KADININ TOPLUMLAR UZERINDEKI ETKISI BOSNA HERSEK ÖRNEĞİ

23
T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ ULUSLARASI SEFİRE-İ ALEM ÖĞRENCİ DERNEĞİ KADININ TOPLUMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BOSNA-HERSEK ÖRNEĞİ AZEMİNA BRKAN Galatasaray Üniversitesi Sosyal bilimler enstitüsü İşletme SEFİRE-İ ALEM MAKALE YARIŞMASI BİRİNCİLİĞİ

Transcript of KADININ TOPLUMLAR UZERINDEKI ETKISI BOSNA HERSEK ÖRNEĞİ

T.C.

İSTANBUL VALİLİĞİ

ULUSLARASI

SEFİRE-İ ALEM ÖĞRENCİ DERNEĞİ

KADININ TOPLUMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

BOSNA-HERSEK ÖRNEĞİ

AZEMİNA BRKAN

Galatasaray Üniversitesi

Sosyal bilimler enstitüsü

İşletme

SEFİRE-İ ALEM MAKALE YARIŞMASI BİRİNCİLİĞİ

İSTANBUL, MAYIS 2013

İÇİNDEKİLER

1.Giriş............................................

.................................................

................2

2.Tarih Boyunca

kadın............................................

.......................................3

2.1 Kadın ve sosyal

toplum.........................................

................................3

2.2 Dünyada önemli

kadınlar.......................................

...............................4

3.Bosna-Hersek toplumuna tarihsel

bakış............................................

..........6

3.1Topluma etkili kadınlar, önemli tarihler ve

kurumlar............................6

3.2 Savaş Sonrası Bosna Hersek

Federasyonu......................................

......8

4.SONUÇ...............................................

......................................................

...11

KAYNAKÇA..............................................

...................................................12

Bosna Hersek doğumluyum. 3 Kasım, 1984’te Mostar’da

ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk okul

eğitimimi Mostar’da tamamladıktan sonra lise için,

Bosna batısında bulunan Bihaç şehrine gittim. Okuduğum

lise özel Türk Koleji idi. İkinci siniftan sonra okul

Sarayevo’ya taşındı ve son iki sınıfımı orada

bitirdim. Türkçe’yi öğrenip ve Türk kültürüne daha

yakın olduktan sonra İstanbul’a gelmeye karar verdim

ve İstanbul Üniversitesi’nde İktisat bölümünde okumak

üzere 2003 yılında Türkiye’ye geldim. 2008 yılında

Galatasaray Üniversitesi’nde Fransızca eğitimine

başladım. Onu tamamladıktan sonra İşletme bölümünde

Yüksek lisans eğitimine devam ettim. Şu anda tez

yazıyorum ve doktora için hazırlık yapıyorum. Anadilim

haricinde İngilizce, Fransizca, İspanyolca ve Türkçe

biliyorum. Beş senedir İngilizce ve İspanyolca

öğretmeni olarak çalışmaktayım. Evliyim. Eşim Kosova

doğumlu Rumeli Türk’tür. Mimar Sinan Üniversitesi

mezunu bir mimardır. İstanbul’un Üsküdar semtinde

yaşıyoruz.

"Bizler, müşkül bir mesele ile karsilastigimizda gider Hz. Âise'ye

sorardik."

Ebû Mûsa el-Es'ârî

Özet

Kadınların toplumdaki yeri nedir? Tarih boyunca bu

“daha güzel cins” hangi alanlarda etkili olmuştur?

Bosna-Hersek’te kadınlar ve faaliyetleri ne yöne

gitmekte? Bu makalede dünyaca ünlü kadın şahsiyetleri

ve Bosna-Hersek tarihinde önemli yere sahip olan

kadınlar araştirilmıştır. Ayrıca, şimdiki faaliyetler

ve BH toplumunda yer aldıkları pozisyonlar

gösterilmektedir.

1.Giriş

Kadınların topluma verdikleri katkılar en eski

tarihlere kadar dayanır. Uygarlıkların toplumda kadına

verilen değerle ölçülebileceği şüphesizdir . Bu

olgunun yeterince değerlendirilemediği dönemlerde,

toplumlar gelişememiş ve ilerleyememişlerdir. Kadın,

aile ve toplum arasında bir köprü görevini görür.

Sosyal sistemin ilerleyişine katkısı büyüktür. Bu

nedenle sadece çocuğun topluma hazırlanmasında değil,

ailede sağlıklı bir iletişim ortamının kurulmasında da

etkilidir. Ayrıca, erkekler gibi, eğitimini tamamlak,

meslek sahibi olmak ve çalışarak topluma hizmet etmek

hayatının akışında yer almaktadır.

Atatürk’ün ifadesiyle; “Kadın erkeklerden daha çok

aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmak

mecburiyetindedir”.

Makaleyi tarih boyunca kadınların toplumdaki önem ve

etkileriyle başlayacağım. Bölgesel olarak bu konuyu

Bosna-Hersek toplumu açısından ele alıp Bosna-Hersekli

önemli kadın ve tarihi hareketlerinden bahsedeceğim.

Sonuç kısmıyla çalışmayı bitireceğim.

2.Tarih Boyunca kadın

2.1 Kadın ve sosyal toplum

Kadının toplum içindeki etkili rolu, toplumun en

küçük birimi olan aile enstitüsünden başlamaktadır.

Çocuğun kişiliğinin gelişmesi ailede başlar.İlk toplum

normları orda öğrenilir(F.Elkin, 1990). Her toplumda,

çocuğu terbiye etme ve edep verme konularında annenin

rolü baskındır. Çocuğun ilk sosyaleşmesi ailede

başlar. Toplum içinde pozitif gelişimi birebir

kaliteli bir aile/anne terbiyesine bağlantılıdır (P.W

Musgrave,1986).

Asırlarca kadın ile erkeklerin topluma getirdikleri

sosyal faydalar ölçülebilir ve karşılaştırılabilir

hale getirilmeye çalışılır. Bu yaklaşım yanlıştır.

Erkek ve kadınlar biyolojik, psikolojik ve fiziksel

olarak farklı oldukları gibi, yaptıkları işler ve

toplumdaki rollerin de değişik olması normaldir. Fakat

bu farklar zamanla daha az fark göstermektedir.

Feodal bir toplumda kadın olmak ile modern bir

toplumda kadın olmak ve bu ‘kadınların’ statüleri

arasında neredeyse uçurumlar var. Birinde kadın ‘meta’

olarak görülürken diğerinde ‘erkek’ gibi bir özne

olarak kabul görmektedir. Sosyalist bir sistemin

kadına biçtiği değer ile kapitalist bir sistemin yada

herhangi bir totaliter rejimin kadına bakış açısı

birbirinden oldukça farklıdır. Bu değerlendirmelerden

yola çıkarak diyebiliriz ki kadının içinde bulunduğu

sosyolojik şartlar ile kadının statüsü, rolü ve değer

algısı birbirinden çok farklıdır. Kadınların, en

azından mevcut konumlarından yola çıkarak dünyanın

farklı coğrafyalarında farklı algılandıkları

ortadadır. Mesela, her Çerkes kadını yaşça kendisinden

daha büyük olmamak şartıyla herhangi bir erkeğe özel

hizmetleri için emredebilir. Ne kadar güç olursa olsun

erkek bu hizmetten kaçamaz. Kaçması Habzeye, yani

Çerkes sosyal kurallarına aykırı olduğundan onun

erkeklik onuruna zarar getirir.

 Kadın mücadelesi, ‘elit bir mücadele’ veya ‘sosyetik’

bir ayrıcalık olma imajından bir an önce

kurtarılmalıdır. Bu alanda mücadele veren herkes

‘sofistike’ olmamalı, kent kültürü yanında kır kültürü

üzerinde de ciddi çalışmalar yürütmelidir. Asıl kadın

hakları ihlallerinin kırsal alanlarda, gettolarda veya

hukuka görece uzak yerleşim birimlerinde gerçekleştiği

bilinmektedir (Mehmet Bedirhanoğlu, 2009).

2.2 Dünyada önemli kadınlar

Ekonomik bağımsızlık kadını toplumda yükselten

faktörlerden bir tanesidir. Meslek sahibi kadın kendi

hayatının akışı ve topluma daha etkili olma

pozisyonundadır.

Tarihe damga vuran ve topluma hizmet eden kadınları ve

olaylar:

Hz. Âise, güzel ahlâkli, merhamet dolu, cömert ve

ibadete düskün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin

başında en mümtaz vasfi ise İslâm'a ve ilme olan büyük

hizmeti idi. Müslüman bilginler arasinda yaygin bir

rivayete göre fikih ve dinî ilimlerin dörtte birini

Hz. Âise nakletmistir.

Rahibe Teresa, dünyanın çeşitli toplumlarına, özellikle

Hindistan’a, hizmet ederek hayatını geçirdi. Her

kıtada, yoksullara, depremzedelere, çeşitli hastalara,

yetimlere yardım ediyordu ve pek çok ödül aldı.

Aralarında 1979 Nobel Barış Ödülü de bulunmaktadır.

Rahibe Teresa, dünyevi ödüllerin, ancak bu dünyadaki

muhtaçlara yardım edilmesini sağlıyorsa önem

taşıdığını söylerdi.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000

dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebiyle bir

tekstil fabrikasında greve başladı. Bu grev durduruldu

ve trajik bir şekilde, 129 çalışanın ölümüyle

sonuçlandı. Bu olaya bağlı olarak, Clara Zetkin (1857 –

1933), Alman politikacısı ve kadın haklarısavunucusu,

emekçi kadın haklarına dair, yıllar sonra diplomatik

mücadeleyi kazandı ve çalışan kadınların hakları

tanındı.

Köyde, komşulukta, kasaba ya da milli seviyesinde

olsun kadınlar hayatlarını etki eden konularını

kontrol etmek amacıyla organize ediliyorlar (Mehmet

Bedirhanoğlu, 2009). Bu global olan kadın liderliği

yükselişi vatandaş diplomasisi başarısıyla uyum

sağlar ve “kadın diplomasisi”’ne kapı açıyor.

Siyaset ve kamu hizmeti alanlarında başarılı kadınlar:

Ana Eleanor Roosvelt, Amerika cumhurbaşkanı Franklin

Roosvelt’in eşi, diğer başkan eşler hostes görevlerini

üstlenirken, eşinin “gözü ve kulağı” fonksiyonundaydı.

Eşine profesyonel yardımlarda bulundu ve sivil hakları

hareketlerine, aynı zamanda Afrikalı Amerikalıların

hakları mucadelelerine destek vermiştir. Birleşik

Milletler kurulmasında önderlik yapan şahıstır.

Kurmancan Datka, Rus işgâli sırasında Kırgız toplumunun

önderliğini üstlenmiş ve halkın bu dönemi en az

zararla atlatmasını sağlamış bir bilge kadın(Diplomat

dergisi, 2010);

Lady Diana, Birleşik Kralliyet prensesi ünvanından

ayrıldıktan sonra hayır işleri aktivitelerine devam

ederek yer mayinlerinin kullanımını durdurmakta çaba

gösteriyordu. Ünlü olmaktan ziyade “insanların kalp

kraliçesi” olmak istedi.(Cherry Gilchrist, 2008);

3. Bosna-Hersek toplumuna tarihsel bakış

Bosna-Hersek tarihine bakıldığında, Kralliyet

döneminden itibaren(12.yüzyıl) kraliçeler sosyal

hayatında yer almıştır. Sadece aristokrasi sinifıyla

değil, halkla da vakıt geçirerek onlarla çeşitli

sosyal faaliyetlerini paylaşmişlardır. Örneğin,

Bosna’nın son kraliçesi ve devşirme Ishak-beg

Kraloğlu’nun annesi Katarina, kuzey Bosna bölgesindeki

kadınlara eşarp ve mendil işlemesini öğretmiştir.

Osmanlı döneminde (1463-1878) din değişimiyle beraber,

İslamiyet normlarına ve İmparatorluğa adapte olmak

çabasında, kadınların sosyal rolu pek etkili

olmamıştır.

Avusturya-Macaristan Imparatorluğu’nun Bosna’yı ele

geçirmekle beraber yeni bir rejimin getirdiği hayat

standartları, kıyafetten başlayarak, kadınların

yaşamlarını yine her alanda etkilemiştir. Sarsıntılı

ve çatışmalı bir toprak olduğundan, ani ve beklenmeyen

çatışma ve savaşlardan dolayı, Boşnak vatandaşları

organize olmaya vakit ve fırsat bulamamışlardır.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına

kadar hüküm süren Sosyalist Federal Cumhuriyet

Yugoslavya’da bugünkü Bosna-

Hersek, Sırbistan, Hırvatistan,Makedonya, Karadağ, Slo

venya ve Kosova bulunuyordu.

Yugoslavya parçalandıktan sonra,1992 yılından beri,

Bosna-Hersek bağımsız bir devlet olup vatandaşlarının

daha serbest bir şekilde toplumdaki fonksiyon ve

faaliyetleri artmıştır.

3.1 Topluma etkili kadınlar, önemli tarihler ve kurumlar

Umihana Cuvidina 1794 yılında Sarayevo’da doğdu ve ilk

Müslüman kadın şairiydi. Boşnakça dilinde yazan ilk

yazardır. Umihana, Sırp saldırısında Alipaşa Derendeli

ordusunda 1813’te şehit düşen, Sarayevo’lu Muyo

Camcı-bayraktarla nişanlıydı. Büyük bir acı ile

Umihana kahraman nişanlısı hakkında şiirler yazmaya

başlamış ve hiç bir zaman evlenmemeye karar vermiştir

(Sabina Dizdarevic,2005).

İkinci Dünya savaşında kurulan en önemli kadın

birliği “Antifaşist kadın cephesi” idi. Bu kadınlar birer

asker görevlerini yerine getirip,muhteşem katkılar

elde etmişlerdir. Yugoslavya savaşta 1.700.000

vatandaş kaybetti, onlardan 600.000 kadındı.

Bağımsızlık mücadelesinde kadınların rolu çok büyüktü.

1941 yılından 1945 yılına kadar, Yugoslavya ordusunda

110.000 kadın yer aldı, onlardan 25.000’i hayatını

kaybetti, 40.000’i yaralandı, 3.000’i ise tamamen

çalışamaz durumunda kalmıştır.  Savaş sırasında 2000

kadın subay olmuştur.. Savaştan sonra, Antifaşist

kadın cephesi savaşta yaralanan ve yetim çocuklarının

sağlık, sosyal ve kültürel sorunlarını gidermeye

girişmiştir. 91 kadın Milli kahramanlık ödülünü

almıştır.

Melika Salihbegovic (Melika Salihbeg Bosnawi, 1945,

Sarayevo), Boşnak kadın yazarı ve Genç Müslümanlar

organizasyonunda, Aliya İzzetbegoviç ile beraber,

Müslüman hakları için savaşan genç eylemci

idi.1983’te, Aliya İzzetbegoviç’in yazdığı İslam

Deklarasyonu’nu destekleyip Yugoslavya’daki

Müslümanların durumunu yorumladığından, 12 arkadaşıyla

beraber 5 senelik hapis cezasına mahkum edildi.

Cezanın sebebi “Yugoslavya milli değerlerine aykırı

hareketler yürütülmesi” olarak açıklandı. 76 gün

sürdürdüğü açlık grevi sonucu sağlığı ciddi hasarlara

uğradı ve cezasi 3.5 sene olarak azaltıldı. Melika iki

sefer Amnesty International listesinde “vicdan

mahkumu” olarak yer almıştır. Müslüman kadınlarına

kimliklerinden vazgeçmeden,İslam kurallarıyla ve

ilimle hareket edip sosyal hayatında yer almaları

gerektiğini ileri sürdürüp, topluma unutulmaz etkiler

bırakmıştır (The Big Chill, 1988).

Tüm zorluklara rağmen ve Müslüman olarak “üçüncü

yolunu” takıp etmeye adanan Boşnaklar yine de

Yugoslavya’ya vatan duygusunu beslemiştir, haklarını

korumaya ve barış içinde yaşamaya çalışmişlardır.

Tito’nun ölümünden sonraki kaçınılmaz trajediyi

öngörememişler.Bir sefer daha tarih onlarla kanlı oyun

oynadı.

3.2 Savaş Sonrası Bosna Hersek Federasyonu

1992-1995 Bosna Hersek – Sırbistan savaşıyla

Yugoslavya’nın parçalanması ile sonuçlandırdı.

Bosna’lı Müslüman toplumu akıl alınmayan kötülüklere

maruz kaldı. 250.000 insan hayatını kaybetti. Resmi

kayıtlara göre 25.000 kadın tecavüze uğradı ve ciddi

travmalar yaşadı. Kayıt dışı kalan ve o konular

hakkında konuşmak istemeyen istatistikler dışında

kalanlar eklenirse 70.000 ile 80.000 kadına tecavüz

edilmiş bilgisine ulaşırız. Sistematik ve grup

tecavuzlar, Bosnalı Müslümanların kimliğini silme

amaçlıydı ve kurbanlar 10 ile 70 arasındaki

kadınlardı.

Jasmina Zbanic, başarılı Boşnak yönetmeni, Grbavica adlı

filmiyle 2005 yılında Berlin film festivalinde Altın

Ayı dahil üç büyük ödül aldı. Saraybosna’nın Grbavica

semtinde 12 yasındaki kızı ile yasayan Esma’nın

tecavüz kurbanı olduğu sırrının açıklaması ve o

gerçekle yaşaması konusunu alan film, aynı durumda

olan binlerce kadına acılarını paylaşmakta güç verdi.

Zbanic bu cesurca hareketiyle sadece kendi toplumun

değil dünyanın hem erkek hem kadın kitlesini

etkilemiştir.

Savaşın en büyük yarası olan Srebrenica kasabası,

birkaç gün süren katliamda neredeyse tüm erkeklerini

kaybetti. “Zene Srebrenice” (Srebrenica kadınları), Bosna-

Hersek’in en etkili kadın topluluklarındandır.

Ağırlıklı olarak Srebrenica mağdurları tarafından

kurulmuş olan ''Zene Srebrenice'' derneğinin amacı

ulaşabildikleri tüm katliam mağdurlarının gerçek

hikayelerini anlatmak ve bu katliamı ulusal ve

uluslararası kamuoyuna taşımak. Birleşmiş Milletler

Örgütü'ne açtıkları davayı son ana kadar desteklediler

ama Uluslararası mahkeme kararı sonucu UN güçlerini ve

Sırp askerleri sorumlu olmadıkları yönündeydi. Dava

Avrupa İnsan hakları mahkemesine aktarılmış. Lahey

Mahkemesi‘nin, Sırbistan’ı suçlu bulmamış olmasına

rağmen, Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi

Bosna’da işlenen suçların soykırım olduğunu kabul

etmiştir. Tüm suçlular cezasını almadıkları halde, bu

kadınların olağanüstün gücü ve çalışmalarındaki

devamlılığı herkese ibret verici bir aksiyondu.

Bosna- Hersek’te, savaşta ve savaştan sonra kurulan

kadın dernek sayısı yüksek sayılara ulaşmıştır. Bu

derneklerin baş amaçları kadın hakları ve toplumdaki

aktif rolleri, kadın sağlığı, kadınların siyasete ve

toplumun önemli kararlarına katılımı, savaş mağdur

kadınlarının ihtiyaçlarının giderilmesi, uluslararası

seviyede faaliyet gösterilmesi, demokrasi vb.

misyonlardır. İsim, kuruluş yılı ve bulundukları

şehirler aşağıda sıralanmıştır ( Cure derneği dergisi,

2010):

1.Association of Tuzla Women, 1992, Tuzla

2.Aurora, 1998, Sokolac

3.Better future, 2000, Tuzla

4.BOSFAM, 2004, Tuzla

5.Buducnost, 1996, Modrica

6.Centar za pravnu pomoc zenama, 1996, Zenica

7.Cure, 2004, Sarajevo

8.Derventa, 2005, Derventa

9.Dijete i majka, 2000, Zavidovici

10. Donja Puharska, 2002, Prijedor

11. Duga, 1991, Banja Luka

12. Duvljanke, 2000, Tomislavgrad

13. Emina, 2005, Gorazde

14. Forma F, 1998. Mostar

15. Forum Zena, 1999, Bratunac

16. Forum zena SSSBİH, 2000, Sarajevo

17. GEA, 2004, Bijeljina

18. Glas zene, 2004, Bihac

19. Gorazdanke, 2005, Gorazde

20. Grahovo, 2005, Grahovo

21. Helsinski komitet za ljudska prava u BiH,

1995, Sarajevo

22. Helsinski parlament gradjana, 1996, Banja

Luka

23. Horizonti, 1999, Tuzla

24. Izlazak sunca, 2004, Bosanska Gradiska

25. Jadar, 2003, Bratunac

26. Kakanjke Uzok, 1993, Kakanj

27. Kljuc buducnosti, 2004, Kljuc

28. Kljucki biseri, 2003, Kljuc

29. Korak vise, 2002, Vogosca

30. Krupana, 2006, Bosanska Krupa

31. Lara, 1998, Bijeljina

32. Lasta, 1998, Drvar

33. Li-Woman, 1996, Livno

34. Lotos, 1997, Zenica

35. Maja, 2001, Bratunac

36. Medica, 1993, Bratunac

37. Most, 1998, Visegrad

38. Nada, 1996, Prijedor

39. Oaza, 1999, Trebinje

40. Olimpija, 2007, Zvornik

41. Orhideja, 2004, Stolac

42. Podrinje, 2003, Vlasenica

43. Prava za sve, 1997, Sarajevo

44. Prijateljice, 1994, Tuzla

45. Priroda, 1998, Bratunac

46. Renesansa, 1998, Sarajevo

47. Rom, 1997, Zivinice

48. Sanus, 1996, Prijedor

49. Snop, 2005, Rogatica

50. Udruzene zene, 1996, Banja Luka

51. Udruzenje Q, 2002, Sarajevo

52. Udruzenje zena Gorazde, 2005, Gorazde

53. Udruzenje zena Tuzle, 1992, Tuzla

54. Union of trade workers of BiH, 1997,

Sarajevo

55. Victorija 99, 1996, Jajce

56. Viva, 2005, Gorazde

57. Vive zene, 1994, Tuzla

58. Zena BiH, 1994, Mostar

59. Zena Romkinja, 2005, Zavidovici

60. Zena zeni, 1999, Tesanj

61. Zene sa Une, 1994, Bihac

62. Zene Srebrenice, 1996, Srebrenica

63. Zene to mogu, 2001, Banja Luka

64. Zene za zene international, 1997, Sarajevo

65. Zene zenama, 1997, Sarajevo

66. Zensi centar, 2002, Trebinje

67. Zivot 2004, Zenica

4.SONUÇ

Globaleşme sonucu olarak, kadın ve erkeklerin

toplumsal etkisi daha az ayırt edildiği halde,

kadınlar hala bazı fonksiyonlarda, özellikle siyasi ve

hukuki önceliklerini tanımlayan yönetim yapılarında

ikinci planda kalmıştır. Dünya parlamantosunda

kadınlar 19% oranında yer almaktadır (UNDP, 2011).

Diğer Balkan ülkeleri gibi, Bosna-Hersek de kadınların

seçilme hakkını tanımıştır, yani BH yasasına göre:

- kadınlar siyasi partisini kurma

- kamu işlerinde yer alma

- kamu hizmetlerine eşit seviyede yaklaşma ve

- seçme ve seçilme hakklarına sahiptirler (Bosna-

Hersek yasası, madde 7 ve 8).

Tarihteki önemli kadın şahıslarının faaliyetlerinden

ziyade, Bosna-Hersek toplumunda kadın organizasyonları

en çok savaşta ve savaştan sonra göze çarpmaya

başlamıştır. 20.asır Avrupası Sarayevo’da ölmüştür.

İnsanlar o zamana kadar yaşadıkları en büyük felaketle

göz göze gelip onu kendi yaşamında hissetti ve direnç

göstermek zorunda kaldılar. Özellikle bu zor günlerde

kadın faaliyetleri her alanda yer almaya başladı ve

hala özgüvenle devam etmektedirler.Başarıları ulusal

ve uluslararası arenada kaydedilmektedir. Son

yıllarda, demokrasi BH toplumunun içinde hissedilir

durumda ve kadın haklarına aykırı olaylar

kaydedilmemiştir.

KAYNAKÇA

Elkin, F., 1990, The child and society, s.47

Musgrave, P.W,1986, The sociology of education, s.33

Bedirhanoğlu, Mehmet, 2009, Sosyoloji, kadın ve 8.mart,

Sosyolog, 5, s.13-18

Dizdarevic, Sabina, 2005, Aljamiado and Oriental

literature in Bosnia and Herzegovina 1463-1878

The Big Chill, 1988, News & notes, Index on Censorship, 17:2,

3-6

Vijesti Fondacije Cure (Curederneği dergisi), 2010,

s.6

UNDP, 2011, Empowering women for stronger political parties,

p.12

Bakšić-Muftić, Jasna, 2010, Žene u politickom i javnom zivotu,

Članovi 7 i 8 u vezi sa članom, Opšta preporuka br. 23

Eliasson, Per Elis, 2002, Muškarci, žene i nasilje. Razumijevanje i mijenjanje nasilnog ponašanja, Žene ženama, Sarajevo

Gross, Elizabeth, 2005, Promenljiva tela:ka telesnom feminizmu, Beograd:Centar za ženske studije i istraživanja roda Sosyoloji, kadın ve 8.mart”