. Türkiye Zirai donatım
Kurumu idare meclisinin 22.11.1944 tarih ve 42 sayılı kararı ile merkezi Adapazarı’nda
2 milyon lira sermayeli tüzel kişiliğe sahip, Ziraat Aletleri ve Makinaları Fabrikaları
Müessesesi kurulmuştur. Fabrikanın sahip olduğu tesisler; İdare binası, sosyal binalar,
hizmet evleri, depolar ve atölyelerden oluşmaktadır. Bu tarihten sonra Türkiye’nin zirai
kalkınma hamlesinde önemli bir rol oynayacaktır. Zirai donatım kurumuna bağlı olan
fabrika, Ankara Gazi Orman Çiftliği’ndeki Ziraat aletleri ve makinaları imalathanesini de
446 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 68. 447 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/126.72.7.; BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/123.76.10. 448 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32.
153
satın alarak bünyesine dahil etmiş, sermayesi 3 milyon liraya yükselmiştir. Fabrika bir
taraftan inşaat işlerine devam ederken 1945 yılında, de mütevazi personel kadrosu ile
tarım makinalarının tamir ve bakımını yapmaya başlamıştır. Bu dönemde 25 bin nüfusa
sahip Adapazarı ilçesinin elektrik ihtiyacını da termik santraldeki 3 lokomobil vasıtasıyla
sağlamaya devam etmiştir. 1945-1948 yılları arasında biri Adapazarı’nda diğeri
Ankara’da olan iki fabrika ile çalışmalar yürüten müessesede, çiftçi arabalarının hayvanla
çekilen pullukların ve bir takım tarım araçlarının cinsleri, fiyatları, koşum hayvanlarının
çeki gücü ve topraklarının özelliği incelenmiş, daha sonra seri halde üretime geçilerek
çiftçiye satılmıştır. Bu araçların öne çıkanları; Sakarya pulluğu, mafsallı tırmık, tınaz
savurma, yaysız sandık, sandıklı ve angıçlı sap arabaları, arı kovanı, makineli yayıktır.
1949-50 döneminde yılda 2500 ton demir, 6000 metreküp kereste işlemektedir. Aynı yıl
içerisinde Ankara’daki fabrikanın Adapazarı fabrikasına taşınmasından sonra, sermayesi
7 milyon liraya yükselmiştir. Böylece Erzurum civarındaki ihtiyaçlar için; alttan kulaklı
büyük yaban tipi pulluk, Kastamonu ve Tosya bölgesi için; üstten döner kulaklı yamaç
pulluğu, Trakya ve Sakarya bölgesi için; ön arabalı bereket tipi pulluk, Kars ve Iğdır
bölgesi için; ön arabalı büyük bereket tipi pulluk ve Manisa Akhisar Salihli civarı için de
tek atla çekilen yaylı araba üretilmiştir. Ayrıca, pancar ekicilerinin ihtiyacına yönelik;
pancar sökme düzeni, el planet çapası ve ortak ihtiyaçlar olan beygir et tarağı, traktör
tırmığı, trayler ve motopomp ekipmanları ve yedek parçaları, silindir gömleği, piston ve
toprak tesviye aletleri üretilmiştir449. Uşak Şeker fabrikasında kullanılan şeker sandıkları
da ilk yıllarda, bu fabrikada imal edilmiştir450.
Zirai Donatım Kurumu’nun 1955 yılında açıkladığı verilere göre; senelik 5.000 araba,
30.000 pulluk, 1.000 yayık, 5.000 kovan, 200 tınaz makinesi üretilmektedir. Ayrıca Şeker
Fabrikasının siparişlerini de yürüttüğü görülmektedir451. Fabrikada, trayler, arazöz,
yangın söndürme ve zirai mücadele işlerinde kullanılan 3 tonluk tankerler ve 1960’lardan
sonra montajı yapılan Fordson traktörlerin yedek parçaları da imal edilerek traktörlerle
449 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 63-66; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s.245. 450Asım Ardaman; “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”; Ada Kariyesinden Sakarya
Vilayetine Dergisi, I (1953), 46. 451 Demokrat Sakarya, 1 Temmuz 1955, Sayı: 321.
154
birlikte satışa sunulmuştur452. Çiftçiye ekim dönemlerinde maliyeti fiyatına zirai alet
verildiği basından öğrenilmektedir453.
1960 yılına gelindiğinde ürünlerin çeşitliliğinin artması dolayısıyla fabrikanın sermayesi
az bulunmuş ve 15 milyon liraya çıkarılmıştır. Daha sonraki yıllarda, traktör montajı ve
bir kısım parçaların yapılmasına başlayan fabrikanın elimize ulaşan üretim bilgileri 1945-
1965 yılları arasına aittir. Yatırımdan önceki fiili imalat kapasitesi 14.114.865 lira iken,
yatırımdan sonraki yıl aralığında fabrika satış bedeli toplamda 134.746.129 liraya
ulaşmıştır454. Fabrika, çiftçilere en uygun fiyatla, küçükten büyüğe verimli ve sağlam
tarım araçlarını, ekipmanlarını sunarak devlet teşekkülü olmanın bilinciyle başarılı
çalışmalarda bulunmuştur.
2.3.1.3. Çeşitli Sanayi Dallarına Ait Fabrika ve İmalathaneler
Çöroğlu Yağ Fabrikası; 1947 yılında Çöroğlu kardeşler tarafından kurulmuştur. Kuruluş
sermayesi 211.713 liradır. Üretimde hammadde olarak, ayçiçeği kullanılırken bunlar
Bursa, Kocaeli ve Düzce çevresinden temin edilmektedir. Ağçiçeği yağı üretimi iyi
durumda olup, fabrikanın kapasitesi günde 15-20 ton ayçiçeğidir. Bunun %25’i yağa
dönüşmektedir. Üretilen yağlar 16 kg’lık teneke kutularda ve 190 kg’lık varillerle satışa
sunulmaktadır. Rafine ve natürel doğal olarak iki çeşitle üretilen yağdan, halk tarafından
daha çok natürel olan tercih edilmiştir. Yağın yanında yan ürün olarak kazanılan küspe
de hayvan yemi sanayisinde değerlendirilmiştir.
Deri ve Kösele Fabrikası; 1936 yılında kurulmuş olan ve köklü bir yapıya sahip deri
işleme ve kösele fabrikası Adapazarı’nda çoğunlukla sığır derisi işlemekle birlikte,
bölgeden avlanan tilki, tavşan gibi av hayvanlarının derilerini işlemektedir. Rugan, süet
ve kösele üretiminden oldukça iyi gelir sağlamaktadır. 1950’lerde yılda 35 ton kösele ve
80 ton da ham deri işlemekte olan fabrika işlediği derileri başta İstanbul olmak üzere
çeşitli illere satmaktadır455.
452Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.123; Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi
Yayını, Adapazarı: 1965, s. blrsz. 453 Demokrat Sakarya, 22 Eylül 1955, Sayı: 389. 454 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 245. 455 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 62.
155
Maraşoğlu Yağ ve Sabun Fabrikası; İbrahim ve Nasuh Maraşoğlu ticaret ve sanayi
kolektif şirketi ismiyle 1932 yılında kurulmuş olan yağ işleme kısmında 18.900 ton
ayçiçeği işleme kapasitesine sahiptir456. 1946 yılında sabun üretimi de eklenmiştir. Yağ
hammaddesi olarak ayçiçeği ve pamuk, sabun içinse bitkisel ve hayvansal yağlar
kullanılmıştır. Bu hammaddeler genellikle Kocaeli Sakarya bünyesindeki ilçeler ve yakın
illerden tedarik edilebilmektedir. Fabrika 3 vardiya çalışmakta günde ortalama 40 ton
pamuk tohumu 40 ton ayçiçeği işlenip 15 ton rafine yağ üretilmektedir. Yan ürün olarak
elde edilen küspe yem fabrikalarına besicilere ve ihracatçılara satılmaktadır. Yağlar
yurdun çeşitli bölgelerine nakledilmektedir, fabrikanın yıllık karı 300 ila 500 bin lira
civarındadır.
Hacı Saffet Sabun Fabrikası; özel teşebbüs tarafından 1959 yılında kurulan fabrikanın
sermayesi 100 bin lira, üretim kapasitesi senelik 333 tondur. Sabit 2 işçi ile çalışmaktadır
bu dönemde. Sabunların en büyük satış yeri Eskişehir ve Ankara pazarıdır.
Sabuncuoğlu Sabun Fabrikası; 1934 yılında 300 bin sermaye ile kurulmuş olan fabrikada
üretim yıllık ortalama 800 ton civarındadır, kapasitesi ise 3625 tondur. Burada 13 daimî
işçi istihdam edilmiştir.
Kadir Esmer Sabun Fabrikası; 1943 yılında 600 bin sermaye ile kurulmuş olan fabrika,
hammadde olarak zeytinyağı, sutkostik ve esans kullanmaktadır. Bunları Ayvalık ve
Edremit’ten temin etmekte, birinci sınıf sabun ürünlerini Adapazarı Kocaeli çevresinden
başka Sivas’a kadar farklı illere de satabilmektedir457.
Sakarya’da bu ve benzeri fabrikalar dışında, küçük sanayi dallarında çalışan çok sayıda
imalathane mevcuttur. Akü, Deri, Döküm, Ekmek, Portatif ev, Elbise, Tuz, Tahin, Turşu
Çamaşır sodası, Plastik eşya, Gazoz, İpek, Parke, Saat, İnşaat malzemesi, Oto tamir,
Kolonya, Sandalye ve mobilya, Kiremit, Karoser, Süpürge, Kereste, Mermer, Bisküvi ve
şekerleme, Mumlu kağıt, Sucuk imalathaneleri gibi, hemen her alanda hizmet veren
önemli bir yapıya sahiptir458. Adapazarı-Sakarya bölgesinin her geçen sene zarfında
büyük bir hamle gerçekleştirdiği görülmüştür. Şüphesiz, ilin sanayi sektöründeki bu çok
456 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s.6490. 457 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 251-255. 458 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 36, 38.; H. Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden
Sakarya İli”, s. 34.
156
yönlü canlılık, şehirdeki işçi gruplarının da artmasına ve ekonominin gelişmesine katkı
sağlamıştır.
Tablo 31: Sanayi Sayımı Bilgilerine Göre Sakarya’da Büyük İmalat Sanayi (%)
İşyerlerinin
Dağılımı
Ücretli
İşçilerin
Dağılımı
Katma
Değerin
Dağılımı
Ücretlilere
Yapılan Ödeme
Dağılımı
Özel 83,9 18,5 6,5 13,4
Devlet 16,1 81,5 93,5 86,6
Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0
Sektörlerin Payı
Gıda, İçki, Tütün Sanayii 48,4 51,9 50,7 43,2
Ağaç Ürünleri Sanayii 16,1 1,6 0,9 0,8
Kimya Sanayii 12,9 1,3 2,3 1,3
Metal Eşya, Makine ve Taşıt 9,7 41,8 44,8 53,2
Diğer Sanayii Dalları 12,9 3,4 1,3 1,5
Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0
Toplam Sayı 31 4.917 74.743
TL. 27.178 TL.
Kaynak: Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: s. muh.
2.3.2. 1950’den Sonra Açılan ve Genişletilen Fabrika ve Tesisler
Demokrat Parti döneminin başlamasından sonra Adapazarı-Sakarya’da işletmeye açılan
belli başlı fabrika ve şirketlerle ilgili bilgilere aşağıda yer verilmiştir.
2.3.2.1. U.S Royal Türk A.Ş Adapazarı Fabrikası
Ülkede özel teşebbüsün öncülüğünü yapan firmalardan biri olan U.S Royal Fabrikası,
1958-59 yılında Sakarya Valiliği ve İngilizler arasında imzalanan anlaşmaya göre Arifiye
yolu üzerindeki tohum ıslah sahasında Dunlop yerli ortakları ile birlikte şirket kurarak
fabrika arazisi satın almış ve inşaata başlamıştır459.
Fabrikanın üretim planı, dünya lastik imalatında kullanılan en modern makinalar ile iç ve
dış lastiğin seri üretimini gerçekleştirmektir. Ancak çeşitli siyasi sebeplerle inşaat 1960
yılında durdurulmuştur. Bu yıldan itibaren, Türk-Amerikan işbirliği ile kurulan Uniroyal
firması, Dunlop’un tüm hisseleri ile fabrika inşaat sahasını devralarak, 1963 yılında
tamamlamış ve seri üretime geçmiştir. Aynı yıl, kuruluş sermayesi 40 milyon lira iken,
459 Sakarya Gazetesi, 11 Haziran 1959, Sayı: 10.
157
60 milyon liraya yükseltilmiştir. Sermayenin %60’ı “United States Rubber Co’nun,
%20’si Türkiye Sınayi Kalkınma Bankası’nın, %10’u Yapı Kredi Bankası’nın ve %10’u
Vehbi Koç’un ve diğer özel kişilerindir.
Fabrika ülke genelinde Royal Lastikleri A.Ş aracılığı ile satış yapmakta ancak üretimi
ülke ihtiyacına cevap verebilmektedir. 333 bin metrekare alanda kurulmuş olan fabrikada
o yıllarda, 700 civarında işçi ve uzmanlardan oluşan personel bulunmaktadır, yıl
içerisinde ortalama 367.200 adet dış lastik, 294.105 adet iç lastik üretimi
gerçekleştirilmiştir460. Ülke genelindeki lastik imalatının önemli bir yüzdesini (%20-25)
karşılamakta olduğu düşünülmektedir.
2.3.2.2. Adapazarı Vagon Sanayii Müessesesi (Advas) Demiryolu Fabrikası
1947 yılından itibaren yapılması için girişimlerde bulunulan ve Adapazarı’nda toplam 60
milyon Türk lirası maliyetle gerçekleştirilecek vagon fabrikası için inşaat yeri
belirlenerek, istimlak çalışmaları başlatılmıştı. Alınan karara göre, Ziraî Donatım
Kurumu fabrikasının karşısındaki Harmanlık sokağı ile Beştepeler arasındaki arizede inşa
edilecekti. Ekim 1947’de Adapazarı Vagon Fabrikası’nın temeli atılmış olup, temel atma
törenine dönemin Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak ve birçok ileri gelen katılmıştır.
Onbinlerce Adapazarılı ile Ankara, İstanbul ve İzmit’ten gelen yüzlerce misafirin iştirak
etmesiyle, şehirde muazzam bir tören yapılmış ve Adapazarı tarihî bir gün yaşamıştır461.
Fabrikanın inşaatına bir süre ara verildiği için, işletmeye açılışı 1950’lerde mümkün
olmuştur. Böylelikle Adapazarı için çok önemli bir sanayi müessesesi kurulmuş olacaktır.
25 Ekim 1951 tarihinde, demiryolunun kenarında kurulan vagon atölyesi yolcu ve yük
vagonu tamiratı yapmak üzere faaliyete geçirilmiş, asıl amacı olan vagon imalatına ise
1963 yılında başlamıştır. Fabrika, 790 bin metrekare alanda kurulmuş olup, fabrika binası
yanında 196 bin metrekarede lojmanları bulunmaktadır. Fabrika, Devlet Demiryolları
İşletmesi Genel Müdürlüğü Fabrikalar Dairesi Başkanlığı’na bağlıdır462. 49.000
metrekarelik kapalı alanda, yılda 1.200 adet yolcu vagonu ve 6.000 adet yük vagonunun
460 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6490. 461 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 58-60. 462 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz.
158
onarılacağı şekilde ve 5.000 metreküp sert kerestenin kurutulacağı büyüklükte inşa
edilmiştir463. 1952 yılında fabrikada yaklaşık olarak 1.300 personel ile çalışmaktadır464.
Fabrikanın ana şubeleri şöyledir;
1.Yolcu vagonu tamirat şubesi,
2. Yük vagonu tamirat şubesi,
3. Yolcu vagonu tamirat şubesi,
4. Yardımcı şubeler.
Bunlar içerisinde, demirhane, sustahane, presler, ağaç işleri, döşemehane, kaynak şubesi,
laboratuvar, galvanoteknik, polisaj, polyester, oksijen evi, komprasör dairesi, asetilen evi,
şofaj santralı, su tesisleri yer almaktadır. Fabrikaya ait sosyal tesisler içerisinde lojman,
misafirhane, Demirspor lokali ve kulübüdür. Klüp, fabrikadaki işçilerin spor
ihtiyaçlarının karşılanması adına kurulmuş olup, futbol ve atletizm alanında faaliyet
göstermektedir465. Fabrikada teknisyen, memur ve hizmetli, işçi ve çıraklardan oluşan
büyük bir personel varlığı mevcuttur. Ayrıca fabrikanın yanında, ilkokul mezunlarını alan
4 senelik bir çırak okulu da inşa edilmiştir466.
Adapazarı merkezinin elektrik ihtiyacı 1950 başlarına kadar Zirai Donatım Kurumu
Fabrikasından sağlanmakta ve kilovatı 56 krş. a alınmakta iken fabrikanın açılmasından
sonra elektrik temini buradan yapılmaya başlayacaktır467.
Fabrika 1961 yıllara kadar yalnızca vagon tamiri işiyle uğraşmış, 1961 yılında ilk defa
P.T.T Genel Müdürlüğü’nün ihtiyacı olan 10 posta vagonunun yapımını başarıyla
gerçekleştirmiştir468. Sonraki yıllarda, vagon imalatına devam ederek, Ankara-
Haydarpaşa banliyösünde çalışan vagonları da hizmete sunmuştur. Kuruluş, 1963 yılına
kadar yapılan bir takım genişleme ve yatırım çalışmalarından sonra 1964 yılında
Demiryolu Fabrikası ismini almıştır. İmalat Fabrikası, Onarım fabrikası, Donatım
463 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6489. 464 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32. 465 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, s. blrsz. 466 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 115; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 241. 467 Balcıoğlu, Adapazarı ve Tarihçesi, s. 61. 468 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, s. blrsz.
159
fabrikası, Elektrik ve Elektronik fabrikası gibi kısımlardan oluşmakta ve tesisleri 1970 ve
sonraki yıllar içerisinde TCDD’ye bağlı tüzel kişiliği olan bir kuruluşa dönüşmüş, pek
çok kuruma ihtiyacı dahilinde elektrikli tren ve otobüs, ambulans üretimi ile çalışmalarına
devam etmiştir469.
2.3.2.3. Adapazarı Şeker Fabrikası
Atatürk döneminde üzerinde önemle durulan şeker politikası ve buna bağlı fabrika açma
çalışmaları bilinmektedir. 1940’lı yıllarda, ülke genelinde savaş sırasında ekonomik
zorlukların da yaşanması sebebiyle, şeker kıtlığı yaşanan ülkede, yeni şeker fabrikası
açma zorunluluğu ortaya çıkmış, bu konuda düşünülen şanslı bölgelerden biri de
Adapazarı olmuştur470. 1949 yılında, Şeker fabrikasının Adapazarı’nda kurulmasıyla
ilgili problemleri ve tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla, Belediye Başkanı İzzet
Şükrü Enez başkanlığında bir heyet Ankara’ya giderek görüşmelerde bulunmuştur.
Heyette bulunan kişiler; Reşat Keremoğlu, Hasan Erman, Cevat Adapazarılı, Nüzhet
Yığın, Dr. Kadri Kalfaoğlu ve Osman Erkaya idi. Ankara’ya giden heyet, başkentte
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Şemsettin Günaltay, Başbakan Yardımcısı Nihat
Erim başta olmak üzere, birçok bakan ile görüşmüş ve olumlu bir netice ile
dönmüşlerdir471. Fabrikanın Adapazarı’nda kurulacağı bu görüşme sonucunda
kesinleşmiştir.
1950 yılında Demokrat Parti iktidarı, yönetimi 4 şeker fabrikası ile devralmış, hükümet
aynı yıl hazırladığı kalkınma planının şeker sanayiine dair kısmını iki safhada incelemiş
ve kararlaştırmıştır. 11 yeni fabrikalık birinci bölüm 1956 senesinde gerçekleşecek, ikinci
safhada ise 3 yeni şeker fabrikasının temeli atılacaktır. İncelediğimiz dönemde ülke
genelinde kurulan fabrikaların ilki Adapazarı Şeker Fabrikası olmuştur.
1950’li yıllardan itibaren hükümetin şeker sanayisini geliştirme çalışmalarının temel
sebepleri incelenmelidir. Bölgede pancar üretimi yüksek seviyelerde olduğu için, şeker
fabrikaları kapasitelerinin çok daha üzerinde çalışmakta, bu ise teknik sorunlara ve verim
düşmesine sebep olmaktaydı. Mevcut fabrikaların kapasite yetersizliği, hükümetin bazı
469 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6489. 470 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 66. 471 Ada Postası, 18 Mart 1949, No: 126; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 69-
70.
160
dönemlerde pancar ekim alanlarını sınırlamasına neden olmaktaydı. Dolayısıyla, şeker
pancarı yetiştirilen bölgelere yeni fabrikalar kurulması zorunluluğu doğuyordu. Yeni
fabrikalar yetiştirme bölgelerine yakın mesafede kurulacağından nakliye masrafları da
azalacağından, pancar ekimi alanının genişlemesi ve maliyetin düşmesi sonucu ortaya
çıkacaktır. Bu nedenle Demokrat Parti hükümeti, 1951 yılından itibaren ülke çapında
şeker sanayisinin geliştirilmesine karar vererek çalışmalar başlatmıştır472.
Adapazarı’nda kurulması beklenen şeker fabrikası hakkında bilgi almak amacıyla, 1950
Ekiminde, Kocaeli milletvekillerinden Hamdi Başak ve Ekrem Alican ile Adapazarı
Belediye Başkanı Suavi Damalı, eski başkan İzzet Şükrü Enez, Turan Karagülle,
Abdülkadir Güler, Ziya Yıldırımgaç ve Hikmet Demircioğlu’nun içinde bulunduğu bir
heyet Ankara’ya giderek, bu konuda yeni hükümetin desteğini sağlamaya çalışmışlardı.
Görüşme olumlu sonuçlanmış ve aynı günlerde yapılacak fabrikanın kısmen Amerika’nın
Marshall Yardımları kısmen de özel teşebbüsün desteği ile açılacağı açıklanmıştır473.
1950’li yılların başlarında Eskişehir Şeker Fabrikasının ihtiyacı da Adapazarı’ndan
sağlanmakta idi. Bölgedeki pancar bolluğunu değerlendirmek isteyen hükümetin planı
doğrultusunda burada bir şeker fabrikası açma konusu gündeme gelmiştir. Programa 1952
yılında başlanılmıştır474. Öncelikle fabrikanın kurulması için 10 milyon TL sermayeli bir
şirket kurulmuştur. Bu şirkete, Şeker Şirketi 5 milyon, Sümerbank, Ziraat Bankası ve İş
Bankası 2’şer milyon, Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi 2 milyon TL Eskişehir
Pancar Ekicileri Kooperatifi de 1 milyon sermaye ile dahil olmuşlardır. Eskişehir Şeker
Fabrikası Adapazarı’ndan 120 bin ton pancar alıp işlediği ve bu konuda nakliye
sisteminden doğan masrafın yüksek olması, mevcut fabrikaların kendi kapasitelerini
ancak karşıladığı düşünüldüğünde, ayrı bir fabrika kurulması uygun bulunmuştur475.
Uzmanlar tarafından bölgede yapılan incelemeler sonucunda bunun Adapazarı halkı ve
yurt geneli için büyük bir ekonomik menfaat sağlayacağı anlaşılan fabrika hakkındaki
kapsamlı bir rapor başbakanlığa sunulmuştur476. Öncelikle Adapazarı Şeker Fabrikası
472 Adapazarı Şeker Fabrikasının Sakarya ve çevresine yapmış olduğu ekonomik ve sosyolojik etkileri
incelemek için bkz. Haşmet Başar, Adapazarı Şeker Fabrikası ve Çevreye Yaptığı Sosyal Tesirler,
Adapazarı: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi, Yayın Seri: C, Sayı: 16; “Sakarya” Maddesi, Yurt
Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 473 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 76-77. 474 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 62. 475 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi; 5 Mart 1952, s. 5; Cumhuriyet, 21 Nisan 1952, Sayı: 9959. 476 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/127.90.16.
161
Türk Anonim Ortaklığı kurulmasından sonra, 12 Eylül 1952 tarihinde temeli atılmıştır.
Fabrikanın temel atma törenine Meclis Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan
Menderes’in yer aldığı heyet katılmış, sayısı on bini aşan bir halk kitlesi tarafından
karşılanan heyet, doğruca Belediye binasına gitmiştir. Başbakan Adnan Menderes ve
akabinde Meclis Başkanı Refik Koraltan, Adapazarı Şeker Fabrikası Kooperatifi İdare
Heyeti Azası ve Kocaeli Milletvekili Ekrem Ali Can, daha sonra Şeker Fabrikaları Genel
Müdürü Baha Tekant Belediye binası önünde toplanan kalabalık halk kitlesine hitaben
birer konuşma yapmışlardır477.
Menderes’in Adapazarına bu ziyareti ve yapılan açılıştan birkaç ay sonra, 5 aralık 1952
tarihinde, kalabalık bir Adapazarı heyeti Ankara’ya ziyarette bulunarak kendisine “fahri
hemşerilik beratı” takdim etmişlerdir. Heyetin arasında Kocaeli Milletvekili Ekrem
Alican, Belediye Başkanı Suavi Damalı, Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in bulunduğu
belirtilmektedir478. Bu gelişmeden sonra Menderes, Adapazarı’nın fahri hemşerisi olarak
kabul edilmiştir.
Resmi rakamlarla, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın sermayesinin %20’si Türkiye İş
Bankası A.Ş.’nin, %20’si T.C. Ziraat Bankası’nın, %20’si Sümerbank’ın, %20’si
Adapazarı Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifi’nin, %10’u Eskişehir Pancar ekicileri
İstihsal Kooperatifi’nin, %10’u da Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin payıdır. Fabrikanın
3 buhar kazanı saatte toplam 75 ton buhar, 2 türbini 4.000 kilowatt elektrik üretmek üzere
ayarlanmıştır. Tesiste, kendi döneminin en gelişmiş teknolojisi kullanılacak ve makineleri
Buckau R. Wolf şirketi tarafından sağlanacaktır479. 1953 yılında, Adapazarı Şeker
fabrikasının Amerika Birleşik Devletleri’nden getirilen makineleri monte edilmeye
başlanmış ve inşaat çalışmaları süratle devam etmiştir480.
Adapazarı Şeker Fabrikası, 378 günde, ilk makinelerin geldiği günden itibaren de 222
günde tamamlanmıştır. Fabrikanın montaj çalışmaları için 1.423.300 iş saati sarf edilmiş
ve 11 Ekim 1953 tarihinde işletmeye açılmıştır. Açılış için bir merasim komisyonu
oluşturulmuş ve gelecek olan davetlilerin karşılanması sağlanmıştır. Açılış töreninde
477 Başbakan Adnan Menderes’in Belediye binasının etrafını dolduran İzmitlilerin sürekli ve heyecanlı
alkışları arasında yaptığı konuşma siyasi kısımda ilgili başlıkta verilmiştir. Ayın Tarihi, 12 Eylül 1952, s.
22; Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s: 89-96. 478 Cumhuriyet, 6 Aralık 1952, Sayı: 10183. 479 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6487. 480 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 104.
162
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Bakan Sıtkı Yırcalı ile
milletvekilleri ve basın temsilcileri katılmışlardır. Halk özellikle Cumhurbaşkanı ve
Başbakan’ın geçtiği yerlerde “yaşa, varol” nidalarıyla karşılamaya büyük destek vermiş,
devlet erkânı şehrin girişinde başında bando olan askerî bir kıta tarafından selamlanmıştır.
Aynı zamanda Belediye meclis azaları, öğrencilerden oluşan gruplar ve halkın katılımı
ile konuklar karşılanmıştır481. Bundan sonra Belediyeye geçilmiştir. Cumhurbaşkanı
Celal Bayar, Belediye binasının balkonundan karşıdaki büyük meydanı tamamen
dolduran vatandaş topluluğuna hitaben uzun bir konuşma yapmıştır482. Bunu müteakiben
alkışlar arasında, dönemin Başbakanı Adnan Menderes Adapazarılılara hitap etmiştir.
Şeker Fabrikası binasında, Şeker Şirketi Genel Müdürü Baha Tekant tarafından,
fabrikanın özelliklerini ifade eden bir konuşma yapılmış ve İşletmeler Bakanı Sıtkı
Yırcalı söz alarak vatandaşların alkışları arasında, hükümetin iktisadî politikalarını ve
sınaî kalkınma projelerinden bahsetmiştir483.
Açılışın ardından işlemeye başlayan fabrikanın inşaat alanı 37.500 metrekare olup,
demiryolu istasyonuna 5 km. lik bir demiryolu hattı ile bağlanmıştır. 1950 den önce
kurulan eski tip şeker fabrikalarında normal zamanda 380 daimi işçi çalıştırıldığı halde,
bu fabrika modern anlamda donanımlı bir şekilde kurulduğu için, 213 daimi işçi ile
işletilmeye başlamıştır484. Büyük bir işçi tasarrufu sağlayan bu çalışma sistemi üretimi de
artırmıştır.
Fabrika hedeflerine uygun olarak, yılda 271.172 ton pancar işlemekte ve ortalama 35.000
ton kristal şeker istihsal etmekte idi. 1953 yılında 64 gün süren ilk kampanya döneminde
60.000 ton şeker pancarı işlenerek 6.500 ton kristal şeker üretilmiştir. 1954 yılındaki
ikinci kampanya döneminde ise, 155.000 ton şeker pancarı işlenerek, 21.000 ton şeker
üretilmiştir485. Kullanılan hammaddeler yakın çevreden elde edilmektedir. Merkezi bir
yerde kurulmuş olması, üretici ve fabrika açısından nakliye masrafını düşürmekte ve
kolaylık sağlamaktadır. Fabrikanın kurulmasından önce, Adapazarı’nda üretilen şeker
481 Cumhuriyet, 12 Ekim 1953, Sayı: 10488. 482 Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Adapazarılılara hitaben yaptığı konuşmasının tam metni siyasi ksımda
ilgili başlıkta verilmiştir. Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 69; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi
(1923-2004), s. 109. 483 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.109-112.; Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 64-
67. 484 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.135. 485 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 133.
163
pancarı 190 km. uzaklıkta bulunan Eskişehir Şeker fabrikasına gönderilmektedir.
Bölgede şeker pancarı ekimi için ayrılan alan 30.000 dönüm olduğu halde, kuruluştan
sonra Osmaneli, Gölpazarı, İznik ve Ali Fuat Paşayı da içine alarak Mudurnu, Düzce,
Hendek ve Akyazı’ya doğru yayılmış ve 131.251 dönüme ulaşmıştır. 1953 yılından
itibaren ortalama 416 köyde 13.349 çiftçinin pancar ektiği ve bu çiftçilere her yıl
35.744.000 Türk lirası ödenek sağlanmakta olduğu kaydedilmektedir486.
1955 yılında Şeker fabrikasının yeni kampanya dönemine kadar elde bulunan 100 ton
şeker Sakarya halkının ihtiyacı için ayrılmıştır. Bu dönemde her köye belirli miktarlarda
dağıtım olduğundan, muhtarlar köylüye şeker fişleri ile satış yapmışlar, hane başına düşen
şeker 1 kg. olarak belirlenmiştir487.
Demokrat Parti döneminde yapılan ve 25 milyon Türk lirasına mal olan Adapazarı Şeker
Fabrikası, yıllık istihsali 28.000 ton olduğu halde Söğüt, Yenişehir, Bilecik sahaları
Eskişehir’e devredildikten sonra bile 1957 yılında ekim sahası 100.000 dönümden
131.251 dönüme yükselmiş, 200.000 ton pancar işlenirken 271.172 tona, istihsal ise rekor
bir seviyeye ulaşarak 35.847 tona yükselmiştir. Netice itibariyle ziraata 15 milyon Türk
lirası ödenmişken, 1957 yılında 35.744.000 Türk lirası ödenmiştir. 1960 yılında 400.000
ton işleyecek olan yeni tesislerin yapımına gidilmiştir488. 1958 yılında Sakarya’da şeker
pancarı fiyatı 9 ila 9.50 kuruş olarak belirlenmişti489. Adapazarı Şeker Fabrikası, kuruluş
aşamasında iken ilerleyen zamanlarda genişletileceği öngörülerek inşa edilmişti. Bu
sebeple, işleme kapasitesinin artması ile paralel olarak fabrikanın tesisleri de
genişletilmiştir.
Fabrikanın açılmasının, bölgedeki hayvancılığın gelişmesini de olumlu yönde etkilediği
görülmektedir. Eski dönemlerde Eskişehir fabrikasından alınan ve yetersiz kalan küspe
yerine, besiciler tarafından 90.999 ton civarında elde edilen küspenin kullanılmasına
geçilmiştir490.
Bölgeyi kalkındırıcı ekonomik etkileri yıllar içerisinde giderek artan fabrika şüphesiz
önemli sanayi kollarından biridir. Bu yıllarda, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın seferberlik
486 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 136. 487 Demokrat Sakarya, 6 Temmuz 1955, Sayı: 325. 488 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 134. 489 Demokrat Sakarya, 23 Eylül 1958, Sayı: 1945. 490 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487.
164
halinde kapanmasının, genel hayatı olumsuz etkileyecek bir durum yaratacağı konusu
görüşülmüş, muhtemel seferberlik durumunda faaliyetlerine devam etmeleri yönünde
Bakanlar Kurulunda karar alınmıştır 491. Ayrıca Adapazarı ve diğer illerde bulunan şeker
fabrikalarının, nakliye araçlarına milli müdafaa mükellefiyeti uygulanmaması konusunda
bazı muafiyetler tanınmıştır492. Sosyal hizmetler konusunda da çok sayıda hizmet veren
fabrika, 14 sınıflı bir ilkokul inşa ettirmiş, teknik imkanlar içinde yetiştirilmek üzere
köylerden gelen çocukları atölyelerinde ve numune çiftliklerde kurslara alarak
yetiştirmiş, çalışan personelini de kurs ve seminerlerle eğitmiş, Pancar Ekicileri
Kooperatifine üye olan çiftçileri teknik açıdan maddi ve manevi olarak desteklemiştir493.
5 Mart 1954 tarihinde Pancar Bankası, merkezi Eskişehir olmak üzere açılmıştır. 2,5
milyon lira sermayeli banka; Adapazarı, Eskişehir, Turhal, Amasya, Kütahya, Uşak,
Afyon, Akşehir, İlgin, Alpullu, Konya, Kayseri, Burdur ve Isparta Pancar Kooperatifleri
ile Türk Şeker Fabrikaları A.Ş. ve Amasya Şeker Şirketi ortaklığı ile meydana
getirilmiştir494. Bankanın genel merkezi açıldıktan sonra, Şeker şirketi ve Pancar
kooperatifi bulunan yerlerde şube ve ajansları açılacaktır.
2.3.2.4. Adapazarı Nişkoz Sanayii ve Ticaret T.A.Ş Fabrikası
Sakarya’da nişasta ve glikoz alt dalları gıda sanayiinde tarihi eskiye dayanan ve daha
büyük çaplı sayılan kuruluşlardandır. Bunlar arasındaki başlıca işletmeler; Nişkoz Sanayi
ve Ticaret A.Ş ve 1970’lerde kurulacak olan Sakarya Tarım Ürünleri Üretme ve
Değerlendirme A.Ş.’dir.
Almanya ve Hindistan’da benzerleri bulunan Nişkoz nişasta fabrikası, 1953 yılında, Çark
gazinosunun 100 metre batısında Serdivan yolunun güneybatısında kurulmuş, 1955
yılında üretime geçilmiştir. Kurucuları Adanalı ve Mersinli sermayedarlardır. Nişkoz
Fabrikası, nişasta ve glikoz imal etmek gayesiyle kurulduğu için, her iki kelimenin birinci
heceleri alınarak nişkoz kelimesi elde edilmiştir 495. Fabrika işletmeye açıldığı dönemde
günde 25 ton mısır işleyebilecek kapasiteye sahiptir. Fabrikanın ortalama üretimi
491 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/136.63.12. 492 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/141.105.20.; 30.18.1.2/133.69.3. 493 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/134.101.8; Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, Adapazarı: 1965,
s. blrsz. 494 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mart 1954, Sayı: 685. 495 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 108.
165
1955’ten sonra 25 tonun üzerine çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda sürekli genişletilmiş ve
kapasitesi de artmıştır. Ayrıca tesise, patates işleme ve nişasta üretim birimleri de
eklenmiştir496. Temel üretim maddeleri, glikoz, dekstrin, mısırözü ve dört çeşit hayvan
yemidir, yan ürün olarak da kepek elde edilmektedir497. Nişasta gıda sanayiinde, dekstrin
ise tekstil sanayiinde ve tekelde kullanılmaktadır.
2,5 milyon lira sermaye ile 24 ortaklı anonim şirketi olarak kurulan fabrikanın sermayesi,
1955 yılından sonraki faaliyetlerin etkisi ike, 6 milyon 418 bin liraya yükselmiştir.
Üretimde kullanılan hammaddeler, genellikle Türkiye’nin çeşitli bölgeleri ve yurt
dışından ithal edilen mısır, patates ve buğdaydır. Günde 80-100 ton civarında üretim
kapasitesine sahip olan fabrika, yılın 10 ayında işlemiştir. Fabrikada 100’ün üzerinde işçi
çalışmaktadır. 1958 yılında Bakanlar Kurulu’nda Adapazarı’nda mevcut olan Zafer
Glikoz, Nişkoz Nişasta ve Dekstrin fabrikalarının seferberlik halinde kapanmasının,
genel hayatı olumsuz etkileyecek bir durum yaratacağı konusu görüşülmüş, muhtemel
seferberlik durumunda faaliyetlerine devam etmeleri yönünde karar alınmıştır498.
2.3.2.5. Sakarya Un Fabrikası
1959 yılında, 2500 metrekare arazide yer alan fabrika, ortaklıkla ve 100 bin liralık
sermaye ile kurulmuştur. İşlenen hammaddesi buğday olup, toprak mahsulleri ofisi ve
piyasadan temin edilmektedir. Günlük kapasitesi 100 ton buğdayla sınırlıdır ve fabrika
üç vardiya ile yılın 12 ayı aralıksız çalışmaktadır. Fabrikaya ait araçlar arasında, vals,
elek, irmik şasürü ve müştemilatı yer almaktadır. Üretilen un ve irmik Adapazarı
kazalarına ve ayrıca İstanbul pazarına satışa sunulmaktadır.
2.3.2.6. Arifiye Cam Fabrikası
1957 yılında, Arifiye’deki öğretmen okulu civarındaki araziye kurulmuş olan fabrikada
ortalama 40 işçi çalışmakta idi. Fabrikanın çalışma zamanı, yazları 5 aylık dönemle
sınırlıdır. Daha çok cam kırıkları kullanılmakta ve bunların eritilmesi ile kavanoz,
akvaryum, sürahi gibi cam eşyalar üfleme yöntemi ile üretilmektedir. Ürünler, Ege ve
Akdeniz bölgesi başta olmak üzere Ankara dahil pek çok ile ihraç edilmektedir499. Bu
496 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6489. 497 Demokrat Sakarya, 23 Eylül 1955, Sayı: 390. 498 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/150.50.12; 30.18.1.2/151.63.10; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 249. 499 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 249.
166
fabrika ve diğer büyük ve orta ölçekli fabrikalar Sakarya’da temel ihtiyaç maddelerini
yerli mamullerle işlemeye ve üretmeye çalışan belli başlı fabrikalardır.
2.3.2.7. Diğer Sanayi Kuruluşları
Sakarya Kauçuk Limited Şirketi; 1956 yılında üretime geçen fabrika, 2800 metrekarelik
alanda, 3 ortak katılımı ile kurulmuştur. Sermayesi 500 bin liradır. Yılda 12 ay 3 vardiyalı
olarak çalışan fabrikanın üretim amacı, yurt genelinden temin edilen ikinci el hurda
lastikleri hamurlaştırıp yeniden geri dönüştürmek üzere akü ve lastik fabrikalarına
satmaktır. Yıllık erimiş hamur lastik satış miktarı bu yıl içerisinde 450 ton kadardır. 1960
yılında Sakarya Kauçuk Endüstrisi A.Ş tarafından lastik imal etmek üzere kurulacak
teşebbüs için Dunlop Rubber Co. Ltd. Ş.nin yapacağı dış istikraz kabul edilmiştir500
Asetik Asit Fabrikası; temelleri 24 Mayıs 1960 tarihinde Vali Nazım Üner tarafından
atılan fabrika, Adapazarı Çark mevkii civarında mezbahana karşısında, 3500 metrekarelik
arazide 14 ortak ve 2 milyon lira sermaye kurulan fabrika, tam olarak 1962 yılında
üretime geçebilmiştir. Tesisin 800 ton olan üretim kapasitesi, daha sonraki yıllarda
genişletmeye tabi tutulmuştur 501.Üretimde kullandığı hammadde, şeker fabrikasının yan
ürünü olan Melas’dır. Bu dönemde melasdan sirke üreten Türkiye’nin ilk ve tek fabrikası
olmuştur. Üretilen maddelerin büyük bölümü mensucat sanayi, %20’sini ise gıda ve ilaç
sanayi tarafından satın alınmıştır. Bu fabrikanın kurulmasından hemen sonra, ithalat
yasaklanmış ve üretimiyle Türkiye ihtiyacını karşılamıştır.
Kozdağ Sabun Fabrikası; 1958 yılında 400 bin liralık sermaye ile faaliyette bulunan
fabrikanın 13 işçisi sabittir. Yıllık üretim ortalaması 400-500 ton aralığındadır. Üretilen
sabunlar ve yan mamuller ülke genelinde hemen her bölgeye satılmaktadır.
Gürkan Kardeşler Sabun Fabrikası; 1953 yılında 100 bin sermaye ile kolektif şirket
halinde faaliyete başlayan fabrika, 400 metrekarelik alanda, daimî 6 işçi ile çalışmaktadır.
Yıllık kapasitesi 350 ton civarında olan fabrikanın ürettiği sabunlar Karadeniz ve yurdun
çeşitli bölgelerine satılmaktadır.
Lido ağaç Sanayii Kolektif Şirketi; 1960 yılında 150 bin lira sermaye ile kurulan
fabrikada 30 civarında işçi çalışmakta, fabrikada mandal ve kürdan üretilmektedir.
500 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./154.73.5. 501 Demokrat Sakarya, 25 Mayıs 1960, Sayı: 3441; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6490.
167
Kullanılan ağaçlar genellikle şehir içindeki yerli kaynaklardan temin edilmektedir502.
İsmi geçen fabrika ve işletmeler Sakarya’da 1950’li yıllardan itibaren üretime geçen ve
pek çok farklı mamulü ilin ihtiyacını karşılamak üzere üreten işletmelerdir. Çeşitliliği göz
önünde bulundurduğumuzda, Sakarya’da hemen her alanda temel ihtiyaç malzemeleri
hızlı ve ucuz nakliye imkanına elveren yerli mamullerden elde edilebilmektedir.
2.4. Ticaret
Sakarya ilinin coğrafi durumu ve iklimi, çok çeşitli ürünlerin yetiştirilmesine imkan
sağladığı için, bölgede sanayi ve ticaret hayatı bakımından önemli bir yeri olmuştur.
Sakarya genelinde ticaret eski dönemlerden itibaren önem arz etmekle birlikte, 1950’li
yılların sonlarına kadar ticaret kuruluşlarının daha çok küçük ölçekli ve aile işletmeleri
olarak kaldığını söylemek mümkündür. 1950’li yılların başlarında, Adapazarı
Türkiye’nin 15. büyük şehri ve ticari bakımdan 11. şehri bünyesinde bir ilçedir503. Gelişen
sanayi Sakarya’nın da ülke çapında pazarlara açılmasını sağlayınca, ticaret kesimindeki
bu işletmelerin de büyümesi gerçekleşmiştir. Ticaret kesimi ücretliler ve kendi hesabına
çalışan girişimciler olarak iki koldan devam etmekte idi. Özellikle Adapazarı kent
merkezinde, gelir düzeyi yüksek girişimcilerin ayakta tuttuğu esnaflık ve küçük ticaret
kesimi her dönem önemini korumuştur504. 1945 yılında yapılan sayıma göre,
Adapazarı’nda 1.763 kişi ziraatla, 1.715 kişi ticaretle, 417 kişi makine ve cihaz imalatıyla,
130 kişi sanayi işçisi olarak, 235 kişi gıda içki ve tütün sanayiinde, 1.850 kişi genel idare
hizmetlerinde, 2.355 kişi de serbest meslek alanında çalışmaktadır. Ziraat ve ticaretle
uğraşanlar nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Demokrat Parti döneminde, il
merkezindeki ticari canlılık hız kazanmış, 1956 yılı itibariyle ilde 7.000 adet ev, 1.200
adet ticarethane ve dükkân, 50 adet genel iş yeri açılmıştır. Bu yıllarda hızla gelişmekte
olan Adapazarı’ndaki ticaret yapılanması güneybatı, batı ve kısmen doğu yönünde
genişlemektedir505. Bu yıllarda şehir büyüyüp nüfusu artarken, yeni fabrikalar kurulması,
düzenli personel evleri ve lojmanlar yapılması, yeni mahalleler kurulması dolayısıyla,
kırsal yaşam yerini kent yaşamına bırakmaya başlamıştır.
502 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6491; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 248-251.
503 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 36. 504 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6473. 505 Aktaş, Kültürel Renkleri ile Sakarya, s. 109, 111.
168
İlde ticaretle ilgili olarak, ana caddeler boyunca mevcut olan çarşılardan başka, toplu
çarşılar ve pasajlar da mevcuttur. Uzunçarşı, Demircioğlu Pasajı, Havuzlu Çarşı, Dilmen
Pasajı, Belediye İş Hanı bunların önde gelenleridir. Adapazarı aldığı isimle doğal iktisadi
yapısını göstermekte ve ismine uygun bir yapı sergilemekte, çeşitli günlerde açılan
pazarları ile ön plana çıkmaktadır. Komşu illerin Pazar yeri konumunda olduğu için,
Bolu, Bilecik gibi çevre illerin ürünleri de buradaki pazarlarda satılmaktadır. 1950-
1960’lı yıllara ait ifadelere göre; Pazar günleri, motorlu taşıtlar çoğalmadan önce,
Adapazarı’na komşu illerden yüzlerce at arabası ile köylüler pazara gelmekte olup,
Adapazarı bölgenin en işlek ve canlı pazarına sahip olduğundan, şehir merkezi bu
günlerde taşıtlar, insanlar, ürünler ve satışa çıkarılan hayvanlarla dolup taşar bir
vaziyettedir 506. Getirilen ürünler tüccarların zahire depolarına ve şimendifer istasyonuna
indirilmekte, hububat ve zahire yığınlarından istasyon önü geçilemez bir yoğunluğa
ulaşmaktadır507.
Adapazarı şehir pazarı, şehirde her zaman bulunabilecek çeşitli eşyaların
sergilenmesinden oluşmuş bir pazar olarak değerlendirilmelidir. Çünkü, satış yapanlar
genellikle bölgenin küçük esnafı olup köylülerin katılımı azdır. Köylüler ellerindeki
ürünleri tüccara, şirketlere ve ofise teslim ettikleri için genellikle bir miktar kümes
hayvanı, süt mamulü ve meyve-sebze çeşitleri getirerek pazarlamaktaydılar508. Bu bilgiler
ışığında Adapazarı’nın bulunduğu konumun avantajı ve ürün çeşitliliği sayesinde, her
dönem canlı bir pazar ve alışveriş potansiyeline sahip olduğunu anlamak mümkündür.
Sakarya’da inşaat işkolu ise, kentleşmeye paralel olarak il merkezinde gelişmiş ve
yoğunlaşmış haldedir. İlin çeşitli dönemlerde yıkımla sonlanan deprem geçmişi
sebebiyle, inşaat faaliyetlerinin pek çok ile göre daha örgütlü şekilde sürdürülmesini
gerektirmiştir 509.
2.4.1. İthalat ve İhracat
İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan işlek yol tarihte Jüstinyen Köprüsünden geçmekte idi.
Bu işlek yol üstünde Erenler köyü ve Adapazarı civarında pazarlar kurulmakta idi. Her
506 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s.24-25. 507 Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 42. 508 Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s. 111. 509 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6473.
169
meslek erbabı belirli yerlerde toplanarak ticaret yaparlardı. Tarih içinde bu pazarlar daimî
bir yerleşim yeri haline gelmiş ve halk buralara taşınmıştır. Bu nedenle Cumhuriyet
döneminde Adapazarı’nın Tığcılar, Semerciler, Hasırcılar, Çıracılar, Papuççular
mahalleleri, eski pazarların ismi ile anılan yerleşim yerleri olarak kalmıştır.
Geniş bir üretim yelpazesine sahip olan ve çevre illere yollarla bağlantısı bulunan
Adapazarı, bu hinterlant dolayısıyla, ismi gibi bir pazar hüviyetine sahiptir. Bölgeden
hasat zamanlarında Akyazı’dan Mudurnu’ya buğday, mısır, Hendek’ten tütün ve kereste
nakledilmektedir. Sakarya’nın il olmasından sonra ithalat alanında pek çok madde
olmakla birlikte tutar olarak en fazla öne çıkanlar buğday, un, arpa, pirinç, ayçiçeği,
şekerpancarı, bitkisel yağlar, mamul tütün, inşaat malzemesi, kiremit, zirai mücadele
ilaçları, maden kömürü, demir-çelik ve muhtelif gıda maddeleri olarak sayılabilirken,
İhracat alanında en fazla bedele sahip olanlar; üzüm, patates, elma, fındık, armut, ayva,
glikoz, sığır, kristal şeker, nişasta, kereste, asetik asit ve çeşitli sebze-meyvelerden
oluşmaktadır. İhraç ettiği bu ürünlerden 1950’li yılların başında yaklaşık 1.500.000 lira
gelir sağlanmakta ve ithal ettiği ürünlere 12.000.000 lira harcamakta olduğu tespit
edilmiştir510. Kaydedilen bir rakama göre 1950-53 döneminde, Adapazarı, yılda 28
milyon liralık ihracat, 20 milyon liralık ithalat ile yılda 8 milyon lira kar sağlanmakta, iç
ve dış ticarette önemli bir yeri bulunmaktadır511. Bu oranlar, Adapazarı’na her yıl daha
fazla kişinin yerleşmesinin sebeplerinden biri olmuştur.
Adapazarı’nda yetiştirilen mısır ve arpa, İzmit ve Derince limanlarından Avrupa
ülkelerine ihraç olunurken, patates ise daha çok tren vasıtasıyla İstanbul’a ihraç
edilmektedir. Aynı limandan yaş ve kuru meyveler özellikle de ceviz ve ceviz kütükleri,
kayın keresteleri bu mıntıkanın ihracat malları olarak kaydedilmektedir512.
1960’lı yılların ortalarında, toplam ithalat 364.730.103 Türk lirası iken, toplam ihracat
457.934.004 Türk Lirası olarak kaydedilmiş, ithalat ve ihracat arasındaki 93.203.901
Türk liralık farktan da anlaşıldığı üzere, ilin ekonomik yapısı bu dönemde dış satımlardan
çok dış alımlara bağlıdır. Sakarya’da ithal edilen ürünlerden biri de, ülkede ve ilde kıt
bulunması sebebiyle kahvedir. Şehirdeki kahvehane ve evlerin kahve ihtiyacını
510 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s. 74-75. 511 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 34; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3.
Bölge Nüshası, s.142. 512 Asım Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 43-44.
170
karşılamak için, İktisat ve Ticaret vekaleti tarafından İstanbul ticaret Müdürlüğü’nden
satın alınmaktadır. 1955 yazında Sakarya’ya bu yolla 50 ton kahve tahsis edilmiş idi513.
Bazı yıllarda, ilde ciddi anlamda kahve yokluğu yaşandığı ve fiyatların artması karşısında
sıkıntı yaşandığı basındaki haberlerden anlaşılmaktadır.
2.4.2. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası
Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1924 Kocaeli İl Genel Meclisi kararı ile kurulmuş olan oda,
5590 sayılı kanuna ait tüzük hükümlerine uymuştur. 1943 yılında yaşanan büyük
depremde oda binası yıkılmış olduğundan, odaya ait arşiv zayi olmuştur. Oda bu dönemde
4 organdan oluşmaktadır. Bunlar; 1. Meslek Komiteleri, 2. Oda Meclisi, 3.Yönetim
Kurulu, 4. Oda Genel Katipliği.
Meslek Komiteleri, oda meclisi üyelerini seçerek, kendi alanlarında uygun buldukları ve
faydalı tedbirleri yönetim kuruluna teklif etmek, kendi mesleklerine ait işleri hakkında
yapılan başvuruları inceleyerek cevaplandırmak amacıyla kurulmuş komitelerdir. 12
kısımdan oluşmaktadırlar. Sakarya ticaret hayatı hakkında bilgi vermesi açısından bu
meslek kollarına ait kaydedilen bilgiye göre;
• “Birinci meslek komitesi; zahireciler ve tütüncüler, değirmenciler, fırıncılar,
• İkinci meslek komitesi; bakkaliye, kantariye, hırdavat, züccaciye, tekel bayileri,
kırtasiye,
• Üçüncü meslek komitesi; manifatura, kumaş ve tuhafiye ticareti yapanlar, tüccar
terziler, hazır elbiseciler,
• Dördüncü meslek komitesi; kereste ve mahrukatçılar, marangoz ve doğramacılar,
sandalye imalatçıları,
• Beşinci meslek komitesi; sabun imalatçıları, debbağlar. Şeker ve pasta
imalatçıları, tuz, yoğurt, peynir, şarap ve gazoz imalatçıları, süpürge imalatçıları
ve müteferrik eşya imalatçıları,
• Altıncı meslek komitesi; bankalar, kooperatifler, sigortacılar ve iç ticaret
yapanlar, sinemacılar,
• Yedinci meslek komitesi; lastik, hazır kundura ve malzemeleri satanlar. Halı,
kilim ve mobilyacılar, otel, kıraathane, lokanta ve hamam işletenler,
513 Demokrat Sakarya, 25 Ağustos 1955, Sayı: 365.
171
• Sekizinci meslek komitesi; bakırcılar, matbaacılar ve dökümcüler, saat radyo
buzdolabı ve elektrik malzemesi tamir ve ticareti yapanlar, sarraf ve kuyumcular.
Oto ziraat aletleri tamir ve müteferrik ticareti yapanlar.
• Dokuzuncu meslek komitesi; kasap, celep ve tavukçular. Kabzımallar, sebze ve
meyveciler,
• Onuncu meslek komitesi; acente ve yedek parçacılar, müteahhit ve nakliyeciler,
• On birinci meslek komitesi; sanayiciler,
• On ikinci meslek komitesi; İnşaat malzemesi, cam ve kontrplak ticareti yapanlar,
nalburlar. Maden arama, kireç ve taş ocakları işletenler, akaryakıt bayileri
şeklinde kısımlardan oluşmaktadır”514
Oda yönetim kurulunu seçmek, odanın amaçlarının gerçekleştirilmesi adına tüm karar ve
tedbirleri alma görevine haiz oda meclisi komiteleri, oda meclisini belirlemekteydi.
1950 yılı başlarında, Adapazarı’nda gelir vergisine tabi olan 462 tüccar, 60 serbest meslek
sahibi, 900 gezici esnaf, 20 arzuhalci, 2800 esnaf bulunmaktadır. Bu gruplar toplamda
1,5 milyon lira devlet hazinesine vergi vermekte, il özel idaresine 500.000, belediyeye
600.000 lira ödeme yapmaktaydılar.1960’lı yıllarda, Adapazarı Ticaret ve Sanayi odasına
kayıtlı çeşitli ticaret gruplarının ve ithalat ihracatçı üyelerin durumu şöyledir; Merkez İlçe
1665 üye, Geyve İlçesi 195 üye, Akyazı İlçesi 174 üye, Hendek İlçesi 198 üye, Karasu
İlçesi 137 üye, Sapanca İlçesi 7 üye515. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası bu dönemde
çalışmaları ile, şüphesiz ilin ekonomik ve ticari gelişmesine büyük katkı sağlamış,
esnafların ve yatırımcıların desteklenmesi ve denetlenmesi konusunda önemli görevler
üstlenmiştir.
2.4.3. Adapazarı Ticaret Borsası
Sakaryalı iş adamları ve tüccarların girişimi sonucunda Ticaret Bakanlığı’nın 18 Şubat
1957 tarihli onayı ile kurulan borsa, çeşitli meslek gruplarından üyelerden oluşmaktadır.
1960’lı yılların ortalarında, Borsaya kayıtlı 530 civarında üye olup, 5 organı
bulunmaktadır. 1.Meslek Grupları, 2.Borsa meclisi, 3.İdare heyeti, 4. umumi katip,5.
Borsa komiseri.
514 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 75; 1967 Sakarya İl Yıllığı, 222-227. 515 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 75; 1967 Sakarya İl Yıllığı, 222-227.
172
Borsaya üye olan meslek grupları ise; Zahireciler, bakkallar ve dericiler, uncular ve
fabrikatörler, patatesçiler, süpürgeciler, kozacılar ve kabzımallar, canlı hayvan
tacirlerinden oluşmaktadır. Borsaya kota edilen maddeler ve bu maddelerin gördükleri
işlem miktarları çeşitlilik arz etmektedir. Hububat ve mamulleri 200 kg’dan, bakliyat ve
mamulleri 100-140 kg’dan, Yağlı tohumlar 50-100 kg’dan, küspeler ve pirinç 100 kg’dan,
bitkisel yağlar 34 kg’dan, peynir zeytin soğan sarımsak patates gibi çeşitli temel gıda
maddeleri 50-170 kg’dan, Orman ürünleri 25 kg’dan, Tekstil hammaddeleri ve ipek 5-
100 kg’dan, hayvansal yünler 100 kg’dan, Kasaplık canlı hayvanlar 2-4 adetten, ham
deriler 25 kg’dan, sabun ve süpürge gibi çeşitli maddeler de 50-100 kg’dan değer
bulmakta idiler.
Borsaya dahil olan ürünlerden tahıllar ve bakliyat ürünlerinin kampanyaları bütün yıl
devam etmekle birlikte, ipek kozası sadece Temmuz ayında işlem görmekte idi. Alım
satımla, ürünün örneği görülerek ve aracı vasıtası ile artırma usulüne bağlı olarak
yapılmakta idi. Her maddenin satışı için ayrı saatler belirlenmiştir. Borsada işlem gören
ürünler çoğunlukla İstanbul’a pazarlanmaktadır. Adapazarı Ticaret Borsası’nın
kuruluşundan itibaren izleyen yıllardaki işlem hacmini şu şekilde kaydedilmiştir:
Yıllar Muamele Hacmi (Bin ton)
1958 23.803
1959 27.885
1960 51.986
1961 60.310
Adapazarı ticaret Borsası yeni kurulmasına rağmen, bu yıllarda bölgedeki zirai
faaliyetlere bağlı olarak hızla gelişmiş Adapazarı’na yakın olan il ve ilçeleri de etki alanı
içerisine almayı başarmıştır. Bu bölgelerden gelen çeşitli ürünler de Adapazarı’nda satışa
çıkarılarak fabrikalarda işlenmiştir. Borsa, Adapazarı’nın ve bölgenin önemli pazarı
olarak kabul edilmekte dolayısıyla borsadaki fiyatlar yakından takip edilmekte idi.
Sakarya’da ticaret konusunda atılan adımlardan biri de, 1955 yılında Sakarya Esnaflar
Birliği’nin” kurulması olmuştur. Vali Nazım Üner döneminde ve onun girişimi ile
kurulan birlik, farklı esnaf birliklerinin temsilcilerinin ve valinin katılımında bir kongre
173
düzenlemiştir. Yapılan gizli idare heyeti seçimi sonucunda cemiyetlerden 2’şer,
derneklerden 1’er kişi olmak seçilmiştir516.
2.4.5. Kooperatifler
Adapazarı-Sakarya’da kooperatifler ve ortaklıklar bölgenin ekonomik gelişimine ve ticari
hayatına bağlı olarak gelişme ve artış göstermiştir. Kurulan kooperatifler, ilin ekonomik
hareketliliği içerisinde önemli kuruluşlardır. Özellikle tarım ve yapı alanlarında yoğun bir
kooperatifleşme yaşandığı görülmüştür.
Öne çıkanlardan biri, 1946 yılında kurulmuş olan Tarım Kredi Kooperatifleridir, 973
ortaklıdır. Toprak mahsulleri yetiştiren ortaklarına bir yıl vadeli tarım kredisi ve kimyevi
gübre vermek amacıyla kurulmuş olan kooperatif, kredilerini Ziraat Bankası’ndan temin
etmektedir. Her ortağı, girdiği aidat oranına göre kredi kullanabilmektedir. 1950’lerin
başlarında mevcut olan kooperatifler şunlardır;
1.Koza Kooperatifi
2.Adapazarı Tarım Kredi Kooperatifi
3.Hanlı köy “ “
4. Sakarya “ “
5. Kazımpaşa “ “
6. Reşitbey “ “
7.Söğütlü “ “
8. Sapanca “ “
Köyün ve köylülerin kalkınması adına kooperatifçiliğin önemi büyüktür. Bu sebeple yerel
yönetimlerce kooperatifçilik anlayışı desteklenmiştir.
516 Yeni Ada Postası, 21 Şubat 1955, Sayı: 855; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 228-229.
174
Adapazarı Tarım Kredi Kooperatifi 1946 yılında, 973 ortakla kurulmuştur. Sapanca’daki
ise daha önce 1932 yılında 34 ortakla teşekkül etmiştir. Gerek üyelik gerekse örgütlenme
bakımından ildeki aktif kooperatiflerden birisidir 517.
Koza ve Pamuk Tarım Satış Kooperatifi ise, 1940 yılında kurulmuş olup, Bursa’daki
genel müdürlüğe bağlıdır. Kuruluş amaçları, üreticinin yetiştirdiği koza ve pamuğu
değerlendirmek, üreticiye vadeli tohum kredisi ve tohum vermektir. Kooperatif Ticaret
Bakanlığınca denetlenmekte, döner sermayesi Ziraat Bakanlığı’nca sağlanmaktadır.
Sakarya’daki üreticiye verilen koza tohumu, bu dönemde İtalya ve Japonya’dan ithal
edilmekte olup, üreticiden alınan kozalar ise kurutulduktan sonra İtalya, Japonya ve
Macaristan’a ihraç edilmektedir. Kooperatifin 1960’lı yıllarda, ortalama 6000 civarında
üyesi mevcuttur. Değerlendirdiği pamukların çoğu en iyi cinsin yetiştirildiği
Pamukova’dan temin edilmekte idi518.
Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Fındık Tarım Satış ve Kredi Kooperatifleri bu
dönemde faaliyette bulunan ve çok sayıda çiftçi üyesi bulunan önemli kooperatiflerdir.
Şeker ve fındık üreticilerinin mahsullerini güvence altına alarak uygun krediler
sağlamıştır. Çiftçiye verdiği bedeller genellikle memnuniyetle karşılandığı
görülmektedir519. Pancar ekicileri 1951 yılından itibaren kooperatif vasıtasıyla
örgütlenmişler, şeker fabrikasının kurulması için oluşturulacak sermayede bu örgütün
çiftçi üyelerinin birikimleri kaynak sağlamıştır. Üyelerin fabrikaya tek tek ortak olması
yerine bu kooperatif dolayısıyla birleşerek katılımları uygun bulunmuştur. Başlangıçta
Adapazarı Şeker Fabrikası T.A.Ş.’ın 10 milyon Türk lirası olan sermayesine 3 milyon lira
ile katılan kooperatif, Ziraat Bankası’nın 1,5 milyon liralık hissesini de satın alarak payını
artırmıştır520 .
Bu dönemde Sakarya’da ilin ticari yaşamında ağırlığı olan Esnaf Kefalet Kooperatifi;
ortakları esnaflardan oluşan ve 1958 yılında kurulan bir kooperatiftir, Başkanı bu
dönemde Nazmi Bayar’dır. Küçük esnaf ve sanatkarları kredi bakımından destekleyen
bu kooperatife gereken krediyi Halk Bankası sağlamaktadır. Çalışmaları halk tarafından
517 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6514. 518 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 228-229. 519 Demokrat Sakarya, 9 Eylül 1955, Sayı: 378. 520 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/126.72.7; Ada Postası, 17 Temmuz 1951, Sayı: 340; “Sakarya” Maddesi,
Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6513-6514.
175
memnuniyetle karşılanmıştır521. 600 bin lira maliyetle, 412 metrekarede 4 katlı iş hanı
inşa ettiren kooperatif, bu dönemde Türkiye’nin oturduğu binanın sahibi olan tek
kooperatifi olma özelliğini kazanmıştır. Esnaf Kefalet kooperatiflerinin Hendek, Akyazı,
Sapanca, Karasu, Geyve ve Kaynarca’da da şubeleri bulunmaktadır. 1960 yılı itibariyle
Sakarya’da aktif olarak çalışan 97 adet Esnaf Kooperatifi bulunmaktadır. Halk Bankası
tarafından bu kooperatiflere 25’er bin lira tesis kredisi sağlanmış ve tesislerini
genişletmelerine destek olunmuştur522. Ayrıca şehirde küçük esnaf için bir Esnaf
Hastanesi kurulması konusu gündeme gelmiş, kooperatif tarafından girişimde
bulunularak, halktan konu ile ilgili Halk Bankası’na yardımda bulunmaları istenmiştir523.
Köy Kalkınma ve Konut Kooperatiflerinin de il genelinde belirli seviyede etkinliği
bulunmaktadır. Sakarya’da özellikle sendikaların kurdukları yapı kooperatifleri faal
durumda olup, 1950’lerin başında kurulan Adapazarı Devlet Demiryolları Vagon
Atölyesi Müseccel İşçileri Mahdut Mesuliyetli Yapı Kooperatifi, Harb-İş, Maden-İş gibi
sendika işçilerinin oluşturduğu kooperatiflerin yanı sıra, Oto Sanayi ve Uniroyal Lastik
Fabrikası gibi işletmelerin sabit işçilerinin kurdukları da mevcut idi524 . Bunlardan birisi
de 1955 yılında kurulan Adapazarı İşçi Evleri Yapı Kooperatifidir525. 1955 yılında,
merkezi Polatlı olmak üzere, Sakarya Yapı Kooperatifi kurulmuş526, Adapazarı Esentepe
Evleri Yapı Kooperatifi de bu yıl faaliyete geçmiştir527 . Aynı amaçla, Adapazarı Şeker
fabrikası çalışanları adına Şeker Fabrikası Mensupları Şeker Evleri Yapı Kooperatifi
kuruluşu gerçekleşmiştir528.1956 yılında Sakarya Memurları İstihlak Kooperatifi ve Zirai
Donatım kurumu Ziraat aletleri ve Makinaları Müessesesi İşçileri Donatım Evleri Yapı
Kooperatifi Ortaklığı da aynı amaçla teşekkül etmişlerdir529. Bu kooperatiflere Emlak
Bankası tarafından belirli dönemlerde krediler tahsis edilmekte idi. Anlaşıldığı üzere
1950-60 döneminde Sakarya’da, özellikle ilin afetlerden zarar görmesi dolayısıyla
yeniden inşa ve yapılaşma süreci önem kazanmış, yapı kooperatiflerine olan ihtiyaç, çok
sayıda kooperatifin bu amaçla dayanışma içerisinde çalışmalar yürütmesini sağlamıştır.
521 Sakarya Gazetesi, 17 Eylül 1959, Sayı: 90. 522 Sakarya Gazetesi, 20 Mayıs 1960, Sayı: 298. 523 Sakarya Gazetesi, 24 Mayıs 1960, Sayı: 301; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6514. 524 Demokrat Sakarya, 13 Ekim 1956, Sayı: 715; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, s. 159. 525 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/140.63.14. 526 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.68.9. 527 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.86.19. 528 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.74.7. 529 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2-142.26.20.
176
2.5. Ormancılık ve Orman Ürünleri
Sakarya ormanları eski tarihlerden itibaren zengin çeşitliliği ve dokusuyla ün kazanmıştır.
Marmara Bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Sakarya İli, kuzey Anadolu orman kuşağı
içinde yer almaktadır. Doğu ve güneyden ili çevreleyen dağlarla platoların büyük bölümü,
deniz etkilerine maruz kalmıştır. Bu nedenle sık bir orman tabakası oluşmuştur. Evliya
Çelebi Seyahatnamesinde Sakarya bölgesindeki ormanlardan geçerken şu ifadelerle tasvir
etmiştir;
“Sakarya nehri boyunca “Ağaç Denizi” denilen ormanlardan geçtik, burası
bir ormandır ki, içinde şehir adamı olmayan nice garip kimseler kaybolup
vahşi canavarlara kısmet olmuştur. Defne, ardıç, çam, ıhlamur ağaçlarının
kokusundan insanın damağı kokulanır. Güneş içine asla etki yapmaz. Bu
ağaçlıklar içinde nice bir tahta biçecek bıçkı değirmenleri olup gemi
keresteleri keserler. Bu dağlar dört sancak sınırında olup gerçekten ağaç
denizidir. Etrafı ancak bir ayda dolaşılabilir530.
Osmanlı Devleti zamanında, Karamürsel Alp ilk deniz donanmasını kurduğu sırada
donanmanın ihtiyacı olan keresteyi Adapazarı-Karasu arasındaki ormanlardan sağlamış,
bu nedenle de bölgede bir kereste eminliği kurulmuştur. Bu ormanlardan kesilen
tomruklar Sakarya nehri vasıtasıyla Karadeniz’e çıkarılmaktaydı531.
Cumhuriyet döneminde Adapazarı ve Sakarya’da yeni yerleşim alanlarının açılması,
kaçak kesimler ve diğer bazı sebeplerden kaynaklı olarak orman varlığına zarar verilmesi
dolayısıyla, uzun vadede geçmiş yıllara göre azalma olduğu belirtilmelidir. 1950’li
yıllarda, orman varlığı bakımından çok geniş alanlara sahip olamamasına rağmen,
dağlarının yüksek kesimlerde çok çeşitli ağaçlardan oluşan ormanlık alanları mevcuttur.
Yüksek kesimlerde ibreli, etek kısımlarında yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar bazı
dönemlerde insandan kaynaklı sebeplerle tahrip edilmiş ve bozulmuşlarsa da ülkenin
genelindeki kaliteli koruluklar arasında yer almışlardır. Sakarya arazisi genellikle tarıma
elverişli olduğundan, Toprakların %47,1’ini ekili-dikili alanlar, %45,5’ini ormanlık-
fundalık alanlar kaplamaktadır. Bu oranlar Türkiye ortalamalarının üstündedir.
530 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, 1982: Ankara, s. 43. 531 Balcıoğlu, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine”; s.8.
177
Sakarya’daki orman alanları, 196.254 hektar, fundalık alanı ise 22.700 hektar, toplam
219.000 hektarlık alana yayılmıştır. İl ormanlarının %43,6’sı normal koru, %19,7’si
bozuk koru, %19,1’i normal baltalık ve %17,6’sı bozuk baltalık türündendir. Ormanların,
yetişme ortamlarının etkisine bağlı olarak (hava, su ve toprak konusunda elverişli olması
sebebiyle) bölgede ülke genelinden daha iyi durumda oldukları söylenebilir. Ormanlar
içerisinde en çok kayın ağacı yetişmektedir 532. Korularda kızılçam, karaçam, sarıçam
çeşitleri ve köknar gibi ibreli ağaçlarla, kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, kestane, dişbudak
ve çınar türünden yapraklı ağaçlar yetişmektedir. İldeki baltalık ormanlarını oluşturan
ağaçlar ise; meşe, kayın, gürgen ve kestanedir. Ayrıca yamaçlık kesimlerde ve ova
tabanlarına yakın etek bölgelerinde makiler yer almaktadır533. Türkiye’de toplu halde
1500 hektar olan Dişbudak ormanı, yalnız Sakarya’da bulunmakta ve özellikle Hendek’te
Süleymaniye ormanı ismiyle anılmaktadır534.
1950 yılı başlarında Adapazarı ilçesi sınırları içerisinde ormanlık alan 20.000 hektar,
bunun 10.000 hektarı baltalık, 10.000 hektarı ise koruluktur. İlçede üç bölge şefliği
bulunmaktadır. Bunlar; Sakarya, Kayalar ve Sapanca’dadır535. Sakarya ve İzmit il
sınırlarını kapsayan Adapazarı 18.mıntıka Orman Başmüdürlüğü ise 1958 yılında
kurulmuştur. Başmüdürlüğün Sakarya ilini içine alan kısmına, Adapazarı, Akyazı,
Hendek, Karasu ve Geyve olmak üzere 5 Orman İşletmesi ve bu işletmeler içinde 22
bölgesi 90 bölüm muhafaza memurluğu, 1 fidanlık ve 6 motorlu ekip şefliği
bulunmaktadır. Başmüdürlük yüksek orman mühendisi ve teknik elemanlar tarafından
işlemektedir. Başmüdürlüğün Sakarya ili içerisinde sahip olduğu birimler şunlardır; idare
binası, hizmet evi, muhafaza memuru evi, tavla, garaj ve yangın kulübeleri. Devlet
Orman İşletmesi ve Döner Sermayesi Yönetmeliğinin 1. Maddesinde Orman
işletmelerinin amaç ve görevleri şu şekilde sıralanmaktadır:
“Yurt ormanlarını imar etmek, korumak, amenejman planlarına ve iktisadi
icaplara göre teknik usullerle ve devamlı bir şekilde işletmek, her çeşit kesme,
taşıma, biçme, alım ve satım işlerini yapmak, artıkları değerlendirmek ve
değerlendirilmesi mümkün olamayanları temizlemek, orman içi
532 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.18. 533 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475, 6484. 534 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 207. 535 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 59.
178
ağaçlandırmaları yapmak ve bu amaçla muvakkat fidanlıklar kurmak, işletme
işleri ile ilgili tesisat, inşaat yapmak, her çeşit propaganda ve neşriyatta
bulunmak, inşaat makineleri ve taşıt araçları temin etmek ve her çeşit bakım
ve onarım işlerini yapmak ve özel kanun ve tüzüklerle verilen diğer görevleri
ve ormana ilişkin bütün işlem ve hizmetleri görmek ve başarmaktır”536. Bu
yönetmeliğe bağlı olarak, işletmeler tarafından, ormanların kalitesini
yükseltmek, ıslah etmek amacıyla çalışmalar yürütülmüş, usulsüz kesim,
otlatma, yangın gibi durumlarla ilgili tedbirler alınmıştır.
Tablo 32: Sakarya’da Orman Ürünleri Üretimi
1954 1955 1956 1957
Odun (ton) 2.395 84.790 84.667 1.647
Kereste (m3) 4.016 2.451 1.163 480
Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.
Sakarya, kereste sanayii ve ticaretinin öteden beri var olduğu bir bölgedir. Orman
mahsulleri arasında kerestecilik oldukça önemli yer tutmaktadır. Bu sebeple Sakarya’da
ormancılık da canlı bir ekonomik etkinlik alanı olarak karşımıza çıkar. İl ormanlarının
ağaç kaynaklarının mobilya imalatında kullanılacak olan kerestenin, İstanbul ve Ankara
pazarlarını destekleyecek bir üretim oranına sahip olduğu anlaşılmıştır. Korularda belirli
çapın üzerine çıkmış, yakacak olarak değerlendirilebilir durumda kabuklu gövde hacmi
(ağaç serveti) 16 milyon metreküp, baltalıklarda yakacak olarak kullanılabilen kabuklu
gövde hacmi ise 3 milyon 300 bin sterin olarak kaydedilmiştir. Her yıl korulardan 294.000
metreküp, baltalıklardan da 236.000 ster yakacak odun temin edilebilmektedir.
Başmüdürlük tarafından orman köylüsüne her yıl ortalama 5-6 bin metreküp yapacak,
200 bin ster yakacak ihtiyaç verilmekte, ayrıca her sene ortalama 6 milyon liralık bir
üretim ve taşıma ücreti ödenmektedir. Bu ise orman içi köyler için kıymetli bir yan gelir
olarak görülmektedir. Her çeşit ihtiyacı karşılayabilecek potansiyele sahip olan il
ormanları, SEKA ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin de taleplerini karşılamaktadır.
Ayrıca, Adapazarı merkez ve ilçelerinde hammaddesi ağaç olan fabrika, atölye ve
imalathane sayısı da aynı oranda artmıştır537. 1953-54 yılları arasında bazı dönemlerde,
Adapazarı ve çevresinde odun sıkıntısı baş göstermiş, dönemin basınında bu konuda
536 Eröz- Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 24-25; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 205. 537 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 206-208.
179
haberlere yer verilmiştir. Durumun ciddiyeti şu cümlelerle ifade edilmiştir; “yakacak
odun bulamayan halk, bahçe çitlerini yakıyor”. Eleştirilen konulardan biri de şehirde
yakacak odun kıtlığı yaşanırken İstanbul’a odun sevkiyatının devam etmesi olmuştur538.
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğü tarafından çeşitli ağaçlardan sanayilik
odun, kereste, espit, parmak, yaba ve odun kömürü olmak üzere satışa çıkarılmakta idi539.
Bu satışlarla işletme kar elde ederek, çalışmalarının maliyetini de karşılamaktaydı.
1960’lı yıllarda korulardan yılda 70.000 tomruk, maden direği ve elektrik teli direği
üretilmiştir.
İlin İstanbul’a yakınlığı sebebiyle, yakacak odun ihtiyacının giderilmesi için odun
üretiminin sürekli artırılmasına sebep olmuştur. Bu durum ise baltalıklar için olumsuz bir
durum oluşturmuştur540. Sakarya ormanlarındaki ağaç sayısındaki azalmayla bu konuyu
ilişkilendirebilmekteyiz.
Sakarya korularındaki büyüme hızı genel yurt ortalamasının üzerindedir, ancak orman
alanlarının tahrip edilmesi ve ormanların halk tarafından, fındıklık ve mısır tarlası
yapılmak için tahrip edilmesi gibi olaylar kayıtlarda yer almaktadır541. Bunlarla mücadele
etmek amacıyla bir takım caydırıcı tedbirler alınması gerekmiştir. Sakarya’da
ağaçlandırma çalışmaları ağırlık kazanmış, orman içi ve orman dışı alanlarda çalışmalar
başlatılmıştır. 1938 yılından 1970’li yıllara kadar Kocaeli ve Sakarya illerinde toplam
13.205 hektar alan ormanlaştırılmıştır. Ağaçlandırmada kullanılan fidanlar çoğunlukla bu
amaçla kurulacak olan 8 milyon fidan kapasiteli Hendek Orman Fidanlığından (1965)
temin edilmiştir542.
Demokrat Parti döneminde, hükümet tarafından ele alınmak istenen “Akova Planı” ile;
Sakarya nehrinin membaını açmak, tarak makineleri yerleştirmek, Mudurnu, Çark,
Sakarya sularının daimî mecralarını düzenlemek üzere 80.000-100.000 dönüm bir araziyi
sudan kurtarmak ve Sakarya nehrinden Adapazarı’na kadar kayıklar ve deniz araçları ile
taşımacılık yapılması planını kapsamaktadır. Planın gerçekleştirilmesi oldukça maliyetli
538 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1954, Sayı: 652.
*1 ster: 0,750 metreküptür. 539 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1952, Sayı: 38. 540 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6470. 541 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.142. 542 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6485.
180
(50-60 milyon Türk lirası) olduğundan, ertelenmiştir543. Akova Planı’nın hayata
geçirilmesi halinde tarım üretiminin iki katına yükselmesi dışında, Karadeniz kıyılarından
bu bölgeye artarak devam eden göçler sebebiyle tahrip edilmekte olan ormanların da
kurtarılacağı düşünülmüştür544. Osmanlı Devleti döneminden beri bahsi geçen bu kanal
projesi, cumhuriyet döneminde de geri bırakılmış ve uygulamaya koyulmamıştır.
Sakarya’daki orman varlığı yıllar içerisinde insan kaynaklı ihmaller ve yangın gibi afetler
dolayısıyla tarihteki zengin yapısını nispeten koruyamamıştır. Dönemsel olarak
bölgedeki ormanlar gelişi güzel kesilmiş olup, orman civarındaki köylülerin ihmal ve
kabahatleri dolayısıyla, orman davaları her dönem mevzu bahis olmuştur545. Bu sebeple
Orman Koruma Müdürlüğü’nün çalışma ve tedbirleri orman varlığının korunması
konusunda önem arz etmiştir.
2.6. İktisat İle İlgili Resmi Kurum ve Kuruluşlar
Bu başlık altında, Adapazarı-Sakarya’da ekonomik hayatta faaliyet gösteren ve ekonomik
kalkınmayı destekleyen unsurlardan öne çıkanlar incelenmiştir.
2.6.1. Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü
1950’li yıllardan itibaren, gelişen sanayi ve ticaret faaliyetler ile birlikte, Sakarya’da
istihdam edilen işçi ve işverenlerin de sayısı artış göstermiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu
henüz teşekkül etmediği ve İşçi Sigortaları Kanunu ele aldığımız dönemde, 102’den fazla
eleman çalıştıran iş yerlerini kapsadığı için, çalışma hayatını düzenleyen kurum olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Önceleri Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinin işçi ve işveren ilişkilerini düzenlemek, iş
sağlığı ve güvenliğini uygulatmak, işçilerin çalışma refahını sağlayarak, her türlü çalışma
hak ve menfaatlerini koruyup geliştirmek gibi temel görevleri üstlenen kurum Kocaeli
Bölge Çalışma Müdürlüğü olmuştur. 1953 yılında Kocaeli Çalışma Müdürlüğü görevini
543 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 36; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3.
Bölge Nüshası, s.143. 544 Aydar, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, s.24. 545 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32.
181
yürüten Mehmet Mümtaz Karaca’dır546. Aynı dönemde, çalışma müdürlüğüne bağlı
denetimleri yürüten Fehmi Bora İş Müfettişi unvanıyla görev yapmaktadır547.
1954 yılından itibaren Sakarya İli kurulduktan sonra, kendi çalışma müdürlüğüne
bağlanmış, Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne de Mustafa Atak tayin edilerek göreve
başlamıştır548. Görevine 1961 yılına kadar devam edecektir. 1961 yılında yerine M.
Malkoç Çataloğlu tayin edilecektir549.
Sakarya’da kamu ve özel kesime bağlı iş yerlerinde özellikle fabrikalarda giderek artan
işçi potansiyeli, beraberinde çalışma ve ücret adaletinin sağlanması ve çalışanlar ve iş
yerleri üzerinde gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlama sorumluluğunu da
doğurmuştur. Bu anlamda, devletin işverenler ve iş yerleri üzerindeki teftiş mekanizması
Çalışma Müdürlüğü müfettişleri vasıtasıyla işlemektedir. Yapılan teftişler yoluyla,
işçilerin dilek ve şikayetleri öğrenilmiş, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve haklarının
korunması için gerekli çalışmalar yapılmıştır. Yıllar içerisinde sanayi kollarının ve ağır
sanayinin gelişmesi, dolayısıyla müdürlüğün denetim yetkilerini ve alanını da artırmıştır.
2.6.2. İş ve İşçi Bulma Kurumu
İş ve İşçi Bulma Kurumu, öncelikle Kocaeli vilâyeti içinde İzmit’te 1951 yılının Ekim
ayında İstanbul Şube Müdürlüğü’ne bağlı bir ajanlık olarak kurulmuştur. 1953 yılından
1957 yılının sonuna kadar Sakarya İş ve İşçi bulma Kurumu Ajanlığına bağlı bir Büro
olarak faaliyetini sürdürmüştür. 1958 yılının Ocak ayından itibaren ise Sakarya
Ajanlığından ayrılarak müstakil bir ajanlık şeklinde çalışmalarına devam etmiştir.
Kurum, Kocaeli bölgesindeki resmi ve özel işyerlerine işçi temin etmiş, iş başvurusunda
bulunan 15.000 vatandaşın 10.587’sini uygun işlere yerleştirmiştir. Kurum alacağı
işçileri, çalıştıracağı statülere göre seçmiş, bunun için yerel basın vasıtasıyla şehir
gazetelerinden ve belediye hoparlörlerinden ücretsiz olarak halka ilanlarda bulunmuştur.
Özellikle, bölgedeki büyük ve orta ölçekli fabrika ve işletmelerle işbirliği içerisinde
olarak, pek çok işverenin de ihtiyacını karşılamıştır. Sorumluluk alanında bulunan
işçilerin ve iş yerlerinin taleplerini öğrenmek ve cevaplamak amacıyla, her ay İş ve İşçi
546 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/239.24.14. 547 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/264.8.15. 548 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/276.16.14. 549 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/288.33.10.
182
Bulma Kurumu İstanbul Şube Müdürlüğü’nden gelen yetkililerle görüşmeler yapılmakta,
gönderilen bir araç ile bu istekler yerinde 5 gün süreyle incelenmektedir. Kurum, 3457
sayılı kanun gereğince bölgedeki resmi kurumlarda işçi kursları ve seminerleri
düzenleyerek bunların çalışmalarını denetlemiştir550. Bu vesile ile işçi eğitimi konusunda
da başarılı hizmetler sunmuştur.
Kurum işçi ve işverenler arasında aracılık görevi yapmakta olduğundan, kuruma başvuran
kişilerin işe yerleştirilebilmeleri için belirli şartları yerine getirmeleri beklenmektedir.
Kurumun çalışma şekli ve şartları şöyledir;
1. Başvurularda doğru ve tam adres verilmesi,
2. Başvuran kişilerin kuruma ayda bir kez gelerek ya da mektup yoluyla halen iş
aramakta olduklarını belirtmeleri,
3. Kurumdan kendilerine gönderilen davet mektubunu aldıktan hemen sonra nüfus
cüzdanları ile kuruma gelmeleri,
4. Gelemeyecek mazereti olanların ya da iş bulanların bu durumu kuruma haber
vermeleri,
5. Kuruma kaydolup başvuran her işçinin kurumda en don çalıştığı yerden itibaren
tüm çalışma geçmişinin kayıt altında tutulması şartları bulunmaktadır. Bu
kurallara ve işlere uygun olmadığı anlaşılan işçilerin işten çıkarılacağı
belirtilmektedir551.
1954-55 yılları arasında, Adapazarı İş ve İşçi bulma Kurumu Adapazarı Ajanlığından
verilen ilanlarda, şehirdeki mevcut iş imkanları ve koşulları genellikle şu şekilde
belirtilmiştir; Ortaokul ve üstü dereceden mezun olmak şartıyla, otellerde çalışacak kadın,
ev işleri yapacak kadın ve kızlar, aşçılık yapacak erkek ve kadınlar, tezgahtar erkekler,
yorgancılar, tornacılar, mobilyacılar, oto motoru çırakları, şekerci ve pastacı çırakları ve
kalfalar aranmaktadır552. Kriterlerden ve ilanlardan anlaşıldığına göre kurum,
Sakarya’daki ev kızları ve bayanların çalışma hayatına katılması ve meslek edinmeleri
konusunda hassasiyet göstermiş, bayan eleman istihdam etmeye yönelik ilanlar
hazırlamıştır.
550 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.195. 551 Yeni Ada Postası, 15 Şubat 1955, Sayı: 850. 552 Yeni Ada Postası, 21 Ocak 1955, Sayı: 829.
183
İş ve İşçi bulma Kurumu Sakarya Ajanlığının 1954 yılındaki faaliyetleri incelendiğinde;
yıl içerisinde 5010 sanatkâr ve gayri sanatkarın başvurusu alınmıştır. Bunların 4389’u
çeşitli sanat ve meslek kollarından işverenler tarafından kabul edilerek, boş pozisyonlara
yerleştirilmişlerdir553. Kurumun hizmetleri ücretsiz olup, işsizlikle mücadele konusunda
ve iş gücü kalitesinin artırılması konusunda hızla gelişmekte olan Sakarya ilinin
ekonomisine katkısı büyüktür.
2.7. Bankalar
Türkiye ekonomik kalkınması bakımından önemli bir oluşum olarak kabul edilen milli
bankaların kurulması, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren üzerinde durulan konulardan
biri olmuştur.
Adapazarı-Sakarya’da, bankacılık hizmetlerinin varlığı eski tarihlerden itibaren
karşımıza çıkmaktadır. Yurt genelinde olduğu gibi, özellikle Adapazarı merkezinde tarım
ve ticaretin gelişme göstermesi sonucunda, 1908 yılından sonra bankacılık faaliyetlerinde
de artış yaşanmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş sürecinde ve ilk Cumhuriyet
hükümetleri döneminde devletçilik ilkesi çerçevesinde, gerekli desteği alan bankacılık
sektörü, sonraki yıllarda bu destek azalmasına rağmen gelişmeye devam etmiştir. Savaşı
izleyen yıllarda (1946-) Türkiye’de özel girişimin öncülüğünde banka kurma çabaları hız
kazanmış, büyük bankaların çoğu bu yıllar sonrasında kurulmuştur554
Adapazarı’nda 1950’lerde faaliyet gösteren başlıca bankalar Emniyet, Ziraat, Türk ticaret
ve İş Bankasıdır. Adapazarı ülke genelinde ilk yerel bankacılığın kurulduğu bölge olarak,
faaliyet gösteren iki temel yerel banka mevcuttur. Bunlar; 1913 yılında kurulan Adapazarı
İslam Bankası ve 1919 yılında kurulan Adapazarı Emniyet Bankalarıdır. Adapazarı İslam
Bankası ilerleyen yıllar içerisinde büyüyerek milli bir banka haline dönüşmüştür. Yeni
ismi Türk Ticaret Bankası olmuştur. Adapazarı Emniyet Bankası ise Uzunçarşı’daki
Bankalar Caddesinde numara 28-30’da kurulmuş, zarar eden bankalar arasında yer almış,
kısa süre sonra milli banka statüsüne ulaşamadan kapanmıştır555.
553 Yeni Ada Postası, 15 Şubat 1955, Sayı: 850. 554 Yakup Kepenek, Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2011, s. 99. 555 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/117.61.15; 30.18.1.2/139.54.9; Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası,
s. 72; Münir Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, Sosyoloji Konferansları Dergisi,
XI (1970), s. 72.
184
İlde 1950-1960 yılları arasında, yerel bankaların dışında pek çok milli bankanın da
şubeleri açılmış, ekonomik gelişmeye bağlı olarak bankaların şube sayıları da artış
göstermiştir. 1962 yılına gelindiğinde ilin Kaynarca dışındaki tüm ilçelerinde milli
bankalara ait şubeler açılmıştır. 11 tanesi merkez ilçe Adapazarı’nda olmak üzere, toplam
18 adet banka şubesi bulunmaktadır556. 1958 yılında Sakarya Akbank müdürü tarafından
Bankacılar Kulübü kurulması kararlaştırılmış557, böylece ildeki bankacıların bir araya
gelerek fikir teatisinde bulunmaları sağlanmıştır.
1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda ve kazalarında kuruluş tarihlerine göre faaliyet
gösteren bankaların isimleri ve sermayeleri şöyledir558;
Banka Kuruluş Tarihi Sermayesi
T.C Ticaret Bankası A.Ş. 1909 500.000
T.C Ziraat Bankası 1889 500.000
Adapazarı Emniyet Bankası T.A.Ş. 1919 600.000
T.C İş Bankası A.Ş. 1948 500.000
Şekerbank T.A.Ş. 1952 500.000
Vakıflar Bankası T.A.O. 1954 500.000
Akbank T.A.Ş. 1954 500.000
T.C Emlak Kredi Bankası A.O. 1957 500.000
T.C Halk Bankası A.Ş. 1957 500.000
T.C Ticaret Bankası A.Ş. 1959 500.000
(Yenicami şubesi) 1959 10.000
Kazalardaki Banka Şubeleri:
Akyazı Geyve Hendek Karasu
556 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6494. 557 Demokrat Sakarya, 30 Mayıs 1958, Sayı: 126. 558 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 230; Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, s. 69-70.
185
T.C Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası
Sümerbank T.A.Ş. T.C. İş Bankası
Şekerbank T.A.Ş.
Sapanca Kaynarca
T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası
Pek çok ulusal bankanın Sakarya’da şube açması, ilin bu dönemde giderek büyüyen bir
ekonomik ve ticari yapıya ve biriken bir sermayeye sahip olduğu için, bankaların bölgeyle
yakından ilgilendiklerini ortaya koymaktadır.
2.7.1. Adapazarı İslam Ticaret Bankası (Türk Ticaret Bankası)
Türkiye’nin ilk özel bankası sıfatına sahip olan Adapazarı İslam Ticaret Bankası, 13 Ocak
1913 tarihinde kurulmuş olan ve 9 Mart 1913 tarihinde çalışmalarına başlayan ilk yerel
bankadır. Kurucuları yerli eşraftan ve tüccarlardan oluşmaktadır559.
13 milyon 629 bin 63 Osmanlı Lirası sermaye ile kurulmuş olan bankanın hisse senetleri
1.472 kuruştan satılmıştır. Banka; 1. Dünya Savaşının yıkıcı etkilerine rağmen,
sermayesini ve mevduat miktarını büyük oranda artırmıştır. 1919 yılına kadar hisseli
komandit şirket olarak çalışan banka, bu tarihten sonra halkında katılımını sağlayabilmek
amacıyla 5 Ağustos 1915 tarihinde anonim şirkete dönüşmüştür. Böylece bankanın 100
bin Osmanlı lirasına yükselen sermayesinin 20 bin liralık hisse senetleri kısmı halka
satılmıştır. Aynı zamanda, bankanın ismi de değiştirilerek Adapazarı İslam Ticaret
Bankası Anonim Şirketi’ne dönüşmüştür. 1920 yılı başlarında Adapazarı çevresinin
düşman işgaline uğraması ve Milli Mücadelenin olağanüstü şartları sebebiyle çalışanları
askere alınmış, yöneticileri il dışına taşınmış olan bankanın faaliyetleri büyük oranda
olumsuz etkilenmişse de, Adapazarı’nın kurtuluşundan sonra çalışmalarına aynı hızla
559 Kurucuları: Hacı Adembeyzade İbrahim Bey (Belediye Başkanı), Sipahizade Hamid Bey (İpek ve Koza
Tüccarı), Numanbeyzade Hacı numan Bey (zahire ve su tüccarı), Seyyid Ahmet Efendi (Eski naip), Hacı
Ali Fevzizade Hacı Rıza Efendi, Diyarbekirlizade İbrahim Efendi (zahire tüccarı), Şumnulu Hacı Mehmet
Hilmi Efendi (toptan bakkaliye), Seyyid El Hac Ahmet Nazmi Efendi, Hacı Selimbeyzade Ethem Efendi
(zahire ve su tüccarı), Hacı Hafızzade Mehmet Ziyaiddin Efendi (manifaturacı), Hasanzade Mustafa Nuri
Efendi (manifaturacı), Hafızağazade Bekir Efendi (emlak ve otel işletmecisi), Ethem Ustazade İsmail Hakkı
Efendi (komisyonculuk ve yumurta tüccarı), Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam
Ticaret Bankası”, s. 942-943.
186
devam etmiştir. Cumhuriyet döneminde bankanın ismi; 15 Mayıs 1924 tarihinde alınan
bir kararla, Adapazarı İslam Ticaret Bankası Türk Anonim Şirketi’ne, daha sonra 29 Mart
1928 tarihinde ise Adapazarı Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi’ne dönüştürülmüştür,
sermayesi de 1 milyon Türk lirasına yükseltilmiştir. 1929 dünya ekonomik buhranından
büyük ölçüde etkilenmeyen bankanın, 1934 yılında sermayesi artırılarak 1 milyon liralık
kısmı Maliye Bakanlığı ve diğer devlet bankaları tarafından satın alınmıştır. Aynı yıl,
bankanın merkezi Adapazarı’ndan Ankara’ya taşınmış, 31 Mart 1937 tarihinde ismi Türk
Ticaret Bankası Anonim Şirketi’ne çevrilmiş, 30 Mart 1952’de ise bankanın merkezi
İstanbul’a nakledilmiştir. 1948 yılında sermayesi 4,5 milyon lira olan560 ve 1950 yılında
12 olan şubeye sahip olan Türk Ticaret Bankası 40. yaşını kutladığı 1954 senesinde,
sermayesini 11 milyon Türk lirasına çıkarmış, bu sürede 73 milyon lira mevduat
toplamıştır. Bankanın bu dönemde 16 şube ve 13 ajansı mevcuttur. 1960 yılında ise
toplam 92 adet şubesi faaliyet göstermektedir 561.
Adapazarı ile birlikte İzmit, Ankara, İstanbul, İzmir ve Eskişehir gibi pek çok il ve
kasabalardaki ticaret erbabına faydalı hizmetlerde bulunmuş olan banka, birkaç kasabanın
elektrik ve su işlerinin yürütülmesine destek vererek, tesisatın yapılmasını
hızlandırmıştır. Hissedarlarının çoğunluğu Bulgar asıllı olan bir sigorta şirketini (Güven
Sigorta Şirketi) hisselerini satın alarak millileştirmiş ve Adapazarı’ndaki fabrikaların atıl
duruma düşmesini engellemiştir562. Kurucularının büyük oranda tüccar olması, ilin
ekonomik hareketliliği ve güven verici çalışmaları dolayısıyla bankanın, dönemin savaş
ve ekonomik kriz gibi zor şartlarına rağmen Adapazarı’nda uzun süre aktif bulunduğunu
ifade etmek mümkündür.
2.7.2. Türkiye İş Bankası
M. Kemal Atatürk’ün milli sermayeli bankalar kurma yolunda attığı adımlar sonucunda,
Cumhuriyetin ilk yıllarında, İtibar-ı Milli bankası hükümetin teşebbüsü ve emri ile Celal
Bayar’a kurdurulan İş Bankası’na dönüştürülmüştür. Diğer bankaların illerde teşekkülü
de bu bankanın akabinde devam etmişti.
560 Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, s. 75-77; Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve
Coğrafyası, s. 72. 561 Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, s. 956-957; Adapazarı
Akşam Haberleri, 12 Mart 1954, Sayı: 691. 562 Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 44.
187
İş Bankası 25 Ekim 1948 tarihinde Adapazarı’nda anonim olarak kurulmuştur563.
Kurulduğu dönem itibariyle sermayesi sürekli büyümekte olan bankalardan olduğu
anlaşılmaktadır. Yıllar içerisinde yüzbinlerle ifade edilen banka mevduatı ve küçük
tasarruf hesapları toplamı, yüzlerce milyon liraya erişen bankanın her ilde şubesi açılmış,
halkın tasarruf ve yatırım imkanı bu sayede desteklenmiştir564.
2.7.3. Ziraat Bankası
Köylüyü kalkındırma yolunda atılan adımlar arasında krediler önemli bir yer tutmaktaydı.
Demokrat Parti iktidarında, Ziraat Bankası bu konuda en aktif bankalardan biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Genel Müdürü Mithat Dülge zamanında, 1950 yılının ortalarından
itibaren dinamik bir kredi politikası ile bankanın milli ekonomi adına verdiği hizmetlerin
hacmi artmıştır. Bankanın 1949 yılı bilançosu, mevduat ve cari hesaplar toplamı 326
milyon Türk lirası iken, 1956 yılı sonunda %289 oranında artış ile 1 milyar 270 milyon
Türk lirasına yükselmiştir. Bu artış banka tarafından izlenen istikrarlı politikanın ve
halkın gösterdiği ilginin neticesinden kaynaklı bir başarı olarak değerlendirilebilir.
Bankanın kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarının odak noktasını zirai kredi teşkil
etmiştir. Zirai kredi kullanımının bu dönemde kaydettiği gelişme doğal olarak ziraata
bağlı milli ekonominin de gelişmesini sağlamıştır. Dönemler arasında bir değerlendirme
yapıldığında, 1949 yılı sonlarında 337 milyon Türk lirası olan toplam ziraat kredisi
miktarı, 1950 yılında 412 milyon liraya yükselmiş, 1951 yılı sonunda 646 milyon, 1956
yılında ise toplam 1 milyar 887,9 milyon Türk lirasını bulmuştur. 1956 yılı sonunda bu
kredi miktarının 829,9 milyon Türk lirası tek başına Ziraat Bankası tarafından
sağlanmıştır. Kredileri kullanım amaçlarına göre tasnif edildiğinde; 498,8 milyon liranın
Çevirme, 58,6 milyon liranın Donatma, 51,2 milyon liranın Verimlendirme ve
İyileştirme, 56,3 milyon liranın Tesis ve Edindirme ihtiyaçları için dağıtılmış olduğunu,
Ziraat Makineleriyle Teçhiz kredisinin 163 milyon liraya yükseldiği görülmektedir. Bu
durum, köylünün genel olarak tarım alanındaki ihtiyaçları için kredi kullandığını, zirai
harcamaların kredi yoluyla giderildiğini göstermektedir. Banka, zirai üretimde arz ettiği
önem ve talebi baz alarak, çiftçilere çeşitli mahsuller için krediler açmıştır. 1956 yılında
1 milyar 887,8 milyon Türk lirası kredinin 400 milyon lirası tarla mahsulleri, 22,2 milyon
563 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67. 564 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s.72.
188
lirası ağaç ve bahçe mahsulleri, 27,8 milyon lirası sürü sahiplerine hayvan yetiştirilmesi
ve üretilmesi için dağıtılmıştır565. Kalan miktar ise diğer mahsuller için verilmiş, Ülke
ekonomisi adına, gelişme vadeden mahsulleri daha geniş alanlarda üretmek için çiftçiye
uygun krediler tahsis edilmiştir.
Bu dönemde bankalardan dağıtılan kredilerin köylere göre oranı hakkında bir
değerlendirme yapılırsa, 1950 yılında Adapazarı köyleri ortalama 50 hane olarak kabul
edildiğinde, her köye 10 bin Türk lirası, hane başına 200 Türk lirası zirai kredi verilmekte
idi. DP döneminde köy kalkındırma politikasına bağlı olarak zirai kredilerin arttırılması
sağlanmıştır. 1954 yılında, her köye düşen kredi miktarı 25 bin Türk lirasından fazladır.
4 senede 16 binlik bir artış söz konusudur. Her haneye düşen kredi miktarında ise 320
Türk lirası artış olmuştur.566. Banka Müdürü Namık Soysal, köyleri gezerek bankanın
kredileri ve kooperatifçilik hakkında bilgiler vermiş, 1955 yılı yazında Sapanca
ilçesindeki meyve ağaçlarının sistemli bir şekilde ve periyodik aralıklarla haşerelere karşı
ilaçlanmasını sağlamıştır567. Adapazarı Ziraat Bankası bu çalışmalarda öncü görevi
üstlenmiş, şehrin Ziraat Bankası müdürü Namık Soysal’ın bu konudaki çalışmaları taktir
kazanmıştır. 1958 Eylül ayında, Ziraat Bankası Sapanca şubesi merkez Adapazarı’na
bağlı olarak kurulmuştur568.
Ziraat Bankasının bilançosu da iştirakler konusunda yıldan yıla artış göstermiştir.
İştiraklerdeki amaç; hızla gelişen ziraat faaliyetlerinin ihtiyaçlarını gidermek ve ziraatın
fenni metotlarla yapılmasını sağlamak için mali kaynakları bu konuda kullanmaktır. Bu
sebeple, sınai faaliyetlerin kurulmasına ön ayak olduğu gibi birçoğunun da sermayelerine
ortak olmuştur. Bunlar arasında; Azotlu Gübre Sanayii, Süperfosfatlı Gübre Sanayii,
Minnea Polis-Minnele ile ortak kurduğu Türk Traktör ve Ziraat Aletleri T.A.Ş. yer
almaktadır. Ülkemizi, ziraai hammadde üretiminin aynı zamanda ülke içinde işlendiği bir
yapıya kavuşturmak amacıyla birçok tesisle ve şirketle iştirak halinde olmuştur. Koyun
ve tiftik yetiştirmek amacıyla kurulmuş olan Türkiye Yapağı ve Tiftik T.A.Ş., kauçuk
ürünlerini yerli kaynaklardan temin edip işlemek amacıyla kurulan Kauçuk Sanayii
T.A.Ş., yerli hayvancılığın gelişmesi ve veriminin arttırılması için kurulan Yem
565 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 179. 566 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Mart 1954, Sayı: 688. 567 Demokrat Sakarya, 2 Temmuz 1955, Sayı: 322. 568 Yeni Ada Postası, 30 Eylül 1958, Sayı: 1951.
189
Endüstrisi T.A.Ş., makineleşme ile hız kazanan zirai faaliyetlerin ihtiyaç duyduğu sulama
tesislerinin imalat ve ticaretiyle uğraşan Sulama Boruları, Aletleri ve Tesisleri İmal ve
Satış T.A.Ş., gıda ve ihtiyaç maddelerini uygun koşullarda üreticiden alarak tüketiciye
sunmayı amaçlayan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T.A.Ş. (GİMA ) gibi bir çok tesis ile iştirak
içinde olmuştur.
Köylünün makineli ziraata uygun şekilde işletme binalarına ihtiyacı söz konusu
olduğundan, Ziraat Bankası tarafından yapılan incelemeler sonrasında ülke genelinde,
deprem, sel ve yangın gibi felaketlere maruz kalan bölgelerde uygun, sıhhi mesken ve
işletme binalarının inşa edilmesi konusunda başarılı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu
sayede, çiftçilikle meşgul olan köylünün toprağına ve köyüne daha fazla bağlanacağı
umulmuştur. Banka bu alanda açtığı krediyi, zirai kredinin bir parçası olarak
değerlendirmiş ve “sıhhi köy evleri ve işletme binaları tesis ve inşası” ismiyle bir fon
ayırmıştır. Çeşitli illerde Kooperatiflerin kurulmasına destek olan banka, muhtelif
tiplerde evlerin, ihtiyaca ve bölgenin iklim şartlarına bağlı olarak depoların, ahırların ve
işletme binalarının yapılmasını teşvik etmiştir. Tamir etme ve bakım konusunda da
ihtiyaç duyulan krediyi halka sunmuştur569.
2.7.4. Diğer Bankalar
1950-1960 döneminde Sakarya’da pek çok ulusal bankanın şube açtığı anlaşılmaktadır.
Ancak bu bankaların ildeki şubeleri, bahsedilen dönemde kendilerine ait yerel çalışmaları
kaydetmedikleri ve sermayelerini açıklama yoluna gitmediklerinden, çalışmaları
konusunda kısıtlı bilgilere sahip bulunmaktayız.
Halk Bankası; Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi’nin Adapazarı’nda bir şube açması
için gerekli izinler alınarak 24.11.1956 tarihinde Bakanlar Kuruluda onaylanmıştır570.
İnşası tamamlanan banka şubesi Temmuz 1959’da açılarak hizmete başlamıştır571.
Emlak ve Kredi Bankası; 1956 Martında mali bütçe ve ilin mevcut sorunları ile ilgili
temasta bulunmak üzere Ankara’ya giden Sakarya valisi Nazım Üner, yaptığı
görüşmelerden sonra, Türkiye Emlak Kredi Bankası’nın Adapazarı merkezinde bir şube
569 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 179-181. 570 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/144.97.4.; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 123. 571 Sakarya Gazetesi, 25 Haziran 1959, Sayı: 19; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),
s.166.
190
açmasına dair söz almıştır572. Valinin girişimi sonucunda, gerekli izin 24.11.1956
tarihinde alınmış ve bankanın bir şubesi Sakarya’da açılmıştır573.
Etibank tarafından 1953 yılında başlanan Adapazarı-Bursa-Eskişehir enerji nakliyatı ve
transformatör istasyonları inşaatı tamamlanarak hizmete açıldı. Sakarya Vilayeti’nin
enerji ihtiyacı bundan böyle bu hatta sağlanacaktır574. Bankanın Sakarya’da şube açma
çalışmaları daha çok 1960’lardan sonra öne çıkmaktadır.
Yapı Kredi Bankasının Sakarya’da açılacak olan şubesi için, 20.02.1952 tarihinde
Başbakanlık tarafından gerekli izin alınmıştır575. Çocuk Esirgeme Kurumuna ait olan ve
Şehir Palas Oteli’nin altındaki Merkez Kahvesi yeri bankanın emrine verilmiştir576.
Akbank TAŞ tarafından Adapazarı’nda bir banka şubesi açılması konusunda gerekli izin
17.12.1953 tarihinde alınmıştır577.
Türkiye Vakıflar Bankası TAŞ.’ın Adapazarı’nda bir şube açmasına dair izin 02.11.1956
tarihinde Başbakanlık onayıyla alınmıştır578.
İstanbul Bankası tarafından Adapazarı’nda bir şube açılması için gerekli izin 23.03.1955
tarihinde Bakanlar Kurulunda onaylanmıştır579.
Anlaşıldığı üzere Sakarya’da ulusal bankaların pek çoğu şube açmış ve uzun yıllar hizmet
vermiştir. İlin ticari canlılığı ve coğrafi konumu itibariyle tarımsal üretim ve iş gücündeki
potansiyeli, bankacılığın bölgede gelişmesinin başlıca sebepleri arasında sayılabilir.
2.8. Turizm
Sakarya ili eski tarihlerden itibaren ve 1950’li yıllarda turizm bakımından rağbet gören
çok sayıda mekan ve tesise sahip bulunmaktadır. Doğal güzellikleri, gölleri, Karadeniz
kıyısındaki plajları, kara avcılığına elverişli ormanları, şifalı suları, ulaşım kolaylığı ile
572 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.153. 573 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/144.97.3. 574 Demokrat Sakarya, 14 Ocak 1956, Sayı: 487; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),
s. 151. 575 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/128.15.4. 576 Yeni Ada Postası, 1 Mayıs 1952, Sayı: 9. 577 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./134.100.13. 578 BCA, Fon kodu: 30.18.1.2/144.89.18. 579 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/138.131.11.
191
turizm bakımından zengin bir potansiyel arz etmektedir580. İl Turizm Komitesi tarafından
Sakarya çevresindeki turistik kısımları iki bölgeye ayırarak incelemiştir. 1. Adapazarı,
Sapanca gölü kenarı, Akyazı-Kuzuluk Kaplıcaları, 2.Karasu Bölgesi581. Bu çerçevede yer
alan pek çok doğal güzellik ve turistik mekan sayılabilir;
Adapazarı Çark Mesiresi, Çökek Hamamı, Karasu Plajı, Sapanca Gölü, plaj ve gazinosu,
Belediye yazlık aile çay bahçesi (Şemsiyeli bahçe), Mal Müdürü Tepesi Belediye
Gazinosu, Arifiye İl Ormanı, Akgöl, Sakarya Ağzı, Küçükboğaz Gölü, Maden Deresi,
Kocaali, Caferiye, Geyve Boğazı, Domdom Kaya, Kirpiyan ve Karagöl Yaylaları,
Acarlar Gölü, Kamış Gölü’dür.
Bölgede turizm bakımından önem arz eden bir başka unsur da, ilin sahip olduğu çok
sayıda irili ufaklı kaplıcalar ve şifalı su kaynaklarıdır. Bunlar ise; Kuzuluk kaplıcaları,
Kuzuluk maden suyu, Kovuk maden suyu, Soğuk gazlı su, Gencer pavyonu suyu, Gündüz
pavyonu suyu, Halk hamamı kaynağı, 4 numaralı kaynak, Göz suyu, Taş kaynağı, Dere
kaynağı, Taraklı içmeleri, Tepe çamuru ve Acı sudur582.
Adapazarı Çark Mesiresi; Adapazarı’nın batısından geçen ve bir değirmen çarkı
sayesinde şehre su sağlayan bu çarkın bulunduğu alan çark mesiresidir. Belediye ait olan
bu mesirede yemek ve içki satışı yapan, yaz sezonunda müzik hizmeti veren bir gazino
bulunmaktadır. Bu mesire alanı Adapazarlıların iş saatleri dışında eğlence ve dinlenme
mekanı olarak seçtikleri, hareketli bir mekan görünümü arz etmektedir. Bu dönemde
belirtildiğine göre Adapazarı, özellikle yazın hasat ve ihraç dönemlerinde gece ve gündüz
yaya ve otomobillerin yoğun olarak yolcu taşıdığı, işçi popülasyonunun arttığı hareketli
bir merkez şeklindedir. Bu durumda Adapazarı’na gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin
sakin ve dinlendirici bir mesire yeri ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Oldukça geniş bir
alana sahip Çark suyu mesiresinde, halkın talepleri doğrultusunda belediyenin
öncülüğünde ve iller bankasının yardımları ile bir otel inşa edilmesi fikri de zaman zaman
gündeme gelmiştir583. Böylece halkın yeme içme ve dinlenme ihtiyacının bu plan
sayesinde karşılanabileceği, turizmin de gelişeceği öngörülmüştür.
580 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz. 581 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 46. 582 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 168-182. 583 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.145.
192
Karasu plajı; ele aldığımız dönemde Karadeniz kıyısındaki kazanın Yenimahalle
mevkiinde yaklaşık 49 km. uzunluğundaki sahil tam bir doğal plaj görünümündedir, yolu
düzgündür584. Kaza halkı mısır, fındık satışı ve balıkçılık ile geçinmektedir. Kasaba
sahilden 1,5 km içeride yer almaktadır. Burada küçük bir gazino ve basit bir barınak
bulunmakta ise de fazla ilgi çektiği söylenemez. Denizinin sığ olması, manzarası ve doğal
güzelliği ile avantajlı bir bölge olmasına rağmen, bölgede bir deniz feneri ve bir iskele
mevcut değildir. Turizm açısından değerlendirilmesi için planlı düzenlemeler gerektiği
belirtilmiştir585. Bölge yalnız plajı ile değil kuş çeşitliliği ve doğal manzarası ile de
ziyaretçiler için cazibe noktasıdır. Civardaki soğuk suyu ile meşhur Ayı İni adındaki
mağara yaz aylarında piknik yapmak üzere motor gezginlerinin uğrak mekanı olmaktadır.
Karasu etrafındaki Kocaali, Caferiye ve Maden deresi mevkileri yeşil ormanları, fındık
bahçeleri ile doğal güzellikler barındırmaktadır. 1960’larda, Karasu’ya 3 km. mesafede
olan Caferiye köyünde, özel teşebbüs ve devlet katılımı ortaklığı ile kurulmuş turistik bir
gazino ve 10 odalı pansiyon evleri bulunmaktadır. Her yıl eklenen yeni tesislerle
1960’ların ortalarında modern bir turizm bölgesi haline gelecektir586. Ancak bu dönemde,
Adapazarı-Karasu yolunun tam olarak tamamlanamaması sebebiyle sabit hizmet verecek
bir otel ve tam teşekküllü tesislere sahip değildir. Ankara, İstanbul ve çevre bölgelerden
ziyaretçi çekmek ve turizme açılmak için gerekli çalışmaların planlandığı bir dönemdir.
Sapanca Gölü; Sapanca’dan diğer il ve merkezlere ulaşım mümkündür, Adapazarı’na 20
km. İzmit’e 31 km. mesafede olan bölgeden hem demir yolu hem de İstanbul-Ankara
karayolu geçmektedir. Bu yol Türkiye’nin en işlek yoludur587. Bu bakımdan ulaşımdaki
elverişlilik hem Sapanca’nın kalkınmasına etki yapmış hem de ticari ve turistik önemini
artırmıştır.
Göl, İzmit körfezinin devamı olarak ve dağlardan gelen toprakların gölü körfezden
ayırması sonucu oluşmuştur. Eski tarihlerde Sofon, Türklerde Ayan gölü ve Sapanca
isimleri ile anılan588 gölün alanı 10800 hektar olup, deniz seviyesinden 23 metre
yükseklikte, 50 metre derinliğe sahip bir göldür. Bu dönemde Sapanca nahiyesinde gölün
kenarında bir gazino ve bir otel bulunmaktadır. Suyu temiz ve turizme müsait bir
584 Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, s. 20. 585 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 140. 586 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, 1965, s. blrsz.; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 172-174. 587 Hayrettin Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, Adapazarı: 1957, s. blrsz. 588 Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, s. blrsz.
193
görüntüdedir. Avcılık, su sporları, plaj ve dinlenme olanakları ile turistik potansiyele
sahip olduğu görülmektedir. Ancak bahsi geçen dönemde resmi bir imar planı
oluşturulmamıştır589. Özetle, Sapanca gölü ve çevresi; dinlenme alanı, plajı, yüzücülük,
kürek ve yelken gibi su sporları, kara avcılığı, kamp imkanları ile turistik bir bölge olarak
değerlendirilmesi gereken, çeşitli tesislerin kurulması için çalışmalar başlatılan bir
bölgedir.
1950’li yıllar Sakarya vilâyeti genelinde, halkta turizm zihniyetinin uyanışa geçtiği
dönem olarak tanımlanabilir. Dönemin yazılarından anlaşıldığına göre, henüz büyük bir
müteşebbis güruhu oluşmamakla birlikte, turizm adına yeni şeyler yapılması
beklenmektedir. Örneğin; Sapanca belediye gazinosunun ortaklarından olan Şükrü
Alaçam, Sapancalılarla ve İtalyan bir girişimci ile yaptığı görüşmelerde, gelen talepler
doğrultusunda bir program hazırlayarak, Sapanca gölü ve çevresi için turistik imar planı
kapsamında bazı projeler üstüne yoğunlaşması gerektiğini savunmuştur. Sapanca’nın bu
dönemdeki turizm durumu hakkında değerli tespitlerde bulunan ve yapılması planlanan
girişimleri içeren programın metni şöyledir.
“Sapanca gölünde mutasavver turistlik tesisat hakkındaki programdır:
Halihazırda Türkiye cumhuriyetindeki turistik projelerle muhtelif tesisatta
mühim bir noksanlık olup o da gerek yerli, gerekse yabancı ahaliye kültür ve
ekonomik bakımdan memleketin en güzel mevkii ve manzaralarını tanıtmak
ve az masraflarla gelecek turistlere azami konfor ve istirahati temin etmekten
ibarettir. Tabiatın bütün güzelliklerini ihtiva eden ve İstanbul’a 123 km.
İzmit’ten 26 km. ve Adapazarı’ndan 17 km. mesafede bulunan Sapanca gölü
kenarında turistik oteller, ufak villalar ve gerek ailelerle çiftlere ve tek
seyyahlara mahsus konforlu ikamet yerleri ihzar ve inşa edildiği taktirde
burası dünyada nadiren tesadüf edilen bir cennet diyarı unvanını bihakkın
kazanmış olacaktır. Demiryolundan maada otobüsler, dolmuşlar, taksiler
asfalt şoselerden geçmek suretiyle oraya süratle ve kısa bir zamanda
muvasalatı temin etmektedirler. Maksat ve gayemiz, ister sayfiyeye gitmek
yahut tatillerini havası latif hafif ve mutedil olan her türlü istirahati temin
edici bir yerde geçirmek isteyen vatandaşlarla yabancı turistlere fiyatları
589 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.141.
194
mutedil masrafları az olmakla beraber her türlü konfor temin eden havadar,
güneşi görür ve sıhhi olan binalarda ikameti temin etmektir. İşbu maksadı
temin için, Türkiye Turizm İşleri Türk Anonim Şirketi unvanı altında
sermayeli bir anonim şirket kurmak emelindeyiz. Hisse senetleri hamiline
yazılı olacak her şirket alelusul sicilli ticarette kayıt edilerek genel kurul ve
idare kurulu tarafından idare edilecektir. .Sapanca Belediyesi tarafından bu
gibi turistik tesisatı için tahsis ettiği saha tahminen 10.000 metreden fazladır.
Şirketin merkezi Sapanca’da olmakla beraber başka yerlerde de şube
açılabilecektir. Ve dahili nizamnamesi anonim şirketlere mahsus formül
dairesinde tanzim edildikten sonra İktisat ve Ticaret Vekaleti tarafından
usulen tasdik edildikten sonra ve ilan edilecek onu müteakip hükümetten
turizm belgesi talep ve istihsal edilecektir. Hisse senetlerinin %51’i Türk
vatandaşlara tahsis edileceği gibi, genel idare kurlu başkanları ile bu
heyetleri teşkil eden üyelerin 3/2’si Türk uyruğundan olacaktır. Bu baptaki
kira sözleşmesi Sapanca Belediyesi ile akd ve teati edilmiş olduğundan
anonim şirketinin tesisini müteakip bilcümle hukuk vecaip şirket namına
devredilecektir. Av ve balıkçılık meraklılarına mahsus olmak üzere kulüpler
tesis edileceğinden arzu edenler bu arzularını yerine getirebilecekleri gibi
gençlere mahsus ucuz kamplar ayrıca tesis ve tertip edilecektir. Her senenin
Eylül ayı içerisinde bir “Sapanca sonbahar panayırı” unvanı altında bir
sergi ve panayır tertip edilmesi mukarrer olup, bütün ticaret ve sanayi sahibi
ve erbabı buna iştirak edebileceklerdir. Bu panayır 30 gün devam ederek,
bütün havalinin kalkınmasına büyük yardımda bulunacaktır.”590
Anlaşılacağı üzere, turizm çalışmalarının odak noktası Sapanca gölü ve çevresine dairdir.
Bu bölge için yapılacak olan imar planında yukarıda bahsedilen rapordan faydalanıldığı
ve zaman içerisinde gerçekleştirildiği görülmektedir.
1950-1958 yılları arasında; Sapanca gölü kenarındaki gazino Sapanca belediyesi
tarafından 30.000 Türk lirasına kiralanarak su şebekesinin yapımında bu gelir
kullanılmıştır591. Gölün batı kısmında Seka Kampı yeşillikler içerisinde yer alan,
590 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.149-150. 591 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.155.
195
dinlenme evleri ve çocuk bahçeleri ile çok ilgi çeken bir kamptır. Kampın önündeki plaj
bakımlıdır. Kağıt fabrikasına alınan su da büyük borularla bu kısımdan geçmektedir592.
Şehir merkezinde ise, mevcut 3 parka ilaveten Atatürk Parkı adı altında geniş alana sahip
ve modern bir park 36.500 Türk lirasına inşa edilmiştir. Bu park Adapazarı merkezinin
en gözde dinlenme mekanlarından biri olacaktır. Şehir içindeki trafik tıkanıklığının
giderilmesi amacıyla Sakarya köprüsü yönünde ve şehrin bitiminde 12.000 metrekare
arazi üzerine tesis edilen otopark gazino, kahve, lokanta ve çeşitli dükkanlar hizmete
açılmıştır593. Küçük turistik tesisler ve dükkanların açılması çalışmaları bu dönemde
devam etmiştir.
Kuzuluk Kaplıcaları; Keremali Dağı’nın güneybatı eteklerinde, Kuzuluk Aziziye köyü
mülkiyetine ait olan Akyazı-Mudurnu şosesi üzerinde bulunan ve bu tarihlerde köy adına
işletilen, yer altından kaynayan sıcak termal su kaynağı bulunmaktadır. Bu dönemde bu
kaynak oldukça iptidai durumda bulunmaktadır ki sular basit kapaklarla kapatılmış ve
banyo için oluklar kullanılmıştır. 6 odadan oluşan basit köy evleri de barınma konusunda
hizmet vermektedir. Köylülerden yoğun talepler gelmekte ve burada bir kaplıca inşa
edilmesi istenmektedir. Çevre köy ve ilçelerden de yoğun talep alan kaplıcanın, sularının
şifai niteliği tespit edildikten sonra halkın hizmetine ucuz ve kullanışlı bir tesis
oluşturulması kararlaştırılmıştır. Köyün kendi imkanları ile böyle bir müessese kurması
mali bakımdan mümkün olmadığı için bu işin bir müteşebbise devredilmesi sağlanmıştır.
Adapazarı’ndan Akyazı’ya her gün belirli saatlerde otobüsler çalışmaktadır594. Aynı
zamanda Akyazı’nın güneyinde Kurtkuzuluk “Çökek Hamamı” 595adı verilen alan ve
Kuzuluk dağ hamamları olarak adlandırılan, kendine ait lokantası da mevcut olan
tesislerden de doktorların tavsiyesi üzerine her yıl binlerce kişi faydalanmaktadır.
1960’lı yıllarda kaplıca binaları pavyonlar halinde inşa edilmiş olup her biri özel kaynak
suyundan beslenen; Kuzuluk ve Kovuk maden suyu, Soğuk gazlı su, Gencer pavyonu,
Halk hamamı kaynağı Göz suyu, Taş kaynağı, Tepe çamuru, Dere kaynağı gibi isimler
verilen çeşitli kaynaklar hizmete açılmıştır. Sıcaklıkları 70 dereceye kadar ulaşan bu
kaplıca kaynakları ve karaciğer, safra kesesi, damar sertliği, şeker, böbrek hastalıkları,
592 Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, s. blrsz. 593ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.153. 594Talat Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi,
I (1953), s. 18, 19; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.145. 595 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, İstanbul: Sakarya Valiliği Yayınları, 1973, s. 50.
196
siyatik, romatizma ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi geldiği tespit edilen ve her yıl bu
sebeple yüzlerce ailenin ziyaret ettiği şifalı sular kapsamında turistik değer bulmuştur.
Bu dönemde, Kuzuluk’ta işletmeye açılacak ve meşhur olacak olan, litresinde bir
gramdan fazla serbest karbondioksit içeren, bromür iyonlu ve bikarbonatlı maden suyu,
yüksek mineral kaynağı ile dikkat çekmektedir596. 1940’lardan beri bölgede devam eden
küçük çaplı işletme imtiyazı mevcuttur597. Acı su adıyla anılan bu suyun işletme işi
yeniden gündeme gelerek, bölgedeki ormanlık saha üzerinde tesis kurulmuş ve 1954
yılında Kuzuluk Maden Suyu TAŞ. İsmiyle üretime geçirilmiştir598. Maden suyu
işletmeciliği bölgenin ekonomisine önemli katkıda bulunacaktır. Taraklı İçmeleri ve
Geyve Acı su kaynakları da özellikle cilt hastalıklarına ve mide rahatsızlıklarına şifa
arayanların bu dönemde yoğun ilgi gösterdiği doğal kaynaklardandır.
Arifiye İl Ormanı; Sapanca Gölü’nün manzarasına hakim bir konumda bulunan Kalaycı
mevkiinde bulunur. İl ormanı, elektrik ve su imkanlarına sahip olan, Orman
Başmüdürlüğünde kamp ve piknik yerleri düzenlenerek dinlenme yerine dönüştürülen bir
ormandır. Avcılık için ayrılan kısımda, atış poligonu yer almaktadır599.
2.9. Madencilik
Sakarya ilinde bu dönemde maden işletmeciliği pek gelişmemiş olmakla birlikte, bilinen
başlıca maden kaynakları arasında demir, mermer, bakır, manganez, asbest, talk ve kil
yatakları sayılabilmektedir600. Akova’nın kuzey ve kuzey doğu yönündeki yüksek dağ ve
platolar, özellikle Çam Dağı demir madeni bakımından zengindir. Söğütlü nahiyesinin
Değirmencik, Damlık, Mağra, Akçukur köylerinde demir, bakır, simli kurşun, kalay
madenleri bulunmuş olup, 1952 yılında Maden Tetkik ve Araştırma Enstitüsü uzmanları
tarafından bölgede incelemeler yapılmış, madenlerin işletilebilmesi için eksikliklerin
giderilmesi için çalışmalar yapılmıştır.
Bölgede demirden sonra ikinci sırada yer alan meden ise mermerdir. Merkez, Sapanca ve
Akyazı’da değerli mermer rezervleri bulunmaktadır. 50-150 metre aralığında yatak
596 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 176. 597 BCA, Fon Kodu: 30.10.0.0/176.213.10. 598 BCA, Fon kodu: 30.18.1.2/136.67.8. 599 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 171. 600 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 12.
197
kalınlığına sahip olan bu kırmızı mermerler büyük bloklar halinde çıkarılmaya elverişlidir
ve Akyazı-Dokurcun mevkiindeki siyah mermerler de nitelikli sayılmaktadır.
Sapanca’dan ise daha çok gri-siyah renkli mermer elde edilebilmektedir601. 1950’li
yıllarda Adapazarı civarında Karapürçek’te bakır, Keremali Dağı ve Harmantepe’de
mermer, Sapanca’da talk madenleri bulunmuş602, Söğütlü nahiyesinin Değirmencik,
Damlık, Mağara, Akçukur köylerinde demir, bakır, simli kurşun madenleri bulunmuş,
Maden Tetkik Arama tarafından gerekli incelemeler yapılarak işletme girişimleri için
teknik ihtiyaçların giderilmesi çalışmaları başlatılmıştır603. Sonraki yıllarda da çalışmalar
devam etmiştir.
1954 yılında, bir Amerikan firması Adapazarı’nın Ferizli ve Çamdağı bölgesindeki demir
madenlerini işletmek amacıyla, bölgede incelemeler başlatmıştır. Demir Çelik Sanayinin
kurulması yolunda DEYTON Amerikan Orta Şark Şirketi (Ortadoğu Şirketi)
mensuplarından yetkili bir kişi, Ticaret Bakanlığı yetkilileri ile beraber incelemeye
gelmişler, aynı heyet maden işletmesi ve demir çelik fabrikalarının ulaştırma mevzuunda
Adapazarı-Karasu demiryolunu ve Karasu’da Sakarya ağzında bir liman yapılması için
nehrin temizlenmesi konusunu değerlendirmişlerdi604. Sakarya’da bu dönemde
hammadde ve demir işleyecek fabrikalar kurmak isteyenlerin oranı ciddi artış göstermiş,
1955 yılında demir fabrikası kurmak için 23 firma talepte bulunmuştu605. Bu önemli
gelişme, Adnan Menderes öncülüğünde, Kocaeli Milletvekili Ekrem Alican ve Hasan
Erman’ın girişimleri ile hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
Geyve Doğançay nahiyesinde Adapazarı madencilerinden Nihat Keremoğlu ile Saadet
Kandemir isimli şahıslar tarafından Krom madeni bulunmuştur. Oldukça zengin bir
kaynağa sahip olduğu düşünülen madenin, işletilmesi konusu gündeme alınmıştır606.
Geyve’de çimento yapımında kullanılan madenin miktar olarak bol olduğu tespit edilmiş,
maden mühendislerinin raporları Ankara’da görüşülmüştür. Birkaç çimento fabrikasının
ihtiyacını karşılayacak kadar maden olduğu belirlenmiştir607. Bu bölgeye bir çimento
fabrikası kurularak işletilmesi fikri kabul görmüştür. Bu dönemde Geyve’de zengin linyit
601 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6444. 602 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Ankara: Nur Ofset, 1982, s. 39. 603 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32. 604 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Şubat 1954, Sayı: 669. 605 Demokrat Sakarya, 30 Eylül 1955, Sayı: 396. 606 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Mart 1954, Sayı: 690. 607 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Mart 1954, Sayı: 692.
198
madeni yatağı tespit edilmiş ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra 1955 yılının Şubat
ayında özel bir şirket tarafından işletmeye açılmıştır608. Şüphesiz, ilin linyit ihtiyacının
karşılanması açısından bu işletme oldukça fayda sağlayacaktır.
1956 yılında, Karasu ilçesinde zengin bir kurşun madeni kaynağı bulunmuş, Maden
Tetkik Enstitüsünün raporları doğrultusunda, bölgedeki kurşun madeninin saf kurşun
oranının %75 olduğu tespit edilmiştir609. Bu oran kurşun potansiyeli açısından önemli bir
oran olup, işlemeye değer bulunması açısından önemlidir.
Sapanca’nın Muradiye köyünde talk tozu ve kaolin çıkarılarak İzmit ve İstanbul’a
pazarlandığı bilinmektedir610. Keramali Dağları üzerindeki Mermerlik mevkiinde eskiye
dönük bir işletme olduğu ve Taflan Tepe’de Somaki mermerler çıktığı tespit edilmiştir611.
1950-1960’lı yıllarda Sakarya ve ilçelerinde tespit edilen madenler ve bölgeleri şu şekilde
sıralanabilir;
1.Adapazarı ve Çevresi
Çaltıcak ve Taşkısığı köyleri Kurşun
Söğütlü Bucağı Demir
Kayalar, Mahmudiye, Değirmendere Linyit
2.Hendek Çevresi
Ankara asfaltı kuzey kısmından Karasuya kadar Demir
Güldibi, Nuriye ve Kazımiye köyleri Bakır
Taraklı ve Gübrelik köyleri Demir
3.Karasu Çevresi
İlçe sınırı tamamı Demir
Kurudere, Kestanepınarı, Aktaş, Çakmaklı Kurşun
608 Yeni Ada Postası, 7 Şubat 1955, Sayı: 843. 609 Demokrat Sakarya, 11 Mart 1956, Sayı: 535. 610 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s.32. 611 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 60.
199
Çobanyatağı köyleri
4.Geyve İlçesi
Pamukovanın Katırözü ve Bakacak köyleri Bakır
Doğançay, Celaller ve Kürtlü köyleri Bakır ve Kurşun
5.Akyazı Çevresi
Kanlıçay köyü Bakır ve Kurşun
Karapürçek, Taşburun, Mecidiye, Ahmediye Bakır
Şerefiye ve Beldibi Nikel612
Bahsedilen madenlerin Karasu ve Hendek ilçelerinde yer alan demir alanları Maden
Tetkik Arama Enstitüsüne ait olup, diğer bölgelerde arama izinleri şahıslara
devredilmiştir. Yıllık üretim miktarları hakkında yorum yapmamızı sağlayan değerlere
göre, 1961-1966 yılında, bahsedilen maden bölgelerinden elde edilen miktarlar şöyledir;
1961 500 ton Linyit, 13 ton Antimuan,
1964 80 ton Bakır, 6 ton Kurşun
1965 100 ton Bakır
1966 445 ton Bakır 613.
Yukarıdaki verilere bakıldığında, Sakarya’da mevcut olan madenlerden, demir, bakır,
nikel ve kurşunun işlenmesi dolayısıyla ilin ve ülkenin ekonomik yapısında etkili bir rol
üstlendiği anlaşılmaktadır.
612 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.26. 613 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.27.
200
BÖLÜM 3: SİYASİ DURUM
3.1. Siyasi Partiler ve Milletvekili Genel Seçimleri
1950-1960 yılları arasında, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ve müstakilen kurulan
Sakarya’daki siyasi hayatın temsilcileri olan partiler ve katıldıkları seçimler
incelenecektir. Bu kapsamda, Türkiye’de 1950, 1954, 1957 yıllarında yapılan Milletvekili
Genel Seçimleri ve 1950, 1954 Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri, 1950,1955
Belediye Meclisi (Belediye Başkanlığı) Seçimleri ile 1950, 1955 tarihli İl Genel Meclisi
Seçimleri sonucunda Adapazarı-Sakarya’daki siyasi faaliyetler ve yapılaşma hakkında
bilgiler kaydedilecektir.
3.1.1. Siyasi Partiler
Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan siyasal partiler, ilk defa Batı’da çok
eski tarihlerde ortaya çıkan ve siyasete katılma talebi içerinde bulunan grupların siyasal
sisteme katılımını sağlayan araçlar olarak ortaya çıkmış, modern anlamda ise çıkarları
doğrultusunda birbirinden ayrılan grupları ve yapılaşmaları ifade etmiştir614. Meşru bir
siyasi sistemle yönetilen ülkelerde siyasi partilerin varlığı, o ülkenin özgürlük ve
demokrasi açısından gelişmişliği ile yakından ilgilidir. Batı’da geleneksel partilerin
gelişimi meclis sisteminin benimsenmesi ve seçme seçilme hakkının aşamalı olarak
yaygınlaşması ile mümkün olmuştur. Partilerin doğması ve şekillenmesindeki temel
nokta demokrasi ihtiyacı olmakla birlikte, çeşitli tarihsel olaylar da etkilidir. Savaşlar,
ekonomik gelişimler veya krizler, ayaklanmalar, nüfus değişimleri, eğitim, sağlık gibi
konulardaki ani değişimler ve sorunlar gibi pek çok unsur sayılabilir. Siyasal partilerin
ayrımındaki temel nokta, ulaşmak istedikleri hedefler ve buna dair izlenecek yol hakkında
olmuştur. Partilerin kendilerinden beklenen istikrarlı ve etkin demokratik faaliyetleri
yerine getirip, seçmen kitlelerini en iyi şekilde temsil etmeleri onların, iktidar
mücadelesindeki durumunu belirlemiştir. Bu bağlamda, partilerin temel hedefi,
toplulukların farklı çıkar ve isteklerinin sisteme iletilmesinde bir araç olmaktır615.
614 Turgay Uzun, “Siyasal Partiler ve Türkiye”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Türkiye’de Siyasal
Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010, s. 8. 615 Gülbahar Atasever, “Siyasal Parti Tipolojisi”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Türkiye’de Siyasal
Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010, s. 15-28.
.
201
Türkiye’deki siyasi parti oluşumunun ilk basamağının, Avrupa’dan eğitim alarak dönen
Genç Türkler grubunun faaliyetleri sonucu II. Meşrutiyet döneminde Osmanlı’da
gerçekleştiği söylenebilir. 1908 yılından itibaren İttihat ve Terakki ile arkasından takip
eden siyasi fırkalar, Cumhuriyet döneminde kurulan karakteristik partilerin alt yapısını
oluşturmuştur616.
1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra TBMM’nde kurulan ilk siyasi parti
Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi)’dır. Kısa soluklu 1924-25 Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası ve 1930 Serbest Cumhuriyet Fırkasının muhalefet girişimlerinin akabinde, 1946
yılında çok partili hayata geçişi başlatan Demokrat Parti’nin kuruluşu olmuştur. Aynı
dönemde birbiri arkasına kurulan siyasi partilerin faaliyete geçmesi takip etmiştir. Bu
kısımda 1950’li yıllarda Türkiye’de mevcut siyasi partilerin kuruluşu ve Adapazarı-
Sakarya’daki temsil durumları, teşkilatları ile faaliyetleri incelenmiştir.
3.1.1.1. Cumhuriyet Halk Partisi ve Sakarya Teşkilatı
Bilindiği üzere, Türk siyasi hayatında önemli bir temeli oluşturan Cumhuriyet Halk
Partisi’nin kuruluş serüveni, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla 4 Eylül 1919’da
toplanan Sivas Kongresi’nde teşekkül eden oluşuma dayanmaktadır. CHF bu kongreyi 1.
Kurultayı olarak kabul edecektir. Milli bağımsızlığı kurtarmak amacıyla kurulan
vatansever cemiyetlerin bu isim altında örgütlendiği görülmüştür. 23 Nisan 1920
tarihinde, Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından hemen sonra, Mustafa Kemal Paşa ve
yakın arkadaşları, İstanbul kaynaklı “Teslimiyetçi-Muhafazakar” gruba karşı
“Kurtuluşçular” yani “Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu” kurmuşlardır. Müdafaa-i Hukuk
hareketi ruhuyla Türk Milleti’nin bağımsızlık yolunda fiilen ortaya koyduğu çabalarla
kazanılan zaferde Mustafa Kemal Paşa’nın rolü büyüktür617. Bu süreçten sonra, devletin
tam bağımsızlık düsturu ile yeniden teşekkül etmesinin yolu açılmış, bundan sonraki
süreçte siyasi hayatı da düzene koyma çalışmaları ve milli irade konuları gündeme
gelmiştir.
616 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler I, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İstanbul: İletişim Yayınları,
2007, s. 60-64. 617 Zeki Çevik, Müdafaa-i Hukuk’tan Halk Fırkasına Geçiş (1918-1923), Ankara: Atatürk Araştırma
Merkezi Yayınları, 2002, s. 53, 70-71.
202
19 Ocak 1921 tarihinde M. Kemal, Halk fırkasının kurulmasına dair düşüncesini İzmit
konuşmasında şu şekilde paylaşmıştır;
“Efendiler, siyasi bir fırka söz konusu olunca bundan haklı olarak tereddüt
ve telaşa düşenler bulunabilir. Gerçekten milletimiz çok zamandan beri siyasi
fırkalar yüzünden ve siyasi fırkaların ihtirasları ve onların çatışması
yüzünden çok büyük zararlara uğramıştır. Kendi çıkarları unutturulmuştur.
Şunun bunun çıkarının hizmetine konmuştur…Bizim muhtaç olduğumuz
bütün memleket çocuklarının el ele vererek çalışmasından ve çalışmasıyla
elde edilecek sonuçtan ibarettir. Bütün bu görüşlerle beraber diyorum ki,
siyasi bir kuruluş gerekmektedir”618.
1 Nisan 1923 tarihinde Mustafa Kemal’in önderliğinde Büyük Millet Meclisi’nde
seçimlerin yenilenmesi gündeme gelmiş ve Müdafaa-i Hukuk Grubu tarafından bir seçim
programı olarak duyurulan ve “9 umde” etrafında açıklanan ilkeler, ideolojik
oluşumlarını ortaya koymuştur. Seçimlerden sonra meclise hakim olarak giren grup, 9
Eylül 1923 tarihinde partileşerek “Halk Fırkası” ismini almıştır. 23 Ekim 1923 tarihinde
İçişleri Bakanlığı’na sunulan dilekçeyle gönderilen ana nizamname ile kuruluşunu
tamamlamıştır. Mustafa Kemal fırkanın genel başkanlığını, Recep Peker ise genel
sekreterliğini üstlenmiştir. “1923 Kuruluş Nizamnamesinde”, ilk örgütlenme modeli
oluşturulmuş, merkez ve taşra organları belirlenmiştir. Her alanda yapılan inkılâp
hareketlerinin toplumda yerleşmesine çalışıldığı bir dönemde, M. Kemal’in liderliğini
vurgulayan ve kendisine “değişmez genel başkan” sıfatının verildiği 2. CHF
Kurultayı’ndan sonra kabul edilen “1927 Nizamnamesi” yayınlanmıştır. Merkeziyetçi bir
örgüt ve yönetim yapısını uygulamaya fırsat veren nizamnamede, “cumhuriyetçilik,
halkçılık, milliyetçilik ve laiklik” ilkeleri vurgulanmıştır. 1923-1930 yılları arasında,
yaşanan siyasi muhalefet denemeleri (TCF ve SCF) ve sosyal, ekonomik değişikliklere
bağlı olarak, 1931 yılında toplanan 3. CHF Kurultayı’nda, 6 ilke kabul edilmiş “1931
Nizamnamesi” ile sistemli ve disiplinli bir örgütlenme yapısı kabul edilmiştir.
618 Arı İnan, Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmit Konuşmaları, Kocaeli: İzmit Belediyesi Kültür Yayınları,
2012, s. 69-70.
203
Boşlukların tamamlanması ile CHF’nin ideolojik ve yönetimsel bir olgunluğa kavuştuğu
söylenebilir619.
Cumhuriyet Halk Fırkası, 9 Mayıs 1935 tarihinde yaptığı 4. Büyük Kurultay’ında,
öncelikle kendisini “parti” ismi ile ifade etmiş ve programına temel olan ana fikirleri,
Türk inkılâbının başlangıcından o güne kadar yapılan işleri ortaya koyduğu bir kitapçıkla
bu programı yayınlamıştır. Bu programın temeli, 1927 yılında Parti Kurultayında kabul
edilen tüzüğün genel esaslarına ve Genel Başkanlığın bildirisine ayrıca 1931 Kamutay
seçimi sebebiyle yayınlanan bildirilerle ortaya koyulmuştur. Bu programa göre; partinin
güttüğü amaç ve temel esaslar “Kemalizm” prensipleridir. Partinin ana özellikleri
kısmında, “Cumhuriyet Halk Partisi, a) Cumhuriyetçi, b) Ulusçu, c) Halkçı, ç) Devletçi,
d) Laik, e) Devrimcidir. Parti, ulus egemenliği ülküsünü en iyi ve en sağlam surette
imsileyen ve taplayan devlet şeklinin Cumhuriyet olduğuna kanığdır. Parti bu sarsılmaz
kanağatla, Cumhuriyeti her tehlikeye karşı bütün araçlarla korur” 620 ifadeleri ile temel
prensipleri ortaya koyulmuştur.
M. Kemal Atatürk’ün 1938 yılında vefatından sonra toplanan 1. Olağanüstü CHP
Kurultayı’nda Genel Başkan Vekili İsmet İnönü, genel başkanlığa seçilmiş, tüzük
değişikliği ile İsmet İnönü partinin “değişmez genel başkanı”, Atatürk’ün de partinin
“ebedi genel başkanı” olarak belirlenmesi kararlaştırılmıştır. 1939, 1943 ve 1947
yıllarında da parti tüzükleri güncellenerek düzenlenmiştir. 1946 yılında toplanan 2.
Olağanüstü CHP Kurultayı’nda kabul edilen tüzük değişikliklerinden biri “değişmez
genel başkanlık” sıfatının kaldırılmış olması, genel başkanın milletvekilleri arasından
dört yıl için Kurultay tarafından seçilmesinin kararlaştırılmasıdır. 1947 Tüzüğü’nde genel
başkan ve genel başkan vekilinin iki yılda bir Kurultay tarafından seçilmesi kabul
edilmiştir. Bu tüzük değişiklikleri ile partinin halka en yakın köy ve mahalle ocaklarının
örgütlenmenin temeline alındığı ve yönetim örgütleri bakımından liberalleşme eğilimi ve
parti içi demokrasi anlayışında değişiklikler olduğu belirtilmektedir621.
619 Caner Erdoğan, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950) Cumhuriyet Halk Partisi’nin Örgütlenme
Yapısının ve Yönetim Anlayışının Çözümlenmesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 10/52
(Ekim 2017), s.367-373.
http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt10/sayi52_pdf/2tarih_siyaset_uluslararasiiliskiler/erdogan_caner.p
df
(Erişim Tarihi: 27.08.2019). 620 C.H.P. Programı, Ankara: Ulus Basımevi, 1935, s. 1-3. 621 Erdoğan, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950)”, s. 375-377.
204
CHP kurulduktan sonra, taşra teşkilatlanmasına başlamış, hızlı bir gelişme kaydederek
1931 yılına kadar 55 ilde örgütünü kurmuştur. CHP, il kaza, nahiye ve köylerde örgütleri
aracılığı ile siyasi ideolojisini ülkenin her bölgesine ulaştırmaya çabalamıştır. Aynı
zamanda bu dönemde, CHP tarafından oluşturulan “parti müfettişliği” uygulaması,
müfettişler yoluyla bölgelerden ayrıntılı raporlar toplayarak merkeze gönderilmesi
şeklinde işlemiştir. Sıkı bir denetleme mekanizması olarak ortaya çıkan ve merkezden
takip edilen bu raporlarla, taşra teşkilatının bölgelerine ait üye sayıları, parti adına yapılan
çalışmalar ve çeşitli propaganda faaliyetleriyle Halkevlerinin durumundan düzenli olarak
bilgi edinilmiştir622.
CHP’nin kuruluşundan itibaren örgütlendiği taşra teşkilatından biri de Kocaeli bölgesidir.
Bu bölgeden TBMM’de her dönemde milletvekili çıkarılmış ve partinin teşkilatı etkili
çalışmıştır. Kocaeli’nin mülki yapılanmasında İzmit başta olmak üzere Adapazarı,
Geyve, Karamürsel, Gölcük, Karasu, Gebze, Hendek ve Kandıra ilçeleri ile ilgili CHP
müfettişleri tarafından 1940’lı yıllarda merkez idareye gönderilen raporlar
bulunmaktadır. Bu raporlarda ocak ve bucak teşkilatlarının bütçeleri, üye sayıları varsa
yapılan usulsüzlükler veya eksiklikler hakkında bilgiler verildiği görülmektedir. Örneğin;
1942 yılında Kocaeli bölgesi CHP müfettişi Rahmi Apak’tır. Eylül 1942’de düzenlediği
vilayete ait teftiş raporunda, merkez ve kazalardaki hesap işlerinde nizama aykırı
uygulamalar yapıldığına dair bir liste oluşturmuş ve genel sekreterliğe göndermiştir. Buna
göre, köy ve nahiye ocaklarına yardım aidatı olarak koyulan paranın çok az olduğunu,
belediye bütçesinin Halkevine ayırdığı yardım parasının kısıtlandığına dair tespitlerini
listelemiştir. Adapazarı kazasında ise, üye aidatlarını toplamak konusunda sıkıntılar
yaşandığını bildirmiştir623. 1944 yılında Kocaeli Bölgesi parti müfettişi olan Afyon
Milletvekili Dr. Ahmet Selgil, oluşturduğu raporda, bir nahiye kongresinde İdare heyeti
azasının verdiği mali açıkla ilgili tahkikat başlatmıştır624.
1 Aralık 1954 tarihinde resmen kurulan Sakarya’da, CHP İl Başkanı Bedri Ünal olmuş,
Merkez bucağı Adapazarı başkanı Ahmer Er sekreteri ise Nazmi Işık olarak
belirlenmiştir. Yapılacak ilk CHP il kongresine Başbakan Adnan Menderes’i de davet eden bir
622 Cengiz Şavkılı-Tülay Aydın, “Tek Parti Döneminde CHP’nin Yozgat Teşkilatı (1939-1942)”, I.
Uluslararası Bozok Sempozyumu (05-07 Mayıs 2016), Bildiri Kitabı, c. 2, Yozgat: 2016, s. 329-331.
https://bozoksempozyumu.bozok.edu.tr/dosya/cilt2/329-337.pdf (Erişim Tarihi: 02.12.2018). 623 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/1578.429.1/17 624 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/1578.429.1
205
telgraf gönderen Ahmet Er, “Sakaryalı hemşerileriniz ellerinizden öper” ifadesiyle tamamladığı
telgrafı dolayısıyla CHP İstanbul başkanlığı tarafından şiddetle kınanmış, “ideal uğruna
çalışan partililer arasında esefle karşılanacak bir durum” olarak tanımlanmıştır. Bu
tepkiden sonra Ahmet Er, “merkez bucağı olarak müstakiliz, ben bucak başkanı olarak
vetomu kullandım ve telgrafı çektim Muvaffak ve muktedir Başvekilimizi kongremize
davetle ellerinden partili hemşerilerim adına öpmüşüm. Suç mu bu, düşman elini mi
öpüyorum? Suçum varsa haysiyet divanına versinler” şeklinde bir gazete röportajı
vermiş, gerekirse istifa edebileceğini açıklamıştır625. Neticede, İstanbul teşkilatının,
CHP’nin kendi seçmeni haricindeki ve özellikle ezici çoğunluğu kazanan DP’ye yakın
kesimlere de hitap etme yolunda atılan bu adımı hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır.
CHP il başkanlığını 1956 Kasım ayına kadar sürdüren isim ise Nüzhet Yığın’dır. 11
Kasım 1956 tarihinde, CHP Sakarya il kongresi Saray Sinema salonunda yoğun bir
katılımla yapılmış, Nüzhet Yığın, Ramiz Elgin ve Burhan Akdağ’ın teklif edildiği
Sakarya il başkanlığına Burhan Akdağ çoğunluk oyuyla getirilmiştir. Bu dönemde,
Hendek ilçe başkanlığı Osman Yılmaz, Karasu ilçe başkanlığı İdris Bal tarafından
yürütülmektedir. Aynı seçimle, idare heyetine ise, Talip Kuriş, Sabahattin Arın, Mustafa
Sakallıoğlu, Mustafa Birinci, Reşat Adapazarlı, Sadettin Hun, Müberra Müdok, İbrahim
Öztopal, Hasan Sayılı ve Mehmet Şen isimli partililer getirilmişlerdir626.
CHP bucaklarda teşkilatlanmaya ve gençlik kolu kurmaya da önem vermiş, Taraklı
bucağında 1954 yılında Ali Kızılırmak başkanlığında 12 partilinin katılımı ile gençlik
kolu oluşturulmuştur627.
3.1.1.2. Demokrat Parti ve Sakarya Teşkilatı
Türkiye’de çok partili siyasi yaşama geçiş ve Demokrat Parti’nin kurulma sebepleri ile
II. Dünya Savaşı’nın ülkeler üzerinde yarattığı etkilerin yakından ilgisi olduğu
belirtilmelidir. İlk etki demokrasi anlayışı ve dünyada yaygınlaşan demokratik çoğulcu
yönetim sistemlerinin başlattığı etki olmuştur. Türkiye’nin savaş sırasında izlediği denge
siyaseti, batılı ülkelerle olan ilişkileri olumsuz etkilemiş, diğer taraftan Sovyetler
Birliği’nin ülkenin bağımsızlığına gölge düşürecek taleplerde ve girişimlerde bulunması
625 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Şubat 1955, Sayı: 967. 626 Anadolu, 12 Kasım 1956, Sayı: 171. 627 Hakikat, 21 Nisan 1954, Sayı: 63.
206
da hükümeti sıkıntıya sokmuştur. Batılı ülkelerde Türkiye’nin izleyeceği rejimin ne
olacağı konusu konuşulurken, liberal yaklaşımın tercih edilmesi beklenmiştir628. Meclis
içi muhalefetin gerekliliği konusunda zaman zaman yaptığı konuşmalar mevcut olsa da,
İsmet İnönü’yü, çok partili hayatın başlamasına karşı ılımlı ve hatta teşvikçi bir tutum
içerisine sokan durum bu beklentilerle de açıklanabilir
Savaşın ikinci etkisi ise, ekonomi politikaları ile ilgilidir. 6 yıl süren savaş süresince,
savaşa girmemenin getirdiği zorluklarla ve ekonomik dar boğazla mücadele eden iktidar
partisinin aldığı önlemler ve uygulamalar, halkın siyasi temayülünü de sarsacak sonuçlar
doğurmuştur. Hükümet, savaş dönemi karaborsacıları ve vurguncuları ile mücadele
ederken, artan enflasyonu dengelemek için çözüm olarak gördüğü bazı tedbir kararları
almıştır. 1940 yılı başlarında kabul edilen “Milli Koruma Kanunu” ve “Varlık Vergisi”
gibi uygulamalar parti içinde ayrışmalara sebep olmuştur629.
DP’yi kuruluş aşamasına getiren 1945 yılında mecliste görüşülen “Çiftçiyi
Topraklandırma Kanunu”, ekonomi tedbirlerin en fazla ses getireni olarak
yorumlanabilir. Öngörülen bu düzenleme, kırsaldaki düşük ekonomik seviyeli köylüler
ile onları koruyacak güçlü bir devlet yapısı oluşturmayı amaçlamıştır. Köylünün köyünde
kalması için mülkiyet rejiminde yapılacak değişikliklerle tarımsal üretimimin artmasını
sağlamak, bunun sonucunda kırsal alanda yaşayan nüfusun yerinde kalarak devletin
bekası ve tek parti iktidarının devletçi ideolojisinin kuvvetlendirilmesi amaçlarını
barındırdığı ifade edilmektedir630. Önergenin amaç ve ekonomik stratejisine olumlu
bakmayan CHP içindeki muhalif grup bu konunun mecliste görüşülmesi akabinde,
demokrasi vurgusu yapacak bir belge ile karşılık vermiştir. 7 Haziran 1945 tarihinde,
CHP’li 4 milletvekili; Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes
tarafından CHP Meclis Grubu Başkanlığı’na sunulan önerge “Dörtlü Takrir” olarak
bilinmektedir. Kamuoyuna açıklanan önerge özetle;
“Kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin
en temel ilkesi olan demokrasi prensiplerine inanmış Türk Milletinin ancak
628 İlbeyi Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, İstanbul: İskenderiye Yayınları, 2015,
s. 36,37. 629 Taner Timur, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, İstanbul: İletişim Yayınları, 1991, s. 9, 18-19. 630 Cemil Koçak, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950), İstanbul:
İletişim Yayınları , 2010, s. 291-292.
207
bu prensiplerin uygulanmasıyla refah ve saadete ulaşacağı kanaatine
bağlanmış olan vatandaşların bütün memlekette ve özellikle partimiz
mensupları arasında büyük çoğunluk oluşturdukları şüphesizdir. Bu kanaatle
milletçe arzulanan bu amacın gerçekleşmesi için gerekli gördüğümüz
tedbirleri partimizin meclis grubuna arz ve teklif etmeyi borç bildik” 631
ifadeleriyle başlamaktadır.
Dörtlü Takrirde, CHP’nin kuruluşundan o güne kadar temel prensip saydığı demokrasi
anılarak, Atatürk döneminde gerçekleşsen muhalefet girişimlerinden bahsedilmiştir.
Anayasada var olan demokratik yapının siyasi hayata ve teşkilata da uygulanma
zamanının geldiğinden, bunun gerçekleşmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve
vatandaşların siyasi hak ve hürriyetlerini geniş çerçevede kullanabilmelerine imkan
verilmesi konusu ifade edilmiştir. Son yirmi yılda halkın siyasi bilinç seviyesinin oldukça
geliştiğinden bahsedilerek, İnönü’nün 19 Mayıs 1945 günü yaptığı demokrasi ilkesinin
daha geniş ölçüde uygulanması meyanındaki konuşmaya da atıfta bulunulmuştur632.
Belgenin doğuracağı siyasi sonuçlar etkili olacaktır, bu sırada dönemin basınında ikinci
bir partinin kurulacağı yönünde haberler de yayınlanmaya başlamıştır.
Demokrasi ve siyasal özgürlük istenilen bu belge reddedilmiş, önergeyi veren dört
milletvekili muhalif yaklaşımlarına devam etmişlerdir. Aydemir’e göre, Menderes,
hükümetin toprak reform tasarısına karşı çıkan büyük çiftlik sahipleri tarafından duruma
bakıyor ve kanunu şu şekilde eleştiriyordu; “Toprak mülkiyetinde artık, en küçük emniyet
kalmayacaktır. Zirai reform adı altında siz, daha birçok yıllar zati istihsal şekline
mahkum bir düzeni, bir nizamı müdafaa ediyorsunuz. Halbuki küçük işletmeye gitmek
değil, küçük işletmeleri birleştirerek, büyük kolektif işletmelere geçmek, hatta farzdır”633.
İsmet İnönü oluşan muhalif çıkışlara karşı; “bunu parti içinde yapmasınlar. Çıksınlar,
karşımıza geçsinler, teşkilatlarını kursunlar ve ayrı bir parti olarak mücadeleye
girsinler”634. Yol gösterici bu konuşmanın ardından, toprak reformu kanunlaşmış,
yürütme sürecindeki aksaklıklarla iktidarın çiftçi kesimin desteğini kaybetmeye başladığı
631 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 42-43. 632 Koçak, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950), s. 314-316. 633 Şevket Süreyya Aydemir, Menderes’in Dramı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993, s. 116-117. 634 Metin Toker, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları Tek Partiden Çok Partiye 1944-1950, Ankara: Bilgi
Yayınevi, 1990, s. 67.
208
bir sürece girilmiştir. İktidara karşı köylü, işçi, esnaf ve yeni fikirlere sahip genç
aydınlarla, CHP’den çeşitli sebeplerle çıkarılan veya çıkanların ortak bir ayaklanması
sayılabilecek, muhalefet partisi doğacaktır635.
Ekonomi kararlarından kısa bir süre sonra, Aralık 1945’de Cumhurbaşkanı İnönü’yü
ziyaret ederek, Parti kurmayı planladıklarını açıklayan Celal Bayar, kendisinin onayını
almayı tercih etmiş, Cumhuriyet ve prensipleri ile ilgili teminat vermiştir. İnönü partinin
kuruluşunu olumlu karşılamıştır. DP’nin kuruluşunda yönetici zümrelerin işbirliğine
işaret edilmesi de bundan beri gelmektedir. Özetle, savaş yıllarında uygulanan politika
toplumun çeşitli kesimlerinden bir muhalefet ortamı oluşturmuş ancak muhalefet partisi
kurma girişimi, yönetici kesimin teşvikiyle, yönetici kesimden gelmiştir şeklinde
yorumlanabilir636.
Demokrat Parti, 7 Ocak 1946 tarihinde Atatürk döneminin son başbakanı Celal Bayar,
eski dönemde CHP müfettişi Adnan Menderes, Mülkiyeli eski Vali Refik Koraltan ve
edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü tarafından kuruluşunu açıklamış, parti başkanlığına Celal
Bayar getirilmiştir. Aynı gün parti program ve tüzüğü de yayınlanmıştır. DP tarafından
Ocak 1946 yılında yayınlanan programda637; “Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasinin
geniş ve ileri bir anlayışla gerçekleşmesine ve umumi siyasetin demokratik bir görünüş
ve zihniyetle yürütülmesine hizmet maksadıyla” kurulduğunu belirtmekte ve partinin
demokrasi anlayışına en uygun devlet şeklinin Cumhuriyet olduğunu savunmaktadır.
Laikliği, Halkçılığı, İnkılâpçılığı ve Devletçiliği benimsediklerini açıklarken, “Yurttaşlar
arasında müşterek bir tarihin yarattığı kültür ve ülkü birliğine ve her türlü ayırıcı
temayülleri reddeden bir milliyetçilik telakkisine bağlıyız” ifadeleri ile Atatürk’ün
belirlediği 6 temel ilkenin ve demokrasinin savunucusu olduklarını duyurmuşlardır.
Ekonomik yaklaşımlarında ise, devletçiliğe mesafeli, serbest piyasa ekonomisini ve özel
teşebbüsü merkeze aldıkları liberal bir ekonomi politikasına işaret etmişlerdir.
635 Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2011, s. 55-56. 636 Timur, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, s. 24-27. 637Enis Şahin-Bilal Tunç, “Demokrat Parti’nin Kuruluş Süreci ve DP-CHP Arasındaki Siyasi Mücadelesi
(1945-1947)”, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, 2, (2015), s. 39-40,
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/197552. (Erişim Tarihi: 02.09..2018); Sina Akşin, Çağdaş
Türkiye 4 (1908-1980), İstanbul: Cem Yayınevi, 2013, s.180-181; Demokrat Parti Programı
1946,https://acikerisim.tbmm.gov.tr/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&isAl
lowed=y. (Erişim Tarihi: 02.09.2018).
209
DP’nin kuruluşu mecliste ve CHP nezdinde olumlu karşılanmış, CHP yeni kurulan partiyi
iktidarın yönetimini denetleyecek bir mekanizma olarak görmek istemiştir, ılımlı bir
atmosferde kuruluşunu tamamlayan DP, ilk dönemlerde bazı varsayımlara karşı kendisini
ispatlamaya çalışmış, bir “muvazaa” partisi olmadığını ve CHP’den farklı bir siyasi
duruşta olduğunu ifade etmeye çabalamıştır. İlerleyen yıllarda, partinin hızla
örgütlenmesi CHP ile aralarında ılımlı başlayan ilişkileri gergin bir ortama ve sıkı bir
rekabete dönüştürecektir638. Çok partili hayatın getirdiği siyasi hareketlilik, tüm ülkede
yeni bir döneme girildiğini hissettirmiştir. Bundan sonra erkene alınarak yapılacak 1946
Milletvekili Genel seçimleri ve ona dair eleştiriler DP ile iktidarın arasında çatışmaların
zeminini hazırlayacaktır.
DP’nin kuruluşunu tamamladıktan sonra, merkezde ve taşrada teşkilatlanmaya başladığı
anlaşılmaktadır. Öncelikle oluşturduğu bölgelerden biri de Kocaeli olmuştur. Parti burada
vilayet ve kaza idare kurullarını kurarak, köy ve nahiyelerde ocak ve bucak
başkanlıklarını belirlemiştir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde Demokrat Parti’nin 3
Temmuz 1946 tarihinde kurulduğu kaydedilmiştir639.
Bu tarihte Kocaeli İl İdare Kurulunda bulunan kişilerle, sonradan Sakarya İline
bağlanacak olan İlçe İdare Kurullarında yer alan isimlerin, partideki görevleri ve
meslekleri şu şekildedir640: Başkan-Sadi Ataergin (Diş doktoru), Üye-Yeredoğ Kişioğlu
(Avukat), Üye-Emin Temeloğlu (Noter), Üye-Abdurrahim Karaçetin (Bakkal), Üye-
Niyazi Ataman (Tütün Bayii), Üye-Mehmet Görken (Fabrikada usta), Üye-Dursun Aradil
(Arzuhalci).
Adapazarı İlçe İdare Kurulunda bulunan kişiler: Başkan-Hamdi Bayar (Tüccar), Üye-
Süleyman Şumnulu (Manifaturacı), Üye-Kadri Kalfaoğlu (Doktor), Üye-Ramazan Dinç
(Eski Kaymakam), Üye-Yaşar Bir (Tüccar).
Akyazı İlçesi İdare Kurulunda bulunan kişiler ev görevleri: Başkan-Tahir Galip Çökün
(Zürra), Üye-İbrahim Emel (Zürra), Üye-İdris Özkan, Üye-Mustafa Furtuna, Üye-Hasan
Erdem.
638 Akşin, Çağdaş Türkiye 4 (1908-1980), s. 181. 639 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/440.1823.2 640 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/440.1823.2
210
Geyve İlçesi İlçe İdare Kurulunda yer alan isimler: Başkan-Cemal Parla, Üye-Mehmet
Boncuk, Üye-Mehmet Bağcağız (Çiftçi), Üye-Ahmet Emici, Üye-Alaattin Keskin
(Terzi), Üye-Mevlâna Çavdar (Çiftçi), Üye-Ömer Çakıl (Fotoğrafçı).
Karasu İlçe İdare Kurulunda bulunan kişiler: Başkan-Hüseyin Oğuz Koçman (Emekli
Öğretmen), Üye-Ömer Akoca (Çiftçi), Üye-İdris Bal (Manifaturacı), Üye-Rüstem Pat
(Rençber), Üye-Ali Çınar (Rençber).
Hendek İlçe İdare Kurulunda yer alan isimler: Başkan-Mehmet Yılmaz, Üye-Ömer
Kartal, Üye-Mehmet Boz, Üye-Nizamettin Boş, Üye-Ahmet Bangal.
Bu belgedeki verilere bakıldığında, DP’nin Adapazarı’nda tüm bölgelerde örgütlendiğini
ve teşkilatta yer alan isimlerin toplumun farklı meslek gruplarından ve sivillerden
oluştuğunu, üyelerin çoğunlukla çiftçi ve ticaret adamlarından meydana geldiğini
söylemek mümkündür. Adapazarı’nda ele alınan dönemde siyasi faaliyetlerle yakından
ilgili Osman Erkaya’nın anılarında, DP’nin ildeki teşkilatlanması ve dönem ait gelişmeler
yer almaktadır. Kendisi, bu dönemde Adapazarı İlçe Merkezi’nin DP bucak başkan
yardımcılığı ve aynı zamanda Pamukova bucak kurulu ikinci başkanı olarak çalışmalarda
bulunmuştur. Erkaya’nın, siyasete DP’den giriş süreci ve Adapazarı’nda parti adına
yapılan teşkilatlanma çalışmaları hakkında verdiği bilgiler ise şu şekildedir;
“Memuriyetten istifa ettiğimde Adapazarı’nda DP’yi ilk kuran on iki kişiden
biri bendim.1946 son aylarında Merkez bucağını yedi kişi kurduk. Birinci
başkan, Tevfik Karagülle tüccar gazeteci, ikinci başkanlığa ben seçildim.
Adapazarı DP ilçe kurulu da Avukat Ragıp Bey başkan, ikinci başkan
tuhafiyeci Hamdi Bayar, üyeler Nazmi Akhuy kösele tüccarı, İsmail Kösemen,
Hendekli Yaşar Bir’dir. Merkez bucağı bir iki defa kurmal isteyenler olmuş
ancak Kaymakam Suphi Bey engellemiş, sonra kunduracı Murat Coşkun
arkadaşım bana anlattı kurmamızı istedi, birlikte hareket ettik.
Merkez bucak başkanı manifaturacı Tevfik Karagülle, Osman Erkaya (ben)
Yüksek Mühendis Zeki Arar, Kuyumcu Fikri Çakın, Rüştü Öztopal, Mustafa
Kara manifaturacı, Hüsamettin Selanik’ten oluşmuştur. Ben aynı zamanda
1947 başlarında Pamukova DP bucağını da kuranlardanım. Serbest Doktor
Şahabettin Gökçay başkan, ben ikinci başkan, bakkal Cafer, Neşet Ertürk,
211
bakkal Muharrem Çoğal’dır. İki yerde patiye çalışıyordum. Çok da faal idim.
Köylerde ocak teşkilatı kurdum özellikle Pamukova’da iki mahalle ve otuz
köyde Neşet Ertürk’le giderek teşkilat kuruyorduk. Neşet Bey’in topluma
hitabeti olmadığından benim yapmam gerekiyordu, en son bir köy kaldı
Mekece ve Hayrettin köylerinin batısında tepede kayalıklı bir yerde küçük bir
köy, Akçakaya köyü. Buraya bucak başkanı Dr. Şahap Bey’le gittik, burada
da kurulursa Pamukova tamam. Köye sabah erkenden vardık, kahveye girdik
köylüler oturuyor, doktoru tek doktor olduğundan tamamı tanıyorlar. Burada
şayan-ı dikkat bir durum oldu, ben DP ocak teşkilatını kurmaya geldiğimizi
on arkadaşa ihtiyaç olduğunu söyledim. İçlerinden biri, “biz DP
istemiyoruz” dedi. “Neden?” dedim. “DP iktidar olursa Halifeliği getirecek
de ondan”, diğerleri susunca demek ki bu konuda köylüler hemfikir. Doktor
Şahap Bey şaşırdı, beklenmeyen bir durum. Ben, anladım dedim ki, “şu anda
Türkiye’de Halife var, olan bir şey DP neden getirsin”, köylüler de şaşırdı.
Dedim ki;” dünyanın neresinde olursa olsun müstakil devlet olan İslam
ülkelerinin Cumhurbaşkanları veya kralları Halifedirler. İsmet Paşa Halife
olarak oturmaktadır”. Tam bu konuşmalar sırasında köyün imamı ile
öğretmeni içeri girdiler. Onlara da sordum beni tasdik ettiler. “İslam
ülkelerindeki devlet başkanları Peygamber Efendimizin oturduğu yerde
olanlar” dedim, böylece Pamukova bucağı tamamlanmıştır” 641.
Anılardaki ifadelerden anlaşılmaktadır ki, DP’nin teşkilatlanması sırasında özellikle
köylerde halkın bazı önyargıları ile de mücadele edilmiştir.
DP, Adapazarı’nda teşkilatlanmaya hız vermiş, 1953 yılında DP’nin Adapazarı’nda ve
ilçelerindeki ocaklarda kongreler gerçekleşmiştir. Adapazarı Merkez bucağına bağlı
Ocaklarda 7 Mart-22 Mart arasında, Kazım Paşa bucağına bağlı ocaklarda 6 Mart-22 Mart
tarihleri arasında yıllık kongreler tamamlanmıştır642.
1954 yılı başlarında, Kocaeli bölgesi Demokrat Parti İl Başkanı, Sefer Göksel, ikinci
başkan ise Dursun Erol’dur. Budaklar Nahiye Başkanı Şevki Özdemir, Kayalar Nahiye
Başkanı Sabri Yılmaz’dır. Adapazarı’na ziyaretler düzenleyerek, İlçe teşkilatının
641 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 20-21, 26. 642 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Şubat 1953, Sayı: 354.
212
çalışmalarını incelemişlerdir643. Akabinde, Kayalar’da yoğun katılımın olduğu bir
toplantı düzenlenmiş ayrıca ilçe olan Adapazarı’nın Hendek kazasında 7 kişinin katılımı
ile DP’nin gençlik kolu teşkilatı kurulmuştur. Şehirdeki DP Gençlik kolu ise, Mart ayı
sonunda belirlenmiş, Nihat Berköz Başkan, Mustafa Kurtdere muhasip olmuş, Nahit
Kasapoğlu veznedarlığa, Nahit Kasapoğlu, Zeki Dericioğlu, Ekrem Karaberber,
Selahattin Gürdrama, İbrahim Baylar ise üyeliğe seçilmişlerdir644.
1 Aralık 1954 tarihinde Sakarya İlinin resmiyet kazanmasından sonra, DP Sakarya il idare
heyeti yeniden belirlenmiş, genel kuruldan görevlendirilen Konya Milletvekili Tarık
Kozbek tarafından teşkil edilmiştir. Başkanlığa Mustafa Tığlı, ikinci başkanlığa Şeref
Davran, muhasipliğe İbrahim Kangal, sekreterliğe Ali Dilek getirilmişlerdir. Azalıklara
ise, Tacettin Barış, Mehmet Ercan, Kerim Akbaş ve Hasan Düvenci seçilmiştir645.
Sakarya DP il teşkilatının siyasi tecrübeye sahip isimlerle kurulması partinin şehirdeki
gücünü artırmıştır.
DP’nin Aralık 1956’da yapılan il kongresinde seçim sonucunda Yaşar Bir mükerreren il
başkanlığına getirilmiştir. Bu seçimler sonrasında, yeni DP İl İdare Kurulu belirlenmiştir;
Yaşar Bir, İbrahim Kangal, Ekrem Günay, Nazif Sel, Sebahattin Aslan, Tacettin Barış,
Abidin Mocan, Mustafa Tığlı, Baha Hun. Haysiyet Divanı ise; Kadri Kalfaoğlu, Ethem
Oktay, Fehmi Çubukçu, Hüseyin Öztekin, Ali Ulusakarya isimleri ile ilan edilmiştir646.
3.1.1.3. Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı
Türk siyasi hayatında, 1948 yılında CHP’ye muhalefet eden tek parti DP idi. Üçüncü bir
parti olarak gelişen Millet Partisi, bazı görüş ayrılıkları dolayısıyla DP’den ihraç edilen
veya ayrılan isimlerle CHP geleneğinden gelenler tarafından Ankara’da 20 Temmuz 1948
tarihinde kurulmuştur. Partinin kuruluşunda ve fikriyatında sevilen bir askeri isim olarak
Fevzi Çakmak’ın rolü büyüktür ve kendisi partinin fahri başkanlığını üstlenmiştir. Diğer
kurucu ve yönetici kadroya bakıldığında, Genel Başkan Yusuf Hikmet Bayur ve öne
çıkan Osman Bölükbaşı, Kenan Öner, Enis Akaygen, Osman Nuri Köni, Sadık Aldoğan,
Mustafa Kentli isimleri yer almaktadır. Kuruluşu itibariyle, Türk Milliyetçiliğini
643 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mart 1954, Sayı: 685. 644 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Mart 1954, Sayı: 687, 23 Mart 1954, Sayı: 700, 30 Mart 1954, Sayı: 706. 645 Demokrat Sakarya, 11 Ocak 1954, Sayı: 176. 646 Anadolu, 3 Aralık 1956, Sayı: 189.
213
ideolojik temel alan ve Halkçı muhafazakâr çizgide bulunan parti kadrosu, DP’yi CHP’ye
karşı ılımlı siyaseti dolayısıyla eleştirmiş ve “muvazaa partisi” olmakla itham etmiştir647.
Bu yönüyle parti hem CHP’ye karşı hem de DP’ye karşı sert kabul edilen bir muhalefet
sergilemiştir.
“Önce Vatan Sonra Parti” ve “Komünizmin ne sağında ne solundayız sadece onun
karşısındayız” sloganları ile siyasi mücadelesini özetlemiştir. İktidar olma şansı
yakalayamayan parti, bazı dini söylemleri dolayısıyla suçlanmış, partiden inkılapçı olarak
tanımlanan bir grubun ayrılması sonrasında irticai faaliyetlere meyil ettiği gerekçesi ile 8
Temmuz 1953 tarihinde kapatılan ilk parti olmuştur648. Türkiye Cumhuriyeti’nde
Milliyetçi partiler grubunun ilk oluşumu olarak kabul edilebilir.
Millet Partisi’nin Adapazarı’ndaki İlçe Başkanı kapatıldığı yıl olan 1953’e kadar Avukat
Ahmet Kulen’dir. Yerel basına yansıyan habere göre, Ocak 1953 tarihinde, MP’nin eski
kurucularından Yusuf Hikmet Bayur’un bir konuşma yapmak üzere Adapazarı’na davet
edilmesi söz konusu olmuş ancak parti üyeleri arasında ayrılıklar sebebiyle bu ziyaret
haberi hoş karşılanmamıştır. Siyasi atmosferdeki gerginlikten dolayı, ilçe başkanı Ahmet
Kulen, Hikmet Bayur’a telgraf çekerek şehre gelse bile konuşma yapamayacağını
belirtmiştir. Bu olay, MP Kocaeli İl Başkanı Nurettin Sümerkan ve vatandaşlar tarafından
tepkiyle karşılanmış, Bayur’dan özür dilenmiştir649.
3.1.1.4. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı
MP’ nin kapatılma hadisesinden sonra, parti ideolojisi olan Milliyetçiliği siyasi alanda
devam ettirecek olan Cumhuriyetçi Millet Partisi, 12 Şubat 1954 tarihinde kurulmuştur.
Partinin kısa süreli siyasi hayatı, Köylü Partisiyle birleşerek Ekim 1958'de Cumhuriyetçi
Köylü Millet Partisi kurulmasına kadar devam etmiştir650.
647 Alihan Limoncuoğlu, “Türkiye’de Üçüncü Yolun Başı Millet Partisi (1948)”, Akademik Hassasiyetler
Dergisi, 5/10 (2018), s. 145-155. https://dergipark.org.tr/tr/pub/akademik-hassasiyetler/issue/41937
(Erişim Tarihi: 20.09.2019). 648 Mustafa Kılınç, “Türk Demokrasi Tarihinde Millet Partisi ve Osman Bölükbaşı Üzerine Bir İnceleme
(1948-1973)”, Journal Of Social And Humanities Sciences Research, .5/23 (2018), s. 1241-1246.
http://www.jshsr.org/Makaleler/1619715206_19_2018_5-23.ID479.%20KILINC_1241-1246.pdf (Erişim
Tarihi: 20.9.2019). 649 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Ocak 1953, Sayı: 344. 650 Erol Tuncer-Necati Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, Ankara: Toplumsal
Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2003, s. 183.
214
Kurucular listesinde MP’ den gelen isimlerin ağırlıkta olduğu görülmektedir. Enis
Akaygen, Ertuğrul Akçic, Sadık Aldoğan, Fuat Ama, Suphi Batur, Osman Bölükbaşı, A.
Boyacıgiller, M. Ali Derman, Cemal Islak, Saadet Kaçar, Enver Kök, Ahmet Oğuz ve
Ahmet Tahtakılıç kurucu kadroda yer almıştır. Bu haliyle, kapatılan partinin isim
değiştirerek yeniden aktif hale getirildiği söylenebilir. Parti’nin 1954 yılındaki
programında belirttiği üzere; “Türkiye’de insan haklarını hakim kılacak ve bunları
güvenilir teminata bağlayacak bir devlet nizamını kurmak” temel amaç olarak
belirtilmiştir. Bu amaca ulaşmak için parti, “hürriyet, emniyet, müsavat ve adalet
mefkurelerine, milli hakimiyet ve laik cumhuriyet esaslarına, garp örneği demokrasi
hukukuna ve milliyetçilik akidesine samimi surette bağlanmakla varılabileceğine
kanidir” ifadeleri ile kuruluşunu ilan etmiştir651.
Parti kurulduktan sonra, taşradaki teşkilatını oluşturmaya başlamış ve 1954 yılı başlarında
Adapazarı’nda bir şube açılması için faaliyete geçilmiştir. 19 Şubat 1954 günü partinin
Adapazarı şubesinin kurulduğu gündür. Kurucular, Yusuf Ziya Kösemen (Avukat),
Hakkı Taşöz (Tüccar), Mahmut Akpınar (Avukat), Ethem Güler (Çiftçi), Ragıp Torsum
(Yük. Mühendis), Hüseyin Paçacı (Manifaturacı), Kamil Başkaraca (Avukat), Yusuf
Burnaz (Avukat), İbrahim Sevim (Terzi) olarak kaydedilmiştir. CMP başkanlığına ise
Hakkı Taşöz getirilmiştir652.
Basına yansıyan haberlere göre, 1954 Nisan ayında, Hakkı Taşöz’ün başkanlıktan istifası
haberini müteakip parti teşkilatında dağılmalar gerçekleşmiştir. CMP ilçe idare
üyelerinden bir kısmı idare heyetinden ve partiden toplu olarak istifa etmişlerdir. Bu
isimler, Avukat Kâmil Başkaraca, İbrahim Sevim ve Yusuf Burnaz olarak
belirtilmiştir653. Sakarya il olarak kurulduktan sonra, Merkez Adapazarı ilçe teşkilatı 1955
yılında şu isimlerle oluşturulmuştur: Başkan Ziya Özbakır, ikinci başkan Ahmet Selman,
muhasip Hasan Allahverdi, katip İlyas Taşoğlu, azalar Murat Çankaya, Tevfik Peşkent,
İsmail Koçdemir, Hakkı Dalay, Ali Tunalı, Şükrü Örge ve Mahmut Öztunç654.
651 Cumhuriyetçi Millet Partisi Program, Ankara: Yeni Matbaa, 1954, s. 2-3. 652 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Şubat 1954, Sayı: 664, 19 Şubat 1954, Sayı: 670. 653 Hakikat, 7 Nisan 1954, Sayı: 51. 654 Demokrat Sakarya, 2 Nisan 1955, Sayı: 246.
215
1955-1956 döneminde, CMP İl Başkanlığı yapan İzmit Barosu avukatı ve Hürsöz gazetesi
yazı işleri müdürü Müeyyet Akarsu, Ocak 1956’da partiden istifa etmiş ve siyasetten
ayrılma kararını açıklamıştır655.
3.1.1.5. Türkiye Köylü Partisi ve Sakarya Teşkilatı
Türkiye Köylü Partisi; 19 Mayıs 1952 tarihinde kurulmuştur. “Köylüler başta olmak
üzere bütün çalışan vatandaşları ve ailelerini kültürde, teknikte, refahta ileri bir yeni
hayata kavuşturup, söz ve mevki sahibi yaparak milletimizi dışardan, içerden gelecek her
türlü tehlike ve taarruzlara karşı koyabilen, sağlam bünyeli bir millet birliği haline
getirmek ve böylece umumî emniyet ve refahı sağlamak maksadıyla kurulmuştur”
şeklinde gayelerini ve programlarını açıkladıkları beyannameleri ile kurulan bir
partidir656.
DP’nin Adana Teşkilatı’ndan ayrılan ve partinin kurucusu olan Remzi Oğuz Arık, Yusuf
Ziya Eker ve Cezmi Türk ile birlikte yeni bir parti kurmaya yönelmiş ve 1952 yılında
kurucu kadro belirlenerek parti siyasi hayata başlamıştır. Kuruluş beyannamesinde de
bahsedildiği gibi, hiçbir sınıf zümre ayrımı yapılmadan fakat köylünün tüm sosyal
sorunlarının merkeze alındığı bir “Köycülük, Anadoluculuk” politikası izlemek temel
hedefleri olmuştur. Bu sebeple de köylerden başlayarak merkeze doğru devam eden bir
teşkilatlanma sırası izledikleri görülmüştür657.
Kurulduğu günden itibaren teşkilatlanma konusunda çalışmalar yapan Köylü Partisi’nin
Adapazarı teşkilatı 21 Aralık 1953 tarihinde kurulmuş, ilçe başkanlığını ise Hidayet
Öztürk yürütmüştür. 1954 yılı ortalarına kadar, Kocaeli bölgesinde ancak 41 mahalle ve
köyde teşkilatını kuran parti, bu teşkilatı genişletmeye çabalarken, Adapazarı’nın yakın
gelecekte Sakarya İli olacağını göz önüne alarak, Geyve, Karasu, Akyazı, Hendek ve
Adapazarı’nı içeren bir il teşkilatı şeklinde kurulduğunu belirtmiştir. Basında ifade
edildiğine göre, Akyazı’daki parti ilçe teşkilatı bu dönemde, Akyazı Demokrat Parti
655 Yeni Ada Postası, 23 Ocak 1956, Sayı: 1132. 656 “Partinin müteşebbisler heyeti tarafından vücuda getirilen bu program, 19 Mayıs 1952 Pazartesi günü
Ankara’da yapılan ilk parti kuruluş toplantısında okunmuş ve bütün vatandaşların, aydınların fikir
yardımlarıyla geliştirildikten sonra Ekim 1952 de toplanacak olan Birinci Büyük Kongreye sunulması
kararlaştırılmıştır.” Türkiye Köylü Partisi, Gaye-Prensipler, Tüzük, Program, Beyanname, İstanbul:
Türkiye Basımevi, 1952, s.3, 25. 657 Mehmet Pınar, “Anadoluculuk Ekseninde Türkiye Köylü Partisi”, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 37 (2017), Van, s. 317-340.
216
kurucularından Kazım Okay ve DP’den ayrılan 4 kişi tarafından kurulmuştur658. Partinin
bu dönemde il ve ilçelerdeki teşkilatlanma oranının beklenenden düşük olduğu
anlaşılmaktadır.
3.1.1.6. Hürriyet Partisi ve Sakarya Teşkilatı
DP’den ayrılan 19 muhalif Milletvekili tarafından 20 Aralık 1955 tarihinde kuruluşu
gerçekleşen HP, “19’lar” olarak anılan grubun Basın Yasası’ndaki basında ispat hakkının
verilmesine dair istekleri reddedildiği için kurduğu bir partidir. Bu sebeple “ıspatçılar”
olarak da anılmışlardır659. Bu isimler; F. Lütfi Karaosmanoğlu, Ekrem Hayri Üstündağ,
Safaettin Karanakçı, Ragıp Karaosmanoğlu, İsmail Hakkı Akyüz, Behçet Kayaalp, Ziyyat
Ebuziyya, Mustafa Timur, Sabahaddin Çıracıoğlu;, Fethi Çelikbaş, Enver Güreli, İbrahim
Öktem, Raif Arbay, Şeref Kamil Mengü, Muhlis Bayramoğlu, Ekrem Alican, Mustafa
Ekinci, Kasım Küfrevi1 ve Seyfi Kurtbek’tir. Partinin Genel Başkanı Lütfi
Karaosmanoğlu’dur. 24 Kasım 1958 tarihinde kongre kararı ile kapatılmış ve CHP
içerisine dağılmıştır. Kısa süren bir siyasi hayatı olmasına rağmen dönemde etkili partiler
arasında yer almıştır660.
Sakarya’da HP’nin kuruluşu 1956 yılında gerçekleşmiştir. Vilayet müteşebbis heyeti
Ocak 1956’da verdiği dilekçe ile faaliyete başlamıştır. Partinin il idare kurulunda, Fuat
Son, Fikri Çakın, Salih Sipahier, Zeki Arar, Şeref Davran, Metin Karagülle, İbrahim Alp,
Lebib Kökçü, Tevfik Özgüven, Mahmut Nedim Akpınar ve Necati Mutlu’nun yer aldığı
açıklanmıştır661.
1956 yılında, Merkez kaza ve idare heyetlerinin oluşturulmasından sonra, Yenicami ve
Karaağaç nahiye teşkilatlarını kuran HP’nin Yenicami nahiyesi idare heyetinde, Başkan
Ömer Deniz (camcı), Muhasebeci Hüseyin Akgün (tamirci), Kâtip Ali İhsan Özdemir
(teknisyen), Şeref İyiaydın (tezgahtar) ve Ali Şişik (nakliyeci) yer almıştır. Karaağaç
nahiyesi idare heyetinde ise, Başkan İbrahim Demircioğlu (keresteci), Kâtip Cemal
Kurtuluş (marangoz), Muhasebeci Ferhat Sönmemiş (zahireci) ve azalar Hüseyin Çengel,
658 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48. 659 Mustafa Albayrak, “Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki Yeri ve Önemi”, Atatürk Araştırma
Merkezi Dergisi, 24/71 (Temmuz 2008), s. 341-342. 660 Diren Çakmak ,”Türk Siyasal Yaşamında Bir Muhalefet Partisi Örneği: Hürriyet Partisi (1955-1958)”,
Akademik Bakış, 2/3 (2008), s. 153-154. https://dergipark.org.tr/tr/pub/gav/issue/6528/86563 (Erişim
Tarihi: 08.05.2018). 661 Yeni Ada Postası, 9 Ocak 1956, Sayı: 1120.
217
Muharrem Karaca yer almıştır662. Akabinde Yağcılar Mahallesi ocak teşkilatı kurulmuş,
ocak idare heyeti belirlenmiştir. Başkanlığa Mehmet Başkan, Sekreterliğe İsmail Dilbaz,
Veznedarlığa Hasan Dülger, azalığa Kamil Küpçü ve Münir Nalbant seçilmişlerdir. HP,
Sakarya’da merkez ve nahiyelerdeki idare heyetlerinin belirlemesinden sonra, ocak
teşkilatlarını kurmaya başlamıştır. İlk ocak teşkilatını Karaağaç nahiyesine bağlı Yağcılar
Mahallesi’nde oluşturarak reisliğine Mehmet Başkan, Sekreterliğe İsmail Dilbaz,
veznedarlığa Hasan Dülger seçilmiştir663. Partinin diğer mahallelerde de ocak teşkilatı
kurma çalışmaları seçimlere hazırlık amacıyla devam etmiştir.
3.1.2. Milletvekili Genel Seçimleri
Türkiye’de Çok Partili dönemin ilk seçimleri 1946 yılında yapılmış, o tarihten sonra ele
aldığımız dönemde Türkiye’de 14 Mayıs 1950, 2 Mayıs 1954 ve 27 Ekim 1957 yılarında
olmak üzere üç adet Milletvekili Genel seçimi yapılmıştır. Bu seçimlerde uygulanan
sistem, liste usulü çoğunluk sistemidir. 16 Şubat 1950 tarihinde kabul edilen ve 5545
sayılı düzenlenen Milletvekili Seçimi Kanunu ile belirlenen esaslarla seçimler
yapılmıştır664.
662 Yeni Ada Postası, 16 Şubat 1956, Sayı: 1153. 663 Yeni Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı: 1162. 664 Milletvekilleri Seçim Kanunu, Kanun No: 5545, Kabul Tarihi: 16 Şubat 1950 1.Madde— Milletvekili
seçimi tek derecelidir ve ekseriyet usulüne göre genel eşit, gizli oyla yapılır. Oy serbest ve şahsidir. Oyların
sayılması ve ayrılması açıktır. Seçim çevresi 2. Madde— Milletvekili seçiminde her il bir seçim çevresidir.
Seçim bölgesi 3.Madde— Milletvekili seçiminde nüfusu 150’den yukarı olan her köy, kasaba ve şehirlerde
her mahalle birer seçim bölgesidir. Her seçim bölgesinde en az bir sandık bulundurulur. Nüfusu 150 ve
daha aşağı olan köylerle (Muhtarlıklar) sair meskûn yerler kendilerine yol ve gidip gelme bakımından en
yakım ve en kolay olan seçim bölgesinin sandık alanına bağlanır. Bu mesafe 4 kilometreden fazla olamaz
Seçimde nüfus ölçüsü 4.Madde — Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından her 40.000 kişi için bir
milletvekili seçilir. Nüfusu 40.000’den yukarı olan seçim çevreleri için aşağıda gösterilen işlem yapılır:
55.000’e kadar 1, 55.001’den 95.000’e kadar 2, 95 001’den 135.000 e kadar 3 milletvekili seçilir. Nüfus
miktarı yükseldikçe milletvekili sayısı bu yolda artırılır. Milletvekili sayısının tesbiti.5.Madde— Seçilecek
milletvekili sayısının tespitinde son genel nüfus sayımı neticesi esas tutulur. Buna göre her seçim
çevresinden çıkacak milletvekili sayısı Bakanlar Kurulunca bir kararname ile tespit olunur ve keyfiyet
Resmî Gazetede ve her seçim çevresinde gazetelerle ve olmayan yerlerde mutat vasıtalarla yayınlanır.
Seçim başlangıcı 6. Madde— Seçim döneminin son toplantı yılının 23 Temmuz I / No. 5545 — 512 — 21.
II. 1950 günü, seçimin başlangıç tarihidir. Ara seçimleri de Türkiye Büyük Millet Meclisi aksine karar
vermedikçe, her yıl yine 23 Temmuz’da başlar ve her iki halde Eylül ayının 3’ncü pazarına rastlayan gün
oy verilir. Dönem bitmezden önce Türkiye Büyük Millet Meclisince seçimin yenilenmesine kara i verilmiş
olması halinde keyfiyet Hükümetçe derhal ilân olunur. Yenileme kararının verildiği günden sonra gelen
kırk beşinci günü takip eden ilk pazar günü oy verilir”.
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc032/kanuntbmmc032/kan
untbmmc03205545.pdf (Erişim Tarihi: 07.07.2018); Erol Tuncer-Necati Danacı, Çok Partili Dönemde
Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 13.
218
Türkiye genelinde yapılan üç Milletvekili seçiminde de %50 üzerinde oy alan partiler tek
başına hükümeti kurma hakkını kazanmışlardır. Seçim sistemlerinin, seçmenlerin
üzerinde oy verme konusundaki etkisinin yüksek olduğu kabul edilmektedir. Yönetimde
istikrar konusunu ön plana çıkaran ve tek partili hükümetlerin kurulmasını kolaylaştıran
seçim sisteminin, 1950-1960 yılları arasında uygulanan “Liste Usulü Çoğunluk” sistemi
olduğu anlaşılmaktadır
“Türkiye çok partili siyasal hayata geçişle birlikte 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde
uygulanan tek dereceli çoğunluk sisteminin, mantığı gereği, güçlü ve istikrarlı bir
hükümet oluşturması beklenmiştir. Beklenen de olmuş, o denli güçlü bir yönetim
oluşmuştu ki iktidarın otoriter eğilimleri artmıştır” yorumunda bulunan yazarlarca,
yürütmeyi aşırı güçlendirdiği için bu durumun darbeyi hızlandıran bir gerekçe olarak
gösterilebileceği ifade edilmektedir665.
Ülkemizde seçim sonuçları ancak 1950 yılından itibaren düzenli şekilde yayınlanıp
değerlendirilmiştir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda ve Sakarya’da mevcut partilerin
çoğunluğu bu seçimlere katılmıştır. Bu başlıkta siyasi partilerin bölgedeki seçim
çalışmaları ve çıkardıkları Milletvekili adayları ile seçim sonuçları incelenmiştir.
3.1.2.1. Cumhuriyet Halk Partisi
Kurulduğu tarih olan 9 Eylül 1923’den itibaren siyasi hayatına halen devam etmekte olan
CHP, incelediğimiz dönemde gerçekleşen dört Milletvekili seçimine de katılmıştır. 1946,
1950, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan seçimlerde CHP’nin Kocaeli ve Sakarya
bölgesindeki seçim sonuçlarına ve seçimle ilgili çalışmalarına değinilmiştir.
Tek parti dönemine ait 1946 yılında yapılan son Milletvekili Genel Seçimlerinde, Kocaeli
bölgesi CHP adaylarının aldıkları oy miktarı, seçim sonuç cetveline göre, azami 61.316
ve asgari 56.580 olarak kaydedilmiştir. Bu seçimlerde CHP adaylarının isimleri ve
mevcut meslekleri şu şekildedir; 666
İsmail Rüştü Aksal (8.devre Kocaeli Milletvekili, Maliye Bakanı), Cenap Aksu (8.devre
Kocaeli Milletvekili), Dr. Fazıl Şerafettin Bürge (8.devre Kocaeli Milletvekili, Gümrük
665 Mehmet Ö. ALKAN, “Türkiye’de Seçim Sistemi Tercihinin Misyon Boyutu ve Demokratik Gelişime
Etkileri (Siyaset Bilimi ve Siyaset Sosyolojisi Yaklaşımıyla)”, Anayasa Yargısı, 23 (2006), s. 158-159. 666 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/341.1425.2.
219
ve Tekel Bakanı), Nihat Erim (8.devre Kocaeli Milletvekili, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı), Sedat Pek (8.devre Kocaeli Milletvekili), Adnan Berkay (Sümerbank
Selüloz Fabrikası Müdürü), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Rüştü Kobaş (Emekli Jandarma
Yarbayı), Kemal Öz (Kocaeli Belediye Başkanı), Dr. Kemal Özsan (Beyoğlu Dispanseri
Başhekimi), Mahmut Sipahi (Sosyal Sigorta Mütehassısı).
14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde Türkiye Geneli sonuçlara
bakıldığında; CHP, %39,4 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan Milletvekili sayısının
69’unu alabilmiş, bu şekilde %14,2 temsil oranı ile seçimleri tamamlamıştır667.
Kocaeli bölgesinden 1950 seçimlerine katılmak için adaylık başvurusunda bulunan 32
kişi ve meslekleri hakkında bilgiler şu şekildedir;668 Salih Zeki Çankır (Kırklareli Ağır
Ceza Başkanı), Dr. Kazım Lokay (Haydarpaşa İntani Hastanesi Laboratuvar Şefi), Ahmet
Faik Abasıyanık (Kocaeli Milletvekili), İbrahim Süreyya Yiğit (Kocaeli Milletvekili),
Hamiyet Ulul (Emekli Öğretmen), Cenap Aksu (Kocaeli Milletvekili), Fazıl Aykut
(Emekli Tümgeneral), İsmail Ziya Bersis (İstanbul Postası Gazetesi Başyazarı), Nuri
Sezgin (Gebze Hükümet Tabibi), Nizamettin Ali Say (Başbakanlık Umumi M.
Heyetinde), Rüştü Kobaş (Emekli Yarbay), Enver Balkan (Kocaeli Daimi Komisyon
Üyesi), Nihat Salmaner (Gezici Başöğretmen), Mehmet Agah Gülboy (Serbest Doktor),
Ömer Tahaoğlu (Sümerbank Selüloz Sanayi Müessesesi Hukuk Müşaviri), Sami Akyol
(Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi), Nihat Erim (Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı),
Dr. Şükrü Ertan (Emekli Doktor), Adnan H. Berkay (Sümerbank Selüloz Müessesi
Müdürü), İsmail Rüştü Aksal (Maliye Bakanı), Saffet Güneş (Yüksek Mühendis), Sabri
Onat (Nüfus Genel Müdürlüğünden Emekli), Mehmet Koç (Çiftçi), Zahit Tor (Bolu
Cumhuriyet Savcısı), Mahmut Nedim Akpınar (Avukat), Faik Göçmen (D.D.Y. Emekli
Sandığı Müdürü), İbrahim Cedim (Emekli), Bedri Atığ (İl Daimi Komisyon Üyesi), Ziya
Tekeli (Balıkesir Valisi), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Dr. Kemal Özsan, Mustafa Birinci,
Mahmut Sipahi, Hasan Yazıcıoğlu (Avukat), Emin Ali Yasin (Hava Kurumu Basın
Şefliği), Burhan Köni (Ankara Üniversitesinde Profesör), Reşat Keremoğlu (Ticaret),
Kemal Öz (CHP’de çalışıyor), Piyami Sefa (Muharrir).
667 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 183. 668 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/341.1427.2
220
32 başvuru arasından 11 kişi aday olarak belirlenmiş ve seçime katılabilmiştir. İsmail
Rüştü Aksal, Cenap Aksu, Nihat Erim ve Sedat Pek Milletvekili adayı olmaya hak
kazanmış olup, A.Faik Abasıyanık, Fuat Balkan, İbrahim Süreyya Yiğit, Ali Dikmen,
Amiral Şükür Okan ve İbrahim Süreyya Yiğit, yeterli oyu alamadığından
seçilmemişlerdir669.
1950 seçimlerinde Kocaeli’nin seçim sonuçlarını öğrenen Nihat Erim’in, “Zaten ümidim
yoktu” diyerek çıkarılması için oldukça çaba sarf ettiği seçim kanununa dair gönderme
yaparak; “Kendi elimle kesib yâre verdiğim kalem, fetva-ı hun-ı nahakkımı yazdı iptida”
dizelerini okuduğu belirtilmektedir670.
Nisan ayı boyunca seçimler öncesi CHP’nin düzenlediği toplantılar ve mitingler arasında
en öne çıkan, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Adapazarı’na gelerek yaptığı
konuşma olmuştur. 40 bine yakın vatandaşın katıldığı düşünülen bu konuşmaya ilgi
büyük olmuştur. İsmet İnönü beraberinde eşi olmak üzere, Nihat Erim ve bakanlardan
oluşan bir grupla şehre tren garından gelmiş, kalabalığın eşliğinde Gümrükönü
meydanında halkı selamlayarak konuşmasını gerçekleştirmiştir. Adapazarı’nın ülkede,
seçim konusunu en iyi anlayışla yürüten demokrasi merkezlerinden biri olduğunu
söyleyen İnönü, “Adapazarı’nda bizim vazife anlayış ve kavrayışımızı takip edeceksiniz.
Muarızlarınızın size karşı her çeşit davranışını kadirşinaslıkla karşılayacaksınız. Gelecek
günler için ehemmiyetli vazifelerin bizi beklediğini biliyorsunuz.” ifadelerine yer
vermiştir. Devamında, Adapazarı’nın günden güne inkişaf etmekte olduğunu, daha
yüksek idari temsili hak ettiğini ve bunu kendisinin her gelişinde görerek şahit olduğunu
belirtmiş ve dakikalarca alkışlanmıştır. Akabinde söz alan Nihat Erim de konuşmasında,
Adapazarı’nın il olmayı çoktan hak ettiğini ve bu hakkı iktidara geçerlerse mutlaka
vereceklerini ifade etmiştir. Eski Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, Tekel Bakanı
Şerafettin Bürge ve CHP İlçe Başkanı Burhan Akdağ da konuşmalarıyla yer
almışlardır671. Dolayısıyla Adapazarı’nın il olması konusu seçim öncesinde siyasilerin
temel gündemini teşkil etmiştir. Bu konuda verilen vaatler ve yaklaşımlar hem iktidar
hem de muhalefet partileri bakımından aynı yönde olmuştur.
669 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./341.1428.1. 670 Metin Toker, DP’nin Altın Yılları (1950-1954), İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1991, s. 14-15. 671 Hakikat, 12 Nisan 1954, Sayı: 55.
221
Seçim öncesinde, 24 Nisan 1954 günü, Adapazarı İlçe Seçim Kurulu Başkanı M. Kemal
Araz seçim sandıklarının belirlenmesi ve ilan edilmesini sağlamıştır. Buna göre
Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın Merkez mahallelerinde 53, Merkeze bağlı köylerinde 67,
Söğütlü bucağına bağlı köylerinde 22, Kazımpaşa bucağına bağlı köylerde 18, Sapanca
bucağı mahalle ve köylerinde ise 27 adet sandık kurulmuştur. Adapazarı’nda toplam 187
sandık ile seçimlere girilmiştir672.
Seçimlerin yaklaşmasıyla, CHP parti toplantıları ve mitinglere hız vermiştir. Nisan ayı
sonlarında ilçelerde çok sayıda açık hava toplantısı gerçekleştirilmiştir. 28 Nisan’da
Adapazarı merkez ve Hendek’te yapılan toplantılarda yoğun dinleyiciye ulaşılmış,
milletvekili adaylarının ve Nihat Erim’in katılarak konuşmacı olduğu bu toplantılarda,
DP iktidarının 4 senelik faaliyetleri eleştirilirken, CHP’nin Atatürk’ten devraldığı
demokrasi ve inkılaplar hakkındaki hassasiyet ve düşünceler ortaya koyulmuştur. Bu
toplantıdan 3 gün sonra yapılacak olan Milletvekili seçimlerinde, CHP’den aday
listesinde yer alan 12 kişinin isimleri açıklanmıştır673; Nihat Erim (Eski Başbakan
yardımcısı), İsmail Rüştü Aksal (Eski Maliye Bakanı), Fazıl Şerafettin Bürge (Doktor-
Eski Tekel Bakanı), İzzet Şükrü Enez (Eski Belediye Başkanı), Şahap Bilgisu (İzmit CHP
il başkanı), Tahsin Belül (Akyazı CHP ilçe başkanı), Hasan Atakan (General-Emekli ordu
komutanı), Nazmi Oğuz (İzmit Ticaret Odası başkanı), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Müfit
Saner (CHP il başkanı), Apdullah Köseoğlu (Doktor), Hasan Yazıcıoğlu (Avukat).
2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, toplam 5 siyasi parti katılmış
olup Türkiye geneli sonuçlara göre; CHP, %35,4 oy oranı ile toplam 541 olan Milletvekili
sayısının 31’ini alarak, %5,7 temsil oranı ile seçimden çıkmıştır. Ülke çapında, 8.300.000
vatandaşın oy kullandığı bu seçimler CHP’nin TBMM’de en az temsil oranına sahip
olduğu dönemi ifade etmektedir. CHP 3.240.000, DP 4.460.000 ve CMP, TKP ve
bağımsızlar 600.000 oy almışlardır674. Kocaeli’nden CHP’nin belirlediği adaylar yeterli
çoğunluğu kazanamadıklarından, meclise DP’nin adayları girebilmiştir.
1954 seçimlerinin ardından, Adapazarı’nda seçmenini artırmak için daha aktif çalışmalar
düzenlemesi gereken CHP, 1954-1956 yıları içerisinde ocak kongrelerini gerçekleştirmiş,
672 Hakikat, 24 Nisan 1954, Sayı: 65. 673 Hakikat, 28 Nisan 1954, Sayı: 68. 674 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33; Hakikat, 4 Mayıs 1954, Sayı:
72; Hakikat, 4 Mayıs 1954, Sayı: 72.
222
aynı zamanda parti müfettişleri yoluyla en güçlü rakibi olan DP’nin Adapazarı’ndaki
toplantı ve faaliyetlerini, kaydettiği üyeleri ve partiden ayrılan isimleri düzenli olarak
Ankara’ya genel merkeze rapor etmiştir. 1956 Haziran ayından itibaren merkez ocağına
bağlı Papuççular, Tığcılar, Mithatpaşa ve Kavaklar gibi pek çok mahallede toplantılarını
yapmıştır675. CHP’nin Adapazarı Merkez ilçe kongresi ise, Ekim 1956’da yapılmıştır.
Kongrede eski Adliye Bakanı Fuat Sirmen, Ankara il idare kurul azası Remziye Batur ve
Şeyda Güley de yer almışlardır. Kongrede parti aday yoklamaları yapılmış, delegelerin
konuşmaları gerçekleşmiştir. Akabinde idare heyeti seçimi yapılarak, Raşit Abasıyanık,
Reşat Adapazarılı, Muzaffer Şatıryiyit, Dursun Başer, Ali Deniz, Ekrem Oba, Hamit
Kandıralı, Nimet Elgin ve İbrahim Işıtan yeni idare heyeti kadrosuna seçilmişlerdir676.
27 Ekim 1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde CHP; %41,1 oy oranı ile 18 ilde tek
başına, 3 ilde DP ile müşterek olmak üzere toplam 610 olan Milletvekili sayısının 178’ini
almış ve bu şekilde %29,2 temsil oranına yükselmiştir. Bu seçimde de tek başına hükümet
kuran DP olmuş, CHP 3 seçim döneminde de hükümet kurmaya hak kazanamamıştır677.
Bu seçimler Sakarya için önemlidir çünkü il olarak kendi adına katıldığı ilk Milletvekili
Genel seçimi olmuştur.
1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde, Sakarya’nın il ve ilçeler itibariyle seçim sonuçları
incelendiğinde; toplam seçmen sayısı 147.842 olup, seçime katılan seçmen sayısı 57.459
kadın ve 63.450 erkek olmak üzere toplam 120.909 kişi olarak kaydedilmiştir. Toplam
sandık sayısı 559’dur. Seçime katılım oranı ise %81,78’dir678.
Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, CHP
Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler tablolar şeklinde belirtilmiştir.
675 Yeni Ada Postası, 5 Haziran 1956, Sayı: 1244. 676 Anadolu, 16 Ekim 1956, Sayı: 148. 677 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Erol Tuncer, 1957 Seçimleri, Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal
Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2010, s. 62, 74. 678 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59
223
Tablo 33: Sakarya İli ve İlçelerinde CHP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar
Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam
İ. Rüştü Aksal 15.195 3.973 6.569 4.875 3.179 1.252 35.043
H. Şükrü Adal 14.575 3.930 6.944 4.168 3.116 1.204 33.937
Burhan Akdağ 14.857 3.943 6.474 4.797 3.131 1.220 34.422
Hasan Atakan 14.632 3.953 6.476 4.797 3.125 1.211 34.194
Kemal Aydar 14.380 3.912 6.424 4.768 3.107 1.201 33.792
K.Cerrahoğlu 14.630 3.957 6.444 4.838 3.114 1.202 34.185
Nimet Elğin 14.480 3.933 6.438 4.764 3.098 1.197 33.910
Şeyda Güley 14.821 3.952 6.472 4.784 3.154 1.214 34.397
Toplam 117.570 31.553 52.241 37.791 25.024 9.701 273.880
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59
Sakarya’dan CHP adaylarının aldıkları oy toplamı, 273.880 olup, CHP’nin partili ve
bağımsız adayların aldığı toplam oylara nazaran oranı %28 iken, DP ve CHP adaylarının
toplamına göre, aldığı oy oranı ise %32,77’dir.679. Seçim sonuçlarına göre, Sakarya’da
CHP adaylarından hiçbiri yeni dönemde Milletvekilliğini kazanamamıştır. CHP
adaylarından Sakarya Merkez Adapazarı’ndan ve ilçelerden en fazla oyu alan kişi, İsmail
Rüştü Aksal olmuştur.
3.1.2.2. Demokrat Parti
17 Ocak 1946 tarihinde kurulan ve 29 Eylül 1960’a kadar siyasi faaliyetine devam eden
parti bu süre boyunca gerçekleşen dört Milletvekili seçimine de iştirak etmiştir.
Demokrat Parti’nin 1950 seçimleri öncesinde Adapazarı’nda halka partiyi tanıtmaya ve
muhalefete dair eleştirilerini ortaya koymaya yönelik toplantılar mitingler düzenlediği
görülmektedir. Partinin üye sayısını artırmak amacıyla Adapazarı ve bağlı bucak ve
köylerinde çok yönlü çalışmalar devam etmiştir. 3 Ekim 1948 tarihinde DP ilçe idare
kurulu tarafından Adapazarı’nda bir miting düzenlenmiş, bu mitinge Milletvekillerinden
Refik Koraltan ile İstanbul başkanı Prof. Abdurrahman Münip ve Samet Ağaoğlu ile
çevre kazalardaki idare kurulları üyelerinden bir grup katılmıştır. Mitingin yapıldığı gün,
DP’liler tarafından düzenlenen pehlivan güreşini seyretmeye gelen çok sayıdaki köylü de
bu mitinge katılmıştır. Samet Ağaoğlu uzun bir konuşma yapmıştır;
679 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-6.
224
“Hala bu milli heyecanın geçmesini bekleyenler vardır. Daha birkaç gün
evvel Ankara’da iktidarın resmî gazetesinde bir başyazar; bu bir fırtınadır ki
arkasından yağmur yağar, rüzgar eser ve biter diye yazıyordu. Bu yazar
milletlerin uyandırdıkları fırtınaların arkasından gelen yağmurların,
milletlerin azim ve iradelerine karşı koymaya kalkışanları boğan seller
yaptığını ve bu gibi kimseleri silip süpüren rüzgarlar estiğini unutmuş
gözüküyor” ifadeleri ile sözlerine başlayan Ağaoğlu, demokrasiye aykırı
olduğunu düşündüğü 21 Temmuz seçimlerindeki iktidarın tavrını ve
uygulamalarını eleştirmiştir. Ekonomik gidişatla ilgili eleştirisinden sonra
“Bu fenalıklar Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile çözülecektir. İktidara
gelmenin biricik yolu seçimdir. Bunun da belli başlı vasıtası paradır.”680
diyerek, DP’nin düzenlediği piyangoya halkın katılmasını ve bilet satın almalarını
istemiştir. Devamında, çeşitli konuşmacılar tarafından hükümetin icraatları
eleştirilmiştir. Konuşmalardaki ortak konular, hükümetin mali ve iktisadi
politikalarının yetersizliği, son dönemlerde özellikle şeker fiyatlarındaki artış ve hayat
pahalılığı karşısında yeni vergilerin ilave edilmesi olmuştur.
1950 seçimlerinde, milletvekili kota sayısı artan Kocaeli’nden, partilerin aday belirleme
işlemleri gerçekleşmiş ve DP adayları şu şekilde açıklanmıştır: General Saim Önhan
(Emekli Tümgeneral, DP Eski Müfettişi), Dr. Ethem Vasaf Akan (Sinir Hastalıkları
Uzmanı), Salih Kalemci (Çiftçi-DP İl Başkanı), Dr. Hüsnü Türkant (Başhekim), Mümtaz
Kavalcıoğlu (Tüccar), Dr. Ziya Atığ (Dahiliye Hastalıkları Uzmanı), Dr. Ekrem Alican
(Tüccar), Mehmet Yılmaz (Müteahhit-DP Hendek İlçe Başkanı), Yeredoğ Kişioğlu
(Avukat), Lütfü Türkoğlu (Avukat), Hamdi Başak (Tüccar), ve Kemal Tüzün (Tüccar)681.
Adayların belirlenmesinden sonra, seçim kuruluna gönderilen isimler, seçim
çalışmalarına başlamışlardır. Kocaeli Merkez ve Adapazarı başta olmak üzere ilçelerde,
bucak ve ocaklarda çeşitli toplantılar ve halka yönelik seçim propagandaları
yürütülmüştür.
DP, 14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde tek başına hükümet kuracak
çoğunluğu sağlamıştır. Uygulanan seçimde Türkiye Geneli sonuçlara bakıldığında; DP,
680 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./440.1823.2 681 Tuncer, 1950 Seçimleri, s. 284; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 274.
225
%52,7 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan Milletvekili sayısının 415’ini almış, bu
şekilde %85,2 temsil oranı ile seçimleri tamamlamıştır682. Bu seçimlerin ardından, DP
oyların ve Milletvekilliklerinin büyük çoğunluğunu kazanarak, iktidarı 27 yıl sonra
CHP’den devralmıştır. Genel yaklaşıma göre bu bir “Ak Devrim”dir. Nitekim, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucusu olan parti, kansız ve ayaklanmasız bir şekilde hükümet etme
yetkisini yeni bir partiye devrederek, ana muhalefet partisi konumuna geçmiştir.
14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerde, Kocaeli’nde seçime katılım oranı %91,4 olup,
DP %59,2 oranıyla oyların çoğunluğunu almış ve 11 adayı da meclise girmeye hak
kazanmıştır. Milletvekili seçilen Ethem Vasaf Akan, Ekrem Alican, Ziya Atığ, Hamdi
Başak, Salih Kalemci, Mümtaz Kavalcıoğlu, Yeredoğ Kişioğlu, Saim Önhan, Lütfü
Tokoğlu, Hüsnü Türkand ve Mehmet Yılmaz 22 Mayıs 1950’de mazbatalarını alarak,
TBMM’nin IX. Döneminde göreve başlamışlardır683. Bu dönemde Türkiye’de seçim
sonuçları iller bazında yayınlanmış olup, hangi adayın hangi ilçeden ne kadar oy aldığı
ile ilgili bir liste oluşturulmamıştır. Bu sonuca göre, 1950 seçimleri, Kocaeli bölgesinde
de yurt genelinde olduğu gibi, kurulan muhalefet partisinin hızla benimsenerek iktidara
taşınmak istendiğini ve bölgedeki DP teşkilatının çalışmalarının başarılı sonuçlanarak,
çıkarmış olduğu adayların da halk tarafından beğeniyle karşılandığını göstermiştir.
DP’nin, 1950-1952 arasındaki dönemde Adapazarı’nda Merkez, bucak ve ocak
kongrelerini gerçekleştirerek, sürekli aday yoklamalarını titizlikle yaptığı yerel basındaki
haberlerden anlaşılmaktadır. Gelecek seçimlere Adapazarı’ndan daha güçlü girebilmek
adına düzenli olarak kongrelerini gerçekleştirmiştir. Bu kongrelere DP
Milletvekillerinden bazıları ve DP parti müfettişleri de katılmışlardır. 1952 yılı Şubat ve
Mart aylarında DP Budaklar bucak kongresi, Yeni Cami bucak kongresi, Kayalar,
Söğütlü, Kazımpaşa bucak kongreleri yapılmıştır684. Kötü hava şartlarına rağmen
köylülerin yoğun katılımıyla gerçekleşen kongrelerde; yol, su, kanalizasyon ve tapulama
işleri ile ilgili dilekler ve ihtiyaçlar üzerinde durulan ana konular olmuştur. Merkez bucak
kongresinde, bucak başkanı olan Osman Erkaya senelik faaliyet raporunu delegelere
okumuştur. Bu kongrede yapılan seçimle, yeni idare heyeti belirlenmiştir. Buna göre,
682 Tuncer- Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 184. 683 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./341.1428.1; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s.
275. 684 Adapazarı Akşam Haberleri,18 Şubat 1952, Sayı: 63; 7 Mart 1952, Sayı: 79.
226
Avukat Nazmi Akıncı 24, Selami Savaş 20, Hamdi Bayer 18, Yavuz Kavafoğlu 17,
Osman Erkaya 14, Rıza Açıkel 12, Ahmet Arttan 9 oyla idare heyetine seçilmişlerdir685.
DP, aldığı bir kararla 1952 yılından sonra ocak kongrelerine 1956 yılına kadar ara verecek
olup, bu yıl içindeki kongreler 1954 seçimlerinden önceki son ocak kongreleridir.
DP Adapazarı ilçe kongresini ise, 7 Nisan 1952 tarihinde gerçekleştirmiştir. Merkez
kıraathanesinde Milletvekili Ekrem Alican’ın başkanlığında toplanan kongre 24 saat
devam etmiş, ilçe başkanı Şeref Davran bir senelik faaliyet raporunu okumuş, ikinci
Başkan Yavuz Kavafoğlu bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında, hararetli geçen
kongreler hakkında ve parti idare heyetinin çalışmalarının yetersizliği konusunda
açıklamalar yapmıştır. “İlçe idari heyeti bu yıl hiç çalışmamıştır. Partinin esas
çekirdeğini teşkil eden ocak ve bucaklarla hiçbir surette meşgul olunmamıştır” diyen
Kavafoğlu, kongrede bulunan diğer partililere hitaben “Biz burada fikir çarpışmaları
yaparken zannedilmesin ki DP’de bir huzursuzluk vardır” açıklamasında bulunmuştur.
Akabinde, idare heyetinden Nazmi Akıncı söz almış ve “Partimiz Adapazarı’nda
maalesef iktidar partisine yakışacak durumda değildir. Milli bayramlarda, diğer milli
merasimlere bizim partiden iştirak eden dahi bulunmaz” diyerek eski idare heyetinin
yeterince çalışmadığından bahsetmiştir. Yeni Camii delegesi Abidin Mocan ise
konuşmasında, işçi davasında idare heyetinin pasif kaldığını ifade etmiştir. Diğer
delegelerin de konuşmalarından sonra, idare heyeti seçimi gerçekleşmiş, buna göre; Şeref
Davran, Yaşar Bir, Süleyman Şumnulu, İbrahim Kangal, Yavuz Kavafoğlu, Murat
Coşkun, Ethem Oktay seçilmişlerdir. İl kongresine gönderilecek delegeler de
belirlenmiştir. Şevki Özdemir, Yaşar Bir, Ethem Oktay, Nazmi Akıncı, Süleyman
Şumnulu, Yavuz Kavafoğlu, Şeref Davran, Selami Savaş, İbrahim Aydın, Faik Kuşkan,
Mehmet Atam, Mustafa Esendemir, Suavi Damalı, Abidin Mocan, Murat Tınaz, Murat
Coşkun, Sabri Bostancı ve Hasan Pir bu listeye seçilmişlerdir686.
Seçim öncesi, Demokrat Parti milletvekili adaylarının, merkezden seçileceği yönünde bir
haber gündeme gelmişse de teyit edilmemiştir. Bu durumda, 28 Mart 1954 Pazar günü,
Kocaeli’nin bütün kazalarında 60 milletvekili adayı için yoklama yapılacak ve bu
yoklamaya kaza idare heyeti azaları, nahiye idare heyeti reisleri ve ocak başkanları
685 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mart 1952, Sayı: 93. 686 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Nisan 1952, Sayı: 105; 8 Nisan 1952, Sayı: 106.
227
katılacaklardı. Kazalardan gelen yoklama mazbatalarının sonunda en çok oy alan 10 kişi
DP Kocaeli milletvekili adayı olarak belirlenecektir687.
Seçimlerden kısa bir süre önce, 21 Nisan 1954 tarihinde, Cumhurbaşkanı Celal Bayar
beraberinde İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı olmak üzere, Adapazarı’na gelmiştir. 15 bin
kişiye yakın kalabalık bir kitle tarafından karşılanan Bayar ve Yırcalı, yaptıkları
konuşmalarda, Adapazarı’nın il olması konusundaki temennilerini dile getirmişler ve
Bayar, dün ile bugün arasında çok fark olduğunu belirterek, “bir daha Adapazarı’na
gelmeyeceğim. Sakarya Vilayetine geleceğim” diyerek Adapazarlılara bu konudaki
kararını iletmiştir. Yırcalı ise, DP hükümetinin 4 yıl içerisinde yapmış olduğu
çalışmalardan bahsetmiştir688.
Hükümet, 2 Mayıs’ta genel seçimlerin yapılması kararını alarak bunu illere duyurmuş,
seçim kanunundaki değişikliğe bağlı olarak hazırlık kapsamında, seçim defterleri ve
kartlarının yenilenmesi işleri başlatılmıştır689. Şubat ayında, ilde DP il seçim komitesi
oluşturulmuş ve başkanlığına Dursun Erol seçilmiştir690. Bu komite seçimlerin başarıyla
yapılması işinden sorumlu olacaktır.
Seçimlere DP’den katılmak isteyenler için, 14 Mart 1954’e kadar il idare heyetine
başvurularını yapmaları duyurulmuştur. Yapılacak yoklamada adayları ilçe idare kurulu
üyeleri ve il idare kurulu üyeleri seçecektir691.
Adaylık için başvuruların tamamlamasıyla, Kocaeli bölgesinden başvuran adayların bir
kısmı yerel basından duyurulmuştur. 38 isim şunlardır;
Halit Tarancı, Turan Güneş, Burhanettin Erinkur, Kemal Menez, Nazmi Özkalber, Kazım
Lakay, Şeref Davran, Mustafa Tığlı, Necdet Güven, Muzaffer Şahinoğlu, Cemal Tüzün,
Kadir Satıryiğit, Ramzan Dinç, Muzaffer Tansuğ, Refik Bülbül, Zahide Işın, Sadi
Ataergin, Niyazi Gülerman, Enver Kaya, Nüzhet Akın, Necati Yokeri, Ali Dilek, Sait
Erdem, Yaşar Bir, Ahmet Karaosman, Selami Dinçer, Hamdi Bayer, Ethem Oktay,
Sadettin Yalım, İsmail Pekaydın, Dursun Erol, Sefer Göksel, Necati Temel, İshak
687 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Mart 1954, Sayı: 700. 688 Hakikat, 22 Nisan 1954, Sayı: 64. 689 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ocak 1954, Sayı: 654. 690 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Şubat 1954, Sayı: 657. 691 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Şubat 1954, Sayı: 671; 13 Mart 1954, Sayı: 692.
228
İskenderoğlu, Hasan Pir, Vehbi Aykut, Ragıp Burak ve Kadri Şatıryiğit692. Mevcut
milletvekillerinin isimleri bu listede yoktur çünkü onlar direk aday olarak kabul
edilmektedirler.
28 Mart’ta, Kocaeli’nin bütün kazalarında kabul edilen 60 aday için yoklama yapılarak,
yoklama sonucunda seçilen isimler DP Kocaeli Milletvekili adayı olacaklardır. DP’de
parti içindeki şansı yüksek görülen iki isim Şeref Davran ve Mustafa Tığlı liste dışında
kalmışlardır. Aday listesine giren isimler; Ekrem Alican, Cemal Tüzün, Turan Güneş,
Sadettin Yalım, Hamza Osman Erkan, Sefer Göksel, Nüzhet Akın, Nüzhet Unat, Kazım
Meriç, Selami Dinçer, Ziya Atığ ve Hamdi Başak olmuşlardır693.
2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, Türkiye geneli sonuçlara göre;
DP, %57,6 oy oranı ile toplam 541 olan Milletvekili sayısının 502’sini alarak, %92,8
temsil oranı ile seçimden tek başına hükümet kuracak şekilde çıkmıştır694. Seçim
sonucuna göre, Kocaeli’nden belirlenen DP adaylarının tamamı meclise girmeye hak
kazanmıştır. CHP milletvekili çıkaramamıştır. Adapazarı’nda seçimler olaysız ve sakin
geçmiş, katılım %90 üzerinde olmuştur. CHP’nin kuvvetli olduğu köylerin bir kısmının
DP adaylarına oy verdikleri görülmüştür. Seçimlerin Adapazarı’ndaki neticesi yerel
basında şu şekilde belirtilmiştir; 187 sandıktan, Ekrem Alican 31.527 ile en çok oyu alan
aday olmuştur. Ziya Atığ 30.761, Kazım Meriç 30.737, Turan Güneş 30.639, Hamdi
Başak 30.490, Cemal Tüzün 30.345, Nüzhet Akın 30.338, Hamza Osman 30.244, Nüzhet
Unat 30.178, Sefer Göksel 30.174, Sadettin Yalım 30.006 oyla seçilmişlerdir695.
1954 seçimleri DP için önemli bir başarıya dönüşmüştür. Meclisteki sandalyesi 503’e
yükselerek, ülke genelinde kazandığı açık ara zaferden sonra, yüksek bir temsil gücüne
sahip olmuştur. TBMM X. dönem çalışmaları 14 Mayıs’ta başlamış, Celal Bayar yeniden
Cumhurbaşkanlığına, Refik Koraltan Meclis Başkanlığına seçilmiş, Adnan Menderes III.
Menderes hükümetini kurmuştur696.
1 Aralık 1954 tarihinden sonra Sakarya’da ilk defa DP il kongresi düzenlenmiştir. 10
Nisan 1955 günü, Atlas Sineması salonunda düzenlenen kongreye, 92 delege ile yoğun
692 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Mart 1954, Sayı: 694. 693 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Mart 1954, Sayı: 705. 694 Tuncer, 1957 Seçimleri, s. 62, 74. 695 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mayıs 1954, Sayı: 732. 696 Ayın Tarihi, 14 Mayıs 1954; Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Mayıs 1954, Sayı: 742.
229
bir katılım olmuş, genel merkezi temsilen parti müfettişi ve Çankırı Milletvekili Celal
Boynuk katılmıştır. Yapılan yeni idare seçimleri sonunda, parti kurucularından Yaşar Bir
il başkanı olmuş, ikinci başkanlığa Ali Dilek, muhasipliğe Ethem Oktay, katipliğe Necati
Temel getirilmişlerdir. Mevcut il başkanı Mustafa Tığlı ise idare heyetinde yerini
almıştır697.
DP Genel Merkezi’nin aldığı bir kararla, tüm ülke genelinde ocak kongrelerine 1952-
1956 yılları arasında 4 sene boyunca ara vermiştir. Seçimler öncesinde, genel merkezin
verdiği direktifle Kocaeli-Sakarya bölgesinde ocak kongrelerine Mart 1956’da tekrar
başlama kararı alınmıştır. 18 Mart 1956 tarihinde, ilk ocak teşkilatının kurulduğu
Yenicamii semtine bağlı Mithatpaşa Mahallesi’ndeki parti ocağının kongresini
gerçekleştirmiştir. Saray Sinemasında yapılan kongreye, kalabalık bir partili grubu
katılmıştır. Adnan Menderes’i temsilen katılan Milletvekili Celal Yardımcı ve Ankara
Milletvekili Atıf Benderlioğlu iktidarın icraatlarından bahsederek muhalefete seslenen
konuşmalar yapmışlardır. Belediye Başkanı Necdet Güven de belediyenin çalışmalarını
aktarmıştır. Ocağın yeni idare heyeti belirlenmiş ve daha sonra diğer ocaklardaki
kongreler başlamıştır. Solaklar, Belenciler, Kurtbeyler, Kurudil, Maksudiye ve Beylikışla
köylerinden başlamak üzere birçok köyde ve Orta Mahalle, Tığcılar, Akıncılar, Tuzla,
Yenigün, Semerciler, Yağcılar, İstiklal Mahalleleri başta olmak üzere tüm ocaklarda
kongreler tamamlanmıştır. Bu kongrelere ve toplantılara, Milletvekillerinden Cemal
Tüzün, Selami Dinçer, Nuzhet Akın, Nuzhet Unat ve Hamza Osman Erkan ile il başkanı
Yaşar Bir katılarak, gerek partinin çalışmaları hakkında bilgiler vermişler gerek se
muhalefetin yönelttiği soruları yanıtlamışlardır. Ayrıca, Milletvekilleri TBMM’de
yaptıkları çalışmaları kendilerine gönderilen mektup ve dilekçeler hakkındaki
değerlendirmelerini dinleyicilere aktarmışlardır. Belediye Başkanı Necdet Güven ise,
belediyenin genel çalışmaları hakkında Sakaryalılara beyanatlar vermiştir. 10 Nisan’a
kadar devam eden bu kongrelerden sonra, bucak kongreleri başlamıştır698.
1956 yılı içerisinde, Demokrat Parti müfettişlerinden Milletvekilleri Muhit Özkefeli ve
Servet Hacıpaşaoğlu parti idare kurulu ile görüşmeler gerçekleştirmiş, kısa sürede birkaç
defa toplantı düzenlemiş ve DP’nin seçimlerden önceki durumunu tespit etmişlerdir.
697 Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254. 698 Yeni Ada Postası, 19 Mart 1956, Sayı: 1180; 26 Mart 1956, Sayı: 1186; 30 Mart 1956, Sayı: 1190; 2
Nisan 1956, Sayı: 1192; 9 Nisan 1956, Sayı: 1198; 5 Haziran 1956, Sayı: 1244.
230
Ayrıca aynı yılda düzenlenen Ocak kongrelerine de katılmaya çalışmışlardır699. Bu
teftişlerde, DP’nin Sakarya’daki siyasi üstünlüğünü koruduğunu belirtmişlerdi.
Bucak kongreleri Temmuz 1956 itibariyle başlamış, ilk olarak Karaağaç bucağında
Milletvekili Hamdi Başak’ın da katılımı ile gerçekleşmiştir. Belediye başkanı ve diğer
parti üyelerinin de katıldığı toplantı Türk Musikisi Cemiyeti salonunda organize
edilmiştir. İdare heyetinin belirlenmesinden sonra, Akyazı-Çatalköprü nahiyesi
kongresine geçilmiştir Bu dönemde Akyazı kazasında DP’deki görevinden alınan bazı
isimler tekrar görevlerine döndürülmüş, seçimlerden önce ciddi bir kadro değişikliğinin
önüne geçilmiştir şeklinde yorumlanabilir. Temmuz-Ağustos aylarında bucak kongreleri
hızla devam etmiş, Yenicami Bucak kongresinde yapılan konuşmalarda, HP lideri Ekrem
Alican ve diğer muhalefet liderlerine yönelik cevaplar ile partinin hesap ve faaliyet
raporları açıklanmıştır700.
Geyve kazasında DP Merkez nahiye kongresi 1956 Ağustos ayında yapılmış, DP il
teşkilatından Abidin Mocan ile Mustafa Tığlı’nın katılımı ile kongrede idare heyeti
seçimi yapılarak parti faaliyet raporları okunmuştur701. Sapanca DP nahiye kongresi Ekim
ayında gerçekleşmiş, kongreye katılan Milletvekili Saadettin Yalım; “Sakarya DP’nin
kalesidir. İstiklal Savaşı’nda da kalesiydi” dediği konuşmasıyla eleştirilere muhatap
olmuştur702. Karasu’da Ekim ayında toplanan DP ilçe kongresinde, Sebahattin Arslan ve
grubu seçimi üstünlükle kazanmışlardır. Kongrede İl Başkanı Yaşar Bir, Milletvekili
Hamdi Başak ve DP parti müfettişi Muhittin Özkefeli de yer almış, kongre sorunsuz bir
şekilde tamamlanmıştır703.
Kasım 1956’da ise, Adapazarı DP ilçe kongresi yoğun bir delege katılımıyla toplanmış,
kongreye DP Milletvekillerinden Cemal Tüzün, Selami Dinçer, Nüzhet Akın, Hamdi
Başak, Sadettin Yalım ve DP parti müfettişleri de katılmışlardır. Bu kongrede, bazı
delegeler Belediye Başkanı Necdet Güven hakkında eleştiride bulunmuş, vatandaşa iyi
davranmadığı yönünde açıklama yapmışlardır. Yeni ilçe idare kurulu belirlendiğinde,
Baha Hun, Yavuz Kavafoğlu, Mahir Durukan, Nihat Berköz, Yahya Alantar, Osman
699 Yeni Ada Postası, 21 Ocak 1956, Sayı:1131. 700 Yeni Ada Postası, 23 Haziran 1956, Sayı: 1260; 9 Temmuz 1956, Sayı: 1273; 16 Temmuz 1956, Sayı:
1279; 6 Ağustos 1956, Sayı: 1294. 701 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 702 Anadolu, 9 Ekim 1956, Sayı: 142. 703 Anadolu, 27 Ekim 1956, Sayı: 158.
231
Sertel, Sait Çelikkan idare heyetinde yer almış Belediye Başkanı Necdet Güven ise yedek
olabilmiştir704.
Sakarya DP Milletvekillerinin meclisteki faaliyetleri bu dönemde yerel gazetelerde
yayınlanarak, ilin sorunları ve yapılması gereken işleri maddeler halinde sıralayan
Milletvekilleri, istekleri takip ettiklerini belirtilmeye çalışmışlardır. Kasım 1956’da DP
Meclis Haysiyet divanı başkanlığına, Sakarya Milletvekili Selami Dinçer’in seçilmesi
Sakarya’daki DP teşkilatının elini kuvvetlendiren bir gelişme olmuştur705.
1957 seçimlerine giderken, Sakarya’da büyük çaplı organizasyonlarından biri de
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın şehri ziyareti ve halka yaptığı konuşma olmuştur. Bayar,
belediye balkonundan Gümrükönü meydanındaki yoğun dinleyici grubuna seslenmiş,
samimi ifadeleri ile konuşmasını tamamlamıştır. Bu ziyaret Sakaryalıların yoğun ilgisi ve
katılımı ile karşılanmıştır706.
27 Ekim 1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde DP; %47,9 oy oranı ile 44 ilde tek başına,
3 ilde CHP ile müşterek olmak üzere toplam 610 olan Milletvekili sayısının 424’ünü
almış, bu şekilde %69,6 temsil oranına gerilemiştir. Buna rağmen diğer partilerin oy
oranları dolayısıyla tek başına hükümet kurmaya hak kazanmıştır707.
Seçime katılma oranının Sakarya ilçelerinde %90’a ulaştığı Sakarya genelinde ise
%81,78 olduğu bu seçimde, Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve
Sapanca ilçeleri toplamında, DP Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler seçim
cetvelinden derlenerek tablo şeklinde belirtilmiştir.
704 Anadolu, 6 Kasım 1956, Sayı: 166. 705 Anadolu, 28 Kasım 1956, Sayı: 185. 706 Celal Bayar’ın konuşmasının metni siyasi kısımda ilgili başlıkta verilmiştir. Yeni Ada Postası, 22 Mart
1956, Sayı: 1183. 707 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,
s.34.
232
Tablo 34: Sakarya İli ve İlçelerinde 1957 DP Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar
Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam
Selami Dinçer 28.035 9.973 13.011 7.961 7.716 3.688 70.384
H. Osman Erkan 27.949 9.945 12.961 7.940 7.688 3.679 70.162
Nüzhet Akın 27.982 9.944 12.995 7.947 7.700 3.683 70.251
Hamdi Başak 27.899 9.947 12.984 7.884 7.707 3.705 70.126
N.Kirişçioğlu 27.946 9.942 12.959 7.948 7.658 3.682 70.135
Baha Hun 28.395 9.966 12.982 7.966 7.712 3.723 70.744
Tacettin Barış 27.972 9.940 12.977 7.943 7.681 3.683 70.196
Rifat Kadızade 27.876 9.944 12.973 7.941 7.575 3.677 69.986
Toplam 224.054 79.601 103.842 63.530 61.437 29.520 561.984
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59.
Sakarya ili ve ilçelerinden DP adaylarının aldığı toplam oy 561.984 olup, aynı seçimde
CHP adayları 273.880 oy almıştı. İki partinin adaylarının aldıkları oy toplamında, DP
adaylarının oy oranı %67,23 olmuştur. Partili ve bağımsız adayların aldıkları oyların
toplamına göre, DP adaylarının oy oranı ise, %42,36 olarak belirlenmiştir708. Tablodaki
verilere göre, DP adayları arasında Sakarya Merkez Adapazarı’ndan en fazla oyu alan
isim, Baha Hun olmuştur. İlçeler arasında, Hendek’te yine Baha Hun, Karasu ilçesinde
Hamdi Başak en fazla oyu alırken, diğer ilçelerde Selami Dinçer üstünlüğü kazanmıştır.
Tabloda ismi geçen 8 DP adayının tamamı seçimi başarıyla tamamlamış ve Milletvekili
olmaya hak kazanmışlardır.
3.1.2.3. Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi
20 Temmuz 1948 tarihinde kurulan parti, 1953’de mahkeme kararı ile kapatılana kadar
sadece 1 seçime katılmıştır. 1948 ara seçimlerine iştirak etmemiş olan parti, 1950
seçimlerinde 22 ilden katılmasına rağmen sadece Kırşehir’den seçilen Osman Bölükbaşı
meclise girmiştir709. 14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde Türkiye
Geneli sonuçlara bakıldığında; MP, %3,1 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan
Milletvekili sayısının sadece 1’ini alabilmiş, bu şekilde %0, 2 temsil oranı ile ilk kez
katıldığı seçimleri tamamlamıştır710.
708 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-6. 709 Ahmet Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Siyasi Hayata Geçiş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara:2001,
s.175-177. 710 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 185.
233
MP’nin Adapazarı’nda 1952 yılında bucak kongreleri yapılmış, Yeni Camii bucak
kongresi 10 Şubat’ta parti lokalinde düzenlenmiştir. Kongrede hükümetin ve
Belediye’nin faaliyetleri eleştirilmiş, özellikle Belediye işleri konusunda yapılan
eleştirilere dair kongrede bulunan Suavi Damalı yapılan ve yapılacak olan çalışmaları
anlatmıştır. Aday yoklamaları alınarak, seçimlerden önce partinin Adapazarı’ndaki
durumu değerlendirilmeye çalışılmıştır711.
12 Şubat 1954 tarihinde MP’nin devamı niteliğinde kurulan CMP ise, 16 Ekim 1958’de
Türkiye Köylü Partisi ile birleşinceye kadar iki seçime katılmıştır. Bunlar 1954 ve 1957
seçimleridir.
Yaklaşan 1954 seçimleri öncesi, yerel basına yansıyan haberlere göre, Kocaeli’nden CHP
ve MP’nin ortak aday çıkaracağı ve seçime CHP’nin 8, MP’nin 5 aday koyarak ortak liste
ile girecekleri şeklinde iddialar yer almıştır712. Ancak seçim döneminde böyle bir ittifakın
Kocaeli’nde gerçekleşmediği görülmüştür.
Ülke genelinde MP, 2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, %4,9 oy
oranı ile toplam 541 milletvekili sayısının 5’ini alarak, %0,9 temsil oranı ile seçimden
çıkmıştır713.
Tüm yurt genelinde olduğu gibi, CMP de seçimler öncesi adaylarını belirlemek amacıyla
yoklamalarını 4 Nisan 1954 tarihinde yapmıştır. Adaylığı kazanan on isim; Sadettin
Hazer, Orhan Bekir Vahdettin Aytan, Nurettin Şapal, Müeyyet Akarsu, Ali Rıza
Alpaslan, Yusuf Ziya Kösemen, Safer Arıtan, Kamil Kodal ve Niyazi Ataman olmuştur.
Adayların çoğunluğu Avukat, Savcı yardımcısı gibi hukukçulardan oluşmakla, asker ve
memurlar da bulunmaktadır714. Seçim sonucunda Kocaeli’nden DP milletvekili çıkaran
tek parti olmuştur.
Sakarya il olduktan sonra, Adapazarı ilçesinde CMP kongresi 1955 Mayıs ayında
gerçekleşmiş, partinin idare heyeti belirlenmiştir. Buna göre; Ziya Özbakır, Ali Tunalı,
Murat Çankaya, İlyas Taşoğlu, Ahmet Salman, İbrahim Kılıç, İsmail Koçdemir, Şükrü
711 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Şubat 1952, Sayı: 57. 712 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mart 1954, Sayı: 682. 713 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33, 183. 714 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48; 6 Nisan 1954, Sayı: 50.
234
Örge, Hasan Allahverdi ve Hakkı Dalay ilçe idaresini oluşturmakla
görevlendirilmişlerdir715.
27 Ekim 1957 Milletvekili seçimlerinde ise CMP, ülke genelinde oy oranını %7,1’e
yükseltmiş ve toplam 610 milletvekili arasında 1 ilden 4 milletvekili çıkarmıştır. Bu il
Kırşehir’dir. Temsil oranı %0,6 olmuştur716. Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek,
Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, CMP Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler
seçim cetvelinden derlenerek tablo şeklinde belirtilmiştir.
Tablo 35: Sakarya İli ve İlçelerinde CMP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar
Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam
Müeyyet Akarsu 2.600 1.132 145 887 1.276 316 6.356
Şehabettin
Fındıkoğlu 2.428 1.131 140 884 1.145 311 6.039
Hüseyin Maveralı 2.414 1.131 138 890 1.247 310 6.130
Y. Ziya Kösemen 2.469 1.134 140 883 1.254 313 6.193
Fikret Çermen 2.409 1.125 138 883 1.250 310 6.115
Niyazi Dayıoğlu 2.409 1.129 138 879 1.242 312 6.109
Cevat Çoruh 2.432 1.127 138 884 1.157 312 6.050
Sefer Arutan 2.431 1.127 139 903 1.253 310 6.163
Toplam 19.592 9.036 1.116 7.093 9.824 2.494 49.155
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-60.
Seçim sonuçlarına göre, 120.909 seçmenin oy kullandığı bu seçimde, Sakarya Merkez
Adapazarı’nda CMP adaylarının aldığı oy 19.592 iken, ilçeler toplamıyla 49.155’dir.
CMP adaylarından en fazla oyu alan isim, Müeyyet Akarsu hem Adapazarı Merkez’de
hem de Geyve, Karasu ve Sapanca ilçelerinde birinci sıradadır. Hendek ilçesinde Sefer
Arutan, Akyazı’da Yusuf Ziya Kösemen en çok oyu kazanan isimler olmuştur.
3.1.2.4. Türkiye Köylü Partisi
19 Mayıs 1952 tarihinde kuruluşunu tamamladıktan sonra 1954 Genel Milletvekili
seçimlerine hazırlanan TKP, 2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan seçimlerde, %0,6 oy oranı
ile, 541 vekilin yer aldığı TBMM’ne girmeyi başaramamıştır.717.
715 Demokrat Sakarya, 17 Mayıs 1955, Sayı: 284. 716 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,
s.34. 717 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33-35, 186.
235
1954 Milletvekili seçimlerine Kocaeli’nden de katılan partinin il adayları seçim öncesi şu
şekilde açıklanmıştır718. Kemal Üzel (Emekli General), Ömer İskender (Emekli General),
Sami Halil (Doktor), Fehmi Tokay (Yük. Mühendis), Necati Yakar (Emekli Yarbay), Ali
Nevruz Tuksavul (Avukat), Hidayet Öztürk (Emlakçı), Cemil Yaser (Avukat), Şükrü
Çiftçi (Çiftçi), Faik Örnek (Tüccar), Mustafa Moralı (Çiftçi).
Nisan ayında seçime yönelik toplantılar düzenleyen parti, Adapazarı’nda postane binası
önünde bir açık hava toplantısı gerçekleştirmiştir. Bu toplantıda, bir uçak kazası
sonucunda kaybettikleri Parti Genel Başkanı Remzi Oğuz Arık’ın teessürle anılması ile
konuşmacılar söz almışlardı. İlçe Başkanı Hidayet Öztürk ve idare heyeti üyeleri bazı
konulara değinmişler, demokrasi hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Ali Nevruz
Tuksavul; “Bu memlekette hürriyet vardır, fakat hürriyetin teminatı yoktur. Tıpkı bunun
gibi anayasa vardır. Fakat anayasanın teminatı yoktur” sözleri ile konuşmalarında
anayasa mahkemesinin kurulmasına işaret ederken, seçim kanunu ve bazı kanunların tadil
edilerek güncellenmesini istediklerini belirtmişti. Devletçiliği kabul etmediklerini
belirterek, “Devlet ticaret yapamaz. Ancak vatandaş ticaret yapar ve devlete vergisini
öder” ifadeleri ile ekonomi yaklaşımlarını dile getirmiştir. Bu dönemde Remzi Arık’tan
boşalan genel başkanlığa Cezmi Türk seçilmiştir719.
1957 seçimlerine katılmayan parti, seçimlerin ardından kısa süre sonra 16 Ekim 1958
itibariyle CMP ile birleşme kararı almış, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi CKMP
ismiyle siyasi hayata devam etmiştir720.
3.1.2.5. Hürriyet Partisi
HP’nin Sakarya’da teşkilatlanma faaliyetlerinin ardından, Hürriyet Partisi kurucularından
ve Kocaeli Milletvekili olan Ekrem Alican’ın da katıldığı büyük bir kapalı toplantı
gerçekleştirilmiştir. Bu toplantı, partinin ildeki ilk toplantısı olmuştur. 8 Nisan 1956
tarihinde Saray Sinemasında yapılan toplantıda, parti kurucularından Fethi Çelikbaş ve
Ekrem Alican, iktidarı sert sayılabilecek bir şekilde eleştiren konuşmalar yapmışlardır721.
1956’da yaklaşan seçimlerden önce parti il merkezinde bir basın toplantısı yaparak,
718 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48. 719 Hakikat, 7 Nisan 1954, Sayı: 51; 9 Nisan 1954, Sayı: 53. 720 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.186. 721 Yeni Ada Postası, 9 Nisan 1956, Sayı: 1198.
236
partinin çalışmaları hakkında bilgiler vermiş parti programını aktarmış ve yaklaşan
seçimler öncesinde partiler arasındaki işbirliğine dair sorulara cevap vermiştir. O’na göre;
“Memleketimizde siyasi mücadele hayatı henüz samimiyet ve ideal
ölçülerinden nasibini kâfi derecede alamamaktadır”. Seçim öncesi, “İktidar
partisi dahil bütün siyasi teşekküller programlarında demokratik rejime
inandıklarını ve bu rejimin memlekette tam ve kâmil bir surette tesisi için her
türlü gayreti sarf edeceklerini milletimize vaad ve taahhüt ettiklerinden…bu
müessese ve uzuvları bir an evvel kurmak için bu siyasi teşekkülleri hep
birlikte gayrete” davet etmiştir722.
İlk olarak 1957 Milletvekili Genel seçimlerine katıldığı görülmektedir. 27 Ekim 1957
Milletvekili seçimlerinde HP yurt genelinde, oyların %3,8’ini alarak, 610 vekil arasında
4 adet vekil ile temsil edilecektir. Bu il Burdur’dur. Buna göre temsil oranı %0,6’dır723.
Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, HP
Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler seçim sonuç cetvelinden derlenerek tablo
şeklinde belirtilmiştir.
Tablo 36: Sakarya İli ve İlçelerinde HP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar
Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam
Ekrem Alican 4.769 1.090 1.249 978 741 530 9.357 Feridun Ergin 4.461 1.065 1.176 919 837 496 8.954 Turan Güneş 4.635 1.071 1.222 951 718 521 9.118 Ali İhsan Çelikkan 4.346 1.056 1.179 924 694 497 8.696 Salih Sipahier 4.115 1.058 1.146 906 658 472 8.355 Şeref Davran 3.996 1.053 1.136 897 661 478 8.221 Metin Karagülle 4.037 1.064 1.128 912 657 472 8.270 Niyazi Akyüz 3.925 1.021 1.124 948 679 470 8.167 Toplam 34.284 8.478 9.360 7.435 5.645 3.936 69.138
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-60.
Seçim sonuçları yorumlandığında, Sakarya HP Milletvekili adayları arasında, Merkez
Adapazarı’ndan en fazla oyu Ekrem Alican’ın aldığı görülmektedir. Ekrem Alican aynı
722 Anadolu, 1 Eylül 1956, Sayı: 109. 723 BCA, Fon Kodu; 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,
s.34, 185.
237
zamanda Karasu ilçesi hariç ilçeler genelinde de oyların çoğunluğunu kazanan isimdir.
Karasu ilçesinde en çok oyu Feridun Ergin almıştır.
3.2. Belediye Meclisi (Belediye Başkanlığı) Seçimleri
Yetki ve sorumlulukları 1580 Numaralı Belediye Kanunu724 ile belirlenmiş olan
Belediyelerde, meclis üyeliği ve başkanlık seçimlerinin usulüne uygun olarak 1950-1960
yılları arasında Türkiye’de iki adet belediye seçimi yapılmıştır. Temmuz 1950’de mevcut
Belediyeler Kanunu’na seçim usulü hakkında yeni maddeler eklenmiştir725. 1950 ve 1955
yıllarındaki seçimler, belediye meclisini belirlemek amaçlıdır. Bu meclisin kendi içinden
seçtiği kişi belediye başkanı olmaktadır. Yerel seçimlerde Adapazarı-Sakarya’daki
durum ve seçim sonuçları incelenmiştir.
3.2.1. 1950 Belediye Seçimleri
1950 TBMM Genel Seçimlerinden sonra iktidara gelen DP’nin ve karşısındaki en güçlü
muhalefet partisi olan CHP’nin en önemli sınavı 3 Eylül 1950 tarihinde yapılacak
Belediye Başkanlığı seçimleri olmuştur. Seçimlere hazırlık amacıyla, tüm yurtta olduğu
gibi Kocaeli’nde de seçime katılacak olan DP, CHP ve MP il ve ilçe başkanlıkları yoğun
çalışmalara girişmişlerdir. Çeşitli açık hava toplantıları ve etkinlikler düzenleyerek sık
724 Kanun No: 1580, “Madde 20 — Belediye meclisleri intihap devreleri dört sene olmak üzere intihap
hakkını haiz hemşeriler tarafından doğrudan doğruya intihap olunur”, “İntihap Etmek Şartları: Madde 23
— Belediye intihaplarında rey sahibi olmak için: 1 — Türk olmak, 2 — İntihap başlamadan evvel lâakal
altı aydan beri beldede ikamet etmekte olduğunu vesaik ile ispat etmek, 3 — 18 yaşını bitirmiş olmak, 4 —
Ağır hapis cezasına mahkûm olmamak, 5 — Hidematı ammeden memnu bulunmamak, 6 — Hırsızlık,
dolandırıcılık, emniyeti suistimal, iflâs gibi muhilli haysiyet suçlarla mahkûm bulunmamak lâzımdır. 7 —
Silâh altında bulunan askerler, jandarmalar, zabitler ve polisler, askerî memurlar belediye intihabına
karışmazlar”, “İntihap Olunmak Şartları: Madde 24 — Belediye meclisine aza intihap olunmak için: 1 —
Türk olmak, 2 — 23 üncü maddenin 2 inci fıkrasındaki evsafı haiz bulunmak, 3 — Hidematı ammeden
mahcur olmamak, 4 — 25 yaşını bitirmiş olmak, 5 — Türkçe okur yazar olmak, 6 - 23 üncü maddenin 4,5,7
inci fıkralarında yazılan suçlardan biriyle mahkûm olmamak; 7 — Belediyeye ait bir işin mukavili,
müteahhidi veya bunların kefil ve şeriki ve yahut bu cihetlerden borçlu bulunmamak lâzımdır. 8 — Silâh
altında bulunan askerler, jandarmalar, zabitler, polisler, askerî memurlar belediyeye aza intihap
olunmazlar”, Resmi Gazete, 14 Nisan 1930, Sayı:1471. 725 1580 Numaralı Belediye Kanunu’na Ek “Madde 1 — Belediye meclisleri seçimi her dört senede bir
Eylül ayının ilk Pazarına rastlayan günde yapılır. 5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanununa göre
kurulacak olan ilce seçim kurulları belediye meclisleri seçimini yaptırmak ve seçim işlerini tanzim ve idare
etmekle görevlidirler. Belediye meclisinim dönem sonundan önce herhangi bir sebeple inilâli veya belediye
meclisi üye sayışımın, yedeklerin de getirilmesinden sonra müreittep üye adedinin yarısından aşağı düşmesi
hallerinde belediye başkam derhal mahallin ilce seçim kurulu başkanlığına haber vermeye mecburdur. Bu
haber üzerine ilgili ilce seçim kurulu oy verme gününü en az bir ay evvelinden belirtir ve İlân eder.”, Resmi
Gazete,12 Temmuz 1950, Sayı: 7556.
238
sık aday yoklamaları almışlardır. Bu dönemde Belediye Başkanları direk olarak değil,
Belediye Meclisleri tarafından seçilmektedir.
Seçimlere Türkiye genelinde katılım oranı %53 olarak belirlenmiş, seçim sonucunda 63
Merkez ilçede DP 45, CHP 12, MP 4, Bağımsız adaylar 1 ve karma aday 1 yerde seçimi
kazanmışlardır. DP ülke genelinde toplam 356 belediyede kazanarak, %55,4 oranında
başarı elde etmiştir. CHP ise %38,6 oy oranı ile ikinci en çok belediyeliği alan partidir.
Bağımsız aday %2,5 ve karma aday %1,2 oy oranıyla seçimi tamamlamıştır. Seçim
sonuçlarının ilçe ve köylere göre dağılımı aşağıda gösterilmiştir726.
Tablo 37: 1950 Belediye Seçim Sonuçları Türkiye Geneli
DP CHP MP Karışık Bağımsız Toplam
Merkez İlçeler 45 12 4 1 1 63
Bağlı İlçeler 219 192 2 11 10 434
Bucaklar 73 35 1 - 2 111
Köyler 25 15 - - - 140
Toplam 362 254 7 12 13 648
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/ 51.309.4.
Kocaeli’nde seçimlere katılım oranı %80’i bulmuş, Kocaeli’nde İzmit, Adapazarı,
Karasu, Gölcük ve Karamürsel Belediye başkanlıklarını DP alırken, Akyazı, Hendek,
Kandıra Belediyelerini CHP adayları kazanmıştır. Kocaeli seçmen sayısı 60 bin olup,
seçimlerde 33.699 kişi oy kullanmıştır. Oyların 18.430’u DP’nin, 10.074’ü CHP’nin,
1.826’sı MP’ nin 1.872’si bağımsız adaylarının olmuştur. Toplamda, 242 adet meclis
üyeliğinin 177’si DP’lilerce, 63’ü CHP ve 2’si bağımsız adaylarca kazanılmıştır. MP bu
seçimde Kocaeli’nden üyelik elde edememiştir727.
Adapazarı’nda tamamlanan seçimlerden sonra Belediye Meclisi ilk defa 5 Eylül’de
toplanmış, Adapazarı Merkez Belediye Başkanlığına fabrikatör ve iş adamı olan Suavi
Damalı seçilmiştir. 26 Belediye Meclisi üyesinin 14’ü Damalı’ ya oy vermiştir. İkinci
sıradaki isim ise Ziya Boynuk’tur. Aldığı oy sayısı 12’dir. Seçim sonucunda;
Belediye Başkan Yardımcılığı: Demir Ali Dilek, Meclis Başkan Yardımcılıkları: Cemal
Alcan ve Kamil Aralp, Divan Katipliği: Turan Karagülle, İbrahim Kangal, Belediye
Encümenliği: Zeki Arar, Necdet Güven, Ziya Boynuk, Bütçe Encümenliği: Turan
726 BCA, Fon Kodu: 030.01/ 51.309.4. 727 Özdemir, Adapazarı/Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), s. 74-75.
239
Karagülle, İbrahim Kangal, Rıza Hun, Abdulkadir Güler, Ahmet Aslan, Tetkik
Encümenliği: Kemal Kurdoğlu, Muammer Cüner, Mustafa Kara, Necmi Tuğcu, Rüştü
Öztopal seçilmiştir. Suavi Damalı Adapazarlılara karşı yaptığı teşekkür konuşmasında;
“Hizmetlerimiz sırasında parti ve sınıf farkı gözetmeksizin bütün halkımızın ve şirin
beldemizin ihtiyaç ve arzularını mevzuat ve madde imkanları çerçevesinde sür’at ve
kabiliyetimizle temine çalışacağımızı, yine sayın hemşerilerimize arz eder, saygı ve
şükranlarımızı teyiden tekrar ederiz” ifadelerini kullanmıştır728.
Adapazarı’nda yapılan seçimin akabinde, Belediyeler Kanunu’nun 27. Maddesine
uymadığı gerekçesi ile itirazlar yapılmış, Kocaeli Valiliği’nin kararı ile Adapazarı
Belediye Meclisi yeniden toplanarak 20 Eylül’de seçimi tekrarlamıştır. 27 üyeden 25’inin
katıldığı seçimde ilk seçimde 14 oy alan Suavi Damalı, bu defa oy birliği ile belediye
başkanlığına yeniden seçilmiştir729. Suavi Damalı, İzzet Şükrü Enez’den devraldığı
görevini 1955 yılına kadar sürdürecektir. Dolayısıyla, Sakarya İli resmen teşekkül ettiği
dönemde, başkanlık kendisinde bulunmaktadır. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın son
belediye başkanıdır.
İzmit Merkez İlçede DP’nin üstünlüğü ile kurulan Belediye meclis üyeleri tarafından
Saadettin Yalım Belediye Başkanı seçilmiştir. İzmit ve Adapazarı dışındaki ilçelerde ise
seçim sonuçları şu şekildedir: Akyazı kazasında, CHP adayı kazanmıştır. Abdi Bayhan
Belediye Başkanı olarak tekrar göreve getirilmiştir. Geyve kazasında, DP adayları en
fazla oyu almışlar ve Fethi Çelebioğlu’nu belediye başkanlığına seçmişlerdir. Karasu
kazasında, DP kazanmış, oy birliği ile Selahattin Aslan başkanlığa seçilmiştir. Hendek
Kazasında, DP’li aday Osman Yılmaz başkanlığa seçilmiştir. Hendek ve Değirmendere
nahiyelerinde, seçimleri DP kazanmış ve DP’nin adayları başkanlıklara
getirilmişlerdir730.
1952 yılı Ekim ayında, yenilenmesi gereken Belediye başkan yardımcılığı ve daimi
encümen azalığı seçimleri yapılarak, Cemal Tüzün oy birliği ile Başkan yardımcılığına
728 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 75-76. 729 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 76. 730 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 301-302.
240
seçilmiştir. Ali Dilek, Yusuf Ural, Necmi Tuğcu ise encümen azalıklarına
seçilmişlerdir731.
3.2.2. 1955 Belediye Seçimleri
Türkiye genelinde 1954 yılında yapılması gereken Belediye Meclisi seçimleri TBMM’de
kabul edilen kanunla 1955 yılı Haziran ayına ertelenmiştir732. CHP Genel Merkezi, bu
seçimlere protesto niteliğinde bir kararla, katılmamıştır. İller bazında parti temsilcilerinin
aday çıkarmasını da engellemiştir. Bu nedenle Sakarya’da seçimler DP, TKP ve bağımsız
adaylar arasında gerçekleşmiştir.
Ülke genelinde olduğu gibi, Sakarya’da 16 Kasım 1955 tarihinde yapılacak olan belediye
seçimleri için hazırlıklar Ekim ayı boyunca devam etmiştir. DP kaza idare kurulu,
partililerle parti merkezinde toplantı yaparak adaylığını koyan isimleri 10 Ekim’e kadar
Genel İdare Merkezi’ne bildireceklerini duyurmuştur.733
Yaklaşan seçimler öncesinde, DP’nin 4. Büyük kongresi Ankara’da Büyük Sinema
salonunda 16 Ekim 1955’de Genel Başkan Adnan Menderes’in katılımı ile
gerçekleşmiştir. Menderes kongredeki partililere yönelik konuşmasında; hükümetin 4
yıllık çalışmalarını aktararak, hizipleşmeye meydan verilmeyeceğini belirtmiştir.
Sakarya’dan kongreye katılmak üzere giden delegelerden Mustafa Tığlı, İbrahim Kangal
ve Yaşar Bir, parti tüzüğünün değiştirilmesi konusunda bir takrir sunarak belediye
seçimlerinde adaylığını koyan 68 kişiden 12’sinin elenmesi için Genel Kurul ile
görüşmeler yapmışlardır. Bu kongrede, adayların Genel merkezden değil de il idaresi
tarafından belirlenmesi konusunda karara varılmıştır. Aynı zamanda kongre devam
ederken, DP Haysiyet Divanı seçimleri de gerçekleşmiş, Kocaeli Milletvekili Saadettin
Yalım da, 11 kişiden oluşan Yüksek Haysiyet Divanı’nda yer almıştır734.
25 Ekim’de DP, Sakarya’da seçime katılacak asil ve yedek aday listelerini yayınlamıştır.
29 Asil ve 29 yedek adayın isimleri ve meslekleri tablolarla gösterilmiştir.
731 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Ekim 1952, Sayı: 253. 732 Kanun No: 6437, Resmi Gazete, 26 Kasım 1954, Sayı: 8863. 733 Demokrat Sakarya, 8 Ekim 1955, Sayı: 403. 734 Demokrat Sakarya, 16 Ekim 1955, Sayı: 410; 18 Ekim 1955, Sayı: 411; 20 Ekim 1955, Sayı: 413.
241
Tablo 38: 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Asil Adayları
1 Mustafa Tığlı Avukat
2 Ali Necdet Güven Avukat
3 Kadri Şatıryiğit Yüksek.Mühendis
4 Osman Köseoğlu Kuyumcu
5 Kadri Kalfaoğlu Doktor
6 Yavuz Kalfaoğlu Tüccar-Çiftçi
7 Tacettin Barış Avukat
8 Nazif Sel Sinemacı
9 Ali Dilmen Fabrikatör
10 Ahmet Sarı Kırtasiyeci
11 Hakkı Yünüak Y. Kredi Bankası Muhasibi
12 Ali Ulusakarya Tüccar
13 Hasan Güreş Tüccar
14 Muhittin Gürdrama Tüccar
15 Ş. Ali Gebeşoğlu Çiftçi
16 İbrahim Kangal Tüccar-Çiftçi
17 Baha Hun Hukukçu-Tüccar
18 Hayri Mühüdaroğlu Zücaciyeci
19 Muammer Güner Doktor
20 Nihat Berköz İktisatçı-Doktor
21 Suavi Damalı Belediye Başkanı
22 Süleyman Şumnulu Manifaturacı
23 Ali Dilek İl ikinci başkanı
24 Mahir Köprülü Doktor
25 Baha Diyarbakırlı Tüccar
26 Halit Menzilcioğlu Doktor
27 Muammer Yazar Tüccar
28 Mücahit Direm Zirai Donatım Fab. Şefi
29 Vecdi Tüzün Doktor
Kaynak: Yeni Ada Postası, 21 Ekim 1955, Sayı: 1052; Demokrat Sakarya, 25 Ekim 1955, Sayı: 417.
242
Tablo 39: 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Yedek Adayları
1 Bahattin Çağlar Serbest Muhasebeci
2 Fadıl Bağana Tüccar
3 Rafet Ürgüplü Fırıncı
4 Hıfzı Tomor Tüccar
5 Hüseyin Öztekin Muakkip
6 Ziya Hepgül Aktar
7 Salih Emül Bıçakçı
8 Muammer Güner Tüccar
9 Fahrettin Gürdrama Tüccar
10 Hikmet Demircioğlu Fabrikatör
11 Sıtkı Aldinç Demokrat Sakarya gazete sahibi
12 Halil Yazıcı Fırıncı
13 Burhan Özböke Eczacı
14 Ragıp Burat Yüksek Mühendis
15 Fethi Küçükmakas Zücaciyeci
16 Hasan Özyar Tornacı
17 A. Şeref Artan Marangoz
18 İsmail Mat Belediye Azası
19 Mahir Durukan Teknisyen
20 Hasan Gülüm Manifaturacı
21 Şükrü Özarda Tenekeci
22 Şahabettin Fındıkoğlu Avukat
23 Hasan Tarkan Kızılay Katibi
24 Ali Topçu Muakkıp
25 Nazmi Akıncı Avukat
26 Rüştü Öztopal Tüccar
27 Fahri Çatallar Gazeteci
28 İbrahim Türer Lokantacı
29 Nazmi Akbuy Tüccar
Kaynak: Yeni Ada Postası, 21 Ekim 1955, Sayı: 1052; Demokrat Sakarya, 25 Ekim 1955, Sayı: 417.
TKP ve müstakillerin aday listesi ise şu şekilde belirlenmiştir: Hidayet Öztürk ve Kamil
Gürsoy TKP, Ahmet Ural, Abdulkadir Güler, Ali Haydar Koçak, Abdurrahman
Fesçioğlu, Ali Erdi, Beyiç Bayık, Bilal Ekmekçioğlu, Dr. Cavit Güraarda, Cemal Alican,
Fuat Som, Hüsamettin Selanik, İhsan Gökalp, Kemal Argut, Kenan Özses, Mehmet
Özyurtçu, Mehmet Okyay, Mustafa Aldinç, Nihat Özdemir, Nimet Elgin, Necati Dinç,
Refik Gökçe, Salih Sipahier, Süleyman Öner, Şevket Kan, Zahit Kuzgun, Zeki Arar735.
735 Yeni Ada Postası, 24 Ekim 1955, Sayı: 1054.
243
Yukarıdaki aday listelerinden anlaşıldığı üzere, DP asil aday listesinde daha çok doktor
ve hukukçular çoğunluğu oluştururken, yedek listesinde daha çok serbest çalışanlar,
esnaflar ve ticaretle ilgilenenler yer almıştır. Listelerdeki isimlerin çoğunun il idare
heyetinde ve Belediye meclisinde hali hazırda yer alanlardan oluştuğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca seçimde, kadın aday da çıkmadığı görülmektedir.
13 Kasım 1955 tarihinde yapılacak olan seçimler için, partilerin propaganda yapma hakkı
1 Kasım’da başlamıştır. DP adayları ilk toplantılarını Karaağaç ve Çukurahmediye’de
düzenlemişler, ikinci olarak Çeşme meydanında kapalı salon toplantısını bir kıraathanede
gerçekleştirmişlerdi. Seçim propagandasının hız kazandığı bu günlerde, DP 3. Toplantısı,
Yenicamii’deki Sakarya Kıraathanesinde gerçekleştirilmiş, Necdet Güven yaptığı
konuşmada müstakilleri eleştirmiştir. 1950 seçimlerinde parti saflarında iken bir buçuk
yıl sonra ayrılan ve kendilerini eleştiren müstakil adaylarının vaatlerini afaki bulduğunu
ifade etmiştir736.
Müstakil bağımsız adaylar ise, Kuyudibi’ndeki CHP lokalinde ilk toplantılarını
düzenlemişlerdi. Seçimde TKP listesinin müstakil adayları, belediyenin 5 yıllık
faaliyetlerini eleştiren konuşmalar yapmışlardır. Bu isimler; Hidayet Öztürk, eski
maliyeci Nimet Elgin, Doktor İhsan Gökalp, Avukat Salih Sipahier ve Necdet
Kösemen’dir. Müstakiller ilk açık hava toplantıları Başlar Mahallesi meydanında
yapmışlardı. Daha sonra 9 Kasım’da Kuyudibi ve Ozanlar’da iki toplantı gerçekleştiren
DP’yle aynı zamanda Çark Caddesi’nde bir kıraathanede toplanmışlardır. TKP
müstakilleri Karağaç mevkiinde açık hava toplantısı düzenlerken, DP müstakilleri de
Gümrükönü meydanında toplanmışlardır. Hendek kazasında, seçime girecek olan
müstakil grup, halen başkan olan Osman Yılmaz’ın da içinde bulunduğu şu isimlerle
listelenmiştir; Osman Yılmaz, Dr. Cevdet Şahinli, Muhtar Hasan Baykal, keresteci
Burhan Bağ, eczacı Mehmet Baran, demirci Remzi Cömert, manifaturacı Sefer Eşme,
kahveci Kazım Kamay, sinemacı Şeref Kırval, manifaturacı İsmail Kuş, Cemal Kutlu,
terzi Kazım Konuk, terzi Fuat Kuru, bakkal Hilmi Nal, manifaturacı İsmail Önsar,
736 Yeni Ada Postası, 3 Kasım 1955, Sayı: 1063; Demokrat Sakarya, 8 Kasım 1955, Sayı: 429.
244
tuhafiyeci Ömer Taşkın ve bakkal Ali Yazgan.737. Bu toplantılardan sonra propaganda
yapmak için tanınan resmi süre sona ermiştir.
13 Kasım’da belediye meclisi seçimleri Sakarya Merkez’de 62, Sapanca’da 7 sandıkta
yapılmış, DP 53 oy farkla kazanmıştır. Şehirde, 2 müstakil aday, Avukat Fuat Som ve
Zeki Arar listeye girmiş, Karasu, Akyazı ve Taraklı’da müstakiller, Hendek, Sapanca,
Geyve ve Pamukova’da DP adayları kazanmıştır. Karasu’da Şükrü Saka, Geyve’de
Mehmet Balkan, Akyazı’da Necati Temel ve Hendek’te de Mehmet Yazgan belediye
başkanlıklarına seçilmiştir. DP il kurulu, Akyazı’da müstakillerin kazanmasına dair itiraz
dilekçesi sunmuştur. Hendek’te seçimin %83 oranında katılımla tamamlandığı belirtilmiş
ve çıkan karma listeden DP adayları çoğunluğu elde etmiştir. DP‘nin aldığı oy sayısı
1.521 iken, müstakillerin oy sayısı 1.507’de kalmıştır. Müstakiller Hendek Belediye
meclisine sadece 3 aza sokabilmişlerdir738. Seçimlere en güçlü muhalefet olan CHP’nin
katılmaması, şüphesiz Sakarya’da da o güne kadarki seçimlerde en güçlü parti
konumunda olan DP’nin yerel anlamda da lehine sonuçlanmıştır.
Adapazarı Belediye Meclisi’nin yaptığı seçimler sonucunda, 16 Kasım 1955 tarihinde,
Avukat Ali Necdet Güven, 29 üyenin katıldığı ve 27 oyla tek aday olarak girdiği seçimde,
Belediye Başkanlığı’na seçilmiştir. Oylama sonucundan sonra, kürsüye gelerek, seçime
katılan üyelere hitaben bir teşekkür konuşması yapmıştır739. Daha sonra mecliste görev
paylaşımı yapılmıştır.
Divan Katiplikleri; Halit Menzilcioğlu, Nihat Berköz, Yedekler, Süleyman Şumnulu, Ali
Ulusakarya, Başkan Yardımcılığı; Tacettin Barış, Daimi Encümen; Mustafa Tığlı, Mahir
Köprülü, Nazif Sel, Bütçe Encümeni; Nihat Berköz, Osman Köseoğlu, Baha Hun, Hakkı
Yünüak, İbrahim Kangal, Tetkik Encümeni; Halit Menzilcioğlu, Hasan Güreş, Süleyman
Şumnulu, Ahmet Sarı, Meclis Başkan Yardımcılığı; Muammer Güner, Yavuz Kavafoğlu..
Akabinde yoklamalar alınarak 1955 yılı faaliyet raporu ve gündemdeki konular hakkında
konuşmalar yapılmıştır. Meclis başkanlığını Muammer Güner yürütmüştür. Müstakil
737Yeni Ada Postası, 4 Kasım 1955, Sayı: 1054; Demokrat Sakarya, 5 Kasım 1955, Sayı: 427; 6 Kasım
1955, Sayı: 428; 9 Kasım 1955, Sayı: 430. 738 Demokrat Sakarya, 15 Kasım 1955, Sayı: 435; 16 Kasım 1955, Sayı: 436; 18 Kasım 1955, Sayı: 438. 739 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 149
245
adaylar da toplantıya katılmışlardır. Bu toplantıda, ilin su ve elektrik sorunları, imar
planına uygun yapılması gereken işler üzerinde durulmuştur740.
Şubat 1956’da Sakarya’ya bağlanan Arifiye, Serdivan ve Alifuatpaşa’da yapılan belediye
seçimlerinde, büyük çoğunlukla DP adayları kazanmışlardır. Alifuatpaşa’da CHP,
Serdivan’da TKP adayları kazanamamışlardı741. 26 Şubat 1956’da Arifiye’de ilk defa
belediye seçimleri yapılmış ve belediye olarak resmen işlemeye başlamıştır742. Yeni
belediyelik olarak seçimlerin yapıldığı, Söğütlü’de, 8 Mayıs 1956 belediye seçimine CHP
adaylık koymamış ve katılmamıştır. Söğütlü’den DP 472, HP adayları ise 27 oy
almışlardır743.
3.3. Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri
Çok partili hayata geçişten sonra Türkiye’de 1947 yılında iki farklı muhtarlık ve ihtiyar
heyeti seçimi yapılmıştır. Bu seçimler; Şubat 1947’deki “Köy Muhtarları ve İhtiyar
Heyeti” seçimleri ile 30 Mayıs 1947 tarihli “Mahalle Muhtarları ve İhtiyar Heyeti”
seçimidir. DP bu seçimlerin birincisine katılmış, ikincisine katılmama kararı almıştır744.
7 Temmuz 1950 tarihinden itibaren 5671 Numaralı Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçim
Kanunu’na ek maddeler getirilerek, bu kanuna uygun şekilde seçimlere devam
edilmiştir745. 1950 ve 1954 yıllarında yapılan iki adet muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimi
ve Adapazarı-Sakarya’daki adayların durumları hakkında bilgiler sunulmuştur.
3.3.1. 1950 Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri
Ele aldığımız dönemin seçim sistemine göre, muhtar ve ihtiyar heyeti adayları bağlı
oldukları siyasi partiler tarafından belirlendiği için, mahalli teşkilatların gösterdiği
740 Yeni Ada Postası, 16 Kasım 1955, Sayı: 1074, 17 Kasım 1955, Sayı: 1075; Demokrat Sakarya, 17 Kasım
1955, Sayı: 437. 741 Yeni Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı: 1162. 742 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 152. 743 Yeni Ada Postası, 11 Mayıs 1956, Sayı: 1225. 744 Tuncer, 1950 Seçimleri, s.32-33. 745 Kanun No:5671, “Madde 1 — Şehir ve kasabalarda mahalle muhtar ve ihtiyar heyetleri teşkiline dair
olan 4541 sayılı kanuna aşağıdaki maddeler eklenmiştir: Ek Madde 1 — Şehir ve kasabalarda mahalle
ihtiyar heyetleri seçimi her iki senede bir Şubat ayının ilk Pazarına rastlayan günde yapılır. 5545 sayılı
Milletvekilleri Seçimi Kanununa göre kurulacak olan ilce seçim kurulları şehir ve kasaba ihtiyar heyetleri
seçimini yaptırmak ve seçim işlerini tanzim ve idare etmekle görevlidirler. Mahalle ihtiyar heyetinin dönem
sonundan önce herhangi bir sebeple imhilâli veya mahalle ihtiyar heyeti üye sayışımın yedeklerim de
getirilmesinden sonra üçten aşağı düşmesi hallerinde mahalle muhtarının haber vermesi üzerine ilgili ilce
seçim kurulu oy verme gününü en az on beş gün önce belirtir ve ilân eder.” Resmi Gazete, 12 Temmuz
1950, Sayı: 7556.
246
adaylar seçime katılmıştır. 1950’de gerçekleşen muhtarlık seçimi de bu sistemle
yapılmıştır. Kocaeli’nde seçimlere DP, CHP, MP adayları ve müstakil adaylar katılmıştır.
6 Ağustos 1950 tarihinde gerçekleşen muhtarlık seçimleri sonuçlarına göre; toplam 737
adet muhtarlıktan, DP 422, CHP 255, MP 20, Bağımsızlar 40 adet muhtarlığı
kazanmışlardır746. Bu seçimlerde Adapazarı, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu’da yapılan
seçimlere ait seçim sonuçları resmi olarak kaydedilmemiştir ancak Kocaeli genel
sonuçlarına bakıldığında Adapazarı ve bağlı bucak ve köylerinin de DP’nin büyük oranda
üstünlük sağladığı anlaşılmaktadır.
1952-1953 yılları arasında, bazı mahalle ve köylerde muhtar seçimleri yapılmış olup
çoğunlukla DP adayları seçilmişlerdir. Bunlar ara seçimlerdir. İhtiyaca göre yapılmaları
gerekmiştir. Örneğin, Ağustos 1952’de Mithatpaşa Mahallesi ve üç köyde yapılan seçimi
DP kazanmış, Adapazarı Harmantepe Köyü’nde MP adayı seçilmiş, Yukarı Kirazca
Köyü’nde DP adayı muhtar olmuştur747.
Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın mahalle ve köylerinde yapılan muhtar ve ihtiyar heyeti
seçimlerinin, çoğunlukla DP adaylarının kazanması ile sonuçlandığı görülmektedir.
İktidar partisinin, Adapazarı’nda yerel anlamda da desteklendiği ve kendisini güçlü bir
seçmen kitlesine kavuşturduğu anlaşılmaktadır.
3.3.2. 1954-1959 Arası Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri
Türkiye’de en son 1950’de yapılan ve 1952 yılında tekrarlanması düşünülen mahalle
muhtarlıkları seçimi, kanunlarla 1953 yılı Şubatı’na daha sonra Kasım ayına ve
nihayetinde 1954 yılına ertelenmiştir. 1950’de yapılan ve yenilenmesi gereken seçimler
de önce 1953 Kasım ayına, daha sonra 1954 Kasım’ına ertelenmiştir748.Bu dönemde
iktidar ve muhalefet ilişkileri oldukça gerginleştiğinden, TBMM’nin X. döneminin
özelliği yerel seçimlerin sürekli ertelenmesi ve ara seçimlerin de yapılmaması olmuştur.
Belediye seçimleri üst üste üç defa ertelenmiştir. Aynı durum İl Genel Meclisi seçimleri
ve Muhtarlık seçimleri için de ikişer defa yaşanmıştır. Alınan kararla, 7 Kasım 1954
tarihinde köy ve mahalle muhtarlık seçimleri yapılmış olup, seçimlere sadece DP ve CHP
746 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6. 747 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ağustos 1952, Sayı: 212; 2 Mart 1953, Sayı: 381. 748 Kanun No: 6169 ve 3170, Resmi Gazete, 24 Temmuz 1953, Sayı: 8307.
247
katılmıştır. Diğer siyasi partiler aynı yıl içinde yapılan mahalli seçimlerde de yer
almamıştır. Bu seçimlerin Türkiye genelindeki sonucunda, DP’nin 23.669, CHP’nin ise
5.688 muhtarlığı kazandığı görülmektedir749.
Kocaeli’nde 7 Kasım 1954 tarihinde gerçekleşen köy muhtar seçimlerinin sonuçlarına
göre, 694 köyde, DP 543, CHP 114, CMP 3 ve bağımsızlar 34 muhtarlığı elde etmişlerdir.
Aynı zamanda, İhtiyar Meclisi seçimlerinde ise; DP 507, CHP 87, Bağımsızlar 15 üyeliği
kazanmışlardır750. Hendek’te yapılan ihtiyar heyeti ve muhtar seçimlerinin sonucuna
göre, 4 muhtarlıktan 3’ünü DP adayları, 1’ini HP adayı kazanmıştır. Hendek köylerinden
ise, 64 köyün 56’sını DP, 7’sini HP ve 1’ini bağımsız aday almıştır751.
Aralık 1954’den itibaren Adapazarı merkez olmak üzere Sakarya İlinin kurulmasından
sonra, idari değişiklikler gerçekleşmiştir. Kocaeli’nden ayrılan Akyazı, Geyve, Karasu,
Hendek ve Sapanca kazaları Sakarya’ya bağlanmıştır. Bu sebeple Sakarya’da 1954-1959
tarihleri arasında muhtarlık ve ihtiyar meclisi belirlenmesi adına, ara seçimler yapılmıştır.
1955’de Adapazarı Orta Mahalle ve Semerciler Mahallesi’nin bir kısmının birleşmesiyle
yeni kurulan Cumhuriyet Mahallesi’nde ihtiyar heyeti seçimleri yapılmıştır. Köylerde bu
ara seçimlerde de DP adayları çoğunlukla seçimi kazanmışlardır. CHP’nin toplu
istifasından kaynaklanan 1955 Ağustos ayında Merkez kazaya bağlı Koyunağılı köyünde
yapılan muhtar seçiminde, DP ve CMP adayları yer almış, DP adayı kazanmıştır752.
1956’da Karasu’da yapılan seçimlerde 2 köyün ihtiyar heyeti ve muhtarlıklarını bağımsız
adaylar kazanmış, akabinde muhtarları CHP’ye geçmişlerdir753. Bu ara seçimlerin
sonuçları aşağıda tablo ile belirtilmiştir.
Tablo 40: 7 Kasım 1954 ile 26 Ekim 1957 Arası Ara Seçimlerin Sonucu
Köyler Toplamı DP CHP HP Müstakil
Muhtar 90 80 5 2 3
Muhtar ve İhtiyar Meclisi 25 20 1 - 4
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.55.
749 Tuncer, 1950 Seçimleri, s. 23, 150. 750 BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.42 751 Demokrat Sakarya, 12 Kasım 1954, Sayı: 125. 752 Sakarya Postası, 15 Ağustos 1955, Sayı: 362. 753 Anadolu, 19 Kasım 1956, Sayı: 186.
248
Tablo 41: 27 Ekim 1957 ile 13 Aralık 1959 Arası Ara Seçimlerin Sonucu
Köyler Toplamı DP CHP CMP Müstakil
Muhtar 67 68 3 1 1
İhtiyar Meclisi 20 18 2 - -
Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.55.
3.4. İl Genel Meclisi Seçimleri
İl özel idaresi yönetiminin karar organı olan İl Genel Meclis, ilçeler adına seçilen
üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus oranına göre ilden ile farklılık
gösterir. İl genel meclisine, kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık
eder ve gizli oy açık sayım şeklinde seçim yapılır754. 1950 ve 1955 yıllarında Adapazarı
İl Özel İdaresi’nin meclis oluşumlarına ve partiler bazında adaylarına değinilecektir.
3.4.1. 1950 İl Genel Meclisi Seçimleri
1950 senesi içinde sırasıyla, Milletvekili Genel Seçimleri, Belediye Meclisi seçimleri ve
Muhtarlık seçimlerinden sonra İl Genel Meclisi seçimleri gerçekleşmiştir. Kocaeli’nde
ve ona bağlı Adapazarı ve diğer kazalarda yapılan seçimlerin aday yoklamaları 19 Eylül
1950 tarihinde yapılmaya başlanmıştır. Girdiği tüm seçimlerden üstünlükle çıkmış olan
DP ve en güçlü muhalif parti olan CHP başta olmak üzere, seçimleri kazanmak
önemsenmiş, ilde ve bağlı kazalarda oluşacak genel mecliste üstünlük elde etmek için
adaylar tespit edilmiş, çalışmalar başlatılmıştır.
3.4.1.1. Demokrat Parti İl Genel Meclis Adayları
Belediye seçimlerinden kısa bir süre sonra, İl Genel Meclisi seçimlerinin yapılmasıyla,
Türkiye’de DP’nin bu seçimlerden de büyük oranda en başarılı parti olarak çıktığı
görülmektedir. Ülke genelinde yapılan seçimlerde, 63 ile göre partililerin İl Genel Meclisi
üyeliklerini kazanma durumları şöyledir: DP üyeleri tek başına 11 ilde kazanırken, 38
ilde çoğunluk elde etmiştir. CHP 1 ilde tek parti olarak kazanmış, 11 ilde çoğunluk elde
etmiş, MP ve Bağımsızlar tek başına meclis azalığı kazanamamışlardır755.
754“İl özel idarelerinin kuruluş ve görevlerini düzenleyen İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkati
1913 tarihli geçici bir kanun olmasına rağmen, Cumhuriyet döneminde de muhafaza edilmiş, Kanunun adı,
1987 tarihli ve 3360 sayılı Kanunla “İl Özel İdare Kanunu” olarak değiştirilmiştir.”
http://www.dkbb.gov.tr/?page_id=478 (Erişim Tarihi: 07.07.2018). 755 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6.
249
Kocaeli İl Genel Meclisi, bu dönemde 27 üyeden oluşmaktadır ve bu sebeple DP il
başkanlığı 27 asil, 27 yedek toplam 54 adaylık bir liste oluşturmuştur. Merkez haricinde,
mecliste bağlı olan kazaları da temsil edecek ilçe azalıklarını belirlemişlerdir. Sonuç
olarak, 15 Ekim 1950 tarihinde yapılan seçimlerde, 10 üyelikten 10’unu da 8.226 ile 9.287
arasında oylar alan DP adayları kazanmış ve Kocaeli İl Genel Meclisi’ni oluşturmuşlardır.
Toplam DP oyları 87.543’dür756.
DP’nin 1950 yılında Kocaeli İl Genel Meclisi’ne bağlı Adapazarı ve kazalarının aday
isimleri ve meslekleri ile ilgili bilgiler şöyledir757;
Adapazarı Adayları; İbrahim Aydın (DP azası), Fikri Çakım (Kuyumcu), Şeref Devran
(Avukat), Ali Dilek (Emekli Öğretmen), Osman Erkaya (Tüccar), Yaşar Güven (Tüccar),
Aziz Gencay (DP Azası), İsmail Kösemen (DP Azası), Fehmi Kaya Yalçın (DP Azası)
ve Hasan Pirin (DP Azası).
Akyazı Adayları; Kerim Burak (Çitlik Sahibi), İsmail Bilgiç (DP Azası), Kazım Oktay
(Bakkal), İdris Özhan (Manifaturacı), Necati Temel (DP ilçe başkanı), Ali Ünlütürk (DP
Azası)
Geyve Adayları; Mehmet Aydınlı (Çiftçi), Halil Vehbi Adalı (DP Azası), Saadettin Arım
(DP Azası), Mehmet Boncuk (Emekli), Neşet Ertürk (DP ilçe başkanı), Mehmet Hırka
(DP Azası).
Hendek Adayları; Mehmet Ercan (Çiftçi), Yakup Kırımlı (Tüccar), Mustafa Polat
(Tuhafiyeci) ‘dan oluşmaktaydı.
3.4.1.2. Cumhuriyet Halk Partisi İl Genel Meclis Adayları
Kocaeli’nden İl Seçim Kurulu’na gönderilen ve CHP Merkez adaylarından oluşan 27
kişilik listeden kimse çoğunluk sağlayamamış, DP tek başına 10 üyeliği elde etmiştir. Bu
seçimde, CHP’nin adaylarının her biri 3.760 ila 5.333 arasında oy almış ve seçimi
kazanamamışlardır. Toplam CHP oyları 37.260’dır. Adapazarı ve kazalarından
belirlediği aday isimleri ve meslekleri şu şekildedir758;
756 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6.; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 313,
319. 757 Ada Postası, 22 Eylül 1950, Sayı: 231; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 314. 758 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 316, 319.
250
Adapazarı adayları; Hasan Sert (Tüccar), Ali Rıza Erdoğan (Tüccar), Asım Aydın
(Manifaturacı), Mehmet Yılmaz (Ziraatçi), Kamil Alier (Çiftçi), Saim Kamiroğlu
(Ziraatçi), Hüseyin Vahdettin Er (Avukat), Abdi Tömek (Ziraatçi), Ahmet Yelkenci
(Ziraatçi)
Geyve Adayları; Süleyman Akyol (Dava Vekili), Nizamettin Avın (Tüccar), Hakkı Ateş
(Çiftçi), Fahri Ezel (Savcı), Remzi Gürevin (Tüccar), Kemal Yılmaz (Tüccar)
Akyazı Adayları; Abdi Bayhan (Tüccar), Rasim Boztepe (Tüccar), Tahsin Behlül
(Ziraatçi), Saban Aykus (CHP Azası), Halit Baykal (CHP Azası), Mehmet Özmert
(Tüccar)’dan oluşmuştur.
3.4.1.3. Millet Partisi İl Genel Meclis Adayları
15 Ekim 1950 tarihinde yapılan seçimlerde DP ve CHP Kocaeli genelinde aday
çıkarmışken, üçüncü parti olan MP, tüm merkez ve kazalardan değil, yalnızca İzmit
Adapazarı ve Akyazı kazalarında aday çıkarmış, genel seçimlere dahil olmamıştır.
MP’nin Adapazarı ve diğer ilçe adayları hakkında bilgiler şu şekildedir759;
Adapazarı Adayları; Abdullah Birgan (Zahireci), Yusuf Burnaz (Nalbur), Ziya Yusuf
Kösemen (Avukat), İbrahim Kılıç (Keresteci), Ahmet Kulan (Avukat), Ethem Güler
(Tüccar), Hidayet Öztürk (Emlakçı), Hüseyin Paçacı (Manifaturacı), İbrahim Sevim
(Tuhafiyeci), Hakkı Taşöz (Nalbur)
Akyazı Adayları; Ahmet Taylan (Tüccar), Rasim Boztepe (Tüccar), Cemal Akman
(Tüccar), Şaban Aykus (MP Azası), Halil Baykal (MP Azası), Mehmet Özmert (MP
Azası). Toplamda 11. 418 oy alan MP, 5.724 oy alan müstakillerden sonra en az oy alan
parti olmuştur.
3.4.2. 1955 İl Genel Meclisi Seçimleri
1950’de yapılan seçimden sonra ikinci seçimler 1955 yılında yapılmıştır. Ülke genelinde
yerel seçimlerin ertelenmesi sonucunda, 1954 yılında yapılması gereken İl Genel Meclisi
seçimleri, TBMM’de alınan kararla Eylül 1955’e bırakılmıştır760. Bu seçimlere ülke
genelinde CHP Genel Kurulu protesto kararı ile seçime katılmayacağını açıklamış
759 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 317. 760 Kanun No: 6438, Resmi Gazete, 26 Kasım 1954, Sayı: 8863.
251
olduğundan, seçim DP, TKP ve bağımsız adaylar arasında gerçekleşmiştir. 1955 belediye
meclisi seçimleri konusunu aktarırken belirttiğimiz gibi, 1 Aralık 1954 tarihinde
Adapazarı’nın Kocaeli’nden ayrılmasıyla Sakarya İli kurulmuştu. Bu sebeple, belediye
seçimlerinde de olduğu gibi, İl Genel Meclisi seçimlerinde Sakarya ilk defa müstakilen
temsil edilmiştir.
3.4.2.1. Demokrat Parti İl Genel Meclisi Adayları
İllerdeki partili ve diğer adayların seçim propagandası ve çalışmaları Ağustos 1955
itibariyle başlamıştır. İlçe seçim kurulu başkanlığı, 5545 Sayılı Milletvekili seçim
kanununun 83. Maddesine göre, 25 Eylül 1955 tarihinde yapılacak olan İl Genel Meclisi
(Vilayet Meclis-i Umumisi) seçimi için, Merkez mahalleler ve köyler ile Sapanca,
Söğütlü ve Kazımpaşa Nahiyeleri ve köylerinin seçim bölgeleri ve sandık alanlarıyla
sayılarını tespit ederek açıklamıştır. Buna göre; Sakarya Merkez Adapazarı
mahallelerinde 56 sandık, Merkez kazaya bağlı köylerde 76, Söğütlü Nahiyesine bağlı
köylerde 33, Sapanca Nahiyesine bağlı köylerde 25 sandık olmak üzere toplam 195
sandık belirlenmiştir761. DP’ye ait seçim listeleri DP genel kurulunun onayından geçtikten
sonra ilan edilecekti. Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Bilecik illerindeki DP seçim
propagandasını Devlet Bakanı Mükerrem Sarol idare edecektir. DP aday yoklamalarını
Ağustos ayı sonunda yapmıştır762.
29 Ağustos’ta, İdman Yurdu lokalinde yapılan aday belirleme toplantısında, DP parti
aday yoklaması için yoklama divanı oluşturulmuş, divan başkanlığına Selami Savaş,
katipliklere Mustafa Çöloğlu ve Fethi Küçükmakas seçilmiştir. 163 ocak, bucak ve ilçe
başkanından, 121 kişi katılmıştır. Oy pusulaları dağıtılarak, seçim yapılmıştır. Asil
azalıklara 69 oyla Hasan Pir, 52 oyla Ethem Oktay, 59 oyla Yahya Alantar, 53 oyla
Hikmet Günaydın, 57 oyla Sabri Yılmaz, 49 oyla Şevki Özdemir seçilmiş, Necdet Güven
47 oyla, Yavuz Kavafoğlu 48 oy alarak çok az farkla yedek olmuşlardır763.
Sakarya DP teşkilatı, aday yoklamaları tamamlandıktan sonra merkez ve kazalarda aday
listelerini yayınlamıştır.
761 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ağustos 1955, Sayı: 1127. 762 Sakarya Postası, 19 Ağustos 1955, Sayı: 366. 763 Sakarya Postası, 29 Ağustos 1955, Sayı: 374; Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ağustos 1955, Sayı: 1129.
252
Tablo 42: 1955 İl Genel Meclisi Seçimlerinde DP’nin Sakarya Asil ve Yedek Adayları
İlçeler Adaylar
Adapazarı Hasan Pir, Yahya Alantar, Sabri Yılmaz Hikmet Onaylar, Ethem Oktay,
Şevki Özdemir
Geyve Ahmet Ataoğlu, Mehmet Hırka, Sadettin Arın
Akyazı Hüsamettin Bayraktar, Mehmet Yılmaz, Nadir Erdem
Karasu Salahattin Aslan, Kerim Akbaş
Kaynak: Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Ağustos 1955, Sayı: 1131.
3.4.2.2. Türkiye Köylü Partisi ve Müstakil İl Genel Meclisi Adayları
1955 İl Genel Meclisi seçimlerinde Türkiye Köylü Partisi Kocaeli’nde seçimlere
girmeyeceğini duyurmuş, sadece 3 aday müstakil olarak adaylıklarını koymuşlardır764.
Sakarya’da ise, sadece Merkez kaza olan Adapazarı’nda seçime katılma kararı almıştır.
Sakarya TKP il başkanı Hidayet Öztürk, seçimleri kazanma ihtimallerinin yüksek
olduğunu düşünmekte ve sadece Adapazarı’nda seçim çalışmalarına yoğunlaştıklarını
ifade etmektedir. Akyazı, Hendek, Karasu kazalarını gezerek aday listelerini hazırlamaya
çalışan Öztürk, şehrin tanınmış kişilerinden adayları listesine almaya çalıştığını yerel
basına belirtmişti. Bu haber; “TKP aday arıyor!” başlığı ile duyurulmuştur765. DP’nin
aday listesini yayınlamasından sonra TKP’deki seçim çalışması bir kat daha artmış, aday
listesi siyaseten kuvvetli isimler ile oluşturulmaya çalışmıştır.
TKP genel meclis azası adaylarını 9 Eylül’de yayınlamıştır. Buna göre asil ve yedek
adaylar şu isimlerden oluşmaktadır766:
Hidayet Öztürk (Parti İl Başkanı), Hüsamettin Selanik (müstakil), Kamil Gürsoy
(Papuççular Mahallesi muhtarı), Celal Girişçi, Mehmet Gedik ve İ. Hakkı Tayanç.
3.4.2.3. Seçim Sonuçları
25 Eylül’deki seçimler için her ilde olduğu gibi Sakarya’da da Ağustos ayından itibaren
hazırlıklar yapılmıştır. DP ve TKP başkanları kazalara giderek adaylarını belirlemişler
ve seçime katılımı artırmaya çalışmışlardır.
764 Sakarya Postası, 9 Eylül 1955, Sayı: 384. 765 Sakarya Postası, 17 Ağustos 1955, Sayı: 364. 766 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Eylül 1955, Sayı: 1139.
253
25 Eylül 1955 Pazar günü yapılan seçimlere katılım oranı %25 gibi çok düşük orandır.
Zira, 1950 İl Genel Meclisi seçimlerinde en güçlü muhalefet partisi CHP’de adaylık
koymuşken katılım daha yüksek olmuştur. 1955 seçiminde, seçmen sayısı 52.374 olarak
belirlenen Sakarya’da, katılımın en yüksek olduğu Mahalle Papuççular’dır. Sorunsuz ve
sessiz bir şekilde tamamlanan seçimde, DP adayları tam liste şeklinde kazanmışlardır.
Seçim sonuçlarına göre DP’nin Adapazarı’ndaki adaylarının aldıkları oylar şöyledir767;
Hikmet Onaylar 8.683, Yahya Alantar 8.671, Sabri yılmaz 8.508, Şevki Özdemir 8.467,
Hasan Pir 8.446, Ethem Oktay 8.459.
TKP, tek yerde katıldığı Adapazarı’nda beklediği sonucu alamamıştır. Hüsamettin
Selanik 3.501, Hidayet Öztürk 3.295, Kamil Gürsoy 3.196, İsmail Hakkı 3.239, Mehmet
Gedik 3.174, Celal Girişçi 3.147 oy almıştır.
Akyazı kazasında ise müstakil adaylar olan Necati Temel ve Sarı Çizmeli seçimi
kazanmışlardır. Buna göre DP, Akyazı hariç diğer kazalarda seçimi kazanan olmuştur768.
Sonuç olarak, 1950 seçimlerine nazaran 1955 seçimleri Kocaeli ve Sakarya’da yarıdan
daha az bir katılımla gerçekleşmiştir. Bu dönemde seçime ilgide bir düşüş yaşanmıştır.
Sakarya müstakil olarak 1955 yerel seçimleriyle ilk defa temsil edilmiştir. Seçime
CHP’nin katılmaması, seçim hazırlıkları ve propagandanın çok hummalı geçmemesine
de sebep olmuş gibi gözükmektedir. Sakarya’da teşkilatını güçlendirmek isteyen TKP’nin
bu seçime katılma kararının, partiyi tanıtmak olduğu söylenebilir.
3.5. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menders’in Sakarya
Konuşmaları
Araştırmamıza konu olan 1950-1960 döneminde, bölümler ve konu başlıkları arasında
sırasıyla değindiğimiz üzere, dönemin en büyük siyasileri olan Cumhurbaşkanı Celal
Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’in dönem dönem Adapazarı ziyaretleri ve
konuşmaları olmuştur. Bu ziyaretlerin detayını ayrı başlıkta bir arada vermeyi uygun
bulduk.
767 Sakarya Postası, 26 Eylül 1955, Sayı: 398; 28 Eylül 1955, Sayı: 400. 768 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Eylül 1955, Sayı: 1153.
254
İncelediğimiz dönemde, Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Adapazarı’nda kurulacak
olan Şeker Fabrikası’nın temel atma törenini 12 Eylül 1952’de gerçekleştirmek üzere
şehre gelmiştir. Beraberinde bulunan Meclis Başkanı Refik Koraltan, Adapazarı Şeker
Fabrikası Kooperatifi İdare Heyeti Azaları, Kocaeli Milletvekili Ekrem Ali Can ve Şeker
Fabrikaları Genel Müdürü Baha Tekant ile İzmit’e geçerek, Belediye binası önünden,
burada toplanan kalabalık halk kitlesine şu konuşma ile seslenmiştir;
“Bundan bir buçuk saat evvel uçakla Ankara’dan ayrılırken, Sayın
Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, sizlere hitap ettiğimde, kendilerinin selam
ve sevgilerini iblağ etmekle beni vazifelendirdi. Bu şerefli vazifeyi şimdi
büyük bir bahtiyarlıkla ifa etmekteyim”. Başbakan Menderes şiddetli
alkışlardan sonra hitabesine şöyle devam etmiştir: “Memleketimiz huzur
içindedir. Vatandaş, işiyle gücüyle meşguldür ve kazancı başındadır. İç ve dış
politikamızda endişeyi mucip olacak hiçbir sebep mevcut değildir. Bu itibarla
memleketin çok iyi bir yolda bulunduğunu ifadede hiçbir hata yoktur.
İktidarımızın ilk iki senesini bir hayli geride bırakmış bulunuyoruz. Üçüncü
senesinden de bir hayli mesafe katettik. Bugüne kadar geçen zaman zarfında,
Demokrat Parti iktidarının milletimizi başarıdan başarıya götürdüğü iyice
sabit olmuştur kanaatindeyiz. Geriye ve başardığımız işlere bakarak, bunu
memleket huzurunda ifadeden bahtiyarlık duymaktayız. Vatandaşlarımızın
çok büyük bir ekseriyeti tarafından bu hakikatin red ve cerhe
uğramayacağından tamamıyla emin bulunmaktayız. Vatandaşlar çok kısa bir
zamanda hem iktisadî, hem de manevî büyük bir kalkınmanın içindedirler.
Bütün medenî dünya, memleketimize gıpta ederek bakmaktadır. Nasıl 1945
senesinde, Demokrat Parti kurulup, işe başlanmadan evvelki devirle, ondan
sonraki devir ve nihayet 1950 senesinde açılan yeni devir arasında büyük
farklar mevcutsa, istikbaldeki devir bunlara nazaran çok daha büyük farklar
arz edecektir. Önümüzdeki yakın senelerin, memleketimiz için bugünkü
manzaradan çok daha bahtiyar manzaralar vaad ettiğinde şüphe yoktur. Kısa
bir atide Türkiye’yi tanımak bile müşkül olacaktır. Türk Milleti tam bir
tesanüt içinde ve millî varlığını korumaya azimli olarak muazzam bir
kalkınma halindedir. Türk Milleti medenî milletler arasında kendisine düşen
vazifeyi liyakatle yapmaya azmetmiş bulunmaktadır. Böyle bir millete mensup
255
olmak bahtiyarlığı ile mübahiyiz. Atiye emniyetle bakıyoruz. Nazarlarımızı
öne çevirdiğimiz takdirde, yeni iktidarın liyakatsiz olduğunu, memleket
işlerinde başarısızlık gösterdiğini iddiaya imkân yoktur. Dünden hasretini
çekeceğimiz hiçbir şey mevcut değildir. Ne hürriyetlerimizin ve haklarımızın
teminatında, ne işimiz ve maişetimizde ve ne de iç ve dış politikada hiçbir
veçhile düne nazaran şu nokta daha kötü olmuştur denemez. 1950 senesinde
Türk Milleti’nin rey ve iradesini kullanırken, bunu yerinde kullandığını ve
asla aldanmamış olduğunu katiyetle ifade etmek bugün tamamıyla
mümkündür.”769
Menderes’in Adapazarına bu ziyareti ve yapılan açılıştan birkaç ay sonra, 5 Aralık 1952
tarihinde, kalabalık bir Adapazarı heyeti Ankara’ya giderek kendisini ziyaret etmiş, “fahri
hemşerilik beratı” takdim etmişlerdir. Heyetin arasında Kocaeli Milletvekili Ekrem
Alican, Belediye Başkanı Suavi Damalı, Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in bulunduğu
belirtilmektedir. Menderes bu gelişme ile Adapazarı’nın fahri hemşerisi olarak kabul
edilmiştir770.
Temeli atılan Şeker Fabrikasının inşaatı tamamlandığında, açılış töreni düzenlenmiş ve
bu törene de 11 Ekim 1953 tarihinde, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan
Menderes ve Bakan Sıtkı Yırcalı ile Kocaeli Milletvekilleri ve basın temsilcileri
katılmışlardır. Halk özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın geçtiği yerlerde “yaşa,
varol” nidalarıyla karşılamaya büyük destek vermiş, devlet erkânı şehrin girişinde
başında bando olan askerî bir kıta tarafından selamlanmıştır. Aynı zamanda Belediye
meclis azaları, öğrencilerden oluşan gruplar ve halkın katılımı ile konuklar karşılanmıştır.
Celal Bayar’ın Belediye binasından halka yapmış olduğu konuşma şu şekildedir;
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Adapazarılılara hitaben yaptığı konuşmasının tam metni
şu şekildedir:
“Sevgili Vatandaşlarım, Mikrofon başına sizleri selamlamak için geldim.
Görüyorum ki, bugün Adapazarı, hayatının müstesna günlerinden birini
yaşıyor. Hatta diyebilirim ki, müstesna bayramlarından bir tanesini bütün
769 Ayın Tarihi, 12 Eylül 1952, s. 22; Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s: 89-96. 770 Cumhuriyet, 6 Aralık 1952, Sayı: 10183.
256
ihtişamı ile ortaya koymuş bulunuyor. Sizlerin bugün gösterdiğiniz samimi
tezahürlerin bana ilham ettiği düşünceleri kısaca ifade etmek isterim:
milletçe şuna kani bulunuyoruz ki, herşeyin anahtarı, iktisattır. İktisadiyatına
hakim olan insan, cemiyet, parti veya hükümet, kendisine veya memleketine
en büyük iyiliğin, en yüksek medeniyetin yolunu bulmuş demektir. İktisadiyatı
sağlam olmayan milletlerin refaha kavuşmasına imkân yoktur ve böyle
toplulukların istikbali elbette ki, hüsrandır. Fakat sizler, bugün çalışmaya
açacağımız fabrikanın kurulması münasebetiyle gösterdiğiniz tezahürlerle,
ekonominin memleket hayatındaki mühim rolünün bütün Türk Milleti’nce pek
iyi bilindiğine şahadet ediyorsunuz. Bugünkü tezahüratınızla bunun adeta bir
plebisitini yapıyorsunuz. Hükümetin bu yoldaki icraatını tasvip ve takdir
ettiğinizi bildiriyor, ona olan muhabbet ve itimadınızı gösteriyorsunuz.
Bugünkü bu muhteşem tezahürat, şahıslarımıza karşı bir sevgiyi ifadeden
ziyade, takip edilmekte olan yolun doğruluğuna kanaatinizi belirtmektedir.
Tezahürlerinizle ifade ettiğiniz bu düşüncelerinizde tamamıyla haklısınız.
Muhterem Vatandaşlarım, burada yapılan fabrikanın temin edeceği feyz ve
bereket, refah ve saadet hakkında ayrıca söz söylememe hacet kalmıyor.
Görüyorum ki sizler, bunu pek iyi bilmektesiniz. Doğru yolu bulmuşsunuz. Bir
şeker fabrikası, muhakkak ki, bir muhiti ihya eder. Her sahada, ziraatta,
sütçülükte, hayvancılıkta hem müstahsil kazanacak, hem de müstehlik istifade
edecektir. Böyle bir eserin tahakkukunu selamlamak ve buna delalet edenlere
karşı sevgi göstermek, hepimiz için zevkli bir vazifedir. Bu eserin
başarılmasını sağlayan sizlere teşekkür ederim. Bu feyyaz muhit ve bu
muhitin çalışkan halkı için parlak bir istikbalin ışıklarını şimdiden
görüyorum. İstediğiniz ve başardığınız bu fabrika kâfi gelmeyecek, bunu
muhakkak ki başkaları takip edecektir. Memleketin her tarafında milletin eli
ve emeği ile kurulacak sınaî tesislerle bu büyüt millet mesut ve müreffeh
olacaktır. Hepinizi ayrı ayrı muhabbetle selamlarım” 771.
Seçimler öncesinde, Celal Bayar’ın Adapazarı’nda siyasi faalyetleri inceleme amaçlı
ziyaretleri olmuştur. DP’nin kongrelerini düzenli olarak yapması dolayısıyla 21 Nisan
771771 Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 69; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 109.
257
1954 tarihinde İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı ile birlikte Adapazarı’na gelen Bayar,
Adapazarı halkına yaptığı konuşmasında Adapazarı’nın il olması konusundaki
temennilerini dile getirmiş, dün ile bugün arasında çok fark olduğunu belirterek, “bir
daha Adapazarı’na gelmeyeceğim. Sakarya Vilayetine geleceğim” diyerek
Adapazarlılara bu konudaki kararını iletmiştir. Adapazarı’nın il olma konusundaki
beklentisini uzun yıllardır ortay koyulan gayreti bilmekte olan Bayar’ın bu konuşması
halkın tezahüratı ve beyenisi ile karşılanmıştır. Bakan Yırcalı da bir konuşma yaparak,
DP hükümetinin 4 yıl içerisinde yapmış olduğu çalışmalardan bahsetmiştir772.
Celal Bayar’ın yoğun dinleyici ile karşılık bulduğu ziyaretlerinden bir diğeri, Sakarya il
olduktan sonra ve yaklaşan 1957 seçimlerinden önce Kasım 1956’da şehre gelmesidir.
Belediye balkonundan Gümrükönü meydanında toplanan ve kendisini dinleyen
Adapazarlılara şu şekilde seslenmiştir;
“Muhterem Sakaryalılar, size hitap etmeye alıştım. Beni çok dinlediniz.
Sizlere bugün söyleyecek fazla bir şeyim yoktur. Gösterilen muhabbete çok
memnun ve mütessir oldum… Adapazarı’nın daima ilerlemekte olduğunu
görmek her vatandaşımız için iftihar vesilesi teşkil etmektedir. Bugün siyasi
bir nutuk söyleme niyetinde değilim. Yapılmış olan şeyler, bir başlangıç teşkil
etmektedir. Bunların birer birer tahakkuk safhasına girdiğini görmekle siz ve
biz bahtiyar olacağız…Vücuda gelen eserler kanaatlerimizi teyid etmektedir”
773.
1960’a kadar devam eden Sakarya DP ocak ve bucak kongrelerine ve çalışmalarına
Adnan Menderes katılmamış, kendisini temsilen Milletvekillerinden Celal
Yardımcı ve Atıf Benderlioğlu gibi isimler tarafından temsil edilmiştir774. İlerleyen
yıllarda Sakarya basınında, Bayar ve Menderes’in İstanbul ve Kocaeli
istikametindeki çeşitli seyehatleri sırasında şehre uğrama ihtimalleri üzerine
haberler yapılmışsa da bu konuda yeterli bilgi tespit edilememiştir.
772 Hakikat, 22 Nisan 1954, Sayı: 64. 773 Yeni Ada Postası, 22 Mart 1956, Sayı: 1183. 774 Yeni Ada Postası, 19 Mart 1956, Sayı: 1180; 26 Mart 1956, Sayı: 1186.
258
3.6. Vatan Cephesi
Türkiye’de 1950, 1954 Milletvekili seçimlerinden büyük farkla ve 1957 seçimlerinden
ise oylarında bir düşüş olsa da zaferle çıkan DP, üst üste 3 defa iktidar olmayı başarmıştır.
Menderes Hükümetlerinin özellikle 1954 döneminden sonra uyguladığı siyaset ve aldığı
bazı kararlar, ekonomik sıkıntılar muhalefet partilerince sert eleştirilmeye başlanmış, bu
ise iktidar muhalefet ilişkilerinin çok gergin bir sürece girmesine sebep olmuştur.
CHP merkezli ve HP, CMP destekli muhalefet dayanışmasına, “kışkırtıcı, bozguncu ve
kinci” bir birleşim olarak bakan DP liderleri, iktidarlarını korumak ve halkın desteğini
artırmak adına bir yol olarak “Vatan Cephesi” oluşumunu başlatmışlardır. Vatan sevgisi
kavramının geniş kitlelere hitap etmesi dolayısıyla, özellikle gençliği vatan ideali
etrafında toplama kararını uygulamaya koymuşlardır. Bu hareketi başlatan cümleler ilk
olarak, Menderes’in Ekim 1958’de Manisa’da yaptığı bir konuşmada geçmiştir;
“Politikadan ve ihtirastan vareste vatandaşların, karşınızda kurulmuş olan kin ve
husumet cephesine karşı vatanperverane gayretlerini birleştirip, eserlerinin müdafaasına
azmetmiş bir Vatan Cephesi kurulması zarureti kendini göstermiştir”775.
Menderes’in bu hareketteki amaçlarından biri de partiden bir sebeple uzaklaşmış veya
uzaklaştırılmış olan isimleri yeniden birleştirmek ve Vatan Cephesi Ocakları çatısı altında
toplayabilmektir. 1957’den sonraki konuşmalarında, “Kaybettiklerimizi eserlerimizle
tekrar kazanacağız, zaten kalacak olan eserler değil mi?” diyerek başlayan Menderes
konuşmasında, “Birçok baraj, liman, yol, fabrika ve tesis işlemeye başlamıştır. Yeni
büyük projeler ya bitmiş ya bitmek üzere. Evet, 1957 seçimlerinde halkın bir kısmı
aleyhimize dönmüş gözüktü. Ama bu ne pahasına olursa olsun karartmak, yıkmak isteyen
bir muhalefetin yanında yer almış propagandaların, biraz da kalkınma için katlanılan
sıkıntıların geçici bir neticesi! Halkın büyük kısmı yine bizimle beraber. Gidenler de
dönecekler. Dayanacağımız en büyük kuvvet halktan başkası değil!”776 ifadeleri ile
partinin yöneleceği halkı birleştirme politikasını açıklamış oluyordu.
Cephe oluşturulmasının sakıncalarına dair parti içinden çeşitli eleştiriler gelmişse de
açılması önlenememiştir. DP, 1958 Ekim’inden itibaren ülke genelinde Vatan Cephesi
775 Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (14 Mayıs 1950-24 Mayıs 1960),
Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999, s. 186-187. 776 Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, s. 96, 99.
259
adıyla bucaklara bağlı ocaklar kurarak veya var olan ocakların isimlerini değiştirerek
hareketi yaygınlaştırmıştır. Bu ocakların tüm siyasi görüşteki vatandaşlar için olduğu
belirtilmiştir. Katılımı artırmak amacıyla ve iktidarın sesini duyurmak gayesiyle haber
yapan gazeteler desteklenmiş, radyodan yapılan yayınlarda, Vatan Cephesine katılan
vatandaşların isimleri gün gün listeler halinde halka ilan edilmiştir. İktidar ve muhalefetin
bu cepheleşmeden sonra giderek kutuplaştığı anlaşılmaktadır. Demokrasiyi savunan her
iki grubun da vatanı korumak hakkındaki söylemlerinin, bu sırada meydana gelen basının
yanlı kullanılması sorunu, partizanlık hareketleri, milletvekili kavgaları, öğrenci
çatışmaları ve sokağa taşan gerginlikleri engellemeye yetmediği görülmektedir777.
Vatan Cephesi’ne katılım ülkede gruplar halinde devam ederken, Sakarya’da DP’nin
içinde bulunduğu son siyasi süreçte bir hizipleşme yaşandığı anlaşılmaktadır. Sakarya DP
teşkilatının yaptığı kongrelerde, il başkanlığı ve idari kadro hakkında bazı görüş
farklılıkları oluşmuştur. Daha çok bu konu üzerinde yoğunlaşan, hizipleşmenin
bitirilmesi için ve güç kazanmak için mücadele edildiği bir dönemdir. Ekim 1958’de,
Genel Başkan Adnan Menderes’in Sakarya İl Başkanlığı’na gönderdiği tamim, Vatan
Cephesi’nin mantığını ve oluşum şeklini açıklamıştır. Özetle, Vatan Cephesini
oluştururken muhalefetin bu yapılan tezyinatı bozmaya, hiçbir şey yapılmamış gibi
davranmaya çalıştığını, bunlara inanılmamasını belirterek herhangi bir sebepten partiden
ayrılmış veya muhalefete mensup olmuş kişilerin DP’ye geçebileceklerini, DP
teşkilatının vatandaşlara gereken kolaylığı göstereceklerini ifade etmiştir778.
Yine DP Genel Başkanı Adnan Menderes tarafından Aralık 1958’de DP teşkilatlarına
gönderilen 3399 sayılı tamimde;
“1- 1/7/1958 gün ve 2134 ve 21/10/1958 gün 2510 sayılı tamimler mucibince
ne gibi gayretler sarf olunmuştur ve alınan neticeler nelerdir? 2-Vatan
Cephesinin kurulması hususunda azami gayretin sarf edilmesi lazım geldiği
günleri yaşamaktayız. Teşkilatta vazife almış arkadaşlarla bütün partili
arkadaşlarımızın büyük bir faaliyet ve uyanıklık içinde bulunmalarının bir
zaruret olduğunu tekrar etmek isterim. Gerek şimdiye kadar hiçbir partiye
777 Sedef Bulut, “Üçüncü Dönem Demokrat Parti İktidarı (1957-1960): Siyasi Baskılar ve Tahkikat
Komisyonu”, Akademik Bakış, 2/ 4 (2009), s. 135-136. 778 Cemiyet, 18 Ekim 1958, Sayı: 267.
260
intisap etmemiş gerekse muhalefet partilerine mensup iyi niyetli
vatandaşlarımızın saflarımıza alınması hususunda sarf olunan gayretlerin
neticesinden sık sık ve her zaman haberdar edilmemizi, 3- Bu uğurda şimdiye
kadar öğrenebildiğimiz neticeler ehemmiyetlidir. Binaenaleyh sarf olunan
büyük ve semereli gayretlerinize teşekkür eder, cümlenizin muhabbetle
gözlerinizden öperim”779 denilmektedir.
Devam eden günlerde tebliğlere uygun olarak, yerel basında DP’ye kaydolanlarla ilgili
özendirici haberler yayınlanmıştır. DP’ye girenlerin her geçen gün arttığı, CHP’nin ve
HP’nin “Güç Birliği” adıyla birleşmeleri üzerine her iki partiden istifa eden birçok
vatandaşın DP’ye geçtiği, bu birliğin halkın genelince tasvip edilmediği yönünde yazılar
yayınlanmıştır780. Sık sık DP’ye üye olan köyler ve kişilerle ilgili sayısal haberler
yayınlanmıştır. Örneğin, 1958-1959 döneminde basında verilen haberlere göre, Salmanlı
Köyünden 60 köylü toplu olarak CHP’den istifa ederek DP’ye kayıt yaptırmış, feshedilen
HP’nin Akıncılar Ocağından 4 kişi DP’ye girme kararı almış, 26 kişinin de Ocak başkanı
Yusuf Konuk ile hemfikir olarak CHP ittifakına katılmayacakları yazılmıştır. Yine bir
habere göre, Karasu Deniz Köyü’nde bir CHP’li ocak başkanı haricinde köyün tamamına
yakını (261 kişi) CHP’den istifa ederek DP’ye katılmıştır. Mithatpaşa ve Yenidoğan DP
Ocaklarına 181 kişinin beyanname vererek katıldığı belirtilmiştir781. Aynı şekilde,
ülkenin çeşitli il ve ilçelerinden alınan CHP’den istifalar ve DP’ye kaydolanların
haberleri yayınlanmıştır. Burada basının gücü kullanılmış, muhalefetin çöktüğü, kitleler
halinde halkın DP’ye ve Vatan Cephesine dahil olduğu şeklinde ifadelerle bilgiler
verilmiştir.
1958 yılı sonunda, Sakarya gazetelerinde ilde bir Vatan Cephesi kurulması konusunda
mülahazalar yayınlanmaya başlamıştır. DP’nin Sakarya’da Yenicami semtindeki
ocağının adının değiştirilerek Vatan Cephesi olması planlanmıştır. Hatta bu ocağın ve
bağlı bir lokalin açılışını yapmak üzere Menderes’in şehre geleceği düşünülmüştür.
Basında yayınlandığı üzere, 14 Aralık 1958 Pazar Günü, saat: 10:00 itibariyle Yenicami
Ocağının ve lokalin bu yönlü çalışmalara başlaması için Ocak idare heyeti başkanı
779 Yeni Ada Postası, 6 Aralık 1958, Sayı: 2009. 780 Yeni Ada Postası, 9 Aralık 1958, Sayı: 2011. 781 Cemiyet, 4 Kasım 1958, Sayı: 281; 27 Kasım 1958, Sayı: 301; 7 Ekim 1959, Sayı: 565.
261
İbrahim Baylav tarafından davetiyeler basılmıştır. Lokalin amacının DP’lilerin çalışma
azimlerinin genişletilmesi olduğu belirtilmiştir782.
Günün gazete haberine göre ne ziyaret ne de açılış gerçekleşmemiştir. DP Yenicamii semt
lokalinin Vatan Cephesi ismiyle açılmasına il ve ilçe başkanlarının engel oldukları
yönünde bir kanaat oluşmuştur. Pazar günü davet üzerine lokal dolmuş fakat hazırlanan
tabela asılamamıştır. 15 emniyet mensubunun lokale gelerek kalabalığın dağılmasına
kadar orada bekledikleri ve lokalin açılmasına müsaade etmedikleri belirtilmiştir783. İlçe
kurulundaki isimlerin, şahsi olarak bu isimle bir lokalin açılmasını istemedikleri DP
merkez İlçe kurulu toplantısında ifade edilmiş, Genel Merkezden izin alınarak karar
verilmesi gerektiği belirtilmiştir784. Bu gelişme dolayısıyla Yenicami Lokali girişim
aşamasında kalmıştır.
Bir başka girişim, Hendek ilçesinde gerçekleşmiştir. Menderes’in tebliğinden sonra 200
kişinin Hendek DP’ye üye oldukları belirtilmiştir. Bunun üzerine Menderes bu 200 kişiye
bir teşekkür telgrafı göndermiştir. Kendisi bu süreçte bilgisini aldığı tüm yeni üyelere
aynı teşekkürü göndermektedir. Ayrıca, Tüccar Cemal Tarım ve tanınmış kişilerin DP’ye
geçmesi ile Hendek’te partinin güçlendiği düşünülmüştür. Bu gelişme üzerine basında,
Vatan Cephesi ocağının Hendek’te açılabileceği yönünde bir kanaat bildirilmiştir785.
Ancak fikir aşamasında kalmış herhangi bir açılış gerçekleşmemiştir.
Vatan Cephesi’nin kurulması yönünde girişimler yapılırken, 1958-1959 döneminde
Sakarya’da DP’nin de içinde çeşitli görüş ayrılıkları yaşadığı bir dönemde olduğunu
belirtmiş idik. DP kongreleri yapılırken parti içinde türlü bölünmeler ve şahsi kırgınlıklar
yaşanmış, köylerde, nahiyelerde, kazalarda ve il merkezindeki kongrelerde bu tür gruplar
birbirlerine karşı seçilme mücadelesine girişmişlerdir. Seçimler için iki grup aday listesi
oluşturulmuş ve her grubun temsilcisi ve delegeleri ayrı ayrı yayınlanmıştır. İl kongresi
seçimleri çekişmeli geçerken, Karasu’da İlçe idare kurulunun aldığı kararları eleştiren ve
kongrelerin çalışma şeklini, seçim usulünü onaylamayan, bunların partiye zarar
vereceğini düşünen Karasu DP ilçe İdare kurulundan toplu istifalar yaşanmıştır. Karasu
782 Yeni Ada Postası, 11 Aralık 1958, Sayı: 2013; 13 Aralık 1958, Sayı: 2015; Cemiyet, 13 Aralık 1958,
Sayı: 315. 783 Cemiyet, 15 Aralık 1958, Sayı: 316. 784 Cemiyet, 17 Aralık 1958, Sayı: 318. 785 Cemiyet, 13 Nisan 1959, Sayı: 417.
262
DP başkanı Rüstem Tat, ikinci Başkan Hasan Turgut, Üyeler Murat Soyhan, Rüştü
Kılıçarslan, Hasan Sarı, Hüseyin Çakır imzalı bu istifa gerekçe yazısında parti yönetimine
getirilen eleştiriler de mevcuttur. “Tayin ve inha usullerine iltifat gösterme hususunda
dev adımlarla koşmakta bulunan DP’nin ana gayesinden ve davasından uzaklaşmakta
olduğunu esefle müşahede ederken…seçmek ve seçilmek demokrasinin tek tarifidir,
inşallah zaman bu hataların üzerine eğilir” ifadeleri ile istifalar ilan edilmiştir786.
Parti içindeki birliği sağlamaya çalışmak, Sakarya’da DP’nin gücünü devam ettirmek ve
muhalefete karşı başlatılan mücadele mantığının açıklanması amacıyla, Sakarya İl, Ocak
ve Bucak kongrelerine Sakarya Milletvekillerinden bir kısmı, parti kurucularından Yaşar
Bir gibi öne çıkan isimler katılmış ve konuşmalar yapmışlardır. Hendek, Karasu, Geyve
ve diğer gezileri sırasında 3 günde 500 kişinin DP’ye üye oldukları basında
yayınlanmıştır787. Basındaki isimsiz ve resmi olmayan kayıtlara göre de Akyazı’da DP’ye
5000 kişinin Ziya Yıldırım Genç önderliğinde DP’ye dahil olduğu belirtilmiştir788.
Alifuatpaşa’da yaşayan tanınmış ailelerden Mustafa Mülayim, Kosa Dayılar sülaleleri
olarak 40 kişi CHP’den istifa ederek DP’ye üye olmuşlardır789.
Sonuç olarak, Sakarya’da Vatan Cephesi konusunda Kocaeli ilçelerinde olduğu gibi bir
yapılanma gerçekleşmemiştir. Girişimler olmuş ise de o seviyede kalmıştır. Bunda il ve
ilçe yönetim kurullarının temkinli yaklaşımı ve halkın da bu karara itibar etmesi etkili
olmuştur şeklinde ifade edilebilir.
Ülke genelindeki bu girişim ve yapılaşma muhalefet grubu tarafından tek partiye doğru
bir gidiş olarak algılanmış ve şiddetli tepkiler gösterilmiştir. DP’nin ve Menderes’in ülke
geleceği için bir çözüm olarak gördüğü hareket, partinin kapatılması ve başlayan
yargılama sürecinde 27 Mayıstan sonra dava konusu olarak karşısına çıkarılacaktır.
Yassıada’daki mahkemede pek çok isim bu konuda şahit olarak getirilip dinlenecektir.
Hatta bu kişilerden bazıları, çeşitli siyasi baskılar yaşadıklarını, “gönülleri razı
olmamakla birlikte şahıslarını ve müesseselerini herhangi bir baskıdan kurtarmak için
teklifi kabul ettiklerini” belirtmişlerdir790.
786 Cemiyet, 18 Mayıs 1959, Sayı: 447; 1 Temmuz 1959, Sayı: 481; 6 Temmuz 1959, Sayı: 485. 787 Yeni Ada Postası, 27 Ekim 1958, Sayı: 1974; 24 Kasım 1958, Sayı: 1998; 17 Aralık 1959, Sayı: 2324. 788 Yeni Ada Postası, 8 Ocak 1960, Sayı: 2343. 789 Cemiyet, 30 Haziran 1959, Sayı: 480. 790 Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, s. 97.
263
3.7. 27 Mayıs 1960 İhtilali ve Sakarya
Cemil Koçak, 27 Mayıs’ı ele aldığı çalışmasında “Bazıları, 27 Mayıs’ın DP iktidarına
karşı örgütlendiğini düşünüyor olabilir; lakin ordu içindeki darbeci damarın tarihi biraz
daha eskiye gitmektedir. Tarihimize bir de 50 darbesi geçebilirdi” demektedir.
Çalışmasında, dönemin hatıralarındaki ifadelerle bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Buna
göre; ordunun politik olarak ayrışması, 1945 yılında tek partili hayatın sonuna doğru
belirginleşmiş, CHP ile DP arasında “ordu kimin yanında” sorusu gündeme gelmiştir. 27
Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren ve cuntalaşma çalışmalarında yer alan dönemin bazı
subaylarının hatıralarında, daha II. Dünya Savaşı yıllarında, ordu içinde darbeci
eğilimlerin başladığı, bazı subaylar arasında mevcut sistemi devirmeye yönelik bir
teşkilatın kurulduğu, içlerinde binbaşı, teğmen, yüzbaşı ve yüksek rütbeli askerlerin de
bulunduğu ifade edilmektedir. Amaçları, gerekirse “İsmet Paşa ve kadrosunu bertaraf
edip, Atatürk inkılâplarına kaldığı yerden tam bir hız vererek, Türkiye’nin batıya doğru
ilerlemesini çabuklaştırmak” şeklinde ifade edilmiştir. Bu yaklaşıma göre, ordu içinde de
siyasi ayrılıklar mevcut olup, gençler DP’den yana iken, generallerin çoğunluğu yeni
kurulan DP’yi desteklemiştir. Cemal Madanoğlu’nun anılarında, 14 Mayıs 1946 seçimleri
için, “generaller dışında hepimiz DP’yi tutuyoruz” derken, Alpaslan Türkeş anılarında,
DP’nin kuruluşunda “subayların da büyük gayretle çalıştığı hakikatine” vurgu yapmıştır.
Bu dönemde Celal Bayar ile görüşmeye memur edilen subaylardan bahsedilmekte ve
görüşmeler sırasında Bayar’ın, Atatürk ilke ve inkılâplarına CHP’den daha fazla önem
vereceklerini söylediği belirtilmektedir791.
Anlatımlardan yola çıkarak, 1946 yılı seçimlerine müdahaleler yapıldığı şeklindeki
kamuoyu algısı, ordu mensuplarını da etkilemiştir. Ordu da kendi içinde parçalanmaya
başlamıştır. Dolayısıyla bazı ordu mensuplarının iktidarı eleştirmesi ve ileride siyasete
müdahale sürecinde isimleri öne çıkacak bazı düşük rütbeli subayların o yıllardan itibaren
harekete geçtiği ve 27 Mayıs’ı hazırlayan isimlerden bazılarının, mevcut CHP iktidarına
karşı da bir tepki ve örgütlenmenin hazırlığını yaptıkları görülmektedir. Düşük rütbeli
subaylar daha çok muhalefetin yanında yer alıp sempati göstermişken, yüksek rütbeli
subaylar genellikle iktidarın yanında bir duruş sergilemeye devam etmişlerdir. 1950
791 Cemil Koçak, Darbeler Tarihi, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs ve 12 Mart, İstanbul: Timaş Yayınları,
2016, s. 34-36, 43.
264
seçimlerine az bir zaman kala, ordudaki bir grup subay DP’ye görüşlerini iletmek
amacıyla aralarından bazı isimleri DP listesinden milletvekili adayı yapmak istemişlerdir
ki 1950 seçiminde DP adayları arasında Milli Mücadele’nin önde gelen isimlerinden
emekli subaylar da yer almıştır. Fahri Belen, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Seyfi Kurtbek,
Besim Paşa gibi. Seçimler beklenildiği şekilde gerçekleşmez ise, ne yönde bir tepki
verileceği ve bir müdahale olup olmayacağı açık olmamakla birlikte, ordu bu üyeleri
vasıtasıyla DP iktidarında görüşlerini belirtecek alt yapıyı oluşturmuştur792. Anlaşıldığı
üzere, o yılarda kesin bir darbe fikri ortaya koyulmamış ancak CHP’ye karşı temkinli
davranarak, adaletli ve dürüst bir seçim ile iktidarın el değiştirmesi konusunda DP lehine
bir tavır alınmaya başlanmıştır.
Şevket Süreyya Aydemir’e göre, 27 Mayıs’ın hazırlık, örgütlenme karar aşamaları
zayıftır. Teşkilat açısından “başsız” görülür ve belirli bir merkezi yok gibidir. İhtilali
gerçekleştiren şartlar sezilmiş ancak işlenmemiş yani sonrasındaki hedefleri ve yönü tayin
edecek şekilde belirtilmemiştir. Buna rağmen, yarattığı ortam ve getirdiği değişiklikler
açısından karakteristik bir ihtilal olarak kabul edilir. Bu girişim için, önceden hazırlanmış
bir parti veya siyasi teşkilatın veya bir ideolojik duruşun icraatıdır demek mümkün
değildir. Bütün halkı içine alan siyasi hedef ve sloganları olmadığından bahseder.
“…toplum yapısında biriken bir gerginliğin, bu gerginliği gören bir kadro
eliyle, bir hareket gücü haline getirilişiydi. Şu halde darbe ve tasfiye, asıl
zirvede olacaktı. Yani 27 Mayıs ihtilali, toplum yararına, toplum için, ama
halkın üstünde ve halka rağmen bir hareket olacaktı. İhtilalin şartları,
toplumun bütün yapısında birikmiş ama zirvede olgunlaşmıştı. Parlamento,
hükümet, siyasi partiler, üniversite, basın ve tarafsız aydınlar, tam bir
tedirginlik içindeydiler. Ve düşünen herkes görüyordu ki, memleket artık bir
patlamaya gidebilir. İhtilalin çanları her an çalabilir…Gerçi halkın
kalabalığı, toplum yapısında biriken tehlikeli geçişleri, toplum yapısında
beliren çatlakların, yarın bu toplumu sürükleyebileceği iç buhranları görmek
istemiyordu. Çünkü bu kalabalık 1950 sonrasının ve 1950-1960 arasında
gelişen bazı şartların, uyuşturucu rahatlığı içinde görünüyordu…Ama ne var
ki, siyasi nizam, artık hastaydı. İktidarı ellerinde tutanlar ise, bu hastalığı bir
792 Koçak, Darbeler Tarihi, s. 37-40, 43.
265
siyaset olarak savunuyorlardı…İşte bu şartlar içinde yüksek kumanda
kademelerine de sokulmuş olan dar, fakat genç ve cesur bir asker
kadrosunun, hayatlarını ortaya koyarak, mülkün kaderine el atışlarında,
yiğitçe bir anlam vardır” 793.
Aydemir bu ifadeleri ve açıklamaları ile 27 Mayıs’ı sebep ve gelişimi bakımından bir
“mantık” temeline oturtmaya çalışmaktadır.
Ayrıca O’na göre, hareketin kökleri pek de uzun bir geçmişe dayanmaz ve 27 Mayıs bir
“Hükümet Darbesi” dir, ancak ihtilale dönüşmesi mümkündür. 26-27 Mayıs 1960 gecesi
müdahale kuvvetlerini, Harp Okulu’ndan harekete geçiren Tümgeneral Cemal
Madanoğlu son günler içinde bu sorumluluğu üstlenmiş olup, bir lider ve şef
belirlenmemiştir. Ordu saflarında gidişattan memnun olmayan subaylar vardır. Bazıları
yurt içinde ve yurt dışında çalıştıkları mevkilerde gördükleri ile birtakım kanaatlere
ulaşmışlardır. Sayıları az olsa da harekete katılan subayların hepsi de gençtir ve ordunun
çeşitli merkez kademelerinde yer almış insanlardır, yükselme yolları açıktır. Girişim
başarısız olursa hem kendileri hem de ailelerini tehlikeye sürüklenmiş olurlardı.
Aydemir’in şahsi görüşüne göre, 27 Mayısın yaşanmasında DP iktidarının payı,
yapanlardan biraz fazladır794.
Döneme şahitlik eden isimlerden Ali Fuad Başgil eserinde, DP iktidarının başarıları ve
başarısızlıklarından, 1950-1960 döneminde iktidar-muhalefet, ordu-siyaset, basın-siyaset
ilişkileri ile 27 Mayıs ihtilali ve sebeplerini açıklarken çeşitli tespitlerde bulunmaktadır.
1950 ve 1954 seçimlerinden sonra, iktidarı devreden CHP, 1957 seçimlerinden sonra
kazandığı sandalye sayısının da yetkisi ve cesareti ile DP iktidarına karşı şiddetli ve bazen
tecavüzkar tenkitlere başlamıştır. DP tarafından bu dönemde, Meclis tahkikatı açarak,
muhalefet partisinin faaliyetlerini ve gelir kaynaklarını ortaya koyması amaçlanan bir
komisyon oluşturulmuştur. Bu karara karşı CHP’den sert tepkiler gelmesi ile tahrik
unsuru olarak görülen öğrenci gruplarının, Ankara ve İstanbul’da ayaklanarak tansiyonu
artırdığı görülmektedir. Mecliste sürüp giden şiddetli tartışmalar ve hatta kavgaların,
sokaklara taşmasını da engelleyemeyen bir hükümet olduğundan bahsedilmektedir.
TBMM’de rakip iki büyük parti olan DP ve CHP arasında gerginliğin 1960 ortalarında
793 Şevket Süreyya Aydemir, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Ankara: Remzi Kitabevi, 2000, s. 6-8. 794 Aydemir, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, s. 305-307, 356.
266
had safhaya ulaştığı sıralarda, İnönü; “Sizi o kadar feci bir akıbet beklemektedir ki, ondan
sizleri ben bile kurtaramayacağım” şeklindeki anlamı sonradan anlaşılacak meşhur
sözlerini sarf etmiştir. DP lideri Başvekil Adnan Menderes ise, hükümete karşı bir
hareketin tasarlandığını anlamışsa da bunu pek mümkün ve yakın görmemiştir. Bir
konuşmasında, “Muhalefet bir ihtilal yapmaya hazırlanıyormuş, bu beni güldürdü.
Bilsinler ki, ihtilali yalnız muhalefet yapmaz, iktidar partisi de yapabilir, hem de
alasıyla” 795 sözleri bunu ortaya koymaktadır.
Başgil’in tespitlerine göre, DP hükümeti ülke hizmetinde gösterdiği gayretin yanında
düşmesine sebep olacak büyük hatalar da işlemiştir. Menderes hükümetinin bu hatalarının
geneli, muhalefete karşı gösterdiği tahammülsüzlük ve fikir ayrılıklarından duyulan aşırı
çekimserlikle açıklanabilir. Bu gerginliği artıran hataların arasında, 1954 yılında
muhalefette olan Millet Partisi’nin kapatılması, yine aynı seçimlerden sonra rakip olan
Osman Bölükbaşı’yı seçen Kırşehir’in, siyaseten cezalandırılarak ilken ilçe haline
getirilmesi, muhalif basına karşı başlatılan baskı hareketi ve yazarların tevkif edilmesi
sayılmaktadır. Seçim öncesi propagandalarında, muhalefete kısıtlamalar getirilmesi ve
liderine karşı yapılan birtakım hakaretlerin önlenememesi, DP ve CHP’nin yapıcı iktidar
muhalefet ilişkilerinden hızla ayrılmasına sebep gösterilmektedir. Çünkü İnönü Uşak’ta
çıkan arbededen dolayı, “hayatıma kastedildi” derken “suikast” olarak değerlendirmiş,
Çanakkale Geyikli, Tokat Zile, İzmir, Gaziantep ve Kayseri Yeşilhisar Olayları da yılların
birikimi olan siyasi şiddetin en büyük yansımaları olarak kendisine yönelmiştir. Ayrıca,
Türkiye ve Yunanistan arasında Kıbrıs meselesi dolayısıyla yapılan görüşmeler sırasında
ortaya atılan Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanması söylentisi ile 6-7 Eylül 1955
tarihinde İstanbul’da başlayan ve önü alınamayan Rumlara yönelik nümayiş
hareketlerinin de etkisi büyük olmuştur796.
Yaşanan son olayların da etkisi ile iki parti içindeki sertlik yanlılarının öngördükleri
dinamikler beslenmiş ve siyasal tansiyonun artması ordu içindeki örgütlenmenin
çalışmalarını teşvik ederek birçok fırsatlar sunmuş ve ılımlıların da bu kesime
795 Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, İstanbul: Kubbealtı, 2017, s. 20-24. 796 “Yunanlılar Atatürk’ün evine bomba attılar”, Ulus, 7 Eylül 1955, s.1; “Selanik’te Atatürk’ün evine
atılan bomba halkı galeyana getirdi”, Yeni Sabah, 7 Eylül 1955, s. 1; “Nümayiş gecesi tahrikat yapan
otuzdan fazla komünist yakalandı”, Hürriyet, 9 Eylül 1955, s.1; Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, s.
28-32; Tanel Demirel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, Demokrat Parti İktidarı ve 27 Mayıs Darbesi, İstanbul:
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011, s. 305-308.
267
yaklaşmasına neden olmuştur. Askerlerin belirli bir kesimi, darbeyi belirli koşullar
gerçekleştiğinde yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk ve görev olarak
değerlendirdiği görülmektedir. Darbeyi bir suç ve düşünülmemesi gereken bir çözüm
olarak görenler de elbette mevcuttur. Muhalefet lideri İnönü, bu sırada darbe söylentileri
hakkında basına verdiği açıklamalarda, “emin olunuz ki ve herkes emin olsun ki, ordunun
politikaya karışmasını istemiyoruz. Ordu ile iktidara gelmek istemiyoruz. Bir baskı
idaresinin, millet kuvveti ile yıkmak için mücadele ediyoruz” ve “…hirbir temasım
yoktur, hiçbir teşebbüsün ve bu istikamette bir arzunun peşinde değilim”, bu iktidar
ihtilalle devrilirse, gelecek rejimin tekrar demokrasiye dönmesi için geçecek zamanı
tahmin etmek güçtür. Biz bütün ihtilafları normal usuller içinde halletmekte başlıca
selamet yolu görüyoruz” şeklindeki konuşmaları ile tavrını ortaya koymuştur. Başlayan
öğrenci olayları ve onları bastırmakla görevlendirilen askerlerin bu konuda güç
kullanmaktan kaçınmaları harekete geçilme zamanının yaklaştığını göstermektedir. 1960
Mayıs’ında en üst noktaya ulaşan gerginlik, Harp Okulu öğrencilerinin Kızılay’da
yaptıkları yürüyüş sonrasında olmuştur. 23 Mayıs’ta General İrfan Baştuğ’un evinde
yapılan bir toplantıda, harekat tarihi kararlaştırılmıştır. Harp Okulunda toplanan askerler
tüm detayları kararlaştırdıktan sonra harekete geçmiş ve ciddi bir mukavemetle
karşılaşmadan darbe gerçekleşmiştir. Cemal Gürsel kendisine sunulan başarılı harekatın
liderliğini üstlenmiş ve 27 Mayıs günü yaptığı konuşmada, “…işte bu düşünce ve
mülahazalarla bu feci gidişe son vermeye karar verdim. Ve devletin idaresine el koydum”
şeklinde açıklamıştır797.
Kendilerine “Milli Birlik Komitesi” adını veren ve ordu adına yönetime el koyan bir grup
asker, 27 Mayıs sabahı radyodan Türk halkına bir bildiri yayınlamışlardı. Orgeneral
Cemal Gürsel’in başkanlığında, hareketi gerçekleştiren subaylardan 38’inin yer aldığı
MBK, 25 Ekim 1961 tarihine kadar sürdürülmüştür. Bu şekilde yaklaşık 1,5 yıl sürecek
olan askeri yönetim başlamıştır. İlk aşamada, yönetimi ele geçiren askerler çoğu
sivillerden oluşan Bakanlar Kurulu’nu kurarak, oluşturulan bilim kurulu ile yeni anayasa
çalışmalarını başlatmışlardır. 12 Haziran 1960’da geçici anayasanın kabulü ile fiili
797 Demirel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, s. 344-372, 383-385.
268
yönetim hukuki temele oturtulmuş, 6 Ocak 1961’den itibaren de yasama görevini MBK
ve Temsilciler Meclisi birlikte götürmeye başlamıştır798.
27 Mayıs, Sakarya’da basın yoluyla halka ilan edilmiş ve şehirde de bir takım yönetimsel
değişiklikler meydana gelmiştir. Sakarya Garnizon Komutanı Tümgeneral Mete
Yurdakul, Dahiliye Vekâleti’nin 29 Mayıs 1960 gün ve 3 sayılı emriyle Sakarya Valiliği
görevine fiilen başlamıştır799.
Sakarya Askeri Valisi Yurdakul’un, ilk tebliği yerel gazetelere yönelik olmuştur. 31
Mayıs tarihli bu tebliğde;
“28 Mayıs 1960 Cumartesi gününden itibaren Sakarya Vilâyeti dahilinde
münteşir bilcümle gazete ve dergiler normal neşriyatlarına devam
edeceklerdir. Gazetelerin ne gibi havadisleri neşredip hangilerini
neşretmeyecekleri hususunda tereddüde düşüldüğü vaki müracaatlardan
öğrenilmektedir. Türkiye radyoları vasıtasıyla Türk Silahlı Kuvvetler
Başkumandanlığının yayınladığı bilumum emirler ve Sakarya Garnizon
Kumandanlığınca yayınlanan tebliğler aynen, hiçbir söz ve mütalaa ilave
eylememek şartıyla neşredileceği gibi yabancı basının bu milli hareket
aleyhine yaptıkları ve yapacakları mazir neşriyat ve menfi propaganda hariç
her türlü haberin neşri serbesttir. Gerek sabık gerek yeni siyasi ve askeri
şahsiyetler hakkında her türlü tezif edici karikatür, fıkra neşri yasaktır. Halkı
tahrik edici ve onların zihinlerinde şüphe uyandıracak her türlü heyecanlı ve
mübalağalı neşriyat beyanname ve haber neşri yasaktır, tebliğ olunur.”800.
Tebliğdeki ifadeler, yerel basının izleyeceği tutum ve uyması gereken hususlar hakkında
uyarıda bulunmaktadır. 2 Haziran’da şehirde askeri basın bürosu kurulmuş ve
başkanlığına Yarbay Demir Abadan getirilmiştir. Sakarya basınından, birlik ve beraberlik
çerçevesinde faaliyette bulunulması konusunda beyanat vermiştir801. Basın tebliği ev bu
beyanattan sonra, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti idare heyeti, Milli Birlik Komitesi
Orgeneral Cemal Gürsel’e hitaben; “Şanlı ordumuzun inkılap hareketinden sonra zatı
798 Sina Akşin v.d., Türkiye Tarihi 4 Çağdaş Türkiye 1908-1980, Cem Yayınevi, İstanbul: 2003, s. 228-
233. 799 Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670. 800 Sakarya, 31 Mayıs 1960, Sayı: 307. 801 Cemiyet, 3 Haziran 1960, Sayı: 767.
269
devletlerinin şahsında kıymetli ordumuza ve Milli Birlik Hükümetimize sarsılmaz
bağlılıklarımızı ve içten gelen saygılarımızı arz etmekle bahtiyarız” şeklinde bir tebrik
yazısı yayınlamışlardır802. Bu gelişmeyi, 1950-1960 yılları arasında hükümeti elinde
bulunduran DP’ye ve faaliyetlerine dair destekleyici ve bazen taraflı sayılacak kadar
yakın yorumlar geliştiren yerel Sakarya basınının bir çok mensubu, askeri müdahale
sonrasında hızlı bir şekilde yeni duruma adapte olarak tavrını sağlam zemine oturtmuştur.
Gazetelerin o günlere ait başlıkları ve yazarların yorumları incelendiğinde, bu değişim
görülebilmektedir.
Askeri Valilik tarafından ilerleyen günler içinde çeşitli konularda tebliğler yayınlanmaya
ve gazetelerden halka duyurulmaya devam etmiştir. Öncelikle 3 yeni tebliğ ile; Sakarya
sınırları dahilinde 28 Mayıs’tan itibaren bütün siyasi partiler ve teşekküllerin her türlü
siyasi faaliyetin yasaklandığını, yasaklara uymayan kişiler hakkında ciddi kararlar
alınacağını, bazı menfi ve lüzumsuz propagandalardan halkın kendisini uzak tutmasını
belirterek, 31 Mayıs’ta gençlerin yaptığı provoke mahiyetindeki gösterilerde hiçbir asayiş
durumu olmadığından Sakaryalılara teşekkür etmiştir803. İlerleyen günlerde 9 adet tebliğ
yayınlanmıştır.
Ordu mensupları hariç silah taşıyanların ruhsatlı da olsa her çeşit silahını senet
karşılığında askeri makamlara teslim etmesi, teslim etmeyenler hakkında yasal işlem
başlatılacağı hakkında tebliğde bulunmuştur. Yerel gazetelerdeki haberlere göre,
silahlarını teslim etmek istemeyen kişiler olduğundan, çeşitli köy ve mahallelerde silah
araması yapılmış, 15 Haziran’a kadar teslim etmeyenler hakkında cezai işlem
yapılmıştır804. Bu konu hakkında asayiş ve emniyet bölümünde çeşitli örnekler verilmişti.
Sakarya Valisi Nazım Üner, Milli Birlik Komitesi’nin emriyle Ankara’ya götürülmüş,
Ankara’dan yeni hükümete ve kabineye bağlılık telgrafı çekmiştir Tahkikat Komisyonu
üyesi ve Sakarya Milletvekili Selami Dinçer hakkında yakalama kararı çıkmış,
Sakarya’da olduğu düşünüldüğünden şehirde kovuşturma başlatılmıştır 805.
Sakarya’da Askeriyenin devraldığı mülki makamlar şunlardır806:
802 Sakarya, 3 Haziran 1960, Sayı: 310. 803 Sakarya, 4 Haziran 1960, Sayı: 311; Yeni Ada Postası, 28 Mayıs, 1960, Sayı: 2447. 804 Yeni Ada Postası, 3 Haziran 1960, Sayı: 2452; 14 Haziran 1960, Sayı: 2458. 805 Sakarya, 2 Haziran 1960, Sayı: 309; Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670. 806 Yeni Ada Postası, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2449; Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670.
270
Adapazarı merkezde; Sakarya Valiliği-Tümgeneral Mete Yurdakul, Belediye Başkanlığı-
Tabip Yarbay Cevat Özsunay, Emniyet Müdürlüğü-Yarbay Muammer Koral
Kazalarda; Akyazı Kaymakamlığı-Askerlik Şubesi Başkanı Yarbay Tahsin Kaya,
Sapanca Kaymakamlığı-Askerlik Şubesi Başkanı Albay Ethem Süer, Hendek
Kaymakamlığı- Garnizon Komutanı Albay Ali Kıratlı, Geyve Kaymakamlığı-Askerlik
Şubesi Başkanı Albay Şahin Şirin, Karasu Kaymakamlığı- Jandarma Komutanı Yüzbaşı
Hüseyin Erdal
27 Mayıs’tan sonra, tüm ülkede olduğu gibi Sakarya’da da DP’li siyasiler hakkında tevkif
ve kovuşturmalar başlamıştır. DP il başkanı Nazif Sel ve DP iz meclisi azası eski Belediye
Başkanı Necdet Güven 1 Haziran’da tutuklanmışlardı. Aynı gün Karasu DP başkanı İshak
İskender de tutuklanmıştır807. Adapazarı Belediye Başkanlığına, Yarbay Cevat Özsunay
getirilmiş, 30 Mayıs’ta askeri belediye başkanı olarak görevine başlamıştır808.
Askeri müdahalenin akabinde Sakarya Milletvekillerinden Hamdi Başak ve Necdet
Kirişçioğlu askeri birlikler tarafından Ankara ve Adapazarı’ndan alınarak İstanbul’a
gönderilmiş ve nezaret altına alınmışlardır809. Sakarya’da da DP üyeleri, üst düzey
yöneticiler ve çeşitli partililer hakkında gözaltı kararı çıkmıştır. Bu günlerde, Sakarya
Milletvekillerinden Ekrem Alican ise, kurulan kabinede Maliye Bakanlığı’na
getirilmiştir810.
807 Adapazarı Akşam Haberleri 1 Haziran 1960, Sayı: 2671. 808 Yeni Ada Postası, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2449. 809 Sakarya, 3 Haziran 1960, Sayı: 310. 810 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2448.
271
Tablo 43: 27 Mayıs’tan Sonra Sakarya’da Gözaltına Alınan Kişiler
Adı Soyadı Memleketi Mesleği
Seyit Ali Kalbuk Hendek Keresteci
Ahmet Yıldırım Hendek Rençber-DP üyesi
Fethi Tok Hendek Kurt Köyü muhtarı
İshak
İskenderoğlu Karasu Karasu ilçe başkanı
İbrahim Gürsoy Çaykara Marangoz
Ziya
Uçankardeşler
Samsun-
Adapazarı Kırtasiyeci-Muharrir
Necdet Güven Kandıra Avukat-B. Başkanı-DP idare azası
Nazif Sel Adapazarı Sinemacı-DP İl Başkanı-B. Mec. azası
Sait Çelikkan Adapazarı Müteahhit-İl kurulu azası
İbrahim Arabul Adapazarı Kunduracı-DP’li
Kemal Turna Adapazarı İnşaatçı-DP kayıtlı
Remzi Türközü Adapazarı Rençber
Hikmet Onaylar Adapazarı İnhisar Baş Bayi bucak başkanı
Yavuz Kavafoğlu Adapazarı Çiftçi-Adapazarı İlçe Başkanı
Ahmet Özdemir Akyazı Akyazı Belediye Başkanı
Kaynak: Sakarya, 9 Haziran 1960, Sayı: 312.
Gözaltına alınan Sakarya Valisi Nazım Üner’in yerine Tümgeneral Mete Yurdakul
gelmiş, kısa süre sonra Ankara’da İçişleri Bakanlığı tarafından ülkedeki mülki amirliklere
çeşitli nakil ve atamalar yapılmış, Haziran 1955’de Sakarya Valiliğine de Eşref Ergut
tayin edilmiştir811. Osman Erkaya anılarında, İstanbul’dan trenle Adapazarı’na
döndüğünde gece askeri harekatın başladığını öğrendiğini belirtmiş, “Nazım Üner
görevinden alındı. Tümen Komutanı yerine bakmaktadır. Bu komutan çok kalmadı kısa
sürede değişti, yerine Giresun Valisi Eşref Bey gönderildi. Bu zatı tanımıyorum ama
gıyaben tanıdım. 1955 yılında Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Fuad Arun Bey
adında bir zat ile gönderildi” 812 şeklinde not etmiştir.
Sakarya’da “sabıkların” durumlarının incelenmesi amacıyla bir tahkikat komisyonu
kurulmuş, mali ve ekonomik alandaki yolsuzlukları saptamak üzere 2 nolu tahkik
komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonun üyeleri; İş Bankası müdürü Tarık Özbek, Ziraat
Bankası 2. müdürü İbrahim İltan, Serbest ticaret mensubu Sabri Sakallıoğlu, Lv.
Üsteğmen Abdurrahman Akkoyun’dan oluşmaktaydı. 13 Haziran itibariyle bu heyet
811 Sakarya, 10 Haziran 1960, Sayı: 313. 812 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 68.
272
ticaret odasında çalışmalara başlamıştır813. Askeri Belediye başkanı Cevdet Özsunay
tarafından Esnaf Dernekleri ile büyük bir toplantı yapılmış, her türlü esnafın fiyatlarında
indirim yapılması ve geçim şartlarının rahatlatılması için girişimde bulunulmuştur.
Akabinde, Sakarya’daki bir çok esnaf temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında
%10 ile %25 oranında indirim yaptıklarını gazetelerden ilan etmişlerdir. Aynı zamanda
şehirde bulunan Lale Sineması, Atlas, Ses, Feza, Melek, Saray, Yeni Sinemalarının
sahipleri ile toplantı düzenleyen Cevdet Özsunay, Milli Birlik Komitesinin vatan ve millet
adına yapacağı çalışmalara destek olmaları amacıyla, sinemalarda indirim yapılması bilet
fiyatlarının düşürülmesi ve pahalı filmlerin yazlık sinemalarda halka sunulmasını
isteyerek karara bağlamıştır814.
Sonuç olarak yorumladığımızda, demokrasi krizini çözmek ve özgürlükleri genişletmek
gayesine hizmet etmeyi amaçlayan 27 Mayıs müdahalesi, askeri destekli bir demokrasi
dönemine geçişle sonlanmıştır. Bu hareketi açıklarken kullanılan terimler de yorumlar
kadar çeşitlidir. Örneğin, “darbe”, “ihtilal”, “inkılâp”, “devrim” ifadeleri mevcuttur. Türk
siyasi tarihinin her dönemde farklı bakış açıları ve yorumlarla değerlendirilen
hadiselerinden biridir ve şüphesiz olacaktır. Türk siyasi tarihinde ve demokrasi
serüveninde, milli iradenin sınırları hakkında değerlendirmeler yapmaya ve kat ettiği
mesafeyi izlemeye imkan veren ve günümüz siyasi hayatına etkileri ile Türkiye
Cumhuriyeti’nde siyasal yaşamını şekillendiren önemli bir tarihi tecrübe olmuştur. Pek
çok bölgede olduğu gibi, Sakarya siyaseti ve sosyal hayatında da köklü değişiklikleri ve
iz bırakan hadiseleri beraberinde getirmiştir.
813 Yeni Ada Postası, 13 Haziran 1960, Sayı: 2457. 814 Yeni Ada Postası, 15 Haziran 1960, Sayı: 2459; 17 Haziran 1960, Sayı: 2461.
273
BÖLÜM 4: ASAYİŞ VE TRAFİK
4.1. Asayiş ve Güvenlik
Bir mekanda, korku ve kaygı verici şeylerin olmaması durumu, düzen ve güvenlik içinde
bulunma hali anlamına gelen “asayiş” kişilerin ve sonra devletin güvenliği konusunda her
dönemde ciddiyetle üzerinde durulmuş bir konudur.
İncelenen döneme ait her türlü asayiş verilerinin resmi olarak kaydedildiği Emniyet Genel
Müdürlüğü ve Jandarma Genel Kumandanlığı arşivleri araştırmacılara açık
olmadığından, kaynak olarak kullanılamamıştır. Özellikle istatistiki veriler ve personel
dosyalarına ulaşmak mümkün olmadığından, tezin bu bölümündeki bilgileri, dönemin
yerel basınından yapılan taramalarda elde edilen bilgilerin objektif bir şekilde olduğu gibi
yansıtılması ile Resmi Gazete ve Devlet Arşivleri’nin kayıtları çerçevesinde
şekillendirilmiştir. Veriler ışığında, 1950-1960 yılları arasında Adapazarı-Sakarya
genelinde asayiş ve güvenlik kurumlarının çalışmaları, asayiş konularında yaşanan
gelişmeler ve suçlarla mücadele konuları değerlendirilmiştir. Bu başlık altında tespit
edilen suç türleri ve suçların işlenme oranlarına dair bulgular, sosyolojik
değerlendirmelere de imkan tanıyabilecektir. Bu noktada, araştırma dönemi içinde şehrin
toplumsal huzuru ve gündelik yaşantısı hakkında yapılacak çalışmalara kaynak teşkil
etmesi mümkündür.
4.2. Asayiş ve Güvenlik Kurumları
Bahsi geçen dönemde, ülkede asayişin sağlanmasından sorumlu en üst merci, İçişleri
Bakanlığı ve bakanlığa bağlı olarak merkezi Ankara’da bulunan Emniyet Genel
Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı’dır. Adapazarı’nın ilçe olduğu dönemde
(1950-1954), asayiş ve güvenlik konuları, şehir merkezinde Kocaeli İl Emniyet
Müdürlüğü ile kırsal bölgelerde Kocaeli İl Jandarma Kumandanlığına bağlı olarak
yürütülmekte idi. 1954 yılından sonra, Sakarya İli bünyesinde Emniyet ve Jandarma
birimleri oluşturulduğundan, müstakilen incelenmesi mümkün olmaktadır. Devletin her
ilde asayişi sağlamak amacıyla oluşturduğu iç güvenlik kurumları olan İl ve İlçe Emniyet
Müdürlükleri ve Jandarma Komutanlıkları, adli olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarına
bağlı görev yapmaktadırlar. Bu kurumların elde etmiş oldukları zabıtlar ve yaptıkları
cezai işlem evrakları, haklarında işlem başlatılan kişiler ve şahitler, kovuşturmanın
274
yapılması ve davanın yürütülmesine karar verecek olan adli makamlara sevk
edilmektedir. Bu kişiler zanlıdır. Adli makamların verdikleri karara göre suçlu bulunan
şahıslar tevkif edilerek cezaevine gönderilir. İşleyiş bu şekilde olduğundan, ele alınan
dönemde işlenen suçlar ve bunların takibi ve cezalandırılması dolayısıyla, il ve ilçelerdeki
Adli Kurumlar ve Cezaevleri de güvenliğin sağlanmasından sorumlu birimlerdir.
4 Temmuz 1934 tarih ve 2559 sayılı “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu” çerçevesinde,
polislere suçların önlenmesi ve işlenen suçların faillerinin bulunması görevleri
verilmiştir815. Bu kanuna bağlı olarak, yurt çapında bütün illere İl Emniyet Müdürlükleri
kurulmaya başlanmıştır. Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ilçelerde ise İlçe
Emniyet Amirlikleri oluşturulmuştur. İzmit ve Adapazarı İlçe Emniyet Amirlikleri
kapsadıkları alan bakımından bunların en öne çıkanları olmakla birlikte, diğer ilçelerde
de birer Emniyet Amirliği kurulmuştur (Geyve, Akyazı, Hendek, Kaynarca gibi).
İlçelerden daha küçük olan nahiye (kaza) merkezlerinde ise, bir alt birim olan Emniyet
Komiserlikleri oluşturulmuştur (Sapanca, Pamukova, Arifiye gibi).
4.2.1. Demokrat Parti Döneminde Asayiş Teşkilatı ve Çalışmaları
Osmanlı Devleti’nde, II. Abdulhamid döneminden itibaren birtakım düzenlemelerle,
polisin mesai saatleri ve çalışma koşulları belirlenmiş, nizamnameler oluşturulmuş
olduğu ancak Cumhuriyet döneminde de çok fazla iyileştirme yapılmadan genel olarak
zor koşulların devam ederek uygulandığı belirtilmelidir. Örneğin polislerin mesai saatleri
1950’li yıllarda da aynı şekilde yani 6 saat karakol görevi, 6 saat dinlenme şeklinde
ayarlanmıştır. Dinlenme saatlerini de görevli oldukları karakolda geçiriyorlar ve haftada
bir gün izinli sayılarak evlerine çıkış yapabiliyorlardı. Bu düzen, Emniyet teşkilatının en
temel yapısını oluşturan polislerin bu dönemdeki yorucu ve özverili çalışma şartları
açısından değerlendirmede önemli bir örnek teşkil etmektedir816.
Demokrat Parti döneminde emniyet teşkilatı hakkındaki olumsuz durumlardan bir diğeri,
polisin dar imkânlarla ve çok az personelle görev yapmaya çalışmasıydı. Hükümet
programlarında iç güvenliğin önemini vurgulayıcı ifadeler yer almasına karşın, bu
mücadeleyi yapacak olan polisin nitelik ve nicelik olarak güçlendirilmesi konusunda çok
815 2559 sayılı “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu” tam metni için bkz. Resmi Gazete, 14 Temmuz 1934,
Sayı: 2551, s.1. 816 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s.347-348.
275
fazla somut adım atamadıkları görülmektedir. Nitekim, ülke genelinde olduğu gibi,
nüfusu gün geçtikçe artan ve 1950’lerin başlarında 50 bini aşan Adapazarı’na
bakıldığında da durum bu şekildedir.
Ele alınan dönemde, İl Emniyet Müdürlükleri bünyesinde, ilgilendikleri suçlara göre
belirlenmiş çeşitli birimler oluşturulmuş ve bu birimler 1’den 5’e kadar numaralarla
isimlendirilmiştir. Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Şube olarak
kurulmuşlardı. Şubelerin başında bir müdür bulunmakta, onlar da bir üst makam olan İl
Emniyet müdür yardımcılarına bağlı olarak çalışmakta idiler. Birinci şube ve ikinci şube
müdürlükleri en temel birimler olup, bunların haricinde personel, haberleşme, ulaşım ve
istihbarat gibi işlerden sorumlu birimler de bulunmaktaydı.817 1950’lerde yurdun bütün
illerinde bu şekilde hiyerarşik bir teşkilatlanmaya gidildiğini belirtmek mümkündür.
Demokrat Parti Döneminde iç güvenliğin sağlanmasında önemli kurumlardan diğeri ise,
1706 sayılı kanuna göre görev ve sorumlulukları tanımlanmış olan Jandarma Genel
Komutanlıklarıdır. Asayişi sağlamaktan ve halkın huzurunu ve ferahını korumaktan
sorumlu askeri ve silahlı güçlerden oluşan Jandarma birlikleri, daha çok kırsal kesimde
ve polisin henüz teşkilatlanmadığı, karakolu bulunmayan bölgelerde görev yapmaktadır.
Polis ve Jandarma birliklerinin yanı sıra, güvenliğin sağlanmasında görevli bulunan diğer
kolluk kuvvetleri Bekçiler ve köy muhtarları ve gümrüklerdeki kaçakçılığın önlenmesi
ve kovuşturulmasından sorumlu jandarmanın görev yaptığı Gümrük ve Tekel
Kolluğudur.
Bekçiler, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’na (1914) bağlı olarak, şehir ve kasabalarda
görevli olan kişilerdi. Mahallelerdeki bekçiler polise bağlı çalışırken, kır bekçileri ise
jandarmaya bağlı bulunmaktaydılar. Özellikle geceleri ve çarşı pazar yerlerinde devriye
gezmeleri ile asayişin sağlanmasında önemli bir kadroyu temsil ediyorlardı.
442 sayılı Köy Kanunu’na göre muhtarlar; köylerdeki genel emniyet ve asayişin
sağlanmasından, kişilerin can, mal ve namusunun korunması amacıyla korucular
vasıtasıyla tedbir almaktan sorumlu tutulmuşlardı. Köylerde mutlaka en az bir köy
817 1950’lerde Emniyette İkinci Şubede görev yapmış emekli polis memuru ile yapılan görüşmeden bu
bilgiler elde edilmiştir (Aralık 2017), Ayrıca bkz. Ali Dikici, “Demokrat Parti Döneminde İç Güvenlik ve
Polis Teşkilatı”, Akademik Bakış, III/5, 2009, s. 61-70.
276
korucusu görev yapmakta idi818. Bahsi geçen emniyet birimlerinin tamamı Sakarya’da
da mevcut olup, kendi bölgelerindeki çalışmalarını yürütmekteydiler.
4.2.1.1. Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü
1954 yılına kadar Adapazarı ilçesi, İçişleri Bakanlığı tarafından 1930’larda kurulan
Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’nün bir alt kademesinde Adapazarı Emniyet Amirliği
olarak teşkilatlanmış bulunmaktaydı. 1950-1954 döneminde Kocaeli Emniyet
Müdürlüğü yapan Nevzat Armağan, Kemal Kolay, Ekrem Anıt ve Nihat Ertürk
dönemlerinde819, Adapazarı Emniyet Amirliği olarak geçmekte ve güvenliği sağlamakta
büyük oranda Kocaeli’ndeki teşkilattan destek almaktadır.
İlçe olan Adapazarı’nın 1954 yılına kadarki emniyet yapılanması ve ilçedeki personel
kadrosu ile mevcut imkanları hakkında tespit ettiğimiz bilgiler şöyledir.
1949-50 döneminde Adapazarı Emniyet Amirliği görevinde bulunan isim Vehbi
Kural’dır820. Kendisi bölgede taktir edilen çalışmalar gerçekleştiren bir isim olarak
tanınmıştır.
1951-1952 yılları arasında;
6 Ocak 1951 tarihinde Adapazarı İlçe Emniyet Amirliği’ne, Sabri Karabekiroğlu
atanmıştır. Aynı yıl Nisan ayında Edirne Baş komiserlerinden Emrullah Köymen terfi
ettirilerek Adapazarı Emniyet Amirliği’ne tayin olmuştur821.
Adapazarı Emniyet Teşkilatına mensup, toplam 48 bekçi çalışmakta idi822. Nüfusu bu
dönemde 40 bini aşan Adapazarı içinde inzibat sadece 26 polis tarafından yürütülmekte
idi. Bu toplam kadro, Merkez, Karaağaç ve Aziziye Karakolları olmak üzere 3’e
bölünmüş şekilde görev yapmaktaydı. Şehir için yeterli olmadığı açık olarak ifade
edilmekte ve kadronun artırılması için İçişlerine başvurularda bulunulmaktaydı823. Bu
yetersiz kadronun, ulaşımını sağlamak ve olaylara acilen müdahale edebilmek için
818 Bülent Akkaya, Demokrat Parti Döneminde Türkiye’nin İç Güvenliği (1950-1960), Cumhuriyet
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), 2010, s. 63-64. 819 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 351-352. 820 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/204.7.19. Vehbi Kural 28 Mart 1949 tarihinde bu göreve getirilmiştir. 821 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi, s. 80-83. 822 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Aralık 1951, Sayı: 17. 823 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Şubat 1952, Sayı: 69.
277
kullanacakları jeep araçları da mevcut olmadığından büyük sıkıntılar yaşandığı
görülmektedir.
Karaağaç Karakolu Komiserliğine; İzmit’te komiser yardımcısı olan Alaattin Tuna
atanmıştır824.
-1953 yılında, Hendek’te polis teşkilatı kurulmasına karar verilmiş, resmen faaliyete
geçirilmesi sonucunda bölgeye 7 polis memuru ve 1 amir atanması sağlanmıştır825.
Ankara’ya nakledilen emniyet amiri Emrullah Köymen şehirden ayrılmıştır826. Yeni
emniyet amiri Ali Rıza İnal 31 Aralık 1953 tarihinde atanmış827, şehre gelerek görevine
başlamıştır828. Tayini onaylanmış olup kendisi 1. Sınıf Emniyet amiridir829.
Sakarya’da görev yapan İl Emniyet Müdürleri ve görev süreleri aşağıda belirtilmiştir:
Tablo 44: Sakarya İl Emniyet Müdürleri ve Unvanları
Unvanı Adı-Soyadı Görev Tarihleri
Emniyet Müdürü Suphi Benli 05.09.1954-01.12.1954
Emniyet Müdürü Nazmi Sevin 19.09.1955-14.09.1957
Emniyet Müdürü İlhami Aksoy 27.08.1957-27.06.1960
Askeri Emniyet Müdürü Y. Muammer Koral/
A. Hamdi Arucan
27.06.1960-04.08.1960
Askeri Emniyet Müdürü A. Faruk Öngün 04.08.1960-02.09.1960
Askeri Emniyet Müdürü Y. Asım Ural/ Gıyasettin
Gürkaya
09.1960-12.1960830
Emniyet Müdürü Bekir Sıtkı Kutluay 26.12.1960-02.09.1966
Kaynak: http://www.sakarya.pol.tr/Sayfalar/gorevyapmismudurler2.aspx (Erişim Tarihi: 30.10.2017).
Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki hiyerarşik sıralama ve mevcut dönemdeki
unvanların neler olduğunu döneme ait belgelerde ve resmi gazetedeki atama kararlarında
görünmektedir. Buna göre tespit edilen unvanlar o dönemdeki kullanılan şekliyle
şöyledir;
824 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Nisan 1952, Sayı: 113. 825 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Mayıs 1953, Sayı: 455. 826 Adapazarı Akşam Haberleri ,3 Şubat 1954, Sayı: 657. 827 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/242.40.21. 828 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Şubat 1954, Sayı: 655. 829 Resmi Gazete, 6 Ocak 1955, Sayı: 8897, s : 10858. 830 Sakarya, 30 Kasım 1960, Sayı: 459; Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669; 31 Mayıs
1960, Sayı: 2670. Askeri Emniyet Müdürlerinden Yarbay Muammer Koral, Asım Ural ve Gıyasettin
Gürkaya’nın isimleri yerel basında anılmakta, kısa süreli de olsa bu görevde bulundukları düşünülmektedir.
278
• Emniyet Müdürü
• Emniyet Müdür Muavini
• Birinci Sınıf Emniyet Amiri
• İkinci Sınıf Emniyet Amiri
• Üniformalı ve Sivil Baş komiser
• Üniformalı ve Sivil Komiser
• Üniformalı ve Sivil Komiser Muavini
• Üniformalı ve Sivil Polis Memuru 831.
Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çalışan il emniyet müdürü, il emniyet müdür
muavinleri ve 5 şube müdürlüğü hizmet vermekte idi. Bu müdürlüklerin isimleri
günümüzde farklı şekilde kullanıldığından, 1950’li yıllarda ifade ettiği anlamı, dönemin
suç vakalarını incelenen gazete haberlerinden, bakılan suç türü ve yapılan işlemlerden
anlaşılmaktadır.
Buna göre, Birinci Şube Müdürlüğü, siyasi işlerden sorumlu olan bugün terörle mücadele
şubesinin bir versiyonu olarak çalışırken, İkinci Şube Müdürlüğü, adli kısım yani Asayiş
Şubesinin benzeri bir yapıdadır. Çok geniş bir alanı kapsamaktaydı görev bakımından,
örneğin, her türlü mala ve cana karşı işlenen suçlar, hırsızlık, yaralama, fuhuş, cinayet
gibi suçların tamamı bu şube tarafından ele alınmış ve işlem yapılmıştır. Üçüncü Şube
Müdürlüğü, ayniyat yani personel bürosu gibi çalışan daha çok ofis memurlarının
bulunduğu kısımdır. Dördüncü Şube Müdürlüğü yabancı ve mültecilerin işleri ile ilgili
birimken, Beşinci Şube basım yayın ve teknik hizmetleri kapsıyordu. Altıncı Şube trafik
işlerine bakan kısım olup832, anlaşıldığı üzere bu isimler altında bugünkü çalışmaların
benzerlerini sürdürüyorlardı.
1954-1960 yılları arasında Sakarya İli Emniyet Teşkilatının yıllara göre tespit edilen en
temel personel yapısı aşağıda belirtildiği gibidir.
1954/1955 yılı Emniyet Teşkilatı;
Emniyet Müdürü: Suphi Benli (1954), Nazmi Sevin (1955)
831 Tezin yazımında bu unvanlar, bugün kullanılan şekliyle yazılmaya devam edilmiştir. Resmi Gazete, 25
Mart 1955, Sayı: 8064, s: 11389. 832 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s.352-353.
279
Emniyet Amiri: Ali Rıza İnal
Merkez Komiser Yardımcısı: Halil Uysal ve İbrahim Doğruer
Polis Memuru: Ekrem Cengiz, Adem Güngör isimli personelden oluşuyordu 833.
Adapazarı’nın il olmasından sonra, Emniyet Amirliği Emniyet Müdürlüğüne yükselmiş
olduğundan, takviye edilen siyasi, idari, adli şubelerle yeniden kurulan Teknik Büro’nun
çok dar olan müdürlük binası içerisinde sıkışık şekilde görev yaptıkları belirtilmektedir.
Bu sıkıntının giderilmesi için Vali Nazım Üner’in direktifleri ve Sakaryalı hayırsever iş
adamlarının yardımlarıyla, müdüriyete bitişik olarak Merkez Karakolu inşa edilmiştir834.
1956 yılı Emniyet Teşkilatı;
Emniyet Müdürü: Nazmi Sevin
Emniyet Amiri: Ali Rıza İnal
Komiser Yardımcısı: İbrahim Doğruer
Polis Memuru: İbrahim Erol ve memurlardan oluşuyordu 835.
Ayrıca Ali Rıza İnal döneminde, Temmuz 1956’da, komiser yardımcısı Vedat Yünel,
polis memurları Ali Türkan, Ekrem Cengiz görev yapmaktadır836. Uzun zamandan beri
Sakarya Emniyet teşkilatında görev yapan Birinci Şube Şefi Komiser Sırrı Arslanalp,
İkinci Şube Şefi Komiser Kerim Alparslan ve polis memuru Ali Kaya bu sene içerisinde
emekliye ayrılmışlardır837. Mithatpaşa karakoluna bağlı polis memuru Hüseyin Bıçkın
Mithatpaşa istasyonunda görev yapmaktadır838.
833 Hakikat, 13 Aralık 1955, Sayı: 555. 834 Yeni Ada Postası, 2 Mart 1956, Sayı: 1166. 835 Anadolu, 10 Ekim 1956, Sayı: 143. 836 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 837 Hakikat, 15 Temmuz 1956, Sayı: 221. 838 Hakikat, 25 Ocak 1956, Sayı: 592.
280
1957/1958 yılı Emniyet Teşkilatı
Emniyet Müdürü: İlhami Aksoy
Komiser Yardımcısı: Vedat Yüce
Karaağaç Karakolu Amiri: Behçet Evirgen
Aziziye Karakolu Amiri: Halil Uysal’dır.
Birinci Şube: Faik Şakar ve polis memurlarından oluşuyordu.
Sivil Ekip Amiri: Ali Akgün 839.
Ekim 1958’de Akyazı’da Polis komiserliği kurulmuştur. Hızla gelişen Akyazı kazasında
Polis komiserliğine intikal eden hırsızlık hadiselerinin sayısı 1 ay içerisinde sadece
2’dir840. Hırsızlık vakalarının rekor seviyesinde azalmış olması kaza halkı tarafından
şükranla karşılanmış ve emniyet teşkilatının başarısı olarak takdir kazanmıştır.
Polisler için bu dönemde yapılan kılık kıyafet kapsamında bir düzenlemeye örnek olarak,
bıyık bırakma yasağı koyulduğu görülür. Buna göre, en geç bir hafta içinde bıyıklarını
kesmeyen polisler ceza alacakları açıklanmıştır. Emniyet müdürleri, emniyet amirleri,
emniyet müfettişleri ile komiser, bekçiler ile bütün sivil ve resmi emniyet mensupları bu
karardan sorumlu tutulacaktı. Kararın alınmasında Emniyet Genel Müdürünün İstanbul’a
son gelişinde rastladığı “douglay”, “burun gölgesi”, “pos bıyıklı” adıyla bilinen tarzda
dolaşan memurların etkisi olmuştur. Tek tip bırakmalarını sağlamak zor olacağından
tamamen yasaklanması düşünülmüştür. İş gereği tebdil-i kıyafet gezen sivil polislerin de
ancak “takma bıyık” takabilecekleri belirtilmiştir. Aynı zamanda, kısa süre önce Birinci
Şube ve İkinci Şube dışında çalışan memurların resmi elbise giymeleri mecburiyeti
getirildiğinden, bu konuyla ilgili teftişler yapılmıştır. Yasağın açıklanmasından sonra, bir
kısım genç polis memurlarından tepkiler gelmiş, görevi bırakmaları bedeli ile de olsa
839 Uzun zamandan beri Sakarya Emniyet Müdürlüğü yapan Nazmi Sevin, Uşak iline tayin edilmiş, yerine
ise İstanbul Şube Müdürlerinden 2.Sınıf Emniyet Müdürü İlhami Aksoy atanmıştır. 24 Ağustos 1957
tarihinde göreve başlamıştır. Anadolu, 7 Ağustos 1957, Sayı: 395; 26 Haziran 1957, Sayı: 362; 10 Ağustos
1957, Sayı: 398; 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 840 Bazı sebeplerden dolayı Merkez karakolundan alınarak Aziziye ve oradan da Mithatpaşa karakoluna
komiser yardımcısı olarak atanan Vedat Yüce, vatandaş tarafından sevilen ve takdir edilen bir kişilik olup,
Ağustos 1957’de tekrar eski görev yeri olan Merkez karakoluna dönmüştür, Demokrat Sakarya, 28 Ekim
1958, Sayı: 1342.
281
bıyıklarını kesmeyeceklerini açıklamışlardır. Bu tepkiler üzerine polise getirilen bıyık
bırakma yasağı üç gün bile sürmeden geri adım atılmıştır. Yeniden yayınlanan emre göre,
“mübalağalı olmamak şartı ile” bıyık bırakabilecekleri bildirilmiştir. Yerel basında bu
konu hicvedilmiş, “buna göre ölçü nedir? Posbıyık, yastık bıyık, pis bıyık, dik bıyık yasak,
kaytan bıyık, çalı bıyık, donglas bıyık ise serbest olacaktır” 841 ifadeleri ile gündeme
gelmiştir.
Adapazarı’nda ele alınan dönemde asayiş ile ilgili yerel haberler toplamak konusunda
gazetecilerin sıkıntı çektiğini belirten yazılara yer verilmiştir. Özellikle zabıta
haberlerinin emniyet ve jandarma tarafından basına verilmediği, valilik makamına
başvurulmasının istendiği, valiliğe başvuranlara ise “asayiş berkemal, vukuat yok”
şeklinde cevap verildiği belirtilmiştir. Meydana geldiği bilinen olayların basına
verilmeyerek gizlenmesi şehre has bir uygulama olarak değerlendirilmiş, bu konuda
sıkıntı olduğu dile getirilmiştir842.
1959/1960 yılı Emniyet Teşkilatı;
Emniyet Müdürü: İlhami Aksoy
Adapazarı Emniyet Komiser: Ahmet Şenol
Emniyet Komiser Yardımcısı: Necati Balaşoğlu 843.
1957 yılında, Sapanca’da polis teşkilatı kurularak hizmete geçmiştir. Sapanca emniyet
teşkilatına 6 polis, 1 komiser kadrosu verilmiş ve tayinleri gerçekleştirilmiştir. Adapazarı
emniyeti sivil ekip amiri Ali Akgün, aynı yıl Sapanca emniyet komiserliğine kendi isteği
üzerine nakledilmiştir.
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden sonra;
Sakarya Emniyeti’ne askeri ünvanlı müdürler atanmış, çoğu kısa süre görev yaparak eski
askeri hizmetlerine geri dönmüşlerdir.
841 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Temmuz 1959, Sayı: 2394; 8 Temmuz 1959, Sayı: 2395; 14 Temmuz
1959, Sayı: 2397. 842 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Eylül 1959, Sayı: 2444. 843 Anadolu, 24 Nisan 1957, Sayı: 311; Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Eylül 1959, Sayı: 2449; 14 Eylül
1959, Sayı: 2454; 1 Şubat 1960, Sayı: 2572.
282
Emniyet Müdürü: Yarbay Muammer Koral
Emniyet Müdürü: Hamdi Arucan
Emniyet Müdürü: Yarbay Asım Ural
Emniyet Müdürü: Gıyasettin Gürkaya
Emniyet Müdürü: Ömer Faruk Öngön
Emniyet Amiri: Bedir Yüken
Sakarya’da askeri müdahaleden sonra Emniyet Müdürlüğü’ne Yarbay Muammer Koral
tayin edilmiştir. Sakarya’nın mert ve dürüst emniyet müdürü İlhami Aksoy, görevini
Askeri emniyet müdüründen devralarak yeniden göreve başlamıştır. Kısa süre sonra
İlhami Aksoy’un Eskişehir emniyet müdürlüğüne nakli halk arasında üzüntü ile
karşılanmıştır. Aynı zamanda emniyet amiri Bedir Yüken de, terfi ederek Afyon Emniyet
Müdürü olmuştur844.
Sakarya emniyet müdürlüğüne Temmuz 1960 başlarında Hamdi Arca tayin olmuş ve
göreve başlamış iken, kısa süre sonra yeni askeri Emniyet Müdürü, Binbaşı Asım Ural
şehre gelerek görevi devralmıştır. Asım Ural aynı yıl Eylül ayında terfi ederek Yarbay
olmuştur. Kasım 1960’da Yarbay Asım Ural kendi isteği ile orduya dönmüştür. Sakarya
halkı tarafından sevilen bir sima olan Ural’ın görevden ayrılışı üzüntü ile karşılanmış,
kendisine bir veda yemeği düzenlenmiştir845.
Aralık 1960’da, Sakarya Emniyet Müdürlüğüne atanan Gıyasettin Gürkaya’nın görevden
kısa süre sonra geri alınması ile yerine Ankara Emniyet Müfettişlerinden Ömer Faruk
Öngön atanmış ve göreve başlamıştır846.
Askeri Emniyet Müdürleri döneminde Sakarya’da sarkıntılık ve buna benzer ahlaka
mugayir çeşitli suçları ve hadiseleri önlemek, direkt müdahale edebilmek amacıyla,
844 Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670; 14 Haziran 1960, Sayı: 2680; Adapazarı
Akşam Haberleri, 22 Haziran 1960, Sayı: 2687. 845 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Kasım 1960, Sayı: 2824; Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Temmuz
1960, Sayı: 2714; 18 Ağustos 1960, Sayı: 2736; 2 Eylül 1960, Sayı: 2749. 846 Sakarya Ekspres, 19 Aralık 1960, Sayı: 976.
283
Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Sivil Ahlak Ekibi kurulmuştur. Bu çalışma halkın takdirini
kazanmıştır847.
1960 yılı Temmuz-Ağustos döneminde, Sakarya’da 63 adet polis vakası gerçekleşmiş,
bunlardan 1 tanesi hariç bütün suçlular yakalanmış ve adalete sevk edilmiştir848.
Geyve ve Karasu ilçelerinden Emniyet teşkilatı kaldırılması planlanmış, bu haber halkı
endişeye sevk etmiştir. Turistik açıdan önemi olan Karasu gibi bir bölgeden polisin
kaldırılması, hırsızlık ve kumar hadiselerinin denetimi ve yaz aylarındaki yoğunluk
sebebiyle jandarmanın tek başına çalışmakta zorlanacağı düşünülerek eleştirilmiştir849.
Bu sebeple İçişleri Bakanlığı’na Karasu’daki polis teşkilatının kaldırılmaması adına
başvuruda bulunulmuştur850.
Yukarıda verilen bilgilere bakıldığında, Sakarya Emniyeti’nin 1955 yılından sonra daha
kapsamlı ve donanımlı bir hale getirildiğini, personel sayısı ve araç imkanlarının
artırıldığını, buna bağlı olarak ilerleyen yıllarda çalışmalarını etkili şekilde sürdürdüğü
anlaşılmaktadır. Suç oranlarındaki düşüş de bu durumun bir sonucu olarak
yorumlanabilir.
4.2.1.2. İl Jandarma Komutanlığı
İl Jandarma Komutanlıkları (Kumandanlıkları) ve bunlara bağlı bir alt birim olan İlçe
Jandarma Komutanlıkları ile Jandarma Karakol Komutanlıkları hiyerarşik olarak görev
yapmaktadır. Emniyet Müdürlüğü gibi asayişi sağlamak ve daha çok kırsal bölgelerdeki
çalışmaları yürütmek üzere, 2803 numaralı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri
Kanunu’na uygun olarak oluşturulmuşlardır.851Bu dönemde Sakarya’da ve ilçelerde
847 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1960, Sayı: 2703. 848 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730. 849 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Aralık 1960, Sayı: 2829. 850 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Aralık 1960, Sayı: 2839. 851 2803 numaralı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu; “Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı:
Madde 10 – Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev sahası dışı olup, bu alanlar
il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. Ancak, belediye
sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler, jandarmanın görev ve
sorumluluk alanı olarak tespit edilebilir. (Ek cümle: 25/7/2016-KHK-668/11 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-
6755/11 md.) İçişleri Bakanının kararıyla bir il veya ilçenin tamamı polis ya da jandarma görev ve
sorumluluk alanı olarak belirlenebilir. (Ek fıkra: 15/8/2017/KHK-694/52 md.) İl ve ilçelerdeki jandarma
ve polis sorumluluk alanlarının sınırları, ilçelerde kaymakam, illerde vali veya görevlendireceği vali
yardımcısı başkanlığında jandarma ve emniyet temsilcilerinin katılacağı bir komisyon tarafından
belirlenir. Komisyon, vali veya kaymakamın çağrısı üzerine toplanır. Büyükşehir, il veya ilçe belediyesi
kurulması, kaldırılması ya da kentleşme veya diğer sebeplerle sınırlarda değişiklik olması halinde,
284
Jandarma teşkilatına bağlı komutanlıklar bulunmakta ve devrin gazetelerine göre huzurun
sağlanmasında aktif rol üstlenmekteydiler. Jandarma Komutanlığı arşivi araştırmaya açık
olmadığından, bu kısımda verilen bilgiler, sadece basın ve kaynak taramalarından elde
edilen personel bilgilerini içermektedir.
Sakarya Valiliği 1957 yılındaki depremden sonra hasar gördüğünden, 1967 yılına kadar,
Jandarma Alay Merkezi ile aynı binada çalışmıştır. Bina, PTT yanındaki Çocuk Esirgeme
Kurumu binasına taşınmıştır. 1958 yılında adliye ve jandarma binalarının yıkılıp yerine
tamamının bir bulvar şeklinde kurulması için, girişimlerde bulunulmuştur.
Gümrükönünden İbrahim Bey Parkı’na uzanan uzun geniş meydanın istimlak edilmesi
ile “Cumhuriyet” bulvarı oluşturulmasına ve bunun karşısına Atatürk’ün bir heykelinin
yapılmasına karar verilmiştir 852. Bulvar zamanla, Sakarya ile özdeşleşerek şehrin ana
merkezlerinden biri haline gelmiştir.
1950 ve 1960 yılları arasında İl ve İlçe Jandarma komutanlıklarında görev yapmış olduğu
tespit edilen isimler, görev ve unvanları ile aşağıda sıralanmıştır:
1952 yılında; Adapazarı Jandarma Kumandanı Sadi Özay olup853,
1954 yılında; Sakarya İl Jandarma Komutanı: Jandarma Yarbay Cevat Özay’dır.
1955/56 yıllarında;
2. Süvari Tümen Komutanı: Hamdi Günsay idi. Tuğgeneral Hamdi Günsay,
Sakaryalıların Şair ve edebiyatçı yönü ile yakından tanıdığı ve sevdiği bir şahsiyettir.
Uzun dönem görev yaptıktan sonra, İstanbul Süvari Binicilik Okulu’na tayin olmuştur854.
1956-1957 yıllarında;
değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde sorumluluk alanları yeniden
düzenlenir. Komisyon tarafından alınan kararlar İçişleri Bakanının onayıyla yürürlüğe girer. Belirlenen
sorumluluk alanlarının sınırları karara eklenen bir harita veya kroki üzerinde gösterilir. Jandarma,
kendisine verilen görevlerin ifası ile ilgili olarak diğer güvenlik kuvvetleri ile iş birliği ve koordinasyonda
bulunur. Jandarma veya Emniyet Teşkilatı, kendi sorumluluk sahasında yetersiz kaldıkları veya
kalacaklarının değerlendirilmesi halinde, mahalli mülki amirler tarafından birbirlerinin sorumluluk
sahalarında geçici olarak görevlendirilebilirler. Jandarmanın diğer güvenlik kuvvetleriyle iş birliği ve
koordinasyon esasları ve emir komuta ilişkileri yönetmelikle belirtilmiştir”.
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2803.pdf (Erişim Tarihi: 14.10.2017). 852 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 168-169. 853 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1952, Sayı: 124. 854 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169.
285
Sakarya Merkez Jandarma Komutanı: Hüseyin Erdağ’dır. Bir süreden beri boş olan
Sakarya Merkez Jandarma Kumandanlığı’na, Ordu-Ünye kazası kumandan yardımcısı
Üsteğmen Hüseyin Erdağ tayin edilmiştir. Haziran 1957’de göreve başlamıştır. Kısa süre
sonra Yüzbaşılığa yükselecektir855.
Jandarma Tümen Komutanı: Kemal Biratlı’dır.
Arifiye Jandarma Karakol Kumandanı: Hasip Uslu’dur. Ankara Ekspresinde hırsızlık
yapan sabıkalı İ.C’yi başarılı çalışmaları sonucunda yakalayan Arifiye Jandarma Karakol
kumandanı Hasip Uslu’ya bu dönemde vali tarafından takdirname verilmiştir. Ayrıca
Devlet Demiryolları Müdürlüğü tarafından 500 lira nakit para ile ödüllendirilmiştir856.
Adapazarı Askerlik Şubesi Başkanı Süvari Albayı Hamdi Yurtsever, 6 Temmuz 1957
tarihinde emekliye ayrılmıştır857.
1958 yılında;
Sakarya Kolordu Kumandanı: Hayati Ataker,
Tümen Kumandanı: Kemal Biratlı idi. Kemal Biratlı, 1957 senesinden beri görev
yapmaktaydı. 3 Eylül 1958’de İstanbul’a tayin edilmiş yerine, Tuğgeneral Vahit Kıratlı
getirilmiştir.
Merkez Kumandanlığına da Süvari Albayı Avni Karaca tayin edilmiştir.
Yıllardır Merkez Kumandanlığında görevli ve başarılı çalışmaları ile bilinen Astsubay
Çavuş Saadettin Düzgün ve yeni atanan Merkez Kumandanı Yarbay Karaca’nın
öncülüğünde ikişer kişiden oluşan dört inzibat grubu, günün her saatinde şehrin çeşitli
bölgelerini devriye gezmekte ve özellikle trafik ekiplerine de destek olmaktaydılar. Gece
ve gündüz şehri baştan başa gezen askeri inzibatlar, birer pikap aracı da Gümrükönü ve
Yenicami muhitlerinde acil durumlar için bekletmekteydiler. Kumandanlığın girişimleri
üzerine Yenicami ve Kuyudibi mevkilerinde birer tane kontrol noktası ve karakol
açılmıştır858.
855 Anadolu, 1 Haziran 1957, Sayı: 343. 856 Anadolu, 20 Mayıs 1957, Sayı: 330. 857 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/265.21.9. 858 Anadolu, 3 Eylül 1958, Sayı: 1295.
286
Gösteri Grup Kumandanı: Binbaşı Nuri Ersöz’dür.
2. Süvari Tümeni belirli dönemlerde Atom Tatbikatı859 yapmakta ve çok sayıda
katılımcının yer aldığı bu tatbikatlar halkın da yoğun ilgisini toplamaktaydı. Atom ve
etkilerinin anlatıldığı bir tatbikatta, patlama noktasından 2500 metreye kadar olan 8
noktada yerleştirilmiş olan çeşitli birlik ve araçların, atom patlamasından önceki ve
sonraki halleri canlı olarak temsilen açıklanmıştır.
Askeri Müdahale sonrasında, 1960 yılı itibariyle;
Tümen Komutanlığı’na vekaleten bakan Kurmay Albay İlhami Barut, Ordu 4. Kd. Ütğ.
Erdoğan Boluluoğlu idi860. Eylül 1959’da İlhami Barut Eskişehir’e nakledilerek, Tümen
Kumandanlığına Tuğgeneral Naci Aşkun’un tayini gerçekleşmiştir861. Bu yılda, Sakarya
Jandarma Kumandanı Yarbay Sabit Günaç’tır862.
Bahsedilen döneme ait örnek asayiş olayları kısmında somut olarak aktarıldığı gibi, ilin
jandarma teşkilatının Sakarya’da suç ve suçluların önlenmesinde taktirle karşılanan
hizmetler verdiği anlaşılmaktadır.
4.2.1.3. Adliye
Adli kurumlar, illerdeki güvenlik kurumlarının en üst yetkili makamını oluşturmaktadır.
1953 yılı itibariyle Resmi kayıtlara göre nüfusu 52 bini aşan Sakarya’da, 3 mahkeme
bulunmaktaydı. Ağır Ceza, Asliye Ceza ve Sulh Ceza Mahkemeleri bulunuyordu. Bu
mahkemelerde bakılan davalara örnek olarak 1950 yılı itibariyle; 1.953 mahkumiyet, 712
beraat ve 3.421 tecil kararı verilmişti863.
1950-1954 yılları arasında Kocaeli’ne bağlı Adapazarı Adliyesinde görev yapan savcılar
ve hakimler ile, 1954-1960 yılları arasında Sakarya ili adliye teşkilatında görev yapmış
olan savcı ve hakimlerin isimleri ve atanma kararları Resmi Gazeteden yapılan tarama
sonucunda kronolojik olarak tespit edilmiştir.
859 Demokrat Sakarya, 7 Mayıs 1958, Sayı: 1196. 860 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ağustos 1960, Sayı: 2746. 861 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Eylül 1959, Sayı: 2753. 862 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Kasım 1960, Sayı: 2824. 863 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Mayıs 1953, Sayı: 449.
287
Kocaeli, Adapazarı, Geyve, Hendek, Karasu, Akyazı, Sapanca ilçelerinde bu dönemde
mevcut olan adliye yapısı ve personeline bir başka çalışmaya kaynak oluşturması
bakımından burada yer verilmiştir.
Kocaeli:
Kocaeli Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Fehim Çaylı864
Kocaeli Asliye Hukuk Yargıçlığı: İbrahim Tahir Oskay865
Kocaeli Cumhuriyet Müddeiumumi Yardımcılığı: Hakim adayı Muzaffer Şamiloğlu866
Kocaeli Hukuk Hakimliği: Eski C. Müddeiumumisi Alaaddin Güzeloğlu867
Kocaeli Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Hasan Gümüştekin868
Adapazarı:
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi: Rıfkı Eser869
Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: Derviş Oktay Aksaray Yargıçlığı’na atandı.870
Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: Mudanya Cumhuriyet Savcısı Şefik Ayan.871
Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: İbrahim Ethem Tüfekçioğlu872
Adapazarı Sorgu Yargıçlığı: Refahiye C.Savcı yardımcısı Sefa Gönen873
Adapazarı Sulh Yargıçlığı: Adapazarı eski C.Savcı yardımcısı Ali Nejat Tüzel874
Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Mehmet Nadir
Gürbüz875
864 Resmi Gazete, 18 Haziran 1950, Sayı: 8138, s.: 3946. 865 Resmi Gazete, 25 Temmuz 1952, Sayı: 8167, s. 4201. 866 Resmi Gazete, 4 Mart 1953, Sayı: 8350, s. 5753, 5754. 867 Resmi Gazete, 19 Ekim 1953, Sayı: 8537, s. 7401. 868 Resmi Gazete, 2 Aralık 1953, Sayı: 8572, s. 7685. 869 Resmi Gazete, 5 Eylül 1950, Sayı:7600. 870 Resmi Gazete, 6 Eylül 1950, Sayı: 7601, s.19050. 871 Ekim 1952 ye kadar görev yaparak Ankara’ ya tayin olmuştur. Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim
1952, Sayı: 255; Resmi Gazete, 9 Ekim 1950, Sayı: 7626, s. 190169. 872 Resmi Gazete, 3 Ekim 1952, Sayı: 8223, s. 4613. 873 Resmi Gazete, 3 Kasım 1951, Sayı:7947, s. 2194. 874 Resmi Gazete, 24 Ekim 1952, Sayı: 8241, s. 4825. 875 Resmi Gazete, 4 Mart 1953, Sayı: 8350, s. 5753, 5754.
288
Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği, Hakim adayı Necati Sezer876
Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Cahit Termelioğlu877
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: Zeki Sert878
Adapazarı Hukuk Hakimi: Mehmet Araz 879
Adapazarı Hukuk Hakimi: Hikmet Güneymen880
Adapazarı Ceza Hakimi: Şükrü Güneymen881
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi: Talat Erkman882
Adapazarı Sulh Hakimi: Adapazarı Hakim Yardımcısı Şayan Kılıçoğlu883
Adapazarı Sulh Hakimi: Samime Cent 884
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisi: Zeki Sert885
Sakarya Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Mehmet Zihni Sıvacıoğlu886
Sakarya Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Muammer Dalbudak887
Adapazarı Hakim Muavinliği: Nermin Turgut888
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: M. Selahattin Erman889
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: Tevfik Ahıska890
Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Bülent Üstel891
876 Resmi Gazete, 14 Temmuz 1953, Sayı: 8457, s. 6688. 877 Resmi Gazete, 2 Aralık 1953, Sayı: 8572, s. 7686. 878 Resmi Gazete, 30 Kasım 1953, Sayı: 8570, s.7673. 879 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8582, s. 7760. 880 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8582, s. 7759. 881 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s.9350. 882 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 883 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 884 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11389. 885 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11389. 886 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 887 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 888 Resmi Gazete, 10 Şubat 1956, Sayı: 9230, s. 13542. 889 Resmi Gazete, 7 Ekim 1958, Sayı:10026. 890 Resmi Gazete, 27 Aralık 1958, Sayı: 10094, s. 20738. 891 Resmi Gazete, 27 Aralık 1958, Sayı: 10094, s. 20738.
289
Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumiliği: Mehmet Kamil Özer892
Adapazarı Cumhuriyet Savcılığı: Mehmet Seyfullah Oygen893
Adapazarı Hakim Yardımcısı: Nevin Dörtbudak894
Adapazarı Hukuk Hakimi: Hikmet Güneymen
Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı: Selehattin Ermen895
Adapazarı Hakimliği: Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Rıfkı Dervişoğlu896
Adapazarı Hakimliği: Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Ömer Talat Erkmen897
Geyve:
Geyve’de Sulh Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.
Geyve’de Asliye Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.898
Geyve Ceza Yargıçlığı: Rasih Dokumacıoğlu899
Geyve Ceza Yargıçlığı: Selahattin Hakalan900
Geyve Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Osman Çay901
Geyve Hukuk Hakimi: Hakim Sabri Atamaner902
Geyve Ceza Hakimi: Selahattin Hakalan903
Geyve Sorgu Hakimi: Süreyya Erol904
892 Resmi Gazete, 12 Mayıs 1959, Sayı: 10203, s. 21604. 893 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 894 Resmi Gazete, 29 Temmuz 1960, Sayı:10564, s.1836. 895 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 896 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 897 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 898 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864. 899 Resmi Gazete, 9 Ocak 1952, Sayı: 8003, s. 2253. 900 Resmi Gazete, 7 Şubat 1952, Sayı: 8028, s. 2746. 901 Resmi Gazete, 18 Haziran 1952, Sayı: 8138, s. 3946. 902 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı:8582, s.7760. 903 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 904 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350.
290
Geyve İlçesi Pamukova Bucağı Sulh Hakimi: Hamdi Boyacıoğlu905
Geyve Cumhuriyet Müddeiumumisi: Fazıl Alp906
Geyve Cumhuriyet Savcısı: Hüseyin Fazıl Alp Dinar Savcılığı’na atandı907
Geyve Ceza Hakimliği: Mahmut Fahrettin Kocamanoğlu908
Hendek:
Hendek’te Asliye Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.
Hendek Cumhuriyet Savcısı: Ali Aksoy909
Hendek Hukuk Yargıçlığı: Ş.Koçhisar Hukuk Yargıcı Besalet Demirel910
Hendek Sorgu Yargıçlığı: Babaeski Yargıç Yardımcısı Ali Kalaycı911
Hendek Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Sadık Cengiz912
Hendek Hakim Yardımcılığı: Ahmet Safi Arım913
Hendek Ceza Hakimi: Enver Okvuran914
Karasu:
Karasu Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Yargıç adayı İbrahim Lokum.915
Karasu Sorgu Yargıçlığı: Yargıç adayı Hüseyin Hüsnü Oran916
Karasu Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Ahmet Büyükavcı917
905 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11390. 906 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11390. 907 Resmi Gazete, 1 Ekim 1960, Sayı: 10618, s.2241. 908 Resmi Gazete, 22 Ekim 1960, Sayı: 10636, s. 2391. 909 Resmi Gazete, 9 Aralık 1950, Sayı: 7678, s. 154. 910 Resmi Gazete, 20 Aralık 1951, Sayı: 7987, s. 2457. 911 Resmi Gazete, 28 Ağustos 1952, Sayı: 8196, s. 4398. 912 Resmi Gazete, 26 Kasım 1953, Sayı: 8567, s. 7651. 913 Resmi Gazete, 9 Temmuz 1955, Sayı: 9050, s. 12306. 914 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 915 Resmi Gazete, 7 Eylül 1950, Sayı: 7602, s. 19054. 916 Resmi Gazete, 22 Ekim 1952, Sayı: 8239, s. 4813. 917 Resmi Gazete, 6 Ocak 1954, Sayı: 8600, s. 7914.
291
Karasu Hakimliği: Mahmut Çözgener918
Karasu Hakimliği: Karasu Sorgu Hakimi Mustafa Sirmen919
Karasu Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Ömer Şevki Cizrelioğlu920
Karasu Sorgu Hakimliği: Yusuf Kemal Yüce921
Akyazı:
Akyazı Cumhuriyet Savcılığı: Raif Tosyalı922
Akyazı Yargıçlığı: Gezici Mahkeme Yargıcı Yaşar Kozan923
Akyazı Hakim Muavinliği: Abdullah Ekim, Mehmet Şevket Özbelen924
Akyazı Hakimliği: Abdullah Ekim925
Akyazı Cumhuriyet Müddeiumumiliği: Akyazı C. Müddeiumumi muavini İsmail Fethi
Erdem926
Akyazı Ceza Hakimi: Saffet Barlas927
Sapanca:
Sapanca’da Adliye teşkilatı kurulması teşebbüsleri 1953 yılında başlatılmıştır. Buraya
bir sulh hakimi atanarak göreve başlayacaktır928
Sapanca Hakimliği: Sapanca Sulh Hakimi Mustafa Kemal Bilgiç929
Sapanca Sorgu Hakimliği: Abdullah Güner930
918 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 919 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s.11390. 920 Resmi Gazete, 9 Temmuz 1955, Sayı: 9050, s. 12306. 921 Resmi Gazete, 16 Ekim 1959, Sayı: 10550, s.1714. 922 1952 yılı Ekim ayına kadar görev yapmıştır. Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim 1952, Sayı: 255. 923 Resmi Gazete, 8 Nisan 1950, Sayı: 7478. 924 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 925 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 926 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 927 Resmi Gazete, 1 Aralık 1960, Sayı:10669, s. 2615. 928 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Nisan 1953, Sayı: 413. 929 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 930 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714.
292
Sapanca Cumhuriyet Savcılığı: İbrahim Fahrettin Balcı931
Fiziki şartları dolayısıyla, artan nüfusun işlerini karşılamakta yetersiz kalan ve sıkışıklık
arz eden eski adliye binasının yenilenmesi veya yeni bir binaya taşınması konusu basında
gündeme gelmiş, 1957-58 yılları arasında bu binanın yıkılarak Gümrükönünde bir bulvar
oluşturacak şekilde yeni bina yapılmasına karar verilmiştir932.
Sakarya’nın resmen işlemeye başlamasından sonra, Kocaeli barosuna kayıtlı avukatlar,
barodan ayrılarak Sakarya Barosu’nu kurmuşlar ve bu çatı altında göreve devam
etmişlerdir. Yapılan seçim sonucunda Sakarya Barosu’nun ilk başkanlığına Fuat Som
seçilmiş, Şeref Davran, Hüseyin Vahdettin Er, Salip Sipahier ve Mustafa Reşit
Abasıyanık da idare heyetini oluşturmuşlardır933. 13 Aralık 1960 tarihinde, Sakarya
Barosu Başkanlığı’na seçim sonucunda Salih Sipahier getirilmiş, idare heyetine ise, Tekin
Yaman, Haşim Aydın, Rauf Kılıç ve Nadir Latif İslam seçilmişlerdi 934.
4.2.1.4. Cezaevi
Cumhuriyet döneminde, Adliye Vekaleti Ceza ve Tevkif Evleri Umum Müdürlüğü
tarafından, yurdun çeşitli bölgelerinde modern cezaevleri kurulması yolunda başlatılan
çalışmalara, 1956 yılı itibariyle daha fazla ağırlık verilmiştir. Bu kapsamda, Sakarya’da
yapılması planlanan cezaevi için, 4 milyon 500 bin liralık bir tahsisat ayrılmış, inşaat için
gerekli talimatlar verilmiştir935. 350 kişilik kapasiteye sahip cezaevinin içerisinde 150 kişi
kapasiteli bir hastane de bulunacaktır. 60 adet tek kişilik hücre, dershane, spor sahası ve
birçok tesisi barındıran yeni cezaevi binası, mahkumların medeni ihtiyaçlarını
karşılayacak ölçüde tasarlanmıştır936.
Adapazarı’nda yeni cezaevi için temel atma töreni 3 Haziran 1958 tarihinde yapılmıştır.
Ankara Caddesinde yapılacak olan cezaevinin, her anlamda modern bir görünümü olacağı
ve mahkumların topluma kazandırılarak faydalı bir unsur haline gelmeleri açısından da
teşkilatlanılacağı belirtilmiştir.937 Cezaevi inşaatının 1960’larda tamamlanacağı tahmin
931 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 932 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, s. 168. 933 Demokrat Sakarya, 5 Aralık 1954, Sayı: 145. 934 Sakarya, 13 Aralık 1960, Sayı: 470. 935 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/144.69.16. 936 Sakarya, 29 Ocak 1956, Sayı: 500. 937 Demokrat Sakarya, 1 Haziran 1958, Sayı: 1218.
293
ediliyordu. Birinci kısmının iki katı 1960’da bitirilmiş, tamamı ise 1963 yılında
tamamlanmıştır. İkinci kısmının inşaatı bir süre daha devam etmiştir. Mahkumlar bir an
önce eski binadan taşınmak istediklerini dile getiriyorlardı. Çünkü sıhhi şatları iyi
durumda olmayan eski bina, bakımsızlık, rutubet ve yetersiz ortak alan gibi sebeplerle
ihtiyacı karşılayamıyordu938.
Dönemim Maliye Bakanı Ekrem Alican, Adapazarı’na geldiğinde cezaevine yaptığı
ziyarette mahkumlarla görüşmüş, fiziksel şartlardan dolayı perişan halde olduklarını
görerek, yeni cezaevi inşaatına geçmiştir. Binanın bir an önce tamamlanması için gerekli
ödeneğin ayrılacağını, destek verileceğini belirtmiştir939.
Cezaevinden kaçmaya teşebbüs eden ve başaran mahkumlar da olmuştur. Karasu’da
bulunan cezaevinde de firar hadisesi yaşanmıştır. İki mahkum kaçarak Tarım Kredi
Kooperatifine girip hırsızlık yapmışlar, daha sonra akşam cezaevine tekrar dönerek
jandarma kumandanının yaptığı inceleme sonucunda geceleri hapishanenin döşemelerini
sökerek çıktıkları ve hırsızlık yapıp geri girdikleri anlaşılmıştır940.
Adapazarı Askeri Cezaevinde, 1950’li yıllarda basına yansıyan en önemli firar hadisesi
18 farklı suçtan tutuklu bulunan ve sürekli firar ederek hırsızlığa devam eden Şahabettin
Fırat’dır. Halk arasında “Soyguncular Kralı” lakabıyla anılan ve cezaevinden 110 defadan
fazla firar etmeyi başaran Ş.K, kendisine “Bağdat Yolu Canavarı” lakabını uygun
görmüştür941. Bir soygunculuk çetesinin elebaşı olduğu gibi, firarlarında bu çete
üyelerinden yardım almıştır. Adapazarı Askeri Cezaevinden kaçtığı her seferde İstanbul-
Ankara yolu üzerinde ve Sapanca civarında kamyon soygunu yapmaya devam ederken
yakalanmış bu azılı suçlu, sayısız dolandırıcılık ve hırsızlık hadisesine karışmıştır.
Adapazarı Cezaevinden de firara teşebbüs hadiseleri de gerçekleşmiştir. 1957 yılı Ocak
ayında, bir mahkum ve bir tutuklu, sabah saatlerinde bahçe duvarına çıkarak kendilerini
aşağıya atacakları sırada, nöbetçi jandarma eri İbrahim Kimya’nın durumu görmesi ve
ateş etme ihtarında bulunması sonucunda suçlular geri dönmek zorunda kalmıştır.942
938 Sakarya, 2 Kasım 1960, Sayı: 435. 939 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ekim 1960, Sayı: 2797. 940 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1952, Sayı: 124. 941 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mayıs 1952, Sayı: 147; 19 Eylül 1952, Sayı: 242; 12 Kasım 1952, Sayı:
288. 942 Anadolu, 23 Ocak 1957, Sayı: 233.
294
Adam öldürmek suçundan tutuklu olup, Alifuatpaşa köyünden H.Ö., Geyve Cezaevinde
yatmakta iken, duvardan atlayarak kaçmıştır. Jandarma muavini Binbaşı komutasında bir
müfreze asker tarafından takibe çıkılmışsa da hemen yakalanması mümkün olmamıştır943.
Mithatpaşa karakolu önünde 2 koyunla dolaşan K.Ç.’den şüphelenilmesi üzerine yapılan
sorgusunda, koyunları Doğancılar köyünden çaldığı daha önce de 2 adedini sattığı bunları
da satmaya çalıştığı öğrenilmiştir. K.Ç. yaralama suçundan 32 aya mahkum olup, 3 Nisan
1957 günü Çarşamba kazası hapishanesinden kaçtığını itiraf etmiş ve firari bu şekilde
yakalanmıştır944.
1959 yılında yaşanan başka bir firar olayı ise şöyledir: Adapazarı hapishanesinde yatan
idam mahkumlarından H.K. bir süre önce firar etmiş, Jandarma müfrezesi tarafından
Karasu yakınlarında vurularak öldürülmüştür945.
Adapazarı cezaevinde bulunan, hürriyetlerinden mahrum tutuklu insanların taktirle
karşılanan bir girişimleri de olmuştur. Temmuz 1960’da, hazineye toplanan bağışlar
kapsamında Adliye mensupları 1.100 lira, cezaevi mahkum ve tutukluları ise 600 lira
yardım toplayarak teberru kampanyasına destek vermişlerdir946.
Çıkarılması planlanan kısmi af kanunu için Adapazarı Cumhuriyet Savcılığı ve Cezaevi
Müdürlüğü tarafından, aftan istifade edecek mahkumların tahliyesi için mahkum
dosyaların hazırlanmıştı. Buna göre, Adapazarı Cezaevindeki 300 mahkumdan 150’si af
kanunundan yararlanacak ve tahliye edileceklerdi947. Kasım 1960’da, kısmi aftan
faydalanarak hürriyetlerine kavuşacak mahkumların tahliyesinden sonra tutukevinde 80
ila 90 kişi kalacaktır. İçeride kalan mahkumlar da kanundan faydalanacaklar, onların da
tutukluluk süreleri azalacaktır. 27 Mayıs askeri müdahalesinden sonra başka bir af
çıkarılmamıştır. Siyasi olmayan kasıtsız suçların affı dolayısıyla 15 gün içerinde
tahliyeler tamamlanacaktır948.
4.2.2. Asayiş Olayları Örnekleri
943 Hakikat, 21 Ocak 1956, Sayı: 589. 944 Anadolu, 15 Mayıs 1957, Sayı: 326. 945 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Temmuz 1959, Sayı: 2392. 946 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1960, Sayı: 2703. 947 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ekim 1960, Sayı: 2797. 948 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Kasım 1960, Sayı: 2819.
295
Bu bölümde Sakarya ili genelinde 1950-1960 yılları arasında elde edilen bilgiler
doğrultusunda güvenlik ve asayişi etkileyen olaylar başlıklar halinde incelenmiştir.
“Mala Karşı İşlenen Suçlar” ve “Cana Karşı İşlenen Suçlar” şeklinde iki ana başlıkla ele
alınacak olan suçlara ilişkin olaylar bu kapsamda sınıflandırılmıştır. Örnek olaylar
aktarılırken, gerçekleştiği zaman itibariyle özellikle basın vasıtasıyla dönemin kamu
bilgisine sunulmasına rağmen suçluların ve bazı kısımlarda mağdurların isimleri
kısaltılarak yazılmıştır. Bu verilerin ve örnek olayların, sosyolojik incelemelerde
değerlendirilmesi mümkün olabilir.
4.2.2.1. Mala Karşı Olan Suçlar
Malvarlığına karşı suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler başlığı adlı ikinci
kitabının Kişilere Karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Hırsızlık, yankesicilik,
gasp-yağma, karaborsacılık, hilecilik, dolandırıcılık gibi suçları kapsamakla birlikte, bu
eylemlerin sonucu mağdur kişiye ait malın sağladığı faydayı yok etmiş veya eksiltmiş
olmaktır. Buna göre başkasının malvarlığına dahil bulunan taşınır veya taşınmaz malın
herhangi bir şekilde yıkılması, tahrip edilmesi, bozulması, kirletilmesi veya kullanılamaz
hale getirilmesi mala zarar verme suçunu oluşturur949.
4.2.2.1.1. Hırsızlık
Malvarlığına karşı işlenen suçlardan biri olan Hırsızlık950 Sakarya genelinde 1950-1960
yılları arasında asayiş ve emniyet vakaları arasında diğer suçlara nazaran ilk sıralarda yer
almaktadır. Şehirdeki hırsızlık hadiseleri gerçekleştiği alanlara göre alt başlıklarla ele
alınmıştır. Buna göre, evlerden, işyerlerinden, otolardan ve açık alanlardan yapılan
hırsızlıklar incelenmiştir.
949 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre; “‘nas-ı ızrar’ adıyla düzenlenmiş olan suçlardan, yeni TCK’da
‘mala zarar verme’ adıyla 151, 152 ve 153. Maddelerde düzenlenmiştir. 151. maddenin ilk fıkrasında mala
zarar verme suçunun basit(temel) şeklinin tanımı yapılmıştır”. http://www.ceza-
bb.adalet.gov.tr/makale/160.pdf. (Erişim Tarihi: 03.09.2017). 950 TCK’nın 491. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “hırsızlık “Başkasına ait bir malı, faydalanmak
maksadıyla bulunduğu yerden almak” olarak tanımlanabilir. TCK’nın 141. maddesinde yer alan
düzenlemeye göre hırsızlık; “zilyedinin (yani malı elinde bulunduranın kullanım hakkı) rızası olmadan
başkasına ait bir taşınır malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden
almak”, şeklinde tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi eski ve yeni ceza yasalarımızda hırsızlık suçu farklı
biçimlerde tanımlanmıştır”. (Mustafa Emrah Şeyhanlıoğlu, Hırsızlık Suçu, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2010, s.
10-11.)
296
Sakarya’da 1960 yılında, hırsızlıkla mücadele kapsamında bir takım önleyici tedbirlere
başvurulmuş, Merkez Karakolu tarafından yapılan bir uygulama ile şehirde sürekli
hırsızlık olaylarına karışan reşit olmayan ve dolayısıyla cezai ehliyeti bulunmayan
çocuklara iş temin edileceği açıklanmıştır. Bu çocukların ıslahına yönelik proje
memnuniyetle karşılanmıştır951.
Evlerden yapılan hırsızlıklarda çocuk hırsızlara sıklıkla rastlanmıştır. Harmantepe
Köyünden 21 yaşında bir gençle, Yağcılar mahallesinden 13 yaşında bir çocuk, aynı
mahallenin Cami Çıkmazında Necmiye Yelkenci’nin evine girerek çeşitli mutfak eşyaları
çalarak kaçmışlardır. Hırsızların daha sonra bu eşyaları amelelik yapan Hayrettin
Aygün’e 155 kuruş karşılığında sattıkları anlaşılmış ve R.D. ve F.A. adındaki iki suçlu
yakalanmıştır952.
1959 yılının sonunda, Adapazarı’nda azılı bir hırsız yakalanarak cezaevine
gönderilmiştir. Yeni Cami semtinde R.İ. adındaki şahsın evini soyan ve müteakiben
yakalanan A.Ç. isimli hırsızın daha önce de şehirdeki bir çok eve girerek soygun yaptığı
ve çaldığı eşyaları İzmit’e götürerek sattığı tespit edilmiştir953.
Şehirde aynı gün içinde iki hırsızlık vakası gerçekleşmiş, vatandaşlar kapı ve
pencerelerini kapalı tutmaları konusunda uyarılmışlardır. Semerciler mahallesinde Hasan
Fehmi Güngör’e ait eve pencereden giren hırsız 14 yaşındaki S.T., bir miktar para ve
birkaç eşyayı çalmıştır. Çukurahmediye mahallesinde terzi kalfası Hamdi Erman’ın evine
açık pencereden giren bir hırsız ise, yüzük, gerdanlık gibi değerli ziynet eşyalarını çalarak
kaçmıştır954.
Büyük Orman Köyünde Mehmet Yüksel’in evine giren E.T. ve H.T. adlı iki çingene kadın
hırsız, evden 1700 lira para ve değerli eşyalar çalmışlar, yakalanarak tevkif
edilmişlerdir955.
İşyerlerinden yapılan hırsızlıklar da, bir başka hırsızlık türü olarak örneklendirilebilir. Bu
dönemde çocuk hırsızlar ön plandadır. Sakarya zabıtasının ve polisin sürekli takibi
951 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Şubat 1960, Sayı: 2579. 952 Hakikat, 21 Aralık 1955, Sayı: 562. 953 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Aralık 1959, Sayı: 2524. 954 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Ağustos 1960, Sayı: 2734. 955 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Kasım 1960, Sayı: 2800.
297
sonrasında 5 kişilik bir çocuk hırsız şebekesi tespit edilerek yakalanmıştır. 12 ila 14
yaşları arasında çocuklardan oluşan bu şebekenin iki üyesi M.P ve F. K. adındaki
çocuklar, Konak Caddesinde İsmet Evin’in dükkanına girerek kasasından 200 lira para
çalıp kaçarken yakalanmışlardır. Çark caddesinde ayakkabı çalan S.K, A.S ve L.T.’ in ise
sabıkalı oldukları ve ceza evinden yeni çıktıkları belirlenmiştir. Yaşlarından beklenmeyen
plan ve cesaretle işledikleri suçları, başkalarının teşviki ile yaptıklarını ifade eden şebeke
üyelerinin hepsi ele geçirilmiştir956. Ankara caddesinde bir büfe soyulmuş, 600 lira
değerinde sigara ve içki çalınmıştır. Bu dönemde artan işyeri hırsızlıklarına örnektir.
Ayrıca bir erin de elbiseleri çalınmıştır957.
Pamukova nahiyesinde bakkal işleten M.Ç.’nin dükkanına giren hırsızlar 5 bin lira nakit
para çalarak kaçmışlar, yapılan takibatta hırsızlığın R.Y. ve K.Y. tarafından
gerçekleştirildiği anlaşılmış ve yakalanarak adalete sevk edilmişlerdir958.
Adapazarı’nda meşhur Asmalı Kahve de soyulan dükkanlardan biridir. Gece saatlerinde
kahveye giren hırsız, 100 lira çalarak kaçmıştır959.
Akyazı Kazasının Vakıf köyünden Muharrem Celepçi’nin bakkal ve tuhafiye dükkanının
kilidini kırarak içinden 2727 lira kıymetindeki değerli eşyaları çalan faillerin hakkında
takibat başlatılmıştır960.
1960 yılında çıkarılan af kanunundan sonra şehirdeki hırsızlık vakalarında artış yaşanmış,
hemen her gün köylerden ve şehir merkezindeki mahallelerden hırsızlık ihbarları
gelmiştir. Esentepe’de bir şantiyeden 100 bin lira değerindeki motor ve takımlar çalınmış,
aynı gece içinde bir başka şantiyeden 50 bin lira değerinde eşya ve malzeme meçhul
hırsızlar tarafından çalınmıştır961.
Bir başka hırsızlık alanı, otomobillerin soyulması şeklinde yapılan hırsızlıklıklar
olmuştur. Adapazarı genelinde birçok hadiseye karışan, “Kamyon Faresi” lakabıyla
anılan sabıkalı ve asker firarisi bir kamyon hırsızı olan Ş.F., emniyet teşkilatının başarılı
takibi sonucunda 1956’da yakalanmıştır. İstanbul 15053 plakalı taksi ile lastik yüklü bir
956 Anadolu, 26 Şubat 1957, Sayı: 262. 957 Demokrat Sakarya, 21 Ağustos 1958, Sayı: 1284. 958 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Aralık 1959, Sayı: 2524. 959 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Şubat 1960, Sayı: 2581. 960 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ekim 1960, Sayı: 2798. 961 Adapazarı Akşam Haberleri,
298
kamyonu takip ettiği sırada takip edilerek ele geçirilmiştir. Sorgusu sırasında kendisine
yöneltilen “Kaçıncı kaçışın? Ne zaman doğru yola dönecek vazgeçeceksin?” sorusuna,
“Genel af çıkarsa bu işe son vereceğim” şeklinde cevap verdiği belirtilmiştir962.
Adapazarı’nın bu dönemdeki meşhur hırsızı olarak, 18 farklı suçtan yargılanmak üzere
cezaevine atılmış, ancak 110 defa firar etmeyi başararak soygunculuğa ara vermemiştir.
Otomobil ve kamyonlardan yapılan hırsızlıkların birçoğunda Ş.T. ve şebekesinin olduğu
anlaşılmaktadır. Ankara caddesindeki bir eve misafir gelen Hendek Haraklı köyünden
Ömer İşyüzün evin önüne çektiği traktörünün 250 lira değerindeki akümülatörünü ve 2
çuvalını çaldırdığı, ihbar edilmiştir963.
Varan Otobüs Şirketi sahibi Cevat Çubukçu’nun 727 plakalı arabasının jantları ve 1
lastiğini çalan hırsızların, Yahyalar Mahallesinde arabacılık yapan H.U. ile Şeker
Fabrikası işçisi Y.T. oldukları tespit edilmiştir. İfadelerinde, çaldıkları lastiği şoför
A.G.’ye 360 liraya sattıklarını belirtmeleri üzerine, haklarında işlem yapılmıştır964.
Akyazı Su Kenarı köyünden Sait Tala’ya ait pulluk ve tekerleğinin çalınması üzerine,
hırsızın Budaklar Köyü’nden O.E. olduğu tespit edilmiştir965. Başlar Mahallesinde oturan
M.U., Soğan Pazarı’nda park etmiş Bolu’lu Muzaffer Çılbıroğlu’nun kamyonundan
şamrelini çalıp kaçarken suçüstü yakalanmıştır966.
Arifiye’de askeriyeye ait otomobillerin bulunduğu oto mezarlığından parça hırsızlığı
yapan, bir takım oto malzemesini çalarak yakalanan 12 yaşında M.Y. ve kardeşi 10
yaşındaki A.Y. adlı iki çocuk hırsız, adalete teslim edilmişlerdir.967 Zabıta ve polisin,
trafik ekipleri ve jandarmanın da desteği ile yollarda devriye gezmek ve oto hırsızlıklarını
önlemek, suçluları ele geçirmek konusunda başarılı çalışmalar yürütmüşlerdi.
Hırsızların açık alanlarda yaptıkları soygunlar da, basından örneklendirilebilir. Bisiklet
hırsızlıkları açık alanlardan, daha çok sokak araları, park, bahçe ve dükkan önlerinden
park edilmiş bisikletlerin çalınması ile yaşanmıştır. Şehirde bisiklet hırsızlıkları oldukça
962 Anadolu, 23 Ekim 1956, Sayı: 152. 963 Anadolu, 28 Şubat 1957, Sayı: 264. 964 Anadolu, 21 Ocak 1957, Sayı: 231. 965 Anadolu, 6 Şubat 1957, Sayı: 245. 966 Yeni Ada Postası, 20 Aralık 1955, Sayı: 1103. 967 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Kasım 1960, Sayı:2814.
299
yaygın olarak görülmekte ve basında da yer almaktadır. Bisikletlere dadanan hırsızlar,
pek çok defa polis tarafından çalıntı bisikletleri ile ele geçirilmişlerdir968.
Adapazarı’nda sergiler ve pazar yerleri gibi alanlarda yapılan hırsızlıklar, özellikle pazar
kurulduğu günlerde görülmektedir. 13 yaşındaki bir kız çocuğu Pazar yerinde sergi açan
ve kumaş satan Mehmet Şişek’in tezgahından basma çalarken yakalanmıştır969. Yine bir
pazar hırsızı, Geyve’nin Orhaniye mahallesinde oturan A.A.’nın pazar yerinde bıraktığı
74 liralık 68 kg. Fasulyesini çalıp kaçarken yakalanmıştır970.
Açık alanlardan yapılan hırsızlıklar arasında, kümes hayvanlarının çalınması sıklıkla
rastlanılan bir durumdur. Şehirde özellikle geceleri meydana gelen kümes hırsızlıkları
basında yer alan haberlerdendir. 1960 yılı içerisinde tavuk hırsızlıklarının arttığına dair
şikayetler dile getirilmiştir. Yenigün mahallesinde 1 gecede 5 hanenin kümesi soyulmuş
ve 29 tavuk çalınmıştır. 971 Yenicami Mahallesi’nde oturan Şevki Yüzere’e ait olan
bahçeye giren iki hırsız H.A. ve asker kaçağı Ş.A., tavuk çalmaya teşebbüs ettikleri sırada
yakalanmışlar ve boğuşma anında mağdurun elini ısırarak yaralamışlar, yapılan
incelemede iki zanlının da başkalarına ait kimlikler kullandıkları zabıta ekipleri
tarafından tespit edilmiş haklarında hırsızlık, yaralama ve sahtecilikten işlem
başlatılmıştır972. Kadına yönelik bir başka şiddet vakası Papuççular mahallesinde
gerçekleşmiştir. S.A., aynı mahallede gayrı meşru yaşadığı 34 yaşındaki H.A.’yı sopa ile
darp ettiğine ve evinde bir bavul içinde bıçak ve mermi bulundurduğuna dair şikayet
üzerine ele geçirilen bavulda 10 cm. uzunluğunda tek ağızlı sivri uçlu bıçak ile, 13 cm.
sivri uçlu kama ile 4 adet tüfek mermisi bulunarak zanlıyla birlikte soruşturma evrakına
eklenip adalete teslim edilmiştir973.
Hayvan hırsızlıkları arasında at hırsızlığı hadiseleri de gerçekleşmiştir. Adapazarı
Karakamış köyünden Yakup Kaleler’in atlarını çalan Adapazarı Şeker mahallesinden
A.Ç. yakalanarak suçunu kabul etmiştir.974 Şehirde halı çalan ve çaldığı halıları
Balıkesir’de sattığı anlaşılan hırsızlar da mevcuttur975. İstiklal mahallesinde bir cami
968 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488. 969 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Eylül 1960, Sayı: 2765. 970 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Kasım 1960, Sayı: 2815. 971 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1960, Sayı: 2643. 972 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1960, Sayı: 2718. 973 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1960, Sayı: 2718. 974 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Ağustos 1960, Sayı: 2728. 975 Anadolu, 15 Ekim 1956, Sayı: 147.
300
hırsızlığı da yapılmıştır. Cami kumbarasını kırarak içindeki bağış paralarını çalan hırsızın,
cami kapısında zorlama olmadığından anahtarla giren biri olduğunun tesbit edilmesi
üzerine, anahtara sahip olan temizlik görevlileri ve müezzin hakkında tutanak
oluşturulmuş ve adalete sevk edilmiştir976.
Sakarya Emniyet Teşkilatı, şehirde meydana gelen hırsızlık hadiselerini takibe alarak,
suçluların yakalanması için sadece şehir içinde değil civar illerde de çalışmalar
yürütmekte idiler. Nitekim bazı hırsızlık vakalarının suçluları kısa süre içerisinde
Eskişehir, Bolu ve Balıkesir gibi farklı illerde ele geçirilmiştir. Disiplinli çalışmaları
halkın taktiriyle karşılanmıştır.
4.2.2.1.2. Yankesicilik
Yankesicilik, kişilerin üzerlerinde taşımış oldukları, para veya değerli eşyaların el
çabukluğu ve özel beceri ile hissettirilmeden alınmasıdır. Yankesicilik ve kapkaç
suçluları fırsat suçlularıdır. Kafaya suç işlemeyi koymuş bir yankesici veya kapkaç
suçlusu kendisine uygun bir hedefi izleyerek uygun koşullar ve kendine göre riski en aza
indirdiği durumlarda bu suçu işleyebilirler977.
Sakarya’da meydana gelen yankesicilik vakaları gerek zabıtanın gerekse İkinci Şube
ekiplerinin müdahale ettikleri en yaygın işlenen suçlardandı. Bu dönemde özellikle yaşlı,
savunmasız veyahut çarşı pazar gibi kalabalık mekanlarda bulunan kişilere karşı
kolaylıkla işlenen bir suç olduğundan, şehrin zabıta ekipleri ve sivil polisler bu tarz
alanlarda sürekli devriye gezerek önlem almaya çalışmaktaydılar. O yıllara ait basına
yansıyan yankesicilik vakalarına örnekler verilmiştir.
Hasırcılar mahallesinden Necmettin Div, karakola başvurarak pazar yerinde cebinden
212,5 kuruş para çalındığını, yankesiciyi suçüstü yakaladığı sırada paraları yere atarak
976 Anadolu, 11 Şubat 1957, Sayı: 249. 977 TCK’nın 142. Maddesi; 2. fıkanın b. bendinde düzenlendiği üzere, “Yankesicilik ve kapkaç suçları iki
şekilde incelenmektedir. “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle” ya da “özel beceriyle”
işlenen hırsızlık suçlarıdır. Ayrıca, “bir hayvanı alıştırmak suretiyle ve ondan yararlanılarak hırsızlık
suçunun işlenmesi” de bu bent kapsamında değerlendirilmiştir. “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak
fiili” uygulamada kapkaççılık olarak adlandırılmaktadır. Elindeki veya üstündeki eşyayı çekip alarak
hırsızlığı gerçekleştirmektedir. Mağdurun bedeninin temas etmediği, elinde veya üstünde bulunmayan
eşyanın alınması kapkaççılık olarak değerlendirilmemektedir. Bkz. Mustafa Emrah Şeyhanlıoğlu, Hırsızlık
Suçu, s. 107-108;
301
kaçtığını belirtmiştir. Hırsız cumhuriyet mahallesinden A.A. olup, polis tarafından kısa
sürede yakalanmıştır978.
Adapazarı’nda Şubat 1959’da yapılan bir operasyonla, 12’si kadın olmak üzere 17
yankesici yakalanmış, haklarında soruşturma başlatılmıştır979. Karasu kazasından Şükrü
Çay adındaki şahsın 192 lirasını aynı köyden N.O. yankesicilik yaparak çalması üzerine
hakkında soruşturma yapılmıştır980. 1 Kasım 1960 Salı günü, Kömür Pazarında M.E.’nin
cebinden 40 lira parasını çalarken suçüstü yakalanan yankesici 16 yaşındaki S.A.,
hakkında tutulan zabıt evrakıyla adalete sevk edilmiştir981.
Şoförlük yapan Kemal Al adındaki şahsın 85 lirasını çarpan Karaosman mahallesinden
M.B. yakalanarak yankesicilik suçundan hakkında işlem yapılmıştır982.
4.2.2.1.3. Dolandırıcılık
Dolandırıcılık983, çeşitli hileli yollarla kişiyi aldatarak para ve değerli eşyalar başta olmak
üzere kişiyi kullanarak ve zarara sokarak, kendisine yarar sağlamak fiilini içeren suç
türdür. Dolandırıcılık yapanları hırsızlardan ayıran en önemli unsur, suçun maddi
unsurudur. Hırsızlık suçunda mağdurun rızası olmadan gerçekleşen fiil, dolandırıcılık
suçunda mağdurun hileyle alınmış rızasıyla gerçekleşmektedir.
1956 yılında, halkı dolandırmak amacıyla sahte imza ve mühür kullanan bir kişi tespit
edilmişti. Hendek Aşağı Çalca Köyü okulunun resmi mührü çalınmış ve çalan kişinin
Sanat Enstitüsünde hasta bakıcılık yapan A.Ö. olduğu anlaşılmış, yapılan aramada mühür
evinde ele geçirilmiştir. Suçlunun bu mühürle adına belge düzenlediği ve Enstitü Müdürü,
Müdür yardımcısı ve Enstitü Doktoru Ahmet Baytur’un imzalarını taklit ederek sahte
reçete yazdığı tespit edilmiştir. Dolandırıcılık suçuyla adalete teslim edilmiştir984.
978 Anadolu, 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 979 Demokrat, 12 Şubat 1959, Sayı: 241. 980 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Haziran 1959, Sayı: 2376. 981 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Kasım 1960, Sayı: 2801. 982 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Aralık 1960, Sayı: 2829. 983 Dolandırıcılık ve Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 159. Maddelerinde yer
almaktadır. TCK, 5237 Sayılı madde;
“(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya
başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası
verilir.” ifadesi ile açıklanmaktadır. Dolandırıcılık suçunun maddi konusu malvarlığına ait her türlü değer
olabilir. Taşınır malların yanı sıra taşınmaz mallar da dolandırıcılık suçunun maddi konusunu
oluşturabilir”. 984 Anadolu, 31 Aralık 1956, Sayı: 213.
302
20 Şubat 1957 tarihli habere göre, Karasu’nun Kocaeli nahiyesinde D.G.’nin diplomasız
dişçilik yaptığının anlaşılması üzerine hakkında sahtecilikten işlem başlatılmıştır. Aynı
gün itibariyle Yenigün mahallesinde bakkallık yapan Kürt Hoca lakabıyla tanınan Y.Y.
adındaki şahıs, şoförlük yapan İ.A.’nın üstündeki cinleri kovmak için muska yazıp
vereceğini belirtmiş, yapılan baskında muska karşılığında 2,5 lira ücret alırken suçüstü
yakalanmıştır985. Yine halkın dini duygularını suiistimal ederek bundan para kazanan bir
başka muskacı hocaya baskın yapılmıştır. Şehirde saatçi dükkanı işleten, “Saatçi Hoca”
lakabıyla anılan V.D. adında bir hoca, yapılan şikayet üzerine 1. Şube memurları
tarafından yapılan bir operasyonla, 10 lira karşılığında muska yazıp verdiği sırada suçüstü
yakalanmıştır986.
İzmit Göçmen Evleri’nde oturup babasının yanına ziyarete gelen K.A. adlı şahıs, İstiklal
mahallesi Yazlık sokak sakinlerine, hükümet tarafından gönderildiğini, su, elektrik ve yol
işlerini yaptığını ifade ederek kendisine mimar süsü vermiş, matbu olmayan kâğıt
karşılığında mahalle halkından para toplamıştır. Sahte mimar ihbarlar sonucunda
yakalanmıştır987.
Bazı dolandırıcılar ise, Çocuk Esirgeme Kurumu adına sokaklarda dolaşarak para ve
giyim eşyası toplamaktaydılar. Aldıkları yardım eşyalarını satmak şeklinde para kazanan
bir grup hakkında halka tedbir amaçlı uyarılar yapılmıştır988. Dolandırıcılık suçuyla
mücadele eden Emniyet Müdürlüğü ekipleri, tespit ettikleri şahısların isimlerini basına
vererek halkın uyanık olmasını sağlamaya çalışmışlardır.
4.2.2.1.4. Gasp- Kundaklama
Yağma veya Gasp suçu; başka bir kişiye ait olan malın cebir ve şiddet yoluyla alınması
şeklinde işlenen bir suç şeklidir. Gasp suçu, hukuki olarak yağma suçu olarak ifade edilir.
Gasp ya da yağma suçunda mağdurun sahip olduğu mal varlığına ilişkin gerçekleştirilen
haksız fiil, bu suçun temelini oluşturmaktadır. Diğer bir ifadeyle ekonomik bir değere
sahip mal veya paranın haksız bir şekilde alınmasıdır989.
985 Anadolu, 20 Şubat 1957, Sayı: 277. 986 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730. 987 Anadolu, 8 Mayıs 1957, Sayı: 320. 988 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Şubat 1960, Sayı: 2590. 989TCK, 5237 Sayılı madde. 148/1; “Yağma suçu TCK’nın 148 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemede yağma; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
303
Gasp Suçu ile hırsızlık suçu benzer fiiller gibi görünse de, gasp suçunu basit hırsızlık
suçundan ayıran temel kriter, eylemin cebir ve tehdit yoluyla işlenmiş olmasıdır. Bir
kişinin ekonomik değere sahip mal veya parasının cebir ve tehdit yoluyla alınması gasp
suçu diğer adıyla yağma suçu olmaktadır. Kundakçılık, kasten ya da kötü niyetle yangın
çıkarma olarak tanımlanabilir990. Sonuçları dolayısıyla mala zarar verme suçları
kapsamında bulunmaktadır. Yerel basına yansıyan örnek olaylar bu konudaki
mağduriyeti göstermektedir.
İstiklal mahallesinde oturan M.A., karakola müracaat ederek, aynı mahallede oturan H.İ.
ve Z.H. ile aralarında borç meselesinden kavga çıktığını, şahısların kendisini dövdüğünü
ve paltosunu zorla alarak gittiklerini şikayet etmiş, suçlular hakkında gasp ve darp
etmekten işlem yapılmıştır991.
Durmuşlar köyünden Akyazı’ya öküzlerini satmaya götüren Ali Baykuş’un önü kesilerek
cebir ve baskı yapmak suretiyle 250 lira parası gasp edilmiştir. Olayı gerçekleştiren üç
suçlu Boztepe köyünden N.B. ve kardeşi K.B. ile arkadaşları M.A. olduğu tespit edilerek
suçlular yakalanmıştır992. Yine Akyazı’nın Eskibedil köyünden R.T. tarladan traktörü ile
köyüne dönerken önüne çıkan H.A.A. ve altı arkadaşı, traktörü zorla durdurup gasp
ederek kaçmışlardır993.
Akyazı’nın Gürlek köyünden Talat Ceylan’ın parasını almak amacıyla yalnız başına
olduğu bir anda balta ile öldürerek evini yakan, aynı köyden F.Ş., A.A. ve H.Ş.
yakalanarak adalete sevk edilmişlerdir994.
Hendek Çarığı Kuru köyünden Yakup Aslan’ın tütün deposunu kundaklayarak ateşe
veren kişi aynı köyden İ.Ö. çıkmıştır. Yakalandığında polise verdiği ifadede; 1 sene önce
depo sahibinin kızını istediği halde alamadığını ve kızın başka bir kişi ile evlenmesi
üzerine bunalıma girerek olayı gerçekleştirdiğini itiraf etmiştir995.
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara
uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı
koymamaya mecbur kılmak” şeklinde tanımlanmıştır.” 990 http://www.halilibrahimcelik.av.tr/gasp-sucu-ve-cezasi-yagma-sucu. (Erişim Tarihi: 03.09.2017). 991 Anadolu, 18 Ocak 1957, Sayı: 229. 992 Anadolu, 4 Mart, 1957, Sayı: 267. 993 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Aralık 1960, Sayı: 2838. 994 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Kasım 1960, Sayı: 2805. 995 Anadolu, 22 Şubat 1957, Sayı: 259.
304
Karasu Demirtepe mevkiinde devlet ormanını yakma teşebbüsünde bulunan Kuzuluk
mahallesinden A.B. suçüstü yakalanmıştır996. Yine bir başka orman yakma hadisesi
Pamukova’da, Bakacak köyünden tarlasını genişletmek isteyen E.Z.’nin yaktığı ağaçların
etrafa sıçraması sonucunda gerçekleşmiştir997.
4.2.2.1.5. Karaborsacılık
Karaborsacılık; kara pazarcılık tabiri ile de bilinen, malların veya hizmetlerin yasa dışı
işlem gördüğü piyasadır. Bu piyasada işlemler genellikle katılımcıların fiyat denetimleri
veya vergiden kaçınması sonucunda oluşur. İlkinde, kıtlık durumunda kara piyasa
fiyatları resmi veya denetimli fiyatlardan daha yüksektir. İkincisi türündeyse fiyatlar
vergi kaçakçılığı sebebiyle yasal veya vergilendirilmiş fiyatlardan daha düşüktür998.
Özellikle tüketim mallarının kıt olduğu veya yüksek oranlarda vergilendirildiği
ekonomilerde gelişme eğilimi gösterir.
İkinci Dünya Savaşı (1939-1945), Türkiye için sıkıntılı dönemlerden biridir. Aynı
dönemde içinde elverişsiz iklim koşullarının da yaşanması, sosyal ve ekonomik hayatı
olumsuz etkilemiştir. Özellikle tarımsal üretimin düşmesi, gıda ürünlerinin tedarikini
zorlaştırmış ve kıtlıklara neden olmuştur. Büyük kentlerde iaşe sıkıntısı baş
göstermiş, ekmek, yağ, şeker gibi birçok temel gıda ürünü karaborsaya konu olmuştur.
Bu yıllardaki temel düzenlemelerden biri de karneli satış uygulamasıdır. Demokrat
Parti’den önceki Refik Saydam hükümeti döneminde tarım ve ticaret hayatının her
alanında büyük oranda devlet müdahalesi gerçekleşmiştir. Bu darlığı aşmak amacıyla
1940 yılından itibaren üreticilerden belirlenmiş olan fiyatlar üzerinden doğrudan alımlar
yapılmışsa da üretici mallarını resmi fiyatların üzerinde oluşan karaborsa fiyatından
satmanın yollarını aramıştır. Dolayısıyla fırsat tacirlerinin varlığı karaborsayı
oluşturmuştur. Başta un ve mısır olmak üzere birçok tahıl ürününün fiyatı, savaş yılları
boyunca tarım dışı ürünlerden çok daha fazla miktarda artış yaşamıştır999. Kıtlık
yıllarındaki devlet müdahalesi politikası ise halkın nazarında eleştirilere yol açmış, bu
996 Anadolu, 30 Mart 1957, Sayı: 290. 997 Anadolu, 22 Nisan 1957, Sayı: 309. 998 http://alonot.com/karaborsacilik-nedir. (Erişim Tarihi: 04.08.2017). 999 Oktar-Varlı, “Türkiye’de 1950-54 Döneminde Demokrat Parti’nin Tarım Politikası”, s.1-2.
305
eleştiriler daha sonra 1950 seçimlerinde iktidar değişikliğini ve Demokrat Partili yılları
beraberinde getirmiştir.
1954-1955 arası Türkiye’nin ekonomi hayatında “Altın Çağ” dönemi olarak
adlandırılmıştır. Ancak 1955’ten sonra millî gelirin büyüme hızı belirgin bir biçimde
yavaşlamıştır. Ülke genelinde gittikçe artan enflasyon nedeniyle birtakım mallarda
kısıtlılıklar ve zamlar yaşanırken, kuyruklar uzamaya başlamış ve bunun sonucunda
karaborsacılık ortaya çıkmıştır1000. Şüphesiz bu durum Sakarya’daki ticari hayatı da
etkilemiştir.
Hükümetin önlem olarak 6 Haziran 1956 tarihinde çıkardığı “Milli Korunma Kanunu”,
stokçuları, karaborsacıları ve fırsat tacirlerini cezalandırmak ve şiddetli önlemler almak
amacıyla uygulamaya koyulmuştur1001. Bu kanun esasen, Türkiye’de ilk olarak, Başbakan
1000 Emiroğlu, Koçyiğit, Kesici, “Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik Politikalar”s. 77-78. 1001 Milli Korunma Kanunu (Kanun Numarası: 3780 Kabul Tarihi : 18/ 1/1940 Yayımlandığı Resmi Gazete:
Tarih : 26/ 1/1940 Sayı : 4417 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3, c. 21, s. 274)
“Madde 1 – Fevkalade hallerde Devletin bünyesini İktisat ve Milli müdafaa bakımından takviye maksadıyla
İcra Vekilleri Heyetince, bu kanunda gösterilen şekil ve şartlar dairesinde vazife ve salahiyetler verilmiştir.
Fevkalade haller şunlardır:
A – Umumi veya kısmi seferberlik,
B – Devletin bir harbe girmesi ihtimali,
C – Türkiye Cumhuriyeti’ni de alakalandıran yabancı devletler arasındaki harp hali.
Madde 2 – İcra Vekilleri Heyeti, fevkalade hallerin zuhuruna binaen, bu kanunla kendisine tevdi edilen
vazife ve salahiyetlerin ifa ve istimaline lüzum hasıl olduğunu görünce derhal kanunun tatbikine başlayarak
keyfiyeti ilan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine arz eder.
Madde 3 – Fevkalade hallerin hitam bulduğu ve bu kanun hükümlerinin tatbikine lüzum kalmadığı,
Hükümetçe kararlaştırılarak ilan ve Büyük Millet Meclisine arz edilir.
Madde 31 – (Değişik: 6/6/1956- 6731/1 md.) I - Hükümet, dâhilde lüzum gördüğü maddelerin maliyet
unsurlarını, bu maliyete zammedilecek azami kar hadlerini veya azami satış fiyatlarını ve bu maddelerin
cinslerini, nevilerini ve vasıflarını tespit ve tayin edebileceği gibi komisyon, nakliye ve nakliye komisyonu,
tellaliye, simsariye gibi ücretler ile bir hizmet veya sanat veya emek karşılığında alınacak sair ücretleri ve
bilumum fiyat ve ücret tarifelerini tayin edebilir ve muayyen kanunlara göre tutulması icap eden
defterlerden başka lüzumlu göreceği defterleri tutmaya tüccar, esnaf ve sair alakalıları mecbur kılabilir.
Hükümet yukardaki fıkrada yazılı fiyat, kar haddi, maliyet unsuru, bir hizmet veya sanat veya emek
karşılığı, alınacak ücretler veya fiyat ve ücret tarifelerinin tespitini belediyeye, ticaret ve sanayi odalarına
veya valilere yaptırabilir. II- A) Bu suretle tespit olunan kar hadleri veya fiyatlar veya ücretler yahut
tarifeler fevkinde veya cins, nevi veya vasıflara muhalif olarak bir malın satılması veya satışa arz olunması
veya ücret istenmesi veyahut alınması veya satışa arz edilen bütün maddelerin maliyet unsurlarının 1 inci
bent mucibince tespit edilen esaslar dışında hesaplanması yasaktır. B) Fiyatları, kar hadleri, cinsleri,
nevileri ve vasıfları Hükümetçe tayin olunan veya belediyeye veya ticaret veya sanayi odalarına yahut
valilere tespit ettirilen malların haklı sebep olmaksızın satışa arz edilmemesi veya satışından imtina
olunması veya kaçırılması veya satılmadığı halde satılmış gibi beyan edilmesi yahut tarifeye dahil
hususların haklı sebep olmaksızın ifasından imtina olunması yasaktır. III- Belediye mevzuatı dışında kalan
ve mahsus kanunları gereğince fiyatları Hükümetçe tespit olunan bir malın bu fiyatlar üstünde satılması
veya satışa arz edilmesi yasaktır. Belediyece fiyatları tesbit olunan maddeler hakkında da Hükümet bu fıkra
hükmünü uygulamaya yetkilidir. Hükümetçe böyle bir karar verilmedikçe belediyelerce fiyatları tesbit
olunan maddeler hakkında belediye mevzuatı hükümleri tatbik olunur. IV- İmalatçı, ithalatçı, ihracatçı,
komisyoncu, toptancı ve perakendeci hakiki veya hükmi şahıslar arasında yapılan ticari alım ve satım
306
Refik Saydam döneminde, 18 Ocak 1940 tarihinde kabul edilerek, uygulamaya koyulmuş
idi. Millî Korunma Kanununa göre; mal darlığı, fiyatlarda artış yaratmak, mal depolamak
veya malı yok etmek, ticarî zorunluluk ve eğilimlere aykırı olarak diğer bir malın satın
alınmasını zorunlu kılmak, tekel yaratmak, hükümetin belirlediği kurallar dışında işlem
yapmak yasaklanmıştır1002. Birtakım değişikliklerle yeniden güncellenerek, üstelik cezaî
yaptırımlarının çok daha ağırlaştırılarak yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.
Çıkarılan yasaya ve alınan önlemlere rağmen, genel olarak planlanan sonuç elde
edilemeyerek, kötü gidişin önüne geçilememiş, 1957-1960 arası döneminde, genel olarak
ekonomik krizin içine girilmiş, kredi dönemlerinin kısaltılması iç ve dış yatırımların
seviyesini düşürmüştür. Fiyatlar hızla artmış, şeker, kahve ve kağıt gibi çeşitli maddelerde
kıtlık yaşanmış, karaborsa tekrar yaygınlaşmıştır1003. Sakarya içinde, incelediğimiz bu
dönemde, yasa ciddiyetle uygulanmaya koyulmuş, karaborsacılıkla mücadele sıkı
muamelelerinde fatura verilmesi ve alıcı tarafından fatura alınması ve bu faturaların saklanması
mecburidir. Alakalı mercilerce tayin edilen mutemetler de bu fıkra hükmüne tabidir. 250 kuruşu geçen
alışverişlerde müşterinin isteği üzerine satıcı fatura vermeğe mecburdur. Faturaların şekil ve muhteviyatı
ve ne kadar müddetle saklanacağı Hükümetçe tesbit edilir. V- Müstahsil ile IV üncü bendin birinci
fıkrasında sayılan hakiki ve hükmi şahıslar arasında yapılan alım ve satım muamelelerinde zirai istihsal
maddelerinden hangileri ve ne miktar ve kıymette olanları için fatura verilip alınacağını Hükümet tesbit
edebilir. VI- İmalatçı, ithalatçı, toptancı ve perakendeci hakiki ve hükmi şahıslar arasında yapılan ticari
alım ve satım muamelelerinde bir malın mevcudu bulunmadığı veya istenilen miktarda verilemeyeceği
satıcı tarafından beyan edildiği ve alıcı keyfiyeti gösteren bir vesika istediği takdirde bu vesikanın verilmesi
mecburidir. Bu vesikanın şekli, muhteviyatı ve suretinin ne kadar müddetle saklanacağı ve ne vüsatta ve
hangi mevzularda zirai istihsal yapan müstahsillerin bu bent hükümlerine tabi tutulacağı Hükümetçe tesbit
edilir. VII- Her dükkan, mağaza, ticarethane veya satılmak üzere mal teşhir edilen mahallerde ve pazar
yerlerinde perakende veya toptan satışa arz edilen mallara veya aynı cinsten mal gruplarına cins, maliyet,
satış fiyatı ve lüzumlu görülecek sair malumatı gösteren etiketin konulması ve etiket konulması elverişli
olmıyan hallerde etiket muhteviyatını havi listelerin herkesin görebileceği yerlere asılması mecburidir.
Etiket ve listelerin şekil ve muhteviyatı mahalli belediyelerce ve belediye teşkilatı olmayan yerler için
valilerce tesbit ve ilan edilir. VIII- İthalatçılık ile toptancılık veya perakendecilik ve alelumum toptancılıkla
perakendecilik hiçbir suretle aynı şahıs uhdesinde birleşemez. Ancak maddenin veya satış hususiyetinin
zaruri kıldığı hallere münhasır olmak üzere Hükümet bazı müessese veya malları yukarıdaki fıkra
hükmünden istisna edebilir. IX- Hükümet hilafına karar vermedikçe ithalatçı karı %20’yi ve alelumum
toptancı karları yekunu % l0’u, perakendeci karı % 25 i geçemeyeceği gibi ithalatçı, toptancı veya
perakendeciler yekdiğerinin karlarını alamazlar. Perakendeciler muayyen kar hadlerini paylaşmak
şartıyla birbirlerine satış yapabilirler. X- Yurda muvakkat müddetle vazifeli veya yolcu olarak girenlerin
beraberinde getirdikleri eşya yurt içinde iki sene kullanılmadıkça satılamaz. İki sene kullanılmış olsa dahi
bu kabil eşya ticareti ile iştigal memnudur. Kullanılmış eşya yenisinden fazla fiyatla satılamaz. Müzayede
ve sair suretle alınıp satışa arz edilen malların aynı cins ve evsaftaki benzerlerinden fazla fiyatla satılması
memnudur. Tarihi kıymeti haiz eşya ile ticaret kastiyle olmayan satışlar bundan evvelki fıkra hükmüne tabi
değildir. XI- 6086 sayılı kanun mucibince turizm müessesesi belgesi almış olanlar hakkında da bu
maddenin birinci bendi hükmü tatbik olunur.” 1002 Mustafa Albayrak, “Demokrat Parti Döneminde Milli Korunma Kanunu Uygulamaları (1955-1960)”,
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 23/67-69 (Kasım 2007), s. 221-222. 1003 Atiye Emiroğlu, Nezahat Koçyiğit, Senem Kesici, “Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik
Politikalar”, s. 78.
307
kontroller eşliğinde yürütülmüş, vatandaşın mağdur edilmemesi için mümkün olduğunca
gayret gösterilmiştir şeklinde yorumlamak mümkündür.
Et satışlarında bazı dönemlerde fiyatlardaki artış ve farklı yerlerde farklı fiyatlardan
satışların yaşanması bir sıkıntı olarak gündeme gelmiştir. Basında özellikle 1950’lerin ilk
yıllarında şehirdeki et sıkıntısı, etlerin pahalılığı ve kasapların uygulamaları gündemden
düşmemiştir1004. Bu dönemde kasaplar, belediyenin belirlediği narh fiyatlarını kabul
etmeyerek, fiyatları protesto etmek için aralarında anlaşarak kesim yapmama gibi bir yol
seçmişlerdir.
1955 yılında, Adapazarı’nda koyun etinin 400 kuruşa yükselmesi sonucunda halkın
şikayette bulunduğu görülmektedir. Durumu takip eden belediye, koyun etine 350,
kemikli sığır ve dana etine 220, kemiksiz sığır eti ve danaya 260, keçi etine 220 ve manda
etine 170 kuruş narh belirlemiştir1005.
İlgililerin hassasiyetle üzerinde durdukları konulardan biri de koyun yerine keçi eti satan
kasapların tespit edilerek ceza kesilmesi olmuştur. Şehirdeki kasaplarda satılan bütün
etlerin üzerine büyük damgalarla etin cinsini gösteren yazılar koyulması şartı getirilmiş,
damgasız satış yapanların satışına engel olunmuş ve bu şekilde alıcıların mağduriyetinin
önüne geçilmeye çalışılmıştır1006. Belediyenin et konusundaki denetimleri incelenen
dönem boyunca devam etmiştir.
Sakarya Belediyesi İktisat Bürosu memurları şehirdeki kontrollerini aralıksız
sürdürürken, fahiş fiyatlarla halka mal satan esnafları tespit ederek işlem yapılmasını
sağlamışlardır. Karaborsacılar ve muhtekirler hakkında tutanaklar tutularak adalete sevk
edildikleri görülmüştür. Şehirdeki bütün esnafı teftiş eden ekipler, özellikle satılan
mallarda fiyat etiketi olup olmadığını ve vatandaşın alışverişte aldatılıp aldatılmadığını
kontrol etmişlerdir. Benzer bir karaborsacılık faaliyeti ile karşılaşan vatandaşın, Belediye
İktisat Bürosu Müdürlüğüne başvurmaları istenmiştir1007. Esnaftan bazılarının bu yasak
üzerine, fiyat etiketlerini kurşun kalemle yazdıkları görüldüğünden, silinmeyen mürekkep
1004 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Aralık 1951, Sayı: 8; 15 Aralık 1951, Sayı: 9. 1005 Yeni Ada Postası, 28 Aralık 1955, Sayı: 1110. 1006 Sakarya, 7 Şubat 1956, Sayı: 1148. 1007 Yeni Ada Postası, 28 Nisan 1956, Sayı: 1215.
308
kalemle yazılması şartı getirilmiş ve Belediye Teftiş Müdürlüğü tarafından uygulanması
sağlanmıştır1008.
Ele aldığımız dönemde fahiş fiyatlarla satılmaya çalışılan maddelerden birisi de kahve
olmuştur. Kahve; satışı kısıtlı olduğu bu dönemde, şehirdeki bazı kahvehanelerde
karaborsaya düşmüştür. Kömürlük köyünde kahvecilik yapan K.A., Milli Koruma
Kanunu’na aykırı olarak bir bakkala satmak için getirdiği 3. kg kahveyi başka bir şahsın
istemesi üzerine kilosu 20 liradan satabileceğini söylemiş, şikayet üzerine suçüstü
yakalanmıştır. Milli Koruma Mahkemesine verilen kahveci, karaborsacılık yapmak
suçundan 3 ay hapis ve 1000 lira para cezasına çarptırılmıştır1009.
Karaborsacılıktan etkilenen sahalardan biri de ilaç piyasası olmuştur. Bu dönemde Hulusi
Duyar Eczanesi sahibi H.D., eczaneye gelen müşteri A.Ş’ye 95 kuruş değerindeki iğneyi
125 kuruştan sattığı ve daha fazla istenmesi halinde mevcut olmadığını belirtmesi üzerine
hakkında şikayet gerçekleşmiştir. Sonradan eczaneye gönderilen temizlik işçisi A.Ç.’ye
de bu iğneden kalmadığını söylemesi üzerine dükkânda yapılan aramada iğnelerden 28
adet bulunmuş ve suçlu Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir1010.
Kuyudibi mahallesinde Tekel bayiliği yapan M.K. hakkında İktisat Müdürlüğü’ne şikayet
gelmiş, kendisinin 2. nevi tümbeyiki önceden 50 kuruşa satarken sonradan 60 kuruşa
sattığı Ş.Ö ile Z.S tarafından iddia edilerek, dükkan sahibi hakkında işlem yapılması
istenmiştir1011.
1958 yılının Kasım ayında zabıta ekiplerinin yaptığı denetimlerde, Sakarya ili genelinde
402 esnaf kontrol edilmiş ve yazılı ihbarname kesilmiştir. 7244 adet ölçü aleti
muayeneden geçirilmiş ve kanuna aykırı ölçü aleti kullanan 189 esnaf hakkında kanuni
yaptırım için Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir. Fırınlarda yapılan kontroller
sonrasında, 41 adet gramı azaltılmış ekmek imha edilmiş ve 8 köfteci dükkanına gramajı
azaltılmış köfte satmaktan ceza kesilmiştir1012.
1008 Anadolu, 30 Ekim 1956, Sayı: 160. 1009 Anadolu, 31 Ekim 1956, Sayı: 161. 1010 Hakikat, 3 Temmuz 1956, Sayı: 210. 1011 Anadolu, 21 Mart 1957, Sayı: 286. 1012 Demokrat Sakarya, 22 Kasım 1958, Sayı: 1364.
309
Bu dönemde önemli gıda maddelerinden şekerin de satışında hile karıştırıldığını basından
öğrenmek mümkündür. Bazı kahvehanelerde, çayın yanında verilen kesme şekerler ikiye
kırılarak iki şeker gibi gösterilmekte ve aynı fiyata satılmaktadır. Bardakların gittikçe
küçülmesi ve şekerin azaltılması karşısında halk durumdan şikayetini dile getirmiştir. Bu
sebeple kahvehanelerdeki kontroller artırılmıştır1013.
Bahsedilen dönemde, karaborsacılığın engellenmesi adına, yerel basının da çeşitli yazılar
vasıtasıyla mücadele çalışmalarına destek verdiği görülmektedir. Günlük gazetelerde,
şehirdeki esnafa ahlak yasasına uymak ve meslek yemini (ahilik yemini) çerçevesinde
hareket etme çağırısı1014 yapıldığını, bu sağlandığı taktirde fiyatların kendiliğinden
normal seviyelere ineceğini hatırlatan ve sağduyuya davet eden yazılar yayınlanmıştır.
4.2.2.1.6. Kumar
Kumar, kazanç ve kaybın şansa bağlı olduğu oyunların tamamını içeren ifadedir. Kumar
oynamak ve yer sağlamak suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda 1015 ahlaka aykırı
suçlar arasında yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu ilgili maddesinde görüleceği gibi,
kumar oynamak ve kumar oynamak için yer temin etmek fiillerini suç olarak kabul
etmiştir. Kumar'ın yasak edilmesi, toplumsal menfaatler içindir. Toplum bakımından da
ekonomik zarar doğurucu bir nitelik taşımaktadır. Sebep olduğu toplumsal zarar ve
tehlike ve aile birliğini ile ailenin ekonomik durumunu sarsması, toplumca ayıp sayılan
bir takım davranışlara yol açması, kumarın ceza kanunlarınca cezalandırılması sonucunu
doğurmuştur1016.
Adapazarı merkez mahallelerinde ve köylerinde yapılan aramalar ve baskınlar sonucunda
bir çok kahvehanede ve evde kumar oynatıldığı tespit edilmiştir. Özellikle 1950 ile 1954
yılları arasında bu kahvehanelerin sayısı oldukça fazladır. Emniyet teşkilatının başarılı
1013 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Şubat 1960, Sayı: 2577. 1014 Sakarya, 8 Eylül 1960, Sayı: 390. 1015 5237 Sayılı TCK’da, “Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama” kısmı, madde 228’de açıklandığı
şekliyle;
“1-Kumar oynanması için yer ve imkan sağlanan kişi, 1 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile
cezalandırılır. 2-Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı
oranında artırılır. 3-Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur. 4- Ceza kanunun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe
bağlı olduğu oyunlardır” 1016 Çetin Özek,“Türk Ceza Hukukunda Kumar Suçu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası,
29/2 (1963), s. 121.
310
çalışmaları ve bu konuya fazla mesai sarf etmeleri sonucunda, kumar oynatan
kahvehaneler kapatılmak yoluyla şehirdeki kumar vakaları da çok büyük oranda
azalmıştır. Öyle ki 1950’lerin ilk yıllarında hemen her ay bir kumar yuvası basılmakta
iken 1959-60 dönemine gelindiğinde nadir asayiş hadisesi haline gelmiştir.
1952 yılında, Hanaltında S.O.’ya ait bir kahvede kumar oynatıldığı ihbar edilmiş savcılık
emri ile kapatılmıştır. Yine, bir baskın sırasında Tozlu Hamam Caddesinde Ş.
Kıraathanesini çalıştıran K.C.’nin kumar oynattığı 5 şahıs suçüstü yakalanmıştır1017.
Kumar oynatmak için kendi evini hizmete açan ve her gün kadınlı erkekli gruplara kumar
oynatarak para kazanan Ş.Y. adındaki şahıs, gelen ihbarlar üzerine gece yapılan bir
baskınla 6 kişilik masada kumar oynanırken suçüstü yakalanmıştır. Evin aynı zamanda
randevu evi şeklinde kullanıldığı da tespit edilmiş, kaymakamlığa evin kapatılması için
başvuru yapılmıştır1018.
Karasu ilçesine bağlı Sinanoğlu köyünde oturan M.T.’nin evinde kumar oynatıldığı
yolunda yapılan ihbar üzerine, ani polis baskınında aynı köyden M.T., M.G., H.B.,
R.E.’nin kumar oynamakta oldukları görülmüş, zarlarla birlikte 82 liraya el koyularak
suçlular adalete sevk edilmiştir 1019.
1960 yılı itibariyle, Adapazarı’ndaki kahvehanelerin sayısında ciddi bir azalma
görülmüştür. Bunun temel sebebi, Sakarya askeri valisi Sedat Kirtetepe’nin direktifleri
ile emniyet teşkilatı tarafından yürütülen, kumar oynatan kahvehanelerin denetlenmesi ve
bunlarla mücadele edilmesi yönündeki çalışmalar olmuştur. Bu dönemde aynı amaçla,
şehir kulübü de sıkı bir denetim altında tutulmuştur1020. Kumar oynatamayan bazı
kahvehanelerin tamamen kapanma yolunu tercih ettikleri anlaşılmaktadır.
4.2.2.1.7. Kaçakçılık
Kaçakçılık terim olarak; “vergi vermeden, düzen kullanarak yasalarca alım satımı yasak
edilen nesneleri yurda sokma, yurttan çıkarma, gizlice alıp satma ve bundan bir kazanç
1017 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Mart 1952, Sayı: 82; 20 Aralık 1951, Sayı: 13. 1018 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak 1952, Sayı: 40. 1019 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Eylül 1960, Sayı: 2767. 1020 Sakarya, 16 Kasım 1960, Sayı: 447.
311
sağlama eylemidir”. 1021 Ayrıca, “yurda giriş veya çıkışı gümrüğe tabi bir eşyanın gümrük
işlemleri yapılmadan ülkeye sokulması veya ülkeden çıkarılmasıdır” 1022.
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu; kaçakçılığın önlenmesi, kaçakçılığın izlenmesi,
kaçakçılığın araştırılması, kaçakçılık faaliyetleri ve kaçakçılığın yaptırımına ilişkin
hükümler içermektedir. Kaçakçılık suçu ve bu suçun cezası, 5607 sayılı Kanunda yer
almakta olup, Kaçakçılık faaliyeti yürüten kişilere söz konusu kanun çerçevesinde
yaptırım uygulanmaktadır.
Şehirde faaliyet gösteren 1’i kadın, 5 kişilik bir otomobil kaçakçılık çetesi ele geçirilmiş.
Çiftçi Mallarını Koruma Heyeti’ne ait mührü kullanarak çalışan çete üyeleri, her mühür
karşılığında 600 lira aldıkları iddiasıyla adliyeye sevk edilmişlerdir1023.
Jandarma devriyesi ve inhisarlar takip memurlarının birlikte hareket ederek,
kahvehanelerin sık aralıklarla denetimini sağladıkları bilinmektedir. 1956 yılında
Tavuklar köyünde Kadirin kahvesinde yapılan kaçak tütün araması sırasında sahipleri
tespit edilemeyen ruhsatsız tabancalar da ele geçirilmiştir1024. Yine Pamukova
nahiyesinde bir tavuk hırsızı takip - edilirken, hırsız kıpti A.K.’nin evinde yapılan
aramada 8 adet kesilmiş tavuk ve horoz ile beraberinde 1,5 kg. kaçak tütün, 1 adet sahte
yapım legant tabancası ve mermileri ele geçirilmiştir1025.
İncelediğimiz dönemde, yurt genelinde olduğu gibi Sakarya için de, kahve temin etmek
büyük bir sıkıntı haline gelmiştir. Kahvenin kotalarla tevzi edilmesi ve çoğu zaman
ihtiyacı karşılayamaması sebebiyle, karaborsaya düşen en önemli gıda maddelerinden biri
olmuştur. Dönem basınında sıklıkla ildeki kahve azlığı ve temin etmedeki sıkıntılar dile
getirilmiştir. Kahvenin çeşitli yollarla kaçak olarak yurda sokulması, kahve kaçakçılığı
ile mücadeleyi de zorunlu kılmıştır. Bu konuda Sakarya genelinde yapılan denetimler ve
aramalar basına yansımıştır. 1957 yılında yapılan bir denetim sırasında, Emniyet
Kaçakçılık Bürosu memurları, güney sınırından ülkeye sokulan bir kamyon kahveyi
Gebze-İstanbul arasında yakalamışlardır. Bayram olması dolayısıyla, artan ihtiyacı fırsat
1021 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=176561.
(03.09.2017). 1022https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kacakcilik-sucu-ve-gumruk-kacakciligi-suclari-cezasi.html.
(Erişim Tarihi: 02.09.2017) 1023 Anadolu, 4 Ekim 1956, Sayı: 138. 1024 Yeni Ada Postası, 24 Ocak 1956, Sayı: 1133. 1025 Yeni Ada Postası, 4 Şubat 1956, Sayı: 1143.
312
bilen satıcılar, Suriye’den kaçak olarak getirdikleri kahveyi İstanbul’a sevk etmek üzere
kamyonla nakliye yaparken, Gebze yolu üzerinde yakalanmışlar ve polis tarafından
kahvelere el koyulmuştur1026.
Bu dönemde üretimi ve satışı belirli kotalara ve devlet iznine bağlı olan cam da hileli
satışlara konu olmuştur. Konak caddesinde camcılık yapan E.O. adındaki şahsın
dükkanında bulunan faturasız camları sattığı, yanında çalışan elemanı tarafından şikayet
edilmesi üzerine tespit edilmiş ve adalete sevk edilmiştir1027.
Kasım 1958’de yapılan denetimlerde, zabıta ve polis ekipleri tarafından 4 deste kaçak
iskambil kağıdı imha edilmiş1028, 16 kg. kaçak kesilmiş keçi eti yakalanmış ve 27 adet
kaçak inşaat mühürlenmiştir1029. Adapazarı Tuzla mahallesinde oturan T.T.’nun ülkeye
yasak olarak sokulan iskambil kağıdı sattığının ihbar edilmesi üzerine, Tekel Takip
Memurluğu tarafından gönderilen alıcı görünümlü şahsa, tanesi 10 liradan satış yaptığı
sırada suçüstü yakalanmıştır1030. 1960 yılı içerisinde kahvelerde yapılan aramalar
artırılmış, Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan baskınlarda çok miktarda değerli kaçak
kağıt da ele geçirilmiştir.
4.2.2.1.8. Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde Satışı
Uyuşturucu maddelerin kullanımı ve satışı hakkındaki ilgili hükümler ve yaptırımlar,
Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesi’nde belirtilmektedir.1031 Uyuşturucu maddelerin
kötüye kullanımı halk sağlığını tehdit eden ve başlangıcı çok eski tarihlere dayanan bir
suç unsurudur. Toplumun zamanla ekonomik ve sosyal yapısını da olumsuz yönde
1026 Yeni Ada Postası, 29 Nisan 1957, Sayı: 1523. 1027 Anadolu, 8 Şubat 1957, Sayı: 247. 1028 T.C 118 sayılı yasanın 3. Maddesince, Tekel yönetiminin izni olmadan oyun kağıdı imal ve ithal edenler
hakkında cezai işlem yapılmakta idi. Bu eylem “Toplu Tekel Suçu Kaçakçılığı” olarak geçmektedir. 1029 Demokrat Sakarya, 22 Kasım 1958, Sayı: 1364. 1030 Sakarya, 22 Kasım 1960, Sayı: 452; Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Kasım 1960, Sayı: 2815. 1031 TCK 188. Maddesinde; Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
“MADDE 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal
veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi
dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de
uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan
mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz
eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan
az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” ifadeleri
ile açıklanmaktadır (TCK 188. Madde, 1,2 ve 3. Fırkaları).
313
etkileyen bu durumla mücadele amacıyla hemen her dönemde çeşitli yaptırımlar
uygulanmış, ülkemizde de devlet tarafından bu maddelerin kullanılmasını ve dolaşımını
yasal amaçlarla sınırlandırmak bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır ve önleyici
çalışmalar yürütülmüştür.
Ele aldığımız 1950’li yıllarda, Sakarya’da uyuşturucu madde suçlarında öne çıkan
maddeler afyon, esrar, uyuşturucu yapımında kullanılan kendirdir.
1950-1954 yılları arasında, Adapazarı genelinde hemen her hafta bir uyuşturucu
imalathanesi basılmış, uyuşturucu madde pazarlayan çeşitli dükkan sahipleri ve
meskeninde uyuşturucu kullandıran kişiler ele geçirilmiştir. Bu dönemde özellikle
üzerinde durulan konuların başında uyuşturucu ile mücadele gelmektedir. Adapazarı’nın
emniyet teşkilatı yeterli personele ve teçhizata sahip olamamasına rağmen, başarılı
çalışmalar yürütmüş, çok sayıda kahvehane ve meskende ani baskınlar düzenleyerek
kontrol altına almıştır.
1952 yılından örnek verildiğinde, Kasım ayının 1 haftası içerisinde, 4 adet esrar
imalathanesi ve esrar satan dükkan tespit edilmiş ve işlem yapılmıştır. Aramalarda
genellikle, kahvehaneler, evlerin bodrum katları ve dükkanların belli kısımlarında çok
miktarda uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Zirai Donatım Fabrikası karşısında
kuruyemişçilik yapan A.K.’nin dükkanındaki aramada, 4 kişi esrar kullanırken ve
dükkanda vitrinde alenen satış yapılırken suçüstü yakalanmışlardır1032.
1955 yılı Aralık ayında, Sakarya emniyet teşkilatı, 1 ay devam eden sıkı bir takip
sonucunda bir esrar imalathanesini ortaya çıkarmıştır. Ani bir baskınla 25 kg. esrarla,
esrar imalatında kullanılan çeşitli aletler ele geçirilmiştir1033. Kendilerine alıcı süsü veren
emniyet mensupları, Akyazı yolu üzerinde satıcı ile buluşma ayarlamışlar zamanında
satıcının gelmemesi üzerine Akyazı’ya giderek burada takibe başlamışlardır. Akyazı’nın
İstanbul otelinde bir halıcı rolü oynayan polis memuru Ekrem Cengiz, M.A. adındaki
esrar satıcısının Patak köyünde oturduğunu bildiğinden kendisine İstanbul oteline gelmesi
için randevu vermiştir. M.A. 1 kg. esrarın karşılığı olarak 200 lirayı aldığında, Ekrem
Cengiz tarafından suçüstü yakalanmıştır. Soruşturma sonucunda, asıl imalathanenin
1032 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Mart 1952, Sayı: 84; 8 Kasım 1952; Sayı: 285. 1033 Hakikat, 9 Aralık 1955, Sayı: 553.
314
Yahyalar köyünde olduğu tespit edilmiş ve yapılan baskın sonucunda K. K. Adındaki
şahsın evinde, 25 kg. esrar ve samanlıkta esrar imalatında kullanılan aletler ele
geçirilmiştir. Suçlular adalete sevk edilmişlerdir. Bu olay, emniyet teşkilatının başarılı bir
operasyonu olarak basına yansımıştır.
Sakarya Emniyet teşkilatı, 1956 yılında yaptığı bir baskınla, Bolu sınırları içerisinde bir
afyon satıcısını 20 kg. afyon ile birlikte ele geçirmiştir. A.İ. isimli suçlu Gerede adliyesine
teslim edilmiş, gelişmeleri yakından takip eden Sakarya Valisi Nazım Üner, başta
emniyet amiri Ali İnal, komiser yardımcısı Vedat Yünel olmak üzere polis memurlarını
makamında tebrik etmiştir1034.
Cezaevindeki abisine bir kese kağıdı içinde biber ve domates getiren R.G., paketi
gardiyanlara teslim edip gittikten sonra yapılan kontrolde, biberlerden birinin içinden
2,75 gr. afyon bulunmuştur1035.
İstiklal mahallesinde oturan M.B.’nin evinde esrar bulundurduğu ihbarı üzerine yapılan
incelemede 80 gr. esrar bulunarak el koyulmuştur1036.
Yağcılar mahallesi, Güneşler köyünde oturan Z.S. adındaki kadın, karakola gelerek
gayrimeşru yaşadığı kocası, çalgıcılık yapan A. Ö’nün esrar içtiği ve sattığını ihbar
etmiştir. A.Ö’nün evinde yapılan aramada esrar bulunamamış fakat imalatında kullanılan
55 gr. kendir tohumu ve yaprakları ele geçirilmiştir. Zanlı yapılan sorgudan sonra serbest
bırakılmıştır1037.
4.2.2.2. Kişilere Karşı Olan Suçlar
Kişilere karşı işlenen suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda çeşitli kısımlara ayrılarak cezaları
tespit edilmiştir. Bu suçlar arasında Hayata Karşı Suçlar (TCK m.81-85), Vücut
Dokunulmazlığına Karşı Suçlar (TCK m.86-89), Şerefe Karşı Suçlar (TCK m.125-130)
ile Malvarlığına Karşı Suçlar (TCK m.141-160, 163, 167-169) yer almaktadır1038.
1034 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 1035 Anadolu, 17 Temmuz 1957, Sayı: 377. 1036 Anadolu, 5 Kasım 1957, Sayı: 472. 1037 Sakarya, 13 Kasım 1960, Sayı: 444. 1038 Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul: Beta Yayıncılık,
2007, s.3.
315
Cinayet, yaralama, tehdit, hakaret, ırza tasallut gibi suçları ve yaptırımlarını kapsayan
genel ifadedir. Alt başlıkları ise aşağıda belirtilen suçlardır.
4.2.2.2.1. Yaralama
Kişinin vücut dokunulmazlığını bozarak, fiziksel şiddet uygulama hadisesi olan yaralama
suçu, sonucu bakımından mağdurun hayatına kasta kadar gidebildiğinden, cezaya tabi
suçlar arasında cinayet suçuna en yakın suç olarak kabul edilir.
1955 yılı içerisinde çok sayıda yaralama hadisesi gerçekleşmiştir. Bu olaylarda kullanılan
suç aletleri genellikle, tabanca, av tüfeği gibi ateşli silahlar, kama, bıçak, balta gibi kesici
aletler ve kürek, odundur1039.
Arazi ihlali ve hayvan otlatma meseleleri köylerde meydana gelen kavgaların en yaygın
sebeplerinden biri olarak görülmektedir. Hacılar Köyünde çobanlık yapan M.D.’nin
sığırları mısır tarlasına sokma meselesinden çıkan kavgada, aynı köyden ziraat korucusu
Fehmi Balcı ve arkadaşı tarafından sopa ile dövülerek ağır şekilde yaralandığı
kaydedilmiştir1040.
Aile içinde yaşanan şiddet hadiselerine, bu dönemde Sakarya’da da sıklıkla
rastlanmaktadır. Genellikle karı-koca kavgaları şeklinde gerçekleşen olayların çoğunluğu
kadına yönelik şiddet hadiseleri olup, bunlara dair örnekler mevcuttur. Yahyalar
mahallesinde oturan P.C.’ye bir pantolon ütüleme meselesinden sinirlenen kocası Ş.C.,
başına kürekle vurarak ağır yaralamış ve firar etmiştir. Hakkında kovuşturma
başlatılmıştır1041. Geyve’de bir bayan öğretmen F.A., şiddetli geçimsizlik sebebiyle
kocasından ayrı yaşamaktayken, Geyve’ye tayin olmuştur. Geyve’ye gelerek barışma
teklifinde bulunan koca, öğretmen F.A. tarafından reddedilince, eşini bıçakla ağır şekilde
yaralamıştır. Zabıta olaya el koymuş suçlu yakalanmıştır1042.
Kadın tarafından erkeğe karşı işlenen yaralama suçuna örnek olarak, Akyazı’nın Yazılı
Gürgen köyünde oturan S. adında bir kadın, alacak meselesi yüzünden komşusu A.Ö.’yü
taş atarak ağır yaralamıştır. Başka bir vakada, adliye koridorunda boşanma davası
1039 Hakikat, 22 Aralık 1955, Sayı: 563. 1040 Anadolu, 20 Eylül 1956, Sayı: 126. 1041 Anadolu, 8 Mart 1957, Sayı: 271. 1042 Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Eylül 1960, Sayı: 2770.
316
görülürken karı koca arasında yaşanmıştır. Tartıştığı kocası H.A.’yı döven Ü.A. isimli
kadın, sorgusunun akabinde tevkif edilmiştir.1043
20 Temmuz 1960 tarihinde Sakarya genelinden 4 farklı yaralama vakası kaydedilmiştir.
Hendeğin Soğuksu köyünden Rauf Tabbu isimli şahıs, aynı köy sakinlerinden R.M.
tarafından tabanca ile vurulmuş, suçlu yakalanarak adalete sevk edilmiştir. Alifuatpaşa
istasyonunda Şakir Atmaca isimli şahsı S.A. adındaki şahıs bıçakla yaralamaktan göz
altına alınmış, yine aynı gün Yanık köyünden Mehmet Çeliği bıçakla yaralayan
Maşukiyeli H.Y. yakalanmış, Taraklı Nahiyesin’e bağlı Çay köyünde Aziz Baki’yi sopa
ile yaralayan S.K. haklarında takibata başlanmıştır1044.
Kasım 1960’da Karasu Kazasının Adatepe Köyünden 3 kişiyi tabanca ile ağır yaralayan
aynı köyden 4 kişi yakalanmıştır. Yine aynı dönemde, tarla meselesi yüzünden çıkan
kavgada Akyazı’nın Taşyatak köyünden 4 kişi birbirini sopa ile yaralamışlar, haklarında
tahkikat yapılarak yakalanmışlardır1045.
4.2.2.2.2. Cinayet
Cinayet, kısaca kasten adam öldürme eylemidir. Kişilere karşı suçlar arasında en ciddi
yaptırımı olan suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nda bir insanı kasten öldüren kişi “fail”
olarak tanımlanmaktadır. İncelediğimiz dönem olan 1950-1960 aralığında ülkemizde
idam uygulandığı için, kasıtlı öldürme fiilinin cezası ağır hapis ve idamla
sonuçlanabilmekte idi. Bu caydırıcı cezaya rağmen, döneme ait asayiş olayları arasında
çok sayıda cinayet hadisesi olduğu görülmektedir. Sakarya genelinde işlenen cinayetlere
somut örnekler vererek değerlendirme yapılacaktır.
1955 yılında meydana gelen bir cinayet hadisesi yerel basında yankı uyandırmış, polisin
sıkı takibine alınan cinayetin sebebi ve suçluları kısa zamanda emniyet teşkilatı tarafından
ortaya çıkarılmıştır. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir: Semerciler mahallesinde patlayan 3
el silah sesi üzerine emniyet mensupları bölgeye gelerek bir cesetle karşılaşmışlardır.
Cesette 4 bıçak yarası vardır ve cesedin Hanaltında kahvehane işleten B.T. adındaki gence
ait olduğu tespit edilir. Yapılan araştırmalardan sonra 23 yaşında R.H. isimli bir kadınla
1043 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim 1960, Sayı: 2776. 1044 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Temmuz 1960, Sayı: 2711. 1045 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Kasım 1960, Sayı: 2805.; 14 Kasım 1960, Sayı: 2811.
317
ilişkisi ortaya çıkarılır ve kadının ifadesine başvurularak cinayet çözülür. R.H. 4 seneden
beri, D.K. adında başka bir erkekle metres hayatı yaşadığını, fakat B.’ye olan ilgisi
anlaşılınca D.K.’nın kendisi üzerinden B.’ye tuzak kurarak randevu verdiğini, randevu
yerinde bekleyen B.’yi öldürdüğünü ifade eder. B. gece saatlerinde randevu mahalline
geldiğinde, biri silahlı diğeri bıçaklı olan iki şahıs karşısına çıkmıştır. Bıçakla 4 yerinden
yaralayan D.K.’nın öz oğlu 22 yaşındaki H.’dir. 3 el silah sıkan şahıs ise ateş eden fakat
ıskalayan, D.K’nın fabrikasında işçi 22 yaşındaki S.Ç.’dir. Suç delilleri ve 4 sanık ele
geçirilerek tevkif edilmişlerdir1046. Semerciler cinayetinin birkaç gün içerisinde
çözülmesi ve suçluların yakalanması, memnuniyet uyandırmıştır. Başta Emniyet Müdürü
Nazmi Sevin olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza Ünal, Merkez Komiser Yardımcısı
Halil Uysal ve İbrahim Doğruer, Polis memuru Ekrem Cengiz ve Adem Güngör’ün
çalışmaları taktirle karşılanmıştır1047.
Şehirde meydana gelen cinayetlerden biri de kardeşler arasında çıkan kavgada, 1956 yılı
Kasım ayında meydana gelmiştir. Beşköprü köyünden H.B. ve kardeşi A.Y. Papuççular
mahallesinde aralarında kavga ederken A., abisi B.’yi tabancayla kalbinden iki kurşunla
vurarak öldürmüştür. Firar eden katil, Emniyet Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere,
Emniyet Araştırma Ekibi, Mahalli Karakol Kumandanı desteği ile çeşitli yerlerde arama
başlatılarak, Beşköprü’de bir mandıra içinde saklanmış halde yakalanmıştır1048.
1960 yılında Akyazı kazasında bir günde iki silahlı olay yaşanmıştı. N.S. adındaki şahıs
gece evine giderken meçhul şahıslar tarafından vurularak öldürülmüş, aynı gün Akyazı
Tahirbey Köyü muhtarı Küçük Can, bir kız kaçırma meselesinden dolayı T. K. Adındaki
şahıs ile münakaşa ederken başka bir meçhul kişi tarafından vurulmuş, hastaneye
kaldırılmıştır1049. Karasu kazasının Dereçaylı köyünden 45 yaşındaki S.T.’yi, M.B. adlı
şahsın, yolda başına vurduğu tek sopa darbesi ile öldürdüğü belirlenmiş, katil tevkif
edilmiştir1050.
Yerel basını bir hafta meşgul eden bir olay da Akyazı’da Berber Cemal’in öldürülmesi
meselesi olmuştur. Konak Caddesinde berberlik yapan Celal, gece saatlerinde evine
1046 Hakikat, 13 Aralık 1955, Sayı: 555. 1047 Hakikat, 15 Aralık 1955, Sayı: 557. 1048 Anadolu, 25 Kasım 1956, Sayı: 183. 1049 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ocak 1960, Sayı: 2556. 1050 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ekim 1960, Sayı: 2782.
318
gitmekte iken, 3 kurşun ile öldürülmüş, faillerin bulunması için cinayet ile bizzat Emniyet
müdürü ilgilenmiş ve bazı şahıslar gözaltına alınmıştır. Daha sonra yapılan araştırma
sonucunda, Celal’i öldüren kişinin şüphelenilen kayınbiraderi K.K. olduğu anlaşılmış,
mahkemeye sevk edilmiştir. K.K. mahkemeye verdiği ifadede suçunu itiraf etmiş,
evindeki aramada ruhsatsız silahlar bulunan K.K’nin babası da tevkif edilmiştir1051.
Mahkeme koridorunda yaşanan cinayet hadisesi işe şöyle olmuştur: Akyazı’nın Gürlek
köyünden T.C.’nin evini ve kendisini yakarak öldüren F.Ş., sorgu hakimliği huzuruna
çıkarmak için 1 onbaşı ve 2 er kolluğunda hakim odası önüne getirildiği sırada, Delikız
mahallesinden İ.Ç. tarafından 9mm. çaplı tabanca ile F.Ş’ye 4 el ateş ederek öldürmüştür.
Suçlu suç aletiyle adalete sevk edilmiştir.
4.2.2.2.3. İntihar
İntihar, kişinin kendi canına kastettiği ve sonucu ölümle biten girişimlerin genel adıdır.
Türkiye’de intihar suç olarak kabul edilmemekle birlikte, intihara azmettirme ve sebep
olma suçtur1052.
Çeşitli ekonomik sıkıntılar, aile içi sebepler ve psikolojik bunalımlar intiharların altında
yatan sebeplerdir. Ele aldığımız dönemde Sakarya dahilinde çeşitli intihar ve intihara
teşebbüs vakaları basına yansımıştır.
Yenicami Mahallesinden H. İsmindeki bir kadın Sakarya köprüsünden kendisini suya
atmış iken, köprüde görevli olan iki orman memuru tarafından kurtarılıp tedavi ve
inceleme için adli makamlara sevk edilmiştir1053.
Karasu Kocaali nahiyesinin Kocapelit köyünden 1940 doğumlu N.K., aynı köyde oturan
A.Y.’nin kendisine sarkıntılık etmesinden etkilenerek iple kendisini astığı sırada kardeşi
tarafından görülerek kurtarılmıştır. Hakkında evrak oluşturulup incelemeye alınmıştır1054.
Kocası olan, Belediye tahsildarlarından M.S. tarafından ağır ithamlara maruz kalan 23
yaşındaki C.S, bundan etkilenerek pire tozu içerek intihara teşebbüs etmiş ancak
1051 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Ocak 1960, Sayı: 2566; 28 Ocak 1960, Sayı: 2569. 1052TCK. Madde 84 – “(1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını
kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.” 1053 Anadolu, 4 Şubat 1957, Sayı: 243. 1054 Anadolu, 2 Nisan 1957, Sayı: 292.
319
zamanında haberdar olunması dolayısıyla hastaneye kaldırılarak olay incelemeye
alınmıştır1055.
Semerciler mahallesi Saraçlar sokakta oturan 4 çocuklu bir kadın kocası ile yaşadığı
tartışmadan sonraki gün kendisini evinin tavanına asmış, bahçede oynayan 5 yaşlarındaki
çocuklardan birinin eve camdan bakarken annesinin asılmış olduğunu görerek komşulara
haber vermesi üzerine, eve giren komşular ipi kesmiş, henüz ölmeyen anne hastaneye
kaldırılmıştır. Sağlığının düzeldiği, konuşmaya başladığı belirtilmiştir1056.
4.2.2.2.4. Kız Kaçırma
Kız ve erkek kaçırma ifadesi ile TCK’da bu eylem, genel ahlaka ve aileye yönelik suçlar
kapsamında yer almaktadır1057. Geçmişten günümüze toplumumuzda geleneksel bir hal
almış olan kız kaçırma hadisesi, evlilik amacına yönelik ve rızaya dayalı olabileceği gibi
zorla namusa yönelik bir girişim olarak da meydana gelmektedir. Özellikle 1950’lerin
başlarında ve son yarısında, Sakarya’da çok sayıda kaçırma hadisesi gerçekleşmiştir.
Bunların bir kısmı iki tarafın da rızası dahilinde olmakla birlikte zorla kaçırmalarda cezai
yaptırımlar uygulanmıştır.
Evlilik istekleri kabul görmeyen ve aile onayı alamadıkları için kaçmaya başvuran çok
sayıda kız olduğu görülmektedir. Bunlardan bir kısmı yaşları reşit olmadığından
ailelerine teslim edilmiş, bir kısmı ise kaçtıkları kişi ile evlenmişlerdir. Gönüllü olarak
sevdiği A.’ya kaçan 15 yaşındaki N., düğünlerini yapmak üzere iken yakalanmış ve
ailesine teslim edilmişse de daha sonra tekrar aynı kişiye kaçmıştır1058. Özellikle yaz
aylarında artan kız kaçırma girişimlerinin sebeplerinden biri de ekonomik sıkıntılar
sebebiyle düğün yapma imkanı bulamayan kişilerin, bazen rızayla kaçma ve anlaşmalı
kaçırma eyleminde bulunmalarıdır. Bu amaçla, Akyazı’nın Çınarlık köyünden H.K.,
kendi köyünden K.Y.’yi ve Mithatpaşa mahallesinde oturan R.K. ise, kendi
mahallesinden H.S.’yi anlaşmalı kaçırarak düğün yapmadan evlenmişlerdir1059.
1055 Anadolu, 19 Nisan 1957, Sayı: 307. 1056 Demokrat Sakarya, 10 Mayıs 1958, Sayı: 1199. 1057 TCK'nın “Adabı Umumiye ve Nizamı Aile Aleyhinde Cürümler” başlıklı sekizinci babının, 2. faslı,
“kız ve kadın ve erkek kaçırmak” fiillerini düzenler. Kanuna göre mağdurun yaşı ile reşit olup olmamasına
bakılarak suçlar düzenlenmiştir. 1058 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ekim 1952, Sayı: 262. 1059 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Ağustos 1960, Sayı: 2734.
320
Zorla kaçırma eylemlerinde, cezai yaptırımlar daha sert uygulanmakta idi. Çok sayıda
kaçırma vak’ası gerçekleşmiştir. Örnekleyecek olursak; Çeşme meydanında demircilik
ve marangozluk yapan M. İ. adındaki evli ve çocuk sahibi 30 yaşlarında bir şahıs, 18
yaşında M.A. adında bir kızı kaçırmış, yapılan araştırma sonucunda her ikisi de ele
geçirilmişlerdir.1060
1957 yılında Söğütlü kasabasında kız kaçırmalar artmıştı. Mağara köyünden V.A.
Beykışla köyünden V.G. tarafından zorla kaçırılmış, yine Söğütlü’nün Camicedid
mahallesinden N.Ç. aynı mahalleden A.Y. tarafından kaçırılmış, her iki olayın suçluları
da ele geçirilmiştir1061.
İhsaniye Köyünden M.A., tarlada çapa yaparken aynı köyden K. Ve Ş. İsimli iki şahıs
tarafından kaçırılmış ve suçlular Teberik köyünde yakalanmıştır1062.
Esefle kınanan bir kız kaçırma olayı da Kazımpaşa nahiyesine bağlı Maşalı köyünde evli
ve 4 çocuklu bir imam tarafından gerçekleştirilmişti. Meşeli köyünün imamlığını yapan
F.D., aynı köyde yaşayan kendi kızlarından daha küçük 14 yaşındaki E.K. adındaki kıza
göz koymuş ve kaçırmıştır. Ailesinin emniyete başvurmasından sonra aradan aylar
geçmesine rağmen kızın akıbeti öğrenilememişti. Olayın sorumlusu imama ve kaçırılan
kıza ulaşılamaması halk arasında endişe uyandırmış, uzun bir süre basında gündeme
gelmiştir1063.
1960 yılı başlarında, Sakarya içinde asayişi bozucu hareketler ve özellikle kız kaçırma
olaylarının arttığını basına yansıyan haberlerden anlamaktayız. Yenicami semtinde ana
cadde üzerinde dahi, akşam saatlerinde havanın kararması ile kadınlara karşı tehlikeli bir
ortam oluştuğu, bu semtle ilgilenen Aziziye Polis Karakolu’na büyük görev düştüğü
görülmektedir. Yenicami semtinde bir haftada 2 kız kaçırma olayının gerçekleşmesi,
şehirde bir şebeke ihtimalini akla getirmiştir1064. Bakkala gitmek üzere evinden çıkan 16
yaşında N. isimli bir kız imdat çığlıkları içerisinde kaçırılmış, bu kaçırılma vilayet basın
bültenlerinde bildirildiği halde, olayın takipçisi olan Aziziye Polis karakoluna durum
basın tarafından telefonla sorulduğunda, “Asayiş berkemal. Böyle bir hadise olmamıştır”
1060 Hakikat, 9 Aralık 1955, Sayı: 553. 1061 Anadolu, 8 Şubat 1957, Sayı: 247. 1062 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1959, Sayı: 2412. 1063 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528. 1064 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak 1960, Sayı: 2564.
321
şeklinde beyanda bulunulması eleştiri almış ve emniyet müdürlüğünün dikkati
çekilmiştir1065. Merkez kazaya bağlı Değirmencik köyünden R.B.’yı aynı köyden İ.Ç. ve
arkadaşı K.T.’nin zorla kaçırdığı ihbar edilmiş ve iki suçlunun yakalanması için emniyet
takibat başlatmıştır1066.
Kız kaçırma hadiselerindeki artışı somut şekilde ortaya koyması adına, 1/3 Ağustos 1960
tarihlerinde 2 gün yani 48 saat içerisinde Akyazı’nın köyleri ve Serdivan köyünde zorla
3 kızın kaçırıldığı ihbar edilmiştir1067. 16/18 Ağustos 1960 tarihleri arasında yine 48 saat
içerisinde, Kayalar, Koyunağılı köyleri ve Karasu kazasından 3 kız kaçırma vakası
gerçekleştiği kaydedilmiştir.1068 1/2 Kasım 1960 tarihinde 48 saat içerisinde iki kız
kaçırma vakası olmuş, Pamukova ve Merkez Kemaliye köyünden kaçırılan E.Ö. ile H.Y.
kendilerini zorla kaçıranların ellerinden kurtarılarak, suçlular ele geçirilmiştir1069.
4.2.2.2.5. Müessif Olaylar
Terim olarak müessif olay olarak kastedilen fiiller, kavgalardır. Sakarya’da çeşitli
sebeplerle çıkan ve basına yansıyan toplu kavgalara ve karşılıklı darp hadiselerine
örnekler verilmiştir.
1950’lerin başlarında özellikle hemen her gün basına yansıyan asayiş hadiseleri arasında
kavgalar yer almaktadır. Bunlar genellikle mahalle aralarında mahalle sakinlerinin
gerçekleştirdiği kavgalar olup, çocuk meselelerinden çıkan veya karı koca kavgalarının
büyümesi ile oluşan hadiselerdir, birçoğu da kadın kavgalarıdır1070.
Arazileri birbirine yakın olan köylerde sınır kavgaları, çok sayıda arazi anlaşmazlığından
doğan yaralamalı kavgalar yaşanmıştır. Örneğin, Adapazarı’nın Söğütlü bucağının
Yeniköünden M.T. ve L.T ile, komşu Akçukur köyünden Y.U, Ş.K., S.B., M.D. isimli
şahıslar arasında yaşanan kavgada, adı geçen 7 kişilik grubun tamamı hastaneye
kaldırılmıştır. Yine, Arifiye doğumlu Davut Orbay’la oğlu Yusuf Orbay arasında bir arazi
1065 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ocak 1960, Sayı: 2556. 1066 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1960, Sayı: 2681. 1067 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Ağustos 1960, Sayı: 2723. 1068 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Ağustos 1960, Sayı: 2736. 1069 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Kasım 1960, Sayı: 2800. 1070 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Aralık 1951, Sayı: 4; 28 Nisan 1952, Sayı: 124.
322
meselesi sebebiyle kavga çıkmış, İ. R ve arkadaşı Y.’nin olaya dahil olmasıyla, baba-
oğulun başlarından sopa ile ağır şekilde yaralanmasıyla sonuçlanmıştır1071.
Sakarya’da, toplu kavgalara verilebilecek bir örnek de, 1959 Haziranında Spor ve Sergi
Sarayında düzenlenen Bahar ve Çiçek Bayramındaki büyük kavgadır. Burada yer alan
penaltı pavyonlarından birinde çıkan kavgada 42 kişi birbirine girmiş ve 3 kişi ağır
yaralanmıştır. Necati Akpınar’a ait pavyona gelen 30 civarında genç penaltı atmak için
kendilerine verilen topu kusurlu bularak sahibiyle tartışmaya girmişler, içlerinde
Feriköylülerden oyuncular olduğu belirtilen gençlerden biri, topu yüzüne fırlatınca
yanında çalışan işçilerin de kavgaya girmesi ile 30 genç ve 12 penaltıcı arasında tekme
yumruk ve sopalarla kavga çıkmıştır. Güçlükle bastırılan kavga sonunda Necati Akpınar,
Muharrem Koçoğlu ve Çetin Yılmaz isimli 3 kişi çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.
Olaydan sonra kaçan 30 genç takip edilerek haklarında soruşturma başlatılmıştır. 1072 Spor
müsabakaları ve özellikle Kocaeli-Adapazarı lig maçları toplu kavgaların bir diğer
mekanı olmuştur. Adapazarı ve İzmit stadyumlarında silahlı izleyicilerin karıştığı
yaralamalı kavgalar meydana gelmiştir. 1952 yılında yapılan Adagençlik ve Yıldırım
Spor maçında yaşanan olaylar buna bir örnektir1073.
Düğünlerde yaşanan akrabalar arasındaki kavgalar da yaz aylarında sıklıkla rastlanan
hadiselerdendir. Köylerde yapılan düğünlerde silah atma ve benzeri hareketlerden doğan
kavgalara jandarma müdahale etmekteydi. Bu düğünlerde ruhsatsız silahlar da ele
geçirilerek cezai işlemler yapılmaktaydı. Sakarya Öğretmenler Derneği’nde kapalı alanda
yapılan bir düğünde de buna benzer davranışlar sergilenmiştir. S.G. adındaki şahıs havaya
ateş açarak davetlileri korkutmuş tartışmalar yaşandığı sırada ruhsatsız tabancası ile
yakalanarak adalete teslim edilmiştir1074.
Tuna Gazinosu, bu dönemde eğlence mekanı olarak bazı kavgaların yaşandığı bir
işletmedir. 1950’lerden itibaren alkollü veya silahlı müşterilerin taşkınlıkları nedeniyle
sözlü sataşmalardan çıkan çeşitli vukuatlar meydana gelmiştir. Bazen de kabarık gelen
1071 Anadolu, 5 Nisan 1957, Sayı: 295; Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ocak 1952, Sayı: 38. 1072 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Haziran 1959, Sayı: 2387. 1073 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ocak 1952, Sayı: 45. 1074 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488.
323
hesabı kendi aralarında paylaşamayan müşteriler arasında kavga çıkmış, yaralananlar
olmuştur1075.
4.2.2.2.6. Ahlaka Mugayir Suçlar: Fuhuş, Tecavüz, Sarkıntılık
Toplumun genel ahlak kurallarına ve yapısına uymayan davranışlar ile buna yönelik her
türlü girişimi kapsayan eylemler olarak tanımlanan bu başlıktaki suçlar, genel asayişi ve
huzuru bozan hadiseler olduğundan, cezai yaptırımları da buna göre düzenlenmiştir.
Fuhuş yapmak ve yaptırmak, zina suçu, taciz-tecavüz, ırza tasallut, aile içi çarpık ilişkiler
yani ensest ve sözlü ya da fiziksel sarkıntılık suçları, röntgencilik bunlara örnektir. Devrin
basınına yansıyan haberler incelendiğinde, Sakarya genelinde polis ve emniyet güçleri
tarafından bu başlıktaki suçlardan pek çok kişiye cezai işlem yapıldığı ve savcılığa sevk
edildiği görülmektedir.
Randevu evlerinin tespit edilmesi ve kontrolü için çalışmalar yapılmıştır. Yağcılar
mahallesinde dul V.’nin evinde fuhuş yaptırdığının ihbar edilmesi üzerine, arama kararı
alınarak yapılan ani polis kontrolünde, Derinceli olup bu evde misafir bulunan 35 yaşında
ve evli F. ile Tuzla mahallesinden 18 yaşında N. adındaki kadınlara ücret karşılığında
fuhuş yaptırdığı tespit edilmiştir1076. Papuççular Mahallesi’nde oturan M.’nin evinde
bulunan 2 kadına fuhuş yaptırdığının ihbar edilmesi üzerine yapılan polis baskınında, 24
yaşında F. Ve 18 yaşında N. iki erkekle birlikte uygunsuz şekilde yakalanmışlar ve 3
suçlu haklarında tutulan zabıtla adalete sevk edilmişlerdir1077. Yapılan takibat sonucunda
iki kadın pazarlayıcısı yakalanmıştır. İstiklal mahallesinde oturan 50 yaşındaki Ş.B.
adındaki kadının, yanında yaşayan 16 yaşındaki kızı R.B.’ye ve F.D. adındaki 43
yaşındaki Küçükyalılı bir kadının da 17 yaşındaki S.A. adlı reşit olmayan kadınlara fuhuş
yaptırmak üzere pazarladığı ihbar edilmiş, iki suçlu yakalanarak savcılığa
gönderilmiştir1078.
8 yaşındaki erkek çocuğu İ’yi kuş avlamak bahanesi ile şehir dışına götürerek tecavüzde
bulunduğunun şikayet edilmesi üzerine, 14 yaşındaki G. İsmindeki suçlu yakalanmış ve
adalete teslim edilmiştir1079. Sapanca’da Camicedit mahallesinde bir gazoz hanede, F.
1075 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1960, Sayı: 2646. 1076 Anadolu, 5 Şubat 1957, Sayı: 244. 1077 Anadolu, 22 Eylül 1956, Sayı: 128. 1078 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Eylül 1960, Sayı: 2764. 1079 Anadolu, 9 Şubat 1957, Sayı: 248.
324
İsimli kıza gazoz içerken burada çalışan M. tarafından tecavüz edildiği ihbar edilmiş,
kaçan firari yakalanmıştır1080.
Çark caddesinde oturan evli K.E.’ye sarkıntılık ve hakaret ettiği şikayet edilen Nafıa
Sürveyanlarından R.B. hakkında işlem yapılmıştır1081. Akşam saatlerinde Tepekum
mahallesinden S.Y., komşusundan evine dönmekteyken, alkol almış olan ve İzmit Cedid
caddesinde meyve satan M.M. tarafından takip edilerek yolu kesilmiş, elinden tutulmak
suretiyle sarkıntılığa uğramıştır. Suçlu yakalanmış ve adalete teslim edilmiştir1082.
Sokaklar dışında evlerde de sarkıntılık hadiseleri yaşanması şehir halkını endişeye sevk
etmiştir. Adapazarı Yazlık sokakta oturan N., aynı evde oturan R.’nin mutfak
penceresinden sarkıntılık amacıyla girmiş, tabanca ile tehdit etmiştir. R.’nin çığlık atması
üzerine aynı evde oturan C.M. olaya müdahale etmiştir. Suçlu N., üzerinde bulunan 6’lı
toplu tabanca ile birlikte yakalanmıştır1083. Yine ev içinde yaşanan bir sarkıntılık hadisesi
Sapanca Rüstempaşa mahallesinde gerçekleşmiştir. 26 yaşında dul E. adındaki kadının
evine bir şahsın girdiğinin görülüp şikayet edilmesi üzerine, yapılan incelemede suçlunun
Çayiçi mahallesinden M. olduğu tespit edilmiş yakalanarak adalete teslim edilmiştir1084.
Özellikle yaz aylarında pencerelerini açık bırakan evlerin bu tarz girişimlere müsait
olduğu anlaşılmaktadır.
Şehirdeki park ve bahçelerde ahlaka mugayir hareketlere meydan verilmemesi için çeşitli
önleyici tedbirler alındığını öğrenmekteyiz. Kömürpazarı parkında çamların ve
çalılıkların alt kısımlarının budanması yoluyla bu konuda önlem alınmaya çalışılmıştır.
Diğer pek çok parkta da tedbirler alınarak sık sık zabıta tarafından ani kontroller
düzenlenmiştir1085.
Hendek kazasının Çarığı Kuru köyünden A.T., aynı köyde yoldan geçen H.T.’ye
saldırmış ve evine götürerek tecavüz etmiştir. Suçlu yakalanmıştır1086. Bir başka ırza
geçme hadisesi, Akyazı kazasının Karapürçek nahiyesinde gerçekleşmiştir. 16 yaşlarında
E.K. annesi ile uyumakta iken aynı köyden C.Y. tarafından kaçırılmış ve evine
1080 Anadolu, 16 Ekim 1956, Sayı: 148. 1081 Anadolu, 8 Mart 1957, Sayı: 271. 1082 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1960, Sayı: 2681. 1083 Demokrat Sakarya, 10 Temmuz 1958, Sayı: 1248. 1084 Anadolu, 11 Mayıs 1957, Sayı: 323. 1085 Demokrat Sakarya, 2 Kasım 1958, Sayı: 1347. 1086 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1959, Sayı: 2412.
325
götürülerek tecavüze yeltendiği sırada imdat çağrısı ile komşular tarafından suçlu C.Y.
yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edilmiştir1087.
Akyazı’nın Şerefiye köyünden A. Eşi S., hayvan otlatırken gezici bir çingene olduğu
belirlenen şahıs tarafından tecavüze uğramıştır. Çingene hakkında zorla ırza geçmekten
kanuni takibat başlatılmıştır1088.
Okul çıkışlarında öğrencilere sarkıntılık etme, sözlü ya da fiziksel yolla tacizde bulunma
hadiselerinin önüne geçilmesi için bazı önlemler alındığı anlaşılmaktadır. Bu tarz olaylar
okul aile birlikleri tarafından veli toplantılarında şikayetle dile getirilmiştir. Özellikle lise
önlerinde bazı öğrencilere sarkıntılık edilmesi karşısında, emniyet teşkilatı sivil polisler
ile devriye gezerek güvenliği sağlamaya çalışmışlardır1089.
Röntgencilik de bu kapsama dahil olan suçlardan biri olarak, bir evi gözleyerek mesken
mahremiyetini ihlal etme şeklinde tanımlanmaktadır. Arifiye’deki askeri birlikte görevli
Astsubay H.K. hakkında, Orta mahallede bir evi gözlediği ve röntgencilik yaptığı
iddiasıyla şikayette bulunulmuştu1090.
Zinanın suç olduğu bu dönemde, İstiklal mahallesinden şoförlük yapan evli bir şahıs,
Sakarya mahallesinden H.A adlı bir kadınla bahçede uygunsuz şekilde yakalanmışlar ve
yargılanmışlardır1091.
Kız kaçırma ve tecavüz vakaları hemen her gün yerel basına yansıyan haberler
arasındadır. Özellikle 1954-1960 yıllarında asayiş alanında en öne çıkan suç grubunu
oluşturdukları anlaşılmaktadır. Ekim 1960’da Adapazarı merkez kazasının Kemaliye
köyünde N.Y. adlı kız mısır tarlasına giderken M.İ. ve arkadaşları tarafından zorla
kaçırılmış, aynı gün Şeker mahallesinde oturan 16 yaşındaki S.A. da, 20 yaşındaki H.G.
tarafından kaçırılmıştır. Karasu kazasının Limandere köyünden H.Ş. adlı kadın, aynı
köyden H.C. tarafından kaçırılarak orman içinde zorla ırzına geçilmiş, üç olaydaki
suçluların tamamı yakalanmıştır1092.
1087 Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Ağustos 1959, Sayı: 2438. 1088 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488. 1089 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Aralık 1959, Sayı: 2537. 1090 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Eylül 1960, Sayı: 2753. 1091 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Eylül 1960, Sayı: 2768. 1092 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Ekim 1960, Sayı: 2794.
326
Toplumumuzda her dönem esefle kınanan ve hiçbir ahlaki değere sığmayan aile içi çarpık
ilişkiler yani ensest hadiseleri çok istisna da olsa bu dönemde asayiş vakaları arasında yer
almıştır. Bu konuya dair Sakarya halkını derinden yaralayan bir örnek sunacağız. İhbar
üzerine, Karaosman mahallesinden M.Y.’nin, abisinden hamile kalarak doğurduğu
çocuğunu 1,5 ay sonra yastıkla boğarak tuvalet çukuruna attığı ve annesi M. ve ablası
H.’nin de katıldığı bu cinayeti işlediği yapılan incelemeler sonrasında tespit edilmiştir.
Bebeğin kafası beyaz bir gömlek parçasına sarılı olarak tuvaletten çıkarılmış, katil M.Y.
tevkif edilmiştir1093.
4.2.2.2.7. Polis ve Jandarmaya Mukavemet
Mukavemet suçu1094, “görevini yaptırmamak için direnme suçu” olarak tanımlanan bir
suçtur. Kamu görevlisine (memur, polis, zabıta, bekçi, korucu, avukat, hakim, belediye
başkanı gibi) karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit
kullanılması ile meydana gelir ve mağduru tüm kamu görevlileridir.
Yahyalar mahallesinden 30 yaşındaki V.P. adındaki kadın, bir meseleden dolayı Asliye
Ceza mahkemesinde şahit olarak dinlenen polis memuru Hüseyin Bıçkın’a; “sen benden
daha önce rüşvet olarak altın bilezik istedin vermedim, bu yüzden aleyhimde şahitlik
yapıyorsun” şeklinde bir suç isnadında bulunmuş, kanıtı olmadığından iftira ve aleyhte
konuşma kapsamında adalete teslim edilmiştir1095.
Mithatpaşa istasyonu önünde görevli polis memuru Hüseyin Bıçkın’ın demiryolu
arasında bulunan hastane hademelerinden N.K. adlı bayana, ismiyle seslenerek
demiryolundan çekilmesini söylemiş, bu duruma sinirlenen kadın, “Sen benim adımı
nereden biliyorsun?” dedikten sonra hakarette bulunup polis memuru Bıçkın’a tokat
attığı öğrenilmiştir. Her iki şahıs da birbirlerinden şikayetçi olmuşlardır1096.
Gece bekçileri, orman bekçileri ve köy korucularının da görevleri esnasında mukavemete
ve sözlü ve fiziksel hakarete uğradıkları görülmüştür. Genellikle gece saatlerinde zor
şartlar altında görev yapan bu emniyet memurlarının, fedakar çalışmaları dikkat
1093 Anadolu, 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 1094 TCK’nın 265. Maddesinde açıklandığı şekliyle, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/gorevi-
yaptirmamak-icin-direnme-sucu-cezasi.html (Erişim Tarihi: 10.11.2017). 1095 Yeni Ada Postası, 13 Aralık 1955, Sayı: 1097; Hakikat, 11 Aralık 1955, Sayı: 554. 1096 Hakikat, 25 Ocak 1956, Sayı: 592.
327
çekmiştir. Karaosman mahallesinden B.S., sarhoş haldeyken Gümrükönünde Ö.İ.
adındaki bir kıza sarkıntılık etmeye çalıştığı sırada olaya müdahale etmek isteyen gece
bekçisi Süleyman Gökdemir’i dövdüğü iddiasıyla yakalanmış, yine Hendek
Punamartinler köyü orman bekçisi, izinsiz odun kesen aynı köyden H.Y.’ı ihtar ettiği
sırada, şahsın tırpanla bekçiye vurduğu ve kolundan bıçakla ağır yaraladığı belirtilmiş,
bekçi tedaviye alınırken suçlu yakalanmıştır1097.
1952 yılında orman kaçakçılarının en büyük vukuatlarından biri gerçekleşmiş ve Orman
Müdür yardımcısı görevini yapmaktayken rehin alınmıştır. Denetim sırasında bir
kamyonu kereste yüklü şekilde gören müdür yardımcısı ve ekibindeki 5 memur arkadaşı
durumu inceleyerek cezai işlem yaparlarken, bir ara suçlularla yalnız kaldığında bıçakla
tehdit edilerek otomobile bindirilmiş ve rehin alınmıştır. Suçlular kaçarak izlerini
kaybettirmişlerdir1098.
Erenler köyünden M.S. ormandan kaçak kereste getirirken kendisini gören Orman bakım
memuru Hikmet Çolak, keresteleri almak isteyince çıkan kavgada memura mukavemet
gösteren şahıs, ayağından tabanca ile hafifçe yaralanarak etkisiz hale getirilmiştir1099.
Papuççular mahallesinde oturan R.K., İstasyon caddesinde sarhoş olarak rezalet çıkardığı
sırada olaya müdahale eden görevli polis memurunun yakasına yapışarak fiili
mukavemette bulunmuştur. Çok sarhoş halde karakola götürülen şahıs hakkında polise
mukavemet ve sarhoşluk rezaletinden evrak düzenlenmiştir1100.
Adliye koridorunda tabanca ile öldürmeye teşebbüs girişimi yaşandığı sırada A.B.’ yi
jandarma elinden zorla almak isteyen ve jandarma eri Enver Altunay’a yumruk atan 30
yaşındaki H.B. yakalanarak jandarmayı darp suçundan adalete sevk edilmiştir1101.
Sarhoşken rezalet çıkardığı için karakola getirilen N.C., Karaağaç karakolunda görevli
polis memuruna küfür ve hakaret ederek, “bana ceza vermeyen hükümetin…” ifadesiyle
devlete ve memurunun manevi şahsına hakaret suçundan işlem yapılmıştır1102.
1097 Anadolu, 5 Ocak 1956, Sayı: 218; 6 Şubat 1957, Sayı: 245. 1098 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ağustos 1952, Sayı: 218. 1099 Anadolu, 17 Mayıs 1957, Sayı: 328. 1100 Anadolu, 11 Mayıs 1957, Sayı: 323. 1101 Anadolu, 30 Mayıs 1957, Sayı: 339. 1102 Anadolu, 18 Nisan 1958, Sayı: 613.
328
Çukurahmediye mahallesinden Ö. C. adındaki şahıs, aldığı alkolün etkisiyle halkı rahatsız
etmeye başlamış, bunu gören polis memuru Şerafettin Atagören müdahale ederek
karakola götürmek istediği sırada memura direniş göstererek hakaret etmiştir. Suçlu
yakalanarak hakkında takibat yapılması için savcılığa teslim edilmiştir1103.
İnzibatlara mukavemet eden bir şoför ve muavini askeri mahkemeye sevk edilerek, askeri
cezaevine gönderildi. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir. İki bahriye eri kıtalarından firar
etmişler, izin kağıdı soran inzibatlara karşı gelerek, o sırada kalkan 29075 plakalı otobüse
binerek kaçmaya çalışmışlardır. Şoför muavini peşlerinden otobüse binmek isteyen
inzibatları otobüse almak istememiş, Soğanpazarı’nda otobüs duraksadığında merkez
kumandanlığına telefon ederek olay haber verilmiştir. Astsubay Saadettin Düzgün kendi
arabası ile Etibank civarında malum otobüse yetişmiş ve 2 firari bahriye eri yakalanmış
ve şoför muavini K.A.’ya inzibatlara karşı gelmekten askeri Yargıtay’ca tevkif kararı
çıkarılarak cezaevine gönderilmiştir1104.
Trafik memurları da rutin kontrolleri sırasında hakarete ve mukavemete uğrayan
gruplardandır. Semerciler mahallesinde S.K. isminde bir şahıs Yenicami meydanında
görev yapan trafik memuru Necati Yılmaz’ı tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına
alınmıştır1105.
Jandarma ile köylüler arasında yaşanan silahlı çarpışma hadisesi de Karasu ilçesinin
Lahana Köyü yakınlarında Beyler Köyünde gerçekleşmiştir. 4 jandarma ile köy halkı
arasında uzun süren silahlı çatışmada 4 kişi ağır yaralanmıştı. Olayın sebebi şu şekilde
açıklanmakta idi: Savcılık emri ile bir yakalama görevine giderken köydeki kahveye
dinlenmek üzere giren jandarmalar, silah araması yapılacağını sanan köylülerden bir grup
tarafından ışıkların söndürülmesi ve havaya ateş edilmesi ile mukavemetle
karşılaşmışlardır. Yaralıların yakınlarının ifadesi alınmış, olay hakkında işlem
başlatılmıştır1106.
1103 Demokrat Sakarya, 9 Ağustos 1958, Sayı: 1274. 1104 Demokrat Sakarya, 19 Eylül 1958, Sayı: 1309. 1105 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Eylül 1960, Sayı: 2754. 1106 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Aralık 1960, Sayı: 2839.
329
4.2.3. Adapazarı-Sakarya’daki Suç Oranları (İstatistiki Veriler)
Yeni teşekkül eden Sakarya ilinin, nüfusu hızla artmakta iken, asayişi sağlamak ve suçları
önlemek amacıyla şehir emniyetine düşen görev de o oranda yoğunlaşmıştır. 1955 senesi
içinde emniyet kadrosuna tahsis edilen motorlu araçlar ve personelin azlığına rağmen
görevli er, astsubay ve subayların desteği ve fedakarca çalışması sayesinde, meydana
gelen suç olaylarının failleri ya hemen olay anında ya da kısa süre zarfında ele geçirilerek,
işlem yapılmış, çok azı bir süre takipte kalmıştır.
Suç istatistik raporları her ay düzenli olarak Valiliğe rapor edilmekle birlikte, bu bilgileri
kamuyla paylaşma kararı yine Valiliğin iznine tabidir. İncelenen dönemde, genel olarak
gizlilik prensibinin işlediğini ve Sakarya’nın istatistik raporlarının sadece belirli
aralıklarla paylaşıldığı anlaşılmıştır. Yerel gazetelerde yayınlanan istatistiki veriler, her
yılı kapsamamakta ancak genel bir değerlendirme imkanı sunmaktadır.
İl Jandarma Alay Kumandanlığı tarafından basına ve halka açıklanan rapora göre; 1955
yılı içerisinde; Zabıtaya intikal eden 507 vaka kaydedilmiştir. Bu vakalarda 614 suçlu
takip edilmiş, bunlardan 612’si yakalanmıştır. Bu sene zarfında 26 adet suç ve 58 adet
kabahat 41 adet takibi şikayete bağlı olay tespit edilmiştir. Zabıta tarafından 84 suç zabıt
evrakı düzenlenmiş, 199 şahit dinlenmiş 86 zanlı adalete teslim edilmiştir. 3751 hazırlık
tahkikatı verilmiş, 7090 şahıs dinlenmiş bunlardan 1657’si suçlu bulunmuş ve
Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir. Cumhuriyet Savcılığından jandarmaya 11.151
ihtar müzekkeresi verilmiş, 10.161’i infaz edilmiş, 541’i hakkında işlemde kalmıştır. 65
tevkif müzekkeresi verilmiş, 62’si infaz edilmiş, 3’ü işlemde kalmıştır. 3.024 yakalama
müzekkeresi verilmiş 2.823 tanesi infaz edilmiş 201 tanesi işlemde kalmıştır. Bu sene
zarfında hayvan hırsızlığı ve mili serveti kemiren uyuşturucu kaçakçılığı üzerinde önemle
durulmuş, elebaşları Emniyet Müdürlüğü ile yapılan ortak çalışmalarla yakalanmıştır1107.
Emniyet Müdürü Nazmi Sevin’in basına verdiği suç istatistiklerine göre ise, yılında takip
ve işlem yaptıkları evrak sayısı şöyledir: Birinci Şubeye: 4.650, İkinci Şubeye: 12.818,
Üçüncü Şubeye: 5.444 evrak sevk edilmiş ve işlem yapılmıştır1108.
1107 Yeni Ada Postası,1 Mart 1956, Sayı: 1163; 6 Mart 1956, Sayı: 1169. 1108 Yeni Ada Postası, 3 Mart 1956, Sayı: 1167.
330
1956 yılı içerisinde; İl Merkezinde ve Hendek kaza merkezinde, 718 suç işlenmiş, bu
suçlarda 843 suçlu tespit edilip yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Bu sayının fazla
olmasının sebebi, son kez yürürlüğe girmiş olan 7136 Sayılı kanun gereğince, ateşli
silahlarla mücadeleye girişilmesi ve çok sayıda kişinin bu kanuna aykırı hareket etmesi
olarak açıklanmıştır1109.
Suç istatistik cetvellerine göre; 1955 yılının 1. ve 2. ayında işlenen suçlarla, 1956 yılının
ilk iki ayında işlenen suçlar arasında yapılan kıyaslamada bir azalma olduğu açıkça
görülmüştür. Valiliğe her ay rapor edilen bu durum, önleyici tedbirlerin ve denetimlerin
şehirdeki asayiş sorunları hakkında olumlu sonuç verdiğini göstermektedir.
1960 yılı içerisinde; Haziran- Temmuz- Ağustos ayları yani yaz döneminde Sakarya’da
63 adet polis vakası gerçekleşmiş, bunlardan 1 tanesi hariç bütün suçlular yakalanmış ve
adalete sevk edilmiştir1110.
Diğer yıllara ait istatistiki veriler emniyet arşivi tarafından çalışmaya açılmadığından
görmemiz mümkün olamamıştır. Yerel basında pek çok farklı günlük gazeteden yapılan
incelemelerde, her yılın emniyet asayiş olayları örneklenmekle birlikte, tutanakları ve
istatistikleri halka duyurulmadığından bunlar hakkında net sayılar vermek ve oranlamak
mümkün olmamaktadır. Öyle ki, bahsedilen gizlilik yerel basında o dönemde de
eleştirilen bir konu olmuştur. Emniyet Basın Bürosu’nun incelediğimiz dönemde bu
istatistiki verileri ve suç sayılarını vermekten geri durması, yerel gazetede yazarları
tarafından dile getirilmiştir. Şehirdeki genel asayiş durumuna dair bir değerlendirme
yapıldığında, gerek kırsal alanda gerekse şehir merkezinde yaşanan suç türlerinin
günümüzde de yaşanabilen her çeşit suç örneğine benzediği görülmektedir. Basındaki
suçlu haberlerinin ifade ediliş tarzında, dönemin mahalle kültüründe bir otokontrol
yöntemi olarak ayıplama ve sert eleştirinin de olduğunu görmek mümkündür.
4.2.4. Polis Kontrolleri
Sakarya dahilinde işlenen suçları önleyebilmek ve suçlularla mücadele edebilmek için,
emniyet ekipleri, halka açık kalabalık alanlarda gündüz ve gece saatlerinde yaptıkları
aramalar ile yukarıda bahsedilen birçok suçun tespit edilmesini ve adli makamlara sevk
1109 Yeni Ada Postası, 2 Mart 1956, Sayı: 1166. 1110 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730.
331
edilmesini sağlamışlardır. Kırsal kesimde köylerde, Jandarma ile ortak yürütülen, polis
kontrolleri ve baskınlarla pek çok kaçakçılık ve uyuşturucu hadisesi aydınlatılmıştır. Yine
bu aramalar sırasında hemen her gün çok sayıda ruhsatsız silah ve suç aleti bulunmuştur.
Muhtelif suçlardan aranan şahıslar ele geçirilmiş ve cadde ve sokaklarda taşkınlık yapan,
tiyatro, sinema gibi kamu alanlarında uygunsuz davranışlarda bulunanların faaliyetleri
büyük ölçüde engellenebilmiştir.
Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü, teşkilatında bu dönemde mevcut olan dar kadro ile bu
çalışmaları yürütmekte idi. Kendi bünyesinden ayrı olarak oluşturduğu Araştırma Ekibi
ve Tetkiki Hüviyet Bürosu ekipleri vasıtasıyla, bu alanda parmak izlerinin alınmasına
yarayan Teknik Büro ile karakolların günün 24 saatinde çıkardıkları devriyelerin
çalışmaları sayesinde büyük oranda önleyici tedbirler sağlamıştır. Bu kapsamda, Sakarya
emniyetine bağlı ekipler, 1704 Sayılı kanuna göre, han, otel, bekar odası ve sanayi
müesseselerinde sürekli kontroller ve hüviyet sorgulama işlemleri yaparak (GBT
araştırması), halkın huzurunu ve devletin bütünlüğünü bozacak teşebbüslere imkan
vermemek için1111, şüpheli gördükleri şahıslar üzerinde adli ve cezai yaptırımlar
uygulamışlardır.
Şehir içinde faaliyette bulunan Merkez, Aziziye, Karaağaç, Mithatpaşa ve İstasyondaki
polis noktaları ve karakollar sayesinde, özellikle 1955 yılından sonra motorize olarak,
karakollar arası denetimleri başarılı şekilde yürütmüşlerdir. Nöbetçi amirler her gece
24.00’den sabaha kadar bütün şehir mıntıkasını jeep arabaları ile dolaşarak, bu bölgedeki
devriye ve bekçilerin görevlerini yapıp yapmadıklarını kontrol etmişlerdir1112.
Ele alınan dönemdeki Sakarya ili, 20 mahalle olarak kurulmuştur. Mahalle aralarında
özellikle gece saatlerinde birçok hırsızlık ve benzeri vaka yaşanmakta olduğundan, çok
geniş olan bu mahallelerin dolaşılmasındaki zorluk ve hava şartlarına rağmen sabaha
kadar görev yaparak asayişi sağlayan bekçilerin çalışmaları da önemli bir paya sahiptir.
Sonuç olarak, asayiş alanında faaliyet gösteren birimlerin imkanları ve denetimleri
arttıkça, şehirde suçla mücadele konusunda olumlu sonuçlar elde edildiği anlaşılmaktadır.
1111 Yeni Ada Postası, 28 Şubat 1956, Sayı: 1163. 1112 Yeni Ada Postası, 1 Mart 1956, Sayı: 1165; 2 Mart 1956, Sayı: 1166.
332
4.2.5. Sakarya’da İz Bırakan Önemli Olaylar
Sakarya’da incelen dönemde basına yansıyan en önemli hadise Kore Savaşı’na
Türkiye’nin asker göndermesi olmuştur. Bu konuda elde edilen bilgiler listeler halinde
verilmiştir.
4.2.5.1. Kore Savaşı ve Kocaeli-Adapazarı’ndan Savaşa Katılan Kişiler
Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sonunda teslim olmasından sonra, Sovyetler Birliği ile
ABD arasında yapılan anlaşmaya göre, Kore yarımadasının kuzeyini Sovyetler Birliği,
güneyini de ABD işgal etmiştir. Sovyetler Birliği ve ABD işgal ettikleri bölgelerde
kendilerine bağlı idare kurarak bölgede üstünlük sağlamaya çalışmışlardır. Ne var ki,
Birleşmiş Milletlerce bu dönemde başlatılan çalışmalar, Kore’nin iki kısmının
birleşmesini sağlayamamıştır. 1948 yılında, her iki Kore’de yapılan seçimler sonucunda,
güneyde Kore Cumhuriyeti, kuzeyde komünist rejimle yönetilen Kore Halk Cumhuriyeti
adı altında, iki farklı devlet kurulmuştur.
ABD’nin Güney Kore’deki varlığından Komünist Çin ve Sovyet Rusya rahatsız
olduklarından, iki devlet, Kuzey Kore’ye her türlü desteği vererek yaklaşan savaşın
hazırlığını hızlandırmışlardır. Kore anlaşmazlığı, 25 Haziran 1950’de Kuzey Kore’nin
sınır komşusu olan Güney Kore’ye ani bir saldırı başlatması ile sıcak çatışmaya
dönüşmüştür1113.
İki ülke arasında başlayan ve aynı ülke halklarının ideolojilerinin çarpışması olan Kore
Savaşı, Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerin de askeri birlik ve destek göndermesi ile
uluslararası bir savaş boyutunda algılanmıştır. Savaşın ilk günü itibariyle, Birleşmiş
Milletler Genel Sekreterliği tarafından, tüm üye ülkelere yardım çağrısı gönderilerek,
silahlı kuvvetlerinden gönderecekleri birliklere duyulan ihtiyaç belirtilmiştir. Türkiye, bu
dönemde Birleşmiş Milletlere üye bir ülke olmakla birlikte, artan Sovyet tehdidine karşı
ABD ile ilişkilerini sıcak tutmaya çalışan ve Nato’ya üye olma konusunda umutlu ve
kararlı bir politik hava içerisinde bulunuyordu.
Güvenlik Konseyinden Türk Dışişleri Bakanlığı’na gelen telgrafla, 18 Temmuz 1950
tarihinde Celal Bayar’ın başkanlığında Bakanlar Kurulu toplanmıştır. Bu toplantıda,
1113 Hüseyin Aydın, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve Yürütmenin Rolü,
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2010, s. 2, 20.
333
Güney Kore’ye destek verme kararı alınarak, 4.500 kişiden oluşan bir tugayın görevli
olarak Kore’ye gönderilmesi kabul edilmiştir. Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, 25
Temmuz’da Güvenlik Konseyi’nin kararlarını desteklediğini belirterek, Konsey
Sekreterliği’ne gönderdikleri cevabı açıklamıştır1114. Ancak bu karar, TBMM’nin kararı
olmadığından, ülke sınırları dışına kilometrelerce uzaklığa Türk askerlerinin
gönderilmesi muhalefet partilerinin ve halkın eleştirileri ile karşılanmıştır. Daha sonraki
yıllarda dahi, Demokrat Parti yönetiminin siyasi hataları arasında değerlendirilmiştir.
Hükümet tarafından Kore’ye Türk Tugayı’nın gönderilmesi kararı üzerine, 259 subay,
395 astsubay, 4.414 er, 18 askeri ve 4 sivil memurdan oluşan 5.090 kişilik 1. Türk Tugayı
hazırlanmış, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı kuvvet kumandanlığına, Albay Celal Dora 241.
Piyade Alay Kumandanlığına atanarak görevlendirilmişlerdir. 1. Tugay, 4 tabur piyade
alayı, 1 topçu taburu, 1 mühendislik firması, 1 uçak savaş bataryası, 1 mühimmat bölüğü,
1 nakliye bölüğü, 1 sağlık bölüğü, 1 iletişim ekibi, 1 tanksavar ekibi, 1 depo bölüğü ve
askeri bando takımından oluşturulmuştur1115. 25 Eylül 1950 tarihinde İskenderun
limanından hareket eden 5083 kişilik 1’inci Türk Tugayı, 24 günlük bir deniz
yolculuğundan sonra 18 Ekim 1950 tarihinde, Kore’nin güneyindeki Pusan Limanına
ulaşmıştı. Türk Tugayı iki gün sonra, Pusan’dan kuzeydeki Taegu şehrine trenle intikal
etmiş ve burada savaş hazırlıklarına başlamıştır. “North Star-Kutup Yıldızı” kod adı
verilen Türk Tugayı, 8’inci Amerikan Ordusu 25’inci Tümeni’nin emrine verilmişti.
Başlangıçta Türk Tugayı’na; gerilla ile mücadele etmek, yolların ve köprülerin
güvenliğini sağlama görevi verilmiştir. Böylece, ABD’den sonra Kore’ye askerleri ulaşan
ikinci devlet Türkiye olmuştur1116.
Türkiye savaş boyunca toplam 4 tabur asker gönderecektir. Birinci Tabur 1950, İkinci
Tabur 1951, Üçüncü Tabur 1952 ve Dördüncü Tabur 1953 yılında Kore’ye ulaşmıştır.
Basında, Kore’ye gönderilen Türk askerlerinin haberleri sıklıkla yer almış, Kasım
1114 “Fuat Köprülü kararımızı Trygve Lie’ye bildirdi. Hükümet dünya çapında ehemmiyet taşıyan bir karar
aldı, Kore Savaşı’na 4.500 kişilik bir askeri tugay ile katılıyoruz.”, Son Posta, 26 Temmuz 1950, Sayı:
5637; Bülent Akkaya, “Türkiye’nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı”, Akademik Bakış Dergisi, (Şubat
2012), s. 5,7; Hüseyin Aydın, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve
Yürütmenin Rolü, s. 20-25. 1115 S. Alper, E. Arap, B. Değirmencioğlu, “Unutulan Savaş Kore Savaşı”, Türk Hukuk Gündemi Dergisi, I
(2014), s. 74-75. 1116 http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017); Kocaeli Muharip Gaziler Derneği
Kayıt Defterinden Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422.
334
1950’de Kore’deki çatışmada Türk Birliği’nin Çinliler tarafından sarıldığı, Amerikan
karargahı ümit kesmişken, süngü hücumu ile 200 Çinli’yi öldürerek 200’ünün de esir
alındığı yazılmıştır. “Birleşmiş Milletler Kuvvetleri için talihsiz geçen bir günün tek
zaferini Türk Birliği kazandı” haberi verilmiştir1117. Bu çarpışmalar devam ederken
Kore’de şehit düşen mehmetçiğin isimleri de listeler halinde Türkiye’ye ulaşıyor, basında
yayınlanıyordu, bir çok gazete bu dönemde Kıbrıs ekleri ile yayın yapıyordu1118. 1950
Yılında Türkiye’den gönderilen Birinci Tabur Komutanlığında yer alan Kocaeli-
Adapazarı’ndan gönderilenlerin listeleri aşağıdaki gibidir1119:
1117 Zafer, 29 Kasım 1950, s.1; Cumhuriyet, 29 Kasım 1950, Sayı: 9453. 1118 Hürriyet, 18 Aralık 1950, Sayı: 954; Cumhuriyet, 6 Aralık 1950, 9460. 1119 Bu başlık altındaki tablolara ait bilgiler, Dernek Başkanı Sayın Erol Demir tarafından Aralık 2017
tarihinde bizimle paylaşılmış olup, kendisi ile yapılan görüşmede, Sakarya genelinden derneklerine üye
olan gazilerin 15 kişi olduğunu, 13 kişinin hala hayatta olduğunu belirtilmiştir. Dernek kayıtlarında yer alan
bilgilere göre, Kore Savaşı’na Sakarya genelinden toplamda 217 kişinin gönderildiği belirtilmiştir.
335
Tablo 45: Kocaeli’nden 1950 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Birinci Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler
Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi
Subay Mustafa Raşit
Cayıklı
- -
Astsubay Süleyman Ekinci Hatay 1924
Piyade Er Mustafa Uçar İzmit 1929
Piyade Er Adem Sevimli İzmit 1928
Piyade Er Ali Yaşa Adapazarı 1929
Piyade Er Orhan Kazım Özay İzmit 1929
Piyade Er İbrahim Yıldızdal İzmit 1929
Piyade Er İsmail Çamur Adapazarı 1929
Piyade Er Necati Yılmaz İzmit 1929
Piyade Er Ahmet Karatepe İzmit 1929
Piyade Er Osman Köse Adapazarı 1929
Piyade Er Necati Mert İzmit 1929
Piyade Er Salim Demir İzmit 1929
Piyade Er Osman Turan Adapazarı 1929
Piyade Er Şevket Candemir İzmit 1929
Piyade Er Osman Uzuner Adapazarı 1929
Piyade Er Şevki Akbar Adapazarı 1928
Piyade Er Osman Yılmaz İzmit 1929
Piyade Er Hayrettin Karasin İzmit 1929
Piyade Er Nazif Ertürk İzmit 1929
Piyade Er Abdullah Tanrıkulu İzmit 1929
Piyade Er Salih Aktaş Kandıra 1929
Piyade Er Hasan Doğan İzmit 1929
Piyade Er Ahmet Karakuzu İzmit 1929
Piyade Er Hüseyin Mengü İzmit 1929
Piyade Er Osman Tekin İzmit 1929
Piyade Er Yaşar Karayel İzmit 1929
Piyade Er H. İbrahim Yılmaz İzmit 1929
Piyade Er Halil Candan İzmit 1929
Piyade Er Salih Ütük İzmit 1929
Piyade Er İsmail Atiman İzmit 1929
Piyade Er Ahmet Çorap İzmit 1929
Piyade Er Salih Urfi Kızmaz İzmit 1929
Piyade Er İlyas Malçok İzmit 1929
Piyade Er Osman Yıldırım Kandıra 1929
Piyade Er Halim Koşar İzmit 1929
Piyade Er İbrahim Ay İzmit 1929
Piyade Er Durdu Yaman Kandıra 1929
Piyade Er Şevket Özkan İzmit 1929
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden
Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;
http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).
336
Türkiye’nin pek çok ilinden toplanmış olan 600 kişilik ilk tabur içerisinde, Kocaeli’nden
41 adet askerin yer aldığını görüyoruz. 1 subay, 1 topçu astsubayı ve 39 erden oluşan bu
kişilerden 10’u şehit olmuştur. Birinci Tabur içerisinde Adapazarı doğumlu olan 6 piyade
er bulunmaktadır.
Aşağıdaki tabloda ise, yukarıdaki listede yer almayan ancak Sakarya Muharip Gaziler
Derneği’ndeki defterde kayıtlı olan isimler yer almaktadır. Buna göre, Adapazarı-Sakarya
genelinden Birinci Taburla gönderilen askerlerin isimleri ek olarak verilmelidir.
Tablo 46: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre
Unvan Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi
Piyade Er Şevket Başkan Birinci Kafile 1931
Piyade Er İshak Öz Birinci Kafile 1929
Piyade Er Mehmet Kahya Birinci Kafile 1930
Piyade Er Salih Bozkurt Birinci Kafile 1926
Piyade Er Rafet Özalpay Birinci Kafile 1931
Piyade Er Hakkı Yakupoğlu Birinci Kafile 1930
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları
Tablo 47: Kocaeli’nden 1951 Yılında Kore Savaşı’na Katılan İkinci Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler
Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi
Kurmay Binbaşı Turgut Sunalp İstanbul 1917
Topçu Yüzbaşı İbrahim Alp - -
Topçu Yüzbaşı Doğan Gündüz - -
Onbaşı Cemalettin Sercan İzmit 1930
Başçavuş Naci Güler İzmit 1930
Piyade Er Remzi Aktürk Kandıra 1930
Piyade Er Halim Kızılkaya İzmit 1930
Piyade Er Ramazan Gökdemir İzmit 1930
Piyade Er Cevat Hasar İzmit 1930
Piyade Er Vehbi Canbay İzmit 1930
Piyade Er Bilal Kır İzmit 1930
Piyade Er Cafer Kılıçhan İzmit 1930
Piyade Er K. Nezih Köseoğlu İzmit 1930
Piyade Er İsa Duman İzmit 1930
Piyade Er Osman Karayel İzmit 1930
Piyade Er Ali Ormancı İzmit 1930
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden
Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;
http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).
337
1951 yılında Türkiye’den Kore’ye gönderilen İkinci Taburdaki askerlerin 5’i
Kocaeli’nden olup 1 binbaşı, 2 yüzbaşı ve 10 erden oluşmaktadır. Bu taburda Adapazarı
doğumlu er bulunmuyordu. Bu grup içerisindeki askerlerden 4’ü şehit olmuştur. Sakarya
Muharip Gaziler Derneği’ne üye olup kayıtlarında ismi bulunanlar:
Tablo 48: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre
Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi
Piyade Er Saadettin Acar İkinci Kafile 1932
Piyade Er Rıfat Çelenkoğlu İkinci Kafile 1931
Piyade Er Cevdet Özden İkinci Kafile 1932
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları
Tablo 49: Kocaeli’nden 1952 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Üçüncü Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler
Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi
Piyade Er Hüseyin Soydağı Kandıra 1931
Piyade Er İsmail Gültekin İzmit 1931
Piyade Er Mehmet Kalkan İzmit 1931
Piyade Er Hüseyin Özer İzmit 1931
Piyade Er Niyazi Temel İzmit 1931
Piyade Er Veysel Karalı İzmit 1931
Piyade Er Fehmi Tarcan İzmit 1931
Piyade Er Salih Yüksel İzmit 1931
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden
Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;
http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).
1952 yılında Kore’ye gönderilen Üçüncü Tabur askerlerinden 8’i Kocaeli’nden olup,
çoğunluğu İzmit doğumlu idiler. Sakarya genelinden derneğe kayıtlı olup üçüncü taburla
gönderilenlerin bilgileri:
Tablo 50: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre
Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi
Piyade Er Şaban Talan Üçüncü Kafile 1930
Piyade Er Hikmet Sırdaş Üçüncü Kafile 1930
Piyade Er Selim Demir Üçüncü Kafile 1930
Piyade Er Merih Apakbey Üçüncü Kafile 1931 Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları
338
Tablo 51: Kocaeli’nden 1953 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Dördüncü Tabur
Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler
Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi
Piyade Er Mehmet Aktop İzmit 1932
Piyade Er Vefa Ertürk Kandıra 1932
Piyade Er Sadık Sağan İzmit 1933
Piyade Er Yusuf Özcan İzmit 1933
Piyade Er Mustafa Şan Kandıra 1933
Piyade Er Kamil Başer İzmit 1933
Piyade Er Hakkı Taner İzmit 1933
Piyade Er Eyüp Akcan İzmit 1933
Piyade Er Nurettin Can İzmit 1933
Piyade Onbaşı Enver Özcan İzmit 1932
Piyade Er Hüseyin Budak Kandıra 1932
Piyade Er Beytullah Filiz İzmit 1932
Piyade Er Fahri Çakır İzmit 1932
Piyade Er Yusuf Baran İzmit 1932
Piyade Er Veis Bingöl İzmit 1932
Piyade Er Hasan Çağlar İzmit 1932
Piyade Er Recep Erenkaya İzmit 1932
Piyade Er Mehmet Karaduman İzmit 1932
Piyade Er Halit Gürkan İzmit 1932
Piyade Er Mahmut Yurttaş İzmit 1932
Piyade Er Nazmi Arslan Kandıra 1932
Piyade Er Emin Akcan Kandıra 1932
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden
Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422.
1953 yılında son olarak gönderilen Dördüncü Tabur’da yer alan askerlerin 22’si
Kocaeli’ndendir. Tamamı erlerden oluşan bu taburda 1 şehit verilmiştir.
Bu dönemde Kore’ye hangi kafile ile gittiğini bilmediğimiz ve bu listelerde yer almayan,
ancak 1954 yılında Sakarya’da bronz madalya takıldığını tespit ettiğimiz iki muharip
bulunmaktadır. Bu isimler, Topçu Yüzbaşısı Lütfü Tuncay ile Cüneyt Asımgil’dir1120.
Tablo 52: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre
Unvan Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi
Piyade Er Mehmet Çetin Dördüncü Kafile 1932
1120 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1954, Sayı: 5, 23 Haziran 1954, Sayı: 6; Şahin, Kronolojik Adapazarı-
Sakarya Tarihi 1923-2004, s, 121.
339
1950’den 1953’e kadar gönderilen birliklerde, Kocaeli genelinden toplam 82 asker
gönderilmiş ve 17 asker şehit olmuştur. Şehitlerden 13’ü İzmit doğumlu, 4’ü ise
Adapazarı doğumludur. Bu isimler tabloda gösterildiği gibidir:
Tablo 53: Kore Savaşı’nda Kocaeli’nden Şehit Olan Askerler
Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum
Tarihi Gidiş Tarihi
Piyade Er Salim Demir İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er Şevket Candemir İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er Ibrahim Yıldızdal İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er Ali Yaşa Adapazarı 1929 29.11.1950
Piyade Er Necati Mert İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er Necati Yılmaz İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er İsmail Çamur Adapazarı 1929 29.11.1950
Piyade Er Osman Köse Adapazarı 1929 29.11.1950
Piyade Er Süleyman Turan İzmit 1929 29.11.1950
Piyade Er Ahmet Karatepe İzmit 1929 9.1.1951
Piyade Er Yusuf Özcan İzmit 1933 20.1.1954
Piyade Er Ali Ormancı İzmit 1930 18.3.1951
Piyade Er Cafer Kılıçhan İzmit 1930 22.4.1951
Piyade Er Bilal Kır İzmit 1930 22.4.1951
Piyade Er Halim Kızılkaya İzmit 1930 19.5.1951
Piyade Er Niyazi Temel İzmit 1931 13.4.1952
Piyade Er Veysel Karalı İzmit 1931 28.5.1953
Kaynak: http://www.koresavasi.com/kore-savasi-sehitleri-kore-savasi-gazileri-2/kore-sehitleri-listesi
(Erişim Tarihi: 12.12.2017).
Yukarıdaki tablolar Kocaeli Muharip Gaziler Derneği’nin kayıtlarına göre düzenlenen
listeler olup, Sakarya Muharip Gaziler Derneği’nde bulunan kayıtlar ise, Sakarya
ilçelerinden toplam gönderilen asker sayısı 217 kişi olup üye kaydı bulunan toplam 6
şehit mevcuttur. 1 kayıp, 2 adet esir asker olduğu belirtilmiştir:
Tablo 54: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre
Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi Durumu
Onbaşı Cafer Kılıçhan Birinci Kafile 1929 Şehit
Piyade Er İlyas Kılıç Birinci Kafile 1929 Şehit
Piyade Çavuş Süleyman Turan Birinci Kafile 1929 Şehit
Piyade Er Ali Yaşa Birinci Kafile 1927 Şehit
Piyade Er İsmail Çamur Birinci Kafile 1929 Şehit
Piyade Er Osman Köse Birinci Kafile 1929 Şehit
Piyade Er Mehmet Ünal Birinci Kafile 1929 Kayıp
Piyade Er Mustafa Erer Birinci Kafile 1929 Esir Düşmüş
Piyade Onbaşı Kamil Bozkurt Birinci Kafile 1928 Esir Düşmüş
Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları
340
Kore Savaşında kayıp olan askerden ve esir düşen bir askerden haber alınamamış olup,
esir düşen Piyade Onbaşı Kamil Bozkurt daha sonra serbest kalarak ülkeye dönmüştür.
Kendisi yakın seneler içerisinde vefat etmiştir. Eşi hala hayattadır. Kore’deki kanlı
çarpışmalardan ve esaretten kurtulup gazi olarak yurda döndükten sonra, o kanlı günleri
hatırlattığı için uzun yıllar eşine, torunlarına ve akrabalarına kına yaktırmadığı, kırmızı
kıyafetler giymelerini istemediği, bundan çok mütessir olduğu anlatılmaktadır1121.
Savaştan sonra yurda dönen askerlere devlet tarafından madalyalar verilmişti. 1954 yılı
Haziran ayında Adapazarı’nda da tören düzenlenmiştir. Arifiye havaalanında yapılan
askeri törende, Kore Savaşında kahramanlık gösteren iki Türk Subayına bronz yıldız
madalyası verilmiştir. Bu subaylar Topçu Yüzbaşısı Lütfü Tuncay ile Cüneyt Asımgil’dir.
Törene Kocaeli Milletvekili Ekrem Alican, Kaymakam Atıf Tahıl, Belediye Başkanı
Suavi Damalı Tümen Komutanı Tümgeneral Hamdi Günsey, Cumhuriyet Savcısı Ethem
Tüfekçioğlu, Arifiye Öğretmenokulu Müdürü Azmi Gökmen, çeşitli siyasi parti üyeleri
ve memurlarla, basın mensupları katılmıştır. Arifiye havaalanında 22 Haziran 1954
tarihinde, saat 10’da başlayan törende, Amerika Birleşik Devletleri’ni temsilen
Ateşemiliter yardımcısı Binbaşı Burgeron katılmış olup, muharip Türk subaylarına
madalyalarını kendisi takmıştır1122.
Sonuç olarak, Kore Savaşı, uluslararası toplumu bir amaç etrafında ilk defa silahlı
teşkilatlanmaya yönlendirmiştir. Ortalama üç yıl süren savaştan sonra, Kuzey Kore’nin
Güney Kore’yi işgal etmesi engellenmiştir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri açısından
incelendiğinde savaş, maddî ve manevî anlamda büyük kayıplara neden olmuştur. Türk
kuvvetleri; üç yıl içinde on dört başarılı muharebe yapmıştır. Bu muharebelerden özelikle,
Kunuri ve Kumyongjongni Muharebelerinde gösterdikleri kahramanlıklar ile Kore
Savaşı’nın sonucunu Güney Kore lehine değiştiren çok önemli başarılar elde
etmişlerdir1123. Türkiye açısından ele alındığında, Kore’de çok sayıda şehit ve gazi veren
Türkiye’de Demokrat Parti hükümetinin bu kararı eleştirilere sebep olmuştur.
Devletimizin fedakarca ve başarıyla yürüttüğü askeri girişim, Amerika kamuoyu
1121 Sakarya Muharip Gaziler Derneği Başkanı Erol Demir’in yakinen tanıdığı Kamil Bozkurt hakkında
paylaştığı bilgilerdendir. 1122 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1954, Sayı: 5, 23 Haziran 1954, Sayı: 6; Şahin, Kronolojik Adapazarı-
Sakarya Tarihi, s, 121. 1123 “Kore’de savaş kesildi, iki ülke birlikleri mütareke hattına doğru geri çekildiler, birliğimiz sulhden
sonra Kore’yi terk edecek”, Hürriyet, 28 Temmuz 1953, Sayı: 1803; Gökhan Durak, “Türk ve Dünya
Basınında Kore Savaşı ve Türkiye”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8/36 (Şubat 2015), s. 323.
341
tarafından memnuniyetle karşılanmış, 1952 yılında NATO’ya üyeliğinin önünü açmıştır.
Sonraki dış politikasını bu paktın çerçevesinde belirleyen ve halen devam etmekte olan
Türkiye-Kore dostluk kardeşlik ilişkilerinin önemli bir dönüm noktası olmuştur.
4.3.Trafik
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Trafik İşleri (Güvenliği) Daire Başkanlığı’nın
kurulmasından sonra, temel görev ve yükümlülükleri arasında bulunan hizmetlerden
bazıları şunlardır:
- “Genel Müdürlük görev alanına giren yollarda can ve mal güvenliğini sağlamaya
yönelik, yatay ve düşey işaretler ile ışıklı ve ışıksız işaretlemeleri, aktif ve pasif koruma
tertibatlarını, güvenlik araç ve tesislerini trafik güvenliği kuralları ile işaretleme
standartlarına uygun olarak belirlemek, uygulamak, uygulatmak ve denetlemek.
- Trafik Kuruluşlarını ve görevli personelini trafik mevzuatına bağlı olarak denetlemek
- Trafik kazalarının oluş nedenleri ile ilgili verileri toplamak, analiz etmek ve gerekli
önleyici teknik önlemleri almak veya aldırmak.
- Trafik ve araç tekniği konularında ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarına görüş
bildirmek” 1124.
4.3.1. Vilayetin Trafik Yapısı: Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği
Adapazarı trafik işleri, önceden belediye seyrüsefer birimine bağlı iken 1954 yılında
Trafik Emniyet Müdürlüğü’ne devredilmiştir1125. 1954 öncesi İzmit’e bağlı olduğu için,
Kocaeli Emniyeti trafik polis memurları ilçelere görevlendirilerek, trafiği denetlemekte
ve şehir giriş çıkışlarında çeşitli kontrollerde bulunmaktaydılar. İl olmasının akabinde
Adapazarı’nda, yeni bir trafik teşkilatı oluşturulması çalışmaları başlamış, Trafik İşleri
Genel Müdürlüğü bu konuyla yakından ilgilenmiştir1126.
Adapazarı’nın Türkiye’nin her yeri ile bağlantılı bir karayolu şebekesi olduğu için, 1950-
60 arası dönemde yani şehirlerarası devlet yolunun şehrin içinden geçtiği yıllarda bu hat
1124 http://www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Baskanliklar/BaskanliklarTrafik/Gorevleri.aspx (Erişim
Tarihi: 08.12.2017). 1125 Sakarya Postası, 24 Aralık 1954, No.168. 1126 Sakarya Postası, 19 Aralık 1954, No.156.
342
üzerinde yoğunluk yaşanmaktadır1127. Basına yansıyan ölümlü kazalar ve çok sayıda yol
ihlali haberi, bu konuda önlem alınmasını ve polis sayısının artırılmasını gerekli kılmıştır.
Halkın beklentileri; şehir trafiğinin düzene sokulması ve kazaların önlenmesi için,
kavşaklara otomatik sinyal lambaları takılması, bu kuralların yalnız motorlu araçlara
değil motorsuz araçlara ve yayalara da uygulatılmasıdır1128. Bu sebeple, 1954 yılında
belediye tarafından şehrin belirli bölgelerine renkli trafik ışıkları koyulmasına
başlanmıştır1129. Bu tarihte, polis desteğinin İzmit’ten geliyor olması, trafik polisi
kadrosunun ayrı olarak oluşturulması beklentisini devam ettirmiştir. 1956 yılında, il
merkezinde bir Trafik Şubesinin oluşturulmasından sonra, şehrin giriş ve çıkış
yönlerinden her gün geçen yüzlerce aracın kontrol yetersizliği sebebiyle meydana gelen
müessif kazaların önlenmesini sağlayacaktır1130.
Uzun yıllar boyunca belediye ekipleri tarafından idare edilen trafik işleri, 1 Şubat 1957
tarihinden itibaren tamamen polise devredilmiştir1131. Bu işle ilgili bir trafik komiseri ve
birkaç polis memuru şehre atanmış ve göreve başlamıştır. Trafik Şubesi’nin yapısı şu
şekilde idi;
-Emniyet Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza İnal
sorumluluğunda oluşturulan trafik ekibinde, Karayolları Trafik Şubesi Fen Heyeti
Müdürü Sedat Mengülbörü, Trafik Fen Eğitim Mühendisi Yüksel İkincioğulları ve Trafik
Polislerinden Ali Türkan, Nuri Sarboy ve Salih Özel görev yapmaktaydı1132. Düzenli
trafik kontrolleri bu ekip tarafından yürütülüyordu.
1955-56 yıllarında Adapazarı’nda şehirlerarası ulaştırmaya hizmet eden bir adet otogar
bulunmakta olup, kamyon garajları içinse şehir içinde yer düşünülmemiştir. Son bir yıl
zarfında 1400 vasıta artış gösteren Adapazarı’nda kaydedilen araçların çoğu bisiklet ve
öküz arabasıdır1133. Motorlu araçların sayısı da artmaktadır. Şehrin sahip olduğu nakliye
araçları şunlardır:
1127 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19. 1128 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, No. 150 1129 Demokrat Sakarya, 27 Aralık 1954, No. 170. 1130 Yeni Ada Postası, 29 Şubat 1956, Sayı: 1164. 1131 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446. 1132 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446. 1133 Sakarya Postası, 3 Şubat 1955, No. 203.
343
1956 yılı:
Kamyon, kamyonet: 417 Toplam motorlu araç sayısı: 663
Otobüs 62 Toplam motorsuz araç sayısı: 2200
Otomobil 184
Atlı Araba 600
Fayton 100
Öküz arabası, bisiklet 1500
Trafik akımının en yavaş olduğu bölge, Doğu-Batı aksı ile İstanbul- Ankara Devlet Yolu
güzergahıdır. Bu yol özellikle yaz aylarında günde 200-4300 araca hizmet etmiştir.
Adapazarı’ndan diğer illere, şehirlerarası otobüs seferleri düzenlenmiştir. İstanbul’a;
06.00-19.00 arası her yarım saatte bir (günlük 100 otobüs) otobüs, İzmit’e; 06.00-18.00
arası her 15 dakikada, Ankara’ya; 06.00-18.00 arası gün boyunca 8 direkt 15 transit,
Bursa’ya; 06.00-18.00 arası her saat başı 1 otobüs, Eskişehir’e; 06.00-18.00 arası her saat
başı 1 minübüs koyulmuştur1134. Şehirde bilet satış hakkına sahip büyük otobüs firmaları
ise; Varan, Ömür, Emniyet ve Gülhan’dır1135.
Adapazarı’nda bulunan Odu Donatım Ağır Tamir Bakım Fabrikası da bu dönemde
Adapazarı’nda dış hizmet olarak, kurtarma teşkilatı ile birçok müesseselerin yükleme
işlerini yapmış olup, kara yolları ve şehir trafiğine yardımcı olmak amacıyla da kurtarma
işlerini gerçekleştirmiştir1136.
Büyüyen ve gelişen Adapazarı’nda aynı oranda yoğunluk kazanan trafik işlerinin,
aksatılmadan devam edebilmesi için gerekli personel ve araçların şehre ulaştırılması
sağlanacaktır. Emniyet Müdürü Nazmi Sevin, Ankara’da Genel Müdürlükle bu konuda
görüşmeler gerçekleştirmiş, bunun neticesinde 1956 yılı içerisinde şehre, 9 trafik memuru
ve 1 trafik amiri görevlendirilmiştir1137.
1134 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19-20. 1135 Sakarya, 11 Kasım 1960, No. 443. 1136 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını,1965, s. 14. 1137 Anadolu, 22 Kasım 1956, Sayı: 180.
344
Şehrin trafiğinin en yoğun olduğu bölgeler Ticaret Lisesi önü, Gümrükönü, Uzun Çarşı
Ankara Caddesi kavşağı ve Çark Caddesi ile Postane Caddesi kavşakları olarak
belirtilmektedir. Bu noktalarda kaza ihtimali yüksek durumdadır. 1959 yılına
gelindiğinde, trafik memurlarının azlığı sebebiyle bu bölgelerin bir kısmında trafik erleri
görev yapmakta ve yoğunluk karşısında yeterli hizmet verememektedirler1138.
4.3.2. Trafik Kontrolleri
24 Eylül 1952’de kabul edilen Trafik Kanunu1139, hem araçlara hem de yayalara ait
yaptırımlar getirdiği için, şehir içi ve dışı trafik kontrol noktalarının sayısının artırılması
ve bu noktalarda denetim yapacak polisler görevlendirilmesi, trafik kurallarına uymayı
zorunlu hale getirmiştir.
Sakarya’da Trafik Büro Amirliği, il dahilinde kazaların oluşmasını önlemek amacıyla
önleyici tedbirler alarak, bu kapsamda kontrol merkezleri oluşturmuştur. Şehir içinde ve
dışındaki yollarda, gece ve gündüz aralıksız olarak trafik kontrollerine devam eden
ekipler, kurallara uymayan araçlara cezai işlem yapmaktaydılar. Özellikle otobüsler
konusunda bu denetimler yoğunlaşmış, fazla yolcu taşıyan otobüsler trafikten
menedilmişlerdir.1140 1954 yılından sonra haftanın belirli gün ve saatlerinde yapılan trafik
uygulamaları daha da sıklaştırılarak, kontrol noktalarında başarılı çalışmalar
gerçekleştirilmiştir.
Adapazarı’nın Sakarya iline bağlanmasından sonra, Emniyet Müdürlüğüne bağlı Trafik
Bürosu tarafından yapılan yeni düzenlemeye göre; önceden Adapazarı ismi taşıyan bütün
plakalar, “Sakarya” adı kullanılarak değiştirilecek ve ehliyetler de profesyonel olacaktır.
Trafik Nakil Vasıtaları Talimatının 3. Maddesine göre bütün plakaların yeniden
düzenlenmesi ilk iş olarak gündeme gelmiştir. Bu dönemde trafik komiseri Osman
Serdaroğlu kontrollere bizzat katılarak incelemede bulunmuştur1141.
İstanbul-Ankara yolunun şehirlerarası istikametinden geçerken şehre giren dolmuş ve
arabalar, özellikle bayram gibi yoğun günlerde yanlış yollara saparak şehir içinde trafiğin
duraksamasına sebep olmaktaydılar. Bunun temel nedeni, istikamet (yön) levhalarının ve
1138 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ekim 1959, Sayı: 2477. 1139 Ayın Tarihi, 24 Eylül 1952. 1140 Yeni Ada Postası, 9 Ağustos 1957, Sayı: 1603. 1141 Anadolu, 26 Mart 1957, Sayı: 286; 22 Kasım 1956, Sayı: 180.
345
okların bulunmayışı idi1142. Bu konuda eksiklikler mevcut olduğundan trafik
işaretçilerinin her bölgeye koyulması istenmekteydi.
Trafik Müdürlüğü, özellikle bayram günlerinde şehrin çeşitli semtlerinde kontrollere daha
çok önem vermekteydi. Bayramlarda halkın araç sıkıntısını fırsat bilen bazı dolmuşçular,
fazla ücret alma yoluna başvurduklarından, şikayete konu oluyorlardı. Trafik
Müdürlüğünde sürekli açık bulunan nöbetçi şikayet memurluğu 1956 yılının bir bayram
haftası içerisinde aldığı şikayetler üzerine1143, 30 şoföre para cezası kesilmesi, 50 şoförün
de ehliyetlerinin iptal edilmesi için evrak oluşturarak müdürlüğe sevk etmiştir. Yine
bayramlarda, taksicilerin de halktan fazla ücret talep etmeleri gelen şikayetler arasında
olduğundan, bu taksilere de cezai işlem başlatılmıştır.
1957 yılı içerisinde, Adapazarı emniyeti trafik kontrollerini artırmış, gece ve gündüz
ekipleri özellikle fazla yolcu taşıyan ve kurallara uymayan otobüsleri tespit ederek cezai
işlem başlatmıştır1144. Bu uygulamalar caydırıcı olması açısından önemlidir. Emniyet
Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza İnal sorumluluğunda
oluşturulan trafik ekibinde, Karayolları Trafik Şubesi Fen Heyeti Müdürü Sedat
Mengülbörü, Trafik Fen Eğitim Mühendisi Yüksel İkincioğulları ve Trafik Polislerinden
Ali Türkan, Nuri Sarboy ve Salih Özel görev yapmaktaydı1145. Bu ekip, şehirlerarası ve
şehir içi yollarda başarılı çalışmalar yürütmekteydi. Ankara Devlet Karayolundan
başlayarak, trafik kanunu Sakarya’da benimsetmek için düzenli olarak araç ve şoför
kontrolleri gerçekleştiriyorlardı.
İncelediğimiz dönemde, Sakarya’da bisiklet sürücüleri için uygulanan prosedür şu şekilde
işlemekte idi. Bisikletler ehliyet ile kullanılıyor ve ehliyet almak isteyen şoförler
öncelikle şoförler cemiyetine gönderiliyorlardı. Bu cemiyet, her bisiklet isteyen
vatandaşa bir sürücü ehliyeti ve 3 ila 5 sorulu 4 sayfalık formları doldurtarak teslim
etmekte idi. Bu uygulama sırasında bazı zamanlarda yaşanan usulsüzlük hakkında
haberler yer almaktadır. Yapılan işlemlere karşılık olarak bazı şahıslardan 5, bazılarından
1142 Anadolu, 7 Mayıs 1957, Sayı: 319. 1143 Hakikat, 25 Temmuz 1956, Sayı:225. 1144 Yeni Ada Postası, 9 Ağustos 1957, No. 1603. 1145 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446.
346
2,5 lira alınması ve ücret alındığına dair makbuz verilmemesi vatandaş tarafından şikâyet
sebebi olmuştur1146.
Ülke genelinde 1958/1959 dönemi itibariyle, trafik kazalarının son yıllarda giderek
çoğalması sonucunda merkezi Ankara’da bulunan “Trafik Kazalarını Önleme Cemiyeti”
kurulmuştur. Bu cemiyet, 10 Aralık 1959 tarihinden itibaren bütün yurda yayılmak üzere
geniş çaplı bir “trafik kampanyası” yapılmasına karar vermiş, Sakarya Trafik Komisyonu
da, bu kampanyaya katılacağını açıklamıştır. Kampanyaya katılan Sakarya Trafik Bürosu,
11 Aralık 1959 tarihinde, Trafik Haftası etkinlikleri dolayısıyla basın aracılığı ile
vatandaşlara bir beyanname yayınlamış, halkla iş birliği içerisinde trafik kazalarını
önlemek ve en aza indirmek amacıyla trafik kuralları ve uyarılarını içeren metinleri
basında yayınlamaya gayret etmiştir:
“Sür’at daima felakettir!”, “Kazadan sonra vicdanınız muazzez olacağına, olmadan
önce tedbirli olup müsterih olunuz”, “Açık kamyon veya traktör romörkleri boş dahi olsa
şahısları bindirmeyiniz” 1147 gibi notlarla günlük gazetelerde kısa ve uyarıcı
paylaşımlarda bulunmuştur.
Vatandaşların, şehir içinde hızlı giden araçlardan duydukları rahatsızlık, sıklıkla basında
dile getirilmiş, ayrıca kaldırımlarda park etmiş olan bisikletler sebebiyle yayaların
kaldırımı kullanamadıkları hakkında şikayetler basın yolu ile Emniyet Trafik Şubesine
iletilmiştir1148.
Trafik kontrolleri sırasında usulsüz araç park eden sürücülere de zabıt tutularak, şehir
içinde ve dışında yapılan kontrollerde ruhsatsız, eksik donanımlı olduğu anlaşılan
arabalara ceza kesilmiştir1149.
4.3.3. Trafik Kazaları
Trafik Kazası; “karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın
karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olay” şeklinde
tanımlanmaktadır1150. Kaza teriminin farklı şekillerde algılanması sebebiyle trafik
1146 Anadolu, 9 Ağustos 1957, Sayı: 397. 1147 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528. 1148 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1960, Sayı: 2646. 1149 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Eylül 1960, Sayı: 2749. 1150 http://trafik.net.tr/trafik-kazasi-nedir/ (Erişim Tarihi: 09.12.2017).
347
kazalarının incelenmesi sırasında yorumlama önem kazanmaktadır. Sebep-sonuç
ilişkisinde kazalara etkisi olan ihmaller de göz ardı edilmemelidir.
1950-1960 yılları arasında Adapazarı-Sakarya’daki trafik kazalarının durumu
incelenirken, gazetelere yansıyan bazı yıllara ait istatistiki verilerden de faydalanılmıştır.
Bir sonraki başlıkta ise, yaralamalı ve maddi hasarlı kazalar ile ölümlü trafik kazalarına
ait örnekler kaydedilmiştir.
-1952 yılında, 158 kaza meydana gelmiş, 71’i ölümle sonuçlanmış, 47 kazada da 213
vatandaş yaralanmıştır.
-1953 yılında ilk dört ayda (Ocak-Nisan), şehirde 126 kaza gerçekleşmiş, ölü ve yaralı
sayısı bir önceki yıldan 32 eksik olup, toplam 85 kişidir. Yıl sonuna kadar bu kazaların
sürmesi ile katlanarak devam ettiği görülmektedir. 1953 yılının sadece bir ayında, 17
taşıt kazası meydana gelmiş ve bu kazaların 5’i ölümle sonuçlanan kazalar olmuştur1151.
-1958 -1959 döneminde Sakarya’da gerçekleşen trafik kazaları, bunların sebep ve
sonuçları hakkında detaylı bir açıklama yapılmıştır1152.
İldeki karayollarında 100 trafik kazası gerçekleşmiş, bu kazalarda 109 kişi yaralanmış,
25 kişi ölmüştür.
Yapılan incelemelerde bu kazaların %60’ ının özellikle şehir içinde meskûn alanlarda
seyreden araç şoförlerinin fazla hız yapmalarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu
nedenle, meskun mahalle içlerinde 40 km. den fazla hız yapmanın tehlikesi açıklanmıştır.
Yayaların da yaya kaldırımlarını kullanmaları ve gerektiğinde ilk geçiş hakkını araçlara
vererek daha sonra yolun karşısına geçmeleri kanunen uygun görülendir.
Sene içerisinde yaşanan 100 kazadan %60’ı fazla hız yapan şoförlerin dikkatsizliğinden
kaynaklandığı gibi %40’ı da yayaların kanunlara ve düzene uymaması ve
dikkatsizliğinden doğduğu bir gerçektir. Ölümle sonuçlanan 25 kazadan 6’sı, hızlı
seyreden şoförün araç hakimiyetini kaybetmesinden, 6’sı da traktör süren ehliyetsiz ve
bilgisiz şoförlerin kurallara uymamasından, 5 tanesi ise özellikle küçük yaştaki
1151 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Nisan 1953, Sayı: 431. 1152 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528.
348
çocukların trafik yoğunluğu çok olan caddeler üzerinde oynamalarından meydana geldiği,
8 kazanın ise farklı sebeplerle gerçekleşmiş olduğu izah edilmiştir.
-1960 yılının sadece 2 ayı içerisinde (Eylül-Ekim) Sakarya’da meydana gelen trafik kaza
sayısı 9 dur. Bu kazalarda 1 kişi ölmüş, 17 kişi yaralanmıştır. Bu kazalarda ortaya çıkan
maddi hasar toplamı 26.500 liradır. Eylül 1960 içerisinde 480 adet trafik zaptı tutulmuş,
27 kişi yakalanmıştır. Plakasız sürülen 7 araç tespit edilerek cezai işlem
gerçekleştirilmiştir1153.
Anlaşıldığı üzere 1950-1960 yılları arasında, yaşanan çok sayıdaki kazada birçok
vatandaş yaralanmış ve araç sahipleri de maddi hasara uğramıştır. Büyük şehirlerdeki
trafik yoğunluğuna göre çok daha az sayıda aracın bulunduğu Sakarya’da, trafik
kurallarına uyma bilinci yerleştikçe ve önleyici tedbirler devreye sokuldukça ilerleyen
yıllarda kaza oranlarında düşüş kaydedilecektir.
4.3.3.1. Yaralamalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazaları
Sakarya’daki trafik vakaları incelendiğinde, bu dönemde en çok karşılaşılan kaza şeklinin
yaralamalı kazalar olduğu görülmektedir. Bu kazalar, araçların karşılıklı çarpışması veya
tek taraflı çarpışmalar olabildiği gibi, taşıtların yayalara çarpması şeklinde de
yaşanmaktadır. Açık kamyon veya traktör römorklarında güvenli olmayan yolculuklar
ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının ilk sıralarında yer almaktadır. Çarpışma ve
devrilme anında korunmasız yolcuların ölümü ya da sakat kalması ile sonuçlanan kazalar
sıklıkla yaşanmıştır. Bunun yanı sıra, şehir içerisinde hızlı seyreden arabaların ve
yayaların yolunu gasp ederek seyreden bisikletlerin çarpması sonucunda oluşan kazalar
da yaralanma ve maddi hasara sebep olan kaza şekilleri olarak kaydedilmiştir.
4.3.3.2. Yaralamalı Trafik Kazaları
1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda gerçekleşen kazalar genellikle şehirdeki trafik
kurallarının sürücüler tarafından çiğnenmesi ve yayaların da bu konuda dikkatsiz
davranması sonucunda gerçekleşmiştir. Kural ihlallerinden ilki hızdır. Hız sebebiyle
gerçekleşen kazalara örnek olarak, Ankara caddesinde Feyzullah Korkut idaresindeki 914
1153 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ekim 1960, Sayı: 2774.
349
plakalı taksi, Tozlu Hamam caddesinden hızla geçerken bakkallık yapan F. K.’a çarparak
yaralanmasına sebep olmuştur1154.
Gelin konvoylarında yaşanan kazalar genellikle traktör ve kamyonlarda çok sayıda yolcu
taşınması sebebiyle büyük bilançolara sebep olmaktaydı. Dağdibi’nden gelmekte olan bir
düğün konvoyunda, traktörün romörküne binen genç kız ve kadınlardan 20 kadarı,
romörkün devrilmesi sonucunda bazıları ağır olmak üzere yaralanmışlar ve hastaneye
kaldırılmışlardı1155. Kasasında 25 yolcu taşıyan 07639 plakalı kamyon şoförü Ş.A., Ferizli
yolunda ani fren yaptığında frenleri patlamış ve üzerinde taşıdığı yolculardan M.Ö. ve
Ö.K. yaralanmışlardır1156. Uygun olmayan şartlarda yolculuk yapılması bir ihmaldir. Bu
tarz kazalarda hem araç sahibi hem de yolcular sorumlu tutulmuştur.
Ehliyetsiz şoförlerin sebep olduğu kazalar her dönem olduğu gibi bu dönemde de
yaşanmıştır. Baki Sönmez, plakasız bisikleti ile Kömürpazarı caddesinde 4 yaşındaki
Kenan Güleç’e çarparak başından yaralanmasına sebep olmuş, yakalanarak adalete teslim
edilmiştir1157.
Sakarya’da gerçekleşen trafik kazalarından biri, Sakarya’nın ünlü simalarının içinde
bulunduğu araçla 4 Mart 1958 tarihinde gerçekleşmiştir. Milli Eğitim Bakanı Celal
Yardımcı, Sakarya Valisi Nazım Üner ve Milli Eğitim Müdürü Talat Ayhan’ın birlikte
seyehat ettiği otomobil öğlen saatlerinde Hendek yolunda kaza yapmış, Bakan
Yardımcı’nın dişinin kırıldığı, Vali Üner’in dudağının yarıldığı bu kazada Milli Eğitim
Müdürü Ayhan çarpmanın etkisiyle camdan fırlayarak başından yaralanmıştır. Kazadan
sonra Bakan Yardımcı kendi aracıyla Ankara’ya gitmek üzere yoluna devam etmiş, Vali
Üner ve Milli Eğitim Müdürü ise ambulansla Sakarya Devlet Hastanesine götürülerek
tedaviye alınmışlardır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes, kaza
geçiren Sakarya Valisi ve M. E. Müdürü Talat Ayhan’ı Sakarya Devlet Hastanesi’nden
1154 Anadolu, 28 Şubat 1957, Sayı: 264. 1155 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Ekim 1960, Sayı: 2788. 1156 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Kasım 1960, Sayı: 2811. 1157 Anadolu, 28 Ocak 1957, Sayı: 237.
350
arayarak, geçmiş olsun ve acil şifalar dileklerini iletmiştir1158. Tedavi sonrası sağlığına
kavuşan Vali Üner, 1 Mayıs 1958 tarihinde tekrar görevine dönmüştür1159.
Yine duyulan kazalardan biri de, Şubat 1960’da gerçekleşmiştir. Sakarya Valisi Nazım
Üner’in kızını İstanbul’a taşıyan resmi plakalı otomobil, İstanbul yolunda bir kamyona
çarparak kaza yapmış, Ülkü Üner ve beraberindeki Ziraat Müdürü Bedri Sözer hafif
yaralanmışlardı1160.
4.3.3.3. Ölümlü Trafik Kazaları
Sıklıkla meydana gelen trafik kazalarından biri de, kamyondan düşmek sonucunda
ölümle biten kazalardır. Genellikle kamyon kasasına binip inme sırasında çok sayıda kaza
meydana gelmiştir. S. Ç’nin sürdüğü kamyona, aracın durmasını beklemeden atlayan
M.A düşerek ağır yaralanmış ve hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetmiştir. Şoföre
cezai işlem yapılmıştır.1161 Sapanca’da kamyonda yolculuk yapan bir kız çocuğu, seyir
halinde kapının açılması sonucu düşerek hayatını kaybetmiştir1162. Bu tarz kazalardaki
ihmal sebebiyle çok sayıda acı hadise yaşanmıştır.
Sapanca’da yaşanan büyük bir trafik kazasında iki kamyon çarpışmış, 7 kişi yaralanmış,
3 kişi ölmüştür. İ.A.’nın sürdüğü Sakarya 7658 plakalı komyon ile K.A.’nın sürdüğü
Kocaeli 17699 sayılı kamyon çarpışmışlar, kaza sırasında R.Ç. M.E. adlı iki erkek ile H.
Adında bir kadın hayatını kaybetmiş, 7 kişi de yaralanmıştır1163.
Ferizli köyünden H.F.adlı şoför idaresindeki 7705 plakalı kamyon, Karasu yönünden
gelirken Kuyudibi caddesinde bisiklete binen İstiklal mahallesinden 11 yaşındaki K.T.’ye
çarparak ölümüne sebep olmuştur. Şoför tevkif edilmiştir1164.
Hız sebebiyle gerçekleşen trafik kazaları bu dönemde pek çok yaralanma ve ölüm
vakalarına sebep olmuştur. Sakarya Ormanköyden geçen Gaziantep plakalı bir kamyon,
1158Demokrat Sakarya, 4 Mart 1958, Sayı: 1143; 5 Mart 1958, Sayı: 1144; Şahin, Kronolojik Adapazarı-
Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 168. 1159 Demokrat Sakarya, 1 Mayıs 1958, Sayı: 1191; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 168. 1160 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Şubat 1960, Sayı: 2578. 1161 Anadolu, 30 Ocak 1957, Sayı: 239. 1162 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Temmuz 1952, Sayı: 179. 1163 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Ekim 1960, Sayı: 2781. 1164 Demokrat Sakarya, 9 Ağustos 1958, Sayı: 1274.
351
köyün içinden hızını düşürmeden seyrederken bir kız çocuğunu ezerek ölümüne sebep
olmuştur1165.
Traktörler de şehir içinde ve dışında çok süratli seyrettikleri ve trafik kurallarına
uymadıkları için kazalar giderek artmış, bu kazaların çoğunluğu ölüm ile sonuçlanmıştır.
Nitekim, bir traktörün hız sebebiyle devrilmesi sonucunda römorkta bulunan bir vatandaş
hayatını kaybetmiştir. “Bu konuda en büyük eksikliklerden biri, traktör sürücülerinde
ehliyet aranmamasıdır. Gerek şehir içinde gerekse Ankara-İstanbul ana yolu üzerinde
dolu dizgin traktör kullanan ve hiçbir trafik kuralından haberdar olmayan kişilerin
traktör sürmesi bu kazaların önünü açmaktadır”1166.
Traktörle ölümlü kazalardan bazıları da bu araçların römorklarına binmek isteyen
yolcuların tedbirsizliği sebebiyle yaşanmıştır. Böyle bir kaza, 1959 yılında Adapazarı’nın
Çaykışla köyünde gerçekleşmiştir. Hasan Baytekin’in sahip ve sürücüsü olduğu çift
romörküne 6,5 ton patates yükleyerek Adapazarı’na gitmekteyken, Yenimahalle Tavuklar
caddesinde kahveden çıkan Trabzon’un Kavala köyünden 22 yaşında Hasan Bayrak
adındaki şahıs, seyir halinde bulunan traktörün römorkuna binmek istemiş, şoförün
durmasını beklemeden romörkün çeki demirine atladığı sırada ayağı kayarak düşmüş,
römorkun ön tekeri altında başı ezilerek olay yerinde hayatını kaybetmiştir1167.
Eser İlkokulunda 2. Sınıf öğrencisi olan Mehmet Atasoy isimli 9 yaşındaki çocuğa, Bolu
yolunda sarhoş şekilde kamyon süren bir şahıs çarparak ölmesine sebep olmuştur. Şoför
yakalanmış ve sorgusunun ardından tutuklular evine gönderilmiştir. Cenaze
Adapazarı’nda törenle kaldırılmış ve defnedilmiştir1168. İncelenen dönemde Sakarya’da
alkollü yada ehliyetsiz sürücülerin sebep olduğu çok sayıda ölümlü kaza haberi
kaydedilmiştir.
1165 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ekim 1959, Sayı: 2483. 1166 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Ekim 1959, Sayı: 2487. 1167 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Kasım 1959, Sayı: 2517. 1168 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Eylül 1960, Sayı: 2751.
352
BÖLÜM 5: SAKARYA’DA KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL HAYAT
5.1. Demokrat Parti’nin Kültür ve Sosyal Politikaları
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra dünyada ortaya çıkan iki kutuplu yeni
düzende, bir tarafta Amerika Birleşik Devletleri diğer tarafta ise Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği’nin yer aldığı politik ortam, soğuk savaş dönemi olarak
adlandırılmaktadır. Bu süreçte siyasi rekabetin yanında, toplumsal hayatın hemen her
alanında ve yaşam biçiminde görülen Amerikan etkisi, pek çok ülkeyi olduğu gibi
Türkiye’yi de çevrelemiştir. Cumhuriyetin kuruluş ideolojilerinin görece geri planda
kaldığı bu dönemde, Amerikan yaşam biçimini ve kültürel yapısını benimseme
beraberinde siyasi olarak tek partili dönemden çıkılmasını sağlamıştır. Demokrat
Parti’nin iktidara gelişi ile iç ve dış politikada değişimler yaşandığı gibi, devlet
politikaları ile birlikte sosyal hayatın hemen her alanında başta Amerikan etkisi olmak
üzere, Batı dünyasının izlerini görmek mümkün olmuştur1169.
Menderes Hükümetleri 1950, 1954, 1957 yıllarındaki hükümet programlarında sosyal ve
kültürel konulara özellikle manevi eğitime önem verileceğini, bu çalışmaları parti
ilkelerine bağlı kalarak yürüteceğini açıklamıştır.
Bu bölümde 1950-1960 döneminde Adapazarı-Sakarya’da, kültürel ve toplumsal hayatın
önemli başlıkları olan eğitim, sosyal hayatın parçası olan dernek ve sendikalar, sinema ve
tiyatro gibi kültürel faaliyetler ile sağlık, spor ve gündelik yaşama dair konular ele
alınmıştır.
5.2. Eğitim
Eğitimin pek çok tanımı yapılmıştır. Kişinin hayatı boyunca devam eden, çeşitli zihni,
bedeni, davranışlarının istenilen doğrultuda geliştirilmesi, toplum içinde yaşam kalitesini
ve değerlerini belirleyen öğrenim aşamalarının tamamıdır. Öğretim ise, düzenli olarak bir
öğretim kurumunda öğretmenler tarafından materyal kullanılarak belirli bir disiplin
içinde öğrencilere bilgi aktarılması çalışmalarıdır1170.
1169 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 9-10. 1170 Kenan Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Yayınları,
2005, s. 945.
353
Tarih boyunca vatandaşların eğitimi konusu, her iktidarın temel hedefi olmuştur.
Bugünkü modern okulların kurulması, belediyelerin ve hükümetlerin bu görevi
benimsemeleri, dünyadaki büyük inkılap hareketlerinin etkisi sonucunda gerçekleşmiştir.
Yani dünyadaki yaygın akımların etkisi ile başlamış ve olgunlaşmıştır. Devletlerin
amacına, hassasiyetlerine göre eğitim öğretim yapmaları, devlet için bir kamu görevi
olmakla birlikte, vatandaş için de bir hak olmuştur. Türkiye’de milli tarih ve eğitim
konusunda kültürel değişimler Tanzimat sonrasında başlamakla birlikte, Cumhuriyet’in
ilanından sonra hızla devam etmiştir. Erken Cumhuriyet döneminde eğitim ve milli tarih
politikasının temel dayanağı ve hassasiyeti, milliyetçilik olgusudur. Atatürk ve tek parti
döneminde yapılan eğitim alanındaki çalışmalar, ülkenin milli hedeflerinin altını
çizerken, toplumsal inkılabın temel amacı olan “muasır medeniyetler seviyesine
yükselme” konusunda okur-yazarlığın artırılması ve eğitim kurumlarının Tevhid-i
Tedrisat uyarınca standarda kavuşturulması amacına yöneliktir. 3 Mart 1924 tarihli
kanun, “eğitim ve öğretim birliği kanunu” geniş anlamda, Türk inkılabı noktasından milli
kültür birliğini hedef tutmuştur. Bütün eğitim kurumlarını Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlayarak, eğitim ve öğretimin “milli tek okul sistemi” içinde genele yayılması,
demokratikleştirilmesi ve laikleştirilmesini de kapsayan halkçı bir zihniyet ile vatandaşlık
eğitimine adım atılmıştır şeklinde yorumlanabilir1171.Tek Parti döneminde, Türkiye’nin
eğitim seferberliği özellikle “ilk tahsil” alanında idealize edilmiştir. Dönemin eğitim
siyaseti, az masrafla çok netice alınan okulları artırmak, mesleki eğitimi
yaygınlaştırmaktır. Köy Enstitüleri1172 ile öğretmen ihtiyacı pratik şekilde karşılanmıştır.
1171 Hıfzırrahman Raşit Öymen, Türkiye’nin Ana Eğitim Problemleri (Devrimler ve Reformlar Açısından),
Ankara: Ayyıldız Matbaası, 1969, s. 24-34. 1172 Köy Enstitüleri: “Eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan halk ile kentliler arasındaki bozuk dengeyi
eşitlemek ve köy halkına pratik bilgi vermek amacıyla 1936'ta Saffet Arıkan'ın Vekilliği döneminde Köy
Eğitmeni projesi uygulamasına başlanır. Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan gençler, Ziraat
Bakanlığı'nın iş birliğiyle, modern tarım tekniklerini uygulayan Mahmudiye Devlet Üretme Çiftliği'nde
yetiştirilerek köylere gönderilir. Amaç, köye hem bir öğretmen hem de modern üretim araçları ve tarım
yöntemleri sağlamak ve eğitimin mali yükünü hafifletmektir. İsmail Hakkı Tonguç yönetiminde başlanan
bu projenin başarılı olması üzerine 1937 ve 1939 yıllarında çıkarılan yasalarla köy eğitmeni yetiştirme
deneyimi yaygınlaştırılır. Kırsal kesime yönelik bu eğitim uygulaması hiç şüphesiz daha sonra kurulan Köy
Enstitüleri için uygun koşullar yaratmış ve Köy Enstitüleri'ne geçişi kolaylaştırmıştır. 1942-43 öğretim
yılında, Köy Enstitüleri'ne öğretmen, bölge okullarına yönetici, gezici başöğretmen, ilköğretim müfettişi ve
kesim müfettişi yetiştirmek amacıyla Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü açılır.
Enstitülerin ilk resmî öğretim programı 1943 yılında yayımlanmıştır. Programa göre, ilkokulu bitiren
çocuklar sınavla Köy Enstitülerine alınır ve karma eğitim uygulanır. Toplam beş yıl süren öğretim
zamanının yarısı kültür derslerine, dörtte biri tarım dersleri ve çalışmalarına, dörtte biri de sanat ya da
teknik derslere ve çalışmalara ayrılmıştır. Bütün derslerde ve çalışmalardaki temel yöntemin 'yaparak
öğrenme' ilkesi olduğu söylenebilir. "Gerek öğretimin eğitsel bir biçimde yapılmasında, okuldaki toplumsal
ortamın yaratılmasında ve gerekse toprakların işlenip uygar bir eğitim kurumunun oluşmasında öğrenci-
354
Açılan Halkevleri aracılığıyla güzel sanatlar, ilim ve kültür faaliyetleri, sosyal meseleler
ve parti faaliyetleri ile ilkelerinin her muhite ulaşması hedeflenmiştir1173.
Çok partili hayatın başladığı yıllarda, pek çok konuda olduğu gibi Türkiye’de eğitim
sistemi ve Milli Eğitim müfredatında alternatif yaklaşımların gündeme geldiği
görülmektedir.
5.2.1. Demokrat Parti’nin Eğitim Politikaları
Cumhuriyet Halk Partisinin 27 yıllık iktidarını devralan, Demokrat Parti kuruluş
programından itibaren memleketin her köşesinde eşit eğitim imkânlarının sunulması
vaadinde bulunmuştur. Ayrıca ülkedeki tüm eğitim kurumlarının tek elden yönetileceği
konusunu gündeme taşımıştır1174. Tek parti dönemine ait politikaların değiştiği, milli,
öğretmen ilişkilerinin bir aile yuvasındaki gibi içten oluşunun büyük rolü olmuştur." Zamanla sayıları 21'i
bulan Köy Enstitüleri 1944'ten itibaren yılda ortalama 2000 öğretmen mezun etmeye başlar. Köylere
gönderilen öğretmenlere tarım araç ve gereçleri ile üretimde bulunmak ve gelirinden yararlanmak üzere
tarla ve irat hayvanları verilir. Öğretmenlerin ödevleri 1942 yılında çıkan 'Köy Okulları ve Enstitüleri
Teşkilat Kanunu'nda belirlenmiş ve 'okul ve kurslarla ilgili işleri ve 'köy halkını yetiştirmekle ilgili işler'
diye ikiye bölünmüştür. Ulaşılmak istenen hedef, Atatürk'ün halkçılık ilkelerine uygun olarak, geniş halk
kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak,
halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak ve aynı zamanda kendi
hakları konusunda bilinçlendirmektir. Enstitüler, geniş bir halk kütlesine ulaşan bir eğitim ve kalkınma
etkinliği olması dolayısıyla ülkenin gelişmesinde en büyük katalizör olarak görülebilir. Nitekim daha
başlangıç noktasında kalan bu eğitim modelinin başarısı, 1946'ya kadar köylerdeki öğretmen açığını
kapatan 16.400 kadın ve erkek öğretmen ile 7300 sağlık memuru ve 8756 eğitmen yetiştirmiş olmasıdır.
Mezunlar arasında Mehmet Başaran (doğ. 1926), Talip Apaydın (doğ. 1926), Fakir Baykurt (doğ. 1929)
ve Mahmut Makal (doğ. 1933) gibi yazarlar da bulunmaktadır. Şiir, hikaye ve romanlarında köy
sorunlarını işleyen bu yazarlar, sosyal, kültürel ve siyasal etkinlikler de göstererek köy insanının dünyası
için bilinç yaratmışlardır. "Köy Enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, o güne kadar yalnızca
eğitim kitaplarında görülen, fakat geleneksel eğitimin etkisiyle, okula ve sınıflara giremeyen eğitim ilke ve
yöntemlerini, doğanın içinde hayata geçirmek olmuştur. Bunların somut birer örneğini vermiştir.
Buralarda binlerce öğretmen adayı, bunları bizzat yaşayarak öğrenmişler ve gittikleri okullara da bunları
taşımışlardır." Yücel'in başarısı, bu projeyi Büyük Millet Meclisi'ndeki şiddetli eleştirilere karşın
gerçekleştirmiş olmasıdır. 1946'da bu girişim durdurulur ve sonraki yıllarda hiç karşı dayanışma
olmaksızın ortadan kaldırılır. "Köy Enstitüleri 'bütün' ünün içinde İnönü'nün büyük ağırlığı olmuştur.
İnönü'nün bu desteği savaş bitene, memleketimizde ve dünyada yeni bir güçler dengesi kurulana kadar
sürmüştür. Çok partili döneme girilince İnönü artık eski gücünü bulamamış ve bu desteği enstitülere
verememiştir. Köy Enstitüleri de, Türkiye'nin öteki reform girişimleri gibi yukarıdan geldiği, tabanda itici
bir kuvvete dayanmadığı için, İnönü desteğinin ortadan kalkması enstitülerin oturduğu temellerden en
önemlisinin yıkılması olmuştur." Bundan başka, kırsal kesim halkı böyle bir kuruluşun gerekliliğine
yeterince hazırlanmamıştır. Böylece proje dinamizm geliştirememiş ve kendi kendisini yürüten bir sürece
dönüşememiştir.” http://www.meb.gov.tr/meb/hasanali/egitimekatkilari/koy_enstitu.htm 1173 İsmet İnönü, Eğitim-Öğretim Üzerine, Haz.İlhan Turan, Ankara: Türk Eğitim Derneği İnönü Vakfı
Yayınları, 2002, s. 40-43. 1174 Demokrat Parti Programı 1946: “MADDE 33 — Maarif sistemimizde Millî Eğitim ve öğretim vahdeti
prensibi taraftarıyız. MADDE 34 — Umumî ve meslekî eğitim ve Öğretim; yurt ihtiyaçlarını karşılayacak
umumî bir plana göre tanzim edilmeli ve gelecek nesillerin yalnız ilim ve teknik bilgi ile değil, millî ve
insani bütün manevî kıymetlerle de teçhizine çalışılmalıdır.”
355
manevi, insani değerlere önem verilen bir eğitim sisteminin savunulacağının açıklandığı
bu süreci, hükümet tarafından fazla siyasi bulunan Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi
eğitim kurumlarının kaldırılması takip etmiştir. Köy ve şehirde görev yapan
öğretmenlerin standart bir programa tabi olmaları gerektiğini savunan bir anlayışın
sonucu olarak kabul edilebilir. Çünkü programlarında, “Bütün ilkokul öğretmelerinin
ayni ruha ve ayni seviyede bilgiye sahip olmaları esasının göz önünde tutulmasını, bunlar
arasında farklı zümrelerin teşekkülüne meydan verilmemesi bakımından lüzumlu
görmekteyiz.” şeklinde ifade edilmiştir1175. Diğer taraftan, eğitim alanında örnek alınan
Amerikan modeli, Türkiye’ye bu dönemde getirilen Amerikan uzmanların tavsiye ve
raporları ile kendini göstermiş, 1952-1953 öğretim yılında Öğretmen Okulları ile Köy
Enstitüleri’nin öğretim programlarının birleştirilmesi ve ortak dersler koyulması gibi
uygulamalar bu yakın ilişkilerin neticesinde meydana gelmiştir1176 şeklinde
yorumlanabilir.
1950’li yıllarda Türkiye’de ilköğretim, eğitim sisteminin en temel alanını oluşturmuştur.
Bu dönemde en büyük eğitim sorunu olarak, tüm köylerde bir ilkokul bulunmayışı
gösterilebilir. Demokrat Parti’nin eğitim alanındaki öncelikli hedefi, okulsuz köy
kalmaması için her köye bir ilkokul yaptırılması olmuştur. Yeteneği ve isteği olduğu
taktirde bir ilkokul öğretmeninin tüm öğretim derecelerini tamamlayarak, üniversite
profesörlüğüne kadar yükselmesine destek olacaklarını belirten hükümetin
çalışmalarından öne çıkan bir diğeri ise, ilkokullarda din dersi eğitiminin müfredata
alınmasıdır. Bu dersin öğretmenlerini yetiştirme amacıyla da öğretmen okullarının
müfredatına din derslerinin eklenmesi ile öğretmenlerin dini bilgilerinin artırılması
yoluna gidilmiştir. Daha sonra ise Yüksek İslam Enstitüsü açılmıştır. İsmet İnönü
döneminde öğrenci yetersizliği sebebiyle kapanan İmam Hatip Okulları, var olan İmam
Hatip kurslarının da sayıca az bulunması gerekçesi ile yedi yıllık eğitim sistemi ile
yeniden açılmıştır1177.
https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&isA
llowed=y (Erişim Tarihi: 17.03.2017) 1175https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&
isAllowed=y (Erişim Tarihi: 17.03.2017) 1176 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 145-150. 1177 Erdoğan Başar, “Demokrat Parti Dönemi Eğitim Hareketleri”, Eğitim Üç Aylık İlmi Dergi, 1 (1992),
s. 95; Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 152.
356
5.2.2. Sakarya’da Eğitim
Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne, devralınan okulların az bir kısmı
kullanılır durumda olduğundan, İzmit Sancağına bağlı Adapazarı için de yeni okullar
yapma işi öncelikli girişimler arasında olmuştur. Devralınan mirasa ve tarihsel süreçteki
ilerlemeye örnek teşkil etmesi bakımından yıllara göre eğitim oranlarına bakmak
gerekmektedir. Cumhuriyet’in ilk yılı olan 1923 yılında, Kocaeli genelinde 261 ilkokul
öğretmeni varken, 1927’de 187 ilkokulda 354 öğretmen, 1945 yılında 315 ilkokulda 568
öğretmen, 1950’de ise 355 ilkokulda 731 öğretmen görev yapmaktadır. Okuma yazma
bilenlerin sayısı, 1935 nüfus sayımında tespit edildiğine göre, 12.289 erkek ve 12.550
kadın olmak üzere toplam 24.839 okur yazar kişi bulunan Adapazarı’nda1178, 1950’de
54.005 erkek, 19.998 kadın olmak üzere toplam nüfusun %22’sine tekabül etmektedir.
İlkokulların sayıca çoğalması ve köylerin okula kavuşması seferberliği sonucunda,
okuma yazma oranı da o derece artış gösterecektir1179.
1954 yılı Aralık ayı itibariyle, Kocaeli’nden resmen ayrılarak il statüsüne yükselen
Sakarya’da, eğitim teşkilatı oluşturulmuştur. Ocak 1955’de yürürlüğe girecek olan
kararla, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayı ile “açık bulunan 60 lira kadro maaşlı
Sakarya Maarif Müdürlüğü’ne Kocaeli Maarif Müdür Muavini Talat Ayhan’ın almakta
olduğu 70 lira maaşla naklen ve terfian tayini” gerçekleşmiştir. Talat Ayhan Sakarya’nın
ilk Milli Eğitim Müdürü olarak görevine başlayacaktır. Müdürlüğü süresince, Sakarya’da
okul ve öğretmen ihtiyacını karşılamak ve şehre bir lise kazandırmak amacıyla yoğun
çalışmalar sürdürülmüştür 1180. Bu dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Celal Yardımcı,
1955 Mart’ında Sakarya’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve şehirde bir lise ve akşam kız
enstitüsü kurulacağını açıklayarak, ilçelerde incelemelerde bulunmuştu. Hendek ilçesinde
bir adet akşam kız sanat okulunun açılması için de girişim başlatmıştır1181.
Sakarya’nın il statüsüne yükselmesi ile birlikte, 1954-1955 eğitim öğretim döneminde,
Sakarya’da 237 okulda 494 görev yapmakta ve 26.034 öğrenci okula devam etmektedir.
Sakarya’da 1935 yılında okuryazarların genel nüfusa oranı %22 iken, ilkokulların
1178 T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, s. 53. 1179 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.965. 1180BCA, Fon Kodu: 030.11.1/248.42.7; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 132. 1181 Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 132.
357
yaygınlaştırılması ile 1955 yılında %47’ye ulaşmıştır. Okuryazar olan erkeklerin sayısı
79.281 iken, kadınların sayısı 35.054’e ulaşmıştır. Başka bir ifade ile erkeklerin okuma
yazma oranı %65’lerde iken, kadınların oranı %29 civarındadır1182. Bu orandaki büyük
fark, Sakarya’da kızların eğitim öğretime katılma açısından geride kaldıklarını
göstermektedir. Demokrat Parti döneminde, Sakarya il olduğunda devralınan eğitim
seviyesi bu çerçevededir.
5.2.3. İldeki Okullar
1950 yılı başlarında, Adapazarı merkezinde eğitim veren okulların birçoğu eski
tarihlerden beri faaliyette olan okullardır. Bu dönemde Adapazarı’nda bir çocuk yuvası,
ilkokul ve ortaokullar, sanat okulları mevcut olup, klasik bir lise bulunmuyordu,
öğrenciler İzmit’e giderek eğitimlerine yatılı olarak devam ediyorlardı.
1952 Mayıs’ında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri Adapazarı’nı ziyarete gelmiş
ve Demokrat Parti lokalinde halkla görüştükten sonra şehrin belediye başkanı ve önde
gelen kişileri ile birlikte okulları gezerek bilgi almıştır1183. Adapazarı merkez ve
köylerinde okul yapımı ve öğretmen atanması konusu ile bir lise ihtiyacı sıklıkla ele
alınmıştır.
5.2.3.1. Anaokulları (Çocuk Yuvası)
Sakarya’da 1956 yılı Aralık ayında, Vali Nazım Üner döneminde, önemli ihtiyaçlardan
biri olan “Çocuk Yuvası” hizmete açılmıştır. Açılışa ordu mensupları ve genel merkez
azaları ve halkın katılımı büyük olmuş, Çocuk Esirgeme Kurumu başkanı İzzet Şükrü
Enez konuşması ile yer almıştı. Bu yuvanın açılmasında Ç.E.K’in çalışmaları ve desteği
önemli rol oynamıştı. Aynı zamanda Sakarya halkının yardımları ile modern ve kullanışlı
bir şekilde inşa edilmiştir. Bu şefkat yuvasında, çocuklar için gerekli ihtiyaçlar
düşünülmüştü. Çok sayıda oda ve geniş aydınlık koridorlar sonunda bir hamam,
çamaşırhane, duşlar ve yatakhane bulunmaktaydı. İdari memurları, sekreteri, bir doktoru,
bir hemşiresi ve 18 hizmetlisi bulunmakta idi1184. Yuva, çoğunlukla ilkokul çağı öncesi
1182 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s. 968. 1183 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mayıs 1952, Sayı: 130. 1184 Anadolu, 10 Aralık 1956, Sayı: 195.
358
0-7 yaş grubu çocuklar için hizmet vermiştir. Bunun dışında bilinen bir özel çocuk yuvası
ve kreş kaydına rastlanmamıştır.
5.2.3.2. İlkokullar
İlköğretim meselesi ülkenin büyük bir davası olarak görüldüğünden, hükümetin
eğitimdeki önceliği ilkokullar hakkındaki çalışmalar olmuştur. 1950’lerin ortalarına
kadar artan nüfusa rağmen ilkokul azlığı sebebiyle ihtiyacı karşılayamayan
Adapazarı’ndaki ilkokullarda çift eğitim verilmekteydi. Kemalpaşa Okulu, Sabiha Hanım
Okulu, Karaosman Okulu, Büyük Gazi Okulu, Cumhuriyet Okulu, Sakarya Okulu, Fatma
Hanım Okulu, Mustafa Kemal Paşa ilkokulu gibi1185. Bunun dışında Akyazı, Pamukova,
Sapanca, Hendek, Kaynarca ilçelerinin çoğunun merkezinde ve köylerinde da ilkokullar
bulunmakta idi.
1950-1951 /1952-53 eğitim öğretim dönemlerinde Adapazarı merkezdeki ilkokul sayısı
sadece 7’dir. Göçmenlerle birlikte 45 bine yaklaşan Adapazarı nüfusuna bu sayı yetersiz
kaldığından aynı yıl 1945 doğumlular okullara alınmakla birlikte 1946 doğumluların bir
sonraki seneye devredilmesi gündeme gelmiş, daha sonra yapılan yeni öğretmen tayinleri
ile durum çözülmüştür1186. Ancak, ilkokullarda yaşanan izdiham ve öğretmen azlığı
konusu, devam eden yıllarda da basında yer alan haberler arasında olmuş, öğrencilerin
kitap ve kütüphane ihtiyacı dile getirilmiş birçok ilkokul ikili eğitim yaptıkları halde,
şehirdeki eğitim çağındaki öğrenci potansiyeline yeterli gelememiştir1187. Dönemin Milli
Eğitim Bakanı olan Tevfik İleri, 1952 Mayısında Adapazarı’na gelmiş ve DP lokalinde
halkla görüştükten sonra, şehirdeki okulları gezerek gözlemde bulunmuştur1188.
1953 yılı sonunda, Adapazarı’nda Vagon Tamir Atölyesi personeli ile çevre halkının
ilkokul çağındaki çocuklarının eğitimi için fabrika sahasında yeni bir ilkokul inşa
edilerek, eğitim ve öğretime açılmıştır1189.
1185 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ocak 1952, Sayı: 46. 1186 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 84; Adapazarı Akşam Haberleri, 10
Temmuz 1952, Sayı: 184; 11 Temmuz 1952, Sayı: 185; 30 Eylül 1952, Sayı: 251. 1187 Demokrat Sakarya, 29 Eylül 1924, Sayı: 87; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 125. 1188 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mayıs 1952, Sayı: 130. 1189 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 117.
359
Adapazarı’nın merkezinde bulunan ilkokullara bakıldığında bilinen en eski ilkokulu
“Sabihahanım İlkokulu” dur. Osmanlı’dan kalma bir okuldur. 3 sınıf olarak eğitim
vermektedir. “Büyük Gazi İlkokulu”, Karaağaç mevkiinde Ozanlar sokağının girişinde
olup, eğitime başlaması 1929 yılında gerçekleşmiştir. “Fatma Hanım İlkokulu”,
Osmanlı’dan kalan bir mahalle mektebidir. 3. Sınıf olarak hizmet vermiştir. “Kara Osman
İlkokulu”, Osmanlı’da asi bir derebeyi olan Kara Osman namına yaptırılmış zamanla
eskimiş, 1957 depreminden sonra Cumhuriyet İlkokulunun binasına taşınmıştır. “Mustafa
Kemal Paşa İlkokulu”, Adapazarı Kolordu Komutanı tarafından 1906 yılında Kemalpaşa
Numune Mektebi adıyla açılmış, cumhuriyet döneminde ismi yenilenmiş ve 1960 yılında
yeniden inşa edilen binada eğitime devam etmiştir. “Cumhuriyet İlkokulu” en eski
okullardan olup, 1925 yılında Karaağaçdibi mevkiinde, kiliseden tadilatla dönüştürülen
bir okuldur1190. Devoğlu mahallesindeki ilkokul ise “Kurtuluş İlkokulu ”dur1191.
“Sakarya İlkokulu”, Ulus Caddesinde Sakarya Camii çaprazında kalan bir İlkokul olup,
Sevinç Yıldız ve Fehmi Bilgin, 1960 yılında görev yapan öğretmenlere örnektir1192.
Adapazarı’nın Sakarya ili olarak yeniden inşası sürecinde eğitimin yapıtaşı olan
ilkokulların yaygınlaştırılması öncelikli hedef olmuş, Maarif Müdürü Talat Ayhan ve
Vali Nazım Üner dönemlerinde, ilkokul yapma işine önem verilmiş, 1956 yılı içerisinde,
Akyazı köyleri, Pamukova ve merkez köylerde açılacak olan 10 yeni okulun temelleri
atılmıştır1193.
Aşağıdaki tabloda, Kocaeli’ne bağlı halde iken Adapazarı ve diğer ilçelerin 1950 yılı ve
daha sonra Sakarya’ya bağlı Adapazarı ve ilçelerinin 1960 yılı, ilkokullar bazında Milli
Eğitim İstatistiklerinden elde edilen veriler sunulmuştur.
1190 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.965-968. 1191 Fahri Tuna, “Okan Müderrisoğlu İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-
ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm; “40 Soruda Ş. (Mehmed Selahaddin Şimşek) ve Adapazarı,
http://www.tyb.org.tr/40-soruda-s-mehmed-selahaddin-simsek-ve-adapazari-6261yy.htm (Erişim Tarihi:
22.07.2018). 1192 Fahri Tuna, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı” ,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-paker-ile-40-
soruda-adapazari-5353yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1193 Anadolu, 10 Eylül 1956, Sayı: 116; 17 Ekim 1956, Sayı: 140.
360
Tablo 55: 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve Sakarya Merkez İlçelerindeki
İlkokulların Sayısı
İlkokullar 1950 1960
İlçeler Köy Okulu Merkez Okulu Köy Okulu Merkez Okulu
Adapazarı 67 7 123 18
Akyazı 26 1 78 2
Geyve 46 2 89 2
Hendek 31 2 61 3
Karasu 24 1 47 8
Sapanca - - 16 1
Toplam 174 13 414 33
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri
İlköğretim (1950-1951), Ankara: 1951, s. 57-58; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel
Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim (1960-1961), Ankara: 1965, s, 84-85.
Tablodaki veriler yorumlandığında, ilkokul sayısının 10 yıllık süre boyunca sürekli arttığı
görülmektedir. Özellikle köylerde ilkokul yapımına büyük önem verildiği bu dönemde,
1960 yılına gelindiğinde, 488 civarındaki köyün pek azı hariç ilkokul açıldığı
bilinmektedir. Okul sayısında en çok artış, ilçeler ve köylerde gerçekleşmiştir. 1954-1955
döneminde 237 adet okul, 494 öğretmen sayısına sahip olan Sakarya’da, tüm bu
çalışmalar doğrultusunda, 6 yaş üstü nüfusun %47,68’i okuryazar iken, 1960 yılında
%49,47’ye yükselmiştir. Erkeklerin %65’i kadınların %49’u bu oranı paylaşmaktadır1194.
Demokrat Parti hükümetlerinin ilköğretim açma seferberliğinde sayısal olarak
hedeflediği başarıyı elde ettiği söylenebilir. Ancak bu çalışmalara rağmen Türkiye’de
zorunlu ilkokul eğitimine ancak 1962 yılında geçilebilmiş, kadınların eğitim öğretim
alanındaki varlıkları erkek nüfusun epey gerisinde kalmıştır.
5.2.3.3. Ortaokullar
Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda 1950’lerin ilk yarısında bir adet ortaokul mevcuttu. En
eski Orta Okulu, 1915 yılında Adapazarı İdadisi adıyla açılan ancak 1921 yılında işgal
sebebiyle Hendek ilçesine nakledilen okuldur. 1927 yılından sonra ortaokul haline
getirilerek “Adapazarı Ortaokulu” ismini almıştır1195. Merkezdeki bu okul, ilkokuldan
sonra eğitimini devam ettirecek öğrenciler için tek başına yetmeye çabalamakta ve
Atatürk Parkı’ndaki Büyükşehir Belediyesinin kullanacağı hizmet binasında yer almakta
idi. Okulda eğitim gören şahsiyetlerin anılarına göre, ele aldığımız yıllarda Ali Rıza Bey,
okul müdürü olarak görev yapmakta, Yusuf Bey müdür yardımcılığını yürütmektedir.
1194 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.975. 1195 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.969.
361
Çeşitli branşlarda görev yapan öğretmenlere örnek olarak; Talia Balcıoğlu Tarih, eşi
Hasan Balcıoğlu Türkçe, Ethem Tunacan Fizik, Hayrettin Özgül Matematik, Nebahat
Demirel Türkçe derslerini okutmakta idiler1196.
Adapazarı Ortaokulu’nun 1952 eğitim-öğretim döneminde liseye dönüştürülmesi
kararlaştırılmış, ancak bunu gerçekleştirmek hemen mümkün olmamıştır.1197 Ortaokulda,
sosyal etkinliklere örnek olarak, öğrenciler arasında bazı spor müsabakaları ve turnuvalar
düzenlenmekte idi. Ping-pong turnuvası bunlardan biridir. Okulların yapmış oldukları
resim, dikiş ve nakış işlerinden oluşan el sanatları sergileri gibi faaliyetler yerel basında
yer almıştır1198.
Sonraki yıllarda ilçelerde ortaokul açma yolunda çalışmalar yapılmıştır, Adapazarı
halkının okul yapılması konusunda katkıları da önemlidir. Çeşitli dernekler vasıtasıyla
okul inşaatları hayırseverler tarafından finanse edilmiştir. 1952 yılında açılan Sapanca
Ortaokulu gibi. Kayıtlara göre, 1960’da Sapanca Ortaokulu müdürlüğünü Abdullah
Özpınar’dan devralan Abdurrahman Özöğretmen yapmaktaydı1199.
Aşağıdaki tabloda, Kocaeli’ne bağlı halde iken Adapazarı ve diğer ilçelerin 1950 yılı ve
daha sonra Sakarya’ya bağlı Adapazarı ve ilçelerinin 1960 yılı, ortaokullar bazında Milli
Eğitim İstatistiklerinden elde edilen veriler sunulmuştur.
Tablo 56: 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve İlçelerindeki Ortaokulların
Sayısı
1950 1960
İlçeler Merkez ve Köylerdeki Merkez ve Köylerdeki
Adapazarı 2 6
Akyazı 1 3
Geyve 1 2
Hendek 1 6
Karasu 1 3
Sapanca - 1
Toplam 6 20
Kaynak: D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul (1950-1951), Ankara: 1951, s. 66, 106; D.İ.E, Milli
Eğitim İstatistikleri Ortaokul (1953-1960), Ankara: 1963, s. 123, 224.
1196 Fahri Tuna, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı”,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-paker-ile-40-
soruda-adapazari-5353yy.htm; “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-
soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1197 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Mart 1952, Sayı: 92; Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Şubat 1953, Sayı:
379. 1198 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Şubat 1952, Sayı: 50; 3 Haziran 1952, Sayı: 155. 1199 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Kasım 1960, Sayı: 2818.
362
Tabloda görüldüğü üzere, Adapazarı hariç diğer ilçelerde 1950 başlarında sadece 1
ortaokul bulunmakta iken, 1960’a gelindiğinde tüm ilçelerde sayı en az iki ve katlarına
ulaşmıştır. Toplamda 6 adet ortaokul mevcuttur. En fazla ortaokula sahip ilçe Adapazarı
merkezden sonra Hendek olmuştur. Toplamda ortaokul sayısındaki artış 1950 yılının 3
katından fazladır. 1954-1955 eğitim öğretim döneminde, ortaokulların toplam öğrenci
sayısı 1.157 iken, öğretmen sayısı 56’dır. 1959-60 döneminde ise, 2.817 öğrenci, 83
öğretmene yükselmiştir1200.
Köylere ilkokul ilçelere ise ortaokul ulaştırılmasına önem verildiği anlaşılmaktadır.
İlerleyen yıllarda bu okulların birçoğuna lise kısmı da eklenmiş, Sanat, Öğretmen, İmam
Hatip gibi meslek veya düz liseye dönüştürülmüşlerdir. Hendek, Geyve, Karasu Akyazı
Ortaokulları bu şekilde örnek verilebilir.
5.2.3.4. Liseler
1950’lerin başlarında Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda modern anlamda bir lise yoktur.
Bunun en büyük sebebi, kanunlar gereğince müstakil bir il olmamasıdır. 45-50 binlik
nüfusuna rağmen bu konuda bir gelişme gösterememesi ilçe olarak kalmasından
kaynaklanmıştır. Bu konuda halkın beklentisi liselerin kurulması yönündedir ve düşük
gelirli ailelerin çocuklarını ortaokuldan sonra başka bir bölgeye göndermeleri mümkün
olamamakta, bu dönemde çözülmesi gereken bir eğitim sorununu oluşturmaktadır.
Adapazarı okul aile birlikleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bir lise açılması konusunda
isteklerini bildirerek girişimde bulunmuşlardır1201.
1952 yılına kadar Adapazarı’nda lise olmadığından, Pratik kız Sanat Okulu ve Pratik
Erkek Sanat Okulları faaliyettedir. Öğrenciler çevre illerin liselerine devam etmek
durumunda idiler. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri Adapazarı’na ziyarete
geldiğinde, halk kendisinden bölgeye modern bir lise açılmasını talep etmiş, ancak henüz
Adapazarı ilçe konumunda olduğundan bu istek olumsuz karşılanmıştır. Şartlar
dolayısıyla bazı ilçelerde ortaokul dahi olmadığı düşünüldüğünde lise açma fikrinin
ilerleyen zamana bırakılması gerekmiştir. 1952’den sonra, Adapazarı Halkevi binasının
boşaltılmasının ardından, bu binayı şehirde mevcut olan Ticaret Ortaokulu’na devrederek
1200 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.980. 1201 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Aralık 1951, Sayı: 6.
363
buranın Ticaret Lisesi’ne dönüştürülmesini Ankara’ya yaptığı ziyaretlerde belirten
Osman Erkaya, nihayetinde olumlu netice alarak dönmüş ve Halkevi binası o sırada
Kaymakamlığa söz verilmesine rağmen iptal edilerek Milli Eğitim Bakanlığı tasarrufuna
sunulmuştur1202. Böylece Adapazarı Ticaret Lisesi eski halkevi binasında eğitim öğretime
başlamıştır.
Sakarya’nın il olduktan sonra ilk valisi Nazım Üner, Aralık 1954’de talimat vererek,
Adapazarı’na acilen klasik bir lisenin açılması konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile
görüşmek üzere Belediye Başkanı Suavi Damalı’yı Ankara’ya göndermiştir. Açılacak
olan Adapazarı Lisesi için şehirdeki mevcut ortaokulların öğretmenlerinin
görevlendirilmesi düşünülmüştür1203. Ne var ki, Adapazarı’nın ilk lisesi, yer temin
edilmesi hemen mümkün olmadığından, 1955-56 döneminde Adapazarı Ortaokulu
binasında açılmıştır.1956 yılında Belediye binasında açılan İmam Hatip Okulu ile aynı
binayı paylaşmıştır. 5 yıl süreyle eğitim vermiştir. Atatürk Lisesi Yaptırma Derneği
kurularak, arsa temini sağlanmış, Tümenin yanındaki 12 dönümlük arazi okula tahsis
edilmiştir. Binanın yapını devlet karşılamıştır1204. Bu dönemdeki ismi ile Adapazarı
Lisesi’dir. Günümüzde Atatürk Lisesi adıyla bilinmektedir. 1966’da Çark Caddesindeki
yerine taşınmıştır. 1959-1960 döneminde, sadece bu klasik düz lise olup, 21 öğretmen,
490 öğrencisi mevcuttur1205.
Arifiye’de bulunan Köy Enstitüsü, bu dönemde öğretmen ve öğrencileri ile önemli bir
eğitim kurumu olarak faaliyet içerisindedir. Bu enstitünün temeli 1937 yılına dayanmakta
olup, ilk mezunlarını 1945 senesinde vermiştir1206. Kurulduğu dönemde, Köy Eğitmenleri
Kanunu gereğince açılan Eğitme Kursları olarak ortaya çıkmıştır. Nüfusları öğretmen
gönderilmesine elverişli olmayan köylerin öğretim ve eğitim işlerini yürütmek, bilimsel
bir rehberlik ulaştırmak amacıyla açılmış olan kurslardır. İlk olarak öğretmen adayı
yetiştirmek üzere 48 öğrencinin katıldığı bir kurs açılmıştır. Bu 48 öğrencinin bir tanesi
ilkokul mezunu, onu Halk Mektebine devam etmiş, otuz birinin ise mezuniyeti yoktur.
Kursta, sağlık, eğitim, ziraat dersleri, jimnastik ve temizlik dersleri verilmiş, 1938’den
1202 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 38. 1203 Demokrat Sakarya, 9 Aralık 1954, Sayı: 148. 1204 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 40. 1205Fahri Tuna, “İbrahim Ertiryaki İle 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/ibrahim-ertiryaki-ile-
40-soruda-adapazari-6626yy.htm (Erişim Tarihi: 20.07.2018); Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.978-980. 1206 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.54.
364
sonra bu kurslara ordudan çıkan onbaşı ve çavuşlar da alınmıştır. 1940 yılında resmen
Arifiye Köy Enstitüsü açıldıktan sonra, bu kursların yönetimi enstitü müdürlerine
devredilmiş, aynı bina içinde 1949 yılına kadar eğitimleri devam etmiştir. Bünyesinde
açılan köy öğretmenleri kursunda çeşitli illerden gelen öğretmenlere 45 gün kurs veren,
kurs sonunda sınav yaparak başarı belgesi dağıtan bir eğitim kurumudur1207. 1950-1960
yılları arasında, İlköğretmen Okuluna giriş sınavı yapılarak eğitime hak kazanan
öğrenciler 5 yıl süresince bu okula devam etmekte idiler. 5. sınıftan 6. sınıfa çok başarılı
olarak geçebilen öğrenciler ise, Yüksek Öğretmen Okulu yani Eğitim Fakültesi muadili
okula kaydediliyorlardı1208.
1952 yılında yapılan düzenleme ile Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarına
dönüştürüldüğünden, Arifiye Köy Enstitüsü de eğitim ve öğretim sistemini değiştirerek
yeniden yapılandırılmıştır. 1954 yılından sonra “Arifiye İlköğretmen Okulu” ismini
almıştır Okulun mevcut öğretmen ve idarecilerine, yeni program ve uygulanacak
müfredat hakkında bilgi vermek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı baş müfettişi Sapancalı
Sami Akyol ile birlikte, Bakanlık müfettişlerinden Lütfü Ericin, Osman Bener ve Ali
Uygur okulu ziyaret amacıyla birkaç gün kalarak açıklama yapmıştır1209. 1955-60 yılları
arasında 1860 olan öğrenci mevcudu, 1960’dan sonra 3295’e yükselmiştir. Okul,
ilkokuldan sonra7 yıl, ortaokuldan sonra ise 4 yıl eğitim vermekte idi. 1950 yılında enstitü
olduğu dönemde kız öğrenciler okula alınmamaya başlanmış, 1961 yılına kadar
uygulanmıştır1210.
Akşam Kız Sanat Okulu Adapazarı’nda 1940’lı yılardan beri eğitim vermekte olan bir
okuldur. 1956 yılında okul, Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait binaya taşınmış ismi de Kız
Enstitüsü olmuştur.1211. Bu okulun ders saatleri akşam 6’ya kadar olup, günlük 8 saat
olarak ayarlanmıştır. Okulun hazırladığı kıyafet defileleri ve el sanatları sergileri her yıl
rutin olarak düzenlenmektedir. Defileler Halkevi salonunda yapılmakta ve teşhir edilen
1207 Nureddin Ergin, Arifiye Öğretmen Okulu ve Tarihçesi, Adapazarı: Sakarya Saosyal Araştırma Merkezi
Yayını Seri: A, No: 7, s. 10-12; Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ağustos 1952, Sayı: 203. 1208 Fahri Tuna, “Vahdettin Sevinç İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/prof-dr-vahdettin-
sevinc-ile-40-soruda-adapazari-6804yy.htm, (Erişim Tarihi: 22.07.2018). 1209 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Ekim 1952, Sayı: 269. 1210 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979. 1211 Erendil, Dünden Bugüne Sakarya, s. 96.
365
ürünler halkın beğenisini toplamaktaydı1212. Kız Meslek Lisesi programına sahip olan
okulun, defilelerine ait fotoğraflar yerel basından da yayınlanmakta idi.
Adapazarı Erkek Sanat Enstitüsü; okul 1946-1947 eğitim öğretim yılında Orta Sanat
Okulu olarak kurulmuş, 28 Haziran 1950 tarihi itibariyle Erkek Sanat Enstitüsüne
çevrilmiştir. Demircilik, Marangozluk ve Tesfiyecilik olmak üzere üç programla eğitim
verilmekte idi. Okulun müdürlüğünü 1957 yılında Ragıp Tandoğan yapmakta idi.
Sakarya’da Erkek Sanat Ortaokulu’nda, 1954-1955 eğitim öğretim yılında 229 öğrenci
kayıtlı iken, 1959-1960 yıllarında 184 öğrenciye gerilemiştir. Bunda klasik lise ve dengi
okulların açılmasının da etkisi olduğu düşünülebilir1213. Okul aile birliği fakir öğrencilere
elbise ve yemek gibi yardımlarda bulunmakta ve okulun spor, Kooperatif, Kızılay,
Yeşilay, havacılık kollarında faaliyet verilmektedir. Okul, ilerleyen yıllarda yeni bir
binaya taşınmıştır1214.
1952 yılında, Tarım Bakanlığı tarafından Erenköy Ziraat Enstitüsü’nün (Meyve
Mücadele Enstitüsü) Adapazarı’na taşınması kararlaştırılmış, ayrıca 1953 yılında,
Adapazarı Demiryolu Fabrikası Çırak Okulu adıyla yeni bir okul kurulmuş ve eğitime
başlamıştır. Bu okul, öğrencilerine ilkokuldan sonra 4 yıllık bir eğitim vermekte olup,
tesviye, kaynak, marangozluk ve torna bölümleri bulunmaktaydı. 1973 yılında kapatılan
okul, bu tarihe kadar çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir1215.
Adapazarı’nda ortaokul ve liseyi ihtiva eden bir İmam Hatip Okulu 1956 yılında
açılmıştır. Belediye binasında hizmete başlamış olup, Okul Yaptırma ve Koruma Derneği
oluşturularak Zirai Donatım Kurumu tarafından tahsis edilen arsada, toplanan yardımlarla
inşaatı başlamıştır. Bir süre Adapazarı Lisesi ile birlikte aynı binayı kullanmıştır. İmam
Hatip Okulu, orta kısmında 1959-60 döneminde ilk mezunlarını vermiş, lise kısmından
ise 1962-63 döneminde mezun vermiştir. Sadece erkek öğrencilerin kaydolduğu okulda,
1956-1960 yılları arasında 39 öğrenci kaydedilmiştir1216.
Bu başlıkta bahsedilen Mesleki ve Teknik Liseler olarak değerlendirilen okul sayısı 1954-
55 döneminde, 5 adet olup, 65 öğretmen ve 1.345 öğrenciye sahiptir. 1959-60 döneminde
1212 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mayıs 1952, Sayı: 129; Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979. 1213 D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri, Meslek, Teknik ve Yükseköğretim (1953-1960), Ankara: 1963, s. 596. 1214 Anadolu, 11 Şubat 1957, Sayı: 249. 1215 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 99, 118. 1216 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979.
366
7 okulda, 89 öğretmen ve 1.859 öğrenci sayısına ulaşıldığı görülmektedir1217. Şehirde bu
okullara ilginin artığını söylemek mümkündür. Bunda Sakarya’nın sanayi ve üretim
dalları bakımından gelişmiş bir şehir olmasının etkisi de büyüktür.
5.2.4. 4K Kursları
4K kısaltması ile adlandırılan ve “Kol, Kuvvet, Kafa, Kalp” anlamına gelen bu beceri
kursları ve meslek edindirme eğitimleri 1950’lerde Sakarya’da faaliyete geçen kurumları
ifade etmektedir. Sakarya’nın çeşitli kaza merkezlerinde açılan gezici kurslar bu
dönemde önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır. Geyve-Hendek kaza merkezleri dahil birçok
köyde açılan kadın biçki dikiş kurslarına 1957 yılında 310 kadın devam etmektedir.
Adapazarı merkezinde müzik ve mandolin kursları açılmış, sanat enstitüsü mezunları ve
işçilerin devam ettikleri el becerisi kursları da ilgi görmüştür. Çatalköprü ve Kırkpınar
köylerinde demircilik ve marangozluk kursları katılımcılarına bu alanda eğitim
vermiştir1218. Halkın bu kurslardan memnun olduğu ve katılımlarının yüksek olduğu
anlaşılmaktadır.
5.3. Halkevleri
Bizzat M. Kemal Atatürk tarafından kurulan ve programları belirlenen Halkevleri,
Türkiye Cumhuriyet’ini kuranların giriştiği bir milletin ve ülkenin yeniden inşaası
çalışmalarında, eğitim hamlelerinin en önemlilerinden biri olarak tanımlanabilir. Tek
Parti Döneminde, yurdun her bölgesine ve her vatandaşa eğitim kültür faaliyetlerini
ulaştırmanın temel aracı olan Halkevleri, kendisine bağlı Halkodaları sayesinde amacını
büyük oranda gerçekleştirecek hizmetler sunmuştur.
Başbakan İsmet İnönü, 19 Şubat 1933 tarihinde Halkevlerinin kuruluş yıldönümü
münasebetiyle Ankara Halkevinde yaptığı konuşmasında, Halkevlerinin amacı ve
programından şu şekilde bahsetmiştir:
“Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Halkevleri vasıtasıyla memlekette takip ettiği kültür
politikası; bu vasıta ilim ve fenni, güzel sanatları yaymak, bu memleketin siyaseti,
iktisadiyatı hakkında en yeni en doğru malumatı ortaya dökmektir…halkevleri,
muhitlerinin okumuş, bilen, öğretmesini sevenlerin çalışması için, idealini müessir
1217 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.981. 1218 Anadolu, 30 Ocak 1957, Sayı: 239.
367
kılması için hazır bir vasıtadır…Halkevlerinde güzel sanatlar için memleketin en derin
alakasını uyandırmayı ve güzel sanatlara olan muhabbeti milletin içinde her tabakaya,
her vesile ile yayıp öğretmeyi maksatlarımızın başında sayıyoruz. Cemiyetimiz ilim ve
fenne istinat eden, güzel sanatlara meclup olan, milliyetçi, ilerleyici bir cemiyettir…”
Halkevlerinin 3.yıldönümü dolayısıyla 22 Şubat 1935 tarihinde Ankara Halkevinde
yaptığı bir diğer konuşmada ise; “Halkevleri sosyal büyük bir ödevi üzerlerine
almışlardır. Bu ödev, vatandaşların toplanıp gerek ilim alanında ve gerek sosyal
bakımdan birlikte konuşabilmek adetine alışmalarıdır…Halkevleri siyasi bir müessese
değildirler. Sosyal ve kültürel kurumdurlar…Halkevleri, Türk cemiyetini yükseltmek,
inceltmek, morali artırmak, verimini çoğaltmak için açılmıştır…onun içindir ki
Halkevlerinde güzel sanatlara sarf edilen bütün emekler çok verimlidir. Bu hususta emek
sarf edenler, vatana hizmet etmeye çalışan adamlar gibi saygı ile muamele
görmelidirler” 1219ifadelerini kullanmıştır. Buna göre, Halkevleri ile Halkodaları aracılığı
ile, milli kültürün ve inkılâp hareketlerinin benimsetilmesi sağlanacak, şehir ve köy
yaşantısına sahip vatandaşların kültür noktasında eşitlenmesi için çaba sarf edilecektir.
5.3.1. Sakarya’daki Halkevlerinin Kuruluşu ve Gelişimleri
Türkiye’de hemen her ilde olduğu gibi, Kocaeli’nde de Halkevi açılmış ve 8 şubesi ile
faaliyette bulunmuştur. İlçe olan Adapazarı’nda da 23 Şubat 1934 tarihinden itibaren bir
Halkevi binası bulunmakta idi. Bina o dönemin CHP binasıdır. Klasik programında
olduğu gibi, 9 şube ile faaliyetlerine başlamıştır. Bünyesinde Dil, Tarih, Edebiyat Şubesi,
Güzel Sanatlar Şubesi, Temsil Şubesi, Sosyal Yardım Şubesi, Halk Dersaneleri ve
Kurslar Şubesi, Kütüphane ve Neşriyat Şubesi ve sonuncu olarak Köycüler Şubesi yer
almakta idi. Adapazarı Halkevi’nin ilk başkanlığına Eczacı Asım Arca seçilmiştir. 1941
yılında Ruhi Refik Soyer, 1943 yılında Nazım Turgut, 1945 yılında Niyazi Öncelay,
1946’da Fehmi Hız, 1949 yılında Atilla Aşıroğlu seçilmişlerdir1220. 1948 yılında
Adapazarı Halkevi Başkanlığı’nı Avukat Atilla Aşıroğlu yapmaktaydı. Aynı yıl, Halkevi
salonu ve bahçesi, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bir şahsa, sinema yapılması
amacıyla kiralanmış fakat bu durum halk tarafından hoşnutsuzlukla karşılanmıştır1221.
1219 İnönü, Eğitim-Öğretim Üzerine, s. 43-44, 57-59. 1220 Adapazarı Halkevi hakkında daha kapsamlı bilgi için, bkn. Kenan Olgun, Yöresel Kalkınmada
Adapazarı Halkevi, İstanbul: Değişim Yayınları, 2008, s. 95-143. 1221 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,s. 64, 67.
368
CHP’ye bağlı bir kurum olan Halkevi, hükümet tarafından siyasi bulunarak eleştirilere
hedef olduğu son yıllara kadar Adapazarı’nda ve ilçelerinde yer alan Halkodaları,
şubelerindeki eğitim kültür faaliyetlerini yerine getirmeye çalışmışlardır. Bunlar arasında
özellikle, Halkevlerinin kuruluş yıldönümlerinde Temsil ve Güzel Sanatlar Şubelerinin,
Edebiyat Şubesinin girişimi ile düzenlenen törenler öne çıkmıştır. Halka açık konserler
ve çeşitli oyunların sahnelenmesi, çeşitli okulların katılımı ile yapılan müzikli eğlence
akşamları bu faaliyetlerin en bilinenleridir1222.
5.3.2. 1950’lerde Sakarya’daki Halkevlerinin Durumu
İktidarın yaklaşımı ve bakış açısı ile, Halkevleri ile ilgili siyasi isnatların ve tartışmaların
yaşandığı 1950-51 döneminde, Adapazarı Halkevi’nde de birtakım ayrışmalar meydana
gelmeye başlamıştır. Örneğin Demokrat Parti’ye üye olanların CHP’liler tarafından
Halkevi’ne alınmaması gibi. Aynı zamanda, kapatılmaya giden dönemde, Adapazarı’nda
da tiyatro etkinlikleri haricinde eskisi kadar etkili çalışmalar yapılmayan bir süreç
yaşanmıştır. Halkın arasında bir rahatsızlık havası oluşmaya başladığı bu dönemde,
halkevinin müzikli etkinlikleri ezana muhalefet olarak değerlendirilmiş, birtakım
gazetelerin desteğiyle de ses getirmiştir. Bu gibi çatışmaların sadece Adapazarı’nda
yaşanmadığı da bir gerçektir1223. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Menderes Hükümeti
tarafından alınan, 5830 Sayılı ve 11 Ağustos 1951 tarihli kararla, Halkevlerinin ve
Halkodalarının bina ve eşyalarının sahiplerine verilmesi ile mal ve eşyaların iadesi
hakkındaki kanun çıkarılana kadar devam etmişlerdir. Adapazarı Halkevi’nin kapatılması
bu kanunun uygulanmasından sonra gerçekleşmiş, binanın boşaltılması gündeme
gelmiştir.
Aralık 1951 itibariyle, 1944 yılından beri belediye binasına kira ile yerleşmiş olan
kaymakamlık makamı ve teşkilatının, Bakanlar Kurulu kararıyla eski Halkevi binasına
nakledilmesine karar verilmiştir. Bu sırada halkevinin bir takım tamirattan geçirilmesi
gerekli görüldüğü için, taşınma işi uzamıştır.1224 Bu sırada Ankara’ya giderek Halk evi
binasının okul olarak kullanılması için Milli Eğitim’e devredilmesini rica eden Osman
1222 Olgun, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, s. 198-143, 163. 1223 Konuyla ilgili detaylı bilgi için bkz. Olgun, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, s. 219-222. 1224 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Aralık 1951, Sayı: 4.
369
Erkaya’nın girişimleri sonucunda, Kaymakamlığa tahsisinden feragat edilmiş ve burada
Adapazarı Ticaret Ortaokulu Ticaret Lisesine dönüştürülerek eğitime başlamıştır1225.
5.4. Dernekler ve Sendikalar
İş ve çalışma alanında, kültürel ve sosyal alanlarda, eğitim alanında dayanışma ve
yardımlaşma amaçları ile kurulan çok sayıda dernek, incelenen dönemde faaliyet içinde
olmuştur. Aynı şekilde sendikaların da çeşitli işçi ve emekçi sınıflarının haklarının
savunulması ve desteklenmeleri bakımından önemi büyüktür. Bu başlık altında şehirde
öne çıkan dernek ve sendikalara örnekler verilecektir.
5.4.1. Dernekler
Türkiye’de dernekler, ele aldığımız dönemde “cemiyet” olarak isimlendirilmekteydiler
ve “Cemiyetler Kanunu” çerçevesinde teşekkül ederlerdi. Kurulan dernekler bir tüzüğe
sahiptirler ve bu tüzükte bazı hususlar belirtilir. Derneğin oluşumu, gelirleri, amaç ve
hedefleri, kayıtları, kuruluşları ve müesseseleri bu tüzüklerle ilan edilir. Tüzük gereğince
belirlenen idari heyet tarafından idare edilir. Bir fabrikaya bağlı açılmış ise, müessesenin
kurucusu ile değil kendi yönetimi ile resmiyete muhataptır. Vergiye tabi değildir. Direk
devlete bağlıdır. Yardım amacıyla kurulan bir derneğin bu yardımı sağlayabilmek için
gelire ihtiyacı olduğundan, derneklere üyelik aidatı, bağış ve spor ve sosyal hizmetlerden
elde edilen hasılatı tasarruf etme hakkı verilmiştir. Kurulan dernek, yalnızca yardım
derneği vasfına sahip ise, üyelerine yapacağı yardım sınırlıdır ancak yardım ve tasarruf
derneği şeklinde ise, üyelerine ihtiyaç halinde dernekte biriken paranın bir kısmını borç
olarak verebilmektedir1226. Bu anlamda toplumsal dayanışmadaki rolleri önemli olan
derneklerin, 1950-1960 döneminde Sakarya genelindeki faaliyetleri aktarılmaya
çalışılacaktır.
5.4.1.1. İş Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler
Teknolojinin ve iletişimin hızlanması ile birçok mesleğin ve zanaatin yok olmaya yüz
tuttuğu çağımızda, mesleklerin yaşatılması ve meslek gruplarının dayanışması için
oluşturulmuş topluluklar, birlik ve dernekler önemini korumaktadır. Bu başlık altında
1225 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 38. 1226 Fikret Amasyalı, “Yardım Dernekleri”, Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ocak 1952, Sayı: 33.
370
1950/1960 döneminde Adapazarı-Sakarya’da kurulan ve faaliyet gösteren iş alanına ait
dernek ve birliklere değinilmiştir.
5.4.1.1.1. Esnaflar Birliği Derneği
Meslek, insanların belirli bir disiplin ve kurallara bağlı olarak yapageldikleri işlerdir. Bu
kurallar yani meslek etiği olarak tanımlayabileceğimiz ilkeler, eski çağlardan günümüze
kadar çeşitli etkileşimlerle gelişme kaydetmiş, yapılan işler zamanla benzer kurallar ve
araçlarla devam edilerek meslek kavramı oluşmuştur1227. Esnaf ve zanaatkar gruplarının
hem sayısal çoklukları hem de kültürel yapıları sebebiyle toplumumuzda özel bir önemi
olduğu görülmektedir. 1964 yılında kabul edilen 507 sayılı Esnaf ve Sanatkâr lar
Kanunu’nun açıkladığı üzere; “İster gezici olsun, ister bir dükkan veya bir sokağın belli
yerinde sabit bulunsunlar, ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmasına dayanan ve
geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek
miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve sanayi odasına kayıtları
gerekmeyen, aynı niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasın) sahip olmakla beraber ayrıca
çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet,
meslek ve küçük sanat sahipleri ile bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak
kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin edenler….” Esnaf ve zanaatkar
sayılabilecektir1228. Bu kanuna uygun olarak, esnaf sayılan meslek sahipleri çeşitli dernek
ve birliklerle organize olmaya başlamışlardır.
1955 yılında, “Sakarya Esnaf Birlikleri Derneği”’nin oluşturulması amacıyla, şehirde
aktif bulunan bazı dernekler birleşmeye karar vermişlerdir. Buna göre, Sakarya’nın ilk
Esnaflar birliği Terziler, Şoförler, Berberler, Demirciler ve Yapıcılar derneklerinin
birleşimi ile teşekkül edecektir1229. Şubat 1955’de, Ticaret Odası Salonu’nda yapılan
derneğin ilk kongresine Vali Nazım Üner ve Türkiye Esnaf Birlikleri Konfederasyonu
Başkanı Abdullah Caner de katılmışlardır1230.
1227 Daha kapsamlı bilgi için bkz. Ertuğrul Güreşci, Kırsal Göç, Tarım ve Toplum Üzerine Köşede Kalan
Yazılar, İstanbul: Semerci Yayınları, 2014, s. 71. 1228 Yücel Çağlar, Esnaf/Sanatkar ve Çevre, Ankara: Türkiye Çevre Vakfı ve Frıedrıch Naumann Vakfı
‘Çevre Bilgi Merkezi (ÇBM) Yayını 1, 1994, s. 3-5. 1229 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 136. 1230 Demokrat Sakarya, 22 Şubat 1955, Sayı: 212.
371
5.4.1.1.2. Şoförler ve Otomobilciler Derneği
Adapazarı’ndaki bu dernek, ehliyet almak isteyenlerin yeterlilik işlerine de yardımcı olan,
aktif çalışan bir yapı olarak görülmektedir. Ocak 1954 tarihinde, Adapazarı Şoförler
Derneği’nin kongresi yapılmış, Süleyman Öner dernek başkanlığına, Osman Şahinkaya
ikinci başkanlığa, Reşat Aslan katipliğe, Feyzi Tokgöz, Kenan Özses, İbrahim Dizer ve
Şeref Sayıl üyeliğe seçilmişlerdi1231. 4 Mart 1956 tarihinde yıllık kongresini yapan
Adapazarı Şoförler Derneği, yeni idare heyetini belirlemiştir. Buna göre Kenan Özses
başkanlığa seçilirken, Celal Şahin ikinci başkanlığa, muhasipliğe Reşat Aslan,
veznedarlığa İbrahim Dizer seçilmişlerdir. Diğer üyelerde idare heyeti azası olarak
belirlenmişlerdir.1232
1957 yılında ise, Adapazarı Oto Sanatkarları Derneği ana sözleşmesini yayınlayarak bu
alanda çalışmalara başlamıştır. Derneğin faaliyet binası, Soğan Pazarı Numara 60 olup,
kuruluş amacı, “dernek üyelerinin mesleklerinde ilerlemelerini sağlamak ve mesleki
ahlak ve tesanüdü korumak, verimli çalışmayı sağlamak “şeklinde ifade edilmiştir.
Derneğin kurucuları arasında, Adapazarı’ndan çeşitli oto sanayici, tamir ustaları ve işçiler
yer almıştır. Reşat Aslan, Osman Sertal, İbrahim Özgenç, Hamdi Pırıldar, Rıfat Uzgider,
Muzaffer Özekmekçi, Nuretin Tınaroğlu’nun isimleri ana sözleşmede yer almaktadır1233.
5.4.1.1.3. Yapı İşleri Sanatkarları Derneği (Adapazarı Yapıcılar Derneği)
Dernek Mart aylarında genellikle Kızılay salonunda kongre düzenlemekte olup, 1954
yılında 21 Mart Pazar günü Yapıcılar Derneği’nin merkez binasında yıllık toplantısı
yapılmış, dernek idare kurulu seçimi gündemi oluşturmuştur. Bu yıllarda 1953-54 dernek
başkanlığı görevini yürüten İsmail Mat’dır1234.
5.4.1.1.4. Fırıncılar Derneği
8 Mart 1956 tarihinde şehirdeki Fırıncılar Derneği yıllık kongresini yapmış ve
gündemdeki yazılı maddeler görüşüldükten sonra, yapılan seçim sonunda başkanlığa
Halil Yazıcı, ikinci başkanlığa Kamil Söyler, muhasipliğe Remzi Balcı, katipliğe Mustafa
1231 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1954, Sayı: 652. 1232 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169. 1233 Anadolu, 15 Ocak 1957, Sayı: 226. 1234 Sakarya, 15 Mart 1954, Sayı: 693; Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Şubat 1953, Sayı: 374; 13 Şubat
1954, Sayı: 692.
372
Topçu, üyeliğe de Muharrem Uzekmek seçilmiştir. Bu kongrede müşahit sıfatıyla yer
alan zabıta müdür vekili Mustafa Çöloğlu kısa bir konuşma yapmış ve fırıncılara destek
olmuştur1235.1959 Mayıs’ında dernek yıllık kongresini yaptığında, dernek başkanlığına
Halil Yazıcı getirilmiştir. İkinci başkanlığa Ömer Fırıncıoğlu, Muhasipliğe Hakkı tüylü,
Katipliğe Kamil Söyler ve üyeliğe Resul Morgül seçilmişlerdir1236. Gıda maddelerinin en
önemlilerinden olan ekmeğin üretimi ve sevkiyatının kaliteli, sağlıklı ve düzenli
yapılabilmesi için, bu derneğin varlığı da şehir için faydalı bir gelişme olmuştur.
5.4.1.1.5. Gazeteciler Derneği
1946 yılından itibaren Türkiye’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurulması üzerine
basın alanında önemli bir dönem başlamıştır. Çeşitli illerde kurulan derneklerden biri de
Adapazarı’nda teşekkül etmiştir. Adapazarı basın hayatının öncüleri tarafından, basın
özgürlüğü ve basın çalışanlarının haklarının savunulması, dayanışma ortamının
oluşturulması ve basın faaliyetlerinin hız kazanması için gerekli desteğin sağlanması
amacıyla “Adapazarı Gazeteciler Cemiyeti” 1951 yılında kurulmuştur. Kurucu Başkanı
Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi sahibi Selami Savaş olup, 1954 yılından sonra
derneğin ismi “Sakarya Gazeteciler Derneği” olmuştur1237.
Dernek tarafından Kasım 1954 tarihinde yapılan yıllık kongrede, dernek başkanlığına
Hasan Erman seçilmiş, ikinci başkanlığa Adnan Kutluer, idare heyetine Fahri Çatallar,
Muzaffer Şatır ve Sıtkı Aldinç getirilmiştir. Haysiyet divanına, Hüseyin Vahdettin Er,
Şevket Yılmaz, Hasan Balcıoğlu, murakıplığa Fehmi hız seçilmişlerdir1238. Derneğin,
1955 Şubatı’nda yaptığı olağanüstü kongre birtakım gerginliklerle beraber gerçekleşmiş,
yapılan seçim sonucunda dernek başkanlığına Avukat ve Gazeteci Hüseyin Vahdettin Er
getirilmiştir. İkinci başkanlığa Orhan Tiryaki ve idare heyetine Sıtkı Aldinç, Mahir
Durukan, Mustafa Yoldaş seçilmişlerdir1239.
Dernek, özellikle gazete sayısı ve çeşidi bakımından zengin bir şehir olan Adapazarı’nda
gazetecilerin ve basın mensuplarının birliği ve dayanışması adına önemli bir görevi
yürütmüştür.
1235 Yeni Ada Postası, 8 Mart 1956, Sayı: 1171. 1236 Yeni Ada Postası, 6 Mayıs 1959, Sayı: 2136. 1237 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 88. 1238 Demokrat Sakarya, 23 Kasım 1954, Sayı: 134. 1239 Demokrat Sakarya, 13 Şubat 1955, Sayı: 205.
373
5.4.1.1.6. Berberler Derneği
Adapazarı Berberler Derneği, Adapazarı Bankalar Caddesindeki Kızılay binasında yer
almakta idi ve toplantılarını burada gerçekleştirmekteydi. Tüzüğüne göre; derneğin
kuruluş amacı, “üyelerinin mesleki, içtimai ve iktisadi ihtiyaçlarını gidermek,
mesleklerinde ilerlemelerini sağlamak ve mesleki ahlak ve öğretimini arttırmaktır”
şeklinde ifade edilmişti. Derneğin kurucuları; Halil Akıncı, Fehmi Çubukçu, Celal Genç,
Hüsayin Balkanlı, Ali Doğruer, Tahsin Öztürk ismindeki berberlerden oluşmaktaydı.
Derneğe girebilmek için Türk vatandaşı olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak, medeni
haklara sahip bulunmak, ağır hapis veya haysiyet kırıcı bir suç yüzünden hapis yatmamış
olmak ve dernek sözleşmesini kabul etmek şeklinde şartlar belirlenmiştir. Dernek genel
kurul tarafından yönetilmekle beraber, derneğin kayıtlı üyelerinden oluşmaktaydı. Altı
kişiden oluşan yönetim kurulunun yarısının esnaf yanında çalışanlardan olması
gerekmekte idi. İki kişiden oluşan denetçileri de bulunmakta idi. Dernek, gelir olarak
ikramiyeli eşya piyangoları düzenlemekte ve Konak caddesinde Rekor mağazasından
bilet satmakta idi1240.
5.4.1.1.7. Kunduracılar Derneği
1951 yılında Adapazarı’nda kurulan “Kunduracılar Cemiyeti” adındaki dernek,
kuruluşundan hemen sonra sosyal faaliyetlerine başlamıştır1241. Örnek teşkil etmesi
bakımından bu dernek 1956 yılı içinde sosyal yardımlaşma çalışmaları da yürütmüştür.
Alınan ilk karar göre, şehirde tespit edilecek 200 civarındaki fakir çocuğun ölçülerini
alarak, 200 çift ayakkabının kış mevsiminde kullanılması amacıyla bu kimsesiz çocuklara
dağıtma işine girişmiştir1242.
5.4.1.1.8. Celep ve Kasaplar Derneği
Esnaf dernekleri arasında yer alan, 1951 yılında “Adapazarı Celep ve Kasaplar Cemiyeti”
ismiyle kuruluşu gerçekleşen derneğin kurucuları arasında Ethem Güler, Ali Kasapoğlu,
Ahmet Hoşkara ve Zaim Karadan öne çıkan isimlerdir1243.
1240 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mart 1952, Sayı: 74; 3 Mart 1952, Sayı: 75; 26 Ocak 1954, Sayı: 652. 1241Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 81. 1242 Yeni Ada Postası, 7 Mart 1956, Sayı: 1170. 1243 Ada Postası, 20 Mart 1951, Sayı: 308.
374
5.4.1.1.9. Çiftçiler Derneği
14 Ekim 1950 tarihinde Adapazarı Çiftçiler Derneği nizamnamesi yayınlanmıştır.
Sakarya ili kurulduktan sonra, Kasım 1954 tarihinde “Sakarya Çiftçiler Derneği” ismiyle
kurulmasına karar verilmiştir1244. Bu dernek ilk kongresini 1955 yılı Mart’ında Atlas
sinema salonunda düzenlemiştir, kongre başkanlığına dönemin milletvekili Nüzhet Unat
seçilmiştir1245. Akabinde, şehre toprak tahlili için bir labarotuar getirilmesi konusunda
Mukadder Güner bir konuşma yapmış ve Cemal Tüzün, Sadettin Yalım’ın aralarında
bulunduğu Sakarya Milletvekilleri de konuşmaları ile katılmışlardır1246.
5.4.1.1.10. Adapazarı Kabzımallar Yardımlaşma Derneği
Nisan 1954’de tam adı olan “Adapazarı Meyve ve Sebze Kabzımallar Yardımlaşma
Derneği” şeklinde Soğanpazarı Meydanı’nda kurulan bu derneğin amacı, diğer
teşekküllerle de birleşerek ithalat ve ihracat yoluyla mal temin etmek ve halkın ihtiyacı
yönünde ucuz mallar tedarik ederek satmak, ayrıca kontrolsüz fiyat değişikliklerine ve
menfi uygulamalara son vermek şeklinde belirtilmiştir. Bu dönemde derneğin başkanı,
Fahrettin Yener, muhasibi, Hamdi Sivaslıoğlu, katibi, İsa Yıldırım’dır1247.
Sakarya’da yukarıda bahsedilen meslek derneklerinin yanısıra, özellikle 1954-1955
yıllarında hızla artan ve çeşitlilik sunan bir dernekleşme gayreti olduğunu söylemek
gerekir. Bu dönemde basında ismine rastlanılan çok sayıda meslek grubuna ait dernek
mevcuttur. Örneğin, Şekerciler Derneği, Bakkallar Cemiyeti, Seyyar Giyim Eşyası
Satıcıları Derneği gibi oluşumlar, Sakarya’da hızla mesleki örgütlenmeye başlamışlardır.
5.4.1.2. Kültürel ve Sosyal Alanda Faaliyet Gösteren Dernekler
Şehirde, kültürel faaliyetlerin artması ve desteklenmesi amacıyla çeşitli alanlarda
etkinlikler oluşturan ve günlük hayatta halkın sosyalleşmesine katkı sağlayan dernekler
de kurulmuştur.
1244 Demokrat Sakarya, 11 Kasım 1954, Sayı: 124. 1245 Yeni Zurna, 14 Ekim 1954, Sayı:4; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 137. 1246 Demokrat Sakarya, 16 Mart 1955, Sayı: 231. 1247 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Nisan 1954, Sayı: 720.
375
5.4.1.2.1. Musiki Derneği
Sakarya tarihinde önceleri, özellikle Türk müziği ile ilgili faaliyetler, özel girişimler ve
bireysel çalışmalarla sürdürülmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Selahattin Kandemir
şefliğinde, Atatürk Bulvarı’ndaki Meserret İşhanı yakınında musiki topluluğu
oluşturulmuş, 1930’lu yıllarda Sakarya Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün musiki kolu
olarak devam etmiş olan grup 1949’da “Adapazarı Türk Musiki Cemiyeti” adını almıştır.
Çalışmalarına bazı dönemlerde ara verse de müzik meşkleri evlerde sürdürülmüştür.
1950’li yıllarda, Asım Ersoy tarafından çalıştırılan cemiyet, Adapazarlı Bestekar İsmail
Safa Olcay önderliğinde çalışmalarına devam etmiştir. İlerleyen tarihlerde kapanan ve
isim değiştiren cemiyetin ismi, 1983 yılında “Sakarya Musiki Derneği” olmuştur1248.
Nisan 1952’de senelik toplantısını yapan dernek, bu yıllarda sık aralıklarla, Saray
Sineması salonunda konserler düzenlemektedir. Dernek 1953 yılında ikinci defa kurucusu
olan, Osman Erkaya’nın başkanlığında faaliyetlerini yürütmüştür1249. 1954 yılında,
Dernek Başkanı Osman Erkaya’nın öncülüğünde, 1954 yılında şehir için bir eksiklik olan
45 kişilik bando ekibi kurulmuştur1250. Türkiye’nin her bölgesinde olduğu gibi, Musiki
üzerine kurulan bu derneğin amacı, Adapazarı’nda müzik ve sanatla ilgilenen kişileri bir
araya getirmek, müzik icra etmek ve sosyal bir sorumluluk alarak, halkın özellikle Türk
Sanat Müziğini öğrenme ve icra etme konusundaki isteklerine yönelik çalışmalar
yapmaktır. Bu sebeple çeşitli özel günler ve bayram kutlamaları başta olmak üzere, halka
açık konserler düzenlemişlerdir.
Derneğin konser mekanı olarak tercih ettiği yerler; Öğretmenler Lokali, Halkevi ve Halk
Eğitim Merkezleri, sinema salonları, çeşitli okulların toplantı salonları olmuştur1251.
Sakarya’da birçok dernekten aktif çalışmalar yürüttüğü anlaşılan Musiki Derneği, yalnız
Adapazarı içinde değil Düzce, Hereke gibi çevre ilçelerde konserler vermiş, Sanat
Okulları Mezunları Cemiyeti’nin yararına da çalışmalar yapmıştır1252.
1248 Türker Eroğlu, “Sakarya’da Musiki”, Sakarya İli Tarihi, c. II Sakarya: SAÜ. Rektörlüğü Yayınları,
2005, s. 1091. 1249 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Temmuz 1952, Sayı: 192; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi,
Dosya Belge No: 20. 1250 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Şubat 1954, Sayı: 669. 1251 Eroğlu, “Sakarya’da Musiki”, s. 1092. 1252 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668.
376
5.4.1.2.2. Anıtlar Derneği
Haziran 1954’de İl olan Adapazarı şehir merkezinde henüz bir Atatürk heykeli
bulunmuyordu. Bu amaçla bir Atatürk heykeli yapılması için kampanya başlatılmıştı. Bu
kampanya gazeteci Abdullah Çelik tarafından yürütülmekte idi ve Sakarya halkının,
heykelin yapılışında katkı sağlamaları açısından bir “Atatürk Heykeli Yaptırma Derneği”
kurulmasını istemiştir. Bu dernek vasıtasıyla Sakarya’nın her ilçe ve bucağına hatta
köylerine kadar uygun görülen yerlere Atatürk heykelleri ve büstleri yaptırmayı
amaçlamış ve Sakaryalı esnaf ve tüccarlardan, çeşitli kuruluşlardan destek göreceklerini
savunmuştur1253.
5.4.1.2.3. Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği
1944 yılında, “Adapazarı Kazası ve Köy ve Nahiye Merkezlerini İmar Cemiyeti” adıyla
kurulan bir dernek faaliyet göstermekte idi. Bu dernek köy kanununa göre yapılması
gereken işlerin takibini üstlenmişti. Ancak bu dernek hükümetin güzelleştirme ve imar
faaliyeti yapan derneklerin yardım toplamasını yasakladığından 1946 yılında
kapanmıştı1254. Demokrat Parti döneminde il olmaya namzet Adapazarı’nda bu derneğin
farklı bir versiyonu ortaya çıkmıştır. 1953 yılı Ocak ayında kurulan ve önce komite daha
sonra dernek adıyla anılan “Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği”,
Adapazarı’nın il olması konusunda gerekli girişimleri ve faaliyetleri gerçekleştirmeyi
amaçlamaktadır. Kurucu üyeleri, Adapazarı’nın tüccar, doktor, hukukçu, mühendis ve
münevverlerinden oluşan bir gruptur. Asım Bir, Asım Aydın, Hasan Erman, Selami
Savaş, Avukat Şeref Davran, Dr. Nuri Oskay, Ramiz Elgin, Hidayet Öztürk, Ali Dilek,
Osman Erkaya, Selahattin Çoşkuntan’ın içinde yer aldığı 11 asil, 11 yedek üyeden oluşan
dernek, ilçe Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in öncülüğü ile bir araya gelmişlerdi. Daha
sonra yapılan seçimlerle Yaşar Bir başkanlığa, Asım Aydın ikinci başkanlığa getirilmiştir.
Derneğin Kuruluş Nizamnamesinde amaçları şu şekilde açıklanmaktadır;
“A-Adapazarı’nın iktisadi, içtimai ve kültürel bakımdan inkışafı için gerekli bütün
tedbirleri alacak ve bu gayelerin tahakkukuna mesai sarf edecektir. B-Adapazarı’nın
senelerden beri işgal ettiği coğrafi, iktisadi, zirai, sınai ve ticari mühim bir merkez olması
1253 Demokrat Sakarya, 3 Temmuz 1954, Sayı: 11; 8 Temmuz 1954, Sayı: 19. 1254 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 51,55.
377
ve nüfusunun 50 bini mütecaviz bir hale gelmesi dolayısıyla hakkı olan vilayet olması için
gereken bütün teşebbüsleri yapacak ve bu hususta broşürler yayınlanacaktır” 1255.
Derneğin bundan sonraki faaliyetleri, özellikle zirai, ekonomik ve nüfus bakımından hızlı
gelişme gösteren ve uzun süreden beri hak olarak gördüğü vilayet merkezi olma
konusunda Adapazarı ve Adapazarlılar için çalışmak olmuştur. Bu amaçla her türlü
girişimi organize etmek ve gerekli mercilerle görüşmek dernek üyelerinin faaliyetleri
arasındadır. Neticede, Sakarya’nın kuruluşunda derneğin 1954 yılına kadarki yoğun
çalışmaların katkısı büyüktür.
5.4.1.2.4. Türk Kadınlar Birliği
1955 yılı Şubatı’nda Sakarya’da “Kadınlar Birliği’ kurulması kararlaştırılmıştır. 15 Mart
1955 tarihinde toplanan birliğin, kurucu öncülerinden olan ve müteşebbis heyet
başkanlığına seçilen isim, Ortaokul coğrafya ve tarih dersleri öğretmeni Talia
Balcıoğlu’dur1256. Faaliyetlerini uzun süre kendisi organize etmiştir.
5.4.1.2.5. Türk Hava Kurumu Derneği
Memleketin havacılık işlerine katkı sağlayan kurumun, Adapazarı’ndaki kolu Akyazı’da
bulunmakta idi. 22 Aralık 1951 tarihinde Akyazı Belediye Meclis salonunda Türk Hava
Kurumu Kongresi Ahmet Taylan’ın başkanlığında toplanmıştır. Çalışma raporları
okunduktan sonra yapılan seçimde, Mehmet Boztepe, Sami Belü, Adem Papatya, İhsan
Oğrul, Abdi Bayhan, Mustafa Abuç, Kazım Oktay, İdris Kılıç, Ali Ünlütürk, İdris Özhan
seçilmişlerdir.1257
5.4.1.2.6. Cami ve Dini Binalar Yaptırma ve Onarma Dernekleri
Adapazarı Camiler ve Kuran Kursları Kurma ve Koruma Derneği adıyla, 16 Kasım 1950
tarihinde kurulan derneğin başkanı Asım Aydın’dır. Eski camilerin onarılması ve
yenilerinin inşa edilmesi konusunda çalışmalar yürütecektir. Derneğin gelirleri üyelerden
ve halktan toplanan bağış ve aidatlardan sağlanmaktaydı1258.
1255 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1953, Sayı: 333; 9 Ocak 1953, Sayı: 337. 1256 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 136. 1257 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Aralık 1951, Sayı: 17. 1258 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 77.
378
1952’de Adapazarı’nda yeni yapılan ve şehirle bütünleşen Tozlu Cami inşaatı için
kurulan Tozlu Camini Yaptırma Derneği bilinen derneklerdendir. Caminin kurulacağı
arazi Adapazarı’nın köklü ailelerinden Gubarizade’ler tarafından vakfedilmiştir.
Derneğin yaptırdığı cami, 1999 Adapazarı Depreminde yıkılmış, yeniden inşası ile 2011
yılında faaliyete geçmiştir1259. Derneğin kongre başkanlığını yapan isim Osman
Erkaya’nın anılarında konuyla ilgili bilgiler yer almaktadır;
“…derneğin yıllık kongre başkanlığını yapmam istendi, birkaç defa yaptım. Bir ara ikiye
bölündüler Süleyman Fesçioğlu ve yandaşları, Asım Aydın ve yandaşları. Ticaret Odası
salonunda kongre başkanlığına seçildim, yardımcılarım da Keresteci Temel Gür, hava
çok sert kavgalar bekleniyor. Bir konuşma yaptım (İslamiyet’te dargınlık 24 saattir, bunu
aşanların dindeki yeleri zayıftır.) kürsü önünde Şaban Hoca ile Cevdet Hocalar tanınmış
vaizler onlara da beni desteklemelerini söyledim. Konuştular ve iki tarafı barıştırdım.
Dargınlık kefareti ödeyin, Tozlu Camine 9 bin lira toplandı. Ertesi sene başkanlığı Asker
Hafız’a devrettim.”1260 ifadesiyle bu kısa süreli anlaşmazlığı açıklamaktadır. Mimar
Muhammed Dayal’ın verdiği bilgilere göre, Adapazarı Camiler ve Kuran Kursları Kurma
ve Koruma Derneği, 1965 yılında isim değiştirerek “Tozlu Vakfı” adını alacaktır.
Derneğin alt kolları sayılabilecek, Adapazarı’na bağlı kazalarda ve köylerde faaliyet
gösteren cami yaptırma dernekleri de mevcuttur. Örneğin 1952 yılında, Geyve İlçesinin
Doğançay bucağının Nuruosmaniye köyünde köylüler, caminin viran halde olup
yıkılmasından dolayı, bir misafirhanesi olan yeni cami yapılması amacıyla derneği
kurmuşlardır. Bu tarz cami dernekleri hayır amacıyla kurulan derneklerden olup, siyasi
şubeleri yoktur. Genel Kurul, İdari kurul ve murakıplardan oluşan bu derneklere 18 yaşını
dolduran ve köylü, şehirli, yerli, yabancı bütün Müslüman vatandaşlar asıl üye, İlim ve
fen adamları da fahri üye olarak sayılmışlardır1261. Amaç doğrultusunda alınan aidatlar
ve bağışlar cami yapımında ve bakım işlerinde kullanılmıştır. Hendek ilçesinde de Ömer
Kartal tarafından 1953’de Cami ve Dini Binalar Yaptırma Derneği kurulmuştur1262.
1259 Fahri Tuna, “Mimar Muhammed Dayal ile 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/mimar-
muhammet-dayal-ile-40-soruda-adapazari-mimarisi-5536yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1260 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 49. 1261 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mart 1952, Sayı: 75. 1262 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Nisan 1952, Sayı: 121.
379
5.4.1.3. Eğitim Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler
İncelenen dönemde, eğitim alanında özellikle yeni okullar açma ve okulları onarma
çalışmalarında derneklerin de önemi büyük olmuştur. Halkın maddi desteğini sağlamak
ve bürokratik girişimleri hızlandırmak amacıyla faydalı çalışmalar gerçekleştirdikleri
anlaşılmaktadır.
5.4.1.3.1. Sakarya Yüksek Tahsil ve Yardımlaşma Derneği
Derneğin toplantılarını ve kongrelerini düzenlediği yer genellikle Öğretmenler Lokali
olmuş, Mustihittin Gürer’in başkanlığını yaptığı 1959 yılı kongresindeki seçim sonucuna
bakıldığında, Derneğin Başkanı, İstemi Parman, İdare Heyeti Ülkü Üner, Özer Süer,
Varol Gürkan, Encan Özkan, Yalçın Şişmanoğlu ve Naci Gürpınar isimlerinden oluştuğu
anlaşılmaktadır1263r. Derneğin organizasyonları arasında daha Türk hikayecisi Sait Faik
Abasıyanık anısına düzenlenen bir toplantı öne çıkmaktadır.1954’de Orduevinde ünlü
edebiyatçıların da katılımıyla yapılan toplantıda, o dönemdeki dernek başkanı Nusret
Ekin, açılış konuşmasından sonra davetli edebiyatçılar da Sait Faik ile ilgili konuşmalar
yapmışlar ve şiirler okumuşlardır. Bu isimlerden bazıları; Hasan Erman, Behçet
Necatigil, Tahsin Yücel, Ahmet Muhip Dranas, Haldun Taner, Yaşar Nabi gibi değerli
şair ve yazarlardır. Etkinlik 3 saat kadar devam etmiş ve ilgiyle izlenmişti1264. Yüksek
Tahsil Derneği’nin bu dönemde aktif çalıştığı anlaşılmaktadır.
5.4.1.3.2. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği
Adapazarı’nda bir İmam Hatip Okulu yaptırma derneği henüz kurulmamışken, bu
çalışmaları Tozlu Camii Yaptırma Derneği başkan ve üyeleri başlatarak takip etmiştir.
Menderes hükümeti aldığı karara binaen yurt genelinde 5 adet İmam Hatip Lisesi
açılacağını duyurduğunda, 1 tanesinin de şehirde olmasını isteyen dernek başkanı Asım
Aydın ve Osman Erkaya Ankara’ya giderek Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’ye
istirhamlarını iletmişlerdir. Bakan, ikinci bir ek kanun çıkaracaklarını ancak zaman
olduğunu, 6 adet daha onaylanacağını belirterek, bir tanesinin de Adapazarı’nda
açılmasının sözünü vermiştir. Verilecek din içerikli derslerde öğretmen ihtiyacını nasıl
karşılayacakları dernek temsilcilerine sorulmuş, müftüler, emekli öğretmenler ve medrese
1263 Cemiyet, 14 Şubat 1959, Sayı: 369. 1264 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 126.
380
mezunu simalar tarafından sağlanacağı anlaşılınca, diğer derslere de ortaokullarda görev
yapan öğretmenlerin görevlendirilmesi planlanarak uygunluğu şifahen kabul edilmiştir.
Böylece, ikinci kanun çıkarılınca Adapazarı İmam Hatip Lisesi, halde belediyenin
binasında eğitime başlamış, bir yandan da arsa aranarak yeni bina yapılması çalışmaları
başlamıştır. Bu konuda dernekleşme sağlanarak, Atatürk İlkokulu Müdürü Celal Akın,
“Asker Hafız” namı ile bilinen müftülükten emekli Mehmet Eren ve Osman Erkaya
öncülüğünde çalışmalar hızlanmıştır. Manifaturacı Tahsin Kara’nın da içinde bulunduğu
üyelerden 5 kişi seçilerek Ankara’ya gitmişler ve Zirai Donatımın Şeker Fabrikası
demiryolunun kestiği (Tümenin karşısındaki bugünkü okul yerini) 11 dönümlük arsayı
okul inşaatı için dönemin tarım Bakanı Nedim Ökmen’den 15 Türk lirası gibi sembolik
bir bedelle almışlardır. 3 kat bina vatandaşların bağışları ile yaptırılmıştır. 5 yıl boyunca
da liseye hizmet vermiştir1265.
5.4.1.3.3. Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği
Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, her ay yapılması şart olan aylık aile
toplantılarının üçüncüsünü Nisan 1952’de Adapazarı İdman Yurdu Spor Kulübünün Orta
Cami karşısındaki lokalinde gerçekleştirmiştir. Eski kurulun bazı azalarını da içeren yeni
yönetim kurulu belirlenmiştir. Bu isimler Remzi Osmanoğlu, İsmail Kuzuoğlu, İhsan
Abacı, Celal Gürkan, Ali Atalay, Adil Acar, Mehmet Aslan ve Nazmi Ergin’dir1266.
Dernek ilde ve ilçelerde çeşitli geziler düzenleyerek, münazara gibi etkinlikler yoluyla
halkı eğitim konusunda bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.
Örneğin, 1956 yılı içerisinde, Adapazarı öğretmenlerinden oluşan 150 öğretmen, aileleri
ile birlikte Düzce’ye bir gezi düzenleyerek, bu gezi vesilesiyle Düzce öğretmenleri ile
buluşmuşlar ve “Çocuğun başarısında okul mu veya çevre mi daha etkilidir?” konu başlığı
altında münazara düzenlemişlerdir. Adapazarı’ndan katılan 4 öğretmen çevreyi
savunarak bu konuda tezlerini paylaşmışlardır.1267 Bu katılımlara, Adapazarı ve
çevresinden gelmek isteyenler için de servisler tahsis edilmekteydi.
Derneğin yönetim kurulu, yıllık çalışma programının 6. Maddesinde belirttiği; “…meslek,
fikir ve sanat konularını ihtiva eden bir derginin yayınlanmasına kısa bir zaman içinde
1265 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 1, 49. 1266 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Nisan 1952, Sayı: 101; 14 Nisan 1952, Sayı: 111. 1267 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169.
381
başlamak tasavvurundayız” ifadeleri ile bir dergi çıkarmak fikrinde olduklarını
açıklamışlardı. Yapılan toplantılarda, büyük bir çoğunlukla yönetim kurulunun bu kararı
onaylanmış ve derginin adı, yayınlanacak yazı türleri belirlenmiştir. “Dernek” ismi ile
1955 yılının Nisan ayında ilk sayısı çıkarılan aylık meslek, sanat ve fikir dergisinde1268,
eğitim öğretimle ilgili yazılar, sanat ve edebiyat yazıları, sosyal konulu yazılar, mizah,
röportaj ve tercümeler, öğrenciler için sınav örnekleri ile derneğin faaliyetleri hakkında
bilgilere yer verilmiştir. Yazarları ise bizzat ildeki öğretmenler ve muhtelif yazarlar
olmuştur.
5.4.1.3.4. Öğretmenler Yardımlaşma Derneği
Dernek Nisan 1952’de yönetim kurulu toplantısını Adapazarı Erkek Sanat Enstitüsünde
yapmış, gündem konularını görüşmüştür 1269.
5.4.1.3.5. İlkokullar Yaptırma Derneği
Adapazarı’nda İlkokullar Yaptırma derneği, bölgede eğitim veren ilkokul sayısının azlığı
sebebiyle kurulmuş ve çalışmalarını 1950’lerde devam ettirmiştir. Çoğunluğu
öğretmenlerden oluşan bu dernekte esnaftan da destek alınmıştır. Yıllık toplantılarını
Sabiha Hanım okulunda yapan dernekten başka, aynı amaca hizmet eden mahalli
dernekler de kurulmuştur. Artan okul ihtiyacını karşılamak üzere, İlköğretim Genel
Müdürü Ferruh Saner Ankara’dan bölgeye teftiş ziyaretine gelmiş, Kuyudibi ve Başlar
Mahallesinde kurulması planlanan iki ilkokul için bir dernek kurulmuştur.1270
5.4.1.4. Sakarya Merkez ve İlçelerinde Faaliyet Gösteren Diğer Dernek, Kurum ve
Kulüpler
Ele aldığımız dönemde ilçelerden çeşitli spor ve kültür kulüpleri mevcuttur. Akyazı’da
1949 yılında kurulan Akyazı Gençlik Spor Kulübü faaliyetine devam etmektedir1271. 1958
yılında yine Akyazı’da, “Milli Oyunlar ve Musiki Derneği” kurulması çalışmaları
başlatılmış ve derneğin kurucu heyeti belirlenerek çalışmalar yapılmıştır. Buna göre,
Maarif Memuru Recep Savcı, Konuralp İlkokulu öğretmenlerinden Necati Kalaç, Nevruz
1268 Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, Dernek 1(Nisan 1955), s. 3-4. 1269 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Mart 1952, Sayı: 95. 1270 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Temmuz 1952, Sayı: 190. 1271 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, s. 6527.
382
Banaoğlu, Atatürk Okulu Başöğretmeni Abdullah Kurar, Hasan Kum, Mustafa İçten,
Kıyasettin Karsu ve İsmail Muşmuloğlu’ndan oluşan kurucu heyet resmi girişimleri
tamamlayarak, aynı yıl içerisinde Akyazı’da sanat alanında faydalı çalışmalara
başlamışlardır. Derneğin kuruluşu Akyazı’da memnuniyetle ve ilgiyle karşılanmıştır1272.
Yine Akyazı’da spor alanında faaliyet gösteren Akınspor kulübü, 1 Mayıs 1958’de yeni
bir lokal açmış ve önemli ihtiyaçlardan birini karşılamıştır1273.
Bu dönemde kurulan yardımlaşma dayanışma derneklerine bir örnek de, Kıbrıs sorunu ve
6-7 Eylül gelişmeleri sırasında Menderes’in ifadesi olarak hemen her ilde kurulan “Kıbrıs
Türktür Cemiyeti” nin Sakarya şubesidir. Menderes Ağustos 1955’de Kıbrıs’ı
Yunanistan’a bırakmayacağını açıklamış ve dönem basınında manşet olan bu ifadeyi
kullanmıştı. Eylül’de Selanik’te meydana geldiği belirtilen Atatürk’ün doğduğu eve
menfur bir bombalı saldırı düzenlendiği haberinin akabinde tepkiler yükselmiş, İstanbul
ve İzmir’de örfi idare ilan edilmişti1274. Bu sırada, 5 Eylül 1955 tarihinde Adapazarı
merkezinde cemiyetin şubesi kurulmuştur1275.
Aynı manevi dayanışma duyguları ile kurulan bir başka cemiyet de, “Milli Mücadele
Milis Cemiyeti” dir. 29 Ağustos 1959 tarihinde Sakarya’da teşekkül eden cemiyetin
amacı, Milli Mücadele yıllarında düşmanla mücadele eden Adapazarlıları bir araya
getirerek bu hatıraları yaşatmaya ve zor durumda bulunan o günün kahramanlarına
yardım ulaştırmak şeklinde ifade edilmiştir. Büyük Zafer Bayramına rastlayan bu tarihte,
cemiyet Kızılay salonunda açılışını gerçekleştirecektir ve binada kendilerine ayrılan bir
odada faaliyete geçecektir1276. Cemiyet üyeleri, Milli Bayramlar, kurtuluş günleri ve
benzeri özel günlerde kutlama etkinliklerine katılmış, geçiş merasimleri haricinde hayır
işleri için konserler de düzenlemişler, Sakarya’nın çeşitli ilçelerine ve Kandıra’ya davet
edilerek, milli kıyafetleri ile yaklaşık 40 kişilik bir grup olarak 1960’larda da
çalışmalarına devam etmişlerdir1277.
İlçelerde de yardım amacıyla kurulmuş topluluklar mevcuttur. Örneğin, Karasu ilçesinde
Fakir Çocukları Koruma Komitesi bulunmakta ve fakir öğrencilere giyecek yardımında
1272 Demokrat Sakarya, 4 Mayıs 1958, Sayı: 1194. 1273 Demokrat Sakarya, 4 Mayıs 1958, Sayı: 1194. 1274 Zafer, 7 Eylül 1955, s.1. 1275 Milliyet, 25 Ağustos 1955, s. 1; Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Eylül 1955, Sayı:1156. 1276 Cemiyet, 28 Ağustos 1959, Sayı: 531. 1277 Cemiyet, 12 Nisan 1960, Sayı: 723; 16 Mayıs 1960, Sayı: 752.
383
bulunarak belediye başkanı Sebahattin Arslan’ın desteği ile faaliyetlerini sürdürmekte
idi1278.
5.4.2. Sendikalar
20 Şubat 1947 tarihinde yürürlüğe giren 5018 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun kabulü tek
parti dönemine ait bir gelişmedir. Bu kanun akabinde Türkiye’de çeşitli isimlerle
sendikalar kurulmaya başlamıştır. Bu teşkilatlanma süreci kısaca; 1940’lı yılların
ortalarında Sendikalar, 1940’lı yılların sonlarında Birlik ve Federasyonlar, 1950
başlarında Türk-İş Konfederasyonu ve 1960’lı yılların ortalarında Milli Sendikalar
kurulması şeklinde özetlenebilir. 1947-1950 arası dönemde, İkinci Dünya Savaşı’nın
etkileri tüm dünyada ve ülkemizde derinden hissedilirken, Türk işçisine geniş sendikal
haklar verildiği taktirde Türk ekonomisi ve sosyal hayat düzeni konusunda risk alınmış
olunacağına dair düşünceler mevcuttur. Bu ortamda Sendikalar Kanunu’nun çıkarılması
çalışma hayatı bakımından Türkiye’de önemli bir gelişmedir. Sendika kurma faaliyetleri
başladığı yıllarda, siyasi partilerin sendikalara karşı yaklaşımı ve işçilerin hak ve
özgürlüklerini koruma konusundaki eksiklikleri ve kendi aralarındaki bazı çekişmeler
dolayısıyla ilerleyen yıllarda Sendika Birlikleri ve Mesleki Federasyonların kurulması
çözüm olarak düşünülmüştür. Türkiye’de 1947/1950 yılları arasında 73 işçi sendikası, 4
işveren sendikası olup, 1957 yılında işçi sendikalarının sayısında bir patlama yaşanmış
ve bir iş kolunda 10’ a yakın sendikanın kurulduğu, işçi sendikalarının sayısının 440’a
yükseldiği belirtilmiştir1279. Anlaşıldığı üzere, Demokrat Parti döneminde Sendikal
faaliyetlerde tüm ülke genelinde büyük bir artış söz konusudur. Adapazarı-Sakarya
genelinde mevcut sendikalar ve faaliyetleri ise bu kısımda incelenmiştir. Türkiye’nin en
verimli ovalarından birinde kurulan Adapazarı’nın 1950-1960’lı yıllarda bir takım
sendikal faaliyetleri olmakla birlikte, daha çok 1980’li yıllardan sonra gelişme gösterdiği
belirtilmektedir. Bunun sebebi, incelenen dönemde sanayinin henüz az gelişmiş ve küçük
ölçekli olmasıdır. Ziya Küley’in 1960’lı yılların sonlarında yaptığı bir araştırmada,
Adapazarı’nda 12, Hendek’te 1, Akyazı’da 1 olmak üzere Sakarya ilinde toplam 14
sendika bulunduğu, buralarda 5.675 işçinin üye kabul edildiği ortaya koyulmuştur1280.
1278 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mayıs 1952, Sayı: 127. 1279 M. Sadık Şide, Çalışma Hayatı, Türk-İş ve Sendikalar, İstanbul: 2004, s. 21-22, 29. 1280 Engin Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, Dünden Bugüne Adapazarı
Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 198.
384
5.4.2.1. Adapazarı Tütün İşçileri Sendikası
İncelediğimiz dönemde tütün piyasası Kocaeli’ne bağlı olup, Adapazarı tütün rekoltesi
arttıkça bu alanda çalışan işçi sayısı da artış göstermiştir. Bölge ekonomisinde tütün
işlemenin payı büyüktür. Kocaeli’nde kurulmasından sonra, Adapazarı’nda da 1952
Temmuz ayında, Tütün İşçileri Sendikası kurulmuştur1281.
5.4.2.2. Adapazarı Ağır Bakım Tamir Fabrikası İşçileri Sendikası
1953 yılında tüzüğünü yayınlayan sendika, Ağır Bakım Tamir fabrikasındaki işçi
temsilciliği bürosunda hizmet vermiştir. Sendikanın amacı, “üyelerinin hak ve
menfaatlerini korumak, mevcut kanunlar dairesinde iktisadi, içtimai ve medeni
seviyelerinin yükselmesine çalışmak, üyeleri arasında tesanüf ve her türlü yardımlaşmayı
sağlamak ve üyelerini muhakemeler, devlet daireleri, özel ve tüzel kişiler nezdinde temsil
etmektir”. Sendika, Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Donatım Kurulu, Haysiyet divanı,
Temsilciler ve sendika memur ve müstahdemlerinden oluşuyordu. Yönetim kurulu, 15
günde bir toplanarak sendikanın gündemini görüşürlerdi. Sendikanın kurucuları 21 kişilik
bir gruptur, Ali Dinçman, Salih Şen, Hüsnü Birand, Kutsi Ercan, Cahit Gökalp gibi
çoğunluğu Adapazarı ve çevre bölgelerden üyeleri bulunmaktaydı. Adapazarı’nda,
Sendikanın yararına Atlas sinemasında çeşitli konserler ve etkinlikler de düzenlenmiştir
1282.
5.4.2.3. Vagon Atölyesi İşçileri Sendikası
Devlet Demiryolları Vagon Atölyesi İşçileri müstakil sendikası, Adapazarı Vagon
Fabrikası’nda çalışan işçilerin haklarını savunmak ve sendikal faaliyetlerini düzenlemek
amacıyla çalışmalar yapmaktaydı. Bu fabrika Adapazarı’nda çok sayıdaki işçiyi istihdam
etmekte ve bölge için önemli sanayi kolunu teşkil etmekte idi.
Sendikanın kurucu üyelerinin başında, Faik Agun, Mehmet Dinç, Erol Yamaç, Erol
Tüysüz olmak üzere, tamamı fabrikanın çalışanlarından oluşmaktaydı. Bu yıllarda vagon
işçileri arasında sendikaya üye olanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, diğer
sendikalara üye olmaları konusunda birtakım baskılar yaşadıklarını ifade etmekte idiler.
1281 Sahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 89. 1282 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ocak 1953, Sayı: 354; 30 Ocak 1953, Sayı: 35; 15 Mart 1954, Sayı:
693.
385
1950’lerin ortalarında bu fabrikada 800 işçi çalışmaktaydı. Lojman ve yemek ihtiyacının
karşılanması, ilaç ve tedavi masraflarının karşılanması gibi konularda sendikanın işçiler
adına girişimleri olmuştur. Sendika toplantılarını Halkevi salonunda yapmakta ve idare
heyeti şu isimlerden oluşmaktaydı. Başkan Ahmet İşalır, Başkan vekili Osman Kapanal,
Sekreter İbrahim Uyal, Veznedar Ali Öztemel, Muhasiplik İbrahim Uğrul, Hasiyet Divanı
Mustafa Oktar, İsmet Babadoğan, Faik Altınörs olarak belirlenmiştir. Üyeler Ahmet Eray,
Necmi Tepetaya, Süleyman İğnel, Nusret Başkurt, Faik Ayar ve İsmail Şener’in isimleri
yer almaktadır.1283 İlerleyen senelerde, fabrikanın parsellediği alanlara, sendikanın da
girişimleri ile vagon sanayi atölyesi işçilerine ve ustalarına verilmek üzere evler inşa
edilmiş ve uygun ödeme imkanları ile mesken sahibi olmaları sağlanmıştır.
5.4.2.4. Sigortalı İşçiler Sendikası
Bu sendika, 1952’den sonra faaliyete geçmiş ve kuruculuğu Vagon Atölyesi Sendikası
başkanı Ali İşalır üstlenerek, önceki görevinden istifa etmiştir.
5.4.2.5. Tekel İşçileri Sendikası
Sakarya’da Tekel İşçileri Sendikası, Tekel Müdürü ve işçilerinin katılımıyla toplantılarını
düzenli olarak yapmaktaydı. 1956 yılındaki kongrede, Başkanlığa Mustafa Özdemir,
Başkan yardımcılığına Ali Küçük, Katipliğe Nadire Öğüt ve Fethiye İnce seçilmişlerdi.
Bu dönemde sendika yönetiminde bayanların da olduğunu görmek adına önemlidir.
Sendikanın idare Heyeti, Mustafa Onay, Abdül Şen, Ülker Uzunca, Ziya Bayrak, Şerif
Ali Küçük, Nadire Öğüt, Sadullah Aydın’dan oluşmaktaydı.1284
5.4.2.6. Adapazarı Maden İş Sendikası
1952 yılında kurulan sendika, zirai donatım fabrikasında örgütlenmiştir1285. Genel
Merkez Şubesi üye sayısı 584 olarak kaydedilmiştir1286.
1283 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Temmuz 1952, Sayı: 193; 22 Temmuz 1952, Sayı: 194; 23 Temmuz
1952, Sayı: 195; 19 Eylül 1952, Sayı: 242. 1284 Anadolu, 27 Kasım 1956, Sayı: 184. 1285 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX, s. 6517. 1286 Engin Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, s. 198.
386
5.4.2.7. Adapazarı İşçi Sendikaları
7 Ekim 1957 tarihinde, bu isimle Adapazarı’nda kurulmuştur1287. Öncesinde, Şeker İş
Sendikası 1955 yılında kurulmuş ve 2.316 üyesi olduğu kaydedilmiştir. 1956 yılında ise
Harb-İş Sendikası mevcut olup, 174 üyesi olduğu belirtilmiştir1288.
5.5. Spor
1950-1960 döneminde Türkiye’de, halkın bedenen ve ruhen milli ve dinamik amaçlarla
gelişimini desteklemek, oyun, jimnastik ve farklı spor dallarında icra edilecek çalışmaları
düzenlemekle sorumlu olan kurum, Beden Terbiyesi Bölge Teşkilatı’dır. İlde yeterli
sayıda olan spor kulüpleri aracılığı ile her türlü bina ve araç gereç temin edilmesi de
teşkilatın görevidir. İncelenen dönemde, 1952 yılı itibariyle, Kocaeli bölgesinde on sekizi
Cemiyetler Kanunu’na göre kurulmuş klüp, dördü müessese ve üçü askeri güç olmak
üzere 25 klübün varlığından bahsedilmektedir. Dağcılık ve kayak dalları hariç hemen her
spor dalında faaliyet gösterilmektedir1289.
Sakarya’da spor faaliyetleri, sadece il merkezinde değil, ilçe ve köylere kadar
yaygınlaşmıştır. Müstakil il olmasından sonra, Sakarya’da 1954 yılı Aralık ayında
“Sakarya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü” kurulmuştur1290. Uzun süredir Adapazarı’nda
Beden Terbiyesi Bölge Muhasip vekilliğini yapmakta olan İbrahim Çalışkur’un istifa
etmesi üzerine, Mart 1956’dan itibaren yerine, vali ve bölge başkanlığınca kabul edilerek
asil bir muhasip tayin edilinceye kadar, bölge muhasiplik görevini Zira Donatım
muhasiplerinden Necdet Özgüç yürütecektir1291.
1950’li yıllarda Adapazarı’nda modern bir kapalı spor salonu bulunmamaktadır. 1967
yılında tamamlanacaktır. Düzenlenen basketbol, voleybol, güreş, judo, boks, jimnastik,
masa tenisi maçları gibi etkinlikleri kulüpler içerisinde bireysel olarak sürdürmüşlerdir.
Ayrıca ilçelerde seyirci tribünü olmayan birer futbol sahası yer almaktadır. Şehirde bu
yıllarda eskrim, binicilik, kayak, yelken gibi branşlarda ise önemli faaliyetler yoktur1292.
Kocaeli’nden ayrılarak müstakil il olan Sakarya’nın spor konusunda fiziksel şartlarını
1287 Demokrat Sakarya, 7 Ekim 1954, Sayı: 94. 1288 Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, s. 198. 1289 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1290 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 133. 1291 Yeni Ada Postası, 7 Mart 1956, Sayı: 1170. 1292 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 159-160.
387
geliştirmesi zaman alacaktır. Bahsedilen sportif faaliyetler, dar imkanlarla sınırlı
kalmıştır.
Aşağıda, Sakarya ve ilçelerinde 1945-1960 yılları arasında kurulan Spor ve Gençlik
Kulüpleri hakkında bilgi veren tablo yer almaktadır.
Tablo 57: Sakarya Kulüpleri, Kuruluşları, Renk ve Adresleri
Kulübün Adı Rengi Adresi Kuruluş Tarihi
Demirspor Mavi-Lacivert Merkez 16.04.1945
Donatımspor Sarı-Yeşil “ 04.12.1945
Yıldırımspor Sarı-Lacivert “ 12.12.1950
Karagücü Beyaz-Kırmızı “ 12.12.1950
Adaşekerspor Yeşil-Beyaz “ 11.09.1955
Sakarya Gençlik Beyaz-Eflatun “ 05.03.1956
Serdivan Gençlik Sarı-Siyah Serdivan 05.04.1956
Kara Ap. Akınspor Sarı-Lacivert Kara Ap.Köyü 12.07.1956
Güreş İhtisas Kulübü Sarı-Kırmızı Merkez 29.07.1956
Karadenizspor Sarı-Kırmızı “ 23.09.1957
Avcılık-Atıcılık Yeşil-Beyaz “ 22.12.1960
İlçe Kulüpleri
Akyazı Gençlik Siyah-Beyaz Akyazı 08.08.1949
Akyazı Akınspor Sarı-Yeşil “ 23.09.1957
Geyvespor Siyah-Beyaz Geyve 31.08.1951
Taraklı Gençlik Kırmızı-Beyaz Taraklı 19.03.1958
Alifuatpaşa Gençlik Yeşil-Beyaz Alifuatpaşa 05.03.1958
Hendek Gençlik Siyah-Beyaz Hendek 03.01.1950
Karasu Gençlik Siyah-Beyaz Karasu 22.12.1955
Sapanca Gençlik Yeşil-Beyaz Sapanca 25.06.1953
Kırkpınar Gençlik Sarı-Lacivert Kırkpınar 15.03.1956
Kaynak: 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 162
5.5.1. Futbol
İncelenen dönemde İstanbul’dan sonra futbol çalışmaları bakımından en zengin bölge
Kocaeli’dir. 1952 yılında, 4’ü İzmit ve 6’sı Adapazarı klüpleri olmak üzere 10 klübün
varlığından bahsedilmektedir. Her hafta İzmit, Adapazarı, Gölcük, Akyazı ve Geyve
sahalarında maçlar yapılmakta ve bu maçları lisanslı hakemler idare etmektedir. Bazı
durumlarda İstanbul hakemlerinden de yardım istendiği görülmüştür. Kaydedildiğine
göre, Kocaeli bölgesindeki futbol takımlarının oyun seviyeleri, İstanbul’un başlıca üç
388
takımı hariç birinci küme takımları ile eşittir. Türkiye gruplararası ve grup
birinciliklerinde Kocaeli bölgesi önemli bir rol oynamaktadır1293.
Adapazarı’nın futbol tarihi incelendiğinde, 1920-1945 yılları arasında ilçede 3 futbol
kulübü bulunduğu kaydedilmektedir. Bunlar; Uzunçarşı eşrafının takımı olarak bilinen
“İdmanyurdu”, Yeni Cami semtinin temsil edildiği “Hilal spor” ile Kömürpazarı-
Karaağaçdibi muhitinin temsilcisi olan “Gençlerbirliği” isimli kulüplerdir. 1941 yılında
Adapazarı’nda futbol yönetmeliği gereğince üç takım lağvedilip “Ada Gençlik” kulübü
kurulmuş ancak 1946 yılından sonra tekrar serbest bırakılmasına karar verilmiştir. Bunun
üzerine Ali Necdet Güven’in başkanlık yaptığı “Güneşspor”, Hilalsporun devamı olarak
ise “Yıldırımspor” kurulmuştur. Kamu kurumlarını temsilen 1945’de kurulmuş olan
“Demirspor” ve “Donatımspor” kulüpleri ile “Şekerspor” da bu yıllarda futbol alanında
faaliyete geçmişlerdir.1294 1950-1960 döneminde öne çıkan spor kulüpleri şunlardı:
Adagençlik, İdman Yurdu, Yıldırımspor, Donatım, Güneşspor, Gençler Birliği.
Önemli spor kulüplerinden biri olan İdman Yurdu’nun 1952 yılındaki yönetim kadrosu
maçlarda yaşanan sıkıntılardan dolayı istifa etmiş, yeni idare heyeti belirlenmiştir. Dr.
Kadri Kalfaoğlu Başkan, Ahmet Er, As Başkan, Hakkı Ünsalan Muhasip, Emin Tursel
sekreter, Ekrem Oba İdare Amiri, Ömer Kuriş Veznedar, Nurettin Taner Kaptan
seçilmişler, İbrahim Sakaryalı, Hüseyin Bölükbaşı ve Hidayet Vural ise Yedek üyeler
olarak göreve başlamışlardır.1295 Adapazarı kulüplerinden Yıldırımspor 1961 yılında
Türkiye Amatör Takımlar Futbol Şampiyonu olmuş bu dönemde Gençlerbirliği,
İdmanyurdu, Ada Gençlik ve Güneşspor’un birleşmesi ile 1965 yılında ise “Sakaryaspor”
kurulmuştur. Yeşil-siyah renkli takım ilerleyen senelerde Türkiye Futbol Ligi
şampiyonlukları ve Türkiye kupası Şampiyonluğu dolayısıyla şehrin futbol alanında
başarılı bir temsilcisi haline gelmiştir. Sakarya kulüpleri aynı zamanda ülkedeki futbol
camiasına başarılı futbolcular ve spor adamları kazandırmıştır.1296
İlçelerde de çeşitli futbol kulüpleri kurulmuştur. Hendek’te 1950’de Hendek Gençlik
Spor Kulübü kurularak faaliyete geçmiştir1297. 1951 yılında Geyve’de Geyve Spor
1293 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1294 Dünden Bugüne Adapazarı, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü Yayınları
No.8, 2004, s. 9; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 54. 1295 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1952, Sayı: 152. 1296 Dünden Bugüne Adapazarı, s. 9. 1297 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6527.
389
Kulübü kurulmuş, Alifuatpaşa Gençlik Spor Kulübü ise ana nizamnamesini 1952 yılında
yayınlamıştır. Merkezi Alifuatpaşa köyü olan kulübün renkleri yeşil beyazdır. Kulübün
amacı, gençlerin bedeni yeteneklerini geliştirmek ve spor terbiyesi vermektir. İlgileneceği
spor dalları ise, başta futbol olmak üzere, atletizm, güreş, yüzme, voleybol dallarıdır.
Kurucuları Alifuatpaşa köyünden, Cemal Parla, fabrikadan Mehmet Acarla, terzi Mehmet
Katırcıoğlu, Akif Yılmaz, Mehmet Ay ve muhtar Mehmet Ünal’dır. Kulübün geliri,
üyelerden toplanan yıllık 120 lirayı geçmeyecek aidatlarla sağlanacağı gibi, her türlü
satış, maç, güreş ve eşya piyangosundan da gelir sağlanacaktır1298.
1953 yılında Sapanca’da Gençlik Spor Kulübü kurulmuş, 1956 yılında ise Sakarya’da
Yol Spor Gençlik Kulübü kurulmuştu ve ilk kongrelerini Karayolları lokalinde
yapmışlardı. Kulüp başkanı İsmail Gürtürk olarak belirlenmişti. Aynı dönemde Esenspor
kulübü de yeni bir kulüp olarak karşımıza çıkmaktadır. 1957 yılında, Beden Terbiyesi
Müdürü Fürüzan Ümranoğlu’nun destekleri sayesinde Türkiye deplasmanına katılacak
bir başka takım, Sakarya Genç takımı olmuştur. Kara Gücü antrenörü Yaşar Kır takımı
çalıştıracak isimdir1299. Türkiye Genç Takımını oluşturacak olan gruplar İstanbul, İzmit,
Zonguldak, Ankara ve çeşitli illerdeki genç sporculardan oluşturulacak ve bu takım için
yapılacak seçme maçları Sakarya’da gerçekleşecektir ve Şekerspor sahasında yapılan
maçlara katılım yoğun olacaktır.
Sakarya Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığı’nın verdiği bilgilere göre, 1954 yılı Aralık ayı
itibariyle Sakarya’ya bağlı 15 adet spor kulübü aktif çalışmaktadır. Bahsedilen kulüplerin
isimleri; Donatım, Demirspor, Adagençlik, Güneş, Yıldırımspor, Gençlerbirliği,
İdmanyurdu, Karagücü, Geyve Gençlik, Hendek Gençlik, Akyazı Gençlik, Sapanca
Gençlik, Dalspor ve Akınspor olarak kaydedilmiştir. 1955 yılında Adaşeker Gençlik Spor
Kulübü kurularak faaliyete geçmiştir1300.
Bu dönemde, Sakarya’da ve ilçelerde kurulan spor kulüplerinden başka köylerde de spor
kulüpleri kurulmuştur. 1957 senesinde Sakarya Merkez köylerinden Çaybaşı köyü
gençleri Tayfun Spor Kulübünü kurmuşlardı. Kulüp futbol, güreş, binicilik, avcılık ve
sportif oyun kolları alanında çalışacağını nizamnamesinde belirtmiştir. Kurucuları
1298 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mart 1952, Sayı: 94; 27 Mart 1952, Sayı: 96. 1299 Anadolu, 3 Ekim 1956, Sayı: 137; 17 Ocak 1957, Sayı: 228; 28 Ocak 1957, Sayı: 237. 1300 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 132, 136.
390
arasında Adapazarlı tüccar, öğretmen, esnaf ve çiftçiler yer almaktadır. Kuruluş
amaçlarını; “Gençliğin fiziki ve normal kabiliyetlerini geliştirmek ve spor terbiyesi
vermek” şeklinde açıklamışlarıdır1301.
1955-1956 sezonunda, Türkiye Amatör şampiyonluğu programında ikinci grupta yer alan
Sakarya şampiyonu, Kocaeli şampiyonu ile Adapazarı stadında ve İzmit’te, İstanbul
takımı ile de İstanbul’da Mayıs –Haziran 1956’da toplam 6 maç yapmıştır. Bu dönemde
maçların hakemleri federasyon tarafından İstanbul ve diğer illerden getirtilmiştir1302.
1958 Ekim ayında, Sakarya’nın yeniden inşa ettirilen şehir stadının Vali Üner tarafından
açılmasıyla, Sakarya’daki futbol severler için daha uygun koşullar sunulabilmiştir1303.
5.5.2. Güreş ve Yağlı Güreş
Kocaeli bölgesinde 1950’lerde Güreş, spor faaliyetlerinin başında gelmektedir. Serbest
ve Greko Romende İstanbul ve Ankara’dan sonra gelen bölgedir şeklinde ifade
edilmektedir. Milli takıma bir çok sporcu kazandırılmış ve yetiştirilmiştir. Bu yıllarda
Milli Takım kadrosunda bulunan Hasan Gemici, Necati Morgül, Orhan Çakar, İrfan Atan
Kocaeli bölgesi güreşçilerindendir. Kocaeli Merkezde Kağıt Spor, İzmit Spor olmak
üzere Adapazarı, Hendek klüpleri güreş sporu ile özellikle ilgilenmektedir. Yağlı güreş
alanında ise, Kocaeli çocukları ilk sıralardadır. Uzun yıllar yapıla gelen Kırkpınar
güreşlerini Kocaeli pehlivanları hemne her alanda büyük oranda birincilikle
tamamlamışlardır1304.
1954’e kadar Kocaeli’ne bağlı olarak yapılmakta olan ata sporumuz güreş ve yağlı güreş
müsabakalarını Sakarya’da düzenlemek, güreş sporu ile ilgilenen sporcuları bir araya
getirmek amacıyla, 17 Haziran 1954 tarihinde Sakarya Güreş Kulübü kurulmuştur1305.
Güreşte, İrfan Atan, Adil Atan, Mithat Bayrak ve Orhan Çakar, yalnız Adapazarı’nın
değil, Türkiye’nin yüzünü güldüren, bu alanda öne çıkan pehlivan isimleri olmuştur1306.
Sakarya’nın genel olarak, güreş alanındaki sporcularının başarıları sebebiyle
1301 Anadolu, 2 Şubat 1957, Sayı: 242. 1302 Yeni Ada Postası, 4 Mayıs 1956, Sayı: 1220. 1303 Yeni Ada Postası, 30 Ekim 1958, Sayı: 1977. 1304 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1305 Demokrat Sakarya, 17 Haziran 1954, Sayı: 1; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 120. 1306 Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-soruda-organizator-
hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018); 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 161.
391
müsabakalarda oldukça iddialı olduğu anlaşılmaktadır. Türk Milli Güreş Takımı
seçmeleri her yıl İstanbul’da yapılmakta iken, 1956 yılında Türkiye Karakucak
güreşlerine katılacaklar için karşılaşmalar, Güreş Federasyonu tarafından Eylül 1955’de
ayında Adapazarı şehir stadında gerçekleşmiştir. Bölge Beden Terbiyesi Müdürlüğü’nün
girişimi ile bu organizasyon yapılmıştır1307.
5.5.3. Tenis
Adapazarı’nda sportif faaliyetlerden biri de tenis idi. Bu amaçla kurulan Adapazarı Tenis
Kulübü, 1950 başlarından itibaren toplantılar yaparak sporcuları desteklemekte ve
müsabakalar düzenlemekte idi. 1951 yılında Tenis Kulübü başkan vekilliğini Orhan
Tiryaki yapmaktaydı. 1308 Tenis kulübünün çeşitli özel günlerde toplanarak, balolar
düzenlediği görülmektedir. 1952 yılında yılbaşı etkinliği olarak Zirai Donatım lokalinde
balo düzenleyen dernek, üyelerini ve Adapazarı’nın önde gelen tanınmış simalarını
ağırlamıştı.1309 Üstelik bu yılbaşında, Milli Piyango İdaresi’nin yılbaşı ikramiyesi
Adapazarı’ndaki elektrik işletmesi memurlarından bir kişiye çıkmıştı1310.
5.5.4. Yüzme
Kocaeli bölgesinde, su sporları yüzme, yelken, kürek alanında yapılmaktadır. İzmit,
Hereke ve Derince’de bulunan klüpler bu alanla ilgilenmektedir. İstanbul ile yarışacak
seviye oldukları dönemler mevcuttur1311. Ancak, Adapazarı’nda yüzme sporuyla amatör
olarak ilgilenen gençler olmakla birlikte öne çıkan bir spor dalı olmadığı düşünülebilir.
Sakarya’nın ilk yüzme yarışması Çark yüzme havuzunda 1955 yılında gerçekleşmiştir.
Bu yarışma küçükler, ortancalar ve büyükler şeklinde ayrı 3 grup arasında düzenlenmiş,
33 m, 66 m, 100 m. ve 200 m. mesafede yapılan yarışmada birinci ve ikinci gelen
yüzücülere Beden Terbiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan madalya ve diplomalar
verilmiştir. Milletvekili Hamdi Başak bu ödülleri bizzat katılarak gençlere sunmuştur.
Yüzme sporu adına atılan ilk adım olarak ilgi görmüştür1312. Su sporunu geliştirmek
amacıyla, Vali Nazım Üner tarafından 1956 yılı Ağustosu’nda, Sapanca’da Su Bayramı
1307 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Eylül 1955, Sayı: 1136. 1308 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Aralık 1951, Sayı: 1. 1309 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1952, Sayı: 27. 1310 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Ocak 1952, Sayı: 29. 1311 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1312 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Eylül 1955, Sayı: 1147.
392
adı altında etkinlik düzenlenmesi sağlanmıştır. Bu bayramı Su Sporları Ajanlığı ve
Sakarya Gazetecileri birlikte organize etmişlerdir. Adapazarı ve Sapanca Belediyeleri’nin
desteği ile gerçekleşen programda, Sapanca-Eşme arasında 100 m., 200 m., 400 m., 800
m. serbest, 4100 bayrak yarışı, 100 m. ve 200 m. sırtüstü dallarında yarışlar yer almıştır.
Yarışmadan sonra su oyunları yarışları da yapılarak, halkın yüzme ve su sporlarına
ilgisinin artırılması yönünde etkinlikler düzenlenmiştir1313.
5.6. Sinema
Adapazarı’nın sinema tarihi 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Adapazarı’nda hizmet veren
Erman Sineması, 1943 de yaşanan depremde yıkılmıştı. Erman ailesi Adapazarı’nda
1947’de Erman Kardeşler Film Şirketi’ni kurmuşlar ve Kömürpazarı’nda Erman
kıraathanesinin üst katındaki salonu ilk film stüdyosu olarak inşa etmişlerdi. Bu stüdyo,
İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ilk film stüdyosu olarak önem kazanmıştır. Türk
sinemasının önemli filmlerinden olan, “Vurun Kahpeye”, “Allah Kerim”, “Damga”
filmleri Adapazarı ve çevresinde bu stüdyo aracılığı ile çekilmiştir. 1950’de stüdyo
İstanbul’a nakledilmiştir1314.
1950’lerin başlarında, Saray sineması Orduevi’nin karşısında yer almakta, Hasan Erman
tarafından işletilmekte idi. Kendisi bu dönemde, eğitim amaçlı filmlerden belediye
rüsumu alınmaması konusunda girişimlerde bulunmuş, ancak bu teklif kabul
görmemiştir. Bu dönemde sinemaların tuvaletlerinin yetersiz kaldığı ve sıhhi olmadıkları
konusu üzerinde durulmuş, bayanlar için ayrı tuvaletler yapılması kararlaştırılmış ve
iyileştirmeler yapılmıştır.1315 1952 yılında, sinemalarda koltuk ve balkon mevkilerinin
fiyatı 50 kuruş olarak belirlenmişti.1316 Bu dönemde Yeni Sinema Adnan Turgut
tarafından işletilmektedir. Hıfsısıhha Kanunu ile belirlenen sinemaların çalışma şartları
arasında, 13 yaşından küçük çocukların sinemalara alınması yasaklanmış ancak bu
kuralın çoğu zaman ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu dönemde Akyazı’da Hasan Sayılının girişimi ile yazlık sinema açılmış1317, merkez
caddelerin ışıklandırılmış olması dolayısıyla halkın en önemli sosyal etkinliği olarak
1313 Yeni Ada Postası, 8 Ağustos 1956, Sayı: 1296. 1314 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 49, 59. 1315 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Şubat 1952, Sayı: 50. 1316 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Nisan 1952, Sayı: 103; 19 Ağustos 1952, Sayı: 218. 1317 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Haziran 1952, Sayı: 154.
393
büyük rağbet görmüştür. Yazlık ve kışlık sinemalarda sezonun en yeni filmleri
gösterilmiş aynı zamanda Adapazarı’nda bir tiyatro binası olmadığından, sinema salonları
tiyatro oyunlarının sahnelenmesi için de kullanılmıştır.
1945-1950’lerin Adapazarı’nda toplumsal kültürel faaliyet merkezlerinin başında gelen
sinema ve tiyatro salonlarında, aynı zamanda çeşitli müzisyenler ve ses sanatçıları da
konser düzenlemekte idiler. Örneğin dönemin en ünlü ses sanatçılarından Hamiyet
Yüceses, Perihan Altındağ gibi isimler Saray ve Yeni sinema salonlarında Adapazarlılara
konser vermişlerdir1318.
1954-1960 arasında, Adapazarı’ndaki sinemalardan aktif olanları, Melek, Atlas, Saray,
Yıldız, ve Yeni sinema salonlarıdır. Bir de Çark Caddesinde Tümen Komutanlığı’nın
bitişiğinde açılan Askeri Sinema salonu bulunmakta ve daha ziyade hafta sonları aktif
olarak işlemekte idi.1319 Bu salonlarda genellikle Türk Filmleri veya Türkçeye çevrilmiş
renkli filmler gösterilmektedir. Örneğin Temmuz 1960’da, Melek Sinemasında Filonun
Bebeği-Aşk Mektupları isimli iki film gösterime koyulmuş, Atlas Sinemasında Katil
Benim ve Benli Emine isimli iki film, Saray Sinema salonunda Günahkar Gönüller ve
Fedai isimli iki film, Yeni Sinemada ise Sayanora ve Miki isimli iki renkli film gösterime
sunulmuştur.1320 Aynı yıl Ağustos ayında, bu sinemalarda gösterime koyulan filmler,
Kuklaların Konseri, Meşum Dilber, Büyük Macere, Kartaca Muharebeleri, Avare ve
Binnaz isimli filmlerdir.1321
1954-1955 arasında geçen 1 yılda, 2’si belirli dönemde, 3’ü devamlı gösterimde olan
toplam 5 sinema salonunda Sakarya’da 646.250 kişinin sinemaya giderek film bileti
aldığı tespit edilmiştir. Bu rakam Belediye gelir memurluğunca onaylanmıştır. Buna göre,
Yeni Sinema’da, 158.450 yabancı, 38.000 yerli, Atlas Sinemasında, 98.000 yabancı
92.200 yerli, Saray Sinemasında, 169.600 yabancı 13.000 yerli, Halkevi Salonunda,
36.000 sadece yabancı, Ses Sinemasında 25.000 yabancı 16.000 yerli film izleyicisi
olduğu kaydedilmiştir1322. Bu rakamlara bakıldığında, Sakarya halkının sinemaya giderek
fazla ilgi gösterdiği, özellikle yabancı filmlerin daha fazla izleyici bulduğu Halkevi
1318 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 70, 72, 83. 1319 Fahri Tuna, “Okan Müderrisoğlu ile 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-
ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm (Erişim Tarihi: 22.07.2018). 1320 Sakarya, 12 Temmuz 1960, Sayı: 340. 1321 Sakarya, 22 Ağustos 1960, Sayı: 375. 1322 Demokrat Sakarya, 11 Şubat 1955, Sayı: 203.
394
salonunun küçük olması dolayısıyla daha az seyirci alabildiği şeklinde değerlendirmek
mümkündür.
1960 yılı içerisinde, askeri müdahaleden sonra, yeni inkılap hükümetinin belirlediği
Sakarya Valisi Eşref Ergut’un direktifleriyle, özellikle köy ve kasabalarda yaşayan halkla
temas halinde olmak ve birlik beraberlik fikrinin yerleşmesini sağlamak amacıyla çeşitli
toplantı, sohbet ve sinema etkinlikleri düzenlenmiştir. Bu amaçla İle bağlı 452 köyden
418’ine gidilmiştir. Programa göre, 53 köyde Milli Eğitim ve Teknik Ziraat
Müdürlüklerine bağlı film makineleri ile filmler gösterilmiş, bu etkinliğe halkın yoğun
katılımı gerçekleşmiştir. Seyyar sinema etkinliklerinin düzenlenmesinde Milli Eğitim
mensuplarının çalışmalarının etkili olduğu görülmektedir1323.
Bu dönemde sinema salonlarında, kadınlar aleyhine sarkıntılık hadiselerinin meydana
geldiği veyahut bazen film sırasında hakaret, kavga ve taşkınlıkların yaşandığı da yerel
basına yansıyan haberlerden edindiğimiz bilgidir. Bu konudaki örneklere ve alınan
tedbirlere denetimlere asayiş ve güvenlik bölümünde değinilmiştir. Bu durumu,
Türkiye’nin modernleşme aşamalarından geçtiği yıllarda aslında sadece Sakarya bazında
değil, toplum hayatında genel ve sancılı bir sosyalleşme süreci olarak yorumlayabiliriz.
5.7. Tiyatro
Adapazarı’nda Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında tiyatro alanında profesyonel olarak
çalışan, İstanbul’daki gelen Darülbedayi Grubu’nun hazırladığı oyunların sahnelenmeye
başlandığı bilinmektedir. Adapazarı’nın kendi tiyatro faaliyetlerini başlatması ise, 1933
yılında Adapazarı Halkevi binasında bir Temsil Şubesi açılmasıyla gerçekleşmiştir.
Ancak Halkevi’nde yürütülen çalışmalardan beklenen sonuç alınamamış, 1940’lı yıllarda
Öğretmen Talat Tarkan’ın girişimi ile Temsil Kolu yeniden düzenlenerek ilk oyunlarını
sahneleme imkanı doğmuştur. Moliere ve Müsahipzade Celal’in çeşitli oyunları 1940’lı
yıllarda çoğunluğunu ilkokul öğretmenlerinin oluşturduğu gruplar tarafından
sergilenmiştir. 1944 yılında Adapazarı Kaymakamı olan Bekir Suphi Aktan tarafından,
merkezde sahnelenen bu oyunların her ay farklı bucak ve köylerde gezici olarak
oynanmasına başlanılmıştır. Adapazarı halkının yoğun ilgi gösterdiği ve talebin artması
1323 Sakarya, 12 Ağustos 1960, Sayı: 367.
395
dolayısıyla çok sayıda yerli yabancı yazarların eserlerinin sahnelendiği, tiyatronun
sevdirildiği bir dönem yaşanmıştır1324.
1950’lerin başlarında hizmet veren tiyatro sahnesi, Ünal Tiyatro’dur. Tiyatro
mensuplarından Kemal Ünal ve Ali Vehbi beyler, tiyatronun çalışmalarında aktif olarak
yer almışlardır1325.
Ankara Devlet Tiyatrosu’nun Tiyatro Tatbikat Şubesi oyuncuları Adapazarı’nın kurtuluş
şenlikleri dolayısıyla birkaç gün boyunca sahne almışlardır1326. Şehir kuruluş törenlerine
katılan Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı’ya, Adapazarı’nı Kalkındırma ve
Güzelleştirme Cemiyeti’nin önde gelen isimleri, Sakarya’da halkın tiyatroya ilgi
duyduğundan bahsederek, bu konuda şehre destek verilmesini talep etmişlerdir. Bu
dönemde Sakarya’daki bürokratlar, Vali Nazım Üner başta olmak üzere, Belediye
Başkanı Necdet Güven gibi yerel yöneticiler ve sanata gönül veren öğretmenler grubuyla
halkın ileri gelenlerinin, çalışmaların başlaması adına yoğun gayret sarf ettikleri
öğrenilmektedir1327.
Sakarya il olduktan sonra, hükümet tarafından yapılan açıklamalarda, Türkiye genelinde
devlet tiyatrolarının yedi şube açacağı, bu şubelerden birinin de Adapazarı’na açılmasının
düşünüldüğü belirtilmiş, bu gelişme Sakarya halkı tarafından memnuniyetle
karşılanmıştı1328. Sakarya’da hazırlıkları yapılarak ciddi şekilde sahneye koyulan ilk
tiyatro oyunu, Halkevi ile birlikte kullanılan Şemsiyeli Parkın yanındaki Öğretmenler
Lokali’nde, 3 Mayıs 1958 günü sahnelenmiştir. Oyun, Cevat Fehmi Başkut’un “Küçük
Şehir” isimli eseridir. Oyunda Balcıoğlu ailesinin öğretmen bireyleri ve diğer arkadaşları
rol almış ve 23 kişilik tam kadro ile sahnelenmiştir. Vali, Belediye Başkanı, sivil ve askeri
erkanın izlediği oyundan sonra, oyunu yöneten ve öğrencilerinin izlemesi için fedakarca
çalışan Türkçe Öğretmeni Hasan Balcıoğlu’na Vali Üner tarafından takdir belgesi
sunulmuştur. Bu oyunun çok sayıda izleyiciye ulaşmasından sonra, tiyaroya ilgi gösteren
gençlerin sayısı giderek artmış, öğrenci velileri tarafından okullarda tiyatro kursları
1324 İrfan Özdilek Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi
Yayınları, 2007, s. 5-26. 1325 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1952, Sayı: 128. 1326 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 71. 1327 Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, s. 27-29. 1328 Demokrat Sakarya, 8 Mart 1955, Sayı: 224; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 137.
396
açılması talep edilmeye başlanmıştır. 1960 yılına kadarki süreçte, Adapazarı Ortaokulu,
Erkek Sanat Enstitüsü, Adapazarı Lisesi gibi birçok okulda, öğretmenler tarafından
tiyatro eğitimleri verilen kurslar açılmıştır. Bu kurslarda verilen eğitimin sonucunda, 12
Mayıs 1960’da Sakarya Adapazarı Lisesi Tiyatro Kolu öğrencileri tarafından, Atatürk
bulvarındaki Şemsiyeli Park’ta, “Antigone” isimli oyunu sahnelenebilmiştir1329.
Adapazarı’nda Ziraat Bankası önünde bazı dönemlerde kurulan açık hava tiyatrosunda da
sahnelenen oyunlar ilgiyle izlenmiştir. Aynı zamanda bu sahne konser veren sanatçıları
da ağırlamıştır. Yine şehirdeki Melek Sineması’nın salonu Adapazarı’nda sahnelenen çok
sayıda oyuna ev sahipliği yapmıştır.
Adapazarı’nda organizatör olarak çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Hamdi Özarutan,
kendisini o yıllarda edebiyatı, tiyatroyu seven ve bunu halkına sevdirmeye gayret eden
bir genç olarak tanımlamakta ve yazar Fahri Tuna’ya dönemin tiyatro faaliyetleri ve
tiyatrocuları hakkında bilgi vermektedir. “Sanat Okulu Öğretmeni Ali Çiftçioğlu ve yine
aynı okulun edebiyat öğretmeni Orhan Severcan yönetiminde; Salih Kalyon, Necati Mert,
Mehmet Çakan, Şansal Gürsakarya, Gönül Nart, Tuncay adında bir arkadaş; birçok
tiyatro eseri sahneye koyduk. Atatürk Parkındaki Öğretmenler Lokali, Erkek Sanat
Enstitüsü Sahnesi ve Şeker Fabrikası Tiyatro Salonunda birçok oyunlar sahneledik”1330.
Kendisinin getirdiği ulusal ve uluslararası tiyatro oyunları halkın rağbeti ile
karşılanmıştır. 1964’den sonra, çok sayıda izleyiciye imkan vermek adına Melek
Sineması’nın bir kısmı düzenlenmiş ve büyük salon oluşturulması sonucunda, Sakarya’da
tiyatro grupları ve sergilenen oyunların hızla arttığını ifade etmiştir.
Bu dönemde sahneye koyulan oyunlar gece saatlerine kadar sürmekte ve bazen oyunlar
sırasında oyunculara karşı rahatsızlık uyandıran girişimler ve tiyatro adabına uymayan
nahoş hareketlerin de meydana gelmekte olduğu, bazen yer konusunda sıkıntılar
yaşandığı ile ilgili gazetelere yansıyan istisnai hadiseler de görülmektedir. Bu konuya
güvenlik ve asayiş bölümünde değinilmişti. Sonuç itibariyle, incelenen dönemde Sakarya
halkının tiyatro etkinliğine yüksek oranda ilgi duyduğu ve 1950’li yıllarda bu konuda
1329 Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, s. 31-36. 1330 Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-soruda-organizator-
hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
397
şehir bürokrasisi ve önde gelen isimler tarafından, öğretmenlerin de emekleri ile bir
farkındalık ortaya koyulduğu, gayretli çalışmalar yapıldığı görülmektedir.
5.8. Basın
Basın ve medya, özellikle gazeteler, dergi ve bültenler, ulusal veya yerel anlamda, bir
bölgenin siyasi, ekonomik, toplumsal, gündelik yaşamına dair pek çok bilgiyi
ölümsüzleştiren ve tarihe kayıt düşen argümanları olmuştur. Yerel basın, şehir
hafızasında hemen her alanda önemli bir bilgi kaynağı olmakla birlikte, siyaset alanında
iyi kullanıldığında etkili bir propaganda aracıdır. Basının gücü her dönemde yönetim
sisteminin vazgeçilmez unsuru olmuştur. Günlük veya haftanın belirli günlerinde çıkan
yerel gazeteler, şehir araştırmaları sırasında ulaşılmak istenilen pek çok konuda zengin
veriler sunmaktadır.
Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda, basın hayatının çok eski yüzyıllara dayandığı
söylenemez. 1909 yılında Ermenice yayınlanan “Yergir (Memleket)” adlı bir gazetenin
varlığından bahsedilmekle birlikte, dönemin azınlık nüfusu ve Adapazarı’nın matbaa
koşulları düşünüldüğünde böyle bir ihtimalin mümkün olmadığı belirtilmektedir. Yine
1916 yılında yayınlandığı rivayet edilen “Zurna” isimli mizah gazetesinin de hiçbir
nüshasına rastlanmadığından ilk gazete olarak kabul edilmemiştir. 1919’da yayınlanan
“Adapazarı” gazetesi ise, Adapazarı basını hakkında çalışmalar yapan ve eserler ortaya
koyan akademisyen ve yazarların ortak kanaatine göre 7 Mart 1919 tarihinde yayın
hayatına giren gazetenin Osmanlıca nüshalarının da elde bulunması sebebiyle ilk gazete
olarak kabul edilmektedir. Yine Adapazarı basın hayatını inceleyen yazarlardan Cavit
Orhan Tütengil Sakarya Basını adlı eserinde, Adapazarı’nda yayınlandığı bilinen ilk
gazetenin Adapazarı gazetesi olduğunu belirtmiştir1331. Bu konuda yapılan en kapsamlı
çalışmanın sahibi, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Enis Şahin’dir. Kaleme aldığı “Sakarya Basın Tarihi 1919-2004” isimli
araştırma eserinde, önemli tespitlerde bulunmuş, Adapazarı gazetesinin, Sakarya basın
hayatının ilk örneği olduğunu vurgulamıştır1332.
1331 Basın tarihi hakkında bilgi için başvurulabilecek çalışmalardan biri, Cavit Orhan Tütengil, Sakarya
Basını, The Press of Adapazarı, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırma Merkezi Yayını, 1968, s. 7. 1332 Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 24.
398
5.8.1. Adapazarı ve Sakarya’da Yayınlanan Gazeteler
Cumhuriyet’in ilanından sonra basın hayatında mesafeler kat edilmiş yayınlanan yerel ve
ulusal gazetelerin, dergilerin çeşitlilik kazandığı bir dönemde Adapazarı ve ilçelerinde
yeni isimlerle günlük ve haftalık basılan gazeteler kurulmuştur. Demokrat Parti
döneminde, özellikle 1954 yılından sonra Sakarya’da basın alanında ivme kazanılmış,
pek çoğu uzun ömürlü olmasa da günümüze kadar basımı devam eden gazeteler yayın
hayatına başlamıştır.
Adapazarı’nın il olduğu 1954 yılına kadar ilçe konumundaki Adapazarı’nda yayında olan
gazetelerin isimleri, ilk yayın tarihleri ve son yayın tarihleri şu şekilde özetlenebilir.
“Adapazarı” (1946-1951), “Ada Postası” (1946-1951), “Bize Göre Sakarya” (1947),
“Demokrat Adapazarı” (1948-1949), “Zurna” (1949), “Vahdet” (1950), “Yeni
Zurna”(1950), “Sakarya” (1950-1952), “Vahdet Kocaeli Postası” ( 1951), “Adapazarı
Akşam Haberleri” (1951-), “Yeni Ada Postası” (1952-1966) isimli gazetelerdir. 1954
yılından itibaren Sakarya’da yayınlanan gazeteler ise, “Hakikat” (1954-1956), “Sakarya
Postası” (1954-1966), “Demokrat Sakarya” (1954-1962), “Son Dakika” (1954-1968),
“Sabah” (1955-1960), “Anadolu” (1956-), “Türkiye” (1956-1961), “Zaman” (1956-
1964), “Halkın Sesi” (1957-1962), “Sakarya Ekspres” (1957-1963), “Cemiyet” (1957-
1969), “Demokrat Adapazarı” (1958-1961), “Gürses” (1958-1968), “Demokrat” (1959),
“Sakarya” (1959-1972), “Hamle” (1960-), “İnkılâp” (1960-), “Altıok” (1960-1961),
“Yenidoğuş”(1960-) isimli gazetelerdir1333. Çok sayıdaki yerel gazetelerden seçtiğimiz,
1950-1960 döneminde aktif ve öne çıkan gazeteler hakkında bilgi verilecektir.
5.8.2.1. Adapazarı
İlk nüshası 23 Nisan 1946 yılında basılan Adapazarı gazetesi, haftalık siyasi bir gazete
olarak tanınmıştır. “Halkın menfaatlerini gözeterek, sosyal hayatımızın murakıbı olmak
isteği ile gazetemizi çıkarıyoruz” ifadesi ile ilk sayısı çıkmıştır. Basıldığı yer, Uzunçarşı
Numara: 9’da bulunan Necip Güllü Matbaasıdır. Sahibi ve Yayın Müdürü Hüseyin
Vahdettin Er’dir. Nüshaları 8 kuruştan çıkmakta olup, Salı günleri yayınlanmıştır. İlçede
1333 Tütengil, Sakarya Basını, s. 11-20; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 23-95.
399
Salı günleri bir Pazar kurulmasının bunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Kapandığı 1951
yılına kadar İstanbul’da basılmaya devam etmiştir1334.
5.8.2.2. Ada Postası
29 Ekim 1946 tarihli ilk sayısı Cumhuriyet Bayramı’na tesadüf eden gazete, haftalık
siyasi bir gazete olup, ilk yıllarında sadece Salı günleri çıkarılırken, 1950’lerde Salı ve
Cuma olmak üzere haftada iki defa çıkmaya başlamıştır. Sahibi ve yazı işleri sorumlusu
Lebib Kökçü’dür, idarehanesi Uzunçarşı’da olup, basıldığı yer Necip Güllü Matbaası’dır.
Nüshası 7 kuruştur. Beş yıllık yayın hayatı olmuştur ve 1951 yılında kapanmıştır1335.
5.8.2.3. Adapazarı Akşam Haberleri
Günlük siyasi akşam gazetesi ifadesi ile kendisini tanımlayan gazete; 6 Aralık 1951 günü
kuruluşunu tamamlayarak, “Türkiye’nin sayılı şehirlerinden biri olan şirin
Adapazarı’mız modern bir beldenin müphem ihtiyacı olan günlük gazeteye bugün artık
kavuşmuştur. “Adapazarı Akşam Haberleri” adını taşıyan gazetemiz akşam üzerleri
intişar edip günün en son havadislerini sizlere sunacaktır. Sütunlarımızda en taze dünya
ve yurt haberleriyle beraber şehrimize ait günlük bütün hadiseleri de bulacaksınız.
Gazetemiz herhangi bir partinin ortağı değil (Halkın Tercümanı) olmakla şeref
duyacaktır” açıklaması ile ilk sayısını basmıştır. Gazete Pazar günleri hariç her gün çıkar,
Sahibi ve neşriyatı idare eden Yazı İşleri Müdürü Selami Savaş’tır. Gazetenin dizildiği
ve basıldığı yer Adapazarı Akşam Haberleri Matbaası, idare yeri ise, Uzunçarşı’daki Eski
Kasaplar Sokağı Numara 13’dür. Yıllık abone bedeli 15 lira, altı aylık 8 Lira ve üç aylık
4,5 Lira olan gazete, farklı boyutlarla ve bol fotoğraflı çoğunlukla siyah-beyaz bazı günler
üç renkli olarak yayınlanmıştır. Sakarya’nın uzun süre hayatta kalan ve bilimsel
yayıncılığa örnek olan gazetelerinden biri olmuştur1336.
5.8.2.4. Yeni Ada Postası
İlk sayısı 23 Nisan 1952 tarihinde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk düşen
gazete, günlük olarak yayınlanan siyasi bir gazetedir. 1962’den sonra haftalık olarak
1334 Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 40-41; Tuna, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: Sakarya İl
Turizm Müdürlüğü, 2011, s. 310. 1335 Ada Postası, 20 Mart 1951, Sayı: 308; Erendil, Türlü Yönleri İle Sakarya İli, s.101. 1336 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Aralık 1951, Sayı: 1; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.51-57
400
basılmıştır. Sahibi Sami Güllü olup, idare merkezi Uzunçarşı Kuyumcular Sokağı
Numara: 9’dadır. Genellikle 4 sayfa basılmakta ve fiyatı 5 kuruştan satılmaktadır.
Sakarya’da uzun süre hayatta kalan ve öne çıkan gazetelerden biridir. 15. Yılında 1966’da
kapanmıştır1337.
5.8.2.5. Sakarya Postası
19 Şubat 1954 tarihinde ilk sayısı yayınlanan gazete, “Müstakil Siyasi Gazete” ismiyle
Salı ve Cuma günleri haftada iki defa çıkarılmıştır. İsimlerinin, henüz il olmayan
Adapazarı’nın bu konudaki özlemini ve gayretini hatırlatmak olduğunu belirten gazete,
Sakarya’nın kuruluşundan sonra Pazar günleri hariç günlük çıkarılmaya başlanmıştır.
Sahibi yazı işlerinin sorumlusu ve baş yazarı Fehmi Hız olup, Bankalar Caddesi
Bakırcılar Çarşısı Numara 2’de faaliyetteydi. Basıldığı matbaa ise Adapazarı Teziş
Matbaası’dır. İlk yıllarında 5 kuruş olan gazete 1960’larda 10 kuruşa satılmıştır.
Sakarya’nın uzun soluklu ve takip edilen gazeteleri arasında sayılmaktadır1338.
5.8.2.6. Demokrat Sakarya
17 Haziran 1954 yılında ilk sayısı yayınlanan gazete, günlük siyasi bir gazetedir. Sıtkı
Aldinç ve Hasan bıçak sahipleri olup, Fahri Çatallar hem yazar hem de Sorumlu Müdürü
olmuştur. Gazete ilk sayısında kuruluş amaçlarını ve tutumlarını açıklarken; Demokrat
Adapazarı’nda olduğu gibi, efendi, dürüst ve sadece memleket yararın ayazılar
yazacaklarını, dedikodu ve iftiralara yer vermeyeceklerini Sakarya ili halkına hizmeti şiar
bilerek davranacaklarını ifade etmiştir. Nüshası 5 kuruş olan gazetenin yıllık abonelik
bedeli 15 liradır. 8 yıl kesintisiz yayın hayatında olan Demokrat Sakarya gazetesi, 1962
Nisan’ında bünyesindeki fikir ayrılıkları dolayısıyla kapanmıştır. Sakarya basın
hayatında, günlük 4 sayfa ve düzenli olarak uzun süre yayınlanmış önemli bir gazete
olduğu bilinmektedir1339.
1337 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1958, Sayı: 1781; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.61-63. 1338 Sakarya Postası, 2 Aralık 1954, Sayı: 149; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 65-69. 1339 Demokrat Sakarya, 17 Haziran 1954, Sayı: 1; Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254; Şahin,
Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.69-72.
401
5.8.2.7. Sakarya Ekspres
İlk sayısı 1 Temmuz 1957 tarihinde yayınlanan, Sakarya’da günlük olarak basılan başka
bir gazete de Sakarya Ekspres’tir. Yazı İşleri Müdürü Anadolu Gazetesi ile aynı kişi,
Cezmi Hakman’dır. Sahibi Ayhan Hakman olup, idare yeri Bahçıvan Sokak Numara 1’de
Anadolu Gazetesi ile aynı yerde bulunmaktadır. Bir dönem haftalık çıkarılsa da günlük
siyasi gazete olarak devam etmiştir Zaman zaman 2 veya 4 sayfa olarak basılan gazete,
1960’larda Osman Tunahan tarafından devralınmıştır1340.
5.8.2.8. Anadolu
Günlük siyasi müstakil gazete olup, sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Y. Cezmi Hakman’dır.
Matbaası ve idare yeri, Bahçıvan Sokak Numara 1’dir. 23 Nisan 1956 tarihinde ilk sayısı
yayınlanmıştır. 2 sayfa olarak basılmıştır, fiyatı 5 kuruştur1341. Günümüze kadar yayın
hayatında kalmış, Sakarya’nın siyasi haberlerini yansıtan önemli bir arşiv oluşmasını
sağlayan bir gazete olmuştur.
5.8.3. İlçelerde Yayınlanan Gazeteler
1946-1960 yılları arasında Adapazarı Merkezi haricinde diğer ilçelerde yayınlanan
gazeteler ve ilk ve son basım tarihleri şu şekilde özetlenebilir; “Lafebesi” (1950-1952),
“Geyve Postası” (1955-1956), “Geyve Postası” (1960), “Hendek Postası” (1958-1960),
“Sapanca” (1958-1959)1342.
Lafebesi; Haftalık olarak Akyazı’da yayınlanmakta ve 16 Aralık 1950 tarihinde ilk
nüshasını neşretmiş, bu anlamda Sakarya ilçelerinde basılan ilk gazete olması bakımından
önemlidir. İlk 4 sayısı Akyazı’da, diğer sayıları ise Adapazarı Necip Güllü Matbaası’nda
basılmıştır. İmtiyaz Sahibi, Ertuğrul Vasfi Akalın’dır. 1952’de son bulmuştur.
Geyve Postası; Bu isimle neşredilen 3 farklı gazete mevcuttur, ilki olan gazete, 21
Temmuz 1955’te yayına başlamış 1956’da maddi imkansızlık nedeni ile son baskısını
yapmıştır. Diğer iki Geyve Postası gazeteleri, 1960 ve 1962 yıllarında yayınlanmaya
başlamıştır. Fahri Çatallar Başyazardır. Muhittin Ataoğlu sahibi, Yazı İşleri Müdürü
1340 Sakarya Ekspres, 5 Ekim 1960, Sayı: 778; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.79-83. 1341 Anadolu, 17 Ağustos 1957, Sayı: 404.
1342 İlçelerdeki basın faaliyetleri ve ilçe gazetelerinin nüshaları ile ilgili bilgiler, yayınlanan en ayrıntılı
araştırma eserinden alınmıştır, bkz. Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.203-208.
402
Nusret Özgen, İdare Müdürü Fevzi Yurdakul’dur. Geyve Postası, yayın yeri Geyve
Hükümet Sokağı Numara 6’dır.
Hendek Postası; 16 Aralık 1958 tarihinde ilk sayısı yayınlanan gazete, 5 buçuk ay gibi
kısa sürede kapanmış, çıkan sayıların ise Adapazarı’nda basıldığı belirtilmektedir.
Sapanca; 12 Aralık 1958 tarihli ilk sayısıyla yayına başlamış olan gazetenin sorumlu
müdürü Ali Faik Cebeci’dir. Sapanca’da değil, Adapazarı’nda basılan gazete, 1959
yılında 35. sayısından sonra basılmamıştır.
5.9. Sakarya’da Bayramlar, Özel Gün ve Haftalar
Tarihi anlamı dolayısıyla öne çıkan belirli günler ile, dini, milli, kültürel kimliğin
getirdiği manevi değerleri korumaya yönelik bayramların Sakarya’daki yansımalarına
örnekler verilecektir.
5.9.1. Milli ve Dini Bayramlar
Türk kültüründe ve milli yönetim sisteminde bayram olgusu, tarih boyunca önemsenmiş
ve yılın belirli gün ve haftaları, atfedilen anlam dolayısıyla daha fazla önemsenmiştir.
Özel günlerin ve bayramların idrak edilmesi, aynı ülkede ve şehirde yaşayan insanların
ortak duygular etrafında birleşmesini sağlamıştır.
5.9.1.1. Milli Bayramlar
Bu başlıkta, devletin ve milletin tarihi hafızasında yer eden milli bayramların kutlanması
ve şehir kurtuluş günü anma programlarına Adapazarı-Sakarya basınından örneklerle
değinilmiştir.
5.9.1.1.1. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı ve demokratik yönetimin benimsenmesini kutladığımız 29
Ekim günleri, tüm yurtta olduğu gibi Adapazarı’nda da “Büyük Bayram” sıfatıyla kabul
görmüş ve gerek resmi törenlerle gerekse halkın katıldığı çeşitli etkinliklerde heyecan ve
coşkuyla kutlanmıştır.
Sabah erken saatlerde İstiklal Marşı okunması ve protokol konuşmalarının akabinde
askeri bando eşliğinde marşlar ve öğrencilerin okuduğu şiirlerle resmi tören tamamlanır,
403
akşam saatlerinde ise kurulan bayram yerinde özellikle Ünal Tiyatrosunun sunduğu
gösteriler halkın ilgisiyle izlenirdi.1343
Sakarya il olduktan sonraki yıllarda bu kutlamalar daha kapsamlı ve parlak törenlerle
gerçekleşmiştir. Kutlamalarda, askeri birliklerin geçitlerinden sonra, spor kulüpleri ve lise
ve enstitülerin izci grupları ile öğrencileri ve askeri kamyonlara binen esnaf temsilcileri
de geçit resmine katılmaktaydılar. Eğlenceler gece saatlerine kadar devam etmekte, fener
alayı ve havai fişek gösterileri ile öğretmenler lokalinde düzenlenen balolar eşliğinde
bayram havasında kutlamalar yapılmaktaydı1344.
5.9.1.1.2. 23 Nisan Çocuk Bayramı
23 Nisan 1920’de 1. TBMM’nin açılışından itibaren Türk Milleti için önem kazanmış
olan gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ve Dünya Çocuklarına armağan ettiği
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak yurdun her yerinde olduğu gibi,
Adapazarı’nda da coşkuyla kutlanmıştır. Özellikle bugünün anlam ve önemine binaen
düzenlenen etkinlikleri organize etmek üzere şehirde “Çocuk Bayramını Kutlama
Komitesi” oluşturulmuştur. Bu komitenin belirlediği programlarda, şehir stadında tüm
okulların katılımının sağlandığı büyük törenler yapılarak, genellikle Belediye ve Çocuk
Esirgeme Kurumu tarafından temin edilen çocuk filmleri sinemalarda gösterime
sunulmuş, öğleden sonraları ücretsiz olarak izlenmesi sağlanmıştır. Örneğin 1952 yılı
kutlamaları şehirde sabah 10.15’te Tümen Bandosu’nun çaldığı İstiklal Marşı ile
başlamış, akabinde Çocuk Esirgeme Kurumu adına İzzet Şükrü Enez’in ve Öğretmenler
adına Müzeyyen Balcı’nın konuşmaları ile devam etmiştir. Sabiha Hanım ve Gazi
Okullarından öğrenciler günün anlamını ifade eden şiirler okumuşlar, şehirdeki
kutlamalar coşku ve heyecanla karşılanmıştır. Bundan sonraki bayramlarda da aynı
şekilde etkinlikler düzenlenmiş, Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun destekleri ile
parlak törenlerle kutlanmıştır. Akşamları genellikle Öğretmenler derneğinde çocuk
baloları düzenlenmiştir1345. Ayrıca bugüne özel yerel gazetelerin renkli ve ek baskılar
baskı yaptığı görülmektedir.
1343 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ekim 1952, Sayı: 277. 1344 Anadolu, 29 Ekim 1956, Sayı: 159. 1345 Anadolu, 23 Nisan 1956, Sayı: 1; Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Nisan 1952, Sayı: 119; 23 Nisan
1952, Sayı: 120 (Ek Baskı).
404
5.9.1.1.3. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Türk Milleti’nin direniş hareketinin ve ona önderlik eden M. Kemal Atatürk’ün tarihi
anlayışına dayanan milli devlet kurma mücadelesinin başlangıcı olarak kabul ettiğimiz 19
Mayıs 1919, onun vatan ve cumhuriyetin emanetçileri olarak gördüğü Türk gençliğine
armağan ettiği bayramdır. Bu anlamda, Sakarya’da da kutlamalar coşkuyla
gerçekleştirilmiştir. Gençlik Bayramı gösterileri genellikle okul bahçelerinde
öğrencilerin çalışmaları ile yapılmakta idi. Caddelerin ay yıldızlı bayraklarla süslenmesi
bir gelenektir. Bayram dolayısıyla düzenlenen spor müsabakaları ve gösterileri, okulların
bahçelerinde halkın yoğun ilgisi ile karşılanmaktadır1346. Sakarya’nın il olarak ilk
kutladığı Gençlik Bayramı 19 Mayıs 1955 günüdür. Bu bayramda şehir stadı büyük
kalabalıkla dolmuş, Atatürk Parkı’nda Atatürk’ün anılmasından sonra şehrin valisi Nazım
Üner bir konuşma yapmış ve Vali Üner bu konuşmasında; “Gençlik, milletlerin
istikbalidir. Yarının mesut ve müreffeh Türkiye’si sizlerin omuzlarınızda yükselecektir.
Sizleri sportmen, olgun, kendini memleketine vakfetmiş idealist gençler olarak görmek
istiyoruz. Sesinizi dostlar ve düşmanlar işitmeli. Dostlara hürmet, düşmanlara heybet
telkin etmelisiniz. Bugünkü çalışmalarınız ahlak, beden ve fikir olgunluğunuz Türk
vatanının parlak istikbalini müjdelemektedir. Hepinizin Türk milletine ve vatanına bağlı,
Atatürk inkılaplarının koruyucusu gençler olarak yetişmenizi dilerim. Bu mutlu gün
hepinize kutlu olsun” ifadeleri ile töreni açmıştır. Akabinde Öğretmen Şahin Köktürk’ün
hazırlığını yaptırdığı, öğrenci jimnastik gösterileri halkın ilgisi ile izlenmiştir1347.
5.9.1.1.4. Adapazarı’nın Kurtuluşu
21 Haziran 1921 tarihi, Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşu olarak ilin tarihinde
ve manevi hafızasında önemli bir yere sahiptir. 1951 yılı itibariyle kurtuluşun 30.
Yıldönümü etkinlikleri ve sonraki yıllarda takiben kutlama programları düzenlenmiştir.
Adapazarı Kurtuluş Kutlama Komitesi oluşturulmuş ve programları dahilinde, çeşitli
etkinlikler ve resmi tören ile bu günler idrak edilmiştir. Genellikle resmi tören sabah
saatlerinde Hükümet Konağı önünde top atışı ile başlar, 30 sene önce Kazım Kaptan’ın
hükümet konağına bayrak çekerek İstiklal Marşı okuması yad edilir ve hatipler konuyla
ilgili konuşmalar yaparak günün anlam ve önemi halka hatırlatılırdı. Sonrasında öğlen
1346 Anadolu, 20 Mayıs 1957, Sayı: 330. 1347 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Mayıs 1955, Sayı: 1051.
405
namazını takiben, Orhan Camii’nde, şehrin kurtuluşunda şehit düşen kahramanlar için
mevlüd-i şerif okutularak, gece de fener alayları düzenlenerek halkın yoğun katılımı ile
kutlanırdı1348.
Şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun 35. Yıl dönümüne denk düşen 21 Haziran 1956
tarihindeki kutlama töreninin, büyük katılımla ve coşkuyla geçtiği anlaşılmaktadır.
Hazırlanan programa göre, şehir baştan başa bayraklarla donatılmış, Sabah Atatürk
Parkı’ndan atılan bir top payesi ile tören başlamış, şehirdeki araçlar klakson çalarak eşlik
etmişlerdir. Dönemin önemli isimlerinden, Muharrem Çakır, Halit Molla ve Osman
Kaptanlar arkalarında asker temsilleri eşliğinde, şehre silah sesleri ile üç yönden girerken
halk tarafından karşılanmışlar ve o zamanda hükümet konağı olan Adliye binası
balkonuna Türk Bayrağı’nı asarken, şehir bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okunmuştur.
Akabinde, Milletvekili Sadettin Yalım, Belediye Başkanı Necdet Güven ve zamanın
kurtarıcılarından Halit Molla, günün anlam ve önemine dair konuşmalarını yapmışlardır.
Sonrasında, sivil ve askeri kişilerden oluşan resmi geçit töreni yapılmış ve tören sona
ermiştir. Aynı gün Orhan Camii’nde Mevlüd okutulmuştur. Akşamında ise Tümen
tarafından fener alayı geçişi gerçekleştirilmiştir1349.
Kurtuluş kutlamaları, 1960’lı yıllarda Sakarya Festivali’ne dönüşecektir. 3 gün süren bu
şenlikte, folklor gösterileri, sergiler, spor yarışları ile çevre bölge halkının da yoğun
ilgisini çekmiştir.
5.9.1.1.5. 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türk ordusunun zafer kazandığı ve Türk milletinin hürriyet ve istiklalinin günü olarak
kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı, Adapazarı’nda büyük çaplı etkinlikler ve resmi
törenlerle, halkın yoğun ilgi gösterdiği fener alayları eşliğinde kutlanmaktaydı. Sabah
saatlerinde Tümen Bandosunun çaldığı İstiklal Marşı ile başlayan törenlerde, günün
önemini belirten konuşmalar yapılır ve Zafer Bayramının hangi şartlar altında kazanıldığı
halka hitaben anlatılırdı. Sonrasında gençlerin ve öğrencilerin konuyla ilgili şiir
okumaları dinlenir daha sonra Süvari Tümenine ait çeşitli birlikler geçit töreni yaparak
resmi tören tamamlanırdı. Akşam saatlerindeki etkinlikler ise gece geç saatlere kadar
1348 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Haziran 1952, Sayı: 171. 1349 Yeni Ada Postası, 22 Haziran 1956, Sayı: 1259.
406
devam ederdi. Ordu evinde balo düzenlenir, halkın yoğun katılımı ile fener alayları
oluşturulurdu. Kutlamalar sırasında kalabalığın etkisiyle asayiş sorunları yaşanmaması
için Adapazarı Emniyeti tarafından güvenlik tedbirleri alınır, bununla birlikte genel
olarak herhangi bir huzursuzluk yaşanmadan kutlamalar tamamlanırdı1350. İl olmasından
sonra daha gösterişli kutlamalar düzenlenen Adapazarı’nda, 30 Ağustos kutlamaları için
bir komite oluşturulmuştu. Yol boyunca çiçeklerle süslenmiş taklar ve tümen
Kumandanlığına bağlı askerlerin selamlama geçitleri ile Zafer Bayramı idrak
edilmiştir1351.
5.9.1.2. Dini Bayramlar
Dini bayramlardan Kurban Bayramı’nda, gazino, sinema ve eğlence yerleri geç saatlere
kadar açık olup, halkın katılımına sahne olmaktaydı. 1950’lerin başlarında panayır kurma
geleneği olmadığından halkın isteği üzerine ilerleyen yıllarda panayır kurulması
sağlanmıştır. Bu bayram günlerinde çocukların aileleriyle zaman geçirecekleri etkinlikler
düzenlenmekte idi1352. Ele aldığımız dönemde Adapazarı sakinlerinden çocukluk
yıllarındaki anılarını paylaşan Demir Can Bilek; “Gümrükönü; bayramların kutlandığı
bir yerdi…1945-55 arasında bayram yeri bugünkü yıkılan vilayet binasının yerinde, yani
şimdi kent meydanı denilen yerde kurulurdu. Onun arka tarafında ise bugünkü katlı Pazar
yerinin bulunduğu yerde de bir bahçe gibi bir yer vardı. Cambaz Abdullah orada gösteri
yapardı. Beş kuruş verip seyrederdim. İpin üzerinde yürürdü…Çark Mesire; 1950’lerde
olduğu gibi hatırlarım. Koca çarkın döndüğü, tahta masalı bahçelerin bulunduğu,
bayramlarda ve anılması gereken günlerde İstanbul’dan saz takımlarının getirildiği
konserler verilen bir yer olarak hatırlarım, hatırlamak isterim.”1353 bilgisini vermektedir.
Adapazarı’nda yerel gazetelerin de resmi kurumlarda olduğu gibi bayram süresince
yayınlarına ara verdiklerini ve tatil yaptıkları görülmektedir.
1350 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ağustos 1952, Sayı: 228. 1351 Anadolu, 30 Ağustos 1956, Sayı: 107. 1352 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Eylül 1952, Sayı: 229. 1353 Fahri Tuna, “Demir Can Dilek’le 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/demir-can-dilekle-40-
soruda-adapazari-4834yy.htm. (Erişim Tarihi: 20.07.2018).
407
5.9.2. Özel Gün ve Haftalar
Özel olarak halkın geleneksel şekilde kutladığı Hıdırellez günleri de Adapazarı’nda
önemsenen günlerden biridir. 1952 yılında 6 Mayıs gününe denk gelen Hıdırellez günü,
Demokrat Parti’nin merkez bucağı tarafından etkinlik olarak büyük pehlivan güreşleri
düzenlenmiş, yoğun katılımla karşılanmıştır1354. Bu yıllarda Hıdırellez’in halk tarafından
bayram havasında kutlandığını anlamaktayız.
24 Temmuz Basın Günü, 5953 sayılı kanunla basın mesleğinde çalışan ve çalıştırılanlar
arasındaki ilişkiyi kanuni yaptırımlara bağlayan ve mesleği etik şartlara kavuşturan kanun
münasebetiyle ve Türk gazetecilerinin basın özgürlüğüne kavuşması ve sansür
uygulamasının kalkması dolayısıyla kutlanmıştır. Yerel basında bugün, bayram olarak
ifade edilmiş ve kutlanmıştır1355.
Kızılay Haftası, 1950’lerde Adapazarı’nda Kasım ayının başında kutlanan ve Türkiye
Kızılay Derneği’nin 75 yılı aşan hizmet döneminde yaptığı yardımlar, girişimler hakkında
bilgilerin verildiği bir hafta olarak idrak edilmiştir.
Türk Milletinin 1938 yılından beri matem günü ilan ettiği ve kurtarıcısı Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurladığı 10 Kasım günleri de tüm yurtta ve Sakarya’da
buruk törenlerle idrak edilmiştir. Bu dönemde genellikle resmi tören yeri olarak Saray
sinema salonunda toplanılır ve hatipler tarafından Ata’nın hayatını ve eserlerini ele alan
konuşmalar yapılırdı. Sakarya’nın il olmasından sonra 10 Kasımlarda Atatürk Parkındaki
Atatürk büstü önünden saygı geçişi yapılarak daha büyük bir katılımla bugün idrak
edilmiştir. Atatürk’ün cenaze törenine güzergah olmuş bir şehir olan Adapazarı’nın basını
bu günlerde merasime ait fotoğrafları ve çeşitli yazarların Atatürk’e ithafen kaleme aldığı
şiirleri ve metinler neşrederdi1356.
5.10. Kütüphaneler ve Halk Dershaneleri
Kocaeli Valisi Ethem Yetkiner zamanında, Kocaeli’nde 1952 yılında açılan Umumi
Kütüphane haricinde ilçelerin tamamında daha küçük çaplı kütüphaneler mevcuttur. Bu
dönemde, Adapazarı’nda okulların kütüphaneleri ve bazı devlet kurumlarının kitaplıkları
1354 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Nisan 1952, Sayı: 108. 1355 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Temmuz 1952, Sayı: 196. 1356 Anadolu, 10 Kasım 1956, Sayı: 170; Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Kasım 1952, Sayı: 286.
408
hizmet vermiştir1357. Adapazarı Merkezinde Şehir Parkının yanında 1958 yılında açılmış
olan İlk Halk Kitaplığı adıyla bir kütüphane açılmıştır. 1960’larda kütüphanede 20 bine
yakın eser bulunmakta ve 1 yıl içinde 15 bin civarında okurla buluşmakta idi1358.
Adapazarı’nda 1950-1960 yılları arasında, 3 adet Çocuk Kütüphanesi, Merkez Sabiha
Hanım İlkokulu, Cumhuriyet İlkokulu ve Karaosman İlkokulu bünyesinde 3 okulda
hizmet vermekte idi. 1 yıl içinde 50 bin civarında öğrenci kütüphaneden faydalanmakta
idi. 1968 istatistiğine göre, bu kütüphanelerde toplam 6.698 adet çeşitli alanlara ait kitap
bulunuyordu1359.
İl olduktan sonra özellikle 1956-57 yılı bütçesi ile çeşitli bölgelerde çocuk kitaplıkları da
kurulmuştur. Kütüphanelerin ihtiyacı belediye meclisi toplantılarında gündeme gelmekte
ve düzenli aralıklarla ödenek tahsis edilmekte idi. 1957 yılı içerisinde, Adapazarı’nda
genel halk kütüphanesi açılması için bakanlıktan gönderilen ödenekle eski PTT binası
satın alınmış ve bu amaçla tadilat yapılmıştır1360.
1956-1957 döneminde Sakarya’ya ayrılan bütçe ile 7 halk dershanesi açılabilmiş, il
bütçesinden eklenenlerle bu sayı 14’e çıkarılmıştır. Böylece, 4’ü kadın 18’i erkek olmak
üzere 22 halk dershanesi açılmış ve bu dershanelerde 84 kadın 517 erkek vatandaşa eğitim
verilmiştir. Ayrıca çeşitli nahiye ve köylerde 7 halk odası açılmış ve yenilerinin açılması
adına çalışmalar başlatılmıştır. 1959 yılında, Sakarya’daki Halk Kütüphanesi, yeni ilin
ihtiyacına karşılık verecek düzeye ulaşmıştır. Genel Eserler, Felsefi Eserler, Dini, Sosyal,
Maarif Bilimleri, Filoloji Alanı, Güzel Sanatlar, Edebi eserler, Tarih-Coğrafya ve
Biyografik Eserler başlığı altında toplam 7.481 adet kitap 8.318 okuyucu sayısı ile
aktiftir. 1960 yılında, kitap sayısı artırılarak, 9.254 adet kitap ve toplam 13.549 okuyucu
sayısına ulaşılmıştır1361.
1357 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 555. 1358 1967 Sakarya İl Yıllığı, s, 154-155. 1359 DİE, Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk, Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968),
Ankara: DİE Matbaası, 1972, s. 87. 1360 Anadolu, 29 Ocak 1957, Sayı: 238. 1361 D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk, Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968), s.
21.
409
5.11. Sağlık
Sağlık kuruluşları ve işleyişlerine dair bilgiler ışığında, Sakarya’daki sağlık imkanları ve
hastalıklarla mücadele konuları ele alınmıştır.
5.11.1. İl Merkezinde Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele
1950’lerin ilk yarısında Adapazarı’nda, yaygın hastalıklardan biri olan veremle savaş
konusunda yapılan çalışmaların istenilen seviyeden düşük olduğu anlaşılmaktadır.
Sadece dispanserler ve hastanelerde yapılan tedavinin yeterli olmadığı, düzenli olarak
hastaların sağlık kontrollerinden geçirilerek, gıda ve beslenme şartlarının iyileştirilmesi
gerektiği bilinen hastalıkla mücadele konusu basında işlenmiştir. Veremle mücadeleyi
teşkilatlandırarak ve dernekler kurarak, fakir hastaların ihtiyaçlarını bu vasıtayla
karşılamanın şart olduğu ifade edilmiştir1362. Bu yıllarda nüfusu giderek artan
Adapazarı’nda bir derneğin henüz kurulmamış olduğu anlaşılmaktadır. Adapazarı’nda
tutulan 5 yıllık ölüm istatistiğine göre, ölümlerin %20’si verem hastalığından
kaynaklanmıştır. Bu oran oldukça yüksek olup, veremle mücadelenin önemini
göstermektedir. 1951 yılı içerisinde şehirdeki 645 ölüm vakasından 100’ü verem
hastalığından meydana gelmiştir. 1952 yılı ortalarına kadar 217 ölüm vakasından 30
civarı veremli hastalardır1363. Özellikle sonbahar ve kış döneminde bu oran ciddi artış
göstermektedir.
Çeşitli salgın hastalıklarla mücadele edildiği bu dönemde, 1951 yılında Adapazarı’nda
İşçi Sigorta Dispanseri açılmıştır. 1953 yılı programında, Adapazarı’nın Memleket
hastanesine ilave olarak 80 bin Türk liralık yeni bir kısmının ihalesi, hastanenin
mütehassıs kadrolarının artırılması konuları ele alınmıştır1364.
5.11.2. İlçelerdeki Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele
Ele aldığımız dönemde, sağlık hizmetlerinin il merkezi haricinde, ilçelere bucak ve
köylere kadar ulaştırılması hedeflenmiş ancak yeni kurulan Sakarya İli’nin ihtiyaçlarını
hemen karşılamak, bütçe yetersizlikleri sebebiyle mümkün olmamıştır. İlçelerdeki yapıya
1362 Selami Savaş, “Verem Mücadelesinde Hekimlerden Şikayet”, Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak
1952, Sayı: 40. 1363 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Nisan 1952, Sayı: 113. 1364 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 88, 105.
410
bakıldığında; Karasu’da bulunan Hükümet Tabipliği, 1955 yılında İlçe Sağlık Merkezi
(1951 yılında açılmış) ile birleşmiş ve polikliniklerini ortak kullanmışlardır. Doktor,
sağlık memuru ve ebeleri mevcuttur. Hendek’te, Sağlık Merkezi bir dernek ve Sağlık
Bakanlığı’nın girişimleri ile 1955 yılında açılmıştır. 15 yataklı olup, doktor, hemşire,
memur ve sağlık personelleri mevcuttur. Akyazı’da Sağlık Merkezi, 1955 yılında kendi
binasında açılmış, 1943’te kurulmuş olan Hükümet Tabipliği de aynı binaya taşınarak
birlikte hizmet verilmiştir. İlçeler arasında, doktor, hemşire, ebe ve sağlık memuru
açısından en fazla imkana ve personele sahip merkezin burada olduğu anlaşılmaktadır1365.
Basında yer alan haberlerde, genellikle, Sakarya’nın ihtiyaçları sıralanırken, ilçelere
Verem Savaş Dispanserleri açılması, aşı uygulamasının yaygınlaştırılması gibi konular
ele alınmıştır. Halkın da beklentisi bu yöndedir. 1950-1960 yılları arasında, İlçelerin
çoğunda sağlık merkezi açılması için çalışmalar yürütülmüş ve başarılmıştır. 1957
yılında, Hendek ve Akyazı’da bulunan sağlık merkezleri en çok nüfusa hizmet veren
merkezlerden olup, araç ihtiyaçları karşılanmıştır1366.
Köylere yönelik sağlık hizmetleri arasında belediyelerin ve muhtarlıkların öncelikli
konuları, köy sağlık memurluklarına atamaların yapılması, köy içme sularının
temizlenmesi, sıtma ile mücadele (sıtma savaşı), çocuk hastalıkları ile mücadele ve aşı
uygulamasının yaygınlaştırılması gibi halk sağlığı konuları olmuştur1367.
5.11.3. Sağlık Kuruluşları ve Yapılar
Adapazarı-Sakarya’da sağlık alanında hizmet veren çeşitli birimler ve sağlık ihtiyaçları
ile ilgili bilgilere bu başlık altında değinilecektir.
5.11.3.1. Tabip Odası
Bu dönemde hastanelerin dışında özel olarak hizmet veren doktorlar da mevcuttu. Dr.
Kadri Kalfaoğlu, 1950’lerde Adapazarı’nda özel muayenehanesinde hizmet veren
doktorlara bir örnektir. Orhan Camii karşısında Karasu Oteli’nde hastalarını muayene
etmekte idi. Dr. Şahap Gökçay ve Faruk Kaleli’nin Bakırcılariçi’nde, Dr. Ertuğrul
1365 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 206. 1366 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67, 154. 1367 Yeni Ada Postası, 29 Aralık 1955, Sayı: 1111.
411
Tarhan’ın da göz hastalıkları uzmanı olarak Uzunçarşı’da bir muayenehanesi
bulunuyordu1368. Özel muayenehaneler hastalara 7 gün sürekli hizmet vermekteydiler.
Sosyal ve ekonomik imkanları dolayısıyla Sakarya halkının bu özel sağlık hizmetlerinden
kolaylıkla faydalandıklarını söylemek mümkündür.
5.11.3.2. Adapazarı Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi)
Adapazarı’nda birincisi 1926 yılında Kömürpazarı’nda Dr. İzzet Fikri Bey tarafından 6
yataklı özel bir hastane kurulmuş ancak kısa süre sonra kapanmıştır. 1930 yılında 16
yataklı “Belediye Hastanesi” kurulmuş, maddi imkansızlıklar dolayısıyla 1934 yılında
“Memleket Hastanesi” adıyla Özel İdareye devredilmiştir. Bu hastanenin yatak sayısı
1940’lı yıllarda 20 civarında olup, 1943 depreminden zarar gördüğü için Ticaret Lisesi
binasına nakledilmiştir. Eklemeler yapılmasına rağmen ilin ihtiyacına cevap
verememiştir. 1955 yılı başlarında, hizmet planlarını açıklayan Vali Nazım Üner ilk
döneminde, Adapazarı’na modern 200 ila 500 yataklı bir hastane kurulmasını, bunun yanı
sıra İşçi Sigortaları Hastanesi ve bir hayvan hastanesi kurulması sözünü vermiştir. Bu
binaların yapımı için girişimler başlatılmıştır1369. Sakarya Devlet Hastanesi’nin daha
modern imkanlarla açılışı 1957 yılında gerçekleşmiştir. Dahiliye, Hariciye, Asabiye,
Ortopedi, Göz, Diş, Çocuk ve Acil gibi temel poliklinikleri mevcuttur ve hastaneye kadro
nispetinde sağlık personeli ile doktorların atanması sağlanmıştır. Hastanenin 150 yataklı
ve daha teşkilatlı bir şekilde kurulması, Sakarya halkının Kocaeli ve civar illerdeki
hastanelere gitmek mecburiyetini büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır şeklinde
yorumlanabilir.
1958 yılında Sağlık Bakanlığı görevinde bulunan Dr. Lütfü Kırdar, Vali Nazım Üner ve
Maarif Müdürü Talat Ayhan’ın geçirdikleri kaza münasebetiyle Adapazarı Devlet
Hastanesi’ne ziyaret düzenlemiştir. Bu sırada hastaneyi gezen ve tüm servislerdeki
hastaları ziyaret eden bakan, hasta ve hastanenin şartları hakkında Başhekimlikten
açıklama talep etmiş ve hastane hakkında çeşitli direktiflerde bulunmuştur. Bu sırada İlin
Sağlık Müdürü Kazım Özkan da kendisine eşlik etmiştir1370. 1960’lı yılların başlarında,
1368 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1952, Sayı: 27; 8 Ocak 1953, Sayı: 336. 1369 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 205-208; Demokrat Sakarya, 30 Nisan 1955, Sayı:
270. 1370 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1958, Sayı: 1781; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,
s. 208.
412
Devlet Hastanesi arazisinin yanında Orman Genel Müdürlüğü’ne ait olan arsada, Ebe
Okulu ve Sağlık Koleji yapılması kararlaştırılmıştır1371.
5.11.3.3. Adapazarı 30 Yataklı Askeri Hastanesi
Yerel gazetelerden sıklıkla Hastane Başhekimliği tarafından 70 lira maaşla çalışacak
erkek hasta bakıcılar için ilanlar verilmiştir. Özellikle bu dönemde hastanenin yoğunluğu
ile yorumlanabilir1372.
5.11.3.4. Verem Dispanseri
1942 yılında Adapazarı’nda veremle mücadele amacıyla kurulan Verem Savaş Derneği,
bölgede dispanser açılması konusunda girişimlerde bulunmuştur. 1958 yılında Sakarya
Verem Savaş Derneği ismi ile kayıtlıdır. İlk olarak 15 kişi tarafından kurulan derneğin,
kuruluş aşamasında Osman Erkaya yer almıştır. Süresi tamamlanınca ilgili ve çok gönüllü
bir kişi tarafından devralınmıştır1373. Derneğin veremle mücadele için hastalara ve
dispanserlere yardımlarda bulunduğu kaydedilmiştir. 13741945 yılında, dönemin Sağlık
Bakanı Sadi Konuk’un öncülünde Adapazarı Devlet Hastanesi’nin yanında kurulan
Adapazarı Verem Savaş Dispanseri, bölgede veremle mücadelede büyük öneme sahiptir.
Açılışından sonra ihtiyaçlarını da karşılamak konusunda gayret göstermiştir1375.
Dispanserlerin 1950 öncesinde fazla yaygın olmadığı anlaşılmaktadır1376. İlde, 1948’de
açılan ve Ali Dikmen adıyla isimlendirilmiş verem dispanseri uzun yıllar aynı yerde
hizmet vermiştir1377. Bu dönemde Adapazarı merkez hariç ilçelerde Geyve’de de bir
Verem Dispanseri bulunmaktadır.
5.11.3.5. Sosyal Sigortalar Hastanesi
1959 yılında açılarak hizmete başlayan Adapazarı Sosyal Sigortalar Hastanesi, 25 yataklı
olduğu için, çalışma alanları geniş olan işçi sınıfına hizmette yetersiz kalmıştır,
1960’larda yatak sayısı artırılmış ve hizmete devam etmiştir. Ayrıca 1958 yılında özel bir
sağlık kurumu da açılmış, Hususi Adapazarı Hastanesi adıyla her kesime hizmet
1371 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 27-208. 1372 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Şubat 1952, Sayı: 66. 1373 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 26 1374 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 219. 1375 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 53. 1376 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 48- 53. 1377 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67.
413
vermiştir. Bu hastanenin kuruluşunda Dr. Müzeyyen Birler’ in maddi destekleri ve
girişimleri öncü olmuş, Dr. Vecdi Köseoğlu da hastanenin kurulmasında çalışmalarda
bulunan isimlerdendir. Hastane 11 Kasım 1958 günü hizmete başlamıştır. Açılışında Vali
yardımcısı ve sağlık müdürü konuşmaları ile yer almışlardır1378. Bu hastane şehirdeki ilk
özel hastane olarak tespit edilmiştir.
5.11.4. Eczaneler
1930’lu yıllarda sadece 4 eczanesi olan Adapazarı’nda, 1950-1960 dönemindeki sağlık
alanında yapılan geliştirme çalışmaları ve çeşitli sağlık kuruluşlarının açılması
neticesinde yeni eczaneler de hızla açılmıştır. 1960’lı yılların ortalarına gelindiğinde
Adapazarı Merkez ilçede, 20 eczanenin faaliyette olduğu bilinmektedir. Hendek, Sapanca
gibi büyük ilçelerin de Cumhuriyet döneminde en az 1 adet eczanesi bulunmaktadır1379.
1950’lerde Adapazarı’nda hizmet veren eczanelerden bazıları Asım-Zehra Arca
Eczanesi, Kamil Aralp Eczanesi, Mehmet Reşat Kürem Eczanesi idi. Bu dönemde
eczanelerle ilgili basına yansıyan şikayet, nöbetçi eczanelerin mesailerini tam olarak
yapmamaları veya açık olmamalarıyla ilgilidir. Ayrıca, bazı dönemlerde karaborsaya
düşmüş olan ilaçları ellerinde tutarak, halka yok satan eczaneler ifşa edilmekteydi1380.
Sonuç itibariyle, sağlık alanında yapılan çalışmalar, Sakarya’da halk sağlığının
korunması ve önleyici tedbirlerin alınmasını sağlamış, bulaşıcı ve ölümcül hastalıklarla
mücadelede başarılı adımlar atılmıştır. Hastane, dispanser gibi kuruluşların modern
ölçülerde hizmet vermesi için ciddi yatırımlar yapılmıştır.
5.12. Sosyal Yardım Kurumları
Bu başlık altında 1950’li yıllarda faaliyette olan, Adapazarı-Sakarya’da ulaşabildiğimiz
Sosyal Yardım Kurumları ve çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir.
5.12.1. Kızılay
Türk Kızılay Derneği eski adıyla Hilal-i Ahmer Cemiyeti; ülkemizin en eski ve önemli
yardım kuruluşlarından biri olarak, pek çok alanda yardım faaliyetini Cumhuriyet
1378 Cemiyet, 13 Kasım 1958, Sayı: 289. 1379Yeni Sakarya, 27 Eylül 1968, Sayı: 4364; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.
23. 1380 Anadolu, 27 Kasım 1956, Sayı: 184.
414
döneminde de devam ettirmiştir. Kızılay’ın harp zamanında olduğu gibi sulh zamanında
yapmakta olduğu hizmet ve çalışmaları ülkemizin gelişimi adına önemlidir. Harp
zamanlarında, cephe gerisinde hastaneler açarak, askerlerin aileleriyle haberleşmesini
sağlayan Kızılay’ı, diğer zamanlarda doğal afetlerden zarar gören vatandaşların her türlü
barınma ve ihtiyaç maddesinin temini işini yürütmüştür. Ayrıca şehirlerde geçim darlığı
çeken aileler için aşevleri kuran, ihtiyacı olan bölgelere çeşitli sağlık kurumları ve
dispanserler inşa eden, verem, sıtma, çocuk ölümü gibi halk sağlığı konularında ciddi
mücadelelerde bulunan bu kurum, tüm bu çalışmaları devlet desteğinin yanı sıra,
hayırsever Türk halkının bağışları ve destekleri ile gerçekleştirmiştir. 1923 yılından
1950’lere kadar geçen sürede Kızılay’ın kayıtlı 200 bin üzerinde üyesi olduğunu,
toplamda 30.354.000 Lira harcama yapıldığını öğrenmekteyiz1381.
Adapazarı’nda 1950’lerin başlarında, her türlü hayır derneğinin yanı sıra, bu alanda
önemli yer tutan Kızılay Kurumunun da şubesi bulunmaktadır. Yardım ve ödeneklerinin
ildeki muhtaçlara yetecek nispette olduğunu anlamaktayız1382. Ancak, bu dönemde bazı
illerde örneği olduğu üzere, fakir öğrencilere yiyecek içecek yardımlarının dağıtılması
gibi kapsamlı faaliyetlere henüz geçilmediğini ifade edebiliriz.
Mart 1952’de yıllık kongresini yapan Kızılay başkanlığına Dr. Muammer Güner
getirilmişti. Yıllık kongrelerini kendi mülkü olan Kızılay binasında gerçekleştirmekteydi.
1953 yılı kongresine sevilen bir isim, İzzet Şükrü Enez başkanlık yapmıştı1383. Kızılay’ın
ilçelerdeki şubeleri ise, 1931 yılında açılan Akyazı şubesi, 1937 yılında açılan Geyve
şubesidir. Üyeleri 100’ün üzerinde olup, aktif şubelerdir1384.
Dönemin yerel basında sıklıkla Kızılay Kurumunun faydalarından bahsedilmekte,
gazetelerin reklam sayfalarında “Vatandaş Kızılay’a Üye Ol!”, “Kızılay’ı Unutma!”,
“Kızılay Kara Gün Dostudur” şeklinde ilanlarla üye sayısı artırılmaya çalışılmaktadır1385.
Adapazarı Kızılay Derneği’nin, 1960 yılı kongresi, Dr. Muammer Güner başkanlığında
toplanmış ve Sadettin Hun, Yaşar İşgüven, Asım Aydın, Mustafa Sakallıoğlu, Fahrettin
Mutluay, Sadettin Aker, Selami Savaş, İbrahim Öztopal, Ayhan Güvenç, İbrahim Dizer,
1381 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Aralık 1952, Sayı: 10. 1382 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Ocak 1952, Sayı: 41. 1383Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mart 1952, Sayı: 74; 26 Şubat 1953, Sayı: 378. 1384 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, s. 216. 1385 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Mart 1954, Sayı: 693; 3 Mayıs 1952, Sayı: 129.
415
Celal Akın, idare heyeti seçimlerinde belirlenen isimler olmuşlardır. Bu kongrede
dernekte gösterdiği başarılı çalışmalarından dolayı Dr. Güner’e onursal üyelik madalyası
takdim edilmiştir1386.
5.12.2. Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu
Çocuk Esirgeme Kurumu, Sakarya’da 10 Mayıs 1945 tarihinde kurulmuştur.
Müdürlüğü’nü bu dönemde Adapazarı’nın tanınmış esnaflarından İzzet Şükrü Enez
yapmakta idi. Kendisinin ticarethanesi vardı ve Uzunçarşı numara 14’de sigorta acentesi
sahibiydi. Halk tarafından sevilen ve taktir edilen bir kişi olarak görevini
sürdürmüştür1387. 1949 yılında, Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çocuk
bakımevine gelir sağlamak amacıyla Belediye binası karşısına toplam 24 odalık otel,
lokanta ve gazinonun temelleri atılmıştır. 1951 Mart’ında, bina hizmete açılmıştır.
Şahin’in aktardığı açılış töreni bilgileri şöyledir;
“Çocuk Esirgeme Kurumu’nu 1941 yılında 623 Türk liralık bir bütçe ile eline
alan eski belediye başkanı ve kurumun Adapazarı şubesinin başkanı İzzet
Şükrü Enez nutkunda, 238 bin Türk liralık bir bedelle keşfedilen binanın, 94
650 Türk lirasına mal olduğunu açıklamıştır. Bu durum, Adapazarı halkının
kendisine olan sevgi, itimat ve takdirlerini artırmıştır. ÇEK Adapazarı Şubesi
Başkanı İzzet Şükrü Enez, çocuk davasına hizmeti dokunan geçmiş belediye
meclislerine bir şükran hatırası ve geleceğe güzel bir örnek teşkil etmek
üzere, genel kuruldan gönderilen altın madalyayı, belediye salonuna asılmak
üzere, Kocaeli Valisi Burhanettin Teker ve Adapazarı Belediye Başkanı Suavi
Damalı’ya bizzat eliyle teslim etmiştir. Binanın inşasında en çok yardımları
dokunanlardan Lâtif Yenigün’e gümüş ve Ahmet Aytaç ile Abdullah Üstün’e
de birer tunç madalya verilmiştir”1388.
Bu şekilde Çocuk Esirgeme Kurumu’na yılda 12-13 bin Türk lirası gelir getiren bir
kaynak elde edildiği belirtilmiştir.
1386 Yeni Ada Postası, 29 Şubat 1960, Sayı: 2387. 1387 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ocak 1952, Sayı: 23. 1388 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 69, 82-83.
416
1956 yılında kurum, 100 yataklı bir Çocuk Yuvası açmış ve 0-6 yaş arası muhtaç aile
çocuklarını korumak ve her türlü maddi sosyal ihtiyaçlarını karşılamak, ailelerine de
yardım etmek amacıyla kurulmuştur. Kurum özellikle fakir ve muhtaç ailelerin
çocuklarına, kış aylarında ve 23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla özel günlerde düzenli
olarak giyecek yardımında bulunmuştur. Eğitim öğretim dönemi başlangıcında kız ve
erkek öğrencilere önlük dağıtımı yapılmıştır. Ayrıca kurum çeşitli bölgelerde meydana
gelen afetlerde zarar görenler için Adapazarı adına girişimlerde de bulunmayı borç
bilmiştir. Örneğin, 1952 yılında Erzurum’da yaşanan deprem felaketinden sonra kurum
öncülüğünde başlatılan bir kampanya ile bölgeye nakdi para yardımları gönderilmiş,
dönemin Erzurum Valisi Cemal Göksan kuruma teşekkürlerini sunmuştur. Kurumun
maddi kaynak olarak, Adapazarı Şehir Palas Oteli karşısındaki dükkanlardan bazılarının
ve Gümrükönü’nde yaptırılan Yeni Merkez Kıraathanesi adıyla bir gazinonun kirasını
aldığı bilinmektedir1389. Şubat 1959’da toplanan Çocuk Esirgeme Kurumu Adapazarı
Şubesi, yıllık kongresi İzzet Şükrü Enez başkanlığında toplanmış, Hüseyin Erman, Ali
Peker, Süleyman aldinç ve Ömer Canlı idare heyetine, merkez idare heyetine ise, İbrahim
Maraşoğlu, Hilmi Yünüak, Salih Sipahier, Kazım Ertürk, Kemal Şar, İbrahim Dizer,
Ahmet Hendekli, Nihat Berköz, Ali Dilmen, Adnan Turgut seçilmişlerdir. Kurumun
1957-1958 bütçesi, 169.239 lira iken, 236.274 liraya yükseldiği açıklanmıştır. 1959-1960
yılı bütçesi ise, 277.986 lira olup, bunun 176.940 lirasının yuva masraflarına 9000
lirasının da vergi ve diğer masraflarla dış yardımlara ayrıldığı belirtilmiştir1390.
KurumSakarya’nın hayırseverlerinin destekleri ile incelediğimiz dönemde sosyal olarak
faydalı çalışmalarını devam ettirmiştir.
5.12.3. Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği
Sakarya’da, Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği (Yetiştirme Yurdu), 1957
yılında faaliyete geçmiştir. Önce Donatım İlkokulu binasında açılmışken, daha sonraki
yıllarda 2 farklı semtte 2 farklı binada yetiştirme yurdu hayata geçirilmiştir. Birliğin
amacı da, 6972 nolu kanunda açıklandığı üzere, beden, ruh ve ahlak gelişmeleri tehlikede
1389 Ada Postası, 2 Mart 1951, Sayı: 304; Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1952, Sayı: 44; Şahin,
Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 69, 82-83. 1390 Yeni Ada Postası, 17 Şubat 1959, Sayı: 2072.
417
olan, ana ve babasız veya terkedilen ihmal edilen çocukları bularak, himayesine almak ve
yetiştirmektir1391.
5.13. İletişim ve Haberleşme
Türkiye’de posta dağıtımı, telefon aboneliği, telgraf çekimi ve radyo yayını, T.C Posta
Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü tarafından organize edilmektedir. PTT hizmetleri
hakkında devletin hedefleri ve halkın istekleri doğrultusunda, yurt genelindeki
haberleşme sıkıntısını çözmek amacıyla birtakım düzenlemelere gidilmiştir1392. Bu
konuda Kocaeli genelinde öncelikle hiç telefon şebekesi olmayan bölgelere şebeke
kurmak, var olan ve ihtiyacı karşılayamayanları da genişletmek adına çalışmalara
başlanmıştır.
1947 yılında, Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak, Adapazarı’nda PTT binası ve telefon
santrali inşası konusunda, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na bir yazı göndermiştir:
“Adapazarı Vagon fabrikasının temel atma merasimi vesilesiyle vaki
görüşmemizde vadettiğim veçhile, Adapazarı’nın telefon şebeke ve santrali
işini tetkik ettim. Kasabanın kurşunlu kablolarla yeniden yapılacak telefon
şebekesi ve tesis edilecek santrallerin kurulması işleri evvel emirde bu
tesislere müsait bir PTT binası inşanıza bağlı bulunduğunu, Adapazarı’nda
mevcut ve ileride kurulacak bütün telefon tesisleri ihtiyacına kâfi bir binanın
plân ve projelerinin hazırlandığını bu günlerde inşaatın münakasaya
çıkarılacağını anladım. Bina inşaatı bitirilince lüzumlu şebeke ve santral
cihazı da tesis edilecek ve Adapazarı’nın telefon ihtiyacı temin olunacaktır.
Keyfiyetin sayın Adapazarı halkına bildirilmesini saygılarımla rica ederim”
1393.
Böylece halka müjdelenerek Adapazarı’nda yeniden inşa edilmesi kararlaştırılan PTT
binasının temeli, Kocaeli Valisi Fazlı Güleç ve şehrin protokolü eşliğinde atılmıştır. Yeni
binanın faaliyete geçmesinden sonra, Eski PTT binası Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
1391 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya, s. 217-218. 1392 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 574. 1393 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 66.
418
satın alınmış, onarımı ve bakımı yapıldıktan sonra şehir kütüphanesi olarak hizmete
girmiştir1394.
Müdürlük tarafından sağlanan iletişim hizmetleri arasında en çok gelişimine ihtiyaç
duyulan şüphesiz telefon şebekesidir. Türkiye’de ilk olarak santrale bağlı ve aktarmalı
hizmet veren manyetolu telefon şebekesi kurulumu ile çalışmaya başlanmış, 1950-54
yılları arasında otomatik telefon şebekesine geçiş altyapısı tamamlanıncaya kadar, bu
sistem kullanılmıştır.
Kocaeli’nin diğer ilçeleri ile Adapazarı ilçesine birer PTT idaresi kurulması işi
tamamlandıktan sonra, abonelerin sayısında ciddi miktarda artış yaşanmış 1954 yılında
600 olan abonelik sayısı, 1200 seviyesine yükselmiştir. Bu tarihte şehirlerarası telefon
hizmeti de verilmeye başlandığından, fiyat tarifesi yeniden belirlenmiş, Kocaeli
bölgesinde şehirlerarası 90 kuruş, şehir içi 25 kuruş, gece 54 kuruş olmuştur1395.
Selahaddin Ülgen’in sorumluluğunda, 1954 yılı itibariyle memur sayısı 118 olan
Adapazarı PTT’si özellikle son yıllardaki gelişime bağlı olarak yoğun hizmet
vermektedir. 1952 yılı geliri 830.000 TL iken 1953 yılı sonunda 100 bin artışla 930.000
TL olmuştur. Bu ise, dönemin belediye gelirlerini aşan bir miktardır1396.
1953 yılında Devlet İktisadi Teşekkülü haline getirilen Umum Posta Telefon Telgraf
İdaresi, 85 milyon zarar etmiştir. 1953 yılına ait hesap raporunda bu açığın, Adapazarı
PTT Teşkilatı tarafından kapatıldığı belirlenmiştir1397. Adapazarı PTT Müdürü Selahattin
Ülgen’in çalışmaları bu konuda takdir edilmiştir. Bu başarının arkasında yatan yoğunluk
basına dahi yansımıştır.
4454 sayılı PTT Kanununa göre memurların en fazla 8 saat mesai yapmaları
belirtilmişken, Adapazarı PTT memurlarının sayıca yeterli olmadığı bu dönemde yoğun
çalışma şartları sebebiyle 12 saat mesai yapmak zorunda kaldıkları, bunun sıhhate uygun
olmadığı, bu nedenle yeni memurların alınması için girişimde bulunulması konusu
Selahaddin Ülgen’e hatırlatılmıştır1398.
1394 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.158. 1395 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 574-575. 1396 Adapazarı Akşam Haberleri,30 Ocak 1953, Sayı: 355. 1397 Sakarya Postası, 19 Ocak 1955, Sayı: 190. 1398 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, Sayı: 156.
419
Şehir telefonlarının 1954 yılından sonra, otomatik olacağından bahsedilirken, Sakarya
Vilayeti’nin otomatik telefon santrali 1955 yılında, törenle hizmete girmiştir. Törene
misafir olarak dönemin Ulaştırma Bakanı Muammer Çavuşoğlu ile birlikte PTT Genel
Müdürü Nahit Akyar’da katılmışlardır1399. Kurulduğu günden itibaren 800’ü aşkın abone
sayısına ulaşan Adapazarı dahili otomatik telefon santrali ihtiyacı karşılayamaz duruma
gelmiş, PTT bu şubeyi genişleterek 2000 aboneye yükseltmeye karar vermiştir. 1956 yılı
Haziran ayında monte işlemi tamamlanmış ve faaliyete açılmış olacaktır. Böylece
önceden müracaat edipte, telefonu olmayanlara telefonları verilerek toplam abone sayısı
1200’e çıkmış, sonradan müracaat edenlerin de müracaatları kabul edilerek 2000 abone
kapasitesine ulaşılıncaya kadar telefon verilmeye devam edilmiştir1400.
PTT tarafından her yıl basılan telefon rehberinin 1959 yılı ilan ücreti 65-70 lira arasında
belirlenmiştir1401. Abone sayısı giderek artan Adapazarı PTT’si gelirleri arasında önemli
bir paya sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Radyo yayını ve ücretlendirmesi hakkı da uhdesinde bulunan Ankara PTT Genel
Müdürlüğü, 1958 yılı itibariyle radyo ücretlerine %50 zam yaparak, 10 liradan 20 liraya
çıkarılmasına karar vermiştir. Borcunu geç ödeyenlerden alınacak ceza ise, %30’a
çıkarılmıştır1402. Bu Adapazarı ve yurt genelindeki radyo sahipleri için ciddi bir zamdır.
Türkiye’de bu dönemde 900.000 radyo olduğu düşünüldüğünde elde edilecek gelir
oldukça yüksektir.
Bu dönemde yurt genelinde radyo yayını dağıtımında kullanılan radyo verici cihazların
çoğu, Amerikan firması Raymond tarafından üretilmektedir. Ankara Toprak Mahsulleri
Ofisi’nde bulunan da, Amerikan Raymond firmasının hediye ettiği bir cihazdır1403.
1954-1960 yılları arasında PTT’nin, Adapazarı’nın iletişim altyapısına dair çalışmaları
sayesinde, şehir içi ve şehirlerarası telefon kullanımı yaygınlaşmış, 1960’larda abone
sayıları hızla artan telefon, başlangıçta yalnız resmi kurumlarda kullanılırken, özel alanda
yaygınlaşması ve haberleşmenin vazgeçilmez bir aracı haline gelmesi sonraki yıllarda
mümkün olabilecektir.
1399 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, Sayı: 156, Demokrat Sakarya, 17 Nisan 1955, Sayı: 259; 19 Nisan
1955, Sayı: 260. 1400 Yeni Ada Postası, 24 Nisan 1956, Sayı: 1211. 1401 Sakarya, 28 Ağustos 1959, Sayı: 73. 1402 Yeni Ada Postası, 10 Aralık 1955, Sayı: 1095. 1403 Sakarya Ekspres, 5 Ekim 1960, Sayı: 778.
420
SONUÇ
Kuruluşu çok eskiye dayanmamakla birlikte Adapazarı, bulunduğu Marmara Bölgesi’nin
Çatalca Kocaeli yarımadasında, 19.yy’dan itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Pek
çok meslek erbabının yer aldığı Adapazarı’nda ticari hayatın canlılığı, bölgesinde ismini
aldığı “pazar” konumuna gelmesini sağlamıştır. Osmanlı’dan itibaren yüzyıllarca birlikte
yaşamayı başaran çeşitli etnik unsurların varlığı ile kültürel zenginliğe sahip
Adapazarı’nın 19.yy’daki nüfusu 53,924 iken, ilk cumhuriyet dönemi sayımı olan
1927’de 22.550, 1935 sayımına göre 24.839, 1945 yılında ise 30.000 olarak
kaydedilmiştir. Çeşitli coğrafyalardan aldığı sürekli göçler vesilesiyle de Adapazarı’nın
nüfus artışı ile şehirleşmesi paralel devam etmiş ancak şehirleşme konusundaki en önemli
etkenler, işlenmeye uygun geniş toprakları ve bölgeye yapılan yatırımların yani ekonomik
ve ticari gelişmişliğin getirisi olmuştur.
İzmit Mutasarrıflığına bağlı bir kaza durumunda olan Adapazarı’nın Türk Kurtuluş
Savaşı’ndaki tarihi önemi de büyüktür. Bu dönemde Adapazarı ve çevresinin Milli
Mücadele’ye katkıları hakkında çok sayıda araştırma ortaya koyulmuştur. 1869 yılında
ilk defa Belediye teşkilatı kurulan Adapazarı, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde İzmit adı
altında temsil edilmiş, 1924’de ise yeni kurulan Kocaeli Vilâyetine bağlı kaza statüsüne
geçmiştir. Bu dönemde TBMM’nde Kocaeli Milletvekilleri ile temsil edilmeye
başlamıştır. 1940’lı yıllarda çeşitli arazi düzenlemeleri yapılan Adapazarı’nda en yoğun
idari değişiklikler 1950 yılından sonra gerçekleşmeye başlamıştır.
En önemli düzenleme ise, 4 Haziran 1954 tarihli 6419 Sayılı kanunla, Kocaeli’nden
ayrılması uygun bulunan Adapazarı’nın yeni ismi ile “Sakarya” adıyla il olarak teşekkül
ettirilmesidir. Adapazarı halkının uzun yıllar devam eden bürokratik girişimlerinin ve DP
hükümetinin olumlu yaklaşımının sonucunda kurulan Sakarya İli 1 Aralık 1954 itibariyle
resmiyet kazanmıştır. Mülki kadronun yeniden şekillendiği Adapazarı’nda, 1954 yılına
kadar kaymakamlar görev yapmakta iken, vilayet yönetiminin en üst birimi olan Valilik
makamı kurulmuştur. Şehrin ilk Valisi Nazım Üner olmuştur ve 1960 askeri
müdahalesine kadar görevine devam etmiştir. Sakarya’nın Valilik makamına
kavuşmasından sonra, Valiliğe bağlı birimler, Kaymakamlıklar, İl Özel İdaresi gibi çok
sayıda birimin kuruluşu sağlanmıştır.
421
Aynı zamanda bu gelişme dolayısıyla, Kocaeli’nden ayrılan bir çok kaza, nahiye ve köy
Sakarya sınırlarına dahil edilmiştir. Bölgelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeni
belediyeler de kurulmuş, 1954-1960 arasındaki dönemde idari ve mülki teşkilatının
yerleşmesi adına yoğun çalışmalar yürütülmüştür. Aynı zamanda şehir görüntüsüne
ulaşması amacıyla, gerekli görülen tüm ihtiyaçlar ve eksikliklerin giderilmesi, imar,
kadastro ve altyapı işleri başta olmak pek çok alanda çalışmaların hız kazandığı bir sürece
girilmiştir. Arazilerin kadastro ve haritalama işlemleri, 1955-1965 yılı arasında
tamamlanmış, bölge halkının komşu illerle olan sınır anlaşmazlıklarını çözmüş ve
yönetimsel kolaylık sağlaması bakımından önemli bir gelişme olmuştur. Toprak Tevzi
Komisyonu tarafından 1955-1958 yılları arasında yapılan topraklandırma çalışmaları ile
3000 civarında çiftçi aileye arazi verilebilmiş, bu ise tarım alanında faydalı bir çalışma
olmuştur.
Nufus artış oranının çoğu zaman ülke genelinden fazla seyrettiği ve 1955 sayımında
297.108 kişilik nüfusa sahip olduğu görülen Sakarya’nın nüfus artış hızında hem dış
göçlerin hem de iç göçlerin etkisi olduğu söylenmelidir. Zira, 1955-1960 nüfus
sayımlarına göre binde 39,5 artış hızı oranıyla hem Türkiye hem de ayrıldığı Kocaeli’nin
nüfusunu aşmıştır. 1950 yılından sonra yoğun bir göç alımı yaşanan Adapazarı-Sakarya
bölgesinde, çeşitli coğrafyalardan gelen göçmen ailelerin yerleştirilmesi için göçmen
mahalleleri ve konutları kurulmuş, hem tarım arazisi hem de ev yardımı yapılan bu aileler
için mesleklerini devam ettirebilecekleri iş kredileri verilerek ciddi bir bütçe ayrılmıştır.
Bu şekilde, kültür ve sosyal yaşamlarını huzur ortamında devam ettirmeleri sağlanmıştır.
Dolayısıyla, Sakarya’nın bugün de sahip olduğu kültürel zenginliğin bu dönemde DP
hükümetinin izlediği göçmen politikasının bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Bu artışta,
iç göçlerin etkisi de yadsınamaz. 1955-1960 döneminde, Sakaryada genişleyen iş kolları
ve sanayileşme çalışmalarına bağlı olarak genç çalışma gücü olarak tanımlanan 20-34 yaş
grubunda ve 15-64 yaş grubunda %57,2 gibi bir orana ulaşılmıştır.
Sakarya’da 1950’den itibaren belediyecilik hizmetleri alanında pek çok hayati ihtiyacın
çözümlenmeye çalışıldığı görülmüştür. Özellikle halkın içme suyuna ulaşması, suların
temizlenmesi en önemli sorun ve en masraflı alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Temiz
ve bol içme suyu temini için çeşitli planlamalar yapılmış 1950-1960 aralığında ilçelerin
ve köylerin pek çoğuna su götürülmüş ise de, tamamen su sorununun çözülmesi mümkün
422
olmamış, 1960’lı yılların sonlarına kadar su kıtlığı meselesi üzerinde durulan bir konu
olmuştur. Diğer bir ana sorun elektrik meselesi olmuştur. Sokakların aydınlatılması ve
köylere elektrik ulaştırılması amacıyla yoğun çalışmalar yürütülmüş, elektrik kesintileri
ve şehir elektrik hattının daha verimli hale gelmesi için girişimlerde bulunulmuştur. DP
hükümeti’nin 1952 yılında Sakarya Nehri üzerine kurdurduğu Türkiye’nin ilk ve en
büyük Hidroelektrik Santrali olan Sarıyar Barajı projesi ile bu sorun büyük ölçüde
hafiflemiştir. Bu baraj aynı zamanda Adapazarı Ovasındaki fezeyan hasarını önlemesi
amacıyla da kurulmuştur. Bataklık arazilerin kurutulması, kanalizasyon sisteminin
yaygınlaşması, yol ve köprülerin tamiri ve yenilerinin inşa edilmesi, temizlik ve çevre
planlaması gibi zabıta işlerine de önem verilmiştir. Özellikle 1950’li yıllarda asfalt yol
yapımın artması dolayısıyla bölgede epey mesafe kat edilmiştir. Köylerin şehre
bağlandığı yollarda km.lerce stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.
Bayındırlık alanındaki çalışmalar araştırmamız sırasında büyük bir kısmı içermiştir.
Sakarya’da bulunan hasarlı köprülerin onarılması ve Sakarya Nehri’nin kolları üzerine
yeni köprülerin yapılması 1960’lı yıllara kadar devam eden çalışmalardandır. Derelerin
ıslah edilmesi ve Sakarya’nın taşması dolayısyla yaşanan sel baskınları ile mücadele için
çok sayıda önleyici çalışma gerçekleşmiştir. Hektarlarca arazi koruma altına alınmış,
yüzlerce köy hasardan kurtarılmıştır. Adapazarı Ovasındaki çok sayıda bataklığın
kurutulması, hem halk sağlığı hem de arazi kullanımı açısından önemli fayda sağlamıştır.
Bu konuda halk teşvik edilmiş, kurtarılan araziler halka işlenmesi amacıyla dağıtılmış,
hektarlarca arazi ekilebilecek hale getirilmiştir. Ankara-İstanbul güzergahında bulunan
Sakarya’nın, şehirlerarası ve şehir içi ulaşımının düzenlenmesi, gerek karayolu gerek
demiryolu hatlarının talebi karşılayacak seviyelere çıkarılması adına çok sayıda sefer
düzenlenmiş, Adapazarı-Haydarpaşa elektirikli tren hattı faaliyete geçirilmiştir. Ulaşım
alanındaki yatırımlar şüphesiz Sakarya’da ticari ve sosyal hayatın gelişmesine katkı
sağlamıştır. Bu dönemde Adapazarı’nda haberleşme alanında hizmet veren PTT binası
yenilenmiş ve abone sayısında yaşanan artışla birlikte 1955 yılında şehirde otomatik
telefon santrali hizmete açılmıştır. 1955-56 arasında şehir merkezinde 2000 kişinin
telefon aboneliği bulunan Sakarya’da resmi kurumlara dağıtılan telefon hattının altyapı
çalışmaları başarıyla sonuçlanmıştır. Tüm bahsedilen belediyecilik ve bayındırlık
konularında halkın istekleri ve yerel basındaki şikayet konuları değerlendirilmiş, yine
aynı yolla yapılan ve yapılacak düzeltmeler halka duyurulmuştur. Gerek Adapazarı
423
Merkez Belediyesi gerekse Sakarya’ya bağlı diğer belediyelerin bu alanda başlattıkları
çalışmalar, büyük oranda başarılı olmuş, dönemin imkanları dahilinde halkın talep ettiği
temel ihtiyaçların giderilmesine gayret edilmiştir.
1950 yılı Türkiye’de kansız ve ak devrim olarak tanımlanan, uzun süreli iktidar
değişikliğinin yaşandığı ve hemen her alanda yeni politikaların ve söylemlerin ortaya
koyulduğu bir dönemi ifade etmektedir. DP’nin ve Menderes hükümetlerinin yürüttüğü
1950-1960 arasındaki on yıllık süreçte, bölgesel olarak da pek çok alanda yenilik ve
gelişimlerin yaşandığı görülmektedir. Çok sesli siyasi ortamda, Kocaeli bölgesi dahilinde
Adapazarı’nda ve Sakarya’da CHP, DP, MP, HP, CMP, TKP gibi öne çıkan siyasi
partilerin teşkilatlarının hızlı bir şekilde kuruluşu tamamlanmıştır. Adapazarı merkez,
bucak ve köylerinde partilerin aktif çalışmalar gerçekleştirdiği, parti kongrelerinin
düzenli şekilde yapıldığı tespit edilmiştir. Kocaeli’ne bağlı bir ilçe olan Adapazarı ve
1954’den sonra kurulan Sakarya ili’nin seçmeni, 1950-1960 yılları arasında 3 genel
seçime katılmıştır. Dönemin ilk genel seçimi olan 14 Mayıs 1950 Milletveki seçiminde
Kocaeli’nden %59,2 oy alarak 11 Milletvekili çıkaran DP, tek başına hükümeti kurmaya
hak kazanmış, Adapazarı’nda da en fazla desteklenen parti olmuştur. 2 Mayıs 1954 Genel
Seçiminde Adapazarı’nın en çok oy verdiği adaylar yine DP adayları olmuştur.
Menderes’in kurduğu üçüncü hükümet sırasında 1954 Aralık başında il olan Sakarya, bu
süreçte iktidar partisine destek vermenin de bir getirisi olarak idari statüsünü
güçlendirmiştir. Sakarya’daki siyasi teşkilatların faaliyetleri giderek hız kazanmıştır. İl,
ilçe, bucak ve ocak teşkilatları aktif çalışmalar sergilemişler, bu dönemde yapılan 1955
Belediye Meclisi ve İl Özel İdare Meclisi Seçimleri ile, 1955-1960 aralığında yapılan
Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti seçimlerini de Sakarya’da en çok taraftar bulan DP adayları
büyük bir üstünlük ile kazanmışlardır. Dönemin son Milletvekili Seçimi, 27 Ekim 1957
tarihinde gerçekleşmiş ve bu seçimlerde Sakarya adıyla ilk defa yer alınmıştır. Sakarya
ili ve ilçelerinden DP adaylarının aldığı toplam oy 561.984 iken CHP 273.880 oy almıştır.
Sakarya’dan çıkan DP adaylarının tamamı seçilerek, 8 milletvekili; Selami Dinçer,
Osman Erkan, Nüzhet Akın, Hamdi Başak, Nusret Kirişçioğlu, Baha Hun, Tacettin Barış,
Rıfat Kadızade TBMM’nde göreve başlamış, Sakarya siyasetinde öne çıkan isimler
olmuşlardır. Siyasi hayatın genel bir değerlendirmesi yapıldığında, Sakarya’da bu
dönemde Türkiye’nin seçmen yapısına benzer bir yapının var olduğunu söylemek
mümkündür. Ayrıca, yapılan çalışma göstermiştir ki, Sakarya halkı siyasi faaliyetlere
424
gereken ilgiyi göstermiş ve hem genel hem de yerel seçimlerde büyük oranda katılım
gerçekleştirmiştir. Siyasi olarak, 1950’deki iktidar değişikliği sonrasında, çoğunluk
olarak DP siyasetini benimsemiş, tarafını iktidar partisi yönünde belirlemiştir. 10 yıl
içinde yapılan tüm seçimlerde de bu istikrarı sağlamıştır.
1950-1960 döneminde DP hükümetinin uyguladığı ekonomi politikasına bağlı olarak,
yerel anlamda Adapazarı-Sakarya için de tarım, hayvancılık, ticaret, sanayi kolları gibi
alanlarda farklı gelişmelerin gerçekleştiği bir süreç yaşanmıştır. Topraklarının %96’sı
tarıma elverişli olan arazilerden oluşan Sakarya’da, çok çeşitli ürünler üzerinden yapılan
tarımsal faaliyetlerin daha çok Adapazarı’nda ve bağlı köylerde yoğunlaştığı
görülmüştür. Sel baskınlarının önlenmesi ve bataklık varlığının azaltılması bölge tarımını
çok olumlu etkilemiştir. Ülke genelinde olduğu gibi makineli tarıma geçilmesi
Sakarya’da da ekim alanlarındaki üretimi artırmıştır. Geleneksel aletlerin azalması ile
1960’a gelindiğinde 652 adet traktör ve 30.000’in üzerinde pulluk kullanılıyor olması
tarımdan büyük kazançlar kazanılmasını sağlamıştır. Bu sebeple tarımla uğraşan nüfusta
artış gerçekleşmiştir. 1955 yılında tarımla uğraşan kesimin oranı %80,8’e ulaşmıştır.
Sanayi alanındaki yatırımların artmasına kadar bu oran sürekli yüksek seyretmiştir. Halkı
toprağı işlemeye teşvik için Ziraat Bankası gibi kurumların kredi sağlaması, çiftçiye
tohumlar dağıtılması ve ziraat konusunda eğitimler verilmesi pek çok çiftçi aileyi köyüne
bağlamıştır. Sanayi bitkisi olan şekerpancarı, tütün, patates gibi mahsullerin üretildiği
yerde işlenmesi adına açılan işletme ve fabrikalar bölgede ekonomik canlılığı oldukça
artırmıştır.
Sakarya’da hayvancılık alanında yürütülen faaliyetlere bakıldığında, çok çeşitli hayvan
cinsi üzerinden yürütülen hayvancılığın, 1950-1960 döneminde mera alanlarının tarım
arazilerine dönüşmesi sonucunda büyükbaş hayvan üretimini olumsuz etkilediği
görülmüştür. Hayvansal yan mamullerin de üretildiği işletmeler kurulan şehirde,
hayvancılığın tarımsal faaliyetlerin gerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Bu dönemde yerel
basında sıklıkla haber yapılan şehirdeki et kıtlığı ve fiyatlardaki artıştan da anlaşıldığı
üzere, Sakarya hayvancılığı hakkında her ne kadar teşvikler ve modern usuller getirilmiş
ise de ithalattan vazgeçilmesi mümkün olmamıştır.
İncelenen dönemde, sanayileşme yolunda atılan adımlar Sakarya için önemli sonuçlar
doğurmuştur. Tarıma dayalı nüfusun sanayi dallarını destekler şekildeki çalışmaları ile
425
Sakarya sanayisinin oluştuğu görülmektedir. Yani tarım ve sanayi faaliyetleri belirli bir
süre paralel devam etmiştir. 1950’li yıllarda bölgede büyük sanayiden daha çok, küçük
sanayi dallarının, ticaret ve tarımın gelişmiş olduğu anlaşılmaktadır. Şehirdeki küçük
işletmeler genellikle özel teşebbüslerce açılan ve tuğla, kimya, kauçuk, un, nişasta, sabun,
yağ, kereste gibi mamullere dayalıdır. 1950’de sonra DP hükümeti döneminde
Sakarya’da büyük çaplı sanayi girişimi olarak sayılan, dört işletme görülmektedir. U.S
Royal Lastik Fabrikası, Zirai Donatım, Vagon Fabrikası ve Şeker Fabrikası bölgedeki en
fazla istihdama ve üretim potansiyeline sahip işletmeler olmuştur. Tarımsal üretim
yapısına uygun olarak 1953 yılında açılan Şeker Fabrikası, Adapazarı için önemli bir
ihtiyacı karşılamış, yan mamul olarak yem üretimi sağlamış, hayvancılığı da olumlu
etkilemiştir. Sosyal faaliyetler alanında da çeşitli hizmetler veren fabrika, Sakarya ve
çevresinin ekonomik canlılığına önemli katkı sağlamıştır. 1950’lerde Adapazarı’nın ticari
hayatında çarşı-pazar kültürünün yeri büyüktür. Çarşılar ve pasajlarda süren ticari
faaliyetler, 1950-1960 döneminde Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve Sakarya
Esnaflar Birliği’nin kurulmasıyla çeşitli esnaf derneklerinin örgütlenmesi sonucunda
belirli bir düzene girerek hız kazanmıştır. Kooperatifçilik gelişmiş, çeşitli üretim
alanlarına önelik kooperatifler kurulmuştur. Köy ve köycülük poltikası bakımından,
kalkınma vesilesi olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Sakarya’nın ticari ve ekonomik
hayatında şüphesiz bankaların da rolü büyüktür. Şehirdeki en eski bankalardan İslam
Ticaret Bankası’nın yanı sıra, Ziraat, İş, Yapı Kredi ve Etibank gibi ulusal bankaların
birçoğu ele aldığımız dönemde şubelerini açarak, kredi ihtiyacını karşılamışlardır. Bu
durum, şehirdeki biriken sermaye ve büyüyen ekonomik yapıyla doğrudan alakalı olarak
gerçekleşmiştir. Turizm potansiyeli olarak çeşitlilik arz eden Sakarya bölgesi, 1950’li
yıllarda halkın turistik mekanlara ilgisinin arttığı bir dönem yaşamıştır. Sapanca Gölü,
Karasu sahil şeridi, Kuzuluk Kaplıcaları gibi mekanlar Sakarya için önemli turistik
kaynaklar olmuştur. Yerel yönetimin bu yerlerle ilgili çeşitli düzenlemeleri yaptığı,
mesire yerleri oluşturduğu görülmüştür.
Şehirde asayişi temin etmekten sorumlu iki ana yapı olan, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl
Jandarma Komutanlığı 1954 yılından itibaren, oldukça iyi teşkilatlanmış, şehirde ve
köylerdeki suç ve suçlularla mücadele konusunda aktif çalışmalar yürütülmüştür.
İncelenen on yıllık dönemde, asayiş konusunda basında yer alan çok sayıda ve çeşitteki
suç ve vakanın örneklendiği Asayiş bölümünde, yıllar içindeki kayıtlara da yer
426
verilmiştir. Sonuç olarak alınan önlemler ve yapılan denetimler neticesinde şehir ve
köylerdeki suç işleme oranlarının gerilediği anlaşılmaktadır.
Araştırmaya konu olan bir son başlık, Adapazarı-Sakarya’nın külürel, sosyal ve toplumsal
yapısının durumu ve on yıllık süreç içindeki değişimidir. DP’nin kültür ve sosyal
politikalarının yansımalarını, eğitim, sağlık, sanatsal ve kültürel faaliyetler gibi başlıca
toplumsal konularda Sakarya’da görmek mümkün olmuştur. Bu dönemde eğitim alanında
özellikle okul açma faaliyetlerinin öne çıktığı, köylerin tamamına ilkokul inşa etmek için
yatırımlar yapıldığı görülmektedir. Öyle ki, 1950/51 yılında Adapazarı Merkezinde dahi
ilkokul sayısı sadece 7’dir. Dolayısıyla en önemli konu da bu olmuştur. 1945 yılında
bölgedeki 315 ilkokulda 568 öğretmen görev yapmakta iken, başlatılan okul açma
seferberliği ile 1950’de 355 ilkokulda 731 öğretmen görev almıştır. İlkokullardaki bu
gelişime bağlı olarak, 1935 yılında bölgedeki okur yazar sayısı nüfusun %22’sini
göstermekte iken, 1955 yılı sonunda %47’ye yükselmiştir. Bu kıyas, kısa bir sürede elde
edilen başarıyı göstermektedir. İlkokulların dışında ortaokul ve liselerin açılması
konusunda da çalışmalar sürdürülmüş, çoğu zaman sivil toplum kuruluşlarının destekleri
ile binalar eğitime açılmıştır. 1950 yılında 6 adet ortaokulu olan Sakarya’nın 1960 yılında
20 adet ortaokulu olduğu tespit edilmiştir. Lise ve mesleki okullar bünyesinde bir İmam
Hatip Ortaokulu ve sonrasında Lisesi de şehirde bu dönemde açılarak eğitime başlamıştır.
Eğitim alanında ki faaliyetlerde, 4K (kol, kuvvet, kafa, kalp) olarak adlandırılan çeşitli
branşlardaki kurslar ve kapatılıncaya kadar Sakarya halkına hizmet veren Halk Evi’nin
etkinlikleri de önemli bir yere sahip olmuştur.
1950’lerde ülke genelinde sayısı çoğalan dernek ve cemiyetlerin benzer isimdeki şubeleri
Sakarya’da da açılarak, meslek gruplarının dayanışması ve düzene sokulması
sağlanmıştır. Bu dönemde çalışma hayatı, eğitim ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma
alanlarında çok sayıda derneğin faaliyete başladığını ve faydalı çalışmalar yürüttüklerini
görmek mümkündür. Dernekler halkın günlük yaşantısına, sundukları kültürel ve sosyal
etkinlikleri ile katkılar sağlamışlardır.
Sosyal faaliyet alanlarından biri olan spor dalları Sakarya’da en çok rağbet edilen etkinlik
grubunu oluşturmuştur. Sakarya İl Merkezinde 11, ilçelerde 9 olmak üzere toplam 20 adet
spor kulübünün 3’ü hariç tamamı DP döneminde 1950-1960 arasında kurulmuştur. Kulüp
sayısının bu dönemde birçok ile göre fazla olduğu anlaşılmaktadır. Halkın günlük
427
yaşamında kültürel faaliyet olarak katıldığı Tiyatro ve sinema ile müzikal etkinlikler de
şehirde bulunan salonlarda icra edilmiştir. 1954-1960 döneminde halkın ulaşabileceği 6
adet sinema salonu bulunmaktadır. 1950’lerin başında tiyatro alanında hizmet veren yer
ise, Ünal Tiyatrosu’dur. Bu salonlarda hem film ve oyunların sergilenmesinde hem de
çeşitli konserlerin düzenlenmesinde kullanılmıştır. 1950’lerde peş peşe açılan sinema
salonlarına bakarak, Sakarya halkının bu etkinliklere katılımının zamanla yüksek
sayılabilecek seviyelere ulaştığını söylemek mümkündür.
1950 yılından sonra yaşanan çok sesli siyasi atmosfer, basın hayatında da kendisini
göstermiş ve Sakarya’da yeni isimlerle yerel gazeteler kurulmuştur. Özellikle 1954
yılından sonra il olarak basında bir hareket kazanılmış ve Hakikat, Sakarya Postası,
Demokrat Sakarya, Son Dakika, Sabah, Cemiyet, Gürses, Sakarya Expres gibi günlük
yayın yapan gazeteler faaliyete geçmiştir. Aynı zamanda ilçelerde de Geyve Postası,
Hendek Postası, Sapanca Postası gibi isimlerle gazeteler çıkarılmıştır. Gazetelerdeki
çeşitlilik ve basına rağbet, Sakarya halkının eğitim ve kültür seviyesinin de bir
değerlendirmesi olarak yorumlanabilir.
Sakarya’nın sağlık alanında uğraştığı işlerin başında bu dönemde, veremle savaş
gelmiştir. 1951 yılında 645 ölümün 100’ü verem sebebiyle yaşanmıştır. Bu sayı durumu
ortaya koymaktadır. Bu sebeple hastalıkla mücadele ve hastaların sağlıklı beslenmesi için
gerekli yardımların yapılmasına başlanmıştır. İlçelere Verem Savaş dispanserleri
açılarak, aşı uygulamasının yaygınlaştırılmasına çalışılmıştır. Köylere yönelik olarak da
sıtma ve çocuk hastalıkları konusu ele alınmıştır. Bu konuda belirli bir ölçüde gelişme
kaydedilmiştir. Adapazarı’nda bulunan eski devlet hastanesinin, modern imkanlara
kavuşturularak Sakarya Devlet Hastanesi adıyla yeniden açılması 1957 yılında
gerçekleşmiştir. Ayrıca 1959 yılında Adapazarı Sosyal Sigortalar Hastanesi faaliyete
geçirilmiştir. 1958 yılında Özel Hastane statüsünde bir hastane açılmış, şehirde Tabip
Odasına bağlı özel muayenehaneler de hizmet vermeye başlamıştır. Kızılay ve Çocuk
Esirgeme Kurumu’na sahip olan Sakarya’da 1957 yılında Muhtaç Çocukları Koruma
Birliği adında bir yardım kurumu daha faaliyete başlamıştır.
Sonuç olarak, Sakarya’nın gerek siyasi öncüleri, gerek yerel yöneticileri ve katılımcı
halkı ile, 1950-1960 döneminde, iktidar partisi olan DP’nin izlediği politikaların tüm
yansımalarını bölgesel olarak takip ettiğini ve olumlu gelişmelerden faydalandığını, eksik
hizmetler konusunda başarılı çalışmalar yürüttüğünü söylemek mümkündür.
428
KAYNAKÇA
Arşivler
Milli Kütüphane Mikrofilm Arşivi
Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Özel Arşivi
Sakarya Muharip Gaziler Derneği Arşivi
TBMM Arşivi
Milletvekili Tercüme-i Hal ve Mazbata Dosyaları
T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet Arşivi (BCA)
BCA, Bakanlar Kurulu Katoloğu (030.18.01)
BCA, Bayındırlık Katoloğu (030.01.0.0)
BCA, Cumhuriyet Halk Partisi Katoloğu (490.1.0.0)
BCA, Müşterek Kararnameler Katoloğu (030.10/030.11)
429
Resmi Yayınlar
Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, Dünden Bugüne Adapazarı, Adapazarı: Adapazarı
Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü Yayınları No.8, 2004.
ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul: Sulhi Garan
Matbaası, 1958.
Ayın Tarihi Dergisi
Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, İstanbul: Sakarya Valiliği Yayınları,
1973.
Kocaeli 1967 İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970.
Resmi Gazete
Sakarya 1967 İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970.
TBMM Albümü 1920-2010, Ankara: TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Yayınları, 2010.
TBMM Zabıt Ceridesi (TBMMZC), Devre: IX, X, XI.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul:
Hüsnü Tabiat Basımevi, 1937.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 22 Ekim 1950 Genel Nüfus Sayımı,
İstanbul: 1961.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı, Ankara:
1956.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve
Ekonomik Nitelikleri, 54-Sakarya İli, 1975.
T.C Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958),
Ankara: 1959.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960),
Ankara: 1962.
T.C. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: 1968.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim (1950-
1951), Ankara: 1951.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim
(1960-1961), Ankara: 1965.
430
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul
(1950-1951), Ankara: 1951.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul
(1953-1960), Ankara: 1963.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri, Meslek,
Teknik ve Yükseköğretim (1953-1960), Ankara: 1963.
T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk,
Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968), Ankara: DİE Matbaası,
1972.
431
Gazeteler
Ada Postası
Adapazarı Akşam Haberleri
Anadolu
Ayın Tarihi
Bizim Şehir
Cemiyet
Cumhuriyet
Demokrat Adapazarı
Demokrat Sakarya
Hakikat
Halkın Sesi
Hürriyet
Milliyet
Sakarya
Sakarya Ekspres
Sakarya Gazetesi
Sakarya Postası
Türk Yolu
Ulus
Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi
Yeni Ada Postası
Yeni Sabah
Yeni Zurna
Zafer
432
Kitaplar
ADIVAR, Halide Edip, Ateşten Gömlek, İstanbul: Atlas Yayınları, 1984 .
AĞAOĞLU, Samet, Arkadaşım Menderes, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2011.
AKKAYA, Bülent, Demokrat Parti Döneminde Türkiye’nin İç Güvenliği (1950-1960),
Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi,
Sivas, 2010.
AKTAŞ, Ali, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası: Kültürel Renkleri İle Sakarya
(Sakarya’nın Toplumsal ve Kültürel Yapısı), Adapazarı Merkez Belediyesi
Yayınları, Sakarya: 2008.
AKŞİN, Sina, Çağdaş Türkiye 4 (1908-1980), İstanbul: Cem Yayınevi, 2013.
ALTINTAŞ, Mustafa, Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Uygulama Sonuçları, Muğla
İşletmecilik Meslek Yüksekokulu Yayınları, 1978.
APAK, Rahmi, İstiklal Savaşında Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara: Türk Tarih
Kurumu Yayınları, 1990.
ARTUÇ, İbrahim, Kurtuluş Savaşı Başlarken, İstanbul: Kastaş Yayınları, 1987.
ATASEVER, Gülbahar, Siyasal Parti Tipolojisi, İttihat ve Terakki’den Günümüze
Türkiye’de Siyasal Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010.
AYDEMİR, Şevket Süreyya, Menderes’in Dramı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993.
AYDEMİR, Şevket Süreyya, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Ankara: Remzi
Kitabevi, 2000.
AYDIN, Hüseyin, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve
Yürütmenin Rolü, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2010.
BALCIOĞLU, Talia, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası, 1952.
BAŞAR, Haşmet, Adapazarı Şeker Fabrikası ve Çevreye Yaptığı Sosyal Tesirler,
Adapazarı: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi, Yayın Seri: C, Sayı: 16.
BAŞGİL, Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, İstanbul: Kubbealtı, 2017.
CENTEL, Nur- ZAFER, Hamide-ÇAKMUT, Özlem, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar,
İstanbul: Beta Yayıncılık, 2007.
ÇAĞLAR, Yücel, Esnaf, Sanatkar ve Çevre, Ankara: Türkiye Çevre Vakfı ve Frıedrıch
Naumann Vakfı Çevre Bilgi Merkezi (ÇBM) Yayın No:1, 1994.
ÇANKAYA, Necati, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt Gezileri, İstanbul: Tifdruk
Matbaacılık, 1985.
433
ÇETİN, Yusuf, Sakarya’nın Kültürel ve Tarihi Mirası, Sakarya Valiliği, Melisa
Matbaacılık, 2009.
ÇEVİK, Zeki, Müdafaa-i Hukuk’tan Halk Fırkası’na Geçiş (1918-1923), Ankara:
Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2002.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Programı, Ankara: Ulus Basımevi, 1935.
Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) Programı, Ankara: Yeni Matbaa, 1954.
DEMİREL, Ahmet, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele Döneminde Seçimler, İstanbul:
İletişim Yayınları, 2010.
DEMİREL, Tanel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, Demokrat Parti İktidarı ve 27 Mayıs
Darbesi, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011.
Demokrat Parti (DP) Programı, Ankara: 1946.
ERENDİL, Muzaffer, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Ankara: Nur Ofset, 1982.
ERGİN, Nureddin, Arifiye Öğretmen Okulu ve Tarihçesi, Adapazarı: Sakarya Saosyal
Araştırma Merkezi Yayını Seri: A, No: 7.
ERÖZ, M- ALPAN, S., Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, SESAM (Sakarya
Sosyal Araştırmalar Merkezi) Yayını, İstanbul: Fakülteler Matbaası, 1968.
ERYILMAZ, Bilal–ES, Muharrem-ÇALIŞIR, Mustafa-ŞANVER, Cahit, Adapazarı
Metropoliten Alanında Nüfus ve Gelişimi Araştırması, Sakarya: Sakarya
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayını, 1996.
GOLOĞLU, Mahmut, Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938), Ankara: Kalite Matbaası,
1974.
GÖÇER, Orhan, Adapazarı ve Fizik Planlaması, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırmalar
Merkezi Yayını (SESAM), Yayın No. 5, 1968.
GÖKÇEN, Rifat, Sakarya ve Marmara Bölgesi, İstanbul: Özyürek Yayınevi, 1992.
GÜREŞÇİ, Ertuğrul, Kırsal Göç, Tarım ve Toplum Üzerine Köşede Kalan Yazılar,
İstanbul: Semerci Yayınları, 2014.
GÜVENÇ, B.-SHORTER, F.C., Türkiye Demografyası, Ankara: Hacettepe Üniversitesi
Yayınları, 1971.
HACIMİRZAOĞLU, Ayşe Berktay, 75 Yılda Köylerden Şehirlere, İstanbul: Türkiye İş
Bankası Yayınları, 1999.
İNAN, Arı, Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmit Konuşmaları, Kocaeli: İzmit Belediyesi
Kültür Yayınları, 2012.
434
İNÖNÜ, İsmet, Eğitim-Öğretim Üzerine, Haz.İlhan Turan, Ankara: Türk Eğitim Derneği
İnönü Vakfı Yayınları, 2002.
İPEK, Nedim, Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu
Yayınları, 1999.
KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, c.VIII, Ankara: TTK Yayınları, 1988.
KARANFİL, Leyla, Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, Ankara: Akvaryum
Yayınevi, 2005.
KARPAT, Kemal H., Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal Özellikleri,
Çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003.
KEPENEK, Yakup-YENTÜRK, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, 2011.
KOÇAK, Cemil, Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: İletişim
Yayınları, 2006.
KOÇAK, Cemil, Darbeler Tarihi, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs ve 12 Mart, İstanbul:
Timaş Yayınları, 2016.
KOÇAK, Cemil, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-
1950), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010.
NARİN, Resul, XIX. Yüzyılda Adapazarı, Sakarya: Sakarya İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü Yayını, 2011.
NİŞANCIK, İrfan Özdilek, Adapazarı Tiyatro Tarihi, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir
Belediyesi Yayınları, 2007.
OLGUN, Kenan, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, İstanbul: Değişim Yayınları,
2008.
ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 1998.
ÖYMEN, Hıfzırrahman Raşit, Türkiye’nin Ana Eğitim Problemleri (Devrimler ve
Reformlar Açısından), Ankara: Ayyıldız Matbaası, 1969.
ÖZDEMİR, Kamil, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-
1960), Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü,
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2011.
ÖZEL, Sabahattin, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Milli Mücadele, Sakarya: Adapazarı
Belediyesi Yayınları, 1987.
ÖZER, İlbeyi, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, İstanbul: İskenderiye
Yayınları, 2015.
435
Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965.
SÜSLÜ, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara: Sistem Ofset, 1990.
ŞAHİN, Enis, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), Adapazarı: Sakarya
Üniversitesi Yayınları, 2004.
ŞAHİN, Enis, Sakarya Basın Tarihi 1919-2004, İstanbul: Sakarya Gazeteciler Cemiyeti
Yayını, 2005.
ŞAHİN, Hüseyin, Türkiye Ekonomisi, Bursa: Ezgi Kitabevi, 2016.
ŞEYBANLIOĞLU, Mustafa Emrah, Hırsızlık Suçu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara,
2010.
ŞİDE, M. Sadık, Çalışma Hayatı, Türk-İş ve Sendikalar, İstanbul: 2004.
TANSEL, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Ankara: M.E.B. Yayınevi, c. IV.
1978.
TİMUR, Taner, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, İstanbul: İletişim Yayınları, 1991.
TOKER, Metin, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları Tek Partiden Çok Partiye 1944-
1950, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1990.
TOKER, Metin, DP’nin Altın Yılları (1950-1954), İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1991.
TUĞLACI, Pars, Osmanlı Şehirleri, İstanbul: Milliyet Yayınları, 1985.
TUNA, Fahri, Adapazarı Yazıları, Sakarya: Değişim Yayınları, 2007.
TUNA, Fahri, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: Sakarya Valiliği Yayınları, 2011.
TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye’de Siyasal Partiler, I, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İletişim
Yayınları, İstanbul: 2007.
TUNCER, Erol- DANACI, Necati, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,
Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2003.
TUNCER, Erol, 1957 Seçimleri, Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar
Vakfı (TESAV), 2010.
TUNÇ, Bilal, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, Sakarya Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Sakarya, 2016.
TUNÇAY, Mete, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-
1931), İstanbul: Cem Yayınları, 1992.
TURAN, Şerafettin, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (14 Mayıs
1950-24 Mayıs 1960), Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999.
436
Türkiye Köylü Partisi (TKP), Gaye-Prensipler, Tüzük, Program, Beyanname, İstanbul:
Türkiye Basımevi, 1952.
Türkiye İller Ansiklopedisi, c. II, İstanbul: 2005.
TÜTENGİL, Cavit Orhan, Sakarya Basını, The Press of Adapazarı, İstanbul: 1968.
ULUGÜN, F. Yavuz, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı Döneminde Kocaeli, Kocaeli:
Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Yayını, 2000.
YILDIRIM, Fahri, 333’den 1933’e Seyahatnamelerde Sakarya, Sakarya: Sakarya İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, 2010.
Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. VII, İstanbul: Anadolu
Yayınları, 1983.
Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. IX, İstanbul: Anadolu
Yayınları, 1983.
YÜCE, Rifat, Kocaeli Tarihi ve Rehberi, Kocaeli: Demkar Yayınevi, 2007.
ZÜRCHER, Eric Jan, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası (1924-1925), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010.
437
Makale ve Bildiriler
“Adapazarı’ndan Notlar”, Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953), s. 50
Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, Dernek, 1(Nisan 1955).
AKKAYA, Bülent, “Türkiye’nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı”, Akademik Bakış
Dergisi, (Şubat 2012), s. 1-20.
ALBAYRAK, Mustafa, “Demokrat Parti Döneminde Milli Korunma Kanunu
Uygulamaları (1955-1960)”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 23/67-69
(Kasım 2007), s. 219-250.
ALBAYRAK, Mustafa, “Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki Yeri ve Önemi”,
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 24/71 (Temmuz 2018), s. 341-380.
ALKAN, Mehmet Ö., “Türkiye’de Seçim Sistemi Tercihinin Misyon Boyutu ve
Demokratik Gelişime Etkileri (Siyaset Bilimi ve Siyaset Sosyolojisi
Yaklaşımıyla)”, Anayasa Yargısı, 23 (2006), s. 133-165.
ALPER, S., ARAP, E.,DEĞİRMENCİOĞLU, B., “Unutulan Savaş Kore Savaşı”, Türk
Hukuk Gündemi Dergisi, I (2014), s. 74-83.
AMASYALI, Fikret, “Yardım Dernekleri”, Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ocak 1952,
Sayı: 33, s.1.
ARDAMAN, Asım, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”; Ada
Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi, I (1953), s. 42-48.
ARITÜRK, Emin- ARPACIK, Rafet- ALTINSAAT, Kadir, “Karasu İnekhanesi
Holştayn İneklerinde Bazı Süt Verimi Özellikleri”, Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Yayını, 3/15 (1968), s. 302-306.
ATNUR, İbrahim Ethem, “Rum ve Ermenilerin İzmit-Adapazarı Bölgesinden Tehciri ve
Yeniden İskanları Meselesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu
(22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 126-132.
AYDAR, Kemal, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya
Vilâyeti’ne Dergisi, I (1953), s. 24-27.
BALCIOĞLU, Hasan Muzaffer, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne”, Ada
Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne Dergisi, I (1953), s. 6-14.
BALCIOĞLU, Hasan, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, Ada Kariyesi’nden Sakarya
Vilayeti’ne Dergisi, I (1953), s. 28-36.
BAŞAR, Erdoğan, “Demokrat Parti Dönemi Eğitim Hareketleri”, Eğitim Üç Aylık İlmi
Dergi, 1 (1992), s. 88-123.
438
BULUT, Sedef, “Üçüncü Dönem Demokrat Parti İktidarı (1957-1960): Siyasi Baskılar
ve Tahkikat Komisyonu”, Akademik Bakış, 2/4 (2009), s. 125-145.
ÇAĞLAR, Günay, “Milli Mücadele’de Çerkez Ethem’in Kuzey-Batı Anadolu’daki
Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran
1998), Adapazarı: 1999, s. 133-141.
ÇAKMAK, Diren, “Türk Siyasal Yaşamında Bir Muhalefet Partisi Örneği: Hürriyet
Partisi (1955-1958)”, Akademik Bakış, 2/3 (2008), s. 153-186.
DİKİCİ, Ali, “Demokrat Parti Döneminde İç Güvenlik ve Polis Teşkilatı”, Akademik
Bakış, III/5, 2009, s. 61-70.
DURAK, Gökhan, “Türk ve Dünya Basınında Kore Savaşı ve Türkiye”, Uluslararası
Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8/36 (Şubat 2015), s. 323-339.
EKEN, Musa,“Adapazarı Metropoliten Alanında Belediyecilik ve Sorunları”, Dünden
Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya
Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 8-38.
EMİROĞLU, Atiye- KOÇYİĞİT, Nezehat- KESİCİ, Senem, “’Demokrat Parti
Yönetiminde Ekonomik Politikalar”, Tarihin Peşinde Uluslararası Tarih ve
Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8 (2012), s. 72-92.
ERDOĞAN, Caner, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950) Cumhuriyet Halk
Partisi’nin Örgütlenme Yapısının ve Yönetim Anlayışının Çözümlenmesi”,
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 10/52 ( Ekim 2017), s. 366-379.
EROĞLU, Türker, “Sakarya’da Musiki”, Sakarya İli Tarihi, c. II Sakarya: SAÜ.
Rektörlüğü Yayınları, 2005, s. 1091-1095.
FINDIKOĞLU, Z. F., “Adapazarı’nın Şehirleşmesi ve Başlıca Sosyolojik Problemleri”,
Istanbul Journal of Sociological Studies, 0/7 (Eylül 2011), s. 1-60.
GÜL, Mustafa, “Sakarya Meydan Muharebesi Hakkında Genel Bir Değerlendirme”, I.
Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),
Adapazarı: 1999, s. 188-195.
GÜNEŞ, Ahmet, “Ağaç Denizinde Bir Kaza ve İki Köy: Ada, Koyluca-i Kebir ve Sagir”,
I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),
Adapazarı: 1999, s. 67-76.
İNANDIK, Hamit, “Adapazarı Bölgesinin İklimi ve Bitki Örtüsü”, Türk Coğrafya
Dergisi, 0/13 (Ekim 2014), s. 125-140.
İPEK, Nedim, “Sakarya’ya Türk Göçleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: Sakarya
Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, c. I , 2005, s. 633-660.
KARAVUL, Can- BEYHAN, Günay- SELİM, Haluk, “Sakarya Bölgesinin
Depremselliği ve Depremi Önceden Haber Verme Çalışmaları”, Dünden Bugüne
439
Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya
Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 87-94.
KAYNAR, İhsan Serdar, “Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, (Temmuz 2015), s. 136-148.
KEYDER, Çağlar-PAMUK, Şevket, “1945 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu Üzerine
Tezler”, Yapıt Toplumsal Araştırmalar Dergisi, 8 (1984), s. 52-63.
KILINÇ, Mustafa, “Türk Demokrasi Tarihinde Millet Partisi ve Osman Bölükbaşı
Üzerine Bir İnceleme (1948-1973)”, Journal Of Social And Humanities Sciences
Research, 5/23 (2018), s. 1241-1246.
KOÇAK, Süleyman Yaman- EKŞİ, Ali, “Katılımcılık ve Demokrasi Perspektifinden
Türkiye’de Yerel Yönetimler”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 21 (Mayıs 2010), s. 295-307.
KONUKÇU, Enver, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve
Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 14-20.
KONUKÇU, Enver, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya: Sakarya
İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, c.I, 2005, s. 595-631.
KONUKÇU, Enver –ŞAHİN, Enis, “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde
Mülki Yapılanma”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü
Yayınları, c. II, Sakarya: 2005, s. 877-905.
KÖKSAL, Osman, “Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Döneminde Sakarya
Bölgesindeki Mücadeleler”, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve
Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.
31-40.
KUTLUATA, Münir, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, Sosyoloji
Konferansları Dergisi, XI (1970), 50-106.
LİMONCUOĞLU, Alihan, “Türkiye’de Üçüncü Yolun Başı Millet Partisi (1948)”,
Akademik Hassasiyetler Dergisi, 5/10 (2018), s. 145-155.
OKTAR, Suat-VARLI, Arzu, “Türkiye’de 1950-1954 döneminde DP’nin Tarım
Politikası”, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,
28/1 (2010), s. 1-22.
OLGUN, Kenan, “Sakarya’da Eğitim”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: SAÜ. Yayınları
2005, s. 945-1008.
OLGUN, Kenan, “İzmit Sancağı’nda 1912 Seçimleri ve Milletvekillerinin Meclisteki
Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran
1998), Adapazarı: 1999, s. 111-125.
440
ÖZEK, Çetin, “Türk Ceza Hukukunda Kumar Suçu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Mecmuası, 29/1-2 (1963), s. 121-156.
ÖZER, Sevilay, Demokrat Parti Dönemi Zirai Makineleşme Hareketi ve Sonuçları,
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi,
31 (Nisan 2014), s. 61-80.
PINAR, Mehmet, “Kocaeli’nde Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Faaliyetleri”,
Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri III,
Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2016, s. 89-90.
PINAR, Mehmet,“Anadoluculuk Ekseninde Türkiye Köylü Partisi”, Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 37 (2017), s. 317-340.
SARI, Mustafa-NARİN, Resul, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret
Bankası”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-
22 Nisan 2006), Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, c. II,
2007, s.938-962.
SAVAŞ, Selami, “Verem Mücadelesinde Hekimlerden Şikayet”, Adapazarı Akşam
Haberleri, 22 Ocak 1952, Sayı: 40.
SOFUOĞLU, Ebubekir, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi,
c.II, Sakarya: 2005, s. 1009-1090.
SOLAK, Ömer-AKBAL, İsmail, “Millî Mücadele’yi Konu Alan Romanlarda Kocaeli ve
Çevresi”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-
22 Nisan 2006), c.II, Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları,
2007, s. 996-1006.
SUBAŞI, Turgut, “I. Meşrutiyet Döneminde Adapazarı’ndaki Sosyal Hayat Hakkında
Bazı Gözlemler”, Sakarya İli Tarihi, c. I, Sakarya: Sakarya Üniversitesi
Rektörlüğü Yayınları, 2005, s. 409-448.
ŞAHİN, Enis, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, Sakarya İli Tarihi, c. II,
Sakarya: 2005, s. 771-820.
ŞAHİN, Enis, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür
Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.150-160.
ŞAHİN, Enis, “Sakarya Vilayetinin Oluşumu”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya 2005, s.
907-943.
ŞAHİN, Enis- TUNÇ, Bilal, “Demokrat Parti’nin Kuruluş Süreci ve DP-CHP Arasındaki
Siyasi Mücadelesi (1945-1947)”, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, 1/2
(2015), s. 31-69.
ŞAVKILI, Cengiz AYDIN, Tülay, “Tek Parti Döneminde CHP’nin Yozgat Teşkilatı
(1939-1942)”, I. Uluslararası Bozok Sempozyumu (05-07 Mayıs 2016), Bildiri
Kitabı, c. 2, Yozgat: 2016, s. 329-337.
441
TARKAN, Talat, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya
Vilayetine Dergisi, (1953), s. 15-20.
TAŞDELEN, Musa, “Sakarya’nın Sosyal ve İktisadi Yapısı Üzerine”, Sakarya İli Tarihi,
c. II, Sakarya: 2005, s. 833-846.
TİRYAKİ, Ayça, “Sangarius Köprüsü”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür
Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 204-210.
TUĞLUOĞLU, Fatih, Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Nüfus Sayımı: 20 İlkteşrin 1935
“Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, c.
XII/25 (Güz 2012), s. 55-78.
TUNCEL, Metin, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve Çevresi
Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Sakarya Üniversitesi
Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 1-5.
TUNCEL, Metin, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
(DİA), c. I. İstanbul: 1988.
TUNCEL, M., “İzmit” Maddesi, Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), c. XXIII,
Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 1999.
UYSAL, Hayrettin, Sapanca İlçe Kuruluş Hatırası 1 Eylül 1957, Sakarya: Sapanca İlçe
Kutlama Komitesi Yayını, 1957.
UZUN, Turgay, “Siyasal Partiler ve Türkiye”, İttihat ve Terakki’den Günümüze
Türkiye’de Siyasal Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010.
YAŞA, Memduh ve İlim Heyeti, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1978),
Akbank Kültür Yayını, İstanbul: Apa Ofset Basımevi, 1980.
YAVUZ, Nuri, “Sakarya ve Çevresinin Türk Hakimiyetine Girişi”, I. Sakarya ve Çevresi
Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 21-30.
YILDIRIM, Engin, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, Dünden
Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya
Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 197-204
YURT, Recep, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan Göçler ve Sakarya
Nüfusuna Etkilerinin İncelenmesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür
Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 6-13.
442
Söyleşi, Belgesel ve İnternet
ÇİMEN, Ali, “Demokrat Parti Dönemi (1950-1960) İç Gelişmeler Nelerdir?”, Sessiz
Tarih, 5 (2014), http://www.sessiztarih.net/2014/05/demokrat-parti-donemi-
1950-1960-ic.html. (Erişim Tarihi: 03.10.2017).
Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ikinci şubede görev yapmış emekli polis memuru ile yapılan
görüşme (Aralık 2017).
Sakarya Muharip Gaziler Derneği Başkanı Erol Demir ile yapılan görüşme (Mart 2018).
TOKER,Kemalettin,“KadastroMevzuatı”,https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/ice
rik/ekleri/kadastro_mevzuati_ders_notu_2016.pdf. (Erişim Tarihi: 10.10.2016).
TUNA, Fahri, “Okan Müderrisoğlu İle 40 soruda Adapazarı”, Türkiye Yazarlar Birliği,
http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm
(Erişim Tarihi: 22.07.2018).
TUNA, Fahri, “40 Soruda Ş. (Mehmed Selahaddin Şimşek) ve Adapazarı,
http://www.tyb.org.tr/40-soruda-s-mehmed-selahaddin-simsek-ve-adapazari-
6261yy.htm (Erişim Tarihi: 22.07.2018).
TUNA, Fahri, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı” ,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-
paker-ile-40-soruda-adapazari-5353yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018
TUNA, Fahri, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı”,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-
paker-ile-40-soruda-adapazari-5353yy.htm; (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
TUNA, Fahri, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-
soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
TUNA, Fahri, “İbrahim Ertiryaki İle 40 Soruda Adapazarı”,
http://www.tyb.org.tr/ibrahim-ertiryaki-ile-40-soruda-adapazari-6626yy.htm
(Erişim Tarihi: 20.07.2018)
TUNA, Fahri, “Vahdettin Sevinç İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/prof-
dr-vahdettin-sevinc-ile-40-soruda-adapazari-6804yy.htm, (Erişim Tarihi:
22.07.2018).
TUNA, Fahri, “Mimar Muhammed Dayal ile 40 Soruda Adapazarı”,
http://www.tyb.org.tr/mimar-muhammet-dayal-ile-40-soruda-adapazari-
mimarisi-5536yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
TUNA, Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-
soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
TUNA, Fahri, “Okan Müderrisoğlu ile 40 Soruda Adapazarı”,
http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm
(Erişim Tarihi: 22.07.2018).
443
TUNA, Fahri, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-
soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).
TUNA, Fahri, “Demir Can Dilek’le 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/demir-
can-dilekle-40-soruda-adapazari-4834yy.htm. (Erişim Tarihi: 20.07.2018).
Türkiye Radyo Televizyon (TRT) Belgesel Yayını, “Sakarya Nehri”, 2016.
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html. (Erişim Tarihi: 08.12.2017).
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.2644.pdf (Erişim Tarihi: 08.09. 2016).
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2803.pdf (Erişim Tarihi: 14.10.2017).
http://www.kocaeli.gov.tr/gorev-yapmis-valiler (Erişim Tarihi: 07.02.2017).
www.sakaryarehberim.com/1083 (Erişim tarihi 19.12.2014).
http://www.sakaryarehberim.com/sehir-rehberi/sakaryanin-
ilceleri/kaynarca/35.(ErişimTarihi: 06.10.2017).
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/E%C5%9Fref_Erkut (30.12.2019)
http://www.sakarya.gov.tr/default_b0.aspx?content=1044 (Erişim Tarihi: 08.09.2015).
www.sakaryayenigun.com (Erişim tarihi: 24.12.2014).
http://www.die.gov.tr/konularr/nufusSayimi.htm. (ErişimTarihi: 02.05.2015).
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelim
esec=176561. (03.09.2017).
http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/160.pdf. (Erişim Tarihi: 03.09.2017).
http://www.asayis.pol.tr/Sayfalar/Yankesicilik_kapka%C3%A7.aspx. (Erişim Tarihi:
02.09.2017).
http://www.halilibrahimcelik.av.tr/gasp-sucu-ve-cezasi-yagma-sucu (Erişim Tarihi:
03.09.2017).
https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kacakcilik-sucu-ve-gumruk-kacakciligi-
suclari-cezasi.html (Erişim Tarihi: 02.09.2017).
https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/gorevi-yaptirmamak-icin-direnme-sucu-
cezasi.html (Erişim Tarihi: 10.11.2017).
http://alonot.com/karaborsacilik-nedir. (Erişim Tarihi: 04.08.2017).
https://tekmanpost.wordpress.com/2013/10/18/yerel-yonetimlerde-acilim-1580-sayili-
belediye-kanunu-ile-5393-sayili-belediye-kanunu-arasindakifarklar/ (Erişim
Tarihi: 01.12.2016).
444
http://www.ata.boun.edu.tr/htr/Kaynakca/312/Keyder%20and%20Pamuk_Ciftciyi%20T
opraklandirme%20Kanunu.pdf (Erişim Tarihi 06.06.2016).
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/11/540/6666.pdf (Erşim Tarihi: 02.05.2016).
http://www.sakarya.pol.tr/Sayfalar/gorevyapmismudurler2.aspx. (Erişim Tarihi:
03.10.2017).
https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/1502
https://acikerisim.tbmm.gov.tr/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?seque
nce=1&isAllowed=y. (Erişim Tarihi: 02.09.2018).
http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).
http://www.koresavasi.com/kore-savasi-sehitleri-kore-savasi-gazileri-2/kore-sehitleri-
listesi (Erişim Tarihi: 12.12.2017).
http://www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Baskanliklar/BaskanliklarTrafik/Gorevler
i.aspx (Erişim Tarihi: 08.12.2017).
http://trafik.net.tr/trafik-kazasi-nedir/ (Erişim Tarihi: 09.12.2017).
http://www.dkbb.gov.tr/?page_id=478 (Erişim Tarihi: 07.07.2018).
http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt10/sayi52_pdf/2tarih_siyaset_uluslararasiiliskiler
/erdogan_caner.pdf (Erişim Tarihi: 27.08.2019).
https://bozoksempozyumu.bozok.edu.tr/dosya/cilt2/329-337.pdf (Erişim Tarihi:
02.12.2018).
http://www.meb.gov.tr/meb/hasanali/egitimekatkilari/koy_enstitu.htm (Erişim Tarihi:
02.12.2018).
445
EKLER
EK 1: 1955 yılı Sakarya Vilâyeti’nin İhtiyaçlarına dair rapor; BCA, Fon Kodu:
030.01/117.743.3
447
EK 3: Sakarya’da Türkçeleştirilen tabii yer adları hakkında, 2.sayfa. BCA. Fon Kodu:
030.11.1/369.45.15
448
EK 4: Adapazarı Türk Musiki Cemiyeti Başkanı Osman Erkaya; 1923, Osman Erkaya
(Mustafa Erkaya) Arşivi
EK 5: Adapazarı’nın İl Olduğu Gün, Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı, Vali Nazım
Üner, Cemal Babaç ve Mebuslar, 1 Aralık 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi
449
EK 6: Uzun Çarşı Ticaret ve Sanayi Odası Bina Açılışı, (Adapazarı Ticaret Odası
Personeli, Zeki Erdem, Osman Erkaya, Mustafa Orhun, Veznedar Boşnak Süleyman
Efendi ve Celal Bayar, Adnan Menderes), 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi
EK 7: 18.03.1948 tarihinde Ankara Cumhurbaşkanlığı köşkünde, Şeker Fabrikası
kurulması konusunda Cumhur Başkanı İsmet İnönü tarafından kabul edilen heyet.
Belediye Başkanı İzzet Şükrü Enez, Hasan Erman, Reşat Keremoğlu, Nüzhet Yığın, Dr.
Kadri Kalfaoğlu, Osman Erkaya, Başbakan Yardımcısı Nihat Erim; Osman Erkaya
(Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya No: 39/2
450
EK 8: Sakarya Valisi Nazım Üner’in başkanlığında, Adapazarını Güzelleştirme ve
Kalkındırma Derneği İdari Heyeti azaları ile birlikte yapılan toplantıdan, 27.01.1955;
Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi
EK 9: Adapazarı Belediye Başkanı Suavi Damalı başkanlığında, Belediye Meclisi
Toplantısından; 20.10.1954, Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi
451
EK 10: Sakarya’nın ilk Valisi Nazım Üner’in, Sakarya il olduktan sonra ilk merasim
geçişi, Yapı Kredi Önü, 1 Aralık 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya
No: 90/2
475
ÖZGEÇMİŞ
Filiz Gemici, 06.10.1982 tarihinde Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde doğdu. Öğrenim
hayatına Ankara Öğretmen Kubilay İlkokulu’nda başladı. Ortaokul ve Lise eğitimini
Ankara Halide Edip Lisesi’nde tamamladı. 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini 2003 yılında tamamladı.
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Başkanlığı Türkiye
Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimine başladı ve 2007 yılında
mezun oldu. Aynı yıl, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim
Dalı Başkanlığı’nda Tarih Bilim Dalı Doktora Programı’nda öğrenim görmeye hak
kazandı.
2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara Nallıhan Şehit Ömer Boztepe Çok
Programlı Lisesi’nde kısa süreli vekil öğretmenlik görevi ile çalışma hayatına başladı.
2007/2008 Eğitim Öğretim yılında, Sakarya Üniversitesi’nin çeşitli birimlerinde Atatürk
İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı’na bağlı olarak ücretli okutmanlık yaptı. 2009
yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü’ne okutman kadrosu ile atandı. Halen,
aynı üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı bünyesinde
Öğretim Görevlisi olarak görevine devam etmektedir.