Etik İlkeler ve İhlaller

60
Etik İlkeler ve İhlaller Şener Gönülaçar [email protected] 23 Temmuz 2019 Ankara

Transcript of Etik İlkeler ve İhlaller

Etik İlkeler ve İhlaller

Şener Gönülaçar

[email protected]

23 Temmuz 2019 Ankara

Etik İlkeler ve İhlaller

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

3 / 60

İçindekiler

I. Etik ............................................................................................................. 5

1. Devlet ve etik ..................................................................................................... 8

2. Mesleki etik (profesyonellik) ve yönetim etiği ............................................. 12

II. Temel Etik Değerler ............................................................................... 16

1. Adalet ................................................................................................................ 16

2. Eşitlik ................................................................................................................. 17

3. Dürüstlük ve doğruluk .................................................................................... 17

4. Saydamlık ve hesap verebilirlik ...................................................................... 17

5. Hukukun üstünlüğü ......................................................................................... 18

6. Hoşgörü ............................................................................................................ 19

7. Saygınlık ve güven ........................................................................................... 19

8. Hak ve özgürlükler .......................................................................................... 20

9. Vicdan ve iyi niyet............................................................................................ 20

10. Sorumluluk ..................................................................................................... 20

11. Tarafsızlık ....................................................................................................... 21

12. İnsan hakları ................................................................................................... 21

13. Hümanizm ...................................................................................................... 21

14. Bağlılık ............................................................................................................. 21

15. Sevgi ................................................................................................................ 22

16.Tutumluluk ...................................................................................................... 22

17. Olumlu insan ilişkileri ................................................................................... 22

18. Hizmet standartlarının yükseltilmesi ........................................................... 22

19. Emeğin hakkını verme .................................................................................. 23

20. Yasa dışı emirlere karşı direnme .................................................................. 23

III. Etik Dışı Davranışlar ............................................................................. 24

1. Yolsuzluk .......................................................................................................... 25

2. Ayrımcılık .......................................................................................................... 26

3. Kayırmacılık ...................................................................................................... 26

4. Rüşvet ................................................................................................................ 29

5. Zimmet .............................................................................................................. 31

6. Görevi kötüye kullanma ................................................................................. 31

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

4 / 60

7. Görevi İhmal .................................................................................................... 31

8. Sömürü (istismar)............................................................................................. 31

9. Psikolojik yıldırma (Mobbing) ....................................................................... 32

10. Bencillik .......................................................................................................... 32

11. Şiddet-baskı-saldırganlık ............................................................................... 32

12. İş ilişkilerine politika karıştırma ................................................................... 33

13. Hakaret ve küfür ............................................................................................ 34

14. Bedensel ve cinsel taciz ................................................................................. 34

15. Dedikodu ........................................................................................................ 34

16. Davranışın etik açıdan yargılanması ............................................................ 35

17. Etik Dışı Davranışın Haklılaştırılması ........................................................ 36

IV. Çıkar Çatışması ...................................................................................... 38

V. Etik İhlalleri ve Etikten Muafiyet ............................................................ 44

1. Kamu görevlileri etik sözleşmesi ................................................................... 44

2. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kararları ............................................... 45

3. Etik’ten muaf tutulan kurum ve kişiler ......................................................... 49

VI. Etik İlkelerin İhlal Sebepleri .................................................................. 51

1. Kişinin değerleri, öncelikleri ve tecrübeleri .................................................. 51

2. Psikolojik nedenler (Kişilik bozuklukları, hırs, aç gözlülük, kin) .............. 51

3. Liyakatsiz personel davranışları ..................................................................... 52

4. Fakirlik ve ücret düşüklüğü ............................................................................ 53

5. Devletin sorunlu örgütsel yapısı .................................................................... 53

6. Sosyo ekonomik nedenler .............................................................................. 54

VII. Eğitim ve Etik....................................................................................... 55

1. Öğretmenlerde rastlanan etik dışı davranışlar .............................................. 55

2. Eğitim Öğretim Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler ..................... 56

VIII. Genel Değerlendirme ve Sonuç .......................................................... 58

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

5 / 60

I. Etik

Etiğin ilgi alanı, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelinin araştırılmasıdır. Ahlâk, kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışları ve bunlara uygun olarak nasıl davranılması gerektiğini belirler. Ahlâk, geniş tabanlı ve nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartları içerir. Etik ise, hem daha soyut kavramlara dayalıdır hem de bu soyut kavramlardan ne anlaşılması gerektiğini tanımlamaya çalışır.1 Osmanlıcada “ilm-i ahlâk” ve “felsefei ahlâkiye” olarak geçen ve Türkçede törebilim sözcüğü ile karşılanan etik, Yunancada “karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türetilmiş olup iki farklı kullanıma sahiptir. Birinci kullanımında, alışkanlık, töre, gelenek anlamını taşımakta ve hareketlerini antik kentte geçerli olan töreye uygun olarak düzenlemeye alışkın kişi “etiğe” uygun davranmış kabul edilmektedir. Daha dar ve ikinci kullanımında ise etiğe uygun davranan kişi, aktarılan değer ve kural ölçülerini kavrayarak ve üzerinde düşünerek iyiyi gerçekleştirmek amacıyla alışkanlığa dönüştürendir. Böylece alışkanlık, töre veya gelenek karakter anlamını da almakta ve etik, erdemli olanın temel tavrı haline gelmektedir.2 Felsefeye göre etik, belli yer ve zamana özgü iyi ve kötü olarak nitelendirilen insan davranışlarının tabi olduğu kural ve ölçütleri araştırıp tartışmaktadır. Modern çağın bugün en büyük sorunlarından biri ileri düzeyde endüstrileşme ve teknolojinin sağladığı olanakları tüm insanlığın yararına ve hizmetine sunabilecek toplumsal organizasyon ve denetim ilkelerini oluşturup uygulayabilmektir. İnsanlık artık en büyük yıkım ve felaketleri yine insanlığın etik ilke ve değerlerden sapması ve bir arada yaşamın yegâne vazgeçilmezi olan adalet ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle yaşamaktadır.3 Etiğin yönelttiği sorular, doğrudan tekil eylemlere ilişkin olmadıkları, yani belirli bir somut, münferit, özel durumla ilgilenmedikleri için ahlâk sorularından ayrılmaktadır. Ahlâk ve etik arasında bu kavramsal farklılaştırmadan çıkan sonuç, etik düşüncelerin kendiliğinden ahlâki olmadığı, ahlâka ilişkin belli bir sorunsala duyulan ilgiden de kaynaklanabileceği ya da tersine, ahlâki düşüncelerin sırf ahlâki olmakla etik düşünceler olmadığı, ama etik sorunlara dönüşebilme ihtimalinin olduğunun göstergesidir. Etik daha geniş bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde; belli bir ahlâklılık idesine sahip, belli bir yaşama idealini hayata geçirmek için mücadele eden bireyin yaşayışını, çağının gidişatını, üyesi olduğu toplumun yaşayışını eleştiren, hatta mahkûm eden ve dolayısıyla, mevcut değerler silsilesi yerine alternatif değerler, yaşama kuralları veya ilkeler benimsemeye kalkışan bir prensip sistemi olarak tanımlanabilir. Bir başka anlatımla etik, bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması, neyin yapılıp

1 İnayet Aydın, Kamuda Etik, s. 1, 2. http://www.tbmm.gov.tr/etik_komisyonu/belgeler/makale_KamudaEtik-

InayetAydin.pdf Erişim Tarihi: 22 Ekim 2014.

2 Kadir Çalık, Kamu Yönetiminde Etik Değerlerden Sapma: Bir Kamu Örgütü Üzerine Alan Araştırması,

Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2012, s. 1.

3 Serpil Tunçer, Postmodern Etik: Don DeLillo’nun Romanlarında Bireyin Ahlâki Sorunsalı, Doktora Tezi,

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s. 22, 224.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

6 / 60

yapılamayacağı, neyin istenip istenmeyeceği ya da neye sahip olunup olunamayacağının bilinmesi olarak ifade edilebilir.4 Etik, istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması; neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da istenemeyeceğinin; neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir. Kısacası etik, iyi, kötü, ahlâklı, ahlâksız, erdem, erdemsizlik gibi değerlerin ne olduğuyla uğraşan felsefenin disiplin alanlarından birisidir.5 Etik kuralların, açık ve belirli bir alana ilişkin yazılı kuralları içermesi beklenir. Örneğin, sanat etiği, siyaset etiği, tıp etiği, hukuk etiği, eğitim etiği, çevre etiği, biyoetik, medya etiği vb. alanlar için ortak ilkeler söz konusu olmakla birlikte, daha çok kendilerine özgü ilkeleri içerirler. Bu ilkeler, uyması beklenen bireylerin özelliklerine göre değil evrensel kabul gören kavramlara dayalı olarak geliştirilirler. Ahlâk kavramına değişik açılardan bakıldığında, çeşitli gruplarda geçerli olan değer yargılarının değişik nitelikler taşıdığı, hatta aynı gruplar içinde de bu değer yargılarının değiştiği görülmektedir. Değişen zaman ve koşullara bağlı olarak, eskiden yasaklanmış davranışlar, zaman içinde teşvik edilen davranışlara dönüşebilmektedir. Aynı eylemin, farklı ahlâk anlayışları açısından farklı yorumlandığı da bilinmektedir. Ancak özellikle meslek etiğine ilişkin ilkelerin evrensel olma arayışı vardır ve kolay kolay değişmemektedir. Etik/Ahlâk en genel anlamda doğru-yanlış, iyi-kötü ile ilgili değerler, ilkeler ve kurallar demektir. Toplumsal yaşam için kuralların mevcudiyeti şart olup temelde aşağıdaki tabloda yer alan üç tür kuraldan söz edilebilir. Ahlâk kurallarının önemli bir bölümü zaman içinde devlet kurumu bünyesinde hukuk kurallarına ve yasalara dönüşmüştür.6

Kurallar

Türü Kaynağı Uyma Nedeni

Din Tanrı Korkusu İnanç-Günah

Ahlâk Toplum ve Vicdan Korkusu İnanma-Ayıplanma

Hukuk Devlet İyi Vatandaş-Maddi Yaptırım Korkusu

Ahlâk; insanlar arası ilişkiler ve insanların toplum içindeki davranış kuralları bütünü, yani insanların birbirine ve topluma karşı sorumluluklarını (görevlerini) belirleyen yaşam kurallarının veya standartlarının bütünü olmaktadır. Ahlâk hukuk kavramlarıyla da ilişkili olup aslında hukuk kuralları ahlâk kurallarının biçimlendirilmesidir. Dolayısıyla hukuk ve ahlâk kuralları iç içe geçmiştir. Ancak hukuk kuralları insanların hareketlerine yönelik ve yazılı olduğu halde, ahlâk kuralları insanların iç dünyasına ait olup yazılı kurallar olarak ortaya çıkmazlar. Yine “Din” olgusu da ahlâkla yakın ilişki içinde olup, din belli bir ahlâk anlayışını içinde barındırmakta dolayısıyla ahlâk kuralları ile ilişki içinde bulunmaktadır. Ancak din kuralları doğaüstü ya da olağanüstü kuralları içeren ve günah olarak yaptırımı olan ve ahlâk kurallarına göre daha uzun süreli kuralları kapsamaktadır. Etik kavramı ya da olgusu ise, bir felsefe dalı olarak ahlâkın temelleri ile uğraşmaktadır. Yani ahlâk etiğin bir dalı olarak görülmektedir. Dolayısıyla etik kavramı en üstün ve kutsal değerler olan ahlâk, hukuk ve dini değerleri temel alan

4 Okan Öztutkan, Kamu Yönetiminde Yozlaşma ile Mücadele ve Etik: Türkiye Uygulaması, Yüksek Lisans

Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, Temmuz 2011, s. 57, 58.

5 İnayet Aydın, 2014, s. 2.

6 Ümit Berkman, Değişen Etik Anlayışı ve Yolsuzlukla Mücadele, s. 2, 3.

http://www.etik.gov.tr/EgitimDetay.aspx?id=13&tur=2 Erişim Tarihi: 26 Ekim 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

7 / 60

belirleyici bir olgu olmaktadır. Bu nedenle etik, ahlâkla aynı kavram ya da olgu olarak görülmemelidir. Etik bir bilim olarak ahlâk ve ahlâki davranış doktrinidir. Bu nitelikleri göz önüne alındığında etik, bir bakıma ahlâk, din ve hukuk kurallarını da içine alan bir kavram olup, kısaca ve öz olarak; kişinin davranışlarına temel teşkil eden ahlâk ilkelerinin tümüdür.7

Erdem – Ahlak – Etik

Etik ile ahlâk arasındaki ilişki:8

Etik, ahlâk felsefesinin kavramsal boyutunu ve ahlâkın teorik kısmını oluşturmaktadır. Etik, ilke ve kurallar oluşturarak ahlâk üzerinde felsefi çerçevede düşünmektir. Etik, ahlâkla, ahlâka ilişkin sorun ve yargılarla ilgilenen felsefe dalıdır.

Etik, soyut ve kuramsal bakarken; ahlâk tersine bireylerin günlük yaşamı içerisinde nasıl yaşamaları gerektiğini ince ayrıntılar içinde pratik olarak düşünür.

Ahlâk, etiğin yaşam pratiğine yansıyan kurallar demetidir. Ahlâk ben, etik ise biz anlamına gelmektedir. Ahlâk bireysel ve somut sorgulamalar yaparken etik, ahlâk ilkesini ve ahlâkiliği gösteren eylemleri ve davranışları sorgular.

Etik, ahlâki eylemin yerini tutmak yerine bu eylemlerin bilgiye dayalı olan yapısını ortaya çıkarmaya çalışır. Etik, ahlâki davranış modellerinin ve temel tutumların irdelenip anlaşılmasına dönük ölçütler ortaya koyar.

Ahlâki sorular daha çok emir veya bildirme kipindeki ifadelerdir. Örneğin; “yalan söylemeyeceğine söz ver”, “işini düzenli ve titiz yap”, “saygılı davran” gibi emir ifadeleri veya” yardım etmek bir erdemdir”, “başarı için çok çalışmak gerekir” gibi bildirme cümleleridir. Etik ise konu olarak daha temel ve genel soruları ele alır.

Etikle ilgili beş temel kavramı da burada belirtmekte yarar vardır:9

DEĞER: Karşımızdaki obje ya da kavramlar arasında bazılarına önem ya da belli bir anlam yüklemektir.

7 Rafet Çevikbaş, Yönetimde Etik ve Yozlaşma, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Erzurum,

Cilt 20, Sayı 1, Nisan 2006, s. 267.

8 Kadir Çalık, 2012, s. 7, 8.

9 İnayet Aydın, 2014, s. 2.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

8 / 60

ETİK KOD: Belli bir grup ya da ülke içindeki insanların nasıl davranmaları gerektiğinin gösteren yazılı kurallardır.

İLKE: Eylemleri yönlendiren temel düşüncelerdir.

KURAL: İlkelere uygun eylem yollarıdır.

STANDART: Beklenen davranışların sergilenmesi, istenmeyenlerden kaçınılmasında rehberlik yapan sistemlerdir.

1. Devlet ve etik

Devletin, üzerinde mutabakata varılmış bir tanımı yoktur. Bu durumun en büyük sebeplerinden biri insanoğlunun değişimine paralel olarak devlet olgusunun da sürekli bir devinim içinde olmasıdır. Genel olarak incelendiğinde devlet tanımlarında iki ayrı genel görüş göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki devlete fazlasıyla aşkın değerler yükleyip onu kutsal sayan görüştür. İkincisi ise devlete liberal bir çerçeveden bakan ve faydalanılması gereken bir araç olarak kabul eden görüştür. Aşkın devlet anlayışı, Platonun ideal devlet anlayışından başlayarak 19’uncu yüzyılda Hegel Felsefesiyle

zirveye ulaşmıştır. Hegel, devleti Tanrı’nın yeryüzündeki sureti olarak nitelendirmiştir. Buna karşılık liberal anlayış devlete toplumun yaşamının düzenliliğini ve güven içinde devamını sağlama görevini yüklemiştir. Böylelikle de devlet amaç olmaktan çıkmış ve bir araç haline gelmiştir.10

10 Okan Öztutkan, 2011, s. 4, 5, 7, 8.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

9 / 60

Thomas Hobbes 1651’de yazdığı Leviathan isimli eserinde devleti şöyle anlatır: “Onları (vatandaşları) yabancıların istilasından koruyabilmenin, birbirlerine zarar vermekten engellemenin, kendi sanayilerini ve yeryüzünün meyvelerini güvence altına almanın yolu bütün gücü ve kudreti bir tek insan ya da insanların meclisine vermektir. Toplumda yaşayan insanlar birbirlerine ‘Ben haklarımdan vazgeçiyorum ve tüm haklarımı bu insana ya da insanların meclisine veriyorum’ demelidirler. Böylece bütün güç ve kudret tek bir insanda toplanır. Bu devlet ya da latince civitas olarak adlandırılır. Bu büyük leviathan‘ın doğması demektir.” Hobbes “İnsan insanın kurdudur” demiş olsa bile “insan” özü itibariyle “iyi”dir ve fakat “kurt”a dönüşmüştür, yani yabancılaşmıştır demektedir. Hobbes “kurt”a dönüşen insanların dizginlenmesi için devletin ve hukukun varlığının zorunluluğuna vurgu yapmaktadır ama o aynı “kurt”un devlet iktidarının başında egemenlik yetkilerini de kullanabilecek ve yasama, yürütme ile yargı mevkilerini ele geçirebileceği olasılığını göz ardı etmektedir. Etik, bu anlamda metaforik olarak “kurt” olmama, yani “insana yaraşır insan olma”nın imkanını sunmaktadır. Çünkü insanlık tarihi, insanın “kurt” olarak yabancılaşmayacağı ve etik davranabileceğinin de sayısız örnekleriyle doludur. İnsanlığın geldiği bu noktada zulmün, yani insanın insana yabancılaşmasının ölmediği ortadadır.11 Etik ve devlet tartışmalarında Machiavelli ve Aristoteles anılmaya değerdir. Bu iki zıt kutbu izaha çalışmak, etiği daha anlaşılır kılacaktır. Politika biliminin kurucusu sayılan Machiavelli siyaset ve ahlâka ilişkin ortaya koymuş olduğu düşünceler sonucunda yeni bir siyaset anlayışı geliştirmiştir. Machiavelli, insanların bencil doğaları sebebiyle hiçbir zaman etik ilkelere dayalı iyi bir yaşamın oluşamayacağını, insanlar kötü ve bencil olduklarından siyaset alanında yöneticilerin bu gerçekliği unutmaması gerektiğini ve bu nedenle de erdemli bir toplu yaşam kurma ve bunu sürdürme idealinden vazgeçilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ona göre, bu idealin peşinde koşan antik dönem düşünürleri olana değil olması gerekene bakarak, insanoğlunun kötü doğası yerine erdemli bir toplum yaratma peşinden koşmuş ve sonuç olarak da başarısız olmuştur. Machiavelli, bir takım ahlâki ve dini sınırlamaları reddederek, siyasal alanda erdem gibi görünen davranışların (dürüstlük, doğruluk, güvenilirlik vb.), kötü sonuçlar doğurabileceğini ve bu nedenle bu tür erdemli davranışlardan uzak durulması gerektiğini, buna karşılık insani değerlerden yoksun olduğu için kaçınılması gereken bir takım davranışların ise siyasal alanda doğru kabul edilebileceğini ve bu nedenle etik ilkeleri çiğnemeye yol açsa bile bu eylemleri çekincesizce yerine getirmenin gerektiğini söylemesiyle, ahlâk alanında günümüze değin süregelen ezberleri bozmuştur. Machiavelli, böylelikle siyaseti her türlü değerden soyutlayarak, sadece güç ve mücadele ile tanımlamıştır. Ona göre siyaset alanında başarılı olanlar, erdemli olup olmamasına bakmaksızın her zaman koşulların gerektirdiği şekilde davranmış yöneticilerdir. Siyaset alanında başarı her şeydir, başarıya giden her yol mubahtır:12 “Yaşanılan ve yaşanması gereken hayat arasındaki mesafe o kadar büyüktür ki, her kim, olana gözlerini kapatıp yalnızca olması gerekeni görürse, aslında başına dert açmayı öğrenir; bu yüzden esas olarak, diğerlerinden daha iyi olmayı öğrenip bu iyiliği korumaya çalışan prens bu iyiliğiyle, diğer kötüler arasında yok olup gider. (…) Bir hükümdar gaddar, zalim, cimri ve yalan söylüyor olabilir fakat aynı zamanda bunları yaparken insanlara merhametli, cömert ve sözünün eriymiş gibi görünmelidir ve iktidar daima kötü yanlarını başkalarına yıkmalı iyi olanları kendisine ait gibi göstermelidir.” (Niccolo Machiavelli).

11 İ. Uğur Esgün, Siyaset ve Anayasal Yabancılaşma: Etik İlkelerin Türk Hukukuna Uyarlanması Problemi, TBB

Dergisi, Ankara, Sayı 105, 2013, s. 259.

12 Elif Çetinkıran, Etik-Siyaset İlişkisi Bakımından Aristoteles ve Machiavelli, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman

Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

10 / 60

Buna karşılık Batı düşüncesinin kilit taşlarından biri olarak kabul edilen Antik Yunan filozofu Aristoteles ise insanların mutluluğa ulaşabilmeleri için erdemli bir karakter kazanmaları gerektiğini, bu gerekliliği sağlamada devlete büyük iş düştüğünü söyler. Böylelikle Aristoteles, siyaseti insansal yaşamdan ayırmaz ve ona göre, insansal olandan bağını koparan topluluk siyasal olamaz. Aristoteles, devleti ya da siyasal toplumu, insanı insan yapan, onu diğer canlılardan ayıran etkinlik olarak ortaya koymuş ve devlete etik açıdan yüksek bir görev yükleyerek devletin yurttaşların iyi yaşamını sağlamak, yani yurttaşları erdemli birer insan haline getirmek amacını taşıdığını belirtmiştir. İnsan mutluluktan pay alabilen bir varlıktır, insan için mutluluk erdemli bir yaşam ile mümkündür ve bu erdemli yaşamı insanlara sağlayacak olan ise devletin kendisidir. Devlet de bunu ancak erdemli bir siyasal ve toplumsal yapı oluşturarak gerçekleştirebilecektir: “Demek ki erdem de aynı şekilde kötülük de elimizdedir. Yapılması elimizde olan şeyleri yapmamak da elimizdedir; hayır demek elimizde olan şeylere evet demek de elimizde. Öyleyse iyi olan bir şeyi yapmak elimizdeyse, çirkin olan bir şeyi yapmamak da elimizde; iyi ve kötü şeyleri yapmak ve aynı şekilde bunları yapmamak elimizdeyse- iyi olmak ve kötü olmak da bu idiyse- demek ki doğru olmak da kötü olmak da elimizdedir.” (Aristoteles). Aristoteles’e göre, insanın insana yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi, etik ilkelere uygun bir yaşam sürebilmesi için siyaset zorunludur; sadece siyasal bir topluluk içinde insan kendisini tam olarak gerçekleştirebilir, erdemli bir kişi olabilmek için uygun koşulları ancak ve ancak siyasal bir yapı içerisinde bulabilir, çünkü kişinin erdemli olabilmesi için tek başına karşılayamayacağı, ancak toplumsal bir yaşamla ulaşabileceği bazı koşullar gereklidir, kişi bu koşullara ancak siyasi bir toplulukta ulaşabilir. Bu nedenle Aristoteles, siyaseti sadece insana özgü kılmış, siyasal etkinlikleri insanın diğer canlılardan farkını ortaya koyan bir özellik olarak görmüştür. O halde siyasetin işi, insanlara erdemli olmaları için yol göstermek, insana yakışır bir yaşamı kurmanın koşullarını oluşturmak, insanın insanlaşmasına katkıda bulunmaktır.13 Siyaset ve devlet, insanların mutluluğunu amaçlar; Aristoteles’in insanın mutluluğundan kastı ise şudur: Gerek bireyler gerekse şehirler için en iyi yaşam, erdemin gerektirdiği eylemleri yapmaya yetecek kadar maddi varlıkla desteklenmiş erdemi olan yaşamdır. Hem kişilere hem de topluma bu mutlu yaşamı sağlayacak olan ise devletin kendisidir. Aristoteles, bu nedenle siyasal yapının erdemlerden bağını hiçbir zaman koparmaz, bu bağı koparan topluluklara da siyasal adını layık görmez. Aristoteles, ancak ve ancak erdemli bir toplumda erdemli kişilerin ortaya çıkacağını bildiği için, toplumun temel ilkesinin ve değerinin erdemler olması gerektiğini söyler. Bir siyasal toplumun erdemli olabilmesi için, en başta o toplumu yöneten kişinin ya da kişilerin erdemli olması gerekir. Bu nedenle, etik ilkelere sahip olmayan kişilerin yönetimde yer almaması gerektiğini söyler. Yönetici konumundaki kişi, erdemce tam ve mükemmel olmalıdır, yönetici aldığı kararları erdem süzgecinden geçirebilmeli, adalet duygusuna ve doğru yargılayabilme erdemine sahip olmalıdır. Zira yöneticinin alacağı kararlar, tüm toplumun iyisini belirlemektedir, toplum için iyi olanın ne olduğuna karar verecek olan yöneticidir, bu nedenle de yönetici, olayları ve durumları iyi yargılayabilmeli, doğru değerlendirme yapabilmelidir. Yönetici olacak kişi, hem düşünce erdemlerine, özellikle aklıbaşındalık erdemine, hem de karakter erdemlerine sahip olmalıdır, bu anlamda yönetici kişi, hem akla hem de erdeme göre eylemeli, gerçek anlamda insan sıfatını almayı hak etmelidir, ancak böyle bir yöneticiyle kurulan

13 Elif Çetinkıran, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

11 / 60

bir devlette insanın onuruna, değerine yaraşır; başka bir deyişle insan olmaya yaraşır bir düzen sağlanabilecek, ancak bu şekilde insanca bir yaşam sürebilmek için gerekli koşullar oluşturulacaktır:14 “Erdemli olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.” (Aristoteles) Tüm dünyada yolsuzlukların artmaya başlaması ve kamu yönetimi değerlerinin aşınması söz konusu olduğundan, yönetime karşı güven duygusunun azalmaya başlamasını önlemek ve küreselleşmeyle beraber yönetişim olgusunun eksikliğini kapatmak amacıyla kamu yönetiminde etik değerler ön plana çıkarılmaya başlanmıştır. Bununla beraber yurttaşların daha kaliteli hizmet beklerken, kamu hizmetlerinin mali yönünün artması, ancak verilen hizmetlerin aynı oranda kalması ve rüşvetle kamu hizmetlerinin gördürülmesi inancı, kamu yönetiminde etik unsurların uygulanması gerektiğini kanıtlamıştır. Uluslararası örgütlerin de yolsuzluk karşıtı ve etiğin yönetimde etkili olması amacıyla gerçekleştirdikleri reformlarda, etiğin kamu yönetiminde yönetimin en önemli tamamlayıcı unsuru olmasını sağlamıştır. Ayrıca kamu görevlilerinin de gerçekleştirilen reformlar sonucunda değer sistemleri değişmiş ve etik ilkeleri benimsemeye başlamışlardır. Etik, bu kamu gücünün keyfi kullanımına set çeken kontrol ve denge noktalarından biridir. Devlete ve kurumlarına karşı güvenin meydana gelmesi ve bunun korunması hayati bir unsurdur. Ayrıca uygulamaların ve davranışların sınandığı bir temel oluşturarak kamuoyuna çıkarlarının korunduğu ve işlerin doğru olarak yapıldığına dair güven verir. Bu yüzden yönetişimin kalitesi açısından önemli bir kilit noktasıdır.15 Devlette etik çoğunlukla yönetsel işlevlere ilişkin kamu yetkisinin kamu yönetimi ya da siyasa uygulama sürecinde çıkar gözetilerek kullanılmasıyla devreye girer. Bürokrasinin aşırı büyüdüğü, gizliliğin esas alındığı ve ekonomide devlet müdahaleciliğinin fazla olduğu ülkelerde, yönetsel yozlaşma dolayısıyla etik sorunlar kendisinden fazlasıyla söz ettirir. Kamu yönetiminde etik tartışmaların kökeni, çok eski zamanlara gitse de, modern anlamıyla bu tartışmaların 1970’lerden itibaren yoğunlaştığı görülür. Gelişmiş batı ülkelerinde 1970’lerde görülen siyasi-bürokratik sistemdeki küçük ihlallerden büyük skandallara kadar etik dışı davranışlar, kamuoyunun dikkatini etik olgusuna çekmiş ve bu durum mevcut mekanizma ve düzenlemelerin yetersizliğini ortaya çıkararak yönetimleri yeni arayışlara itmiştir. Siyasi-bürokratik sistemdeki yozlaşma ve etik yıpranmanın giderek artan bir nitelik arz etmesi, birçok ülkenin sosyo-ekonomik yapısını negatif yönde etkilemekle birlikte, kamu hizmetlerinin felce uğramasına ve devletin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmuştur.16 Türkiye kamu yönetiminin etik macerası, Osmanlı devlet idaresindeki bozulmayla birlikte Tanzimat Dönemi’nde (1839) patrimonyal yönetim (devlet baba) geleneğinin ussal-yasal modern bir bürokrasiye (Weberyen Bürokrasi) dönüştürülmesiyle başlatılır. Cumhuriyet’e geçişte patrimonyal devletin özü olan halkın devlete tabi olması değişmemiş, Osmanlının bu mirası sürdürülmüştür. Tüm toplumsal ve ahlâki kodlar buna göre tanımlanmıştır. Bürokratik-seçkinci yönetim kültürü yanaşmacı ve siyasi kollamacılık eğilimleri ile birleşerek uzun bir süre Türkiye’nin devlet sistemine hâkim olmuştur. Türkiye’nin devlet yönetiminde kurumsal reform, kültürel yönler dikkate alınmadan devam etmiştir. Bu nedenle, özellikle 1970’lerin ikinci yarısında kamu yönetimi yoğun ve yaygın bir etik kriz ile karşılaştı. Bu gelişme, sadece endüstri sonrası

14 Elif Çetinkıran, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.

15 Okan Öztutkan, 2011, s. 69, 70.

16 Kadir Çalık, 2012, s. 1.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

12 / 60

toplumun, enformasyon toplumunun etkisi değil, ancak sistemdeki yapısal-işlevsel yozlaşmanın bir sonucuydu. 1980 sonrası bürokrasinin azaltılmasına yönelik süreçte kamu sektöründeki yozlaşma daha da artmıştır. Kamu yönetiminde yozlaşmış ilişkilerin örgütsel bir sorun olarak ortaya çıktığı yaygın bir şekilde kabul edilmektedir. Bu durum, yapılmaması gerekenin yapılması ya da yapılması gerekenin yapılmaması şeklinde tanımlanabilir.17 Devlet yönetiminde etik önemlidir. Çünkü kamu yönetiminde etik, kamu gücünün yanlış veya kamu yararına aykırı kullanılmasına set çeken kontrol ve denge noktalarından biridir. Etik bilincin devlet yönetiminde en tepeden aşağıya kadar var olması, siyasal sistemin iyi işleyişinin garantilerinden birisidir; kamu yönetiminde etik dışı faaliyetler, her şeyden önce hukuk sistemine ve devlete olan güveni azaltmaktadır, bunun bir sonucu olarak da bireylerin tüm alanlarda kuralları çiğneme eğilimleri güçlenmektedir; kamu yönetiminde etik, sosyal sorumluluk bilincini geliştirir; etik davranış ilkelerine bağlılık kamu yönetiminin işlevlerini verimli olarak yerine getirmesini sağlar; kamu yönetiminde etiğin ekonomik kalkınmaya olumlu etkisi vardır; kamu yönetiminde etik ilkelere bağlılık, etik dışı faaliyetlerin yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım kararları üzerindeki önemli negatif etkilerini ortadan kaldırır; ayrıca kamu yönetiminde etik dışı faaliyetler, devletin meşruiyetini olumsuz yönde etkilemekte, devletin kamu ihtiyaçlarını karşılamasındaki etkinliğini düşürmekte, sosyal ve ekonomik kurumların verimli ve etkin bir şekilde çalışmasını engellemekte ve kaynak dağılımını bozucu etkilerde bulunmaktadır. Etik dışı faaliyetlerin yaygın olduğu bir ülkede, bazı çıkar grupları ve kamu çalışanları, geniş toplumsal kesimlerin refahının azalması pahasına tatmin edilmiş olmaktadır. Oysa kamu yönetiminde etik tüm bu olumsuz etkileri en aza indirir.18

2. Mesleki etik (profesyonellik) ve yönetim etiği

Genellikle herhangi bir mesleği yürüten kişilerin, meslekleri ile ilgili eylem ve işlemlerde dikkat etmesi ve uyması gerekli olan kurallardan oluşmaktadır. Yani meslek etiği, o mesleğin içinde yürütüldüğü toplumun genel değerleri ve o meslekle ilgili evrensel kabul görmüş belirli ilkelerden oluşmaktadır.19 Meslek etiğinin oluşması için de toplum içinde mesleki etik ilkelerini oluşturacak ve bu ilkelerin yürütülerek denetlenmesini ve devamını sağlayacak aynı meslekten bireylerin birleşmesine ihtiyaç vardır. Her mesleğin kendine özgü nitelik ve gerekleri, meslek sahibine bazı görev ve yükümlülükler yüklemektedir. Bunun en önemlisi, o mesleğin sürdürülebilmesi için gerekli olan yetenek ve yeterlilik olup, bunun varlığı ahlâki bir gereklilik olduğu gibi, meslek onurunun korunması açısından da gereklidir. Örneğin tıp bilgisi olmayan bir kimsenin hekimlik yapması meslek etik ve meslek onuru ile bağdaşmayacağı gibi, meslek onuru, bireyin yürüttüğü mesleğe karşı kendisinin ve toplumun gösterdiği saygınlık duygusu olup, mesleğe karşı sorumluluk duygusu olmadan da meslek onurundan söz etmek yersiz olmaktadır. Yürütülen mesleğin türüne göre de, bilim etiği, ticaret etiği, basın etiği, yargı etiği, sanat etiği, yönetsel etik gibi meslek etiğinin alt türlerinden söz edilebilmektedir. Yönetsel etik, genel olarak, meslek etiğinin bir alt bölümü olup, göreceli bir kavram olan ahlâkın,

17 Ömer Faruk Gençkaya, Çıkar Çatışması Türkiye’de Yolsuzluğun Önlenmesi için Etik Projesi Akademik Araştırma

Çalışması, T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Mayıs 2009, s. 25.

18 TÜSİAD, Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu Yönetiminde Etik Kavramsal Çerçeve ve Uluslararası Uygulamalar,

Cilt 1, Cüneyt Yüksel, İstanbul, Kasım 2005, s. 21.

19 İnayet Aydın, 2014, s. 3.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

13 / 60

belirli bir örgüt içerisinde, örgütçe belirlenmiş kurallarla beslenerek ortaya çıkmış biçimidir. Yönetsel etik kavramı, siyasal iktidarın yönetsel alanda, doğru eylem ve işlemlere ulaşmak için gerekli olan ilke ve standartlarının ifadesi olup, doğru ve iyi olanı yapma kesin kararlılığı ile de ilgilidir. Bu tanımlamalar doğrultusunda, yönetsel etiğin, kamu yöneticilerinin ahlâk dışı etkinliklerde bulunmaları ile ilgilendiği gibi, yöneticilerin karşılaştıkları çıkar çatışmaları ve ikilemlerinin çözümünde onlara yardımcı olacak ilkelerle de ilgilendiği söylenebilir. Kamu görevlileri, sorumlu yönetim anlayışı içerisinde, kamu çıkarını ya da yararını öncelikle göz önüne alarak dolayısıyla vatandaşlara etkili, verimli, zamanında, yerinde ve doğru-dürüst hizmet sunmak, siyasi olarak tarafsız olmak, çalışanların ve vatandaşların kişilik haklarını korumak, görev ve yetkilerine karşı sorumlu olmak durumundadırlar. Ancak kamu görevlilerinin bu gibi ilke ve kurallara bağlı kalması ve bunları sıkı sıkıya uygulaması istenirken, diğer taraftan da verimli ve etkin olmalarının istenmesi karşısında, kamu görevlilerinin birçok açmaz ve ikilemlerle karşılaştıkları görülmektedir. İşte bu durum bazı kamu görevlilerinin etik dışı davranış, eylem ve işlemler içerisine girmesine neden olmaktadır. Weber’in yasal-ussal bürokrasi modeline dayanan klasik yönetim modeli, etiği gerekli kılmakta olup, kamu görevlilerinin etik kurallara uygun davranacakları hususunda bazı varsayımlarda bulunmaktadır: Kamu görevlileri kuralları, yasaları ve kamu politikalarını biçimsel süreçlere uygun olarak yerine getireceklerdir; kamu görevlileri, objektif biçimsel kurallara uygun şekilde tarafsız ve eşit bir şekilde hareket edeceklerdir; kamu görevlileri, sadakat ilkesi doğrultusunda çalıştığı kurumun amaçlarını kendi amaçları üzerinde tutarak tam bir bağlılık içinde hizmet edecektir. Yönetsel ya da mesleki etiğin oluşturulmasında ise temel alınacak bazı etik değerler bulunmaktadır. Bu konuda iki grup etik değer ya da ilkeden söz edilebilmektedir. Birincisi genel anlamda toplumsal etiğin de temelini oluşturan ve evrensel düzeyde genel kabul görmüş bazı etik ilkelerdir. Yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, dürüstlük, emaneti korumak ve geri iade etmek, sözünde durmak, aldatmamak vb. İkincisi ise daha çok kamu görevlilerini ilgilendiren ve uyulması gereken etik ilkelerdir: Hizmetten yararlananlardan herhangi bir maddi ve manevi çıkar sağlamamak; kamu malını korumak; görevini tüm bedensel ve fiziksel gücünü kullanarak yerine getirmek; çalışma saatleri içinde kendi özel işleriyle ilgilenmemek; zimmetine verilen eşya ve paraları iade etmek; hesap verebilirlik; insan haklarına saygı; yönetimde yansızlık; kötü muameleden kaçınma (Astlarına kötü söz söylememe, hakaret etmeme.); resmi ve özel yolsuzluğa bulaşmamak ve bulaşmasına fırsat vermemek; işiyle elde ettiği bilgilerin gizliliğini korumak; işinde performansını sonuna kadar kullanmak; işi ve görevinin saygınlığını istismar etmemek; sorumluluğu astlarına yüklememek; astlarını veya çalışanlarını yetiştirmek. Kamu yönetiminde etiği gündeme getiren esas unsur, yönetimde yozlaşma olgusudur. Çünkü yolsuzluk uygulamaları (dolandırıcılık, savurganlık, görevi kötüye kullanma vb.) halkın yönetime olan güvenini yok ettiği gibi, bunun maliyeti de daha az ve kalitesiz hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır.20 Kamu görevlilerinin tabi oldukları mesleki etik değerlerin en önemlisi profesyonelliktir. Vatandaşlara kendini adama ve uzmanlık gerektiren profesyonellik, çağdaş bir topluma daha çok zenginlik sağlar. Profesyonellik, yüksek düzeyde eğitim ve uzmanlıktan çok daha öte bir kavramdır. En gelişmiş haliyle mesleki kültür, kendini düzenleme yeteneği ve kararlara ağırlıklı tesiri

20 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 269 - 273.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

14 / 60

gerekli kılar. Mesleğini etik ilkelere göre ifa etmek, profesyonelliğin en önemli göstergelerinden birisi sayılmalıdır. Kamu görevinin ifası sırasında vatandaşlarla etkileşimde bulunmak ve karar alma surecinde kamuoyunun fikrini almak, kamu yönetiminde etik bilincin yerleşmesi ve halkın kamuya olan güveninin sağlanması acısından gereklidir. Küresel rekabet devam ettikçe mesleki etiğin önemi toplumun bütünü tarafından daha iyi anlaşılmaktadır. Kamu sektörü etik değerlere bağlılık konusunda toplumun denetiminden kendini sıyıramamaktadır. Kamu sektöründe kabul edilen mesleki etik ilkelerin başında topluma kendini adama, objektif karar verebilme, nesnellik, tarafsızlık, uzmanlık bilgisi, vatandaşların taleplerine tarafsız ve eşit bir biçimde cevap verebilirlik gelmektedir. 21 Kamu yönetimi etiği kavramı, devletin yönetsel alanda, doğru eylem ve işlemlere ulaşmak için gerekli olan ilke ve standartlarının ifadesi olup doğru ve iyi olanı yapma kesin kararlılığı ile de ilgilidir. Bu bağlamda kamu yönetiminde etik kavramı, devletin yönetsel alanında doğru davranış standartları ve ilkelerine karşılık gelir. Kamu yönetimi etiğinin, kamu çalışanlarının etik dışı davranışları ile ilgilendiği gibi, çalışanların karşılaştıkları çıkar çatışmaları ve ikilemlerin çözümünde onlara yardımcı olacak değerlerle de ilgilendiği ifade edilebilir. Kamu yönetimi etiği kavramı, kamu hizmetinde etik değerler dizgesine değinmekte; kamu görevlilerinin kamu hizmetini yerine getirirken işlem ve eylemlerde uyacağı ilke ve kuralları içermektedir.22 Kamu yönetiminde etik dışı faaliyetler oldukça eskilere dayanmaktadır. M.Ö. 4000 yıllarına ait bir Sümer tabletinde aktarılan, bir öğretmenin öğrenci velisinden rüşvet alması olayı devlette etik dışı faaliyetlerle ilgili bilinen ilk belgedir. Aradan geçen altı bin senede, insanoğlu kamu makamından kişisel çıkar elde edilmesi veya işlerinin ayrıcalıklı olarak görülmesi için kamu görevlilerine menfaat sağlanmasının devletlere büyük zararlar verdiğini öğrenememiştir. Tarihte birçok ülkede devlette etik davranış ile ilgili düzenlemeler büyük skandallara tepki olarak doğmuştur. Fransa’da 1970’lerde partilerin yasa dışı gelir kaynaklarıyla ilgili skandallardan sonra, Fransa Anayasa Mahkemesi Başkanı, 1989-1992 döneminde Fransa Dışişleri Bakanıyken bir özel şirketten rüşvet almakla yargılanmıştır. İngiltere’de Margaret Thatcher’ın başbakanlığı döneminde, şirketleri tarafından partiye bağışta bulunan 174 özel sektör temsilcisine asilzade ya da şövalye unvanı verilmiştir. İngiltere’de en son büyük yolsuzluk skandalı, 3 milyar dolarlık metro inşaatı ihalesinde yaşanmıştır. 1974’te Amerika’da Watergate Skandalı ile patlak veren etik dışı faaliyetler, hükûmet krizlerine yol açmış ve birçok demokratik ülkenin konuya olan ilgileri artmıştır. Watergate skandalı üzerine başkan Nixon istifa etmiş ve Amerika’da devlette etikle ilgili birçok yasal düzenleme bu tarihten sonra yapılmıştır. İtalya’da ise 1945-1987 döneminde kamu kaynaklarının yasa dışı kullanıldığı 101 yolsuzluk olayı belirlenmiştir. Yargıç Giovanni Falcone’nin Mayıs 1992’de öldürülmesinden sonra İtalya’da gündeme gelen soruşturmalarda çok sayıda siyasetçi, bürokrat ve işadamı sorgulanmıştır. 1992-94 döneminde hakkında soruşturma yürütülen 228 milletvekilinden 111’inin dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Japonya’da 1955’ten 1993’e değin, Liberal Demokrat Parti’nin on beş başbakanından dokuzu hakkında yolsuzluk iddiaları ya da soruşturmaları gündeme gelmiştir. 1976’da ortaya çıkan Lockheed skandalı sonucunda

21 TÜSİAD, 2005, s. 70, 71.

22 Kadir Çalık, 2012, s. 12, 13.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

15 / 60

eski başbakanlardan Kakuei Tanaka dört yıl hapse mahkûm olmuştur. 23 Lockheed Corporation ve Martin Marietta iştiraki olarak kurulmuş çok uluslu ileri teknoloji ve havacılık şirketi olan Lockheed Martin dünya çapında 56 ülkede faaliyet göstermektedir. İki ortaktan bir olan Lockheed rüşvet skandalları ile hatırlanmaktadır. 1976 Şubat’ında Lockheed Aircraft Corporation’ın Japonya, Hollanda, Almanya, İtalya, Fransa ve Türkiye’de rüşvet dağıttığı ortaya çıktı. Türkiye, 1974-1975 yılları arasında Lockheed firmasından çok sayıda savaş uçağı satın almıştır. Türkiye dışındaki ülkelerde yürütülen soruşturmalar sonucunda yolsuzluk skandalına bulaşanlar yargılanmış ve ağır cezalara çarptırılmışlardır.24

23 TÜSİAD, 2005, s. 39, 40.

24 TBMM, Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer

Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sıra Sayısı 376, Kasım 2012, Cilt 1, s. 152. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss376_Cilt1.pdf Erişim Tarihi: 22 Temmuz 2019.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

16 / 60

II. Temel Etik Değerler

Dünya çapında kamu yönetimindeki reform hareketleri, etik davranış ilkelerinin etik kodlarda sistemleştirilmesiyle başlamaktadır. Etik dışı faaliyetlerin siyasal sistemlere verdiği yıkıcı zararların bilincine varılması, çağdaş demokratik ülkelerde, genel olarak kamuda ve özellikle de etik sisteminde ciddi reform hareketlerini başlatmıştır. Etik sisteminde reform hareketleri, mevzuatlarda dağınık halde bulunan etik davranış ilke ve kurallarının bir bütün halinde, açık ve anlaşılır dille yazılmış etik davranış kodlarında sistemleştirilmesiyle başlamaktadır.25 Temel etik değerler, genel değerlerden beslenen, kurumsal yapı içinde hareket tarzı ve amaçları tanımlayan, amaca ulaşmak için kullanılacak araçlara ve alınacak kararlara yön verip kılavuzluk yapan yol gösterici çerçeve kurallardır. Temel etik değerler, sistemin uzun dönemli kazanımları sonucu ortaya çıkar, kurumsal süreçler yoluyla beslenir ve davranışların kuşatıcı özelliklerini ortaya koyan ölçütleri vurgular. Temel etik değerler, kamu hizmetinin temelini oluşturur. Kamu görevlileri günlük çalışma düzeni içinde neyin doğru, neyin yanlış olduğunu temel etik değerlere göre değerlendirir. Birçok ülke, kamu görevlileri için temel etik değerleri içeren kanun, kod ve kılavuz ilkeler yürürlüğe koyarak günlük kamusal faaliyetleri şekillendirmekte ve etik davranışları sistemleştirmektedir. Etik anlayış, insandan insana, kültürden kültüre değişebileceği kabul edilmekle birlikte bütün bireyler ve toplumlar açısından aranan ve hedeflenen etik değerler evrensel norm haline dönüşmektedir. Bu gerçeklikten hareketle kamu yönetiminde evrenselleşmiş, bir toplumdan diğerine fazla değişiklik göstermeyen temel etik değerleri aşağıdaki başlıklarda toplamak mümkündür.26

1. Adalet

Hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Genel olarak adalet, eşitlere eşit davranmayı içerir. Kurum açısından adalet, personele, kuruma katkıları oranında haklarını; kurallara aykırı davranmaları oranında da ceza verilmesidir. 27 “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, görevlerini yerine getirirken ve hizmetlerden yararlandırmada dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrım yapamazlar, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede ve fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.” (Dürüstlük ve tarafsızlık - Madde 9).28

25 TÜSİAD, 2005, s. 22.

26 Kadir Çalık, 2012, s. 15, 16.

27 İnayet Aydın, 2014, s. 5.

28 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. T.C. Resmi Gazete,

25785, 13 Nisan 2005.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

17 / 60

2. Eşitlik

Eşitlik, yararların, sıkıntıların, hizmetlerin dağıtılmasında uygulanacak sınırların belirlenmesini içerir. Eşitlik, dürüstlük ve adalet kavramları ile bütünleşmiş bir kavramdır. Eşitlik kavramı temel bireysel eşitlik, kısmi eşitlik ve blokların eşitliği açılarından ele alınmaktadır.

TEMEL BİREYSEL EŞİTLİK: Toplumdaki tüm vatandaşların bir oy hakkının olması gibi, tüm eşitlere eşit davranmayı içeren eşitlik anlayışı buna örnek gösterilebilir.

KISMİ EŞİTLİK: Çiftçilerle işadamlarının gelir düzeylerinin farklı olması nedeniyle farklı vergi ödemelerinde olduğu gibi, toplumdaki farklı gruplara eşitlik sağlamak için farklı davranılmasını içeren eşitlik bu tür bir anlayışa dayanır.

BLOKLARIN EŞİTLİĞİ: Kadın-erkek, genç yaşlı gibi doğal blokların eşitlenmesi çabalarını içerir.29

Demokrasi ve insan hak ve hürriyetlerinin tarihi aynı zamanda “eşitlik” mücadelesinin tarihidir. İnsanlığın en büyük ütopyası olan eşitliğe ilişkin gerçeği, George Orwell Hayvan Çiftliği isimli siyasi hiciv romanında şöyle bir ironiyle dile getirir: “Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.”

3. Dürüstlük ve doğruluk

Dürüstlük, doğruluğu içerir, ama ondan farklı bir kavramdır. Doğruluk gerçeği söylemek, yani sözlerimizi gerçeğe uydurmaktır. Dürüstlük ise, gerçeği sözlerimize uydurmak, yani sözümüze bağlı kalmak ve beklentileri gerçekleştirmektir. Dürüstlüğü kanıtlamanın en iyi yollarından biri, o sırada yanımızda olmayan kişilere sadakat göstermektir. Dürüst kelimesinin lügat manası; doğru, hatasız, sağlam, sıhhatli, gerçek olarak açıklanır. Dürüst insana ise özü sözü bir güvenilir kimse denilir. Doğruluğun ve dürüstlüğün zıttı ise; hile, yalan, haksızlık, adaletsizlik, sahtekârlık gibi vasıflardır. Dürüstlük TDK sözlüğünde doğruluk olarak, diğer sözlüklerde ise özü sözü bir olma, olanı olduğu gibi yansıtma, gerçeği saklamama, bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama olarak tanımlanır. Eski Türkçedeki karşılığı samimiyettir. Kuramsal manada dürüstlük, genelde nesnellik olarak tanımlanır. Yapılan edimler ve eylemlerin nesnel olması durumunu ifade eder.

4. Saydamlık ve hesap verebilirlik

Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur, kamuoyuna ve yetkili kılınmış mercilere, açıklık, doğruluk ve saydamlık ilkeleri doğrultusunda hesap vermek zorundadır. Kamu görevlileri aldıkları tüm kararlar ve yaptıkları tüm işlerde mümkün olduğunca saydam olmalıdır. Kamu görevlileri, karar alıp aldığı kararları sunarken açık, anlaşılır, düzenli, güvenilir ve tutarlı bir şekilde hareket etmelidir. Ayrıca bilgi edinme hakkını kullanmak isteyen

29 İnayet Aydın, 2014, s. 5.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

18 / 60

halka yardımcı olmalı, usulüne uygun bir şekilde istenilen bilgiler verilmelidir. Kamu görevlileri, kamu hizmetlerini yerine getirirken gerçekleştirdikleri işlemleri rapor edebilmeli, işlemler konusunda cevap verebilir olmalı, açıklama yapabilmeli, işlemlerin yükümlülüklerini üstlenip kamusal değerlendirme ve muhakemeye her zaman açık ve hazır olmalıdır. Kamu görevlileri yaptıkları işlerden bu şekilde sorumlu olmakta ve yolsuzluklara karışmaları önlenmektedir. Kamuoyunun denetimini sürekli hisseden, yaptığı işin sorumluluğunu bilen ve korkmadan hesabını verebilen bir kamu görevlisi etik dışı davranışta bulunamaz. “Kamu görevlileri, kamu hizmetleri ile ilgili temel kararların hazırlanması, olgunlaştırılması, alınması ve bu kararların uygulanması aşamalarından birine, bir kaçına veya tamamına, aksine yasal bir hüküm olmadıkça, o karardan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenecek olanların katkıda bulunmasını sağlamaya dikkat ederler.” (Bilgi verme, saydamlık ve katılımcılık - Madde 19). “Kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında sorumlulukları ve yükümlülükleri konusunda hesap verebilir ve kamusal değerlendirme ve denetime her zaman açık ve hazır olurlar. Yönetici kamu görevlileri, kurumlarının amaç ve politikalarına uygun olmayan işlem veya eylemleri engellemek için görev ve yetkilerinin gerektirdiği önlemleri zamanında alırlar. Yönetici kamu görevlileri, yetkisi içindeki personelin yolsuzluk yapmasını önlemek için gerekli tedbirleri alırlar. Bu tedbirler; yasal ve idari düzenlemeleri uygulamayı, eğitim ve bilgilendirme konusunda uygun çalışmalar yapmayı, personelinin karşı karşıya kaldığı mali ve diğer zorluklar konusunda dikkatli davranmayı ve kişisel davranışlarıyla personeline örnek olmayı kapsar. Yönetici kamu görevlileri, personeline etik davranış ilkeleri konusunda uygun eğitimi sağlamak, bu ilkelere uyulup uyulmadığını gözetlemek, geliriyle bağdaşmayan yaşantısını izlemek ve etik davranış konusunda rehberlik etmekle yükümlüdür.” (Yöneticilerin hesap verme sorumluluğu - Madde 20).30

5. Hukukun üstünlüğü

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçirilmesi, hukuk düzeninin toplumda egemen kılınması, hukuk üzerinde politik baskı olmaması, yasaların kişilere göre çifte standartlı olarak uygulanmaması, suçlunun kısa sürede yakalanıp cezalandırılması, yargısız uygulama yapılmaması, yetkili kişi ve kuruluşların yasalara saygılı olması, hukuk sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışmasını sağlar. Hukukun üstünlüğü bireye ve topluma güven, huzur, mutluluk ve rahatlık verir. 31 Türkiye’deki yozlaşmanın temel nedeni kurallara uymanın kurumsallaşmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kuralların yönetilenler için olduğu, yöneticilerin kurallara uymama özgürlüğünün bulunduğu anlayışı birçok sorunun kaynağıdır. Bu nedenle, yönetim sorumluluğu taşıyanların öncelikle kurallara uyma ve uyulmasını gözetme konusundaki duyarlılığı büyük önem taşımaktadır. Devletin sorgulanamazlığı, yönetimde etik davranışların geliştirilmesinde ve yerleştirilmesinde en büyük engeldir. Böylece, hukuk kurallarına dayanarak “devletin çıkarlarını korumak” amacıyla gerçekleştirilen birçok suç eylemi etik açıdan uygun görülebilmektedir. Toplumlarda fay hatlarının oluşmaması ve var olan fay hatlarının gerilip sosyal depremlere neden olmaması için, öncelikle toplumsal düzenin vazgeçilmez kurumlarının ve bu kurumlar adına kamu erki kullananların, hukukun üstünlüğüne gönülden inanmaları ve bütün iş ve işlemlerini bu inanca göre yürütmeleri

30 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

31 İnayet Aydın, 2014, s. 5.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

19 / 60

gerekmektedir. Genelde bütün kamu görevlilerinin, özelde ise hukukçuların gerek düşünce gerek davranış modellerinde hukuka uygun davranmayı refleks haline getirmeleri ve kendilerini hukukun her şeyin üstünde olduğu düşüncesi ile teçhiz etmeleri, toplumsal barışın sağlanmasının ve toplum hayatını kırılmalara maruz kalmadan devamının tek güvencesidir.32

6. Hoşgörü

Hoşgörü, insanı, insanlığı anlamak, bilmek, saygı duymaktır. İnsanların birbirlerinden farklı duygu, düşünce, davranış, tutum, eylem biçimleri olduğunu kabul etmektir. Hoşgörü insanın karşısındaki insanla etkileşirken, onunla empati içinde olmaya; etkileşim konusunda onun algılarını tanımaya çalışması; böylece ona tepkide bulunması; ve ona belli bir sınır içinde kusurluluk hakkı tanımasıdır.33

Dünya Değerler Araştırması Beşinci Dalga (2005-2009) ve Altıncı Dalga (2010-2014) Ortalaması

Kişiler Arası Güven. 100 kişi içinde “Çoğu insana güvenebilirim” diyenlerin oranı34

7. Saygınlık ve güven

Saygı, birçok kişinin bildiği ve beklediği gibi korkmak, çekinmek değildir. Saygılı olmak, bir insanı olduğu gibi görebilme yetisini ve onu özgün bireyselliği içinde fark edebilmeyi anlatır.35 Saygınlık ve güven kavramları vatandaşların kamu kurumlarına karşı besledikleri en önemli duygulardandır. Kamu görevi, kamu yararına uygun faaliyette bulunmayı gerektiren güvene dayalı bir hizmettir. Bu nedenle, kamu görevlileri, halkın kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyecek, şüphe yaratan ve adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınarak güvenilir işlem ve eylemde bulunmalıdır. Kamu görevlileri görevlerini yerine getirirken halka kötü davranmamalı, işlerini savsaklamamalı, çifte standart uygulamamalı ve taraflı davranmamalıdır. “Kamu görevlileri, halka hizmetin kişisel veya özel her türlü menfaatin üzerinde bir görev olduğu bilinciyle hizmet gereklerine uygun hareket eder,

32 Kemal Özsemerci, Türk Kamu Yönetiminde Yolsuzluk ve Yozlaşmanın Kültürel Altyapısı, Sayıştay Dergisi,

Sayı 58, Temmuz - Eylül 2005, s. 11, 12.

33 İnayet Aydın, 2014, s. 6.

34 Esen Çağlar, Türkler neden birbirine güvenmez? 10 Temmuz 2015, http://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/5273/Turkler+neden+birbirine+guvenmez_+ Erişim Tarihi: 4 Şubat 2016.

35 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

20 / 60

hizmetten yararlananlara kötü davranamaz, işi savsaklayamaz, çifte standart uygulayamaz ve taraf tutamazlar. Yönetici veya denetleyici konumunda bulunan kamu görevlileri, keyfi davranışlarda, baskı, hakaret ve tehdit edici uygulamalarda bulunamaz, açık ve kesin kanıtlara dayanmayan rapor düzenleyemez, mevzuata aykırı olarak kendileri için hizmet, imkân veya benzeri çıkarlar talep edemez ve talep olmasa dahi sunulanı kabul edemezler.” (Saygınlık ve güven - Madde 10).36

8. Hak ve özgürlükler

Özgürlük, bireyin bir şeyi yapma ya da yapmama serbestliğidir. Devlet ya da başka herhangi bir güç tarafından, herhangi bir şey için zorlanmamayı, baskı altında tutulmamayı ifade eder. Hak ise, özgürlükten daha geniş bir anlam taşır. Bu terim, yalnızca serbest olmayı değil, bunun yanı sıra devletten ya da toplumdan bazı istemlerde bulunmayı da içerir.37

9. Vicdan ve iyi niyet

Vicdan; kişinin kendi kendini veya yaptıklarını ve yapmadıklarını yargılaması sonucu, eylem ve işlemlerinin ahlâki değerlere uygunluğunu ortaya koyan ahlâki yetenektir. Yani kişinin benliğinde oluşan ve bir şeyin iyi veya kötü olduğuna ilişkin yargısal bilinçtir. İyi niyet ise; toplumsal ilişkiler ya da olaylar karşısında, ahlâki açıdan eylem ve işlemlerine yön vermek üzere takındığı hareket ve düşüncedir. Ahlâki bakımdan uygun olarak kabul edilen niyet, eylem ve işlemler iyi, bunun aksi ise kötü olarak betimlenir. Ahlâki değeri olanın iyi niyetle eşdeğer olduğu söylense bile, iyi niyetle yapılan her şeyin iyi olduğunu söylemek her zaman doğru olmayabilir. Bu yüzden amaca ulaşmak için kullanılan araç ve yöntemlerin doğru olması da gerekmektedir. İyi niyet dışardan fark edilemez olup ancak kişinin eylem ve işlemleri sonucu ortaya çıkması, etik açısından önemli bir sorunu (yanıltma, sahtecilik, takiye vb.) ortaya çıkarmaktadır.38

10. Sorumluluk

Belirli bir görevin istenilen nitelik ve nicelikte yerine getirilmesidir. Genellikle iki tür sorumluluk vardır. Bunlardan birincisi, üstlere hesap vermeyi içeren “sorumlu olma”dır. İkincisi ise bir işi yapmayı üstlenmek anlamına gelen “sorumluluk alma”dır.39 Görev bir kimse ya da grubun yapması gereken etkinliklerdir. Sorumluluk ise, görevin yerine getirilmesi ya da sonucunun yaptırımını içermektedir. Görev ve sorumluluk duygusu ya da bilinci etiğin başlangıç ve temelini oluşturan değerlerdendir.40

36 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

37 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

38 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.

39 İnayet Aydın, 2014, s. 6.

40 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

21 / 60

11. Tarafsızlık

Tarafsızlık ya da nesnellik, insanın bireyleri ya da nesneleri oldukları gibi görebilmesi ve bu görüntüyü bireyin kendi istek ve korkuları ile oluşturduğu görüntüden ayırabilmesidir.41 Kamu görevlileri görevlerini yerine getirirken tüm vatandaşlara eşit mesafede ve hiçbir ayrımcılık, kayırmacılık yapmadan hizmet etmelidir. Hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı davranışta bulunmamalıdır. Kamu görevlileri, siyasi açıdan tarafsız davranmalı, hiç bir siyasi partinin, kişi ya da zümrenin menfaatine ya da zararına yol açacak faaliyette bulunmamalı, mevzuata, kararlara uygun hareket etmelidir. Tüm vatandaşlara eşit bir şekilde hizmet sağlanmalıdır. “Kamu görevlileri, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanırlar. Kamu görevlileri, gerçek veya tüzel kişilere öncelikli, ayrıcalıklı, taraflı ve eşitlik ilkesine aykırı muamele ve uygulama yapamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranışta bulunamazlar, kamu makamlarının mevzuata uygun politikalarını, kararlarını ve eylemlerini engelleyemezler.” (Dürüstlük ve tarafsızlık - Madde 9).42

12. İnsan hakları

İnsan hakları, insanın insan olma özelliği nedeniyle sahip olduğu; dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez nitelikte, kişiliğe bağlı haklardır. İnsan haklarının iyi anlaşılması ve bireylerin bu haklarına saygılı olmak, bir görevlinin mesleki değerleri arasında öncelikle yer alması gereken unsurdur.43

13. Hümanizm

Hümanizm, insan varlığının insani erdemlerce biçimlendirilmesi, insancıllık çabası; insanın insancıl bir biçimde eğitilmesi öğretisi; insanların yetişme ve gelişme yeteneğinden, insanın erdemleriyle, kişiliğinin göz önünde tutulmasından yola çıkılarak, insanın çok yönlü yetişmesini, özgürce etkinlikte bulunmasını, yaratıcı güçlerini ve yeteneklerini kullanabilmesini amaçlayan, insan toplumunun gelişmesine ve insan soyunun daha da yetkinleşmesine ve özgürleşmesine yönelik düşünce ve çabaların bütünüdür.44

14. Bağlılık

Personelin kurum üyeliklerini sürdürmeleri ve kurumda kalmak istemeleri olarak tanımlanabilir. Kuruma bağlı personel, kurumdan etkilenirler ve kendileri de ortak amaçların gerçekleştirilmesi için ortaklaşa bir çaba gösterirler. 45 “Kamu görevlileri, çalıştıkları kurum veya kuruluşun amaçlarına ve misyonuna uygun davranırlar. Ülkenin

41 İnayet Aydın, 2014, s. 6.

42 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

43 İnayet Aydın, 2014, s. 6.

44 İnayet Aydın, 2014, s. 6.

45 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

22 / 60

çıkarları, toplumun refahı ve kurumlarının hizmet idealleri doğrultusunda hareket ederler.” (Amaç ve misyona bağlılık - Madde 8).46

15. Sevgi

Sevgi, insanın kendisiyle ve başkalarıyla yaratıcı bir ilişki kurması demektir. Sevgi, sorumluluğu, ilgi ve bakımı, saygı ve bilgiyi, başkasının yetişme ve gelişmesi için istek duymayı gerektirir.47 Tavır ve davranışlarımıza yön veren sevgi, toplumsal ve kişisel ilişkilerde karşılıksız bir özveriye dayanan duygusal bağ ve eğilim olmaktadır. Sevgi; kişilerin yapacağı etkinliklerde, kendi çıkarlarından önce toplumsal çıkarları göz önünde bulundurmasına neden olan bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.48

16.Tutumluluk

Kurumu amaçlarına uygun olarak yaşatmak, kurumdaki insan ve madde kaynaklarını en verimli biçimde kullanmakla gerçekleşir.49 “Kamu görevlileri, kamu bina ve taşıtları ile diğer kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanamaz ve kullandıramazlar, bunları korur ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri alırlar.” (Kamu malları ve kaynaklarının kullanımı - Madde 16). “Kamu görevlileri, kamu bina ve taşıtları ile diğer kamu malları ve kaynaklarının kullanımında israf ve savurganlıktan kaçınır; mesai süresini, kamu mallarını, kaynaklarını, işgücünü ve imkânlarını kullanırken etkin, verimli ve tutumlu davranırlar.” (Savurganlıktan kaçınma - Madde 17).50

17. Olumlu insan ilişkileri

Yönetimde olumlu insan ilişkileri, hem amaçlanan üretimin gerçekleştirilmesi, hem de personelin doyumunun sağlanması açısından gereklidir. Bu anlamda, yönetimde insan ilişkileri, insanlar için, insanlarla birlikte etkili biçimde çalışabilme becerisidir.51 Sağlıklı insan ilişkileri için, bireylerin yetenek ve güçleri kadar, zayıf yanlarının ve gereksinimlerinin neler olduğunun anlaşılması gerekir. İnsan ilişkilerinin niteliği, başarı ya da başarısızlığın belirleyicisi olmaktadır. “Kamu görevlileri, üstleri, meslektaşları, astları, diğer personel ile hizmetten yararlananlara karşı nazik ve saygılı davranırlar ve gerekli ilgiyi gösterirler, konu yetkilerinin dışındaysa ilgili birime veya yetkiliye yönlendirirler.” (Nezaket ve saygı - Madde 11).52

18. Hizmet standartlarının yükseltilmesi

Tüm kamu personelinin en önemli görevlerinden biri de yurttaşlara sunulan hizmetlerin kalitesini yükseltmek; yerinde ve zamanında etkili hizmet sunabilmek olmalıdır. Bunun için yalnızca verilen işin yapılması değil, bu işlerin en iyi biçimde nasıl

46 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

47 İnayet Aydın, 2014, s. 3.

48 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.

49 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

50 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

51 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

52 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

23 / 60

yapılabileceği konusunda yaratıcı bir yaklaşım içinde olmak da gerekmektedir.53 “Kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde; halkın günlük yaşamını kolaylaştırmayı, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli biçimde karşılamayı, hizmet kalitesini yükseltmeyi, halkın memnuniyetini artırmayı, hizmetten yararlananların ihtiyacına ve hizmetlerin sonucuna odaklı olmayı hedeflerler.” (Halka hizmet bilinci - Madde 6).54 “Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve diğer personeli, kamu hizmetlerini belirlenen standartlara ve süreçlere uygun şekilde yürütürler, hizmetten yararlananlara iş ve işlemlerle ilgili gerekli açıklayıcı bilgileri vererek onları hizmet süreci boyunca aydınlatırlar.” (Hizmet standartlarına uyma - Madde 7).55

19. Emeğin hakkını verme

Emek, personelin iş performansını elde etmek için harcadığı kafa ve kol gücüdür. Personelin emeğinin hakkı, kurumun yapacağı ödeme ile verilir. Ödeme, personelin üretim için kuruma harcadığı emekle yarattığı değer artışından hak ettiği değerin kendisine döndürülmesidir. Ödeme kavramı içine, personelin kurumca karşılanan her türlü gereksinmesi girmektedir. Personelin kendilerinden beklenen performans düzeyine ulaşmaları için onlara emeklerine denk ödemenin yapılması gerekmektedir.56

20. Yasa dışı emirlere karşı direnme

Hukuken suç teşkil eden emirlerin yerine getirilmemesi konusunda kamu görevlileri kesin bir tavır içinde olmalıdırlar. Verilen emrin hukuka aykırı olduğu kanısına varan görevlinin, bu aykırılığı üstüne bildirmesi ve emrin yazılı bir şekilde kendisine verilmesini sağlaması gerekir. Böylece hukuka aykırı emir veren üstün, bu emrin verilmesinden veya yerine getirilmesinden doğan sorumluluğu üstlenmesi sağlanır.57 “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.” (Kanunsuz Emir. T.C. Anayasası 137. Madde). Anayasanın bu maddesi hukuk normları açısından sorunludur ve olması gereken: “Kamu Hizmetinde konusu suç teşkil eden bir emrin uygulanması sonucu oluşabilecek zarardan emri veren amir ve uygulayan kişi sorumludur.”

53 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

54 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

55 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

56 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

57 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

24 / 60

III. Etik Dışı Davranışlar

Etik dışı davranış, etik ilke ve kurallarının ihlali olarak tanımlanabilir. Etik dışı davranış, yolsuzluktan daha kapsamlı bir kavramdır. Ancak, her türlü yolsuzluk bir etik dışı davranıştır ve tüm yolsuzluklar etik değerlere uymamakla başlar. Etik dışı davranışlar için bir sınıflandırma yapılacak olursa, bu sınıflandırmanın ölçütü kamu yetkisi olmalıdır. Çünkü genel olarak etik dış davranışlar kamu görevlilerinin konumlarından kaynaklanan kamusal yetkilerini özel amaçları için yasal ve etik düzenlemelere aykırı biçimde kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Kamu yetkisinin günümüzde, yönetsel işlevler ve siyasal işlevler olmak üzere iki alanda kullanıldığını ifade etmek mümkündür.58 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye kamu yönetiminde en yaygın etik dışı davranışlar sırasıyla; yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık, yetkinin istismarı ve iş ilişkilerine politika karıştırmadır. 59 Kamu çalışanlarından diğer vatandaşlara nazaran daha üstün kişisel etik değerlere sahip olmaları beklenir.

Negatif Korelasyon. “Yozlaşma” ile “şeref” ters orantılıdır.

Biri artarken diğeri azalır ya da biri azalırken diğeri artar.

58 Kadir Çalık, 2012, s. 25, 26.

59 Yusuf Pustu, Kamu Yönetiminde Etik Bir Sorun Olarak Rüşvet, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 392.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

25 / 60

1. Yolsuzluk

Kamu gücünün özel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılmasıdır. Geniş anlamda yolsuzluk, kamu gücü ile sınırlı olmayarak herhangi bir görevin özel çıkarlar için kötüye kullanılması veya emanet edilmiş yetkinin, kamusal ve özel çıkarları zedeleyecek şekilde her türlü kötüye kullanımıdır. Yolsuzlukta sağlanması amaçlanan çıkar, maddi ya da parasal olmayan özel amaçlara yönelik olabilir. Herhangi bir kamu görevlisinin rüşvet alması, rüşvet talep etmesi ya da rüşvet için baskı yapması, ayrıca rüşvet olmaksızın nepotizm, patronaj, devlet mallarının çalınması, zimmet ve iltimas yollarıyla kamu gücünü özel çıkarları için kötüye kullanılabilmektedir. Ayrıntılı olarak bakıldığında yolsuzluk aşağıdaki biçimlerde tanımlanabilir:

Para ya da mal karşılığında, kamu görevlisinin ayrıcalıklı işlem yapmasıdır,

Kamu görevlisinin parasal ya da diğer ödüller karşılığında, bu çıkarı sağlayanlar yararına işlem yapmasıdır,

Kamu görevlilerinin yapılmaması gereken işlemleri yapmaları ya da yapmamaları gereken işlemleri yaptırmaları karşılığı çıkar sağlamalarıdır,

Parasal olan ya da olmayan kişisel kazançlar için yetkinin kötüye kullanımıdır,

Kişisel ya da politik kazanç amacıyla devlet yetkisinin yasa dışı kullanımıdır,

Kamu hizmeti gören kişinin özel amaçları ya da maddesel çıkarları için normal görev davranışlarından sapmalarıdır,

Kişisel amaçlar için, kamu görevlilerinin kurallara aykırı biçimde davranışlarıdır. Günümüzde yolsuzluğun boyutunu ortaya koymak ve başka ülkelerle karşılaştırmak, geçmişe göre daha kolaydır ve bununla ilgili birtakım veriler bulunmaktadır. Uluslararası Saydamlık Örgütü tarafından hazırlanan ve yıllık olarak yayımlanan Yolsuzluk Algılama Endeksi (Corruption Perceptions Index, CPI) ve Dünya Bankası tarafından desteklenen endeksler, bu konuda ülkelerle ile ilgili bilgiler vermektedir. Bu endekslere göre yolsuzluk konusunda Türkiye, hedeflediği batı dünyasında değil üçüncü dünya ülkeleri içinde yer almaktadır. Yolsuzlukların en az olduğu ülkelerin (Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, vb.) hemen hemen hepsi, tam demokratik bir siyasal yapıya ve yüksek bir millî gelire sahiptirler.

Kurumlara Göre Küresel Yolsuzluk Algısı (Global Corruption Barometer 2013)60

60 Global Corruption Barometer 2013, Transparency International, Perceptions of the extent of corruption in different institutions Average score from the 107 countries surveyed, s. 16, On a scale of 1 to 5, where 1 means ‘not at all corrupt’ and 5 means ‘extremely corrupt’, http://files.transparency.org/content/download/604/2549/file/2013_GlobalCorruptionBarometer_EN.pdf Erişim Tarihi: 1 Şubat 2016.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

26 / 60

Küresel Yolsuzluk Barometresi 2013 – Türkiye’de Kurumlara Göre Yolsuzluk Algısı (Global Corruption Barometer)61

Puan Değeri: 1 - Hiç Yolsuzluk Yok; 5 - Son Derece Yozlaşmış.

2. Ayrımcılık

Önyargılı tutumlarla davranmaktır. Önyargı bir duygu, ayrımcılık ise eylemdir. Bir grup insana karşı, adaletsiz ve zarar verecek biçimdeki her türlü davranış, ayrımcılık olarak tanımlanır. Genellikle ayrımcılık iki türde ortaya çıkmaktadır. Birinci tür ayrımcılık, “açık ayrımcılık; ikinci tür ayrımcılık ise “kurumsal ayrımcılık” olarak adlandırılabilir.62

3. Kayırmacılık

Para ya da mal gibi ekonomik güçler yerine aile-akrabalık bağları gibi maddesel olmayan etkileme araçlarının kullanılarak, kamu görevlilerinin yetkilerini bazı kişilere kamu işlemlerinde ayrıcalık sağlamak amacıyla kullanmalarına kayırma denir. Burada kamu görevlisi, ruhsal-duygusal nitelikteki geleneksel bağlılıkları ve yükümlülüklerle yakın çevresine ya da yakın çevresi veya üzerinde nüfuzu olan başkalarının etkisi ile birtakım kişilere ayrıcalıklı davranmaktadır. 63 “Kamu görevlileri; görev, unvan ve yetkilerini

kullanarak kendileri, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamaz ve aracılıkta bulunamazlar, akraba, eş, dost ve hemşehri kayırmacılığı, siyasal kayırmacılık veya herhangi bir nedenle ayrımcılık veya kayırmacılık yapamazlar. Kamu görevlileri, görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendilerinin veya başkalarının kitap, dergi, kaset, cd ve benzeri ürünlerinin satışını ve dağıtımını yaptıramaz; herhangi bir kurum, vakıf, dernek veya spor kulübüne yardım, bağış ve benzeri nitelikte menfaat sağlayamazlar.

61 Global Corruption Barometer 2013, Transparency International, s. 35, 38. http://files.transparency.org/content/download/604/2549/file/2013_GlobalCorruptionBarometer_EN.pdf Erişim Tarihi: 1 Şubat 2016.

62 İnayet Aydın, 2014, s. 8. 63 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

27 / 60

Kamu görevlileri, görevlerinin ifası sırasında ya da bu görevlerin sonucu olarak elde ettikleri resmi veya gizli nitelikteki bilgileri, kendilerine, yakınlarına veya üçüncü kişilere doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik, siyasal veya sosyal nitelikte bir menfaat elde etmek için kullanamazlar, görevdeyken ve görevden ayrıldıktan sonra yetkili makamlar dışında hiçbir kurum, kuruluş veya kişiye açıklayamazlar. Kamu görevlileri, seçim kampanyalarında görev yaptığı kurumun kaynaklarını doğrudan veya dolaylı olarak kullanamaz ve kullandıramazlar.” (Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması - Madde 14)64 Kamu yönetiminde karar alma süreçlerinde ortaya çıkan bir yolsuzluk türü olan kayırmacılık, maddesel içerikli olmayan bir yolsuzluk türüdür. Kamu işlemlerini yerine getiren görevlinin, yakınlarını haksız yere ve yasalara aykırı olarak kayırması ve arka çıkmasıdır kayırmacılık. Türkçede kullanılan “iltimas” kavramı da kayırmacılıkla eş anlamlıdır. Halk dilinde kullanılan “torpil” kavramı da iltimas ve kayırmacılık kavramlarına karşılık gelmektedir.

NEPOTİZM - Akraba Kayırmacılığı. Beceri, yetenek, başarı ve eğitim düzeyi ve buna benzer unsurlar dikkate alınmaksızın sadece politikacı, bürokrat ve diğer kamu görevlileri ile olan akrabalık ilişkileri esas alınarak bir kimsenin devlet görevinde istihdam edilmesi, atanması, terfien yükseltilmesi, ya da bazı ayrıcalıklardan istifade ettirmesidir. Akraba kayırmacılığı geleneksel bağların daha yoğun olduğu, gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde daha yaygın olarak görülmektedir. Yakınları açısından memur, bir kamu görevlisi değil bir akrabadır. Memur da karşısındakini vatandaş olarak görmesi gerekirken, yakını olduğu için ona farklı gözle bakmaktadır. Bu durumda bazen bilerek bazen de farkında olmadan, kamu görevlisi gerektiği gibi objektif davranamamakta ve akrabalarını kayırmaktadır. Bu noktada kayırılan akraba kendisine sağlanan ayrıcalıktan faydalanırken, akrabasına iltimas geçen kamu görevlisi de akraba çevresinde kazanmış olduğu saygınlığın keyfini sürmektedir.65

KRONİZM - Eş Dost Kayırmacılığı. Bir kamu görevlisinin özel çaba harcayarak, kendi dost ve arkadaşlarına çeşitli ayrıcalıklar sağlaması kronizm olarak tanımlanmaktadır. Kronizmin esas itibariyle nepotizmle benzer olduğu söylenebilir. Buradaki temel fark, ayrıcalık sağlanan kişiler nepotizmde akraba olurken; kronizmde eş-dost olmaktadır. Hemşehricilik de eş-dost kayırmacılığının özel bir türü olarak değerlendirilebilir. Nitekim bugün için aynı memleketten olma, aynı topraklar üzerinde büyüme gibi faktörler, geleneksel toplumlarda yaygın bir şekilde kayırmacılığa zemin oluşturmaktadır.

PARTİZANLIK - Siyasal Kayırmacılık. İngilizcede “patronage”, “favoritism” olarak karşılık bulan siyasal kayırmacılık kavramı, partilerin iktidara geldikten sonra kendilerine yakın buldukları kişileri yönetsel kadrolara atamalarıdır. Bunun yanı sıra politikacıların özel çaba göstererek kendi siyasal yandaşlarına bazı ayrıcalıklar sağlamaları da partizanlık olarak adlandırılır. Bunun en uç örneği, bir zamanlar Amerika’da uygulama alanı bulunan ganimet ya da yağma sistemi olarak adlandırılan “Spoil System”dir. Bu sistemde temel anlayış bir siyasal partinin

64 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

65 Okan Öztutkan, 2011, s. 57, 58.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

28 / 60

iktidara gelmesi sonucunda, onu destekleyen yandaşların, kadrolara yeterlilik düzeylerine bakılmaksızın, atanmak suretiyle ödüllendirilmeleridir.

HİZMET KAYIRMACILIĞI - Siyasal iktidarın gelecek seçimlerde yeniden iktidarda kalabilmek için bütçe tahsilâtlarını, oylarını maksimize edecek şekilde kendi seçim bölgelerine kaydırmaları ve böylece bütçe kaynaklarının yağmalanmasıdır. Yaşanan tecrübelerle sabit olarak; seçimleri kazanan siyasi partiler, seçim sonrasında tamamen bir dahaki seçimi düşünerek uygun gördükleri bölgelere maksadını aşan yatırımlar yapmaktadırlar. Bu uygulama sonucunda çoğu zaman asıl hak sahibi bölgeler mahrumiyet yaşarken, iktidar sahiplerinin uygun gördüğü bölgeler yapay bir rahatlama içinde kalmaktadır.

LOGROLLİNG - Oy Ticareti. Yasama faaliyetlerinin yürütüldüğü aşamada ortaya çıkan siyasal bir yolsuzluk türüdür. Yasama faaliyetlerini yürüten parlamentoda siyasal kararların alınmasında, siyasi partilerin menfaatleri doğrultusunda parlamentoya sundukları kanun tasarı ve tekliflerini karşılıklı olarak desteklemelerine “oy ticareti” denir. Bu durum karşılıklı oy alışverişi anlamına gelmektedir. Örneğin iktidar partisi ile muhalefet partisi kamu çıkarına ve siyasal ahlâka uymayan bazı konularda, karşılıklı ödün vererek kendi çıkarlarına yönelik kararlar alınması için oy kullanabilirler. Oy ticareti siyasi partiler arasında yapılabileceği gibi, iş dünyasının istekleri doğrultusunda da karşılıklı anlaşmalar yapılabilir.

LOBİCİLİK. Çıkar ve baskı gruplarının siyasal karar alma sürecinde, iktidar partilerini, muhalefet partilerini, bürokratları etkileyerek, kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeleridir. Bu tür faaliyetlerle, kamu sektöründe en uygun kararın alınması engellenmektedir. Lobicilik faaliyetleri; seçimler aşamasında bir siyasal partiye maddi ya da diğer şekillerde yardımda bulunma, seçimlerden sonra milletvekilini çeşitli şekillerde etkileyerek, parlamentoda kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelerini sağlama biçiminde ortaya çıkabilmektedir.66

RANT KOLLAMA. Rant kollamayı, çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından “suni” olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetler olarak tanımlayabiliriz. Burada “gerçek rant” ile “suni rant” arasındaki ayırımı açıklamak gerekir. Gerçek rant, ekonomide arz ve talep arasındaki ilişkilere göre ortaya çıkmaktadır. Örneğin toprağın, belirli bir süre sonra sahibine çalışmadan bir gelir getirmesi gerçek ranttır. Suni rant ise, bizzat devlet tarafından bazı ekonomik faaliyetler üzerine sınırlamalar konulması ya da ekonomik faaliyetlerin bizzat devlet tarafından düzenlenmesi şeklide ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla rant kollama, çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından yaratılan bir “suni rant”ı elde etmek için girişmiş oldukları faaliyetlerdir. Rant kollama faaliyetleri kaynakların dağılımı üzerinde önemli bir negatif etkiye sahiptir. Rant türleri: Monopol kollama, tarife kollama, lisans kollama, kota kollama, teşvik kollama, sosyal yardım kollama vb.67

66 Okan Öztutkan, 2011, s. 57, 58.

67 Kadir Çalık, 2012, s. 33.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

29 / 60

4. Rüşvet

Kamu görevlilerinin para, mal, hediye gibi birtakım maddesel çıkarlar karşılığında bunu sağlayan kişi ya da kümelere ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlaması rüşvet olarak tanımlanır.68 En genel şekliyle rüşvet; yetkili birisine başkası tarafından toplumun usul ve kurallarına aykırı bir şekilde menfaat vaat ederek ya da sağlanarak bir işin yaptırılması şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir tanımla ise; kamu görevlilerinin bir takım maddesel çıkarlar (para, mal, hediye gibi) karşılığı, bunları sağlayan kişi ya da kümelere ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlamalarıdır. Arapça bir kelime olan rüşvet, “kuyudan su çıkarmak için kullanılan ip” manasına gelen “reşa” sözcüğünden türetilmiştir.69 “Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar.” (Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı - Madde 15).70 Hediye ile rüşveti birbirinden ayırmak oldukça zordur. Çoğu zaman rüşvet ile hediye birbirine karıştırılmaktadır. Bütün toplumlarda, insanlar arası ilişkilerin bir gereği olarak hediye almak ve vermek doğal bir davranış olarak değerlendirilmektedir. Hatta geleneksel değerler açısından verilen bir hediyeyi kabul etmemek ve geri çevirmek doğru bir davranış olarak görülmemektedir. Bu çerçevede, cumhurbaşkanından en alt kademedeki memura kadar, kamu görevlileri, özel kişi ve kuruluşlardan veya emrindeki diğer kamu görevlilerinden hediye alabilmektedir. Hediye, genellikle kamu görevlisinin bir isteği ve talebi olmaksızın verilmektedir. Rüşvet ile hediye arasındaki temel farklılıklar: Rüşvet her durumda karar vericiyi etkilemek ve çıkar sağlamak amacıyla verilmektedir. Rüşvette, sağlanan bir çıkar karşılığında kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı hareket etmesi konusunda tarafların karşılıklı anlaşmaları söz konusudur. Süreci kimin başlattığı önemli değildir. Rüşveti alan kamu görevlisi “kesinlikle” karşı tarafa bir menfaat sağlayacaktır. Hediye ise her zaman çıkar sağlamak amacıyla verilmemektedir. Hediyede genellikle süreci hediyeyi veren başlatmaktadır. Kamu görevlisi, hediye alma karşılığında hediye verene çıkar sağlama konusunda bir taahhütte bulunmamaktadır. Hediyeyi alan kamu görevlisinin hediyeyi veren tarafa bir çıkar sağlama “ihtimal”i söz konusudur.71 Hediye verme, rüşvetten farklı gibi görünse de verenin veriş amacının gerisinde yatan gerçeği saklamaktan öteye geçmemektedir. Bir menfaat elde etmek için kamu görevlisine açıkça rüşvet veremeyenler, hediye vermek suretiyle ona çıkar sağlamaktadırlar. Bu anlamda hediyeyi rüşvet olarak değerlendirmek mümkündür.

68 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

69 Okan Öztutkan, 2011, s. 27.

70 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

71 Mustafa Lütfi Şen, Kamu Görevlilerini Yoldan Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye ve Kişisel Kullanım

Amacıyla Yapılan Bağışlar, s. 362-364. http://www.etik.gov.tr/BilgiBankasi.aspx?id=2 Erişim Tarihi: 6 Kasım 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

30 / 60

Devlet Memurları Kanununun konuyla ilgili hükmü: “Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır.” (Hediye Alma, Menfaat Sağlama Yasağı - Madde 29).72 Rüşvet genellikle “hafif-çabuklaştırıcı rüşvet” ve “ağır-çarpıcı rüşvet” olarak iki kategoride değerlendirilmektedir. Nitekim önceki Türk Ceza Kanunu da bu sınıflamayı benimsemiştir. Ancak 2004 yılında kabul edilen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu, söz konusu ayırımı benimsememiş, rüşveti: “Bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması.” (TCK Madde 252) olarak tanımlamış ve tarafların anlaşmaya varmasını suçun tamamlanması için yeterli görmüştür. Rüşvet suçunun teşekkül edebilmesi için, rüşvet veren tarafından rüşveti alana bir menfaat sağlanmalı ya da vaat edilmelidir. Menfaat kavramının genel anlamda ele alınması ve maddi şeylerin yanında memuru usulsüzlüğe sevk edecek her türlü vasıtanın da menfaat sayılması gerekmektedir.73

– Sana diyorum ki onlar hediye! (Rüşvet çuvalını taşıyan şahıs konuşuyor)

Rüşvetle mücadelede önemli zorluklardan biri, bireylerin rüşvet tanımının oldukça dar olmasıdır. Toplumda hemen hemen herkes başkalarının rüşvet suçuna bulaştığını ifade ederken, kendi davranışlarını bilinçli ya da bilinçsiz göz ardı etmektedir. Bu durumda, toplumun önemli bir bölümü, büyük çaplı yolsuzluk ve rüşvet olaylarını dikkate almakta ve onları referans alarak, kendi kuraldışı davranışlarını meşru kabul etmektedirler. Hatta zaman zaman kamu yönetimine karşı kuraldışı davranışlarda bulunarak işini görenlere yetenekli kişi gözü ile bakılmaktadır. Bu bakımdan yolsuzlukla mücadelede toplumun topyekûn desteğinin sağlanması için büyük çaplı rüşvet ve yolsuzluk olaylarının üstüne gidilmelidir. Türkiye’deki yaygın rüşvet yöntemleri sırasıyla: aracılar vasıtasıyla, vatandaşın rüşvet teklif etmesi yoluyla, bağış adı altında makbuzsuz, tanıdık aracılığı ile kamu görevlisinin istemesi yoluyla ve kamu görevlisine araç tahsis edilmesi yoluyladır. Türkiye’de rüşvet, en çok sırasıyla; işini daha hızlı yaptırmak için, hakkı olmayan bir şeyi elde etmek için, yaptırımdan kurtulmak için, hakkını elde etmek için, haksız muamelelerden korunmak için ve başkalarını haksızlığa uğratmak için verilmektedir. Buradan hareketle kamu

72 Devlet Memurları Kanunu. 657. T.C. Resmi Gazete, 12056, 23 Temmuz 1965.

73 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

31 / 60

yönetiminde en yaygın rüşvet verme nedeni olarak, işini daha hızlı yaptırmak seçeneğinin olması, kamu yönetiminde idari usul eksikliğinin, kırtasiyeciliğin, merkeziyetçi yönetim anlayışının kamu yönetim yapısında hâkim olduğunun önemli bir göstergesidir. Hakkı olmayan bir şeyi elde etme amacıyla rüşvet verme seçeneğinin oldukça yüksek çıkması, kamu yönetiminde hukuk kurallarının ve hukuk devleti anlayışının da etkisinin son derece sınırlı olduğunu göstermesinin yanında, toplumda kamu yararı yerine özel yararların ön plana çıkmış olduğunun göstergesidir. Yine yaptırımdan kurtulmak için rüşvet ödemenin oranının yüksek olması, kamu yönetiminde denetim eksikliğinin yanında kamu yararı kavramından ziyade kişisel yarar ve çıkarın ön planda olduğunu göstermektedir. Kamu yönetiminde hakkını elde etmek için rüşvet verilmesi seçeneğinin de ön plana çıkmış olması, bürokrasinin dışa kapalı ve gizlilik içinde çalıştığı, idari usul eksikliğini ve kamu hizmetlerinin çok yavaş işlediği gibi kamu yönetiminin işleyişinde önemli sorunlar bulunduğunu göstermektedir.74

5. Zimmet

Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesidir.75 Zimmet özünde memur tarafından işlenen bir güveni kötüye kullanmak eyleminden ibarettir. Bu eylem, konusu bakımından bir çeşit inancı kötüye kullanma ve failin sıfatı memur olması yönünden ise; görevin kötüye kullanılması şeklinde belirmektedir. Zimmete geçirme, hizmet görevinin belirli şekilde kötüye kullanılmasından ibarettir. Ayrıca unutulmaması gereken diğer bir nokta; zimmet rüşvet gibi iki taraflı değil, tek taraflı bir suçtur.76

6. Görevi kötüye kullanma

Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız kazanç sağlamasıdır.

7. Görevi İhmal

İşgal ettiği makam itibariyle yasaca belirli bir kamu ödev veya görevini yapmaya memur olan bir kişinin, yapmaya zorunlu bulunduğu bir işi yapmaması yahut yasa ve tüzüklerce yapılmasını öngördüğü biçimde yerine getirilmemesi veya belli ve uygun süre içerisinde yapılması zorunlu bulunan bir hizmet veya hareketi geciktirmesi, süresinde yapmamasıdır.

8. Sömürü (istismar)

Sömürü, insan ya da nesnelerin adaletsiz kullanımıdır ve çıkar sağlama amacına yöneliktir. Sömürü, insanın başka insanları kendi amaçları için bir araç olarak

74 Yusuf Pustu, 2011, s. 392, 393, 398.

75 İnayet Aydın, 2014, s. 11.

76 Okan Öztutkan, 2011, s. 44, 45.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

32 / 60

kullanması ve kaynakların adaletsiz kullanımını niteler. 77 Sömürünün çeşitli türleri vardır: Sömürücü, sömürülen kişiyi zorlayabilir ya da aldatarak kullanabilir. Sömürülen kişi, yapılan eylemlere gönüllü olarak rıza gösterebilir. Sömüren kişinin amacı, çıkar sağlamak ve kazancını güvenceye almaktır. Ancak bu durum sömürülen kişinin aleyhine olabilir, ne aleyhine ne de yararına olabilir, eylemlerden yarar sağlayabilir. Ancak bu yarar sömürenin yararından daha azdır. Genellikle sömürülen birey, kendisine haksızlık yapılan bireydir.

9. Psikolojik yıldırma (Mobbing)

Gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulamasıdır. Kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı olarak yapılır.78 Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlar. İma ve alayla, karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeye yönelik saldırgan bir ortam yaratarak kişiyi işten ayrılmaya zorlar. Bu tür duygusal saldırılar, aynı düzeyde yaşananlar arasında yaşanabileceği gibi ast ve üst arasında da görülebilir.

10. Bencillik

İnsanların başkalarının yararını düşünmeden; kimi kez onlara zarar vererek; davranışlarını yalnız kendi gereksinimlerini giderecek, kendine çıkar sağlayacak biçimde yönlendirmesidir.79 Bencillik (egoizm), insanın sadece kendini düşünme ve kendi çıkarlarını gözetmesi olan bencillik, sevgi ögesinin tam karşıtı olarak toplumsal dayanışmanın gelişmemesine ve kişilerin topluma karşı görev ve sorumluluklarının oluşmamasına yol açmaktadır.80

11. Şiddet-baskı-saldırganlık

Şiddet sözcüğü, aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve sert davranışı nitelendirir. Saldırgan davranışlar, kaba kuvvet, beden gücünün kötüye kullanılması, yakan, yıkan, yok eden eylemler şiddetin kapsamındadır.81 Şiddet, yapacak hiçbir şeyin kalmadığı inancı ve korkusu ile ortaya konan negatif anlamda duygusal

77 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

78 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

79 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

80 Kemal Özsemerci, 2005, s. 6.

81 İnayet Aydın, 2014, s. 9.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

33 / 60

taşma halidir. Saldırgan davranışlar, kaba kuvvet ve beden gücünün kötüye kullanılması şiddet kapsamında eylemlerdir. İnsanda saldırgan davranışlar kalıplaşmış olup, kızgınlık ve öfke durumunu dışa yansıtan yüz ifadelerinden ya da bir sözcükten (hakaret, küfür), doğayı, canlıyı yakan, yıkan, yok eden şiddet eylemlerine kadar yayılabilir.

12. İş ilişkilerine politika karıştırma

Her kamu görevlisi gibi, yöneticinin de tarafsız davranması ve tarafsız hizmet sunması gereklidir. Yöneticinin politize olması durumunda, kurum bir politik kurum olarak görülecek ve öyle davranış görecektir. Böylece, kamu görevlileri kurumla ilgili sorunlarının çözümünde ve beklentilerinin karşılanmasında yöneticiden çok politikacıyı aracı olarak görecekler ve birçok sorunlarını politikacıya götüreceklerdir.82 Kamu hizmetleri kurallar çerçevesinde kamu personeli tarafından yürütülür. Buradaki kurallar ve bu kurallarla hizmet yürütecek olan personel bir güç tarafından oluşturulur. Bu güç siyasal iktidardır. Siyasal iktidar en genel anlamıyla; bir ülkenin ve toplumun bütünü üzerinde geçerli olan bir iktidardır. Cebir kullanma yetkisine sahip oluşu onu en üstün iktidar haline getirmektedir. Bu iktidar, farklı siyasal görüşler arasında kıyasıya bir mücadele verildikten sonra elde edilebilir. Bu iktidar mücadelesi hiçbir zaman bitmez ve hayatın her alanında görülür. Bu alanların en önemlilerinden biri ise bürokratik sistemdir. Hem mevcut siyasal iktidar sahipleri hem de iktidarı ele geçirmek isteyen güçler bürokrasiyi etkilemek isterler; çünkü bürokrasi kamu yönetimin işleyen çarkıdır. Oysaki memurlardan beklenen tarafsız olmalıdır. Memurlar görevlerini yerine getirirken, dil, ırk, cinsiyet, din ve siyasi düşünce ayrımı yapmazlar: “Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.” (Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 7’nci Madde)83 Bürokrasinin siyasallaşması öncelikle vatandaşın hizmet kalitesini etkilemektedir. Çünkü kamu personeli yapması gerekenlere yoğunlaşmak yerine, yapacağı işlemin siyasi sonuçlarına odaklanmaktadır. Bir başka sorun ise siyasal iktidar her değiştiğinde mecburen bürokratik örgütün de yenilenmesi gerekecektir. Sonuçta mevcut personel eski iktidar tarafından güdülenmiştir ve ona hizmet etmektedir. İşte bu örgütün yeniden kurulması oldukça külfetli bir işlemdir. Eğer bürokratik örgüt, olması gerektiği gibi tarafsız personellerden oluşturulsaydı, iktidar değiştiğinde yeni iktidar böyle bir külfete girmek zorunda olmayacaktı. Siyasetin bürokrasiyi bu kadar etkileyebilmesinin temelde iki nedeni vardır. Bunlardan ilki; siyasal iktidar sahiplerinin gücünün yeterince sınırlandırılmamış olmasıdır. İkincisi ise bu kişiler, toplum yararı ve kamu çıkarı gibi söylemleri adeta bir zırh gibi kullanarak aslında kendi çıkarları peşinde koşmaktadır.84 Düzen içindeki yozlaşmayı gören personel ne yazık ki düzene ayak uydurmakta ve yükselmenin yolunu liyakatte değil siyasi yakınlaşmalarda aramaktadır. Bu durumda da kamu personeli yükselmek için siyasilerin her türlü dayatmalarına boyun eğmek zorunda kalmakta ve buradan itibaren de etik ihlalleri baş göstermektedir.

82 İnayet Aydın, 2014, s. 9.

83 Devlet Memurları Kanunu.

84 Okan Öztutkan, 2011, s. 15, 16.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

34 / 60

13. Hakaret ve küfür

Sözlü taciz olarak değerlendirilebilecek olan hakaret ve küfür, sözel bir şiddet gösterisidir ve tüm şiddet gösterileri gibi, saldırganlık içerir. Hakaret ve küfür, basmakalıp sözcüklerle başkalarının kişiliğine saldırıdır. Başkalarına küfür ya da hakaret ederek saldıran insanlar, onların kişiliğini küçültüp, örseleyerek kendi bencil kişiliklerini yücelttiklerine inanırlar.85

14. Bedensel ve cinsel taciz

Bedensel ve cinsel taciz şiddetin bir ürünüdür. En sık karşılaşılan bedensel taciz türü dayaktır. Cinsel taciz ise çocuğa, gence, kadına söz atma, el, kol hareketi yapmakla başlayan, ırza geçmeye kadar varan geniş bir yelpaze içinde yer alır.86 Bedensel taciz, özel yaşamda başarısız olan kişilerin kendinden daha güçsüz olan kişilere bir yansıtma ve bastırma mekanizması olarak uyguladıkları etik dışı davranış türüdür.

Güvenlik alanları ve kişisel mesafeler

Özel alan veya diğer bir adı ile Mahrem Bölge sadece anne-baba, eş ya da çok çok yakınların girebildiği bölge olarak tanımlanmıştır. Bu alana başka birinin girmesi durumunda kalp daha hızlı atmaya ve stres yükselmeye başlar.

15. Dedikodu

Genel olarak dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına karaçalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalardır.87 İş yerlerinde yapılan dedikodu, büyük ölçüde zaman ve enerji kayıplarına neden olduğu gibi insan ilişkilerinde gerginliğe, güven ve saygı duygularının yok olmasına neden olmaktadır.

85 İnayet Aydın, 2014, s. 9.

86 İnayet Aydın, 2014, s. 9.

87 İnayet Aydın, 2014, s. 10.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

35 / 60

16. Davranışın etik açıdan yargılanması

Çalışanlar etik dışı davranışlara açgözlülükten ideolojiye kadar değişen birçok nedenlerle girişmektedirler. Ancak hiç kimse doğru görünen şeyi yapmak adına, yasaları bilmezlikten gelmek ya da var olan siyasa ve yöntemleri geçersiz kılma yetkisine sahip değildir. Karmaşık ve şaşırtıcı olasılıklar arasında karar vermek gerektiğinde etik dışı davranışlardan kaçınmak için, yapılacak etik testler yararlı olmaktadır. Bu amaçla bir çalışan, belli bir konuda karar vermeden önce aşağıdaki altı soruya yanıt vermelidir.88 Bu doğru mu?

Bu soru, doğru ve yanlışın açıkça değerlendirilmesini gerektirir. Bu soruyu yanıtlarken akılda tutulması gereken bir yaklaşım da “başkalarına, sana davranmalarını istediğin gibi davran” ilkesidir. Bu ilke çerçevesinde verilen kararın ya da yapılması düşünülen eylemlerin doğruluğu tartışılmalıdır. Bu adil mi?

Bu sorunun yanıtı, altın kural olarak nitelenen bir başka soruda gizlidir. Aynı durumda siz karşıdakinin yerinde olsaydınız ve bu davranış size yapılsaydı, bunun adil olduğunu düşünür müydünüz? Eğer bu soruya evet diyemiyorsanız, davranış ya da kararı yeniden gözden geçirmek gerekmektedir. Eğer birisi zarar görecekse bu kim?

Bu soru faydacılık kavramına dayalı bir sorudur. Bu yaklaşımın diğer boyutu “kim kazanacak?” sorusudur. Bunu izleyen soru ise bu kişinin kaybetmeyi mi, kazanmayı mı hak ettiğine karar vermektir. Eğer verdiğiniz karar gazetelerin birinci sayfasında yer alsaydı kendinizi rahat hisseder miydiniz?

Eğer bu sorunun yanıtı “hayır” ise, hemen “niçin ?” sorusu sorulmalıdır. Bu soruya verilecek yanıt, sorunun tanımlanmasına yardım edecektir. Aileniz, çocuğunuz ya da akrabalarınıza bunu söyler miydiniz?

Diğer bir deyişle gerçekleştirilmesi düşünülen eylem ya da davranışlar yakın çevre tarafından öğrenildiğinde eğer rahatsızlık hissedilecekse bu eylem veya davranışı yeniden gözden geçirmekte yarar vardır. Olay nasıl kokuyor?

88 İnayet Aydın, 2014, s. 3, 4.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

36 / 60

Bir karar ya da davranışın sonuçlarının neler olabileceğine ilişkin sezgiler üzerinde dikkatle durulmalıdır. Duyarlı insanlar olaylara ilişkin kötü kokuları kolaylıkla fark edebilir. Eğer bu tür bir kuşku varsa, bunun nedenlerinin ortaya konulmasına çalışılmalıdır.89

17. Etik Dışı Davranışın Haklılaştırılması

Bazen etik ilkelerinin iyi bilinmesi bile çalışanları etik dışı davranmanın çekiciliğine kurban olmaktan kurtaramaz. Etik dışı davranışın haklı gösterilmesi ve ussallaştırılması süreci dört tür davranışla başlar: a) Yasal ve etik sınırlar içinde olan ve belli durumları kurtarmak için rahatlatıcı ve uygun görünen davranış yollarının seçilebileceğine inanmak, etik dışı davranışların ussallaştırılmasında kullanılan yöntemlerden biridir. Örneğin, bir yöneticinin kurumda meydana gelen bir iş kazasına tanık olan bir çalışana olayı gizli tutması için izin ya da para vermeyi önermesi bu tür davranışa bir örnektir. b) Etik dışı davranışların haklılaştırılmasında kullanılan bir diğer yaklaşım da, kurum ve birey için çok yararlı olabilecek davranışların gerçekleştirilmesinde bir sakınca olmadığına inanmaktır. Örneğin bir elektronik mühendisinin, kendi kurumunun rekabet gücünü artırmada çok yararlı olacağı için rakip kurumlardan yeni bir ürün taslağı ya da düşüncesini çalması bu tür davranışa örnektir. Burada çalışan kurumsal amaçları gerçekleştirebilmek için kurumun kendisinden her tür yardım ve katkıyı beklediğini varsaymaktadır. c) Yapılan bir şeyin başkaları tarafından fark edilmeyeceği inancı da etik dışı davranışların ussallaştırılmasında kullanılan bir başka yöntemdir. Ancak işyerinden çalınan küçük şeylerin fark edilmeyeceği inancı, zamanla yerini büyük suçlara ve hırsızlıklara bırakabilir. d) Kuruma yarar sağlayan ancak etik ilkelerini ihlal eden bir davranış nedeniyle çalışan yakalanırsa, kurumun kendisine arka çıkacağı veya koruyacağı inancı da çalışanların etik dışı davranışlarına buldukları bir ussallaştırma yoludur. Örneğin, bir çalışanın bir bankacıya rüşvet vererek kuruma büyük miktarda bir kredi sağlaması durumunda çalışan, kurumun kendisine minnettar kalacağını düşünebilir. Oysa bu arka çıkılacak bir düşünce ve eylem biçimi değil, tam tersine çalışanın işten atılmasını gerektiren bir suçtur. İşle ilgili kararlar verilirken bu dört ussallaştırma yoluna dikkat edilmesi gerekmektedir. Eğer bir karara ilişkin rahatsız edici bir yan hissediliyorsa, çalışanların dürüstçe kendilerini sorgulamaları gerekir. Eylemlerin ve kararların mantıklı nedenler bulunarak haklılaştırılması tehlikeli bir oyundur ve bu tür düşüncelere karşı dikkatli olunması gerekir. Davranışların etik ilkelere uygunluğunun sınanmasında, yıllar önce Immanuel Kant tarafından geliştirilen şu sorunun sorulması gerekir:90 “Kurumda herkes böyle davransaydı ne olurdu?”

89 İnayet Aydın, 2014, s. 3, 4.

90 İnayet Aydın, 2014, s. 4, 5.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

37 / 60

Ayrıca etik dışı davranışın gerekçelendirilmesinde, aşağıdaki yaklaşımlar da kullanılmaktadır.

Toplumun çıkarları için işleri çabuklaştırmak amacı ile bazı ilke ve prosedürleri atlamak.

Kişisel olarak benim çıkarım yok, önemli olan işlerin yapılması. Bu nedenle kuralları biraz esnetmekte bir sakınca yoktur düşüncesi.

Yalnızca bir arkadaşa yardım ediyorum, benim bu işte bir çıkarım yok düşüncesi.

Üstlerim benim değerimi bilmiyor, ben sömürülüyorum. O halde ben de kendi çıkarlarımı düşünmek zorundayım düşüncesi.

Çalışan bir suç işlemiş, cezalandırılması gerekir ama benden bulmasın düşüncesi.91

91 İnayet Aydın, 2014, s. 2-5.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

38 / 60

IV. Çıkar Çatışması

Kamu hizmetlerinde çıkar çatışmasının tarihi kamu yönetimi kadar eskidir. Geçmişte birçok toplumda seçilmiş ya da atanmış kamu görevlilerinin kamu makamını kendi kişisel menfaatlerini geliştirmek için kullandıkları varsayılırdı. Günümüz toplumlarında kamu görevlilerinin devletin yararına çalışmaları beklenmektedir. Toplumlar demokratikleştikçe ve hükümetler kendi vatandaşlarına hesap verir hale geldikçe vatandaşlar kamu görevlilerinin görevlerini kamu yararına ve adil ve tarafsız bir biçimde yapmalarını isterler. Çıkar çatışması; kamu görevlilerinin görevlerini tarafsız ve objektif şekilde icra etmelerini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken ve kendilerine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişi ya da kuruluşlara sağlanan her türlü menfaati ve onlarla ilgili mali ya da diğer yükümlülükleri ve benzeri şahsi çıkarlara sahip olmaları halini ifade eder.92 “Kamu görevlileri, çıkar çatışmasında şahsi sorumluluğa sahiptir ve çıkar çatışmasının doğabileceği durumu genellikle şahsen bilen kişiler oldukları için, herhangi bir potansiyel ya da gerçek çıkar çatışması konusunda dikkatli davranır, çıkar çatışmasından kaçınmak için gerekli adımları atar, çıkar çatışmasının farkına varır varmaz durumu üstlerine bildirir ve çıkar çatışması kapsamına giren menfaatlerden kendilerini uzak tutarlar.” (Çıkar Çatışmasından Kaçınma Madde 13).93 Menfaat çatışması, kişinin veya idarenin sorumluluklarını ve görevlerini tarafsız bir şekilde yerine getirmesini olumsuz yönde etkiler. Çıkar çatışmasının bulunduğu durumlarda, karar alıcının bireysel çıkarları ile genel anlamda kamu çıkarı çelişmektedir. Bu nedenle, çıkar çatışmasının görevin tarafsız ve objektif bir şekilde yerine getirilmesini etkileme “ihtimal”i bulunmaktadır. Çıkar çatışması durumu, görevi etkilemese bile dışarıdan bakanlarca görevi etkiliyormuş gibi algılanabilmektedir. Çıkar ilişkisini, karşıdaki insanı veya herhangi bir şeyi sadece kendine yarar sağlamak için kurulan bağ olarak tanımlanabilir. Çıkar çatışması ise kamu görevlisinin kendisinin ve yakınlarının (eş, çocuk, kardeş, akraba, vs.) ya da özel bir yakınlık veya ilişkisi olduğu kişi, şirket ve kuruluşların devletle olan ilişkilerinde bir görev ya da rol üstlenmesi ve kişisel menfaatin kamu menfaatiyle çatışmasıdır. Türkiye’de her ne kadar çıkar ilişkisi ve çıkar çatışması çoklukla birbirinin yerine kullanılırsa da aralarında fark vardır. Çıkar ilişkisi resmen ileri derecede bir ahlâksızlık sınıflamasıdır. Çıkar çatışması ise her zaman bir ahlâksızlık olarak kabul edilmeyebilir. Yani bir kişi yolsuzluk-ahlâksızlık yapmadan da çıkar çatışması (conflict of interest) içinde olabilir, tabii bu da kabul edilen bir durum değildir. Çıkar çatışması ve yolsuzluk arasında açık bir ayrım bulunmamakla birlikte, bunlar ayrı şeylerdir. Gerçekte, çıkar çatışması bir eylem değil bir durum olarak anlaşılmaktadır ve bir kamu görevlisi yolsuzluk yapmadan da kendisini bir çıkar çatışması içerisinde bulabilir. Çıkar çatışması

92 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 3, 4, 34 - 35.

93 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

39 / 60

kamusal bir görev ile özel bir menfaat arasındaki bir çatışmayı içerir ki böyle durumlarda, özel bir çıkar, kamusal menfaat, faaliyet ve kararları uygun olmayan bir şekilde etkileyebilir. Örneğin, bir kamu görevlisi dahil olduğu bir karar alma sürecinde kendisine göre adil ve kanuna uygun olarak davranırsa, sonuç olarak, bir yolsuzluk söz konusu değildir. Bir başka kamu görevlisi davranışı ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması olmaksızın almış olduğu bir karar karşılığında rüşvet alabilir. Bu bağlamda, çıkar çatışması mutlaka yolsuzluk ya da hileli bir davranış değildir. Bununla birlikte, çıkar çatışması “kamu makamının özel menfaat için kötüye kullanılmasını” oluşturur ve gayri adil davranış için bir potansiyel taşır.94

– Nascar’ı seviyorum!... İmzanızı alabilir miyim? – Üzgünüm evlat… Ben bir doktorum.

94 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 3, 4, 34 - 35.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

40 / 60

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

1.

Kurumdan ayrıldıktan sonra kurumla iş yapma Döner Kapı (Revolving Door)

Genel Müdürün emekli olduktan sonra şirket kurarak eski kurumundan ihale alması; emekli tapucunun emlakçılık yapması; emekli bir mahkeme kâtibinin iş takipçiliği yapması; emekli bir generalin özel bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması.95 Türkiye’de bu konuyla ilgili olarak, 2.10.1981 tarihli ve 2531 sayılı “Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun” bulunmaktadır. Söz konusu kanunun 2. maddesi şöyledir: “... görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar.” Eski kamu görevlileriyle ilişkiler (Madde 21) - Kamu görevlileri, eski kamu görevlilerini kamu hizmetlerinden ayrıcalıklı bir şekilde faydalandıramaz, onlara imtiyazlı muamelede bulunamaz. Kamu görevlerinden ayrılan kişilere, ilgili kanunlardaki hükümler ve süreler saklı kalmak kaydıyla, daha önce görev yaptıkları kurum veya kuruluştan, doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir yüklenicilik, komisyonculuk, temsilcilik, bilirkişilik, aracılık veya benzeri görev ve iş verilemez.96

2. İkinci iş

Öğretmenin kendi öğrencilerine özel ders vermesi; memurun geceleri taksicilik yapması; müdürün araba alıp satması.97 Kamu görevlilerinin kamu görevinin dışındaki ikinci bir işte çalışması, performanslarının ve sadakatlerinin bölünmesi açısından sakınca teşkil etmektedir. Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı (Madde 28) - Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (tacir) veya (esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kolektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç)... Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler.98

95 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

96 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

97 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

98 Devlet Memurları Kanunu.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

41 / 60

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

3. Hediye Kabul Etme

Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamında değerlendirilmektedir. Çıkar sağlama amacıyla verilen hediyeler: Hediyeyi verenin bir menfaat elde etme ya da hizmetin kolayca ve süratle görülmesi yönünde bir beklentisi bulunmaktadır. Bu durumda hediyeyi veren, ayrıcalıklı işlem yapmasını beklediği kamu görevlisine, önceden meşruiyet kazandırılmış çıkarlar sağlama yoluna gitmekte, böylece doğrudan rüşvet vermenin risklerini en aza indirmeye çalışmaktadır.

Araba ya da ev tahsis etmek; tuttuğu takımın kombine maç biletlerini hediye etmek; konferans verdirmek; inceleme amaçlı gezilere davet etmek; tatil masraflarını karşılamak vb. Bu kapsamdaki hediyeler genellikle sembolik olmanın ötesinde kamu görevlisine belli bir çıkar sağlamayı hedeflemektedir. Hediyeyi veren başlangıçta niyetini açıkça belli etmemektedir. Çoğu zaman hediyenin verildiği anda kamu görevlisi ile hediyeyi veren arasında hizmetle ilgili bir bağlantı da bulunmamaktadır. Böyle durumlarda kamu görevlisi hediyeyi verenin uzun dönemdeki niyetini sezememekte ve durumdan şüphelenmeyerek hediyeyi kabul etmektedir. Kurnazca hazırlanan, şüphe uyandırmayan, tehlikesiz zannedilen ve kurbanı daha rahat çekebilmek için çekici bir cisim kullanılan tuzaklara bubi tuzağı denilir.

Ancak bazı durumlarda da hediyeyi verenin niyeti açıkça belli olmaktadır. Bazı firmalar promosyon adı altında hediye ve numune ilaç dağıtmakta ve hekimlerin kendi ilaçlarını yazmalarını sağlamak amacıyla, tıp kongrelerinde onların konaklama, ulaşım ve kongre kayıt ücretlerini karşılamaktadır.

Yine kamu hizmetlerini ihale yoluyla yürüten yüklenici firmalar, hak edişlerde kolaylık sağlaması amacıyla kontrol mühendislerine araç tahsis etmekte ve çeşitli hediyeler vermektedir.99 Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilke olarak benimsenmiştir. Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı (Madde 15) - Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı

99 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

42 / 60

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar. Kamu görevlileri, kamu kaynaklarını kullanarak hediye veremez, resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları veremezler. Uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelerden, 3628 sayılı Kanunun 3. maddesi hükümleri saklı kalmakla birlikte100, söz konusu maddede belirtilen sınırın altında kalanlar da beyan edilir. Hediye alma yasağı kapsamı dışında kalanlar: … Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar; halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler; herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki hediyeler; tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri vb. Hediye alma yasağı kapsamındakiler: … Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri; taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler; hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler; görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler vb.101 Hediye alırken kamu görevlisinin kendisine sorması gereken anahtar soru: “Ben kamu görevlisi olmasaydım ya da işgal ettiğim makam ve mevkide bulunmasaydım, bu hediye yine de bana verilecek miydi?” Cevap kesinlikle “evet” ise hediye alınabilir. Cevap “HAYIR” ise ya da tereddüt varsa hediye reddedilmelidir.

4. Kendi ve yakınları lehine işlem

İmar Müdürünün, eşinin parselinin bulunduğu bir adada imar düzenlemesi yaparak arazinin değerini artırması; yemek ihalesinin kurumun üst yöneticisinin kayınbiraderinin şirketine verilmesi; kamu bankası yöneticisinin okul arkadaşının şirketine kredi çıkartması; vergi denetmeninin aile dostuna ait şirketi denetleyerek bazı usulsüzlükleri görmezden gelmesi.102

100 3628 sayılı Kanuna göre, yabancı devlet, milletlerarası kuruluş ya da Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel

veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen ve alındığı tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşmayan (20.200 TL – 2019 Asgari ücret 2.020 TL) hediyeler alınabilir. Bunun üzerindeki hediye ve hibe niteliğindeki eşyaların alındıkları tarihten itibaren bir ay içinde kuruma teslim zorunluluğu bulunmaktadır.

101 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

102 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

43 / 60

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

5. Nüfuz ticareti

“Sana bir yakınımı gönderiyorum, işini hallediver.”; “ihaleyi filan firmaya verilecek şekilde ayarla.”; “filan öğrenciyi dersten geçiriver.”; “komutanın oğluna gece nöbeti yazma.”

6. Yapılan iş için özel ücret alınması (bahşiş)

Hastanede yapılan ameliyat için para alınması (bıçak parası); arazi ölçümüne giden teknisyenin iş sahibinden para alması; din görevlilerinin görevleri gereği yaptığı işlerden (cenaze işleri, mevlit, hatim vb.) para almaları; tapuda, işin hızlı görülmesi sonucunda iş sahibinin para, baklava, pasta vb. vermesi; evlendirme memuruna nikâh sonrası para verilmesi.

7. Görevden özel çıkar elde edilmesi

Denetim görevlilerinin yazdıkları mevzuat kitaplarının, denetlenen kurumlarca satın alınması; kurumla iş yapan müteahhitten ev alınması ya da evin dekore ettirilmesi; büyük ölçüde kurum çalışanlarının yararlandığı bir vakfa bağış yapılmasının istenmesi; bir valinin oğlunun şirketinin alacağı ruhsat için belediyede daire başkanını arayarak aracı olması; kurumla iş ilişkisi içinde olan bir firmanın, kurum yöneticisinin çocuğuna burs vermesi; müsteşarın bir akrabasının işe alınması için referans olması; il millî eğitim müdürünün yeğenini, okulun kayıt sınırları içinde olmamasına rağmen, şehrin en meşhur ilkokuluna kaydettirmesi; merkez bankası başkanının devalüasyon olacağını yakınlarına haber vermesi/TL yatırımlarını dövize çevirmesi; imar müdürünün yapılacak imar değişikliği ile yeşil alanın ticaret alanına dönüştürüleceğini bir yakınına haber vermesi.103

103 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

44 / 60

V. Etik İhlalleri ve Etikten Muafiyet

Devlet yönetiminde etik altyapının sekiz kilit unsuru bulunmaktadır. Bunlar:

Siyasi irade,

Etkili bir yasal altyapı,

Etkin hesap verme mekanizmaları,

Uygulanabilir davranış kuralları,

Mesleki sosyalleştirme mekanizmaları,

Kamu yönetiminde uygun çalışma koşulları,

Etik konularda eşgüdüm sağlayan kuruluşların varlığı,

Kamu görevlilerini denetleyen etkin bir sivil toplum.

İyi işleyen bir etik altyapı, belirli davranış standartlarını destekleyen bir kamu yönetimi ortamına katkıda bulunur. Etik altyapı, sayılan sekiz unsurdan oluşmaktadır. Ayrıca denetim, yönlendirme ve yönetim olmak üzere üç işlevi vardır. Her işlev ve unsur, bağımsız ancak önemli bir yapı taşı olup birbirini tamamlamalı ve takviye etmelidir.104 Kamu etik sözleşmesi, sayılan bu etik altyapının önemli bir fonksiyonunu icra eder.105

1. Kamu görevlileri etik sözleşmesi

“Kamu görevlileri, görevlerini yürütürken etik davranış ilkelerine uymakla yükümlüdürler. Etik ilkeler, kamu görevlilerinin istihdamını düzenleyen mevzuat hükümlerinin bir parçasını oluşturur. Kamu görevlileri (sadece 5176 sayılı Kanunda106 sayılanlar), bir ay içinde ‘Etik Sözleşme’ belgesini imzalamakla yükümlüdürler. Bu belge, personelin özlük dosyasına konur. Kurum ve kuruluşların yetkili sicil amirleri, personelin sicil ve performansını, etik davranış ilkelerine uygunluk açısından da değerlendirirler.” (Etik davranış ilkelerine uyma - Madde 23)107

104 TÜSİAD, 2005, s. 26.

105 İ. Uğur Esgün, 2013, s. 258.

106 Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. 5176. T.C.

Resmi Gazete, 25486, 8 Haziran 2004.

107 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

45 / 60

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK SÖZLEŞMESİ “Kamu hizmetinin her türlü özel çıkarın üzerinde olduğu ve kamu görevlisinin halkın hizmetinde bulunduğu bilinç ve anlayışıyla;

Halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli biçimde karşılamak, hizmet kalitesini yükseltmek ve toplumun memnuniyetini artırmak için çalışmayı,

Görevimi insan haklarına saygı, saydamlık, katılımcılık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda yerine getirmeyi,

Dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, yaş, bedensel engelli ve cinsiyet ayrımı yapmadan, fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalara meydan vermeden tarafsızlık içerisinde hizmet gereklerine uygun davranmayı,

Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden hediye almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir çıkar sağlamadan, herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan yerine getirmeyi,

Kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanmamayı ve kullandırmamayı, bu mal ve kaynakları israf etmemeyi,

Kişilerin dilekçe, bilgi edinme, şikâyet ve dava açma haklarına saygılı davranmayı, hizmetten yararlananlara, çalışma arkadaşlarıma ve diğer muhataplarıma karşı ilgili, nazik, ölçülü ve saygılı hareket etmeyi,

Kamu Görevlileri Etik Kurulunca hazırlanan yönetmeliklerle belirlenen etik davranış ilke ve değerlerine bağlı olarak görev yapmayı ve hizmet sunmayı taahhüt ederim.”

2. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kararları

Türkiye’nin kamu yönetiminde etik anlayışın ve kültürün inşa edilmesine, etik ilkelerin yerleşmesine ve dolayısıyla daha şeffaf, tarafsız, dürüst, hesap verebilir ve kamu yararını esas alan bir kamu hizmeti anlayışına katkı sağlamak amacıyla 2004 yılında Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmuştur. Kurul, etik değerlere dayalı bir

yönetim anlayışı geliştirmeyi, devletin toplum nazarındaki etik görünümünü iyileştirmeyi ve kamu kurum ve kuruluşlarında etik kültürün yerleştirilmesini amaçlamaktadır. Etik Kurulu, 2005 – 2017 yılları arasında toplam 18 kamu görevlisi hakkında “Etik ilkelere aykırı davrandığına dair” etik ihlal kararı vermiştir. Bu kararlardan 8 tanesi

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

46 / 60

Resmi Gazetede, 10 tanesi ise kurumun internet sitesinde yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 4.2.2010 tarihli ve 2010/33 sayılı kararıyla etik ihlali kararlarının resmi gazetede yayımlanmasına ilişkin yasa maddesi iptal edilmiştir.108 Bu tarihten sonra Resmi Gazetede yayımlanan karar yoktur. Etik Kurulu, 5176 sayılı Kanun’un 4’ünüc maddesi gereğince en az genel müdür veya eşiti seviyedeki kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerini ihlal ettiği iddiasıyla yapılan başvuruları (Resen de inceleme yapabilmekte) incelemekle görevli ve yetkilidir. 2004 yılında 5176 sayılı Kanun’la kurulduğunda Kurul tarafından incelenen kamu görevlilerinin etik dışı davranışları tespit edildiğinde buna ilişkin Kurul kararının Resmi Gazete’de yayınlanması öngörülmüştür. Kurul, ilk yıllarda etik ihlal kararı vermediği için bu yöntemi kullanmasa da bir belediye başkanı hakkında verdiği etik ihlal kararının Resmi Gazete’de (RG: 27 Ocak 2009 tarihli ve 27123 sayılı) yayımlanması ile bir anda gündemde olan bir Kurul haline gelmiştir. Daha sonra verdiği etik ihlal kararları da kamuoyunca yakından takip edilmiş ve yayınlanan kararlar kamuda ve toplumda önemli etkiler yaratmıştır. Kurulun toplam 8 etik ihlal kararı Resmi Gazete’de yayınlanabilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 4/2/2010 tarihli ve E.:2007/98, K: 2010/33 sayılı kararı ile 5176 sayılı Kanun’un 3’üncü fıkrası (Kurul kararlarının Resmi Gazete’de yayınlanmasına ilişkin fıkra) iptal edilmiş ve dolayısıyla Kurul kararlarının en önemli yaptırım gücü Kurulun elinden alınmıştır. Aslında Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile sorunlu olan alan düzeltilmiştir. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kararında da bahsedildiği üzere Kurul kararı icrai nitelik taşımamakta ve mahkeme kararı (idare mahkemelerinde Kurul kararlarına dava açılması halinde) ile iptal edilebilmekte iken etkisi icrai olup telafi imkânsız durumlara sebebiyet vermekteydi. Örneğin Kurulun verdiği etik ihlal kararı Resmi Gazete’de yayınlansa ve sonrasında bu karar, mahkemece iptal edilse, bu durumda ilgili kamu görevlisi yargı kararına rağmen telafi edilemez şekilde itibar kaybına maruz kalabilecektir. Bu açıdan 5176 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasının iptalini eleştirmekten ziyade bu fıkra iptal edildikten sonra Kurul kararlarının etkinliğini sağlayacak yeni bir mekanizmanın önerilmemesi ve bu yönde bir mevzuat değişikliğinin gerçekleştirilmemesi önem kazanmaktadır. Örneğin, Kurul kararlarına 60 günlük idari dava açma süresi içerisinde dava açılmaması ya da dava açılması halinde mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine Kurul kararının Resmi Gazete’de yayınlanması; Kurul kararının ilgili üst düzey yöneticinin daha üst pozisyona atanmasında dikkate alınması vb. şeklinde çözüm önerileri düşünülebilir. Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararından sonra Kurul kararları Resmi Gazete’de yayınlanamayınca Kurul, yeni bir çözüm olarak etik ihlal kararlarının isim ve kurum adları karartılmak suretiyle Kurul web sayfasında yayınlanması yoluna gitmiştir. Ancak bu çözüm ne yazık ki beklenen etkiyi gösterememektedir. Çünkü Kurulun aldığı etik ihlal kararları web sayfasında yayınlanmaya devam etmekte ancak bu kararların hangi kamu görevlileri hakkında verildiği bilinmediğinden kamuoyunun ve medyanın ilgisi de yok denecek kadar az olmaktadır. Dolayısıyla bunu ilgili kamu görevlileri hakkında bir yaptırım olarak düşünmek mümkün değildir. Kurul kararları, 5176 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilgililere (İlgili Bakanlık veya Kurum, başvuran kişi ve hakkında inceleme yapılan kamu görevlisi) yazılı olarak bildirilmektedir. Bu

108 T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, s. 12, 13; Murat Altun, Ahmet Sayer,

Abdulkadir Barutçu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kararları Işığında Kamuda Görülen Etik Dışı Davranışlar ve Yolsuzluklar, Sayıştay Dergisi, Sayı: 91, Ekim-Aralık 2013, Ankara, s. 39, 40.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

47 / 60

bildirimlerin de aslında dolaylı bir yaptırım olduğu söylenebilir. Çünkü ilgili kurum, kamu görevlisi hakkında ayrı bir inceleme başlatarak yaptırım uygulayabilir ya da görevden alabilir. Ancak bu, kanuni bir zorunluluk değildir. Dolayısıyla Kurul kararları bu açıdan da doğrudan bir yaptırım içermemektedir. Mevzuatta yer alan düzenlemeler çerçevesinde mevcut durumda Kurul kararlarının doğrudan bir yaptırımının kalmadığı ve dolaylı çözümlerle sürecin yönetildiği görülmektedir. 5176 sayılı Kanun’un ilk hali ve Kurulun kuruluş amacı düşünüldüğünde Kanun’un böylesi bir hükmünün iptal edilmesi/çıkartılması ve bunu telafi edici bir düzenlemenin ivedilikle yapılmaması önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu durum Kurulun vermiş olduğu kararların etkisini azaltmakta, Kurulun etik ihlal iddialarını inceleme görevi açısından varlığının sorgulanmasına neden olmakta ve Kurula yapılan başvuru sayılarını düşürmektedir. Çünkü başvuru yapan kişi yaptığı başvurunun sonucunda ilgili kamu görevlisine bir etkisinin olmasını, devletin ilgili kişilere müdahalesini bekleyerek hareket etmektedir. Söz konusu etkinin olmadığı görüldüğünde ise Kurula başvuru yapılmamakta, başka kurum ve kuruluşlara yönlenilmektedir. Sonuç olarak Etik Kurulu kararlarının yaptırım boyutunun ortadan kalkması, daha sonrasında da bu yaptırım yerine alternatif etkili çözümler getirilememesi ve mevzuatta bu yönde değişikliklere gidilmemesi Kurulun inceleme fonksiyonunun gün geçtikçe geri planda kalmasına, başvuru sayılarında düşmeye, Kurulun etkisinin ve buna paralel olarak kararlarının saygınlığının azalmasına neden olmuştur.109

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nda 2009-2016 Yılları Arası Çalışan Personel Sayısı110

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na 2016 ve 2017 Yıllarında Yapılan Başvuruların Konularına Göre Dağılımı111

109 İbrahim Akdeniz, Kamu Görevlileri Etik Kurulunu Yeniden Düşünmek, Sayıştay Dergisi, 103, Ekim - Aralık

2016, s. 69-72.

110 İbrahim Akdeniz, 2016, s. 67.

111 T.C. Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 2017 Yılı Faaliyet Raporu, s. 16.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

48 / 60

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun 2010 Yılına Kadar Resmi Gazetede İlan Ettiği Etik İhlalleler112

KARAR TARİHİ İHLAL EDİLEN ETİK İLKELER İHLAL EDENLER

1 08.01.2010

“Dürüstlük ve tarafsızlık” (Yönetmelik m.9), “Saygınlık ve Güven” (m.10), “Çıkar çatışmasından kaçınma” (m.13), “Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması” (m.14), “Kamu malları ve kaynaklarının kullanımı” (m.16), “Bağlayıcı açıklamalar ve gerçek dışı beyan” (m.18)

… Kaymakamı

2 25.09.2009 "Dürüstlük ve Tarafsızlık" (Yönetmelik m.9)

… Büyükşehir Belediye Başkanı

3 05.11.2009

"Saygınlık ve Güven" (Yön. md. 10), Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı (Yön. md. 15), "Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu" (Yön. md. 20)

… Kaymakamı

4 09.10.2009

"Amaç ve Misyona Bağlılık" (Yön. md. 8), "Saygınlık ve Güven" (md. 10), "Çıkar Çatışmasından Kaçınma" (md. 13) ve "Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu" (m.20)

… Kurumu Başkan Yardımcısı

5 11.06.2009

Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı (Yön. md. 15) Kamu Malları ve Kaynaklarının Kullanımı (Yön. md. 16)

… Belediye Başkanı

6 06.05.2009

Saygınlık ve Güven (Yön.md.10) Kamu Malları ve Kaynaklarının Kullanımı (Yön. md.16)

… Genel Müdürü

7 23.1.2009 Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı (Yön.md.15)

… Yönetim Kurulu Başkanı; … Genel Müdürü; … Genel Müdürü

8 26.12.2008

Çıkar Çatışmasından Kaçınma (Yön. md.13) Dürüstlük ve Tarafsızlık (Yön. md.9)

… Büyükşehir Belediye Başkanı

Kurulun yaptığı çalışmaların ve incelemelerin temel fonksiyonu etik dışı davranışların önlenmesidir. Dolayısıyla, Kurulun etik ihlal kararlarının yayımlanmasındaki en temel amacı, etik dışı davranışların kamuoyuyla paylaşılması suretiyle kamu görevlilerinin hesap verme sorumluğu çerçevesinde davranmalarının teşvik edilmesidir. Hesap

112 T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kurul Kararları,

http://www.etik.gov.tr/test/kurulkararlari/kurulkararlari.htm, Erişim tarihi: 8 Mart 2015.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

49 / 60

verebilirlikle etik arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Her ikisi de bir kontrol biçimidir; kişilerin ve kurumların sorumluluğunu geliştirmeyi amaçlamaktadır. Kurulun verdiği kararlar ve etik eğitimlerle, etik kültürün Türkiye’de yerleşmesi konusunda farkındalık oluşturmuştur. Etik Kurulu kararlarında öne çıkan kamudaki etik dışı davranışlar ve yolsuzluklar şunlardır:

Özel kalem müdürlüğünün memuriyete geçiş için kullanılması (İstisnai Kadro)

Mevzuata aykırı danışman alımı

“Adrese teslim” ilanlarla personel alınması

Sınav ve eğitim şartının bir üst kadroya atanma yöntemiyle aşılması

İşyerinde psikolojik taciz (Mobbing)

Takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılmaması

Kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyen ve adalet ilkesine zarar veren

davranışlar

Çıkar çatışmasından kaçınılmaması

Hediye alma yasağına uyulmaması

Kamu araçlarının keyfi kullanımı

Kamu kaynaklarının kamusal amaçlar dışında kullanılması

Kamu kaynaklarıyla hediye verilmesi

Kamu alımlarındaki etik dışı davranışlar113

3. Etik’ten muaf tutulan kurum ve kişiler

Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları ile üniversiteler Kurulun denetimi dışındadır. TSK mensupları ile üniversitelerin kapsam dışında tutulması, etik ilkeleri belirleme ve uygulamayı gözetme işlevi bulunan Kurulun bu işlevini tüm kamu görevlileri açısından tam anlamıyla yerine getirmesine engel teşkil etmektedir. Teknik anlamda idare içinde yer aldığı halde TSK ile üniversitelerin Kurulun kapsam alanı dışında tutulması, etik konusunun bütünselliğini zayıflatmaktadır. Kurul kararlarının bir yaptırımı yoktur. Bazı ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında kamu yönetiminde etikle ilgili kanunlarda disiplin cezalarının öngörüldüğü görülmüştür.114

113 Murat Altun, Ahmet Sayer, Abdulkadir Barutçu, 2013, s. 42-51.

114 Murat Altun, Ahmet Sayer, Abdulkadir Barutçu, 2013, s. 52, 53.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

50 / 60

“Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı mensupları ve üniversitelere etik ile ilgili mevzuat uygulanmaz ve etik sözleşmesi imzalatılmaz.” (Kapsam - Madde 2).115

Etik’ten Muaf Tutulan Kurum ve Kişiler

Cumhurbaşkanı TBMM üyeleri TSK Yargı Mensupları Üniversiteler

5176 sayılı Kanun116 ile yönetmeliklerde, siyasi niteliği de bulunan “Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri” ile “Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı mensupları ve üniversiteler”in kapsam dışı tutulması hususu üzerinde durulması gereken kritik bir konudur. Bu istisna, siyasetin etikten muaf tutulmasının tescili olarak hukukun ve etiğin siyaseti değil, tersine siyasetin hukuku ve etiği belirlemesinin bir göstergesi olarak da nitelendirilmeye açıktır. Türkiye kamu yönetiminin “etikten muaf”ları listesine bakıldığında, “Kral hata yapmaz” kuramının tüm bir siyasete veya üst düzeyde siyaset potansiyeli taşıyan kurumlara kadar genişletildiği de gözlemlenebilmektedir. Etik sözleşmesini imzalamaktan muaf tutulan siyasi irade ve egemenliğin üst-uygulayıcıları, Platon’un ön kabullü “Erdemli Kral”ı ile Thomas Hobbes’un sözleşmeye taraf olmayan “Leviathan”ını güçlü bir biçimde çağrıştırmaktadır.117

115 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

116 Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.

117 İ. Uğur Esgün, 2013, s. 258.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

51 / 60

VI. Etik İlkelerin İhlal Sebepleri

Psikolojik bir bozukluk olarak ifade edilen etik dışı davranışlar, kişinin ahlâk ve gelir düzeyi, Weberyen bürokrasi modelinin açmazları ve geleneksel toplum yapılarından beslenerek ülkelerin gelişme süreçleri önünde bir engel teşkil etmektedir. Etik dışı davranışların nedenleri arasında; toplumsal alanda yaşanan ahlâki yozlaşma, kamu yönetiminde gizlilik, aşırı şekilcilik, kamuoyu denetiminin yetersizliği, kamu çalışanlarının mali sıkıntıları, vatandaşların talepleri ve kamuda etik kültürünün yerleşmemiş olması ön plana çıkmaktadır. Kamu yönetiminde etik dışı davranışları etkileyen faktörler üç temel başlık altında toplanabilir. Bunlar kişisel özelliklerden kaynaklanan nedenler, örgütsel nedenler, toplumsal ve ekonomik nedenlerdir:118

1. Kişinin değerleri, öncelikleri ve tecrübeleri

Kişinin etik duyarlılığa sahip olması ve bunun yoğunluğu, kişinin değerleri, öncelikleri ve tecrübeleri çerçevesinde gerçekleşmektedir. Örneğin, kişisel menfaatlerini her şeyin üstünde tutan kişilerin, olayları çarpıtma, yalan söyleme ve insanları kullanma gibi etik dışı davranışları sergileme ihtimalleri çok daha yüksektir. Kamu yönetiminde yapılan birçok araştırmada etik dışı davranışların nedenleri arasında kişinin ahlâk anlayışı ve değerleri başta gelmektedir. Açgözlü olma, bencillik ve aşırı kazanma isteği, kamu görevlilerini etik dışı davranmaya yönelten başlıca nedenler olarak görülmüştür. Bu kişiler etik dışı davranışlarını: “Zaten herkes yapıyor.”; “Ben yapmasam, onlar yapacaktı.”; “Bunu kurumum için yaptım.” diyerek savunurlar veya meşrulaştırırlar.

2. Psikolojik nedenler (Kişilik bozuklukları, hırs, aç gözlülük, kin)

Psikolojik kökenli yaklaşımlar, etik dışı eylemlerin nedenlerini bireyde var olan ruhsal bozukluklara bağlamaktadır. Psikanalitik yaklaşıma göre suç niteliğindeki davranış, bastırılmış bir kompleksin ürünüdür. Kişinin bilinçaltında var olan bu kompleks, onu çevresinden gelen uyarımlara hırs ve güç gösterimi, bireysel var olma düşüncesi, intikam duygularıyla hareket etme gibi tepkiler vermeye yöneltmektedir. Kamu yönetiminde görülen psikolojik kökenli etik dışı davranışların bazıları şunlardır:

KİŞİLİK BOZUKLUKLARI. Yaşam içerisinde çeşitli şekillerde engellenen ve mahrum kalan kişi, saldırganlık dürtüleriyle kendini ifade ederek etik dışı davranışlara yönelebilmektedir. Örneğin ailesinden yeterli sevgi ve ilgiyi görmemiş bir kamu görevlisi, agresif davranışlar sergileyerek kurum içerisinde huzursuzluğa

118 Kadir Çalık, 2012, s. 229.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

52 / 60

sebep olabilmekte veya aşağılık kompleksi bulunan bir kamu görevlisi sırf güç gösteriminde bulanmak için yapması gereken işi geciktirerek hizmet alan vatandaşa eziyet edebilmektedir.

HIRS, AÇ GÖZLÜLÜK VE GÜÇ İSTEĞİ. Kamu personelinin aşırı kazanma hırsı, hastalık haline dönüşerek kamu hizmetlerinin çıkar amaçlı yürütülmesine ve hizmetlerin yozlaşmasına neden olabilir. Kamu yönetiminde statünün, sağladığı ekonomik doygunluktan ziyade manevi yönü daha önemlidir. Çünkü artan statü ile birlikte kamu görevlisi kendini güçlü hissetmekte, daha çok paraya hükmetmekte ve daha çok kişiyi yönetmektedir. Bu nedenle kişi statü elde etmek, kimi zaman da yükselebilmek amacıyla etik dışı davranışlara yönelebilmektedir.

KİN DUYGUSU. Kamu görevlileri zaman zaman, kendilerinin amirlerince, çalıştığı kurumca veya yönetimdeki partilerce sömürüldüklerini, kurumsal anlamda en zor işlerin kendilerine verildiğini ya da hiç anlaşamadıklarını ifade ederler. Bu sebeple de çalışanlar, etik dışı davranışları adeta intikam alırcasına gerçekleştirirler. Örneğin gerektiği kadar çalışmayarak ya da bu kadar paraya bu kadar iş mantığıyla hareket ederler.

3. Liyakatsiz personel davranışları

Kamu yönetiminde etik dışı davranışların altında kimi zaman bilgi eksikliği, akıl yürütememe, personelin iyi niyeti gibi bilinçsizce ve iyi niyetli davranışlar yatmaktadır. Bu tür davranışlar, kamu yönetiminin etik işleyişini olumsuz yönde etkilemektedir.

BİLGİ EKSİKLİĞİ. Kamu görevlisinin yasal yükümlülükleri, kurum politikaları ve geleneklerini bilmemesi, etik dışı davranışlara yol açabilir. Bu tür davranışların ortaya çıkması durumunda, kamu görevlisi sık sık mevcut kuraldan haberim yoktu şeklinde açıklama yapar.

AKIL YÜRÜTEMEME. Kitaplardan veya yasal düzenlemelerden öğrenilemeyecek, ancak bireysel bazda hissedilecek oldukça önemli etik davranış kuralları bulunmaktadır ve bu kurallar, bireylerin gözlemleri ve yorumları sonucunda öğrenilebilir. Örneğin kurumsal araç ve gereçlerin kişisel amaçlı kullanma yasağı akıl yürütülerek bilinebilen bir kuraldır. Bu davranış kurallarının kamu görevlisi tarafından özümsenememesi, onun yönetsel açıdan etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir.

PERSONELİN İYİ NİYETİ. Kamu görevlisi hizmetsel etkinliği sağlayacağı düşüncesiyle kimi zaman iyi niyetli bazı davranışlarda bulunabilir. Örneğin kamu görevlisinin iyi niyeti sonucu görevlendirilmeden iş yapması, başkalarının görevlerine izinsiz olarak müdahale etmesi, kurumsal anlamda kaynakları kamu yararına ama kurumun kuruluş amacı dışında kullanması, bürokratik işlemleri göz ardı ederek kendiliğinden birtakım işlere girişmesi veya kendi düşüncesine göre devletin çıkarlarını korumak amacıyla kuralları esnek uygulaması gibi.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

53 / 60

4. Fakirlik ve ücret düşüklüğü

Kamu görevlilerinin kamu hizmetlerini yerine getirirken etik dışı davranışlara başvurmalarının en önemli nedenlerinden biri de düşük ücrettir. Kamu görevlisi maaş konusunda tatmin olmamaya ve hayatını idame ettirmekte zorlanmaya başlayınca rüşvete ve haksız kazanca yönelik etik dışı eylemlere girişebilmektedir. Hak ettiklerinden az maaş aldıklarını düşünen ve kendilerini güvende hissetmeyen, kısaca moralleri bozuk kamu görevlileri bunu telafi etmek amacıyla rüşvet almayı veya haksız kazanç peşinde koşmayı kendilerinin bir hakkı olarak görürler. Bu bağlamda işi geciktirerek ya da bürokratik prosedürleri ön plana çıkararak işlem yapmaya yanaşmayan kamu görevlilerine, hizmetten faydalanan vatandaşlar mecburi rüşvet vermekte, belli bir süreden sonra rüşvet işleyen sistemin bir parçası haline gelmektedir. Toplumsal yaşam içerisinde düşük ücretlere bağlı ortaya çıkan ekonomik koşullar, bu koşularda yaşamak zorunda olan kamu görevlilerini zor bir seçim yapmak zorunda bırakmaktadır. Ya onurlarını koruyarak, mevcut duruma katlanıp düşük kalitede bir yaşam sürecekler ya da o özendikleri hayata ulaşabilmek için onurlarından vazgeçecekler. Çoğunlukla kamu görevlileri bir süre sonra direncini yitirmekte ve bunun sonucunda değer yargılarını geri plana itip kamu gücünü kullanırken vatandaşlardan hakları olmayan menfaatleri temin yoluna gitmektedirler. Konunun Aristoteles’in anlatımıyla izahı; “Yaşamak için yeterli bazı destekler olmadan, iyi eylemlerde bulunmak olanaksızdır ya da pek kolay değildir.” ve insanın mutlu olabilmesi için bir arada bulunması gereken üç temel gereklilik: Uygun ekonomik koşullar, uygun çevre ve uygun bir siyasal yapıdır. Mutlu bir insan bunların üçünü de sahip olmalıdır. Aristoteles’e göre, belirli ölçüde gelire sahip olmayan bir insan, zorunlu ihtiyaçlarını, beslenme, barınma ya da sağlık gibi, karşılayamayacağından mutlu da olamaz. Ayrıca yaşamak için çalışmak zorunda olan insanların erdemleri öğrenmeye ve kendini eğitmeye ayıracak zamanı olmadığından erdemli ve dolayısıyla da mutlu bir yaşama kavuşması da hemen hemen olanaksızdır.119 Kamu görevlilerine en azından ortalama hayat standardını temin edecek bir ücret seviyesi sağlanmalıdır. Kamu görevlilerinin çalışma koşullarının etik davranışa uygun bir ortamın yaratılmasında önemli olduğu bilinmelidir. Bu sorun, Türkiye’nin kamu yönetiminde etik dışı faaliyetlerin önemli nedenlerinden biri olarak görülmektedir.120

5. Devletin sorunlu örgütsel yapısı

Kamu yönetiminde kronikleşen ve kötü yönetimin sistemik hastalıkları olarak da adlandırılabilecek hususlar: Devlet hacmindeki büyüme; merkeziyetçi - hiyerarşik yapı; yönetimde gizlilik; dışa kapalılık ve tutuculuk; şekilcilik ve aşırı kurallara bağlılık; takdir yetkisinin kullanımı; aşırı istihdam; hızlı personel devri; bürokratik ayrıcalıklar; denetimin yetersizliği; siyasilerin kamu yönetimi üzerindeki etkisi; kamuda etik kültürünün ve hukuk devleti ilkesinin yerleşmemiş olması vb.

119 Elif Çetinkıran, 2012, s. 22.

120 TÜSİAD, 2005, s. 279.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

54 / 60

6. Sosyo ekonomik nedenler

Devletin üzerine inşa edildiği toplumun sosyal dokusundan ve geleneklerinden bugüne taşınan ve yazılı olmayan kurallar ile ekonomideki üretim şekillerini ihtiva eden hususlar: Geleneksel yapıların güçlü olması; hediyeleşme geleneği; eğitim eksikliği; hızlı nüfus artışı ve sağlıksız kentleşme; enflasyon artışı ve devletin ekonomideki ağırlığı; kayıt dışı ekonomi vb.121

121 Kadir Çalık, 2012, s. 43-63, 229.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

55 / 60

VII. Eğitim ve Etik

Bir lise müdürünün öğretmenlere yazdığı mektup:

“Bir toplama kampından sağ kurtulabilen insanlardan biriyim. Gözlerim, hiçbir insanın görmemesi gerekenleri gördü; iyi eğitilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin öldürdüğü bebekler, lise ve üniversite mezunu insanların vurduğu, yaktığı kadın ve çocuklar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız, bilgili canavarlar, becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma, yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa, yalnızca o zaman önem taşır.”122

1. Öğretmenlerde rastlanan etik dışı davranışlar

Başarı düzeyi düşük öğrencilerle yeterince ilgilenmemek

Alanıyla ilgili yayınları takip etmemek

Öğrencileri değerlendirirken nesnel (objektif) davranmamak

Öğrenciyi sınıf içerinde aşağılamak

Sınav sonuçlarını zamanında açıklamamak

Hatalarını kabul etmemek

Derslere yeterince hazırlıklı girmemek

Derse geç girerek ya da erken ayrılarak eğitim sürecini kesintiye uğratmak

Öğrencilere fiziksel ceza (dayak vb.) uygulama

Öğrenci ya da velilerin hediyelerini kabul etme

Kendi öğrencilerine okul dışında ücretli ders verme

Okula içkili gitme

Okula ait parayı kişisel amaçla kullanma

Öğrencilerin sırlarını başkalarına anlatma

Öğrencilerin önünde meslektaşlarını küçük düşürme

Öğrencilere, velilere bir şeyler satma

Veli olanaklarını kişisel amaçla kullanma

122 İnayet Aydın, Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik, Pegem Akademi, Ankara, 2014, s. vii, viii.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

56 / 60

Sınıf içi kuralları kendi başına belirlemek

Öğrencileri kişisel işlerinde kullanma

Öğrencisiyle cinsel yakınlık kurma

Yalan söyleme

Okul malzemelerini kişisel amaçlı kullanma

Küfürlü konuşma

Haksızlığa uğrayan öğrencilerinin haklarını korumak için çabalamamak

Derste ideolojik görüşünü yansıtma

Öğrenciler arasında zengin-fakir ayrımı yapma

Öğrencilere dinsel inançları veya etnik kökenleri nedeniyle ayrıcalıklı davranma

Öğrenciler arasındaki anlaşmazlıklarda adil olmama

Hasta olmadığı halde rapor alma

Öğrencilerin haklarının çiğnenmesine duyarsız kalma

İşinde özensiz davranma

Meslektaşları ile ilgili dedikodu yapma

Öğrencinin göreceği yerde sigara içme

Ders süresini özel işlere kullanma.123

2. Eğitim Öğretim Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler

24 Haziran 2015 tarihli ve 2015/21 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim -Öğretim Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler Genelgesi

“I-ÖĞRENCİLER İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER

1. Sevgi ve Saygı

2. İyi Örnek Olma

3. Anlayışlı ve Hoşgörülü Olma

4. Adil ve Eşit Davranma

5. Öğrencinin Gelişimini Gözetme

6. Öğrenciye Ait Bilgileri Saklama

7. Menfi Psikolojik Durumları Yansıtmama

8. Kötü Muameleden Kaçınma

II-EĞİTİM MESLEĞİNE İLİŞKİN ETİK İLKELER

9. Mesleki Yeterlilik

123 Dilek Gözütok, Öğretmenlerin Etik Davranışları, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt

32, Sayı:1-2, Ankara, 1999, s. 93, 94; Yahya Altınkurt & Kürşad Yılmaz, Öğretmen Adaylarının Öğretmenlerin Mesleki Etik Dışı Davranışlar ile İlgili Görüşleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 11, Sayı 22, Burdur, Aralık 2011, s. 120.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

57 / 60

10. Sağlıklı ve Güvenli Eğitim Ortamı Sağlama

11. Mesai ve Ders Saatlerine Uyma

12. Hediye Alma

13. Kişisel Menfaat Sağlama

14. Özel Ders Verme

15. Bağış ve Yardım Talebinde Bulunma

III- EĞİTİMCİLERLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER Eğitimci; meslektaşları arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. Meslektaşlarına, öğrencilerle ilgili güven sarsıcı veya önyargılı yaklaşmalara neden olacak şekilde telkin ve yönlendirmede bulunmaz. Meslektaşları ile ilgili edindiği bilgilerde gizliliğe riayet eder. Öğrencilerin huzurunda ve değişik ortamlarda meslektaşları aleyhine söz söylemez, olumsuz söz ve davranışlardan kaçınır. Meslektaşları ile öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim alması için işbirliği yapar, bu süreçte karşılaştığı sorunları okul yönetimi ile paylaşır. IV-VELİLER İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER Eğitimci, öğrencilerin sosyal, fiziksel, duygusal, kültürel, ahlaki, manevi ve düşünsel açıdan gelişimlerini sağlamak, beceri ve yeteneklerini ortaya çıkarmak için velilerle iyi iletişim kurar. Çocuklarıyla gerektiği gibi ilgilenmeleri konusunda velileri yönlendirir. Veliler arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. V- OKUL YÖNETİMİ VE TOPLUM İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER Eğitimci; öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim hizmeti almasını sağlamak için okul yönetimi ile işbirliği yapar, bu süreçte karşılaştığı sorunları yetkili birime bildirir. Kurum kaynaklarını etkili, verimli ve tutumlu kullanır. Topluma karşı pozitif ve aktif rol sergiler, sorumluluklarını yerine getirerek örnek olur. VI- OKUL YÖNETİCİLERİNİN; ÖĞRETMENLER, ÖĞRENCİLER VE VELİLER İLE İLİŞKİLERİNDE ETİK İLKELER Okul yöneticileri; eğitim ve öğretimin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılabilmesi için gereken önlemleri alır. Kurum kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde kullanılmasını sağlar. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. Öğretmenler, öğrenciler ve velilerin okulda yaşanan sorunları açık bir şekilde ifade etmesine imkân verir, sorunlara çözüm üretme konusunda gayret gösterir. Öğrencilerin eğitim ve öğretimiyle ilgili olarak velilerle olumlu ve sürekli iletişim kurar. Eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde öğretmenler arasında eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerine riayet

eder.”

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

58 / 60

VIII. Genel Değerlendirme ve Sonuç

Toplumsal yozlaşmaya bağlı problemler aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Hem Batı hem Doğu uygarlıkları yolsuzluk, toplumsal yozlaşma ve etik ihlalleri karşısında tarih boyunca düzenlemeler yapmış, gerekli tedbirleri yaşanılan zamanın ruhuna uygun bir tarzda almaya çalışmışlardır. Türkiye de tıpkı tüm dünya gibi önlenemez bir değişim süreci içindedir. Toplumun hızla değiştiği dönemlerde ahlâk kuralları da bu değişimin neticesi olarak sarsılmaya başlamakta ve ahlâki normlar önemini yitirebilmektedir. Toplumu etkisi altına alan iş bitirici ahlâk anlayışı, ahlâk sisteminin bozulmasına ve hukuk sistemini zaafa uğratan yapıların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Toplumların hızlı ekonomik ve sosyal modernizasyonu ile yozlaşma süreci paralellik gösterir. Gelişmiş ülkelere oranla azgelişmiş ülkelerde yozlaşmaya yönelik davranışların daha yaygın olması toplumsal faktörlerin değişim hızına bağlanmaktadır. 19’uncu ve 20’nci yüzyılda da bazı farklar olmakla beraber günümüzün gelişmiş ülkeleri de şimdiki az gelişmiş ülkeler gibi büyük bir değişim geçirmiş ve devlet, vatandaş, siyaset gibi kavramlarda toplumsal ögeler yeniden biçimlenmiş, bu zaman zarfında yozlaşma eylemlerinin yoğun olarak görüldüğü ama zamanla yozlaşma olaylarının azaldığı gözlemlenmiştir. “Her şeyin başı eğitim” klişesi, çoğu zaman pek de ciddiye alınmamaktadır ancak yapılan araştırmalarda yozlaşma olgusunun en çok az gelişmiş ya da daha şirin bir ifadeyle gelişmekte olan toplumlarda görüldüğü saptanmıştır. Bu toplumların ortak özellikleri incelendiğinde ise saptanan bulgulardan biri eğitim eksikliğidir. Kamu hizmetleri iki taraflıdır. Bir tarafta hizmeti alan vatandaş, öteki tarafta ise hizmeti veren ve kamu erkini elinde bulunduran görevli. Bu noktada her iki tarafında yeterli düzeyde eğitim almış olması son derece önemlidir. Çünkü bu noktada görülecek eksikliklerin bir şekilde yozlaşmaya ortam hazırlayabileceği açıktır.124 Türkiye kamu yönetiminde çok yönlü unsurların bir bileşkesi olarak yanaşmacı ilişkiler, hediye alıp verme, kamu yönetiminde etkisiz liyakat sistemi, iyi tanımlanmamış gizlilik kavramı ve eşitsizlikçi ve gayri adil ücret/maaş sistemi yolsuzluk kadar etik yozlaşmaya da neden olmaktadır. Bu durum, mevcut mevzuatın etkili bir biçimde uygulanmasını da engellemektedir. Nihai olarak, bu durum kamu kurumlarına duyulan güveni, devlet ve vatandaş arasındaki güveni, kurumlar arasındaki güveni ve vatandaşlar arasındaki güveni olumsuz etkilemektedir. Yüksek yolsuzluk algılaması ve kamu sektöründeki yoğun yolsuzluk, Türkiye’de etkili bir etik rejime duyulan ihtiyaca işaret etmektedir.125 Yönetimin iyi, etkin ve verimli çalışması için, genellikle çalışanların seçiminde, bilgi, uzmanlık ve liyakat özelliklerinin ön plana çıktığı bir yaklaşımla hareket edildiği görülmektedir. Oysa yönetim, çağımızda sadece teknik ve siyasal bir olgu olmayıp, aynı zamanda etik olarak işleyiş özelliğine sahiptir. Çünkü etik kavramı, en üstün ve kutsal değerler olan ahlâk, hukuk ve dini değerleri temel alan belirleyici bir olgu olup, bu

124 Okan Öztutkan, 2011, s. 18, 19.

125 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 31.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

59 / 60

özelliği ile de kişinin davranışlarına temel teşkil eden değerlerin tümüdür. Bu değerlerin unsurları ise; görev ve sorumluluk, vicdan ve iyi niyet, iyilik ve doğruluk, sevgi, onur ve kamu yararı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte çalışanların eylem ve işlemlerine yön veren mesleki ve yönetsel etik aynı zamanda verimlilik ve etkinlik için de gerekli olmaktadır. Siyasal ve yönetsel yozlaşmanın, hemen her toplumda görüldüğü önemli boyutlara ulaşarak bir yaşam tarzı haline geldiği ileri sürülmektedir.126 Adalet, eşitlik gibi kamu yararını içeren etik kurallara uygun davranış ve kararlar aynı zamanda kamu yararına uygun davranışlar olmaktadır. Etik dışı davranışın yoğun olduğu yerde yeterli ve kaliteli hizmetten pek söz edilemez. İyi örgütlenmemiş ya da iyi yönetilemeyen bir devlette; vatandaşların, özellikle kamu görevlilerinin, bireysel çıkarlarını kamu yararının üzerinde tuttukları bir olgudur. Kamusal alanda özel çıkarların güdülmesine karşı en etkili silah, yönetimde etik standartların geliştirilmesidir. Etik standartlar, kamu görevlilerinin bireysel davranış kurallarıyla yasal konumlarını ve devlet örgütündeki yapıların bu anlamda kurumsal olarak geliştirilmesini amaçlamaktadır.127 Kamuda iyi bir yönetim anlayışını tesis etmek ve toplumsal maliyetleri yüksek olan etik dışı davranış modellerini ortadan kaldırmak için etik bir altyapı oluşturmak gerekmektedir. Kamu yönetiminde etik altyapı, kamu gücünün etik dışı kullanılmasına set çeken düzenlemeler, mekanizmalar ve süreçler bütününü ifade eder. Bu yapıyı oluşturmak; siyasi liderlerin kararlılığı, etkili bir yasal alt yapı, etkili hesap verebilirlik mekanizmaları, değerleri ve standartları ifade eden davranış kuralları, eğitim gibi mesleki sosyalleştirme mekanizmaları, kamuda uygun çalışma koşulları, etik konularda eşgüdüm sağlayan merkezi bir yönetim kurulu veya özel bir etik kurumunun varlığı, kamuoyunun katılımı ve denetimi ile mümkündür. Kamu yönetiminde etik dışı davranışlarla mücadele için kamu işlemlerinin basitleştirilmesi ve hızlandırılması, kamu çalışanlarının mali durumlarının iyileştirilmesi, kurumlarda liyakat esaslı bir insan kaynakları yönetiminin etkili hale getirilmesi, personele periyodik etik eğitimlerin verilmesi, e-devlet ve iyi yönetişim uygulamalarının yaygınlaştırılması, etik hattı ve sorun bildirme sistemleri ve hesap verilebilirlik mekanizmaların geliştirilmesi, hassas alanlar için özel etik standartlarının geliştirilmesi, kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi, takdir yetkisinin sınırlandırılması, denetim sisteminin etkinliğinin artırılması gibi tedbirler alınmalıdır.128 Etik değerlerin başında gelen; adalet, eşitlik, doğruluk, demokrasi, saydamlık, hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğü, hoşgörü, saygı, vicdan ve iyi niyet gibi ilkeler devlet denen aygıtı yönetenlere aydınlık birer kılavuzdur. Bu ilkeleri çeşitli bahanelerle ihlal edenler ise yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık ve şiddet gibi belaların pençesine düşerler. Bu değerlerin ihlali halinde sistemin çıktısı; kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, vicdan fakiri, bencil, idealizmden uzak Makyavelizm’e yakın, yalan söyleyen, aldatan, sözünde durmayan, emanete hıyanet eden, kendisi gibi olmayanlara saygısı olmayan, farklılıklara tahammülsüz, amacına ulaşmak için her yolu ve her metodu mübah gören “karakterler”in sevk ve idaresi altındaki bir kamu yönetimi olacaktır. Bu gücü

126 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 285, 286.

127 Ömer Faruk Gençkaya, Kamu Yönetiminde Etik Davranışlar,

http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/asomedya/mart2004/dosyamart2004.html (Erişim Tarihi: 12 Temmuz 2019).

128 Kadir Çalık, 2012, s. 229, 230.

Et ik İ l ke le r ve İh l a l l e r 23 Temmuz 2019

60 / 60

kullananların kamu yararına ve toplumun refahını artırır nitelikte hizmet verdiğine şahit olunmamıştır. Kişilik bozuklukları, hırs, aç gözlülük, bilgi eksikliği, fakirlik ve liyakatsiz personel, etik ihlallerinin başlıca sebepleri arasındadır. Etik ilkeleri ihlal eden kamu görevlilerinin makul ve meşru bir gerekçeleri olamaz. Bununla beraber etik dışı davranışların altında yatan temel sebepler araştırıldığında, erdemli ve mutlu bir toplum için bir arada bulunması gereken üç temel gereklilik olan uygun ekonomik koşullar, uygun çevre ve uygun bir siyasal yapının yokluğu ve boşluğu ile karşılaşılır. Çünkü yaşamak için yeterli bazı destekler olmadan, iyi eylemlerde bulunmak olanaksızdır ya da pek kolay değildir. Anayasa, kanun, yönetmelik gibi yazılı düzenlemeler, etik ilkelerin ihlaline engel olacak sihirli değnekler değildirler. Toplumun sosyo ekonomik düzeni, inanç sistemi, eğitim düzeyi, kültürü ve tarihsel gerçekliği gibi faktörler yasal düzenlemeleri desteklemediği ve uyuşmadığı müddetçe etik değerlerin kendisine hayat alanı bulması çok zor olacaktır. Uluslararası endeksler “refah” ve “etik ilkelere uyma” arasındaki pozitif korelasyonu doğrular niteliktedir. Yolsuzlukların en az olduğu ve Yolsuzluk Algılama Endeksi, Küresel Huzur Endeksi, Demokrasi Endeksi ve İnsani Gelişme Endekslerinin ilk sıralarında yer alan ülkelerin; işleyen demokratik siyasi yapıları, yüksek millî gelirleri, eğitilmiş insanları ve sosyal sınıflar arasında gelir adaletinin sağlandığı ekonomik sistemleri mevcuttur. 2000 yılı sonrasında “Avrupa Birliği Adayı Ülke” motivasyonuyla devlet yönetiminde büyük ve başarılı reformlar gerçekleştiren Türkiye, uluslararası metinlerde etik ilkelere ilişkin mevzuatı neredeyse eksiksiz olarak bünyesine almıştır. Bunun olumlu bir yansıması olarak ülkenin 2003 yılı Yolsuzluk Algılama Endeksi puanı 3,1’den, on yıl sonra, 2013’te 5’e yükselmiştir. Buna rağmen etik değerlerin benimsenme hızı son yıllarda düşmüş, “yönetimde reform ve değişim” eski heyecanını kaybetmiştir. Etik değerler arasında yer alan ve aynı zamanda ülkenin ihtiyaç listesinin başında bulunan demokratikleşme ile birlikte ülkenin kronik sorunlarının aşılabileceğine olan inanç devam etmektedir. Bu sorunların başında yozlaşma, rüşvet, siyasi kayırmacılık, liyakatsizlik, hoşgörüsüzlük, ötekileştirilen azınlıklar, mezhep ve etnik ayrımcılıklar gelir. İnsanın, insanın kurdu olmadığını ve insana yaraşır insan olmanın mümkün olduğunu göstermek için etik değerlerin kabulü önemli bir fırsattır. Türkiye’de devlet denilince akla ilk gelen Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları etik kodlardan, etik ilkelerden muaf tutulmuşlardır. Etik değerleri ilk önce kabul etmesi ve benimsemesi gereken kurum ve kişilerin türlü bahanelerle muafiyet listesine dâhil olmaları kabul edilebilir ve tutarlı bir durum değildir. Sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi “Memurlar”ı kapsayan bir kamu yönetimi etiği ve anlayışı eksiktir ve “eşitlik” ilkesine aykırıdır. Eğer endişe, bahsi geçen makam ve mevkilerin itibarı ve izzeti ise evi camdan olanların taştan korktuğunu hatırlatmak yeterli olacaktır. Siyasetçi, asker, yargıç ve akademisyenin altına imza atacağı, etik davranış ilke ve kurallarının yazıldığı bir “Etik Sözleşmesi”nin olmadığı, etik hesap verebilirliğin işlemediği bir sistem, sayılan aktörlerin yararına olamayacak bilakis kamuoyunun kendilerine duyduğu saygıyı ve güveni zedeleyecektir.■