Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin Yüz Hatırlama Performansına Etkisi
Transcript of Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin Yüz Hatırlama Performansına Etkisi
Örtük Uyaranın Duygusal İçeriğinin
Yüz Hatırlama Performansına EtkisiElif Sena Öztürk Büşra Kahraman Sümeyra
Gemici Şahika Kargınİstanbul Üniversitesi
Özet
Bu araştırmanın amacı duygusal içerikli örtük uyaranların
insan yüzlerini hatırlamaya etkisinin olup olmadığını, eğer
varsa örtük uyaranın olumlu ya da olumsuz niteliğine bağlı
olarak değişip değişmediğini incelemektir. Bu amaçla 17-26 yaş
arası, 34 kontrol 34 deney grubu olmak üzere 68 katılımcıyla
deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Katılımcılara Beck
Depresyon Ölçeği verilmiş, 18 ve üstü puan alanlar analizlere
dahil edilmemiştir. Deneyin ilk aşamasında deney grubuna
olumlu ya da olumsuz içerikli fotoğraflarla maskelenen nötr
insan yüzleri sunulmuş, ardından 3 dakikalık bir kart
eşleştirme oyunu oynatılmış, sonrasında da üç fotoğraf
arasından görmüş oldukları yüzleri tanımaları istenmiştir.
Kontrol grubunaysa herhangi bir maskeleme yapılmamıştır.
Kontrol grubuyla deney grubu karşılaştırıldığında olumsuz
fotoğraflarla maskeleme yapmanın hatırlama performansını
düşürdüğü, olumlu fotoğraflarla maskelemenin de yalnızca erkek
yüzlerine yapıldığı durumda performansı düşürdüğü bulunmuştur.
Örtük Uyaran ve Bellek 2
Cinsiyet farkına bakıldığındaysa kadınlardansa erkeklerin
maskeleme yapıldığı durumda erkekleri hatırlama
performanslarının düştüğü gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Eşikaltı uyaran, örtük uyaran, duygusal
bellek, bellek, maskeleme, eşikaltı duygusal hazırlama
Örtük Uyaran ve Bellek 3
Organizmanın bir uyaranı
fark etmeye başladığı noktaya
duyusal eşik denir.
Duyumlanabilen en hafif
uyaranlar sınırı Alt Duyum
Eşiği; duyumlanabilen en
yüksek uyaranlar sınırı Üst
Duyum Eşiği olarak
adlandırılır. Bu eşiğin
altındaki veya üstündeki
uyaranlar duyu organları
tarafından algılanamaz.
Eşikaltı uyaran ise bilinçli
algılama için eşik altında
kalan fakat farkında olmadan
duygusal tepki oluşturabilen
uyarana denir (Smith, 2008).
Yani bir uyaran duyu
organları tarafından
algılanamazken beyin
tarafından algılanabilir.
Eşik kavramının ilk
olarak bilinçaltı
teorilerinden ortaya çıktığı
görülmektedir. Johann
Friedrich Herbart eşiğin
altındaki fikirlerin
bilinçaltı olduğunu
söylemiştir (Schultz ve
Schultz, 2007).
20. yüzyıl başlarında
yapılan ilk sistematik
psikoloji deneyleri bu konuya
ilgi duyulmasını sağlamıştır.
O zamanki deneylerde en basit
haliyle katılımcılara verilen
uyaranın farkında olup
olmadıkları sorulmuştur. Bir
psikofizikçi olan Fechner
mutlak eşiği tanımlayarak bu
alana çok önemli katkılar
sağlamıştır (Schultz ve
Schultz, 2007).
Görsel örtük uyaran
sunumu, uyaranın farkındalık
seviyesine çıkmasına müsaade
etmeyecek süre boyunca
gösterilmesidir. Göz için
kesin bir sınır konulamasa da
yapılan çalışmalar 20 ms gibi
kısa bir süre gösterilen
uyaranın ardından boş bir
görsel alan sunulduğunda fark
edilmesi çok da zor
Örtük Uyaran ve Bellek 4
olmadığını ortaya koymuştur
(Thorpe, Fize & Marlot,
1996). Ama anlamlı bir
fotoğrafla maskelendiğinde bu
süre uzamaktadır (Potter,
1976). Bir uyaranın hedef
uyaranın algılanma eşiğini
yükseltmesine ya da hedef
uyaranın algılanmasını
engellemesine maskeleme
denir. Geriye doğru maskeleme
görsel bir uyaranı
farkındalık alanından
uzaklaştırmanın en temel
yoludur (Jaskowski &
Slosarek, 2006). Bu işlem
maskelenecek uyaranın uygun
bir süre boyunca gösterilmesi
ve hemen ardından onu
maskeleyecek başka bir
uyaranın sunulması şeklinde
gerçekleştirilir. Bu işlem
sonunda maskelenen uyaranın
sonraki uyarana verilecek
tepkiyi değiştirebilmesi
beklenir. Örneğin bir
çalışmada (Eimer &
Schlaghecken, 1988)
katılımcılara sağ ve sol
oklar gösterilmiş ve
katılımcılardan ekrana gelen
okun yönüne göre iki butondan
birine basmaları istenmiştir.
Öncesinde zıt yönde ok
gösterildiğinde kişi öyle bir
şey gördüğünün farkında
olmasa bile motor
aktivasyonun ve
performansının etkilendiği
bulunmuştur. Bu da örtük
uyaranların sonraki uyarana
verilen tepki üzerindeki
etkisini göstermektedir.
Görülüyor ki örtük uyaran
istenenin tam zıttı bir
davranışa bile yol
açabilmektedir. Peki işin
içine duygular girerse ne
olur? Geriye doğru
maskelenerek sunulan duygusal
içerikli örtük uyaranın
sonraki uyarana yönelik
tepkiyi duygusal olarak
etkilediğine dair birçok
araştırma mevcuttur.
Literatürde bunun için
Örtük Uyaran ve Bellek 5
“subliminal affective
priming” terimi kullanır,
Türkçesi için “eşikaltı
duygusal hazırlama”
denilebilir. Bu etkiyi
araştırmak için en fazla yüz
fotoğraflarından
yararlanılmıştır.
Winkielman ve
Berridge’nin (2005) yaptığı
bir araştırmada 16 ms süreyle
mutlu, nötral ya da sinirli
yüzler sunulmuş ardından
nötral bir yüzle 400 ms
süreyle maskelenmiş ve
uygulama bitince sürahiden
bardağa içecek doldurmaları
ve içmeleri istenmiştir.
Örtük olarak mutlu yüzler
gösterilen denekler kızgın
yüz gösterilenlere kıyasla
kendilerine anlamlı derecede
daha fazla içecek koydukları
ve daha fazla miktarda
tükettikleri gözlenmiştir. Bu
araştırma bize göstermektedir
ki eşikaltı duygusal gösterim
farkında olmadan
davranışlarda değişikliğe
neden olabilmektedir.
Duygusal
deneyimlerimizi, belirli bir
duygu içermeyenlere göre daha
iyi hatırlamamıza duygusal
bellek denir. Gerek örtük
olsun gerek açık bellek olsun
duygularla sıkça
çalışılmıştır. Duygusal
olayların belleğimizde
depolanmasında amigdalanın
rolü vardır. Duygulara bağlı
koşullanmalarda, özellikle
korku durumunda uyarılar
lateral nukleusa gider ve
burada anılarla ilişki kurar.
Sinapslarda kayıtlı olan bu
duygusal anı, santral nukleus
ve stria terminalis yolu ile
davranışı ortaya çıkarır.
Sonuç olarak; örneğin, korkan
bir kişide donakalma,
çarpıntı gibi cevaplar oluşur
(LeDoux, 2008).
Manyetoensefalografiyle (MEG)
yapılan bir çalışmada 50
ms’lik öfkeli yüz ifadeler
Örtük Uyaran ve Bellek 6
gösterilirken amigdalada
bariz bir aktivite artışı
gözlenmiştir (Maratos ve ark,
2009).
Bu çalışmada görsel
bellek sınanacağı için en
özet haliyle bellek ve
çeşitlerine bakıldığında
bellek ve algının birlikte
çalıştığı görülmektedir. İki
tip bellek vardır. Birinci
tip bellek, yeterli ve
sınırlı bir zaman için
bilgiyi tutar. Bizim
sınayacak olduğumuz bu bellek
sistemine, kısa süreli bellek
(KSB) denir ve yeni bilgi
eski bilgiyle yer değiştirene
kadar ya da yeni bilgiyi
alana kadar kısa süreyle
bilgiyi bellekte tutar.
Duruma göre belleğin
özelleştirilmiş bir şekli
olan çalışma belleği olarak
isimlendirilebilir. Çalışma
belleği, bilişsel görevler
yerine getirilirken bilgiyi
geçici olarak tutan ve
düzenleyen bir sistem olarak
tanımlanan bir bellek
tipidir. Uzun süreli belleğin
özelleşmiş bir bölümünü
içerir, ayrıca KSB’nin bazı
özelliklerini de paylaşır.
Çalışma belleği yeni ve eski
bilgilerin sürekli olarak
dönüştürüldüğü,
birleştirildiği ve
aktarıldığı bir çalışma
masası olarak
kavramsallaştırılabilir
(Solso, MacLin & MacLin,
2011). Görsel bellek, daha
önceden görülen görsel
uyarıcıları, biçim, ayrıntı,
konum ya da diğer önemli
özellikleriyle görsel olarak
hatırlayabilme yetisidir
(Budak, 2003). İnsan
yüzlerini hatırlamak da
özelleşmiş haliyle görsel
hatırlama olarak ele
alınabilir.
Ayrıca bellek söz konusu
olduğunda birtakım
yanlılıklar da değinilmesi
Örtük Uyaran ve Bellek 7
gereken bir konudur. Dağ ve
Tosun (2000) yazdıkları
makalede duygusal
bozukluklardaki duygudurum
tutarlı bellek yanlılığı
konusunda yapılan birçok
araştırmada çelişkili bazı
sonuçlar elde edilmesine
rağmen, duygudurumun kodlama
ve geri getirme aşamalarında
bir bellek yanlılığına neden
olduğunun görüldüğü söyler.
Örtük bellek görevinde
duygudurum tutarlı bellek
yanlılığını araştırdıkları
çalışmalarında depresif duygu
durumlu katılımcıların
olumsuz sıfatları, depresif
duygu durumlu olmayan
katılımcıların da olumlu
sıfatları diğerlerine göre
daha hazır hale
getirdiklerini
bulgulamışlardır. Cangöz ve
Sayar’ın (2013) yaptığı örtük
bellek ile ilgili
araştırmalarında olumlu
kelimelerin daha çok
hatırlandığı bulgulanmıştır.
Yani farkındalığın olmadığı
otomatik örtük bellekte
“olumluluk etkisi”
görülmüştür (Sayar ve Cangöz,
2013). Yine aynı araştırmada
sonuç olarak duygusal
kelimelerin açık bellekte
olduğu kadar örtük bellekte
de anlamlı bir fark yarattığı
bulgulanmıştır.
Örtük bellek ve bellek
yanlılığı çalışmalarında,
depresif duygu durumun hazır
hale getirme sürecine etki
edeceği ve hazır hale
getirilen malzemelerin daha
çok duygu durumla tutarlı
olan malzemeler olacağı
beklenmektedir (Dağ ve Tosun,
2000). Örtük bellek ile
ilgili olarak yapılan bu
araştırmalardan bazıları,
örtük bellek testlerinde
duygu durum tutarlı bir
bellek yanlılığının
olmadığını ortaya koyarken
(Danion ve ark., 1995; Denny
Örtük Uyaran ve Bellek 8
ve Hunt, 1992; Watkins ve
ark., 1992); bazı
araştırmalar bunun tam tersi
olarak, örtük bellekte duygu
durum tutarlı bir bellek
yanlılığının olduğunu
göstermektedir (Bazin,
Perrucher ve Feline, 1996;
Bradley, Mogg ve Millar,
1996; Bradley, Mogg ve
Williams, 1994; 1995; Cooley
ve Stringer, 1998;
Ruizcaballero ve Gonzalez,
1994; 1997; Watkins ve ark,
1996). Bu sebeple yaptığımız
çalışmada depresyon durumu
kontrol edilmiş ve yüksek
depresyon belirtisi
gösterenler analizlere dahil
edilmemiştir.
Örtük uyaran ve
duygularla birlikte çalışılan
araştırmalardan birinde
korkulu, mutlu ve nötral
yüzler 30 ms süreyle
gösterilip ardından 300 ms
süreyle şaşırmış bir yüzle
maskelenmiştir. Yapılan
işlemin ardından
katılımcılardan şaşırmış
görünen yüzleri 1 ile 6 puan
arasında değerlendirmeleri
istenmiştir. Ertesi gün
katılımcılar tekrar
çağırılmış ve yeni yüzlerle
beraber eski yüzler
gösterilmiştir. Yüzleri
tanıdıklarında bir butona
basmaları istenmiş ve
kendilerinden ne kadar emin
oldukları sorulmuştur.
Sonuçlara göre öncesinde
olumlu yüzler gösterilen
şaşırmış ifadeli yüzler daha
olumlu değerlendirilmiş ve
olumlu yüzlerin ertesi gün
hatırlanması korkulu
yüzlerden daha iyi
bulunmuştur (Sweeny ve ark,
2009).
Daha önceden örtük
olarak duygu durumunu
değiştirip ardından hatırlama
performansının ölçüldüğü bir
çalışma yapılmamıştır. Tüm
bunlara bütüncül bir bakış
Örtük Uyaran ve Bellek 9
açısıyla bakıldığında
duygusal içerikli eşikaltı
uyaranların nötral yüzlerle
maskelenmesi durumunda
çalışma belleğinin meşgul
edildiği bir hatırlama görevi
sonrasında yüzleri
hatırlamada avantaj
sağlayacağı öngörülerek bu
araştırma tasarlanmıştır.
Bunun yanı sıra olumsuz ve
tehdit edici bir uyaran kişi
tarafından fark edilmese de
amigdala tarafından işleme
sokulacağı için öncesinde
olumsuz uyaran gösterilen
yüzlerde daha iyi bir
hatırlama performansı
beklenmektedir. Sonuçların
günlük hayatta neden bazı
yüzleri daha iyi hatırlandığı
sorusunun cevabının bir
parçası olacağı umulmaktadır.
Yöntem
Katılımcılar
Araştırma kapsamında
İstanbul’da yaşayan 17-26 yaş
arası 42 erkek 43 kadına
ulaşılmıştır. Beck Depresyon
Ölçeği’nden 18 ve üstü puan
alan 17 katılımcı analizlere
dahil edilmemiştir. Bu
nedenle sonuçlar 34 erkek 34
de kadın olmak üzere 68
katılımcının verilerinden
elde edilmiştir.
Katılımcıların %94.1’i lisans
öğrencisidir. Deney grubunda
17 kadın 17 erkek, kontrol
grubunda 17 kadın 17 erkek
bulunmaktadır. Psikoloji
öğrencileri yalnızca kontrol
grubuna dahil edilmiştir.
Deney grubunun yaş ortalaması
21.44, SS = 1.65; kontrol
grubunun yaş ortalaması
21.55, SS = 2.06’dır. Deney
grubunun Beck Depresyon
Ölçeği ortalaması 8.9, SS=
4.2; kontrol grubunun ise
10.6, SS=4.3’tür.
Veri Toplama Araçları
Demografik Bilgi ve Gönüllü
Onam Formu. Bu formda
katılımcılara araştırma
Örtük Uyaran ve Bellek 10
hakkında bilgi verilmiş,
araştırma esnasında
kendilerini rahatsız eden bir
durum olursa çalışmayı yarıda
bırakabilecekleri
belirtilmiş, araştırmaya
gönüllü katıldıklarına dair
imza ve yaş, cinsiyet ve
eğitim durumlarını yazmaları
istenmiştir.
Beck Depresyon Envanteri
(BDI). Dr. Aaron T. Beck
tarafından yaratılmış, çoktan
seçmeli 21 soruluk,
depresyonun şiddetini
ölçmekte kullanılan bir
araçtır. Şu anki haliyle Beck
Depresyon Ölçeği 13 yaş ve
üzeri bireylere
uygulanmaktadır. Ölçekteki
sorularda umutsuzluk,
suçluluk gibi duygusal
belirtilerin yanı sıra
yorgunluk, kilo kaybı gibi
fiziksel belirtiler de
incelenmektedir. Duygu alt
ölçeğinde kötümserlik, geçmiş
başarısızlık ve hatalar,
suçluluk duyguları,
cezalandırılma duyguları,
kendini beğenmezlik, kendini
eleştirme, intihar
düşünceleri ve değersizlik
hissi incelenir. Somatik alt
ölçekte ise üzüntü, haz
kaybı, ağlama, ajitasyon,
ilgisizlik, kararsızlık,
enerji kaybı, uyku düzeninde
değişiklik, asabiyet, iştahta
değişim, konsantrasyon
güçlükleri, yorgunluk, cinsel
iştah kaybı incelenir.
Her soruda en düşük puan
0, en yüksek puan 3'tür.
Testten alınabilecek en
yüksek puan 63, en düşük puan
0’dır. 17 ve üstü puanlar
tedavi gerektiren depresyonu
%90 ayırt edebilmektedir.
Türkiye uyarlaması Hisli
(1988, 1989) tarafından
yapılmış, iki yarım test
güvenirliği katsayısı .74
olarak bulunmuştur.
PsychoPy 2. Psikoloji
araştırmaları için Python
Örtük Uyaran ve Bellek 11
dilinde yazılmış programdır.
Kullanıcı dostu bir arayüze
sahip olan bu program kodlama
bilgisi gerektirmeden deney
düzenekleri oluşturmayı
sağlar. Her türlü görsel,
işitsel uyaranı istenen süre
boyunca sunma olanağı verir,
istenirse random gösterim
yapar. Basılan tuşların
kaydını tutabilir,
katılımcıların tepki
verebilecekleri etkileşimli
deney düzenekleri kurulmasına
olanak verir. İlk olarak
Microsoft Windows® XP
platformu için yazılmış,
sonradan Mac OS X platformuna
da uyarlanmıştır. nVidia, ATI
ve Matrox grafik kartlarının
tümüyle uyumludur (Pierce,
2007).
The Geneva Affective Picture
Database (GAPED). Dan-Glauser
ve Scherer tarafından 2011
yılında oluşturulmuştur.
Duygudurumda değişikliğe
neden olduğu düşünülen 530
olumsuz, 94 nötral ve 130
pozitif fotoğraftan oluşan
data setidir.
Data seti oluşturulurken
altı fotoğraf kategorisi
kullanılmıştır: yılanlar,
örümcekler, insan haklarını
ihlal eden görüntüler,
hayvanlara karşı kötü muamele
içeren fotoğraflar, nötr ve
pozitif fotoğraflar.
Fotoğraflar katılımcılar
tarafından valans değeri,
uyarım miktarı, içsel normlar
ve yasal kabul edilebilirlik
kıstaslarıyla oylanmıştır. 60
katılımcı ikinci sınıf
psikoloji öğrencilerinden
oluşmaktadır. İnsan haklarını
ihlal eden görüntülere sahip
fotoğrafların uyarım miktarı
ortalaması 57.28, hayvanlara
kötü muamele fotoğraflarının
uyarım miktarı ortalaması
61.95’tir.
Araştırmada 14 olumsuz
fotoğrafın yüksek uyarıma
neden olan 6’sı hayvanlara
Örtük Uyaran ve Bellek 12
kötü muamele edilen
fotoğraflar, 8’i insan
haklarını ihlal eden
görüntülerden oluşan
fotoğraflardan oluşmaktadır.
Olumlu olarak sunulan
fotoğraflar 14 adet yüksek
uyarım çıkaran bebek
fotoğrafından oluşmaktadır.
The Center for Vital Longevity
Face Database. 640 x 480
ebatlarında 18-93 yaş arası
575 kişinin mutlu, nötral ve
profilden çekilmiş
fotoğraflarından
oluşmaktadır. Katılımcıların
çoğunluğu Kafkasyalı (%76),
bir kısmı da Afrikan
Amerikan’dır (%16). Geriye
kalan %8 Asyalı, Güney Asyalı
veya Hispaniktir. Bu data
setinden 18-25 yaş arası,
nötral ifadeli 42 kadın ve 42
erkek fotoğrafı 14 kadın ve
14 erkek olmak üzere 28’i
deney aşamasında, geri kalan
fotoğraflar da tanıma
aşamasında kullanılmıştır.
Fiziksel görünüşlerindeki
farklılığın karıştırıcı etken
olacağı düşünüldüğü için
Asyalılar ve Afrikan
Amerikanlar araştırmaya dahil
edilmemiştir.
Bu data setinin
araştırmalarda kullanılmasına
açık izin verilmiştir.
Stian’s Kart Eşleme Oyunu.
Kapalı halde her birinin
çiftinin de içinde bulunduğu
toplam 36 karttan oluşan swf
türünde bir oyundur. Oyunun
amacı her kart çiftini
bulmaktır. Eşleştirilemeyen
her çift kart 5 puan
eksilmesine neden olur.
Eşleştirilen her kart çifti
içinse 100 puan kazanılır.
Örtük Uyaran ve Bellek 13
Oyun skoru oyun puanının
süreye bölünmesiyle bulunur.
İşlem
Bu araştırma İstanbul
Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Kütüphanesi’nde
katılımcılar bireysel
uygulamaya alınarak
yürütülmüştür. Katılımcılara
öncelikle demografik bilgi ve
onam formu verilmiştir. Onam
alındıktan sonra 21 soruluk
Beck Depresyon Envanteri
uygulanmıştır. Envanteri
dolduran katılımcılar
kişilere ruhsal rahatsızlık
vermemek için puanlarına
bakılmaksızın bilgisayar
uygulamasına alınmış, analiz
sürecinde 17 katılımcı
ölçekten 18 ve üstü puan
aldığı için analizlere dahil
edilmemiştir. Araştırma için
11.6 inch dokunmatik ekranlı,
1920x1080 çözünürlüklü, i5
işlemci, 60 Hz ve 189 DPI
Intel HD Graphics 4000 ekran
kartına sahip Sony Vaio Duo
11 SVD112A1SM Ultrabook
kullanılmıştır.
PsychoPy 2 programında
hazırlanan deney düzeneğine
göre öncelikle şöyle bir
yönerge sunulmuştur: Birazdan
size birtakım insan yüzleri
gösterilecektir. Yalnızca bu
fotoğraflara odaklanın.
Başlamaya hazır olduğunuzda
klavyedeki boşluk tuşuna
basın. Deney grubuna 300 ms
süreyle “+” şeklindeki odak
gösterilmiş ardından 50 ms
boşluk ve 60 ms süreyle 14
olumlu ve 14 olumsuz içerikli
fotoğraflardan biri random
olarak gösterilmiş, hemen
sonra 400 ms süreyle bir
insan yüzü sunulmuştur. Her
seferinde farklı
fotoğraflarla toplam 28
tekrar olmuştur.
Fotoğrafların ve yüzlerin
random sunulmasının
Örtük Uyaran ve Bellek 14
fotoğraflar üzerinde kontrol
sağladığını düşünülmektedir.
Cinsiyet yanlılığı ihtimaline
karşı da toplamda 14 kadın,
14 erkek fotoğrafı
gösterilmiştir. Kontrol
grubuna ise 300 ms süreyle
“+” şeklindeki odak, 50 ms
boşluk ve hemen ardından
insan yüzlerinden biri random
olarak gösterilmiştir. Aynı
şekilde 28 tekrar sonunda
ikinci aşamaya geçilmiştir.
Deneyin bu aşaması yaklaşık
olarak 3 dk sürmüştür.
İkinci aşamada çalışma
belleğini oyalamak amaçlı
katılımcılardan Kart Eşleme
Oyunu oynamaları istenmiş ve
bunun için 3 dakika süreleri
olduğu belirtilmiştir. 3
dakikadan sonra oyunu
tamamlamamış olsalar dahi
devam etmelerine izin
verilmeyip, üçüncü aşamaya
geçilmiştir.
Son aşamada ise önceden
eşik altı uyaranlarla
birlikte sunulan insan
yüzleri daha önce
gösterilmeyen insan
fotoğraflarıyla
birleştirilerek hazırlanan 3
şıklı hatırlama görevi
uygulanmıştır. Katılımcılara
bu fotoğraflardan hangisini
daha önce gördülerse ona
karşılık gelen numarayı
klavyeden tuşlamaları
söylenmiştir. Reaksiyon
zamanları analizlerde
değişken olarak
kullanılmıştır.
Bulgular
Veri Analizi
Bu çalışmanın analizleri
IBM® SPSS® Statistics 21.0
programında yapılmıştır.
Dağılımların normal
olmaması nedeniyle
nonparametrik bir test olan
ilişkisiz iki örneklem için
Mann-Whitney U testi
kullanılmıştır. Kontrol
grubuyla deney grubunun
Örtük Uyaran ve Bellek 15
verileri bu yöntemle
karşılaştırılmış ve ileriki
aşamada cinsiyetler arası
farklar da deney ve kontrol
grubuna göre ayrı ayrı analiz
edilmiştir.
İstatistikler
Bağımlı değişkenlere ait
tanımsal istatistik değerler
aşağıdaki Tablo 1’de yer
almaktadır.
Önce gruplar içindeki
cinsiyet farklılıklarına
bakılmış, deney grubunda
cinsiyete göre bağımlı
değişkenlerin sıralama
ortalamaları arasında anlamlı
bir fark bulunamamıştır.
Kontrol grubunda cinsiyete
göre olumsuz fotoğraflarla
maskelenen erkek yüzlerine
verilen reaksiyon süresi
hariç (U = 73, p < 0.05)
diğer bağımlı değişkenlerin
ortalamaları sıraları
arasında da anlamlı bir fark
yoktur.
Tablo 1. Değişkenlerin kontrol ve deney grubundaki tanımsal
istatistik değerleri
N Ort SS
Beck Envanteri Puan Deney 34 8.88 4.20Kontrol 34 10.56 4.29
Kart Eşleme Skor Deney 34 13.94 4.54Kontrol 34 15.09 4.56
Olumlu Kadın Doğru Sayısı Deney 34 5.41 1.40Kontrol 34 5.88 1.12
Olumsuz Kadın Doğru Sayısı Deney 34 5.35 1.54
Örtük Uyaran ve Bellek 16
Kontrol 34 5.91 0.90Olumlu Erkek Doğru Sayısı Deney 34 6.09 1.26
Kontrol 34 6.74 0.57Olumsuz Erkek Doğru Sayısı Deney 34 5.03 1.40
Kontrol 34 6.15 0.82Toplam Olumlu Doğru Sayısı Deney 34 11.47 2.48
Kontrol 34 12.62 1.33Toplam Olumsuz Doğru Sayısı Deney 34 10.38 2.48
Kontrol 34 12.06 1.32Olumlu Kadın Cevap Süre (sn) Deney 34 2.58 1.01
Kontrol 34 2.43 0.64Olumsuz Kadın Cevap Süre (sn) Deney 34 2.68 0.83
Kontrol 34 2.46 0.62Olumlu Erkek Cevap Süre (sn) Deney 34 2.24 0.74
Kontrol 34 2.18 0.79Olumsuz Erkek Cevap Süre (sn) Deney 34 2.67 0.93
Kontrol 34 2.49 0.92
Tablo 2. Kontrol grubunda cinsiyete göre olumsuz fotoğraflarla
maskelenen erkek yüzlerine verilen reaksiyon süresi sıralama
ortalamalarının Mann-Whitney U Testi sonucu
N Sıra Ort Sıra Top U P
Kadın 17 21.71 369.00 73 .014*Erkek 17 13.29 226.00
Tablo 2’de görüldüğü üzere
kontrol grubundaki erkek
katılımcıların olumsuz
fotoğraflarla maskelenen
erkek yüzlerini kadınlardan
anlamlı olarak daha hızlı
cevapladıkları
bulgulanmıştır.
Örtük Uyaran ve Bellek 17
Deney ve kontrol grubunun
cinsiyetten bağımsız olarak
yapılan Mann-Whitney U
analizine göre
karşılaştırılma tablosu,
tablo 3 aşağıdadır.
Tablo 3. Deney ve Kontrol Gruplarına Göre Bağımlı
Değişkenlerin Sıralama Ortalamaları Tanımsal İstatistik ve
Değerleri
N Sıra
Ort
Sıra
Top
U p
Beck Envanteri Puan Deney 34 31.09 1057.00 462.00 .154Kontro
l
34 37.91 1289.00
Kart Eşleme Skor Deney 34 31.51 1071.50 505.50
0
.374Kontro
l
34 37.49 1274.50
Olumlu Kadın Doğru Deney 34 31.29 1064.00 469.00
0
.166Kontro
l
34 37.71 1282.00
Olumsuz Kadın Doğru Deney 34 31.46 1069.50 474.50
0
.188Kontro
l
34 37.54 1276.50
Olumlu Erkek Doğru Deney 34 29.53 1004.00 409.00
0
.013
*Kontro
l
34 39.47 1342.00
Olumsuz Erkek Doğru Deney 34 26.13 888.50 293.50
0
.000
*Kontro
l
34 42.87 1457.50
Toplam Olumlu Doğru Deney 34 30.12 1024.00 429.00
0
.061Kontro
l
34 38.88 1322.00
Örtük Uyaran ve Bellek 18
Toplam Olumsuz Doğru Deney 34 26.31 894.50 299.50
0
.001
*Kontro
l
34 42.69 1451.50
Olumlu Kadın Cevap
Süre
Deney 34 35.44 1205.00 546.00
0
.695Kontro
l
34 33.56 1141.00
Olumsuz Kadın Cevap
Süre
Deney 34 36.74 1249.00 502.00
0
.351Kontro
l
34 32.26 1097.00
Olumlu Erkek Cevap
Süre
Deney 34 35.91 1221.00 530.00
0
.556Kontro
l
34 33.09 1125.00
Olumsuz Erkek Cevap
Süre
Deney 34 36.59 1244.00 507.00
0
.384
Kontro
l
34 32.41 1102.00
*p<0.05
Tablo 3’te de görüleceği
üzere Beck Envanteri
puanları, kart eşleme
skorları, olumlu maskeleme
yapılan kadın yüzlerinin
hatırlanma sayısı, olumsuz
maskeleme yapılan kadın
yüzlerinin hatırlanma sayısı,
olumlu maskeleme yapılan
toplam yüz sayısı ve her
kategoriye verilen reaksiyon
zamanları sıralama
ortalamaları arasında anlamlı
bir fark bulunamamıştır.
Bunların yanısıra olumlu
maskeleme yapılan erkek
yüzlerinin doğru hatırlanma
sayısı sıralama ortalamaları
deney grubunda kontrol
grubuna göre anlamlı olarak
farklıdır. Olumlu maskeleme
yapılan erkek yüzleri kontrol
grubuna göre daha az
başarıyla hatırlanmıştır (U =
409.00, p < 0.05). Olumsuz
maskeleme yapılan erkek
yüzlerinin hatırlanma
sıralama ortalamaları da
Örtük Uyaran ve Bellek 19
yüksek anlamlılık seviyesinde
kontrol grubundan
farklılaşmaktadır. Bu yüzleri
deney grubu kontrol grubuna
göre anlamlı derecede daha az
başarıyla hatırlamıştır (U =
293.50, p < .001).
Cinsiyetten bağımsız
olarak olumlu ve olumsuz
maskeleme yapılan yüzlerin
toplam hatırlanma
ortalamaları sıralamalarına
bakıldığında olumlu maskeleme
yapılan yüzlerin değil (U =
429.00, p > .05) ama olumsuz
maskeleme yapılan yüzlerin
deney grubunda kontrol
grubuna göre anlamlı derecede
daha az başarıyla
hatırlandığı bulunmuştur (U =
299.50, p < .05).
Cinsiyeti bir değişken
olarak ele alıp yapılan
analizlerde erkeklerle
kadınlar arasındaki fark
toplam olumsuz maskeleme
yapılan durumla ve olumsuz
maskeleme yapılan erkek
yüzleri şartında anlamlı
çıkmıştır. Mann-Whitney U
sonuçları tablo 4’tedir.
Tablo 4. Cinsiyetlere Göre Deney ve Kontrol Gruplarının
Olumsuz Erkek Doğru ve Toplam Olumsuz Doğru Değişkenlerinin
Sıralama Ortalamaları İstatistik ve Değerleri
N Sıra
Ort
Sıra
Top
U p
Olumsuz Erkek
Doğru
Kadı
n
Deney 1
7
14.76 251.00 99.5
00
.06
1Kontr
ol
1
7
20.24 344.00
Örtük Uyaran ve Bellek 20
Erke
k
Deney 1
7
11.19 203.00 50.0
00
.00
1*Kontr
ol
1
7
23.06 392.00
Toplam Olumsuz
Doğru
Kadı
n
Deney 1
7
14.65 250.50 96.0
00
.08
6Kontr
ol
1
7
20.35 344.50
Erke
k
Deney 1
7
12.06 205.00 52.0
00
.00
1*Kontr
ol
1
7
22.94 390.00
Yani kadın katılımcılarda
kontrol ve deney grupları
arasında bir fark
görülemezken, erkek
katılımcıların olumsuz
maskeleme yapılması durumunda
hatırlama performanslarının
anlamlı derecede azaldığı (U
= 52.00, p < .05) ve bunun da
yalnızca erkek yüzlerine
karşı olduğu bulgulanmıştır
(U = 50.00, p < .05).
Tartışma
Bu araştırmanın
bulguları literatürde bulunan
benzer araştırmalarla bazı
noktalarda çelişmektedir.
Literatürde bu araştırmaya
benzer çok fazla araştırma
olmaması elde edilmiş olan
datayı yorumlamayı oldukça
güçleştirmektedir. Literatüre
bakıldığında örtük belleğin
duygusal içeriğinin
görsellerden ziyade
kelimelerle çalışıldığı
görülmektedir. Bununla
birlikte, örtük uyaran ve
duygu durum tutarlı bellek
araştırması (Tosun ve Dağ,
2000) kelimelerin duygusal
içeriğinin hatırlamaya olan
etkisini kanıtlamış olsa da,
Örtük Uyaran ve Bellek 21
bu araştırmada buna benzer
bir bulguya ulaşılamamıştır.
Beck Depresyon Ölçeği’nden 18
ve üstü puan alanlar
analizlere dahil
edilmemiştir. Zira, depresif
duygu durum eğilimi olan
katılımcıların olumsuz
duygusal içerikli örtük
uyaranla maskelenen insan
yüzlerini daha iyi
hatırlamaları karıştırıcı bir
değişken olabilir. Ölçekten
17 ve altı puan alan
katılımcıların skorları ile
yapılan analizlerde duygu
durum tutarlı bellek
hipotezini destekleyici veri
bulunamamıştır. Bu durumun
sebebi olarak örtük
uyaranlarla duygu durumunun
manipülasyonunun yeterli
seviyede olmaması
sayılabilir. Öte yandan bu
durum duygu düzenleme işlevi
ile de yorumlanabilir. Duygu
ile anıların bir arada ele
alındığı alanlardan bir
tanesi duygu düzenleme
işlevidir. Burada genel
kabul, duygusal kendini
düzenlemenin hazza
dayandığıdır. İnsanlar iyi
hissetmek, iyi duygu durumda
kalmak ve kötü duygu duruma
sahipseler daha az kötü
hissetmek isterler. Bu iki
motivasyon çoğunlukla olumlu
duygu durumu sürdürme ve
olumsuz duygu durumu onarma
olarak bilinir (Sarp, N. ve
Tosun, A., 2011). Araştırmada
olumsuz örtük uyaranlarla
maskeleme yapıldığında
hatırlama performansının
düştüğü bulunmuştur. Duygu
durumu olumsuz örtük
uyaranlarla manipüle edildiği
için kişiler daha iyi olmaya
motive olmaya
çalıştıklarından hatırlama
görevinde düşük performans
göstermiş olabilir. Ama
cinsiyet farklarına
bakıldığında kadınlarda bunun
anlamlı bulunmaması bu
Örtük Uyaran ve Bellek 22
açıklamaya temkinli
yaklaşmaya neden olmaktadır.
Öte yandan, otobiyografik
anının, sevk edilen duygu
durumla tutarlılığının
incelendiği bir araştırmada;
olumsuz fotoğraf koşulunda,
duygu durum tutarlı anının
geri getirilme olasılığının,
olumlu fotoğraf koşulundan
daha yüksek olduğu
bulgulanmıştır (Er, N.,
Ergün, H., Hoşrik, E. ve
Şerif, M., 2008). Mc Fadden
(2001) herhangi bir aktivite
ya da olayın bir duygu ile
bağdaştırılması ile beyinde o
aktivite ya da olaya ilişkin
hatırlamayı artıran
kimyasalların salgılandığını
ileri sürmektedir.
Bir öğrenme ortamında
kişinin olumlu ya da olumsuz
duygulara sahip olması
beyinde buna bağlı olarak
farklı değişikliklerin
meydana gelmesine ve vücutta
farklı kimyasalların
salgılanmasına neden
olmaktadır. Örneğin,
memnuniyet verici öğrenme
koşulları beyinde endorfin
salgılanmasına neden
olmaktadır. Doğal bir
uyuşturucu olan endorfin
vücutta doğal bir rahatlık
oluşmasına ve öğrenmenin
eğlenceli bir deneyime
dönüşmesine yol açmakta, bu
da nöronlar arasında daha
fazla bağ kurulmasına neden
olmaktadır (Wortrock, 2002;
Özden, 2003). Olumlu
fotoğraflarla maskelenen
yüzlerin hatırlanmasında
kontrol grubuyla deney grubu
arasında fark görülmemiş
olması bu hipotezlerle
çelişmektedir.
Araştırmanın sonuçlarına
göre deney grubundaki
erkeklerin olumsuz erkek
fotoğraflarını kontrol
grubuna göre daha az
hatırlamaları bu bağlamda ele
alınabilse de aynı durum
Örtük Uyaran ve Bellek 23
kadınlarda bulgulanmadığı
için bu açıklama tamamen
açıklayıcı değildir. Ayrıca
kontrol grubundaki erkek
katılımcıların, manipülasyona
maruz kalmaksızın, bazı erkek
yüzlerini daha doğru olmasa
da daha hızlı cevaplamış
olmaları o fotoğraflarla
ilgili yöntemsel bir
sıkıntıya işaret ediyor
olabilir.
Eldeleklioğlu (2008)
lise öğrencileri ile yaptığı
bir araştırmada zaman
yönetimi ve planlamasının
kızlarda erkeklere göre daha
iyi olduğunu bulgulamıştır.
Araştırmada kontrol
grubundaki erkeklerin bazı
erkek fotoğraflarını
kadınlara göre daha doğru
olmaksızın daha hızlı
cevaplamaları zaman
yönetiminde sıkıntı
yaşadıkları, zamanı gerektiği
gibi kullanamadıkları yönünde
yorumlanabilir.
Cangöz ve Sayar’ın
(2013) yaptığı bir
araştırmada olumlu
kelimelerin daha çok
hatırlandığı bulgulamıştır.
Yani farkındalığın olmadığı
otomatik örtük bellekte
“olumluluk etkisi”
görülmüştür. Bu araştırmada
“olumluluk etkisi”ni de
destekleyici veri
bulunamamıştır.
Kadın ve erkek
katılımcılarda iç grup
yanlılığı bildirilen
araştırmalar vardır (Dökmen,
2001). Yani kadın ve erkek
katılımcılar kendi
cinsiyetlerini olumlamıştır.
Bu araştırmada hatırlamada
herhangi bir cinsiyet
yanlılığı gözlenmemiş, aksine
erkeklerin, olumsuz
fotoğraflarla maskelenen
erkek yüzlerini daha az
başarıyla hatırladığı
bulunmuştur.
Örtük Uyaran ve Bellek 24
Literatürle örtüşmeyen
bu durumun sebebi sosyal
psikoloji ve evrimsel
psikolojiyle açıklanabilir.
Bazı araştırmalara göre
(örn., Barth ve Bastiani,
1997; Schultz, Izard ve Bear,
2004),(Barth & Bastiani,
1997) bireyler özellikle
olumsuz durumlarda
diğerlerinin kendilerine
karşı olan davranışlarını
“tehlikeli” ya da “düşmanca”
algılama eğilimindedirler ve
bu da bireylerin saldırganlık
düzeylerini arttırır.
Erkekler olumsuz uyaranlarla
maskelenmiş erkek
fotoğraflarını, kadınlara
göre daha fazla tehdit olarak
algılamış olabilir. Bir başka
araştırmada erkeklerin
birlikte çalışacakları
kişileri çekici denekler
arasından, kendilerine rakip
olacak olan kişileri çekici
olmayan denekler arasından
seçtikleri bulgulanmıştır
(Lee, S. Y., Pitesa, M.,
Thau, S., & Pillutla, M.M.,
2015). Yani kendilerine rakip
olarak gördükleri erkekleri
“tehdit” olarak
algılamışlardır. Erkeklerin
bu saldırganlık hissini
kontrol edebilmek içinse
bastırma mekanizmalarına
başvurdukları, bunun da
hatırlama performansını
etkilemiş olabileceği
öngörülmektedir. Daha
biyolojik bir bakış açısıyla
erkeklerin hemcinslerinden
gelen tehditlere daha duyarlı
oldukları varsayılıp, erkek
yüzlerinden önce gelen
olumsuz örtük uyaranlara daha
çok dikkat ettikleri için yüz
hatırlama performanslarının
düştüğü de ileri sürülebilir.
İleride bunu sınamak için
araştırmalar yapılabilir
fakat yalnızca bu
araştırmayla kesin bir şey
söylenemez.
Örtük Uyaran ve Bellek 25
Kadın ve erkeklerde
farklı bulgulara ulaşılmış
olması kadın ve erkeklerde
dikkat farklılaşmakta mıdır
sorusunu akıllara
getirmiştir. Araştırma
düzeneğine dönülecek
olunursa, ilk aşamada
katılımcılardan sadece ekrana
odaklanmaları ve görüntü
akışı bitene kadar gözlerini
ayırmamaları söylenmiştir
fakat deney esnasında bunu
kontrol etmek pek mümkün
olmadığından dikkatlerinin
dağılıp dağılmadığı da
bilinmemektedir. Bu konuyla
ilgili literatüre
bakıldığında kadınlarda ve
erkeklerde dikkat
farklılığını inceleyen bir
araştırmada (Colzato, L. S.,
Pratt, J., & Hommel, B.,
2012) dikkat farklılığının
yapısal değil fakat bağlamsal
olarak oluşabildiği sonucuna
varılmıştır. Günümüz
insanının, özellikle
araştırmanın hedef kitlesi
olan Y kuşağının, dikkat
süresinin geçmişe göre
kısaldığı düşünülecek olursa
yukarıdaki araştırmada
bahsedilen dikkat
farklılığının bu bağlamda da
oluştuğu söylenebilir.
Microsoft, 2015 yılında
anketler ve EEG taramalarını
kullanarak yaptığı bir
araştırmada insanlardaki
ortalama dikkat süresinin son
15 senede oldukça kısaldığını
tespit etmiştir. Araştırmanın
verilerine göre 2000 yılının
başında bir insan bir iş
üzerine 12 saniye
odaklanabilirken bu sayının
bugün 8 saniyeye kadar indiği
belirtilmektedir.
Çalışmamızın ilk aşamasında
katılımcılardan odaklanmaları
istenilen görüntü akışı 3
dakikadan daha uzun
sürmektedir. Bu iki bulgu
birlikte değerlendirildiğinde
odaklanma ile ilgili
Örtük Uyaran ve Bellek 26
problemler çıkmış olabileceği
düşünülmelidir. Bununla
birlikte, örtük uyaran
sunumunun teknik sıkıntılar
nedeniyle ortalama 60 ms
süreyle gösterilmiş olmasının
literatürdeki anlamıyla örtük
uyaran sunumu olmadığı da göz
önünde bulundurulmalıdır.
Katılımcıların görme
eşiklerinin üzerinde bir
süreyle sunulan bu
uyaranların ne oldukları
anlaşılmasa da ekrana farklı
bir uyaran geldiği
anlaşılabilmektedir.
Katılımcılar yüzlere
odaklanmak yerine öncesinde
gelen uyaranlara odaklanmış
olabilirler ve bu da
dikkatlerini etkileyen bir
unsur olabilir. Dikkatle
ilgili bir diğer etken ise
katılımcıların araştırmanın
niyetini anlayıp buna yönelik
davranmış olmaları
ihtimalidir. İlk aşamada
yönergede sadece ekrana
odaklanmaları istendiğinde
katılımcılar sonradan
bunların kendilerine
sorulabileceğini düşünüp
yüzleri akılda tutmak için
stratejiler kullanmış
olabilir. Araştırmada bu
durum kontrol edilmediği için
net yorumlar
yapılamamaktadır. İleriki
çalışmalarda bu etken de göz
önüne alınırsa daha kontrollü
çalışmalarla daha kesin
yargılara varılabilir.
Diğer taraftan
örneklemin dar olması
araştırma sonuçlarının
genellenebilirliğini
etkilemektedir. Araştırmanın
yürütülmesi bireysel
uygulamaya dayandığı ve veri
toplama işlemi
standardizasyon sağlamak
amacıyla tek bilgisayardan
yapıldığı için araştırma
sürecinde daha geniş
örnekleme ulaşılamamıştır.
Yapılacak olan diğer
Örtük Uyaran ve Bellek 27
araştırmalarda aynı
özelliklere sahip birkaç
bilgisayar kullanılarak eş
zamanlı veri toplama yolu
izlenirse daha geniş kitleye
ulaşılabilir. Bu da daha
sağlıklı ve genellenebilir
sonuçlara ulaşmaya yardımcı
olacaktır.
Sonuç
Örtük uyaranın duygusal
içeriğinin yüz hatırlama
performansına etkisini
araştırmak amacıyla yapılan
bu çalışmada sonuç olarak
duygusal içeriğin hatırlamaya
etki ettiğine dair genel
sonuçlara ulaşılamamıştır.
Olumsuz maskeleme yapılan
yüzlerin daha iyi
hatırlanacağı hipotezi
araştırma bulgularıyla
yanlışlanmış, tam tersine
olumsuz maskelemenin
hatırlama performansını
düşürdüğü bulunmuştur. Bunun
yanı sıra olumlu maskelemenin
cinsiyetten bağımsız olarak
hatırlama performansına etki
etmediği, ama maskelemenin
erkek yüzlerine yapılması
durumunda hatırlama
performansını düşürdüğü
bulgulanmıştır. Erkek
katılımcıların erkek
yüzlerine yapılan olumsuz
maskelemeden etkilenmeleri
evrimsel bir bakış açısıyla
yorumlanmıştır.
Bilimsel açıdan daha
güvenilir ve genellenebilir
yorumlar yapabilmek için
örtük uyaran sunumunun daha
kısa süreyle yapılması ve
daha geniş bir örneklemle
çalışılması gerektiği
düşünülmektedir.
Araştırmacılara Tavsiyeler
Tartışma kısmında da
bahsedildiği gibi kullanılan
bilgisayar örtük uyaran
sunumu için sahip olduğu
teknoloji bakımından uygun
değildi. Bu konuyu çalışacak
araştırmacıların bu durumu
Örtük Uyaran ve Bellek 28
göz önünde bulundurmaları
gerekmektedir.
Bireysel uygulama her
katılımcı için on dakika
sürdüğü için araştırma
süresince çok geniş bir
kitleye ulaşılamamıştır.
İleriki çalışmalarda aynı
özelliklere sahip birkaç
bilgisayarla veri toplanarak
bu süreç hızlandırılabilir.
Çalışmamızda depresif
eğilimi olan katılımcılar
analiz dışı bırakılmıştır.
Bunun yerine bu
katılımcılarla üçüncü bir
kategori oluşturulup
literatürdeki bulgular tekrar
sınanabilir.
Tartışma bölümünde
erkeklerin hatırlama
performansları ile ilgili
tehdit algısına dair yorumlar
yapılmış fakat ne yazık ki bu
konuda yapılmış yeterli
araştırma bulunamadığı için
düşünceler tam olarak
temellendirilememiştir.
İleride yapılacak olan
araştırmalarda fMRI, EEG,
NIRS gibi yöntemler
yardımıyla amigdala
aktivitesine bakılarak veya
galvanik deri tepkisi
ölçülerek bu yorumlar
bilimsel bir temele
oturtulabilir.
Kaynaklar
Barth, J.M., & Bastiani, A.(1997). A longitudinalstudy of emotionrecognition andpreschool children’sbehaviour. Merrill-PalmerQuarterly, 43 (1), 107-128
Bazin, N., Perruchet P., &Feline, A. (1996). Moodcongruence effect inexplicit and implicitmemory tasks: acomparison betweendepressed patients,schizophrenic patientsand controls. EuropeanPsychiatry, 11 (8), 390-5.
Bradley, B. P., Mogg, K., &Millar, N. (1996).İmplicit memorybias inclinical and nonclinicaldepression. BehaviourResearch and Therapy, 34(11-12), 865-79.
Örtük Uyaran ve Bellek 29
Bradley, B. P., Mogg, K., &Williams, R. (1994).Implicit and explicitmemory for emotionalinformation innonclinical subjects.Behaviour Research andTherapy, 32 (1), 65-78.
Bradley, B. P., Mogg, K., &Williams, R. (1995).Implicit and explicitmemory for emotion-congruent information inclinical depression andanxiety. Behaviour Researchand Therapy, 33 (7), 755-70.
Budak, S. (2003). PsikolojiSozlugu (2. Baskı).Ankara: Bilim ve SanatKitabevi.
Colzato, S. C., Pratt, J., &Bernhard, H. (2012)Estrogen modulatesinhibition of return inhealthy females.Neuropsychologia, 50 (1),98-103.
Cooley, E. L., & Stringer, A.Y. (1998). Word typeeffects in word stem-priming: evidence forsemantic processing inthe perceptualrepresentations system.Perceptual and Motor Skills, 87(1), 263-8.
Çelik, H. ve Kocabıyık, O.(2014). Gençyetişkinlerinsaldırganlık ifadebiçimlerinin cinsiyet ve
bilişsel duygu düzenlemetarzları bağlamındaincelenmesi. TrakyaÜniversitesi Egitim FakultesiDergisi, 4 (1), 139-155.
Dağ, İ. ve Tosun, A. (2000).Depresif duygu durumuolan ve olmayankişilerin, örtük bellekgörevinde duygu durumtutarlı bellek yanlılığıaçısındankarşılaştırılması. TurkPsikoloji Dergisi, 15 (46),29-39.
Dan-Glauser, E. S., &Scherer, K. R. (2011).The Geneva affectivepicture database(GAPED): a new 730-picture databasefocusing on valence andnormative significance.Behaviour Research Methods,43 (2), 468-477.
Danion, J. M., Kauffmann-Muller, F., Grange D.,Zimmermann, M. A., &Greth, P. (1995).Affective valance ofwords, explicit andimplicit memory inclinical depression.Journal of Affective Disorders,34 (3), 227-34.
Denny, E. B., & Hunt, R. R.(1992). Affectivevalance and mood indepression: dissociationof recall and fragmentcompletion. Journal of
Örtük Uyaran ve Bellek 30
Abnormal Psychology, 101(3), 575-80.
Dökmen, Z. (2001). Kendicinsiyetindekilere vediğer cinsiyettekilereilişkin algı, cinsiyetrolleri ve depresyonilişkileri. Kriz Dergisi, 9(1), 9-19.
Eimer, M., & Schlaghecken, F.(1998). Effects ofmasked stimuli on motoractivation: behavioraland electrophysiologicalevidence. Journal ofExperimental Psychology:Human Perception andPerformance, 24, 1737–1747.
Eldeleklioğlu, J. (2008).Ergenlerin zamanyönetimi becerilerininkaygı, yaş ve cinsiyetdeğişkenleri açısındanincelenmesi. İlkogretimOnline, 7 (3), 656-663.
Er, N., Hoşrik E., Şerif, M.ve Ergün, H. (2008).Duygu durumdeğişimlemelerininotobiyografik belleküzerindeki etkileri. TurkPsikoloji Dergisi, 23 (62), 1-13.
How does digital affect Canadianattention? (b.t). 30Haziran 2015,http://advertising.microsoft.com/en/cl/31966/how-does-digital-affect-canadian-attention-spans
Jaskowski, P., & Slosarek, M.(2006). How important is
a prime’s gestalt forsubliminal priming?Consciousness and Cognition,16, 485-497.
Keleş, E. ve Çepni, S.(2006). Beyin veöğrenme. Turk Fen EgitimiDergisi, 2 (3), 66-82.
LeDoux, J. E. (2008).Scholarpedia, 3 (4) :2698.
Lee, S. Y., Pitesa, M., Thau,S., & Pillutla, M. M.(2015). When beautyhelps and when it hurts:An organizationalcontext theory ofattractivenessdiscrimination inselection decisions.Organizational Behavior andHuman Decision Processes, 128,15-28.
Lorenza S. C., Pratt, J., &Hommel, B. (2012).Estrogen modulatesinhibition of return inhealthy human females.Neuropsychologia, 50 (1),98-103.
Maratos, F. A., Mogg, K.,Bradley, B. P., Rippon,G., & Senior, C. (2009).Coarse threat imagesreveal thetaoscillations in theamygdala: Amagnetoencephalographystudy. Cognitive, Affective andBehavioral Neuroscience, 9(2), 133-143.
McFadden, K. S. (2001). AnInvestigation of Attitudes,
Örtük Uyaran ve Bellek 31
Anxiety and Achievement ofCollege Algebra Students UsingBrain-Compatible TeachingTechniques. Unpublishedmaster’s thesis,Tennesse StateUniversity.
Minear, M., & Park, D. C.(2004) . A lifespandatabase of adult facialstimuli. Behaviour ResearchMethods, Instruments &Computers, 36, 630-633.
Özden, Y. (2003). Ögrenme veogretme (5. Baskı).Ankara: Pegem AYayıncılık.
Pierce, J. W. (2007).PsychoPy – Psychophysicssoftware in Python.Journal of NeuroscienceMethods, 162 (1-2), 8-13.
Potter, M. C. (1976). Short-term conceptual memoryfor pictures. Journal ofExperimental Psychology:Human Learning and Memory,2, 509–522.
Ruizcaballero, J. A., &Gonzalez, P. (1994).Implicit and explicitmemory bias in depressedand nondepressedsubjects. Cognition andEmotion, 8 (6), 555-569.
Sarp, N. ve Tosun, A. (2011).Duygu ve otobiyografikbellek. Psikiyatride GuncelYaklaşımlar, 3, 446-465.
Sayar, F. ve Cangöz, B.(2013). Genç ve YaşlıBireylerin Duygusal
Bellek İşlevleriAçısındanKarşılaştırılması. TurkishJournal Of Geriatrics, 16 (2),177- 184.
Schultz, D., Izard, C., E., &Bear, G. (2004).Children’s emotionprocessing: relations toemotionality andaggression. Developmentand Psychopathology, 16 ,371–387.
Schultz, D. P. ve Schultz, S.E. (2007). Modern PsikolojiTarihi. (Y. Aslay, Çev.)Ankara: KaknüsYayınları. (Orijinalçalışma basım tarihi1969.)
Smith, C.U.M. (2008). Biology ofSensory Systems (2ndedition). New Jersey:John Wiley-Blackwell.
Solso, R. L. MacLin, M. K., &MacLin, O.H. (2011).Bilişsel Psikoloji. (A.Ayçiçeği-Dinn, Çev.).İstanbul: KitabeviYayınları. (Orijinalçalışma basım tarihi2007.)
Sweeny, T. D., Grabowecky,M., Suzuki, S., &Paller, K. A. (2009).Long-lasting effects ofsubliminal affectivepriming from facialexpressions. Consciousnessand Cognition, 18 (4), 929–938.
Örtük Uyaran ve Bellek 32
Thorpe, S., Fize, D., &Marlot, C. (1996). Speedof processing in thehuman visual system.Nature, 381, 520–522.
Watkins, P. C., Vache, K.,Verney, S. P., Muller,S., & Mathews, A.(1996). Unconsciousmood-congruent memorybias in depression.Journal of AbnormalPsychology, 105 (1), 34-41.
Winkielman, P., Berridge,K.C., & Wilbarger, J.(2005). Unconscious
affective reactions tomasked happy versusangry faces influenceconsumption behavior andjudgments of value.Personality and SocialPsychology Bulletin, 31 (1),121-135.
Wortock, J., M., M. (2002).Brain Based Learning PrinciplesApplied to the Teaching of BasicCardiac Code to AssociateDegree Nursing Students Usingthe Human Patient Simulator.Unpublished master’sthesis, University ofSouth Florida.