SON YÜZ YILDA ERZURUM'UN GENEL ÇEVRE YAPISINDA(FAUNA-FLORA-SU-HAVA) MEYDANA GELEN TAHRİBATLARDAN...

6
SON YÜZ YILDA ERZURUM’UN GENEL ÇEVRE YAPISINDA(FAUNA-FLORA-SU-HAVA) MEYDANA GELEN TAHRİBATLARDAN BAZI İZLENİMLER ‘’ Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim’’ Fatih Sultan Mehmet ‘’ Türkiye eğer milli birliğini ve çevresini koruyabilirse 2020 yılında dünyanın ilk 6 ülkesi arasına girmeye namzettir.’’ Paul Kennedy Fatih ARSLAN *, Murat KARAASLAN*, H. Salih ÖZKILIÇ*, Yavuz YEĞİN*, Şükriye HİSAR** * Atatürk Üniversitesi, Su Ürünleri Bölümü, 3. sınıf öğrencisi, 25240, Erzurum [email protected] **Atatürk Üniversitesi, Su Ürünleri Bölümü, Doçent Doktor, 25240, Erzurum shisar @atauni.edu.tr ÖZET Çevre kirliliği ve tahribatları son yıllarda tüm ülkemizde olduğu gibi Erzurum ve çevresinde de önemli değişimlere yol açmıştır. Doğal yapı ve florası ile farklı ve çevresel zenginlikleri ile doğal hayata en büyük katkılardan birsini yapan Daphan Ovası yeşil çamlarından sıyrılıp çorak bir görünüm almıştır. Yine doğal hayatın korunumu açısından çok önemli bir yer tutan Palandöken Dağları da bu kirlilik ve tahribattan en ağır biçimde etkilenmiş mera özelliğini bile kaybetmeye yüz tutmuş bir taşlık görünümü kazanmıştır. Ülkemizin en önemli sazlıklarından birisi olan ve binlerce kuşun konduğu en önemli göç yollarından birisi olan Erzurum Sazlığı artık bir bataklıktan öteye gidemez hale gelmiştir. Sularımız da doğal denge iflas noktasına gelmiş, temiz yayla havasında solumak bile güç bir hal almıştır. Yine şehrin en büyük sembollerinden olan ve yaz kış gürül gürül akan çeşmeler ise kullanılamaz hale gelmiştir. Bu çalışmada ilimizin bu doğal yıkımdan etkilenme boyutu görüntü ve bazı tespitlerle ortaya konulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Çevre, Tahribat, SOME IMPRESSION ABOUT DESTROYING RESULTED AT GENERAL ECOLOGICAL STRUCTURE (FAUNA, FLORA, WATER AND AIR) OF ERZURUM ABSTRACT Environmental pollution and damages has caused important changes in Erzurum and its environment as in our country. Daphan Lowland, which contributes to natural live by natural structure, flora, different and environmental abundance, has got bad appearance arid nowadays. Similarly Palandöken, one important place in terms of protect in natural life, has badly effected this pollution and damages, it has lost its grassland feature and got a stony place appearance. Erzurum Reedy, one important reedy of our country and one important migration way thousands of birds, has turn over a swamp. Natural balance in our water resource has crashed. Moreover for respiration, clean air of our clean has gotten difficult to obtain. Fountain, one important symbol of country and to flow with a loud in winter and summer, has gotten unavailable. In this study, it will exhibit some determining and display effect of destroy in our country. Key Words: Environment, Destroy

Transcript of SON YÜZ YILDA ERZURUM'UN GENEL ÇEVRE YAPISINDA(FAUNA-FLORA-SU-HAVA) MEYDANA GELEN TAHRİBATLARDAN...

SON YÜZ YILDA ERZURUM’UN GENEL ÇEVRE YAPISINDA(FAUNA-FLORA-SU-HAVA) MEYDANA GELEN

TAHRİBATLARDAN BAZI İZLENİMLER ‘’ Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim’’ Fatih Sultan Mehmet ‘’ Türkiye eğer milli birliğini ve çevresini koruyabilirse 2020 yılında dünyanın ilk 6 ülkesi arasına girmeye namzettir.’’ Paul Kennedy

Fatih ARSLAN*, Murat KARAASLAN*, H. Salih ÖZKILIÇ*, Yavuz YEĞİN*, Şükriye HİSAR**

* Atatürk Üniversitesi, Su Ürünleri Bölümü, 3. sınıf öğrencisi, 25240, Erzurum [email protected]

**Atatürk Üniversitesi, Su Ürünleri Bölümü, Doçent Doktor, 25240, Erzurum shisar @atauni.edu.tr

ÖZET

Çevre kirliliği ve tahribatları son yıllarda tüm ülkemizde olduğu gibi Erzurum ve çevresinde de önemli değişimlere yol açmıştır. Doğal yapı ve florası ile farklı ve çevresel zenginlikleri ile doğal hayata en büyük katkılardan birsini yapan Daphan Ovası yeşil çamlarından sıyrılıp çorak bir görünüm almıştır. Yine doğal hayatın korunumu açısından çok önemli bir yer tutan Palandöken Dağları da bu kirlilik ve tahribattan en ağır biçimde etkilenmiş mera özelliğini bile kaybetmeye yüz tutmuş bir taşlık görünümü kazanmıştır. Ülkemizin en önemli sazlıklarından birisi olan ve binlerce kuşun konduğu en önemli göç yollarından birisi olan Erzurum Sazlığı artık bir bataklıktan öteye gidemez hale gelmiştir. Sularımız da doğal denge iflas noktasına gelmiş, temiz yayla havasında solumak bile güç bir hal almıştır. Yine şehrin en büyük sembollerinden olan ve yaz kış gürül gürül akan çeşmeler ise kullanılamaz hale gelmiştir. Bu çalışmada ilimizin bu doğal yıkımdan etkilenme boyutu görüntü ve bazı tespitlerle ortaya konulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Çevre, Tahribat,

SOME IMPRESSION ABOUT DESTROYING RESULTED AT GENERAL ECOLOGICAL STRUCTURE (FAUNA, FLORA, WATER AND AIR) OF

ERZURUM

ABSTRACT Environmental pollution and damages has caused important changes in Erzurum and its environment as in our country. Daphan Lowland, which contributes to natural live by natural structure, flora, different and environmental abundance, has got bad appearance arid nowadays. Similarly Palandöken, one important place in terms of protect in natural life, has badly effected this pollution and damages, it has lost its grassland feature and got a stony place appearance. Erzurum Reedy, one important reedy of our country and one important migration way thousands of birds, has turn over a swamp. Natural balance in our water resource has crashed. Moreover for respiration, clean air of our clean has gotten difficult to obtain. Fountain, one important symbol of country and to flow with a loud in winter and summer, has gotten unavailable. In this study, it will exhibit some determining and display effect of destroy in our country. Key Words: Environment, Destroy

Giriş Bir problemler yığını haline gelmiş olan çağımızın ilk meselelerinden birisi çevre kirliliğidir. Erozyonlar dolayısıyla topraklar çölleşmekte, ormanlar yok olmakta, buzullar erimekte, ozon tabakası delinme tehlikesi göstermektedir. Bütün bunlar çevreyi günümüz dünyasının ilk gündem maddesi yapmıştır. Dolayısıyla bilim adamları, siyasiler başta olmak üzere geleceğin yol haritasını çizmek ızdırabı çekenler hep çevreyi nirengi noktası alarak işe koyulmaktadırlar. Üzülerek belirtmek isteriz ki bu büyük tahribattan en büyük payı Türkiye almıştır. Klasik olarak her zaman anlatıldığı gibi her sene en az Kıbrıs adası kadar toprağımız yok olmaktadır. Sular, havalar kirlenmekte, kuştan balığa kadar tüm hayvanlar yok olma tehlikesi göstermektedir. Mesela büyük zorluklarla KİVİLLE tarafından 1886 tarihinde yapılan bir araştırmada İzmir yakınlarındaki Kızıl Çullu isimli derede 5 tür balık tespit edilmiş, 1968 yılında yani 82 yıl sonra Prof. Dr. Remzi GELDİAY tarafından yapılan çalışmada aynı türlerin mevcut olduğu belirlenmiştir. Ancak adı geçen bilim adamımızın 1972 yılındaki incelemelerinde ise aynı ortamda sadece bağırsak solunumu yapan çöpçü türü tespit edilmiştir. Yani 80 yıl boyunca korunan türlerin sadece son 4 yıl içersinde %80’i yok olmuştur [1]. Bütün bunlar tabi bilimcileri olduğu gibi sosyal bilimcileri de rahatsız etmektedir. Mesela bir cümlesini yazımızın serlevhasına almış olduğumuz günümüzün önemli sosyologlarından ABD’li Paul Kennedy çevre kirliliği üzerinde önemli eserler vermiş bulunmaktadır. Türkiye de vermiş oldukları bir konferanslarında yukarıda belirttiğimiz gibi ‘’ Türkiye eğer milli birliğini ve çevresini koruyabilirse 2020 yılında dünyanın ilk 6 ülkesi arasına girmeye namzettir’’ cümlesini kullanmışlardır. Yani büyük sosyolog çevreyi ekonomiden de, askeri güçten de daha önemli görmektedirler. Türkiye’deki çevre tahribatından maalesef en fazla payı Erzurum almıştır. İşte bu kısa incelememizde Erzurum’un son 100 yıldaki insanın çevreye bakışı, hayvan varlığı, bitki örtüsü, su ve hava kirliliği gibi konuları daha çok şifahi kültürlere dayandırılarak sunulmaya çalışılacaktır. İnsanın Çevreye Bakışındaki Dejenerasyonlar İnsanımız tarih boyunca tüm çevreyi, özellikle de canlı varlıkları korumak için azami gayret göstermişlerdir. Bir atasözümüzde ‘’ Sevap istersen öldür yılanı, cennet istersen incitme canı’’ denilerek yılan öldürmenin bile hoş görülmediği veya cennete girebilmek için yılana dahi kıyılmaması tavsiye edilmektedir. Büyük bir çevreci ve aynı zamanda da büyük bir şair olan Kanuni Sultan Süleyman, ağaçları karıncaların sarması üzerine onların öldürülmesinde bir mahsur olmadığı hususunda şeyhülislamları Ebu Suud efendiden; ‘’ Dırahtı( ağaç) sarınca karınca Onları öldürmeye varmıdır sakınca’’ beyiti ile bir sual sorarlar. Muhatapları da şu şekilde bir beyitle cevap verirler; ‘’ Yarın hakkın divanına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca’’. Aynı hassasiyetleri bir zamanların Erzurum insanında da görüyoruz. Mesela 17. Yüzyılın başlarında yaşamış olan Erzurumlu dul ve varlıklı bir hanım servetini yaralı Leyleklerin tedavileri için vakfetmişlerdir. 19. Yüzyılın sonları ve 20. Yüzyılın başlarında yaşamış olan Mehmet Lütfi Efendi isimli bir zat çevre ve can incitmeme hususunda çok güzel şiirler kaleme almışlardır. Bir mısraları şu şekildedir; ‘’ Cihanda hâsılı insanisen bir canı incitme’’ Yani efendiye göre lüzumsuz can incitmek insanı insanlıktan çıkarmaktadır. Başka bir beyitleri de şu şekildedir; ‘’ Sakın incitme bir canı Yıkarsın arş-ı rahmanı’’ Aynı devrede yaşamış olan kardeşleri M. Vehbi Efendi adeta bunun tatbikatçısı olmuşlardır. Mesela yapmış oldukları çeşmelerden çıkan kurbağalara ‘’ Su Bülbülü ‘’ demiş ve hiç birini incitmeden kovalarla kilometrelerce uzaktaki derelere aktarmıştır[2]. Vehbi efendinin hassasiyeti sadece bundan ibaret değildir. Çevreciliğin her şekli ile uğraşmaktadırlar. Mesela [3]’ın ‘’ Kındılılı Vehbi Hoca’’ isimli makalesinde şunları görüyoruz; ‘’ Köyde, şehirde gördüğü, geçtiği yolları ağaçlandırmak, susuz yerlere su getirmek, çeşme, pınar akıtmak, su kanallarını elleri ile temizlemek, bataklıkları kurutmak, köylere helâ yapmak, bunun için dağlardan su indirmek külfetini hiçe saymak, ayrıca düzde, bayırda subaşlarını ağaçlandırmak, mezarlıkların etrafına kendi elleri ile duvar çekmek, uzaklardan getirmiş olduğu kesme taşlardan köprüler kurmak, yollarda gördüğü döküntü taşları bir kenara toplamak onun en büyük zevki ve en büyük neşesi idi. Diğer çok önemli bir özelliği ise sigara ile çok büyük bir mücadeleye girişmiş olmalarıdır. Sigaranın çevreye, vücuda ve keseye zararlı olduğu için haram

olmanın tüm şartlarını taşımış olduğunu iddia etmektedirler. Dolayısıyla tüm gençlere sigarayı yasak etmişlerdir. Halen daha 70–80 yaşlarında olanlar ona bu yüzden de minnettar olmuş olduklarını belirtmektedirler [2]. Erciyes Üniversitesinin eski rektörlerinden Prof. Dr. Mehmet ŞAHİN Londra’da yayınlanmakta olan ‘’ Anglo Egyptıan Soc.’’ İsimli dergide onun hakkında kaleme almış oldukları ‘’Who is a Muslım’’ başlıklı yazılarında bütün bunları anlatmış ve müspet yönde çok olumlu tepkiler almışlardır. Günümüzde ise insanlardaki çevre bilinci tamamen dejenere olmuş, tüm sanayi atıkları, kanalizasyonlar aşağıdaki resimlerde görüleceği üzere arıtımsız sulara verilmekte, ağaçlar ve ormanlar tahrip edilmekte, hayvanlar bilinçsizce avlanmakta, bir zamanlar tedavisi için vakıflar kurulan yaralı leylekler tüfeklerle vurulmakta kısacası doğal denge insan eli ile iflasa zorlanmaktadır.

Resim 1 Fabrika atıklarının Karasu Irmağına karışması [7]

Hayvan ve Bitki Varlığındaki Tahribatlar İnsanlarda görülen bu duyarsızlıklar kendiliğinden çevreye de aksetmiş ve başta hayvanlar ve bitkiler gibi canlılar olmak üzere tüm çevre büyük ölçülerde tahribata uğramıştır. Mesela 60 yıl öncesine kadar Erzurum’da dünyanın çok önemli kuş cennetleri sınıfına girecek olan bir sazlık vardı. Bunun hakkında Evliya Çelebi aynen şunları yazmaktadırlar; ‘’ Dumlu baba sultan türbesinin kayası dibinden çıkıp batıya doğru akan Karasu ( Fırat’ın iki kolundan birisi olup, Dumlu Baba ise Fırat’ın membaını teşkil etmektedir. Erzurum sahasında çeşitli gölcükler oluşturur ki yüz binlerce Bağdati Turnasına mekan olur [4]. Yine bir batılı yazara göre 200’ün üzerinde kuş türü konup göçmektedir. Bugün ise aynı alan bataklığa çevrilmiş, ya kurbağa sesleri veya karga ötüşleri duyulmaktadır. [2], elli yıl önceki Erzurum’un hayvan varlığını şu cümlelerle izah etmektedir;’’ Karasu’nun ve Aras’ın kenarlarında Toy sürüleri dolaşırdı. Güz aylarında Erzurum semaları güneye doğru göç eden turna sesleri ile çınlarlardı. Yar kenarlarına yapmış oldukları yuvalarına renk renk kuşlar girip çıkarlardı. Bugün ise büyük şair Reyhani’nin ifadesi ile; ‘’ Sadece bir karga öter bu dağda’’. Yine Doğu Anadolu alabalıkları üzerinde incelemeler yapmış olan adı geçen yazar, Pasinler ilçesinin önemli alabalık habitatlarından olan KURNUÇ Deresi üzerindeki müşahedelerini şu şekilde dile getirmektedirler; ‘’ Doktora tezim dolayısıyla ilk olarak 1971 yılında dereye gittim. Köyün altındaki mevkide %10 dolaylarında alabalık bulunuyordu. On yıl ara ile yani 1981–91 ve 2001 yıllarında tekrar aynı habitatı ziyaret ettim. Her gidişimde alabalıkları en az 5km yukarı çekilmiş gördüm. Bu gidişle bir zamanın ormanlarının yerlerini çalılıklara, çakıllara bırakmış olduğu gibi tahribatın bu şekilde devam etmesi durumunda alabalıklarda yakın bir zamanda yerlerini kurbağalara bırakacaktır[5]. Aynı tahribatı bitkiler üzerinde de görmekteyiz. Bir zamanlar çamlıklarla kaplı olan Erzurum’un meşhur DAPHAN ovası bugün ağaç adına su söğütlerine hatta çalılara bile hasret durumdadır. Bura için şu şekilde bir menkıbe anlatılmaktadır; Derler ki bir zamanlar gözleri görmeyen bir dede ile torunu seyahate çıkarlar. DAPHAN’a geldikleri zaman dede elleri ile yüzünü kapamak ister. Sebebi sorulduğu zaman ‘’ Burası çok çamlıktır, ağaç dallarının yüzümü yaralamaması için kapıyorum.’’, torunun cevabı ise şu şekilde enteresandır; ‘’

dede o çamlar hep kürek olmuşlar’’. Aynı şekilde Palandökenlerin de bir zamanlar çamlarla kaplı olduğunu folklorumuzdan öğreniyoruz. Bir Erzurum türküsünde ‘’ Palandöken dağında kavalımın sesi var Çam dibine yaslanmış bir edalı su çağlar’’ denilmektedir. Bugün ise ilgili devlet teşkilatlarının tüm zorlamalarına rağmen ancak kuytu noktalarındaki bazı bölgelere çam fidanları tutturulabilmiştir. Su ve Hava Kirliliği Çevre tahribatından en fazla payı Erzurum’un dillere destan suyu ve havası almıştır. Yukarıda adı geçen ve Fırat’ın membaı olan Dumlu suyu için Evliya Çelebi aynen şu cümleleri kullanmışlardır; ‘’ Dumlu sultan kayasından çıkan ilk kaynak abı hayata benzer bir Kevser cennetidir’’ Bugün ise aşağıdaki resimden görüleceği üzere adeta çöp yığını veya mezbaha kanalına dönüşmüş durumdadır.

Resim 2 Mezbaha atıklarının Karasu Irmağına karışması[7]

Aynı tahribatı maalesef içme sularında yani çeşmelerinde de görüyoruz. Erzurum pınarları üzerine yazılmış olan bir şiirin ilk dörtlüğü şu şekildedir; ‘’Cennet pınarının suyu soğuktur Yazıcı suyunun menendi yoktur. Akar çeşmelerin haddinden çoktur. Katresi can verir cana Erzurum.’’ [6]. Bugün ise ekteki resimlerde görüleceği üzere bu güzelim çeşmelerden bire katre bile su akmamaktadır. Bir zamanlar hasta tedavi eden Erzurum yayla havası şimdilerde özellikle kış aylarında nerdeyse solunum yapmak için insanları maske takma zorunda bırakmıştır. Aşağıdaki resimde görüleceği üzere ve Tablo 1’den de anlaşılacağı üzere bazı parametreler yönünden insanların yaşamlarını tehlikeye sokan noktaların zaman zaman belirmiş olması maalesef açıkça müşahede edilmektedir.

Resim 3 Bir zamanlar çam ağaçları ile süslü olan DAPHAN ovasında şimdilerde solunum bile yapılamaz bir hal

almıştır(Orijinal).

Dünya Sağlık Teşkilatına Göre Standart Değerler; Hava Kalitesi Koruma Yönetmeliğine Göre Standart Değerler Not: Sıfır (0) olan değerler bakımda SO2: 150 Mikrogram / metreküp, PM: 75 Mikrogram / metreküp SO2: 250 mikrogram/ metreküp, PM: 200 mikrogram/ metreküp olan istasyonları gösterir. Kirlilik değeri değildir. Tablo 1 Çeşitli İstasyonlarda Erzurum Havasının SO2 ve Partikül Madde Durumu [8].

Ararlık 1999

İSTASYONLAR Günlük Ortalama Değerler Hıfzıssıhha Sağlık Müd. TCDD TEMA Aziziye Yenişehir

Tarih SO2 PM SO2 PM SO2 PM SO2 PM SO2 PM SO2 PM SO2 PM 01-02 259 152 418 270 0 0 336 268 159 110 284 96 284 179 02-03 251 207 483 453 0 0 486 409 108 171 186 165 303 281 03-04 324 170 346 297 0 0 317 279 199 159 0 0 297 226 04-05 387 159 380 163 0 0 330 320 197 118 0 0 324 190 05-06 219 181 448 384 0 0 465 398 184 188 0 0 329 288 06-07 271 297 359 342 0 0 296 338 290 271 224 152 288 280 07-08 155 182 243 245 0 0 231 253 225 142 91 128 189 190 08-09 281 111 321 178 0 0 204 259 200 112 141 69 229 146 09-10 244 156 393 303 0 0 224 268 0 0 147 92 457 205 10-11 364 136 371 255 517 170 380 286 208 76 0 0 368 185 11-12 348 174 360 378 0 0 300 272 323 147 0 0 333 243 12-13 320 110 375 339 248 283 258 294 227 105 0 0 286 226 13-14 325 178 406 331 277 200 230 219 217 159 175 127 272 202 14-15 254 50 259 70 191 59 169 87 147 61 171 30 199 60 15-16 192 79 320 154 340 154 283 176 169 84 219 101 254 125 16-17 596 444 480 307 293 281 476 544 372 335 329 297 424 368 17-18 616 434 374 480 412 353 594 971 490 451 0 0 537 458 18-19 576 515 516 613 445 328 444 600 475 381 0 0 491 487 19-20 350 300 468 579 327 295 363 397 284 229 0 0 358 360 20-21 463 401 521 665 360 444 580 811 375 560 322 192 437 512 21-22 290 451 385 594 293 382 440 564 314 385 332 199 342 429 22-23 211 292 305 441 194 263 283 396 155 280 148 115 216 298 23-24 503 230 216 467 311 251 327 332 208 197 191 123 293 267 24-25 249 117 276 86 227 56 117 35 132 43 0 0 200 76 25-26 341 78 225 112 180 82 134 95 138 71 0 0 204 88 26-27 185 33 281 22 204 70 437 70 325 31 213 0 286 45 27-28 248 25 248 45 157 97 177 37 141 52 213 15 214 45 28-29 174 0 187 16 234 77 183 36 186 20 124 9 181 26 29-30 243 43 319 54 151 48 155 45 156 35 196 10 203 39 30-31 246 78 214 280 202 138 328 238 97 47 0 0 217 171 31-01 247 123 376 359 281 201 281 287 197 81 0 0 276 210 TOPLAM Şehir Merkezi Ortalaması: 300 223

Kaynaklar [1]Geldiay, R., Balık, S., 1973. Nif Çayı ve Kollarında Yaşayan Tatlı su Balık Popülâsyonları üzerinde Taksonomik ve Ekolojik Araştırmalar. TÜBİTAK 4. Bilim Kongresi. 5–8 Kasım 1973. Ankara. [2]Aras, M.S., 2007. Bir Şehrin Ruhu : Erzurum. Dergâh Yayınları. İstanbul. [3]Revankoğlu, S., 1960. Kındılılı Vehbi Hoca.Tarih Yolunda Erzurum Dergisi. Sayı:5–6 Erzurum. [4]Zillioğlu, M.,1985. Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Üçdal Neşriyat. İstanbul [5]Aras, M.S., 2008., İç Su Balıkları Yetiştiriciliği Ders Notları. (Basılmamış) [6]Yurttaş, H., Özkan, H., 2002. Tarihi Erzurum Çeşmeleri ve Su Yolları. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Yayınları. Erzurum [7]Nakipoğlu, H., 1999.Karasu Irmağının Fiziko- Kimyasal Özellikleri ve Dominanat Balık Türlerinden Leuciscus cephalu’un Mikrobiyolojik Yönden Araştırılması. Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Doktora Tezi. [8]Anonim 1999, Erzurum Bölge Hıfzıssıhha enstitüsü Müdürlüğü Envanterleri Ekler

Aşırı Kirlenmiş Olan sularımızda Toplu Şehir kanalizasyonun sularımıza Balık Ölümleri [7] verilmesi [7]

Şehrin Üzerini Kaplayan Kirli Bir zamanlar Her tarafından Su Havadan Bir Görünüm (Orijinal) Akan Erzurum’un Çeşmeleri Bile

Kurumuştur(Orijinal) (Tarihi Hacı Dede Ağa Çeşmesi).