Post on 28-Jan-2023
T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
ULUSLARASI
SEFİRE-İ ALEM ÖĞRENCİ DERNEĞİ
KADININ TOPLUMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
BOSNA-HERSEK ÖRNEĞİ
AZEMİNA BRKAN
Galatasaray Üniversitesi
Sosyal bilimler enstitüsü
İşletme
SEFİRE-İ ALEM MAKALE YARIŞMASI BİRİNCİLİĞİ
İSTANBUL, MAYIS 2013
İÇİNDEKİLER
1.Giriş............................................
.................................................
................2
2.Tarih Boyunca
kadın............................................
.......................................3
2.1 Kadın ve sosyal
toplum.........................................
................................3
2.2 Dünyada önemli
kadınlar.......................................
...............................4
3.Bosna-Hersek toplumuna tarihsel
bakış............................................
..........6
3.1Topluma etkili kadınlar, önemli tarihler ve
kurumlar............................6
3.2 Savaş Sonrası Bosna Hersek
Federasyonu......................................
......8
4.SONUÇ...............................................
......................................................
...11
KAYNAKÇA..............................................
...................................................12
Bosna Hersek doğumluyum. 3 Kasım, 1984’te Mostar’da
ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk okul
eğitimimi Mostar’da tamamladıktan sonra lise için,
Bosna batısında bulunan Bihaç şehrine gittim. Okuduğum
lise özel Türk Koleji idi. İkinci siniftan sonra okul
Sarayevo’ya taşındı ve son iki sınıfımı orada
bitirdim. Türkçe’yi öğrenip ve Türk kültürüne daha
yakın olduktan sonra İstanbul’a gelmeye karar verdim
ve İstanbul Üniversitesi’nde İktisat bölümünde okumak
üzere 2003 yılında Türkiye’ye geldim. 2008 yılında
Galatasaray Üniversitesi’nde Fransızca eğitimine
başladım. Onu tamamladıktan sonra İşletme bölümünde
Yüksek lisans eğitimine devam ettim. Şu anda tez
yazıyorum ve doktora için hazırlık yapıyorum. Anadilim
haricinde İngilizce, Fransizca, İspanyolca ve Türkçe
biliyorum. Beş senedir İngilizce ve İspanyolca
öğretmeni olarak çalışmaktayım. Evliyim. Eşim Kosova
doğumlu Rumeli Türk’tür. Mimar Sinan Üniversitesi
mezunu bir mimardır. İstanbul’un Üsküdar semtinde
yaşıyoruz.
"Bizler, müşkül bir mesele ile karsilastigimizda gider Hz. Âise'ye
sorardik."
Ebû Mûsa el-Es'ârî
Özet
Kadınların toplumdaki yeri nedir? Tarih boyunca bu
“daha güzel cins” hangi alanlarda etkili olmuştur?
Bosna-Hersek’te kadınlar ve faaliyetleri ne yöne
gitmekte? Bu makalede dünyaca ünlü kadın şahsiyetleri
ve Bosna-Hersek tarihinde önemli yere sahip olan
kadınlar araştirilmıştır. Ayrıca, şimdiki faaliyetler
ve BH toplumunda yer aldıkları pozisyonlar
gösterilmektedir.
1.Giriş
Kadınların topluma verdikleri katkılar en eski
tarihlere kadar dayanır. Uygarlıkların toplumda kadına
verilen değerle ölçülebileceği şüphesizdir . Bu
olgunun yeterince değerlendirilemediği dönemlerde,
toplumlar gelişememiş ve ilerleyememişlerdir. Kadın,
aile ve toplum arasında bir köprü görevini görür.
Sosyal sistemin ilerleyişine katkısı büyüktür. Bu
nedenle sadece çocuğun topluma hazırlanmasında değil,
ailede sağlıklı bir iletişim ortamının kurulmasında da
etkilidir. Ayrıca, erkekler gibi, eğitimini tamamlak,
meslek sahibi olmak ve çalışarak topluma hizmet etmek
hayatının akışında yer almaktadır.
Atatürk’ün ifadesiyle; “Kadın erkeklerden daha çok
aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmak
mecburiyetindedir”.
Makaleyi tarih boyunca kadınların toplumdaki önem ve
etkileriyle başlayacağım. Bölgesel olarak bu konuyu
Bosna-Hersek toplumu açısından ele alıp Bosna-Hersekli
önemli kadın ve tarihi hareketlerinden bahsedeceğim.
Sonuç kısmıyla çalışmayı bitireceğim.
2.Tarih Boyunca kadın
2.1 Kadın ve sosyal toplum
Kadının toplum içindeki etkili rolu, toplumun en
küçük birimi olan aile enstitüsünden başlamaktadır.
Çocuğun kişiliğinin gelişmesi ailede başlar.İlk toplum
normları orda öğrenilir(F.Elkin, 1990). Her toplumda,
çocuğu terbiye etme ve edep verme konularında annenin
rolü baskındır. Çocuğun ilk sosyaleşmesi ailede
başlar. Toplum içinde pozitif gelişimi birebir
kaliteli bir aile/anne terbiyesine bağlantılıdır (P.W
Musgrave,1986).
Asırlarca kadın ile erkeklerin topluma getirdikleri
sosyal faydalar ölçülebilir ve karşılaştırılabilir
hale getirilmeye çalışılır. Bu yaklaşım yanlıştır.
Erkek ve kadınlar biyolojik, psikolojik ve fiziksel
olarak farklı oldukları gibi, yaptıkları işler ve
toplumdaki rollerin de değişik olması normaldir. Fakat
bu farklar zamanla daha az fark göstermektedir.
Feodal bir toplumda kadın olmak ile modern bir
toplumda kadın olmak ve bu ‘kadınların’ statüleri
arasında neredeyse uçurumlar var. Birinde kadın ‘meta’
olarak görülürken diğerinde ‘erkek’ gibi bir özne
olarak kabul görmektedir. Sosyalist bir sistemin
kadına biçtiği değer ile kapitalist bir sistemin yada
herhangi bir totaliter rejimin kadına bakış açısı
birbirinden oldukça farklıdır. Bu değerlendirmelerden
yola çıkarak diyebiliriz ki kadının içinde bulunduğu
sosyolojik şartlar ile kadının statüsü, rolü ve değer
algısı birbirinden çok farklıdır. Kadınların, en
azından mevcut konumlarından yola çıkarak dünyanın
farklı coğrafyalarında farklı algılandıkları
ortadadır. Mesela, her Çerkes kadını yaşça kendisinden
daha büyük olmamak şartıyla herhangi bir erkeğe özel
hizmetleri için emredebilir. Ne kadar güç olursa olsun
erkek bu hizmetten kaçamaz. Kaçması Habzeye, yani
Çerkes sosyal kurallarına aykırı olduğundan onun
erkeklik onuruna zarar getirir.
Kadın mücadelesi, ‘elit bir mücadele’ veya ‘sosyetik’
bir ayrıcalık olma imajından bir an önce
kurtarılmalıdır. Bu alanda mücadele veren herkes
‘sofistike’ olmamalı, kent kültürü yanında kır kültürü
üzerinde de ciddi çalışmalar yürütmelidir. Asıl kadın
hakları ihlallerinin kırsal alanlarda, gettolarda veya
hukuka görece uzak yerleşim birimlerinde gerçekleştiği
bilinmektedir (Mehmet Bedirhanoğlu, 2009).
2.2 Dünyada önemli kadınlar
Ekonomik bağımsızlık kadını toplumda yükselten
faktörlerden bir tanesidir. Meslek sahibi kadın kendi
hayatının akışı ve topluma daha etkili olma
pozisyonundadır.
Tarihe damga vuran ve topluma hizmet eden kadınları ve
olaylar:
Hz. Âise, güzel ahlâkli, merhamet dolu, cömert ve
ibadete düskün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin
başında en mümtaz vasfi ise İslâm'a ve ilme olan büyük
hizmeti idi. Müslüman bilginler arasinda yaygin bir
rivayete göre fikih ve dinî ilimlerin dörtte birini
Hz. Âise nakletmistir.
Rahibe Teresa, dünyanın çeşitli toplumlarına, özellikle
Hindistan’a, hizmet ederek hayatını geçirdi. Her
kıtada, yoksullara, depremzedelere, çeşitli hastalara,
yetimlere yardım ediyordu ve pek çok ödül aldı.
Aralarında 1979 Nobel Barış Ödülü de bulunmaktadır.
Rahibe Teresa, dünyevi ödüllerin, ancak bu dünyadaki
muhtaçlara yardım edilmesini sağlıyorsa önem
taşıdığını söylerdi.
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000
dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebiyle bir
tekstil fabrikasında greve başladı. Bu grev durduruldu
ve trajik bir şekilde, 129 çalışanın ölümüyle
sonuçlandı. Bu olaya bağlı olarak, Clara Zetkin (1857 –
1933), Alman politikacısı ve kadın haklarısavunucusu,
emekçi kadın haklarına dair, yıllar sonra diplomatik
mücadeleyi kazandı ve çalışan kadınların hakları
tanındı.
Köyde, komşulukta, kasaba ya da milli seviyesinde
olsun kadınlar hayatlarını etki eden konularını
kontrol etmek amacıyla organize ediliyorlar (Mehmet
Bedirhanoğlu, 2009). Bu global olan kadın liderliği
yükselişi vatandaş diplomasisi başarısıyla uyum
sağlar ve “kadın diplomasisi”’ne kapı açıyor.
Siyaset ve kamu hizmeti alanlarında başarılı kadınlar:
Ana Eleanor Roosvelt, Amerika cumhurbaşkanı Franklin
Roosvelt’in eşi, diğer başkan eşler hostes görevlerini
üstlenirken, eşinin “gözü ve kulağı” fonksiyonundaydı.
Eşine profesyonel yardımlarda bulundu ve sivil hakları
hareketlerine, aynı zamanda Afrikalı Amerikalıların
hakları mucadelelerine destek vermiştir. Birleşik
Milletler kurulmasında önderlik yapan şahıstır.
Kurmancan Datka, Rus işgâli sırasında Kırgız toplumunun
önderliğini üstlenmiş ve halkın bu dönemi en az
zararla atlatmasını sağlamış bir bilge kadın(Diplomat
dergisi, 2010);
Lady Diana, Birleşik Kralliyet prensesi ünvanından
ayrıldıktan sonra hayır işleri aktivitelerine devam
ederek yer mayinlerinin kullanımını durdurmakta çaba
gösteriyordu. Ünlü olmaktan ziyade “insanların kalp
kraliçesi” olmak istedi.(Cherry Gilchrist, 2008);
3. Bosna-Hersek toplumuna tarihsel bakış
Bosna-Hersek tarihine bakıldığında, Kralliyet
döneminden itibaren(12.yüzyıl) kraliçeler sosyal
hayatında yer almıştır. Sadece aristokrasi sinifıyla
değil, halkla da vakıt geçirerek onlarla çeşitli
sosyal faaliyetlerini paylaşmişlardır. Örneğin,
Bosna’nın son kraliçesi ve devşirme Ishak-beg
Kraloğlu’nun annesi Katarina, kuzey Bosna bölgesindeki
kadınlara eşarp ve mendil işlemesini öğretmiştir.
Osmanlı döneminde (1463-1878) din değişimiyle beraber,
İslamiyet normlarına ve İmparatorluğa adapte olmak
çabasında, kadınların sosyal rolu pek etkili
olmamıştır.
Avusturya-Macaristan Imparatorluğu’nun Bosna’yı ele
geçirmekle beraber yeni bir rejimin getirdiği hayat
standartları, kıyafetten başlayarak, kadınların
yaşamlarını yine her alanda etkilemiştir. Sarsıntılı
ve çatışmalı bir toprak olduğundan, ani ve beklenmeyen
çatışma ve savaşlardan dolayı, Boşnak vatandaşları
organize olmaya vakit ve fırsat bulamamışlardır.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına
kadar hüküm süren Sosyalist Federal Cumhuriyet
Yugoslavya’da bugünkü Bosna-
Hersek, Sırbistan, Hırvatistan,Makedonya, Karadağ, Slo
venya ve Kosova bulunuyordu.
Yugoslavya parçalandıktan sonra,1992 yılından beri,
Bosna-Hersek bağımsız bir devlet olup vatandaşlarının
daha serbest bir şekilde toplumdaki fonksiyon ve
faaliyetleri artmıştır.
3.1 Topluma etkili kadınlar, önemli tarihler ve kurumlar
Umihana Cuvidina 1794 yılında Sarayevo’da doğdu ve ilk
Müslüman kadın şairiydi. Boşnakça dilinde yazan ilk
yazardır. Umihana, Sırp saldırısında Alipaşa Derendeli
ordusunda 1813’te şehit düşen, Sarayevo’lu Muyo
Camcı-bayraktarla nişanlıydı. Büyük bir acı ile
Umihana kahraman nişanlısı hakkında şiirler yazmaya
başlamış ve hiç bir zaman evlenmemeye karar vermiştir
(Sabina Dizdarevic,2005).
İkinci Dünya savaşında kurulan en önemli kadın
birliği “Antifaşist kadın cephesi” idi. Bu kadınlar birer
asker görevlerini yerine getirip,muhteşem katkılar
elde etmişlerdir. Yugoslavya savaşta 1.700.000
vatandaş kaybetti, onlardan 600.000 kadındı.
Bağımsızlık mücadelesinde kadınların rolu çok büyüktü.
1941 yılından 1945 yılına kadar, Yugoslavya ordusunda
110.000 kadın yer aldı, onlardan 25.000’i hayatını
kaybetti, 40.000’i yaralandı, 3.000’i ise tamamen
çalışamaz durumunda kalmıştır. Savaş sırasında 2000
kadın subay olmuştur.. Savaştan sonra, Antifaşist
kadın cephesi savaşta yaralanan ve yetim çocuklarının
sağlık, sosyal ve kültürel sorunlarını gidermeye
girişmiştir. 91 kadın Milli kahramanlık ödülünü
almıştır.
Melika Salihbegovic (Melika Salihbeg Bosnawi, 1945,
Sarayevo), Boşnak kadın yazarı ve Genç Müslümanlar
organizasyonunda, Aliya İzzetbegoviç ile beraber,
Müslüman hakları için savaşan genç eylemci
idi.1983’te, Aliya İzzetbegoviç’in yazdığı İslam
Deklarasyonu’nu destekleyip Yugoslavya’daki
Müslümanların durumunu yorumladığından, 12 arkadaşıyla
beraber 5 senelik hapis cezasına mahkum edildi.
Cezanın sebebi “Yugoslavya milli değerlerine aykırı
hareketler yürütülmesi” olarak açıklandı. 76 gün
sürdürdüğü açlık grevi sonucu sağlığı ciddi hasarlara
uğradı ve cezasi 3.5 sene olarak azaltıldı. Melika iki
sefer Amnesty International listesinde “vicdan
mahkumu” olarak yer almıştır. Müslüman kadınlarına
kimliklerinden vazgeçmeden,İslam kurallarıyla ve
ilimle hareket edip sosyal hayatında yer almaları
gerektiğini ileri sürdürüp, topluma unutulmaz etkiler
bırakmıştır (The Big Chill, 1988).
Tüm zorluklara rağmen ve Müslüman olarak “üçüncü
yolunu” takıp etmeye adanan Boşnaklar yine de
Yugoslavya’ya vatan duygusunu beslemiştir, haklarını
korumaya ve barış içinde yaşamaya çalışmişlardır.
Tito’nun ölümünden sonraki kaçınılmaz trajediyi
öngörememişler.Bir sefer daha tarih onlarla kanlı oyun
oynadı.
3.2 Savaş Sonrası Bosna Hersek Federasyonu
1992-1995 Bosna Hersek – Sırbistan savaşıyla
Yugoslavya’nın parçalanması ile sonuçlandırdı.
Bosna’lı Müslüman toplumu akıl alınmayan kötülüklere
maruz kaldı. 250.000 insan hayatını kaybetti. Resmi
kayıtlara göre 25.000 kadın tecavüze uğradı ve ciddi
travmalar yaşadı. Kayıt dışı kalan ve o konular
hakkında konuşmak istemeyen istatistikler dışında
kalanlar eklenirse 70.000 ile 80.000 kadına tecavüz
edilmiş bilgisine ulaşırız. Sistematik ve grup
tecavuzlar, Bosnalı Müslümanların kimliğini silme
amaçlıydı ve kurbanlar 10 ile 70 arasındaki
kadınlardı.
Jasmina Zbanic, başarılı Boşnak yönetmeni, Grbavica adlı
filmiyle 2005 yılında Berlin film festivalinde Altın
Ayı dahil üç büyük ödül aldı. Saraybosna’nın Grbavica
semtinde 12 yasındaki kızı ile yasayan Esma’nın
tecavüz kurbanı olduğu sırrının açıklaması ve o
gerçekle yaşaması konusunu alan film, aynı durumda
olan binlerce kadına acılarını paylaşmakta güç verdi.
Zbanic bu cesurca hareketiyle sadece kendi toplumun
değil dünyanın hem erkek hem kadın kitlesini
etkilemiştir.
Savaşın en büyük yarası olan Srebrenica kasabası,
birkaç gün süren katliamda neredeyse tüm erkeklerini
kaybetti. “Zene Srebrenice” (Srebrenica kadınları), Bosna-
Hersek’in en etkili kadın topluluklarındandır.
Ağırlıklı olarak Srebrenica mağdurları tarafından
kurulmuş olan ''Zene Srebrenice'' derneğinin amacı
ulaşabildikleri tüm katliam mağdurlarının gerçek
hikayelerini anlatmak ve bu katliamı ulusal ve
uluslararası kamuoyuna taşımak. Birleşmiş Milletler
Örgütü'ne açtıkları davayı son ana kadar desteklediler
ama Uluslararası mahkeme kararı sonucu UN güçlerini ve
Sırp askerleri sorumlu olmadıkları yönündeydi. Dava
Avrupa İnsan hakları mahkemesine aktarılmış. Lahey
Mahkemesi‘nin, Sırbistan’ı suçlu bulmamış olmasına
rağmen, Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi
Bosna’da işlenen suçların soykırım olduğunu kabul
etmiştir. Tüm suçlular cezasını almadıkları halde, bu
kadınların olağanüstün gücü ve çalışmalarındaki
devamlılığı herkese ibret verici bir aksiyondu.
Bosna- Hersek’te, savaşta ve savaştan sonra kurulan
kadın dernek sayısı yüksek sayılara ulaşmıştır. Bu
derneklerin baş amaçları kadın hakları ve toplumdaki
aktif rolleri, kadın sağlığı, kadınların siyasete ve
toplumun önemli kararlarına katılımı, savaş mağdur
kadınlarının ihtiyaçlarının giderilmesi, uluslararası
seviyede faaliyet gösterilmesi, demokrasi vb.
misyonlardır. İsim, kuruluş yılı ve bulundukları
şehirler aşağıda sıralanmıştır ( Cure derneği dergisi,
2010):
1.Association of Tuzla Women, 1992, Tuzla
2.Aurora, 1998, Sokolac
3.Better future, 2000, Tuzla
4.BOSFAM, 2004, Tuzla
5.Buducnost, 1996, Modrica
6.Centar za pravnu pomoc zenama, 1996, Zenica
7.Cure, 2004, Sarajevo
8.Derventa, 2005, Derventa
9.Dijete i majka, 2000, Zavidovici
10. Donja Puharska, 2002, Prijedor
11. Duga, 1991, Banja Luka
12. Duvljanke, 2000, Tomislavgrad
13. Emina, 2005, Gorazde
14. Forma F, 1998. Mostar
15. Forum Zena, 1999, Bratunac
16. Forum zena SSSBİH, 2000, Sarajevo
17. GEA, 2004, Bijeljina
18. Glas zene, 2004, Bihac
19. Gorazdanke, 2005, Gorazde
20. Grahovo, 2005, Grahovo
21. Helsinski komitet za ljudska prava u BiH,
1995, Sarajevo
22. Helsinski parlament gradjana, 1996, Banja
Luka
23. Horizonti, 1999, Tuzla
24. Izlazak sunca, 2004, Bosanska Gradiska
25. Jadar, 2003, Bratunac
26. Kakanjke Uzok, 1993, Kakanj
27. Kljuc buducnosti, 2004, Kljuc
28. Kljucki biseri, 2003, Kljuc
29. Korak vise, 2002, Vogosca
30. Krupana, 2006, Bosanska Krupa
31. Lara, 1998, Bijeljina
32. Lasta, 1998, Drvar
33. Li-Woman, 1996, Livno
34. Lotos, 1997, Zenica
35. Maja, 2001, Bratunac
36. Medica, 1993, Bratunac
37. Most, 1998, Visegrad
38. Nada, 1996, Prijedor
39. Oaza, 1999, Trebinje
40. Olimpija, 2007, Zvornik
41. Orhideja, 2004, Stolac
42. Podrinje, 2003, Vlasenica
43. Prava za sve, 1997, Sarajevo
44. Prijateljice, 1994, Tuzla
45. Priroda, 1998, Bratunac
46. Renesansa, 1998, Sarajevo
47. Rom, 1997, Zivinice
48. Sanus, 1996, Prijedor
49. Snop, 2005, Rogatica
50. Udruzene zene, 1996, Banja Luka
51. Udruzenje Q, 2002, Sarajevo
52. Udruzenje zena Gorazde, 2005, Gorazde
53. Udruzenje zena Tuzle, 1992, Tuzla
54. Union of trade workers of BiH, 1997,
Sarajevo
55. Victorija 99, 1996, Jajce
56. Viva, 2005, Gorazde
57. Vive zene, 1994, Tuzla
58. Zena BiH, 1994, Mostar
59. Zena Romkinja, 2005, Zavidovici
60. Zena zeni, 1999, Tesanj
61. Zene sa Une, 1994, Bihac
62. Zene Srebrenice, 1996, Srebrenica
63. Zene to mogu, 2001, Banja Luka
64. Zene za zene international, 1997, Sarajevo
65. Zene zenama, 1997, Sarajevo
66. Zensi centar, 2002, Trebinje
67. Zivot 2004, Zenica
4.SONUÇ
Globaleşme sonucu olarak, kadın ve erkeklerin
toplumsal etkisi daha az ayırt edildiği halde,
kadınlar hala bazı fonksiyonlarda, özellikle siyasi ve
hukuki önceliklerini tanımlayan yönetim yapılarında
ikinci planda kalmıştır. Dünya parlamantosunda
kadınlar 19% oranında yer almaktadır (UNDP, 2011).
Diğer Balkan ülkeleri gibi, Bosna-Hersek de kadınların
seçilme hakkını tanımıştır, yani BH yasasına göre:
- kadınlar siyasi partisini kurma
- kamu işlerinde yer alma
- kamu hizmetlerine eşit seviyede yaklaşma ve
- seçme ve seçilme hakklarına sahiptirler (Bosna-
Hersek yasası, madde 7 ve 8).
Tarihteki önemli kadın şahıslarının faaliyetlerinden
ziyade, Bosna-Hersek toplumunda kadın organizasyonları
en çok savaşta ve savaştan sonra göze çarpmaya
başlamıştır. 20.asır Avrupası Sarayevo’da ölmüştür.
İnsanlar o zamana kadar yaşadıkları en büyük felaketle
göz göze gelip onu kendi yaşamında hissetti ve direnç
göstermek zorunda kaldılar. Özellikle bu zor günlerde
kadın faaliyetleri her alanda yer almaya başladı ve
hala özgüvenle devam etmektedirler.Başarıları ulusal
ve uluslararası arenada kaydedilmektedir. Son
yıllarda, demokrasi BH toplumunun içinde hissedilir
durumda ve kadın haklarına aykırı olaylar
kaydedilmemiştir.
KAYNAKÇA
Elkin, F., 1990, The child and society, s.47
Musgrave, P.W,1986, The sociology of education, s.33
Bedirhanoğlu, Mehmet, 2009, Sosyoloji, kadın ve 8.mart,
Sosyolog, 5, s.13-18
Dizdarevic, Sabina, 2005, Aljamiado and Oriental
literature in Bosnia and Herzegovina 1463-1878
The Big Chill, 1988, News & notes, Index on Censorship, 17:2,
3-6
Vijesti Fondacije Cure (Curederneği dergisi), 2010,
s.6
UNDP, 2011, Empowering women for stronger political parties,
p.12
Bakšić-Muftić, Jasna, 2010, Žene u politickom i javnom zivotu,
Članovi 7 i 8 u vezi sa članom, Opšta preporuka br. 23
Eliasson, Per Elis, 2002, Muškarci, žene i nasilje. Razumijevanje i mijenjanje nasilnog ponašanja, Žene ženama, Sarajevo
Gross, Elizabeth, 2005, Promenljiva tela:ka telesnom feminizmu, Beograd:Centar za ženske studije i istraživanja roda Sosyoloji, kadın ve 8.mart”