Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora/Klazomenai Khora'sında Arazi Kullanımı...

32
Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri ~ Regional Studies in Archaeology Symposium Proceedings AYRIBASIM / OFFPRINT

Transcript of Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora/Klazomenai Khora'sında Arazi Kullanımı...

Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri

~Regional Studies in Archaeology

Symposium Proceedings

AYRIBASIM / OFFPRINT

ARKEOLOJİ’DE BÖLGESEL ÇALIŞMALAR SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ

12-13 Mayıs 2011, Ankara

~REGIONAL STUDIES IN ARCHAEOLOGY

SYMPOSIUM PROCEEDINGS12-13 May 2011, Ankara

Yayına Hazırlayanlar / Edited by

D. Burcu ErciyasEmine Sökmen

Yerleşim Arkeolojisi Serisi / Settlement Archaeology SeriesSempozyum Bildirileri 4 / Symposium Proceedings 4

Yerleşim Arkeolojisi Serisi / Settlement Archaeology Series12-13 Mayıs 2011, Ankara / 12-13 May 2011, Ankara

Sempozyum Bildirileri 4 / Symposium Proceedings 4

Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum BildirileriRegional Studies in Archaeology Symposium Proceedings

Seri Editörü / Series EditorD. Burcu Erciyas

Yayına Hazırlayanlar / Edited by D. Burcu ErciyasEmine Sökmen

Middle East Technical UniversityGraduate Program in Settlement Archaeology

Dumlupınar Bulvarı No. 1ODTÜ Ankara [email protected]

© 2014 Ege YayınlarıISBN 978-605-4701-33-9

Yayıncı Sertifika No: 14641

Baskı / Printed byDijital Düşler Basım San. ve Tic. A.Ş.

Seyrantepe M. Nato C. Çınarlı S. No.: 17Kağıthane-İstanbul

Tel: +90 (212) 279 64 44Kültür Bakanlığı Setrifika No: 12922

Yapım ve Dağıtım / Production and DistributionZero Prod. Ltd.

Abdullah Sokak, No. 17 Taksim 3443 İstanbul-TürkiyeTel: +90 (212) 244 75 21 (3 hat) Faks: +90 (212) 244 32 09

E.posta: [email protected]

İçindekiler

Önsöz .......................................................................................................................................................................................................................................... VII

Foreword ..................................................................................................................................................................................................................................... IX

John BINTLIFFAkdeniz ve Yakın Doğu’da Yüzey Araştırmalarının Kısa bir Tarihçesi ve Yeni Yaklaşımlar .......... 1Regional Survey in the Mediterranean and Near East: A Brief History and Review of Current Approaches ............................................................................................................................................................................................................. 9

Lutgarde VANDEPUTLutgarde Vandeput’un Açılış Konuşması .......................................................................................................................................... 15Opening Remarks by Lutgarde Vandeput ..................................................................................................................................................... 19

Berkay DİNÇERKocasu Havzası Paleolitiği (Kuzeybatı Anadolu) ....................................................................................................................... 23The Paleolithic of Kocasu Basin (NW Anatolia) .................................................................................................................................... 35

Bahattin ÇELİKGüneydoğu Anadolu’da Yeni Çanak Çömleksiz Neolitik Yerleşimler ................................................................ 51New Pre-Pottery Neolithic Settlements in Southeast Anatolia ........................................................................................................ 59

Belgin AKSOYBursa Örneği’nde Nüfus Dinamiği ve Arazi Kullanımı Üzerine Düşünceler ........................................... 71On the Demographical Dynamics and Land Use in the Early Bronze Age: A Case Study from Bursa/NW Anatolia ........................................................................................................................................................ 79

Michele MASSAM.Ö. III. Binyılın Sonunda Batı ve İç Anadolu’da Yıkımlar, Terk Etmeler, Sosyal Yapıda Yeniden Örgütlenme ve İklimsel Değişim ................................................................................................. 89Destructions, Abandonments, Social Reorganisation and Climatic Change in West and Central Anatolia at the End of the Third Millennium BC. ....................................................................................................... 105

VI

Elif KOPARALKlazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli ............................................................................ 125Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora ................................................................................................ 135

Ahmet MÖRELDağlık Kilikia Bölgesinde (Olba Territoriumu) Özköy Antik Yerleşimi: Tarımsal Organizasyon ve Yerleşim Düzenlemesi .................................................................................................................. 147The Rural Settlement of Özköy in Rough Cilicia: Agricultural Organization and Regional Settlement Patterns .................................................................................................................................................................................. 165

Marek Z. BARAŃSKIÇatalhöyük’te Geç Neolitik Mimarisi. Höyüğün ve Bina İnşasının Teknik Yönleri ........................ 173Late Neolithic Architecture of Çatalhöyük. The Technical Aspects of the Mound and Building Construction ................................................................................................................................................................................................ 179

Aslı CUMALIOĞLU – Gülseren KAN ŞAHİN – Sami PATACIHadrianoupolis Çalışmalarının Paphlagonia Arkeolojisine Katkıları ............................................................. 187Contribution of Excavations at Hadrianoupolis to the Regional Studies of Paphlagonia .............................. 195

Coşku KOCABIYIKChiliocomum, “Bin Köylü Ova” Amasya’nın Kuzey Batısında Hellenistik ve Roma Dönemi Yerleşim Düzeninde Meydana Gelen Değişiklikler ................................................................... 209Chiliocomum, the Plain of a Thousand Villages: Investigation of the Rural Settlements in NW of Amasya During the Hellenistic and Roman Periods by Using Gis ............................................................. 217

Önsöz

Arkeoloji’de bölgesel anlamda yapılan araştırmalar son 20 yılda ivme kazanmış ve köklü bir şekilde arkeolojik söylemleri değiştirmiştir. Bölgesel çalışmaların arkeolojiye getirdiği yeni bakış açısıyla arkeolojik yerleşimler bütüncül bir şekilde yani kırsal ve kentsel alanlar bir arada ele alınarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

Bu konu üzerine bir sempozyum organize etmek istememizdeki amaç, Anadolu arkeoloji-sinde, yerleşimlerin dinamikleri ile birlikte ele alınması gerekliliğinin yeni çalışmalar nez-dinde vurgulanmasıdır.

Mensubu olduğumuz ve ODTÜ’de 2000 yılında kurulmuş olan Yerleşim Arkeolojisi bölü-mü, disiplinlerarası çalışma yöntemini ön plana koyan bakış açısı ile bölgesel ölçekteki çalışmaların özendirilmesi adına Anadolu arkeolojisinde önemli bir boşluğu doldurmaya aday olmuştur. Son yıllarda ülkemizde yürütülen arkeoloji projelerinin bu alanda da çalış-malar ortaya koymaya başlamış ve önemli veriler üretilmiştir. Bu sempozyum ile arkeoloji-de bölgesel ölçekte çalışmalar yürüten genç araştırmacıları biraraya getirerek çalışmaları-nı sunup tartışabilecekleri bir zemin sağlayarak Anadolu arkeolojisine bu anlamda bir kat-kıda bulunmak amaçlanmıştır.

Organizasyon komitesi adına, bu sempozyumu gerçekleştirmemizde bize destek olan sponsorlarımıza (Omim, Mimarlık Fakültesi ve Geomatics Grup) cömert katkılarından dolayı teşekkürü borç biliriz. Ayrıca hazırlık aşamasında emek veren ve yükümüzü hafifle-ten Murat Erciyas’a, Anıl Ilgaz’a, Yenal Orman’a ve bölümümüzdeki diğer arkadaşlarımı-za teşekkür ediyoruz. Sempozyumu açılış konuşmaları ile değerli kılan iki misafirimiz vardı. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürü ve Pednelissos Territoriumu Yüzey Araştırması başkanı Sayın Dr. Lutgarde Vandeput’a Pisidia bölgesinde gerçekleştirdiği yüzey araştırma-sı ve metodolojisi konusundaki bilgisini bizimle paylaştığı için minnetarız. Bölgesel Çalışmalar hakkında başvuru niteliğindeki çalışmalar ortaya koymuş olan Prof. John Bintliff açılış konuşması teklifimizi kabul ederek sempozyumumuza bu konudaki engin bilgisi ile önemli bir katkı sağlamıştır. Kendisini ağırlamaktan onur duyduğumuzu belirt-meliyiz.

VIII

Son olarak değerli çalışmaları ile sempozyumda sunuş ve bildirileri ile yeralarak bu konu hakkında bir sempozyum kitabının oluşmasını sağlayan katılımcılara sonsuz teşekkürleri-mizi sunuyoruz.

Organizasyon Komitesi Adına

Emine Sökmen

Foreword

Research on regional studies in archaeology has accelerated in the past 20 years and changed the archaeological discourse in a fundamental way. This recent perspective influ-enced the archaeological perception favorably in terms of evaluating the settlements with a holistic view, assessment of central places with their rural territories that cannot be sepa-rated from each other.

The idea of organizing a symposium on this subject comes from our belief in the impor-tance of removing ourselves of the understanding resulting from handling the settlement in Anatolian archeology for a long period of time, stripped from its dynamics and our belief in the importance of presenting new researches.

Our department, Settlement Archaeology Program in METU was founded in 2000 mainly for filling the gap in Anatolian archaeology with the viewpoint of interdisciplinary studies and regional studies in archaeology. Studies at regional scale are recently integrated to archaeological projects in our country, yet produced important results. The main goal of this symposium is to provide a discussion ground for young scholars who carry out archa-eological studies at regional scale and share various perspectives and results yielded by regional studies in Anatolia.

On behalf of the organizing Comittee, I would like to thank to our sponsors (Omim, Faculty of Architecture and Geomatics Group) for their generous supports to the sympo-sium. And many thanks to our lectureres, to Murat Erciyas, Anıl Ilgaz and Yenal Orman and other friends from the department for helping to make this event possible. I would also like to thank to our two keynote speakers. We were really pleased to have Dr. Lutgarde Vandeput as our guest. Mrs. Vandeput is conducting an interdisciplinary survey at Pednelissos Territorium. She shared her extensive knowledge about survey methodologies in the lights of the Pisidia Region. We are grateful that Prof. John Bintliff accepted our invitatiton to present a keynote speech. He has immensely contributed to this subject for many years and provided primary literature.

Emine Sökmen

On Behalf of the Organizing Committee

Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri, YAS 4 (2014) 125–145

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli

Elif KOPARAL*

ÖzetAntik dönemde ekonomi tarımsal faaliyetlerle doğrudan ilişkiliydi. Bu nedenle antik yerleşim merkezlerinin ekonomik yapılanmasına ilişkin çıkarımda bulunmak ancak art-alanlarında bulunan doğal kaynakların, tarım potansiyelinin saptanması ve arazi kullanımının tanımlanması ile mümkün olmaktadır. Klazomenai khora’sın-da yürütülen sistematik arkeolojik yüzey araştırmalarının sonuçlarını değerlendir-mek adına bölgenin arazi potansiyelinin ve arazi kullanım koşullarının tanımlan-ması önem taşımaktadır. Bu çalışmada farklı değişkenler ve sabit değerler kullanıla-rak iki farklı yöntemle Klazomenai khora’sının tarım potansiyeline ilişkin bir değer-lendirme yapılmış ve kentin art-alanının besleyebileceği nüfusun üst sınırları belir-lenmiştir. Ortaya çıkan sonuçların değerlendirmesine göre antik dönem boyunca Klazomenai khora’sı nüfusu hesaplanan potansiyelinin çok altında seyretmiştir. Sonuç olarak Klazomenai ekonomisi büyük oranda tarıma ve tarım ürünlerinin ticaretine dayalı olan orta ölçekte bir Grek polisi idi.

Giriş

Geçtiğimiz otuz yıl boyunca çağdaş kuramsal arkeoloji çerçevesinde pek çok arkeolojik çalışma kentlerin art-alanlarını oluşturan kırsal alanları da çalışmalarına dahil etmişlerdir. Yerleşim merkezleri geçim kaynaklarının bulunduğu ve ekonomilerinin dayandığı art-alanları ile birlikte değerlendirilmiştir. Bu bakış açısı ile Klazomenai khora’sında sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları 2006 yılında Klazomenai kazı ekibi tarafından başlatılmış, proje ODTÜ Yerleşim Arkeolojisi Bölümü ve TÜBİTAK tarafından destek-lenmiştir.

* Yard. Doç. Dr. Elif Koparal, Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü. E-posta: [email protected]

Elif Koparal126

Klazomenai’de arkeolojik kazılar 1979 yılından bu yana sürdürülmekte olup yerleşim tarihçesine ilişkin önemli veriler elde edilmiştir.1 Olasılıkla M.Ö. 11. yüzyıl2 civarında gelen İyonyalı göçmenlerden önce Klazomenai topraklarının bomboş olduğunu önesüren Pausanias’ın sözlerinin aksine Liman Tepe kazıları bölgede Kalkolitik dönemden itibaren yerleşim olduğunu ortaya koymuştur.3 Liman Tepe kazıları ile ortaya çıkan liman yerleşi-minin Tunç Çağları boyunca yoğun biçimde iskan edildiği anlaşılmıştır. İyon göçmenleri-ne ait sporadik bulgular özellikle Tunç Çağı yerleşimi etrafında yoğunlaşmakta ve Tunç Çağı yerleşimi Klasik dönem kentinin çekirdeğini oluşturmaktadır. Klazomenai yerleşimi-nin farklı noktalarında yürütülen kazılar yerleşim dokusuna dair önemli bulgular ortaya koymuş, yerleşimin iskan alanlarını çevreleyen bir sur duvarının dışında kalan endüstriyel alanları da ortaya çıkarmıştır. Bu alanlarda yürütülmekte olan kazılar Klazomenai’nin endüstriyel faalyetleri hakkında bilgi üretmektedir. Zeytinyağı üretim birimleri –ki bunlar-dan bir tanesi fabrika ölçeğinde üretim yapmaktaydı4, bir demirci işliği5, Protogeometrik dönemden Hellenistik döneme dek kullanılmış farklı seramik fırınları Klazomenai ekono-misinin nasıl biçimlendiğine dair önemli ipuçları vermektedir. Klazomenai özellikle Arkaik dönemde önemli bir seramik üretim merkezi olmuştur. Klazomenai lahitleri olarak bilinen bezemeli lahitlerin yanısıra antik dönemde ambalaj olarak kullanılan ticari amp-horaların üretimi ve coğrafi dağılımı Klazomenai’nin ticari yapılanması hakkında önemli bilgi kaynağıdır. Pek çok antik dönem kent devleti gibi Klazomenai’nin de ekonomisi temelde tarım ve ticarete dayalıdır. Arazi potansiyelinin hesaplanması bize yerleşimin eko-nomik yapılanması hakkında bir çerçeve sunmaktadır. Burada Klazomenai art-alanının arazi potansiyeli farklı değerler ile hesaplanmaya çalışılmış tarım potansiyelinin üst limit değerleri belirlenmiştir. Böylelikle yerleşimin besleyebileceği nüfus sayısı ya da yetersiz olduğu durumlarda ek ekonomik girdi oluşturabilecek kaynaklar hakkında arkeolojik bul-gular ışığında varsayımda bulunmak mümkün olacaktır.

Yer seçim kuramına göre en önemli kriter yerleşim merkezinin art-alanının tarım potansi-yeli ve içerdiği doğal kaynaklardır. Bu anlamda tarım potansiyeli ve arazi kullanımı yerle-şim düzenlerinin tanımlanmasında en önemli bileşenlerdir. Auterkia tüm Yunan kent-devletlerinin sahip olduğu varsayılan ekonomik anlamda kendi kendine yeterliliğe karşılık gelen bir antik terimdir. Antik dönemde ekonomik yeterliliğin büyük ölçüde ve genellikle tarımsal potansiyeli ile ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Ticari ürünlerin büyük çoğunluğu-nun tarım ürünü olduğu düşünülecek olursa tarım potansiyeli ekonominin en önemli bileşeni olmalıdır.

Aristoteles oldukça iyimser bir yaklaşımla tüm Yunan kent-devletlerinin ekonomik anlam-da bağımsız ve art-alanlarında kendileri için gerekli tüm kaynaklara sahip olmaları gerek-tiğini öne sürmüştür (Politics VII, 1326.b29). Kuşkusuz burada sözü edilen ekonomik bağımsızlık maddi kaynaklara sahip olmanın ötesinde belli bir teknolojik düzeye ulaşmış

1 Aytaçlar 2004; Ersoy 2004; Güngör 2004.2 Aytaçlar 2004.3 Şahoğlu 2008.4 Koparal ve İplikçi 2004.5 Cevizoğlu ve Yalçın 2011.

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 127

olmak, belli yaşam standartlarına sahip olmak, farklı geçim kaynakları ve sosyal örgütlen-me ile ilişkilidir. Ancak yine de tarım potansiyeli hemen tüm kent devletler için önemli bir ekonomik kriter olmuş olmalıdır.

Urla havzasının konumu ve topografyası

Klazomenai diğer İyon kent devletleri Teos, Erythrai ve Lebedos ile birlikte İzmir İli sınır-ları içinde kalan Urla-Çeşme yarımadası üzerinde yeralmaktadır. Batıya doğru uzanan yarı-madanın yüzölçümü yaklaşık 1500 kilometrekaredir. Yarımadanın batı ucu Khios adasın-dan sadece 7 kilometre uzaklıktadır. Yarımadanın yeraldığı kıta levhası güneyden kuzeye doğru eğimlidir. Kuzeyde kıyı boyunca denize uzanan yumuşak eğimli tepe yamaçları ve kıyı ovaları yeralır. Öteyandan güney kıyısı girintili çıkıntılı olup kıyıya dik uzanan dar vadiler, dar bir kıyı şeridi ve kayalık tepelerle tanımlanır. Neojen dönemde tektonik hare-ketlerle şekillenen kıyılar6 girintili çıkıntılı olup pek çok adaya sahiptirler,7 holosen dönem sonundaki kıyı hareketleri ile son halini almıştır.8 Sığ kıyılar akarsular tarafından taşınan mil birikintisi ile dolmuş ve kıyı ovalarını oluşturmuştur.9 Yamaçlarda yeralan ovalar diğer bir deyişle piedmont ovaları yüksek havzalardan alüvyonların akarsular tarafından taşınması ile 4. dönemde oluşmuştur.10

Yarımadanın doğu ve batısında kuzey-güney yönünde uzanan fay hatları ve bu hatları tanımlayan yüksek tepe sıraları bulunmaktadır.11 Güzelbahçe’den Seferihisar’a uzanan fay hattı yüksekliği 300 metreyi aşan kireçtaşı ve andezitten oluşmuş yüksek tepe sırası ile tanımlanmaktadır.12 Coğrafi bir birim oluşturan Urla havzası doğuda bu tepe sırası ile sınırlanmakta ve Klazomenai khora’sı için de doğal bir sınır oluşturmaktadır. Kuzeybatıda yeralan Karaburun bölgesi yarımadanın en dağlık alanıdır. Yarımadanın en yüksek noktası olan 1200 m. yüksekliğindeki Akdağ Karaburun’da yeralır. Bu dağlık kütle güneye doğru eğimlidir ve güneyde 2. dönemde oluşmuş kireçtaşı kütleleri bulunur. Bu kütleler Kırandağı (Korykos), Kenelidağ ve Velidağ olarak adlandırılmıştır ve yükseklikleri 600 metre civarındadır. Bu dağ sırası da Urla havzasının batı sınırını oluşturur. Urla havzası olasılıkla bir kaç küçük farkla Klazomenai khora’sını oluşturmaktadır.

Holosen dönemde meydana gelen kıyı hareketleri Klazomenai ve Liman Tepe yerleşimle-rinin tarihçesinde önemli rol oynamıştır.13 İskele mevkii civarında kıyı şeklinin holosen dönemde önemli ölçüde değiştiği anlaşılmaktadır.14 Klazomenai kıyı şeridi yer yer kayalık yer yer kumluk sahillerden oluşur. Bölgede büyük akarsu olmamakla beraber dağlık alan-lardan denizlere kışın akan ancak yazın kuruyan küçük akarsular mevcuttur. Doğal akarsu

6 Mater 1982, 32. 7 Ardel 1961, 68; Darkot ve Tuncel 1978, 94. 8 Kayan 1997, 436; Goodman 2006. 9 Ardel 1961, 73, 77; Mater 1982, 33-35.10 Ardel 1961, 72; Mater 1982, 36-38.11 Darkot ve Tuncel 1978, 94.12 Ardel 1961, 72-73; Darkot ve Tuncel 1978, 14; Mater 1982, 37. 13 Kayan 1997, 735; Goodman 2006.14 Goodman 2006.

Elif Koparal128

yatakları kıyı ovalarda sulama amaçlı olarak değiştirilmişlerdir. Yarımada su kaynakları bakımından çok zengin sayılmaz, akarsuların çoğu uzun süren yaz mevsimi boyunca kuru-dur. Yağış miktarı 600 mm ile 1300 mm arasında değişir ve Eylül-Mayıs ayları arasında gerçekleşir. Sürekli akarsular sayıca çok az olup karstik kaynaklarla beslenmektedir.15 Bir akarsu ağından söz etmek mümkün değildir, en önemli akarsular Havuzlu, Çakal ve Pınarlı’dır.16

Klazomenai khorası’nda arazi kullanımı ve tarımsal potansiyel

Arazi kullanımı ve tarım potansiyeli hakkında bilgi edinmek yerleşimlerin büyümesi, konumları ve dağılımları hakkında kuram oluşturmamıza olanak tanır. Yerleşim düzenini oluşturan en önemli dinamikler ve geçim koşullarına ilişkin kuramlar arazi kullanımı ve tarım potansiyeli ile doğrudan ilişkilidir. Yerleşim dağılımını gösteren haritalar ve mekan-sal analizler genellikle sözkonusu alanı düz bir ova gibi görmekte ve farklı morfolojik özel-liklerin varlığını gözardı etmektedir. Mekansal analizlerde mesafe ekonomiye dayanan yer-leşim modelinin oluşturulmasında yegane değişken olarak alınmaktadır. Topografik özel-likler ve doğal kaynakların neden olduğu farklılıklar genellikle gözardı edilmektedir. Yerleşim dağılımının seçilen alanın arazi potansiyeline göre değerlendirilmesi analizlerin daha anlamlı sonuçlara ulaşmasını sağlamaktadır.

Arazi potansiyelinin hesaplanması temel olarak tarıma elverişli arazinin temel tarım ürünü sayılan tahıl tarımına ayrıldığını ve insanların tahıla dayalı tek yönlü bir beslenme alışkan-lığına sahip olduğunu varsayar. Bu tür analizlerde yanıltıcı olan farklı özelliklere sahip alanların farklı üretimler için kullanılabileceğinin gözardı edilmesidir. Arazi potansiyeli-nin hesaplanmasında gerekli veri için genellikle günümüz değerleri kullanılır. Sanayi dev-rimi öncesinde tarım teknolojilerinin çok fazla değişiklik göstermemiş olması ve çevresel değişim kronolojilerinin yerleşim tarihçesi bakımından kıyaslanamayacak kadar uzun dönemlere denk gelmesi arkeolojik dönemler içinde arazi potansiyeli hesaplanırken günümüz değerlerinin kullanılmasından çıkabilecek yanılgıları en aza indirgemektedir. Akdeniz havzasında geçerli olan beslenme alışkanlıklarının neredeyse Tunç Çağlarından yakın geçmişe dek çok farklılık göstermediği anlaşılmaktadır.17 Başta arpa ve buğday olmak üzere tahıl her zaman beslenme alışkanlıklarının temel maddesini oluşturmuştur.18 Çavdar ise Klasik dönemde ortaya çıkmıştır.19 Koyun, yaban domuzu, evcil domuz ve sığır tüketilmekte ancak kıyılarda balık özellikle düşük ve orta gelirliler için en temel hayvansal besin kaynağını oluşturmaktaydı.20

M.Ö. 4. yüzyıl ortalarına tarihlenen bir yazıt Klazomenai’nin Phocaea’dan tahıl ithal ettiği-ni bildirmektedir.21 Dolayısıyla antik dönemde Urla havzasında yeterli tahıl üretimi olduğu

15 Mater 1982, 43.16 Mater 1982, 44.17 Brothwell ve Brothwell 1969; Angel 1972, 94-95; Vickery 1936, 86. 18 Forbes 1955, 86.19 Forbes 1955, 87.20 Forbes 1955, 96.21 Forsters 1920, ii.16.1348b.

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 129

tartışmalıdır. Olasılıkla bu eksiklik teras tarımı ve bundan elde edilen şarap ve zeytinyağı-nın geliri ile telafi ediliyordu.

Mandalan, Malkaca ve Barbaros bölgedeki en geniş ovalık tarım alanlarıdır. Malkaca bir kıyı ovası olup bugün tarımdan ziyade yoğun iskan alanıdır. Mandalan Klazomenai khora’sı olarak tanımladığımız Urla havzasının tam ortasında yeralır. Yüzey araştırması kapsamın-da intensif yöntemle tamamen taranmıştır. Aralarında Neolitik bir yerleşimin de bulundu-ğu arkeolojik sitler ovanın çeperinde konumlanmışlardır.22 Ovanın bulunduğu Kuşçular köyü sakinleri ova alanının elli yıl öncesine kadar bataklık olduğunu söylemektedirler. Ovadaki antik yerleşimlerin dağılımı ve köy sakinlerinin sözleri bu alanın bir jeoarkeoloji uygulaması kapsamına alınması gerektiğini düşündürmektedir. Zira ova alanının göl taba-nı olduğu akla gelmektedir. Urla havzasının kuzeybatısında yeralan Barbaros ovası da bir göl tabanı izlenimi vermektedir.

Bağcılık için kullanılan tarım teraslarının üretim potansiyelini ve ekonomik girdisini antik dönem için belirlemek oldukça güçtür. Çünkü bu terasların çoğu yakın geçmişe kadar kullanılmışlardır ve ne yazık ki antik terasları ayırt etmek mümkün değildir. Antik dönem-de tarım terası küçük çaplı bir iş olup bir çiftlik ahalisi tarafından kotarılmaktaydı.23 Ancak özellikle Arkaik dönemde olmak üzere Klazomenai’de ticari amphoraların üretim oranı ve coğrafi dağılımları, şarap ve zeytinyağı’nın önemli bir ticari ürün olduğunu24 dolayısı ile art-alanında ikincil yerleşim kümeleri etrafındaki geniş terasların tarım amaçlı kullanıl-dığını düşündürmektedir. Klazomenai’de ortaya çıkarılan ve Geç Arkaik dönemde önemli bir üretim kapasitesine sahip olan zeytinyağı işliği ve buna parallel olarak ticari amphora üretimindeki belirgin artış Klazomenai’nin zeytinyağı ve şarap ticaretinde önemli bir yer edindiğini ve buna bağlı olarak zeytincilik ve bağcılık faaliyetlerinin artmış olduğunu gös-termektedir.25

Ormanlık alanların yakacak ihtiyacı için ne ölçüde tahrip edildiğine dair kesin bir sapta-ma yapmak mümkün olmamakla beraber antik dönemde ormanlık alanların daha yaygın olduğu düşünülebilir. Bugün olduğu gibi hayvancılık da ormanlık alanların tahribi bakı-mından önemli bir faktör olmalıydı.

Arazi kullanımı ve tarım potansiyelinin belirlenmesi için öncelikle tarıma elverişli alanla-rın saptanması gerekmektedir. Bu çalışmada tarıma elverişli alanların saptanması için kul-lanılan parametreler toprak türleri, toprak kalınlığı ve arazi eğimidir.

Urla havzasında toprak türleri beş ana sınıfa ayrılmıştır ve türlerin tümü tarıma elve-rişlidir;

1. Kırmızımsı – kahverengi Akdeniz toprağı (%46)

2. Randzina (%29)

22 Ersoy ve Koparal 2007.23 Rackham ve Moody 1992, 126.24 Sezgin 2009, 49.25 Koparal ve İplikçi 2004.

Elif Koparal130

3. Kolüvyal depozitler (%15)

4. Kırmızı Akdeniz toprağı (%8)

5. Kahverengi orman toprağı (%2)

Toprak kalınlığı için 20 cm’in üzerinde olan tüm değerler ve arazide 10 dereceye kadar eğim tarıma uygun olarak kabul edilmiştir (Fig.1). Tarıma elverişli toprak çeşidi, toprak kalınlığı değerleri ve eğim değerlerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri veritabanı yardımı ile çakıştırılması sonucu Urla havzasında tarıma elverişli arazinin dağılımını ve genişliğini hesaplamak mümkün olmuştur (Fig.2). Tarıma elverişli alanın genişliği 12,800 hektar olup tüm alanın %36,6’sını oluşturmaktadır

Urla’da 1995 yılına ait arazi kullanımı istatistikleri günümüz değerleri hakkında bilgi ver-mektedir (Tablo.1).26 Öte yandan Milioris 1922 öncesinde 9500 hektarlık alanın bağcılığa ayrıldığını belirtmektedir. 1995 istatistiklerine göre ise sadece 297 hektar bağcılık için kul-lanılmaktadır. Bu bilgi bağcılığın bölgede 1922’de gerçekleşen mübadele sonucu Rumların bölgeyi terketmesiyle ne kadar azaldığının göstergesidir.27 Yakın geçmişte bölgede arazi kullanımına dair bir başka veri kaynağı “T.C. Ziraat Bankası Müşavirler Kurulu İstatistik Yayınları” dır. Bu sureli yayınlar sayesinde arazi kullanımı istatistiklerini 1950’lerden 1970’lere dek izlemek mümkündür.28 Vital Cuinet’nin La Turqie d’Asie (1890) adlı eseri de 19. Yüzyıl sonlarında Urla’da arazi kullanımına dair bilgi vermektedir.

1995 yılı istatistiklerine göre Urla’da tarım arazisi oranı %18 iken Cuinet’nin raporuna göre 19. yüzyıl sonlarında %59,4’tür. Bu çalışmada esas alınan yönteme göre ise tüm ala-nın %36,6’sı tarıma elverişli alandır. Klazomenai khora’sı sınırları içinde kalan tarıma elve-rişli alanın doyurabileceği nüfusun üst sınırı üretim ve tüketim oranlarının hesaplanması yolu ile tahmin edilebilir.29 Başlıca tahıl ürünlerinin yıllık brüt üretim oranı ortalama hek-tar başına 940-600 kg arasında değişmektedir. Çapa tarımı ile mahsülün net olarak yılda %85’i alınırken saban kullanımı ile net miktar yılda %67’ye düşmektedir.30 Mahsülün net olarak kalan kısmından %17’si ya tohumluk ya da hayvan yemi olarak ayrılmaktadır.31 Kişi başı yıllık tahıl tüketimi ortalama 200 kg olarak kabul edilmiştir.32 Her yıl tahıl tarımı için kullanılan toprakların %50’si nadasa bırakılır.33 Beş kişi çapa tarımı ile yılda en fazla 2,5 hektarlık bir alanı34, saban kullanarak ise 5 hektarlık bir alanı işleyebilir.35

26 The Agricultural Department of İzmir.27 Milioris 1965.28 Türkiye Tarımsal Üretim Değeri Ortalaması, T.C. Ziraat Bankası Müşavirler Kurulu İstatistik Yayınları 1952-

1971, Ankara.29 Blanton 2004, 211. 30 Bintliff ve Snodgrass 1985, 123-61; Davis 1991; Gallant 1991; Halstead 1981, 318. Jameson 1977-78, 131.

Jameson et al. 1994, 283. 31 Stirling 1965, 85. 32 Foxhall ve Forbes 1982, 69; Jameson 1977-78, 131. 33 Halstead 1987, 82. 34 Gallant 1991, 51. Manning 1994, 236. White 1970, 336. 35 White 1970, 336. Kehoe 1988.

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 131

Yukarıda belirttiğimiz rakamları sabit değer olarak kullanıp farklı modellerle Klazomenai khorasını oluşturan alanın tarım potansiyelini hesaplamak mümkündür.

I. 12,800 olarak hesaplanan tarıma elverişli alanda teras tarımının dahil olduğu varsayıl-mıştır. 1922 öncesi koşulların yanısıra antik dönemde tahıl üretimin yeterli olmadığı gözö-nüne alınarak ve zeytinyağı/şarap üretiminin Klazomenai’de önemli bir endüstriyel faali-yet olduğu düşünülerek tüm alanın %56’sının bağcılık ve zeytincilik için tarım terasına ayrıldığı var sayılmıştır. Buna göre teras tarımına ayrılan alan 7168 hektar olmalıdır. Geri kalan alan yani 5362 hektar tahıl ekimine ayrılmış kabul edilmektedir. Bu alanın %50’sinin her yıl nadasa bırakılması gerekmektedir, buna göre bir yıl içinde ancak 2816 hektarlık bir alan işlenebilecektir. Yıllık tahıl üretiminin hektar başına 600-940 kg. arasında değiştiğini ve net mahsul miktarının tercih edilen tarım yöntemine göre değiştiğini gözönünde bulundurursak beslenebilecek nüfus sayısı için bu modelden dört farklı sonuç elde edile-cektir. Çapa tarımı ile üretilen yıllık miktar 1,419,264-2,223,513 kg. arasında değişmekte-dir. Bu miktarın %17’si tohumluk olarak ayrıldığından net üretim miktarı 1,177,989-1,845,15 kg. arasında değişir. Bir kişinin yılda ortalama 200 kg. tahıl tükettiği varsayılırsa her yıl üretilen mahsul toprağın üst ve alt limit verimlilik oranına göre 5889-9227 kişi ara-sında değişir. Pulluk kullanımı ile üretilen net mahsul ancak %67 oranındadır. Buna göre yıllık mahsul oranı 1,132,032-1,773,516 kg. arasında değişmektedir. Bunun %17’sinin koşum hayvanları için yem olarak ayrıldığını varsayarsak net üretim miktarı 939,586-1,472,018 kg. arasında değişir ve beslenebilecek nüfus sayısı yine alt ve üst limit verimlilik oranlarına göre 4967-7360 arası olarak hesaplanır. Sonuç olarak tarıma elverişli alanların %44’ünün tahıl tarımına ayrıldığını varsayarsak bu kadar alandan elde edilen mahsul ile geçinebilecek insan sayısının alt ve üst sınırları 4967-9227’dir (Tablo.2).

Bu rakamlara geri kalan 7168 hektarda yapılan zeytincilik ve bağcılıktan elde edilen gelir eklenecektir. Bağların %50’si her yıl genç asmalar için ayrılır. Bunun nedeni her asmanın 50 yıl ürün vermesidir. Böylece yıl içinde ürün alınacak olan alanın genişliği yarı yarıya azalır ve bu bizim yöntemimizde 3584 hektara karşılık gelir. Bağların %35’inin üreticiler ve işçiler için ayrıldığı düşünülürse 2329 hektar net üretim için kullanılır. 1 hektarlık alan-dan ortalama 80 amphora dolusu şarap elde edilir. Bir amphora ortalama 19,44 litre ala-bilmektedir ve buna göre toplam üretim miktarı 3,622,060 litredir. Bağlardan elde edilen gelirin tahıl tarımından elde edilen gelire oranı 4’e 1 olarak hesaplanmaktadır. Buna göre 2329 hektarlık alandan elde edilen gelir 9316 hektarlık tahıl arazisinden elde edilen gelire karşılık gelir. 9316 hektarlık bir alandan elde edilen mahsul alt ve üst verimlilik oranlarına göre çapa tarımı uygulanırsa sayısı 19,485-30,527 arasında değişen bir nüfusu besler. Pulluk kullanıldığı takdirde sayısı 15,541-24,348 arasında değişen bir nüfusu besler (Tablo.3).

Sonuç olarak Klazomenai khorası içinde yeralan tarıma elverişli topraklarda, %56’sının bağ ve zeytinliklere ayrılması koşulu ile farklı tarım yöntemlerinin kullanımı ve toprağın alt ve üst verimlilik limitlerine göre beslenebilecek nüfus sayısı 20,508-39,754 arasında değişmektedir.

II. Tarıma elverişli alanın tamamının tahıl tarımı için kullanıldığı varsayılırsa bu sonuçlar tamamen değişmektedir. Bu yöntemde tarıma elverişli alanın genişliği yine 12,800

Elif Koparal132

hektardır. Bunun %50’si her yıl nadasa bırakıldığından işlenen toprak genişliği 6400 hek-tardır. Hesaplarımızda hektar başına elde edilen tahıl miktarının alt ve üst limiti 600-940 kg sabit değerler olarak alınmıştır. Tercih edilen tarım yöntemine göre elde edilen net mahsul oranı daha once belirttiğimiz gibi değişmektedir. Buna göre çapa tarımı ile elde edilen yıllık net mahsul oranı 3,225,65-5,053,440 kg olacaktır. Bunu %17’sinin tohum için ayrıldığı varsayılırsa net mahsul oranı 2,677,248-4,194,355 kg.’a düşecektir. Yıllık kişibaşı tahıl tüketiminin 200 kg. olduğu varsayılarak tüm tarım alanının tahıl tarımına ayrılması ve çapa tarımının tercih edilmesi koşulu ile beslenebilecek nüfus 13,386-20,971 arası deği-şir. Pulluk kullanımı ile yıllık mahsul miktarı 2,572,800-4,030,720 kg olacaktır. Yıllık mah-sulun %17’si koşum hayvanlarına yem olarak ayrılacağından net yıllık mahsul miktarı 2,135,424-3,345,497 kg.’a düşecektir. Buna göre tüm alanın tahıl tarımına ayrılması ve pul-luk kullanılması koşulu ile beslenebilecek nüfus sayısı 10,677-16,727 arası değişir (Tablo.4).

Bu çalışmada Klazomenai khora’sını oluşturan toprakların kaç kişilik bir nüfusu besleyebi-leceği farklı değişkenlerle hesaplanmıştır ve bu sebeple birbirinden farklı sonuçlara ulaşıl-mıştır. Sonuç olarak tarıma elverişli alanın tamamının tahıl tarımına ayrıldığını kabul eden bir model çok gerçekçi görünmemektedir. Buna göre ilk uygulama Urla havzasında-ki tarım modeline daha uygun düşmektedir. Zira tahıl antik dönemden bu yana bu bölge-de başlıca tarım ürünü olmamıştır. Arazi potansiyeli hesaplamaları genellikle tahıl üretimi ve yine tahıla dayalı beslenme modeli üzerinden yapılmaktadır. Ancak Urla bölgesine dair hem yakın zaman istatistikleri hem de arkeolojik belgeler ve bulgular tahılın bölgede hiç-bir zaman basilica ürün olmadığını ortaya koymaktadır. Klazomenai tarihçesinde tahıl üre-timinin az olduğu ve bu yüzden ithal etmek zorunda kaldıkları bilinmektedir (Aristotle, Oeconomica, II.16.1348b).36 Tahılın az olmasına karşılık zeytinyağı ve şarap üretiminin getir-diği gelirin bunu telafi ettiği hatta daha da ötesinde ekonomik refah sağladığı düşünülebi-lir. Zira yerleşim sayısı ve yerleşim büyüklükleri üzerinden yaptığımız nüfus hesaplamaları tarım potansiyeli ve arazi kullanımına dayalı olarak hesaplanan beslenebilecek nüfus sayı-sının her zaman çok altındadır. Klazomenai’de tarımın büyük oranda bağcılık ve zeytinci-lik üzerine olduğunu ve buna bağlı olarak ticarette de kendine önemli bir yer edindiği düşünülebilir.

36 Meadows 2009, 252.

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 133

Kaynakça/BibliographyAngel, L.J. 1972. “Ecology and Population in the Eastern Mediterranean.” World Archaeology. Vol. 4 (June).

Ardel, A. 1961. “Çeşme Yarımadasında Coğrafi Müşahadeler.” İÜ Coğrafya Enstitüsü Dergisi XII: 69-77.

Aytaçlar, N. 2004. “The Early Iron Age at Klazomenai”, in A. Moustaka, E. Skarlatidou, M.C. Tzannes, Y. Ersoy (eds.), Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera (Oct. 2001), Thessaloniki, 17-43.

Bintliff, J. and A. Snodgrass 1985. “The Cambridge-Bradford Boeotian Expedition. The First Four Years.” JFA Vol. 42, No. 2: 123-161.

Blanton, R.E. 2004. “Settlement Pattern and Population Change in Meso-American and Mediterrenean Civilizations: A Comparative Perspective.” in S. Alcock and J.F. Cherry (eds.) Side by Side Survey: Comparative Regional Studies in Mediterranean World. Oxbow Books, Oxford, 206-232.

Brothwell, D. and P. Brothwell. 1969. Food in Antiquity. Thames and Hudson, London.

Cevizoğlu, H. and Ü. Yalçın. 2011. “A Blacksmith’s Workshop at Klazomenai”, in Çilingiroğlu.

A.-A. Sagona (eds.), The Proceedings of the 7th Anatolian Iron Ages Colloqium held at Edirne, 19-24 April 2010, ANES Suppl. 39, 73-98. (in print)

Darkot, B. – M. Tuncel 1978. Ege Bölgesi Coğrafyası, İstanbul, İÜ Coğrafya Enstitüsü Yayınları 99.

Davis, J.L. 1991 “Contributions to a Mediterrenean Rural Archaeology: Historical Case from the Ottoman Cyclades.” Journal of Mediterrenean Archaeology.

Ersoy, Y. 2004. “Klazomenai: 900-500 B.C. History and Settlement.” in A. Moustaka, E. Skarlatidou, M.C. Tzannes and Y. Ersoy (eds.), Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera (Oct. 2001), Thessaloniki, 43-77.

Ersoy, Y.E. and E. Koparal 2007. “Klazomenai Khorası ve Teos Sur içi Yerleşim Yüzey Araştırması 2006 Yılı Çalışma ları.” 25. Araştırma Sonuçları Toplantısı 3. Cilt, 28 Mayıs-01 Haziran 2007. Kocaeli, 47-70.

Forbes, R.J. 1955. Studies in Ancient Technology. Vol. III, E.J. Brill, Leiden.

Foxhall L. and H.A. Forbes 1982. “Sitometria: The Role of Grain as Staple Food in Classical Antiquity.” Chiron 12: 41-90.

Forsters, E.S. 1920. Aristotle’s Oeconomica Athenesium Republica. Oxford, Clarendon Press.

Gallant, T.W. 1991. Risk and survival in Ancient Greece: Reconstructing the Rural Domestic Economy. Stanford University Press.

Goodman, B.N. 2006. “The Paleogeography of Liman Tepe, Turkey: A Multiproxy Geoarchaeological Study.” PhD Dissertation. McMaster University, Ontario.

Güngör, Ü. 2004. “History of Klazomenai in the 5th century BC and the Settlement on the Island.” in A. Moustaka, E. Skarlatidou, M.C. Tzannes, Y. Ersoy (eds.), Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera (Oct. 2001), Thessaloniki, 121-133.

Halstead, P. 1981. “Counting ship in Neolithic and Bronze Age Greece.” in I. Hodder, G. Isaac, N. Hammond (eds.), Pattern of the Past. Cambridge University Press: 307-340.

Halstead, P. 1987. “Traditional and Ancient Rural Economy in Meditterrenean Europe, plus ça change?” JHS 107: 77-87.

Jameson, M.H. 1977-78. “Agriculture and slavery in Classical Athens.” The Classical Journal 73: 122-145.

Jameson, M.H., C.N. Runnels and T.H. Van Andel (eds.). 1994. A Greek Countryside; The Southern Argolid from Prehistory to the present day. Stanford, California.

Kayan, İ. 1997. “Bronze Age Regression and Change of Sedimentation on the Aegean Coastal Plains of Anatolia.” in D. Nuzhet, G. Kukla and H. Weiss (eds.), Third Millennium B.C Climate Change and old World Collapse Vol.139: 432-463, Berlin-Heidelberg: Springer Verlag.

Kehoe, D.P. 1988. The Economics of Agriculture on Roman Imperial Estates in North Africa. Gottingen, Vandenhoeck and Ruprecht.

Koparal, E. and E. İplikçi. 2004. “Archaic Olive Oil Extraction Plant in Klazomenai.” in A. Moustaka, E. Skarlatidou, M.C. Tzannes and Y. Ersoy (eds.), Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera (Oct. 2001), Thessaloniki, 221-234.

Elif Koparal134

Manning, S. 1994. “The Emergence of Divergence, Development and Decline in the Mediterrenean Bronze Age.” Sheffield Archaeological Monographs 8: 221-70.

Mater, B. 1982. “Urla Yarımadasında Arazinin Sınıflandırılması ile Kullanışı Arasındaki İlişkiler.” İstanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 2863.

Meadows, A.R. 2009. “The Hellenistic Silver Coinage of Clazomenae.” in O. Tekin (ed.), Ancient History, Numismatics and Epigraphy in Mediterrenean World. Studies in Memory of Clemens E. Bosch and Sabahat Atlan and in honour of Nezahat Baydur, Ege Publications, İstanbul, 247-262.

Milioris, N.E. 1965. Vourla in Asia Minor. Vol. II. Athens, Smymiote Union.

Rackham, O. and J.A. Moody 1992. “Terraces.” in B. Wells (ed.), Agriculture in Ancient Greece, Proceedings of the 7th Symposium at the Swedish Institute at Athens, 16-17 May.

1990. Acta Instituti Atheniensis Regni Succiae. Stockholm, 123-130.

Sezgin, Y. 2009. “Arkaik Dönem Doğu Yunan Ticari Amphoraları Sorunu.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Unpublished PhD Dissertation. İzmir,

Stirling, P. 1965. Turkish Village. London: Weidenfeld and Nicolson.

Şahoğlu, V. 2008. “Liman Tepe and Bakla Tepe: New Evidence for the Relations between the Izmir Region, The Cyclades and the Greek Mainland during the Late Fourth and Third Millennia B.C.” in H. Erkanal, H. Hauptmann, V. Şahoğlu and R. Tuncel (eds.), The Aegean in the Neolithic,the Chalcolithic and the Early Bronze Age, October 13th – 19th 1997, Urla-İzmir (Turkey), Proceedings of the International Symposium, Ankara University Research Center for Maritime Archaeology (ANKÜSAM) Publication No: 1, Ankara, 483-503.

Vickery, K.F. 1936. Food in Early Greece. Illionis Studies in the Social Sciences. Vol. XX, No. 3 Chicago.

White, K.D. 1970. Roman Farming. Ithaca, Cornell University Press.

Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri, YAS 4 (2014) 125–145

Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora

Elif KOPARAL*

AbstractThe economy of ancient states was directly involved with agricultural activities. For that reason in order to make assumptions about the economic structure of ancient settlements the land use and agricultural potential as well as natural sources in their territories should be defined. Systematical archaeological surveys carried out at the Klazomenian khora produced abundant evidence about the settlement pat-terns and settlement distribution diachronically. Land use is an important compo-nent for defining the settlement patterns and explaining shifts. This study includes an assessment of land use and agricultural potential in Klazomenian khora by exe-cuting estimations using different variables and constant values for determining the maximum number of people to be fed by the sources possessed. The results clearly show that the number of people to be supported by the agricultural poten-tial of Klazomenian khora far exceeds the population figures estimated on the basis of settlement size and number. Klazomenai with an economy based equally on trade and agriculture provided a prosperous life for her inhabitants.

Introduction

The archaeological researches of the past thirty years are mostly designed with the per-spective that rejects the position of urban center as the only source of evidence and inte-grates the territories of central places to their research designs. The polis centers are more commonly being assessed with their khorai since their economy and subsistence was dependent on their territories. The systematic archaeological surveys in Klazomenian khora were initiated in 2006 by a team from Klazomenai Excavations with the participation of Settlement Archaeology Department in Middle East Technical University, Ankara and generously supported by TÜBİTAK.

* Elif Koparal, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yerleşim Arkeolojisi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi. E-mail: [email protected]

Elif Koparal136

The excavations at the settlement center are being carried out since 1979 and produced significant evidence about the settlement history1 and also for the industrial activities that the city was engaged with. The settlement of Klazomenai has been inhabited since the Calcolithic periods2 contrary to the words of Pausanias who claimed Klazomenai to be unoccupied prior to the arrival of Ionian migrants probably around 11th century B.C.3 The excavations of Liman Tepe revealed the remains of a harbour settlement inhabited heavily during the Bronze Ages. The sporadic finds of Early Iron Age which belonged to the first migrants were significantly clustered around the Bronze Age settlement, which has become the core of the Classical town. The excavations carried out at various spots of the settlement of Klazomenai revealed the industrial quarters placed at the skirts of a city wall. The discovery of olive oil production devices –one operated with a capacity of a fac-tory4 and one iron smelting workshop5, pottery kilns which were used from Protogeometric period to Hellenistic period gives us a hint about the economy of Klazomenai. She was one of the major producers of pottery including large numbers of trade amphorae and terracotta sarcophagi during the Archaic period. The olive oil installations and the distri-bution of locally produced trade amphorae in the Agean basin and Black Sea coasts cle-arly refer to the production of olive oil/wine as a trade commodity. The economy of Klazomenai was mainly based on agriculture and trade like most ancient states. The esti-mations executed in this study for land potential provides us with a frame for making assumptions on economic structure of the town. The estimations are basically seeking how much the land of Klazomenai could offer for her inhabitants.

Land potential is one of the main components for explaning the settlement patterns of a region since the choice of location for sites depended mainly on its agricultural potential and possessed natural sources. Auterkia is an ancient term referring to economic self-suffi-ciency and assumed to be achieved by all Greek poleis. Aristotle in a very optimistic sense claimed that a self-sufficient Greek polis would be producing everything and containing any source of supply in its territory (Politics VII, 1326.b29). Probably economic self-suffi-ciency was not achieved merely by the possession of material resources, but also by reach-ing to a certain degree of technological advance, standard of living, mode of subsistence and social organization. It may be assumed that poleis which did not possess a source of income in different ways (like cult places, mines, emporios etc.) had economies mainly based on agriculture and most of the trade commodities were agricultural products.

Environmental setting and topography of Urla basin

Klazomenai is located on Urla-Çeşme peninsula together with other three Ionian cities Erythrai, Teos and Lebedos. The peninsula covers an area of ca. 1500 square kilometers. The western tip of the peninsula is only 7 km distanced from Chios Island. The plate of

1 Aytaçlar 2004; Ersoy 2004; Güngör 2004.2 Şahoğlu 2008.3 Aytaçlar 2004.4 Koparal and İplikçi 2004.5 Cevizoğlu and Yalçın 2011.

Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora 137

the peninsula is inclined towards north and the northern coast is formed of coastal plains and gentle slopes extending towards the sea, whereas the southern coast consists of indented coastline of rocky cliffs, narrow valleys and narrow shores. The coasts have been shaped by the tectonic changes during the Neogene6 and they are very indented and decorated with small islands.7 The sea transgression that took place by the end of Holocene gave its final shape to the coasts.8 The shallow coasts were filled with silt carried by rivers and formed the coastal plains of the peninsula.9 Hillslope plains in other words piedmonts are another typical morphology of the peninsula and were formed in 4th period by the accumulation of alluviums carried by rivers from elevated basins.10

The peninsula is characterized with depressions and mountain ranges extending in North-South direction.11 The depression extending from Güzelbahçe to Seferihisar in North-South direction is defined with high hilltops consisted of limestone and andesite exceed-ing 300 meters.12 Urla basin is contoured with this depression on the east and sets a natu-ral frontier for Klazomenian territory. Karaburun located to the northwest of Urla basin is defined with high mountainous area and masses. The highest hilltop of the peninsula, Akdağ is about 1200 meters is located in this area. This mountainous mass declines towards south where limestone masses of 2nd period are located. These are Kıran dağı (Korykos), Kenelidağ and Velidağ whose heights exceed 600 meters and sets the natural frontier of Urla basin to the west. Urla basin forms the territory of Klazomenai with minor alterations and contoured definitively by the depressions defined with ranges of high hilltops both at the west and east sides.

The coastal changes caused by sea transgression during the Holocene period13 played a significant role in the settlement history of Liman Tepe and Klazomenai settlements. It is demonstrated that the character of the coastline in the environs of İskele has changed significantly during the Holocene.14 The shoreline of Klazomenai consists of rocky to coarse beaches. There are no major rivers, but small year round ones flow from the moun-tains to the sea with greater outflow compared to none outflow months of summer season. Natural river courses have been altered for irrigating agricultural fields along the coastal plateau. The peninsula is not rich for hydrology, where most of the streams are dry most of the year. Precipitation ranges from 600 mm - 1300 mm, the majority of which falls between September and May. Almost all are short and flood streams and constantly flow-ing rivers are very few and fed by carstic springs.15 There is not a network of watercourses at the peninsula; the main streams are Havuzlu, Çakal and Pınarlı.16

6 Mater 1982, 32. 7 Ardel 1961, 68; Darkot and Tuncel 1978, 94. 8 Kayan 1997, 436; Goodman 2006. 9 Ardel 1961, 73, 77; Mater 1982, 33-35.10 Ardel 1961, 72; Mater 1982, 36-38.11 Darkot and Tuncel 1978, 94.12 Ardel 1961, 72-73; Darkot and Tuncel 1978, 14; Mater 1982, 37. 13 Kayan 1997, 735; Goodman 2006.14 Goodman 2006.15 Mater 1982, 43.16 Mater 1982, 44.

Elif Koparal138

Estimating the land use and agricultural potential for Klazomenian territory

An examination of the agricultural potential is necessary for explaining the growth, loca-tion and distribution of the settlements, in other words explaining one of the major dynamics that created the settlement patterns and enables us to speculate on subsistence strategies. The distribution maps and spatial analysis sees the land as a homogeneous plain and solely regards the distance as the main variable to create a settlement model based on economy. The variations to be caused by topographical features and natural resources are neglected in most spatial analysis. Therefore an evaluation of the land potential together with the site distribution may present us evidence about the land use.

The formula for estimating the land potential basically sees the calculation of production capacity whereas all the cultivable land was devoted to growing staple crops and estimating the number of people on the basis of a static consumption model. In fact such analysis should be directed at discovering the potential uses of different qualities of land. The required data is derived from the present situation unless there is available evidence to determine the impacts of diachronic changes in environment and technology.

It is assumed that the land use of the antiquity was similar to the land use of recent past before the introduction of modern agricultural techniques. The prevalent diet that lasted from the Bronze Ages to recent past more or less remained same in the Aegean world.17 Grain has always been the major part of the diet, in particular barley and wheat.18 Rye was introduced by the Classical period.19 Sheep, boar, pig and cattle were consumed whereas fish was a more common source of nutrition especially for ordinary people.20

An inscription that recorded the import of grain from Phocaea for Klazomenai implies the insufficient amount of grain production by the mid-4th century B.C.21 Therefore the sufficient amount of grain production is arbitrary of Urla basin in antiquity. Perhaps it was compensated with the terrace agriculture and the income from wine and olive oil as trade commodity.

Mandalan, Malkaca and Barbaros are the largest flat plains reserved for agriculture in the area. Malkaca is a coastal plain and covered with modern buildings today. Mandalan is situated at the core of the Klazomenian territory and the whole plain is intensively sur-veyed. The surveys revealed that the archaeological sites are situated at the boundaries of the plain including a Neolithic site.22 The inhabitants of the village Kuşçular nearby reported that the area was a marshy place only fifty years ago. The area should be investi-gated with environmental archaeology techniques in particular with bore drills for that

17 Brothwell and Brothwell 1969; Angel 1972, 94-95; Vickery 1936, 86. 18 Forbes 1955, 86.19 Forbes 1955, 87.20 Forbes 1955, 96.21 Forsters 1920, ii.16.1348b.22 Ersoy and Koparal 2007.

Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora 139

the situation implies that the plain was likely to be placed with a lake in the antiquity. Barbaros plain is located to the northwest of Urla basin is most probably a lake basin as well.

The ancient use of agricultural terraces for viniculture is difficult to define in terms of production capacity and its economic input for our study area since they have been used prevalently until the recent past. The dating of agricultural terraces is a common difficulty since it is impossible to determine how long it was used before it was abandoned. In the antiquity terracing was evidently a small scale operation carried out by the members of a household since most terraces are accompanied with a farm.23 The production of trade amphorae and their distribution shows us that Klazomenai had a significant share in wine and olive oil production24 and therefore the slope areas around the settlement clusters are likely to be used for terraces. The construction of an olive oil installation with an expanded production capacity and the increased production of trade amphorae by the Late Archaic period imply that Klazomenai had a larger share in trade which would yield to an expanded agricultural activity associated with olives and grapes.25

It seems likely that the extension of forests and moor was much higher in the antiquity. It is not possible to make a definite statement about the exploitation of forests for fuel in the antiquity, yet it can be assumed that the increase in the population as well as use of wood for industrial productions had an impact on deforestation of the area. Animal husbandry is another issue that has side effects on deforestation, but the evidence is lacking to make an assumption.

In order to estimate the land use and the agricultural potential the arable land should be determined. In this study the parameters for determining the arable land are current soil types, soil depth and slope values.

Major soil types in Urla basin are classified into five categories and are all suitable for agri-culture;

1. Reddish Brown Mediterranean (%46)

2. Randzina (%29)

3. Colluvial Deposits (%15)

4. Red Mediterranean (%8)

5. Brown forest soil (%2)

In this study soil depth over 20 cm and slopes with upto 10 degrees are considered as suit-able for farming (Fig. 1). The suitable values for soil depth and slope values intersected with suitable soil types by GIS database for calculating the total size of arable land in Urla basin and for determining its distribution (Fig. 2). The size of the arable land in Urla basin is 12,800 hectares and comprises the 36,6% of the whole territory.

23 Rackham and Moody 1992, 126.24 Sezgin 2009, 49.25 Koparal and İplikçi 2004.

Elif Koparal140

The land use statistics for Urla in 1995 gives us evidence about the land use in present day (Table 1).26 Milioris tells us that 9500 hectares were reserved for viniculture before 1922.27 The statistics of 1995 show that only 297 hectares were reserved for vineyards and points out dramatic decline in viniculture after the region was inhabited by Turks following the population exchange between young Turkish Republic and Greece. Another source for the land-use of the recent past is provided by the periodicals of “T.C. Ziraat Bankası Müşavirler Kurulu İstatistik Yayınları” from 1952-56 to 1971.28 Vital Cuinet’s La Turqie d’Asie (1890) also gives us an idea about the land use in Urla by the end of 19th century.

The ratio of the agricultural land from 1995 statistics is 18%; Cuinet’s report 59.4%; and our estimation based on the soil depth values and slope values is 36.6%. The maximum limit of population to be fed by the arable land in Klazomenian khora can be estimated by calculating the production and consumption ratios.29 The average productivity of major grain is 940-600 kg. (gross), 85% net with hoe cultivation, 67% net with plough cultivation per ha/year.30 17% of the net production was reserved for seed in hoe cultivation and for draft animals feeding in plough cultivation.31 Average grain consumption for 1 person/kg/year is approximately 200 kg.32 Each year 50% of outer grain fields were bare fal-lowed.33 A household of five persons can cultivate maximum 2,5 ha/year in hoe cultiva-tion34 and 5 ha/year in plough cultivation.35

These are the constant values to be used in estimations based on different models for esti-mating the land potential in Klazomenian khora.

I. Total size of the arable land within the khora of Klazomenai is approximately 12,800 hec-tares. It is assumed that 56% of the arable land was confined to viniculture or olive groves and it yields upto 7168 hectares. 44% of the arable land, which means then 5632 hectares was then assumed to be confined to grain. 50% of the agricultural field for crops is left for fallow each year, so 2816 hectares were cultivated each year. The annual average produc-tion amount for grains ranges between 600-940kg./ha./year. The net production amount changes due to the type of agricultural method preferred, which are either hoe cultivation or plough cultivation. With hoe cultivation 84% of the grain is net produced. Therefore the total annual production changes between 1,419,264-2,223,513 kg. 17% of the produc-tion reserved for seeds, so the amount of net production ranges between 1,177,989-

26 The Agricultural Department of İzmir.27 Milioris 1965.28 Türkiye Tarımsal Üretim Değeri Ortalaması, T.C. Ziraat Bankası Müşavirler Kurulu İstatistik Yayınları 1952-

1971, Ankara.29 Blanton 2004, 211. 30 Bintliff and Snodgrass 1985, 123-61; Davis 1991; Gallant 1991; Halstead 1981, 318; Jameson 1977-78, 131;

Jameson et al. 1994, 283. 31 Stirling 1965, 85. 32 Foxhall and Forbes 1982, 69; Jameson 1977-78, 131.33 Halstead 1987, 82. 34 Gallant 1991, 51; Manning 1994, 236; White 1970, 336.35 White 1970, 336, Kehoe 1988.

Land Use and Agricultural Potential in Klazomenian Khora 141

1,845,15 kg. One person is assumed to be consuming 200 kg. grains per year. As a result the total production of grains produced per year can feed 5889-9227.

The net grain produced with plough cultivation is only 67% of the total amount. Therefore the annual production amount is 1,132,032-1,773,516 kg. 17% reserved for draft animals so the amount of net production ranges between 939,586-1,472,018 kg. The total amount of crops per year can feed 4967-7360 people (Table 2).

We assume that 7168 hectares were confined to olives and grapes. 50% of the vineyards are separated for young vineyards since each vineyard gives crop only for 50 years. This yields to the use of 3584 hectares. 35% of the vineyard is assumed to be used for the pro-ducers and laborers. 2329 hectares are net used for production. 1 hectare produces 80 amphorae of wine, whereas 1 amphora holds 19,44 liters and it sums up to 3,622,060 lt.

The income of vineyards ratio to grain fields is 4 to 1. In terms of income 2329 hectares equals to 9316 hectares. 9316 hectares feed 19,485-30,527 people with hoe cultivation and 15,541-24,348 people with plough cultivation (Table 3). As a result the total size of the population to be fed in the Klazomenian khora ranges between 20,508-39,754 people, by reserving 56% to olive groves and vineyards.

II. Assuming that the arable land was totally reserved for grain production we reach to dif-ferent numbers. Total size of the arable land within the khora of Klazomenai is approxi-mately 12,800 hectares. 50% of the agricultural field left for fallow annually and 6400 hectares were cultivated each year. The constant figures for annual average production amount for grains are 600-940 kg./ha./year. The net production amount changes due to the type of agricultural activity. With hoe cultivation 84% of the grain is net produced. Therefore the total annual production changes from 3,225,65-5,053,440 kg. 17% reserved for seed and the net production reduced to 2,677,248-4,194,355 kg. One person consumes 200 kg. grains per year. As a result the total production of grains produced with hoe culti-vation per year can feed 13,386-20,971 people. With plough cultivation only 67% of the grain is net produced. Therefore the annual production amount is ranged between 2,572,800-4,030,720 kg. 17% reserved for draft animals, the total amount of net produc-tion reduced to 2,135,424-3,345,497 kg. The total number people to be fed by the annual production of staple crops by reserving the entire arable land for growing staple crops ranges between 10,677-16,727 (Table.4).

To sum up, the carrying capacity of Klazomenian khora is calculated with different varia-bles and constant values. The second model for estimation which assumes all of the arable land to be reserved for grain is likely to be crude for ignoring the evidence related to the economy of Klazomenai. The land potential estimations are mainly based on growing sta-ple crop which is grain and consumption of grain. However the statistic documents about the agriculture in Urla clearly show that even in recent past grain has never been the major agricultural crop in the area. We already know that grain supply was a problematic issue for Klazomenai (Aristotle, Oeconomica, II.16.1348b).36 Therefore the estimation based

36 Meadows 2009, 252.

Elif Koparal142

on grain agriculture/grain consumption above remains to be very dubious. It seems likely that the income from olive oil and wine trade not only compensated the lack of grain pro-duction, but brings more prosperity. The calculated size of population to be fed far exceeds the population figures calculated on the basis of size and number of settlements for almost all periods. Klazomenai most likely had an economy which equally based on agriculture and trade.

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 143

Fig. 1 Arazi eğimi ve toprak kalınlığı bakımından elverişli alanı gösteren haritaMaps showing the suitable land for slope and soil depth values

Elif Koparal144

Land use in Urla (1995)1. Forests and moor2. Agricultural Fields3. Meadows4. Other

The distribution of crops in Urla (1995)1. Olives (8846 ha)2. Meadows (5560 ha)3. Crops (6433 ha)4. Grapes (297 ha)5. Vegetables (917 ha)6. Fruits (238 ha)

166%

218%

38%

48%

225%

329%

140%

41%

54% 6

1%

Table 1 1995 yılı Urla bölgesi arazi kullanımı istatistikleriLand use statistics in Urla region in 1995

Fig. 2 Tarıma elverişli alanların dağılımını gösteren haritaMap showing the distribution of arable land

Klazomenai Khora’sında Arazi Kullanımı ve Tarım Potansiyeli 145

Size of arable land = 12,800 ha.

56% of the arable land confined to olive groves/vineyards = 7168 ha.

44% of the arable land confined to grain = 5632 ha.

50% left for fallow annually = 2816 ha.

Annual average production of grains 940-600 kg/ha/year

Net Production/Hoe Cultivation 84%

Net Production/Plough Cultivation 67%

2,223,513 kg- 1,419,264 kg 1,773,516 kg- 1,132,032 kg

17% reserved for seed 17% reserved for draft animals

1,845,15 kg – 1,177,989 kg 1,472,018 kg – 939,586

1 person consumes 200 kg/year

9227- 5889 people 7360-4697 people

Table 2 Tarıma elverişli alanın %44’ünün tahıl tarımına ayrılması ile geçinebilecek nüfusun hesaplanması

Land potential estimation for staple crop in 44% of the arable land

Table 3 Bağcılık ve zeytincilikten elde edilecek ürünün hesaplanmasıLand Potential Estimation for vineyards/olive groves

Table 4 Tarıma elverişli alanın tamamının tahıl üretimine ayrıldığını varsayan hesaplamaLand Potential Estimation on the basis of Grain Agriculture on the Entire Arable Land

Size of land for olive /vineyards = 7168 ha.

50% separated for young vineyards = 3584 ha.

35% confined to producers and labourers = 2329 ha.

1 to 4 ratio income = 9316 ha.

Annual average production of grains 940-600 kg/ha/year

Net Production/Hoe Cultivation 84%

Net Production/Plough Cultivation 67%

7,355,913 kg - 4,695,264 kg 5,867,216 kg – 3,745,032 kg

17% reserved for seed 17% reserved for draft animals

6,105,407 kg – 3,897,069 kg 4,869,789 kg – 3,108,376

1 person consumes 200 kg/year

30,527-19,485 people 24,348-15,541 people

Size of arable land = 12,800 ha.

50% left for fallow annually = 6400 ha.

Annual average production of grains 940-600 kg/ha/year

Net Production/Hoe Cultivation 84%

Net Production/Plough Cultivation 67%

5,053,440 kg – 3,225,600 kg 4,030,720 kg – 2,572,800 kg

17% reserved for seed 17% reserved for draft animals

4,194,355 kg- 2,677,248 kg 3,345,497 kg-2,135,424 kg

1 person consumes 200 kg/year

20,971 – 13,386 people 16,727 – 10,677 people