Süreli Yayın Tasarımı için Temel Tipografi Bilgisi (Ders Notları, 2004)
Unutulmuş Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarı: Semih Rüstem Temel
Transcript of Unutulmuş Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarı: Semih Rüstem Temel
Erken cumhuriyet döneminin öne çıkan, kilometretaşları olarak kabul edilen mimarlarının yaşam öyküleri, kariyerlerinin seyri ve tasarladıkları yapılarbirçok araştırmaya konu olmuştur. Fakat aynı yıllardaetkinlik göstermiş, dönemin mimarlık ortamına dahilkimi figürler kayıt, belge, çizim gibi kaynaklarıneksikliği sebebiyle mimarlık tarihi yazınında yerbulamamış ve geri planda kalmıştır. Bu kategorideele alınabilecek bir mimar olan Semih Rüstem Temel’in tanınan bir figür olmayışı; fazla eseri bulunmamasından ziyade, Amerika’ya göç etmesi veerken yaşta hayatını kaybetmesi ile ilişkili olarakhakkında çok az kaynağa/belgeye ulaşılabilmesiyleaçıklanabilir.
Semih Rüstem Temel hakkında elde edilebilecekilk bilgileri, Arkitekt dergisinde yayımlanan çeşitlihaberler, Başbakanlık Cumhuriyet ve BaşbakanlıkOsmanlı arşivlerinde bulunan birer belge ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanı oluşturur.Bu veriler arasında Semih Rüstem Temel’in yaşamöyküsünü ilgi çekici kılan ise 1.11.1946 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanında, NewYork’ta hayatını kaybeden mimarın, “Temel Corporation” isimli şirketin sahibi olduğunun belirtilmesidir.1 Erken cumhuriyet dönemi mimarlarınınAmerika’da etkinlik göstermeleri alışıldık bir durumdeğildir; dolayısıyla Semih Rüstem’in New York’taşirket sahibi olmasının şaşırtıcı bir bilgi olduğuyadsınamaz. Çalışma kapsamında yaptığım araştırmanın sonunda, 19. yüzyıldan itibaren Amerika’yayapılan gemi yolculuklarının kayıtlarının da mevcut
olduğu çevrimiçi bir arşivde,2 Semih Rüstem Temelve ailesinin 1944’te Kahire’den Baltimore’a gemiyoluyla ulaştıklarına dair bir kayıta ulaştım.3 Gemininkayıt defterinden bir sayfa olan evrakta Temel Ailesi’nin fertleri; Semih Rüstem’in eşi Elizabeth ile üççocukları Selim, Seniye ve Belkıs’ın isimleri,bildikleri diller, uyrukları, yaşları, meslekleri veAmerika’da kendilerine referans olan kişinin adıbelirtilmektedir. Bu belgeden yola çıkarak SemihRüstem Temel’in 1898 yılında doğduğu; Macarca,İngilizce ve Fransızca bildiği; Temel Ailesi’ne isedönemin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ünreferans olduğu verilerine ulaşılıyor. Bir sonrakiaşamada, Semih Rüstem Temel’in kızı Seniye Temelile torunu Derin Temel’e ulaşmak ve kendisininyardımları ile mimar hakkında daha fazla bilgi edinmek mümkün oldu (Şek. 1).
EĞİTİM HAYATI VE
MACAR TURANCILIĞI
1898 yılında doğan Semih Rüstem (Temel) çocukluk yıllarını Üsküdar’da geçirir. 4 Aile yapısı ileilgili fazla bilgiye ulaşılamamakla birlikte, babasıRüstem Bey’in Şirketi Hayriye’de çalışan makamsahibi biri olduğu biliniyor.5 Semih Rüstem 1911‒16yılları arasında Mektebi Sultani’ye devam eder,6
sınıf birinciliğili de aldığı başarılı bir öğrencilikhayatı geçirir.7 Mimarlık eğitimini ise BudapeşteÜniversitesi’nde görür.8 20. yüzyılın ilk çeyreğinde
* Arş. Gör.; İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü.1 “Ölüm”, Cumhuriyet, 1.11.1946, s. 8.2 www.ancestry.com.3 “List or Manifest of Alien Passangers for the United States, 4.23.1944‒4.25.1944” başlıklı belge:
www.ancestry.com/BaltimorePassangerLists18201948and19541957ForBelkisTemel (erişim tarihi: 23.10.2013).4 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.5 Robert Greenfield, The Last Sultan: The Life and Times of Ahmet Ertegun, Simon & Schuster, New York, 2011, s. 4.6 Tarhan Berkülen ve Celaleddin Kişmir, Galatasaray Lisesi: Pilava Kaşık Atanlar (1908‒2006), 2, Galatasaray Eğitim Vakfı,
İstanbul, 2006, s. 400.7 “Meccani Leyli Olarak Kaydını İsteyen Galatasaray Mektebi Sultanisi Talebesi Semih Bin Rüstem Efendi’nin Sınıfının
Birincisi Olup Olmadığının Bildirilmesi Talebi”: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), 27/L/1333, dosya no: 1211, gömlek no: 58.
8 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.
UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI:
SEMİH RÜSTEM TEMEL
M. DİLA GÜMÜŞ*
İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI / ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES, 3 | 2014
M. DİLA GÜMÜŞ228
eğitim amacıyla İstanbul’dan Macaristan’a gidenöğrencileri, Osmanlı Devleti ile ilişkide olan MacarTurancıları teşvik etmekte ve desteklemektedir.1910’dan itibaren Macaristan’da etkinlik gösterenTuran Cemiyeti ile bağlantılı olarak İstanbul’da daTahsili Sanayi Cemiyeti kurulur. Söz konusu cemiyet,başarılı Türk öğrencilerinin eğitim almak üzere Macaristan’a gönderilmelerini sağlayarak Turancı kadroların yetiştirilmesi hususunda girişimlerde bulunur.Bu girişimin sonucunda 1916‒17 öğretim yılında186 Türk öğrenci, İstanbul’da aldıkları Macar dilikursunun ardından çeşitli bölümlerde eğitim görmeküzere Macaristan’ın farklı üniversitelerine giderler.9
1921’de 200’den fazla Türk öğrenci Macaristan’dakiçeşitli üniversitelerden mezun olur. İstanbul’a dönenbir grup öğrenci “Eğitimini Macaristan’da GörenTürk Öğrenciler Cemiyeti”ni kurar. Söz konusu cemiyetin kurucu üyelerinin arasında Semih Rüstemde yer alır.10 Bu bilgi ışığında Turancılık hareketineeklemlendiği ve Tahsili Sanayi Cemiyeti aracılığıylaBudapeşte’ye gittiği anlaşılan Semih Rüstem, eğitiminitamamladıktan sonra da cemiyet ile ilişkisini koparmaz. Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği yıllarda,Turan Haber Ajansı Türk Seksiyonu oluşturulmuşve Avrupa kamuoyu Kurtuluş Savaşı’nın haklılığıkonusunda ikna edilmeye çalışılmıştır. Turan HaberAjansı’nın söz konusu dönemini anlatan bir broşürde,Semih Rüstem’in bu süreçte rol oynadığı belirtilmiştir:“Bu faaliyetlerde eğitimlerini Macaristan’da bitirenve şimdi artık ülkelerine geri dönen Türk öğrencilerinin de payı vardır. Bunlar arasında özellikle Dr.Semih Rüstem’in adını anmak istiyoruz.”11
Semih Rüstem Temel’in Macaristan’daki mimarlık ortamı ile kurduğu ilişki hakkında, Macarmimar Károly Kós’un İstanbul yayınından yaptığıçeviri ve Budapeşte Üniversitesi öğretim üyelerindenErno Foerk’in Macaristan’daki Türk eserlerini incelediği 1917 tarihli Török emlékek Magyarországbaisimli çalışmasına yaptığı çizim ve rölövelerle dahilolması12 birer ipucu sayılabilir. Semih Rüstem ileaynı üniversitede mimarlık eğitimi görmüş olanKós, 1917‒18 yıllarında mimari incelemelerde bulunması için İstanbul’a gönderilmiş ve bu incelemeninsonucunda İstanbul isimli kitabı yayımlamıştır.13
Kitabın içinde bir bölüm olan “OsmanlıTürk Camii”başlıklı metin, Semih Rüstem tarafından Osmanlıcayaçevrilip 1337 tarihli Dergâh dergisinde yayımlanır.14
Dönemin milliyetçilik anlayışı ve Turan düşüncesiile uyumlu olan metinde, Avrupa’daki sanat tarihiaraştırmalarının YunanRoma kültürü üzerine kurulması eleştirilir. İstanbul’un fethinden önce Türklerinkendilerine özgü, “müstakil” bir mimari anlayışlarınınbulunmadığı düşüncesine karşın, merkezi kubbeliyapı tipinin kökeninin UralAltay kavimlerine dayandığı, Türk mimarlığının bu yapı tipine doğrukararlı bir biçimde ilerlediği savunulur.15
9 Tarık Demirkan, Macar Turancıları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2000, s. 47.10 Demirkan, Macar Turancıları, s. 104.11 A.g.e., s. 54.12 Semavi Eyice, “Gülbaba Tekkesi ve Türbesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 14, 1996, s. 228‒230. Söz konusu
ansiklopedi maddesinde Török Emlékek Magyarországba adlı yayından ve Semih Rüstem’in bu yayına yönelik GülbabaTekkesi ve Türbesi’nin plan ve kesit çizimlerini yaptığından kısaca bahsedilmiştir. Fakat araştırma kapsamında yayınınorijinaline ulaşmak mümkün olmamıştır.
13 Károly Kós, Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul Mimarisinin Doğu Kökeni, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2008, s. 97‒108.14 Mehmet Nuhoğlu, “Cumhuriyet Öncesi Türkiyesi’ndeki Gazete ve Dergilerde Yayınlanan Sanat ve Sanat Tarihi Yazı/Makalelerinde
Fikri Yapı”, ekev Akademi Dergisi, 56, Yaz 2013, s. 83.15 Kós, Bizans’tan Osmanlı’ya, s. 97‒108.
Şek. 1: Semih Rüstem Temel, Elizabeth Temel ve Seniye
Temel, 1930’ların sonu (Derin Temel’in izniyle).
229UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI
Erno Foerk’in Macaristan’daki Türk eserleriüzerine çalışması ve aynı yıllarda Károly Kós’unİstanbul’a gönderilmesinden yola çıkılarak Macaristan’da Türk mimarlık tarihine duyulan ilginin,Macar Turan hareketi ile paralel olduğu öne sürülebilir.Semih Rüstem de bu bağlamda gerçekleştirilen araştırmalara, Tahsili Sanayi Cemiyeti’nin desteği ilemimarlık eğitimi alan bir Türk öğrenci olarak zamanzaman dahil olmuştur.
MİMARİ ÜRETİMLERİ
Eğitimini tamamladıktan sonra, Macar eşi Elizabeth ile birlikte Türkiye’ye dönen Semih Rüstem,İstanbul Kızıltoprak’a yerleşir.16 1930‒33 yıllarıarasındaki mimari üretimi Adana’da yoğunlaşır.1929 yılında, erken Cumhuriyet dönemi için ekonomikve teknolojik açıdan iddialı olduğu öne sürülebilecekAdana Mezbahası’nı projelendirir. İnşasına 1930’dabaşlanan yapı 1932’de tamamlanır. Semih RüstemTemel’in, mezbahanın konumu bakımından şehirleolan ilişkisinden inşaatta yerli malzeme kullanılmasıve yerel işçilerin çalıştırılmasına kadar birçok detaylabizzat ilgilendiği, Arkitekt dergisinde mezbahayı tanıtmak üzere yayımlanan yazıda da vurgulanır. Adana’nın sıcak iklim koşulları göz önünde bulundurularak merkezi bir planın tercih edilmediği mezbaha,
altı pavyondan ve bir su kulesinden meydana gelir.17
Erken Cumhuriyet döneminde devlet desteği ile inşaedilen büyük ölçekli yapılar, ilk yıllarda BirinciUlusal Mimarlık üslubunda, sonraki yıllarda ise Modern Hareket etkisinde tasarlanmıştır. Adana Mezbahası’nın su kulesi tasarımı ise, bu iki başlık altındadeğerlendirilemeyecek biçimsel özellikler taşır (Şek.2). Kiremit kullanılan dörtgen tabanlı, piramit biçimindeki üst örtüsü ile konsollarının biçiminin, Macarmimarisinden etkiler taşıdığı söylenebilir. Mezbahanınsu kulesi, Semih Rüstem Temel’in eğitim aldığı Budapeşte kentinde bulunan 1908 tarihli VajdahunyadKalesi’nin kulesi ile dikkat çekici derecede benzerlikgöstermektedir. Söz konusu yapı 20. yüzyıl başındaMacaristan’da etkili olmuş Ulusal Mimarlık hareketininbir örneğidir ve 15. yüzyıla tarihlenen Corvin Kalesi’nin bir nevi replikasıdır. Yapının yüksek bir sivrikemerin etrafında biçimlenen anıtsal giriş cephesiise Birinci Ulusal Mimarlık akımından izler taşıyan1923 tarihli Sütlüce Mezbahası’nı akla getirir (Şek. 3).
Mezbahanın inşa edildiği yıllarda, yine aynıbölgede, Semih Rüstem’in, kendisi için tasarladığıevle birlikte Sait Bey, Dişçi Şevket Bey ve İsmailHakkı Bey evleri olmak üzere dört konut projesi veMersin İş Bankası şubesi18 projesi uygulanır.
Semih Rüstem Evi iki katlı, düz çatılı, yalıncephe tasarımına yatay hatların hâkim olduğu biryapıdır (Şek. 4). Yapının inşası 1932 yılında tamamlanmıştır. Yapının içeriye doğru dairesel kıvrımlıgirişi ve mimarın “gezinti balkonu” olarak nitelendirdiği19 kesintisiz balkon, ön cephenin dikkat çekiciiki öğesidir (Şek. 5). Balkon yan cepheye dogrudairesel bir biçimde kıvrılır; yapının köşesi dedaireyi tamamlayacak biçimde içeri doğru çekilmis,böylece bütün bir daire elde edilmiştir. Bu bölümünüstü ise yine aynı biçimde ve boyutta betonarme birsaçak ile örtülmüştür. Yapının girişi, balkonun dairebiçimindeki bölümü ve saçağı, art déco etkileritaşıyan balkon taşıyıcıları ile uyumlu daireselhatlardan meydana gelmektedir.
Sait Bey Evi, Semih Rüstem Evi’nin hemen yanına, aynı yılda inşa edilmiştir (Şek. 6) ancak sözkonusu evden farklı olarak daha çizgisel hatlara sahiptir. İki katlı yapının bodrum katında otomobilgarajı bulunur. Düz çatısı, şerit pencereleri ve sade
16 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.17 Semih Rüstem [Temel], “Belediye Mezbahası”, Arkitekt, 26, 1933, s. 35‒41.18 Semih Rüstem, “İş Bankası Şubesi”, Arkitekt, 19‒20, 1932, s. 224 (yapının çözünürlüğü çok düşük tek bir görseline
ulaşabilmesi sebebiyle, yapı incelemeye dahil edilememiştir).19 Semih Rüstem, “Bir Mimar İkametgahı”, Arkitekt, 16, 1932, s. 108‒111.
Şek. 2: Adana Belediye Mezbahası, (Metin Sözen,
Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi [1923‒1983], İş
Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1984, s. 229).
M. DİLA GÜMÜŞ230
cephe tasarımı, önceki örneğe benzer şekilde, döneminmodernist etkiler barındıran mimarlık modasınauyar. Pencerelerin etrafının farklı renk kullanımıylavurgulanması ve köşe pencerelerinin arasının bordürlerle doldurulmasıyla cephe tasarımında yataydikey karşıtlığı ön plana çıkar (Şek. 7). Bu uygulamasebebiyle, Sait Bey Evi’nin ön cephesinde neoplastiketkiler olduğu öne sürülmüştür.20
Semih Bey ve Sait Bey evlerinin 2004 yılındakültür varlığı olarak tescillenmelerinin ardından,2012 yılında Mimarlık Araştırmaları Stüdyosu(MaRS), söz konusu iki konutu içeren Semih RüstemTemel İş Merkezi projesini hayata geçirir. Projekapsamında Sait Bey Evi yıkılıp tekrar yapılır veiki yapının arkasına, onlarla uyumlu detaylara sahipbir iş merkezi inşa edilir. İş merkezi, cephelerindeağırlıklı olarak cam malzemenin kullanıldığı ikifarklı yapıdan meydana gelir. Semih Rüstem Evi’nin
arkasına inşa edilen yapı, ev ile uyumlu olacak biçimde yuvarlak köşe bitişlerine sahiptir. Sait BeyEvi’ndeki uygulamanın benzerine ise hemen arkasında
20 İnci Aslanoğlu, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı: 1923‒1938, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2010, s. 310.
Şek. 3: Adana Belediye Mezbahası giriş cephesi (Derin
Temel’in izniyle).
Şek. 5: Semih Rüstem Evi (Derin Temel’in izniyle).
Şek. 6: Sait Bey Evi (Derin Temel’in izniyle).
Şek. 4: Semih Rüstem ve Sait Bey evleri (Derin Temel’in
izniyle).
231UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI
yer alan yapıda rastlanır; özellikle de birbirlerinikesen yatay ve dikey hatlara...21 Proje sonucunda,günümüzde korunmuş örneklerine fazla rastlanmayaniki erken Cumhuriyet dönemi villa tipi konut örneğigörünürlük kazanmıştır.
Semih Rüstem Temel’in Adana’da inşa edilmişbir diğer yapısı, 1932 yılında tamamlanan ŞevketBey Evi’dir. Yapının giriş ve birinci katları, birbirindenayrı birer daire olarak tasarlanmıştır ve girişlerifarklı cephelerde yer alır.22 Yapıda, iki daire için deaçık mekânlara yer ayrılmasına özen gösterilmiştir;giriş katında geniş bir veranda, birinci katta dayakın ölçülerde bir balkon yer alır. Sait Bey Evigibi, bu yapıda da bodrum katında garajı bulunur.Araba kullanımının henüz çok yaygın olmadığı yıl
larda, yapıların garaja sahip olmaları istisnai birözelliktir. Yapının giriş cephesi, L biçimli hareketliliğiile neoplastik uygulamaları akla getirir.
Semih Rüstem ve Sait Bey evlerine benzer biçimde, Şevket Bey Evi ile İsmail Hakkı Bey Köşküde aynı yıllarda ve yan yana inşa edilmiştir(Şek. 8).23 Diğer üç yapının aksine, İsmail Bey Köşkü’nde düz çatı ve şerit pencere kullanılmamıştır.Geniş saçaklı kiremit çatısı, her biri ikişer kanatlıolan pencereleri ve sade cephe tasarımı ile yapı,mimarın Adana’daki diğer konut örnekleri ile karşılaştırıldığında daha geleneksel bir görünümesahiptir. Cephedeki tek hareketlilik, birinci kattakipencere dizilerinin arasını dolduran bordürlerdir.
1930’lu yıllarda, Cumhuriyet inkılaplarıyla ilişkiliolarak mimarlık, yaratılmaya çalışılan yeni ve “Batılı”yaşam biçiminin önemli bir aracı olarak görülmüştür.24
Yabancı mimarların Türkiye’deki etkinlikleri; ErnstEgli’nin Güzel Sanatlar Akademisi programındayaptığı değişiklikler; Avrupa mimarlığında önemlirol oynayan Bauhaus üretimleri; de stijl akımı ve LeCorbusier etkileri altında, Türk mimarların tasarımlarıda modernizm ekseninde şekillenmeye başlamıştır.Semih Rüstem Temel’in, İsmail Hakkı Bey Köşküdışında Adana’da uygulanan konut tasarımları, erkenCumhuriyet yıllarında “kübik” olarak nitelendirilenmodernist etkili yapıların örnekleridir. Mimarın Adana’daki üretimleri, onu dönemi içinde de tanınır kılmıştır. Türk mimarların, yeni mimari anlayışa uygunyapılar üretmeye başladıklarını anlatan “Cumhuriyet’inOn Senelik Sanat Hayatı”25 başlıklı yazıda adı geçen
21 Mimar Cem Yücel (Mimarlık Araştırmaları Stüdyosu) ile 05.03.2013 tarihinde yapılan görüşme.22 Semih Rüstem, “Dişçi Şevket Bey Katevleri”, Arkitekt, 28, 1933, s. 99‒102.23 Semih Rüstem, “İsmail Hakkı Bey Köşkü”, Arkitekt, 17, 1932, s. 140.24 Sibel Bozdoğan, Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, 2001, s. 22.25 “Cumhuriyetin On Senelik Sanat Hayatı”, Arkitekt, 33‒34, 1933, s. 263‒264.
Şek. 7: Sait Bey Evi’nin yan cephesi (Derin Temel’in
izniyle).
Şek. 8: Şevket Bey Evi ve İsmail Hakkı Bey Köşkü
(Semih Rüstem, “Dişçi Şevket Bey”, s. 99‒102).
M. DİLA GÜMÜŞ232
yapıların arasında “Adana’da Semih’in mezbahasıve büyük villaları” da yer alır.
Semih Rüstem Temel’in İstanbul’daki tek yapısının, ünlü ressama ait, Rumelihisarı’ndaki ŞevketDağ Yalısı olduğu tahmin edilmektedir. Cepheyeyerleştirilmiş olan palet, Şevket Dağ’ın aynı biçimliimzasına gönderme yapar. 1932’de projelendirilenyapının inşası 1934’de tamamlanmıştır.26 Denizebakan cephede yer alan çıkma iki katlı olarak tasarlanmış ve yapının kalanından bağımsız ufak bir çatıile örtülüdür. Çıkmanın ikinci katı ressamın atölyemekânıdır, ışıktan mümkün olduğunca fazla faydalanabilmesi için üç yönden pencereler ile çevrilmiştir(Şek. 9). Çıkmanın yanında yer alan yarım daire biçimli geniş açıklık, yapının deniz cephesinde dikkatçeken bir diğer öğesidir. Yalı günümüzde hâlâ ayaktaolmasına rağmen, cephesi zamanla birçok değişikliğeuğramıştır. Çatı katı tamamen değiştirilerek yapı üç
katlı hale getirilmiş, yapıya karakteristik bir özellikkatan yarım daire biçimli geniş açıklık kaldırılmıştır.Yapının özgün tasarımından kalan tek öğe, yediadet konsolla desteklenen çıkmadır.
Şevket Dağ Yalısı, belki Boğaz’da konumlanmasısebebiyle, belki de Şevket Dağ’ın tercihi ile Adana’daki konutların “kübik” görünümünden tamamenuzaktır. Eğrisel çizgilerin hâkim olduğu konsollarladesteklenen çıkma ve hemen üzerinde cihannümakonumunda yer alan birim, yalının Osmanlı konutmimarlığına gönderme yapan öğeleri olarak kabuledilebilir.
Fakat üst örtüsünün düzenlenme biçimi ve cephedeki kimi detaylar, dönem yapılarından farklıözellikler gösterir. Şevket Dağ Yalısı’nın birbirlerinifarklı açılarda kesen kiremit yüzeyli üst örtüsü, öncephede bulunan yarım daire biçimli pencere açıklığı,ahşap rüzgârlık ve pencere kanatları, Károly Kós’unTransilvanya vernaküler mimarisinden ilham alaraktasarladığı konutları akla getirir. Budapeşte’nin Werkele mevkisinde tasarladığı konut grubu Kós’un,asimetrik pencere açıklıklarına sahip yalın duvarlar,güçlü çatı formları ve ahşap, taş, kiremit gibi doğalmalzeme kullanımına ağırlık verdiği yapılarının tanınmış örneklerindendir (Şek. 10).27
ANKARA İMAR MÜDÜRLÜĞÜ YILLARI
Semih Rüstem Temel, 1933 yılında Ankara İmarMüdürü olarak tayin edilir.28 İmar müdürlüğündenönce ise hocalık yaptığı, atandığını belirten belgede“İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi İnşaat MuallimiMimar Semih” olarak tanıtılmasından anlaşılmaktadır.Görevine başladığı 1934 yılından itibaren, Türk Mimarlar Cemiyeti Ankara Şubesi idare heyetinde degörev alır.29 Ankara’da göreve başlaması ile birlikte,meslek hayatı farklı bir aşamaya geçer ve artıkmimari üretimlerinin izini sürmek mümkün olmaz.
Ankara İmar Müdürlüğü’ne birçok memur vepolitikacı talip olmuştur.30 Erken Cumhuriyet döneminin en fazla yatırım yapılan projelerinden birininAnkara’nın planlanması olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 1930’lu yıllarda Ankara İmar Müdürlüğü’nün önemli bir pozisyon olduğu açıktır.Hermann Jansen, beraber çalışacağı imar müdürününseçilmesi sürecini ilgiyle takip etmiş, atanacak
26 Semih Rüstem, “Ressam Şevket Bey Yalısı”, Arkitekt, 5, 1934, s. 137‒138.27 John Macsai, “Architecture as Opposition”, Journal of Architectural Education, 38/4, 1985, s. 8‒14. 28 “Ankara İmar Müdürlüğü’ne İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi İnşaat Muallimi Mimar Semih’in Tayini”, Başbakanlık
Cumhuriyet Arşivi (BCA), 17/10/1933, sayı: 15106, dosya: 75‒83.29 [y.y.], “1933 Senesi Birlik Faaliyeti ve İdare Heyeti Raporu”, Mimar, 37, 1934, s. 31‒34.30 Gönül Tankut, Bir Başkentin İmarı Ankara (1929‒1939), Anahtar Kitaplar, İstanbul, 1993, s. 168.
Şek. 9: Ressam Şevket Dağ Yalısı, (Semih Rüstem,
“Ressam Şevket Bey”, s. 137‒138).
233UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI
kişinin iyi bir mimar olması ve modern kentlerinimarına ilişkin ilkeleri yakından tanıması gerektiğinisavunmuştur.31 Jansen’in Ankara için hazırladığıikinci imar planı olan “Ankara ve Civarı” projesininsözleşmesi, 1934 yılında kabul edilmiş ve projeninuygulanma sürecinde Semih Rüstem etkin rol oynamıştır.32 İmar müdürlüğü yaptığı yıllarda JansenPlanı’nın uygulanması ile birlikte, Ankara’da etkinlikgösteren Clemens Holzmeister ve Bruno Taut gibiyabancı mimarların projelerinin değerlendirme aşamalarına da dahil olduğu anlaşılmaktadır.33
Gönül Tankut, erken Cumhuriyet dönemindeAnkara İmar Müdürlüğü’nün Ankara’yı aşan sorumlulukları olduğunu, merkezi bir kuruluş gibi ülkenin tamamında planlı imarı özendirdiğini ve ötekikentlere de bu konuda yol gösterdiğini belirtir.34
Semih Rüstem Temel’in, 1935 yılında İsmet İnönütarafından Malatya’nın imar planını yapmak üzeregörevlendirilmesi, Ankara dışındaki kentler üzerinede çalıştığını gösterir.35 Aynı yıl Ülkü dergisinde,şehir planlaması üzerine “Yeni Şehirler Doğarken”36
başlıklı bir makalesi yayımlanır.
1937 yılında İmar Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığı’ndan ayrılarak belediyeye bağlanması veyetkilerinin kısıtlanması ile Semih Rüstem Temelgörevinden istifa eder.37 İstifasının ardından 1944yılında kadar geçen sürede, bu çalışma kapsamındaizine ulaşılabilen tek etkinliği, 1941 yılında sonuçlananSamsun İmar Planı yarışmasında aldığı birincilikderecesidir; fakat proje uygulanmamıştır.38
AMERİKA YOLCULUĞU
Semih Rüstem Temel ve ailesi 1944 yılındaTürkiye’den ayrılarak Amerika’ya göç eder.AileyiAmerika’ya göç etmeye iten sebepler bilinemesede bu yolculuğun Amerika’daki önemli bağlantılararacılığı ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. DöneminWashington büyükelçisi Münir Ertegün, mimarınablası Hayrünnisa Hanım ile evlidir. Münir Ertegün’ündesteği ile Semih Rüstem çalışma hayatına Amerika’da devam etme cesareti bulmuş olmalıdır. İkinciDünya Savaşı yıllarında İstanbul’dan Kahire’ye,oradan da Baltimore’a uzanan yolculuk son derece
31 A.g.e.32 A.g.e., s. 140.33 Bernd Nicolai, Modern ve Sürgün, TMMOB Mimarlar Odası, Ankara, 2011, s. 97, 118.34 Tankut, Bir Başkentin, s. 128.35 “Malatya’nın Planı”, Cumhuriyet, 13.2.1936, s. 6. Malatya’da ekibi ile birlikte yaptığı incelemelerin sonunda imar planını
hazırlar, fakat Hükümet Konağı’nın yerini değiştirmesi tartışmalara yol açar. Bunun üzerine İsmet İnönü, planı HermannJansen’in incelemesini ister ve sonuç olarak Malatya’nın kent planını Jansen yapar.
36 Semih [Rüstem Temel], “Yeni Şehirler Doğarken”, Tereddüd ve Tekerrür, haz. Bülent Tanju, Akın Nalça Yayınları, İstanbul,2007, s. 212‒222.
37 Tankut, Bir Başkentin, s. 134.38 [y.y.], “Samsun Şehri İmar Müsabakası Projeleri ve Jüri Raporu”, Arkitekt, 131‒132, 1941, s. 277‒282.
Şek. 10: Károly Kós, Werkele Konut Yerleşkesi:
http://indafoto.hu/toldym/image/1348919765a6b6e9 (erişim tarihi: 2.4.2014).
M. DİLA GÜMÜŞ234
zor şartlarda gerçekleştirilmiştir. Semih RüstemTemel, ithalat ve ihracat yapmak üzere Manhattan’dabir ofis açarak Amerika’daki çalışma hayatına başlar.Oraya gittikten sonra mimari etkinlikte bulunmamış,ticaret ile ilgilenmiştir. Seniye Temel, Türkiye’debirçok kişinin üretimlerinin Amerika’da pazarlanmasını istediğini, babasının da bu amacı gerçekleştirmek üzere Manhattan’da “Temel Corporation”isimli bir ofis açtığını belirtir. Semih Rüstem Temelhayatını kaybettiği 1946 yılına kadar Manhattan’daticaretle uğraşmaya devam etmiştir.39
Erken Cumhuriyet dönemi mimarlarının eğitimhayatlarının genellikle Sanayii Nefise’de başladığıve başarılı olanların, mezuniyetlerinin ardındandevlet bursu ile Avrupa ülkelerine gönderilmelerişeklinde devam ettiği görülür. Mimarlık eğitimi için
genellikle Almanya ve Fransa’nın tercih edildiği buyıllarda, Macaristan alışıldık bir tercih değildir. Budurum, Semih Rüstem Temel’i eğitim hayatınınseyri bakımından dönem mimarları arasında ayrıksıbir örnek haline getirir. Mimari üretimlerinde, 1930’luyıllarda Türkiye’de “kübik” olarak adlandırılan modernist etkili biçimler ile birlikte, geleneksel Osmanlıkonut mimarisinin ve 20. yüzyılın ilk çeyreğindeMacaristan’da etkili olmuş ulusal mimarinin izlerinede rastlanmaktadır. Serbest mimar olarak çalışmayabaşladığı 1929’dan Ankara İmar Müdürlüğü’ne atandığı 1934 yılına kadar Semih Rüstem Temel, farklıkaynaklardan beslenen, erken Cumhuriyet dönemiiçin ilgi çekici sayılabilecek bir mimari üretim sürecinin aktörü olmuştur.
39 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.