DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA (1950 ...

496
T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA (1950-1960) DOKTORA TEZİ Filiz GEMİCİ Enstitü Anabilim Dalı : Tarih Tez Danışmanı: Prof. Dr. Enis ŞAHİN ARALIK 2019

Transcript of DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA (1950 ...

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ADAPAZARI-SAKARYA

(1950-1960)

DOKTORA TEZİ

Filiz GEMİCİ

Enstitü Anabilim Dalı : Tarih

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Enis ŞAHİN

ARALIK –2019

ÖNSÖZ

Sakarya tarihine bir katkı sunmasını amaçlayarak seçtiğimiz bu çalışmada, sona

ulaşmanın mutluluğunu paylaştığım kişiler var. Öncelikle, eserleri ile ilham kaynağı olup,

konuyu seçmemi sağlayan, danışmandan öte ilgi ve sabır gösteren kıymetli hocam Prof.

Dr. Enis ŞAHİN’ e sonsuz minnet borçluyum. Çalışmanın her aşamada takibini yaparak,

yol göstericilikleri ve destekleri ile ortaya koyulmasını mümkün kılan değerli hocalarım

Prof. Dr. Haluk SELVİ ve Doç. Dr. Yusuf GENÇ’ e, tezin gelişmesinde ve

tamamlanmasında önemli katkılar sunan hocalarım Prof. Dr. Mesut ERŞAN ve Doç. Dr.

Sabit OKUYAN ’a şükranlarımı sunarım. Ayrıca eğitimde bu aşamaya gelmemde emeği

olan Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü başta olmak üzere, hocalarıma vefa borcum

daimdir.

Tezin ortaya koyulmasında faydalandığım, Milli Kütüphane Süreli Yayınlar ve

Mikrofilm bölümünün çalışanlarına, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi çalışanlarına, aile

arşivini paylaşma nezaketi gösteren Mustafa Erkaya’ya, Sakarya alanında kaynak

oluşturan, eserlerinden faydalandığım değerli yazarlara ve araştırmacılara da teşekkür

etmeliyim. Uzun soluklu bu çalışma sürecinde, zorlukları kolay kılacak moral ve desteği

aldığım meslektaş arkadaşlarım, Dr. Öğr. Üyesi Dilara USLU ve Dr. Öğr. Gör. Dilşad

Yirsutimur, Dr. Öğr. Üyesi Şenay YANAR, Dr. Öğr. Gör Hatice ŞAHİN AKAN, Doç.

Dr. Tufan TURAN’a ve tüm yakın arkadaşlarıma teşekkür ederim. Maddi manevi

destekleri ile her zorlukta ve sevinçte yanımda olduklarını hissettiğim ailemin fertlerine

hürmetlerimi sunarım.

Filiz GEMİCİ

27.12.2019

i

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR ............................................................................................................ x

TABLO LİSTESİ ......................................................................................................... xiii

ÖZET ............................................................................................................................ xvi

ABSTRACT ................................................................................................................ xvii

GİRİŞ ............................................................................................................................... 1

BÖLÜM 1: SAKARYA VİLÂYETİNDE TARİHİ, MÜLKİ YAPI,

DEMOGRAFİK YAPI VE BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARI ............................. 8

1.1. Adapazarı-Sakarya Tarihine Kısa Bir Bakış ............................................................. 8

1.1.1. Kocaeli’ne Bağlı Adapazarı’nın Mülki Yapısı ................................................ 20

1.1.2. Sakarya Vilâyeti’nin Kuruluşu Sonrası Mülki Yapı ........................................ 26

1.1.3. Vilayet Teşkilatı ............................................................................................... 39

1.1.3.1. Valiler ................................................................................................... 40

1.1.3.2. İl Özel İdare Müdürlüğü ....................................................................... 42

1.1.3.3. Kaymakamlar ........................................................................................ 44

1.1.3.4 Valiliğe Bağlı Diğer Kurumlar .............................................................. 46

1.1.4. Tapu Kadastro Çalışmaları .............................................................................. 48

1.2. Demografik Yapı ..................................................................................................... 50

1.2.1. DP Döneminden Önce Adapazarı’nın Nüfusu ................................................. 50

1.2.2. Demokrat Parti Döneminde Türkiye ve Sakarya’da Nüfus Gelişimi .............. 56

1.2.3 Sakarya Nüfusunun Yaş Yapısının İncelenmesi ............................................... 61

1.2.4 Sakarya Nüfusunun Cinsiyet Yapısının İncelenmesi ........................................ 62

1.2.5. Sakarya Nüfusunun Kırsal Kentsel Yapısı ...................................................... 63

1.2.6. Sakarya’nın Anadil ve Dinler İtibariyle Nüfusu .............................................. 64

1.3. Belediye Hizmetleri ................................................................................................. 65

1.3.1. Belediye Başkanları ......................................................................................... 66

1.3.2. Belediyelerin Su ve Temizlik Çalışmaları ....................................................... 67

1.3.2.1. İçme Suyu Temini ................................................................................. 68

1.3.2.2. Çevre Temizliği .................................................................................... 72

1.3.3. Şehir Elektriği ve Dağıtımı .............................................................................. 75

1.3.4. İtfaiye ve Zabıta Çalışmaları ............................................................................ 81

ii

1.3.5. Parklar ve Mezarlıkların Düzenlenmesi .......................................................... 83

1.3.6. Yol Yapım Çalışmaları .................................................................................... 86

1.3.7 Ulaşım Faaliyetleri ............................................................................................ 90

1.3.7.1 Karayolu................................................................................................. 90

1.3.7.2. Demiryolu ............................................................................................. 92

1.3.8. Afetlerle Mücadele ve Islah Çalışmaları ......................................................... 97

1.3.8.1. Derelerin Islahı ..................................................................................... 97

1.3.8.2. Bataklıkların Kurutulması ve Sağlık Tedbirleri .................................. 103

1.3.8.3. Deprem ........................................................................................................ 105

BÖLÜM 2: İKTİSADİ DURUM ............................................................................... 108

2.1. Demokrat Parti’nin İktisadi Politikaları ................................................................ 108

2.2. Tarım ve Hayvancılık ............................................................................................ 110

2.2.1. Tarım .............................................................................................................. 110

2.2.1.1. Tahıl ve Baklagiller ............................................................................ 118

2.2.1.2. Sanayi Bitkileri ................................................................................... 124

2.2.1.3. Sebzeler ............................................................................................... 127

2.2.1.4. Meyveler ............................................................................................. 129

2.2.2. Hayvancılık .................................................................................................... 133

2.2.2.1. Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık .................................................. 134

2.2.2.2. Kümes Hayvancılığı ........................................................................... 140

2.2.2.3. İpekböcekçiliği.................................................................................... 141

2.2.2.4. At Yetiştiriciliği ve İş Hayvanları ....................................................... 143

2.2.2.5. Arıcılık ................................................................................................ 144

2.2.2.6. Balıkçılık ve Avcılık ........................................................................... 145

2.3. Sanayi .................................................................................................................... 147

2.3.1. 1950’ den Önce İlde Bulunan Fabrika ve Tesisler ........................................ 151

2.3.1.1. Ağır Bakım Tamir Fabrikası (Ordonat) .............................................. 151

2.3.1.2. Türkiye Ziraat Donatım Kurumu Adapazarı Ziraat Aletleri ve

Makineleri Fabrikası ........................................................................................ 152

2.3.1.3. Çeşitli Sanayi Dallarına Ait Fabrika ve İmalathaneler ....................... 154

2.3.2. 1950’den Sonra Açılan ve Genişletilen Fabrika ve Tesisler .......................... 156

iii

2.3.2.1. U.S Royal Türk A.Ş Adapazarı Fabrikası........................................... 156

2.3.2.2. Adapazarı Vagon Sanayii Müessesesi (Advas) Demiryolu Fabrikası 157

2.3.2.3. Adapazarı Şeker Fabrikası .................................................................. 159

2.3.2.4. Adapazarı Nişkoz Sanayii ve Ticaret T.A.Ş Fabrikası ....................... 164

2.3.2.5. Sakarya Un Fabrikası .......................................................................... 165

2.3.2.6. Arifiye Cam Fabrikası ........................................................................ 165

2.3.2.7. Diğer Sanayi Kuruluşları .................................................................... 166

2.4. Ticaret .................................................................................................................... 167

2.4.1. İthalat ve İhracat ............................................................................................ 168

2.4.2. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası ................................................................ 170

2.4.3. Adapazarı Ticaret Borsası .............................................................................. 171

2.4.5. Kooperatifler .................................................................................................. 173

2.5. Ormancılık ve Orman Ürünleri ............................................................................. 176

2.6. İktisat İle İlgili Resmi Kurum ve Kuruluşlar ......................................................... 180

2.6.1. Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü ............................................................... 180

2.6.2. İş ve İşçi Bulma Kurumu ............................................................................... 181

2.7. Bankalar ................................................................................................................. 183

2.7.1. Adapazarı İslam Ticaret Bankası (Türk Ticaret Bankası) ............................. 185

2.7.2. Türkiye İş Bankası ......................................................................................... 186

2.7.3. Ziraat Bankası ................................................................................................ 187

2.7.4. Diğer Bankalar ............................................................................................... 189

2.8. Turizm ................................................................................................................... 190

2.9. Madencilik ............................................................................................................. 196

BÖLÜM 3: SİYASİ DURUM .................................................................................... 200

3.1. Siyasi Partiler ve Milletvekili Genel Seçimleri ..................................................... 200

3.1.1. Siyasi Partiler ................................................................................................. 200

3.1.1.1. Cumhuriyet Halk Partisi ve Sakarya Teşkilatı .................................... 201

3.1.1.2. Demokrat Parti ve Sakarya Teşkilatı .................................................. 205

3.1.1.3. Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı ...................................................... 212

3.1.1.4. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı ............................... 213

3.1.1.5. Türkiye Köylü Partisi ve Sakarya Teşkilatı ........................................ 215

iv

3.1.1.6. Hürriyet Partisi ve Sakarya Teşkilatı .................................................. 216

3.1.2. Milletvekili Genel Seçimleri .......................................................................... 217

3.1.2.1. Cumhuriyet Halk Partisi ..................................................................... 218

3.1.2.2. Demokrat Parti .................................................................................... 223

3.1.2.3. Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi ...................................... 232

3.1.2.4. Türkiye Köylü Partisi.......................................................................... 234

3.1.2.5. Hürriyet Partisi .................................................................................... 235

3.2.1. 1950 Belediye Seçimleri ................................................................................ 237

3.2.2. 1955 Belediye Seçimleri ................................................................................ 240

3.3. Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ................................................................... 245

3.3.1. 1950 Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ...................................................... 245

3.3.2. 1954-1959 Arası Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri ................................... 246

3.4. İl Genel Meclisi Seçimleri ..................................................................................... 248

3.4.1. 1950 İl Genel Meclisi Seçimleri .................................................................... 248

3.4.1.1. Demokrat Parti İl Genel Meclis Adayları ........................................... 248

3.4.1.2. Cumhuriyet Halk Partisi İl Genel Meclis Adayları ............................ 249

3.4.1.3. Millet Partisi İl Genel Meclis Adayları............................................... 250

3.4.2. 1955 İl Genel Meclisi Seçimleri .................................................................... 250

3.4.2.1. Demokrat Parti İl Genel Meclisi Adayları .......................................... 251

3.4.2.2. Türkiye Köylü Partisi ve Müstakil İl Genel Meclisi Adayları............ 252

3.4.2.3. Seçim Sonuçları .................................................................................. 252

3.5. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menders’in Sakarya

Konuşmaları ................................................................................................................. 253

3.6. Vatan Cephesi ........................................................................................................ 258

3.7. 27 Mayıs 1960 İhtilali ve Sakarya ......................................................................... 263

BÖLÜM 4: ASAYİŞ VE TRAFİK ............................................................................ 273

4.1. Asayiş ve Güvenlik ................................................................................................ 273

4.2. Asayiş ve Güvenlik Kurumları .............................................................................. 273

4.2.1. Demokrat Parti Döneminde Asayiş Teşkilatı ve Çalışmaları ........................ 274

4.2.1.1. Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü........................................................... 276

4.2.1.2. İl Jandarma Komutanlığı .................................................................... 283

v

4.2.1.3. Adliye.................................................................................................. 286

4.2.1.4. Cezaevi................................................................................................ 292

4.2.2. Asayiş Olayları Örnekleri .............................................................................. 294

4.2.2.1. Mala Karşı Olan Suçlar....................................................................... 295

4.2.2.1.1. Hırsızlık ................................................................................. 295

4.2.2.1.2. Yankesicilik ........................................................................... 300

4.2.2.1.3. Dolandırıcılık ......................................................................... 301

4.2.2.1.4. Gasp- Kundaklama ................................................................ 302

4.2.2.1.5. Karaborsacılık ....................................................................... 304

4.2.2.1.6. Kumar .................................................................................... 309

4.2.2.1.7. Kaçakçılık .............................................................................. 310

4.2.2.1.8. Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde Satışı .............................. 312

4.2.2.2. Kişilere Karşı Olan Suçlar .................................................................. 314

4.2.2.2.1. Yaralama ............................................................................... 315

4.2.2.2.2. Cinayet ................................................................................... 316

4.2.2.2.3. İntihar .................................................................................... 318

4.2.2.2.4. Kız Kaçırma .......................................................................... 319

4.2.2.2.5. Müessif Olaylar ..................................................................... 321

4.2.2.2.6. Ahlaka Mugayir Suçlar: Fuhuş, Tecavüz, Sarkıntılık ........... 323

4.2.2.2.7. Polis ve Jandarmaya Mukavemet .......................................... 326

4.2.3. Adapazarı-Sakarya’daki Suç Oranları (İstatistiki Veriler) ............................ 329

4.2.4. Polis Kontrolleri ............................................................................................. 330

4.2.5. Sakarya’da İz Bırakan Önemli Olaylar .......................................................... 332

4.2.5.1. Kore Savaşı ve Kocaeli-Adapazarı’ndan Savaşa Katılan Kişiler ....... 332

4.3.Trafik ...................................................................................................................... 341

4.3.1. Vilayetin Trafik Yapısı: Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği ............. 341

4.3.2. Trafik Kontrolleri ........................................................................................... 344

4.3.3. Trafik Kazaları ............................................................................................... 346

4.3.3.1. Yaralamalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazaları .................................... 348

4.3.3.2. Yaralamalı Trafik Kazaları ................................................................. 348

4.3.3.3. Ölümlü Trafik Kazaları ....................................................................... 350

vi

BÖLÜM 5: SAKARYA’DA KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL HAYAT ............... 352

5.1. Demokrat Parti’nin Kültür ve Sosyal Politikaları.................................................. 352

5.2. Eğitim .................................................................................................................... 352

5.2.1. Demokrat Parti’nin Eğitim Politikaları .......................................................... 354

5.2.2. Sakarya’da Eğitim .......................................................................................... 356

5.2.3. İldeki Okullar ................................................................................................. 357

5.2.3.1. Anaokulları (Çocuk Yuvası) ............................................................... 357

5.2.3.2. İlkokullar ............................................................................................. 358

5.2.3.3. Ortaokullar .......................................................................................... 360

5.2.3.4. Liseler ................................................................................................. 362

5.2.4. 4K Kursları .................................................................................................... 366

5.3. Halkevleri .............................................................................................................. 366

5.3.1. Sakarya’daki Halkevlerinin Kuruluşu ve Gelişimleri .................................... 367

5.3.2. 1950’lerde Sakarya’daki Halkevlerinin Durumu ........................................... 368

5.4. Dernekler ve Sendikalar ........................................................................................ 369

5.4.1. Dernekler ....................................................................................................... 369

5.4.1.1. İş Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler............................................ 369

5.4.1.1.1. Esnaflar Birliği Derneği ........................................................ 370

5.4.1.1.2. Şoförler ve Otomobilciler Derneği ........................................ 371

5.4.1.1.3. Yapı İşleri Sanatkarları Derneği (Adapazarı Yapıcılar

Derneği) ................................................................................................. 371

5.4.1.1.4. Fırıncılar Derneği .................................................................. 371

5.4.1.1.5. Gazeteciler Derneği ............................................................... 372

5.4.1.1.6. Berberler Derneği .................................................................. 373

5.4.1.1.7. Kunduracılar Derneği ............................................................ 373

5.4.1.1.8. Celep ve Kasaplar Derneği .................................................... 373

5.4.1.1.9. Çiftçiler Derneği .................................................................... 374

5.4.1.1.10. Adapazarı Kabzımallar Yardımlaşma Derneği ................... 374

5.4.1.2. Kültürel ve Sosyal Alanda Faaliyet Gösteren Dernekler .................... 374

5.4.1.2.1. Musiki Derneği ...................................................................... 375

5.4.1.2.2. Anıtlar Derneği ...................................................................... 376

5.4.1.2.3. Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği ........... 376

vii

5.4.1.2.4. Türk Kadınlar Birliği ............................................................. 377

5.4.1.2.5. Türk Hava Kurumu Derneği .................................................. 377

5.4.1.2.6. Cami ve Dini Binalar Yaptırma ve Onarma Dernekleri ........ 377

5.4.1.3. Eğitim Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler .................................... 379

5.4.1.3.1. Sakarya Yüksek Tahsil ve Yardımlaşma Derneği ................. 379

5.4.1.3.2. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği ................................... 379

5.4.1.3.3. Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği ..................... 380

5.4.1.3.4. Öğretmenler Yardımlaşma Derneği ...................................... 381

5.4.1.3.5. İlkokullar Yaptırma Derneği ................................................. 381

5.4.1.4. Sakarya Merkez ve İlçelerinde Faaliyet Gösteren Diğer Dernek, Kurum

ve Kulüpler ...................................................................................................... 381

5.4.2. Sendikalar ...................................................................................................... 383

5.4.2.1. Adapazarı Tütün İşçileri Sendikası ..................................................... 384

5.4.2.2. Adapazarı Ağır Bakım Tamir Fabrikası İşçileri Sendikası ................. 384

5.4.2.3. Vagon Atölyesi İşçileri Sendikası....................................................... 384

5.4.2.4. Sigortalı İşçiler Sendikası ................................................................... 385

5.4.2.5. Tekel İşçileri Sendikası ....................................................................... 385

5.4.2.6. Adapazarı Maden İş Sendikası ........................................................... 385

5.4.2.7. Adapazarı İşçi Sendikaları .................................................................. 386

5.5. Spor ........................................................................................................................ 386

5.5.1. Futbol ............................................................................................................. 387

5.5.2. Güreş ve Yağlı Güreş ..................................................................................... 390

5.5.3. Tenis ............................................................................................................... 391

5.5.4. Yüzme ............................................................................................................ 391

5.6. Sinema ................................................................................................................... 392

5.7. Tiyatro ................................................................................................................... 394

5.8. Basın ...................................................................................................................... 397

5.8.1. Adapazarı ve Sakarya’da Yayınlanan Gazeteler ........................................... 398

5.8.2.1. Adapazarı ............................................................................................ 398

5.8.2.2. Ada Postası ......................................................................................... 399

5.8.2.3. Adapazarı Akşam Haberleri ................................................................ 399

5.8.2.4. Yeni Ada Postası ................................................................................. 399

viii

5.8.2.5. Sakarya Postası ................................................................................... 400

5.8.2.6. Demokrat Sakarya............................................................................... 400

5.8.2.7. Sakarya Ekspres .................................................................................. 401

5.8.2.8. Anadolu ............................................................................................... 401

5.8.3. İlçelerde Yayınlanan Gazeteler ...................................................................... 401

5.9. Sakarya’da Bayramlar, Özel Gün ve Haftalar ....................................................... 402

5.9.1. Milli ve Dini Bayramlar ................................................................................. 402

5.9.1.1. Milli Bayramlar................................................................................... 402

5.9.1.1.1. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı .............................................. 402

5.9.1.1.2. 23 Nisan Çocuk Bayramı ...................................................... 403

5.9.1.1.3. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ...................................... 404

5.9.1.1.4. Adapazarı’nın Kurtuluşu ....................................................... 404

5.9.1.1.5. 30 Ağustos Zafer Bayramı .................................................... 405

5.9.1.2. Dini Bayramlar ......................................................................... 406

5.9.2. Özel Gün ve Haftalar ..................................................................................... 407

5.10. Kütüphaneler ve Halk Dershaneleri .................................................................... 407

5.11. Sağlık ................................................................................................................... 409

5.11.1. İl Merkezinde Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele ..................... 409

5.11.2. İlçelerdeki Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele ........................... 409

5.11.3. Sağlık Kuruluşları ve Yapılar ...................................................................... 410

5.11.3.1. Tabip Odası ....................................................................................... 410

5.11.3.2. Adapazarı Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi) ......................... 411

5.11.3.3. Adapazarı 30 Yataklı Askeri Hastanesi ............................................ 412

5.11.3.4. Verem Dispanseri ............................................................................. 412

5.11.3.5. Sosyal Sigortalar Hastanesi .............................................................. 412

5.11.4. Eczaneler .............................................................................................. 413

5.12. Sosyal Yardım Kurumları .................................................................................... 413

5.12.1. Kızılay .......................................................................................................... 413

5.12.2. Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu ........................................................... 415

5.12.3. Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği ........................................... 416

5.13. İletişim ve Haberleşme ........................................................................................ 417

ix

SONUÇ ........................................................................................................................ 420

KAYNAKÇA ............................................................................................................... 428

EKLER ........................................................................................................................ 445

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 475

x

KISALTMALAR

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

A. Ş. : Anonim Şirket

Av. : Avukat

ATAMER : Atatürk Araştırma Merkezi

ATOM : 3. Bölge Nüshasını Oluşturan Merkez

BCA : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

Bkz. : Bakınız

Blsz. : Belirsiz

c. : Cilt

Cad. : Cadde

Çev. : Çeviren

CHP : Cumhuriyet Halk Partisi

CMP : Cumhuriyetçi Millet Partisi

CKMP : Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi

DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi

DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü

DP : Demokrat Parti

Dr. : Doktor

Ed. : Editör

EGM : Emniyet Genel Müdürlüğü

Gr. : Gram

HES : Hidro Elektrik Santrali

H.İ : Hürriyet ve İtilaf

HP : Hürriyet Partisi

İ.T : İttihat ve Terakki

xi

Kg. : Kilogram

Km. : Kilometre

KP : Köylü Partisi

Ltd. Şti. : Limitet Şirket

Mah. : Mahalle

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

MKP : Milli Kalkınma Partisi

muh. : Muhtelif

NATO : North Athlantic Treaty Organization

No : Numara

ORDONAT : Ordu Donatım

PTT : Posta Telefon Telgraf

s. : Sayfa

S. : Sayı

SCF : Serbest Cumhuriyet Fırkası

SESAM : Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi

Sok. : Sokak

SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu

TAŞ : Türkiye Anonim Şirketi

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TBMMZC : Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi

T.C : Türkiye Cumhuriyeti

TCDD : Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları

TCF : Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

TDK : Türk Dil Kurumu

TL : Türk Lirası

xii

TTK : Türk Tarih Kurumu

THK : Türk Hava Kurumu

TÜİK : Türk İstatistik Kurumu

TÜVASAŞ : Türkiye Vagon Sanayii Anonim Şirketi

v.d. : Ve diğerleri

Yay. Haz. : Yayına Hazırlayan

xiii

TABLO LİSTESİ

Tablo 1 : 1885-1914 Döneminde İzmit Sancağı Nüfusunun Etnik ve Dinsel

Dağılımı ..................................................................................................... 51

Tablo 2 : Kocaeli (İzmit) ve Sakarya (Adapazarı) İlleri ve İlçeleri Nüfus Gelişimi

(1927-1950) ............................................................................................... 55

Tablo 3 : 1950 Nüfus Sayımına Göre Kocaeli ve Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm,

Nüfus ve Nüfus Yoğunlukları .................................................................... 56

Tablo 4 : 1955 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüz ölçüm, Nüfus ve

Nüfus Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırılması ................... 57

Tablo 5 : 1960 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus ve

Nüfus Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırması ..................... 59

Tablo 6 :1950-1960 Döneminde Türkiye-Kocaeli ve Sakarya’nın Yıllık Ortalama

Nüfus Artış Hızları (binde) ........................................................................ 60

Tablo 7 : 1955-1965 Sakarya ve Türkiye Nüfus Yoğunlukları (kişi/km)................. 61

Tablo 8 : Sakarya İli Nüfusunun Cinsiyet Yapısı ..................................................... 62

Tablo 9 : Sakarya İli Nüfusunun Kentsel ve Kırsal Yapısının İncelenmesi ............. 63

Tablo 10 : Sakarya Nüfusunun Anadil ve Dinler İtibariyle İncelenmesi (1955) ........ 64

Tablo 11 : İstanbul-Adapazarı-Ankara İstikametinde Sefer Yapan Trenlerle İlgili

Bilgiler (1955) ........................................................................................... 94

Tablo 12 : 1954-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Ziraat Alet ve Makineleri ....... 112

Tablo 13 : Türkiye’de ve Sakarya’da Çalışan Nüfusun İşkollarına Göre

Dağılımı (%) ............................................................................................ 114

Tablo 14 : Adapazarı’nda 1951 Yılında Yaygın Ekilen Ürünler ve Üretim

Miktarları ................................................................................................. 117

Tablo 15 : Sakarya’da Ana Ürünlerin Üretim Miktarları (ton) ................................ 117

Tablo 16 : Ekili Alanların Ana Ürünlere Göre Dağılımı ile Ekim ve Üretimin Türkiye

Toplamındaki Payı (%) ............................................................................ 118

Tablo 17 : Sakarya Hariç Kocaeli Genelinde Ekilen ve Alınan Mahsül Miktarı

(hektar/ton) .............................................................................................. 119

Tablo 18 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Tahıl Ekim ve Üretimi ............ 120

Tablo 19 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Bakliyat Ekimi ve Üretimi ...... 123

xiv

Tablo 20 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Sınai Bitkiler Ekimi ve

Üretimi ..................................................................................................... 124

Tablo 21 : 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Meyve Ekimi ve Üretimi ......... 131

Tablo 22 : 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Büyük ve Küçükbaş Hayvan

Üretimi ..................................................................................................... 135

Tablo 23 : 1955-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Et Üretimi (Ton) ...................... 136

Tablo 24 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Süt Üretim Miktarı (Ton) ........ 137

Tablo 25 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Muhtelif Hayvansal Ürünler

(Adet ve Ton) ........................................................................................... 137

Tablo 26 : 1955-1960 Sakarya’da Tavuk ve Yumurta Üretim Miktarı .................... 140

Tablo 27 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da İpekböceği Üretimi.................. 142

Tablo 28 : 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Binek Hayvanları ve Miktarı .... 143

Tablo 29 : 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Arıcılık ve Mamulleri .............. 144

Tablo 30 : 1940-1963 Yılları Arasında Adapazarı-Sakarya’da Sanayii ve İşyerleri

Sayısı ........................................................................................................ 151

Tablo 31 : Sanayi Sayımı Bilgilerine Göre Sakarya’da Büyük İmalat Sanayi (%) .. 156

Tablo 32 : Sakarya’da Orman Ürünleri Üretimi ....................................................... 178

Tablo 33 : Sakarya İli ve İlçelerinde CHP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları

Oylar ........................................................................................................ 223

Tablo 34 : Sakarya İli ve İlçelerinde 1957 DP Milletvekili Adayları ve Aldıkları

Oylar ........................................................................................................ 232

Tablo 35 : Sakarya İli ve İlçelerinde CMP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları

Oylar ........................................................................................................ 234

Tablo 36 : Sakarya İli ve İlçelerinde HP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları

Oylar ........................................................................................................ 236

Tablo 37 : 1950 Belediye Seçim Sonuçları Türkiye Geneli ..................................... 238

Tablo 38 : 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Asil Adayları ............... 241

Tablo 39 : 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Yedek Adayları ........... 242

Tablo 40 : 7 Kasım 1954 ile 26 Ekim 1957 Arası Ara Seçimlerin Sonucu .............. 247

Tablo 41 : 27 Ekim 1957 ile 13 Aralık 1959 Arası Ara Seçimlerin Sonucu ............ 248

Tablo 42 : 1955 İl Genel Meclisi Seçimlerinde DP’nin Sakarya Asil ve Yedek

Adayları ................................................................................................... 252

xv

Tablo 43 : 27 Mayıs’tan Sonra Sakarya’da Gözaltına Alınan Kişiler ...................... 271

Tablo 44 : Sakarya İl Emniyet Müdürleri ve Unvanları ........................................... 277

Tablo 45 : Kocaeli’nden 1950 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Birinci Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 335

Tablo 46 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 336

Tablo 47 : Kocaeli’nden 1951 Yılında Kore Savaşı’na Katılan İkinci Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 336

Tablo 48 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 337

Tablo 49 : Kocaeli’nden 1952 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Üçüncü Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 337

Tablo 50 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 337

Tablo 51 : Kocaeli’nden 1953 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Dördüncü Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler ....................................................... 338

Tablo 52 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 338

Tablo 53 : Kore Savaşı’nda Kocaeli’nden Şehit Olan Askerler ............................... 339

Tablo 54 : Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre ............................... 339

Tablo 55 : 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve Sakarya Merkez İlçelerindeki

İlkokulların Sayısı .................................................................................... 360

Tablo 56 : 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve İlçelerindeki Ortaokulların

Sayısı ........................................................................................................ 361

Tablo 57 : Sakarya Kulüpleri, Kuruluşları, Renk ve Adresleri ................................ 387

xvi

Sakarya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Özeti

Yüksek Lisans Doktora

Tezin Başlığı: Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya (1950-1960)

Tezin Yazarı: Filiz GEMİCİ Danışman : Profesör Dr. Enis ŞAHİN

Kabul Tarihi: 27/12/2019 Sayfa Sayısı: xvii (ön kısım) + 445 (tez) + 30 (ek)

Anabilim Dalı: Tarih

Bu tez çalışmasında, 1950-1960 döneminde Adapazarı/Sakarya bölgesinin mülki, idari,

siyasi, ekonomik ve kültürel alanlardaki durumu incelenmiştir. Adapazarı/Sakarya

çeşitli tarihlerde göç alan ve nüfusu giderek artan, farklı etnik grupların bir arada

yaşadığı kozmopolit bir bölgedir. 1954 sonuna kadar Kocaeli’ne bağlı ilçe konumunda

olan Adapazarı, o tarihten itibaren 'Sakarya' ismiyle müstakil il statüsüne yükselmiştir.

Şehrin imarı, mülki ve idari yapılanması bu süreçte önem kazanmıştır.

Nüfusunun çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşan Sakarya'daki ekonomik

faaliyetler ve sanayileşme alanındaki yatırımlar şehre bölgesinde ayrıcalık

kazandırmıştır. 10 yıllık süreçte iktidar partisinin yanında yer alan bir seçmen yapısına

sahip Sakarya'da halkın siyasi faaliyetlere ilgisi yüksek olmuştur. Eğitimli nüfus oranı

ülke genelinde ilk sıralarda yer alan Sakarya'da bu süreçte okul açma çalışmaları son

derece etkili olmuş, başarılı sonuçlar alınmıştır. Şehrin sosyal ve kültürel imkanları

halkın ihtiyacını karşılayacak seviyede olmuş, sinema, tiyatro, spor dallarında çok

sayıda etkinlik gerçekleşmiştir. Şehirdeki emniyet teşkilatı, askeriye ve adliye

teşkilatının durumu ve işlenen suçlar hakkındaki bilgiler gazete haberlerinden de

faydalanılarak aktarılmıştır.

Çalışmanın amacı, 1950-1960 döneminde Sakarya'nın hemen her alanda geçirdiği

değişimi ortaya koymaktır. Bu süreçte hem ilçe olan Adapazarı hem de il olan

Sakarya’da, yoğun basın faaliyetleri gerçekleşmiştir. Çok sayıda günlük ve haftalık

gazete yayınlanmıştır. Bu doğrultuda, döneme ait yerel gazeteler, makaleler, kitaplar,

arşiv belgeleri, resmi devlet yayınları incelenmiş ve elde edilen bilgiler beş bölümde

sunulmuştur. Şehir tarihi araştırmaları ve dönem tarihi araştırmaları konusunda katkı

sağlayacak tespitlerde bulunulmaya çalışılmıştır.

ÖZET

Anahtar Kelimeler: Adapazarı, Sakarya, Demokrat Parti, Şehircilik, Belediyecilik

X

xvii

Sakarya University

Institute of Social Sciences Abstract of Thesis

Master Degree Ph.D.

Title of Thesis: Democrat Party Period Adapazarı-Sakarya (1950-1960)

Author of Thesis: Filiz GEMİCİ Supervisor: Professor Enis ŞAHİN

Accepted Date:27/12/2019 Np: xvii (pre text) + 445 (main body) + 30 (app)

Department: History

İn this study,the stuation in the administrative, political, economic and cultural areas in

Adapazarı region beetwen 1950-1960 was analyzed. Adapazarı/Sakarya is a region that

has been receiving immigration since the past and its population is constantly rising. It

is a cosmopolitan city where different ethnic groups live together. Until the end of 1954

Adapazarı joined to the Kocaeli district, then ”Sakarya" has risen to the status of a

detached province.

The zoning, civil and administrative structure of city gained importence in this process.

The population of Sakarya engaged economic activites and industrialization enterprises

engaged in agriculture and animal husbandry.

Having a voter structure in the 10 year period is located, the interest of people in

political activites in Sakarya was high.

The educated population ratio in the country center of Sakarya which ranks first, has

been very effective and successful in the process of opening a school, result have

been achieved.

The social and cultural facilities of the city have been at level to meet the needs of the

public and many activities have been realized in cinema, theater and sports branches.

İnformation about the police, military and judicial organization in the city and the

crimes committed in the city are given according to the newspaper reports.

The aim of this study is to reveal the changes that Sakarya has undergone in almost

every field during 1950-1960. İn this period, intensive press activities were carried out

both in the district Adapazarı and in Sakarya, a city. Numerous daily and weekly

newspapers have been published Local newspapers, articles, books, archival

documents, official government publications of the period were examined and the

information obtained was presented in five sections. The findings of the study were

made to contribute to city history surveys and period historical research.

ABSTRACT

Keywords: Adapazarı, Sakarya, Democrat Party, Urbanism, Municipalism

X

1

GİRİŞ

Çalışmanın Konusu

Tez çalışmasının konusu, 1950-1960 döneminde Demokrat Parti iktidarı sırasında

Adapazarı-Sakarya’nın idari, mülki, siyasi, ekonomik yapısı ve sosyokültürel hayatını

içermektedir. Bu amaçla tez, her konunun ayrı incelendiği beş bölümden oluşmaktadır.

Tezin giriş kısmından sonra Adapazarı’nın tarihi, coğrafi, idari geçmişine dair açıklayıcı

bir özet metin oluşturulmuş olup konuya başlarken 1950 yılına kadarki süreç hakkında

ön bilgilendirme yapılması uygun görülmüştür. 1950-1954 yılları arasında Kocaeli’ne

bağlı bir ilçe olan Adapazarı’nın ve 1954 yılından sonra il konumuna yükselen

Sakarya’nın mülki ve idari yapılanması tezin birinci bölümünde ele alınmıştır. Buna bağlı

olarak, gerek ilçe olan Adapazarı’nın gerekse Sakarya ilinin yerel yönetim teşkilatı ve bu

alandaki değişiklikler incelenmiştir. Bağlı kazaların ve köylerin durumu, idari taksimatla

nasıl değişiklikler olduğu, özellikle 1954 yılı sonrasındaki yeni mülki idari yapılaşma

konusundaki çalışmalar tespit edilmiştir. Aynı zamanda nüfus ve demografya bakımından

bölgenin nüfus yapısı, nüfusun dağılımı ve diğer özellikleri hakkında çeşitli yıllara ait

nüfus sayımları ışığında bilgi verilmiştir. Bu bölümdeki belediye hizmetleri başlığında

ise, ele alınan dönemdeki belediye başkanları ve onların şehir için yapmış oldukları

çalışmalara yer verilmiştir. Elektrik, su, kanalizasyon, şehir ulaşımı, haberleşme ve çevre

düzenlemeleri gibi belediyeye ait işler hakkında incelemede bulunulmuştur.

İkinci bölüm, iktisadi durum başlığı altında, Adapazarı ve Sakarya’nın döneme ait

ekonomik verileri, tarım, hayvancılık, ticaret ve sanayi alanlarındaki üretim ve potansiyel

durumunu yansıtmaktadır. Ekonomik hayatı canlandıran gelişmeler ve 1950’den sonra

bölgede kurulan fabrika ve işletmeler ile iş kolları hakkındaki bilgileri içermektedir.

Ayrıca madencilik, ormancılık ve turizm alanlarında nasıl bir varlık ve değerlendirme

olduğu konusu işlenmiştir. DP döneminde, şehirleşen Adapazarı’nın ekonomik yapısının

tarımdan sanayiye doğru ilerlemesi yönünde ne gibi adımlar atıldığı araştırılmıştır.

Şehirdeki bankalar ve işleyişleri hakkında bilgileri de içermektedir.

Üçüncü bölümde, Adapazarı-Sakarya’nın siyasi hayatı ve bu hayatı oluşturan temel

faktörler olan siyasi partilerin bölgedeki varlığı, çalışmaları ele alınmıştır. 1950-1960

arası dönemde, bölgedeki siyasi girişimler ve tüm seçimler araştırma konusudur.

2

Milletvekili seçimleri, Belediye Meclisi ve İl Özel İdare Meclisi seçimleri, Muhtarlık ve

İhtiyar Heyeti seçimleri ile bu seçimlere katılan adayların durumları ortaya koyulmuştur.

Bölge halkının seçimlere katılım oranı, partilerin seçim propaganda çalışmaları ve

kongreleri de konuya dahildir. Çok partili hayatın ilk askeri müdahalesi ile 27 Mayıs 1960

tarihinde DP hükümetinin sona ermesi ve bu durumun Sakarya’daki yansımalarına

değinilmiştir.

Çalışmanın dördüncü bölümünün temel konusu, şehirdeki asayiş ve güvenlik durumu ile

trafik yapısıdır. Asayiş ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu ana yapılardan İl Emniyet

Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’nın kadroları ve çalışmalarıdır. Ayrıca trafik

konusunda alınan önlemler ve şehirdeki suçlar da veriler doğrultusunda detaylı olarak

incelenmiştir. Buna bağlı olarak suç türleri ve kaydedilen suçlar ve cezalar hakkında elde

edilen bilgilerle şehrin suçla mücadele çalışmalarına değinilmiştir. Asayişin sağlanması

konusunda nasıl bir yol izlendiği ve meydana gelen gelişmeler ortaya koyulmuştur.

Adliye teşkilatının yapısı ve cezaevinin durumu hakkında da il ve ilçeler bazında

incelemeleri ihtiva etmektedir.

Son olarak beşinci bölümde, Adapazarı-Sakarya bölgesinin, gündelik hayatını oluşturan

sosyal ve kültürel faaliyetlerin çeşitleri ele alınmıştır. Spor alanında aktif kulüpler,

sinema, tiyatro, müzik gibi alanlarda yapılan çalışmalar incelenmiştir. Ayrıca bu bölümün

ana başlıklarından biri eğitim diğeri de sağlık alanındaki faaliyet gösteren kurumlardır.

Bölgenin okul ve eğitim kurumları, merkez, ilçe ve köylerdeki eğitim çalışmaları

araştırılmıştır. Sağlık alanında hastanelerin durumu ve ilçelerde ve köylerdeki sağlık

birimlerinin yapısı incelenmiştir. Bu önemli alanlarda 1950-1960 sürecinde, nasıl adımlar

atıldığı ve mevcut eksikliklerin ne oranda giderildiği üzerinde durulmuştur.

Çalışmanın Amacı

Türkiye’de yakın tarih araştırmaları ve şehir tarihi araştırmaları konusunda her geçen gün

daha fazla eser ortaya koyulmaktadır. Özellikle Türk siyasal hayatı adına bir dönüm

noktası kabul edilen çok partili hayata geçiş yani 1946 ve iktidar değişikliğinin yaşandığı

1950 yılları sırasındaki gelişmeler Türkiye’de hem genel hem de bölgesel olarak çeşitli

değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Yerel tarih incelemeleri bakımından, Adapazarı ve

Sakarya bölgeleri ile ilgili çok sayıda tarihi, coğrafi, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda

hazırlanmış akademik ve bilimsel eserler mevcuttur. Bu eserlerin büyük bölümü

3

1950’den önceki zaman aralığında yoğunlaşmaktadır. Doktora seviyesinde bir tez konusu

olarak, 1950-1960 Demokrat Parti döneminde Adapazarı- Sakarya çevresinin

incelenmemiş olması bu konuda araştırma yaparak on yıllık süreci değerlendirmeye

açmak fırsatını tanımıştır.

Çalışmanın temel amacı, 1950-1960 döneminde Sakarya’nın mevcut idari, mülki,

demografik, siyasi, ekonomik ve kültürel varlığını ortaya koymak ve bu dönemde

meydana gelen gelişmeleri veya varsa sorunları tespit etmektir. Ele alınan dönemde,

bölgede ne gibi değişiklikler olduğu, bu değişikliklerin getirdiği olumlu sonuçların neler

olduğu, eski dönemde var olmayıp on yıllık süreçte oluşturulan yapı veya teşkilatların

çalışmalarını incelemek ve değerlendirebilmektir. 1950’lerin başında Adapazarı’nda

mevcut nüfusun yıllar içindeki artış oranı ve buna bağlı olarak idari ve mülki alanda

yapılan düzenlemeleri incelemek amaçlanmıştır. Artan nüfusun geçim kaynaklarının

temelini oluşturan tarım ve hayvancılık alanında, DP döneminde alınan kararların

bölgede nasıl etkiler bıraktığını anlamak hedeflenmiştir. Ekonomik hayatın

vazgeçilmezleri olan ticaret ve sanayi dallarında bu dönemde atılan adımlar ve yapılan

çalışmaların şehre ve bölgeye getirdiği imkanları değerlendirmek diğer bir amaçtır.

DP döneminde, ilçe konumundan il konumuna yükselen Adapazarı’nın bu konuda nasıl

bir yol izlediği ve sonrasında ne gibi olumlu kazanımlar elde ettiğini belirlemek de tezin

gayelerinden biridir. Ardından yapılan belediye çalışmaları ve imar faaliyetleri ile

şehircilik adına atılan adımların tespit edilmesi sağlanacaktır. 1950’den sonra liberal

ekonomi politikalarının etkili olduğu Türkiye’de, yerel anlamda Sakarya bölgesinin

kalkınması için başlayan sanayi çalışmaları ve ticari faaliyetlerin neler olduğunun ortaya

koyulması hedeflenmiştir. Tarım, hayvancılık gibi başlıca geçim kaynaklarının yıllar

içinde ne yönde mesafe kat ettiği döneme ait verilen ışığında tespit edilmeye çalışılmıştır.

1950’den sonra siyasi partilerin sayısındaki artışla birlikte, Adapazarı-Sakarya’da

meydana gelen siyasi oluşumların tespiti ve dönemde gerçekleşen seçimlerde iktidar

partisi olan DP’nin ve başta CHP olmak üzere diğer muhalefet partilerinin seçilme

durumları incelenecektir. Yerel anlamda partilerin teşkilatlarının durumu ve siyasi

çalışmaları ile ilgili bilgilerin yıllar bazında ortaya koyulması hedeflenmiştir. Bu sürece,

bölgedeki siyasi temayülün ve siyasete katılım durumunun tespit edilmesi açısından da

yaklaşılmıştır.

4

Ülke genelinde olduğu gibi, yerel halkın da en önemli beklentileri arasında, asayiş ve

güvenliğin sağlanması gelmektedir. Adapazarı nüfusunun kozmopolit yapısı ve

bulunduğu konum dolayısıyla şehirler ve kültürler arasında bir etkileşim noktası gibi

görünmektedir. Bölgedeki suç ve suçlarla mücadele konusunda en önemli yetkili merciler

İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve adliye teşkilatıdır. Bu teşkilatların

şehirdeki örgütlenmesi, faaliyetleri ve asayiş konusunda ne gibi önlemler alındığı

incelenerek, dönemin Sakarya’sında nasıl bir gündelik hayat oluştuğu, halkın yaşam

standardının bu konuyla yakından ilgili olduğu düşünülerek ele alınmıştır.

Sosyal ve kültürel ihtiyaçların bölgede yaşayan halkın beklentileriyle örtüşmesi, bu

imkânlardan faydalanma durumu bölgenin yerleşim yeri olarak seçilmesinde önemli bir

etkendir. Adapazarı’nda halkın günlük hayatında nasıl eğlendiği ve kültürel olarak hangi

imkânlara sahip olduğunun anlaşılması, sinema, tiyatro, konser gibi etkinliklerin hangi

imkanlarla gerçekleştiğini, sportif imkanların ne düzeyde olduğunu ortaya koymak

amaçlar arasındadır. Eğitim seviyesini belirleyen en önemli etkenlerden biri olan okul

varlığının tespiti ve 1950-1960 döneminde eğitim veren okulların ve diğer eğitim

kurumlarının durumları, etkinliklerinin incelenmesi hedeflerden biridir. 1950’den 1060

yılı sonuna kadar ildeki sağlık kurumlarının durumu ve sağlık alanında karşılaşılan

sorunlarla ilgili değerlendirme yapılarak, hastalıklarla mücadele ve toplum sağlığı

konusunda ne gibi önlemler alındığının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Çalışmanın Yöntemi

Tezin çalışma alanının ve amacının belirlenmesinden sonra, seçilen bölge olan

Adapazarı-Sakarya ve Kocaeli ile ilgili yakın döneme kadar yapılan tarihi, kültürel,

siyasi, coğrafi ve ekonomi alanlarındaki akademik ve bilimsel kaynaklar tespit edilmeye

başlanmıştır. Döneme ve bölgeye ait tasnif edilmiş arşiv belgelerinin tespit edilerek temin

edilmesi sağlanmıştır. Bu konuda en önemli kaynak T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

olmuştur. Bu arşivdeki çeşitli fonlardan alınan belge örnekleri dönemine ve konularına

göre tasnif edilmiş ve fişlenmiştir. Bu kısımdaki belgeler kullanılırken, başka bir

kaynakta verilen bilgilerle karşılaştırılarak, resmi niteliği dolayısıyla orijinaline sadık

kalarak ve günümüz Türkçe’sine uyarlanarak kullanılmıştır. Diğer resmi kurum

arşivlerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi dönemin milletvekilleri ve partiler

hakkındaki tüzük ve programların elde edilmesi amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca,

5

istatistiki verilerle, nüfus, ekonomi ve eğitim alanındaki verilerin resmî sonuçlarına

ulaşmak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) arşiv ve

kütüphanesinde yer alan kaynaklar temin edilmiştir. Sakarya’da dönemin siyasi

öncülerinden biri olan Osman Erkaya’nın oğlu Mustafa Erkaya’nın şahsi arşivinden,

Sakarya siyasi ve kültürel hayatına ait hatıra niteliğindeki belge ve fotoğraflara da

ulaşmak mümkün olmuştur.

Konuya ait yüksek lisans ve doktora tezleri, kitaplar, dergi ve makaleler elde edilerek,

kullanılacakları bölümlere göre değerlendirilmişlerdir. Bu grupta yer alan eserlerin bir

kısmı dijital internet ortamından temin edilmiştir. Sakarya tarihi üzerine çalışan

araştırmacıların döneme ait yaptıkları röportajlar e-gazetelerden takip edilmiştir.

Çalışmanın konusunu yerel tarih oluşturduğundan, Adapazarı-Sakarya’da 1950-1960

dönemine dair hemen her türlü alandaki gelişme ve bilgiye yerel gazetelerden ulaşmak

mümkün olmuştur. Bu sebeple devre ait yayında olan siyasi ve kültürel günlük gazetelerin

ulaşılabilen 10 yıllık devlet nüshaları Milli Kütüphane Başkanlığı’nın mikrofilm

arşivinden fotoğraflanarak temin edilmiştir. Adapazarı Akşam Haberleri, Anadolu, Ada

Postası, Yeni Ada Postası, Hakikat, Demokrat Sakarya, Demokrat Adapazarı, Sakarya

Express, Yeni Zurna, Zaman, Sabah gibi gazetelerin öne çıktığı bu gazete kaynakları,

yıllarına göre taranarak gerekli bölümlerde kullanılmak üzere tasnif edilmiştir.

Gazetelerden elde edilen bilgiler, çoğu kez diğer bir gazete ile paralel ele alınmış, eğer

konuya dair bir arşiv belgesi veya resmi kaynak bulunmuş ise birlikte değerlendirilmiştir.

Tezin araştırma yönteminde resmî belgeler ve bilimsel yazılı eserler öncelikli ele

alınmakla birlikte, gazetelerin verdiği bilgilerin ışığında yazılan ve başka bir bilgiye

ulaşılamayan başlıklar da olmuştur. Kaynaklar arasında gazetelerin sıklıkla

kullanılmasının en önemli sebebi, incelenen dönemdeki kurum ve birimlerin

yazışmalarının arşiv kayıtlarındaki bazı boşluklar veya tasnifleri konusunda çalışmaların

devam ediyor olmasıdır. Özellikle şehirdeki asayiş ve güvenlik konusu ve sosyal hayata

dair bulgular günlük olarak basına düşen haberler doğrultusunda kaydedilmiştir.

Kaynaklar kullanılırken, öze ve tezin mantığına uygun düşmeyen haberler, taraflı veya

dayanaksız yorumların yer aldığı yazılar kullanılmamaya çalışılmış, konuya objektif bir

şekilde yaklaşmak amaçlanmıştır. Bu sebeple çoğu zaman bir köşe yazarının ifadesi

kaynak olarak değerlendirilememiştir. Bir bilginin farklı kaynaklardan farklı biçimlerde

6

sunulduğu durumlarda, ya her ikisi de kullanılmış veya gerçeğe yakın bilimsel bir eserle

desteklenen kaynak kullanılmıştır. Sözlü ifadelerine başvurulan iki kaynak kişinin verdiği

bilgiler, dipnot eşliğinde tezde kullanılmıştır.

Özetle, tezin yazım aşamalarında, ilk olarak literatür taraması, arşiv ve resmi kaynakların

temini, yerel basın taraması ve gazete nüshalarının temini, kitap ve makalelerin

incelenmesi sırasıyla gerçekleşmiştir. Daha sonra tasnif aşamasında eldeki kaynakların

konularına ve zamanına göre sınıflandırılması sağlanmıştır. Son olarak bu kaynakların

okunarak, öze indirgenmesi ve tezin yazımında kullanılacak hale getirilmesi ile tez

yazımına geçilmiştir. Ortaya çıkan bilgilerin yazımı aşamasında mümkün olduğunca

objektif bir yaklaşımla ve bilgilere tezat oluşturmayacak ifadelerle genel

değerlendirmeler yapılmıştır. Bu süreçte, gerekli görülen düzeltmeler ve değişiklikler

tezin danışmanı olan Prof. Dr. Enis Şahin tarafından tespit edilerek yazım işlemi

tamamlanmıştır.

Çalışmanın Önemi

1946 yılında Türkiye’de çok partili hayata geçilmesi ile siyasi alanda birçok faaliyetin de

ülke genelinde artış gösterdiği çok sesli bir döneme adım atılmıştır. 1950 yılında iktidar

olan DP’nin 1960 Mayısına kadar izlediği siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalar

hem genelde hem de yerel olarak farklı yaklaşımlar doğurmuştur. Bu anlamda,

kaynaklarına ulaşmanın artık mümkün olduğu ve tarihi bir döneme intikal eden DP

dönemi, tarih alanında yapılan araştırma ve tezlerde sıklıkla incelenmektedir. Bu

dönemin, Türkiye’nin mevcut ve gelecekteki siyasi demokrasi hayatına dair çıkarımlar

taşıdığı aşikardır. Bu anlamda tezin seçtiği dönem yerelden bir bakış açısıyla genele doğru

bir değerlendirme imkânı sunması açısından önemlidir. Yerel olarak da hem Sakarya’nın

geçmişten bugüne kadar geçirdiği siyasi, ekonomik, demografik, mülki ve idari

aşamaların ortaya koyulması adına yapılan çalışmalar arasında yer alması hem de bu

döneme ait boşluğu tamamlamak konusunda önemli görülmektedir. Siyasi faaliyetlere

katılımın yüksek olduğu Sakarya’da, incelenen dönemde ortaya koyulan faaliyetlerin

neler olduğunu görebilmek ve bu dönemin Sakarya halkının günlük yaşantısını nasıl

düzenlediğini görebilmek bakımından önemlidir.

Tarihin en eski dönemlerinden başlayarak önemli bir yerleşim bölgesi ve dolayısıyla

ticaret merkezi olan Adapazarı-Sakarya havalisinin tarihi araştırmaları arasında 1950-

7

1960 döneminin tamamına ve her alandaki durumuna ait toplu bir çalışmanın olmaması,

akademik olarak kazandırılmasını mümkün hale getirmiştir. Günümüzde ekonomik

kalkınmada ülkemizdeki gelişmiş şehirler arasında yer alan Sakarya’nın geçmişten

bugüne sanayileşme aşamaları, ticari yaşamı ve ekonomik faaliyetleri hakkında elde

edilen verilerin değerlendirilmesi sırasında, DP döneminin önemli bir yeri olacağı

anlaşılmaktadır.

Çalışmanın, dönemin koşullarının ve problemlerinin ortaya koyularak nasıl bir politika

izlendiğinin anlaşılması bakımından da Sakarya belediyecilik ve şehircilik tarihine, imar

faaliyetlerine, yerel yönetim çalışmalarına kadar pek çok alanda katkı sağlayacağı

düşünülmektedir.

8

BÖLÜM 1: SAKARYA VİLÂYETİNDE TARİHİ, MÜLKİ YAPI,

DEMOGRAFİK YAPI VE BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARI

1.1. Adapazarı-Sakarya Tarihine Kısa Bir Bakış

Ülkemiz, tarih boyunca pek çok medeniyetin şehirleşme ve iskânına sahne olmuştur.

Özellikle 19. yüzyılda temelleri atılan birçok Anadolu şehrinden biri olan Adapazarı,

geçmişi çok eskiye dayanmayan yeni bir şehir sayılmakla birlikte, yakın çevresinde

Nikomedia (İzmit) ve Prusias (Üskübü/Konuralp) gibi eski çağ şehirleri bulunan bir

yerleşim yeridir. İlk ve orta çağlarda Bithynia bölgesinde yer almaktadır. Bu dönemde

yerleşmeye elverişli olmamasının en önemli sebebi, şehrin kurulduğu ovada akan Sakarya

nehri ve kollarının düzensiz akışı ve sıklıkla yatak değiştirmeleri dolayısıyla yaşanan su

baskınları ile bölgenin büyük oranda orman ve çalılarla kaplı olmasıdır1.

Sakarya İli, coğrafi olarak Marmara Bölgesi’nin Çatalca-Kocaeli bölgesinde yer alan,

Kocaeli Yarımadasının doğusunda, kuzeyde Karadeniz kıyısıyla güneybatıda Samanlı

Dağları’nın doğu kısmı ve güneyde Karadağ ile sınırları çevrili Sapanca Gölü’nü içine

alan bir konumda yer almaktadır. Bu alan Adapazarı Ovası olarak bilinmekte ve deniz

seviyesinden yaklaşık 30 metre yükseklikte bulunan ovada en büyük toprak varlığını

alüvyal topraklar oluşturmaktadır2.

Türkiye’nin büyük nehirlerinden biri olan Sakarya Nehri, Eskişehir Çifteler’in

güneydoğusunda, Sakarbaşı/Sakarya başından doğarak, Geyve Boğazı’nı geçip,

Adapazarı Ovasına iner ve kuzeydoğu doğrultusunda devam ederek Karasu’nun

batısından Karadeniz’e dökülür. Bu nehir ilk çağlarda Sangarios/Sangarius şeklinde

isimlendirilmiştir. Bizans Bithyniası’nın önemli bir eseri olan Sangarius Köprüsü,

Sakarya Nehrinin bir kolunu oluşturan Çark Deresi’nin iki küçük kanalı üzerine 6.

yüzyılda İmparator Justinianus tarafından inşa ettirilmiştir. Bu dönemde yaptıranın ismi

ile de anılmış olup Türk hakimiyetinden sonra halk arasında Beşköprü olarak da

1 Metin Tuncel, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür

Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 1-3. 2 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan Göçler ve Sakarya Nüfusuna

Etkilerinin İncelenmesi” , I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),

Adapazarı: 1999, s. 6-7.

9

bilinmektedir3. Nehrin doğduğu kaynak olan eski “Sangia” şehrinin (bugünkü Eskişehir-

Çifteler’in 3.km güneydoğusu), yani bugünkü “Sakarya başının” nehre ve bölgeye verilen

“Sakarya” adının kaynağı olduğu düşünülmektedir4.

Orman yetişmesi için iklim ve toprak şartlarının çok müsait olduğu Adapazarı ovası

çevresinde, eski tarihlerde çok gür ormanların bulunduğunu ancak insan kaynaklı

sebepler ile bunların bir kısmının varlığını koruyamadığını belirten coğrafi bilimciler,

ormanların tarıma ve yerleşime arazi olarak açıldığını söylemekte ve bunu dönemin

seyyahlarının ifadeleri ile vurgulamaktadırlar5. Evliya Çelebi, 1640’da Kocaeli seyahati

sırasında, Adapazarı’ndan geçmiş, bölgeden bahsederken; “Doğu tarafındaki dağlara

“ağaç denizi” derler, içinde adam kaybolur. Göğe yükselmiş öyle ulu ağaçları vardır ki,

gölgesinde 10.000 koyun gölgelenir. Güneş tesir etmez, uçsuz bucaksız dağlardır. Bu

uzayan dağ içinde türlü türlü tahtaları biçecek bıçkı değirmenleri vardır ki su ile

dönerler. Bu dağlarda 50 arşın uzunluğunda çapa direk keserler. Rumeli ve Balvan

direkleri meşhurdur”6 ifadelerini kullanmakla bu durumu desteklemektedir.

Adapazarı’nın Türk hakimiyetine girişi, Anadolu Selçuklu hükümdarı Kutalmışoğlu

Süleyman Şah döneminde gerçekleşmiştir. O’nun ölümünden sonra bölgede meydana

gelen iç karışıklıklar, taht kavgaları devletin ciddi kayıplar yaşamasına ve akabinde II.

Haçlı Seferi sonunda bölgenin Türk hakimiyetinden çıkmasına sebep olmuştur. Türk

akınları zaman zaman Sakarya boylarına ulaşmışsa da bölgenin tekrar kazanılması uzun

zaman almıştır7. Bizans İmparatorluğu’na son veren Osmanlı Devleti’nin Sultan Orhan

zamanındaki kuvvetleri ile, Karamürsel Alp, Akça Koca, Konuralp tarafından Akyazı,

Hendek ve Karasuyla birlikte Adapazarı da Bizans’tan alınarak bir daha Türk

hakimiyetinden çıkmamak üzere topraklarımıza dahil edilmiştir.8 Orhan Gazi döneminde

3 Ayça Tiryaki, “Sangarius Köprüsü”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran

1998), Adapazarı: 1999, s. 204. 4 Enver Konukçu’ya göre, şehrin ismi bununla ilgili olabileceği gibi Türkçedeki “Sakar” sözcüğü ile de

ilgili olabilir. İbn-i Batuta’nın “Skri” şeklinde yazdığını belirtmiştir. Enver Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi

Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999,

s. 16-17. 5 Hamit İnandık, “Adapazarı Bölgesinin İklimi ve Bitki Örtüsü”, Türk Coğrafya Dergisi, 0/13 (Ekim 2014),

s.133-136. 6 Leyla Karanfil, Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, Ankara: Akvaryum Yayınevi, 2005, s. 121. 7 Osman Köksal, “Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Döneminde Sakarya Bölgesindeki Mücadeleler”,

“Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),

Adapazarı: 1999, s.36-39. 8 Nuri Yavuz, “Sakarya ve Çevresinin Türk Hakimiyetine Girişi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür

Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 26, 30.

10

Türkmen köyü olarak teşekkül eden Adapazarı, 17. yüzyıldan sonra da Kocaeli mülki

arazisinde yer almıştır. Çark Suyu ile Sakarya Nehri arasında kaldığından dolayı ada

görünümü alması ile “Karye-i Ada” şeklinde isimlendirildiği belirtilmektedir9. 16. ve 17.

yüzyıla ait resmi kayıtların bazılarında, “Karye-i Koyluca-i Kebir” ve “Karye-i Koyluca-

i Sagir” şeklinde yer almıştır10.

İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan Adapazarı’nın yol güzergahı,

Bizans ile Osmanlı Devleti arasında doğal bir sınır haline gelmişken, Osmanlı’nın erken

dönemlerinde de önemini kaybetmeden devam ettirmiştir11. Eski adı kaynaklarda

“Tığcılar” olarak da geçmekte, burada çevre köylerin yoğun katılımına sahne olan geçici

bir pazar yeri kurulduğu belirtilmektedir. Zaman içerisinde işlekliği artan bu pazarların

daimî hale gelmesiyle, esnaf tarafından pazar etrafında dükkanlar ve evler yapılmaya

başlanmıştır. Civardaki ticari hüviyeti sebebiyle büyüyen köyün pazar özelliği

“Adapazarı” şeklinde kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Ticaretin ve nüfusun

getirisi olarak, 1536’da köy halindeyken, 1646 yılında nahiye olmuş, 1658’de Sapanca

kazasının bir nahiyesi olan Akyazı’ya bağlanmış ve tekrar köy olmuş olan Adapazarı bu

dönemde Tığcılar ismini kullanmaya devam etmiştir. 1692 yılında kadılık, 1742’de

nahiye ve 1837 yılında kaza haline gelerek bağlı olduğu Sapanca kazası merkezi

Adapazarı’na taşınmıştır12.

Sakarya’nın doğu kısımları Osmanlı döneminde Akça Koca’ya kayd-ı hayat şartıyla

verilmesinden, “Akova ve Akyazı” şeklinde isimlendirilmişlerdir. 19. yüzyılda Akyazı

ve Sapanca Kocaeli Sancağı ve İzmit Mutasarrıflığına bağlı kaza merkezleri iken,

Adapazarı Sapanca’ya bağlı olup, devlet salnameleri ve belgelerinde “Adapazarı ma’a

Sapanca” şekliyle birlikte bahsedilmiştir. 1840’lardan sonra Adapazarı gelişmişliği

Sapanca’yı aştıkça bu defa “Sapanca ma’a Adapazarı” ifadesi kaynaklara geçmiş ve 1852

yılında İzmit Sancağı’na bağlı bir kaza konumuna yükselmiştir. Rumeli, Kafkasya ve

9 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası,1952, s. 5-6 10 Ahmet Güneş, “Ağaç Denizinde Bir Kaza ve İki Köy: Ada, Koyluca-i Kebir ve Sagir”, I. Sakarya ve

Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 68-71. (Güneş, incelediği

kaynaklardan bahisle, bu iki karyenin, Ada kazası dahilinde büyük ve küçük iki yerleşim birimi oldukları

tezini savunmaktadır). 11 Fahri Yıldırım, 333’den 1933’e Seyahatnamelerde Sakarya, Sakarya: Sakarya İl Kültür ve turizm

Müdürlüğü Yayınları, 2010, s. 14-16. 12 Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul: Milliyet Yayınları, 1985, s. 7.

11

Kırım civarından aldığı çok sayıdaki göçmen sebebiyle ise, bazı belgelerde “Sefine-i

Nuh” ifadesi ile karşılanmıştır13. 1869 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur.

19. yüzyılın ikinci yarısında, bir ticaret merkezi haline gelen Adapazarı’nda, pek çok

meslek erbabının kurduğu pazarlar ve çarşılar şehrin ticari canlılığının en büyük sebebini

oluşturmuştur. Uzunçarşı ve civarında bulunan Ayakkabıcılar, Kasaplar, Tenekeciler,

Abacılar, Aynalı Kavak, Bakırcılar Çarşısı, Adapazarı’nın ekonomik ve ticari

potansiyelini etkileyen önemli çarşılardır. Aynı zamanda bölgede üretilen çeşitli gıda

maddeleri, ağaç ürünleri ve pek çok ticari mal, bu dönemde sıklıkla İstanbul pazarlarına

satılabilmektedir14.

Özellikle, 1890 yılından itibaren sefere açılmış olan ve Osmanlı Devleti’nin Demiryolları

İdaresi tarafından Arifiye’den Adapazarı İstasyonu’na bağlanan demiryolu sayesinde

daha da canlanan Adapazarı, gerek 25.000’i aşan nüfusu gerekse tarım potansiyeli

sayesinde bölgedeki ticaret merkezi konumuna yükselmiştir15. Bu nüfus içerisinde yerli

halkın yanı sıra, Balkanlar ve Kafkasya’dan göç ederek bölgeye yerleşen göçmenler de

yer almaktadır. Balkan Muhacirleri, Bosnalılar, Çerkeşler, Abhazlar, Gürcüler, Tatarlar,

Rumlar ve Ermeniler başlıca göçmen gruplarıdır.

Osmanlı topraklarında yüzyıllarca Türklerle birlikte yaşayan Rum ve Ermenilerin

19.yüzyıldan itibaren dış desteklerle birtakım bölücü faaliyetlere ve tedhiş hareketlerine

giriştikleri bilinmektedir. Özellikle 1. Dünya Savaşında faaliyetlerini artıran ve Osmanlı

Devleti’ni savaş sırasında zor duruma düşüren bu ayrılıkçı grupların asayişi bozarak

cephelerdeki mukavemeti kırdıkları aşikardır. Bu sebeple devlet, savaş sonuna kadar

zararın önüne geçmeyi ve hassas bölgelerin güvenliğini sağlamayı amaçlayan bir

kanunla, ayrılıkçı grupların Mayıs 1915 itibariyle Zor sancağı başta olmak üzere çeşitli

Osmanlı vilayetlerine sevk ve iskân edilmesini kararlaştırılmıştır16. İzmit ve Adapazarı

civarında bulunan bazı Ermeni grupların da teşkilatlanarak silahlandıkları tespit

edildiğinden özellikle İzmit’te yaşayan 58.000 civarındaki Ermeni’den ve

Adapazarı’ndakilerin büyük çoğunluğunun göçe tabi tutularak, Zor Sancağı’na

13 Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, s. 14-15. 14 Mustafa Sarı-Resul Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, I.

Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-22 Nisan 2006), Kocaeli Büyükşehir

Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli: 2007, c. II, s. 940-941. 15 Konukçu, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, s. 16. 16 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara: Sistem Ofset, 1990, s. 1-96.

12

yerleştirilmişlerdir. Tehcir kanunu bir düzen içerisinde uygulanmış, 1918 yılında

imzalanan ateşkes anlaşması akabinde İzmit ve Adapazarı’na geri dönmek isteyen

ailelerin iskanı sağlanarak mülkleri de büyük oranda kendilerine iade edilmiştir17.

1. Dünya Savaşı’nın bitiminde, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros

Mütarekesi’nin çeşitli maddelerinden güç alan işgalci devletler, Osmanlı topraklarında

yeni bir savaşı başlatmış oldular ki Kurtuluş Savaşı veya Milli Mücadele bu anlamda bir

“nefs-i müdafaa savaşı” dır. Hemen her bölgede gerçekleşen işgalin en yoğun ve aynı

zamanda en kritik bölgede gerçekleşeni ise Yunan ilerlemesidir. 15 Mayıs 1919’da

İzmir’in işgali ile başlayan süreç, M. Kemal’in Anadolu’ya geçiş kararının ve ülke

çapındaki tepkilerin itici gücü olmuştur18. Kongreler yoluyla kararlaştırılan mücadele

planı devam ederken, Batı Anadolu’da milli mukavemet hareketinin gelişmesi ve halkın

teşkilatlandırılmasında öncelikle bölgede görevli komutanlar etkili olmuşlardır. Sonraki

günlerde ise, yerel milis güçler, efeler ve bazı eşkıya liderlerinin de bu konuda destekleri

ve faaliyetleri önem arz etmiştir.

Askeri tecrübeye sahip ve oluşturduğu milis kuvvetleri ile “Kuvve-i Seyyare” isimli

ordunun komutanı olan Çerkez Ethem, Salihli’den Millî Mücadele safına katılarak Batı

Cephesinde Yunanlılara karşı çarpışmıştır. 1920 sonlarına kadar kısa sürede önemli bir

güç kazanarak, Ankara’nın dikkatini çeken Ethem’in kuvvetleri, bu sırada Anadolu’nun

birçok yerinde meydana gelen iç ayaklanmaların batırılmasında etkili rol oynamıştır19.

İstanbul Hükümeti ve İngilizlerin birlikte yürüttüğü aleyhte çalışmaların sonucunda çıkan

ayaklanmalardan biri olan Ahmet Anzavur’un Balıkesir Biga çevresindeki isyanı, Ethem

tarafından bastırılmıştır. Nisan 1920’de, Kuvay-ı Milliye karşıtı olarak “Kuvay-ı

İnzibatiye” adıyla kurulan ordunun tertiplediği Adapazarı ve çevresindeki isyanın

bastırılmasında da Ethem’in kuvvetlerinden yardım alınmıştır20.

Düzce ve Bolu ayaklanmasının bastırılmasından sonra Ethem, Adapazarı üzerinden

Eskişehir’e taşınmış, bu sırada çıkan Birinci Yozgat Ayaklanması dolayısıyla Haziran

17 İbrahim Ethem Atnur, “Rum ve Ermenilerin İzmit-Adapazarı Bölgesinden Tehciri ve Yeniden İskanları

Meselesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.

126-130. 18 Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Ankara: M.E.B. Yayınevi, 1978, c. IV, s. 91-95;

İbrahim Artuç, Kurtuluş Savaşı Başlarken, İstanbul: Kastaş Yayınları, 1987, s. 24-25, 47. 19 Türkmen Töreli, İstiklal Harbinde İç İsyanlar, Ankara: Kripto Yayınları, 2013, s. 40-42. 20 Çerkes Ethem hakkında geniş bilgi için bakınız: Cemal Kutay, Çerkes Ethem Dosyası, Boğaziçi

Yayınları, 1990, s. 28-30, 40.

13

1920’de Erkan-ı Harbiye Riyasetince bölgeye gönderilmiştir. Merkezi otoritenin

güçlenmesi ve düzenli ordunun kurulması ile, birliğe dahil olmayı reddeden Ethem’in

Ankara ile arasındaki çatışmalar 1921 yılında ülkeyi terk etmesi ile sonuçlanmıştır21.

24 Mart 1921’de Yunan işgaline uğramış ve aynı yılın 21 Haziran’ında kurtarılmıştır. Bir

taraftan Milli Mücadele devam ederken, diğer taraftan bu harekete karşı çıkan isyanların

bastırılması ile uğraşan TBMM ve ordumuz bu bölgede çetin mücadeleler sergilemiştir.

3 Nisan 1920 tarihinde başlayan ve üç ay devam eden isyanın bastırılmasında milli

kuvvetler ve Ali Fuat Paşa’nın gayretleri mühimdir. Aynı zamanda, özellikle Geyve

bölgesindeki başarılı savunması sonucunda, Yunan ilerleyişi Geyve boğazını geçememiş,

İzmit’ten İç Anadolu’ya veya Batı Anadolu’dan İzmit’e yapılacak muhtemel İngiliz

yardımlarının önü kesilmiştir. Bu sebepledir ki, Ali Fuat Paşa, Sakaryalıların hafızasında

ve tarihinde ayrı bir değere sahiptir22. Sakarya Anadolu’daki milli mücadelenin de

sonucunu belirlemiştir adeta. Türk ordusu Yunanlılara karşı Sakarya’da kazanılan zafer,

Yunan ordusunun 46.000 kayıp vermesine karşılık, Türk ordusunun 26.000 şehit ve

zaiyatı ile sonuçlanmıştır. Bu sebepledir ki M. Kemal Sakarya Savaşı hakkında şu ifadeyi

kullanmıştır; “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü demiştir. Sakarya Savaşı’nın

Türk Tarihi içinde taşıdığı anlam büyüktür, Sakarya; Anadolu’nun Türklerin ebedi vatanı

olduğunu kanıtladığı yerdir23.

Milli Mücadele döneminde Adapazarı ve Kocaeli çevresinin bu mücadeleye katkılarını

ifade eden çalışmaların sayısı dikkate değer miktardadır. Bunlar arasında işgal yıllarını

ve kurtuluş savaşı sürecini edebi olarak kaleme almış yazarların romanları da

sayılmaktadır. Örneğin Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek ve Tağrı Buğra’nın Küçük

Ağa isimli eserleri bu mücadeleyi anlatan ve merkezine alan eserlerdir. Adapazarı ve

Kocaeli çevresi bu eserlerde de, İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan insan, silah ve cephane

sevkiyatının dolayısıyla vatanseverlerin önemli bir geçiş güzergahı olarak tasvir

21 Rahmi Apak, İstiklal Savaşında Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları,

1990, s. 124-128; Günay Çağlar, “Milli Mücadele’de Çerkez Ethem’in Kuzey-Batı Anadolu’daki

Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999,

s. 133-141. 22 Enis Şahin, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran

1998), Adapazarı: 1999, s. 151-159; Fahri Tuna, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: 2011, Sakarya Valiliği

Yayınları, s. 18-19. 23 Mustafa Gül, “Sakarya Meydan Muharebesi Hakkında Genel Bir Değerlendirme”, I. Sakarya ve Çevresi

Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 193-195.

14

edilmektedir. İstanbul’dan Kastamonu’ya deniz yoluyla oradan da Ankara’ya kara

yoluyla uzanan birinci hattın dışında, ikinci ve önemli bir kısmı oluşturan İzmit-

Adapazarı-Bolu üzerinden Ankara’ya ulaşan hat konu edilmiştir. Ateşten Gömlek’te

kahramanlardan biri olan İhsan, Anadolu’ya geçerek Adapazarı ve civarında Kuvva-yı

Milliye’yi teşkilatlandırmak isteyen bir komutandır. Ve bu geçiş esnasında yaşadığı

zorluklar ve gizlilik, dönemin tüm Anadolu’ya geçiş şartlarını da yansıtmaktadır:

“İhsanı bizimkiler hemen Adapazarı’na gönderiyorlardı. Orada Anadolu’yu

karıştırmak için yapılan tertibat ve teşkilata karşı, o da teşkilat yapacaktı.

İngilizler, Türklerden kuşkulu gördükleri adamları Haydarpaşa treni ile

geziye çıkarmıyorlardı. Hele subayları hiç bırakmıyorlardı. İhsan, karadan

kaçıp gidecekti…”24.

Adapazarı’nın 19. yüzyıla ait nüfus verileri kaynaklarda değişiklik arz etmekle birlikte,

Osmanlı nüfus sayım kayıtlarına göre, 1882-1890’larda Adapazarı’nda bağlı köyler dâhil

40.318’i Müslüman olmak üzere, 53.924 kişilik bir nüfus bulunmaktadır25. Cumhuriyet

döneminin ilk resmi nüfus sayımında (1927) 22.550 kişi olarak tespit edilen şehrin

nüfusu, 1935 yılında 24.839, 1945 yılında 30.000 civarındadır26.

Adapazarı’nın şehirleşmesi ve büyümesini sadece artan nüfusla açıklamak mümkün

değildir, ancak bu nüfusun Adapazarı ovasının daha iyi işlenmesi ve şehir dışında kalan

âtıl alanların da değerlendirilmesini sağladığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra, şehirdeki

yatırımların desteklenmesi bakımından öncülük eden bankacılık faaliyetleri ile

fabrikalaşma şehirleşmedeki önemli etkenler olmuştur27. Zira, Türkiye topraklarında milli

sermaye ile kurulan ilk milli bankalardan biri olan İslam Ticaret Bankası, 1914 yılında

Adapazarı’nda kurulmuştur. 1919 yılında Anonim şirket haline gelen banka, “Adapazarı

İslam Ticaret Bankası Osmanlı Anonim Şirketi” ismiyle faaliyete devam etmiştir.

24 Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek, İstanbul: Atlas Yayınları, 1984; Ömer Solak-İsmail Akbal, “Millî

Mücadele’yi Konu Alan Romanlarda Kocaeli ve Çevresi”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür

Sempozyumu Bildirileri (20-22 Nisan 2006), c.II, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli:

2007, s. 997-1001. 25 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, İstanbul: Anadolu Yayınları, 1983, s. 6458-6459. 26 T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul: Hüsnü Tabiat

Basımevi, 1937, s. 6; Metin Tuncel, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

İstanbul: 1988, c. 1, s. 354-355. 27 Turgut Subaşı, “I. Meşrutiyet Döneminde Adapazarı’ndaki Sosyal Hayat Hakkında Bazı Gözlemler”,

Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Sakarya: 2005, c. I, s. 409-411.

15

Cumhuriyet döneminde 1924 yılı itibariyle ismindeki Osmanlı kısmı çıkarılmış, 1928

yılında ise “Adapazarı Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi” olarak belirlenmiştir. 1934

yılında merkezi Ankara’ya taşınan bankanın ismi 1937’de “Türk Ticaret Bankası Anonim

Şirketi” olarak değiştirilmiştir. Banka, milli bankalardan Cumhuriyet dönemine geçebilen

ve varlığını sürdüren 14 bankadan biridir. Şehrin ekonomik kalkınmasında önemli bir

yere sahip olan bankanın kurucuları, çeşitli esnaf ve tüccarlardan oluşmakta idi. Bu

girişimciler 1924 yılında Adapazarı Ticaret Odası’nın kurulmasını ve şehrin ticari

hayatının örgütlü bir hale getirilmesini sağlamışlardır. Banka, 1929 ekonomik buhranının

etkilerini yaşayan Adapazarı’nda elektrikli aydınlatma işini üstlenmiş ve 1933 yılında

Adapazarı Ahşap ve Demir Malzeme Fabrikası’nı satın alarak “Adapazarı Ağaç ve Demir

Eşya Fabrikası” ismiyle yeniden faaliyete geçirmiştir. Buna benzer sınai yatırımlara

yönelen banka, II. Dünya Savaşı yıllarından büyük sermayesi ile çıkmayı başaran ilk dört

bankadan biri olmuş, kuruluş amacına uygun olarak bölge adına önemli hizmetler

vermiştir28.

II. Meşrutiyet’in ilanı sonrası Aralık 1908 itibariyle açılan Meclis-i Mebusanın süresinin

Mayıs 1912’de sona ermesi beklenirken, yapılan ara seçimlerde Hürriyet ve İtilaf Fırkası

ile İttihat ve Terakki Fırkası arasında çıkan uyuşmazlık sebep gösterilerek meclis fesh

edilmiştir. Türk demokrasi tarihinde ilk erken genel seçim kararı böylece alınmıştır. Bu

dönemde müstakil bir mutasarrıflık olan İzmit Sancağı İntihab-ı Mebusan Kanunu’na

göre iki seçim bölgesinden oluşmaktaydı. İzmit, Adapazarı, Kandıra, Karamürsel, İznik,

Yalova ve Geyve’de seçim şubeleri açılmış, bu sırada mülki değişiklikler de yapılarak,

26 Mart 1912’de Adapazarı’na Mihalıççık Kaymakamı Cevdet Bey tayin edilmiştir.

Sancaktaki seçimler Mart ve Mayıs ayları arasında tamamlanmış, seçimlere katılan H.İ

ve İ.T Fırkaları arasındaki rekabetten beklenildiği üzere İ.T ezici çoğunlukla çıkmıştır.

İlk seçimlerde İzmit Sancağında İsmail Canbolat Bey, Müfit Bey ve Adapazarı Belediye

Meclis üyesi Anastas Efendi, Adapazarı merkezde ise, Ali Beşazade Ahmet Efendi ile

Kazancıoğlu Dimitri Ağa mebusluğa aday gösterilmiş, diğer kazalarda da çoğunlukla İ.T

desteklenmiş, Canbolat Bey, Müfit Bey ve Anastas Efendi İzmit Sancağı mebusluğuna

seçilmişlerdir29. Neticede, Adapazarı bu dönemde İ.T lehine sancaktaki genel siyasi

28 Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, s. 961-962. 29 Kenan Olgun, “İzmit Sancağı’nda 1912 Seçimleri ve Milletvekillerinin Meclisteki Faaliyetleri”, I.

Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 111-116.

16

yaklaşımı destekler ve etkili bir potansiyele sahip görünmektedir. Gayrimüslim nüfusun

azımsanmayacak varlığı da sonuçlarda belirleyici olmuştur.

Adapazarı Milli Mücadele yıllarında İzmit Mutasarrıflığına bağlı kaza durumunda

olduğundan, 12 Ocak 1920 tarihinde toplanan ve 18 Mart 1920 ‘ye kadar vazife gören

son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda İzmit bünyesinde temsil edilmiştir. Bu meclisteki

İzmit Mebusları; Fuat Bey (Carım), Hafız Abdullah Efendi (Tezemir), Halil İbrahim

Efendi (Gürsoy), Hamdi Namık Bey (Gör), Hüseyin Sırrı Bey (Bellioğlu), Tahir Bey

(Barlas)’lerden ibarettir30. Aralarında Adapazarı’nda doğan ve Adapazarı’nda mülki

görevler yapan isimler bulunmaktadır. Bu anlamda, Adapazarı’nın dolaylı yoldan

mecliste siyasi varlığı görülmektedir.

23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde açılan Birinci Büyük Millet

Meclisi milletin tek meşru temsilci haline getirilmiştir. 1.TBMM’nde görev yapan İzmit

milletvekillerinin büyük çoğunluğu ise Adapazarı ve Geyve’den seçilmişlerdir. O

dönemde, memuriyetle vekilliğin aynı kişinin uhdesinde toplanmasını yasaklayan Nisâb-

ı Müzakere Kanunu çıkarılmadığından31, bu isimler, Adapazarı’nda kaymakamlık yapmış

ve yapmakta olan kişilerdir; Fuat (Carım) ve Tahir (Barlas) Beyler, Hafız Abdullah

(Tezemir) Efendi ve Geyve Kaymakamı Hamdi Namık (Gör) Bey. 11 Ağustos 1923’te

toplanan İkinci Dönem Millet Meclisi’nde Adapazarı’nın bir temsilcisi bulunmayıp,

Kocaeli Milletvekili Mustafa Bey Adapazarı’ndan seçilmiştir32.

Cumhuriyet Halk Fırkasının yönetimde aktif olarak bulunduğu günlerde, Türkiye’de çok

partili siyasi hayata geçiş adına adımların atıldığını bilmekteyiz. Mecliste ilk muhalefet

denemesi, CHF’den istifa eden Gazi Mustafa Kemal’in silah ve dava arkadaşları olan

Kâzım Karabekir, Rauf Bey, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa ve Adnan Bey’in öncülüğünde

toplam 11 kişilik bir grubun girişimiyle 17 Kasım 1924 tarihinde kurulan, “Terakkiperver

Cumhuriyet Fırkası”dır33. Klasik bir liberal demokrat siyasi oluşumu olan parti 1925

30 Fuat Bey (Carım), Adapazarı Kaymakamlığı yapmıştır. Hafız Abdullah Efendi (Tezemir), Adapazarı

doğumludur. Hamdi Namık Bey (Gör) Geyve kaymakamlığı yapmıştır. Tahir Bey (Barlas) Adapazarı

kaymakamlığında bulunmuştur. Ahmet Demirel, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele Döneminde

Seçimler, İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, s. 242-243. 31 5 Eylül 1920 Nisab-ı Müzakere Kanunu kabulüdür. 32 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, s. 6464-6465; A. Demirel, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele

Döneminde Seçimler, s. 243. 33 Eric Jan Zürcher, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

(1924-1925), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, s. 84-85, 95.

17

yılında Şeyh Sait Ayaklanmasında etkileri öne sürülerek Takrir-i Sükun kanunu ile

kapatılmış, siyasi teşkilatlanma ve seçimlere katılma fırsatı bulamamıştır.

Siyasi yasağın son bulmasından hemen sonra, 12 Ağustos 1930 tarihinde, Ali Fethi Okyar

tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası, M. Kemal Atatürk’ün de destek olduğu

bir programla, liberal ekonomi politikasını benimsemek ve hükümeti yapıcı olarak

eleştirmek gayesi ile siyasal hayata atılmıştır. Demokrasinin bir gereği olmasının yanında,

ülke çapında ortaya çıkan karşı eğilimleri saptamak ve denetlemek fikrinin de muhalefet

fırkasının kuruluşunda etkili olduğu söylenebilir34. Serbest Cumhuriyet Fırkasının

merkez teşkilatı kurulduktan sonra, 24 Eylül 1930 tarihinde Kocaeli çevresinde ilçelerde

ve nahiyelerde teşkilat kurmak için çalışmalar başlamıştır. Aydoslu Murat Bey’in

girişimleri sonucunda Kocaeli İli Adapazarı İlçesi Ocak Teşkilatı kurulmuştur. İdari

Heyette; Aydoslu Murat Bey, Gangalzade Hüsnü Bey, Avukat Yusuf Ziya Bey, Avukat

İzzet Bey, Avukat Mustafa Sadık Bey, Keresteci Yusuf Eşref Bey, Doktor İzzet Fikri Bey

yer almıştır. CHP istihbarat raporlarında, ilçe ve nahiyelerde partiye üye olanların

genellikle tüccar oldukları, hükümete karşı tavır alarak irticai meyilli söylemlerde

bulundukları şeklinde ifadeler yer almıştır. Bu raporlara göre, Adapazarı’ndaki üyeler

çoğunlukla muhacirlerden oluşmaktadır, hükümete muhalif olmamakla birlikte,

karakteristik özellikleri ve bazı inkılap karşıtı söylemlerine değinilmiştir.35 1930 yılı

belediye seçimlerini oldukça hararetli geçmiş, muhalefet Kocaeli Valisi Eşref Bey’in

Adapazarı’nda SCF adına çalışanları baskıladığını öne sürerek, seçimlerin hakkaniyetle

yapılmadığını iddia etmiştir. Yerel seçimlerle ilgili şiddetli tartışmalardan sonra Fethi

Bey, Dahiliye Vekaletine verdiği dilekçe ile 17 Kasım 1930 günü SCF’yi kapattığını

duyurmuştur.36 Bundan sonra TBMM’nde çok partili hayata geçişin mümkün olduğu

1946 yılında Demokrat Parti’nin kuruluşuna kadar muhalefet denemelerinden uzak

durulduğu görülmektedir.

1931-1934 yılları arasında 4.TBMM’inde Kocaeli’nden seçilerek görev yapan

milletvekilleri ise şu kişilerdir; Ali Dikmen, Dr. Ziya Nuri Birgi, İbrahim Dıblan, Hasan

34 Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931), İstanbul: Cem

Yayınları, 1992, s. 247-249. Fırka hakkında ayrıntılı bilgi için Cemil Koçak, Belgelerle İktidar ve Serbest

Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: İletişim Yayınları, 2006. 35 Mehmet Pınar, “Kocaeli’nde Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Faaliyetleri”, Uluslararası Gazi Süleyman

Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri III, Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür

Yayınları, 2016, s. 1264-1265. 36 M. Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931), s. 272-273.

18

Hayri Tan, Kemalettin Olpak, Nedim Bozatık, Ali Sait Akbaytuğan, Ragıp Akça, Salah

Yargı, İbrahim Süreyya Yiğit37. Bu mecliste yine Kocaeli milletvekilleri Adapazarı’nı da

temsil etmektedir.

Adapazarı tarihinden bahsederken, değinilmesi gereken hadiselerden birisi de şüphesiz

M. Kemal Atatürk’ün Adapazarı ziyaretleridir. Gerek Cumhuriyet döneminde gerekse

Milli Mücadele döneminde M. Kemal’in Adapazarı’na çeşitli sebeplerle geldiğini

bilmekteyiz. Bu ziyaretlerdeki ilk gaye, halkla bir araya gelerek, bölgedeki sorunları

yerinde incelemekti. Diğeri ise, özellikle Batı Cephesinde ordumuzun durumunu tetkik

ve teftiş etmek, ihtiyaçlarını belirlemektir.

M. Kemal Atatürk kaynaklarda belirtildiği üzere, Adapazarı’na hayatı boyunca 5 defa

gelmiştir. İlk ziyareti 1920 yılındadır. Bu ziyarette, ordunun durumunu incelemiş ve

Geyve’de konaklamıştır38. Bu gelişinden pek çok kaynak bahsetmemekte, genellikle 4

ziyaretin tarihi verilmektedir. Bunlar 20-21 Haziran 1922, 16 Ocak 1923, 22 Eylül 1925

ve 18 Haziran 1934’tür39.

Büyük Taarruz öncesinde hazırlıkları yerinde görmek amacıyla 15 Haziran 1922 tarihinde

Beypazarı, Nallıhan ve Göynük yolunu izleyerek Geyve’ye gelen M. Kemal’in, burada

bulunan Kocaeli Grubunu denetledikten sonra Adapazarı’na geçerek, annesi Zübeyde

Hanımla Askerlik Şubesi Başkanı Baha Bey’in evinde görüştüğü, geceyi Adapazarı’nda

geçirdiği belirtilmektedir. Bu ziyaret sırasında, aynı zamanda Türk dostu olarak tanınan

Fransız Yazar Claude Farrere’nin İzmit’e gelmesi ve kendisiyle görüşme talebinde

bulunması üzerine İzmit’e giden M. Kemal, Farrere ile görüştükten sonra tekrar

Adapazarı’na dönmüştür. Farrere’ye verdiği beyanatta; “ Efendiler! Türkiye halkı

asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış, ve bağımsızlığını hayati bir ihtiyaç olarak

görmüş bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet bağımlı yaşamamıştır” demiştir40.

Atatürk’ün bu ziyareti sırasında konuk edildiği ve yemek yediği evin İstasyon Caddesinde

37 Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938), Ankara: Kalite Matbaası, 1974, s. 350. 38 Kamil Özdemir, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), Atatürk

Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011,

s. 6. 39 Fahri Tuna, Adapazarı Yazıları, Sakarya: 2007, s. 63; Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli,

Ankara: Nur Ofset, 1982, s. 30. 40 Ali Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s. 63; Necati Çankaya, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt

Gezileri, İstanbul: Tifdruk Matbaacılık, 1985, s. 146-147.

19

olduğu düşünülmektedir. Kendisi Adapazarı’nda geçirdiği sürede, Sabiha Hanım Okulu

öğretmenleriyle de görüşmüştür41.

M. Kemal Atatürk’ün şehre üçüncü gelişleri fazla bilinmemekle birlikte, bu ziyaret 13

Ocak 1923 tarihinde gerçekleşmiştir. Arifiye’de trenden inen M. Kemal Arifiyeliler

tarafından karşılanmış, burada yaptığı konuşmada Cumhuriyet yönetiminin

faziletlerinden bahsetmiştir42

M. Kemal Atatürk’ün Adapazarı’nı dördüncü ziyareti ise, 22 Eylül 1925 tarihinde

gerçekleşmiştir. Beraberinde bazı illerin milletvekilleri olduğu halde, Arifiye

istasyonunda trenden inmiş ve halkın selamları ile karşılanmıştır. Adapazarı’ndan çeşitli

heyetler ve öğretmenler de kendisini görmek için istasyona gelmişlerdi. Burada yapılan

görüşmelerden sonra, M. Kemal İzmit’e doğru uğurlanmıştır43.

Adapazarı’na 5’inci gelişi 1934 yılında gerçekleşen Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı olarak

bölgeyi ilk ve son ziyareti olacaktır. Adapazarlılar ilk gelişinden 14 yıl sonra Atatürk’le

tekrar buluşmuşlar ve yoğun ilgi gösterdikleri bir tören eşliğinde kendisini

karşılamışlardır. Bolu yolu üzerinden 18 Temmuz’da şehre gelen Atatürk, Halkevine

giderek burada öğretmen, memur ve gençlerle sohbet etmiştir. Adapazarı halkıyla

görüşmeler yaptıktan sonra, iş adamı Hasan Cavit Bey’in evinde dinlenmeye çekilmişler,

fener alayları ve taklarla baştan başa ışıklandırılmış şehir caddelerinde “Gazimizi sonsuz

saygılarla selamlarız” yazıyordu44. Geri kalan yolculuğa trenle devam etmek üzere

istasyona gelen Atatürk, İstanbul’a doğru aynı saygı ve hürmetle uğurlanmıştır.

10 Kasım 1938’de kurtarıcısını kaybeden Türk Milleti’nin tüm güzergah boyunca

yaptıkları gibi, Adapazarı halkı da, Mustafa Kemal Paşa’yı son yolculuğuna uğurlayacak,

Arifiye demiryolu boyunca saygıyla selamlayacaklardı.

41 M. Erendil, Türlü Yönleri İle Sakarya İli, s. 30; Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara:

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1998, s. 19-21; Çankaya, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt

Gezileri, s. 147. 42 Enis Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Yayınları,

2004, s. 1-2. 43 Özdemir, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), s. 10. 44 Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, s. 22.

20

1.1.1. Kocaeli’ne Bağlı Adapazarı’nın Mülki Yapısı

Sakarya ili ve onun merkez ilçesi olan Adapazarı’nın adı, ilçenin kurulduğu yerde akan

Sakarya Nehri’nden gelmektedir. Tarihi kaynaklara göre, şehrin kurulduğu yerde daha

önce Akyazı nahiyesine bağlı Tığcılar adında bir köy bulunmaktaydı. Bugün bir

mahallenin isim olarak verildiği bu köy, Sakarya Irmağı ile ırmağın kolu olan Çark deresi

arasında kalması sebebiyle bölge halkı tarafından adeta bir ada görünümünde

bulunmasından esinlenilerek zamanla “ada” şeklinde tabir edilmeye başlanmıştır.

Yöredeki halkın ticari hayatında büyük öneme sahip olan pazarlardan bazılarının Erenler

köyü ve burada kurulması, bölgenin civardaki ekonomik canlılığın merkezi olmasını

sağlamıştır. Böylece köyün adı önce “Ada Karyesi” ne daha sonra “Adapazarı” na

dönüşmüştür. Yüzyıllar içerisinde birtakım tektonik faaliyetlerin etkisi ile nehir yatağını

değiştirmiş ve bugünkü halini almıştır. Ancak yerleşik halk eskiden kalma alışkanlık ile

bugün bile Adapazarı yerine “Ada” ismini kullanmayı tercih edebilmektedir.45

Tarihi sürece bakıldığında, Adapazarı’nın yönetim teşkilatı köy olarak başlamıştır.

Adapazarı; 1563’de köy, 1646’da nahiye, 1658’de tekrar köy, 1692’de kaza, 1701’de

Sapanca’ya bağlı bir köy, 1742’de nahiye 1837’de İzmit’e bağlı bir kaza haline

getirilmiştir. 1839 yılında yapılan nüfus sayımlarında Adapazarı’nda 2700 ev tespit

edilmiştir. Adapazarı’nda belediye teşkilatı 1869 yılında kurulmuştur. Osmanlı

Devleti’nin donanmayı oluşturduğu dönemde tersaneye gerekli olan kereste nakliyat

merkezinin Adapazarı’nda bulunuşu, bölgenin önemini artırmış ve gittikçe gelişmesini

sağlamıştır46. Osmanlı Devleti zamanında yönetim şekli bakımından ilçe olmaktan

çıkamamış olan Adapazarı, nüfusunun çokluğuna rağmen Cumhuriyet döneminde de

uzun yıllar ilçe olarak kalmıştır.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanından sonra sancaklar kaldırılarak yerine iller

(vilayetler) kurulması konusu gündeme gelmiş, 20 Nisan 1924 tarihinde çıkarılan 491

45 Rifat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, İstanbul: Özyürek Yayınevi, 1992, s. 30-31; “Sakarya”

Maddesi Türkiye İller Ansiklopedisi; c. II. İstanbul: 2005, s. 351; Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul:

1985, s.7; Metin Tuncel, “Adapazarı”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, (DİA), c. I. İstanbul: 1988, s. 354. 46 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Nur Ofset, 1982, s. 24, 33; Talia Balcıoğlu, Adapazarı

Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul,1952, s. 5-8; Yusuf Çetin, Sakarya’nın Kültürel ve Tarihi Mirası, İstanbul:

2009, s.12; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul: Sulhi Garan

Matbaası, 1958, s. 136-137; Hasan Balcıoğlu, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne”, Ada Kariyesinden

Sakarya Vilâyeti’ne, Devlet Nüshası No: 1407, Sakarya: 1953, s. 8; M. Eröz-S. Alpan, Adapazarı Tarihçesi

ve Sakarya Coğrafyası, İstanbul: Fakülteler Matbaası, 1968, s. 6.

21

sayılı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile sancaklar yerine iller oluşturulmuş, İzmit Sancağı

kaldırılarak, vilayet genel meclisinin aldığı karar doğrultusunda yeni ismi “Kocaeli”

olarak kabul edilmiş ve vilayet yapılmıştır. İzmit ise Kocaeli’nin merkez ilçesi yapılarak,

Adapazarı, Akyazı, Gebze, Hendek, Kandıra, Karamürsel ve Geyve ilçelerinin de aynı yıl

Kocaeli’ne bağlanaması sağlanmıştır47. Kocaeli 1954 yılından önceki idari yapılanmada,

toplam 10 adet ilçe, 28 bucak ve 693 adet köyden oluşmaktadır. Bu köyler Köy Kanununa

tevfikan48 muhtarlık teşkilatı ile idare edilmektedir.

Kocaeli’nin 14 Haziran 1954’ten önce ilçe, bucak ve köy durumu o yıllarda şöyle idi:

Adapazarı: 4 Bucak 120 Köy, İzmit: 4 Bucak 88 Köy, Gebze : 4 Bucak 30 Köy,

Karamürsel: 2 Bucak 43 Köy, Gölcük: 1 Bucak 24 Köy, Kandıra: 4 Bucak 126 Köy,

47Cumhuriyetin ilk yılları ve daha eski tarihlerdeki gelişmeler için bkz. Rifat Yüce, Kocaeli Tarihi ve

Rehberi, Kocaeli: Demkar Yayınevi, 2007; F. Yavuz Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı

Döneminde Kocaeli, Kocaeli: Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Yayını, 2000, s. 83; Bilal Tunç,

Demokrat Parti Dönemi Kocaeli 1950-1960, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış

Doktora Tezi, 2016, s.37-38. 48 Köy Kanunu, Kanun No: 442, Kabul Tarihi : 18/3/1924 Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 7/4/1924

Sayı: 68 Yayımlandığı Tertip: 3 Cilt : 5 Sayfa: 336 “Madde 1 – Nüfusu iki binden aşağı yurtlara (köy) ve

nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında olanlara (kasaba) ve yirmi binden çok nüfusu olanlara (şehir) denir.

Nüfusu iki binden aşağı olsa dahi belediye teşkilatı mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezleri kasaba

itibar olunur. Ve Belediye Kanununa tabidir” (Resmi Gazete, 7/4/1924, Sayı: 68). Köy Kanunu 4. Ve 5.

Maddelerinde belirtildiği üzere köylerin ve 1580 Sayılı Belediye Kanununda açıklandığı üzere, diğer

sınırların çizilmesi esaslarına uyulmuştur. “Sınırların tasdiki şekli Madde 5 - Belediye sınırları: A - Seksen

binden az nüfuslu olan beldelerde belediye meclislerinin kararı ve mahalli idare heyetinin mütalaası

alındıktan sonra vilayet idare heyetinin tasdiki ile. B - (Değişik:4/7/1988 -KHK-336/1 md.; Aynen kabul:

7/2/1990 - 3612/10 md.) Seksen binden fazla nüfuslu belediyelerde belediye meclisinin kararı, idare

heyetinin muvafakatı, Valiliğin teklifi ve İçişleri Bakanlığının tasdiki ile kesinleşir. Tasdik edilmeyen sınır

kağıtları esbabı mucibesiyle mahallerine iade edilir. Sınırın değiştirilmesine ihtiyaç olursa yeni sınırın

çizilmesi aynı usule tabidir. Sınır ihtilaflarının halli Madde 6 - Beldeler veya köyler arasında sınır ihtilafı

çıkarsa aşağıda tarif olunduğu şekilde hallolunur: İhtilaf bir kaza dahilindeki belde ve köyler arasında ise

kendilerine mahalli en büyük mülkiye memuru tarafından tahriren vaki olacak tebligat üzerine alakadar

ihtiyar veya belediye meclislerinin en çok otuz bir gün zarfında bildirecekleri mütalaaları tetkik olunmak

şartiyle kaza idare heyetinin esbabı mucibeli kararı ve vilayet idare heyetinin aynen veya tadilen tasdiki

ile; İhtilaf bir vilayete merbut ve muhtelif kazalar dahilindeki belediye ve köyler arasında ise kezalik

kendilerine mahalli en büyük mülkiye memuru tarafından yapılacak tahriri tebligat üzerine alakadar

ihtiyar veya belediye meclislerinin en çok otuz bir gün zarfında bildirecekleri mütalaaları tetkik olunmak

şartıyle vilayet idare heyetlerinin kararı ve vilayet umumi meclisinin tasdiki ile kati surette hallolunur.

Belde veya belde aksamının ayrılması veya başka parçaların belde ile birleşmesi Madde 7 - (Değişik:

4/5/1960 - 7469/1 md.) A) Bir köy veya meskun sahaları arasında merkez ittihaz edilecek yere azami 500

metre mesafesi bulunan birkaç köyün veya köylerle köy kısımlarının veyahut muhtelif köy kısımlarının

birleşerek belediye kurabilmeleri için nüfusları tutarının son nüfus sayımına göre 2.000 den fazla olması,

köy ihtiyar meclisinin bir mazbata ile veya seçmenlerinin en az yarısından fazlasının yazılı olarak mahallin

en büyük mülkiye memuruna müracaat etmesi veya valinin re'sen bu işe lüzum göstermesi lazımdır.” Kanun

Numarası: 1580 Kabul Tarih: 3/4/1930, Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930 Sayı: 1471,

Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3, c. 11, s. 80.

22

Karasu: 1 Bucak 36 Köy, Akyazı: 2 Bucak 54 Köy, Hendek:2 Bucak 54 Köy, Geyve: 4

Bucak 118 Köy. Toplamda, 28 Bucak 693 Köy 49.

1950-1960 yılları arasında, Kocaeli genelinde ve daha sonra teşkil edilen Sakarya’da,

değişen şartlar ve ihtiyaçlar dolayısıyla, yeni köy, nahiye, ilçe ve mahalleler kurulması

çalışmaları yapılmıştır. Bu düzenlemelerin temel sebebi, yönetimsel sorunları çözmek ve

idareyi kolaylaştırmaktır. Bölgenin giderek artan nüfusu yönetimde pratik bir takım

çözümler alınmasını da gerektirmiştir. Demokrat Parti’nin yurt çapında önem verdiği,

yeni idari yapılanma ve bazı yeni illerin oluşturulması isteği, bu çalışmaları zorunlu

kılmıştır.

1580 Sayılı Belediye Kanunu’na uygun olarak, 1950 yılından önce başlayan ve 1950-

1955 yıllarında artarak devam eden sınır değişikliği ve yeniden isimlendirme çalışmaları

Kocaeli’nin hemen her ilçesinde gerçekleşmiştir. Kocaeli’nin yeni idari yapılanması bu

yıllar arasında komşu illerle olan yeni sınırları belirlenmiştir50. Ele aldığımız konu

itibariyle, yalnızca Kocaeli bünyesinde iken daha sonra Sakarya İline bağlanacak olan

ilçe, bucak, köy ve mahalleler ile ilgili idari değişikliklere bu kısımda yer verilmiştir.

1940 yıllarından itibaren sırasıyla şu değişiklikler yapılmıştır:

Kocaeli’nin Adapazarı ilçesine bağlı olan Alancuma ve Emirler köylerinin sınırlarının

birleştirilmesi ve Alanköy isminde bağımsız bir köy oluşturulması, 13 Mart 1946

tarihinde Bakanlar Kurulunca kararlaştırılarak, resmi gazetede yayınlanmıştır.

Kocaeli’nin Adapazarı ilçesinin Söğütlü Bucağına bağlı olan bir köy mahalleye

dönüştürülerek Değirmencik köyüne, yine Adapazarı ilçesinin Söğütlü bucağına bağlı

Rüstemler köyü de mahalleye dönüştürülerek idari olarak Kuru Dil köyüne aktarılmıştır.

Yine düzenlemeler devamında, Bolu ili Düzce ilçesine bağlı Kadife Kale köyü,

Kocaeli’nin Hendek ilçesinin Kara Dere bucağına bağlanmış, Hendek ilçesi Merkez

bucağının Kayalık köyüne bağlı Apşalar ve Harman Tepe mahalleleri ise bu köyden

ayrılarak sınırları birleştirilerek mahalleye dönüştürülmüşlerdir51.

49 1967 Kocaeli İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970, s. 55-56; Kocaeli’nde 1950-54 yılları

arasında yapılan mülki ve idari değişikliklerin tamamı için; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli

1950-1960, s.40-41. 50 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 34-57. 51 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 40-42.

23

Köy Kanununa tevfikan idare edilmekte olan, Kocaeli’nin Adapazarı kazasına bağlı

Akyazı nahiyesinde, halkın talepleri doğrultusunda, Devlet Şurası’nca verilen karar ile 6

Haziran 1940 tarihinde belediye teşkilatı kurulmuştur52. Bu şekilde Adapazarı, İzmitten

sonra Kocaeli’nin en gelişmiş belediyesi olarak hayata geçmiştir.

Geyve ilçesine bağlı Pamukova bucağı merkezinde belediye teşkilatı kurulması için

yapılan başvuru kabul edilerek, Danıştay Genel Kurulu’nun 10 Haziran 1946 gün ve

46/115/102 sayılı kararı ile belediye kanununa uygun görülmüş ve onaylanmıştır53.

Anlaşıldığı üzere, idari olarak belediyelerin kurulması yerel yönetimin işleyişini

kolaylaştıracak ve gelirlerini artıracak bir gelişme olarak algılanmaktadır.

Kocaeli’nin Geyve ilçesine bağlı İstasyon köyü ile Geyve İstasyonunun ismi Alifuatpaşa

olarak değiştirilmiş, böylece, Milli Mücadele sırasında bölgede önemli askeri hizmetler

veren komutan Ali Fuat Cebesoy’un ismi ölümsüzleştirilmiştir. Önceki dönemlerde Geçit

veya İstasyon şeklinde anılan bu bölge, Geyve halkının talepleri ile valilikçe gündeme

getirilmiş ve Ali Fuat Paşa’nın da onayı alındıktan sonra 18 Ekim 1946’da mecliste

imzalanarak kasabanın ismi Alifuatpaşa kasabası yapılmıştır54. Kendisi 10 Ocak 1960

tarihinde vefat ettiğinde bölgeye duyduğu sevgi ve verdiği hizmet sebebiyle vasiyetine de

bağlı kalınarak Alifuatpaşa kasabasına defnedilmiştir.

1950 yılından itibaren Kocaeli-Sakarya bölgesi genelinde idari değişiklikler ve yapılanma

çalışmaları ciddi oranda artış göstermiştir. 1965 yıllarına kadar hızla devam eden bu

çalışmalar, bölgenin mevcut idari yapısını büyük ölçüde değiştirmiştir55. 1951 yılında,

Kocaeli’ne bağlı Akmeşe bucağının Alan Düze, İnamiye, Hayrabat, Kızılcıklı,

Kayrancık, Resullüdivanı ismindeki köyleri, Adapazarı ilçesinin Kazım Paşa bucağına

bağlanmasına karar verilmiştir56. Köyler ve mahalleler üzerinde yapılan bu değişiklikler,

halkın istekleri doğrultusunda bazı yönetimsel sıkıntıların çözülmesi için yapıldığı gibi,

nüfusu yoğun olan bölgelerin eşit dağılmasını ve yönetimin kolay işlemesini sağlamıştır.

52 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/139.17.12. 53BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/185.29.15. Pamukova 1987 yılında ilçe yapılarak, Sakarya’ya bağlanacaktır. 54 Enis Şahin, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23

Haziran 1999), Sakarya Üniversitesi Yayını, Adapazarı: 1999, s. 150-155. 55 Cumhuriyet Döneminde Adapazarı-Sakarya’da idari yapılanmaların tamamı için bkz.;

Enver Konukçu-Enis Şahin, “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”,

Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Sakarya: 2005, c. II, s. 877-905. 56 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/228.45.8; Resmi Gazete, 9 Ocak 1952, Sayı: 8003, s. 255.

24

24 Temmuz 1951 tarihinde, Adapazarı’na bağlı Küçüktersiye ve Hasanbey köyleri ile,

Akyazı’ya bağlı Bediltahirbey köyleri mevkiindeki iki kazanın sınırının değiştirilmesi

Başvekalet tarafından istenmiş buna göre; Akarca yani Çeltiklik mevkiinden batıya

çekilen çizginin Mudurnu Çayı hattıyla birleştiği noktadan başlayarak kuzeye doğru aynı

hattı takiben çayın Gebeş mevkii civarında üç kola ayrıldığı nokta ve bu kollardan çayın

asıl yatağını oluşturan orta kolunun hattını takiben, bu kolların birleştiği nokta olan Gebeş

(Pamuklu köprüsü) ve buradan çayın talvek hattı hizasıyla Adapazarı şosesi olduğu kabul

edilmiştir57.

Mülki alandaki düzenlemeler devam ederken, 1952 yılının Mart ayında, Hendek ilçesi

Merkez bucağına bağlı Kayalık köyünün Apşalar ve Harman Tepe mahalleleri, adı geçen

köyden ayrılarak iki mahallenin sınırları birleştirilmiştir. Ayrıca, Harman Tepe Merkez

ilçesinin Eşeler köyüne bağlı olan Aşağı ve Yukarı Dağ köyleri bağlı bulundukları

bucaklardan ayrılarak birbirleri ile birleştirilmiş, bu birleşim sonucu Dağ köyü adıyla yeni

bir köy oluşturulmuştur58.

20 Şubat 1952 tarihinde, Adapazarı ilçesine bağlı Söğütlü bucağı bünyesine yeni köyler

eklenmiştir. Bunlar Kandıra İlçesi Şeyhler bucağına bağlı olan, Abdurrezzak, Fındıklı,

Seyitler, Koyun Ağılı, Ağacık ve Teberik köyleridir59. Adapazarı ilçesinde yapılan bir

diğer önemli değişiklik, 10 Mart 1952 tarihinde T.C Devlet Demiryolları İşletmesi

tarafından işletilen vagon fabrikasında kurulan istasyona “Çark” adının verilmesi

olmuştur60. Bu istasyon meşhur Çark Suyu civarında kurulduğundan, bölge halkı arasında

bu isimle anılmakta idi.

Adapazarı ilçesi Söğütlü bucağı Kuru Dil köyüne bağlı Rüstemler Mahallesi, 31 Mayıs

1952’de, Rüstemler köyüne dönüştürülmüştür61. Aynı yıl, Geyve ilçesi Merkez bucağının

Koru köyüne bağlı, Kürtlü mahallesi, Kürtlü köyü olarak belirlenmiş, aynı zamanda,

Akyazı ilçesi Merkez bucağının Su Kenarı köyüne bağlı Yeniköy Mahallesi de, Yeni

Doğan ismiyle bir köy olarak tespit edilmiştir62. Kocaeli’nin çeşitli ilçelerine bağlı iken

nüfusu artan ve gelişen köyler bölünerek yeni köyler oluşturulmuş, böylece yönetimleri

57 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/225.28.16; Resmi Gazete, 4 Ağustos 1951, Sayı: 7876, s. 1734. 58 Resmi Gazete, 20 Haziran 1952, Sayı: 8285, s. 5846. 59 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/236.6.5. 60 Resmi Gazete, 10 Mart 1952, Sayı: 8055, s.3074. 61 Resmi Gazete, 6 Nisan 1953, Sayı: 8378, s. 5978. 62 Resmi Gazete, 22 Aralık 1952, Sayı: 8389, s. 5167.

25

daha kolay hale getirilmiş, daha küçük köyler ise ikili şekilde birleştirilerek tek

muhtarlığa bağlanmışlardır. Bu dönemde Kocaeli’ne ait bazı yerleşim birimleri de, başta

Adapazarı olmak üzere, çevre illere, ilçelere dahil edilmiştir.

22 Ekim 1952 tarihinde Karasu ilçesinin Gölköprü köyüne bağlı Denizköy, Kar Müezzin,

Cami Tepe isimlerindeki üç mahallesi birleştirilerek, Denizköy adında tek bir köy

kurulmuştur63. Yine bu dönemde, Akyazı ilçesi Merkez bucağının Çakıroğlu köyüne

bağlı Törükyeri Mahallesi, köy sınırından ayrılarak Yörük Yeri ismiyle yeni bir köy

oluşturulmuştur64. Bu şekilde bucaklardan ayrılan köyler, bağımsız birer köy haline

dönüştürülmüştür. Bundan beklenen sonuç, yönetimsel kolaylık sağlamaktır. Nisan

1953’de, Geyve Kazası Merkez nahiyesine bağlı Bayat köyü ile Bilecik Vilayeti

Osmaneli kazası Merkez nahiyesine bağlı Ciciler köyü arasındaki sınır yeniden

düzenlenmiştir. Buna göre; Emrullah kuyusundan itibaren Ali Bey kavakları ve iki vilayet

arasında sınır olan Dikilitaş’tan doğuya giden Kocayol üstündeki Ali Bey hududu

bölgesine ve buradan Kocayol olarak belirlenmiştir65.

Türkiye’de eski yönetim birimleri arasında bulunan nahiyeler, nüfus itibariyle

belediyeden daha küçük bir birimi ifade etmektedir. Kocaeli-Adapazarı bölgesinde yer

alan bazı nahiyeler, 1950’li yıllarda belediye olabilecek nüfusa sahip olduklarından, bu

dönemde İl Özel İdaresi ve Bakanlar Kurulu Kararları ile yeni belediyelerin kurulduğu

görülmektedir. Bu sebeple, 1953 yılı içerisinde gelişen Taraklı nahiyesinin geniş arazisi

ve artan nüfusu ile 26422 sayılı kararla belediye 1580 sayılı Belediye Kanunu mucibince

belediye teşkilatı kurulmasına karar verilmiştir. Taraklı daha sonraki yıllar içinde

Sakarya’ya bağlanacaktır66.

Görüldüğü gibi, 1950’lerin başından itibaren Kocaeli, dolayısıyla Adapazarı çevresinde

idari yapıda büyük değişikliklerin olduğu bir dönem yaşanmıştır. Bağlı ilçelerde ve

köylerde idari düzenlemelere hız verilmiştir. Aynı zamanda pek çok yerleşim yerinin köy

ve derelerin adlarının da değiştirildiği görülmektedir. Örneğin, Akyazı kazasının

Karapürçek nahiyesinin Çildirler köyüne bağlı beş ev, bu nahiyenin Yüksel köyüne

63 Resmi Gazete, 20 Mart 1952, Sayı:8064, s. 3138. 64 Resmi Gazete, 21 Mayıs 1952, Sayı: 8191, s. 4066. 65 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/240.29.5; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 45-46. 66 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/241.34.12; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve

Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 896.

26

bağlanmış, Hendek kazası Kara Dere nahiyesine bağlı olan Gübrelik köyünün ismi

Bakacak şeklinde değiştirilmiştir67.

Köy ve kasabaların aynı ilçe içinde bir bucaktan başka bir bucağa bağlanması, köy

adlarının değiştirilmesi, köylerin birleştirilmesi ve ayrılması, bir köy, mahalle veya

semtin o köyden ayrılıp başka bir köy ile birleştirilmesi işlerinin tamamı, İl İdaresi

Kanunu’na göre İçişleri Bakanlığının onayıyla yapılır68. Cumhuriyet tarihi boyunca

uygulanan, isim değiştirme çalışmaları Demokrat Parti döneminde de tüm yurt genelinde

ele alınan bir konu olmuştur. Bundaki amaç, Türkçeye yabancı dillerden esinlenilerek

geçen ve yer ismi olarak koyulan isimlerin, doğal yerleşme yerleri ve özelliklerini de

yansıtacak şekilde Türkçe isimlerle değiştirilmesidir. Bu şekilde hem karışıklığın

azaltılması hem de abes, etnik ayrıcalık içeren yada anlamsız gelen isimlerin yenileriyle

değiştirilmesi sağlanmıştır.

1.1.2. Sakarya Vilâyeti’nin Kuruluşu Sonrası Mülki Yapı

1954 yılının en büyük idari değişimi, şüphesiz Adapazarı ilçesinin Kocaeli’nden

ayrılarak, Sakarya adında yeni bir il olarak kurulması olmuştur. Sakarya’da “bir vilâyet

teşkil edilmesi” konusu ilk defa 23 Şubat 1951 tarihinde toplanan Adapazarı Belediye

Meclisi’nin Dahiliye Vekaletine sunduğu bir karar suretinde görünmektedir. İlk adım

sayılabilecek bu kararda denilmektedir ki;

“Coğrafi vaziyeti ve iktisadi bünyesi itibariyle bağlı bulunduğu İzmit’e

nazaran müstakil bir varlığa sahip olan, aynı zamanda arz ettiği karakteristik

durumu bakımından civar kazalara göre merkezi vaziyette bulunan

Adapazarı’nın Kocaeli’nden müstakil bir vilayet haline ircaı gündeme alındı

ve teklif okundu. Hinterlandı itibariyle iktisadi, sınai, zirai ve ticari

hareketleriyle 63 vilayet merkezi içinde 12 numaralı şehir ünvanını devletin

ihsai kayıtlarıyla iktisab etmiş bulunan Akyazı, Hendek, Düzce, Geyve,

Osmaneli kazalarının bugünkü coğrafi durumlarına mütenasib olarak

merkezi bir mevkide kalan Adapazarı şehrinin coğrafi vaziyeti itibariyle

Spanca gölünden itibaren İzmit’e nazaran müstakil bir varlık olduğu

67 Resmi Gazete, 14 Mayıs 1954, Sayı: 9008, s.11883-11885. 68 http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html. (Erişim Tarihi: 08.12.2017).

27

hakikattir. İktisadi vaziyeti de Adapazarı’na civar kazalara, hatta şimal

Anadolu şehir ve kasabalarına karşı bir transit merkezi haline getirmiş olmak

suretiyle, şimdiki vilayet merkezi İzmit’in iktisadi ve ticari kıymet ve

ehemmiyetini ortadan kaldırmıştır..Yıllardan beri Adapazarı’nda bir ağır

ceza mahkemesinin bulunmaması da bu ehemmiyeti göstermeğe kafidir..

Hülasa, her saat İzmit’e tefevvuk gösteren Adapazarı merkez olmak ve

Sakarya ünvanıyla anılmak üzere Kandıra, Karasu, Akyazı, Hendek, Düzce,

Mudurnu, Göynük, Geyve, Osmaneli kaza olma projesi kanunlaştığı taktirde

Sapanca kazalarından mürekkep bir vilayet kurulması yolundaki

temennimizin 5442 sayılı kanunun A bendi gereğince tahakkukunun

sağlanması için keyfiyetin hükümete arzına karar verildi”69.

Bu metinden de anlaşılacağı gibi, Sakarya’nın müstakil bir il olma konusunda yeterli

imkanlara sahip olduğu, Adapazarı halkı içerisinde bu yönde bir arzu ve gayret olduğu

daha 1951 yılı itibariyle bu kararla ortaya koyulmuştur. Adapazarı’nın il olmasına dair

girişimler sürerken, halkın bu konuda psikolojik hazırlığını tamamladığını dönemin

basınındaki ifadelerden de anlaşılmaktadır. “İl olmaya namzet Adapazarı” ifadeleri

sıklıkla kullanılmakta idi. Kocaeli’nde yayınlanan Vatan Gazetesi’nin 1952 yılı

ilavesinde, Adapazarı her yön ile incelenmiş ve il olması konusunda yeterli şartlara sahip

olduğunun altı çizilmiştir. “Kırk bine varan nüfusu ile, geniş zirai ve iktisadi faaliyetleri

ile Adapazarı bugün bir çok şehirleri geride bırakmıştır”70 şeklindeki başlıktan ve

bilgilerden anlaşıldığı üzere, 1950’lerin başından beri il olma beklentisi ve hazırlığı

bulunmaktadır.

“Sakarya Vilayet Olurken” isimli yazısında Hakkı Taşöz; “Oldu, olacak derken elbet bir

gün olacak. Bu verilen bir lütuf değil, kesbedilmiş bir hakkın alınışıdır. Fakat elbette ki

bir hizmetin ifası taktirle anılır… Madem ki iktidar seçime bir vilayet olarak girilmesini

düşünüyor, belki idari bir zaruret olarak kendi bileceği iştir…” hemşerileri adına

beklentilerini bu şekilde ifade etmiştir71.

69 Z. F. Fındıkoğlu, “Adapazarı’nın Şehirleşmesi ve Başlıca Sosyolojik Problemleri”, Istanbul Journal of

Sociological Studies, 0/7 (Eylül 2011): 1-60, s. 6. 70 Vatan Gazatesi Kocaeli İlavesi, 5 Mayıs 1952, s. 5. 71 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mart 1954, Sayı: 682.

28

Konu, ilgili resmi girişimlerin devamında, 1954 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Kurulu’na getirilmeden, alt yapı çalışmalarını oluşturabilmek amacıyla, Meclis

bünyesindeki Dahiliye ve Bütçe Encümenlerine devredilmiştir. 27 Mayıs 1954 tarihinde,

kanun tasarısı her iki encümen tarafından onaylanarak, Sakarya adı ile yeni bir vilayet

kurulması kabul edilmiştir. Bunun kanunlaşabilmesi için, yasa tasarısı TBMM’ye

gönderilmiştir. Sakarya Vilayeti’nin kurulmasına ait görüşmeler, 14 Haziran tarihinde

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yapılmış ve görüşmeleri müteakiben

kabul edilmiştir72. Bu konu hakkındaki girişimler devam ederken, Türkiye Büyük Millet

Meclisi’nde konu dolayısıyla söz alan dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik şu

konuşmayı yapmıştır:

“Hükümetçe hazırlanıp, dahiliye ve bütçe encümenleri tarafından kabul

edilen ve şimdi yüksek meclisin tetkik ve tasvibine arz edilmiş olan Sakarya

Vilâyeti’nin ihdası hususundaki kanun layihaları münasebetiyle mülki

teşkilatımız hakkındaki hükümet görüşümüzü kısaca arz etmeyi faydalı

bulmaktayız. 1924 senesinden beri bazı tadillerle devam edip gelmekte olan

bugünkü idari teşkilât ve mülki taksimatımızı, aradan geçen zaman zarfında,

iktisadi, içtimai ve kültürel sahalardaki inkişafların gerektirdiği ihtiyaçları

tamamen karşılayacak şekilde yeniden tanzim etmek zarureti karşısındayız.

Halkın umumi refah ve saadetini temin edecek her türlü teşebbüs ve faaliyeti

vazife edinen modern devlete tahmil edilmiş bulunan çeşitli hizmetlerden

halkın mümkün olduğu kadar yakından ve kolaylıkla istifade edebilmesini

sağlayacak idare teşkilatına ihtiyaç olduğu gibi bu teşkilatın faaliyet sahasını

yine bu telâkkiye göre tehdit etmekte fayda vardır. Umumi nüfusumuzun

%74,8’ini teşkil eden köy halkına en yakın idare kademesi nahiye olduğuna

göre amme hizmetlerini mümkün olduğu kadar halkın yakınına götürmek için

evvelemirde nahiye teşkilatına ehemmiyet vermek icap etmektedir. Bugünkü

nahiye teşkilâtımız ise ihtiyacı karşılanmaktan uzaktır. Hâlen 17.000.000

Türk lirasına yaklaşan vatandaş kütlesinin sakin olduğu 34.369 köyden

72TBMM Zabıt Ceridesi, (TBMMZC.), Devre: X, c. 1, s. 180. Meclis oturum başkanı tarafından, Sakarya

Vilayeti’nin kuruluşu şu şekilde duyurulmuştur: “Layihanın tümünü açık oylarınıza arz ediyorum

efendim… Sakarya Vilayeti teşkiline dair olan kanun layihasına ait rey toplama muamelesi bitmiştir..

Kocaeli Vilayeti’ne bağlı Adapazarı kazasında (Sakarya) adıyla yeniden bir vilayet kurulması hakkındaki

layihaya (316) rey verilmiştir. Muamele tamamdır. Layiha (316) reyle kanuniyet kesbetmiştir”; Şahin,

Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 119.

29

18.079’u doğrudan doğruya vilâyet veya kaza merkez nahiyelerine,16.290

tanesi de mülhak nahiyelere bağlı bulunmaktadırlar. Gerçi bunlardan birinci

kategoriye dâhil olanlar bağlı bulundukları vilayet veya kaza merkezlerinde

müracaat edebilecekleri bütün idare teşkilâtı mevcut ise de, bu köylerden bir

kısmı vilâyet veya kaza merkezlerine uzak mesafelerde bulunduklarından

bilhassa arızalı mıntıkalarda yaşayanlar bu uzun mesafeleri meşakkatle kat

etmek mecburiyetinde kalmaktadırlar. İkinci kategoriye dâhil olan 16.290

köyde oturan vatandaşlar ise daha zor bir durumda bulunmaktadır. Bu

köylerde vatandaşların müracaat edebilecekleri en yakın idare kademesi olan

nahiyelerin çoğunda Sakarya namı ile bir vilâyet haline getirilmesi uygun

görülmüştür73. Bu konuşmada, alınması beklenen kararın sebeplerini ve

bölgenin hali hazırdaki durumunu açıklayan ifadelere yer vermiştir.

Son olarak TBMM’de, kabul edilen 14 Haziran 1954’te 6419 Sayılı kanun ile Adapazarı

merkez ilçe olmak üzere Akyazı, Geyve, Hendek ve Karasu kazaları Kocaeli’nden

ayrılarak “Sakarya” ismiyle yeni bir il oluşturulmuştur74. Dönemdeki ifadeyle, “Sakarya

Vilâyeti” resmen 1 Aralık 1954 tarihinde teşekkül etmiş sayılacaktır. Konuyla alakalı

kanun maddeleri aşağıda verilmiştir.

“Kanun No:6419

Madde 1- Kocaeli Vilayetine bağlı Adapazarı kazası kaldırılarak merkezi

Adapazarı olmak ve yine Kocaeli Vilayetine bağlı Akyazı, Geyve Hendek ve

Karasu kazalarını ihtiva etmek üzere Sakarya adıyla yeniden bir vilayet

kurulmuş ve eski Adapazarı Kazasını ihtiva eden nahiye ve köyler Sakarya

Vilayetinin merkez kazasına bağlanmıştır.

Madde 2- Kadrolar, Devlet Memurları Aylıklarının Tevhit ve Teadülüne dair

olan 365G sayılı kanuna bağlı (1) sayılı cetvelin ilgili kısımlarına

eklenmiştir.

73 Ayın Tarihi, 13-14 Haziran 1954; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 49. 74 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/241.32.6; Enis Şahin, “Sakarya Vilayetinin Oluşumu”, Sakarya İli Tarihi, c.

II, Sakarya, 2005, s.917.

30

Muvakkat Madde 1- İlişik (3) sayılı cetvelde gösterilen kadrolar 1954 Mali

yılı Muvazene-i Umumiye Kanununa bağlı D işaretli cetvelin ilgili

kısımlarına eklenmiştir.

Muvakkat Madde 2- Kurulması kabul edilen bu vilâyetin aylık, ücret ve aylık

giderlerini karşılamak üzere 1954 yılı Muvazene-i Umumiye kanununa bağlı

A/1 işaretli cetvelin Maliye Vekâleti kısmındaki 425 inci Vilâyet ve kaza

teşkili masrafları faslına konulan tahsisattan gerekli görülecek miktarları

sözü geçen A/1 işaretli cetvelin ilgili tertiplerine nakletmeye Maliye Vekili

salâhiyettardır.

Muvakkat Madde 3- Sakarya Vilayeti dâhilinde bulunan kazaların Kocaeli

Vilayetindeki II Genel Meclis üyeleri Sakarya Vilâyetinin Genel Meclisini

teşkil ederler.

Muvakkat Madde 4 - Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip bir hafta içinde

II Genel Meclisi toplanarak daimi encümen seçimini yapar ve bütçeyi ve

kadroyu tanzim eder.

Muvakkat Madde 5- Sakarya Vilayetine bağlanan kazalara ait özel idareye

müteallik bilumum tahakkuku kat ve tahsilât ve bakaya hesapları, Sakarya

Vilâyetinin kurulduğu tarihten itibaren Kocaeli Vilâyeti Özel idaresi

emvalinden düşülerek bu husustaki kuyudat ve teferruatı ile birlikte Sakarya

Vilâyetine devrolunur.

Muvakkat Madde 6- Sakarya Vilâyetinin teşekkülü tarihinden itibaren bu

vilayete bağlanan kazaların özel idarelerince tahakkuk ettirilip tahsil edilen

paralar, bu kazalarda muvakkat hesaplarda toplanarak, Sakarya Valisi’nin

vereceği tediye emrine müsteniden sarf olunur.

Muvakkat Madde 7- Kocaeli Vilâyeti Özel İdaresi kadrosunda olup, Sakarya

Vilâyetine bağlanan kazalarda çalışan özel idare memur ve müstahdemlere

ait maaş ve ücretlerin, mahsubu bil ahire yapılmak üzere Kocaeli Vilâyetince

tediyesine devam olunur.

Madde 3- Bu kanun 1 Aralık 1954 tarihinde meriyete girer.

31

Madde 4- Bu kanun hükümlerini icraya İcra Vekilleri heyeti memurdur”75.

Sakarya’nın il olması haberi Adapazarı ve civarında büyük memnuniyet uyandırmış76,

şehre hızla yayılan haber sonrası, çeşitli merasimler düzenlenmiş, Adapazarı ilçesinde

toplar atılarak, fener alayı ve mehter takımı şehirdeki halkı selamlamış, Adapazarlılar

bayram havasında kutlamalar yapmışlardır77. Yeni ilin kuruluşu, uzun zamandan beri

beklenen ve gayret sarf edilen bir konu olduğundan hem Sakarya hem de Kocaeli bölgesi

genelinde olumlu bir netice doğurmuştur. Sakarya yerel basınına bu konuda yansıyan

haberler de bu yöndedir. Vilayetin kuruluşunun resmileştiği 1 Aralık 1954 günü için bir

kutlama komitesi oluşturularak, program düzenlenmiştir. Sabahın erken saatlerinden

itibaren caddeler ve sokaklar her yaştan halkın ve civar köylerden Adapazarı’na

gelenlerin katıldığı coşkulu kalabalıklarla dolmuş, şehrin belirli yerlerine taklar

koyulmuş, on binleri bulan bu kalabalık insan gurubu merasim yapılacak olan eski

belediye ve kaymakamlık binasının bulunduğu Gümrük meydanına toplanmıştır. Burada

şehir bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okunarak sancak direğine Türk Bayrağı çekilmiştir.

Ardından, Sakarya Valisi Nazım Üner, Adapazarlılara bir tebrik konuşması yapmıştır.

Sakaryalılardan oluşan kalabalığın alkışları eşliğinde Sakarya ili levhası, eski

kaymakamlık levhası sökülerek yerine asılmıştır78. Bundan sonra bir konuşma yapan

Belediye Başkanı Suavi Damalı, şehrin sembolik anahtarını Sakarya’nın ilk Valisi Nazım

Üner'e teslim etmiştir79, bu şekilde Sakarya Vilâyeti’nin kapılarının açılması merasim

eşliğinde temsilen gerçekleşmiştir. Adapazarı’nın Sakarya adıyla il olması ulusal

basından da duyurulmuştur. Yapılan karşılama etkinlikleri ve siyasilerin konuşmalarına

yer verilmiş, aynı tarihte il olan Adıyaman ve Sakarya’nın fiziki haritaları

yayınlanmıştır80.

Sakarya Vilâyeti’nin kuruluşundan itibaren vilayete bağlanan kazaların sahip oldukları

nahiye ve köyler hakkında idari düzenlemeler tekrar yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre;

75 Sakarya Vilâyeti’nin kurulması hakkındaki kanun metni için bkz. Resmi Gazete, 22 Haziran 1954, Sayı:

8735, s. 9683-9684; Düstur, III/XXXV, (Kasım 1953-Ekim 1954), s. 1931-1935; Şahin, Kronolojik

Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 128-129. 76 Demokrat Sakarya, 18 Haziran 1954, Sayı: 2. 77 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1954, Sayı: 109. 78 Merasim ve konuşmaların tamamı için bakınız: Ayın Tarihi, 1 Aralık 1954; Enis Şahin, “Sakarya

Vilâyeti’nin Oluşumu”, s. 927-931. 79 Ayın Tarihi, 19 Aralık 1954; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 129-130. 80 Cumhuriyet, 2 Aralık 1954, Sayı: 10899; Milliyet, 2 Aralık 1954, s.1.

32

Adapazarı Merkez nahiyesine 66 adet, Sapanca nahiyesine 25, Söğütlü nahiyesine 15,

Kazımpaşa nahiyesine 17 adet olmak üzere toplam 123 adet, Akyazı Merkez nahiyesine

44 ve Karapürçek nahiyesine 16 adet olmak üzere toplam 60 köy, Geyve Merkez

nahiyesine 46, Doğançay nahiyesine 14, Pamukova nahiyesine 30 ve Taraklı nahiyesine

25 adet toplam 115, Hendek kazası Merkez nahiyesine 48 ve Karadere bucağına 11 olmak

üzere toplamda 59 adet ve Karasu Merkez nahiyesine 20, Kocaali nahiyesine 23 olmak

üzere toplam 43 köy bağlanmıştır. Kapladığı alan 3935 kilometrekaredir81.

1954 yılında, Adapazarı’nın ayrılışı gerçekleştikten sonra da paylaşımlar devam etmiştir.

Yeni kurulan Sakarya iline bağlanacak ilçe, nahiye ve köylerin sınırlarını belirleyen

kararnameler çıkarılmış, yeni ilin yönetim bölümleri belirlenmiştir. Bu şekilde,

vatandaşlar arasında çıkabilecek sınır tartışmalarının önlenmesi sağlanmıştır, çünkü yeni

idari taksimat konusunda dönem basınına yansıyan huzursuzluklar da olmuştur.

14 Temmuz 1954 tarihinde Geyve ilçesi Doğançay nahiyesine bağlı Yılanda köyü bu

kazanın merkez nahiyesine bağlanırken, Adapazarı Kazımpaşa nahiyesine bağlı

Resullüdivanı, Hayrabat ve Kayrancık köyleri Adapazarı ilçesi merkez nahiyesine

bağlanmıştır82. Eylül 1954’de, Adapazarı ilçesine bağlı Kura Başı köyü ile Geyve

ilçesinin Çınar Dibi köyleri arasındaki ilçe sınırı, batıda Sakarya Nehri kenarından Porsuk

Dere, Bağdat Caddesi ve Lefke Deresi’ni takip ederek “Sakarya Nehri” olarak

belirlenmiştir83. Aynı şekilde, Adapazarı ilçesine bağlı Budaklar köyü ile Akyazı ilçesine

bağlı Çatalköprü köyü bölgesindeki iki ilçe arasındaki sınırın, batıda Ambar mevkiinden

başlayarak Kerem Özü suyunu takip ederek Adapazarı-Hendek yolundaki köprüye

çekilen hudut olmasına karar verilmiştir84.

1954 yılının Ekim ve Kasım aylarında, Kocaeli ve Adapazarı ilçesi arasındaki Budaklar

ile Çatal Köprü köyleri arasındaki sınır belirlenmiştir. Sakarya Vilayeti kuruluşu öncesi,

81 417 köy bulunmaktadır. Bu köylerin 137’si Adapazarı, 62’si Akyazı, 114’ü Geyve, 60’ı Hendek, 44’ü

Karasu’nundur). Resmi Gazete, 22 Haziran 1954, Sayı: 8735, s. 9674; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit,

Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.139. 82 Resmi Gazete, 14 Temmuz 1954, Sayı: 8754, s. 9885; 14 Ağustos 1954, Sayı: 8778, s.10048. 83 Resmi Gazete, 14 Mayıs 1954, Sayı: 9008. 84 Resmi Gazete, 20 Kasım 1954, Sayı: 8810, s. 10337.

33

Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı Küçük Hataplı, Döğ Düren, Büyük Hataplı, Kara Dere

ve İmamlar köyleri de Adapazarı ilçesine bağlanmıştır85.

Hendek ilçesine bağlı Aksu, Göksu ve Dikmen köylerinin, Akyazı kazasına bağlı

Çengeller ve Gökçeler köyleri arasındaki bölgede iki ilçe arası sınır belirlenmiştir.

Buna göre;

“1-Gökçeler-Göksu köyleri sınırının, Dirim Tepesinden başlayıp Dede

doruğuna,

2-Sepetçiler-Aksu köyü sınırının, doğudan başlayıp batıya doğru Gökçeler ve

Göksu köyleri sınırının bitiş noktası olan Dede doruğundan, aradaki sırtı

takip ederek Taş doruğa,

3-Dikmen-Çengeller köyü sınırının, Taşlı doruktan başlayıp Aksu köyünün

sonu olan Yalak Sivrisi bölgesini takip ederek, Ardıç kapı bölgesinde Dikmen

yolunu takip ederek Arpalık bölgesinde bitmek üzere çizilen sınır ile

belirlenmiştir”86.

1954 yılı içinde, Kocaeli’ne bağlı yeni nahiyeler de kurulmuştur. Daha sonra idari

taksimatla Sakarya iline bağlanacak olan Kocaali nahiyesi, Zonguldak İli’nin Safranbolu

kazasından alınarak, Kocaeli’nin Karasu kazasına dahil edilmiştir. Karasu İlçesinin

merkez nahiyesine bağlı olan Kocaali köyünden, kurulan Kocaali nahiyesine bazı köyler

bağlanmıştır. Açma Başı, Aktaş, Ay Doğan, Bolazar, Caferiye, Harmana Kaya, Kızar,

Kara Pelit, Kestane Pınarı, Kirazlı, Koğuk Pelit, Kozluk, Köyyeri, Kuyumculu, Lahana,

Melen, Selahiye, Süngüt, Yalpan Kaya ile Karalar87 bu köylerin isimleridir. 14 Nisan

1955 tarihli kararla, Sakarya Vilâyeti Karasu kazasının Kocaali ve Hizar köylerinin

birleştirilerek merkezi Kocaali köyünde olmak üzere bir belediye kurulması uygun

bulunmuştur. Bu köylerin nüfusları ve birleşimlerinden oluşan toplam bütçenin belediye

ihtiyacını karşılayacak seviyeye ulaştığı bildirilmiştir88.

85 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/245.22.9; BCA, No: 30.11.1.0/247.34.13; Resmi Gazete, 27 Kasım 1954,

sayı: 8864, s. 10653. 86 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/247.34.13; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 53. 87 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/247.34.13. 88 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/250.13.10; Şahin; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 133,

141.

34

Yoğun şekilde yapılan sınır değişiklikleri ve idari düzenlemeler, Kocaeli ve Sakarya’nın

komşuları ile olan yeni sınırlarını belirlemeye ve bölge halkının arazi paylaşım

sorunlarının önüne geçmeye yöneliktir. Kocaeli Vilayetinden ayrılıp Sakarya’ya ilave

edilen köy, nahiye ve ilçeler olduğu gibi, komşuları olan İstanbul, Yalova, Bursa, Bolu

ve Zonguldak vilayetlerinin sınırına dahil edilenler de olmuştur. Bölgedeki pek çok,

nahiye ve köylerin isimleri ile ilçe merkezlerinin konumları değiştirilmiştir. Bu

düzenlemeler yapılırken, yerel yönetimlerin en etkili ve hızlı şekilde işleyebilmesi

amaçlanmıştır.

1955 yılında, Sakarya’da yeni belediyeler kurulmuştur. Nüfusu giderek artan ve halkın

talepleri doğrultusunda 28 Şubat 1955 tarihli toplantıda, İçişleri Bakanlığınca belediye

kurulmasına uygun görülen Serdivan köyü, Sakarya Merkez kazasına bağlı bir yerleşim

yeri olarak belediye teşkilatına kavuşmuştur. 14 Nisan 1955 tarihinde resmen yürürlüğe

girmiştir89. Yine, 24 Mart 1955 tarihli kararla ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayıyla,

Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlı Alifuatpaşa köyünün belediye teşkilatına çevrilmesi

kabul edilmiştir90.

Çevre illerden Sakarya idari teşkilatına dahil edilen köylerden biri de bu dönemde

Kadifekale köyüdür. 1948 yılında Kocaeli’ye bağlı iken, daha sonra Hendek kazasına

bağlanan bu köy, son olarak Bolu Vilâyeti Düzce kazasının Gölyaka nahiyesine

bağlanmıştır. Bölge halkı bu değişikliği olumsuz karşılamış, hiçbir münasebetleri

bulunmadığı gerekçesiyle Gölyaka yerine Sakarya’nın Hendek kazasının Karadere

nahiyesine bağlanmayı talep etmişlerdir. 31 Mayıs 1955 tarihinde bu istek Dahiliye

Vekaleti tarafından kabul edilerek, köy Karadere nahiyesine bağlanmıştır. 21 Haziran

1955 günü, Kandıra ilçesi Şeyhler nahiyesinin Kızılca Ali köyüne dahil olan Kara Diken

mahallesi, ayrılarak yeni bir köy haline getirilmiştir91. Aynı yıl Kandıra’ya bağlı Hizar

köyü, Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlanmıştır92.

Bölgelerin ihtiyaçları ve şartlarına uygun olarak yapılan yeni düzenlemeler devam

ederken, Ağustos 1956’da Sakarya ili Adapazarı’na bağlı Yanık Kebir köyü, Kocaeli’nin

89 Resmi Gazete, 14 Nisan 1955, Sayı: 8981, s. 11549. 90 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/250.9.3; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde

Mülki Yapılanma”, s. 884-886. 91 Resmi Gazete, 21 Haziran 1955, Sayı: 9034, s. 12186. 92 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/250.13.10; Fon Kodu: 30.11.1.0/ 251.19.9.

35

Kandıra ilçesine bağlanarak yeni sınırları belirlenmiştir93. Bu yıl içerisinde, bölgeden

gelen talep doğrultusunda yeni belediyeler teşkil edildiği anlaşılmaktadır. Sakarya’nın

Merkez kazasına bağlı Arifiye ve Kalaycı Neviye köylerinin müracaat dilekçesinde,

Arifiye’nin 2.036 Kalaycı Neviye köyünün 713 kişilik nüfusa sahip oldukları, iki köyün

birleştirilmesi halinde yıllık gelirleri ile Belediye masraflarının karşılanabileceği Sakarya

İl İdare Heyeti’nin 204 sayılı kararı ile belirtilmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından, 26

Ağustos 1955 tarihinde, bu iki köyün birleştirilmesine ve Arifiye ismiyle belediye

kurulmasına karar verilmiştir94. 27 Ağustos 1956 tarihinde 1580 sayılı Belediyeler

Kanununun 7. Maddesine uygun olarak, Sakarya’nın Karasu kazasına bağlı Sinanoğlu

köyünde de bir belediye kurulması kararlaştırılmıştır95. Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlı

olan Harmankaya köyü, Karasu’ya 45 km, Bolu’nun Düzce ilçesi Gümüşova nahiyesine

ise 13 km. uzaklıkta olduğundan, ticari faaliyetler ve asayiş açısından bölge halkının

menfaati düşünülerek Gümüşova nahiyesine bağlanma talebi uygun bulunmuş ve 9

Kasım 1956 tarihli kararla bağlanmıştır96. 1956 yılında, ileriki yıllarda Sakarya’nın ilçesi

olacak Söğütlü ve Karasu’nun Sinanoğlu köyünde belediye teşkilatları kurulmasına karar

verilmiştir. 9 Ekim 1956 tarihinde yürürlüğe girmiştir97.

1957 yılında Merkez ilçeye bu dönemde pek çok yeni köy bağlandığı görülmektedir.

Kocaeli’nin İzmit ilçesi’ne bağlı olan Kara Diken köyü, Sakarya’nın Merkez İlçesi

Adapazarı’na bağlanmış, Kandıra ilçesinin Şeyhler nahiyesine bağlı iki köyü, Sakarya ili

Merkez ilçesinin Söğütlü nahiyesine dahil edilmiştir98. Aynı yıl, büyüyen Söğütlü nahiye

merkezinde bir belediye teşkiline karar verilmiştir99.

Sınır belirleme çalışmaları devam ederken, 1957 yılında, Sakarya’nın Hendek kazasına

bağlı Dereköyü ile, Karasu kazasına bağlı Yassıgeçit köyü bölgesindeki iki kaza arası

sınır yeniden tespit edilmiştir. Buna göre; Bakacak Tepesinden başlayarak işlek araba

yolunu takiben, Mehmet Sağlam tarlaları Dereköyünde kalmak üzere, buradan kuzeye

93 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/260.38.18. 94 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/252.28.9; Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve

Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 886. 95 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/260.39.18. 96 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/262.48.15. 97 Söğütlü, 1990 yılında Sakarya’ya bağlı kaza durumuna getirilmiştir. Sinanoğlu, 1995 yılından sonra

Ferizli ilçesine bağlanmıştır. Ferizli’nin ilçe olması, Söğütlü ile aynı tarihte gerçekleşmiştir. Konukçu-

Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 887. 98 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/263.2.14. 99 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/257.17.19.

36

yönelerek düz bir hatla Bıçkı Deresi diğer adıyla Yassıgeçit Deresi’ne, buradan Mustafa

Kasım’ın evine ve buradan araba yolunu takiben üç yol kavşağı ve kuru dereyi takiben

Ayı deresine ulaşan hat100 şeklinde belirlenmiştir.16 Mart 1957 tarihli kararla,

Sakarya’nın Merkez kazasına bağlı Çarkalütfiye köyü ile Akyazı kazası Karapürçek

nahiyesine bağlı Çıldırlar köyü bölgesindeki iki kaza arası sınır, yeniden belirlenmiştir.

İl Mahalli Heyetinin bölgeye gönderdiği keşif ekibi sınırları belirten kroki

hazırlamışlardır. Krokiye göre; Koca dereden başlayarak Kapak köprüden Kaleye, Ali

Rıza Başak tarlasının batısından geçen yol dahil olmak üzere, dik çizgi çekilerek uzanan

hat şeklinde belirlenmiştir101.

21 Haziran 1957 tarihinde, Sapanca kazası kurularak, Sakarya Merkez kazasına bağlı 24

köy Sapanca’ya bağlanması kararlaştırılmış, 1 Eylül 1957 tarihinde ilçe resmen işlemeye

başlamıştır. Uzun süreden beridir beklenen bu gelişme Sapanca halkı tarafından büyük

sevinçle karşılanmış, bir kutlama komitesi kurularak çeşitli etkinlikler ve eğlenceler

düzenlenmiştir. Sapanca’ya bağlanan köyler arasında, Kurtköy, Yanıkköy,

Kuruçeşmeköy, Kırkpınarköy, Güldibiköy, Feyziye, Arifiye, Ahmediye, Balkaya, Akçay,

Şükriye, Şöhretiye, Ülviye, Senaiye, Mümtaziye, Mahmudiye, Memnuniye, İlmiye,

Dibektaş, Adliye, Hacımercan, İkramiye köyleri ve Arifiye kasabası bulunmaktadır102.

Kandıra ilçesinin Kaymas nahiyesinin merkezi olan Salmanlı köyü, 1958 yılı içinde,

Sakarya ilinin sınırları içerisine dahil edilerek, Kandıra ilçesine bağlı Arman köyü nahiye

merkezi yapılarak, yeni nahiyenin ismi aynı şekilde Kaymas olarak devam etmiştir103. 7

Mart 1958 tarihli kararla, halkın bağlılık konusundaki istekleri de göz önünde

bulundurularak, Sapanca kazasının Merkez nahiyesine bağlı Arifiye kasabası ve buna

bağlı olan Kalaycı mahallesi ile Adliye ve Ahmediye köylerinin Sakarya Merkez

kazasının Merkez nahiyesine bağlanması uygun görülmüştür. Köylerin coğrafi olarak

Sapanca kazasına ters ve sapa oldukları iddiasıyla, bölge halkı idari ve diğer birçok işini

merkez kazadan halletmekte idi104. Bu bağlanma kararı ile bölgenin kalkınması ve halkın

işlerinin kolaylaşması adına önemli bir adım atılmıştır. Bolu’nun Göynük Kazasına bağlı

100 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/263.2.14. 101 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/264.10.18. 102 Resmi Gazete, 27 Haziran 1957, Sayı: 9644 s: 17441; Hayrettin Uysal, Sapanca İlçe Kuruluş Hatırası

1 Eylül 1957, Sapanca İlçe Kutlama Komitesi Yayını, Sakarya: 1957, s. blrsz. 103 Resmi Gazete, 20 Ağustos 1958, Sayı: 9986, s. 20015. 104 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/269.7.16.

37

Akçapınar köyünün, Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlanmasına dair bölge halkından

gelen başvuru incelenmiş ve İzmit- Geyve, Nallıhan-Ankara Devlet yolları üzerinde

bulunan Taraklı nahiyesine 15 km., Geyve kazasına ise 50 km. mesafede yer alan köyün,

gerek ulaşım açısından gerekse arazisinin büyük bölümü Taraklı nahiye sınırları içinde

kalmış olduğundan, Taraklı’ya bağlanma isteği uygun bulunmuş, 26 Aralık 1958

tarihinde Başbakanlık tarafından karara bağlanmıştır105.

Akyazı’ya mesafe olarak uzak kalan ve nüfusu iki binin üstüne yükselen Dokurcun köyü,

20 Haziran 1958’den itibaren nahiye olarak kabul edilmiş ve işlemeye başlamıştır106.

1959 yılında, Kandıra İlçesi’ne bağlı Şeyhler nahiyesi ilçe olmuştur. Kandıra ilçesi daha

sonra ikiye bölünerek Kaynarca ve Kandıra ilçeleri oluşturulmuştur. Kaynarca ilçesi

kuruluşundan sonra belediye teşkilatı oluşturulmuştur. Abdürrezak, Ağacık, Fındıklı,

Koyun Ağılı, Seyitler, Teberik ismindeki köyler bu ilçeye bağlanmıştır. Bu dönemde,

Kaynarca ilçesi merkez nahiyesine bağlı Bakirli, Nal ve Sarı Ahmetler köyleri Sakarya

ilinin Merkez kazasına bağlanmak üzere Kocaeli’nden ayrılmıştır107. Bu kısımda

belirtildiği gibi, 1950-1960 yılları arasındaki Demokrat Parti iktidarı döneminde, ülke

genelinde olduğu gibi Kocaeli-Sakarya bölgesinde de çok sayıda mülki idari

düzenlemeler yapılmıştır. Köylerin birleştirilmesi, nahiyelerin sınırlarının yeniden

belirlenmesi, yeni mahallelerin ve ilçe teşkilatlarının kurulması bu düzenlemeler

arasındadır. Artan ihtiyaca ve büyüyen nüfusa bağlı olarak, yerel yönetimlerin devlet

hizmetlerini en kolay ve etkili şekilde sunacakları düzenlemeler yapılırken, bölgelerin

sorunları ve eksikliklerinin giderilmesi adına da faydalı bir yapılanma oluşturulmuştur.

Bu değişiklikler arasında en önemlisi, şüphesiz Sakarya’nın il yapılmasıdır. Bölge

halkının uzun yıllar devam eden yoğun isteği ve bürokratik girişimlerinin sonucunda,

Sakarya siyasi ve hukuki olarak müstakil bir idari birime dönüşmüştür. 1954 yılından

1960 yıllarının sonlarına kadar, çevre illerden ve özellikle Kocaeli’nden Sakarya’ya arazi

bağlama ve sınırlarının yeniden belirlenmesi çalışmaları devam etmiştir.

1960-1965 yılları arasında askeri müdahale sonrası hükümet değişikliği ile bölgeye

atanan askeri-mülki idareciler döneminde, Sakarya’ya ait köylerin ve mahallelerin,

105 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/273.32.18. 106 Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 891. 107 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/280.5.23.

38

derelerin bazılarında isim değişikliği yapılmış, sınır belirleme çalışmaları devam etmiş,

yeni belediyeler teşkil edilmiştir108.

12 Temmuz 1960 tarihli kararla, Bolu ili Göynük kazası merkez nahiyesine bağlı olan

Ekinciler, Hacımahmut, Kaşıkçı Şıhları, Kılavuzlar ve Müstek köyleri ile; Sakarya’nın

Akyazı kazası Merkez nahiyesine bağlı Boztepe, Hanyatak köyleri bölgesindeki iki

vilayet arası sınır, Kapıağzı namıyla bilinen Kapı Mevki Tepesi’nden başlayarak kuzey

batı yönünde doğru Bataklık Tepesi zirvesi ve buradan batıya doğru yönelen bir hatla

Ziyaret Tepesi zirvesi ve oradan Müstanlar’ın Yaylalığı ile Koyun Yolu hattı olacak

şekilde belirlenmiş ve değişmiştir109.

Farklı kazalara bağlı köyler arasında sınır ihtilafları çıktığından, 12 Ağustos 1961

tarihindeki Dahiliye Vekaleti’nin 518 nolu kararı ve Cumhurbaşkanlığı onayıyla, Sakarya

Vilâyeti Merkez kazası Merkez nahiyesine bağlı olan Kayalar-Mehmudiye köyü ile

Akyazı kazası Karapürçek nahiyesine bağlı Kanlıçay köyü bölgesindeki iki kaza arası

sınır belirlenmiştir. Buna göre; Olukpınar mevkiinden aşağıya doğru inen Uluyol

üzerindeki Hayvan Yatağından başlayıp, Eskikale namı ile anılan iki tepe ortasındaki

İnceboyun noktasından geçen ve Selvi Deresi başlangıcında son bulan hat, yeni sınır

olarak belirlenmiştir110. Sakarya’nın Geyve ilçesi merkez bucağına bağlı Düz Akçaşehir

köyü ile, aynı ilçenin Pamukova bucağına bağlı Bayır Akçaşehir köyü bölgesindeki iki

bucak arası sınır yeniden tespit edilerek, Alifuatpaşa-Turgutlu yolu üzerinden

kuzeybatıya doğru devam eden hattın Zeytin Bayırı hattından devamla, Taşlıdoruk

(Tepecik) Tepesinin üzerinden 71 numaralı elektrik direği ve oradan Konik Tepeye ve

Koca Orman tepesi hattı civarından güneye doğru aynı dereyi takiben Koyun Yatağı

mevkii doğuda kalacak şekilde Kaplan Deresini takiben Oruç köyü hududuna çekilen hat,

İçişleri Bakanlığı’nın 9 Ocak 1962 tarihli 809 sayılı kararı ile belirlenmiştir111.

Kocaeli’nin Kaynarca kazasının Merkez nahiyesine bağlı Beşdeğirmen köyünün, bağlı

bulunduğu kaza merkezine 15 km., Adapazarı’na ise 8 km. mesafede olduğu, halkın tüm

alışveriş ve ihtiyacını Adapazarı’ndan karşıladığı, gerek mesafe gerekse yolların arızalı

108 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/369.45.15. 1960’ların sonuna kadar, 5442 Sayılı kanunun 2. Maddesine bağlı

olarak, Türkçe olmayan tabii ve önemli mevki yer adlarının değiştirilmesi çalışmaları 1960’larda da devam

etmiş olup, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in onayıyla, Sakarya’da birçok yer adı yeniden düzenlenmiştir. 109 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/283.17.12. 110 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/286.20.18. 111 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/289.1.13.

39

olması sebebiyle zorluk yaşandığının Sakarya İl İdari Heyeti’nce tespit edilmesi üzerine,

konu sunulmuştur. 9 Ocak 1961 tarihinde, Cumhurbaşkanı Orgeneral Cemal Gürsel’in

onayı ile, Beşdeğirmen köyünün kendisine daha yakın mesafede olan Sakarya ili Merkez

kazasının Merkez nahiyesine bağlanmasına karar verilmiştir112.

Nüfusu 5000 civarında, Sakarya’nın Merkez ilçesine bağlı olan Erenler köyü, Danıştay

Genel Kurulu’nca verilen 20 Nisan 1963 tarihli karar üzerine belediyelik olmaya uygun

görülmüş ve Erenlerde belediye teşkilatı kurulmuştur113.

İller İdaresi Genel Müdürlüğünce Sakarya’nın Merkez ilçesi Söğütlü bucağına bağlı olan

Koyunağılı köyü ile, Karasu ilçesi Merkez bucağına bağlı Adatepe köyü bölgesindeki iki

ilçe arası sınırın tespiti sağlanmış, hazırlanan kroki ile sınır ihtilafı çözülmüş, 22 Haziran

1965’te 3333 Sayılı kararla Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanmıştır

Kaynarca, mesafe olarak Adapazarı’na yakın olmasına rağmen bu dönemde Kocaeli’ne

bağlı bulunmaktadır, bu sebeple Kaynarca halkı uzun süreler Kocaeli valiliği nezdinde

Adapazarı’na bağlanma konusunda girişimlerde bulunmuştur. TBMM’nde oluşturulan

Kaynarca ilçesinin Sakarya’ya bağlanmasına dair kanun tasarısı, 20 Ocak 1966 tarihinde

kabul edilmiştir. 27 Ocak 1966 tarihinde resmen yürürlüğe giren Kaynarca ilçesinin o

dönemdeki nüfusu 16.745 olarak tespit edilmiş ve bu kanun itibariyle Sakarya’nın yedinci

ilçesi resmen şekillenmiştir 114.

1.1.3. Vilayet Teşkilatı

Vilâyet, 1864 yılında Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi ile tanımlanan birinci dereceden bir

yönetim birimidir. 19 ve 20. yüzyıllarda önce Osmanlı Devleti, ardından Demokrat Parti

iktidarı sonu yani 1960 yılına kadar kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde, bir valinin yönetimi

altındaki birimi ifade etmektedir. Türkiye’de günümüz mülki yönetim sisteminde il

anlamında kullanılmaktadır.

112 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/284.2.1. 113 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/297.12.1. 114 Konukçu-Şahin; “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde Mülki Yapılanma”, s. 892-895.

40

1.1.3.1. Valiler

Vilayet yönetiminin en üst makamı olan Valilik makamı Kocaeli’nde mevcut olmakla

birlikte, Cumhuriyet döneminde 1954 yılına kadar Adapazarı’nda en üst yerel makam

olarak kaymakamlar görev yapmıştır.

Demokrat Parti döneminin başında, Kocaeli’nde valilik yapan Burhanettin Teker 17

Nisan 1951 tarihinde, emekliye sevk edilmiş115 ve yerine 18 Nisan 1951’de Ethem Necip

Yetkiner atanmıştır. Demokrat Parti döneminin başlangıcında Kocaeli’ne bağlı olan

Adapazarı’nın kaymakamı Selim İmece’dir. Kendisi 1951 yılına kadar kaymakam olarak

devam etmiş, 1951’den sonra Atıf Tahıl Adapazarı kaymakamlığına atanmıştır. Atıf Tahıl

1954’deki yeni idari düzenlemeden önceki son Adapazarı kaymakamı sıfatını

taşımaktadır. 20 Şubat 1954 tarihine kadar Kocaeli’nde görev yapan Vali Yetkiner’in

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne tayin edilmesinden sonra yerine, 4 Mart 1954’de Uşak

Valisi Cemal Babaç Kocaeli Valiliği’ne atanmıştır. Kendisi 1956 yılına kadar görev

yapmış116, Sakarya’nın il olması ve Kocaeli’nden ayrılması hadisesi onun döneminde

gerçekleşmiştir.

1 Aralık 1954 tarihinden itibaren Kocaeli’nden ayrılarak müstakilen kurulan Sakarya

ilinin resmen işlemeye başlamasıyla, ilin mülki kadrosunun oluşturulması ve göreve

başlaması sağlanmıştır. Nazım Üner şehrin ilk valisi olmuştur. Sakarya’da yeni bir valilik

konağı yapılıncaya kadar, belediye ile aynı binada hizmet verecek olan valilik

makamının, yoğunluktan doğan çalışma şartlarının elverişsizliği sebebiyle, bir süre

Ankara Caddesi üzerinde bulunan Hakkı Taşöz’e ait binaya kiracı olarak taşınmasına

karar verilmiştir. Valiliğin boşalttığı kısma ise İl Özel İdaresi yerleştirilmiştir117.

1954 yılından itibaren Sakarya’da görev yapan valilerin dönemleri ve özgeçmişleri şu

şekildedir;

Mehmet Nazım Üner; 01.12.1954-27.05.1960 tarihleri arasında görev yapmıştır.

Sakarya’nın ilk valisidir. İşadamıdır. Özgeçmişi hakkında ayrıntılı malumat veren bir

115 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./125.30.12. 116 http://www.kocaeli.gov.tr/gorev-yapmis-valiler (Erişim Tarihi: 07.02.2017). 117 Demokrat Sakarya, 29 Mart 1955, Sayı: 245; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),

s. 138.

41

kaynaktan yoksunuz.118 Kendisi 1954 yılında Rize valiliği görevinde bulunmaktayken, 1

Aralık 1954 tarihi itibariyle Sakarya’da göreve başlamıştır. Ali Münip İlban da valiliği

süresince kendisinin yardımcısı olarak görev yapmıştır119. 27 Mayıs 1960 Askeri

müdahalesi gerçekleşinceye kadar görevine devam eden Üner, 1954 yılında kurulan

Sakarya’nın ele aldığımız dönem zarfında ilk ve en uzun süreli valisi olmuştur. Kendisi,

bölge halkı tarafından sevgi ve takdirle anılan, Adapazarı’nın şehirleşmesine emek

vererek katkıda bulunan bir isimdir. Başarılı çalışmalar yürüten Üner, Sakarya halkının

unutamayacağı sima olarak şehir hafızasında yerini alacaktır.

Askeri müdahale sonrası, Vali Nazım Üner’in yerine atanan askeri vali Tümgeneral Mete

Yurdakul olup, bu sırada Belediye Başkanlığı’nı Tabip Yarbay Cevat Özsunay

devralmıştır120. Kısa süre sonra yerine getirilen sivil Vali Eşref Erkut’a görevini

devretmiştir.

Ali Eşref Erkut; 15.06.1960-19.08.1960 tarihleri arasında görev yapmıştır. 1906 Edirne

doğumludur. 1930 yılında Siyasal Bilgiler Okulundan mezun olmuştur. Heybeliada ve

Beylerbeyi nahiye müdürlüğü, Çivril, Muradiye kaymakamlıkları, Siirt Mektupçuluğu,

Bafra, Malkara, Adalar, Ödemiş kaymakamlıkları yaptı. 1949 ile 1950 yılları arasında

Mersin, 1950 ile 1951 yılları arasında Burdur, 1951 ile 1953 yılları arasında Çorum 1953

ile 1955 arası Ankara'da merkez 1955 ile 1958 arası Siirt, 1958 ile 1960 arası Giresun ve

1960 yılında Sakarya valilikleri yapmıştır. Sakarya valiliği sırasında aynı zamanda

belediye başkanlığı da yapmıştır. 1960 yılında Danıştay'ın yeniden teşkilatlanmasında

Danıştay üyesi olmuş, 1971 yılında yaşı dolayısıyla emekliye ayrılmıştır. 20 Ağustos

1983 tarihinde vefat etmiştir121.

Erkut, Sakarya’da göreve başladığı günlerde, basına verdiği ilk beyanatında, Sakarya

halkının kendisine yaklaşımını belirleyecek olan: “İyi işlerimizi iyi, bozuk işlerimizi

bozuk olarak tarafımıza bildirmenizi rica ederim” ifadelerini kullanmıştır122. Bakanlar

Kurulu’nca alınan karar gereği, özellikle askeri müdahaleden sonra tüm illerde Valiler,

Belediye Başkanlıklarını da üzerlerine almışlardır. Bu sebeple kendisi aynı zamanda

118 www.sakaryarehberim.com/1083 (Erişim Tarihi 19.12.2014). 119 Sakarya Postası, 26 Kasım 1954, Sayı: 144; 2 Aralık 1954, Sayı: 148. 120 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669. 121 https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/E%C5%9Fref_Erkut (Erişim Tarihi: 30.12.2019); Sakarya, 10

Haziran 1960, sayı: 313; Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Haziran 1960, Sayı: 2676. 122 Sakarya, 24 Haziran 1960, Sayı: 325.

42

Sakarya’da Belediye Meclisi’nin de başında yer almıştır123. Vali yardımcılığı görevinde

ise, üç yıldan fazladır hizmet veren, Sakarya halkı tarafından sevilen Mahmut Kemal

Gürlük bulunmakta idi. Ancak kendisi Temmuz 1960 itibariyle İzmir’e vali yardımcısı

olarak nakledilmiştir. Aynı gün yerine Namık Kemal Gürsel tayin edilmiştir. 18 Ağustos

1960 tarihli kararla, Ali Eşref Erkut’un da merkeze alınmasından sonra yerine tekrar bir

askeri vali atandığı duyurulmuştur. Bu isim Sedat Kirtetepe’dir124.

Sedat Kirtetepe; 19.08.1960-16.10.1962 tarihleri arasında Sakarya’da görev yapmıştır.

Askeri yönetim kadrosundan olup, Kurmay Albay rütbesine sahiptir. Sakarya’nın 4.

valisidir. 2 yıl 1 ay 27 gün Sakarya valiliği ve Adapazarı Belediye Başkanlığı’nı bir arada

yürütmüştür125. Kirtetepe, göreve başladığında ilçelere ziyaretler düzenlemiş ve eski

valinin dileğini tekrarlayarak, her türlü konuda kendisine başvurulmasını istemiştir. Bu

dönemde, Milli Koruma Kanunu başta olmak üzere, yönetimin aldığı tüm kararların

uygulanmasında Sakarya’da titizlikle çalışmalar yürüttüğünü görmek mümkündür.

Basında çıkan haberleri yakından incelemek için şehir gazetelerini dolaşan vali, yerel

basınla ilgili bazı kararlar alınmasında ve özellikle ülke genelindeki basın sansürünün

uygulanması konusunda girişimlerde bulunmuştur126. 3 Şubat 1961 tarihli kararla, Mardin

Valiliği’ne tayin edilen Sedat Kirtetepe’nin yerine kısa bir süre Mardin Valisi Enver

Kuray getirilmiştir127. Kirtetepe’nin Sakarya’da iz bırakan isimlerden biri olduğunu

belirtmelidir.

Sivil ve askeri unvanlara sahip bu isimler, belirtilen tarihlerde, Sakarya’da valilik ve bazı

dönemlerde Belediye Başkanlığı makamında hizmet veren, şehrin kuruluş ve gelişiminde

her alanda aktif çalışmalar yürüten ve dönemin en üst düzey idari ve siyasi temsilcileri

olarak Sakarya’da iz bırakan şahsiyetler olmuştur.

1.1.3.2. İl Özel İdare Müdürlüğü

Vilâyetlerin en büyük mülkî teşkilatından biri olan İl Özel İdareleri, genel idare, vilâyet

ve belediyelere ait 1580 Sayılı Belediye Kanunu ile oluşturularak buna göre yönetilir. İl

123 Sakarya, 6 Temmuz 1960, Sayı: 335. 124 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1819; Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ağustos 1960,

Sayı: 2737. 125 www.sakaryayenigun.com. (Erişim tarihi: 24.12.2014). 126 Sakarya, 20 Ağustos 1960, Sayı: 374; 22 Ağustos 1960, Sayı: 375 127 Resmi Gazete, 21 Şubat 1961, Sayı: 10739, s: 3395.

43

özel idarelerinin temel organları vali, il genel meclisi üyeleri ve il daimi komisyonu

üçlüsünden meydana gelmektedir. Kocaeli İl Özel İdare Örgütü, 1954 yılına kadar

Adapazarı’nı da kapsamaktadır. Buna göre, özel idare müdürü, müdür yardımcısı, şef,

ilçe özel idare memurları ve müstahdemlerinden teşekkül etmiştir128.

1954 yılında Adapazarı, Karasu, Akyazı, Hendek ve Geyve ilçelerinin Sakarya’ya

bağlanması sonucunda, 1947 yılında 195 çalışanı bulunan İl Özel idaresi, 1960 sonunda

100 kişiye gerilemiştir. Ayrıca, Kocaeli İl Özel İdaresi gelir kaynaklarının büyük bir

kısmı, arazi ve binaların vergi gelirleri il özel idaresinden alınarak Maliye Bakanlığı’na

devredilmiş, alınan memur kadrolarının da Maliye Bakanlığı’na aktarılması bu düşüşü

açıklamaktadır. İncelediğimiz dönem olan 1950’lerin başında, Kocaeli İl Özel İdare

Müdürlüğü’nün çalışmaları içermektedir, Kocaeli’ne dair hizmet ve varlık bilgileri göre

şu şekildedir;

“1. Köy yollarının yapılması, içme suyu ve elektrik hizmetlerinin yürütülmesi.

Bu çalışmalar belediye ile ortak olarak gerçekleştirilmekteydi. 2. Kocaeli İl

Özel İdaresi hizmet binaları ve memur lojmanları 3. İzmit’teki iki katlı memur

lojmanları 4. YSE Müdürlüğü hizmet binaları, kantin, garaj ve atölyeler 5.

Yetiştirme Yurdu hizmet binaları 6. Belediye sınırları içindeki aygır depoları

ve seyis lojman binaları 7. Belediye sınırları içindeki tavukçuluk ünitesi

binaları 8. İlçe Özel İdare Memurluk lojmanları. Kocaeli İl Özel İdaresi’nin

gelir getiren bazı taşınmazları bulunmaktadır. Bu taşınmazlar şunlardan

oluşmaktaydı:

1. İstanbul’daki yükseköğrenim yurdu altındaki 6 katlı dükkân ile bir

kafeterya

2. Kandıra’da Türkiye Halk Bankası’nın icarında bulunan bina

3. Kandıra’da Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi

Bunlardan başka Kocaeli İl Özel İdaresi’nin sosyal alandaki hizmetleri genel

olarak şunları kapsamaktaydı;

128 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Yayınlandığı gazete; Resmi Gazete, 14/4/1930 Sayı :1471.

44

1. Kooperatifçilik hizmetleri

2. El sanatları faaliyetleri hizmetleri

3. Orman köylülerini kalkındırmaya yönelik hizmetler

4. Toplum kalkınması hizmetleri”129.

Adapazarı’nın 1 Aralık 1954 tarihinde Sakarya iline bağlanmasından sonra, bu hizmetlere

ayrılan kadrosu ve hizmet kalemleri kendi bünyesinde oluşturulmuştur. Yeni kurulan ilin

ihtiyaçları çok olduğundan, bu hizmet kalemlerinin çalışmalarını aynı etkinlikte devam

ettirmek muhtemelen zorlayıcı olmuştur. Gelir getiren taşınmazlardan Sakarya sınırlarına

düşenler çok fazla sayılmadığından, çalışmalarını yürütmede en önemli gelir kaleminin

vergiler olduğu anlaşılmaktadır. Sakarya İl Özel İdaresi, 1954 yılında Kocaeli’nden

395.882,86 Türk lirası haliye, 137.482,45 Türk lirası sabıka vergileri devralmıştır130.

1954-1960 arasında Sakarya İl Özel İdaresi’nin taşınmaz, arazi ve diğer kalemlerden elde

ettiği gelir nüfusa ve şehirleşmesine bağlı olarak giderek artış göstermiştir.

1.1.3.3. Kaymakamlar

Adapazarı Kocaeli’nden idari olarak ayrılmadan önce, Adapazarı ve sonradan Sakarya’ya

dahil olan tüm ilçelerde kaymakamlık makamı bulunmakta idi. Ele alınan 1950-1960

döneminde Adapazarı’nda kaymakamlık görevini yürüten kişiler şu şekilde sıralanabilir;

Adapazarı Kaymakamlığı’nı; 1949-1951 yılları arasında Selim İmece yürütmüştür. 1949

yılındaki Adapazarı Kaymakamı Fazıl Kaftanoğlu Beşiktaş Kaymakamlığı’na atanınca

görevi devralan131 Selim İmece’nin Yalova Kaymakamlığı’na atanmasından sonra, yerine

25 Ağustos 1951 tarihinde Lütfü Kayagün gelmiştir. 1953 yılına kadar görevine devam

eden Kayagün, Beykoz Kaymakamlığı’na atanmış ve yerine Mustafa Kemal Paşa

Kaymakamı Atıf Tahıltayin edilmiştir132. Atıf Tahıl Sakarya’nın vilayet olmasından

sonra, halkın yoğun isteğine rağmen görevinde kalamamış, memuriyet değişikliği ile

129 Kocaeli İl Özel İdaresi hakkında yapılan en ayrıntılı çalışmadaki veriler aynen kullanılmıştır. Tunç,

Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, s. 61-62. 130 Haliye ve sabıka vergileri ile ifade edilen, o yıl itibariyle mevcut olan vergi kalemleri ile eski dönemden

kalan vergi gelirleridir. Yeni Ada Postası, 10 Aralık 1955, Sayı: 1095. 131 Ada Postası, 18 Temmuz 1949, Sayı: 156; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 57, 71. 132 Resmi Gazete, 25 Ağustos 1951, Sayı:7894, s. 1866; Resmi Gazete, 10 Ağustos 1951, Sayı: 8480, s.

6927; Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 105.

45

İçişleri Bakanlığı tarafından, 23 Eylül 1954 tarihindeki kararla 3. sınıf mülkiye

müfettişliği kadrosu ile tayin olmuştur133. Atıf Tahıl, yerini vekaleten atanan Kocaeli

Hukuk İşleri Müdürü Münip İlban’a bırakarak yeni görev yeri olan İstanbul’a gitmek

üzere Sakarya’dan ayrılmıştır. Sakarya Vilâyeti’nin işlemeye başlamasından sonra,

Münip İlban kısa bir süre vali vekilliğini de sürdürmüştü134. Kendisi, Adapazarı’nın,

Sakarya ilinin teşkilinden önceki son kaymakamı olmuştur. 27 Mayıs askeri

müdahalesinden sonra Adapazarı’na Askerlik Şubesi Başkanı Albay Ethem Süer

getirilmiş olup, bu tarihte diğer ilçelerde de askeri unvanlı kaymakamlar görev yapmaya

başlamıştır.135 Yine 1960 yılında Sakarya kaymakamlığında görev alan bir isim İhsan

Atakan’dır. Kendisi Temmuz 1960’da Karamürsel’e nakledilmiştir.136

1950-1960 döneminde İçişleri Bakanlığı tarafından Adapazarı-Sakarya’ya bağlı diğer

ilçelere atanan ve görev yapan kaymakamlardan isimleri tespit edilenler sırasıyla aşağıda

belirtilmiştir137.

Karasu : Tayyar Toprak, Rebii Başol, Reşit Ertüzün, Mümin Özışık, Hüsmen Erdoğan,

Hikmet Onaydar, Necdet Kambur, Yüzbaşı Hüseyin Erdal, Binbaşı Nihat Başatlı138

Hendek: Hadi Öğet (Sağanak), Şahap Fındıkoğlu, Nazım Arda, Nazım Peştemalci, İrfan

İplikçi, Albay Ali Kıratlı139

Akyazı : Mehmet Ali Ulusal, Necdet Kambur, İrfan İplikçi, Recep Zorbanlı, Cezmi

Kartay, Rauf Öktem, , Fikri Gökçeer140

133 BCA, No: 030.11.1-247.30.11; Resmi Gazete, 1 Ekim 1954, Sayı: 8817, s: 10394. 134 Demokrat Sakarya, 2 Ekim 1954, Sayı: 90; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.

125. 135 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669; 31 Mayıs 1961, Sayı: 2670. 136 Sakarya, 9 Temmuz 1960, Sayı: 338. 137 Ada Postası, 19 Mayıs 1950, Sayı: 227; Ada Postası, 25 Temmuz 1950, Sayı: 244, Ada Postası, 1

Ağustos 1950, Sayı: 246, Demokrat Sakarya, 15 Mart 1956, Sayı: 539, Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı:

1162; Sakarya, 28 Ekim 1960, Sayı: 432; Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Haziran 1960, Sayı: 2674; Sakarya,

18 Ekim 1960, Sayı: 423; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 74, 97-98, 116-117,

212, 216. 138 Resmi Gazete, 7 Ekim 1954, Sayı: 8818, s:10401; 13 Mayıs 1955, Sayı: 9005, s: 11849; 23 Kasım 1956,

Sayı: 9465, s: 15913; 2 Ekim 1957, Sayı: 9721, s: 17937; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 139 Resmi Gazete, 23 Kasım 1956, Sayı: 9465, s: 15913; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 140 Resmi Gazete, 8 Şubat 1955, Sayı: 8925, s: 11012; 23 Kasım 1956, Sayı: 9465; 2 Ekim 1957, Sayı:

9721, s: 17937; 21 Şubat 1958, Sayı: 9840, s: 18679; 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821.

46

Geyve: Namık Sezgin, Azmi Berker, Mehmet Ali Ulusal, Hamdi Ergün, M. Şefik

Cambazoğlu, İsmail Bir, Ahmet Celal Balkanlı, Albay Şahin Şirin141

Sapanca: Fuat Eren, İsmail Bir, İhsan Atakan, Albay Ethem Süer142

Kaynarca: Rasim Gezmiş, Mehmet Coşkun143

Adapazarı-Sakarya kaymakamlıklarında görev alan şahsiyetlerin farklı ilçelere

atandıkları bir kısmının da farklı memuriyetlere nakledildikleri görülmektedir.

1.1.3.4 Valiliğe Bağlı Diğer Kurumlar

Kocaeli Valiliği ve 1954 sonrasında Sakarya Valiliği bünyesinde İl Özel İdare Müdürlüğü

dışında mevcut olan diğer kurumlar maddeler şeklinde sıralanmıştır. Bu birimlere ve

çalışmalarına, ele alınan konular çerçevesinde yer yer değinilecektir.

“- Vali Muavinleri

- Hukuk İşleri Müdürlüğü

- Adapazarı Kaymakamlığı

- Akyazı Kaymakamlığı

- Geyve Kaymakamlığı

- Hendek Kaymakamlığı

- Karasu Kaymakamlığı

- İl Maiyet Memurlukları

- Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Amirlikleri

- İl Jandarma Alay Komutanlığı

141 Resmi Gazete, 8 Şubat 1955, Sayı: 8925, s: 11012; 23 Kasım 1956, Sayı: 9465, s: 15913; 27 Temmuz

1960, Sayı: 10562, s: 1821; 7 Nisan 1959, Sayı: 10179, s: 71409. 142 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. 143 Resmi Gazete, 27 Temmuz 1960, Sayı: 10562, s: 1821. Kaynarca bu dönemde Kocaeli’ne bağlıdır. 1

Nisan 1959'da 7033 sayılı kanunla “Kaynarca” adı ile İlçe olmuş ve 1960 ‘da belediye teşkilatı kurulmuştur.

21 Ocak 1966 tarih ve 714 sayılı kanunla da Sakarya İline bağlanmıştır.

http://www.sakaryarehberim.com/sehir-rehberi/sakaryanin-ilceleri/kaynarca/35 (Erişim Tarihi: 06.10.

2017).

47

- Defterdarlık

- Milli Eğitim Müdürlüğü

- Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü

- Bayındırlık Müdürlüğü

- Teknik Ziraat Müdürlüğü

- Veteriner Müdürlüğü

- Sıtma Endeksiyon Bölge Başkanlığı

- İl Savunma Sekreterliği

- Bölge Çalışma Müdürlüğü

- Devlet Orman İşletme Müdürlüğü

- İl Müftülüğü

- Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü

- YSE Müdürlüğü

- Nüfus Müdürlüğü

- Zirai Mücadele Müdürlüğü

- Tapu Sicil Muhafızlığı

-Bölge Çalışma Müdürlüğü

- Sümerbank Satış Mağazaları Müdürlüğü” 144.

144 Kocaelinde mevcut olup Sakarya’ya devredilen veya yeniden kurulan bağlı birimlerin isimleri Avcı,

Cumhuriyet Döneminde İzmit (1923-1973) isimli çalışmadan naklen, Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde

Kocaeli 1950-1960, s.69, Demokrat Sakarya, 26 Aralık 1954, Sayı: 163; Demokrat Sakarya, 26 Aralık

1954, Sayı: 163; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 131-133;

48

1.1.4. Tapu Kadastro Çalışmaları

Tapu ve kadastro çalışmaları, 1934 yılında yürürlüğe giren 2644 sayılı Tapu Kanunu145

hükümleri çerçevesinde, tapu ve kadastro olarak iki koldan taşınmaz mallarla ilgili her

türlü düzenleme ve tescil işlerinin yürütüldüğü, bunların mevzuata uygun olarak takibini

ve korunmasını sağlayan çalışmalardır. Bu çalışmaların büyük bölümü, tapu sicil

kayıtlarında yani bir toprak parçasında mülk ve kullanım hakkının kime ait olduğunu

belirleyen resmi kayıtlarda, mevcut olan taşınmaz mallarla ilgili yapılan tüm

değişiklikleri tespit ederek kaydetme işlerini içermektedir146.

Gerek kentlerde ve gerekse köylerde 1950 yılına kadar uygulama alanı gören 2613 ve

2644 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile; ülkenin kadastrolama sorununun

istenilen hızda çözülemeyeceği düşünülerek, kentlerin belediye sınırları dışında kalan

taşınmazların kadastrolanması için 1950 yılında 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe

girmiştir. Böylece, 2613 Sayılı Kanun, 1950 yılından 3402 sayılı Kadastro Kanunun

yürürlüğe girdiği 10 Ekim 1987 tarihine kadar sadece il ve ilçelerin merkez belediye

sınırları içinde kalan taşınmazların kadastrolanmasında uygulanmıştır147.

1950-1960 Demokrat Parti iktidarı döneminde arazi kadastro çalışmaları hız kazanmış,

Cumhuriyet döneminin başlarından beri, halihazırda tapulama çalışması yapılamayan

toprakların ve mülklerin bu dönemde tapu altına alındığı anlaşılmaktadır. Tüm arazilerin

tapu kayıtlarının belirlenmesi ile kişiler arasında çıkan sınır anlaşmazlıklarının

giderilmesi amaçlanmış, idari yapılanma sürecinde bu konuya önem verilmiştir. Ayrıca,

145 Tapu Kanunu Kanun Numarası : 2644 Kabul Tarihi : 22/12/1934

Yayımlandığı Gazete: Resmi Gazete : Tarih : 29/12/1934 Sayı : 2892

Yayımlandığı Düstur Tertip 3, c. 16, s. 312.

“Madde 1- Gayrimenkullerin tescilinde o gayrimenkul Devlete ait ise bulunduğu yerdeki en büyük mal

memuru, hususi idareye ait ise vali, evkafa ait ise evkaf müdürü veya memuru, belediyeye ait ise belediye

reisi, köye ait ise muhtar ve mahsus kanunla teşekkül etmiş diğer hükmi şahıslara ait ise bunların kanuni

mümessilleri salahiyetlidirler. Bu mümessillerin salahiyetlerini kullanma şeklini gösteren kanunlar hükmü

yerinde durmaktadır. Madde 2- Hükmi şahısların tapu işlerinde merkez veya şubelerinin bulundukları yerin

en büyük mülkiye amirinden nizamnamelerine göre gayrimenkul tasarrufuna izinli olduklarına ve tescil

işini yapacak mümessilin salahiyetine dair alınacak belgenin verilmesi mecburidir. Ticaret Şirketleri bu

belgeyi ticaret sicil memurundan alırlar. Madde 3-Mevcudiyetleri Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince

tanınmış olan yabancılara ait dini, ilmi, hayri müesseselerin fermanlara ve Hükümet kararlarına müsteniden

sahiplendikleri gayrimenkuller bu belgelerin sınırları dışına çıkmamak ve Hükümetin izni alınmak şartile

müesseselerin hükmi şahsiyetleri namına tescil olunabilir. Madde 4- Madenlerin tesciline ait muamelelerde

mahsus kanun ve nizamlarına göre verilecek belgelerin İktisat Vekaletince tasdik edilmiş olması şarttır”. 146 http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.2644.pdf, Erişim Tarihi: 08.09. 2016. 147KemalettinToker,“KadastroMevzuatı”https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/icerik/ekleri/kadastro

_mevzuati_ders_notu_2016.pdf. Erişim Tarihi: 10.10.2016.

49

Kocaeli vilâyetinin sınırları dışında kalan köy, nahiye, mahalle gibi idari birimlerdeki

araziler ve taşınmaz mallarının da 5602 sayılı Tapu Kanunu148 çerçevesinde resmen

tapulanmasına dair karar uygulanmıştır. Sakarya’da imar çalışmaları devam ederken,

bataklıklar ve atıl bölgelerden kazanılan tarlaların tapulanarak arsa şeklinde ihtiyacı olan

ailelerin tasarrufuna sunulduğunu görmek mümkündür. Bataklıkların kurutulması ve

kazanılan araziler hakkında detaylı bilgiye belediye çalışmaları kısmında değinilmiştir.

Sakarya’da Toprak İskan Müdürlüğü bünyesinde arazi ve kadastro işlerini yürüten

birimler ve bu dönemde yapmış oldukları çalışmalar şöyle sıralanabilir:

“-1955 yılında Arazi Kadastro Müdürlüğü oluşturulması ile, kadastro

müdürlüğü ekipleri tarafından 1957 yılı içerisinde Sakarya Vilâyeti genelinde

16.608 parsele tekabül eden 82.310 dekar arazinin kadastrosu yapılarak

tapuya devredilmiştir. 1958 yılında programa alınan 18 köyden 7 ‘sinin, 1959

yılında ise 5 köyün daha kadastrosu ikmal edilerek tapuya devredilmiştir.

-1954 yılında kurulan Şehir Kadastrosu Müdürlüğü 1957 yılı sonuna kadar

iki mahallede toplam 8864 parsel gayrimenkulün kadastrosunu ikmal ederek,

sahiplerine çaplı tasarruf belgelerini vermiştir.

-1955 Nisan ayında kurulan Toprak Tevzi Komisyonu tarafından çiftçiyi

topraklandırma faaliyetleri kapsamında, 1957 yılı sonuna kadar 26 köyde

2385 çiftçi ailesine 24316 dekar arazi tevzi edilmiş, 5 köye toplam 3577 dekar

mera tahsis edilmiştir. 1958 yılı içerisinde, Merkez kazanın 4 köyünde 522

çiftçi ailesine 3600 dönüm arazinin kazandırılması sağlanmıştır”149.

Tapulama işlemlerinin yapılabilmesi için Adapazarı Merkez ve diğer ilçelerinde büyük

çaplı ve detaylı haritalama çalışması yapılmıştır. 1950-1965 yılları arasında harita

hizmetleri büyük oranda tamamlanmıştır. Örneğin Adapazarı Merkez ilçesinde, 1955

yılında tamamlanan haritalama çalışmasına göre, 662 hektar meskun, 2.128 hektar

gayrimeskun yani imar dışı arazi olmak üzere, toplam 2.790 hektarlık bir arazinin haritası

148 5602 Sayılı Tapu Kanunu; Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8585, s.7758. 149 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul, Sulhi Garan Matbaası, 1958,

s. 168-171.

50

çıkarılmıştır150. Bu çalışmalar şüphesiz Sakarya’nın toprak iskan, arazi ve tapu sicil

işlerinin hızlı ve kesin bir şekilde yürütülmesini sağlamıştır.

1.2. Demografik Yapı

Nüfus kelimesi, çoğunlukla insan sayısını belirleyen bir kavram olarak kullanılır ve bir

ülkede, belirli bir bölgede, aynı zamanda yaşayanların oluşturduğu toplam sayıyı ifade

eder. Yani nüfus; belirli bir zamanda, sınırları tanımlı bir bölgede yaşamakta olan insan

sayısıdır. Nüfus, sayımlar yoluyla belirlenir. Türkiye’de nüfus sayımları, Cumhuriyet

tarihinde 5 yılda bir yapılarak, ülke geneli ve iller, ilçeler, köyler bazında önemli istatistik

verileri tespit edilmesine imkân verir. Bu istatistikler arasında doğum, ölüm kayıtları,

buna bağlı olarak nüfus artış hızı, bölgelerin yüzölçümleri, kilometrekareye düşen kişi

sayısı ve nüfus yoğunluğu, göçler ve göçmen nüfusu verileri, nüfusun cinsiyet durumu,

yaş grupları, iş gücü potansiyeli, dil grupları ve eğitim durumları gibi önemli sosyal

ekonomik veriler bulunmaktadır151. Yıllar içerisinde sürekli yenilenme içerisinde bulunan

bu oranları en net şekilde gördüğümüz resmi nüfus sayımı kayıtları, şehir tarihi

araştırmalarında, bölgede zaman içerisindeki gelişmeyi ve değişimi ortaya koyma

konusunda başvurulan temel kaynaklardandır. Bu kısımda Adapazarı-Sakarya nüfus

verileri incelenmiştir.

1.2.1. DP Döneminden Önce Adapazarı’nın Nüfusu

XIX. yüzyılda İzmit Sancağı’na bağlı olan ve 1869 yılında belediye teşkilatı kurulan

Adapazarı’na ait ilk nüfus verileri bölgede seyahat eden yabancı gezginlere ve bazı

eserlere göre farklılık göstermektedir152. 1831 yılına ait erkeklerin sayıldığı Osmanlı’nın

ilk nüfus sayımı verilerine bakıldığında, Adapazarı, Sapanca, Geyve, Hendek, Akyazı,

Karasu kazaları da bu dönemde Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nin Kocaeli Sancağı’na

150 Ebubekir Sofuoğlu, “Adapazarında Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: 2005,

s. 1046. 151 B. Güvenç-F.C.Shorter, Türkiye Demografyası, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 1971, s. 22-

23. 152 Adapazarı’nın 19. yüzyıl nüfus verilerine ait bilgiler ve rakamlar birbirini tutmamaktadır. Vital Cuinet,

1894 yılında neşrettiği La Turquie d’Asie adlı eserinde Adapazarı’nı 24.150 nüfuslu bir şehir olarak

vermekte iken, Şemseddin Sami Kâmûsü’l-a’lâm’da 4000 nüfuslu bir kasaba olarak göstermektedir. 1892

yılında bölgede seyahat eden A. De Moustier’ye göre nüfus 10.000 iken, yirmi yıl kadar süre sonra bölgede

araştırma yapan Von Diest’e göre ise 15.000’dir. Bu farklar sebebiyle hiçbirinde resmi ittifak

bulunmamaktadır. (Metin Tuncel, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), I,

Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 1988, s. 354).

51

bağlı bulunmaktadır. Yapılan bu sayıma göre, Kocaeli Sancak merkezi İzmit’de 11.569

erkek yaşamaktadır. Adapazarı ile birlikte anılan Sapanca’da ise 9.611 erkek

sayılmıştır153. Osmanlı Devleti’nin yönetiminde Adapazarı’nın bağlı olduğu İzmit

Sancağı’nda, çeşitli bölgelerden göç eden guruplar ile, Müslümanlar haricinde çeşitli dini

gruplardan ve etnik kökenlerden kişilerin de yaşadığı görülmektedir154.

Osmanlı-Rus Savaşları sırasında ve sonrasında, özellikle Balkanlar ve Kafkasya’dan göç

edenlerin ülke nüfusuna etkisi görülmekte iken, 93 Harbi olarak bilinen 1877-78 savaşı

sonrasında, Çarlık Rusya tarafından sürgüne zorlanan Kırım ve Kafkasya’dan gelen

göçmenlerin (Abhazlar ve Çerkes kafileleri) yaklaşık 500.000 civarında olduğu tahmin

edilmektedir155. Bu süreçte en yoğun iskan edildikleri bölgelerden biri olan İzmit Sancağı

ve çevresinde de nüfus dinamiklerinde değişiklikler yaşanmaya başlamıştır. 1912-1913

Balkan Savaşlarından sonra da bölgeye göç hareketi devam etmiş, 1914 yılına kadarki

nüfus artışının önemli bir sebebini bu göçler oluşturmuştur.

Tablo 1: 1885-1914 Döneminde İzmit Sancağı Nüfusunun Etnik ve Dinsel Dağılımı

Topluluk Adı 1885 1914

Müslüman 113.117 226.859

Rum Ortodoks 23.718 40.048

Ermeni Gregoryen 37.220 55.403

Yahudi 169 428

Toplam 174.224 322.738

Kaynak: “Kocaeli” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. VII, İstanbul:

Anadolu Yayınları, 1983, s. 4999.

Verilerden de anlaşıldığı üzere, 1914 itibariyle, 325 bine yakın kişinin yaşadığı kişinin

yerleşik olduğu İzmit Sancağında, çoğunluğu oluşturan Müslümanların dışındaki

gayrimüslim tebaada, Ermeni ve Rumlar sayı bakımından ağırlıkta olmakla birlikte,

Yahudi ailelerin de varlığı bilinmektedir.

153 Kemal H. Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal Özellikleri, Çev. Bahar Tırnakçı,

İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003, s. 154; Resul Narin, XIX. Yüzyılda Adapazarı, Sakarya İl Kültür

ve Turizm Müdürlüğü Yayını, Sakarya: 2011, s. 48-49. 154 Nedim İpek, Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 1999, s. 199,

200; Tuncel, “İzmit” Maddesi, (DİA Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi), c. XXIII, Ankara: Türkiye

Diyanet Vakfı, 1999, s.540. 155 Ali Aktaş, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası: Kültürel Renkleri İle Sakarya (Sakarya’nın Toplumsal

ve Kültürel Yapısı), Adapazarı Merkez Belediyesi Yayınları, Sakarya: 2008, s. 72-73.

52

1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu’nun birçok bölgesinde yaşanan Rum ve Ermeni

azınlıkların zararlı faaliyetleri ve silahlı eylemleri, isyan faaliyetlerine kalkışmaları

dolayısıyla orduyu zor durumda bırakmaları gibi üzücü hadiseler, Kocaeli ve çevresinde

de gerçekleşmiştir. 1915 yılında uygulanan Tehcir Kanunu kapsamında, bu bölgede

bulunan bazı Ermeni ve Rum gruplarının da Suriye’nin Zor Sancağına gönderildikleri,

1918 yılından sonra geri gelmek isteyenlerin de tekrar bölgelerine yerleştirildikleri

bilinmektedir156. Kurtuluş Savaşında Yunan işgali ile sonrasında bölgeye yerleşen Rum

ve Ermeniler, nüfus değişikliklerini etkileyen faktörler arasında sayılmalıdır zira, üç kez

Yunan ve onların işbirlikçisi bazı çetelerin işgaline uğrayan Adapazarı, Milli Mücadele

yıllarında Milis Kuvvetlerin direnişi neticesinde 21 Haziran 1921 tarihinde düşman

işgalinden kurtarılmıştır157.

Bölgenin İstanbul-Haydarpaşa-Ankara demiryolu hattına Arifiye istasyonu ile

bağlantısının bulunması, Ankara’ya giden karayolunun Adapazarı’ndan geçmesi, verimli

toprak yapısı, ekonomik canlılığı ve ticaret imkanları gibi unsurlar bölgeyi cazip bir

yerleşim yeri haline getirmiş, dolayısıyla nüfusunun artmasında önemli rol oynamıştır.

Balkan savaşları ve 1. Dünya savaşı sonrasında artarak devam eden bir göç hareketi

yaşanan bölgede, Kocaeli-İzmit ve Adapazarı civarında çok sayıda mübadil aileye

yerleşim alanı açılarak iskanları sağlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte,

özellikle Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sırasında (1923-1928)

Kocaeli-İzmit-Adapazarı ve çevresi yoğun bir göç hareketine sahne olmuştur. 28 Ekim

1927 tarihinde, Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin ilk genel nüfus sayımı yapılmış ve

Adapazarı merkezli Sakarya bölgesinin nüfusunun 138.852 kişiden ibaret olduğu tespit

edilmiştir. Bu nüfusun 29.611’inin şehir ve 109.241’inin de köylerde oturduğu

belirtilmektedir158. Bu dönemde, ülke nüfusu hakkında bir kıyaslama yapmak adına, 1927

nüfus sayımında genel ülke nüfusunun 14.589.149 kişi olduğunu açıklayan Justin Mc.

156 Geyve Kazası’na bağlı Eşme köyü ile Adapazarı’na bağlı Kirazlı köyüne dönen kişilere evleri ve

arazileri teslim edilmiştir. (İbrahim Ethem Atnur, “Rum ve Ermeniler’in İzmit-Adapazarı Bölgesinden

Tehciri ve Yeniden İskânları Meselesi”, I.Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran

1998), Sakarya Üniversitesi Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 127, 129). 157 Sabahattin Özel, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Milli Mücadele, Sakarya: Adapazarı Belediyesi Yayınları,

1987, s. 117. 158 Bilal Eryılmaz- Muharrem Es- Mustafa Çalışır-Cahit Şanver, Adapazarı Metropoliten Alanında Nüfus

ve Gelişimi Araştırması, Sakarya: Sakarya Üniversitesi İktisadi İdari bilimler Yayını, 1996, s. 28;

http://www.die.gov.tr/konularr/nufusSayimi.htm. (ErişimTarihi: 02.05.2015).

53

Carthy, yazılmamış nüfus nedeniyle ülke nüfusunun olması gerekenden % 7 oranında az

olduğunu iddia etmiştir. Bu sayım hakkındaki iddiasını, iletişim, ulaşım gibi imkanların

Anadolu’da tam olarak elverişli olmamasına bağlamıştır159.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, göçmen ailelere emval-i metrukeden (terkedilmiş mallar)

evler verilmesi de tebliğ edilmiştir. Muhacirlerinden bir kısmı için, Adapazarı’na bağlı

bazı köylerde Rum ve Ermenilerce terk edilen arazinin kira karşılığında göçmenlere

tahsis edilmesi sağlanmış ancak sonraki yıllarda mülk sahiplerinin geri dönmesi

dolayısıyla, bu göçmen aileler başka yerlere yerleştirilmek durumunda kalmışlardır. Bu

ise o yıllarda konut sorununu ortaya çıkarmıştır160.

1928 yılı sonlarına kadar, Adapazarı’na Balkan coğrafyasındaki farklı şehirlerden çok

sayıda göçmen ailenin yerleştirilmesi sağlanmıştır. Bu aileler için uygun mesken yapımı

için inşaat çalışmaları başlatılmış, Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti bu işleri yürütmekle

kaymakamlıkları ve yerel yönetimleri de sorumlu tutmuştur. Muhacirlerin evlerinin hızla

inşa edilmesi konusunda valilik ve kaymakamlıklar yoğun çalışmalarda bulunmuşlardır.

Muhacirler genellikle beraberlerinde büyük ve küçükbaş çiftlik hayvanlarını da

getirdikleri için, kendi geçimlerini sağlama konusunda teşvik edilmişlerdir. Örneğin,

1924 yılında Serdivan köyü arazisinin Drama muhacirlerine dağıtılması ve bu

muhacirlerin bir kısmının Serdivan’da iskân edilmelerine karar verilmiştir. Adapazarı’nın

Serdivan köyünde iskân edilmeleri kararlaştırılan Drama’nın Raholika köyü

muhacirlerinin ellerinde önemli miktarda çift hayvanının bulunması sebebiyle, hükümet

tarafından muhacirlerin iskânlarının zaman kaybedilmeden bir an önce yapılması kararı

alınmıştır161. Mübadeleden sonra eski ekonomik ve toplumsal değerlerini olabildiğince

devam ettirmeleri ve yeni yerleşim bölgelerine alışmaları, arazileri işleyerek üretimde rol

oynamaları beklenen neticeler arasında sayılabilir.

Göçün yoğun yaşandığı yıllara bakıldığında, 1924 yılında; Adapazarı Fındıklı köyüne

Sarışaban göçmenleri yerleştirilmiş, ayrıca çeşitli aralıklarla şehrin muhtelif arazilerine

Pirlepe, Ohri, Selanik ve Bosna muhacirleri iskan edilmişlerdir.

159 Fatih Tuğluoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Nüfus Sayımı: 20 İlkteşrin 1935 “Ne Bir Eksik Ne Bir

Fazla”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, c. XII/ 25 (2012-Güz), s. 62. 160 Nedim İpek, “Sakarya’ya Türk Göçleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü

Yayınları, 2005, c. I, s. 646-649. 161 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 5, 17-19.

54

1925 yılında; Adapazarı Söğütlü nahiyesine Bulgaristan Razgrad göçmenleri, Aktaş

köyüne Yenipazar göçmenleri, şehir geneline Vodine mübadilleri ve Kalkandelen

göçmenleri yerleşmiştir.

1926 yılında; Lankaza muhacirleri, Karacaova, Yugoslavya muhacirleri,

1927-1928 yıllarında; Siroz (Serez), 1928 yılında Preşeva göçmen aileleri Adapazarı’nda

iskan edilmişlerdir. Akyazı ve Sapanca nahiyesine bağlı köylerde de göçmen konutları

inşa edilmiştir162.

1934 yılı itibariyle, Romanya ve Bulgaristan’dan beşinci kuşak göçmenler beraberlerinde

bir miktar Pomak ile Kıpti vatandaşı da getirmişler, bu kafiledekiler herhangi bir ayrım

yapılmaksızın iskan edilmişlerdir163.

1936-38 yıllarında Dersim isyanından sonra Tunceli’den zorunlu göç kapsamında ülke

geneline olduğu gibi Pamukova’ya sürgün edilen aileler bölgedeki köylere

dağıtılmışlardır. Daha sonra kendi memleketlerine gönderilmişlerse de kalan aileler de

olmuştur164.

1948-1951 yılları arasında Unra ve Unesco’nun gayreti ile Avrupa esir kamplarından

ülkeye 1000 kişilik bir grup getirilmiş, bunlardan 24 aile (45) nüfuslu Adapazarı’nda

iskan edilmişlerdir. Avrupa kamp mültecilerinden çoğunluğu Kafkasya (Azeri, Gürcü,

Çerkes) ve Kırım Türkleri ile Yugoslav Türkleri ve Müslüman Arnavutlar oluşturmuştur.

Gelenler, şehirli ve tüccar, memur, sanat erbabı olduklarından büyük yerlere

yerleştirilmişlerdir165.

1950’den sonra Adapazarı ve çevresine muhtelif bölgelerden gelen göçmenlerin,

yerleşmeleri için konut sağlamak ve ekonomik olarak desteklemek amacıyla Sakarya

Valiliği tarafından hemen her mali yıl içerisinde nakdi yardımlar dağıtılmıştır. 1952

yılında gelen 626 göçmen ailesinden 623’üne 984.540 Türk lirası tutarında mesken inşa

edilmiştir. 1953 ve 1954 yıllarında gelen 59 ve 60 göçmen ailesine, 120’şer bin lira

değerinde mesken inşa edilmiştir. 1954-56 döneminde, özellikle sanatkar Bulgaristan

162 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 6-20. 163 Mehmet Eröz- Seyfi Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, İstanbul: SESAM (Sakarya

Sosyal Araştırmalar Merkezi) Yayını, 1968, s. 22. 164 Aktaş, Kültürel Renkleri İle Sakarya, s. 74. 165 Eröz- Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 23.

55

göçmeni ailelerine ve ev yapmak isteyenlere 2800, çiftçilere 1600 Türk lirası ev yardımı

yapılmıştır. Bu yardımlar toprak iştikakı verilen aileleri kapsamaktadır166. 166

Bulgaristan göçmeni sanatkar aileye 13.200 metrekare ev alanı parsellenmiş ve her aileye

1500 Türk lirası ev yardımı dağıtılarak Ziraat Bankasından krediler verilmiştir. Yine 61

Bulgar göçmeni çiftçi ailesine 1443 dekar arazi ayrılarak, 1000’er lira yardım

dağıtılmıştır. 51 aileye ise kendi arsalarında ev yapmaları için 67.000 Türk lirası nakit

yardımı yapılmıştır.

Zor şartlar altında göçe tabi tutulan ailelerin, güvenli şekilde barınma konusuna çözüm

oluşturulmaya çalışılmıştır. Göçmenlerden meydana gelen yeni yerleşimler açarak

köyler, mahalleler oluşturma politikası, onların kültürlerini ve sosyal yapılarını devam

ettirebilmeleri ve dayanışma içinde yaşamlarını sürdürürken, kendi kültür ve

geleneklerini, tecrübelerini bölgedeki diğer halk ile paylaşmalarını da sağlamıştır. Bu ise,

Adapazarı’nın, bugün dahi sahip olduğu çok renkli kültür mirasının temellerini

oluşturmuştur şeklinde yorumlanabilir.

Tablo 2: Kocaeli (İzmit) ve Sakarya (Adapazarı) İlleri ve İlçeleri Nüfus Gelişimi

(1927-1950)

Yıllar Kocaeli Sakarya

1927 286.600 138.852

1935 335.292 173.143

1940 375.530 184.401

1945 416.058 210.855

1950 474.644 244.340

Yıllar İzmit Adapazarı

1927 14.637 22.549

1935 18.693 24.839

1940 29.120 25.793

1945 28.352 29.836

1950 36.037 35.581

Kaynak: “Kocaeli” maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. VII, s. 4988; “Sakarya” maddesi, Yurt Ansiklopedisi,

c. IX, s. 6448;

166 Yeni Ada Postası, 24 Kasım 1955, Sayı: 1081; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge

Nüshası, s. 141, 168-169; Metin Tuncel, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve

Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Yayınları,

1999, s. 4.

56

Bahsedildiği üzere, yukarıdaki tabloda 1954 yılındaki idari taksimatla Sakarya’nın il

olarak belirlenmesinden önce, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı merkez ve Akyazı, Geyve,

Hendek, Karasu ilçelerini kapsayan nüfus toplamının, o dönemde Kocaeli’ne bağlı

merkez ve ilçelerinin toplam nüfusundan ayrılması ile ulaşılan verilerdir. Kocaeli-İzmit,

Sakarya-Adapazarı isimlerinin kullanımı bu anlamı ifade etmektedir. Bölgenin yıllara

göre nüfus artış oranları ve yoğunlukları da genel olarak Türkiye ortalamasının üzerinde

seyretmiştir. Kilometrekareye düşen insan sayısı bütün sayım yıllarında Türkiye

genelinin iki katından fazla olmuştur. Adapazarı ilçe nüfusu da birçok sayım yılında,

İzmit ilçesinin nüfusunu geçmiştir. Bu rakamlar yönetimsel değişimi açıklamakta önemli

bir örnek teşkil etmektedir.

1.2.2. Demokrat Parti Döneminde Türkiye ve Sakarya’da Nüfus Gelişimi

Türkiye’de sanayi ve tarım faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir dönem olan 1950-1960 yılları

arasında, bu imkanlara sahip bölgelerin nüfuslarında hızlı bir artış ve hareket olduğu

görülmektedir. Ayrıca, karayolu ulaşımının yaygınlaşması ile bu dönemde Kocaeli

bölgesi ve dolayısıyla Adapazarı’nda da yoğun nüfus değişiklikleri yaşanmıştır ve

Demokrat Parti döneminin ilk yılı olarak kabul ettiğimiz 1950’ye gelindiğinde Sakarya’yı

oluşturacak bölge, toplam nüfusun yarısından fazla bir sayıya ulaşmıştır.

Tablo 3: 1950 Nüfus Sayımına Göre Kocaeli ve Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus

ve Nüfus Yoğunlukları

İlçeler Yüzölçü

mü (km)

Kent

Nüfusu

Kır

Nüfusu

Toplam

Nüfus

Nüfus

Yoğunluğu

İzmit 1.314 36.037 62.470 98.507 %75

Adapazarı 791 35.581 62.412 97.993 %124

Akyazı 558 3.469 36.061 39.530 %71

Gebze 1.036 5.066 22.328 27.394 %26

Geyve 1.195 2.278 41.831 44.109 %37

Gölcük 160 4.153 18.455 22.608 %14

Hendek 478 6.644 26.369 33.013 %69

Kandıra 1.514 3.971 53.451 57.422 %38

Karamürsel 478 3.176 21.197 24.373 %51

Karasu 912 3.398 26.297 29.695 %33

Toplam 8.436 103.773 370.871 474.644 %56

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 22 Ekim 1950 Genel Nüfus Sayımı,

s. 18-19.

57

Tablo yorumlandığında; bu dönemde Kocaeli’nin toplam nüfusu, 474.644 tür. İzmit en

fazla nüfusa sahip ilçe konumundadır. Adapazarı ise nüfus yoğunluğu bakımından %124

gibi yüksek bir orana ulaşmıştır, bu ise Türkiye genelinin çok üstünde bir nüfus artışı

yaşandığını göstermektedir. Bu artışı yalnızca doğal ölüm-doğum hızıyla ifade etmek

mümkün değildir.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde başlayan ve cumhuriyet döneminde devam eden

göçler, genel nüfus artışında önemli bir rol oynamıştır. Yıllar içerisinde görülen dış

göçlerin yanında, iç göç olarak adlandırılan, ülkenin az gelişmiş veya iş potansiyeli düşük

olan diğer bölgelerinden (Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu illeri

çoğunlukta olmak üzere) yoğun şekilde yerleşimcinin bölgeye çalışma amacıyla gelişleri

de nüfus istatistiklerinden anlaşılmaktadır167. Bu iç göçlerin işsizlik, toprak kıtlığı, ulaşım

zorluğu, eğitim imkanlarının yetersizliği gibi sebeplerle yaşandığı söylenebilir. “Akova”

adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren

Adapazarı ve çevresi, 1950’li yıllarda tarımın yanında sanayi alanında çalışma

imkanlarının da genişlemiş olması ile, cazibesini 1950 yıllarından sonra artarak devam

ettirmiştir. Pek çok atölyenin varlığı ve fabrikaların kurulması (şeker, lastik, nişasta, yağ,

kereste üreten) buna sebep gösterilebilir.

Tablo 4: 1955 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüz ölçüm, Nüfus ve Nüfus

Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırılması

İlçeler Yüzölçümü

(km)

Kent

Nüfusu

Kır

Nüfusu

Toplam

Nüfus

Nüfus

Yoğunluğu

Adapazarı 941 55.622 79.398 135.020 %143

Akyazı 712 4.332 39.068 43.400 %60

Geyve 395 2.667 44.702 47.369 %33

Hendek 591 7.469 27.681 35.150 %59

Karasu 868 4.165 32.004 36.169 %42

Sakarya Toplam 4.487 74.255 222.853 297.108 %66

Kocaeli Toplam 4.031 84.492 168.682 253.174 %62

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı,

Ankara: 1956, s. 22.

167 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan İç Göçler ve Sakarya Nüfusuna

Etkilerinin İncelenmesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),

Sakarya Üniversitesi Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 8, 10; Musa Taşdelen, “Sakarya’nın Sosyal ve İktisadi

Yapısı Üzerine”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: 2005, s. 836.

58

23 Ekim 1955 tarihli Genel Nüfus Sayımı, Sakarya’nın il olarak sayıldığı ilk nüfus sayımı

olmuştur. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi 1954 yılı Haziran ayında yapılacak

olan idari taksimattan sonra, Sakarya il olduğundan, Kocaeli nüfusunun sayısı, yapısı ve

oranları ani bir değişim yaşamıştır. 5 adet ilçesi, yeni kurulan Sakarya iline dahil

edilmiştir. 1950 sayımına nazaran, nüfusunun yarısı kadar yani 244.000 kişilik bir azalma

gerçekleşmiştir. Yüzölçümü, 8.436 km’ alana sahip olan Kocaeli’nden, 1955 sayımında

4.031 km kadar büyük bir arazinin azaldığını söylemek mümkündür. 1955 yılı itibari ile

Sakarya ili, nüfus büyüklüğü açısından Türkiye’nin 63 ili arasında 38. sırada yer almıştır.

Uzun müddetten beri beklenen bu idari değişiklik sonrasında, Kocaeli nüfusu toplamda

253.174 ‘e gerilemiştir. Kocaeli’nin, nüfus artış hızının eksi -127.5 seviyelerine düşme

sebebi de bu bölünmedir. Nüfustaki ve arazideki azalma dolayısıyla, sahip olduğu köy ve

muhtarlık sayıları da o miktarda azalmıştır. 1950 sayımında sahip olduğu 684 muhtarlık

iken, 277 muhtarlığa düşmüştür168.

Müstakilen kurulan Sakarya iline ait nüfus verilerinde, yine ülke dışından ve iç

kesimlerden göçlerin etkisi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Göç olgusu adeta bu

coğrafya ile bütünleşmiştir.

1950, 1951 ve 1953 yıllarında Avrupa’daki mülteci kamplarından gelen ve Bulgarların

göçe zorladıkları soydaşların 250’si şehir merkezine 200 aileden fazlası civar köylere

yerleştirilmişler, 1954 yılında Yugoslavya’daki Tito rejimiyle anlaşamayıp gelen aileler

de yine bölgede iskân edilmişlerdir. 1955 yılı sonu itibariyle Sakarya iline baskılardan

dolayı göç eden 638 adet Bulgaristan kökenli aile yerleştirilmiştir. 1950-1960 yıllarında

Bulgaristan’dan göç eden çoğunluğu çiftçi olan 462 aile/1.638 kişi ve sanatkâr olan 547

aile/1.700 kişi, toplam 1009 aile/3338 kişi ile Doğu Türkistan bölgesinden gelen 2

göçmen aile Sakarya’da iskan edilmiştir169.

Sakarya’ya yerleştirilen göçmenlerin hayat koşullarını iyileştirerek, imkanlar ölçüsünde

hizmet sunulmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu konuda gösterilen gayret ve göçmenlerin

memnuniyeti haberlerden anlaşılmaktadır.

168 DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 18. 169 Aktaş, Kültürel Renkleri İle Sakarya, s. 74; Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.

23.

59

1957 Mart’ında, Sakarya vilâyetindeki iskân işleriyle ilgili tetkiklerde bulunmak üzere

Avrupa Konseyi yerleştirme fonu guvernörü Mr.Plas ve konsey mülteciler seksiyonundan

Hamit Gökaltay, toprak ve iskân işleri umum müdürü ve umum müdür muavini ile birlikte

Adapazarı’na gelerek, vilâyeti ziyaretten sonra yeni yapılan göçmen mahallesini ve

hükümetin yardımlarıyla inşası tamamlanan 652 göçmen evini gezerek görmüşler ve bu

husustaki çalışmalardan duydukları memnuniyeti belirtmişlerdir170.

Demokrat Parti İktidarı sırasında, ülke genelinde göçmenler politikası ciddiyetle

yürütülmüş, 1950 yılından 1956 yılına kadar tevzi komisyonları tarafından, yurdumuza

gelmiş bulunan 38.302 göçmen ailesinin müstahsil hâle getirilmesi için 21 bin 650 çiftçi

göçmen ailesine 1.126.125 dönüm toprak verilmiş ve 34.463 aileye de evleri inşa edilerek

teslim edilmiştir. Kendilerine birer işletme kurmaları ve bu işletmeleri geliştirmeleri için

lüzumlu araç ve vasıtaları temin etmek üzere, göçmenlerin sanatlarına göre lüzumlu kredi

yardımı yapılmıştır171.

Tablo 5: 1960 Nüfus Sayımına Göre Sakarya İlçelerinin Yüzölçüm, Nüfus ve Nüfus

Yoğunlukları ile Kocaeli Nüfusunun Karşılaştırması

İlçeler Yüzölçümü

(km)

Kent

Nüfusu Kır Nüfusu

Toplam

Nüfus

Nüfus

Yoğunluğu

Adapazarı 841 79.420 83.088 162.508 %193

Akyazı 716 6.617 43.220 49.837 %70

Geyve 1.390 3.676 48.273 51.949 %37

Hendek 581 9.880 29.801 39.681 %68

Karasu 788 5.683 39.220 44.903 %57

Sapanca 115 5.788 7.326 13.114 %114

Sakarya

Toplam 4.431 111.064 250.928 361.992 %82

Kaynarca 360 767 15.169 15.936 %44

Kocaeli

Toplam 3.972 112.082 185.381 297.463 %75

Kaynak: DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 30.

170 Ayın Tarihi, 27 Mart 1957. 171 Ayın Tarihi, 27 Temmuz 1956.

60

23 Ekim 1960 tarihinde yapılan Türkiye Genel Nüfus Sayımında, Kocaeli’nden ayrılan

Sakarya’nın sahip olduğu ilçeler bazındaki nüfusu yukarıdaki tabloda gösterilmiştir.

Burada, henüz idari taksimatla Kocaeli’nden ayrılmamış olan, 1966 yılından sonra

Sakarya’ya bağlanacak olan Kaynarca ilçesinin nüfusu da belirtilmiştir. Tabloya göre,

Sakarya’nın nüfus yoğunluğu tüm yurt genelinden daha fazladır. Adapazarı merkez ilçesi

ve Sapanca, bu yoğunluğun en fazla olduğu ilçelerdir. Yüzölçümü en fazla araziye sahip

Geyve ilçesinde nüfus yoğunluğu en azdır. Geyve ilçesi bu dönemde en az dış göç alan

bölge olduğu için, nüfusu fazla etkilenmemiştir.

1960’lı yıllarda, dış göçlerin sona ermesi ve İstanbul gibi hızlı bir sanayileşme içerisine

giren Kocaeli’nin, Sakarya’ya yönelen iç göçleri de çekmeye başlaması sonucu bu

yıllardan itibaren Sakarya nüfus artışı, daha doğal bir yükseliş içerisinde seyretmeye

başlamıştır. 1960 yılından sonra Kocaeli ve İstanbul’a göç vermeye başladığı

söylenebilir.

Tablo 6 :1950-1960 Döneminde Türkiye-Kocaeli ve Sakarya’nın Yıllık Ortalama Nüfus

Artış Hızları (binde)

Yıllar Türkiye Kocaeli Sakarya

1945-1950 21.7 26.3 28.5 (1940-50)

1950-1955 27.8 -127.5 40.1 (1950-60)

1955-1960 28.5 32.2 39.5

1960-1965 24.6 24.1 22.0

Kaynak: “Kocaeli” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.VII, s. 4988, “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi,

c. IX, s. 6449; DİE, Türkiye Genel Nüfus Sayımları 1950, 1955, s. muh.

Sakarya ilinin durumu, Türkiye geneli nüfus artış hızı ile kıyaslandığında, her sayım

döneminde yurt genelinin üzerinde bir hıza sahip olduğu görülmektedir. 1950-1960 yılları

arası Sakarya ilinin en hızlı artışı yaşadığı, bu artışın 1960 yılından itibaren yavaşladığı

görülmektedir. İdari değişiklik sonrasında Kocaeli İlindeki nüfus hızı-127.5 gibi bir orana

gerilemişse de, 1955-1960 döneminden itibaren yeniden Türkiye nüfus artış hızını

yakalamış ve hatta geçmiştir.

1955-1960 döneminde Sakarya doğumluların %9,9’u başka illere göç etmiştir. Bu

dönemde Sakarya ili az göç veren, fazla göç alan bir yapıdadır. Bu 1950’li yıllarda

kurulan yeni sanayi tesisleri ile açıklanabilir. 1960-1965 yılları arasında ise, Sakarya’nın

aldığı göç verdiği göçten daha az miktardadır. 1965 yılında Sakarya ilinin toplam nüfusu

61

404.078 kişiden ibarettir. Sakarya ilinden diğer illere göç eden nüfusun oranı %28,6 iken,

diğer illerden Sakarya iline göç edip yerleşenlerin nüfus oranı %24.7’dir172. Bu ise,

önceki dönem aralığında olduğu kadar hızlı bir sanayi yapılaşmasının gerçekleşmemesi

ile açıklanabilir.

Tablo 7 : 1955-1965 Sakarya ve Türkiye Nüfus Yoğunlukları (kişi/km)

Yıllar Türkiye Sakarya

1955 31 66

1960 36 82

1965 41 91

Kaynak: “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6448; DİE, 1955, 1960 Genel Nüfus Sayımları,

s. muh.

Tabloda görüldüğü üzere, Sakarya ilinin nüfus yoğunluğu kuruluşundan itibaren her

sayım döneminde, Türkiye ortalamasının üzerinde olmuş, hatta iki katından daha fazla

bir sayıya ulaşmıştır. En fazla nüfus yoğunluğu yani kilometre kareye düşen kişi sayısı

1955-1960 yılları arasında kaydedilmiştir. İlin gelişim dinamiğini belirleyen hızlı artış bu

tabloda daha net bir şekilde ortaya koyulmaktadır. Sakarya’nın yoğunluk olarak odak

noktası, merkez ilçesi Adapazarı olmuştur.

1.2.3 Sakarya Nüfusunun Yaş Yapısının İncelenmesi

Genel nüfus sayımları ile belirlenen istatistik bilgilerden biri de belirli bir bölgede

yaşayan insanların yaşları ve yaş grupları itibariyle demografik bakımdan tespit

edilmesidir. Yaş grupları ve yapısı, bölgenin iş gücü potansiyeli, doğum-ölüm yaşı

oranları, aldığı göçler ve benzeri özellikleri açıklayarak, başta ekonomik ve askeri olmak

üzere ileriye dönük çıkarımlarda bulunulmasını sağlamaktadır.

Sakarya ilinde nüfusun yaş gruplarına dağılımı Türkiye geneline çok benzemektedir.

Nüfusun 3 ana yaş grubuna göre dağılımı (0-14, 15-64, 65+) gerek 1955, gerekse 1960

yıllarında ülke ortalamasına çok yakın seyretmektedir173.

1955 nüfus sayımı itibariyle, Sakarya’da 0-14 yaş aralığındaki erkek nüfusu, 60.989 iken

kadın nüfusu 57.732’dir. Toplam %39.4 ile bu oran ülke geneli ile hemen hemen aynıdır.

172 Recep Yurt, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan İç Göçler ve Sakarya Nüfusuna

Etkilerinin İncelenmesi”, s. 9-10. 173 DİE, Türkiye Genel Nüfus Sayımları 1955, 1960, s.56-58.

62

Oysa 1960 yılından önceki hızlı artan nüfusu, ülke ortalamasının çok üzerinde olmuştur.

Bu durumda nüfustaki artışın, sadece doğal doğurganlık hızı ile olmadığı ve göç

olgusunun etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle 1960’da bir önceki dönemdeki yüksek

doğurganlığın (0-14) yaş grubunda yaratması beklenen önemli artış yaşanmamıştır. Bu

tür dış göçlerin, toplu aile biçiminde ve geniş aile yapısı ile yaşanmaması, nüfusun nicelik

olarak artarken niteliğinin çok fazla değişmemesine yol açmaktadır.

1955 ve 1960 yıllarında artan sanayileşme süreci ve yeni iş alanlarındaki artış, genç

çalışma gücü nüfusu olarak adlandırılan 20-24, 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında artış söz

konudur. 15-64 yaş arası toplam yetişkin çalışma gücü nüfusu ise en fazla yığılmanın

olduğu grubu oluşturmaktadır. %57,2 oranı oldukça yüksektir174. Bu ise, çalışan yaş

grubunun bölgede doğum yaş grubundan daha hızlı artış gösterdiğini ifade etmektedir.

1.2.4 Sakarya Nüfusunun Cinsiyet Yapısının İncelenmesi

Genel nüfus sayımlarında kadın ve erkek nüfusun toplam nüfus içindeki oranları cinsiyet

yapısını oluşturur. Toplumun cinsiyet yapısı ise, sosyal ve ekonomik açıdan ele alınan

bölgenin incelenmesine katkıda bulunarak, işçi potansiyeli ve askerlikle ilgili konularda

veriler sunar. Konunun incelendiği bölgedeki ekonomik yapı, çalışma alanlarının

çeşitliliği, askeri birimlerin varlığı, göçe açık olup olmadığı gibi faktörler o bölgenin

cinsiyet yapısını etkilemektedir.

Tablo 8 : Sakarya İli Nüfusunun Cinsiyet Yapısı

Yıl Türkiye Sakarya

Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın

1955 24.064.763 12.233.421 11.831.342 297.108 150.352 146.756

1960 27.754.820 14.163.888 13.590.932 361.992 184.463 177.529

Kaynak: Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 20; DİE, Türkiye Genel Nüfus

Sayımları, 1955, 1960, s. muh.

Sakarya ili nüfusunun cinsiyet yapısı, 1950 yıllarından itibaren erkek nüfusunun kadın

nüfusundan fazla olduğu anlaşılmaktadır. . Bu bakımdan Türkiye geneliyle aynı cinsiyet

yapısına sahip olduğu belirtilmelidir. Erkek nüfusun fazlalığı, bölgeye yönelik iç ve dış

göçlerin etkisiyle 1955-1960 yılları arasında daha çok erkek tekil göçüne maruz kalması

174 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6450- 6451.

63

ile açıklanabilir. Yurt genelinde çalışma hayatında erkeklerin kadınlardan sayıca daha

fazla olduğu gerçeği düşünüldüğünde, Sakarya’da ailelerinden bağımsız olarak gelen bir

erkek potansiyeli olduğu anlaşılmaktadır. Kadın nüfus kırsal kesimde, erkek nüfus ise

daha yoğun olarak şehir içinde sayılmıştır. Nitekim, 1960 yılından sonra kadın erkek

nüfusu arasındaki fark daha yakın bir orana yaklaşacaktır. Bu dönemde aile olarak göçün

etkisi düşünülebilir.

1.2.5. Sakarya Nüfusunun Kırsal Kentsel Yapısı

Sakarya ilinin nüfus verileri arasında, bölgenin şehirleşme oranı da sayımlarda tespit

edilmiştir. Aşağıdaki tabloda nüfusun yerleşmiş olduğu şehir ve köy arazisine göre,

Türkiye geneli arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Bu veriler, toplumun yaşam şekli ve

koşulları, sahip oldukları imkanlar hatta kültürel yapıları ile yakından alakalıdır.

Ekonomik faaliyetlerin ve iş kaynaklarının belirleyici rol oynadığı bu yerleşim tercihinde,

bu unsurlara bağlı zamanla değişiklikler olmuştur.

Tablo 9 : Sakarya İli Nüfusunun Kentsel ve Kırsal Yapısının İncelenmesi

Türkiye Sakarya

Sayım Yılı Toplam Toplam Şehir Köy

1955 24.064.763 297.108 74.255 222.853

1960 27.754.820 361.992 111.064 250.928

Kaynak: “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6452.

1954 yılında Kocaeli’nden ayrılan Sakarya’nın 1954 yılında müstakil bir il olmasından

sonra, kırsal kesimde yani daha çok köylerde yaşayan kişi sayısı, şehirde yaşayan kişi

sayısından fazla olmuş, şehir nüfusunun üç katına ulaşmıştır. Bunun temel nedeni, verimli

toprakları sebebiyle il ekonomisinde tarım önceliğini koruması ve iyi bir gelir kaynağı

sağlamasıdır. Tarım ve hayvancılığın, ziraatın yaygın bir şekilde yapıldığı her bölgede

olduğu gibi Sakarya’da da nüfusun kır-kent oranında kır kesimi ağırlıklı yer tutmuştur.

1955 yılında kentsel nüfus payı Türkiye genelinde %28,8 iken, Sakarya’da %25’dir.

İlerleyen yıllarda ise iki ortalama arasındaki fark büyümüştür. 1955 yılında 74.000

dolaylarında olan il ve ilçe merkezlerinin nüfusu 10 yılda %68 oranında artarak, 1965

yılında 125.000 civarına ulaşmıştır. 1955-1960 yılları arasında kentleşme hızı binde 80,5

rakamına ulaşan Sakarya’da kent nüfusunda görülen bu hızlı artışta iki etkiden bahsetmek

mümkündür. Birincisi, 1950’lerde ülke genelinde olduğu gibi özellikle kırsaldaki yüksek

64

doğurganlık ile artan nüfusun geçim kaygısı ile kente göç etmeye başlaması, ikincisi ise

kırsal kesimden alınan göçün yanında il dışından da göç almasıdır175.

1960’larda, sanayileşmenin artması ve göç alımının bitmesiyle genel olarak kentleşme

hızı yavaşlamıştır, bölgenin kırsal yerleşim nüfusundaki artış hızı daha fazla olmuştur.

Kentte yeterli geliri sağlayacak iş bulamayan kesimden İstanbul ve Kocaeli İllerine doğru

bir kayma olduğu şeklinde yorumlanabilir.

1.2.6. Sakarya’nın Anadil ve Dinler İtibariyle Nüfusu

Nüfus sayımlarının sonucunda yapılan demografik değerlendirmelerden biri de, nüfusun

anadil ve dini inanç bakımından sahip olduğu potansiyeldir. Bu konuda 1955 yılı sayımını

baz alarak bir inceleme yapılmıştır.

Tablo 10 : Sakarya Nüfusunun Anadil ve Dinler İtibariyle İncelenmesi (1955)

Ana

Dil Türkçe Gürcüce Abazaca Lazca Kürtçe Çerkezce Diğer Diller

273.309 9.398 5.257 1.730 1.325 1.082 2.736

İnanç İslam Gregoryen Katolik Ortodoks Protestan Musevi Diğer

297.056 2 9 13 14 1 13

Kaynak: DİE, 1955 Genel Nüfus Sayımı, s. 108-109.

Tabloda belirtildiği üzere, göç dolayısıyla farklı etnik kimlikler ve dini grupların ortak

yaşamına ev sahipliği yapan Sakarya’da, anadil bakımından sayımlarda tespit edilen 27

çeşit dil vardır. Bu gruplardan sayıca 1000 kişinin üzerinde olup, konuşulan ana diller

arasında ön plana çıkanlara yer verilerek örneklendirilmiştir. Verilere göre, Sakarya

genelinde anadili Türkçe olan Müslüman halkın temel yapıyı oluşturduğu görülmektedir.

Diğer etnik gruplar ise göç yolu ile Sakarya’ya yerleşen ailelerin dağılımını yansıtmıştır.

Sakarya’nın sahip olduğu kültürel çeşitlilik, birlikte oluşturulan kültür mirasının

zenginliği ile günümüze kadar ulaşmıştır.

175 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6497.

65

1.3. Belediye Hizmetleri

Belediyeler, beldenin ve belde sakinlerinin mahalli anlamda ortak ve medeni ihtiyaçlarını

tanzim ve tesviye ile sorumlu hükmi bir şahsiyettir. İnsan yaşamını kolaylaştırmak ve

toplumun en temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla il ve ilçeler bazında, önemli bir

sorumluluk taşıyan ve geniş bir hizmet yelpazesine sahip teşkilatlardır176. Yerel

yönetimleri güçlendirmek ve yerinden yönetime önem vermek adına çok sayıda belediye

teşkilatı kurarak gelirlerini artırmak, Demokrat Parti’nin kuruluşundan itibaren temel

hedeflerinden biri olmuştur.

Çok partili hayata geçişle birlikte belediye organları ve parti programları halkın

beklentilerini karşılamaya önem vermiş, bu dönemde belediye görevleri giderek merkeze

kaydırılmıştır. 1955 yılında, yerel yönetim gelirlerinin arttırılması olumlu sonuçlar

vermiş ve belediye sayısında büyük oranda artış yaşanmıştır. Tek parti döneminde yurt

genelinde kurulan belediye sayısı 91 iken, 1945-1960 arasında 412 adet yeni belediye

kurulmuştur. Bu artışta, kentleşmenin artmasının yanı sıra, siyasal iktidarların

belediyeciliği siyasal kazanca döndürme çabaları da etkili olmuştur177. Adapazarı’nda

metropol alanında hem çok eski tarihe dayanan hem de yeni kurulan belediye örgütleri

mevcuttur. Adapazarı’ndan sonra kurulan ilk belediye örgütleri, ülke genelinde

kentleşmenin başladığı 1950-60’lı yıllara rastlamıştır. Bu süreçte belediyelerin düzenli ve

176 Belediyeler, ele aldığımız dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nde 1930 tarihinde kabul edilen Belediyeler

Kanunu çerçevesinde işleyen, sınırları, yetkileri ve sorumlulukları bu kanun doğrultusunda belirlenmiş olan

birimlerdir.

“BELEDİYE KANUNU: Kanun Numarası: 1580, Kabul Tarihi : 3/4/1930, Yayımlandığı Resmi Gazete:

Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471, Yayımlandığı Düstur: Tertip : 3 Cilt : 11 Sayfa : 80.

“Bilindiği gibi TBMM’ce ilk reform kapsamında kabul edilen yasalar 5215 sayılı Belediye Kanunu ile 5216

sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’dur. TBMM’nin kabul ettiği bu yasalardan 5215 sayılı Belediye

kanunu Cumhurbaşkanlığınca geri gönderilmiş, 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu ise onaylanmıştır. TBMM,

geri gönderilen 5215 yerine 5272 sayılı Belediye Kanunu’nu kabul etmiş ve bu kanun da Anayasa

Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, bunun üzerine 5393 sayılı Belediye Kanunu TBMM tarafından kabul

edilmiş ve Cumhurbaşkanının onayı sonrasında 3 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece,

1930 yılından bu yana yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.”

(https://tekmanpost.wordpress.com/2013/10/18/yerel-yonetimlerde-acilim-1580-sayili-belediye-kanunu-

ile-5393-sayili-belediye-kanunu-arasindakifarklar/Erişim Tarihi: 01.12.2016.)

177 Süleyman Yaman Koçak-Ali Ekşi; “Katılımcılık ve Demokrasi Perspektifinden Türkiye’de Yerel

Yönetimler”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21 (Mayıs 2010), s. 301.

66

koordineli şekilde çalışmalar sürdürmesi için, mali güç ve personel imkanlarının da

yeterli olması gerektiği düşünülmelidir178.

Bu dönemde belediyecilik hizmetleri arasında en öne çıkanlar; halkın hayati ihtiyaçları

olan su ve elektrik temini, dağıtımı, yol ve köprülerin inşası ve tamiri, ulaşım, iletişim,

temizlik, çevre düzenlemesi ve kanalizasyon çalışmaları, imar hizmetleri, bayındırlık ve

sağlık hizmetleri gibi hemen her alana yayılmış olan faaliyetlerdir. Derelerin ıslahından,

bataklıkların kurutulmasına, sel ve afetlerle mücadeleye kadar, ilerleyen yıllarda farklı

kurumların da üstleneceği hizmetleri belediyelerin bünyesinde topladığı görülmektedir.

Adapazarı-Sakarya’nın 1950-1960 yılları arasında belediyecilik çalışmaları ile ilgili elde

edilen verilere de bu başlıklar yansımıştır.

1.3.1. Belediye Başkanları

1742 tarihinden itibaren nahiye olduğu bilinen Adapazarı, 1964 yılı salnamesinde

Hüdavendigar Eyaleti’nin İzmit Livası’na bağlı bir kaza olarak belirtilmiştir. Nüfusu 10

bini aşan ve “Adaköy” ifadesiyle anılan Adapazarı, 1869 yılında ilk defa belediye olma

statüsüne yükselmiştir179. 19.yüzyıl boyunca ticari canlılığı yüksek ve nüfusu sürekli artış

gösteren Adapazarı, Cumhuriyet döneminde de Kocaeli’ne bağlı merkezi bir ilçe

konumundadır. 1 Aralık 1954 tarihinde resmen il oluşu onaylanıncaya kadar, ilçe

statüsünde bulunan Adapazarı’nda, 1950- 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasına kadar

Demokrat Parti yönetimi sırasında, 6 belediye başkanı değişmiştir. Bu belediye

başkanlarından bir kısmı 1954 yılı sonrası hem valilik hem de başkanlık görevini

üzerlerinde bulundurmuşlardır.

1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda Belediye Başkanlığı yapmış olan isimler ve

görev süreleri şöyledir:

1.İzzet Şükrü Enez (Tüccar) 1946-1950

2.Suavi Damalı (Tüccar) 1950-1955

3.Ali Necdet Güven (Avukat) 1955-1960

178 Adapazarı’nın Belediyecilik konusundaki detaylı analizi için bkz. Musa Eken, “Adapazarı Metropoliten

Alanında Belediyecilik ve Sorunları”, Dünden Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran

1997), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 8. 179 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. XXII.

67

4.Cevat Özsunay (Doktor Albay) 1960-1960

5.Eşref Ergut (Asker) 1960-1960

6. Sedat Kirtetepe (Asker) 1960-1960 180.

1946 yılında Adapazarı’ndan seçilen Belediye Başkanı İzzet Şükrü Enez, şehrin ileri

gelen tüccarlarından olup, “İzzet Baba” lakabıyla anılan ve sevilen bir kişidir. Kendisi

1950 yılına kadar görevine devam etmiştir181. 3 Eylül 1950 tarihinde yeni seçimler

sonucunda başkanlığa seçilen Suavi Damalı’ya başkanlık görevini devretmiştir.182 16

Kasım 1955 tarihinde Sakarya adıyla yapılan ilk belediye seçimlerinde, şehrin

kuruluşunda görevde bulunan Suavi Damalı seçilememiş, yerine Belediye Başkanlığı’na

asıl mesleği Avukatlık olan Ali Necdet Güven, Başkan Yardımcılığı’na Tacettin Barış,

Daimi Encümene Mustafa Tığlı, Necati Sel, Mahir Köprülü, Meclis Başkanlıklarına Dr.

Muammer Güner, Yavuz Kavafoğlu oyların çoğunu alarak seçilmişlerdir183. 27 Mayıs

1960 askeri müdahalesinden sonra Sakarya’da askeri valiler görev yapmış, aynı zamanda

belediye başkanlıklarını da üzerlerine almışlardır. Bu isimler sırasıyla, Cevat Özsunay,

Eşref Ergut ve Sedat Kirtetepe’dir.

Belediye seçimleri ve belediye başkanlarının seçim çalışmaları hakkında, siyasi hayat adı

altında inceleyeceğimiz bölümde daha geniş yer verileceğinden, burada sadece isimleri

ve dönemleri belirtilmiştir.

1.3.2. Belediyelerin Su ve Temizlik Çalışmaları

Belediye sınırları dahilindeki suları, çeşmeleri, sebilleri, arkları, havuzları, su taksim

yerlerini, hazinelerini, kaynaklarını tanzim ve idame etmek belediyenin asli

sorumlulukları arasındadır184. Temizlik ve halk sağlığını koruma çalışmaları ile birlikte

ele alınmıştır.

180 Yeni Ada Postası, 17 Kasım 1955, sayı: 1075; Sakarya, 10 Haziran 1960, sayı: 313; 15 Haziran 1960,

sayı: 317; Kamil Özdemir, Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), Atatürk Üniversitesi Atatürk

İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011, s. 107, 116-117, 159-

160. 181 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 55-56. 182 Ada Postası, 8 Eylül 1950, Sayı: 257. 183 Yeni Ada Postası, 17 Kasım 1955, Sayı: 1075. 184 1580 Sayılı Belediye Kanunu-Madde 35, Resmi Gazete: Tarih: 14 Nisan 1930 Sayı:1471.

68

1.3.2.1. İçme Suyu Temini

İncelediğimiz dönemde, Adapazarı’nın en büyük sıkıntılarından biri şehrin içme suyu

meselesi olmuştur. Adapazarı’nda 1868 yılından beri su ve temizlik işleri Adapazarı

Belediye Başkanlığı tarafından yürütülmüştür. Hemen her kazada olduğu gibi

Adapazarı’nda da su sıkıntıları yaşanmaktadır. Adapazarı Belediyesi’nin hedefinde ve

yıllık çalışma planında ilk sırada yer alan su sağlamak ve yaymak işi, çalışmamıza konu

olan 1950-1960 arası dönemde de üzerinde en çok durulan ve masraf yapılan konudur.

1950’li yılların başında, Adapazarı’nda fenni sıhhi tesisat projeleri yapılmadığı için su

konusunda problemlerin olduğu yerel gazetelerdeki haberlerde görülmektedir.

Kocaeli bölgesinin su kaynakları arasında en öne çıkan Çene Suyu ve Paşa Suları şehrin

mahallelerine içme suyu olarak dağıtılan ancak devlete ait olup satın alınmayan

kaynaklardır. Sağlıklı ve kaliteli sular olduklarından, 1940 yılından sonra bu su yeterli

gelmeyince, belediye suların satışını serbest bırakmıştır185. İçme suyu arıtma ve dağıtma

meselesi, genel olarak Kocaeli çevresinin temel sorunu olmuştur. Su kaynaklarının

içmeye uygun hale getirilmesi ve şehrin her mahallesine ulaştırılması zaman içerisinde

başarılabilmiş, bazı dönemlerde çeşmelerde kuyruklar oluşmuş, yeni su kaynaklarına

yönelmek gerekmiştir.

Adapazarı’na ilk gelen su, 1734 yılında Deveoğlu Mustafa tarafından, Sapanca Gölü’nün

taşan sularını şehre tahliye etmekte kullanılan kanal üzerine yaptırılan küçük bir dolap

vasıtasıyla gelmiştir. Adına da “Çark Suyu” denilmiştir. Çark suyu Cumhuriyetin ilk

yıllarında motorla şehre su dağıtan, ancak suyu temizleme imkanı olmayan, dolayısıyla

salgın hastalıklara karşı tedirginlik duyulan mütevazi bir kaynak olmuştur186. Ancak

Adapazarı’nın birçok ilçeye nazaran kendi kendine yetmesi konusunda önemlidir.

İçme sularının temizliği, rutin boru bakımları, şehrin su şebekesinin genişletilmesi ve tüm

mahallelere köylere su ulaştırılması belediye başkanlarından talep edilen ilk konu

olmuştur.

Adapazarı kendi su ihtiyacını kaynak suları ve gerek şebekelerde gerekse içme suyu

olarak kullandığı Sapanca gölünden karşılamıştır. Sapanca, Sakarya ile Kocaeli illeri

185 Türk Yolu, 9 Şubat 1940, Sayı: 708. 186 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası, 1952, s.32- 33.

69

arasında uzanan tektonik oluşumlu tatlı su gölüdür. Kuzey Anadolu Fay Hattı etkisiyle

oluşan göl,16 km uzunluk, 5 km genişliğe sahiptir. Denizden yüksekliği 33 m. olan gölün

en derin yeri 53 m, ortalama derinliği 36 m'dir187. 1945 yılında Sapanca suyu, Kocaeli’ne

de aktarılmaya başlamış, göl suyu Kocaeli’nde sanayide, Sakarya'da içme suyu olarak

kullanılmıştır 188. Bu suyun haricinde su sıkıntısı devam eden İzmit için, Karakayalar

suyunun şehre getirilmesi sağlanmıştır189. Sapanca Gölü’nün suyunun içme suyu olarak

kullanılmasında sıhhi açıdan bir engel bulunmadığı yapılan tetkiklerde belirtilmiş olsa da

Sapanca’dan daha temiz bir kaynak suyunun şehre getirilmesi halk tarafından yerel

yönetimden her dönemde talep edilen bir konu olmuştur.

Adapazarı’nın bu dönemde sahip olduğu belirtilen kaynak suları Gökçen’in eserinde şu

şekilde verilmiştir:

“1.Reşadiye Suyu: Akyazı’nın güneydoğusunda Reşadiye köyündedir.

2.Şerefiye Suyu: Akyazı’nın güneyinde Şerefiye köyündedir.

3.Kuzuluk Maden Suyu: Sapanca’nın batısında Mahmudiye köyündedir.

4.Mahmudiye Suyu: Sapanca’nın batısında Mahmudiye köyündedir.

5.Memnuniye Suyu: Sapanca’nın güneyinde Memnuniye köyündedir”190.

Bu yıllarda Akyazı, Karasu, Geyve ve Hendek ilçelerinde su meselesi üzerine pek çok

plan ve proje yapılmıştır. Buna göre; İller Bankası tarafından Akyazı’ya bağlı mahalle ve

köylere su sağlamak amacıyla isale, depo ve şebekeden oluşan iş için 91.667 Türk lirası

keşif bedeli üzerinden 22 Aralık 1950 yılında ihale edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonunda

bu tesisatlar vasıtasıyla bölgeye su verilmesi sağlanmıştır. Aynı tarihte Hendek kazası

için, İller Bankası tarafından içme suyu elde etmek amacıyla 7 Nisan 1950’de 70.526,60

Türk lirası keşif bedeli üzerinden ihale yapılmış, çalışmalar sonunda kazaya su

getirilmiştir. Adapazarı’nda daha fazla içme suyu elde ederek ziraat ve hayvancılık

alanlarında kullanmak için fenni tesisat projesinin yapılması gerekmektedir. Yani su,

elektrik, kanalizasyon gibi her türlü şebekeyi içeren genel bir şebeke mevcut değildir.

187 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 10-11. 188 Türk Yolu, 31 Mayıs 1945, Sayı: 2033. 189 Türk Yolu, 3 Aralık 1950, Sayı: 30. 190 Rifat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 12.

70

Adapazarı’nda modern anlamda ilk içme suyu tesisinin kurulması amacıyla 1952 yılında

İller Bankası tarafından ihale yapılmış ve bu iş bir şirkete verilmiştir191.

1952 yılında başlanan, şehrin bol ve temiz içme suyuna kavuşturulması projesi, 1954

yılına gelindiğinde devam etmektedir. Çarkın Şarkışla mevkiinde dinlendirme

havuzlarında temizlenerek santrifüj motorları vasıtasıyla şebeke su tesviyesi yapılarak,

şehirde yaşanan susuzluk probleminin çözümü sağlanacaktır. Sapanca Gölü’nden şehre

kadar 7500 metre mesafesi bulunan ana su hattının bitmemiş kısmı 1400 metredir. 35 işçi

günde 10 boru döşediği için192, su konusunda çalışma hızının düşük olduğu görülmüş ve

yerel basında sıkça eleştirilmiştir.

Sakarya ilinin kurulduğu 1 Aralık 1954 tarihinde, şehrin suya kavuşacağı vaat

edildiğinden çalışmalar hızlanmıştır. Yapılan denemeler başarılı sonuçlar vermiştir.

Suyun, Beşköprü’den değil de yeni kurulan 80 metre rakımlı Şarkışla Tepesi’ndeki tevzi

kulesinden getirileceği için, çok katlı binalara da rahatlıkla çıkabileceği

düşünülmüştür193. Bu durumda Çark suyu iptal edilecektir. Fakat beklenilen süre zarfında

bu mesele halledilememiş, sonraki yıllara sarkmıştır.

1950-1954 yılları arasında, Adapazarı Kocaeli’ne bağlı iken, köylerin içme suyu temini

ve yol çalışmaları için ayrılan ödenek 953.245 Türk lirası iken, 1954 yılından sonra temin

edilen ödenekler miktarı oldukça artmıştır. Buna göre,

1955 yılında içme suyu için 348.241 Türk lirası, 1956 yılı için 1.177.439 Türk lirası, 1957

yılı için 1.453.968 Türk lirası, 1958 yılı için 576.963 Türk lirası ve toplamda 3.556.611

Türk lirası tahsis edilmiştir.194 Görüldüğü üzere, ayrılan tahsisatlar ve hükümetin

yardımları ile su işlerine büyük harcamalar yapılarak il genelinde su sorunu çözülmeye

çalışılmıştır.

1957 yazında, Sakarya ili köy içme suları isale işinde kullanılacak olan aspesti çimento,

tazyikli boru mübayası 38.800 liradan eksiltmeye çıkarılmıştır195. Çark Caddesi’ndeki su

yolu üzerinden ağır kamyonlar geçtiği için, borular ezilerek arıza çıkmasına neden olmuş,

191 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 73, 89. 192 Demokrat Sakarya, 1 Ekim 1954, No. 89. 193 Demokrat Sakarya, 30 Kasım 1954, No. 140. 194 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 161. 195 Yeni Ada Postası, 31 Temmuz 1957, No. 595.

71

buradaki boruların daha derine gömülmesine karar verilmiştir196. Salko Camii çeşmesi ile

Papuççular ve Karaosman Mahalleleri bulunan iki çeşmeden alınan numunelerde 1000

koli basili tespit edildiğinden, bu çeşmelerin suyu kesilmiştir. Halk, yerel basından

“Mikroplu Çeşmeler”197 başlığı altında uyarılmış, gerekli temizlik işlemleri yapılmadan

kullanımları engellenmiştir.

1959 yazında, 1950 yılından beri bir türlü çözülemeyen içme suyu meselesinde yeni bir

adım atılmıştır. 1 milyon 800 bin liraya mal olan tesislerin bir kısmı kullanılmayacak

duruma gelmiş olduğu için, İller Bankası bu tarihten itibaren su meselesi ile kendisi

ilgileneceğini açıklamıştır198. Adapazarı içme suyu projesi için kullanılacak filtre

havuzları İller Bankası tarafından Su İşleri Müdürlüğü’ne hazırlatılmış ve Eylül ayında

şehre gelmiştir199. Aynı yıl, Geyve-Alifuatpaşa içme suyu ihalesi 13.000 lira keşif bedeli

ile İller Bankası tarafından ihaleye çıkılmış, Ekim ayında iş teslim edilmiştir200.

“1950-1954 yılları arasında suyu getirilen köyler; Adapazarı’nda 23 köy,

Akyazı’da 13 köy, Karasu’da 6 köy, Hendek’te 9 köy ve Geyve’de 37 köye su

ulaştırılmıştır.

1955 yılında; Adapazarı’nda 8 köy, Akyazı’da 9 köy, Karasu’da 8 köy,

Hendek’te 6 köy ve Geyve’de 22 köye su temin edilmiştir.

1956 yılında; Adapazarı’nda 8 köy, Akyazı’da 1 köy, Karasu’da 6 köy,

Hendek’te 5 köy ve Geyve’de 12 köy suya kavuşturulmuştur.

1957 yılında; Adapazarı’nda 10 köy, Akyazı’da 8 köy, Karasu’da 11 köy,

Hendek’te 14 köy ve Geyve’de 20 köy ve Sapanca’da 16 köye su

ulaştırılmıştır.

1958 yılında; Adapazarı’nda 3 köy, Akyazı’da 5 köy, Karasu’da 14 köy,

Hendek’te 13 köy, Geyve’de 15 köy ve Sapanca’da 3 köye temiz içme suyu temin

edilerek, köylerin kazalar itibariyle kalan kısmı için 1960 yılına kadar

projelendirme yapılarak, müteahhitlere devredilmiştir. Buna göre;

196 Demokrat Sakarya, 12 Eylül 1954, No. 73. 197 Demokrat Sakarya, 28 Kasım 1954, No. 139. 198 Sakarya, 9 Temmuz 1959, Sayı:. 70. 199 Sakarya, 29 Ağustos 1959, Sayı: 74, Sakarya, 5 Eylül 1959, Sayı: 80. 200 Sakarya, 19 Eylül 1959, Sayı: 92.

72

1960 yılına kadar suya kavuşturulacak olan köyler; Adapazarı’nda 73 köy,

Akyazı’da 27 köy, Hendek’te 14 köy, Sapanca’da 6 köy, Geyve’de 10 köy ve

Karasu’da 15 köyden oluşmaktadır”201.

Ele alınan dönemde Adapazarı’nın su meselesinde, su işletmesinin bu yıllarda yaptığı

çalışmalar büyük oranda başarılı olmuşsa da su kıtlığının tamamen çözülmesi

sağlanamamıştır. 1960 yılına gelindiğinde bazı sokaklardaki çeşmelerin akmadığı,

vatandaşın evine su götüremediği yönünde şikayetler basına yansımıştır. O yıllarda henüz

her evde su şebekesi bulunmadığını, düşük gelirli vatandaşların su ihtiyacını mahalle

çeşmelerinden sağladıklarını söylemek mümkündür202. 1960’lı yılların sonlarına kadar

temiz su meselesindeki uğraşlar devam etmiştir.

1.3.2.2. Çevre Temizliği

Yol ve kaldırımların temizlenmesi, çöplerin toplanması, ortak kullanım alanlarının uygun

şartlarda düzenlenmesi belediyelerin üstlendiği işler arasında yer almaktadır203.

Adapazarı’nın hızla geliştiği, inşaat faaliyetlerinin de nüfusa paralel bir artış gösterdiği

1950’li yıllarda, bu konudaki hizmetleri karşılayabilmek için belediyeye düşen yük de

geçmiş yıllara nispeten daha fazla olmuştur.

Adapazarı Belediyesi, Kocaeli’ne bağlı olduğu 1946-1950 döneminde, bütçe formülünde

temizlik işlerinden sorumlu toplam 37 hizmetli çalıştırmıştır. Genel temizlik işlerinde

kullanılan 1 kamyon, belediyeye kayıtlı 6 otomobil, 1 taksi, 16 otobüs, 115 kamyonu

temin edebilmiştir. Bunlar vasıtasıyla kasabalardan toplanan çöpler kasaba haricindeki

bataklık atıl arazilere dökülmüştür. 4 hamamı ve 3 umumi tuvaleti bulunan ilçenin, fenni

bir mezbahası bulunmamaktadır204. Henüz küçük ve dar bütçeli bir belediye olması

hasebiyle, sahip olduğu imkanlar da o nispette gözükmektedir.

1950 yılı itibariyle şehirde kanalizasyonu olmayan bütün mahallelerde kanalizasyon

şebekesinin kurulmasına, eskimiş ve yetersiz kalan kısımlarının yeniden onarılmasına

201 Listelenen bilgilerin tamamı; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 165-

166. 202 Sakarya, 8 Kasım 1960, Sayı: 440 203 1580 Sayılı Belediye Kanunu Madde 24; Umumi ve hususi yerlerin süprüntülerini muntazam ve fenni

vasıtalarla toplatmak, kaldırtmak ve ifna etmek belediyenin sorumluluğundadır. Resmi Gazete: Tarih:

14/4/1930 Sayı:1471; Türk Yolu, 9 Şubat 1940, Sayı: 708. 204 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s. 1045-1046.

73

dair çalışmalar yapılmıştır. Şehrin fiziki yapısı sebebiyle, arazisinin düz olması ve doğal

akıntılardan faydalanılamaması, kanalizasyon şebekesinin kurulum işini zorlaştırmakta

ve masrafını artırmakta idi şeklinde yorumlanabilir.

1956 yılında 40 lık 380 m., 1200 m. ve 80 lik 90 m. lik şebeke yapılmış olup, 6797 m.

den oluşan iki kısım eklenerek, 1966 yılında daha iyi bir şebekeye kavuşulması

amaçlanmıştır. Ancak 1955 yılı sonrasında, Adapazarı’nda çok derin seviyede bir

kanalizasyon yapılması ihtiyacı doğmuş, mevcut haline göre sağlık şartlarını daha iyi

karşılayacağı ve bir drenaj vazifesi göreceğinden bahsedilmiştir. Bunun yanında yer altı

su seviyesinin de düşürülmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur 205.

1950-1956 yılları arasında yerel basına yansıyan şikayetler ve ihtiyaçları içeren haberlere

bakıldığında, imar sürecinde bulunan Adapazarı belediyesinin, temizlik çalışmaları

konusunda bazen yetersiz kaldığı görülmüştür. Özellikle sokakların iyi süpürülmemesi,

yağışlı havalarda Çark caddesinin çamura bürünmesi206, çöp toplayıcılarının ara

sokaklara uğramadan geçtiği ve hala çöp arabası olmadığı için atlı çöp arabaları ile

toplama işini yaptıkları 207eleştirilen konular arasında ilk sıradadır. Şehrin temizliği

açısından, vatandaş uyarılıyor ve evlerin önüne çöp atmama konusu sürekli gündemde

tutuluyordu. Biriken çöpler sebebiyle, sinek ve sıtma ile mücadele edildiğini ve halkın

çöp atma konusunda titizlik göstermesi için bazı cezai yaptırımlar uygulandığı

anlaşılmaktadır208.

1950-1958 yılları arasında belediye tarafından çevre temizliği ve kanalizasyon şebekesi,

atıl alanların ıslahı, hayvan kesim yerlerinin belirlenmesi, hal binası inşası, Pazar

yerlerinin denetlenmesi gibi, şehrin temizliğini etkileyen konularda yapılan çalışmalara

bakıldığında ciddi harcamalarda bulunulduğu görülmektedir209. Şöyle ki;

205 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi Yayını

No.5, 1968, s. 21, 36. 206 Sakarya Postası, 17 Kasım 1954, Sayı: 136, 14 Ocak 1955, Sayı: 186. 207 Sakarya Postası, 27 Ocak 1955, Sayı: 197. 208 Sakarya, 27 Temmuz 1959, Sayı: 145; Demokrat Adapazarı, 25 Ekim 1960, Sayı: 429. 209 1580 Sayılı Belediye Kanunu- “Madde 58’e göre, “Her nevi et, yağ, balık, zeytinyağı, peynir ve sebze

ve meyva, turşu, tuzlu balık gibi muhafazası ve satılması sıhhi ve baytari şeraite tabi yenilecek şeylerin

müzayedeli, müzayedesiz toptan alım ve satımının muayyen mahallerde ve belediye nezareti altında icrasını

temin için haller tesis ve idare etmek Belediyelerce, gerçek veya tüzelkişilerin belediye hudutları içinde yaş

meyve ve sebzelerin toptan alımı ve satımı için haller açmalarına izin verilebilir. Nüfusu 250.000 ve daha

yukarı olan belediyelerde açılacak toptancı hallerinin kuruluş, yönetim ve işleyişlerine ait usul ve esaslar,

belediye meclislerince tespit olunur. Nüfusu 250.000'den az olan belediyelerde açılacak toptancı hallerinin

74

“-23.705 m. tul kanal ve şarampol temizlettirilmiş, 5.425 m. açık ve kapalı

kanalın yeniden inşaatı tamamlanmış, bunlar 150.000 liraya mal olmuştur.

-Şehrin kanalizasyon işi yeniden ele alınmış, İller Bankası’ndan alınan 4

milyon lira ile bu iş finanse edilmiştir.

-Eskilerine ek olarak şehrin çeşitli mahallelerine 5 yeni umumi tuvalet

yapılmış, 33.561 lira sarf edilmiştir.

-99.689 lira tutarında modern bir mezbaha inşa edilerek halkın hizmetine

sokulmuştur. Hayvan Pazarı ihata duvarları yapılmış, çevresine düzen

verilmiştir.

-231.000 lira bütçe ile modern ve temiz bir hal binasının inşaatı tamamlanmış

olup, yıl sonunda hizmete koyulmuştur.

-Şehir mezarlığı ve hayvan pazarı ihata duvarları yapılmış, modern şehir

görünümüne uygun hale getirilmiştir.

-23.000 liraya mal olan Söğütlü’de modern bir hal binasının yapımı

tamamlanmıştır.

-1951’de Geyvede tarihi bir imaret ve hamam tamir ettirilerek, umumi bir

tuvalet yaptırılmıştır.

-Sapanca’da kaldırım, mezbaha eksikliklerinin giderilmesi konusunda

çalışmalar devam etmiştir.

-Akyazı Belediyesi için, İller Bankası ve İç İşleri fonundan yardım alınarak,

modern bir mezbaha yapılmış, yine aynı ödenekle beton kanal inşaatı

tamamlanmış, umumi bir tuvalet ve hal binası hizmete sokulmuştur. Toplam

maliyeti, 200.000 lirayı bulmuştur.

kuruluş, yönetim ve işleyişlerine ait usul ve esaslar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak bir

yönetmelikle tespit olunur. Bu yönetmeliklerle belirlenecek esaslara aykırı hareket edenler hakkında 1580

sayılı Belediye Kanunu ile 80 sayılı Kanunun ceza hükümleri uygulanır. Toptancı hali kuracak olan gerçek

ve tüzel kişilere lüzumlu krediler T.C. Ziraat Bankasınca sağlanabilir. “Resmi Gazete : Tarih : 14/4/1930

Sayı :1471.

75

Hendek Belediyesi sınırlarında, yolların ve kaldırımların temizliği işi ile

birlikte hamamı yıkılarak yeni bir modern hamam yapılmıştır”210.

Adapazarı belediye çalışmalarını vatandaşa duyurmak amacıyla 1960 yılında “Belediye

Basın Sözcülüğü” Sedat Kirtetepe tarafından kurulmuş, baş sözcü Baki Aslan olarak

belirlenmiştir. Yerel basından ilan edilen gelişmelere bakıldığında, bu dönem,

belediyenin temizlik işlerine önem verdiği, halin ve esnafların denetlediği, gıda

denetiminin uygulandığı bir dönem olmuştur. Belediyelerin sıhhi sorumlulukları arasında

bulunan lokantalar ve aşevleri denetlenerek, hijyen koşullarına uymaları konusunda

titizlik gösterilmiştir. 12 çöp arabası, 11 çöp kutusu, 20 çöp sepeti sipariş edilerek ihtiyacı

olan bölgelere yerleştirileceği belirtilmiştir. Ayrıca belediyenin kimya hanesinde, şehir

pazarından alınan ekmek, sucuk, bisküvi ve et numunelerinin tahlilleri yapılarak, bozuk

olanlar tespit edilerek, bu ürünleri satışa sunan kişilerin adliyeye sevkleri sağlanmıştır211.

Bu dönemdeki çalışmalarından anlaşıldığı üzere Adapazarı halkının refahı ve asayişini

temin etmek ve temiz bir şehir görüntüsüne kavuşturmak amacıyla zabıta ekiplerine

düşen görev ve sorumluluklar oldukça büyüktür. Belediye’nin bünyesinde çalışan bu

ekipler her konuda donanımlı olmadıkları halde, var olan imkanları çerçevesinde

fedakarane hizmet vermeye çalışmışlardır.

1.3.3. Şehir Elektriği ve Dağıtımı

Şehirlere elektrik dağıtılması işi, incelediğimiz dönemde Belediye hizmetleri arasında

bulunmaktadır. 1580 Sayılı Belediye Kanunu’na göre;

“Doğrudan doğruya veya alakadar tarafından müracaat üzerine gaz, su,

elektrik sarfiyatını müş`ir saat ve aletleri veya taksimetreleri teftiş etmek;

Hususi mahiyette elektrik tesisatı gibi işlerin yapılmasına ve umuma ait

suların ihtiyaçtan fazlasının hususi istihsalatta kullanılmasına ve beldenin

muayyen mevkileri arasında yük başına ücret alan nakil vasıtalarının

işletilmesine, inhisarı tazammun etmemek üzere, ruhsat vermek” de

belediyelere aittir212.

210 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154-156. 211 Sakarya, 11 Kasım 1960, Sayı: 443. 212 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Madde 47, Madde 5, Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930, Sayı: 1471.

76

Adapazarı, elektrik, yol ve kanalizasyon gibi faaliyet alanlarında kendi kendine yetebilen

nadir şehirlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 1926 yılında, Adapazarı’nda Tahta

ve Demir Fabrikası tarafından elektrik üreten motordan şehre ilk cereyan verilmeye

başlanmıştır. Bu fabrika, bugünkü adıyla Ziraî Donatım olarak bilinmektedir. 1926’dan

sonra kentin elektrik ihtiyaçları uzun bir süre buradan sağlanmıştır. Adapazarı,

İstanbul’dan sonra ilk elektrik getirilen yerlerden birisi olmakla birlikte, bunun daha önce

gerçekleşmiş olduğu bilinmektedir213.

Demokrat Parti iktidarının yapmayı hedeflediği önemli işler arasında, Kocaeli ve

çevresinin elektrik şebekelerini ıslah etmek ve elektrik yokluğundan sıkıntı yaşayan

köylerin elektriğe kavuşması ilk sıralarda olmuştur. 1950-1953 yıllarında, şehrin elektrik

enerjisinden 300’den fazla küçük sanayi kurumu faydalanarak, üretim alanlarını

genişletme şansı elde etmişlerdir214.

Dönemin ortalarında şehrin aydınlatma sorunu büyük oranda çözülmüş olsa da, bazı ara

sokaklar ve parklarda akşamları elektrik kesintisi olduğu anlaşılmaktadır. 1954 yılında

Atatürk parkının elektriklerinin yanmadığı belirtilmiştir215. Bu sebeple, şehre daha bol

enerji sağlayabilmek için 5 km. mesafeden trafo merkezinden alınan enerji yeni tesislerle

şehir merkezine taşınmış, bu iş için 250.000 lira harcanmıştır216. Bu sayede şehir daha

çok elektrik enerjisine kavuşmuştur.

1953 yılında elektrik işleri çerçevesinde Etibank tarafından İzmit-Hereke ve Darıca enerji

hattının inşası tamamlanıp faaliyete geçtiğinde, bu hat üzerinden yakın bölgelere elektrik

verilmeye başlanmış, ayrıca Pamukova için de elektrik ihalesi verilerek hizmete

açılmıştır. Bu hattın açılışı ile, bölgedeki elektrik sıkıntısı oldukça hafiflemiş, sanayi

elektriği sorunu çözülmüş, fabrikalara bol enerji sevk edilebilmiştir217. 1954 yılında il

olduktan sonra, alt yapı ve elektrik şebekesi konusunda yatırımlarını hızlandıran

Sakarya’da yeni elektrik projeleri kabul edilip uygulanmıştır.

213 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 14. 214 Hasan Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953),

s.40. 215 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Mayıs 1954, Sayı: 735. 216 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit 3. Bölge Nüshası, s.153. 217 Bizim Şehir, 26 Haziran 1954, Sayı: 643.

77

Demokrat Parti hükümetinin 1950-1960 yılları arasında elektrik konusunda yurt

genelinde yapmış olduğu en büyük yatırım şüphesiz baraj inşa etmek olmuştur. Türk-

Amerikan ortak projesi olarak kabul edilen, “Sarı Yar Barajı” nın inşa edilmesi bunlardan

biridir. Baraj Sakarya’nın ve çevresinin elektrik ihtiyacını karşılama konusunda önemli

bir hamle olmuştur.

1952 yılında, Sakarya nehri üzerinde Sarıyar barajı ve hidroelektrik santrali ve baraj

inşaatı yaptırılması konusu karara bağlanmıştır. Bunlardan üretilecek enerjinin kuzeybatı

Anadolu’nun şehir ve kasabalarına dağıtılması için Etibank’a tasarruf imtiyazı verilmiştir.

Gelecek yıllar içinde Kuzeybatı Anadolu Elektriklenme Türk Anonim Ortaklığı’na

devredilmesi Bakanlar Kurulunda kabul edilmiştir218.

Sakarya Nehri üzerinde inşa edilen Sarı Yar Barajı, Türkiye’nin il ve en büyük

hidroelektrik santrali projesi olarak 1953 yılında tamamlanarak hizmete sunulacaktır219.

İktisadî İşbirliği İdaresi özel Misyonu başkanı Ortaelçi Mr. Russel H. Dorr, Elektrik İşleri

Etüd İdaresi Genel Müdürü Emin Yümer, Etibank İnşaat Şubesi Müdürü ve Bankanın

mühendisleri ile teknik elemanları beraberinde olmak üzere, Temmuz 1951 ‘de Marshall

Yardımından temin edilen ödeneklerle inşa edilmekte olan Sarıyar barajı ve hidroelektrik

santrali inşaatını yerinde incelemeye gelmiştir. Mr. Russel H. Dorr, Ankara- Nallıhan

şosesinden itibaren baraj yerine doğru inşası devam eden servis yolları, site ve Sakarya

nehri üzerindeki köprü ile tünel tesislerini ve yakında inşasına başlanacak olan baraj ve

santral yerlerini gezerek gerekli gözlem ve açıklamaları yapmıştır. Sarıyar tesislerinin

218 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/129.66.4. 219 Barajın kurulması ve işletme imtiyazı hakkındaki kararlardan bazıları; “Madde 1 — İşbu Sözleşme ve

ilişiği şartlaşma hükümlerine tevfikan Türkiye Cumhuriyeti tarafından Etibank’a aşağıda yazılı hususlara

şamil olmak üzere imtiyaz verilmiş ve Etibank tarafından da kabul olunmuştur.

İmtiyazın mevzuu ve hududu:

Madde 2 — İmtiyazın mevzuu bu Sözleşme ile ilişiği şartnamedeki hüküm ve şartlar dâhilinde Sakarya

Nehri üzerindeki Sarıyar mevkiinde su kuvvetinden faydalanılarak bir baraj ve müştemilatıyla bir

hidroelektrik santrali tesis ve bu santraldan istihsal edilecek enerjinin Kuzey Batı Anadolu'nun belli başlı

şehir ve kasabalarına, bu arada bilhassa, İstanbul, Ankara, Kırıkkale, Eskişehir, Bursa, Adapazarı, İzmit

ve diğer şehir ve kasabalara nakli ile buralarda mevcut ve kurulacak işletmelere ve sanayi müesseselerine

toptan elektrik enerjisi verilmesidir.

İmtiyaz hakkının şümulü:

Madde 3 — İmtiyaz sahibi, Kuzey Batı Anadolu'nun elektriklendirilmesi hududu dâhilinde mevcut veya

yeniden yapılacak umumi yollarla cadde ve sokakların gerek altında ve gerekse üstünde elektrik enerjisi

nakil ve tevzi için gerekli inşaat ve tesisleri bu Sözleşme ile ilişiği şartlaşma hükümlerine, belediye

mevzuatına ve Bayındırlık Bakanlığınca onanmış projelere göre yapılmasını taahhüt ve bunları daima iyi

bir halde bulundurmakla mükellef olacaktır” Resmi Gazete, 19 Kasım 1952, Sayı:8261, s.4982); Şahin,

Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 115.

78

dışarıdan getirilecek makine ve malzemesiyle, teknik hizmetlerine harcanacak olan

27.200.000 dolar ödeneğin 8.200.000 doları Marshall yardımından, 18 milyar dolara

yakınıysa, Avrupa tediye birliğindeki başlangıç kredisi fonumuzdan karşılanmaya

çalışılmıştır220.

Sarıyar Barajı, Türkiye enerji üretimi adına atılmış en önemli adımlardan biri olmuştur.

Bölge halkının eski tarihlerden beri arzu ettiği bir yatırım olarak bu dönemde

tamamlanması mümkün olmuştur. Bir diğer ismiyle Hasan Polatkan Barajı, kurulduğu

dönemde bölgenin kaderini de değiştirmiştir. Yapımı aşamasında birçok köy sular altında

kalmış, köylerin yüksek yerlere taşınarak tekrar kurulması sağlanmıştır221. Bugün hala

bölgedeki önemini korumaktadır. Sarıyar barajı, Adapazarı ovasındaki feyezan

tahribatının önlenmesinde de kısmen faydalar sağlaması amaçlanarak inşa edilmiş bir

barajdır.

Santralin çalışma şekli ve üreteceği miktar hakkında yapılan açıklamaya göre; Santralin

arkasındaki alanda, transformatörler, şalterler ve seksiyenerler (çeşitli dağıtım

elemanları) vardır. Jeneratörlerde elde edilen elektrik enerjisinin voltajı 13.800’ dür. Bu

enerji, transformatörler aracılığıyla 154.000 volta yükselmekte ve enerji taşıma hatları ile

Ankara’ya ve ters istikamette Adapazarı üzerinden İstanbul’a sevk edilebilmektedir. Bir

senelik dönemde, Sarıyar hidroelektrik santralinde 427 milyon kilovat saatlik elektrik

enerjisi üretilebilecektir. Enerji taşıma hatları ile transformatör ve kayıpları %5

sayıldığında, satılabilecek olan senelik enerjinin, 400 milyon kw/saat olacağı

düşünülmüştür. Bu rakam, Türkiye’de önceki yıllarda üretilen enerji miktarının %25’ine

denk düşmekte ve Türkiye’nin 1941 senesindeki toplamenerji üretimine karşılık

gelmektedir222. Bu santralin fiilen çalışmaya başlaması hem Sakarya hem de çevre illerin

elektrik ihtiyacının karşılanmasında ve elektrik şebekesindeki sıkıntıların azalmasında

önemli bir etkiye sahip olmuştur.

Avrupa’nın sayılı büyük barajlarından biri olan Sarıyar, 6 yıllık inşaat faaliyetlerinin

ardından, 9 Aralık 1956’da hizmete girmiştir, Sarıyar barajı kalabalık bir tören eşliğinde,

Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından şaltere basılarak faaliyete geçirilmiş ve Kuzeybatı

220 Ayın Tarihi, 16 Temmuz 1951. 221 “Sakarya Nehri”, TRT Belgesel Yayını, 2016. 222Ayın Tarihi, 28 Kasım 1956.

79

Anadolu şebekesine bağlı şehirlere elektrik enerjisi ulaştırılmasına başlanmıştır. Açılış

töreninde, dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, TBMM Başkanı Refik Koraltan,

Başbakan Adnan Menderes, Milletvekilleri, Başbakanlık Müsteşarı, Komutanlar, iktisadi

devlet kuruluşlarının mensupları ve bankaların müdürleri ile ileri gelen isimleri, Ankara,

İstanbul, İzmir üniversitelerinin akademisyenleri, gazeteciler, Ankara, İstanbul gibi

komşu şehirlerin mülki amirleri ve belediye ve ticaret odaları temsilcileri, Etibank

yöneticileri, bazı öğrenci ve esnaf birliklerinin temsilcileri ve oldukça yoğun bir vatandaş

topluluğu katılmıştır223. Barajın enerji nakil hatlarının tamamlanmasından sonra, santral

tesislerinin inşaatı 1956 yılında devam etmiştir224.

Adapazarı’nda 1955 yılında, elektrik sayaçları ayar masası kurularak, her sene İstanbul’a

gitmek zorunda kalan 1000’den fazla sayacın ayarlanması işi şehirde çözüme

kavuşacaktır. Kurulacak ayar masası, Bolu, Düzce, Mudurnu, Göynük, Bilecik, Akçakoca

gibi şehir ve kasabaların ihtiyacını da karşılamayı hedeflemiştir225. Dağdibi’nden sonra

Göktepe ve Akarca köylerine elektrik verilmiştir226. Arifiye’de bir trafo merkezi

kurularak, Akyazı kazasının Dokurcun köyünde bir elektrik santrali hizmete

sokulmuştur227.

1957 yılında, 14 belediye ve civarındaki köylerin elektrik projeleri de ihale edilmiştir. Bu

yerleşim merkezleri şunlardır: Adapazarı, Akyazı, Hendek, Karasu, Serdivan, Arifiye,

Sapanca, Alifuatpaşa, Pamukova, Geyve, Söğütlü, Sinanoğlu, Kocaali, Taraklı ve

çevrelerindeki yakın köyleri içermektedir. Bu projenin yürürlüğe koyulması amacıyla,

İller Bankası tarafından 160.000 liralık bir ihaleye çıkılmıştır228. Alifuatpaşa köy idare

heyetinin girişimleri sonucunda, Sakarya nehrinde yapılacak tesislerle köye elektrik

getirilebilmesi için 2.000 Türk Lirası ödenek ayrılarak, milletvekili Selami Dinçer

aracılığı ile İller Bankasıyla anlaşma imzalanmıştır. Etibank tarafından 1953 yılında

başlanan Adapazarı-Bursa-Eskişehir enerji nakliyatı ve transformatör istasyonları inşaatı

tamamlanarak hizmete açılmıştır. Sakarya Vilayetinin enerji ihtiyacı artık bu hat

223 Ayın Tarihi, 9 Aralık 1956. 224 Ada Postası, 9 Ağustos 1956, Sayı: 1297. 225 Demokrat Sakarya, 2 Eylül 1954, Sayı: 64. 226 Yeni Ada Postası, 15 Ağustos 1957, Sayı: 1608. 227 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1958, Sayı: 1236. 228 Demokrat Sakarya, 22 Ekim 1957, Sayı: 1029.

80

üzerinden sağlanacaktır. Akyazı kazasının elektrik şebekesi, İller Bankası tarafından tesis

edilen 127 beygir gücündeki hidroelektrik tesisatı ile hayata geçirilmiştir229.

29 Ekim 1958 tarihinde, Cumhuriyet kutlamaları sonrasında, Sakarya Valisi Nazım Üner,

Belediye Başkanı Necdet Güven, Millî Eğitim Müdürü Şevket Erdem, daire müdürleri ve

kalabalık bir halk kitlesinin katılımıyla, Adapazarı’nda üç tesisin açılışı gerçekleşmiştir.

Bunlardan biri, şehrin modern elektrik şebekesidir, diğer ikisi spor alanı ve

kütüphanedir.230. Bu tesisin açılışıyla da Adapazarlıların uzun yıllardan beri çekmiş

olduğu elektrik sıkıntısı büyük ölçüde sona ermiştir.

1958 yılında, Kandıra’da elektriğin kilovatı 43 kuruştan dan 53 kuruşa yükselmiş, 5 ton

suya kadarki harcamalarda 250 kuruş 15 tondan fazla su harcamalarında ton başı 40 kuruş

alınacaktır. Önceden tüm abonelerden standart olarak 5 lira alınmaktaydı231.

Adapazarı’nda ise yeni zamlarla, 1959 yılında sanayi elektriği kilovatı 13 kuruştan,

normal mesken elektriği 23 kuruştan satılmaya başlanmıştır232.

1960 yılı Şubat ayında, Sarıyar elektrik enerji hattından Sakarya’daki bazı yerleşim

merkezlerine elektrik verilmesi için çalışmalar başlatılmıştır, yaklaşık olarak 300 köyün

fayda sağlayacağı proje sonucunda, Söğütlü, Sinanoğlu, Karasu, Kocaali, Arifiye,

Sapanca, Akyazı ve Hendek gibi yerleşim yerleri, elektriğe kavuşarak aydınlatılması

mümkün olacaktır. Geyve kazasının şebekelerinin dağıtım ve iyileştirme çalışmaları, İller

Bankası tarafından yürütülmüştür. 1959-60 yılları arasında, sokak lambalarının

yanmaması ve bazı sokakların aydınlatılamaması hakkında şikayetler dile getirilmiş

olduğundan, eskiyen elektrik direkleri ve trafolarının onarılması ve yeni direklerin

dikilerek tel çekilmesi çalışmaları hız kazanmıştır233. Bu çalışmalar sonucunda, genel

olarak şehrin elektrik ihtiyacı karşılanmış, aydınlatma hizmetleri yaygın hale gelmiş ve

elektrik sıkıntısı büyük oranda çözüme kavuşmuştur.

229 Demokrat Sakarya, 19 Aralık 1959, Sayı: 695; 11 Şubat 1960, Sayı: 1741. 230 Demokrat Sakarya, 30 Ekim 1958, Sayı: 1344. 231 Demokrat Sakarya, 19 Mart 1958, Sayı: 34. 232 Anadolu, 5 Mart 1959, Sayı: 851. 233 Sakarya, 13 Temmuz 1959, Sayı: 33; 11 Kasım 1960, Sayı: 443, Demokrat Sakarya, 11 Ocak 1956,

Sayı: 484.

81

1.3.4. İtfaiye ve Zabıta Çalışmaları

Yerel yönetimlerin sorumluluğunu üstlendiği işlerden bir diğeri de itfaiye işleri

kapsamındaki, yangın söndürme, yangının çıkış sebeplerini tespit ederek, gerekli

önlemleri almak olduğundan, belediyelerin bu konuda eğitimli itfaiye teşkilatını kurup

geliştirmesi gerekmiştir. 1580 Sayılı Belediye Kanuna göre234 de bu sorumluk

belediyelerdedir. Özellikle ormanlık arazisi yoğun olan Kocaeli’nde ve buraya bağlı

Adapazarı gibi tüm ilçelerde bu hizmet sağlanmıştır. 1950 yılı başlarına kadar Adapazarı,

Akyazı, Geyve ve çevresinin yangınlarını söndürmek üzere merkezlerde oluşturduğu bir

itfaiye memurluğu ekibi mevcut olsa da, buradaki itfaiye hizmetleri merkez ilçe olan

İzmit kadar gelişmemiştir.

1945-1950 yılları arasında bölge itfaiye teşkilat kadrosu; 1 çavuş, 2 şoför, 12 erden

oluşup, itfaiye aracı ve teçhizatı olarak da 2 arazöz, 2 motor, 8 kanca, 8 balta, 2

cankurtaran ipi, 10 kazma-kürek, 400 m. Hortum, 3 merdiven, 2 küskü-balyoz, 4 karpit

feneri, 30 gaz maskesi, 1 oksijen cihazı, 1 sedye, 2 takım lastik elbiseden ibarettir 235. Bu

dönemde çıkan yangınlarda, çeşitli ilçelere bağlı köylerin zarar gören, ev ve samanlıkları

yanarak yıkılan vatandaşları için, civar ormanlardan afet yardımı kapsamında kerestelik

ağaç verilmesi sağlanmıştır236. Adapazarı Belediyesi, su ile söndürülemeyen yangınlarda

kullanılmak üzere, dışarıdan ilk defa yangının üzerine köpük sıkan bir cihazı bu dönemde

getirtebilmiş, yapılan denemeler etkili çözüm olacağını ispat etmiştir237. Bu ise, itfaiye

konusunda eksikliklerin genel durumunu göstermektedir.

Dönemin yerel gazetelerindeki haberlere yansıyan, 1950-1954 döneminde çıkan

yangınlarda üzücü sonuçlar ve kayıplar yaşandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde

Kocaeli’ne bağlı olan Adapazarı ve diğer ilçelerdeki itfaiye teşkilatının imkanları,

234 1580 Belediye Kanunu Madde 37-38; “Yangın yerlerini ve mahalle haline getirilecek yerleri kanun

dairesinde tanzim ve imar etmek ve alelumum inşaat, tamirat ve ilavat planlarını kanuna tevfikan tetkik ve

tatbik etmek; - Alelumum sinai müessese ve fabrikaların, elektrik, tenvirat ve tesisatının, makine ve motör

ve inbiklerinin kazan, ocak ve bacalarının gerek ilk önce ve gerek sonradan muttariden ve muntazaman

fenni muayenelerini icra etmek, etrafındakilerin sıhhatları huzur, rahat ve malları üzerine fena tesir icra

edip etmediklerini tetkik etmek, zararlarına mani olmak” (1580 Sayılı Belediye Kanunu, Resmi Gazete :

Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471). 235 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s. 1046. 236 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/101.34.3. 237 Ada Postası, 6 Eylül 1949, Sayı:168.

82

merkezdeki imkanların gerisinde olmuştur. 1950’lerin başlarında kaydedilen bazı

yangınlar hakkındaki bilgiler şöyledir;

Akyazı’da Keremali Dağı’nda köknar ve kayın ormanlarında meydana gelen yangınlar,

etkisini birkaç gün devam ettirmiştir. Geyve kazasının Alifuatpaşa köyünde, bir kereste

fabrikası tamamen yanmış, yangının diğer binalara atlamaması için İzmit Belediye

itfaiyesi destek göndererek köye gitmiş ve yangının söndürülmesi için büyük gayret sarf

etmiştir. Yangının verdiği maddi zarar oldukça fazla olmuştur. Yine, Eylül 1953’de

Geyve kazasının Pamukova bucağındaki Kazımiye ormanlarında ve Geyve’nin Taraklı

nahiyesinde Hanlıdere ormanlarında büyük birer yangın çıkmıştır. Yangın, jandarma,

orman bölge şefliği ekipleri ve köylüler tarafından sündürülmeye çalışılmış, Jandarmanın

yardımları ile beş gün sonra söndürülebilmiştir. Bu üzücü örnekler o yıllarda yangınla

mücadele için daha ciddi ve acil önlemler alınması gerekliliğini ortaya koymuştur.

1954’te Gebze’de bir ormanlık alanda çıkan ve büyük çapta zarar veren yangının

zamanında müdahale edilemediğinden söndürülememesi eleştirilere neden

olmuştur238.Şehirdeki en büyük yangın ise, Tekel binasında çıkan ve 1 milyon liralık

zarara yol açan yangın olmuştur. Adapazarı itfaiyesi ile İzmit, Hendek itfaiye ekipleri ve

Jandarma’nın desteği ile söndürülebilmiştir239. Yeterli donanıma, araca ve personele

sahip olmaması sebebiyle Adapazarı merkezi ve çevresinde çıkan çok sayıdaki yangının

hasara sebep olduğu kaydedilmiştir. Şehir içinde çıkan yangınlar genellikle bacaların

tıkanması sonucu, çeşitli ihmaller ve bazen de elektrik kaçaklarından çıkmıştır240. Bu

sebeple 1955 yılı sonrası Adapazarı için bu konuya daha fazla önem verilerek daha

teşekküllü bir itfaiye müdürlüğü oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır.

Adapazarı itfaiye binası, 1954-1955 yılındaki durumuna bakıldığında, İtfaiyenin sadece

3 arazözü ile 1500’e yakın bacası bulunan şehirde yeterli olamayacağı belirtilmiştir. Bu

imkansızlıklar sebebiyle çeşitli yollarla arazöz temin edildiği belirtilmektedir. Örneğin,

Hendek itfaiye ekipleri için, belediye tarafından 1957 yılında tahsis edilen bir kamyona 3

ton kapasiteli bir tank yaptırılarak arazöz haline getirilmesi sağlanmış ve 60.000 Türk

238Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.98, 107-108; Tunç, Demokrat Parti

Döneminde Kocaeli 1950-1960, s. 119-121; Bizim Şehir, 25 Ağustos 1954, Sayı; 691; Türk Yolu, 5 Ekim

1954, Sayı: 4908. 239 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1954, Sayı:32. 240 Yeni Ada Postası, 6 Aralık 1955, Sayı:. 1091.

83

lirasına mal olmuştur241. Şehir merkezinde oldukça eskimiş, bakımsız kalmış,

duvarlarındaki çatlaklar sebebiyle de tehlikeli hale gelmiş olduğundan, yeni bir itfaiye

binası yapılması zorunluluğu doğmuş242, çoğu kez bu konuda istekler dile getirilse de bu

işe başlanması zaman almıştır. 1958 yılına kadar, yapımına başlanan itfaiye garajı ve erat

koğuşunun 64.277 lira karşılığındaki bir bölümü tamamlanmıştır243.

İtfaiye hizmetlerinin daha etkili yürütülmesi için, itfaiye memurlarının gerekli donanıma

ve özel koruyucu kıyafetlere de sahip olması gerekmektedir. Bu dönemde Kocaeli’nde

temin edilen ve kullanılan ısıya dayanıklı kıyafetler, diğer ilçelerde de kullanılacak,

itfaiye ekipleri başarılı çalışmalar yürüteceklerdir244. İtfaiyecilik çalışmaları alanında,

1956-1960 yılları arasında Adapazarı merkezinde insanların can ve mal güvenliğini tehdit

eden yangın, fırtına, patlama, heyelan gibi olaylara müdahale edilerek, meydana gelen

çeşitli derecedeki olaylarda, genellikle can kaybı yaşanmadan ekipmanların da sağladığı

destekle hızlı söndürme, kurtarma işlemleri gerçekleştirildiği görülmektedir. Ne var ki,

bu konuda alınacak önlemler, her dönem için yeni boyutlar kazanmakta olduğundan,

büyüyen ve gelişen ilin ihtiyaçları da sürekli artış göstermiştir.

1.3.5. Parklar ve Mezarlıkların Düzenlenmesi

Adapazarı, imar planına uygun olarak, büyük zarar gördüğü 1943 depreminden sonra

adeta yeniden inşa edilmeye başlanmıştır. Her gün artan nüfusu sebebiyle, inşaatlar da

hummalı derecede devam etmekle birlikte, 1950 yılından sonra belediye bütçesinin 1,5

milyonu geçmesi ile sosyal hayatı hedef alan çalışmalar da gündeme gelmiştir.

Belediye tarafından, ana caddeler ağaçlandırılarak yollara parke döşenmiş, şehrin üç

yerine parklar yapılmıştır. Meşhur Çark mesiresi bu dönemde modern bir gazino ve

mesire yeri olarak yeniden düzenlenmiş ve halkın kullanımına sunulmuştur245.

Adapazarı şehir merkezinde henüz bulunmayan Atatürk heykeli yapılması için kampanya

başlatılmış. Bu kampanya, hem öğretmen ve hem de gazeteci olan Abdullah Çelik’in

241 Demokrat Sakarya, 1 Ekim 1954, Sayı: 89. 242 Sakarya Postası, 3 Ocak 1955, Sayı: 185. 243 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154, 156. 244 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli 1950-1960, s.121. 245 “Adapazarı’ndan Notlar”, (Yazarı belirsiz), Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953), s. 50.

84

girişimleriyle başlatılmıştır. Çelik’in konuyla ilgili güzel bir değerlendirme de sunan

gazete yazısının bir kısmı şöyledir:

“Bu güzel şehirde mevcut olmayan hiçbir nesne yok diyebiliriz. Şehir her

bakımdan güzel. Parkı var, sineması var, stadyumu var, çark gibi güzel bir

mesire yeri var, asfaltımsı yolları var. Hani insanoğlunun rahatı için,

insanoğlunun yüzünü ağartmak için her şey var. Ama topyekûn

Adapazarılıların, Sakaryalıların yüzünü ağartacak, gelecek nesillere gurur

ve iftihar kaynağı olacak bir eser yok. Onun da ikmali, bugünün gençliğine,

bugünün bu şehri ve Atatürk severlerine düşüyor... Ve bir nebze vazifesini

yapmış Atatürk çocuğu olmak için, aziz, vefakâr, fedakâr ve vatanperver

Adapazarılıları, Sakaryalıları Atatürk’ün heykelinin yapılmasına daveti çıkar

yol buldum. Bu şehrin münevverleri, aydın ve yarı aydınları el ele vermeliyiz.

Bir “Atatürk Heykelini Yaptırma Derneği” kurmalıyız. Faaliyetimizi yeni

kurulan Sakarya ilinin her ilçesine, bucağına ve hatta köyüne kadar

göstermeli ve bir Atatürk heykeli uygun görülen yerine dikilmeli. Bu hususta

resmî ve hususi müesseselerden, belediyemizden, vs. Yerlerden çok büyük

yardımlar göreceğimizi katiyetle umuyoruz. Bir teşebbüs, hayırlı bir teşebbüs

bekliyoruz”246.

1950-58 döneminde, 3 parkı mevcut olan Adapazarı’nda, Atatürk parkı ismiyle yeni,

hepsinden geniş ve modern dördüncü bir park yapılmış, parkın ihata duvarı, kanepe

inşaası, çiçeklendirilmesi ve genel çevre temizliği işlerine toplam 36.500 lira sarf

edilmiştir 247.

1955’te hizmete giren Adapazarı Atatürk parkına, özellikle öğretmenlerin rağbet ettiği bir

lokal açılarak, parkın onarımı ve çevre düzenlemesi tekrar yapılmıştır248.

İbrahim Bey Parkı’nın havuzu onarılarak, 270 m. lik uzun bir kanalizasyon hattı

yerleştirilmiş249, Karasu Belediyesi tarafından da sahilde modern bir plaj gazinosu inşa

edilmiştir250. Halkın mesire yerlerine ve plaja olan ilgisi yeni parkların da talep edilmesi

246 Demokrat Sakarya, 3 Temmuz 1954, Sayı: 15. 247 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.153. 248 Demokrat Adapazarı, 5 Ekim 1959, Sayı:15. 249 Sakarya Ekspres, 14 Mayıs 1960, Sayı:797. 250 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.157.

85

doğrultusunda ilerleyen yıllarda park yeri oluşturma, mesire yerleri düzenleme

faaliyetleri devam etmiştir.

1957 yılında, yeni kurulmuş olan Adapazarı’nın Sapanca ilçesinde, Sapanca Gölü’nün

batı kısmında Seka Kampı adı ile bir kamp bulunmaktadır. Belediye tarafından çevre

düzenlemesi yapılmış olan bu kamp, sahip olduğu çocuk oyun bahçeleri, yeşillendirilmiş

alanlar, dinlence yerleri ve plajıyla çevre ilçelerden yoğun ilgiyle ziyaret edilen bir

tesistir. Adapazarı’na 1950-1960 dönemlerinde, park ve yeşil alan kazandırma

bağlamında, İzzet Şükrü Enez, Gümrükönü’nde Atatürk Parkı’nı ve Kömürpazarı’nın

orta bölümündeki Enez Parkı’nı, 1950’de, Ali Necdet Güven, Gümrükönü’ndeki kamu

binalarını yıkarak Atatürk Bulvarı’nı, 1960’da, General Sedat Kirtetepe, Şemsiyeli Parkı

1962’de kazandırmıştır.

Adapazarı’nda, ıslaha tabi tutulan alanlardan biri de mezarlıklardır. Mezarlıklar

belediyelerin tasarrufunda bulunmaktadır. Dolayısıyla bakımı ve onarımı da sorumluluk

alanlarıdır251. Kanun çerçevesinde, mezarlıklarla ilgili taşıma ve kamulaştırma gibi

çalışmaları bu hakka istinaden yürütmüşlerdir.

İzzet Şükrü Enez’in Adapazarı’na ait hatıralarında ifade ettiği üzere, 1940’ lı yıllarda

şehir merkezindeki mezarlıklar oldukça çirkin bir görüntü sergilemekteydi. 1947 yılından

sonra mezarlıkların belediyelere devredilmesi ile duruma el atılabilmiştir. Müftülük

makamından izin alınarak atıl durumda kalan eski mezarlıklardan alınan kabirler,

Yorgalar mezarlığına taşınmıştır. Kabirlerin taşınmasından sonra, Ankara’ya başvuru

yapılmış gerekli izinler alınarak boş kalan bu arazilere çeşitli devlet kurumlarının inşa

edilmesi sağlanmıştır. Bu arazilerde, halkın hizmetine sunulan çeşitli parklar ve devlet

kurumları yapılmıştır. Örneğin, eskiden mezarlık olan sonrasında şehir merkezinde kalan

sahada, Yeni Cami, Belediye Hizmet Binası, Postane, Çocuk Esirgeme Kurumu ile Yapı

Kredi’ye ait binalar tesis edilmiştir252.

2511580 Sayılı Belediye Kanunu, “Madde 160- Metrük ve kimsesiz mezarlıklarla vakfa ait olan umumi

mezarlıklar bilümum hukuk ve vecaibi ile belediyelere devrolunmuştur. Bu kanunun neşrinden sonra

belediyeler devren alıncaya kadar satılması memnudur. Bu kanunun neşrinden evvel Evkafça taksitle

satılan mezarlıkların henüz istifa edilmeyen taksit bedelleri dahi belediyelere aittir. Belediyeler bu kanun

mucibince yapılacak nizamnameye göre en çok on seneye kadar mezarlıklara ait tesisatı ikmal ederler”,

Resmi Gazete: Tarih: 14/4/1930 Sayı:1471. 252 İzzet Şükrü Enez’in hatıralarından naklen, Özdemir, Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960),

Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: 2011.

86

1950-60 döneminde mezarlıklar, şehrin ihtiyacını karşılar seviyede olup, en öne çıkan

Yorgolar mezarlığıdır. Şehrin kuzeyinde 14.000 kişiye yetecek büyüklükte yeni bir

mezarlık yapılmıştır. 8.500 liraya şehrin mezarlığına ait ihata duvarları tamamlanmıştır

253. Şehrin görünümünü bozmadan düzenlemeleri yapılmış, köy ve ilçelerin asri

mezarlıkları da aynı şekilde ele alınmıştır.

Adapazarı Belediyesi bu dönemde, il genelinde bağlar ve örnek meyve bahçeleri tesis

etmek için, 267.000 fındık, dut ve bağ çubuğu ile 6000 kavak fidanı dikmiştir. 47.000

adet armut, şeftali, erik, kiraz ve vişne fidanı dikilerek örnek meyve bahçeleri

oluşturulmuştur254. Bu çalışmalar, şehir peyzajına katkı sağlamakla birlikte, köycülüğü

sevdirme ve örnek bahçeler kurarak teşvik etme amacına da yönelmiştir.

1.3.6. Yol Yapım Çalışmaları

Belediye hizmetleri arasında, en masraflı ve zahmetli işlerden sayılan, şehir içi ve

şehirlerarası ulaşımı düzenlemek, yol ve köprülerin yapımı, yapılmış olanların ise bakım

ve tamirinin sağlanması işleri, 1954 yılı itibariyle bağımsız bir il olmasının da etkisiyle

imar çalışmalarının hızla arttığı Adapazarı’nda önemli bir paya sahip olmuştur.

Türkiye’de 1950’li yıllarda, asfalt yolların yapımına öncelik verildiği bir süreç başlamış,

asfalt yolların illerden ilçelere ve hatta köylere kadar ulaşması adına atılan adımlar

ABD’den gelen yardımların da etkisiyle hızlı bir gelişme göstermiştir. 1950'deki 1600

km'lik sert yol 10 yıl sonra 5400 km'ye çıkarılmıştır. 255 Kocaeli-Adapazarı bölgesinde de

yol yapımı, tamiri ve köprülerin ıslah edilmesi, yıkılanların tekrar yapılması ve ulaşımın

geliştirilmesi konusundaki çalışmalarda büyük uğraşlar içerine girilmiştir.

Bu dönemde Adapazarı’nda özellikle köy yolları konusundaki çalışmalar hız kazanmış,

1952 yılı zarfında, Adapazarı’nda toplam 20 köy arasındaki 7 yol yapılarak veya tamiri

sağlanarak, 4 beton köprü inşa edilmiş, 2 köprü onarılmıştır. Toplam harcanan miktar 75

bin Türk lirası civarında olmuştur. Yolların yapılmasında ve tamirlerinde, köylünün de

253Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 32. 254 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.168. 255 Ali Çimen, “Demokrat Parti Dönemi (1950-1960) İç Gelişmeler Nelerdir?”, Sessiz Tarih 5 (2014)

http://www.sessiztarih.net/2014/05/demokrat-parti-donemi-1950-1960-ic.html (Erişim: 03.10.2017).

87

büyük yardımları olmuş, birçok köydeki yol meselesi bu çalışmalar eşliğinde

halledilmiştir256.

Kocaeli’ne bağlı iken, 1950-1954 yılları arasında, Adapazarı köylerinin yol yapımı için

ayrılan miktar 953.245 Türk lirası iken, 1954 yılından sonra Sakarya İlinin yol yapım ve

tamirine ayrılan tahsisat miktarı; 1955 için 724. 915 lira, 1956 için 711. 742 lira, 1957

için, 1.321.679 lira, 1958 için, 603.527 liraya kadar yükselmiştir257.

1950 yılından 1958 yılına kadar, Adapazarı merkezinde toplam 211.500 m² parke, beton

ve adi kaldırımdan oluşan yol tamir edilerek, 193.000 m² yol yeniden yapılmıştır. Bu

çalışmalar için 1.826.706.56 kuruş sarf edilmiştir. 23.705 m. tul kanal ve şarampol

temizlettirilerek, 5.425 m. açık ve kapalı kanalın tekrar inşası gerçekleşmiş ve bu

çalışmalara 150.000 Türk lirası harcama yapılmıştır. Adapazarı’nın Serdivan

Belediyesinde, 700 m. uzunluğunda blokaj yol yapımı için 3.507 Türk lirası sarf

edilmiştir. Aynı zamanda, İller Bankası’ndan alınan 30.000 Türk lirası ve belediye

tarafından ayrılan 32.450 lira ile kasaba içi kaldırımlar yapılmıştır. Kasaba yollarının

asfaltlanması işi karayolları tarafından yürütülmüştür. Geyve Belediyesi içinde 12.350 m²

yol yeniden yaptırılarak, 45.700 Türk lirası sarf edilmiştir. Akyazı’da İller Bankası

aracılığı ile yapılan hal binası ve beton yolların yapımına 50.000 Türk lirası harcanmıştır.

Hendek’te, yol tamir ve yapım işlerine 81.935 Türk lirası yatırım yapılmıştır. Karasu

Belediyesi’nde, İller Bankasından alınan vadeli borçlarla kasaba imar planına uygun

olarak istimlakler yapılmış ve bu sürede yol çalışmalarına 85.603 Türk lirası

harcanmıştır258.

Adapazarı, Akyazı, Hendek, Geyve, Karasu ve Sapanca ilçelerinin yol yapım

çalışmalarına bakıldığında:

“1950-1954 yılları arasında;

Adapazarı’nda 126 köyü ilgilendiren 41.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Akyazı’da 13 köyü ilgilendiren 41.500 m² stabilize yol,

256 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 100. 257 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 161. 258 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 152-158.

88

Karasu’da 14 köyü ilgilendiren 20.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Geyve’de 16 köyü ilgilendiren 21.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.

1955 yılında;

Adapazarı’nda 19 köyü ilgilendiren 10.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Akyazı’da 26 köyü ilgilendiren 43.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Karasu’da 3 köyü ilgilendiren 5.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 18.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Geyve’de 15 köyü ilgilendiren 21.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.

1956 yılında;

Adapazarı’nda 37 köyü ilgilendiren 37.200 m² stabilize ve blokaj yol,

Akyazı’da 14 köyü ilgilendiren 13.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Karasu’da 18 köyü ilgilendiren 24.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Hendek’te 16 köyü ilgilendiren 24.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Sapanca’da 3 köyü ilgilendiren 1.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Geyve’de 11 köyü ilgilendiren 15.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.

1957 yılında;

Adapazarı’nda 19 köyü ilgilendiren 26.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Akyazı’da 24 köyü ilgilendiren 35.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Karasu’da 11 köyü ilgilendiren 26.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Hendek’te 11 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Sapanca’da 3 köyü ilgilendiren 4.500 m² stabilize ve blokaj yol,

Geyve’de 6 köyü ilgilendiren 10.000 m² stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.

89

1958 yılında;

Adapazarı’nda 31 köyü ilgilendiren 59.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Akyazı’da 53 köyü ilgilendiren 153.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Karasu’da 36 köyü ilgilendiren 147.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Hendek’te 51 köyü ilgilendiren 160.000 m² stabilize ve blokaj yol,

Geyve’de 56 köyü ilgilendiren 114.000 m² stabilize ve blokaj yol

yapılmıştır"259.

1960 yılında; Adapazarı genelinde, 21702,31 m² adi kaldırım, 13212,99 m² parke yol ve

7530 m² yol tamiratı gerçekleşmiştir260.

Gerek belediyelerin İller Bankası aracılığı ile temin ettikleri paralar, gerekse hükümetin

yol çalışmalarına verdiği destekler sonucunda Sakarya’da özellikle 1955 sonrasında en

önemli imar hareketinin yol yapım ve onarımı olduğu gözlemlenmiştir. Köylerin kasaba

ve şehre bağlantısını sağlayan ana yolların asfaltlanması ve beton yolların da

yaygınlaştırılması, şüphesiz ulaşım haricinde, pek çok sosyal ve ekonomik gelişmeyi de

hızlandırmıştır.

Sakarya’ya için tarihi değere sahip köprülerin tamir edilerek bakımlarının yapılması bu

dönemde de gerçekleştirilmiştir, çeşitli ilçe ve köylere yeni köprülerin yapılması

sağlanmıştır. M. Kemal Atatürk döneminde ve onun direktifleri ile 1937 yılında inşası

tamamlanan Sakarya köprüsü, bölgenin en eski ve işlek köprüsüdür. Sakarya nehrinin

üzerinde iki köprü bulunmaktaydı. Bunlar; Tavuklar köprüsü ve Trabzonlar köprüsü idi.

Trabzonlar köprüsü, kamyon veya otobüslerin geçişi için elverişli olmayıp, günlük

taşıdığı 1200 civarı araç sebebiyle, bu dönemde önemli bir geçiş noktası olmuştur261.

Karasu köprüsü ise 1954 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir. Bunlara ilaveten birçok

yeni köprü inşa edilmiş ve ulaşım kolaylığı sağlanmıştır.

259 Yol yapım çalışmaları hakkındaki net bilgiler; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge

Nüshası, s. 163-164. 260 Demokrat Sakarya, 26 Ekim 1960, Sayı: 795. 261 Enver Konukçu, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, s.

629; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.34.

90

1950-1954 arasında; Adapazarı’nda 7, Akyazı’da 6, Karasu’da 10, Geyve’de 12,

Hendek’te 1 köprü, 1954-1958 arasında; Adapazarı’nda 16 (Sadece Söğütlü

belediyesinde 5 yeni köprü inşa edilmiş ve bu işe 74.000 lira harcanmıştır), Akyazı’da

48, Karasu’da 38, Geyve’de 20, Hendek’te 33, Sapanca’da 3 körünün inşaatı

tamamlanmıştır262.

1960 yılı sonlarına gelindiğinde henüz, Ankara-İstanbul yolundaki Sakarya, Mudurnu,

Dinsiz ve Kangalı köprülerinin inşaat işleri devam etmektedir263.

1.3.7 Ulaşım Faaliyetleri

Adapazarı-Sakarya, bir havayolu veya denizyolu ulaşımına sahip değildi. En yakın liman

İzmit’te, havayolu ise İstanbul’da olduğu için, ulaşımın temeli karayolları ve demiryolu

bağlantısı olmuştur. Doğu-Batı yönlerinde her ile bu yollarla ulaşım sağlanabilmiştir.

1950 öncesi erken cumhuriyet döneminde Arifiye’de bir havaalanı yapılması hakkında

istimlak girişiminde bulunulmuşsa da bu plan uygulamaya geçirilmemiştir264.

1.3.7.1 Karayolu

Adapazarı, bulunduğu coğrafyanın da avantajı ile ülkenin her yönüne kara ve demir yolu

ile bağlı, önemli bir kavşak noktasında bulunmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında

ulaşım politikaları genellikle, demiryolu ağının yaygınlaştırılması hedefine yönelmiş ve

bu konuya yatırım yapılmıştır. İlleri ve ilçeleri, köylere bağlayan karayolları ise, bu

hedefe hizmet edecek bir vasıta olarak görülmüştür. 1950 yılı sonrasında değişen siyasi

yapı, beraberinde yeni bir ulaşım hedefini de gündeme getirmiştir.

Demokrat Parti’nin iktidarı sırasında, yurt çapında özellikle de Marshall Planı

kapsamında, Amerikan yardımlarının da ülkeye kabul edilmesi ile asfalt yapımı ve kara

yollarının yaygınlaştırılması, yeni köprülerin inşası çalışmaları öncelik verilen yatırım

alanları haline gelmiştir. Karayollarına verilen önem ve bu doğrultuda yapılan çalışmalar,

ulaşım politikasının bu temel üzerine bina edileceğini açıkça göstermiştir. 1950 yılı

itibariyle, hükümet İstanbul-İzmit-Bolu-Ankara karayolunu iyice geliştirmiştir. E-5

karayolunun yapımı bu dönemde önemli bir adım olmuştur. Sapanca’dan geçen yol, daha

262 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 154, 166-167. 263 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/160.26.5. 264 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/106.55.11.

91

sonraki yıllarda trafik akışı ve yolcuların sıkıntı çekmesi sebebiyle 1967 yılında

Adapazarı şehir merkezi dışına taşınacaktır Böylece yol üzerindeki trafik yükü azalarak,

mesafe de eskisine oranla biraz daha kısalacaktır.265

Kocaeli’ne bağlı Adapazarı, 1950 yılı başlarında, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü’ne

bağlı olup, kendi bünyesinde asfalt yapım ve bakım tesisleri, karayolu kontrol ekiplerine

sahiptir. 40 numaralı Devlet Karayolu ile merkeze bağlanmaktadır. Adapazarı-İzmit

arasındaki karayolu asfalt çalışması yapıldıktan sonra bu dönemde hizmete açılmıştır266.

Hükümet bu dönemde karayollarının yapımına 22.000.000 lira para ayırmayı planlamış

ve Kocaeli bölgesinin yapımına başlanan yolları için gerekli ödeneği göndermiştir. Yeni

yolların yapılması ve eski yolların bakımlarının yapılarak bir kısmının genişletilmesi ve

asfaltlanması işi bu ödenek sayesinde mümkün olmuştur267. İzmit-Adapazarı yolu

üzerinde sefer yapan otobüsler her geçen gün daha çok talep görmüş ve sayıları

artırılmıştır.

Adapazarı’nın tüm yönlere ait otobüs seferlerine sahip olduğu 1960’a kadarki süreçte,

yoğun göç aldığı da düşünülürse, nüfusun ve ticari hayatın gösterdiği hızlı artış üzerinde

büyük etkisi olduğu düşünülebilir.

1960-1965 döneminde, önemli karayollarının uzunluklarına bakıldığında;

Adapazarı-Ankara-325 km., Adapazarı-İstanbul-146 km., Adapazarı-Bursa-170 km.,

Adapazarı-Eskişehir-195 km., Adapazarı-Bilecik-112 km., Adapazarı-Bolu-117 km,

Adapazarı-Erzurum-1278 km., Adapazarı-Adana-848 km., Adapazarı-İzmir-553km.,

Adapazarı-Edirne-380 km., Adapazarı-Samsun-633 km. mesafeye sahiptir268. Bu sebeple

Türkiye’nin pek çok şehrine bu bölgeden çeşitli vasıtalarla gidilebilmiştir.

Adapazarı bütün kazalarına da karayolu ile bağlıdır. Mesafeleri işe şöyledir;

Adapazarı-Akyazı-31 km., Adapazarı-Geyve-40 km., Adapazarı-Hendek-32 km.,

Adapazarı-Karasu-50 km., Adapazarı-Sapanca-21 km.’dir269.

265 Enver Konukçu, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, s.

607; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 228. 266 1967 Kocaeli İl Yıllığı, s. 256. 267 Türk Yolu, 10 Nisan 1954, Sayı: 4362. 268 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.27. 269 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 28.

92

Adapazarı’nda şehirlerarası ve ilçeler arası taşımacılık yapan otobüs şirketlerinin, bazı

dönemlerde fiyatlarındaki artış ve yapılan ekstra zamlar konusunda yerel basında

eleştirildikleri görülmektedir. Demiryolu taşımacılığında uygulanana uzun süreli

indirimli seferlere de rastlandığını söylemek mümkün değildir.

Adapazarı’nın Türkiye’nin her yeri ile bağlantılı bir karayolu şebekesi olduğu için, 1950-

60 arası dönemde yani şehirlerarası devlet yolunun şehrin içinden geçtiği yıllarda bu hat

üzerinde yoğunluk yaşanmaktadır270. Dolayısıyla, şehirlerarası taşımacılık faaliyetlerine

ev sahipliği yapmıştır. Kısa sürede ulaşım bakımından bölgesinin merkezi konumuna

yükselmiştir.

1955-56 yıllarında Adapazarı’nda şehirlerarası ulaştırmaya hizmet eden bir adet otogar

bulunmakta olup, kamyon garajları içinse şehir içinde yer düşünülmemiştir. 1955 yılı

zarfında 1400 vasıta artış gösteren Adapazarı’nda kaydedilen araçların çoğu bisiklet ve

öküz arabasıdır271. Motorlu araçların geneli kamyon ve kamyonettir.

Adapazarı’ndan diğer illere, şehirlerarası otobüs seferleri düzenlenmiştir. İstanbul’a;

06.00-19.00 arası her yarım saatte bir (günlük 100 otobüs) otobüs, İzmit’e; 06.00-18.00

arası her 15 dakikada, Ankara’ya; 06.00-18.00 arası gün boyunca 8 direkt 15 transit,

Bursa’ya; 06.00-18.00 arası her saat başı 1 otobüs, Eskişehir’e; 06.00-18.00 arası her saat

başı 1 minibüs koyulmuştur272. Şehirde bilet satış hakkına sahip büyük otobüs firmaları

ise; Varan, Ömür, Emniyet ve Gülhan’dır273. İlin trafik yapısı Asayiş ve Trafik

bölümünde detaylı şekilde incelenmiştir.

1.3.7.2. Demiryolu

Osmanlı devletinde, demiryolu yapımında Almanlara tanınan imtiyaz sonucunda,

Meşrutiyet döneminde İstanbul’dan Bağdat’a kadar uzanan demiryolu projesinin

yapımına 1871 yılında başlanmış, 91 km’lik kısmı oluşturan Haydarpaşa-İzmit demiryolu

bağlantısının tamamlanması ise 1872 yılında gerçekleşmiştir. 3 Mayıs 1873’te ulaşıma

açılan Haydarpaşa-İzmit Demiryolu, Osmanlı topraklarında devlet olanakları ile yapılan

270 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19. 271 Sakarya Postası, 3 Şubat 1955, Sayı: 203. 272 Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19-20. 273 Sakarya, 11 Kasım 1960, Sayı: 443.

93

ilk demiryolu olarak tarihe geçmiştir274. İzmit’ten Ankara’ya uzanacak hattın, İzmit-

Adapazarı arasındaki 50km.lik kısmının yapımı ise 1899 tarihinde tamamlanmış ve

düzenlenen devlet töreni ile hizmete açılmıştır275. Arifiye-Adapazarı Demiryolunun ve

Adapazarı Garının yapımı ile de bu istikametten Ankara’ya kadar çalışan trenler, bölgenin

ulaşımında çok büyük rol oynamış, Cumhuriyet döneminde artan ihtiyacı

karşılayabilmesi için trenlerin yük ve yolcu kapasiteleri artırılarak, modernize çalışmaları

yapılmıştır.

1950-1960 döneminde Haydarpaşa-İzmit-Adapazarı tren hattında, önce motorlu, daha

sonra da elektrikli tren seferlerine geçilmesi ile şehrin demiryolu ulaşımında mesafe kat

edilmiştir.

1951 yılı itibariyle, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları tarafından Adapazarı'nda

bir vagon atölyesi yapımına başlanmış276, daha sonra Demiryolu Fabrikası’na dönüşmüş,

bünyesinde atölye ve kurs binaları, revizörlük atölye binası ve su tasfiye tesisleri inşa

edilmiştir277. Atölye adı altında işletmeye açılan Adapazarı Demiryolu Fabrikasının,

ihtiyacı olan teknik bilgiye sahip kalifiye işçiyi karşılamak amacıyla Adapazarı

Demiryolu Fabrikası Çırak Okulu yapılmıştır. Bu okul 1953 yılından sonra

demiryollarına 829 eleman kazandırmıştır.278. Kocaeli- İstanbul-Adapazarı arasında

hizmete koyulmak üzere muhtelif memleketlerden 271 adet lokomotif, bir motorlu tren,

146 yolcu vagonu ve 2473 yük vagonu alınmıştır. 1 motorlu tren, 40 yolcu vagonu ve on

adet furgon siparişi verilmiştir279.

Haydarpaşa-Adapazarı motorlu tren seferleri 1 Nisan 1954 günü başlamıştır. Açılışta

Kaymakam Atıf Tahıl, Belediye Başkanı Suavi Damalı ve Devlet Demir Yolları 1.

İşletme müdürü Rüştü Sarp hazır bulunmuştur280. Motorlu trenin ilk seferleri sabah 07:48’

de Adapazarı’ndan gidiş, akşam 17:50 de Haydarpaşa garından dönüş olarak

274 İhsan Serdar Kaynar, “Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu Üniversitesi Sosyal

Bilimler Araştırma Dergisi, (Temmuz 2015), s.136. 275 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VIII, Ankara: TTK Yayınları, 1988, s. 466, İhsan Serdar Kaynar,

“Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi,

(Temmuz 2015), s. 137-138. 276 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/125.14.11. 277 Ayın Tarihi, 22 Mayıs 1950. 278 Cumhuriyet’in 50. Yıllında Sakarya, s. 122. 279 Ayın Tarihi, 22 Mayıs 1950. 280 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Nisan 1954, Sayı: 708.

94

belirlenmiştir281. İlk seferini yapan Adapazarı motorlu treni, 3 saat 42 dk da İstanbul’a

ulaşmıştır282. Bu süre beklenenden uzun bulunmuş olacak ki, yerel basında hicvedilmiştir.

Adapazarı-Haydarpaşa elektrikli tren hattı için de ihaleye çıkarılmıştır. İsimler arasında

bir Japon şirketi de bulunmakta olup, 1955 yılında işlemeye başlaması planlanmıştır283.

Elektrikli trenler daha konforlu ve hızlı taşıma imkanı sunduğu için sayılarının artırılması

sağlanmıştır. Aşağıdaki dört parça tabloda trenlere ait bilgiler verilmiştir.

Tablo 11: İstanbul-Adapazarı-Ankara İstikametinde Sefer Yapan Trenlerle İlgili

Bilgiler (1955)

GİDİŞ SAAT DÖNÜŞ SAAT

0,30 Ankara-Erzurum (Karşılığı)

Haydarpaşa (Aktarmalı) karşılığı 2,20

4,10 Haydarpaşa (Ekspres) karşılığı 8,25

6,18 Haydarpaşa (Mot. Post.) Doğru

8,05 Haydarpaşa (Motorlu Eks.) Doğru

8,50 Haydarpaşa (Aktarma) 10,00

15,10 Haydarpaşa-Adana-Basmalı (Aktf) 14, 7

15,50 Haydarpaşa (Mot. Post.) Doğru

16,40 Anadolu (Aktarma) 18,00

Doğru Posta

Gelenler

10,50 Haydarpaşadan (Mot. Post.)

21,52 Haydarpaşadan (Mot. Post.)

22,34 Haydarpaşadan (Mot. Post.)

Banliyöler

GİDİŞ DÖNÜŞ

5,05 Sapanca 6,55

6,35 Mithatpaşa 7,15

11,30 “ 12,10

12,55 “ 13,22

16,50 Mt. – Sp. Sp. 18,13 Mt. dan 17,13

19,25 Mithatpaşa 19,50

21,30 “ 22,10

(Cumartesi-Pazar 22,55 gidiş, 23,15 dönüş)

281 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Mart 1954, Sayı:705. 282 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Nisan 1954, Sayı:. 709. 283 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Nisan 1954, Sayı: 730.

95

SAAT SEFER MINTIKASI İZAHAT

0.30 Adapazarı – Arifiye 15 ve 16 katarlara karşılık hergün

3.00 Arifiye – Adapazarı 16 ve 15 katarlardan dönüş “

5.05 Adapazarı – Sapanca Pazar ve tatil günleri işlemez

6.18 Adapazarı – H.Paşa Moto-tren hergün (Posta)

6.35 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez

6.53 Sapanca – Adapazarı “ “ “ “

7.15 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “

8.05 Adapazarı – H.Paşa Moto-tren hergün (ekspres)

8.40 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez

9.05 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “

11.30 Adapazarı – M.Paşa Yalnız Cumartesi günü işlemez

11.43 H.Paşa – Adapazarı Doğru yolcu treni hergün

12.10 M.Paşa – Adapazarı Yalnız Cumartesi günü işlemez

12.50 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez

13.17 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “

14.52 Arifiye – Adapazarı 18 ve 17 katarlardan dönüş olup yalnız

Cumartesi günü Sapanca’dan katarın dönüşü

15.25 Adapazarı – H.Paşa Doğru yolcu treni hergün

16.45 Adapazarı – M.Paşa Pazar ve tatil günleri işlemez

16.57 Adapazarı – Sapanca “ “ “ “

17.08 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “

18.50 Sapanca – Adapazarı “ “ “ “

19.30 Adapazarı – M.Paşa Hergün

19.45 M.Paşa – Adapazarı “

20.54 H.Paşa – Adapazarı Moto-tren hergün (Posta)

21.55 H.Paşa – Adapazarı Moto-tren hergün (Ekspres)

23.30 Adapazarı – M.Paşa Yalnız Cumartesi ve Pazar günleri işler

13.50 M.Paşa – Adapazarı “ “ “ “ “

Kaynak: “Ada Postası” adlı gazetenin 1955 yılına ait çeşitli sayılarından derlenen bilgilerdir.

Vagon Fabrikası civarındaki sahada kurulan istasyona “Çark İstasyonu” adı verilmiştir284.

Kocaeli’nin Geyve ilçesine bağlı İstasyon köyü ve Geyve İstasyonunun adı 1948 yılında

Alifuatpaşa yapılmışken, 1954’de Alifuatpaşa istasyonunun adı, “Geyve-Alifuatpaşa”

olarak değiştirilmiştir285. 1959 yılında, Haydarpaşa-Eskişehir hattı üzerinde Osmaneli-

Vezirhan istasyonları arasında bulunan Sakarya İstasyonu adı “Sarmaşık” olarak

değiştirilmiştir286.

Devlet Demir Yolları 1. İşletme Müdürlüğü tarafından, 1956 yılında, Haydarpaşa-İzmit-

Adapazarı arasındaki istasyonlarının elektriklendirilmesi ve aydınlatılması yönünde

284 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/229.5.7. 285 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/248.39.13; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 67. 286 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/274.4.19.

96

çalışmalar başlatılmış, Yarımca’da bir merkez oluşturularak, bu güzergahtaki tren

seferlerinin düzenini sağlamak için, her istasyona 2’şer adet telefon bağlanması

kararlaştırılmıştır287.

Genel Müdürlük tarafından bir karar alınarak, 1957 yazında, öğretmenlere 1 yıl boyunca

%50 indirim uygulanması için, “Tenezzüh Trenleri” ifadesiyle indirimli sefer yapan

trenler Haydarpaşa-İzmit-Sapanca-Adapazarı arasında sefere sokulmuştur288. Eğitim-

öğretim döneminin başlamasına yakın gerçekleştirilen bu uygulama halk tarafından

memnuniyetle karşılanmıştır.

1960 yılına gelindiğinde, yolcu trenlerinin halkın talebine yetersiz kalmaya başladığı

anlaşılmaktadır. Özellikle Adapazarı-Sapanca arasındaki trenlerde fazla izdiham olduğu,

Pazar günleri sefer yapan trenlerde vatandaşların ezilme tehlikesi yaşadıkları, bu

sıkıntının çözülmesi için 18.10-19.45 Sapanca-Adapazarı trenlerine vagon eklenmesi

gerekliliği hakkında talepler basına yansımıştır289.

Yurt çapında genel pahalılık yaşandığı yıllarda, Demiryolları Genel Müdürlüğü tarafında

Adapazarı motorlu trenlerinde indirim uygulaması yapılmış, diğer istasyonlarda da aynı

uygulamanın geçerli olması için talepler gelmiştir. Halkın bu talepleri doğrultusunda, 1

Nisan 1960 tarihi itibariyle, Haydarpaşa-Adapazarı arasında işleyen motorlu trenler,

Pendik-İzmit ve Pendik-Adapazarı arasında da aynı indirimle yolcu taşımaya

başlamışlardır290.

Adapazarı’nda yapılan demiryolu çalışmaları, 1960 yılına kadarki süreçte, yenileme, yeni

trenler hizmete sokma gibi konularda yoğunlaşmış, mümkün olduğunca desteklenmiş,

gerektiğinde ihtiyacını karşılayacak bir vagon fabrikasının şehirdeki varlığı sebebiyle de

karayollarına verilen önemin çok gerisinde kalmadığı görülmüştür.

287 Yeni Ada Postası, 25 Nisan 1956, Sayı: 1211. 288 Ada Postası, 23 Temmuz 1957, Sayı: 1558. 289 Sakarya, 27 Temmuz 1960, Sayı: 353. 290 Sakarya, 23 Nisan 1960, Sayı: 275.

97

1.3.8. Afetlerle Mücadele ve Islah Çalışmaları

Belediyelerin faaliyet alanlarından biri de, gerek doğal afetler gerekse yapısal

yetersizliklerden kaynaklanan afetler sırasında, halkın ve çevrenin üzerindeki hasarı en

aza indirmek için alınacak önlemleri uygulamak ve sonrasında oluşan hasarın giderilmesi

konusunda yapılması gereken yardım çalışmalarını gerçekleştirmektir. Doğal afetlerle

mücadele ve önlemler alma konusu fiziki şartları ve coğrafi yapısı gereği Adapazarı için

büyük önem taşımıştır.

Adapazarı’nda doğal afetler arasında sayılan su baskınları ve nehir taşmaları sebebiyle,

1800’lü yıllardan itibaren çeşitli ıslah çalışmaları yapılagelmiş, cumhuriyet döneminde

de bu konuda sıkıntılar devam ettiği için çok sayıda belediye yardım raporu

oluşturulmuştur291.

1.3.8.1. Derelerin Islahı

Şiddetli yağmurlar ve yağmurların yol açtığı nehir taşkınları nedeniyle oluşan seller,

bölgede büyük hasarlara sebep olmuş, özellikle Mart- Nisan aylarında eriyen karların da

etkisiyle hemen her yıl beklenen ve buna mukabil yetersiz kalınan bir sorun olarak adeta

kronikleşmiştir.

Adapazarı, Sakarya Nehri’nin aşağı yatağında (Akova) denilen düzlükte kurulmuş bir

yerleşim olduğundan, arazisi tamamen düzdür. Sakarya Nehri ve Mudurnu Çayı Akova’yı

sular, Sapanca Gölü’nün fazla sularını boşaltan Çark Suyu da Adapazarı’nın kuzeyinde

Söğütlü civarında Sakarya Nehri’ne ulaşırdı. Sakarya Nehri hemen her yıl, karların eridiği

ve yağış miktarının arttığı ilkbahar aylarında yükselerek araziyi kaplamakta ve yakın

köylerin arazisini basarak binlerce lira zarar açmakta idi292. Arşiv ve dönem gazete

kayıtlarında Sakarya’nın taşması ve etrafındaki araziye zarar vermesi hakkında

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren çok sayıda haber yer almaktadır. Adeta alışılmış

bir durum haline gelmiştir. Nehrin yatağının temizlenmesi zorunluluğu, her belediye

başkanının çalışmaları ve vaatleri arasında yer almıştır.

Sakarya Nehri gibi diğer taşkın yataklarının da aynı şekilde ıslahına çalışılmıştır.

291 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi, s.1018-1019. 292 Hasan Muzaffer Balcıoğlu, “Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne”, Ada Kariyesi’nden Sakarya

Vilayeti’ne, I (1953), s.12.

98

“1950-1951 arasında yapılanlar:

1. 1951’de 262.183 Türk lirası ile Sapanca –Yan Dere ıslahı ve Kumbaşı

mahmuzları işi bitirilmiştir. Kumbaşı köyü, Sakarya’nın taşkınlık ve

tahribatından korunmuş ve 200 hektar ekilebilir arazi kurtarılmıştır.

2. İzmit yan derelerinden Kelle ve Memeli Dereleri ıslahı için 96.402 Türk

lirası ile 150 hektar meyve ve sebze bahçeleri taşkınlık ve tahribattan

kurtarılmış ve dere kenarındaki evler de su baskınından korunmuştur.

3. 71.301 Türk lirası ile Pamukova ana hendek ikinci kısmı inşaatına

1951’de başlanmış ve 1952’de bitirilmiştir. Böylece 200 hektar arazi

kazanılmıştır.

4. 90.814 Türk lirası ile Gölcük, Değirmendere ve Tabakhane Dereleri

ıslah edilmiş ve 150 hektar bağ-bahçe arazisi korunmuştur.

5. 282.701 Türk lirası ile Sapanca Yan Dereleri Sarp, Keçi ve Mahmudiye

Dereleri ıslah edilmiş ve 200 hektar bağ-bahçe ve arazi ve tahribattan

korunmuştur. Bu işler 1952’de başlanmış ve 1953’te bitirilmiştir.”

1951-52 arasında yapılanlar:

6. 69.763 Türk lirası ile İzmit yan derelerinden Kullar köyü taşkın ve

tahribattan korunmuştur.

7. 91.324 Türk lirası ile Mudurnu kasabası içerisinde geçen dere ıslah

edilmiştir. Bu yolla kasaba evleri ile 100 hektar bağ ve bahçeler taşkınlar

ve tahribattan korunmuştur.

8. 539.722 Türk lirası ile Adapazarı-Gökçe Ören bataklıkları kurutulmuş,

Gökçe Ören’de 1500 hektar arazi kazanılmış, Dinsiz’de 400 hektar

taşkından korunmuş ve Akyazı’da 1500 metre tül beton kanal yapılmıştır.

99

9. 98.799 Türk lirası ile Adapazarı-Arifiye kurutma kanalı ikmal ve ıslah

edilmiştir. Buradan 100 hektar arazi kazanılmıştır293.

10. 466.900 Türk lirası ile Pamukova ana Hendek 3. Kısım ıslahı ile

Turgutlu ve Paşa Dereleri ıslah ve Cihadiye ile Mekece köyleri yanında

Sakarya sol sahil tahkimatı yapılmıştır. 12 km2 sahil tahkimi ile 600

hektar arazi taşkından kurtarılmıştır.

11. 79.265 Türk lirası harcanarak Mudurnu ve Dinsiz Derelerinin ıslahı

yapılmış ve buralardan toprak kazanılmıştır.

12. 2.800.000 Türk lirası ile Adapazarı-Gökçe Ören bataklığının

kurutulması ve Çark Suyu ıslahı yapılmıştır. Bu şekilde 1500 hektar arazi

kurutulmuş ve 500 hektar arazi de taşkından kurtarılmıştır.

1952-1953 arasında yapılanlar:

13. 300.000 Türk lirası ile Adapazarı Adliye köyünün 200 hektar bağ-bahçe

ve arazi taşkından korunmuştur.

14. 430.000 Türk lirası ile İzmit bölge ve işletme binaları yapılmıştır.

15. 1.400.000 Türk lirası ile Adapazarı Dinsiz Deresi memba tarafı ıslah

edilmiş ve inşaatı yapılmıştır.

16. 29.999 Türk lirası ile Mesudiye Seddesi yapılmıştır. Böylece 500 hektar

arazi kurtarılmış ve Mesudiye köyü taşkından korunmuştur.

17. 29.847 Türk lirası ile Kuşbaşı mahmuzları yaptırılmış,3.000 metre

tülsahil tahkimiyle Kumbaşı köyü tahribattan korunmuştur.

18. 20.000 Türk lirası ile Rüstemler ila Çelebiler seddelerinin birinci kısmı

ikmal edilmiştir. Böylece Rüstemler ve Çelebiler köyleri ile 150 hektar

arazi taşkından kurtarılmıştır.

19. 1.142 Türk lirası ile Bedil Tahir köyü tahribattan ve 150 hektar arazi

taşkından korunmuştur.

293 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.171.

100

20. 8.229 Türk lirası Bedil Tahir köyünün ikinci kısmının da inşaatına

başlanarak yapılmıştır.

21. 29.962 Türk lirası ile Kumbaşı mahmuzlarının ilinci kısmı ikmal edilerek

Kumbaşı köyü tahribattan korunmuş ve 3000 tulda tahkimat yapılmıştır.

22. 47.962 Türk lirası ile Sakarya sol sahil seddeleri takviye edilmiş, 1500

hektar arazi taşkından korunmuştur.

23. 1.314 Türk lirası ile Dinsiz deresi üzerinde Yağ Basan Hamzaoğlu

Değirmen bendi yıktırılmıştır.

1953-55 arasında yapılanlar:

24. 9.900 Türk lirası ile Sapanca İstanbul Deresi 1. Kısmı ikmal edilmiş ve

Sapanca’nın bağ ve bahçeleri taşkından korunmuştur294.

25. 5.164 Türk lirası ile Kazancı Seddeleri ikmal edilmiş ve 150 hektar arazi

taşkından korunmuştur.

26. 46.066 Türk lirası Kanlı Çay civarında Sakarya sağ sahil kapama ve

mahmuz inşaatı ikmal edilerek, Geyve Kışla Çay 1200 metre sahil

tahkimi tamamlanmıştır.

27. 4.738 Türk lirası ile Sapanca-İstanbul Deresi ikinci kısmı ikmal

edilmiştir. 100 hektar Sapanca’nın bağ ve bahçeleri taşkından

korunmuştur.

28. 2.117 Türk lirası ile Kumbaşı mahmuzları takviye edilmiştir. Bu suretle

Kumbaşı köyü tahribattan kurtulmuştur.

29. 49.672 Türk lirası ile Sakarya sağ sahil seddeleri takviye edilmiştir. 16

parça köy ile 1860 hektar arazi taşkınlıktan kurtarılmıştır.

30. 330.000 Türk lirası ile Çaybaşı-Fuadiye kanal inşaatının birinci kısmı

1956’da başlayıp 1957’de bitirilmiştir. Bu yolla 7 parça köy ile 300

hektar arazi taşkınlıktan kurtarılmıştır.

294 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.172.

101

31. 8.994 Türk lirası ile Kışla Çay seddesi inşa edilerek 2 köy ile 300 hektar

arazi taşkından korunmuştur.

32. 9.029 Türk lirası ile Ali Fuat Paşa Deresi’nin sol sahil tahkimi

yapılmıştır. Bu yolla Ali Fuat Paşa köyü ile 50 hektar arazi tahribat ve

taşkından korunmuştur.

33. 3.431 Türk lirası ile Doğan Çay Deresi’ne üç adet mahmuz inşa

edilmiştir. Böylece Doğan Çay köyü tahribattan kurtarılmıştır.

1955-56 arasında yapılanlar:

34. 30.000 Türk lirası ile Sakarya memba tarafı sağ ve sol sahil seddeleri

1956’da başlayıp 1957’de bitirilmiştir. Bu suretle 400 hektar arazi

taşkından kurtarılmıştır.

35. 25.000 Türk lirası ile Akça Kamış Bataklığı birinci kısmı kurutulmuştur.

930 hektar arazi kurutulmuştur.

36. 16.000 Türk lirası ile Doğan Çay Kışla Çay köyü sağ sahil ikinci kısım

inşaatı ikmal edilmiştir. Bu yolla Kışla Çay köyü tahribattan

korunmuştur.

37. 48.900 Türk lirası ile Sakarya Nehri membaa taraf sağ ve sol sahil

şeddeleri yapılmıştır. Böylece 1.000 hektar arazi taşkınlıktan

korunmuştur.

38. 48.400 Türk lirası ile Çay Kışla ve Kanlı Çay deresi ıslah edilmiştir. Bu

yolla 1.000 hektar arazi taşkınlıktan korunmuştur.

39. 33.830 Türk lirası ile Adapazarı Doğancılar Velioğlu Tepesi şeddeleri

ikmal edilmiş, 100 hektar arazi taşkınlıktan korunmuştur.

40. 50.946 Türk lirası ile Adapazarı-Akçakamış bataklığının ikinci kısım

inşaatı ikmal edilmiş, 930 hektar bataklık kurutulmuştur.

41. 53.958 Türk lirası ile Sapanca-Mahmudiye Deresi ıslah edilmiş,

Mahmudiye köyü ile 150 hektar bağ-bahçe tahribattan kurtarılmıştır.

102

42. 100.000 Türk lirası ile Geyve Karaçalı Dere ıslahının birinci kısmı

1957’de başlanmış ve 1958’de bitirilmiştir. Böylece Geyve Kasabası’nın

300 hektar bağ ve bahçesi taşkından kurtarılmıştır.

1956’dan sonra yapılanlar:

43. 18.824 Türk lirası ile Sahan yan derelerinden Kurt Deresi sol sahil

şeddesi ikmal edilmiş, Kurt köyü tahribattan ve 200 hektar bağ ve bahçe

de taşkından korunmuştur.

44. 111.201 Türk lirası ile Geyve Karaçam Deresi’nin ıslahının ikinci kısmı

ikmal edilmiştir. Geyve Kasabası’nın 300 hektar bağ ve bahçesi tahribat

ve taşkından kurtarılmıştır.

45. 40.000 Türk lirası ile Tardiye-Yebeş şeddeleri ikmal ve takviye edilmiş

ve köylerin 200 hektar bağ ve bahçesi tahribattan kurtarılmıştır.

46. 57.000 Türk lirası ile Turgutlu Deresi ıslahına başlanmıştır. Turgutlu

köyü ile 100 hektar bağ ve bahçe tahribattan kurtarılmıştır.

47. 40.000 Türk lirası ile Sakarya sağ ve sol sahil şeddeleri inşaatına

başlanmış ve kısa sürede bitirilmiştir. Böylece 500 hektar arazinin

taşkından kurtarılması sağlanmıştır.

48. 229.368 Türk lirası ile Çaybaş-Fuadiye köylerinin Değirmendere

taşkınlarından korunması için inşaata başlanmıştır. 1957’de inşaatın

bitmesi ile 7 parça köy ile 2.000 hektar arazinin taşkından kurtarılması

sağlanmıştır”295.

Anlaşıldığı üzere, derelerin ıslahı konusu, 1950-1960 döneminde Adapazarı için üzerinde

önemle durulan ve masraflı bir çalışma alanı olmuştur. Başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Bu çalışmalar, Sakarya coğrafyasının verimli tarım arazileri ile bağ ve bahçelerinin

taşkınlardan korunması ve çiftçilerin zarar görmesinin önüne geçilmesi açısından önemli

faydalar sağlamıştır.

295 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.173-174.

103

1.3.8.2. Bataklıkların Kurutulması ve Sağlık Tedbirleri

Belediye sınırları içinde, “sahipsiz arazi mahiyetindeki seyrangah, harman yeri, koruluk

ve bataklıkların ve belediye marifetiyle deniz, nehir ve gölden doldurulmuş olan yerlerin

ve yıkılmış kale ve kulelerin metruk arsaları ve enkazının tasarruf, idare ve nezareti kaffei

hukuk ve vecaibi ve varidatı ile beraber belediyelere devrolunur”296 maddesi gereğince,

1930 yılından itibaren belediyeler tarafından bataklık ve atıl arazi ıslah çalışmaları hız

kazanmıştır.

Kocaeli bölgesinin genelinde ve özellikle ova yapısı sebebiyle yoğun olarak Adapazarı

çevresindeki bataklıklar, halkın iskanına engel teşkil eden unsurlardan biri olarak

görüldüğü için, belediye hizmetleri kapsamında bataklık arazilerin kurutularak iskana ve

tarıma elverişli hale getirilmesi konusunda hemen her dönem çok sayıda çalışma

gerçekleştirilmiştir. Belediyelerin bu konudaki girişimleri, kuruluşundan itibaren

Adapazarı’nın çok göç alan bir bölge olması ve muhacirler ile nüfus yoğunluğunun hızla

artış göstermesi sebebiyle bir zorunluluk kapsamında değerlendirilmiştir297. Bu sebeple

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Adapazarı çevresindeki bataklıkları kurutma

çalışmaları arşiv belgelerinde ve basında sıklıkla rastlanan bir konu olmuştur.

Bataklıkların kurutulması ile hem yeni yerleşim alanları açılması hem de göçmenlere ekip

biçme faaliyetleri için tarıma elverişli arazi kazandırılması amaçlanmıştır. Bir diğer

zorunluluk da bataklıkların soğuk, rutubetli iklim şartlarının zemin hazırladığı bazı

hastalıkları beraberinde getirmesinden duyulan endişe olmuştur. Bunlardan en önemlisi

sıtma hastalığıdır.

Ele aldığımız dönemde Adapazarı ve çevresinde görülen sıtma salgınlarıyla mücadele ve

gerekli önlemleri alma konusunda belediye ekipleri tarafından, bataklıkların kurutulması

ve sivrisineklerin bertaraf edilmesi yönünde gayretli çalışmalar sergilenmiştir. 1928

yılından itibaren bölgede bulunan Sıtma Savaş Teşkilatı, Ocak 1956 itibariyle Sağlık

Müdürlüğü'nden ayrılmış, Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından Orta Şark ve Doğu Akdeniz

bölgelerinde sıtma mücadelesi kapsamında değerlendirilmiştir298. Adapazarı ve İzmit

çevresi de sıtma ile savaşta ilk sıralarda yer alan bölgeler olmuştur.

296 1580 Sayılı Belediye Kanunu, Madde 159, Resmi Gazete: Tarih : 14/4/1930 Sayı :1471. 297 Sofuoğlu, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, s.1024. 298 Yeni Ada Postası, 17 Aralık 1955, Sayı: 110.

104

Adapazarı ilçesi içerisinde Sapanca, Aralık, Büyük Akgöl, Küçük Akgöl, Poyrazlar,

Tespihli, Akçınar gölleri vardı. Bunlardan Aralık Gölü kurutulmuş, ekime çok elverişli

bir arazi elde edilmiş ve bir sıtma kaynağı da ortadan kaldırılmıştır299. Bu göllerin etrafı

genellikle bataklık bir halde olduğu için, yurt genelinde başlatılan sıtma savaşında

kurutma faaliyetlerine önem verilmiştir.

Sakarya ili ve ilçelerinde, sahası 1000 hektarlık Tesbihli, 50 hektarlık Ferizli, 5000

hektarlık Mudurnu, 300 hektarlık Balıklı ve 1000 hektarlık Gökçeören ile 500 hektarlık

Dinsiz bataklıkları vardır300. Bu bataklıkların kurutulması, 1950-1960 yılları arasında

belediyecilik çalışmaları arasında üzerinde önemle durulan ve modern şehir

yapılaşmasında öncelik verilen bir konu olmuştur. Bu konudaki uygulamalarda, 23 Ocak

1950 tarihinde yürürlüğe koyulan 5516 sayılı kanunun301 etkisi görülmüştür. Nitekim,

bataklık arazilerin, kurutanlar tarafından tasarruf edilmesi hakkını tanıyan bu kanun,

teşvik amacıyla çıkarılmıştır. Buna göre, bataklık alanlar kurutulduktan sonra tarım

arazisi yada iskan için tapulanarak kullanıma sunulmuş, bu ise kanunun uygulanmasını

kolaylaştırmıştır.

Bayındırlık Bakanlığının 1951 senesi münferit su işleri programına göre, Sakarya

bataklıkları arasında bulunan "Kör Hasan bataklığının" kurutulması işi ihale edilmiştir.

Bu iş 1953 senesi sonunda tamamlanması düşünülmüş, 40.000 dekar batak arazi

ekilebilecek bir hale gelmesi hedeflenmiştir. Böylece, Kör Hasan, Çifteler, Emine- Ekim,

Azmak, Yaralı köylerinin ekime müsait arazisi genişletilecektir. Bu sayede, 32 km.

uzunluğunda Sakarya yatağı derinleştirilecek ve ayrıca Sakarya üzerinde 7 adet geçit

köprüsü inşa edilmesi sağlanacaktır302.

1956 yılı içinde, Kurudil, Dağdibi, Süleymanbey, Doğançay, Çınardibi, Umurbey ve

Karasu İncirli bataklıkları kurutulmuş ve Geyve Kozanköy sulama projelerinde

harcanmak üzere toplam 200.000 Türk lirası olarak ayrılan ödenek Sakarya’ya hibe

edilmiştir303.

299 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: 1952, s. 34. 300 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.141. 301 Resmî Gazete, 23 Haziran 1952, Sayı: 8142 302 Ayın Tarihi, 1 Aralık 1951. 303 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1956, Sayı: 622.

105

Hendek kazasının Camili, Çarığıkuru, Haraklı, Sarıyer ve İkramiye köylerini içine alan

700 dönümlük Ördekalanı bataklığının kurutulması için, Sakarya Valisi Nazım Üner

Ziraat Bakanlığı ile anlaşma yapılması için girişimlerde bulunmuş, Sakarya hesabına bu

alanda kullanılacak 50.000 Türk lirası ödenek gönderilmiştir 304.

İncelediğimiz dönemde, kurutma çalışmaları sonucunda Sakarya’da tarıma elverişli geniş

araziler kazanılmış, aynı zamanda bataklıkların halk sağlığına olumsuz etkileri de büyük

ölçüde bertaraf edilmiştir.

1.3.8.3. Deprem

Jeolojik, jeodezik ve coğrafi yapısı gereğince Kuzey Marmara Deprem kuşağında yer alan

Sakarya ili ve Adapazarı ilçesi, bilinen en eski dönemlerinden başlayarak, yıllar içerisinde

çok sayıda deprem sarsıntısı geçirmiştir.

Adapazarı’nda Cumhuriyet döneminde bilinen belirli başlı 3 büyük deprem

kaydedilmiştir. Bunlar; 20 Haziran 1943, 22 Temmuz 1967, 17 Ağustos 1999 tarihlerinde

yaşanan felaketlerdir. Çok sayıda ölüm ve bina yıkımının yaşandığı bu depremler,

Adapazarı’nın şehirleşme sürecinde olumsuz etkisini her alanda hissettirmiştir.

20 Haziran 1943 yılında meydana gelen deprem, Hendek-Adapazarı merkezli olmuş ve

bu iki bölgede ağır hasar yaratmıştır. Uzmanlara göre bu depremde Hendek’teki yapıların

%25’i, Adapazarın’dakilerin ise %20’si tamamen yıkılmıştır. Depremin şiddeti bazı

yerlerde 5, 6 hatta 9 derecede hissedilmiştir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı raporlarına

göre, bu depremde yıkılan ve onarılamayacak derecede hasar gören yapı sayısı 5.975

olmuştur. Onarılabileceklerin sayısı 4.361 olarak belirlenmiştir. 304 kişi hayatnı

kaybetmiş ve 234 kişi yaralanmıştır. Sonrasında ise çok sayıda artçı sarsıntı

gerçekleşmiştir305. Adapazarı’nda incelediğimiz döneme girerken bu yıkıcı olayın

etkilerinin yaşanmakta olduğu düşünülebilir.

Ele aldığımız dönemde, Adapazarı’nda diğerleri kadar sarsıcı büyüklükte olmasa da 26

Mayıs 1957 tarihli bir deprem hadisesi yaşanmıştır. Bolu-Abant merkezli ve 7,1

304 Demokrat Sakarya, 29 Ağustos 1956, Sayı: 676. 305 Can Karavul, Günay Beyhan, Haluk Selim, “Sakarya Bölgesinin Depremselliği ve Depremi Önceden

Haber Verme Çalışmaları”, Dünden Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997),

Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 87.

106

şiddetinde gerçekleşen bu deprem, 31 saniye sürmüş, 66 kişinin hayatını kaybettiği

depremde, sarsıntı Adapazarı’nda da etkisini hissettirmiştir. Adapazarı halkı 1957

depremini büyük oranda can kaybı olmadan geçirmiş ancak 187 bina ağır, 317 bina ise

hafif hasarlı olarak tespit edilmiştir306. Sakarya vilâyeti Akyazı Dokurcun köyünde 5 ev

yıkılmış ve üç ölü bulunmuştur. Bunlardan birinin 7 yaşında bir çocuk ve 45 yaşında bir

kadın olduğu belirtilmiştir. Yaralıların miktarı tespit edilememiştir. Hendek’te 15 ev

tamamen yıkılmış, 39 ev oturulamayacak hale gelmiştir. 1 cami ve ahırlar hasar

görmüştür. Şehbenler köyünde yıkılan binada 2 yaşında bir çocuk ölmüştür.307 Bolu’ya

hareket eden Sakarya valisi bu haberi alınca derhal Akyazı deprem bölgesine gitmiş ve

sağlık ekipleri sevk edilmiştir. Adapazarı’nda bir ev yıkılmış, ayrıca üç ev ve bir fabrika

bacası çökmüştür. Adapazarı P.T.T. teşkilâtı yoğun bir şekilde mesai yaparak bütün

iletişim faaliyetini yeniden hizmete sokmuş, bu şekilde şehre gelecek tamirat ve yardım

hizmetlerini hızlandırmıştır308.

Deprem dolayısıyla Sakarya Belediyesi tarafından depremzedelere çadır dağıtımı

yapılmıştır. Halk endişe duymaya devam ettiği için belirli süre evlerine girmek

istememiştir. Ancak Haziran ayı sonunda Kızılay’a ait çadırların toplatılmasına

başlanmıştır. Bu çadırlar 300 adet kadardır. Tümen Komutanlığı tarafından dağıtılan

çadırlar ise bir süre daha toplattırılmamıştır309 . Çünkü, artçı olarak tanımlanan depremler

aralıklarla devam etmiştir. 21 Eylül 1957 gece saat 03.00 sıralarında, Akyazı kazasında

bir deprem daha kaydedilmiştir. Herhangi bir can kaybı veya maddî hasar

gerçekleşmemiştir310.

Aynı günler içerisinde, Türkiye’nin farklı illerinde de depremler yaşandığını arşiv

kayıtlarında görülmektedir. Bu kayırlardan biri de Refik Koraltan tarafından kaleme

alınan yazıdır. Yazıda; “Komitemizin, Muğla ve Denizli’deki felaketzedelere yardım

maksadıyla kurulmuş ve bu yolda faaliyete başlamış olduğu yüksek malumlarıdır. Henüz

bu felaketin tevlid ettiği ıstırap ve teessür devam eylerken, aziz yurdumuzun başka bir

bölgesi Bolu ve Sakarya vilayetleri de tabiatın gadrine uğramış, zelzele sebebiyle

306 Enis Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: 2005, C.II, s. 788. 307 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1957, Sayı:1546; 31 Mayıs 1957, Sayı: 1547. 308Ayın Tarihi, 26 Mayıs 1957. 309 Demokrat Sakarya, 29 Haziran 1957, Sayı: 933; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-

2004), s. 162. 310 Demokrat Sakarya, 21 Eylül 1957, Sayı: 1003; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-

2004), s. 164.

107

oralarda da yüzlerce ev yıkılmış, birçok vatandaşımız ölmüş, binlercesi yuvasız kalmış

bulunuyor. Bu vaziyet karşısında komitemizin, faaliyetlerini Bolu ve Sakarya zelzele

felaketzedelerine de teşmile karar vermiş olduğunu derin hürmetlerimizle arz ederiz”311

denilmektedir. Anlaşıldığı üzere, bu depremin etkileri yıkıcı olmuş, halkın üzerinde derin

acılar bırakarak, evlerine girmelerine mâni olmuştur.

1957 depreminin üzerinden 2 yıl geçmişken, 26 Temmuz 1956 Pazar günü, saat 19:08’de

Adapazarı bir depremle daha sarsılmıştır. Depremin 7 şiddetinde gerçekleştiği

belirtilmiştir. Ancak 4 saniye sürdüğü için yıkıcı etkisi olmamıştır. Can ve mal kaybı

yaşanmadığı için, Sakarya halkı bu depremden daha az etkilenmiştir312.

Mayıs ayında, Bulgaristan’ın Ankara Elçisi M. Manclov dün Hariciye Vekâletinde

protokol dairesi reisini ziyaret ederek313 Bolu, Adapazarı, Düzce ve havalisinde

gerçekleşen son deprem felâketi dolayısıyla gerek hükümetinin gerekse kendisinin

taziyelerini bildirmiştir.

Deprem bölgesinde bulunan ve bununla mücadele etmek zorunda olan Sakarya ve

çevresinin halkı, İçişleri ve Bayındırlık Bakanlıkları tarafından yapılan teşviklerden ve

verilen izinlerden yararlanarak, hasarlı binalarını tamir etmek, barakalar inşa etmek ve

yıkılmış olan işyerlerini yeniden tesis etmek konusunda gayretli çalışmalar

sergilemişlerdir. Ele aldığımız dönemde Belediyelerin girişimi ile hükümetin,

depremlerin bölgede açtığı hasarı giderme yönünde yoğun çaba gösterdiği

anlaşılmaktadır.

311 Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, s.788. 312 Şahin, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, s. 789. 313 Ayın Tarihi, 31 Mayıs 1957.

108

BÖLÜM 2: İKTİSADİ DURUM

2.1. Demokrat Parti’nin İktisadi Politikaları

1950-1960 döneminde uygulanan ekonomi politikası, önceki devletçi döneme göre

birtakım farklılıklar içermektedir. Demokrat Parti iktidarı ele aldığında, Menderes

hükümeti; devletçiliği sert biçimde eleştirmiş, ekonomide devlet müdahalesini en aza

indirerek, iktisadi kalkınmayı özel kesimin desteği ve girişimi ile sağlayacağını

belirtmiştir. Ayrıca tarıma öncelik verileceğini ve modern makinalarla yapılmasının

sağlanacağını da ekonomi ilkeleri arasında belirtmiştir314. Bu doğrultuda, açıklanan

programdan da anlaşılacağı üzere, özel girişimin teşviki, dış yardımlar, kredi ve para

sunumu gibi konuları içeren hükümetin ekonomi modeli liberalizm ağırlıklı karma

ekonomi yönünde şekillenmiştir315.

Ekonomi politikasının belirlenmesinde ABD bu dönemde en önemli etmen özelliğini

taşımakta olup, Dünya Bankası, IMF ve Marshall Planı’nı yürütmekle görevli

kuruluşların (OEEC) da aynı yönde tavsiye ve desteklerde bulundukları görülmektedir.

Dış yardım ve kredilerin kullanım alanları belirlenirken, dış alımın ve borçlanmanın da

yolu da açılmıştır. Tarımsal krediler özellikle büyük artış göstermiş ve 1959 yılına

gelindiğinde on yıl öncesinin on katına ulaşmıştır316. ABD'nin 1948 yılından itibaren

Marshall Yardımı programı çerçevesinde Türkiye'ye yaptığı maddi yardımlar genellikle,

tarımsal malzeme ve makinelerden oluşmakta idi. Söz konusu yardımlar kapsamında

Avrupa ülkelerinden çok sayıda traktör, pulluk gibi makine ve aletler satın alınmıştır317.

Türkiye’de tarımda makineleşme ve tarımsal üretimdeki canlılık bu plan ve yardımlar

yolu ile gerçekleşmiştir ve sadece bu dönemde yürütülen Çiftçiyi Topraklandırma

Kanunu’na318 bağlanamayacak kadar büyük bir hıza sahiptir.

314 Hüseyin Şahin, Türkiye Ekonomisi, Bursa: Ezgi Kitabevi, 2016, s. 93. 315 Mustafa Altıntaş, Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Uygulama Sonuçları, Muğla: İşletmecilik Meslek

Yüksekokulu Yayınları, 1978, s. 152. 316 Yakup Kepenek, Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, 2011: Remzi Kitabevi, s. 96-97, 109. 317 Şahin, Türkiye Ekonomisi, s.106; Suat Oktar-Arzu Varlı, “Türkiye’de 1950-1954 döneminde DP’nin

Tarım Politikası”, Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 28/1 (2010), s.14. 318 Demokrat Parti Hükümeti, dünya savaşından sonra özellikle tarım sektörünü canlandırmak ve dinamik

bir sektör haline getirmek amacıyla, 1945 yılı sonunda topraksız ve az topraklı çiftçilere toprak dağıtarak

işlemelerini sağlayacak olan bu kanunun kabulünden yola çıkarak, kamu arazilerinin köylülere

dağıtılmasını, dolayısıyla ekilen alanların hızla genişletilmesini sağlamıştır. Kanunun 17. Maddesine

binaen, 1947-1972 yılları arasında büyük bölümü 1950’li yıllarda olmak üzere 22 milyon dönümün

109

1955-60’lar, tarımda teknolojinin teknik imkanların, gübre ve ilaçlama, ıslah konularının

ele alındığı bir dönem olmuş, toprak ve üretim veriminin artırılması tarımda temel amaç

haline gelmiştir319. Adnan Menderes döneminde, hükümet programlarına da alacağı üzere

tarım ve üretim konularının sıklıkla konuşmalarda altı çizilmiştir. Buna göre; “’Yeni

iktidarı Halk partisinden ayıran mühim bir görüş farkı da ziraat işlerimizin ele almışında

tecelli edecektir. Nüfusumuzun yüzde sekseni ziraatla meşgul bulunmakta, Türkiye’de

ziraat milli ekonominin ticaretimizin ana kaynağını teşkil etmektedir ve ticaretimizin ana

kaynağını teşkil etmektedir. Bunun içindir ki, milli gelirin artmsı ve her sahada

kalkınmanın ana şartı bu temelin kuvvetlenmesi suretiyle mümkün olabilecektir. Ziraatın

iktisadi bünyemizin temelini teşkil ettiğini hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız. Eski

iktidarın yaptığı gibi gösterişçi ve pahalıya mal olan bir Devlet müessesesinin, karasaban

ve kağnının mahkumu olan geri bir zirai bünye üzerine kurulamayacağı kurulmak

istendiği takdirde ise milli ekonomiyi takatsiz düşüreceği hakikati daima hesap olunmak

lazımdır. Bugüne kadar takip olunan yol şayet şu kısaca ifade ettiğimiz görüşe mutabık

olsaydı, yalnız ziraatımız inkişaf etmekle kalmaz diğer bütün istihsal ve iktisadi faaliyet

şubelerinde de çok feyizli gelişmelere şahit olmak mümkün olurdu”, izlenen ve izlenecek

olan politikayı açıkça ortaya koymaktadır 320.

Tarım ekonominin bel kemiğini oluşturmaktadır. Tarımdaki olumlu gelişmeler

hayvancılığı da etkilemiş ve 1960’lara kadarki dönemde hayvancılıktan elde edilen gelir

rekor seviyelere ulaşmıştır321. Hükümetin bu dönemde verdiği destek ve krediler, ıslah

uygulamaları hem hayvan üretimini artırmış hem de et ve süt gibi ürünlerin bol miktarda

işlenmesini sağlamıştır. Kalkınma politikası doğrultusunda, sanayinin kırsal ve tarımsal

kesimden beslenmesi düşünülmüştür.

Bu bölümde Sakarya İli ekonomisinin, tarım, sanayi ve ticaret sektörleri kapsamında

incelemesi yapılmış, özellikle konumuz olan 1950-1960 yılları arasındaki durumu ve

gelişmesi hakkında bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bu alanda en önemli kaynaklar, İl

üzerinde arazi topraksız ve az topraklı ailelere dağıtılmıştır. (Çağlar Keyder-Şevket Pamuk, “1945 Çiftçiyi

Topraklandırma Kanunu Üzerine Tezler”, Yapıt Toplumsal Araştırmalar Dergisi, 8 (1984), s. 54-

61. 319 75 Yılda Köylerden Şehirlere, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1999, s. 20. 320 Atiye Emiroğlu-Nezehat Koçyiğit-Senem Kesici ‘’Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik Politikalar’’,

Tarihin Peşinde Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8 (2012), s.88. 321 75 Yılda Köylerden Şehirlere, s.37.

110

Yıllıkları, Devlet İstatistik Enstitüsü Çalışmaları, Tarım Sayımları, Sanayi Sayımları ve

Envanterleri, Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi (SESAM) Yayınları ve yerel basın

olmuştur. Dönemin yerel basınına yansıyan gelişmeler de örnekleme amacıyla

kullanılmıştır.

2.2. Tarım ve Hayvancılık

Araştırmaya konu olan dönemde, tarım ve hayvancılık alanında mevcut şartların ne

olduğu ve on yıl içerisinde hangi değişimlerin yaşandığı incelenecektir.

2.2.1. Tarım

Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan tarımsal faaliyetler, ülke genelinde zirai

kalkınma hamlesi çerçevesinde hükümetlerin öncelikli konusudur. 1950’den sonra tarım

yaklaşımının modernize yolunda ilerlemesi, tarıma bağlı hızlı gelişmenin ve bölgesel

kalkınmanın önünü açmıştır. Bu dönemde, arazi ve istihdam bakımından bazı bölgeler

daha elverişli şartların avantajını yaşayacaktır. Adapazarı-Sakarya bölgesi de bunlardan

biridir. Sakarya’nın 1954 yılında Kocaeli’nden ayrılarak il olmasının dayanak

noktasından birisi de bölgenin verimli toprakları, ulaşımının elverişli yapısı, gelişmekte

olan sanayisi ve nüfusu ile hızlı bir ekonomik kalkınmaya doğru gitmesi olmuştur. İldeki

tarım ürünlerinin çeşitliliği ve ürün miktarının bolluğu, Sakarya ekonomisinin zamanla

çiftçilere ve çalışan nüfusa iş olanakları sunan hızlı bir gelişme sürecine girmesini

sağlamıştır.

Sakarya’da toprakların %96’sı tarıma elverişli arazilerden oluşmuştur. Sakarya’nın

arazisi genel olarak düzlük olmakla birlikte, Akyazı, Hendek kazaları Akova üzerine

kurulmuştur. Bu bölge dördüncü jeolojik çağlarda oluşan çökme sebebiyle, tarih boyunca

depremlere de oldukça açık bir haldedir. Güneyden kuzeye doğru alçalan ortalama 30

metre yükselti bu ovayla Karadeniz arasında yayla görünümünde bir alan yer almaktadır.

Akova’nın güneyinde Geyve Ovası, daha güneyde Pamukova yer almaktadır322. Arazisi

kısmen ormanlık olup, dağların en yüksek noktası 1600 metre, deniz seviyesinden

yükseklikleri; Adapazarı için 31, Akyazı 78, Geyve 25, Hendek 180, Karasu 5 metre

olarak hesaplanmıştır. İklim olarak ılıman Marmara iklimine benzemekle birlikte, kuzey

tarafları Batı Karadeniz ikliminin etkileri altında bulunmaktadır. Bölgede meteoroloji

322 Rıfat Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 6473.

111

istasyonu 1955 yılında kurulmuş olup, bu dönemde edinilen genel değerlere göre sıcaklık

yazın en çok +37, kışın en az +5 ve ortalama sıcaklık +17 derece olarak tespit edilmiştir.

Yıllık ortalama yağış miktarı 100 günde 750 milimetreyi bulurken, kış aylarında kar

yağışı görülmektedir. Bölgede rüzgarlar genel olarak kuzeydoğudan poyraz ve

kuzeybatıdan da karayel şeklinde esmektedir. Akova, Pamukova ve Söğütlü ovalarında

taban suyu çok yüksekte bulunduğundan bu bölgelerde yeterli yağış da sağlandığı halde,

eğimli topraklarda bile sulama yapılmadan çeşitli ürünler yetiştirilebilmektedir 323.

Alüvyonların taşınması ile oluşan ve zenginleşen topraklarda Sakarya ırmağının önemi

de büyüktür.

İl topraklarının %96’sı tarla tarımı, bahçecilik, hayvancılık, ormancılık yapılabilen tarım

alanlarından oluşmakta olup 219 bin hektarlık il alanının %45,5’ini oluşturan bölüm,

orman ve fundalıklarla kaplıdır. Çayır ve mera alanı 16.500 hektardır ve il alanının

%3,4’ünü kaplamaktadır324.

Sakarya İlinin ekonomik yapısının incelenmesi sırasında, hareketliliğin daha çok

Adapazarı’nın üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Geniş ve verimli bir toprak varlığı,

sulak arazilere sahip olması, artan nüfusu ile ihracat merkezi olan İstanbul’a yakınlığı, İç

Anadolu şehirleri ile olan kara ve demiryolu bağlantısı sebebiyle, Adapazarı büyük

oranda kazançlar sağlamaktadır. İlde yetiştirilen tarım ürünlerinin verimliliği, hemen her

dönem ülke ortalamasının üzerinde seyretmektedir.

Çok elverişli doğal koşullara sahip olmasına rağmen, Adapazarı’nın 19. yüzyılın

sonlarına değin küçük bir köy olarak kalmasının ve tarımın gelişememesinin

sebeplerinden en önemlisi, alçak ve düz olan Adapazarı Ovası’nın sıklıkla sel

baskınlarına maruz kalmasıdır. Ovanın alçak oluşu, büyük sorunlar doğurmuş, yeraltı

suları yüzeye çıktığından bataklık ve göller geniş alanlara yayılmıştır325. Arazisinin

birçok yerinin bataklıklarla kaplı olması, bu dönemde ovanın yerleşik nüfusunun az

olmasına neden olduğu gibi, Karadeniz ikliminde yetiştirilen mısır, keten, tütün gibi

ürünler yetiştirilmesine imkan vermiştir. 1890’da İstanbul-Ankara demiryolunun

Adapazarı’na ulaşması, il tarımının gelişmesinde büyük rol oynamış, İstanbul pazarına

323 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.138. 324 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475. 325 Talia Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 36; 1967 Sakarya İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan

Matbaası, 1970, s. 191.

112

bağlanması, tarımsal üretimi ve ticareti canlandırmıştır. Balkan savaşlarından sonra ve

Cumhuriyet döneminde bölgeye yerleştirilen göçmenler dolayısıyla sosyal ve ekonomik

bir hareketlenme sürecine girmiştir. 1930’dan sonra Akova’da şeker ekiminin başlaması

ve fındık üretiminin yaygınlaştırılması konusunda başarılı sonuçlar alınmıştır326.

Nüfusu hızla artmakta iken, Adapazarı bir tarım ve ticaret merkezi konumundadır. 1950

yılında 7.500 dönümlük arazide 262 ton buğday, 182 ton mısır, 2.692 yon şeker pancarı,

1.944 ton patates ve diğer çeşit ürünler yetiştirilen bölge, tarımsal üretim konusundaki

önemini uzun yıllar muhafaza etmiştir327.

1950’li yıllara gelindiğinde, Türkiye genelinde olduğu gibi Sakarya’da da bir dönüşüm

yaşanmış, modern makineli tarımın yayınlaştırılması sonucunda, ekim alanları

genişleyerek tarımsal üretimin pazara dönük hale gelmesi sağlanmıştır. Sakarya’da bu

dönemde modern tarım araçlarının kullanımı oldukça yüksek seviyededir.

Tablo 12: 1954-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Ziraat Alet ve Makineleri

1954 1955 1956 1957

Karasapan 8.692 7.820 4.833 4.888

Pulluk 22.251 24.920 25.940 30.356

Traktör 253 404 541 637

Ekremöz* 364 300 331 352

Selektör** 6 4 9 6

Kaynak: Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara: 1959,

s.71.

* Ekremöz: Karıştırma işinde kullanılan tarımsal makine

**Selektör: Pamuk ve benzeri ürünleri elemekte kullanılan makine

Tablodaki veriler, yıllar içerisinde modern tarım araçlarının kullanımının, özellikle 1954

yılından itibaren artarak devam ettiğini, buna bağlı olarak geleneksel aletlerin kullanımın

azaldığını göstermektedir.

1959 yılında 652 adet olan traktör sayısı, 1965’de 1000’i aşmıştır. Diğer tarım alet ve

makinalarında da benzer durum söz konusudur. Harman makinası, motopomp,

pülverizatör, mibzer ve traktörle çekilen pulluk sayıları 1960’larda çoğalmış, sonraki

326 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6474. 327 Ali Aktaş, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası Kültürel Renkleriyle Sakarya (Sakarya’nın Toplumsal ve

Kültürel Yapısı), Adapazarı: 2008, s. 109.

113

yıllarda iki katına ulaşmıştır328. Dolayısıyla karasaban ve döven gibi geleneksel tarım

araçlarının sayıları ve kullanım alanları azalmıştır.

İl dahilinde bu dönemde irili ufaklı çok sayıda bataklık arazi bulunduğunu söylemek

mümkündür. En büyükleri; 1000 hektarlık Tesbihli, 50 hektarlı Ferizli, 5000 hektarlık

Mudurnu (Süleymaniye), 300 hektarlık Balıklı ve 1000 hektarlık Gökçeören, 500

hektarlık Dinsiz bataklıkları olarak geçmektedir. Bataklıkların kurutulması işi, bu

dönemde Sakarya için en hayati mesellerden birisi olmuştur. 1950-1960 yılları arasında

yapılan, daha önce detaylı olarak anlattığımız kurutma çalışmaları, ziraate elverişli, yılda

iki defa mahsul verebilen, binlerce hektarlık arazinin kazanılmasını ve üretilen tarım

ürünlerinden büyük kazançlar sağlanmasını mümkün hale getirecektir329. Ancak

bataklıkların tamamen kazanılması 1970’li yıllardan sonra mümkün olabilecektir.

Çok verimli Adapazarı ovasında, çeşitli ürünler yetiştirilmekte ve bunların Türkiye

üretimi içindeki oranları da önemli miktarlarda seyretmektedir. Tahıllardan mısır,

buğday, sanayi bitkilerinden patates, tütün ve şeker pancarı ile meyvelerden fındık, üzüm,

elma gibi ürünler yetiştirilenler arasında başlıcalarıdır. Özellikle, Sapanca çevresinde

çeşitli meyveler yetiştirilmekte ve kozacılık gibi getirisi yüksek sayılabilen ürünler de

tarım üretiminde önemli bir yer tutmaktadır330. İl tarımındaki canlılık, çalışan nüfusun

büyük bölümünün tarım kesiminde yer almasını sağlamıştır.

Adapazarı ve çevresine bu yıllarda Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya başta olmak

üzere çeşitli bölgelerden gelen göçmen ailelerin yerleşmesi de artmış olup bu ailelerin

çoğunluğu çiftçi, bir kısmı da küçük sanat erbabıdır. 1952 yılında 626 göçmen ailesi

gelmiş ve 623’üne mesken inşa edilmiştir. 1953-1954 yıllarında ise, 60 civarında göçmen

ailesine 120.000’er liraya mal olan meskenler verilmiştir. Aynı zamanda toprağı olmayan

ailelere toprak tevzi edilmesi sonucunda, bölgede topraksız aile sayısı yok denecek

seviyelere inmiştir. 1955-1960 yılları arasında il merkezinin nüfusu 24.000’den fazla artış

göstermiş, Adapazarı’nda 1955 yılından itibaren başlayan sanayileşme ile büyük resmi

kuruluşların ve özel sektör kuruluşlarının yaygınlaşması gerçeği ortaya çıkmıştır331.

Adapazarı’nın çiftçi ve çalışan nüfusunun içerisinde önemli bir kısmı oluşturan bu

328 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 5480. 329 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 141. 330 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 191-192. 331 Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s.110.

114

göçmen vatandaşların nüfusundaki artış, il ekonomisinde yaşanan canlılığın hem sebebi

hem de sonucu olarak değerlendirilebilir.

Tablo 13: Türkiye’de ve Sakarya’da Çalışan Nüfusun İşkollarına Göre Dağılımı (%)

İşkolları

1955 1965

Türkiye

12.205.272

Sakarya

152.797

Türkiye

13.557.860

Sakarya

176.056

Tarım, Ormancılık, Avcılık ve

Balıkçılık 77,4 80,8 71,9 73,6

Maden Çıkarma 0,5 0,1 0,6 0,1

İmalat Sanayii 6,0 6,1 7,1 8,2

İnşaat Sanayii 1,6 0,9 2,6 2,3

Elektrik, Gaz, Su 0,1 0,1 0,2 0,2

Ticaret,Lokanta,Otel,Sigorta,Mali

Kurumlar Vb. 2,8 2,6 2,9 2,6

Ulaştırma, Haberleşme,

Depolama 1,5 1,4 2,1 2,3

Toplum Hizmetleri, Kişisel

Hizmetler 4,1 3,1 6,2 5,3

Tanımlanmamış Faaliyetler 6,0 4,9 6,4 5,4

TOPLAM 100,0 100,0 100,0 100,0

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü, Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, 54-

Sakarya İli, 1975, s. muh. ; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6470.

1955 yılında tarım kesiminde çalışanların oranı %80,8’e ulaşmışsa da makineli tarımın

gelişmesinden ve sanayi alanına kayışlar yaşanmasından sonra, bu oranda giderek azalma

yaşanmış, 1965 yılına gelindiğinde Sakarya’da tarım kesimin oranı %73,6’ya

gerilemiştir.

Sakarya’da tarım kesiminde çalışan ailelerin çoğu toprağı yetersiz ailelerden

oluşmaktadır. Bu aileler toprak kiralamak veya yarıcılık-ortakçılık yaparak tarımsal

faaliyette bulunmaktadırlar. Tarım işçilerinin çoğunluğu da mevsimlik işçilerden

oluşmaktadır. Şeker pancarı ve meyvecilik için kısa süreli işçiler kullanılmaktadır. Bu

işçiler genellikle çevre köylerden temin edilmektedir. Bu sebeple, hükümetin programı

doğrultusunda dönem dönem, Toprak İskan Müdürlüğü tarafından, özellikle ile

yerleştirilen göçmen ailelere ve toprağı olmayan çiftçi ailelere, ev ve ekilecek arazi tahsis

edilmiş, nakdi para yardımında bulunulmuştur. Bu çalışmalar kapsamında, 1950-1960

115

yılları arasında, döner sermaye adı altında Ziraat Bankası’ndan alınan krediler

kullanılmıştır332.

1955-1959 yılları arasında Ziraat Müdürlüğü çalışmaları çoğunlukla, bataklıkların

kurutulması ile köylere tarıma elverişli arazi kazandırmaya yöneliktir. Merkez ilçede

53.500 dekar, Geyve ilçesinde 4.500 dekar ve Karasu ilçesinde 17.200 dekar arazi tarıma

kazandırılmıştır. Bir başka çalışma ise, sulama kanallarının açılmasıdır. Merkez ilçede,

47.200 metre, Geyve İlçesinde 15.000 metre ve Karasu ilçesinde 14.510 metre sulama

kanalı açılmıştır. Bu faaliyetler için toplamda yaklaşık 1 milyon 100 Türk lirası

harcanmıştır333.

1955 yılının Nisan ayında kurulan 78 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu, çalışmalarına

başlayarak 1957 yılı sonuna kadar 26 köyde 2385 çiftçi ailesine 24316 dekar arazi tevzi

ederek, 5 köyün özel mülkiyetine 3577 dekar mera tahsis etmiştir. Komisyon tarafından,

1958 yılı içerisinde, Serdivan ve Kulaksız köylerinde bulunan topraksız 81 çiftçiye 2001

dönüm arazi verilmiş334, 1959 yılına kadar, 4 köyde 522 çiftçi ailesine 3600 dönüm

arazinin daha tevzi edilmesi sağlanmıştır335.

Zirai mücadele konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında, 1950 yılından önce il

genelinde 40 adet sırt taşımalı, 17 adet arabalı pülverizatörle sınırlı bazı hastalıklarla

mücadele edilmekte iken, sonraki yıllarda 213 sırt taşımalı, 17 adet arabalı ve 106 adet

çeşitli marka ve tipte motorlu pülverizatörler ve su tankerleri kullanılmaya

başlanmıştır336. Teknik ve modern bir şekilde ilaçlama ve hastalıklarla mücadele

konusunda büyük gelişme kaydedilmiştir.

Sakarya Mücadele Enstitüsünde bu yıllarda, 10 günlük özel kurslar açılarak, çiftçiye zarar

veren çeşitli haşereler ve hastalıklarla mücadele kapsamında, uzmanlar tarafından, bu

mücadeleyi uygulayacak olan kişilere, mücadele metotları ve bunu uygulayacakları ziraat

332 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6482; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ

3. Bölge Nüshası, s. 168.

333 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168. 334 Demokrat Sakarya, 28 Aralık 1958, Sayı: 1395. 335 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 170. 336 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197.

116

alet ve makinaları anlatılmıştır. Kursa katılan kişilere, başarı derecelerine göre bakanlık

tarafından takdirnameler verilmiştir337.

Ziraatte modern makinelerin338 kullanımı konusunda yapılan çalışmalar, tarım

politikasının hedeflerinden biri idi. Bu amaçla makineleşmeye önem verilmiş, 1950

yılından önceki dönemlerde, Kocaeli vilâyeti genelinde (Sakarya dahil) 7 adet çalışır

durumda traktör mevcutken, 1958 yılı sonlarında 146 adete yükselmiştir. 1950 yılından

önce il genelinde, ziraat teşkilatına ait 4 adet selektörden başka bir ziraat makinesi mevcut

değilken, 1958 yılı sonlarında, 2 adet traktör 7 adet harman makinası ve 10 adet selektör

makinesi mevcuttur. Bu makinelerle çiftçilerin tohumluğu temizlenmiş ve ilaçlanmış,

harman ve hafriyat işlerine yardım edilmiştir. 1950 yılı öncesi temizlenen tohumluk 1500

ton iken, 2600 tona ulaşmıştır. 1950 yılına kadar, zirai faaliyetlerde kullanmak üzere

kiralanan eski tip araçlar değiştirilerek, 1958 yılı sonlarında her merkezde 5 ve her kazada

1’er adet jeep ve pikap gibi modern araçlarla malzeme taşıma işleri yürütülmüştür339.

Ne var ki, ziraatın makineleşmeye başlaması ile makinelerin bakımı, tamiri, yedek

parçasının temini gibi hususlarda birtakım güçlüklerle karşılaşılmış, önceleri yüksek

tarımsal ürün fiyatları sayesinde sorunların üstesinden gelebilen çiftçiler, ilerleyen

yıllarda tarım ürünlerinin fiyatlarındaki düşüş sebebi ile zor durumda kalmışlardır.

Ürünlerin fiyatı düşerken akaryakıt vergi bağışıklığının kaldırılması sonucu satın alma

gücü düşen çiftçilerin yeni makine satın alamadıkları ve eldeki makinelerini de

kullanmaktan vazgeçtikleri zamanlar olduğu görülmüştür340.

1959 yılında, geleceğin çiftçileri olan gençlere, modern tarımın bilgi ve kültürünü

yerleştirmek amacıyla, beden ve zihin eğitimlerinin sağlanması temeline dayanan “4K

Kulüpleri” kurulmuştur. Bu kulüpler, hizmetlerini her yaş grubundan kadın ve erkek

çiftçilere ulaştırmak ve hızlı kalkınma amacına bağlı olarak genç kuşak çiftçileri eğitmek

üzere kurulmuşlardır. Genç üyelerinin, sene boyunca meydana getirdikleri proje ve

eserleri düzenlenen sergilerde halka sunmuş ve başarı derecelerine göre

337 Yeni Ada Postası, 8 Şubat 1955, Sayı: 844. 338 Tarım alanında kullanılan makineler; traktör, harman makinası, biçer-döver, biçer-bağlar, orak makinesi,

karasaban, pulluk, tınaz makinesi, pülverizatörler, selektör, triyor, motopomp ve çift hayvanlarıdır. 339 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.197-198. 340 Sevilay Özer, “Demokrat Parti Dönemi Zirai Makineleşme Hareketi ve Sonuçları”, SDÜ Fen Edebiyat

Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31/(Nisan 2014), s. 61-80.

117

ödüllendirmişlerdir. 4K kulüpleri, Sebzecilik, Tavukçuluk, Buzağıcılık, Kuzuculuk,

Dikiş, Gıda Mamulleri alanında çeşitli kollardan oluşmaktadır341.

Tablo 14: Adapazarı’nda 1951 Yılında Yaygın Ekilen Ürünler ve Üretim Miktarları

Ürün Türü Ekilen

(Hektar) Üretim (Ton)

Buğday 12.000 9.000

Arpa 105 200

Yulaf 900 160

Çavdar 720 1.000

Kaplıca 300 50

Mısır 14.500 37.000

Şeker Darısı 40 90

Bakla 12 10

Fasulye 60 110

Patates 1.500 125.000

Tütün 50 45

Soğan 80 400

Sarımsak 40 90

Şeker Pancarı 2.700 125.000

Ayçiçeği 500 600

Keten 20 20

Kaynak: Hasan Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”; Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine

Dergisi, I (1953), s. 30.

Tablo 15: Sakarya’da Ana Ürünlerin Üretim Miktarları (ton)

Ürün Türü 1960-62 Ortalaması

Toplam Tahıllar 137.192

Buğday 66.157

Arpa 11.433

Mısır 54.580

Toplam Baklagiller 3.828

Fasulye 3.343

Şeker Pancarı 237.294

Ayçiçeği* -

Soğan 9.090

Patates 80.283

Hayvan Pancarı* -

Tütün 2.209

Kaynak: Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6477.

* Ayçiçeği ve hayvan pancarına ait istatistik tutulmamış olduğundan, bu oranlar belirtilememiştir.

341 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 204- 205.

118

Tablo 16: Ekili Alanların Ana Ürünlere Göre Dağılımı ile Ekim ve Üretimin Türkiye

Toplamındaki Payı (%)

1960-62 Ortalaması

Ekim Alanı Üretim

Toplam Ekili Alan (h) 99.847 0,67 -

Toplam Tahıllar 76,8 0,59 0,97

Buğday 38,8 0,50 0,83

Arpa 5,6 0,20 0,34

Mısır 29,8 4,31 5,63

Toplam Baklagiller 3,7 0,65 0,64

Fasulye 3,3 2,87 2,47

Şeker Pancarı 8,7 5,66 7,12

Ayçiçeği* - -

Soğan 0,9 1,75 2,20

Patates 4,8 3,21 5,60

Hayvan Pancarı* - - -

Tütün 2,0 1,26 2,0

Diğerleri 3,1 - -

Kaynak: Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6476.

* Ayçiçeği ve hayvan pancarı üretimi hakkında istatistik kayıt tutulmamış olup, ziraat sayımlarında bu

bilgilere rastlanılmamıştır.

2.2.1.1. Tahıl ve Baklagiller

Sakarya Vilâyetinin de dahil olduğu Kocaeli bölgesinde, tarla ziraatı konusundaki

çalışmaların, 1950 yılından önce yeterli ilgi ve önemi gördüğü söylenememektedir. Bu

sebeple köylülerin ellerinde bulunan tohumlukların yapısının bozulduğu ve verim

oranının oldukça düştüğü ifade edilmektedir. 1950 yılından sonra, DP hükümetinin tarım

politikaları kapsamında gerek tohumluk, gerekse toprak hazırlığı ve kimyevi gübre ile

toprağın kalitesinin artırılması hususunun çiftçilere öğretilmesi çalışmaları, bu konuda

hareketli bir süreci başlatmıştır. Bu dönemde çiftçinin ziraatçilikle buluşması ve birlikte

planlı ve bilinçli bir şekilde çalışması sağlanmıştır. Yapılan çalışmalar üretimdeki

artışında belirleyicisi olmuştur.

1950 yılından önce ekilen ve alınan mahsul oranları Sakarya Vilâyeti hariç Kocaeli

genelinde şu şekildedir;

119

Tablo 17: Sakarya Hariç Kocaeli Genelinde Ekilen ve Alınan Mahsül Miktarı

(hektar/ton)

Ekilen Alınan Mahsül

Buğday 21.080 24.010

Arpa 4.160 7.300

Yulaf 3.430 4.108

Çavdar 410 400

Mısır 6.200 8.890

Ayçiçeği 1.600 742

Keten 2.125 1.315

Tütün 1.220 1.210

1950 sonrası

Buğday 43.090 46.215

Arpa 9.760 12.700

Yulaf 6.972 8.319

Çavdar 1.410 1000

Mısır 16.200 28.890

Bakla 163 359

Fasulye 182 362

Şeker Pancarı 640 12.800

Ayçiçeği 11.600 9.742

Keten 4.345 3.735

Tütün 1.345 1.987

Kaynak: ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 196.

Yukarıdaki rakamlardan da anlaşıldığı üzere, ekilen miktar ile alınan mahsulün miktarı

bu yıllar zarfında önemli oranda bir artış içerisindedir. İlde üretim miktarları bakımından

birinci sırada sanayi bitkileri yer alırken, ikinci sırada tahıllar gelmektedir. Adapazarı’nda

üretimi yapılan başlıca tahıllar; mısır ve buğdaydır. En önemli sanayi bitkileri ise

şekerpancarı, patates ve tütündür. İlerleyen dönemlerde mısır ekiminin buğday ekimini

geçmeye başladığı bir sürece girildiği görülmektedir342.

İldeki ekim alanları içerisinde en geniş ekim alanı oranı tahıllara aittir. 1940’ların sonu

1950’lerin başındaki yıllarda, ilk sırada Mısır yer almaktadır. Adapazarı’nda mısır tarımı

daha çok Sakarya nehri, Çark suyu, Akçay, Kanlı ırmak, Mudurnu, Yanık Deresi,

Kurtköy deresi ve Mahmudiye Deresi kenarlarında yapılmaktadır. Adapazarı’nda yetişen

mısırların boyu 3 metreyi geçebilmekte ve bir kamışta 2,3 somak mahsul verebilmektedir.

342 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475.

120

Yılda ortalama 30 bin ton mısır elde edilerek, halkın temel gıdasını karşılamaktadır343.

Ekmek ve nişasta yapımında kullanılmakla birlikte, Karadeniz bölgesinin ihtiyacına da

cevap vermektedir.

Tablo 18: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Tahıl Ekim ve Üretimi

Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)

Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957

Buğday 35.970 35.970 35.470 69.810 47.000 70.540

Arpa 5.100 5.100 5.100 11.340 10.900 10.000

Çavdar 970 970 - 1.870 1.440 -

Yulaf 880 1.070 - 1.600 2.090 -

Kaplıca 310 310 - 340 330 -

Mısır 24.200 25.100 23.900 66.180 47.910 61.700

Darı 100 110 115 120 108 115

Pirinç 834 1.160 594 2.870 2.692 464

Toplam 68.364 69.790 65.179 151.160 112.470 142.819

1958 1959 1960 1958 1959 1960

Buğday 33.900 34.500 37.700 76.400 68.960 70.000

Arpa 5.100 5.000 5.700 11.460 11.570 12.540

Çavdar 900 1.000 870 1.190 1.380 1.044

Yulaf 850 1.000 1.050 1.660 2.000 2.000

Kaplıca 250 260 200 260 260 200

Mısır 23.900 28.000 29.240 55.000 70.600 72.160

Darı 120 55 40 110 55 40

Pirinç 710 610 630 2.015 1.870 1.828

Toplam 65.730 70.425 75.430 148.095 156.695 159.812

Kaynak: T.C Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, (DİE) Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara:

1959; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), Ankara: 1962, 71-140. (Sonraki dipnotlarda sadece istatistik

eserin adı verilecektir).

Çeşitli ürünler yetişen Adapazarı’nda buğday ikinci tahıl durumundadır. 1940’lı yıllarda

buğday üretimi 700-800 ton civarında iken 1950’den sonra bu miktar artmış ve 12-15 bin

tona ulaşmıştır. Buğday ekimi daha çok, merkez ilçe, Kazımpaşa nahiyesine bağlı

köylerde ve Söğütlü nahiyesinin bazı köylerinde yoğunlaşmaktadır. Bölgede ekilen

buğday cinsi Mentane (bintane veya cumhuriyet buğdayı) ve Akova olup, sulak toprakları

seven bölgeye uygun buğday türlerindendir344.

Buğday ekimi, 1958 yılında 34 bin hektarlık bir alanda iken, sürekli bir artış göstererek

1960 sonlarında 40 bin hektar civarına yaklaşmıştır. 1960’ların başında 77 bin hektara

ulaşan tahıl alanı, ildeki ekili alanın %76,8’ini oluşturmaktadır. İkinci sırada yer alan

343 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 39-40. 344 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 42, 52.

121

mısır ise, 1964 yılına kadar 30 bin hektar civarında ekim alanına sahip olmuştur.

1970’lerden itibaren ön plana çıkan bir tahıl olacaktır345.

Tohum ıslah çalışmaları kapsamında Tohum Islah İstasyonu tarafından çiftçilere yapılan

tohumluk yardımları ve ıslah çalışmaları da, 1950 yılı öncesine göre büyük oranda artış

göstermiştir. 1950 yılından önce, Adapazarı dahil olmak üzere; çiftçiye 150 ton kredili

buğday tohumluğu dağıtılmış iken, 1950 yılından sonra; 1956-1957 yılı ekim

dönemlerinde yalnız Kocaeli İlinde;

820 ton kredili yemlik buğday,

50 ton tohumluk buğday,

230 ton kredili yemlik buğday dağıtılmış, verimli melez mısır tohumluğundan da 200 ton

çiftçilere satılmıştır.

İl genelinde, 1950 yılından itibaren hükümetin yardımları ile ücretsiz yonca ve korunga

tohumlukları çiftçilere dağıtılmış ve ziraat teşkilatı tarafından tesisleri yapılmak üzere

toplamda 4570 dekar yoncalık ve korungalık meraları yapılmıştır346. Bu çalışmalar ile

birlikte, Adapazarı ve Kocaeli bölgesinin tarla ziraatı konusunda verimli bir dönem

yaşadığı görülmektedir. Sakarya İlinde, Ziraat Müdürlüğü tarafından 1954-1959 yılları

arasında çiftçiye dağıtılan tohumluk buğday tevziatı şöyle idi;

Adapazarı muhtaç çiftçiye 55.000 kg.

Karasu’da “ “ 96.000 kg.

Akyazı’da “ “ 12.000 kg.

Geyve’de “ “ 18.000 kg.

Ayrıca peşin bedelle Adapazarı merkez köylerindeki çiftçilere 156 ton tohumluk buğday

dağıtılmıştır. Tohumluk cins buğdaylar mukaveleli çiftçiler tarafından yetiştirilmektedir.

30 göçmen ailesine de kredi yoluyla 8116 kilogram tohumluk buğday temin edilmiştir.

345 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6476. 346 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197.

122

Bu yıllar arasında, il genelinde 11.469 ton kimyevi gübre dağıtılmıştır347. Bu sayede

üretilen buğday kalitesinin ve üretimin arttırılması sağlanmıştır.

1954 yılı içerisinde, buğday fiyatlarındaki yükselme unlu mamulleri de etkilemiş,

belediyenin fiyatları yükseltme tehditleri karşısında, İzmit’te fırıncılar ekmek gramajını

880 gramdan 815 grama düşürmeye karar vermişlerdir348. Bu durum halkın yoğun tepkisi

ile karşılanmıştır.

Diğer bir tahıl ürünü olan arpa 1950’lerin başında yılda ortalama 550 ton, yulaf 600 ton,

çavdar 200 ton, ayçiçeği 300 ton üretim miktarına sahiptir349. Bu yıllar içerisinde

Adapazarı’nda pirinç ekimi de yaygınlaşmaya başlamıştır. Ancak pirinç ekimi ve hasatı

diğer tahıllara nispeten daha zahmetli olduğunda çiftçi tarafından çok fazla rağbet

edilmediği anlaşılmaktadır. Bitkiden elde edilen çeltik, geleneksel yöntemlerle basit

şekilde temizlendiği için kırılmaktadır oysa Adapazarı arazi yapısı çeltik ekimine oldukça

elverişlidir. İmkanlar elverdiği ölçüde 1950’li yıllarda çeltik ekimi ile uğraşan bölgeler;

Büyük Tersiye, Hasanbey, Şeh, Çay Kışla, Küçük Tersiye, Budaklar köyleridir. Yıllık

olarak 150.000 ila 200.000 kilo pirinç elde edildiği belirtilmektedir. İlde baklagiller ekimi

yapılmakla beraber, önemli bir orana sahip değildir. 1945-1952 yılları arasında

Adapazarı’nda üretilen bakliyatla ilgili veriler şu şekildedir; fasulye 60-80 ton, mercimek

60 ton, bakla 3 ton bezelye 4 ton. Fasulye üretimi Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde

1947 yılında 50 ton iken, 1951 yılında miktarı artarak 110 tona yükselmiştir350.

1960’larda 3.700 hektarlık dar bir alanda baklagiller türünden özellikle fasulye

yetiştirildiği görülmektedir. Yıllar içerisinde bu rakamda düşüş yaşandığı

görülmektedir351.

347 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168-170. 348 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668. 349 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 43. 350 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 44-45. 351 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6476.

123

Tablo 19: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Bakliyat Ekimi ve Üretimi

Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)

Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957

Bakla 60 - - 60 - -

Bezelye - - - - - -

Nohut 60 70 80 50 51 80

Fasulye 2.950 2.420 3.020 2.700 2.354 4.670

Mercimek 50 30 30 30 18 30

Börülce - - - - - -

Fiğ 130 130 130 130 110 130

Burçak 150 150 125 150 95 150

Toplam 3.400 2.800 3.385 3.120 2.628 5.060

1958 1959 1960 1958 1959 1960

Nohut 80 60 70 80 60 70

Fasulye 3.220 2.530 3.440 3.780 2.580 3.960

Mercimek 20 20 30 20 20 32

Fiğ 120 80 90 120 80 90

Burçak 130 120 120 133 120 140

Toplam 3.570 2.810 3.750 4.133 2.860 4.292

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Sakarya’da bakliyat ürünleri geniş bir yelpazeye sahiptir. Yukarıdaki tablodan da

anlaşıldığı üzere, en çok rağbet edilen bakliyat fasulye olmuş, her yıl yoğun bir üretim

gerçekleştirilmiştir. 1954-1960 yılları arasında bakliyat ekiminde çok bariz farklılıklar

yaşanmadığı görülmüştür.

1950’li yılların ortalarına kadar tarımsal faaliyetler ve özellikle tahıl üretimi henüz

modern olmayan tekniklerle ve basit şekilde yürütülmekte idi. Öte yandan, pek çok

göçmen ailenin Sakarya ve çevresine yerleştirilmesi sonucu, ilde küçük mülkiyetin

yaygınlaştığı bir dönem yaşanmıştı. Basit üretim teknikleriyle çalışmakta olan küçük

işletmelerin daha sonraki yıllarda özellikle 1960 yılı itibariyle hızlı bir gelişme

göstermesi, ailelerin işgücünün tarımdan ticarete ve özel sektöre kaymasına yol açmıştır.

1955-1965 arasındaki tarım nüfusunun düşüşünde, ildeki çiftçi ailelerin İstanbul, Bursa

ve Kocaeli gibi hızlı sanayileşmiş illere göçmeleri etkili olmuştur352. Bu bilgilerden yola

çıkarak, tahıl ve baklagillerin üretimindeki düşüşü ekonomik alandaki değişikliğe

bağlamak mümkündür.

352 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6470.

124

2.2.1.2. Sanayi Bitkileri

Sakarya İlinde sanayi bitkilerinin üretimi, tarımda önemli bir yer kaplamakta olup, tahıl

üretiminden nispeten daha ön plandadır. Bunun sebeplerinden en önemlisi, sanayi

bitkilerinin tahıl ve bakliyata oranla daha çok gelir sağlayan ürünler olmasıdır.

Ele aldığımız dönemde ilde pek çok cins sanayi bitkisi yetiştirildiği görülmüştür. Sanayi

bitkilerinden en çok şekerpancarı üretildiğini söyleyebiliriz. Adapazarı’nda üretilen

şekerpancarı yüksek gelir sağlayan ve verimli bir üründür. Adapazarı ve çevresinin en

önemli sınai mahsulü patates, mısır, keten ve tütün tarımı da aynı amaçla yaygın olarak

yapılmaktadır:353

Tablo 20: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Sınai Bitkiler Ekimi ve Üretimi

Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)

Cinsi 1954/1955 1955/1956 1956/1957 1955 1956 1957

Tütün 2.057 2.096 2.162 2.419 2.238 1.888

Patates 3.960 3.200 3.840 76.400 45.900 79.000

Pancar 5.317 7.823 9.339 165.253 138.615 230.543

Afyon 50 100 100 60 61 100

Pamuk 600 600 600 420 360 400

Keten - 32 30 - 39 30

Soğan 700 1.070 1.100 13.000 15.300 30.800

Sarımsak 330 340 340 2.950 2.510 2.870

Susam 50 70 50 30 40 5

Toplam 13.064 15.331 17.561 260.532 205.063 345.636

1958 1959 1960 1958 1959 1960

Tütün 2.195 2.596 2.861 2.937 3.336 3.732

Patates 4.800 4.900 4.330 115.650 117.850 100.000

Pancar 9.346 8.482 10.303 195.619 238.705 274.037

Afyon 70 - - 22 30 36

Pamuk 600 650 670 720 800 620

Keten 200 200 250 240 260 320

Soğan 1.030 950 960 15.000 13.760 12.000

Sarımsak 280 170 170 2.310 1.470 1.400

Susam 50 50 50 40 50 50

Diğerleri 1.900 2.110 1.950 2.860 3.090 2.160

Toplam 20.471 20.198 21.634 335.398 379.352 394.356

Kaynak: Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), Ankara: 1959, s.

140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), Ankara: 1962, s. 71.

Şekerpancarı; Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde şekerpancarı ekiciliği 1934 yılından

itibaren bilinmekte olup, 1940-1950 yılları arasındaki dönemde bölgede pancar ekimi için

353 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6476.

125

kullanılan arazi 2500 ila 2700 hektar civarındadır. Yılda ortalama 50.000-80.000 ton

pancar elde edilmekte iken 1951 yılı itibariyle bu miktar 125.000 tona ulaşmıştır. Hatta

1951 yılı pancar verimi konusunda olağanüstü bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Aynı yıl

tonunun 62 liradan alınıyor olması, çiftçiye ekonomik kalkınma imkânı yaratmıştır.

Şekerpancarı özellikle Büyüksöğütlü, Taşlık, Çökekler, Dernekkırı ve Adapazarı

merkezinde yetiştirilmektedir354

İlde şekerpancarı ekimi yıllar arasında bazı dalgalanmalar yaşamışsa da genel itibariyle

düzenli şekilde artış yaşamıştır. 1958 yılında 196.000 tona ulaşan şekerpancarı üretimi,

çiftçiye yüksek gelir sağlamış ve ilde şekerpancarı fabrikasının kurulmasına vesile

olmuştur. 1960’larda 7.500 ile 9.500 hektar arasında bir ekim alanına sahip olup, ülke

genelinde payı önemli seviyelere ulaşmıştır.

Patates; mısır ve şekerpancarından sonra en öne çıkan tarım ürünlerinden birisi de

patatestir. Adapazarı’nda ve çevresinde yaklaşık 15 çeşit patates türü yetiştirildiği

bilinmektedir. En çok rağbet edilen ve ekilen türü Deliorman adındaki sarı beyaz

patatestir ancak sanayileşmeden önceki yıllarda patatesin gereken desteği görmediğini,

düşük fiyatlarla satıldığını ve çürümeye bırakıldığını öğrenmekteyiz355. 1950’li yılların

başlarında bir dönümden 3000 kilo ürün almak mümkün olup, 10 ila 15 bin ton patates

üretilmektedir356. Bölgede kurulan Nişasta fabrikası dolayısıyla patates ekimi ve duyulan

ilgi de artmış, Adapazarı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı olmuştur. 1958 yılında

il arazisinin 4.800 hektarlık kısmında ekilmekte olup, 1960’lardan itibaren 5.000 hektarın

üstünde ekim alanına ulaşmıştır. Buna göre, il ekim alanının %4,8’i patatese ayrılmıştır.

Tütün; Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesi 1940’lı ve 1950’li yılların başlarında öne çıkan

tütün ekim alanlarından birini oluşturmaktadır. Bölgeden, 1940’larda 26.385 kg. tütün

elde edilmekte iken, 1949-50 arasında 40.000 kg. ve 1951 yılında 45.000 kg. tütün elde

edilmiştir357. Tütün üretimi çiftçiye o yıllarda önemli bir gelir kaynağı teşkil etmektedir.

Sakarya ili kurulmadan önce, özellikle Hendek, Marmara Bölgesi’ndeki tütün ekim

alanları arasında en önemlilerinden birini oluşturmuştur. 1950-53 yılları arasında

354 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 41. 355 Yeni Ada Postası, 8 Mayıs 1952, Sayı: 16; 9 Mayıs 1952, Sayı: 17. 356 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 42. 357 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 45-46.

126

kasabanın nüfusu 7.286 kişi civarında olup, halk daha çok tütün ekimi ile geçimini

sağlamaktadır. Bu dönemde Hendek tütün çeşitleri ile ün yapmış, yılda 3-3,5 milyon

liralık satış kaydedilmiştir. Hendek tütünlerinin alıcısı Mısır ve Avusturya iken, sonraki

yıllarda bu müşteriler kaybedilmiştir. Bölge halkı tütüne alıcı bulamadığı için sıkıntı

yaşamış, Tekel ise çiftçinin elindeki tütünlerin tamamını satın alamamıştır. Çiftçi bu tablo

sebebiyle tütün ekimini azaltmak durumunda kalmıştır358. Bu dönemde, Adapazarı’nda

bulunan Yaprak Tütün Bakım ve İşleme Evi’nin kapanması gündeme geldiğinden,

mevcut işçiler bu konudaki rahatsızlıklarını ve dileklerini Başbakanlığa dilekçeler

yoluyla iletmişlerdir359.

Hendek tütünleri, sigara yapımında diğer tütün cinsleri ile karıştırılarak kullanılmaktadır.

1955-56 yılı içerisinde sadece Hendeğin tütün rekoltesi, 1.700.000 kg. olarak tespit

edilmiş, üretim, geçmiş yıllara nazaran rekor bir seviyeye ulaşmıştır360. Bu durum

bölgedeki üreticiyi oldukça memnun etmiştir. Tütün fiyatlarındaki canlılık 1958 yılında

da devam etmiş, %15 oranındaki fiyat artışı361 Sakarya’daki tütün üreticilerini ekonomik

anlamda desteklemiştir. Bu yıllar içerisinde yurt dışına tütün ihracatı son 50 yıllık

dönemin en yüksek seviyesine ulaşmış ve Türkiye’den 388 milyon liralık, 86 bin ton tütün

satışı yapılmıştır362. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, Sakarya’nın tütüne bağlı ticareti

her geçen yıl daha da iyi gelirler sağlamış, ekonomisinde hareketli bir yere sahip

olmuştur.

1960’larda il genelinde, yaklaşık 2.000 hektarlık alana tütün ekilmiş, Türkiye tütün ekim

alanları içerisinde %1,2’lik paya sahip olmuştur, 2.200 tonu aşan bir üretim potansiyeline

sahiptir.363. Tekel Müdürlüğü tarafından hazırlıkları yapılan Kocaeli tütün piyasası, her

yıl Mart ayında açılmakta idi. Kocaeli ve çevresinin tütün fiyatlarının belirlendiği bu

piyasanın açılışı merakla beklenmekte ve yabancı firmalar da açılışa katılmaktaydılar364.

Adapazarı tütün piyasası da 3-4 Mart tarihlerinde açılmakla birlikte, Tekel tarafından

yapılan ilanla tütün, 1954 yılında 200 kuruştan değer bulmuştur365.

358 Hasan Balcıoğlu; “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”; s. 34. 359 BCA, Fon Kodu: 30.1.0.0/79.497.1. 360 Demokrat Sakarya, 31 Ocak 1956, Sayı: 501. 361 Demokrat Sakarya, 23 Nisan 1953, Sayı: 1184. 362 Demokrat Sakarya, 15 Nisan 1958, Sayı: 1179. 363 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6476. 364 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668. 365 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Mart 1954, Sayı: 683.

127

Ayçiçeği; Adapazarı’nda ayçiçeği ekimi 1950’li yıllardan sonra rağbet görmeye başlamış

ve iyi mahsul vermesinden dolayı bölgede endüstrisi de kurulmuştur. Ayçiçeği çekirdek

ve yağlık olarak işletilen bir ürün olup, yan ürünü olan samanı da hayvancılıkta

kullanılmaktadır. 1950’lerin başlarında yıllık ayçiçeği üretimi Adapazarı için 300 ton

olarak tespit edilmiştir. Bunlardan başka, yağ çıkarılan bitkilerden soya, keten, kolza,

susam ve yer fıstığı çeşitleri üzerinde de çalışmalar yapılmış, Easecook menşeili soyalar

ve Arjantin’den ithal edilen keten tohumları Adapazarı Tohum İşleme İstasyonu

tarafından çiftçilere tanıtılarak numuneler verilmiştir366. Bu numuneler sayesinde

çiftçilerin üretim kalitelerinin bir standarda bağlanması amaçlanmıştır.

Sakarya İlinde tarımda üç çeşit gübre kullanılmaktadır; Doğal (hayvansal) gübreler, yeşil

gübreler ve yapay gübreler. Sakarya’da yüksek gelir getiren ancak toprağı yoran sanayi

bitkilerinin ürerimi yaygın olarak yapıldığından, bu dönemde yapay gübre kullanımı

çoğalmıştır. En çok amonyum sülfat bazlı gübre tüketilmekte olup patates için azotlu ve

fosforlu gübreler, meyve bahçelerinin için nitratlı gübreler de eklenerek yapay gübre

kullanımında 1960’larda artış yaşanmıştır367. Doğal sonucu olarak bu dönemde üretimden

elde edilen ürün miktarı da artmıştır.

2.2.1.3. Sebzeler

Sakarya ili genelinde, sebzecilik ve meyvecilik oldukça gelişmiştir. Sakarya Irmağı’nın

taşıdığı alüvyonlu toprakların beslediği Adapazarı Ovası yani Akova ve bu ovadan

güneyde Geyve Boğazı ile ayrılan Pamukova, ildeki tarla bitkilerinin yetiştirildiği ve

sebzeciliğin yoğun olarak yapıldığı bölgelerdir.

Toprak killi olup verim oranı yüksektir. Sulu ve susuz şartlarda sebze ziraatı

yapılabilmektedir. İl topraklarının %47,1’ini oluşturan 227 bin hektar ekili-dikili alanın

130 bin hektarı tarla bitkilerine, 7 bin hektarlık kısmı ise sebze bahçelerine ayrılmıştır.

Nadas oranları oldukça düşüktür. Ovalarda genellikle; pirinç, mısır, patatesten sonra

farklı sebze çeşitleri yetiştirilmektedir. Dağlık ve engebeli alanlarda ise daha çok tahıl,

tütün, ayçiçeği ve fındık üretimine yer verilmektedir. Yetiştirilen sebzeler, halkın

ihtiyacını karşılamakla kalmayıp İstanbul pazarlarına gönderilmektedir. Yazlık ve kışlık

366 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s.43, 53. 367 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6479.

128

çeşitleriyle birçok tür sebze yetiştirildiği bilinmektedir. Bunlar arasında; lahana,

balkabağı, dolmalık biber, sivri biber ve barbunya ve soğan başlıca ürünlerdir. Karasu

ilçesinde karalahana üretimi revaçtadır. İlde ihtiyacı karşılayacak seviyede, kereviz,

marul, ıspanak, pırasa, kavun, salatalık, sarımsak, havuç gibi diğer bazı sebze türleri de

yetiştirilmektedir. Sebzecilikte ürün çeşitliliği açısından ilk sırada Geyve, Akyazı ve

sonrasında Sapanca ve Hendek ilçeleri gelmektedir368. İlkbaharda sebze ihtiyacı adana,

Mersin ve Dörtyol bölgesinden getirilen ürünlerle takviye edilmekte olup, yaz aylarında

merkezden ve Kazımpaşa köylerinden ihtiyaç karşılandığı gibi fazla ürünler İstanbul,

Ankara ve Eskişehir pazarlarına sevk edilmektedir369.

Sebzeler arasında balkabağı ve soğan üretimi 1950’li yıllarda ön plana çıkmaktadır.

Adapazarı’nın bu sebzeler ile ün kazandığı söylenebilir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı

ilçesinin 1947 yılında 500 ton olan soğan üretimi, 1951 yılında 400 tona gerilemiştir.

Aynı dönemde sarımsak ekiminden 450 ton ürün alınırken, 1951 yılında 90 tona

gerilemiştir. Sakarya ilinin 1958 yılında 15 bin ton olan ilin soğan üretimi ise, 1960’lı

yıllarda nispeten azalarak 10 bin tona düşmüştür370.

Patates Sakarya ilinin önde gelen sebzelerinden biri olup, Adapazarı ovasının toprak

koşulları patates tarımına oldukça elverişli olduğundan eski tarihlerden itibaren

yetiştiriciliği yapılmıştır. Adapazarı ilçesinin patates üretimi 1947 yılında 10.000 ton

iken, 1951 yılında 12.500 tona yükselmiştir371. Sakarya İlinin 1958 yılında, 115 bin tonu

aşan patates üretimi, bazı dönemlerde azalma yaşamış, 1960’ların başında ilde hektar

başına patates verimi 16.912 kg. civarına ulaşarak, Türkiye ortalaması olan 9.685 kg’ı

hayli aşmış, %5,6’ya ulaşmıştır372.

1960’lı yıllarda, verimli ve hastalıksız sebze fide ve tohumlarının köylere gönderilmesi

ve aile sebzeciliğinin geliştirilmesi amacıyla uygun yerlerde yetiştirilen domates, biber,

patlıcan fideleriyle 133 köyde 815 çiftçi ailesine 815 dekar sebze yetiştirilmiş ve açılan

kurslarda teknik bakım, tohum üretme ve haşereyle mücadele eğitimleri verilmiştir. Son

yıllarda patateslerde verim düşmesine sebep olan virüs hastalıklarına karşı tohumluklarda

368 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475-6879; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 194. 369 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 47-48. 370 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6478. 371 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s.48. 372 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6479-6481.

129

yetiştirilen patates sebzesinin ekim zamanında tarlalara indirilmesi yoluna gidilmiştir373.

Bu uygulamalardan anlaşıldığı üzere, teknik ziraatın Sakarya’da hayata geçirilmesi için

çok yönlü çalışmalar başlatılmıştır.

Sebze ve meyve yetiştiriciliği için arazilerin sulama ihtiyacını çözmek amacıyla bazı

projeler de üretilmiştir. 1958 yılında Hendek ilçesinde bir baraj kurulacağı ve 100 bin

hektar arazinin bu baraj sayesinde sulu tarıma geçirileceği, meyveciliğin artırılacağı

yönünde haberler yer almaktadır374. Ancak incelediğimiz dönemde bu proje uygulamaya

koyulamamıştır.

Belediye tarafından 1954 yılında kurulmuş olan toptancı hali, ilde sebze-meyve ve diğer

gıda maddelerinin satışının yapıldığı en büyük pazardır ve içinde 40 adet dükkân, bir açık

depo ve bir sundurma ile satış platformları bulunmaktadır. Hal, Zonguldak, Bolu ve

Sakarya illerinin kazaları ile birlikte sebze ve meyve ihtiyacını karşılamakta, ürünlerin

makul fiyatlarla taze olarak satılmasını sağlamaktadır. Halin kapasitesi ve alım satım

faaliyetleri hakkında bir örnek vermek gerekirse, 1958 yılının Aralık ayında, hale bir

ayda, 30.635 kap ve 80.200 kg. dökme sebze ve meyve gelmiş olup, 5346 lira 30 kuruş

tahakkuk edilmiştir. Ayrıca üreticinin mallarına da 164 lira 20 kuruş tahsil edilerek

toplam hal geliri aylık 6710 lira 40 kuruş olarak hesaplanmıştır. İl merkezinde Salı ve

Cumartesi günleri vilayet binasının arkasında hal yanında, Perşembe günleri de Karaağaç

semtinde sebze meyve pazarları kurulmaktadır375.

2.2.1.4. Meyveler

Sakarya’da meyvecilik eski tarihlerden itibaren gelişmiş alanlardan biri olmuştur.

Meyvecilik genellikle eğimli topraklarda yapılmaktadır. İlin toprak ve iklim yapısı, bağ

bahçe ziraatine çok uygun olduğu halde 1950 yılından önceki dönemlerde bu konuya

gereken önemin verildiği söylenemez. Sadece İlin sahil kesimlerinde, teknik bilgiden

uzak şekilde kurulmuş olan bakımsız, verimi düşük çiftlikler ve bağlar bulunmaktadır.

1945-1952 yılları arasındaki dönemde, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde, 110 hektar

bağ, 2265 hektar meyve bahçesi, 620 hektar sebze bahçesi bulunmaktadır. Ovanın yamaç

373 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 198-199. 374 Demokrat Sakarya, 2 Nisan 1958, Sayı: 1168. 375 Demokrat Sakarya, 6 Aralık 1958, Sayı: 1376; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 229-230.

130

kısımlarında meyve tarımı gelişmiştir. Meyve bahçeleri özellikle Adapazarı’nın güney

kısmında bulunmakta ve Sapanca’dan elde edilen meyveler büyük ölçüde gelir kaynağı

sağlamaktadır. Adapazarı’nın bu yıllardaki meyve üretim toplamı 15.000 tondur. Çevre

kasaba ve illere de bölgeden meyve sevk edilmektedir376.

1950 yılından itibaren hükümetin meyvecilik konusundaki çalışmaları artırması

sonucunda, ziraat teşkilatı motorlu araçlarla desteklenmiş, ücretli ve ücretsiz olarak

verilen fidanlarla kurulan fidanlıklar sayesinde, kısa sürede Kocaeli-Adapazarı ve

Sakarya dahilinde meyvecilik geniş alanlara yayılarak gelişme kaydetmiştir377. Bu

gelişmeye etki eden faktörlerden birisi de meyvelerin muhafaza imkanlarının çoğalması

ve modern meyvecilik bilincinin oluşmaya başlamasıdır.

1937 yılında Arifiye’de kurulan fidanlık ve meyve bakım istasyonu (Bahçe Kültürleri

İstasyonu), Tarım Bakanlığı’na bağlı olarak işlemektedir. Bölgedeki meyveciliğe katkı

sağlamak amacıyla kurulmuş bir müessesedir. Zengin meyve çeşitleri üzerinde araştırma

ve üretme konularında meyve bahçesi sahipleri ile iş birliği içerisinde faaliyetlerini

yürütmüştür378. 1940-1952 yılları arasında bölgedeki çiftçiye 248.189 elma, 38.616 erik,

25.910 armut ve 621.740 adet diğer meyve çeşitlerine ait fidanlar, 25.000 adet de kavak

fidanı dağıtmıştır379. Diğer taraftan, kuruluş vasıtasıyla bu yıllarda fenni ve modern

meyve üretim bilgisi meyvecilikle ilgilenen çiftçiye ulaştırılmaktadır.

376 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 45-46. 377 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 197. 378 Kemal Aydar, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi, I

(1953), s. 25. 379 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 47.

131

Tablo 21: 1954-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Meyve Ekimi ve Üretimi

Ekilen Saha (Hektar) Alınan Mahsul (Ton)

Cinsi 1953/54 1954/55 1955/56 1956/57 1954 1955 1956 1957

Üzüm 3.733 4.163 4.163 4.177 20.510 41.930 49.930 46.505

Kavun,

Karpuz - 1.060 1.450 1.390 - 29.100 66.348 45.000

Diğer

Meyveler 717 1.145 1.206 1.331 14.355 28.431 39.896 27.287

Fındık 3.242 3.280 3.314 3.835 5.333 1.216 4.980 5.735

Fıstık,

Badem,

Ceviz

41 41 41 32 2.365 3.040 3.740 1.890

1958 1959 1960 1958 1959 1960

Üzüm 4.680 6.750 6.800 37.315 59.191 40.611

Kavun,

Karpuz 1.520 1.440 1.480 26.850 26.250 24.250

Diğer

Meyveler 1.298 1.342 1.406 23.140 31.015 8.322

Fındık 3.840 3.840 4.380 3.340 3.340 5.308

Fıstık,

Badem,

Ceviz

30 30 30 2.624 2.065 2.624

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 140-141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Geyve ilçesi 1960’larda, sofralık üzüm ve kavunu ile meşhur olduğundan, ürettiği

meyvelerden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine 1000-1500 ton ihracat yapmaktadır.

İlerleyen yıllarda Sakarya İli, elma, armut, şeftali ve erik başta olmak üzere pek çok

meyveyi ihraç edebilecek seviyeye gelecektir. Ayrıca, bu yıllarda, toprağı ve iklimi zeytin

yetiştirmeye müsait olan Geyve ilçesinde, 3 köyde 51 çiftçiye 2150 adet aşılı zeytin fidanı

diktirilmiş ve sofralık zeytin (delice) çeşitleri aşılanmıştır380.

Sakarya’da il topraklarının %47,1’ini oluşturan 227 bin hektar ekili-dikili alanın 41 bin

hektarı fındık bahçeleri ile 10 bin hektarı bağlarla, 19 bin 200 hektarı ise meyve bahçeleri

ile kaplıdır Bölgede, meyve çeşitleri arasında en büyük kısmı fındık bahçeleri

kaplamaktadır. Batı Karadeniz bölgesinde İnebolu’dan Karasu’ya kadar uzanan arazide,

Türkiye’nin Doğu Karadeniz’den sonra fındık tarımının en yaygın yapıldığı alanlar yer

almaktadır. Fındık bahçeleri, çoğunlukla kestanelerin ve orman alanlarının açılması

sonucunda kurulmuştur. Sakarya bu dönemde, doğu Karadeniz’den sonra en çok fındık

yetiştirme alanına sahip il olmakla, Marmara bölgesindeki fındık ağaçlarının %90’a

380 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 192.

132

yakını Sakarya ilinde bulunmaktadır. Başlıca meyvecilik alanları, Sapanca gölü kıyıları

olmakla birlikte, Karadeniz kıyısında yer alan Karasu ve Kaynarca fındık bahçeleri ile

kaplıdır381. 1955 yılında Türkiye fındık üretiminde rekor bir seviyeye ulaşmıştı. ABD

Tarım Bakanlığı raporlarına göre, Türkiye dünya fındık üretiminin %90’nını karşılayarak

ve 1954-1956 aralığında 152.300 ton üretim gerçekleştirerek, son yılların en yüksek

seviyesine ulaşmıştı382. Bu üretime katkısı olan, ülke genelinde fındık tarımının en yoğun

yapıldığı bölgelerden birisi de Sakarya ili olmuştur.

İlde bağcılık ve üzüm yetiştiriciliği de yaygın olarak yapılmaktadır. Sakarya’da bağcılık

gelişim içerisinde olmuştur. Özellikle sofralık üzüm üretimi yapılmaktadır. Rakılık

üzümler de İstanbul pazarına sevk edilmektedir. Elma, armut, kiraz, erik, şeftali, ceviz,

kestane gibi diğer pek çok tür meyve ise genel olarak Sapanca gölü çevresinde

yetiştirilmektedir. Bu meyveler halkın ihtiyacını karşılayacak miktarlarda olup, şehir

halinden diğer illere de dağıtımı yapılmaktadır. Üretilen meyvelerden biri de elma

olmakla birlikte, bu tarihlerde Türkiye üretimi içindeki oranı oldukça düşüktür. Daha az

alanda üretilmelerine rağmen, kiraz, Trabzon hurması, kestane, erik, ayva ve armut üretim

oranları ülke üretimi içerisinde daha büyük bir paya sahip olmuştur383. İstanbul’u meyve

bakımından besleyen en önemli merkezlerden birisi olan Sapanca vadisinde, 1955 sonrası

meyve konserveciliği de gelişmeye başlamıştır. Bu bölgede yerli malzeme ile üretim

yapan Yanık köyündeki tesis (Bima) çıkardığı konserveler ile yoğun ilgi çekmiştir384. Her

türlü meyve sebzenin yetiştiği Sapanca vadisinin bu dönemde gıda sektöründe fabrika ve

işletmelerin yapılmasına müsait bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir.

1950’li yılların başında cevizden elde edilen yıllık gelir 25.000 ila 30.000 lira civarında

olup385, elma ve fındıktan sonra iyi gelir getiren üçüncü meyve olarak öne çıkmaktadır.

Tarım Bakanlığının düzenlediği, standart meyveciliğin gelişmesi amacıyla bütün Kocaeli

vilâyeti dahil olmak üzere, Sapanca nahiyesi merkezinde 19 Şubat 1954 tarihinde “Elma

Müsabakası” yapılmış olup, Karamürsel, Gölcük, Değirmendere, İzmit, Derince, Geyve,

Taraklı, Sapanca Adapazarı meyve üreticileri katılmıştır. Standart çeşitlerden olan

381 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475-6478. 382 Yeni Ada Postası, 28 Ocak 1955, Sayı: 835. 383 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6479. 384 Hayrettin Uysal; Sakarya 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, Adapazarı: 1957, s. blrsz. 385 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 46.

133

Ştarkink, Amasya, Ferik, Cidavut, İngiliz elmaları 10 kg’lık sandıklarda teşhir edilmekte

olup, renk, koku, lezzet ve iyi muhafaza edilmiş ambalajlanması esasına göre, elma

sahiplerine derece verilmiştir. 75 ila 125 Türk lirası aralığında ikramiyeler

dağıtılmıştır.386 Bu teşvik yarışmaları, sonraki yıllarda farklı ziraat mahsulleri üzerinde

de devam edecektir.

1954-1959 yılları arasında, Ziraat Müdürlüğü tarafından il genelinde 267.000 adet fındık,

dut ve bağ çubuğu dağıtılarak köylerde üretim çiftlikleri, bağ ve bahçeleri kurulmuştur.

Ayrıca 6000 adet kavak fidanı dikilmiştir. 47.000 adet armut, şeftali, erik, kiraz ve vişne

fidanı verilerek örnek meyve bahçeleri oluşturulmuştur387. Böylelikle köycülüğün

sevdirilmesi ve meyveciliğin desteklenmesi yoluna gidilmiştir. Örnek bağ ve bahçeler

kurulması yolu ile bölgenin hiç meyve yetiştirilmeyen pek çok köyünde meyve üretimi

başlatılmıştır. Bu kapsamda Hendek’te, 200 dönüm arazi üzerinde örnek bir meyve

bahçesi kurulmuştur. Sakarya Teknik ziraat Müdürlüğü Teşkilatı vasıtasıyla Hendeğin

Kazımiye köyünde kurulan meyve bahçesinin benzerleri ilin diğer bölgelerinde de

kurulacaktır388. Çiftçi ailelerine tarımın her alanında yeni ve modern metotların

öğretilmesi ve çok daha kaliteli, ucuz ürünler yetiştirilmesi amacıyla, tohum ilaçlama ve

ziraat kültürünün geliştirilmesi adına yapılan çalışmalarda bu dönemde önem

kazanmıştır.

2.2.2. Hayvancılık

1940’lı yıllarda, ülke ekonomisinin savaş sırasındaki etkilerden kaynaklanan duraklama

dönemi gerek tarım gerekse hayvancılık konusunda genelde kapsamlı bir faaliyet

kaydedilmesinin önüne geçmiş, yapılan çalışmalar dar alanlarla sınırlı kalmıştır.

Demokrat Parti iktidarında, zirai kalkınmaya verilmiş olan önemle birlikte, hayvancılığın

da gelişmesi adına çalışmalar hız kazanmıştır. Ancak tarıma ayrılan arazilerin çoğalması

ve mera ve otlakların işgal edilmesi gibi gelişmeler dolayısıyla, hayvancılık ve hayvansal

madde üretimi beklenilen seviyelere kısa sürede ulaşamamıştır389.

386 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Şubat 1954, Sayı: 666. 387 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168. 388 Demokrat Sakarya, 20 Aralık 1958, Sayı: 1388. 389 Sakarya’da hayvancılık ve hayvan mamulleri hakkında daha detaylı bilgi için, Filiz Gemici, "Demokrat

Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat

Araştırmaları Dergisi E-Dergisi 6 / 1 (Temmuz 2019), s.111-132.

134

Kocaeli-Sakarya bölgesi, öteden beri hayvancılık alanında Doğu Anadolu ve İstanbul

pazarı arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Doğu Anadolu’dan getirilen hayvanların

beslenmesi (besicilik) ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi (kesim, et ürünleri

üretimi ve mandıracılık), ilin ekonomisinde önemli yer tutan faaliyetler arasında

bulunmaktadır390. Adapazarı’nda yetiştirilen hayvanlar arasında en öne çıkan manda ve

karasığırdır, sulak arazinin çokluğu bunun en önemli sebebidir. İkinci sırada yer alan

koyun ise, bataklıklardan uzak kurak ve yüksek kesimlerde beslenebildiği gibi, kıl keçisi

çalılık yerlerde ve dağ köylerinde üretilmektedir391.

1950’li yılların ortalarından itibaren, çeşitli teşvikler ve fenni usullerle yapılan çalışmalar

sonucunda, hayvancılık konusunda ve hayvansal madde üretiminde hareketli bir döneme

girildiği görülmektedir. Adapazarı’nın iklimi pancar ekiciliğine müsait olduğundan

yoğun olarak yapılmaktadır. 1953 yılında bölgeye bir Şeker fabrikası kurulması, pancar

üretimini artırmış ve bu gelişme pancardan elde edilen yan mamuller ve hayvan yemleri

dolayısıyla hayvancılığı da olumlu etkilemiştir392.

2.2.2.1. Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık

Ülke genelinde, makineli ziraata geçişin sağlanması sonrasında dolayısıyla çayır ve

meraların azalacağı ve hayvancılığın bu durumdan çok fazla olumsuz etkileneceği

öngörülmüşse de, çiftçiye ücretsiz yem tohumlarının verilmesi, yoncalık ve

korungalıkların393 yaptırılması hayvancılıkta beklenen büyük gerilemenin bir nebze

önüne geçmiştir. Ancak yine de 1950’li yıllarda traktörlerle tarıma oldukça elverişli

bulunan il arazisinin sürülmesi ve doğal mera alanlarının küçülmesi ildeki hayvancılığı

geriletmiştir. Meraların daralması küçükbaş hayvancılığı olumsuz etkilerken, sığırcılığın

gelişmesini tetiklemiştir. Yani, meraların küçülmesi kültür ve besi hayvancılığına geçişi

hızlandırmıştır. İlde ve çevresinde kurulan sanayi tesislerinin yan ürünleri arasında

bulunan melas, çiğit, ayçiçeği ve şekerpancarı küspesi de yem üretiminin artmasını

sağlayacaktır394. Dolayısıyla bu dönemde, ahır besiciliğine doğru bir geçiş yaşandığını

390“Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6470. 391 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 392 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, (1923-2004), 109-113. 393 Yabani yonca ekilen çayır anlamına gelmektedir. 394 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 209; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c .IX., s. 6482.

135

belirtebiliriz. Bu dönemde halk kendi imkanları ile besicilik yapmaktadır, Amerikan

yardımları ile yapılan besicilik yalnızca dana besisidir395.

1950 yılına ait sayıma göre, Adapazarı’nda toplam 27.942 sığır, 27.894 koyun, 6.563 adet

tiftik ve kıl keçisi, 5.879 adet manda mevcuttur. 1943 yılına ait verilere bakıldığında,

26.000 koyun, 27.000 sığır, 4600 keçi bulunduğu kaydedilmektedir396. Aradaki rakamsal

fark büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık noktasında 1950’li yıllarda Adapazarı’nda

yaşanan gelişmeyi ortaya koymaktadır. Artan nüfus ve köylülerin hayvanlarının kayıt

altına alınabilmesi yükselişte etkili olmalıdır. Dönemde meydana gelen hayvan

hastalıkları ve salgınlar, bazı yıllarda ani düşüşlere sebep olan faktörlerdendir397.

Tablo 22: 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Büyük ve Küçükbaş Hayvan Üretimi

Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960

Koyun 103.578 106.553 112.707 129.379 135.634 130.508

Kıl keçisi 57.854 52.241 55.554 64.057 62.246 66.722

Sığır 123.737 135.464 127.122 131.548 138.341 145.104

Manda 20.461 22.460 22.321 28.423 26.371 27.456

Tiftik keçisi - - - 33 24 -

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Sakarya İlinde hem süt sığırcılığı hem de et sığırcılığı (besicilik) yapılmakta olup,

İstanbul ve çevre illerin et ihtiyacının büyük kısmı Sakarya’dan sağlanmaktadır. Besicilik

projesinin amacı, verimi az sığırları 90-110 gün süreyle beside tutarak et üretimini

artırmaktır. Ülkenin çeşitli bölgelerinden toplanan hayvanlar, Sakarya’daki çiftliklere

dağıtılmakta ve 3-5 ay gibi kısa bir sürede besiye çekilerek kesimlik et olarak pazara

sürülmektedir. Bu dönemde kesilen hayvanların canlı ağırlığı ortalama 110-130 kg.

civarındadır. 1960 yılında Sakarya’da 145.000’in üzerinde sığır varlığından

bahsedilmektedir. Türkiye toplamındaki payı %1,19’dur. Besicilikle uğraşanlara Ziraat

Bankasından kredi verilmekte ve verilen krediler banka bünyesinde çalışan veteriner

hekimler tarafından kontrol edilmekte ve besicilere aynı veteriner tarafından besicilik

kapsamında eğitimler verilmektedir. Sakarya bölgesinde daha çok yerli ırktan büyükbaş

hayvancılık yapılmıştır. Öne çıkan türler manda ve sığırdır. Küçükbaş hayvancılıkta

yetiştirilmekte olan temel türler ise, kıvırcık koyun ve kıl keçisidir. İlin koyun ırklarının

yarısından fazlası kıvırcık koyundan oluşmaktadır. Sınırlı sayıda merinos, akkaraman ve

395 Eröz-Alpan; Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 30. 396Balcıoğlu; Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 397 Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 116-117.

136

dağlıç cinsinin de yetiştirildiği bilinmektedir. İlde koyunculuk büyük sürülerden daha

çok, küçük aile işletmeleri tarafından yapılmaktadır398. Mera alanlarının daralması

küçükbaş hayvancılığı da olumsuz etkilemiş ve koyunculuk da ilerleyen yıllarda gerileme

yaşamıştır.

Koyunculuğun ıslahı ve üretimin yaygınlaştırılması işine önem verilmiş ve 1950 yılı

sonrasındaki dönemde, Karacabey harasından* getirtilen damızlık koçlar ve koyunlar

ortalama 18-20 adet olmak üzere çiftçi ailelere dağıtılmıştır399. Erken kuzu kesiminin

önlenmesi ve koyun besleyiciliğinin teşvik edilmesi amacıyla, besi projelerinin

uygulandığı ve Ziraat Bankası’nın koyun kredileri ile hayvan sahiplerine destek verdiği

görülmektedir400. İncelediğimiz döneme ait yıllık et üretimi ile ilgili resmi istatistiki bir

çalışma bulunmaktadır.

Tablo 23: 1955-1957 Yılları Arasında Sakarya’da Et Üretimi (Ton)

Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960

Koyun-Kuzu 234 388 268 237 317 437

Kıl keçisi-Oğlak 48 76 117 93 87 108

Sığır-Dana 883 920 918 1.037 843 891

Manda-Malak 197 117 222 227 225 132

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.

Dönemin yerel basınına yansıyan haberlere bakıldığında, bazı değerlendirmeler

yapılabilmektedir. 1950-52 yıllarında Adapazarı mezbahasında yılda 7.247 koyun, 4.523

kuzu, 4598 sığır, 402 manda, 525 keçi kesildiği kaydedilmiştir. Mezbaha yılda 30,00 lira

Sapanca mezbahası ise 1300 lira gelir sağlamaktadır. Et haricinde sakatattan ve deriden

elde edilen gelirler bu miktarın dışında kalmaktadır401. Bu durum ilerleyen yıllarda

İstanbul pazarının taleplerinin çoğu ildeki çiftliklerden karşılandığı için bazı dönemlerde,

kaçak yollarla il ihtiyacı karşılanmadan İstanbul’a et gönderilmesi sebebiyle şehirde et

fiyatlarının çok yükseldiği, et kıtlığının yaşandığı ve bu durumun halkın tepkisine yol

açtığı402, yerel basına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır. Et konusundaki sıkıntının

çözülmesi amacıyla, Et ve Balık Kurumu’nun ilde serbest kasaplık hayvan almasına dair

398 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6483. 399 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 199. 400 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 401Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 54. 402 Demokrat Sakarya, 14 Mart 1958, Sayı: 1152.

137

kısıtlamalar getirilmiş, kurumun yaptığı alımları belediyelere bildirmek şartı ile sadece

ihtiyaç fazlası olan miktardan satın alabileceği yönünde karar alınmıştır403. Belediyelerin

bu uygulaması ve tedbiri sonrasında, kısa süre içerisinde et fiyatlarında düşüş

gerçekleşmiş, et bulma sıkıntısı çözülmüştür. 1958 yılında kuzu etinin kilo fiyatı 600

kuruşa inmiştir404. 1958 yılında, 15 günde mezbahada et için yapılan kesimler 489

büyükbaş ve 433 küçükbaş hayvan toplam 922 adettir405. Sütçülük de Adapazarı

ekonomisine katkı sağlayan önemli bir alandır. Köylerde iyi süt veren inek cinsleri ve

yetiştirilmekte ve bunlardan elde edilen süt, süt ürünleri işletmelerinde kullanılmak üzere

yahut doğrudan halka satılmaktadır406.

Tablo 24: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Süt Üretim Miktarı (Ton)

Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960

İnek 1.530 12.079 21.443 35.580 34.708 35.418

Manda 4.190 4.860 4.994 7.365 6.508 6.869

Koyun 2.120 2.299 1.948 2.311 4.854 2.554

Kıl keçisi 2.962 3.206 2.029 1.973 3.966 1.973

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.

Tablodaki verilere bakıldığında, Sakarya’da süt üretiminde en fazla miktar inek ve manda

gibi büyükbaş hayvanlardan alınmaktadır. Üretimdeki bu artışın, ilde besicilik

faaliyetlerinin artması ve hayvansal gıda üretim merkezlerinin kayıt altına alınmasının

etkileri olduğu düşünülebilir.

Tablo 25: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Muhtelif Hayvansal Ürünler

(Adet ve Ton)

1955 1956 1957 1958 1959 1960

Deri(Büyükbaş) 15.682 20.303 18.098 15.797 18.175 24.460

Deri(Küçükbaş) 29.447 30.657 28.985 23.289 27.635 34.629

Yün,Yapağı 123 133 142 144 144 165

Kıl 46 50 56 48 98 48

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71-136.

Hayvancılığın teşvik edilmesi amacıyla, bazı dönemlerde Sakarya çevresinde iyi cins

hayvan yetiştiren çiftçilerin katıldığı yarışmalar düzenlenmiş ve başarılı çiftçilere ödüller

403 Demokrat Sakarya, 27 Mart 1958, Sayı: 1163. 404 Demokrat Sakarya, 3 Nisan 1958, Sayı: 1169. 405 Demokrat Sakarya, 24 Aralık 1958, Sayı: 1391. 406 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 31; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde

Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)”, s. 118.

138

dağıtılmıştır407. Bu yarışmalar vasıtasıyla kaliteli ve cins hayvan yetiştiriciliği

özendirilmeye çalışılmışsa da kültür hayvanı yetiştiriciliğine ancak 1960’larda geçiş

yapılabilmiştir.

1960 yılı itibariyle, et ve süt üretiminde verimi yükseltmek amacıyla ithal Holstein ırkı

sığırların bölgeye getirilmesi ve yerli ırkların bu cins sığırlarla melezlenmesi yoluna

gidilmiştir. Buradaki yöntem, doğal ve yapay tohumlama yolu ile Holstein süt ineği ile

yerli inekleri yarım kan Holstein ırkına dönüştürmektir408. Süt üretiminin artırılması ve

süt endüstrisinin gelişmesine yönelik bu faaliyetler Sakarya İnekhanesinde fenni usullerle

gerçekleştirilmiştir. İnekhane, Tarım Bakanlığı teşkilat kanununa göre döner sermayeli

olarak, Sakarya’nın Karasu ilçesinde bulunan ve orman rejimi dışında bırakılan 3070

dekar devlet arazisi üzerinde,1961 yılında kurulmuştur409. Ayrıca bünyesinde Sakarya

Sığır Islah İstasyonu da kurulmuştur. 3832 dekarlık bir alanda kurulan inekhanede, müdür

dahil 3 veteriner hekim, 1 ziraat teknisyeni, 5 idari memur, 19 müstahdem, 32 daimi işçi

olmak üzere yaklaşık 60 kişilik personel çalışmaktadır. İnekhanenin kuruluş amacına

göre, başlıca çalışmaları alanları ve sahip oldukları varlık şu şekilde sıralanabilir:

“Damızlık varlığı:

1. Safkan Holstein sığır mevcudu;

Boğa 6 baş, İnek 132 baş, Düve 53 baş, genç boğa 122 baş, Buzağı 95 baş toplam 408

baş.

2. Tavuk ve horoz, civciv mevcudu toplamı 515.

-Sabit tesisler:

1. Hayvan barınakları;

100 baş hayvanlık kombine ahır, yarı açıktır. İçinde buzağı ve doğum locaları ile makinalı

sağım sitesi, süthane ve soğuk hava deposu ve suni tohumlama ünitesi yer almaktadır.

407 Sakarya Gazetesi, 29 Eylül 1959, Sayı: 100. 408 Karasu İnekhanesinde yetiştirilen inekler ve süt üretimi hakkında detaylı bilgi için, (Emin Arıtürk- Rafet

Arpacık- Kadir Altınsaat, “Karasu İnekhanesi Holştayn İneklerinde Bazı Süt Verimi Özellikleri”, Ankara

Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 3/15 (1968), s.302-305.

*Hara: At üretilen çiftlik. 409 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/162.51.17.

139

2. Diğer binalar;

Tesis içerisinde 50 kişilik işçi evleri, 17 lojman, idare binası, eğitim binaları, ambar, garaj,

satış büfesi, pompaj dairesi, elektrik santral binası, trafo merkezi, içme suyu depoları,

açık sulama havuzları, atölye binaları bulunmaktadır.

-Yetiştirme İşleri:

1. Sığırcılık Şubesi Çalışmaları;

Bu şubede damızlık hayvanlar üzerinde çalışmalar yapılmakta, sağlıklı doğum için

önlemler alınmaktadır. Süt sağımı ve hayvan hastalıkları ile mücadele de bu şubenin işleri

arasındadır.

2. Tavukçuluk Şubesi Çalışmaları; ilgili başlıkta belirtilmiştir.

3. Ziraat Şubesi Çalışmaları;

Şube tarafından, 1500 dekarlık arazide hayvan yemi (yonca, fiili yulaf, hayvan pancarı,

hasıl ve silaj mısırı) ziraati yapılmaktadır. Ağaçlandırma işleri de yapılmakta olup,

özellikle fındık fidanı dikilmiştir. Arazi ıslahı ve sulama modern metotlarla

uygulanmakta, ekin alanlarına drenaj ve tasfiye beton sulama kanalları yapılması ile

ilgilenmişlerdir.

4. Damızlık Dağıtımları;

Sığır yetiştiricilerine çok sayıda özellikle Holstein cinsi boğa ve inek damızlıkları

verilmesi işiyle ilgilenmişlerdir.

5. Halk Eğitimi Çalışmaları; tesisin kurulduğu yıllarda henüz kurs verecek imkanları

bulunmamaktadır. Büfede ziyaret eden halka üretilen et, tavuk, yumurta ve süt ürünleri

satılmaktadır410. Sakarya İnekhanesinin kurulmasından sonra hayvancılık konusunda ilin

önemli ihtiyaçları karşılanmış, hayvansal üretimde modern bir sisteme geçiş yapılmıştır.

İnekhanede kullanılan sağım makinaları ve soğutma tankları gibi teknik ekipmanlar bu

dönemde genellikle İngiltere’den satın alınmıştır411.

410 Eröz-Alpan; Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 29-30 411 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/176.16.2; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da

Hayvancılık (1950-1960), s. 119-122.

140

İlde salgın hayvan hastalıkları ile mücadele konusunda, aşılama ve tedavi üzerine yapılan

çalışmalar daha çok 1962 senesindeki planlı döneme rastlamaktadır. Bir proje

çerçevesinde uygulamaya alınmıştır. Amacı salgın hastalıklara zamanında müdahale

ederek hayvan ölümlerinin önüne geçmek, şap, şarbon, yanıkara, kuduz, yalancı tavuk

vebası gibi salgınları yerinde tespit ederek en kısa sürede sonlandırmaktır. Bu tarihten

sonra il merkezi olan Adapazarı’nda bir hayvan kliniği de kurulmuştur412.

2.2.2.2. Kümes Hayvancılığı

Hükümet tarafından, kümes hayvancılığının geliştirilmesi konusunda, özellikle

tavukçuluk alanında çalışacak olan çiftçilerin desteklenmesi için krediler sağlanmıştır.

Tavukçuluk kredisi, oldukça rağbet görmüş ve fenni tavukçuluğun bölgede gelişip

yaygınlaşması adına etkili olmuştur.

Kocaeli bölgesinde 1950-1957 yıllarında ortalama yumurta üretimi 18 milyonu aşmıştır.

Adapazarı ilçe statüsünde iken, 1950 yılında İstanbul’a 341.960 kümes hayvanı ve 1000

sandık yumurta satılmıştır413.

Tablo 26: 1955-1960 Sakarya’da Tavuk ve Yumurta Üretim Miktarı

1955 1956 1957 1958 1959 1960

Tavuk,Horoz(bin) 305 315 310 338 369 370

Yumurta 14.946 17.700 18.050 16.940 18.510 21.066

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Kocaeli-Sakarya bölgesinde 1958 yılı içerisinde köylüye 1575 adet damızlık civciv ve

2870 adet damızlık yumurta verilmiş, Ziraat Müdürlüğü tarafından, çiftçiye eğitimler

verilerek, kümes hayvanlarının cinslerinin ıslahı konusunda çalışmalar yapılmıştır414.

Sakarya’da bazı dönemlerde ortaya çıkan tavuk hastalıkları üreticiyi zor durumda

bıraktığından, salgın hastalıklarla mücadele konusunda önleyici aşı uygulaması

yaygınlaştırılmaya çalışılmış, basın yolu ile çiftçilere bu konuda uyarılar ve çağrılar

yapılmıştır415.

412 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 212. 413 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56. 414 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 168, 198. 415 Sakarya Gazetesi, 19 Mayıs 1960, Sayı: 289.

141

1960’larda, fenni aile tavukçuluğunu geliştirmek amacı ile 1939 yılından beri faaliyette

olan Arifiye ve Düzce Bahçe Kültürleri İstasyonu ile daha sonra kurulacak olan Karasu

inekhanesinden ve Bilecik Karaköy Tavuk çiftliğinden 100 bin adet Newhemşir ve

Legorn ırkı civcivler getirilerek, bunların yetiştiriciliğini öğretmek amacıyla kurslar

açılmıştır. Sakarya genelindeki tavukçuları eğitmek ve tavuk hastalıklarının önüne

geçebilmek amacıyla, şehirde tavuk hastalıkları kursu açılmıştır. Ankara’dan gelen

uzmanlar tarafından bu kurslarda izletilen filmlerle hastalık dersleri verilmiştir416.

1961 yılından itibaren Sakarya İnekhanesinde, kümes hayvancılığı ile ilgili şubenin

çalışmaları önemlidir. Tesiste, bulunan ve yaygınlaştırılması düşünülen tavuk, horoz ve

civciv çeşitleri ve miktarları şöyledir;

Legorn Tavuk 468 adet, Legorn Horoz 47 adet toplam 515 adet.

Çeşitli civciv türlerinden toplam 3282 adet,

Newhampshire tavuk toplamı 1066 adet, Plymuth ve melezi 127 adet olmak üzere toplam

4573 adet. Genel toplamda tüm türlerden 5088 baş kanatlı hayvan bulunmakta olup,

2400’lük bir kuluçka makinesi ile aynı büyüklükte ana makinesi vardır. Yıllık yumurta

üretimi bu dönemde ortalama 224.010 adedi bulmaktadır. Bir yılda 160 bin ila 200 bin

adet olmak üzere, Adapazarı 2. Tümen Komutanlığı’nın yumurta ihtiyacı da kurum

tarafından karşılanmıştır417.

Tavuk cinslerinin ıslahı sonucunda, üretimdeki kalitenin ve miktarın artması

amaçlanmıştır. Bu dönemde Ziraat bankası açmış olduğu tavukçuluk kredisinden, 250

tavuk yetiştirecek çiftçiye 6067 TL. donatma kredisi, 3000 TL. Si çevirme kredisi olmak

üzere 9067 TL’si kredi sağlamıştır418.

Bölgede tavukçuluk ve yumurta üretimi 1960’lı yıllarda gelişmeye devam edecektir.

2.2.2.3. İpekböcekçiliği

Türkiye genelinde, ipekböcekçiliği yapılan illerin önde gelenlerinden olan Sakarya’da,

eski tarihlerden itibaren yetiştirilen ipekböceğinin geleneksel bir uğraş olduğu

416 Demokrat Sakarya, 9 Nisan 1958, Sayı: 1174; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215. 417 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215-220; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da

Hayvancılık (1950-1960)", s. 123. 418 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 198.

142

söylenebilir. Bölgedeki çiftçiler bağcılık, meyve ve sebzecilik uğraşlarının yanında ikinci

bir çalışma alanı olarak ipekböceği ve koza üretiminde bulunmaktadır. Adapazarı ve

çevresinde çok miktarda dut ağacı yetiştirilmektedir. Halkın ipekçiliğe önem vermesi

dolayısıyla dut yetiştiriciliği de daha geniş alanlara yayılmıştır. 1940’lı yılların sonunda

gerileme yaşayan ipekböceği ve koza üretimi, 1950’li yıllarda önemini korumuş ve üretim

canlanmıştır.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Adapazarı’nda 10 adet koza fabrikası varken, zamanla bu

fabrikalar kapatılmış yada kapanmış, 1940’larda iki koza fabrikasının biri yanmıştır,

diğeri ise resmi formaliteler dolayısıyla çalıştırılamamaktadır419. 1950’den itibaren

hükümetin koza üretimi konusunda yaptığı teşvikler sonucunda yeniden üretimin artması

sağlanacaktır. Kozacılık dut ağaçlarının sayıca fazla olduğu Akyazı ve Geyve ilçeleri ile

Adapazarı’nın Kayalar mevkiinde yoğun olarak yapılmıştır. Sapanca, Söğütlü,

Kazımpaşa ve merkeze bağlı 60 civarında köyde ipekböceği yetiştirildiği anlaşılmaktadır.

Bu bölgelerden 300.000 kg. koza toplanmakta, borsa ise, yılda 180.000 ila 200.000 kg.

yaş koza işlemi yapmaktadır420. Adapazarı ve çevresindeki üretim miktarı, Türkiye

çapındaki üretimin %7-8 civarındaki payını oluşturmaktadır421. Bu orandan da anlaşıldığı

üzere, İpekböceği ve koza yetiştiriciliği Sakarya çevresinde özellikle kırsal kesimdeki

halk tarafından talep gören bir ekonomik üretim alanı olmuştur.

Tablo 27: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da İpekböceği Üretimi

1955 1956 1957 1958 1959 1960

İpekböceği Yapan Köy - - - 218 212 207

İpekböceği Yapan Aile - - - 4.500 4.359 4.023

Açılan Tohum (kutu) 4.704 4.960 5.490 5.910 5.882 4.900

Yaş Koza (ton) 227 214 358 295 289 230

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 136.

Sakarya’da ipekböcekçiliğinin geliştirilmesi amacıyla, Bursa’daki İpekböcekçiliği

Enstitüsünden uzmanlar getirilerek, şehirde inceleme yapmaları ve eğitimler vermeleri

sağlanmıştır422. İl genelinde 1958 yılı içinde, çiftçiye 15500 adet ücretsiz dut fidanı

dağıtılarak, bölgede ipekböcekçiliği faaliyetlerinin geliştirilmesi konusunda destek

419 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, 1953, s. 30. 420 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56. 421 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 422 Yeni Ada Postası, 19 Mayıs 1952, Sayı: 27.

143

verilmiştir. İhtiyacı olan üretici çiftçilere ücretsiz olarak 75 kutu ipek böceği yumurtası

verilmiştir. Bu döneme kadar henüz beklenilen değeri görmemiş olan koza ve ipek

fiyatlarının artırılması, ipekçiliğin geliştirilmesi planlanmıştır. 1957-1958 yıllarında il

çevresinde üretilen 108.580 kilo yaş kozadan yıllık olarak 1 milyon liradan fazla miktarda

gelir sağlanmıştır423.

Sakarya’da 1960 yılı itibariyle koza üretimi geçen yıllara oranla yarı yarıya düşerken,

fiyatlar oldukça yükselmiştir. 1959 yılında 4,5-6,5 lira aralığında satılan Adapazarı

kozası, 1960 sonlarında 670-720 kuruştan satılmıştır. Adapazarı borsasına Sapanca,

Geyve ve merkez köylerden 55,343 kilo koza gelmiş Koza kooperatifi 70 ton koza

almıştır424. Sanayileşmenin de etkisi ile, yurt genelinde olduğu gibi Sakarya’da da suni

elyaf ve naylon iplik kullanımının yaygınlaşması sonucunda, ipekböceği ve kozacılık eski

önemini kaybetmeye başlamışsa da kooperatifçiliğin de gelişmesi ile 1970’li yıllarda

yeniden canlandığını belirtmek mümkündür425.

2.2.2.4. At Yetiştiriciliği ve İş Hayvanları

Sakarya’da at yetiştiriciliği belirli bölgelerde yapılmakla birlikte, üretim miktarları

hakkında 1950’li yıllara bir kayıt bulunmaktadır. 1950 yılında yapılan hayvan sayımına

göre, Adapazarı’nda yetiştirilen at sayısı 2718 iken merkep sayısı 718, katır ise 36 adetten

ibarettir. Bölgede bulunan veteriner müdürlüğü sığırda olduğu gibi at cinslerinin de ıslahı

konusunda bazı çalışmalar yapmış bu kapsamda köylülere safkan damızlık aygırlar

dağıtmıştır426.

Tablo 28: 1955-1960 Yılları arasında Sakarya’da Binek Hayvanları ve Miktarı

Cinsi 1955 1956 1957 1958 1959 1960

At 6.148 8.584 7.908 8.082 6.622 6.985

Katır 1.163 1.297 1.221 1.531 1.350 1.620

Eşek 6.338 8.378 6.258 7.416 6.702 7.083

Deve 50 64 56 43 40 34

Kaynak: Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 56.

423 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 198. 424 Sakarya Gazetesi, 21 Temmuz 1960, Sayı: 348. 425 Gemici, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 125. 426 Balcıoğlu; Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 53-54.

144

Köylerde ve kasabalarda, tarımda kullanılan karasaban, döven, kağnı gibi geleneksel

aletlerde ve yük taşımada kullanılan büyükbaş hayvanların yerini, makineleşme sürecinde

yavaş yavaş traktörler ve motorlu taşıtlar aldığından duyulan ihtiyaç da azalmıştır.

Sakarya’da at üretimini cüzi miktarda da olsa, at ırklarının ıslahı için her yıl Adapazarı’na

3, Kaynarca’ya 2 baş damızlık aygır getirtilip, ildeki kısraklara aşılama yapılmaktadır427.

At üreticiliği yapan çiftlikler, ilerleyen yıllarda bahsedilen sebeplerle önemini kaybetmiş,

daha çok turistik amaçlarla kullanılan bir yapıya dönüşmüştür.

2.2.2.5. Arıcılık

Sakarya ilinde tarım alanında arıcılıktan yüksek verim elde edildiğini söylemek mümkün

değildir. Bunun sebebi, tarıma zararlı her türlü mantar ve haşereye bağlı hastalıklarla

mücadele için, DDT (dikloro difenil trikloroethan) benzeri toksinli ve çok zehirli ilaçlar

kullanılmasıdır. Bu ilaçlama faaliyetleri arılara da zarar verdiğinden arıcılık bölgede

nispeten az gelişmiştir. Ormanlık bölgelerde orman gülü bitkisinin çok miktarda

bulunması ise üretilen balın kalitesini ve değerini düşürmektedir428. Bu sebeplerle

arıcılığın bölgedeki ekonomik payı geri planda kalmıştır.

Adapazarı bölgesinde arıcılıktan elde edilen bal ve mum miktarı bölgenin kendi ihtiyacını

karşılayacak düzeylere ulaşamamıştır. 1950’li yılların başlarında Adapazarı dahilinde

1200 civarında eski kovan, 150 civarında fenni kovan mevcut olup, yıllık ortalama petekli

bal üretimi 4300 kg’la sınırlı kalmıştır. Sonraki yıllarda üretimi artırmaya yönelik

girişimlerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Tablo 29: 1955-1960 Yılları Arasında Sakarya’da Arıcılık ve Mamulleri

1955 1956 1957 1958 1959 1960

Arı Kovanı 5.240 7.178 7.215 7.463 7.381 7.430

Bal (kg) 23.750 42.350 37.390 41.000 44.000 38.000

Balmumu(kg) 2.410 3.540 4.450 4.000 4.000 4.000

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Arıcılığın geliştirilmesi çalışmaları yapılmakla birlikte, Teknik Ziraat Teşkilatı tarafından

köylerde kurslar açılarak arıcılık eğitimi verilmiş, sertifikalar dağıtılmıştır. Tarım ve Köy

427 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 29; Gemici, "Demokrat Parti Döneminde

Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)", s. 126. 428 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215.

145

İşleri Bakanlığı bu kursların yurt çapında düzenlenmesini ve sertifikalı üreticilerin

arttırılmasını amaçlamıştır. İlk yıllardaki çalışmalar sayesinde, çiftçinin elinde hali

hazırda bulunan kovanlarının 10/2’si fenni kovana dönüştürülmüş, elde edilen bal

miktarında artış yaşanmıştır. İl çevresinde yıllık ortalama bal üretimi 72.900 kilogram

olmakla birlikte, arıcılıkla uğraşan aileler yıllık olarak, 1 milyon lira gelir elde

etmişlerdir429. Buna rağmen, arıcılık ve bal yapımı ilin önde gelen üretim alanlarından

biri olmaya uzaktır. Genellikle ikinci bir uğraş olarak görülmektedir.

2.2.2.6. Balıkçılık ve Avcılık

Sakarya’da nehir, ırmak, göl ve gölcüklerin sayıca çok olması ve kuzeyde Karadeniz ile

sınır bulunması su ürünlerinin çeşitlerini artırmaktadır. İlde Karadeniz kıyılarında deniz

balıkçılığı, göllerde ise tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır. Deniz balıkları arasında;

Karadeniz’de mersin, kalkan, lüfer, palamut, sargan, çipra, torik, pisi, kefal, kırlangıç,

kumru, hamsi, istavrit, sardalya gibi balık çeşitleri sayılabilir430. Nehir, göl, gölet ve tatlı

sularda ise, istakoz (kerevides), karabalık, tatlı su yayını, kızılkanat, alabalık, acıbalık,

Tatlısu levreği, kepenez, kayabalığı, Tatlısu turnası, silvana, oklama, kaptırga, gömme,

sazan taşbalığı, aptalca, gümüş, yılan, inci, çapak, Tatlısu kefali, eğrez ve tirsi balığı gibi

pek çok cins balık familyası yaşamaktadır. Ancak bu balıklar kalite bakımından belirli bir

standarda sahip değildir. Sakarya su ürünleri avcılığı bu dönemde henüz basit geleneksel

yöntemlerle yapılmaktadır. Deniz ve Tatlısu avcılığında yıllık av miktarları kesin olarak

bilinmemekle birlikte, çeşitli ırklardan 300 ton balıkla 20 ton tatlı su ıstakozu, şıp ve

mersin balıklarından 600 kg. siyah havyar üretildiği tahmin edilebilmektedir. Deniz

avcılığında yakalanan balıklar ve siyah havyar İstanbul pazarına sevk edilmekte, tatlı su

ıstakozu yine İstanbul pazarı üzerinden canlı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir.

Maddi değeri de gıda değeri gibi yüksek olan siyah havyarın elde edildiği şıp ve mersin

balıkları havyarları alındıktan sonra eti için yine İstanbul pazarına sevk edilmekte ve

satılmaktadır431. Nehir, göl ve göletlerden avlanan balıklar ise daha çok il içerisinde

tüketilecek miktarlardadır.

429 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.199. 430 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 21. 431 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 215-216.

146

Adapazarı kıyıları yaz ve kış aylarında avcılık için oldukça müsait bir yapıdadır. Sahip

olduğu potansiyele rağmen, ele aldığımız dönemde bu kıyılar, deniz balıkçılığı

bakımından çok fazla önem kazanmamıştır. Balıkçılar için barınacak yerler, buzhane,

balıkhane ve çekek yerleri gibi temel altyapı ihtiyaçlarının karşılanmamış olmasının

bunda etkisi büyüktür432. Bu sebeple balık ticareti Kocaeli kıyılarındaki kadar ön planda

değildir ve geçimini yalnızca balıkçılık ile sağlayan kişi sayısı azdır. Balıkçıların

çoğunluğu bu işi ikinci bir uğraş olarak tercih etmekte, diğer taraftan ticaret ve turizm ile

ilgilenmektedirler. Sapanca’da balıkçılığın bu durumdan olumsuz etkilendiği

söylenebilir.

Karasu’ya bağlı Yenimahalle köy, balıkçılık konusunda önemli bölgelerden bir diğeridir.

Çoğunlukla, 1. Dünya Savaşından sonra dönemsel aralıklarla Karadeniz sahil boyundan

göç eden ailelerden oluşmaktadır. Bu köyde geçim kaynaklarının en önemlisi Mersin

balığı ve havyarı satışıdır. Yenimahalle köyünün karşı sahilinde bulunan İhsaniye köyü

ise, denizin durgun ve havanın rüzgarsız olduğu dönemlerde Karasu’dan küçük

yelkenliler ile balık nakliyatı yapılan bir bölgedir. Tatlı su balıkçılığının merkezi ise

Sapanca Gölü’dür. Samanlı Dağ silsilesinin basık tepelerinin arasında oldukça geniş bir

yer kaplayan, en fırtınalı dönemlerde bile suyu bulanmayan Sapanca gölü balık çeşitliliği

ile Adapazarı için önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Bu dönemde gölde, başta alabalık

ve yerel ismi karagöz olan balık çeşidi bol bulunmakla birlikte, yayın, sazan, turna gibi

cinslerden oluşan ortalama 12 farklı balık çeşidi yetişmektedir. Göl balık avcılığına çok

müsait bir yapıdadır433. Bu sahil şeridi köyleri balıkçılık ve kara avcılığı dolayısıyla değer

kazanan birer yerleşim yeri olmuştur. Zaman içerisinde bu konudaki önemi artarak devam

edecektir.

20. yüzyıl başlarında gölde bir inceleme yapan İstanbul Balıkhane müdürü Karakin

Deveciyan, gölde yılda 50 ton balık üretildiği bilgisini kaydetmiştir. Cumhuriyet

döneminde Sapanca gölünde balık üretimi çalışması yapılmamıştır. Göldeki balıkların

üremesi de tamamen doğal yollarla gerçekleşmiştir. Sapanca gölü, kerevit yataklarının

zenginliği ile de önem arz etmektedir. Kerevit, gölün kuzey kıyılarında özellikle Eşme

bölgesinde avlanmaktadır. Kerevitler, Avrupa ülkelerine ihraç edilmekte, miktarı bazı

432 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484. 433 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 146-147.

147

yıllarda 100 tona yaklaşmaktadır434. İl dahilindeki göl ve nehirlerdeki tatlı su balıklarının

daha verimli kılçıksız ve et kalitesi yüksek olan türlerle çeşitlendirilmesi hakkında daha

sonraki yıllarda çeşitli çalışmalar yapılacaktır.

Adapazarı çevresinde, kara avcılığı potansiyeli yüksek olduğundan, bölgede çok sayıda

profesyonel ve amatör avcı yetişmiştir. Kış aylarında Dağdibi, Karakamış, Ferizli, Erenler

çayırları ile Aralık, Poyrazlar, Süleymanbey, Tespihli, Alancuma ve Turna dere gölleri

ördek avı için en uygun yerler olup, yazın tavşan, çulluk ve çeşitli kuşların avcılığı

yapılmaktadır. Sonbahar aylarında bu bölgeye Karadeniz’den bıldırcın sürüleri göç

etmekte, şehir merkezine kadar inmektedirler. Samandağı, Karadağ, Keremali ve

Çamlıdağı’nda ayı avı yapılmaktadır. Küçük Akgöl çevresinde sülün de bulunmakta

ancak nesli tükenmekte olduğundan avlanmamaktadır. Yaban domuzu genel olarak pek

çok bölgede mevcut olup, eti ilde tüketilmediği ve satılmadığından, daha çok sürek avları

ile itlaf edilmektedir435.1950’li yıllarda sansar ve tavşan avlanmakta olup, derilerinin

İstanbul pazarına nakledildiğini öğrenmekteyiz436. Sapanca gölü çevresinde, hemen her

yerde avlanma mümkün olmakla birlikte asıl av alanı kıyı kesimleridir.

2.3. Sanayi

Ele aldığımız dönemde, Türkiye’nin sanayi yapısı temelleri 1930-1940’larda atılan ve

ağırlıklı olarak temel tüketim mallarının ithal ikamesine odaklanmış bir görünüm arz

etmektedir. Büyük ölçüde yerli tarımsal ve madensel hammaddeleri işlemeye yöneliktir.

Sanayinin bu yapısı 1950’li yıllardan sonra bir değişim yaşamış, iç talepteki gelişmelere

bağlı olarak ve Marshall Planı ile tarımda yaşanan hızlı makineleşme sonucu pazara

açılma isteği sanayide canlılığı beraberinde getirmiştir437. Bununla birlikte özel yabancı

sermaye de teşvik edilmeye başlanmıştır. Var olan kanunlar yeterli görülmediği için,

ABD’den getirilen uzmanlar tarafından ayrıntılı kanunlar hazırlanmıştır. 1954 yılında

imalat sanayi ve diğer ekonomik faaliyet kollarında özel yabancı sermayenin teşviki için

6224 Sayılı Özel Yabancı Sermaye’yi Teşvik Kanunu ile petrol alanında özel yabancı

sermayenin teşviki ile ilgili 6236 Sayılı kanun yürürlüğe koyulmuştur. Dış kaynaklı

434 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6484. 435 Talat Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi,

I (1953), s.16. 436 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s. 56; Gemici, Filiz, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı

/ Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)”, s. 127-129. 437 Şahin, Türkiye Ekonomisi, s. 103.

148

kredilerin bu kesimlere aktarılması amacıyla Türkiye Sınai Kalkınma Bankası

kurulmuştur. Demokrat Parti iktidarında, uygulanan kalkınma stratejisinin önemli

ilkelerinden birini de sanayileşme ile birlikte tarımın geliştirilmesine ağırlık verilmesi

oluşturmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra en kapsamlı sanayi politikası

uygulamaya koyulmuş, genel olarak başarılı sonuçlar alınmıştır. Bununla birlikte sanayi

alanında Türkiye genelinde yapılan yatırımların büyük çoğunluğu hazır tüketim mallarına

yönelmiş, ara malların üretimi nispeten daha geri planda kalmışsa da 1960’lara doğru bu

oran yükselmiştir. Bu dönemde, dokuma, tütün, gıda, dericilik, cam, toprak gibi

mamullerin imalatı gibi basit teknoloji ile çalışan kolların yanında, genellikle özel

yabancı sermayenin sağladığı teknoloji ile kimya, ilaç sanayi, otomotiv, tarım makine

aletleri, elektronik aletler gibi daha ileri teknolojiye dayanan ithal-ikame imalat sanayi

kolları da gelişme göstermiştir438.

Yurt genelinde olduğu gibi Sakarya’da da, sanayideki büyüme tarımdaki büyümeyle

doğru orantılı olmuş ve birbirine katkı sağlamıştır. Sakarya İlinde tarım dışı kesimlerde

çalışan nüfusun da belirli bir önemi olmasına rağmen, ekonomik yapıda tarımın ağırlığı

sanayiye göreceli daha üstün olmuştur. Parlak bir geleceğe ve potansiyele sahip olan ilin

sanayi yapısı bu dönemde henüz gelişme safhasının başında sayılmalıdır.

Osmanlı döneminden itibaren İzmit-Adapazarı tren hattının işlemeye başlaması,

Adapazarı’nın sosyo-ekonomik yapısını olumlu yönde etkilemiş, İstanbul’un ihtiyacı

olan orman ürünleri başta olmak üzere çeşitli alanlarda ticaret ve imalatla uğraşan kesimin

hızla artmasını sağlamıştır. 1. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında ordunun

ihtiyacı olan makine ve araçların çoğu, Adapazarı’ndaki imalathanelerden özellikle de

Adapazarı Demir ve Ahşap Malzeme İmalathanesi Osmanlı Anonim Şirketi’nden

karşılanmıştır439.

Cumhuriyet döneminde, Adapazarı Türk Ticaret Bankası tarafından satın alınan

imalathane daha sonra 1940’larda Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun temelini teşkil

etmiştir. Yine 1950’lı yıllarda, Adapazarı’nda İpek fabrikaları, un fabrikası, yağ ve sabun

fabrikaları işlemektedir. Sanayi Sayımı verilerine göre; Adapazarı’nda 1950’li yıllardan

438 Memduh Yaşa ve İlim Heyeti, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1978), Akbank Kültür

Yayını, İstanbul: Apa Ofset Basımevi, 1980, s. 188-190. 439 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6486.

149

önce işletmeye açılmış 10’dan çok işçi çalıştıran işyeri sayısı 10’dur. Bu işyerlerinin 3

tanesi 1940 yılından önce, 2 si 1940-1944 yılları arasında, 5 tanesi ise 1945-1949 arasında

işlemeye başlamıştır. Sakarya Sosyal Araştırmalar merkezince yayınlanan bir

araştırmada, 46 işletme incelenmiş, bunlardan 12 tanesinin 1950’den önceye ait olduğu

belirtilmiştir.

Sakarya’da küçük ve nispeten büyük ölçekli sanayinin gelişebilmesi için uygun şartlar

mevcut olup, bazı konularda avantajlı konumdadır. Adapazarı merkezinin İstanbul

Ankara ve Eskişehir yönündeki iki ana yolun birleşiminde ve Haydarpaşa-Ankara

demiryolu güzergâhı üstünde yer alması, İkliminin ılıman oluşu, temiz ve vasıflı sularının

bulunması, elektrik enerjisinin yeterli ve fabrika kurmaya uygun düz arazisinin

bulunması, nüfusunun hızla artması dolayısıyla işçi bulma konusunda kolaylık gibi

unsurlar sebebiyle bölgede sanayileşmenin ilerlemesi sağlanacaktır440. Diğer taraftan ilde

büyük çaplı gıda sanayii kuruluşlarına henüz rastlanmamaktadır.

Bunun temel sebepleri arasında ise, İstanbul, Bursa ve Ankara gibi büyük şehirlere yakın

olması ve ulaşım imkânlarına rağmen, zirai sanayinin gelişmesi konusunda bölgedeki

illere nispeten ve şahıslar arasındaki şirketleşme olgusunun henüz gelişmemiş olması

sebebiyle işletme kurmak için gereken büyük sermaye ihtiyacı ve arsa yokluğu sayılabilir.

İldeki sanayi siteleri ise, daha çok ilin batı ve güneyinde kurulmuş olan Ankara Caddesi

garajlar sitesi, Sakallıoğlu sanayi sitesi, İzmit Caddesi Muammer Güner sanayi sitesi,

Serdivan bölgesi Oto Sanko sanayi siteleridir441. 1950’li yıllarda kazalarda sanayi siteleri

mevcut olmayıp sınırlı sayıdaki dükkanlardan oluşan çarşılar yer almaktadır. Sakarya’da

imalat sanayi 1950’lerden itibaren gelişmeye başlamıştır.

1950’li yıllar Adapazarı’nda sadece büyük sanayinin değil tarım, ticaret ve küçük sanayi

dallarının da geliştiği bir dönem olarak görülmektedir. 1949 yılında Porsuk Barajı’nın ve

1956 yılında Sarıyer Barajı’nın kurulması sonucunda ilde daha düzenli tarım yapma

imkanları çoğalmış ve şeker fabrikasının da kurulması ile ilde pancar edimi kotası

kaldırılmıştır. Bu dönemde kamu yatırımları ve özel kesimin girişimleri ile bölgenin

gelişen tarım yapısına paralel olarak tarıma dayalı sanayi kolları da artış göstermiştir.

Tarımda ve sanayideki bu gelişmenin sonucu olarak ticaret de canlanmıştır. 1960’larda

440 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 35-36. 441 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 234, 238.

150

yerel sermaye tarafından çok sayıda küçük ve büyük ölçekli imalat sanayi işyerlerinin

açıldığı görülmektedir. Yerli ailelerden ticaret ve tarımla uğraşan kesim, bu yıllarda

tarıma dayalı, özellikle orman ürünlerini baz alan yatırımlar yapmaya başlamıştır442.

1960’larda ilde ilk defa yabancı sermaye ile büyük yatırımlar yapıldığı döneme

girilmiştir443.

Adapazarı’ndaki sanayi işletmelerinden sadece U.S. Royal Lastikleri, Zirai Donatım,

Vagon Fabrikası ve Şeker Fabrikaları büyük çaplı fabrikalardan olup, burada çalışan işçi

grubu ildeki işçi sayısının %77’ lik yoğun bir kısmını oluşturmaktadır. İldeki küçük

işletmeler ise, genellikle zirai ham madde ve doğal kaynakları işleyen çoğunluğu özel

sermayeler ile işleyen işletmelerdir. 1950’den sonra sanayileşme hızı artmaya başlamışsa

da bu dönemde Adapazarı genel olarak küçük bir sanayi şehri olarak düşünülmelidir.

Kamu yatırımları sanayileşmede bir hareketlilik yaratmış, ticaretten gelen birikimlerle de

özel kesimin yatırımları artmıştır. Bu yatırımlar özellikle tarıma dayalı sanayi alanında

yapılmış, hemen hemen her imalat sanayi dalında işletmeler açılmıştır. Sakarya bu

dönemde komşu illeri olan Bursa ve Kocaeli’nin altında, Bolu ve Bilecik’in üstünde yer

almaktadır. İşletmeler genellikle, enerji ve ulaşım, işçi nakliyesi gibi ihtiyaçlar

dolayısıyla Adapazarı’nın içinde yer almaktadır. Bu işletmelerden sermaye bakımından

en büyük grup olan 100 bin ila 500 bin lira aralığında yer alanlar; tuğla, kiremit, kimya,

sabun, akü, kauçuk, sandalye, kontrplak, nişasta, kereste ve bitkisel yağ imal edilen

işletmelerdir. 1960’larda, imalat sanayinin bileşiminde kamu kesiminin ağırlığı devam

etmiş, 1963 Sanayi Sayımlarına göre, bölgede 10’dan çok işçi çalıştıran toplam 31

işyerinin yalnız 5 tanesi kamu kuruluşu iken, 31 işyerinde çalışanların sayısı %81,5 bu 5

kuruluşta bulunmaktadır444.

442 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 443 1960’larda yabancı sermaye öncülüğünde kurulan ilk işletme Uniroyal Endüstri A.Ş olup lastik üretimi

yapmaktadır, diğeri ise Budaklar Köyü Pipo fabrikasıdır. Pipo yapımında kullanılan ve halk arasında “piral”

denilen şert ve dayanıklı çalı süpürgesi kökü kullanarak pipo üreten fabrikanın kurulmasını, Macar asıllı

bir Türk vatandaşı olan R.de Pavlin sağlamış, dünyanın farklı bölgelerinde 21 pipo fabrikası işleten bir

Alman girişimciye, bölgede pipo yapımı için uygun hammadde bulunduğundan bahsederek Adapazarı’nda

bir fabrika açılmasını tavsiye etmiştir. “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 444 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6485-6487.

151

Tablo 30: 1940-1963 Yılları Arasında Adapazarı-Sakarya’da Sanayii ve İşyerleri Sayısı

1940

öncesi

1940/

1944

1945/

1949

1950/

1954

1955/

1959

1960/

1963 Toplam

Gıda Sanayi - 1 2 3 3 1 13

Tütün Mamulleri - - 1 1 - - 2

Dokuma Sanayii - - - - 1 - 1

Ağaç-Mantar Ürn. 1 - - 1 - 3 5

Kauçuk Mamulleri - - - - 1 - 1

Kimya Sanayii 1 - 1 - 2 - 4

Makine İmalatı - 1 - - - - 1

Taşıt Aracı-Mlz. - - 1 1 - - 2

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: 1968, s. 321.

2.3.1. 1950’ den Önce İlde Bulunan Fabrika ve Tesisler

Demokrat Parti iktidarından önce kurulmuş olan ve ilde faaliyette bulunan fabrika ve

işletmelerin bu başlık altında incelenecektir. Şehirdeki sanayi gelişimini değerlendirmek

bakımından 1950 öncesi ve sonrası şeklinde ele alınmıştır.

2.3.1.1. Ağır Bakım Tamir Fabrikası (Ordonat)

Sakarya İlinde sanayi bölgesi içerisinde çalışmalar yapan fakat askeri bir kuruluş olduğu

için imkan ve potansiyeline rağmen ön planda görünmeyen bir fabrikadır. Askeri

komutanların emrinde sivil ve askeri işçi ve personele sahip olan bu teşkilat ilin büyük

endüstriyel değerlerinden biridir.

Elindeki modern imkanlarla çalışmalarının odak noktasında Türk ordusu olan bu fabrika

imkanlarını sadece kendi ihtiyaçları için değil, bunun haricinde resmi ve özel sektöre ait

kurumlarla okullara yardım cemiyetlerinin, ihtiyacı olan siparişleri de alarak faydalı

çalışmalar üstlenmiştir. Modern tezgahlara sahip Çarkhanesi, büyük kapasitede iş

görebilen Dökümhanesi, her türlü teknik imkana sahip Araç Onarım ve Yenileştirme

Atölyeleri ve bunlara bağlı boya ve diğer atölyeleri ile kaliteli üretim yapabilecek

durumdadır. Dış hizmetlerinin en önemlilerinden birisi, ele aldığımız dönemde daha

moderni bulunmayan kurtarma teşkilatı ile, pek çok kurumun yükleme işlerini araç

kurtarma işlerini yapmaktır. Ordu işlerini aksatmadan bu tarz işlerde halka hizmet

vermektedir445

445 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz.

152

Fabrika yukarıda belirtildiği üzere, orduya ait silah ve araçları tamir ettiği için Ordonat

ismini almıştır. 1934 yılında Çorlu’da kurulan fabrika, İkinci Dünya Savaşı yıllarında

1943’de Adapazarı’nda demiryolu kenarında Zirai Donatım ve vagon atölyesi arasındaki

69 bin metrekarelik sahaya taşınarak çalışmaya başlamıştır446. 1950 ve 1951 yıllarında

Adapazarı Ordonat Fabrikasının genişletilmesi için bazı gayrimenkullerin

kamulaştırılması sağlanarak fabrika sahası için yeni araziler devralınmıştır447.

Her türlü askeri araç, gereç ve silah onarımları ve sınırlı sayıda malzeme üretimi yapılan

fabrikadan İstanbul boğazının doğusundaki birliklere bakım, onarım desteği verilmekte

idi. 1950-53 yılları arasında subay, astsubay, er ve sivil hizmetlilerden oluşan 700

civarında personel ile çalışmaya devam etmekte idi448.

2.3.1.2. Türkiye Ziraat Donatım Kurumu Adapazarı Ziraat Aletleri ve Makineleri

Fabrikası

1950’li yıllardan önce geleneksel tarım araçları hariç tüm tarım makinelerinin

yurtdışından ithal edilmekte olduğu bilinmektedir. Dünya savaşının etkileri sebebiyle

tarım araçlarının ve yedek parçaların bulunamaması ve ithal edilememesi, yerli üretimin

ise kalitesiz oluşu sebebiyle modern ziraat aletleri ve makinaları endüstrisinin temelini

teşkil etmek üzere, bir tesisin kurulması kararlaştırılmıştır.

Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun kuruluşuna ait 4604 sayılı kanunla, çiftçilerin

verimli ve ucuz, modern tarım araçları ile donatılması amacına bağlı olarak önce 1916

yılından beri Adapazarı’nda araba imalatı yapmakta iken depremde yıkılan Demir-Tahta

Fabrikası binası Tarım Bakanlığı’na bağlı Zirai donatım Kurumunca 400 bin liraya satın

alınıp çevredeki araziyle genişletilerek yeni bir fabrika yapılmıştır. Türkiye Zirai donatım

Kurumu idare meclisinin 22.11.1944 tarih ve 42 sayılı kararı ile merkezi Adapazarı’nda

2 milyon lira sermayeli tüzel kişiliğe sahip, Ziraat Aletleri ve Makinaları Fabrikaları

Müessesesi kurulmuştur. Fabrikanın sahip olduğu tesisler; İdare binası, sosyal binalar,

hizmet evleri, depolar ve atölyelerden oluşmaktadır. Bu tarihten sonra Türkiye’nin zirai

kalkınma hamlesinde önemli bir rol oynayacaktır. Zirai donatım kurumuna bağlı olan

fabrika, Ankara Gazi Orman Çiftliği’ndeki Ziraat aletleri ve makinaları imalathanesini de

446 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 68. 447 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/126.72.7.; BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/123.76.10. 448 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32.

153

satın alarak bünyesine dahil etmiş, sermayesi 3 milyon liraya yükselmiştir. Fabrika bir

taraftan inşaat işlerine devam ederken 1945 yılında, de mütevazi personel kadrosu ile

tarım makinalarının tamir ve bakımını yapmaya başlamıştır. Bu dönemde 25 bin nüfusa

sahip Adapazarı ilçesinin elektrik ihtiyacını da termik santraldeki 3 lokomobil vasıtasıyla

sağlamaya devam etmiştir. 1945-1948 yılları arasında biri Adapazarı’nda diğeri

Ankara’da olan iki fabrika ile çalışmalar yürüten müessesede, çiftçi arabalarının hayvanla

çekilen pullukların ve bir takım tarım araçlarının cinsleri, fiyatları, koşum hayvanlarının

çeki gücü ve topraklarının özelliği incelenmiş, daha sonra seri halde üretime geçilerek

çiftçiye satılmıştır. Bu araçların öne çıkanları; Sakarya pulluğu, mafsallı tırmık, tınaz

savurma, yaysız sandık, sandıklı ve angıçlı sap arabaları, arı kovanı, makineli yayıktır.

1949-50 döneminde yılda 2500 ton demir, 6000 metreküp kereste işlemektedir. Aynı yıl

içerisinde Ankara’daki fabrikanın Adapazarı fabrikasına taşınmasından sonra, sermayesi

7 milyon liraya yükselmiştir. Böylece Erzurum civarındaki ihtiyaçlar için; alttan kulaklı

büyük yaban tipi pulluk, Kastamonu ve Tosya bölgesi için; üstten döner kulaklı yamaç

pulluğu, Trakya ve Sakarya bölgesi için; ön arabalı bereket tipi pulluk, Kars ve Iğdır

bölgesi için; ön arabalı büyük bereket tipi pulluk ve Manisa Akhisar Salihli civarı için de

tek atla çekilen yaylı araba üretilmiştir. Ayrıca, pancar ekicilerinin ihtiyacına yönelik;

pancar sökme düzeni, el planet çapası ve ortak ihtiyaçlar olan beygir et tarağı, traktör

tırmığı, trayler ve motopomp ekipmanları ve yedek parçaları, silindir gömleği, piston ve

toprak tesviye aletleri üretilmiştir449. Uşak Şeker fabrikasında kullanılan şeker sandıkları

da ilk yıllarda, bu fabrikada imal edilmiştir450.

Zirai Donatım Kurumu’nun 1955 yılında açıkladığı verilere göre; senelik 5.000 araba,

30.000 pulluk, 1.000 yayık, 5.000 kovan, 200 tınaz makinesi üretilmektedir. Ayrıca Şeker

Fabrikasının siparişlerini de yürüttüğü görülmektedir451. Fabrikada, trayler, arazöz,

yangın söndürme ve zirai mücadele işlerinde kullanılan 3 tonluk tankerler ve 1960’lardan

sonra montajı yapılan Fordson traktörlerin yedek parçaları da imal edilerek traktörlerle

449 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 63-66; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s.245. 450Asım Ardaman; “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”; Ada Kariyesinden Sakarya

Vilayetine Dergisi, I (1953), 46. 451 Demokrat Sakarya, 1 Temmuz 1955, Sayı: 321.

154

birlikte satışa sunulmuştur452. Çiftçiye ekim dönemlerinde maliyeti fiyatına zirai alet

verildiği basından öğrenilmektedir453.

1960 yılına gelindiğinde ürünlerin çeşitliliğinin artması dolayısıyla fabrikanın sermayesi

az bulunmuş ve 15 milyon liraya çıkarılmıştır. Daha sonraki yıllarda, traktör montajı ve

bir kısım parçaların yapılmasına başlayan fabrikanın elimize ulaşan üretim bilgileri 1945-

1965 yılları arasına aittir. Yatırımdan önceki fiili imalat kapasitesi 14.114.865 lira iken,

yatırımdan sonraki yıl aralığında fabrika satış bedeli toplamda 134.746.129 liraya

ulaşmıştır454. Fabrika, çiftçilere en uygun fiyatla, küçükten büyüğe verimli ve sağlam

tarım araçlarını, ekipmanlarını sunarak devlet teşekkülü olmanın bilinciyle başarılı

çalışmalarda bulunmuştur.

2.3.1.3. Çeşitli Sanayi Dallarına Ait Fabrika ve İmalathaneler

Çöroğlu Yağ Fabrikası; 1947 yılında Çöroğlu kardeşler tarafından kurulmuştur. Kuruluş

sermayesi 211.713 liradır. Üretimde hammadde olarak, ayçiçeği kullanılırken bunlar

Bursa, Kocaeli ve Düzce çevresinden temin edilmektedir. Ağçiçeği yağı üretimi iyi

durumda olup, fabrikanın kapasitesi günde 15-20 ton ayçiçeğidir. Bunun %25’i yağa

dönüşmektedir. Üretilen yağlar 16 kg’lık teneke kutularda ve 190 kg’lık varillerle satışa

sunulmaktadır. Rafine ve natürel doğal olarak iki çeşitle üretilen yağdan, halk tarafından

daha çok natürel olan tercih edilmiştir. Yağın yanında yan ürün olarak kazanılan küspe

de hayvan yemi sanayisinde değerlendirilmiştir.

Deri ve Kösele Fabrikası; 1936 yılında kurulmuş olan ve köklü bir yapıya sahip deri

işleme ve kösele fabrikası Adapazarı’nda çoğunlukla sığır derisi işlemekle birlikte,

bölgeden avlanan tilki, tavşan gibi av hayvanlarının derilerini işlemektedir. Rugan, süet

ve kösele üretiminden oldukça iyi gelir sağlamaktadır. 1950’lerde yılda 35 ton kösele ve

80 ton da ham deri işlemekte olan fabrika işlediği derileri başta İstanbul olmak üzere

çeşitli illere satmaktadır455.

452Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.123; Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi

Yayını, Adapazarı: 1965, s. blrsz. 453 Demokrat Sakarya, 22 Eylül 1955, Sayı: 389. 454 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 245. 455 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 62.

155

Maraşoğlu Yağ ve Sabun Fabrikası; İbrahim ve Nasuh Maraşoğlu ticaret ve sanayi

kolektif şirketi ismiyle 1932 yılında kurulmuş olan yağ işleme kısmında 18.900 ton

ayçiçeği işleme kapasitesine sahiptir456. 1946 yılında sabun üretimi de eklenmiştir. Yağ

hammaddesi olarak ayçiçeği ve pamuk, sabun içinse bitkisel ve hayvansal yağlar

kullanılmıştır. Bu hammaddeler genellikle Kocaeli Sakarya bünyesindeki ilçeler ve yakın

illerden tedarik edilebilmektedir. Fabrika 3 vardiya çalışmakta günde ortalama 40 ton

pamuk tohumu 40 ton ayçiçeği işlenip 15 ton rafine yağ üretilmektedir. Yan ürün olarak

elde edilen küspe yem fabrikalarına besicilere ve ihracatçılara satılmaktadır. Yağlar

yurdun çeşitli bölgelerine nakledilmektedir, fabrikanın yıllık karı 300 ila 500 bin lira

civarındadır.

Hacı Saffet Sabun Fabrikası; özel teşebbüs tarafından 1959 yılında kurulan fabrikanın

sermayesi 100 bin lira, üretim kapasitesi senelik 333 tondur. Sabit 2 işçi ile çalışmaktadır

bu dönemde. Sabunların en büyük satış yeri Eskişehir ve Ankara pazarıdır.

Sabuncuoğlu Sabun Fabrikası; 1934 yılında 300 bin sermaye ile kurulmuş olan fabrikada

üretim yıllık ortalama 800 ton civarındadır, kapasitesi ise 3625 tondur. Burada 13 daimî

işçi istihdam edilmiştir.

Kadir Esmer Sabun Fabrikası; 1943 yılında 600 bin sermaye ile kurulmuş olan fabrika,

hammadde olarak zeytinyağı, sutkostik ve esans kullanmaktadır. Bunları Ayvalık ve

Edremit’ten temin etmekte, birinci sınıf sabun ürünlerini Adapazarı Kocaeli çevresinden

başka Sivas’a kadar farklı illere de satabilmektedir457.

Sakarya’da bu ve benzeri fabrikalar dışında, küçük sanayi dallarında çalışan çok sayıda

imalathane mevcuttur. Akü, Deri, Döküm, Ekmek, Portatif ev, Elbise, Tuz, Tahin, Turşu

Çamaşır sodası, Plastik eşya, Gazoz, İpek, Parke, Saat, İnşaat malzemesi, Oto tamir,

Kolonya, Sandalye ve mobilya, Kiremit, Karoser, Süpürge, Kereste, Mermer, Bisküvi ve

şekerleme, Mumlu kağıt, Sucuk imalathaneleri gibi, hemen her alanda hizmet veren

önemli bir yapıya sahiptir458. Adapazarı-Sakarya bölgesinin her geçen sene zarfında

büyük bir hamle gerçekleştirdiği görülmüştür. Şüphesiz, ilin sanayi sektöründeki bu çok

456 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s.6490. 457 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 251-255. 458 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 36, 38.; H. Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden

Sakarya İli”, s. 34.

156

yönlü canlılık, şehirdeki işçi gruplarının da artmasına ve ekonominin gelişmesine katkı

sağlamıştır.

Tablo 31: Sanayi Sayımı Bilgilerine Göre Sakarya’da Büyük İmalat Sanayi (%)

İşyerlerinin

Dağılımı

Ücretli

İşçilerin

Dağılımı

Katma

Değerin

Dağılımı

Ücretlilere

Yapılan Ödeme

Dağılımı

Özel 83,9 18,5 6,5 13,4

Devlet 16,1 81,5 93,5 86,6

Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0

Sektörlerin Payı

Gıda, İçki, Tütün Sanayii 48,4 51,9 50,7 43,2

Ağaç Ürünleri Sanayii 16,1 1,6 0,9 0,8

Kimya Sanayii 12,9 1,3 2,3 1,3

Metal Eşya, Makine ve Taşıt 9,7 41,8 44,8 53,2

Diğer Sanayii Dalları 12,9 3,4 1,3 1,5

Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0

Toplam Sayı 31 4.917 74.743

TL. 27.178 TL.

Kaynak: Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: s. muh.

2.3.2. 1950’den Sonra Açılan ve Genişletilen Fabrika ve Tesisler

Demokrat Parti döneminin başlamasından sonra Adapazarı-Sakarya’da işletmeye açılan

belli başlı fabrika ve şirketlerle ilgili bilgilere aşağıda yer verilmiştir.

2.3.2.1. U.S Royal Türk A.Ş Adapazarı Fabrikası

Ülkede özel teşebbüsün öncülüğünü yapan firmalardan biri olan U.S Royal Fabrikası,

1958-59 yılında Sakarya Valiliği ve İngilizler arasında imzalanan anlaşmaya göre Arifiye

yolu üzerindeki tohum ıslah sahasında Dunlop yerli ortakları ile birlikte şirket kurarak

fabrika arazisi satın almış ve inşaata başlamıştır459.

Fabrikanın üretim planı, dünya lastik imalatında kullanılan en modern makinalar ile iç ve

dış lastiğin seri üretimini gerçekleştirmektir. Ancak çeşitli siyasi sebeplerle inşaat 1960

yılında durdurulmuştur. Bu yıldan itibaren, Türk-Amerikan işbirliği ile kurulan Uniroyal

firması, Dunlop’un tüm hisseleri ile fabrika inşaat sahasını devralarak, 1963 yılında

tamamlamış ve seri üretime geçmiştir. Aynı yıl, kuruluş sermayesi 40 milyon lira iken,

459 Sakarya Gazetesi, 11 Haziran 1959, Sayı: 10.

157

60 milyon liraya yükseltilmiştir. Sermayenin %60’ı “United States Rubber Co’nun,

%20’si Türkiye Sınayi Kalkınma Bankası’nın, %10’u Yapı Kredi Bankası’nın ve %10’u

Vehbi Koç’un ve diğer özel kişilerindir.

Fabrika ülke genelinde Royal Lastikleri A.Ş aracılığı ile satış yapmakta ancak üretimi

ülke ihtiyacına cevap verebilmektedir. 333 bin metrekare alanda kurulmuş olan fabrikada

o yıllarda, 700 civarında işçi ve uzmanlardan oluşan personel bulunmaktadır, yıl

içerisinde ortalama 367.200 adet dış lastik, 294.105 adet iç lastik üretimi

gerçekleştirilmiştir460. Ülke genelindeki lastik imalatının önemli bir yüzdesini (%20-25)

karşılamakta olduğu düşünülmektedir.

2.3.2.2. Adapazarı Vagon Sanayii Müessesesi (Advas) Demiryolu Fabrikası

1947 yılından itibaren yapılması için girişimlerde bulunulan ve Adapazarı’nda toplam 60

milyon Türk lirası maliyetle gerçekleştirilecek vagon fabrikası için inşaat yeri

belirlenerek, istimlak çalışmaları başlatılmıştı. Alınan karara göre, Ziraî Donatım

Kurumu fabrikasının karşısındaki Harmanlık sokağı ile Beştepeler arasındaki arizede inşa

edilecekti. Ekim 1947’de Adapazarı Vagon Fabrikası’nın temeli atılmış olup, temel atma

törenine dönemin Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak ve birçok ileri gelen katılmıştır.

Onbinlerce Adapazarılı ile Ankara, İstanbul ve İzmit’ten gelen yüzlerce misafirin iştirak

etmesiyle, şehirde muazzam bir tören yapılmış ve Adapazarı tarihî bir gün yaşamıştır461.

Fabrikanın inşaatına bir süre ara verildiği için, işletmeye açılışı 1950’lerde mümkün

olmuştur. Böylelikle Adapazarı için çok önemli bir sanayi müessesesi kurulmuş olacaktır.

25 Ekim 1951 tarihinde, demiryolunun kenarında kurulan vagon atölyesi yolcu ve yük

vagonu tamiratı yapmak üzere faaliyete geçirilmiş, asıl amacı olan vagon imalatına ise

1963 yılında başlamıştır. Fabrika, 790 bin metrekare alanda kurulmuş olup, fabrika binası

yanında 196 bin metrekarede lojmanları bulunmaktadır. Fabrika, Devlet Demiryolları

İşletmesi Genel Müdürlüğü Fabrikalar Dairesi Başkanlığı’na bağlıdır462. 49.000

metrekarelik kapalı alanda, yılda 1.200 adet yolcu vagonu ve 6.000 adet yük vagonunun

460 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6490. 461 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 58-60. 462 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz.

158

onarılacağı şekilde ve 5.000 metreküp sert kerestenin kurutulacağı büyüklükte inşa

edilmiştir463. 1952 yılında fabrikada yaklaşık olarak 1.300 personel ile çalışmaktadır464.

Fabrikanın ana şubeleri şöyledir;

1.Yolcu vagonu tamirat şubesi,

2. Yük vagonu tamirat şubesi,

3. Yolcu vagonu tamirat şubesi,

4. Yardımcı şubeler.

Bunlar içerisinde, demirhane, sustahane, presler, ağaç işleri, döşemehane, kaynak şubesi,

laboratuvar, galvanoteknik, polisaj, polyester, oksijen evi, komprasör dairesi, asetilen evi,

şofaj santralı, su tesisleri yer almaktadır. Fabrikaya ait sosyal tesisler içerisinde lojman,

misafirhane, Demirspor lokali ve kulübüdür. Klüp, fabrikadaki işçilerin spor

ihtiyaçlarının karşılanması adına kurulmuş olup, futbol ve atletizm alanında faaliyet

göstermektedir465. Fabrikada teknisyen, memur ve hizmetli, işçi ve çıraklardan oluşan

büyük bir personel varlığı mevcuttur. Ayrıca fabrikanın yanında, ilkokul mezunlarını alan

4 senelik bir çırak okulu da inşa edilmiştir466.

Adapazarı merkezinin elektrik ihtiyacı 1950 başlarına kadar Zirai Donatım Kurumu

Fabrikasından sağlanmakta ve kilovatı 56 krş. a alınmakta iken fabrikanın açılmasından

sonra elektrik temini buradan yapılmaya başlayacaktır467.

Fabrika 1961 yıllara kadar yalnızca vagon tamiri işiyle uğraşmış, 1961 yılında ilk defa

P.T.T Genel Müdürlüğü’nün ihtiyacı olan 10 posta vagonunun yapımını başarıyla

gerçekleştirmiştir468. Sonraki yıllarda, vagon imalatına devam ederek, Ankara-

Haydarpaşa banliyösünde çalışan vagonları da hizmete sunmuştur. Kuruluş, 1963 yılına

kadar yapılan bir takım genişleme ve yatırım çalışmalarından sonra 1964 yılında

Demiryolu Fabrikası ismini almıştır. İmalat Fabrikası, Onarım fabrikası, Donatım

463 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6489. 464 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32. 465 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, s. blrsz. 466 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 115; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 241. 467 Balcıoğlu, Adapazarı ve Tarihçesi, s. 61. 468 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, s. blrsz.

159

fabrikası, Elektrik ve Elektronik fabrikası gibi kısımlardan oluşmakta ve tesisleri 1970 ve

sonraki yıllar içerisinde TCDD’ye bağlı tüzel kişiliği olan bir kuruluşa dönüşmüş, pek

çok kuruma ihtiyacı dahilinde elektrikli tren ve otobüs, ambulans üretimi ile çalışmalarına

devam etmiştir469.

2.3.2.3. Adapazarı Şeker Fabrikası

Atatürk döneminde üzerinde önemle durulan şeker politikası ve buna bağlı fabrika açma

çalışmaları bilinmektedir. 1940’lı yıllarda, ülke genelinde savaş sırasında ekonomik

zorlukların da yaşanması sebebiyle, şeker kıtlığı yaşanan ülkede, yeni şeker fabrikası

açma zorunluluğu ortaya çıkmış, bu konuda düşünülen şanslı bölgelerden biri de

Adapazarı olmuştur470. 1949 yılında, Şeker fabrikasının Adapazarı’nda kurulmasıyla

ilgili problemleri ve tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla, Belediye Başkanı İzzet

Şükrü Enez başkanlığında bir heyet Ankara’ya giderek görüşmelerde bulunmuştur.

Heyette bulunan kişiler; Reşat Keremoğlu, Hasan Erman, Cevat Adapazarılı, Nüzhet

Yığın, Dr. Kadri Kalfaoğlu ve Osman Erkaya idi. Ankara’ya giden heyet, başkentte

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Şemsettin Günaltay, Başbakan Yardımcısı Nihat

Erim başta olmak üzere, birçok bakan ile görüşmüş ve olumlu bir netice ile

dönmüşlerdir471. Fabrikanın Adapazarı’nda kurulacağı bu görüşme sonucunda

kesinleşmiştir.

1950 yılında Demokrat Parti iktidarı, yönetimi 4 şeker fabrikası ile devralmış, hükümet

aynı yıl hazırladığı kalkınma planının şeker sanayiine dair kısmını iki safhada incelemiş

ve kararlaştırmıştır. 11 yeni fabrikalık birinci bölüm 1956 senesinde gerçekleşecek, ikinci

safhada ise 3 yeni şeker fabrikasının temeli atılacaktır. İncelediğimiz dönemde ülke

genelinde kurulan fabrikaların ilki Adapazarı Şeker Fabrikası olmuştur.

1950’li yıllardan itibaren hükümetin şeker sanayisini geliştirme çalışmalarının temel

sebepleri incelenmelidir. Bölgede pancar üretimi yüksek seviyelerde olduğu için, şeker

fabrikaları kapasitelerinin çok daha üzerinde çalışmakta, bu ise teknik sorunlara ve verim

düşmesine sebep olmaktaydı. Mevcut fabrikaların kapasite yetersizliği, hükümetin bazı

469 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6489. 470 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 66. 471 Ada Postası, 18 Mart 1949, No: 126; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 69-

70.

160

dönemlerde pancar ekim alanlarını sınırlamasına neden olmaktaydı. Dolayısıyla, şeker

pancarı yetiştirilen bölgelere yeni fabrikalar kurulması zorunluluğu doğuyordu. Yeni

fabrikalar yetiştirme bölgelerine yakın mesafede kurulacağından nakliye masrafları da

azalacağından, pancar ekimi alanının genişlemesi ve maliyetin düşmesi sonucu ortaya

çıkacaktır. Bu nedenle Demokrat Parti hükümeti, 1951 yılından itibaren ülke çapında

şeker sanayisinin geliştirilmesine karar vererek çalışmalar başlatmıştır472.

Adapazarı’nda kurulması beklenen şeker fabrikası hakkında bilgi almak amacıyla, 1950

Ekiminde, Kocaeli milletvekillerinden Hamdi Başak ve Ekrem Alican ile Adapazarı

Belediye Başkanı Suavi Damalı, eski başkan İzzet Şükrü Enez, Turan Karagülle,

Abdülkadir Güler, Ziya Yıldırımgaç ve Hikmet Demircioğlu’nun içinde bulunduğu bir

heyet Ankara’ya giderek, bu konuda yeni hükümetin desteğini sağlamaya çalışmışlardı.

Görüşme olumlu sonuçlanmış ve aynı günlerde yapılacak fabrikanın kısmen Amerika’nın

Marshall Yardımları kısmen de özel teşebbüsün desteği ile açılacağı açıklanmıştır473.

1950’li yılların başlarında Eskişehir Şeker Fabrikasının ihtiyacı da Adapazarı’ndan

sağlanmakta idi. Bölgedeki pancar bolluğunu değerlendirmek isteyen hükümetin planı

doğrultusunda burada bir şeker fabrikası açma konusu gündeme gelmiştir. Programa 1952

yılında başlanılmıştır474. Öncelikle fabrikanın kurulması için 10 milyon TL sermayeli bir

şirket kurulmuştur. Bu şirkete, Şeker Şirketi 5 milyon, Sümerbank, Ziraat Bankası ve İş

Bankası 2’şer milyon, Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi 2 milyon TL Eskişehir

Pancar Ekicileri Kooperatifi de 1 milyon sermaye ile dahil olmuşlardır. Eskişehir Şeker

Fabrikası Adapazarı’ndan 120 bin ton pancar alıp işlediği ve bu konuda nakliye

sisteminden doğan masrafın yüksek olması, mevcut fabrikaların kendi kapasitelerini

ancak karşıladığı düşünüldüğünde, ayrı bir fabrika kurulması uygun bulunmuştur475.

Uzmanlar tarafından bölgede yapılan incelemeler sonucunda bunun Adapazarı halkı ve

yurt geneli için büyük bir ekonomik menfaat sağlayacağı anlaşılan fabrika hakkındaki

kapsamlı bir rapor başbakanlığa sunulmuştur476. Öncelikle Adapazarı Şeker Fabrikası

472 Adapazarı Şeker Fabrikasının Sakarya ve çevresine yapmış olduğu ekonomik ve sosyolojik etkileri

incelemek için bkz. Haşmet Başar, Adapazarı Şeker Fabrikası ve Çevreye Yaptığı Sosyal Tesirler,

Adapazarı: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi, Yayın Seri: C, Sayı: 16; “Sakarya” Maddesi, Yurt

Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487. 473 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 76-77. 474 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 62. 475 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi; 5 Mart 1952, s. 5; Cumhuriyet, 21 Nisan 1952, Sayı: 9959. 476 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/127.90.16.

161

Türk Anonim Ortaklığı kurulmasından sonra, 12 Eylül 1952 tarihinde temeli atılmıştır.

Fabrikanın temel atma törenine Meclis Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan

Menderes’in yer aldığı heyet katılmış, sayısı on bini aşan bir halk kitlesi tarafından

karşılanan heyet, doğruca Belediye binasına gitmiştir. Başbakan Adnan Menderes ve

akabinde Meclis Başkanı Refik Koraltan, Adapazarı Şeker Fabrikası Kooperatifi İdare

Heyeti Azası ve Kocaeli Milletvekili Ekrem Ali Can, daha sonra Şeker Fabrikaları Genel

Müdürü Baha Tekant Belediye binası önünde toplanan kalabalık halk kitlesine hitaben

birer konuşma yapmışlardır477.

Menderes’in Adapazarına bu ziyareti ve yapılan açılıştan birkaç ay sonra, 5 aralık 1952

tarihinde, kalabalık bir Adapazarı heyeti Ankara’ya ziyarette bulunarak kendisine “fahri

hemşerilik beratı” takdim etmişlerdir. Heyetin arasında Kocaeli Milletvekili Ekrem

Alican, Belediye Başkanı Suavi Damalı, Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in bulunduğu

belirtilmektedir478. Bu gelişmeden sonra Menderes, Adapazarı’nın fahri hemşerisi olarak

kabul edilmiştir.

Resmi rakamlarla, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın sermayesinin %20’si Türkiye İş

Bankası A.Ş.’nin, %20’si T.C. Ziraat Bankası’nın, %20’si Sümerbank’ın, %20’si

Adapazarı Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifi’nin, %10’u Eskişehir Pancar ekicileri

İstihsal Kooperatifi’nin, %10’u da Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin payıdır. Fabrikanın

3 buhar kazanı saatte toplam 75 ton buhar, 2 türbini 4.000 kilowatt elektrik üretmek üzere

ayarlanmıştır. Tesiste, kendi döneminin en gelişmiş teknolojisi kullanılacak ve makineleri

Buckau R. Wolf şirketi tarafından sağlanacaktır479. 1953 yılında, Adapazarı Şeker

fabrikasının Amerika Birleşik Devletleri’nden getirilen makineleri monte edilmeye

başlanmış ve inşaat çalışmaları süratle devam etmiştir480.

Adapazarı Şeker Fabrikası, 378 günde, ilk makinelerin geldiği günden itibaren de 222

günde tamamlanmıştır. Fabrikanın montaj çalışmaları için 1.423.300 iş saati sarf edilmiş

ve 11 Ekim 1953 tarihinde işletmeye açılmıştır. Açılış için bir merasim komisyonu

oluşturulmuş ve gelecek olan davetlilerin karşılanması sağlanmıştır. Açılış töreninde

477 Başbakan Adnan Menderes’in Belediye binasının etrafını dolduran İzmitlilerin sürekli ve heyecanlı

alkışları arasında yaptığı konuşma siyasi kısımda ilgili başlıkta verilmiştir. Ayın Tarihi, 12 Eylül 1952, s.

22; Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s: 89-96. 478 Cumhuriyet, 6 Aralık 1952, Sayı: 10183. 479 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6487. 480 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 104.

162

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Bakan Sıtkı Yırcalı ile

milletvekilleri ve basın temsilcileri katılmışlardır. Halk özellikle Cumhurbaşkanı ve

Başbakan’ın geçtiği yerlerde “yaşa, varol” nidalarıyla karşılamaya büyük destek vermiş,

devlet erkânı şehrin girişinde başında bando olan askerî bir kıta tarafından selamlanmıştır.

Aynı zamanda Belediye meclis azaları, öğrencilerden oluşan gruplar ve halkın katılımı

ile konuklar karşılanmıştır481. Bundan sonra Belediyeye geçilmiştir. Cumhurbaşkanı

Celal Bayar, Belediye binasının balkonundan karşıdaki büyük meydanı tamamen

dolduran vatandaş topluluğuna hitaben uzun bir konuşma yapmıştır482. Bunu müteakiben

alkışlar arasında, dönemin Başbakanı Adnan Menderes Adapazarılılara hitap etmiştir.

Şeker Fabrikası binasında, Şeker Şirketi Genel Müdürü Baha Tekant tarafından,

fabrikanın özelliklerini ifade eden bir konuşma yapılmış ve İşletmeler Bakanı Sıtkı

Yırcalı söz alarak vatandaşların alkışları arasında, hükümetin iktisadî politikalarını ve

sınaî kalkınma projelerinden bahsetmiştir483.

Açılışın ardından işlemeye başlayan fabrikanın inşaat alanı 37.500 metrekare olup,

demiryolu istasyonuna 5 km. lik bir demiryolu hattı ile bağlanmıştır. 1950 den önce

kurulan eski tip şeker fabrikalarında normal zamanda 380 daimi işçi çalıştırıldığı halde,

bu fabrika modern anlamda donanımlı bir şekilde kurulduğu için, 213 daimi işçi ile

işletilmeye başlamıştır484. Büyük bir işçi tasarrufu sağlayan bu çalışma sistemi üretimi de

artırmıştır.

Fabrika hedeflerine uygun olarak, yılda 271.172 ton pancar işlemekte ve ortalama 35.000

ton kristal şeker istihsal etmekte idi. 1953 yılında 64 gün süren ilk kampanya döneminde

60.000 ton şeker pancarı işlenerek 6.500 ton kristal şeker üretilmiştir. 1954 yılındaki

ikinci kampanya döneminde ise, 155.000 ton şeker pancarı işlenerek, 21.000 ton şeker

üretilmiştir485. Kullanılan hammaddeler yakın çevreden elde edilmektedir. Merkezi bir

yerde kurulmuş olması, üretici ve fabrika açısından nakliye masrafını düşürmekte ve

kolaylık sağlamaktadır. Fabrikanın kurulmasından önce, Adapazarı’nda üretilen şeker

481 Cumhuriyet, 12 Ekim 1953, Sayı: 10488. 482 Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Adapazarılılara hitaben yaptığı konuşmasının tam metni siyasi ksımda

ilgili başlıkta verilmiştir. Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 69; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi

(1923-2004), s. 109. 483 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.109-112.; Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 64-

67. 484 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.135. 485 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 133.

163

pancarı 190 km. uzaklıkta bulunan Eskişehir Şeker fabrikasına gönderilmektedir.

Bölgede şeker pancarı ekimi için ayrılan alan 30.000 dönüm olduğu halde, kuruluştan

sonra Osmaneli, Gölpazarı, İznik ve Ali Fuat Paşayı da içine alarak Mudurnu, Düzce,

Hendek ve Akyazı’ya doğru yayılmış ve 131.251 dönüme ulaşmıştır. 1953 yılından

itibaren ortalama 416 köyde 13.349 çiftçinin pancar ektiği ve bu çiftçilere her yıl

35.744.000 Türk lirası ödenek sağlanmakta olduğu kaydedilmektedir486.

1955 yılında Şeker fabrikasının yeni kampanya dönemine kadar elde bulunan 100 ton

şeker Sakarya halkının ihtiyacı için ayrılmıştır. Bu dönemde her köye belirli miktarlarda

dağıtım olduğundan, muhtarlar köylüye şeker fişleri ile satış yapmışlar, hane başına düşen

şeker 1 kg. olarak belirlenmiştir487.

Demokrat Parti döneminde yapılan ve 25 milyon Türk lirasına mal olan Adapazarı Şeker

Fabrikası, yıllık istihsali 28.000 ton olduğu halde Söğüt, Yenişehir, Bilecik sahaları

Eskişehir’e devredildikten sonra bile 1957 yılında ekim sahası 100.000 dönümden

131.251 dönüme yükselmiş, 200.000 ton pancar işlenirken 271.172 tona, istihsal ise rekor

bir seviyeye ulaşarak 35.847 tona yükselmiştir. Netice itibariyle ziraata 15 milyon Türk

lirası ödenmişken, 1957 yılında 35.744.000 Türk lirası ödenmiştir. 1960 yılında 400.000

ton işleyecek olan yeni tesislerin yapımına gidilmiştir488. 1958 yılında Sakarya’da şeker

pancarı fiyatı 9 ila 9.50 kuruş olarak belirlenmişti489. Adapazarı Şeker Fabrikası, kuruluş

aşamasında iken ilerleyen zamanlarda genişletileceği öngörülerek inşa edilmişti. Bu

sebeple, işleme kapasitesinin artması ile paralel olarak fabrikanın tesisleri de

genişletilmiştir.

Fabrikanın açılmasının, bölgedeki hayvancılığın gelişmesini de olumlu yönde etkilediği

görülmektedir. Eski dönemlerde Eskişehir fabrikasından alınan ve yetersiz kalan küspe

yerine, besiciler tarafından 90.999 ton civarında elde edilen küspenin kullanılmasına

geçilmiştir490.

Bölgeyi kalkındırıcı ekonomik etkileri yıllar içerisinde giderek artan fabrika şüphesiz

önemli sanayi kollarından biridir. Bu yıllarda, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın seferberlik

486 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 136. 487 Demokrat Sakarya, 6 Temmuz 1955, Sayı: 325. 488 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 134. 489 Demokrat Sakarya, 23 Eylül 1958, Sayı: 1945. 490 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487.

164

halinde kapanmasının, genel hayatı olumsuz etkileyecek bir durum yaratacağı konusu

görüşülmüş, muhtemel seferberlik durumunda faaliyetlerine devam etmeleri yönünde

Bakanlar Kurulunda karar alınmıştır 491. Ayrıca Adapazarı ve diğer illerde bulunan şeker

fabrikalarının, nakliye araçlarına milli müdafaa mükellefiyeti uygulanmaması konusunda

bazı muafiyetler tanınmıştır492. Sosyal hizmetler konusunda da çok sayıda hizmet veren

fabrika, 14 sınıflı bir ilkokul inşa ettirmiş, teknik imkanlar içinde yetiştirilmek üzere

köylerden gelen çocukları atölyelerinde ve numune çiftliklerde kurslara alarak

yetiştirmiş, çalışan personelini de kurs ve seminerlerle eğitmiş, Pancar Ekicileri

Kooperatifine üye olan çiftçileri teknik açıdan maddi ve manevi olarak desteklemiştir493.

5 Mart 1954 tarihinde Pancar Bankası, merkezi Eskişehir olmak üzere açılmıştır. 2,5

milyon lira sermayeli banka; Adapazarı, Eskişehir, Turhal, Amasya, Kütahya, Uşak,

Afyon, Akşehir, İlgin, Alpullu, Konya, Kayseri, Burdur ve Isparta Pancar Kooperatifleri

ile Türk Şeker Fabrikaları A.Ş. ve Amasya Şeker Şirketi ortaklığı ile meydana

getirilmiştir494. Bankanın genel merkezi açıldıktan sonra, Şeker şirketi ve Pancar

kooperatifi bulunan yerlerde şube ve ajansları açılacaktır.

2.3.2.4. Adapazarı Nişkoz Sanayii ve Ticaret T.A.Ş Fabrikası

Sakarya’da nişasta ve glikoz alt dalları gıda sanayiinde tarihi eskiye dayanan ve daha

büyük çaplı sayılan kuruluşlardandır. Bunlar arasındaki başlıca işletmeler; Nişkoz Sanayi

ve Ticaret A.Ş ve 1970’lerde kurulacak olan Sakarya Tarım Ürünleri Üretme ve

Değerlendirme A.Ş.’dir.

Almanya ve Hindistan’da benzerleri bulunan Nişkoz nişasta fabrikası, 1953 yılında, Çark

gazinosunun 100 metre batısında Serdivan yolunun güneybatısında kurulmuş, 1955

yılında üretime geçilmiştir. Kurucuları Adanalı ve Mersinli sermayedarlardır. Nişkoz

Fabrikası, nişasta ve glikoz imal etmek gayesiyle kurulduğu için, her iki kelimenin birinci

heceleri alınarak nişkoz kelimesi elde edilmiştir 495. Fabrika işletmeye açıldığı dönemde

günde 25 ton mısır işleyebilecek kapasiteye sahiptir. Fabrikanın ortalama üretimi

491 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/136.63.12. 492 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/141.105.20.; 30.18.1.2/133.69.3. 493 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/134.101.8; Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, Adapazarı: 1965,

s. blrsz. 494 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mart 1954, Sayı: 685. 495 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 108.

165

1955’ten sonra 25 tonun üzerine çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda sürekli genişletilmiş ve

kapasitesi de artmıştır. Ayrıca tesise, patates işleme ve nişasta üretim birimleri de

eklenmiştir496. Temel üretim maddeleri, glikoz, dekstrin, mısırözü ve dört çeşit hayvan

yemidir, yan ürün olarak da kepek elde edilmektedir497. Nişasta gıda sanayiinde, dekstrin

ise tekstil sanayiinde ve tekelde kullanılmaktadır.

2,5 milyon lira sermaye ile 24 ortaklı anonim şirketi olarak kurulan fabrikanın sermayesi,

1955 yılından sonraki faaliyetlerin etkisi ike, 6 milyon 418 bin liraya yükselmiştir.

Üretimde kullanılan hammaddeler, genellikle Türkiye’nin çeşitli bölgeleri ve yurt

dışından ithal edilen mısır, patates ve buğdaydır. Günde 80-100 ton civarında üretim

kapasitesine sahip olan fabrika, yılın 10 ayında işlemiştir. Fabrikada 100’ün üzerinde işçi

çalışmaktadır. 1958 yılında Bakanlar Kurulu’nda Adapazarı’nda mevcut olan Zafer

Glikoz, Nişkoz Nişasta ve Dekstrin fabrikalarının seferberlik halinde kapanmasının,

genel hayatı olumsuz etkileyecek bir durum yaratacağı konusu görüşülmüş, muhtemel

seferberlik durumunda faaliyetlerine devam etmeleri yönünde karar alınmıştır498.

2.3.2.5. Sakarya Un Fabrikası

1959 yılında, 2500 metrekare arazide yer alan fabrika, ortaklıkla ve 100 bin liralık

sermaye ile kurulmuştur. İşlenen hammaddesi buğday olup, toprak mahsulleri ofisi ve

piyasadan temin edilmektedir. Günlük kapasitesi 100 ton buğdayla sınırlıdır ve fabrika

üç vardiya ile yılın 12 ayı aralıksız çalışmaktadır. Fabrikaya ait araçlar arasında, vals,

elek, irmik şasürü ve müştemilatı yer almaktadır. Üretilen un ve irmik Adapazarı

kazalarına ve ayrıca İstanbul pazarına satışa sunulmaktadır.

2.3.2.6. Arifiye Cam Fabrikası

1957 yılında, Arifiye’deki öğretmen okulu civarındaki araziye kurulmuş olan fabrikada

ortalama 40 işçi çalışmakta idi. Fabrikanın çalışma zamanı, yazları 5 aylık dönemle

sınırlıdır. Daha çok cam kırıkları kullanılmakta ve bunların eritilmesi ile kavanoz,

akvaryum, sürahi gibi cam eşyalar üfleme yöntemi ile üretilmektedir. Ürünler, Ege ve

Akdeniz bölgesi başta olmak üzere Ankara dahil pek çok ile ihraç edilmektedir499. Bu

496 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6489. 497 Demokrat Sakarya, 23 Eylül 1955, Sayı: 390. 498 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/150.50.12; 30.18.1.2/151.63.10; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 249. 499 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 249.

166

fabrika ve diğer büyük ve orta ölçekli fabrikalar Sakarya’da temel ihtiyaç maddelerini

yerli mamullerle işlemeye ve üretmeye çalışan belli başlı fabrikalardır.

2.3.2.7. Diğer Sanayi Kuruluşları

Sakarya Kauçuk Limited Şirketi; 1956 yılında üretime geçen fabrika, 2800 metrekarelik

alanda, 3 ortak katılımı ile kurulmuştur. Sermayesi 500 bin liradır. Yılda 12 ay 3 vardiyalı

olarak çalışan fabrikanın üretim amacı, yurt genelinden temin edilen ikinci el hurda

lastikleri hamurlaştırıp yeniden geri dönüştürmek üzere akü ve lastik fabrikalarına

satmaktır. Yıllık erimiş hamur lastik satış miktarı bu yıl içerisinde 450 ton kadardır. 1960

yılında Sakarya Kauçuk Endüstrisi A.Ş tarafından lastik imal etmek üzere kurulacak

teşebbüs için Dunlop Rubber Co. Ltd. Ş.nin yapacağı dış istikraz kabul edilmiştir500

Asetik Asit Fabrikası; temelleri 24 Mayıs 1960 tarihinde Vali Nazım Üner tarafından

atılan fabrika, Adapazarı Çark mevkii civarında mezbahana karşısında, 3500 metrekarelik

arazide 14 ortak ve 2 milyon lira sermaye kurulan fabrika, tam olarak 1962 yılında

üretime geçebilmiştir. Tesisin 800 ton olan üretim kapasitesi, daha sonraki yıllarda

genişletmeye tabi tutulmuştur 501.Üretimde kullandığı hammadde, şeker fabrikasının yan

ürünü olan Melas’dır. Bu dönemde melasdan sirke üreten Türkiye’nin ilk ve tek fabrikası

olmuştur. Üretilen maddelerin büyük bölümü mensucat sanayi, %20’sini ise gıda ve ilaç

sanayi tarafından satın alınmıştır. Bu fabrikanın kurulmasından hemen sonra, ithalat

yasaklanmış ve üretimiyle Türkiye ihtiyacını karşılamıştır.

Kozdağ Sabun Fabrikası; 1958 yılında 400 bin liralık sermaye ile faaliyette bulunan

fabrikanın 13 işçisi sabittir. Yıllık üretim ortalaması 400-500 ton aralığındadır. Üretilen

sabunlar ve yan mamuller ülke genelinde hemen her bölgeye satılmaktadır.

Gürkan Kardeşler Sabun Fabrikası; 1953 yılında 100 bin sermaye ile kolektif şirket

halinde faaliyete başlayan fabrika, 400 metrekarelik alanda, daimî 6 işçi ile çalışmaktadır.

Yıllık kapasitesi 350 ton civarında olan fabrikanın ürettiği sabunlar Karadeniz ve yurdun

çeşitli bölgelerine satılmaktadır.

Lido ağaç Sanayii Kolektif Şirketi; 1960 yılında 150 bin lira sermaye ile kurulan

fabrikada 30 civarında işçi çalışmakta, fabrikada mandal ve kürdan üretilmektedir.

500 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./154.73.5. 501 Demokrat Sakarya, 25 Mayıs 1960, Sayı: 3441; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s.6490.

167

Kullanılan ağaçlar genellikle şehir içindeki yerli kaynaklardan temin edilmektedir502.

İsmi geçen fabrika ve işletmeler Sakarya’da 1950’li yıllardan itibaren üretime geçen ve

pek çok farklı mamulü ilin ihtiyacını karşılamak üzere üreten işletmelerdir. Çeşitliliği göz

önünde bulundurduğumuzda, Sakarya’da hemen her alanda temel ihtiyaç malzemeleri

hızlı ve ucuz nakliye imkanına elveren yerli mamullerden elde edilebilmektedir.

2.4. Ticaret

Sakarya ilinin coğrafi durumu ve iklimi, çok çeşitli ürünlerin yetiştirilmesine imkan

sağladığı için, bölgede sanayi ve ticaret hayatı bakımından önemli bir yeri olmuştur.

Sakarya genelinde ticaret eski dönemlerden itibaren önem arz etmekle birlikte, 1950’li

yılların sonlarına kadar ticaret kuruluşlarının daha çok küçük ölçekli ve aile işletmeleri

olarak kaldığını söylemek mümkündür. 1950’li yılların başlarında, Adapazarı

Türkiye’nin 15. büyük şehri ve ticari bakımdan 11. şehri bünyesinde bir ilçedir503. Gelişen

sanayi Sakarya’nın da ülke çapında pazarlara açılmasını sağlayınca, ticaret kesimindeki

bu işletmelerin de büyümesi gerçekleşmiştir. Ticaret kesimi ücretliler ve kendi hesabına

çalışan girişimciler olarak iki koldan devam etmekte idi. Özellikle Adapazarı kent

merkezinde, gelir düzeyi yüksek girişimcilerin ayakta tuttuğu esnaflık ve küçük ticaret

kesimi her dönem önemini korumuştur504. 1945 yılında yapılan sayıma göre,

Adapazarı’nda 1.763 kişi ziraatla, 1.715 kişi ticaretle, 417 kişi makine ve cihaz imalatıyla,

130 kişi sanayi işçisi olarak, 235 kişi gıda içki ve tütün sanayiinde, 1.850 kişi genel idare

hizmetlerinde, 2.355 kişi de serbest meslek alanında çalışmaktadır. Ziraat ve ticaretle

uğraşanlar nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Demokrat Parti döneminde, il

merkezindeki ticari canlılık hız kazanmış, 1956 yılı itibariyle ilde 7.000 adet ev, 1.200

adet ticarethane ve dükkân, 50 adet genel iş yeri açılmıştır. Bu yıllarda hızla gelişmekte

olan Adapazarı’ndaki ticaret yapılanması güneybatı, batı ve kısmen doğu yönünde

genişlemektedir505. Bu yıllarda şehir büyüyüp nüfusu artarken, yeni fabrikalar kurulması,

düzenli personel evleri ve lojmanlar yapılması, yeni mahalleler kurulması dolayısıyla,

kırsal yaşam yerini kent yaşamına bırakmaya başlamıştır.

502 Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6491; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 248-251.

503 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 36. 504 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6473. 505 Aktaş, Kültürel Renkleri ile Sakarya, s. 109, 111.

168

İlde ticaretle ilgili olarak, ana caddeler boyunca mevcut olan çarşılardan başka, toplu

çarşılar ve pasajlar da mevcuttur. Uzunçarşı, Demircioğlu Pasajı, Havuzlu Çarşı, Dilmen

Pasajı, Belediye İş Hanı bunların önde gelenleridir. Adapazarı aldığı isimle doğal iktisadi

yapısını göstermekte ve ismine uygun bir yapı sergilemekte, çeşitli günlerde açılan

pazarları ile ön plana çıkmaktadır. Komşu illerin Pazar yeri konumunda olduğu için,

Bolu, Bilecik gibi çevre illerin ürünleri de buradaki pazarlarda satılmaktadır. 1950-

1960’lı yıllara ait ifadelere göre; Pazar günleri, motorlu taşıtlar çoğalmadan önce,

Adapazarı’na komşu illerden yüzlerce at arabası ile köylüler pazara gelmekte olup,

Adapazarı bölgenin en işlek ve canlı pazarına sahip olduğundan, şehir merkezi bu

günlerde taşıtlar, insanlar, ürünler ve satışa çıkarılan hayvanlarla dolup taşar bir

vaziyettedir 506. Getirilen ürünler tüccarların zahire depolarına ve şimendifer istasyonuna

indirilmekte, hububat ve zahire yığınlarından istasyon önü geçilemez bir yoğunluğa

ulaşmaktadır507.

Adapazarı şehir pazarı, şehirde her zaman bulunabilecek çeşitli eşyaların

sergilenmesinden oluşmuş bir pazar olarak değerlendirilmelidir. Çünkü, satış yapanlar

genellikle bölgenin küçük esnafı olup köylülerin katılımı azdır. Köylüler ellerindeki

ürünleri tüccara, şirketlere ve ofise teslim ettikleri için genellikle bir miktar kümes

hayvanı, süt mamulü ve meyve-sebze çeşitleri getirerek pazarlamaktaydılar508. Bu bilgiler

ışığında Adapazarı’nın bulunduğu konumun avantajı ve ürün çeşitliliği sayesinde, her

dönem canlı bir pazar ve alışveriş potansiyeline sahip olduğunu anlamak mümkündür.

Sakarya’da inşaat işkolu ise, kentleşmeye paralel olarak il merkezinde gelişmiş ve

yoğunlaşmış haldedir. İlin çeşitli dönemlerde yıkımla sonlanan deprem geçmişi

sebebiyle, inşaat faaliyetlerinin pek çok ile göre daha örgütlü şekilde sürdürülmesini

gerektirmiştir 509.

2.4.1. İthalat ve İhracat

İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan işlek yol tarihte Jüstinyen Köprüsünden geçmekte idi.

Bu işlek yol üstünde Erenler köyü ve Adapazarı civarında pazarlar kurulmakta idi. Her

506 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s.24-25. 507 Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 42. 508 Aktaş, Kültürel Renkleriyle Sakarya, s. 111. 509 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6473.

169

meslek erbabı belirli yerlerde toplanarak ticaret yaparlardı. Tarih içinde bu pazarlar daimî

bir yerleşim yeri haline gelmiş ve halk buralara taşınmıştır. Bu nedenle Cumhuriyet

döneminde Adapazarı’nın Tığcılar, Semerciler, Hasırcılar, Çıracılar, Papuççular

mahalleleri, eski pazarların ismi ile anılan yerleşim yerleri olarak kalmıştır.

Geniş bir üretim yelpazesine sahip olan ve çevre illere yollarla bağlantısı bulunan

Adapazarı, bu hinterlant dolayısıyla, ismi gibi bir pazar hüviyetine sahiptir. Bölgeden

hasat zamanlarında Akyazı’dan Mudurnu’ya buğday, mısır, Hendek’ten tütün ve kereste

nakledilmektedir. Sakarya’nın il olmasından sonra ithalat alanında pek çok madde

olmakla birlikte tutar olarak en fazla öne çıkanlar buğday, un, arpa, pirinç, ayçiçeği,

şekerpancarı, bitkisel yağlar, mamul tütün, inşaat malzemesi, kiremit, zirai mücadele

ilaçları, maden kömürü, demir-çelik ve muhtelif gıda maddeleri olarak sayılabilirken,

İhracat alanında en fazla bedele sahip olanlar; üzüm, patates, elma, fındık, armut, ayva,

glikoz, sığır, kristal şeker, nişasta, kereste, asetik asit ve çeşitli sebze-meyvelerden

oluşmaktadır. İhraç ettiği bu ürünlerden 1950’li yılların başında yaklaşık 1.500.000 lira

gelir sağlanmakta ve ithal ettiği ürünlere 12.000.000 lira harcamakta olduğu tespit

edilmiştir510. Kaydedilen bir rakama göre 1950-53 döneminde, Adapazarı, yılda 28

milyon liralık ihracat, 20 milyon liralık ithalat ile yılda 8 milyon lira kar sağlanmakta, iç

ve dış ticarette önemli bir yeri bulunmaktadır511. Bu oranlar, Adapazarı’na her yıl daha

fazla kişinin yerleşmesinin sebeplerinden biri olmuştur.

Adapazarı’nda yetiştirilen mısır ve arpa, İzmit ve Derince limanlarından Avrupa

ülkelerine ihraç olunurken, patates ise daha çok tren vasıtasıyla İstanbul’a ihraç

edilmektedir. Aynı limandan yaş ve kuru meyveler özellikle de ceviz ve ceviz kütükleri,

kayın keresteleri bu mıntıkanın ihracat malları olarak kaydedilmektedir512.

1960’lı yılların ortalarında, toplam ithalat 364.730.103 Türk lirası iken, toplam ihracat

457.934.004 Türk Lirası olarak kaydedilmiş, ithalat ve ihracat arasındaki 93.203.901

Türk liralık farktan da anlaşıldığı üzere, ilin ekonomik yapısı bu dönemde dış satımlardan

çok dış alımlara bağlıdır. Sakarya’da ithal edilen ürünlerden biri de, ülkede ve ilde kıt

bulunması sebebiyle kahvedir. Şehirdeki kahvehane ve evlerin kahve ihtiyacını

510 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s. 74-75. 511 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 34; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3.

Bölge Nüshası, s.142. 512 Asım Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 43-44.

170

karşılamak için, İktisat ve Ticaret vekaleti tarafından İstanbul ticaret Müdürlüğü’nden

satın alınmaktadır. 1955 yazında Sakarya’ya bu yolla 50 ton kahve tahsis edilmiş idi513.

Bazı yıllarda, ilde ciddi anlamda kahve yokluğu yaşandığı ve fiyatların artması karşısında

sıkıntı yaşandığı basındaki haberlerden anlaşılmaktadır.

2.4.2. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1924 Kocaeli İl Genel Meclisi kararı ile kurulmuş olan oda,

5590 sayılı kanuna ait tüzük hükümlerine uymuştur. 1943 yılında yaşanan büyük

depremde oda binası yıkılmış olduğundan, odaya ait arşiv zayi olmuştur. Oda bu dönemde

4 organdan oluşmaktadır. Bunlar; 1. Meslek Komiteleri, 2. Oda Meclisi, 3.Yönetim

Kurulu, 4. Oda Genel Katipliği.

Meslek Komiteleri, oda meclisi üyelerini seçerek, kendi alanlarında uygun buldukları ve

faydalı tedbirleri yönetim kuruluna teklif etmek, kendi mesleklerine ait işleri hakkında

yapılan başvuruları inceleyerek cevaplandırmak amacıyla kurulmuş komitelerdir. 12

kısımdan oluşmaktadırlar. Sakarya ticaret hayatı hakkında bilgi vermesi açısından bu

meslek kollarına ait kaydedilen bilgiye göre;

• “Birinci meslek komitesi; zahireciler ve tütüncüler, değirmenciler, fırıncılar,

• İkinci meslek komitesi; bakkaliye, kantariye, hırdavat, züccaciye, tekel bayileri,

kırtasiye,

• Üçüncü meslek komitesi; manifatura, kumaş ve tuhafiye ticareti yapanlar, tüccar

terziler, hazır elbiseciler,

• Dördüncü meslek komitesi; kereste ve mahrukatçılar, marangoz ve doğramacılar,

sandalye imalatçıları,

• Beşinci meslek komitesi; sabun imalatçıları, debbağlar. Şeker ve pasta

imalatçıları, tuz, yoğurt, peynir, şarap ve gazoz imalatçıları, süpürge imalatçıları

ve müteferrik eşya imalatçıları,

• Altıncı meslek komitesi; bankalar, kooperatifler, sigortacılar ve iç ticaret

yapanlar, sinemacılar,

• Yedinci meslek komitesi; lastik, hazır kundura ve malzemeleri satanlar. Halı,

kilim ve mobilyacılar, otel, kıraathane, lokanta ve hamam işletenler,

513 Demokrat Sakarya, 25 Ağustos 1955, Sayı: 365.

171

• Sekizinci meslek komitesi; bakırcılar, matbaacılar ve dökümcüler, saat radyo

buzdolabı ve elektrik malzemesi tamir ve ticareti yapanlar, sarraf ve kuyumcular.

Oto ziraat aletleri tamir ve müteferrik ticareti yapanlar.

• Dokuzuncu meslek komitesi; kasap, celep ve tavukçular. Kabzımallar, sebze ve

meyveciler,

• Onuncu meslek komitesi; acente ve yedek parçacılar, müteahhit ve nakliyeciler,

• On birinci meslek komitesi; sanayiciler,

• On ikinci meslek komitesi; İnşaat malzemesi, cam ve kontrplak ticareti yapanlar,

nalburlar. Maden arama, kireç ve taş ocakları işletenler, akaryakıt bayileri

şeklinde kısımlardan oluşmaktadır”514

Oda yönetim kurulunu seçmek, odanın amaçlarının gerçekleştirilmesi adına tüm karar ve

tedbirleri alma görevine haiz oda meclisi komiteleri, oda meclisini belirlemekteydi.

1950 yılı başlarında, Adapazarı’nda gelir vergisine tabi olan 462 tüccar, 60 serbest meslek

sahibi, 900 gezici esnaf, 20 arzuhalci, 2800 esnaf bulunmaktadır. Bu gruplar toplamda

1,5 milyon lira devlet hazinesine vergi vermekte, il özel idaresine 500.000, belediyeye

600.000 lira ödeme yapmaktaydılar.1960’lı yıllarda, Adapazarı Ticaret ve Sanayi odasına

kayıtlı çeşitli ticaret gruplarının ve ithalat ihracatçı üyelerin durumu şöyledir; Merkez İlçe

1665 üye, Geyve İlçesi 195 üye, Akyazı İlçesi 174 üye, Hendek İlçesi 198 üye, Karasu

İlçesi 137 üye, Sapanca İlçesi 7 üye515. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası bu dönemde

çalışmaları ile, şüphesiz ilin ekonomik ve ticari gelişmesine büyük katkı sağlamış,

esnafların ve yatırımcıların desteklenmesi ve denetlenmesi konusunda önemli görevler

üstlenmiştir.

2.4.3. Adapazarı Ticaret Borsası

Sakaryalı iş adamları ve tüccarların girişimi sonucunda Ticaret Bakanlığı’nın 18 Şubat

1957 tarihli onayı ile kurulan borsa, çeşitli meslek gruplarından üyelerden oluşmaktadır.

1960’lı yılların ortalarında, Borsaya kayıtlı 530 civarında üye olup, 5 organı

bulunmaktadır. 1.Meslek Grupları, 2.Borsa meclisi, 3.İdare heyeti, 4. umumi katip,5.

Borsa komiseri.

514 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 75; 1967 Sakarya İl Yıllığı, 222-227. 515 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 75; 1967 Sakarya İl Yıllığı, 222-227.

172

Borsaya üye olan meslek grupları ise; Zahireciler, bakkallar ve dericiler, uncular ve

fabrikatörler, patatesçiler, süpürgeciler, kozacılar ve kabzımallar, canlı hayvan

tacirlerinden oluşmaktadır. Borsaya kota edilen maddeler ve bu maddelerin gördükleri

işlem miktarları çeşitlilik arz etmektedir. Hububat ve mamulleri 200 kg’dan, bakliyat ve

mamulleri 100-140 kg’dan, Yağlı tohumlar 50-100 kg’dan, küspeler ve pirinç 100 kg’dan,

bitkisel yağlar 34 kg’dan, peynir zeytin soğan sarımsak patates gibi çeşitli temel gıda

maddeleri 50-170 kg’dan, Orman ürünleri 25 kg’dan, Tekstil hammaddeleri ve ipek 5-

100 kg’dan, hayvansal yünler 100 kg’dan, Kasaplık canlı hayvanlar 2-4 adetten, ham

deriler 25 kg’dan, sabun ve süpürge gibi çeşitli maddeler de 50-100 kg’dan değer

bulmakta idiler.

Borsaya dahil olan ürünlerden tahıllar ve bakliyat ürünlerinin kampanyaları bütün yıl

devam etmekle birlikte, ipek kozası sadece Temmuz ayında işlem görmekte idi. Alım

satımla, ürünün örneği görülerek ve aracı vasıtası ile artırma usulüne bağlı olarak

yapılmakta idi. Her maddenin satışı için ayrı saatler belirlenmiştir. Borsada işlem gören

ürünler çoğunlukla İstanbul’a pazarlanmaktadır. Adapazarı Ticaret Borsası’nın

kuruluşundan itibaren izleyen yıllardaki işlem hacmini şu şekilde kaydedilmiştir:

Yıllar Muamele Hacmi (Bin ton)

1958 23.803

1959 27.885

1960 51.986

1961 60.310

Adapazarı ticaret Borsası yeni kurulmasına rağmen, bu yıllarda bölgedeki zirai

faaliyetlere bağlı olarak hızla gelişmiş Adapazarı’na yakın olan il ve ilçeleri de etki alanı

içerisine almayı başarmıştır. Bu bölgelerden gelen çeşitli ürünler de Adapazarı’nda satışa

çıkarılarak fabrikalarda işlenmiştir. Borsa, Adapazarı’nın ve bölgenin önemli pazarı

olarak kabul edilmekte dolayısıyla borsadaki fiyatlar yakından takip edilmekte idi.

Sakarya’da ticaret konusunda atılan adımlardan biri de, 1955 yılında Sakarya Esnaflar

Birliği’nin” kurulması olmuştur. Vali Nazım Üner döneminde ve onun girişimi ile

kurulan birlik, farklı esnaf birliklerinin temsilcilerinin ve valinin katılımında bir kongre

173

düzenlemiştir. Yapılan gizli idare heyeti seçimi sonucunda cemiyetlerden 2’şer,

derneklerden 1’er kişi olmak seçilmiştir516.

2.4.5. Kooperatifler

Adapazarı-Sakarya’da kooperatifler ve ortaklıklar bölgenin ekonomik gelişimine ve ticari

hayatına bağlı olarak gelişme ve artış göstermiştir. Kurulan kooperatifler, ilin ekonomik

hareketliliği içerisinde önemli kuruluşlardır. Özellikle tarım ve yapı alanlarında yoğun bir

kooperatifleşme yaşandığı görülmüştür.

Öne çıkanlardan biri, 1946 yılında kurulmuş olan Tarım Kredi Kooperatifleridir, 973

ortaklıdır. Toprak mahsulleri yetiştiren ortaklarına bir yıl vadeli tarım kredisi ve kimyevi

gübre vermek amacıyla kurulmuş olan kooperatif, kredilerini Ziraat Bankası’ndan temin

etmektedir. Her ortağı, girdiği aidat oranına göre kredi kullanabilmektedir. 1950’lerin

başlarında mevcut olan kooperatifler şunlardır;

1.Koza Kooperatifi

2.Adapazarı Tarım Kredi Kooperatifi

3.Hanlı köy “ “

4. Sakarya “ “

5. Kazımpaşa “ “

6. Reşitbey “ “

7.Söğütlü “ “

8. Sapanca “ “

Köyün ve köylülerin kalkınması adına kooperatifçiliğin önemi büyüktür. Bu sebeple yerel

yönetimlerce kooperatifçilik anlayışı desteklenmiştir.

516 Yeni Ada Postası, 21 Şubat 1955, Sayı: 855; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 228-229.

174

Adapazarı Tarım Kredi Kooperatifi 1946 yılında, 973 ortakla kurulmuştur. Sapanca’daki

ise daha önce 1932 yılında 34 ortakla teşekkül etmiştir. Gerek üyelik gerekse örgütlenme

bakımından ildeki aktif kooperatiflerden birisidir 517.

Koza ve Pamuk Tarım Satış Kooperatifi ise, 1940 yılında kurulmuş olup, Bursa’daki

genel müdürlüğe bağlıdır. Kuruluş amaçları, üreticinin yetiştirdiği koza ve pamuğu

değerlendirmek, üreticiye vadeli tohum kredisi ve tohum vermektir. Kooperatif Ticaret

Bakanlığınca denetlenmekte, döner sermayesi Ziraat Bakanlığı’nca sağlanmaktadır.

Sakarya’daki üreticiye verilen koza tohumu, bu dönemde İtalya ve Japonya’dan ithal

edilmekte olup, üreticiden alınan kozalar ise kurutulduktan sonra İtalya, Japonya ve

Macaristan’a ihraç edilmektedir. Kooperatifin 1960’lı yıllarda, ortalama 6000 civarında

üyesi mevcuttur. Değerlendirdiği pamukların çoğu en iyi cinsin yetiştirildiği

Pamukova’dan temin edilmekte idi518.

Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Fındık Tarım Satış ve Kredi Kooperatifleri bu

dönemde faaliyette bulunan ve çok sayıda çiftçi üyesi bulunan önemli kooperatiflerdir.

Şeker ve fındık üreticilerinin mahsullerini güvence altına alarak uygun krediler

sağlamıştır. Çiftçiye verdiği bedeller genellikle memnuniyetle karşılandığı

görülmektedir519. Pancar ekicileri 1951 yılından itibaren kooperatif vasıtasıyla

örgütlenmişler, şeker fabrikasının kurulması için oluşturulacak sermayede bu örgütün

çiftçi üyelerinin birikimleri kaynak sağlamıştır. Üyelerin fabrikaya tek tek ortak olması

yerine bu kooperatif dolayısıyla birleşerek katılımları uygun bulunmuştur. Başlangıçta

Adapazarı Şeker Fabrikası T.A.Ş.’ın 10 milyon Türk lirası olan sermayesine 3 milyon lira

ile katılan kooperatif, Ziraat Bankası’nın 1,5 milyon liralık hissesini de satın alarak payını

artırmıştır520 .

Bu dönemde Sakarya’da ilin ticari yaşamında ağırlığı olan Esnaf Kefalet Kooperatifi;

ortakları esnaflardan oluşan ve 1958 yılında kurulan bir kooperatiftir, Başkanı bu

dönemde Nazmi Bayar’dır. Küçük esnaf ve sanatkarları kredi bakımından destekleyen

bu kooperatife gereken krediyi Halk Bankası sağlamaktadır. Çalışmaları halk tarafından

517 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6514. 518 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 228-229. 519 Demokrat Sakarya, 9 Eylül 1955, Sayı: 378. 520 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/126.72.7; Ada Postası, 17 Temmuz 1951, Sayı: 340; “Sakarya” Maddesi,

Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6513-6514.

175

memnuniyetle karşılanmıştır521. 600 bin lira maliyetle, 412 metrekarede 4 katlı iş hanı

inşa ettiren kooperatif, bu dönemde Türkiye’nin oturduğu binanın sahibi olan tek

kooperatifi olma özelliğini kazanmıştır. Esnaf Kefalet kooperatiflerinin Hendek, Akyazı,

Sapanca, Karasu, Geyve ve Kaynarca’da da şubeleri bulunmaktadır. 1960 yılı itibariyle

Sakarya’da aktif olarak çalışan 97 adet Esnaf Kooperatifi bulunmaktadır. Halk Bankası

tarafından bu kooperatiflere 25’er bin lira tesis kredisi sağlanmış ve tesislerini

genişletmelerine destek olunmuştur522. Ayrıca şehirde küçük esnaf için bir Esnaf

Hastanesi kurulması konusu gündeme gelmiş, kooperatif tarafından girişimde

bulunularak, halktan konu ile ilgili Halk Bankası’na yardımda bulunmaları istenmiştir523.

Köy Kalkınma ve Konut Kooperatiflerinin de il genelinde belirli seviyede etkinliği

bulunmaktadır. Sakarya’da özellikle sendikaların kurdukları yapı kooperatifleri faal

durumda olup, 1950’lerin başında kurulan Adapazarı Devlet Demiryolları Vagon

Atölyesi Müseccel İşçileri Mahdut Mesuliyetli Yapı Kooperatifi, Harb-İş, Maden-İş gibi

sendika işçilerinin oluşturduğu kooperatiflerin yanı sıra, Oto Sanayi ve Uniroyal Lastik

Fabrikası gibi işletmelerin sabit işçilerinin kurdukları da mevcut idi524 . Bunlardan birisi

de 1955 yılında kurulan Adapazarı İşçi Evleri Yapı Kooperatifidir525. 1955 yılında,

merkezi Polatlı olmak üzere, Sakarya Yapı Kooperatifi kurulmuş526, Adapazarı Esentepe

Evleri Yapı Kooperatifi de bu yıl faaliyete geçmiştir527 . Aynı amaçla, Adapazarı Şeker

fabrikası çalışanları adına Şeker Fabrikası Mensupları Şeker Evleri Yapı Kooperatifi

kuruluşu gerçekleşmiştir528.1956 yılında Sakarya Memurları İstihlak Kooperatifi ve Zirai

Donatım kurumu Ziraat aletleri ve Makinaları Müessesesi İşçileri Donatım Evleri Yapı

Kooperatifi Ortaklığı da aynı amaçla teşekkül etmişlerdir529. Bu kooperatiflere Emlak

Bankası tarafından belirli dönemlerde krediler tahsis edilmekte idi. Anlaşıldığı üzere

1950-60 döneminde Sakarya’da, özellikle ilin afetlerden zarar görmesi dolayısıyla

yeniden inşa ve yapılaşma süreci önem kazanmış, yapı kooperatiflerine olan ihtiyaç, çok

sayıda kooperatifin bu amaçla dayanışma içerisinde çalışmalar yürütmesini sağlamıştır.

521 Sakarya Gazetesi, 17 Eylül 1959, Sayı: 90. 522 Sakarya Gazetesi, 20 Mayıs 1960, Sayı: 298. 523 Sakarya Gazetesi, 24 Mayıs 1960, Sayı: 301; “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6514. 524 Demokrat Sakarya, 13 Ekim 1956, Sayı: 715; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, s. 159. 525 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/140.63.14. 526 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.68.9. 527 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.86.19. 528 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/140.74.7. 529 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2-142.26.20.

176

2.5. Ormancılık ve Orman Ürünleri

Sakarya ormanları eski tarihlerden itibaren zengin çeşitliliği ve dokusuyla ün kazanmıştır.

Marmara Bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Sakarya İli, kuzey Anadolu orman kuşağı

içinde yer almaktadır. Doğu ve güneyden ili çevreleyen dağlarla platoların büyük bölümü,

deniz etkilerine maruz kalmıştır. Bu nedenle sık bir orman tabakası oluşmuştur. Evliya

Çelebi Seyahatnamesinde Sakarya bölgesindeki ormanlardan geçerken şu ifadelerle tasvir

etmiştir;

“Sakarya nehri boyunca “Ağaç Denizi” denilen ormanlardan geçtik, burası

bir ormandır ki, içinde şehir adamı olmayan nice garip kimseler kaybolup

vahşi canavarlara kısmet olmuştur. Defne, ardıç, çam, ıhlamur ağaçlarının

kokusundan insanın damağı kokulanır. Güneş içine asla etki yapmaz. Bu

ağaçlıklar içinde nice bir tahta biçecek bıçkı değirmenleri olup gemi

keresteleri keserler. Bu dağlar dört sancak sınırında olup gerçekten ağaç

denizidir. Etrafı ancak bir ayda dolaşılabilir530.

Osmanlı Devleti zamanında, Karamürsel Alp ilk deniz donanmasını kurduğu sırada

donanmanın ihtiyacı olan keresteyi Adapazarı-Karasu arasındaki ormanlardan sağlamış,

bu nedenle de bölgede bir kereste eminliği kurulmuştur. Bu ormanlardan kesilen

tomruklar Sakarya nehri vasıtasıyla Karadeniz’e çıkarılmaktaydı531.

Cumhuriyet döneminde Adapazarı ve Sakarya’da yeni yerleşim alanlarının açılması,

kaçak kesimler ve diğer bazı sebeplerden kaynaklı olarak orman varlığına zarar verilmesi

dolayısıyla, uzun vadede geçmiş yıllara göre azalma olduğu belirtilmelidir. 1950’li

yıllarda, orman varlığı bakımından çok geniş alanlara sahip olamamasına rağmen,

dağlarının yüksek kesimlerde çok çeşitli ağaçlardan oluşan ormanlık alanları mevcuttur.

Yüksek kesimlerde ibreli, etek kısımlarında yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar bazı

dönemlerde insandan kaynaklı sebeplerle tahrip edilmiş ve bozulmuşlarsa da ülkenin

genelindeki kaliteli koruluklar arasında yer almışlardır. Sakarya arazisi genellikle tarıma

elverişli olduğundan, Toprakların %47,1’ini ekili-dikili alanlar, %45,5’ini ormanlık-

fundalık alanlar kaplamaktadır. Bu oranlar Türkiye ortalamalarının üstündedir.

530 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, 1982: Ankara, s. 43. 531 Balcıoğlu, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine”; s.8.

177

Sakarya’daki orman alanları, 196.254 hektar, fundalık alanı ise 22.700 hektar, toplam

219.000 hektarlık alana yayılmıştır. İl ormanlarının %43,6’sı normal koru, %19,7’si

bozuk koru, %19,1’i normal baltalık ve %17,6’sı bozuk baltalık türündendir. Ormanların,

yetişme ortamlarının etkisine bağlı olarak (hava, su ve toprak konusunda elverişli olması

sebebiyle) bölgede ülke genelinden daha iyi durumda oldukları söylenebilir. Ormanlar

içerisinde en çok kayın ağacı yetişmektedir 532. Korularda kızılçam, karaçam, sarıçam

çeşitleri ve köknar gibi ibreli ağaçlarla, kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, kestane, dişbudak

ve çınar türünden yapraklı ağaçlar yetişmektedir. İldeki baltalık ormanlarını oluşturan

ağaçlar ise; meşe, kayın, gürgen ve kestanedir. Ayrıca yamaçlık kesimlerde ve ova

tabanlarına yakın etek bölgelerinde makiler yer almaktadır533. Türkiye’de toplu halde

1500 hektar olan Dişbudak ormanı, yalnız Sakarya’da bulunmakta ve özellikle Hendek’te

Süleymaniye ormanı ismiyle anılmaktadır534.

1950 yılı başlarında Adapazarı ilçesi sınırları içerisinde ormanlık alan 20.000 hektar,

bunun 10.000 hektarı baltalık, 10.000 hektarı ise koruluktur. İlçede üç bölge şefliği

bulunmaktadır. Bunlar; Sakarya, Kayalar ve Sapanca’dadır535. Sakarya ve İzmit il

sınırlarını kapsayan Adapazarı 18.mıntıka Orman Başmüdürlüğü ise 1958 yılında

kurulmuştur. Başmüdürlüğün Sakarya ilini içine alan kısmına, Adapazarı, Akyazı,

Hendek, Karasu ve Geyve olmak üzere 5 Orman İşletmesi ve bu işletmeler içinde 22

bölgesi 90 bölüm muhafaza memurluğu, 1 fidanlık ve 6 motorlu ekip şefliği

bulunmaktadır. Başmüdürlük yüksek orman mühendisi ve teknik elemanlar tarafından

işlemektedir. Başmüdürlüğün Sakarya ili içerisinde sahip olduğu birimler şunlardır; idare

binası, hizmet evi, muhafaza memuru evi, tavla, garaj ve yangın kulübeleri. Devlet

Orman İşletmesi ve Döner Sermayesi Yönetmeliğinin 1. Maddesinde Orman

işletmelerinin amaç ve görevleri şu şekilde sıralanmaktadır:

“Yurt ormanlarını imar etmek, korumak, amenejman planlarına ve iktisadi

icaplara göre teknik usullerle ve devamlı bir şekilde işletmek, her çeşit kesme,

taşıma, biçme, alım ve satım işlerini yapmak, artıkları değerlendirmek ve

değerlendirilmesi mümkün olamayanları temizlemek, orman içi

532 Eröz-Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.18. 533 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6475, 6484. 534 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 207. 535 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 59.

178

ağaçlandırmaları yapmak ve bu amaçla muvakkat fidanlıklar kurmak, işletme

işleri ile ilgili tesisat, inşaat yapmak, her çeşit propaganda ve neşriyatta

bulunmak, inşaat makineleri ve taşıt araçları temin etmek ve her çeşit bakım

ve onarım işlerini yapmak ve özel kanun ve tüzüklerle verilen diğer görevleri

ve ormana ilişkin bütün işlem ve hizmetleri görmek ve başarmaktır”536. Bu

yönetmeliğe bağlı olarak, işletmeler tarafından, ormanların kalitesini

yükseltmek, ıslah etmek amacıyla çalışmalar yürütülmüş, usulsüz kesim,

otlatma, yangın gibi durumlarla ilgili tedbirler alınmıştır.

Tablo 32: Sakarya’da Orman Ürünleri Üretimi

1954 1955 1956 1957

Odun (ton) 2.395 84.790 84.667 1.647

Kereste (m3) 4.016 2.451 1.163 480

Kaynak: Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958), s. 141; Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960), s. 71.

Sakarya, kereste sanayii ve ticaretinin öteden beri var olduğu bir bölgedir. Orman

mahsulleri arasında kerestecilik oldukça önemli yer tutmaktadır. Bu sebeple Sakarya’da

ormancılık da canlı bir ekonomik etkinlik alanı olarak karşımıza çıkar. İl ormanlarının

ağaç kaynaklarının mobilya imalatında kullanılacak olan kerestenin, İstanbul ve Ankara

pazarlarını destekleyecek bir üretim oranına sahip olduğu anlaşılmıştır. Korularda belirli

çapın üzerine çıkmış, yakacak olarak değerlendirilebilir durumda kabuklu gövde hacmi

(ağaç serveti) 16 milyon metreküp, baltalıklarda yakacak olarak kullanılabilen kabuklu

gövde hacmi ise 3 milyon 300 bin sterin olarak kaydedilmiştir. Her yıl korulardan 294.000

metreküp, baltalıklardan da 236.000 ster yakacak odun temin edilebilmektedir.

Başmüdürlük tarafından orman köylüsüne her yıl ortalama 5-6 bin metreküp yapacak,

200 bin ster yakacak ihtiyaç verilmekte, ayrıca her sene ortalama 6 milyon liralık bir

üretim ve taşıma ücreti ödenmektedir. Bu ise orman içi köyler için kıymetli bir yan gelir

olarak görülmektedir. Her çeşit ihtiyacı karşılayabilecek potansiyele sahip olan il

ormanları, SEKA ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin de taleplerini karşılamaktadır.

Ayrıca, Adapazarı merkez ve ilçelerinde hammaddesi ağaç olan fabrika, atölye ve

imalathane sayısı da aynı oranda artmıştır537. 1953-54 yılları arasında bazı dönemlerde,

Adapazarı ve çevresinde odun sıkıntısı baş göstermiş, dönemin basınında bu konuda

536 Eröz- Alphan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 24-25; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 205. 537 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 206-208.

179

haberlere yer verilmiştir. Durumun ciddiyeti şu cümlelerle ifade edilmiştir; “yakacak

odun bulamayan halk, bahçe çitlerini yakıyor”. Eleştirilen konulardan biri de şehirde

yakacak odun kıtlığı yaşanırken İstanbul’a odun sevkiyatının devam etmesi olmuştur538.

Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğü tarafından çeşitli ağaçlardan sanayilik

odun, kereste, espit, parmak, yaba ve odun kömürü olmak üzere satışa çıkarılmakta idi539.

Bu satışlarla işletme kar elde ederek, çalışmalarının maliyetini de karşılamaktaydı.

1960’lı yıllarda korulardan yılda 70.000 tomruk, maden direği ve elektrik teli direği

üretilmiştir.

İlin İstanbul’a yakınlığı sebebiyle, yakacak odun ihtiyacının giderilmesi için odun

üretiminin sürekli artırılmasına sebep olmuştur. Bu durum ise baltalıklar için olumsuz bir

durum oluşturmuştur540. Sakarya ormanlarındaki ağaç sayısındaki azalmayla bu konuyu

ilişkilendirebilmekteyiz.

Sakarya korularındaki büyüme hızı genel yurt ortalamasının üzerindedir, ancak orman

alanlarının tahrip edilmesi ve ormanların halk tarafından, fındıklık ve mısır tarlası

yapılmak için tahrip edilmesi gibi olaylar kayıtlarda yer almaktadır541. Bunlarla mücadele

etmek amacıyla bir takım caydırıcı tedbirler alınması gerekmiştir. Sakarya’da

ağaçlandırma çalışmaları ağırlık kazanmış, orman içi ve orman dışı alanlarda çalışmalar

başlatılmıştır. 1938 yılından 1970’li yıllara kadar Kocaeli ve Sakarya illerinde toplam

13.205 hektar alan ormanlaştırılmıştır. Ağaçlandırmada kullanılan fidanlar çoğunlukla bu

amaçla kurulacak olan 8 milyon fidan kapasiteli Hendek Orman Fidanlığından (1965)

temin edilmiştir542.

Demokrat Parti döneminde, hükümet tarafından ele alınmak istenen “Akova Planı” ile;

Sakarya nehrinin membaını açmak, tarak makineleri yerleştirmek, Mudurnu, Çark,

Sakarya sularının daimî mecralarını düzenlemek üzere 80.000-100.000 dönüm bir araziyi

sudan kurtarmak ve Sakarya nehrinden Adapazarı’na kadar kayıklar ve deniz araçları ile

taşımacılık yapılması planını kapsamaktadır. Planın gerçekleştirilmesi oldukça maliyetli

538 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1954, Sayı: 652.

*1 ster: 0,750 metreküptür. 539 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1952, Sayı: 38. 540 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6470. 541 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.142. 542 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6485.

180

(50-60 milyon Türk lirası) olduğundan, ertelenmiştir543. Akova Planı’nın hayata

geçirilmesi halinde tarım üretiminin iki katına yükselmesi dışında, Karadeniz kıyılarından

bu bölgeye artarak devam eden göçler sebebiyle tahrip edilmekte olan ormanların da

kurtarılacağı düşünülmüştür544. Osmanlı Devleti döneminden beri bahsi geçen bu kanal

projesi, cumhuriyet döneminde de geri bırakılmış ve uygulamaya koyulmamıştır.

Sakarya’daki orman varlığı yıllar içerisinde insan kaynaklı ihmaller ve yangın gibi afetler

dolayısıyla tarihteki zengin yapısını nispeten koruyamamıştır. Dönemsel olarak

bölgedeki ormanlar gelişi güzel kesilmiş olup, orman civarındaki köylülerin ihmal ve

kabahatleri dolayısıyla, orman davaları her dönem mevzu bahis olmuştur545. Bu sebeple

Orman Koruma Müdürlüğü’nün çalışma ve tedbirleri orman varlığının korunması

konusunda önem arz etmiştir.

2.6. İktisat İle İlgili Resmi Kurum ve Kuruluşlar

Bu başlık altında, Adapazarı-Sakarya’da ekonomik hayatta faaliyet gösteren ve ekonomik

kalkınmayı destekleyen unsurlardan öne çıkanlar incelenmiştir.

2.6.1. Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü

1950’li yıllardan itibaren, gelişen sanayi ve ticaret faaliyetler ile birlikte, Sakarya’da

istihdam edilen işçi ve işverenlerin de sayısı artış göstermiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu

henüz teşekkül etmediği ve İşçi Sigortaları Kanunu ele aldığımız dönemde, 102’den fazla

eleman çalıştıran iş yerlerini kapsadığı için, çalışma hayatını düzenleyen kurum olarak

karşımıza çıkmaktadır.

Önceleri Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinin işçi ve işveren ilişkilerini düzenlemek, iş

sağlığı ve güvenliğini uygulatmak, işçilerin çalışma refahını sağlayarak, her türlü çalışma

hak ve menfaatlerini koruyup geliştirmek gibi temel görevleri üstlenen kurum Kocaeli

Bölge Çalışma Müdürlüğü olmuştur. 1953 yılında Kocaeli Çalışma Müdürlüğü görevini

543 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 36; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3.

Bölge Nüshası, s.143. 544 Aydar, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, s.24. 545 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32.

181

yürüten Mehmet Mümtaz Karaca’dır546. Aynı dönemde, çalışma müdürlüğüne bağlı

denetimleri yürüten Fehmi Bora İş Müfettişi unvanıyla görev yapmaktadır547.

1954 yılından itibaren Sakarya İli kurulduktan sonra, kendi çalışma müdürlüğüne

bağlanmış, Sakarya Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne de Mustafa Atak tayin edilerek göreve

başlamıştır548. Görevine 1961 yılına kadar devam edecektir. 1961 yılında yerine M.

Malkoç Çataloğlu tayin edilecektir549.

Sakarya’da kamu ve özel kesime bağlı iş yerlerinde özellikle fabrikalarda giderek artan

işçi potansiyeli, beraberinde çalışma ve ücret adaletinin sağlanması ve çalışanlar ve iş

yerleri üzerinde gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlama sorumluluğunu da

doğurmuştur. Bu anlamda, devletin işverenler ve iş yerleri üzerindeki teftiş mekanizması

Çalışma Müdürlüğü müfettişleri vasıtasıyla işlemektedir. Yapılan teftişler yoluyla,

işçilerin dilek ve şikayetleri öğrenilmiş, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve haklarının

korunması için gerekli çalışmalar yapılmıştır. Yıllar içerisinde sanayi kollarının ve ağır

sanayinin gelişmesi, dolayısıyla müdürlüğün denetim yetkilerini ve alanını da artırmıştır.

2.6.2. İş ve İşçi Bulma Kurumu

İş ve İşçi Bulma Kurumu, öncelikle Kocaeli vilâyeti içinde İzmit’te 1951 yılının Ekim

ayında İstanbul Şube Müdürlüğü’ne bağlı bir ajanlık olarak kurulmuştur. 1953 yılından

1957 yılının sonuna kadar Sakarya İş ve İşçi bulma Kurumu Ajanlığına bağlı bir Büro

olarak faaliyetini sürdürmüştür. 1958 yılının Ocak ayından itibaren ise Sakarya

Ajanlığından ayrılarak müstakil bir ajanlık şeklinde çalışmalarına devam etmiştir.

Kurum, Kocaeli bölgesindeki resmi ve özel işyerlerine işçi temin etmiş, iş başvurusunda

bulunan 15.000 vatandaşın 10.587’sini uygun işlere yerleştirmiştir. Kurum alacağı

işçileri, çalıştıracağı statülere göre seçmiş, bunun için yerel basın vasıtasıyla şehir

gazetelerinden ve belediye hoparlörlerinden ücretsiz olarak halka ilanlarda bulunmuştur.

Özellikle, bölgedeki büyük ve orta ölçekli fabrika ve işletmelerle işbirliği içerisinde

olarak, pek çok işverenin de ihtiyacını karşılamıştır. Sorumluluk alanında bulunan

işçilerin ve iş yerlerinin taleplerini öğrenmek ve cevaplamak amacıyla, her ay İş ve İşçi

546 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/239.24.14. 547 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/264.8.15. 548 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/276.16.14. 549 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/288.33.10.

182

Bulma Kurumu İstanbul Şube Müdürlüğü’nden gelen yetkililerle görüşmeler yapılmakta,

gönderilen bir araç ile bu istekler yerinde 5 gün süreyle incelenmektedir. Kurum, 3457

sayılı kanun gereğince bölgedeki resmi kurumlarda işçi kursları ve seminerleri

düzenleyerek bunların çalışmalarını denetlemiştir550. Bu vesile ile işçi eğitimi konusunda

da başarılı hizmetler sunmuştur.

Kurum işçi ve işverenler arasında aracılık görevi yapmakta olduğundan, kuruma başvuran

kişilerin işe yerleştirilebilmeleri için belirli şartları yerine getirmeleri beklenmektedir.

Kurumun çalışma şekli ve şartları şöyledir;

1. Başvurularda doğru ve tam adres verilmesi,

2. Başvuran kişilerin kuruma ayda bir kez gelerek ya da mektup yoluyla halen iş

aramakta olduklarını belirtmeleri,

3. Kurumdan kendilerine gönderilen davet mektubunu aldıktan hemen sonra nüfus

cüzdanları ile kuruma gelmeleri,

4. Gelemeyecek mazereti olanların ya da iş bulanların bu durumu kuruma haber

vermeleri,

5. Kuruma kaydolup başvuran her işçinin kurumda en don çalıştığı yerden itibaren

tüm çalışma geçmişinin kayıt altında tutulması şartları bulunmaktadır. Bu

kurallara ve işlere uygun olmadığı anlaşılan işçilerin işten çıkarılacağı

belirtilmektedir551.

1954-55 yılları arasında, Adapazarı İş ve İşçi bulma Kurumu Adapazarı Ajanlığından

verilen ilanlarda, şehirdeki mevcut iş imkanları ve koşulları genellikle şu şekilde

belirtilmiştir; Ortaokul ve üstü dereceden mezun olmak şartıyla, otellerde çalışacak kadın,

ev işleri yapacak kadın ve kızlar, aşçılık yapacak erkek ve kadınlar, tezgahtar erkekler,

yorgancılar, tornacılar, mobilyacılar, oto motoru çırakları, şekerci ve pastacı çırakları ve

kalfalar aranmaktadır552. Kriterlerden ve ilanlardan anlaşıldığına göre kurum,

Sakarya’daki ev kızları ve bayanların çalışma hayatına katılması ve meslek edinmeleri

konusunda hassasiyet göstermiş, bayan eleman istihdam etmeye yönelik ilanlar

hazırlamıştır.

550 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.195. 551 Yeni Ada Postası, 15 Şubat 1955, Sayı: 850. 552 Yeni Ada Postası, 21 Ocak 1955, Sayı: 829.

183

İş ve İşçi bulma Kurumu Sakarya Ajanlığının 1954 yılındaki faaliyetleri incelendiğinde;

yıl içerisinde 5010 sanatkâr ve gayri sanatkarın başvurusu alınmıştır. Bunların 4389’u

çeşitli sanat ve meslek kollarından işverenler tarafından kabul edilerek, boş pozisyonlara

yerleştirilmişlerdir553. Kurumun hizmetleri ücretsiz olup, işsizlikle mücadele konusunda

ve iş gücü kalitesinin artırılması konusunda hızla gelişmekte olan Sakarya ilinin

ekonomisine katkısı büyüktür.

2.7. Bankalar

Türkiye ekonomik kalkınması bakımından önemli bir oluşum olarak kabul edilen milli

bankaların kurulması, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren üzerinde durulan konulardan

biri olmuştur.

Adapazarı-Sakarya’da, bankacılık hizmetlerinin varlığı eski tarihlerden itibaren

karşımıza çıkmaktadır. Yurt genelinde olduğu gibi, özellikle Adapazarı merkezinde tarım

ve ticaretin gelişme göstermesi sonucunda, 1908 yılından sonra bankacılık faaliyetlerinde

de artış yaşanmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş sürecinde ve ilk Cumhuriyet

hükümetleri döneminde devletçilik ilkesi çerçevesinde, gerekli desteği alan bankacılık

sektörü, sonraki yıllarda bu destek azalmasına rağmen gelişmeye devam etmiştir. Savaşı

izleyen yıllarda (1946-) Türkiye’de özel girişimin öncülüğünde banka kurma çabaları hız

kazanmış, büyük bankaların çoğu bu yıllar sonrasında kurulmuştur554

Adapazarı’nda 1950’lerde faaliyet gösteren başlıca bankalar Emniyet, Ziraat, Türk ticaret

ve İş Bankasıdır. Adapazarı ülke genelinde ilk yerel bankacılığın kurulduğu bölge olarak,

faaliyet gösteren iki temel yerel banka mevcuttur. Bunlar; 1913 yılında kurulan Adapazarı

İslam Bankası ve 1919 yılında kurulan Adapazarı Emniyet Bankalarıdır. Adapazarı İslam

Bankası ilerleyen yıllar içerisinde büyüyerek milli bir banka haline dönüşmüştür. Yeni

ismi Türk Ticaret Bankası olmuştur. Adapazarı Emniyet Bankası ise Uzunçarşı’daki

Bankalar Caddesinde numara 28-30’da kurulmuş, zarar eden bankalar arasında yer almış,

kısa süre sonra milli banka statüsüne ulaşamadan kapanmıştır555.

553 Yeni Ada Postası, 15 Şubat 1955, Sayı: 850. 554 Yakup Kepenek, Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2011, s. 99. 555 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/117.61.15; 30.18.1.2/139.54.9; Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası,

s. 72; Münir Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, Sosyoloji Konferansları Dergisi,

XI (1970), s. 72.

184

İlde 1950-1960 yılları arasında, yerel bankaların dışında pek çok milli bankanın da

şubeleri açılmış, ekonomik gelişmeye bağlı olarak bankaların şube sayıları da artış

göstermiştir. 1962 yılına gelindiğinde ilin Kaynarca dışındaki tüm ilçelerinde milli

bankalara ait şubeler açılmıştır. 11 tanesi merkez ilçe Adapazarı’nda olmak üzere, toplam

18 adet banka şubesi bulunmaktadır556. 1958 yılında Sakarya Akbank müdürü tarafından

Bankacılar Kulübü kurulması kararlaştırılmış557, böylece ildeki bankacıların bir araya

gelerek fikir teatisinde bulunmaları sağlanmıştır.

1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda ve kazalarında kuruluş tarihlerine göre faaliyet

gösteren bankaların isimleri ve sermayeleri şöyledir558;

Banka Kuruluş Tarihi Sermayesi

T.C Ticaret Bankası A.Ş. 1909 500.000

T.C Ziraat Bankası 1889 500.000

Adapazarı Emniyet Bankası T.A.Ş. 1919 600.000

T.C İş Bankası A.Ş. 1948 500.000

Şekerbank T.A.Ş. 1952 500.000

Vakıflar Bankası T.A.O. 1954 500.000

Akbank T.A.Ş. 1954 500.000

T.C Emlak Kredi Bankası A.O. 1957 500.000

T.C Halk Bankası A.Ş. 1957 500.000

T.C Ticaret Bankası A.Ş. 1959 500.000

(Yenicami şubesi) 1959 10.000

Kazalardaki Banka Şubeleri:

Akyazı Geyve Hendek Karasu

556 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s.6494. 557 Demokrat Sakarya, 30 Mayıs 1958, Sayı: 126. 558 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 230; Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, s. 69-70.

185

T.C Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası

Sümerbank T.A.Ş. T.C. İş Bankası

Şekerbank T.A.Ş.

Sapanca Kaynarca

T.C. Ziraat Bankası T.C. Ziraat Bankası

Pek çok ulusal bankanın Sakarya’da şube açması, ilin bu dönemde giderek büyüyen bir

ekonomik ve ticari yapıya ve biriken bir sermayeye sahip olduğu için, bankaların bölgeyle

yakından ilgilendiklerini ortaya koymaktadır.

2.7.1. Adapazarı İslam Ticaret Bankası (Türk Ticaret Bankası)

Türkiye’nin ilk özel bankası sıfatına sahip olan Adapazarı İslam Ticaret Bankası, 13 Ocak

1913 tarihinde kurulmuş olan ve 9 Mart 1913 tarihinde çalışmalarına başlayan ilk yerel

bankadır. Kurucuları yerli eşraftan ve tüccarlardan oluşmaktadır559.

13 milyon 629 bin 63 Osmanlı Lirası sermaye ile kurulmuş olan bankanın hisse senetleri

1.472 kuruştan satılmıştır. Banka; 1. Dünya Savaşının yıkıcı etkilerine rağmen,

sermayesini ve mevduat miktarını büyük oranda artırmıştır. 1919 yılına kadar hisseli

komandit şirket olarak çalışan banka, bu tarihten sonra halkında katılımını sağlayabilmek

amacıyla 5 Ağustos 1915 tarihinde anonim şirkete dönüşmüştür. Böylece bankanın 100

bin Osmanlı lirasına yükselen sermayesinin 20 bin liralık hisse senetleri kısmı halka

satılmıştır. Aynı zamanda, bankanın ismi de değiştirilerek Adapazarı İslam Ticaret

Bankası Anonim Şirketi’ne dönüşmüştür. 1920 yılı başlarında Adapazarı çevresinin

düşman işgaline uğraması ve Milli Mücadelenin olağanüstü şartları sebebiyle çalışanları

askere alınmış, yöneticileri il dışına taşınmış olan bankanın faaliyetleri büyük oranda

olumsuz etkilenmişse de, Adapazarı’nın kurtuluşundan sonra çalışmalarına aynı hızla

559 Kurucuları: Hacı Adembeyzade İbrahim Bey (Belediye Başkanı), Sipahizade Hamid Bey (İpek ve Koza

Tüccarı), Numanbeyzade Hacı numan Bey (zahire ve su tüccarı), Seyyid Ahmet Efendi (Eski naip), Hacı

Ali Fevzizade Hacı Rıza Efendi, Diyarbekirlizade İbrahim Efendi (zahire tüccarı), Şumnulu Hacı Mehmet

Hilmi Efendi (toptan bakkaliye), Seyyid El Hac Ahmet Nazmi Efendi, Hacı Selimbeyzade Ethem Efendi

(zahire ve su tüccarı), Hacı Hafızzade Mehmet Ziyaiddin Efendi (manifaturacı), Hasanzade Mustafa Nuri

Efendi (manifaturacı), Hafızağazade Bekir Efendi (emlak ve otel işletmecisi), Ethem Ustazade İsmail Hakkı

Efendi (komisyonculuk ve yumurta tüccarı), Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam

Ticaret Bankası”, s. 942-943.

186

devam etmiştir. Cumhuriyet döneminde bankanın ismi; 15 Mayıs 1924 tarihinde alınan

bir kararla, Adapazarı İslam Ticaret Bankası Türk Anonim Şirketi’ne, daha sonra 29 Mart

1928 tarihinde ise Adapazarı Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi’ne dönüştürülmüştür,

sermayesi de 1 milyon Türk lirasına yükseltilmiştir. 1929 dünya ekonomik buhranından

büyük ölçüde etkilenmeyen bankanın, 1934 yılında sermayesi artırılarak 1 milyon liralık

kısmı Maliye Bakanlığı ve diğer devlet bankaları tarafından satın alınmıştır. Aynı yıl,

bankanın merkezi Adapazarı’ndan Ankara’ya taşınmış, 31 Mart 1937 tarihinde ismi Türk

Ticaret Bankası Anonim Şirketi’ne çevrilmiş, 30 Mart 1952’de ise bankanın merkezi

İstanbul’a nakledilmiştir. 1948 yılında sermayesi 4,5 milyon lira olan560 ve 1950 yılında

12 olan şubeye sahip olan Türk Ticaret Bankası 40. yaşını kutladığı 1954 senesinde,

sermayesini 11 milyon Türk lirasına çıkarmış, bu sürede 73 milyon lira mevduat

toplamıştır. Bankanın bu dönemde 16 şube ve 13 ajansı mevcuttur. 1960 yılında ise

toplam 92 adet şubesi faaliyet göstermektedir 561.

Adapazarı ile birlikte İzmit, Ankara, İstanbul, İzmir ve Eskişehir gibi pek çok il ve

kasabalardaki ticaret erbabına faydalı hizmetlerde bulunmuş olan banka, birkaç kasabanın

elektrik ve su işlerinin yürütülmesine destek vererek, tesisatın yapılmasını

hızlandırmıştır. Hissedarlarının çoğunluğu Bulgar asıllı olan bir sigorta şirketini (Güven

Sigorta Şirketi) hisselerini satın alarak millileştirmiş ve Adapazarı’ndaki fabrikaların atıl

duruma düşmesini engellemiştir562. Kurucularının büyük oranda tüccar olması, ilin

ekonomik hareketliliği ve güven verici çalışmaları dolayısıyla bankanın, dönemin savaş

ve ekonomik kriz gibi zor şartlarına rağmen Adapazarı’nda uzun süre aktif bulunduğunu

ifade etmek mümkündür.

2.7.2. Türkiye İş Bankası

M. Kemal Atatürk’ün milli sermayeli bankalar kurma yolunda attığı adımlar sonucunda,

Cumhuriyetin ilk yıllarında, İtibar-ı Milli bankası hükümetin teşebbüsü ve emri ile Celal

Bayar’a kurdurulan İş Bankası’na dönüştürülmüştür. Diğer bankaların illerde teşekkülü

de bu bankanın akabinde devam etmişti.

560 Kutluata, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, s. 75-77; Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve

Coğrafyası, s. 72. 561 Sarı-Narin, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret Bankası”, s. 956-957; Adapazarı

Akşam Haberleri, 12 Mart 1954, Sayı: 691. 562 Ardaman, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”, s. 44.

187

İş Bankası 25 Ekim 1948 tarihinde Adapazarı’nda anonim olarak kurulmuştur563.

Kurulduğu dönem itibariyle sermayesi sürekli büyümekte olan bankalardan olduğu

anlaşılmaktadır. Yıllar içerisinde yüzbinlerle ifade edilen banka mevduatı ve küçük

tasarruf hesapları toplamı, yüzlerce milyon liraya erişen bankanın her ilde şubesi açılmış,

halkın tasarruf ve yatırım imkanı bu sayede desteklenmiştir564.

2.7.3. Ziraat Bankası

Köylüyü kalkındırma yolunda atılan adımlar arasında krediler önemli bir yer tutmaktaydı.

Demokrat Parti iktidarında, Ziraat Bankası bu konuda en aktif bankalardan biri olarak

karşımıza çıkmaktadır. Genel Müdürü Mithat Dülge zamanında, 1950 yılının ortalarından

itibaren dinamik bir kredi politikası ile bankanın milli ekonomi adına verdiği hizmetlerin

hacmi artmıştır. Bankanın 1949 yılı bilançosu, mevduat ve cari hesaplar toplamı 326

milyon Türk lirası iken, 1956 yılı sonunda %289 oranında artış ile 1 milyar 270 milyon

Türk lirasına yükselmiştir. Bu artış banka tarafından izlenen istikrarlı politikanın ve

halkın gösterdiği ilginin neticesinden kaynaklı bir başarı olarak değerlendirilebilir.

Bankanın kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarının odak noktasını zirai kredi teşkil

etmiştir. Zirai kredi kullanımının bu dönemde kaydettiği gelişme doğal olarak ziraata

bağlı milli ekonominin de gelişmesini sağlamıştır. Dönemler arasında bir değerlendirme

yapıldığında, 1949 yılı sonlarında 337 milyon Türk lirası olan toplam ziraat kredisi

miktarı, 1950 yılında 412 milyon liraya yükselmiş, 1951 yılı sonunda 646 milyon, 1956

yılında ise toplam 1 milyar 887,9 milyon Türk lirasını bulmuştur. 1956 yılı sonunda bu

kredi miktarının 829,9 milyon Türk lirası tek başına Ziraat Bankası tarafından

sağlanmıştır. Kredileri kullanım amaçlarına göre tasnif edildiğinde; 498,8 milyon liranın

Çevirme, 58,6 milyon liranın Donatma, 51,2 milyon liranın Verimlendirme ve

İyileştirme, 56,3 milyon liranın Tesis ve Edindirme ihtiyaçları için dağıtılmış olduğunu,

Ziraat Makineleriyle Teçhiz kredisinin 163 milyon liraya yükseldiği görülmektedir. Bu

durum, köylünün genel olarak tarım alanındaki ihtiyaçları için kredi kullandığını, zirai

harcamaların kredi yoluyla giderildiğini göstermektedir. Banka, zirai üretimde arz ettiği

önem ve talebi baz alarak, çiftçilere çeşitli mahsuller için krediler açmıştır. 1956 yılında

1 milyar 887,8 milyon Türk lirası kredinin 400 milyon lirası tarla mahsulleri, 22,2 milyon

563 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67. 564 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s.72.

188

lirası ağaç ve bahçe mahsulleri, 27,8 milyon lirası sürü sahiplerine hayvan yetiştirilmesi

ve üretilmesi için dağıtılmıştır565. Kalan miktar ise diğer mahsuller için verilmiş, Ülke

ekonomisi adına, gelişme vadeden mahsulleri daha geniş alanlarda üretmek için çiftçiye

uygun krediler tahsis edilmiştir.

Bu dönemde bankalardan dağıtılan kredilerin köylere göre oranı hakkında bir

değerlendirme yapılırsa, 1950 yılında Adapazarı köyleri ortalama 50 hane olarak kabul

edildiğinde, her köye 10 bin Türk lirası, hane başına 200 Türk lirası zirai kredi verilmekte

idi. DP döneminde köy kalkındırma politikasına bağlı olarak zirai kredilerin arttırılması

sağlanmıştır. 1954 yılında, her köye düşen kredi miktarı 25 bin Türk lirasından fazladır.

4 senede 16 binlik bir artış söz konusudur. Her haneye düşen kredi miktarında ise 320

Türk lirası artış olmuştur.566. Banka Müdürü Namık Soysal, köyleri gezerek bankanın

kredileri ve kooperatifçilik hakkında bilgiler vermiş, 1955 yılı yazında Sapanca

ilçesindeki meyve ağaçlarının sistemli bir şekilde ve periyodik aralıklarla haşerelere karşı

ilaçlanmasını sağlamıştır567. Adapazarı Ziraat Bankası bu çalışmalarda öncü görevi

üstlenmiş, şehrin Ziraat Bankası müdürü Namık Soysal’ın bu konudaki çalışmaları taktir

kazanmıştır. 1958 Eylül ayında, Ziraat Bankası Sapanca şubesi merkez Adapazarı’na

bağlı olarak kurulmuştur568.

Ziraat Bankasının bilançosu da iştirakler konusunda yıldan yıla artış göstermiştir.

İştiraklerdeki amaç; hızla gelişen ziraat faaliyetlerinin ihtiyaçlarını gidermek ve ziraatın

fenni metotlarla yapılmasını sağlamak için mali kaynakları bu konuda kullanmaktır. Bu

sebeple, sınai faaliyetlerin kurulmasına ön ayak olduğu gibi birçoğunun da sermayelerine

ortak olmuştur. Bunlar arasında; Azotlu Gübre Sanayii, Süperfosfatlı Gübre Sanayii,

Minnea Polis-Minnele ile ortak kurduğu Türk Traktör ve Ziraat Aletleri T.A.Ş. yer

almaktadır. Ülkemizi, ziraai hammadde üretiminin aynı zamanda ülke içinde işlendiği bir

yapıya kavuşturmak amacıyla birçok tesisle ve şirketle iştirak halinde olmuştur. Koyun

ve tiftik yetiştirmek amacıyla kurulmuş olan Türkiye Yapağı ve Tiftik T.A.Ş., kauçuk

ürünlerini yerli kaynaklardan temin edip işlemek amacıyla kurulan Kauçuk Sanayii

T.A.Ş., yerli hayvancılığın gelişmesi ve veriminin arttırılması için kurulan Yem

565 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 179. 566 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Mart 1954, Sayı: 688. 567 Demokrat Sakarya, 2 Temmuz 1955, Sayı: 322. 568 Yeni Ada Postası, 30 Eylül 1958, Sayı: 1951.

189

Endüstrisi T.A.Ş., makineleşme ile hız kazanan zirai faaliyetlerin ihtiyaç duyduğu sulama

tesislerinin imalat ve ticaretiyle uğraşan Sulama Boruları, Aletleri ve Tesisleri İmal ve

Satış T.A.Ş., gıda ve ihtiyaç maddelerini uygun koşullarda üreticiden alarak tüketiciye

sunmayı amaçlayan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T.A.Ş. (GİMA ) gibi bir çok tesis ile iştirak

içinde olmuştur.

Köylünün makineli ziraata uygun şekilde işletme binalarına ihtiyacı söz konusu

olduğundan, Ziraat Bankası tarafından yapılan incelemeler sonrasında ülke genelinde,

deprem, sel ve yangın gibi felaketlere maruz kalan bölgelerde uygun, sıhhi mesken ve

işletme binalarının inşa edilmesi konusunda başarılı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu

sayede, çiftçilikle meşgul olan köylünün toprağına ve köyüne daha fazla bağlanacağı

umulmuştur. Banka bu alanda açtığı krediyi, zirai kredinin bir parçası olarak

değerlendirmiş ve “sıhhi köy evleri ve işletme binaları tesis ve inşası” ismiyle bir fon

ayırmıştır. Çeşitli illerde Kooperatiflerin kurulmasına destek olan banka, muhtelif

tiplerde evlerin, ihtiyaca ve bölgenin iklim şartlarına bağlı olarak depoların, ahırların ve

işletme binalarının yapılmasını teşvik etmiştir. Tamir etme ve bakım konusunda da

ihtiyaç duyulan krediyi halka sunmuştur569.

2.7.4. Diğer Bankalar

1950-1960 döneminde Sakarya’da pek çok ulusal bankanın şube açtığı anlaşılmaktadır.

Ancak bu bankaların ildeki şubeleri, bahsedilen dönemde kendilerine ait yerel çalışmaları

kaydetmedikleri ve sermayelerini açıklama yoluna gitmediklerinden, çalışmaları

konusunda kısıtlı bilgilere sahip bulunmaktayız.

Halk Bankası; Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi’nin Adapazarı’nda bir şube açması

için gerekli izinler alınarak 24.11.1956 tarihinde Bakanlar Kuruluda onaylanmıştır570.

İnşası tamamlanan banka şubesi Temmuz 1959’da açılarak hizmete başlamıştır571.

Emlak ve Kredi Bankası; 1956 Martında mali bütçe ve ilin mevcut sorunları ile ilgili

temasta bulunmak üzere Ankara’ya giden Sakarya valisi Nazım Üner, yaptığı

görüşmelerden sonra, Türkiye Emlak Kredi Bankası’nın Adapazarı merkezinde bir şube

569 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 179-181. 570 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/144.97.4.; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 123. 571 Sakarya Gazetesi, 25 Haziran 1959, Sayı: 19; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),

s.166.

190

açmasına dair söz almıştır572. Valinin girişimi sonucunda, gerekli izin 24.11.1956

tarihinde alınmış ve bankanın bir şubesi Sakarya’da açılmıştır573.

Etibank tarafından 1953 yılında başlanan Adapazarı-Bursa-Eskişehir enerji nakliyatı ve

transformatör istasyonları inşaatı tamamlanarak hizmete açıldı. Sakarya Vilayeti’nin

enerji ihtiyacı bundan böyle bu hatta sağlanacaktır574. Bankanın Sakarya’da şube açma

çalışmaları daha çok 1960’lardan sonra öne çıkmaktadır.

Yapı Kredi Bankasının Sakarya’da açılacak olan şubesi için, 20.02.1952 tarihinde

Başbakanlık tarafından gerekli izin alınmıştır575. Çocuk Esirgeme Kurumuna ait olan ve

Şehir Palas Oteli’nin altındaki Merkez Kahvesi yeri bankanın emrine verilmiştir576.

Akbank TAŞ tarafından Adapazarı’nda bir banka şubesi açılması konusunda gerekli izin

17.12.1953 tarihinde alınmıştır577.

Türkiye Vakıflar Bankası TAŞ.’ın Adapazarı’nda bir şube açmasına dair izin 02.11.1956

tarihinde Başbakanlık onayıyla alınmıştır578.

İstanbul Bankası tarafından Adapazarı’nda bir şube açılması için gerekli izin 23.03.1955

tarihinde Bakanlar Kurulunda onaylanmıştır579.

Anlaşıldığı üzere Sakarya’da ulusal bankaların pek çoğu şube açmış ve uzun yıllar hizmet

vermiştir. İlin ticari canlılığı ve coğrafi konumu itibariyle tarımsal üretim ve iş gücündeki

potansiyeli, bankacılığın bölgede gelişmesinin başlıca sebepleri arasında sayılabilir.

2.8. Turizm

Sakarya ili eski tarihlerden itibaren ve 1950’li yıllarda turizm bakımından rağbet gören

çok sayıda mekan ve tesise sahip bulunmaktadır. Doğal güzellikleri, gölleri, Karadeniz

kıyısındaki plajları, kara avcılığına elverişli ormanları, şifalı suları, ulaşım kolaylığı ile

572 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s.153. 573 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/144.97.3. 574 Demokrat Sakarya, 14 Ocak 1956, Sayı: 487; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004),

s. 151. 575 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/128.15.4. 576 Yeni Ada Postası, 1 Mayıs 1952, Sayı: 9. 577 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2./134.100.13. 578 BCA, Fon kodu: 30.18.1.2/144.89.18. 579 BCA, Fon Kodu: 30.18.1.2/138.131.11.

191

turizm bakımından zengin bir potansiyel arz etmektedir580. İl Turizm Komitesi tarafından

Sakarya çevresindeki turistik kısımları iki bölgeye ayırarak incelemiştir. 1. Adapazarı,

Sapanca gölü kenarı, Akyazı-Kuzuluk Kaplıcaları, 2.Karasu Bölgesi581. Bu çerçevede yer

alan pek çok doğal güzellik ve turistik mekan sayılabilir;

Adapazarı Çark Mesiresi, Çökek Hamamı, Karasu Plajı, Sapanca Gölü, plaj ve gazinosu,

Belediye yazlık aile çay bahçesi (Şemsiyeli bahçe), Mal Müdürü Tepesi Belediye

Gazinosu, Arifiye İl Ormanı, Akgöl, Sakarya Ağzı, Küçükboğaz Gölü, Maden Deresi,

Kocaali, Caferiye, Geyve Boğazı, Domdom Kaya, Kirpiyan ve Karagöl Yaylaları,

Acarlar Gölü, Kamış Gölü’dür.

Bölgede turizm bakımından önem arz eden bir başka unsur da, ilin sahip olduğu çok

sayıda irili ufaklı kaplıcalar ve şifalı su kaynaklarıdır. Bunlar ise; Kuzuluk kaplıcaları,

Kuzuluk maden suyu, Kovuk maden suyu, Soğuk gazlı su, Gencer pavyonu suyu, Gündüz

pavyonu suyu, Halk hamamı kaynağı, 4 numaralı kaynak, Göz suyu, Taş kaynağı, Dere

kaynağı, Taraklı içmeleri, Tepe çamuru ve Acı sudur582.

Adapazarı Çark Mesiresi; Adapazarı’nın batısından geçen ve bir değirmen çarkı

sayesinde şehre su sağlayan bu çarkın bulunduğu alan çark mesiresidir. Belediye ait olan

bu mesirede yemek ve içki satışı yapan, yaz sezonunda müzik hizmeti veren bir gazino

bulunmaktadır. Bu mesire alanı Adapazarlıların iş saatleri dışında eğlence ve dinlenme

mekanı olarak seçtikleri, hareketli bir mekan görünümü arz etmektedir. Bu dönemde

belirtildiğine göre Adapazarı, özellikle yazın hasat ve ihraç dönemlerinde gece ve gündüz

yaya ve otomobillerin yoğun olarak yolcu taşıdığı, işçi popülasyonunun arttığı hareketli

bir merkez şeklindedir. Bu durumda Adapazarı’na gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin

sakin ve dinlendirici bir mesire yeri ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Oldukça geniş bir

alana sahip Çark suyu mesiresinde, halkın talepleri doğrultusunda belediyenin

öncülüğünde ve iller bankasının yardımları ile bir otel inşa edilmesi fikri de zaman zaman

gündeme gelmiştir583. Böylece halkın yeme içme ve dinlenme ihtiyacının bu plan

sayesinde karşılanabileceği, turizmin de gelişeceği öngörülmüştür.

580 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965, s. blrsz. 581 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 46. 582 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 168-182. 583 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.145.

192

Karasu plajı; ele aldığımız dönemde Karadeniz kıyısındaki kazanın Yenimahalle

mevkiinde yaklaşık 49 km. uzunluğundaki sahil tam bir doğal plaj görünümündedir, yolu

düzgündür584. Kaza halkı mısır, fındık satışı ve balıkçılık ile geçinmektedir. Kasaba

sahilden 1,5 km içeride yer almaktadır. Burada küçük bir gazino ve basit bir barınak

bulunmakta ise de fazla ilgi çektiği söylenemez. Denizinin sığ olması, manzarası ve doğal

güzelliği ile avantajlı bir bölge olmasına rağmen, bölgede bir deniz feneri ve bir iskele

mevcut değildir. Turizm açısından değerlendirilmesi için planlı düzenlemeler gerektiği

belirtilmiştir585. Bölge yalnız plajı ile değil kuş çeşitliliği ve doğal manzarası ile de

ziyaretçiler için cazibe noktasıdır. Civardaki soğuk suyu ile meşhur Ayı İni adındaki

mağara yaz aylarında piknik yapmak üzere motor gezginlerinin uğrak mekanı olmaktadır.

Karasu etrafındaki Kocaali, Caferiye ve Maden deresi mevkileri yeşil ormanları, fındık

bahçeleri ile doğal güzellikler barındırmaktadır. 1960’larda, Karasu’ya 3 km. mesafede

olan Caferiye köyünde, özel teşebbüs ve devlet katılımı ortaklığı ile kurulmuş turistik bir

gazino ve 10 odalı pansiyon evleri bulunmaktadır. Her yıl eklenen yeni tesislerle

1960’ların ortalarında modern bir turizm bölgesi haline gelecektir586. Ancak bu dönemde,

Adapazarı-Karasu yolunun tam olarak tamamlanamaması sebebiyle sabit hizmet verecek

bir otel ve tam teşekküllü tesislere sahip değildir. Ankara, İstanbul ve çevre bölgelerden

ziyaretçi çekmek ve turizme açılmak için gerekli çalışmaların planlandığı bir dönemdir.

Sapanca Gölü; Sapanca’dan diğer il ve merkezlere ulaşım mümkündür, Adapazarı’na 20

km. İzmit’e 31 km. mesafede olan bölgeden hem demir yolu hem de İstanbul-Ankara

karayolu geçmektedir. Bu yol Türkiye’nin en işlek yoludur587. Bu bakımdan ulaşımdaki

elverişlilik hem Sapanca’nın kalkınmasına etki yapmış hem de ticari ve turistik önemini

artırmıştır.

Göl, İzmit körfezinin devamı olarak ve dağlardan gelen toprakların gölü körfezden

ayırması sonucu oluşmuştur. Eski tarihlerde Sofon, Türklerde Ayan gölü ve Sapanca

isimleri ile anılan588 gölün alanı 10800 hektar olup, deniz seviyesinden 23 metre

yükseklikte, 50 metre derinliğe sahip bir göldür. Bu dönemde Sapanca nahiyesinde gölün

kenarında bir gazino ve bir otel bulunmaktadır. Suyu temiz ve turizme müsait bir

584 Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, s. 20. 585 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s. 140. 586 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını, 1965, s. blrsz.; 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 172-174. 587 Hayrettin Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, Adapazarı: 1957, s. blrsz. 588 Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, s. blrsz.

193

görüntüdedir. Avcılık, su sporları, plaj ve dinlenme olanakları ile turistik potansiyele

sahip olduğu görülmektedir. Ancak bahsi geçen dönemde resmi bir imar planı

oluşturulmamıştır589. Özetle, Sapanca gölü ve çevresi; dinlenme alanı, plajı, yüzücülük,

kürek ve yelken gibi su sporları, kara avcılığı, kamp imkanları ile turistik bir bölge olarak

değerlendirilmesi gereken, çeşitli tesislerin kurulması için çalışmalar başlatılan bir

bölgedir.

1950’li yıllar Sakarya vilâyeti genelinde, halkta turizm zihniyetinin uyanışa geçtiği

dönem olarak tanımlanabilir. Dönemin yazılarından anlaşıldığına göre, henüz büyük bir

müteşebbis güruhu oluşmamakla birlikte, turizm adına yeni şeyler yapılması

beklenmektedir. Örneğin; Sapanca belediye gazinosunun ortaklarından olan Şükrü

Alaçam, Sapancalılarla ve İtalyan bir girişimci ile yaptığı görüşmelerde, gelen talepler

doğrultusunda bir program hazırlayarak, Sapanca gölü ve çevresi için turistik imar planı

kapsamında bazı projeler üstüne yoğunlaşması gerektiğini savunmuştur. Sapanca’nın bu

dönemdeki turizm durumu hakkında değerli tespitlerde bulunan ve yapılması planlanan

girişimleri içeren programın metni şöyledir.

“Sapanca gölünde mutasavver turistlik tesisat hakkındaki programdır:

Halihazırda Türkiye cumhuriyetindeki turistik projelerle muhtelif tesisatta

mühim bir noksanlık olup o da gerek yerli, gerekse yabancı ahaliye kültür ve

ekonomik bakımdan memleketin en güzel mevkii ve manzaralarını tanıtmak

ve az masraflarla gelecek turistlere azami konfor ve istirahati temin etmekten

ibarettir. Tabiatın bütün güzelliklerini ihtiva eden ve İstanbul’a 123 km.

İzmit’ten 26 km. ve Adapazarı’ndan 17 km. mesafede bulunan Sapanca gölü

kenarında turistik oteller, ufak villalar ve gerek ailelerle çiftlere ve tek

seyyahlara mahsus konforlu ikamet yerleri ihzar ve inşa edildiği taktirde

burası dünyada nadiren tesadüf edilen bir cennet diyarı unvanını bihakkın

kazanmış olacaktır. Demiryolundan maada otobüsler, dolmuşlar, taksiler

asfalt şoselerden geçmek suretiyle oraya süratle ve kısa bir zamanda

muvasalatı temin etmektedirler. Maksat ve gayemiz, ister sayfiyeye gitmek

yahut tatillerini havası latif hafif ve mutedil olan her türlü istirahati temin

edici bir yerde geçirmek isteyen vatandaşlarla yabancı turistlere fiyatları

589 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.141.

194

mutedil masrafları az olmakla beraber her türlü konfor temin eden havadar,

güneşi görür ve sıhhi olan binalarda ikameti temin etmektir. İşbu maksadı

temin için, Türkiye Turizm İşleri Türk Anonim Şirketi unvanı altında

sermayeli bir anonim şirket kurmak emelindeyiz. Hisse senetleri hamiline

yazılı olacak her şirket alelusul sicilli ticarette kayıt edilerek genel kurul ve

idare kurulu tarafından idare edilecektir. .Sapanca Belediyesi tarafından bu

gibi turistik tesisatı için tahsis ettiği saha tahminen 10.000 metreden fazladır.

Şirketin merkezi Sapanca’da olmakla beraber başka yerlerde de şube

açılabilecektir. Ve dahili nizamnamesi anonim şirketlere mahsus formül

dairesinde tanzim edildikten sonra İktisat ve Ticaret Vekaleti tarafından

usulen tasdik edildikten sonra ve ilan edilecek onu müteakip hükümetten

turizm belgesi talep ve istihsal edilecektir. Hisse senetlerinin %51’i Türk

vatandaşlara tahsis edileceği gibi, genel idare kurlu başkanları ile bu

heyetleri teşkil eden üyelerin 3/2’si Türk uyruğundan olacaktır. Bu baptaki

kira sözleşmesi Sapanca Belediyesi ile akd ve teati edilmiş olduğundan

anonim şirketinin tesisini müteakip bilcümle hukuk vecaip şirket namına

devredilecektir. Av ve balıkçılık meraklılarına mahsus olmak üzere kulüpler

tesis edileceğinden arzu edenler bu arzularını yerine getirebilecekleri gibi

gençlere mahsus ucuz kamplar ayrıca tesis ve tertip edilecektir. Her senenin

Eylül ayı içerisinde bir “Sapanca sonbahar panayırı” unvanı altında bir

sergi ve panayır tertip edilmesi mukarrer olup, bütün ticaret ve sanayi sahibi

ve erbabı buna iştirak edebileceklerdir. Bu panayır 30 gün devam ederek,

bütün havalinin kalkınmasına büyük yardımda bulunacaktır.”590

Anlaşılacağı üzere, turizm çalışmalarının odak noktası Sapanca gölü ve çevresine dairdir.

Bu bölge için yapılacak olan imar planında yukarıda bahsedilen rapordan faydalanıldığı

ve zaman içerisinde gerçekleştirildiği görülmektedir.

1950-1958 yılları arasında; Sapanca gölü kenarındaki gazino Sapanca belediyesi

tarafından 30.000 Türk lirasına kiralanarak su şebekesinin yapımında bu gelir

kullanılmıştır591. Gölün batı kısmında Seka Kampı yeşillikler içerisinde yer alan,

590 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.149-150. 591 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.155.

195

dinlenme evleri ve çocuk bahçeleri ile çok ilgi çeken bir kamptır. Kampın önündeki plaj

bakımlıdır. Kağıt fabrikasına alınan su da büyük borularla bu kısımdan geçmektedir592.

Şehir merkezinde ise, mevcut 3 parka ilaveten Atatürk Parkı adı altında geniş alana sahip

ve modern bir park 36.500 Türk lirasına inşa edilmiştir. Bu park Adapazarı merkezinin

en gözde dinlenme mekanlarından biri olacaktır. Şehir içindeki trafik tıkanıklığının

giderilmesi amacıyla Sakarya köprüsü yönünde ve şehrin bitiminde 12.000 metrekare

arazi üzerine tesis edilen otopark gazino, kahve, lokanta ve çeşitli dükkanlar hizmete

açılmıştır593. Küçük turistik tesisler ve dükkanların açılması çalışmaları bu dönemde

devam etmiştir.

Kuzuluk Kaplıcaları; Keremali Dağı’nın güneybatı eteklerinde, Kuzuluk Aziziye köyü

mülkiyetine ait olan Akyazı-Mudurnu şosesi üzerinde bulunan ve bu tarihlerde köy adına

işletilen, yer altından kaynayan sıcak termal su kaynağı bulunmaktadır. Bu dönemde bu

kaynak oldukça iptidai durumda bulunmaktadır ki sular basit kapaklarla kapatılmış ve

banyo için oluklar kullanılmıştır. 6 odadan oluşan basit köy evleri de barınma konusunda

hizmet vermektedir. Köylülerden yoğun talepler gelmekte ve burada bir kaplıca inşa

edilmesi istenmektedir. Çevre köy ve ilçelerden de yoğun talep alan kaplıcanın, sularının

şifai niteliği tespit edildikten sonra halkın hizmetine ucuz ve kullanışlı bir tesis

oluşturulması kararlaştırılmıştır. Köyün kendi imkanları ile böyle bir müessese kurması

mali bakımdan mümkün olmadığı için bu işin bir müteşebbise devredilmesi sağlanmıştır.

Adapazarı’ndan Akyazı’ya her gün belirli saatlerde otobüsler çalışmaktadır594. Aynı

zamanda Akyazı’nın güneyinde Kurtkuzuluk “Çökek Hamamı” 595adı verilen alan ve

Kuzuluk dağ hamamları olarak adlandırılan, kendine ait lokantası da mevcut olan

tesislerden de doktorların tavsiyesi üzerine her yıl binlerce kişi faydalanmaktadır.

1960’lı yıllarda kaplıca binaları pavyonlar halinde inşa edilmiş olup her biri özel kaynak

suyundan beslenen; Kuzuluk ve Kovuk maden suyu, Soğuk gazlı su, Gencer pavyonu,

Halk hamamı kaynağı Göz suyu, Taş kaynağı, Tepe çamuru, Dere kaynağı gibi isimler

verilen çeşitli kaynaklar hizmete açılmıştır. Sıcaklıkları 70 dereceye kadar ulaşan bu

kaplıca kaynakları ve karaciğer, safra kesesi, damar sertliği, şeker, böbrek hastalıkları,

592 Uysal, Sapanca 1 Eylül 1957 İlçe Kuruluş Hatırası, s. blrsz. 593ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.153. 594Talat Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi,

I (1953), s. 18, 19; ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.145. 595 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, İstanbul: Sakarya Valiliği Yayınları, 1973, s. 50.

196

siyatik, romatizma ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi geldiği tespit edilen ve her yıl bu

sebeple yüzlerce ailenin ziyaret ettiği şifalı sular kapsamında turistik değer bulmuştur.

Bu dönemde, Kuzuluk’ta işletmeye açılacak ve meşhur olacak olan, litresinde bir

gramdan fazla serbest karbondioksit içeren, bromür iyonlu ve bikarbonatlı maden suyu,

yüksek mineral kaynağı ile dikkat çekmektedir596. 1940’lardan beri bölgede devam eden

küçük çaplı işletme imtiyazı mevcuttur597. Acı su adıyla anılan bu suyun işletme işi

yeniden gündeme gelerek, bölgedeki ormanlık saha üzerinde tesis kurulmuş ve 1954

yılında Kuzuluk Maden Suyu TAŞ. İsmiyle üretime geçirilmiştir598. Maden suyu

işletmeciliği bölgenin ekonomisine önemli katkıda bulunacaktır. Taraklı İçmeleri ve

Geyve Acı su kaynakları da özellikle cilt hastalıklarına ve mide rahatsızlıklarına şifa

arayanların bu dönemde yoğun ilgi gösterdiği doğal kaynaklardandır.

Arifiye İl Ormanı; Sapanca Gölü’nün manzarasına hakim bir konumda bulunan Kalaycı

mevkiinde bulunur. İl ormanı, elektrik ve su imkanlarına sahip olan, Orman

Başmüdürlüğünde kamp ve piknik yerleri düzenlenerek dinlenme yerine dönüştürülen bir

ormandır. Avcılık için ayrılan kısımda, atış poligonu yer almaktadır599.

2.9. Madencilik

Sakarya ilinde bu dönemde maden işletmeciliği pek gelişmemiş olmakla birlikte, bilinen

başlıca maden kaynakları arasında demir, mermer, bakır, manganez, asbest, talk ve kil

yatakları sayılabilmektedir600. Akova’nın kuzey ve kuzey doğu yönündeki yüksek dağ ve

platolar, özellikle Çam Dağı demir madeni bakımından zengindir. Söğütlü nahiyesinin

Değirmencik, Damlık, Mağra, Akçukur köylerinde demir, bakır, simli kurşun, kalay

madenleri bulunmuş olup, 1952 yılında Maden Tetkik ve Araştırma Enstitüsü uzmanları

tarafından bölgede incelemeler yapılmış, madenlerin işletilebilmesi için eksikliklerin

giderilmesi için çalışmalar yapılmıştır.

Bölgede demirden sonra ikinci sırada yer alan meden ise mermerdir. Merkez, Sapanca ve

Akyazı’da değerli mermer rezervleri bulunmaktadır. 50-150 metre aralığında yatak

596 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 176. 597 BCA, Fon Kodu: 30.10.0.0/176.213.10. 598 BCA, Fon kodu: 30.18.1.2/136.67.8. 599 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 171. 600 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 12.

197

kalınlığına sahip olan bu kırmızı mermerler büyük bloklar halinde çıkarılmaya elverişlidir

ve Akyazı-Dokurcun mevkiindeki siyah mermerler de nitelikli sayılmaktadır.

Sapanca’dan ise daha çok gri-siyah renkli mermer elde edilebilmektedir601. 1950’li

yıllarda Adapazarı civarında Karapürçek’te bakır, Keremali Dağı ve Harmantepe’de

mermer, Sapanca’da talk madenleri bulunmuş602, Söğütlü nahiyesinin Değirmencik,

Damlık, Mağara, Akçukur köylerinde demir, bakır, simli kurşun madenleri bulunmuş,

Maden Tetkik Arama tarafından gerekli incelemeler yapılarak işletme girişimleri için

teknik ihtiyaçların giderilmesi çalışmaları başlatılmıştır603. Sonraki yıllarda da çalışmalar

devam etmiştir.

1954 yılında, bir Amerikan firması Adapazarı’nın Ferizli ve Çamdağı bölgesindeki demir

madenlerini işletmek amacıyla, bölgede incelemeler başlatmıştır. Demir Çelik Sanayinin

kurulması yolunda DEYTON Amerikan Orta Şark Şirketi (Ortadoğu Şirketi)

mensuplarından yetkili bir kişi, Ticaret Bakanlığı yetkilileri ile beraber incelemeye

gelmişler, aynı heyet maden işletmesi ve demir çelik fabrikalarının ulaştırma mevzuunda

Adapazarı-Karasu demiryolunu ve Karasu’da Sakarya ağzında bir liman yapılması için

nehrin temizlenmesi konusunu değerlendirmişlerdi604. Sakarya’da bu dönemde

hammadde ve demir işleyecek fabrikalar kurmak isteyenlerin oranı ciddi artış göstermiş,

1955 yılında demir fabrikası kurmak için 23 firma talepte bulunmuştu605. Bu önemli

gelişme, Adnan Menderes öncülüğünde, Kocaeli Milletvekili Ekrem Alican ve Hasan

Erman’ın girişimleri ile hayata geçirilmeye çalışılmıştır.

Geyve Doğançay nahiyesinde Adapazarı madencilerinden Nihat Keremoğlu ile Saadet

Kandemir isimli şahıslar tarafından Krom madeni bulunmuştur. Oldukça zengin bir

kaynağa sahip olduğu düşünülen madenin, işletilmesi konusu gündeme alınmıştır606.

Geyve’de çimento yapımında kullanılan madenin miktar olarak bol olduğu tespit edilmiş,

maden mühendislerinin raporları Ankara’da görüşülmüştür. Birkaç çimento fabrikasının

ihtiyacını karşılayacak kadar maden olduğu belirlenmiştir607. Bu bölgeye bir çimento

fabrikası kurularak işletilmesi fikri kabul görmüştür. Bu dönemde Geyve’de zengin linyit

601 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6444. 602 Muzaffer Erendil, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Ankara: Nur Ofset, 1982, s. 39. 603 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s. 32. 604 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Şubat 1954, Sayı: 669. 605 Demokrat Sakarya, 30 Eylül 1955, Sayı: 396. 606 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Mart 1954, Sayı: 690. 607 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Mart 1954, Sayı: 692.

198

madeni yatağı tespit edilmiş ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra 1955 yılının Şubat

ayında özel bir şirket tarafından işletmeye açılmıştır608. Şüphesiz, ilin linyit ihtiyacının

karşılanması açısından bu işletme oldukça fayda sağlayacaktır.

1956 yılında, Karasu ilçesinde zengin bir kurşun madeni kaynağı bulunmuş, Maden

Tetkik Enstitüsünün raporları doğrultusunda, bölgedeki kurşun madeninin saf kurşun

oranının %75 olduğu tespit edilmiştir609. Bu oran kurşun potansiyeli açısından önemli bir

oran olup, işlemeye değer bulunması açısından önemlidir.

Sapanca’nın Muradiye köyünde talk tozu ve kaolin çıkarılarak İzmit ve İstanbul’a

pazarlandığı bilinmektedir610. Keramali Dağları üzerindeki Mermerlik mevkiinde eskiye

dönük bir işletme olduğu ve Taflan Tepe’de Somaki mermerler çıktığı tespit edilmiştir611.

1950-1960’lı yıllarda Sakarya ve ilçelerinde tespit edilen madenler ve bölgeleri şu şekilde

sıralanabilir;

1.Adapazarı ve Çevresi

Çaltıcak ve Taşkısığı köyleri Kurşun

Söğütlü Bucağı Demir

Kayalar, Mahmudiye, Değirmendere Linyit

2.Hendek Çevresi

Ankara asfaltı kuzey kısmından Karasuya kadar Demir

Güldibi, Nuriye ve Kazımiye köyleri Bakır

Taraklı ve Gübrelik köyleri Demir

3.Karasu Çevresi

İlçe sınırı tamamı Demir

Kurudere, Kestanepınarı, Aktaş, Çakmaklı Kurşun

608 Yeni Ada Postası, 7 Şubat 1955, Sayı: 843. 609 Demokrat Sakarya, 11 Mart 1956, Sayı: 535. 610 Balcıoğlu, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, s.32. 611 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, s. 60.

199

Çobanyatağı köyleri

4.Geyve İlçesi

Pamukovanın Katırözü ve Bakacak köyleri Bakır

Doğançay, Celaller ve Kürtlü köyleri Bakır ve Kurşun

5.Akyazı Çevresi

Kanlıçay köyü Bakır ve Kurşun

Karapürçek, Taşburun, Mecidiye, Ahmediye Bakır

Şerefiye ve Beldibi Nikel612

Bahsedilen madenlerin Karasu ve Hendek ilçelerinde yer alan demir alanları Maden

Tetkik Arama Enstitüsüne ait olup, diğer bölgelerde arama izinleri şahıslara

devredilmiştir. Yıllık üretim miktarları hakkında yorum yapmamızı sağlayan değerlere

göre, 1961-1966 yılında, bahsedilen maden bölgelerinden elde edilen miktarlar şöyledir;

1961 500 ton Linyit, 13 ton Antimuan,

1964 80 ton Bakır, 6 ton Kurşun

1965 100 ton Bakır

1966 445 ton Bakır 613.

Yukarıdaki verilere bakıldığında, Sakarya’da mevcut olan madenlerden, demir, bakır,

nikel ve kurşunun işlenmesi dolayısıyla ilin ve ülkenin ekonomik yapısında etkili bir rol

üstlendiği anlaşılmaktadır.

612 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.26. 613 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s.27.

200

BÖLÜM 3: SİYASİ DURUM

3.1. Siyasi Partiler ve Milletvekili Genel Seçimleri

1950-1960 yılları arasında, Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ve müstakilen kurulan

Sakarya’daki siyasi hayatın temsilcileri olan partiler ve katıldıkları seçimler

incelenecektir. Bu kapsamda, Türkiye’de 1950, 1954, 1957 yıllarında yapılan Milletvekili

Genel Seçimleri ve 1950, 1954 Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri, 1950,1955

Belediye Meclisi (Belediye Başkanlığı) Seçimleri ile 1950, 1955 tarihli İl Genel Meclisi

Seçimleri sonucunda Adapazarı-Sakarya’daki siyasi faaliyetler ve yapılaşma hakkında

bilgiler kaydedilecektir.

3.1.1. Siyasi Partiler

Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan siyasal partiler, ilk defa Batı’da çok

eski tarihlerde ortaya çıkan ve siyasete katılma talebi içerinde bulunan grupların siyasal

sisteme katılımını sağlayan araçlar olarak ortaya çıkmış, modern anlamda ise çıkarları

doğrultusunda birbirinden ayrılan grupları ve yapılaşmaları ifade etmiştir614. Meşru bir

siyasi sistemle yönetilen ülkelerde siyasi partilerin varlığı, o ülkenin özgürlük ve

demokrasi açısından gelişmişliği ile yakından ilgilidir. Batı’da geleneksel partilerin

gelişimi meclis sisteminin benimsenmesi ve seçme seçilme hakkının aşamalı olarak

yaygınlaşması ile mümkün olmuştur. Partilerin doğması ve şekillenmesindeki temel

nokta demokrasi ihtiyacı olmakla birlikte, çeşitli tarihsel olaylar da etkilidir. Savaşlar,

ekonomik gelişimler veya krizler, ayaklanmalar, nüfus değişimleri, eğitim, sağlık gibi

konulardaki ani değişimler ve sorunlar gibi pek çok unsur sayılabilir. Siyasal partilerin

ayrımındaki temel nokta, ulaşmak istedikleri hedefler ve buna dair izlenecek yol hakkında

olmuştur. Partilerin kendilerinden beklenen istikrarlı ve etkin demokratik faaliyetleri

yerine getirip, seçmen kitlelerini en iyi şekilde temsil etmeleri onların, iktidar

mücadelesindeki durumunu belirlemiştir. Bu bağlamda, partilerin temel hedefi,

toplulukların farklı çıkar ve isteklerinin sisteme iletilmesinde bir araç olmaktır615.

614 Turgay Uzun, “Siyasal Partiler ve Türkiye”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Türkiye’de Siyasal

Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010, s. 8. 615 Gülbahar Atasever, “Siyasal Parti Tipolojisi”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Türkiye’de Siyasal

Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010, s. 15-28.

.

201

Türkiye’deki siyasi parti oluşumunun ilk basamağının, Avrupa’dan eğitim alarak dönen

Genç Türkler grubunun faaliyetleri sonucu II. Meşrutiyet döneminde Osmanlı’da

gerçekleştiği söylenebilir. 1908 yılından itibaren İttihat ve Terakki ile arkasından takip

eden siyasi fırkalar, Cumhuriyet döneminde kurulan karakteristik partilerin alt yapısını

oluşturmuştur616.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra TBMM’nde kurulan ilk siyasi parti

Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi)’dır. Kısa soluklu 1924-25 Terakkiperver Cumhuriyet

Fırkası ve 1930 Serbest Cumhuriyet Fırkasının muhalefet girişimlerinin akabinde, 1946

yılında çok partili hayata geçişi başlatan Demokrat Parti’nin kuruluşu olmuştur. Aynı

dönemde birbiri arkasına kurulan siyasi partilerin faaliyete geçmesi takip etmiştir. Bu

kısımda 1950’li yıllarda Türkiye’de mevcut siyasi partilerin kuruluşu ve Adapazarı-

Sakarya’daki temsil durumları, teşkilatları ile faaliyetleri incelenmiştir.

3.1.1.1. Cumhuriyet Halk Partisi ve Sakarya Teşkilatı

Bilindiği üzere, Türk siyasi hayatında önemli bir temeli oluşturan Cumhuriyet Halk

Partisi’nin kuruluş serüveni, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla 4 Eylül 1919’da

toplanan Sivas Kongresi’nde teşekkül eden oluşuma dayanmaktadır. CHF bu kongreyi 1.

Kurultayı olarak kabul edecektir. Milli bağımsızlığı kurtarmak amacıyla kurulan

vatansever cemiyetlerin bu isim altında örgütlendiği görülmüştür. 23 Nisan 1920

tarihinde, Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından hemen sonra, Mustafa Kemal Paşa ve

yakın arkadaşları, İstanbul kaynaklı “Teslimiyetçi-Muhafazakar” gruba karşı

“Kurtuluşçular” yani “Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu” kurmuşlardır. Müdafaa-i Hukuk

hareketi ruhuyla Türk Milleti’nin bağımsızlık yolunda fiilen ortaya koyduğu çabalarla

kazanılan zaferde Mustafa Kemal Paşa’nın rolü büyüktür617. Bu süreçten sonra, devletin

tam bağımsızlık düsturu ile yeniden teşekkül etmesinin yolu açılmış, bundan sonraki

süreçte siyasi hayatı da düzene koyma çalışmaları ve milli irade konuları gündeme

gelmiştir.

616 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler I, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İstanbul: İletişim Yayınları,

2007, s. 60-64. 617 Zeki Çevik, Müdafaa-i Hukuk’tan Halk Fırkasına Geçiş (1918-1923), Ankara: Atatürk Araştırma

Merkezi Yayınları, 2002, s. 53, 70-71.

202

19 Ocak 1921 tarihinde M. Kemal, Halk fırkasının kurulmasına dair düşüncesini İzmit

konuşmasında şu şekilde paylaşmıştır;

“Efendiler, siyasi bir fırka söz konusu olunca bundan haklı olarak tereddüt

ve telaşa düşenler bulunabilir. Gerçekten milletimiz çok zamandan beri siyasi

fırkalar yüzünden ve siyasi fırkaların ihtirasları ve onların çatışması

yüzünden çok büyük zararlara uğramıştır. Kendi çıkarları unutturulmuştur.

Şunun bunun çıkarının hizmetine konmuştur…Bizim muhtaç olduğumuz

bütün memleket çocuklarının el ele vererek çalışmasından ve çalışmasıyla

elde edilecek sonuçtan ibarettir. Bütün bu görüşlerle beraber diyorum ki,

siyasi bir kuruluş gerekmektedir”618.

1 Nisan 1923 tarihinde Mustafa Kemal’in önderliğinde Büyük Millet Meclisi’nde

seçimlerin yenilenmesi gündeme gelmiş ve Müdafaa-i Hukuk Grubu tarafından bir seçim

programı olarak duyurulan ve “9 umde” etrafında açıklanan ilkeler, ideolojik

oluşumlarını ortaya koymuştur. Seçimlerden sonra meclise hakim olarak giren grup, 9

Eylül 1923 tarihinde partileşerek “Halk Fırkası” ismini almıştır. 23 Ekim 1923 tarihinde

İçişleri Bakanlığı’na sunulan dilekçeyle gönderilen ana nizamname ile kuruluşunu

tamamlamıştır. Mustafa Kemal fırkanın genel başkanlığını, Recep Peker ise genel

sekreterliğini üstlenmiştir. “1923 Kuruluş Nizamnamesinde”, ilk örgütlenme modeli

oluşturulmuş, merkez ve taşra organları belirlenmiştir. Her alanda yapılan inkılâp

hareketlerinin toplumda yerleşmesine çalışıldığı bir dönemde, M. Kemal’in liderliğini

vurgulayan ve kendisine “değişmez genel başkan” sıfatının verildiği 2. CHF

Kurultayı’ndan sonra kabul edilen “1927 Nizamnamesi” yayınlanmıştır. Merkeziyetçi bir

örgüt ve yönetim yapısını uygulamaya fırsat veren nizamnamede, “cumhuriyetçilik,

halkçılık, milliyetçilik ve laiklik” ilkeleri vurgulanmıştır. 1923-1930 yılları arasında,

yaşanan siyasi muhalefet denemeleri (TCF ve SCF) ve sosyal, ekonomik değişikliklere

bağlı olarak, 1931 yılında toplanan 3. CHF Kurultayı’nda, 6 ilke kabul edilmiş “1931

Nizamnamesi” ile sistemli ve disiplinli bir örgütlenme yapısı kabul edilmiştir.

618 Arı İnan, Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmit Konuşmaları, Kocaeli: İzmit Belediyesi Kültür Yayınları,

2012, s. 69-70.

203

Boşlukların tamamlanması ile CHF’nin ideolojik ve yönetimsel bir olgunluğa kavuştuğu

söylenebilir619.

Cumhuriyet Halk Fırkası, 9 Mayıs 1935 tarihinde yaptığı 4. Büyük Kurultay’ında,

öncelikle kendisini “parti” ismi ile ifade etmiş ve programına temel olan ana fikirleri,

Türk inkılâbının başlangıcından o güne kadar yapılan işleri ortaya koyduğu bir kitapçıkla

bu programı yayınlamıştır. Bu programın temeli, 1927 yılında Parti Kurultayında kabul

edilen tüzüğün genel esaslarına ve Genel Başkanlığın bildirisine ayrıca 1931 Kamutay

seçimi sebebiyle yayınlanan bildirilerle ortaya koyulmuştur. Bu programa göre; partinin

güttüğü amaç ve temel esaslar “Kemalizm” prensipleridir. Partinin ana özellikleri

kısmında, “Cumhuriyet Halk Partisi, a) Cumhuriyetçi, b) Ulusçu, c) Halkçı, ç) Devletçi,

d) Laik, e) Devrimcidir. Parti, ulus egemenliği ülküsünü en iyi ve en sağlam surette

imsileyen ve taplayan devlet şeklinin Cumhuriyet olduğuna kanığdır. Parti bu sarsılmaz

kanağatla, Cumhuriyeti her tehlikeye karşı bütün araçlarla korur” 620 ifadeleri ile temel

prensipleri ortaya koyulmuştur.

M. Kemal Atatürk’ün 1938 yılında vefatından sonra toplanan 1. Olağanüstü CHP

Kurultayı’nda Genel Başkan Vekili İsmet İnönü, genel başkanlığa seçilmiş, tüzük

değişikliği ile İsmet İnönü partinin “değişmez genel başkanı”, Atatürk’ün de partinin

“ebedi genel başkanı” olarak belirlenmesi kararlaştırılmıştır. 1939, 1943 ve 1947

yıllarında da parti tüzükleri güncellenerek düzenlenmiştir. 1946 yılında toplanan 2.

Olağanüstü CHP Kurultayı’nda kabul edilen tüzük değişikliklerinden biri “değişmez

genel başkanlık” sıfatının kaldırılmış olması, genel başkanın milletvekilleri arasından

dört yıl için Kurultay tarafından seçilmesinin kararlaştırılmasıdır. 1947 Tüzüğü’nde genel

başkan ve genel başkan vekilinin iki yılda bir Kurultay tarafından seçilmesi kabul

edilmiştir. Bu tüzük değişiklikleri ile partinin halka en yakın köy ve mahalle ocaklarının

örgütlenmenin temeline alındığı ve yönetim örgütleri bakımından liberalleşme eğilimi ve

parti içi demokrasi anlayışında değişiklikler olduğu belirtilmektedir621.

619 Caner Erdoğan, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950) Cumhuriyet Halk Partisi’nin Örgütlenme

Yapısının ve Yönetim Anlayışının Çözümlenmesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 10/52

(Ekim 2017), s.367-373.

http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt10/sayi52_pdf/2tarih_siyaset_uluslararasiiliskiler/erdogan_caner.p

df

(Erişim Tarihi: 27.08.2019). 620 C.H.P. Programı, Ankara: Ulus Basımevi, 1935, s. 1-3. 621 Erdoğan, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950)”, s. 375-377.

204

CHP kurulduktan sonra, taşra teşkilatlanmasına başlamış, hızlı bir gelişme kaydederek

1931 yılına kadar 55 ilde örgütünü kurmuştur. CHP, il kaza, nahiye ve köylerde örgütleri

aracılığı ile siyasi ideolojisini ülkenin her bölgesine ulaştırmaya çabalamıştır. Aynı

zamanda bu dönemde, CHP tarafından oluşturulan “parti müfettişliği” uygulaması,

müfettişler yoluyla bölgelerden ayrıntılı raporlar toplayarak merkeze gönderilmesi

şeklinde işlemiştir. Sıkı bir denetleme mekanizması olarak ortaya çıkan ve merkezden

takip edilen bu raporlarla, taşra teşkilatının bölgelerine ait üye sayıları, parti adına yapılan

çalışmalar ve çeşitli propaganda faaliyetleriyle Halkevlerinin durumundan düzenli olarak

bilgi edinilmiştir622.

CHP’nin kuruluşundan itibaren örgütlendiği taşra teşkilatından biri de Kocaeli bölgesidir.

Bu bölgeden TBMM’de her dönemde milletvekili çıkarılmış ve partinin teşkilatı etkili

çalışmıştır. Kocaeli’nin mülki yapılanmasında İzmit başta olmak üzere Adapazarı,

Geyve, Karamürsel, Gölcük, Karasu, Gebze, Hendek ve Kandıra ilçeleri ile ilgili CHP

müfettişleri tarafından 1940’lı yıllarda merkez idareye gönderilen raporlar

bulunmaktadır. Bu raporlarda ocak ve bucak teşkilatlarının bütçeleri, üye sayıları varsa

yapılan usulsüzlükler veya eksiklikler hakkında bilgiler verildiği görülmektedir. Örneğin;

1942 yılında Kocaeli bölgesi CHP müfettişi Rahmi Apak’tır. Eylül 1942’de düzenlediği

vilayete ait teftiş raporunda, merkez ve kazalardaki hesap işlerinde nizama aykırı

uygulamalar yapıldığına dair bir liste oluşturmuş ve genel sekreterliğe göndermiştir. Buna

göre, köy ve nahiye ocaklarına yardım aidatı olarak koyulan paranın çok az olduğunu,

belediye bütçesinin Halkevine ayırdığı yardım parasının kısıtlandığına dair tespitlerini

listelemiştir. Adapazarı kazasında ise, üye aidatlarını toplamak konusunda sıkıntılar

yaşandığını bildirmiştir623. 1944 yılında Kocaeli Bölgesi parti müfettişi olan Afyon

Milletvekili Dr. Ahmet Selgil, oluşturduğu raporda, bir nahiye kongresinde İdare heyeti

azasının verdiği mali açıkla ilgili tahkikat başlatmıştır624.

1 Aralık 1954 tarihinde resmen kurulan Sakarya’da, CHP İl Başkanı Bedri Ünal olmuş,

Merkez bucağı Adapazarı başkanı Ahmer Er sekreteri ise Nazmi Işık olarak

belirlenmiştir. Yapılacak ilk CHP il kongresine Başbakan Adnan Menderes’i de davet eden bir

622 Cengiz Şavkılı-Tülay Aydın, “Tek Parti Döneminde CHP’nin Yozgat Teşkilatı (1939-1942)”, I.

Uluslararası Bozok Sempozyumu (05-07 Mayıs 2016), Bildiri Kitabı, c. 2, Yozgat: 2016, s. 329-331.

https://bozoksempozyumu.bozok.edu.tr/dosya/cilt2/329-337.pdf (Erişim Tarihi: 02.12.2018). 623 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/1578.429.1/17 624 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/1578.429.1

205

telgraf gönderen Ahmet Er, “Sakaryalı hemşerileriniz ellerinizden öper” ifadesiyle tamamladığı

telgrafı dolayısıyla CHP İstanbul başkanlığı tarafından şiddetle kınanmış, “ideal uğruna

çalışan partililer arasında esefle karşılanacak bir durum” olarak tanımlanmıştır. Bu

tepkiden sonra Ahmet Er, “merkez bucağı olarak müstakiliz, ben bucak başkanı olarak

vetomu kullandım ve telgrafı çektim Muvaffak ve muktedir Başvekilimizi kongremize

davetle ellerinden partili hemşerilerim adına öpmüşüm. Suç mu bu, düşman elini mi

öpüyorum? Suçum varsa haysiyet divanına versinler” şeklinde bir gazete röportajı

vermiş, gerekirse istifa edebileceğini açıklamıştır625. Neticede, İstanbul teşkilatının,

CHP’nin kendi seçmeni haricindeki ve özellikle ezici çoğunluğu kazanan DP’ye yakın

kesimlere de hitap etme yolunda atılan bu adımı hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır.

CHP il başkanlığını 1956 Kasım ayına kadar sürdüren isim ise Nüzhet Yığın’dır. 11

Kasım 1956 tarihinde, CHP Sakarya il kongresi Saray Sinema salonunda yoğun bir

katılımla yapılmış, Nüzhet Yığın, Ramiz Elgin ve Burhan Akdağ’ın teklif edildiği

Sakarya il başkanlığına Burhan Akdağ çoğunluk oyuyla getirilmiştir. Bu dönemde,

Hendek ilçe başkanlığı Osman Yılmaz, Karasu ilçe başkanlığı İdris Bal tarafından

yürütülmektedir. Aynı seçimle, idare heyetine ise, Talip Kuriş, Sabahattin Arın, Mustafa

Sakallıoğlu, Mustafa Birinci, Reşat Adapazarlı, Sadettin Hun, Müberra Müdok, İbrahim

Öztopal, Hasan Sayılı ve Mehmet Şen isimli partililer getirilmişlerdir626.

CHP bucaklarda teşkilatlanmaya ve gençlik kolu kurmaya da önem vermiş, Taraklı

bucağında 1954 yılında Ali Kızılırmak başkanlığında 12 partilinin katılımı ile gençlik

kolu oluşturulmuştur627.

3.1.1.2. Demokrat Parti ve Sakarya Teşkilatı

Türkiye’de çok partili siyasi yaşama geçiş ve Demokrat Parti’nin kurulma sebepleri ile

II. Dünya Savaşı’nın ülkeler üzerinde yarattığı etkilerin yakından ilgisi olduğu

belirtilmelidir. İlk etki demokrasi anlayışı ve dünyada yaygınlaşan demokratik çoğulcu

yönetim sistemlerinin başlattığı etki olmuştur. Türkiye’nin savaş sırasında izlediği denge

siyaseti, batılı ülkelerle olan ilişkileri olumsuz etkilemiş, diğer taraftan Sovyetler

Birliği’nin ülkenin bağımsızlığına gölge düşürecek taleplerde ve girişimlerde bulunması

625 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Şubat 1955, Sayı: 967. 626 Anadolu, 12 Kasım 1956, Sayı: 171. 627 Hakikat, 21 Nisan 1954, Sayı: 63.

206

da hükümeti sıkıntıya sokmuştur. Batılı ülkelerde Türkiye’nin izleyeceği rejimin ne

olacağı konusu konuşulurken, liberal yaklaşımın tercih edilmesi beklenmiştir628. Meclis

içi muhalefetin gerekliliği konusunda zaman zaman yaptığı konuşmalar mevcut olsa da,

İsmet İnönü’yü, çok partili hayatın başlamasına karşı ılımlı ve hatta teşvikçi bir tutum

içerisine sokan durum bu beklentilerle de açıklanabilir

Savaşın ikinci etkisi ise, ekonomi politikaları ile ilgilidir. 6 yıl süren savaş süresince,

savaşa girmemenin getirdiği zorluklarla ve ekonomik dar boğazla mücadele eden iktidar

partisinin aldığı önlemler ve uygulamalar, halkın siyasi temayülünü de sarsacak sonuçlar

doğurmuştur. Hükümet, savaş dönemi karaborsacıları ve vurguncuları ile mücadele

ederken, artan enflasyonu dengelemek için çözüm olarak gördüğü bazı tedbir kararları

almıştır. 1940 yılı başlarında kabul edilen “Milli Koruma Kanunu” ve “Varlık Vergisi”

gibi uygulamalar parti içinde ayrışmalara sebep olmuştur629.

DP’yi kuruluş aşamasına getiren 1945 yılında mecliste görüşülen “Çiftçiyi

Topraklandırma Kanunu”, ekonomi tedbirlerin en fazla ses getireni olarak

yorumlanabilir. Öngörülen bu düzenleme, kırsaldaki düşük ekonomik seviyeli köylüler

ile onları koruyacak güçlü bir devlet yapısı oluşturmayı amaçlamıştır. Köylünün köyünde

kalması için mülkiyet rejiminde yapılacak değişikliklerle tarımsal üretimimin artmasını

sağlamak, bunun sonucunda kırsal alanda yaşayan nüfusun yerinde kalarak devletin

bekası ve tek parti iktidarının devletçi ideolojisinin kuvvetlendirilmesi amaçlarını

barındırdığı ifade edilmektedir630. Önergenin amaç ve ekonomik stratejisine olumlu

bakmayan CHP içindeki muhalif grup bu konunun mecliste görüşülmesi akabinde,

demokrasi vurgusu yapacak bir belge ile karşılık vermiştir. 7 Haziran 1945 tarihinde,

CHP’li 4 milletvekili; Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes

tarafından CHP Meclis Grubu Başkanlığı’na sunulan önerge “Dörtlü Takrir” olarak

bilinmektedir. Kamuoyuna açıklanan önerge özetle;

“Kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin

en temel ilkesi olan demokrasi prensiplerine inanmış Türk Milletinin ancak

628 İlbeyi Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, İstanbul: İskenderiye Yayınları, 2015,

s. 36,37. 629 Taner Timur, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, İstanbul: İletişim Yayınları, 1991, s. 9, 18-19. 630 Cemil Koçak, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950), İstanbul:

İletişim Yayınları , 2010, s. 291-292.

207

bu prensiplerin uygulanmasıyla refah ve saadete ulaşacağı kanaatine

bağlanmış olan vatandaşların bütün memlekette ve özellikle partimiz

mensupları arasında büyük çoğunluk oluşturdukları şüphesizdir. Bu kanaatle

milletçe arzulanan bu amacın gerçekleşmesi için gerekli gördüğümüz

tedbirleri partimizin meclis grubuna arz ve teklif etmeyi borç bildik” 631

ifadeleriyle başlamaktadır.

Dörtlü Takrirde, CHP’nin kuruluşundan o güne kadar temel prensip saydığı demokrasi

anılarak, Atatürk döneminde gerçekleşsen muhalefet girişimlerinden bahsedilmiştir.

Anayasada var olan demokratik yapının siyasi hayata ve teşkilata da uygulanma

zamanının geldiğinden, bunun gerçekleşmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve

vatandaşların siyasi hak ve hürriyetlerini geniş çerçevede kullanabilmelerine imkan

verilmesi konusu ifade edilmiştir. Son yirmi yılda halkın siyasi bilinç seviyesinin oldukça

geliştiğinden bahsedilerek, İnönü’nün 19 Mayıs 1945 günü yaptığı demokrasi ilkesinin

daha geniş ölçüde uygulanması meyanındaki konuşmaya da atıfta bulunulmuştur632.

Belgenin doğuracağı siyasi sonuçlar etkili olacaktır, bu sırada dönemin basınında ikinci

bir partinin kurulacağı yönünde haberler de yayınlanmaya başlamıştır.

Demokrasi ve siyasal özgürlük istenilen bu belge reddedilmiş, önergeyi veren dört

milletvekili muhalif yaklaşımlarına devam etmişlerdir. Aydemir’e göre, Menderes,

hükümetin toprak reform tasarısına karşı çıkan büyük çiftlik sahipleri tarafından duruma

bakıyor ve kanunu şu şekilde eleştiriyordu; “Toprak mülkiyetinde artık, en küçük emniyet

kalmayacaktır. Zirai reform adı altında siz, daha birçok yıllar zati istihsal şekline

mahkum bir düzeni, bir nizamı müdafaa ediyorsunuz. Halbuki küçük işletmeye gitmek

değil, küçük işletmeleri birleştirerek, büyük kolektif işletmelere geçmek, hatta farzdır”633.

İsmet İnönü oluşan muhalif çıkışlara karşı; “bunu parti içinde yapmasınlar. Çıksınlar,

karşımıza geçsinler, teşkilatlarını kursunlar ve ayrı bir parti olarak mücadeleye

girsinler”634. Yol gösterici bu konuşmanın ardından, toprak reformu kanunlaşmış,

yürütme sürecindeki aksaklıklarla iktidarın çiftçi kesimin desteğini kaybetmeye başladığı

631 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 42-43. 632 Koçak, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950), s. 314-316. 633 Şevket Süreyya Aydemir, Menderes’in Dramı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993, s. 116-117. 634 Metin Toker, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları Tek Partiden Çok Partiye 1944-1950, Ankara: Bilgi

Yayınevi, 1990, s. 67.

208

bir sürece girilmiştir. İktidara karşı köylü, işçi, esnaf ve yeni fikirlere sahip genç

aydınlarla, CHP’den çeşitli sebeplerle çıkarılan veya çıkanların ortak bir ayaklanması

sayılabilecek, muhalefet partisi doğacaktır635.

Ekonomi kararlarından kısa bir süre sonra, Aralık 1945’de Cumhurbaşkanı İnönü’yü

ziyaret ederek, Parti kurmayı planladıklarını açıklayan Celal Bayar, kendisinin onayını

almayı tercih etmiş, Cumhuriyet ve prensipleri ile ilgili teminat vermiştir. İnönü partinin

kuruluşunu olumlu karşılamıştır. DP’nin kuruluşunda yönetici zümrelerin işbirliğine

işaret edilmesi de bundan beri gelmektedir. Özetle, savaş yıllarında uygulanan politika

toplumun çeşitli kesimlerinden bir muhalefet ortamı oluşturmuş ancak muhalefet partisi

kurma girişimi, yönetici kesimin teşvikiyle, yönetici kesimden gelmiştir şeklinde

yorumlanabilir636.

Demokrat Parti, 7 Ocak 1946 tarihinde Atatürk döneminin son başbakanı Celal Bayar,

eski dönemde CHP müfettişi Adnan Menderes, Mülkiyeli eski Vali Refik Koraltan ve

edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü tarafından kuruluşunu açıklamış, parti başkanlığına Celal

Bayar getirilmiştir. Aynı gün parti program ve tüzüğü de yayınlanmıştır. DP tarafından

Ocak 1946 yılında yayınlanan programda637; “Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasinin

geniş ve ileri bir anlayışla gerçekleşmesine ve umumi siyasetin demokratik bir görünüş

ve zihniyetle yürütülmesine hizmet maksadıyla” kurulduğunu belirtmekte ve partinin

demokrasi anlayışına en uygun devlet şeklinin Cumhuriyet olduğunu savunmaktadır.

Laikliği, Halkçılığı, İnkılâpçılığı ve Devletçiliği benimsediklerini açıklarken, “Yurttaşlar

arasında müşterek bir tarihin yarattığı kültür ve ülkü birliğine ve her türlü ayırıcı

temayülleri reddeden bir milliyetçilik telakkisine bağlıyız” ifadeleri ile Atatürk’ün

belirlediği 6 temel ilkenin ve demokrasinin savunucusu olduklarını duyurmuşlardır.

Ekonomik yaklaşımlarında ise, devletçiliğe mesafeli, serbest piyasa ekonomisini ve özel

teşebbüsü merkeze aldıkları liberal bir ekonomi politikasına işaret etmişlerdir.

635 Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2011, s. 55-56. 636 Timur, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, s. 24-27. 637Enis Şahin-Bilal Tunç, “Demokrat Parti’nin Kuruluş Süreci ve DP-CHP Arasındaki Siyasi Mücadelesi

(1945-1947)”, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, 2, (2015), s. 39-40,

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/197552. (Erişim Tarihi: 02.09..2018); Sina Akşin, Çağdaş

Türkiye 4 (1908-1980), İstanbul: Cem Yayınevi, 2013, s.180-181; Demokrat Parti Programı

1946,https://acikerisim.tbmm.gov.tr/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&isAl

lowed=y. (Erişim Tarihi: 02.09.2018).

209

DP’nin kuruluşu mecliste ve CHP nezdinde olumlu karşılanmış, CHP yeni kurulan partiyi

iktidarın yönetimini denetleyecek bir mekanizma olarak görmek istemiştir, ılımlı bir

atmosferde kuruluşunu tamamlayan DP, ilk dönemlerde bazı varsayımlara karşı kendisini

ispatlamaya çalışmış, bir “muvazaa” partisi olmadığını ve CHP’den farklı bir siyasi

duruşta olduğunu ifade etmeye çabalamıştır. İlerleyen yıllarda, partinin hızla

örgütlenmesi CHP ile aralarında ılımlı başlayan ilişkileri gergin bir ortama ve sıkı bir

rekabete dönüştürecektir638. Çok partili hayatın getirdiği siyasi hareketlilik, tüm ülkede

yeni bir döneme girildiğini hissettirmiştir. Bundan sonra erkene alınarak yapılacak 1946

Milletvekili Genel seçimleri ve ona dair eleştiriler DP ile iktidarın arasında çatışmaların

zeminini hazırlayacaktır.

DP’nin kuruluşunu tamamladıktan sonra, merkezde ve taşrada teşkilatlanmaya başladığı

anlaşılmaktadır. Öncelikle oluşturduğu bölgelerden biri de Kocaeli olmuştur. Parti burada

vilayet ve kaza idare kurullarını kurarak, köy ve nahiyelerde ocak ve bucak

başkanlıklarını belirlemiştir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı ilçesinde Demokrat Parti’nin 3

Temmuz 1946 tarihinde kurulduğu kaydedilmiştir639.

Bu tarihte Kocaeli İl İdare Kurulunda bulunan kişilerle, sonradan Sakarya İline

bağlanacak olan İlçe İdare Kurullarında yer alan isimlerin, partideki görevleri ve

meslekleri şu şekildedir640: Başkan-Sadi Ataergin (Diş doktoru), Üye-Yeredoğ Kişioğlu

(Avukat), Üye-Emin Temeloğlu (Noter), Üye-Abdurrahim Karaçetin (Bakkal), Üye-

Niyazi Ataman (Tütün Bayii), Üye-Mehmet Görken (Fabrikada usta), Üye-Dursun Aradil

(Arzuhalci).

Adapazarı İlçe İdare Kurulunda bulunan kişiler: Başkan-Hamdi Bayar (Tüccar), Üye-

Süleyman Şumnulu (Manifaturacı), Üye-Kadri Kalfaoğlu (Doktor), Üye-Ramazan Dinç

(Eski Kaymakam), Üye-Yaşar Bir (Tüccar).

Akyazı İlçesi İdare Kurulunda bulunan kişiler ev görevleri: Başkan-Tahir Galip Çökün

(Zürra), Üye-İbrahim Emel (Zürra), Üye-İdris Özkan, Üye-Mustafa Furtuna, Üye-Hasan

Erdem.

638 Akşin, Çağdaş Türkiye 4 (1908-1980), s. 181. 639 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/440.1823.2 640 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/440.1823.2

210

Geyve İlçesi İlçe İdare Kurulunda yer alan isimler: Başkan-Cemal Parla, Üye-Mehmet

Boncuk, Üye-Mehmet Bağcağız (Çiftçi), Üye-Ahmet Emici, Üye-Alaattin Keskin

(Terzi), Üye-Mevlâna Çavdar (Çiftçi), Üye-Ömer Çakıl (Fotoğrafçı).

Karasu İlçe İdare Kurulunda bulunan kişiler: Başkan-Hüseyin Oğuz Koçman (Emekli

Öğretmen), Üye-Ömer Akoca (Çiftçi), Üye-İdris Bal (Manifaturacı), Üye-Rüstem Pat

(Rençber), Üye-Ali Çınar (Rençber).

Hendek İlçe İdare Kurulunda yer alan isimler: Başkan-Mehmet Yılmaz, Üye-Ömer

Kartal, Üye-Mehmet Boz, Üye-Nizamettin Boş, Üye-Ahmet Bangal.

Bu belgedeki verilere bakıldığında, DP’nin Adapazarı’nda tüm bölgelerde örgütlendiğini

ve teşkilatta yer alan isimlerin toplumun farklı meslek gruplarından ve sivillerden

oluştuğunu, üyelerin çoğunlukla çiftçi ve ticaret adamlarından meydana geldiğini

söylemek mümkündür. Adapazarı’nda ele alınan dönemde siyasi faaliyetlerle yakından

ilgili Osman Erkaya’nın anılarında, DP’nin ildeki teşkilatlanması ve dönem ait gelişmeler

yer almaktadır. Kendisi, bu dönemde Adapazarı İlçe Merkezi’nin DP bucak başkan

yardımcılığı ve aynı zamanda Pamukova bucak kurulu ikinci başkanı olarak çalışmalarda

bulunmuştur. Erkaya’nın, siyasete DP’den giriş süreci ve Adapazarı’nda parti adına

yapılan teşkilatlanma çalışmaları hakkında verdiği bilgiler ise şu şekildedir;

“Memuriyetten istifa ettiğimde Adapazarı’nda DP’yi ilk kuran on iki kişiden

biri bendim.1946 son aylarında Merkez bucağını yedi kişi kurduk. Birinci

başkan, Tevfik Karagülle tüccar gazeteci, ikinci başkanlığa ben seçildim.

Adapazarı DP ilçe kurulu da Avukat Ragıp Bey başkan, ikinci başkan

tuhafiyeci Hamdi Bayar, üyeler Nazmi Akhuy kösele tüccarı, İsmail Kösemen,

Hendekli Yaşar Bir’dir. Merkez bucağı bir iki defa kurmal isteyenler olmuş

ancak Kaymakam Suphi Bey engellemiş, sonra kunduracı Murat Coşkun

arkadaşım bana anlattı kurmamızı istedi, birlikte hareket ettik.

Merkez bucak başkanı manifaturacı Tevfik Karagülle, Osman Erkaya (ben)

Yüksek Mühendis Zeki Arar, Kuyumcu Fikri Çakın, Rüştü Öztopal, Mustafa

Kara manifaturacı, Hüsamettin Selanik’ten oluşmuştur. Ben aynı zamanda

1947 başlarında Pamukova DP bucağını da kuranlardanım. Serbest Doktor

Şahabettin Gökçay başkan, ben ikinci başkan, bakkal Cafer, Neşet Ertürk,

211

bakkal Muharrem Çoğal’dır. İki yerde patiye çalışıyordum. Çok da faal idim.

Köylerde ocak teşkilatı kurdum özellikle Pamukova’da iki mahalle ve otuz

köyde Neşet Ertürk’le giderek teşkilat kuruyorduk. Neşet Bey’in topluma

hitabeti olmadığından benim yapmam gerekiyordu, en son bir köy kaldı

Mekece ve Hayrettin köylerinin batısında tepede kayalıklı bir yerde küçük bir

köy, Akçakaya köyü. Buraya bucak başkanı Dr. Şahap Bey’le gittik, burada

da kurulursa Pamukova tamam. Köye sabah erkenden vardık, kahveye girdik

köylüler oturuyor, doktoru tek doktor olduğundan tamamı tanıyorlar. Burada

şayan-ı dikkat bir durum oldu, ben DP ocak teşkilatını kurmaya geldiğimizi

on arkadaşa ihtiyaç olduğunu söyledim. İçlerinden biri, “biz DP

istemiyoruz” dedi. “Neden?” dedim. “DP iktidar olursa Halifeliği getirecek

de ondan”, diğerleri susunca demek ki bu konuda köylüler hemfikir. Doktor

Şahap Bey şaşırdı, beklenmeyen bir durum. Ben, anladım dedim ki, “şu anda

Türkiye’de Halife var, olan bir şey DP neden getirsin”, köylüler de şaşırdı.

Dedim ki;” dünyanın neresinde olursa olsun müstakil devlet olan İslam

ülkelerinin Cumhurbaşkanları veya kralları Halifedirler. İsmet Paşa Halife

olarak oturmaktadır”. Tam bu konuşmalar sırasında köyün imamı ile

öğretmeni içeri girdiler. Onlara da sordum beni tasdik ettiler. “İslam

ülkelerindeki devlet başkanları Peygamber Efendimizin oturduğu yerde

olanlar” dedim, böylece Pamukova bucağı tamamlanmıştır” 641.

Anılardaki ifadelerden anlaşılmaktadır ki, DP’nin teşkilatlanması sırasında özellikle

köylerde halkın bazı önyargıları ile de mücadele edilmiştir.

DP, Adapazarı’nda teşkilatlanmaya hız vermiş, 1953 yılında DP’nin Adapazarı’nda ve

ilçelerindeki ocaklarda kongreler gerçekleşmiştir. Adapazarı Merkez bucağına bağlı

Ocaklarda 7 Mart-22 Mart arasında, Kazım Paşa bucağına bağlı ocaklarda 6 Mart-22 Mart

tarihleri arasında yıllık kongreler tamamlanmıştır642.

1954 yılı başlarında, Kocaeli bölgesi Demokrat Parti İl Başkanı, Sefer Göksel, ikinci

başkan ise Dursun Erol’dur. Budaklar Nahiye Başkanı Şevki Özdemir, Kayalar Nahiye

Başkanı Sabri Yılmaz’dır. Adapazarı’na ziyaretler düzenleyerek, İlçe teşkilatının

641 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 20-21, 26. 642 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Şubat 1953, Sayı: 354.

212

çalışmalarını incelemişlerdir643. Akabinde, Kayalar’da yoğun katılımın olduğu bir

toplantı düzenlenmiş ayrıca ilçe olan Adapazarı’nın Hendek kazasında 7 kişinin katılımı

ile DP’nin gençlik kolu teşkilatı kurulmuştur. Şehirdeki DP Gençlik kolu ise, Mart ayı

sonunda belirlenmiş, Nihat Berköz Başkan, Mustafa Kurtdere muhasip olmuş, Nahit

Kasapoğlu veznedarlığa, Nahit Kasapoğlu, Zeki Dericioğlu, Ekrem Karaberber,

Selahattin Gürdrama, İbrahim Baylar ise üyeliğe seçilmişlerdir644.

1 Aralık 1954 tarihinde Sakarya İlinin resmiyet kazanmasından sonra, DP Sakarya il idare

heyeti yeniden belirlenmiş, genel kuruldan görevlendirilen Konya Milletvekili Tarık

Kozbek tarafından teşkil edilmiştir. Başkanlığa Mustafa Tığlı, ikinci başkanlığa Şeref

Davran, muhasipliğe İbrahim Kangal, sekreterliğe Ali Dilek getirilmişlerdir. Azalıklara

ise, Tacettin Barış, Mehmet Ercan, Kerim Akbaş ve Hasan Düvenci seçilmiştir645.

Sakarya DP il teşkilatının siyasi tecrübeye sahip isimlerle kurulması partinin şehirdeki

gücünü artırmıştır.

DP’nin Aralık 1956’da yapılan il kongresinde seçim sonucunda Yaşar Bir mükerreren il

başkanlığına getirilmiştir. Bu seçimler sonrasında, yeni DP İl İdare Kurulu belirlenmiştir;

Yaşar Bir, İbrahim Kangal, Ekrem Günay, Nazif Sel, Sebahattin Aslan, Tacettin Barış,

Abidin Mocan, Mustafa Tığlı, Baha Hun. Haysiyet Divanı ise; Kadri Kalfaoğlu, Ethem

Oktay, Fehmi Çubukçu, Hüseyin Öztekin, Ali Ulusakarya isimleri ile ilan edilmiştir646.

3.1.1.3. Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı

Türk siyasi hayatında, 1948 yılında CHP’ye muhalefet eden tek parti DP idi. Üçüncü bir

parti olarak gelişen Millet Partisi, bazı görüş ayrılıkları dolayısıyla DP’den ihraç edilen

veya ayrılan isimlerle CHP geleneğinden gelenler tarafından Ankara’da 20 Temmuz 1948

tarihinde kurulmuştur. Partinin kuruluşunda ve fikriyatında sevilen bir askeri isim olarak

Fevzi Çakmak’ın rolü büyüktür ve kendisi partinin fahri başkanlığını üstlenmiştir. Diğer

kurucu ve yönetici kadroya bakıldığında, Genel Başkan Yusuf Hikmet Bayur ve öne

çıkan Osman Bölükbaşı, Kenan Öner, Enis Akaygen, Osman Nuri Köni, Sadık Aldoğan,

Mustafa Kentli isimleri yer almaktadır. Kuruluşu itibariyle, Türk Milliyetçiliğini

643 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mart 1954, Sayı: 685. 644 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Mart 1954, Sayı: 687, 23 Mart 1954, Sayı: 700, 30 Mart 1954, Sayı: 706. 645 Demokrat Sakarya, 11 Ocak 1954, Sayı: 176. 646 Anadolu, 3 Aralık 1956, Sayı: 189.

213

ideolojik temel alan ve Halkçı muhafazakâr çizgide bulunan parti kadrosu, DP’yi CHP’ye

karşı ılımlı siyaseti dolayısıyla eleştirmiş ve “muvazaa partisi” olmakla itham etmiştir647.

Bu yönüyle parti hem CHP’ye karşı hem de DP’ye karşı sert kabul edilen bir muhalefet

sergilemiştir.

“Önce Vatan Sonra Parti” ve “Komünizmin ne sağında ne solundayız sadece onun

karşısındayız” sloganları ile siyasi mücadelesini özetlemiştir. İktidar olma şansı

yakalayamayan parti, bazı dini söylemleri dolayısıyla suçlanmış, partiden inkılapçı olarak

tanımlanan bir grubun ayrılması sonrasında irticai faaliyetlere meyil ettiği gerekçesi ile 8

Temmuz 1953 tarihinde kapatılan ilk parti olmuştur648. Türkiye Cumhuriyeti’nde

Milliyetçi partiler grubunun ilk oluşumu olarak kabul edilebilir.

Millet Partisi’nin Adapazarı’ndaki İlçe Başkanı kapatıldığı yıl olan 1953’e kadar Avukat

Ahmet Kulen’dir. Yerel basına yansıyan habere göre, Ocak 1953 tarihinde, MP’nin eski

kurucularından Yusuf Hikmet Bayur’un bir konuşma yapmak üzere Adapazarı’na davet

edilmesi söz konusu olmuş ancak parti üyeleri arasında ayrılıklar sebebiyle bu ziyaret

haberi hoş karşılanmamıştır. Siyasi atmosferdeki gerginlikten dolayı, ilçe başkanı Ahmet

Kulen, Hikmet Bayur’a telgraf çekerek şehre gelse bile konuşma yapamayacağını

belirtmiştir. Bu olay, MP Kocaeli İl Başkanı Nurettin Sümerkan ve vatandaşlar tarafından

tepkiyle karşılanmış, Bayur’dan özür dilenmiştir649.

3.1.1.4. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Sakarya Teşkilatı

MP’ nin kapatılma hadisesinden sonra, parti ideolojisi olan Milliyetçiliği siyasi alanda

devam ettirecek olan Cumhuriyetçi Millet Partisi, 12 Şubat 1954 tarihinde kurulmuştur.

Partinin kısa süreli siyasi hayatı, Köylü Partisiyle birleşerek Ekim 1958'de Cumhuriyetçi

Köylü Millet Partisi kurulmasına kadar devam etmiştir650.

647 Alihan Limoncuoğlu, “Türkiye’de Üçüncü Yolun Başı Millet Partisi (1948)”, Akademik Hassasiyetler

Dergisi, 5/10 (2018), s. 145-155. https://dergipark.org.tr/tr/pub/akademik-hassasiyetler/issue/41937

(Erişim Tarihi: 20.09.2019). 648 Mustafa Kılınç, “Türk Demokrasi Tarihinde Millet Partisi ve Osman Bölükbaşı Üzerine Bir İnceleme

(1948-1973)”, Journal Of Social And Humanities Sciences Research, .5/23 (2018), s. 1241-1246.

http://www.jshsr.org/Makaleler/1619715206_19_2018_5-23.ID479.%20KILINC_1241-1246.pdf (Erişim

Tarihi: 20.9.2019). 649 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Ocak 1953, Sayı: 344. 650 Erol Tuncer-Necati Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, Ankara: Toplumsal

Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2003, s. 183.

214

Kurucular listesinde MP’ den gelen isimlerin ağırlıkta olduğu görülmektedir. Enis

Akaygen, Ertuğrul Akçic, Sadık Aldoğan, Fuat Ama, Suphi Batur, Osman Bölükbaşı, A.

Boyacıgiller, M. Ali Derman, Cemal Islak, Saadet Kaçar, Enver Kök, Ahmet Oğuz ve

Ahmet Tahtakılıç kurucu kadroda yer almıştır. Bu haliyle, kapatılan partinin isim

değiştirerek yeniden aktif hale getirildiği söylenebilir. Parti’nin 1954 yılındaki

programında belirttiği üzere; “Türkiye’de insan haklarını hakim kılacak ve bunları

güvenilir teminata bağlayacak bir devlet nizamını kurmak” temel amaç olarak

belirtilmiştir. Bu amaca ulaşmak için parti, “hürriyet, emniyet, müsavat ve adalet

mefkurelerine, milli hakimiyet ve laik cumhuriyet esaslarına, garp örneği demokrasi

hukukuna ve milliyetçilik akidesine samimi surette bağlanmakla varılabileceğine

kanidir” ifadeleri ile kuruluşunu ilan etmiştir651.

Parti kurulduktan sonra, taşradaki teşkilatını oluşturmaya başlamış ve 1954 yılı başlarında

Adapazarı’nda bir şube açılması için faaliyete geçilmiştir. 19 Şubat 1954 günü partinin

Adapazarı şubesinin kurulduğu gündür. Kurucular, Yusuf Ziya Kösemen (Avukat),

Hakkı Taşöz (Tüccar), Mahmut Akpınar (Avukat), Ethem Güler (Çiftçi), Ragıp Torsum

(Yük. Mühendis), Hüseyin Paçacı (Manifaturacı), Kamil Başkaraca (Avukat), Yusuf

Burnaz (Avukat), İbrahim Sevim (Terzi) olarak kaydedilmiştir. CMP başkanlığına ise

Hakkı Taşöz getirilmiştir652.

Basına yansıyan haberlere göre, 1954 Nisan ayında, Hakkı Taşöz’ün başkanlıktan istifası

haberini müteakip parti teşkilatında dağılmalar gerçekleşmiştir. CMP ilçe idare

üyelerinden bir kısmı idare heyetinden ve partiden toplu olarak istifa etmişlerdir. Bu

isimler, Avukat Kâmil Başkaraca, İbrahim Sevim ve Yusuf Burnaz olarak

belirtilmiştir653. Sakarya il olarak kurulduktan sonra, Merkez Adapazarı ilçe teşkilatı 1955

yılında şu isimlerle oluşturulmuştur: Başkan Ziya Özbakır, ikinci başkan Ahmet Selman,

muhasip Hasan Allahverdi, katip İlyas Taşoğlu, azalar Murat Çankaya, Tevfik Peşkent,

İsmail Koçdemir, Hakkı Dalay, Ali Tunalı, Şükrü Örge ve Mahmut Öztunç654.

651 Cumhuriyetçi Millet Partisi Program, Ankara: Yeni Matbaa, 1954, s. 2-3. 652 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Şubat 1954, Sayı: 664, 19 Şubat 1954, Sayı: 670. 653 Hakikat, 7 Nisan 1954, Sayı: 51. 654 Demokrat Sakarya, 2 Nisan 1955, Sayı: 246.

215

1955-1956 döneminde, CMP İl Başkanlığı yapan İzmit Barosu avukatı ve Hürsöz gazetesi

yazı işleri müdürü Müeyyet Akarsu, Ocak 1956’da partiden istifa etmiş ve siyasetten

ayrılma kararını açıklamıştır655.

3.1.1.5. Türkiye Köylü Partisi ve Sakarya Teşkilatı

Türkiye Köylü Partisi; 19 Mayıs 1952 tarihinde kurulmuştur. “Köylüler başta olmak

üzere bütün çalışan vatandaşları ve ailelerini kültürde, teknikte, refahta ileri bir yeni

hayata kavuşturup, söz ve mevki sahibi yaparak milletimizi dışardan, içerden gelecek her

türlü tehlike ve taarruzlara karşı koyabilen, sağlam bünyeli bir millet birliği haline

getirmek ve böylece umumî emniyet ve refahı sağlamak maksadıyla kurulmuştur”

şeklinde gayelerini ve programlarını açıkladıkları beyannameleri ile kurulan bir

partidir656.

DP’nin Adana Teşkilatı’ndan ayrılan ve partinin kurucusu olan Remzi Oğuz Arık, Yusuf

Ziya Eker ve Cezmi Türk ile birlikte yeni bir parti kurmaya yönelmiş ve 1952 yılında

kurucu kadro belirlenerek parti siyasi hayata başlamıştır. Kuruluş beyannamesinde de

bahsedildiği gibi, hiçbir sınıf zümre ayrımı yapılmadan fakat köylünün tüm sosyal

sorunlarının merkeze alındığı bir “Köycülük, Anadoluculuk” politikası izlemek temel

hedefleri olmuştur. Bu sebeple de köylerden başlayarak merkeze doğru devam eden bir

teşkilatlanma sırası izledikleri görülmüştür657.

Kurulduğu günden itibaren teşkilatlanma konusunda çalışmalar yapan Köylü Partisi’nin

Adapazarı teşkilatı 21 Aralık 1953 tarihinde kurulmuş, ilçe başkanlığını ise Hidayet

Öztürk yürütmüştür. 1954 yılı ortalarına kadar, Kocaeli bölgesinde ancak 41 mahalle ve

köyde teşkilatını kuran parti, bu teşkilatı genişletmeye çabalarken, Adapazarı’nın yakın

gelecekte Sakarya İli olacağını göz önüne alarak, Geyve, Karasu, Akyazı, Hendek ve

Adapazarı’nı içeren bir il teşkilatı şeklinde kurulduğunu belirtmiştir. Basında ifade

edildiğine göre, Akyazı’daki parti ilçe teşkilatı bu dönemde, Akyazı Demokrat Parti

655 Yeni Ada Postası, 23 Ocak 1956, Sayı: 1132. 656 “Partinin müteşebbisler heyeti tarafından vücuda getirilen bu program, 19 Mayıs 1952 Pazartesi günü

Ankara’da yapılan ilk parti kuruluş toplantısında okunmuş ve bütün vatandaşların, aydınların fikir

yardımlarıyla geliştirildikten sonra Ekim 1952 de toplanacak olan Birinci Büyük Kongreye sunulması

kararlaştırılmıştır.” Türkiye Köylü Partisi, Gaye-Prensipler, Tüzük, Program, Beyanname, İstanbul:

Türkiye Basımevi, 1952, s.3, 25. 657 Mehmet Pınar, “Anadoluculuk Ekseninde Türkiye Köylü Partisi”, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, 37 (2017), Van, s. 317-340.

216

kurucularından Kazım Okay ve DP’den ayrılan 4 kişi tarafından kurulmuştur658. Partinin

bu dönemde il ve ilçelerdeki teşkilatlanma oranının beklenenden düşük olduğu

anlaşılmaktadır.

3.1.1.6. Hürriyet Partisi ve Sakarya Teşkilatı

DP’den ayrılan 19 muhalif Milletvekili tarafından 20 Aralık 1955 tarihinde kuruluşu

gerçekleşen HP, “19’lar” olarak anılan grubun Basın Yasası’ndaki basında ispat hakkının

verilmesine dair istekleri reddedildiği için kurduğu bir partidir. Bu sebeple “ıspatçılar”

olarak da anılmışlardır659. Bu isimler; F. Lütfi Karaosmanoğlu, Ekrem Hayri Üstündağ,

Safaettin Karanakçı, Ragıp Karaosmanoğlu, İsmail Hakkı Akyüz, Behçet Kayaalp, Ziyyat

Ebuziyya, Mustafa Timur, Sabahaddin Çıracıoğlu;, Fethi Çelikbaş, Enver Güreli, İbrahim

Öktem, Raif Arbay, Şeref Kamil Mengü, Muhlis Bayramoğlu, Ekrem Alican, Mustafa

Ekinci, Kasım Küfrevi1 ve Seyfi Kurtbek’tir. Partinin Genel Başkanı Lütfi

Karaosmanoğlu’dur. 24 Kasım 1958 tarihinde kongre kararı ile kapatılmış ve CHP

içerisine dağılmıştır. Kısa süren bir siyasi hayatı olmasına rağmen dönemde etkili partiler

arasında yer almıştır660.

Sakarya’da HP’nin kuruluşu 1956 yılında gerçekleşmiştir. Vilayet müteşebbis heyeti

Ocak 1956’da verdiği dilekçe ile faaliyete başlamıştır. Partinin il idare kurulunda, Fuat

Son, Fikri Çakın, Salih Sipahier, Zeki Arar, Şeref Davran, Metin Karagülle, İbrahim Alp,

Lebib Kökçü, Tevfik Özgüven, Mahmut Nedim Akpınar ve Necati Mutlu’nun yer aldığı

açıklanmıştır661.

1956 yılında, Merkez kaza ve idare heyetlerinin oluşturulmasından sonra, Yenicami ve

Karaağaç nahiye teşkilatlarını kuran HP’nin Yenicami nahiyesi idare heyetinde, Başkan

Ömer Deniz (camcı), Muhasebeci Hüseyin Akgün (tamirci), Kâtip Ali İhsan Özdemir

(teknisyen), Şeref İyiaydın (tezgahtar) ve Ali Şişik (nakliyeci) yer almıştır. Karaağaç

nahiyesi idare heyetinde ise, Başkan İbrahim Demircioğlu (keresteci), Kâtip Cemal

Kurtuluş (marangoz), Muhasebeci Ferhat Sönmemiş (zahireci) ve azalar Hüseyin Çengel,

658 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48. 659 Mustafa Albayrak, “Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki Yeri ve Önemi”, Atatürk Araştırma

Merkezi Dergisi, 24/71 (Temmuz 2008), s. 341-342. 660 Diren Çakmak ,”Türk Siyasal Yaşamında Bir Muhalefet Partisi Örneği: Hürriyet Partisi (1955-1958)”,

Akademik Bakış, 2/3 (2008), s. 153-154. https://dergipark.org.tr/tr/pub/gav/issue/6528/86563 (Erişim

Tarihi: 08.05.2018). 661 Yeni Ada Postası, 9 Ocak 1956, Sayı: 1120.

217

Muharrem Karaca yer almıştır662. Akabinde Yağcılar Mahallesi ocak teşkilatı kurulmuş,

ocak idare heyeti belirlenmiştir. Başkanlığa Mehmet Başkan, Sekreterliğe İsmail Dilbaz,

Veznedarlığa Hasan Dülger, azalığa Kamil Küpçü ve Münir Nalbant seçilmişlerdir. HP,

Sakarya’da merkez ve nahiyelerdeki idare heyetlerinin belirlemesinden sonra, ocak

teşkilatlarını kurmaya başlamıştır. İlk ocak teşkilatını Karaağaç nahiyesine bağlı Yağcılar

Mahallesi’nde oluşturarak reisliğine Mehmet Başkan, Sekreterliğe İsmail Dilbaz,

veznedarlığa Hasan Dülger seçilmiştir663. Partinin diğer mahallelerde de ocak teşkilatı

kurma çalışmaları seçimlere hazırlık amacıyla devam etmiştir.

3.1.2. Milletvekili Genel Seçimleri

Türkiye’de Çok Partili dönemin ilk seçimleri 1946 yılında yapılmış, o tarihten sonra ele

aldığımız dönemde Türkiye’de 14 Mayıs 1950, 2 Mayıs 1954 ve 27 Ekim 1957 yılarında

olmak üzere üç adet Milletvekili Genel seçimi yapılmıştır. Bu seçimlerde uygulanan

sistem, liste usulü çoğunluk sistemidir. 16 Şubat 1950 tarihinde kabul edilen ve 5545

sayılı düzenlenen Milletvekili Seçimi Kanunu ile belirlenen esaslarla seçimler

yapılmıştır664.

662 Yeni Ada Postası, 16 Şubat 1956, Sayı: 1153. 663 Yeni Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı: 1162. 664 Milletvekilleri Seçim Kanunu, Kanun No: 5545, Kabul Tarihi: 16 Şubat 1950 1.Madde— Milletvekili

seçimi tek derecelidir ve ekseriyet usulüne göre genel eşit, gizli oyla yapılır. Oy serbest ve şahsidir. Oyların

sayılması ve ayrılması açıktır. Seçim çevresi 2. Madde— Milletvekili seçiminde her il bir seçim çevresidir.

Seçim bölgesi 3.Madde— Milletvekili seçiminde nüfusu 150’den yukarı olan her köy, kasaba ve şehirlerde

her mahalle birer seçim bölgesidir. Her seçim bölgesinde en az bir sandık bulundurulur. Nüfusu 150 ve

daha aşağı olan köylerle (Muhtarlıklar) sair meskûn yerler kendilerine yol ve gidip gelme bakımından en

yakım ve en kolay olan seçim bölgesinin sandık alanına bağlanır. Bu mesafe 4 kilometreden fazla olamaz

Seçimde nüfus ölçüsü 4.Madde — Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından her 40.000 kişi için bir

milletvekili seçilir. Nüfusu 40.000’den yukarı olan seçim çevreleri için aşağıda gösterilen işlem yapılır:

55.000’e kadar 1, 55.001’den 95.000’e kadar 2, 95 001’den 135.000 e kadar 3 milletvekili seçilir. Nüfus

miktarı yükseldikçe milletvekili sayısı bu yolda artırılır. Milletvekili sayısının tesbiti.5.Madde— Seçilecek

milletvekili sayısının tespitinde son genel nüfus sayımı neticesi esas tutulur. Buna göre her seçim

çevresinden çıkacak milletvekili sayısı Bakanlar Kurulunca bir kararname ile tespit olunur ve keyfiyet

Resmî Gazetede ve her seçim çevresinde gazetelerle ve olmayan yerlerde mutat vasıtalarla yayınlanır.

Seçim başlangıcı 6. Madde— Seçim döneminin son toplantı yılının 23 Temmuz I / No. 5545 — 512 — 21.

II. 1950 günü, seçimin başlangıç tarihidir. Ara seçimleri de Türkiye Büyük Millet Meclisi aksine karar

vermedikçe, her yıl yine 23 Temmuz’da başlar ve her iki halde Eylül ayının 3’ncü pazarına rastlayan gün

oy verilir. Dönem bitmezden önce Türkiye Büyük Millet Meclisince seçimin yenilenmesine kara i verilmiş

olması halinde keyfiyet Hükümetçe derhal ilân olunur. Yenileme kararının verildiği günden sonra gelen

kırk beşinci günü takip eden ilk pazar günü oy verilir”.

https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc032/kanuntbmmc032/kan

untbmmc03205545.pdf (Erişim Tarihi: 07.07.2018); Erol Tuncer-Necati Danacı, Çok Partili Dönemde

Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 13.

218

Türkiye genelinde yapılan üç Milletvekili seçiminde de %50 üzerinde oy alan partiler tek

başına hükümeti kurma hakkını kazanmışlardır. Seçim sistemlerinin, seçmenlerin

üzerinde oy verme konusundaki etkisinin yüksek olduğu kabul edilmektedir. Yönetimde

istikrar konusunu ön plana çıkaran ve tek partili hükümetlerin kurulmasını kolaylaştıran

seçim sisteminin, 1950-1960 yılları arasında uygulanan “Liste Usulü Çoğunluk” sistemi

olduğu anlaşılmaktadır

“Türkiye çok partili siyasal hayata geçişle birlikte 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde

uygulanan tek dereceli çoğunluk sisteminin, mantığı gereği, güçlü ve istikrarlı bir

hükümet oluşturması beklenmiştir. Beklenen de olmuş, o denli güçlü bir yönetim

oluşmuştu ki iktidarın otoriter eğilimleri artmıştır” yorumunda bulunan yazarlarca,

yürütmeyi aşırı güçlendirdiği için bu durumun darbeyi hızlandıran bir gerekçe olarak

gösterilebileceği ifade edilmektedir665.

Ülkemizde seçim sonuçları ancak 1950 yılından itibaren düzenli şekilde yayınlanıp

değerlendirilmiştir. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda ve Sakarya’da mevcut partilerin

çoğunluğu bu seçimlere katılmıştır. Bu başlıkta siyasi partilerin bölgedeki seçim

çalışmaları ve çıkardıkları Milletvekili adayları ile seçim sonuçları incelenmiştir.

3.1.2.1. Cumhuriyet Halk Partisi

Kurulduğu tarih olan 9 Eylül 1923’den itibaren siyasi hayatına halen devam etmekte olan

CHP, incelediğimiz dönemde gerçekleşen dört Milletvekili seçimine de katılmıştır. 1946,

1950, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan seçimlerde CHP’nin Kocaeli ve Sakarya

bölgesindeki seçim sonuçlarına ve seçimle ilgili çalışmalarına değinilmiştir.

Tek parti dönemine ait 1946 yılında yapılan son Milletvekili Genel Seçimlerinde, Kocaeli

bölgesi CHP adaylarının aldıkları oy miktarı, seçim sonuç cetveline göre, azami 61.316

ve asgari 56.580 olarak kaydedilmiştir. Bu seçimlerde CHP adaylarının isimleri ve

mevcut meslekleri şu şekildedir; 666

İsmail Rüştü Aksal (8.devre Kocaeli Milletvekili, Maliye Bakanı), Cenap Aksu (8.devre

Kocaeli Milletvekili), Dr. Fazıl Şerafettin Bürge (8.devre Kocaeli Milletvekili, Gümrük

665 Mehmet Ö. ALKAN, “Türkiye’de Seçim Sistemi Tercihinin Misyon Boyutu ve Demokratik Gelişime

Etkileri (Siyaset Bilimi ve Siyaset Sosyolojisi Yaklaşımıyla)”, Anayasa Yargısı, 23 (2006), s. 158-159. 666 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/341.1425.2.

219

ve Tekel Bakanı), Nihat Erim (8.devre Kocaeli Milletvekili, Devlet Bakanı ve Başbakan

Yardımcısı), Sedat Pek (8.devre Kocaeli Milletvekili), Adnan Berkay (Sümerbank

Selüloz Fabrikası Müdürü), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Rüştü Kobaş (Emekli Jandarma

Yarbayı), Kemal Öz (Kocaeli Belediye Başkanı), Dr. Kemal Özsan (Beyoğlu Dispanseri

Başhekimi), Mahmut Sipahi (Sosyal Sigorta Mütehassısı).

14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde Türkiye Geneli sonuçlara

bakıldığında; CHP, %39,4 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan Milletvekili sayısının

69’unu alabilmiş, bu şekilde %14,2 temsil oranı ile seçimleri tamamlamıştır667.

Kocaeli bölgesinden 1950 seçimlerine katılmak için adaylık başvurusunda bulunan 32

kişi ve meslekleri hakkında bilgiler şu şekildedir;668 Salih Zeki Çankır (Kırklareli Ağır

Ceza Başkanı), Dr. Kazım Lokay (Haydarpaşa İntani Hastanesi Laboratuvar Şefi), Ahmet

Faik Abasıyanık (Kocaeli Milletvekili), İbrahim Süreyya Yiğit (Kocaeli Milletvekili),

Hamiyet Ulul (Emekli Öğretmen), Cenap Aksu (Kocaeli Milletvekili), Fazıl Aykut

(Emekli Tümgeneral), İsmail Ziya Bersis (İstanbul Postası Gazetesi Başyazarı), Nuri

Sezgin (Gebze Hükümet Tabibi), Nizamettin Ali Say (Başbakanlık Umumi M.

Heyetinde), Rüştü Kobaş (Emekli Yarbay), Enver Balkan (Kocaeli Daimi Komisyon

Üyesi), Nihat Salmaner (Gezici Başöğretmen), Mehmet Agah Gülboy (Serbest Doktor),

Ömer Tahaoğlu (Sümerbank Selüloz Sanayi Müessesesi Hukuk Müşaviri), Sami Akyol

(Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi), Nihat Erim (Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı),

Dr. Şükrü Ertan (Emekli Doktor), Adnan H. Berkay (Sümerbank Selüloz Müessesi

Müdürü), İsmail Rüştü Aksal (Maliye Bakanı), Saffet Güneş (Yüksek Mühendis), Sabri

Onat (Nüfus Genel Müdürlüğünden Emekli), Mehmet Koç (Çiftçi), Zahit Tor (Bolu

Cumhuriyet Savcısı), Mahmut Nedim Akpınar (Avukat), Faik Göçmen (D.D.Y. Emekli

Sandığı Müdürü), İbrahim Cedim (Emekli), Bedri Atığ (İl Daimi Komisyon Üyesi), Ziya

Tekeli (Balıkesir Valisi), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Dr. Kemal Özsan, Mustafa Birinci,

Mahmut Sipahi, Hasan Yazıcıoğlu (Avukat), Emin Ali Yasin (Hava Kurumu Basın

Şefliği), Burhan Köni (Ankara Üniversitesinde Profesör), Reşat Keremoğlu (Ticaret),

Kemal Öz (CHP’de çalışıyor), Piyami Sefa (Muharrir).

667 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 183. 668 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0/341.1427.2

220

32 başvuru arasından 11 kişi aday olarak belirlenmiş ve seçime katılabilmiştir. İsmail

Rüştü Aksal, Cenap Aksu, Nihat Erim ve Sedat Pek Milletvekili adayı olmaya hak

kazanmış olup, A.Faik Abasıyanık, Fuat Balkan, İbrahim Süreyya Yiğit, Ali Dikmen,

Amiral Şükür Okan ve İbrahim Süreyya Yiğit, yeterli oyu alamadığından

seçilmemişlerdir669.

1950 seçimlerinde Kocaeli’nin seçim sonuçlarını öğrenen Nihat Erim’in, “Zaten ümidim

yoktu” diyerek çıkarılması için oldukça çaba sarf ettiği seçim kanununa dair gönderme

yaparak; “Kendi elimle kesib yâre verdiğim kalem, fetva-ı hun-ı nahakkımı yazdı iptida”

dizelerini okuduğu belirtilmektedir670.

Nisan ayı boyunca seçimler öncesi CHP’nin düzenlediği toplantılar ve mitingler arasında

en öne çıkan, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Adapazarı’na gelerek yaptığı

konuşma olmuştur. 40 bine yakın vatandaşın katıldığı düşünülen bu konuşmaya ilgi

büyük olmuştur. İsmet İnönü beraberinde eşi olmak üzere, Nihat Erim ve bakanlardan

oluşan bir grupla şehre tren garından gelmiş, kalabalığın eşliğinde Gümrükönü

meydanında halkı selamlayarak konuşmasını gerçekleştirmiştir. Adapazarı’nın ülkede,

seçim konusunu en iyi anlayışla yürüten demokrasi merkezlerinden biri olduğunu

söyleyen İnönü, “Adapazarı’nda bizim vazife anlayış ve kavrayışımızı takip edeceksiniz.

Muarızlarınızın size karşı her çeşit davranışını kadirşinaslıkla karşılayacaksınız. Gelecek

günler için ehemmiyetli vazifelerin bizi beklediğini biliyorsunuz.” ifadelerine yer

vermiştir. Devamında, Adapazarı’nın günden güne inkişaf etmekte olduğunu, daha

yüksek idari temsili hak ettiğini ve bunu kendisinin her gelişinde görerek şahit olduğunu

belirtmiş ve dakikalarca alkışlanmıştır. Akabinde söz alan Nihat Erim de konuşmasında,

Adapazarı’nın il olmayı çoktan hak ettiğini ve bu hakkı iktidara geçerlerse mutlaka

vereceklerini ifade etmiştir. Eski Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, Tekel Bakanı

Şerafettin Bürge ve CHP İlçe Başkanı Burhan Akdağ da konuşmalarıyla yer

almışlardır671. Dolayısıyla Adapazarı’nın il olması konusu seçim öncesinde siyasilerin

temel gündemini teşkil etmiştir. Bu konuda verilen vaatler ve yaklaşımlar hem iktidar

hem de muhalefet partileri bakımından aynı yönde olmuştur.

669 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./341.1428.1. 670 Metin Toker, DP’nin Altın Yılları (1950-1954), İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1991, s. 14-15. 671 Hakikat, 12 Nisan 1954, Sayı: 55.

221

Seçim öncesinde, 24 Nisan 1954 günü, Adapazarı İlçe Seçim Kurulu Başkanı M. Kemal

Araz seçim sandıklarının belirlenmesi ve ilan edilmesini sağlamıştır. Buna göre

Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın Merkez mahallelerinde 53, Merkeze bağlı köylerinde 67,

Söğütlü bucağına bağlı köylerinde 22, Kazımpaşa bucağına bağlı köylerde 18, Sapanca

bucağı mahalle ve köylerinde ise 27 adet sandık kurulmuştur. Adapazarı’nda toplam 187

sandık ile seçimlere girilmiştir672.

Seçimlerin yaklaşmasıyla, CHP parti toplantıları ve mitinglere hız vermiştir. Nisan ayı

sonlarında ilçelerde çok sayıda açık hava toplantısı gerçekleştirilmiştir. 28 Nisan’da

Adapazarı merkez ve Hendek’te yapılan toplantılarda yoğun dinleyiciye ulaşılmış,

milletvekili adaylarının ve Nihat Erim’in katılarak konuşmacı olduğu bu toplantılarda,

DP iktidarının 4 senelik faaliyetleri eleştirilirken, CHP’nin Atatürk’ten devraldığı

demokrasi ve inkılaplar hakkındaki hassasiyet ve düşünceler ortaya koyulmuştur. Bu

toplantıdan 3 gün sonra yapılacak olan Milletvekili seçimlerinde, CHP’den aday

listesinde yer alan 12 kişinin isimleri açıklanmıştır673; Nihat Erim (Eski Başbakan

yardımcısı), İsmail Rüştü Aksal (Eski Maliye Bakanı), Fazıl Şerafettin Bürge (Doktor-

Eski Tekel Bakanı), İzzet Şükrü Enez (Eski Belediye Başkanı), Şahap Bilgisu (İzmit CHP

il başkanı), Tahsin Belül (Akyazı CHP ilçe başkanı), Hasan Atakan (General-Emekli ordu

komutanı), Nazmi Oğuz (İzmit Ticaret Odası başkanı), Kamil Cerrahoğlu (Eczacı), Müfit

Saner (CHP il başkanı), Apdullah Köseoğlu (Doktor), Hasan Yazıcıoğlu (Avukat).

2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, toplam 5 siyasi parti katılmış

olup Türkiye geneli sonuçlara göre; CHP, %35,4 oy oranı ile toplam 541 olan Milletvekili

sayısının 31’ini alarak, %5,7 temsil oranı ile seçimden çıkmıştır. Ülke çapında, 8.300.000

vatandaşın oy kullandığı bu seçimler CHP’nin TBMM’de en az temsil oranına sahip

olduğu dönemi ifade etmektedir. CHP 3.240.000, DP 4.460.000 ve CMP, TKP ve

bağımsızlar 600.000 oy almışlardır674. Kocaeli’nden CHP’nin belirlediği adaylar yeterli

çoğunluğu kazanamadıklarından, meclise DP’nin adayları girebilmiştir.

1954 seçimlerinin ardından, Adapazarı’nda seçmenini artırmak için daha aktif çalışmalar

düzenlemesi gereken CHP, 1954-1956 yıları içerisinde ocak kongrelerini gerçekleştirmiş,

672 Hakikat, 24 Nisan 1954, Sayı: 65. 673 Hakikat, 28 Nisan 1954, Sayı: 68. 674 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33; Hakikat, 4 Mayıs 1954, Sayı:

72; Hakikat, 4 Mayıs 1954, Sayı: 72.

222

aynı zamanda parti müfettişleri yoluyla en güçlü rakibi olan DP’nin Adapazarı’ndaki

toplantı ve faaliyetlerini, kaydettiği üyeleri ve partiden ayrılan isimleri düzenli olarak

Ankara’ya genel merkeze rapor etmiştir. 1956 Haziran ayından itibaren merkez ocağına

bağlı Papuççular, Tığcılar, Mithatpaşa ve Kavaklar gibi pek çok mahallede toplantılarını

yapmıştır675. CHP’nin Adapazarı Merkez ilçe kongresi ise, Ekim 1956’da yapılmıştır.

Kongrede eski Adliye Bakanı Fuat Sirmen, Ankara il idare kurul azası Remziye Batur ve

Şeyda Güley de yer almışlardır. Kongrede parti aday yoklamaları yapılmış, delegelerin

konuşmaları gerçekleşmiştir. Akabinde idare heyeti seçimi yapılarak, Raşit Abasıyanık,

Reşat Adapazarılı, Muzaffer Şatıryiyit, Dursun Başer, Ali Deniz, Ekrem Oba, Hamit

Kandıralı, Nimet Elgin ve İbrahim Işıtan yeni idare heyeti kadrosuna seçilmişlerdir676.

27 Ekim 1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde CHP; %41,1 oy oranı ile 18 ilde tek

başına, 3 ilde DP ile müşterek olmak üzere toplam 610 olan Milletvekili sayısının 178’ini

almış ve bu şekilde %29,2 temsil oranına yükselmiştir. Bu seçimde de tek başına hükümet

kuran DP olmuş, CHP 3 seçim döneminde de hükümet kurmaya hak kazanamamıştır677.

Bu seçimler Sakarya için önemlidir çünkü il olarak kendi adına katıldığı ilk Milletvekili

Genel seçimi olmuştur.

1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde, Sakarya’nın il ve ilçeler itibariyle seçim sonuçları

incelendiğinde; toplam seçmen sayısı 147.842 olup, seçime katılan seçmen sayısı 57.459

kadın ve 63.450 erkek olmak üzere toplam 120.909 kişi olarak kaydedilmiştir. Toplam

sandık sayısı 559’dur. Seçime katılım oranı ise %81,78’dir678.

Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, CHP

Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler tablolar şeklinde belirtilmiştir.

675 Yeni Ada Postası, 5 Haziran 1956, Sayı: 1244. 676 Anadolu, 16 Ekim 1956, Sayı: 148. 677 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Erol Tuncer, 1957 Seçimleri, Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal

Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2010, s. 62, 74. 678 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59

223

Tablo 33: Sakarya İli ve İlçelerinde CHP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar

Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam

İ. Rüştü Aksal 15.195 3.973 6.569 4.875 3.179 1.252 35.043

H. Şükrü Adal 14.575 3.930 6.944 4.168 3.116 1.204 33.937

Burhan Akdağ 14.857 3.943 6.474 4.797 3.131 1.220 34.422

Hasan Atakan 14.632 3.953 6.476 4.797 3.125 1.211 34.194

Kemal Aydar 14.380 3.912 6.424 4.768 3.107 1.201 33.792

K.Cerrahoğlu 14.630 3.957 6.444 4.838 3.114 1.202 34.185

Nimet Elğin 14.480 3.933 6.438 4.764 3.098 1.197 33.910

Şeyda Güley 14.821 3.952 6.472 4.784 3.154 1.214 34.397

Toplam 117.570 31.553 52.241 37.791 25.024 9.701 273.880

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59

Sakarya’dan CHP adaylarının aldıkları oy toplamı, 273.880 olup, CHP’nin partili ve

bağımsız adayların aldığı toplam oylara nazaran oranı %28 iken, DP ve CHP adaylarının

toplamına göre, aldığı oy oranı ise %32,77’dir.679. Seçim sonuçlarına göre, Sakarya’da

CHP adaylarından hiçbiri yeni dönemde Milletvekilliğini kazanamamıştır. CHP

adaylarından Sakarya Merkez Adapazarı’ndan ve ilçelerden en fazla oyu alan kişi, İsmail

Rüştü Aksal olmuştur.

3.1.2.2. Demokrat Parti

17 Ocak 1946 tarihinde kurulan ve 29 Eylül 1960’a kadar siyasi faaliyetine devam eden

parti bu süre boyunca gerçekleşen dört Milletvekili seçimine de iştirak etmiştir.

Demokrat Parti’nin 1950 seçimleri öncesinde Adapazarı’nda halka partiyi tanıtmaya ve

muhalefete dair eleştirilerini ortaya koymaya yönelik toplantılar mitingler düzenlediği

görülmektedir. Partinin üye sayısını artırmak amacıyla Adapazarı ve bağlı bucak ve

köylerinde çok yönlü çalışmalar devam etmiştir. 3 Ekim 1948 tarihinde DP ilçe idare

kurulu tarafından Adapazarı’nda bir miting düzenlenmiş, bu mitinge Milletvekillerinden

Refik Koraltan ile İstanbul başkanı Prof. Abdurrahman Münip ve Samet Ağaoğlu ile

çevre kazalardaki idare kurulları üyelerinden bir grup katılmıştır. Mitingin yapıldığı gün,

DP’liler tarafından düzenlenen pehlivan güreşini seyretmeye gelen çok sayıdaki köylü de

bu mitinge katılmıştır. Samet Ağaoğlu uzun bir konuşma yapmıştır;

679 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-6.

224

“Hala bu milli heyecanın geçmesini bekleyenler vardır. Daha birkaç gün

evvel Ankara’da iktidarın resmî gazetesinde bir başyazar; bu bir fırtınadır ki

arkasından yağmur yağar, rüzgar eser ve biter diye yazıyordu. Bu yazar

milletlerin uyandırdıkları fırtınaların arkasından gelen yağmurların,

milletlerin azim ve iradelerine karşı koymaya kalkışanları boğan seller

yaptığını ve bu gibi kimseleri silip süpüren rüzgarlar estiğini unutmuş

gözüküyor” ifadeleri ile sözlerine başlayan Ağaoğlu, demokrasiye aykırı

olduğunu düşündüğü 21 Temmuz seçimlerindeki iktidarın tavrını ve

uygulamalarını eleştirmiştir. Ekonomik gidişatla ilgili eleştirisinden sonra

“Bu fenalıklar Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile çözülecektir. İktidara

gelmenin biricik yolu seçimdir. Bunun da belli başlı vasıtası paradır.”680

diyerek, DP’nin düzenlediği piyangoya halkın katılmasını ve bilet satın almalarını

istemiştir. Devamında, çeşitli konuşmacılar tarafından hükümetin icraatları

eleştirilmiştir. Konuşmalardaki ortak konular, hükümetin mali ve iktisadi

politikalarının yetersizliği, son dönemlerde özellikle şeker fiyatlarındaki artış ve hayat

pahalılığı karşısında yeni vergilerin ilave edilmesi olmuştur.

1950 seçimlerinde, milletvekili kota sayısı artan Kocaeli’nden, partilerin aday belirleme

işlemleri gerçekleşmiş ve DP adayları şu şekilde açıklanmıştır: General Saim Önhan

(Emekli Tümgeneral, DP Eski Müfettişi), Dr. Ethem Vasaf Akan (Sinir Hastalıkları

Uzmanı), Salih Kalemci (Çiftçi-DP İl Başkanı), Dr. Hüsnü Türkant (Başhekim), Mümtaz

Kavalcıoğlu (Tüccar), Dr. Ziya Atığ (Dahiliye Hastalıkları Uzmanı), Dr. Ekrem Alican

(Tüccar), Mehmet Yılmaz (Müteahhit-DP Hendek İlçe Başkanı), Yeredoğ Kişioğlu

(Avukat), Lütfü Türkoğlu (Avukat), Hamdi Başak (Tüccar), ve Kemal Tüzün (Tüccar)681.

Adayların belirlenmesinden sonra, seçim kuruluna gönderilen isimler, seçim

çalışmalarına başlamışlardır. Kocaeli Merkez ve Adapazarı başta olmak üzere ilçelerde,

bucak ve ocaklarda çeşitli toplantılar ve halka yönelik seçim propagandaları

yürütülmüştür.

DP, 14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde tek başına hükümet kuracak

çoğunluğu sağlamıştır. Uygulanan seçimde Türkiye Geneli sonuçlara bakıldığında; DP,

680 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./440.1823.2 681 Tuncer, 1950 Seçimleri, s. 284; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 274.

225

%52,7 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan Milletvekili sayısının 415’ini almış, bu

şekilde %85,2 temsil oranı ile seçimleri tamamlamıştır682. Bu seçimlerin ardından, DP

oyların ve Milletvekilliklerinin büyük çoğunluğunu kazanarak, iktidarı 27 yıl sonra

CHP’den devralmıştır. Genel yaklaşıma göre bu bir “Ak Devrim”dir. Nitekim, Türkiye

Cumhuriyeti’nin kurucusu olan parti, kansız ve ayaklanmasız bir şekilde hükümet etme

yetkisini yeni bir partiye devrederek, ana muhalefet partisi konumuna geçmiştir.

14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerde, Kocaeli’nde seçime katılım oranı %91,4 olup,

DP %59,2 oranıyla oyların çoğunluğunu almış ve 11 adayı da meclise girmeye hak

kazanmıştır. Milletvekili seçilen Ethem Vasaf Akan, Ekrem Alican, Ziya Atığ, Hamdi

Başak, Salih Kalemci, Mümtaz Kavalcıoğlu, Yeredoğ Kişioğlu, Saim Önhan, Lütfü

Tokoğlu, Hüsnü Türkand ve Mehmet Yılmaz 22 Mayıs 1950’de mazbatalarını alarak,

TBMM’nin IX. Döneminde göreve başlamışlardır683. Bu dönemde Türkiye’de seçim

sonuçları iller bazında yayınlanmış olup, hangi adayın hangi ilçeden ne kadar oy aldığı

ile ilgili bir liste oluşturulmamıştır. Bu sonuca göre, 1950 seçimleri, Kocaeli bölgesinde

de yurt genelinde olduğu gibi, kurulan muhalefet partisinin hızla benimsenerek iktidara

taşınmak istendiğini ve bölgedeki DP teşkilatının çalışmalarının başarılı sonuçlanarak,

çıkarmış olduğu adayların da halk tarafından beğeniyle karşılandığını göstermiştir.

DP’nin, 1950-1952 arasındaki dönemde Adapazarı’nda Merkez, bucak ve ocak

kongrelerini gerçekleştirerek, sürekli aday yoklamalarını titizlikle yaptığı yerel basındaki

haberlerden anlaşılmaktadır. Gelecek seçimlere Adapazarı’ndan daha güçlü girebilmek

adına düzenli olarak kongrelerini gerçekleştirmiştir. Bu kongrelere DP

Milletvekillerinden bazıları ve DP parti müfettişleri de katılmışlardır. 1952 yılı Şubat ve

Mart aylarında DP Budaklar bucak kongresi, Yeni Cami bucak kongresi, Kayalar,

Söğütlü, Kazımpaşa bucak kongreleri yapılmıştır684. Kötü hava şartlarına rağmen

köylülerin yoğun katılımıyla gerçekleşen kongrelerde; yol, su, kanalizasyon ve tapulama

işleri ile ilgili dilekler ve ihtiyaçlar üzerinde durulan ana konular olmuştur. Merkez bucak

kongresinde, bucak başkanı olan Osman Erkaya senelik faaliyet raporunu delegelere

okumuştur. Bu kongrede yapılan seçimle, yeni idare heyeti belirlenmiştir. Buna göre,

682 Tuncer- Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 184. 683 BCA, Fon Kodu: 490.1.0.0./341.1428.1; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s.

275. 684 Adapazarı Akşam Haberleri,18 Şubat 1952, Sayı: 63; 7 Mart 1952, Sayı: 79.

226

Avukat Nazmi Akıncı 24, Selami Savaş 20, Hamdi Bayer 18, Yavuz Kavafoğlu 17,

Osman Erkaya 14, Rıza Açıkel 12, Ahmet Arttan 9 oyla idare heyetine seçilmişlerdir685.

DP, aldığı bir kararla 1952 yılından sonra ocak kongrelerine 1956 yılına kadar ara verecek

olup, bu yıl içindeki kongreler 1954 seçimlerinden önceki son ocak kongreleridir.

DP Adapazarı ilçe kongresini ise, 7 Nisan 1952 tarihinde gerçekleştirmiştir. Merkez

kıraathanesinde Milletvekili Ekrem Alican’ın başkanlığında toplanan kongre 24 saat

devam etmiş, ilçe başkanı Şeref Davran bir senelik faaliyet raporunu okumuş, ikinci

Başkan Yavuz Kavafoğlu bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında, hararetli geçen

kongreler hakkında ve parti idare heyetinin çalışmalarının yetersizliği konusunda

açıklamalar yapmıştır. “İlçe idari heyeti bu yıl hiç çalışmamıştır. Partinin esas

çekirdeğini teşkil eden ocak ve bucaklarla hiçbir surette meşgul olunmamıştır” diyen

Kavafoğlu, kongrede bulunan diğer partililere hitaben “Biz burada fikir çarpışmaları

yaparken zannedilmesin ki DP’de bir huzursuzluk vardır” açıklamasında bulunmuştur.

Akabinde, idare heyetinden Nazmi Akıncı söz almış ve “Partimiz Adapazarı’nda

maalesef iktidar partisine yakışacak durumda değildir. Milli bayramlarda, diğer milli

merasimlere bizim partiden iştirak eden dahi bulunmaz” diyerek eski idare heyetinin

yeterince çalışmadığından bahsetmiştir. Yeni Camii delegesi Abidin Mocan ise

konuşmasında, işçi davasında idare heyetinin pasif kaldığını ifade etmiştir. Diğer

delegelerin de konuşmalarından sonra, idare heyeti seçimi gerçekleşmiş, buna göre; Şeref

Davran, Yaşar Bir, Süleyman Şumnulu, İbrahim Kangal, Yavuz Kavafoğlu, Murat

Coşkun, Ethem Oktay seçilmişlerdir. İl kongresine gönderilecek delegeler de

belirlenmiştir. Şevki Özdemir, Yaşar Bir, Ethem Oktay, Nazmi Akıncı, Süleyman

Şumnulu, Yavuz Kavafoğlu, Şeref Davran, Selami Savaş, İbrahim Aydın, Faik Kuşkan,

Mehmet Atam, Mustafa Esendemir, Suavi Damalı, Abidin Mocan, Murat Tınaz, Murat

Coşkun, Sabri Bostancı ve Hasan Pir bu listeye seçilmişlerdir686.

Seçim öncesi, Demokrat Parti milletvekili adaylarının, merkezden seçileceği yönünde bir

haber gündeme gelmişse de teyit edilmemiştir. Bu durumda, 28 Mart 1954 Pazar günü,

Kocaeli’nin bütün kazalarında 60 milletvekili adayı için yoklama yapılacak ve bu

yoklamaya kaza idare heyeti azaları, nahiye idare heyeti reisleri ve ocak başkanları

685 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mart 1952, Sayı: 93. 686 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Nisan 1952, Sayı: 105; 8 Nisan 1952, Sayı: 106.

227

katılacaklardı. Kazalardan gelen yoklama mazbatalarının sonunda en çok oy alan 10 kişi

DP Kocaeli milletvekili adayı olarak belirlenecektir687.

Seçimlerden kısa bir süre önce, 21 Nisan 1954 tarihinde, Cumhurbaşkanı Celal Bayar

beraberinde İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı olmak üzere, Adapazarı’na gelmiştir. 15 bin

kişiye yakın kalabalık bir kitle tarafından karşılanan Bayar ve Yırcalı, yaptıkları

konuşmalarda, Adapazarı’nın il olması konusundaki temennilerini dile getirmişler ve

Bayar, dün ile bugün arasında çok fark olduğunu belirterek, “bir daha Adapazarı’na

gelmeyeceğim. Sakarya Vilayetine geleceğim” diyerek Adapazarlılara bu konudaki

kararını iletmiştir. Yırcalı ise, DP hükümetinin 4 yıl içerisinde yapmış olduğu

çalışmalardan bahsetmiştir688.

Hükümet, 2 Mayıs’ta genel seçimlerin yapılması kararını alarak bunu illere duyurmuş,

seçim kanunundaki değişikliğe bağlı olarak hazırlık kapsamında, seçim defterleri ve

kartlarının yenilenmesi işleri başlatılmıştır689. Şubat ayında, ilde DP il seçim komitesi

oluşturulmuş ve başkanlığına Dursun Erol seçilmiştir690. Bu komite seçimlerin başarıyla

yapılması işinden sorumlu olacaktır.

Seçimlere DP’den katılmak isteyenler için, 14 Mart 1954’e kadar il idare heyetine

başvurularını yapmaları duyurulmuştur. Yapılacak yoklamada adayları ilçe idare kurulu

üyeleri ve il idare kurulu üyeleri seçecektir691.

Adaylık için başvuruların tamamlamasıyla, Kocaeli bölgesinden başvuran adayların bir

kısmı yerel basından duyurulmuştur. 38 isim şunlardır;

Halit Tarancı, Turan Güneş, Burhanettin Erinkur, Kemal Menez, Nazmi Özkalber, Kazım

Lakay, Şeref Davran, Mustafa Tığlı, Necdet Güven, Muzaffer Şahinoğlu, Cemal Tüzün,

Kadir Satıryiğit, Ramzan Dinç, Muzaffer Tansuğ, Refik Bülbül, Zahide Işın, Sadi

Ataergin, Niyazi Gülerman, Enver Kaya, Nüzhet Akın, Necati Yokeri, Ali Dilek, Sait

Erdem, Yaşar Bir, Ahmet Karaosman, Selami Dinçer, Hamdi Bayer, Ethem Oktay,

Sadettin Yalım, İsmail Pekaydın, Dursun Erol, Sefer Göksel, Necati Temel, İshak

687 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Mart 1954, Sayı: 700. 688 Hakikat, 22 Nisan 1954, Sayı: 64. 689 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ocak 1954, Sayı: 654. 690 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Şubat 1954, Sayı: 657. 691 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Şubat 1954, Sayı: 671; 13 Mart 1954, Sayı: 692.

228

İskenderoğlu, Hasan Pir, Vehbi Aykut, Ragıp Burak ve Kadri Şatıryiğit692. Mevcut

milletvekillerinin isimleri bu listede yoktur çünkü onlar direk aday olarak kabul

edilmektedirler.

28 Mart’ta, Kocaeli’nin bütün kazalarında kabul edilen 60 aday için yoklama yapılarak,

yoklama sonucunda seçilen isimler DP Kocaeli Milletvekili adayı olacaklardır. DP’de

parti içindeki şansı yüksek görülen iki isim Şeref Davran ve Mustafa Tığlı liste dışında

kalmışlardır. Aday listesine giren isimler; Ekrem Alican, Cemal Tüzün, Turan Güneş,

Sadettin Yalım, Hamza Osman Erkan, Sefer Göksel, Nüzhet Akın, Nüzhet Unat, Kazım

Meriç, Selami Dinçer, Ziya Atığ ve Hamdi Başak olmuşlardır693.

2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, Türkiye geneli sonuçlara göre;

DP, %57,6 oy oranı ile toplam 541 olan Milletvekili sayısının 502’sini alarak, %92,8

temsil oranı ile seçimden tek başına hükümet kuracak şekilde çıkmıştır694. Seçim

sonucuna göre, Kocaeli’nden belirlenen DP adaylarının tamamı meclise girmeye hak

kazanmıştır. CHP milletvekili çıkaramamıştır. Adapazarı’nda seçimler olaysız ve sakin

geçmiş, katılım %90 üzerinde olmuştur. CHP’nin kuvvetli olduğu köylerin bir kısmının

DP adaylarına oy verdikleri görülmüştür. Seçimlerin Adapazarı’ndaki neticesi yerel

basında şu şekilde belirtilmiştir; 187 sandıktan, Ekrem Alican 31.527 ile en çok oyu alan

aday olmuştur. Ziya Atığ 30.761, Kazım Meriç 30.737, Turan Güneş 30.639, Hamdi

Başak 30.490, Cemal Tüzün 30.345, Nüzhet Akın 30.338, Hamza Osman 30.244, Nüzhet

Unat 30.178, Sefer Göksel 30.174, Sadettin Yalım 30.006 oyla seçilmişlerdir695.

1954 seçimleri DP için önemli bir başarıya dönüşmüştür. Meclisteki sandalyesi 503’e

yükselerek, ülke genelinde kazandığı açık ara zaferden sonra, yüksek bir temsil gücüne

sahip olmuştur. TBMM X. dönem çalışmaları 14 Mayıs’ta başlamış, Celal Bayar yeniden

Cumhurbaşkanlığına, Refik Koraltan Meclis Başkanlığına seçilmiş, Adnan Menderes III.

Menderes hükümetini kurmuştur696.

1 Aralık 1954 tarihinden sonra Sakarya’da ilk defa DP il kongresi düzenlenmiştir. 10

Nisan 1955 günü, Atlas Sineması salonunda düzenlenen kongreye, 92 delege ile yoğun

692 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Mart 1954, Sayı: 694. 693 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Mart 1954, Sayı: 705. 694 Tuncer, 1957 Seçimleri, s. 62, 74. 695 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mayıs 1954, Sayı: 732. 696 Ayın Tarihi, 14 Mayıs 1954; Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Mayıs 1954, Sayı: 742.

229

bir katılım olmuş, genel merkezi temsilen parti müfettişi ve Çankırı Milletvekili Celal

Boynuk katılmıştır. Yapılan yeni idare seçimleri sonunda, parti kurucularından Yaşar Bir

il başkanı olmuş, ikinci başkanlığa Ali Dilek, muhasipliğe Ethem Oktay, katipliğe Necati

Temel getirilmişlerdir. Mevcut il başkanı Mustafa Tığlı ise idare heyetinde yerini

almıştır697.

DP Genel Merkezi’nin aldığı bir kararla, tüm ülke genelinde ocak kongrelerine 1952-

1956 yılları arasında 4 sene boyunca ara vermiştir. Seçimler öncesinde, genel merkezin

verdiği direktifle Kocaeli-Sakarya bölgesinde ocak kongrelerine Mart 1956’da tekrar

başlama kararı alınmıştır. 18 Mart 1956 tarihinde, ilk ocak teşkilatının kurulduğu

Yenicamii semtine bağlı Mithatpaşa Mahallesi’ndeki parti ocağının kongresini

gerçekleştirmiştir. Saray Sinemasında yapılan kongreye, kalabalık bir partili grubu

katılmıştır. Adnan Menderes’i temsilen katılan Milletvekili Celal Yardımcı ve Ankara

Milletvekili Atıf Benderlioğlu iktidarın icraatlarından bahsederek muhalefete seslenen

konuşmalar yapmışlardır. Belediye Başkanı Necdet Güven de belediyenin çalışmalarını

aktarmıştır. Ocağın yeni idare heyeti belirlenmiş ve daha sonra diğer ocaklardaki

kongreler başlamıştır. Solaklar, Belenciler, Kurtbeyler, Kurudil, Maksudiye ve Beylikışla

köylerinden başlamak üzere birçok köyde ve Orta Mahalle, Tığcılar, Akıncılar, Tuzla,

Yenigün, Semerciler, Yağcılar, İstiklal Mahalleleri başta olmak üzere tüm ocaklarda

kongreler tamamlanmıştır. Bu kongrelere ve toplantılara, Milletvekillerinden Cemal

Tüzün, Selami Dinçer, Nuzhet Akın, Nuzhet Unat ve Hamza Osman Erkan ile il başkanı

Yaşar Bir katılarak, gerek partinin çalışmaları hakkında bilgiler vermişler gerek se

muhalefetin yönelttiği soruları yanıtlamışlardır. Ayrıca, Milletvekilleri TBMM’de

yaptıkları çalışmaları kendilerine gönderilen mektup ve dilekçeler hakkındaki

değerlendirmelerini dinleyicilere aktarmışlardır. Belediye Başkanı Necdet Güven ise,

belediyenin genel çalışmaları hakkında Sakaryalılara beyanatlar vermiştir. 10 Nisan’a

kadar devam eden bu kongrelerden sonra, bucak kongreleri başlamıştır698.

1956 yılı içerisinde, Demokrat Parti müfettişlerinden Milletvekilleri Muhit Özkefeli ve

Servet Hacıpaşaoğlu parti idare kurulu ile görüşmeler gerçekleştirmiş, kısa sürede birkaç

defa toplantı düzenlemiş ve DP’nin seçimlerden önceki durumunu tespit etmişlerdir.

697 Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254. 698 Yeni Ada Postası, 19 Mart 1956, Sayı: 1180; 26 Mart 1956, Sayı: 1186; 30 Mart 1956, Sayı: 1190; 2

Nisan 1956, Sayı: 1192; 9 Nisan 1956, Sayı: 1198; 5 Haziran 1956, Sayı: 1244.

230

Ayrıca aynı yılda düzenlenen Ocak kongrelerine de katılmaya çalışmışlardır699. Bu

teftişlerde, DP’nin Sakarya’daki siyasi üstünlüğünü koruduğunu belirtmişlerdi.

Bucak kongreleri Temmuz 1956 itibariyle başlamış, ilk olarak Karaağaç bucağında

Milletvekili Hamdi Başak’ın da katılımı ile gerçekleşmiştir. Belediye başkanı ve diğer

parti üyelerinin de katıldığı toplantı Türk Musikisi Cemiyeti salonunda organize

edilmiştir. İdare heyetinin belirlenmesinden sonra, Akyazı-Çatalköprü nahiyesi

kongresine geçilmiştir Bu dönemde Akyazı kazasında DP’deki görevinden alınan bazı

isimler tekrar görevlerine döndürülmüş, seçimlerden önce ciddi bir kadro değişikliğinin

önüne geçilmiştir şeklinde yorumlanabilir. Temmuz-Ağustos aylarında bucak kongreleri

hızla devam etmiş, Yenicami Bucak kongresinde yapılan konuşmalarda, HP lideri Ekrem

Alican ve diğer muhalefet liderlerine yönelik cevaplar ile partinin hesap ve faaliyet

raporları açıklanmıştır700.

Geyve kazasında DP Merkez nahiye kongresi 1956 Ağustos ayında yapılmış, DP il

teşkilatından Abidin Mocan ile Mustafa Tığlı’nın katılımı ile kongrede idare heyeti

seçimi yapılarak parti faaliyet raporları okunmuştur701. Sapanca DP nahiye kongresi Ekim

ayında gerçekleşmiş, kongreye katılan Milletvekili Saadettin Yalım; “Sakarya DP’nin

kalesidir. İstiklal Savaşı’nda da kalesiydi” dediği konuşmasıyla eleştirilere muhatap

olmuştur702. Karasu’da Ekim ayında toplanan DP ilçe kongresinde, Sebahattin Arslan ve

grubu seçimi üstünlükle kazanmışlardır. Kongrede İl Başkanı Yaşar Bir, Milletvekili

Hamdi Başak ve DP parti müfettişi Muhittin Özkefeli de yer almış, kongre sorunsuz bir

şekilde tamamlanmıştır703.

Kasım 1956’da ise, Adapazarı DP ilçe kongresi yoğun bir delege katılımıyla toplanmış,

kongreye DP Milletvekillerinden Cemal Tüzün, Selami Dinçer, Nüzhet Akın, Hamdi

Başak, Sadettin Yalım ve DP parti müfettişleri de katılmışlardır. Bu kongrede, bazı

delegeler Belediye Başkanı Necdet Güven hakkında eleştiride bulunmuş, vatandaşa iyi

davranmadığı yönünde açıklama yapmışlardır. Yeni ilçe idare kurulu belirlendiğinde,

Baha Hun, Yavuz Kavafoğlu, Mahir Durukan, Nihat Berköz, Yahya Alantar, Osman

699 Yeni Ada Postası, 21 Ocak 1956, Sayı:1131. 700 Yeni Ada Postası, 23 Haziran 1956, Sayı: 1260; 9 Temmuz 1956, Sayı: 1273; 16 Temmuz 1956, Sayı:

1279; 6 Ağustos 1956, Sayı: 1294. 701 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 702 Anadolu, 9 Ekim 1956, Sayı: 142. 703 Anadolu, 27 Ekim 1956, Sayı: 158.

231

Sertel, Sait Çelikkan idare heyetinde yer almış Belediye Başkanı Necdet Güven ise yedek

olabilmiştir704.

Sakarya DP Milletvekillerinin meclisteki faaliyetleri bu dönemde yerel gazetelerde

yayınlanarak, ilin sorunları ve yapılması gereken işleri maddeler halinde sıralayan

Milletvekilleri, istekleri takip ettiklerini belirtilmeye çalışmışlardır. Kasım 1956’da DP

Meclis Haysiyet divanı başkanlığına, Sakarya Milletvekili Selami Dinçer’in seçilmesi

Sakarya’daki DP teşkilatının elini kuvvetlendiren bir gelişme olmuştur705.

1957 seçimlerine giderken, Sakarya’da büyük çaplı organizasyonlarından biri de

Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın şehri ziyareti ve halka yaptığı konuşma olmuştur. Bayar,

belediye balkonundan Gümrükönü meydanındaki yoğun dinleyici grubuna seslenmiş,

samimi ifadeleri ile konuşmasını tamamlamıştır. Bu ziyaret Sakaryalıların yoğun ilgisi ve

katılımı ile karşılanmıştır706.

27 Ekim 1957 Milletvekili Genel Seçimlerinde DP; %47,9 oy oranı ile 44 ilde tek başına,

3 ilde CHP ile müşterek olmak üzere toplam 610 olan Milletvekili sayısının 424’ünü

almış, bu şekilde %69,6 temsil oranına gerilemiştir. Buna rağmen diğer partilerin oy

oranları dolayısıyla tek başına hükümet kurmaya hak kazanmıştır707.

Seçime katılma oranının Sakarya ilçelerinde %90’a ulaştığı Sakarya genelinde ise

%81,78 olduğu bu seçimde, Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve

Sapanca ilçeleri toplamında, DP Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler seçim

cetvelinden derlenerek tablo şeklinde belirtilmiştir.

704 Anadolu, 6 Kasım 1956, Sayı: 166. 705 Anadolu, 28 Kasım 1956, Sayı: 185. 706 Celal Bayar’ın konuşmasının metni siyasi kısımda ilgili başlıkta verilmiştir. Yeni Ada Postası, 22 Mart

1956, Sayı: 1183. 707 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,

s.34.

232

Tablo 34: Sakarya İli ve İlçelerinde 1957 DP Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar

Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam

Selami Dinçer 28.035 9.973 13.011 7.961 7.716 3.688 70.384

H. Osman Erkan 27.949 9.945 12.961 7.940 7.688 3.679 70.162

Nüzhet Akın 27.982 9.944 12.995 7.947 7.700 3.683 70.251

Hamdi Başak 27.899 9.947 12.984 7.884 7.707 3.705 70.126

N.Kirişçioğlu 27.946 9.942 12.959 7.948 7.658 3.682 70.135

Baha Hun 28.395 9.966 12.982 7.966 7.712 3.723 70.744

Tacettin Barış 27.972 9.940 12.977 7.943 7.681 3.683 70.196

Rifat Kadızade 27.876 9.944 12.973 7.941 7.575 3.677 69.986

Toplam 224.054 79.601 103.842 63.530 61.437 29.520 561.984

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-59.

Sakarya ili ve ilçelerinden DP adaylarının aldığı toplam oy 561.984 olup, aynı seçimde

CHP adayları 273.880 oy almıştı. İki partinin adaylarının aldıkları oy toplamında, DP

adaylarının oy oranı %67,23 olmuştur. Partili ve bağımsız adayların aldıkları oyların

toplamına göre, DP adaylarının oy oranı ise, %42,36 olarak belirlenmiştir708. Tablodaki

verilere göre, DP adayları arasında Sakarya Merkez Adapazarı’ndan en fazla oyu alan

isim, Baha Hun olmuştur. İlçeler arasında, Hendek’te yine Baha Hun, Karasu ilçesinde

Hamdi Başak en fazla oyu alırken, diğer ilçelerde Selami Dinçer üstünlüğü kazanmıştır.

Tabloda ismi geçen 8 DP adayının tamamı seçimi başarıyla tamamlamış ve Milletvekili

olmaya hak kazanmışlardır.

3.1.2.3. Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi

20 Temmuz 1948 tarihinde kurulan parti, 1953’de mahkeme kararı ile kapatılana kadar

sadece 1 seçime katılmıştır. 1948 ara seçimlerine iştirak etmemiş olan parti, 1950

seçimlerinde 22 ilden katılmasına rağmen sadece Kırşehir’den seçilen Osman Bölükbaşı

meclise girmiştir709. 14 Mayıs 1950 tarihli Milletvekili Genel Seçimlerinde Türkiye

Geneli sonuçlara bakıldığında; MP, %3,1 oy oranı ile TBMM’nin toplam 487 olan

Milletvekili sayısının sadece 1’ini alabilmiş, bu şekilde %0, 2 temsil oranı ile ilk kez

katıldığı seçimleri tamamlamıştır710.

708 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-6. 709 Ahmet Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Siyasi Hayata Geçiş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara:2001,

s.175-177. 710 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s. 32, 185.

233

MP’nin Adapazarı’nda 1952 yılında bucak kongreleri yapılmış, Yeni Camii bucak

kongresi 10 Şubat’ta parti lokalinde düzenlenmiştir. Kongrede hükümetin ve

Belediye’nin faaliyetleri eleştirilmiş, özellikle Belediye işleri konusunda yapılan

eleştirilere dair kongrede bulunan Suavi Damalı yapılan ve yapılacak olan çalışmaları

anlatmıştır. Aday yoklamaları alınarak, seçimlerden önce partinin Adapazarı’ndaki

durumu değerlendirilmeye çalışılmıştır711.

12 Şubat 1954 tarihinde MP’nin devamı niteliğinde kurulan CMP ise, 16 Ekim 1958’de

Türkiye Köylü Partisi ile birleşinceye kadar iki seçime katılmıştır. Bunlar 1954 ve 1957

seçimleridir.

Yaklaşan 1954 seçimleri öncesi, yerel basına yansıyan haberlere göre, Kocaeli’nden CHP

ve MP’nin ortak aday çıkaracağı ve seçime CHP’nin 8, MP’nin 5 aday koyarak ortak liste

ile girecekleri şeklinde iddialar yer almıştır712. Ancak seçim döneminde böyle bir ittifakın

Kocaeli’nde gerçekleşmediği görülmüştür.

Ülke genelinde MP, 2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde, %4,9 oy

oranı ile toplam 541 milletvekili sayısının 5’ini alarak, %0,9 temsil oranı ile seçimden

çıkmıştır713.

Tüm yurt genelinde olduğu gibi, CMP de seçimler öncesi adaylarını belirlemek amacıyla

yoklamalarını 4 Nisan 1954 tarihinde yapmıştır. Adaylığı kazanan on isim; Sadettin

Hazer, Orhan Bekir Vahdettin Aytan, Nurettin Şapal, Müeyyet Akarsu, Ali Rıza

Alpaslan, Yusuf Ziya Kösemen, Safer Arıtan, Kamil Kodal ve Niyazi Ataman olmuştur.

Adayların çoğunluğu Avukat, Savcı yardımcısı gibi hukukçulardan oluşmakla, asker ve

memurlar da bulunmaktadır714. Seçim sonucunda Kocaeli’nden DP milletvekili çıkaran

tek parti olmuştur.

Sakarya il olduktan sonra, Adapazarı ilçesinde CMP kongresi 1955 Mayıs ayında

gerçekleşmiş, partinin idare heyeti belirlenmiştir. Buna göre; Ziya Özbakır, Ali Tunalı,

Murat Çankaya, İlyas Taşoğlu, Ahmet Salman, İbrahim Kılıç, İsmail Koçdemir, Şükrü

711 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Şubat 1952, Sayı: 57. 712 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mart 1954, Sayı: 682. 713 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33, 183. 714 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48; 6 Nisan 1954, Sayı: 50.

234

Örge, Hasan Allahverdi ve Hakkı Dalay ilçe idaresini oluşturmakla

görevlendirilmişlerdir715.

27 Ekim 1957 Milletvekili seçimlerinde ise CMP, ülke genelinde oy oranını %7,1’e

yükseltmiş ve toplam 610 milletvekili arasında 1 ilden 4 milletvekili çıkarmıştır. Bu il

Kırşehir’dir. Temsil oranı %0,6 olmuştur716. Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek,

Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, CMP Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler

seçim cetvelinden derlenerek tablo şeklinde belirtilmiştir.

Tablo 35: Sakarya İli ve İlçelerinde CMP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar

Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam

Müeyyet Akarsu 2.600 1.132 145 887 1.276 316 6.356

Şehabettin

Fındıkoğlu 2.428 1.131 140 884 1.145 311 6.039

Hüseyin Maveralı 2.414 1.131 138 890 1.247 310 6.130

Y. Ziya Kösemen 2.469 1.134 140 883 1.254 313 6.193

Fikret Çermen 2.409 1.125 138 883 1.250 310 6.115

Niyazi Dayıoğlu 2.409 1.129 138 879 1.242 312 6.109

Cevat Çoruh 2.432 1.127 138 884 1.157 312 6.050

Sefer Arutan 2.431 1.127 139 903 1.253 310 6.163

Toplam 19.592 9.036 1.116 7.093 9.824 2.494 49.155

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-60.

Seçim sonuçlarına göre, 120.909 seçmenin oy kullandığı bu seçimde, Sakarya Merkez

Adapazarı’nda CMP adaylarının aldığı oy 19.592 iken, ilçeler toplamıyla 49.155’dir.

CMP adaylarından en fazla oyu alan isim, Müeyyet Akarsu hem Adapazarı Merkez’de

hem de Geyve, Karasu ve Sapanca ilçelerinde birinci sıradadır. Hendek ilçesinde Sefer

Arutan, Akyazı’da Yusuf Ziya Kösemen en çok oyu kazanan isimler olmuştur.

3.1.2.4. Türkiye Köylü Partisi

19 Mayıs 1952 tarihinde kuruluşunu tamamladıktan sonra 1954 Genel Milletvekili

seçimlerine hazırlanan TKP, 2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan seçimlerde, %0,6 oy oranı

ile, 541 vekilin yer aldığı TBMM’ne girmeyi başaramamıştır.717.

715 Demokrat Sakarya, 17 Mayıs 1955, Sayı: 284. 716 BCA, Fon Kodu: 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,

s.34. 717 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.33-35, 186.

235

1954 Milletvekili seçimlerine Kocaeli’nden de katılan partinin il adayları seçim öncesi şu

şekilde açıklanmıştır718. Kemal Üzel (Emekli General), Ömer İskender (Emekli General),

Sami Halil (Doktor), Fehmi Tokay (Yük. Mühendis), Necati Yakar (Emekli Yarbay), Ali

Nevruz Tuksavul (Avukat), Hidayet Öztürk (Emlakçı), Cemil Yaser (Avukat), Şükrü

Çiftçi (Çiftçi), Faik Örnek (Tüccar), Mustafa Moralı (Çiftçi).

Nisan ayında seçime yönelik toplantılar düzenleyen parti, Adapazarı’nda postane binası

önünde bir açık hava toplantısı gerçekleştirmiştir. Bu toplantıda, bir uçak kazası

sonucunda kaybettikleri Parti Genel Başkanı Remzi Oğuz Arık’ın teessürle anılması ile

konuşmacılar söz almışlardı. İlçe Başkanı Hidayet Öztürk ve idare heyeti üyeleri bazı

konulara değinmişler, demokrasi hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Ali Nevruz

Tuksavul; “Bu memlekette hürriyet vardır, fakat hürriyetin teminatı yoktur. Tıpkı bunun

gibi anayasa vardır. Fakat anayasanın teminatı yoktur” sözleri ile konuşmalarında

anayasa mahkemesinin kurulmasına işaret ederken, seçim kanunu ve bazı kanunların tadil

edilerek güncellenmesini istediklerini belirtmişti. Devletçiliği kabul etmediklerini

belirterek, “Devlet ticaret yapamaz. Ancak vatandaş ticaret yapar ve devlete vergisini

öder” ifadeleri ile ekonomi yaklaşımlarını dile getirmiştir. Bu dönemde Remzi Arık’tan

boşalan genel başkanlığa Cezmi Türk seçilmiştir719.

1957 seçimlerine katılmayan parti, seçimlerin ardından kısa süre sonra 16 Ekim 1958

itibariyle CMP ile birleşme kararı almış, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi CKMP

ismiyle siyasi hayata devam etmiştir720.

3.1.2.5. Hürriyet Partisi

HP’nin Sakarya’da teşkilatlanma faaliyetlerinin ardından, Hürriyet Partisi kurucularından

ve Kocaeli Milletvekili olan Ekrem Alican’ın da katıldığı büyük bir kapalı toplantı

gerçekleştirilmiştir. Bu toplantı, partinin ildeki ilk toplantısı olmuştur. 8 Nisan 1956

tarihinde Saray Sinemasında yapılan toplantıda, parti kurucularından Fethi Çelikbaş ve

Ekrem Alican, iktidarı sert sayılabilecek bir şekilde eleştiren konuşmalar yapmışlardır721.

1956’da yaklaşan seçimlerden önce parti il merkezinde bir basın toplantısı yaparak,

718 Hakikat, 3 Nisan 1954, Sayı: 48. 719 Hakikat, 7 Nisan 1954, Sayı: 51; 9 Nisan 1954, Sayı: 53. 720 Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, s.186. 721 Yeni Ada Postası, 9 Nisan 1956, Sayı: 1198.

236

partinin çalışmaları hakkında bilgiler vermiş parti programını aktarmış ve yaklaşan

seçimler öncesinde partiler arasındaki işbirliğine dair sorulara cevap vermiştir. O’na göre;

“Memleketimizde siyasi mücadele hayatı henüz samimiyet ve ideal

ölçülerinden nasibini kâfi derecede alamamaktadır”. Seçim öncesi, “İktidar

partisi dahil bütün siyasi teşekküller programlarında demokratik rejime

inandıklarını ve bu rejimin memlekette tam ve kâmil bir surette tesisi için her

türlü gayreti sarf edeceklerini milletimize vaad ve taahhüt ettiklerinden…bu

müessese ve uzuvları bir an evvel kurmak için bu siyasi teşekkülleri hep

birlikte gayrete” davet etmiştir722.

İlk olarak 1957 Milletvekili Genel seçimlerine katıldığı görülmektedir. 27 Ekim 1957

Milletvekili seçimlerinde HP yurt genelinde, oyların %3,8’ini alarak, 610 vekil arasında

4 adet vekil ile temsil edilecektir. Bu il Burdur’dur. Buna göre temsil oranı %0,6’dır723.

Sakarya Merkez, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu ve Sapanca ilçeleri toplamında, HP

Milletvekili seçim sonuçları ile ilgili bilgiler seçim sonuç cetvelinden derlenerek tablo

şeklinde belirtilmiştir.

Tablo 36: Sakarya İli ve İlçelerinde HP 1957 Milletvekili Adayları ve Aldıkları Oylar

Aday İsimleri Adapazarı Akyazı Geyve Hendek Karasu Sapanca Toplam

Ekrem Alican 4.769 1.090 1.249 978 741 530 9.357 Feridun Ergin 4.461 1.065 1.176 919 837 496 8.954 Turan Güneş 4.635 1.071 1.222 951 718 521 9.118 Ali İhsan Çelikkan 4.346 1.056 1.179 924 694 497 8.696 Salih Sipahier 4.115 1.058 1.146 906 658 472 8.355 Şeref Davran 3.996 1.053 1.136 897 661 478 8.221 Metin Karagülle 4.037 1.064 1.128 912 657 472 8.270 Niyazi Akyüz 3.925 1.021 1.124 948 679 470 8.167 Toplam 34.284 8.478 9.360 7.435 5.645 3.936 69.138

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/52.311.1-60.

Seçim sonuçları yorumlandığında, Sakarya HP Milletvekili adayları arasında, Merkez

Adapazarı’ndan en fazla oyu Ekrem Alican’ın aldığı görülmektedir. Ekrem Alican aynı

722 Anadolu, 1 Eylül 1956, Sayı: 109. 723 BCA, Fon Kodu; 030.01/52.312.1; Tuncer-Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,

s.34, 185.

237

zamanda Karasu ilçesi hariç ilçeler genelinde de oyların çoğunluğunu kazanan isimdir.

Karasu ilçesinde en çok oyu Feridun Ergin almıştır.

3.2. Belediye Meclisi (Belediye Başkanlığı) Seçimleri

Yetki ve sorumlulukları 1580 Numaralı Belediye Kanunu724 ile belirlenmiş olan

Belediyelerde, meclis üyeliği ve başkanlık seçimlerinin usulüne uygun olarak 1950-1960

yılları arasında Türkiye’de iki adet belediye seçimi yapılmıştır. Temmuz 1950’de mevcut

Belediyeler Kanunu’na seçim usulü hakkında yeni maddeler eklenmiştir725. 1950 ve 1955

yıllarındaki seçimler, belediye meclisini belirlemek amaçlıdır. Bu meclisin kendi içinden

seçtiği kişi belediye başkanı olmaktadır. Yerel seçimlerde Adapazarı-Sakarya’daki

durum ve seçim sonuçları incelenmiştir.

3.2.1. 1950 Belediye Seçimleri

1950 TBMM Genel Seçimlerinden sonra iktidara gelen DP’nin ve karşısındaki en güçlü

muhalefet partisi olan CHP’nin en önemli sınavı 3 Eylül 1950 tarihinde yapılacak

Belediye Başkanlığı seçimleri olmuştur. Seçimlere hazırlık amacıyla, tüm yurtta olduğu

gibi Kocaeli’nde de seçime katılacak olan DP, CHP ve MP il ve ilçe başkanlıkları yoğun

çalışmalara girişmişlerdir. Çeşitli açık hava toplantıları ve etkinlikler düzenleyerek sık

724 Kanun No: 1580, “Madde 20 — Belediye meclisleri intihap devreleri dört sene olmak üzere intihap

hakkını haiz hemşeriler tarafından doğrudan doğruya intihap olunur”, “İntihap Etmek Şartları: Madde 23

— Belediye intihaplarında rey sahibi olmak için: 1 — Türk olmak, 2 — İntihap başlamadan evvel lâakal

altı aydan beri beldede ikamet etmekte olduğunu vesaik ile ispat etmek, 3 — 18 yaşını bitirmiş olmak, 4 —

Ağır hapis cezasına mahkûm olmamak, 5 — Hidematı ammeden memnu bulunmamak, 6 — Hırsızlık,

dolandırıcılık, emniyeti suistimal, iflâs gibi muhilli haysiyet suçlarla mahkûm bulunmamak lâzımdır. 7 —

Silâh altında bulunan askerler, jandarmalar, zabitler ve polisler, askerî memurlar belediye intihabına

karışmazlar”, “İntihap Olunmak Şartları: Madde 24 — Belediye meclisine aza intihap olunmak için: 1 —

Türk olmak, 2 — 23 üncü maddenin 2 inci fıkrasındaki evsafı haiz bulunmak, 3 — Hidematı ammeden

mahcur olmamak, 4 — 25 yaşını bitirmiş olmak, 5 — Türkçe okur yazar olmak, 6 - 23 üncü maddenin 4,5,7

inci fıkralarında yazılan suçlardan biriyle mahkûm olmamak; 7 — Belediyeye ait bir işin mukavili,

müteahhidi veya bunların kefil ve şeriki ve yahut bu cihetlerden borçlu bulunmamak lâzımdır. 8 — Silâh

altında bulunan askerler, jandarmalar, zabitler, polisler, askerî memurlar belediyeye aza intihap

olunmazlar”, Resmi Gazete, 14 Nisan 1930, Sayı:1471. 725 1580 Numaralı Belediye Kanunu’na Ek “Madde 1 — Belediye meclisleri seçimi her dört senede bir

Eylül ayının ilk Pazarına rastlayan günde yapılır. 5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanununa göre

kurulacak olan ilce seçim kurulları belediye meclisleri seçimini yaptırmak ve seçim işlerini tanzim ve idare

etmekle görevlidirler. Belediye meclisinim dönem sonundan önce herhangi bir sebeple inilâli veya belediye

meclisi üye sayışımın, yedeklerin de getirilmesinden sonra müreittep üye adedinin yarısından aşağı düşmesi

hallerinde belediye başkam derhal mahallin ilce seçim kurulu başkanlığına haber vermeye mecburdur. Bu

haber üzerine ilgili ilce seçim kurulu oy verme gününü en az bir ay evvelinden belirtir ve İlân eder.”, Resmi

Gazete,12 Temmuz 1950, Sayı: 7556.

238

sık aday yoklamaları almışlardır. Bu dönemde Belediye Başkanları direk olarak değil,

Belediye Meclisleri tarafından seçilmektedir.

Seçimlere Türkiye genelinde katılım oranı %53 olarak belirlenmiş, seçim sonucunda 63

Merkez ilçede DP 45, CHP 12, MP 4, Bağımsız adaylar 1 ve karma aday 1 yerde seçimi

kazanmışlardır. DP ülke genelinde toplam 356 belediyede kazanarak, %55,4 oranında

başarı elde etmiştir. CHP ise %38,6 oy oranı ile ikinci en çok belediyeliği alan partidir.

Bağımsız aday %2,5 ve karma aday %1,2 oy oranıyla seçimi tamamlamıştır. Seçim

sonuçlarının ilçe ve köylere göre dağılımı aşağıda gösterilmiştir726.

Tablo 37: 1950 Belediye Seçim Sonuçları Türkiye Geneli

DP CHP MP Karışık Bağımsız Toplam

Merkez İlçeler 45 12 4 1 1 63

Bağlı İlçeler 219 192 2 11 10 434

Bucaklar 73 35 1 - 2 111

Köyler 25 15 - - - 140

Toplam 362 254 7 12 13 648

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01/ 51.309.4.

Kocaeli’nde seçimlere katılım oranı %80’i bulmuş, Kocaeli’nde İzmit, Adapazarı,

Karasu, Gölcük ve Karamürsel Belediye başkanlıklarını DP alırken, Akyazı, Hendek,

Kandıra Belediyelerini CHP adayları kazanmıştır. Kocaeli seçmen sayısı 60 bin olup,

seçimlerde 33.699 kişi oy kullanmıştır. Oyların 18.430’u DP’nin, 10.074’ü CHP’nin,

1.826’sı MP’ nin 1.872’si bağımsız adaylarının olmuştur. Toplamda, 242 adet meclis

üyeliğinin 177’si DP’lilerce, 63’ü CHP ve 2’si bağımsız adaylarca kazanılmıştır. MP bu

seçimde Kocaeli’nden üyelik elde edememiştir727.

Adapazarı’nda tamamlanan seçimlerden sonra Belediye Meclisi ilk defa 5 Eylül’de

toplanmış, Adapazarı Merkez Belediye Başkanlığına fabrikatör ve iş adamı olan Suavi

Damalı seçilmiştir. 26 Belediye Meclisi üyesinin 14’ü Damalı’ ya oy vermiştir. İkinci

sıradaki isim ise Ziya Boynuk’tur. Aldığı oy sayısı 12’dir. Seçim sonucunda;

Belediye Başkan Yardımcılığı: Demir Ali Dilek, Meclis Başkan Yardımcılıkları: Cemal

Alcan ve Kamil Aralp, Divan Katipliği: Turan Karagülle, İbrahim Kangal, Belediye

Encümenliği: Zeki Arar, Necdet Güven, Ziya Boynuk, Bütçe Encümenliği: Turan

726 BCA, Fon Kodu: 030.01/ 51.309.4. 727 Özdemir, Adapazarı/Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-1960), s. 74-75.

239

Karagülle, İbrahim Kangal, Rıza Hun, Abdulkadir Güler, Ahmet Aslan, Tetkik

Encümenliği: Kemal Kurdoğlu, Muammer Cüner, Mustafa Kara, Necmi Tuğcu, Rüştü

Öztopal seçilmiştir. Suavi Damalı Adapazarlılara karşı yaptığı teşekkür konuşmasında;

“Hizmetlerimiz sırasında parti ve sınıf farkı gözetmeksizin bütün halkımızın ve şirin

beldemizin ihtiyaç ve arzularını mevzuat ve madde imkanları çerçevesinde sür’at ve

kabiliyetimizle temine çalışacağımızı, yine sayın hemşerilerimize arz eder, saygı ve

şükranlarımızı teyiden tekrar ederiz” ifadelerini kullanmıştır728.

Adapazarı’nda yapılan seçimin akabinde, Belediyeler Kanunu’nun 27. Maddesine

uymadığı gerekçesi ile itirazlar yapılmış, Kocaeli Valiliği’nin kararı ile Adapazarı

Belediye Meclisi yeniden toplanarak 20 Eylül’de seçimi tekrarlamıştır. 27 üyeden 25’inin

katıldığı seçimde ilk seçimde 14 oy alan Suavi Damalı, bu defa oy birliği ile belediye

başkanlığına yeniden seçilmiştir729. Suavi Damalı, İzzet Şükrü Enez’den devraldığı

görevini 1955 yılına kadar sürdürecektir. Dolayısıyla, Sakarya İli resmen teşekkül ettiği

dönemde, başkanlık kendisinde bulunmaktadır. Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın son

belediye başkanıdır.

İzmit Merkez İlçede DP’nin üstünlüğü ile kurulan Belediye meclis üyeleri tarafından

Saadettin Yalım Belediye Başkanı seçilmiştir. İzmit ve Adapazarı dışındaki ilçelerde ise

seçim sonuçları şu şekildedir: Akyazı kazasında, CHP adayı kazanmıştır. Abdi Bayhan

Belediye Başkanı olarak tekrar göreve getirilmiştir. Geyve kazasında, DP adayları en

fazla oyu almışlar ve Fethi Çelebioğlu’nu belediye başkanlığına seçmişlerdir. Karasu

kazasında, DP kazanmış, oy birliği ile Selahattin Aslan başkanlığa seçilmiştir. Hendek

Kazasında, DP’li aday Osman Yılmaz başkanlığa seçilmiştir. Hendek ve Değirmendere

nahiyelerinde, seçimleri DP kazanmış ve DP’nin adayları başkanlıklara

getirilmişlerdir730.

1952 yılı Ekim ayında, yenilenmesi gereken Belediye başkan yardımcılığı ve daimi

encümen azalığı seçimleri yapılarak, Cemal Tüzün oy birliği ile Başkan yardımcılığına

728 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 75-76. 729 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 76. 730 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 301-302.

240

seçilmiştir. Ali Dilek, Yusuf Ural, Necmi Tuğcu ise encümen azalıklarına

seçilmişlerdir731.

3.2.2. 1955 Belediye Seçimleri

Türkiye genelinde 1954 yılında yapılması gereken Belediye Meclisi seçimleri TBMM’de

kabul edilen kanunla 1955 yılı Haziran ayına ertelenmiştir732. CHP Genel Merkezi, bu

seçimlere protesto niteliğinde bir kararla, katılmamıştır. İller bazında parti temsilcilerinin

aday çıkarmasını da engellemiştir. Bu nedenle Sakarya’da seçimler DP, TKP ve bağımsız

adaylar arasında gerçekleşmiştir.

Ülke genelinde olduğu gibi, Sakarya’da 16 Kasım 1955 tarihinde yapılacak olan belediye

seçimleri için hazırlıklar Ekim ayı boyunca devam etmiştir. DP kaza idare kurulu,

partililerle parti merkezinde toplantı yaparak adaylığını koyan isimleri 10 Ekim’e kadar

Genel İdare Merkezi’ne bildireceklerini duyurmuştur.733

Yaklaşan seçimler öncesinde, DP’nin 4. Büyük kongresi Ankara’da Büyük Sinema

salonunda 16 Ekim 1955’de Genel Başkan Adnan Menderes’in katılımı ile

gerçekleşmiştir. Menderes kongredeki partililere yönelik konuşmasında; hükümetin 4

yıllık çalışmalarını aktararak, hizipleşmeye meydan verilmeyeceğini belirtmiştir.

Sakarya’dan kongreye katılmak üzere giden delegelerden Mustafa Tığlı, İbrahim Kangal

ve Yaşar Bir, parti tüzüğünün değiştirilmesi konusunda bir takrir sunarak belediye

seçimlerinde adaylığını koyan 68 kişiden 12’sinin elenmesi için Genel Kurul ile

görüşmeler yapmışlardır. Bu kongrede, adayların Genel merkezden değil de il idaresi

tarafından belirlenmesi konusunda karara varılmıştır. Aynı zamanda kongre devam

ederken, DP Haysiyet Divanı seçimleri de gerçekleşmiş, Kocaeli Milletvekili Saadettin

Yalım da, 11 kişiden oluşan Yüksek Haysiyet Divanı’nda yer almıştır734.

25 Ekim’de DP, Sakarya’da seçime katılacak asil ve yedek aday listelerini yayınlamıştır.

29 Asil ve 29 yedek adayın isimleri ve meslekleri tablolarla gösterilmiştir.

731 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Ekim 1952, Sayı: 253. 732 Kanun No: 6437, Resmi Gazete, 26 Kasım 1954, Sayı: 8863. 733 Demokrat Sakarya, 8 Ekim 1955, Sayı: 403. 734 Demokrat Sakarya, 16 Ekim 1955, Sayı: 410; 18 Ekim 1955, Sayı: 411; 20 Ekim 1955, Sayı: 413.

241

Tablo 38: 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Asil Adayları

1 Mustafa Tığlı Avukat

2 Ali Necdet Güven Avukat

3 Kadri Şatıryiğit Yüksek.Mühendis

4 Osman Köseoğlu Kuyumcu

5 Kadri Kalfaoğlu Doktor

6 Yavuz Kalfaoğlu Tüccar-Çiftçi

7 Tacettin Barış Avukat

8 Nazif Sel Sinemacı

9 Ali Dilmen Fabrikatör

10 Ahmet Sarı Kırtasiyeci

11 Hakkı Yünüak Y. Kredi Bankası Muhasibi

12 Ali Ulusakarya Tüccar

13 Hasan Güreş Tüccar

14 Muhittin Gürdrama Tüccar

15 Ş. Ali Gebeşoğlu Çiftçi

16 İbrahim Kangal Tüccar-Çiftçi

17 Baha Hun Hukukçu-Tüccar

18 Hayri Mühüdaroğlu Zücaciyeci

19 Muammer Güner Doktor

20 Nihat Berköz İktisatçı-Doktor

21 Suavi Damalı Belediye Başkanı

22 Süleyman Şumnulu Manifaturacı

23 Ali Dilek İl ikinci başkanı

24 Mahir Köprülü Doktor

25 Baha Diyarbakırlı Tüccar

26 Halit Menzilcioğlu Doktor

27 Muammer Yazar Tüccar

28 Mücahit Direm Zirai Donatım Fab. Şefi

29 Vecdi Tüzün Doktor

Kaynak: Yeni Ada Postası, 21 Ekim 1955, Sayı: 1052; Demokrat Sakarya, 25 Ekim 1955, Sayı: 417.

242

Tablo 39: 1955 Yılı DP Sakarya Belediye Meclisi Seçimi Yedek Adayları

1 Bahattin Çağlar Serbest Muhasebeci

2 Fadıl Bağana Tüccar

3 Rafet Ürgüplü Fırıncı

4 Hıfzı Tomor Tüccar

5 Hüseyin Öztekin Muakkip

6 Ziya Hepgül Aktar

7 Salih Emül Bıçakçı

8 Muammer Güner Tüccar

9 Fahrettin Gürdrama Tüccar

10 Hikmet Demircioğlu Fabrikatör

11 Sıtkı Aldinç Demokrat Sakarya gazete sahibi

12 Halil Yazıcı Fırıncı

13 Burhan Özböke Eczacı

14 Ragıp Burat Yüksek Mühendis

15 Fethi Küçükmakas Zücaciyeci

16 Hasan Özyar Tornacı

17 A. Şeref Artan Marangoz

18 İsmail Mat Belediye Azası

19 Mahir Durukan Teknisyen

20 Hasan Gülüm Manifaturacı

21 Şükrü Özarda Tenekeci

22 Şahabettin Fındıkoğlu Avukat

23 Hasan Tarkan Kızılay Katibi

24 Ali Topçu Muakkıp

25 Nazmi Akıncı Avukat

26 Rüştü Öztopal Tüccar

27 Fahri Çatallar Gazeteci

28 İbrahim Türer Lokantacı

29 Nazmi Akbuy Tüccar

Kaynak: Yeni Ada Postası, 21 Ekim 1955, Sayı: 1052; Demokrat Sakarya, 25 Ekim 1955, Sayı: 417.

TKP ve müstakillerin aday listesi ise şu şekilde belirlenmiştir: Hidayet Öztürk ve Kamil

Gürsoy TKP, Ahmet Ural, Abdulkadir Güler, Ali Haydar Koçak, Abdurrahman

Fesçioğlu, Ali Erdi, Beyiç Bayık, Bilal Ekmekçioğlu, Dr. Cavit Güraarda, Cemal Alican,

Fuat Som, Hüsamettin Selanik, İhsan Gökalp, Kemal Argut, Kenan Özses, Mehmet

Özyurtçu, Mehmet Okyay, Mustafa Aldinç, Nihat Özdemir, Nimet Elgin, Necati Dinç,

Refik Gökçe, Salih Sipahier, Süleyman Öner, Şevket Kan, Zahit Kuzgun, Zeki Arar735.

735 Yeni Ada Postası, 24 Ekim 1955, Sayı: 1054.

243

Yukarıdaki aday listelerinden anlaşıldığı üzere, DP asil aday listesinde daha çok doktor

ve hukukçular çoğunluğu oluştururken, yedek listesinde daha çok serbest çalışanlar,

esnaflar ve ticaretle ilgilenenler yer almıştır. Listelerdeki isimlerin çoğunun il idare

heyetinde ve Belediye meclisinde hali hazırda yer alanlardan oluştuğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca seçimde, kadın aday da çıkmadığı görülmektedir.

13 Kasım 1955 tarihinde yapılacak olan seçimler için, partilerin propaganda yapma hakkı

1 Kasım’da başlamıştır. DP adayları ilk toplantılarını Karaağaç ve Çukurahmediye’de

düzenlemişler, ikinci olarak Çeşme meydanında kapalı salon toplantısını bir kıraathanede

gerçekleştirmişlerdi. Seçim propagandasının hız kazandığı bu günlerde, DP 3. Toplantısı,

Yenicamii’deki Sakarya Kıraathanesinde gerçekleştirilmiş, Necdet Güven yaptığı

konuşmada müstakilleri eleştirmiştir. 1950 seçimlerinde parti saflarında iken bir buçuk

yıl sonra ayrılan ve kendilerini eleştiren müstakil adaylarının vaatlerini afaki bulduğunu

ifade etmiştir736.

Müstakil bağımsız adaylar ise, Kuyudibi’ndeki CHP lokalinde ilk toplantılarını

düzenlemişlerdi. Seçimde TKP listesinin müstakil adayları, belediyenin 5 yıllık

faaliyetlerini eleştiren konuşmalar yapmışlardır. Bu isimler; Hidayet Öztürk, eski

maliyeci Nimet Elgin, Doktor İhsan Gökalp, Avukat Salih Sipahier ve Necdet

Kösemen’dir. Müstakiller ilk açık hava toplantıları Başlar Mahallesi meydanında

yapmışlardı. Daha sonra 9 Kasım’da Kuyudibi ve Ozanlar’da iki toplantı gerçekleştiren

DP’yle aynı zamanda Çark Caddesi’nde bir kıraathanede toplanmışlardır. TKP

müstakilleri Karağaç mevkiinde açık hava toplantısı düzenlerken, DP müstakilleri de

Gümrükönü meydanında toplanmışlardır. Hendek kazasında, seçime girecek olan

müstakil grup, halen başkan olan Osman Yılmaz’ın da içinde bulunduğu şu isimlerle

listelenmiştir; Osman Yılmaz, Dr. Cevdet Şahinli, Muhtar Hasan Baykal, keresteci

Burhan Bağ, eczacı Mehmet Baran, demirci Remzi Cömert, manifaturacı Sefer Eşme,

kahveci Kazım Kamay, sinemacı Şeref Kırval, manifaturacı İsmail Kuş, Cemal Kutlu,

terzi Kazım Konuk, terzi Fuat Kuru, bakkal Hilmi Nal, manifaturacı İsmail Önsar,

736 Yeni Ada Postası, 3 Kasım 1955, Sayı: 1063; Demokrat Sakarya, 8 Kasım 1955, Sayı: 429.

244

tuhafiyeci Ömer Taşkın ve bakkal Ali Yazgan.737. Bu toplantılardan sonra propaganda

yapmak için tanınan resmi süre sona ermiştir.

13 Kasım’da belediye meclisi seçimleri Sakarya Merkez’de 62, Sapanca’da 7 sandıkta

yapılmış, DP 53 oy farkla kazanmıştır. Şehirde, 2 müstakil aday, Avukat Fuat Som ve

Zeki Arar listeye girmiş, Karasu, Akyazı ve Taraklı’da müstakiller, Hendek, Sapanca,

Geyve ve Pamukova’da DP adayları kazanmıştır. Karasu’da Şükrü Saka, Geyve’de

Mehmet Balkan, Akyazı’da Necati Temel ve Hendek’te de Mehmet Yazgan belediye

başkanlıklarına seçilmiştir. DP il kurulu, Akyazı’da müstakillerin kazanmasına dair itiraz

dilekçesi sunmuştur. Hendek’te seçimin %83 oranında katılımla tamamlandığı belirtilmiş

ve çıkan karma listeden DP adayları çoğunluğu elde etmiştir. DP‘nin aldığı oy sayısı

1.521 iken, müstakillerin oy sayısı 1.507’de kalmıştır. Müstakiller Hendek Belediye

meclisine sadece 3 aza sokabilmişlerdir738. Seçimlere en güçlü muhalefet olan CHP’nin

katılmaması, şüphesiz Sakarya’da da o güne kadarki seçimlerde en güçlü parti

konumunda olan DP’nin yerel anlamda da lehine sonuçlanmıştır.

Adapazarı Belediye Meclisi’nin yaptığı seçimler sonucunda, 16 Kasım 1955 tarihinde,

Avukat Ali Necdet Güven, 29 üyenin katıldığı ve 27 oyla tek aday olarak girdiği seçimde,

Belediye Başkanlığı’na seçilmiştir. Oylama sonucundan sonra, kürsüye gelerek, seçime

katılan üyelere hitaben bir teşekkür konuşması yapmıştır739. Daha sonra mecliste görev

paylaşımı yapılmıştır.

Divan Katiplikleri; Halit Menzilcioğlu, Nihat Berköz, Yedekler, Süleyman Şumnulu, Ali

Ulusakarya, Başkan Yardımcılığı; Tacettin Barış, Daimi Encümen; Mustafa Tığlı, Mahir

Köprülü, Nazif Sel, Bütçe Encümeni; Nihat Berköz, Osman Köseoğlu, Baha Hun, Hakkı

Yünüak, İbrahim Kangal, Tetkik Encümeni; Halit Menzilcioğlu, Hasan Güreş, Süleyman

Şumnulu, Ahmet Sarı, Meclis Başkan Yardımcılığı; Muammer Güner, Yavuz Kavafoğlu..

Akabinde yoklamalar alınarak 1955 yılı faaliyet raporu ve gündemdeki konular hakkında

konuşmalar yapılmıştır. Meclis başkanlığını Muammer Güner yürütmüştür. Müstakil

737Yeni Ada Postası, 4 Kasım 1955, Sayı: 1054; Demokrat Sakarya, 5 Kasım 1955, Sayı: 427; 6 Kasım

1955, Sayı: 428; 9 Kasım 1955, Sayı: 430. 738 Demokrat Sakarya, 15 Kasım 1955, Sayı: 435; 16 Kasım 1955, Sayı: 436; 18 Kasım 1955, Sayı: 438. 739 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 149

245

adaylar da toplantıya katılmışlardır. Bu toplantıda, ilin su ve elektrik sorunları, imar

planına uygun yapılması gereken işler üzerinde durulmuştur740.

Şubat 1956’da Sakarya’ya bağlanan Arifiye, Serdivan ve Alifuatpaşa’da yapılan belediye

seçimlerinde, büyük çoğunlukla DP adayları kazanmışlardır. Alifuatpaşa’da CHP,

Serdivan’da TKP adayları kazanamamışlardı741. 26 Şubat 1956’da Arifiye’de ilk defa

belediye seçimleri yapılmış ve belediye olarak resmen işlemeye başlamıştır742. Yeni

belediyelik olarak seçimlerin yapıldığı, Söğütlü’de, 8 Mayıs 1956 belediye seçimine CHP

adaylık koymamış ve katılmamıştır. Söğütlü’den DP 472, HP adayları ise 27 oy

almışlardır743.

3.3. Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Seçimleri

Çok partili hayata geçişten sonra Türkiye’de 1947 yılında iki farklı muhtarlık ve ihtiyar

heyeti seçimi yapılmıştır. Bu seçimler; Şubat 1947’deki “Köy Muhtarları ve İhtiyar

Heyeti” seçimleri ile 30 Mayıs 1947 tarihli “Mahalle Muhtarları ve İhtiyar Heyeti”

seçimidir. DP bu seçimlerin birincisine katılmış, ikincisine katılmama kararı almıştır744.

7 Temmuz 1950 tarihinden itibaren 5671 Numaralı Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçim

Kanunu’na ek maddeler getirilerek, bu kanuna uygun şekilde seçimlere devam

edilmiştir745. 1950 ve 1954 yıllarında yapılan iki adet muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimi

ve Adapazarı-Sakarya’daki adayların durumları hakkında bilgiler sunulmuştur.

3.3.1. 1950 Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri

Ele aldığımız dönemin seçim sistemine göre, muhtar ve ihtiyar heyeti adayları bağlı

oldukları siyasi partiler tarafından belirlendiği için, mahalli teşkilatların gösterdiği

740 Yeni Ada Postası, 16 Kasım 1955, Sayı: 1074, 17 Kasım 1955, Sayı: 1075; Demokrat Sakarya, 17 Kasım

1955, Sayı: 437. 741 Yeni Ada Postası, 27 Şubat 1956, Sayı: 1162. 742 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 152. 743 Yeni Ada Postası, 11 Mayıs 1956, Sayı: 1225. 744 Tuncer, 1950 Seçimleri, s.32-33. 745 Kanun No:5671, “Madde 1 — Şehir ve kasabalarda mahalle muhtar ve ihtiyar heyetleri teşkiline dair

olan 4541 sayılı kanuna aşağıdaki maddeler eklenmiştir: Ek Madde 1 — Şehir ve kasabalarda mahalle

ihtiyar heyetleri seçimi her iki senede bir Şubat ayının ilk Pazarına rastlayan günde yapılır. 5545 sayılı

Milletvekilleri Seçimi Kanununa göre kurulacak olan ilce seçim kurulları şehir ve kasaba ihtiyar heyetleri

seçimini yaptırmak ve seçim işlerini tanzim ve idare etmekle görevlidirler. Mahalle ihtiyar heyetinin dönem

sonundan önce herhangi bir sebeple imhilâli veya mahalle ihtiyar heyeti üye sayışımın yedeklerim de

getirilmesinden sonra üçten aşağı düşmesi hallerinde mahalle muhtarının haber vermesi üzerine ilgili ilce

seçim kurulu oy verme gününü en az on beş gün önce belirtir ve ilân eder.” Resmi Gazete, 12 Temmuz

1950, Sayı: 7556.

246

adaylar seçime katılmıştır. 1950’de gerçekleşen muhtarlık seçimi de bu sistemle

yapılmıştır. Kocaeli’nde seçimlere DP, CHP, MP adayları ve müstakil adaylar katılmıştır.

6 Ağustos 1950 tarihinde gerçekleşen muhtarlık seçimleri sonuçlarına göre; toplam 737

adet muhtarlıktan, DP 422, CHP 255, MP 20, Bağımsızlar 40 adet muhtarlığı

kazanmışlardır746. Bu seçimlerde Adapazarı, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu’da yapılan

seçimlere ait seçim sonuçları resmi olarak kaydedilmemiştir ancak Kocaeli genel

sonuçlarına bakıldığında Adapazarı ve bağlı bucak ve köylerinin de DP’nin büyük oranda

üstünlük sağladığı anlaşılmaktadır.

1952-1953 yılları arasında, bazı mahalle ve köylerde muhtar seçimleri yapılmış olup

çoğunlukla DP adayları seçilmişlerdir. Bunlar ara seçimlerdir. İhtiyaca göre yapılmaları

gerekmiştir. Örneğin, Ağustos 1952’de Mithatpaşa Mahallesi ve üç köyde yapılan seçimi

DP kazanmış, Adapazarı Harmantepe Köyü’nde MP adayı seçilmiş, Yukarı Kirazca

Köyü’nde DP adayı muhtar olmuştur747.

Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nın mahalle ve köylerinde yapılan muhtar ve ihtiyar heyeti

seçimlerinin, çoğunlukla DP adaylarının kazanması ile sonuçlandığı görülmektedir.

İktidar partisinin, Adapazarı’nda yerel anlamda da desteklendiği ve kendisini güçlü bir

seçmen kitlesine kavuşturduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. 1954-1959 Arası Muhtar ve İhtiyar Heyeti Seçimleri

Türkiye’de en son 1950’de yapılan ve 1952 yılında tekrarlanması düşünülen mahalle

muhtarlıkları seçimi, kanunlarla 1953 yılı Şubatı’na daha sonra Kasım ayına ve

nihayetinde 1954 yılına ertelenmiştir. 1950’de yapılan ve yenilenmesi gereken seçimler

de önce 1953 Kasım ayına, daha sonra 1954 Kasım’ına ertelenmiştir748.Bu dönemde

iktidar ve muhalefet ilişkileri oldukça gerginleştiğinden, TBMM’nin X. döneminin

özelliği yerel seçimlerin sürekli ertelenmesi ve ara seçimlerin de yapılmaması olmuştur.

Belediye seçimleri üst üste üç defa ertelenmiştir. Aynı durum İl Genel Meclisi seçimleri

ve Muhtarlık seçimleri için de ikişer defa yaşanmıştır. Alınan kararla, 7 Kasım 1954

tarihinde köy ve mahalle muhtarlık seçimleri yapılmış olup, seçimlere sadece DP ve CHP

746 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6. 747 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ağustos 1952, Sayı: 212; 2 Mart 1953, Sayı: 381. 748 Kanun No: 6169 ve 3170, Resmi Gazete, 24 Temmuz 1953, Sayı: 8307.

247

katılmıştır. Diğer siyasi partiler aynı yıl içinde yapılan mahalli seçimlerde de yer

almamıştır. Bu seçimlerin Türkiye genelindeki sonucunda, DP’nin 23.669, CHP’nin ise

5.688 muhtarlığı kazandığı görülmektedir749.

Kocaeli’nde 7 Kasım 1954 tarihinde gerçekleşen köy muhtar seçimlerinin sonuçlarına

göre, 694 köyde, DP 543, CHP 114, CMP 3 ve bağımsızlar 34 muhtarlığı elde etmişlerdir.

Aynı zamanda, İhtiyar Meclisi seçimlerinde ise; DP 507, CHP 87, Bağımsızlar 15 üyeliği

kazanmışlardır750. Hendek’te yapılan ihtiyar heyeti ve muhtar seçimlerinin sonucuna

göre, 4 muhtarlıktan 3’ünü DP adayları, 1’ini HP adayı kazanmıştır. Hendek köylerinden

ise, 64 köyün 56’sını DP, 7’sini HP ve 1’ini bağımsız aday almıştır751.

Aralık 1954’den itibaren Adapazarı merkez olmak üzere Sakarya İlinin kurulmasından

sonra, idari değişiklikler gerçekleşmiştir. Kocaeli’nden ayrılan Akyazı, Geyve, Karasu,

Hendek ve Sapanca kazaları Sakarya’ya bağlanmıştır. Bu sebeple Sakarya’da 1954-1959

tarihleri arasında muhtarlık ve ihtiyar meclisi belirlenmesi adına, ara seçimler yapılmıştır.

1955’de Adapazarı Orta Mahalle ve Semerciler Mahallesi’nin bir kısmının birleşmesiyle

yeni kurulan Cumhuriyet Mahallesi’nde ihtiyar heyeti seçimleri yapılmıştır. Köylerde bu

ara seçimlerde de DP adayları çoğunlukla seçimi kazanmışlardır. CHP’nin toplu

istifasından kaynaklanan 1955 Ağustos ayında Merkez kazaya bağlı Koyunağılı köyünde

yapılan muhtar seçiminde, DP ve CMP adayları yer almış, DP adayı kazanmıştır752.

1956’da Karasu’da yapılan seçimlerde 2 köyün ihtiyar heyeti ve muhtarlıklarını bağımsız

adaylar kazanmış, akabinde muhtarları CHP’ye geçmişlerdir753. Bu ara seçimlerin

sonuçları aşağıda tablo ile belirtilmiştir.

Tablo 40: 7 Kasım 1954 ile 26 Ekim 1957 Arası Ara Seçimlerin Sonucu

Köyler Toplamı DP CHP HP Müstakil

Muhtar 90 80 5 2 3

Muhtar ve İhtiyar Meclisi 25 20 1 - 4

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.55.

749 Tuncer, 1950 Seçimleri, s. 23, 150. 750 BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.42 751 Demokrat Sakarya, 12 Kasım 1954, Sayı: 125. 752 Sakarya Postası, 15 Ağustos 1955, Sayı: 362. 753 Anadolu, 19 Kasım 1956, Sayı: 186.

248

Tablo 41: 27 Ekim 1957 ile 13 Aralık 1959 Arası Ara Seçimlerin Sonucu

Köyler Toplamı DP CHP CMP Müstakil

Muhtar 67 68 3 1 1

İhtiyar Meclisi 20 18 2 - -

Kaynak: BCA, Fon Kodu: 030.01./69.438.20.55.

3.4. İl Genel Meclisi Seçimleri

İl özel idaresi yönetiminin karar organı olan İl Genel Meclis, ilçeler adına seçilen

üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus oranına göre ilden ile farklılık

gösterir. İl genel meclisine, kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık

eder ve gizli oy açık sayım şeklinde seçim yapılır754. 1950 ve 1955 yıllarında Adapazarı

İl Özel İdaresi’nin meclis oluşumlarına ve partiler bazında adaylarına değinilecektir.

3.4.1. 1950 İl Genel Meclisi Seçimleri

1950 senesi içinde sırasıyla, Milletvekili Genel Seçimleri, Belediye Meclisi seçimleri ve

Muhtarlık seçimlerinden sonra İl Genel Meclisi seçimleri gerçekleşmiştir. Kocaeli’nde

ve ona bağlı Adapazarı ve diğer kazalarda yapılan seçimlerin aday yoklamaları 19 Eylül

1950 tarihinde yapılmaya başlanmıştır. Girdiği tüm seçimlerden üstünlükle çıkmış olan

DP ve en güçlü muhalif parti olan CHP başta olmak üzere, seçimleri kazanmak

önemsenmiş, ilde ve bağlı kazalarda oluşacak genel mecliste üstünlük elde etmek için

adaylar tespit edilmiş, çalışmalar başlatılmıştır.

3.4.1.1. Demokrat Parti İl Genel Meclis Adayları

Belediye seçimlerinden kısa bir süre sonra, İl Genel Meclisi seçimlerinin yapılmasıyla,

Türkiye’de DP’nin bu seçimlerden de büyük oranda en başarılı parti olarak çıktığı

görülmektedir. Ülke genelinde yapılan seçimlerde, 63 ile göre partililerin İl Genel Meclisi

üyeliklerini kazanma durumları şöyledir: DP üyeleri tek başına 11 ilde kazanırken, 38

ilde çoğunluk elde etmiştir. CHP 1 ilde tek parti olarak kazanmış, 11 ilde çoğunluk elde

etmiş, MP ve Bağımsızlar tek başına meclis azalığı kazanamamışlardır755.

754“İl özel idarelerinin kuruluş ve görevlerini düzenleyen İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkati

1913 tarihli geçici bir kanun olmasına rağmen, Cumhuriyet döneminde de muhafaza edilmiş, Kanunun adı,

1987 tarihli ve 3360 sayılı Kanunla “İl Özel İdare Kanunu” olarak değiştirilmiştir.”

http://www.dkbb.gov.tr/?page_id=478 (Erişim Tarihi: 07.07.2018). 755 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6.

249

Kocaeli İl Genel Meclisi, bu dönemde 27 üyeden oluşmaktadır ve bu sebeple DP il

başkanlığı 27 asil, 27 yedek toplam 54 adaylık bir liste oluşturmuştur. Merkez haricinde,

mecliste bağlı olan kazaları da temsil edecek ilçe azalıklarını belirlemişlerdir. Sonuç

olarak, 15 Ekim 1950 tarihinde yapılan seçimlerde, 10 üyelikten 10’unu da 8.226 ile 9.287

arasında oylar alan DP adayları kazanmış ve Kocaeli İl Genel Meclisi’ni oluşturmuşlardır.

Toplam DP oyları 87.543’dür756.

DP’nin 1950 yılında Kocaeli İl Genel Meclisi’ne bağlı Adapazarı ve kazalarının aday

isimleri ve meslekleri ile ilgili bilgiler şöyledir757;

Adapazarı Adayları; İbrahim Aydın (DP azası), Fikri Çakım (Kuyumcu), Şeref Devran

(Avukat), Ali Dilek (Emekli Öğretmen), Osman Erkaya (Tüccar), Yaşar Güven (Tüccar),

Aziz Gencay (DP Azası), İsmail Kösemen (DP Azası), Fehmi Kaya Yalçın (DP Azası)

ve Hasan Pirin (DP Azası).

Akyazı Adayları; Kerim Burak (Çitlik Sahibi), İsmail Bilgiç (DP Azası), Kazım Oktay

(Bakkal), İdris Özhan (Manifaturacı), Necati Temel (DP ilçe başkanı), Ali Ünlütürk (DP

Azası)

Geyve Adayları; Mehmet Aydınlı (Çiftçi), Halil Vehbi Adalı (DP Azası), Saadettin Arım

(DP Azası), Mehmet Boncuk (Emekli), Neşet Ertürk (DP ilçe başkanı), Mehmet Hırka

(DP Azası).

Hendek Adayları; Mehmet Ercan (Çiftçi), Yakup Kırımlı (Tüccar), Mustafa Polat

(Tuhafiyeci) ‘dan oluşmaktaydı.

3.4.1.2. Cumhuriyet Halk Partisi İl Genel Meclis Adayları

Kocaeli’nden İl Seçim Kurulu’na gönderilen ve CHP Merkez adaylarından oluşan 27

kişilik listeden kimse çoğunluk sağlayamamış, DP tek başına 10 üyeliği elde etmiştir. Bu

seçimde, CHP’nin adaylarının her biri 3.760 ila 5.333 arasında oy almış ve seçimi

kazanamamışlardır. Toplam CHP oyları 37.260’dır. Adapazarı ve kazalarından

belirlediği aday isimleri ve meslekleri şu şekildedir758;

756 BCA, Fon Kodu: 030.01./51.309.6.; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 313,

319. 757 Ada Postası, 22 Eylül 1950, Sayı: 231; Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 314. 758 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 316, 319.

250

Adapazarı adayları; Hasan Sert (Tüccar), Ali Rıza Erdoğan (Tüccar), Asım Aydın

(Manifaturacı), Mehmet Yılmaz (Ziraatçi), Kamil Alier (Çiftçi), Saim Kamiroğlu

(Ziraatçi), Hüseyin Vahdettin Er (Avukat), Abdi Tömek (Ziraatçi), Ahmet Yelkenci

(Ziraatçi)

Geyve Adayları; Süleyman Akyol (Dava Vekili), Nizamettin Avın (Tüccar), Hakkı Ateş

(Çiftçi), Fahri Ezel (Savcı), Remzi Gürevin (Tüccar), Kemal Yılmaz (Tüccar)

Akyazı Adayları; Abdi Bayhan (Tüccar), Rasim Boztepe (Tüccar), Tahsin Behlül

(Ziraatçi), Saban Aykus (CHP Azası), Halit Baykal (CHP Azası), Mehmet Özmert

(Tüccar)’dan oluşmuştur.

3.4.1.3. Millet Partisi İl Genel Meclis Adayları

15 Ekim 1950 tarihinde yapılan seçimlerde DP ve CHP Kocaeli genelinde aday

çıkarmışken, üçüncü parti olan MP, tüm merkez ve kazalardan değil, yalnızca İzmit

Adapazarı ve Akyazı kazalarında aday çıkarmış, genel seçimlere dahil olmamıştır.

MP’nin Adapazarı ve diğer ilçe adayları hakkında bilgiler şu şekildedir759;

Adapazarı Adayları; Abdullah Birgan (Zahireci), Yusuf Burnaz (Nalbur), Ziya Yusuf

Kösemen (Avukat), İbrahim Kılıç (Keresteci), Ahmet Kulan (Avukat), Ethem Güler

(Tüccar), Hidayet Öztürk (Emlakçı), Hüseyin Paçacı (Manifaturacı), İbrahim Sevim

(Tuhafiyeci), Hakkı Taşöz (Nalbur)

Akyazı Adayları; Ahmet Taylan (Tüccar), Rasim Boztepe (Tüccar), Cemal Akman

(Tüccar), Şaban Aykus (MP Azası), Halil Baykal (MP Azası), Mehmet Özmert (MP

Azası). Toplamda 11. 418 oy alan MP, 5.724 oy alan müstakillerden sonra en az oy alan

parti olmuştur.

3.4.2. 1955 İl Genel Meclisi Seçimleri

1950’de yapılan seçimden sonra ikinci seçimler 1955 yılında yapılmıştır. Ülke genelinde

yerel seçimlerin ertelenmesi sonucunda, 1954 yılında yapılması gereken İl Genel Meclisi

seçimleri, TBMM’de alınan kararla Eylül 1955’e bırakılmıştır760. Bu seçimlere ülke

genelinde CHP Genel Kurulu protesto kararı ile seçime katılmayacağını açıklamış

759 Tunç, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli (1950-1960), s. 317. 760 Kanun No: 6438, Resmi Gazete, 26 Kasım 1954, Sayı: 8863.

251

olduğundan, seçim DP, TKP ve bağımsız adaylar arasında gerçekleşmiştir. 1955 belediye

meclisi seçimleri konusunu aktarırken belirttiğimiz gibi, 1 Aralık 1954 tarihinde

Adapazarı’nın Kocaeli’nden ayrılmasıyla Sakarya İli kurulmuştu. Bu sebeple, belediye

seçimlerinde de olduğu gibi, İl Genel Meclisi seçimlerinde Sakarya ilk defa müstakilen

temsil edilmiştir.

3.4.2.1. Demokrat Parti İl Genel Meclisi Adayları

İllerdeki partili ve diğer adayların seçim propagandası ve çalışmaları Ağustos 1955

itibariyle başlamıştır. İlçe seçim kurulu başkanlığı, 5545 Sayılı Milletvekili seçim

kanununun 83. Maddesine göre, 25 Eylül 1955 tarihinde yapılacak olan İl Genel Meclisi

(Vilayet Meclis-i Umumisi) seçimi için, Merkez mahalleler ve köyler ile Sapanca,

Söğütlü ve Kazımpaşa Nahiyeleri ve köylerinin seçim bölgeleri ve sandık alanlarıyla

sayılarını tespit ederek açıklamıştır. Buna göre; Sakarya Merkez Adapazarı

mahallelerinde 56 sandık, Merkez kazaya bağlı köylerde 76, Söğütlü Nahiyesine bağlı

köylerde 33, Sapanca Nahiyesine bağlı köylerde 25 sandık olmak üzere toplam 195

sandık belirlenmiştir761. DP’ye ait seçim listeleri DP genel kurulunun onayından geçtikten

sonra ilan edilecekti. Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Bilecik illerindeki DP seçim

propagandasını Devlet Bakanı Mükerrem Sarol idare edecektir. DP aday yoklamalarını

Ağustos ayı sonunda yapmıştır762.

29 Ağustos’ta, İdman Yurdu lokalinde yapılan aday belirleme toplantısında, DP parti

aday yoklaması için yoklama divanı oluşturulmuş, divan başkanlığına Selami Savaş,

katipliklere Mustafa Çöloğlu ve Fethi Küçükmakas seçilmiştir. 163 ocak, bucak ve ilçe

başkanından, 121 kişi katılmıştır. Oy pusulaları dağıtılarak, seçim yapılmıştır. Asil

azalıklara 69 oyla Hasan Pir, 52 oyla Ethem Oktay, 59 oyla Yahya Alantar, 53 oyla

Hikmet Günaydın, 57 oyla Sabri Yılmaz, 49 oyla Şevki Özdemir seçilmiş, Necdet Güven

47 oyla, Yavuz Kavafoğlu 48 oy alarak çok az farkla yedek olmuşlardır763.

Sakarya DP teşkilatı, aday yoklamaları tamamlandıktan sonra merkez ve kazalarda aday

listelerini yayınlamıştır.

761 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ağustos 1955, Sayı: 1127. 762 Sakarya Postası, 19 Ağustos 1955, Sayı: 366. 763 Sakarya Postası, 29 Ağustos 1955, Sayı: 374; Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ağustos 1955, Sayı: 1129.

252

Tablo 42: 1955 İl Genel Meclisi Seçimlerinde DP’nin Sakarya Asil ve Yedek Adayları

İlçeler Adaylar

Adapazarı Hasan Pir, Yahya Alantar, Sabri Yılmaz Hikmet Onaylar, Ethem Oktay,

Şevki Özdemir

Geyve Ahmet Ataoğlu, Mehmet Hırka, Sadettin Arın

Akyazı Hüsamettin Bayraktar, Mehmet Yılmaz, Nadir Erdem

Karasu Salahattin Aslan, Kerim Akbaş

Kaynak: Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Ağustos 1955, Sayı: 1131.

3.4.2.2. Türkiye Köylü Partisi ve Müstakil İl Genel Meclisi Adayları

1955 İl Genel Meclisi seçimlerinde Türkiye Köylü Partisi Kocaeli’nde seçimlere

girmeyeceğini duyurmuş, sadece 3 aday müstakil olarak adaylıklarını koymuşlardır764.

Sakarya’da ise, sadece Merkez kaza olan Adapazarı’nda seçime katılma kararı almıştır.

Sakarya TKP il başkanı Hidayet Öztürk, seçimleri kazanma ihtimallerinin yüksek

olduğunu düşünmekte ve sadece Adapazarı’nda seçim çalışmalarına yoğunlaştıklarını

ifade etmektedir. Akyazı, Hendek, Karasu kazalarını gezerek aday listelerini hazırlamaya

çalışan Öztürk, şehrin tanınmış kişilerinden adayları listesine almaya çalıştığını yerel

basına belirtmişti. Bu haber; “TKP aday arıyor!” başlığı ile duyurulmuştur765. DP’nin

aday listesini yayınlamasından sonra TKP’deki seçim çalışması bir kat daha artmış, aday

listesi siyaseten kuvvetli isimler ile oluşturulmaya çalışmıştır.

TKP genel meclis azası adaylarını 9 Eylül’de yayınlamıştır. Buna göre asil ve yedek

adaylar şu isimlerden oluşmaktadır766:

Hidayet Öztürk (Parti İl Başkanı), Hüsamettin Selanik (müstakil), Kamil Gürsoy

(Papuççular Mahallesi muhtarı), Celal Girişçi, Mehmet Gedik ve İ. Hakkı Tayanç.

3.4.2.3. Seçim Sonuçları

25 Eylül’deki seçimler için her ilde olduğu gibi Sakarya’da da Ağustos ayından itibaren

hazırlıklar yapılmıştır. DP ve TKP başkanları kazalara giderek adaylarını belirlemişler

ve seçime katılımı artırmaya çalışmışlardır.

764 Sakarya Postası, 9 Eylül 1955, Sayı: 384. 765 Sakarya Postası, 17 Ağustos 1955, Sayı: 364. 766 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Eylül 1955, Sayı: 1139.

253

25 Eylül 1955 Pazar günü yapılan seçimlere katılım oranı %25 gibi çok düşük orandır.

Zira, 1950 İl Genel Meclisi seçimlerinde en güçlü muhalefet partisi CHP’de adaylık

koymuşken katılım daha yüksek olmuştur. 1955 seçiminde, seçmen sayısı 52.374 olarak

belirlenen Sakarya’da, katılımın en yüksek olduğu Mahalle Papuççular’dır. Sorunsuz ve

sessiz bir şekilde tamamlanan seçimde, DP adayları tam liste şeklinde kazanmışlardır.

Seçim sonuçlarına göre DP’nin Adapazarı’ndaki adaylarının aldıkları oylar şöyledir767;

Hikmet Onaylar 8.683, Yahya Alantar 8.671, Sabri yılmaz 8.508, Şevki Özdemir 8.467,

Hasan Pir 8.446, Ethem Oktay 8.459.

TKP, tek yerde katıldığı Adapazarı’nda beklediği sonucu alamamıştır. Hüsamettin

Selanik 3.501, Hidayet Öztürk 3.295, Kamil Gürsoy 3.196, İsmail Hakkı 3.239, Mehmet

Gedik 3.174, Celal Girişçi 3.147 oy almıştır.

Akyazı kazasında ise müstakil adaylar olan Necati Temel ve Sarı Çizmeli seçimi

kazanmışlardır. Buna göre DP, Akyazı hariç diğer kazalarda seçimi kazanan olmuştur768.

Sonuç olarak, 1950 seçimlerine nazaran 1955 seçimleri Kocaeli ve Sakarya’da yarıdan

daha az bir katılımla gerçekleşmiştir. Bu dönemde seçime ilgide bir düşüş yaşanmıştır.

Sakarya müstakil olarak 1955 yerel seçimleriyle ilk defa temsil edilmiştir. Seçime

CHP’nin katılmaması, seçim hazırlıkları ve propagandanın çok hummalı geçmemesine

de sebep olmuş gibi gözükmektedir. Sakarya’da teşkilatını güçlendirmek isteyen TKP’nin

bu seçime katılma kararının, partiyi tanıtmak olduğu söylenebilir.

3.5. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menders’in Sakarya

Konuşmaları

Araştırmamıza konu olan 1950-1960 döneminde, bölümler ve konu başlıkları arasında

sırasıyla değindiğimiz üzere, dönemin en büyük siyasileri olan Cumhurbaşkanı Celal

Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’in dönem dönem Adapazarı ziyaretleri ve

konuşmaları olmuştur. Bu ziyaretlerin detayını ayrı başlıkta bir arada vermeyi uygun

bulduk.

767 Sakarya Postası, 26 Eylül 1955, Sayı: 398; 28 Eylül 1955, Sayı: 400. 768 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Eylül 1955, Sayı: 1153.

254

İncelediğimiz dönemde, Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Adapazarı’nda kurulacak

olan Şeker Fabrikası’nın temel atma törenini 12 Eylül 1952’de gerçekleştirmek üzere

şehre gelmiştir. Beraberinde bulunan Meclis Başkanı Refik Koraltan, Adapazarı Şeker

Fabrikası Kooperatifi İdare Heyeti Azaları, Kocaeli Milletvekili Ekrem Ali Can ve Şeker

Fabrikaları Genel Müdürü Baha Tekant ile İzmit’e geçerek, Belediye binası önünden,

burada toplanan kalabalık halk kitlesine şu konuşma ile seslenmiştir;

“Bundan bir buçuk saat evvel uçakla Ankara’dan ayrılırken, Sayın

Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, sizlere hitap ettiğimde, kendilerinin selam

ve sevgilerini iblağ etmekle beni vazifelendirdi. Bu şerefli vazifeyi şimdi

büyük bir bahtiyarlıkla ifa etmekteyim”. Başbakan Menderes şiddetli

alkışlardan sonra hitabesine şöyle devam etmiştir: “Memleketimiz huzur

içindedir. Vatandaş, işiyle gücüyle meşguldür ve kazancı başındadır. İç ve dış

politikamızda endişeyi mucip olacak hiçbir sebep mevcut değildir. Bu itibarla

memleketin çok iyi bir yolda bulunduğunu ifadede hiçbir hata yoktur.

İktidarımızın ilk iki senesini bir hayli geride bırakmış bulunuyoruz. Üçüncü

senesinden de bir hayli mesafe katettik. Bugüne kadar geçen zaman zarfında,

Demokrat Parti iktidarının milletimizi başarıdan başarıya götürdüğü iyice

sabit olmuştur kanaatindeyiz. Geriye ve başardığımız işlere bakarak, bunu

memleket huzurunda ifadeden bahtiyarlık duymaktayız. Vatandaşlarımızın

çok büyük bir ekseriyeti tarafından bu hakikatin red ve cerhe

uğramayacağından tamamıyla emin bulunmaktayız. Vatandaşlar çok kısa bir

zamanda hem iktisadî, hem de manevî büyük bir kalkınmanın içindedirler.

Bütün medenî dünya, memleketimize gıpta ederek bakmaktadır. Nasıl 1945

senesinde, Demokrat Parti kurulup, işe başlanmadan evvelki devirle, ondan

sonraki devir ve nihayet 1950 senesinde açılan yeni devir arasında büyük

farklar mevcutsa, istikbaldeki devir bunlara nazaran çok daha büyük farklar

arz edecektir. Önümüzdeki yakın senelerin, memleketimiz için bugünkü

manzaradan çok daha bahtiyar manzaralar vaad ettiğinde şüphe yoktur. Kısa

bir atide Türkiye’yi tanımak bile müşkül olacaktır. Türk Milleti tam bir

tesanüt içinde ve millî varlığını korumaya azimli olarak muazzam bir

kalkınma halindedir. Türk Milleti medenî milletler arasında kendisine düşen

vazifeyi liyakatle yapmaya azmetmiş bulunmaktadır. Böyle bir millete mensup

255

olmak bahtiyarlığı ile mübahiyiz. Atiye emniyetle bakıyoruz. Nazarlarımızı

öne çevirdiğimiz takdirde, yeni iktidarın liyakatsiz olduğunu, memleket

işlerinde başarısızlık gösterdiğini iddiaya imkân yoktur. Dünden hasretini

çekeceğimiz hiçbir şey mevcut değildir. Ne hürriyetlerimizin ve haklarımızın

teminatında, ne işimiz ve maişetimizde ve ne de iç ve dış politikada hiçbir

veçhile düne nazaran şu nokta daha kötü olmuştur denemez. 1950 senesinde

Türk Milleti’nin rey ve iradesini kullanırken, bunu yerinde kullandığını ve

asla aldanmamış olduğunu katiyetle ifade etmek bugün tamamıyla

mümkündür.”769

Menderes’in Adapazarına bu ziyareti ve yapılan açılıştan birkaç ay sonra, 5 Aralık 1952

tarihinde, kalabalık bir Adapazarı heyeti Ankara’ya giderek kendisini ziyaret etmiş, “fahri

hemşerilik beratı” takdim etmişlerdir. Heyetin arasında Kocaeli Milletvekili Ekrem

Alican, Belediye Başkanı Suavi Damalı, Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in bulunduğu

belirtilmektedir. Menderes bu gelişme ile Adapazarı’nın fahri hemşerisi olarak kabul

edilmiştir770.

Temeli atılan Şeker Fabrikasının inşaatı tamamlandığında, açılış töreni düzenlenmiş ve

bu törene de 11 Ekim 1953 tarihinde, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan

Menderes ve Bakan Sıtkı Yırcalı ile Kocaeli Milletvekilleri ve basın temsilcileri

katılmışlardır. Halk özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın geçtiği yerlerde “yaşa,

varol” nidalarıyla karşılamaya büyük destek vermiş, devlet erkânı şehrin girişinde

başında bando olan askerî bir kıta tarafından selamlanmıştır. Aynı zamanda Belediye

meclis azaları, öğrencilerden oluşan gruplar ve halkın katılımı ile konuklar karşılanmıştır.

Celal Bayar’ın Belediye binasından halka yapmış olduğu konuşma şu şekildedir;

Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Adapazarılılara hitaben yaptığı konuşmasının tam metni

şu şekildedir:

“Sevgili Vatandaşlarım, Mikrofon başına sizleri selamlamak için geldim.

Görüyorum ki, bugün Adapazarı, hayatının müstesna günlerinden birini

yaşıyor. Hatta diyebilirim ki, müstesna bayramlarından bir tanesini bütün

769 Ayın Tarihi, 12 Eylül 1952, s. 22; Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi (1923-2004), s: 89-96. 770 Cumhuriyet, 6 Aralık 1952, Sayı: 10183.

256

ihtişamı ile ortaya koymuş bulunuyor. Sizlerin bugün gösterdiğiniz samimi

tezahürlerin bana ilham ettiği düşünceleri kısaca ifade etmek isterim:

milletçe şuna kani bulunuyoruz ki, herşeyin anahtarı, iktisattır. İktisadiyatına

hakim olan insan, cemiyet, parti veya hükümet, kendisine veya memleketine

en büyük iyiliğin, en yüksek medeniyetin yolunu bulmuş demektir. İktisadiyatı

sağlam olmayan milletlerin refaha kavuşmasına imkân yoktur ve böyle

toplulukların istikbali elbette ki, hüsrandır. Fakat sizler, bugün çalışmaya

açacağımız fabrikanın kurulması münasebetiyle gösterdiğiniz tezahürlerle,

ekonominin memleket hayatındaki mühim rolünün bütün Türk Milleti’nce pek

iyi bilindiğine şahadet ediyorsunuz. Bugünkü tezahüratınızla bunun adeta bir

plebisitini yapıyorsunuz. Hükümetin bu yoldaki icraatını tasvip ve takdir

ettiğinizi bildiriyor, ona olan muhabbet ve itimadınızı gösteriyorsunuz.

Bugünkü bu muhteşem tezahürat, şahıslarımıza karşı bir sevgiyi ifadeden

ziyade, takip edilmekte olan yolun doğruluğuna kanaatinizi belirtmektedir.

Tezahürlerinizle ifade ettiğiniz bu düşüncelerinizde tamamıyla haklısınız.

Muhterem Vatandaşlarım, burada yapılan fabrikanın temin edeceği feyz ve

bereket, refah ve saadet hakkında ayrıca söz söylememe hacet kalmıyor.

Görüyorum ki sizler, bunu pek iyi bilmektesiniz. Doğru yolu bulmuşsunuz. Bir

şeker fabrikası, muhakkak ki, bir muhiti ihya eder. Her sahada, ziraatta,

sütçülükte, hayvancılıkta hem müstahsil kazanacak, hem de müstehlik istifade

edecektir. Böyle bir eserin tahakkukunu selamlamak ve buna delalet edenlere

karşı sevgi göstermek, hepimiz için zevkli bir vazifedir. Bu eserin

başarılmasını sağlayan sizlere teşekkür ederim. Bu feyyaz muhit ve bu

muhitin çalışkan halkı için parlak bir istikbalin ışıklarını şimdiden

görüyorum. İstediğiniz ve başardığınız bu fabrika kâfi gelmeyecek, bunu

muhakkak ki başkaları takip edecektir. Memleketin her tarafında milletin eli

ve emeği ile kurulacak sınaî tesislerle bu büyüt millet mesut ve müreffeh

olacaktır. Hepinizi ayrı ayrı muhabbetle selamlarım” 771.

Seçimler öncesinde, Celal Bayar’ın Adapazarı’nda siyasi faalyetleri inceleme amaçlı

ziyaretleri olmuştur. DP’nin kongrelerini düzenli olarak yapması dolayısıyla 21 Nisan

771771 Ayın Tarihi, 11 Ekim 1953, s. 69; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), s. 109.

257

1954 tarihinde İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı ile birlikte Adapazarı’na gelen Bayar,

Adapazarı halkına yaptığı konuşmasında Adapazarı’nın il olması konusundaki

temennilerini dile getirmiş, dün ile bugün arasında çok fark olduğunu belirterek, “bir

daha Adapazarı’na gelmeyeceğim. Sakarya Vilayetine geleceğim” diyerek

Adapazarlılara bu konudaki kararını iletmiştir. Adapazarı’nın il olma konusundaki

beklentisini uzun yıllardır ortay koyulan gayreti bilmekte olan Bayar’ın bu konuşması

halkın tezahüratı ve beyenisi ile karşılanmıştır. Bakan Yırcalı da bir konuşma yaparak,

DP hükümetinin 4 yıl içerisinde yapmış olduğu çalışmalardan bahsetmiştir772.

Celal Bayar’ın yoğun dinleyici ile karşılık bulduğu ziyaretlerinden bir diğeri, Sakarya il

olduktan sonra ve yaklaşan 1957 seçimlerinden önce Kasım 1956’da şehre gelmesidir.

Belediye balkonundan Gümrükönü meydanında toplanan ve kendisini dinleyen

Adapazarlılara şu şekilde seslenmiştir;

“Muhterem Sakaryalılar, size hitap etmeye alıştım. Beni çok dinlediniz.

Sizlere bugün söyleyecek fazla bir şeyim yoktur. Gösterilen muhabbete çok

memnun ve mütessir oldum… Adapazarı’nın daima ilerlemekte olduğunu

görmek her vatandaşımız için iftihar vesilesi teşkil etmektedir. Bugün siyasi

bir nutuk söyleme niyetinde değilim. Yapılmış olan şeyler, bir başlangıç teşkil

etmektedir. Bunların birer birer tahakkuk safhasına girdiğini görmekle siz ve

biz bahtiyar olacağız…Vücuda gelen eserler kanaatlerimizi teyid etmektedir”

773.

1960’a kadar devam eden Sakarya DP ocak ve bucak kongrelerine ve çalışmalarına

Adnan Menderes katılmamış, kendisini temsilen Milletvekillerinden Celal

Yardımcı ve Atıf Benderlioğlu gibi isimler tarafından temsil edilmiştir774. İlerleyen

yıllarda Sakarya basınında, Bayar ve Menderes’in İstanbul ve Kocaeli

istikametindeki çeşitli seyehatleri sırasında şehre uğrama ihtimalleri üzerine

haberler yapılmışsa da bu konuda yeterli bilgi tespit edilememiştir.

772 Hakikat, 22 Nisan 1954, Sayı: 64. 773 Yeni Ada Postası, 22 Mart 1956, Sayı: 1183. 774 Yeni Ada Postası, 19 Mart 1956, Sayı: 1180; 26 Mart 1956, Sayı: 1186.

258

3.6. Vatan Cephesi

Türkiye’de 1950, 1954 Milletvekili seçimlerinden büyük farkla ve 1957 seçimlerinden

ise oylarında bir düşüş olsa da zaferle çıkan DP, üst üste 3 defa iktidar olmayı başarmıştır.

Menderes Hükümetlerinin özellikle 1954 döneminden sonra uyguladığı siyaset ve aldığı

bazı kararlar, ekonomik sıkıntılar muhalefet partilerince sert eleştirilmeye başlanmış, bu

ise iktidar muhalefet ilişkilerinin çok gergin bir sürece girmesine sebep olmuştur.

CHP merkezli ve HP, CMP destekli muhalefet dayanışmasına, “kışkırtıcı, bozguncu ve

kinci” bir birleşim olarak bakan DP liderleri, iktidarlarını korumak ve halkın desteğini

artırmak adına bir yol olarak “Vatan Cephesi” oluşumunu başlatmışlardır. Vatan sevgisi

kavramının geniş kitlelere hitap etmesi dolayısıyla, özellikle gençliği vatan ideali

etrafında toplama kararını uygulamaya koymuşlardır. Bu hareketi başlatan cümleler ilk

olarak, Menderes’in Ekim 1958’de Manisa’da yaptığı bir konuşmada geçmiştir;

“Politikadan ve ihtirastan vareste vatandaşların, karşınızda kurulmuş olan kin ve

husumet cephesine karşı vatanperverane gayretlerini birleştirip, eserlerinin müdafaasına

azmetmiş bir Vatan Cephesi kurulması zarureti kendini göstermiştir”775.

Menderes’in bu hareketteki amaçlarından biri de partiden bir sebeple uzaklaşmış veya

uzaklaştırılmış olan isimleri yeniden birleştirmek ve Vatan Cephesi Ocakları çatısı altında

toplayabilmektir. 1957’den sonraki konuşmalarında, “Kaybettiklerimizi eserlerimizle

tekrar kazanacağız, zaten kalacak olan eserler değil mi?” diyerek başlayan Menderes

konuşmasında, “Birçok baraj, liman, yol, fabrika ve tesis işlemeye başlamıştır. Yeni

büyük projeler ya bitmiş ya bitmek üzere. Evet, 1957 seçimlerinde halkın bir kısmı

aleyhimize dönmüş gözüktü. Ama bu ne pahasına olursa olsun karartmak, yıkmak isteyen

bir muhalefetin yanında yer almış propagandaların, biraz da kalkınma için katlanılan

sıkıntıların geçici bir neticesi! Halkın büyük kısmı yine bizimle beraber. Gidenler de

dönecekler. Dayanacağımız en büyük kuvvet halktan başkası değil!”776 ifadeleri ile

partinin yöneleceği halkı birleştirme politikasını açıklamış oluyordu.

Cephe oluşturulmasının sakıncalarına dair parti içinden çeşitli eleştiriler gelmişse de

açılması önlenememiştir. DP, 1958 Ekim’inden itibaren ülke genelinde Vatan Cephesi

775 Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (14 Mayıs 1950-24 Mayıs 1960),

Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999, s. 186-187. 776 Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, s. 96, 99.

259

adıyla bucaklara bağlı ocaklar kurarak veya var olan ocakların isimlerini değiştirerek

hareketi yaygınlaştırmıştır. Bu ocakların tüm siyasi görüşteki vatandaşlar için olduğu

belirtilmiştir. Katılımı artırmak amacıyla ve iktidarın sesini duyurmak gayesiyle haber

yapan gazeteler desteklenmiş, radyodan yapılan yayınlarda, Vatan Cephesine katılan

vatandaşların isimleri gün gün listeler halinde halka ilan edilmiştir. İktidar ve muhalefetin

bu cepheleşmeden sonra giderek kutuplaştığı anlaşılmaktadır. Demokrasiyi savunan her

iki grubun da vatanı korumak hakkındaki söylemlerinin, bu sırada meydana gelen basının

yanlı kullanılması sorunu, partizanlık hareketleri, milletvekili kavgaları, öğrenci

çatışmaları ve sokağa taşan gerginlikleri engellemeye yetmediği görülmektedir777.

Vatan Cephesi’ne katılım ülkede gruplar halinde devam ederken, Sakarya’da DP’nin

içinde bulunduğu son siyasi süreçte bir hizipleşme yaşandığı anlaşılmaktadır. Sakarya DP

teşkilatının yaptığı kongrelerde, il başkanlığı ve idari kadro hakkında bazı görüş

farklılıkları oluşmuştur. Daha çok bu konu üzerinde yoğunlaşan, hizipleşmenin

bitirilmesi için ve güç kazanmak için mücadele edildiği bir dönemdir. Ekim 1958’de,

Genel Başkan Adnan Menderes’in Sakarya İl Başkanlığı’na gönderdiği tamim, Vatan

Cephesi’nin mantığını ve oluşum şeklini açıklamıştır. Özetle, Vatan Cephesini

oluştururken muhalefetin bu yapılan tezyinatı bozmaya, hiçbir şey yapılmamış gibi

davranmaya çalıştığını, bunlara inanılmamasını belirterek herhangi bir sebepten partiden

ayrılmış veya muhalefete mensup olmuş kişilerin DP’ye geçebileceklerini, DP

teşkilatının vatandaşlara gereken kolaylığı göstereceklerini ifade etmiştir778.

Yine DP Genel Başkanı Adnan Menderes tarafından Aralık 1958’de DP teşkilatlarına

gönderilen 3399 sayılı tamimde;

“1- 1/7/1958 gün ve 2134 ve 21/10/1958 gün 2510 sayılı tamimler mucibince

ne gibi gayretler sarf olunmuştur ve alınan neticeler nelerdir? 2-Vatan

Cephesinin kurulması hususunda azami gayretin sarf edilmesi lazım geldiği

günleri yaşamaktayız. Teşkilatta vazife almış arkadaşlarla bütün partili

arkadaşlarımızın büyük bir faaliyet ve uyanıklık içinde bulunmalarının bir

zaruret olduğunu tekrar etmek isterim. Gerek şimdiye kadar hiçbir partiye

777 Sedef Bulut, “Üçüncü Dönem Demokrat Parti İktidarı (1957-1960): Siyasi Baskılar ve Tahkikat

Komisyonu”, Akademik Bakış, 2/ 4 (2009), s. 135-136. 778 Cemiyet, 18 Ekim 1958, Sayı: 267.

260

intisap etmemiş gerekse muhalefet partilerine mensup iyi niyetli

vatandaşlarımızın saflarımıza alınması hususunda sarf olunan gayretlerin

neticesinden sık sık ve her zaman haberdar edilmemizi, 3- Bu uğurda şimdiye

kadar öğrenebildiğimiz neticeler ehemmiyetlidir. Binaenaleyh sarf olunan

büyük ve semereli gayretlerinize teşekkür eder, cümlenizin muhabbetle

gözlerinizden öperim”779 denilmektedir.

Devam eden günlerde tebliğlere uygun olarak, yerel basında DP’ye kaydolanlarla ilgili

özendirici haberler yayınlanmıştır. DP’ye girenlerin her geçen gün arttığı, CHP’nin ve

HP’nin “Güç Birliği” adıyla birleşmeleri üzerine her iki partiden istifa eden birçok

vatandaşın DP’ye geçtiği, bu birliğin halkın genelince tasvip edilmediği yönünde yazılar

yayınlanmıştır780. Sık sık DP’ye üye olan köyler ve kişilerle ilgili sayısal haberler

yayınlanmıştır. Örneğin, 1958-1959 döneminde basında verilen haberlere göre, Salmanlı

Köyünden 60 köylü toplu olarak CHP’den istifa ederek DP’ye kayıt yaptırmış, feshedilen

HP’nin Akıncılar Ocağından 4 kişi DP’ye girme kararı almış, 26 kişinin de Ocak başkanı

Yusuf Konuk ile hemfikir olarak CHP ittifakına katılmayacakları yazılmıştır. Yine bir

habere göre, Karasu Deniz Köyü’nde bir CHP’li ocak başkanı haricinde köyün tamamına

yakını (261 kişi) CHP’den istifa ederek DP’ye katılmıştır. Mithatpaşa ve Yenidoğan DP

Ocaklarına 181 kişinin beyanname vererek katıldığı belirtilmiştir781. Aynı şekilde,

ülkenin çeşitli il ve ilçelerinden alınan CHP’den istifalar ve DP’ye kaydolanların

haberleri yayınlanmıştır. Burada basının gücü kullanılmış, muhalefetin çöktüğü, kitleler

halinde halkın DP’ye ve Vatan Cephesine dahil olduğu şeklinde ifadelerle bilgiler

verilmiştir.

1958 yılı sonunda, Sakarya gazetelerinde ilde bir Vatan Cephesi kurulması konusunda

mülahazalar yayınlanmaya başlamıştır. DP’nin Sakarya’da Yenicami semtindeki

ocağının adının değiştirilerek Vatan Cephesi olması planlanmıştır. Hatta bu ocağın ve

bağlı bir lokalin açılışını yapmak üzere Menderes’in şehre geleceği düşünülmüştür.

Basında yayınlandığı üzere, 14 Aralık 1958 Pazar Günü, saat: 10:00 itibariyle Yenicami

Ocağının ve lokalin bu yönlü çalışmalara başlaması için Ocak idare heyeti başkanı

779 Yeni Ada Postası, 6 Aralık 1958, Sayı: 2009. 780 Yeni Ada Postası, 9 Aralık 1958, Sayı: 2011. 781 Cemiyet, 4 Kasım 1958, Sayı: 281; 27 Kasım 1958, Sayı: 301; 7 Ekim 1959, Sayı: 565.

261

İbrahim Baylav tarafından davetiyeler basılmıştır. Lokalin amacının DP’lilerin çalışma

azimlerinin genişletilmesi olduğu belirtilmiştir782.

Günün gazete haberine göre ne ziyaret ne de açılış gerçekleşmemiştir. DP Yenicamii semt

lokalinin Vatan Cephesi ismiyle açılmasına il ve ilçe başkanlarının engel oldukları

yönünde bir kanaat oluşmuştur. Pazar günü davet üzerine lokal dolmuş fakat hazırlanan

tabela asılamamıştır. 15 emniyet mensubunun lokale gelerek kalabalığın dağılmasına

kadar orada bekledikleri ve lokalin açılmasına müsaade etmedikleri belirtilmiştir783. İlçe

kurulundaki isimlerin, şahsi olarak bu isimle bir lokalin açılmasını istemedikleri DP

merkez İlçe kurulu toplantısında ifade edilmiş, Genel Merkezden izin alınarak karar

verilmesi gerektiği belirtilmiştir784. Bu gelişme dolayısıyla Yenicami Lokali girişim

aşamasında kalmıştır.

Bir başka girişim, Hendek ilçesinde gerçekleşmiştir. Menderes’in tebliğinden sonra 200

kişinin Hendek DP’ye üye oldukları belirtilmiştir. Bunun üzerine Menderes bu 200 kişiye

bir teşekkür telgrafı göndermiştir. Kendisi bu süreçte bilgisini aldığı tüm yeni üyelere

aynı teşekkürü göndermektedir. Ayrıca, Tüccar Cemal Tarım ve tanınmış kişilerin DP’ye

geçmesi ile Hendek’te partinin güçlendiği düşünülmüştür. Bu gelişme üzerine basında,

Vatan Cephesi ocağının Hendek’te açılabileceği yönünde bir kanaat bildirilmiştir785.

Ancak fikir aşamasında kalmış herhangi bir açılış gerçekleşmemiştir.

Vatan Cephesi’nin kurulması yönünde girişimler yapılırken, 1958-1959 döneminde

Sakarya’da DP’nin de içinde çeşitli görüş ayrılıkları yaşadığı bir dönemde olduğunu

belirtmiş idik. DP kongreleri yapılırken parti içinde türlü bölünmeler ve şahsi kırgınlıklar

yaşanmış, köylerde, nahiyelerde, kazalarda ve il merkezindeki kongrelerde bu tür gruplar

birbirlerine karşı seçilme mücadelesine girişmişlerdir. Seçimler için iki grup aday listesi

oluşturulmuş ve her grubun temsilcisi ve delegeleri ayrı ayrı yayınlanmıştır. İl kongresi

seçimleri çekişmeli geçerken, Karasu’da İlçe idare kurulunun aldığı kararları eleştiren ve

kongrelerin çalışma şeklini, seçim usulünü onaylamayan, bunların partiye zarar

vereceğini düşünen Karasu DP ilçe İdare kurulundan toplu istifalar yaşanmıştır. Karasu

782 Yeni Ada Postası, 11 Aralık 1958, Sayı: 2013; 13 Aralık 1958, Sayı: 2015; Cemiyet, 13 Aralık 1958,

Sayı: 315. 783 Cemiyet, 15 Aralık 1958, Sayı: 316. 784 Cemiyet, 17 Aralık 1958, Sayı: 318. 785 Cemiyet, 13 Nisan 1959, Sayı: 417.

262

DP başkanı Rüstem Tat, ikinci Başkan Hasan Turgut, Üyeler Murat Soyhan, Rüştü

Kılıçarslan, Hasan Sarı, Hüseyin Çakır imzalı bu istifa gerekçe yazısında parti yönetimine

getirilen eleştiriler de mevcuttur. “Tayin ve inha usullerine iltifat gösterme hususunda

dev adımlarla koşmakta bulunan DP’nin ana gayesinden ve davasından uzaklaşmakta

olduğunu esefle müşahede ederken…seçmek ve seçilmek demokrasinin tek tarifidir,

inşallah zaman bu hataların üzerine eğilir” ifadeleri ile istifalar ilan edilmiştir786.

Parti içindeki birliği sağlamaya çalışmak, Sakarya’da DP’nin gücünü devam ettirmek ve

muhalefete karşı başlatılan mücadele mantığının açıklanması amacıyla, Sakarya İl, Ocak

ve Bucak kongrelerine Sakarya Milletvekillerinden bir kısmı, parti kurucularından Yaşar

Bir gibi öne çıkan isimler katılmış ve konuşmalar yapmışlardır. Hendek, Karasu, Geyve

ve diğer gezileri sırasında 3 günde 500 kişinin DP’ye üye oldukları basında

yayınlanmıştır787. Basındaki isimsiz ve resmi olmayan kayıtlara göre de Akyazı’da DP’ye

5000 kişinin Ziya Yıldırım Genç önderliğinde DP’ye dahil olduğu belirtilmiştir788.

Alifuatpaşa’da yaşayan tanınmış ailelerden Mustafa Mülayim, Kosa Dayılar sülaleleri

olarak 40 kişi CHP’den istifa ederek DP’ye üye olmuşlardır789.

Sonuç olarak, Sakarya’da Vatan Cephesi konusunda Kocaeli ilçelerinde olduğu gibi bir

yapılanma gerçekleşmemiştir. Girişimler olmuş ise de o seviyede kalmıştır. Bunda il ve

ilçe yönetim kurullarının temkinli yaklaşımı ve halkın da bu karara itibar etmesi etkili

olmuştur şeklinde ifade edilebilir.

Ülke genelindeki bu girişim ve yapılaşma muhalefet grubu tarafından tek partiye doğru

bir gidiş olarak algılanmış ve şiddetli tepkiler gösterilmiştir. DP’nin ve Menderes’in ülke

geleceği için bir çözüm olarak gördüğü hareket, partinin kapatılması ve başlayan

yargılama sürecinde 27 Mayıstan sonra dava konusu olarak karşısına çıkarılacaktır.

Yassıada’daki mahkemede pek çok isim bu konuda şahit olarak getirilip dinlenecektir.

Hatta bu kişilerden bazıları, çeşitli siyasi baskılar yaşadıklarını, “gönülleri razı

olmamakla birlikte şahıslarını ve müesseselerini herhangi bir baskıdan kurtarmak için

teklifi kabul ettiklerini” belirtmişlerdir790.

786 Cemiyet, 18 Mayıs 1959, Sayı: 447; 1 Temmuz 1959, Sayı: 481; 6 Temmuz 1959, Sayı: 485. 787 Yeni Ada Postası, 27 Ekim 1958, Sayı: 1974; 24 Kasım 1958, Sayı: 1998; 17 Aralık 1959, Sayı: 2324. 788 Yeni Ada Postası, 8 Ocak 1960, Sayı: 2343. 789 Cemiyet, 30 Haziran 1959, Sayı: 480. 790 Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, s. 97.

263

3.7. 27 Mayıs 1960 İhtilali ve Sakarya

Cemil Koçak, 27 Mayıs’ı ele aldığı çalışmasında “Bazıları, 27 Mayıs’ın DP iktidarına

karşı örgütlendiğini düşünüyor olabilir; lakin ordu içindeki darbeci damarın tarihi biraz

daha eskiye gitmektedir. Tarihimize bir de 50 darbesi geçebilirdi” demektedir.

Çalışmasında, dönemin hatıralarındaki ifadelerle bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Buna

göre; ordunun politik olarak ayrışması, 1945 yılında tek partili hayatın sonuna doğru

belirginleşmiş, CHP ile DP arasında “ordu kimin yanında” sorusu gündeme gelmiştir. 27

Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren ve cuntalaşma çalışmalarında yer alan dönemin bazı

subaylarının hatıralarında, daha II. Dünya Savaşı yıllarında, ordu içinde darbeci

eğilimlerin başladığı, bazı subaylar arasında mevcut sistemi devirmeye yönelik bir

teşkilatın kurulduğu, içlerinde binbaşı, teğmen, yüzbaşı ve yüksek rütbeli askerlerin de

bulunduğu ifade edilmektedir. Amaçları, gerekirse “İsmet Paşa ve kadrosunu bertaraf

edip, Atatürk inkılâplarına kaldığı yerden tam bir hız vererek, Türkiye’nin batıya doğru

ilerlemesini çabuklaştırmak” şeklinde ifade edilmiştir. Bu yaklaşıma göre, ordu içinde de

siyasi ayrılıklar mevcut olup, gençler DP’den yana iken, generallerin çoğunluğu yeni

kurulan DP’yi desteklemiştir. Cemal Madanoğlu’nun anılarında, 14 Mayıs 1946 seçimleri

için, “generaller dışında hepimiz DP’yi tutuyoruz” derken, Alpaslan Türkeş anılarında,

DP’nin kuruluşunda “subayların da büyük gayretle çalıştığı hakikatine” vurgu yapmıştır.

Bu dönemde Celal Bayar ile görüşmeye memur edilen subaylardan bahsedilmekte ve

görüşmeler sırasında Bayar’ın, Atatürk ilke ve inkılâplarına CHP’den daha fazla önem

vereceklerini söylediği belirtilmektedir791.

Anlatımlardan yola çıkarak, 1946 yılı seçimlerine müdahaleler yapıldığı şeklindeki

kamuoyu algısı, ordu mensuplarını da etkilemiştir. Ordu da kendi içinde parçalanmaya

başlamıştır. Dolayısıyla bazı ordu mensuplarının iktidarı eleştirmesi ve ileride siyasete

müdahale sürecinde isimleri öne çıkacak bazı düşük rütbeli subayların o yıllardan itibaren

harekete geçtiği ve 27 Mayıs’ı hazırlayan isimlerden bazılarının, mevcut CHP iktidarına

karşı da bir tepki ve örgütlenmenin hazırlığını yaptıkları görülmektedir. Düşük rütbeli

subaylar daha çok muhalefetin yanında yer alıp sempati göstermişken, yüksek rütbeli

subaylar genellikle iktidarın yanında bir duruş sergilemeye devam etmişlerdir. 1950

791 Cemil Koçak, Darbeler Tarihi, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs ve 12 Mart, İstanbul: Timaş Yayınları,

2016, s. 34-36, 43.

264

seçimlerine az bir zaman kala, ordudaki bir grup subay DP’ye görüşlerini iletmek

amacıyla aralarından bazı isimleri DP listesinden milletvekili adayı yapmak istemişlerdir

ki 1950 seçiminde DP adayları arasında Milli Mücadele’nin önde gelen isimlerinden

emekli subaylar da yer almıştır. Fahri Belen, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Seyfi Kurtbek,

Besim Paşa gibi. Seçimler beklenildiği şekilde gerçekleşmez ise, ne yönde bir tepki

verileceği ve bir müdahale olup olmayacağı açık olmamakla birlikte, ordu bu üyeleri

vasıtasıyla DP iktidarında görüşlerini belirtecek alt yapıyı oluşturmuştur792. Anlaşıldığı

üzere, o yılarda kesin bir darbe fikri ortaya koyulmamış ancak CHP’ye karşı temkinli

davranarak, adaletli ve dürüst bir seçim ile iktidarın el değiştirmesi konusunda DP lehine

bir tavır alınmaya başlanmıştır.

Şevket Süreyya Aydemir’e göre, 27 Mayıs’ın hazırlık, örgütlenme karar aşamaları

zayıftır. Teşkilat açısından “başsız” görülür ve belirli bir merkezi yok gibidir. İhtilali

gerçekleştiren şartlar sezilmiş ancak işlenmemiş yani sonrasındaki hedefleri ve yönü tayin

edecek şekilde belirtilmemiştir. Buna rağmen, yarattığı ortam ve getirdiği değişiklikler

açısından karakteristik bir ihtilal olarak kabul edilir. Bu girişim için, önceden hazırlanmış

bir parti veya siyasi teşkilatın veya bir ideolojik duruşun icraatıdır demek mümkün

değildir. Bütün halkı içine alan siyasi hedef ve sloganları olmadığından bahseder.

“…toplum yapısında biriken bir gerginliğin, bu gerginliği gören bir kadro

eliyle, bir hareket gücü haline getirilişiydi. Şu halde darbe ve tasfiye, asıl

zirvede olacaktı. Yani 27 Mayıs ihtilali, toplum yararına, toplum için, ama

halkın üstünde ve halka rağmen bir hareket olacaktı. İhtilalin şartları,

toplumun bütün yapısında birikmiş ama zirvede olgunlaşmıştı. Parlamento,

hükümet, siyasi partiler, üniversite, basın ve tarafsız aydınlar, tam bir

tedirginlik içindeydiler. Ve düşünen herkes görüyordu ki, memleket artık bir

patlamaya gidebilir. İhtilalin çanları her an çalabilir…Gerçi halkın

kalabalığı, toplum yapısında biriken tehlikeli geçişleri, toplum yapısında

beliren çatlakların, yarın bu toplumu sürükleyebileceği iç buhranları görmek

istemiyordu. Çünkü bu kalabalık 1950 sonrasının ve 1950-1960 arasında

gelişen bazı şartların, uyuşturucu rahatlığı içinde görünüyordu…Ama ne var

ki, siyasi nizam, artık hastaydı. İktidarı ellerinde tutanlar ise, bu hastalığı bir

792 Koçak, Darbeler Tarihi, s. 37-40, 43.

265

siyaset olarak savunuyorlardı…İşte bu şartlar içinde yüksek kumanda

kademelerine de sokulmuş olan dar, fakat genç ve cesur bir asker

kadrosunun, hayatlarını ortaya koyarak, mülkün kaderine el atışlarında,

yiğitçe bir anlam vardır” 793.

Aydemir bu ifadeleri ve açıklamaları ile 27 Mayıs’ı sebep ve gelişimi bakımından bir

“mantık” temeline oturtmaya çalışmaktadır.

Ayrıca O’na göre, hareketin kökleri pek de uzun bir geçmişe dayanmaz ve 27 Mayıs bir

“Hükümet Darbesi” dir, ancak ihtilale dönüşmesi mümkündür. 26-27 Mayıs 1960 gecesi

müdahale kuvvetlerini, Harp Okulu’ndan harekete geçiren Tümgeneral Cemal

Madanoğlu son günler içinde bu sorumluluğu üstlenmiş olup, bir lider ve şef

belirlenmemiştir. Ordu saflarında gidişattan memnun olmayan subaylar vardır. Bazıları

yurt içinde ve yurt dışında çalıştıkları mevkilerde gördükleri ile birtakım kanaatlere

ulaşmışlardır. Sayıları az olsa da harekete katılan subayların hepsi de gençtir ve ordunun

çeşitli merkez kademelerinde yer almış insanlardır, yükselme yolları açıktır. Girişim

başarısız olursa hem kendileri hem de ailelerini tehlikeye sürüklenmiş olurlardı.

Aydemir’in şahsi görüşüne göre, 27 Mayısın yaşanmasında DP iktidarının payı,

yapanlardan biraz fazladır794.

Döneme şahitlik eden isimlerden Ali Fuad Başgil eserinde, DP iktidarının başarıları ve

başarısızlıklarından, 1950-1960 döneminde iktidar-muhalefet, ordu-siyaset, basın-siyaset

ilişkileri ile 27 Mayıs ihtilali ve sebeplerini açıklarken çeşitli tespitlerde bulunmaktadır.

1950 ve 1954 seçimlerinden sonra, iktidarı devreden CHP, 1957 seçimlerinden sonra

kazandığı sandalye sayısının da yetkisi ve cesareti ile DP iktidarına karşı şiddetli ve bazen

tecavüzkar tenkitlere başlamıştır. DP tarafından bu dönemde, Meclis tahkikatı açarak,

muhalefet partisinin faaliyetlerini ve gelir kaynaklarını ortaya koyması amaçlanan bir

komisyon oluşturulmuştur. Bu karara karşı CHP’den sert tepkiler gelmesi ile tahrik

unsuru olarak görülen öğrenci gruplarının, Ankara ve İstanbul’da ayaklanarak tansiyonu

artırdığı görülmektedir. Mecliste sürüp giden şiddetli tartışmalar ve hatta kavgaların,

sokaklara taşmasını da engelleyemeyen bir hükümet olduğundan bahsedilmektedir.

TBMM’de rakip iki büyük parti olan DP ve CHP arasında gerginliğin 1960 ortalarında

793 Şevket Süreyya Aydemir, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Ankara: Remzi Kitabevi, 2000, s. 6-8. 794 Aydemir, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, s. 305-307, 356.

266

had safhaya ulaştığı sıralarda, İnönü; “Sizi o kadar feci bir akıbet beklemektedir ki, ondan

sizleri ben bile kurtaramayacağım” şeklindeki anlamı sonradan anlaşılacak meşhur

sözlerini sarf etmiştir. DP lideri Başvekil Adnan Menderes ise, hükümete karşı bir

hareketin tasarlandığını anlamışsa da bunu pek mümkün ve yakın görmemiştir. Bir

konuşmasında, “Muhalefet bir ihtilal yapmaya hazırlanıyormuş, bu beni güldürdü.

Bilsinler ki, ihtilali yalnız muhalefet yapmaz, iktidar partisi de yapabilir, hem de

alasıyla” 795 sözleri bunu ortaya koymaktadır.

Başgil’in tespitlerine göre, DP hükümeti ülke hizmetinde gösterdiği gayretin yanında

düşmesine sebep olacak büyük hatalar da işlemiştir. Menderes hükümetinin bu hatalarının

geneli, muhalefete karşı gösterdiği tahammülsüzlük ve fikir ayrılıklarından duyulan aşırı

çekimserlikle açıklanabilir. Bu gerginliği artıran hataların arasında, 1954 yılında

muhalefette olan Millet Partisi’nin kapatılması, yine aynı seçimlerden sonra rakip olan

Osman Bölükbaşı’yı seçen Kırşehir’in, siyaseten cezalandırılarak ilken ilçe haline

getirilmesi, muhalif basına karşı başlatılan baskı hareketi ve yazarların tevkif edilmesi

sayılmaktadır. Seçim öncesi propagandalarında, muhalefete kısıtlamalar getirilmesi ve

liderine karşı yapılan birtakım hakaretlerin önlenememesi, DP ve CHP’nin yapıcı iktidar

muhalefet ilişkilerinden hızla ayrılmasına sebep gösterilmektedir. Çünkü İnönü Uşak’ta

çıkan arbededen dolayı, “hayatıma kastedildi” derken “suikast” olarak değerlendirmiş,

Çanakkale Geyikli, Tokat Zile, İzmir, Gaziantep ve Kayseri Yeşilhisar Olayları da yılların

birikimi olan siyasi şiddetin en büyük yansımaları olarak kendisine yönelmiştir. Ayrıca,

Türkiye ve Yunanistan arasında Kıbrıs meselesi dolayısıyla yapılan görüşmeler sırasında

ortaya atılan Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanması söylentisi ile 6-7 Eylül 1955

tarihinde İstanbul’da başlayan ve önü alınamayan Rumlara yönelik nümayiş

hareketlerinin de etkisi büyük olmuştur796.

Yaşanan son olayların da etkisi ile iki parti içindeki sertlik yanlılarının öngördükleri

dinamikler beslenmiş ve siyasal tansiyonun artması ordu içindeki örgütlenmenin

çalışmalarını teşvik ederek birçok fırsatlar sunmuş ve ılımlıların da bu kesime

795 Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, İstanbul: Kubbealtı, 2017, s. 20-24. 796 “Yunanlılar Atatürk’ün evine bomba attılar”, Ulus, 7 Eylül 1955, s.1; “Selanik’te Atatürk’ün evine

atılan bomba halkı galeyana getirdi”, Yeni Sabah, 7 Eylül 1955, s. 1; “Nümayiş gecesi tahrikat yapan

otuzdan fazla komünist yakalandı”, Hürriyet, 9 Eylül 1955, s.1; Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, s.

28-32; Tanel Demirel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, Demokrat Parti İktidarı ve 27 Mayıs Darbesi, İstanbul:

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011, s. 305-308.

267

yaklaşmasına neden olmuştur. Askerlerin belirli bir kesimi, darbeyi belirli koşullar

gerçekleştiğinde yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk ve görev olarak

değerlendirdiği görülmektedir. Darbeyi bir suç ve düşünülmemesi gereken bir çözüm

olarak görenler de elbette mevcuttur. Muhalefet lideri İnönü, bu sırada darbe söylentileri

hakkında basına verdiği açıklamalarda, “emin olunuz ki ve herkes emin olsun ki, ordunun

politikaya karışmasını istemiyoruz. Ordu ile iktidara gelmek istemiyoruz. Bir baskı

idaresinin, millet kuvveti ile yıkmak için mücadele ediyoruz” ve “…hirbir temasım

yoktur, hiçbir teşebbüsün ve bu istikamette bir arzunun peşinde değilim”, bu iktidar

ihtilalle devrilirse, gelecek rejimin tekrar demokrasiye dönmesi için geçecek zamanı

tahmin etmek güçtür. Biz bütün ihtilafları normal usuller içinde halletmekte başlıca

selamet yolu görüyoruz” şeklindeki konuşmaları ile tavrını ortaya koymuştur. Başlayan

öğrenci olayları ve onları bastırmakla görevlendirilen askerlerin bu konuda güç

kullanmaktan kaçınmaları harekete geçilme zamanının yaklaştığını göstermektedir. 1960

Mayıs’ında en üst noktaya ulaşan gerginlik, Harp Okulu öğrencilerinin Kızılay’da

yaptıkları yürüyüş sonrasında olmuştur. 23 Mayıs’ta General İrfan Baştuğ’un evinde

yapılan bir toplantıda, harekat tarihi kararlaştırılmıştır. Harp Okulunda toplanan askerler

tüm detayları kararlaştırdıktan sonra harekete geçmiş ve ciddi bir mukavemetle

karşılaşmadan darbe gerçekleşmiştir. Cemal Gürsel kendisine sunulan başarılı harekatın

liderliğini üstlenmiş ve 27 Mayıs günü yaptığı konuşmada, “…işte bu düşünce ve

mülahazalarla bu feci gidişe son vermeye karar verdim. Ve devletin idaresine el koydum”

şeklinde açıklamıştır797.

Kendilerine “Milli Birlik Komitesi” adını veren ve ordu adına yönetime el koyan bir grup

asker, 27 Mayıs sabahı radyodan Türk halkına bir bildiri yayınlamışlardı. Orgeneral

Cemal Gürsel’in başkanlığında, hareketi gerçekleştiren subaylardan 38’inin yer aldığı

MBK, 25 Ekim 1961 tarihine kadar sürdürülmüştür. Bu şekilde yaklaşık 1,5 yıl sürecek

olan askeri yönetim başlamıştır. İlk aşamada, yönetimi ele geçiren askerler çoğu

sivillerden oluşan Bakanlar Kurulu’nu kurarak, oluşturulan bilim kurulu ile yeni anayasa

çalışmalarını başlatmışlardır. 12 Haziran 1960’da geçici anayasanın kabulü ile fiili

797 Demirel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, s. 344-372, 383-385.

268

yönetim hukuki temele oturtulmuş, 6 Ocak 1961’den itibaren de yasama görevini MBK

ve Temsilciler Meclisi birlikte götürmeye başlamıştır798.

27 Mayıs, Sakarya’da basın yoluyla halka ilan edilmiş ve şehirde de bir takım yönetimsel

değişiklikler meydana gelmiştir. Sakarya Garnizon Komutanı Tümgeneral Mete

Yurdakul, Dahiliye Vekâleti’nin 29 Mayıs 1960 gün ve 3 sayılı emriyle Sakarya Valiliği

görevine fiilen başlamıştır799.

Sakarya Askeri Valisi Yurdakul’un, ilk tebliği yerel gazetelere yönelik olmuştur. 31

Mayıs tarihli bu tebliğde;

“28 Mayıs 1960 Cumartesi gününden itibaren Sakarya Vilâyeti dahilinde

münteşir bilcümle gazete ve dergiler normal neşriyatlarına devam

edeceklerdir. Gazetelerin ne gibi havadisleri neşredip hangilerini

neşretmeyecekleri hususunda tereddüde düşüldüğü vaki müracaatlardan

öğrenilmektedir. Türkiye radyoları vasıtasıyla Türk Silahlı Kuvvetler

Başkumandanlığının yayınladığı bilumum emirler ve Sakarya Garnizon

Kumandanlığınca yayınlanan tebliğler aynen, hiçbir söz ve mütalaa ilave

eylememek şartıyla neşredileceği gibi yabancı basının bu milli hareket

aleyhine yaptıkları ve yapacakları mazir neşriyat ve menfi propaganda hariç

her türlü haberin neşri serbesttir. Gerek sabık gerek yeni siyasi ve askeri

şahsiyetler hakkında her türlü tezif edici karikatür, fıkra neşri yasaktır. Halkı

tahrik edici ve onların zihinlerinde şüphe uyandıracak her türlü heyecanlı ve

mübalağalı neşriyat beyanname ve haber neşri yasaktır, tebliğ olunur.”800.

Tebliğdeki ifadeler, yerel basının izleyeceği tutum ve uyması gereken hususlar hakkında

uyarıda bulunmaktadır. 2 Haziran’da şehirde askeri basın bürosu kurulmuş ve

başkanlığına Yarbay Demir Abadan getirilmiştir. Sakarya basınından, birlik ve beraberlik

çerçevesinde faaliyette bulunulması konusunda beyanat vermiştir801. Basın tebliği ev bu

beyanattan sonra, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti idare heyeti, Milli Birlik Komitesi

Orgeneral Cemal Gürsel’e hitaben; “Şanlı ordumuzun inkılap hareketinden sonra zatı

798 Sina Akşin v.d., Türkiye Tarihi 4 Çağdaş Türkiye 1908-1980, Cem Yayınevi, İstanbul: 2003, s. 228-

233. 799 Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670. 800 Sakarya, 31 Mayıs 1960, Sayı: 307. 801 Cemiyet, 3 Haziran 1960, Sayı: 767.

269

devletlerinin şahsında kıymetli ordumuza ve Milli Birlik Hükümetimize sarsılmaz

bağlılıklarımızı ve içten gelen saygılarımızı arz etmekle bahtiyarız” şeklinde bir tebrik

yazısı yayınlamışlardır802. Bu gelişmeyi, 1950-1960 yılları arasında hükümeti elinde

bulunduran DP’ye ve faaliyetlerine dair destekleyici ve bazen taraflı sayılacak kadar

yakın yorumlar geliştiren yerel Sakarya basınının bir çok mensubu, askeri müdahale

sonrasında hızlı bir şekilde yeni duruma adapte olarak tavrını sağlam zemine oturtmuştur.

Gazetelerin o günlere ait başlıkları ve yazarların yorumları incelendiğinde, bu değişim

görülebilmektedir.

Askeri Valilik tarafından ilerleyen günler içinde çeşitli konularda tebliğler yayınlanmaya

ve gazetelerden halka duyurulmaya devam etmiştir. Öncelikle 3 yeni tebliğ ile; Sakarya

sınırları dahilinde 28 Mayıs’tan itibaren bütün siyasi partiler ve teşekküllerin her türlü

siyasi faaliyetin yasaklandığını, yasaklara uymayan kişiler hakkında ciddi kararlar

alınacağını, bazı menfi ve lüzumsuz propagandalardan halkın kendisini uzak tutmasını

belirterek, 31 Mayıs’ta gençlerin yaptığı provoke mahiyetindeki gösterilerde hiçbir asayiş

durumu olmadığından Sakaryalılara teşekkür etmiştir803. İlerleyen günlerde 9 adet tebliğ

yayınlanmıştır.

Ordu mensupları hariç silah taşıyanların ruhsatlı da olsa her çeşit silahını senet

karşılığında askeri makamlara teslim etmesi, teslim etmeyenler hakkında yasal işlem

başlatılacağı hakkında tebliğde bulunmuştur. Yerel gazetelerdeki haberlere göre,

silahlarını teslim etmek istemeyen kişiler olduğundan, çeşitli köy ve mahallelerde silah

araması yapılmış, 15 Haziran’a kadar teslim etmeyenler hakkında cezai işlem

yapılmıştır804. Bu konu hakkında asayiş ve emniyet bölümünde çeşitli örnekler verilmişti.

Sakarya Valisi Nazım Üner, Milli Birlik Komitesi’nin emriyle Ankara’ya götürülmüş,

Ankara’dan yeni hükümete ve kabineye bağlılık telgrafı çekmiştir Tahkikat Komisyonu

üyesi ve Sakarya Milletvekili Selami Dinçer hakkında yakalama kararı çıkmış,

Sakarya’da olduğu düşünüldüğünden şehirde kovuşturma başlatılmıştır 805.

Sakarya’da Askeriyenin devraldığı mülki makamlar şunlardır806:

802 Sakarya, 3 Haziran 1960, Sayı: 310. 803 Sakarya, 4 Haziran 1960, Sayı: 311; Yeni Ada Postası, 28 Mayıs, 1960, Sayı: 2447. 804 Yeni Ada Postası, 3 Haziran 1960, Sayı: 2452; 14 Haziran 1960, Sayı: 2458. 805 Sakarya, 2 Haziran 1960, Sayı: 309; Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670. 806 Yeni Ada Postası, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2449; Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670.

270

Adapazarı merkezde; Sakarya Valiliği-Tümgeneral Mete Yurdakul, Belediye Başkanlığı-

Tabip Yarbay Cevat Özsunay, Emniyet Müdürlüğü-Yarbay Muammer Koral

Kazalarda; Akyazı Kaymakamlığı-Askerlik Şubesi Başkanı Yarbay Tahsin Kaya,

Sapanca Kaymakamlığı-Askerlik Şubesi Başkanı Albay Ethem Süer, Hendek

Kaymakamlığı- Garnizon Komutanı Albay Ali Kıratlı, Geyve Kaymakamlığı-Askerlik

Şubesi Başkanı Albay Şahin Şirin, Karasu Kaymakamlığı- Jandarma Komutanı Yüzbaşı

Hüseyin Erdal

27 Mayıs’tan sonra, tüm ülkede olduğu gibi Sakarya’da da DP’li siyasiler hakkında tevkif

ve kovuşturmalar başlamıştır. DP il başkanı Nazif Sel ve DP iz meclisi azası eski Belediye

Başkanı Necdet Güven 1 Haziran’da tutuklanmışlardı. Aynı gün Karasu DP başkanı İshak

İskender de tutuklanmıştır807. Adapazarı Belediye Başkanlığına, Yarbay Cevat Özsunay

getirilmiş, 30 Mayıs’ta askeri belediye başkanı olarak görevine başlamıştır808.

Askeri müdahalenin akabinde Sakarya Milletvekillerinden Hamdi Başak ve Necdet

Kirişçioğlu askeri birlikler tarafından Ankara ve Adapazarı’ndan alınarak İstanbul’a

gönderilmiş ve nezaret altına alınmışlardır809. Sakarya’da da DP üyeleri, üst düzey

yöneticiler ve çeşitli partililer hakkında gözaltı kararı çıkmıştır. Bu günlerde, Sakarya

Milletvekillerinden Ekrem Alican ise, kurulan kabinede Maliye Bakanlığı’na

getirilmiştir810.

807 Adapazarı Akşam Haberleri 1 Haziran 1960, Sayı: 2671. 808 Yeni Ada Postası, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2449. 809 Sakarya, 3 Haziran 1960, Sayı: 310. 810 Yeni Ada Postası, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2448.

271

Tablo 43: 27 Mayıs’tan Sonra Sakarya’da Gözaltına Alınan Kişiler

Adı Soyadı Memleketi Mesleği

Seyit Ali Kalbuk Hendek Keresteci

Ahmet Yıldırım Hendek Rençber-DP üyesi

Fethi Tok Hendek Kurt Köyü muhtarı

İshak

İskenderoğlu Karasu Karasu ilçe başkanı

İbrahim Gürsoy Çaykara Marangoz

Ziya

Uçankardeşler

Samsun-

Adapazarı Kırtasiyeci-Muharrir

Necdet Güven Kandıra Avukat-B. Başkanı-DP idare azası

Nazif Sel Adapazarı Sinemacı-DP İl Başkanı-B. Mec. azası

Sait Çelikkan Adapazarı Müteahhit-İl kurulu azası

İbrahim Arabul Adapazarı Kunduracı-DP’li

Kemal Turna Adapazarı İnşaatçı-DP kayıtlı

Remzi Türközü Adapazarı Rençber

Hikmet Onaylar Adapazarı İnhisar Baş Bayi bucak başkanı

Yavuz Kavafoğlu Adapazarı Çiftçi-Adapazarı İlçe Başkanı

Ahmet Özdemir Akyazı Akyazı Belediye Başkanı

Kaynak: Sakarya, 9 Haziran 1960, Sayı: 312.

Gözaltına alınan Sakarya Valisi Nazım Üner’in yerine Tümgeneral Mete Yurdakul

gelmiş, kısa süre sonra Ankara’da İçişleri Bakanlığı tarafından ülkedeki mülki amirliklere

çeşitli nakil ve atamalar yapılmış, Haziran 1955’de Sakarya Valiliğine de Eşref Ergut

tayin edilmiştir811. Osman Erkaya anılarında, İstanbul’dan trenle Adapazarı’na

döndüğünde gece askeri harekatın başladığını öğrendiğini belirtmiş, “Nazım Üner

görevinden alındı. Tümen Komutanı yerine bakmaktadır. Bu komutan çok kalmadı kısa

sürede değişti, yerine Giresun Valisi Eşref Bey gönderildi. Bu zatı tanımıyorum ama

gıyaben tanıdım. 1955 yılında Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Fuad Arun Bey

adında bir zat ile gönderildi” 812 şeklinde not etmiştir.

Sakarya’da “sabıkların” durumlarının incelenmesi amacıyla bir tahkikat komisyonu

kurulmuş, mali ve ekonomik alandaki yolsuzlukları saptamak üzere 2 nolu tahkik

komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonun üyeleri; İş Bankası müdürü Tarık Özbek, Ziraat

Bankası 2. müdürü İbrahim İltan, Serbest ticaret mensubu Sabri Sakallıoğlu, Lv.

Üsteğmen Abdurrahman Akkoyun’dan oluşmaktaydı. 13 Haziran itibariyle bu heyet

811 Sakarya, 10 Haziran 1960, Sayı: 313. 812 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 68.

272

ticaret odasında çalışmalara başlamıştır813. Askeri Belediye başkanı Cevdet Özsunay

tarafından Esnaf Dernekleri ile büyük bir toplantı yapılmış, her türlü esnafın fiyatlarında

indirim yapılması ve geçim şartlarının rahatlatılması için girişimde bulunulmuştur.

Akabinde, Sakarya’daki bir çok esnaf temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında

%10 ile %25 oranında indirim yaptıklarını gazetelerden ilan etmişlerdir. Aynı zamanda

şehirde bulunan Lale Sineması, Atlas, Ses, Feza, Melek, Saray, Yeni Sinemalarının

sahipleri ile toplantı düzenleyen Cevdet Özsunay, Milli Birlik Komitesinin vatan ve millet

adına yapacağı çalışmalara destek olmaları amacıyla, sinemalarda indirim yapılması bilet

fiyatlarının düşürülmesi ve pahalı filmlerin yazlık sinemalarda halka sunulmasını

isteyerek karara bağlamıştır814.

Sonuç olarak yorumladığımızda, demokrasi krizini çözmek ve özgürlükleri genişletmek

gayesine hizmet etmeyi amaçlayan 27 Mayıs müdahalesi, askeri destekli bir demokrasi

dönemine geçişle sonlanmıştır. Bu hareketi açıklarken kullanılan terimler de yorumlar

kadar çeşitlidir. Örneğin, “darbe”, “ihtilal”, “inkılâp”, “devrim” ifadeleri mevcuttur. Türk

siyasi tarihinin her dönemde farklı bakış açıları ve yorumlarla değerlendirilen

hadiselerinden biridir ve şüphesiz olacaktır. Türk siyasi tarihinde ve demokrasi

serüveninde, milli iradenin sınırları hakkında değerlendirmeler yapmaya ve kat ettiği

mesafeyi izlemeye imkan veren ve günümüz siyasi hayatına etkileri ile Türkiye

Cumhuriyeti’nde siyasal yaşamını şekillendiren önemli bir tarihi tecrübe olmuştur. Pek

çok bölgede olduğu gibi, Sakarya siyaseti ve sosyal hayatında da köklü değişiklikleri ve

iz bırakan hadiseleri beraberinde getirmiştir.

813 Yeni Ada Postası, 13 Haziran 1960, Sayı: 2457. 814 Yeni Ada Postası, 15 Haziran 1960, Sayı: 2459; 17 Haziran 1960, Sayı: 2461.

273

BÖLÜM 4: ASAYİŞ VE TRAFİK

4.1. Asayiş ve Güvenlik

Bir mekanda, korku ve kaygı verici şeylerin olmaması durumu, düzen ve güvenlik içinde

bulunma hali anlamına gelen “asayiş” kişilerin ve sonra devletin güvenliği konusunda her

dönemde ciddiyetle üzerinde durulmuş bir konudur.

İncelenen döneme ait her türlü asayiş verilerinin resmi olarak kaydedildiği Emniyet Genel

Müdürlüğü ve Jandarma Genel Kumandanlığı arşivleri araştırmacılara açık

olmadığından, kaynak olarak kullanılamamıştır. Özellikle istatistiki veriler ve personel

dosyalarına ulaşmak mümkün olmadığından, tezin bu bölümündeki bilgileri, dönemin

yerel basınından yapılan taramalarda elde edilen bilgilerin objektif bir şekilde olduğu gibi

yansıtılması ile Resmi Gazete ve Devlet Arşivleri’nin kayıtları çerçevesinde

şekillendirilmiştir. Veriler ışığında, 1950-1960 yılları arasında Adapazarı-Sakarya

genelinde asayiş ve güvenlik kurumlarının çalışmaları, asayiş konularında yaşanan

gelişmeler ve suçlarla mücadele konuları değerlendirilmiştir. Bu başlık altında tespit

edilen suç türleri ve suçların işlenme oranlarına dair bulgular, sosyolojik

değerlendirmelere de imkan tanıyabilecektir. Bu noktada, araştırma dönemi içinde şehrin

toplumsal huzuru ve gündelik yaşantısı hakkında yapılacak çalışmalara kaynak teşkil

etmesi mümkündür.

4.2. Asayiş ve Güvenlik Kurumları

Bahsi geçen dönemde, ülkede asayişin sağlanmasından sorumlu en üst merci, İçişleri

Bakanlığı ve bakanlığa bağlı olarak merkezi Ankara’da bulunan Emniyet Genel

Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı’dır. Adapazarı’nın ilçe olduğu dönemde

(1950-1954), asayiş ve güvenlik konuları, şehir merkezinde Kocaeli İl Emniyet

Müdürlüğü ile kırsal bölgelerde Kocaeli İl Jandarma Kumandanlığına bağlı olarak

yürütülmekte idi. 1954 yılından sonra, Sakarya İli bünyesinde Emniyet ve Jandarma

birimleri oluşturulduğundan, müstakilen incelenmesi mümkün olmaktadır. Devletin her

ilde asayişi sağlamak amacıyla oluşturduğu iç güvenlik kurumları olan İl ve İlçe Emniyet

Müdürlükleri ve Jandarma Komutanlıkları, adli olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarına

bağlı görev yapmaktadırlar. Bu kurumların elde etmiş oldukları zabıtlar ve yaptıkları

cezai işlem evrakları, haklarında işlem başlatılan kişiler ve şahitler, kovuşturmanın

274

yapılması ve davanın yürütülmesine karar verecek olan adli makamlara sevk

edilmektedir. Bu kişiler zanlıdır. Adli makamların verdikleri karara göre suçlu bulunan

şahıslar tevkif edilerek cezaevine gönderilir. İşleyiş bu şekilde olduğundan, ele alınan

dönemde işlenen suçlar ve bunların takibi ve cezalandırılması dolayısıyla, il ve ilçelerdeki

Adli Kurumlar ve Cezaevleri de güvenliğin sağlanmasından sorumlu birimlerdir.

4 Temmuz 1934 tarih ve 2559 sayılı “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu” çerçevesinde,

polislere suçların önlenmesi ve işlenen suçların faillerinin bulunması görevleri

verilmiştir815. Bu kanuna bağlı olarak, yurt çapında bütün illere İl Emniyet Müdürlükleri

kurulmaya başlanmıştır. Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ilçelerde ise İlçe

Emniyet Amirlikleri oluşturulmuştur. İzmit ve Adapazarı İlçe Emniyet Amirlikleri

kapsadıkları alan bakımından bunların en öne çıkanları olmakla birlikte, diğer ilçelerde

de birer Emniyet Amirliği kurulmuştur (Geyve, Akyazı, Hendek, Kaynarca gibi).

İlçelerden daha küçük olan nahiye (kaza) merkezlerinde ise, bir alt birim olan Emniyet

Komiserlikleri oluşturulmuştur (Sapanca, Pamukova, Arifiye gibi).

4.2.1. Demokrat Parti Döneminde Asayiş Teşkilatı ve Çalışmaları

Osmanlı Devleti’nde, II. Abdulhamid döneminden itibaren birtakım düzenlemelerle,

polisin mesai saatleri ve çalışma koşulları belirlenmiş, nizamnameler oluşturulmuş

olduğu ancak Cumhuriyet döneminde de çok fazla iyileştirme yapılmadan genel olarak

zor koşulların devam ederek uygulandığı belirtilmelidir. Örneğin polislerin mesai saatleri

1950’li yıllarda da aynı şekilde yani 6 saat karakol görevi, 6 saat dinlenme şeklinde

ayarlanmıştır. Dinlenme saatlerini de görevli oldukları karakolda geçiriyorlar ve haftada

bir gün izinli sayılarak evlerine çıkış yapabiliyorlardı. Bu düzen, Emniyet teşkilatının en

temel yapısını oluşturan polislerin bu dönemdeki yorucu ve özverili çalışma şartları

açısından değerlendirmede önemli bir örnek teşkil etmektedir816.

Demokrat Parti döneminde emniyet teşkilatı hakkındaki olumsuz durumlardan bir diğeri,

polisin dar imkânlarla ve çok az personelle görev yapmaya çalışmasıydı. Hükümet

programlarında iç güvenliğin önemini vurgulayıcı ifadeler yer almasına karşın, bu

mücadeleyi yapacak olan polisin nitelik ve nicelik olarak güçlendirilmesi konusunda çok

815 2559 sayılı “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu” tam metni için bkz. Resmi Gazete, 14 Temmuz 1934,

Sayı: 2551, s.1. 816 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s.347-348.

275

fazla somut adım atamadıkları görülmektedir. Nitekim, ülke genelinde olduğu gibi,

nüfusu gün geçtikçe artan ve 1950’lerin başlarında 50 bini aşan Adapazarı’na

bakıldığında da durum bu şekildedir.

Ele alınan dönemde, İl Emniyet Müdürlükleri bünyesinde, ilgilendikleri suçlara göre

belirlenmiş çeşitli birimler oluşturulmuş ve bu birimler 1’den 5’e kadar numaralarla

isimlendirilmiştir. Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Şube olarak

kurulmuşlardı. Şubelerin başında bir müdür bulunmakta, onlar da bir üst makam olan İl

Emniyet müdür yardımcılarına bağlı olarak çalışmakta idiler. Birinci şube ve ikinci şube

müdürlükleri en temel birimler olup, bunların haricinde personel, haberleşme, ulaşım ve

istihbarat gibi işlerden sorumlu birimler de bulunmaktaydı.817 1950’lerde yurdun bütün

illerinde bu şekilde hiyerarşik bir teşkilatlanmaya gidildiğini belirtmek mümkündür.

Demokrat Parti Döneminde iç güvenliğin sağlanmasında önemli kurumlardan diğeri ise,

1706 sayılı kanuna göre görev ve sorumlulukları tanımlanmış olan Jandarma Genel

Komutanlıklarıdır. Asayişi sağlamaktan ve halkın huzurunu ve ferahını korumaktan

sorumlu askeri ve silahlı güçlerden oluşan Jandarma birlikleri, daha çok kırsal kesimde

ve polisin henüz teşkilatlanmadığı, karakolu bulunmayan bölgelerde görev yapmaktadır.

Polis ve Jandarma birliklerinin yanı sıra, güvenliğin sağlanmasında görevli bulunan diğer

kolluk kuvvetleri Bekçiler ve köy muhtarları ve gümrüklerdeki kaçakçılığın önlenmesi

ve kovuşturulmasından sorumlu jandarmanın görev yaptığı Gümrük ve Tekel

Kolluğudur.

Bekçiler, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’na (1914) bağlı olarak, şehir ve kasabalarda

görevli olan kişilerdi. Mahallelerdeki bekçiler polise bağlı çalışırken, kır bekçileri ise

jandarmaya bağlı bulunmaktaydılar. Özellikle geceleri ve çarşı pazar yerlerinde devriye

gezmeleri ile asayişin sağlanmasında önemli bir kadroyu temsil ediyorlardı.

442 sayılı Köy Kanunu’na göre muhtarlar; köylerdeki genel emniyet ve asayişin

sağlanmasından, kişilerin can, mal ve namusunun korunması amacıyla korucular

vasıtasıyla tedbir almaktan sorumlu tutulmuşlardı. Köylerde mutlaka en az bir köy

817 1950’lerde Emniyette İkinci Şubede görev yapmış emekli polis memuru ile yapılan görüşmeden bu

bilgiler elde edilmiştir (Aralık 2017), Ayrıca bkz. Ali Dikici, “Demokrat Parti Döneminde İç Güvenlik ve

Polis Teşkilatı”, Akademik Bakış, III/5, 2009, s. 61-70.

276

korucusu görev yapmakta idi818. Bahsi geçen emniyet birimlerinin tamamı Sakarya’da

da mevcut olup, kendi bölgelerindeki çalışmalarını yürütmekteydiler.

4.2.1.1. Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü

1954 yılına kadar Adapazarı ilçesi, İçişleri Bakanlığı tarafından 1930’larda kurulan

Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’nün bir alt kademesinde Adapazarı Emniyet Amirliği

olarak teşkilatlanmış bulunmaktaydı. 1950-1954 döneminde Kocaeli Emniyet

Müdürlüğü yapan Nevzat Armağan, Kemal Kolay, Ekrem Anıt ve Nihat Ertürk

dönemlerinde819, Adapazarı Emniyet Amirliği olarak geçmekte ve güvenliği sağlamakta

büyük oranda Kocaeli’ndeki teşkilattan destek almaktadır.

İlçe olan Adapazarı’nın 1954 yılına kadarki emniyet yapılanması ve ilçedeki personel

kadrosu ile mevcut imkanları hakkında tespit ettiğimiz bilgiler şöyledir.

1949-50 döneminde Adapazarı Emniyet Amirliği görevinde bulunan isim Vehbi

Kural’dır820. Kendisi bölgede taktir edilen çalışmalar gerçekleştiren bir isim olarak

tanınmıştır.

1951-1952 yılları arasında;

6 Ocak 1951 tarihinde Adapazarı İlçe Emniyet Amirliği’ne, Sabri Karabekiroğlu

atanmıştır. Aynı yıl Nisan ayında Edirne Baş komiserlerinden Emrullah Köymen terfi

ettirilerek Adapazarı Emniyet Amirliği’ne tayin olmuştur821.

Adapazarı Emniyet Teşkilatına mensup, toplam 48 bekçi çalışmakta idi822. Nüfusu bu

dönemde 40 bini aşan Adapazarı içinde inzibat sadece 26 polis tarafından yürütülmekte

idi. Bu toplam kadro, Merkez, Karaağaç ve Aziziye Karakolları olmak üzere 3’e

bölünmüş şekilde görev yapmaktaydı. Şehir için yeterli olmadığı açık olarak ifade

edilmekte ve kadronun artırılması için İçişlerine başvurularda bulunulmaktaydı823. Bu

yetersiz kadronun, ulaşımını sağlamak ve olaylara acilen müdahale edebilmek için

818 Bülent Akkaya, Demokrat Parti Döneminde Türkiye’nin İç Güvenliği (1950-1960), Cumhuriyet

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), 2010, s. 63-64. 819 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 351-352. 820 BCA, Fon Kodu: 31.11.1.0/204.7.19. Vehbi Kural 28 Mart 1949 tarihinde bu göreve getirilmiştir. 821 Şahin, Kronolojik Adapazarı Sakarya Tarihi, s. 80-83. 822 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Aralık 1951, Sayı: 17. 823 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Şubat 1952, Sayı: 69.

277

kullanacakları jeep araçları da mevcut olmadığından büyük sıkıntılar yaşandığı

görülmektedir.

Karaağaç Karakolu Komiserliğine; İzmit’te komiser yardımcısı olan Alaattin Tuna

atanmıştır824.

-1953 yılında, Hendek’te polis teşkilatı kurulmasına karar verilmiş, resmen faaliyete

geçirilmesi sonucunda bölgeye 7 polis memuru ve 1 amir atanması sağlanmıştır825.

Ankara’ya nakledilen emniyet amiri Emrullah Köymen şehirden ayrılmıştır826. Yeni

emniyet amiri Ali Rıza İnal 31 Aralık 1953 tarihinde atanmış827, şehre gelerek görevine

başlamıştır828. Tayini onaylanmış olup kendisi 1. Sınıf Emniyet amiridir829.

Sakarya’da görev yapan İl Emniyet Müdürleri ve görev süreleri aşağıda belirtilmiştir:

Tablo 44: Sakarya İl Emniyet Müdürleri ve Unvanları

Unvanı Adı-Soyadı Görev Tarihleri

Emniyet Müdürü Suphi Benli 05.09.1954-01.12.1954

Emniyet Müdürü Nazmi Sevin 19.09.1955-14.09.1957

Emniyet Müdürü İlhami Aksoy 27.08.1957-27.06.1960

Askeri Emniyet Müdürü Y. Muammer Koral/

A. Hamdi Arucan

27.06.1960-04.08.1960

Askeri Emniyet Müdürü A. Faruk Öngün 04.08.1960-02.09.1960

Askeri Emniyet Müdürü Y. Asım Ural/ Gıyasettin

Gürkaya

09.1960-12.1960830

Emniyet Müdürü Bekir Sıtkı Kutluay 26.12.1960-02.09.1966

Kaynak: http://www.sakarya.pol.tr/Sayfalar/gorevyapmismudurler2.aspx (Erişim Tarihi: 30.10.2017).

Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki hiyerarşik sıralama ve mevcut dönemdeki

unvanların neler olduğunu döneme ait belgelerde ve resmi gazetedeki atama kararlarında

görünmektedir. Buna göre tespit edilen unvanlar o dönemdeki kullanılan şekliyle

şöyledir;

824 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Nisan 1952, Sayı: 113. 825 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Mayıs 1953, Sayı: 455. 826 Adapazarı Akşam Haberleri ,3 Şubat 1954, Sayı: 657. 827 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/242.40.21. 828 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Şubat 1954, Sayı: 655. 829 Resmi Gazete, 6 Ocak 1955, Sayı: 8897, s : 10858. 830 Sakarya, 30 Kasım 1960, Sayı: 459; Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1960, Sayı: 2669; 31 Mayıs

1960, Sayı: 2670. Askeri Emniyet Müdürlerinden Yarbay Muammer Koral, Asım Ural ve Gıyasettin

Gürkaya’nın isimleri yerel basında anılmakta, kısa süreli de olsa bu görevde bulundukları düşünülmektedir.

278

• Emniyet Müdürü

• Emniyet Müdür Muavini

• Birinci Sınıf Emniyet Amiri

• İkinci Sınıf Emniyet Amiri

• Üniformalı ve Sivil Baş komiser

• Üniformalı ve Sivil Komiser

• Üniformalı ve Sivil Komiser Muavini

• Üniformalı ve Sivil Polis Memuru 831.

Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çalışan il emniyet müdürü, il emniyet müdür

muavinleri ve 5 şube müdürlüğü hizmet vermekte idi. Bu müdürlüklerin isimleri

günümüzde farklı şekilde kullanıldığından, 1950’li yıllarda ifade ettiği anlamı, dönemin

suç vakalarını incelenen gazete haberlerinden, bakılan suç türü ve yapılan işlemlerden

anlaşılmaktadır.

Buna göre, Birinci Şube Müdürlüğü, siyasi işlerden sorumlu olan bugün terörle mücadele

şubesinin bir versiyonu olarak çalışırken, İkinci Şube Müdürlüğü, adli kısım yani Asayiş

Şubesinin benzeri bir yapıdadır. Çok geniş bir alanı kapsamaktaydı görev bakımından,

örneğin, her türlü mala ve cana karşı işlenen suçlar, hırsızlık, yaralama, fuhuş, cinayet

gibi suçların tamamı bu şube tarafından ele alınmış ve işlem yapılmıştır. Üçüncü Şube

Müdürlüğü, ayniyat yani personel bürosu gibi çalışan daha çok ofis memurlarının

bulunduğu kısımdır. Dördüncü Şube Müdürlüğü yabancı ve mültecilerin işleri ile ilgili

birimken, Beşinci Şube basım yayın ve teknik hizmetleri kapsıyordu. Altıncı Şube trafik

işlerine bakan kısım olup832, anlaşıldığı üzere bu isimler altında bugünkü çalışmaların

benzerlerini sürdürüyorlardı.

1954-1960 yılları arasında Sakarya İli Emniyet Teşkilatının yıllara göre tespit edilen en

temel personel yapısı aşağıda belirtildiği gibidir.

1954/1955 yılı Emniyet Teşkilatı;

Emniyet Müdürü: Suphi Benli (1954), Nazmi Sevin (1955)

831 Tezin yazımında bu unvanlar, bugün kullanılan şekliyle yazılmaya devam edilmiştir. Resmi Gazete, 25

Mart 1955, Sayı: 8064, s: 11389. 832 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s.352-353.

279

Emniyet Amiri: Ali Rıza İnal

Merkez Komiser Yardımcısı: Halil Uysal ve İbrahim Doğruer

Polis Memuru: Ekrem Cengiz, Adem Güngör isimli personelden oluşuyordu 833.

Adapazarı’nın il olmasından sonra, Emniyet Amirliği Emniyet Müdürlüğüne yükselmiş

olduğundan, takviye edilen siyasi, idari, adli şubelerle yeniden kurulan Teknik Büro’nun

çok dar olan müdürlük binası içerisinde sıkışık şekilde görev yaptıkları belirtilmektedir.

Bu sıkıntının giderilmesi için Vali Nazım Üner’in direktifleri ve Sakaryalı hayırsever iş

adamlarının yardımlarıyla, müdüriyete bitişik olarak Merkez Karakolu inşa edilmiştir834.

1956 yılı Emniyet Teşkilatı;

Emniyet Müdürü: Nazmi Sevin

Emniyet Amiri: Ali Rıza İnal

Komiser Yardımcısı: İbrahim Doğruer

Polis Memuru: İbrahim Erol ve memurlardan oluşuyordu 835.

Ayrıca Ali Rıza İnal döneminde, Temmuz 1956’da, komiser yardımcısı Vedat Yünel,

polis memurları Ali Türkan, Ekrem Cengiz görev yapmaktadır836. Uzun zamandan beri

Sakarya Emniyet teşkilatında görev yapan Birinci Şube Şefi Komiser Sırrı Arslanalp,

İkinci Şube Şefi Komiser Kerim Alparslan ve polis memuru Ali Kaya bu sene içerisinde

emekliye ayrılmışlardır837. Mithatpaşa karakoluna bağlı polis memuru Hüseyin Bıçkın

Mithatpaşa istasyonunda görev yapmaktadır838.

833 Hakikat, 13 Aralık 1955, Sayı: 555. 834 Yeni Ada Postası, 2 Mart 1956, Sayı: 1166. 835 Anadolu, 10 Ekim 1956, Sayı: 143. 836 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 837 Hakikat, 15 Temmuz 1956, Sayı: 221. 838 Hakikat, 25 Ocak 1956, Sayı: 592.

280

1957/1958 yılı Emniyet Teşkilatı

Emniyet Müdürü: İlhami Aksoy

Komiser Yardımcısı: Vedat Yüce

Karaağaç Karakolu Amiri: Behçet Evirgen

Aziziye Karakolu Amiri: Halil Uysal’dır.

Birinci Şube: Faik Şakar ve polis memurlarından oluşuyordu.

Sivil Ekip Amiri: Ali Akgün 839.

Ekim 1958’de Akyazı’da Polis komiserliği kurulmuştur. Hızla gelişen Akyazı kazasında

Polis komiserliğine intikal eden hırsızlık hadiselerinin sayısı 1 ay içerisinde sadece

2’dir840. Hırsızlık vakalarının rekor seviyesinde azalmış olması kaza halkı tarafından

şükranla karşılanmış ve emniyet teşkilatının başarısı olarak takdir kazanmıştır.

Polisler için bu dönemde yapılan kılık kıyafet kapsamında bir düzenlemeye örnek olarak,

bıyık bırakma yasağı koyulduğu görülür. Buna göre, en geç bir hafta içinde bıyıklarını

kesmeyen polisler ceza alacakları açıklanmıştır. Emniyet müdürleri, emniyet amirleri,

emniyet müfettişleri ile komiser, bekçiler ile bütün sivil ve resmi emniyet mensupları bu

karardan sorumlu tutulacaktı. Kararın alınmasında Emniyet Genel Müdürünün İstanbul’a

son gelişinde rastladığı “douglay”, “burun gölgesi”, “pos bıyıklı” adıyla bilinen tarzda

dolaşan memurların etkisi olmuştur. Tek tip bırakmalarını sağlamak zor olacağından

tamamen yasaklanması düşünülmüştür. İş gereği tebdil-i kıyafet gezen sivil polislerin de

ancak “takma bıyık” takabilecekleri belirtilmiştir. Aynı zamanda, kısa süre önce Birinci

Şube ve İkinci Şube dışında çalışan memurların resmi elbise giymeleri mecburiyeti

getirildiğinden, bu konuyla ilgili teftişler yapılmıştır. Yasağın açıklanmasından sonra, bir

kısım genç polis memurlarından tepkiler gelmiş, görevi bırakmaları bedeli ile de olsa

839 Uzun zamandan beri Sakarya Emniyet Müdürlüğü yapan Nazmi Sevin, Uşak iline tayin edilmiş, yerine

ise İstanbul Şube Müdürlerinden 2.Sınıf Emniyet Müdürü İlhami Aksoy atanmıştır. 24 Ağustos 1957

tarihinde göreve başlamıştır. Anadolu, 7 Ağustos 1957, Sayı: 395; 26 Haziran 1957, Sayı: 362; 10 Ağustos

1957, Sayı: 398; 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 840 Bazı sebeplerden dolayı Merkez karakolundan alınarak Aziziye ve oradan da Mithatpaşa karakoluna

komiser yardımcısı olarak atanan Vedat Yüce, vatandaş tarafından sevilen ve takdir edilen bir kişilik olup,

Ağustos 1957’de tekrar eski görev yeri olan Merkez karakoluna dönmüştür, Demokrat Sakarya, 28 Ekim

1958, Sayı: 1342.

281

bıyıklarını kesmeyeceklerini açıklamışlardır. Bu tepkiler üzerine polise getirilen bıyık

bırakma yasağı üç gün bile sürmeden geri adım atılmıştır. Yeniden yayınlanan emre göre,

“mübalağalı olmamak şartı ile” bıyık bırakabilecekleri bildirilmiştir. Yerel basında bu

konu hicvedilmiş, “buna göre ölçü nedir? Posbıyık, yastık bıyık, pis bıyık, dik bıyık yasak,

kaytan bıyık, çalı bıyık, donglas bıyık ise serbest olacaktır” 841 ifadeleri ile gündeme

gelmiştir.

Adapazarı’nda ele alınan dönemde asayiş ile ilgili yerel haberler toplamak konusunda

gazetecilerin sıkıntı çektiğini belirten yazılara yer verilmiştir. Özellikle zabıta

haberlerinin emniyet ve jandarma tarafından basına verilmediği, valilik makamına

başvurulmasının istendiği, valiliğe başvuranlara ise “asayiş berkemal, vukuat yok”

şeklinde cevap verildiği belirtilmiştir. Meydana geldiği bilinen olayların basına

verilmeyerek gizlenmesi şehre has bir uygulama olarak değerlendirilmiş, bu konuda

sıkıntı olduğu dile getirilmiştir842.

1959/1960 yılı Emniyet Teşkilatı;

Emniyet Müdürü: İlhami Aksoy

Adapazarı Emniyet Komiser: Ahmet Şenol

Emniyet Komiser Yardımcısı: Necati Balaşoğlu 843.

1957 yılında, Sapanca’da polis teşkilatı kurularak hizmete geçmiştir. Sapanca emniyet

teşkilatına 6 polis, 1 komiser kadrosu verilmiş ve tayinleri gerçekleştirilmiştir. Adapazarı

emniyeti sivil ekip amiri Ali Akgün, aynı yıl Sapanca emniyet komiserliğine kendi isteği

üzerine nakledilmiştir.

27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden sonra;

Sakarya Emniyeti’ne askeri ünvanlı müdürler atanmış, çoğu kısa süre görev yaparak eski

askeri hizmetlerine geri dönmüşlerdir.

841 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Temmuz 1959, Sayı: 2394; 8 Temmuz 1959, Sayı: 2395; 14 Temmuz

1959, Sayı: 2397. 842 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Eylül 1959, Sayı: 2444. 843 Anadolu, 24 Nisan 1957, Sayı: 311; Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Eylül 1959, Sayı: 2449; 14 Eylül

1959, Sayı: 2454; 1 Şubat 1960, Sayı: 2572.

282

Emniyet Müdürü: Yarbay Muammer Koral

Emniyet Müdürü: Hamdi Arucan

Emniyet Müdürü: Yarbay Asım Ural

Emniyet Müdürü: Gıyasettin Gürkaya

Emniyet Müdürü: Ömer Faruk Öngön

Emniyet Amiri: Bedir Yüken

Sakarya’da askeri müdahaleden sonra Emniyet Müdürlüğü’ne Yarbay Muammer Koral

tayin edilmiştir. Sakarya’nın mert ve dürüst emniyet müdürü İlhami Aksoy, görevini

Askeri emniyet müdüründen devralarak yeniden göreve başlamıştır. Kısa süre sonra

İlhami Aksoy’un Eskişehir emniyet müdürlüğüne nakli halk arasında üzüntü ile

karşılanmıştır. Aynı zamanda emniyet amiri Bedir Yüken de, terfi ederek Afyon Emniyet

Müdürü olmuştur844.

Sakarya emniyet müdürlüğüne Temmuz 1960 başlarında Hamdi Arca tayin olmuş ve

göreve başlamış iken, kısa süre sonra yeni askeri Emniyet Müdürü, Binbaşı Asım Ural

şehre gelerek görevi devralmıştır. Asım Ural aynı yıl Eylül ayında terfi ederek Yarbay

olmuştur. Kasım 1960’da Yarbay Asım Ural kendi isteği ile orduya dönmüştür. Sakarya

halkı tarafından sevilen bir sima olan Ural’ın görevden ayrılışı üzüntü ile karşılanmış,

kendisine bir veda yemeği düzenlenmiştir845.

Aralık 1960’da, Sakarya Emniyet Müdürlüğüne atanan Gıyasettin Gürkaya’nın görevden

kısa süre sonra geri alınması ile yerine Ankara Emniyet Müfettişlerinden Ömer Faruk

Öngön atanmış ve göreve başlamıştır846.

Askeri Emniyet Müdürleri döneminde Sakarya’da sarkıntılık ve buna benzer ahlaka

mugayir çeşitli suçları ve hadiseleri önlemek, direkt müdahale edebilmek amacıyla,

844 Adapazarı Akşam Haberleri, 31 Mayıs 1960, Sayı: 2670; 14 Haziran 1960, Sayı: 2680; Adapazarı

Akşam Haberleri, 22 Haziran 1960, Sayı: 2687. 845 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Kasım 1960, Sayı: 2824; Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Temmuz

1960, Sayı: 2714; 18 Ağustos 1960, Sayı: 2736; 2 Eylül 1960, Sayı: 2749. 846 Sakarya Ekspres, 19 Aralık 1960, Sayı: 976.

283

Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Sivil Ahlak Ekibi kurulmuştur. Bu çalışma halkın takdirini

kazanmıştır847.

1960 yılı Temmuz-Ağustos döneminde, Sakarya’da 63 adet polis vakası gerçekleşmiş,

bunlardan 1 tanesi hariç bütün suçlular yakalanmış ve adalete sevk edilmiştir848.

Geyve ve Karasu ilçelerinden Emniyet teşkilatı kaldırılması planlanmış, bu haber halkı

endişeye sevk etmiştir. Turistik açıdan önemi olan Karasu gibi bir bölgeden polisin

kaldırılması, hırsızlık ve kumar hadiselerinin denetimi ve yaz aylarındaki yoğunluk

sebebiyle jandarmanın tek başına çalışmakta zorlanacağı düşünülerek eleştirilmiştir849.

Bu sebeple İçişleri Bakanlığı’na Karasu’daki polis teşkilatının kaldırılmaması adına

başvuruda bulunulmuştur850.

Yukarıda verilen bilgilere bakıldığında, Sakarya Emniyeti’nin 1955 yılından sonra daha

kapsamlı ve donanımlı bir hale getirildiğini, personel sayısı ve araç imkanlarının

artırıldığını, buna bağlı olarak ilerleyen yıllarda çalışmalarını etkili şekilde sürdürdüğü

anlaşılmaktadır. Suç oranlarındaki düşüş de bu durumun bir sonucu olarak

yorumlanabilir.

4.2.1.2. İl Jandarma Komutanlığı

İl Jandarma Komutanlıkları (Kumandanlıkları) ve bunlara bağlı bir alt birim olan İlçe

Jandarma Komutanlıkları ile Jandarma Karakol Komutanlıkları hiyerarşik olarak görev

yapmaktadır. Emniyet Müdürlüğü gibi asayişi sağlamak ve daha çok kırsal bölgelerdeki

çalışmaları yürütmek üzere, 2803 numaralı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri

Kanunu’na uygun olarak oluşturulmuşlardır.851Bu dönemde Sakarya’da ve ilçelerde

847 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1960, Sayı: 2703. 848 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730. 849 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Aralık 1960, Sayı: 2829. 850 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Aralık 1960, Sayı: 2839. 851 2803 numaralı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu; “Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı:

Madde 10 – Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev sahası dışı olup, bu alanlar

il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. Ancak, belediye

sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler, jandarmanın görev ve

sorumluluk alanı olarak tespit edilebilir. (Ek cümle: 25/7/2016-KHK-668/11 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-

6755/11 md.) İçişleri Bakanının kararıyla bir il veya ilçenin tamamı polis ya da jandarma görev ve

sorumluluk alanı olarak belirlenebilir. (Ek fıkra: 15/8/2017/KHK-694/52 md.) İl ve ilçelerdeki jandarma

ve polis sorumluluk alanlarının sınırları, ilçelerde kaymakam, illerde vali veya görevlendireceği vali

yardımcısı başkanlığında jandarma ve emniyet temsilcilerinin katılacağı bir komisyon tarafından

belirlenir. Komisyon, vali veya kaymakamın çağrısı üzerine toplanır. Büyükşehir, il veya ilçe belediyesi

kurulması, kaldırılması ya da kentleşme veya diğer sebeplerle sınırlarda değişiklik olması halinde,

284

Jandarma teşkilatına bağlı komutanlıklar bulunmakta ve devrin gazetelerine göre huzurun

sağlanmasında aktif rol üstlenmekteydiler. Jandarma Komutanlığı arşivi araştırmaya açık

olmadığından, bu kısımda verilen bilgiler, sadece basın ve kaynak taramalarından elde

edilen personel bilgilerini içermektedir.

Sakarya Valiliği 1957 yılındaki depremden sonra hasar gördüğünden, 1967 yılına kadar,

Jandarma Alay Merkezi ile aynı binada çalışmıştır. Bina, PTT yanındaki Çocuk Esirgeme

Kurumu binasına taşınmıştır. 1958 yılında adliye ve jandarma binalarının yıkılıp yerine

tamamının bir bulvar şeklinde kurulması için, girişimlerde bulunulmuştur.

Gümrükönünden İbrahim Bey Parkı’na uzanan uzun geniş meydanın istimlak edilmesi

ile “Cumhuriyet” bulvarı oluşturulmasına ve bunun karşısına Atatürk’ün bir heykelinin

yapılmasına karar verilmiştir 852. Bulvar zamanla, Sakarya ile özdeşleşerek şehrin ana

merkezlerinden biri haline gelmiştir.

1950 ve 1960 yılları arasında İl ve İlçe Jandarma komutanlıklarında görev yapmış olduğu

tespit edilen isimler, görev ve unvanları ile aşağıda sıralanmıştır:

1952 yılında; Adapazarı Jandarma Kumandanı Sadi Özay olup853,

1954 yılında; Sakarya İl Jandarma Komutanı: Jandarma Yarbay Cevat Özay’dır.

1955/56 yıllarında;

2. Süvari Tümen Komutanı: Hamdi Günsay idi. Tuğgeneral Hamdi Günsay,

Sakaryalıların Şair ve edebiyatçı yönü ile yakından tanıdığı ve sevdiği bir şahsiyettir.

Uzun dönem görev yaptıktan sonra, İstanbul Süvari Binicilik Okulu’na tayin olmuştur854.

1956-1957 yıllarında;

değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde sorumluluk alanları yeniden

düzenlenir. Komisyon tarafından alınan kararlar İçişleri Bakanının onayıyla yürürlüğe girer. Belirlenen

sorumluluk alanlarının sınırları karara eklenen bir harita veya kroki üzerinde gösterilir. Jandarma,

kendisine verilen görevlerin ifası ile ilgili olarak diğer güvenlik kuvvetleri ile iş birliği ve koordinasyonda

bulunur. Jandarma veya Emniyet Teşkilatı, kendi sorumluluk sahasında yetersiz kaldıkları veya

kalacaklarının değerlendirilmesi halinde, mahalli mülki amirler tarafından birbirlerinin sorumluluk

sahalarında geçici olarak görevlendirilebilirler. Jandarmanın diğer güvenlik kuvvetleriyle iş birliği ve

koordinasyon esasları ve emir komuta ilişkileri yönetmelikle belirtilmiştir”.

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2803.pdf (Erişim Tarihi: 14.10.2017). 852 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 168-169. 853 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1952, Sayı: 124. 854 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169.

285

Sakarya Merkez Jandarma Komutanı: Hüseyin Erdağ’dır. Bir süreden beri boş olan

Sakarya Merkez Jandarma Kumandanlığı’na, Ordu-Ünye kazası kumandan yardımcısı

Üsteğmen Hüseyin Erdağ tayin edilmiştir. Haziran 1957’de göreve başlamıştır. Kısa süre

sonra Yüzbaşılığa yükselecektir855.

Jandarma Tümen Komutanı: Kemal Biratlı’dır.

Arifiye Jandarma Karakol Kumandanı: Hasip Uslu’dur. Ankara Ekspresinde hırsızlık

yapan sabıkalı İ.C’yi başarılı çalışmaları sonucunda yakalayan Arifiye Jandarma Karakol

kumandanı Hasip Uslu’ya bu dönemde vali tarafından takdirname verilmiştir. Ayrıca

Devlet Demiryolları Müdürlüğü tarafından 500 lira nakit para ile ödüllendirilmiştir856.

Adapazarı Askerlik Şubesi Başkanı Süvari Albayı Hamdi Yurtsever, 6 Temmuz 1957

tarihinde emekliye ayrılmıştır857.

1958 yılında;

Sakarya Kolordu Kumandanı: Hayati Ataker,

Tümen Kumandanı: Kemal Biratlı idi. Kemal Biratlı, 1957 senesinden beri görev

yapmaktaydı. 3 Eylül 1958’de İstanbul’a tayin edilmiş yerine, Tuğgeneral Vahit Kıratlı

getirilmiştir.

Merkez Kumandanlığına da Süvari Albayı Avni Karaca tayin edilmiştir.

Yıllardır Merkez Kumandanlığında görevli ve başarılı çalışmaları ile bilinen Astsubay

Çavuş Saadettin Düzgün ve yeni atanan Merkez Kumandanı Yarbay Karaca’nın

öncülüğünde ikişer kişiden oluşan dört inzibat grubu, günün her saatinde şehrin çeşitli

bölgelerini devriye gezmekte ve özellikle trafik ekiplerine de destek olmaktaydılar. Gece

ve gündüz şehri baştan başa gezen askeri inzibatlar, birer pikap aracı da Gümrükönü ve

Yenicami muhitlerinde acil durumlar için bekletmekteydiler. Kumandanlığın girişimleri

üzerine Yenicami ve Kuyudibi mevkilerinde birer tane kontrol noktası ve karakol

açılmıştır858.

855 Anadolu, 1 Haziran 1957, Sayı: 343. 856 Anadolu, 20 Mayıs 1957, Sayı: 330. 857 BCA, Fon Kodu: 30.11.1.0/265.21.9. 858 Anadolu, 3 Eylül 1958, Sayı: 1295.

286

Gösteri Grup Kumandanı: Binbaşı Nuri Ersöz’dür.

2. Süvari Tümeni belirli dönemlerde Atom Tatbikatı859 yapmakta ve çok sayıda

katılımcının yer aldığı bu tatbikatlar halkın da yoğun ilgisini toplamaktaydı. Atom ve

etkilerinin anlatıldığı bir tatbikatta, patlama noktasından 2500 metreye kadar olan 8

noktada yerleştirilmiş olan çeşitli birlik ve araçların, atom patlamasından önceki ve

sonraki halleri canlı olarak temsilen açıklanmıştır.

Askeri Müdahale sonrasında, 1960 yılı itibariyle;

Tümen Komutanlığı’na vekaleten bakan Kurmay Albay İlhami Barut, Ordu 4. Kd. Ütğ.

Erdoğan Boluluoğlu idi860. Eylül 1959’da İlhami Barut Eskişehir’e nakledilerek, Tümen

Kumandanlığına Tuğgeneral Naci Aşkun’un tayini gerçekleşmiştir861. Bu yılda, Sakarya

Jandarma Kumandanı Yarbay Sabit Günaç’tır862.

Bahsedilen döneme ait örnek asayiş olayları kısmında somut olarak aktarıldığı gibi, ilin

jandarma teşkilatının Sakarya’da suç ve suçluların önlenmesinde taktirle karşılanan

hizmetler verdiği anlaşılmaktadır.

4.2.1.3. Adliye

Adli kurumlar, illerdeki güvenlik kurumlarının en üst yetkili makamını oluşturmaktadır.

1953 yılı itibariyle Resmi kayıtlara göre nüfusu 52 bini aşan Sakarya’da, 3 mahkeme

bulunmaktaydı. Ağır Ceza, Asliye Ceza ve Sulh Ceza Mahkemeleri bulunuyordu. Bu

mahkemelerde bakılan davalara örnek olarak 1950 yılı itibariyle; 1.953 mahkumiyet, 712

beraat ve 3.421 tecil kararı verilmişti863.

1950-1954 yılları arasında Kocaeli’ne bağlı Adapazarı Adliyesinde görev yapan savcılar

ve hakimler ile, 1954-1960 yılları arasında Sakarya ili adliye teşkilatında görev yapmış

olan savcı ve hakimlerin isimleri ve atanma kararları Resmi Gazeteden yapılan tarama

sonucunda kronolojik olarak tespit edilmiştir.

859 Demokrat Sakarya, 7 Mayıs 1958, Sayı: 1196. 860 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ağustos 1960, Sayı: 2746. 861 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Eylül 1959, Sayı: 2753. 862 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Kasım 1960, Sayı: 2824. 863 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Mayıs 1953, Sayı: 449.

287

Kocaeli, Adapazarı, Geyve, Hendek, Karasu, Akyazı, Sapanca ilçelerinde bu dönemde

mevcut olan adliye yapısı ve personeline bir başka çalışmaya kaynak oluşturması

bakımından burada yer verilmiştir.

Kocaeli:

Kocaeli Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Fehim Çaylı864

Kocaeli Asliye Hukuk Yargıçlığı: İbrahim Tahir Oskay865

Kocaeli Cumhuriyet Müddeiumumi Yardımcılığı: Hakim adayı Muzaffer Şamiloğlu866

Kocaeli Hukuk Hakimliği: Eski C. Müddeiumumisi Alaaddin Güzeloğlu867

Kocaeli Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Hasan Gümüştekin868

Adapazarı:

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi: Rıfkı Eser869

Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: Derviş Oktay Aksaray Yargıçlığı’na atandı.870

Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: Mudanya Cumhuriyet Savcısı Şefik Ayan.871

Adapazarı Cumhuriyet Savcısı: İbrahim Ethem Tüfekçioğlu872

Adapazarı Sorgu Yargıçlığı: Refahiye C.Savcı yardımcısı Sefa Gönen873

Adapazarı Sulh Yargıçlığı: Adapazarı eski C.Savcı yardımcısı Ali Nejat Tüzel874

Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Mehmet Nadir

Gürbüz875

864 Resmi Gazete, 18 Haziran 1950, Sayı: 8138, s.: 3946. 865 Resmi Gazete, 25 Temmuz 1952, Sayı: 8167, s. 4201. 866 Resmi Gazete, 4 Mart 1953, Sayı: 8350, s. 5753, 5754. 867 Resmi Gazete, 19 Ekim 1953, Sayı: 8537, s. 7401. 868 Resmi Gazete, 2 Aralık 1953, Sayı: 8572, s. 7685. 869 Resmi Gazete, 5 Eylül 1950, Sayı:7600. 870 Resmi Gazete, 6 Eylül 1950, Sayı: 7601, s.19050. 871 Ekim 1952 ye kadar görev yaparak Ankara’ ya tayin olmuştur. Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim

1952, Sayı: 255; Resmi Gazete, 9 Ekim 1950, Sayı: 7626, s. 190169. 872 Resmi Gazete, 3 Ekim 1952, Sayı: 8223, s. 4613. 873 Resmi Gazete, 3 Kasım 1951, Sayı:7947, s. 2194. 874 Resmi Gazete, 24 Ekim 1952, Sayı: 8241, s. 4825. 875 Resmi Gazete, 4 Mart 1953, Sayı: 8350, s. 5753, 5754.

288

Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği, Hakim adayı Necati Sezer876

Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Hakim adayı Cahit Termelioğlu877

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: Zeki Sert878

Adapazarı Hukuk Hakimi: Mehmet Araz 879

Adapazarı Hukuk Hakimi: Hikmet Güneymen880

Adapazarı Ceza Hakimi: Şükrü Güneymen881

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi: Talat Erkman882

Adapazarı Sulh Hakimi: Adapazarı Hakim Yardımcısı Şayan Kılıçoğlu883

Adapazarı Sulh Hakimi: Samime Cent 884

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisi: Zeki Sert885

Sakarya Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Mehmet Zihni Sıvacıoğlu886

Sakarya Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Muammer Dalbudak887

Adapazarı Hakim Muavinliği: Nermin Turgut888

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: M. Selahattin Erman889

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Reisliği: Tevfik Ahıska890

Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Bülent Üstel891

876 Resmi Gazete, 14 Temmuz 1953, Sayı: 8457, s. 6688. 877 Resmi Gazete, 2 Aralık 1953, Sayı: 8572, s. 7686. 878 Resmi Gazete, 30 Kasım 1953, Sayı: 8570, s.7673. 879 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8582, s. 7760. 880 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı: 8582, s. 7759. 881 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s.9350. 882 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 883 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 884 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11389. 885 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11389. 886 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 887 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 888 Resmi Gazete, 10 Şubat 1956, Sayı: 9230, s. 13542. 889 Resmi Gazete, 7 Ekim 1958, Sayı:10026. 890 Resmi Gazete, 27 Aralık 1958, Sayı: 10094, s. 20738. 891 Resmi Gazete, 27 Aralık 1958, Sayı: 10094, s. 20738.

289

Adapazarı Cumhuriyet Müddeiumumiliği: Mehmet Kamil Özer892

Adapazarı Cumhuriyet Savcılığı: Mehmet Seyfullah Oygen893

Adapazarı Hakim Yardımcısı: Nevin Dörtbudak894

Adapazarı Hukuk Hakimi: Hikmet Güneymen

Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı: Selehattin Ermen895

Adapazarı Hakimliği: Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Rıfkı Dervişoğlu896

Adapazarı Hakimliği: Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Ömer Talat Erkmen897

Geyve:

Geyve’de Sulh Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.

Geyve’de Asliye Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.898

Geyve Ceza Yargıçlığı: Rasih Dokumacıoğlu899

Geyve Ceza Yargıçlığı: Selahattin Hakalan900

Geyve Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Osman Çay901

Geyve Hukuk Hakimi: Hakim Sabri Atamaner902

Geyve Ceza Hakimi: Selahattin Hakalan903

Geyve Sorgu Hakimi: Süreyya Erol904

892 Resmi Gazete, 12 Mayıs 1959, Sayı: 10203, s. 21604. 893 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 894 Resmi Gazete, 29 Temmuz 1960, Sayı:10564, s.1836. 895 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 896 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 897 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864, 2865. 898 Resmi Gazete, 24 Aralık 1960, Sayı: 10689, s. 2864. 899 Resmi Gazete, 9 Ocak 1952, Sayı: 8003, s. 2253. 900 Resmi Gazete, 7 Şubat 1952, Sayı: 8028, s. 2746. 901 Resmi Gazete, 18 Haziran 1952, Sayı: 8138, s. 3946. 902 Resmi Gazete, 14 Aralık 1953, Sayı:8582, s.7760. 903 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 904 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350.

290

Geyve İlçesi Pamukova Bucağı Sulh Hakimi: Hamdi Boyacıoğlu905

Geyve Cumhuriyet Müddeiumumisi: Fazıl Alp906

Geyve Cumhuriyet Savcısı: Hüseyin Fazıl Alp Dinar Savcılığı’na atandı907

Geyve Ceza Hakimliği: Mahmut Fahrettin Kocamanoğlu908

Hendek:

Hendek’te Asliye Hukuk Yargıçlığı bulunmaktaydı.

Hendek Cumhuriyet Savcısı: Ali Aksoy909

Hendek Hukuk Yargıçlığı: Ş.Koçhisar Hukuk Yargıcı Besalet Demirel910

Hendek Sorgu Yargıçlığı: Babaeski Yargıç Yardımcısı Ali Kalaycı911

Hendek Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Sadık Cengiz912

Hendek Hakim Yardımcılığı: Ahmet Safi Arım913

Hendek Ceza Hakimi: Enver Okvuran914

Karasu:

Karasu Cumhuriyet Savcı Yardımcısı: Yargıç adayı İbrahim Lokum.915

Karasu Sorgu Yargıçlığı: Yargıç adayı Hüseyin Hüsnü Oran916

Karasu Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Ahmet Büyükavcı917

905 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11390. 906 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s. 11390. 907 Resmi Gazete, 1 Ekim 1960, Sayı: 10618, s.2241. 908 Resmi Gazete, 22 Ekim 1960, Sayı: 10636, s. 2391. 909 Resmi Gazete, 9 Aralık 1950, Sayı: 7678, s. 154. 910 Resmi Gazete, 20 Aralık 1951, Sayı: 7987, s. 2457. 911 Resmi Gazete, 28 Ağustos 1952, Sayı: 8196, s. 4398. 912 Resmi Gazete, 26 Kasım 1953, Sayı: 8567, s. 7651. 913 Resmi Gazete, 9 Temmuz 1955, Sayı: 9050, s. 12306. 914 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 915 Resmi Gazete, 7 Eylül 1950, Sayı: 7602, s. 19054. 916 Resmi Gazete, 22 Ekim 1952, Sayı: 8239, s. 4813. 917 Resmi Gazete, 6 Ocak 1954, Sayı: 8600, s. 7914.

291

Karasu Hakimliği: Mahmut Çözgener918

Karasu Hakimliği: Karasu Sorgu Hakimi Mustafa Sirmen919

Karasu Cumhuriyet Müddeiumumi Muavinliği: Ömer Şevki Cizrelioğlu920

Karasu Sorgu Hakimliği: Yusuf Kemal Yüce921

Akyazı:

Akyazı Cumhuriyet Savcılığı: Raif Tosyalı922

Akyazı Yargıçlığı: Gezici Mahkeme Yargıcı Yaşar Kozan923

Akyazı Hakim Muavinliği: Abdullah Ekim, Mehmet Şevket Özbelen924

Akyazı Hakimliği: Abdullah Ekim925

Akyazı Cumhuriyet Müddeiumumiliği: Akyazı C. Müddeiumumi muavini İsmail Fethi

Erdem926

Akyazı Ceza Hakimi: Saffet Barlas927

Sapanca:

Sapanca’da Adliye teşkilatı kurulması teşebbüsleri 1953 yılında başlatılmıştır. Buraya

bir sulh hakimi atanarak göreve başlayacaktır928

Sapanca Hakimliği: Sapanca Sulh Hakimi Mustafa Kemal Bilgiç929

Sapanca Sorgu Hakimliği: Abdullah Güner930

918 Resmi Gazete, 13 Mayıs 1954, Sayı: 8706, s. 9350. 919 Resmi Gazete, 25 Mart 1955, Sayı: 8064, s.11390. 920 Resmi Gazete, 9 Temmuz 1955, Sayı: 9050, s. 12306. 921 Resmi Gazete, 16 Ekim 1959, Sayı: 10550, s.1714. 922 1952 yılı Ekim ayına kadar görev yapmıştır. Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim 1952, Sayı: 255. 923 Resmi Gazete, 8 Nisan 1950, Sayı: 7478. 924 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 925 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 926 Resmi Gazete, 24 Eylül 1955, Sayı: 9112, s. 12774. 927 Resmi Gazete, 1 Aralık 1960, Sayı:10669, s. 2615. 928 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Nisan 1953, Sayı: 413. 929 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 930 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714.

292

Sapanca Cumhuriyet Savcılığı: İbrahim Fahrettin Balcı931

Fiziki şartları dolayısıyla, artan nüfusun işlerini karşılamakta yetersiz kalan ve sıkışıklık

arz eden eski adliye binasının yenilenmesi veya yeni bir binaya taşınması konusu basında

gündeme gelmiş, 1957-58 yılları arasında bu binanın yıkılarak Gümrükönünde bir bulvar

oluşturacak şekilde yeni bina yapılmasına karar verilmiştir932.

Sakarya’nın resmen işlemeye başlamasından sonra, Kocaeli barosuna kayıtlı avukatlar,

barodan ayrılarak Sakarya Barosu’nu kurmuşlar ve bu çatı altında göreve devam

etmişlerdir. Yapılan seçim sonucunda Sakarya Barosu’nun ilk başkanlığına Fuat Som

seçilmiş, Şeref Davran, Hüseyin Vahdettin Er, Salip Sipahier ve Mustafa Reşit

Abasıyanık da idare heyetini oluşturmuşlardır933. 13 Aralık 1960 tarihinde, Sakarya

Barosu Başkanlığı’na seçim sonucunda Salih Sipahier getirilmiş, idare heyetine ise, Tekin

Yaman, Haşim Aydın, Rauf Kılıç ve Nadir Latif İslam seçilmişlerdi 934.

4.2.1.4. Cezaevi

Cumhuriyet döneminde, Adliye Vekaleti Ceza ve Tevkif Evleri Umum Müdürlüğü

tarafından, yurdun çeşitli bölgelerinde modern cezaevleri kurulması yolunda başlatılan

çalışmalara, 1956 yılı itibariyle daha fazla ağırlık verilmiştir. Bu kapsamda, Sakarya’da

yapılması planlanan cezaevi için, 4 milyon 500 bin liralık bir tahsisat ayrılmış, inşaat için

gerekli talimatlar verilmiştir935. 350 kişilik kapasiteye sahip cezaevinin içerisinde 150 kişi

kapasiteli bir hastane de bulunacaktır. 60 adet tek kişilik hücre, dershane, spor sahası ve

birçok tesisi barındıran yeni cezaevi binası, mahkumların medeni ihtiyaçlarını

karşılayacak ölçüde tasarlanmıştır936.

Adapazarı’nda yeni cezaevi için temel atma töreni 3 Haziran 1958 tarihinde yapılmıştır.

Ankara Caddesinde yapılacak olan cezaevinin, her anlamda modern bir görünümü olacağı

ve mahkumların topluma kazandırılarak faydalı bir unsur haline gelmeleri açısından da

teşkilatlanılacağı belirtilmiştir.937 Cezaevi inşaatının 1960’larda tamamlanacağı tahmin

931 Resmi Gazete, 13 Temmuz 1960, Sayı: 10550, s. 1714. 932 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi, s. 168. 933 Demokrat Sakarya, 5 Aralık 1954, Sayı: 145. 934 Sakarya, 13 Aralık 1960, Sayı: 470. 935 BCA, Fon Kodu:30.18.1.2/144.69.16. 936 Sakarya, 29 Ocak 1956, Sayı: 500. 937 Demokrat Sakarya, 1 Haziran 1958, Sayı: 1218.

293

ediliyordu. Birinci kısmının iki katı 1960’da bitirilmiş, tamamı ise 1963 yılında

tamamlanmıştır. İkinci kısmının inşaatı bir süre daha devam etmiştir. Mahkumlar bir an

önce eski binadan taşınmak istediklerini dile getiriyorlardı. Çünkü sıhhi şatları iyi

durumda olmayan eski bina, bakımsızlık, rutubet ve yetersiz ortak alan gibi sebeplerle

ihtiyacı karşılayamıyordu938.

Dönemim Maliye Bakanı Ekrem Alican, Adapazarı’na geldiğinde cezaevine yaptığı

ziyarette mahkumlarla görüşmüş, fiziksel şartlardan dolayı perişan halde olduklarını

görerek, yeni cezaevi inşaatına geçmiştir. Binanın bir an önce tamamlanması için gerekli

ödeneğin ayrılacağını, destek verileceğini belirtmiştir939.

Cezaevinden kaçmaya teşebbüs eden ve başaran mahkumlar da olmuştur. Karasu’da

bulunan cezaevinde de firar hadisesi yaşanmıştır. İki mahkum kaçarak Tarım Kredi

Kooperatifine girip hırsızlık yapmışlar, daha sonra akşam cezaevine tekrar dönerek

jandarma kumandanının yaptığı inceleme sonucunda geceleri hapishanenin döşemelerini

sökerek çıktıkları ve hırsızlık yapıp geri girdikleri anlaşılmıştır940.

Adapazarı Askeri Cezaevinde, 1950’li yıllarda basına yansıyan en önemli firar hadisesi

18 farklı suçtan tutuklu bulunan ve sürekli firar ederek hırsızlığa devam eden Şahabettin

Fırat’dır. Halk arasında “Soyguncular Kralı” lakabıyla anılan ve cezaevinden 110 defadan

fazla firar etmeyi başaran Ş.K, kendisine “Bağdat Yolu Canavarı” lakabını uygun

görmüştür941. Bir soygunculuk çetesinin elebaşı olduğu gibi, firarlarında bu çete

üyelerinden yardım almıştır. Adapazarı Askeri Cezaevinden kaçtığı her seferde İstanbul-

Ankara yolu üzerinde ve Sapanca civarında kamyon soygunu yapmaya devam ederken

yakalanmış bu azılı suçlu, sayısız dolandırıcılık ve hırsızlık hadisesine karışmıştır.

Adapazarı Cezaevinden de firara teşebbüs hadiseleri de gerçekleşmiştir. 1957 yılı Ocak

ayında, bir mahkum ve bir tutuklu, sabah saatlerinde bahçe duvarına çıkarak kendilerini

aşağıya atacakları sırada, nöbetçi jandarma eri İbrahim Kimya’nın durumu görmesi ve

ateş etme ihtarında bulunması sonucunda suçlular geri dönmek zorunda kalmıştır.942

938 Sakarya, 2 Kasım 1960, Sayı: 435. 939 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ekim 1960, Sayı: 2797. 940 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1952, Sayı: 124. 941 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mayıs 1952, Sayı: 147; 19 Eylül 1952, Sayı: 242; 12 Kasım 1952, Sayı:

288. 942 Anadolu, 23 Ocak 1957, Sayı: 233.

294

Adam öldürmek suçundan tutuklu olup, Alifuatpaşa köyünden H.Ö., Geyve Cezaevinde

yatmakta iken, duvardan atlayarak kaçmıştır. Jandarma muavini Binbaşı komutasında bir

müfreze asker tarafından takibe çıkılmışsa da hemen yakalanması mümkün olmamıştır943.

Mithatpaşa karakolu önünde 2 koyunla dolaşan K.Ç.’den şüphelenilmesi üzerine yapılan

sorgusunda, koyunları Doğancılar köyünden çaldığı daha önce de 2 adedini sattığı bunları

da satmaya çalıştığı öğrenilmiştir. K.Ç. yaralama suçundan 32 aya mahkum olup, 3 Nisan

1957 günü Çarşamba kazası hapishanesinden kaçtığını itiraf etmiş ve firari bu şekilde

yakalanmıştır944.

1959 yılında yaşanan başka bir firar olayı ise şöyledir: Adapazarı hapishanesinde yatan

idam mahkumlarından H.K. bir süre önce firar etmiş, Jandarma müfrezesi tarafından

Karasu yakınlarında vurularak öldürülmüştür945.

Adapazarı cezaevinde bulunan, hürriyetlerinden mahrum tutuklu insanların taktirle

karşılanan bir girişimleri de olmuştur. Temmuz 1960’da, hazineye toplanan bağışlar

kapsamında Adliye mensupları 1.100 lira, cezaevi mahkum ve tutukluları ise 600 lira

yardım toplayarak teberru kampanyasına destek vermişlerdir946.

Çıkarılması planlanan kısmi af kanunu için Adapazarı Cumhuriyet Savcılığı ve Cezaevi

Müdürlüğü tarafından, aftan istifade edecek mahkumların tahliyesi için mahkum

dosyaların hazırlanmıştı. Buna göre, Adapazarı Cezaevindeki 300 mahkumdan 150’si af

kanunundan yararlanacak ve tahliye edileceklerdi947. Kasım 1960’da, kısmi aftan

faydalanarak hürriyetlerine kavuşacak mahkumların tahliyesinden sonra tutukevinde 80

ila 90 kişi kalacaktır. İçeride kalan mahkumlar da kanundan faydalanacaklar, onların da

tutukluluk süreleri azalacaktır. 27 Mayıs askeri müdahalesinden sonra başka bir af

çıkarılmamıştır. Siyasi olmayan kasıtsız suçların affı dolayısıyla 15 gün içerinde

tahliyeler tamamlanacaktır948.

4.2.2. Asayiş Olayları Örnekleri

943 Hakikat, 21 Ocak 1956, Sayı: 589. 944 Anadolu, 15 Mayıs 1957, Sayı: 326. 945 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Temmuz 1959, Sayı: 2392. 946 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Temmuz 1960, Sayı: 2703. 947 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ekim 1960, Sayı: 2797. 948 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Kasım 1960, Sayı: 2819.

295

Bu bölümde Sakarya ili genelinde 1950-1960 yılları arasında elde edilen bilgiler

doğrultusunda güvenlik ve asayişi etkileyen olaylar başlıklar halinde incelenmiştir.

“Mala Karşı İşlenen Suçlar” ve “Cana Karşı İşlenen Suçlar” şeklinde iki ana başlıkla ele

alınacak olan suçlara ilişkin olaylar bu kapsamda sınıflandırılmıştır. Örnek olaylar

aktarılırken, gerçekleştiği zaman itibariyle özellikle basın vasıtasıyla dönemin kamu

bilgisine sunulmasına rağmen suçluların ve bazı kısımlarda mağdurların isimleri

kısaltılarak yazılmıştır. Bu verilerin ve örnek olayların, sosyolojik incelemelerde

değerlendirilmesi mümkün olabilir.

4.2.2.1. Mala Karşı Olan Suçlar

Malvarlığına karşı suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler başlığı adlı ikinci

kitabının Kişilere Karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Hırsızlık, yankesicilik,

gasp-yağma, karaborsacılık, hilecilik, dolandırıcılık gibi suçları kapsamakla birlikte, bu

eylemlerin sonucu mağdur kişiye ait malın sağladığı faydayı yok etmiş veya eksiltmiş

olmaktır. Buna göre başkasının malvarlığına dahil bulunan taşınır veya taşınmaz malın

herhangi bir şekilde yıkılması, tahrip edilmesi, bozulması, kirletilmesi veya kullanılamaz

hale getirilmesi mala zarar verme suçunu oluşturur949.

4.2.2.1.1. Hırsızlık

Malvarlığına karşı işlenen suçlardan biri olan Hırsızlık950 Sakarya genelinde 1950-1960

yılları arasında asayiş ve emniyet vakaları arasında diğer suçlara nazaran ilk sıralarda yer

almaktadır. Şehirdeki hırsızlık hadiseleri gerçekleştiği alanlara göre alt başlıklarla ele

alınmıştır. Buna göre, evlerden, işyerlerinden, otolardan ve açık alanlardan yapılan

hırsızlıklar incelenmiştir.

949 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre; “‘nas-ı ızrar’ adıyla düzenlenmiş olan suçlardan, yeni TCK’da

‘mala zarar verme’ adıyla 151, 152 ve 153. Maddelerde düzenlenmiştir. 151. maddenin ilk fıkrasında mala

zarar verme suçunun basit(temel) şeklinin tanımı yapılmıştır”. http://www.ceza-

bb.adalet.gov.tr/makale/160.pdf. (Erişim Tarihi: 03.09.2017). 950 TCK’nın 491. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “hırsızlık “Başkasına ait bir malı, faydalanmak

maksadıyla bulunduğu yerden almak” olarak tanımlanabilir. TCK’nın 141. maddesinde yer alan

düzenlemeye göre hırsızlık; “zilyedinin (yani malı elinde bulunduranın kullanım hakkı) rızası olmadan

başkasına ait bir taşınır malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden

almak”, şeklinde tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi eski ve yeni ceza yasalarımızda hırsızlık suçu farklı

biçimlerde tanımlanmıştır”. (Mustafa Emrah Şeyhanlıoğlu, Hırsızlık Suçu, Ankara Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2010, s.

10-11.)

296

Sakarya’da 1960 yılında, hırsızlıkla mücadele kapsamında bir takım önleyici tedbirlere

başvurulmuş, Merkez Karakolu tarafından yapılan bir uygulama ile şehirde sürekli

hırsızlık olaylarına karışan reşit olmayan ve dolayısıyla cezai ehliyeti bulunmayan

çocuklara iş temin edileceği açıklanmıştır. Bu çocukların ıslahına yönelik proje

memnuniyetle karşılanmıştır951.

Evlerden yapılan hırsızlıklarda çocuk hırsızlara sıklıkla rastlanmıştır. Harmantepe

Köyünden 21 yaşında bir gençle, Yağcılar mahallesinden 13 yaşında bir çocuk, aynı

mahallenin Cami Çıkmazında Necmiye Yelkenci’nin evine girerek çeşitli mutfak eşyaları

çalarak kaçmışlardır. Hırsızların daha sonra bu eşyaları amelelik yapan Hayrettin

Aygün’e 155 kuruş karşılığında sattıkları anlaşılmış ve R.D. ve F.A. adındaki iki suçlu

yakalanmıştır952.

1959 yılının sonunda, Adapazarı’nda azılı bir hırsız yakalanarak cezaevine

gönderilmiştir. Yeni Cami semtinde R.İ. adındaki şahsın evini soyan ve müteakiben

yakalanan A.Ç. isimli hırsızın daha önce de şehirdeki bir çok eve girerek soygun yaptığı

ve çaldığı eşyaları İzmit’e götürerek sattığı tespit edilmiştir953.

Şehirde aynı gün içinde iki hırsızlık vakası gerçekleşmiş, vatandaşlar kapı ve

pencerelerini kapalı tutmaları konusunda uyarılmışlardır. Semerciler mahallesinde Hasan

Fehmi Güngör’e ait eve pencereden giren hırsız 14 yaşındaki S.T., bir miktar para ve

birkaç eşyayı çalmıştır. Çukurahmediye mahallesinde terzi kalfası Hamdi Erman’ın evine

açık pencereden giren bir hırsız ise, yüzük, gerdanlık gibi değerli ziynet eşyalarını çalarak

kaçmıştır954.

Büyük Orman Köyünde Mehmet Yüksel’in evine giren E.T. ve H.T. adlı iki çingene kadın

hırsız, evden 1700 lira para ve değerli eşyalar çalmışlar, yakalanarak tevkif

edilmişlerdir955.

İşyerlerinden yapılan hırsızlıklar da, bir başka hırsızlık türü olarak örneklendirilebilir. Bu

dönemde çocuk hırsızlar ön plandadır. Sakarya zabıtasının ve polisin sürekli takibi

951 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Şubat 1960, Sayı: 2579. 952 Hakikat, 21 Aralık 1955, Sayı: 562. 953 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Aralık 1959, Sayı: 2524. 954 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Ağustos 1960, Sayı: 2734. 955 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Kasım 1960, Sayı: 2800.

297

sonrasında 5 kişilik bir çocuk hırsız şebekesi tespit edilerek yakalanmıştır. 12 ila 14

yaşları arasında çocuklardan oluşan bu şebekenin iki üyesi M.P ve F. K. adındaki

çocuklar, Konak Caddesinde İsmet Evin’in dükkanına girerek kasasından 200 lira para

çalıp kaçarken yakalanmışlardır. Çark caddesinde ayakkabı çalan S.K, A.S ve L.T.’ in ise

sabıkalı oldukları ve ceza evinden yeni çıktıkları belirlenmiştir. Yaşlarından beklenmeyen

plan ve cesaretle işledikleri suçları, başkalarının teşviki ile yaptıklarını ifade eden şebeke

üyelerinin hepsi ele geçirilmiştir956. Ankara caddesinde bir büfe soyulmuş, 600 lira

değerinde sigara ve içki çalınmıştır. Bu dönemde artan işyeri hırsızlıklarına örnektir.

Ayrıca bir erin de elbiseleri çalınmıştır957.

Pamukova nahiyesinde bakkal işleten M.Ç.’nin dükkanına giren hırsızlar 5 bin lira nakit

para çalarak kaçmışlar, yapılan takibatta hırsızlığın R.Y. ve K.Y. tarafından

gerçekleştirildiği anlaşılmış ve yakalanarak adalete sevk edilmişlerdir958.

Adapazarı’nda meşhur Asmalı Kahve de soyulan dükkanlardan biridir. Gece saatlerinde

kahveye giren hırsız, 100 lira çalarak kaçmıştır959.

Akyazı Kazasının Vakıf köyünden Muharrem Celepçi’nin bakkal ve tuhafiye dükkanının

kilidini kırarak içinden 2727 lira kıymetindeki değerli eşyaları çalan faillerin hakkında

takibat başlatılmıştır960.

1960 yılında çıkarılan af kanunundan sonra şehirdeki hırsızlık vakalarında artış yaşanmış,

hemen her gün köylerden ve şehir merkezindeki mahallelerden hırsızlık ihbarları

gelmiştir. Esentepe’de bir şantiyeden 100 bin lira değerindeki motor ve takımlar çalınmış,

aynı gece içinde bir başka şantiyeden 50 bin lira değerinde eşya ve malzeme meçhul

hırsızlar tarafından çalınmıştır961.

Bir başka hırsızlık alanı, otomobillerin soyulması şeklinde yapılan hırsızlıklıklar

olmuştur. Adapazarı genelinde birçok hadiseye karışan, “Kamyon Faresi” lakabıyla

anılan sabıkalı ve asker firarisi bir kamyon hırsızı olan Ş.F., emniyet teşkilatının başarılı

takibi sonucunda 1956’da yakalanmıştır. İstanbul 15053 plakalı taksi ile lastik yüklü bir

956 Anadolu, 26 Şubat 1957, Sayı: 262. 957 Demokrat Sakarya, 21 Ağustos 1958, Sayı: 1284. 958 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Aralık 1959, Sayı: 2524. 959 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Şubat 1960, Sayı: 2581. 960 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ekim 1960, Sayı: 2798. 961 Adapazarı Akşam Haberleri,

298

kamyonu takip ettiği sırada takip edilerek ele geçirilmiştir. Sorgusu sırasında kendisine

yöneltilen “Kaçıncı kaçışın? Ne zaman doğru yola dönecek vazgeçeceksin?” sorusuna,

“Genel af çıkarsa bu işe son vereceğim” şeklinde cevap verdiği belirtilmiştir962.

Adapazarı’nın bu dönemdeki meşhur hırsızı olarak, 18 farklı suçtan yargılanmak üzere

cezaevine atılmış, ancak 110 defa firar etmeyi başararak soygunculuğa ara vermemiştir.

Otomobil ve kamyonlardan yapılan hırsızlıkların birçoğunda Ş.T. ve şebekesinin olduğu

anlaşılmaktadır. Ankara caddesindeki bir eve misafir gelen Hendek Haraklı köyünden

Ömer İşyüzün evin önüne çektiği traktörünün 250 lira değerindeki akümülatörünü ve 2

çuvalını çaldırdığı, ihbar edilmiştir963.

Varan Otobüs Şirketi sahibi Cevat Çubukçu’nun 727 plakalı arabasının jantları ve 1

lastiğini çalan hırsızların, Yahyalar Mahallesinde arabacılık yapan H.U. ile Şeker

Fabrikası işçisi Y.T. oldukları tespit edilmiştir. İfadelerinde, çaldıkları lastiği şoför

A.G.’ye 360 liraya sattıklarını belirtmeleri üzerine, haklarında işlem yapılmıştır964.

Akyazı Su Kenarı köyünden Sait Tala’ya ait pulluk ve tekerleğinin çalınması üzerine,

hırsızın Budaklar Köyü’nden O.E. olduğu tespit edilmiştir965. Başlar Mahallesinde oturan

M.U., Soğan Pazarı’nda park etmiş Bolu’lu Muzaffer Çılbıroğlu’nun kamyonundan

şamrelini çalıp kaçarken suçüstü yakalanmıştır966.

Arifiye’de askeriyeye ait otomobillerin bulunduğu oto mezarlığından parça hırsızlığı

yapan, bir takım oto malzemesini çalarak yakalanan 12 yaşında M.Y. ve kardeşi 10

yaşındaki A.Y. adlı iki çocuk hırsız, adalete teslim edilmişlerdir.967 Zabıta ve polisin,

trafik ekipleri ve jandarmanın da desteği ile yollarda devriye gezmek ve oto hırsızlıklarını

önlemek, suçluları ele geçirmek konusunda başarılı çalışmalar yürütmüşlerdi.

Hırsızların açık alanlarda yaptıkları soygunlar da, basından örneklendirilebilir. Bisiklet

hırsızlıkları açık alanlardan, daha çok sokak araları, park, bahçe ve dükkan önlerinden

park edilmiş bisikletlerin çalınması ile yaşanmıştır. Şehirde bisiklet hırsızlıkları oldukça

962 Anadolu, 23 Ekim 1956, Sayı: 152. 963 Anadolu, 28 Şubat 1957, Sayı: 264. 964 Anadolu, 21 Ocak 1957, Sayı: 231. 965 Anadolu, 6 Şubat 1957, Sayı: 245. 966 Yeni Ada Postası, 20 Aralık 1955, Sayı: 1103. 967 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Kasım 1960, Sayı:2814.

299

yaygın olarak görülmekte ve basında da yer almaktadır. Bisikletlere dadanan hırsızlar,

pek çok defa polis tarafından çalıntı bisikletleri ile ele geçirilmişlerdir968.

Adapazarı’nda sergiler ve pazar yerleri gibi alanlarda yapılan hırsızlıklar, özellikle pazar

kurulduğu günlerde görülmektedir. 13 yaşındaki bir kız çocuğu Pazar yerinde sergi açan

ve kumaş satan Mehmet Şişek’in tezgahından basma çalarken yakalanmıştır969. Yine bir

pazar hırsızı, Geyve’nin Orhaniye mahallesinde oturan A.A.’nın pazar yerinde bıraktığı

74 liralık 68 kg. Fasulyesini çalıp kaçarken yakalanmıştır970.

Açık alanlardan yapılan hırsızlıklar arasında, kümes hayvanlarının çalınması sıklıkla

rastlanılan bir durumdur. Şehirde özellikle geceleri meydana gelen kümes hırsızlıkları

basında yer alan haberlerdendir. 1960 yılı içerisinde tavuk hırsızlıklarının arttığına dair

şikayetler dile getirilmiştir. Yenigün mahallesinde 1 gecede 5 hanenin kümesi soyulmuş

ve 29 tavuk çalınmıştır. 971 Yenicami Mahallesi’nde oturan Şevki Yüzere’e ait olan

bahçeye giren iki hırsız H.A. ve asker kaçağı Ş.A., tavuk çalmaya teşebbüs ettikleri sırada

yakalanmışlar ve boğuşma anında mağdurun elini ısırarak yaralamışlar, yapılan

incelemede iki zanlının da başkalarına ait kimlikler kullandıkları zabıta ekipleri

tarafından tespit edilmiş haklarında hırsızlık, yaralama ve sahtecilikten işlem

başlatılmıştır972. Kadına yönelik bir başka şiddet vakası Papuççular mahallesinde

gerçekleşmiştir. S.A., aynı mahallede gayrı meşru yaşadığı 34 yaşındaki H.A.’yı sopa ile

darp ettiğine ve evinde bir bavul içinde bıçak ve mermi bulundurduğuna dair şikayet

üzerine ele geçirilen bavulda 10 cm. uzunluğunda tek ağızlı sivri uçlu bıçak ile, 13 cm.

sivri uçlu kama ile 4 adet tüfek mermisi bulunarak zanlıyla birlikte soruşturma evrakına

eklenip adalete teslim edilmiştir973.

Hayvan hırsızlıkları arasında at hırsızlığı hadiseleri de gerçekleşmiştir. Adapazarı

Karakamış köyünden Yakup Kaleler’in atlarını çalan Adapazarı Şeker mahallesinden

A.Ç. yakalanarak suçunu kabul etmiştir.974 Şehirde halı çalan ve çaldığı halıları

Balıkesir’de sattığı anlaşılan hırsızlar da mevcuttur975. İstiklal mahallesinde bir cami

968 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488. 969 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Eylül 1960, Sayı: 2765. 970 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Kasım 1960, Sayı: 2815. 971 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Nisan 1960, Sayı: 2643. 972 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1960, Sayı: 2718. 973 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1960, Sayı: 2718. 974 Adapazarı Akşam Haberleri, 9 Ağustos 1960, Sayı: 2728. 975 Anadolu, 15 Ekim 1956, Sayı: 147.

300

hırsızlığı da yapılmıştır. Cami kumbarasını kırarak içindeki bağış paralarını çalan hırsızın,

cami kapısında zorlama olmadığından anahtarla giren biri olduğunun tesbit edilmesi

üzerine, anahtara sahip olan temizlik görevlileri ve müezzin hakkında tutanak

oluşturulmuş ve adalete sevk edilmiştir976.

Sakarya Emniyet Teşkilatı, şehirde meydana gelen hırsızlık hadiselerini takibe alarak,

suçluların yakalanması için sadece şehir içinde değil civar illerde de çalışmalar

yürütmekte idiler. Nitekim bazı hırsızlık vakalarının suçluları kısa süre içerisinde

Eskişehir, Bolu ve Balıkesir gibi farklı illerde ele geçirilmiştir. Disiplinli çalışmaları

halkın taktiriyle karşılanmıştır.

4.2.2.1.2. Yankesicilik

Yankesicilik, kişilerin üzerlerinde taşımış oldukları, para veya değerli eşyaların el

çabukluğu ve özel beceri ile hissettirilmeden alınmasıdır. Yankesicilik ve kapkaç

suçluları fırsat suçlularıdır. Kafaya suç işlemeyi koymuş bir yankesici veya kapkaç

suçlusu kendisine uygun bir hedefi izleyerek uygun koşullar ve kendine göre riski en aza

indirdiği durumlarda bu suçu işleyebilirler977.

Sakarya’da meydana gelen yankesicilik vakaları gerek zabıtanın gerekse İkinci Şube

ekiplerinin müdahale ettikleri en yaygın işlenen suçlardandı. Bu dönemde özellikle yaşlı,

savunmasız veyahut çarşı pazar gibi kalabalık mekanlarda bulunan kişilere karşı

kolaylıkla işlenen bir suç olduğundan, şehrin zabıta ekipleri ve sivil polisler bu tarz

alanlarda sürekli devriye gezerek önlem almaya çalışmaktaydılar. O yıllara ait basına

yansıyan yankesicilik vakalarına örnekler verilmiştir.

Hasırcılar mahallesinden Necmettin Div, karakola başvurarak pazar yerinde cebinden

212,5 kuruş para çalındığını, yankesiciyi suçüstü yakaladığı sırada paraları yere atarak

976 Anadolu, 11 Şubat 1957, Sayı: 249. 977 TCK’nın 142. Maddesi; 2. fıkanın b. bendinde düzenlendiği üzere, “Yankesicilik ve kapkaç suçları iki

şekilde incelenmektedir. “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle” ya da “özel beceriyle”

işlenen hırsızlık suçlarıdır. Ayrıca, “bir hayvanı alıştırmak suretiyle ve ondan yararlanılarak hırsızlık

suçunun işlenmesi” de bu bent kapsamında değerlendirilmiştir. “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak

fiili” uygulamada kapkaççılık olarak adlandırılmaktadır. Elindeki veya üstündeki eşyayı çekip alarak

hırsızlığı gerçekleştirmektedir. Mağdurun bedeninin temas etmediği, elinde veya üstünde bulunmayan

eşyanın alınması kapkaççılık olarak değerlendirilmemektedir. Bkz. Mustafa Emrah Şeyhanlıoğlu, Hırsızlık

Suçu, s. 107-108;

301

kaçtığını belirtmiştir. Hırsız cumhuriyet mahallesinden A.A. olup, polis tarafından kısa

sürede yakalanmıştır978.

Adapazarı’nda Şubat 1959’da yapılan bir operasyonla, 12’si kadın olmak üzere 17

yankesici yakalanmış, haklarında soruşturma başlatılmıştır979. Karasu kazasından Şükrü

Çay adındaki şahsın 192 lirasını aynı köyden N.O. yankesicilik yaparak çalması üzerine

hakkında soruşturma yapılmıştır980. 1 Kasım 1960 Salı günü, Kömür Pazarında M.E.’nin

cebinden 40 lira parasını çalarken suçüstü yakalanan yankesici 16 yaşındaki S.A.,

hakkında tutulan zabıt evrakıyla adalete sevk edilmiştir981.

Şoförlük yapan Kemal Al adındaki şahsın 85 lirasını çarpan Karaosman mahallesinden

M.B. yakalanarak yankesicilik suçundan hakkında işlem yapılmıştır982.

4.2.2.1.3. Dolandırıcılık

Dolandırıcılık983, çeşitli hileli yollarla kişiyi aldatarak para ve değerli eşyalar başta olmak

üzere kişiyi kullanarak ve zarara sokarak, kendisine yarar sağlamak fiilini içeren suç

türdür. Dolandırıcılık yapanları hırsızlardan ayıran en önemli unsur, suçun maddi

unsurudur. Hırsızlık suçunda mağdurun rızası olmadan gerçekleşen fiil, dolandırıcılık

suçunda mağdurun hileyle alınmış rızasıyla gerçekleşmektedir.

1956 yılında, halkı dolandırmak amacıyla sahte imza ve mühür kullanan bir kişi tespit

edilmişti. Hendek Aşağı Çalca Köyü okulunun resmi mührü çalınmış ve çalan kişinin

Sanat Enstitüsünde hasta bakıcılık yapan A.Ö. olduğu anlaşılmış, yapılan aramada mühür

evinde ele geçirilmiştir. Suçlunun bu mühürle adına belge düzenlediği ve Enstitü Müdürü,

Müdür yardımcısı ve Enstitü Doktoru Ahmet Baytur’un imzalarını taklit ederek sahte

reçete yazdığı tespit edilmiştir. Dolandırıcılık suçuyla adalete teslim edilmiştir984.

978 Anadolu, 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 979 Demokrat, 12 Şubat 1959, Sayı: 241. 980 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Haziran 1959, Sayı: 2376. 981 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Kasım 1960, Sayı: 2801. 982 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Aralık 1960, Sayı: 2829. 983 Dolandırıcılık ve Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 159. Maddelerinde yer

almaktadır. TCK, 5237 Sayılı madde;

“(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya

başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası

verilir.” ifadesi ile açıklanmaktadır. Dolandırıcılık suçunun maddi konusu malvarlığına ait her türlü değer

olabilir. Taşınır malların yanı sıra taşınmaz mallar da dolandırıcılık suçunun maddi konusunu

oluşturabilir”. 984 Anadolu, 31 Aralık 1956, Sayı: 213.

302

20 Şubat 1957 tarihli habere göre, Karasu’nun Kocaeli nahiyesinde D.G.’nin diplomasız

dişçilik yaptığının anlaşılması üzerine hakkında sahtecilikten işlem başlatılmıştır. Aynı

gün itibariyle Yenigün mahallesinde bakkallık yapan Kürt Hoca lakabıyla tanınan Y.Y.

adındaki şahıs, şoförlük yapan İ.A.’nın üstündeki cinleri kovmak için muska yazıp

vereceğini belirtmiş, yapılan baskında muska karşılığında 2,5 lira ücret alırken suçüstü

yakalanmıştır985. Yine halkın dini duygularını suiistimal ederek bundan para kazanan bir

başka muskacı hocaya baskın yapılmıştır. Şehirde saatçi dükkanı işleten, “Saatçi Hoca”

lakabıyla anılan V.D. adında bir hoca, yapılan şikayet üzerine 1. Şube memurları

tarafından yapılan bir operasyonla, 10 lira karşılığında muska yazıp verdiği sırada suçüstü

yakalanmıştır986.

İzmit Göçmen Evleri’nde oturup babasının yanına ziyarete gelen K.A. adlı şahıs, İstiklal

mahallesi Yazlık sokak sakinlerine, hükümet tarafından gönderildiğini, su, elektrik ve yol

işlerini yaptığını ifade ederek kendisine mimar süsü vermiş, matbu olmayan kâğıt

karşılığında mahalle halkından para toplamıştır. Sahte mimar ihbarlar sonucunda

yakalanmıştır987.

Bazı dolandırıcılar ise, Çocuk Esirgeme Kurumu adına sokaklarda dolaşarak para ve

giyim eşyası toplamaktaydılar. Aldıkları yardım eşyalarını satmak şeklinde para kazanan

bir grup hakkında halka tedbir amaçlı uyarılar yapılmıştır988. Dolandırıcılık suçuyla

mücadele eden Emniyet Müdürlüğü ekipleri, tespit ettikleri şahısların isimlerini basına

vererek halkın uyanık olmasını sağlamaya çalışmışlardır.

4.2.2.1.4. Gasp- Kundaklama

Yağma veya Gasp suçu; başka bir kişiye ait olan malın cebir ve şiddet yoluyla alınması

şeklinde işlenen bir suç şeklidir. Gasp suçu, hukuki olarak yağma suçu olarak ifade edilir.

Gasp ya da yağma suçunda mağdurun sahip olduğu mal varlığına ilişkin gerçekleştirilen

haksız fiil, bu suçun temelini oluşturmaktadır. Diğer bir ifadeyle ekonomik bir değere

sahip mal veya paranın haksız bir şekilde alınmasıdır989.

985 Anadolu, 20 Şubat 1957, Sayı: 277. 986 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730. 987 Anadolu, 8 Mayıs 1957, Sayı: 320. 988 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Şubat 1960, Sayı: 2590. 989TCK, 5237 Sayılı madde. 148/1; “Yağma suçu TCK’nın 148 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Bu düzenlemede yağma; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel

303

Gasp Suçu ile hırsızlık suçu benzer fiiller gibi görünse de, gasp suçunu basit hırsızlık

suçundan ayıran temel kriter, eylemin cebir ve tehdit yoluyla işlenmiş olmasıdır. Bir

kişinin ekonomik değere sahip mal veya parasının cebir ve tehdit yoluyla alınması gasp

suçu diğer adıyla yağma suçu olmaktadır. Kundakçılık, kasten ya da kötü niyetle yangın

çıkarma olarak tanımlanabilir990. Sonuçları dolayısıyla mala zarar verme suçları

kapsamında bulunmaktadır. Yerel basına yansıyan örnek olaylar bu konudaki

mağduriyeti göstermektedir.

İstiklal mahallesinde oturan M.A., karakola müracaat ederek, aynı mahallede oturan H.İ.

ve Z.H. ile aralarında borç meselesinden kavga çıktığını, şahısların kendisini dövdüğünü

ve paltosunu zorla alarak gittiklerini şikayet etmiş, suçlular hakkında gasp ve darp

etmekten işlem yapılmıştır991.

Durmuşlar köyünden Akyazı’ya öküzlerini satmaya götüren Ali Baykuş’un önü kesilerek

cebir ve baskı yapmak suretiyle 250 lira parası gasp edilmiştir. Olayı gerçekleştiren üç

suçlu Boztepe köyünden N.B. ve kardeşi K.B. ile arkadaşları M.A. olduğu tespit edilerek

suçlular yakalanmıştır992. Yine Akyazı’nın Eskibedil köyünden R.T. tarladan traktörü ile

köyüne dönerken önüne çıkan H.A.A. ve altı arkadaşı, traktörü zorla durdurup gasp

ederek kaçmışlardır993.

Akyazı’nın Gürlek köyünden Talat Ceylan’ın parasını almak amacıyla yalnız başına

olduğu bir anda balta ile öldürerek evini yakan, aynı köyden F.Ş., A.A. ve H.Ş.

yakalanarak adalete sevk edilmişlerdir994.

Hendek Çarığı Kuru köyünden Yakup Aslan’ın tütün deposunu kundaklayarak ateşe

veren kişi aynı köyden İ.Ö. çıkmıştır. Yakalandığında polise verdiği ifadede; 1 sene önce

depo sahibinin kızını istediği halde alamadığını ve kızın başka bir kişi ile evlenmesi

üzerine bunalıma girerek olayı gerçekleştirdiğini itiraf etmiştir995.

dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara

uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı

koymamaya mecbur kılmak” şeklinde tanımlanmıştır.” 990 http://www.halilibrahimcelik.av.tr/gasp-sucu-ve-cezasi-yagma-sucu. (Erişim Tarihi: 03.09.2017). 991 Anadolu, 18 Ocak 1957, Sayı: 229. 992 Anadolu, 4 Mart, 1957, Sayı: 267. 993 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Aralık 1960, Sayı: 2838. 994 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Kasım 1960, Sayı: 2805. 995 Anadolu, 22 Şubat 1957, Sayı: 259.

304

Karasu Demirtepe mevkiinde devlet ormanını yakma teşebbüsünde bulunan Kuzuluk

mahallesinden A.B. suçüstü yakalanmıştır996. Yine bir başka orman yakma hadisesi

Pamukova’da, Bakacak köyünden tarlasını genişletmek isteyen E.Z.’nin yaktığı ağaçların

etrafa sıçraması sonucunda gerçekleşmiştir997.

4.2.2.1.5. Karaborsacılık

Karaborsacılık; kara pazarcılık tabiri ile de bilinen, malların veya hizmetlerin yasa dışı

işlem gördüğü piyasadır. Bu piyasada işlemler genellikle katılımcıların fiyat denetimleri

veya vergiden kaçınması sonucunda oluşur. İlkinde, kıtlık durumunda kara piyasa

fiyatları resmi veya denetimli fiyatlardan daha yüksektir. İkincisi türündeyse fiyatlar

vergi kaçakçılığı sebebiyle yasal veya vergilendirilmiş fiyatlardan daha düşüktür998.

Özellikle tüketim mallarının kıt olduğu veya yüksek oranlarda vergilendirildiği

ekonomilerde gelişme eğilimi gösterir.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945), Türkiye için sıkıntılı dönemlerden biridir. Aynı

dönemde içinde elverişsiz iklim koşullarının da yaşanması, sosyal ve ekonomik hayatı

olumsuz etkilemiştir. Özellikle tarımsal üretimin düşmesi, gıda ürünlerinin tedarikini

zorlaştırmış ve kıtlıklara neden olmuştur. Büyük kentlerde iaşe sıkıntısı baş

göstermiş, ekmek, yağ, şeker gibi birçok temel gıda ürünü karaborsaya konu olmuştur.

Bu yıllardaki temel düzenlemelerden biri de karneli satış uygulamasıdır. Demokrat

Parti’den önceki Refik Saydam hükümeti döneminde tarım ve ticaret hayatının her

alanında büyük oranda devlet müdahalesi gerçekleşmiştir. Bu darlığı aşmak amacıyla

1940 yılından itibaren üreticilerden belirlenmiş olan fiyatlar üzerinden doğrudan alımlar

yapılmışsa da üretici mallarını resmi fiyatların üzerinde oluşan karaborsa fiyatından

satmanın yollarını aramıştır. Dolayısıyla fırsat tacirlerinin varlığı karaborsayı

oluşturmuştur. Başta un ve mısır olmak üzere birçok tahıl ürününün fiyatı, savaş yılları

boyunca tarım dışı ürünlerden çok daha fazla miktarda artış yaşamıştır999. Kıtlık

yıllarındaki devlet müdahalesi politikası ise halkın nazarında eleştirilere yol açmış, bu

996 Anadolu, 30 Mart 1957, Sayı: 290. 997 Anadolu, 22 Nisan 1957, Sayı: 309. 998 http://alonot.com/karaborsacilik-nedir. (Erişim Tarihi: 04.08.2017). 999 Oktar-Varlı, “Türkiye’de 1950-54 Döneminde Demokrat Parti’nin Tarım Politikası”, s.1-2.

305

eleştiriler daha sonra 1950 seçimlerinde iktidar değişikliğini ve Demokrat Partili yılları

beraberinde getirmiştir.

1954-1955 arası Türkiye’nin ekonomi hayatında “Altın Çağ” dönemi olarak

adlandırılmıştır. Ancak 1955’ten sonra millî gelirin büyüme hızı belirgin bir biçimde

yavaşlamıştır. Ülke genelinde gittikçe artan enflasyon nedeniyle birtakım mallarda

kısıtlılıklar ve zamlar yaşanırken, kuyruklar uzamaya başlamış ve bunun sonucunda

karaborsacılık ortaya çıkmıştır1000. Şüphesiz bu durum Sakarya’daki ticari hayatı da

etkilemiştir.

Hükümetin önlem olarak 6 Haziran 1956 tarihinde çıkardığı “Milli Korunma Kanunu”,

stokçuları, karaborsacıları ve fırsat tacirlerini cezalandırmak ve şiddetli önlemler almak

amacıyla uygulamaya koyulmuştur1001. Bu kanun esasen, Türkiye’de ilk olarak, Başbakan

1000 Emiroğlu, Koçyiğit, Kesici, “Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik Politikalar”s. 77-78. 1001 Milli Korunma Kanunu (Kanun Numarası: 3780 Kabul Tarihi : 18/ 1/1940 Yayımlandığı Resmi Gazete:

Tarih : 26/ 1/1940 Sayı : 4417 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3, c. 21, s. 274)

“Madde 1 – Fevkalade hallerde Devletin bünyesini İktisat ve Milli müdafaa bakımından takviye maksadıyla

İcra Vekilleri Heyetince, bu kanunda gösterilen şekil ve şartlar dairesinde vazife ve salahiyetler verilmiştir.

Fevkalade haller şunlardır:

A – Umumi veya kısmi seferberlik,

B – Devletin bir harbe girmesi ihtimali,

C – Türkiye Cumhuriyeti’ni de alakalandıran yabancı devletler arasındaki harp hali.

Madde 2 – İcra Vekilleri Heyeti, fevkalade hallerin zuhuruna binaen, bu kanunla kendisine tevdi edilen

vazife ve salahiyetlerin ifa ve istimaline lüzum hasıl olduğunu görünce derhal kanunun tatbikine başlayarak

keyfiyeti ilan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine arz eder.

Madde 3 – Fevkalade hallerin hitam bulduğu ve bu kanun hükümlerinin tatbikine lüzum kalmadığı,

Hükümetçe kararlaştırılarak ilan ve Büyük Millet Meclisine arz edilir.

Madde 31 – (Değişik: 6/6/1956- 6731/1 md.) I - Hükümet, dâhilde lüzum gördüğü maddelerin maliyet

unsurlarını, bu maliyete zammedilecek azami kar hadlerini veya azami satış fiyatlarını ve bu maddelerin

cinslerini, nevilerini ve vasıflarını tespit ve tayin edebileceği gibi komisyon, nakliye ve nakliye komisyonu,

tellaliye, simsariye gibi ücretler ile bir hizmet veya sanat veya emek karşılığında alınacak sair ücretleri ve

bilumum fiyat ve ücret tarifelerini tayin edebilir ve muayyen kanunlara göre tutulması icap eden

defterlerden başka lüzumlu göreceği defterleri tutmaya tüccar, esnaf ve sair alakalıları mecbur kılabilir.

Hükümet yukardaki fıkrada yazılı fiyat, kar haddi, maliyet unsuru, bir hizmet veya sanat veya emek

karşılığı, alınacak ücretler veya fiyat ve ücret tarifelerinin tespitini belediyeye, ticaret ve sanayi odalarına

veya valilere yaptırabilir. II- A) Bu suretle tespit olunan kar hadleri veya fiyatlar veya ücretler yahut

tarifeler fevkinde veya cins, nevi veya vasıflara muhalif olarak bir malın satılması veya satışa arz olunması

veya ücret istenmesi veyahut alınması veya satışa arz edilen bütün maddelerin maliyet unsurlarının 1 inci

bent mucibince tespit edilen esaslar dışında hesaplanması yasaktır. B) Fiyatları, kar hadleri, cinsleri,

nevileri ve vasıfları Hükümetçe tayin olunan veya belediyeye veya ticaret veya sanayi odalarına yahut

valilere tespit ettirilen malların haklı sebep olmaksızın satışa arz edilmemesi veya satışından imtina

olunması veya kaçırılması veya satılmadığı halde satılmış gibi beyan edilmesi yahut tarifeye dahil

hususların haklı sebep olmaksızın ifasından imtina olunması yasaktır. III- Belediye mevzuatı dışında kalan

ve mahsus kanunları gereğince fiyatları Hükümetçe tespit olunan bir malın bu fiyatlar üstünde satılması

veya satışa arz edilmesi yasaktır. Belediyece fiyatları tesbit olunan maddeler hakkında da Hükümet bu fıkra

hükmünü uygulamaya yetkilidir. Hükümetçe böyle bir karar verilmedikçe belediyelerce fiyatları tesbit

olunan maddeler hakkında belediye mevzuatı hükümleri tatbik olunur. IV- İmalatçı, ithalatçı, ihracatçı,

komisyoncu, toptancı ve perakendeci hakiki veya hükmi şahıslar arasında yapılan ticari alım ve satım

306

Refik Saydam döneminde, 18 Ocak 1940 tarihinde kabul edilerek, uygulamaya koyulmuş

idi. Millî Korunma Kanununa göre; mal darlığı, fiyatlarda artış yaratmak, mal depolamak

veya malı yok etmek, ticarî zorunluluk ve eğilimlere aykırı olarak diğer bir malın satın

alınmasını zorunlu kılmak, tekel yaratmak, hükümetin belirlediği kurallar dışında işlem

yapmak yasaklanmıştır1002. Birtakım değişikliklerle yeniden güncellenerek, üstelik cezaî

yaptırımlarının çok daha ağırlaştırılarak yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.

Çıkarılan yasaya ve alınan önlemlere rağmen, genel olarak planlanan sonuç elde

edilemeyerek, kötü gidişin önüne geçilememiş, 1957-1960 arası döneminde, genel olarak

ekonomik krizin içine girilmiş, kredi dönemlerinin kısaltılması iç ve dış yatırımların

seviyesini düşürmüştür. Fiyatlar hızla artmış, şeker, kahve ve kağıt gibi çeşitli maddelerde

kıtlık yaşanmış, karaborsa tekrar yaygınlaşmıştır1003. Sakarya içinde, incelediğimiz bu

dönemde, yasa ciddiyetle uygulanmaya koyulmuş, karaborsacılıkla mücadele sıkı

muamelelerinde fatura verilmesi ve alıcı tarafından fatura alınması ve bu faturaların saklanması

mecburidir. Alakalı mercilerce tayin edilen mutemetler de bu fıkra hükmüne tabidir. 250 kuruşu geçen

alışverişlerde müşterinin isteği üzerine satıcı fatura vermeğe mecburdur. Faturaların şekil ve muhteviyatı

ve ne kadar müddetle saklanacağı Hükümetçe tesbit edilir. V- Müstahsil ile IV üncü bendin birinci

fıkrasında sayılan hakiki ve hükmi şahıslar arasında yapılan alım ve satım muamelelerinde zirai istihsal

maddelerinden hangileri ve ne miktar ve kıymette olanları için fatura verilip alınacağını Hükümet tesbit

edebilir. VI- İmalatçı, ithalatçı, toptancı ve perakendeci hakiki ve hükmi şahıslar arasında yapılan ticari

alım ve satım muamelelerinde bir malın mevcudu bulunmadığı veya istenilen miktarda verilemeyeceği

satıcı tarafından beyan edildiği ve alıcı keyfiyeti gösteren bir vesika istediği takdirde bu vesikanın verilmesi

mecburidir. Bu vesikanın şekli, muhteviyatı ve suretinin ne kadar müddetle saklanacağı ve ne vüsatta ve

hangi mevzularda zirai istihsal yapan müstahsillerin bu bent hükümlerine tabi tutulacağı Hükümetçe tesbit

edilir. VII- Her dükkan, mağaza, ticarethane veya satılmak üzere mal teşhir edilen mahallerde ve pazar

yerlerinde perakende veya toptan satışa arz edilen mallara veya aynı cinsten mal gruplarına cins, maliyet,

satış fiyatı ve lüzumlu görülecek sair malumatı gösteren etiketin konulması ve etiket konulması elverişli

olmıyan hallerde etiket muhteviyatını havi listelerin herkesin görebileceği yerlere asılması mecburidir.

Etiket ve listelerin şekil ve muhteviyatı mahalli belediyelerce ve belediye teşkilatı olmayan yerler için

valilerce tesbit ve ilan edilir. VIII- İthalatçılık ile toptancılık veya perakendecilik ve alelumum toptancılıkla

perakendecilik hiçbir suretle aynı şahıs uhdesinde birleşemez. Ancak maddenin veya satış hususiyetinin

zaruri kıldığı hallere münhasır olmak üzere Hükümet bazı müessese veya malları yukarıdaki fıkra

hükmünden istisna edebilir. IX- Hükümet hilafına karar vermedikçe ithalatçı karı %20’yi ve alelumum

toptancı karları yekunu % l0’u, perakendeci karı % 25 i geçemeyeceği gibi ithalatçı, toptancı veya

perakendeciler yekdiğerinin karlarını alamazlar. Perakendeciler muayyen kar hadlerini paylaşmak

şartıyla birbirlerine satış yapabilirler. X- Yurda muvakkat müddetle vazifeli veya yolcu olarak girenlerin

beraberinde getirdikleri eşya yurt içinde iki sene kullanılmadıkça satılamaz. İki sene kullanılmış olsa dahi

bu kabil eşya ticareti ile iştigal memnudur. Kullanılmış eşya yenisinden fazla fiyatla satılamaz. Müzayede

ve sair suretle alınıp satışa arz edilen malların aynı cins ve evsaftaki benzerlerinden fazla fiyatla satılması

memnudur. Tarihi kıymeti haiz eşya ile ticaret kastiyle olmayan satışlar bundan evvelki fıkra hükmüne tabi

değildir. XI- 6086 sayılı kanun mucibince turizm müessesesi belgesi almış olanlar hakkında da bu

maddenin birinci bendi hükmü tatbik olunur.” 1002 Mustafa Albayrak, “Demokrat Parti Döneminde Milli Korunma Kanunu Uygulamaları (1955-1960)”,

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 23/67-69 (Kasım 2007), s. 221-222. 1003 Atiye Emiroğlu, Nezahat Koçyiğit, Senem Kesici, “Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik

Politikalar”, s. 78.

307

kontroller eşliğinde yürütülmüş, vatandaşın mağdur edilmemesi için mümkün olduğunca

gayret gösterilmiştir şeklinde yorumlamak mümkündür.

Et satışlarında bazı dönemlerde fiyatlardaki artış ve farklı yerlerde farklı fiyatlardan

satışların yaşanması bir sıkıntı olarak gündeme gelmiştir. Basında özellikle 1950’lerin ilk

yıllarında şehirdeki et sıkıntısı, etlerin pahalılığı ve kasapların uygulamaları gündemden

düşmemiştir1004. Bu dönemde kasaplar, belediyenin belirlediği narh fiyatlarını kabul

etmeyerek, fiyatları protesto etmek için aralarında anlaşarak kesim yapmama gibi bir yol

seçmişlerdir.

1955 yılında, Adapazarı’nda koyun etinin 400 kuruşa yükselmesi sonucunda halkın

şikayette bulunduğu görülmektedir. Durumu takip eden belediye, koyun etine 350,

kemikli sığır ve dana etine 220, kemiksiz sığır eti ve danaya 260, keçi etine 220 ve manda

etine 170 kuruş narh belirlemiştir1005.

İlgililerin hassasiyetle üzerinde durdukları konulardan biri de koyun yerine keçi eti satan

kasapların tespit edilerek ceza kesilmesi olmuştur. Şehirdeki kasaplarda satılan bütün

etlerin üzerine büyük damgalarla etin cinsini gösteren yazılar koyulması şartı getirilmiş,

damgasız satış yapanların satışına engel olunmuş ve bu şekilde alıcıların mağduriyetinin

önüne geçilmeye çalışılmıştır1006. Belediyenin et konusundaki denetimleri incelenen

dönem boyunca devam etmiştir.

Sakarya Belediyesi İktisat Bürosu memurları şehirdeki kontrollerini aralıksız

sürdürürken, fahiş fiyatlarla halka mal satan esnafları tespit ederek işlem yapılmasını

sağlamışlardır. Karaborsacılar ve muhtekirler hakkında tutanaklar tutularak adalete sevk

edildikleri görülmüştür. Şehirdeki bütün esnafı teftiş eden ekipler, özellikle satılan

mallarda fiyat etiketi olup olmadığını ve vatandaşın alışverişte aldatılıp aldatılmadığını

kontrol etmişlerdir. Benzer bir karaborsacılık faaliyeti ile karşılaşan vatandaşın, Belediye

İktisat Bürosu Müdürlüğüne başvurmaları istenmiştir1007. Esnaftan bazılarının bu yasak

üzerine, fiyat etiketlerini kurşun kalemle yazdıkları görüldüğünden, silinmeyen mürekkep

1004 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Aralık 1951, Sayı: 8; 15 Aralık 1951, Sayı: 9. 1005 Yeni Ada Postası, 28 Aralık 1955, Sayı: 1110. 1006 Sakarya, 7 Şubat 1956, Sayı: 1148. 1007 Yeni Ada Postası, 28 Nisan 1956, Sayı: 1215.

308

kalemle yazılması şartı getirilmiş ve Belediye Teftiş Müdürlüğü tarafından uygulanması

sağlanmıştır1008.

Ele aldığımız dönemde fahiş fiyatlarla satılmaya çalışılan maddelerden birisi de kahve

olmuştur. Kahve; satışı kısıtlı olduğu bu dönemde, şehirdeki bazı kahvehanelerde

karaborsaya düşmüştür. Kömürlük köyünde kahvecilik yapan K.A., Milli Koruma

Kanunu’na aykırı olarak bir bakkala satmak için getirdiği 3. kg kahveyi başka bir şahsın

istemesi üzerine kilosu 20 liradan satabileceğini söylemiş, şikayet üzerine suçüstü

yakalanmıştır. Milli Koruma Mahkemesine verilen kahveci, karaborsacılık yapmak

suçundan 3 ay hapis ve 1000 lira para cezasına çarptırılmıştır1009.

Karaborsacılıktan etkilenen sahalardan biri de ilaç piyasası olmuştur. Bu dönemde Hulusi

Duyar Eczanesi sahibi H.D., eczaneye gelen müşteri A.Ş’ye 95 kuruş değerindeki iğneyi

125 kuruştan sattığı ve daha fazla istenmesi halinde mevcut olmadığını belirtmesi üzerine

hakkında şikayet gerçekleşmiştir. Sonradan eczaneye gönderilen temizlik işçisi A.Ç.’ye

de bu iğneden kalmadığını söylemesi üzerine dükkânda yapılan aramada iğnelerden 28

adet bulunmuş ve suçlu Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir1010.

Kuyudibi mahallesinde Tekel bayiliği yapan M.K. hakkında İktisat Müdürlüğü’ne şikayet

gelmiş, kendisinin 2. nevi tümbeyiki önceden 50 kuruşa satarken sonradan 60 kuruşa

sattığı Ş.Ö ile Z.S tarafından iddia edilerek, dükkan sahibi hakkında işlem yapılması

istenmiştir1011.

1958 yılının Kasım ayında zabıta ekiplerinin yaptığı denetimlerde, Sakarya ili genelinde

402 esnaf kontrol edilmiş ve yazılı ihbarname kesilmiştir. 7244 adet ölçü aleti

muayeneden geçirilmiş ve kanuna aykırı ölçü aleti kullanan 189 esnaf hakkında kanuni

yaptırım için Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir. Fırınlarda yapılan kontroller

sonrasında, 41 adet gramı azaltılmış ekmek imha edilmiş ve 8 köfteci dükkanına gramajı

azaltılmış köfte satmaktan ceza kesilmiştir1012.

1008 Anadolu, 30 Ekim 1956, Sayı: 160. 1009 Anadolu, 31 Ekim 1956, Sayı: 161. 1010 Hakikat, 3 Temmuz 1956, Sayı: 210. 1011 Anadolu, 21 Mart 1957, Sayı: 286. 1012 Demokrat Sakarya, 22 Kasım 1958, Sayı: 1364.

309

Bu dönemde önemli gıda maddelerinden şekerin de satışında hile karıştırıldığını basından

öğrenmek mümkündür. Bazı kahvehanelerde, çayın yanında verilen kesme şekerler ikiye

kırılarak iki şeker gibi gösterilmekte ve aynı fiyata satılmaktadır. Bardakların gittikçe

küçülmesi ve şekerin azaltılması karşısında halk durumdan şikayetini dile getirmiştir. Bu

sebeple kahvehanelerdeki kontroller artırılmıştır1013.

Bahsedilen dönemde, karaborsacılığın engellenmesi adına, yerel basının da çeşitli yazılar

vasıtasıyla mücadele çalışmalarına destek verdiği görülmektedir. Günlük gazetelerde,

şehirdeki esnafa ahlak yasasına uymak ve meslek yemini (ahilik yemini) çerçevesinde

hareket etme çağırısı1014 yapıldığını, bu sağlandığı taktirde fiyatların kendiliğinden

normal seviyelere ineceğini hatırlatan ve sağduyuya davet eden yazılar yayınlanmıştır.

4.2.2.1.6. Kumar

Kumar, kazanç ve kaybın şansa bağlı olduğu oyunların tamamını içeren ifadedir. Kumar

oynamak ve yer sağlamak suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda 1015 ahlaka aykırı

suçlar arasında yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu ilgili maddesinde görüleceği gibi,

kumar oynamak ve kumar oynamak için yer temin etmek fiillerini suç olarak kabul

etmiştir. Kumar'ın yasak edilmesi, toplumsal menfaatler içindir. Toplum bakımından da

ekonomik zarar doğurucu bir nitelik taşımaktadır. Sebep olduğu toplumsal zarar ve

tehlike ve aile birliğini ile ailenin ekonomik durumunu sarsması, toplumca ayıp sayılan

bir takım davranışlara yol açması, kumarın ceza kanunlarınca cezalandırılması sonucunu

doğurmuştur1016.

Adapazarı merkez mahallelerinde ve köylerinde yapılan aramalar ve baskınlar sonucunda

bir çok kahvehanede ve evde kumar oynatıldığı tespit edilmiştir. Özellikle 1950 ile 1954

yılları arasında bu kahvehanelerin sayısı oldukça fazladır. Emniyet teşkilatının başarılı

1013 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Şubat 1960, Sayı: 2577. 1014 Sakarya, 8 Eylül 1960, Sayı: 390. 1015 5237 Sayılı TCK’da, “Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama” kısmı, madde 228’de açıklandığı

şekliyle;

“1-Kumar oynanması için yer ve imkan sağlanan kişi, 1 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile

cezalandırılır. 2-Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı

oranında artırılır. 3-Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine

hükmolunur. 4- Ceza kanunun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe

bağlı olduğu oyunlardır” 1016 Çetin Özek,“Türk Ceza Hukukunda Kumar Suçu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası,

29/2 (1963), s. 121.

310

çalışmaları ve bu konuya fazla mesai sarf etmeleri sonucunda, kumar oynatan

kahvehaneler kapatılmak yoluyla şehirdeki kumar vakaları da çok büyük oranda

azalmıştır. Öyle ki 1950’lerin ilk yıllarında hemen her ay bir kumar yuvası basılmakta

iken 1959-60 dönemine gelindiğinde nadir asayiş hadisesi haline gelmiştir.

1952 yılında, Hanaltında S.O.’ya ait bir kahvede kumar oynatıldığı ihbar edilmiş savcılık

emri ile kapatılmıştır. Yine, bir baskın sırasında Tozlu Hamam Caddesinde Ş.

Kıraathanesini çalıştıran K.C.’nin kumar oynattığı 5 şahıs suçüstü yakalanmıştır1017.

Kumar oynatmak için kendi evini hizmete açan ve her gün kadınlı erkekli gruplara kumar

oynatarak para kazanan Ş.Y. adındaki şahıs, gelen ihbarlar üzerine gece yapılan bir

baskınla 6 kişilik masada kumar oynanırken suçüstü yakalanmıştır. Evin aynı zamanda

randevu evi şeklinde kullanıldığı da tespit edilmiş, kaymakamlığa evin kapatılması için

başvuru yapılmıştır1018.

Karasu ilçesine bağlı Sinanoğlu köyünde oturan M.T.’nin evinde kumar oynatıldığı

yolunda yapılan ihbar üzerine, ani polis baskınında aynı köyden M.T., M.G., H.B.,

R.E.’nin kumar oynamakta oldukları görülmüş, zarlarla birlikte 82 liraya el koyularak

suçlular adalete sevk edilmiştir 1019.

1960 yılı itibariyle, Adapazarı’ndaki kahvehanelerin sayısında ciddi bir azalma

görülmüştür. Bunun temel sebebi, Sakarya askeri valisi Sedat Kirtetepe’nin direktifleri

ile emniyet teşkilatı tarafından yürütülen, kumar oynatan kahvehanelerin denetlenmesi ve

bunlarla mücadele edilmesi yönündeki çalışmalar olmuştur. Bu dönemde aynı amaçla,

şehir kulübü de sıkı bir denetim altında tutulmuştur1020. Kumar oynatamayan bazı

kahvehanelerin tamamen kapanma yolunu tercih ettikleri anlaşılmaktadır.

4.2.2.1.7. Kaçakçılık

Kaçakçılık terim olarak; “vergi vermeden, düzen kullanarak yasalarca alım satımı yasak

edilen nesneleri yurda sokma, yurttan çıkarma, gizlice alıp satma ve bundan bir kazanç

1017 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Mart 1952, Sayı: 82; 20 Aralık 1951, Sayı: 13. 1018 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak 1952, Sayı: 40. 1019 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Eylül 1960, Sayı: 2767. 1020 Sakarya, 16 Kasım 1960, Sayı: 447.

311

sağlama eylemidir”. 1021 Ayrıca, “yurda giriş veya çıkışı gümrüğe tabi bir eşyanın gümrük

işlemleri yapılmadan ülkeye sokulması veya ülkeden çıkarılmasıdır” 1022.

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu; kaçakçılığın önlenmesi, kaçakçılığın izlenmesi,

kaçakçılığın araştırılması, kaçakçılık faaliyetleri ve kaçakçılığın yaptırımına ilişkin

hükümler içermektedir. Kaçakçılık suçu ve bu suçun cezası, 5607 sayılı Kanunda yer

almakta olup, Kaçakçılık faaliyeti yürüten kişilere söz konusu kanun çerçevesinde

yaptırım uygulanmaktadır.

Şehirde faaliyet gösteren 1’i kadın, 5 kişilik bir otomobil kaçakçılık çetesi ele geçirilmiş.

Çiftçi Mallarını Koruma Heyeti’ne ait mührü kullanarak çalışan çete üyeleri, her mühür

karşılığında 600 lira aldıkları iddiasıyla adliyeye sevk edilmişlerdir1023.

Jandarma devriyesi ve inhisarlar takip memurlarının birlikte hareket ederek,

kahvehanelerin sık aralıklarla denetimini sağladıkları bilinmektedir. 1956 yılında

Tavuklar köyünde Kadirin kahvesinde yapılan kaçak tütün araması sırasında sahipleri

tespit edilemeyen ruhsatsız tabancalar da ele geçirilmiştir1024. Yine Pamukova

nahiyesinde bir tavuk hırsızı takip - edilirken, hırsız kıpti A.K.’nin evinde yapılan

aramada 8 adet kesilmiş tavuk ve horoz ile beraberinde 1,5 kg. kaçak tütün, 1 adet sahte

yapım legant tabancası ve mermileri ele geçirilmiştir1025.

İncelediğimiz dönemde, yurt genelinde olduğu gibi Sakarya için de, kahve temin etmek

büyük bir sıkıntı haline gelmiştir. Kahvenin kotalarla tevzi edilmesi ve çoğu zaman

ihtiyacı karşılayamaması sebebiyle, karaborsaya düşen en önemli gıda maddelerinden biri

olmuştur. Dönem basınında sıklıkla ildeki kahve azlığı ve temin etmedeki sıkıntılar dile

getirilmiştir. Kahvenin çeşitli yollarla kaçak olarak yurda sokulması, kahve kaçakçılığı

ile mücadeleyi de zorunlu kılmıştır. Bu konuda Sakarya genelinde yapılan denetimler ve

aramalar basına yansımıştır. 1957 yılında yapılan bir denetim sırasında, Emniyet

Kaçakçılık Bürosu memurları, güney sınırından ülkeye sokulan bir kamyon kahveyi

Gebze-İstanbul arasında yakalamışlardır. Bayram olması dolayısıyla, artan ihtiyacı fırsat

1021 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=176561.

(03.09.2017). 1022https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kacakcilik-sucu-ve-gumruk-kacakciligi-suclari-cezasi.html.

(Erişim Tarihi: 02.09.2017) 1023 Anadolu, 4 Ekim 1956, Sayı: 138. 1024 Yeni Ada Postası, 24 Ocak 1956, Sayı: 1133. 1025 Yeni Ada Postası, 4 Şubat 1956, Sayı: 1143.

312

bilen satıcılar, Suriye’den kaçak olarak getirdikleri kahveyi İstanbul’a sevk etmek üzere

kamyonla nakliye yaparken, Gebze yolu üzerinde yakalanmışlar ve polis tarafından

kahvelere el koyulmuştur1026.

Bu dönemde üretimi ve satışı belirli kotalara ve devlet iznine bağlı olan cam da hileli

satışlara konu olmuştur. Konak caddesinde camcılık yapan E.O. adındaki şahsın

dükkanında bulunan faturasız camları sattığı, yanında çalışan elemanı tarafından şikayet

edilmesi üzerine tespit edilmiş ve adalete sevk edilmiştir1027.

Kasım 1958’de yapılan denetimlerde, zabıta ve polis ekipleri tarafından 4 deste kaçak

iskambil kağıdı imha edilmiş1028, 16 kg. kaçak kesilmiş keçi eti yakalanmış ve 27 adet

kaçak inşaat mühürlenmiştir1029. Adapazarı Tuzla mahallesinde oturan T.T.’nun ülkeye

yasak olarak sokulan iskambil kağıdı sattığının ihbar edilmesi üzerine, Tekel Takip

Memurluğu tarafından gönderilen alıcı görünümlü şahsa, tanesi 10 liradan satış yaptığı

sırada suçüstü yakalanmıştır1030. 1960 yılı içerisinde kahvelerde yapılan aramalar

artırılmış, Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan baskınlarda çok miktarda değerli kaçak

kağıt da ele geçirilmiştir.

4.2.2.1.8. Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde Satışı

Uyuşturucu maddelerin kullanımı ve satışı hakkındaki ilgili hükümler ve yaptırımlar,

Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesi’nde belirtilmektedir.1031 Uyuşturucu maddelerin

kötüye kullanımı halk sağlığını tehdit eden ve başlangıcı çok eski tarihlere dayanan bir

suç unsurudur. Toplumun zamanla ekonomik ve sosyal yapısını da olumsuz yönde

1026 Yeni Ada Postası, 29 Nisan 1957, Sayı: 1523. 1027 Anadolu, 8 Şubat 1957, Sayı: 247. 1028 T.C 118 sayılı yasanın 3. Maddesince, Tekel yönetiminin izni olmadan oyun kağıdı imal ve ithal edenler

hakkında cezai işlem yapılmakta idi. Bu eylem “Toplu Tekel Suçu Kaçakçılığı” olarak geçmektedir. 1029 Demokrat Sakarya, 22 Kasım 1958, Sayı: 1364. 1030 Sakarya, 22 Kasım 1960, Sayı: 452; Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Kasım 1960, Sayı: 2815. 1031 TCK 188. Maddesinde; Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti

“MADDE 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal

veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para

cezası ile cezalandırılır.

(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi

dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de

uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan

mahsup edilir.

(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz

eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan

az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” ifadeleri

ile açıklanmaktadır (TCK 188. Madde, 1,2 ve 3. Fırkaları).

313

etkileyen bu durumla mücadele amacıyla hemen her dönemde çeşitli yaptırımlar

uygulanmış, ülkemizde de devlet tarafından bu maddelerin kullanılmasını ve dolaşımını

yasal amaçlarla sınırlandırmak bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır ve önleyici

çalışmalar yürütülmüştür.

Ele aldığımız 1950’li yıllarda, Sakarya’da uyuşturucu madde suçlarında öne çıkan

maddeler afyon, esrar, uyuşturucu yapımında kullanılan kendirdir.

1950-1954 yılları arasında, Adapazarı genelinde hemen her hafta bir uyuşturucu

imalathanesi basılmış, uyuşturucu madde pazarlayan çeşitli dükkan sahipleri ve

meskeninde uyuşturucu kullandıran kişiler ele geçirilmiştir. Bu dönemde özellikle

üzerinde durulan konuların başında uyuşturucu ile mücadele gelmektedir. Adapazarı’nın

emniyet teşkilatı yeterli personele ve teçhizata sahip olamamasına rağmen, başarılı

çalışmalar yürütmüş, çok sayıda kahvehane ve meskende ani baskınlar düzenleyerek

kontrol altına almıştır.

1952 yılından örnek verildiğinde, Kasım ayının 1 haftası içerisinde, 4 adet esrar

imalathanesi ve esrar satan dükkan tespit edilmiş ve işlem yapılmıştır. Aramalarda

genellikle, kahvehaneler, evlerin bodrum katları ve dükkanların belli kısımlarında çok

miktarda uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Zirai Donatım Fabrikası karşısında

kuruyemişçilik yapan A.K.’nin dükkanındaki aramada, 4 kişi esrar kullanırken ve

dükkanda vitrinde alenen satış yapılırken suçüstü yakalanmışlardır1032.

1955 yılı Aralık ayında, Sakarya emniyet teşkilatı, 1 ay devam eden sıkı bir takip

sonucunda bir esrar imalathanesini ortaya çıkarmıştır. Ani bir baskınla 25 kg. esrarla,

esrar imalatında kullanılan çeşitli aletler ele geçirilmiştir1033. Kendilerine alıcı süsü veren

emniyet mensupları, Akyazı yolu üzerinde satıcı ile buluşma ayarlamışlar zamanında

satıcının gelmemesi üzerine Akyazı’ya giderek burada takibe başlamışlardır. Akyazı’nın

İstanbul otelinde bir halıcı rolü oynayan polis memuru Ekrem Cengiz, M.A. adındaki

esrar satıcısının Patak köyünde oturduğunu bildiğinden kendisine İstanbul oteline gelmesi

için randevu vermiştir. M.A. 1 kg. esrarın karşılığı olarak 200 lirayı aldığında, Ekrem

Cengiz tarafından suçüstü yakalanmıştır. Soruşturma sonucunda, asıl imalathanenin

1032 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Mart 1952, Sayı: 84; 8 Kasım 1952; Sayı: 285. 1033 Hakikat, 9 Aralık 1955, Sayı: 553.

314

Yahyalar köyünde olduğu tespit edilmiş ve yapılan baskın sonucunda K. K. Adındaki

şahsın evinde, 25 kg. esrar ve samanlıkta esrar imalatında kullanılan aletler ele

geçirilmiştir. Suçlular adalete sevk edilmişlerdir. Bu olay, emniyet teşkilatının başarılı bir

operasyonu olarak basına yansımıştır.

Sakarya Emniyet teşkilatı, 1956 yılında yaptığı bir baskınla, Bolu sınırları içerisinde bir

afyon satıcısını 20 kg. afyon ile birlikte ele geçirmiştir. A.İ. isimli suçlu Gerede adliyesine

teslim edilmiş, gelişmeleri yakından takip eden Sakarya Valisi Nazım Üner, başta

emniyet amiri Ali İnal, komiser yardımcısı Vedat Yünel olmak üzere polis memurlarını

makamında tebrik etmiştir1034.

Cezaevindeki abisine bir kese kağıdı içinde biber ve domates getiren R.G., paketi

gardiyanlara teslim edip gittikten sonra yapılan kontrolde, biberlerden birinin içinden

2,75 gr. afyon bulunmuştur1035.

İstiklal mahallesinde oturan M.B.’nin evinde esrar bulundurduğu ihbarı üzerine yapılan

incelemede 80 gr. esrar bulunarak el koyulmuştur1036.

Yağcılar mahallesi, Güneşler köyünde oturan Z.S. adındaki kadın, karakola gelerek

gayrimeşru yaşadığı kocası, çalgıcılık yapan A. Ö’nün esrar içtiği ve sattığını ihbar

etmiştir. A.Ö’nün evinde yapılan aramada esrar bulunamamış fakat imalatında kullanılan

55 gr. kendir tohumu ve yaprakları ele geçirilmiştir. Zanlı yapılan sorgudan sonra serbest

bırakılmıştır1037.

4.2.2.2. Kişilere Karşı Olan Suçlar

Kişilere karşı işlenen suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda çeşitli kısımlara ayrılarak cezaları

tespit edilmiştir. Bu suçlar arasında Hayata Karşı Suçlar (TCK m.81-85), Vücut

Dokunulmazlığına Karşı Suçlar (TCK m.86-89), Şerefe Karşı Suçlar (TCK m.125-130)

ile Malvarlığına Karşı Suçlar (TCK m.141-160, 163, 167-169) yer almaktadır1038.

1034 Anadolu, 27 Ağustos 1956, Sayı: 104. 1035 Anadolu, 17 Temmuz 1957, Sayı: 377. 1036 Anadolu, 5 Kasım 1957, Sayı: 472. 1037 Sakarya, 13 Kasım 1960, Sayı: 444. 1038 Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul: Beta Yayıncılık,

2007, s.3.

315

Cinayet, yaralama, tehdit, hakaret, ırza tasallut gibi suçları ve yaptırımlarını kapsayan

genel ifadedir. Alt başlıkları ise aşağıda belirtilen suçlardır.

4.2.2.2.1. Yaralama

Kişinin vücut dokunulmazlığını bozarak, fiziksel şiddet uygulama hadisesi olan yaralama

suçu, sonucu bakımından mağdurun hayatına kasta kadar gidebildiğinden, cezaya tabi

suçlar arasında cinayet suçuna en yakın suç olarak kabul edilir.

1955 yılı içerisinde çok sayıda yaralama hadisesi gerçekleşmiştir. Bu olaylarda kullanılan

suç aletleri genellikle, tabanca, av tüfeği gibi ateşli silahlar, kama, bıçak, balta gibi kesici

aletler ve kürek, odundur1039.

Arazi ihlali ve hayvan otlatma meseleleri köylerde meydana gelen kavgaların en yaygın

sebeplerinden biri olarak görülmektedir. Hacılar Köyünde çobanlık yapan M.D.’nin

sığırları mısır tarlasına sokma meselesinden çıkan kavgada, aynı köyden ziraat korucusu

Fehmi Balcı ve arkadaşı tarafından sopa ile dövülerek ağır şekilde yaralandığı

kaydedilmiştir1040.

Aile içinde yaşanan şiddet hadiselerine, bu dönemde Sakarya’da da sıklıkla

rastlanmaktadır. Genellikle karı-koca kavgaları şeklinde gerçekleşen olayların çoğunluğu

kadına yönelik şiddet hadiseleri olup, bunlara dair örnekler mevcuttur. Yahyalar

mahallesinde oturan P.C.’ye bir pantolon ütüleme meselesinden sinirlenen kocası Ş.C.,

başına kürekle vurarak ağır yaralamış ve firar etmiştir. Hakkında kovuşturma

başlatılmıştır1041. Geyve’de bir bayan öğretmen F.A., şiddetli geçimsizlik sebebiyle

kocasından ayrı yaşamaktayken, Geyve’ye tayin olmuştur. Geyve’ye gelerek barışma

teklifinde bulunan koca, öğretmen F.A. tarafından reddedilince, eşini bıçakla ağır şekilde

yaralamıştır. Zabıta olaya el koymuş suçlu yakalanmıştır1042.

Kadın tarafından erkeğe karşı işlenen yaralama suçuna örnek olarak, Akyazı’nın Yazılı

Gürgen köyünde oturan S. adında bir kadın, alacak meselesi yüzünden komşusu A.Ö.’yü

taş atarak ağır yaralamıştır. Başka bir vakada, adliye koridorunda boşanma davası

1039 Hakikat, 22 Aralık 1955, Sayı: 563. 1040 Anadolu, 20 Eylül 1956, Sayı: 126. 1041 Anadolu, 8 Mart 1957, Sayı: 271. 1042 Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Eylül 1960, Sayı: 2770.

316

görülürken karı koca arasında yaşanmıştır. Tartıştığı kocası H.A.’yı döven Ü.A. isimli

kadın, sorgusunun akabinde tevkif edilmiştir.1043

20 Temmuz 1960 tarihinde Sakarya genelinden 4 farklı yaralama vakası kaydedilmiştir.

Hendeğin Soğuksu köyünden Rauf Tabbu isimli şahıs, aynı köy sakinlerinden R.M.

tarafından tabanca ile vurulmuş, suçlu yakalanarak adalete sevk edilmiştir. Alifuatpaşa

istasyonunda Şakir Atmaca isimli şahsı S.A. adındaki şahıs bıçakla yaralamaktan göz

altına alınmış, yine aynı gün Yanık köyünden Mehmet Çeliği bıçakla yaralayan

Maşukiyeli H.Y. yakalanmış, Taraklı Nahiyesin’e bağlı Çay köyünde Aziz Baki’yi sopa

ile yaralayan S.K. haklarında takibata başlanmıştır1044.

Kasım 1960’da Karasu Kazasının Adatepe Köyünden 3 kişiyi tabanca ile ağır yaralayan

aynı köyden 4 kişi yakalanmıştır. Yine aynı dönemde, tarla meselesi yüzünden çıkan

kavgada Akyazı’nın Taşyatak köyünden 4 kişi birbirini sopa ile yaralamışlar, haklarında

tahkikat yapılarak yakalanmışlardır1045.

4.2.2.2.2. Cinayet

Cinayet, kısaca kasten adam öldürme eylemidir. Kişilere karşı suçlar arasında en ciddi

yaptırımı olan suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nda bir insanı kasten öldüren kişi “fail”

olarak tanımlanmaktadır. İncelediğimiz dönem olan 1950-1960 aralığında ülkemizde

idam uygulandığı için, kasıtlı öldürme fiilinin cezası ağır hapis ve idamla

sonuçlanabilmekte idi. Bu caydırıcı cezaya rağmen, döneme ait asayiş olayları arasında

çok sayıda cinayet hadisesi olduğu görülmektedir. Sakarya genelinde işlenen cinayetlere

somut örnekler vererek değerlendirme yapılacaktır.

1955 yılında meydana gelen bir cinayet hadisesi yerel basında yankı uyandırmış, polisin

sıkı takibine alınan cinayetin sebebi ve suçluları kısa zamanda emniyet teşkilatı tarafından

ortaya çıkarılmıştır. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir: Semerciler mahallesinde patlayan 3

el silah sesi üzerine emniyet mensupları bölgeye gelerek bir cesetle karşılaşmışlardır.

Cesette 4 bıçak yarası vardır ve cesedin Hanaltında kahvehane işleten B.T. adındaki gence

ait olduğu tespit edilir. Yapılan araştırmalardan sonra 23 yaşında R.H. isimli bir kadınla

1043 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Ekim 1960, Sayı: 2776. 1044 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Temmuz 1960, Sayı: 2711. 1045 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Kasım 1960, Sayı: 2805.; 14 Kasım 1960, Sayı: 2811.

317

ilişkisi ortaya çıkarılır ve kadının ifadesine başvurularak cinayet çözülür. R.H. 4 seneden

beri, D.K. adında başka bir erkekle metres hayatı yaşadığını, fakat B.’ye olan ilgisi

anlaşılınca D.K.’nın kendisi üzerinden B.’ye tuzak kurarak randevu verdiğini, randevu

yerinde bekleyen B.’yi öldürdüğünü ifade eder. B. gece saatlerinde randevu mahalline

geldiğinde, biri silahlı diğeri bıçaklı olan iki şahıs karşısına çıkmıştır. Bıçakla 4 yerinden

yaralayan D.K.’nın öz oğlu 22 yaşındaki H.’dir. 3 el silah sıkan şahıs ise ateş eden fakat

ıskalayan, D.K’nın fabrikasında işçi 22 yaşındaki S.Ç.’dir. Suç delilleri ve 4 sanık ele

geçirilerek tevkif edilmişlerdir1046. Semerciler cinayetinin birkaç gün içerisinde

çözülmesi ve suçluların yakalanması, memnuniyet uyandırmıştır. Başta Emniyet Müdürü

Nazmi Sevin olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza Ünal, Merkez Komiser Yardımcısı

Halil Uysal ve İbrahim Doğruer, Polis memuru Ekrem Cengiz ve Adem Güngör’ün

çalışmaları taktirle karşılanmıştır1047.

Şehirde meydana gelen cinayetlerden biri de kardeşler arasında çıkan kavgada, 1956 yılı

Kasım ayında meydana gelmiştir. Beşköprü köyünden H.B. ve kardeşi A.Y. Papuççular

mahallesinde aralarında kavga ederken A., abisi B.’yi tabancayla kalbinden iki kurşunla

vurarak öldürmüştür. Firar eden katil, Emniyet Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere,

Emniyet Araştırma Ekibi, Mahalli Karakol Kumandanı desteği ile çeşitli yerlerde arama

başlatılarak, Beşköprü’de bir mandıra içinde saklanmış halde yakalanmıştır1048.

1960 yılında Akyazı kazasında bir günde iki silahlı olay yaşanmıştı. N.S. adındaki şahıs

gece evine giderken meçhul şahıslar tarafından vurularak öldürülmüş, aynı gün Akyazı

Tahirbey Köyü muhtarı Küçük Can, bir kız kaçırma meselesinden dolayı T. K. Adındaki

şahıs ile münakaşa ederken başka bir meçhul kişi tarafından vurulmuş, hastaneye

kaldırılmıştır1049. Karasu kazasının Dereçaylı köyünden 45 yaşındaki S.T.’yi, M.B. adlı

şahsın, yolda başına vurduğu tek sopa darbesi ile öldürdüğü belirlenmiş, katil tevkif

edilmiştir1050.

Yerel basını bir hafta meşgul eden bir olay da Akyazı’da Berber Cemal’in öldürülmesi

meselesi olmuştur. Konak Caddesinde berberlik yapan Celal, gece saatlerinde evine

1046 Hakikat, 13 Aralık 1955, Sayı: 555. 1047 Hakikat, 15 Aralık 1955, Sayı: 557. 1048 Anadolu, 25 Kasım 1956, Sayı: 183. 1049 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ocak 1960, Sayı: 2556. 1050 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ekim 1960, Sayı: 2782.

318

gitmekte iken, 3 kurşun ile öldürülmüş, faillerin bulunması için cinayet ile bizzat Emniyet

müdürü ilgilenmiş ve bazı şahıslar gözaltına alınmıştır. Daha sonra yapılan araştırma

sonucunda, Celal’i öldüren kişinin şüphelenilen kayınbiraderi K.K. olduğu anlaşılmış,

mahkemeye sevk edilmiştir. K.K. mahkemeye verdiği ifadede suçunu itiraf etmiş,

evindeki aramada ruhsatsız silahlar bulunan K.K’nin babası da tevkif edilmiştir1051.

Mahkeme koridorunda yaşanan cinayet hadisesi işe şöyle olmuştur: Akyazı’nın Gürlek

köyünden T.C.’nin evini ve kendisini yakarak öldüren F.Ş., sorgu hakimliği huzuruna

çıkarmak için 1 onbaşı ve 2 er kolluğunda hakim odası önüne getirildiği sırada, Delikız

mahallesinden İ.Ç. tarafından 9mm. çaplı tabanca ile F.Ş’ye 4 el ateş ederek öldürmüştür.

Suçlu suç aletiyle adalete sevk edilmiştir.

4.2.2.2.3. İntihar

İntihar, kişinin kendi canına kastettiği ve sonucu ölümle biten girişimlerin genel adıdır.

Türkiye’de intihar suç olarak kabul edilmemekle birlikte, intihara azmettirme ve sebep

olma suçtur1052.

Çeşitli ekonomik sıkıntılar, aile içi sebepler ve psikolojik bunalımlar intiharların altında

yatan sebeplerdir. Ele aldığımız dönemde Sakarya dahilinde çeşitli intihar ve intihara

teşebbüs vakaları basına yansımıştır.

Yenicami Mahallesinden H. İsmindeki bir kadın Sakarya köprüsünden kendisini suya

atmış iken, köprüde görevli olan iki orman memuru tarafından kurtarılıp tedavi ve

inceleme için adli makamlara sevk edilmiştir1053.

Karasu Kocaali nahiyesinin Kocapelit köyünden 1940 doğumlu N.K., aynı köyde oturan

A.Y.’nin kendisine sarkıntılık etmesinden etkilenerek iple kendisini astığı sırada kardeşi

tarafından görülerek kurtarılmıştır. Hakkında evrak oluşturulup incelemeye alınmıştır1054.

Kocası olan, Belediye tahsildarlarından M.S. tarafından ağır ithamlara maruz kalan 23

yaşındaki C.S, bundan etkilenerek pire tozu içerek intihara teşebbüs etmiş ancak

1051 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Ocak 1960, Sayı: 2566; 28 Ocak 1960, Sayı: 2569. 1052TCK. Madde 84 – “(1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını

kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar

hapis cezası ile cezalandırılır.” 1053 Anadolu, 4 Şubat 1957, Sayı: 243. 1054 Anadolu, 2 Nisan 1957, Sayı: 292.

319

zamanında haberdar olunması dolayısıyla hastaneye kaldırılarak olay incelemeye

alınmıştır1055.

Semerciler mahallesi Saraçlar sokakta oturan 4 çocuklu bir kadın kocası ile yaşadığı

tartışmadan sonraki gün kendisini evinin tavanına asmış, bahçede oynayan 5 yaşlarındaki

çocuklardan birinin eve camdan bakarken annesinin asılmış olduğunu görerek komşulara

haber vermesi üzerine, eve giren komşular ipi kesmiş, henüz ölmeyen anne hastaneye

kaldırılmıştır. Sağlığının düzeldiği, konuşmaya başladığı belirtilmiştir1056.

4.2.2.2.4. Kız Kaçırma

Kız ve erkek kaçırma ifadesi ile TCK’da bu eylem, genel ahlaka ve aileye yönelik suçlar

kapsamında yer almaktadır1057. Geçmişten günümüze toplumumuzda geleneksel bir hal

almış olan kız kaçırma hadisesi, evlilik amacına yönelik ve rızaya dayalı olabileceği gibi

zorla namusa yönelik bir girişim olarak da meydana gelmektedir. Özellikle 1950’lerin

başlarında ve son yarısında, Sakarya’da çok sayıda kaçırma hadisesi gerçekleşmiştir.

Bunların bir kısmı iki tarafın da rızası dahilinde olmakla birlikte zorla kaçırmalarda cezai

yaptırımlar uygulanmıştır.

Evlilik istekleri kabul görmeyen ve aile onayı alamadıkları için kaçmaya başvuran çok

sayıda kız olduğu görülmektedir. Bunlardan bir kısmı yaşları reşit olmadığından

ailelerine teslim edilmiş, bir kısmı ise kaçtıkları kişi ile evlenmişlerdir. Gönüllü olarak

sevdiği A.’ya kaçan 15 yaşındaki N., düğünlerini yapmak üzere iken yakalanmış ve

ailesine teslim edilmişse de daha sonra tekrar aynı kişiye kaçmıştır1058. Özellikle yaz

aylarında artan kız kaçırma girişimlerinin sebeplerinden biri de ekonomik sıkıntılar

sebebiyle düğün yapma imkanı bulamayan kişilerin, bazen rızayla kaçma ve anlaşmalı

kaçırma eyleminde bulunmalarıdır. Bu amaçla, Akyazı’nın Çınarlık köyünden H.K.,

kendi köyünden K.Y.’yi ve Mithatpaşa mahallesinde oturan R.K. ise, kendi

mahallesinden H.S.’yi anlaşmalı kaçırarak düğün yapmadan evlenmişlerdir1059.

1055 Anadolu, 19 Nisan 1957, Sayı: 307. 1056 Demokrat Sakarya, 10 Mayıs 1958, Sayı: 1199. 1057 TCK'nın “Adabı Umumiye ve Nizamı Aile Aleyhinde Cürümler” başlıklı sekizinci babının, 2. faslı,

“kız ve kadın ve erkek kaçırmak” fiillerini düzenler. Kanuna göre mağdurun yaşı ile reşit olup olmamasına

bakılarak suçlar düzenlenmiştir. 1058 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ekim 1952, Sayı: 262. 1059 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Ağustos 1960, Sayı: 2734.

320

Zorla kaçırma eylemlerinde, cezai yaptırımlar daha sert uygulanmakta idi. Çok sayıda

kaçırma vak’ası gerçekleşmiştir. Örnekleyecek olursak; Çeşme meydanında demircilik

ve marangozluk yapan M. İ. adındaki evli ve çocuk sahibi 30 yaşlarında bir şahıs, 18

yaşında M.A. adında bir kızı kaçırmış, yapılan araştırma sonucunda her ikisi de ele

geçirilmişlerdir.1060

1957 yılında Söğütlü kasabasında kız kaçırmalar artmıştı. Mağara köyünden V.A.

Beykışla köyünden V.G. tarafından zorla kaçırılmış, yine Söğütlü’nün Camicedid

mahallesinden N.Ç. aynı mahalleden A.Y. tarafından kaçırılmış, her iki olayın suçluları

da ele geçirilmiştir1061.

İhsaniye Köyünden M.A., tarlada çapa yaparken aynı köyden K. Ve Ş. İsimli iki şahıs

tarafından kaçırılmış ve suçlular Teberik köyünde yakalanmıştır1062.

Esefle kınanan bir kız kaçırma olayı da Kazımpaşa nahiyesine bağlı Maşalı köyünde evli

ve 4 çocuklu bir imam tarafından gerçekleştirilmişti. Meşeli köyünün imamlığını yapan

F.D., aynı köyde yaşayan kendi kızlarından daha küçük 14 yaşındaki E.K. adındaki kıza

göz koymuş ve kaçırmıştır. Ailesinin emniyete başvurmasından sonra aradan aylar

geçmesine rağmen kızın akıbeti öğrenilememişti. Olayın sorumlusu imama ve kaçırılan

kıza ulaşılamaması halk arasında endişe uyandırmış, uzun bir süre basında gündeme

gelmiştir1063.

1960 yılı başlarında, Sakarya içinde asayişi bozucu hareketler ve özellikle kız kaçırma

olaylarının arttığını basına yansıyan haberlerden anlamaktayız. Yenicami semtinde ana

cadde üzerinde dahi, akşam saatlerinde havanın kararması ile kadınlara karşı tehlikeli bir

ortam oluştuğu, bu semtle ilgilenen Aziziye Polis Karakolu’na büyük görev düştüğü

görülmektedir. Yenicami semtinde bir haftada 2 kız kaçırma olayının gerçekleşmesi,

şehirde bir şebeke ihtimalini akla getirmiştir1064. Bakkala gitmek üzere evinden çıkan 16

yaşında N. isimli bir kız imdat çığlıkları içerisinde kaçırılmış, bu kaçırılma vilayet basın

bültenlerinde bildirildiği halde, olayın takipçisi olan Aziziye Polis karakoluna durum

basın tarafından telefonla sorulduğunda, “Asayiş berkemal. Böyle bir hadise olmamıştır”

1060 Hakikat, 9 Aralık 1955, Sayı: 553. 1061 Anadolu, 8 Şubat 1957, Sayı: 247. 1062 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1959, Sayı: 2412. 1063 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528. 1064 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak 1960, Sayı: 2564.

321

şeklinde beyanda bulunulması eleştiri almış ve emniyet müdürlüğünün dikkati

çekilmiştir1065. Merkez kazaya bağlı Değirmencik köyünden R.B.’yı aynı köyden İ.Ç. ve

arkadaşı K.T.’nin zorla kaçırdığı ihbar edilmiş ve iki suçlunun yakalanması için emniyet

takibat başlatmıştır1066.

Kız kaçırma hadiselerindeki artışı somut şekilde ortaya koyması adına, 1/3 Ağustos 1960

tarihlerinde 2 gün yani 48 saat içerisinde Akyazı’nın köyleri ve Serdivan köyünde zorla

3 kızın kaçırıldığı ihbar edilmiştir1067. 16/18 Ağustos 1960 tarihleri arasında yine 48 saat

içerisinde, Kayalar, Koyunağılı köyleri ve Karasu kazasından 3 kız kaçırma vakası

gerçekleştiği kaydedilmiştir.1068 1/2 Kasım 1960 tarihinde 48 saat içerisinde iki kız

kaçırma vakası olmuş, Pamukova ve Merkez Kemaliye köyünden kaçırılan E.Ö. ile H.Y.

kendilerini zorla kaçıranların ellerinden kurtarılarak, suçlular ele geçirilmiştir1069.

4.2.2.2.5. Müessif Olaylar

Terim olarak müessif olay olarak kastedilen fiiller, kavgalardır. Sakarya’da çeşitli

sebeplerle çıkan ve basına yansıyan toplu kavgalara ve karşılıklı darp hadiselerine

örnekler verilmiştir.

1950’lerin başlarında özellikle hemen her gün basına yansıyan asayiş hadiseleri arasında

kavgalar yer almaktadır. Bunlar genellikle mahalle aralarında mahalle sakinlerinin

gerçekleştirdiği kavgalar olup, çocuk meselelerinden çıkan veya karı koca kavgalarının

büyümesi ile oluşan hadiselerdir, birçoğu da kadın kavgalarıdır1070.

Arazileri birbirine yakın olan köylerde sınır kavgaları, çok sayıda arazi anlaşmazlığından

doğan yaralamalı kavgalar yaşanmıştır. Örneğin, Adapazarı’nın Söğütlü bucağının

Yeniköünden M.T. ve L.T ile, komşu Akçukur köyünden Y.U, Ş.K., S.B., M.D. isimli

şahıslar arasında yaşanan kavgada, adı geçen 7 kişilik grubun tamamı hastaneye

kaldırılmıştır. Yine, Arifiye doğumlu Davut Orbay’la oğlu Yusuf Orbay arasında bir arazi

1065 Adapazarı Akşam Haberleri, 13 Ocak 1960, Sayı: 2556. 1066 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1960, Sayı: 2681. 1067 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Ağustos 1960, Sayı: 2723. 1068 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Ağustos 1960, Sayı: 2736. 1069 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Kasım 1960, Sayı: 2800. 1070 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Aralık 1951, Sayı: 4; 28 Nisan 1952, Sayı: 124.

322

meselesi sebebiyle kavga çıkmış, İ. R ve arkadaşı Y.’nin olaya dahil olmasıyla, baba-

oğulun başlarından sopa ile ağır şekilde yaralanmasıyla sonuçlanmıştır1071.

Sakarya’da, toplu kavgalara verilebilecek bir örnek de, 1959 Haziranında Spor ve Sergi

Sarayında düzenlenen Bahar ve Çiçek Bayramındaki büyük kavgadır. Burada yer alan

penaltı pavyonlarından birinde çıkan kavgada 42 kişi birbirine girmiş ve 3 kişi ağır

yaralanmıştır. Necati Akpınar’a ait pavyona gelen 30 civarında genç penaltı atmak için

kendilerine verilen topu kusurlu bularak sahibiyle tartışmaya girmişler, içlerinde

Feriköylülerden oyuncular olduğu belirtilen gençlerden biri, topu yüzüne fırlatınca

yanında çalışan işçilerin de kavgaya girmesi ile 30 genç ve 12 penaltıcı arasında tekme

yumruk ve sopalarla kavga çıkmıştır. Güçlükle bastırılan kavga sonunda Necati Akpınar,

Muharrem Koçoğlu ve Çetin Yılmaz isimli 3 kişi çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.

Olaydan sonra kaçan 30 genç takip edilerek haklarında soruşturma başlatılmıştır. 1072 Spor

müsabakaları ve özellikle Kocaeli-Adapazarı lig maçları toplu kavgaların bir diğer

mekanı olmuştur. Adapazarı ve İzmit stadyumlarında silahlı izleyicilerin karıştığı

yaralamalı kavgalar meydana gelmiştir. 1952 yılında yapılan Adagençlik ve Yıldırım

Spor maçında yaşanan olaylar buna bir örnektir1073.

Düğünlerde yaşanan akrabalar arasındaki kavgalar da yaz aylarında sıklıkla rastlanan

hadiselerdendir. Köylerde yapılan düğünlerde silah atma ve benzeri hareketlerden doğan

kavgalara jandarma müdahale etmekteydi. Bu düğünlerde ruhsatsız silahlar da ele

geçirilerek cezai işlemler yapılmaktaydı. Sakarya Öğretmenler Derneği’nde kapalı alanda

yapılan bir düğünde de buna benzer davranışlar sergilenmiştir. S.G. adındaki şahıs havaya

ateş açarak davetlileri korkutmuş tartışmalar yaşandığı sırada ruhsatsız tabancası ile

yakalanarak adalete teslim edilmiştir1074.

Tuna Gazinosu, bu dönemde eğlence mekanı olarak bazı kavgaların yaşandığı bir

işletmedir. 1950’lerden itibaren alkollü veya silahlı müşterilerin taşkınlıkları nedeniyle

sözlü sataşmalardan çıkan çeşitli vukuatlar meydana gelmiştir. Bazen de kabarık gelen

1071 Anadolu, 5 Nisan 1957, Sayı: 295; Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ocak 1952, Sayı: 38. 1072 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Haziran 1959, Sayı: 2387. 1073 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Ocak 1952, Sayı: 45. 1074 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488.

323

hesabı kendi aralarında paylaşamayan müşteriler arasında kavga çıkmış, yaralananlar

olmuştur1075.

4.2.2.2.6. Ahlaka Mugayir Suçlar: Fuhuş, Tecavüz, Sarkıntılık

Toplumun genel ahlak kurallarına ve yapısına uymayan davranışlar ile buna yönelik her

türlü girişimi kapsayan eylemler olarak tanımlanan bu başlıktaki suçlar, genel asayişi ve

huzuru bozan hadiseler olduğundan, cezai yaptırımları da buna göre düzenlenmiştir.

Fuhuş yapmak ve yaptırmak, zina suçu, taciz-tecavüz, ırza tasallut, aile içi çarpık ilişkiler

yani ensest ve sözlü ya da fiziksel sarkıntılık suçları, röntgencilik bunlara örnektir. Devrin

basınına yansıyan haberler incelendiğinde, Sakarya genelinde polis ve emniyet güçleri

tarafından bu başlıktaki suçlardan pek çok kişiye cezai işlem yapıldığı ve savcılığa sevk

edildiği görülmektedir.

Randevu evlerinin tespit edilmesi ve kontrolü için çalışmalar yapılmıştır. Yağcılar

mahallesinde dul V.’nin evinde fuhuş yaptırdığının ihbar edilmesi üzerine, arama kararı

alınarak yapılan ani polis kontrolünde, Derinceli olup bu evde misafir bulunan 35 yaşında

ve evli F. ile Tuzla mahallesinden 18 yaşında N. adındaki kadınlara ücret karşılığında

fuhuş yaptırdığı tespit edilmiştir1076. Papuççular Mahallesi’nde oturan M.’nin evinde

bulunan 2 kadına fuhuş yaptırdığının ihbar edilmesi üzerine yapılan polis baskınında, 24

yaşında F. Ve 18 yaşında N. iki erkekle birlikte uygunsuz şekilde yakalanmışlar ve 3

suçlu haklarında tutulan zabıtla adalete sevk edilmişlerdir1077. Yapılan takibat sonucunda

iki kadın pazarlayıcısı yakalanmıştır. İstiklal mahallesinde oturan 50 yaşındaki Ş.B.

adındaki kadının, yanında yaşayan 16 yaşındaki kızı R.B.’ye ve F.D. adındaki 43

yaşındaki Küçükyalılı bir kadının da 17 yaşındaki S.A. adlı reşit olmayan kadınlara fuhuş

yaptırmak üzere pazarladığı ihbar edilmiş, iki suçlu yakalanarak savcılığa

gönderilmiştir1078.

8 yaşındaki erkek çocuğu İ’yi kuş avlamak bahanesi ile şehir dışına götürerek tecavüzde

bulunduğunun şikayet edilmesi üzerine, 14 yaşındaki G. İsmindeki suçlu yakalanmış ve

adalete teslim edilmiştir1079. Sapanca’da Camicedit mahallesinde bir gazoz hanede, F.

1075 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1960, Sayı: 2646. 1076 Anadolu, 5 Şubat 1957, Sayı: 244. 1077 Anadolu, 22 Eylül 1956, Sayı: 128. 1078 Adapazarı Akşam Haberleri, 20 Eylül 1960, Sayı: 2764. 1079 Anadolu, 9 Şubat 1957, Sayı: 248.

324

İsimli kıza gazoz içerken burada çalışan M. tarafından tecavüz edildiği ihbar edilmiş,

kaçan firari yakalanmıştır1080.

Çark caddesinde oturan evli K.E.’ye sarkıntılık ve hakaret ettiği şikayet edilen Nafıa

Sürveyanlarından R.B. hakkında işlem yapılmıştır1081. Akşam saatlerinde Tepekum

mahallesinden S.Y., komşusundan evine dönmekteyken, alkol almış olan ve İzmit Cedid

caddesinde meyve satan M.M. tarafından takip edilerek yolu kesilmiş, elinden tutulmak

suretiyle sarkıntılığa uğramıştır. Suçlu yakalanmış ve adalete teslim edilmiştir1082.

Sokaklar dışında evlerde de sarkıntılık hadiseleri yaşanması şehir halkını endişeye sevk

etmiştir. Adapazarı Yazlık sokakta oturan N., aynı evde oturan R.’nin mutfak

penceresinden sarkıntılık amacıyla girmiş, tabanca ile tehdit etmiştir. R.’nin çığlık atması

üzerine aynı evde oturan C.M. olaya müdahale etmiştir. Suçlu N., üzerinde bulunan 6’lı

toplu tabanca ile birlikte yakalanmıştır1083. Yine ev içinde yaşanan bir sarkıntılık hadisesi

Sapanca Rüstempaşa mahallesinde gerçekleşmiştir. 26 yaşında dul E. adındaki kadının

evine bir şahsın girdiğinin görülüp şikayet edilmesi üzerine, yapılan incelemede suçlunun

Çayiçi mahallesinden M. olduğu tespit edilmiş yakalanarak adalete teslim edilmiştir1084.

Özellikle yaz aylarında pencerelerini açık bırakan evlerin bu tarz girişimlere müsait

olduğu anlaşılmaktadır.

Şehirdeki park ve bahçelerde ahlaka mugayir hareketlere meydan verilmemesi için çeşitli

önleyici tedbirler alındığını öğrenmekteyiz. Kömürpazarı parkında çamların ve

çalılıkların alt kısımlarının budanması yoluyla bu konuda önlem alınmaya çalışılmıştır.

Diğer pek çok parkta da tedbirler alınarak sık sık zabıta tarafından ani kontroller

düzenlenmiştir1085.

Hendek kazasının Çarığı Kuru köyünden A.T., aynı köyde yoldan geçen H.T.’ye

saldırmış ve evine götürerek tecavüz etmiştir. Suçlu yakalanmıştır1086. Bir başka ırza

geçme hadisesi, Akyazı kazasının Karapürçek nahiyesinde gerçekleşmiştir. 16 yaşlarında

E.K. annesi ile uyumakta iken aynı köyden C.Y. tarafından kaçırılmış ve evine

1080 Anadolu, 16 Ekim 1956, Sayı: 148. 1081 Anadolu, 8 Mart 1957, Sayı: 271. 1082 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Haziran 1960, Sayı: 2681. 1083 Demokrat Sakarya, 10 Temmuz 1958, Sayı: 1248. 1084 Anadolu, 11 Mayıs 1957, Sayı: 323. 1085 Demokrat Sakarya, 2 Kasım 1958, Sayı: 1347. 1086 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Temmuz 1959, Sayı: 2412.

325

götürülerek tecavüze yeltendiği sırada imdat çağrısı ile komşular tarafından suçlu C.Y.

yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edilmiştir1087.

Akyazı’nın Şerefiye köyünden A. Eşi S., hayvan otlatırken gezici bir çingene olduğu

belirlenen şahıs tarafından tecavüze uğramıştır. Çingene hakkında zorla ırza geçmekten

kanuni takibat başlatılmıştır1088.

Okul çıkışlarında öğrencilere sarkıntılık etme, sözlü ya da fiziksel yolla tacizde bulunma

hadiselerinin önüne geçilmesi için bazı önlemler alındığı anlaşılmaktadır. Bu tarz olaylar

okul aile birlikleri tarafından veli toplantılarında şikayetle dile getirilmiştir. Özellikle lise

önlerinde bazı öğrencilere sarkıntılık edilmesi karşısında, emniyet teşkilatı sivil polisler

ile devriye gezerek güvenliği sağlamaya çalışmışlardır1089.

Röntgencilik de bu kapsama dahil olan suçlardan biri olarak, bir evi gözleyerek mesken

mahremiyetini ihlal etme şeklinde tanımlanmaktadır. Arifiye’deki askeri birlikte görevli

Astsubay H.K. hakkında, Orta mahallede bir evi gözlediği ve röntgencilik yaptığı

iddiasıyla şikayette bulunulmuştu1090.

Zinanın suç olduğu bu dönemde, İstiklal mahallesinden şoförlük yapan evli bir şahıs,

Sakarya mahallesinden H.A adlı bir kadınla bahçede uygunsuz şekilde yakalanmışlar ve

yargılanmışlardır1091.

Kız kaçırma ve tecavüz vakaları hemen her gün yerel basına yansıyan haberler

arasındadır. Özellikle 1954-1960 yıllarında asayiş alanında en öne çıkan suç grubunu

oluşturdukları anlaşılmaktadır. Ekim 1960’da Adapazarı merkez kazasının Kemaliye

köyünde N.Y. adlı kız mısır tarlasına giderken M.İ. ve arkadaşları tarafından zorla

kaçırılmış, aynı gün Şeker mahallesinde oturan 16 yaşındaki S.A. da, 20 yaşındaki H.G.

tarafından kaçırılmıştır. Karasu kazasının Limandere köyünden H.Ş. adlı kadın, aynı

köyden H.C. tarafından kaçırılarak orman içinde zorla ırzına geçilmiş, üç olaydaki

suçluların tamamı yakalanmıştır1092.

1087 Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Ağustos 1959, Sayı: 2438. 1088 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Ekim 1959, Sayı: 2488. 1089 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Aralık 1959, Sayı: 2537. 1090 Adapazarı Akşam Haberleri, 7 Eylül 1960, Sayı: 2753. 1091 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Eylül 1960, Sayı: 2768. 1092 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Ekim 1960, Sayı: 2794.

326

Toplumumuzda her dönem esefle kınanan ve hiçbir ahlaki değere sığmayan aile içi çarpık

ilişkiler yani ensest hadiseleri çok istisna da olsa bu dönemde asayiş vakaları arasında yer

almıştır. Bu konuya dair Sakarya halkını derinden yaralayan bir örnek sunacağız. İhbar

üzerine, Karaosman mahallesinden M.Y.’nin, abisinden hamile kalarak doğurduğu

çocuğunu 1,5 ay sonra yastıkla boğarak tuvalet çukuruna attığı ve annesi M. ve ablası

H.’nin de katıldığı bu cinayeti işlediği yapılan incelemeler sonrasında tespit edilmiştir.

Bebeğin kafası beyaz bir gömlek parçasına sarılı olarak tuvaletten çıkarılmış, katil M.Y.

tevkif edilmiştir1093.

4.2.2.2.7. Polis ve Jandarmaya Mukavemet

Mukavemet suçu1094, “görevini yaptırmamak için direnme suçu” olarak tanımlanan bir

suçtur. Kamu görevlisine (memur, polis, zabıta, bekçi, korucu, avukat, hakim, belediye

başkanı gibi) karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit

kullanılması ile meydana gelir ve mağduru tüm kamu görevlileridir.

Yahyalar mahallesinden 30 yaşındaki V.P. adındaki kadın, bir meseleden dolayı Asliye

Ceza mahkemesinde şahit olarak dinlenen polis memuru Hüseyin Bıçkın’a; “sen benden

daha önce rüşvet olarak altın bilezik istedin vermedim, bu yüzden aleyhimde şahitlik

yapıyorsun” şeklinde bir suç isnadında bulunmuş, kanıtı olmadığından iftira ve aleyhte

konuşma kapsamında adalete teslim edilmiştir1095.

Mithatpaşa istasyonu önünde görevli polis memuru Hüseyin Bıçkın’ın demiryolu

arasında bulunan hastane hademelerinden N.K. adlı bayana, ismiyle seslenerek

demiryolundan çekilmesini söylemiş, bu duruma sinirlenen kadın, “Sen benim adımı

nereden biliyorsun?” dedikten sonra hakarette bulunup polis memuru Bıçkın’a tokat

attığı öğrenilmiştir. Her iki şahıs da birbirlerinden şikayetçi olmuşlardır1096.

Gece bekçileri, orman bekçileri ve köy korucularının da görevleri esnasında mukavemete

ve sözlü ve fiziksel hakarete uğradıkları görülmüştür. Genellikle gece saatlerinde zor

şartlar altında görev yapan bu emniyet memurlarının, fedakar çalışmaları dikkat

1093 Anadolu, 5 Ekim 1957, Sayı: 446. 1094 TCK’nın 265. Maddesinde açıklandığı şekliyle, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/gorevi-

yaptirmamak-icin-direnme-sucu-cezasi.html (Erişim Tarihi: 10.11.2017). 1095 Yeni Ada Postası, 13 Aralık 1955, Sayı: 1097; Hakikat, 11 Aralık 1955, Sayı: 554. 1096 Hakikat, 25 Ocak 1956, Sayı: 592.

327

çekmiştir. Karaosman mahallesinden B.S., sarhoş haldeyken Gümrükönünde Ö.İ.

adındaki bir kıza sarkıntılık etmeye çalıştığı sırada olaya müdahale etmek isteyen gece

bekçisi Süleyman Gökdemir’i dövdüğü iddiasıyla yakalanmış, yine Hendek

Punamartinler köyü orman bekçisi, izinsiz odun kesen aynı köyden H.Y.’ı ihtar ettiği

sırada, şahsın tırpanla bekçiye vurduğu ve kolundan bıçakla ağır yaraladığı belirtilmiş,

bekçi tedaviye alınırken suçlu yakalanmıştır1097.

1952 yılında orman kaçakçılarının en büyük vukuatlarından biri gerçekleşmiş ve Orman

Müdür yardımcısı görevini yapmaktayken rehin alınmıştır. Denetim sırasında bir

kamyonu kereste yüklü şekilde gören müdür yardımcısı ve ekibindeki 5 memur arkadaşı

durumu inceleyerek cezai işlem yaparlarken, bir ara suçlularla yalnız kaldığında bıçakla

tehdit edilerek otomobile bindirilmiş ve rehin alınmıştır. Suçlular kaçarak izlerini

kaybettirmişlerdir1098.

Erenler köyünden M.S. ormandan kaçak kereste getirirken kendisini gören Orman bakım

memuru Hikmet Çolak, keresteleri almak isteyince çıkan kavgada memura mukavemet

gösteren şahıs, ayağından tabanca ile hafifçe yaralanarak etkisiz hale getirilmiştir1099.

Papuççular mahallesinde oturan R.K., İstasyon caddesinde sarhoş olarak rezalet çıkardığı

sırada olaya müdahale eden görevli polis memurunun yakasına yapışarak fiili

mukavemette bulunmuştur. Çok sarhoş halde karakola götürülen şahıs hakkında polise

mukavemet ve sarhoşluk rezaletinden evrak düzenlenmiştir1100.

Adliye koridorunda tabanca ile öldürmeye teşebbüs girişimi yaşandığı sırada A.B.’ yi

jandarma elinden zorla almak isteyen ve jandarma eri Enver Altunay’a yumruk atan 30

yaşındaki H.B. yakalanarak jandarmayı darp suçundan adalete sevk edilmiştir1101.

Sarhoşken rezalet çıkardığı için karakola getirilen N.C., Karaağaç karakolunda görevli

polis memuruna küfür ve hakaret ederek, “bana ceza vermeyen hükümetin…” ifadesiyle

devlete ve memurunun manevi şahsına hakaret suçundan işlem yapılmıştır1102.

1097 Anadolu, 5 Ocak 1956, Sayı: 218; 6 Şubat 1957, Sayı: 245. 1098 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ağustos 1952, Sayı: 218. 1099 Anadolu, 17 Mayıs 1957, Sayı: 328. 1100 Anadolu, 11 Mayıs 1957, Sayı: 323. 1101 Anadolu, 30 Mayıs 1957, Sayı: 339. 1102 Anadolu, 18 Nisan 1958, Sayı: 613.

328

Çukurahmediye mahallesinden Ö. C. adındaki şahıs, aldığı alkolün etkisiyle halkı rahatsız

etmeye başlamış, bunu gören polis memuru Şerafettin Atagören müdahale ederek

karakola götürmek istediği sırada memura direniş göstererek hakaret etmiştir. Suçlu

yakalanarak hakkında takibat yapılması için savcılığa teslim edilmiştir1103.

İnzibatlara mukavemet eden bir şoför ve muavini askeri mahkemeye sevk edilerek, askeri

cezaevine gönderildi. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir. İki bahriye eri kıtalarından firar

etmişler, izin kağıdı soran inzibatlara karşı gelerek, o sırada kalkan 29075 plakalı otobüse

binerek kaçmaya çalışmışlardır. Şoför muavini peşlerinden otobüse binmek isteyen

inzibatları otobüse almak istememiş, Soğanpazarı’nda otobüs duraksadığında merkez

kumandanlığına telefon ederek olay haber verilmiştir. Astsubay Saadettin Düzgün kendi

arabası ile Etibank civarında malum otobüse yetişmiş ve 2 firari bahriye eri yakalanmış

ve şoför muavini K.A.’ya inzibatlara karşı gelmekten askeri Yargıtay’ca tevkif kararı

çıkarılarak cezaevine gönderilmiştir1104.

Trafik memurları da rutin kontrolleri sırasında hakarete ve mukavemete uğrayan

gruplardandır. Semerciler mahallesinde S.K. isminde bir şahıs Yenicami meydanında

görev yapan trafik memuru Necati Yılmaz’ı tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına

alınmıştır1105.

Jandarma ile köylüler arasında yaşanan silahlı çarpışma hadisesi de Karasu ilçesinin

Lahana Köyü yakınlarında Beyler Köyünde gerçekleşmiştir. 4 jandarma ile köy halkı

arasında uzun süren silahlı çatışmada 4 kişi ağır yaralanmıştı. Olayın sebebi şu şekilde

açıklanmakta idi: Savcılık emri ile bir yakalama görevine giderken köydeki kahveye

dinlenmek üzere giren jandarmalar, silah araması yapılacağını sanan köylülerden bir grup

tarafından ışıkların söndürülmesi ve havaya ateş edilmesi ile mukavemetle

karşılaşmışlardır. Yaralıların yakınlarının ifadesi alınmış, olay hakkında işlem

başlatılmıştır1106.

1103 Demokrat Sakarya, 9 Ağustos 1958, Sayı: 1274. 1104 Demokrat Sakarya, 19 Eylül 1958, Sayı: 1309. 1105 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Eylül 1960, Sayı: 2754. 1106 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Aralık 1960, Sayı: 2839.

329

4.2.3. Adapazarı-Sakarya’daki Suç Oranları (İstatistiki Veriler)

Yeni teşekkül eden Sakarya ilinin, nüfusu hızla artmakta iken, asayişi sağlamak ve suçları

önlemek amacıyla şehir emniyetine düşen görev de o oranda yoğunlaşmıştır. 1955 senesi

içinde emniyet kadrosuna tahsis edilen motorlu araçlar ve personelin azlığına rağmen

görevli er, astsubay ve subayların desteği ve fedakarca çalışması sayesinde, meydana

gelen suç olaylarının failleri ya hemen olay anında ya da kısa süre zarfında ele geçirilerek,

işlem yapılmış, çok azı bir süre takipte kalmıştır.

Suç istatistik raporları her ay düzenli olarak Valiliğe rapor edilmekle birlikte, bu bilgileri

kamuyla paylaşma kararı yine Valiliğin iznine tabidir. İncelenen dönemde, genel olarak

gizlilik prensibinin işlediğini ve Sakarya’nın istatistik raporlarının sadece belirli

aralıklarla paylaşıldığı anlaşılmıştır. Yerel gazetelerde yayınlanan istatistiki veriler, her

yılı kapsamamakta ancak genel bir değerlendirme imkanı sunmaktadır.

İl Jandarma Alay Kumandanlığı tarafından basına ve halka açıklanan rapora göre; 1955

yılı içerisinde; Zabıtaya intikal eden 507 vaka kaydedilmiştir. Bu vakalarda 614 suçlu

takip edilmiş, bunlardan 612’si yakalanmıştır. Bu sene zarfında 26 adet suç ve 58 adet

kabahat 41 adet takibi şikayete bağlı olay tespit edilmiştir. Zabıta tarafından 84 suç zabıt

evrakı düzenlenmiş, 199 şahit dinlenmiş 86 zanlı adalete teslim edilmiştir. 3751 hazırlık

tahkikatı verilmiş, 7090 şahıs dinlenmiş bunlardan 1657’si suçlu bulunmuş ve

Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiştir. Cumhuriyet Savcılığından jandarmaya 11.151

ihtar müzekkeresi verilmiş, 10.161’i infaz edilmiş, 541’i hakkında işlemde kalmıştır. 65

tevkif müzekkeresi verilmiş, 62’si infaz edilmiş, 3’ü işlemde kalmıştır. 3.024 yakalama

müzekkeresi verilmiş 2.823 tanesi infaz edilmiş 201 tanesi işlemde kalmıştır. Bu sene

zarfında hayvan hırsızlığı ve mili serveti kemiren uyuşturucu kaçakçılığı üzerinde önemle

durulmuş, elebaşları Emniyet Müdürlüğü ile yapılan ortak çalışmalarla yakalanmıştır1107.

Emniyet Müdürü Nazmi Sevin’in basına verdiği suç istatistiklerine göre ise, yılında takip

ve işlem yaptıkları evrak sayısı şöyledir: Birinci Şubeye: 4.650, İkinci Şubeye: 12.818,

Üçüncü Şubeye: 5.444 evrak sevk edilmiş ve işlem yapılmıştır1108.

1107 Yeni Ada Postası,1 Mart 1956, Sayı: 1163; 6 Mart 1956, Sayı: 1169. 1108 Yeni Ada Postası, 3 Mart 1956, Sayı: 1167.

330

1956 yılı içerisinde; İl Merkezinde ve Hendek kaza merkezinde, 718 suç işlenmiş, bu

suçlarda 843 suçlu tespit edilip yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Bu sayının fazla

olmasının sebebi, son kez yürürlüğe girmiş olan 7136 Sayılı kanun gereğince, ateşli

silahlarla mücadeleye girişilmesi ve çok sayıda kişinin bu kanuna aykırı hareket etmesi

olarak açıklanmıştır1109.

Suç istatistik cetvellerine göre; 1955 yılının 1. ve 2. ayında işlenen suçlarla, 1956 yılının

ilk iki ayında işlenen suçlar arasında yapılan kıyaslamada bir azalma olduğu açıkça

görülmüştür. Valiliğe her ay rapor edilen bu durum, önleyici tedbirlerin ve denetimlerin

şehirdeki asayiş sorunları hakkında olumlu sonuç verdiğini göstermektedir.

1960 yılı içerisinde; Haziran- Temmuz- Ağustos ayları yani yaz döneminde Sakarya’da

63 adet polis vakası gerçekleşmiş, bunlardan 1 tanesi hariç bütün suçlular yakalanmış ve

adalete sevk edilmiştir1110.

Diğer yıllara ait istatistiki veriler emniyet arşivi tarafından çalışmaya açılmadığından

görmemiz mümkün olamamıştır. Yerel basında pek çok farklı günlük gazeteden yapılan

incelemelerde, her yılın emniyet asayiş olayları örneklenmekle birlikte, tutanakları ve

istatistikleri halka duyurulmadığından bunlar hakkında net sayılar vermek ve oranlamak

mümkün olmamaktadır. Öyle ki, bahsedilen gizlilik yerel basında o dönemde de

eleştirilen bir konu olmuştur. Emniyet Basın Bürosu’nun incelediğimiz dönemde bu

istatistiki verileri ve suç sayılarını vermekten geri durması, yerel gazetede yazarları

tarafından dile getirilmiştir. Şehirdeki genel asayiş durumuna dair bir değerlendirme

yapıldığında, gerek kırsal alanda gerekse şehir merkezinde yaşanan suç türlerinin

günümüzde de yaşanabilen her çeşit suç örneğine benzediği görülmektedir. Basındaki

suçlu haberlerinin ifade ediliş tarzında, dönemin mahalle kültüründe bir otokontrol

yöntemi olarak ayıplama ve sert eleştirinin de olduğunu görmek mümkündür.

4.2.4. Polis Kontrolleri

Sakarya dahilinde işlenen suçları önleyebilmek ve suçlularla mücadele edebilmek için,

emniyet ekipleri, halka açık kalabalık alanlarda gündüz ve gece saatlerinde yaptıkları

aramalar ile yukarıda bahsedilen birçok suçun tespit edilmesini ve adli makamlara sevk

1109 Yeni Ada Postası, 2 Mart 1956, Sayı: 1166. 1110 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Ağustos 1960, Sayı: 2730.

331

edilmesini sağlamışlardır. Kırsal kesimde köylerde, Jandarma ile ortak yürütülen, polis

kontrolleri ve baskınlarla pek çok kaçakçılık ve uyuşturucu hadisesi aydınlatılmıştır. Yine

bu aramalar sırasında hemen her gün çok sayıda ruhsatsız silah ve suç aleti bulunmuştur.

Muhtelif suçlardan aranan şahıslar ele geçirilmiş ve cadde ve sokaklarda taşkınlık yapan,

tiyatro, sinema gibi kamu alanlarında uygunsuz davranışlarda bulunanların faaliyetleri

büyük ölçüde engellenebilmiştir.

Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü, teşkilatında bu dönemde mevcut olan dar kadro ile bu

çalışmaları yürütmekte idi. Kendi bünyesinden ayrı olarak oluşturduğu Araştırma Ekibi

ve Tetkiki Hüviyet Bürosu ekipleri vasıtasıyla, bu alanda parmak izlerinin alınmasına

yarayan Teknik Büro ile karakolların günün 24 saatinde çıkardıkları devriyelerin

çalışmaları sayesinde büyük oranda önleyici tedbirler sağlamıştır. Bu kapsamda, Sakarya

emniyetine bağlı ekipler, 1704 Sayılı kanuna göre, han, otel, bekar odası ve sanayi

müesseselerinde sürekli kontroller ve hüviyet sorgulama işlemleri yaparak (GBT

araştırması), halkın huzurunu ve devletin bütünlüğünü bozacak teşebbüslere imkan

vermemek için1111, şüpheli gördükleri şahıslar üzerinde adli ve cezai yaptırımlar

uygulamışlardır.

Şehir içinde faaliyette bulunan Merkez, Aziziye, Karaağaç, Mithatpaşa ve İstasyondaki

polis noktaları ve karakollar sayesinde, özellikle 1955 yılından sonra motorize olarak,

karakollar arası denetimleri başarılı şekilde yürütmüşlerdir. Nöbetçi amirler her gece

24.00’den sabaha kadar bütün şehir mıntıkasını jeep arabaları ile dolaşarak, bu bölgedeki

devriye ve bekçilerin görevlerini yapıp yapmadıklarını kontrol etmişlerdir1112.

Ele alınan dönemdeki Sakarya ili, 20 mahalle olarak kurulmuştur. Mahalle aralarında

özellikle gece saatlerinde birçok hırsızlık ve benzeri vaka yaşanmakta olduğundan, çok

geniş olan bu mahallelerin dolaşılmasındaki zorluk ve hava şartlarına rağmen sabaha

kadar görev yaparak asayişi sağlayan bekçilerin çalışmaları da önemli bir paya sahiptir.

Sonuç olarak, asayiş alanında faaliyet gösteren birimlerin imkanları ve denetimleri

arttıkça, şehirde suçla mücadele konusunda olumlu sonuçlar elde edildiği anlaşılmaktadır.

1111 Yeni Ada Postası, 28 Şubat 1956, Sayı: 1163. 1112 Yeni Ada Postası, 1 Mart 1956, Sayı: 1165; 2 Mart 1956, Sayı: 1166.

332

4.2.5. Sakarya’da İz Bırakan Önemli Olaylar

Sakarya’da incelen dönemde basına yansıyan en önemli hadise Kore Savaşı’na

Türkiye’nin asker göndermesi olmuştur. Bu konuda elde edilen bilgiler listeler halinde

verilmiştir.

4.2.5.1. Kore Savaşı ve Kocaeli-Adapazarı’ndan Savaşa Katılan Kişiler

Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sonunda teslim olmasından sonra, Sovyetler Birliği ile

ABD arasında yapılan anlaşmaya göre, Kore yarımadasının kuzeyini Sovyetler Birliği,

güneyini de ABD işgal etmiştir. Sovyetler Birliği ve ABD işgal ettikleri bölgelerde

kendilerine bağlı idare kurarak bölgede üstünlük sağlamaya çalışmışlardır. Ne var ki,

Birleşmiş Milletlerce bu dönemde başlatılan çalışmalar, Kore’nin iki kısmının

birleşmesini sağlayamamıştır. 1948 yılında, her iki Kore’de yapılan seçimler sonucunda,

güneyde Kore Cumhuriyeti, kuzeyde komünist rejimle yönetilen Kore Halk Cumhuriyeti

adı altında, iki farklı devlet kurulmuştur.

ABD’nin Güney Kore’deki varlığından Komünist Çin ve Sovyet Rusya rahatsız

olduklarından, iki devlet, Kuzey Kore’ye her türlü desteği vererek yaklaşan savaşın

hazırlığını hızlandırmışlardır. Kore anlaşmazlığı, 25 Haziran 1950’de Kuzey Kore’nin

sınır komşusu olan Güney Kore’ye ani bir saldırı başlatması ile sıcak çatışmaya

dönüşmüştür1113.

İki ülke arasında başlayan ve aynı ülke halklarının ideolojilerinin çarpışması olan Kore

Savaşı, Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerin de askeri birlik ve destek göndermesi ile

uluslararası bir savaş boyutunda algılanmıştır. Savaşın ilk günü itibariyle, Birleşmiş

Milletler Genel Sekreterliği tarafından, tüm üye ülkelere yardım çağrısı gönderilerek,

silahlı kuvvetlerinden gönderecekleri birliklere duyulan ihtiyaç belirtilmiştir. Türkiye, bu

dönemde Birleşmiş Milletlere üye bir ülke olmakla birlikte, artan Sovyet tehdidine karşı

ABD ile ilişkilerini sıcak tutmaya çalışan ve Nato’ya üye olma konusunda umutlu ve

kararlı bir politik hava içerisinde bulunuyordu.

Güvenlik Konseyinden Türk Dışişleri Bakanlığı’na gelen telgrafla, 18 Temmuz 1950

tarihinde Celal Bayar’ın başkanlığında Bakanlar Kurulu toplanmıştır. Bu toplantıda,

1113 Hüseyin Aydın, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve Yürütmenin Rolü,

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2010, s. 2, 20.

333

Güney Kore’ye destek verme kararı alınarak, 4.500 kişiden oluşan bir tugayın görevli

olarak Kore’ye gönderilmesi kabul edilmiştir. Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, 25

Temmuz’da Güvenlik Konseyi’nin kararlarını desteklediğini belirterek, Konsey

Sekreterliği’ne gönderdikleri cevabı açıklamıştır1114. Ancak bu karar, TBMM’nin kararı

olmadığından, ülke sınırları dışına kilometrelerce uzaklığa Türk askerlerinin

gönderilmesi muhalefet partilerinin ve halkın eleştirileri ile karşılanmıştır. Daha sonraki

yıllarda dahi, Demokrat Parti yönetiminin siyasi hataları arasında değerlendirilmiştir.

Hükümet tarafından Kore’ye Türk Tugayı’nın gönderilmesi kararı üzerine, 259 subay,

395 astsubay, 4.414 er, 18 askeri ve 4 sivil memurdan oluşan 5.090 kişilik 1. Türk Tugayı

hazırlanmış, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı kuvvet kumandanlığına, Albay Celal Dora 241.

Piyade Alay Kumandanlığına atanarak görevlendirilmişlerdir. 1. Tugay, 4 tabur piyade

alayı, 1 topçu taburu, 1 mühendislik firması, 1 uçak savaş bataryası, 1 mühimmat bölüğü,

1 nakliye bölüğü, 1 sağlık bölüğü, 1 iletişim ekibi, 1 tanksavar ekibi, 1 depo bölüğü ve

askeri bando takımından oluşturulmuştur1115. 25 Eylül 1950 tarihinde İskenderun

limanından hareket eden 5083 kişilik 1’inci Türk Tugayı, 24 günlük bir deniz

yolculuğundan sonra 18 Ekim 1950 tarihinde, Kore’nin güneyindeki Pusan Limanına

ulaşmıştı. Türk Tugayı iki gün sonra, Pusan’dan kuzeydeki Taegu şehrine trenle intikal

etmiş ve burada savaş hazırlıklarına başlamıştır. “North Star-Kutup Yıldızı” kod adı

verilen Türk Tugayı, 8’inci Amerikan Ordusu 25’inci Tümeni’nin emrine verilmişti.

Başlangıçta Türk Tugayı’na; gerilla ile mücadele etmek, yolların ve köprülerin

güvenliğini sağlama görevi verilmiştir. Böylece, ABD’den sonra Kore’ye askerleri ulaşan

ikinci devlet Türkiye olmuştur1116.

Türkiye savaş boyunca toplam 4 tabur asker gönderecektir. Birinci Tabur 1950, İkinci

Tabur 1951, Üçüncü Tabur 1952 ve Dördüncü Tabur 1953 yılında Kore’ye ulaşmıştır.

Basında, Kore’ye gönderilen Türk askerlerinin haberleri sıklıkla yer almış, Kasım

1114 “Fuat Köprülü kararımızı Trygve Lie’ye bildirdi. Hükümet dünya çapında ehemmiyet taşıyan bir karar

aldı, Kore Savaşı’na 4.500 kişilik bir askeri tugay ile katılıyoruz.”, Son Posta, 26 Temmuz 1950, Sayı:

5637; Bülent Akkaya, “Türkiye’nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı”, Akademik Bakış Dergisi, (Şubat

2012), s. 5,7; Hüseyin Aydın, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve

Yürütmenin Rolü, s. 20-25. 1115 S. Alper, E. Arap, B. Değirmencioğlu, “Unutulan Savaş Kore Savaşı”, Türk Hukuk Gündemi Dergisi, I

(2014), s. 74-75. 1116 http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017); Kocaeli Muharip Gaziler Derneği

Kayıt Defterinden Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422.

334

1950’de Kore’deki çatışmada Türk Birliği’nin Çinliler tarafından sarıldığı, Amerikan

karargahı ümit kesmişken, süngü hücumu ile 200 Çinli’yi öldürerek 200’ünün de esir

alındığı yazılmıştır. “Birleşmiş Milletler Kuvvetleri için talihsiz geçen bir günün tek

zaferini Türk Birliği kazandı” haberi verilmiştir1117. Bu çarpışmalar devam ederken

Kore’de şehit düşen mehmetçiğin isimleri de listeler halinde Türkiye’ye ulaşıyor, basında

yayınlanıyordu, bir çok gazete bu dönemde Kıbrıs ekleri ile yayın yapıyordu1118. 1950

Yılında Türkiye’den gönderilen Birinci Tabur Komutanlığında yer alan Kocaeli-

Adapazarı’ndan gönderilenlerin listeleri aşağıdaki gibidir1119:

1117 Zafer, 29 Kasım 1950, s.1; Cumhuriyet, 29 Kasım 1950, Sayı: 9453. 1118 Hürriyet, 18 Aralık 1950, Sayı: 954; Cumhuriyet, 6 Aralık 1950, 9460. 1119 Bu başlık altındaki tablolara ait bilgiler, Dernek Başkanı Sayın Erol Demir tarafından Aralık 2017

tarihinde bizimle paylaşılmış olup, kendisi ile yapılan görüşmede, Sakarya genelinden derneklerine üye

olan gazilerin 15 kişi olduğunu, 13 kişinin hala hayatta olduğunu belirtilmiştir. Dernek kayıtlarında yer alan

bilgilere göre, Kore Savaşı’na Sakarya genelinden toplamda 217 kişinin gönderildiği belirtilmiştir.

335

Tablo 45: Kocaeli’nden 1950 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Birinci Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler

Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi

Subay Mustafa Raşit

Cayıklı

- -

Astsubay Süleyman Ekinci Hatay 1924

Piyade Er Mustafa Uçar İzmit 1929

Piyade Er Adem Sevimli İzmit 1928

Piyade Er Ali Yaşa Adapazarı 1929

Piyade Er Orhan Kazım Özay İzmit 1929

Piyade Er İbrahim Yıldızdal İzmit 1929

Piyade Er İsmail Çamur Adapazarı 1929

Piyade Er Necati Yılmaz İzmit 1929

Piyade Er Ahmet Karatepe İzmit 1929

Piyade Er Osman Köse Adapazarı 1929

Piyade Er Necati Mert İzmit 1929

Piyade Er Salim Demir İzmit 1929

Piyade Er Osman Turan Adapazarı 1929

Piyade Er Şevket Candemir İzmit 1929

Piyade Er Osman Uzuner Adapazarı 1929

Piyade Er Şevki Akbar Adapazarı 1928

Piyade Er Osman Yılmaz İzmit 1929

Piyade Er Hayrettin Karasin İzmit 1929

Piyade Er Nazif Ertürk İzmit 1929

Piyade Er Abdullah Tanrıkulu İzmit 1929

Piyade Er Salih Aktaş Kandıra 1929

Piyade Er Hasan Doğan İzmit 1929

Piyade Er Ahmet Karakuzu İzmit 1929

Piyade Er Hüseyin Mengü İzmit 1929

Piyade Er Osman Tekin İzmit 1929

Piyade Er Yaşar Karayel İzmit 1929

Piyade Er H. İbrahim Yılmaz İzmit 1929

Piyade Er Halil Candan İzmit 1929

Piyade Er Salih Ütük İzmit 1929

Piyade Er İsmail Atiman İzmit 1929

Piyade Er Ahmet Çorap İzmit 1929

Piyade Er Salih Urfi Kızmaz İzmit 1929

Piyade Er İlyas Malçok İzmit 1929

Piyade Er Osman Yıldırım Kandıra 1929

Piyade Er Halim Koşar İzmit 1929

Piyade Er İbrahim Ay İzmit 1929

Piyade Er Durdu Yaman Kandıra 1929

Piyade Er Şevket Özkan İzmit 1929

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden

Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;

http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).

336

Türkiye’nin pek çok ilinden toplanmış olan 600 kişilik ilk tabur içerisinde, Kocaeli’nden

41 adet askerin yer aldığını görüyoruz. 1 subay, 1 topçu astsubayı ve 39 erden oluşan bu

kişilerden 10’u şehit olmuştur. Birinci Tabur içerisinde Adapazarı doğumlu olan 6 piyade

er bulunmaktadır.

Aşağıdaki tabloda ise, yukarıdaki listede yer almayan ancak Sakarya Muharip Gaziler

Derneği’ndeki defterde kayıtlı olan isimler yer almaktadır. Buna göre, Adapazarı-Sakarya

genelinden Birinci Taburla gönderilen askerlerin isimleri ek olarak verilmelidir.

Tablo 46: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre

Unvan Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi

Piyade Er Şevket Başkan Birinci Kafile 1931

Piyade Er İshak Öz Birinci Kafile 1929

Piyade Er Mehmet Kahya Birinci Kafile 1930

Piyade Er Salih Bozkurt Birinci Kafile 1926

Piyade Er Rafet Özalpay Birinci Kafile 1931

Piyade Er Hakkı Yakupoğlu Birinci Kafile 1930

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları

Tablo 47: Kocaeli’nden 1951 Yılında Kore Savaşı’na Katılan İkinci Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler

Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi

Kurmay Binbaşı Turgut Sunalp İstanbul 1917

Topçu Yüzbaşı İbrahim Alp - -

Topçu Yüzbaşı Doğan Gündüz - -

Onbaşı Cemalettin Sercan İzmit 1930

Başçavuş Naci Güler İzmit 1930

Piyade Er Remzi Aktürk Kandıra 1930

Piyade Er Halim Kızılkaya İzmit 1930

Piyade Er Ramazan Gökdemir İzmit 1930

Piyade Er Cevat Hasar İzmit 1930

Piyade Er Vehbi Canbay İzmit 1930

Piyade Er Bilal Kır İzmit 1930

Piyade Er Cafer Kılıçhan İzmit 1930

Piyade Er K. Nezih Köseoğlu İzmit 1930

Piyade Er İsa Duman İzmit 1930

Piyade Er Osman Karayel İzmit 1930

Piyade Er Ali Ormancı İzmit 1930

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden

Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;

http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).

337

1951 yılında Türkiye’den Kore’ye gönderilen İkinci Taburdaki askerlerin 5’i

Kocaeli’nden olup 1 binbaşı, 2 yüzbaşı ve 10 erden oluşmaktadır. Bu taburda Adapazarı

doğumlu er bulunmuyordu. Bu grup içerisindeki askerlerden 4’ü şehit olmuştur. Sakarya

Muharip Gaziler Derneği’ne üye olup kayıtlarında ismi bulunanlar:

Tablo 48: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre

Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi

Piyade Er Saadettin Acar İkinci Kafile 1932

Piyade Er Rıfat Çelenkoğlu İkinci Kafile 1931

Piyade Er Cevdet Özden İkinci Kafile 1932

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları

Tablo 49: Kocaeli’nden 1952 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Üçüncü Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler

Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi

Piyade Er Hüseyin Soydağı Kandıra 1931

Piyade Er İsmail Gültekin İzmit 1931

Piyade Er Mehmet Kalkan İzmit 1931

Piyade Er Hüseyin Özer İzmit 1931

Piyade Er Niyazi Temel İzmit 1931

Piyade Er Veysel Karalı İzmit 1931

Piyade Er Fehmi Tarcan İzmit 1931

Piyade Er Salih Yüksel İzmit 1931

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden

Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422;

http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).

1952 yılında Kore’ye gönderilen Üçüncü Tabur askerlerinden 8’i Kocaeli’nden olup,

çoğunluğu İzmit doğumlu idiler. Sakarya genelinden derneğe kayıtlı olup üçüncü taburla

gönderilenlerin bilgileri:

Tablo 50: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre

Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi

Piyade Er Şaban Talan Üçüncü Kafile 1930

Piyade Er Hikmet Sırdaş Üçüncü Kafile 1930

Piyade Er Selim Demir Üçüncü Kafile 1930

Piyade Er Merih Apakbey Üçüncü Kafile 1931 Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları

338

Tablo 51: Kocaeli’nden 1953 Yılında Kore Savaşı’na Katılan Dördüncü Tabur

Komutanlığı’nda Yer Alan Askerler

Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi

Piyade Er Mehmet Aktop İzmit 1932

Piyade Er Vefa Ertürk Kandıra 1932

Piyade Er Sadık Sağan İzmit 1933

Piyade Er Yusuf Özcan İzmit 1933

Piyade Er Mustafa Şan Kandıra 1933

Piyade Er Kamil Başer İzmit 1933

Piyade Er Hakkı Taner İzmit 1933

Piyade Er Eyüp Akcan İzmit 1933

Piyade Er Nurettin Can İzmit 1933

Piyade Onbaşı Enver Özcan İzmit 1932

Piyade Er Hüseyin Budak Kandıra 1932

Piyade Er Beytullah Filiz İzmit 1932

Piyade Er Fahri Çakır İzmit 1932

Piyade Er Yusuf Baran İzmit 1932

Piyade Er Veis Bingöl İzmit 1932

Piyade Er Hasan Çağlar İzmit 1932

Piyade Er Recep Erenkaya İzmit 1932

Piyade Er Mehmet Karaduman İzmit 1932

Piyade Er Halit Gürkan İzmit 1932

Piyade Er Mahmut Yurttaş İzmit 1932

Piyade Er Nazmi Arslan Kandıra 1932

Piyade Er Emin Akcan Kandıra 1932

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları; Kocaeli Muharip Gaziler Derneği Kayıt Defterinden

Naklen, Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 418-422.

1953 yılında son olarak gönderilen Dördüncü Tabur’da yer alan askerlerin 22’si

Kocaeli’ndendir. Tamamı erlerden oluşan bu taburda 1 şehit verilmiştir.

Bu dönemde Kore’ye hangi kafile ile gittiğini bilmediğimiz ve bu listelerde yer almayan,

ancak 1954 yılında Sakarya’da bronz madalya takıldığını tespit ettiğimiz iki muharip

bulunmaktadır. Bu isimler, Topçu Yüzbaşısı Lütfü Tuncay ile Cüneyt Asımgil’dir1120.

Tablo 52: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre

Unvan Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi

Piyade Er Mehmet Çetin Dördüncü Kafile 1932

1120 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1954, Sayı: 5, 23 Haziran 1954, Sayı: 6; Şahin, Kronolojik Adapazarı-

Sakarya Tarihi 1923-2004, s, 121.

339

1950’den 1953’e kadar gönderilen birliklerde, Kocaeli genelinden toplam 82 asker

gönderilmiş ve 17 asker şehit olmuştur. Şehitlerden 13’ü İzmit doğumlu, 4’ü ise

Adapazarı doğumludur. Bu isimler tabloda gösterildiği gibidir:

Tablo 53: Kore Savaşı’nda Kocaeli’nden Şehit Olan Askerler

Unvan Adı-Soyadı Doğum Yeri Doğum

Tarihi Gidiş Tarihi

Piyade Er Salim Demir İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er Şevket Candemir İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er Ibrahim Yıldızdal İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er Ali Yaşa Adapazarı 1929 29.11.1950

Piyade Er Necati Mert İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er Necati Yılmaz İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er İsmail Çamur Adapazarı 1929 29.11.1950

Piyade Er Osman Köse Adapazarı 1929 29.11.1950

Piyade Er Süleyman Turan İzmit 1929 29.11.1950

Piyade Er Ahmet Karatepe İzmit 1929 9.1.1951

Piyade Er Yusuf Özcan İzmit 1933 20.1.1954

Piyade Er Ali Ormancı İzmit 1930 18.3.1951

Piyade Er Cafer Kılıçhan İzmit 1930 22.4.1951

Piyade Er Bilal Kır İzmit 1930 22.4.1951

Piyade Er Halim Kızılkaya İzmit 1930 19.5.1951

Piyade Er Niyazi Temel İzmit 1931 13.4.1952

Piyade Er Veysel Karalı İzmit 1931 28.5.1953

Kaynak: http://www.koresavasi.com/kore-savasi-sehitleri-kore-savasi-gazileri-2/kore-sehitleri-listesi

(Erişim Tarihi: 12.12.2017).

Yukarıdaki tablolar Kocaeli Muharip Gaziler Derneği’nin kayıtlarına göre düzenlenen

listeler olup, Sakarya Muharip Gaziler Derneği’nde bulunan kayıtlar ise, Sakarya

ilçelerinden toplam gönderilen asker sayısı 217 kişi olup üye kaydı bulunan toplam 6

şehit mevcuttur. 1 kayıp, 2 adet esir asker olduğu belirtilmiştir:

Tablo 54: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtlarına Göre

Unvanı Adı-Soyadı Kafilesi Doğum Tarihi Durumu

Onbaşı Cafer Kılıçhan Birinci Kafile 1929 Şehit

Piyade Er İlyas Kılıç Birinci Kafile 1929 Şehit

Piyade Çavuş Süleyman Turan Birinci Kafile 1929 Şehit

Piyade Er Ali Yaşa Birinci Kafile 1927 Şehit

Piyade Er İsmail Çamur Birinci Kafile 1929 Şehit

Piyade Er Osman Köse Birinci Kafile 1929 Şehit

Piyade Er Mehmet Ünal Birinci Kafile 1929 Kayıp

Piyade Er Mustafa Erer Birinci Kafile 1929 Esir Düşmüş

Piyade Onbaşı Kamil Bozkurt Birinci Kafile 1928 Esir Düşmüş

Kaynak: Sakarya Muharip Gaziler Derneği Kayıtları

340

Kore Savaşında kayıp olan askerden ve esir düşen bir askerden haber alınamamış olup,

esir düşen Piyade Onbaşı Kamil Bozkurt daha sonra serbest kalarak ülkeye dönmüştür.

Kendisi yakın seneler içerisinde vefat etmiştir. Eşi hala hayattadır. Kore’deki kanlı

çarpışmalardan ve esaretten kurtulup gazi olarak yurda döndükten sonra, o kanlı günleri

hatırlattığı için uzun yıllar eşine, torunlarına ve akrabalarına kına yaktırmadığı, kırmızı

kıyafetler giymelerini istemediği, bundan çok mütessir olduğu anlatılmaktadır1121.

Savaştan sonra yurda dönen askerlere devlet tarafından madalyalar verilmişti. 1954 yılı

Haziran ayında Adapazarı’nda da tören düzenlenmiştir. Arifiye havaalanında yapılan

askeri törende, Kore Savaşında kahramanlık gösteren iki Türk Subayına bronz yıldız

madalyası verilmiştir. Bu subaylar Topçu Yüzbaşısı Lütfü Tuncay ile Cüneyt Asımgil’dir.

Törene Kocaeli Milletvekili Ekrem Alican, Kaymakam Atıf Tahıl, Belediye Başkanı

Suavi Damalı Tümen Komutanı Tümgeneral Hamdi Günsey, Cumhuriyet Savcısı Ethem

Tüfekçioğlu, Arifiye Öğretmenokulu Müdürü Azmi Gökmen, çeşitli siyasi parti üyeleri

ve memurlarla, basın mensupları katılmıştır. Arifiye havaalanında 22 Haziran 1954

tarihinde, saat 10’da başlayan törende, Amerika Birleşik Devletleri’ni temsilen

Ateşemiliter yardımcısı Binbaşı Burgeron katılmış olup, muharip Türk subaylarına

madalyalarını kendisi takmıştır1122.

Sonuç olarak, Kore Savaşı, uluslararası toplumu bir amaç etrafında ilk defa silahlı

teşkilatlanmaya yönlendirmiştir. Ortalama üç yıl süren savaştan sonra, Kuzey Kore’nin

Güney Kore’yi işgal etmesi engellenmiştir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri açısından

incelendiğinde savaş, maddî ve manevî anlamda büyük kayıplara neden olmuştur. Türk

kuvvetleri; üç yıl içinde on dört başarılı muharebe yapmıştır. Bu muharebelerden özelikle,

Kunuri ve Kumyongjongni Muharebelerinde gösterdikleri kahramanlıklar ile Kore

Savaşı’nın sonucunu Güney Kore lehine değiştiren çok önemli başarılar elde

etmişlerdir1123. Türkiye açısından ele alındığında, Kore’de çok sayıda şehit ve gazi veren

Türkiye’de Demokrat Parti hükümetinin bu kararı eleştirilere sebep olmuştur.

Devletimizin fedakarca ve başarıyla yürüttüğü askeri girişim, Amerika kamuoyu

1121 Sakarya Muharip Gaziler Derneği Başkanı Erol Demir’in yakinen tanıdığı Kamil Bozkurt hakkında

paylaştığı bilgilerdendir. 1122 Demokrat Sakarya, 22 Haziran 1954, Sayı: 5, 23 Haziran 1954, Sayı: 6; Şahin, Kronolojik Adapazarı-

Sakarya Tarihi, s, 121. 1123 “Kore’de savaş kesildi, iki ülke birlikleri mütareke hattına doğru geri çekildiler, birliğimiz sulhden

sonra Kore’yi terk edecek”, Hürriyet, 28 Temmuz 1953, Sayı: 1803; Gökhan Durak, “Türk ve Dünya

Basınında Kore Savaşı ve Türkiye”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8/36 (Şubat 2015), s. 323.

341

tarafından memnuniyetle karşılanmış, 1952 yılında NATO’ya üyeliğinin önünü açmıştır.

Sonraki dış politikasını bu paktın çerçevesinde belirleyen ve halen devam etmekte olan

Türkiye-Kore dostluk kardeşlik ilişkilerinin önemli bir dönüm noktası olmuştur.

4.3.Trafik

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Trafik İşleri (Güvenliği) Daire Başkanlığı’nın

kurulmasından sonra, temel görev ve yükümlülükleri arasında bulunan hizmetlerden

bazıları şunlardır:

- “Genel Müdürlük görev alanına giren yollarda can ve mal güvenliğini sağlamaya

yönelik, yatay ve düşey işaretler ile ışıklı ve ışıksız işaretlemeleri, aktif ve pasif koruma

tertibatlarını, güvenlik araç ve tesislerini trafik güvenliği kuralları ile işaretleme

standartlarına uygun olarak belirlemek, uygulamak, uygulatmak ve denetlemek.

- Trafik Kuruluşlarını ve görevli personelini trafik mevzuatına bağlı olarak denetlemek

- Trafik kazalarının oluş nedenleri ile ilgili verileri toplamak, analiz etmek ve gerekli

önleyici teknik önlemleri almak veya aldırmak.

- Trafik ve araç tekniği konularında ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarına görüş

bildirmek” 1124.

4.3.1. Vilayetin Trafik Yapısı: Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği

Adapazarı trafik işleri, önceden belediye seyrüsefer birimine bağlı iken 1954 yılında

Trafik Emniyet Müdürlüğü’ne devredilmiştir1125. 1954 öncesi İzmit’e bağlı olduğu için,

Kocaeli Emniyeti trafik polis memurları ilçelere görevlendirilerek, trafiği denetlemekte

ve şehir giriş çıkışlarında çeşitli kontrollerde bulunmaktaydılar. İl olmasının akabinde

Adapazarı’nda, yeni bir trafik teşkilatı oluşturulması çalışmaları başlamış, Trafik İşleri

Genel Müdürlüğü bu konuyla yakından ilgilenmiştir1126.

Adapazarı’nın Türkiye’nin her yeri ile bağlantılı bir karayolu şebekesi olduğu için, 1950-

60 arası dönemde yani şehirlerarası devlet yolunun şehrin içinden geçtiği yıllarda bu hat

1124 http://www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Baskanliklar/BaskanliklarTrafik/Gorevleri.aspx (Erişim

Tarihi: 08.12.2017). 1125 Sakarya Postası, 24 Aralık 1954, No.168. 1126 Sakarya Postası, 19 Aralık 1954, No.156.

342

üzerinde yoğunluk yaşanmaktadır1127. Basına yansıyan ölümlü kazalar ve çok sayıda yol

ihlali haberi, bu konuda önlem alınmasını ve polis sayısının artırılmasını gerekli kılmıştır.

Halkın beklentileri; şehir trafiğinin düzene sokulması ve kazaların önlenmesi için,

kavşaklara otomatik sinyal lambaları takılması, bu kuralların yalnız motorlu araçlara

değil motorsuz araçlara ve yayalara da uygulatılmasıdır1128. Bu sebeple, 1954 yılında

belediye tarafından şehrin belirli bölgelerine renkli trafik ışıkları koyulmasına

başlanmıştır1129. Bu tarihte, polis desteğinin İzmit’ten geliyor olması, trafik polisi

kadrosunun ayrı olarak oluşturulması beklentisini devam ettirmiştir. 1956 yılında, il

merkezinde bir Trafik Şubesinin oluşturulmasından sonra, şehrin giriş ve çıkış

yönlerinden her gün geçen yüzlerce aracın kontrol yetersizliği sebebiyle meydana gelen

müessif kazaların önlenmesini sağlayacaktır1130.

Uzun yıllar boyunca belediye ekipleri tarafından idare edilen trafik işleri, 1 Şubat 1957

tarihinden itibaren tamamen polise devredilmiştir1131. Bu işle ilgili bir trafik komiseri ve

birkaç polis memuru şehre atanmış ve göreve başlamıştır. Trafik Şubesi’nin yapısı şu

şekilde idi;

-Emniyet Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza İnal

sorumluluğunda oluşturulan trafik ekibinde, Karayolları Trafik Şubesi Fen Heyeti

Müdürü Sedat Mengülbörü, Trafik Fen Eğitim Mühendisi Yüksel İkincioğulları ve Trafik

Polislerinden Ali Türkan, Nuri Sarboy ve Salih Özel görev yapmaktaydı1132. Düzenli

trafik kontrolleri bu ekip tarafından yürütülüyordu.

1955-56 yıllarında Adapazarı’nda şehirlerarası ulaştırmaya hizmet eden bir adet otogar

bulunmakta olup, kamyon garajları içinse şehir içinde yer düşünülmemiştir. Son bir yıl

zarfında 1400 vasıta artış gösteren Adapazarı’nda kaydedilen araçların çoğu bisiklet ve

öküz arabasıdır1133. Motorlu araçların sayısı da artmaktadır. Şehrin sahip olduğu nakliye

araçları şunlardır:

1127 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19. 1128 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, No. 150 1129 Demokrat Sakarya, 27 Aralık 1954, No. 170. 1130 Yeni Ada Postası, 29 Şubat 1956, Sayı: 1164. 1131 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446. 1132 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446. 1133 Sakarya Postası, 3 Şubat 1955, No. 203.

343

1956 yılı:

Kamyon, kamyonet: 417 Toplam motorlu araç sayısı: 663

Otobüs 62 Toplam motorsuz araç sayısı: 2200

Otomobil 184

Atlı Araba 600

Fayton 100

Öküz arabası, bisiklet 1500

Trafik akımının en yavaş olduğu bölge, Doğu-Batı aksı ile İstanbul- Ankara Devlet Yolu

güzergahıdır. Bu yol özellikle yaz aylarında günde 200-4300 araca hizmet etmiştir.

Adapazarı’ndan diğer illere, şehirlerarası otobüs seferleri düzenlenmiştir. İstanbul’a;

06.00-19.00 arası her yarım saatte bir (günlük 100 otobüs) otobüs, İzmit’e; 06.00-18.00

arası her 15 dakikada, Ankara’ya; 06.00-18.00 arası gün boyunca 8 direkt 15 transit,

Bursa’ya; 06.00-18.00 arası her saat başı 1 otobüs, Eskişehir’e; 06.00-18.00 arası her saat

başı 1 minübüs koyulmuştur1134. Şehirde bilet satış hakkına sahip büyük otobüs firmaları

ise; Varan, Ömür, Emniyet ve Gülhan’dır1135.

Adapazarı’nda bulunan Odu Donatım Ağır Tamir Bakım Fabrikası da bu dönemde

Adapazarı’nda dış hizmet olarak, kurtarma teşkilatı ile birçok müesseselerin yükleme

işlerini yapmış olup, kara yolları ve şehir trafiğine yardımcı olmak amacıyla da kurtarma

işlerini gerçekleştirmiştir1136.

Büyüyen ve gelişen Adapazarı’nda aynı oranda yoğunluk kazanan trafik işlerinin,

aksatılmadan devam edebilmesi için gerekli personel ve araçların şehre ulaştırılması

sağlanacaktır. Emniyet Müdürü Nazmi Sevin, Ankara’da Genel Müdürlükle bu konuda

görüşmeler gerçekleştirmiş, bunun neticesinde 1956 yılı içerisinde şehre, 9 trafik memuru

ve 1 trafik amiri görevlendirilmiştir1137.

1134 Orhan Göçer, Adapazarı ve Fizik Planlaması, s. 19-20. 1135 Sakarya, 11 Kasım 1960, No. 443. 1136 Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayını,1965, s. 14. 1137 Anadolu, 22 Kasım 1956, Sayı: 180.

344

Şehrin trafiğinin en yoğun olduğu bölgeler Ticaret Lisesi önü, Gümrükönü, Uzun Çarşı

Ankara Caddesi kavşağı ve Çark Caddesi ile Postane Caddesi kavşakları olarak

belirtilmektedir. Bu noktalarda kaza ihtimali yüksek durumdadır. 1959 yılına

gelindiğinde, trafik memurlarının azlığı sebebiyle bu bölgelerin bir kısmında trafik erleri

görev yapmakta ve yoğunluk karşısında yeterli hizmet verememektedirler1138.

4.3.2. Trafik Kontrolleri

24 Eylül 1952’de kabul edilen Trafik Kanunu1139, hem araçlara hem de yayalara ait

yaptırımlar getirdiği için, şehir içi ve dışı trafik kontrol noktalarının sayısının artırılması

ve bu noktalarda denetim yapacak polisler görevlendirilmesi, trafik kurallarına uymayı

zorunlu hale getirmiştir.

Sakarya’da Trafik Büro Amirliği, il dahilinde kazaların oluşmasını önlemek amacıyla

önleyici tedbirler alarak, bu kapsamda kontrol merkezleri oluşturmuştur. Şehir içinde ve

dışındaki yollarda, gece ve gündüz aralıksız olarak trafik kontrollerine devam eden

ekipler, kurallara uymayan araçlara cezai işlem yapmaktaydılar. Özellikle otobüsler

konusunda bu denetimler yoğunlaşmış, fazla yolcu taşıyan otobüsler trafikten

menedilmişlerdir.1140 1954 yılından sonra haftanın belirli gün ve saatlerinde yapılan trafik

uygulamaları daha da sıklaştırılarak, kontrol noktalarında başarılı çalışmalar

gerçekleştirilmiştir.

Adapazarı’nın Sakarya iline bağlanmasından sonra, Emniyet Müdürlüğüne bağlı Trafik

Bürosu tarafından yapılan yeni düzenlemeye göre; önceden Adapazarı ismi taşıyan bütün

plakalar, “Sakarya” adı kullanılarak değiştirilecek ve ehliyetler de profesyonel olacaktır.

Trafik Nakil Vasıtaları Talimatının 3. Maddesine göre bütün plakaların yeniden

düzenlenmesi ilk iş olarak gündeme gelmiştir. Bu dönemde trafik komiseri Osman

Serdaroğlu kontrollere bizzat katılarak incelemede bulunmuştur1141.

İstanbul-Ankara yolunun şehirlerarası istikametinden geçerken şehre giren dolmuş ve

arabalar, özellikle bayram gibi yoğun günlerde yanlış yollara saparak şehir içinde trafiğin

duraksamasına sebep olmaktaydılar. Bunun temel nedeni, istikamet (yön) levhalarının ve

1138 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ekim 1959, Sayı: 2477. 1139 Ayın Tarihi, 24 Eylül 1952. 1140 Yeni Ada Postası, 9 Ağustos 1957, Sayı: 1603. 1141 Anadolu, 26 Mart 1957, Sayı: 286; 22 Kasım 1956, Sayı: 180.

345

okların bulunmayışı idi1142. Bu konuda eksiklikler mevcut olduğundan trafik

işaretçilerinin her bölgeye koyulması istenmekteydi.

Trafik Müdürlüğü, özellikle bayram günlerinde şehrin çeşitli semtlerinde kontrollere daha

çok önem vermekteydi. Bayramlarda halkın araç sıkıntısını fırsat bilen bazı dolmuşçular,

fazla ücret alma yoluna başvurduklarından, şikayete konu oluyorlardı. Trafik

Müdürlüğünde sürekli açık bulunan nöbetçi şikayet memurluğu 1956 yılının bir bayram

haftası içerisinde aldığı şikayetler üzerine1143, 30 şoföre para cezası kesilmesi, 50 şoförün

de ehliyetlerinin iptal edilmesi için evrak oluşturarak müdürlüğe sevk etmiştir. Yine

bayramlarda, taksicilerin de halktan fazla ücret talep etmeleri gelen şikayetler arasında

olduğundan, bu taksilere de cezai işlem başlatılmıştır.

1957 yılı içerisinde, Adapazarı emniyeti trafik kontrollerini artırmış, gece ve gündüz

ekipleri özellikle fazla yolcu taşıyan ve kurallara uymayan otobüsleri tespit ederek cezai

işlem başlatmıştır1144. Bu uygulamalar caydırıcı olması açısından önemlidir. Emniyet

Müdürü Nazmi Sevin başta olmak üzere, Emniyet Amiri Ali Rıza İnal sorumluluğunda

oluşturulan trafik ekibinde, Karayolları Trafik Şubesi Fen Heyeti Müdürü Sedat

Mengülbörü, Trafik Fen Eğitim Mühendisi Yüksel İkincioğulları ve Trafik Polislerinden

Ali Türkan, Nuri Sarboy ve Salih Özel görev yapmaktaydı1145. Bu ekip, şehirlerarası ve

şehir içi yollarda başarılı çalışmalar yürütmekteydi. Ankara Devlet Karayolundan

başlayarak, trafik kanunu Sakarya’da benimsetmek için düzenli olarak araç ve şoför

kontrolleri gerçekleştiriyorlardı.

İncelediğimiz dönemde, Sakarya’da bisiklet sürücüleri için uygulanan prosedür şu şekilde

işlemekte idi. Bisikletler ehliyet ile kullanılıyor ve ehliyet almak isteyen şoförler

öncelikle şoförler cemiyetine gönderiliyorlardı. Bu cemiyet, her bisiklet isteyen

vatandaşa bir sürücü ehliyeti ve 3 ila 5 sorulu 4 sayfalık formları doldurtarak teslim

etmekte idi. Bu uygulama sırasında bazı zamanlarda yaşanan usulsüzlük hakkında

haberler yer almaktadır. Yapılan işlemlere karşılık olarak bazı şahıslardan 5, bazılarından

1142 Anadolu, 7 Mayıs 1957, Sayı: 319. 1143 Hakikat, 25 Temmuz 1956, Sayı:225. 1144 Yeni Ada Postası, 9 Ağustos 1957, No. 1603. 1145 Yeni Ada Postası, 29 Ocak 1957, Sayı: 1446.

346

2,5 lira alınması ve ücret alındığına dair makbuz verilmemesi vatandaş tarafından şikâyet

sebebi olmuştur1146.

Ülke genelinde 1958/1959 dönemi itibariyle, trafik kazalarının son yıllarda giderek

çoğalması sonucunda merkezi Ankara’da bulunan “Trafik Kazalarını Önleme Cemiyeti”

kurulmuştur. Bu cemiyet, 10 Aralık 1959 tarihinden itibaren bütün yurda yayılmak üzere

geniş çaplı bir “trafik kampanyası” yapılmasına karar vermiş, Sakarya Trafik Komisyonu

da, bu kampanyaya katılacağını açıklamıştır. Kampanyaya katılan Sakarya Trafik Bürosu,

11 Aralık 1959 tarihinde, Trafik Haftası etkinlikleri dolayısıyla basın aracılığı ile

vatandaşlara bir beyanname yayınlamış, halkla iş birliği içerisinde trafik kazalarını

önlemek ve en aza indirmek amacıyla trafik kuralları ve uyarılarını içeren metinleri

basında yayınlamaya gayret etmiştir:

“Sür’at daima felakettir!”, “Kazadan sonra vicdanınız muazzez olacağına, olmadan

önce tedbirli olup müsterih olunuz”, “Açık kamyon veya traktör romörkleri boş dahi olsa

şahısları bindirmeyiniz” 1147 gibi notlarla günlük gazetelerde kısa ve uyarıcı

paylaşımlarda bulunmuştur.

Vatandaşların, şehir içinde hızlı giden araçlardan duydukları rahatsızlık, sıklıkla basında

dile getirilmiş, ayrıca kaldırımlarda park etmiş olan bisikletler sebebiyle yayaların

kaldırımı kullanamadıkları hakkında şikayetler basın yolu ile Emniyet Trafik Şubesine

iletilmiştir1148.

Trafik kontrolleri sırasında usulsüz araç park eden sürücülere de zabıt tutularak, şehir

içinde ve dışında yapılan kontrollerde ruhsatsız, eksik donanımlı olduğu anlaşılan

arabalara ceza kesilmiştir1149.

4.3.3. Trafik Kazaları

Trafik Kazası; “karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın

karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olay” şeklinde

tanımlanmaktadır1150. Kaza teriminin farklı şekillerde algılanması sebebiyle trafik

1146 Anadolu, 9 Ağustos 1957, Sayı: 397. 1147 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528. 1148 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1960, Sayı: 2646. 1149 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Eylül 1960, Sayı: 2749. 1150 http://trafik.net.tr/trafik-kazasi-nedir/ (Erişim Tarihi: 09.12.2017).

347

kazalarının incelenmesi sırasında yorumlama önem kazanmaktadır. Sebep-sonuç

ilişkisinde kazalara etkisi olan ihmaller de göz ardı edilmemelidir.

1950-1960 yılları arasında Adapazarı-Sakarya’daki trafik kazalarının durumu

incelenirken, gazetelere yansıyan bazı yıllara ait istatistiki verilerden de faydalanılmıştır.

Bir sonraki başlıkta ise, yaralamalı ve maddi hasarlı kazalar ile ölümlü trafik kazalarına

ait örnekler kaydedilmiştir.

-1952 yılında, 158 kaza meydana gelmiş, 71’i ölümle sonuçlanmış, 47 kazada da 213

vatandaş yaralanmıştır.

-1953 yılında ilk dört ayda (Ocak-Nisan), şehirde 126 kaza gerçekleşmiş, ölü ve yaralı

sayısı bir önceki yıldan 32 eksik olup, toplam 85 kişidir. Yıl sonuna kadar bu kazaların

sürmesi ile katlanarak devam ettiği görülmektedir. 1953 yılının sadece bir ayında, 17

taşıt kazası meydana gelmiş ve bu kazaların 5’i ölümle sonuçlanan kazalar olmuştur1151.

-1958 -1959 döneminde Sakarya’da gerçekleşen trafik kazaları, bunların sebep ve

sonuçları hakkında detaylı bir açıklama yapılmıştır1152.

İldeki karayollarında 100 trafik kazası gerçekleşmiş, bu kazalarda 109 kişi yaralanmış,

25 kişi ölmüştür.

Yapılan incelemelerde bu kazaların %60’ ının özellikle şehir içinde meskûn alanlarda

seyreden araç şoförlerinin fazla hız yapmalarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu

nedenle, meskun mahalle içlerinde 40 km. den fazla hız yapmanın tehlikesi açıklanmıştır.

Yayaların da yaya kaldırımlarını kullanmaları ve gerektiğinde ilk geçiş hakkını araçlara

vererek daha sonra yolun karşısına geçmeleri kanunen uygun görülendir.

Sene içerisinde yaşanan 100 kazadan %60’ı fazla hız yapan şoförlerin dikkatsizliğinden

kaynaklandığı gibi %40’ı da yayaların kanunlara ve düzene uymaması ve

dikkatsizliğinden doğduğu bir gerçektir. Ölümle sonuçlanan 25 kazadan 6’sı, hızlı

seyreden şoförün araç hakimiyetini kaybetmesinden, 6’sı da traktör süren ehliyetsiz ve

bilgisiz şoförlerin kurallara uymamasından, 5 tanesi ise özellikle küçük yaştaki

1151 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Nisan 1953, Sayı: 431. 1152 Adapazarı Akşam Haberleri, 11 Aralık 1959, Sayı: 2528.

348

çocukların trafik yoğunluğu çok olan caddeler üzerinde oynamalarından meydana geldiği,

8 kazanın ise farklı sebeplerle gerçekleşmiş olduğu izah edilmiştir.

-1960 yılının sadece 2 ayı içerisinde (Eylül-Ekim) Sakarya’da meydana gelen trafik kaza

sayısı 9 dur. Bu kazalarda 1 kişi ölmüş, 17 kişi yaralanmıştır. Bu kazalarda ortaya çıkan

maddi hasar toplamı 26.500 liradır. Eylül 1960 içerisinde 480 adet trafik zaptı tutulmuş,

27 kişi yakalanmıştır. Plakasız sürülen 7 araç tespit edilerek cezai işlem

gerçekleştirilmiştir1153.

Anlaşıldığı üzere 1950-1960 yılları arasında, yaşanan çok sayıdaki kazada birçok

vatandaş yaralanmış ve araç sahipleri de maddi hasara uğramıştır. Büyük şehirlerdeki

trafik yoğunluğuna göre çok daha az sayıda aracın bulunduğu Sakarya’da, trafik

kurallarına uyma bilinci yerleştikçe ve önleyici tedbirler devreye sokuldukça ilerleyen

yıllarda kaza oranlarında düşüş kaydedilecektir.

4.3.3.1. Yaralamalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazaları

Sakarya’daki trafik vakaları incelendiğinde, bu dönemde en çok karşılaşılan kaza şeklinin

yaralamalı kazalar olduğu görülmektedir. Bu kazalar, araçların karşılıklı çarpışması veya

tek taraflı çarpışmalar olabildiği gibi, taşıtların yayalara çarpması şeklinde de

yaşanmaktadır. Açık kamyon veya traktör römorklarında güvenli olmayan yolculuklar

ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının ilk sıralarında yer almaktadır. Çarpışma ve

devrilme anında korunmasız yolcuların ölümü ya da sakat kalması ile sonuçlanan kazalar

sıklıkla yaşanmıştır. Bunun yanı sıra, şehir içerisinde hızlı seyreden arabaların ve

yayaların yolunu gasp ederek seyreden bisikletlerin çarpması sonucunda oluşan kazalar

da yaralanma ve maddi hasara sebep olan kaza şekilleri olarak kaydedilmiştir.

4.3.3.2. Yaralamalı Trafik Kazaları

1950-1960 yılları arasında Adapazarı’nda gerçekleşen kazalar genellikle şehirdeki trafik

kurallarının sürücüler tarafından çiğnenmesi ve yayaların da bu konuda dikkatsiz

davranması sonucunda gerçekleşmiştir. Kural ihlallerinden ilki hızdır. Hız sebebiyle

gerçekleşen kazalara örnek olarak, Ankara caddesinde Feyzullah Korkut idaresindeki 914

1153 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ekim 1960, Sayı: 2774.

349

plakalı taksi, Tozlu Hamam caddesinden hızla geçerken bakkallık yapan F. K.’a çarparak

yaralanmasına sebep olmuştur1154.

Gelin konvoylarında yaşanan kazalar genellikle traktör ve kamyonlarda çok sayıda yolcu

taşınması sebebiyle büyük bilançolara sebep olmaktaydı. Dağdibi’nden gelmekte olan bir

düğün konvoyunda, traktörün romörküne binen genç kız ve kadınlardan 20 kadarı,

romörkün devrilmesi sonucunda bazıları ağır olmak üzere yaralanmışlar ve hastaneye

kaldırılmışlardı1155. Kasasında 25 yolcu taşıyan 07639 plakalı kamyon şoförü Ş.A., Ferizli

yolunda ani fren yaptığında frenleri patlamış ve üzerinde taşıdığı yolculardan M.Ö. ve

Ö.K. yaralanmışlardır1156. Uygun olmayan şartlarda yolculuk yapılması bir ihmaldir. Bu

tarz kazalarda hem araç sahibi hem de yolcular sorumlu tutulmuştur.

Ehliyetsiz şoförlerin sebep olduğu kazalar her dönem olduğu gibi bu dönemde de

yaşanmıştır. Baki Sönmez, plakasız bisikleti ile Kömürpazarı caddesinde 4 yaşındaki

Kenan Güleç’e çarparak başından yaralanmasına sebep olmuş, yakalanarak adalete teslim

edilmiştir1157.

Sakarya’da gerçekleşen trafik kazalarından biri, Sakarya’nın ünlü simalarının içinde

bulunduğu araçla 4 Mart 1958 tarihinde gerçekleşmiştir. Milli Eğitim Bakanı Celal

Yardımcı, Sakarya Valisi Nazım Üner ve Milli Eğitim Müdürü Talat Ayhan’ın birlikte

seyehat ettiği otomobil öğlen saatlerinde Hendek yolunda kaza yapmış, Bakan

Yardımcı’nın dişinin kırıldığı, Vali Üner’in dudağının yarıldığı bu kazada Milli Eğitim

Müdürü Ayhan çarpmanın etkisiyle camdan fırlayarak başından yaralanmıştır. Kazadan

sonra Bakan Yardımcı kendi aracıyla Ankara’ya gitmek üzere yoluna devam etmiş, Vali

Üner ve Milli Eğitim Müdürü ise ambulansla Sakarya Devlet Hastanesine götürülerek

tedaviye alınmışlardır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes, kaza

geçiren Sakarya Valisi ve M. E. Müdürü Talat Ayhan’ı Sakarya Devlet Hastanesi’nden

1154 Anadolu, 28 Şubat 1957, Sayı: 264. 1155 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Ekim 1960, Sayı: 2788. 1156 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Kasım 1960, Sayı: 2811. 1157 Anadolu, 28 Ocak 1957, Sayı: 237.

350

arayarak, geçmiş olsun ve acil şifalar dileklerini iletmiştir1158. Tedavi sonrası sağlığına

kavuşan Vali Üner, 1 Mayıs 1958 tarihinde tekrar görevine dönmüştür1159.

Yine duyulan kazalardan biri de, Şubat 1960’da gerçekleşmiştir. Sakarya Valisi Nazım

Üner’in kızını İstanbul’a taşıyan resmi plakalı otomobil, İstanbul yolunda bir kamyona

çarparak kaza yapmış, Ülkü Üner ve beraberindeki Ziraat Müdürü Bedri Sözer hafif

yaralanmışlardı1160.

4.3.3.3. Ölümlü Trafik Kazaları

Sıklıkla meydana gelen trafik kazalarından biri de, kamyondan düşmek sonucunda

ölümle biten kazalardır. Genellikle kamyon kasasına binip inme sırasında çok sayıda kaza

meydana gelmiştir. S. Ç’nin sürdüğü kamyona, aracın durmasını beklemeden atlayan

M.A düşerek ağır yaralanmış ve hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetmiştir. Şoföre

cezai işlem yapılmıştır.1161 Sapanca’da kamyonda yolculuk yapan bir kız çocuğu, seyir

halinde kapının açılması sonucu düşerek hayatını kaybetmiştir1162. Bu tarz kazalardaki

ihmal sebebiyle çok sayıda acı hadise yaşanmıştır.

Sapanca’da yaşanan büyük bir trafik kazasında iki kamyon çarpışmış, 7 kişi yaralanmış,

3 kişi ölmüştür. İ.A.’nın sürdüğü Sakarya 7658 plakalı komyon ile K.A.’nın sürdüğü

Kocaeli 17699 sayılı kamyon çarpışmışlar, kaza sırasında R.Ç. M.E. adlı iki erkek ile H.

Adında bir kadın hayatını kaybetmiş, 7 kişi de yaralanmıştır1163.

Ferizli köyünden H.F.adlı şoför idaresindeki 7705 plakalı kamyon, Karasu yönünden

gelirken Kuyudibi caddesinde bisiklete binen İstiklal mahallesinden 11 yaşındaki K.T.’ye

çarparak ölümüne sebep olmuştur. Şoför tevkif edilmiştir1164.

Hız sebebiyle gerçekleşen trafik kazaları bu dönemde pek çok yaralanma ve ölüm

vakalarına sebep olmuştur. Sakarya Ormanköyden geçen Gaziantep plakalı bir kamyon,

1158Demokrat Sakarya, 4 Mart 1958, Sayı: 1143; 5 Mart 1958, Sayı: 1144; Şahin, Kronolojik Adapazarı-

Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 168. 1159 Demokrat Sakarya, 1 Mayıs 1958, Sayı: 1191; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 168. 1160 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Şubat 1960, Sayı: 2578. 1161 Anadolu, 30 Ocak 1957, Sayı: 239. 1162 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Temmuz 1952, Sayı: 179. 1163 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Ekim 1960, Sayı: 2781. 1164 Demokrat Sakarya, 9 Ağustos 1958, Sayı: 1274.

351

köyün içinden hızını düşürmeden seyrederken bir kız çocuğunu ezerek ölümüne sebep

olmuştur1165.

Traktörler de şehir içinde ve dışında çok süratli seyrettikleri ve trafik kurallarına

uymadıkları için kazalar giderek artmış, bu kazaların çoğunluğu ölüm ile sonuçlanmıştır.

Nitekim, bir traktörün hız sebebiyle devrilmesi sonucunda römorkta bulunan bir vatandaş

hayatını kaybetmiştir. “Bu konuda en büyük eksikliklerden biri, traktör sürücülerinde

ehliyet aranmamasıdır. Gerek şehir içinde gerekse Ankara-İstanbul ana yolu üzerinde

dolu dizgin traktör kullanan ve hiçbir trafik kuralından haberdar olmayan kişilerin

traktör sürmesi bu kazaların önünü açmaktadır”1166.

Traktörle ölümlü kazalardan bazıları da bu araçların römorklarına binmek isteyen

yolcuların tedbirsizliği sebebiyle yaşanmıştır. Böyle bir kaza, 1959 yılında Adapazarı’nın

Çaykışla köyünde gerçekleşmiştir. Hasan Baytekin’in sahip ve sürücüsü olduğu çift

romörküne 6,5 ton patates yükleyerek Adapazarı’na gitmekteyken, Yenimahalle Tavuklar

caddesinde kahveden çıkan Trabzon’un Kavala köyünden 22 yaşında Hasan Bayrak

adındaki şahıs, seyir halinde bulunan traktörün römorkuna binmek istemiş, şoförün

durmasını beklemeden romörkün çeki demirine atladığı sırada ayağı kayarak düşmüş,

römorkun ön tekeri altında başı ezilerek olay yerinde hayatını kaybetmiştir1167.

Eser İlkokulunda 2. Sınıf öğrencisi olan Mehmet Atasoy isimli 9 yaşındaki çocuğa, Bolu

yolunda sarhoş şekilde kamyon süren bir şahıs çarparak ölmesine sebep olmuştur. Şoför

yakalanmış ve sorgusunun ardından tutuklular evine gönderilmiştir. Cenaze

Adapazarı’nda törenle kaldırılmış ve defnedilmiştir1168. İncelenen dönemde Sakarya’da

alkollü yada ehliyetsiz sürücülerin sebep olduğu çok sayıda ölümlü kaza haberi

kaydedilmiştir.

1165 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Ekim 1959, Sayı: 2483. 1166 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Ekim 1959, Sayı: 2487. 1167 Adapazarı Akşam Haberleri, 28 Kasım 1959, Sayı: 2517. 1168 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Eylül 1960, Sayı: 2751.

352

BÖLÜM 5: SAKARYA’DA KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL HAYAT

5.1. Demokrat Parti’nin Kültür ve Sosyal Politikaları

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra dünyada ortaya çıkan iki kutuplu yeni

düzende, bir tarafta Amerika Birleşik Devletleri diğer tarafta ise Sovyet Sosyalist

Cumhuriyetler Birliği’nin yer aldığı politik ortam, soğuk savaş dönemi olarak

adlandırılmaktadır. Bu süreçte siyasi rekabetin yanında, toplumsal hayatın hemen her

alanında ve yaşam biçiminde görülen Amerikan etkisi, pek çok ülkeyi olduğu gibi

Türkiye’yi de çevrelemiştir. Cumhuriyetin kuruluş ideolojilerinin görece geri planda

kaldığı bu dönemde, Amerikan yaşam biçimini ve kültürel yapısını benimseme

beraberinde siyasi olarak tek partili dönemden çıkılmasını sağlamıştır. Demokrat

Parti’nin iktidara gelişi ile iç ve dış politikada değişimler yaşandığı gibi, devlet

politikaları ile birlikte sosyal hayatın hemen her alanında başta Amerikan etkisi olmak

üzere, Batı dünyasının izlerini görmek mümkün olmuştur1169.

Menderes Hükümetleri 1950, 1954, 1957 yıllarındaki hükümet programlarında sosyal ve

kültürel konulara özellikle manevi eğitime önem verileceğini, bu çalışmaları parti

ilkelerine bağlı kalarak yürüteceğini açıklamıştır.

Bu bölümde 1950-1960 döneminde Adapazarı-Sakarya’da, kültürel ve toplumsal hayatın

önemli başlıkları olan eğitim, sosyal hayatın parçası olan dernek ve sendikalar, sinema ve

tiyatro gibi kültürel faaliyetler ile sağlık, spor ve gündelik yaşama dair konular ele

alınmıştır.

5.2. Eğitim

Eğitimin pek çok tanımı yapılmıştır. Kişinin hayatı boyunca devam eden, çeşitli zihni,

bedeni, davranışlarının istenilen doğrultuda geliştirilmesi, toplum içinde yaşam kalitesini

ve değerlerini belirleyen öğrenim aşamalarının tamamıdır. Öğretim ise, düzenli olarak bir

öğretim kurumunda öğretmenler tarafından materyal kullanılarak belirli bir disiplin

içinde öğrencilere bilgi aktarılması çalışmalarıdır1170.

1169 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 9-10. 1170 Kenan Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Yayınları,

2005, s. 945.

353

Tarih boyunca vatandaşların eğitimi konusu, her iktidarın temel hedefi olmuştur.

Bugünkü modern okulların kurulması, belediyelerin ve hükümetlerin bu görevi

benimsemeleri, dünyadaki büyük inkılap hareketlerinin etkisi sonucunda gerçekleşmiştir.

Yani dünyadaki yaygın akımların etkisi ile başlamış ve olgunlaşmıştır. Devletlerin

amacına, hassasiyetlerine göre eğitim öğretim yapmaları, devlet için bir kamu görevi

olmakla birlikte, vatandaş için de bir hak olmuştur. Türkiye’de milli tarih ve eğitim

konusunda kültürel değişimler Tanzimat sonrasında başlamakla birlikte, Cumhuriyet’in

ilanından sonra hızla devam etmiştir. Erken Cumhuriyet döneminde eğitim ve milli tarih

politikasının temel dayanağı ve hassasiyeti, milliyetçilik olgusudur. Atatürk ve tek parti

döneminde yapılan eğitim alanındaki çalışmalar, ülkenin milli hedeflerinin altını

çizerken, toplumsal inkılabın temel amacı olan “muasır medeniyetler seviyesine

yükselme” konusunda okur-yazarlığın artırılması ve eğitim kurumlarının Tevhid-i

Tedrisat uyarınca standarda kavuşturulması amacına yöneliktir. 3 Mart 1924 tarihli

kanun, “eğitim ve öğretim birliği kanunu” geniş anlamda, Türk inkılabı noktasından milli

kültür birliğini hedef tutmuştur. Bütün eğitim kurumlarını Milli Eğitim Bakanlığı’na

bağlayarak, eğitim ve öğretimin “milli tek okul sistemi” içinde genele yayılması,

demokratikleştirilmesi ve laikleştirilmesini de kapsayan halkçı bir zihniyet ile vatandaşlık

eğitimine adım atılmıştır şeklinde yorumlanabilir1171.Tek Parti döneminde, Türkiye’nin

eğitim seferberliği özellikle “ilk tahsil” alanında idealize edilmiştir. Dönemin eğitim

siyaseti, az masrafla çok netice alınan okulları artırmak, mesleki eğitimi

yaygınlaştırmaktır. Köy Enstitüleri1172 ile öğretmen ihtiyacı pratik şekilde karşılanmıştır.

1171 Hıfzırrahman Raşit Öymen, Türkiye’nin Ana Eğitim Problemleri (Devrimler ve Reformlar Açısından),

Ankara: Ayyıldız Matbaası, 1969, s. 24-34. 1172 Köy Enstitüleri: “Eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan halk ile kentliler arasındaki bozuk dengeyi

eşitlemek ve köy halkına pratik bilgi vermek amacıyla 1936'ta Saffet Arıkan'ın Vekilliği döneminde Köy

Eğitmeni projesi uygulamasına başlanır. Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan gençler, Ziraat

Bakanlığı'nın iş birliğiyle, modern tarım tekniklerini uygulayan Mahmudiye Devlet Üretme Çiftliği'nde

yetiştirilerek köylere gönderilir. Amaç, köye hem bir öğretmen hem de modern üretim araçları ve tarım

yöntemleri sağlamak ve eğitimin mali yükünü hafifletmektir. İsmail Hakkı Tonguç yönetiminde başlanan

bu projenin başarılı olması üzerine 1937 ve 1939 yıllarında çıkarılan yasalarla köy eğitmeni yetiştirme

deneyimi yaygınlaştırılır. Kırsal kesime yönelik bu eğitim uygulaması hiç şüphesiz daha sonra kurulan Köy

Enstitüleri için uygun koşullar yaratmış ve Köy Enstitüleri'ne geçişi kolaylaştırmıştır. 1942-43 öğretim

yılında, Köy Enstitüleri'ne öğretmen, bölge okullarına yönetici, gezici başöğretmen, ilköğretim müfettişi ve

kesim müfettişi yetiştirmek amacıyla Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü açılır.

Enstitülerin ilk resmî öğretim programı 1943 yılında yayımlanmıştır. Programa göre, ilkokulu bitiren

çocuklar sınavla Köy Enstitülerine alınır ve karma eğitim uygulanır. Toplam beş yıl süren öğretim

zamanının yarısı kültür derslerine, dörtte biri tarım dersleri ve çalışmalarına, dörtte biri de sanat ya da

teknik derslere ve çalışmalara ayrılmıştır. Bütün derslerde ve çalışmalardaki temel yöntemin 'yaparak

öğrenme' ilkesi olduğu söylenebilir. "Gerek öğretimin eğitsel bir biçimde yapılmasında, okuldaki toplumsal

ortamın yaratılmasında ve gerekse toprakların işlenip uygar bir eğitim kurumunun oluşmasında öğrenci-

354

Açılan Halkevleri aracılığıyla güzel sanatlar, ilim ve kültür faaliyetleri, sosyal meseleler

ve parti faaliyetleri ile ilkelerinin her muhite ulaşması hedeflenmiştir1173.

Çok partili hayatın başladığı yıllarda, pek çok konuda olduğu gibi Türkiye’de eğitim

sistemi ve Milli Eğitim müfredatında alternatif yaklaşımların gündeme geldiği

görülmektedir.

5.2.1. Demokrat Parti’nin Eğitim Politikaları

Cumhuriyet Halk Partisinin 27 yıllık iktidarını devralan, Demokrat Parti kuruluş

programından itibaren memleketin her köşesinde eşit eğitim imkânlarının sunulması

vaadinde bulunmuştur. Ayrıca ülkedeki tüm eğitim kurumlarının tek elden yönetileceği

konusunu gündeme taşımıştır1174. Tek parti dönemine ait politikaların değiştiği, milli,

öğretmen ilişkilerinin bir aile yuvasındaki gibi içten oluşunun büyük rolü olmuştur." Zamanla sayıları 21'i

bulan Köy Enstitüleri 1944'ten itibaren yılda ortalama 2000 öğretmen mezun etmeye başlar. Köylere

gönderilen öğretmenlere tarım araç ve gereçleri ile üretimde bulunmak ve gelirinden yararlanmak üzere

tarla ve irat hayvanları verilir. Öğretmenlerin ödevleri 1942 yılında çıkan 'Köy Okulları ve Enstitüleri

Teşkilat Kanunu'nda belirlenmiş ve 'okul ve kurslarla ilgili işleri ve 'köy halkını yetiştirmekle ilgili işler'

diye ikiye bölünmüştür. Ulaşılmak istenen hedef, Atatürk'ün halkçılık ilkelerine uygun olarak, geniş halk

kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak,

halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak ve aynı zamanda kendi

hakları konusunda bilinçlendirmektir. Enstitüler, geniş bir halk kütlesine ulaşan bir eğitim ve kalkınma

etkinliği olması dolayısıyla ülkenin gelişmesinde en büyük katalizör olarak görülebilir. Nitekim daha

başlangıç noktasında kalan bu eğitim modelinin başarısı, 1946'ya kadar köylerdeki öğretmen açığını

kapatan 16.400 kadın ve erkek öğretmen ile 7300 sağlık memuru ve 8756 eğitmen yetiştirmiş olmasıdır.

Mezunlar arasında Mehmet Başaran (doğ. 1926), Talip Apaydın (doğ. 1926), Fakir Baykurt (doğ. 1929)

ve Mahmut Makal (doğ. 1933) gibi yazarlar da bulunmaktadır. Şiir, hikaye ve romanlarında köy

sorunlarını işleyen bu yazarlar, sosyal, kültürel ve siyasal etkinlikler de göstererek köy insanının dünyası

için bilinç yaratmışlardır. "Köy Enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, o güne kadar yalnızca

eğitim kitaplarında görülen, fakat geleneksel eğitimin etkisiyle, okula ve sınıflara giremeyen eğitim ilke ve

yöntemlerini, doğanın içinde hayata geçirmek olmuştur. Bunların somut birer örneğini vermiştir.

Buralarda binlerce öğretmen adayı, bunları bizzat yaşayarak öğrenmişler ve gittikleri okullara da bunları

taşımışlardır." Yücel'in başarısı, bu projeyi Büyük Millet Meclisi'ndeki şiddetli eleştirilere karşın

gerçekleştirmiş olmasıdır. 1946'da bu girişim durdurulur ve sonraki yıllarda hiç karşı dayanışma

olmaksızın ortadan kaldırılır. "Köy Enstitüleri 'bütün' ünün içinde İnönü'nün büyük ağırlığı olmuştur.

İnönü'nün bu desteği savaş bitene, memleketimizde ve dünyada yeni bir güçler dengesi kurulana kadar

sürmüştür. Çok partili döneme girilince İnönü artık eski gücünü bulamamış ve bu desteği enstitülere

verememiştir. Köy Enstitüleri de, Türkiye'nin öteki reform girişimleri gibi yukarıdan geldiği, tabanda itici

bir kuvvete dayanmadığı için, İnönü desteğinin ortadan kalkması enstitülerin oturduğu temellerden en

önemlisinin yıkılması olmuştur." Bundan başka, kırsal kesim halkı böyle bir kuruluşun gerekliliğine

yeterince hazırlanmamıştır. Böylece proje dinamizm geliştirememiş ve kendi kendisini yürüten bir sürece

dönüşememiştir.” http://www.meb.gov.tr/meb/hasanali/egitimekatkilari/koy_enstitu.htm 1173 İsmet İnönü, Eğitim-Öğretim Üzerine, Haz.İlhan Turan, Ankara: Türk Eğitim Derneği İnönü Vakfı

Yayınları, 2002, s. 40-43. 1174 Demokrat Parti Programı 1946: “MADDE 33 — Maarif sistemimizde Millî Eğitim ve öğretim vahdeti

prensibi taraftarıyız. MADDE 34 — Umumî ve meslekî eğitim ve Öğretim; yurt ihtiyaçlarını karşılayacak

umumî bir plana göre tanzim edilmeli ve gelecek nesillerin yalnız ilim ve teknik bilgi ile değil, millî ve

insani bütün manevî kıymetlerle de teçhizine çalışılmalıdır.”

355

manevi, insani değerlere önem verilen bir eğitim sisteminin savunulacağının açıklandığı

bu süreci, hükümet tarafından fazla siyasi bulunan Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi

eğitim kurumlarının kaldırılması takip etmiştir. Köy ve şehirde görev yapan

öğretmenlerin standart bir programa tabi olmaları gerektiğini savunan bir anlayışın

sonucu olarak kabul edilebilir. Çünkü programlarında, “Bütün ilkokul öğretmelerinin

ayni ruha ve ayni seviyede bilgiye sahip olmaları esasının göz önünde tutulmasını, bunlar

arasında farklı zümrelerin teşekkülüne meydan verilmemesi bakımından lüzumlu

görmekteyiz.” şeklinde ifade edilmiştir1175. Diğer taraftan, eğitim alanında örnek alınan

Amerikan modeli, Türkiye’ye bu dönemde getirilen Amerikan uzmanların tavsiye ve

raporları ile kendini göstermiş, 1952-1953 öğretim yılında Öğretmen Okulları ile Köy

Enstitüleri’nin öğretim programlarının birleştirilmesi ve ortak dersler koyulması gibi

uygulamalar bu yakın ilişkilerin neticesinde meydana gelmiştir1176 şeklinde

yorumlanabilir.

1950’li yıllarda Türkiye’de ilköğretim, eğitim sisteminin en temel alanını oluşturmuştur.

Bu dönemde en büyük eğitim sorunu olarak, tüm köylerde bir ilkokul bulunmayışı

gösterilebilir. Demokrat Parti’nin eğitim alanındaki öncelikli hedefi, okulsuz köy

kalmaması için her köye bir ilkokul yaptırılması olmuştur. Yeteneği ve isteği olduğu

taktirde bir ilkokul öğretmeninin tüm öğretim derecelerini tamamlayarak, üniversite

profesörlüğüne kadar yükselmesine destek olacaklarını belirten hükümetin

çalışmalarından öne çıkan bir diğeri ise, ilkokullarda din dersi eğitiminin müfredata

alınmasıdır. Bu dersin öğretmenlerini yetiştirme amacıyla da öğretmen okullarının

müfredatına din derslerinin eklenmesi ile öğretmenlerin dini bilgilerinin artırılması

yoluna gidilmiştir. Daha sonra ise Yüksek İslam Enstitüsü açılmıştır. İsmet İnönü

döneminde öğrenci yetersizliği sebebiyle kapanan İmam Hatip Okulları, var olan İmam

Hatip kurslarının da sayıca az bulunması gerekçesi ile yedi yıllık eğitim sistemi ile

yeniden açılmıştır1177.

https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&isA

llowed=y (Erişim Tarihi: 17.03.2017) 1175https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?sequence=1&

isAllowed=y (Erişim Tarihi: 17.03.2017) 1176 Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 145-150. 1177 Erdoğan Başar, “Demokrat Parti Dönemi Eğitim Hareketleri”, Eğitim Üç Aylık İlmi Dergi, 1 (1992),

s. 95; Özer, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, s. 152.

356

5.2.2. Sakarya’da Eğitim

Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne, devralınan okulların az bir kısmı

kullanılır durumda olduğundan, İzmit Sancağına bağlı Adapazarı için de yeni okullar

yapma işi öncelikli girişimler arasında olmuştur. Devralınan mirasa ve tarihsel süreçteki

ilerlemeye örnek teşkil etmesi bakımından yıllara göre eğitim oranlarına bakmak

gerekmektedir. Cumhuriyet’in ilk yılı olan 1923 yılında, Kocaeli genelinde 261 ilkokul

öğretmeni varken, 1927’de 187 ilkokulda 354 öğretmen, 1945 yılında 315 ilkokulda 568

öğretmen, 1950’de ise 355 ilkokulda 731 öğretmen görev yapmaktadır. Okuma yazma

bilenlerin sayısı, 1935 nüfus sayımında tespit edildiğine göre, 12.289 erkek ve 12.550

kadın olmak üzere toplam 24.839 okur yazar kişi bulunan Adapazarı’nda1178, 1950’de

54.005 erkek, 19.998 kadın olmak üzere toplam nüfusun %22’sine tekabül etmektedir.

İlkokulların sayıca çoğalması ve köylerin okula kavuşması seferberliği sonucunda,

okuma yazma oranı da o derece artış gösterecektir1179.

1954 yılı Aralık ayı itibariyle, Kocaeli’nden resmen ayrılarak il statüsüne yükselen

Sakarya’da, eğitim teşkilatı oluşturulmuştur. Ocak 1955’de yürürlüğe girecek olan

kararla, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayı ile “açık bulunan 60 lira kadro maaşlı

Sakarya Maarif Müdürlüğü’ne Kocaeli Maarif Müdür Muavini Talat Ayhan’ın almakta

olduğu 70 lira maaşla naklen ve terfian tayini” gerçekleşmiştir. Talat Ayhan Sakarya’nın

ilk Milli Eğitim Müdürü olarak görevine başlayacaktır. Müdürlüğü süresince, Sakarya’da

okul ve öğretmen ihtiyacını karşılamak ve şehre bir lise kazandırmak amacıyla yoğun

çalışmalar sürdürülmüştür 1180. Bu dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Celal Yardımcı,

1955 Mart’ında Sakarya’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve şehirde bir lise ve akşam kız

enstitüsü kurulacağını açıklayarak, ilçelerde incelemelerde bulunmuştu. Hendek ilçesinde

bir adet akşam kız sanat okulunun açılması için de girişim başlatmıştır1181.

Sakarya’nın il statüsüne yükselmesi ile birlikte, 1954-1955 eğitim öğretim döneminde,

Sakarya’da 237 okulda 494 görev yapmakta ve 26.034 öğrenci okula devam etmektedir.

Sakarya’da 1935 yılında okuryazarların genel nüfusa oranı %22 iken, ilkokulların

1178 T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, s. 53. 1179 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.965. 1180BCA, Fon Kodu: 030.11.1/248.42.7; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 132. 1181 Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 132.

357

yaygınlaştırılması ile 1955 yılında %47’ye ulaşmıştır. Okuryazar olan erkeklerin sayısı

79.281 iken, kadınların sayısı 35.054’e ulaşmıştır. Başka bir ifade ile erkeklerin okuma

yazma oranı %65’lerde iken, kadınların oranı %29 civarındadır1182. Bu orandaki büyük

fark, Sakarya’da kızların eğitim öğretime katılma açısından geride kaldıklarını

göstermektedir. Demokrat Parti döneminde, Sakarya il olduğunda devralınan eğitim

seviyesi bu çerçevededir.

5.2.3. İldeki Okullar

1950 yılı başlarında, Adapazarı merkezinde eğitim veren okulların birçoğu eski

tarihlerden beri faaliyette olan okullardır. Bu dönemde Adapazarı’nda bir çocuk yuvası,

ilkokul ve ortaokullar, sanat okulları mevcut olup, klasik bir lise bulunmuyordu,

öğrenciler İzmit’e giderek eğitimlerine yatılı olarak devam ediyorlardı.

1952 Mayıs’ında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri Adapazarı’nı ziyarete gelmiş

ve Demokrat Parti lokalinde halkla görüştükten sonra şehrin belediye başkanı ve önde

gelen kişileri ile birlikte okulları gezerek bilgi almıştır1183. Adapazarı merkez ve

köylerinde okul yapımı ve öğretmen atanması konusu ile bir lise ihtiyacı sıklıkla ele

alınmıştır.

5.2.3.1. Anaokulları (Çocuk Yuvası)

Sakarya’da 1956 yılı Aralık ayında, Vali Nazım Üner döneminde, önemli ihtiyaçlardan

biri olan “Çocuk Yuvası” hizmete açılmıştır. Açılışa ordu mensupları ve genel merkez

azaları ve halkın katılımı büyük olmuş, Çocuk Esirgeme Kurumu başkanı İzzet Şükrü

Enez konuşması ile yer almıştı. Bu yuvanın açılmasında Ç.E.K’in çalışmaları ve desteği

önemli rol oynamıştı. Aynı zamanda Sakarya halkının yardımları ile modern ve kullanışlı

bir şekilde inşa edilmiştir. Bu şefkat yuvasında, çocuklar için gerekli ihtiyaçlar

düşünülmüştü. Çok sayıda oda ve geniş aydınlık koridorlar sonunda bir hamam,

çamaşırhane, duşlar ve yatakhane bulunmaktaydı. İdari memurları, sekreteri, bir doktoru,

bir hemşiresi ve 18 hizmetlisi bulunmakta idi1184. Yuva, çoğunlukla ilkokul çağı öncesi

1182 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s. 968. 1183 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mayıs 1952, Sayı: 130. 1184 Anadolu, 10 Aralık 1956, Sayı: 195.

358

0-7 yaş grubu çocuklar için hizmet vermiştir. Bunun dışında bilinen bir özel çocuk yuvası

ve kreş kaydına rastlanmamıştır.

5.2.3.2. İlkokullar

İlköğretim meselesi ülkenin büyük bir davası olarak görüldüğünden, hükümetin

eğitimdeki önceliği ilkokullar hakkındaki çalışmalar olmuştur. 1950’lerin ortalarına

kadar artan nüfusa rağmen ilkokul azlığı sebebiyle ihtiyacı karşılayamayan

Adapazarı’ndaki ilkokullarda çift eğitim verilmekteydi. Kemalpaşa Okulu, Sabiha Hanım

Okulu, Karaosman Okulu, Büyük Gazi Okulu, Cumhuriyet Okulu, Sakarya Okulu, Fatma

Hanım Okulu, Mustafa Kemal Paşa ilkokulu gibi1185. Bunun dışında Akyazı, Pamukova,

Sapanca, Hendek, Kaynarca ilçelerinin çoğunun merkezinde ve köylerinde da ilkokullar

bulunmakta idi.

1950-1951 /1952-53 eğitim öğretim dönemlerinde Adapazarı merkezdeki ilkokul sayısı

sadece 7’dir. Göçmenlerle birlikte 45 bine yaklaşan Adapazarı nüfusuna bu sayı yetersiz

kaldığından aynı yıl 1945 doğumlular okullara alınmakla birlikte 1946 doğumluların bir

sonraki seneye devredilmesi gündeme gelmiş, daha sonra yapılan yeni öğretmen tayinleri

ile durum çözülmüştür1186. Ancak, ilkokullarda yaşanan izdiham ve öğretmen azlığı

konusu, devam eden yıllarda da basında yer alan haberler arasında olmuş, öğrencilerin

kitap ve kütüphane ihtiyacı dile getirilmiş birçok ilkokul ikili eğitim yaptıkları halde,

şehirdeki eğitim çağındaki öğrenci potansiyeline yeterli gelememiştir1187. Dönemin Milli

Eğitim Bakanı olan Tevfik İleri, 1952 Mayısında Adapazarı’na gelmiş ve DP lokalinde

halkla görüştükten sonra, şehirdeki okulları gezerek gözlemde bulunmuştur1188.

1953 yılı sonunda, Adapazarı’nda Vagon Tamir Atölyesi personeli ile çevre halkının

ilkokul çağındaki çocuklarının eğitimi için fabrika sahasında yeni bir ilkokul inşa

edilerek, eğitim ve öğretime açılmıştır1189.

1185 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ocak 1952, Sayı: 46. 1186 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 84; Adapazarı Akşam Haberleri, 10

Temmuz 1952, Sayı: 184; 11 Temmuz 1952, Sayı: 185; 30 Eylül 1952, Sayı: 251. 1187 Demokrat Sakarya, 29 Eylül 1924, Sayı: 87; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 125. 1188 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Mayıs 1952, Sayı: 130. 1189 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 117.

359

Adapazarı’nın merkezinde bulunan ilkokullara bakıldığında bilinen en eski ilkokulu

“Sabihahanım İlkokulu” dur. Osmanlı’dan kalma bir okuldur. 3 sınıf olarak eğitim

vermektedir. “Büyük Gazi İlkokulu”, Karaağaç mevkiinde Ozanlar sokağının girişinde

olup, eğitime başlaması 1929 yılında gerçekleşmiştir. “Fatma Hanım İlkokulu”,

Osmanlı’dan kalan bir mahalle mektebidir. 3. Sınıf olarak hizmet vermiştir. “Kara Osman

İlkokulu”, Osmanlı’da asi bir derebeyi olan Kara Osman namına yaptırılmış zamanla

eskimiş, 1957 depreminden sonra Cumhuriyet İlkokulunun binasına taşınmıştır. “Mustafa

Kemal Paşa İlkokulu”, Adapazarı Kolordu Komutanı tarafından 1906 yılında Kemalpaşa

Numune Mektebi adıyla açılmış, cumhuriyet döneminde ismi yenilenmiş ve 1960 yılında

yeniden inşa edilen binada eğitime devam etmiştir. “Cumhuriyet İlkokulu” en eski

okullardan olup, 1925 yılında Karaağaçdibi mevkiinde, kiliseden tadilatla dönüştürülen

bir okuldur1190. Devoğlu mahallesindeki ilkokul ise “Kurtuluş İlkokulu ”dur1191.

“Sakarya İlkokulu”, Ulus Caddesinde Sakarya Camii çaprazında kalan bir İlkokul olup,

Sevinç Yıldız ve Fehmi Bilgin, 1960 yılında görev yapan öğretmenlere örnektir1192.

Adapazarı’nın Sakarya ili olarak yeniden inşası sürecinde eğitimin yapıtaşı olan

ilkokulların yaygınlaştırılması öncelikli hedef olmuş, Maarif Müdürü Talat Ayhan ve

Vali Nazım Üner dönemlerinde, ilkokul yapma işine önem verilmiş, 1956 yılı içerisinde,

Akyazı köyleri, Pamukova ve merkez köylerde açılacak olan 10 yeni okulun temelleri

atılmıştır1193.

Aşağıdaki tabloda, Kocaeli’ne bağlı halde iken Adapazarı ve diğer ilçelerin 1950 yılı ve

daha sonra Sakarya’ya bağlı Adapazarı ve ilçelerinin 1960 yılı, ilkokullar bazında Milli

Eğitim İstatistiklerinden elde edilen veriler sunulmuştur.

1190 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.965-968. 1191 Fahri Tuna, “Okan Müderrisoğlu İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-

ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm; “40 Soruda Ş. (Mehmed Selahaddin Şimşek) ve Adapazarı,

http://www.tyb.org.tr/40-soruda-s-mehmed-selahaddin-simsek-ve-adapazari-6261yy.htm (Erişim Tarihi:

22.07.2018). 1192 Fahri Tuna, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı” ,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-paker-ile-40-

soruda-adapazari-5353yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1193 Anadolu, 10 Eylül 1956, Sayı: 116; 17 Ekim 1956, Sayı: 140.

360

Tablo 55: 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve Sakarya Merkez İlçelerindeki

İlkokulların Sayısı

İlkokullar 1950 1960

İlçeler Köy Okulu Merkez Okulu Köy Okulu Merkez Okulu

Adapazarı 67 7 123 18

Akyazı 26 1 78 2

Geyve 46 2 89 2

Hendek 31 2 61 3

Karasu 24 1 47 8

Sapanca - - 16 1

Toplam 174 13 414 33

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri

İlköğretim (1950-1951), Ankara: 1951, s. 57-58; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Genel

Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim (1960-1961), Ankara: 1965, s, 84-85.

Tablodaki veriler yorumlandığında, ilkokul sayısının 10 yıllık süre boyunca sürekli arttığı

görülmektedir. Özellikle köylerde ilkokul yapımına büyük önem verildiği bu dönemde,

1960 yılına gelindiğinde, 488 civarındaki köyün pek azı hariç ilkokul açıldığı

bilinmektedir. Okul sayısında en çok artış, ilçeler ve köylerde gerçekleşmiştir. 1954-1955

döneminde 237 adet okul, 494 öğretmen sayısına sahip olan Sakarya’da, tüm bu

çalışmalar doğrultusunda, 6 yaş üstü nüfusun %47,68’i okuryazar iken, 1960 yılında

%49,47’ye yükselmiştir. Erkeklerin %65’i kadınların %49’u bu oranı paylaşmaktadır1194.

Demokrat Parti hükümetlerinin ilköğretim açma seferberliğinde sayısal olarak

hedeflediği başarıyı elde ettiği söylenebilir. Ancak bu çalışmalara rağmen Türkiye’de

zorunlu ilkokul eğitimine ancak 1962 yılında geçilebilmiş, kadınların eğitim öğretim

alanındaki varlıkları erkek nüfusun epey gerisinde kalmıştır.

5.2.3.3. Ortaokullar

Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda 1950’lerin ilk yarısında bir adet ortaokul mevcuttu. En

eski Orta Okulu, 1915 yılında Adapazarı İdadisi adıyla açılan ancak 1921 yılında işgal

sebebiyle Hendek ilçesine nakledilen okuldur. 1927 yılından sonra ortaokul haline

getirilerek “Adapazarı Ortaokulu” ismini almıştır1195. Merkezdeki bu okul, ilkokuldan

sonra eğitimini devam ettirecek öğrenciler için tek başına yetmeye çabalamakta ve

Atatürk Parkı’ndaki Büyükşehir Belediyesinin kullanacağı hizmet binasında yer almakta

idi. Okulda eğitim gören şahsiyetlerin anılarına göre, ele aldığımız yıllarda Ali Rıza Bey,

okul müdürü olarak görev yapmakta, Yusuf Bey müdür yardımcılığını yürütmektedir.

1194 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.975. 1195 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.969.

361

Çeşitli branşlarda görev yapan öğretmenlere örnek olarak; Talia Balcıoğlu Tarih, eşi

Hasan Balcıoğlu Türkçe, Ethem Tunacan Fizik, Hayrettin Özgül Matematik, Nebahat

Demirel Türkçe derslerini okutmakta idiler1196.

Adapazarı Ortaokulu’nun 1952 eğitim-öğretim döneminde liseye dönüştürülmesi

kararlaştırılmış, ancak bunu gerçekleştirmek hemen mümkün olmamıştır.1197 Ortaokulda,

sosyal etkinliklere örnek olarak, öğrenciler arasında bazı spor müsabakaları ve turnuvalar

düzenlenmekte idi. Ping-pong turnuvası bunlardan biridir. Okulların yapmış oldukları

resim, dikiş ve nakış işlerinden oluşan el sanatları sergileri gibi faaliyetler yerel basında

yer almıştır1198.

Sonraki yıllarda ilçelerde ortaokul açma yolunda çalışmalar yapılmıştır, Adapazarı

halkının okul yapılması konusunda katkıları da önemlidir. Çeşitli dernekler vasıtasıyla

okul inşaatları hayırseverler tarafından finanse edilmiştir. 1952 yılında açılan Sapanca

Ortaokulu gibi. Kayıtlara göre, 1960’da Sapanca Ortaokulu müdürlüğünü Abdullah

Özpınar’dan devralan Abdurrahman Özöğretmen yapmaktaydı1199.

Aşağıdaki tabloda, Kocaeli’ne bağlı halde iken Adapazarı ve diğer ilçelerin 1950 yılı ve

daha sonra Sakarya’ya bağlı Adapazarı ve ilçelerinin 1960 yılı, ortaokullar bazında Milli

Eğitim İstatistiklerinden elde edilen veriler sunulmuştur.

Tablo 56: 1950 ve 1960 Yılları Arasında Adapazarı ve İlçelerindeki Ortaokulların

Sayısı

1950 1960

İlçeler Merkez ve Köylerdeki Merkez ve Köylerdeki

Adapazarı 2 6

Akyazı 1 3

Geyve 1 2

Hendek 1 6

Karasu 1 3

Sapanca - 1

Toplam 6 20

Kaynak: D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul (1950-1951), Ankara: 1951, s. 66, 106; D.İ.E, Milli

Eğitim İstatistikleri Ortaokul (1953-1960), Ankara: 1963, s. 123, 224.

1196 Fahri Tuna, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı”,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-paker-ile-40-

soruda-adapazari-5353yy.htm; “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-

soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1197 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Mart 1952, Sayı: 92; Adapazarı Akşam Haberleri, 27 Şubat 1953, Sayı:

379. 1198 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Şubat 1952, Sayı: 50; 3 Haziran 1952, Sayı: 155. 1199 Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Kasım 1960, Sayı: 2818.

362

Tabloda görüldüğü üzere, Adapazarı hariç diğer ilçelerde 1950 başlarında sadece 1

ortaokul bulunmakta iken, 1960’a gelindiğinde tüm ilçelerde sayı en az iki ve katlarına

ulaşmıştır. Toplamda 6 adet ortaokul mevcuttur. En fazla ortaokula sahip ilçe Adapazarı

merkezden sonra Hendek olmuştur. Toplamda ortaokul sayısındaki artış 1950 yılının 3

katından fazladır. 1954-1955 eğitim öğretim döneminde, ortaokulların toplam öğrenci

sayısı 1.157 iken, öğretmen sayısı 56’dır. 1959-60 döneminde ise, 2.817 öğrenci, 83

öğretmene yükselmiştir1200.

Köylere ilkokul ilçelere ise ortaokul ulaştırılmasına önem verildiği anlaşılmaktadır.

İlerleyen yıllarda bu okulların birçoğuna lise kısmı da eklenmiş, Sanat, Öğretmen, İmam

Hatip gibi meslek veya düz liseye dönüştürülmüşlerdir. Hendek, Geyve, Karasu Akyazı

Ortaokulları bu şekilde örnek verilebilir.

5.2.3.4. Liseler

1950’lerin başlarında Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda modern anlamda bir lise yoktur.

Bunun en büyük sebebi, kanunlar gereğince müstakil bir il olmamasıdır. 45-50 binlik

nüfusuna rağmen bu konuda bir gelişme gösterememesi ilçe olarak kalmasından

kaynaklanmıştır. Bu konuda halkın beklentisi liselerin kurulması yönündedir ve düşük

gelirli ailelerin çocuklarını ortaokuldan sonra başka bir bölgeye göndermeleri mümkün

olamamakta, bu dönemde çözülmesi gereken bir eğitim sorununu oluşturmaktadır.

Adapazarı okul aile birlikleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bir lise açılması konusunda

isteklerini bildirerek girişimde bulunmuşlardır1201.

1952 yılına kadar Adapazarı’nda lise olmadığından, Pratik kız Sanat Okulu ve Pratik

Erkek Sanat Okulları faaliyettedir. Öğrenciler çevre illerin liselerine devam etmek

durumunda idiler. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri Adapazarı’na ziyarete

geldiğinde, halk kendisinden bölgeye modern bir lise açılmasını talep etmiş, ancak henüz

Adapazarı ilçe konumunda olduğundan bu istek olumsuz karşılanmıştır. Şartlar

dolayısıyla bazı ilçelerde ortaokul dahi olmadığı düşünüldüğünde lise açma fikrinin

ilerleyen zamana bırakılması gerekmiştir. 1952’den sonra, Adapazarı Halkevi binasının

boşaltılmasının ardından, bu binayı şehirde mevcut olan Ticaret Ortaokulu’na devrederek

1200 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.980. 1201 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Aralık 1951, Sayı: 6.

363

buranın Ticaret Lisesi’ne dönüştürülmesini Ankara’ya yaptığı ziyaretlerde belirten

Osman Erkaya, nihayetinde olumlu netice alarak dönmüş ve Halkevi binası o sırada

Kaymakamlığa söz verilmesine rağmen iptal edilerek Milli Eğitim Bakanlığı tasarrufuna

sunulmuştur1202. Böylece Adapazarı Ticaret Lisesi eski halkevi binasında eğitim öğretime

başlamıştır.

Sakarya’nın il olduktan sonra ilk valisi Nazım Üner, Aralık 1954’de talimat vererek,

Adapazarı’na acilen klasik bir lisenin açılması konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile

görüşmek üzere Belediye Başkanı Suavi Damalı’yı Ankara’ya göndermiştir. Açılacak

olan Adapazarı Lisesi için şehirdeki mevcut ortaokulların öğretmenlerinin

görevlendirilmesi düşünülmüştür1203. Ne var ki, Adapazarı’nın ilk lisesi, yer temin

edilmesi hemen mümkün olmadığından, 1955-56 döneminde Adapazarı Ortaokulu

binasında açılmıştır.1956 yılında Belediye binasında açılan İmam Hatip Okulu ile aynı

binayı paylaşmıştır. 5 yıl süreyle eğitim vermiştir. Atatürk Lisesi Yaptırma Derneği

kurularak, arsa temini sağlanmış, Tümenin yanındaki 12 dönümlük arazi okula tahsis

edilmiştir. Binanın yapını devlet karşılamıştır1204. Bu dönemdeki ismi ile Adapazarı

Lisesi’dir. Günümüzde Atatürk Lisesi adıyla bilinmektedir. 1966’da Çark Caddesindeki

yerine taşınmıştır. 1959-1960 döneminde, sadece bu klasik düz lise olup, 21 öğretmen,

490 öğrencisi mevcuttur1205.

Arifiye’de bulunan Köy Enstitüsü, bu dönemde öğretmen ve öğrencileri ile önemli bir

eğitim kurumu olarak faaliyet içerisindedir. Bu enstitünün temeli 1937 yılına dayanmakta

olup, ilk mezunlarını 1945 senesinde vermiştir1206. Kurulduğu dönemde, Köy Eğitmenleri

Kanunu gereğince açılan Eğitme Kursları olarak ortaya çıkmıştır. Nüfusları öğretmen

gönderilmesine elverişli olmayan köylerin öğretim ve eğitim işlerini yürütmek, bilimsel

bir rehberlik ulaştırmak amacıyla açılmış olan kurslardır. İlk olarak öğretmen adayı

yetiştirmek üzere 48 öğrencinin katıldığı bir kurs açılmıştır. Bu 48 öğrencinin bir tanesi

ilkokul mezunu, onu Halk Mektebine devam etmiş, otuz birinin ise mezuniyeti yoktur.

Kursta, sağlık, eğitim, ziraat dersleri, jimnastik ve temizlik dersleri verilmiş, 1938’den

1202 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 38. 1203 Demokrat Sakarya, 9 Aralık 1954, Sayı: 148. 1204 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 40. 1205Fahri Tuna, “İbrahim Ertiryaki İle 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/ibrahim-ertiryaki-ile-

40-soruda-adapazari-6626yy.htm (Erişim Tarihi: 20.07.2018); Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.978-980. 1206 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.54.

364

sonra bu kurslara ordudan çıkan onbaşı ve çavuşlar da alınmıştır. 1940 yılında resmen

Arifiye Köy Enstitüsü açıldıktan sonra, bu kursların yönetimi enstitü müdürlerine

devredilmiş, aynı bina içinde 1949 yılına kadar eğitimleri devam etmiştir. Bünyesinde

açılan köy öğretmenleri kursunda çeşitli illerden gelen öğretmenlere 45 gün kurs veren,

kurs sonunda sınav yaparak başarı belgesi dağıtan bir eğitim kurumudur1207. 1950-1960

yılları arasında, İlköğretmen Okuluna giriş sınavı yapılarak eğitime hak kazanan

öğrenciler 5 yıl süresince bu okula devam etmekte idiler. 5. sınıftan 6. sınıfa çok başarılı

olarak geçebilen öğrenciler ise, Yüksek Öğretmen Okulu yani Eğitim Fakültesi muadili

okula kaydediliyorlardı1208.

1952 yılında yapılan düzenleme ile Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarına

dönüştürüldüğünden, Arifiye Köy Enstitüsü de eğitim ve öğretim sistemini değiştirerek

yeniden yapılandırılmıştır. 1954 yılından sonra “Arifiye İlköğretmen Okulu” ismini

almıştır Okulun mevcut öğretmen ve idarecilerine, yeni program ve uygulanacak

müfredat hakkında bilgi vermek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı baş müfettişi Sapancalı

Sami Akyol ile birlikte, Bakanlık müfettişlerinden Lütfü Ericin, Osman Bener ve Ali

Uygur okulu ziyaret amacıyla birkaç gün kalarak açıklama yapmıştır1209. 1955-60 yılları

arasında 1860 olan öğrenci mevcudu, 1960’dan sonra 3295’e yükselmiştir. Okul,

ilkokuldan sonra7 yıl, ortaokuldan sonra ise 4 yıl eğitim vermekte idi. 1950 yılında enstitü

olduğu dönemde kız öğrenciler okula alınmamaya başlanmış, 1961 yılına kadar

uygulanmıştır1210.

Akşam Kız Sanat Okulu Adapazarı’nda 1940’lı yılardan beri eğitim vermekte olan bir

okuldur. 1956 yılında okul, Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait binaya taşınmış ismi de Kız

Enstitüsü olmuştur.1211. Bu okulun ders saatleri akşam 6’ya kadar olup, günlük 8 saat

olarak ayarlanmıştır. Okulun hazırladığı kıyafet defileleri ve el sanatları sergileri her yıl

rutin olarak düzenlenmektedir. Defileler Halkevi salonunda yapılmakta ve teşhir edilen

1207 Nureddin Ergin, Arifiye Öğretmen Okulu ve Tarihçesi, Adapazarı: Sakarya Saosyal Araştırma Merkezi

Yayını Seri: A, No: 7, s. 10-12; Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ağustos 1952, Sayı: 203. 1208 Fahri Tuna, “Vahdettin Sevinç İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/prof-dr-vahdettin-

sevinc-ile-40-soruda-adapazari-6804yy.htm, (Erişim Tarihi: 22.07.2018). 1209 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Ekim 1952, Sayı: 269. 1210 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979. 1211 Erendil, Dünden Bugüne Sakarya, s. 96.

365

ürünler halkın beğenisini toplamaktaydı1212. Kız Meslek Lisesi programına sahip olan

okulun, defilelerine ait fotoğraflar yerel basından da yayınlanmakta idi.

Adapazarı Erkek Sanat Enstitüsü; okul 1946-1947 eğitim öğretim yılında Orta Sanat

Okulu olarak kurulmuş, 28 Haziran 1950 tarihi itibariyle Erkek Sanat Enstitüsüne

çevrilmiştir. Demircilik, Marangozluk ve Tesfiyecilik olmak üzere üç programla eğitim

verilmekte idi. Okulun müdürlüğünü 1957 yılında Ragıp Tandoğan yapmakta idi.

Sakarya’da Erkek Sanat Ortaokulu’nda, 1954-1955 eğitim öğretim yılında 229 öğrenci

kayıtlı iken, 1959-1960 yıllarında 184 öğrenciye gerilemiştir. Bunda klasik lise ve dengi

okulların açılmasının da etkisi olduğu düşünülebilir1213. Okul aile birliği fakir öğrencilere

elbise ve yemek gibi yardımlarda bulunmakta ve okulun spor, Kooperatif, Kızılay,

Yeşilay, havacılık kollarında faaliyet verilmektedir. Okul, ilerleyen yıllarda yeni bir

binaya taşınmıştır1214.

1952 yılında, Tarım Bakanlığı tarafından Erenköy Ziraat Enstitüsü’nün (Meyve

Mücadele Enstitüsü) Adapazarı’na taşınması kararlaştırılmış, ayrıca 1953 yılında,

Adapazarı Demiryolu Fabrikası Çırak Okulu adıyla yeni bir okul kurulmuş ve eğitime

başlamıştır. Bu okul, öğrencilerine ilkokuldan sonra 4 yıllık bir eğitim vermekte olup,

tesviye, kaynak, marangozluk ve torna bölümleri bulunmaktaydı. 1973 yılında kapatılan

okul, bu tarihe kadar çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir1215.

Adapazarı’nda ortaokul ve liseyi ihtiva eden bir İmam Hatip Okulu 1956 yılında

açılmıştır. Belediye binasında hizmete başlamış olup, Okul Yaptırma ve Koruma Derneği

oluşturularak Zirai Donatım Kurumu tarafından tahsis edilen arsada, toplanan yardımlarla

inşaatı başlamıştır. Bir süre Adapazarı Lisesi ile birlikte aynı binayı kullanmıştır. İmam

Hatip Okulu, orta kısmında 1959-60 döneminde ilk mezunlarını vermiş, lise kısmından

ise 1962-63 döneminde mezun vermiştir. Sadece erkek öğrencilerin kaydolduğu okulda,

1956-1960 yılları arasında 39 öğrenci kaydedilmiştir1216.

Bu başlıkta bahsedilen Mesleki ve Teknik Liseler olarak değerlendirilen okul sayısı 1954-

55 döneminde, 5 adet olup, 65 öğretmen ve 1.345 öğrenciye sahiptir. 1959-60 döneminde

1212 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mayıs 1952, Sayı: 129; Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979. 1213 D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri, Meslek, Teknik ve Yükseköğretim (1953-1960), Ankara: 1963, s. 596. 1214 Anadolu, 11 Şubat 1957, Sayı: 249. 1215 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 99, 118. 1216 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.979.

366

7 okulda, 89 öğretmen ve 1.859 öğrenci sayısına ulaşıldığı görülmektedir1217. Şehirde bu

okullara ilginin artığını söylemek mümkündür. Bunda Sakarya’nın sanayi ve üretim

dalları bakımından gelişmiş bir şehir olmasının etkisi de büyüktür.

5.2.4. 4K Kursları

4K kısaltması ile adlandırılan ve “Kol, Kuvvet, Kafa, Kalp” anlamına gelen bu beceri

kursları ve meslek edindirme eğitimleri 1950’lerde Sakarya’da faaliyete geçen kurumları

ifade etmektedir. Sakarya’nın çeşitli kaza merkezlerinde açılan gezici kurslar bu

dönemde önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır. Geyve-Hendek kaza merkezleri dahil birçok

köyde açılan kadın biçki dikiş kurslarına 1957 yılında 310 kadın devam etmektedir.

Adapazarı merkezinde müzik ve mandolin kursları açılmış, sanat enstitüsü mezunları ve

işçilerin devam ettikleri el becerisi kursları da ilgi görmüştür. Çatalköprü ve Kırkpınar

köylerinde demircilik ve marangozluk kursları katılımcılarına bu alanda eğitim

vermiştir1218. Halkın bu kurslardan memnun olduğu ve katılımlarının yüksek olduğu

anlaşılmaktadır.

5.3. Halkevleri

Bizzat M. Kemal Atatürk tarafından kurulan ve programları belirlenen Halkevleri,

Türkiye Cumhuriyet’ini kuranların giriştiği bir milletin ve ülkenin yeniden inşaası

çalışmalarında, eğitim hamlelerinin en önemlilerinden biri olarak tanımlanabilir. Tek

Parti Döneminde, yurdun her bölgesine ve her vatandaşa eğitim kültür faaliyetlerini

ulaştırmanın temel aracı olan Halkevleri, kendisine bağlı Halkodaları sayesinde amacını

büyük oranda gerçekleştirecek hizmetler sunmuştur.

Başbakan İsmet İnönü, 19 Şubat 1933 tarihinde Halkevlerinin kuruluş yıldönümü

münasebetiyle Ankara Halkevinde yaptığı konuşmasında, Halkevlerinin amacı ve

programından şu şekilde bahsetmiştir:

“Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Halkevleri vasıtasıyla memlekette takip ettiği kültür

politikası; bu vasıta ilim ve fenni, güzel sanatları yaymak, bu memleketin siyaseti,

iktisadiyatı hakkında en yeni en doğru malumatı ortaya dökmektir…halkevleri,

muhitlerinin okumuş, bilen, öğretmesini sevenlerin çalışması için, idealini müessir

1217 Olgun, “Sakarya’da Eğitim”, s.981. 1218 Anadolu, 30 Ocak 1957, Sayı: 239.

367

kılması için hazır bir vasıtadır…Halkevlerinde güzel sanatlar için memleketin en derin

alakasını uyandırmayı ve güzel sanatlara olan muhabbeti milletin içinde her tabakaya,

her vesile ile yayıp öğretmeyi maksatlarımızın başında sayıyoruz. Cemiyetimiz ilim ve

fenne istinat eden, güzel sanatlara meclup olan, milliyetçi, ilerleyici bir cemiyettir…”

Halkevlerinin 3.yıldönümü dolayısıyla 22 Şubat 1935 tarihinde Ankara Halkevinde

yaptığı bir diğer konuşmada ise; “Halkevleri sosyal büyük bir ödevi üzerlerine

almışlardır. Bu ödev, vatandaşların toplanıp gerek ilim alanında ve gerek sosyal

bakımdan birlikte konuşabilmek adetine alışmalarıdır…Halkevleri siyasi bir müessese

değildirler. Sosyal ve kültürel kurumdurlar…Halkevleri, Türk cemiyetini yükseltmek,

inceltmek, morali artırmak, verimini çoğaltmak için açılmıştır…onun içindir ki

Halkevlerinde güzel sanatlara sarf edilen bütün emekler çok verimlidir. Bu hususta emek

sarf edenler, vatana hizmet etmeye çalışan adamlar gibi saygı ile muamele

görmelidirler” 1219ifadelerini kullanmıştır. Buna göre, Halkevleri ile Halkodaları aracılığı

ile, milli kültürün ve inkılâp hareketlerinin benimsetilmesi sağlanacak, şehir ve köy

yaşantısına sahip vatandaşların kültür noktasında eşitlenmesi için çaba sarf edilecektir.

5.3.1. Sakarya’daki Halkevlerinin Kuruluşu ve Gelişimleri

Türkiye’de hemen her ilde olduğu gibi, Kocaeli’nde de Halkevi açılmış ve 8 şubesi ile

faaliyette bulunmuştur. İlçe olan Adapazarı’nda da 23 Şubat 1934 tarihinden itibaren bir

Halkevi binası bulunmakta idi. Bina o dönemin CHP binasıdır. Klasik programında

olduğu gibi, 9 şube ile faaliyetlerine başlamıştır. Bünyesinde Dil, Tarih, Edebiyat Şubesi,

Güzel Sanatlar Şubesi, Temsil Şubesi, Sosyal Yardım Şubesi, Halk Dersaneleri ve

Kurslar Şubesi, Kütüphane ve Neşriyat Şubesi ve sonuncu olarak Köycüler Şubesi yer

almakta idi. Adapazarı Halkevi’nin ilk başkanlığına Eczacı Asım Arca seçilmiştir. 1941

yılında Ruhi Refik Soyer, 1943 yılında Nazım Turgut, 1945 yılında Niyazi Öncelay,

1946’da Fehmi Hız, 1949 yılında Atilla Aşıroğlu seçilmişlerdir1220. 1948 yılında

Adapazarı Halkevi Başkanlığı’nı Avukat Atilla Aşıroğlu yapmaktaydı. Aynı yıl, Halkevi

salonu ve bahçesi, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bir şahsa, sinema yapılması

amacıyla kiralanmış fakat bu durum halk tarafından hoşnutsuzlukla karşılanmıştır1221.

1219 İnönü, Eğitim-Öğretim Üzerine, s. 43-44, 57-59. 1220 Adapazarı Halkevi hakkında daha kapsamlı bilgi için, bkn. Kenan Olgun, Yöresel Kalkınmada

Adapazarı Halkevi, İstanbul: Değişim Yayınları, 2008, s. 95-143. 1221 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,s. 64, 67.

368

CHP’ye bağlı bir kurum olan Halkevi, hükümet tarafından siyasi bulunarak eleştirilere

hedef olduğu son yıllara kadar Adapazarı’nda ve ilçelerinde yer alan Halkodaları,

şubelerindeki eğitim kültür faaliyetlerini yerine getirmeye çalışmışlardır. Bunlar arasında

özellikle, Halkevlerinin kuruluş yıldönümlerinde Temsil ve Güzel Sanatlar Şubelerinin,

Edebiyat Şubesinin girişimi ile düzenlenen törenler öne çıkmıştır. Halka açık konserler

ve çeşitli oyunların sahnelenmesi, çeşitli okulların katılımı ile yapılan müzikli eğlence

akşamları bu faaliyetlerin en bilinenleridir1222.

5.3.2. 1950’lerde Sakarya’daki Halkevlerinin Durumu

İktidarın yaklaşımı ve bakış açısı ile, Halkevleri ile ilgili siyasi isnatların ve tartışmaların

yaşandığı 1950-51 döneminde, Adapazarı Halkevi’nde de birtakım ayrışmalar meydana

gelmeye başlamıştır. Örneğin Demokrat Parti’ye üye olanların CHP’liler tarafından

Halkevi’ne alınmaması gibi. Aynı zamanda, kapatılmaya giden dönemde, Adapazarı’nda

da tiyatro etkinlikleri haricinde eskisi kadar etkili çalışmalar yapılmayan bir süreç

yaşanmıştır. Halkın arasında bir rahatsızlık havası oluşmaya başladığı bu dönemde,

halkevinin müzikli etkinlikleri ezana muhalefet olarak değerlendirilmiş, birtakım

gazetelerin desteğiyle de ses getirmiştir. Bu gibi çatışmaların sadece Adapazarı’nda

yaşanmadığı da bir gerçektir1223. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Menderes Hükümeti

tarafından alınan, 5830 Sayılı ve 11 Ağustos 1951 tarihli kararla, Halkevlerinin ve

Halkodalarının bina ve eşyalarının sahiplerine verilmesi ile mal ve eşyaların iadesi

hakkındaki kanun çıkarılana kadar devam etmişlerdir. Adapazarı Halkevi’nin kapatılması

bu kanunun uygulanmasından sonra gerçekleşmiş, binanın boşaltılması gündeme

gelmiştir.

Aralık 1951 itibariyle, 1944 yılından beri belediye binasına kira ile yerleşmiş olan

kaymakamlık makamı ve teşkilatının, Bakanlar Kurulu kararıyla eski Halkevi binasına

nakledilmesine karar verilmiştir. Bu sırada halkevinin bir takım tamirattan geçirilmesi

gerekli görüldüğü için, taşınma işi uzamıştır.1224 Bu sırada Ankara’ya giderek Halk evi

binasının okul olarak kullanılması için Milli Eğitim’e devredilmesini rica eden Osman

1222 Olgun, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, s. 198-143, 163. 1223 Konuyla ilgili detaylı bilgi için bkz. Olgun, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, s. 219-222. 1224 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Aralık 1951, Sayı: 4.

369

Erkaya’nın girişimleri sonucunda, Kaymakamlığa tahsisinden feragat edilmiş ve burada

Adapazarı Ticaret Ortaokulu Ticaret Lisesine dönüştürülerek eğitime başlamıştır1225.

5.4. Dernekler ve Sendikalar

İş ve çalışma alanında, kültürel ve sosyal alanlarda, eğitim alanında dayanışma ve

yardımlaşma amaçları ile kurulan çok sayıda dernek, incelenen dönemde faaliyet içinde

olmuştur. Aynı şekilde sendikaların da çeşitli işçi ve emekçi sınıflarının haklarının

savunulması ve desteklenmeleri bakımından önemi büyüktür. Bu başlık altında şehirde

öne çıkan dernek ve sendikalara örnekler verilecektir.

5.4.1. Dernekler

Türkiye’de dernekler, ele aldığımız dönemde “cemiyet” olarak isimlendirilmekteydiler

ve “Cemiyetler Kanunu” çerçevesinde teşekkül ederlerdi. Kurulan dernekler bir tüzüğe

sahiptirler ve bu tüzükte bazı hususlar belirtilir. Derneğin oluşumu, gelirleri, amaç ve

hedefleri, kayıtları, kuruluşları ve müesseseleri bu tüzüklerle ilan edilir. Tüzük gereğince

belirlenen idari heyet tarafından idare edilir. Bir fabrikaya bağlı açılmış ise, müessesenin

kurucusu ile değil kendi yönetimi ile resmiyete muhataptır. Vergiye tabi değildir. Direk

devlete bağlıdır. Yardım amacıyla kurulan bir derneğin bu yardımı sağlayabilmek için

gelire ihtiyacı olduğundan, derneklere üyelik aidatı, bağış ve spor ve sosyal hizmetlerden

elde edilen hasılatı tasarruf etme hakkı verilmiştir. Kurulan dernek, yalnızca yardım

derneği vasfına sahip ise, üyelerine yapacağı yardım sınırlıdır ancak yardım ve tasarruf

derneği şeklinde ise, üyelerine ihtiyaç halinde dernekte biriken paranın bir kısmını borç

olarak verebilmektedir1226. Bu anlamda toplumsal dayanışmadaki rolleri önemli olan

derneklerin, 1950-1960 döneminde Sakarya genelindeki faaliyetleri aktarılmaya

çalışılacaktır.

5.4.1.1. İş Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler

Teknolojinin ve iletişimin hızlanması ile birçok mesleğin ve zanaatin yok olmaya yüz

tuttuğu çağımızda, mesleklerin yaşatılması ve meslek gruplarının dayanışması için

oluşturulmuş topluluklar, birlik ve dernekler önemini korumaktadır. Bu başlık altında

1225 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Belge No: 38. 1226 Fikret Amasyalı, “Yardım Dernekleri”, Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ocak 1952, Sayı: 33.

370

1950/1960 döneminde Adapazarı-Sakarya’da kurulan ve faaliyet gösteren iş alanına ait

dernek ve birliklere değinilmiştir.

5.4.1.1.1. Esnaflar Birliği Derneği

Meslek, insanların belirli bir disiplin ve kurallara bağlı olarak yapageldikleri işlerdir. Bu

kurallar yani meslek etiği olarak tanımlayabileceğimiz ilkeler, eski çağlardan günümüze

kadar çeşitli etkileşimlerle gelişme kaydetmiş, yapılan işler zamanla benzer kurallar ve

araçlarla devam edilerek meslek kavramı oluşmuştur1227. Esnaf ve zanaatkar gruplarının

hem sayısal çoklukları hem de kültürel yapıları sebebiyle toplumumuzda özel bir önemi

olduğu görülmektedir. 1964 yılında kabul edilen 507 sayılı Esnaf ve Sanatkâr lar

Kanunu’nun açıkladığı üzere; “İster gezici olsun, ister bir dükkan veya bir sokağın belli

yerinde sabit bulunsunlar, ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmasına dayanan ve

geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek

miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve sanayi odasına kayıtları

gerekmeyen, aynı niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasın) sahip olmakla beraber ayrıca

çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet,

meslek ve küçük sanat sahipleri ile bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak

kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin edenler….” Esnaf ve zanaatkar

sayılabilecektir1228. Bu kanuna uygun olarak, esnaf sayılan meslek sahipleri çeşitli dernek

ve birliklerle organize olmaya başlamışlardır.

1955 yılında, “Sakarya Esnaf Birlikleri Derneği”’nin oluşturulması amacıyla, şehirde

aktif bulunan bazı dernekler birleşmeye karar vermişlerdir. Buna göre, Sakarya’nın ilk

Esnaflar birliği Terziler, Şoförler, Berberler, Demirciler ve Yapıcılar derneklerinin

birleşimi ile teşekkül edecektir1229. Şubat 1955’de, Ticaret Odası Salonu’nda yapılan

derneğin ilk kongresine Vali Nazım Üner ve Türkiye Esnaf Birlikleri Konfederasyonu

Başkanı Abdullah Caner de katılmışlardır1230.

1227 Daha kapsamlı bilgi için bkz. Ertuğrul Güreşci, Kırsal Göç, Tarım ve Toplum Üzerine Köşede Kalan

Yazılar, İstanbul: Semerci Yayınları, 2014, s. 71. 1228 Yücel Çağlar, Esnaf/Sanatkar ve Çevre, Ankara: Türkiye Çevre Vakfı ve Frıedrıch Naumann Vakfı

‘Çevre Bilgi Merkezi (ÇBM) Yayını 1, 1994, s. 3-5. 1229 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 136. 1230 Demokrat Sakarya, 22 Şubat 1955, Sayı: 212.

371

5.4.1.1.2. Şoförler ve Otomobilciler Derneği

Adapazarı’ndaki bu dernek, ehliyet almak isteyenlerin yeterlilik işlerine de yardımcı olan,

aktif çalışan bir yapı olarak görülmektedir. Ocak 1954 tarihinde, Adapazarı Şoförler

Derneği’nin kongresi yapılmış, Süleyman Öner dernek başkanlığına, Osman Şahinkaya

ikinci başkanlığa, Reşat Aslan katipliğe, Feyzi Tokgöz, Kenan Özses, İbrahim Dizer ve

Şeref Sayıl üyeliğe seçilmişlerdi1231. 4 Mart 1956 tarihinde yıllık kongresini yapan

Adapazarı Şoförler Derneği, yeni idare heyetini belirlemiştir. Buna göre Kenan Özses

başkanlığa seçilirken, Celal Şahin ikinci başkanlığa, muhasipliğe Reşat Aslan,

veznedarlığa İbrahim Dizer seçilmişlerdir. Diğer üyelerde idare heyeti azası olarak

belirlenmişlerdir.1232

1957 yılında ise, Adapazarı Oto Sanatkarları Derneği ana sözleşmesini yayınlayarak bu

alanda çalışmalara başlamıştır. Derneğin faaliyet binası, Soğan Pazarı Numara 60 olup,

kuruluş amacı, “dernek üyelerinin mesleklerinde ilerlemelerini sağlamak ve mesleki

ahlak ve tesanüdü korumak, verimli çalışmayı sağlamak “şeklinde ifade edilmiştir.

Derneğin kurucuları arasında, Adapazarı’ndan çeşitli oto sanayici, tamir ustaları ve işçiler

yer almıştır. Reşat Aslan, Osman Sertal, İbrahim Özgenç, Hamdi Pırıldar, Rıfat Uzgider,

Muzaffer Özekmekçi, Nuretin Tınaroğlu’nun isimleri ana sözleşmede yer almaktadır1233.

5.4.1.1.3. Yapı İşleri Sanatkarları Derneği (Adapazarı Yapıcılar Derneği)

Dernek Mart aylarında genellikle Kızılay salonunda kongre düzenlemekte olup, 1954

yılında 21 Mart Pazar günü Yapıcılar Derneği’nin merkez binasında yıllık toplantısı

yapılmış, dernek idare kurulu seçimi gündemi oluşturmuştur. Bu yıllarda 1953-54 dernek

başkanlığı görevini yürüten İsmail Mat’dır1234.

5.4.1.1.4. Fırıncılar Derneği

8 Mart 1956 tarihinde şehirdeki Fırıncılar Derneği yıllık kongresini yapmış ve

gündemdeki yazılı maddeler görüşüldükten sonra, yapılan seçim sonunda başkanlığa

Halil Yazıcı, ikinci başkanlığa Kamil Söyler, muhasipliğe Remzi Balcı, katipliğe Mustafa

1231 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1954, Sayı: 652. 1232 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169. 1233 Anadolu, 15 Ocak 1957, Sayı: 226. 1234 Sakarya, 15 Mart 1954, Sayı: 693; Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Şubat 1953, Sayı: 374; 13 Şubat

1954, Sayı: 692.

372

Topçu, üyeliğe de Muharrem Uzekmek seçilmiştir. Bu kongrede müşahit sıfatıyla yer

alan zabıta müdür vekili Mustafa Çöloğlu kısa bir konuşma yapmış ve fırıncılara destek

olmuştur1235.1959 Mayıs’ında dernek yıllık kongresini yaptığında, dernek başkanlığına

Halil Yazıcı getirilmiştir. İkinci başkanlığa Ömer Fırıncıoğlu, Muhasipliğe Hakkı tüylü,

Katipliğe Kamil Söyler ve üyeliğe Resul Morgül seçilmişlerdir1236. Gıda maddelerinin en

önemlilerinden olan ekmeğin üretimi ve sevkiyatının kaliteli, sağlıklı ve düzenli

yapılabilmesi için, bu derneğin varlığı da şehir için faydalı bir gelişme olmuştur.

5.4.1.1.5. Gazeteciler Derneği

1946 yılından itibaren Türkiye’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurulması üzerine

basın alanında önemli bir dönem başlamıştır. Çeşitli illerde kurulan derneklerden biri de

Adapazarı’nda teşekkül etmiştir. Adapazarı basın hayatının öncüleri tarafından, basın

özgürlüğü ve basın çalışanlarının haklarının savunulması, dayanışma ortamının

oluşturulması ve basın faaliyetlerinin hız kazanması için gerekli desteğin sağlanması

amacıyla “Adapazarı Gazeteciler Cemiyeti” 1951 yılında kurulmuştur. Kurucu Başkanı

Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi sahibi Selami Savaş olup, 1954 yılından sonra

derneğin ismi “Sakarya Gazeteciler Derneği” olmuştur1237.

Dernek tarafından Kasım 1954 tarihinde yapılan yıllık kongrede, dernek başkanlığına

Hasan Erman seçilmiş, ikinci başkanlığa Adnan Kutluer, idare heyetine Fahri Çatallar,

Muzaffer Şatır ve Sıtkı Aldinç getirilmiştir. Haysiyet divanına, Hüseyin Vahdettin Er,

Şevket Yılmaz, Hasan Balcıoğlu, murakıplığa Fehmi hız seçilmişlerdir1238. Derneğin,

1955 Şubatı’nda yaptığı olağanüstü kongre birtakım gerginliklerle beraber gerçekleşmiş,

yapılan seçim sonucunda dernek başkanlığına Avukat ve Gazeteci Hüseyin Vahdettin Er

getirilmiştir. İkinci başkanlığa Orhan Tiryaki ve idare heyetine Sıtkı Aldinç, Mahir

Durukan, Mustafa Yoldaş seçilmişlerdir1239.

Dernek, özellikle gazete sayısı ve çeşidi bakımından zengin bir şehir olan Adapazarı’nda

gazetecilerin ve basın mensuplarının birliği ve dayanışması adına önemli bir görevi

yürütmüştür.

1235 Yeni Ada Postası, 8 Mart 1956, Sayı: 1171. 1236 Yeni Ada Postası, 6 Mayıs 1959, Sayı: 2136. 1237 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 88. 1238 Demokrat Sakarya, 23 Kasım 1954, Sayı: 134. 1239 Demokrat Sakarya, 13 Şubat 1955, Sayı: 205.

373

5.4.1.1.6. Berberler Derneği

Adapazarı Berberler Derneği, Adapazarı Bankalar Caddesindeki Kızılay binasında yer

almakta idi ve toplantılarını burada gerçekleştirmekteydi. Tüzüğüne göre; derneğin

kuruluş amacı, “üyelerinin mesleki, içtimai ve iktisadi ihtiyaçlarını gidermek,

mesleklerinde ilerlemelerini sağlamak ve mesleki ahlak ve öğretimini arttırmaktır”

şeklinde ifade edilmişti. Derneğin kurucuları; Halil Akıncı, Fehmi Çubukçu, Celal Genç,

Hüsayin Balkanlı, Ali Doğruer, Tahsin Öztürk ismindeki berberlerden oluşmaktaydı.

Derneğe girebilmek için Türk vatandaşı olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak, medeni

haklara sahip bulunmak, ağır hapis veya haysiyet kırıcı bir suç yüzünden hapis yatmamış

olmak ve dernek sözleşmesini kabul etmek şeklinde şartlar belirlenmiştir. Dernek genel

kurul tarafından yönetilmekle beraber, derneğin kayıtlı üyelerinden oluşmaktaydı. Altı

kişiden oluşan yönetim kurulunun yarısının esnaf yanında çalışanlardan olması

gerekmekte idi. İki kişiden oluşan denetçileri de bulunmakta idi. Dernek, gelir olarak

ikramiyeli eşya piyangoları düzenlemekte ve Konak caddesinde Rekor mağazasından

bilet satmakta idi1240.

5.4.1.1.7. Kunduracılar Derneği

1951 yılında Adapazarı’nda kurulan “Kunduracılar Cemiyeti” adındaki dernek,

kuruluşundan hemen sonra sosyal faaliyetlerine başlamıştır1241. Örnek teşkil etmesi

bakımından bu dernek 1956 yılı içinde sosyal yardımlaşma çalışmaları da yürütmüştür.

Alınan ilk karar göre, şehirde tespit edilecek 200 civarındaki fakir çocuğun ölçülerini

alarak, 200 çift ayakkabının kış mevsiminde kullanılması amacıyla bu kimsesiz çocuklara

dağıtma işine girişmiştir1242.

5.4.1.1.8. Celep ve Kasaplar Derneği

Esnaf dernekleri arasında yer alan, 1951 yılında “Adapazarı Celep ve Kasaplar Cemiyeti”

ismiyle kuruluşu gerçekleşen derneğin kurucuları arasında Ethem Güler, Ali Kasapoğlu,

Ahmet Hoşkara ve Zaim Karadan öne çıkan isimlerdir1243.

1240 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mart 1952, Sayı: 74; 3 Mart 1952, Sayı: 75; 26 Ocak 1954, Sayı: 652. 1241Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 81. 1242 Yeni Ada Postası, 7 Mart 1956, Sayı: 1170. 1243 Ada Postası, 20 Mart 1951, Sayı: 308.

374

5.4.1.1.9. Çiftçiler Derneği

14 Ekim 1950 tarihinde Adapazarı Çiftçiler Derneği nizamnamesi yayınlanmıştır.

Sakarya ili kurulduktan sonra, Kasım 1954 tarihinde “Sakarya Çiftçiler Derneği” ismiyle

kurulmasına karar verilmiştir1244. Bu dernek ilk kongresini 1955 yılı Mart’ında Atlas

sinema salonunda düzenlemiştir, kongre başkanlığına dönemin milletvekili Nüzhet Unat

seçilmiştir1245. Akabinde, şehre toprak tahlili için bir labarotuar getirilmesi konusunda

Mukadder Güner bir konuşma yapmış ve Cemal Tüzün, Sadettin Yalım’ın aralarında

bulunduğu Sakarya Milletvekilleri de konuşmaları ile katılmışlardır1246.

5.4.1.1.10. Adapazarı Kabzımallar Yardımlaşma Derneği

Nisan 1954’de tam adı olan “Adapazarı Meyve ve Sebze Kabzımallar Yardımlaşma

Derneği” şeklinde Soğanpazarı Meydanı’nda kurulan bu derneğin amacı, diğer

teşekküllerle de birleşerek ithalat ve ihracat yoluyla mal temin etmek ve halkın ihtiyacı

yönünde ucuz mallar tedarik ederek satmak, ayrıca kontrolsüz fiyat değişikliklerine ve

menfi uygulamalara son vermek şeklinde belirtilmiştir. Bu dönemde derneğin başkanı,

Fahrettin Yener, muhasibi, Hamdi Sivaslıoğlu, katibi, İsa Yıldırım’dır1247.

Sakarya’da yukarıda bahsedilen meslek derneklerinin yanısıra, özellikle 1954-1955

yıllarında hızla artan ve çeşitlilik sunan bir dernekleşme gayreti olduğunu söylemek

gerekir. Bu dönemde basında ismine rastlanılan çok sayıda meslek grubuna ait dernek

mevcuttur. Örneğin, Şekerciler Derneği, Bakkallar Cemiyeti, Seyyar Giyim Eşyası

Satıcıları Derneği gibi oluşumlar, Sakarya’da hızla mesleki örgütlenmeye başlamışlardır.

5.4.1.2. Kültürel ve Sosyal Alanda Faaliyet Gösteren Dernekler

Şehirde, kültürel faaliyetlerin artması ve desteklenmesi amacıyla çeşitli alanlarda

etkinlikler oluşturan ve günlük hayatta halkın sosyalleşmesine katkı sağlayan dernekler

de kurulmuştur.

1244 Demokrat Sakarya, 11 Kasım 1954, Sayı: 124. 1245 Yeni Zurna, 14 Ekim 1954, Sayı:4; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 137. 1246 Demokrat Sakarya, 16 Mart 1955, Sayı: 231. 1247 Adapazarı Akşam Haberleri, 14 Nisan 1954, Sayı: 720.

375

5.4.1.2.1. Musiki Derneği

Sakarya tarihinde önceleri, özellikle Türk müziği ile ilgili faaliyetler, özel girişimler ve

bireysel çalışmalarla sürdürülmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Selahattin Kandemir

şefliğinde, Atatürk Bulvarı’ndaki Meserret İşhanı yakınında musiki topluluğu

oluşturulmuş, 1930’lu yıllarda Sakarya Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün musiki kolu

olarak devam etmiş olan grup 1949’da “Adapazarı Türk Musiki Cemiyeti” adını almıştır.

Çalışmalarına bazı dönemlerde ara verse de müzik meşkleri evlerde sürdürülmüştür.

1950’li yıllarda, Asım Ersoy tarafından çalıştırılan cemiyet, Adapazarlı Bestekar İsmail

Safa Olcay önderliğinde çalışmalarına devam etmiştir. İlerleyen tarihlerde kapanan ve

isim değiştiren cemiyetin ismi, 1983 yılında “Sakarya Musiki Derneği” olmuştur1248.

Nisan 1952’de senelik toplantısını yapan dernek, bu yıllarda sık aralıklarla, Saray

Sineması salonunda konserler düzenlemektedir. Dernek 1953 yılında ikinci defa kurucusu

olan, Osman Erkaya’nın başkanlığında faaliyetlerini yürütmüştür1249. 1954 yılında,

Dernek Başkanı Osman Erkaya’nın öncülüğünde, 1954 yılında şehir için bir eksiklik olan

45 kişilik bando ekibi kurulmuştur1250. Türkiye’nin her bölgesinde olduğu gibi, Musiki

üzerine kurulan bu derneğin amacı, Adapazarı’nda müzik ve sanatla ilgilenen kişileri bir

araya getirmek, müzik icra etmek ve sosyal bir sorumluluk alarak, halkın özellikle Türk

Sanat Müziğini öğrenme ve icra etme konusundaki isteklerine yönelik çalışmalar

yapmaktır. Bu sebeple çeşitli özel günler ve bayram kutlamaları başta olmak üzere, halka

açık konserler düzenlemişlerdir.

Derneğin konser mekanı olarak tercih ettiği yerler; Öğretmenler Lokali, Halkevi ve Halk

Eğitim Merkezleri, sinema salonları, çeşitli okulların toplantı salonları olmuştur1251.

Sakarya’da birçok dernekten aktif çalışmalar yürüttüğü anlaşılan Musiki Derneği, yalnız

Adapazarı içinde değil Düzce, Hereke gibi çevre ilçelerde konserler vermiş, Sanat

Okulları Mezunları Cemiyeti’nin yararına da çalışmalar yapmıştır1252.

1248 Türker Eroğlu, “Sakarya’da Musiki”, Sakarya İli Tarihi, c. II Sakarya: SAÜ. Rektörlüğü Yayınları,

2005, s. 1091. 1249 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Temmuz 1952, Sayı: 192; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi,

Dosya Belge No: 20. 1250 Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Şubat 1954, Sayı: 669. 1251 Eroğlu, “Sakarya’da Musiki”, s. 1092. 1252 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Şubat 1954, Sayı: 668.

376

5.4.1.2.2. Anıtlar Derneği

Haziran 1954’de İl olan Adapazarı şehir merkezinde henüz bir Atatürk heykeli

bulunmuyordu. Bu amaçla bir Atatürk heykeli yapılması için kampanya başlatılmıştı. Bu

kampanya gazeteci Abdullah Çelik tarafından yürütülmekte idi ve Sakarya halkının,

heykelin yapılışında katkı sağlamaları açısından bir “Atatürk Heykeli Yaptırma Derneği”

kurulmasını istemiştir. Bu dernek vasıtasıyla Sakarya’nın her ilçe ve bucağına hatta

köylerine kadar uygun görülen yerlere Atatürk heykelleri ve büstleri yaptırmayı

amaçlamış ve Sakaryalı esnaf ve tüccarlardan, çeşitli kuruluşlardan destek göreceklerini

savunmuştur1253.

5.4.1.2.3. Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği

1944 yılında, “Adapazarı Kazası ve Köy ve Nahiye Merkezlerini İmar Cemiyeti” adıyla

kurulan bir dernek faaliyet göstermekte idi. Bu dernek köy kanununa göre yapılması

gereken işlerin takibini üstlenmişti. Ancak bu dernek hükümetin güzelleştirme ve imar

faaliyeti yapan derneklerin yardım toplamasını yasakladığından 1946 yılında

kapanmıştı1254. Demokrat Parti döneminde il olmaya namzet Adapazarı’nda bu derneğin

farklı bir versiyonu ortaya çıkmıştır. 1953 yılı Ocak ayında kurulan ve önce komite daha

sonra dernek adıyla anılan “Adapazarı’nı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği”,

Adapazarı’nın il olması konusunda gerekli girişimleri ve faaliyetleri gerçekleştirmeyi

amaçlamaktadır. Kurucu üyeleri, Adapazarı’nın tüccar, doktor, hukukçu, mühendis ve

münevverlerinden oluşan bir gruptur. Asım Bir, Asım Aydın, Hasan Erman, Selami

Savaş, Avukat Şeref Davran, Dr. Nuri Oskay, Ramiz Elgin, Hidayet Öztürk, Ali Dilek,

Osman Erkaya, Selahattin Çoşkuntan’ın içinde yer aldığı 11 asil, 11 yedek üyeden oluşan

dernek, ilçe Demokrat Parti Başkanı Yaşar Bir’in öncülüğü ile bir araya gelmişlerdi. Daha

sonra yapılan seçimlerle Yaşar Bir başkanlığa, Asım Aydın ikinci başkanlığa getirilmiştir.

Derneğin Kuruluş Nizamnamesinde amaçları şu şekilde açıklanmaktadır;

“A-Adapazarı’nın iktisadi, içtimai ve kültürel bakımdan inkışafı için gerekli bütün

tedbirleri alacak ve bu gayelerin tahakkukuna mesai sarf edecektir. B-Adapazarı’nın

senelerden beri işgal ettiği coğrafi, iktisadi, zirai, sınai ve ticari mühim bir merkez olması

1253 Demokrat Sakarya, 3 Temmuz 1954, Sayı: 11; 8 Temmuz 1954, Sayı: 19. 1254 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 51,55.

377

ve nüfusunun 50 bini mütecaviz bir hale gelmesi dolayısıyla hakkı olan vilayet olması için

gereken bütün teşebbüsleri yapacak ve bu hususta broşürler yayınlanacaktır” 1255.

Derneğin bundan sonraki faaliyetleri, özellikle zirai, ekonomik ve nüfus bakımından hızlı

gelişme gösteren ve uzun süreden beri hak olarak gördüğü vilayet merkezi olma

konusunda Adapazarı ve Adapazarlılar için çalışmak olmuştur. Bu amaçla her türlü

girişimi organize etmek ve gerekli mercilerle görüşmek dernek üyelerinin faaliyetleri

arasındadır. Neticede, Sakarya’nın kuruluşunda derneğin 1954 yılına kadarki yoğun

çalışmaların katkısı büyüktür.

5.4.1.2.4. Türk Kadınlar Birliği

1955 yılı Şubatı’nda Sakarya’da “Kadınlar Birliği’ kurulması kararlaştırılmıştır. 15 Mart

1955 tarihinde toplanan birliğin, kurucu öncülerinden olan ve müteşebbis heyet

başkanlığına seçilen isim, Ortaokul coğrafya ve tarih dersleri öğretmeni Talia

Balcıoğlu’dur1256. Faaliyetlerini uzun süre kendisi organize etmiştir.

5.4.1.2.5. Türk Hava Kurumu Derneği

Memleketin havacılık işlerine katkı sağlayan kurumun, Adapazarı’ndaki kolu Akyazı’da

bulunmakta idi. 22 Aralık 1951 tarihinde Akyazı Belediye Meclis salonunda Türk Hava

Kurumu Kongresi Ahmet Taylan’ın başkanlığında toplanmıştır. Çalışma raporları

okunduktan sonra yapılan seçimde, Mehmet Boztepe, Sami Belü, Adem Papatya, İhsan

Oğrul, Abdi Bayhan, Mustafa Abuç, Kazım Oktay, İdris Kılıç, Ali Ünlütürk, İdris Özhan

seçilmişlerdir.1257

5.4.1.2.6. Cami ve Dini Binalar Yaptırma ve Onarma Dernekleri

Adapazarı Camiler ve Kuran Kursları Kurma ve Koruma Derneği adıyla, 16 Kasım 1950

tarihinde kurulan derneğin başkanı Asım Aydın’dır. Eski camilerin onarılması ve

yenilerinin inşa edilmesi konusunda çalışmalar yürütecektir. Derneğin gelirleri üyelerden

ve halktan toplanan bağış ve aidatlardan sağlanmaktaydı1258.

1255 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1953, Sayı: 333; 9 Ocak 1953, Sayı: 337. 1256 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 136. 1257 Adapazarı Akşam Haberleri, 25 Aralık 1951, Sayı: 17. 1258 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 77.

378

1952’de Adapazarı’nda yeni yapılan ve şehirle bütünleşen Tozlu Cami inşaatı için

kurulan Tozlu Camini Yaptırma Derneği bilinen derneklerdendir. Caminin kurulacağı

arazi Adapazarı’nın köklü ailelerinden Gubarizade’ler tarafından vakfedilmiştir.

Derneğin yaptırdığı cami, 1999 Adapazarı Depreminde yıkılmış, yeniden inşası ile 2011

yılında faaliyete geçmiştir1259. Derneğin kongre başkanlığını yapan isim Osman

Erkaya’nın anılarında konuyla ilgili bilgiler yer almaktadır;

“…derneğin yıllık kongre başkanlığını yapmam istendi, birkaç defa yaptım. Bir ara ikiye

bölündüler Süleyman Fesçioğlu ve yandaşları, Asım Aydın ve yandaşları. Ticaret Odası

salonunda kongre başkanlığına seçildim, yardımcılarım da Keresteci Temel Gür, hava

çok sert kavgalar bekleniyor. Bir konuşma yaptım (İslamiyet’te dargınlık 24 saattir, bunu

aşanların dindeki yeleri zayıftır.) kürsü önünde Şaban Hoca ile Cevdet Hocalar tanınmış

vaizler onlara da beni desteklemelerini söyledim. Konuştular ve iki tarafı barıştırdım.

Dargınlık kefareti ödeyin, Tozlu Camine 9 bin lira toplandı. Ertesi sene başkanlığı Asker

Hafız’a devrettim.”1260 ifadesiyle bu kısa süreli anlaşmazlığı açıklamaktadır. Mimar

Muhammed Dayal’ın verdiği bilgilere göre, Adapazarı Camiler ve Kuran Kursları Kurma

ve Koruma Derneği, 1965 yılında isim değiştirerek “Tozlu Vakfı” adını alacaktır.

Derneğin alt kolları sayılabilecek, Adapazarı’na bağlı kazalarda ve köylerde faaliyet

gösteren cami yaptırma dernekleri de mevcuttur. Örneğin 1952 yılında, Geyve İlçesinin

Doğançay bucağının Nuruosmaniye köyünde köylüler, caminin viran halde olup

yıkılmasından dolayı, bir misafirhanesi olan yeni cami yapılması amacıyla derneği

kurmuşlardır. Bu tarz cami dernekleri hayır amacıyla kurulan derneklerden olup, siyasi

şubeleri yoktur. Genel Kurul, İdari kurul ve murakıplardan oluşan bu derneklere 18 yaşını

dolduran ve köylü, şehirli, yerli, yabancı bütün Müslüman vatandaşlar asıl üye, İlim ve

fen adamları da fahri üye olarak sayılmışlardır1261. Amaç doğrultusunda alınan aidatlar

ve bağışlar cami yapımında ve bakım işlerinde kullanılmıştır. Hendek ilçesinde de Ömer

Kartal tarafından 1953’de Cami ve Dini Binalar Yaptırma Derneği kurulmuştur1262.

1259 Fahri Tuna, “Mimar Muhammed Dayal ile 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/mimar-

muhammet-dayal-ile-40-soruda-adapazari-mimarisi-5536yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018). 1260 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 49. 1261 Adapazarı Akşam Haberleri, 3 Mart 1952, Sayı: 75. 1262 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Nisan 1952, Sayı: 121.

379

5.4.1.3. Eğitim Alanında Faaliyet Gösteren Dernekler

İncelenen dönemde, eğitim alanında özellikle yeni okullar açma ve okulları onarma

çalışmalarında derneklerin de önemi büyük olmuştur. Halkın maddi desteğini sağlamak

ve bürokratik girişimleri hızlandırmak amacıyla faydalı çalışmalar gerçekleştirdikleri

anlaşılmaktadır.

5.4.1.3.1. Sakarya Yüksek Tahsil ve Yardımlaşma Derneği

Derneğin toplantılarını ve kongrelerini düzenlediği yer genellikle Öğretmenler Lokali

olmuş, Mustihittin Gürer’in başkanlığını yaptığı 1959 yılı kongresindeki seçim sonucuna

bakıldığında, Derneğin Başkanı, İstemi Parman, İdare Heyeti Ülkü Üner, Özer Süer,

Varol Gürkan, Encan Özkan, Yalçın Şişmanoğlu ve Naci Gürpınar isimlerinden oluştuğu

anlaşılmaktadır1263r. Derneğin organizasyonları arasında daha Türk hikayecisi Sait Faik

Abasıyanık anısına düzenlenen bir toplantı öne çıkmaktadır.1954’de Orduevinde ünlü

edebiyatçıların da katılımıyla yapılan toplantıda, o dönemdeki dernek başkanı Nusret

Ekin, açılış konuşmasından sonra davetli edebiyatçılar da Sait Faik ile ilgili konuşmalar

yapmışlar ve şiirler okumuşlardır. Bu isimlerden bazıları; Hasan Erman, Behçet

Necatigil, Tahsin Yücel, Ahmet Muhip Dranas, Haldun Taner, Yaşar Nabi gibi değerli

şair ve yazarlardır. Etkinlik 3 saat kadar devam etmiş ve ilgiyle izlenmişti1264. Yüksek

Tahsil Derneği’nin bu dönemde aktif çalıştığı anlaşılmaktadır.

5.4.1.3.2. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği

Adapazarı’nda bir İmam Hatip Okulu yaptırma derneği henüz kurulmamışken, bu

çalışmaları Tozlu Camii Yaptırma Derneği başkan ve üyeleri başlatarak takip etmiştir.

Menderes hükümeti aldığı karara binaen yurt genelinde 5 adet İmam Hatip Lisesi

açılacağını duyurduğunda, 1 tanesinin de şehirde olmasını isteyen dernek başkanı Asım

Aydın ve Osman Erkaya Ankara’ya giderek Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’ye

istirhamlarını iletmişlerdir. Bakan, ikinci bir ek kanun çıkaracaklarını ancak zaman

olduğunu, 6 adet daha onaylanacağını belirterek, bir tanesinin de Adapazarı’nda

açılmasının sözünü vermiştir. Verilecek din içerikli derslerde öğretmen ihtiyacını nasıl

karşılayacakları dernek temsilcilerine sorulmuş, müftüler, emekli öğretmenler ve medrese

1263 Cemiyet, 14 Şubat 1959, Sayı: 369. 1264 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 126.

380

mezunu simalar tarafından sağlanacağı anlaşılınca, diğer derslere de ortaokullarda görev

yapan öğretmenlerin görevlendirilmesi planlanarak uygunluğu şifahen kabul edilmiştir.

Böylece, ikinci kanun çıkarılınca Adapazarı İmam Hatip Lisesi, halde belediyenin

binasında eğitime başlamış, bir yandan da arsa aranarak yeni bina yapılması çalışmaları

başlamıştır. Bu konuda dernekleşme sağlanarak, Atatürk İlkokulu Müdürü Celal Akın,

“Asker Hafız” namı ile bilinen müftülükten emekli Mehmet Eren ve Osman Erkaya

öncülüğünde çalışmalar hızlanmıştır. Manifaturacı Tahsin Kara’nın da içinde bulunduğu

üyelerden 5 kişi seçilerek Ankara’ya gitmişler ve Zirai Donatımın Şeker Fabrikası

demiryolunun kestiği (Tümenin karşısındaki bugünkü okul yerini) 11 dönümlük arsayı

okul inşaatı için dönemin tarım Bakanı Nedim Ökmen’den 15 Türk lirası gibi sembolik

bir bedelle almışlardır. 3 kat bina vatandaşların bağışları ile yaptırılmıştır. 5 yıl boyunca

da liseye hizmet vermiştir1265.

5.4.1.3.3. Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği

Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, her ay yapılması şart olan aylık aile

toplantılarının üçüncüsünü Nisan 1952’de Adapazarı İdman Yurdu Spor Kulübünün Orta

Cami karşısındaki lokalinde gerçekleştirmiştir. Eski kurulun bazı azalarını da içeren yeni

yönetim kurulu belirlenmiştir. Bu isimler Remzi Osmanoğlu, İsmail Kuzuoğlu, İhsan

Abacı, Celal Gürkan, Ali Atalay, Adil Acar, Mehmet Aslan ve Nazmi Ergin’dir1266.

Dernek ilde ve ilçelerde çeşitli geziler düzenleyerek, münazara gibi etkinlikler yoluyla

halkı eğitim konusunda bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.

Örneğin, 1956 yılı içerisinde, Adapazarı öğretmenlerinden oluşan 150 öğretmen, aileleri

ile birlikte Düzce’ye bir gezi düzenleyerek, bu gezi vesilesiyle Düzce öğretmenleri ile

buluşmuşlar ve “Çocuğun başarısında okul mu veya çevre mi daha etkilidir?” konu başlığı

altında münazara düzenlemişlerdir. Adapazarı’ndan katılan 4 öğretmen çevreyi

savunarak bu konuda tezlerini paylaşmışlardır.1267 Bu katılımlara, Adapazarı ve

çevresinden gelmek isteyenler için de servisler tahsis edilmekteydi.

Derneğin yönetim kurulu, yıllık çalışma programının 6. Maddesinde belirttiği; “…meslek,

fikir ve sanat konularını ihtiva eden bir derginin yayınlanmasına kısa bir zaman içinde

1265 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 1, 49. 1266 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Nisan 1952, Sayı: 101; 14 Nisan 1952, Sayı: 111. 1267 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1956, Sayı: 1169.

381

başlamak tasavvurundayız” ifadeleri ile bir dergi çıkarmak fikrinde olduklarını

açıklamışlardı. Yapılan toplantılarda, büyük bir çoğunlukla yönetim kurulunun bu kararı

onaylanmış ve derginin adı, yayınlanacak yazı türleri belirlenmiştir. “Dernek” ismi ile

1955 yılının Nisan ayında ilk sayısı çıkarılan aylık meslek, sanat ve fikir dergisinde1268,

eğitim öğretimle ilgili yazılar, sanat ve edebiyat yazıları, sosyal konulu yazılar, mizah,

röportaj ve tercümeler, öğrenciler için sınav örnekleri ile derneğin faaliyetleri hakkında

bilgilere yer verilmiştir. Yazarları ise bizzat ildeki öğretmenler ve muhtelif yazarlar

olmuştur.

5.4.1.3.4. Öğretmenler Yardımlaşma Derneği

Dernek Nisan 1952’de yönetim kurulu toplantısını Adapazarı Erkek Sanat Enstitüsünde

yapmış, gündem konularını görüşmüştür 1269.

5.4.1.3.5. İlkokullar Yaptırma Derneği

Adapazarı’nda İlkokullar Yaptırma derneği, bölgede eğitim veren ilkokul sayısının azlığı

sebebiyle kurulmuş ve çalışmalarını 1950’lerde devam ettirmiştir. Çoğunluğu

öğretmenlerden oluşan bu dernekte esnaftan da destek alınmıştır. Yıllık toplantılarını

Sabiha Hanım okulunda yapan dernekten başka, aynı amaca hizmet eden mahalli

dernekler de kurulmuştur. Artan okul ihtiyacını karşılamak üzere, İlköğretim Genel

Müdürü Ferruh Saner Ankara’dan bölgeye teftiş ziyaretine gelmiş, Kuyudibi ve Başlar

Mahallesinde kurulması planlanan iki ilkokul için bir dernek kurulmuştur.1270

5.4.1.4. Sakarya Merkez ve İlçelerinde Faaliyet Gösteren Diğer Dernek, Kurum ve

Kulüpler

Ele aldığımız dönemde ilçelerden çeşitli spor ve kültür kulüpleri mevcuttur. Akyazı’da

1949 yılında kurulan Akyazı Gençlik Spor Kulübü faaliyetine devam etmektedir1271. 1958

yılında yine Akyazı’da, “Milli Oyunlar ve Musiki Derneği” kurulması çalışmaları

başlatılmış ve derneğin kurucu heyeti belirlenerek çalışmalar yapılmıştır. Buna göre,

Maarif Memuru Recep Savcı, Konuralp İlkokulu öğretmenlerinden Necati Kalaç, Nevruz

1268 Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, Dernek 1(Nisan 1955), s. 3-4. 1269 Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Mart 1952, Sayı: 95. 1270 Adapazarı Akşam Haberleri, 17 Temmuz 1952, Sayı: 190. 1271 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, s. 6527.

382

Banaoğlu, Atatürk Okulu Başöğretmeni Abdullah Kurar, Hasan Kum, Mustafa İçten,

Kıyasettin Karsu ve İsmail Muşmuloğlu’ndan oluşan kurucu heyet resmi girişimleri

tamamlayarak, aynı yıl içerisinde Akyazı’da sanat alanında faydalı çalışmalara

başlamışlardır. Derneğin kuruluşu Akyazı’da memnuniyetle ve ilgiyle karşılanmıştır1272.

Yine Akyazı’da spor alanında faaliyet gösteren Akınspor kulübü, 1 Mayıs 1958’de yeni

bir lokal açmış ve önemli ihtiyaçlardan birini karşılamıştır1273.

Bu dönemde kurulan yardımlaşma dayanışma derneklerine bir örnek de, Kıbrıs sorunu ve

6-7 Eylül gelişmeleri sırasında Menderes’in ifadesi olarak hemen her ilde kurulan “Kıbrıs

Türktür Cemiyeti” nin Sakarya şubesidir. Menderes Ağustos 1955’de Kıbrıs’ı

Yunanistan’a bırakmayacağını açıklamış ve dönem basınında manşet olan bu ifadeyi

kullanmıştı. Eylül’de Selanik’te meydana geldiği belirtilen Atatürk’ün doğduğu eve

menfur bir bombalı saldırı düzenlendiği haberinin akabinde tepkiler yükselmiş, İstanbul

ve İzmir’de örfi idare ilan edilmişti1274. Bu sırada, 5 Eylül 1955 tarihinde Adapazarı

merkezinde cemiyetin şubesi kurulmuştur1275.

Aynı manevi dayanışma duyguları ile kurulan bir başka cemiyet de, “Milli Mücadele

Milis Cemiyeti” dir. 29 Ağustos 1959 tarihinde Sakarya’da teşekkül eden cemiyetin

amacı, Milli Mücadele yıllarında düşmanla mücadele eden Adapazarlıları bir araya

getirerek bu hatıraları yaşatmaya ve zor durumda bulunan o günün kahramanlarına

yardım ulaştırmak şeklinde ifade edilmiştir. Büyük Zafer Bayramına rastlayan bu tarihte,

cemiyet Kızılay salonunda açılışını gerçekleştirecektir ve binada kendilerine ayrılan bir

odada faaliyete geçecektir1276. Cemiyet üyeleri, Milli Bayramlar, kurtuluş günleri ve

benzeri özel günlerde kutlama etkinliklerine katılmış, geçiş merasimleri haricinde hayır

işleri için konserler de düzenlemişler, Sakarya’nın çeşitli ilçelerine ve Kandıra’ya davet

edilerek, milli kıyafetleri ile yaklaşık 40 kişilik bir grup olarak 1960’larda da

çalışmalarına devam etmişlerdir1277.

İlçelerde de yardım amacıyla kurulmuş topluluklar mevcuttur. Örneğin, Karasu ilçesinde

Fakir Çocukları Koruma Komitesi bulunmakta ve fakir öğrencilere giyecek yardımında

1272 Demokrat Sakarya, 4 Mayıs 1958, Sayı: 1194. 1273 Demokrat Sakarya, 4 Mayıs 1958, Sayı: 1194. 1274 Zafer, 7 Eylül 1955, s.1. 1275 Milliyet, 25 Ağustos 1955, s. 1; Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Eylül 1955, Sayı:1156. 1276 Cemiyet, 28 Ağustos 1959, Sayı: 531. 1277 Cemiyet, 12 Nisan 1960, Sayı: 723; 16 Mayıs 1960, Sayı: 752.

383

bulunarak belediye başkanı Sebahattin Arslan’ın desteği ile faaliyetlerini sürdürmekte

idi1278.

5.4.2. Sendikalar

20 Şubat 1947 tarihinde yürürlüğe giren 5018 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun kabulü tek

parti dönemine ait bir gelişmedir. Bu kanun akabinde Türkiye’de çeşitli isimlerle

sendikalar kurulmaya başlamıştır. Bu teşkilatlanma süreci kısaca; 1940’lı yılların

ortalarında Sendikalar, 1940’lı yılların sonlarında Birlik ve Federasyonlar, 1950

başlarında Türk-İş Konfederasyonu ve 1960’lı yılların ortalarında Milli Sendikalar

kurulması şeklinde özetlenebilir. 1947-1950 arası dönemde, İkinci Dünya Savaşı’nın

etkileri tüm dünyada ve ülkemizde derinden hissedilirken, Türk işçisine geniş sendikal

haklar verildiği taktirde Türk ekonomisi ve sosyal hayat düzeni konusunda risk alınmış

olunacağına dair düşünceler mevcuttur. Bu ortamda Sendikalar Kanunu’nun çıkarılması

çalışma hayatı bakımından Türkiye’de önemli bir gelişmedir. Sendika kurma faaliyetleri

başladığı yıllarda, siyasi partilerin sendikalara karşı yaklaşımı ve işçilerin hak ve

özgürlüklerini koruma konusundaki eksiklikleri ve kendi aralarındaki bazı çekişmeler

dolayısıyla ilerleyen yıllarda Sendika Birlikleri ve Mesleki Federasyonların kurulması

çözüm olarak düşünülmüştür. Türkiye’de 1947/1950 yılları arasında 73 işçi sendikası, 4

işveren sendikası olup, 1957 yılında işçi sendikalarının sayısında bir patlama yaşanmış

ve bir iş kolunda 10’ a yakın sendikanın kurulduğu, işçi sendikalarının sayısının 440’a

yükseldiği belirtilmiştir1279. Anlaşıldığı üzere, Demokrat Parti döneminde Sendikal

faaliyetlerde tüm ülke genelinde büyük bir artış söz konusudur. Adapazarı-Sakarya

genelinde mevcut sendikalar ve faaliyetleri ise bu kısımda incelenmiştir. Türkiye’nin en

verimli ovalarından birinde kurulan Adapazarı’nın 1950-1960’lı yıllarda bir takım

sendikal faaliyetleri olmakla birlikte, daha çok 1980’li yıllardan sonra gelişme gösterdiği

belirtilmektedir. Bunun sebebi, incelenen dönemde sanayinin henüz az gelişmiş ve küçük

ölçekli olmasıdır. Ziya Küley’in 1960’lı yılların sonlarında yaptığı bir araştırmada,

Adapazarı’nda 12, Hendek’te 1, Akyazı’da 1 olmak üzere Sakarya ilinde toplam 14

sendika bulunduğu, buralarda 5.675 işçinin üye kabul edildiği ortaya koyulmuştur1280.

1278 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mayıs 1952, Sayı: 127. 1279 M. Sadık Şide, Çalışma Hayatı, Türk-İş ve Sendikalar, İstanbul: 2004, s. 21-22, 29. 1280 Engin Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, Dünden Bugüne Adapazarı

Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 198.

384

5.4.2.1. Adapazarı Tütün İşçileri Sendikası

İncelediğimiz dönemde tütün piyasası Kocaeli’ne bağlı olup, Adapazarı tütün rekoltesi

arttıkça bu alanda çalışan işçi sayısı da artış göstermiştir. Bölge ekonomisinde tütün

işlemenin payı büyüktür. Kocaeli’nde kurulmasından sonra, Adapazarı’nda da 1952

Temmuz ayında, Tütün İşçileri Sendikası kurulmuştur1281.

5.4.2.2. Adapazarı Ağır Bakım Tamir Fabrikası İşçileri Sendikası

1953 yılında tüzüğünü yayınlayan sendika, Ağır Bakım Tamir fabrikasındaki işçi

temsilciliği bürosunda hizmet vermiştir. Sendikanın amacı, “üyelerinin hak ve

menfaatlerini korumak, mevcut kanunlar dairesinde iktisadi, içtimai ve medeni

seviyelerinin yükselmesine çalışmak, üyeleri arasında tesanüf ve her türlü yardımlaşmayı

sağlamak ve üyelerini muhakemeler, devlet daireleri, özel ve tüzel kişiler nezdinde temsil

etmektir”. Sendika, Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Donatım Kurulu, Haysiyet divanı,

Temsilciler ve sendika memur ve müstahdemlerinden oluşuyordu. Yönetim kurulu, 15

günde bir toplanarak sendikanın gündemini görüşürlerdi. Sendikanın kurucuları 21 kişilik

bir gruptur, Ali Dinçman, Salih Şen, Hüsnü Birand, Kutsi Ercan, Cahit Gökalp gibi

çoğunluğu Adapazarı ve çevre bölgelerden üyeleri bulunmaktaydı. Adapazarı’nda,

Sendikanın yararına Atlas sinemasında çeşitli konserler ve etkinlikler de düzenlenmiştir

1282.

5.4.2.3. Vagon Atölyesi İşçileri Sendikası

Devlet Demiryolları Vagon Atölyesi İşçileri müstakil sendikası, Adapazarı Vagon

Fabrikası’nda çalışan işçilerin haklarını savunmak ve sendikal faaliyetlerini düzenlemek

amacıyla çalışmalar yapmaktaydı. Bu fabrika Adapazarı’nda çok sayıdaki işçiyi istihdam

etmekte ve bölge için önemli sanayi kolunu teşkil etmekte idi.

Sendikanın kurucu üyelerinin başında, Faik Agun, Mehmet Dinç, Erol Yamaç, Erol

Tüysüz olmak üzere, tamamı fabrikanın çalışanlarından oluşmaktaydı. Bu yıllarda vagon

işçileri arasında sendikaya üye olanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, diğer

sendikalara üye olmaları konusunda birtakım baskılar yaşadıklarını ifade etmekte idiler.

1281 Sahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 89. 1282 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ocak 1953, Sayı: 354; 30 Ocak 1953, Sayı: 35; 15 Mart 1954, Sayı:

693.

385

1950’lerin ortalarında bu fabrikada 800 işçi çalışmaktaydı. Lojman ve yemek ihtiyacının

karşılanması, ilaç ve tedavi masraflarının karşılanması gibi konularda sendikanın işçiler

adına girişimleri olmuştur. Sendika toplantılarını Halkevi salonunda yapmakta ve idare

heyeti şu isimlerden oluşmaktaydı. Başkan Ahmet İşalır, Başkan vekili Osman Kapanal,

Sekreter İbrahim Uyal, Veznedar Ali Öztemel, Muhasiplik İbrahim Uğrul, Hasiyet Divanı

Mustafa Oktar, İsmet Babadoğan, Faik Altınörs olarak belirlenmiştir. Üyeler Ahmet Eray,

Necmi Tepetaya, Süleyman İğnel, Nusret Başkurt, Faik Ayar ve İsmail Şener’in isimleri

yer almaktadır.1283 İlerleyen senelerde, fabrikanın parsellediği alanlara, sendikanın da

girişimleri ile vagon sanayi atölyesi işçilerine ve ustalarına verilmek üzere evler inşa

edilmiş ve uygun ödeme imkanları ile mesken sahibi olmaları sağlanmıştır.

5.4.2.4. Sigortalı İşçiler Sendikası

Bu sendika, 1952’den sonra faaliyete geçmiş ve kuruculuğu Vagon Atölyesi Sendikası

başkanı Ali İşalır üstlenerek, önceki görevinden istifa etmiştir.

5.4.2.5. Tekel İşçileri Sendikası

Sakarya’da Tekel İşçileri Sendikası, Tekel Müdürü ve işçilerinin katılımıyla toplantılarını

düzenli olarak yapmaktaydı. 1956 yılındaki kongrede, Başkanlığa Mustafa Özdemir,

Başkan yardımcılığına Ali Küçük, Katipliğe Nadire Öğüt ve Fethiye İnce seçilmişlerdi.

Bu dönemde sendika yönetiminde bayanların da olduğunu görmek adına önemlidir.

Sendikanın idare Heyeti, Mustafa Onay, Abdül Şen, Ülker Uzunca, Ziya Bayrak, Şerif

Ali Küçük, Nadire Öğüt, Sadullah Aydın’dan oluşmaktaydı.1284

5.4.2.6. Adapazarı Maden İş Sendikası

1952 yılında kurulan sendika, zirai donatım fabrikasında örgütlenmiştir1285. Genel

Merkez Şubesi üye sayısı 584 olarak kaydedilmiştir1286.

1283 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Temmuz 1952, Sayı: 193; 22 Temmuz 1952, Sayı: 194; 23 Temmuz

1952, Sayı: 195; 19 Eylül 1952, Sayı: 242. 1284 Anadolu, 27 Kasım 1956, Sayı: 184. 1285 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX, s. 6517. 1286 Engin Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, s. 198.

386

5.4.2.7. Adapazarı İşçi Sendikaları

7 Ekim 1957 tarihinde, bu isimle Adapazarı’nda kurulmuştur1287. Öncesinde, Şeker İş

Sendikası 1955 yılında kurulmuş ve 2.316 üyesi olduğu kaydedilmiştir. 1956 yılında ise

Harb-İş Sendikası mevcut olup, 174 üyesi olduğu belirtilmiştir1288.

5.5. Spor

1950-1960 döneminde Türkiye’de, halkın bedenen ve ruhen milli ve dinamik amaçlarla

gelişimini desteklemek, oyun, jimnastik ve farklı spor dallarında icra edilecek çalışmaları

düzenlemekle sorumlu olan kurum, Beden Terbiyesi Bölge Teşkilatı’dır. İlde yeterli

sayıda olan spor kulüpleri aracılığı ile her türlü bina ve araç gereç temin edilmesi de

teşkilatın görevidir. İncelenen dönemde, 1952 yılı itibariyle, Kocaeli bölgesinde on sekizi

Cemiyetler Kanunu’na göre kurulmuş klüp, dördü müessese ve üçü askeri güç olmak

üzere 25 klübün varlığından bahsedilmektedir. Dağcılık ve kayak dalları hariç hemen her

spor dalında faaliyet gösterilmektedir1289.

Sakarya’da spor faaliyetleri, sadece il merkezinde değil, ilçe ve köylere kadar

yaygınlaşmıştır. Müstakil il olmasından sonra, Sakarya’da 1954 yılı Aralık ayında

“Sakarya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü” kurulmuştur1290. Uzun süredir Adapazarı’nda

Beden Terbiyesi Bölge Muhasip vekilliğini yapmakta olan İbrahim Çalışkur’un istifa

etmesi üzerine, Mart 1956’dan itibaren yerine, vali ve bölge başkanlığınca kabul edilerek

asil bir muhasip tayin edilinceye kadar, bölge muhasiplik görevini Zira Donatım

muhasiplerinden Necdet Özgüç yürütecektir1291.

1950’li yıllarda Adapazarı’nda modern bir kapalı spor salonu bulunmamaktadır. 1967

yılında tamamlanacaktır. Düzenlenen basketbol, voleybol, güreş, judo, boks, jimnastik,

masa tenisi maçları gibi etkinlikleri kulüpler içerisinde bireysel olarak sürdürmüşlerdir.

Ayrıca ilçelerde seyirci tribünü olmayan birer futbol sahası yer almaktadır. Şehirde bu

yıllarda eskrim, binicilik, kayak, yelken gibi branşlarda ise önemli faaliyetler yoktur1292.

Kocaeli’nden ayrılarak müstakil il olan Sakarya’nın spor konusunda fiziksel şartlarını

1287 Demokrat Sakarya, 7 Ekim 1954, Sayı: 94. 1288 Yıldırım, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, s. 198. 1289 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1290 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 133. 1291 Yeni Ada Postası, 7 Mart 1956, Sayı: 1170. 1292 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 159-160.

387

geliştirmesi zaman alacaktır. Bahsedilen sportif faaliyetler, dar imkanlarla sınırlı

kalmıştır.

Aşağıda, Sakarya ve ilçelerinde 1945-1960 yılları arasında kurulan Spor ve Gençlik

Kulüpleri hakkında bilgi veren tablo yer almaktadır.

Tablo 57: Sakarya Kulüpleri, Kuruluşları, Renk ve Adresleri

Kulübün Adı Rengi Adresi Kuruluş Tarihi

Demirspor Mavi-Lacivert Merkez 16.04.1945

Donatımspor Sarı-Yeşil “ 04.12.1945

Yıldırımspor Sarı-Lacivert “ 12.12.1950

Karagücü Beyaz-Kırmızı “ 12.12.1950

Adaşekerspor Yeşil-Beyaz “ 11.09.1955

Sakarya Gençlik Beyaz-Eflatun “ 05.03.1956

Serdivan Gençlik Sarı-Siyah Serdivan 05.04.1956

Kara Ap. Akınspor Sarı-Lacivert Kara Ap.Köyü 12.07.1956

Güreş İhtisas Kulübü Sarı-Kırmızı Merkez 29.07.1956

Karadenizspor Sarı-Kırmızı “ 23.09.1957

Avcılık-Atıcılık Yeşil-Beyaz “ 22.12.1960

İlçe Kulüpleri

Akyazı Gençlik Siyah-Beyaz Akyazı 08.08.1949

Akyazı Akınspor Sarı-Yeşil “ 23.09.1957

Geyvespor Siyah-Beyaz Geyve 31.08.1951

Taraklı Gençlik Kırmızı-Beyaz Taraklı 19.03.1958

Alifuatpaşa Gençlik Yeşil-Beyaz Alifuatpaşa 05.03.1958

Hendek Gençlik Siyah-Beyaz Hendek 03.01.1950

Karasu Gençlik Siyah-Beyaz Karasu 22.12.1955

Sapanca Gençlik Yeşil-Beyaz Sapanca 25.06.1953

Kırkpınar Gençlik Sarı-Lacivert Kırkpınar 15.03.1956

Kaynak: 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 162

5.5.1. Futbol

İncelenen dönemde İstanbul’dan sonra futbol çalışmaları bakımından en zengin bölge

Kocaeli’dir. 1952 yılında, 4’ü İzmit ve 6’sı Adapazarı klüpleri olmak üzere 10 klübün

varlığından bahsedilmektedir. Her hafta İzmit, Adapazarı, Gölcük, Akyazı ve Geyve

sahalarında maçlar yapılmakta ve bu maçları lisanslı hakemler idare etmektedir. Bazı

durumlarda İstanbul hakemlerinden de yardım istendiği görülmüştür. Kaydedildiğine

göre, Kocaeli bölgesindeki futbol takımlarının oyun seviyeleri, İstanbul’un başlıca üç

388

takımı hariç birinci küme takımları ile eşittir. Türkiye gruplararası ve grup

birinciliklerinde Kocaeli bölgesi önemli bir rol oynamaktadır1293.

Adapazarı’nın futbol tarihi incelendiğinde, 1920-1945 yılları arasında ilçede 3 futbol

kulübü bulunduğu kaydedilmektedir. Bunlar; Uzunçarşı eşrafının takımı olarak bilinen

“İdmanyurdu”, Yeni Cami semtinin temsil edildiği “Hilal spor” ile Kömürpazarı-

Karaağaçdibi muhitinin temsilcisi olan “Gençlerbirliği” isimli kulüplerdir. 1941 yılında

Adapazarı’nda futbol yönetmeliği gereğince üç takım lağvedilip “Ada Gençlik” kulübü

kurulmuş ancak 1946 yılından sonra tekrar serbest bırakılmasına karar verilmiştir. Bunun

üzerine Ali Necdet Güven’in başkanlık yaptığı “Güneşspor”, Hilalsporun devamı olarak

ise “Yıldırımspor” kurulmuştur. Kamu kurumlarını temsilen 1945’de kurulmuş olan

“Demirspor” ve “Donatımspor” kulüpleri ile “Şekerspor” da bu yıllarda futbol alanında

faaliyete geçmişlerdir.1294 1950-1960 döneminde öne çıkan spor kulüpleri şunlardı:

Adagençlik, İdman Yurdu, Yıldırımspor, Donatım, Güneşspor, Gençler Birliği.

Önemli spor kulüplerinden biri olan İdman Yurdu’nun 1952 yılındaki yönetim kadrosu

maçlarda yaşanan sıkıntılardan dolayı istifa etmiş, yeni idare heyeti belirlenmiştir. Dr.

Kadri Kalfaoğlu Başkan, Ahmet Er, As Başkan, Hakkı Ünsalan Muhasip, Emin Tursel

sekreter, Ekrem Oba İdare Amiri, Ömer Kuriş Veznedar, Nurettin Taner Kaptan

seçilmişler, İbrahim Sakaryalı, Hüseyin Bölükbaşı ve Hidayet Vural ise Yedek üyeler

olarak göreve başlamışlardır.1295 Adapazarı kulüplerinden Yıldırımspor 1961 yılında

Türkiye Amatör Takımlar Futbol Şampiyonu olmuş bu dönemde Gençlerbirliği,

İdmanyurdu, Ada Gençlik ve Güneşspor’un birleşmesi ile 1965 yılında ise “Sakaryaspor”

kurulmuştur. Yeşil-siyah renkli takım ilerleyen senelerde Türkiye Futbol Ligi

şampiyonlukları ve Türkiye kupası Şampiyonluğu dolayısıyla şehrin futbol alanında

başarılı bir temsilcisi haline gelmiştir. Sakarya kulüpleri aynı zamanda ülkedeki futbol

camiasına başarılı futbolcular ve spor adamları kazandırmıştır.1296

İlçelerde de çeşitli futbol kulüpleri kurulmuştur. Hendek’te 1950’de Hendek Gençlik

Spor Kulübü kurularak faaliyete geçmiştir1297. 1951 yılında Geyve’de Geyve Spor

1293 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1294 Dünden Bugüne Adapazarı, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü Yayınları

No.8, 2004, s. 9; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 54. 1295 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Mayıs 1952, Sayı: 152. 1296 Dünden Bugüne Adapazarı, s. 9. 1297 “Adapazarı” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX, s. 6527.

389

Kulübü kurulmuş, Alifuatpaşa Gençlik Spor Kulübü ise ana nizamnamesini 1952 yılında

yayınlamıştır. Merkezi Alifuatpaşa köyü olan kulübün renkleri yeşil beyazdır. Kulübün

amacı, gençlerin bedeni yeteneklerini geliştirmek ve spor terbiyesi vermektir. İlgileneceği

spor dalları ise, başta futbol olmak üzere, atletizm, güreş, yüzme, voleybol dallarıdır.

Kurucuları Alifuatpaşa köyünden, Cemal Parla, fabrikadan Mehmet Acarla, terzi Mehmet

Katırcıoğlu, Akif Yılmaz, Mehmet Ay ve muhtar Mehmet Ünal’dır. Kulübün geliri,

üyelerden toplanan yıllık 120 lirayı geçmeyecek aidatlarla sağlanacağı gibi, her türlü

satış, maç, güreş ve eşya piyangosundan da gelir sağlanacaktır1298.

1953 yılında Sapanca’da Gençlik Spor Kulübü kurulmuş, 1956 yılında ise Sakarya’da

Yol Spor Gençlik Kulübü kurulmuştu ve ilk kongrelerini Karayolları lokalinde

yapmışlardı. Kulüp başkanı İsmail Gürtürk olarak belirlenmişti. Aynı dönemde Esenspor

kulübü de yeni bir kulüp olarak karşımıza çıkmaktadır. 1957 yılında, Beden Terbiyesi

Müdürü Fürüzan Ümranoğlu’nun destekleri sayesinde Türkiye deplasmanına katılacak

bir başka takım, Sakarya Genç takımı olmuştur. Kara Gücü antrenörü Yaşar Kır takımı

çalıştıracak isimdir1299. Türkiye Genç Takımını oluşturacak olan gruplar İstanbul, İzmit,

Zonguldak, Ankara ve çeşitli illerdeki genç sporculardan oluşturulacak ve bu takım için

yapılacak seçme maçları Sakarya’da gerçekleşecektir ve Şekerspor sahasında yapılan

maçlara katılım yoğun olacaktır.

Sakarya Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığı’nın verdiği bilgilere göre, 1954 yılı Aralık ayı

itibariyle Sakarya’ya bağlı 15 adet spor kulübü aktif çalışmaktadır. Bahsedilen kulüplerin

isimleri; Donatım, Demirspor, Adagençlik, Güneş, Yıldırımspor, Gençlerbirliği,

İdmanyurdu, Karagücü, Geyve Gençlik, Hendek Gençlik, Akyazı Gençlik, Sapanca

Gençlik, Dalspor ve Akınspor olarak kaydedilmiştir. 1955 yılında Adaşeker Gençlik Spor

Kulübü kurularak faaliyete geçmiştir1300.

Bu dönemde, Sakarya’da ve ilçelerde kurulan spor kulüplerinden başka köylerde de spor

kulüpleri kurulmuştur. 1957 senesinde Sakarya Merkez köylerinden Çaybaşı köyü

gençleri Tayfun Spor Kulübünü kurmuşlardı. Kulüp futbol, güreş, binicilik, avcılık ve

sportif oyun kolları alanında çalışacağını nizamnamesinde belirtmiştir. Kurucuları

1298 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Mart 1952, Sayı: 94; 27 Mart 1952, Sayı: 96. 1299 Anadolu, 3 Ekim 1956, Sayı: 137; 17 Ocak 1957, Sayı: 228; 28 Ocak 1957, Sayı: 237. 1300 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 132, 136.

390

arasında Adapazarlı tüccar, öğretmen, esnaf ve çiftçiler yer almaktadır. Kuruluş

amaçlarını; “Gençliğin fiziki ve normal kabiliyetlerini geliştirmek ve spor terbiyesi

vermek” şeklinde açıklamışlarıdır1301.

1955-1956 sezonunda, Türkiye Amatör şampiyonluğu programında ikinci grupta yer alan

Sakarya şampiyonu, Kocaeli şampiyonu ile Adapazarı stadında ve İzmit’te, İstanbul

takımı ile de İstanbul’da Mayıs –Haziran 1956’da toplam 6 maç yapmıştır. Bu dönemde

maçların hakemleri federasyon tarafından İstanbul ve diğer illerden getirtilmiştir1302.

1958 Ekim ayında, Sakarya’nın yeniden inşa ettirilen şehir stadının Vali Üner tarafından

açılmasıyla, Sakarya’daki futbol severler için daha uygun koşullar sunulabilmiştir1303.

5.5.2. Güreş ve Yağlı Güreş

Kocaeli bölgesinde 1950’lerde Güreş, spor faaliyetlerinin başında gelmektedir. Serbest

ve Greko Romende İstanbul ve Ankara’dan sonra gelen bölgedir şeklinde ifade

edilmektedir. Milli takıma bir çok sporcu kazandırılmış ve yetiştirilmiştir. Bu yıllarda

Milli Takım kadrosunda bulunan Hasan Gemici, Necati Morgül, Orhan Çakar, İrfan Atan

Kocaeli bölgesi güreşçilerindendir. Kocaeli Merkezde Kağıt Spor, İzmit Spor olmak

üzere Adapazarı, Hendek klüpleri güreş sporu ile özellikle ilgilenmektedir. Yağlı güreş

alanında ise, Kocaeli çocukları ilk sıralardadır. Uzun yıllar yapıla gelen Kırkpınar

güreşlerini Kocaeli pehlivanları hemne her alanda büyük oranda birincilikle

tamamlamışlardır1304.

1954’e kadar Kocaeli’ne bağlı olarak yapılmakta olan ata sporumuz güreş ve yağlı güreş

müsabakalarını Sakarya’da düzenlemek, güreş sporu ile ilgilenen sporcuları bir araya

getirmek amacıyla, 17 Haziran 1954 tarihinde Sakarya Güreş Kulübü kurulmuştur1305.

Güreşte, İrfan Atan, Adil Atan, Mithat Bayrak ve Orhan Çakar, yalnız Adapazarı’nın

değil, Türkiye’nin yüzünü güldüren, bu alanda öne çıkan pehlivan isimleri olmuştur1306.

Sakarya’nın genel olarak, güreş alanındaki sporcularının başarıları sebebiyle

1301 Anadolu, 2 Şubat 1957, Sayı: 242. 1302 Yeni Ada Postası, 4 Mayıs 1956, Sayı: 1220. 1303 Yeni Ada Postası, 30 Ekim 1958, Sayı: 1977. 1304 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1305 Demokrat Sakarya, 17 Haziran 1954, Sayı: 1; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 120. 1306 Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-soruda-organizator-

hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018); 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 161.

391

müsabakalarda oldukça iddialı olduğu anlaşılmaktadır. Türk Milli Güreş Takımı

seçmeleri her yıl İstanbul’da yapılmakta iken, 1956 yılında Türkiye Karakucak

güreşlerine katılacaklar için karşılaşmalar, Güreş Federasyonu tarafından Eylül 1955’de

ayında Adapazarı şehir stadında gerçekleşmiştir. Bölge Beden Terbiyesi Müdürlüğü’nün

girişimi ile bu organizasyon yapılmıştır1307.

5.5.3. Tenis

Adapazarı’nda sportif faaliyetlerden biri de tenis idi. Bu amaçla kurulan Adapazarı Tenis

Kulübü, 1950 başlarından itibaren toplantılar yaparak sporcuları desteklemekte ve

müsabakalar düzenlemekte idi. 1951 yılında Tenis Kulübü başkan vekilliğini Orhan

Tiryaki yapmaktaydı. 1308 Tenis kulübünün çeşitli özel günlerde toplanarak, balolar

düzenlediği görülmektedir. 1952 yılında yılbaşı etkinliği olarak Zirai Donatım lokalinde

balo düzenleyen dernek, üyelerini ve Adapazarı’nın önde gelen tanınmış simalarını

ağırlamıştı.1309 Üstelik bu yılbaşında, Milli Piyango İdaresi’nin yılbaşı ikramiyesi

Adapazarı’ndaki elektrik işletmesi memurlarından bir kişiye çıkmıştı1310.

5.5.4. Yüzme

Kocaeli bölgesinde, su sporları yüzme, yelken, kürek alanında yapılmaktadır. İzmit,

Hereke ve Derince’de bulunan klüpler bu alanla ilgilenmektedir. İstanbul ile yarışacak

seviye oldukları dönemler mevcuttur1311. Ancak, Adapazarı’nda yüzme sporuyla amatör

olarak ilgilenen gençler olmakla birlikte öne çıkan bir spor dalı olmadığı düşünülebilir.

Sakarya’nın ilk yüzme yarışması Çark yüzme havuzunda 1955 yılında gerçekleşmiştir.

Bu yarışma küçükler, ortancalar ve büyükler şeklinde ayrı 3 grup arasında düzenlenmiş,

33 m, 66 m, 100 m. ve 200 m. mesafede yapılan yarışmada birinci ve ikinci gelen

yüzücülere Beden Terbiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan madalya ve diplomalar

verilmiştir. Milletvekili Hamdi Başak bu ödülleri bizzat katılarak gençlere sunmuştur.

Yüzme sporu adına atılan ilk adım olarak ilgi görmüştür1312. Su sporunu geliştirmek

amacıyla, Vali Nazım Üner tarafından 1956 yılı Ağustosu’nda, Sapanca’da Su Bayramı

1307 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Eylül 1955, Sayı: 1136. 1308 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Aralık 1951, Sayı: 1. 1309 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1952, Sayı: 27. 1310 Adapazarı Akşam Haberleri, 8 Ocak 1952, Sayı: 29. 1311 Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi, 5 Mart 1952, s. 9. 1312 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Eylül 1955, Sayı: 1147.

392

adı altında etkinlik düzenlenmesi sağlanmıştır. Bu bayramı Su Sporları Ajanlığı ve

Sakarya Gazetecileri birlikte organize etmişlerdir. Adapazarı ve Sapanca Belediyeleri’nin

desteği ile gerçekleşen programda, Sapanca-Eşme arasında 100 m., 200 m., 400 m., 800

m. serbest, 4100 bayrak yarışı, 100 m. ve 200 m. sırtüstü dallarında yarışlar yer almıştır.

Yarışmadan sonra su oyunları yarışları da yapılarak, halkın yüzme ve su sporlarına

ilgisinin artırılması yönünde etkinlikler düzenlenmiştir1313.

5.6. Sinema

Adapazarı’nın sinema tarihi 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Adapazarı’nda hizmet veren

Erman Sineması, 1943 de yaşanan depremde yıkılmıştı. Erman ailesi Adapazarı’nda

1947’de Erman Kardeşler Film Şirketi’ni kurmuşlar ve Kömürpazarı’nda Erman

kıraathanesinin üst katındaki salonu ilk film stüdyosu olarak inşa etmişlerdi. Bu stüdyo,

İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ilk film stüdyosu olarak önem kazanmıştır. Türk

sinemasının önemli filmlerinden olan, “Vurun Kahpeye”, “Allah Kerim”, “Damga”

filmleri Adapazarı ve çevresinde bu stüdyo aracılığı ile çekilmiştir. 1950’de stüdyo

İstanbul’a nakledilmiştir1314.

1950’lerin başlarında, Saray sineması Orduevi’nin karşısında yer almakta, Hasan Erman

tarafından işletilmekte idi. Kendisi bu dönemde, eğitim amaçlı filmlerden belediye

rüsumu alınmaması konusunda girişimlerde bulunmuş, ancak bu teklif kabul

görmemiştir. Bu dönemde sinemaların tuvaletlerinin yetersiz kaldığı ve sıhhi olmadıkları

konusu üzerinde durulmuş, bayanlar için ayrı tuvaletler yapılması kararlaştırılmış ve

iyileştirmeler yapılmıştır.1315 1952 yılında, sinemalarda koltuk ve balkon mevkilerinin

fiyatı 50 kuruş olarak belirlenmişti.1316 Bu dönemde Yeni Sinema Adnan Turgut

tarafından işletilmektedir. Hıfsısıhha Kanunu ile belirlenen sinemaların çalışma şartları

arasında, 13 yaşından küçük çocukların sinemalara alınması yasaklanmış ancak bu

kuralın çoğu zaman ihlal edildiği anlaşılmaktadır.

Bu dönemde Akyazı’da Hasan Sayılının girişimi ile yazlık sinema açılmış1317, merkez

caddelerin ışıklandırılmış olması dolayısıyla halkın en önemli sosyal etkinliği olarak

1313 Yeni Ada Postası, 8 Ağustos 1956, Sayı: 1296. 1314 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 49, 59. 1315 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Şubat 1952, Sayı: 50. 1316 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Nisan 1952, Sayı: 103; 19 Ağustos 1952, Sayı: 218. 1317 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Haziran 1952, Sayı: 154.

393

büyük rağbet görmüştür. Yazlık ve kışlık sinemalarda sezonun en yeni filmleri

gösterilmiş aynı zamanda Adapazarı’nda bir tiyatro binası olmadığından, sinema salonları

tiyatro oyunlarının sahnelenmesi için de kullanılmıştır.

1945-1950’lerin Adapazarı’nda toplumsal kültürel faaliyet merkezlerinin başında gelen

sinema ve tiyatro salonlarında, aynı zamanda çeşitli müzisyenler ve ses sanatçıları da

konser düzenlemekte idiler. Örneğin dönemin en ünlü ses sanatçılarından Hamiyet

Yüceses, Perihan Altındağ gibi isimler Saray ve Yeni sinema salonlarında Adapazarlılara

konser vermişlerdir1318.

1954-1960 arasında, Adapazarı’ndaki sinemalardan aktif olanları, Melek, Atlas, Saray,

Yıldız, ve Yeni sinema salonlarıdır. Bir de Çark Caddesinde Tümen Komutanlığı’nın

bitişiğinde açılan Askeri Sinema salonu bulunmakta ve daha ziyade hafta sonları aktif

olarak işlemekte idi.1319 Bu salonlarda genellikle Türk Filmleri veya Türkçeye çevrilmiş

renkli filmler gösterilmektedir. Örneğin Temmuz 1960’da, Melek Sinemasında Filonun

Bebeği-Aşk Mektupları isimli iki film gösterime koyulmuş, Atlas Sinemasında Katil

Benim ve Benli Emine isimli iki film, Saray Sinema salonunda Günahkar Gönüller ve

Fedai isimli iki film, Yeni Sinemada ise Sayanora ve Miki isimli iki renkli film gösterime

sunulmuştur.1320 Aynı yıl Ağustos ayında, bu sinemalarda gösterime koyulan filmler,

Kuklaların Konseri, Meşum Dilber, Büyük Macere, Kartaca Muharebeleri, Avare ve

Binnaz isimli filmlerdir.1321

1954-1955 arasında geçen 1 yılda, 2’si belirli dönemde, 3’ü devamlı gösterimde olan

toplam 5 sinema salonunda Sakarya’da 646.250 kişinin sinemaya giderek film bileti

aldığı tespit edilmiştir. Bu rakam Belediye gelir memurluğunca onaylanmıştır. Buna göre,

Yeni Sinema’da, 158.450 yabancı, 38.000 yerli, Atlas Sinemasında, 98.000 yabancı

92.200 yerli, Saray Sinemasında, 169.600 yabancı 13.000 yerli, Halkevi Salonunda,

36.000 sadece yabancı, Ses Sinemasında 25.000 yabancı 16.000 yerli film izleyicisi

olduğu kaydedilmiştir1322. Bu rakamlara bakıldığında, Sakarya halkının sinemaya giderek

fazla ilgi gösterdiği, özellikle yabancı filmlerin daha fazla izleyici bulduğu Halkevi

1318 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 70, 72, 83. 1319 Fahri Tuna, “Okan Müderrisoğlu ile 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-

ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm (Erişim Tarihi: 22.07.2018). 1320 Sakarya, 12 Temmuz 1960, Sayı: 340. 1321 Sakarya, 22 Ağustos 1960, Sayı: 375. 1322 Demokrat Sakarya, 11 Şubat 1955, Sayı: 203.

394

salonunun küçük olması dolayısıyla daha az seyirci alabildiği şeklinde değerlendirmek

mümkündür.

1960 yılı içerisinde, askeri müdahaleden sonra, yeni inkılap hükümetinin belirlediği

Sakarya Valisi Eşref Ergut’un direktifleriyle, özellikle köy ve kasabalarda yaşayan halkla

temas halinde olmak ve birlik beraberlik fikrinin yerleşmesini sağlamak amacıyla çeşitli

toplantı, sohbet ve sinema etkinlikleri düzenlenmiştir. Bu amaçla İle bağlı 452 köyden

418’ine gidilmiştir. Programa göre, 53 köyde Milli Eğitim ve Teknik Ziraat

Müdürlüklerine bağlı film makineleri ile filmler gösterilmiş, bu etkinliğe halkın yoğun

katılımı gerçekleşmiştir. Seyyar sinema etkinliklerinin düzenlenmesinde Milli Eğitim

mensuplarının çalışmalarının etkili olduğu görülmektedir1323.

Bu dönemde sinema salonlarında, kadınlar aleyhine sarkıntılık hadiselerinin meydana

geldiği veyahut bazen film sırasında hakaret, kavga ve taşkınlıkların yaşandığı da yerel

basına yansıyan haberlerden edindiğimiz bilgidir. Bu konudaki örneklere ve alınan

tedbirlere denetimlere asayiş ve güvenlik bölümünde değinilmiştir. Bu durumu,

Türkiye’nin modernleşme aşamalarından geçtiği yıllarda aslında sadece Sakarya bazında

değil, toplum hayatında genel ve sancılı bir sosyalleşme süreci olarak yorumlayabiliriz.

5.7. Tiyatro

Adapazarı’nda Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında tiyatro alanında profesyonel olarak

çalışan, İstanbul’daki gelen Darülbedayi Grubu’nun hazırladığı oyunların sahnelenmeye

başlandığı bilinmektedir. Adapazarı’nın kendi tiyatro faaliyetlerini başlatması ise, 1933

yılında Adapazarı Halkevi binasında bir Temsil Şubesi açılmasıyla gerçekleşmiştir.

Ancak Halkevi’nde yürütülen çalışmalardan beklenen sonuç alınamamış, 1940’lı yıllarda

Öğretmen Talat Tarkan’ın girişimi ile Temsil Kolu yeniden düzenlenerek ilk oyunlarını

sahneleme imkanı doğmuştur. Moliere ve Müsahipzade Celal’in çeşitli oyunları 1940’lı

yıllarda çoğunluğunu ilkokul öğretmenlerinin oluşturduğu gruplar tarafından

sergilenmiştir. 1944 yılında Adapazarı Kaymakamı olan Bekir Suphi Aktan tarafından,

merkezde sahnelenen bu oyunların her ay farklı bucak ve köylerde gezici olarak

oynanmasına başlanılmıştır. Adapazarı halkının yoğun ilgi gösterdiği ve talebin artması

1323 Sakarya, 12 Ağustos 1960, Sayı: 367.

395

dolayısıyla çok sayıda yerli yabancı yazarların eserlerinin sahnelendiği, tiyatronun

sevdirildiği bir dönem yaşanmıştır1324.

1950’lerin başlarında hizmet veren tiyatro sahnesi, Ünal Tiyatro’dur. Tiyatro

mensuplarından Kemal Ünal ve Ali Vehbi beyler, tiyatronun çalışmalarında aktif olarak

yer almışlardır1325.

Ankara Devlet Tiyatrosu’nun Tiyatro Tatbikat Şubesi oyuncuları Adapazarı’nın kurtuluş

şenlikleri dolayısıyla birkaç gün boyunca sahne almışlardır1326. Şehir kuruluş törenlerine

katılan Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı’ya, Adapazarı’nı Kalkındırma ve

Güzelleştirme Cemiyeti’nin önde gelen isimleri, Sakarya’da halkın tiyatroya ilgi

duyduğundan bahsederek, bu konuda şehre destek verilmesini talep etmişlerdir. Bu

dönemde Sakarya’daki bürokratlar, Vali Nazım Üner başta olmak üzere, Belediye

Başkanı Necdet Güven gibi yerel yöneticiler ve sanata gönül veren öğretmenler grubuyla

halkın ileri gelenlerinin, çalışmaların başlaması adına yoğun gayret sarf ettikleri

öğrenilmektedir1327.

Sakarya il olduktan sonra, hükümet tarafından yapılan açıklamalarda, Türkiye genelinde

devlet tiyatrolarının yedi şube açacağı, bu şubelerden birinin de Adapazarı’na açılmasının

düşünüldüğü belirtilmiş, bu gelişme Sakarya halkı tarafından memnuniyetle

karşılanmıştı1328. Sakarya’da hazırlıkları yapılarak ciddi şekilde sahneye koyulan ilk

tiyatro oyunu, Halkevi ile birlikte kullanılan Şemsiyeli Parkın yanındaki Öğretmenler

Lokali’nde, 3 Mayıs 1958 günü sahnelenmiştir. Oyun, Cevat Fehmi Başkut’un “Küçük

Şehir” isimli eseridir. Oyunda Balcıoğlu ailesinin öğretmen bireyleri ve diğer arkadaşları

rol almış ve 23 kişilik tam kadro ile sahnelenmiştir. Vali, Belediye Başkanı, sivil ve askeri

erkanın izlediği oyundan sonra, oyunu yöneten ve öğrencilerinin izlemesi için fedakarca

çalışan Türkçe Öğretmeni Hasan Balcıoğlu’na Vali Üner tarafından takdir belgesi

sunulmuştur. Bu oyunun çok sayıda izleyiciye ulaşmasından sonra, tiyaroya ilgi gösteren

gençlerin sayısı giderek artmış, öğrenci velileri tarafından okullarda tiyatro kursları

1324 İrfan Özdilek Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi

Yayınları, 2007, s. 5-26. 1325 Adapazarı Akşam Haberleri, 2 Mayıs 1952, Sayı: 128. 1326 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 71. 1327 Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, s. 27-29. 1328 Demokrat Sakarya, 8 Mart 1955, Sayı: 224; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 137.

396

açılması talep edilmeye başlanmıştır. 1960 yılına kadarki süreçte, Adapazarı Ortaokulu,

Erkek Sanat Enstitüsü, Adapazarı Lisesi gibi birçok okulda, öğretmenler tarafından

tiyatro eğitimleri verilen kurslar açılmıştır. Bu kurslarda verilen eğitimin sonucunda, 12

Mayıs 1960’da Sakarya Adapazarı Lisesi Tiyatro Kolu öğrencileri tarafından, Atatürk

bulvarındaki Şemsiyeli Park’ta, “Antigone” isimli oyunu sahnelenebilmiştir1329.

Adapazarı’nda Ziraat Bankası önünde bazı dönemlerde kurulan açık hava tiyatrosunda da

sahnelenen oyunlar ilgiyle izlenmiştir. Aynı zamanda bu sahne konser veren sanatçıları

da ağırlamıştır. Yine şehirdeki Melek Sineması’nın salonu Adapazarı’nda sahnelenen çok

sayıda oyuna ev sahipliği yapmıştır.

Adapazarı’nda organizatör olarak çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Hamdi Özarutan,

kendisini o yıllarda edebiyatı, tiyatroyu seven ve bunu halkına sevdirmeye gayret eden

bir genç olarak tanımlamakta ve yazar Fahri Tuna’ya dönemin tiyatro faaliyetleri ve

tiyatrocuları hakkında bilgi vermektedir. “Sanat Okulu Öğretmeni Ali Çiftçioğlu ve yine

aynı okulun edebiyat öğretmeni Orhan Severcan yönetiminde; Salih Kalyon, Necati Mert,

Mehmet Çakan, Şansal Gürsakarya, Gönül Nart, Tuncay adında bir arkadaş; birçok

tiyatro eseri sahneye koyduk. Atatürk Parkındaki Öğretmenler Lokali, Erkek Sanat

Enstitüsü Sahnesi ve Şeker Fabrikası Tiyatro Salonunda birçok oyunlar sahneledik”1330.

Kendisinin getirdiği ulusal ve uluslararası tiyatro oyunları halkın rağbeti ile

karşılanmıştır. 1964’den sonra, çok sayıda izleyiciye imkan vermek adına Melek

Sineması’nın bir kısmı düzenlenmiş ve büyük salon oluşturulması sonucunda, Sakarya’da

tiyatro grupları ve sergilenen oyunların hızla arttığını ifade etmiştir.

Bu dönemde sahneye koyulan oyunlar gece saatlerine kadar sürmekte ve bazen oyunlar

sırasında oyunculara karşı rahatsızlık uyandıran girişimler ve tiyatro adabına uymayan

nahoş hareketlerin de meydana gelmekte olduğu, bazen yer konusunda sıkıntılar

yaşandığı ile ilgili gazetelere yansıyan istisnai hadiseler de görülmektedir. Bu konuya

güvenlik ve asayiş bölümünde değinilmişti. Sonuç itibariyle, incelenen dönemde Sakarya

halkının tiyatro etkinliğine yüksek oranda ilgi duyduğu ve 1950’li yıllarda bu konuda

1329 Nişancık, Adapazarı Tiyatro Tarihi, s. 31-36. 1330 Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-soruda-organizator-

hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

397

şehir bürokrasisi ve önde gelen isimler tarafından, öğretmenlerin de emekleri ile bir

farkındalık ortaya koyulduğu, gayretli çalışmalar yapıldığı görülmektedir.

5.8. Basın

Basın ve medya, özellikle gazeteler, dergi ve bültenler, ulusal veya yerel anlamda, bir

bölgenin siyasi, ekonomik, toplumsal, gündelik yaşamına dair pek çok bilgiyi

ölümsüzleştiren ve tarihe kayıt düşen argümanları olmuştur. Yerel basın, şehir

hafızasında hemen her alanda önemli bir bilgi kaynağı olmakla birlikte, siyaset alanında

iyi kullanıldığında etkili bir propaganda aracıdır. Basının gücü her dönemde yönetim

sisteminin vazgeçilmez unsuru olmuştur. Günlük veya haftanın belirli günlerinde çıkan

yerel gazeteler, şehir araştırmaları sırasında ulaşılmak istenilen pek çok konuda zengin

veriler sunmaktadır.

Kocaeli’ne bağlı Adapazarı’nda, basın hayatının çok eski yüzyıllara dayandığı

söylenemez. 1909 yılında Ermenice yayınlanan “Yergir (Memleket)” adlı bir gazetenin

varlığından bahsedilmekle birlikte, dönemin azınlık nüfusu ve Adapazarı’nın matbaa

koşulları düşünüldüğünde böyle bir ihtimalin mümkün olmadığı belirtilmektedir. Yine

1916 yılında yayınlandığı rivayet edilen “Zurna” isimli mizah gazetesinin de hiçbir

nüshasına rastlanmadığından ilk gazete olarak kabul edilmemiştir. 1919’da yayınlanan

“Adapazarı” gazetesi ise, Adapazarı basını hakkında çalışmalar yapan ve eserler ortaya

koyan akademisyen ve yazarların ortak kanaatine göre 7 Mart 1919 tarihinde yayın

hayatına giren gazetenin Osmanlıca nüshalarının da elde bulunması sebebiyle ilk gazete

olarak kabul edilmektedir. Yine Adapazarı basın hayatını inceleyen yazarlardan Cavit

Orhan Tütengil Sakarya Basını adlı eserinde, Adapazarı’nda yayınlandığı bilinen ilk

gazetenin Adapazarı gazetesi olduğunu belirtmiştir1331. Bu konuda yapılan en kapsamlı

çalışmanın sahibi, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim

Üyesi Prof. Dr. Enis Şahin’dir. Kaleme aldığı “Sakarya Basın Tarihi 1919-2004” isimli

araştırma eserinde, önemli tespitlerde bulunmuş, Adapazarı gazetesinin, Sakarya basın

hayatının ilk örneği olduğunu vurgulamıştır1332.

1331 Basın tarihi hakkında bilgi için başvurulabilecek çalışmalardan biri, Cavit Orhan Tütengil, Sakarya

Basını, The Press of Adapazarı, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırma Merkezi Yayını, 1968, s. 7. 1332 Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 24.

398

5.8.1. Adapazarı ve Sakarya’da Yayınlanan Gazeteler

Cumhuriyet’in ilanından sonra basın hayatında mesafeler kat edilmiş yayınlanan yerel ve

ulusal gazetelerin, dergilerin çeşitlilik kazandığı bir dönemde Adapazarı ve ilçelerinde

yeni isimlerle günlük ve haftalık basılan gazeteler kurulmuştur. Demokrat Parti

döneminde, özellikle 1954 yılından sonra Sakarya’da basın alanında ivme kazanılmış,

pek çoğu uzun ömürlü olmasa da günümüze kadar basımı devam eden gazeteler yayın

hayatına başlamıştır.

Adapazarı’nın il olduğu 1954 yılına kadar ilçe konumundaki Adapazarı’nda yayında olan

gazetelerin isimleri, ilk yayın tarihleri ve son yayın tarihleri şu şekilde özetlenebilir.

“Adapazarı” (1946-1951), “Ada Postası” (1946-1951), “Bize Göre Sakarya” (1947),

“Demokrat Adapazarı” (1948-1949), “Zurna” (1949), “Vahdet” (1950), “Yeni

Zurna”(1950), “Sakarya” (1950-1952), “Vahdet Kocaeli Postası” ( 1951), “Adapazarı

Akşam Haberleri” (1951-), “Yeni Ada Postası” (1952-1966) isimli gazetelerdir. 1954

yılından itibaren Sakarya’da yayınlanan gazeteler ise, “Hakikat” (1954-1956), “Sakarya

Postası” (1954-1966), “Demokrat Sakarya” (1954-1962), “Son Dakika” (1954-1968),

“Sabah” (1955-1960), “Anadolu” (1956-), “Türkiye” (1956-1961), “Zaman” (1956-

1964), “Halkın Sesi” (1957-1962), “Sakarya Ekspres” (1957-1963), “Cemiyet” (1957-

1969), “Demokrat Adapazarı” (1958-1961), “Gürses” (1958-1968), “Demokrat” (1959),

“Sakarya” (1959-1972), “Hamle” (1960-), “İnkılâp” (1960-), “Altıok” (1960-1961),

“Yenidoğuş”(1960-) isimli gazetelerdir1333. Çok sayıdaki yerel gazetelerden seçtiğimiz,

1950-1960 döneminde aktif ve öne çıkan gazeteler hakkında bilgi verilecektir.

5.8.2.1. Adapazarı

İlk nüshası 23 Nisan 1946 yılında basılan Adapazarı gazetesi, haftalık siyasi bir gazete

olarak tanınmıştır. “Halkın menfaatlerini gözeterek, sosyal hayatımızın murakıbı olmak

isteği ile gazetemizi çıkarıyoruz” ifadesi ile ilk sayısı çıkmıştır. Basıldığı yer, Uzunçarşı

Numara: 9’da bulunan Necip Güllü Matbaasıdır. Sahibi ve Yayın Müdürü Hüseyin

Vahdettin Er’dir. Nüshaları 8 kuruştan çıkmakta olup, Salı günleri yayınlanmıştır. İlçede

1333 Tütengil, Sakarya Basını, s. 11-20; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 23-95.

399

Salı günleri bir Pazar kurulmasının bunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Kapandığı 1951

yılına kadar İstanbul’da basılmaya devam etmiştir1334.

5.8.2.2. Ada Postası

29 Ekim 1946 tarihli ilk sayısı Cumhuriyet Bayramı’na tesadüf eden gazete, haftalık

siyasi bir gazete olup, ilk yıllarında sadece Salı günleri çıkarılırken, 1950’lerde Salı ve

Cuma olmak üzere haftada iki defa çıkmaya başlamıştır. Sahibi ve yazı işleri sorumlusu

Lebib Kökçü’dür, idarehanesi Uzunçarşı’da olup, basıldığı yer Necip Güllü Matbaası’dır.

Nüshası 7 kuruştur. Beş yıllık yayın hayatı olmuştur ve 1951 yılında kapanmıştır1335.

5.8.2.3. Adapazarı Akşam Haberleri

Günlük siyasi akşam gazetesi ifadesi ile kendisini tanımlayan gazete; 6 Aralık 1951 günü

kuruluşunu tamamlayarak, “Türkiye’nin sayılı şehirlerinden biri olan şirin

Adapazarı’mız modern bir beldenin müphem ihtiyacı olan günlük gazeteye bugün artık

kavuşmuştur. “Adapazarı Akşam Haberleri” adını taşıyan gazetemiz akşam üzerleri

intişar edip günün en son havadislerini sizlere sunacaktır. Sütunlarımızda en taze dünya

ve yurt haberleriyle beraber şehrimize ait günlük bütün hadiseleri de bulacaksınız.

Gazetemiz herhangi bir partinin ortağı değil (Halkın Tercümanı) olmakla şeref

duyacaktır” açıklaması ile ilk sayısını basmıştır. Gazete Pazar günleri hariç her gün çıkar,

Sahibi ve neşriyatı idare eden Yazı İşleri Müdürü Selami Savaş’tır. Gazetenin dizildiği

ve basıldığı yer Adapazarı Akşam Haberleri Matbaası, idare yeri ise, Uzunçarşı’daki Eski

Kasaplar Sokağı Numara 13’dür. Yıllık abone bedeli 15 lira, altı aylık 8 Lira ve üç aylık

4,5 Lira olan gazete, farklı boyutlarla ve bol fotoğraflı çoğunlukla siyah-beyaz bazı günler

üç renkli olarak yayınlanmıştır. Sakarya’nın uzun süre hayatta kalan ve bilimsel

yayıncılığa örnek olan gazetelerinden biri olmuştur1336.

5.8.2.4. Yeni Ada Postası

İlk sayısı 23 Nisan 1952 tarihinde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk düşen

gazete, günlük olarak yayınlanan siyasi bir gazetedir. 1962’den sonra haftalık olarak

1334 Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 40-41; Tuna, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: Sakarya İl

Turizm Müdürlüğü, 2011, s. 310. 1335 Ada Postası, 20 Mart 1951, Sayı: 308; Erendil, Türlü Yönleri İle Sakarya İli, s.101. 1336 Adapazarı Akşam Haberleri, 6 Aralık 1951, Sayı: 1; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.51-57

400

basılmıştır. Sahibi Sami Güllü olup, idare merkezi Uzunçarşı Kuyumcular Sokağı

Numara: 9’dadır. Genellikle 4 sayfa basılmakta ve fiyatı 5 kuruştan satılmaktadır.

Sakarya’da uzun süre hayatta kalan ve öne çıkan gazetelerden biridir. 15. Yılında 1966’da

kapanmıştır1337.

5.8.2.5. Sakarya Postası

19 Şubat 1954 tarihinde ilk sayısı yayınlanan gazete, “Müstakil Siyasi Gazete” ismiyle

Salı ve Cuma günleri haftada iki defa çıkarılmıştır. İsimlerinin, henüz il olmayan

Adapazarı’nın bu konudaki özlemini ve gayretini hatırlatmak olduğunu belirten gazete,

Sakarya’nın kuruluşundan sonra Pazar günleri hariç günlük çıkarılmaya başlanmıştır.

Sahibi yazı işlerinin sorumlusu ve baş yazarı Fehmi Hız olup, Bankalar Caddesi

Bakırcılar Çarşısı Numara 2’de faaliyetteydi. Basıldığı matbaa ise Adapazarı Teziş

Matbaası’dır. İlk yıllarında 5 kuruş olan gazete 1960’larda 10 kuruşa satılmıştır.

Sakarya’nın uzun soluklu ve takip edilen gazeteleri arasında sayılmaktadır1338.

5.8.2.6. Demokrat Sakarya

17 Haziran 1954 yılında ilk sayısı yayınlanan gazete, günlük siyasi bir gazetedir. Sıtkı

Aldinç ve Hasan bıçak sahipleri olup, Fahri Çatallar hem yazar hem de Sorumlu Müdürü

olmuştur. Gazete ilk sayısında kuruluş amaçlarını ve tutumlarını açıklarken; Demokrat

Adapazarı’nda olduğu gibi, efendi, dürüst ve sadece memleket yararın ayazılar

yazacaklarını, dedikodu ve iftiralara yer vermeyeceklerini Sakarya ili halkına hizmeti şiar

bilerek davranacaklarını ifade etmiştir. Nüshası 5 kuruş olan gazetenin yıllık abonelik

bedeli 15 liradır. 8 yıl kesintisiz yayın hayatında olan Demokrat Sakarya gazetesi, 1962

Nisan’ında bünyesindeki fikir ayrılıkları dolayısıyla kapanmıştır. Sakarya basın

hayatında, günlük 4 sayfa ve düzenli olarak uzun süre yayınlanmış önemli bir gazete

olduğu bilinmektedir1339.

1337 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1958, Sayı: 1781; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.61-63. 1338 Sakarya Postası, 2 Aralık 1954, Sayı: 149; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s. 65-69. 1339 Demokrat Sakarya, 17 Haziran 1954, Sayı: 1; Demokrat Sakarya, 12 Nisan 1955, Sayı: 254; Şahin,

Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.69-72.

401

5.8.2.7. Sakarya Ekspres

İlk sayısı 1 Temmuz 1957 tarihinde yayınlanan, Sakarya’da günlük olarak basılan başka

bir gazete de Sakarya Ekspres’tir. Yazı İşleri Müdürü Anadolu Gazetesi ile aynı kişi,

Cezmi Hakman’dır. Sahibi Ayhan Hakman olup, idare yeri Bahçıvan Sokak Numara 1’de

Anadolu Gazetesi ile aynı yerde bulunmaktadır. Bir dönem haftalık çıkarılsa da günlük

siyasi gazete olarak devam etmiştir Zaman zaman 2 veya 4 sayfa olarak basılan gazete,

1960’larda Osman Tunahan tarafından devralınmıştır1340.

5.8.2.8. Anadolu

Günlük siyasi müstakil gazete olup, sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Y. Cezmi Hakman’dır.

Matbaası ve idare yeri, Bahçıvan Sokak Numara 1’dir. 23 Nisan 1956 tarihinde ilk sayısı

yayınlanmıştır. 2 sayfa olarak basılmıştır, fiyatı 5 kuruştur1341. Günümüze kadar yayın

hayatında kalmış, Sakarya’nın siyasi haberlerini yansıtan önemli bir arşiv oluşmasını

sağlayan bir gazete olmuştur.

5.8.3. İlçelerde Yayınlanan Gazeteler

1946-1960 yılları arasında Adapazarı Merkezi haricinde diğer ilçelerde yayınlanan

gazeteler ve ilk ve son basım tarihleri şu şekilde özetlenebilir; “Lafebesi” (1950-1952),

“Geyve Postası” (1955-1956), “Geyve Postası” (1960), “Hendek Postası” (1958-1960),

“Sapanca” (1958-1959)1342.

Lafebesi; Haftalık olarak Akyazı’da yayınlanmakta ve 16 Aralık 1950 tarihinde ilk

nüshasını neşretmiş, bu anlamda Sakarya ilçelerinde basılan ilk gazete olması bakımından

önemlidir. İlk 4 sayısı Akyazı’da, diğer sayıları ise Adapazarı Necip Güllü Matbaası’nda

basılmıştır. İmtiyaz Sahibi, Ertuğrul Vasfi Akalın’dır. 1952’de son bulmuştur.

Geyve Postası; Bu isimle neşredilen 3 farklı gazete mevcuttur, ilki olan gazete, 21

Temmuz 1955’te yayına başlamış 1956’da maddi imkansızlık nedeni ile son baskısını

yapmıştır. Diğer iki Geyve Postası gazeteleri, 1960 ve 1962 yıllarında yayınlanmaya

başlamıştır. Fahri Çatallar Başyazardır. Muhittin Ataoğlu sahibi, Yazı İşleri Müdürü

1340 Sakarya Ekspres, 5 Ekim 1960, Sayı: 778; Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.79-83. 1341 Anadolu, 17 Ağustos 1957, Sayı: 404.

1342 İlçelerdeki basın faaliyetleri ve ilçe gazetelerinin nüshaları ile ilgili bilgiler, yayınlanan en ayrıntılı

araştırma eserinden alınmıştır, bkz. Şahin, Sakarya Basın Tarihi (1919-2004), s.203-208.

402

Nusret Özgen, İdare Müdürü Fevzi Yurdakul’dur. Geyve Postası, yayın yeri Geyve

Hükümet Sokağı Numara 6’dır.

Hendek Postası; 16 Aralık 1958 tarihinde ilk sayısı yayınlanan gazete, 5 buçuk ay gibi

kısa sürede kapanmış, çıkan sayıların ise Adapazarı’nda basıldığı belirtilmektedir.

Sapanca; 12 Aralık 1958 tarihli ilk sayısıyla yayına başlamış olan gazetenin sorumlu

müdürü Ali Faik Cebeci’dir. Sapanca’da değil, Adapazarı’nda basılan gazete, 1959

yılında 35. sayısından sonra basılmamıştır.

5.9. Sakarya’da Bayramlar, Özel Gün ve Haftalar

Tarihi anlamı dolayısıyla öne çıkan belirli günler ile, dini, milli, kültürel kimliğin

getirdiği manevi değerleri korumaya yönelik bayramların Sakarya’daki yansımalarına

örnekler verilecektir.

5.9.1. Milli ve Dini Bayramlar

Türk kültüründe ve milli yönetim sisteminde bayram olgusu, tarih boyunca önemsenmiş

ve yılın belirli gün ve haftaları, atfedilen anlam dolayısıyla daha fazla önemsenmiştir.

Özel günlerin ve bayramların idrak edilmesi, aynı ülkede ve şehirde yaşayan insanların

ortak duygular etrafında birleşmesini sağlamıştır.

5.9.1.1. Milli Bayramlar

Bu başlıkta, devletin ve milletin tarihi hafızasında yer eden milli bayramların kutlanması

ve şehir kurtuluş günü anma programlarına Adapazarı-Sakarya basınından örneklerle

değinilmiştir.

5.9.1.1.1. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı ve demokratik yönetimin benimsenmesini kutladığımız 29

Ekim günleri, tüm yurtta olduğu gibi Adapazarı’nda da “Büyük Bayram” sıfatıyla kabul

görmüş ve gerek resmi törenlerle gerekse halkın katıldığı çeşitli etkinliklerde heyecan ve

coşkuyla kutlanmıştır.

Sabah erken saatlerde İstiklal Marşı okunması ve protokol konuşmalarının akabinde

askeri bando eşliğinde marşlar ve öğrencilerin okuduğu şiirlerle resmi tören tamamlanır,

403

akşam saatlerinde ise kurulan bayram yerinde özellikle Ünal Tiyatrosunun sunduğu

gösteriler halkın ilgisiyle izlenirdi.1343

Sakarya il olduktan sonraki yıllarda bu kutlamalar daha kapsamlı ve parlak törenlerle

gerçekleşmiştir. Kutlamalarda, askeri birliklerin geçitlerinden sonra, spor kulüpleri ve lise

ve enstitülerin izci grupları ile öğrencileri ve askeri kamyonlara binen esnaf temsilcileri

de geçit resmine katılmaktaydılar. Eğlenceler gece saatlerine kadar devam etmekte, fener

alayı ve havai fişek gösterileri ile öğretmenler lokalinde düzenlenen balolar eşliğinde

bayram havasında kutlamalar yapılmaktaydı1344.

5.9.1.1.2. 23 Nisan Çocuk Bayramı

23 Nisan 1920’de 1. TBMM’nin açılışından itibaren Türk Milleti için önem kazanmış

olan gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ve Dünya Çocuklarına armağan ettiği

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak yurdun her yerinde olduğu gibi,

Adapazarı’nda da coşkuyla kutlanmıştır. Özellikle bugünün anlam ve önemine binaen

düzenlenen etkinlikleri organize etmek üzere şehirde “Çocuk Bayramını Kutlama

Komitesi” oluşturulmuştur. Bu komitenin belirlediği programlarda, şehir stadında tüm

okulların katılımının sağlandığı büyük törenler yapılarak, genellikle Belediye ve Çocuk

Esirgeme Kurumu tarafından temin edilen çocuk filmleri sinemalarda gösterime

sunulmuş, öğleden sonraları ücretsiz olarak izlenmesi sağlanmıştır. Örneğin 1952 yılı

kutlamaları şehirde sabah 10.15’te Tümen Bandosu’nun çaldığı İstiklal Marşı ile

başlamış, akabinde Çocuk Esirgeme Kurumu adına İzzet Şükrü Enez’in ve Öğretmenler

adına Müzeyyen Balcı’nın konuşmaları ile devam etmiştir. Sabiha Hanım ve Gazi

Okullarından öğrenciler günün anlamını ifade eden şiirler okumuşlar, şehirdeki

kutlamalar coşku ve heyecanla karşılanmıştır. Bundan sonraki bayramlarda da aynı

şekilde etkinlikler düzenlenmiş, Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun destekleri ile

parlak törenlerle kutlanmıştır. Akşamları genellikle Öğretmenler derneğinde çocuk

baloları düzenlenmiştir1345. Ayrıca bugüne özel yerel gazetelerin renkli ve ek baskılar

baskı yaptığı görülmektedir.

1343 Adapazarı Akşam Haberleri, 29 Ekim 1952, Sayı: 277. 1344 Anadolu, 29 Ekim 1956, Sayı: 159. 1345 Anadolu, 23 Nisan 1956, Sayı: 1; Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Nisan 1952, Sayı: 119; 23 Nisan

1952, Sayı: 120 (Ek Baskı).

404

5.9.1.1.3. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı

Türk Milleti’nin direniş hareketinin ve ona önderlik eden M. Kemal Atatürk’ün tarihi

anlayışına dayanan milli devlet kurma mücadelesinin başlangıcı olarak kabul ettiğimiz 19

Mayıs 1919, onun vatan ve cumhuriyetin emanetçileri olarak gördüğü Türk gençliğine

armağan ettiği bayramdır. Bu anlamda, Sakarya’da da kutlamalar coşkuyla

gerçekleştirilmiştir. Gençlik Bayramı gösterileri genellikle okul bahçelerinde

öğrencilerin çalışmaları ile yapılmakta idi. Caddelerin ay yıldızlı bayraklarla süslenmesi

bir gelenektir. Bayram dolayısıyla düzenlenen spor müsabakaları ve gösterileri, okulların

bahçelerinde halkın yoğun ilgisi ile karşılanmaktadır1346. Sakarya’nın il olarak ilk

kutladığı Gençlik Bayramı 19 Mayıs 1955 günüdür. Bu bayramda şehir stadı büyük

kalabalıkla dolmuş, Atatürk Parkı’nda Atatürk’ün anılmasından sonra şehrin valisi Nazım

Üner bir konuşma yapmış ve Vali Üner bu konuşmasında; “Gençlik, milletlerin

istikbalidir. Yarının mesut ve müreffeh Türkiye’si sizlerin omuzlarınızda yükselecektir.

Sizleri sportmen, olgun, kendini memleketine vakfetmiş idealist gençler olarak görmek

istiyoruz. Sesinizi dostlar ve düşmanlar işitmeli. Dostlara hürmet, düşmanlara heybet

telkin etmelisiniz. Bugünkü çalışmalarınız ahlak, beden ve fikir olgunluğunuz Türk

vatanının parlak istikbalini müjdelemektedir. Hepinizin Türk milletine ve vatanına bağlı,

Atatürk inkılaplarının koruyucusu gençler olarak yetişmenizi dilerim. Bu mutlu gün

hepinize kutlu olsun” ifadeleri ile töreni açmıştır. Akabinde Öğretmen Şahin Köktürk’ün

hazırlığını yaptırdığı, öğrenci jimnastik gösterileri halkın ilgisi ile izlenmiştir1347.

5.9.1.1.4. Adapazarı’nın Kurtuluşu

21 Haziran 1921 tarihi, Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşu olarak ilin tarihinde

ve manevi hafızasında önemli bir yere sahiptir. 1951 yılı itibariyle kurtuluşun 30.

Yıldönümü etkinlikleri ve sonraki yıllarda takiben kutlama programları düzenlenmiştir.

Adapazarı Kurtuluş Kutlama Komitesi oluşturulmuş ve programları dahilinde, çeşitli

etkinlikler ve resmi tören ile bu günler idrak edilmiştir. Genellikle resmi tören sabah

saatlerinde Hükümet Konağı önünde top atışı ile başlar, 30 sene önce Kazım Kaptan’ın

hükümet konağına bayrak çekerek İstiklal Marşı okuması yad edilir ve hatipler konuyla

ilgili konuşmalar yaparak günün anlam ve önemi halka hatırlatılırdı. Sonrasında öğlen

1346 Anadolu, 20 Mayıs 1957, Sayı: 330. 1347 Adapazarı Akşam Haberleri, 19 Mayıs 1955, Sayı: 1051.

405

namazını takiben, Orhan Camii’nde, şehrin kurtuluşunda şehit düşen kahramanlar için

mevlüd-i şerif okutularak, gece de fener alayları düzenlenerek halkın yoğun katılımı ile

kutlanırdı1348.

Şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun 35. Yıl dönümüne denk düşen 21 Haziran 1956

tarihindeki kutlama töreninin, büyük katılımla ve coşkuyla geçtiği anlaşılmaktadır.

Hazırlanan programa göre, şehir baştan başa bayraklarla donatılmış, Sabah Atatürk

Parkı’ndan atılan bir top payesi ile tören başlamış, şehirdeki araçlar klakson çalarak eşlik

etmişlerdir. Dönemin önemli isimlerinden, Muharrem Çakır, Halit Molla ve Osman

Kaptanlar arkalarında asker temsilleri eşliğinde, şehre silah sesleri ile üç yönden girerken

halk tarafından karşılanmışlar ve o zamanda hükümet konağı olan Adliye binası

balkonuna Türk Bayrağı’nı asarken, şehir bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okunmuştur.

Akabinde, Milletvekili Sadettin Yalım, Belediye Başkanı Necdet Güven ve zamanın

kurtarıcılarından Halit Molla, günün anlam ve önemine dair konuşmalarını yapmışlardır.

Sonrasında, sivil ve askeri kişilerden oluşan resmi geçit töreni yapılmış ve tören sona

ermiştir. Aynı gün Orhan Camii’nde Mevlüd okutulmuştur. Akşamında ise Tümen

tarafından fener alayı geçişi gerçekleştirilmiştir1349.

Kurtuluş kutlamaları, 1960’lı yıllarda Sakarya Festivali’ne dönüşecektir. 3 gün süren bu

şenlikte, folklor gösterileri, sergiler, spor yarışları ile çevre bölge halkının da yoğun

ilgisini çekmiştir.

5.9.1.1.5. 30 Ağustos Zafer Bayramı

Türk ordusunun zafer kazandığı ve Türk milletinin hürriyet ve istiklalinin günü olarak

kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı, Adapazarı’nda büyük çaplı etkinlikler ve resmi

törenlerle, halkın yoğun ilgi gösterdiği fener alayları eşliğinde kutlanmaktaydı. Sabah

saatlerinde Tümen Bandosunun çaldığı İstiklal Marşı ile başlayan törenlerde, günün

önemini belirten konuşmalar yapılır ve Zafer Bayramının hangi şartlar altında kazanıldığı

halka hitaben anlatılırdı. Sonrasında gençlerin ve öğrencilerin konuyla ilgili şiir

okumaları dinlenir daha sonra Süvari Tümenine ait çeşitli birlikler geçit töreni yaparak

resmi tören tamamlanırdı. Akşam saatlerindeki etkinlikler ise gece geç saatlere kadar

1348 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Haziran 1952, Sayı: 171. 1349 Yeni Ada Postası, 22 Haziran 1956, Sayı: 1259.

406

devam ederdi. Ordu evinde balo düzenlenir, halkın yoğun katılımı ile fener alayları

oluşturulurdu. Kutlamalar sırasında kalabalığın etkisiyle asayiş sorunları yaşanmaması

için Adapazarı Emniyeti tarafından güvenlik tedbirleri alınır, bununla birlikte genel

olarak herhangi bir huzursuzluk yaşanmadan kutlamalar tamamlanırdı1350. İl olmasından

sonra daha gösterişli kutlamalar düzenlenen Adapazarı’nda, 30 Ağustos kutlamaları için

bir komite oluşturulmuştu. Yol boyunca çiçeklerle süslenmiş taklar ve tümen

Kumandanlığına bağlı askerlerin selamlama geçitleri ile Zafer Bayramı idrak

edilmiştir1351.

5.9.1.2. Dini Bayramlar

Dini bayramlardan Kurban Bayramı’nda, gazino, sinema ve eğlence yerleri geç saatlere

kadar açık olup, halkın katılımına sahne olmaktaydı. 1950’lerin başlarında panayır kurma

geleneği olmadığından halkın isteği üzerine ilerleyen yıllarda panayır kurulması

sağlanmıştır. Bu bayram günlerinde çocukların aileleriyle zaman geçirecekleri etkinlikler

düzenlenmekte idi1352. Ele aldığımız dönemde Adapazarı sakinlerinden çocukluk

yıllarındaki anılarını paylaşan Demir Can Bilek; “Gümrükönü; bayramların kutlandığı

bir yerdi…1945-55 arasında bayram yeri bugünkü yıkılan vilayet binasının yerinde, yani

şimdi kent meydanı denilen yerde kurulurdu. Onun arka tarafında ise bugünkü katlı Pazar

yerinin bulunduğu yerde de bir bahçe gibi bir yer vardı. Cambaz Abdullah orada gösteri

yapardı. Beş kuruş verip seyrederdim. İpin üzerinde yürürdü…Çark Mesire; 1950’lerde

olduğu gibi hatırlarım. Koca çarkın döndüğü, tahta masalı bahçelerin bulunduğu,

bayramlarda ve anılması gereken günlerde İstanbul’dan saz takımlarının getirildiği

konserler verilen bir yer olarak hatırlarım, hatırlamak isterim.”1353 bilgisini vermektedir.

Adapazarı’nda yerel gazetelerin de resmi kurumlarda olduğu gibi bayram süresince

yayınlarına ara verdiklerini ve tatil yaptıkları görülmektedir.

1350 Adapazarı Akşam Haberleri, 30 Ağustos 1952, Sayı: 228. 1351 Anadolu, 30 Ağustos 1956, Sayı: 107. 1352 Adapazarı Akşam Haberleri, 4 Eylül 1952, Sayı: 229. 1353 Fahri Tuna, “Demir Can Dilek’le 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/demir-can-dilekle-40-

soruda-adapazari-4834yy.htm. (Erişim Tarihi: 20.07.2018).

407

5.9.2. Özel Gün ve Haftalar

Özel olarak halkın geleneksel şekilde kutladığı Hıdırellez günleri de Adapazarı’nda

önemsenen günlerden biridir. 1952 yılında 6 Mayıs gününe denk gelen Hıdırellez günü,

Demokrat Parti’nin merkez bucağı tarafından etkinlik olarak büyük pehlivan güreşleri

düzenlenmiş, yoğun katılımla karşılanmıştır1354. Bu yıllarda Hıdırellez’in halk tarafından

bayram havasında kutlandığını anlamaktayız.

24 Temmuz Basın Günü, 5953 sayılı kanunla basın mesleğinde çalışan ve çalıştırılanlar

arasındaki ilişkiyi kanuni yaptırımlara bağlayan ve mesleği etik şartlara kavuşturan kanun

münasebetiyle ve Türk gazetecilerinin basın özgürlüğüne kavuşması ve sansür

uygulamasının kalkması dolayısıyla kutlanmıştır. Yerel basında bugün, bayram olarak

ifade edilmiş ve kutlanmıştır1355.

Kızılay Haftası, 1950’lerde Adapazarı’nda Kasım ayının başında kutlanan ve Türkiye

Kızılay Derneği’nin 75 yılı aşan hizmet döneminde yaptığı yardımlar, girişimler hakkında

bilgilerin verildiği bir hafta olarak idrak edilmiştir.

Türk Milletinin 1938 yılından beri matem günü ilan ettiği ve kurtarıcısı Gazi Mustafa

Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurladığı 10 Kasım günleri de tüm yurtta ve Sakarya’da

buruk törenlerle idrak edilmiştir. Bu dönemde genellikle resmi tören yeri olarak Saray

sinema salonunda toplanılır ve hatipler tarafından Ata’nın hayatını ve eserlerini ele alan

konuşmalar yapılırdı. Sakarya’nın il olmasından sonra 10 Kasımlarda Atatürk Parkındaki

Atatürk büstü önünden saygı geçişi yapılarak daha büyük bir katılımla bugün idrak

edilmiştir. Atatürk’ün cenaze törenine güzergah olmuş bir şehir olan Adapazarı’nın basını

bu günlerde merasime ait fotoğrafları ve çeşitli yazarların Atatürk’e ithafen kaleme aldığı

şiirleri ve metinler neşrederdi1356.

5.10. Kütüphaneler ve Halk Dershaneleri

Kocaeli Valisi Ethem Yetkiner zamanında, Kocaeli’nde 1952 yılında açılan Umumi

Kütüphane haricinde ilçelerin tamamında daha küçük çaplı kütüphaneler mevcuttur. Bu

dönemde, Adapazarı’nda okulların kütüphaneleri ve bazı devlet kurumlarının kitaplıkları

1354 Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Nisan 1952, Sayı: 108. 1355 Adapazarı Akşam Haberleri, 24 Temmuz 1952, Sayı: 196. 1356 Anadolu, 10 Kasım 1956, Sayı: 170; Adapazarı Akşam Haberleri, 10 Kasım 1952, Sayı: 286.

408

hizmet vermiştir1357. Adapazarı Merkezinde Şehir Parkının yanında 1958 yılında açılmış

olan İlk Halk Kitaplığı adıyla bir kütüphane açılmıştır. 1960’larda kütüphanede 20 bine

yakın eser bulunmakta ve 1 yıl içinde 15 bin civarında okurla buluşmakta idi1358.

Adapazarı’nda 1950-1960 yılları arasında, 3 adet Çocuk Kütüphanesi, Merkez Sabiha

Hanım İlkokulu, Cumhuriyet İlkokulu ve Karaosman İlkokulu bünyesinde 3 okulda

hizmet vermekte idi. 1 yıl içinde 50 bin civarında öğrenci kütüphaneden faydalanmakta

idi. 1968 istatistiğine göre, bu kütüphanelerde toplam 6.698 adet çeşitli alanlara ait kitap

bulunuyordu1359.

İl olduktan sonra özellikle 1956-57 yılı bütçesi ile çeşitli bölgelerde çocuk kitaplıkları da

kurulmuştur. Kütüphanelerin ihtiyacı belediye meclisi toplantılarında gündeme gelmekte

ve düzenli aralıklarla ödenek tahsis edilmekte idi. 1957 yılı içerisinde, Adapazarı’nda

genel halk kütüphanesi açılması için bakanlıktan gönderilen ödenekle eski PTT binası

satın alınmış ve bu amaçla tadilat yapılmıştır1360.

1956-1957 döneminde Sakarya’ya ayrılan bütçe ile 7 halk dershanesi açılabilmiş, il

bütçesinden eklenenlerle bu sayı 14’e çıkarılmıştır. Böylece, 4’ü kadın 18’i erkek olmak

üzere 22 halk dershanesi açılmış ve bu dershanelerde 84 kadın 517 erkek vatandaşa eğitim

verilmiştir. Ayrıca çeşitli nahiye ve köylerde 7 halk odası açılmış ve yenilerinin açılması

adına çalışmalar başlatılmıştır. 1959 yılında, Sakarya’daki Halk Kütüphanesi, yeni ilin

ihtiyacına karşılık verecek düzeye ulaşmıştır. Genel Eserler, Felsefi Eserler, Dini, Sosyal,

Maarif Bilimleri, Filoloji Alanı, Güzel Sanatlar, Edebi eserler, Tarih-Coğrafya ve

Biyografik Eserler başlığı altında toplam 7.481 adet kitap 8.318 okuyucu sayısı ile

aktiftir. 1960 yılında, kitap sayısı artırılarak, 9.254 adet kitap ve toplam 13.549 okuyucu

sayısına ulaşılmıştır1361.

1357 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 555. 1358 1967 Sakarya İl Yıllığı, s, 154-155. 1359 DİE, Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk, Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968),

Ankara: DİE Matbaası, 1972, s. 87. 1360 Anadolu, 29 Ocak 1957, Sayı: 238. 1361 D.İ.E, Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk, Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968), s.

21.

409

5.11. Sağlık

Sağlık kuruluşları ve işleyişlerine dair bilgiler ışığında, Sakarya’daki sağlık imkanları ve

hastalıklarla mücadele konuları ele alınmıştır.

5.11.1. İl Merkezinde Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele

1950’lerin ilk yarısında Adapazarı’nda, yaygın hastalıklardan biri olan veremle savaş

konusunda yapılan çalışmaların istenilen seviyeden düşük olduğu anlaşılmaktadır.

Sadece dispanserler ve hastanelerde yapılan tedavinin yeterli olmadığı, düzenli olarak

hastaların sağlık kontrollerinden geçirilerek, gıda ve beslenme şartlarının iyileştirilmesi

gerektiği bilinen hastalıkla mücadele konusu basında işlenmiştir. Veremle mücadeleyi

teşkilatlandırarak ve dernekler kurarak, fakir hastaların ihtiyaçlarını bu vasıtayla

karşılamanın şart olduğu ifade edilmiştir1362. Bu yıllarda nüfusu giderek artan

Adapazarı’nda bir derneğin henüz kurulmamış olduğu anlaşılmaktadır. Adapazarı’nda

tutulan 5 yıllık ölüm istatistiğine göre, ölümlerin %20’si verem hastalığından

kaynaklanmıştır. Bu oran oldukça yüksek olup, veremle mücadelenin önemini

göstermektedir. 1951 yılı içerisinde şehirdeki 645 ölüm vakasından 100’ü verem

hastalığından meydana gelmiştir. 1952 yılı ortalarına kadar 217 ölüm vakasından 30

civarı veremli hastalardır1363. Özellikle sonbahar ve kış döneminde bu oran ciddi artış

göstermektedir.

Çeşitli salgın hastalıklarla mücadele edildiği bu dönemde, 1951 yılında Adapazarı’nda

İşçi Sigorta Dispanseri açılmıştır. 1953 yılı programında, Adapazarı’nın Memleket

hastanesine ilave olarak 80 bin Türk liralık yeni bir kısmının ihalesi, hastanenin

mütehassıs kadrolarının artırılması konuları ele alınmıştır1364.

5.11.2. İlçelerdeki Sağlık Çalışmaları ve Hastalıklarla Mücadele

Ele aldığımız dönemde, sağlık hizmetlerinin il merkezi haricinde, ilçelere bucak ve

köylere kadar ulaştırılması hedeflenmiş ancak yeni kurulan Sakarya İli’nin ihtiyaçlarını

hemen karşılamak, bütçe yetersizlikleri sebebiyle mümkün olmamıştır. İlçelerdeki yapıya

1362 Selami Savaş, “Verem Mücadelesinde Hekimlerden Şikayet”, Adapazarı Akşam Haberleri, 22 Ocak

1952, Sayı: 40. 1363 Adapazarı Akşam Haberleri, 16 Nisan 1952, Sayı: 113. 1364 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 88, 105.

410

bakıldığında; Karasu’da bulunan Hükümet Tabipliği, 1955 yılında İlçe Sağlık Merkezi

(1951 yılında açılmış) ile birleşmiş ve polikliniklerini ortak kullanmışlardır. Doktor,

sağlık memuru ve ebeleri mevcuttur. Hendek’te, Sağlık Merkezi bir dernek ve Sağlık

Bakanlığı’nın girişimleri ile 1955 yılında açılmıştır. 15 yataklı olup, doktor, hemşire,

memur ve sağlık personelleri mevcuttur. Akyazı’da Sağlık Merkezi, 1955 yılında kendi

binasında açılmış, 1943’te kurulmuş olan Hükümet Tabipliği de aynı binaya taşınarak

birlikte hizmet verilmiştir. İlçeler arasında, doktor, hemşire, ebe ve sağlık memuru

açısından en fazla imkana ve personele sahip merkezin burada olduğu anlaşılmaktadır1365.

Basında yer alan haberlerde, genellikle, Sakarya’nın ihtiyaçları sıralanırken, ilçelere

Verem Savaş Dispanserleri açılması, aşı uygulamasının yaygınlaştırılması gibi konular

ele alınmıştır. Halkın da beklentisi bu yöndedir. 1950-1960 yılları arasında, İlçelerin

çoğunda sağlık merkezi açılması için çalışmalar yürütülmüş ve başarılmıştır. 1957

yılında, Hendek ve Akyazı’da bulunan sağlık merkezleri en çok nüfusa hizmet veren

merkezlerden olup, araç ihtiyaçları karşılanmıştır1366.

Köylere yönelik sağlık hizmetleri arasında belediyelerin ve muhtarlıkların öncelikli

konuları, köy sağlık memurluklarına atamaların yapılması, köy içme sularının

temizlenmesi, sıtma ile mücadele (sıtma savaşı), çocuk hastalıkları ile mücadele ve aşı

uygulamasının yaygınlaştırılması gibi halk sağlığı konuları olmuştur1367.

5.11.3. Sağlık Kuruluşları ve Yapılar

Adapazarı-Sakarya’da sağlık alanında hizmet veren çeşitli birimler ve sağlık ihtiyaçları

ile ilgili bilgilere bu başlık altında değinilecektir.

5.11.3.1. Tabip Odası

Bu dönemde hastanelerin dışında özel olarak hizmet veren doktorlar da mevcuttu. Dr.

Kadri Kalfaoğlu, 1950’lerde Adapazarı’nda özel muayenehanesinde hizmet veren

doktorlara bir örnektir. Orhan Camii karşısında Karasu Oteli’nde hastalarını muayene

etmekte idi. Dr. Şahap Gökçay ve Faruk Kaleli’nin Bakırcılariçi’nde, Dr. Ertuğrul

1365 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 206. 1366 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67, 154. 1367 Yeni Ada Postası, 29 Aralık 1955, Sayı: 1111.

411

Tarhan’ın da göz hastalıkları uzmanı olarak Uzunçarşı’da bir muayenehanesi

bulunuyordu1368. Özel muayenehaneler hastalara 7 gün sürekli hizmet vermekteydiler.

Sosyal ve ekonomik imkanları dolayısıyla Sakarya halkının bu özel sağlık hizmetlerinden

kolaylıkla faydalandıklarını söylemek mümkündür.

5.11.3.2. Adapazarı Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi)

Adapazarı’nda birincisi 1926 yılında Kömürpazarı’nda Dr. İzzet Fikri Bey tarafından 6

yataklı özel bir hastane kurulmuş ancak kısa süre sonra kapanmıştır. 1930 yılında 16

yataklı “Belediye Hastanesi” kurulmuş, maddi imkansızlıklar dolayısıyla 1934 yılında

“Memleket Hastanesi” adıyla Özel İdareye devredilmiştir. Bu hastanenin yatak sayısı

1940’lı yıllarda 20 civarında olup, 1943 depreminden zarar gördüğü için Ticaret Lisesi

binasına nakledilmiştir. Eklemeler yapılmasına rağmen ilin ihtiyacına cevap

verememiştir. 1955 yılı başlarında, hizmet planlarını açıklayan Vali Nazım Üner ilk

döneminde, Adapazarı’na modern 200 ila 500 yataklı bir hastane kurulmasını, bunun yanı

sıra İşçi Sigortaları Hastanesi ve bir hayvan hastanesi kurulması sözünü vermiştir. Bu

binaların yapımı için girişimler başlatılmıştır1369. Sakarya Devlet Hastanesi’nin daha

modern imkanlarla açılışı 1957 yılında gerçekleşmiştir. Dahiliye, Hariciye, Asabiye,

Ortopedi, Göz, Diş, Çocuk ve Acil gibi temel poliklinikleri mevcuttur ve hastaneye kadro

nispetinde sağlık personeli ile doktorların atanması sağlanmıştır. Hastanenin 150 yataklı

ve daha teşkilatlı bir şekilde kurulması, Sakarya halkının Kocaeli ve civar illerdeki

hastanelere gitmek mecburiyetini büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır şeklinde

yorumlanabilir.

1958 yılında Sağlık Bakanlığı görevinde bulunan Dr. Lütfü Kırdar, Vali Nazım Üner ve

Maarif Müdürü Talat Ayhan’ın geçirdikleri kaza münasebetiyle Adapazarı Devlet

Hastanesi’ne ziyaret düzenlemiştir. Bu sırada hastaneyi gezen ve tüm servislerdeki

hastaları ziyaret eden bakan, hasta ve hastanenin şartları hakkında Başhekimlikten

açıklama talep etmiş ve hastane hakkında çeşitli direktiflerde bulunmuştur. Bu sırada İlin

Sağlık Müdürü Kazım Özkan da kendisine eşlik etmiştir1370. 1960’lı yılların başlarında,

1368 Adapazarı Akşam Haberleri, 5 Ocak 1952, Sayı: 27; 8 Ocak 1953, Sayı: 336. 1369 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 205-208; Demokrat Sakarya, 30 Nisan 1955, Sayı:

270. 1370 Yeni Ada Postası, 6 Mart 1958, Sayı: 1781; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004,

s. 208.

412

Devlet Hastanesi arazisinin yanında Orman Genel Müdürlüğü’ne ait olan arsada, Ebe

Okulu ve Sağlık Koleji yapılması kararlaştırılmıştır1371.

5.11.3.3. Adapazarı 30 Yataklı Askeri Hastanesi

Yerel gazetelerden sıklıkla Hastane Başhekimliği tarafından 70 lira maaşla çalışacak

erkek hasta bakıcılar için ilanlar verilmiştir. Özellikle bu dönemde hastanenin yoğunluğu

ile yorumlanabilir1372.

5.11.3.4. Verem Dispanseri

1942 yılında Adapazarı’nda veremle mücadele amacıyla kurulan Verem Savaş Derneği,

bölgede dispanser açılması konusunda girişimlerde bulunmuştur. 1958 yılında Sakarya

Verem Savaş Derneği ismi ile kayıtlıdır. İlk olarak 15 kişi tarafından kurulan derneğin,

kuruluş aşamasında Osman Erkaya yer almıştır. Süresi tamamlanınca ilgili ve çok gönüllü

bir kişi tarafından devralınmıştır1373. Derneğin veremle mücadele için hastalara ve

dispanserlere yardımlarda bulunduğu kaydedilmiştir. 13741945 yılında, dönemin Sağlık

Bakanı Sadi Konuk’un öncülünde Adapazarı Devlet Hastanesi’nin yanında kurulan

Adapazarı Verem Savaş Dispanseri, bölgede veremle mücadelede büyük öneme sahiptir.

Açılışından sonra ihtiyaçlarını da karşılamak konusunda gayret göstermiştir1375.

Dispanserlerin 1950 öncesinde fazla yaygın olmadığı anlaşılmaktadır1376. İlde, 1948’de

açılan ve Ali Dikmen adıyla isimlendirilmiş verem dispanseri uzun yıllar aynı yerde

hizmet vermiştir1377. Bu dönemde Adapazarı merkez hariç ilçelerde Geyve’de de bir

Verem Dispanseri bulunmaktadır.

5.11.3.5. Sosyal Sigortalar Hastanesi

1959 yılında açılarak hizmete başlayan Adapazarı Sosyal Sigortalar Hastanesi, 25 yataklı

olduğu için, çalışma alanları geniş olan işçi sınıfına hizmette yetersiz kalmıştır,

1960’larda yatak sayısı artırılmış ve hizmete devam etmiştir. Ayrıca 1958 yılında özel bir

sağlık kurumu da açılmış, Hususi Adapazarı Hastanesi adıyla her kesime hizmet

1371 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 27-208. 1372 Adapazarı Akşam Haberleri, 21 Şubat 1952, Sayı: 66. 1373 Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya Belge No: 26 1374 Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, 219. 1375 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 53. 1376 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 48- 53. 1377 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 67.

413

vermiştir. Bu hastanenin kuruluşunda Dr. Müzeyyen Birler’ in maddi destekleri ve

girişimleri öncü olmuş, Dr. Vecdi Köseoğlu da hastanenin kurulmasında çalışmalarda

bulunan isimlerdendir. Hastane 11 Kasım 1958 günü hizmete başlamıştır. Açılışında Vali

yardımcısı ve sağlık müdürü konuşmaları ile yer almışlardır1378. Bu hastane şehirdeki ilk

özel hastane olarak tespit edilmiştir.

5.11.4. Eczaneler

1930’lu yıllarda sadece 4 eczanesi olan Adapazarı’nda, 1950-1960 dönemindeki sağlık

alanında yapılan geliştirme çalışmaları ve çeşitli sağlık kuruluşlarının açılması

neticesinde yeni eczaneler de hızla açılmıştır. 1960’lı yılların ortalarına gelindiğinde

Adapazarı Merkez ilçede, 20 eczanenin faaliyette olduğu bilinmektedir. Hendek, Sapanca

gibi büyük ilçelerin de Cumhuriyet döneminde en az 1 adet eczanesi bulunmaktadır1379.

1950’lerde Adapazarı’nda hizmet veren eczanelerden bazıları Asım-Zehra Arca

Eczanesi, Kamil Aralp Eczanesi, Mehmet Reşat Kürem Eczanesi idi. Bu dönemde

eczanelerle ilgili basına yansıyan şikayet, nöbetçi eczanelerin mesailerini tam olarak

yapmamaları veya açık olmamalarıyla ilgilidir. Ayrıca, bazı dönemlerde karaborsaya

düşmüş olan ilaçları ellerinde tutarak, halka yok satan eczaneler ifşa edilmekteydi1380.

Sonuç itibariyle, sağlık alanında yapılan çalışmalar, Sakarya’da halk sağlığının

korunması ve önleyici tedbirlerin alınmasını sağlamış, bulaşıcı ve ölümcül hastalıklarla

mücadelede başarılı adımlar atılmıştır. Hastane, dispanser gibi kuruluşların modern

ölçülerde hizmet vermesi için ciddi yatırımlar yapılmıştır.

5.12. Sosyal Yardım Kurumları

Bu başlık altında 1950’li yıllarda faaliyette olan, Adapazarı-Sakarya’da ulaşabildiğimiz

Sosyal Yardım Kurumları ve çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir.

5.12.1. Kızılay

Türk Kızılay Derneği eski adıyla Hilal-i Ahmer Cemiyeti; ülkemizin en eski ve önemli

yardım kuruluşlarından biri olarak, pek çok alanda yardım faaliyetini Cumhuriyet

1378 Cemiyet, 13 Kasım 1958, Sayı: 289. 1379Yeni Sakarya, 27 Eylül 1968, Sayı: 4364; Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s.

23. 1380 Anadolu, 27 Kasım 1956, Sayı: 184.

414

döneminde de devam ettirmiştir. Kızılay’ın harp zamanında olduğu gibi sulh zamanında

yapmakta olduğu hizmet ve çalışmaları ülkemizin gelişimi adına önemlidir. Harp

zamanlarında, cephe gerisinde hastaneler açarak, askerlerin aileleriyle haberleşmesini

sağlayan Kızılay’ı, diğer zamanlarda doğal afetlerden zarar gören vatandaşların her türlü

barınma ve ihtiyaç maddesinin temini işini yürütmüştür. Ayrıca şehirlerde geçim darlığı

çeken aileler için aşevleri kuran, ihtiyacı olan bölgelere çeşitli sağlık kurumları ve

dispanserler inşa eden, verem, sıtma, çocuk ölümü gibi halk sağlığı konularında ciddi

mücadelelerde bulunan bu kurum, tüm bu çalışmaları devlet desteğinin yanı sıra,

hayırsever Türk halkının bağışları ve destekleri ile gerçekleştirmiştir. 1923 yılından

1950’lere kadar geçen sürede Kızılay’ın kayıtlı 200 bin üzerinde üyesi olduğunu,

toplamda 30.354.000 Lira harcama yapıldığını öğrenmekteyiz1381.

Adapazarı’nda 1950’lerin başlarında, her türlü hayır derneğinin yanı sıra, bu alanda

önemli yer tutan Kızılay Kurumunun da şubesi bulunmaktadır. Yardım ve ödeneklerinin

ildeki muhtaçlara yetecek nispette olduğunu anlamaktayız1382. Ancak, bu dönemde bazı

illerde örneği olduğu üzere, fakir öğrencilere yiyecek içecek yardımlarının dağıtılması

gibi kapsamlı faaliyetlere henüz geçilmediğini ifade edebiliriz.

Mart 1952’de yıllık kongresini yapan Kızılay başkanlığına Dr. Muammer Güner

getirilmişti. Yıllık kongrelerini kendi mülkü olan Kızılay binasında gerçekleştirmekteydi.

1953 yılı kongresine sevilen bir isim, İzzet Şükrü Enez başkanlık yapmıştı1383. Kızılay’ın

ilçelerdeki şubeleri ise, 1931 yılında açılan Akyazı şubesi, 1937 yılında açılan Geyve

şubesidir. Üyeleri 100’ün üzerinde olup, aktif şubelerdir1384.

Dönemin yerel basında sıklıkla Kızılay Kurumunun faydalarından bahsedilmekte,

gazetelerin reklam sayfalarında “Vatandaş Kızılay’a Üye Ol!”, “Kızılay’ı Unutma!”,

“Kızılay Kara Gün Dostudur” şeklinde ilanlarla üye sayısı artırılmaya çalışılmaktadır1385.

Adapazarı Kızılay Derneği’nin, 1960 yılı kongresi, Dr. Muammer Güner başkanlığında

toplanmış ve Sadettin Hun, Yaşar İşgüven, Asım Aydın, Mustafa Sakallıoğlu, Fahrettin

Mutluay, Sadettin Aker, Selami Savaş, İbrahim Öztopal, Ayhan Güvenç, İbrahim Dizer,

1381 Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Aralık 1952, Sayı: 10. 1382 Adapazarı Akşam Haberleri, 23 Ocak 1952, Sayı: 41. 1383Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Mart 1952, Sayı: 74; 26 Şubat 1953, Sayı: 378. 1384 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, s. 216. 1385 Adapazarı Akşam Haberleri, 15 Mart 1954, Sayı: 693; 3 Mayıs 1952, Sayı: 129.

415

Celal Akın, idare heyeti seçimlerinde belirlenen isimler olmuşlardır. Bu kongrede

dernekte gösterdiği başarılı çalışmalarından dolayı Dr. Güner’e onursal üyelik madalyası

takdim edilmiştir1386.

5.12.2. Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu

Çocuk Esirgeme Kurumu, Sakarya’da 10 Mayıs 1945 tarihinde kurulmuştur.

Müdürlüğü’nü bu dönemde Adapazarı’nın tanınmış esnaflarından İzzet Şükrü Enez

yapmakta idi. Kendisinin ticarethanesi vardı ve Uzunçarşı numara 14’de sigorta acentesi

sahibiydi. Halk tarafından sevilen ve taktir edilen bir kişi olarak görevini

sürdürmüştür1387. 1949 yılında, Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çocuk

bakımevine gelir sağlamak amacıyla Belediye binası karşısına toplam 24 odalık otel,

lokanta ve gazinonun temelleri atılmıştır. 1951 Mart’ında, bina hizmete açılmıştır.

Şahin’in aktardığı açılış töreni bilgileri şöyledir;

“Çocuk Esirgeme Kurumu’nu 1941 yılında 623 Türk liralık bir bütçe ile eline

alan eski belediye başkanı ve kurumun Adapazarı şubesinin başkanı İzzet

Şükrü Enez nutkunda, 238 bin Türk liralık bir bedelle keşfedilen binanın, 94

650 Türk lirasına mal olduğunu açıklamıştır. Bu durum, Adapazarı halkının

kendisine olan sevgi, itimat ve takdirlerini artırmıştır. ÇEK Adapazarı Şubesi

Başkanı İzzet Şükrü Enez, çocuk davasına hizmeti dokunan geçmiş belediye

meclislerine bir şükran hatırası ve geleceğe güzel bir örnek teşkil etmek

üzere, genel kuruldan gönderilen altın madalyayı, belediye salonuna asılmak

üzere, Kocaeli Valisi Burhanettin Teker ve Adapazarı Belediye Başkanı Suavi

Damalı’ya bizzat eliyle teslim etmiştir. Binanın inşasında en çok yardımları

dokunanlardan Lâtif Yenigün’e gümüş ve Ahmet Aytaç ile Abdullah Üstün’e

de birer tunç madalya verilmiştir”1388.

Bu şekilde Çocuk Esirgeme Kurumu’na yılda 12-13 bin Türk lirası gelir getiren bir

kaynak elde edildiği belirtilmiştir.

1386 Yeni Ada Postası, 29 Şubat 1960, Sayı: 2387. 1387 Adapazarı Akşam Haberleri, 1 Ocak 1952, Sayı: 23. 1388 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 69, 82-83.

416

1956 yılında kurum, 100 yataklı bir Çocuk Yuvası açmış ve 0-6 yaş arası muhtaç aile

çocuklarını korumak ve her türlü maddi sosyal ihtiyaçlarını karşılamak, ailelerine de

yardım etmek amacıyla kurulmuştur. Kurum özellikle fakir ve muhtaç ailelerin

çocuklarına, kış aylarında ve 23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla özel günlerde düzenli

olarak giyecek yardımında bulunmuştur. Eğitim öğretim dönemi başlangıcında kız ve

erkek öğrencilere önlük dağıtımı yapılmıştır. Ayrıca kurum çeşitli bölgelerde meydana

gelen afetlerde zarar görenler için Adapazarı adına girişimlerde de bulunmayı borç

bilmiştir. Örneğin, 1952 yılında Erzurum’da yaşanan deprem felaketinden sonra kurum

öncülüğünde başlatılan bir kampanya ile bölgeye nakdi para yardımları gönderilmiş,

dönemin Erzurum Valisi Cemal Göksan kuruma teşekkürlerini sunmuştur. Kurumun

maddi kaynak olarak, Adapazarı Şehir Palas Oteli karşısındaki dükkanlardan bazılarının

ve Gümrükönü’nde yaptırılan Yeni Merkez Kıraathanesi adıyla bir gazinonun kirasını

aldığı bilinmektedir1389. Şubat 1959’da toplanan Çocuk Esirgeme Kurumu Adapazarı

Şubesi, yıllık kongresi İzzet Şükrü Enez başkanlığında toplanmış, Hüseyin Erman, Ali

Peker, Süleyman aldinç ve Ömer Canlı idare heyetine, merkez idare heyetine ise, İbrahim

Maraşoğlu, Hilmi Yünüak, Salih Sipahier, Kazım Ertürk, Kemal Şar, İbrahim Dizer,

Ahmet Hendekli, Nihat Berköz, Ali Dilmen, Adnan Turgut seçilmişlerdir. Kurumun

1957-1958 bütçesi, 169.239 lira iken, 236.274 liraya yükseldiği açıklanmıştır. 1959-1960

yılı bütçesi ise, 277.986 lira olup, bunun 176.940 lirasının yuva masraflarına 9000

lirasının da vergi ve diğer masraflarla dış yardımlara ayrıldığı belirtilmiştir1390.

KurumSakarya’nın hayırseverlerinin destekleri ile incelediğimiz dönemde sosyal olarak

faydalı çalışmalarını devam ettirmiştir.

5.12.3. Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği

Sakarya’da, Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği (Yetiştirme Yurdu), 1957

yılında faaliyete geçmiştir. Önce Donatım İlkokulu binasında açılmışken, daha sonraki

yıllarda 2 farklı semtte 2 farklı binada yetiştirme yurdu hayata geçirilmiştir. Birliğin

amacı da, 6972 nolu kanunda açıklandığı üzere, beden, ruh ve ahlak gelişmeleri tehlikede

1389 Ada Postası, 2 Mart 1951, Sayı: 304; Adapazarı Akşam Haberleri, 26 Ocak 1952, Sayı: 44; Şahin,

Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 69, 82-83. 1390 Yeni Ada Postası, 17 Şubat 1959, Sayı: 2072.

417

olan, ana ve babasız veya terkedilen ihmal edilen çocukları bularak, himayesine almak ve

yetiştirmektir1391.

5.13. İletişim ve Haberleşme

Türkiye’de posta dağıtımı, telefon aboneliği, telgraf çekimi ve radyo yayını, T.C Posta

Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü tarafından organize edilmektedir. PTT hizmetleri

hakkında devletin hedefleri ve halkın istekleri doğrultusunda, yurt genelindeki

haberleşme sıkıntısını çözmek amacıyla birtakım düzenlemelere gidilmiştir1392. Bu

konuda Kocaeli genelinde öncelikle hiç telefon şebekesi olmayan bölgelere şebeke

kurmak, var olan ve ihtiyacı karşılayamayanları da genişletmek adına çalışmalara

başlanmıştır.

1947 yılında, Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak, Adapazarı’nda PTT binası ve telefon

santrali inşası konusunda, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na bir yazı göndermiştir:

“Adapazarı Vagon fabrikasının temel atma merasimi vesilesiyle vaki

görüşmemizde vadettiğim veçhile, Adapazarı’nın telefon şebeke ve santrali

işini tetkik ettim. Kasabanın kurşunlu kablolarla yeniden yapılacak telefon

şebekesi ve tesis edilecek santrallerin kurulması işleri evvel emirde bu

tesislere müsait bir PTT binası inşanıza bağlı bulunduğunu, Adapazarı’nda

mevcut ve ileride kurulacak bütün telefon tesisleri ihtiyacına kâfi bir binanın

plân ve projelerinin hazırlandığını bu günlerde inşaatın münakasaya

çıkarılacağını anladım. Bina inşaatı bitirilince lüzumlu şebeke ve santral

cihazı da tesis edilecek ve Adapazarı’nın telefon ihtiyacı temin olunacaktır.

Keyfiyetin sayın Adapazarı halkına bildirilmesini saygılarımla rica ederim”

1393.

Böylece halka müjdelenerek Adapazarı’nda yeniden inşa edilmesi kararlaştırılan PTT

binasının temeli, Kocaeli Valisi Fazlı Güleç ve şehrin protokolü eşliğinde atılmıştır. Yeni

binanın faaliyete geçmesinden sonra, Eski PTT binası Milli Eğitim Bakanlığı tarafından

1391 Cumhuriyet’in 50. Yılında Sakarya, s. 217-218. 1392 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 574. 1393 Şahin, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi 1923-2004, s. 66.

418

satın alınmış, onarımı ve bakımı yapıldıktan sonra şehir kütüphanesi olarak hizmete

girmiştir1394.

Müdürlük tarafından sağlanan iletişim hizmetleri arasında en çok gelişimine ihtiyaç

duyulan şüphesiz telefon şebekesidir. Türkiye’de ilk olarak santrale bağlı ve aktarmalı

hizmet veren manyetolu telefon şebekesi kurulumu ile çalışmaya başlanmış, 1950-54

yılları arasında otomatik telefon şebekesine geçiş altyapısı tamamlanıncaya kadar, bu

sistem kullanılmıştır.

Kocaeli’nin diğer ilçeleri ile Adapazarı ilçesine birer PTT idaresi kurulması işi

tamamlandıktan sonra, abonelerin sayısında ciddi miktarda artış yaşanmış 1954 yılında

600 olan abonelik sayısı, 1200 seviyesine yükselmiştir. Bu tarihte şehirlerarası telefon

hizmeti de verilmeye başlandığından, fiyat tarifesi yeniden belirlenmiş, Kocaeli

bölgesinde şehirlerarası 90 kuruş, şehir içi 25 kuruş, gece 54 kuruş olmuştur1395.

Selahaddin Ülgen’in sorumluluğunda, 1954 yılı itibariyle memur sayısı 118 olan

Adapazarı PTT’si özellikle son yıllardaki gelişime bağlı olarak yoğun hizmet

vermektedir. 1952 yılı geliri 830.000 TL iken 1953 yılı sonunda 100 bin artışla 930.000

TL olmuştur. Bu ise, dönemin belediye gelirlerini aşan bir miktardır1396.

1953 yılında Devlet İktisadi Teşekkülü haline getirilen Umum Posta Telefon Telgraf

İdaresi, 85 milyon zarar etmiştir. 1953 yılına ait hesap raporunda bu açığın, Adapazarı

PTT Teşkilatı tarafından kapatıldığı belirlenmiştir1397. Adapazarı PTT Müdürü Selahattin

Ülgen’in çalışmaları bu konuda takdir edilmiştir. Bu başarının arkasında yatan yoğunluk

basına dahi yansımıştır.

4454 sayılı PTT Kanununa göre memurların en fazla 8 saat mesai yapmaları

belirtilmişken, Adapazarı PTT memurlarının sayıca yeterli olmadığı bu dönemde yoğun

çalışma şartları sebebiyle 12 saat mesai yapmak zorunda kaldıkları, bunun sıhhate uygun

olmadığı, bu nedenle yeni memurların alınması için girişimde bulunulması konusu

Selahaddin Ülgen’e hatırlatılmıştır1398.

1394 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.158. 1395 Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), s. 574-575. 1396 Adapazarı Akşam Haberleri,30 Ocak 1953, Sayı: 355. 1397 Sakarya Postası, 19 Ocak 1955, Sayı: 190. 1398 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, Sayı: 156.

419

Şehir telefonlarının 1954 yılından sonra, otomatik olacağından bahsedilirken, Sakarya

Vilayeti’nin otomatik telefon santrali 1955 yılında, törenle hizmete girmiştir. Törene

misafir olarak dönemin Ulaştırma Bakanı Muammer Çavuşoğlu ile birlikte PTT Genel

Müdürü Nahit Akyar’da katılmışlardır1399. Kurulduğu günden itibaren 800’ü aşkın abone

sayısına ulaşan Adapazarı dahili otomatik telefon santrali ihtiyacı karşılayamaz duruma

gelmiş, PTT bu şubeyi genişleterek 2000 aboneye yükseltmeye karar vermiştir. 1956 yılı

Haziran ayında monte işlemi tamamlanmış ve faaliyete açılmış olacaktır. Böylece

önceden müracaat edipte, telefonu olmayanlara telefonları verilerek toplam abone sayısı

1200’e çıkmış, sonradan müracaat edenlerin de müracaatları kabul edilerek 2000 abone

kapasitesine ulaşılıncaya kadar telefon verilmeye devam edilmiştir1400.

PTT tarafından her yıl basılan telefon rehberinin 1959 yılı ilan ücreti 65-70 lira arasında

belirlenmiştir1401. Abone sayısı giderek artan Adapazarı PTT’si gelirleri arasında önemli

bir paya sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Radyo yayını ve ücretlendirmesi hakkı da uhdesinde bulunan Ankara PTT Genel

Müdürlüğü, 1958 yılı itibariyle radyo ücretlerine %50 zam yaparak, 10 liradan 20 liraya

çıkarılmasına karar vermiştir. Borcunu geç ödeyenlerden alınacak ceza ise, %30’a

çıkarılmıştır1402. Bu Adapazarı ve yurt genelindeki radyo sahipleri için ciddi bir zamdır.

Türkiye’de bu dönemde 900.000 radyo olduğu düşünüldüğünde elde edilecek gelir

oldukça yüksektir.

Bu dönemde yurt genelinde radyo yayını dağıtımında kullanılan radyo verici cihazların

çoğu, Amerikan firması Raymond tarafından üretilmektedir. Ankara Toprak Mahsulleri

Ofisi’nde bulunan da, Amerikan Raymond firmasının hediye ettiği bir cihazdır1403.

1954-1960 yılları arasında PTT’nin, Adapazarı’nın iletişim altyapısına dair çalışmaları

sayesinde, şehir içi ve şehirlerarası telefon kullanımı yaygınlaşmış, 1960’larda abone

sayıları hızla artan telefon, başlangıçta yalnız resmi kurumlarda kullanılırken, özel alanda

yaygınlaşması ve haberleşmenin vazgeçilmez bir aracı haline gelmesi sonraki yıllarda

mümkün olabilecektir.

1399 Sakarya Postası, 10 Aralık 1954, Sayı: 156, Demokrat Sakarya, 17 Nisan 1955, Sayı: 259; 19 Nisan

1955, Sayı: 260. 1400 Yeni Ada Postası, 24 Nisan 1956, Sayı: 1211. 1401 Sakarya, 28 Ağustos 1959, Sayı: 73. 1402 Yeni Ada Postası, 10 Aralık 1955, Sayı: 1095. 1403 Sakarya Ekspres, 5 Ekim 1960, Sayı: 778.

420

SONUÇ

Kuruluşu çok eskiye dayanmamakla birlikte Adapazarı, bulunduğu Marmara Bölgesi’nin

Çatalca Kocaeli yarımadasında, 19.yy’dan itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Pek

çok meslek erbabının yer aldığı Adapazarı’nda ticari hayatın canlılığı, bölgesinde ismini

aldığı “pazar” konumuna gelmesini sağlamıştır. Osmanlı’dan itibaren yüzyıllarca birlikte

yaşamayı başaran çeşitli etnik unsurların varlığı ile kültürel zenginliğe sahip

Adapazarı’nın 19.yy’daki nüfusu 53,924 iken, ilk cumhuriyet dönemi sayımı olan

1927’de 22.550, 1935 sayımına göre 24.839, 1945 yılında ise 30.000 olarak

kaydedilmiştir. Çeşitli coğrafyalardan aldığı sürekli göçler vesilesiyle de Adapazarı’nın

nüfus artışı ile şehirleşmesi paralel devam etmiş ancak şehirleşme konusundaki en önemli

etkenler, işlenmeye uygun geniş toprakları ve bölgeye yapılan yatırımların yani ekonomik

ve ticari gelişmişliğin getirisi olmuştur.

İzmit Mutasarrıflığına bağlı bir kaza durumunda olan Adapazarı’nın Türk Kurtuluş

Savaşı’ndaki tarihi önemi de büyüktür. Bu dönemde Adapazarı ve çevresinin Milli

Mücadele’ye katkıları hakkında çok sayıda araştırma ortaya koyulmuştur. 1869 yılında

ilk defa Belediye teşkilatı kurulan Adapazarı, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde İzmit adı

altında temsil edilmiş, 1924’de ise yeni kurulan Kocaeli Vilâyetine bağlı kaza statüsüne

geçmiştir. Bu dönemde TBMM’nde Kocaeli Milletvekilleri ile temsil edilmeye

başlamıştır. 1940’lı yıllarda çeşitli arazi düzenlemeleri yapılan Adapazarı’nda en yoğun

idari değişiklikler 1950 yılından sonra gerçekleşmeye başlamıştır.

En önemli düzenleme ise, 4 Haziran 1954 tarihli 6419 Sayılı kanunla, Kocaeli’nden

ayrılması uygun bulunan Adapazarı’nın yeni ismi ile “Sakarya” adıyla il olarak teşekkül

ettirilmesidir. Adapazarı halkının uzun yıllar devam eden bürokratik girişimlerinin ve DP

hükümetinin olumlu yaklaşımının sonucunda kurulan Sakarya İli 1 Aralık 1954 itibariyle

resmiyet kazanmıştır. Mülki kadronun yeniden şekillendiği Adapazarı’nda, 1954 yılına

kadar kaymakamlar görev yapmakta iken, vilayet yönetiminin en üst birimi olan Valilik

makamı kurulmuştur. Şehrin ilk Valisi Nazım Üner olmuştur ve 1960 askeri

müdahalesine kadar görevine devam etmiştir. Sakarya’nın Valilik makamına

kavuşmasından sonra, Valiliğe bağlı birimler, Kaymakamlıklar, İl Özel İdaresi gibi çok

sayıda birimin kuruluşu sağlanmıştır.

421

Aynı zamanda bu gelişme dolayısıyla, Kocaeli’nden ayrılan bir çok kaza, nahiye ve köy

Sakarya sınırlarına dahil edilmiştir. Bölgelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeni

belediyeler de kurulmuş, 1954-1960 arasındaki dönemde idari ve mülki teşkilatının

yerleşmesi adına yoğun çalışmalar yürütülmüştür. Aynı zamanda şehir görüntüsüne

ulaşması amacıyla, gerekli görülen tüm ihtiyaçlar ve eksikliklerin giderilmesi, imar,

kadastro ve altyapı işleri başta olmak pek çok alanda çalışmaların hız kazandığı bir sürece

girilmiştir. Arazilerin kadastro ve haritalama işlemleri, 1955-1965 yılı arasında

tamamlanmış, bölge halkının komşu illerle olan sınır anlaşmazlıklarını çözmüş ve

yönetimsel kolaylık sağlaması bakımından önemli bir gelişme olmuştur. Toprak Tevzi

Komisyonu tarafından 1955-1958 yılları arasında yapılan topraklandırma çalışmaları ile

3000 civarında çiftçi aileye arazi verilebilmiş, bu ise tarım alanında faydalı bir çalışma

olmuştur.

Nufus artış oranının çoğu zaman ülke genelinden fazla seyrettiği ve 1955 sayımında

297.108 kişilik nüfusa sahip olduğu görülen Sakarya’nın nüfus artış hızında hem dış

göçlerin hem de iç göçlerin etkisi olduğu söylenmelidir. Zira, 1955-1960 nüfus

sayımlarına göre binde 39,5 artış hızı oranıyla hem Türkiye hem de ayrıldığı Kocaeli’nin

nüfusunu aşmıştır. 1950 yılından sonra yoğun bir göç alımı yaşanan Adapazarı-Sakarya

bölgesinde, çeşitli coğrafyalardan gelen göçmen ailelerin yerleştirilmesi için göçmen

mahalleleri ve konutları kurulmuş, hem tarım arazisi hem de ev yardımı yapılan bu aileler

için mesleklerini devam ettirebilecekleri iş kredileri verilerek ciddi bir bütçe ayrılmıştır.

Bu şekilde, kültür ve sosyal yaşamlarını huzur ortamında devam ettirmeleri sağlanmıştır.

Dolayısıyla, Sakarya’nın bugün de sahip olduğu kültürel zenginliğin bu dönemde DP

hükümetinin izlediği göçmen politikasının bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Bu artışta,

iç göçlerin etkisi de yadsınamaz. 1955-1960 döneminde, Sakaryada genişleyen iş kolları

ve sanayileşme çalışmalarına bağlı olarak genç çalışma gücü olarak tanımlanan 20-34 yaş

grubunda ve 15-64 yaş grubunda %57,2 gibi bir orana ulaşılmıştır.

Sakarya’da 1950’den itibaren belediyecilik hizmetleri alanında pek çok hayati ihtiyacın

çözümlenmeye çalışıldığı görülmüştür. Özellikle halkın içme suyuna ulaşması, suların

temizlenmesi en önemli sorun ve en masraflı alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Temiz

ve bol içme suyu temini için çeşitli planlamalar yapılmış 1950-1960 aralığında ilçelerin

ve köylerin pek çoğuna su götürülmüş ise de, tamamen su sorununun çözülmesi mümkün

422

olmamış, 1960’lı yılların sonlarına kadar su kıtlığı meselesi üzerinde durulan bir konu

olmuştur. Diğer bir ana sorun elektrik meselesi olmuştur. Sokakların aydınlatılması ve

köylere elektrik ulaştırılması amacıyla yoğun çalışmalar yürütülmüş, elektrik kesintileri

ve şehir elektrik hattının daha verimli hale gelmesi için girişimlerde bulunulmuştur. DP

hükümeti’nin 1952 yılında Sakarya Nehri üzerine kurdurduğu Türkiye’nin ilk ve en

büyük Hidroelektrik Santrali olan Sarıyar Barajı projesi ile bu sorun büyük ölçüde

hafiflemiştir. Bu baraj aynı zamanda Adapazarı Ovasındaki fezeyan hasarını önlemesi

amacıyla da kurulmuştur. Bataklık arazilerin kurutulması, kanalizasyon sisteminin

yaygınlaşması, yol ve köprülerin tamiri ve yenilerinin inşa edilmesi, temizlik ve çevre

planlaması gibi zabıta işlerine de önem verilmiştir. Özellikle 1950’li yıllarda asfalt yol

yapımın artması dolayısıyla bölgede epey mesafe kat edilmiştir. Köylerin şehre

bağlandığı yollarda km.lerce stabilize ve blokaj yol yapılmıştır.

Bayındırlık alanındaki çalışmalar araştırmamız sırasında büyük bir kısmı içermiştir.

Sakarya’da bulunan hasarlı köprülerin onarılması ve Sakarya Nehri’nin kolları üzerine

yeni köprülerin yapılması 1960’lı yıllara kadar devam eden çalışmalardandır. Derelerin

ıslah edilmesi ve Sakarya’nın taşması dolayısyla yaşanan sel baskınları ile mücadele için

çok sayıda önleyici çalışma gerçekleşmiştir. Hektarlarca arazi koruma altına alınmış,

yüzlerce köy hasardan kurtarılmıştır. Adapazarı Ovasındaki çok sayıda bataklığın

kurutulması, hem halk sağlığı hem de arazi kullanımı açısından önemli fayda sağlamıştır.

Bu konuda halk teşvik edilmiş, kurtarılan araziler halka işlenmesi amacıyla dağıtılmış,

hektarlarca arazi ekilebilecek hale getirilmiştir. Ankara-İstanbul güzergahında bulunan

Sakarya’nın, şehirlerarası ve şehir içi ulaşımının düzenlenmesi, gerek karayolu gerek

demiryolu hatlarının talebi karşılayacak seviyelere çıkarılması adına çok sayıda sefer

düzenlenmiş, Adapazarı-Haydarpaşa elektirikli tren hattı faaliyete geçirilmiştir. Ulaşım

alanındaki yatırımlar şüphesiz Sakarya’da ticari ve sosyal hayatın gelişmesine katkı

sağlamıştır. Bu dönemde Adapazarı’nda haberleşme alanında hizmet veren PTT binası

yenilenmiş ve abone sayısında yaşanan artışla birlikte 1955 yılında şehirde otomatik

telefon santrali hizmete açılmıştır. 1955-56 arasında şehir merkezinde 2000 kişinin

telefon aboneliği bulunan Sakarya’da resmi kurumlara dağıtılan telefon hattının altyapı

çalışmaları başarıyla sonuçlanmıştır. Tüm bahsedilen belediyecilik ve bayındırlık

konularında halkın istekleri ve yerel basındaki şikayet konuları değerlendirilmiş, yine

aynı yolla yapılan ve yapılacak düzeltmeler halka duyurulmuştur. Gerek Adapazarı

423

Merkez Belediyesi gerekse Sakarya’ya bağlı diğer belediyelerin bu alanda başlattıkları

çalışmalar, büyük oranda başarılı olmuş, dönemin imkanları dahilinde halkın talep ettiği

temel ihtiyaçların giderilmesine gayret edilmiştir.

1950 yılı Türkiye’de kansız ve ak devrim olarak tanımlanan, uzun süreli iktidar

değişikliğinin yaşandığı ve hemen her alanda yeni politikaların ve söylemlerin ortaya

koyulduğu bir dönemi ifade etmektedir. DP’nin ve Menderes hükümetlerinin yürüttüğü

1950-1960 arasındaki on yıllık süreçte, bölgesel olarak da pek çok alanda yenilik ve

gelişimlerin yaşandığı görülmektedir. Çok sesli siyasi ortamda, Kocaeli bölgesi dahilinde

Adapazarı’nda ve Sakarya’da CHP, DP, MP, HP, CMP, TKP gibi öne çıkan siyasi

partilerin teşkilatlarının hızlı bir şekilde kuruluşu tamamlanmıştır. Adapazarı merkez,

bucak ve köylerinde partilerin aktif çalışmalar gerçekleştirdiği, parti kongrelerinin

düzenli şekilde yapıldığı tespit edilmiştir. Kocaeli’ne bağlı bir ilçe olan Adapazarı ve

1954’den sonra kurulan Sakarya ili’nin seçmeni, 1950-1960 yılları arasında 3 genel

seçime katılmıştır. Dönemin ilk genel seçimi olan 14 Mayıs 1950 Milletveki seçiminde

Kocaeli’nden %59,2 oy alarak 11 Milletvekili çıkaran DP, tek başına hükümeti kurmaya

hak kazanmış, Adapazarı’nda da en fazla desteklenen parti olmuştur. 2 Mayıs 1954 Genel

Seçiminde Adapazarı’nın en çok oy verdiği adaylar yine DP adayları olmuştur.

Menderes’in kurduğu üçüncü hükümet sırasında 1954 Aralık başında il olan Sakarya, bu

süreçte iktidar partisine destek vermenin de bir getirisi olarak idari statüsünü

güçlendirmiştir. Sakarya’daki siyasi teşkilatların faaliyetleri giderek hız kazanmıştır. İl,

ilçe, bucak ve ocak teşkilatları aktif çalışmalar sergilemişler, bu dönemde yapılan 1955

Belediye Meclisi ve İl Özel İdare Meclisi Seçimleri ile, 1955-1960 aralığında yapılan

Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti seçimlerini de Sakarya’da en çok taraftar bulan DP adayları

büyük bir üstünlük ile kazanmışlardır. Dönemin son Milletvekili Seçimi, 27 Ekim 1957

tarihinde gerçekleşmiş ve bu seçimlerde Sakarya adıyla ilk defa yer alınmıştır. Sakarya

ili ve ilçelerinden DP adaylarının aldığı toplam oy 561.984 iken CHP 273.880 oy almıştır.

Sakarya’dan çıkan DP adaylarının tamamı seçilerek, 8 milletvekili; Selami Dinçer,

Osman Erkan, Nüzhet Akın, Hamdi Başak, Nusret Kirişçioğlu, Baha Hun, Tacettin Barış,

Rıfat Kadızade TBMM’nde göreve başlamış, Sakarya siyasetinde öne çıkan isimler

olmuşlardır. Siyasi hayatın genel bir değerlendirmesi yapıldığında, Sakarya’da bu

dönemde Türkiye’nin seçmen yapısına benzer bir yapının var olduğunu söylemek

mümkündür. Ayrıca, yapılan çalışma göstermiştir ki, Sakarya halkı siyasi faaliyetlere

424

gereken ilgiyi göstermiş ve hem genel hem de yerel seçimlerde büyük oranda katılım

gerçekleştirmiştir. Siyasi olarak, 1950’deki iktidar değişikliği sonrasında, çoğunluk

olarak DP siyasetini benimsemiş, tarafını iktidar partisi yönünde belirlemiştir. 10 yıl

içinde yapılan tüm seçimlerde de bu istikrarı sağlamıştır.

1950-1960 döneminde DP hükümetinin uyguladığı ekonomi politikasına bağlı olarak,

yerel anlamda Adapazarı-Sakarya için de tarım, hayvancılık, ticaret, sanayi kolları gibi

alanlarda farklı gelişmelerin gerçekleştiği bir süreç yaşanmıştır. Topraklarının %96’sı

tarıma elverişli olan arazilerden oluşan Sakarya’da, çok çeşitli ürünler üzerinden yapılan

tarımsal faaliyetlerin daha çok Adapazarı’nda ve bağlı köylerde yoğunlaştığı

görülmüştür. Sel baskınlarının önlenmesi ve bataklık varlığının azaltılması bölge tarımını

çok olumlu etkilemiştir. Ülke genelinde olduğu gibi makineli tarıma geçilmesi

Sakarya’da da ekim alanlarındaki üretimi artırmıştır. Geleneksel aletlerin azalması ile

1960’a gelindiğinde 652 adet traktör ve 30.000’in üzerinde pulluk kullanılıyor olması

tarımdan büyük kazançlar kazanılmasını sağlamıştır. Bu sebeple tarımla uğraşan nüfusta

artış gerçekleşmiştir. 1955 yılında tarımla uğraşan kesimin oranı %80,8’e ulaşmıştır.

Sanayi alanındaki yatırımların artmasına kadar bu oran sürekli yüksek seyretmiştir. Halkı

toprağı işlemeye teşvik için Ziraat Bankası gibi kurumların kredi sağlaması, çiftçiye

tohumlar dağıtılması ve ziraat konusunda eğitimler verilmesi pek çok çiftçi aileyi köyüne

bağlamıştır. Sanayi bitkisi olan şekerpancarı, tütün, patates gibi mahsullerin üretildiği

yerde işlenmesi adına açılan işletme ve fabrikalar bölgede ekonomik canlılığı oldukça

artırmıştır.

Sakarya’da hayvancılık alanında yürütülen faaliyetlere bakıldığında, çok çeşitli hayvan

cinsi üzerinden yürütülen hayvancılığın, 1950-1960 döneminde mera alanlarının tarım

arazilerine dönüşmesi sonucunda büyükbaş hayvan üretimini olumsuz etkilediği

görülmüştür. Hayvansal yan mamullerin de üretildiği işletmeler kurulan şehirde,

hayvancılığın tarımsal faaliyetlerin gerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Bu dönemde yerel

basında sıklıkla haber yapılan şehirdeki et kıtlığı ve fiyatlardaki artıştan da anlaşıldığı

üzere, Sakarya hayvancılığı hakkında her ne kadar teşvikler ve modern usuller getirilmiş

ise de ithalattan vazgeçilmesi mümkün olmamıştır.

İncelenen dönemde, sanayileşme yolunda atılan adımlar Sakarya için önemli sonuçlar

doğurmuştur. Tarıma dayalı nüfusun sanayi dallarını destekler şekildeki çalışmaları ile

425

Sakarya sanayisinin oluştuğu görülmektedir. Yani tarım ve sanayi faaliyetleri belirli bir

süre paralel devam etmiştir. 1950’li yıllarda bölgede büyük sanayiden daha çok, küçük

sanayi dallarının, ticaret ve tarımın gelişmiş olduğu anlaşılmaktadır. Şehirdeki küçük

işletmeler genellikle özel teşebbüslerce açılan ve tuğla, kimya, kauçuk, un, nişasta, sabun,

yağ, kereste gibi mamullere dayalıdır. 1950’de sonra DP hükümeti döneminde

Sakarya’da büyük çaplı sanayi girişimi olarak sayılan, dört işletme görülmektedir. U.S

Royal Lastik Fabrikası, Zirai Donatım, Vagon Fabrikası ve Şeker Fabrikası bölgedeki en

fazla istihdama ve üretim potansiyeline sahip işletmeler olmuştur. Tarımsal üretim

yapısına uygun olarak 1953 yılında açılan Şeker Fabrikası, Adapazarı için önemli bir

ihtiyacı karşılamış, yan mamul olarak yem üretimi sağlamış, hayvancılığı da olumlu

etkilemiştir. Sosyal faaliyetler alanında da çeşitli hizmetler veren fabrika, Sakarya ve

çevresinin ekonomik canlılığına önemli katkı sağlamıştır. 1950’lerde Adapazarı’nın ticari

hayatında çarşı-pazar kültürünün yeri büyüktür. Çarşılar ve pasajlarda süren ticari

faaliyetler, 1950-1960 döneminde Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve Sakarya

Esnaflar Birliği’nin kurulmasıyla çeşitli esnaf derneklerinin örgütlenmesi sonucunda

belirli bir düzene girerek hız kazanmıştır. Kooperatifçilik gelişmiş, çeşitli üretim

alanlarına önelik kooperatifler kurulmuştur. Köy ve köycülük poltikası bakımından,

kalkınma vesilesi olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Sakarya’nın ticari ve ekonomik

hayatında şüphesiz bankaların da rolü büyüktür. Şehirdeki en eski bankalardan İslam

Ticaret Bankası’nın yanı sıra, Ziraat, İş, Yapı Kredi ve Etibank gibi ulusal bankaların

birçoğu ele aldığımız dönemde şubelerini açarak, kredi ihtiyacını karşılamışlardır. Bu

durum, şehirdeki biriken sermaye ve büyüyen ekonomik yapıyla doğrudan alakalı olarak

gerçekleşmiştir. Turizm potansiyeli olarak çeşitlilik arz eden Sakarya bölgesi, 1950’li

yıllarda halkın turistik mekanlara ilgisinin arttığı bir dönem yaşamıştır. Sapanca Gölü,

Karasu sahil şeridi, Kuzuluk Kaplıcaları gibi mekanlar Sakarya için önemli turistik

kaynaklar olmuştur. Yerel yönetimin bu yerlerle ilgili çeşitli düzenlemeleri yaptığı,

mesire yerleri oluşturduğu görülmüştür.

Şehirde asayişi temin etmekten sorumlu iki ana yapı olan, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl

Jandarma Komutanlığı 1954 yılından itibaren, oldukça iyi teşkilatlanmış, şehirde ve

köylerdeki suç ve suçlularla mücadele konusunda aktif çalışmalar yürütülmüştür.

İncelenen on yıllık dönemde, asayiş konusunda basında yer alan çok sayıda ve çeşitteki

suç ve vakanın örneklendiği Asayiş bölümünde, yıllar içindeki kayıtlara da yer

426

verilmiştir. Sonuç olarak alınan önlemler ve yapılan denetimler neticesinde şehir ve

köylerdeki suç işleme oranlarının gerilediği anlaşılmaktadır.

Araştırmaya konu olan bir son başlık, Adapazarı-Sakarya’nın külürel, sosyal ve toplumsal

yapısının durumu ve on yıllık süreç içindeki değişimidir. DP’nin kültür ve sosyal

politikalarının yansımalarını, eğitim, sağlık, sanatsal ve kültürel faaliyetler gibi başlıca

toplumsal konularda Sakarya’da görmek mümkün olmuştur. Bu dönemde eğitim alanında

özellikle okul açma faaliyetlerinin öne çıktığı, köylerin tamamına ilkokul inşa etmek için

yatırımlar yapıldığı görülmektedir. Öyle ki, 1950/51 yılında Adapazarı Merkezinde dahi

ilkokul sayısı sadece 7’dir. Dolayısıyla en önemli konu da bu olmuştur. 1945 yılında

bölgedeki 315 ilkokulda 568 öğretmen görev yapmakta iken, başlatılan okul açma

seferberliği ile 1950’de 355 ilkokulda 731 öğretmen görev almıştır. İlkokullardaki bu

gelişime bağlı olarak, 1935 yılında bölgedeki okur yazar sayısı nüfusun %22’sini

göstermekte iken, 1955 yılı sonunda %47’ye yükselmiştir. Bu kıyas, kısa bir sürede elde

edilen başarıyı göstermektedir. İlkokulların dışında ortaokul ve liselerin açılması

konusunda da çalışmalar sürdürülmüş, çoğu zaman sivil toplum kuruluşlarının destekleri

ile binalar eğitime açılmıştır. 1950 yılında 6 adet ortaokulu olan Sakarya’nın 1960 yılında

20 adet ortaokulu olduğu tespit edilmiştir. Lise ve mesleki okullar bünyesinde bir İmam

Hatip Ortaokulu ve sonrasında Lisesi de şehirde bu dönemde açılarak eğitime başlamıştır.

Eğitim alanında ki faaliyetlerde, 4K (kol, kuvvet, kafa, kalp) olarak adlandırılan çeşitli

branşlardaki kurslar ve kapatılıncaya kadar Sakarya halkına hizmet veren Halk Evi’nin

etkinlikleri de önemli bir yere sahip olmuştur.

1950’lerde ülke genelinde sayısı çoğalan dernek ve cemiyetlerin benzer isimdeki şubeleri

Sakarya’da da açılarak, meslek gruplarının dayanışması ve düzene sokulması

sağlanmıştır. Bu dönemde çalışma hayatı, eğitim ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma

alanlarında çok sayıda derneğin faaliyete başladığını ve faydalı çalışmalar yürüttüklerini

görmek mümkündür. Dernekler halkın günlük yaşantısına, sundukları kültürel ve sosyal

etkinlikleri ile katkılar sağlamışlardır.

Sosyal faaliyet alanlarından biri olan spor dalları Sakarya’da en çok rağbet edilen etkinlik

grubunu oluşturmuştur. Sakarya İl Merkezinde 11, ilçelerde 9 olmak üzere toplam 20 adet

spor kulübünün 3’ü hariç tamamı DP döneminde 1950-1960 arasında kurulmuştur. Kulüp

sayısının bu dönemde birçok ile göre fazla olduğu anlaşılmaktadır. Halkın günlük

427

yaşamında kültürel faaliyet olarak katıldığı Tiyatro ve sinema ile müzikal etkinlikler de

şehirde bulunan salonlarda icra edilmiştir. 1954-1960 döneminde halkın ulaşabileceği 6

adet sinema salonu bulunmaktadır. 1950’lerin başında tiyatro alanında hizmet veren yer

ise, Ünal Tiyatrosu’dur. Bu salonlarda hem film ve oyunların sergilenmesinde hem de

çeşitli konserlerin düzenlenmesinde kullanılmıştır. 1950’lerde peş peşe açılan sinema

salonlarına bakarak, Sakarya halkının bu etkinliklere katılımının zamanla yüksek

sayılabilecek seviyelere ulaştığını söylemek mümkündür.

1950 yılından sonra yaşanan çok sesli siyasi atmosfer, basın hayatında da kendisini

göstermiş ve Sakarya’da yeni isimlerle yerel gazeteler kurulmuştur. Özellikle 1954

yılından sonra il olarak basında bir hareket kazanılmış ve Hakikat, Sakarya Postası,

Demokrat Sakarya, Son Dakika, Sabah, Cemiyet, Gürses, Sakarya Expres gibi günlük

yayın yapan gazeteler faaliyete geçmiştir. Aynı zamanda ilçelerde de Geyve Postası,

Hendek Postası, Sapanca Postası gibi isimlerle gazeteler çıkarılmıştır. Gazetelerdeki

çeşitlilik ve basına rağbet, Sakarya halkının eğitim ve kültür seviyesinin de bir

değerlendirmesi olarak yorumlanabilir.

Sakarya’nın sağlık alanında uğraştığı işlerin başında bu dönemde, veremle savaş

gelmiştir. 1951 yılında 645 ölümün 100’ü verem sebebiyle yaşanmıştır. Bu sayı durumu

ortaya koymaktadır. Bu sebeple hastalıkla mücadele ve hastaların sağlıklı beslenmesi için

gerekli yardımların yapılmasına başlanmıştır. İlçelere Verem Savaş dispanserleri

açılarak, aşı uygulamasının yaygınlaştırılmasına çalışılmıştır. Köylere yönelik olarak da

sıtma ve çocuk hastalıkları konusu ele alınmıştır. Bu konuda belirli bir ölçüde gelişme

kaydedilmiştir. Adapazarı’nda bulunan eski devlet hastanesinin, modern imkanlara

kavuşturularak Sakarya Devlet Hastanesi adıyla yeniden açılması 1957 yılında

gerçekleşmiştir. Ayrıca 1959 yılında Adapazarı Sosyal Sigortalar Hastanesi faaliyete

geçirilmiştir. 1958 yılında Özel Hastane statüsünde bir hastane açılmış, şehirde Tabip

Odasına bağlı özel muayenehaneler de hizmet vermeye başlamıştır. Kızılay ve Çocuk

Esirgeme Kurumu’na sahip olan Sakarya’da 1957 yılında Muhtaç Çocukları Koruma

Birliği adında bir yardım kurumu daha faaliyete başlamıştır.

Sonuç olarak, Sakarya’nın gerek siyasi öncüleri, gerek yerel yöneticileri ve katılımcı

halkı ile, 1950-1960 döneminde, iktidar partisi olan DP’nin izlediği politikaların tüm

yansımalarını bölgesel olarak takip ettiğini ve olumlu gelişmelerden faydalandığını, eksik

hizmetler konusunda başarılı çalışmalar yürüttüğünü söylemek mümkündür.

428

KAYNAKÇA

Arşivler

Milli Kütüphane Mikrofilm Arşivi

Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Özel Arşivi

Sakarya Muharip Gaziler Derneği Arşivi

TBMM Arşivi

Milletvekili Tercüme-i Hal ve Mazbata Dosyaları

T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet Arşivi (BCA)

BCA, Bakanlar Kurulu Katoloğu (030.18.01)

BCA, Bayındırlık Katoloğu (030.01.0.0)

BCA, Cumhuriyet Halk Partisi Katoloğu (490.1.0.0)

BCA, Müşterek Kararnameler Katoloğu (030.10/030.11)

429

Resmi Yayınlar

Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, Dünden Bugüne Adapazarı, Adapazarı: Adapazarı

Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü Yayınları No.8, 2004.

ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, İstanbul: Sulhi Garan

Matbaası, 1958.

Ayın Tarihi Dergisi

Cumhuriyetin 50. Yılında Sakarya 1973 İl Yıllığı, İstanbul: Sakarya Valiliği Yayınları,

1973.

Kocaeli 1967 İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970.

Resmi Gazete

Sakarya 1967 İl Yıllığı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1970.

TBMM Albümü 1920-2010, Ankara: TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Yayınları, 2010.

TBMM Zabıt Ceridesi (TBMMZC), Devre: IX, X, XI.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul:

Hüsnü Tabiat Basımevi, 1937.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 22 Ekim 1950 Genel Nüfus Sayımı,

İstanbul: 1961.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı, Ankara:

1956.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve

Ekonomik Nitelikleri, 54-Sakarya İli, 1975.

T.C Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1954-1958),

Ankara: 1959.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Zirai Bünye ve İstihsal (1958-1960),

Ankara: 1962.

T.C. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: 1968.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim (1950-

1951), Ankara: 1951.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri İlköğretim

(1960-1961), Ankara: 1965.

430

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul

(1950-1951), Ankara: 1951.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri Ortaokul

(1953-1960), Ankara: 1963.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri, Meslek,

Teknik ve Yükseköğretim (1953-1960), Ankara: 1963.

T.C. Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (DİE), Milli Eğitim İstatistikleri, Milli Halk,

Çocuk, Üniversite ve Okul Kütüphaneleri (1959-1968), Ankara: DİE Matbaası,

1972.

431

Gazeteler

Ada Postası

Adapazarı Akşam Haberleri

Anadolu

Ayın Tarihi

Bizim Şehir

Cemiyet

Cumhuriyet

Demokrat Adapazarı

Demokrat Sakarya

Hakikat

Halkın Sesi

Hürriyet

Milliyet

Sakarya

Sakarya Ekspres

Sakarya Gazetesi

Sakarya Postası

Türk Yolu

Ulus

Vatan Gazetesi Kocaeli İlavesi

Yeni Ada Postası

Yeni Sabah

Yeni Zurna

Zafer

432

Kitaplar

ADIVAR, Halide Edip, Ateşten Gömlek, İstanbul: Atlas Yayınları, 1984 .

AĞAOĞLU, Samet, Arkadaşım Menderes, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2011.

AKKAYA, Bülent, Demokrat Parti Döneminde Türkiye’nin İç Güvenliği (1950-1960),

Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi,

Sivas, 2010.

AKTAŞ, Ali, Farklı Kimliklerin Kavşak Noktası: Kültürel Renkleri İle Sakarya

(Sakarya’nın Toplumsal ve Kültürel Yapısı), Adapazarı Merkez Belediyesi

Yayınları, Sakarya: 2008.

AKŞİN, Sina, Çağdaş Türkiye 4 (1908-1980), İstanbul: Cem Yayınevi, 2013.

ALTINTAŞ, Mustafa, Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Uygulama Sonuçları, Muğla

İşletmecilik Meslek Yüksekokulu Yayınları, 1978.

APAK, Rahmi, İstiklal Savaşında Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara: Türk Tarih

Kurumu Yayınları, 1990.

ARTUÇ, İbrahim, Kurtuluş Savaşı Başlarken, İstanbul: Kastaş Yayınları, 1987.

ATASEVER, Gülbahar, Siyasal Parti Tipolojisi, İttihat ve Terakki’den Günümüze

Türkiye’de Siyasal Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010.

AYDEMİR, Şevket Süreyya, Menderes’in Dramı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993.

AYDEMİR, Şevket Süreyya, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Ankara: Remzi

Kitabevi, 2000.

AYDIN, Hüseyin, Türkiye’nin Yurtdışına Asker Gönderme Kararlarında Yasama ve

Yürütmenin Rolü, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış

Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2010.

BALCIOĞLU, Talia, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul: Işıl Matbaası, 1952.

BAŞAR, Haşmet, Adapazarı Şeker Fabrikası ve Çevreye Yaptığı Sosyal Tesirler,

Adapazarı: Sakarya Sosyal Araştırmalar Merkezi, Yayın Seri: C, Sayı: 16.

BAŞGİL, Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, İstanbul: Kubbealtı, 2017.

CENTEL, Nur- ZAFER, Hamide-ÇAKMUT, Özlem, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar,

İstanbul: Beta Yayıncılık, 2007.

ÇAĞLAR, Yücel, Esnaf, Sanatkar ve Çevre, Ankara: Türkiye Çevre Vakfı ve Frıedrıch

Naumann Vakfı Çevre Bilgi Merkezi (ÇBM) Yayın No:1, 1994.

ÇANKAYA, Necati, Atatürk’ün Hayatı, Konuşmaları ve Yurt Gezileri, İstanbul: Tifdruk

Matbaacılık, 1985.

433

ÇETİN, Yusuf, Sakarya’nın Kültürel ve Tarihi Mirası, Sakarya Valiliği, Melisa

Matbaacılık, 2009.

ÇEVİK, Zeki, Müdafaa-i Hukuk’tan Halk Fırkası’na Geçiş (1918-1923), Ankara:

Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2002.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Programı, Ankara: Ulus Basımevi, 1935.

Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) Programı, Ankara: Yeni Matbaa, 1954.

DEMİREL, Ahmet, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele Döneminde Seçimler, İstanbul:

İletişim Yayınları, 2010.

DEMİREL, Tanel, Türkiye’nin Uzun 10 Yılı, Demokrat Parti İktidarı ve 27 Mayıs

Darbesi, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011.

Demokrat Parti (DP) Programı, Ankara: 1946.

ERENDİL, Muzaffer, Türlü Yönleri ile Sakarya İli, Ankara: Nur Ofset, 1982.

ERGİN, Nureddin, Arifiye Öğretmen Okulu ve Tarihçesi, Adapazarı: Sakarya Saosyal

Araştırma Merkezi Yayını Seri: A, No: 7.

ERÖZ, M- ALPAN, S., Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, SESAM (Sakarya

Sosyal Araştırmalar Merkezi) Yayını, İstanbul: Fakülteler Matbaası, 1968.

ERYILMAZ, Bilal–ES, Muharrem-ÇALIŞIR, Mustafa-ŞANVER, Cahit, Adapazarı

Metropoliten Alanında Nüfus ve Gelişimi Araştırması, Sakarya: Sakarya

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayını, 1996.

GOLOĞLU, Mahmut, Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938), Ankara: Kalite Matbaası,

1974.

GÖÇER, Orhan, Adapazarı ve Fizik Planlaması, İstanbul: Sakarya Sosyal Araştırmalar

Merkezi Yayını (SESAM), Yayın No. 5, 1968.

GÖKÇEN, Rifat, Sakarya ve Marmara Bölgesi, İstanbul: Özyürek Yayınevi, 1992.

GÜREŞÇİ, Ertuğrul, Kırsal Göç, Tarım ve Toplum Üzerine Köşede Kalan Yazılar,

İstanbul: Semerci Yayınları, 2014.

GÜVENÇ, B.-SHORTER, F.C., Türkiye Demografyası, Ankara: Hacettepe Üniversitesi

Yayınları, 1971.

HACIMİRZAOĞLU, Ayşe Berktay, 75 Yılda Köylerden Şehirlere, İstanbul: Türkiye İş

Bankası Yayınları, 1999.

İNAN, Arı, Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmit Konuşmaları, Kocaeli: İzmit Belediyesi

Kültür Yayınları, 2012.

434

İNÖNÜ, İsmet, Eğitim-Öğretim Üzerine, Haz.İlhan Turan, Ankara: Türk Eğitim Derneği

İnönü Vakfı Yayınları, 2002.

İPEK, Nedim, Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu

Yayınları, 1999.

KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, c.VIII, Ankara: TTK Yayınları, 1988.

KARANFİL, Leyla, Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, Ankara: Akvaryum

Yayınevi, 2005.

KARPAT, Kemal H., Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal Özellikleri,

Çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003.

KEPENEK, Yakup-YENTÜRK, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, 2011.

KOÇAK, Cemil, Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: İletişim

Yayınları, 2006.

KOÇAK, Cemil, Darbeler Tarihi, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs ve 12 Mart, İstanbul:

Timaş Yayınları, 2016.

KOÇAK, Cemil, İkinci Parti Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-

1950), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010.

NARİN, Resul, XIX. Yüzyılda Adapazarı, Sakarya: Sakarya İl Kültür ve Turizm

Müdürlüğü Yayını, 2011.

NİŞANCIK, İrfan Özdilek, Adapazarı Tiyatro Tarihi, Adapazarı: Adapazarı Büyükşehir

Belediyesi Yayınları, 2007.

OLGUN, Kenan, Yöresel Kalkınmada Adapazarı Halkevi, İstanbul: Değişim Yayınları,

2008.

ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür

Yayınları, 1998.

ÖYMEN, Hıfzırrahman Raşit, Türkiye’nin Ana Eğitim Problemleri (Devrimler ve

Reformlar Açısından), Ankara: Ayyıldız Matbaası, 1969.

ÖZDEMİR, Kamil, Demokrat Parti Dönemi Adapazarı-Sakarya’da Siyasi Hayat (1946-

1960), Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü,

Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2011.

ÖZEL, Sabahattin, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Milli Mücadele, Sakarya: Adapazarı

Belediyesi Yayınları, 1987.

ÖZER, İlbeyi, Demokrat Parti Dönemi Siyasi ve Sosyal Hayat, İstanbul: İskenderiye

Yayınları, 2015.

435

Sakarya, Sakarya İl Turizm Komitesi Yayınları, Adapazarı: 1965.

SÜSLÜ, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara: Sistem Ofset, 1990.

ŞAHİN, Enis, Kronolojik Adapazarı-Sakarya Tarihi (1923-2004), Adapazarı: Sakarya

Üniversitesi Yayınları, 2004.

ŞAHİN, Enis, Sakarya Basın Tarihi 1919-2004, İstanbul: Sakarya Gazeteciler Cemiyeti

Yayını, 2005.

ŞAHİN, Hüseyin, Türkiye Ekonomisi, Bursa: Ezgi Kitabevi, 2016.

ŞEYBANLIOĞLU, Mustafa Emrah, Hırsızlık Suçu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara,

2010.

ŞİDE, M. Sadık, Çalışma Hayatı, Türk-İş ve Sendikalar, İstanbul: 2004.

TANSEL, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Ankara: M.E.B. Yayınevi, c. IV.

1978.

TİMUR, Taner, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, İstanbul: İletişim Yayınları, 1991.

TOKER, Metin, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları Tek Partiden Çok Partiye 1944-

1950, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1990.

TOKER, Metin, DP’nin Altın Yılları (1950-1954), İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1991.

TUĞLACI, Pars, Osmanlı Şehirleri, İstanbul: Milliyet Yayınları, 1985.

TUNA, Fahri, Adapazarı Yazıları, Sakarya: Değişim Yayınları, 2007.

TUNA, Fahri, Aynalıkavak Yazıları, Sakarya: Sakarya Valiliği Yayınları, 2011.

TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye’de Siyasal Partiler, I, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İletişim

Yayınları, İstanbul: 2007.

TUNCER, Erol- DANACI, Necati, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri,

Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV), 2003.

TUNCER, Erol, 1957 Seçimleri, Ankara: Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar

Vakfı (TESAV), 2010.

TUNÇ, Bilal, Demokrat Parti Dönemi’nde Kocaeli 1950-1960, Sakarya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Sakarya, 2016.

TUNÇAY, Mete, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-

1931), İstanbul: Cem Yayınları, 1992.

TURAN, Şerafettin, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (14 Mayıs

1950-24 Mayıs 1960), Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999.

436

Türkiye Köylü Partisi (TKP), Gaye-Prensipler, Tüzük, Program, Beyanname, İstanbul:

Türkiye Basımevi, 1952.

Türkiye İller Ansiklopedisi, c. II, İstanbul: 2005.

TÜTENGİL, Cavit Orhan, Sakarya Basını, The Press of Adapazarı, İstanbul: 1968.

ULUGÜN, F. Yavuz, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı Döneminde Kocaeli, Kocaeli:

Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Yayını, 2000.

YILDIRIM, Fahri, 333’den 1933’e Seyahatnamelerde Sakarya, Sakarya: Sakarya İl

Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, 2010.

Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. VII, İstanbul: Anadolu

Yayınları, 1983.

Yurt Ansiklopedisi İl İl Türkiye, Dünü, Bugünü, Yarını, c. IX, İstanbul: Anadolu

Yayınları, 1983.

YÜCE, Rifat, Kocaeli Tarihi ve Rehberi, Kocaeli: Demkar Yayınevi, 2007.

ZÜRCHER, Eric Jan, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet Terakkiperver

Cumhuriyet Fırkası (1924-1925), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010.

437

Makale ve Bildiriler

“Adapazarı’ndan Notlar”, Ada Kariyesi’nden Sakarya Vilayeti’ne, I (1953), s. 50

Adapazarı Öğretmenler Yardımlaşma Derneği, Dernek, 1(Nisan 1955).

AKKAYA, Bülent, “Türkiye’nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı”, Akademik Bakış

Dergisi, (Şubat 2012), s. 1-20.

ALBAYRAK, Mustafa, “Demokrat Parti Döneminde Milli Korunma Kanunu

Uygulamaları (1955-1960)”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 23/67-69

(Kasım 2007), s. 219-250.

ALBAYRAK, Mustafa, “Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki Yeri ve Önemi”,

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 24/71 (Temmuz 2018), s. 341-380.

ALKAN, Mehmet Ö., “Türkiye’de Seçim Sistemi Tercihinin Misyon Boyutu ve

Demokratik Gelişime Etkileri (Siyaset Bilimi ve Siyaset Sosyolojisi

Yaklaşımıyla)”, Anayasa Yargısı, 23 (2006), s. 133-165.

ALPER, S., ARAP, E.,DEĞİRMENCİOĞLU, B., “Unutulan Savaş Kore Savaşı”, Türk

Hukuk Gündemi Dergisi, I (2014), s. 74-83.

AMASYALI, Fikret, “Yardım Dernekleri”, Adapazarı Akşam Haberleri, 12 Ocak 1952,

Sayı: 33, s.1.

ARDAMAN, Asım, “Adapazarı ve İktisadi Bakımdan Bugünü ve Yarını”; Ada

Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi, I (1953), s. 42-48.

ARITÜRK, Emin- ARPACIK, Rafet- ALTINSAAT, Kadir, “Karasu İnekhanesi

Holştayn İneklerinde Bazı Süt Verimi Özellikleri”, Ankara Üniversitesi Veteriner

Fakültesi Yayını, 3/15 (1968), s. 302-306.

ATNUR, İbrahim Ethem, “Rum ve Ermenilerin İzmit-Adapazarı Bölgesinden Tehciri ve

Yeniden İskanları Meselesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu

(22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 126-132.

AYDAR, Kemal, “İl Merkezliğine Namzet Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya

Vilâyeti’ne Dergisi, I (1953), s. 24-27.

BALCIOĞLU, Hasan Muzaffer, “Ada Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne”, Ada

Kariyesinden Sakarya Vilâyeti’ne Dergisi, I (1953), s. 6-14.

BALCIOĞLU, Hasan, “Ekonomi Yönünden Sakarya İli”, Ada Kariyesi’nden Sakarya

Vilayeti’ne Dergisi, I (1953), s. 28-36.

BAŞAR, Erdoğan, “Demokrat Parti Dönemi Eğitim Hareketleri”, Eğitim Üç Aylık İlmi

Dergi, 1 (1992), s. 88-123.

438

BULUT, Sedef, “Üçüncü Dönem Demokrat Parti İktidarı (1957-1960): Siyasi Baskılar

ve Tahkikat Komisyonu”, Akademik Bakış, 2/4 (2009), s. 125-145.

ÇAĞLAR, Günay, “Milli Mücadele’de Çerkez Ethem’in Kuzey-Batı Anadolu’daki

Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran

1998), Adapazarı: 1999, s. 133-141.

ÇAKMAK, Diren, “Türk Siyasal Yaşamında Bir Muhalefet Partisi Örneği: Hürriyet

Partisi (1955-1958)”, Akademik Bakış, 2/3 (2008), s. 153-186.

DİKİCİ, Ali, “Demokrat Parti Döneminde İç Güvenlik ve Polis Teşkilatı”, Akademik

Bakış, III/5, 2009, s. 61-70.

DURAK, Gökhan, “Türk ve Dünya Basınında Kore Savaşı ve Türkiye”, Uluslararası

Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8/36 (Şubat 2015), s. 323-339.

EKEN, Musa,“Adapazarı Metropoliten Alanında Belediyecilik ve Sorunları”, Dünden

Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya

Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 8-38.

EMİROĞLU, Atiye- KOÇYİĞİT, Nezehat- KESİCİ, Senem, “’Demokrat Parti

Yönetiminde Ekonomik Politikalar”, Tarihin Peşinde Uluslararası Tarih ve

Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8 (2012), s. 72-92.

ERDOĞAN, Caner, “Tek Parti İktidarı Döneminde (1923-1950) Cumhuriyet Halk

Partisi’nin Örgütlenme Yapısının ve Yönetim Anlayışının Çözümlenmesi”,

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 10/52 ( Ekim 2017), s. 366-379.

EROĞLU, Türker, “Sakarya’da Musiki”, Sakarya İli Tarihi, c. II Sakarya: SAÜ.

Rektörlüğü Yayınları, 2005, s. 1091-1095.

FINDIKOĞLU, Z. F., “Adapazarı’nın Şehirleşmesi ve Başlıca Sosyolojik Problemleri”,

Istanbul Journal of Sociological Studies, 0/7 (Eylül 2011), s. 1-60.

GÜL, Mustafa, “Sakarya Meydan Muharebesi Hakkında Genel Bir Değerlendirme”, I.

Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),

Adapazarı: 1999, s. 188-195.

GÜNEŞ, Ahmet, “Ağaç Denizinde Bir Kaza ve İki Köy: Ada, Koyluca-i Kebir ve Sagir”,

I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998),

Adapazarı: 1999, s. 67-76.

İNANDIK, Hamit, “Adapazarı Bölgesinin İklimi ve Bitki Örtüsü”, Türk Coğrafya

Dergisi, 0/13 (Ekim 2014), s. 125-140.

İPEK, Nedim, “Sakarya’ya Türk Göçleri”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya: Sakarya

Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, c. I , 2005, s. 633-660.

KARAVUL, Can- BEYHAN, Günay- SELİM, Haluk, “Sakarya Bölgesinin

Depremselliği ve Depremi Önceden Haber Verme Çalışmaları”, Dünden Bugüne

439

Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya

Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 87-94.

KAYNAR, İhsan Serdar, “Haydarpaşa-İzmit Demiryolu ve İskelelerle İlişkisi”, Ordu

Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, (Temmuz 2015), s. 136-148.

KEYDER, Çağlar-PAMUK, Şevket, “1945 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu Üzerine

Tezler”, Yapıt Toplumsal Araştırmalar Dergisi, 8 (1984), s. 52-63.

KILINÇ, Mustafa, “Türk Demokrasi Tarihinde Millet Partisi ve Osman Bölükbaşı

Üzerine Bir İnceleme (1948-1973)”, Journal Of Social And Humanities Sciences

Research, 5/23 (2018), s. 1241-1246.

KOÇAK, Süleyman Yaman- EKŞİ, Ali, “Katılımcılık ve Demokrasi Perspektifinden

Türkiye’de Yerel Yönetimler”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler

Dergisi, 21 (Mayıs 2010), s. 295-307.

KONUKÇU, Enver, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve

Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 14-20.

KONUKÇU, Enver, “Sakarya Yolları, Kara ve Demiryolu Ulaşımı”, Sakarya: Sakarya

İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, c.I, 2005, s. 595-631.

KONUKÇU, Enver –ŞAHİN, Enis, “Cumhuriyet Dönemi’nde Adapazarı ve Çevresinde

Mülki Yapılanma”, Sakarya İli Tarihi, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü

Yayınları, c. II, Sakarya: 2005, s. 877-905.

KÖKSAL, Osman, “Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Döneminde Sakarya

Bölgesindeki Mücadeleler”, “Sakarya’nın Tarihi Coğrafyası”, I. Sakarya ve

Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.

31-40.

KUTLUATA, Münir, “Sakarya’da Bankacılık ve Türk Ticaret Bankası”, Sosyoloji

Konferansları Dergisi, XI (1970), 50-106.

LİMONCUOĞLU, Alihan, “Türkiye’de Üçüncü Yolun Başı Millet Partisi (1948)”,

Akademik Hassasiyetler Dergisi, 5/10 (2018), s. 145-155.

OKTAR, Suat-VARLI, Arzu, “Türkiye’de 1950-1954 döneminde DP’nin Tarım

Politikası”, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,

28/1 (2010), s. 1-22.

OLGUN, Kenan, “Sakarya’da Eğitim”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya: SAÜ. Yayınları

2005, s. 945-1008.

OLGUN, Kenan, “İzmit Sancağı’nda 1912 Seçimleri ve Milletvekillerinin Meclisteki

Faaliyetleri”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran

1998), Adapazarı: 1999, s. 111-125.

440

ÖZEK, Çetin, “Türk Ceza Hukukunda Kumar Suçu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Mecmuası, 29/1-2 (1963), s. 121-156.

ÖZER, Sevilay, Demokrat Parti Dönemi Zirai Makineleşme Hareketi ve Sonuçları,

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi,

31 (Nisan 2014), s. 61-80.

PINAR, Mehmet, “Kocaeli’nde Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Faaliyetleri”,

Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri III,

Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2016, s. 89-90.

PINAR, Mehmet,“Anadoluculuk Ekseninde Türkiye Köylü Partisi”, Van Yüzüncü Yıl

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 37 (2017), s. 317-340.

SARI, Mustafa-NARİN, Resul, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı İslam Ticaret

Bankası”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-

22 Nisan 2006), Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, c. II,

2007, s.938-962.

SAVAŞ, Selami, “Verem Mücadelesinde Hekimlerden Şikayet”, Adapazarı Akşam

Haberleri, 22 Ocak 1952, Sayı: 40.

SOFUOĞLU, Ebubekir, “Adapazarı’nda Belediyecilik Faaliyetleri”, Sakarya İli Tarihi,

c.II, Sakarya: 2005, s. 1009-1090.

SOLAK, Ömer-AKBAL, İsmail, “Millî Mücadele’yi Konu Alan Romanlarda Kocaeli ve

Çevresi”, I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri (20-

22 Nisan 2006), c.II, Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları,

2007, s. 996-1006.

SUBAŞI, Turgut, “I. Meşrutiyet Döneminde Adapazarı’ndaki Sosyal Hayat Hakkında

Bazı Gözlemler”, Sakarya İli Tarihi, c. I, Sakarya: Sakarya Üniversitesi

Rektörlüğü Yayınları, 2005, s. 409-448.

ŞAHİN, Enis, “Cumhuriyet Dönemi Sakarya Depremleri”, Sakarya İli Tarihi, c. II,

Sakarya: 2005, s. 771-820.

ŞAHİN, Enis, “Geyve ve Ali Fuat Paşa”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür

Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s.150-160.

ŞAHİN, Enis, “Sakarya Vilayetinin Oluşumu”, Sakarya İli Tarihi, c. II, Sakarya 2005, s.

907-943.

ŞAHİN, Enis- TUNÇ, Bilal, “Demokrat Parti’nin Kuruluş Süreci ve DP-CHP Arasındaki

Siyasi Mücadelesi (1945-1947)”, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, 1/2

(2015), s. 31-69.

ŞAVKILI, Cengiz AYDIN, Tülay, “Tek Parti Döneminde CHP’nin Yozgat Teşkilatı

(1939-1942)”, I. Uluslararası Bozok Sempozyumu (05-07 Mayıs 2016), Bildiri

Kitabı, c. 2, Yozgat: 2016, s. 329-337.

441

TARKAN, Talat, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya

Vilayetine Dergisi, (1953), s. 15-20.

TAŞDELEN, Musa, “Sakarya’nın Sosyal ve İktisadi Yapısı Üzerine”, Sakarya İli Tarihi,

c. II, Sakarya: 2005, s. 833-846.

TİRYAKİ, Ayça, “Sangarius Köprüsü”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür

Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 204-210.

TUĞLUOĞLU, Fatih, Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Nüfus Sayımı: 20 İlkteşrin 1935

“Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, c.

XII/25 (Güz 2012), s. 55-78.

TUNCEL, Metin, “Türkiye’de Yeni Şehirler Adapazarı Örneği”, I. Sakarya ve Çevresi

Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Sakarya Üniversitesi

Yayınları, Adapazarı: 1999, s. 1-5.

TUNCEL, Metin, “Adapazarı” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

(DİA), c. I. İstanbul: 1988.

TUNCEL, M., “İzmit” Maddesi, Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), c. XXIII,

Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 1999.

UYSAL, Hayrettin, Sapanca İlçe Kuruluş Hatırası 1 Eylül 1957, Sakarya: Sapanca İlçe

Kutlama Komitesi Yayını, 1957.

UZUN, Turgay, “Siyasal Partiler ve Türkiye”, İttihat ve Terakki’den Günümüze

Türkiye’de Siyasal Partiler, Ankara: Orion Kitabevi, 2010.

YAŞA, Memduh ve İlim Heyeti, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1978),

Akbank Kültür Yayını, İstanbul: Apa Ofset Basımevi, 1980.

YAVUZ, Nuri, “Sakarya ve Çevresinin Türk Hakimiyetine Girişi”, I. Sakarya ve Çevresi

Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 21-30.

YILDIRIM, Engin, “Anadolu’da Sendikacılığın Gelişimi: Adapazarı Örneği”, Dünden

Bugüne Adapazarı Sempozyumu Bildirileri (4 Haziran 1997), Adapazarı: Sakarya

Üniversitesi Basımevi, 1997, s. 197-204

YURT, Recep, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Sakarya İline Olan Göçler ve Sakarya

Nüfusuna Etkilerinin İncelenmesi”, I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve Kültür

Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Adapazarı: 1999, s. 6-13.

442

Söyleşi, Belgesel ve İnternet

ÇİMEN, Ali, “Demokrat Parti Dönemi (1950-1960) İç Gelişmeler Nelerdir?”, Sessiz

Tarih, 5 (2014), http://www.sessiztarih.net/2014/05/demokrat-parti-donemi-

1950-1960-ic.html. (Erişim Tarihi: 03.10.2017).

Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ikinci şubede görev yapmış emekli polis memuru ile yapılan

görüşme (Aralık 2017).

Sakarya Muharip Gaziler Derneği Başkanı Erol Demir ile yapılan görüşme (Mart 2018).

TOKER,Kemalettin,“KadastroMevzuatı”,https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/ice

rik/ekleri/kadastro_mevzuati_ders_notu_2016.pdf. (Erişim Tarihi: 10.10.2016).

TUNA, Fahri, “Okan Müderrisoğlu İle 40 soruda Adapazarı”, Türkiye Yazarlar Birliği,

http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm

(Erişim Tarihi: 22.07.2018).

TUNA, Fahri, “40 Soruda Ş. (Mehmed Selahaddin Şimşek) ve Adapazarı,

http://www.tyb.org.tr/40-soruda-s-mehmed-selahaddin-simsek-ve-adapazari-

6261yy.htm (Erişim Tarihi: 22.07.2018).

TUNA, Fahri, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı” ,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-

paker-ile-40-soruda-adapazari-5353yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018

TUNA, Fahri, “M. Nuri Paker ile 40 soruda Adapazarı”,http://www.tyb.org.tr/m-nuri-

paker-ile-40-soruda-adapazari-5353yy.htm; (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

TUNA, Fahri, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-

soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

TUNA, Fahri, “İbrahim Ertiryaki İle 40 Soruda Adapazarı”,

http://www.tyb.org.tr/ibrahim-ertiryaki-ile-40-soruda-adapazari-6626yy.htm

(Erişim Tarihi: 20.07.2018)

TUNA, Fahri, “Vahdettin Sevinç İle 40 soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/prof-

dr-vahdettin-sevinc-ile-40-soruda-adapazari-6804yy.htm, (Erişim Tarihi:

22.07.2018).

TUNA, Fahri, “Mimar Muhammed Dayal ile 40 Soruda Adapazarı”,

http://www.tyb.org.tr/mimar-muhammet-dayal-ile-40-soruda-adapazari-

mimarisi-5536yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

TUNA, Fahri Tuna, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-

soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

TUNA, Fahri, “Okan Müderrisoğlu ile 40 Soruda Adapazarı”,

http://www.tyb.org.tr/okan-muderrisoglu-ile-40-soruda-adapazari-6362yy.htm

(Erişim Tarihi: 22.07.2018).

443

TUNA, Fahri, “40 Soruda Organizatör Hamdi Özarutan”, http://www.tyb.org.tr/40-

soruda-organizator-hamdi-ozarutan-5195yy.htm (Erişim Tarihi: 23.07.2018).

TUNA, Fahri, “Demir Can Dilek’le 40 Soruda Adapazarı”, http://www.tyb.org.tr/demir-

can-dilekle-40-soruda-adapazari-4834yy.htm. (Erişim Tarihi: 20.07.2018).

Türkiye Radyo Televizyon (TRT) Belgesel Yayını, “Sakarya Nehri”, 2016.

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html. (Erişim Tarihi: 08.12.2017).

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.2644.pdf (Erişim Tarihi: 08.09. 2016).

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2803.pdf (Erişim Tarihi: 14.10.2017).

http://www.kocaeli.gov.tr/gorev-yapmis-valiler (Erişim Tarihi: 07.02.2017).

www.sakaryarehberim.com/1083 (Erişim tarihi 19.12.2014).

http://www.sakaryarehberim.com/sehir-rehberi/sakaryanin-

ilceleri/kaynarca/35.(ErişimTarihi: 06.10.2017).

https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/E%C5%9Fref_Erkut (30.12.2019)

http://www.sakarya.gov.tr/default_b0.aspx?content=1044 (Erişim Tarihi: 08.09.2015).

www.sakaryayenigun.com (Erişim tarihi: 24.12.2014).

http://www.die.gov.tr/konularr/nufusSayimi.htm. (ErişimTarihi: 02.05.2015).

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelim

esec=176561. (03.09.2017).

http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/160.pdf. (Erişim Tarihi: 03.09.2017).

http://www.asayis.pol.tr/Sayfalar/Yankesicilik_kapka%C3%A7.aspx. (Erişim Tarihi:

02.09.2017).

http://www.halilibrahimcelik.av.tr/gasp-sucu-ve-cezasi-yagma-sucu (Erişim Tarihi:

03.09.2017).

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kacakcilik-sucu-ve-gumruk-kacakciligi-

suclari-cezasi.html (Erişim Tarihi: 02.09.2017).

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/gorevi-yaptirmamak-icin-direnme-sucu-

cezasi.html (Erişim Tarihi: 10.11.2017).

http://alonot.com/karaborsacilik-nedir. (Erişim Tarihi: 04.08.2017).

https://tekmanpost.wordpress.com/2013/10/18/yerel-yonetimlerde-acilim-1580-sayili-

belediye-kanunu-ile-5393-sayili-belediye-kanunu-arasindakifarklar/ (Erişim

Tarihi: 01.12.2016).

444

http://www.ata.boun.edu.tr/htr/Kaynakca/312/Keyder%20and%20Pamuk_Ciftciyi%20T

opraklandirme%20Kanunu.pdf (Erişim Tarihi 06.06.2016).

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/11/540/6666.pdf (Erşim Tarihi: 02.05.2016).

http://www.sakarya.pol.tr/Sayfalar/gorevyapmismudurler2.aspx. (Erişim Tarihi:

03.10.2017).

https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/1502

https://acikerisim.tbmm.gov.tr/bitstream/handle/11543/917/200805461_1946.pdf?seque

nce=1&isAllowed=y. (Erişim Tarihi: 02.09.2018).

http://muharipgaziler.org.tr/kore-savasi/ (Erişim Tarihi: 11.09.2017).

http://www.koresavasi.com/kore-savasi-sehitleri-kore-savasi-gazileri-2/kore-sehitleri-

listesi (Erişim Tarihi: 12.12.2017).

http://www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Baskanliklar/BaskanliklarTrafik/Gorevler

i.aspx (Erişim Tarihi: 08.12.2017).

http://trafik.net.tr/trafik-kazasi-nedir/ (Erişim Tarihi: 09.12.2017).

http://www.dkbb.gov.tr/?page_id=478 (Erişim Tarihi: 07.07.2018).

http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt10/sayi52_pdf/2tarih_siyaset_uluslararasiiliskiler

/erdogan_caner.pdf (Erişim Tarihi: 27.08.2019).

https://bozoksempozyumu.bozok.edu.tr/dosya/cilt2/329-337.pdf (Erişim Tarihi:

02.12.2018).

http://www.meb.gov.tr/meb/hasanali/egitimekatkilari/koy_enstitu.htm (Erişim Tarihi:

02.12.2018).

445

EKLER

EK 1: 1955 yılı Sakarya Vilâyeti’nin İhtiyaçlarına dair rapor; BCA, Fon Kodu:

030.01/117.743.3

446

EK 2: Sakarya’da Türkçeleştirilen tabii yer adları hakkında, BCA. Fon Kodu:

030.11.1/369.45.15

447

EK 3: Sakarya’da Türkçeleştirilen tabii yer adları hakkında, 2.sayfa. BCA. Fon Kodu:

030.11.1/369.45.15

448

EK 4: Adapazarı Türk Musiki Cemiyeti Başkanı Osman Erkaya; 1923, Osman Erkaya

(Mustafa Erkaya) Arşivi

EK 5: Adapazarı’nın İl Olduğu Gün, Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı, Vali Nazım

Üner, Cemal Babaç ve Mebuslar, 1 Aralık 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi

449

EK 6: Uzun Çarşı Ticaret ve Sanayi Odası Bina Açılışı, (Adapazarı Ticaret Odası

Personeli, Zeki Erdem, Osman Erkaya, Mustafa Orhun, Veznedar Boşnak Süleyman

Efendi ve Celal Bayar, Adnan Menderes), 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi

EK 7: 18.03.1948 tarihinde Ankara Cumhurbaşkanlığı köşkünde, Şeker Fabrikası

kurulması konusunda Cumhur Başkanı İsmet İnönü tarafından kabul edilen heyet.

Belediye Başkanı İzzet Şükrü Enez, Hasan Erman, Reşat Keremoğlu, Nüzhet Yığın, Dr.

Kadri Kalfaoğlu, Osman Erkaya, Başbakan Yardımcısı Nihat Erim; Osman Erkaya

(Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya No: 39/2

450

EK 8: Sakarya Valisi Nazım Üner’in başkanlığında, Adapazarını Güzelleştirme ve

Kalkındırma Derneği İdari Heyeti azaları ile birlikte yapılan toplantıdan, 27.01.1955;

Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi

EK 9: Adapazarı Belediye Başkanı Suavi Damalı başkanlığında, Belediye Meclisi

Toplantısından; 20.10.1954, Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi

451

EK 10: Sakarya’nın ilk Valisi Nazım Üner’in, Sakarya il olduktan sonra ilk merasim

geçişi, Yapı Kredi Önü, 1 Aralık 1954; Osman Erkaya (Mustafa Erkaya) Arşivi, Dosya

No: 90/2

452

EK 11: Demokrat Sakarya, 2 Aralık 1954, Sayı: 142

453

EK 12: Cemiyet, 23 Nisan 1958, Sayı: 117.

454

EK 13: Adapazarı Akşam Haberleri, 18 Temmuz 1956, Sayı: 1404.

455

EK 14: Yeni Ada Postası, 22 Mart 1956, Sayı: 1183.

456

Ek 15: Zaman, 23 Ağustos 1958, Sayı: 595.

457

EK 16: Sakarya Postası, 9 Mart 1955, Sayı: 232.

458

EK 17: Gürses, 4 Haziran 1958, Sayı: 77.

459

EK 18: Anadolu, 17 Ağustos 1957, Sayı: 404.

460

EK 19: Hakikat, 28 Ekim 1957, Sayı: 1094.

461

EK 20: Demokrat Adapazarı, 18 Mart 1958, Sayı: 33.

462

EK 21: Sakarya Ekspres, 31 Ekim 1957, Sayı: 44.

463

EK 22: Sakarya, 2 Temmuz 1959, Sayı: 24.

464

EK 23: Demokrat, 2 Haziran 1959, Sayı: 330.

465

EK 24: Hakikat, 31 Mayıs 1960, Sayı: 1647-70.

466

EK 25: İnkılâp, 1 Temmuz 1960, Sayı: 15.

467

EK 26: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Baha Hun (Mazbata), TBMM Arş. D. No: 1098.

468

EK 27: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Hamdi Başak (Mazbata), TBMM Arş. D. No:

1095.

469

EK 28: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Nusret Kirişçioğlu (Mazbata), TBMM Arş. D:

1100

470

EK 29: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Hamza Osman Erkan (Mazbata), TBMM Arş.

D: 1098.

471

EK 30: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Nüzhet Akın (Mazbata), TBMM Arş. D. No:

1093.

472

EK 31: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Rıfat Kadızade (Mazbata), TBMM Arş. D. No:

1093.

473

EK 32 : XI. Dönem Sakarya Milletvekili Selami Dinçer (Mazbata), TBMM Arş. D. No:

1096.

474

EK 33: XI. Dönem Sakarya Milletvekili Tacettin Barış (Mazbata), TBMM Arşv. D.

No: 1094.

475

ÖZGEÇMİŞ

Filiz Gemici, 06.10.1982 tarihinde Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde doğdu. Öğrenim

hayatına Ankara Öğretmen Kubilay İlkokulu’nda başladı. Ortaokul ve Lise eğitimini

Ankara Halide Edip Lisesi’nde tamamladı. 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Fen

Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini 2003 yılında tamamladı.

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Başkanlığı Türkiye

Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimine başladı ve 2007 yılında

mezun oldu. Aynı yıl, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim

Dalı Başkanlığı’nda Tarih Bilim Dalı Doktora Programı’nda öğrenim görmeye hak

kazandı.

2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara Nallıhan Şehit Ömer Boztepe Çok

Programlı Lisesi’nde kısa süreli vekil öğretmenlik görevi ile çalışma hayatına başladı.

2007/2008 Eğitim Öğretim yılında, Sakarya Üniversitesi’nin çeşitli birimlerinde Atatürk

İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı’na bağlı olarak ücretli okutmanlık yaptı. 2009

yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü’ne okutman kadrosu ile atandı. Halen,

aynı üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı bünyesinde

Öğretim Görevlisi olarak görevine devam etmektedir.