ZONGULDAK’TA FRANSIZ MİSYONERLERLİK FAALİYETLERİ VE ANDRÉ CHARLES PİERRE MOREEL’İN YAŞAM...
-
Upload
independent -
Category
Documents
-
view
1 -
download
0
Transcript of ZONGULDAK’TA FRANSIZ MİSYONERLERLİK FAALİYETLERİ VE ANDRÉ CHARLES PİERRE MOREEL’İN YAŞAM...
1
ZONGULDAK’TA FRANSIZ MİSYONERLERLİK FAALİYETLERİ
VE ANDRÉ CHARLES PİERRE MOREEL’İN
YAŞAM HİKÂYESİ
GÜRDAL ÖZÇAKIR*
Özet
Bu çalışmamızda Fransa’nın Osmanlı ülkesinde ve özellikle Zonguldak-Ereğli kömür
havzasındaki Katolik Misyonerlik çalışmalarını irdelemeye çalışacağız. Assomptionistler
Emmanuel D'ALZON tarafından 1845’de güney Fransa’da Nimes kentinde kurulmuş olan
Katolik bir tarikattır. Assomption’un sözcük anlamı “Meryem ananın göğe Yükselişi”dir,
Asompsiyon yortusu 15 Ağustos’ta yapılır. Zonguldak’ta bu tarikata ait 2 okul ve 2 manastır
olmak üzere 4 kurum bulunmaktadır. Türkiye’deki son misyonerlik kurumları 1896 yılında
Karadeniz kıyısında Zonguldak‘ta kurulmuştur. Zonguldak İstanbul’a takriben 200 km
uzaklıktadır. Burada İzmit’teki Assompsiyonistlerin zaman zaman ziyaret ettiği yaklaşık 50
civarında Katolik bulunmaktaydı. Ancak o sıralar bir Fransız şirketi yeni keşfedilen bir kömür
yatağını işletmek için gelmişti. Fransız sermayeli Ereğli Şirketi Osmaniyesi (Societe
Ottomane D'Heraclee) liman yapımı için geldiği Zonguldak’ta kömür işletmeciliğini de ele
geçirdi. Yayla’dan Fenere kadar olan mahalle 1896’dan sonra Fransızlar tarafında kuruldu.
1900’lü yıllarda Fransızların yanı sıra, bir kısmı Kozlu ve Kandillide olmak üzere,
Zonguldak’ta madencilikle uğraşan çok sayıda İtalyan yaşamaktadır. Assomption tarikatı
rahipleri basını ve özellikle de gazeteciliği misyonerlik faaliyetlerinin kuvvetli bir vasıtası
olarak kullanmışlardır. İşte tüm bu tarihsel bilgiler ışığında Zonguldak’ta yıllarca misyonerlik
yapan André-Charles-Pierre MOREEL (1872-1939) Bize o dönem yazdığı raporlar ve
mektuplarla gayet ilginç bilgiler sunuyor.
Anahtar Kelimeler: Misyonerlik, Zonguldak-Ereğli Kömür Havzası, Assomptionistler,
Ereğli Şirketi Osmaniyesi, André-Charles-Pierre MOREEL
* Uzman Tarih Öğretmeni, Kdz.Ereğli Anadolu Lisesi Kdz.Ereğli/Zonguldak, [email protected]
2
Zonguldak’ta Fransız Misyonerlerlik Faaliyetleri
ve André Charles Pierre Moreel’in
Yaşam Hikâyesi
19.yüzyıl sonlarından itibaren Avrupa devletleri bir sömürgecilik yarışına
girişmişlerdi. Osmanlı imparatorluğu ise; geniş topraklara sahip oluşu, dünya ticaret yolları
üzerindeki stratejik konumu, sanayinin can damarı haline gelecek olan petrol ve diğer yer altı
zenginliği olan maden bölgelerinin elinde bulunuşu ve Avrupa'ya yakınlığı dolayısıyla
emperyalist güçler için son derece uygundu. Bu sebeple Osmanlı toprakları; Fransa, İngiltere,
Rusya, Avusturya ve Almanya gibi devletlerin yarıştığı bir yer durumuna geldi. 1
Bunun dışında bu dönemde dikkat çeken önemli bir konuda misyonerlik
faaliyetleridir. Bu yazımızda Fransa’nın Osmanlı ülkesinde ve özellikle Zonguldak-Ereğli
kömür havzasındaki Katolik Misyonerlik çalışmalarını irdelemeye çalışacağız.
Bugün sıkça duyduğumuz ve özellikle Hıristiyanlıkla birlikte bir mana bütünlüğü
taşıyan misyoner, misyonerlik gibi kavramlar böyle bir rekabetin farklı bir kulvarı olmuştur.
Hıristiyanlıkla özdeşleşmiş bu kavramların menşei Latince missio kelimesinden gelmektedir.
Missionanary, missionaire, missionor şeklinde İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi dillerde
kullanılmış ve Türkçemize de bu dillerden geçmiştir
Misyonun sözlük anlamı; yetki, vekâlet, bir kimseye bir işi yapması için özel olarak
verilen görevdir. Misyonerin sözlük anlamı ise, görevli kimse, yetkili, görevli rahip veya
papazdır. Sözlük anlamının dışında genel olarak misyon denilince akla, başka dinden olanları
kendi dinlerine kazandırmak amacı ile kurulan ve faaliyet gösteren kuruluşlar gelmektedir.
Fakat misyon genellikle özel anlamıyla bilinmektedir ve bu manada misyon; Hıristiyanların
Hıristiyan olmayan bölgelerde Hıristiyanlığı yayma amacıyla oluşturdukları tüm kuruluşları
kastetmektedir. Bu misyonlarda görev yapan kişilere ise misyoner denilmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Katolik ve Protestan olmak üzere iki grup misyoner
faaliyeti yürütülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nda misyoner faaliyetleri başlatan grup
Katolikler olmuştur. Katolik Hıristiyanlığı dünyaya yaymak için çalışan Katolik misyonerler
bu amaçlarını çok dinli ve çok dilli farklı etnik unsurların bir arada yaşadığı Osmanlı
topraklarında açtıkları okullar vasıtasıyla gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
1 Ali SARIKOYUNCU “Milli mücadele Döneminde Zonguldak Kömür Havzasında Fransız-İtalyan Rekabeti ve
İtalya' nın Faaliyetleri” Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi C.2 S.7, 1991, s.
579
3
Katolik misyonerler böylece hem kendi mezhep ve dinlerine insan kazandırmışlar,
hem de ait oldukları ülkelerin Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki emellerine hizmet edecek
yandaş gruplar oluşturmuşlardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda denetim altında alınamayan Katolik misyonerlik
faaliyetleri, ancak Cumhuriyet döneminde denetim altına alınmıştır.
Katolik Cizvitlere göre; “İlk misyoner okuldur” Çünkü eğitim ve öğretim yoluyla
öğrencileri Hıristiyanlaştırmak ve Katolikleştirmek esas amaçtır. Henry H.JESSUP adında bir
misyoner bu konu hakkında şunları söylemektedir: “Misyonerliğin başarısı için temel şart
okullardır. Haddizatında bu da gaye olmayıp vasıtadır. Şu da bir hakikattir ki, misyonerlerin
yahut İncil’in başka yollarla sokulmaya imkân bulamadığı birçok yerlere İncil okul vasıtası ile
sokulabilmiştir”
Katolik misyonerler Kapitülasyonların kendilerine sağlamış olduğu bir takım
imtiyazlardan da istifade ile ve mensubu bulundukları, kendilerini Osmanlı topraklarında
himaye etme hakkını bulan Fransa, İtalya, Avusturya gibi devletlerin de desteği ile pek çok
eğitim–öğretim kurumu açmışlardır. İlk, orta, lise ve yüksek olmak üzere her dereceden kız ve
erkek, yatılı ve yatısız, ücretli ve ücretsiz ruhban veya laik olmak üzere eğitim–öğretim
kurumlarını kendi dinî, siyasî ve kültürel politikaları doğrultusunda kurmuş ve
teşkilatlandırmışlardır. Bu kurumların çok büyük bir kısmını Fransız Katolik misyonerleri
tarafından açılmış olan eğitim–öğretim kurumları oluşturmaktadır. Katolik misyoner
okullarının Fransa’dan sonra sayıca ve çokluk derecesine göre bağlı oldukları devletler İtalya
ve Avusturya’dır. 2
Fransız misyonerleri kız okulları yada hastaneler ve dispanserler kurarak halkı önemli
ölçüde etkiliyorlardı. Buna rağmen bu misyonerlerin büyük bir çoğunluğu Fransız rahipler
topluluğuna üye olsalar bile içlerinde Alman ve İtalyanlar da vardı.
Assomptionnistler Emmanuel D'ALZON tarafından 1845’de güney Fransa’da Nimes
kentinde kurulmuş olan Katolik bir tarikattır. Assomption’un sözcük anlamı “Meryem ananın
göğe yükselişi”dir. Asompsiyon yortusu 15 Ağustos’ta yapılır.
Batı emperyalizmi tarafından Assomptionnist tarikatına önemli görevler verildi.
Osmanlı devletinde başta Levantenler olmak üzere Fransız tebaasından zengin aileler bu
tarikatı maddi olarak desteklediler. Fransız hükümeti de onlara tüm desteğini verdi.
2 Tülün TAŞ ,“19. Yüzyılda Anadolu’da Katolik Misyonerlerin Eğitim Alanındaki Faaliyetleri” Erciyes
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 2006 s. 30-31
4
Assomptionnist tarikatının Osmanlı topraklarında en önemli hedefi Protestan ve
Ortodoks Hıristiyanların Katolikleştirilmesiydi. Emmanuel D'ALZON 1862 yılında İstanbul’u
ziyaret etti. Böylece bir anlamda tarikatın Osmanlı Devleti içinde doğu misyonu faaliyetleri
başlamış oldu. İlk faaliyet merkezleri 1868 yılında açılan Edirne ve Kumkapı misyonları
oldu.3
Zonguldak’ta bu tarikata ait 2 okul ve 2 manastır olmak üzere 4 kurum bulunmaktadır.
Bunların adları kaynaklarda şu şekilde geçmektedir: 1-Peres Assomptionistes Mektebi 2-
Oblates de l' Assomption Mektebi 3-Peres Augustins de I' Assomption Manastırı 4 -Soeurs
Oblates de l' Assomption Manastırı
Bu dönemde Osmanlı topraklarında çeşitli Hıristiyan tarikatlara ait olup Fransa'ya
bağlı fakat Osmanlı Devleti tarafından resmen tanınmamış olan 259 dolayında okul açılmıştır.
1 de dershane söz konusudur.4
Assomptionnist tarikatı Zonguldak misyonunu 1896 yılında kurmuştur. Zonguldak
İstanbul’a takriben 200 km uzaklıktadır. Burada İzmit’teki Asompsiyonistlerin zaman zaman
ziyaret ettiği yaklaşık 50 civarında Katolik bulunmaktaydı. Ancak o sıralar bir Fransız şirketi
yeni keşfedilen bir kömür yatağını işletmek için gelmişti.5 İzmit misyonunun 1895 yılında
bastığı ve gizlice dağıttığı bir bültende Geyve, Sapanca, Adapazarı, Derince, Hereke,
Karadeniz kıyısında Karasu gibi yerlerde merkezleri olduğu ve Zonguldak maden bölgesinin
de faaliyetler yürütüldüğü buraların İzmit’ten gelen din adamlarınca düzenli olarak ziyaret
edildiği ifade edilmektedir.6
Fransız sermayeli Ereğli Şirketi Osmaniyesi (Societe Ottomane D'Heraclee) liman
yapımı için geldiği Zonguldak’ta kömür işletmeciliğini de ele geçirdi. Yayla’dan Fenere kadar
olan mahalle 1896’dan sonra Fransızlar tarafında kuruldu. Ereğli Şirketi; kok ve briket
fabrikaları (toz kömürün basınçla sıkıştırılarak şekil verilmesi), büyük tamirhane ve
dökümhaneleri devreye soktu. Memur ve hizmetlileri için 1000 kadar konak, ev ve barakalar
yaptırdı. Dört doktorlu bir hastaneyi tesisleri arasına kattı. Şirket ileri gelenlerinin çocukları
ve Fransız personel için kız ve erkek (ayrı ayrı) mektepleri açtı. Ayrıca açılmış olan erkek
3 Atilla ORAL Selim Sırrı Paşa Demkar Yayınevi, İstanbul – 2011 s.17
4 Şerife YORULMAZ, “Osmanlı-Fransız İlişkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında Açılan Fransız Kültür
Kurumları ve Bunların Meşruiyet Kazanması” (19. yüzyıl - 20. yüzyıl başları) Ankara Üniversitesi Osmanlı
Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, S.11, 1990, s.736,740,761 5 Les Oblates De L’assomptıon En Orıent , Fondations Et Expansion Missionnaire
http://assomption-orient.org/histoire/Oa_expansion.htm (Son Erişim 1.05.2014) 6 ORAL a.g.e., s.95
5
okuluna ait birde şapel (küçük kilise) inşa edilmiştir. (1903 Maarif Salnamesi’nde
Fransızlar’ın taşkömürü havzasında 2 misyoner okulu açmış olduğundan söz edilir.) 7
1900’lü yıllarda Fransızların yanı sıra, bir kısmı Kozlu ve Kandillide olmak üzere,
Zonguldak’ta madencilikle uğraşan çok sayıda İtalyan yaşamaktadır.8
Bu yabancıların hepsi Katolik’ti. Kayıtlara göre bu grup yaklaşık bin kadar Fransız,
Alman ve İtalyan’dan oluşuyordu. Asompsiyonistler Ağustos 1896’da bölgeye gelip
yerleştiler ve Oblatları (manastıra kendini adamış müritler) çağırdılar. I.Dünya Savaşının
başlamasına kadar çok rahat hareket alanı buldular.
Assomptionnist tarikatı Anadolu da kendine ait en büyük okul binasını İzmit’te inşa
etti. Binanın çatısında kocaman bir Fransız bayrağı dikildi. Bu koleje “College Francais ste
Barbe İsmidt Turquie” adı verildi. Misyoner rahipler böylece İzmit’in antik çağdaki
efsanelerinden Santa Barbara’nın ismini okula vermiş oldular. İzmit’te mezarı olduğuna
inanılan bu azize madencilik mesleği ile ilişkilendirilir. 9 Misyonerler Zonguldak’ta bu
geleneği devam ettirmişlerdir. Zonguldak Maden İşletmesi'nde çalışmaya gelen yabancı
mühendisler arasında Aralık ayının 4.gününü “Saint Barbe” günü “Madencilik Günü” olarak
kutlama alışkanlığı belirmişti. Bu durum sonradan Zonguldak Halkevinin milliyetçi bir
reaksiyon sergilemesine sebep olmuştur. Akın Tahir KARAUĞUZ Türklere ait bir kutlama
günü belirlenmesinden yana idi. Zamanın İşletme Müdürü Hüseyin Fehmi (İMER) ve yazar
Ahmet Naim (ÇILADIR)'ın katılımlarıyla üçlü bir komite kuruldu. Yapılan inceleme
sonucunda Türkiye'de kömürün ilk olarak 1829 yılında Ereğli'nin Kestaneci Köyü’nde “Uzun
Mehmet” tarafından bulunduğu ve 8 Kasım gününün Zonguldak'ta “Kömür Bayramı” olarak
kutlanacağı kararı alındı. Bayram ilk defa 1932 yılında kutlanmaya başlandı.10
Cumhuriyet döneminde Türkiye’de pek çok Hıristiyan’ın taşınmasına sebep olan
nüfus mübadelesi ve sonrasında Mustafa Kemal ATATÜRK’ün laik kanunları misyonerlerin
çalışmasını zorlaştırdı. Türkiye de 1914’te mevcut olan 20 misyoner cemaatten yalnızca 5
tanesi yeniden çalışmalarını sürdürebildi. Ancak bu dönemin sonunda bu kurumlar Oblatların,
1915’te Paris’e yakın bir yerde mülteci oldukları zaman ilgilendikleri Sırplarla bağlantılarını
7 http://haberzonguldak2.com/zonTarih/zonTarih/1900/1903_zonguldakta.htm (Son Erişim 23.10.2013) 8 Ekrem Murat ZAMAN, “Ereğli Şirketi”, Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu,
http://kdzereglifutbol.blogspot.com.tr/2007/10/ereli-kmr-irketi.html (Son Erişim 1.05.2014) 9 ORAL a.g.e., s.85
10 Gürdal ÖZÇAKIR, “Zonguldak’ın İlk Gazetecisi ve Matbaacısı Tahir Akın KARAUĞUZ”
http://kdzereglifutbol.blogspot.com.tr/2011/12/zonguldakin-ilk-gazetecisi-ve.html (Son Erişim 1.05.2014)
6
korudular. Bu durum 1925’te Belgrat misyonunun kurulmasını kolaylaştırdı. Yani bir
anlamda Anadolu’dan ayrılırken Balkanlara yöneldiler.11
Başbakanlık arşivinde bu dönemde Zonguldak’ta Fransız misyonerleri hakkında
tarafımızdan yapılan araştırmalar sonucunda şu bilgilere ulaşıyoruz: 24 Ramazan 1317 ( 26
Ocak 1900 )12
tarihli yazışmada Zonguldak'ta Fransız Cizvit papazları tarafından açılmak
istenen ruhsatsız mektebe izin verilmemesi istenmektedir. 7 Şevval 1317 (8 Şubat 1900) 13
tarihli yazışmada ise Ruhsatsız açıldıkları bildirilen Maraş'taki Trasonta Mektebi ile
Zonguldak'taki Fransız Cizvit Mektebi hakkında, ruhsat alınmaksızın ecnebi mektebi
açılmasına izin verilmemesi hükmü gereğince muamele edilmesi uyarısı yapılmaktadır.
10 Muharrem 1318 (10 Mayıs 1900)14
tarihli yazışmada ise Zonguldak'ta Fransız
Cizvit papazları tarafından ruhsatsız olarak mektep açılıp, bu papazların olumsuz
propagandalar yaptıklarından, resmi ruhsatsız olarak açılan ve tamir yaptırılan okulların
belediyece yıkılması ve kapatılması yolunda belediyeye yetki verildiği belirtilmektedir.
Anlaşılacağı üzere 1897 yılından itibaren açılan bu okullar izinsiz açılmış devlet ancak
3 yıl sonra bunun farkına varıp yaptırımlar uygulamak istemiştir. Okulların daha sonra
varlığını devam ettirmesi, Fransız misyonerlerin bir şekilde okullara ruhsat da çıkarabildikleri
anlamına gelmektedir.
1924-1925 döneminde Türkiye'de bulunan Clare SHERIDAN “A Turkish
Kaleidoscope” adlı anı kitabında Zonguldak’taki misyonerlere ait okul ve hastane hakkında şu
bilgileri verir:
“Hıristiyanlıkla ilgili pek çok şeyin harabeye çevrildiği bir ülkede, bir manastır
okulunu görmek beni çok şaşırtmıştı. Şirket, çalışanların çocuklarını yollayabilmesi için okula
parasal destek sağlıyordu; ama yarı-özel bir okul olmasına rağmen yine de resmi denetime
tabi olmak zorundaydı. Müdürün özel odası hariç, hiçbir yerde haç, çarmıh figürü, dinsel
içerikli bir resim veya herhangi bir Hıristiyanlık sembolünün asılmasına izin verilmiyordu.
Dini okulların ancak ve ancak bu koşullar altında eğitim vermesine müsaade ediliyordu. Ama
Hıristiyanlık sembollerinden böylesine uzak durmak isteyen Türkler, dini okulların sunduğu
eğitimden faydalanmak konusunda oldukça atak davranıyorlardı.
Zonguldak'ta ayrıca, maden işçilerinin ve yöneticilerinin faydalanması için rahibelerin
işlettiği bir hastane vardı. Türk doktorlar bile hastanenin böyle pırıl pırıl olmasından
etkileniyorlardı. Okuldaki koşulların aynısı burası için de geçerliydi. Duvarlara bir tane bile
11 http://assomption-orient.org/histoire/Oa_expansion.htm (Son Erişim 1.05.2014) 12
Tarih: 24/N /1317 (Hicrî) Dosya No:2299 Gömlek No:90 Fon Kodu: DH.MKT. 13
Tarih: 07/L /1317 (Hicrî) Dosya No:2302 Gömlek No:58 Fon Kodu: DH.MKT. 14
Tarih: 10/M /1318 (Hicrî) Dosya No:2343 Gömlek No:45 Fon Kodu: DH.MKT.
7
dini amblem asılamıyordu. Görüp görebileceğiniz tek sembol, bembeyaz kıyafetler giyen bu
Fransiskan kilisesi rahibelerinin göğüslerine iliştirilmiş haçlardı.
Rahibelerden biri öylesine genç ve güzeldi ki; sanki mucize'den fırlamış gibi
gözüküyordu. İş kazası geçirenlerin koğuşunda çalışıyordu. Bu koğuşta, hayatlarında ilk kez
beyaz çarşaflar üzerine uzanmış, yüzlerinden mutlu oldukları anlaşılan, beş altı tane
Anadolulu madenci yatıyordu; aralarında dolaşan genç rahibe ise beyaz bir zambağı
andırıyordu.
Işık geçirmeyen simsiyah çarşafların arkasına saklanmış Türk kadınları ile beyaz
örtüleriyle ne kadar özverili oldukları yüzlerinden okunan bu rahibeler arasında tam bir tezat
vardı. Hıristiyanlık propagandası bundan daha incelikli yapılamazdı.
Kostantinopol'den gelirken ilk liman olan Zonguldak'ın zihnimdeki yansıması şu oldu:
Medeniyetin küçük ve gözlerden uzak kalmış ileri karakolu.” 15
Assomption tarikatı rahipleri basını ve özellikle de gazeteciliği misyonerlik
faaliyetlerinin kuvvetli bir vasıtası olarak kullanmışlardır. Bu cemiyetin amacı üyelerinin
şahıslarını kutsallaştırmak, hem Fransa’da hem de diğer ülkelerde vazetmekti. Bu cemiyetin
mensubu papazlar misyonerlerin en genç ve çalışkan Ruhanî askerlerini temsil etmektedirler.
Vaiz, öğretim işleri ve diğer ruhanî faaliyetlere ek olarak misyonerliğe en etkili vasıta olan
basın ve gazeteciliği katmışlardır. La Croix adlı çıkardıkları gazete ve Fransa’da büyük nüfuz
elde etmişlerdir.
1882’de Osmanlı İmparatorluğu’na gelen Assomption tarikatına mensup rahibelerin
bundukları muhitte en çok takdir edilen özellikleri; dispanserleri, bedava muayeneleri ve
özellikle de hastalara evlerinde yapılan ziyaretleri olmuştur.
Franciscaine rahibeleri de hususî evlerde hastabakıcılık yaptıkları gibi kendi evlerine
yaklaşık on kadar hasta alarak bakımlarını üstlenmişlerdir. Özellikle Fransa’ya bağlı Katolik
misyonerler Osmanlı İmparatorluğu’nun hemen her yerine eczane, dispanser ve hastane
açmışlardır. 16
Assomptionistler İstanbul, Anadolu ve Filistin bölgesinde önemli bir rol oynuyorlardı.
Osmanlı Devleti 18.yüzyılda zayıflamaya başlayınca Fransa, Osmanlı yönetiminin muhafaza
ve takviyesine destek vermiş ve bunun karşılığında da kendi çıkarlarını güçlendirip
genişletmiştir.1740 Kapitülasyonu bunu göstermektedir. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğu
15 Clare SHERIDAN “A Turkish Kaleidoscope” (Sade Türk Kahvesi) ,Arion Yayınevi, İstanbul- 2004 s.102-
105 16 TAŞ “a.g.t” s.50
8
içinde en imtiyazlı devlet olma durumunu kazanmıştır. Fransız İhtilalı öncesinde Osmanlı
İmparatorluğunun en fazla ihracat ve ithalat yaptığı ülke Fransa idi.
Kapitülasyonların 1.maddesi, Fransız elçilerin diğer Hıristiyan devlet elçilerine göre
kıdem, mevki, muafiyet, serbestlik ve konsolosluk, tercümanlık ve elçiliklerde istihdam edilen
diğer görevlilere ve bunların cizyeden muafiyetlerine ilişkindi. 50. ve 51.Maddeler de dini
haklarla ilgiliydi. Osmanlı-Fransız İlişkileri, Fransız İhtilalı’nın ilk döneminde gevşemiş
olmakla birlikte Napolyon'a kadar çok önemli bir değişiklik geçirmemiştir.
Fransızlar, Doğu'da hangi toplumdan olursa olsun Latin Katolikleri, bunların
vakıflarını, okullarını, dispanserlerini, hastanelerini, öksüz yurtlarını, kiliselerini vb. himaye
yetkisini kapitülasyonlardan aldıklarını öne sürmektedirler.
20.yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda Fransa'nın girişimleriyle ve
Almanya'nın rekabetini değerlendirirken Paul IMBERT, “Osmanlı İmparatorluğu'nda
Yenileşme Hareketleri-Türkiye'nin Meseleleri” adlı eserinde şöyle demektedir. “Türkiye'ye
yatırdığımız iki milyar tutarındaki sermayelerimiz, 1700 kilometrelik demiryollarımız,
rıhtımlarımız, fenerlerimiz, 100.000 hastayı ve yoksulu barındıran 300 hastanemiz, her yerde
Fransız dilini ve uygarlığını yayan 100.000 öğrencili 300 okulumuz ve Yakındoğu halkları
arasında daima canlılığını sürdüren geleneksel politikamızla elbet Osmanlı İmparatorluğu’nda
daha uzun zaman ön sırada bir yer tutarız”
Papalık, Osmanlı tebaası olan Katoliklerin, bir millet başlarının olmamasından ve
Kanuni Sultan Süleyman zamanında I.François ile kurulan Osmanlı-Fransız dostluğundan
yararlanarak Osmanlı topraklarında yoğun misyonerlik faaliyetlerine girişmişti.
Doğu'daki Katolik misyonlar, 1822'de kurulan “İnancın Yayılması Birliği” ve 1856'da
kurulan ve İkinci Müdür'leri Charles LAVİGERİE tarafından yayılan “Doğu'da İnancın
Yayılması Birliği” okullarının desteğini alır.19.yüzyılda çok sayıda edebi yapıtların ortaya
çıkması misyonerleri cesaretlendirir ve dindarların bağış yapmalarını sağlar.
Daha sonra ortaya yeni din adamlarının çıktığı ve Doğu'da çok önemli roller oynadığı
görülür. Bunlar 1842'de, Notre-Dame-de Sion'un rahipleri, 1845'de I'Assomption'un
müritlerinden Augustinler ve Saint-Vincent-de-Paul’un rahipleri, 1856'da Lyon'un Afrika
misyonları rahipleri ve 19.yüzyılda ortaya çıkan çok sayıdaki kadın misyonerlerdir.
Fakat Doğu Hıristiyanlarını doğrudan ilgilendiren misyonlar; öğretmen din kardeşleri,
hastaneler, dispanserler, rahibeler, Latin düşüncesinin kiliseleri ve Doğulu seminer veren din
öğretmenleriydi. Bunların hepsini saymak olanaksızdır. Kurumların önde gelenleri, bu tür
eylemlerin çeşitliliğini ve gelişimi göstermesi bakımından önemlidir.
9
Bunlardan bazıları sadece misyonerdir. Bazıları ise Afrika'da veya Doğu'da dinsel
etkinlik üzerine uzmanlaşmışlardır. Bazıları da sadece eğitim ile uğraşmaktaydılar. Hıristiyan
okullarındaki din adamları ilköğretim ile uğraşıyorlardı. Çok sayıdaki ilköğretim okulları,
Müslümanları da içine alan geniş bir halk kitlesine ulaşmıştır. Bu, Fransızcanın Osmanlı
İmparatorluğu içerisinde en fazla kullanılan Avrupa dili olmasını sağlamıştır. l840'da
İstanbul'da ilk Fransız Okulu açılır. 17
İşte tüm bu tarihsel bilgiler ışığında Zonguldak’ta yıllarca misyonerlik yapan André-
Charles-Pierre MOREEL (1872-1939) Bize o dönem yazdığı raporlar ve mektuplarla gayet
ilginç bilgiler sunuyor. Zonguldak’ta misyonerlik konusu ile ilgili çalışmamda bu renkli ve
idealist din adamının öyküsünü www.assomption.org 18 adlı siteden değerli dostum Eczacı
Sadun DURAN’ın Fransızcadan tercümesi ile öğrenme imkânı buldum.
André-Charles-Pierre MOREEL Lyon şehri doğumlu Fransız din adamıdır. Yukarıda
ayrıntılı olarak bahsettiğimiz Assomptionniste adı verilen Fransa da ortaya çıkan Katolik bir
tarikata ömür boyu hizmet etmiştir.17 Ekim 1872’de tarım işçisi olarak çalışan bir babanın
oğlu olarak Fransa’nın Bavinchove (Kuzey) bölgesinde doğdu. İlk olarak dini eğitimlerini
1884-1887 arasında dilbilgisi eğitimi aldığı Mauville Alumnat’ından (dini okul) sonra
Clairmarais Alumnat’ında 1889’a dek sürdürdü. Assomptionniste eğitiminin ilk çıraklık
dönemini Livry’de (Seine-Saint- Denis), 6 Ağustos 1889’da “Simplicien Birader” sıfatını
kazanarak geçirdi. Kudüs’te Rahip Joseph Germer-Durand’ın yönlendirmesiyle çıraklığını
tamamladı. Livry’de yeminini ettiği 6 Ağustos 1890 tarihinden bir yıl sonra, Kudüs’te daimi
kadroya alındı. Kudüs’te felsefe ve ilahiyat çalışmalarına 1891’den 1896’ya dek devam etti,
bu tarihten sonra ilahiyat eğitimini 1897’de Kadıköy’de (Türkiye) tamamladı. 8 Kasım
1896’da İstanbul’da Piskopos Bonnetti tarafından rahipliğe yükseltildi.
Ertesi yıl André-Charles-Pierre MOREEL, Simplicien Kumkapı misyonuna hoca ve
mali sorumlu olarak atandı. 1897’den 1901’e dek kaldığı bu görev süresince, İstanbul garının
yakınındaki Sirkeci yardım şapelinden de sorumluydu. Daha sonra, Karadeniz kıyısındaki
Zonguldak misyonuna yönetici olarak gönderildi (1901-1908), 7 yıl gayet başarılı çalışmalar
yaptı. Ardından Eskişehir Kolejinde üç yıl (1908-1911) ve Konya’daki okulda bir üç yıl daha
(1911-1914) öğretmenlik yaptı. 1914’de, Doğu görevini tamamlayarak Belçika’da
Taintegnies Alumnat’ında görevlendirildi (1914-1919) I.Dünya Savaşı döneminde bu bölgede
zor bir hayat yaşadı. Bu dönem boyunca, bölge papaz naibi olarak görev yaptı. 1919’da
17 YORULMAZ, “a.g.m”, s.711 18
http://www.assomption.org/fr/necrologies/simplicien-andre-charles-pierre-moreel-1872-1939
(Son Erişim 1.05.2014)
10
Bure’de geçirdiği birkaç ayın ardından, Peder André-Charles-Pierre MOREEL Doğu’ya
tekrar döndü. Ve önce tekrar Konya’ya (1919-1920), arkasından Kadıköy’e atandı. 1920
yılından sonra onu gene Zonguldak’ta görürüz. Zonguldak misyonunun çok çaba gerektirmesi
ve Peder André-Charles-Pierre MOREEL’in ölümüne dek bu misyonun devamını istemesi
çok ilginçtir. 18 Temmuz 1939’da, Peder André-Charles-Pierre MOREEL uzun süredir ihmal
ettiği bir hastalığıyla ilgili acil bir ameliyat geçirmek için İstanbul’a gelir. Ancak kentin
Fransız hastanesine yattığı gece, 19 Temmuz 1939’da 67 yaşında hayata veda eder. Uzunçayır
mezarlığında toprağa verilir. Katolik tarikat onu yaşadığı tüm yerlerde görevini büyük bir
bilinçle yerine getirilen kararlı ve bilinçli davranan örnek bir din adamı olarak tasvir eder.
Uzun yıllar bulunduğu Zonguldak’taki misyonerlik faaliyetleri hakkında 2 mektubu
bize şu bilgileri veriyor. Mektupları uzun uzun yorumlamaktansa bunu siz değerli
okuyuculara bırakmayı uygun görüyorum.
1.Mektup: Zonguldak, 1907 “ Zonguldak’tan yazarken, size bir çocuğun sadık ve
itaatkâr kalbiyle güzel bir yeni yıl dilemek için acele etmek istemiyorum. Zonguldak
topluluğu sizin için 25 Aralıkta özel ve evladınıza yakışır bir anı olacaktır. Size misyonun
aldığı borçtan söz ettiğim son mektubumu alıp almadığınızı bilemiyorum. Emin olmak için
tekrarlıyorum, Peder Alfred MARIAGE Zonguldak’ta Pierre FRANGHETTİ adında bir
işçiden önemli bir miktar borç aldı. Bu kişi alacağını bir aydan fazla bir süredir istemekte.
Birkaç gün daha beklemesini, sabırlı olmasını rica ettim. Aynı şekilde misyonun ihtiyaçları
için Laurenzo CELLANTE adlı bir işçiden de başka bir miktar borç alınmıştır. Bu kişinin de
diğeri gibi parasına ihtiyacı vardır. İki miktarın toplamı 6.600 franktır. Ben sabırlı olmalarını
rica ettim, ama daha fazla bekleyemeyecekler. Bu konuyu Kadıköy’den Peder Louis’ye de
bilgi vermek için yazdım. Peder Joachim (BONNEL) Şili için yola çıkacak mı? Kendisiyle
Ereğli ve Kandilli’ye birlikte gitmek isterdim, misyon için. Şimdi bunu kiminle yapacağım?
Rahibeler iyi durumdalar. Başmühendis’te bize yardımcı olmaya hazır”
(Peder Simplicien MOREEL’in Peder E. BAILLY’ye mektubu, Zonguldak, 12 Aralık
1907)
2.Mektup : “16 yıllık bir aradan sonra, sanırım eskiden yaptığım çalışmalar
beğenilmiş ki, Yönetim beni yeniden Zonguldak misyonunda görevlendirdi. Çalışmalarıma
aynı şekilde devam ettim.
Ailelerle ilişkiye geçmem çok kolay oldu. Özellikle uzak yörelerde yaşayan, dağlarda
kaybolup gitmiş, bu yüzden daha çok yardıma muhtaç ailelerle ilişkiye geçtim. Okul
yönetiminin bize devredilmesinin olumlu etkisi oldu. Misyon bu durumdan şüphesiz maddi
yarar sağlamıştır, ancak önemli olan manevi kazançtır, çocuklar ve ana-babaları üzerinde daha
11
çok etkimiz olmaya başladı. Peder Delmas ile anlaştık ve ben yatılıların beslenmeleri ve iyi
yetişmeleri için, evcilerin ve diğerlerinin bilgilendirilmeleri ve manevi eğitimleri için
yapılması gerekenleri gerektiği gibi yaptım. Burada hastanede kalıyorum.
Merkez, Bölge Kilisesi, ama çoğu zaman Çaydamar’daki okuldayım”
(Peder Simplicien MOREEL’in Peder Gervais QUENARD’a Zonguldak’tan yazdığı, 25
Kasım 1924 tarihli mektuptan.) 19
Assomption Kilisesinin faaliyetlerini gösteren kaynaklarda Zonguldak misyoner
kurumlarının etkili olduğu dönem olarak 1897-1952 yılları arası gösterilmektedir.20
1889 yılında 11 yaşından henüz öğrenci iken Zonguldak’ı Fransa’dan Okulu ile gelip
ziyaret eden sonrasında uzun yıllar burada faaliyetlere katılan rahip Jourdian (Claudius)
CHAPPAZ (1878-1946) tarikatın 08.08.1909 tarihli bülteninde Zonguldak hakkında şu
bilgileri verir: “Zonguldak’tan haber, kışta görülen güzel günler kadar seyrek gelir. Hâlâ
vahşiliğini koruyan bu sahile ilk olarak on bir yaşımda ayak basmıştım. Ama her şey değişti,
büyüdü, gelişti. İnşaatlar yapıldı ve halen de yapılıyor. Yollar açıldı, köprüler yapıldı, tüneller
açıldı, kok fırınları, atölyeler, lavvarlar, briket imalathaneleri inşa edildi. Demiryolları, evler
sanki bir mucize gibi yerden fırladılar. İçler acısı bir Türk köyü bugün büyük bir kent. Çok
zengin kömür damarlarıyla dolu dağlar, Zonguldak’a gelişme, refah ve uzun bir ömür vaat
ediyor. Şirket, Kont Vitali’nin yönetiminde. Küçük misyonumuz yavaş yavaş gelişiyor,
şapelimiz çok küçük. Büyütmek için bölmelerini değiştirdik. İki yıl önceki sel baskını, çok
zarar verdi. Bütün kutsal eşyalarımız, denize sürüklendi. Peder Gaétan, misyonun başında.
Burada at, misyonerin hayatı için çok büyük role sahip…”21
1926 Senesi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesinde 79 mevcutlu 2 Fransız Erkek
mektebi ve 39 mevcutlu 1 kız Fransız mektebinden bahsedilmektedir. Fakat bir sonraki yıla
ait yani 1927 yılı Salnamesinde okul bilgileri verilirken bu okulların adı geçmemektedir.
Muhtemelen kapanmışlardır.22
Zira Misyoner okullarında okuyan bazı öğrencilerin Hıristiyanlık dinine yöneldiği
bilgileri basında da yer alnıca bunun üzerine 1924 yılında 40’a yakın İtalyan ve Fransız Okulu
19
Fransızca Metinlerden Çevriler : Peder Simplicien Moreel’in Peder E. Bailly’ye mektubu, Zonguldak, 12
Aralık 1907, Peder Simplicien Moreel’in Zonguldak üzerine raporları (1904, 1927), Peder Simplicien
MOREEL’in Peder Gervais QUENARD’a Zonguldak’tan yazdığı, 25 Kasım 1924 tarihli mektup 20 HISTOIRE DE LA PROVINCE ASSOMPTIONNISTE DE FRANCE
Volume 2 Une Province aux cent visages (1952 - 2010) s. 260 21 http://www.assomption.org/fr/necrologies/jourdian-claudius-chappaz-1878-1946
22 1926 ve 1927 Senesi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnameleri
12
kapatılmıştır. Yine Bursa Amerikan Kız Koleji, Hıristiyanlık propagandası yapıldığı gerekçesi
ile 1928 yılında bizzat Atatürk tarafından kapatılmıştır.23
Günümüzde Fransız Katolik Kilisesi – Notre-Dame de L’ Assomption Kilisesi,
Kadıköy Moda’da Cem Sokak’ta yer alır. Kadıköy civarındaki en büyük kilisedir. Bir iddiaya
göre kilise, 1865 yılında Moda’da oturan Brentano isimli İtalyan asıllı bir ailenin önemli
katkılarıyla Episkopos tarafından inşa ettirilmiştir. Kilise, Şişhane’deki Beyoğlu Belediye
Binası’nı ve Dolmabahçe’deki tiyatroyu yapan İtalyan Mimar Giovanni BARBERİNİ
tarafından inşa edilmiş ve 1865 yılı başlarında tamamlanarak ibadete açılmıştır. Notre-Dame
de L’Assomption kilisesi genel olarak eklektik bir üsluba sahiptir. Günümüzde ayinler Türkçe
yapılmaktadır. 24
23 İbrahim ARSLANOĞLU ,“Misyonerlik, Batı Emperyalizminin Silahıdır.” ,Öğretmen Dünyası, S.312, 2005
s.26 24 Fransız Katolik Kilisesi – Notre-Dame de L’ Assomption Kilisesi
http://www.degisti.com/index.php/archives/10231 (Son Erişim 1.05.2014)
13
KAYNAKÇA
1-ARŞİV BELGELERİ
BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ
BOA Tarih: 24/N /1317 (Hicrî) Dosya No:2299 Gömlek No:90 Fon Kodu: DH.MKT.
BOA Tarih: 07/L /1317 (Hicrî) Dosya No:2302 Gömlek No:58 Fon Kodu: DH.MKT.
BOA Tarih: 10/M /1318 (Hicrî) Dosya No:2343 Gömlek No:45 Fon Kodu: DH.MKT.
2-KİTAP VE MAKALELER
ARSLANOĞLU, İbrahim “Misyonerlik, Batı Emperyalizminin Silahıdır.” ,Öğretmen
Dünyası, S.312, 2005
ORAL, Atilla Selim Sırrı Paşa, Demkar Yayınevi, İstanbul – 2011
SARIKOYUNCU, Ali “Milli mücadele Döneminde Zonguldak Kömür Havzasında Fransız-
İtalyan Rekabeti ve İtalya' nın Faaliyetleri” Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü
Atatürk Yolu Dergisi C.2 S.7, 1991
SHERIDAN, Clare “A Turkish Kaleidoscope” (Sade Türk Kahvesi) ,Arion Yayınevi,
İstanbul- 2004
TAŞ, Tülün ,“19. Yüzyılda Anadolu’da Katolik Misyonerlerin Eğitim Alanındaki
Faaliyetleri” Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
Kayseri, 2006
YORULMAZ, Şerife “Osmanlı-Fransız İlişkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında Açılan
Fransız Kültür Kurumları ve Bunların Meşruiyet Kazanması” (19. yüzyıl - 20. yüzyıl başları)
Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, S.11, 1990
3- E-KİTAP
HISTOIRE DE LA PROVINCE ASSOMPTIONNISTE DE FRANCE Volume 2 Une
Province aux cent visages (1952 - 2010)
4- İNTERNET KAYNAKLARI
http://www.assomption.org/fr/necrologies/simplicien-andre-charles-pierre-moreel-1872-1939
(Son Erişim 1.05.2014)
http://assomption-orient.org/histoire/Oa_expansion.htm (Son Erişim 1.05.2014)
http://haberzonguldak2.com/zonTarih/zonTarih/1900/1903_zonguldakta.htm
(Son Erişim 23.10.2013)
http://kdzereglifutbol.blogspot.com.tr/2007/10/ereli-kmr-irketi.html (Son Erişim 1.05.2014)
http://kdzereglifutbol.blogspot.com.tr/2011/12/zonguldakin-ilk-gazetecisi-ve.html
(Son Erişim 1.05.2014)
http://assomption-orient.org/histoire/Oa_expansion.htm (Son Erişim 1.05.2014)
14
http://www.assomption.org/fr/necrologies/jourdian-claudius-chappaz-1878-1946
(Son Erişim 1.05.2014)
http://www.degisti.com/index.php/archives/10231 (Son Erişim 1.05.2014)
5- SALNAME
1926 Senesi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi
1927 Senesi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi
6-FRANSIZCA METİNLERDEN ÇEVİRİLER
Peder Simplicien Moreel’in Peder E. Bailly’ye mektubu, Zonguldak, 12 Aralık 1907
Peder Simplicien Moreel’in Zonguldak üzerine raporları (1904, 1927)
Peder Simplicien MOREEL’in Peder Gervais QUENARD’a Zonguldak’tan yazdığı, 25
Kasım 1924 tarihli mektup