1 grup rapor

79
1. ÜLKE BÖLGE İÇİNDEKİ YERİ Ankara; Türkiye’nin başkenti ve bulunduğu bölgenin merkezidir. Tarih boyunca Hitit, Frigya, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluklara ev sahipliği yapmış, nihayetinde de Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’ne başkent olmadan önce sade ve seyrek yerleşimli bir Anadolu kasabası olan Ankara’nın 1923 yılında başkent seçilmesinde coğrafi avantajları etkili olmuştur. Ankara ile birlikte başkentliğe aday olan Konya, Kütahya gibi şehirlerle birlikte denize uzak olmasının yanında korunaklı bir doğal eşik kuşağında bulunmasıyla diğer aday illeri gerisinde bırakmıştır. (http://atam.gov.tr/ankaranin-baskent-olusunun-anlami/ ) Ankara NUTS ‘a (İstatistiki Bölge Birimi Sınıflandırılması) göre Düzey 1’de 12 bölgeden biri olan Batı Anadolu bölgesini Konya’yla paylaşmaktadır. Düzey2 ‘de 26 bölgeden biri olan TR51 bölgesindeki tek ildir. Düzey 3’te ise her il için ayrı bir bölge birimi kullanılmaktadır. (http://www.google.com.tr/url? sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=3&ved=0CDEQFjAC&url=http%3A%2F %2Ftuikapp.tuik.gov.tr%2FDIESS%2FFileUpload%2Fyayinlar %2F6.NUTS.ppt&ei=5aiNUOyqCsfBswail4HABw&usg=AFQjCNFPcZ1qGLe-PK1jyJZ4- G8naD8-Lw&sig2=yDXa2wbiLdk7sV-kj7C9Qg ) Şekil 1: Düzey 1’e Göre Bölgeler, (DPT,2003) 1

Transcript of 1 grup rapor

1. ÜLKE BÖLGE İÇİNDEKİ YERİ

Ankara; Türkiye’nin başkenti ve bulunduğu bölgenin merkezidir. Tarih boyunca Hitit, Frigya, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluklara ev sahipliği yapmış, nihayetinde de Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’ne başkent olmadan önce sade ve seyrek yerleşimli bir Anadolu kasabası olan Ankara’nın 1923 yılında başkent seçilmesinde coğrafi avantajları etkili olmuştur. Ankara ile birlikte başkentliğe aday olan Konya, Kütahya gibi şehirlerle birlikte denize uzak olmasının yanında korunaklı bir doğal eşik kuşağında bulunmasıyla diğer aday illeri gerisinde bırakmıştır. (http://atam.gov.tr/ankaranin-baskent-olusunun-anlami/)

Ankara NUTS ‘a (İstatistiki Bölge Birimi Sınıflandırılması) göre Düzey 1’de 12 bölgeden biri olan Batı Anadolu bölgesini Konya’yla paylaşmaktadır. Düzey2 ‘de 26 bölgeden biri olan TR51 bölgesindeki tek ildir. Düzey 3’te ise her il için ayrı bir bölge birimi kullanılmaktadır. (http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=3&ved=0CDEQFjAC&url=http%3A%2F%2Ftuikapp.tuik.gov.tr%2FDIESS%2FFileUpload%2Fyayinlar%2F6.NUTS.ppt&ei=5aiNUOyqCsfBswail4HABw&usg=AFQjCNFPcZ1qGLe-PK1jyJZ4-G8naD8-Lw&sig2=yDXa2wbiLdk7sV-kj7C9Qg)

Şekil 1: Düzey 1’e Göre Bölgeler, (DPT,2003)

1

Şekil 2: Düzey 2’ye Göre Bölgeler, (DPT,2003)

Şekil 3:Düzey 3’e Göre Bölgeler, (DPT,2003)

Ankara; Türkiye’nin 4771716 lık nüfusuyla İstanbul’dan sonra en büyük nüfuslu kentidir. Ayrıca 25437 km2 lik yüzölçümüyle Türkiye’nin en büyük 3. Kenti ve Dünya’nın en büyük 2. başkentidir. Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri, İç Anadolu ile bu bölgeyi denizden ve diğer bölgelerden ayıran sıradağlar arasında yerleşime elverişli bir kuşaktadır.( http://tr.wikipedia.org/wiki/Ana_Sayfa)

2

Şekil 4: Ankara Fiziki Haritası,( http://www.worldmapfinder.com/)

İlin % 97.27 si kentten, %2.73 ü ise kırdan meydana gelmektedir.

Grafik 1: Ankara Kır Kent Oranları

97%

3%

ANKARA KIR-KENT ORANLARI

KENT KIR

Ankara’nın ilçeleri metropoliten alan içinde olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Sincan, Kazan, Çubuk, Akyurt, Elmadağ, Gölbaşı, Etimesgut, Yenimahalle, Keçiören, Pursaklar, Altındağ, Mamak ve Çankaya metropoliten alan içinde; geri kalan ilçeler ise dışındadır. (http://www.yerelnet.org.tr/)

3

Şekil 5: Ankara’nın İlçeleri,( http://tr.wikipedia.org/wiki/Ankara)

İstisnalar olmakla beraber metropoliten alan dışı ilçeler genellikle tarımla içindeki ilçelerse tarım dışı faaliyetlerle kalkınmaktadır. İlçelerin en bilindik özelliklerinden bahsetmek gerekirse; Akyurt ve Beypazarı tarihi ipek yolunun ilçe sınırları içinden geçmesinden dolayı tarihi turistik bir öneme sahiptir. Ayrıca Beypazarı’ndaki tarihi evler de bu önemi artırmaktadır. Bu da ilçeye önemli bir turizm girdisi kazandırmaktadır. Ayrıca 1. Derece sit alanı olan Tulumtaş mağarasının ve 1. Derece Doğal sit alanı olan Mogan Gölü’nün sınırları içinde olmasından dolayı Gölbaşı ilçesi de tarihi turistik bir öneme sahiptir. Tarihi yapılar bakımından Altındağ ilçesi de oldukça zengindir. Bunda Ankara’nın ilk şehir merkezinin burası olmasının önemi büyüktür. Çankaya en gelişmiş ilçe kabul edilir. En düşük derslik başına öğrenci sayısı, en yüksek GSYİH oranı, en yüksek eğitimli nüfus oranı bu ilçededir. Ayrıca bütün bakanlıklar, büyükelçilikler, birçok üniversite de bu ilçededir.( http://www.yerelnet.org.tr/)

Metropoliten alan dışında kalan ilçeler genellikle tarım ve hayvancılıkla kalkınır. Ankara hububat üretiminde Konya’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ankara’da hububat üretimi ağırlıklı olarak birkaç ilçede yapılmaktadır. Ankara’da üretilen hububatın % 28i Haymana’da, % 38i Polatlı’da, % 24ü Bala’da, % 14ü ise diğer birkaç ilçede yetiştirilmektedir. Ankara ile özdeşleşen Ankara(tiftik) keçisi üretimi de ilçelere önemli girdi sağlamaktadır. Ankara’da üretilen keçinin % 24ü Beypazarı’nda, % 20si Güdül’de, % 15i Nallıhan’da, % 12si Ayaş’ta ve % 29u da diğer birkaç ilçede yetiştirilmektedir. (http://www.tuik.gov.tr/Start.do)

Ankara başkent olduğu için tarım ve hayvancılığa önem vermesinin yanında diğer Anadolu şehirlerinden daha gelişmiş ve daha etkin olması beklenir. NATO, AGİT, İKÖ, EKO, KEİ, D-8, D-20 ve BMGK üyesi olan Türkiye’nin, başkent olması bakımından ‘’Görünen Yüzü’dür’’. (http://www.ankara.bel.tr) Türkiye’nin Dünya’daki rolünün artmasına paralel olarak Ankara’nın da Türkiye’de ve Dünya’da önemli olması beklenirken, başkent yaşadığı diplomasi trafiği ve ev sahipliği yaptığı kongre sayısıyla önemli bir kentimiz olan İstanbul’un ve diğer ülke başkentlerinin çok gerisinde kalmaktadır. 2009’da 543’ü ulusal, 304’ü uluslararası toplam 847 etkinliğin % 14’ü Ankara’da yapılmıştır. Buna karşılık İstanbul dünya

4

kongre şehirleri arasında 7. sırada yer alırken Ankara listenin çok aşağılarında kendine yer bulabilmiştir. Bunda İstanbul’un turizm potansiyelinin Ankara’nın turizm potansiyelinden daha iyi değerlendiriliyor olmasının rolü büyüktür. Ankara’nın toplam 7281 kapasiteli 130 konaklama tesisi bulunmasına rağmen,İstanbul’un 133432 yatak kapasiteli 1162 konaklama tesisi bulunmaktadır. İstanbul yıllık turist sayısında Dünya’da 5., Avrupa’da 3. sıradadır. İstanbul’da sadece Eylül ayında 15 konferans gerçekleştirilmiş ve 15000 kişi ağırlanmıştır. (http://www.turizmguncel.com/)Ayrıca birçok kamu kurumuna, 98 büyükelçiliğe ve uluslararası kuruluşların bölge ve merkez ofislerine (BM ve Dünya Bankası vb) ev sahipliği yapan başkentten kanununun 1. Maddesi gereğince Ankara’da kalması gereken Merkez Bankası’nın Finans Merkezi haline gelmesi amacıyla İstanbul’a taşınma kararı çıkmıştır. Ankara bu sürecin sonunda hem prestijini oluşturan önemli unsurlardan birini hem de on bin kadar eğitimli nüfusunu kaybedecektir. (http://www.etikhaber.com/index.php?option=com_content&task=view&Itemid=27&id=24198)

2.ULAŞIM BAĞLANTILARI

Ankara kara, hava ve demiryolları şeklinde ulaşım imkanları sunan ve Türkiye’de özellikle İç Anadolu Bölgesi’ni çevre illere ve ülke dışına bağlayan güçlü ulaşım bağlantılarına sahiptir. Özellikle demiryolları oranı bakımından Türkiye’nin en önde gelen kenti olan Ankara önemli imkanlara sahiptir.

2.1.Karayolları

Ankara KGM’nin yaptığı bölgelemeye göre Eskişehir, Bolu, Düzce ve Kırıkkale ile birlikte 4. Bölge’de yer almaktadır.

Tablo 1: Ankara’nın Bazı İl Merkezlerine UzaklığıİLLER  KM  İLLER  KM  İLLER  KMANTALYA 544 ÇANKIRI 131 KAYSERİ 320AKSARAY 225 MERSİN 483 SİNOP 434ADANA 490 İSTANBUL 453BURSA 382 İZMİR 579BOLU 191 KONYA 258ERZURUM 876 KIRIKKALE 77ESKİŞEHİR 233 KIRŞEHİR 186

Tablo 2: İlçelerin Ankara Merkeze UzaklığıİLÇELER  KM  İLÇELER  KM  İLÇELER  KMAKYURT 34 ELMADAĞ 41 KEÇİÖREN 7ALTINDAĞ 3 ETİMESGUT 17 KIZILCAHAMAM 77AYAŞ 57 EVREN 177 MAMAK 9BALA 68 GÖLBAŞI 19  NALLIHAN 158BEYPAZARI 99 GÜDÜL 89  POLATLI 77ÇAMLIDERE 104 HAYMANA 75  SİNCAN 24ÇANKAYA 6 KALECİK 67  ŞEREFLİKOÇHİSAR 147

5

ÇUBUK 40 KAZAN 46  YENİMAHALLE 4Ankara’nın ilçelerine olan uzaklıkları bakımından en uzak ilçesi 177 km ile Evren, en yakın ilçesi ise 3 km ile Altındağ’dır. (Tablo.X)

Ankara’da Metropolitan alan dışında kalan ilçelere özel firmalar tarafından etlik garajından ya da Akköprü Migros'tan düzenli olarak kaldırılan otobüsler bulunmaktadır. Merkezden en fazla otobüs kalkan ilçe günde ortalama 40 sefer ile Polatlı'dır. Bunun dışında; Akyurt - 35, Kızılcahamam - 34, Elmadağ - 32, Beypazarı ve Haymana - 18 ile merkezden sıkça sefer bulunan ilçelerdir. (Beypazarı otobüsleri Ayaş'tan da geçmektedir.)

Şekil 6: Kara Yolları Genel Müdürlüğü,2011 Türkiye Ağır Taşıt ve Toplam Trafik Hacim Haritası

(www.kgm.gov.tr)

Şekil 7: Kara Yolları Genel Müdürlüğü,Yıllara Göre Ankarave Çevresi Ağır Taşıt ve Toplam Trafik Hacim Haritaları

(www.kgm.gov.tr)

6

2009 yılından 2011'e kadar ağır taşıt ve toplam trafik hacimleri kıyaslandığında özellikle Eskişehir yolu, Konya yolu ve İstanbul yolundaki trafik hacminde artış olduğu gözlemlenmektedir.Yine bu kıyaslamaya göre Ankara ve çevresindeki yoğunlaşmanın en önemli sebebi olarak Başkent’te 2009 yılında 1.234.695, 2010 yılında ise 1.285.661 olan toplam araç sahipliğinin 2011 yılı sonu itibariyle 1.367.427'ye yükselmesi gösterilebilir. Araç sahipliğinin illere göre karşılaştırılmasında Ankara, İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır.

2.1.1.Uluslararası Karayolu Bağlantıları

Avrupa ana karayollarına dahil olan, çok defa ülkelerarası sınırları da geçen Avrupa E-yolları Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından geliştirilmiş olan, Avrupa'da bulunan ana karayollarını numaralandırma sistemidir.Bu numaralama Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu'na üye olan tüm ülkeleri kapsadığı için, Avrupa E-yolları ağına bağlı Kafkas ülkeleri (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) ve bazı Orta Asya ülkeleri (Kazakistan,Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan) ana karayolları da Avrupa E-yolu numaralandırma sistemine dahildirler.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_E-yollar%C4%B1)

Ankara'dan geçen üç adet Avrupa E-yolu bulunmaktadır. Ankara'dan geçen E89 karayolu, E80 karayoluna bağlanarak İstanbul'a ulaşıp buradan Bulgaristan, Sırbistan, Kosova, Karadağ, Hırvatistan, İtalya, Fransa ve İspanya’yı kat ederek Portekiz’e ulaşmaktadır. Ankara’dan geçen bir diğer Avrupa E-yolu E88 karayolu ise Başkent'i Sivas'a bağlamaktadır. E88 karayolu ise Sivas’tan yine E80 karayoluna bağlanarak Türkiye – İran sınır kapısı olan Gürbulak’a kadar devam etmektedir. Ankara'dan geçen son Avrupa E-yolu olan E90 karayolu ise batı-doğu referanslı 4770 km uzunlukta, batıda Lisbon'dan (Portekiz) başlayarak Portekiz, İspanya, İtalya ve Yunanistan’ı kat ederek Türkiye'nin Güney doğusuna geçip Türkiye-Irak sınır kapısı olan Habur'da Irak'a erişip orada sona eren bir Avrupa E-yoludur.

2.2.Havayolu

Diğer ulaşım türlerinden daha sonra gelişmiş olmasına rağmen havayolu, altyapı olarak diğerlerine kıyasla daha iyi durumdadır. Ulaştırma bakanlığı 2009-2013 Stratejik Planı’na göre 2008 Mart ayı itibari ile Türkiye’de sivil havacılığın kullanımına açık ya da yolculuk talebi yeterli görüldüğünde açılabilecek durumda olan 67 havaalanının yanı sıra henüz etüt-proje aşamasında olan 14 havaalanı bulunmaktadır. En büyük uluslararası havaalanları Ankara Esenboğa Havalimanı, İstanbul Atatürk Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Antalya Havalimanıdır.(Ulaştırma Bakanlığı, 2008) Ankara'da Çubuk ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve Ankara şehir merkezine 20 km uzaklıkta bulunan Esenboğa Uluslararası Havalimanı'nın dışında Kazan ilçesi Mürted Askeri Hava Üssü, Etimesgut ilçesi Güvercinlik ve Etimesgut Havaalanları mevcuttur.(2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Açıklama Raporu, 2007)

7

Esenboğa Havalimanı, 1955 yılında hizmete girmiştir. Toplam 7.500.000 m2’lik alana kurulu bulunan Havalimanında 182.000 m2’lik iç ve dış hat ortak kullanımlı 10.000.000 yolcu/yıl kapasiteli terminal mevcuttur. Esenboğa Havaalanı 2011 yılında 10.000.000 yolcu kapasitesinin %85’ine ulaşmıştır. Ayrıca havaalanının 75.000 ton/yıl yük kapasitesi bulunmaktadır.(2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Açıklama Raporu, 2007)Esenboğa Havalimanı'ndaki yolcu ve yük trafiği her geçen yıl artış göstermektedir. 2011 yılında yolcu trafiğinde bir önceki yıla göre %9.3, kargo trafiğinde ise %0.8'lik bir artış meydana gelmiştir. Uçak trafiğinde ise 2010 yılıa göre %12.2’lik artış gözlemlenirken, ticari uçak trafiği %13.2 artmıştır. Esenboğa Havalimanı Türkiye'deki havaalanları istatistiklerine göre, toplam yolcu trafiği bakımından İstanbul Atatürk Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Antalya Havalimanı’ndan sonra dördüncü havalimanıdır. Esenboğa Havalimanı'ndan yurtiçi ve yurtdışı bir çok noktaya uçuş gerçekleştirilmektedir. 2010 yılında 25 havayolu şirketi 43 dış hat noktasına, iç hatlarda ise 6 havayolu şirketi 30 noktaya uçuş gerçekleştirmiştir. (DHMİ Genel Müdürlüğü, 2011)

2.3.Demiryolu

Ankara ülkeyi kat eden demiryolu güzergahlarının kesişim noktasında yer almaktadır. Ancak ülkemizde demiryolu yatırımlarının yetersiz olduğu ve mevcut demiryolu sisteminin uzun yıllar ihmal edilmiştir. Ulaştırma sistemlerine göre yolcu taşımacılığı yüzdelerine bakıldığında, karayolları %92 iken, demiryolu yalnızca %5 ile ikinci sırada yer almaktadır(Karayolları Genel Müdürlüğü 2007-2011 Stratejik Planı). Türkiye'de 1000 km2 başına düşen demiryolu uzunluğu 11 km iken (TUIK, 2009) Avrupa'da bu oran 50 km'dir. Türkiye'deki 9080 km'lik demiryolu ağının %5.2'sine sahip Ankara bu oranla Türkiye’de birinci sırada yer alırken ayrıca 1000 km2 başına düşen 15 km demiryolu uzunluğu ile Türkiye ortalamasının üzerindedir.(TCDD, 2008)

2.3.1. Yüksek Hızlı Tren

Türkiye'de YHT projeleri Ankara - İstanbul, Ankara - Sivas ve Ankara - Konya hatları olarak 3 ana güzergahta planlanmaktadır. Bu projeler kapsamında Ankara - Konya hattı ile Ankara - İstanbul YHT projesinin birinci etabı olan Ankara - Eskişehir hattı tamamlanmıştır. Ankara - Sivas YHT projesinin de tamamlanması ve Ankara - İzmir ile Ankara - Kars hatlarının işletmeye açılması ile Türkiye’nin doğu ve batıdaki iki ucu olan İzmir ve Kars illeri, Ankara üzerinden demiryolu ile bağlanacaktır. Bu hat Sivas, Erzincan ve Erzurum illerinden geçmektedir. Bunun dışında yapım aşamasındaki Eskişehir – İstanbul demiryolu hattının tamamlanması ile kapalı olan Ankara – İstanbul demiryolu hattı tekrar işletmeye açılacaktır. (TCDD,2012)

Yüksek Hızlı Tren Taşıma Analizi(TCDD, Eylül, 2012)

a.Ankara – Eskişehir YHT HattıAnkara – Eskişehir hattında 2012 yılında Ocak - Ağustos ayları itibariyle toplam 1.275.933, aylık ortalama 159.000 yolcu taşınmış olup, doluluk oranı ise ortalama %64 seviyesindedir.

8

Tablo 3: Ankara – Eskişehir 2011 – 2012 Yolcu Sayıları, (TCDD, 2012)

Kış aylarında (Şubat - Mart) yolcu sayısının diğer aylara göre daha düşük olmasına sebep olarak ağır kış şartlarından dolayı oluşan yüksek tehirler ve ocak ayının son günlerindeki sefer iptalleri gösterilebilir. 15 Haziran - 17 Ağustos arasında YHT'lerin Sincan'dan hareket etmesi nedeniyle hazirandan başlayarak yolcu sayılarında düşüş olduğu görülmektedir. Temmuz ve Ağustos aylarındaki düşüşte ise Ramazan ayının etkisi olabilir. 2011 ve 2012 yıllarının ilk 8 aylık periyotları kıyaslandığında Ankara-Eskişehir yolcu sayıları 2012'de 2011'e göre düşüş göstermiştir. Bunun en önemli sebebi olarak 2012 yılındaki tehir artışları gösterilebilir.(TCDD, 2012)

Grafik 2: Ankara-Eskişehir YHT Yolcu Profili, (TCDD,2012)Bu hatta yolcu profili;%58'i çalışan kesim, %21'i öğrenci, %11'i emekli, %8'i ise ev hanımıdır. Yolcuların %64'ü üniversite mezunu ve %38'lik kesimin gelir düzeyi 1500-2000 TL arasındadır(TCDD,2012).

Grafik 3:Ankara-Eskişehir Yolcularının YHT’den Önce ve Sonra Araç Tercihi Dağılımı

9

YHT’den Önce Araç TercihiDağılımı YHT’den Sonra Araç Tercihi DağılımıYHT'lerin işletmeye alınması ile Ankara - Eskişehir parkurunda, otobüs taşımalarının %55 olan payının %10'a, %37 olan özel araç taşıma payının %18'e düştüğü ve %8 olan tren payının ise YHT sonrası %72'ye yükseldiği görülmektedir.(TCDD, 2012)

b.Ankara – Konya YHT HattıAnkara - Konya hattında 2012 yılı Ocak - Ağustos ayları itibariyle toplam 851.012, aylık ortalama 106.000 yolcu taşınmış olup, doluluk oranı ise ortalama %61 seviyesindedir.

Tablo 3: Ankara – Konya 2012 Yolcu Sayıları, (TCDD, 2012)

0

20.000

40.000

60.000

80.000

100.000

120.000

140.000

107.782

84.902 90.152

116.966 118.886 124.254

105.535 102.535

2012 Ankara - Konya YHT Yolcu Sayıları

2012 yılında günde ortalama 3.488 yolcu, Konya YHT'yi seyahatlerinde kullanmıştır.Ankara - Konya YHT'lerinin sefer sayısı Aralık 2011'de 8'den 14'e çıkarılmış, ancak ağır kış şartlarından dolayı Şubat 2012'de 10'a düşürülmüştür. Bu yüzden Şubat ve Mart aylarında yolcu sayılarında düşüş görülmektedir. Nisan'da sefer sayısı 10'dan 16'ya çıkarılmış ve yolcu sayılarında tekrar bir artış görülmüştür. (TCDD, 2012)

Grafik 4:Ankara-Eskişehir YHT Yolcu Profili, (TCDD, 2012)

Bu hatta yolcu profili; %52'si çalışan kesim, %18'i öğrenci, %12'si emekli, %7'si ise ev hanımıdır. Yolcuların %60'ı üniversite mezunu ve %40'lık kesimin gelir düzeyi 2500 TL'nın üzerindedir(TCDD, 2012).

10

Grafik 5:Ankara-Konya Yolcularının YHT’den Önce ve Sonra Araç Tercihi Dağılımı, (TCDD, 2012)

YHT’den Önce Araç Tercihi Dağılımı YHT’den Sonra Araç Tercihi Dağılımı

YHT'lerin işletmeye alınması ile Ankara - Konya arasında otobüs taşımalarının %70 olan payı %26'ya, %29 olan özel araç taşıma payının %11'e düştüğü ve bu parkurda taşıma payı olmayan trenin ise YHT sonrası %63 pay aldığı görülmektedir.(TCDD, 2012)

2.4.Uluslararası Ticari Ulaşım Bağlantıları

2.4.1. Türkiye-Pakistan Yük Treni SeferleriTürkiye’den kalkış noktası İzmit-Köseköy olan tren 3 ülkeyi boydan boya kat etmektedir. Toplam uzunluğu 6543 km olan ve İstanbul-Tahran-Islamabadgüzergahında 15 günde bir işletilen tren Ankara üzerinden de geçmektedir. Trene güzergah üzerinde farklı noktalardan da yük verilmektedir.(www.tcdd.gov.tr)

2.4.2. TRACECA – Avrupa / Kafkasya / Asya Ulaşım Koridoru

Traceca dünyanın en eski yollarından biri olan İpek Yolu'nu yeniden canlandırmaya yönelik bir programdır. Koridor Doğu Avrupa'dan başlayıp (Bulgaristan, Romanya, Ukrayna) Türkiye'yi içine almaktadır. Karadeniz'den geçip Gürcistan'daki Poti ve Batum limanlarına ulaşıp, Güney Kafkasya ulaştırma ağlarından geçip bu bölgeyi karayolu ile Türkiye'ye bağlamaktadır. Güney Azerbaycan'dan yola çıkan hazar feribotları TRACECA yolu üzerindeki demiryolu ağları ile Orta Asya devletleri Türkmenistan ve Kazakistan'a

11

ulaşmaktadır. Bu ülkelerin ulaştırma ağları da Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan'da son bulmakta, Çin ve Afganistan sınırına dayanmaktadır.(Özyanık, S., Yine Yeniden İpekyolu, 2011)

TRACECA Türkiye’nin ulaşım bağlantılarını güçlendirecek, ayrıca Balkan ve Orta Asya ülkeleriyle ticari ilişkilerini arttıracaktır. Programda Ankara üzerinden geçen ve Ermenistan üzerinden devam eden İstanbul – Kars Demiryolu Hattı’nın dışında Ankara’yı Samsun Limanı üzerinden denize açan Ankara-Kırıkkale-Çorum-Samsun Karayolu Bağlantısı da bulunmaktadır.(Özyanık, S., Yine Yeniden İpekyolu, 2011)

3.DOĞAL YAPI3.1. Arazi Yapısı Ve Toprak Kabiliyeti

Ankara ili geneline bakıldığında toplam yüz ölçümü 2570600 ha. olan il topraklarının %50’si tarım alanı, %14’u orman ve fundalık, %16’sı cayır-mera ve %20’si ise diğer araziler olarak dağılım göstermektedir. Büyükşehir sınırları içerisinde kalan yaklaşık 850000 ha’lık alanın Ankara ili toplam alanının yaklaşık 1/3’unun kapsadığı dikkate alındığında tarım alanlarının %8.1 lik kısmına denk gelen 103813 ha’lık kısmının Anakenti oluşturan merkez 8 ilce sınırlarında yer aldığı görülmektedir. 5216 sayılı yasa ile bağlanan ilce ve ilk kademe belediyelerinin sahip olduğu geniş sorumluluk alanı içerisinde çoğunlukla tarımsal araziler ve orman arazileri bulunmaktadır.

3.1.2. Arazi Sınıfları ve Toprak Özellikleri

Toprak özellikleri, topoğrafya, iklim şartları, mevcut sulama durumu ve arazinin kullanma sekli dikkate alınarak yapılan sınıflamaya göre, araziler tarımsal bakımdan önemleri itibarı ile 4 grupta toplanmıştır. I. derecede önemli tarım arazileri mutlak tarım arazileridir. Bu grupta I. ve II.sınıf araziler ile, sulanan bahçeler, diğer sınıflardaki yeterli suya sahip bütün sulu tarım arazileri yer almaktadır. I. ve II. Sınıf arazilerde toprak genellikle çeşitli bitkileri yetişmesine yetecek derinliğe sahiptir. Toprak sıcaklığı ve reaksiyonu kültür bitkilerinin yetişmesine elverişlidir. Topraklarda taban suyu hiç bulunmamaktadır veya büyüme mevsiminde kültür bitkilerinin yetişmesine müsaade edecek kadar derindedir. Kok bölgesinde tuz ve değişebilir sodyum bitkilere zarar vermeyecek düzeydedir. Toprak geçirgenliği sulamayı sınırlandıracak kadar düşük değildir. Toprak yüzeyinde veya surum katında taslılık eğer varsa %10’nun altındadır. Eğim düşüktür ve erozyon etkinliği yoktur veya çok azdır. Büyüme mevsiminde topraklar sık olarak sel basmasına maruz kalmaz. II.derece önemli tarım arazileri, ülke ekonomisinde önemli yeri olan tahıllar,baklagiller, endüstri bitkileri, yağlı tohumlar, yumru bitkileri, meyve ve yem bitkilerinin yaygın olarak yetiştirildiği arazilerdir. Bu grupta I.derece önemli tarım arazileri için sıralanan toprak özelliklerden bir veya ikisi noksandır. Bu grupta yer alan arazilerde; %6-12 eğim, şiddetli erozyon, bazı bitkilere zarar verecek derecede sık sel basması, alt toprakta çok yavaş geçirgenlik, kültür bitkileri gelişmesini kısıtlayabilecek derecede yaslık, kok bölgesini sınırlandıran sığ toprak derinliği, düşük su tutma kapasitesi, orta derecede tuzluluk ve/veya sodiklik gibi problemlerden bir veya daha fazlasına sahip olabilir. Uygun tarım yöntemlerine göre islenip kullanıldıklarında, ekonomik olarak bu

12

arazilerden yüksek verim alınabilir, hatta şartlar elverişli olduğunda örneğin uygun iklim şartları altında, bu arazilerin bazılarından I.derecede önemli tarım arazileri kadar yüksek verim elde edilebilir. Bu nedenlerle, bu arazilerin de tarımsal amaçlarla kullanılmasında mutlak yarar vardır. III.derece önemli tarım arazileri tesis edilmiş, sulama yapılmayan bağ ve bahçe ve özel urun arazilerini kapsamaktadır. Bu gruptaki araziler üzerinde yetiştirilen ürünler iç tüketimdeki yerleri yanında, ihraç ürünü de olabildiğinden, ülke ekonomisinde önemli bir paya sahiptir.

Tablo 4: Ankara’da Arazi Varlığının Dağılımı, ( Ankara İçd, 2008)

3.2.Arazi Kullanımı3.2.1. Alan Dağılımları Tabloları

Tablo 5: Ankara’da Uluslar Arası Öneme Sahip Sulak Alanlar

13

Tablo 6: Ankara’da Milli Parklar ve Alanları

Tablo 7: Ankara’da Önemli Doğa Alanları

Tablo 8: Ankara’da Kullanım Durumuna Göre Arazi Varlığı, (Ankara-İl Tarım Müdürlüğü)

Tablo 9: Ankara İlindeki Doğal Göller, (DSİ Genel Müdürlüğü)

14

Tablo 10: Ankara’da DSİ Tarafından Açılan Göletler, (DSİ Genel Müdürlüğü)

4. MADEN KAYNAKLARI

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara, Anadolu'nun merkezi bir noktasında kurulmuş olup, kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir ildir. Çevre ve Orman Genel Müdürlüğünün il ve yakın çevresinde yaptığı çalışmalar sonucunda çok sayıda endüstriyel hammadde, metalik maden yatağı ve zuhurları ile jeotermal kaynaklar ortaya çıkarılmıştır. Metalik madenler bakımından ildeki en önemli madenler altın, bakır, kursun, çinko, demir ve manganezdir. Çubuk-Gicik altın sahasında 3-10 gr/ton altın değerleri saptanmıştır. Bakır-kursun-çinko cevherleşmesi Kızılcahamam-Güvem Işıkdağı sahasında yer almakta olup, burada % 47 Pb, % 4 Zn tenorlu toplam 30 ton rezerv belirlenmiştir. Ayrıca yatakta yan ürün olarak da 3.5-9 gr/ton Au, 150-234 gr/ton Ag değerleribilinmektedir. İlde çok sayıda manganez zuhurları bulunmaktadır. Bu zuhurlar özellikle Elmadağ, Güdül, Haymana, Kalecik ve Kızılcahamam ilçelerinde gözlenmektedir. Bu manganez cevherleşmelerinden bazıları Elmadağ ve Haymana ilçelerinde yer almakta olup, Elmadağ-Kılıçlar manganez zuhurunda % 47-48 Mn tenorlu 60.000 ton mümkün, Haymana-Cayırlı sahasında ise % 19.45 Mn tenorlu 150.000 ton mümkün rezerv belirlenmiştir. Cayırlı sahasından geçmişte bir miktar üretim yapılmıştır.

15

Ankara ili metalik madenlerin yanı sıra endüstriyel hammadde kaynakları bakımından oldukça zengin bir ilimizdir. Bunlar basta trona olmak üzere çimento hammaddeleri, bentonit, jips, kaya tuzu, kireçtaşı, kum-çakıl, perlit, sodyum sülfat, sepiyolit ve mermerdir. Dünyanın en büyük ikinci trona yatağı Beypazarı’nda bulunmaktadır.Yatakta % 56 ve üzeri trona tenorune sahip 233.317.680 ton trona, 2.479.944 ton nakolit olmak uzere toplam 235.757.624 ton görünür soda rezervi vardır. Tronadan sonra ildeki önemli endüstriyel hammaddeler Şereflikoçhisar ilçesindeki kaya tuzu ve Çubuk, Güdül ve Kızılcahamam’daki perlit yataklarıdır. Şereflikoçhisar ilçesinde % 97 NaCl tenorlu 211 milyon ton görünür tuz rezervi vardır ve tuz yasası gereği Tekel tarafından işletilmektedir. Çubuk ilçesindeki Susuzköy, Emirlerköy, Karadana Koy ve Saraycık Koyu, Kızılcahamam, Çamlıdere-çamkoru,Güdül-Boyalık Köyünde görünür perlit rezervi bulunmaktadır. Elmadağ, Sincan, Kazan ve Ayaş ilçelerinde iyi kaliteli çimento hammaddeleri bulunmakta olup, Elmadağ-Lodumlu Köyünde 10 milyon ton, Sincan- Güvenç Köyünde 70 milyon ton, Kazan-Kınık’ta 266 milyon ton Hasanoğlan-Hacılar Köyünde 25 milyon ton ve Ayaş-Sinanlı sahasında da 15 milyon ton mümkün kireçtaşı rezervi belirlenmiştir. Ayrıca Nallıhan-Dudaş Koyu ve Yenimahalle-Dodurga Köyü’nde de %90-97 CaCO3 tenorlu toplam 81.600.000 ton kireçtaşı rezervi vardır. Keskin ve kalecik ilçelerindeki toplam bentonit rezervi ise yaklaşık 50 milyon ton olup, bunlar ağartma toprağına uygun niteliktedir. Bunların dışında Beypazarı-Çayırhan’da % 44.6 Na2SO4 tenorlu 192.453.777 ton görünür+muhtemel sodyum sülfat yatağı bulunmakta olup, yatak isletilmektedir. Beypazarı-Oymaağaç Köyündeki 1150 ton görünür+muhtemel rezerve sahip % 12.3 K2O ve % 2.23 Na2O tenorlu feldispatlar seramik ve 2. kalite cam sektorü için geçmiş yıllarda işletilmiştir. Jips yatak ve zuhurları Şereflikoçhisar, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinde bulunmaktadır. Bu ilçelerdeki toplam rmuhtemel jips rezervi 150 milyon ton civarındadır. Ankara ili, kum-çakıl ve mermer bakımından da önemlidir. Polatlı ve Sincan ilçelerinde stabilize malzeme için uygun iyi-orta kalitede 2.800.000 m3 kum-çakıl rezervi belirlenmiştir. Haymana, Yenimahalle, Çubuk ve Polatlı ilçelerindeki mermerler iyi kalite olup, bir kısmı halen işletilmektedir. Ankara ili kömür oluşumları ve jeotermal alanlar bakımından da önemli potansiyele sahip olup, il sanayisi ve turizminin gelişiminde linyit ve jeotermal kaynaklar belirgin rol oynamaktadır. İl sınırları içerisinde 1937-2008 yılları arasında yapılan çalışmalar sonucunda Beypazarı-Çayırhan, Gölbaşı-Karagedik, Gölbaşı-Bahçeköy, Ayaş-Kayıbucak ve Şereflikoçhisar kömür sahaları ortaya çıkarılmıştır. Beypazarı-Çayırhan sahasındaki 3 sektörün toplam görünür rezervi 390 milyon tondur. Buradaki kömürler kapalı işletme yöntemi uygulanarak, teshin ve termik santrallerde kullanılmaktadır. Gölbaşı-Karagedik kömür sahasındaki 2232 Kcal/kg alt ısıl değerine sahip kömürlerin görünür rezervi 17.975.000 ton, Gölbaşı-Bahçeköy sahasındaki 2004 Kcal/Kg alt ısıl değerine sahip kömürlerin görünür rezervi 19.452.000 ton, Ayaş-Kayıbucak sahasındaki 2513 Kcal/Kg alt ısıl değerine sahip kömürlerin muhtemel rezervi 2.390.000 ton ve Şereflikoçhisar sahasındaki 3000 Kcal/Kg alt ısıl değerine sahip kömürlerin muhtemel rezervi 4.300.000 ton olarak tespit edilmiştir. Kızılcahamam ilçesi ildeki önemli jeotermal sahalardandır. Buradaki sıcak su kaynakları yerli turizmin gelişimde ilce ekonomisine önemli oranlarda katkı sağlamaktadır. Sıcaklığı 36°C olan maden suyu özelliğinde 1 adet kaynak bulunmaktadır. Diğer kaynaklar kuyular açıldıktan sonra kurumuşlardır. Kızılcahamam jeotermal alanında 10 adet kuyu açılmıstır. Bunun dışında il sınırları içerisinde Ayaş İçmeceleri, Haymana,

16

Şeyhamamı, Çubuk-Melikşah, Beypazarı-Dutlu, Beypazarı-Kapullu sahaları gibi çok sayıda jeotermal alan bulunmaktadır. (Ankara İl Çevre Orman Müdürlüğü(2009)"Ankara İl Çevre Durumu Raporu)

Şekil 8: Ankara Maden Kaynakları, (http://www.mta.gov.tr/v2.0/#)

5.İKLİMAnkara, geniş arazisi ve topografya yapısına bağlı olarak yer yer iklim farklılıklarına sahiptir.Güneyde İç Anadolu ikliminin bariz özellikleri olan step iklimi, kuzeyde ise Karadeniz ikliminin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir. Kara ikliminin hüküm sürdüğü bu bölgede kıs sıcaklıkları düşük, yaz ise sıcak geçer. En sıcak ay Temmuz, Ağustos, en soğuk ay ise Ocak ayıdır. Bölgeye düşen yağış miktarları kuzey ve güney kesimlerde farklılık gösterir. KuzeydeKızılcahamam ve Çubuk, Karadeniz yağış rejimi özelliğini; güney ise İç Anadolu karakterini taşır. Bölgenin yapısı gereği özellikle kıs aylarında hayatı etkileyecek şekilde sis olayı oldukça fazla görülür. İl bazında ortalama sıcaklık 10.13°C arasında, ortalama yağış miktarı da 370-565 mm. arasındadır. Donlu günler sayısı yılda ortalama 60-114 arasında, karla örtülü günler sayısı ise yılda ortalama 17-42 gün arasında değişmektedir. En yüksek kar kalınlığı 82cm. olarak Kızılcahamam istasyonunda kaydedilmiştir.

Şekil 9: Rüzgar Yönünü Belirten Rüzgar Gülü, (Ankara-İçd Raporu,2008)

17

6.HİDROLOJİ VE HİDROJEOLOJİ

Ankara’ya su sağlayan barajların tarihi Romalıların, M.O. 25. yy.’da, Ankara’ya anıtlar, saraylar ve hamamların yanında içme suyu getiren şebekeyi toplamaları ile başlamaktadır. Ankara’nın batısında yer alan Kayaş yakınlarındaki “Romalılar Galerisi” asırlar boyunca şehre su sağlamıştır. Bu sudan Ankara, Cumhuriyet Döneminde Başkent ilan edilmesinden sonra da yararlanmıştır. Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde kuyu acımı ile Kale çevresinde bulanan belirli bölgeler çeşme yapımı ile Ankara halkının su gereksinimi karşılanmaya çalışılmıştır. 1925 yılında mevcut su kaynaklarının yetmemesi üzerine Belediye, şebeke ve depo kurma çalışmalarını gerçekleştirmiştir. 1937 yılında faaliyete gecen Çubuk I Barajı, Ankara’nın su ihtiyacını karşılaması yanında, modern Türkiye’nin ilk önemli baraj yapılarından da biridir. Ancak artan nüfusun gereksinimleri doğrultusunda bir program ve yapılanma olmadığından Ankara 1940-1959 yıllarında su sıkıntısı çekmiştir. 1949 ‘da kurulan Ankara Sular İdaresi’nin hızlı bir çalışma içine girmesi ile, 95 kuyu açılarak günde 120.000 m3 su artırımı sağlanmıştır. D.S.Đ. Genel Müdürlüğü’nün devreye girmesi ile 1964 yılında Çubuk II., 1965 yılında Bayındır,1967 yılında da Kurtboğazı Barajı kullanıma girmiştir. (Ankara İl Çevre Orman Müdürlüğü(2009)"Ankara İl Çevre Durumu Raporu)

Tablo 11: Ankara Su Kaynakları, (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü)

6.1.Yerüstü Su Kaynakları

6.1.1.Akarsular

18

Su ve toprak potansiyeli olarak Türkiye geneline göre ortalamanın altında sayılabilecek bir durumdadır. Önemli su kaynaklarınsan başlıcaları olarak; Kızılırmak nehri havzasının büyük bir bölümü ve Delice, Acıçay, Devres çayı gibi büyük kolları, Sakarya havzasının bir bolumu ve Kirmir çayı, Ankara çayı gibi büyük kolları, Batı Karadeniz havzasının bir bolumu, Konya kapalı havzasının bir bölümü ve Büyük Melen, Küçük Melen, Gerede çayı gibi büyük kolları söylenebilir. Bölgenin11,26 milyar m3 yerüstü potansiyeli mevcuttur. Gerek akarsular ve gerek kolları üzerine kurulan barajlar aracılığıyla içme suyu, kullanma suyu, sulama suyu, taşkın koruma ve enerji amaçlı kullanımlardan yararlanılır. İldeki akarsuların rejimleri ulaşım, taşımacılık ve su sporları yapmaya uygun değildir. Yer yer dere ve çaylar üzerinde kum ocakları yer alır. Örneğin, Kazan ve Çubuk ilçeleri arasında Ova Çay üzerinde tas ve kumocakları ve yıkama eleme tesisleri yer alır.

Ankara’daki en önemli akarsular ve kolları aşağıda verilmiştir:1- Kızılırmak nehri ve kollar Terme çayı, Balaban çayı2- Sakarya nehri ve kolları Aladağ çayı, Nalderesi, Girmir çayı ve Ankara çayı3- Peçenekozu çayı

Ankara ili Türkiye’deki 3 akarsu havzası içinde kalmaktadır. Bunlar; Sakarya, Kızılırmak ve Konya Kapalı Havzaları İl sınırları dahilindeki akarsu yüzeyleri toplam alanı 4.385 ha’dır. Ankara’daki baslıca akarsuların ortalama debileri su sekildedir;İl çıkışı toplam ortalama akım : 5430 hm 3 /yılSakarya Nehri : 2900 hm 3 /yılKızılırmak Nehri : 2500 hm 3 /yılPeçeneközü Çayı : 30 hm 3 /yıl

Hatip Ovası AkarsularıHatip ovasının en önemli akarsuyu Hatip Çayıdır. Ova doğusunda yer alan Hasanoğlan’ın kuzeyinden doğan Hasanoğlan Deresi, Hatip çayının başlangıcını oluşturur. Ankara’ya kadar devam eden Hatip çayı, kuzeyden Saraplı Dere ve Kuruçayı, güneyden Yazı Dere, Aralık Dere, Karabayır Dere, Bayındır çayı ve Kosunlar çayını alır. Ankara içinden geçerken Akköprü civarında guneyden gelen İncesu Deresi ile kuzeydoğudan Çubuk havzasından gelen Çubuk Çayı ile birleşerek Ankara çayını oluşturur. Sincan civarında havza dışına çıkan Ankara Çayına, havzayı terk etmeden önce, Macun Dere ile Acıca Dere ile Güneyden Kuyucak Dere, Altıncıoğlu Dere, Kutuğun Dere, Kepiryatak Dere, Sazcayır Dere Kayalıboğaz Dere gibi belli baslı dereler katılır.

Mürted Ovası AkarsularıHatip Ovasının kuzeybatısında kalan Mürted Ovasının baslıca akarsuyu kuzeyden Yıldırım ve Aydos Dağlarından beslenen Ova Çayıdır. Mürted Ovasını kuzeyden Güneye kat eden Ova Çayının en önemli kolu Kurtboğazı Deresidir. Ova Çayına batıdan ve doğudan Cihrilik, Kilis, Killikozu, Kaptıboğazı, Kestanegolu, İyimir, Ağca, Çelti, Yılgın, Kızpınarı, Kermeliközü, Güvenç, Bağlariçi gibi çok sayıda dere karışmaktadır. Bunların çoğu mevsimlik dereler olup, yaz aylarında kururlar.

19

Çubuk Ovası AkarsularıBu alandaki baslıca su kaynağı Çubuk Çayıdır. İki kol halinde Aydos Dağlarından doğan ve 70 km uzunluğunda olan Çubuk Çayı, Çubuk ilçesinin 5 km kuzeyindeki Çubuk-II Barajını beslemektedir. Çubuk Çayına ova içerisinde, batıdan Azman Çayı ile, doğudan Koyunozu Deresi, Ravli Deresi, Balıkhisar Deresi Ozçay Deresi ile birleştikten sonra Çubuk-I Barajını beslemektedir. Daha sonra Çubuk Çayı, Ankara ilinin içerisinden geçmekte, Hatip Çayı ile birleşerek Ankara Çayı adını almakta ve Sakarya Nehrine katılmaktadır.Şekil 10: Türkiye'deki Akarsu Havzaları,(Ankara İçd Raporu,2008)

6.1.2.Göller,Göletler,Rezervuarlar

6.1.2.1.GöllerAnkara İl sınırları içinde kalan goller ve yüzey alanları aşağıda verilmiştir. Mogan,Eymir, Tuz Gölü ve Samsam Gölü İldeki önemli doğal göllerdir .

Göl Yüzeyleri : 50.516,7 Ha- Tuz Gölü : 49.010 Ha (160 000 Ha )- Mogan Gölü : 567,5 Ha- Eymir Gölü : 111,9 Ha- Diğer Göller : 19,3 Ha

Tuz Gölü; Sereflikoçhisar ilçesinin 10 km batısındadır. Toplam gol alanı 490km2 olup bunun 160 km2 si Ankara ili sınırları içerisinde yer alır. Göl sularının tuzluluğu nedeniyle içme, kullanma ve sulama suyu olarak yararlanılamamaktadır. Türkiye’nin tuz ihtiyacı’nın yarısından fazlası Tuz Gölü bölgesindeki üc tuzla (Kaldırım, Kayacık ve Yavsan tuzlaları) ve ikincil tuz endüstrisi ile gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Aklim Sodyum Sülfat tesisleri de alanda bulunmaktadır. Kapalı bir havzada yer alan göl, jeolojik olarak tektonik kökenlidir. Büyüklüğüne karşın ülkemizin en sığ göllerinden biridir. Derinliği birçok yerde 0,5 metreyi dahi bulmaz. Türkiye'nin en az yağış alan yeri olduğu için akarsu bakımından çok fakirdir. Önemli sayılabilecek akarsuları; güneyden göle giren Bağlıca ve Kırdelik Suları, Esmekaya kaynakları, Aksaray’dan gelen Uluırmak, Cihanbeyli’den gelen batıdan gölü besleyen İnsuyu ile Aksaray ili sınırlarından doğan ve Şereflikoçhisar ilçesinden geçerek doğudan Tuz

20

Gölü’ne dökülen Peçenek Çayı’dır. Güneybatıda DSĐ Konya drenaj kanalı gole dökülmektedir. Gölün dışarıya akıntısı yoktur.

Mogan Gölü; Mogan Gölü Ankara’nın 17 km güneyindedir. Normal su kotu 972 m, normal su kotunda gol alanı 6,35 km2, gol çevresi uzunluğu 14 km, gol uzunluğu 5,5 km, gol ortalama derinliği 3-5 m ve normal su seviyesinde gol hacmi 13,34 milyon m3’tur. Kirlilik nedeniyle içme, kullanma ve sulama suyu olarak yararlanılamamaktadır. Gölün kuzey yarısı günübirlik tesislerle çevrilidir. Ticari balıkçılığın yasak olduğu gölde, kuşgözlemciliği, sportif balıkçılık, kürekcilik, yelkencilik ve doğa fotoğrafçılığı gibi faaliyetler yapılır. Mogan Gölü yer altı suyu beslemesi oldukça düsük olup, su girdisi düzensiz rejimli yazları genelde kuruyan dereler vasıtasıyla olmaktadır. Bu derelerin en önemlileri havzanın doğu-kuzey-batı kesimlerinde yer alan Sukesen, Başpınar, Gölova, Yavrucak, Çolakpınar, Tatlım, Kaldırım ve Gölcük dereleridir. Bu derelerin Mogan gölüne ulaştığı düzgün topoğrafyalı çok düşük eğimli alanlar ile Mogan-Eymir bağlantısını sağlayan alanda, hidrojeolojik, hidrolojik, klimatik ve biyolojik acıdan cok buyuk onem arz eden “Sulak-Bataklık Alan”lar gelişmistir. Bu alanlar; göller için yer altı suyu depolama ve kurak mevsimlerde gole su sağlama gibi işlevlere sahiptir.

Eymir Gölü; Ankara’nın 15 km güneyindedir. Tamamı ODTU arazisi içerisinde yer almaktadır. Normal su kotu 968,5 m, normal su kotunda gol alanı 1,25 km2, göl çevresi uzunluğu 9 km, gol uzunluğu 4,2 km, gol ortalama derinliği 6-10 m, ve normal su seviyesinde gol hacmi 3,88 milyon m3. Mogan Gölu suyu kuzeydoğusundaki regülatör kontrolünde Eymir Gölüne akmaktadır6.1.3.Barajlar:

Çubuk-I Barajı

Barajın Yeri: Ankara - Çubuk,Akarsuyu:  Çubuk çayı,Amacı: İçme suyu + Taşkın 

Çubuk-II Barajı

Barajın Yeri: Ankara - Çubuk,Akarsuyu:  Çubuk çayı,Amacı: İçme suyu

Kayaş-Bayındır Barajı:

Barajın Yeri: Kayaş - Bayındır ,Akarsuyu:   Bayındır Çayı,Amacı: İçme suyu + Taşkın 

Kurtboğazı Barajı:

Barajın Yeri: Ankara - Kazan ,Akarsuyu  Kurt deresi ,Amacı İçme suyu + Sulama

Çamlıdere Barajı

Barajın Yeri:  Ankara - Çamlıdere ,Akarsuyu  Bayındır çayı ,Amacı İçme suyu

Asartepe Barajı:

Barajın Yeri:  Ankara - Ayaş ,Akarsuyu  İlhan çayı ,Amacı  Sulama

21

Kesikköprü Barajı ve HES

Barajın Yeri  Ankara - Bala , Kırıkkale - Çelebi ,Akarsuyu  Kızılırmak ,Amacı   Sulama + Enerji

Hirfanlı Barajı ve HES

 Barajın Yeri  Ankara - Bala ,Akarsuyu  Kızılırmak ,Amacı    Enerji+Taşkın

Kavşakkaya Barajı:

Barajın Yeri  Ankara -Kazan,Akarsuyu  Ovaçayı,Amacı İçme Suyu

Peçenek Barajı:

Barajın Yeri  Şereflikoçhisar ,Akarsuyu  Peçenek Deresi ,Amacı İçme Suyu

Tablo 12: İnşaa Halindeki Barajlar, ( http://www2.dsi.gov.tr/bolge/dsi5/ankara.htm)

Kalecik Barajı

 Barajın Yeri Ankara - Kalecik

 Akarsuyu Uludere Çayı

 Amacı Sulama - İçme Suyu

 İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 01.04.2012 - 03.05.2015

 Gövde dolgu tipiKil çekirdekli kum - Çakıl dolgu

 Gövde hacmi 2 991 000 m³

 Yükseklik (talvegden) 53,00 m

 Normal su kotunda göl hacmi 16 250 000 m³

 Normal su kotunda göl alanı 0,804 km³

 Sulama alanı 2 455 ha

 Güç -

 Yıllık Üretim -

22

6.1.2.2.Göletler

Tablo 13: İşletmelerdeki Göletlerin Rezervuar Yüzeyleri,(Ankara İçd Raporu,2008)

Tablo 13: İşletmelerdeki Göletlerin Üzerlerine Kuruldukları Akarsular, (Ankara İçd Raporu,2008)

23

6.1.3.Sulama

Tablo 14: Ankara’da Sulama Tesisleri ( http://www2.dsi.gov.tr/bolge/dsi5/ankara.htm)

Tesisin Adı İlİİşletmeye Girdiği Yıl

Cazibeli Sulama(ha)

Pompajlı Sulama (ha)

Toplam Sulama Alanıı (ha)

Brüt Net Brüt Net Brüt Net

 AKINCI SULAMASI ANKARA 1971-1973 21459 2800     21459 2800

 KÖPRÜKÖY SULAMASI ANKARA 1970-1985 9350 5500 2193 1100 11543 6600

 KALECİK POM.SUL. ANKARA 1970     1229 600 1229 600

GÖKÇEÖREN POM.SUL. ANKARA 1984     2187 1850 2187 1850

AYAŞ-ASARTEPE SUL. ANKARA 1984 1230 1150 389 350 1619 1500

SARIYAR SULAMASI. ANKARA 1987 200 200     200 200

NALLIHAN OZANKÖY ANKARA 2010 2180 556     2180 556

24

TEKİRLER GÖLLETLER SUL.

Grafik 6: Ankara’da Sulama Türlerinin Dağılımı,(Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara Tarım Master Planı, 2006)

6.2.Yeraltı Su Kaynakları

DSİ’den alınan bilgilere göre 2006 yılı itibariyle Ankara ilinin yeraltısuyu potansiyeli yaklaşık 200 milyon m3 civarındadır. Bu potansiyelin büyük bir bölümü (%75’i) Ankara ovası, Kazan-Mürted ovası, Polatlı güneyi ve Şereflikochisar-Peçenek havzasında yer almaktadır. Yeraltısuyu potansiyeli yönünden verimli diğer havzalar ise Kirmir havzası (Kızılcahamam-Beypazarı arası), Nallıhan Havzası ve Çubuk ovasıdır.

Tablo 15: Ankara Yeraltı Su Kaynakları (DSİ)

6.3. Jeotermal Sahalar

25

Jeotermal Enerji; Jeolojik yapıya bağlı olarak yer kabuğunun ulaşılabilir derinliklerinde, doğrudan ya da başka enerji türlerine dönüştürülerek yararlanılabilen, yer yüzüne su, buhar ve gaz ile de taşınabilen doğal ısı enerjisi olarak tanımlanmaktadır. Enerji kaynağı olarak jeotermal enerji; elektrik, ısı, endüstriyel ve kimyasal alanlarda kullanılmakta ve elde edilen üretimin tamamı tüketilmektedir. Ankara’da jeotermal kaynaklar bakımından Türkiye'nin zengin illeri arasında yer almaktadır. Ankara ilinde; Kızılcahamam, Seyhamamı, Çubuk-Melikşah, Beypazarı-Dutlu, Beypazarı-Kapullu, Beypazarı-Merkez-Kızılsöğüt, Ayas İçmeceleri ve Çobanhamamı, Ayaş- Karakaya, Haymana, Polatlı-Sarıoba, Polatlı-Karacaahmet, Polatlı-Özhamamı ve Sincan-Yenikent- Mülk olmak uzere 30 oC üzerinde akışkan sıcaklığına sahip 13 adet jeotermal alan bulunmaktadır.Günümüzde önemi giderek artan jeotermal alanlar acısından Ankara ve civarında önemli potansiyel bulunmaktadır. Baslıca elektrik, ısınma, sağlık ve çeşitli kimyasal işlemlerde kullanılan jeotermal enerji konusunda özellikle MTA tarafından Ankara ve civarında da bazı çalışmalar yapılmış ve bu konuda potansiyel ve kullanılabilir alanlar incelenmiştir. (Ankara İl Çevre Orman Müdürlüğü(2009)"Ankara İl Çevre Durumu Raporu)

7.AFET DURUMU VE DEPREMSELLİK

7.1. Afet Durumu

Türkiye’de meydana gelen afet olaylarında Ankara’nın yerine bakıldığında, heyelan riski ve tehlikesi olan ilk 15 il sıralamasında 9. Sırada yer almaktadır. 131 heyelan olayının görüldüğü Ankara’da riske maruz kalan nüfus 7900 kişidir. Su baskınına en çok maruz kalan ilk 15 il sıralamasına bakıldığında Ankara son sırada yer almaktadır ve riske maruz kalan nüfus sayısı 100.000 kişidir. Kaya düşmesi sıralamasına bakıldığında Ankara ilk 15 il sıralamasında yer almamaktadır(Kaynak: Ergünay,2009).

Ankara il sınırları içinde 1950 ile 1999 yılları arasında, Afet Etüt ve Hasar Tespit Daire Başkanlığı tarafından hakkında rapor düzenlenen toplam 702 adet afet olayı meydana gelmiştir. Bunların 174’unde toplam 4960 konut için nakil, 740 konut için ise önlem kararı alınmıştır. Ankara il sınırı içindeki alanlarda meydana gelen heyelan, kaya düşmesi olayları; afet olayları sayısı baz alınarak değerlendirildiğinde, ilde yerleşim birimlerini etkileyen toplam afet olayları içinde heyelanların %51’lik, kaya düşmesinin %22lik, su baskını olaylarının %18’lik paya sahip olduğu görülmektedir.

Şekil 11: İlçelere Göre Afet Durumlarının Dağılımı, (2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu)

26

İstatistiklere göre %18 pay ile afet olay sayısının en fazla olduğu ilçe Altındağ’dır. Bu ilçede meydana gelen 16 afet olayının 12’si kaya düşmesi tipindedir. Kalecik ilçesinin payı %11, Mamak İlçesinin Payı ise %9’dur.

Afet olaylarının ilçelere göre dağılımına bakıldığında Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Gölbaşı, Güdül, Etimesgut, Elmadağ, Kalecik, Mamak, Nallıhan, Sincan, Şereflikoçhisar ve Yenimahalle ilçelerinde heyelan olaylarının meydana geldiği ve sonucunda da %98 oranında nakil ve %2 oranında önlem alındığı görülmektedir. Altındağ, Kazan, Keçiören ve merkez İlçelere bakıldığında kaya düşmesi olaylarının meydana geldiği ve sonucunda da % 80 oranında nakil ve %20 oranında da önlem alındığı görülmektedir. Bala, Haymana, Kızılcahamam ve Polatlı ilçelerinde de su baskını olaylarının meydana geldiği ve sonucunda da %83 oranında nakil ve %17 oranında da önlem alındığı görülmektedir(2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

7.2. Depremsellik

Ankara kentinin depremselliği Ankara il merkezini 140 km çevreleyecek şekilde çizilen bölge içine düşen, 1900 - 1997 yılları arasında oluşmuş ve manyitüdü M>=4 olan depremlerden yararlanarak belirlenmiştir. Depremlerin büyük bir çoğunluğunun Kuzey Anadolu Fay Zonu ve yakın çevresinde yer aldığı ve büyük manyitüdlü depremlerin bu bölgede olduğu görülmektedir. Diğer bir yoğunlaşmada Ankara’nın GD’sunda Tuzgölu ve Kırşehir fayı civarındadır. Ankara bölgesinin KB ve GB bölgesinde oluşan depremlerin çok az sayıda olması nedeni ile bu bölgede sismik aktivitenin yok denecek kadar az olduğu söylenebilir. Bu bölge içinde 7 tane hasar yapan deprem meydana gelmiştir. Bu depremler ve bunlara ait bulgular tarih sırasına göre şöyledir:

_ 9 Mart 1902 Çankırı Depremi_ 19 Nisan 1938 Kırşehir Keskin Depremi_ 26 Kasım 1943 Ladik (Samsun) Depremi

27

_ 1 Şubat 1944 Bolu Gerede Depremi_ 13 Ağustos 1951 Kurşunlu (Çankırı) Depremi_ 7 Eylül 1953 Çerkeş (Çankırı) Depremi

Şekil 12: Ankara Ve İlçeleri Deprem Göstergeleri, (2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

Ankara Deprem Bölgeleri Haritasında genel olarak IV. Derece Deprem bölgesinde kalmaktadır. Bununla birlikte III. Derece Deprem Bölgesine ve civardaki aktif zonlara da oldukça yakın bir konumda yer almaktadır.

Tablo 16: İlçelerin Yer Aldığı Deprem Bölgeleri, (2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu)

Yerleşim Yeri Deprem BölgesiAnkara(Merkez) 4Akyurt 3Altındağ 4Ayaş 4Bala 2Beypazarı 3Çamlıdere 1Çankaya 4Çubuk 3Elmadağ 2Etimesgut 4

28

Evren 1Gölbaşı 4Güdül 3Haymana 4Kalecik 3Kazan 3Keçiören 4Kızılcahamam 2Mamak 4Nallıhan 2Polatlı 4Sincan 4Şereflikoçhisar 2Yenimahalle 4

İlçelerin bulunduğu deprem bölgelerine bakıldığında Çamlıdere ve Evren İlçeleri 1. Derece deprem bölgesinde, Bala, Elmadağ, Kızılcahamam, Nallıhan ve Şereflikoçhisar İlçeleri 2. Derece deprem bölgesinde, Akyurt, Beypazarı, Çubuk, Güdül, Kalecik ve Kazan İlçeleri 3. Derece deprem bölgesinde ve son olarak Ankara İl Merkezi, Altındağ, Ayaş, Çankaya, Etimesgut, Gölbaşı, Haymana, Keçiören, Mamak, Polatlı, Sincan ve Yenimahalle İlçeleri 4. Derece deprem bölgesinde yer almaktadır.

8.ÇEVRE SORUNLARI

Hızlı nüfus artışı, sanayileşme, iklim değişikliğine paralel olarak artan çevre kirliliği, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de büyük sorunlar yaratan ve üzerinde durulan bir kavram olmaya başladı. Bugün gelişmiş dünya ülkelerinden birçoğu çevre sorunları ile mücadele için geniş çaplı bütçeler oluştururken, ülkemizde de bu konuda giderek artan bir duyarlılık olmaya başlamış, özellikle yasal mevzuat açısından önemli yenilikler yapılmaya başlanmıştır. Ancak, cevre sorunları ile mücadele konusunda yeterli ölçüde çaba gösterildiğini ve kaynak ayrıldığını söylemek mümkün değildir.

8.1.İklim Değişikliği

Bir akışkan olan atmosferdeki bütün hareketler sıcaklık farklarından kaynaklanmaktadır. Bu farklar ise enlem nedeniyle güneşin geliş açısına, kara deniz dağılışına, kara yüzeylerinin (ormanlık alan, tarım alanı, sulak alan, çöl gibi) özelliklerine bağlı olmaktadır. Dünyadaki iklim desenlerinin belirlenmesindeki asıl etken okyanus suyu sıcaklıklarındaki değişimlerdir. İklim desenlerinin belirlenmesindeki etkisi nedeniyle Atmosferik Termal Denge oldukça önemlidir. Bu dengenin oluşmasını sağlayan buzul alanlarındaki erime nedeniyle okyanus akıntılarının kuvvetindeki etkili zayıflamalar, tropikal bölgedeki okyanus yüzey sıcaklıklarının artmasına neden olurken, bu durum tropikal kasırgaların kuvvet ve sayı olarak büyük oranda artmasına sebep olmakta ve ayrıca muson yağışlarının, etkili olduğu sahalarda daha kırıcı etkiler oluşturmasına neden olmaktadır.

29

Uluslararası iklim değişikliği paneli(ıpcc)'nin senaryosunda,gerekli önlemler alınmadığı takdirde Türkiye'de ortalama sıcaklık 2050 yılına kadar 2,5-4 derece yükseleceği tahmin edilmiştir.(ıpcc,2007) Türkiye'nin güneyinde kuraklık,kuzeyinde ise sel riskinin olduğu belirtilmiştir.Ankara ise kuraklığa maruz kalacak iller arasında gösterilmiştir. Ankara'da iklim değişikliği konusu ile ilgili göstergeler uzun dönemde bazı değişimlerin yaşandığını göstermektedir. yıllık ortalama sıcaklık değişimlerinin küresel sıcaklık artış eğilimiyle paralellik göstermektedir.2008 yılında ortalama sıcaklık; 11,8 derece 2009 yılında 12.9 olarak ölçülmüştür.karla örtülü gün sayısı ve kar kalınlığı da iklim değişikliği ile ilgili bize mesaj vermektedir. Ankara'da karla örtülü gün sayısı 24,5 günden 9 güne inmiş,en yüksek kar kalınlığı 30 cm den 2006-2008 yıllarında 23 cm ve 10 cm e,2009 yılında ise 7 cm e inmiştir.kar birikiminde yıllar içindeki bu düşüş,yağışsız mevsimlerde tarımsal ve çevresel sorunları da beraberinde getirmektedir.(Ankara Kalkınma Ajansı,(2010)"Ankara Mevcut Durum Raporu)

8.2.Hava Kirliliği

Hava kirliliği temel olarak; volkanik patlamalar, orman yangınları gibi doğal kaynaklardan veinsan aktivitelerine bağlı olarak artmaktadır. İnsan faaliyetlerine bağlı olarak artan cevre kirliliği sabit kaynaklar ve hareketli kaynaklar olmak üzere iki farklı kaynaktan ileri gelmektedir. Sabit kaynaklar, üretim ve ısınma amaçlı faaliyetlerin yapıldığı yerler iken; hareketli kaynaklar ise, taşımacılık amacıyla kullanılan araçlardır. Hızla kentleşen her şehir gibi Başkent Ankara da, hava kirliliği ile karsı karsıya kalan en önemli kentlerimizin basında gelmektedir. Kentin topoğrafik yapısı, hızlı nüfus artısı, bu artışına paralel olarak geliştirilemeyen ısıtma altyapısı, ısıtma sisteminde kullanılan kalitesiz yakıtlar, bir çanak şeklinde olan kentin yıllık ortalama rüzgar hızının çok düşük olması, kentin hakim rüzgar yönü olan kuzey ve kuzeydoğu yönlerinde çok katlı yapılaşmaya gidilmesi, kent içi ulaşımın vadi ortasında kesişen iki ana hat üzerinde kilitlenmiş olması, artan taşıt sayısından kaynaklanan emisyonlar Ankara’da hava kirliliği oluşmasına neden olan baslıca unsurlardır(2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

Yıllık Hava Kalitesi Endeksi (YHKI) : AB hava kalitesi standartlarının kirleticiler itibariyla sağlanıp,sağlanmadığını gösteren kirleticiler için ölçülen değerlerin sınır değere oranlanması ile hesaplanan bir endekstir.

YHKI >1 : AB standartlarını sağlamıyorYHKI<1:AB standartlarını sağlıyor

Grafik 7: Karşılaştırmalı Yıllık Hava Kalites, Endex Sonuçları,(CITEAIR, 2010)

30

Ankara’daki hava kirliliği seviyesi, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsu tarafından kentin çeşitli bölgelerinde kurulu istasyonlardan yapılan kükürtdioksit ve partikül madde ölçümleri ile belirlenmektedir. Grafikte görüldüğü gibi çeşitli istasyonlardan elde edilen ölçüm sonuçlarının ortalaması Ankara genelinin kirlilik seviyesini belirlemektedir.

8.3.Su Kirliliği

Ankara konumu itibariyle zengin su kaynaklarına sahip değildir. Artan nüfus, değişen yaşam şekilleri,ekonomik etkilere bağlı olarak kişi başı artan su talebi,sınırı su kaynaklarının ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabileceği görülmektedir.Artan bu talepte sürdürülebilir ve etkin su yönetimi için önem arz eden bir diğer bir konuda su kaynaklarının kalitesidir. Ankara'da su kaynaklarının kirlenmesinin asıl nedenleri; şehir kanalizasyonu ve sanayi atıklarının Ankara çayını kirletmesi, sanayi tesislerinin arıtma sistemi kullanmaması, katı atıkların atılımı aracılığıyla yer altı sularının kirletilmesi(ör.Gölbaşı düzlüğü),porsuk ve Ankara çayının kirlenmiş sularının barajları ve diğer su kaynaklarını tehdit etmesidir.

8.3.1.Akarsularda Kirlilik

Ankara’da su kalitelerinin tespiti için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü V. Bölge Müdürlüğü tarafından numune alınan yerler aşağıda belirtilmiştir:

Akarsu kalite gözlemlerine göre Ankara Çayı IV. sınıf, Kızılırmak II. III. veIV.sınıflar arasında değişmekte, buna karşılık Çubuk Çayı, Ova Çayı, Haman Çayı II. Sınıf kirlilik arz etmektedir. Bu kirlilik daha ziyade kanalizasyon ve sanayi tesislerinin atıklarından kaynaklanmaktadır. Kapulukaya, Çubuk I. ve II., Eğrekkaya, Kurtboğazı gibi I. Ya da II. sınıf su tutan bu baraj gollerinde önemli kirlilik yoktur. Ancak Porsuk ve Ankara Çaylarının

31

kirlenmiş sularının Sarıyer Barajı’na ulaşmasıyla bu baraj gölünün oldukça kirlenmiş olduğu belirtilmektedir(Ankara İçd Raporu, 2008).

8.3.2.Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik

Ankara’ya içme ve kullanma suyu temin eden 7 baraj rezervuarındaki kirlilik durumu periyodik olarak kontrol edilmektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Çubuk I barajı dışında ölçülen değerlerin Türk İçmesuyu Standardında (TS-266) tavsiye edilen değerlerin altında olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 17:Su Kaynağı Kalitesi, (Ankara İçd Raporu, 2008)

Mogan ve Eymir gölleri tektonik olaylarla meydana gelen çökme sonucu oluşmuş olan ve Mogan-Eymir-İncesu deresini izleyen çukurluk başlangıçta bir akarsu vadisi iken sonradan derelerin getirdiği materyallerin Mogan çukurluğunun önünü doldurması sonucu Mogan gölü; Eymir çukurluğunun önünü doldurması sonucunda ise Eymir gölü oluşmuştur. Bu nedenle bu göllere jeolojik oluşum bakımından alüvyonal baraj (set) gölleri adı verilmektedir. Bu iki önemli göl, Türkiye’nin yoğun göç dönemlerinde (1960 – 1980) yoğun bir biçimde yerleşim alanı haline gelmeye başlamış ve balıkçılık faaliyeti temel gelir kaynağını oluşturmuştur. Öte yandan, bu göç dalgası ve plansızlık bu iki gölü olumsuz etkilemiştir.Eymir Gölü’nün Odtü kampusu içerisinde yer alması nedeniyle kirlilikten korunmaya çalışılmıştır.Ancak Gölbaşı’nın plansız yapılaşmasından dolayı bu bölgenin atık suları Mogan Gölü’ne deşarj edilmiş ve sular iki göl arasındaki gölbaşı yerleşimi içinden geçen bir kanal nedeniyle Eymir Gölü güneyindeki sulak alana akmıştır. bu alanda yayılımı gösteren suların yeraltından ve yerüstünden Eymir Gölü’ne ulaşması nedeniyle, Mogan Gölü’ne Gölbaşı havzasından derelerle taşınan azot, fosfor, toplam katı madde gibi yüksek kirlilik parametreleri Eymir Gölü’nü de etkilemiştir. tüm bu etkilerin sonunda bugün göller ötrofik durumdadır. Göllerin dipleri organik yükten dolayı çamur haline geldiğinden göllerin su derinlikleri çok azalmıştır ve ekolojik dengesi bozulmuştur.

8.4.Toprak Kirliliği

32

Çevre sorunlarının büyük bir bölümü tabiatın yanlış ve kötü kullanılması sonucu doğal dengenin bozulması ile ilgili olduğundan, tabiatın temel unsurlarından biri olan toprakta görülen sorunlar, önemli çevre sorunlarındandır. Ankara ilinin toprak kirliliği ile ilgili olarak Toprak Gübre Araştırma Enstitüsü’nün yapmış olduğu bir çalışmada Ankara Çayı ve Lodumlu Gölet suyu ile sulanan topraklarda metal kirliliğine rastlanmamıştır. Mikrobiyolojik analiz sonuçlarından ise bazı kirletici bakteriler tespit edilmiştir. Bu çalışmalara devam edilmektedir. Ankara ilinin arazi problemleri olarak toprak sığlığı, taslık-kayalılık, drenaj, tuzluluk, sodiklik dereceleri ve erozyona rastlanmaktadır.Endüstri faaliyetlerinin sebep olduğu hava ve su kirliliğinin dolaylı olarak tarım arazilerindemeydana getirdiği kirlenme ve bozulmaların toprakların fizikokimyasal ve biyolojik niteliklerini etkilemesi sonucu tarım topraklarında verim düşülükler veya bazı toksik maddelerin tarım ürünlerinde birikmesi ile gıda zincirlerindeki kirlenme ve sağlık üzerine etkileri önemli toprak sorunlarındandır. Şehir ve endüstri atıkları özellikle nehir ve gol sularını kirletip daha sonra da, kirlenen bu suların tarımsal amaçlı kullanım sırasında toprakları etkilemesi yoluyla olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Kirli suların içinde bulunan ve derişimi artmış bulunan mikroelementler, toprakta birikip, zamanla toksik hale gelerek toprağın iyon dengesini bozmakta, böylelikle yetiştirilen tarımsal ürünlerdekalite ve verim düşüklüğüne sebep olmaktadır.Çesitli endüstriyel kuruluşlar tarafından atmosfere verilen kükürt dioksit ve flor emisyonlarının gerek tarım arazilerinde ve gerekse orman alanlarında asit yağışlar oluşturarak büyük çapta zararlara sebep olduğu yapılan araştırmalar sonucu belirlenmiştir, (2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

8.5.Katı Atık

Entegre katı atık yönetimi, yönetimde enerji açısından en verimliyi,çevresel açıdan en az kirliliği, ekonomik olarak en düşük maliyetli sistemi belirlemeyi, hedef alan bir yönetim tarzıdır. Kentsel, endüstriyel ya da tarımsal nitelikli olsun, tüm toplumsal ve ekonomik etkinlikler sonucu önemli miktarda katı atık ortaya çıkmaktadır. Söz konusu atıkların gereken özen gösterilmeden toplanması, depolanması, zararsız duruma getirilmesi toprak kirliliğine neden olmaktadır. Katı atıklar içinde bulunan zararlı kimyasal maddeler parçalanmadan uzun sure naylon, pet sise vb. ambalaj maddeleri toprağı kirletmekte, hatta kullanılamaz duruma getirmektedirler. Ankara ilinde üretilen katı atıkların miktarları, özellikleri ve bileşenleri mevsimsel ve bölgesel farklılıklar göstermektedir. kişi basına üretilen ortalama katı atık miktarı olan 1,34 kg ve nüfusu dikkate alındığında Ankara'da günde yaklaşık (4.500.000 x 1,34) 6000 ton çöp oluşmaktadır.bu miktarın %80ini Mamak çöp döküm alanında depolanmaktadır Şereflikoçhisar'da bölgedeki özel çevre koruma alanı içerisindeki belediyelerin kullanacağı düzenli depolama alanı kurularak faaliyete geçmiştir. yine bu kapsamda Beypazarı, Nallıhan ve Haymana ilcelerinde düzenli depolama alanı kurma çalışmaları devam etmektedir.Mamak katı atık depolama alanı 80’li yıllarda vahşi depolama alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sincan Çadırtepe düzenli depolama alanı ise 2005 yılından itibaren tekrar kullanıma açılmıstır. Mamak ve Sincan Çadırtepe düzenli depolama alanlarının 49 yıllık kullanma ömrü vardır. Katı atık alanlarına günlük toplam 4000-4500 ton atık alınmaktadır. Her iki katı atık alanına evsel atık alınmaktadır.

33

8.6.Gürültü Kirliliği

Gürültünün etkileri;-Çevreye Olan Etkisi*fiziksel çevreye olan etkileri*gürültünün sosyal çevreye olan etkileri

-Gürültünün İnsanlar Üzerinde Olan Etkileri;*fiziksel etkileri*fizyolojik etkileri*psikolojik etkileri*performans üzerine etkileri

Ankara; coğrafi konumu, Anadolu’nun merkezi bir yerinde olması, Uluslar arası E 88, E 89 ve E 90 Devlet Karayollarının İl merkezinden geçmesi, Başkent oluşu, Bakanlıkları, KuvvetKomutanlıklarını, kamu kurum ve kuruluşlarına ait genel müdürlüklerin, yabancı devletlere ait temsilcilikleri içinde bulundurması sebebiyle gürültü kirliliği acısından diğer illere göre ayrı bir önem arz etmektedir. Ankara’da 1999 Aralık ayı sonu itibariyle; 583025 adet otomobil, 14746 adet minibüs, 66715 adet kamyonet, 42455 adet kamyon, 11440 adet otobüs, 1885 adet jeep, 27520 adet traktör, 10007 adet motosiklet, 4624 adet çekici, 1075 adet ambulans, 2210 adet tanker, 2744 diğerleri olmak üzere toplam 768744 adet motorlu araç tescili vardır(2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

9.NÜFUS VE DEMOGRAFİK YAPI

Ankara'nın sosyal yapısı incelenirken öncelikli olarak,demografik veriler,ülke ve bölge içinde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmelidir. Nüfusun büyüklüğü ve yapısı;yerleşimlerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyini etkileyen temel etkenlerden biridir.Odağına insan unsuru koyan kalkınma yaklaşımının ana hedeflerinden biri;nüfus dinamiklerini en iyi şekilde kullanarak nüfusun genel refah düzeyini arttırmaktır(DPT, 2001).

9.1. Ülke ve Bölge İçinde Nüfusun Gelişimi

1927 yılında Türkiye'de 63 il bulunmaktayken, özellikle 1985 yılından sonra idari bölünüş yapısında gerçekleştirilen değişikliklerin sonucu olarak 2000 yılında bu sayı 81'e yükselmiştir. Ankara’nın Cumhuriyetin ilanı sürecinde üstlendiği rol ve Başkentlik işlevini üstlenmesinin ardından yüklendiği görev ve sorumluluklar, süre içinde metropoliten nitelik gösteren bir merkez oluşumunu hazırlamıştır. İç Anadolu bölgesinin en büyük kenti ve ülkenin nüfusu en yüksek ikinci kenti haline gelen Başkent önemli bir nüfus çekim merkezi olmuştur(2023 Yılı Nazım İmar Planı Açıklama Raporu).

Ankara ilinin nüfus gelişimi irdelendiğinde, Cumhuriyetin kurulusundan bu yana, ülke ortalamasının üzerinde bir nüfus artış hızı yakalandığı görülmektedir. Ankara ilinin, 1927 – 1935 döneminde yıllık nüfus artış hızı ‰34.7 iken 1990 – 2000 döneminde yıllık nüfus artış

34

hızı ‰21.4 olarak tespit edilmiştir. 1927 –2000 döneminde Ankara ilinin nüfusu sürekli artış göstermektedir. Hızlı bir nüfus artısının gözlendiği 1927 – 1975 döneminde Ankara ilinin nüfusu yaklaşık 6 kat artış göstermiştir.

İlin nüfusunun sürekli arttığı yaklaşık 75 yıllık periyotta, nüfus artış hızı daha değişken bir yapı göstermiştir. 1955-60 ve 1970-75 dönemlerinde bir önceki döneme göre düşüş gösteren nüfus artış hızı, 1980’li yıllardan itibaren daha durağan bir hal almıştır. 1989 yılında Ankara’dan ayrılarak il statüsü kazanan Kırıkkale, 1985-90 dönemindeki azalan nüfus artış hızının açıklaması olarak ön plana çıkmaktadır. 1990lı yıllara kadar metropolitan alan odaklı yoğunlaşan nüfus,bu tarihten sonra; çekirdek dışında ilçe ve beldelere sıçramış ve kentin desantrilizasyon stratejisine koşut olarak bir nüfus yayılması görülmektedir.

Grafik 8: Ankara Nüfusunun Tarihsel Gelişimi

19271940

19501960

19701980

19902000

20082010

01,000,0002,000,0003,000,0004,000,0005,000,0006,000,000

Chart Title

ANKARA

Ankara nüfusunun kır-kent oranları Türkiye ortalaması ve İç Anadolu bölgesi ile kıyaslandığında; 2000 yılı itibariyle ülkenin %65 dolaylarında bir kent nüfusuna ulaştığını, bu oranın bölgede %70 düzeyine yaklaştığını, bölgenin en kentleşmiş merkezi olan Ankara’da ise, %90 oranlarında olmasıyla,2011 yılı nüfus sayımlarına göre Ankara'nın nüfusunun %97.3'ü kent nüfusu sayılmaktadır. Ülke içinde İstanbul’dan sonra en kentleşmiş ilin Ankara olduğunu da gösteren bu oran, aynı zamanda Eskişehir, Kırıkkale ve Kayseri’nin de bu ortalamanın üzerinde olduğunu, diğer bölge kentlerinin ise, ülke kentlerine oranının altında kaldığını göstermektedir. Bu durumda Ankara, bölgenin temel çekim unsuru olarak da on plana çıkmaktadır.

Grafik 9: Ankara-Türkiye Toplam ve Kentsel Nüfus Gelişimi, (http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do)

35

9.2. Yoğunluk

Ankara İlin yüzölçümü 25.706 km2 ile Türkiye'nin yaklaşık 3.büyük ilidir. Ankara'da km2 ye düşen insan sayısı; 199dur.

Şekil 13:Türkiye'nin Nüfus Yoğunluğu ve Bazı İllerin Kır-Kent Oranları

9.3. GöçKentsel gelişme surecinde kentin nüfus yapısının oluşumunda göc çok önemli bir unsur olarakortaya çıkmaktadır. Ankara'nın Cumhuriyetin Başkenti olması, ülke ve ulaşım ağlarının kesişme noktasında bulunması, tüm bölgelerle direkt ulaşımının sağlanması, altyapı ve sosyal donatı alanlarının göç edilen diğer illere oranla daha yüksek olması göç alma sebeplerinin en temel nedenlerindendir(Ankara 2023Yılı Nazım İmar Planı Raporu).İller düzeyine bakılacak olursa Ankara'nın en çok göç aldığı 10 il sırasıyla;İstanbul,Kırıkkale,Yozgat,Çorum,Çankırı,İzmir,Konya,Antalya,Kırşehir ve Samsun'dur.En çok göç alınan ilk 10 ilin kompozisyonu;1995-2000 döneminde de aynı şehirlerden oluşmaktadır.2009-2010 yılı dönemi itibariyle Ankara;yaklaşık 133bin göç vermiştir.Ankara'nın en çok göç verdiği iller

36

sırasıyla;İstanbul,İzmir,Antalya,Kırıkkale,Konya,Çankırı,Yozgat,Eskişehir,Bursa ve Çorum'dur. (http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do)Alınan ve verilen göçün bu paralellik nüfusun çift taraflı dinamik yapısı hakkında bilgi vermektedir.

Şekil 14: Ankara'nın Aldığı Göç

Şekil 15: Ankara'nın Verdiği Göç

1930'lu yıllarda kent nüfusunun artışında doğal artışın payı,%15 düzeyindeyken,artışın %85i net göç nedeniyledir.1975 yılına kadar göç önemini korumuştur.bu yıllarda yaklaşık olarak doğal artış Ankara nüfus artışının %30unu,net göç %70ni karşılıyordu.net göç hareketinin büyük bir bölümünü 35 yaş oluşturmakta olup,bu yaştan sonra net göçün önemi azalmaktadır.bu azalma erkeklerde daha belirgindir.35 yaş sonrasındaki göçler kadınlarda göreli olarak yüksektir.15 yaşından küçük nüfusunda toplam göçlerde payı artmaktadır. bunun sebebi olarak ise;Ankara'ya göçün aileler şeklinde yapılması gösterilebilir. erkek nüfusun göçleri 15-24 yaş arasında yığılma göstermektedir.bunun sebebi olarak ise;askerlik,eğitim ve iş arama gösterilebilir. Ülkemizde olduğu gibi,Ankara'da da göç olgusu 1950'lerden sonra konut sorununa neden olmuştur.gecekondu sorunu bu yıllardan itibaren kırdan-kente göçün

37

neden olduğu sorunlardandır.1995ler sonunda gecekondulu nüfus kentli nüfusun %35lerine tekabül etmektedir.bir diğer sorun ise; mülkiye ilişkin olmakla beraber,belediye ve devlet arazileri bir rant alanı oluşturmuştur. gecekondulaşma,imar afları ve kentsel dönüşüm kırdan-kente göçün doğurduğu sebeplerdendir.Göç etme nedenleri; ilk kez 2000 yılı genel nüfus sayımlarında hane halkı fertlerine sorulmuştur. yapılan anket sonucunda; alınan göçün 1. nedeni olarak(%26) hane halkı fertlerine bağlı göç,2.sırada iş arama/bulma(%17)3.sırada ise eğitime bağlı göç olduğu görülmüştür(%16) göç verme nedeni olarak ; 1. sırada hane halkı fertlerine bağlı (%24) 2.sırada tayin(%22 nedenli göç) görülmüştür. Ankara,Türkiye genelinde eğitim odaklı göç hareketliliğinin en fazla olduğu 2. ildir. iş arama/bulma konusunda ise,İstanbul ve İzmir'den sonra 3. ildir.

Tablo 18: Göç Etme Nedenleri

9.4.İlçelere Göre Demografik Yapı

Ankara'da ilçeler nüfus büyüklüğü bakımından incelendiğinde büyük farklılıkların olduğu görünmektedir.İlçelerin nüfus yoğunluklarına baktığımızda ; 2010 yılı sonu itibariyle; Keçiören,Çankaya,Yenimahalle,Mamak, Sincan'ın oluşturduğu 5 ilçe nüfus toplamının %68.50sini; Kalecik,Ayaş, Güdül,Çamlıdere ve Evren'in oluşturduğu en küçük 5 ilçe ise; %0.99unu oluşturmaktadır.nüfusun merkez ve çevre arasındaki dengesiz dağılımı hem merkez ilçeler hem de çevre ilçeler için sürdürülebilir değildir.kentsel yaşam kalitesini tehdit etmekle beraber, sosyo-ekonomik canlılığı ve kırsal ekonomik sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.

Şekil 16: İlçelerin Nüfus Yoğunlukları

38

Tablo 19: İlçelerin Nüfus Verileri, (http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do)

Tüik verilerine göre; ilçelerin kent-kır oranlarına bakıldığında, metropolitan alan sınırları içerisinde kentleşme oranının %100 olduğu görülmektedir. Ancak; Altındağ'da 9,Çankaya'da 3,Etimesgut'ta 2,Keçiören'de 3,Mamak'ta 8,Sincan'da 17,Yenimahalle'de ise 12 adet köy 5216 sayılı kanun gereğince mahalle statüsüne geçirilmiştir. Bu nedenle ilçelerde aslında kır yaşamı süren nüfus bu verilere göre kentleşme oranının içerisinde kabul edilmiştir.

39

İlçelerin göç verilerine bakıldığında; Çankaya,Altındağ,Keçiören,Mamak,Yenimahalle, Sincan,Etimesgut,Pursaklar,Gölbaşı,Polatlı,Ayaş, Kazan,Akyurt ilçeleri net göç hızı bakımından artı değerler alırken; Haymana, Bala, Elmadağ, Kalecik, Evren, Çubuk, Kızılcahamam, Çamlıdere, Güdül, Beypazarı, Nallıhan net göç hızı bakımından negatif değerler almaktadır.

Şekil 17: İlçelerin Net Göç Hızları

9.5.Nüfusun Nitelikleri ve Sosyal Gelişmişlik

Ankara’da nüfusun yas grupları ve cinsiyete göre dağılımındaki değişimi irdeleyebilmek için, ilin 1995 ve 2000 yılları itibariyle nüfus piramitleri çıkarılmıştır. İlk bakışta 1995 yılında erkek ağırlıklı ve doğurganlığı, genç nüfusu yüksek bir göç kentinin nüfus yapısı görülürken, 2000 yılına gelindiğinde, kadın nüfusu dengelenmiş, yaşlı nüfus artmış bir kent profili görünmektedir. Ankara ilinin 1955 yılı nüfus piramidinin en önemli özelliği, çocuk yastaki ( 0-9 yas ) nüfusun fazla olmasıdır. Bu durum doğurganlık düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Yaşlı kuşaklardaki nüfus, her iki cinsiyet için de ölüm hızının bu yaslarda yüksek olması nedeniyle hızla azalmaktadır. Kadın yasam suresinin erkeklere göre daha fazla olması, ilerleyen yaslarda kadın nüfusun erkek nüfustan daha fazla olmasını hazırlamaktadır. 1955 yılı nüfus piramidi doğurganlık ve olumluluğun yüksek olduğu yas yapısını yansıtmaktadır. 1955 yılı nüfus piramidinin bir diğer özelliği de, Cumhuriyet öncesi savaş döneminde doğan ve 1955 yılında “35–39” yas grubunu oluşturan kuşağın, kendisinden daha genç ve yaşlı kuşaklardan daha az nüfusa sahip olmasıdır. Bu durum, savaş döneminde doğurganlık düzeyinin düşük olmasından kaynaklanmaktadır.Grafik 10: Ankara Yaş Piramidi

40

0-410-1420-2430-3440-4450-5460-6470-7480-84

90+

-300,000 -200,000 -100,000 0 100,000 200,000 300,000

2011 Yılı Ankara Yaş Piramidi

Kadın Erkek

Tablo 20: İllere göre Sosyal Göstergeler, (http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do)

Ülke ortalamalarına bakıldığında;Türkiye'de 2,53 iken,Ankara'da ,doğurganlık hızı 1.9dur. bu değer ile doğurganlık hızı en düşük 8.ildir. nüfusun doğurganlık düzeyi irdelendiğinde; ilçe merkezleri ve köylerde doğurganlık daha yüksek değerlere sahiptir.Bebek ve çocuk ölüm hızlarına bakıldığında, başkent; ülkenin birçok ilinden daha yüksek bir hıza sahiptir,ülke ortalamasının altında olsa dahi,kırsal kesimlerdeki yapı itibariyle olması gereken oranın üzerindedir(gelişmiş ülkelerde maksimum değer 12'dir). Kişi başına düşen hekim sayısı bakımından 1. ildir.

Grafik 11: İllere Göre Doğurganlık Hızı

41

Grafik 12: İllere Göre Yaş Altı Çocuk Ölüm Hızı

Grafik 13:İllere Göre Bebek Ölüm Hızı

Hane halkı büyüklükleri sosyo-demografik nitelikler açısından, önemli bir ölçüttür.Ankara ülke ortalaması olan 4.5 değerinin altında olmakla beraber büyüklükler;büyükten küçüğe sıralandığında,Ankara 3.82 değeri ile 69.sıradadır.Hane halkı verilerindeki düşüş Ankara'daki kentleşme hızı,doğurganlık oranı ve nüfus artış hızlarındaki azalmalar ile konut ve inşaat sektörünün gelişmesine de bağlı görünmektedir. Çalışabilir yaş kabul edilen 15-64 yaş grubuneğitim parametrelerine bakıldığında Ankara; ülkede yükseköğrenim görmüş nüfusun en yoğun olduğu kent olarak ön plana çıkmaktadır.yükseköğretim bitirme oranı Ankara'da 11,74 iken,bu oran İstanbul'da %7.46 İzmir'de %8.53'tür.İç Anadolu bölgesindeki diğer illerde ortalama %5lik bir yükseköğretim mezuniyeti bulunduğu dikkate alındığında,Ankara'nın ülkenin en eğitimli kenti olduğu fark edilmektedir(http://www.tuik.gov.tr).

10.EKONOMİK YAPI

42

10.1.İstihdamın Sektörlere Dağılımı

Ankara’nın başkent ilan edilmeden önce geçmişte tarıma dayalı ekonomik gelişim gösteren Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle birlikte kamu kurumları, bakanlıklar ve büyükelçiliklerin Ankara’ya taşınmasıyla Türkiye’de istihdam eden üst kademe hizmetler sektörü çalışanları Ankara’ya göç etmeye başlamıştır. Hizmetler sektörünü daha sonra bankaların genel müdürlükleri, askeri birliklerin kente göçü takip etmiştir. Kentin yoğun göç almasıyla birlikte kentte teknik ve sosyal altyapı yatırımları artmıştır.

Grafik 14: Ankara İli Sektörlerin Yıllara Göre Değişimi, TÜİK 2008

1970 1985 2000 20100

1020304050607080

ANKARA İLİ İSTİHDAMIN YILLARA GÖRE SEKTÖREL DAĞILIMI %

DEĞİŞİMi

SANAYİHİZMETLERTARIM

SEKT

ÖRE

L DAĞ

ILIM

%DE

ĞİŞİ

M

Tarım alanlarının azalması ile tarım sektörünün düzenli olarak küçülmesine neden olmaktadır. Tarım sektörünün gelişmesi için ürün çeşitliliğini ve kalitesini arttırma, tarımda modernizasyon sağlanmalıdır.

Grafik 15: Ana Sektörlerin yıllar içinde değişimi, TÜİK 2008

1970 1975 1980 1985 1990 20000

100000

200000

300000

400000

500000

600000

ANKARA İLİ SEKTÖRLERİN YILLARA GÖRE DAĞILIMI,TÜİK

ZİRAATİMALATİNŞAATTİCARETULAŞTIRMAMALİ KURUMLARTOPLUM HİZMETLERDİĞER

43

Ana sektörlerin yıllara göre dağılımı incelendiğinde ziraat sektörünün yıllara göre düşüşü yine görülürken yıllar içerisinde önem kazanan sektör toplum hizmetleri olmuştur. Toplum hizmetleri sektöründeki artış hızını ticaret ve mali kurumlar izlerken imalat sanayi sektörünün artış hızının yıllar içinde azaldığı görülmektedir. Günümüzde bakıldığında ise mali kurumların artış hızının İstanbul’da kurulacak finans merkezi nedeniyle hızlı düşüşü beklenmektedir. 2010 yılı tüik verilerine göre Türkiye’de finans sektöründe çalışanların %46sı İstanbul’da bulunurken %11lik kısmının ise Ankara’da bulunmaktadır. İnşaat sektörü cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hızlı kentleşme sürecine giren Ankara’da 1955'ten günümüze gelişme göstermektedir. 2001 TÜİK verilerine göre 3 büyük kentin inşaat sektörlerinin karşılaştırılması yapıldığında; İstanbul’da %4,2; İzmir’de %3,4 Ankara ilinin inşaat sektörü ise %13,5 lik oran göstermektedir.

Grafik 16: Türkiye’nin Üç Büyük İlinin Sektörel Dağılımı, TÜİK 2008

İSTANBUL İZMİR ANKARA0

200000

400000

600000

800000

1000000

1200000

ANKARA İSTANBUL VE İZMİR İLLERİNİN 2008 YILI İSTİHDAMIN

SEKTÖREL DAĞILIMI

SANAYİ HİZMETLERTARIM

2008 yılı TÜİK verilerinde göre Türkiye’nin üç büyük iline bakıldığında her üç ilin de hizmetler sektöründe yoğunlaştığı ve tarım sektöründe çalışan istihdamın az olduğu gözlemlenmektedir.

Şekil 18: İlçelerin Net Göç Hızları

Harita1 Harita2

44

Harita 1. (sol) hizmetler sektöründe çalışanların Ankara ilçeleri içerisinde dağılımı (TÜİK ADNKS 2001 verileri doğrultusunda tarafımızca hazırlanmıştır.)Harita 2. (sağ) Üst Kademe Hizmetler sektöründe çalışanların Ankara ilçeleri içerisinde dağılımı (TÜİK ADNKS 2001 verileri doğrultusunda tarafımızca hazırlanmıştır.)

Sektörel yoğunlaşmalara bakıldığında hizmetler sektörü istihdamı ilk olarak Çankaya ilçesinde ardından Yenimahalle ilçesi bu ilçeleri takiben metropoliten alan içerisindeki merkez ilçeler takip etmektedir. Üst kademe hizmetler sektörü istihdamının yoğunlaşması ise Çankaya ilçesi başta ve daha sonra merkez ilçeler takip etmektedir. Turizm sektörüne bakıldığında yatak kapasitesi incelendiğinde Çankaya’yı Yenimahalle, Altındağ, haymana(turizm teşviklerinin bölgeye odaklanmasından dolayı) ve Kızılcahamam izlemektedir.

Mevcut durumda ise; İstanbul’un finans merkezi olarak geliştirilmesi hedefi doğrultusunda Ankara’dan yaklaşık 20.000 kişinin göç etmesi beklenmektedir. Göç edenlerin orta ve üst gelir grubuna mensup oldukları göz önüne alınırsa kent büyük bir ekonomik kayba uğrayacaktır. Bu göç ile birlikte en çok etkilenecek sektörlerin gayrimenkul, otomotiv, özel okul ve dershaneler olması beklenmektedir. Kişi başına düşen AVM alanının en yüksek olduğu il olan Ankara’da AVM'ler de önemli müşteri kaybına uğrayacaklardır. Sosyal açıdan ise bu göç Ankara’nın eğitilmiş nüfusunun kaybına neden olacaktır.

10.2. LQ Analizi

Kent ekonomisinin işleyişi ve yapısıyla ilgili veriler, arazi kullanımı analizleri temel parçalarından birini oluşturmaktadır. LQ değeri, bir yerleşimde bir sektörel faaliyetin içinde bulunduğu bölgedeki veya ülkedeki ortalamasına göre ihtisaslaşma ve toplanma oranını açıklamak için kullanılan değerdir.

2008 yılı TÜİK verilerine göre çalışanların sektörlere dağılımı istatistikleri LQ analizine göre Ankara’nın Türkiye’nin üç büyük ili içerisinde hizmetlerde bölge ortalamasının üzerinde olduğunu göstermektedir. İzmir’in Sanayi ve tarım sektörlerinde, İstanbul’un ise sanayi ve tarım sektöründe ihtisaslaştığı görülmektedir.

Tablo 21: İstanbul, Ankara, İzmir illerinin LQ Analizi

45

Hizmetler sektörünün gelişmişliğinden dolayı sanayi ve tarım sektörlerinin genel olarak geri kaldığı metropoliten illerimizde İstanbul’un tarım sektöründe uzmanlaşma oranının çok altında olduğu gözlenmektedir.İstanbul, İzmir ve Ankara illerinin Türkiye’ye göre yapılan LQ analizine göre İstanbul ve Ankara’nın hizmetler sektöründe uzmanlaştığı; İzmir ilinin ise sanayi sektöründe uzmanlaştığı görülmektedir. Sanayi sektöründe uzmanlaşmamış olsalar bile İzmir’i İstanbul ve Ankara takip etmektedir.

10.3. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Değerleri

2002 yılı OECD verilerine göre Ankara, İstanbul ve İzmir illeri kişi başı GSYİH değerinde 45.000 ABD dolarının üzerinde olan Londra, Berlin, Paris gibi şehirlerin gerisinde kalmaktadır. Avrupa hesaplar sistemi uyum süreci kapsamında GSYİH hesabından GSKD hesabı kullanılmaya geçilmiştir.Türkiye 2001 kişi başı GSYİH 2146 dolarken, Ankara İstanbul’dan sonra en fazla paya sahip ildir. İstanbul %22lik payla ilk sırayı alırken İstanbul’u %8lik payla Ankara ve %7lik payla İzmir takip etmektedir. Üç büyük ili %4lük payla Kocaeli takip etmektedir. Ankara çevre iller arasında GSYİH hasıladan en çok pay alan ildir. Gayrisafi yurtiçi hasıla gelişme hızlarına bakıldığında ise İstanbul, Ankara, İzmir Bursa illeri ilk sırada yer almaktadır.

Tablo 22: İstanbul, Ankara, Türkiye’nin GSKD içerisindeki payları (TÜİK,2001)

SEKTÖRLERE GÖRE BÖLGELERİN GSKD'YE KATKILARIİBBS2 BÖLGELER SIRA GSKD TARIM SANAYİ HİZMETLERTR TÜRKİYE   100 100 100 100TR10 İSTANBUL 1 22 0,7 27,1 31,4TR51 ANKARA 2 8 2,6 7,8 9,6

Tablo 23:İzmir İstanbul, Ankara, Türkiye’nin GSİH yıllara göre değişimi (TÜİK,2001)

46

TÜİK verilerine göre 2008 kişi başı gayrisafi katma değer verilerine bakıldığında; İstanbul,18,689 TL ile 1. Sırada, Ankara’nın yer aldığı tr-51 bölgesi 26 bölge içerisinde 4.sıradadır.2001 yılı TÜİK verilerine göre Ankara’nın 1987 yılı itibariyle GSYİH içerisinde aldığı payı incelendiğinde zaman içerisinde Ankara ilinin %8,7’den %7,6’ya gerilediği 2010 verilerine göre ise %8 lik paya sahip olduğu görülmektedir. Gelişme hızı incelendiğinde ise 1998 yılında %92lik gelişme hızına sahip olan il 2001 yılında %30luk gelişme hızı yakalamıştır.

Grafik 17: Ankara İli 1987-2008 Yılları Arası Gayri Safi Katma Değere Göre Gelirin Sektörel Dağılımındaki Değişim, (Ankara Kalkınma Ajansı ve TÜİK verilerine göre düzenlenmiştir.)

1987 1990 1995 2000 20080

10

20

30

40

50

60

70

80

SANAYİHİZMETLERTARIM

10.4. İşgücü İstatistikleri

2010 yılı TÜİK verilerine göre verilerine göre Ankara’da iş gücüne katılım %46.7, istihdam %42,5, işsizlik ise %12,2 olarak gerçeklemiştir.

47

Tablo23:İl Bazında Temel İşgücü Göstergeleri, TÜİK 2010

İşgücüne katılım incelendiğinde Türkiye Metropoliten illeri içinde en yüksek oranı %56 ile İzmir ili sahiptir. İzmir’i sırayla İstanbul ve Ankara izlemektedir. Ankara Çevre illerinin işgücüne katılma oranları incelendiğinde ise Çankırı ili %51,3 ile ilk sırada yer alırken Bolu, Konya, Aksaray, Kırşehir, Eskişehir ve Kırıkkale sırasıyla Çankırı ilini takip etmektedir. Değişim katsayıları incelendiğinde sanayi sektöründe gelişim gösteren Kırıkkale ilinin işgücüne katılım oranı değişim katsayısı en yüksek gerçekleşmiştir. Çevre iller ve metropoliten iller içerisinde Ankara li işgücüne katılım oranın değişim katsayısı en düşük Ankara’da gerçekleşmiştir.

İşsizlik oranları incelendiğinde 2010 işsizlik verilerine göre Türkiye’de toplam işsizlik %12 olarak gerçekleşmiştir. İşsizliğin yıllar itibariyle arttığı göze çarpmaktadır. Ankara %12.1ik oranla Türkiye ortalamasının üstündedir. En fazla işsizlik metropoliten illerde görülürken İzmir %15lik oranla işsizliğin en yüksek gerçekleştiği ildir. Çevre illerde en yüksek işsizlik oranı sanayinin gelişmiş olduğu Kırıkkale’de gerçekleşmiştir. En düşük İşsizlik oranı ise Konya’da gerçekleşmiştir.

48

 İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI

İŞSİZLİK ORANIİSTİHDAM ORANI

İLLERORAN(%)

DEĞİŞİM KATSAYISI

ORAN(%)

DEĞİŞİM KATSAYISI

ORAN(%)

DEĞİŞİM KATSAYISI

Ankara 46.7 0.0 12.1 4.7 41.1 0.6İstanbul 47.8 1.5 14.3 3.0 41.0 1.9İzmir 50.1 1.6 15.1 5.4 42.5 2.1Aksaray 48.7 2.1 9.2 11.8 44.2 2.6Bolu 51.0 2.3 10.6 13.2 45.5 3.0Çankırı 51.3 2.8 9.1 12.7 46.6 3.3Eskişehir 42.7 2.2 10.5 9.9 38.2 2.7Kırşehir 43.5 1.9 10.8 10.4 38.8 2.5Kırıkkale 42.4 3.9 12.0 10.9 37.3 4.7Konya 50.7 1.2 8.2 6.0 46.5 1.4

Grafik 18: 2010 yılı Ankara ilinin yıllara göre işgücü göstergelerinin değişimi, Ankara Kalkınma Ajansı

10.4.Yatırım ve Teşvikler

10.4.1.Sanayi Yatırımları

Ankara’da mevcutta 5 adet faal organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. Bunlar;

1. Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi: Sincan’da 1991 yılında tamamlanmış 30.000 kişi istihdam edilmektedir. Ağırlıklı sektör grubu; Demirdışı metaller, plastik ve elektrikli makineler sanayidir

2. Ankara İvedik Organize Sanayi Bölgesi: Yapımı 2001 yılında Yenimahalle’de tamamlanmış 103.000 kişi istihdam edilmektedir. Ağırlıklı sektör grubu; gıda, demir-çelik ve elektronik sanayidir.

3. Ankara- OSTİM OSB 2001 yılında Yenimahalle ilçesinde yapımı tamamlanmıştır. 50000 kişilik istihdam sağlayıp ağırlıklı sektörleri; demir-çelik, elektrikli makineler ve plastik sanayidir.

4. Polatlı OSB: 2009 yılında Polatlı ilçesinde yapımı tamamlanmıştır. Üretimde 580 kişiye istihdam sağlamaktadır. Ağırlıklı sektör grubu; demir-çelik, tarım aletleri makineleri ve gıda sanayidir.

5. Ankara Sanayi Odası 2. Ve 3. Organize Sanayi Bölgesi: 2000 yılında Sincan İlçesinde yapımı tamamlanmıştır. 950 kişiye istihdam sağlamaktadır. Ağırlıklı sektör grubu; elektriksiz makineler, demirdışı metaller ve plastik sanayidir.

Ankara’da Sanayi teşvikleri devam ettirilmektedir. Devam eden ve yatırım programı içerisinde 2 adet OSB projesi bulunmaktadır Bunlar Ankara Başkent OSB (üretime geçen bölümünde 3500 kişiye istihdam sağlanmaktadır) Proje için bugüne kadar kullandırılan kredi 2012 yılı fiyatlarıyla 12.407.101.-TL’ye karşılık gelmektedir. (Sanayi Bakanlığı, 2012). Bir

49

diğer OSB yatırımı ise Ankara Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesidir, proje halen imar planı aşamasındadır.

Tablo 24: Organize Sanayi Bölgelerinin Adları Ve Profilleri, Kalkınma Ajansı

Ankara İlinde 2.517 işyerlik 13 adet Küçük Sanayi Sitesi hizmete sunulmuştur. Bu projeler için Sanayi Bakanlığı tarafından kullandırılan kredi 2012 yılı fiyatlarıyla 76.460.798.-TL’ye karşılık gelmektedir.

10.4.2. AR-GE ve Bilişim Sektörü Yatırımları

Bilişim sektörünün gelişimi açısından mevcut yüksek öğretim kapasitesinin ilin bilişim sektöründe gelişmesi için yeterli olduğu görülmektedir. 1981-2006 yılları arasında yükseköğretim kurumlarının bilimsel araştırmalarında Ankara ili İstanbul ve İzmir metropoliten illerine kıyasla 1. Olduğu görülmektedir. Türkiye'de desteklenen projelerin yüzdelerine bakıldığında 2000-2004 yıllarında 3 ilde yatırımların daha yoğun olduğu Ankara’nın %36 lık payla birinci olduğu; 2005-2009 yılları arasında yatırımların Türkiye genelinin diğer illerinde daha arttığını Ankara’nın %23 lük payla birinci olduğu görülmüştür. Ankara'da bilişim sektörü ise yazılım bilişim, savunma ve telekomünikasyon dallarında yoğunlaştığı görülmüştür.

10.4.3. Kamu Yatırımlarının Sektörlere Göre Dağılımı

DPT'nin yapmış olduğu 2012 yılı kamu yatırımlarının illere göre dağılımına bakıldığında Ankara %8lik oranla ilk sırada yer almaktadır, Ankara’yı %6’lık oranla İstanbul izlemektedir.

Grafik 19: 2012 Kamu yatırımlarının 3 büyük il ve Türkiye içerisinde dağılımı(DPT, 2012)

50

85%

6% 8% 2%

2012 TÜRKİYE KAMU YATIRIMLARIN ANKARA İSTANBUL VE İZMİRE İLLERE

GÖRE DAĞILIMI TÜRKİYEİSTANBULANKARAİZMİR

Grafik 20: 2012 Kamu yatırımlarının Ankara ilinde yıllara göre dağılımı (DPT, 2012)

20012002

20032004

20052006

20072008

20092010

20112012

010000002000000

30000004000000

ANKARA İLİ KAMU YATIRIMLARININ YILLARA GÖRE DEĞİŞİMİ

2012 yılı Ankara ili kamu yatırımlarının sektörel dağılımına bakıldığında ise ulaştırma sektörünün en fazla paya sahip olduğu görülmektedir.

Tablo 25: 2012 Kamu yatırımlarının Ankara ilinde sektörel dağılımının yıllara göre dağılımı (DPT 2012)

51

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 20120

200,000

400,000

600,000

800,000

1,000,000

1,200,000

1,400,000

1,600,000

1,800,000

2,000,000

ANKARA İLİ YILLARA GÖRE KAMU YATIRIMLARININ SEKTÖREL DAĞILIMI (DPT)

Kam

u ya

tırım

ı (TL

)

Yıllara göre sektörel dağılım incelendiğinde ise Ankara ilinde imalat sanayi yatırımlarının düzenli olarak azaldığı görülmektedir. Madencilik sektörüne yapılan yatırımların 2007 yılı itibariyle artış gösterdiği, 2012 yılında ise %7 lik paya yükseldiği görülmektedir.Tarım eğitim sağlık sektörlerinin durağan izlediğini ve Ankara’da İstanbul ve İzmir illerine göre tarım sektörü yatırımlarının altında kaldığı görülmektedir.

10.5. Küresel Ekonomik İlişkiler

Bir ilin dış ticaret oranları araştırıldığında ildeki ihracat ve ithalat değerleri incelenmektedir. Bu değerlerle ilin ticari olarak hangi ülkelerle güçlü bir ilişkiye sahip olduğu anlaşılabilir. Küreselleşen dünyada artık ülke sınırlarının bir önemi kalmadığı için kentlerin ekonomisine direk girdisi olan bu veri o kentle ilgili stratejik planlara da yön verecek bir unsurdur.

Tablo 26: Ülkelerin Yıllara Göre Yaptığı İthalat İhracat Değerleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı Bilgi Sistemi

52

**Türkiye’nin dünya mal ihracatındaki payı %0,74 düzeyindedir.

Grafik 21: Türkiye’nin Dış Ticaret Hacminin GSYH’ye Etkisi 2002-2011, Dış Ticaret Müsteşarlığı Bilgi Sistemi

Türkiye’nin dış ticaret hacminin GSYH’ye oranı 2011 yılında %48,7 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, uluslararası ticarette dünya ile entegrasyonu büyük ölçüde sağlamıştır.

Grafik 22: Yıllara Göre İthalat ve İhracat Değerleri Ocak-Temmuz, Ekonomi Bakanlığı

Grafik 23: 2010 Yılı En Çok İhracat Yapan İller, TÜİK 2010

53

İSTANBUL69%

BURSA 12%

İZMİR7%

KOCAELİ7% ANKARA

5%

2010 YILI EN ÇOK İHRACAT YAPAN İLLER

Ankara 2010 yılında 25 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ile türkiyenin dış ticaret hacminin % 9 unu oluşturmaktadır.. 2005- 2010 yılları arasında Ankaranın Türkiye içinde ihracatındaki payı % 3.6 dan %4.9 a yükselmiştir. 2010 yılında ihracat yapan firma sayısı 3420 ye yükselmiştir. 2010 yılında Ankarada yapılan ihracatın % 85 ini imalat sanayi oluşturmaktadır. imalat sanayiyi madencilik ve taş ocakcılığı izlemektedir. Ankara'nın ihracatında gelişme potansiyeli olan sektörler: arıtılmış bakır, hububat baklagilin öğütülmesi, kara taşıtları için aksam parçaları,demiryolu için aksam parçaları, turb, ferro alyajlardır.

Grafik 24: 2010 Yılı Ankara İhracatın Sektörel Dağılımı, TÜİK 2010201

0 YILI ANKARA İHRACATIN SEKTÖREL

DAĞILIM

I

10.6. Ankara İlinin Yıllara Göre İhracat Yaptığı Ülkeler ve İhracat Değerleri

Ankara ilinin yıllara göre ihracat değerlerini incelediğimizde abd, çin, italya, almanya nın çok değişmediğini görmekteyiz. Fakat ingiltere ve kanada da büyük dalgalanmalar olmuştur. Hatta 2008 ve 2009 yıllarında 0 olan ihracat değerleri 2010, 2011, 2012 değerlerinde büyük sıçramalar olmuştur. İhracatta yoğunlaşmanın az olması nedeniyle bazı yıllarda ihracat değeri sıfır olan ülkeler toplamda Ankara’yı çok etkilememiştir. Yaşanan krizler sonucunda özel girişimciler ihracata yönelmişlerdir.

54

Grafik 25: 2012 Yılı Ankara İli İhracat Yaptığı Ülkelerin Yüzdesi, TÜİK, 2012

A.B.D.17%

Irak16%

Çin13%Azerbeycan

11%

Almanya9%

Kanada8%

İngiltere7%

Yunanistan7%

İtalya7%

Türkmenistan6%

2012 YILI ANKARA İLİ İHRACAT YAPTIĞI ÜLKELERİN YÜZDESİ

Grafik 26: Düzey-2 Yıllara Göre İhracat Değerleri, TÜİK, 2012

1996 1997 1998 1999 2000 2001 20020

5000000

10000000

15000000

20000000

25000000

DÜZEY İKİ YILLARA GÖRE İHRACAT DEĞERLERİ

ANKARAİSTANBULİZMİR

YILLAR

İHRA

CAT

DEĞE

Rİ (B

İN $

)

Tablo 27: Ankara’nın 2012 Ve 2002 Yıllarında İhracat Yaptığı İmalat Sanayi Ürünleri, TÜİK

55

2012Kazan:makina ve cihazlar,aletler,parçaları 1.240.111.437Elektrikli makina ve cihazlar,aksam ve parçaları

839.735.935

Hava taşıtları,uzay araçları,aksam ve parçaları

633.301.547

Mineral yakıtlar,mineral yağlar ve müstahsalları,mumlar

580.433.289

Optik,fotoğraf,sinema,ölçü,kontrol,ayar cihazları,tıbbi alet.

488.201.812

Motorlu kara taşıtları,traktör,bisiklet,motosiklet ve diğer

317.570.856

Eczacılık ürünleri 241.323.866

İnciler,kıymetli taş ve metal mamulleri,madeni paralar

239.308.483

Demiryolu ulaşım araçları vb,aksam ve parçaları

229.561.695

2002Kazan:makina ve cihazlar,aletler,parçaları 1.402.382.879Elektrikli makina ve cihazlar,aksam ve parçaları 639.762.714Demir veya çelikten eşya 301.373.196Optik,fotoğraf,sinema,ölçü,kontrol,ayar cihazları,tıbbi alet. 288.231.818Zati eşya, kumanya ve başka yerde belirtilmeyen diğer eşyalar 263.375.979Hava taşıtları,uzay araçları,aksam ve parçaları 238.978.841Gemiler,suda yüzen taşıt ve araçlar 180.483.624Silahlar ve mühimmat,bunların aksam,parça ve aksesuarları 154.828.634Motorlu kara taşıtları,traktör,bisiklet,motosiklet ve diğer 134.654.107

Ankara ilinin ihracat yaptığı ürünlerin yıllara göre değişimini incelediğimizde imalat sanayi ürünlerinin değişmediğini görmekteyiz. Ürünlerin sıradanlaştığını görmekteyiz.

10.7. İllerin Çeşitlilik Değerleri

56

Ankara ilinin ürün çeşitliliği sıralamasında ikinci sırada olsa da; ürün sıradanlaşması sıralamasında sondan ikinci sırada yer almaktadır. Bu durum illerdeki sanayi ve ticaret politikalarının farklılaşması gerektiğini göstermektedir.

Nitelikli sıçrama kabiliyeti: mevcut üretim ve ihracat kapasitesi ve yetenekleri göz önüne alındığında, her bir ilin ihracatına geçiş yapabileceği 200 den fazla sektör tespit edilmiştir. Buna göre istanbul birinci sırada izmir ikinci sırada ankara ise üçüncü sırada yer almaktadır.

Grafik 27: Nitelikli Sıçrama Kabiliyeti, DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI

NİTLİKLİ SIÇRAMA

KABİLİYE

Ankara'nın tamamlayıcısı olan ülkelere baktığımızda; cezayir, nijerya, bae, kazakistan ve norveçtir. Tamamlayıcı olan ülkelerin ihtalat yapısı ile ilin doğal partnerleridir. Her bir ilimizin tamamlayıcısı ülkelerin tespiti, illerimizin ihracat pazarlarını çeşitlendirmeleri aşamasında kendilerine yol gösterici bir kılavuz olabilecektir.

Tablo 28:Ankara İlinin İthalatı, TÜİK

ÜLKELER 2012 2010

Fransa211.130.08

4 Fransa 290.008.612

Burkina Faso

161.709.598

Rusya Federasyonu 284.846.264

Japonya148.452.23

3 Kolombiya 239.612.712Rusya Federasyonu

132.054.779 Japonya 204.265.678

Hindistan129.435.24

1 Ukrayna 169.217.911

Avusturya128.927.79

0 İspanya 156.751.389

İspanya118.598.50

3 Romanya 151.667.766İsviçre 115.675.69 İsviçre 148.632.074

57

2

Ukrayna100.219.66

6 İsrail 135.383.887Hollanda 95.838.050 Hollanda 127.263.412Ege Serbest Bölge 88.670.081 Uruguay 118.383.549

Tablo 29:Ankara’nın İthalatında Öne Çıkan Sektörler, TÜİK

ANKARA İLİ İTHALATTA ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER MADENCİLİK VE TAŞ OCAKCILIĞI 54,00000İMALAT SANAYİ 43,00000TARIM VE ORMANCILIK 1,00000ELEKTRİK GAZ VE SU 0.1TOPTAN VE PERAKENDE TİCARET 0.017DİĞER SOSYAL TOPLUMSAL HİZMETLER 0.05

GAYRİMENKUL KİRALAMA 0.008BALIKÇILIK 0.0003

2010 yılında ankara'nın ithalatı 19 milyar dolardır. Ankaranın en büyük ithalat partneri rusya'dır. (tamamlayısı ülke) ankara'nın türkiye ithalatındaki yeri %10 dur. İthalatın sektörel dağılımına baktığımız zaman % 98 ini imalat sanayi, taşocakcılığı, madencilik oluşturmaktadır. 2012 ve 2010 yıllarında düzey 3 illeri arasındaki ithalar değerlerini incelersek; % 85 ile istanbul birinci sırada yer alırken, izmir % 8 ile ikinci sırada yer alırken ankara; %7 ile üçüncü sırada yer almaktadır.

Grafik 28: 2012 Yılı Düzey 3 İllerine Göre İthalat, TÜİK 2012201

2 YILI DÜZEY 3 İLLERİN

E GÖR

E İTHALA

T

58

Grafik 29: 2019 Yılı Düzey 3 İllerine Göre İthalat, TÜİK 2010201

0 YILI DÜZEY 3 İLLERİNİ

N İTHALA

TI

10.8 TurizmAnkara turizm çeşitlerini incelediğimizde; sağlık turizmin, ve kongre turizminin öne çıktığını görmekteyiz. Aynı zamanda Ankara’da kış turizmi, yayla turizmi, mağara turizmi de yapılabilmektedir. Soğuksu milli parkı, Nallıhansarıyar Barajı Çöl gölü, Mogan Gölü, Kavaklı dağı, İnözü Vadisi ve Beynam Ormanı kuş gözlemciliği için potansiyel alanlardır. Nallıhan, kazan güdül çevresindeki yükseltiler bitki inceleme alanları için potansiyelleri oluştururken, kamp ve karavan turizmi için Kirmir Çayı Vadisi, Pazar Çayı Vadisi, İlhan Çayı Ağan Vadisi, Çubuk Çayı Vadisi, İnönü Vadisi Mogan ve Eymir gölleri, Çubuk Barajı, Eğriova Vadisi, Soğuksu Milli Parkı, Kazan Tepeleri ve Ayaş Tepeleri uygun alanlardır. Yayla turizmi için: Karaşareğriova, Çamlıdere-benli, sorgun, andız, Ulucak, Başköy, maden yaylaları uygun alanlardır. Kış turizmi için öne çıkan ilçe Elmadağ olmakla birlikte Gölbaşında yamaç paraşütü yapılabilmektedir.

Şekil 19: Ankara İli Doğa Turizmi Alanları, Kalkınma Ajansı

59

10.8.1. Kırsal Turizm

Kırsal turizm: çiftlik turizmi, aktivite turizmi,yayla turizmi, kır ve orman turizmi, bisiklete binme, bitki inceleme, balık tutma, kuş gözlemciliği gibi aktiviteleri kapsamaktadır.

Şekil 20: Ankara İli Agro Alt Bölgeleri, Kalkınma Ajansı

1. ALT BÖLGE: Nallıhan, Beypazarı, Güdül, Ayaş ta sebzecilik yapılmaktadır.

2. ALT BÖLGE: Çubuk, Akyurt, Kalecik, Elmadağ da meyvecilik yapılmaktadır

3. ALT BÖLGE: Kazan, Sincan, Çamlıdre, Kızılcahamam da ormancılık yapılmaktadır.

4. ALT BÖLGE: Polatlı, Haymana, Gölbaşı, Bala, Şereflikoçhisar, Evrende tahıl üretimi yapılmaktadır.Bu alt bölgeler alternatif turizm çeşidi olan agroturizm için potansiyel alanlardır.

Şekil 21: Ankara İli Turizm Bölgeleri, Kalkınma Ajansı

60

Buna göre, Termal turizm potansiyeli olan ve termal turizm olan alanlar: Haymana, Ayaş, Kızılcahamam, Güdül, Beypazarı ilçeleridir.Doğa turizm alanları ise Gölbaşı, Elmadağ, Şereflikoçhisar, Nallıhan, Kızılcahamam, Çamlıdere dir.Kültür aksı ise Ankara merkez, Beypazarı ve Polatlı (Gordion) ilçeleridir.

Şekil 22: Türkiye Turizm Stratjesi Kavramsal Eylem Planı, Kültür Ve Turizm Bakanlığı

10.8.2.Termal Turizm

Şekil 23: Ankara İli Termal Turizm Bölgeleri, Kültür Ve Turizm Bakanlığı

61

2010 verilerine göre; termal turizm alanlarındaki yatak kapasitesi 1170'tir. Frigya termal turizm planında, öncelikli geliştirilecek alan içerisinde olan Ankara’da, termal turizm plan yatak kapasitesi 13.000 e çıkarılması hedeflenmektedir. 2011 yılı yatırım programında Kızılcahamam ve Ayaş belediyeleri ' turistik yönden önem arz eden belediye seçilmiştir. Sağlık turizminin içerdiği turizm çeşitleri: termal turizm, spa ve yaş engelli turizmidir. Ankara’nın frigya termal turizm alanında yer alması ve tesislerin yatak kapasitelerinin artırılması, Ankara'nın iç pazardaki payını büyütecektir. Ankara’nın tuz gölüne kıyısı olması nedeniyle Şereflikoçhisar ilçesinde sağlık turizmine olanak sağlamaktadır. 2010 yılında Şereflikoçhisar ilçesinde 40 yataklı 1 turizm tesisi bulunmaktadır.

Tablo 30: Termal Turizm Tesislerinin Büyüklüğü ve Yatak Kapasitesi, Kültür Ve Turizm Bakanlığı

BÖLGE ALAN (HA)YATAK PLAN KAPASİTESİ

GÜNEY MARMARA 77.200 154.500GÜNEY EGE 129.800 190.000FRİGYA 86.906 173.000ORTA ANADOLU 166.850 157.000TOPLAM 460.756 674.500

10.8.3.İpek Yolu Turizmi

Şekil 24: İpek Yolu Turizmi, Kalkınma Ajansı

62

Ankara ilinde kırsal turizm faaliyetleri özellikle ipek yolu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde faaliyette bulunan buğday ekolojik yaşamı destekleme derneği tarafından geliştirilen ta-tu-ta (tarım turizmi ve gönüllü işgücü ve bilgi tabakası projesi) gibi organizasyonlar içerisinde, Ankara'da da faaliyette bulunan çiftçilerin yer alması sağlanarak kırsal turizmin yabancı ülke pazarlarında yer alması amaçlanmıştır. İpek yolunun yeniden canlandırılması, bu ilçelerin turizm ve tarım gelirlerini artıracaktır.

10.8.4. Kongre Turizmi

Dünyada düzenlenen 35.000 in üzerindeki kongrelerden yalnızca 118 tanesi Türkiye' de yapılmıştır.( 2005, kongre merkezi.) 118 kongreyle 25. Sırada olan Türkiye'de öne çıkan iller Antalya, İstanbul ve İzmir olmaktadır. Ankara uluslararası düzeyde kongreye ev sahipliği yapamadığı için sıralamada yer almamıştır. 2009 yılına ait Tüik verilerinden elde edilen verilere göre Türkiye’nin kongre turizminden elde edilen geliri 1.3 milyar dolardır. Ankara’ nın payı ise 0.842 milyar dolardır.

Grafik 30: Ankara’da Yapılan Kongrelerin Türkiye’ye Oranı, TÜİK 2012

63

ANKARA YAPILAN KONGRELERİ

N TÜRKİYEYE

ORANI

10.9. Ankara’da Tesislerin Yatak Kapasiteleri Doluluk Boşluk Oranları

Tesislerin doluluk oranına baktığımızda, yerlilerin daha çok tercih ettiğini görmekteyiz. Yıllara göre yabancı turist sayısı azalsa da yerli turist sayısı artmıştır. 2009 yılında ise yabancı ve yerli turist sayısında düşüş yaşanmıştır.

Tablo 31: Tesis Türlerinin Yıllara Göre Kapasite Değişimi, Kültür Ve Turizm Bakanliği

ANKARA 1995 2002 2003 2005 2010OTEL 84 67 66 101 134MOTEL 1 3 3 6 2KAPLICA

0 1 1 12 27

11. SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK

11.1. Ankara’nın Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Durumu

İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırmaları Kalkınma Bakanlığı tarafından 1996 ve 2003 yılında yapılmıştır. Bu çalışmanın en güncel hali, 2009 ve 2010 verileri kullanılarak yapılan SEGE-2011 çalışmasıdır. Henüz yayın hali bulunmayan çalışmanın değişkenlerinde yeni teşvik sistemine göre düzenlemeler yapılmıştır. 10 alt kategori ve 58 adet değişkenle yapılan çalışma 8 kategoride, çoğunluğu 2009-2010 yılına ait 61 değişken kullanılarak hazırlanmıştır. Bu alt kategoriler ise demografi, eğitim, sağlık, istihdam, rekabetçi ve yenilikçi kapasite, mali kapasite, erişilebilirlik ve yaşam kalitesidir.

Gelişmişlik endeksine göre kademeli il gruplarına bakıldığında Ankara 1. Dereceden gelişmiş iller grubunda yer almaktadır. Bu grubun sıralamasında Ankara, İstanbul’u izleyerek 2. Sırada yer almaktadır.

Şekil 25: Gelişmiş Gruplarına Göre İller, DPT 2003

64

Tablo 32: İllerin Gelişmişlik Sıralaması Ve Endeks Değerleri, DPT 2003

İllerin gelişmişlik sıralaması ve endeks değerlerine bakıldığında Kalkınma Bakanlığı tarafından yapılan 1996 yılı araştırmasında Ankara 3.32447 lik endeks değeriyle İstanbul’un ardından 2. Sırada yer almaktadır. 2003 yılında yapılan araştırmada ise 3.31483lük endeks değeriyle 2. Sırada yer almaktadır. 1996 yılı ile 2003 yıllarında aldığı endeks değeri arasında 0.00964lük bir değer düşüşü görülse de Ankara 2. Sıradaki yerini korumuştur.

SEGE-2011 sıralamasında İstanbul 1.sırada Ankara 2. Sırada, İzmir 3.sırada, Kocaeli 4.sırada, Antalya 5. Sırada yer almaktadır. 2011 sıralamasında da görüldüğü gibi Ankara’nın sıralamasında bir değişme olmamış, 2. Sıradaki yerini korumuştur.

11.2. İlçelerin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Durumu

Kalkınma Bakanlığı tarafından yapılan 1996 ve 2003 yılları gelişmişlik endekslerine göre hazırlanan kademeli ilçe gruplarında Ankara’daki İlçelerin 872 ilçe içindeki gelişmişlik gurubu ve sıralaması verilmiştir.

65

Tablo 32: İlçelerin 1996 ve 2003 Yılında Aldığı Endeks Değerleri, Gelişmişlik Grubu Ve Sıralaması, DPT 2003

Şekil 26: 2003 Yılı Sıralamasına Göre İlçelerin Gelişmişlik Dereceleri, DPT 2003

Ankara’nın Merkez ilçeleri 1. Derece gelişmişlik grubunda yer alırken, Akyurt, Beypazarı, Çubuk, Elmadağ, Kazan ve Polatlı ilçeleri 2. Derece gelişmişlik grubunda, Ayaş, Çamlıdere, Evren, Güdül, Kalecik, Kızılcahamam, Nallıhan ve Şereflikoçhisar içleri 3. Derece gelişmişlik grubunda ve Haymana ve Bala ilçeleri 4. Derece gelişmişlik grubunda yer almaktadır.

11.3. Ankara’nın Rekabetçilik Göstergeleri

11.3.1. Uluslar arası Rekabetçilik Araştırma Kurumu (URAK) Modeli

İller arası rekabetçilik endeksi değerlerine bakıldığında başkent Ankara; 2007-2008, 2008-2009 ve 2009-2010 dönemi sıralamasında 2. Sırada yer almaktadır. Endeks değerleri bakımından İstanbul ile arasındaki fark oldukça fazladır. 2007-2008 dönemi endeks değeri

66

49,68 olan Ankara, 2008-2009 döneminde 49,35lik endeks değeriyle sıralamadaki yerini korurken, 2009-2010 döneminde endeks değeri yükselişe geçerek 49,73lük değer almıştır. Bu değerle Ankara, iller arası rekabetçilik endeksi sıralamasında 2. Sırada yer almaktadır.

Tablo 33: İlk Beş Büyük İlin İller Arası Rekabet Endeksi Sıralaması Ve Endeks Değerleri,URAK 2010

İLLER ARASI REKABETÇİLİK ENDEKSİ

ŞEHİR ADI SIRA 2007-2008 ENDEKS DEĞERİ

SIRA 2008-2009 ENDEKS DEĞERİ

SIRA 2009-2010ENDEKS DEĞERİ

İSTANBUL 1 86,33 1 86,83 1 86,01ANKARA 2 49,68 2 49,35 2 49,73İZMİR 3 43,35 3 43,00 3 42,72BURSA 4 35,21 4 35,45 4 35,10ADANA 7 29,32 9 29,13 9 28,35

Şekil 27: İllerin Aldığı Genel Endeks Değerleri, URAK 2010

Genel Endekste 49.73lük değerle 2. Sırada yer alan Ankara beşeri sermaye ve yaşam kalitesi endeksinde 67.52lik değer alarak 1.sırada, makineleşme becerisi ve yenilikçilik endeksinde 23.27lik değer alarak 2. Sırada, ticaret becerisi ve üretim potansiyeli endeksinde 39.6’lık değer alarak 2.sırada ve son olarak erişilebilirlik endeksinde 68.53’lük değer alarak 4. Sırada yer almaktadır.

11.3.2. Ekonomi Ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Modeli

Ekonomi Ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan çalışmada Ankara 100 tam puanla en rekabetçi il olarak ilk sıradaki yerini almaktadır.

67

Şekil 28: İllerin Aldığı Genel Endeks Değerleri, EDAM 2009

Ankara’nın İstanbul’dan daha rekabetçi olmasının nedeni yaratıcılıkta İstanbul’dan daha başarılı istatistiklere sahip olmasıdır.

6 değişkenle yapılan çalışmada Ankara, ekonomik canlılık ve etkinlik endeksinde 9. Sırada, emek piyasası endeksinde 1. Sırada, insani sermaye endeksinde 1.sırada, yaratıcı sermaye endeksinde 1. Sırada, sosyal sermaye endeksinde 1. Sırada ve son olarak fiziki altyapı endeksinde 4. Sırada bulunmaktadır.

12. 2023 TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ

Türkiye turizm stratejisi 2023 ve Eylem planı 2013, ülkemizin, doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerini koruma-kullanma dengesi içinde kullanmayı ve turizm alternatiflerini geliştirerek ülkenin turizm açıdan alacağı payı artırmayı hedefleyen bir stratejidir.

Türkiye turizm stratejinin ön gördüğü hedeflerle ülkenin her tarafında dağılmış durumda bulunan sağlık, termal, yayla, kış ve dağ sporları, kültürel açıdan önemli yer ve yerleşmelerin birbirleriyle entegrasyonu sayesinde daha güçlü alternatif ve güzergahları belirlenecektir.

Türkiye turizm stratejisi çalışması planlama, yatırım, örgütlenme, iç turizm, araştırma-geliştirme, hizmet, ulaşım ve alt yapının güçlendirmesi, tanıtım ve pazarlama, eğitim, kentsel açıdan markalaşma, turizmin çeşitlendirmesi, mevcut turizm alanların rehabilitasyonu ve varış noktalarının geliştirmesi konularında stratejiler önermektedir(http://ekutup.dptgov.tr/turizm/oik601.pdf).

12.1. Ankara İçin Planlanan Turizm alternatifleri

Kongre ve Fuar Turizmi:Kongre turizmine altyapısı uygun iller İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Konya,Bursa, Mersin öncelikle ele alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafındanyönlendirici çalışmalar yapılması planlanmaktadır.

Kongre turizmine yönelik planlama ve tahsis çalışmaları yapılarak, yatırımcılarayön gösterici, kongre, fuar vb. etkinlikleri teşvik edici politikalar geliştirilecektir(http://ekutup.dptgov.tr/turizm/oik601.pdf).

68

Sağlık Turizmi ve Termal Turizmi:Öncelikli olarak geliştirilmesi ve turizm master planı hazırlanması için 4 adet termal turizm geliştirme bölgesi belirlenmiştir. Ankara’nın bulunduğu bölge:

Frigya Termal Turizm Bölgesi: Afyon, Kütahya, Uşak, Eskişehir, Ankara illerini kapsamaktadır. Bu bölgede termal turizm merkezleri belirlenerek, termal turizm alt ve üst yapısının geliştirilmesi hedeflenmektedir(http://ekutup.dptgov.tr/turizm/oik601.pdf).

İpekYolu Turizm Koridoru: Adapazarı, Bolu ve Ankara illeri ile Sapanca, Geyve, Taraklı, Göynük, Mudurnu, Nallıhan, Beypazarı, Güdül ve Ayaş ilçelerini kapsayan tarihi İpekyolu üzerinde bulunan "Ayaş-Sapanca Koridoru"nda turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, sivil mimarlık örneği yapıların restorasyonunun "yap işlet devret' veya uzun süreli kiralama yöntemi ile konaklama tesisine dönüştürülmesi planlanıyor(http://ekutup.dptgov.tr/turizm/oik601.pdf).

12.2. 2011-2013 ANKARA BÖLGE PLANI

Bu plandaki temel amaç; Kamu sektörü, özel sektör, üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüş alış verişi yapılmış, genel ve özel amaçlı toplantılarla odak grup çalışmaları yürütülerek birlikte hareket edilmesi hedeflenmiştir.

Bu planla Ankara da yaşayanların yaşam kalitesini yükseltecek, bölgede istihdam olanakları artacak, sektörlerin rekabet gücünü geliştirecek, bölge içi gelişmişlik farklarını azaltacak hedef ve stratejiler içermektedir. (2011-2013 Ankara bölge planı)

1. Bölgede: Ayaş, Beypazarı, Güdül ve Nallıhan ilçeleri önemli tarım arazileri ve ürünlerin yanında, turizm potansiyeli ve madencik alanındaki sanayi yatırımları mevcuttur. Beypazarı ilçesi sebze üretimi ile Roma şeri ve Roma hamamı ile ön plana çıkmaktadır. 2011 yılındaki projelerin yatırım tutarların bölgelere göre dağılımında %57 sini oluşturuyor.(Ek yatırım paftası)

2. Bölgede: Kalecik, Çubuk, Akyurt, Bala ve Elmadağ ilçeleri Bağcılık ve meyveciliğin yanı sıra Akyurt ve Elmadağ yolu boyunca mobilya ve savunma sanayisi ön plana çıkmaktadır. Ayrıca Elmadağ’da taş ocakları ve kireç ocakları faaliyetleri bulunmaktadır.2011 yılındaki projelerin yatırım tutarların bölgelere göre dağılımında %7 sini oluşturuyor.(Ek yatırım paftası)

3.Bölgede: Kızılcahamam, Çamlıdere, Kazan ilçeleri kuşburnu, kavun. tıbbi bitkiler ve arıcılık gibi tarımsal faaliyetler bulunmaktadır. Ayrıca barajlar ve Kızılcahamam da sıcak ve mineralli sular bulunmaktadır.2011 yılındaki projelerin yatırım tutarların bölgelere göre dağılımında %17 sini oluşturuyor.(Ek yatırım paftası)

4.Bölgede:Şerflikoçhisar, Evren ilçeleri bölgesel sağlık turizmi, kuş gözlem ve doğa turizmi ön plandadır. Ayrıca su sporları ve balıkçılık aktivitelerin yapılacağı Hirfanlı barajı bulunmaktadır.2011 yılındaki projelerin yatırım tutarların bölgelere göre dağılımında %19 sini oluşturuyor.

12.3.NABUCCO DGBH PROJESİ

69

12.3.1. Genel Olarak NABUCCO Doğal Gaz Boru Hattı projesi

Nabucco Doğalgaz Boru Hattı projesi, Hazar ile Kafkaslardaki doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını amaçlanan yabancı bir şirketin projesidir.. Başlangıç noktası Hazar’daki Şah Denizi’dir. Türkmenistan, Kazakistan ve diğer Trans-Hazar kaynakları ile İran gazının taşınması öngörülmektedir.(nabucco ÇED raporu).

Nabucco projesinin toplam maliyet 7,9 milyar Euro olarak hesaplanmıştır. Bunun 4,8 milyar Euro’luk kısmı Türkiye’de yapılacaktır. Mali strateji % 30 öz kaynak ve % 70 borçlanmadan meydana gelecektir. Nabucco şu anda projenin zaman çizelgesine uygun bir şekilde Avrupa Yatırım Bankası (EIB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), İhracat Kredi Ajansları (ECAs), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve ticaret bankaları gibi büyük bankalarla görüşmelerini sürdürmektedir. Projeye 2012 yılında başlanıp 2015 yılında tamamlanması düşünülmektedir. Proje tamamlandıktan sonra ilk etapta 4,5-10 milyar m3’lük gazın Batı’ya pompalanması öngörülmekte ve 2020 gibi yani ikinci etapta 25.5-31 milyar m3 doğalgaz taşıyacağı öngörülmektedir. Hazırlanan verilere göre, inşaat çalışmaları tüm güzergâh üzerinde 7 bin kişiye istihdam sağlayacak. Boru hattının % 60’ı Türkiye’de inşa edilecek. Bu doğrultuda istihdamın yaklaşık 4 bini Türkiye’de sağlanacak. Hattın % 60’ı Türkiye’den geçeceği için toplanan verginin % 60’ı da Türkiye’ye kalacaktır.(www.ikv.org.tr)

12.3.2.Nabucco Projesinin Türkiye’ye Kazancı

Türkiye’ye 4.5 milyar Euro yatırım ve 5-10 bin kişilik istihdam bekleniyor. Toplam 3 bin 300 kilometre uzunluğa ulaşacak olan Nabucco Hattı’nın, maliyeti 7.9 milyar Euro olarak hesaplanıyor. Yılda 400 milyon Euro vergi geliri projenin bitiminde Türkiye’nin kazancını vergi yoluyla devam ettirecek, ayrıca teknik konularda da yeni istihdam olanakları ortaya çıkacak. Anlaşma metninde hattan elde edilecek vergi gelirlerinin dağıtımında boru hattının o ülkeden geçen uzunluğunun kriter olması ilkesinin yer alıyor. Hattın 2 bin kilometresi Türkiye’den geçiyor. Bu durumda Nabucco’da toplanan verginin yaklaşık yüzde 60’ı Türkiye’de kalacak. Bu da Türkiye için anlamı yıllık 400-450 milyon Euro gelir anlamına geliyor..(www.ikv.org.tr)

12.3.3.Nabucco Projesi ve Ankara

Proje kapsamında Ankara/Ahiboz Köyü’nde bir adet kompresör istasyonu kurulacaktır. Kompresör istasyonunda bir güç tesisi yer alacak olup, bu tesiste yakıt olarak doğal gaz kullanılacaktır.

Boru hattı öncelikli olarak Ahiboz Köyü’nde Türkiye’nin iç doğal gaz iletim şebekesine bağlanacaktır. Buradan yıllık 20 milyar m3/yıl doğal gaz Orta Avrupa’ya iletilecektir. Bu aşamada Türkiye kapsamında Ankara/Ahiboz ile Kırklareli/Bulgaristan sınırı arasındaki kısmın inşası yapılacaktır..(nabucco ÇED raporu)

70

12.4.TRACECA ( Transport Coridor Europe Caucasus Asia )

Tarihi İpek Yolu, Avrupa ve Asya’yı Kafkasya üzerinden birbirine bağlayan en önemli yoldur. Bu yol üzerindeki ülkelerin sahip olduğu potansiyel kaynakları gören AB, bunları tekrar canlandırmak için bir proje hazırlamıştır. TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) adı verilen proje AB tarafından desteklenen, önem verilen, zengin kaynaklara sahip olan Orta Asya ülkelerini Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlamayı hedefleyen bir projedir. Bu proje ile ulaşımdaki sorunlar en aza indirilecek, bölgelerarası ilişkiler artacak ve dolayısıyla ülkelerin büyümelerine katkı sağlayacaktır.(www.traceca.org.tr/sss.htm)

12.4.1. Projenin Finansmanı

TRACECA tarafından gerçekleştirilen teknik yardım ve küçük ölçekli yatırım projeleri Uluslararası Finansman Kuruluşlarının bölgeye olan ilgisini arttırmıştır. Bu kuruluşlardan Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (EBRD), Dünya Bankası (WB), Asya Kalkınma Bankası (ADB), İslami Kalkınma Bankası (IDB) ve Kuveyt Arap Ekonomisini Kalkındırma Fonu, bölgedeki liman, demiryolu ve karayolu ile ilgili olarak 700 milyon €‘ya ulaşan yatırımları öngörmüştür. Bu yatırımların yanında, Japon yatırımcıları TRACECA üye ülkelerine ulaştırma alt yapısına yönelik, 1 milyar $’ın üzerinde yatırım yapmışlardır. TRACECA Daimi Sekretarya’nın 2007 yılı için tahmini gelir-gider bütçesi 772.500 € olarak öngörülmüştür. 650.000 €‘nun üye ülkeler tarafından (13 ülke x 50.000) karşılanması beklenmektedir. ‘TRACECA’nın önemini fark eden uluslar arası kuruluşlar ve iş adamları bu bölgeye olan yatırımlarını arttırmıştır’ (www.kenancelik.com/documents/iiid9SERAP_OVALI.pdf).

12.4.2.Traceca’nınGüzergahları

Karayolu güzergahları: TRACECA karayolu ve demiryolu bağlantıları şunlardır; Türkiye sınırları içinden İstanbul-Samsun-Trabzon-Batum/Vale/Gümrü karayolu hattı: İstanbul-Ankara-Sivas-Kars-Gümrü.(Çelik ve Ovalı, 2007:TRACECA makale).

12.4.3.Traceca Projesinin Türkiye’ye Olası Etkileri

TRACECA projesinin, Türkiye’yi; ulaştırma sektörü, yabancı yatırımlar, turizm sektörü ve bölgesel kalkınma açısından etkilemesi beklenmektedir. (Çelik ve Ovalı, 2007:TRACECA makale).

12.4.4.Trececa Projesinin Ankara İçin Önemi

TRACECA Projesi ile Kafkaslar, Ortadoğu ve Türkiye üzerinden Asya-Avrupa eksenli taşımacılık ve ulaştırmayı kolaylaştırarak küresel ticareti geliştirmek hedefleniyor. Bu açıdan TRACECA Projesi, doğu ve batı ülkelerini birbirine bağlayan tarihi İpek Yolu ile özdeşleşen bir projedir. Bu proje ile Tarihi ipek yolu canlanacaktır. Ayrıca tarihi ipek yolunun Ankara’dan geçmesi ile Ankara’yı da etkileyecektir. Ankara’nın Kazan ilçesinde kurulan lojistik üssü bölge Avrupa’dan Çine kesintisiz olarak giden yük treni ile bağlanmış olacak.

12.5. Ilgaz Tüneli Projesi

71

12.5. 1. İnebolu Limanının Türkiye İçin Önemi ve Öneriler

Gerek Selçuklu ve gerekse Osmanlı Döneminde Anadolu’dan Karadeniz’e uzanan yollar Kastamonu’da kesişmekte ve oradan da Küre üzerinden geçerek Karadeniz kıyısındaki İnebolu Limanı’na ulaşmaktaydı. Kastamonu ve civar bölgesinin eskiden İstanbul ile doğrudan ve düzgün bir karayolu bağlantısı olmadığından, buraların İstanbul’a ulaşımı denizyoluyla İnebolu’dan sağlanmıştır.Ayrıca İnebolu Limanı Özellikle Karadeniz’in kuzeyindeki Kefe ve Özi Limanlarına açılarak Rusya ve Avrupa ile Anadolu arasındaki ulaşımı sağlamaktaydı. (dergiler.ankara.edu.tr)

İnebolu Limanı Ankara’ya en yakın noktada olmasına ve stratejik önemi bulunmasına rağmen gerisindeki ılgaz dağı ve topografya bahane edilerek demiryolu bağlantısı yapılmamış, karayolunda yeterli iyileştirme yapılmadığı için etkin bir şekilde kullanılmamıştır. İnebolu Limanı, Samsundan İstanbul’a kadar uzanan hat içerisinde en etkin kullanılabilme kabiliyeti olan İç Anadolu ve Türkiye’nin merkezi olan Ankara’yı en kısa yoldan bağlayan bir liman haline gelecek ve ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır.

Ilgaz dağı tüneli yapılması sonucu ve topoğrafya engeli aşılırsa Ankara-İstanbul karayolunda yapılan taşımacılığı İnebolu limanından İstanbul limanına yönlendirerek, İstanbul boğaz trafiğinde rahatlanmış olacak.(dergiler.ankara.edu.tr)

12.6. Batı Anadolu Lojistik Organizasyonu Projesi(BALO)

Proje sahibi: Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Amaç: Sanayicinin ve MTSO Üyelerinin lojistik ihtiyaçlarına cevap vermek ve lojistik maliyetlerinin düşürmekTürkiye ihracat pazarının büyümesi için yeni ve avantajlı taşıma kanallarının ihracatçı ve Sanayicimize kazandırmak. Hedef: -Eskişehir-Manisa, İzmir ve Denizli-Ankara, Konya, Kayseri ve Gaziantep-Muratlı / Tekirdağ Konsolidasyon MerkeziGibi yük toplama merkezlerindeki, ihracat yüklerini daha ekonomik ve daha hızlı bir yoldan Avrupa'ya ulaştırmak.(http://www.balo.tc)

12.6.1. Kısacası Batı Anadolu Lojistik Organizasyonu(BALO) Projesi ve Ankara

BALO Projesi, Manisa, İzmir, Aydın, Bursa, Eskişehir, Konya, Gaziantep, Ankara gibi Batı ve Orta Anadolu şehirlerindeki ihracat yüklerinin fabrikalardan alınıp belli konsolidasyon merkezlerinde yani lojistik köylerde birleştirilip Bandırma limanı üzerinden tren feribotları ile Marmara Denizi'ni aşarak Tekirdağ'a oradan da demiryolu ile Avrupa'ya ulaşmasını öngörüyor. Benzer şekilde Avrupa ülkelerinden ithal edilecek malların yükleri de yine aynı yoldan Türkiye'deki varış noktalarına ulaştırılacak.

Ankara kazan ilçesinde lojistik merkez kurularakfirmaların rekabet gücünü ve verimliliğini arttırmayı sağlayacak üs aynı zamanda Ankara’nın ağır araç trafiğinden kurtarılmasını da sağlayacak. (http://www.balo.tc)

72

12.7.Yüksek Hızlı Tren Projeleri

Türkiye 2003 yılından itibaren demiryolu ulaşımı hızlı tren hatlarının yapımına başlanmıştır.2003-2011 döneminde TCDD’de toplam yatırım tutarı 17.867.551TLdir.Kaynak:http://www.ubak.gov.tr

8.7.1. Tamamlanmış projeler

Ankara-Eskişehir Yüksek hızlı tren projesi:Ankara-Eskişehir arası 13 Mart 2009 tarihinden itibaren günde 8 seferle yüksek hızlı demiryolu işletmeciliğine açılmış olup, Eylül 2011 tarihine kadar toplam 4 milyon 494 bin yolcu taşınmıştır.(TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Ankara)Ankara-Konya Yüksek Hızlı tren projesi: Konya Şehrinin Türkiye’nin en büyük üç kentine(İstanbul, Ankara, İzmir) daha kısa zamanda ulaşımını sağlayacak hızlı demiryolu ile bağlantısını gerçekleştirmek amacı ile Ankara Konya demiryolu yapılması planlanmıştır. Sanayi, tarım, üniversite ve turizm kenti olan Konya’nın Türkiye’nin en büyük iki kentine (İstanbul, Ankara) daha kısa zamanda ulaşımının sağlanması amacıyla yapılan Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi 23 Ağustos 2011 günü hizmete açılmıştır.

8.7.1.2. Yapılması planlanan ve devam eden hatlar

Ankara(Eskişehir)-Bileck-İstanbul ağı Ankara(Bilecik)-Bursa ağı Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas-Erzincan ağı Ankara(Eskişehir)-Afyon-Uşak-İzmir ağı

(http://www.ubak.gov.tr)

12.8. AB Bölgesel Gelişme Projeleri

12.8.1. Ankara İlinde Katılım Öncesi AB Mali Yardımı Kapsamında Finanse Edilen Projeler

Avrupa Birliği tarafından Türkiye’de sağlanan Katılım Öncesi AB Mali Yardımı kapsamında Ankara İlinde uygulanan projeler "AB hibe programları kapsamında finanse edilen projeler" ve "pilot proje uygulamaları" olmak üzere iki başlık altında toplanıyor.

AB Hibe Programı: Avrupa Birliği tarafından Türkiye’ye sağlanan Katılım Öncesi Mali Yardımı kapsamında yürütülen Hibe Programları aracılığı ile Ankara İlinde toplam 179 projeye hibe desteği sağlanmıştır. Ankara ilinde başarılı olan 179 projeye sağlanan hibe desteği toplam 19.887.639,17 Avro'dur. Türkiye geneli kapsamında illere göre yapılan başarı

73

değerlendirmesinde Ankara ili sağlanan hibe desteği itibariyle 3. sırada yer almaktadır. (http://www.csdproject.net/ )

Pilot Projeler: Hibe Programlarından farklı olarak merkezi kamu kurum ve kuruluşlarımız (bakanlıklar, müsteşarlıklar vb. kuruluşlar) tarafından geliştirilen pilot projeler/programlar aracılığı ile İllerde AB projeleri uygulanabilmektedir. Ankara ilinde uygulamaya geçirilen toplam 26 pilot proje/program bulunmaktadır.(http://www.csdproject.net/

13.SORUN-OLANAK ANALİZİ

13.1. Sorunlar

13.1.1.Fiziksel Sorunlar

Esenboğa Havalimanı yıllık ortalama 10.000.000 olan yolcu kapasitesine ulaşamamaktadır.

YHT projesi nedeniyle yapım halinde olan ankara - istanbul demiryolu hattının kapalı olması nedeniyle ankara-istanbul arasında demiryolu ulaşımının gerçekleştirilemiyor olması

2009'da Ankara'daki araç sahipliğinin 1.234.695'ten, 2010'da 1.367.427'ye yükselmesi. (Ankara araç sahipliği bakımından İstanbul'un ardından ikinci sıradadır.)

Kentteki vadilerin imara açılmış olması(Dikmen Vadisi, Portakal Çiçeği Vadisi )

Çed raporuna uygun olarak düzenlenmiş düzenli katı atık depolama alanının sadece Şereflikoçhisarda bulunması metropolitan alanda katı atık yönetiminin geliştirilmemesi

Kentin hakim rüzgar yönünde yüksek katlı yapılaşmaya gidilmesi

Ankara Çayının kent için önemli bir kirlilik unsuruna dönüşmüş olması

Kentin ;kuzeyde su toplama havzası,doğudan doğal eşikler ve Kırıkkale ili,güneyde Gölbaşı ÖÇK bölgesinin fiziksel gelişimi sınırlandırması ile kent güney ve güneybatı koridoru boyunca yönelme eğilimi göstermiştir.bu doğrultuda spekülatif talepler yoğunlaşmıştır.

13.1.2. Ekonomik Sorunlar

Bankaların, İstanbul'da kurulacak yeni finans merkezi nedeniyle İstanbul'a taşınması nedeniyle Ankara'nın Gsyih'da en yüksek paya sahip olan bankacılık hizmetlerinin payının(%27) düşecek olması.

Sanayi ve hizmetler sektörünün Çankaya’da yoğunlaşması merkezden uzak ilçelerin gelişimini engellemektedir.

İhracatta ürün çeşitliliği yüksek olmasına rağmen ürün sıradanlaşması vardır.

74

Sanayinin toplam istihdam üzerinden aldığı pay, imalat sanayi göstergeleri ve sanayide tüketilen elektrik verilerine bakıldığında,sanayi parsellerinde gereken üretimin yapılmaması ve arsa bazında spekülatif yoğunlaşma

Gelir dağılımdaki eşitsizlikler irdelendiğinde 41 endeks oranıyla eşitsiz gelir dağılımına sahip kentler içinde değerlendirilebilir olması.

13.1.3.Sosyal Sorunlar

Haymana,Bala,Güdül gibi ilçelerin nüfusun %50den fazlasının kırsal alanda yaşaması,nüfus bağımlılık oranının ve okuma yazma bilmeyen nüfus oranının Türkiye ve Ankara ortalamasının altında bulunması bu alanlara özel programların uygulanması gerekliliği.

Sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamalarına bakıldığında,1.sırada bulunan merkez ilçelerle son sırada bulunan bala'nın gelişmişlik farkının yaklaşık 4 kat olması.

2010 yılı sonu itibariyle; Keçiören,Çankaya,Yenimahalle,Mamak, Sincan'nın oluşturduğu 5 ilçe nüfus toplamının %68.50sini; Kalecik,Ayaş, Güdül,Çamlıdere ve Evren'in oluşturduğu en küçük 5 ilçe ise; %0.99unu oluşturmasıyla nüfusun merkez ve çevre arasındaki dengesiz dağılıması, kırsal ekonomik kalkınmayı ve kentsel yaşam kalitesini tehdit etmesi.

Bebek ve çocuk ölüm hızının Avrupa'da ortalama değerin(12) 36 değeri ile çok üzerinde olması.

Metropolitan alan sınırı içerisinde nüfusun azalan tek ilçenin(%-3.75 ile) Altındağ olması ve tarihi kent merkezinin çöküntü alanı haline dönüşmeye başlaması.

1950'lerden sonra yaşanan kırdan kente göç olayları sonucunda kent merkezinde gecekondu sorununun yaşanması.

13.2. Olanaklar

13.2.1. Fiziksel Olanaklar

Ankara'da; Başkent'i Sivas'a bağlayan, e88 İstanbul'a bağlayan e-89 ve Lisbon'dan, Türkiye'nin Irak sınırına kadar uzanan ve Ankara'dan geçen e-90 otoyolları olmak üzere 3 adet Avrupa otoyolu bulunmaktadır.

Ankara'nın Traceca / Avrupa - Kafkasya - Asya ulaşım koridoru ve Türkiye - Pakistan yük treni seferleri gibi ticari demiryolu bağlantıları bulunmaktadır.

Ankara Türkiye'deki 9080 km'lik demiryolu ağının %5.2'sine sahiptir ve 1. sırada yer almaktadır.

75

Ankara, 1000 km2 başına 15 km demiryolu uzunluğu ile 11 km olan Türkiye ortalamasının üzerindedir.

Ankara - Eskişehir ulaşımında yht hattının açılmasından sonra %55 olan otobüs taşımaları %10'a, %37 olan özel araç taşıma payı ise %18'e düşmüştür.

Ankara - Konya ulaşımında yht hattının açılmasından sonra %70 olan otobüs taşımaları %18'e, %29 olan özel araç taşıma payı ise %17'ye düşmüştür.

Kent içinden Ankara Çayının geçmesi.

Kızılırmak ve Sakarya nehirleri arasındadır ve tuz gölüne sınırı vardır.

Yerleşim e elverişli doğal eşik kuşağında yer alır.

Kızılcahamam, Çubuk, Haymana Güdül’de jeotermal kaynakların bulunması.

Güdül,Ayaş, Beypazarı, Nallıhan'ın üzerinden tarihi ipek yolunun geçmesi.

13.2.2. Ekonomik Olanaklar

57 milyar$ lık GSKD ile Türkiye'nin en büyük 2. ekonomisi olması.

5 adet osb ve 6 adet teknoparka sahip olması.

Güçlü savunma ve havacılık sanayi, medikal sanayi, yenilenebilir enerji, iş ve inşaat makineleri sanayi kümelenmeleri mevcuttur. Argelerle birlikte faaliyet göstermektedirler.

Sanayideki kümelenmeleri ile büyük yatırımların yapılmasıyla ekonomisini gün geçtikçe büyütmektedir (Sincan osb).

Türkiye'nin ilk Dünya'nın ise sayılı havacılık ve savunma sanayi üssü Ankara'da kurulacak olması (Kazan).

Türkiyedeki savunma ürünleri ihracatının % 71 i ve sivil havacılık ihracatının % 57 si Ankaradan yapılmaktadır.

Yurtdışı hibe desteklerinde Türkiyede 3. sıradadır.

Kişi başına düşen mevduatta Türkiyede 1. sıradadır.

İhracatta İstanbuldan sonra 2. sırada yer almaktadır

Haymana,Kızılcahamam,Ayaş,Çubuk,Beypazarı ilçelerinde termal turizm potansiyelinin bulunması.

Altındağ,Yenimahalle,Beypazarı,Güdül ve Polatlıda kültürel değerlerin bulunması.

76

Kızılcahamam ,Nallıhan ,Elmadağ,Gölbaşı,Şereflikoçhisar ve Hirfanli barajında doğa turizmi potansiyelinin bulunması.

Nallıhan,Beypazarı,Güdül,Ayaş'ta sebzecilik; Polatlı,Haymana,Gölbaşı,Bala,Şereflikoçhisar'da tahıl;Çamlıdere,Kızılcahamam,Kazan,Sincan'da orman alanları,Çubuk,Kalecik,Akyurt,Elmadağ'ın meyve üretiminde gelişmiş olması.

13.2.3. Sosyal Olanaklar

Ülke ortalamalarına bakıldığında ; Türkiye'de 2,53 iken,Ankara'da ,doğurganlık hızının 1.9 ile doğurganlık hızının en düşük 8.il olması.

Türkiye geneli 4.5 olan hane halkı büyüklüğünün, Ankara'da 3.82 değerinde olması

Son yıllardaki nüfus piramidine bakıldığında doğum ve ölüm oranlarının azalmasıyla piramit gelişmiş ülkelerin piramidiyle benzer bir yapı göstermiştir.

Çalışabilir durumda olan nüfusun bakmakla yükümlü olduğu nüfus Türkiye ortalamasının altındadır(Ankara:43.76,Türkiye:64.68)

Yükseköğretim bitirme oranı Ankara'da %11.74 ile Türkiye'de 1.sıradadır.

Eğitim odaklı göç sıralamasında Türkiye'de 2.sıradadır.

Kaynaklar

1. Ankara BŞB Nazım Plan Açıklama Raporu2. DPT, 2004 İlçelerin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Raporu, Ankara3. Ergünay,O.,Türkiye’nin Afet Profili, TMMOB Afet Sempozyumu,Ankara,20094. EDAM,20095. URAK,2010

77

78

.

79