Muğla Dalyan Camii

11

Transcript of Muğla Dalyan Camii

454

Muğla Dalyan Camii

Mehmet Emin Yılmaz Y. Mimar – Restorasyon Uzm.

Asır Proje Restorasyon Mimarlık [email protected]

Fatih M. Tanrıveren Sanat Tarihçi

Asır Proje Restorasyon Mimarlık

Öz

Dalyan Camii, Muğla’nın Ortaca ilçesinde kendi ismiyle anılan Dalya beldesinde yer almaktadır. Yapıldığı

dönemde çevresindeki han ve hamamıyla bir külliye olarak teşekkül eden cami, zaman içerisinde müdahalelere

uğrayarak günümüze ulaşmayı başarabilmiştir. Geniş bir avlu içerisine konumlanan yapımız kare planlı ve tek

kubbeli kübik bir forma sahiptir. Kuzey cephesindeki son cemaat yeri ve tek şerefeli güdük minaresi 20. yy.

ortalarındaki müdahaleler sonucu yıkılmıştır. Aynı şekilde güney ve doğu kısmında yer alan cami haziresi de

bilinmeyen bir tarihte belediye tarafından yol geçirme bahanesiyle yıktırılmış ve sadece birkaç mezar taşı

günümüze ulaşabilmiştir. Geç dönem inşası olan eserimiz, mimari tasarım ve öğeler bakımından civar çevre ve

özellikle Rodos adasında benzer örneklerine rastlanmak mümkündür.

Anahtar Kelimeler: Muğla, Dalyan, Osmanlı mimarisi, cami

Abstract

Dalyan Mosque is located in the Dalyan/Ortaca town of Muğla. When it was first built, the mosque was in a

complex consisting of publichouses (han) and public bath (hamam) and has been succeeded to survive to the

present after some restorations. The square planned and single domed mosque is placed in a large courtyard and

has a cubic form. It’s narthex and single balcony stubby minaret in the north side was destroyed because of some

interventions in themid 20th century. In a similar way, burialarea in the southern and eastern part of the mosque

was pulled down underth epretext of carry in goutnewroad by the public authorities. Thus, just a few tomstone

has been survived up to these days. It is possible to see similar examples of this late period architectural work, in

terms of architectural design and the elements in the near by regions especially in the Rhodes Island.

Keywords: Muğla, Dalyan, Ottoman architecture, mosque

Güneybatı Anadolu bölgesinde, eski dönemlerde Karya, Türkler döneminde Menteşe, günümüzdeki idari teşkilatta ise Muğla ili olarak anılan bölge binlerce yıldır kesintisiz olarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehrin bugünkü adı Antik dönemdeki ismi olan Mobabolla’dan gelmiştir. Karya bölgesine Türk akınlarını 11. Yüzyıl sonlarından başlayarak 13. Yüzyılın son çeyreğinde bölgenin kesin fethine kadar çeşitli aralıklarla ve hâkimiyetin zaman zaman el değiştirmesi ile devam ettiğini görmekteyiz. Selçuklular (1220) döneminde Uç Beyliği haline gelen bölge, bir ara Bizans kuvvetleri tarafından tekrar fethedilmiştir. 1261 yılında Menteşeoğlu tarafından fethedilen bölge önce Çelebi Mehmet’le birlikte Osmanlı hâkimiyetine girer daha sonra ise II. Muratla birlikte 1424 yılında kesin olarak Osmanlı topraklarına kazandırılmıştır1.

Antik dönemlerde ve Türk dönemlerinde coğrafi konumları bakımından stratejik olan Milas, Beçin ve Balat şehirleri özellikle Menteşeoğlu ve Osmanlı dönemlerinde Muğla’nın en önemli iskân yerlerini oluşturmaktaydı. Başta bey-hanedan mensupları olmak üzere ve halkın ileri gelenleri tarafından inşa edilen cami, mescit, medrese, zaviye, mektep, hamam, han vb. dini ve sosyal yapılarla donatılmış olup iskân için önemli bir gelişme göstermiştir. Dalyan’ın güneybatısındaki Marmaris ve Bodrum’un, 1522’deki Rodos kuşatmasıyla birlikte büyük bir gelişme gösterdiği gözlenmektedir. Bu beldelerin dışında kalan Dalyan ise Türk-Đslam eserleri

1 Ayrıntılı tarihçe için bakınız; Uzunçarşılı, Đ.H. (1999). Büyük Osmanlı Tarihi, C:1, Ankara.54-58,400.;Mete, Z. (2005). “Muğla Maddesi”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi, C: 30, Đstanbul. 377-381.;A.y. (2004). 15 ve 16. Yüzyıllarda Muğla ve Yöresi. (Yayınlanmış Doktora Tezi). Đstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đstanbul.;Tekeli, Đ. (1993). Tarih Đçinde Muğla, Ankara.;Wittek, P. (1986). Menteşe Beyliği, Çev: O.Ş. Gökyay, Ankara.;Duran, R. (1995). Menteşe Beyliği Mimarisi I (Metin). (Yayınlanmış Doktora Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đzmir.

455

bakımından fakir olmakla birlikte halk tarafından Osmanlıdan kaldığı söylenen Dalyan Camii ve çevresinde yer alan ve günümüze ulaşmayan bir han ve bir hamamın2 varlığından söz edilmektedir.

Dalyan Camii 1955 (A. Baskan arşivi) ve 2013 yılları (Asır Proje arşivi)

Günümüze ulaşan Osmanlı eserlerinden biri ve bizimde bildiri konumuz olan Dalyan Camii, Muğla’nın Ortaca ilçesinin kendi ismiyle anılan Dalyan3 beldesinde yer almaktadır. Kitabesi sökülmüş olan yapının, vakfiyesi de bulunmadığından eserin banisi ve inşa tarihi hakkında herhangi bir malumata ulaşılamamıştır. Yaptığımız araştırmalar neticesinde elimize geçen yazılı, görsel ve sözlü kaynaklardaki muhtelif tarihlerin tahlilini yaptıktan sonra bazı tarihi veriler ışığında yapının mimari tasarımı ve haziresindeki mevcut kitabelerden yola çıkarak yapının yaklaşık olarak bir dönemlemesi yapılmaya çalışılmıştır.

Geniş bir avlu içerisinde yer alan eser, dıştan dışa 11,61 x 11,57 mölçülerinde kare planlı ve tek kubbeli kübik bir forma sahiptir. Eski fotoğraflardan anlaşılacağı üzere kuzey tarafında yer alan üç gözlü son cemaat4yeri 1957-58 yıllarında yıktırılmış; yerine betonarme malzemeden yapılmış basit bir son cemaat yeri almıştır. Yapının kuzeybatı köşesinde bağımsız olarak yer alan ve kesme taş malzemeli olan tek şerefeli güdük minaresi ise 1959 yılından sonra, tıpkıson cemaat yeri gibi yıkılarak yerine, günümüzdeki betonarme malzemeden yapılmış tek şerefeli, camiyle orantısız ve çirkin bir minare yapılmıştır.

1959’da Dalyan: 1. Cami, 2. Hamam (?), 3. Han

Cami avlusunun güney kısmındaki haziresi, özgün son cemaat yeri ve güdük minarenin talihsizliğini yaşayarak tarihi bilinmeyen bir zamanda yol geçirme bahanesiyle yıkılmıştır5. Bu yıkılan mezar taşlarından

2 Yapılan araştırma ve incelemeler sırasında bu yapılara ulaşılamamıştır. 3 Dalyan isminin nereden ve nasıl geldiği hakkında herhangi bir malumatımız olmamakla beraber günümüzde “deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri” anlamında kullanılmaktadır. 4 Yarım daireli kemerlerle çevrili olan bu üç gözlü son cemaat yerinin üzeri üç tarafa eğimli kırma çatı ile örtülü olup alaturka kiremitle kaplıdır. 5 Günümüzde caminin güney ve batı tarafındaki yer alan meydan ve çay bahçelerinin olduğu kısımdır. Yöre halkına göre bu alanın evvelce komple mezarla dolu olduğu söylenmektedir.

456

günümüze ulaşanlar ise güney avlu duvarı tarafında atıl bir vaziyette bırakılmıştır. Tezyinat bakımından oldukça süslü olan bu taşlar makalenin ilerleyen bölümlerinde ayrıca değerlendirilmiştir.

Dalyan Camii’nin avlu dışından genel görünümü ile kıble cephesi

Avlunun kuzeybatısında yer alan betonarme şadırvan 1986 yılında alınan Koruma Kurulu kararıyla yenilenmiştir6. Bölge halkından alınan bilgilere göre özgün şadırvanın, caminin doğusunda yani günümüzdeki avlunun dış kısmındaki büfenin yerinde olduğunu belirtmektedirler. Günümüzdeki bu şadırvanın batı tarafında yer alan wc ve bayanlar için yapılmış abdestlik ise yakın dönemde eklenmiştir.

Yapı, kübik gövdenin sekizgen bir kasnak üzerine yükselen kurşun kaplamalı bir kubbeyle örtülmesinden ibaret, cephe köşelerinde ve pencere sövelerinde kesme taş, beden kısımlarında ise moloz taş ve yer yer tuğla malzemeden müteşekkildir. Oldukça sade olan cepheler, alt kısımlarında sağır ve sivri kemer alınlıklı ikişer tane dikdörtgen formlu pencere açıklıklarıyla; üst kısımlarda ise cephe ortalarına açılan birer tane öküzgözü-tepe pencereleriyle hareketlendirilmiştir. Ayrıca cephelerdeki bu pencereler birbirine simetrik bir şekilde yapılmış olup sadedir. Kare gövdenin ve kasnağın saçak kısmı profilli silmelerle çevrilidir.

Eserin kuzey cephesinde yer alan ve özgün olmayan son cemaat yeri, üç taraftan geniş ve bölmeli pencere açıklarıyla çevrilmiştir. Betonarmemalzemeli bu kısmın tavanı teras şeklinde yapılmış olup minare tarafından, demir doğramalı bir merdivenle çıkısı sağlanmıştır. Buna istinaden özgünlüğünü korumuş olan caminin kuzey cephesi, yanlarda sağır, sivri kemer alınlıklı ve demir parmaklıklı birer pencere açıklığı, bu pencere açıklıkların giriş tarafına bakan kısımlarında yarım daire kemerli birer mihrap nişi ve orta bölümde harime girişi sağlayan kapı açıklığı yer almaktadır. Yarım daire kemerli ve ortasında kilit taşı bulunan giriş açıklığın alın kısmındaki kitabeliği sökülmüş olup nerde olduğu bilinmemektedir. Giriş açıklığını üç taraftan çevreleyen silmelerin iki yanında ise sade birer kare formlu plasterle son bulmaktadır. Bu giriş açıklığı, ahşap tablalı ve iki kanatlı bir kapıyla kapatılmıştır.

Dalyan Camii’nin giriş cephesi ile yenilenen son cemaat yeri

6 Đzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Karar No ve Tarihi: 1513-16.10.1986

457

Dalyan Camii’nin kubbe kasnağı ile öküzgözü penceresi

Đçten içe 10x10 m ölçülerinde olan harimin taş örgülü duvarları alçı sıvalı ve sadedir. Köşelerde tromplarla geçişi sağlanan kubbe 10.71 m yüksekliğindedir. Kesme taş malzemeden olan kubbe yöreden çıkarılan kum taşıyla örülmüştür. Alçıyla sıvanmış olan kubbe göbeği silmelerle hareketlendirilmişken etek kısmı silmeli bir kornişle çevrelenmektedir.

Harim duvarlarının her bir yüzeyi üst taraftan yarım daire kemerlerle hareketlendirilmektedir. Bu kemerler köşelerde tromp kemerleriyle de birleşerek bezemesiz olan harime ayrı bir hava kazandırmaktadır. Harim, altta yarım daire kemer nişli ve dikdörtgen formlu 8 adet, üstte cephe ortalarında çevresini profil silmelerin çevirdiği birer tane öküzgözü-tepe pencereleriyle toplam 12 adet pencereyle aydınlatılmaktadır.

Güney duvarın tam ortasında yer alan mihrap 1.95x3,26 m ölçülerinde ve alçı kalıplama tekniğiyle yapılmıştır. Yarım daire olan mihrap nişi etrafı silmelerle çevrilmektedir. Bu nişin iki yanında dikdörtgen formda ve yüzeyi profil silmeli birer plaster yer almaktadır. Üst kısımda bu plaster ayaklara oturuyormuş görüntüsü veren, profil silme ve kornişle hareketlendirilen atkı yer almaktadır. Sade ve süslemesiz olan alçı mihrap yeşil ve beyaz renk boyalıdır.

Mihrabın hemen sağ kısmında konumlanan ve 1x3,18 m ölçülerindeki minber, taş malzemeden ve alçı sıvalıdır. Minber girişi yanlarda iki sütun ve üzeri basık kemer açıklıklıdır. Kare formlu olan sütun başlıkları üstte ahşap malzemeli ve uç kısımda lale motifi ile nihayetlenen sembolik bir alem yer almaktadır. Giriş kemerinin alınlığı ise silmelerle hareketlendirilmiştir. Köşk kısmı yanlardan ve ön taraftan ahşap doğramalı pencerelerle kapatılarak dolap görevi görmektedir.

Harimin güney ve kuzey duvarları

Eserin kuzey duvarı boyunca yer alan ve giriş açıklığı tarafından iki taş sütun tarafından taşınan mahfil, ahşap malzemedendir. Mahfile çıkış ise kuzeybatı köşeden ahşap bir merdivenle sağlanmıştır. 1991 yılındaki Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen onarımda kısmen yenilenen mahfil, özgündür. Giriş açıklığı üzerinde yer alan balkonu ortada geniş ve yarım daire formunda, yanlarda ise küçük ve ‘S’ şeklinde üç dilimden oluşmaktadır. Basit bir korkuluğu bulunan mahfil yeşil renk boyalıdır. Alt kısımda sağ ve sol bölümlerin zemini yükseltilmiş olup yukardaki gibi basit korkuluğu bulunmaktadır. Bu kısmın sağ (doğu) tarafına ahşaptan kare formlu bir imam odası eklenmiştir.

458

Harimin batı ve doğu duvarları

Kubbenin genel görünüşü ile kuzey cephe

Mihraptaki nesnel ve geometrik motifler ile cephelerdeki öküzgözü pencerelerin şebekelerinden başka yapıda özgün herhangi bir süsleme unsuru bulunmamaktadır.

1.Cami Haziresinden Kalan Mezar Taşları

Bugün avlunun doğu ve güney tarafındaki meydan ve çay bahçelerinin bulunduğu yerde evvelce yüzlerce kişinin defnedildiği eski bir mezarlık yer almakta idi. Yöre halkı, buradaki eski mezarlığı tarihi bilinmeyen bir zamanda belediyenin yol geçirme bahanesiyle yıktırdığını söylemektedirler. Yıkılan bu mezarlıktan günümüze ise sadece 14 tane mezar taşı ulaşmıştır. Bu taşlarından bir tanesi ayak diğerleri ise baş şahide taşıdır. Baş şahide taşlarından 8 tanesinin kitabesi okunmuş diğer 5 tanesinin ise kırık ve yazılarının silik olmasından dolayı okunamamıştır. Okunan baş şahide kitabeleri ise şunlardır:

1.1.Safiye Hanım:

Yukardan aşağıya doğru hafifçe daralan ve dikdörtgene yakın bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 23x141x10 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidesi sağlam durumdadır. Sivri kemer seklindeki tepelik kısmında akantus yapraklarından oluşan bir süsleme yer almaktadır. Gövde üzerinde dokuz düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki Ah ile zar kılarım gençliğime doymadım Gurbet ilde ayrı düştüm yârcığım görmedim Ta(e)niasr-ı cihanda tul-ı ömür sormadım Derdime derman aradımbir ilaç bulamadım El-merhum el-mağfur leha Şeyh Mahmud efendinin zevcesi Safiye Bindi Bekir efendinin ruhuna Fatiha sene H.1287/M.1870 1.2.Köyceğizli Fırıncı Salih’in Kızı Fatma:

459

Yukardan aşağıya doğru hafifçe daralan ve dikdörtgene yakın bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 18x61x6 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidenin sadece alt köşesi hafifçe kırıktır. Sivri kemer seklindeki tepelik kısmında akantus yapraklarından oluşan bir süsleme yer almaktadır.Gövde üzerinde sekiz düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki Bir kuş idim uçtum yuvadan Ecel ayırdı beni anadan babadan Köyceğizdemevkim(?)fırıncı eşrafından Çivioğlu Salih ustanın Kerimesi iki yaşında iken Vefat eden merhum Fatma Ruhuna Fatiha Şaban 1318/ Aralı-Kasım 1900 1.3.Saadet Hanım:

Yukardan aşağıya doğru hafifçe daralan ve dikdörtgene yakın bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 18x75x6 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidenin sadece alt kısmı hafif kırıktır. Sivri kemer seklindeki tepelik kısmında akantus yapraklarından oluşan bir süsleme yer almaktadır. Gövde üzerinde on düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış talik hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki On sekiz yaşında henüz Aiş dünyadan lezzet Almamış bir genç iken Pençe-i ecele esir olarak Hak-ı şehadete iltica Eyledim merhum Rodoslu Çivi Salih Ağa Kerimesi Saadet Hanım ruhuna Fatiha H. 1321/M. 1903-1904 1.4. Nazire Hanım:

Yaklaşık olarak eni serlevha kısmından 31cm tarih kısmından ise 19 cm şeklinde yukarıdan aşağıya doğru daralan baş şahidenin yüksekliği 116 cm olup 5.5 cm kalınlığındadır. Mermerden yapılmış olan şahidenin sağlam durumdadır. Sivri kemer seklindeki tepelik kısmında akantus yapraklarından oluşan bir süsleme yer almaktadır. Gövde üzerinde dokuz düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır:

Huve’l-Hayyu’l-Bâkî Bakıp geçme ey Muhammed ümmeti Evliyanın …..….. (bir veda?) minneti Gelip kabrimi ziyaret eden ihvan Okusun ruhuma kulhüvallah ayeti Dalyan gümrükçüsü Hasan Hüseyin Efendi Kayınvalidesi Nazire binti Fatma Hanım ruhuna Fatiha H. 11 Zilhicce (?) 1320 / M. 11 Mart 1903 fi sene 1.5. Zekeriya Efendizade Mehmet Efendi:

Yukardan aşağıya doğru hafifçe daralan ve dikdörtgene yakın bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 30x90x6,5 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidenin alt köşesi hafif kırıktır. Başlık kısmındaki fesi(muhtemelen aziziye formunda) mevcut değildir. Gövde üzerinde altı düz satırdan oluşan ve satırları köşeleri yuvarlatılmış dikdörtgen çerçeveler içerisine alınan kitabesi yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Hallâku’l-Bâkî Köyceğiz kazası mal müdürü Muavin-i Muğlalı Zekeriya EfendizadeMehmed Efendi

460

Ruhu içünRızaen-lillâh Fatiha H.13 Şevval1322 / M.21 Aralık 1904 ve R.27 Teşrinisani 321 1.6. Dalyan Orman tezkire muharriri:

Dikdörtgen bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 29x110x10 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidenin alt kısmı kırıktır. Başlık olarak tepe kısmı düz ve aşağıya doğru hafifçe genişleyen bir biçime sahip fes (Aziziye) kullanılmıştır. Gövde üzerinde sağdan sola hafif yükselen yedi satırdan oluşan kitabe dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmıştır. Zemin oyma şeklinde yazılmış talik hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki sene H.1 Muharrem 1325 / M. 14 Şubat 1907 Beni kıl mağfiret ya rab yezdan Bi hak arş-ı azm nur-u kuran Gelip kabrime ziyaret eden ihvan Đde ruhuma bir fatiha ihsan Dalyan orman tezkire muharriri …….….ruhuna Fatiha 1.7. Fatma Hanım:

Yukardan aşağıya doğru hafifçe daralan ve dikdörtgene yakın bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 39x59x6.5 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahide tarih kısmından itibaren kırıktır. Sivri kemer seklindeki tepelik kısmında diğer hatun örneklerimizde olduğu gibi akantus yapraklarından oluşan bir süsleme yer almaktadır.Gövde üzerinde sekiz düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. 6. baş şahide örneğimizin ilk 5 satırıyla aynı olan kitabe zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlıdır ve şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki Beni kıl mağfiret ya rab yezdân … Hak arş-ı azm nur-u kuran Gelip kabrime ziyaret eden ihvan Đdeler ruhuma bir fatiha ihsan Merhum ve mağfur leha Hacı Mehmed ağa zevcesi Fatma bint …….….ruhuna Fatiha 1.8.Mehmed Cemal:

Dikdörtgen bir gövdeye sahip olan baş şahidesi, yaklaşık olarak 15.7x60.5x5.8 cm. ölçülerindedir. Mermerden yapılmış olan şahidenin alt kısmı gövdeden yaklaşık olarak 3 cm dar bir şekilde bitmektedir. Başlık olarak tepe kısmı düz ve aşağıya doğru hafifçe genişleyen bir bicime sahip fes (Aziziye) kullanılmıştır. Gövde üzerinde dokuz düz satırdan oluşan ve satırları dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kitabe yer almaktadır. Zemin oyma şeklinde yazılmış sülüs hatlı kitabesi ise şu şekilde okunmaktadır: Huve’l-Baki Ben bir gül idim renk-i azade(?) Soldurdu zaman etti bu haki(?) Giryan bıraktım yurdu ata Kağan yavru çıktı efkare(?) 123 ay 11 günlük Salih Efendizade Kazım Efendi merhum Mehmed Cemal ruhuna Fatiha Vefatı R. 11 Şubat 1326 sene / M. 24 Şubat 1911

461

Haziredeki mezar taşları

2. Tarihlendirme-Değerlendirme

Yapılan araştırma ve incelemeler sırasında kitabe ve vakfiyesi bulunmayan eserin tarihi hakkında herhangi bir malumata rastlanmamıştır. Elimize geçen veriler ışığındaki muhtelif tarihlerin tahlili yapıldıktan sonra eserin mimari tasarımı ve haziredeki mevcut kitabelerin değerlendirilmesinden yola çıkarak eserin, yaklaşık olarak dönemlemesi yapılmaya çalışılmıştır.

Yapının inşa tarihinin oldukça eski bir tarihe dayandırılan ve 1955 tarihinde Ali Baskan isminde biri tarafından çekilen eski birfotoğraf arkasında şunlar yazmaktadır: “Osmanlı Padişahları Rodos kuşatmaları sırasında

Dalyan’da bir cami, bir hamam, birde han imal ettirmiş. 1522 senesinde de Okçular Köyü’nde ok atma eğitimi

yapılmış”. Belde halkının da bizlere bahsetmiş olduğu günümüze ulaşmamış olan han7 ve hamam dabu yazıda geçmektedir. Buradaki bilgiye göre bu yapılarla birlikte inşa edilen cami 1522 yılına tarihlenmektedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522 yılındaki Rodos seferi, Marmaris kalesinden düzenlendiği bilinmektedir. Ancak padişahın bu dönemde Dalyan’a yaptırdığı söylenen bu üç eser hakkındaki bilgiye ise hiçbir kaynakta rastlanılmamaktadır.

Ünlü Osmanlı seyyahlarımızdan olan Evliya Çelebi, 1640’lı yıllarda çıkmış olduğu seyahatinde Dalyan hakkında sadece, ‘Alman Boğazından Ayasuluk’a geçerken Dalyan Ovası diye bir yerde mola verdiğini’ söylemektedir (Kahraman, 2011, s. 151 ). Gittiği çoğu yerdeki eserlerden ve nüfus yapısından bahseden seyyahımız, bu yörede sadece ovada dinlendiklerinden söz etmiştir. Çelebi, eğer ki burada bir yapı olduğunu görmüş olsaydı muhtemelen seyahatnamesinde bahsedeceğini düşündüğümüz için yukardaki 1955 tarihli fotoğrafın arkasında yazan 1522 tarihin yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tasarım olarak Anadolu’da Selçuklu mescitlerinde görülmeye başlayan ve Osmanlı’nın klasik döneminde zirveye ulaşan tek kubbeli camiler geç dönemde de devam etmektedir. Osmanlının bütün devirlerinde görülen bu tasarım Dalyan Caminin tarihlendirmesi bakımından bizleri yetersiz bırakmaktadır. Eski fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla özgün güdük minaresi ve basit tarzda yapılmış son cemaat mahallesiyle birlikte esere benzeyen civar çevrede ve özellikle Rodos adasında örneklerine rastlamak mümkündür. Geç Osmanlı dönemi eserlerinden olan Datça-Reşadiye Mahalle (Tuhfezade) Camii (H.1273/M.1856-57) plan tipi, kubbede taş

7 Bu fotoğrafta caminin doğu tarafında görülen hanın, avlu etrafında dizilmiş düz damlı, kırma çatılı ve beşik tonozlu üç mekândan oluştuğu gözükmektedir. Hanın arka kısmında görülen kubbenin ise hamama ait olabileceğini düşünmekteyiz.

462

uygulanışı ve son cemaat yeri bakımından benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Özellikle Rodos adasındaki cami ve mescitlere baktığımızda bölgeye yakınlığı bakımından bir etkileşim içinde olduklarını sergileyen örneklere rastlamak mümkündür. Her ne kadar çoğu klasik dönem örneklerinden olsa da tasarım bakımından benzer özellikler taşıdıklarını görmekteyiz. Đnşasının pek geç olmadığı söylenen ve tarihi hakkında herhangi bir malumata rastlanmayan Hamza Bey Cami mimari tasarım bakımından Dalyan Camii’ni andırmaktadır. Bunun dışında Rodos’ta Đbrahim Paşa Camii (1540), Murat Reis Camii ve Recep Paşa Camii(1558) gibi yapıların mimari öğe veya tasarım bakımından Dalyan Camiyle benzerlik gösteren diğer eserlerdir8.

Türk-Đslam geleneğinde genellikle inşa ettirilen hayır eserlerinin bahçesinde, vefat eden bani ve yakınlarının defnedildiği bir hazireye yer verilmiştir. Yapmış olduğu hayrat vesilesiyle gelen kişilerden ruhu için bir Fatiha okunmasını isteyen bani yakınları o vakfa hizmet etmiş kişiler buradaki hazirelere defnedilmektedir. Eserlerin bahçelerindeki bu medfunların kitabeleri bizlere, yapı hakkında önemli birer kaynak teşkil etmektedir. Ancak bu yapımızda, kadim zamanlarda güney kısmında yer alan hazirenin belediye tarafından yol geçirme bahanesiyle yıktırılmasıyla birlikte yüzlerce mezar taşının yok olduğu görülmektedir. Yıkılan bu hazireden günümüze ulaşan mezar taşlarıise güney avlu duvarı tarafında atıl bir vaziyette yer almaktadır. Gök mermerden yapılan mezar taşları bir örneğimiz dışında diğerlerinin baş şahide taşı olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerde fes bayanlarda ise sivri formlu akant yapraklarıyla bezenmiş başlıkları bulunmaktadır. Zaman içerisinde kırılma, kararma ve yazılarında silinme gibi deformeleri olan taşların kitabeleri genellikle sülüs hatlıdır.Đncelemiş olduğumuz bu geç dönem mezar taşlarında en erken tarihlisinin ise H.1265/M.1849’a ait olduğunu görmekteyiz.

Sonuç olarak Muğla-Dalyan merkezinde kendi ismiyle anılan ve yapıldığı dönemde çevresindeki han ve hamamıyla bir külliye olarak teşekkül eden cami, zaman içerisinde müdahalelere uğrayarak günümüze ulaşmayı başarabilmiştir. Kare planlı ve tek kubbeli kübik bir formda tasarlanan yapı özgün olamayan basit bir son cemaat yeri ve şadırvandan oluşmaktadır. Cümle kapısı üzerindeki kitabesi kaybolmuş olan yapının vakfiyesi ve herhangi bir belgesi de bulunmadığından inşa tarihi bilinmemektedir. Klasik Osmanlı Dönemindeki tek kubbeli camilerin bir devamı niteliğinde olan eserimizinyapım malzemesi ve süsleme bakımından zengin olmadığı görülmektedir. Yukarıdaki araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkan veriler genel olarak değerlendirildiğinde caminin 18-19. Yüzyıl arasında yapılmış olabileceğini söyleyebiliriz.

Dalyan Camii’nin restitüsyon plan ve kesiti (Asır Proje arşivi)

8 Ayrıca bilgi için bakınız; Balduccı, H. (1987). Rodos’ta Türk Mimarisi, Ankara.; Çelikkol, Z. (1992). Rodos’taki Türk Eserleri ve Tarihçesi, Ankara.; Çam, N. (2000). Yunanistan’daki Türk Eserleri, Ankara.

463

Dalyan Camii’nin restitüsyonu, batı ve kuzey cephe (Asır Proje arşivi)

Rodos’taki Hamza Bey Camii, Recep Paşa Camii ve Murat Reis Camii planları (H. Balduccı’den)

KAYNAKÇA

• Asır Proje. (2008). Dalyan Cami Rölöve, Restorasyon ve Restitüsyon Projesi. • Balduccı, H. (1987). Rodos’ta Türk Mimarisi, Ankara.

• Çam, N. (2000). Yunanistan’daki Türk Eserleri, Ankara.

• Çelikkol, Z. (1992). Rodos’taki Türk Eserleri ve Tarihçesi, Ankara. • Duran, R. (1995). Menteşe Beyliği Mimarisi I (Metin). (Yayınlanmış Doktora Tezi). Dokuz Eylül

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đzmir. • Kahraman, S.A. (2001). Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Kitap 9, C.1, Đstanbul. • Mete, Z. (2004). 15 ve 16. Yüzyıllarda Muğla ve Yöresi. (Yayınlanmış Doktora Tezi). Đstanbul

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đstanbul. • Mete, Z. (2005). “Muğla Maddesi”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi, C: 30, Đstanbul. 377-

381. • Tekeli, Đ. (1993). Tarih Đçinde Muğla, Ankara. • Uzunçarşılı, Đ.H. (1999). Büyük Osmanlı Tarihi, C:1, Ankara.54-58,400. • Wittek, P. (1986). Menteşe Beyliği, Çev: O.Ş. Gökyay, Ankara.