Galata Kulesi ve Çevresinin Dönüşüm Sorunsalı

18
GALATA KULESİ VE ÇEVRESİ DÖNÜŞÜM SORUNSALI Şengül Öymen GÜR GİRİŞ Kentsel dönüşüm fiziksel, sosyal ve ekonomik değişimlerden dolayı sorunlar yaşayan ve kullanıcılarına sağlıklı yaşam çevreleri sunmakta geri kalan bölgelerin yeniden geliştirilerek kente tekrar sosyo-ekonomik ve fiziksel bir katkı sağlamasını amaçlayan bir kentsel girişimdir. Kentsel dönüşüm, başlangıçta hızlı ve problemli sanayileşme sürecinin yarattığı kentsel mekân sorunları ile Dünya Savaşları sonrasında yaşanan mekânsal yıkımın bir çözümü olarak kent planlamada önemli bir alt-disiplin niteliği kazanmıştır. Küreselleşmenin neden olduğu dengesiz kentsel gelişmeler sonucunda (Harvey 1982; Lefebvre 1974, 1986; Sassen 1998, 2000, 2000a, 2001) daha da farklı boyutlar kazanarak, kentsel yenileme arayışlarının bir uygulaması olarak benimsenmiştir. Bu bakış açısından hareketle, ülkemizde de pek çok yasal düzenleme ile kentsel dönüşüme olanak tanınmış, kolaylaştırıcı yönetsel düzenlemeler (5393, 5998, 5162, 5366 ve 5069 sayılı yasalar) yapılmıştır. Özellikle son yıllarda Toplu Konut İdaresinin planlamanın önemli bir aktörü olarak yerel yönetimlerle yaptığı işbirlikleri ile yetki paylaşımları düzenlenmiştir. Yerel yönetimler artık bütün küreselleşen dünyada bu yeni misyonlarını üstlenmekte, yönetim anlayışı yerini yönetişime bırakmaktadır. Bu yeni kurguda yerel yönetimler girişimci rolünü oynamakta ve risk absorpsiyonunu üstlenmektedirler (Harvey 1989). Başbakanlık‟a bağlı olan TOKİ‟nin yerel yönetimlerle işbirliği içinde olması sahip olduğu yetkiler nedeniyle dönüşüm projelerinde büyük rol oynamaktadır. Konut ve kentsel dönüşüm projelerine ilişkin güçlü hedefleri olan TOKİ, bu doğrultuda yüksek miktarlarda kaynak aktarımı gerçekleştirmektedir. 2011 Konut Kurultayı tespitlerinde de yer aldığı gibi, TOKİ Türkiye‟deki kentsel dönüşüm uygulamalarının en önemli aktörü haline gelmiştir. Tüm bu kolaylaştırıcı düzenlemeler, kentsel dönüşümün ülkemizde gelip geçici bir uygulama olmayacağının bir göstergesidir. Yasal olarak TOKİ, kentsel dönüşüm projesi uygulayacağı bölgelerde, mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut yapım sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve imar planlarını değiştirmeye yetkilidir. Serbest mimarlar, akademisyen ve araştırmacıların TOKİ uygulamalarına yönelik eleştiriler çok boyutludur: TOKİ yaptırdığı kentsel dönüşüm projelerinin niteliği konusunda duyarsız olup danışmanlık kuruluşlarından yararlanmamaktadır. TOKİ dönüşüm süreçlerinde kullanıcı katılımı öngörmediği için kullanıcının ekonomik ve sosyal koşulları olumsuz bir biçimde etkilenmekte ve kullanıcı kent hakkını savunamamaktadır. TOKİ, tarih, estetik, kentsel kimlik, kentsel siluet, kamu ulaşımı ve konut hizmet tesisleri gibi çevresel değerlere ve konut niteliğine karşı duyarsızdır. Prof. Dr. Şengül Öymen Gür Beykent Üniversitesi öğretim üyesidir. Çalıştay çalışması sırasında Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölümünün Başkanlığını yapmaktaydı.

Transcript of Galata Kulesi ve Çevresinin Dönüşüm Sorunsalı

GALATA KULESİ VE ÇEVRESİ DÖNÜŞÜM SORUNSALI

Şengül Öymen GÜR

GİRİŞ

Kentsel dönüşüm fiziksel, sosyal ve ekonomik değişimlerden dolayı sorunlar yaşayan ve

kullanıcılarına sağlıklı yaşam çevreleri sunmakta geri kalan bölgelerin yeniden geliştirilerek

kente tekrar sosyo-ekonomik ve fiziksel bir katkı sağlamasını amaçlayan bir kentsel girişimdir.

Kentsel dönüşüm, başlangıçta hızlı ve problemli sanayileşme sürecinin yarattığı kentsel

mekân sorunları ile Dünya Savaşları sonrasında yaşanan mekânsal yıkımın bir çözümü olarak

kent planlamada önemli bir alt-disiplin niteliği kazanmıştır. Küreselleşmenin neden olduğu

dengesiz kentsel gelişmeler sonucunda (Harvey 1982; Lefebvre 1974, 1986; Sassen 1998,

2000, 2000a, 2001) daha da farklı boyutlar kazanarak, kentsel yenileme arayışlarının bir

uygulaması olarak benimsenmiştir.

Bu bakış açısından hareketle, ülkemizde de pek çok yasal düzenleme ile kentsel dönüşüme

olanak tanınmış, kolaylaştırıcı yönetsel düzenlemeler (5393, 5998, 5162, 5366 ve 5069 sayılı

yasalar) yapılmıştır. Özellikle son yıllarda Toplu Konut İdaresinin planlamanın önemli bir

aktörü olarak yerel yönetimlerle yaptığı işbirlikleri ile yetki paylaşımları düzenlenmiştir.

Yerel yönetimler artık bütün küreselleşen dünyada bu yeni misyonlarını üstlenmekte, yönetim

anlayışı yerini yönetişime bırakmaktadır. Bu yeni kurguda yerel yönetimler girişimci rolünü

oynamakta ve risk absorpsiyonunu üstlenmektedirler (Harvey 1989).

Başbakanlık‟a bağlı olan TOKİ‟nin yerel yönetimlerle işbirliği içinde olması sahip olduğu

yetkiler nedeniyle dönüşüm projelerinde büyük rol oynamaktadır. Konut ve kentsel dönüşüm

projelerine ilişkin güçlü hedefleri olan TOKİ, bu doğrultuda yüksek miktarlarda kaynak

aktarımı gerçekleştirmektedir. 2011 Konut Kurultayı tespitlerinde de yer aldığı gibi, TOKİ

Türkiye‟deki kentsel dönüşüm uygulamalarının en önemli aktörü haline gelmiştir. Tüm bu

kolaylaştırıcı düzenlemeler, kentsel dönüşümün ülkemizde gelip geçici bir uygulama

olmayacağının bir göstergesidir.

Yasal olarak TOKİ, kentsel dönüşüm projesi uygulayacağı bölgelerde, mülkiyeti kendisine ait

arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut yapım sahası olarak belirlenen alanlarda çevre

ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve imar

planlarını değiştirmeye yetkilidir. Serbest mimarlar, akademisyen ve araştırmacıların TOKİ

uygulamalarına yönelik eleştiriler çok boyutludur:

TOKİ yaptırdığı kentsel dönüşüm projelerinin niteliği konusunda duyarsız olup

danışmanlık kuruluşlarından yararlanmamaktadır.

TOKİ dönüşüm süreçlerinde kullanıcı katılımı öngörmediği için kullanıcının

ekonomik ve sosyal koşulları olumsuz bir biçimde etkilenmekte ve kullanıcı kent

hakkını savunamamaktadır.

TOKİ, tarih, estetik, kentsel kimlik, kentsel siluet, kamu ulaşımı ve konut hizmet

tesisleri gibi çevresel değerlere ve konut niteliğine karşı duyarsızdır.

Prof. Dr. Şengül Öymen Gür Beykent Üniversitesi öğretim üyesidir. Çalıştay çalışması sırasında Beykent

Üniversitesi Mimarlık Bölümünün Başkanlığını yapmaktaydı.

TOKİ ve benzeri kamu veya özel kuruluşları ayırıcı (segregative) konut tipolojisinin

biçimlendirdiği konut bloklarını yurdun coğrafi ve kültürel bakımdan farklı her

bölgesinde üretmektedir. Kentleri aynılaştırmakta, iklimle bağdaşmayan ve kentle

bağlanmayan binalar üretmektedir.

TOKİ projelerinde kar payını arttırmak için konut fiyatları yüksek tutulmakta ve bu

kar asla sosyal konut yatırımına dönüşmemektedir.

Türkiye‟de alt gelir grubu için konut açığı görülürken, TOKİ‟nin büyük oranda

savunduğunun, aksine orta-üst ve üst gelir grubu için konut üretmesi çelişki

yaratmaktadır.

TOKİ‟ye karşı yapılan bu ciddi eleştirilere karşın araştırmalara dayalı olarak ortaya konmuş

çözüm önerileri pek de yoktur. Bir başka deyişle, TOKİ‟ye yol gösterebilecek nesnel

çalışmalar ve bulgular Türkçe yazında yok denecek kadar azdır. Tam da bu nedenle dönüşüm

projelerini eleştirmek yerine Galata‟da akademik bir çalışma planladık ve Galata‟yı kentsel

dönüşüm bağlamında ele aldık.i

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TANIMI VE AMAÇLARI

Kentsel dönüşüm, zaman içinde sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak çöküntüye uğramış; değer,

işlev ve nitelik kaybı yaşamış kent dokularının, günün gereksinimlerine paralel olarak yeniden

yorumlanması, kentsel yaşama kazandırılması, mekânın yeniden üretilmesi, örgütlenmesi

olarak tanımlanabilir. Bugün dünyada kentsel dönüşüm olgusu, genel küresel dönüşümler

sonucu kentlerde yaşanan olumsuz değişimlere verilen bir yanıt olarak görülmektedir ve çok

ciddi amaçları vardır:

Sosyal Amaçlar

Ekonomik Amaçlar

Fiziksel Amaçlar

Dönüşümün sosyal amaçlarından en önemlisi girişimin sürdürülebilir olmasıdır. Sürdürülebilir

kentsel gelişme kötü namlı, sadece dar ve çok dar gelirlilerin yaşadığı bölgelerin hedef alınıp

yerine yeni konut ve tesislerin yapılması veya köhnemiş tarihi konut bölgelerinin kurtarılması

arzudur. Uygulamada, bu bazen buna benzer semtlerin içinde veya hemen yakınlarında karma

kullanımlı yeni konutların ve/veya tesislerin yapılması anlamına gelir. Sürdürülebilirlik bu

bağlamda insanın bu gün ve gelecekte yaşamaktan memnun olacağı konut gruplarının üretimidir

(Allen ve diğ. 2005; Monk 2007). Sürdürülebilirlik olumlu ilişkilerin gerek yaratılması ve gerekse

zamanın akışına dayanması amacı taşıdığından dayanıklı bir sosyal kapital oluşturma hedefi taşır.

Kentsel dönüşümün ekonomik amacı, girişimde bulunulan yerde istihdamın ve gelirin arttırılması

ve böylece marjinal konut maliyetinin de makul düzeyde tutulabilmesidir (Meen 2005, 2007).

Kentsel dönüşümün ülkemiz eleştirilerinde öne çıkan boyutu olan fiziksel ciheti ise köhnemiş

kentsel alanlarında tarih, topografya ve coğrafya ile uyumlu, kent siluetini bozmayan zevkli bir

müdahale beklentisidir.

Dönüşümün en büyük tehlikesinin mekânın siyasallaşması ve kapitalizmin hizmetine girme

olasılığıdır (Tafuri 1969; Lefebvre 1974). Tafuri, sürmekte olan Modernitenin kapitalizm ile

ilişkili olduğunu söylemiştir. Ütopyacılık şimdilerde kapitalizmin evrensel ve sistematik olarak

planlanmasından başka bir şey değildir. Kapitalizm mimarlıktan sosyalist ütopyaları çekip

çıkarınca mimarlık pür mimariye ve süblim faydasızlığa indirgenir (Tafuri a.g.y). Mimarlık

üzerine bu söylem siyasallaşan dönüşüm projelerini de bekleyen en büyük tehlikedir. Buna

direnmek için ciddi bir kentsel dönüşüm projesi bütün yenileme kavramlarını eş zamanlı

olarak kapsamalı, sürekli ve sürdürülebilir olmalıdır. Bütün yenileme kavramlarını

kapsamalıdır çünkü dönüşüm bölgeleri alt özelliklerine göre bazen sadece basit koruma veya

sağlamlaştırma işlemi gerektirebilirken, ender hallerde topyekûn yıkım bir çare olabilir.

Ayrıca, kentsel dönüşüm her aşamada çok aktörlü ve çok boyutlu ortaklıklar gerektirir.

Kamunun, özel sektörün ve STKların etkileşim içinde çalışması, gerçek kullanıcıların her

aşamada projeye katılması gerekir. Dönüşüm çalışmalarının özellikle dışlanmayı önlemesi

gerekir (Turnstall 2011). Ancak bu şekilde yürütüldüğü takdirde bir dönüşüm projesinin

yukarıdaki amaçlara ulaşması olanaklıdır. Kentsel dönüşüm, uygulamadaki amacına bağlı

olarak farklı nitelikler kazanır.

Kentsel Yenileme (regenerasyon/renewal): KKentsel yenileme sosyal, ekonomik, mekansal

ve ekolojik niteliklerin karşılıklı etkileşimlerine dayalı, geniş kapsamlı bir vizyon olup

mekânın yeniden topyekun üretilmesi ve örgütlenmesini hedefler. Olası çözümler için bir dizi

eylem önerir. İyileşmeyi bütünsel olarak kavrayıp kapsamaktadır. Kentsel yenileme, çözüm

hedefleyen mekânsal gelişme stratejilerine ve projelere yönelir ve yeni mekanizmalar ortaya

koyar. Londra‟da Thames nehri boyunca, Barbican‟da, Boston Batı yakasında, New York

Bronx‟ta ve Philadelphia‟da liman bölgesinde en kapsamlı örneklerini vermiştir.

Yeniden canlandırma/güçlendirme (revitalization); Kent merkezlerinin, sanayi

bölgelerinin ve özellikle sanayi sektörünün mekân içinde yer değiştirmesinden kaynaklanan

atıl alanların kentsel alanlar üzerine yaptığı olumsuz etkilerin giderilmesini hedefler.

Ülkemizden örnekler arasında İzmit, Kayseri gibi kentlerde atıl kalmış fabrika bölgelerinde

hayata geçmektedir.

Kentsel Rönesans (urban renaissance): Sermayenin dolaşımı ve piyasa simgeciliği

sonucunda çökmüş kent içi alanların rönesansı yeniden canlandırmanın bir müdahale

biçimidir. Bir öncekinden farkı 1990'lardan sonra sık görülen rant amaçlı bir kentsel

canlandırma yaklaşımı olmasıdır (bkz, Soja 1992; Gür ve Düzenli 2002; Gelbard 2005).

Londra‟da City, Tokyo‟da Ginza bunun kapsamlı örnekleri olarak verilebilir.

Soylulaştırma (gentrification): “Soylulaştırma” kuramsal olarak arz ve talep merkezli

olabilir. Ancak uygulamada hükümetlerin arz mekanizmaları olarak çalıştığı görülmektedir.

Soylulaştırma sonucunda ev fiyatları ve kiralar arttığından mevcut dar gelirli nüfus

soylulaştırma ortamını terke zorlanır. Soylulaştırmanın amacı, bu durumda, kentlerde değişen

sanayi yapısı ve bunun ortaya çıkardığı beyaz yakalı profesyonel yönetici ve teknik işçilerin

barınmasına dönüşür. Ülkemizde en çarpıcı ve üzücü örneği Sulukule yıkımıdır (Melis ve diğ.

2009; Pınar 2009; Türkmen 2009; Osseiran 2010).

Kentsel bakım/iyileştirme (rehabilitation): Avrupa'da kentsel dönüşüm bağlamında yapılan

müdahaleler 1950'lerde çöküntü alanlarının temizlenmesi hareketi ile başlanmıştır. Kentsel

alanın büyük bir bölümünün yıkılıp yerine yeni bir şehir dokusu inşa edilmesinden trafik

sisteminin yeniden organize edilmesine kadar varan bu radikal eylem biçimi, 1960'larda tarihi

ve kültürel mirasın korunması düşüncesinin yerleşmeye başlaması ile birlikte terk edilmiştir.

Kentsel koruma ve sağlıklandırma tarihi bölgelerde yeğlenen müdahale biçimleri olmuştur.

Ülkemizde konut bölgelerinde kendiliğinden yaşanan örnekleri arasında İstanbul‟da Nişantaşı,

Galata, Gümüşsuyu, Cihangir gibi bazı tarihi semtler ve Levent gibi Modern mimari dönem

yerleşmeleri sayılabilir. Buradaki başarının altında bireysel girişim yatar.

Kentsel Koruma (conservation): Taşınmaz ve taşınabilir kültür ve tabiat varlıklarında

muhafaza, bakım, onarım, fonksiyon değiştirme işlemlerine denir. Korunması gereken

taşınmazların çevrelerinden soyutlanmadan korunması hedef teşkil etmektedir. Ülkemizde

tekil örnekleri daha yoğun olmakla birlikte, sokak düzeyine uygulamalar mevcuttur. Örneğin;

Zeytinlik Sokak (Giresun), Kaleiçi (Trabzon), Kaleiçi (Antalya).

2011 Temmuz Ayında gerçekleşen uluslararası Galata Çalıştayı, dönüşüm çalışmasının

koruma, bakım, yenileme, canlandırma ve soylulaştırma gibi türlerinin hepsinin tartışılmasını

gerektirdi. Gruplara ayrılan öğrenciler kendi hedeflerini belirlediler. Diğer ayrıntılara

girmeden önce Galata Kulesi ve yakın çevresinin tarihi üstünde biraz durmakta yarar var.

GALATA KULESİ VE ÇEVRESİ

Galata Kulesi 1348 yılında, İstanbul'da Ceneviz Kolonisi alanının genişlemesi sırasında

Christea Turris (Latince ismiyle İsa Kulesi) adıyla inşa edildi. Bu dokuz katlı taştan yapılmış

ortaçağ kulesi, koni biçimdeki külahın altından kot alındığında 66,90 metre yüksekliğindedir.

Yapının gözlem balkonu hizasındaki yüksekliği 51,65 metredir. Zamanında kentin en yüksek

yapısıymış. Bu yapı günümüzde İstanbul kent siluetini oluşturan en çarpıcı yapılardan

birisidir. Eski İstanbul‟un panaromik manzarasına bakan bu kulenin Osmanlı döneminde

yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde,

(1630-1632) Galata Kulesinden yapay kanatlarla uçarak yaklaşık altı kilometre uzaktaki

Üsküdar Sahillerine inen Hazerfan Ahmet Çelebi'den bahseder.1 Kule'nin yangın gözetleme

kulesi olarak kullanılması 1717 yılında başlar. 1794 yılında Sultan III. Selim döneminde

kurşun ve ahşap kaplı çatısı ciddi bir yangın sonucunda hasar görmüş, onarılmış. 1831 yılında

tekrar yanmış ve bunun üzerine restorasyon çalışmaları başlatılmış. 1875 yılında ise bir

fırtınada çatı külahı yıkılmış. Osmanlı döneminde çatı bir daha tamir edilmemiş, Cumhuriyet

döneminde 1960 yılında başlayan yenileme çalışmaları sırasında Kule'nin ahşap olan iç

kısımları sökülerek yerlerine betonarme bir strüktür yapılmış ve ticari bir işletmeye

dönüştürülerek halka açılmış. O günden beri İstanbul‟un en çok turist çeken yapılarından

birisidir.

1 Evliya Çelebi (1611–1682).Seyahatname. İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık (2003), p. 318.

Foto 1. Galata Kulesi Foto 2. Galata Kulesi

Galata Bölgesi'nin kuzey doğusunda yer alan bankalar, büyük iş hanları, tarihsel olarak

başlangıçta tersane ile ilişkili küçük sanayiye yönelik ticaret morfolojinin oluşmasına neden

olmuş, geçmişte bölgeyi parçalara bölen tarihi surlarla birlikte örüntüyü etkilemiştir.

Galata kıyı ticareti gemi yapımı ve diğer endüstriyel işletmelere dayanırken Eminönü ticaret

merkezi kentin alt yapısal gereksinmelerini karşılamaya yönelik olarak gelişmiştir.

Haliç'in Güney Batısında Eminönü-Galata aksı, Kapalı Çarsı, Hanlar Bölgesi, çeşmeler,

rıhtımlar ve iskeleleri ile doğulu bir görünüm sunarken, Haliç‟in Kuzey Doğusu, yani Galata

bankalar, dükkânlar ve diğer hizmetleriyle tamamen batılı bir görünümdedir. Neo-klasik ve

Barok motifleri ile 19.yy eklektizmine iyi bir örnek oluşturan Galata ve yakın çevresi bir

anlamda Doğu ile Batı'nın dramatik buluşma noktasıdır (Resim 1, 2).

Şekil.1 Şekil. 2

Galata eskiden beri sunduğu apartman tarzı yoğun yerleşim alanlarıyla Osmanlı'nın “modern

anonim insan” ile ilk tanıştığı yerdir. Osmanlı‟nın Modernite'den ilk etkilendiği ve değişmeye

başladığı yer Galata'dır, demek yanlış olmayacaktır. Galata‟nın tarihi dokusu, Haliç

kıyısındaki iskelelerden hanlara, hanlardan perakende ticarete, konutlara ve nihayet zirvede

bu karma yapıyla çelişen son derece geometrik ve tanımlı bir biçim dili olan dini külliyelere

doğru yükselen anlamsal bir kurguya sahiptir. Bu kurguyu asıl örgütleyen işlev, ticarettir.

Hanlar Bölgesine gelince; Haliç‟in batı yakasında dönemsel olarak batı ülkelerindeki ticaret

yapılarına (örneğin Venedik‟tekilere) örnek gösterebileceğimiz; kütlesel, avlusuz, çok sayıda

iç mekândan oluşan Saint Pierre Hanı, eski Ceneviz Ticaret odasının bitişiğinde yer

almaktadır (Foto 2–8). Haliç‟in diğer yakasında ise avlulu hanlar bulunmaktadır. Bunların

önemli bir kısmı 1750‟lerde Osmanlı‟nın ticaret yollarının değişmesi, ticaret aksının Doğu

Akdeniz‟e kayması sonucu önemini yitirmeye başlamıştır. Bu hanlar adını ticari ürünlerden

alan (Yağkapanı, Unkapanı, Yemişkapanı… gibi) iskelelerle ilişkilidir.

Foto 3. Hanlar Bölgesi Foto 4. Avlulu Hanlara bir örnek

Foto 5. St. Pierre Hanı Foto 6. Venedik Ticaret Odası

Foto 7&8. Solda Venedik’te Türk tüccarların kullandığı Türk Hanı (Fondaco dei Turchi) Sağda Alman Tüccarların kullandığı Alman Hanı Fondaco Dei Tedeschi

Galata 1990'lı yıllarda elektrik malzemeleri üreten atölyeler semti durumundayken, sivil

toplum örgütlerinin giderek artan kültürel etkinlikleri ve araştırmacıların ve akademisyenlerin

büyük katkılarıyla hızla değişmektedir. Bunun sonucunda semt kendiliğinden dönüşmekte,

görünüm değiştirmekte, canlanmakta, özgün yapısına daha uygun hale gelmektedir. Bir

yandan eski evler yenilenirken diğer yandan boş evler kiracı bulmakta ve hatta bir kısmı varsıl

entelektüeller tarafından satın alınarak onarılmaktadır. Galata sanki eski günlerini geri

getirmeye hazırlanmaktadır. Ancak bu durum bölgede uzun zamandır yasayan yoksul halkın

özellikle mülk sahibi olmayanların durumunu zorlaştırmaktadır.

1990lı yıllardan sonra, içinde taşıdığı potansiyellerin etkisiyle Galata‟nın hızla bir kültür

merkezine ve turistik ilgi alanına dönüşüyor olması Galata Kulesi ve Çevresine bilinçli bir

müdahaleyi zorunlu kılmaktadır.

Foto 9&10

ÇALIŞTAYIN AMACI

Bu çalıştayın amacı bir bağlantı noktası gibi gelişmekte olan Galata Bölgesi'nin ne yönde ve

nasıl gelişmesi gerektiği konusunda çeşitli vizyonlar oluşturmak, ulaşım yolları ve özellikle

kıyı ile bağlantısını kurarak alternatif koruma imar planları önermekti. Çalıştaya katılan

öğrenciler tarafından geleneksel dokunun anlaşılması, koruma ve/veya yenileme durumlarına

karar verilmesi ve yerel müdahalelerin gerekli görüldüğü yerlerde merdivenler, rampalar,

bahçeler, sokak sınırları, çatılar ve benzeri bina elemanlarının tasarlanması beklenmekteydi.

Beyoğlu belediyesi araştırılan çevrenin kültür ve tabiat varlıkları envanterini hazırlamış,

mülkiyet durumunu belirlemiş, binaların bodrum katları da dahil olmak üzere katlara yayılan

işlevlerini tespit etmiş, binaların dönemlerini, cinslerini, yaşlarını, boş olma durumlarını,

vakfa ait olma durumlarını belirlemiş, yapısal analizlerini yapmış, karayolları ulaşımını, raylı

sistemi ve bölgenin deniz yolları ile bağlantıları zemin paftalarına işlemiş, yeri kesit ve

siluetlerine kadar incelemiş ve bölge ile ilgili kurumsal görüşleri rapor etmişti. Alternatif

görüşlerin ortaya çıkması açısından araştırma grubu olarak kurumsal görüşleri görmezden

gelmek üzere bir karar aldık.

Beyoğlu Belediyesi zaten göz bebeği olan bu bölgeyi en ince ayrıntısına kadar incelemiş,

gerekli bilgileri görselleştirmişti. Çalıştay grubu yöneticileri olarak mahalle sınırları çalışması

üzerinden hangi mahallelerde fikir çalışması yapılacağını belirledik (Harita 1).Kültür ve

Tabiat Varlıkları Koruma Envanterini (Harita 2) öğrencilerin bilgilerine sunarak mahallelerde

bunları gözlemlemelerini tavsiye ettik. Arazi kullanımı (Harita 3), İhtisaslaşma bölgeleri

(Harita 4) konusunda birlikte gezi düzenleyerek durumun yerinde gözlemlenmesini sağladık.

Sonra fonksiyonların hangi katlara nasıl dağıldığı konusundaki haritaları Beyoğlu

Belediye‟sinin bize tahsis ettiği Gençlik Merkezi‟nde tartıştık ve çalışma grubuna

Belediye‟nin ilgili biriminin hazırladığı sentez bilgileri dağıttık (Harita 5).

Harita 1a&b. Mahalle Sınırları ve Çalışma alanı

Harita 2. Tabiat ve Kültür Varlıkları Envanteri

Harita 3. Arazi Kullanımı

Harita 4. İhtisaslaşma Bölgeleri

Harita 5. Sentezlenmiş Bilgiler

“Kentsel koruma, bakım ve iyileştirme dışındaki dönüşüm girişimlerinin kolay

bağışlanamayacağı bu bölgede canlandırma amaçlı yenilemeyi tetikleyecek ne

yapılabilir?” sorusu bu çalışatayın temel sorunu olarak kararlaştırıldı. Öğretim üyelerinin

sunduğu konferanslarla bu konuya açıklık getirildi.

En temel paradigma, Galata Kulesi ve çevresinin içinde bulunulan anda sahip olduğu kimliğin

değerli olduğu ve canlandırma girişimi nereye ve ne şekilde önerilirse önerilsin buradaki

güçlü kimliğin asla yara almamasıydı.

KİMLİK

Derrida différance kavramını felsefede öne sürerek kimlik ve fark gibi çok bilindik belitlere

yepyeni bir bakış açısı getirmiştir. Fark tüm diğer olası anlamların üstünü örterek başat bir

anlamı su yüzüne çıkarmaktır. Diğerleri sadece ötelenir, zamana bırakılır ve başka ortamlarda

yeniden ortaya çıkmayı beklerler. Farkın belirtkesi olarak ortaya çıkan kimlik, bir nesne veya

yerle ilgili ısrarcı ve tekrarlayan öyle özelliklerin toplamıdır ki nesneyi veya yeri işlevsel

benzerlerinden ayırt eder. Kimlik diğerlerinden ve kapsayandan olan farkla anlatılır ama

Derrida açıklamasına göre zaman içinde değişme ve dönüşme potansiyeline de sahiptir. Yer

ile ilgili olarak irdelenecek olursa yerin kimliği yerin coğrafyası ve barındırdığı izlerle

betimlenebilir.

Eğimler, dağlar, denizler, göller, göletler, flora ve fauna gibi doğal varlıklar (Foto 11–16) ve

insanın bunları kullanma alışkanlıkları ve onlara atfettikleri değerler, ve doğaya direnme

süreci içinde geliştirdiği korunma ve üretme biçim ve yöntemleri yanı sıra inanç sistemlerinin

biçimlendirdiği toplu yaşam alışkanlıkları, örf ve adetler yerin özgün kimliğini yapılandırır.

Yerin kimliği izlerin toplamıdır.

Foto 11&12. Bir başka yerde yeniden bir Machu Pichhu yaratmanın güçlüğü ortada

Foto 13-16. Dört ayrı özelliğe sahip su öğesi ve dört farklı kent kimliği (saat yönünde: Paris,

Tiflis, Bakırköy, Amsterdam)

Bu izler arasında mimari miras ve mimari kültür en fazla ime sahiptir. Sınırlar ve yollar (Şekil

3) ve özellikle yaya yolları (Şekil 4) yerleri karakterize etmekte ve yeri yer yapmakta yüksek

öneme sahiptir.

Viyana Paris Frankfurt

Zurih Los Angeles

Şekil 3. Beş farklı kentin kendine özgü trafik yolu güzergâhları

Şekil 4. Avrupa‟nın çeşitli yerleşmelerinin yaya yolu güzergâhları

Yerlerde bırakılan izler katman katman ayıklanabileceği gibi zamana dayanamayanın yerini

yenilerinin alması ve kimliğin dönüşmesi de doğaldır. Küresel etkiler uzun süre dayanmış

izleri bile bir çırpıda silip süpürmeye iktidarlı görünüyorlar. Zamanlara uymayan ne insan ne

de yer kalıyor. Dolayısıyla bu bağlamda koruma direnmenin bir yolu oluyor; çaba ve güç

istiyor. Tam da bu nedenle trafik ve yaya yolları örüntüsüne olabildiğince dokunmama kararı

aldık.

Harita 6. Yolların Dokunulmazlığı

Aldo Rossi‟nin (1966) çok önceleri altını çizdiği gibi kent içine serpiştirilmiş anıtlardan çok

kentlerin konut dokusu kent kimliğini yapılandırmakta önceliklidir (Foto 17&18). Geleneksel

dokularda görüş açıları planlı ve düşünülmüştür ve bu nokta koruma ve yeniden

canlandırmada dikkat edilmesi gereken bir husustur (Foto 19–21).

Foto 17. Geleneksel bir Berlin Foto 18. Sarajevo‟nun gelincik tarlaları

Yapı adası-Hackeschen Höfe

Foto 19. Sarajevo‟da bir sokak Foto 20. Galata‟da bir sokak (Foto:Nilgün Kuloğlu)

Foto 21. Galata Kulesi ve yakın çevresi zengin Vistalarla doludur (foto: Nilgün Kuloğlu)

Yerel kimliğin diğer önemli bir özelliği anıtsallıktır, yani toplum belleğine kazınmış ortak

değerlerler ve bu değerleri düşündüren izler… Öylesine tasarlamalıyız ki diyordu Vattimo

(1996), „sonradan konmuş ve hiçbir şeye gönderme yapmayan, sadece alan tanımlayan

göstergeler olmamalı yaptıklarımız, zihinsel süreçler ve duygularla kavranmaya müsait izler

olmalı. Çoğullukların ve köklerin bilincinde olan binalar ve kentler tasarlamalıyız.‟

KİMLİK VE SÜS

“Yer”in dokusunun ve mimari kimliğin önemli bir başka belirleyeni temsilin ayrıntıları ve

süsüdür. Sanatın bu boyutunun da yine kültürle sıkı bağları olduğu düşünülür. Gadamer

(1996) sanatı anlamlı kılan şeyin kültür olduğunu savunmuştur. Yüksek nitelikli sanatın

ortaya konmasında kültürün biçim ve süs anlayışı çok önemlidir. Her çağ, o çağda duyu

organlarının beklediği süsü yaratır. Salingaros (2002) süsü mimarlığın insana hitabeden

önemli bir bileşeni olarak algılar; yirminci yüzyıl mimarlarını insanın beyin/görme sistemini

anlamadan yapmaya çalıştıkları biçim devrimlerinden dolayı suçlar ve der ki “küçük ölçekli

süs topyekûn mimari biçimin tutarlılığını ve bütünlüğünü sağlamada çok önemli bir

faktördür” (s. 63). Ona göre süsün bastırılması fizyolojik ve psikolojik ezinçlere neden olan

yabancı (alien) biçimlerle sonuçlanıyor.

Oysa süs ve dekor Modern mimarların ardından „asıl‟ sanata yapıştırılan bandajlar olarak

yorumlanmıştır. „Modern‟ mimarlarca süsleme vazgeçilebilir bir şey ve hatta daha da ileri

gidilerek ahlak eksikliği olarak görülmüştür; örneğin, Adolf Loos‟da olduğu gibi. Her şeyi

üreten planın zihnin merkezî bir görevi olduğu; süsün ise aklın çeperlerinde bir yerlerde

dolaştığı fikrinden hala kurtulamadık. Ama duyularımıza vermeye başladığımız önem ve

onların ihtiyaçlarını karşılama isteğimiz giderek arttıkça süs ve süsleme Modernizm'in

çatlaklarından yeşerecektir (Gür 2002; 2009a&b; Pallashmaa 2005).

Süs gerçekten de önemlidir. İnsanın fiziksel olarak ayırt edilebilen özellikleri arasında

fizyonomisinden bile önemli yer tutar. Binaların algılanmasında ve ayırt edilmesinde ise en

önemli faktördür. “Yer”lerin de en akılda kalıcı özellikleri süsleridir. Bunları yadsımak

gerçekliği yadsımaktır. İnsan-çevre interdisipliner alanıyla ilgilenen herkes ayrıntının seçici

algıda, öncelikli algıda, imgelenebilirlik olgusunda oynadığı rolü bilir. Süs önemli bir detaydır.

Örneğin, Venedik evlerinin kurşun borulu çatı çözümlerindeki saçak uçlarını silecek olsak

Venedik‟te olduğumuzu anlamak olanaksız hale gelir.

Foto 22&23. Venedik evlerinin kurşun çatı detayı (Fotoğraflar: Ali Asasoğlu)

Gadamer (1996) sanatçıya çağın gerektirdiği simgeselliği icat etme görevini yüklemektedir.

Mimar yer, zaman ve işleve bağlı olarak kendi yeteneğini ve sanatsal bireyciliğini bu alanda

ön plana çıkarabilir. Ayrıca detaylar ve süsler mimarinin yerinin ve biçemlerin belirlenmesi

ve tanınmasında da baskın rol oynarlar (Tablo 1).

Tablo 1. Süsün yere ve zamana aidiyeti

Amr İbn Aas Cami -bir

ayrıntı, Kahire

Babylon (Musevi Mahallesi)

girişinden bir ayrıntı, Kahire,

Sultan Hasan Medresesi

kubbe ayrıntısı, Kahire

Karnak Tapınağı palmiye

sütun başlığı

Karnak Tapınağı palmiye

sütun başlığı

Edfu’da Horus Tapınağı,

Mısır

Manhattan, New York

Valilik giriş kemeri,

Philadephia

Manhattan 81. Sokak, New

York

Galata Kulesi, Galata,

İstanbul

Eski Kilise şimdi Göz

Hastanesi, Galata, İstanbul

Bankalar caddesi, Galata,

İstanbul

Galata sivil yapıları, İstanbul

Galata sivil yapıları, İstanbul

Galata sivil yapıları, İstanbul

Ne yazık ki dönüşüm projelerinin aynı anda kimliği de değiştirdiği ve toplum belleğini inkâr

ettiği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle böyle bir görev üstlenen kişi veya grupların sadece

neyin korunup neyin gideceğine dikkat etmeleri yerine yerin ruhunun korunmasına da çok

özen göstermeleri gerekir. Bu ülkemizde yaşanan dönüşüm ve koruma projelerinin zayıf

karnıdır. Bu nedenle çalışma grubuna burada sözü edilen, karakter, kimlik ve yerin ruhu

konuları etraflıca ve bol görsel araçla anlatılmıştır.

NOTLAR

i Galata Çalıştayı Temmuz 4-11 tarihleri arasında Trento Üniversitesi (İtalya), Berlin Teknik

Üniversitesi (Almanya) işbirliği, TÜBİTAK (2221) ve Beyoğlu Belediyesi, Güngören

Belediyesi ve Şişli Belediyesi destekleriyle Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı

Prof. Dr. Şengül Öymen Gür başkanlığında Doç. Dr. Fikret Evci ve Öğr. Gör. H. Yılmaz Kuyumcu

tarafından düzenlenmiştir. Yrd. Doç. Dr. Paola Alfaro d'Alençon (Berlin Teknik Ü.), Prof. Dr. Ali

Asasoğlu (KTÜ), Yrd. Doç. Dr. Asu Beşgen (KTÜ), Arş. Gör. Serap Durmuş (KTÜ), Arş. Gör. Gabi

Eisenreich (Berlin Teknik Ü.), Yrd. Doç. Dr. Şengül Yalçınkaya Erol (KTÜ), Yrd. Doç. Dr. A. Nilay

Evcil (Beykent Ü.), Yrd. Doç. Dr. Kenan Göçer (Beykent Ü.), Prof. Dr. Claudio Lamana (Trento Ü.),

Doç. Dr. Nilgün Kuloğlu (KTÜ), Dr. Birsen Coşkun Öztürk (Berlin Teknik Ü.), ve Arş. Gör. M.

Orkun Özüer (Beykent Ü.) çalıştaya aktif olarak konferans ve tashihleriyle destek vermişler,

öğrencileri görüşleriyle yönlendirmişlerdir.

Beykent Üniversitesi Öğrencileri: Merve Akgök, Fatma Arusoğlu, Barış Biberoğlu, M. Fatih Çınar, M.

Göktuğ Dedeoğlu, Kübra Demir, Serkan Deniz, Özlem Eren, Umut Fişek, Caner Karaalp Güzide

Karadeniz; K. Elif Karaoğlu, Tutku Kekeç, Ufuk Keskin, Merve Mutaf Pınar Ongun, H. Türker

Özdede, Gökhan Özdemir Mahmut İsa Şenel, Ufuk Topaloğlu, Gökmen Tugay, Ömer Tüysüz, Arda

Yalılı, Ayla Yavuzaslan, Yasemin Yılmaztürk, Emre Yüksel, Karadeniz Teknik Üniversitesi

Öğrencileri: Sevinç Akkoyunlu, Emre Apak, Mehtap Ayazoğlu, Şeyda Başar, Burcu Çapkan, Damla

Demirkan, Kemal Erdoğdu, Merve Ertosun, Serhat Eryılmaz, Gözde Gürsoy, Büşra İnce, Emine Keleş,

Deniz Küçük, Gökhan Semiz, Pelin Seven, İlker Şaş, Pınar Tunç, Hülya Turan, Ahmet Türel, Deniz

Uysal, Hatice Yavuz, Mehpare Yıldırım, Mehmet Akif Yıldız, Hatice Yılmaz, ve Berlin Teknik

Üniversitesi Öğrencileri: Martin Abbott, Gabi Eisenreich, Marcus Jeutner, Georgina Harvey, Birsen

Coşkun Öztürk, Kübra Benan Tan kentsel dönüşüm çalışmasına projeler geliştirme yoluyla değerli

katkılar vermişlerdir.

KAYNAKLAR

Allen, C., Camina, M., Casey, R., Coward, S. and Wood, M. 2005. Mixed Tenure 20 years

on: Nothing out of the ordinary Chartered Institute of Housing/JRF.

Appadurai, A. 1996. Modernity at Large: Cultural Dimensions of Globalization. Minneapolis:

University of Minnesota Press.

Blanco, Carolina ve Kobayashi, Hidetsugu. 2009. Urban Transformation in Slum Districts

Through Public Space Generation and Cable Transportation at Northeastern Area:

Medellin, Colombia. The Journal of International Social Research, Vol. 2, No. 8,

s.75–90.

Brenner, Neil. 1999. Globalisation as Reterritorialisation: The Re-scaling of Urban

Governance in the European Union, Urban Studies, Vol. 36, No. 3, s.431- 451.

Evliya Çelebi (1611-1682).Seyahatname. Istanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık

(2003), p. 318.

Gadamer, Hans-Gorg 1996. The ontological foundation of the occasional and the decorative,

Neil Leach (der.) Re-Thinking Architecture: A Reader in Cultural Theory. Routledge,

New York.

Gelbard, Sarah. 2005. Jean Nouvel's Guggenheim Rio: a Global and Ideological Analysis,

http://gelbard.ca/research/Guggenheim_Rio.pdf

Gür, Şengül Ö. ve Düzenli, H. İ. 2002. “Kent Makyajı”, YAPI 252, s. 44–50.

Harvey, David. 1982. The Limits to Capital. New York: Oxford University Press.

Harvey, David. 1989. From Managerialism to Entrepreneurialism: The Transformation in

Urban Governance in Late Capitalism. Series B, Human Geography, Vol.71, No.1,

The Roots of Geographical Change: 1973 to the Present, s.3-17.

Lefebvre, Henri. 1986. Le retour de la dialectique:12 mots clefs pour le monde moderne.

Paris: Messidor/Edition sociales .

Lefebvre, Henri. 1991[1974]. The Production of Space, (çev.). Donald Nicholson-Smith.

Cambridge, MA: Blackwell.

Meen, G. et al. 2005. Affordability Targets: Implications for Housing Supply in 2005, Office

of the Deputy Prime Minister, London.

Meen, G. ve Andrew, M. 2007. Planning for Housing in the Post-Barker Era: Affordability,

Household Formation and Tenure Choice. International Centre for Housing and Urban

Economics, Department of Economics, The University of Reading Business School.

Melis, Can. Bozkaya, A. Pınar ve Demircan, Necati.2009. Sulukule. Belgesel film.

Monk, Sarah. 2007. The economic and social sustainability of new housing development‟,

Sustainable Urban Areas International Conference, ENHR, Rooterdam 2007, s. 1–21

(w12-paper_monk).

Osseiran, Nejla. 2010. Canım Sulukule (My Beloved Sulukule). Belgesel film

Peterson, P. 1981. City Limits, Chicago.

Pınar, Fatih. 2009. Sulukule. Belgesel film.

Scott, A. J. 1996. Regional motors of the global economy, Futures , 28, s.391-411.

Sassen, Saskia. 1998. Globalization and its Discontents. New York.

………………. 2000. The Global City: New York, London, Tokyo. Princeton.

………………. 2000a. Cities in a World Economy (New Updated Edition). Thousand Oaks,

California.

………………. 2001. “The Global city: strategic site/new frontier” Seminar:

GLOBALIZATION a symposium on the challenges of closer global integration.

(http://www.india-seminar.com/2001/503/503%20saskia%20sassen.htm-Ocak 2012)

Soja, E. 1992. Inside exopolis: scenes from Orange County, in: M. Sorkin (Ed.) Variations on

a Theme Park: The New American City and the End of Public Space, pp. 94-122. New

York: The Noonday Press.

Tafuri, Manfredo. 1998[1968]. “Towards a Critique of Architectural Ideology.” Architectural

Theory Since 1968. M. Hays (der.). Cambridge: MIT Press, s.6-35.

Treib, Michael (2007). Formalism, G. Wingårdh ve R. Wærn (der.) Conditions for

contemporary architecture, Birkhäuser, Berlin, s. 84-87.

Tunstall, Rebecca. 2011. Social Housing and Social Exclusion 2000-2011. Centre for

Analysis of Social Exclusion London School of Economics. CASE/153.

Türkmen, Aysim. 2010.Selahattin‟in İstanbulu. Belgesel film. Vattimo, Gianni. 1996. The end of modernity, the end of object, N. Leach (der.) Rethinking

Architecture: a reader in cultural theory, Routledge, New York, s. 147-160.

Vattimo, Gianni.1996. Ornament/Monument, N. Leach (der.) Rethinking Architecture: a

reader in cultural theory, Routledge, New York, s. 155–166.