Unutulmuş Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarı: Semih Rüstem Temel

8
Erken cumhuriyet döneminin öne çıkan, kilometre taşları olarak kabul edilen mimarlarının yaşam öy- küleri, kariyerlerinin seyri ve tasarladıkları yapılar birçok araştırmaya konu olmuştur. Fakat aynı yıllarda etkinlik göstermiş, dönemin mimarlık ortamına dahil kimi figürler kayıt, belge, çizim gibi kaynakların eksikliği sebebiyle mimarlık tarihi yazınında yer bulamamış ve geri planda kalmıştır. Bu kategoride ele alınabilecek bir mimar olan Semih Rüstem Te- mel’in tanınan bir figür olmayışı; fazla eseri bulun- mamasından ziyade, Amerika’ya göç etmesi ve erken yaşta hayatını kaybetmesi ile ilişkili olarak hakkında çok az kaynağa/belgeye ulaşılabilmesiyle açıklanabilir. Semih Rüstem Temel hakkında elde edilebilecek ilk bilgileri, Arkitekt dergisinde yayımlanan çeşitli haberler, Başbakanlık Cumhuriyet ve Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde bulunan birer belge ve Cum- huriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanı oluşturur. Bu veriler arasında Semih Rüstem Temel’in yaşam öyküsünü ilgi çekici kılan ise 1.11.1946 tarihli Cum- huriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanında, New York’ta hayatını kaybeden mimarın, “Temel Cor- poration” isimli şirketin sahibi olduğunun belirtil- mesidir. 1 Erken cumhuriyet dönemi mimarlarının Amerika’da etkinlik göstermeleri alışıldık bir durum değildir; dolayısıyla Semih Rüstem’in New York’ta şirket sahibi olmasının şaşırtıcı bir bilgi olduğu yadsınamaz. Çalışma kapsamında yaptığım araştır- manın sonunda, 19. yüzyıldan itibaren Amerika’ya yapılan gemi yolculuklarının kayıtlarının da mevcut olduğu çevrimiçi bir arşivde, 2 Semih Rüstem Temel ve ailesinin 1944’te Kahire’den Baltimore’a gemi yoluyla ulaştıklarına dair bir kayıta ulaştım. 3 Geminin kayıt defterinden bir sayfa olan evrakta Temel Aile- si’nin fertleri; Semih Rüstem’in eşi Elizabeth ile üç çocukları Selim, Seniye ve Belkıs’ın isimleri, bildikleri diller, uyrukları, yaşları, meslekleri ve Amerika’da kendilerine referans olan kişinin adı belirtilmektedir. Bu belgeden yola çıkarak Semih Rüstem Temel’in 1898 yılında doğduğu; Macarca, İngilizce ve Fransızca bildiği; Temel Ailesi’ne ise dönemin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün referans olduğu verilerine ulaşılıyor. Bir sonraki aşamada, Semih Rüstem Temel’in kızı Seniye Temel ile torunu Derin Temel’e ulaşmak ve kendisinin yardımları ile mimar hakkında daha fazla bilgi edin- mek mümkün oldu (Şek. 1). EĞİTİM HAYATI VE MACAR TURANCILIĞI 1898 yılında doğan Semih Rüstem (Temel) ço- cukluk yıllarını Üsküdar’da geçirir. 4 Aile yapısı ile ilgili fazla bilgiye ulaşılamamakla birlikte, babası Rüstem Bey’in Şirket-i Hayriye’de çalışan makam sahibi biri olduğu biliniyor. 5 Semih Rüstem 1911‒16 yılları arasında Mekteb-i Sultani’ye devam eder, 6 sınıf birinciliğili de aldığı başarılı bir öğrencilik hayatı geçirir. 7 Mimarlık eğitimini ise Budapeşte Üniversitesi’nde görür. 8 20. yüzyılın ilk çeyreğinde * Arş. Gör.; İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü. 1 “Ölüm”, Cumhuriyet, 1.11.1946, s. 8. 2 www.ancestry.com. 3 “List or Manifest of Alien Passangers for the United States, 4.23.1944‒4.25.1944” başlıklı belge: www.ancestry.com/BaltimorePassangerLists1820-1948and1954-1957ForBelkisTemel (erişim tarihi: 23.10.2013). 4 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme. 5 Robert Greenfield, The Last Sultan: The Life and Times of Ahmet Ertegun, Simon & Schuster, New York, 2011, s. 4. 6 Tarhan Berkülen ve Celaleddin Kişmir, Galatasaray Lisesi: Pilava Kaşık Atanlar (1908‒2006), 2, Galatasaray Eğitim Vakfı, İstanbul, 2006, s. 400. 7 “Meccani Leyli Olarak Kaydını İsteyen Galatasaray Mekteb-i Sultanisi Talebesi Semih Bin Rüstem Efendi’nin Sınıfının Birincisi Olup Olmadığının Bildirilmesi Talebi”: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), 27/L/1333, dosya no: 1211, gömlek no: 58. 8 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme. UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI: SEMİH RÜSTEM TEMEL M. DİLA GÜMÜŞ * İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI / ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES, 3 | 2014

Transcript of Unutulmuş Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarı: Semih Rüstem Temel

Erken cumhuriyet döneminin öne çıkan, kilometretaşları olarak kabul edilen mimarlarının yaşam öy­küleri, kariyerlerinin seyri ve tasarladıkları yapılarbirçok araştırmaya konu olmuştur. Fakat aynı yıllardaetkinlik göstermiş, dönemin mimarlık ortamına dahilkimi figürler kayıt, belge, çizim gibi kaynaklarıneksikliği sebebiyle mimarlık tarihi yazınında yerbulamamış ve geri planda kalmıştır. Bu kategorideele alınabilecek bir mimar olan Semih Rüstem Te­mel’in tanınan bir figür olmayışı; fazla eseri bulun­mamasından ziyade, Amerika’ya göç etmesi veerken yaşta hayatını kaybetmesi ile ilişkili olarakhakkında çok az kaynağa/belgeye ulaşılabilmesiyleaçıklanabilir.

Semih Rüstem Temel hakkında elde edilebilecekilk bilgileri, Arkitekt dergisinde yayımlanan çeşitlihaberler, Başbakanlık Cumhuriyet ve BaşbakanlıkOsmanlı arşivlerinde bulunan birer belge ve Cum­huriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanı oluşturur.Bu veriler arasında Semih Rüstem Temel’in yaşamöyküsünü ilgi çekici kılan ise 1.11.1946 tarihli Cum­huriyet gazetesinde yayımlanan ölüm ilanında, NewYork’ta hayatını kaybeden mimarın, “Temel Cor­poration” isimli şirketin sahibi olduğunun belirtil­mesidir.1 Erken cumhuriyet dönemi mimarlarınınAmerika’da etkinlik göstermeleri alışıldık bir durumdeğildir; dolayısıyla Semih Rüstem’in New York’taşirket sahibi olmasının şaşırtıcı bir bilgi olduğuyadsınamaz. Çalışma kapsamında yaptığım araştır­manın sonunda, 19. yüzyıldan itibaren Amerika’yayapılan gemi yolculuklarının kayıtlarının da mevcut

olduğu çevrimiçi bir arşivde,2 Semih Rüstem Temelve ailesinin 1944’te Kahire’den Baltimore’a gemiyoluyla ulaştıklarına dair bir kayıta ulaştım.3 Gemininkayıt defterinden bir sayfa olan evrakta Temel Aile­si’nin fertleri; Semih Rüstem’in eşi Elizabeth ile üççocukları Selim, Seniye ve Belkıs’ın isimleri,bildikleri diller, uyrukları, yaşları, meslekleri veAmerika’da kendilerine referans olan kişinin adıbelirtilmektedir. Bu belgeden yola çıkarak SemihRüstem Temel’in 1898 yılında doğduğu; Macarca,İngilizce ve Fransızca bildiği; Temel Ailesi’ne isedönemin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ünreferans olduğu verilerine ulaşılıyor. Bir sonrakiaşamada, Semih Rüstem Temel’in kızı Seniye Temelile torunu Derin Temel’e ulaşmak ve kendisininyardımları ile mimar hakkında daha fazla bilgi edin­mek mümkün oldu (Şek. 1).

EĞİTİM HAYATI VE

MACAR TURANCILIĞI

1898 yılında doğan Semih Rüstem (Temel) ço­cukluk yıllarını Üsküdar’da geçirir. 4 Aile yapısı ileilgili fazla bilgiye ulaşılamamakla birlikte, babasıRüstem Bey’in Şirket­i Hayriye’de çalışan makamsahibi biri olduğu biliniyor.5 Semih Rüstem 1911‒16yılları arasında Mekteb­i Sultani’ye devam eder,6

sınıf birinciliğili de aldığı başarılı bir öğrencilikhayatı geçirir.7 Mimarlık eğitimini ise BudapeşteÜniversitesi’nde görür.8 20. yüzyılın ilk çeyreğinde

* Arş. Gör.; İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü.1 “Ölüm”, Cumhuriyet, 1.11.1946, s. 8.2 www.ancestry.com.3 “List or Manifest of Alien Passangers for the United States, 4.23.1944‒4.25.1944” başlıklı belge:

www.ancestry.com/BaltimorePassangerLists1820­1948and1954­1957ForBelkisTemel (erişim tarihi: 23.10.2013).4 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.5 Robert Greenfield, The Last Sultan: The Life and Times of Ahmet Ertegun, Simon & Schuster, New York, 2011, s. 4.6 Tarhan Berkülen ve Celaleddin Kişmir, Galatasaray Lisesi: Pilava Kaşık Atanlar (1908‒2006), 2, Galatasaray Eğitim Vakfı,

İstanbul, 2006, s. 400.7 “Meccani Leyli Olarak Kaydını İsteyen Galatasaray Mekteb­i Sultanisi Talebesi Semih Bin Rüstem Efendi’nin Sınıfının

Birincisi Olup Olmadığının Bildirilmesi Talebi”: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), 27/L/1333, dosya no: 1211, gömlek no: 58.

8 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.

UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI:

SEMİH RÜSTEM TEMEL

M. DİLA GÜMÜŞ*

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI / ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES, 3 | 2014

M. DİLA GÜMÜŞ228

eğitim amacıyla İstanbul’dan Macaristan’a gidenöğrencileri, Osmanlı Devleti ile ilişkide olan MacarTurancıları teşvik etmekte ve desteklemektedir.1910’dan itibaren Macaristan’da etkinlik gösterenTuran Cemiyeti ile bağlantılı olarak İstanbul’da daTahsil­i Sanayi Cemiyeti kurulur. Söz konusu cemiyet,başarılı Türk öğrencilerinin eğitim almak üzere Ma­caristan’a gönderilmelerini sağlayarak Turancı kad­roların yetiştirilmesi hususunda girişimlerde bulunur.Bu girişimin sonucunda 1916‒17 öğretim yılında186 Türk öğrenci, İstanbul’da aldıkları Macar dilikursunun ardından çeşitli bölümlerde eğitim görmeküzere Macaristan’ın farklı üniversitelerine giderler.9

1921’de 200’den fazla Türk öğrenci Macaristan’dakiçeşitli üniversitelerden mezun olur. İstanbul’a dönenbir grup öğrenci “Eğitimini Macaristan’da GörenTürk Öğrenciler Cemiyeti”ni kurar. Söz konusu ce­miyetin kurucu üyelerinin arasında Semih Rüstemde yer alır.10 Bu bilgi ışığında Turancılık hareketineeklemlendiği ve Tahsil­i Sanayi Cemiyeti aracılığıylaBudapeşte’ye gittiği anlaşılan Semih Rüstem, eğitiminitamamladıktan sonra da cemiyet ile ilişkisini ko­parmaz. Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği yıllarda,Turan Haber Ajansı Türk Seksiyonu oluşturulmuşve Avrupa kamuoyu Kurtuluş Savaşı’nın haklılığıkonusunda ikna edilmeye çalışılmıştır. Turan HaberAjansı’nın söz konusu dönemini anlatan bir broşürde,Semih Rüstem’in bu süreçte rol oynadığı belirtilmiştir:“Bu faaliyetlerde eğitimlerini Macaristan’da bitirenve şimdi artık ülkelerine geri dönen Türk öğrencile­rinin de payı vardır. Bunlar arasında özellikle Dr.Semih Rüstem’in adını anmak istiyoruz.”11

Semih Rüstem Temel’in Macaristan’daki mi­marlık ortamı ile kurduğu ilişki hakkında, Macarmimar Károly Kós’un İstanbul yayınından yaptığıçeviri ve Budapeşte Üniversitesi öğretim üyelerindenErno Foerk’in Macaristan’daki Türk eserlerini in­celediği 1917 tarihli Török emlékek Magyarországbaisimli çalışmasına yaptığı çizim ve rölövelerle dahilolması12 birer ipucu sayılabilir. Semih Rüstem ileaynı üniversitede mimarlık eğitimi görmüş olanKós, 1917‒18 yıllarında mimari incelemelerde bu­lunması için İstanbul’a gönderilmiş ve bu incelemeninsonucunda İstanbul isimli kitabı yayımlamıştır.13

Kitabın içinde bir bölüm olan “Osmanlı­Türk Camii”başlıklı metin, Semih Rüstem tarafından Osmanlıcayaçevrilip 1337 tarihli Dergâh dergisinde yayımlanır.14

Dönemin milliyetçilik anlayışı ve Turan düşüncesiile uyumlu olan metinde, Avrupa’daki sanat tarihiaraştırmalarının Yunan­Roma kültürü üzerine ku­rulması eleştirilir. İstanbul’un fethinden önce Türklerinkendilerine özgü, “müstakil” bir mimari anlayışlarınınbulunmadığı düşüncesine karşın, merkezi kubbeliyapı tipinin kökeninin Ural­Altay kavimlerine da­yandığı, Türk mimarlığının bu yapı tipine doğrukararlı bir biçimde ilerlediği savunulur.15

9 Tarık Demirkan, Macar Turancıları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2000, s. 47.10 Demirkan, Macar Turancıları, s. 104.11 A.g.e., s. 54.12 Semavi Eyice, “Gülbaba Tekkesi ve Türbesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 14, 1996, s. 228‒230. Söz konusu

ansiklopedi maddesinde Török Emlékek Magyarországba adlı yayından ve Semih Rüstem’in bu yayına yönelik GülbabaTekkesi ve Türbesi’nin plan ve kesit çizimlerini yaptığından kısaca bahsedilmiştir. Fakat araştırma kapsamında yayınınorijinaline ulaşmak mümkün olmamıştır.

13 Károly Kós, Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul Mimarisinin Doğu Kökeni, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2008, s. 97‒108.14 Mehmet Nuhoğlu, “Cumhuriyet Öncesi Türkiyesi’ndeki Gazete ve Dergilerde Yayınlanan Sanat ve Sanat Tarihi Yazı/Makalelerinde

Fikri Yapı”, ekev Akademi Dergisi, 56, Yaz 2013, s. 83.15 Kós, Bizans’tan Osmanlı’ya, s. 97‒108.

Şek. 1: Semih Rüstem Temel, Elizabeth Temel ve Seniye

Temel, 1930’ların sonu (Derin Temel’in izniyle).

229UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI

Erno Foerk’in Macaristan’daki Türk eserleriüzerine çalışması ve aynı yıllarda Károly Kós’unİstanbul’a gönderilmesinden yola çıkılarak Maca­ristan’da Türk mimarlık tarihine duyulan ilginin,Macar Turan hareketi ile paralel olduğu öne sürülebilir.Semih Rüstem de bu bağlamda gerçekleştirilen araş­tırmalara, Tahsil­i Sanayi Cemiyeti’nin desteği ilemimarlık eğitimi alan bir Türk öğrenci olarak zamanzaman dahil olmuştur.

MİMARİ ÜRETİMLERİ

Eğitimini tamamladıktan sonra, Macar eşi Eli­zabeth ile birlikte Türkiye’ye dönen Semih Rüstem,İstanbul Kızıltoprak’a yerleşir.16 1930‒33 yıllarıarasındaki mimari üretimi Adana’da yoğunlaşır.1929 yılında, erken Cumhuriyet dönemi için ekonomikve teknolojik açıdan iddialı olduğu öne sürülebilecekAdana Mezbahası’nı projelendirir. İnşasına 1930’dabaşlanan yapı 1932’de tamamlanır. Semih RüstemTemel’in, mezbahanın konumu bakımından şehirleolan ilişkisinden inşaatta yerli malzeme kullanılmasıve yerel işçilerin çalıştırılmasına kadar birçok detaylabizzat ilgilendiği, Arkitekt dergisinde mezbahayı ta­nıtmak üzere yayımlanan yazıda da vurgulanır. Ada­na’nın sıcak iklim koşulları göz önünde bulunduru­larak merkezi bir planın tercih edilmediği mezbaha,

altı pavyondan ve bir su kulesinden meydana gelir.17

Erken Cumhuriyet döneminde devlet desteği ile inşaedilen büyük ölçekli yapılar, ilk yıllarda BirinciUlusal Mimarlık üslubunda, sonraki yıllarda ise Mo­dern Hareket etkisinde tasarlanmıştır. Adana Mez­bahası’nın su kulesi tasarımı ise, bu iki başlık altındadeğerlendirilemeyecek biçimsel özellikler taşır (Şek.2). Kiremit kullanılan dörtgen tabanlı, piramit biçi­mindeki üst örtüsü ile konsollarının biçiminin, Macarmimarisinden etkiler taşıdığı söylenebilir. Mezbahanınsu kulesi, Semih Rüstem Temel’in eğitim aldığı Bu­dapeşte kentinde bulunan 1908 tarihli VajdahunyadKalesi’nin kulesi ile dikkat çekici derecede benzerlikgöstermektedir. Söz konusu yapı 20. yüzyıl başındaMacaristan’da etkili olmuş Ulusal Mimarlık hareketininbir örneğidir ve 15. yüzyıla tarihlenen Corvin Kale­si’nin bir nevi replikasıdır. Yapının yüksek bir sivrikemerin etrafında biçimlenen anıtsal giriş cephesiise Birinci Ulusal Mimarlık akımından izler taşıyan1923 tarihli Sütlüce Mezbahası’nı akla getirir (Şek. 3).

Mezbahanın inşa edildiği yıllarda, yine aynıbölgede, Semih Rüstem’in, kendisi için tasarladığıevle birlikte Sait Bey, Dişçi Şevket Bey ve İsmailHakkı Bey evleri olmak üzere dört konut projesi veMersin İş Bankası şubesi18 projesi uygulanır.

Semih Rüstem Evi iki katlı, düz çatılı, yalıncephe tasarımına yatay hatların hâkim olduğu biryapıdır (Şek. 4). Yapının inşası 1932 yılında ta­mamlanmıştır. Yapının içeriye doğru dairesel kıvrımlıgirişi ve mimarın “gezinti balkonu” olarak nitelen­dirdiği19 kesintisiz balkon, ön cephenin dikkat çekiciiki öğesidir (Şek. 5). Balkon yan cepheye dogrudairesel bir biçimde kıvrılır; yapının köşesi dedaireyi tamamlayacak biçimde içeri doğru çekilmis,böylece bütün bir daire elde edilmiştir. Bu bölümünüstü ise yine aynı biçimde ve boyutta betonarme birsaçak ile örtülmüştür. Yapının girişi, balkonun dairebiçimindeki bölümü ve saçağı, art déco etkileritaşıyan balkon taşıyıcıları ile uyumlu daireselhatlardan meydana gelmektedir.

Sait Bey Evi, Semih Rüstem Evi’nin hemen ya­nına, aynı yılda inşa edilmiştir (Şek. 6) ancak sözkonusu evden farklı olarak daha çizgisel hatlara sa­hiptir. İki katlı yapının bodrum katında otomobilgarajı bulunur. Düz çatısı, şerit pencereleri ve sade

16 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.17 Semih Rüstem [Temel], “Belediye Mezbahası”, Arkitekt, 26, 1933, s. 35‒41.18 Semih Rüstem, “İş Bankası Şubesi”, Arkitekt, 19‒20, 1932, s. 224 (yapının çözünürlüğü çok düşük tek bir görseline

ulaşabilmesi sebebiyle, yapı incelemeye dahil edilememiştir).19 Semih Rüstem, “Bir Mimar İkametgahı”, Arkitekt, 16, 1932, s. 108‒111.

Şek. 2: Adana Belediye Mezbahası, (Metin Sözen,

Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi [1923‒1983], İş

Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1984, s. 229).

M. DİLA GÜMÜŞ230

cephe tasarımı, önceki örneğe benzer şekilde, döneminmodernist etkiler barındıran mimarlık modasınauyar. Pencerelerin etrafının farklı renk kullanımıylavurgulanması ve köşe pencerelerinin arasının bor­dürlerle doldurulmasıyla cephe tasarımında yatay­dikey karşıtlığı ön plana çıkar (Şek. 7). Bu uygulamasebebiyle, Sait Bey Evi’nin ön cephesinde neoplastiketkiler olduğu öne sürülmüştür.20

Semih Bey ve Sait Bey evlerinin 2004 yılındakültür varlığı olarak tescillenmelerinin ardından,2012 yılında Mimarlık Araştırmaları Stüdyosu(MaRS), söz konusu iki konutu içeren Semih RüstemTemel İş Merkezi projesini hayata geçirir. Projekapsamında Sait Bey Evi yıkılıp tekrar yapılır veiki yapının arkasına, onlarla uyumlu detaylara sahipbir iş merkezi inşa edilir. İş merkezi, cephelerindeağırlıklı olarak cam malzemenin kullanıldığı ikifarklı yapıdan meydana gelir. Semih Rüstem Evi’nin

arkasına inşa edilen yapı, ev ile uyumlu olacak bi­çimde yuvarlak köşe bitişlerine sahiptir. Sait BeyEvi’ndeki uygulamanın benzerine ise hemen arkasında

20 İnci Aslanoğlu, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı: 1923‒1938, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2010, s. 310.

Şek. 3: Adana Belediye Mezbahası giriş cephesi (Derin

Temel’in izniyle).

Şek. 5: Semih Rüstem Evi (Derin Temel’in izniyle).

Şek. 6: Sait Bey Evi (Derin Temel’in izniyle).

Şek. 4: Semih Rüstem ve Sait Bey evleri (Derin Temel’in

izniyle).

231UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI

yer alan yapıda rastlanır; özellikle de birbirlerinikesen yatay ve dikey hatlara...21 Proje sonucunda,günümüzde korunmuş örneklerine fazla rastlanmayaniki erken Cumhuriyet dönemi villa tipi konut örneğigörünürlük kazanmıştır.

Semih Rüstem Temel’in Adana’da inşa edilmişbir diğer yapısı, 1932 yılında tamamlanan ŞevketBey Evi’dir. Yapının giriş ve birinci katları, birbirindenayrı birer daire olarak tasarlanmıştır ve girişlerifarklı cephelerde yer alır.22 Yapıda, iki daire için deaçık mekânlara yer ayrılmasına özen gösterilmiştir;giriş katında geniş bir veranda, birinci katta dayakın ölçülerde bir balkon yer alır. Sait Bey Evigibi, bu yapıda da bodrum katında garajı bulunur.Araba kullanımının henüz çok yaygın olmadığı yıl­

larda, yapıların garaja sahip olmaları istisnai birözelliktir. Yapının giriş cephesi, L biçimli hareketliliğiile neoplastik uygulamaları akla getirir.

Semih Rüstem ve Sait Bey evlerine benzer bi­çimde, Şevket Bey Evi ile İsmail Hakkı Bey Köşküde aynı yıllarda ve yan yana inşa edilmiştir(Şek. 8).23 Diğer üç yapının aksine, İsmail Bey Köş­kü’nde düz çatı ve şerit pencere kullanılmamıştır.Geniş saçaklı kiremit çatısı, her biri ikişer kanatlıolan pencereleri ve sade cephe tasarımı ile yapı,mimarın Adana’daki diğer konut örnekleri ile kar­şılaştırıldığında daha geleneksel bir görünümesahiptir. Cephedeki tek hareketlilik, birinci kattakipencere dizilerinin arasını dolduran bordürlerdir.

1930’lu yıllarda, Cumhuriyet inkılaplarıyla ilişkiliolarak mimarlık, yaratılmaya çalışılan yeni ve “Batılı”yaşam biçiminin önemli bir aracı olarak görülmüştür.24

Yabancı mimarların Türkiye’deki etkinlikleri; ErnstEgli’nin Güzel Sanatlar Akademisi programındayaptığı değişiklikler; Avrupa mimarlığında önemlirol oynayan Bauhaus üretimleri; de stijl akımı ve LeCorbusier etkileri altında, Türk mimarların tasarımlarıda modernizm ekseninde şekillenmeye başlamıştır.Semih Rüstem Temel’in, İsmail Hakkı Bey Köşküdışında Adana’da uygulanan konut tasarımları, erkenCumhuriyet yıllarında “kübik” olarak nitelendirilenmodernist etkili yapıların örnekleridir. Mimarın Ada­na’daki üretimleri, onu dönemi içinde de tanınır kıl­mıştır. Türk mimarların, yeni mimari anlayışa uygunyapılar üretmeye başladıklarını anlatan “Cumhuriyet’inOn Senelik Sanat Hayatı”25 başlıklı yazıda adı geçen

21 Mimar Cem Yücel (Mimarlık Araştırmaları Stüdyosu) ile 05.03.2013 tarihinde yapılan görüşme.22 Semih Rüstem, “Dişçi Şevket Bey Katevleri”, Arkitekt, 28, 1933, s. 99‒102.23 Semih Rüstem, “İsmail Hakkı Bey Köşkü”, Arkitekt, 17, 1932, s. 140.24 Sibel Bozdoğan, Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, 2001, s. 22.25 “Cumhuriyetin On Senelik Sanat Hayatı”, Arkitekt, 33‒34, 1933, s. 263‒264.

Şek. 7: Sait Bey Evi’nin yan cephesi (Derin Temel’in

izniyle).

Şek. 8: Şevket Bey Evi ve İsmail Hakkı Bey Köşkü

(Semih Rüstem, “Dişçi Şevket Bey”, s. 99‒102).

M. DİLA GÜMÜŞ232

yapıların arasında “Adana’da Semih’in mezbahasıve büyük villaları” da yer alır.

Semih Rüstem Temel’in İstanbul’daki tek yapı­sının, ünlü ressama ait, Rumelihisarı’ndaki ŞevketDağ Yalısı olduğu tahmin edilmektedir. Cepheyeyerleştirilmiş olan palet, Şevket Dağ’ın aynı biçimliimzasına gönderme yapar. 1932’de projelendirilenyapının inşası 1934’de tamamlanmıştır.26 Denizebakan cephede yer alan çıkma iki katlı olarak tasar­lanmış ve yapının kalanından bağımsız ufak bir çatıile örtülüdür. Çıkmanın ikinci katı ressamın atölyemekânıdır, ışıktan mümkün olduğunca fazla fayda­lanabilmesi için üç yönden pencereler ile çevrilmiştir(Şek. 9). Çıkmanın yanında yer alan yarım daire bi­çimli geniş açıklık, yapının deniz cephesinde dikkatçeken bir diğer öğesidir. Yalı günümüzde hâlâ ayaktaolmasına rağmen, cephesi zamanla birçok değişikliğeuğramıştır. Çatı katı tamamen değiştirilerek yapı üç

katlı hale getirilmiş, yapıya karakteristik bir özellikkatan yarım daire biçimli geniş açıklık kaldırılmıştır.Yapının özgün tasarımından kalan tek öğe, yediadet konsolla desteklenen çıkmadır.

Şevket Dağ Yalısı, belki Boğaz’da konumlanmasısebebiyle, belki de Şevket Dağ’ın tercihi ile Ada­na’daki konutların “kübik” görünümünden tamamenuzaktır. Eğrisel çizgilerin hâkim olduğu konsollarladesteklenen çıkma ve hemen üzerinde cihannümakonumunda yer alan birim, yalının Osmanlı konutmimarlığına gönderme yapan öğeleri olarak kabuledilebilir.

Fakat üst örtüsünün düzenlenme biçimi ve cep­hedeki kimi detaylar, dönem yapılarından farklıözellikler gösterir. Şevket Dağ Yalısı’nın birbirlerinifarklı açılarda kesen kiremit yüzeyli üst örtüsü, öncephede bulunan yarım daire biçimli pencere açıklığı,ahşap rüzgârlık ve pencere kanatları, Károly Kós’unTransilvanya vernaküler mimarisinden ilham alaraktasarladığı konutları akla getirir. Budapeşte’nin Wer­kele mevkisinde tasarladığı konut grubu Kós’un,asimetrik pencere açıklıklarına sahip yalın duvarlar,güçlü çatı formları ve ahşap, taş, kiremit gibi doğalmalzeme kullanımına ağırlık verdiği yapılarının ta­nınmış örneklerindendir (Şek. 10).27

ANKARA İMAR MÜDÜRLÜĞÜ YILLARI

Semih Rüstem Temel, 1933 yılında Ankara İmarMüdürü olarak tayin edilir.28 İmar müdürlüğündenönce ise hocalık yaptığı, atandığını belirten belgede“İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi İnşaat MuallimiMimar Semih” olarak tanıtılmasından anlaşılmaktadır.Görevine başladığı 1934 yılından itibaren, Türk Mi­marlar Cemiyeti Ankara Şubesi idare heyetinde degörev alır.29 Ankara’da göreve başlaması ile birlikte,meslek hayatı farklı bir aşamaya geçer ve artıkmimari üretimlerinin izini sürmek mümkün olmaz.

Ankara İmar Müdürlüğü’ne birçok memur vepolitikacı talip olmuştur.30 Erken Cumhuriyet döne­minin en fazla yatırım yapılan projelerinden birininAnkara’nın planlanması olduğu göz önünde bulun­durulduğunda, 1930’lu yıllarda Ankara İmar Mü­dürlüğü’nün önemli bir pozisyon olduğu açıktır.Hermann Jansen, beraber çalışacağı imar müdürününseçilmesi sürecini ilgiyle takip etmiş, atanacak

26 Semih Rüstem, “Ressam Şevket Bey Yalısı”, Arkitekt, 5, 1934, s. 137‒138.27 John Macsai, “Architecture as Opposition”, Journal of Architectural Education, 38/4, 1985, s. 8‒14. 28 “Ankara İmar Müdürlüğü’ne İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi İnşaat Muallimi Mimar Semih’in Tayini”, Başbakanlık

Cumhuriyet Arşivi (BCA), 17/10/1933, sayı: 15106, dosya: 75‒83.29 [y.y.], “1933 Senesi Birlik Faaliyeti ve İdare Heyeti Raporu”, Mimar, 37, 1934, s. 31‒34.30 Gönül Tankut, Bir Başkentin İmarı Ankara (1929‒1939), Anahtar Kitaplar, İstanbul, 1993, s. 168.

Şek. 9: Ressam Şevket Dağ Yalısı, (Semih Rüstem,

“Ressam Şevket Bey”, s. 137‒138).

233UNUTULMUŞ BİR ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI

kişinin iyi bir mimar olması ve modern kentlerinimarına ilişkin ilkeleri yakından tanıması gerektiğinisavunmuştur.31 Jansen’in Ankara için hazırladığıikinci imar planı olan “Ankara ve Civarı” projesininsözleşmesi, 1934 yılında kabul edilmiş ve projeninuygulanma sürecinde Semih Rüstem etkin rol oy­namıştır.32 İmar müdürlüğü yaptığı yıllarda JansenPlanı’nın uygulanması ile birlikte, Ankara’da etkinlikgösteren Clemens Holzmeister ve Bruno Taut gibiyabancı mimarların projelerinin değerlendirme aşa­malarına da dahil olduğu anlaşılmaktadır.33

Gönül Tankut, erken Cumhuriyet dönemindeAnkara İmar Müdürlüğü’nün Ankara’yı aşan so­rumlulukları olduğunu, merkezi bir kuruluş gibi ül­kenin tamamında planlı imarı özendirdiğini ve ötekikentlere de bu konuda yol gösterdiğini belirtir.34

Semih Rüstem Temel’in, 1935 yılında İsmet İnönütarafından Malatya’nın imar planını yapmak üzeregörevlendirilmesi, Ankara dışındaki kentler üzerinede çalıştığını gösterir.35 Aynı yıl Ülkü dergisinde,şehir planlaması üzerine “Yeni Şehirler Doğarken”36

başlıklı bir makalesi yayımlanır.

1937 yılında İmar Müdürlüğü’nün İçişleri Ba­kanlığı’ndan ayrılarak belediyeye bağlanması veyetkilerinin kısıtlanması ile Semih Rüstem Temelgörevinden istifa eder.37 İstifasının ardından 1944yılında kadar geçen sürede, bu çalışma kapsamındaizine ulaşılabilen tek etkinliği, 1941 yılında sonuçlananSamsun İmar Planı yarışmasında aldığı birincilikderecesidir; fakat proje uygulanmamıştır.38

AMERİKA YOLCULUĞU

Semih Rüstem Temel ve ailesi 1944 yılındaTürkiye’den ayrılarak Amerika’ya göç eder.AileyiAmerika’ya göç etmeye iten sebepler bilinemesede bu yolculuğun Amerika’daki önemli bağlantılararacılığı ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. DöneminWashington büyükelçisi Münir Ertegün, mimarınablası Hayrünnisa Hanım ile evlidir. Münir Ertegün’ündesteği ile Semih Rüstem çalışma hayatına Ameri­ka’da devam etme cesareti bulmuş olmalıdır. İkinciDünya Savaşı yıllarında İstanbul’dan Kahire’ye,oradan da Baltimore’a uzanan yolculuk son derece

31 A.g.e.32 A.g.e., s. 140.33 Bernd Nicolai, Modern ve Sürgün, TMMOB Mimarlar Odası, Ankara, 2011, s. 97, 118.34 Tankut, Bir Başkentin, s. 128.35 “Malatya’nın Planı”, Cumhuriyet, 13.2.1936, s. 6. Malatya’da ekibi ile birlikte yaptığı incelemelerin sonunda imar planını

hazırlar, fakat Hükümet Konağı’nın yerini değiştirmesi tartışmalara yol açar. Bunun üzerine İsmet İnönü, planı HermannJansen’in incelemesini ister ve sonuç olarak Malatya’nın kent planını Jansen yapar.

36 Semih [Rüstem Temel], “Yeni Şehirler Doğarken”, Tereddüd ve Tekerrür, haz. Bülent Tanju, Akın Nalça Yayınları, İstanbul,2007, s. 212‒222.

37 Tankut, Bir Başkentin, s. 134.38 [y.y.], “Samsun Şehri İmar Müsabakası Projeleri ve Jüri Raporu”, Arkitekt, 131‒132, 1941, s. 277‒282.

Şek. 10: Károly Kós, Werkele Konut Yerleşkesi:

http://indafoto.hu/toldym/image/13489197­65a6b6e9 (erişim tarihi: 2.4.2014).

M. DİLA GÜMÜŞ234

zor şartlarda gerçekleştirilmiştir. Semih RüstemTemel, ithalat ve ihracat yapmak üzere Manhattan’dabir ofis açarak Amerika’daki çalışma hayatına başlar.Oraya gittikten sonra mimari etkinlikte bulunmamış,ticaret ile ilgilenmiştir. Seniye Temel, Türkiye’debirçok kişinin üretimlerinin Amerika’da pazarlan­masını istediğini, babasının da bu amacı gerçekleş­tirmek üzere Manhattan’da “Temel Corporation”isimli bir ofis açtığını belirtir. Semih Rüstem Temelhayatını kaybettiği 1946 yılına kadar Manhattan’daticaretle uğraşmaya devam etmiştir.39

Erken Cumhuriyet dönemi mimarlarının eğitimhayatlarının genellikle Sanayi­i Nefise’de başladığıve başarılı olanların, mezuniyetlerinin ardındandevlet bursu ile Avrupa ülkelerine gönderilmelerişeklinde devam ettiği görülür. Mimarlık eğitimi için

genellikle Almanya ve Fransa’nın tercih edildiği buyıllarda, Macaristan alışıldık bir tercih değildir. Budurum, Semih Rüstem Temel’i eğitim hayatınınseyri bakımından dönem mimarları arasında ayrıksıbir örnek haline getirir. Mimari üretimlerinde, 1930’luyıllarda Türkiye’de “kübik” olarak adlandırılan mo­dernist etkili biçimler ile birlikte, geleneksel Osmanlıkonut mimarisinin ve 20. yüzyılın ilk çeyreğindeMacaristan’da etkili olmuş ulusal mimarinin izlerinede rastlanmaktadır. Serbest mimar olarak çalışmayabaşladığı 1929’dan Ankara İmar Müdürlüğü’ne atan­dığı 1934 yılına kadar Semih Rüstem Temel, farklıkaynaklardan beslenen, erken Cumhuriyet dönemiiçin ilgi çekici sayılabilecek bir mimari üretim sü­recinin aktörü olmuştur.

39 Derin Temel ve Seniye Temel ile 24.11.2013 tarihinde yapılan görüşme.