Stratejik Yönetimde Analiz Süreci 2 : İşletme Analizi
Transcript of Stratejik Yönetimde Analiz Süreci 2 : İşletme Analizi
1
STRATEJİK YÖNETİMDE ANALİZ SÜRECİ 2: İŞLETME ANALİZİ
1. Giriş
Ülkemiz neredeyse diğer tüm dünya ülkeleri gibi krizler ülkesidir. Gerek kendi
dinamiklerinden kaynaklanan gerekse küreselleşmenin etkisiyle dünya genelinde yaşanan tüm
krizlerden ve olumsuzluklardan diğer ülkeler gibi hemen etkilenmektedir. İşletmelerin bu tür
bir olumsuzlukla baş edebilmelerinin en temel yollarından birisi de daha önce de belirtildiği
gibi stratejik yönetim çabalarının başarıyla sürdürülmesidir. Ekonomik ve sektörel krizlerin
küçük işletmeler üzerinde birçok olumsuz etkileri olmaktadır. Küçük işletmeler açısından
krizle mücadele edebilmenin en geçerli yöntemlerinden birisi stratejik düşünebilme ve
olayların stratejik analizini yapabilme yeteneğidir. Yapıları gereği küçük işletmelerin özellikle
kriz dönemlerinde karar sorumluluğunu üstüne almak durumunda olan küçük işletme sahipler
ve/veya yöneticileri stratejik düşünce perspektifine sahip olmalı ve krizden en az zararla
çıkabilmek için iç ve dış çevresinin analizini doğru biçimde yapabilmelidirler.
Bundan önceki ünitede (7. ünitede) işletmenin dış çevre analizi konusunda bilgiler
aktarılmıştı. Stratejik yönetim çalışmalarını kurumlar adına işletme içinde yürüten insanlar
işletmenin dış çevresindeki unsurların analizini ve değerlendirmesini yaparak çevrede olası
fırsat ve tehditleri belirlemeye çalışmaktadırlar. Bir işletmenin stratejik yönetim çabaları
kapsamında sadece dış çevre analizini yapması tek başına yeter bir durum değildir. İşletmeler,
dış çevre analizi ile birlikte kendi içine dönerek işletme analizini de başarılı bir biçimde
yapmalıdır. İşletmenin iç analizi stratejik yönetimde önemli bir konudur. İşletmenin yaşamını
bir önceki gibi sürdürmeye devam edebilmesi ve imhacı rekabet ortamında ayakta kalıp
rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi işletmenin bir şeylere sahip olabilmesiyle ilgilidir. Diğer
açıdan, ancak güçlü işletme varlıklarına ve yeteneklerine sahip olan bir kurum yaşamını eskisi
gibi sürdürebilir ve rekabet üstünlüğü sağlayabilir. Üstün varlık ve yeteneklere sahip
işletmelerin yaşamlarını sürdürebilme ve rekabet üstünlüğü sağlayarak ortamın üstünde getiri
sağlayabilme olasılığının yüksekliği konunun uzmanlarınca kabul edilmektedir. Bu nedenle,
2
işletme, genel çevresinin analizinde fırsat ve tehditleri yaratan unsurları incelerken, kendi
sahip olduğu varlık ve yetenekleri de analiz ederek yaşamını sürdürebilme ve rekabet
üstünlüğü elde edebilmenin yollarını aramak zorundadır. Bu zorunluluk içinde kalan
işletmelerin başvurduğu yöntem ise işletme analizidir.
2. İşletme Analizi
Kısaca söylemek gerekirse, işletme analizi, işletmenin içinde bulunduğu mevcut durumu,
sahip olduğu varlıkları ve yetenekleri belirleme sürecidir (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 116).
İşletmenin şu anda ne durumda olduğu ve ne tür varlıklara, nelere sahip olduğu bu analizde
ortaya çıkacaktır. Aynı zamanda, sahip olunan varlık ve yeteneklerin, rakiplerin varlık ve
yeteneklerine göre ne durumda oldukları anlaşılacaktır. İşletmenin bazı yetenekleri sektördeki
belli başlı rakiplerine göre çok üstün olabilir. Bunun yanında, diğer bazı varlık ve
yeteneklerinde ise rakiplerine oranla zayıflıkları olabilir (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 116).
İşte bu noktada, stratejik yönetim konusunda eğitim alan kişilerin aklına, bu varlıkların ve
yeteneklerin değerlerinin ne olduğu, kime göre değerli olduğu soruları gelir. Diğer bir deyişle,
işletme açısından değerli olan bu varlık ve yeteneklerin aynı zamanda rakipler ve müşteriler
açısından da değerli olması gerekmektedir. Ama yapılan araştırmalar, işletmenin müşterileri
tarafından değerli bulunan varlık ve yeteneklerin o işletmeye rekabet avantajı sağladığını
ortaya çıkarmıştır. Yani, sahip olunan bu varlık ve yeteneklerin rakiplere oranla müşterilerin
gözünde (algılamasında) değer taşıyıp taşımadığı önemli bir durumdur. Rakiplere göre, üstün
olabilen, değerli olabilen, ancak müşteriler açısından hiçbir değer taşımayan bir varlık ve
yetenek işletme üstünlüğü olarak değerlendirilemez. İşte, işletme analizi de, işletmenin
rakipleri ve özellikle de müşterileri gözünde kendisini değerli kılacak ve fark yaratmasına
sebep olacak bu varlık ve yeteneklerin değerlendirilmesi işidir.
İşletmenin analiz edilmesi bir anlamda işletmenin kimliğini ortaya koyma çabasıdır. Bu çaba,
işletme faaliyetleri için rehberlik etme ve hatalarını düzeltme imkanı veren bir içe bakış olarak
nitelendirilebilir. İşletmenin analizi, çevre fırsatlarından yararlanmak ve tehlikelerden
korunmak için bir işletmenin hammadde, Pazar, insan ve diğer kaynaklarını inceleyerek sahip
olduğu gücü belirleme sürecidir. Bu süreç, işletmenin neler yapmaya yetenekli olduğu ve
3
hangi varlıklara (kaynaklara) sahip bulunduğu konusunda bilgi verir. Bu bilgiler, işletmenin
ne yaptığı veya neyi yapmayı arzu ettiği ile ilgili bilgilerden farklıdır (Dinçer, 2003, s.107).
İşletme içi faktörlerin analizi, örgütsel çabaların çekirdeği olarak kabul edebileceğimiz
örgütsel kapasite ve temel yeteneklerin ortaya konulması ve stratejik maliyetlerin
belirlenmesine yardım eder. Bu katkıya ek olarak işletme analizinin başka yarar ve amaçları
da bulunmaktadır.
3. İşletme Analizinin Önemi
İşletme stratejisini geliştirmede önemli bir hazırlık ögesi de işletmenin kaynak (varlık) ve
yeteneklerinin incelenmesidir. Dış çevrenin analiziyle belirlenen amaçların, yöneticilerin
hayalgücünün ötesinde gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi, işletmenin içine yönelik bir
analizin yapılmasıyla mümkündür. İşletmenin sahip olduğu kaynak ve yeteneklerin bilinmesi,
nelerin yapılabileceğinin veya yapılamayacağının ortaya konulması, kaynaklardan bağımsız
bir şekilde oluşturulan vizyonu, rasyonel ve gerçekleştirilebilir stratejilere dönüştürmeye
yardım edecektir. İşletmenin kendini fark etmesi olarak değerlendirebileceğimiz bu içe dönük
bakış, bir taraftan örgütün başarılarını ve eksikliklerini açığa çıkarırken; diğer taraftan da
rakip işletmelerle karşılaştırma yapmayı ve dolayısıyla üstünlük ve zayıflıklarını görmesini
sağlayacaktır.
İşletme analizi veya işletme değerleme, işletme stratejisini ve planını belirleme açısından çok
önemli bir uygulamadır. İşletme stratejisini ve planını belirleme her seviyedeki yöneticilerin
güç birliği ve işbirliği yaparak çalışmaları gereken bir konudur. Ancak, bu konu işletme
strateji ve planlarının gerçekçi olabilmesi açısından işletmenin analizi, güçlü ve zayıf
yönlerinin ortaya konulması zorunluluğunu da gerektirmektedir. Bu görevi yerine getirmek
için işletmenin ana faaliyet konuları, içinde bulunduğu sektör ile sahip olduğu üstünlük ve
yeteneklerini derinliğine incelemeyi gerekli kılmaktadır. Bu görev aynı zamanda planlama
sistemlerinin hayati öneme sahip olan faaliyetlerinden sayılmaktadır.
İşletmenin rakiplerine kıyasla varolan mevcut güçlü ve zayıf yönlerinin açıkça bilinmesi ve
analiz edilmesi yöneticilerin stratejik seçimlerini kolaylaştıracaktır. Yönetim, aynı zamanda
4
işletmenin şimdiki güçlü ve zayıf yanlarını analiz ederek mevcut ve gelecekteki strateji ve
politikaları değerleme ve yönlendirme olanaklarına kavuşabilecektir (Eren, 2005, 169).
Birçok işletmenin yöneticileri uzun dönemde, büyük sermaye yatırımlarında bulunulmasını,
başka işletmeleri satın alarak onlarla birleşip güçlenmelerini hayal etmektedirler. Ancak,
stratejileri bu safhaya erişmeden önce, karlarını arttırmak için önce, mevcut faaliyetlerini
iyileştirmelidirler. Diğer bir deyişle, bir işletmenin varolan faaliyetleri iyileştirip karlarını
arttırma yollarını araştırmadan yeni faaliyetlere girmek mantıksız olacak ve işletmenin riskini
arttıracaktır (Eren, 2005, 169). Bu mantıksız kurumsal davranışın yanında işletme analizi
yapmak daha mantıklı ve doğru bir yol olarak değerlendirilmektedir.
Kısaca iyi bir strateji ve planlama sistemi mevcut faaliyetleri düzeltmeyi zorunlu kılmaktadır.
Mevcut faaliyetlerin düzeltilmesi ve hatta yeni faaliyetlerdeki başarı şanslarının
değerlendirilmesi ise işletmenin güçlü ve zayıf yönlerinin araştırılmasını gerektirmektedir
(Eren, 2005, 170).
İşletme analizi, bu bağlamda, hataları düzeltme olanağı sağlayan bir içe bakış faaliyeti olarak
değerlendirilebilir. Bazı yönetim bilimcilerine göre bu faaliyet, “işletmenin kimliğini ortaya
koyma” çabası olarak da nitelendirilmektedir. Çünkü söz konusu faktör ve elemanların iyi bir
biçimde ortaya konması stratejistlere (işletme tepe yöneticileri ve kurmaylarına) işletme için
en uygun plan ve strateji yapma imkanı verebilecektir (Eren, 2005, 170).
Bir işletmedeki zayıf noktaların ortaya konulması uzun dönemli planlama ve stratejiler için
ciddi güçlük ve sınırlamalara yol açan sorunların ortadan kaldırılmasına ve önlenmesine
doğru atılan bir adım niteliğindedir. Gerçekte zayıflıkların tümünün iyileştirilebileceği
söylenemez. Ancak, işletme bunlarla yaşamaya alışmalı, kendisine zararlı olacak adımları
atmaktan ve başaramayacağı faaliyetlere girmekten kaçınmalıdır. Zaten bu hususlar onun
izleyeceği ve başarı elde edeceği yollar (stratejiler) ve planlarla ilgilidir (Eren, 2005, 170).
Bazı zayıflıkların ortadan kaldırılması uzun bir zaman boyutunu zorunlu kılar. Bunun için
uzun dönemli planlarda tedavi yöntemleri düşünülmelidir. Öte yandan, işletmeler hangi
yönlerden güçlü olduklarını da tanımak zorundadırlar. Çünkü işletme, çabalarını
yoğunlaştıracağı faaliyet sektörlerini ve alanlarını da böylece tanıma olanağına
kavuşabilecektir. Ayrıca, bu inceleme sonucunda işletme çoğu kez farkında olmadığı imkan
5
ve fırsatları yakalayarak genişleme ve gelişme yollarının neler olduğunu anlayabilecektir.
Tüm sorumlu yöneticiler işletmelerini analiz etme yoluna giderek geliştirecekleri strateji ve
planların başarı şanslarını artıracak ve rekabet yarışından başarı ile çıkabileceklerdir (Eren,
2005, 171).
İşletme analizinin yarar ve amaçlarını sıralamak gerekirse şu şekilde aktarmak mümkün
olabilir (Dinçer, 2003, s. 108):
• İşletmenin analiz edilmesi öncelikle onun güçlü ve zayıf yönlerinin ortaya konulması
ile ilgilidir. Çünkü, işletmenin yapılmakta olan faaliyetleri, varlık ve yeteneklerinin
hepsini yansıtmayabilir veya yapmayı arzu ettiği faaliyetler gerçek durumdan değil,
yöneticilerin hayalgücünden kaynaklanabilir. Bir işletme bütün yönleriyle zayıf
olamaz. Ayrıca işletmenin her bölüm veya fonksiyonu da eşit özelliklere sahip olamaz.
İşletmenin etkili olarak çalışabilmesi için bu parçalar arasında bir denge
kurulamayabilir. Bazı işletmelerde finansman fonksiyonu güçlü iken, bir başkasında
pazarlama veya üretim daha etkili kılınmış olabilir. Dolayısıyla, işletmenin üstün ve
zayıf yönlerinin belirlenmesinin, işletmeye önemli bir stratejik ve taktik bilgi
sağlayacağı açıktır.
• İşletmeyi analiz etme çabası, ikinci olarak işletmenin temel ve ayırt edici
yeteneklerinin belirlenmesi demektir. Çünkü işletmenin analiz edilmesi, varolan
faaliyetlerin ve işletmenin bulunduğu yerin belirlenmesini kapsar. Böylece işletmenin
ne yapabileceği ile ne yaptığı arasındaki farkı belirlemek mümkün olacaktır.
• Ayrıca işletmenin ciddi bir değerlemeye tabi tutulması, çevre ile arasındaki uyumu ve
rekabet avantajını sürdürmeyi de kolaylaştıracaktır. Çünkü işletmenin sahip olduğu
her üstünlük, bir çevre fırsatı için uygun olmayabilir veya her fırsat aynı üstün
özelliklere ihtiyaç göstermeyebilir. Bu durum zayıflık ve tehditler için de geçerlidir.
Gerçekte işletme temel yeteneklerini ve ayırt edici yeteneklerini çevreye uyum ve
rekabet avantajını sürdürebilmek için daha etkin bir şekilde kullanma imkanına
kavuşacaktır. Diğer taraftan bir maliyetleri düşürme fırsatı, bir eğitim programı
ihtiyacı, dağıtım kanallarında bir yenilik, karar verme sürecinde yeni bir kritik
noktanın ortaya çıkması, haberleşme sisteminde bir değişme gereği, bu analizle ortaya
çıkabilir. Bütün bunlar ise yeni stratejilerin oluşturulmasında önemli konulardır
(Dinçer, 2003, s. 108).
6
Etkili bir işletme analizinin beş önemli konuda ele alınması ve yapılması gereklidir. Bu beş
aşama şudur (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 116):
• İşletmenin varlıkları ve yeteneklerinin belirlenmesi,
• Bu varlık ve yeteneklerinin değerli, nadir, taklit edilemeyen ve ikamesinin
bulunmadığı “temel yetenekler”den olup olmadıklarının belirlenmesi,
• Varlık ve yeteneklerin, sektördeki belli başlı rakiplerin veya esas rakibin sahip
oldukları benzer varlık ve yetenekleri ile karşılaştırılarak üstünlük veya zayıflıklarının
belirlenmesi,
• İşletmenin finansal ve temel faaliyetlerinin sektör ortalamaları ve rakiplerle kıyaslama
yapılarak durumunun belirlenmesi,
• Kritik başarı faktörlerinin belirlenmesidir.
4. İşletmenin Varlık ve Yetenekleri
İşletme analizinin, işletmenin sahip olduğu varlık ve yeteneklerin değerlendirilmesi işi
olduğunu daha önceki paragraflarda belirtmiştik. İşletmenin sahip olduğu iş ve faaliyetlerinde
veya mal ve hizmet üretiminde yararlandıkları maddi veya maddi olmayan tüm unsurları onun
“varlıkları”dır. Bu varlıkları koordinasyon içinde kullanabilme ve amacına uygun bir faaliyeti
gerçekleştirebilme kapasitesi ise işletmenin “yeteneği”ni belirler. Basit anlamda, sahip olunan
un, şeker ve yağ işletmenin varlıklarıdır. Ama bu varlıkların belirli bir şekilde kullanılarak
helva yapılması yetenekle ilgilidir. Her helva pişiren, genellikle aynı varlıkları (un, şeker, yağ,
ocak, mutfak aletleri vb.) kullanır. Ancak sonuçta yapılan helvalar birbirinden farklı tada
sahip olabilmektedir (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 117).
4.1. İşletmenin Varlıkları
Bir önceki paragrafın başında da belirttiğimiz gibi, işletmenin sahip olduğu ve iş
faaliyetlerinde amacına uygun bir mal ve hizmet üretebilmek için yararlandığı tüm unsurlar
onun varlıklarıdır. Bir anlamda varlıklar sahip olunan üretim faktörleridir. Genel olarak,
üretim faktörlerini; doğal kaynaklar, insan kaynakları, sermaye (maddi unsurlar) ve
girişimcilik olarak tanımlamaktayız (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 117).
7
İşletmenin üretim yapabilmesi için her varlığa sahip olması gerekmez. Kiralama yoluyla da
kaynak kullanımı gerçekleşebilir. Sahip olunan üretim faktörleri yanında, üretilen mal ve
hizmetler de işletmenin varlıkları arasındadır. Çünkü bunlar da işletmenin sahip olduğu ve
onun yaşamını devam ettirecek ve rekabet üstünlüğü sağlayabilecek unsurlardır (Ülgen ve
Mirze, 2007, s. 117).
Bir işletmenin sahip olduğu varlıkları 2 grupta toplamamız mümkündür. Bunlar:
• Maddi varlıklar
• Maddi olmayan varlıklar
Maddi Varlıklar:
İşletmenin elle tutulabilen ve/veya görülebilen fiziki varlıklarıdır. Bir işletmenin sahip olduğu
varlıkları şu şekilde sıralamak mümkündür:
• Arsaları,
• Binaları,
• Makineleri,
• Hammadde ve yardımcı maddeleri,
• Finansal varlıkları,
• Nicelik açısından insan kaynakları (işgücü),
• Yönetim unsurları ve yapısı,
• Ayrıca üretilmiş mamul veya yarımamul gibi unsurları işletmenin maddi varlıkları
arasında sayılabilir.
Bu varlıkların aynıları veya benzerlerine her işletme sahip olabilir. Maddi varlıklar
görülebilen, fark edilebilen, nicelik olarak da tanımlanılabilir unsurlardır (Ülgen ve Mirze,
2007, s. 118).
Maddi Olmayan Varlıklar:
Yukarıda bahsettiğimiz maddi varlıklar kolayca fark edilebilen ve kolayca taklit edilebilecek
varlıklardı. Ama işletmenin bu tür varlıklarının yanı sıra kolayca fark edilse bile hemen taklit
edilemeyecek varlıkları da bulunmaktadır. Bu varlıklar, maddi olmayan varlıklar olarak
adlandırılır. Maddi olmayan varlıklar, işletmenin fark edilebilen, ancak kolaylıkla temin ve
taklit edilemeyen, genellikle fiziki olmayan ve işletmeye ve ürünlerine farklılık ve ayrıcalık
8
verebilen unsurlardan oluşmaktadır. Bir işletmenin sahip olduğu maddi olmayan varlıkları şu
şekilde sıralamak mümkündür (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 118):
• İşletmenin sahip olduğu marka,
• Patent,
• Berat,
• Teknolojik sırlar ve bilgiler,
• İşletmenin piyasadaki olumlu şöhreti ve imajı,
• Firma ve ürün saygınlığı,
• Müşteri, tedarikçi ve rakipler tarafından güvenilirliği ve benzeri unsurlar maddi
olmayan varlıklara örnek olarak verilebilir.
Fark edileceği üzere maddi olmayan varlıklar, maddi varlıklara göre daha farklılık
yaratabilecek, daha fazla rekabet gücü sağlayabilecek, ancak her işletme tarafından kolayca
temin ve taklit edilemeyen, genellikle de fiziki olmayan unsurlardır. Bu bağlamda, maddi
olmayan varlıklar işletmenin ileride açıklayacağımız yeteneklerinin bir sonucu olarak ortaya
çıkmış ve işletme tarafından sahiplenilmiş, ona farklılık temin ederek rekabet üstünlüğü
sağlamaya yönelik unsurlardır (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 118).
4.2. İşletmenin Yetenekleri
Bir işletmenin maddi varlıklarının ve maddi olmayan varlıklarının çok güçlü olması tek
başına bir anlam ifade etmez, tek başına işletmelere rekabet gücü sağlamaya yetmez. Maddi
ve maddi olmayan varlıklara sahip olmanın yanı sıra işletmenin bunları bir koordinasyon
içinde ve kurumsal amaçlar doğrultusunda kullanabilmesi gerekmektedir. İşte bu noktada da
gündeme işletmenin yetenekleri gelir. İşletmenin sahip olduğu maddi ve maddi olmayan
varlıkları bir koordinasyon içinde kullanabilme ve amacına uygun bir faaliyeti
gerçekleştirebilme kapasitesi onun yeteneğini belirler. Bahsedilmeye çalışılan bu yetenekler
her işletmede farklıdır. Yukarıdaki başlıklarda belirtilmeye çalışılan maddi ve maddi olmayan
varlıklar genellikle çoğu işletmede az veya çok farklı olarak bulunmaktadır. Hemen hemen
her tekstil fabrikasında, otomobil fabrikasında, halı fabrikasında, benzer binalar, makineler,
hammaddeler ve teknolojiler kullanılmaktadır. Ama sonuçta ortaya çıkan ürünler, ürünlerin
kalitesi, müşteri memnuniyetinde yarattıkları tatmin düzeyi farklı olabilmektedir. Kimisi
9
beklentilerine uygun nitelikte olabilmekte, kimisi ise müşteri gereksinimlerini ve isteklerini
kendilerinden beklenen düzeyde karşılayamamaktadır (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 118).
Diğer bir deyişle, ortada bir fark vardır. Yani, benzer maddi ve maddi olmayan varlıklarla iş
yaparak mal ya da hizmet ortaya koyan işletmelerin bu mal veya hizmetlerinin kalitesinde ve
müşteri memnuniyet düzeyinde bir farklılık bulunmaktadır. Peki ortadaki bu farklı ne
yaratmaktadır? Hemen hemen benzer maddi varlıklara sahip işletmelerde farkı yaratan o
işletmeye özgü yeteneklerdir. Diğer bir deyişle fark, benzer maddi ve maddi olmayan
varlıkları bir araya getirip beklentilerine uygun veya onun da üstünde çıktılar üreten
işletmenin varlıkları kullanabilme becerisindedir. Bu beceri de işletmenin insan kaynakları
kapasiteleri ve yetenekleri ile ilgilidir (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 119). Görüldüğü gibi,
yetenekler, bir işletmenin geleceği açısından çok önemli bir güce ve belirleyiciliğe sahiptir.
İşletmeler gelecekte yaşamlarını sürdürebilmek ve rekabet üstünlüğü elde edebilmek için
yeteneklerini geliştirmek zorundadırlar. Aksi takdirde uzun dönemde çeşitli fırsatlara cevap
veremeyecekler ve tehditler karşısında da zarara uğrayıp gün geçtikçe güç kaybedeceklerdir.
4.3. Temel Yetenekler
Aslında, maddi ve maddi olmayan varlıklara sahip olmak tek başına kurumsal amaçlara
ulaşma yolculuğunda nasıl yeterli olmuyorsa; işletme yetenekleri de tek başına bir anlam
ifade etmemektedir. Her işletmede bulunabilen veya kolaylıkla sahip olunabilecek varlık ve
yetenekler, işletmenin yaşamını sürdürebilmesi ve rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi için
yeterli değildir. Bu varlık (maddi ve maddi olmayan varlıklar) ve yetenekler sıradan varlık ve
yeteneklerdir. Doğal olarak işletmeler bu tip varlık ve yeteneklerden yararlanmaktadır, ancak
herkeste olabilen bu olağan varlık ve yetenekler onlara sürdürülebilir bir üstünlük
sağlayamaz. İşletmelere rekabet üstünlüğü sağlayabilecek varlık ve yetenekler sektörde
değerli olarak kabul edilen, nadir olan, taklit edilemeyen ve edilmesi pahalı olan ve ikame
edilemeyen varlık ve yeteneklerdir. İşte, işletmelere rekabet üstünlüğü sağlayabilecek, en
azından bir süre taklit edilemeyen varlık ve yeteneklerine temel yetenekler adı verilmektedir.
Sıradan yeteneklerin, temel yetenek olmasına yol açan özellikler aşağıda belirtildiği gibi daha
kapsamlı açıklanabilir (Ülgen ve Mirze, 2007, s. 120):
• Değerli olması: İşletmenin sahip olduğu bazı yetenekleri müşterilerin, rakiplerin ve
tüm sektörün değer verdiği, değerli bulduğu nitelikli yeteneklerdir. Bu değerli
10
yetenekleri aracılığıyla işletme çevresel fırsatlara cevap verebilir, gelecek tehditleri ise
yok edebilir. Bu tip yetenekler sıradan yetenekler değildir ve bunun için de değerli
olarak addedilir.
• Nadir olması: Sektörde sadece çok az sayıda işletme tarafından sahip olunan değerli
yetenekler nadir yeteneklerdir. Değerli olan ve her işletmenin kolayca sahip
olamayacağı bu yetenekler işletmeye sektörde rekabet üstünlüğü sağlayabilmektedir.
• Taklit edilememesi veya taklit edilmesinin pahalı olması: Herkesin sahip olamadığı
bazı temel yetenekler zaman içinde sektördeki işletmeler tarafından taklit edilebilir.
Bu durumda temel yetenek nadir olmaktan çıkar, sıradan olur ve temel yetenek
özelliğini kaybeder. Bu nedenle, temel yeteneklerin en azından bir süre kolayca taklit
edilemeyen veya taklit edilebilse bile taklit edene çok pahalıya mal olabilecek
yetenekler olması gerekir.
• İkame edilememesi: İşletme temel yeteneklerinin sektör dışında da başka stratejik
alternatiflerinin veya benzerlerinin bulunmaması gerekir. Aksi takdirde alternatif ve
benzer yetenekler, temel yeteneğin işlevlerini yerine getirerek ona bir alternatif yaratır
ve temel yetenek olma özelliğini kaybettirir.
Stratejik yönetimin amacı, zaten işletmenin maddi ve maddi olmayan varlıkları ile
yeteneklerini geliştirerek onu daha dinamik yapmak ve rekabet gücünü arttırmaktı. Ama bu
amacı hayata geçirebilmenin önkoşullarından birisi de işletme analizini yapmaktır. İşletme
analizini başarılı bir biçimde yapabilmenin yolu ise öncelikle işletmenin sahip olduğu maddi
varlıklar ve maddi olmayan varlıklar ile işletmenin yeteneklerini şu anki durumları itibariyle
doğru bir biçimde ortaya koyabilmektir.
5. İşletme Analizinin Süreci
İşletmenin iç kaynaklarının analizinde, yöneticilerin işletmesini veya bölümünü çok iyi
tanıdığı ve dolayısıyla ek bir çalışmaya gerek olmadığı inancı, oldukça büyük ve tehlikeli bir
engel oluşturmaktadır. Gerçekten de işletmeyi veya bölümü en iyi tanıyan kimseler, oranın
sorumluluğunu üstlenmiş kişilerdir. Ne var ki, bu, onların işletmeyi veya bölümü bütün
gerçekleriyle bildikleri anlamına gelmez. Üstelik onların yanlış algılamaları, bu gerçekler için
yanıltıcı olabilir. İşletme içinde üst kademelere doğru çıkıldıkça beşeri ve mali kaynaklara
verilen önem artmakta iken, alt kademelere doğru bölüm amaçları daha ön plana çıkmaya
11
başlamaktadır. Bu ise, yöneticiler arasında farklı eğilimler doğurmaktadır (Dinçer, 2003, s.
109).
Diğer taraftan, yöneticilerin üstünlük ve zayıflık için kullandıkları ölçüler ve değerlendirmeler
birbirinden farklı olmaktadır. Bu konudaki yaygın davranış; işletmenin üstünlüğü için geçmiş
başarıların ölçü alınması ve tarihin ve tecrübenin ön plana çıkarılması iken, zayıflıklar için
normatif değerlerin, standartların, danışman görüşlerinin ve yöneticilerin algılamalarının göz
önüne alınması şeklindedir (Dinçer, 2003, s. 109).
Yukarıda bahsedilen kişisel görüşlerin ortadan kaldırılması için, diğer bir deyişle, işletme
analizinin yönetici görüşlerinden kurtarılarak daha bilimsel bir yolla yapılabilmesi için
yönetim bilimciler işletme analizi sürecini 3 aşamadan oluşturmuşlardır. Bunlar şu şekilde
sıralanabilir (Dinçer, 2003, s. 109):
1. Aşama
İşletmenin analiz edilmesi sürecinin ilk aşaması, bilgi toplamayla başlar. Burada
kullanılabilecek bilgi, işletmenin iç ve dış beşeri, mali, teknik şartlarını; kişiler ve gruplararası
resmi ve gayrıresmi ilişkileri; hem işletme ile alt sistemleri hem de işletme ile çevresi
arasındaki etkileşimi dikkate almalıdır.
Böyle kapsamlı bir bilgi, örgüt içi veya dışı çeşitli kaynaklardan sağlanabilir. Öncelikle
işletmenin aylık/yıllık denetim raporları, muhasebe kayıt ve işlemleri, organizasyon şeması ve
el kitapları, yıllık amaçlar ve gerçekleştirilme oranı, yapılan planlar, politikalar vs. birinci
dereceden bilgi kaynaklarıdır. Yönetici ve diğer çalışanların görüşleri de yararlı bilgiler
sağlayabilir. Ayrıca müşterilerin, satıcıların, tedarikçilerin ve rakiplerin işletme ve mamulleri
hakkındaki görüşleri yardımcı kaynaklar olarak görülmelidir.
2. Aşama
İşletme analizi sürecinin ikinci aşamasında toplanan bilgi ve veriler, ayrıntılı bir incelemeye
tabi tutulur. Bu inceleme yapılmadan, toplanan bilgi ve verilerin herhangi bir anlamı ve değeri
yoktur. Bu sırada istatistiki analiz tekniklerinden ve bilgi işlem sistemlerinden
faydalanılabilir.
12
3. Aşama
İşletme analizi sürecinin son aşamasında ise, incelenen bilgi ve veriler yorumlanarak,
kullanılabilir hale getirilir.
Görüldüğü gibi, işletme analizi, stratejik yönetim uygulaması içerinde bu uygulamayı
başarıya ulaştırma yolunda çok büyük bir öneme sahip bir çabadır. Dolayısıyla bu çabanın
(işletme analizi) doğru yürütülmesi ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Şu ana kadar
anlatılanları hem özetlemek amacıyla hem de hem de işletmenin analiz edilmesiyle ilgili
yürütülen çalışmaların niteliğini yükseltmek amacıyla işletme analizinde aşağıdaki şu konular
üzerinde dikkatle durulması gerekmektedir:
• İşletmenin değerlendirilmesi, strateji geliştirme çalışmalarının sadece önemli bir ögesi
olarak görülmelidir. Analizden maksat, stratejik amaçların belirlenmesinde yardımcı
olacak bilgilerin toplanmasıdır.
• İşletmenin analizi ile dış çevrenin analizi birlikte bir bütünlük içinde ele alınmalıdır.
Gerçekte karşılıklı bağımlılık sebebiyle, birbirinden tam olarak ayırt etmeye imkan
yoktur. Ancak her iki temel ögenin birlikte incelenmesi, daha geçerli sonuçlar
verecektir. Çünkü işletmenin herhangi bir konudaki üstünlüğü, çevre şartlarıyla uyum
içinde olduğu için üstünlüktür.
• İşletmenin analizi bir amaç değil, bir araçtır.
• İşletme analizinde kullanılacak ölçü ve kriterler, mümkün olduğu kadar açık ve
objektif olmalı ve yöneticilerin algılamaları işe karıştırılmamalıdır.
• Bu analiz, her işletmenin kendi özelliklerine uygun olmalıdır. Bütün işletmeler için
geçerli bir tek analiz ve çalışma yöntemi yoktur.
13
KAYNAKÇA
Akyüz, Ö. F. (2001). Değişim Rüzgarında Stratejik İnsan Kaynakları Planlaması. İstanbul:
Sistem Yayıncılık.
Aykaç, B. (1999).İnsan Kaynakları Yönetimi ve İnsan Kaynaklarının Stratejik Planlaması.
Ankara: Nobel Yayınları.
Dinçer, Ö. (2003). Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası. İstanbul: Beta Yayınları, 6. Baskı.
Eren, E. (2003). Stratejik Yönetim. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No:
1491.
Eren, E. (2005). Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası. İstanbul: Beta yayınları, 7. Baskı,
Yayın No: 1203
Fındıkçı, İ. (1999). İnsan Kaynakları Yönetimi. İstanbul: Alfa Yayınları.
Geylan, R. (2007). İnsan Kaynakları Yönetimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Yayın No: 1747.
Hatiboğlu, Z. (1995). İşletmelerde Stratejik Yönetim. İstanbul: Birinci Baskı, Sedok
Yayınları.
Palmer, M. & Winters, K. (1993). İnsan Kaynakları. İstanbul: Rota Yayınları.
Ülgen, H. ve Mirze, S.K. (2007). İşletmelerde Stratejik Yönetim. İstanbul: Arıkan Basımevi,
Yayın No: 206.
Yüksel, Ö. (1998). İnsan Kaynakları Yönetimi. Ankara: Gazi Kitabevi.