Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin Yüz Hatırlama Performansına Etkisi

32
Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin Yüz Hatırlama Performansına Etkisi Elif Sena Öztürk Büşra Kahraman Sümeyra Gemici Şahika Kargın İstanbul Üniversitesi Özet Bu araştırmanın amacı duygusal içerikli örtük uyaranların insan yüzlerini hatırlamaya etkisinin olup olmadığını, eğer varsa örtük uyaranın olumlu ya da olumsuz niteliğine bağlı olarak değişip değişmediğini incelemektir. Bu amaçla 17-26 yaş arası, 34 kontrol 34 deney grubu olmak üzere 68 katılımcıyla deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Katılımcılara Beck Depresyon Ölçeği verilmiş, 18 ve üstü puan alanlar analizlere dahil edilmemiştir. Deneyin ilk aşamasında deney grubuna olumlu ya da olumsuz içerikli fotoğraflarla maskelenen nötr insan yüzleri sunulmuş, ardından 3 dakikalık bir kart eşleştirme oyunu oynatılmış, sonrasında da üç fotoğraf arasından görmüş oldukları yüzleri tanımaları istenmiştir. Kontrol grubunaysa herhangi bir maskeleme yapılmamıştır. Kontrol grubuyla deney grubu karşılaştırıldığında olumsuz fotoğraflarla maskeleme yapmanın hatırlama performansını düşürdüğü, olumlu fotoğraflarla maskelemenin de yalnızca erkek yüzlerine yapıldığı durumda performansı düşürdüğü bulunmuştur.

Transcript of Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin Yüz Hatırlama Performansına Etkisi

Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin

Yüz Hatırlama Performansına EtkisiElif Sena Öztürk Büşra Kahraman Sümeyra

Gemici Şahika Kargınİstanbul Üniversitesi

Özet

Bu araştırmanın amacı duygusal içerikli örtük uyaranların

insan yüzlerini hatırlamaya etkisinin olup olmadığını, eğer

varsa örtük uyaranın olumlu ya da olumsuz niteliğine bağlı

olarak değişip değişmediğini incelemektir. Bu amaçla 17-26 yaş

arası, 34 kontrol 34 deney grubu olmak üzere 68 katılımcıyla

deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Katılımcılara Beck

Depresyon Ölçeği verilmiş, 18 ve üstü puan alanlar analizlere

dahil edilmemiştir. Deneyin ilk aşamasında deney grubuna

olumlu ya da olumsuz içerikli fotoğraflarla maskelenen nötr

insan yüzleri sunulmuş, ardından 3 dakikalık bir kart

eşleştirme oyunu oynatılmış, sonrasında da üç fotoğraf

arasından görmüş oldukları yüzleri tanımaları istenmiştir.

Kontrol grubunaysa herhangi bir maskeleme yapılmamıştır.

Kontrol grubuyla deney grubu karşılaştırıldığında olumsuz

fotoğraflarla maskeleme yapmanın hatırlama performansını

düşürdüğü, olumlu fotoğraflarla maskelemenin de yalnızca erkek

yüzlerine yapıldığı durumda performansı düşürdüğü bulunmuştur.

Örtük Uyaran ve Bellek 2

Cinsiyet farkına bakıldığındaysa kadınlardansa erkeklerin

maskeleme yapıldığı durumda erkekleri hatırlama

performanslarının düştüğü gözlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Eşikaltı uyaran, örtük uyaran, duygusal

bellek, bellek, maskeleme, eşikaltı duygusal hazırlama

Örtük Uyaran ve Bellek 3

Organizmanın bir uyaranı

fark etmeye başladığı noktaya

duyusal eşik denir.

Duyumlanabilen en hafif

uyaranlar sınırı Alt Duyum

Eşiği; duyumlanabilen en

yüksek uyaranlar sınırı Üst

Duyum Eşiği olarak

adlandırılır. Bu eşiğin

altındaki veya üstündeki

uyaranlar duyu organları

tarafından algılanamaz.

Eşikaltı uyaran ise bilinçli

algılama için eşik altında

kalan fakat farkında olmadan

duygusal tepki oluşturabilen

uyarana denir (Smith, 2008).

Yani bir uyaran duyu

organları tarafından

algılanamazken beyin

tarafından algılanabilir.

Eşik kavramının ilk

olarak bilinçaltı

teorilerinden ortaya çıktığı

görülmektedir. Johann

Friedrich Herbart eşiğin

altındaki fikirlerin

bilinçaltı olduğunu

söylemiştir (Schultz ve

Schultz, 2007).

20. yüzyıl başlarında

yapılan ilk sistematik

psikoloji deneyleri bu konuya

ilgi duyulmasını sağlamıştır.

O zamanki deneylerde en basit

haliyle katılımcılara verilen

uyaranın farkında olup

olmadıkları sorulmuştur. Bir

psikofizikçi olan Fechner

mutlak eşiği tanımlayarak bu

alana çok önemli katkılar

sağlamıştır (Schultz ve

Schultz, 2007).

Görsel örtük uyaran

sunumu,  uyaranın farkındalık

seviyesine çıkmasına müsaade

etmeyecek süre boyunca

gösterilmesidir. Göz için

kesin bir sınır konulamasa da

yapılan çalışmalar 20 ms gibi

kısa bir süre gösterilen

uyaranın ardından boş bir

görsel alan sunulduğunda fark

edilmesi çok da zor

Örtük Uyaran ve Bellek 4

olmadığını ortaya koymuştur

(Thorpe, Fize & Marlot,

1996). Ama anlamlı bir

fotoğrafla maskelendiğinde bu

süre uzamaktadır (Potter,

1976). Bir uyaranın hedef

uyaranın algılanma eşiğini

yükseltmesine ya da hedef

uyaranın algılanmasını

engellemesine maskeleme

denir. Geriye doğru maskeleme

görsel bir uyaranı

farkındalık alanından

uzaklaştırmanın en temel

yoludur (Jaskowski &

Slosarek, 2006). Bu işlem

maskelenecek uyaranın uygun

bir süre boyunca gösterilmesi

ve hemen ardından onu

maskeleyecek başka bir

uyaranın sunulması şeklinde

gerçekleştirilir. Bu işlem

sonunda maskelenen uyaranın

sonraki uyarana verilecek

tepkiyi değiştirebilmesi

beklenir. Örneğin bir

çalışmada (Eimer &

Schlaghecken, 1988)

katılımcılara sağ ve sol

oklar gösterilmiş ve

katılımcılardan ekrana gelen

okun yönüne göre iki butondan

birine basmaları istenmiştir.

Öncesinde zıt yönde ok

gösterildiğinde kişi öyle bir

şey gördüğünün farkında

olmasa bile motor

aktivasyonun ve

performansının etkilendiği

bulunmuştur. Bu da örtük

uyaranların sonraki uyarana

verilen tepki üzerindeki

etkisini göstermektedir.

Görülüyor ki örtük uyaran

istenenin tam zıttı bir

davranışa bile yol

açabilmektedir. Peki işin

içine duygular girerse ne

olur? Geriye doğru

maskelenerek sunulan duygusal

içerikli örtük uyaranın

sonraki uyarana yönelik

tepkiyi duygusal olarak

etkilediğine dair birçok

araştırma mevcuttur.

Literatürde bunun için

Örtük Uyaran ve Bellek 5

“subliminal affective

priming” terimi kullanır,

Türkçesi için “eşikaltı

duygusal hazırlama”

denilebilir. Bu etkiyi

araştırmak için en fazla yüz

fotoğraflarından

yararlanılmıştır.

Winkielman ve

Berridge’nin (2005) yaptığı

bir araştırmada 16 ms süreyle

mutlu, nötral ya da sinirli

yüzler sunulmuş ardından

nötral bir yüzle 400 ms

süreyle maskelenmiş ve

uygulama bitince sürahiden

bardağa içecek doldurmaları

ve içmeleri istenmiştir.

Örtük olarak mutlu yüzler

gösterilen denekler kızgın

yüz gösterilenlere kıyasla

kendilerine anlamlı derecede

daha fazla içecek koydukları

ve daha fazla miktarda

tükettikleri gözlenmiştir. Bu

araştırma bize göstermektedir

ki eşikaltı duygusal gösterim

farkında olmadan

davranışlarda değişikliğe

neden olabilmektedir.

Duygusal

deneyimlerimizi, belirli bir

duygu içermeyenlere göre daha

iyi hatırlamamıza duygusal

bellek denir. Gerek örtük

olsun gerek açık bellek olsun

duygularla sıkça

çalışılmıştır. Duygusal

olayların belleğimizde

depolanmasında amigdalanın

rolü vardır. Duygulara bağlı

koşullanmalarda, özellikle

korku durumunda uyarılar

lateral nukleusa gider ve

burada anılarla ilişki kurar.

Sinapslarda kayıtlı olan bu

duygusal anı, santral nukleus

ve stria terminalis yolu ile

davranışı ortaya çıkarır.

Sonuç olarak; örneğin, korkan

bir kişide donakalma,

çarpıntı gibi cevaplar oluşur

(LeDoux, 2008).

Manyetoensefalografiyle (MEG)

yapılan bir çalışmada 50

ms’lik öfkeli yüz ifadeler

Örtük Uyaran ve Bellek 6

gösterilirken amigdalada

bariz bir aktivite artışı

gözlenmiştir (Maratos ve ark,

2009).

Bu çalışmada görsel

bellek sınanacağı için en

özet haliyle bellek ve

çeşitlerine bakıldığında

bellek ve algının birlikte

çalıştığı görülmektedir. İki

tip bellek vardır. Birinci

tip bellek, yeterli ve

sınırlı bir zaman için

bilgiyi tutar. Bizim

sınayacak olduğumuz bu bellek

sistemine, kısa süreli bellek

(KSB) denir ve yeni bilgi

eski bilgiyle yer değiştirene

kadar ya da yeni bilgiyi

alana kadar kısa süreyle

bilgiyi bellekte tutar.

Duruma göre belleğin

özelleştirilmiş bir şekli

olan çalışma belleği olarak

isimlendirilebilir. Çalışma

belleği, bilişsel görevler

yerine getirilirken bilgiyi

geçici olarak tutan ve

düzenleyen bir sistem olarak

tanımlanan bir bellek

tipidir. Uzun süreli belleğin

özelleşmiş bir bölümünü

içerir, ayrıca KSB’nin bazı

özelliklerini de paylaşır.

Çalışma belleği yeni ve eski

bilgilerin sürekli olarak

dönüştürüldüğü,

birleştirildiği ve

aktarıldığı bir çalışma

masası olarak

kavramsallaştırılabilir

(Solso, MacLin & MacLin,

2011). Görsel bellek, daha

önceden görülen görsel

uyarıcıları, biçim, ayrıntı,

konum ya da diğer önemli

özellikleriyle görsel olarak

hatırlayabilme yetisidir

(Budak, 2003). İnsan

yüzlerini hatırlamak da

özelleşmiş haliyle görsel

hatırlama olarak ele

alınabilir.

Ayrıca bellek söz konusu

olduğunda birtakım

yanlılıklar da değinilmesi

Örtük Uyaran ve Bellek 7

gereken bir konudur. Dağ ve

Tosun (2000) yazdıkları

makalede duygusal

bozukluklardaki duygudurum

tutarlı bellek yanlılığı

konusunda yapılan birçok

araştırmada çelişkili bazı

sonuçlar elde edilmesine

rağmen, duygudurumun kodlama

ve geri getirme aşamalarında

bir bellek yanlılığına neden

olduğunun görüldüğü söyler.

Örtük bellek görevinde

duygudurum tutarlı bellek

yanlılığını araştırdıkları

çalışmalarında depresif duygu

durumlu katılımcıların

olumsuz sıfatları, depresif

duygu durumlu olmayan

katılımcıların da olumlu

sıfatları diğerlerine göre

daha hazır hale

getirdiklerini

bulgulamışlardır. Cangöz ve

Sayar’ın (2013) yaptığı örtük

bellek ile ilgili

araştırmalarında olumlu

kelimelerin daha çok

hatırlandığı bulgulanmıştır.

Yani farkındalığın olmadığı

otomatik örtük bellekte

“olumluluk etkisi”

görülmüştür (Sayar ve Cangöz,

2013). Yine aynı araştırmada

sonuç olarak duygusal

kelimelerin açık bellekte

olduğu kadar örtük bellekte

de anlamlı bir fark yarattığı

bulgulanmıştır.

Örtük bellek ve bellek

yanlılığı çalışmalarında,

depresif duygu durumun hazır

hale getirme sürecine etki

edeceği ve hazır hale

getirilen malzemelerin daha

çok duygu durumla tutarlı

olan malzemeler olacağı

beklenmektedir (Dağ ve Tosun,

2000). Örtük bellek ile

ilgili olarak yapılan bu

araştırmalardan bazıları,

örtük bellek testlerinde

duygu durum tutarlı bir

bellek yanlılığının

olmadığını ortaya koyarken

(Danion ve ark., 1995; Denny

Örtük Uyaran ve Bellek 8

ve Hunt, 1992; Watkins ve

ark., 1992); bazı

araştırmalar bunun tam tersi

olarak, örtük bellekte duygu

durum tutarlı bir bellek

yanlılığının olduğunu

göstermektedir (Bazin,

Perrucher ve Feline, 1996;

Bradley, Mogg ve Millar,

1996; Bradley, Mogg ve

Williams, 1994; 1995; Cooley

ve Stringer, 1998;

Ruizcaballero ve Gonzalez,

1994; 1997; Watkins ve ark,

1996). Bu sebeple yaptığımız

çalışmada depresyon durumu

kontrol edilmiş ve yüksek

depresyon belirtisi

gösterenler analizlere dahil

edilmemiştir.

Örtük uyaran ve

duygularla birlikte çalışılan

araştırmalardan birinde

korkulu, mutlu ve nötral

yüzler 30 ms süreyle

gösterilip ardından 300 ms

süreyle şaşırmış bir yüzle

maskelenmiştir. Yapılan

işlemin ardından

katılımcılardan şaşırmış

görünen yüzleri 1 ile 6 puan

arasında değerlendirmeleri

istenmiştir. Ertesi gün

katılımcılar tekrar

çağırılmış ve yeni yüzlerle

beraber eski yüzler

gösterilmiştir. Yüzleri

tanıdıklarında bir butona

basmaları istenmiş ve

kendilerinden ne kadar emin

oldukları sorulmuştur.

Sonuçlara göre öncesinde

olumlu yüzler gösterilen

şaşırmış ifadeli yüzler daha

olumlu değerlendirilmiş ve

olumlu yüzlerin ertesi gün

hatırlanması korkulu

yüzlerden daha iyi

bulunmuştur (Sweeny ve ark,

2009).   

Daha önceden örtük

olarak duygu durumunu

değiştirip ardından hatırlama

performansının ölçüldüğü bir

çalışma yapılmamıştır. Tüm

bunlara bütüncül bir bakış

Örtük Uyaran ve Bellek 9

açısıyla bakıldığında

duygusal içerikli eşikaltı

uyaranların nötral yüzlerle

maskelenmesi durumunda

çalışma belleğinin meşgul

edildiği bir hatırlama görevi

sonrasında yüzleri

hatırlamada avantaj

sağlayacağı öngörülerek bu

araştırma tasarlanmıştır.

Bunun yanı sıra olumsuz ve

tehdit edici bir uyaran kişi

tarafından fark edilmese de

amigdala tarafından işleme

sokulacağı için öncesinde

olumsuz uyaran gösterilen

yüzlerde daha iyi bir

hatırlama performansı

beklenmektedir. Sonuçların

günlük hayatta neden bazı

yüzleri daha iyi hatırlandığı

sorusunun cevabının bir

parçası olacağı umulmaktadır.

Yöntem

Katılımcılar

Araştırma kapsamında

İstanbul’da yaşayan 17-26 yaş

arası 42 erkek 43 kadına

ulaşılmıştır. Beck Depresyon

Ölçeği’nden 18 ve üstü puan

alan 17 katılımcı analizlere

dahil edilmemiştir. Bu

nedenle sonuçlar 34 erkek 34

de kadın olmak üzere 68

katılımcının verilerinden

elde edilmiştir.

Katılımcıların %94.1’i lisans

öğrencisidir. Deney grubunda

17 kadın 17 erkek, kontrol

grubunda 17 kadın 17 erkek

bulunmaktadır. Psikoloji

öğrencileri yalnızca kontrol

grubuna dahil edilmiştir.

Deney grubunun yaş ortalaması

21.44, SS = 1.65; kontrol

grubunun yaş ortalaması

21.55, SS = 2.06’dır. Deney

grubunun Beck Depresyon

Ölçeği ortalaması 8.9, SS=

4.2; kontrol grubunun ise

10.6, SS=4.3’tür.

Veri Toplama Araçları

Demografik Bilgi ve Gönüllü

Onam Formu. Bu formda

katılımcılara araştırma

Örtük Uyaran ve Bellek 10

hakkında bilgi verilmiş,

araştırma esnasında

kendilerini rahatsız eden bir

durum olursa çalışmayı yarıda

bırakabilecekleri

belirtilmiş, araştırmaya

gönüllü katıldıklarına dair

imza  ve yaş, cinsiyet ve

eğitim durumlarını yazmaları

istenmiştir.

Beck Depresyon Envanteri

(BDI). Dr. Aaron T. Beck

tarafından yaratılmış, çoktan

seçmeli 21 soruluk,

depresyonun şiddetini

ölçmekte kullanılan bir

araçtır. Şu anki haliyle Beck

Depresyon Ölçeği 13 yaş ve

üzeri bireylere

uygulanmaktadır. Ölçekteki

sorularda umutsuzluk,

suçluluk gibi duygusal

belirtilerin yanı sıra

yorgunluk, kilo kaybı gibi

fiziksel belirtiler de

incelenmektedir. Duygu alt

ölçeğinde kötümserlik, geçmiş

başarısızlık ve hatalar,

suçluluk duyguları,

cezalandırılma duyguları,

kendini beğenmezlik, kendini

eleştirme, intihar

düşünceleri ve değersizlik

hissi incelenir. Somatik alt

ölçekte ise üzüntü, haz

kaybı, ağlama, ajitasyon,

ilgisizlik, kararsızlık,

enerji kaybı, uyku düzeninde

değişiklik, asabiyet, iştahta

değişim, konsantrasyon

güçlükleri, yorgunluk, cinsel

iştah kaybı incelenir.

Her soruda en düşük puan

0, en yüksek puan 3'tür.

Testten alınabilecek en

yüksek puan 63, en düşük puan

0’dır. 17 ve üstü puanlar

tedavi gerektiren depresyonu

%90 ayırt edebilmektedir.

Türkiye uyarlaması Hisli

(1988, 1989) tarafından

yapılmış, iki yarım test

güvenirliği katsayısı .74

olarak bulunmuştur.

PsychoPy 2. Psikoloji

araştırmaları için Python

Örtük Uyaran ve Bellek 11

dilinde yazılmış programdır.

Kullanıcı dostu bir arayüze

sahip olan bu program kodlama

bilgisi gerektirmeden deney

düzenekleri oluşturmayı

sağlar. Her türlü görsel,

işitsel uyaranı istenen süre

boyunca sunma olanağı verir,

istenirse random gösterim

yapar. Basılan tuşların

kaydını tutabilir,

katılımcıların tepki

verebilecekleri etkileşimli

deney düzenekleri kurulmasına

olanak verir. İlk olarak

Microsoft Windows® XP

platformu için yazılmış,

sonradan Mac OS X platformuna

da uyarlanmıştır. nVidia, ATI

ve Matrox grafik kartlarının

tümüyle uyumludur (Pierce,

2007).

The Geneva Affective Picture

Database (GAPED). Dan-Glauser

ve Scherer tarafından 2011

yılında oluşturulmuştur.

Duygudurumda değişikliğe

neden olduğu düşünülen 530

olumsuz, 94 nötral ve 130

pozitif fotoğraftan oluşan

data setidir.

Data seti oluşturulurken

altı fotoğraf kategorisi

kullanılmıştır: yılanlar,

örümcekler, insan haklarını

ihlal eden görüntüler,

hayvanlara karşı kötü muamele

içeren fotoğraflar, nötr ve

pozitif fotoğraflar.

Fotoğraflar katılımcılar

tarafından valans değeri,

uyarım miktarı, içsel normlar

ve yasal kabul edilebilirlik

kıstaslarıyla oylanmıştır. 60

katılımcı ikinci sınıf

psikoloji öğrencilerinden

oluşmaktadır. İnsan haklarını

ihlal eden görüntülere sahip

fotoğrafların uyarım miktarı

ortalaması 57.28, hayvanlara

kötü muamele fotoğraflarının

uyarım miktarı ortalaması

61.95’tir.

Araştırmada 14 olumsuz

fotoğrafın yüksek uyarıma

neden olan 6’sı hayvanlara

Örtük Uyaran ve Bellek 12

kötü muamele edilen

fotoğraflar, 8’i insan

haklarını ihlal eden

görüntülerden oluşan

fotoğraflardan oluşmaktadır.

Olumlu olarak sunulan

fotoğraflar 14 adet yüksek

uyarım çıkaran bebek

fotoğrafından oluşmaktadır.

The Center for Vital Longevity

Face Database. 640 x 480

ebatlarında 18-93 yaş arası

575 kişinin mutlu, nötral ve

profilden çekilmiş

fotoğraflarından

oluşmaktadır. Katılımcıların

çoğunluğu Kafkasyalı (%76),

bir kısmı da Afrikan

Amerikan’dır (%16). Geriye

kalan %8 Asyalı, Güney Asyalı

veya Hispaniktir. Bu data

setinden 18-25 yaş arası,

nötral ifadeli 42 kadın ve 42

erkek fotoğrafı 14 kadın ve

14 erkek olmak üzere 28’i

deney aşamasında, geri kalan

fotoğraflar da tanıma

aşamasında kullanılmıştır.

Fiziksel görünüşlerindeki

farklılığın karıştırıcı etken

olacağı düşünüldüğü için

Asyalılar ve Afrikan

Amerikanlar araştırmaya dahil

edilmemiştir.

Bu data setinin

araştırmalarda kullanılmasına

açık izin verilmiştir.

Stian’s Kart Eşleme Oyunu.

Kapalı halde her birinin

çiftinin de içinde bulunduğu

toplam 36 karttan oluşan swf

türünde bir oyundur. Oyunun

amacı her kart çiftini

bulmaktır. Eşleştirilemeyen

her çift kart 5 puan

eksilmesine neden olur.

Eşleştirilen her kart çifti

içinse 100 puan kazanılır.

Örtük Uyaran ve Bellek 13

Oyun skoru oyun puanının

süreye bölünmesiyle bulunur.

İşlem

Bu araştırma İstanbul

Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi Kütüphanesi’nde

katılımcılar bireysel

uygulamaya alınarak

yürütülmüştür. Katılımcılara

öncelikle demografik bilgi ve

onam formu verilmiştir. Onam

alındıktan sonra 21 soruluk

Beck Depresyon Envanteri

uygulanmıştır. Envanteri

dolduran katılımcılar

kişilere ruhsal rahatsızlık

vermemek için puanlarına

bakılmaksızın bilgisayar

uygulamasına alınmış, analiz

sürecinde 17 katılımcı

ölçekten 18 ve üstü puan

aldığı için analizlere dahil

edilmemiştir. Araştırma için

11.6 inch dokunmatik ekranlı,

1920x1080 çözünürlüklü, i5

işlemci, 60 Hz ve 189 DPI

Intel HD Graphics 4000 ekran

kartına sahip Sony Vaio Duo

11 SVD112A1SM Ultrabook

kullanılmıştır.

PsychoPy 2 programında

hazırlanan deney düzeneğine

göre öncelikle şöyle bir

yönerge sunulmuştur: Birazdan

size birtakım insan yüzleri

gösterilecektir. Yalnızca bu

fotoğraflara odaklanın.

Başlamaya hazır olduğunuzda

klavyedeki boşluk tuşuna

basın. Deney grubuna 300 ms

süreyle “+” şeklindeki odak

gösterilmiş ardından 50 ms

boşluk ve 60 ms süreyle 14

olumlu ve 14 olumsuz içerikli

fotoğraflardan biri random

olarak gösterilmiş, hemen

sonra 400 ms süreyle bir

insan yüzü sunulmuştur. Her

seferinde farklı

fotoğraflarla toplam 28

tekrar olmuştur.

Fotoğrafların ve yüzlerin

random sunulmasının

Örtük Uyaran ve Bellek 14

fotoğraflar üzerinde kontrol

sağladığını düşünülmektedir.

Cinsiyet yanlılığı ihtimaline

karşı da toplamda 14 kadın,

14 erkek fotoğrafı

gösterilmiştir. Kontrol

grubuna ise 300 ms süreyle

“+” şeklindeki odak, 50 ms

boşluk ve hemen ardından

insan yüzlerinden biri random

olarak gösterilmiştir. Aynı

şekilde 28 tekrar sonunda

ikinci aşamaya geçilmiştir.

Deneyin bu aşaması yaklaşık

olarak 3 dk sürmüştür.

İkinci aşamada çalışma

belleğini oyalamak amaçlı

katılımcılardan Kart Eşleme

Oyunu oynamaları istenmiş ve

bunun için 3 dakika süreleri

olduğu belirtilmiştir. 3

dakikadan sonra oyunu

tamamlamamış olsalar dahi

devam etmelerine izin

verilmeyip, üçüncü aşamaya

geçilmiştir.

Son aşamada ise önceden

eşik altı uyaranlarla

birlikte sunulan insan

yüzleri daha önce

gösterilmeyen insan

fotoğraflarıyla

birleştirilerek hazırlanan 3

şıklı hatırlama görevi

uygulanmıştır. Katılımcılara

bu fotoğraflardan hangisini

daha önce gördülerse ona

karşılık gelen numarayı

klavyeden tuşlamaları

söylenmiştir. Reaksiyon

zamanları analizlerde

değişken olarak

kullanılmıştır.

Bulgular

Veri Analizi

Bu çalışmanın analizleri

IBM® SPSS® Statistics 21.0

programında yapılmıştır.

Dağılımların normal

olmaması nedeniyle

nonparametrik bir test olan

ilişkisiz iki örneklem için

Mann-Whitney U testi

kullanılmıştır. Kontrol

grubuyla deney grubunun

Örtük Uyaran ve Bellek 15

verileri bu yöntemle

karşılaştırılmış ve ileriki

aşamada cinsiyetler arası

farklar da deney ve kontrol

grubuna göre ayrı ayrı analiz

edilmiştir.

İstatistikler

Bağımlı değişkenlere ait

tanımsal istatistik değerler

aşağıdaki Tablo 1’de yer

almaktadır.

Önce gruplar içindeki

cinsiyet farklılıklarına

bakılmış, deney grubunda

cinsiyete göre bağımlı

değişkenlerin sıralama

ortalamaları arasında anlamlı

bir fark bulunamamıştır.

Kontrol grubunda cinsiyete

göre olumsuz fotoğraflarla

maskelenen erkek yüzlerine

verilen reaksiyon süresi

hariç (U = 73, p < 0.05)

diğer bağımlı değişkenlerin

ortalamaları sıraları

arasında da anlamlı bir fark

yoktur.

Tablo 1. Değişkenlerin kontrol ve deney grubundaki tanımsal

istatistik değerleri

N Ort SS

Beck Envanteri Puan Deney 34 8.88 4.20Kontrol 34 10.56 4.29

Kart Eşleme Skor Deney 34 13.94 4.54Kontrol 34 15.09 4.56

Olumlu Kadın Doğru Sayısı Deney 34 5.41 1.40Kontrol 34 5.88 1.12

Olumsuz Kadın Doğru Sayısı Deney 34 5.35 1.54

Örtük Uyaran ve Bellek 16

Kontrol 34 5.91 0.90Olumlu Erkek Doğru Sayısı Deney 34 6.09 1.26

Kontrol 34 6.74 0.57Olumsuz Erkek Doğru Sayısı Deney 34 5.03 1.40

Kontrol 34 6.15 0.82Toplam Olumlu Doğru Sayısı Deney 34 11.47 2.48

Kontrol 34 12.62 1.33Toplam Olumsuz Doğru Sayısı Deney 34 10.38 2.48

Kontrol 34 12.06 1.32Olumlu Kadın Cevap Süre (sn) Deney 34 2.58 1.01

Kontrol 34 2.43 0.64Olumsuz Kadın Cevap Süre (sn) Deney 34 2.68 0.83

Kontrol 34 2.46 0.62Olumlu Erkek Cevap Süre (sn) Deney 34 2.24 0.74

Kontrol 34 2.18 0.79Olumsuz Erkek Cevap Süre (sn) Deney 34 2.67 0.93

Kontrol 34 2.49 0.92

Tablo 2. Kontrol grubunda cinsiyete göre olumsuz fotoğraflarla

maskelenen erkek yüzlerine verilen reaksiyon süresi sıralama

ortalamalarının Mann-Whitney U Testi sonucu

N Sıra Ort Sıra Top U P

Kadın 17 21.71 369.00 73 .014*Erkek 17 13.29 226.00

Tablo 2’de görüldüğü üzere

kontrol grubundaki erkek

katılımcıların olumsuz

fotoğraflarla maskelenen

erkek yüzlerini kadınlardan

anlamlı olarak daha hızlı

cevapladıkları

bulgulanmıştır.

Örtük Uyaran ve Bellek 17

Deney ve kontrol grubunun

cinsiyetten bağımsız olarak

yapılan Mann-Whitney U

analizine göre

karşılaştırılma tablosu,

tablo 3 aşağıdadır.

Tablo 3. Deney ve Kontrol Gruplarına Göre Bağımlı

Değişkenlerin Sıralama Ortalamaları Tanımsal İstatistik ve

Değerleri

N Sıra

Ort

Sıra

Top

U p

Beck Envanteri Puan Deney 34 31.09 1057.00 462.00 .154Kontro

l

34 37.91 1289.00

Kart Eşleme Skor Deney 34 31.51 1071.50 505.50

0

.374Kontro

l

34 37.49 1274.50

Olumlu Kadın Doğru Deney 34 31.29 1064.00 469.00

0

.166Kontro

l

34 37.71 1282.00

Olumsuz Kadın Doğru Deney 34 31.46 1069.50 474.50

0

.188Kontro

l

34 37.54 1276.50

Olumlu Erkek Doğru Deney 34 29.53 1004.00 409.00

0

.013

*Kontro

l

34 39.47 1342.00

Olumsuz Erkek Doğru Deney 34 26.13 888.50 293.50

0

.000

*Kontro

l

34 42.87 1457.50

Toplam Olumlu Doğru Deney 34 30.12 1024.00 429.00

0

.061Kontro

l

34 38.88 1322.00

Örtük Uyaran ve Bellek 18

Toplam Olumsuz Doğru Deney 34 26.31 894.50 299.50

0

.001

*Kontro

l

34 42.69 1451.50

Olumlu Kadın Cevap

Süre

Deney 34 35.44 1205.00 546.00

0

.695Kontro

l

34 33.56 1141.00

Olumsuz Kadın Cevap

Süre

Deney 34 36.74 1249.00 502.00

0

.351Kontro

l

34 32.26 1097.00

Olumlu Erkek Cevap

Süre

Deney 34 35.91 1221.00 530.00

0

.556Kontro

l

34 33.09 1125.00

Olumsuz Erkek Cevap

Süre

Deney 34 36.59 1244.00 507.00

0

.384

Kontro

l

34 32.41 1102.00

*p<0.05

Tablo 3’te de görüleceği

üzere Beck Envanteri

puanları, kart eşleme

skorları, olumlu maskeleme

yapılan kadın yüzlerinin

hatırlanma sayısı, olumsuz

maskeleme yapılan kadın

yüzlerinin hatırlanma sayısı,

olumlu maskeleme yapılan

toplam yüz sayısı ve her

kategoriye verilen reaksiyon

zamanları sıralama

ortalamaları arasında anlamlı

bir fark bulunamamıştır.

Bunların yanısıra olumlu

maskeleme yapılan erkek

yüzlerinin doğru hatırlanma

sayısı sıralama ortalamaları

deney grubunda kontrol

grubuna göre anlamlı olarak

farklıdır. Olumlu maskeleme

yapılan erkek yüzleri kontrol

grubuna göre daha az

başarıyla hatırlanmıştır (U =

409.00, p < 0.05). Olumsuz

maskeleme yapılan erkek

yüzlerinin hatırlanma

sıralama ortalamaları da

Örtük Uyaran ve Bellek 19

yüksek anlamlılık seviyesinde

kontrol grubundan

farklılaşmaktadır. Bu yüzleri

deney grubu kontrol grubuna

göre anlamlı derecede daha az

başarıyla hatırlamıştır (U =

293.50, p < .001).

Cinsiyetten bağımsız

olarak olumlu ve olumsuz

maskeleme yapılan yüzlerin

toplam hatırlanma

ortalamaları sıralamalarına

bakıldığında olumlu maskeleme

yapılan yüzlerin değil (U =

429.00, p > .05) ama olumsuz

maskeleme yapılan yüzlerin

deney grubunda kontrol

grubuna göre anlamlı derecede

daha az başarıyla

hatırlandığı bulunmuştur (U =

299.50, p < .05).

Cinsiyeti bir değişken

olarak ele alıp yapılan

analizlerde erkeklerle

kadınlar arasındaki fark

toplam olumsuz maskeleme

yapılan durumla ve olumsuz

maskeleme yapılan erkek

yüzleri şartında anlamlı

çıkmıştır. Mann-Whitney U

sonuçları tablo 4’tedir.

Tablo 4. Cinsiyetlere Göre Deney ve Kontrol Gruplarının

Olumsuz Erkek Doğru ve Toplam Olumsuz Doğru Değişkenlerinin

Sıralama Ortalamaları İstatistik ve Değerleri

N Sıra

Ort

Sıra

Top

U p

Olumsuz Erkek

Doğru

Kadı

n

Deney 1

7

14.76 251.00 99.5

00

.06

1Kontr

ol

1

7

20.24 344.00

Örtük Uyaran ve Bellek 20

Erke

k

Deney 1

7

11.19 203.00 50.0

00

.00

1*Kontr

ol

1

7

23.06 392.00

Toplam Olumsuz

Doğru

Kadı

n

Deney 1

7

14.65 250.50 96.0

00

.08

6Kontr

ol

1

7

20.35 344.50

Erke

k

Deney 1

7

12.06 205.00 52.0

00

.00

1*Kontr

ol

1

7

22.94 390.00

Yani kadın katılımcılarda

kontrol ve deney grupları

arasında bir fark

görülemezken, erkek

katılımcıların olumsuz

maskeleme yapılması durumunda

hatırlama performanslarının

anlamlı derecede azaldığı (U

= 52.00, p < .05) ve bunun da

yalnızca erkek yüzlerine

karşı olduğu bulgulanmıştır

(U = 50.00, p < .05).

Tartışma

Bu araştırmanın

bulguları literatürde bulunan

benzer araştırmalarla bazı

noktalarda çelişmektedir.

Literatürde bu araştırmaya

benzer çok fazla araştırma

olmaması elde edilmiş olan

datayı yorumlamayı oldukça

güçleştirmektedir. Literatüre

bakıldığında örtük belleğin

duygusal içeriğinin

görsellerden ziyade

kelimelerle çalışıldığı

görülmektedir. Bununla

birlikte, örtük uyaran ve

duygu durum tutarlı bellek

araştırması (Tosun ve Dağ,

2000) kelimelerin duygusal

içeriğinin hatırlamaya olan

etkisini kanıtlamış olsa da,

Örtük Uyaran ve Bellek 21

bu araştırmada buna benzer

bir bulguya ulaşılamamıştır.

Beck Depresyon Ölçeği’nden 18

ve üstü puan alanlar

analizlere dahil

edilmemiştir. Zira, depresif

duygu durum eğilimi olan

katılımcıların olumsuz

duygusal içerikli örtük

uyaranla maskelenen insan

yüzlerini daha iyi

hatırlamaları karıştırıcı bir

değişken olabilir. Ölçekten

17 ve altı puan alan

katılımcıların skorları ile

yapılan analizlerde duygu

durum tutarlı bellek

hipotezini destekleyici veri

bulunamamıştır. Bu durumun

sebebi olarak örtük

uyaranlarla duygu durumunun

manipülasyonunun yeterli

seviyede olmaması

sayılabilir. Öte yandan bu

durum duygu düzenleme işlevi

ile de yorumlanabilir. Duygu

ile anıların bir arada ele

alındığı alanlardan bir

tanesi duygu düzenleme

işlevidir. Burada genel

kabul, duygusal kendini

düzenlemenin hazza

dayandığıdır. İnsanlar iyi

hissetmek, iyi duygu durumda

kalmak ve kötü duygu duruma

sahipseler daha az kötü

hissetmek isterler. Bu iki

motivasyon çoğunlukla olumlu

duygu durumu sürdürme ve

olumsuz duygu durumu onarma

olarak bilinir (Sarp, N. ve

Tosun, A., 2011). Araştırmada

olumsuz örtük uyaranlarla

maskeleme yapıldığında

hatırlama performansının

düştüğü bulunmuştur. Duygu

durumu olumsuz örtük

uyaranlarla manipüle edildiği

için kişiler daha iyi olmaya

motive olmaya

çalıştıklarından hatırlama

görevinde düşük performans

göstermiş olabilir. Ama

cinsiyet farklarına

bakıldığında kadınlarda bunun

anlamlı bulunmaması bu

Örtük Uyaran ve Bellek 22

açıklamaya temkinli

yaklaşmaya neden olmaktadır.

Öte yandan, otobiyografik

anının, sevk edilen duygu

durumla tutarlılığının

incelendiği bir araştırmada;

olumsuz fotoğraf koşulunda,

duygu durum tutarlı anının

geri getirilme olasılığının,

olumlu fotoğraf koşulundan

daha yüksek olduğu

bulgulanmıştır (Er, N.,

Ergün, H., Hoşrik, E. ve

Şerif, M., 2008).  Mc Fadden

(2001) herhangi bir aktivite

ya da olayın bir duygu ile

bağdaştırılması ile beyinde o

aktivite ya da olaya ilişkin

hatırlamayı artıran

kimyasalların salgılandığını

ileri sürmektedir.

Bir öğrenme ortamında

kişinin olumlu ya da olumsuz

duygulara sahip olması

beyinde buna bağlı olarak

farklı değişikliklerin

meydana gelmesine ve vücutta

farklı kimyasalların

salgılanmasına neden

olmaktadır. Örneğin,

memnuniyet verici öğrenme

koşulları beyinde endorfin

salgılanmasına neden

olmaktadır. Doğal bir

uyuşturucu olan endorfin

vücutta doğal bir rahatlık

oluşmasına ve öğrenmenin

eğlenceli bir deneyime

dönüşmesine yol açmakta, bu

da nöronlar arasında daha

fazla bağ kurulmasına neden

olmaktadır (Wortrock, 2002;

Özden, 2003). Olumlu

fotoğraflarla maskelenen

yüzlerin hatırlanmasında

kontrol grubuyla deney grubu

arasında fark görülmemiş

olması bu hipotezlerle

çelişmektedir.

Araştırmanın sonuçlarına

göre deney grubundaki

erkeklerin olumsuz erkek

fotoğraflarını kontrol

grubuna göre daha az

hatırlamaları bu bağlamda ele

alınabilse de aynı durum

Örtük Uyaran ve Bellek 23

kadınlarda bulgulanmadığı

için bu açıklama tamamen

açıklayıcı değildir. Ayrıca

kontrol grubundaki erkek

katılımcıların, manipülasyona

maruz kalmaksızın, bazı erkek

yüzlerini daha doğru olmasa

da daha hızlı cevaplamış

olmaları o fotoğraflarla

ilgili yöntemsel bir

sıkıntıya işaret ediyor

olabilir.

Eldeleklioğlu (2008)

lise öğrencileri ile yaptığı

bir araştırmada zaman

yönetimi ve planlamasının

kızlarda erkeklere göre daha

iyi olduğunu bulgulamıştır.

Araştırmada kontrol

grubundaki erkeklerin bazı

erkek fotoğraflarını

kadınlara göre daha doğru

olmaksızın daha hızlı

cevaplamaları zaman

yönetiminde sıkıntı

yaşadıkları, zamanı gerektiği

gibi kullanamadıkları yönünde

yorumlanabilir.

Cangöz ve Sayar’ın

(2013) yaptığı bir

araştırmada olumlu

kelimelerin daha çok

hatırlandığı bulgulamıştır.

Yani farkındalığın olmadığı

otomatik örtük bellekte

“olumluluk etkisi”

görülmüştür. Bu araştırmada

“olumluluk etkisi”ni de

destekleyici veri

bulunamamıştır.

Kadın ve erkek

katılımcılarda iç grup

yanlılığı bildirilen

araştırmalar vardır (Dökmen,

2001). Yani kadın ve erkek

katılımcılar kendi

cinsiyetlerini olumlamıştır.

Bu araştırmada hatırlamada

herhangi bir cinsiyet

yanlılığı gözlenmemiş, aksine

erkeklerin, olumsuz

fotoğraflarla maskelenen

erkek yüzlerini daha az

başarıyla hatırladığı

bulunmuştur.

Örtük Uyaran ve Bellek 24

Literatürle örtüşmeyen

bu durumun sebebi sosyal

psikoloji ve evrimsel

psikolojiyle açıklanabilir.

Bazı araştırmalara göre

(örn., Barth ve Bastiani,

1997; Schultz, Izard ve Bear,

2004),(Barth & Bastiani,

1997) bireyler özellikle

olumsuz durumlarda

diğerlerinin kendilerine

karşı olan davranışlarını

“tehlikeli” ya da “düşmanca”

algılama eğilimindedirler ve

bu da bireylerin saldırganlık

düzeylerini arttırır.

Erkekler olumsuz uyaranlarla

maskelenmiş erkek

fotoğraflarını, kadınlara

göre daha fazla tehdit olarak

algılamış olabilir. Bir başka

araştırmada erkeklerin

birlikte çalışacakları

kişileri çekici denekler

arasından, kendilerine rakip

olacak olan kişileri çekici

olmayan denekler arasından

seçtikleri bulgulanmıştır

(Lee, S. Y., Pitesa, M.,

Thau, S., & Pillutla, M.M.,

2015). Yani kendilerine rakip

olarak gördükleri erkekleri

“tehdit” olarak

algılamışlardır.  Erkeklerin

bu saldırganlık hissini

kontrol edebilmek içinse

bastırma mekanizmalarına

başvurdukları, bunun da

hatırlama performansını

etkilemiş olabileceği

öngörülmektedir. Daha

biyolojik bir bakış açısıyla

erkeklerin hemcinslerinden

gelen tehditlere daha duyarlı

oldukları varsayılıp, erkek

yüzlerinden önce gelen

olumsuz örtük uyaranlara daha

çok dikkat ettikleri için yüz

hatırlama performanslarının

düştüğü de ileri sürülebilir.

İleride bunu sınamak için

araştırmalar yapılabilir

fakat yalnızca bu

araştırmayla kesin bir şey

söylenemez.

Örtük Uyaran ve Bellek 25

Kadın ve erkeklerde

farklı bulgulara ulaşılmış

olması kadın ve erkeklerde

dikkat farklılaşmakta mıdır

sorusunu akıllara

getirmiştir. Araştırma

düzeneğine dönülecek

olunursa, ilk aşamada

katılımcılardan sadece ekrana

odaklanmaları ve görüntü

akışı bitene kadar gözlerini

ayırmamaları söylenmiştir

fakat deney esnasında bunu

kontrol etmek pek mümkün

olmadığından dikkatlerinin

dağılıp dağılmadığı da

bilinmemektedir. Bu konuyla

ilgili literatüre

bakıldığında kadınlarda ve

erkeklerde dikkat

farklılığını inceleyen bir

araştırmada (Colzato, L. S.,

Pratt, J., & Hommel, B.,

2012) dikkat farklılığının

yapısal değil fakat bağlamsal

olarak oluşabildiği sonucuna

varılmıştır. Günümüz

insanının, özellikle

araştırmanın hedef kitlesi

olan Y kuşağının, dikkat

süresinin geçmişe göre

kısaldığı düşünülecek olursa

yukarıdaki araştırmada

bahsedilen dikkat

farklılığının bu bağlamda da

oluştuğu söylenebilir.

Microsoft, 2015 yılında

anketler ve EEG taramalarını

kullanarak yaptığı bir

araştırmada insanlardaki

ortalama dikkat süresinin son

15 senede oldukça kısaldığını

tespit etmiştir. Araştırmanın

verilerine göre 2000 yılının

başında bir insan bir iş

üzerine 12 saniye

odaklanabilirken bu sayının

bugün 8 saniyeye kadar indiği

belirtilmektedir.

Çalışmamızın ilk aşamasında

katılımcılardan odaklanmaları

istenilen görüntü akışı 3

dakikadan daha uzun

sürmektedir. Bu iki bulgu

birlikte değerlendirildiğinde

odaklanma ile ilgili

Örtük Uyaran ve Bellek 26

problemler çıkmış olabileceği

düşünülmelidir. Bununla

birlikte, örtük uyaran

sunumunun teknik sıkıntılar

nedeniyle ortalama 60 ms

süreyle gösterilmiş olmasının

literatürdeki anlamıyla örtük

uyaran sunumu olmadığı da göz

önünde bulundurulmalıdır.

Katılımcıların görme

eşiklerinin üzerinde bir

süreyle sunulan bu

uyaranların ne oldukları

anlaşılmasa da ekrana farklı

bir uyaran geldiği

anlaşılabilmektedir.

Katılımcılar yüzlere

odaklanmak yerine öncesinde

gelen uyaranlara odaklanmış

olabilirler ve bu da

dikkatlerini etkileyen bir

unsur olabilir. Dikkatle

ilgili bir diğer etken ise

katılımcıların araştırmanın

niyetini anlayıp buna yönelik

davranmış olmaları

ihtimalidir. İlk aşamada

yönergede sadece ekrana

odaklanmaları istendiğinde

katılımcılar sonradan

bunların kendilerine

sorulabileceğini düşünüp

yüzleri akılda tutmak için

stratejiler kullanmış

olabilir. Araştırmada bu

durum kontrol edilmediği için

net yorumlar

yapılamamaktadır. İleriki

çalışmalarda bu etken de göz

önüne alınırsa daha kontrollü

çalışmalarla daha kesin

yargılara varılabilir.

Diğer taraftan

örneklemin dar olması

araştırma sonuçlarının

genellenebilirliğini

etkilemektedir. Araştırmanın

yürütülmesi bireysel

uygulamaya dayandığı ve veri

toplama işlemi

standardizasyon sağlamak

amacıyla tek bilgisayardan

yapıldığı için araştırma

sürecinde daha geniş

örnekleme ulaşılamamıştır.

Yapılacak olan diğer

Örtük Uyaran ve Bellek 27

araştırmalarda aynı

özelliklere sahip birkaç

bilgisayar kullanılarak eş

zamanlı veri toplama yolu

izlenirse daha geniş kitleye

ulaşılabilir. Bu da daha

sağlıklı ve genellenebilir

sonuçlara ulaşmaya yardımcı

olacaktır.

Sonuç

Örtük uyaranın duygusal

içeriğinin yüz hatırlama

performansına etkisini

araştırmak amacıyla yapılan

bu çalışmada sonuç olarak

duygusal içeriğin hatırlamaya

etki ettiğine dair genel

sonuçlara ulaşılamamıştır.

Olumsuz maskeleme yapılan

yüzlerin daha iyi

hatırlanacağı hipotezi

araştırma bulgularıyla

yanlışlanmış, tam tersine

olumsuz maskelemenin

hatırlama performansını

düşürdüğü bulunmuştur. Bunun

yanı sıra olumlu maskelemenin

cinsiyetten bağımsız olarak

hatırlama performansına etki

etmediği, ama maskelemenin

erkek yüzlerine yapılması

durumunda hatırlama

performansını düşürdüğü

bulgulanmıştır. Erkek

katılımcıların erkek

yüzlerine yapılan olumsuz

maskelemeden etkilenmeleri

evrimsel bir bakış açısıyla

yorumlanmıştır.

Bilimsel açıdan daha

güvenilir ve genellenebilir

yorumlar yapabilmek için

örtük uyaran sunumunun daha

kısa süreyle yapılması ve

daha geniş bir örneklemle

çalışılması gerektiği

düşünülmektedir.

Araştırmacılara Tavsiyeler

Tartışma kısmında da

bahsedildiği gibi kullanılan

bilgisayar örtük uyaran

sunumu için sahip olduğu

teknoloji bakımından uygun

değildi. Bu konuyu çalışacak

araştırmacıların bu durumu

Örtük Uyaran ve Bellek 28

göz önünde bulundurmaları

gerekmektedir.

Bireysel uygulama her

katılımcı için on dakika

sürdüğü için araştırma

süresince çok geniş bir

kitleye ulaşılamamıştır.

İleriki çalışmalarda aynı

özelliklere sahip birkaç

bilgisayarla veri toplanarak

bu süreç hızlandırılabilir.

Çalışmamızda depresif

eğilimi olan katılımcılar

analiz dışı bırakılmıştır.

Bunun yerine bu

katılımcılarla üçüncü bir

kategori oluşturulup

literatürdeki bulgular tekrar

sınanabilir.

Tartışma bölümünde

erkeklerin hatırlama

performansları ile ilgili

tehdit algısına dair yorumlar

yapılmış fakat ne yazık ki bu

konuda yapılmış yeterli

araştırma bulunamadığı için

düşünceler tam olarak

temellendirilememiştir.

İleride yapılacak olan

araştırmalarda fMRI, EEG,

NIRS gibi yöntemler

yardımıyla amigdala

aktivitesine bakılarak veya

galvanik deri tepkisi

ölçülerek bu yorumlar

bilimsel bir temele

oturtulabilir.

Kaynaklar

Barth, J.M., & Bastiani, A.(1997). A longitudinalstudy of emotionrecognition andpreschool children’sbehaviour. Merrill-PalmerQuarterly, 43 (1), 107-128

Bazin, N., Perruchet P., &Feline, A. (1996). Moodcongruence effect inexplicit and implicitmemory tasks: acomparison betweendepressed patients,schizophrenic patientsand controls. EuropeanPsychiatry, 11 (8), 390-5.

Bradley, B. P., Mogg, K., &Millar, N. (1996).İmplicit memorybias inclinical and nonclinicaldepression. BehaviourResearch and Therapy, 34(11-12), 865-79.

Örtük Uyaran ve Bellek 29

Bradley, B. P., Mogg, K., &Williams, R. (1994).Implicit and explicitmemory for emotionalinformation innonclinical subjects.Behaviour Research andTherapy, 32 (1), 65-78.

Bradley, B. P., Mogg, K., &Williams, R. (1995).Implicit and explicitmemory for emotion-congruent information inclinical depression andanxiety. Behaviour Researchand Therapy, 33 (7), 755-70.

Budak, S. (2003). PsikolojiSozlugu (2. Baskı).Ankara: Bilim ve SanatKitabevi.

Colzato, S. C., Pratt, J., &Bernhard, H. (2012)Estrogen modulatesinhibition of return inhealthy females.Neuropsychologia, 50 (1),98-103.

Cooley, E. L., & Stringer, A.Y. (1998). Word typeeffects in word stem-priming: evidence forsemantic processing inthe perceptualrepresentations system.Perceptual and Motor Skills, 87(1), 263-8.

Çelik, H. ve Kocabıyık, O.(2014). Gençyetişkinlerinsaldırganlık ifadebiçimlerinin cinsiyet ve

bilişsel duygu düzenlemetarzları bağlamındaincelenmesi. TrakyaÜniversitesi Egitim FakultesiDergisi, 4 (1), 139-155.

Dağ, İ. ve Tosun, A. (2000).Depresif duygu durumuolan ve olmayankişilerin, örtük bellekgörevinde duygu durumtutarlı bellek yanlılığıaçısındankarşılaştırılması. TurkPsikoloji Dergisi, 15 (46),29-39.

Dan-Glauser, E. S., &Scherer, K. R. (2011).The Geneva affectivepicture database(GAPED): a new 730-picture databasefocusing on valence andnormative significance.Behaviour Research Methods,43 (2), 468-477.

Danion, J. M., Kauffmann-Muller, F., Grange D.,Zimmermann, M. A., &Greth, P. (1995).Affective valance ofwords, explicit andimplicit memory inclinical depression.Journal of Affective Disorders,34 (3), 227-34.

Denny, E. B., & Hunt, R. R.(1992). Affectivevalance and mood indepression: dissociationof recall and fragmentcompletion. Journal of

Örtük Uyaran ve Bellek 30

Abnormal Psychology, 101(3), 575-80.

Dökmen, Z. (2001). Kendicinsiyetindekilere vediğer cinsiyettekilereilişkin algı, cinsiyetrolleri ve depresyonilişkileri. Kriz Dergisi, 9(1), 9-19.

Eimer, M., & Schlaghecken, F.(1998). Effects ofmasked stimuli on motoractivation: behavioraland electrophysiologicalevidence. Journal ofExperimental Psychology:Human Perception andPerformance, 24, 1737–1747.

Eldeleklioğlu, J. (2008).Ergenlerin zamanyönetimi becerilerininkaygı, yaş ve cinsiyetdeğişkenleri açısındanincelenmesi. İlkogretimOnline, 7 (3), 656-663.

Er, N., Hoşrik E., Şerif, M.ve Ergün, H. (2008).Duygu durumdeğişimlemelerininotobiyografik belleküzerindeki etkileri. TurkPsikoloji Dergisi, 23 (62), 1-13.

How does digital affect Canadianattention? (b.t). 30Haziran 2015,http://advertising.microsoft.com/en/cl/31966/how-does-digital-affect-canadian-attention-spans

Jaskowski, P., & Slosarek, M.(2006). How important is

a prime’s gestalt forsubliminal priming?Consciousness and Cognition,16, 485-497.

Keleş, E. ve Çepni, S.(2006). Beyin veöğrenme. Turk Fen EgitimiDergisi, 2 (3), 66-82.

LeDoux, J. E. (2008).Scholarpedia, 3 (4) :2698.

Lee, S. Y., Pitesa, M., Thau,S., & Pillutla, M. M.(2015). When beautyhelps and when it hurts:An organizationalcontext theory ofattractivenessdiscrimination inselection decisions.Organizational Behavior andHuman Decision Processes, 128,15-28.

Lorenza S. C., Pratt, J., &Hommel, B. (2012).Estrogen modulatesinhibition of return inhealthy human females.Neuropsychologia, 50 (1),98-103.

Maratos, F. A., Mogg, K.,Bradley, B. P., Rippon,G., & Senior, C. (2009).Coarse threat imagesreveal thetaoscillations in theamygdala: Amagnetoencephalographystudy. Cognitive, Affective andBehavioral Neuroscience, 9(2), 133-143.

McFadden, K. S. (2001). AnInvestigation of Attitudes,

Örtük Uyaran ve Bellek 31

Anxiety and Achievement ofCollege Algebra Students UsingBrain-Compatible TeachingTechniques. Unpublishedmaster’s thesis,Tennesse StateUniversity.

Minear, M., & Park, D. C.(2004) . A lifespandatabase of adult facialstimuli. Behaviour ResearchMethods, Instruments &Computers, 36, 630-633.

Özden, Y. (2003). Ögrenme veogretme (5. Baskı).Ankara: Pegem AYayıncılık.

Pierce, J. W. (2007).PsychoPy – Psychophysicssoftware in Python.Journal of NeuroscienceMethods, 162 (1-2), 8-13.

Potter, M. C. (1976). Short-term conceptual memoryfor pictures. Journal ofExperimental Psychology:Human Learning and Memory,2, 509–522.

Ruizcaballero, J. A., &Gonzalez, P. (1994).Implicit and explicitmemory bias in depressedand nondepressedsubjects. Cognition andEmotion, 8 (6), 555-569.

Sarp, N. ve Tosun, A. (2011).Duygu ve otobiyografikbellek. Psikiyatride GuncelYaklaşımlar, 3, 446-465.

Sayar, F. ve Cangöz, B.(2013). Genç ve YaşlıBireylerin Duygusal

Bellek İşlevleriAçısındanKarşılaştırılması. TurkishJournal Of Geriatrics, 16 (2),177- 184.

Schultz, D., Izard, C., E., &Bear, G. (2004).Children’s emotionprocessing: relations toemotionality andaggression. Developmentand Psychopathology, 16 ,371–387.

Schultz, D. P. ve Schultz, S.E. (2007). Modern PsikolojiTarihi. (Y. Aslay, Çev.)Ankara: KaknüsYayınları. (Orijinalçalışma basım tarihi1969.)

Smith, C.U.M. (2008). Biology ofSensory Systems (2ndedition). New Jersey:John Wiley-Blackwell.

Solso, R. L. MacLin, M. K., &MacLin, O.H. (2011).Bilişsel Psikoloji. (A.Ayçiçeği-Dinn, Çev.).İstanbul: KitabeviYayınları. (Orijinalçalışma basım tarihi2007.)

Sweeny, T. D., Grabowecky,M., Suzuki, S., &Paller, K. A. (2009).Long-lasting effects ofsubliminal affectivepriming from facialexpressions. Consciousnessand Cognition, 18 (4), 929–938.

Örtük Uyaran ve Bellek 32

Thorpe, S., Fize, D., &Marlot, C. (1996). Speedof processing in thehuman visual system.Nature, 381, 520–522.

Watkins, P. C., Vache, K.,Verney, S. P., Muller,S., & Mathews, A.(1996). Unconsciousmood-congruent memorybias in depression.Journal of AbnormalPsychology, 105 (1), 34-41.

Winkielman, P., Berridge,K.C., & Wilbarger, J.(2005). Unconscious

affective reactions tomasked happy versusangry faces influenceconsumption behavior andjudgments of value.Personality and SocialPsychology Bulletin, 31 (1),121-135.

Wortock, J., M., M. (2002).Brain Based Learning PrinciplesApplied to the Teaching of BasicCardiac Code to AssociateDegree Nursing Students Usingthe Human Patient Simulator.Unpublished master’sthesis, University ofSouth Florida.