MALİ KURAL UYGULAMALARI: VERGİ-HARCAMA LİMİTLERİ

17
www.ekonomikyorumlar.com.tr Mart 2014 Yıl: 51 Sayı: 589 ISSN 1307-7112 • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı: Politik İktisat Perspektifinden Bir Değerlendirme Nejla Adanur AKLAN Hülya KANALICI AKAY Feridun YILMAZ Bir Ürün Olarak Patent ve Patent Pazarlarındaki Aracılar Dilek PENPECE Utku GÜĞERÇİN Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin Ekonomik ve Mali Etkileri: Güncel Bir Değerlendirme Semih ŞEN Kuşak Farkının İşe İlişkin Değer ve Tutumlar Açısından İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma Pınar SÜRAL ÖZER Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri Gül KAYALIDERE Taşıt Kredisi Faiz Oranları, Döviz Kuru ve Petrol Fiyatlarının Otomobil Üretimi Üzerindeki Etkilerinin Granger Nedensellik Testi ile Analizi Feyyaz ZEREN Mustafa KOÇ • Yoksullukla Mücadelede Sosyal Yardımlara Vatandaşlık Temelli Bir Alternatif: Temel Gelir Mehmet Merve ÖZAYDIN MAKALELER

Transcript of MALİ KURAL UYGULAMALARI: VERGİ-HARCAMA LİMİTLERİ

www.ekonomikyorumlar.com.tr

Mart 2014 Yıl: 51 Sayı: 589ISSN 1307-7112

• Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı: Politik İktisat Perspektifinden Bir Değerlendirme

Nejla Adanur AKLAN Hülya KANALICI AKAY

Feridun YILMAZ

• Bir Ürün Olarak Patent ve Patent Pazarlarındaki Aracılar

Dilek PENPECE Utku GÜĞERÇİN

• Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin Ekonomik ve Mali Etkileri: Güncel Bir Değerlendirme

Semih ŞEN

• Kuşak Farkının İşe İlişkin Değer ve Tutumlar Açısından İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma

Pınar SÜRAL ÖZER

• Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Gül KAYALIDERE

• Taşıt Kredisi Faiz Oranları, Döviz Kuru ve Petrol Fiyatlarının Otomobil Üretimi Üzerindeki Etkilerinin Granger Nedensellik Testi ile Analizi

Feyyaz ZERENMustafa KOÇ

• Yoksullukla Mücadelede Sosyal Yardımlara Vatandaşlık Temelli Bir Alternatif: Temel Gelir

Mehmet Merve ÖZAYDIN

MAKALELER

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

3

Danışma Kurulu• Yılmaz ARGÜDEN• Afa BORAN• Yavuz CANEVİ• Ege CANSEN• Bülend ÇORAPÇI• Necdet DURAKBAŞA• Gazi ERÇEL• Dr. Zeynel Abidin ERDEM• Meral Gezgin ERİŞ• Dr. Namık Kemal GÖKALP• Zeki GÜNDÜZ• Avni HEDİLİ• Erhan IŞIL• Ali İhsan KARACAN• Dr. Ferudun KAYA

• Korhan KURDOĞLU• Adnan NAS• Ergin NENG• Sezai ONARAL• Gökhan ÖZER• Tuncay ÖZİLHAN• Ersin ÖZİNCE• Ertuğrul İhsan ÖZOL• Adnan POLAT• M.Faruk SABUNCU• Dr. Ali TEKİN• Dr. Turgut TELMAN• Yaman TÖRÜNER• Cihan TURPER• Zekeriya YILDIRIM

Dergimizi Tarayan Alan Endeksleri ve Veri Tabanları

Nasaş Tarım Üretim ve Ticaret A.Ş. Adına

İmtiyaz SahibiDr. Nesrin NAS

Editör: Dr. M. Faysal GÖKALPEditör Yrd.:Gonca AKGÜN GÜNGÖ[email protected]@gmail.comYayın Kurulu:Dr. Metin MERİÇDr. M.Vedat PAZARLIOĞLUDr. Cemil ERTUĞRULDr. Bülent MİRANDr. Ercan BALDEMİRDr. Bünyamin BEZCİDr. M.Faysal GÖKALPDr. Nezih TAYYARYazı İşleri Müdürü: Belin SELONİYayın Türü: Yaygın Süreli İdare Yeri: Halil Rıfat Paşa Mahallesi Darülaceze Caddesi Perpa İş Merkezi A Blok Kat 13 No: 2058 Okmeydanı-İstanbulTel: 0 212 210 17 20Gsm: 0 542 413 13 19Fax: 0 212 220 84 98Kapak-Tasarım ve Baskı:Ümit Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.Gümüşsuyu Caddesi Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi Zemin Kat A Blok, No:6/10(ZA/ 6-10) Topkapı/İSTANBUL Tel 0 212 565 42 69

Basım Tarihi:

Finans Politik ve Ekonomik Yorum-lar Dergisi hakemli bir dergidir.Dergideki yazılar, kaynak göstermek koşuluyla alınabilir. Yayınlanan yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

ISSN 1307-7112

Bilim Kurulu• Prof.Dr. Asaf Savaş AKAT• Prof.Dr. Muhammet AKDİŞ• Dr. Öztin AKGÜÇ• Prof.Dr. Mesut ALBENİ• Prof.Dr. Erdoğan ALKİN• Prof.Dr. Mehmet ALTAN• Doç.Dr. Osman Nuri ARAS• Prof.Dr. Muhittin ATAMAN• Prof.Dr. Ozan BAHAR• Prof.Dr. Ömer Faruk BATIREL• Prof.Dr. Selahattin BEKMEZ• Prof.Dr. Niyazi BERK• Prof.Dr. Erhan BİRGİLİ• Prof.Dr. Ünal BOZKURT• Doç.Dr. Doğan CANSIZLAR• Prof.Dr. Kemal ÇELEBİ• Dr. A.Mahfi EĞİLMEZ• Prof.Dr. Aytaç EKER• Dr. Meral ELÇİ• Prof.Dr. Fuat ERDAL• Prof.Dr. Nadir EROĞLU• Prof.Dr. Cumhur FERMAN• Dr. Aytekin FIRAT• Dr. Nuri GÖKALP• Prof.Dr. Deniz GÖKÇE• Prof.Dr. Nazif GÜRDOĞAN

• Prof.Dr. Nalan GÜREL• Prof.Dr. Seyfettin GÜRSEL• Doç.Dr. Engin HEPAKSAZ• Prof.Dr.Haluk A. KABAALİOĞLU• Doç.Dr. Hakan KAHYAOĞLU• Prof.Dr. Muhsin KAR• Prof.Dr. Recep KÖK• Doç.Dr. Hakkı ODABAŞ• Prof.Dr. Suat OKTAR• Prof.Dr. Süleyman Seyfi ÖĞÜN• Dr. Şerif ÖNER• Prof.Dr. İsmail ÖZSOY• Prof.Dr. Merih PAYA• Prof.Dr. Ali Yaşar SARIBAY• Dr. Selim ŞANLISOY• Doç.Dr. Nevzat ŞİMŞEK• Prof.Dr. M. Şükrü TEKBAŞ• Prof.Dr. Ömer TORLAK• Prof. Dr. Güngör TURAN• Prof.Dr. Kamil TÜĞEN• Prof.Dr. Şevket TÜYLÜOĞLU• Doç.Dr. Ali ULUSOY• Doç.Dr. Mert URAL• Prof.Dr. T.Güngör URAS• Prof.Dr. Şenay ÜÇDOĞRUK• Prof.Dr. Ferudun YILMAZ

Yıl:51 Sayı:589 Mart-2014

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

5

BU

SAY

IDA

1. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı: Politik İktisat Perspektifinden Bir Değerlendirme

Nejla Adanur AKLANHülya KANALICI AKAY

Feridun YILMAZ

Merkez bankası bağımsızlığı, yirmi yılı aşkın süredir para politikası tartışmalarının en mer-kezi kavramlarından birisi haline gelmiştir. Mer-kez bankası bağımsızlığı ile fiyat istikrarı arasın-da güçlü bir pozitif ilişkinin olduğu yaygın olarak öne sürülmektedir.

...................................................Sayfa: 9

2. Bir Ürün Olarak Patent ve Patent Pazarlarındaki Aracılar

Dilek PENPECEUtku GÜĞERÇİN

Ülkelerin ekonomik kalkınmaları, günümüzde bilginin değere dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynayan yeniliğin ticari değer yaratması ile sağlanabilir.

.................................................Sayfa: 21

3. Türkiye’nin Avrupa Birliği İle Gümrük Birliği’nin Ekonomik ve Mali Etkileri: Güncel Bir Değerlendirme

Semih ŞEN

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB)’ne tam üyelik he-defi doğrultusunda, AB ile 1 Ocak 1996 tari-hinde gerçekleştirdiği gümrük birliğinin Türkiye ekonomisi üzerinde bazı etkileri olmuştur.

.................................................Sayfa: 37

4. Kuşak Farkının İşe İlişkin Değer ve Tutumlar Açısından İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma

Pınar SÜRAL ÖZER

İnsanlık tarihi kadar eski bir tartışma konusu olan kuşaklararasındaki farklılıklar, 2000’li yıl-larla birlikte iş dünyasının gündeminde de öne çıkmıştır.

.................................................Sayfa: 53

5. Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Gül KAYALIDERE

Kamu mali disiplinini sağlamak amacıyla, yöne-timi, önceden belirlenmiş kısıtlamalar çerçeve-sinde politikalarını oluşturmaya yönlendiren un-surlar olarak tanımlanabilecek mali kurallar son yıllarda önem kazanmıştır.

...................................................Sayfa: 69

6. Taşıt Kredisi Faiz Oranları, Döviz Kuru ve Petrol Fiyatlarının Otomobil Üretimi Üzerindeki Etkilerinin Granger Nedensellik Testi ile Analizi

Feyyaz ZERENMustafa KOÇ

Bu çalışmada ADF, PP ve KPSS birim kök test-lerinin yanı sıra granger nedensellik testi kulla-nılarak 2002-2012 yılları arasında aylık veriler kullanılarak Türkiye’deki otomobil üretimini etki-leyen faktörler izah edilmeye çalışılmıştır.

...................................................Sayfa: 83

7. Yoksullukla Mücadelede Sosyal Yardımlara Vatandaşlık Temelli Bir Alternatif: Temel Gelir

Mehmet Merve ÖZAYDIN

Yoksullukla mücadele tüm toplumsal yapılarda önemli bir tartışmanın konusudur. Mücadele yöntemlerinin belirlenmesinde toplumun yoksul-lara bakışının, yoksulluktaki bireysel sorumluluk algısının ve gelirin üretim ve bölüşümüne ilişkin kaygıların belirleyici olduğu görülmektedir.

...................................................Sayfa: 93

MAKALELER

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

69

Gül KAYALIDERE1

1 Yrd. Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, [email protected]

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Özet

Kamu mali disiplinini sağlamak amacıyla, yönetimi, önceden belirlenmiş kısıtla-malar çerçevesinde politikalarını oluşturmaya yönlendiren unsurlar olarak tanım-lanabilecek mali kurallar son yıllarda önem kazanmıştır. Optimal bir mali kural, toplumun her kesimi tarafından benimsenmeli, anlaşılabilir ve denetlenebilir ol-malıdır. Mali kuralları, mali sürdürülebilirlik için vazgeçilmez kabul eden görüşler olduğu gibi, konjonktürün daralma dönemlerinde, kurallar nedeniyle, daralmanın tetiklendiğini ve ekonomik istikrarsızlıkların yaşanacağını ifade eden görüşler de vardır. Farklı uygulama şekilleri olan mali kurallar, bu çalışmada, vergi ve har-cama kuralları açısından ele alınmıştır. Vergi ve harcamalar üzerine uygulanan mali kuralların inceleme konusu yapılmasındaki amaç, Türkiye’de bu konuda ya-pılan çalışmaların kısıtlı olması ve söz konusu kurallar hakkında bilgi vermektir. Araştırmanın sonucunda, bu tip kuralların genellikle yerel idareler tarafından uy-gulama alanı bulduğu görülmüştür. Vergi ve harcama kısıtlaması uygulayan ül-kelerde, genel olarak, yerel düzeyde vergi yükleri ve harcama miktarı azalmıştır.

Anahtar Kelimeler: Mali Kural, Vergi Limiti, Harcama Limiti.

Implementations of Fiscal Rules: Tax and

Expenditure LimitsAbstract

Fiscal rules can be defined as constraints that provide decision-making in accor-dance with the predetermined criteria. In recent years, they are used by many co-untries in order to provide fiscal discipline. An optimal fiscal rule should be adop-ted, understood and controlled by all segments of society. There are some views that accept fiscal rules are indispensable for fiscal sustainability. Also, there are some views which agree that there will be a recession and economic instability due to these rules during periods of cyclical contraction. Fiscal rules that have different application forms are discussed in terms of tax and expenditure rules. The object of this study is that there isn’t a lot of research on this subject in Tur-key. In addition, this study offers some knowledge on tax and expenditure limits. Consequently, tax and expenditure limits are use by local governments. Tax bur-den and amount of expenditures reduce at these countries applied tax and ex-penditure limits.

Keywords: Fiscal Rule, Tax Limit, Expenditure Limit.

G. KAYALIDERE

70Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

GİRİŞ

Son yıllarda, mali sürdürülebilirliğin sağlanması-nın önemine dikkat çekilirken bunun nasıl sağlan-ması gerektiği konusunda mali kurallar bir çözüm aracı olarak önerilmektedir. Bütçe dengesi, borç-lanma, kamu harcamaları ve vergileme üzerine uy-gulamaları bulunan mali kurallar, kamu mali den-gesini sağlamaya destek uygulamalar olmaları açı-sından önem kazanmışlardır. Mali kural uygula-malarında, mali irade, maliye politikalarını oluştu-rurken belirli kısıtlamalara tabi tutulur ve böylece iradi yönlendirmelerden arınan politika, istikrar-lı şekilde yürütülebilir. Söz konusu uygulamalar-la pek çok mali ve ekonomik amaca (makro eko-nomik istikrarın sağlanması, finansal politikala-rın desteklenmesi, mali sürdürülebilirliğin sağlan-ması, olumsuz dışsal ekonomilerden kaçınılması, devlet politikalarının güvenilirliğinin sağlanma-sı, bütçeleme sürecinden kaynaklanan sorunların azaltılması, mali disiplinin sağlanması vb.) ulaşı-labilir. Ancak, vurgulanması gerekir ki, mali ku-rallar yasalarla desteklenmeli ve hatta referandum ile uygulamaya konmalıdır. Mali kural uygulama-ları ile makro disiplinin sağlanması düşüncesinin yanında olanlar kadar mali kuralların maliye po-litikalarının esnekliğini azalttığı, mali sapmaların hesaplanamamasına yol açtığı, kural değişiklikle-rinin maliyetlerinin belirlenemediği ve mali say-damlığın zedelendiği yönünde eleştirilere de rast-lanmaktadır. Ancak dünya geneline bakıldığında mali kural uygulamalarının oldukça fazla olduğu görülebilir. Literatürde mali kurallar, bütçe sınırla-maları, borç sınırlamaları ve vergi-harcama sınır-lamaları olmak üzere üç farklı şekilde uygulanabi-lir. Borç ve bütçe sınırlamalarını ele alan pek çok çalışma olması nedeniyle araştırma kapsamı ver-gi ve harcama limitleri şeklinde uygulanan kural-lar olarak sınırlanmıştır. Vergi ve harcama limitle-ri açısından ele alınan kuralların da genelde yerel idareler tarafından uygulandığı görülmüştür. Ça-lışmada öncelikle, mali kuralın ne anlama geldiği ve uygulanacak mali kurallarda hangi özelliklerin bulunması gerektiği belirtilecek ve uygulama şe-killeri hakkında bilgi verilecektir. Bu arada, mali kurallar hakkında literatürdeki tartışmalara da yer verilmeye çalışılacaktır. Son olarak, vergi ve har-camalara yönelik kural uygulamalarından örnekle-meler yapılacaktır.

1. Mali Kural: Kavramsal Çerçeve

Mali kurallar son dönemde önem kazanan ve ül-kelerin mali disiplin sağlayabilmeleri için kullanı-lan politika aracıdır. Mali kural kavramı çoğu ça-lışmada pek çok kez açıklanmıştır. Literatürdeki tüm tanımlamalardan çıkarılan özet anlam ise, büt-çe dengesi, borçlanma, kamu harcamaları ve ver-gileme üzerine anayasal veya yasal olarak belirli sınırlamalar getirilerek mali disiplinin sağlanma-sı olarak ifade edilebilir. Diğer bir değişle, yasa-ma organının, yürütme organına sınırlamalar ge-tirmesine odaklanılmıştır. Yaklaşıma göre, yasa-laşmamış politika kuralları veya yönetmelikle-ri mali kural kabul edilmemektedir (Kennedy vd., 2001: 238). Maliye politikası uygulaması içinde-ki aktörlerin davranışlarını sınırlayan söz konusu kural ve düzenlemeler literatürde “kurumlar” ola-rak ifade edilmektedir. Çalışmalar incelendiğin-de “mali kurumlar”, “bütçesel kurumlar” ve “mali kurallar” tanımları genellikle içiçe kullanılmakta-dır. Söz konusu kavramlar en geniş anlamda, Ale-sina ve Perrotti (1999) tarafından da bütçesel ku-rumları tanımlamak için kullanıldığı üzere, bütçe-nin hazırlanma, oluşturulma ve uygulanma aşama-larındaki her türlü kural ve düzenlemeyi ifade et-mektedir (Alesina ve Perotti, 1999:16, Balaban, 2012: 20).

Mali kurallara ihtiyaç duyulması iradi maliye poli-tikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İra-di (takdiri) maliye politikasında, siyasi otorite-nin ekonomi politikası araçlarında gerekli deği-şiklikleri yaparak özellikle konjonktürle mücade-leye yönelik uygun tedbirleri alabileceği varsayıl-maktadır. Bu varsayım altında siyasi otorite, geniş takdir yetkisiyle maliye politikalarını kullanmak-tadır. İradi maliye politikaları, Keynesyen iktisat ve onun bir uzantısı olarak kabul edilen fonksiyo-nel maliye tarafından savunulmuş daha sonra tüm dünyada ve ekonomi politikası uygulamalarında yaygınlık kazanmıştır. İradi maliye politikası an-layışında tam istihdam, fiyat istikrarı ve ekonomik büyüme gibi makro-ekonomik amaçları gerçek-leştirmek için kamu harcamaları ve kamu gelirle-ri (özellikle vergiler) bilinçli olarak kullanılmakta-dır. İradi maliye politikalarına bakışın zamanla de-ğişmesiyle birlikte kurallı maliye politikası uygu-laması gereği ortaya çıkmış ve kurallı maliye poli-tikası yaklaşımıyla, siyasal iktidarın ekonomi poli-tikası alanındaki takdir yetkileri çeşitli araçlarla sı-nırlandırılmıştır (Aktan vd., 2010: 1-6).

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

71Bugünkü anlamda mali kuralların ortaya çıkışının otuz yıllık geçmişinden söz edilse de farklı yöne-tim aşamalarında, mali disiplini, anayasaya ve ya-salara dayanarak sağlama düşüncesinin daha eski olduğu ifade edilebilir. Mali kuralların gelişimini üç dönemde incelemek mümkündür. Birinci dö-nem; federal devletlerde alt yönetim birimlerinin özerk olarak kural uygulamalarını benimsemele-ri olmuştur. 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ABD’de eyaletlerin önemli bir kısmı ve 1920’li yıllardan itibaren İsviçre kantonları cari bütçe-lerini denkleştirici özellikte kurallar ortaya koy-muşlar ve böylece yatırım harcamalarına finans-man sağlamışlardır. İkinci dönem; İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmıştır. Almanya, İtal-ya ve Japonya gibi pek çok sanayileşmiş ülke is-tikrar programlarını desteklemek amacıyla para-sal reformları gerçekleştirdikten sonra bütçe den-gesinin sağlanmasına yönelik kurallar oluşturmuş-lardır. Gelişmekte olan ülkelerde de bu dönem-de uygulanan istikrar programları bünyesinde çe-şitli mali kurallar benimsenmiş ancak saydamlık-la ilgili problemlerle karşılaşılmıştır. Üçüncü dö-nem; Yeni Zelanda’da 1994 yılında yürürlüğe gi-ren “Mali Sorumluluk Yasası” ile başlayan dönem-dir. Bu dönemde, enflasyon hedeflemesi uygula-masına geçilmesinin hemen ardından nakit esaslı muhasebe tekniklerinin terk edilip tahakkuk esas-lı muhasebeleştirmeye geçiş gerçekleşmiş ve mali kurallarla belirlenen hedefler muhasebe teknik-leri yardımıyla sağlanmaya çalışılmıştır (Kopits, 2001: 4-5).

Mali kuralların geçirdiği gelişim süreci sonucun-da varılan önemli unsur kuralların sürekliliği ko-nusudur. Mali performansın özet göstergesi olarak açıklanan maliye politikası kısıtları süreklidir ya da en azından uzun dönemde geçerliliğini koruma-

lıdır. Dolayısıyla mali kuralları sadece bütçe süre-ciyle sınırlandırmak yanıltıcıdır. Mali kural belir-lemede dikkat edilmesi gerekli bazı anahtar özel-likler Kopits ve Symansky (1998)’nin çalışmasın-da sıralanmıştır. Mali kurallar belirlenirken (Bra-un ve Tommasi, 2002: 2, Kopits ve Symansky, 1998:6):

• Amaç ya da kural tarafsız (objektif) olarak be-lirlenmelidir ve herkes tarafından kabul edilmeli-dir,

• Uygulama süresi önceden belirlenmelidir. Ku-ralın ne kadarlık bir süre zarfından uygulanacağı önceden belirtilmelidir,

• Kuralın yasal statüsünün ne olduğu önceden be-lirtilmelidir. Anayasayla, yasalarla veya uluslara-rası sözleşmelerle resmileştirilmelidir,

• Kural yerel düzeyde mi merkezi düzeyde mi uy-gulanacağı belirtilmelidir,

• Kurala uymama maliyetine karar verilmelidir. Kurala uyulmaması, maddi ya da yasal olarak mı cezalandırılacaktır? Yoksa, sadece, kurala uyulma-ması sonucu zedelenen saygınlık bir maliyet ola-rak mı kabul edilecektir sorularının cevapları be-lirlenmelidir.

Mali kuralların temel fonksiyonu öncelikle mali disiplinin sağlanması olarak özetlense de aslında mali sürdürülebilirliğin önemli destekçileri ola-rak da ifade edilebilirler. Dolayısı ile uygulanacak optimal mali kural için öngörülen temel özellik-ler bulunmaktadır (Susam, 2011: 5). Bu özellikler aşağıdaki şekil yardımıyla açıklanabilir:

G. KAYALIDERE

72 Şekil 1: Optimal Mali Kuralların Temel Özellikleri

Optimal mali kuralların sahip olması gereken özel-likler temelde operasyonel ve yasal olarak iki gru-ba ayrılmaktadır. Operasyonel özellikler kapsa-mında şeffaflık, basitlik, tutarlılık ve esneklik un-surları yer alır. Yasal özellikler ise kuralın tanım-lanması ve kuralın uygulama kısmındaki düzenle-meler ile ilgilidir. Optimal bir mali kural tüm yön-leriyle, başka bir ifadeyle, kurumsal kapsam, yasal altyapı ve uygulama metodu açılarından tanımlan-maktadır ve uygulamaya geçildiğinde ne gibi istis-nalar ve yaptırımlarla karşılaşılacağı belirlenmek-tedir (Biraschi, 2008: 11).

Hükümetler temelde anayasada verilen yetkiler çerçevesinde gelirlerini maksimize etmeye çalı-şırlar ve eğer vergileme üzerinde anayasal kısıtla-malar yoksa teorik olarak ülke çapında tahsil edi-len tüm gelirlerin kamuya aktarılacağı varsayılır. Anayasal kısıtlamalarla söz konusu bu gelirlerin sadece kamu mal ve hizmet alımlarında kullanıl-ması öngörülse de kamusal karar alıcılar bu süreci kendi faydaları doğrultusunda kullanabilecekler-dir (Pınar, 2000: 6-7 ). Daha açık bir ifadeyle, tah-sil edilen gelirlerden, mükellefler daha fazla mal ve hizmet harcaması talep ederlerken karar alıcılar bu gelirleri minimum harcama yolunu tercih ede-bileceklerdir. Dolayısıyla karar alıcıların politika

araçlarını keyfi olarak kullanması sorunuyla kar-şılaşılabilecektir. Maliye politikası araçlarına geti-rilecek anayasal veya yasal sınırlamalarla bireysel fayda yerine kamusal fayda maksimize edilmeye çalışılacak ve belirli kişi ya da kişilerin karar ver-me sürecine etki etmesi engellenerek, tutarsız ve değişken kararların alınması engellenecektir (Sa-vaş, 1993: 105) .

Sonuç olarak, uygulanacak mali kuralların etkin işleyişinde söz konusu kuralların basit ve anlaşı-labilir olması önceliklidir. Sadece ekonomi bilen kişiler değil tüm toplum kuralları anlayabilmeli ve yorumlayabilmelidir. Ayrıca, kurallara uyulma-ması sonucu ne gibi yaptırımlarla karşılaşılacağı da açık bir şekilde belirtilmiş olmalıdır. Son ola-rak vurgulanması gerekli bir nokta da, söz konu-su kuralların yaşanılan toplumun değer yargıları-na uyumlu olmasıdır. Bu sayede, kurallara uyum ve bağlılık daha yüksek düzeyde sağlanabilecek-tir (Günay, 2007: 104). Ayrıca, her yeni gelen si-yasi iktidarın keyfi harcamalarda bulunması, vergi oranlarını değiştirmesi ve gelecek nesiller üzerine yüklenecek borç yükleri de kontrol altına alınabi-lecektir (Işık vd., 2010: 5).

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

732. Mali Kuralların Lehindeki-Aleyhindeki Görüşler

Kamu maliyesi literatüründe çok tartışılan konu-lar içerisinde yer almasının yanı sıra Bilginoğlu (2011) tarafından, mali kuralların, ampirik analiz-lerinin bu çoklukta yapılmadığı ifade edilir. Mali kural uygulamalarıyla, pek çok mali ve ekonomik amaca daha kolay ulaşılabileceği, dolayısıyla eko-nomik ve mali istikrarın sağlanabileceği düşünül-mektedir. Söz konusu amaçlar; makro ekonomik istikrarın sağlanması, diğer finansal politikala-rın desteklenmesi, mali sürdürülebilirliğin sağlan-ması, olumsuz dışsal ekonomilerden kaçınılması, devlet politikalarının güvenilirliğinin sağlanma-sı bütçeleme sürecinden kaynaklanan sorunların azaltılması, mali disiplinin sağlanması, siyasi po-pülizmin önlenmesi olarak sıralanabilir (Bilginoğ-lu ve Maraş, 2011:56).

Mali kurallar ile mali sürdürülebilirlik sağlanmaya çalışılmaktadır. Bütçe süreçlerinin standart kural-lara bağlanması ile keyfi uygulamaların önüne ge-çilebilecek ve siyasi aktörlerin yolsuzluk imkanla-rı azaltılabilecektir. Literatür incelendiğinde mali kuralların oluşmasına neden olan bazı etkenlerin vurgulandığı görülür. Bu etkenler; (i) bazı gelişmiş ülkelerde refah devleti anlayışının bir sonucu ola-rak harcamaların artmasıyla gelişmekte olan ülke-lerde borçlanmanın getirdiği maliyetin bütçe açık-larına neden olması (ii) politikacıların oy oranla-rını arttırmak için maliye politikası araçlarını keyfi olarak kullanması ve maliye politikasının bu ama-ca en uygun araç konumunda olması (iii) anaya-sal iktisat görüşünün önem kazanmaya başlama-sı (iv) bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişme-lerin, uygulanacak olan maliye politikaları hak-kında seçmenlerin daha hızlı bilgi sahibi olması-na olanak tanıması olarak sıralanabilir (Günaydın ve Eser, 2009:54).

Mali kuralların etkin kullanımı sonucu ekono-mik anlamda verimli sonuçlar elde edileceği dü-şünülse de literatürde bazı olumsuz etkilerinden de söz edilebilmektedir. En sık rastlanılan eleşti-ri, mali kuralların maliye politikalarının esnekliği-ni azalttığı yönündedir. Örneğin, konjonktürün da-ralma eğilimine girdiği dönemlerde kurallar dola-yısıyla bu daralmanın tetiklendiği ve ekonomik is-tikrarsızlıklara yol açıldığı ifade edilmektedir. Do-layısıyla, literatürde, ihtiyari maliye politikaları-nın kaynakların adil ve etkin dağılımı ile istikrar gibi geleneksel mali hedeflere ulaşmada daha et-

kili olduğuna dair görüşler bulunmaktadır (Bala-ban, 2012:43). Ayrıca, mali kural uygulamaları-nın başarısızlığı anlamında, daha açık bir ifadey-le, mali sapmanın (fiscal bias) oluşum nedenlerine işaret edilmemesi ve kuralı değiştirmenin maliye-tinin olmaması “yaratıcı muhasebe (creative acco-unting)” uygulamaları yönündeki eğilimin artması ve saydamlık ilkesinin zedelendiği düşünülmekte-dir. İyi planlanmış ve sürekliliği olan bir mali ku-ral uygulaması, başarılı bir enflasyon hedefleme-si uygulamasında para politikasının politik etkiler-den arındırılmasında olduğu gibi maliye politika-sının da politik etkilerden arındırılmasını gerektir-mektedir. Bu yaklaşıma göre, sadece kamusal har-cama öncelikleri ve vergi yapısı kamusal tartışma-lara konu olabilir, kurallar tarafından önceden be-lirlenmiş olan bütçe dengesi ya da harcama düze-yi tartışma konusu kabul edilmemektedir (Arıkbo-ğa, 2011:19).

Saygılıoğlu’na göre her ne kadar anayasal ve yasal dayanağa sahip olsalar da uygulama sonuçlarının herhangi bir dayanağa göre değerlendirileceği ya da mali kurallardan sapmaların ne gibi yaptırım-larla etkin kılınacağı konusu belirsizlik içermekte-dir. Ayrıca, her ülkenin karşılaştığı ekonomik so-runlar ve bunlara yönelik alınacak politik önlem-ler farklılıklar gösterir. Kriz dönemlerinde, mali kuralların hükmünün kalmaması da diğer bir eleş-tiri olarak literatürde tartışılmaktadır (Saygılıoğlu ve Erduran, 2012: 20).

3. Mali Kural Uygulama Şekilleri

Mali kurallar, karar alıcıları kısıtlayıcı ve ekono-mik istikrarın sürdürülebilirliğini hedefleyici bir olgu olarak son dönemde oldukça fazla uygula-ma alanı bulmuştur. 1990 yılında sadece 7 ülke-de (Almanya, Fransa, ABD, Lüksemburg, İspan-ya, Japonya, İtalya) uygulanmasına rağmen gü-nümüzde dünya genelinde yüz civarı ülkede mali kural uygulamalarına rastlamak mümkündür (Ba-yar, 2013: 18). Bu kuralların önemli bir kısmı, ulu-sal düzeyde ihtiyaca göre şekillenmiş ve yürürlü-ğe koyulmuşken, bir kısmı da Avrupa Birliği’nde olduğu gibi uluslar üstü düzeyde uygulanmakta-dır. Bu bağlamda mali kural uygulama nedenle-ri de çeşitlilik göstermiştir. Örneğin, savaş sonra-sı Japonya’nın makroekonomik istikrarını sağlam-laştırmak istemesi, Kanada’nın, bazı eyaletlerinde maliye politikasının güvenilirliğini arttırma çabası ve bütçe açıklarının azalmasını sağlamak isteme-si, Yeni Zelanda’da maliye politikasının uzun dö-

G. KAYALIDERE

74 nemli sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi neden-ler mali kural uygulamalarına yol açmıştır (Ken-nedy vd., 2001: 239).

Mali kurallar uygulamada farklılaşmakta ve kimi kurallar, denk bütçe kurallarını, altın kuralı ve açık limitini kapsayan nitelikte olurken kimi de toplam veya net kamu borcu üzerindeki sınırlamaları or-taya koyar niteliktedir. Bunlara ek olarak, toplam harcamalar (reel ve nominal olarak harcama büyü-mesi) veya belirli harcama sınıfları üzerinde bir ta-van sınırı ifade eden harcama kuralları, vergi yükü üzerine sınırı öngören ya da dönem içinde planlan-mayan gelir artışı tespit edildiğinde bunu dağıtma-yı öngören kuralların da hayata geçirildiği görül-mektedir (Debrun vd., 2008:9, Günaydın ve Eser, 2010: 68).

Çeşitli ülkelerin değişik şekillerde uygulamaya koyduğu mali kurallar literatürde farklı sınıflan-dırılmaktadır. Bazı çalışmalarda esneklik kriterine göre ayrımlandıkları görülür. İktisadi koşullarda-ki veya yönetimin politik tercihlerindeki değişik-liklere bağlı olarak değişebilen kurallar esnek, de-ğişmeyen kurallar ise katı ve süreklilik arz eden kurallardır. Bir diğer ayrım ise; “anayasal kural-

lar” ve “yasal kurallar” olarak ifade edilir. Anaya-sal kurallar yasal kurallara kıyasla daha üstün ni-telikte, katı ve süreklilik özelliği olan kurallardır (Aktan vd., 2010:88). Ayrıca, reel ve nominal ku-ral olmak üzere sınıflandırılan mali kurallardan da söz edilebilecektir. Reel maliye politikası kuralı-na göre; ilgili yıl için tahminlenen harcama tavanı en son enflasyon tahmini gerçekleşmesi göz önün-de bulundurularak yeni bir nominal tavana dönüş-türülecektir. Nominal maliye politikası kuralı ise; enflasyon düzeyindeki değişmeler önceden belir-lenen harcama tavanında herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır (Dában vd., 2003:15, Aktan vd., 2010: 89). Bir başka sınıflandırma ise, sayısal ve prosedürel kurallar şeklindedir ve belirli bir mak-ro büyüklüğe oranlanan veya tamamıyla bir bü-yüklük olarak tanımlanan prosedürel kurallar, ka-rar alma süreci üzerine koyulan kurallar olarak da ifade edilebilir. Sayısal kurallar ise, maliye politi-kası üzerine koyulan kanuna dayalı sayısal sınır-lamalardır (Arıkboğa, 2011:15). İncelendiği üzere çok farklı sınıflandırmalara tabi tutulsalar da mali kurallar; genel olarak, bütçe sınırlamaları, borç sı-nırlamaları ve vergi-harcama sınırlamaları olmak üzere üç temel başlık altında ele alınabilir.

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

75Tablo 1: Dünya’da Mali Kural Uygulamaları

Ülke Kural Türü Planlama Süresi Kapsam Yasal TemelDanimarka Yapısal bütçe dengesi Çok yıllı MY Politik anlaşma

Estonya Bütçe dengesiGelirlerin yüzdesi olarak borç

Çok yıllıYıllık

MYYY

Politik anlaşmaKanun

FinlandiyaBütçe dengesiBütçe dengesiGSYİH yüzdesi olarak borç

Çok yıllıÇok yıllıÇok yıllı

MYYYMY

Politik anlaşmaKanunPolitik anlaşma

Fransa Altın kural Yıllık YY Kanun

Litvanya Net borçlanma tavanıBütçe dengesi

YıllıkYıllık

MYYY

KanunKanun

Hollanda Harcama tavanı Çok yıllı MY Koalisyon anlaşması

Polonya GSYİH yüzdesi olarak borç Yıllık MY Anayasa

Slovakya C. Gelirlerin yüzdesi olarak borç Yıllık YY/BY Kanun

Slovenya GSYİH yüzdesi olarak borçBorç tavanı

Çok yıllıYıllık

MYYY

Koalisyon anlaşmasıKanun

İspanyaBütçe dengesiBorç tavanıGelirlerin yüzdesi olarak borç

KonjonktürYıllıkYıllık

MYBYYY

KanunKanunKanun

İsveç Ortalama bütçe açığı Konjonktür MY Politik anlaşma

İsviçre Bütçe dengesi, borç freni Konjonktür MY Anayasa

İngiltere Altın kuralGSYİH yüzdesi olarak borç

KonjonktürKonjonktür

MYMY

KanunKanun

İsrail Açık ve harcama tavanı Çok yıllı MY Kanun

Avustralya Bütçe dengesi, borç tavanı Konjonktür MY Kanun

Brezilya Gelirlerin yüzdesi olarak borç Yıllık MY / YY Kanun

Kolombiya Gelirlerin yüzdesi olarak borç Yıllık MY / YY Kanun

Hindistan Altın kural Çok yıllı MY Kanun

Y. Zelenda Operasyonel denge Konjonktür MY KanunKısaltmalar: MY: Merkezi yönetim, YY: Yerel yönetim, BY: Bölgesel yönetim.

Kaynak: Debrun, Xavier, Natan Epstein, Steven Symansky (2008), A New Fiscal Rule: Should Israel “Go Swiss?”, IMF Working Paper, WP/08/87, s.9.

G. KAYALIDERE

3.1. Bütçe Limitleri

Bütçe açığının hacmini veya altın kural uygulama-sında olduğu gibi bileşimini kurala bağlayan ya da belirli düzeylerde bütçe fazlası verilmesini zorun-lu kılan uygulamalardır. Bütçenin hacminde veya bileşiminde yapılan sınırlamaları içeren bütçe sı-nırlamaları, kamu gelirleri ile kamu giderlerinin birbirlerine denk olmasını zorunlu hale getirilebi-lir, gayrisafi yurtiçi hasılaya kıyasla mali açıkla-

ra sınırlama getirilebilir, yapısal bütçe denkliği he-deflenebilir veya gayrisafi hasılaya kıyasla yapı-sal bütçe açıklarına kısıtlamalar getirilebilir ya da cari gelir ve giderlerin denkliği zorunlu tutulabi-lir, yani yatırım harcamalarının finansmanı dışın-da altın kural uygulamasında olduğu gibi borçlan-maya izin verilmeyebilir (Aktan, 2011:6). Söz ko-nusu uygulamalar ülkelerin mali ihtiyaçlarına göre değişkenlik göstermektedir. İsviçre’de bir iktisadi dönemde bütçenin denk olması anayasal zorunlu-luk iken Brezilya ve Şili’de bütçe fazlası hedef-

76 lenmektedir. Şili’de GSYH’nın %1’i kadar bütçe fazlası verilmesi zorunludur. Brezilya ise önceden açıklanan birincil bütçe dengesine uygulamak ko-şuluyla üç yıllık bir periyotta personel harcamala-rına sınırlama getirmiştir (Özker ve Biniş, 2009: 47). Bütçe ile ilişkili orta vadeli yani üç veya dört yıllık dönemleri kapsayıcı bir planlamanın ya-pılması, yıllık bazda hazırlanan bütçelere kıyas-la, harcamaların denetimi anlamında daha verim-li sonuçlar verebilmektedir. Orta vadeli harcama planlarıyla mali kuralların istikrarlı şekilde uygu-lanması da mümkün olabilecektir (Schick, 2003: 25). Denk bütçe kuralı uygulamada en çok karşı-laşılan kuraldır. Bunun nedeni, hem basit hem de tüm toplum tarafından kolayca anlaşılabilir olma-sıdır (Günay, 2009: 79).

Gelir ve giderler üzerindeki dönemsel ve bir ke-relik dönemsel etkilerin arındırılması yoluyla ta-nımlanan açık (cyclically adjusted) seviyesi sınır-landırılabilir. Böylece, harcama ve gelir toplamla-rı içindeki konjonktürel etkilerden kaynaklanan ya da bir defalık gerçekleşip daha sonra vuku bulma-yacak olan unsurlar ayıklanmış olacaktır. Açık dü-zeyine ulaşılırken, potansiyel büyüme üzerinde et-kili olan bazı cari nitelikli harcama kalemleri kap-sam dışı bırakılabilir. Maliye yazınında yatırım ca-risi olarak kabul edilen; eğitim, sağlık ve araştır-ma- geliştirme harcamaları gibi kalemler bu kap-samda değerlendirilebilecektir. Dolayısıyla, top-lam gelirler ile büyüme üzerinde stratejik öneme sahip olan kalemler dışındaki harcamalar arasında bir denge sağlanmaya çalışılacaktır (EU Commis-sion, 2006:150, Kaya, 2009: 19).

3.2.Borç Limitleri

Yurtiçi kaynaklardan borçlanmaya yönelik belirli sınırlamalar getirilebilir ve toplam borçlanma li-mitleri belirlenebilir. Ayrıca, borç stoku belirli bir düzeyle sınırlanabilir. Bu düzey nominal olarak belirleneceği gibi gelirlere veya hasılaya oran ola-rak da oluşturulabilir. Söz konusu mali kural aslın-da kural uygulamaları sonucunda ulaşılmak iste-nen bir hedef olduğundan türev niteliğindedir. Ge-nellikle borç stoku kuralı diğer mali kurallarla bir-likte uygulanmaktadır. Borç sınırlamaları uygula-ma şekilleri arasında, hükümetlerin merkez ban-kası kaynaklarından borçlanmasının kısıtlanma-sı da sayılabilecektir (Kaya, 2009:20). Örneğin, merkez bankasından kısa vadeli avansların toplam kamu harcamalarının belirli bir yüzdesini aşama-

yacağı ve yıl içinde merkez bankasına geri ödeme-nin yapılması koşulu anayasada yer alabilir (Ak-tan, 2011:8). Söz konusu kural, aslında günümüz-de kamu mali yönetimine ilişkin temel ilkelerden biri haline gelmiş olup pek çok ülke tarafından da kabul edilmiştir (Kaya, 2009: 20).

Toplam borç yükünün anayasal olarak sınırlan-dırılması da mümkündür. Uygulamada, iç ve dış borç toplamı ayrı ayrı yukarıda da belirtildiği üze-re GSYH ya da GSMH’ya oranları itibariyle sı-nırlandırılabilir. Borçlanma parlamentonun belir-li oranda bir çoğunluğunun kararına bağlanabilir. Yerel yönetimlerin borçlanma yetkisi ve sınırla-rı anayasada açıkça belirlenebilir (Aktan, 2011:8).

3.3. Vergi ve Harcama Limitleri

Mali kural uygulama yöntemlerinden bir tanesi de yönetimlerin vergi ve harcamalarına kısıtlar geti-rerek potansiyel bütçe açıklarını sınırlandırmaktır. Yasal veya anayasal vergi ve harcama kısıtlamala-rı, yönetimleri vergi kapasitesini veya harcamaları arttırmaları konusunda yönlendirmektedir (Brooks ve Philips, 2008: 249). Bazı ülkelerde kamu har-camaları bir yılı aşkın bir süre için nominal sınır-lamaya tabi tutulurken diğerlerinde GSYH’ya kı-yasla toplam kamu harcamaları sınırlandırılmakta veya kamu harcamalarındaki artışa bütçe üzerin-deki etkisinin yansız olması koşuluyla izin veril-mektedir (Aktan, 2011: 7). Ayrıca söz konusu sı-nırlamaların, uygulamadaki pek çok negatif sonu-cun giderilmesinde potansiyel etkiye sahip oldu-ğu vurgulanmaktadır. Bazı uygulamalarda vergi ve harcama kanunları gereğince genel veya belir-li bir ölçüde oluşan birikim fazlalığının vatandaş-lara iadesi bile söz konusu olabilmektedir. Böyle durumlarda vergi gelirlerinden sağlanan genel bi-rikim fazlalıklarının kaydedileceği bir bütçe den-geleme fonunun oluşturulması önerilmekte ve so-nuçta bu sınırlamaların etkinliği gözlemlenebil-mektedir (Özker ve Biniş, 2009:48, Wagner ve So-bel, 2006:178).

Harcama artışlarının söz konusu harcamaya kay-nak teşkil edecek gelir artışlarıyla sınırlandırıl-masında harcamalara yönelik mali kurumlar ara-sında sayılabilir. Bu çerçevede, ilgili harcamaya kaynak teşkil edecek gelirin niteliği de düşünül-düğünde bir defaya mahsus olarak bu kapsamda değerlendirilmeye alınmayabilir. Böylece bir ke-relik gelirlere bağlı olarak harcama yaratılmamış

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

77olacaktır. Ekonomik büyüme açısından önem arz eden harcama kalemleri (yatırım veya yatırım ca-risi) dışındaki kalemlere oransal sınırlar getirilebi-lir. Büyüme üzerinde olumlu etkisi olamayan ve-rimsiz harcamalar diğer harcamalardan bağımsız olarak kurala bağlanabilir. Örneğin, personel öde-melerine yönelik belirlenen kurallar böyle uygu-lamalar arasında sayılabilecektir (EU Commissi-on, 2006:150).

Vergileme ile ilgili kurallar ise literatürde iki baş-lıkta incelenmektedir. Birincisi, prosedürel norm-larla, ikincisi ise, nümerik-kantitatif kurallarla ver-gileme yetkisinin sınırlandırılmasıdır. Prosedü-rel sınırlandırmalar içinde İsveçli iktisatçı Knut Wicksell’in kamu harcamalarındaki ilave artış ta-lebinin vergilerle karşılanması ve yasama orga-nının onayına tabi tutulması önerisi önem kazan-maktadır. Bu öneri kamu harcamalarını dolayısıy-la vergilerin artışını dolaylı yönden sınırlamaya yöneliktir. Eğer anayasal düzeyde uyulması gerek-li bir kural olarak kabul edilirse sürekli artış eğili-minde olan kamu harcamalarının vergi dışı finan-sal kaynaklara başvurarak finanse etmek engellen-miş olacaktır (Aktan ve Dileyici, 2010: 283). Pro-sedürel sınırlamalar sadece bu öneriyle sınırlı kal-mamaktadır, tüm kural ve kanunların toplumun bütününe aynı derecede etki yapması gereği, daha açık bir ifadeyle, genellik ilkesi, vergi oranlarının anayasada düz oranlı belirlenmesi, vergi konuları-nın anayasada belirlenmesi, denk bütçe uygulama-sı, idareler arası mali paylaşım ilklerinin anayasa-da belirlenmesi, vergi gelirlerinin kullanım alanı-nın belirlenmesi şeklinde farklı sınırlamalar uygu-lanabilir (Özker ve Biniş, 2009:53). Kantitatif sı-nırlamalar içerisinde ise, devletin vergileme yetki-sini sınırlayacak limitler belirlenmesidir. Örneğin toplam vergi gelirlerinin GSYH veya GSMH’ya oranı belirlenebilir. Ayrıca, maksimum vergi ora-nının belirlenmesi şeklinde de bir sınırlama geti-rilebilir. Örneğin, 1970’li yıllarda ABD’nin Cali-fornia eyaletinde gayrimenkullerin gerçek piyasa değeri üzerine maksimum %1 oranında bir vergi konulacağı kurala bağlanmıştır (Aktan ve Dileyi-ci, 2010: 283). Vergileme ile ilgili mali kuralların, genellikle yerel yönetimler düzeyinde uygulama alanı bulduğu da dikkat çekmektedir. Yerel yöne-timlerin gelirlerini aşan ölçüde harcama yapması-nı engellemek amacıyla, vergi gelirlerindeki artış, yerel yönetim gelirleri, nüfus artış hızı ve enflas-yona endekslenerek sınırlandırılmakta veya emlak vergisi gibi bazı vergilerin oranlarına üst sınır ge-

tirme şeklinde uygulamalara gidilmektedir (Ak-tan, 2011: 7).

4. Uygulamada Vergi ve Harcama Limitleri

Vergilemeye ilişkin mali kural uygulamaları araş-tırıldığında salt vergi ile bağlantılı uygulamalar yerine yukarıda da değinildiği üzere harcamalar-la ilişkilendirilen bir literatür söz konusudur. Ver-gi ve Harcama Limitleri (VHL) (Tax and Expendi-tures Limits (TELs)) olarak incelenecek bütçe ku-ralları, yıldan yıla vergi ve/veya harcamaların artı-şının ne kadar olacağına karar vermede önem ka-zanmaktadır. Bu sınırlamalar yasal olabildiği gibi anayasal olarak da düzenlenebilmektedir. Kanun-lara dayalı sınırlamalardaki değişiklikler yasal sü-reç içerisinde gerçekleştirilirken, anayasal sınır-lamalardaki değişiklikler vatandaşların çoğunlu-ğunun vereceği oylarla gerçekleştirilebilmektedir (Barry, 2004: 1). VHL uygulayan ülkelerden olan ABD’de vergi ve harcamalarla ilgili ilk yasal dü-zenlemenin 1978 yılında yapıldığı görülmekte-dir. Bu sınırlamaların, her yıl, genel harcama fon-larının üzerine %7’lik bir yük getirdiği ve kamu-nun büyümesinin birkaç yıllığına da olsa engellen-diği ifade edilmektedir. Ancak, 1980’lerin ortala-rına doğru VHL’lerin aşılması ve yine çift haneli oranların kaydedilmesi söz konusudur. 1990’lara gelindiğinde kamunun büyümesinde etkisini yitir-miş olan eski VHL’ler yeni limitlerle değiştirilmiş-tir ve yeni VHL’ler genel kamu harcamalarının ar-tışını yılda %6 civarına çekmeyi başarmıştır (Co-lorado Union of Taxpayers, 2013: 2).

Vergi ve harcama limitleri genel olarak, kamu gelir ve giderlerinin artışını sınırlamak üzeri-ne düzenlenmektedir. Amerika Birleşik Devletle-ri (ABD)’de, bazı eyaletlerde kamu harcamaları-nın büyüme oranı, kişisel gelirin büyüme oranını aşamaz. Yine bazı eyaletlerde, kamu harcamaları, enflasyon oranı ve nüfus artışına bağlı olarak kısıt-lanmıştır. Ancak bu noktada belirtilmelidir ki ver-gi ve harcama limitlerinin bazı temel özelliklere de sahip olması gerekmektedir. Bunlar, yapılan uygu-lamalarda vatandaşların inisiyatifinin önceliği, re-ferandum yoluyla kabul edilmeleri gereği, yasal statülerinin oluşturulması (anayasa veya yasalarla düzenlenmelidirler), uygulanacak HVL’lerin kap-samlı şekilde tanımlanması, kamu harcamalarının büyüklüğü, enflasyon ve nüfus artışının limitlerin belirlenmesinde temel unsur olması, yerel harcama ve gelirlere yönelik olmaları, harcama ve vergi li-

G. KAYALIDERE

78 mitleri sonucunda artı bakiyelere ulaşılması halin-de vergi iadelerinin yapılması ve kamu harcaması ve gelir tahsili anlamında geniş kapsamlı olmaları şeklinde sıralanabilir (Clemens vd., 2013:8).

ABD’de yoğun olarak uygulanan VHL’ler, Yö-netimler arası İlişkiler Danışma Komisyonu (The Advisory Commission on Intergovernmental Relations-ACIR) tarafından yedi kategoriye ayrıl-mıştır (Joyce ve Mullis, 1991:241):

1. Toplam emlak vergisi oranı limitleri

2. Belirlenmiş emlak vergisi limitleri

3. Emlak vergisi artırımı limitleri

4. Genel gelir limitleri

5. Genel harcama limitleri

6. Değer artışı limitleri

7. Tam beyan ve vergilemede doğruluk ölçütleri

Toplam emlak vergisi oranı limitleri: Emlak vergi-si üzerine uygulanan sınırlamalar VHL’nin en yay-gın kullanıldığı alan olarak ifade edilmektedir. Li-mit, toplam emlak vergisi oranları üzerindeyse üst oran (tavan) belirlenir. Bu üst orana kadar seçmen onayına ihtiyaç duyulmaz ve söz konusu limit, tüm yerel yönetimin toplam vergi oranları için ge-çerlidir. Bağlayıcılığı olmayan ve potansiyel bağ-layıcı olarak iki şekilde uygulanabilir. Bağlayıcı-lığı olmayan limitlerde değerleme uygulamaların-daki değişiklere kolaylıkla çözüm getirilebilecek-tir. Daha açık bir ifadeyle esnekliği olan bir uygu-lamadır. Potansiyel bağlayıcı limitler; değerleme ile ilgiliyse artacaktır. Değerlemeye bağlı olarak artacağından esnekliği olmayan sınırlamalardır.

Belirlenmiş emlak vergisi limiti; Okul bölgele-ri veya ilçeler gibi belirlenmiş hizmet alanları dı-şındaki bölgelere uygulanan emlak vergisi sınırla-malarıdır. Yine iki şekilde uygulanabilmektedirler. Birincisi, bağlayıcılığı olmayan limitlerin, değer-leme uygulamalarında düzenlemeler ya da belir-li hizmetler açısından fonlararası transferler yapa-rak üstesinden gelinmesi mümkün olabilir. Ancak, bağlayıcı limitler söz konusuysa ve değerleme ile ilgiliyse sınırlamalar artacaktır.

Emlak vergisi arttırımı limiti; Bu sınırlama şekli emlak vergisinden fazla olabilen toplam gelir mik-

tarını kısıtlar. Buna genellikle, vergi tarhında, yıl-lık artışın kabul edilebilir bir yüzdesi olarak ka-rar verilmektedir. Bağlayıcı limitler olarak uygu-lanır; gelir tavanının doğasına uygun oluşturulma-lıdırlar, çünkü, gelir kaynaklarının çeşitlendirilme-sini gerektirdiğinden uygulanması zor limitler ola-rak ifade edilmektedirler.

Genel gelir veya harcama artışları; tahsil edile-bilecek gelir miktarının sınırlı olması nedeniyle, mali yıl boyunca harcama limitleri yardımıyla gi-derler kısıtlanmaya çalışılır. Bu da genellikle enf-lasyon oranına endekslenerek yapılmaktadır. Bağ-layıcı limitler belirlenerek uygulanır ve gelir ve harcamaların üst limitlerinin belirlenmesi söz ko-nusu olduğundan zor uygulanabilir bir kısıt olarak değerlendirilir.

Değer artış kısıtları; Emlak vergisi emlağın de-ğerinin bir fonksiyonu olarak hesaplanır ve emlak yeniden değerlemeye tabi tutularak elde edilecek gelir arttırılabilir. Yerel yönetimler bu tip limit uy-gulamalarıyla, emlağın değerinin doğal ya da yö-netim tarafından artışını sağlayarak elde edecekle-ri gelirleri arttırabilirler. Bağlayıcılığı olmayacak şekilde uygulanabilirler; sınırlama, emlak vergisi oranlarının artışı yoluyla önlenebilecektir. Bağla-yıcı olarak da; genel veya belirli bir emlak vergisi oranı tespit edilerek uygulanabilir.

Tam beyan ve vergilemede doğruluk ölçütleri; bu tip sınırlamalar genellikle kamusal müzakerelerin ve yasal bazı düzenlemelerin yapılmasını gerekti-rir. Bağlayıcı olmayan kısıtlamalar olarak uygula-nabilirler; belirlenecek vergi oranı ve tarhiyat li-mitleri için sadece yerel yasama organının yapa-cağı resmi oylama (basit çoğunluk yeterlidir) ge-rekmektedir.

Vergi ve harcamalara yönelik mali kurallar, uy-gulandıkları pek çok ülkede kamu harcamaları ve vergi yüklerinde gözle görülür azalmaların kayde-dilmesi sonucunu doğurmuştur. ABD’de 1994 yı-lında Cato Institute’nin yapmış olduğu araştırma sonucunda, 5 yıllık dönemde kamu harcamaları-nın seyri ortaya konmuştur. Buna göre, ABD’de harcama sınırlaması uygulayan 18 eyaletin sınır-lama öncesi toplam eyalet kişi başına harcama bü-yüklüğü ABD ortalamasının %0,8 üzerindeyken, harcama sınırlaması uygulamasından sonra 5 yıl-lık dönemde bu oran ABD ortalamasının %2,9 al-tına düşmüştür. Vergiler açısından incelendiğinde, 5 yıllık dönemde vergi sınırlaması uygulayan eya-

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

79letlerde, eyalet kişi başına vergi yükü miktarı, ver-gi sınırlaması uygulamayan eyaletlere göre önem-li ölçüde azalmıştır. Vergi sınırlaması öncesi bu eyaletlerde kişi başına eyalet vergileri %5,5 artış oranına sahipken, araştırmaya konu edilen 5 yıllık dönemde bu oran vergi sınırlaması uygulamayan eyaletlerin ortalamasının %12.5 altında bir değere gerilemiştir (Aktan vd., 2010:115).

1976 yılından itibaren vergi ve harcama limiti uy-gulayan ABD, söz konusu sınırlamaları genellik-le kişisel gelir artışını dikkate alarak hayata geçir-miştir. Fakat Colorado’da ve Washington’da nüfu-sun yıllık artış oranı ve yıllık enflasyon artış ora-nı da göz önüne alındığından dolayı uygulama-da daha başarılı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan vergi ve harcama sınırlamalarında gerek federal gerek yerel hükümet tarafından fazla ge-lir elde edilmesi durumunda vatandaşlara vergile-rin iade edilmesi uygulaması “Vergi Mükellefleri Hakları Şartı” (TABOR: Taxpayer Bill Of Rights) uygulamaların başarı şansının artmasını sağla-mıştır. Özellikle Colorado, Michigan, Missouri, ve Oregon’daki vergilerin iadesi uygulaması va-tandaşlar üzerinde olumlu bir etki yaratmıştır. An-cak, 1990’lı yıllarda uygulamaya geçirilen “Ver-gi Mükellefleri Hakları Şartı” uygulamasından ön-ceki yıllarda vergi ve harcama sınırlamalarındaki başarıların sınırlı kaldığı görülmüştür. Amerika’da 2005 yılı itibarıyla 30 eyalet vergi ve harcama sı-nırlamasına gitmektedir. Bunlardan 18’i anaya-sal düzeyde 12’si ise yasal düzeydedir (Kitapçı, 2010:168).

Kanada’da ABD benzeri düzeyde uygulamaya rastlamak güçtür. Kanada’da on eyaletten sadece ikisinde vergi ve harcama kısıtlarına rastlanmakta-dır. Bu eyaletlerdeki sınırlamalar yasal sınırlama-lar düzeyindedir. On eyaletten sekizinde denk büt-çe kuralı uygulanmaktadır. Bu kısıtların temelde vergi ve harcama kısıtlarından farklı olduğu ifa-de edilse de bütçenin gelir ve giderlerinin denk ol-ması prensibinden hareketle vergi ve harcamaların sınırlandırılması ile ilişkilendirilebilir. Kanada’da bir eyalette vergi oranlarının arttırılmasının refe-randuma bağlanması söz konusudur. Ayrıca, di-ğer bir eyalette, 1999 yılında yasallaşan Mükellefi Koruma Kanunu ile vergi ve harcama sınırlamala-rı anlamında düzenlemelerin yapıldığı görülmek-tedir. Düzenlemeye göre, referanduma gitmeden bir vergi oranını arttırmak ve yeni bir vergi koy-mak yasaklanmıştır (Aktan vd., 2010:112).

Harcama kısıtlarını uygulayan diğer bir ülke de İsveç’tir. 1996 yılından beri üç yıllık dönemle-ri içeren harcama tavanı limitleri belirleyen ülke, bu üç dönemlerde harcamaların artışına izin ver-memektedir. Avustralya’nın da 1996 yılında, yıl-lık bazda harcama limiti belirleyerek mali disip-lin sağlama politikası izlemeye başladığı ve 1998 yılında Bütçenin Dürüstlük Yasası’nın (Char-ter of Budget Honesty Act) yürürlüğe girmesiyle bu kısıtın yasal dayanağını oluşturduğu görülür. Avustralya’nın uyguladığı kuralın temel özelliği, gelecekte tahminlenen ekonomik büyüme ve bek-lenen (umulan) bütçe dengesiyle ilişkili olmasıdır. Harcama düzeyi esnek olmasına rağmen kural be-lirli yıllarda harcamalar üzerine bir kısıt olarak iş-ler. Avustralya ve İsveç belirli bir harcama tavanı oluşturma yoluna gitmemiş ve bütçe görüşmeleri esnasında politik baskıların etkisinden kurtulama-mışlardır (Miyazaki, 2014: 2).

Şili mali kural uygulamalarıyla son dönem tanış-mış ülkelerden biri olmasına rağmen, özellikle ge-lir tahminlerinin hesaplanmasında “kural” büyük önem taşır. Çünkü, Şili’nin toplam kamu gelirleri-nin üçte biri, bakır üretiminden sağladığı vergi ge-lirleri tarafından karşılanmaktadır ve bakır fiyatla-rındaki dalgalanmalar sonucu uygulanan mali ku-ral oldukça kırılgan bir yapıdadır. Dolayısıyla, yö-netime, GSYH ve uzun dönemli bakır fiyatlarını dikkate alarak tahminlerde bulunan ve tam bilgi akışı sağlamakla görevli, uzmanlardan oluşan bir komite oluşturulmuştur. Komite, bakır fiyatlarının cari yıl içinde fiyat dalgalanmalarını takip etme-nin yanı sıra uzun vadede tahminlenen bakır fiyat-larından muhtemel sapmaları da ortaya koymak-la görevlidir. Bağımsız uzmanlardan beklenen, sapmalardan arınmış tahminlerde bulunmalarıdır. Çünkü, eğer, hatalı tahminler varsa iptal edilebi-lir ve yerine yeni tahminlerde bulunulabilir. Do-layısıyla, “kural” oluşturulmasında sapmalardan uzak bilgi aktarımı büyük önem kazanmaktadır (Wyplosz, 2012:16).

SONUÇ

Mali kurallar ile mali sürdürülebilirlik sağlanmaya çalışılmaktadır. Bütçe süreçlerinde belirlenen ku-rallar doğrultusunda keyfi uygulamalar önlenebi-lir ve siyasi aktörlerin yolsuzluk eğilimleri azaltı-labilir. Ancak, uygulamaya konulacak mali kural-ların belirlenmesinde oldukça hassas davranılma-sı gereği yadsınamayacaktır. Mali kural veya ku-

G. KAYALIDERE

80 rallar belirlenirken, kuralın amacı herkes tarafın-dan benimsenmelidir, uygulama süresi uzun olma-lıdır, yasalarla desteklenmelidir, yerel ya da mer-kezi düzeyde uygulanabilir ancak kurala uymama durumunda karşılaşılacak yaptırımlar ve cezalar belirlenmelidir. Mali kurallar, mali disiplini sağla-maya yardımcı oldukları gibi ters etki yapıp eko-nomik istikrara zarar da verebilirler. Bu nedenle, uygulamaya konulacak kuralların esneklik özelliği çok büyük önem taşımaktadır.

Literatürde mali kuralların, bütçe sınırlamaları, borç sınırlamaları ve vergi-harcama sınırlamala-rı olmak üzere üç farklı şekilde uygulanabildiği ifade edilmiştir. Borç ve bütçe sınırlamalarını ele alan pek çok çalışma olması nedeniyle araştırma kapsamı vergi ve harcama limitleri şeklinde uygu-lanan kurallar olarak sınırlanmıştır. Literatür ince-lendiğinde, mali kural uygulamaları alanında öncü sayılan Avrupa Birliği ülkeleri ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin genel olarak bütçe ve harcama sınır-lamaları kullandığı söylenebilecektir. Bu çalışma-da vergi ve harcama limitleri kapsamında sonuçla-ra yer verilmiştir.

Vergi ve harcama limitleri genel olarak, yerel dü-zeyde uygulama alanı bulurlar. Çalışmada, Ame-rika, Kanada, İsveç, Avustralya ve Şili’den örnek-lemeler yapılmıştır: Avustralya’nın 1996 yılın-da, yıllık bazda harcama limiti belirleyerek mali disiplin sağlama politikası izlemeye başladığı ve 1998 yılında Bütçe Dürüstlük Yasası’nın yürürlü-ğe girmesiyle bu kısıtın yasal dayanağını oluştur-duğu görülür. İsveç, 1996 yılından itibaren üç yıl-lık dönemleri içeren harcama tavanı limitleri be-lirlemiş ve harcamaların limitler dahilinde artışına izin vermiştir. Şili vergi ve harcama limitleri anla-mında kural uygulamalarına son yıllarda başlamış-tır. Şili’de bakır fiyatlarındaki değişkenlik ve ver-gi gelirleri içinde bakır sektöründen sağlanan pa-yın yüksek olması mali disiplinin sağlanması açı-sından kurallı bir politika uygulamayı zorunlu kıl-mıştır ve bir komite oluşturulmuştur. Vergi ve har-cama limitleri açısından, ABD’de 1994 yılında Cato Institute’nin yapmış olduğu araştırma dikkat çekicidir. Bu çalışma sonucunda, 5 yıllık dönem-de kamu harcamalarının seyri ortaya konmuştur. Buna göre, ABD’de harcama sınırlaması uygula-yan 18 eyaletin sınırlama öncesi toplam eyalet kişi başına harcama büyüklüğü ABD ortalamasının %0,8 üzerindeyken, harcama sınırlaması uygula-masından sonra 5 yıllık dönemde bu oran ABD or-

talamasının %2,9 altına düşmüştür. Vergiler açı-sından incelendiğinde, 5 yıllık dönemde vergi sı-nırlaması uygulayan eyaletlerde, eyalet kişi başı-na vergi yükü miktarı, vergi sınırlaması uygulama-yan eyaletlere göre önemli ölçüde azalmıştır. Vergi sınırlaması öncesi bu eyaletlerde kişi başına eya-let vergileri %5,5 artış oranına sahipken, araştır-maya konu edilen 5 yıllık dönemde bu oran vergi sınırlaması uygulamayan eyaletlerin ortalamasının %12.5 altında bir değere gerilemiştir.

KaynakçaAKTAN, C. Can; (2011), “Kurumsal Maliye Politikası ve Mali Kurallar (Ekonomi Politikası Yönetiminde Anayasal Ve Yasal Mali Kurallar)”, Çimento İşveren Dergisi, Ocak, s. 4-13.

AKTAN, C. Can, Dilek DİLEYİCİ, Ahmet ÖZEN; (2010), “Kamu Ekonomisinin Yönetiminde İki Farklı Ekonomi Politikası Yaklaşımı: İradi ve Takdiri Kararlara Karşı Kurallar”, Mali Kural-lar (Maliye Politikası Yönetiminde Yeni Bir Eğilim: Vergi, Har-cama, Borçlanma vs. Üzerine Kurallar ve Sınırlamalar) içinde, Editörler: C.Can Aktan, Ahmet Kesik, Fatih Kaya, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

AKTAN, C. Can ve Dilek DİLEYİCİ (2010), “Vergi Anayasası (Devletin Vergileme Yetkisine İlişkin Anayasal ve Yasal Kural-lar)”, Mali Kurallar (Maliye Politikası Yönetiminde Yeni Bir Eğilim: Vergi, Harcama, Borçlanma vs. Üzerine Kurallar ve Sınırlamalar) içinde, Editörler: C. Can Aktan, Ahmet Kesik, Fatih Kaya, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

AKTAN, C. Can, Hilmi ÇOBAN ve İhsan C. DEMİR; (2010), “Kamusal Maliye Politikası Perspektifinden Vergi ve Harcama Sınırlamaları”, Mali Kurallar (Maliye Politikası Yönetiminde Yeni Bir Eğilim: Vergi, Harcama, Borçlanma vs. Üzerine Kural-lar ve Sınırlamalar) içinde, Editörler: C. Can Aktan, Ahmet Ke-sik, Fatih Kaya, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

ALESINA, Alberto F. and Roberto PEROTTI; (1999), Budget Deficits and Budget Institutions, NBER Working Paper, 5614.

ARIKBOĞA, Aysel; (2011), “Maliye Politikalarında 1980 Sonrası Yaşanan Değişim: Mali Disiplin ve Mali Kural Uygulamaları”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, No:2, s. 13-25.

BALABAN, Kamer Güneysu; (2012), Kurallı Maliye Politikası ve Türkiye’de Kurallı Maliye Politikası Uygulamasına İlişkin Model Önerisi, TC Merkez Bankası Uzmanlık Tezi, Mayıs, Ankara.

BARRY, W. Poulson; (2004), Tax and Spending Limits: Theory, Analysis and Policy, Independence Institute.

BAYAR, Nergis; (2013), “Mali Kural ve Mali Disiplin”, www.sgb.gov.tr, Erişim: 12/01/2014.

BİLGİNOĞLU, Mehmet A. ve Gökçe MARAŞ; (2011), “Mak-roekonomik Modellerde Maliye Politikası Kurallarının İşleyişi”, www.sobiad.org/eJOURNALS, Erişim: 10/01/2014.

BIRASCHI, Paolo (2008), “Searching for the Optimal EMU Fis-cal Rule: An Ex-Post Analysis of the SGP Reform Proposals”, Working Paper, No: 7, Italy.

Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri

Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2014 Cilt: 51 Sayı: 589

81BRAUN, Miguel and Mariano TOMMASSI; (2002), "Fiscal Rules For Subnational Governments: Some Organizing Prin-ciples and Latin American Experiences", Rules-Based Fiscal Policy in Emerging Market Economies, Oaxaca, Mexico, Feb-ruary.

BROOKS, Leah and Justin H. PHILIPS; (2008), “An Institution-al Explanation for Stickiness of Federal Grants”, The Journal of Law, Economics & Organization, Vol. 26, No. 2, p. 243-464.

CLEMENS, Jason, Todd FOX, Amela KARABEGOVIĆ, Sylvia LEROY and Niels VELDHUIS; (2014), Tax and Expenditure Limitations (The Next Step in Fiscal Dicipline), The Fraser In-stitute.

Colorado Union of Taxpayers; (2013), Implementing a Just Tax System in Colorado & Strangthening Our Fiscal Constitution.

DÁBAN, Teresa, Enrica DETRAGIACHE, Gabriel DI BELLA, Gian Maria MILESI-FERRETTI and Steven SYMANSKY; (2003), Rules-Based Fiscal Policy in France, Germany, Italy, and Spain, IMF Occasional Paper, No: 225.

DEBRUN, Xavier, Natan EPSTEIN and Steven SYMANSKY; (2008), A New Fiscal Rule: Should Israel “Go Swiss?”, IMF Working Paper, WP/08/87.

European Commission; (2006), Public Finance in EMU 2006.

GÜNAY Bekar, Ayşe; (2009), “Kamu Mali Dengesinin Sağlanmasında Mali Kurallar ve Önemi”, Küreselleşme ve Kamu Maliyesinde Yaşanan Dönüşüm (Editörler: Aytaç Eker, Hayal Akça Şimşek), T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Ankara, s. 65-90.

GÜNAY, Ayşe; (2007), Mali Disiplin Sağlanmasında Anayasal Denk Bütçe Yaklaşımı ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

GÜNAYDIN, İhsan ve Levent Y. ESER; (2009), “Maliye Politikasındaki Yeni Trend: Mali Kurallar”, Maliye Dergisi, Sayı 156, Ocak-Haziran, s. 51-64.

GÜNAYDIN, İhsan ve Levent Yahya ESER; (2010), “Maliye Politikasında Yeni Trend: Mali Kurallar”, Mali Kurallar (Maliye Politikası Yönetiminde Yeni Bir Eğilim: Vergi, Harcama, Bor-çlanma vs. Üzerine Kurallar ve Sınırlamalar) içinde, Editör-ler: C.Can Aktan, Ahmet Kesik, Fatih Kaya, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

IŞIK, Abdülkadir, Mustafa SAKAL, Metin MERİÇ; (2010), “Anayasal İktisat Teorisi ve Mali Kurallar: Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİFB Dergisi, C. 15, S. 2, s. 1-25.

JOYCE, Philip G. and Daniel R. MULLIS; (1991), “The Chang-ing Fiscal Structure of the State and Local Public Sector: The Impact of Tax and Expenditure Limitations”, Public Administra-tion Review, Vol. 51, No. 3, May-June, p. 240-253.

KAYA, Fatih; (2009), Mali Kural Uygulamaları ve Türkiye İncelemesi, DPT Uzmanlık Tezi, Ankara.

KENNEDY, Suzanne, Janine ROBBINS and François DELO-RME; (2001), "The Role Of Fiscal Rules in Determining Fiscal Performance." Fiscal Rules Conference.

KİTAPÇI, İsmail (2010), “Anayasal İktisat Perspektifinden Amerika’daki Vergi ve Harcama Sınırlamaları: Uygulama Sonuçları”, Mali Kurallar (Maliye Politikası Yönetiminde Yeni Bir Eğilim: Vergi, Harcama, Borçlanma vs. Üzerine Kurallar ve Sınırlamalar) içinde, Editörler: C. Can Aktan, Ahmet Kesik, Fatih Kaya, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara.

KOPITS, George, and Steven A. SYMANSKY (1998), Fiscal Policy Rules, Vol. 162, International Monetary Fund.

KOPITS, George; (2001), Fiscal Rules: Useful Policy Framework or Unnecessary Ornament, IMF Working Paper, WP/01/145, September.

MIYAZAKI, Tomomi; (2014), Fiscal Reform and Fiscal Sustain-ability: Evidence from Australia and Sweden, www.econ.kobe-u.ac.jp, Erişim: 10/11/2013.

ÖZKER, A. Niyazi ve Mine BİNİŞ; (2009), “Mali Kurallar ve Bir Vergi Anayasası Yaklaşımı”, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Der-gisi, Cilt 1, No: 1, s. 39-61.

PINAR, Abuzer; (2000), “Vergilemenin Siyasal İktisadı: Liter-atüre Bir Bakış”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 55-2, s. 97-111.

SAVAŞ, Vural Fuat; (1993), Anayasal İktisat, TAKAV Yayını, İzmir.

SAYGILIOĞLU, Nevzat ve Ali Çelen ERDURAN; (2012), “Mali Kural ve Etkinlik Sorunu: Türkiye Örneği”, TİSK Akademi Der-gisi, Mart, s. 18-51.

SCHICK, Allen; (2003), “The Role of Fiscal Rules Budgeting”, OECD Journal on Budgeting, Volume 3 No. 3, p.7-34.

SUSAM, Nazan; (2011), “Mali Kurallar: Türkiye’de Bir Maliye Politikası Değişikliği Olabilir Mi?”, Mevzuat Dergisi, Yıl 14, Sayı 157, Ocak, s. 1-11.

WAGNER, Gary A. and Russell S. SOBEL; (2006), “State Bud-get Stabilization Fund Adoption: Preparing for the Next Reces-sion or Circumventing Fiscal Constraints?”, Public Choise, Vol. 126, No. 1/2, January, p. 177-199.

WYPLOSZ, Charles; (2012), Fiscal Rules: Theoretical Issues and Historical Experiences, NBER Working Paper, No: 17884, March.

G. KAYALIDERE

82Mali Kural Uygulamaları: Vergi ve Harcama Limitleri