Van Dijk Modeline Göre Eleştirel Söylem Analizi Örneği

20
Van Dijk Modeline Göre Eleştirel Söylem Analizi Örneği İrfan Özet Giriş 1990’ların Türkiye’sine damga vuran ve o dönemi yansıtan önemli gerçeklerden biri de basının iktidar ve kamuoyu üzerinde muazzam ağırlığıdır. Medya, bu dönemde gerek iç politika ve gerekse dış politikaya yön veren egemen odaklardan biri halindedir. Doğal olarak, medyanın topluma dönük bu tür manipülatif uygulamalar gerçekleştirmesinde toplumsal gerçekliğimizin de etkisini yadsımamak gerekir. Kendi içine kapanık, “farklı” ve “yabancı” olanı kuşkulu ve şüpheci bakışlarla ele alan, milliyetçi duyguların baskın olduğu bir 1

Transcript of Van Dijk Modeline Göre Eleştirel Söylem Analizi Örneği

Van Dijk Modeline Göre EleştirelSöylem Analizi Örneği

İrfanÖzet

Giriş

1990’ların Türkiye’sine damga vuran ve o dönemi yansıtan önemligerçeklerden biri de basının iktidar ve kamuoyu üzerinde muazzam ağırlığıdır.Medya, bu dönemde gerek iç politika ve gerekse dış politikaya yön veren egemenodaklardan biri halindedir. Doğal olarak, medyanın topluma dönük bu türmanipülatif uygulamalar gerçekleştirmesinde toplumsal gerçekliğimizin deetkisini yadsımamak gerekir. Kendi içine kapanık, “farklı” ve “yabancı” olanıkuşkulu ve şüpheci bakışlarla ele alan, milliyetçi duyguların baskın olduğu bir

1

toplumsal gerçeklik karşısında medyanın manipülatif politikalarının zeminbulması kaçınılmazdır. Biz de, bu çalışmamızda medyanın o dönemde tüm ülkekamuoyunu “savaş” atmosferine sokabilecek boyutta etkisini gösterdiğiörneklerden biri olan “Kardak Krizi”ne odaklanacağız. Münferit bir karenin,koskoca toplumları karşı karşıya getirebilecek boyuta erişmesini ise, yukarıdabelirttiğimiz sosyal gerçeklerden bağımsız okunamayacağını da vurgulamakgerekir.

Türk ve Yunan toplumlarını 90’ların ikinci yarısında karşı karşıya getiren“kriz alanları”ndan birini oluşturan Kardak Krizi’yle ilgili medyasöylemlerinin analizine dönük çalışmamızda örneklem birimimizi Hürriyetgazetesi oluşturmaktadır. Hürriyet’in seçilmesi, 29 Ocak 1996 tarihinde “Ege’deEndişe” manşetiyle krizin başlamasında birincil aktör konumu nedeniyledir.Çalışmamızın zaman sınırını ise, uluslar arası boyuta kavuşan haberin kamuoyugündeminde günlerce yer alarak sürdüğü gerçekliğini dikkate alarak, sadece ilk3 gün çıkan haberler oluşturmaktadır.1

Ege’de Endişe (29 Ocak, 1996)Türk – Yunan Botları burun buruna geldi

SICAK TEMASA KILPAYI ( Alt Başlık)

Ege’deki Kardak Kayalıkları’yla ilgili kriz. Türkiye ve Yunanistanarasında büyük bir gerginliğe dönüştü. Türk Yunan sahil güvenlik botları dünadanın etrafında, birbirine karşı konuşlandı.

Türk Bayrağını indirdiler

Türkiye’ye ait Kardak Kayalıkları’na Hürriyet ekibi tarafından dikilen Türk Bayrağıdün Yunan askerleri tarafından indirildi ve Yunan bayrağı dikildi. Üç Yunansahil güvenlik botu da adaları kuşattı ve kayalara askerler dikti.

1 Çalışmamız, Kardak Krizi’nin tüm kamuoyunu etki altına alan boyutunda medyanın rolüne ilişkin eleştirel bir söylem analizi örneğidir. Bu doğrultuda, konuyu Türk medyasında Hürriyet gazetesi örneğinde ele almaktayız. Ancak, vurgulanması gerektiğini düşündüğümüz bir husus, “bir toplum mühendisliği olarak” Kardak Krizi’nde Yunan medyasının da benzer bir rol oynadığıdır. Her iki ülke medyası da, başlangıcı itibariylerutin bir olayın, kitleleri topyekün seferber edecek bir noktaya gelmesinde aktör konumundadır. Dolayısıyla, Kardak Krizi’nde Yunan medyasının rolü de, ayrı bir incelemeye değer konumdadır.

2

İlk Türk Botu Bölgeye İndi

Bunun üzerine iki sahil güvenlik botumuz hemen bölgeye gitti. Botlarımızıngeldiğini gören Yunanlılar, kuşatmayı kaldırıp kendi karasularına geçtiler. Adayakınlarında birbirlerine çok yaklaşan sahil güvenlik botları arasında birköşekapmaca yaşandı

Teeni Mesajı

Ankara dün Yunan Büyükelçiliği kanalı ile Atina’ya teenni tavsiyesindebulundu ve “Krizi tırmandırmayın, bu ciddi gelişmelere yol açar.” dedi.Dışişleri Bakanlığı konu hakkında bugün önemli bir açıklama yapacak.

Dikkatli Olun

Üst düzey yetkililer ise “Her an parlayıp büyüyebilecek bir durumuönlemeye çalışıyoruz. Çok dikkatli davranılması gereken bir dönem. Yunanistan’adikkatli olmaları mesajını verdik” görüşünü belirttiler.

Yunan Ordusu Alarmda

Yunanistan, Trakya sınırlarındaki birliklerini teyakkuza geçirdi. YunanDışişleri Bakanlığı da Türk Büyükelçisi’ni çağırarak Türkiye’yi protesto etti.Yunanistan; Amerikan, Rus ve AB Büyükelçilerine de Türkiye’yi şikayet ederek,Yunanistan’dan toprak talebinde bulunduğunu iddia etti.

Clinton: Türk-Yunan Savaşı çıkabilir

Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kardak Kayalığı krizi tırmanırken,Clinton, Senatoya gönderdiği bir raporda, Ege’de Türk-Yunan savaşı çıkmasındanendişe ettiğini bildirdi. Yunan To Vima Gazetesi’nin haberine göre Clinton,raporunda şöyle dedi: “Türk-Yunan ilişkilerinin çıkmaza girdiği kanısındayım.İki ülke arasındaki olumsuz atmosfer, aslında tarafların istemediği birçatışmaya yol açabilir.”

Bayrak Krizini Kendileri Yarattı

3

Yunan güvenlik botları ablukaya aldığı Kardak Kayalıkları’na bir grupasker çıkardı. Yunan askerleri Hürriyet ekibinin önceki gün diktiği Ay-yıldızlıbayrağımızı indirerek, yerine Yunan Bayrağını dikti.

İstikamet Kardak Kayalıkları

Türk sahil botları, Yunanlıların dün sabah Kardak Kayalıkları’nı botlarlakuşatıp asker indirdiğini duyar duymaz Bodrum’dan hareket etti. Kayalıklarayönelen botlarımızı gören Yunan botları derhal kendi sularına çekildi

Haberin devamı 14. sayfada sürmektedir.

Kardak’ta Yunan Bayrağı

Ege denizinde yine kriz yaratma peşinde koşan Yunanistan, Bodrum sahiline4,5 mil kayalıklarını dün 3 sahil güvenlik botuyla kuşatarak önceki gün Hürriyetekibinin astığı bayrağımızı indirip kendi bayrağını çekti

Asıl adı Kardak olan İmia kayalıkları, dün öğle saatlerinde Yunan sahilgüvenlik botları tarafından ablukaya alındı. Adaya çıkan bir grup Yunan askeriHürriyet ekibinin diktiği Türk bayrağını indirerek Yunan bayrağını çekti. Bu gelişmeüzerine bölgede önceki günden beri teyakkuzda bulunan iki sahil güvenlikbotumuz hemen Kardak'a hareket etti. Sahil güvenlik botlarımızın geldiğinigören Yunan botları kayalıklardaki ablukayı kaldırıp Kardak'ın diğer tarafınakendi karasularına girdi. Zaman zaman birbirine çok yaklaşan Türk ve Yunansahil güvenlik botları arasında köşe kapmaca başladı.

4

Hürriyet Bölgede

Ege Denizi'nin suları bir anda ısınırken gelişmeleri adım adım izleyenHürriyet ekibi de saat 15'00'ta ''Kadir reis'' adlı balıkçı teknesiyle Kardakyakınlarına geldi. Kayalıklara yeniden bayrağımızı dikmek amacıyla yol alantekne, Kardak'a 1,5mil yaklaşınca kayalıkların kuzey ve batı kesimlerinden 2Yunan botu tarafından görüldü. Yunan botları teknemize doğru ilerlerken, 56nolu bordo mavili sahil güvenlik botumuz ''Kadir Reis 1'' e destek verdi.

Teknemiz kayalıklara 1 mil yaklaşınca botumuzun komutanı, arkadaşlarımızınbulunduğu tekneyi güvenlik açısından durdurdu ve ‘Geri dön’ çağrısı yaptı.Bunun üzerine arkadaşlarımız dönüşe geçti.

Turgutreis beldesi halkı mendirek önünde toplanarak ellerinde bayraklarlateknemizi karşıladı. Kardak'a Yunan bayrağı çekildiğini öğrenen halk, bubayrağın hemen indirilmesini istedi.

Atina’dan Keçi İşgali

Yunanistan’ın kendi toprağı ilan ettiği Bodrum açıklarındaki Kardakkayalığına göz koyması, üstelik birkaç keçi bırakarak işgale yeltenmesibalıkçıları öfkelendirdi. Bodrum’un Turgutreis Belediyesi mücavir alanındakalan ve kıyıya 4,5 mil uzaklığında bulunan Kardak'a Yunanların keçili işgaleyleminde bulunup bayrak çekmesi halkın tepkisine neden oldu. 56 yaşındaki

5

balıkçı Sacit Uysal da şöyle konuştu: ''Ne zaman Türkiye’de hükümet boşluğudoğsa, Yunan politikacılar hemen böle davranır, adaları gündeme getirir. Yunanhalkının bize düşmanlığı yok. Ortalığı karıştırmak isteyen Yunan hükümeti şimdide Kardak'ı keçiyle işgal etti. Hürriyet ekibi adaya gidip gördü. Çalı bile yok.Keçiler orda bir ay yaşayamaz. Amaçları “Bu adalar bizim. Bakın keçilerimiz deorada” mesajını vermek. Balıkçılar: ''Adaya gideriz, bayrağımızı dikeriz,balığımızı çekeriz, keçilere de el koyarız” dediler.

Ülke gündemini birden işgal eden Hürriyet gazetesinin haberi, krizin ikinci günü olan 30 Ocak 1996tarihinde de “O Bayrak İnecek” manşeti ve diğer alt başlıklarıyla şu şekilde sürmektedir.

O BAYRAK İNECEK 30 Ocak 1996 ( Manşet)

Kardak Kayalıkları’ndaki Türk bayrağını indiren Yunanistan, dün de adayabir grup sivil ile silahlı kişileri çıkarınca hava aniden gerginleşti.

Adada karakol kurdular Ankara’ya ulaşan bilgilere göre Yunanistan adaya 12asker çıkararak geçici bir karakol oluşturdu. Yunan hükümeti ise bunların askerdeğil bir papaz ile bazı gazeteciler olduğunu iddia etti.

Acil güvenlik toplantısı Derhal başbakan Tansu Çiller başkanlığında acilgüvenlik toplantısı yapıldı. Toplantıya üst düzey komutanlar da katıldı. Butoplantı sonunda Türkiye’nin adadaki fiili durumu kabul etmeyeceği kararıalındı.

Askeri çekin görüşelim Bir açıklama yapan Çiller, ‘’Kardak KayalıklarıTürkiye’nin toprak parçasıdır. Orada bir fiili durumu kabul etmeyiz. O bayrakoradan inecek. Asker çekilecek’’ dedi.

Atina’dan savaş iması Ankara’nın bu çağrılarına karşılık Yunanistan meydanokumayı sürdürdü. Yunan Başbakanı, ‘’Her olasılığa hazırız’’ diyerek savaşimasında bulundu.

Adada Yunan Marşı

6

Antenna Tv’sine göre kayalığa kendi ekibi ile birlikte, başlarında birrahip bulunan bazı Yunanlılar da çıktı. Adaya çıkanlar Kardak’a dikilen Yunanbayrağı önünde milli marşlarını söylediler. ( Nur Batur- Atina)

Haber, 21. Sayfada devam etmektedir.2

O BAYRAK İNECEK

Ablukaya Alırız (Alt başlık)

Yunanlılar Kardak krizini tırmandırırken, Ankara’da Başbakan Çillerbaşkanlığında acil güvenlik toplantısı yapıldı. Üst düzey komutanların dakatıldığı toplantı sonrası Çiller, ‘’O bayrak indirilmelidir. Bunun başkaşekilde devamı mümkün değildir’’ dedi.

Ecevit: Yunanistan’ın kayalıkları fiilen işgal süreci başlattığını, bazıyürekli gazeteciler olayı saptamasaydı konunun beklide gündeme bile gelmeyeceğinivurguladı.

Son olarak, krizin 3. Günü olan 31 Ocak 1996 tarihinde Hürriyet gazetesinin döneminCumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le konuya ilişkin gerçekleştirdikleri mülakat “Son Uyarı” başlığıylamanşete çekilmiştir. Habere konu olan alt başlıklar ise -22 ve 23. sayfadan devam etmiştir. Ayrıca,gazetenin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün “Kaya Parçası mı Dediniz?” adlı yazısı 21. Sayfada yeralmıştır.

Kaya Parçası mı Dediniz? -Ertuğrul Özkök3-

Egemenlik Hakkı

Evet koparılır.

2 Metin uzun olduğu için tekrardan kaçınmak amacıyla bazı bölümler alınmamıştır.3 Çalışmamızda Özkök’ün yazısının araştırma açısından önemli bulduğumuz bölümleri yer almaktadır.

7

O kaya parçasını toprağınız olarak kabul ediyorsanız, onun üstündekiegemenlik hakkınızı da korumak zorundasınız.

Bizlere egemenlik hakkının bölünmez bir bütün olduğu öğretildi. Egemenlik770 bin kilometre kare için ne ise, bir metre için de aynı anlamı taşır.

Orayı ‘’Kaya Parçası’’ olarak diye küçümserseniz, kendi kendinize çoktehlikeli bir psikolojik içtihat yaratırsınız.

Sonra bir gün başkası da çıkar, Hakkari Dağları’nı kastederek, “Keçilerinbile yaşamadığı bu dağlar için ölmeye değer mi?’’ diye sorar.

En kötüsü verecek cevabınız da olmaz.

Çünkü kaya parçası deyip küçümseyerek yarattığınız içtihatı burnunuzasokarlar.

Tabii olayın başka yönü de var. Yıllardır Ege’yi kendi iç denizi olarakkabul eden Yunanistan’a da inanılmaz bir referans verirsiniz. İlerde bureferans da 12 mil meselesi gibi konularda ayağınıza pranga haline dönüşür.

Dün konuştuğum bütün Türk yetkilileri bu olayı serinkanlı biçimdemüzakerelerle çözülmesini istiyordu.

Biz de öyle.

EGE’DE SİNİR SAVAŞI4 (22. Sayfa)

Kardak krizi dün doruk noktasına ulaşınca, başta Yavuz ve Trakyafirkateynleri olmak üzere bölgeye ulaşan gemilerimiz adanın doğusundakonuşlandı. Gölcük’ten cephane yüklenen gemiler de yola çıktı. Ayrıca 5helikopter bölgeye gönderildi.

4 Metin uzun olduğu için bazı bölümler alınmamıştır.

8

Yunan Bekliyor

Yunanistan’dan gelerek Türk bayrağını indirip Yunan bayrağı diken, askermi, sivil mi olduğu anlaşılamayan 3 Yunanlı hala adada bekliyor. Bu sırada ikiYunan Mirage savaş uçağı Hürriyet helikopterini taciz etti. Santay Air’inpilotu Kemal Süler,usta manevralarıyla tacizden kurtuldu.

Gemilerimiz Yolda

Bölgeye sevkedilen savaş gemilerinden sonra, Gölcük Deniz Üssü’ndekisavaş gemileri de birer birer baş iskeleye çekilerek, ’savaş yükü’ diyeadlandırılan cephane yükü alıp hareket ettiler.

Çanakkale’deki bazı askeri birlikler dün Ege sahillerinde konuşlandırıldı.

Yunan’a Son Uyarı (23. Sayfa)

Cumhurbaşkanı Demirel, dün Hürriyet aracılığıyla Yunanistan’ı uyardı,“Türkiye ile savaş çıkarmak, Yunanistan’ın menfaatlerini korumak değil, aksineYunanistan’ın menfaatlerini haleldar etmek olur” dedi. “Tabii, Yunanistan’ınmenfaatlerini ben düşünecek değilim” diye konuşan Demirel, hemen ardından şuilginç eklemede bulundu; “Yine de kendileri bilirler…”

Yunanistan Kıbrıs gibi şamar istiyor

Kardak krizini görüşen TBMM’den dün “Savaş” sesleri yükseldi veYunanistan’a “Kıbrıs hatırlatması” yapıldı. Dışişleri Bakanı Baykal’ın dünKardak krizi hakkında bilgi vermesinden sonra konuşan parti sözcüleri,Yunanistan’ın asker çıkarmasının savaş nedeni olduğunu belirterek,“Yunanistan’a gerekirse Kıbrıs’ta olduğu gibi yine ders verelim” önerisindebulundular.

Baykal, kayalığın hukuki durumunu anlatarak, “Şu anda Yunan DenizKuvvetleri’ne bağlı teknelerle getirilen silahlı 9 komandonun KardakKayalığı’na yerleşmiş olduğunu tespit ettik” dedi. Baykal, Kardak krizinin,Ege’deki yüzlerce irili ufaklı adacığın egemenlik hakkını da belirleyeceğinibelirterek, “Konu, bu açıdan olağanüstü önemlidir” dedi.

9

RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül de, “Kıbrıs’ı hatırlayarakkendilerine çeki-düzen versinler. Türkiye, Yunanistan’a kararlılığını 1974’teispatlamıştır. Gerekirse bir daha ispatlamaya hazırdır” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Önder Sav, “Yunanistan, Kardak’ta da ders istiyorsaTürkiye buna hazırdır. Değil dokuz palikarya, tüm Yunanistan Ege’ye yığılsa,Türkiye’nin şamarını yüzünde görecektir” dedi.

TÜRKİYE – YUNANİSTAN GÜÇ DENGESİ

TOPLAM ASKER SAYISI:507.800 TOPLAM ASKER SAYISI:171.300

4.341 tank 2.168 tank

16 denizaltı 8 denizaltı

5 destroyer 4 destroyer

16 firkateyn 9 firkateyn

44 devriye gemisi 42 devriye gemisi

23 çıkarma ve mayın gemisi 16 çıkarma ve mayın gemisi

21 mayın tarama gemisi 14 mayın tarama gemisi

8 çıkarma gemisi 10 çıkarma gemisi

27 destek gemisi 14 destek gemisi

14 silahlı helikopter 16 silahlı helikopter

9 savaş uçağı ----------------

13 filo kara saldırı uçağı 7 filo kara saldırı uçağı

5 filo savaş uçağı 10 filo savaş uçağı

10

2 filo keşif uçağı 1 filo keşif uçağı

1 filo denizaltı tarama uçağı 1 filo deniz keşifuçağı

5 filo nakliye uçağı 3 filo nakliye uçağı

2 tanker uçağı -----------------

447 savaş uçağı 351 savaş uçağı

4 filo eğitim uçağı 4 filo eğitim uçağı

21 helikopter 14 helikopter

Kıbrıs’ta 30 bin asker Kıbrıs’ta 2250 asker

Adriyatik’te 1 firkateyn Adriyatik’teki BM Gücü’nde 1firkateyn

Bosna’da 1.469 asker Gürcistan’da 5 gözlemci

Gürcistan’da 5 gözlemci Irak’taki BM gücünde 7 gözlemci

Irak’taki BM Gücü’nde 6 gözlemci ----------------

İtalya’daki NATO üssünde 170 asker----------------

8 F-16 C uçağı ----------------

180.000 jandarma 26.500 Jandarma

2.200 sahil güvenlik ve gümrük memuru 4.000 sahil güvenlikmemuru

11

Eleştirel Söylem Analizi

Haber(ler)in analizi Van Dijk’ın eleştirel söylem çözümlemesi modeliçerçevesinde gerçekleştirilecektir. Bunlar, ana kategoriler halinde şu şekildeyer alır:

1. Metinsel

2. Üretim

3. Yorumlama

I. Metinsel düzey:

Metin üzerinde yapılan çalışma mikro ve makro düzeylerdegerçekleşmektedir.

Mikro düzey:

Sözcük seçimleri

12

Cümle yapıları

Cümleler arasındaki nedensellik ilişkisi

Retoriğin incelenmesi5

Sözcük seçimleri:

Metinlerde yer alan sözcük sözcükler, bu sözcüklere yapılan vurgularve hangi sözcüklerin daha sık kullanıldığı zihinsel haritayı ve ideolojikyapıyı göstermektedir.6 Çalışmamıza konu olan metinlerde vurgulanan sözcüklerve ifadeler şunlardır: Türk, Yunan, Ege’de endişe, sıcak temasa kılpayı, TürkBayrağını indirdiler, köşekapmaca, yürekli gazeteciler gündeme getirdi, Hürriyetekibinin diktiği Ay-yıldızlı bayrağımız, Kardak’ta Yunan Bayrağı, bayrak krizi,Adada Yunan marşı, krizi kendileri yarattı, istikamet kardak kayalıkları, EgeDenizi'nin suları bir anda ısınırken, Yunan hükümeti Kardak'ı keçiyle işgaletti, bu adalar bizim, o bayrak inecek, Kardak Kayalıkları Türkiye’nin toprakparçasıdır, ablukaya alırız, , adada karakol kurdular, Yunan’a son uyarı,kendileri bilir, savaş sesleri yükseldi, Yunanistan Kıbrıs gibi şamar istiyor,Kıbrıs hatırlatması, egemenlik hakkı, olağanüstü önemli, Yunanistan, Kardak’tada ders istiyorsa, kendilerine çeki-düzen versinler, her olasılığa hazırız,Ege’de sinir savaşı, Yunan bekliyor, gemilerimiz yolda, kaya parçası mıdediniz?, kaya parçası deyip küçümsemek, egemenlik 770 bin kilometre kare içinne ise bir metre için de aynı anlamı taşır, toprak, şehit, ölüm, …

Bu sözcükler bütünsel olarak değerlendirildiğinde metinlerin hangi mesajı vermek istediği ve söylemin nasılkurgulandığı anlaşılmaktadır.7

Tutarlılık ve Cümle Yapıları

Bir söylem (konuşma ve yazılı metin) cümle yapıları ile önermelerdenoluşur. Bu önermeler bir bütünlük içinde en az bir konuyu dile getirirse“küresel tutarlılık” var demektir. Çalışmamız kapsamında incelediğimiz sözkonusu metinlerde konu(lar) vardır ve açık biçimde kendini göstermektedir. Bu

5 Hüseyin Bal, Nitel Araştırma Yöntemleri, s. 234.6 Bal, a.g.e., s. 234.7 Bal, A.g.e., s. 235.

13

anlamda metin(ler) küresel tutarlılık içindedir. Önermelerin birbiriylekarşılıklı olarak ilişkili olan eylemler, olaylar ya da durumlar dizisiyleilgili olması durumunda “yerel tutarlılık” içinde olduğu kabul edilmektedir.Metinlerde gazetecilerin insiyatifiyle başlayan eylemlerin, bir anda uluslararası mesele haline dönüşebildiği ve hatta “savaş” sınırlarına dahi varabilmeboyutu (olanaklılık) dikkat çekmektedir. Ayrıca, tarihsel süreçte ikiliilişkilere milliyetçi ve nefrete varan duyguların hakim olduğu bir Türk-Yunanantagonizmasında, Kardak Krizi boyunca yaşananlara karşı hassasiyetgeliştirmenin “milli kimlik” açısından ne kadar önemli olduğu (nedensellik)dikkat çekmektedir.

Van Dijk’ın eleştirel söylem analizinde metinlerin gramer özellikleriönemlidir. Bu doğrultuda incelediğimiz metinlerde cümlelerin yoğun olarak,aktif cümle yapısıyla kullanıldığını görmekteyiz. Yani cümlelerde var olaneylem ve fiili gerçekleştiren özneler net bir şekilde yer almaktadır. Bunun entemel nedeni haberlerin tamamen iki ana aktör olarak “Türk” ve “Yunan”kimlikleri etrafında gelişmesidir. Dolayısıyla, habere konu olan tüm eylemler,fiiller ve pratiklerde adres, öteki(leştirilmiş) figürler olarak Türkler veYunanlılardır. Ayrıca, metinler sanatsal ya da edebi nitelikte metinlerdeğildir. Bu nedenle aktif cümle yapıları kullanılmıştır. Cümleler, başlıklardikkate alındığında kısa ve vurucu türden ifadelerle hedeflenen bağlamıiçermektedirler. Haberlerle ilgili ayrıntılı açıklamalarda ise, ayrıntılıcümlelerden uzak durulmaya çalışılarak, basitlik ve netliğe önemli ölçüdedikkat edilmiştir.

Cümlelerde dil bilgisi açısından incelendiğinde düz ve yan anlamlarımevcuttur. Bunlardan bazıları şunlardır:

Türkiye’ye ait Kardak Kayalıkları’na Hürriyet ekibi tarafından dikilen TürkBayrağı (Basın artık, ülkelerin ve toprakların fethinin sembolü olan “bayrakdiken bir kutsal öncü kuvvet” rolünde)

Botlarımızın geldiğini gören Yunanlılar, kuşatmayı kaldırıp kendikarasularına geçtiler. ( “Savaş” atmosferinden ilk görüntüler: Hakim-kudetliolan biz, kaçan Yunanlılar)

Yunan güvenlik botlarının ablukaya aldığı Kardak Kayalıkları( Toprağımız kuşatıldı, ablukaya alındı. Yunan tehdidiyle karşı karşıyayız!)

Adada Yunan marşı (Önce bayraklarını diktiler, sonra marşlarınıokudular. Toprak işgali tamamlanmak üzere!)

14

İstikamet Kardak Kayalıkları (Tüm kamuoyu, savaş durumuna geçsin )

Hürriyet Bölgede: Ege Denizi'nin suları bir anda ısınırken gelişmeleriadım adım izleyen Hürriyet ekibi (Basın, sıcak çatışmayı andıran ortamda öncü biraktör!)

Turgutreis beldesi halkı mendirek önünde toplanarak ellerindebayraklarla teknemizi karşıladı. ( Savaşın kahraman ve gazileri dönüyor, halksokaklara taşmış.)

Kardak'a Yunanların keçili işgal eyleminde bulunup bayrak çekmesihalkın tepkisine neden oldu. (Artık toprak işgalleri, insanlarla değil,hayvanlarla yapılmakta!)

Amaçları “Bu adalar bizim. Bakın keçilerimiz de orada” mesajınıvermek. (Topraklar üzerinde egemenlik iddiasına ilişkin demografik verilereartık hayvanlar da eklenmekte!)

''Adaya gideriz, bayrağımızı dikeriz, balığımızı çekeriz, keçilere deel koyarız” ( Fethin modern dönemlerdeki sembolü: keçiler!)

“Bazı yürekli gazeteciler olayı saptamasaydı konunun beklide gündeme bilegelmeyecekti” Bülent Ecevit- ( Kahraman gazeteciler, uyuşuk-miskin kamuoyu!)

“Kaya Parçası mı dediniz?” Ertuğrul Özkök- (Olayı basitleştirenler,varoluşumuza yönelmiş bu büyük tehdidi anlamaktan aciz!)

“Egemenlik 770 bin kilometre kare için ne ise, bir metre için de aynıanlamı taşır.” Ertuğrul Özkök- (Olayın tüm ülkenin işgalinden farkı yok!)

“ Sonra bir gün başkası da çıkar, Hakkari Dağları’nı kastederek,‘Keçilerin bile yaşamadığı bu dağlar için ölmeye değer mi?’ diye sorar.”Ertuğrul Özkök- (Tüm kamuoyunu olay için seferber edecek keşif: Pkk tehdidinihatırlatmak!)

Yunan Bekliyor: Yunanistan’dan gelerek Türk bayrağını indirip Yunanbayrağı diken, asker mi, sivil mi, olduğu anlaşılamayan 3 Yunanlı hala adadabekliyor. (Sayı az, ama yapılan iş tehlikeli: toprak işgali !)

Gemilerimiz Yolda. (“Asker mi, sivil mi olduğu anlaşılamayan üç Yunan”akarşı deniz kuvvetlerimiz savaş için yolda !)

Yunanistan Kıbrıs gibi şamar istiyor. (Kamuoyuna yeni bir zafer müjdesi)

15

Retoriğin İncelenmesi

Retoriğin incelenmesi haberin inandırıcılığını sağlamaya yöneliktir.8

İncelenen haberin retoriği, kamuoyunu etkilemeye dönük tüm enstrümanlarıkullanması yönüyle güçlüdür. Haberle ilgili verilen fotoğraflarda savaşgemilerinin varlığı, bayrak(lar), haritalar, askeri yönden güç dengeleriniyansıtan veriler, askerlerle dolu sahil güvenlik botları, savaş uçakları,tanıklar vs. yer almaktadır.

Retoriğin organizasyonunda kullanılan üslup figürleri arasındabenzetmeler, metaforlar, ironiler, abartmalar, küçümsemeler, karşılaştırmalaryer almaktadır. Bunlar içerisinde kamuoyunu söz konusu olaya karşı hazırlamakiçin savaş ve savaşı betimleyen ifadeler, göstergeler, fotoğraflar ve verilerinsunulmasına dayalı abartmalar ve benzetmeler metinlerde çokça yer almaktadır.

Ege’de endişe (Abartma)

Yunan Ordusu Alarmda (Abartma)

Türk Yunan sahil güvenlik botları dün adanın etrafında, birbirine karşıkonuşlandı. ( Savaş halinden manzaralar: Abartma)

İstikamet Kardak Kayalıkları (Savaş repertuarından kelimelerin-“istikamet”- seçilerek kamuoyunun yönlendirilmesi: Metafor)

Atina’dan Keçi İşgali (keçilerin varlığı ve işgal artık yan yana:Benzetme)

Asıl adı Kardak olan İmia kayalıkları, dün öğle saatlerinde Yunan sahilgüvenlik botları tarafından ablukaya alındı. (Savaş repertuarından yeniseçmeler: abluka- Benzetme)

8 Bal, A.g.e., s. 237.16

Yunanistan’dan gelerek Türk bayrağını indirip Yunan bayrağı diken, askermi, sivil mi olduğu anlaşılamayan 3 Yunanlı.

Kardak Kayalıkları’ndaki Türk bayrağını indiren Yunanistan

( Bayrağımızı indirip, kendi bayraklarını diken, “asker mi, sivil miolduğu anlaşılamayan 3 Yunanlı”mı, yoksa bir devlet olarak Yunanistan mı? –Abartma)

Kaya Parçası mı Dediniz? (Eleştiri- Küçümseme)

Egemenlik 770 bin kilometre kare için ne ise, bir metre için de aynıanlamı taşır. (Benzetme)

“Türkiye ile savaş çıkarmak, Yunanistan’ın menfaatlerini korumak değil,aksine Yunanistan’ın menfaatlerini haleldar etmek olur. Tabii, Yunanistan’ınmenfaatlerini ben düşünecek değilim” Süleyman Demirel. ( İroni)

Yunanistan Kıbrıs gibi şamar istiyor. (Küçümseme)

Makro düzey:

Tematik Analiz

Tematik analizde haber başlıkları, alt başlıklar, haber girişi,spotlar üzerinden haberin anlamı çıkartılır.

Tematik analizde ilk dikkat çeken husus, olayın başlangıcıitibariyle “Hürriyet gazetesi ekibince dikilen Türk bayrağı” gerçekliğinin manşet ya dabaşlık halinde verilmemesidir. Konuya ilişkin manşet ya da başlıklarda yapılanseçimlerin genel olarak, tüm kamuoyunca ortak bir duyarlılığı ya da endişeyiharekete geçirecek simgeler, metaforlar ya da kavramlardan yana olduğugörülmektedir.

Örneğin, haberin kamuoyuna ilk verildiği gün olan 29 Ocak 1996’daki manşet,kamuoyunu tehlikeli bir sürece girildiğini betimleyen kısa ve vurucukelimelerden seçilmiştir: Ege’de Endişe!.

Aynı gün birinci sayfadan konuyla ilgili alt başlık, kamuoyu nezdindekutsiyeti ifade eden “bayrak”la ilişkilendirilerek açıklanmış: Türk Bayrağınıindirdiler! Manzarayı tamamlayıcı ifade ise bir diğer başlıkta kendinigöstermekte: Kardak’ta Yunan bayrağı!

17

Ege, Yunan, Yunanistan, adalar, bayrak indirme vs. Haberde kullanılan bu kavramların,toplumsal hafızada ötekileştirici ve nefrete varan duyguları doğrudan motiveedecek unsurlar olduğu bilinmektedir. Medya, milliyetçi hassasiyetleri hareketegeçirerek olayı aktarmaktadır.

Gelinen noktada haber artık, devlet kurumları da dahil, tüm kamuoyunu etkialtına alacak bir boyuta kavuşmuştur. Bir sonraki gün olan 30 Ocak 1996’da ilksayfadan sürmanşetten verilen başlık bu durumu çarpıcı bir şekildegöstermektedir: O Bayrak İnecek! Haberin alt başlıklarında ise, meselenin ikiülkenin devlet yetkililerince ele alınan yönünü vurgulayan başlıklar halindeverilmekte: Acil güvenlik toplantısı, Askeri çekin görüşelim, Atina’dan savaş iması…

Konuyla ilgili üçüncü Gün olan 31 Ocak 1996’da ise, 29 Ocak günü “Ege’deEndişe” olarak sürmanşette yer almış olayın, artık “endişe”den sınırından“savaş” alanına vardığı dikkate sunulmakta:” Ege’de Sinir Savaşı”. Medyamühendisliğiyle olayın “savaş” durumuna gelmesi, gazetede her iki ülkeninaskeri güç dengelerini yansıtan verilerin tek tek yazılmasıylatamamlanmaktadır.

31 Ocak 1996 tarihinde gazetede dikkat çeken bir diğer başlık ise o dönemGenel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök tarafından yazılan “Kaya Parçası mıDediniz?” adlı yazıdır. Özkök, konunun abartıldığı, ya da büyütüldüğüne ilişkinyaklaşım sergileyenleri ironik bir dille “Kaya Parçası mı Dediniz?” başlığındaeleştirmektedir. Aynı yazıda, bu tür eleştirileri ileri sürenler vatan, bayrak,toprak gibi hassasiyetlerden yoksun biçimde değerlendirilmektedir. Özkök ayrıca,başında olduğu gazetenin marifetiyle başlayan bu olayı, tüm ulusun egemenlikhakkına karşı bir saldırı olarak betimlemektedir.

Şematik Analiz

a. Durum: Bu aşamada hikayenin örgüsü, durum hakkında bilginin tamam olupolmadığı, ana olayın işleniş biçimi ile sonuçlar, arkaplan bilgisi yaniolayların toplumsal ve politik yönleri incelenir.

Çalışmamız genel olarak, Kardak meselesinin her iki ülke kamuoyunda “kriz”boyutuna varmasında medyanın rolünü kapsamaktadır. Hürriyet’in manşet haberiylebaşlayan bu “kriz”, hemen ardından tüm ulusal medya organlarınca günlercekamuoyunu meşgul eden bir değerde ele alınmıştır.

Olayın medyada ele alınış şekli, daha ilk günden basit bir spekülasyonunötesine taşacağının göstergesiydi: “Clinton: Türk-Yunan savaşı çıkabilir.Dönemin A.B.D. başkanının ağzından, 1. Sayfada verilen bu haber, konumuzaçısından dikkate değerdir. Kardak meselesinin kitlelerce “basit bir medya

18

haberi” olarak değerlendirmesinin önü ilk günden kapatılmaktadır. Olay,Clinton’un ağzından, uluslar arası bir bağlama kavuşmuştur.

Konunun kamuoyunda bir anda metastas (yayılma) yapacak etkiye kavuşmasındamedyanın diğer rolü, seçtiği simgelerin, ait oldukları toplumlarınbilinçaltında taşıdıkları değerlerdir. Hürriyet’in ilk günden itibaren bayrak,marş, toprak, egemenlik gibi Türk toplumunun kutsallık simgelerini devreyesokarak olayı ele alması manidardır. Seçilen simgelerle ilgili bir tehdidin vetehlikenin var olduğunu gösteren “öteki”nin varlığı da önem arz eden bir diğerkonudur. Ayrıca, “öteki” olarak seçilen grup ya da simgenin ne/kim olduğu da,kitlelerin etkilenme yoğunluğunu belirleyici bir faktördür. Haberin öznesiolarak seçilen öteki, Türk/Yunan örneğinde, tarihsel hafızada “düşman” olarakkodlandığından, artık politik kurumları bu konuda sıkıştıran ve irrasyonelsöylemlerde bulunmaya iten bizzat kendi toplumları olabilmektedir.

Kardak meselesinde Hürriyet’in “ötekilik” bağlamında sunduğu Yunan kimliği,nerdeyse bütünüyle olumsuz anlamlarla iç içedir. Öteki’nin kamuoyunda algılanmabiçimini doğrudan etkileyici söylemler ve haberler dolaşıma sokulur. Olay,sürekli ötekinin oluşturduğu ya da oluşturacağı tehlikeye karşı, kamuoyununteyakkuzda olması gerektiği etrafında işlenir. “Egemenliğimizi gasp eden butehlike”: bazen “adayı işgal eden üç kişi”, bazen “keçiler”, bazen de “bir dinadamı” şeklinde değişebilir. Değişmeyen tek şey, gülünç gelen bu gerekçelerekarşı, kamuoyunun seferber kılınmasında “Yunan” sembolünün varlığıdır.

Olayın medyada işleniş biçiminde bir diğer göze çarpan nokta, konuyailişkin haberlerin savaşı gösteren resimler, fotoğraflar ve simgelerle birlikteverilmesidir. 29 Ocak tarihli Hürriyet’in 1. sayfasında, iki farklı savaşgemisi ve bir de Yunan bayrağının dikildiğini gösteren fotoğraf yer almaktadır.İkinci gün olan 30 Ocak 1996 tarihli 1. sayfada, aralarında bir din adamıkıyafetli olan adaya çıkmış 6 yetişkin ve iki çocuğun ellerinde Yunanbayrağıyla olan iki fotoğraf, genelkurmay yetkililerinin de olduğu bir fotoğrafkaresi yer almaktadır. Alt karede ise “Adada Yunan marşı” adlı haberde,milliyetçi hassasiyete açık davet getirilmekte. Son olarak 31 Ocak tarihli“Ege’de sinir savaşı” başlıklı haberde yine savaş gemileri ve iki ülkeyetkililerinin bulunduğu fotoğraflar bulunmaktadır. Fotoğraflar üzerindenKardak meselesinin “savaş” değerinde ele alındığı görülmektedir.

Son olarak artık “savaş” boyutuna var(dırıl)mış olayla ilgili taraflarınaskeri güçleri karşılaştırılması devreye sokulmaktadır. İstatistiksel verilerTürk kamuoyunu oldukça rahatlatacak rakamlara sahip. Türkiye askeri güçaçısından Yunanlılarla karşılaştırılmayacak kadar imkanlara ve teknolojiyesahip: Artık savaş için her şey hazır!

19

b. Yorum

90’lı yılların Türkiye’sinde medyanın konumunu resmeden önemli olaylardanbiri de Kardak Krizi’dir. Kriz boyunca medya; toplumsal söylemleri ve çizgiyibelirleyici bir aktör rolündedir. Medyanın bu prestije sahip olmasına,olay(lar)a ilişkin seçtiği stratejiler ve teknikler eşlik eder. Kardak Kriziörneğinde medya, toplumsal hafızada ve söylemde yer edinen değerleri, simgeleridevreye sokarak olayı anlamlandırmaktadır. Diğer taraftan stratejik bir Yunanötekisinin varlığı da, medyanın devreye soktuğu semboller ve söylemlerikitleler nezdinde daha da anlamlı ve değerli kılmaktadır.

Medyanın Kardak Krizi örneğindeki toplum mühendisliği işlevi, kuramsalolarak modern dönemlerin kitleler üzerindeki dönüştürücü politikalarındanbağımsız okunamaz. Çok uluslu geleneksel toplumlardan modern toplumlara geçiş,her ülkenin kendine özgü deneyimleriyle gerçekleşmiştir. Ancak, bu deneyimlerdeortak olan noktalarda vardır. Bunlardan biri de Benedict Anderson’un tabiriyle,“Hayali Cemaat”in yaratılmasıdır. Modern “hayali cemaat”, resmi ideolojinin veonun kurumlarının belirlediği bir gerçekliktir. Modern kurumlar eliyle,kitlelerin yeni bir devlet ve ideoloji şemsiyesi altında toplanmaları sağlanır.Medya da bu kurumlardan biridir.

Bu süreçte kitlelerin modern “hayali cemaat” içinde buluşmalarını sağlayanbirçok teknik ve uygulamalar gerçekleşmiştir. Bunlardan en önemlisi de medyanınbüyük rol oynadığı kurgulanmış bir “düşman” ya da “öteki” karşısında kitlelerinbütünleştirilmesidir. Kitlelerin “birlik” ve “bütünlük”ünün sağlanması dahaçok, öteki’ne ilişkin ortaya çıkan olaylar ve durumlarda ortaya çıkmaktadır.Bazen, basit görünen bir olay bile, medya ve modern kurumlar marifetiyle,“hayali cemaat”i topyekün seferber kılacak bir birleştiriciliğe sahipolabilmektedir. Kardak Krizi bağlamında medyanın dolaşıma soktuğu söylemler,haberler, kavramların söz konusu gerçeklik ışığında değerlendirildiğinde dahaanlamlı olacağını düşünmekteyiz.

20