ÖGRENCLERİN KUVVET VE HAREKET KONULARINDAKİ KAVRAMSAL ANLAMALARININ VE SORU ÇÖZÜMÜNDE...
Transcript of ÖGRENCLERİN KUVVET VE HAREKET KONULARINDAKİ KAVRAMSAL ANLAMALARININ VE SORU ÇÖZÜMÜNDE...
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
ÖĞRENCİLERİN KUVVET VE HAREKET KONULARINDAKİ KAVRAMSAL ANLAMALARININ VE SORU ÇÖZÜMÜNDE
KULLANDIKLARI BİLİŞSEL VE ÜSTBİLİŞSEL STRATEJİLERİN SORU TİPLERİ DİKKATE ALINARAK İNCELENMESİ
Hazırlayan
SEDAT KARAÇAM
ANKARA Aralık, 2009
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
ÖĞRENCİLERİN KUVVET VE HAREKET KONULARINDAKİ KAVRAMSAL ANLAMALARININ VE SORU ÇÖZÜMÜNDE
KULLANDIKLARI BİLİŞSEL VE ÜSTBİLİŞSEL STRATEJİLERİN SORU TİPLERİ DİKKATE ALINARAK İNCELENMESİ
DOKTORA TEZİ
Hazırlayan
SEDAT KARAÇAM
Tez Danışmanları
Prof. Dr. RAMAZAN TEZCAN
Yrd. Doç. Dr. NEJLA YÜRÜK
ANKARA Aralık, 2009
ÖNSÖZ
1980’li yıllara kadar öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve devinimsel gelişimleri
davranışçı kuram temel alınarak ürün değerlendirmesi ile belirlenmeye çalışılmaktaydı.
Bu yaklaşımda öğrencinin gelişim düzeyi, ölçme sonucu belirlenen puanının ortaya
konulan bir norm (puan), akranlarının puanları veya önceki puan durumu ile
karşılaştırılarak değerlendirilmekteydi. Görüldüğü gibi bu yaklaşım, öğrenmedeki
güçlüğün nereden nasıl kaynaklandığından çok, öğrencileri seviyelendirmeyi ön plana
çıkarmakta ve öğrenci “biliyor” veya “bilmiyor” gibi sığ değerlendirmelere
yönlendirmekteydi. Yani bir buz dağının sadece üstünü görmemizi sağlamaktaydı.
“Peki öğrenci kavramları öğrenirken veya kavramlara ilişkin soruları cevaplandırırken
hangi düşünceler aklından geçiyor?”, “Öğrenci bu işlemleri yaparken hangi stratejileri
kullanıyor?” veya “Hangi hatalı stratejileri kullanıyor?” sorularına cevap
bulamamaktaydık. Bu sorulara cevap bulabilmemiz için buz dağının altını da görmemiz
gerekir.
Buz dağının altında gerçekleştirilen işlemlerin yorumlanabilmesi için ilk olarak buz
dağının altını görmemizi ve yorumlamamızı sağlayan farklı ölçme değerlendirme
tekniklerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bilim insanları, bu alanda bir çok ölçme
değerlendirme modeli geliştirmektedir. İkinci basamakta ise geliştirilen ölçme
değerlendirme tekniklerini kullanarak buz dağının altında gerçekleştirilen işlemlerin
sınıflandırılması ve farklı ölçme değerlendirme yaklaşımlarını tamamlamada
öğrencilerin kullandıkları düşünme süreçlerine ilişkin çalışmalar yapılması
gerekmektedir. Bu bakış açısıyla çalışmada, bireylerin kavramsal anlamaları ve soru
çözümünde kullandıkları bilişsel ve üst bilişsel stratejiler farklı ölçme teknikleri dikkate
alınarak incelenecektir.
Sedat KARAÇAM
Aralık, 2009
iv
ÖZET
ÖĞRENCİLERİN KUVVET VE HAREKET KONULARINDAKİ KAVRAMSAL
ANLAMALARININ VE SORU ÇÖZÜMÜNDE KULLANDIKLARI BİLİŞSEL VE
ÜSTBİLİŞSEL STRATEJİLERİN SORU TİPLERİ DİKKATE ALINARAK
İNCELENMESİ
Karaçam, Sedat
Doktora, Fen Bilgisi Öğretmenliği Bilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof Dr. Ramazan TEZCAN
İkinci Tez Danışmanı: Nejla YÜRÜK
Aralık - 2009, 350 sayfa
Bu çalışmada, öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal
anlamaları ve soru çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler farklı soru
tipleri dikkate alınarak incelenmiştir.
Çalışmaya, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Gazi Üniversitesi Gazi
Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 1. sınıfında öğrenim
görmekte olan 190 (Pamukkale Ünv= 71, Gazi Ünv=119) öğrenci katılmıştır.
Araştırmada 2007-2008 öğretim yılının güz döneminde bütün sınıflarda kuvvet ve
hareket konularının öğretimi tamamlandıktan sonra, öğrencilerin bu konulardaki
kavramsal anlamalarını belirlemek için açık uçlu ve çoktan seçmeli soru formatlarında
hazırlanmış iki test uygulanmıştır. Ayrıca araştırmada gönüllü 17 öğrencinin açık uçlu
ve çoktan seçmeli testlerden seçilen 6’şar sorunun çözümünde kullandıkları bilişsel ve
üstbilişsel stratejileri belirlemek için sesli düşünme tekniği uygulanmıştır. Bu teknikten
elde edilen verileri detaylandırmak için sesli düşünme uygulamasının ardından
öğrencilerle çözüm süreçlerine ilişkin, yarı yapılandırılmış görüşme uygulanmıştır.
Bu çalışmadan elde edilen veriler analiz edildiğinde aşağıdaki sonuçlar
bulunmuştur:
• Araştırmada, öğrencilerin çoktan seçmeli ve açık uçlu testler ile ölçülen
kavramsal anlama ortalamalarının farklı olduğu görülmüştür.
v
• Araştırmada, öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
soruya ilişkin bilgileri ve teorik alan veya sezgisel bilgisi temelinde bütüncül
stratejilerle çözüm sürecinin çerçevesini çizdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca
öğrencilerin bu çerçevedeki kısmi zihinsel işlemleri desteklemek için de lokal
stratejileri kullandıkları gözlenmiştir.
• Araştırmada, öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümüde farklı
bilişsel ve üstbilişsel stratejiler kullandıkları tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ölçme Teknikleri, Bilişsel ve Üstbilişsel Stratejiler,
Kuvvet ve Hareket
vi
vi
ABSTRACT
IDENTIFICATION OF STUDENTS’CONCEPTUAL UNDERSTANDING OF
FORCE AND MOTION CONCEPTS AND THE COGNITIVE AND
METACOGNITIVE STRATEGIES THEY USE TO ANSWER DIFFERENT TYPES
OF QUESTIONS
Karaçam, Sedat
Doctoral Thesis, Primary Science Education Department
Thesis Advisor, Prof. Dr. Ramazan TEZCAN
Co-Advisor: Asistance Prof. Dr. Nejla YÜRÜK
December - 2009, 350 pages
In this study, students’ cognitive and metagonitive strategies, which are used to
answer different types of question and their conceptial understanding about force and
motion concepts were identified.
The sample of this study consisted of 190 (University of Pamukkale=71, Gazi
University =119) freshman students who were enrolled in an introductory mechanics
course in science education program at two universities (Gazi University and University
of Pamukkale) located in Turkey. After instruction, two tests including open-ended and
multiple-choice questions were administered to determine students' conceptual
understanding in the 2007-2008 fall semester. In addition, think aloud techniquie was
conducted with only 17 students to identify their cognitive and metacoginitive strategies
which they used in answering 6 content equivalent questions selected from each tests.
After conducting think aloud technique, semi-structured interviews were conducted to
refine the data about students' solution processes.
After analyzing the data the following results were observed:
• Participnats' average conceptual understanding as measured by multiple choice
and open ended tests were different.
vii
• Students outlined the solution framework with the holistic strategies on the basis
of their knowledge about questions and theoretical subject matter knowledge or
intuitive knowledge. In addition, students applied local strategies to support a
partial mental process within the framework of their solution procedures they
use in answering open ended and multiple choice questions.
• Participants used different cognitive and metacognitive strategies to answer the
open ended and multiple choice questions.
Key Words: Assessment Techniquies, Cognitive and Metacognitive Strategies,
Force and Motion
viii
1
TEŞEKKÜR
Araştırmamın ortaya çıkmasında tecrübesi, anlayışlı ve babacan tutumu ile bana
destek olan, içten saygı ve sevgi duydugum değerli hocam ve danışmanın Prof. Dr.
Ramazan TEZCAN’a,
Tezi hazırlama sürecinde tez danışmanlığımı üstelenerek tezime karar vermemde,
uygulamamda ve yazmamda bakış açısını sağlayan, üstbiliş alanındaki ufkumu açan ve
tezimin mimarı olan ikinci danışmanım Yard. Doç. Dr. Nejla YÜRÜK’e,
Tezimin her safhasında içtenlikle çalışmalarımı destekleyen, yön veren ve beni
cesaretlendiren hocalarım Prof. Dr. Necati YALÇIN ve Prof. Dr. Selahattin
SALMAN’a,
Tez savunma jürimde tezime bakış açılarıyla değerli katkılar sağlayan Doç Dr.
İlbilge DÖKME, Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk ÖZDEMİR ve Yrd. Doç. Dr. Nusret
KAVAK’a,
Çalışma boyunca yardımlarını esirgemeyen Arş. Gör. Dr. Fatih AYDIN, Arş. Gör.
Mahmut POLAT, Arş. Gör. Harun BERTİZ, Arş. Gör. Kadir TAN ve Selma KAYA’ya,
Veri toplama araçlarımı uygulama esnasında manevi yardımlarını esirgemeyen,
büyük kolaylık gösteren bütün hocalarıma teşekkür ediyorum.
Araştırma boyunca, beni anlayışla destekleyen ve yardımcı olan sevgili eşim Gülnur
KARAÇAM’a ve eğitim hayatım boyunca beni destekleyen anneme ve babama
teşekkür eder sevgilerimi sunarım.
Sedat KARAÇAM
Ankara - 2009
x
2
İÇİNDEKİLER
JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI…………………………………….…………..iii
ÖNSÖZ……………………………………………………………………….…………iv
ÖZET................................................................................................................................ v
ABSTRACT................................................................................................................... vii
İTHAF............................................................................................................................. ix
TEŞEKKÜR..................................................................................................................... x
İÇİNDEKİLER................................................................................................................ xi
TABLOLAR LİSTESİ................................................................................................... xv
ŞEKİLLER LİSTESİ……………………………….……………………....….….…. xvii
GRAFİKLER LİSTESİ………………………….……………………...……………xviii
BÖLÜM I
1. GİRİŞ.............................................................................................................................1
1.1. Farklı Ölçme Değerlendirme Teknikleri ile Akademik Başarı
Arasındaki İlişki….……………………………………….…………………3
1.2. Fen Öğretimi ve Problem Çözme……..….……………...………………….4
1.2.1. Üstbiliş…………………………………………….………...…….6
1.2.2. Problem Çözme Stratejilerine Bilişsel ve Üstbilişsel Bakış.……...7
1.2.3. Farklı Soru Formatları ile Çözümde Kullanılan
Bilişsel ve Üstbilişsel Stratejiler Arasındaki İlişki……….…..….13
1.3. Mevcut Çalışmanın Alan Yazındaki Yeri………………………...….…….14
1.4. Problem ....................................................................................................... 19
1.5. Alt Problemler…………………………………….………………………..19
1.6. Araştırmanın Amacı…………………………………….………...………..20
1.7. Araştırmanın Önemi…………………………………….…………..……..20
1.8. Sınırlılıklar................................................................................................... 21
1.9. Varsayımlar…………………………………………………….……..……22
1.10. Tanımlar .................................................................................................... 22
xi
3
BÖLÜM II
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE.........................................................................................24
2.1. Ölçme ve Değerlendirme Nedir?..................................................................24
2.2. Farklı Ölçme Tekniklerine İhtiyaç Var mıdır?............................................ 25
2.2.1. Farklı Ölçme Teknikleri İle Fen Akademik Başarısı
Arasındaki İlişki……………….....................................................26
2.3. Fen Öğretimi ve Problem Çözme.................................................................32
2.3.1. Fen Alanında Problem Çözmeye
İlişkin Çalışmalar.......................................................................... 33
2.3.2. Üstbiliş……………………………….…………………………..37
2.3.2.1. Üstbilişsel Sınıflandırmalar............................................ 41
2.3.2.2. Biliş – Üstbiliş ve Bilişsel - Üstbilişsel Stratejilerin
Ayrımı ........................................................................... 49
2.3.2.3. Problem Çözme Stratejilerine
Bilişsel ve Üstbilişsel Bakış........................................... 51
2.3.2.3.1. Problem Çözme Modellerine
İlişkin Çalışmalar…………………………….53
2.3.2.3.2. Problem Çözme Stratejilerine
İlişkin Çalışmalar.............................................60
2.3.3. Problem Çözme Stratejilerini Belirlemede
Kullanılan Teknikler …………………………………..……...…72
2.3.3.1. Gözlem Tekniği...............................................................73
2.3.3.2. Yapılandırılmış Teknikler...............................................74
2.3.3.3. Sesli Bildiriler.................................................................75
2.3.3.3.1. Süreçle Aynı Anlı Bildiriler……………….....75
2.3.3.3.2. Geçmişe Ait Bildiriler
(Anımsama, Retrospective Method).…….......75
2.3.3.3.3. İç Gözlem (Introspective Method)… ….….....76
2.3.3.3.4. Sorular ve Uyarma …………………….…......76
2.3.3.3.5. Diyaloglu Gözlem ……….…………….….....77
2.3.3.4. Sesli Düşünme Tekniği.................................................. 77
2.3.4. Farklı Soru Formatlarıyla Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel
Stratejiler Arasındaki İlişki …………… …………..…...…….…81
xii
4
BÖLÜM III
3. YÖNTEM ...................................................................................................................85
3.1. Araştırmanın Modeli ....................................................................................85
3.2. Katılımcılar ..................................................................................................90
3.3. Veri Toplama Araçları .................................................................................90
3.3.1. KKKT (Kuvvet Konuları Kavram Testi) ......................................91
3.3.2. Kuvvet Konuları İle İlgili Açık Uçlu Test (AUT) ........................93
3.3.3. Sesli Düşünme Tekniği... ..............................................................95
3.4. Veri Analizi ..................................................................................................96
BÖLÜM IV
4. BULGULAR ..............................................................................................................98
4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ....................................98
4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ................................... 109
4.2.1. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular………………..…………….…..109
4.2.1.1. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Bilişsel
Düzeyde Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular.......109
4.2.1.2. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Üstbilişsel
Düzeyde Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular......127
4.2.2. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül Stratejilere İlişkin Bulgular……………...…………...….138
4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar .................................168
4.3.1. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular……………...…………………..168
4.3.1.1. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Bilişsel
Düzeyde Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular…...168
4.3.1.2. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Üstbilişsel
Düzeyde Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular…..183
4.3.2. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül Stratejilere İlişkin Bulgular………………...………...….194
4.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar .............................221
xiii
5
BÖLÜM V
5. SONUÇ VE ÖNERİLER ..........................................................................................273
5.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar .......................................................273
5.2. İkinci ve Üçüncü Alt Probleme İlişkin Sonuçlar .......................................274
5.3. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Sonuçlar ..................................................287
5.4. Sonuçlar…………………………………….……….……………………291
5.5. Öğretim İle İlgili Öneriler ..........................................................................294
5.6. Araştırmacılara Yönelik Öneriler...............................................................295
KAYNAKÇA ...............................................................................................................298
EKLER………………………………………………………………………….…….324
EK – 1 Kuvvet Konuları Kavram Testi………………………………………325
EK – 2 Hareket ve Hareket Yasaları İle İlgili Açık Uçlu Test…………….…330
EK – 3 Derecelendirme Ölçeği……………………………………….………337
EK – 4 Sesli Düşünme Tekniğinin Uygulama Metni………………….……..344
EK – 5 Sesli Düşünme Sürecinde Sorulan Açık Uçlu Sorular……………….345
xiv
6
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 2.1. Üstbiliş ve Yürütücü Biliş Kavramları ve Alanlarda
Yürütülen Çalışmaların Farkları……………............................................. 40
Tablo 3.1 KKKT’de Soruların Kavramlara Göre Dağılımı..........................................93
Tablo 3.2 AUT’de Bulunan Konuların Sorulara Göre Dağılımı..................................95
Tablo 4.1 Öğrencilerin AUT, KKKT İle Ölçülen Kuvvet ve Hareket
Konularındaki Kavramsal Anlama Ortalamaları……..................................98
Tablo 4.2 Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 1. Sorular ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı…………..….99
Tablo 4.3 Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. Sorular ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı…………..…101
Tablo 4.4 Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı………………102
Tablo 4.5 Öğrencilerin KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı…………….104
Tablo 4.6 Öğrencilerin KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı…………….106
Tablo 4.7 Öğrencilerin KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı………….....107
Tablo 4.8 Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Bütüncül Stratejilerin Sorulara Göre Dağılımı.......................... 160
Tablo 4.9 Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Lokal Stratejilerin Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı............ 162
Tablo 4.10 Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Bütüncül Stratejilerin Sorulara Göre Dağılımı......................... 213
Tablo 4.11 Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Lokal Stratejilerin Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı........... 214
Tablo 4.12 Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 222
Tablo 4.13 Ebru’nun KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 225
xv
7
Tablo 4.14 Esra’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 228
Tablo 4.15 Mediha’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 231
Tablo 4.16 İrfan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı...........................234
Tablo 4.17 Yasemin’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı.......................... 236
Tablo 4.18 Meryem’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı...........................239
Tablo 4.19 Pelin’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı.......................... 242
Tablo 4.20 Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı.......................... 245
Tablo 4.21 Serkan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 248
Tablo 4.22 Tuğba’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 250
Tablo 4.23 Güray’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 253
Tablo 4.24 İlknur’un KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 255
Tablo 4.25 Neslihan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı............................258
Tablo 4.26 Gökçen’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı............................ 261
Tablo 4.27 Seval’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 264
Tablo 4.28 Gökçe’nin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 267
Tablo 4.29 Seda’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı........................... 270
xvi
8
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 2.1 Nelson’un Üstbiliş Modeli…………………………………………...……... 46
Şekil 2.2 Araştırmada Kullanılacak Üstbiliş Modeli……………………...……..…….49
Şekil 3.1 Uygulama Süreci……………………………………………….….…..……..86
Şekil 3.2 KKKT’ine İlişkin Sesli Düşünme Tekniğinin Ön
Uygulamasında Çözülen Soru…………………………...……..........……….88
Şekil 3.3 AUT’e İlişkin Sesli Düşünme Tekniğinin
Ön Uygulamasında Çözülen Soru………………………..…..….…….……..88
Şekil 3.4 KKKT Soru Örneği………………………………...……….…...…………..92
Şekil 4.1 Alan Bilgisi, Soruya ilişkin bilgi, Çoktan Seçmeli Soruların
Çözümünde Kullanılan Bütüncül ve Lokal Stratejileri
Arasındaki İlişki…………………………………………………………….167
Şekil 4.2 Alan Bilgisi, Soruya ilişkin bilgi, Çoktan Seçmeli Soruların
Çözümünde Kullanılan Bütüncül ve Lokal Stratejileri
Arasındaki İlişki…………………………………………………..….….….220
Şekil 5.1 Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Stratejilere Yaklaşım………….…………………….……….275
Şekil 5.2 Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejiler…………………….…....…….279
Şekil 5.3 Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejiler…………………….………….281
xvii
9
GRAFİKLER LİSTESİ Grafik 4.1. Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 1. Sorular ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği………….……100
Grafik 4.2. Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. Sorular ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği………….…....101
Grafik 4.3. Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği…………….…103
Grafik 4.4. Öğrencilerin KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği……..…...……104
Grafik 4.5. Öğrencilerin KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği……..…...……106
Grafik 4.6. Öğrencilerin KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği……..…...……108
Grafik 4.7. KKKT’de Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel Lokal Stratejilerin
Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı…………………………….………163
Grafik 4.8. AUT’de Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel Lokal Stratejilerin
Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı…………………………….………215
xviii
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
Öğretim bir bütün olarak ele alındığında, öğretim programları, programlar
doğrultusunda öğretim sürecinin yürütülmesi ve bu sürecin etkiliğinin ölçülüp
değerlendirilmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu sürecin öğeleri dinamik olarak birbirini
etkilemektedir. Süreçte ölçme değerlendirme, öğretimin eksikliklerinin
tamamlanmasında ve düzeltilmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu bakımdan ölçme
değerlendirme alanında birçok çalışma yapılarak mevcut ölçme değerlendirme
tekniklerinin etkiliği incelenmekte ve farklı ölçme değerlendirme teknikleri ortaya
konulmaya çalışılmaktadır.
Birçok çalışmada ölçme değerlendirmenin doğasındaki değişime, öğretim alanında
yapılan çalışmalarda öğrenme nasıl gerçekleşir? sorusuna verilen cevabın değişmesinin
neden olduğu savunulmaktadır (Resnick, 1985; Shuell, 1986; Resnick, 1987; Glaser,
1987; Gomez, Graue ve Block, 1991; Mclaughlin ve Vogt, 1996). Öğrenme nasıl
gerçekleşir sorusuna verilen cevabın değişmesi kendini ilk olarak ülkelerin öğretim
programlarını yeni yaklaşımlara göre yapılandırmasıyla başlamaktadır. Öğretmenlerin
programların vizyonuna uygun öğrenme-öğretme süreci düzenlemesi ile yeni
yaklaşımlar adı altındaki paradigma değişimleri öğretim ortamlarına yansıtılmaktadır.
Bu paradigma değişiminden ölçme değerlendirme etkinliklerinin bağımsız olmasını
düşünemeyiz.
Geçen yüzyıl boyunca etkin bir şekilde kullanılan geleneksel öğretim yaklaşımı i.
üst düzey düşünme becerilerinin öğretimini desteklememesi, ii. öğrenme stratejisi
olarak tekrarlamanın sıkça kullanılması, iii. araştırma - inceleme etkinliklerinin genel
olarak uygulanılmaması, iv. üst düzey kavramsal anlamlandırmaya imkan vermemesi
ve v. bilginin öğretmenden öğrenciye olduğu gibi aktarıldığı düşüncesine dayanması
gibi özellikleri ile eleştirilmektedir (Fosnot, 1996). 1980’li yılların başından itibaren
2
yapılandırmacı öğrenme kuramını temel alan öğretim uygulamaları ise bilgilerin
objektif olmaması ve bireylerin, doğruları kendi doğruları olarak oluşturmadan yani
kendi doğruları haline getirmeden olduğu gibi bilişsel yapılarına alamayacakları
felsefesine dayanması özelliği ile tanımlanabilir (Fosnot, 1996). Yukarıda betimlenen
davranışçı ve yapılandırmacı öğrenme kuramlarını temel alan öğretim uygulamalarında
gerçekleşmesi beklenen öğrenmenin ölçülüp değerlendirilmesinin aynı olamayacağı
düşünülmektedir. Bu nedenle Shepard (1989) öğretmenin ölçme değerlendirme tekniği
belirlerken uyguladığı öğretme - öğrenme sürecini çok iyi tanımlamasının önemli
olduğunu belirtmektedir. Aynı şekilde Anderson (1998) çoktan seçmeli test teknikleri
yapılandırmacı yaklaşıma göre oluşması beklenen öğrenimi ölçme değerlendirmede ne
kadar yeterlidir? sorusunu yöneltmektedir. Popham (1999) bu soruyu; yeni öğretim
yaklaşımlarının etkisindeki öğretim sürecini çoktan seçmeli testlerle ölçüp
değerlendirmeyi, çorba kaşığıyla sıcaklığı ölçmeye benzeterek yanıtlamaktadır.
Bilişsel alanda yapılan bir çok çalışmada (Shavelson, Carey ve Webb, 1990;
Gomez, Graue ve Block, 1991; Halpern, 1994; McLaughlin ve Vogt, 1996; Farr ve
Trumbull, 1997) öğrencilerin farklı bilişsel, duyuşsal vb. özelliklere sahip olduklarının
ortaya konulmasıyla ölçme değerlendirmeyle ilgili bakış açısındaki değişim arasında bir
ilişkinin olduğu ileri sürülmektedir. Bu alanda yapılan araştırmalarda (Hudson, 1966;
Adar, 1969; Witkin, Goodenough, Moore ve Cox, 1977) öğrencilerin çeşitli
bakımlardan (öğrenme stilleri, bilişsel stiller, motivasyonel stiller vb.) birbirlerinden
farklı özelliklere sahip oldukları sergilenmiştir. Öğrencilerin özelliklerindeki çeşitlilik
bireysel farklılıklar olarak tanımlanmaktadır. Belirtilen çalışmalarda bireylerin bireysel
farklılıkları nedeniyle soruları farklı algıladıkları, problemlerin çözümünde farklı
zihinsel süreçler izledikleri belirtilmektedir. Bu bakımdan tek tip ölçme değerlendirme
tekniğinin bütün öğrencilere hitap etmesinin mümkün olamayacağı, farklı nitelliklere
sahip öğrenciler için farklı öğretim ve ölçme değerlendirme tekniklerinin uygulanması
gerektiği vurgulanmaktadır (Halpern, 1994).
Gerek bilişsel alanda yapılan çalışmalar sonucu öğrencilerin farklı niteliklere sahip
olduklarının sergilenmesi, gerekse yapılandırmacı yaklaşımın öğretim ortamlarına etkisi
bilim insanlarını farklı ölçme değerlendirme teknikleri geliştirmeye yöneltmiştir. Bunun
devamında ise bilim insanları, alışılagelen ölçme değerlendirme tekniklerinin bu yeni
vizyona uygunluğunu değerlendirerek, alana yön vermek amacıyla farklı ölçme
değerlendirme tekniklerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisini incelemeye
başlamışlardır.
3
1.1. Farklı Ölçme Değerlendirme Teknikleri ile Akademik Başarı Arasındaki
İlişki
Fen ve fizik eğitimi alanında farklı ölçme değerlendirme teknikleriyle öğrencilerin
akademik başarıları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar, genel olarak kuvvet ve
hareket konuları üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalardan Steinberg ve Sabella
(1997) ile Ateş ve Çataloğlu (2006) üniversite, Ateş ve Karaçam (2005) ile Kızılcık ve
Tan (2007) lise ve Poyraz (2006) ise ilköğretim seviyesindeki öğrenciler üzerinde
çalışmalarını yapmışlardır. Araştırmaların hedef aldıkları konulara göre dağılımına
bakıldığında, Steinberg ve Sabella (1997), Ateş ve Çataloğlu (2006), Ateş ve Karaçam
(2005) ile Kızılcık ve Tan’ın (2007) kuvvet ve hareket, Poyraz’ın (2006) ise basınç
konusunu hedef aldıkları dikkati çekmektedir. Araştırmalar, öğrencilerin akademik
başarılarını belirlemek için kullanılan ölçme değerlendirme teknikleri yönünden
incelendiğinde, Steinberg ve Sabella (1997) ile Ateş ve Çataloğlu’nun (2006) çoktan
seçmeli ve açık uçlu testleri, Ateş ve Karaçam’ın (2005) açık uçlu, çoktan seçmeli
testleri ve yapılandırılmış iletişim gridini, Poyraz (2006) ile Kızılcık ve Tan’ın (2007)
çoktan seçmeli, doğru-yanlış ve kısa cevaplı testleri kullandıkları görülmektedir. Farklı
öğretim seviyesi, konu alanları ve ölçme değerlendirme teknikleri üzerine odaklanan
araştırmalar sonucunda genel olarak öğrencilerin farklı ölçme tekniklerinden aldıkları
puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Araştırmacılar bu farkın
nedenleri arasında; soruların beklentilerinin farklı olması (Bennett, 1993; Ateş ve
Karaçam, 2005; Ateş ve Çataloğlu, 2006; Kızılcık ve Tan, 2007), öğrencilerin bilişsel
stiller, akıl yürütme becerileri, problem çözme becerileri gibi bireysel farklılıklara sahip
olmaları (Ateş ve Karaçam, 2005; Ateş ve Çataloğlu, 2006) ve soru çözümünde
kullandıkları stratejilerin farklı olmasını (Bennett, 1993; O’Neil ve Brown, 1998)
saymaktadırlar.
Öğrencilerin farklı ölçme değerlendirme tekniklerindeki soruları çözerken
kullandıkları stratejileri tanımlamaya ve karşılaştırmaya yönelik çalışmaları
incelemeden önce, fizik alanında problem çözmeye ilişkin yapılan çalışmaların
incelenmesi gerekmektedir.
4
1.2. Fen Öğretimi ve Problem Çözme
Bireyin hayatı boyunca karşılaşacağı sorunlara etkin çözümler bulabilmesi için
gerekli becerilerin kazandırılması, örgün eğitimin temel amaçları arasında yer
almaktadır. Örgün eğitiminde öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmede
matematik gibi fen dersleri de mihenk olarak görülmektedir (Baki, Karataş ve Güven,
2002). Fen öğretiminde buna ilişkin olarak öğrencilerin problem çözme becerilerini
geliştirmek için çeşitli yaklaşımlar kullanılmaktadır. Ölçme etkinliklerinde ise
öğrencilerin problem çözme becerilerini kullanacakları sorular sorulmaktadır.
Öğrencilerin bu sorulara verdikleri doğru cevaplar değerlendirilerek, akademik
başarıları tanımlanmaktadır. Bu bakımdan, fen öğretiminde “Öğrencinin problem çözme
sürecinde yaptığı hatalar neden kaynaklanmaktadır?” sorusuna cevap verilmesi
gerekmektedir. Bu cevap bulunduğunda öğretmenlerin, öğrencilerinin çözüm sürecinde
yaptıkları hataları daha etkili bir şekilde tanımlayabilme ve bu sorunlara daha etkili bir
şekilde çözüm oluşturma imkanı bulabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra
öğrencilerin de çözüm süreçlerine ilişkin farkındalıklarının yüksek olacağı ve çözüm
süreçlerini çeşitlendirerek problem çözmede uzman hale gelecekleri ileri sürülmektedir.
Amaç doğrultusunda fen öğretimi alanında, öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları
stratejileri veya problem çözme süreçlerini etkileyen faktörleri belirlemeye yönelik
çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda,
öğrencilerin daha etkili problem çözer olabilmelerini ve problem çözme stratejilerini
etkili bir şekilde kullanmalarını sağlamak için çeşitli öğretim yöntemleri geliştirilmeye
çalışılmaktadır.
Fen ve fizik öğretimi alanında problem çözmeye ilişkin yapılan çalışmalar üç kuşak
halinde incelenebilmektedir (Abdullah, 2006). Araştırmacıya göre birinci kuşaktaki
araştırmalar (Simon ve Simon, 1978; McDermott ve Larkin, 1978; Larkin, 1980;
Larkin, 1981; Larkin ve Reif, 1979; Reif, 1981; Chi, Feltovich ve Glaser, 1981; Chi,
Glaser ve Rees, 1982; Smith ve Goodman, 1984; de Jong ve Ferguson-Hessler, 1986;
Chi, Bassok, Lewis, Reimann ve Glaser, 1989; Ferguson-Hessler ve de Jong, 1990)
uzman ve uzman olmayan bireylerin problem çözme süreçleri ve bu bireylerin çözüm
süreçleri arasındaki farkları tanımlamaya odaklanmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda;
(a) uzman bireylerin kapsamlı ve doğru çözümleri olmasına karşın, uzman olmayanların
detaysız çözümlerinin olduğu, (b) uzman bireylerin soru çözümünü planlama
aşamasında çözüm taslağının niteliğini daha fazla değerlendirdikleri, (c) uzmanların
5
ileriye doğru çalışma (working forward) ve bilgiyi geliştirme stratejilerini kullanırken,
uzman olmayanların geriye doğru çalışma (working backwards) ile işlem sonu analizi
(means end analysis) stratejilerini kullandıkları bulunmuştur. Fakat bu çalışmalarda
genel olarak; uzman bireylerin akademisyenler, uzman olmayan bireylerin de üniversite
öğrencileri arasından seçilmesi, uzman ile uzman olmayan bireyler arasında alan bilgisi
ve deneyim açısından çok fark olmasına neden olmuştur. Böyle bir fark da, bireylerin
problem çözme süreçlerine ilişkin çok kısıtlı sonuçlar elde edilmesine yol açmıştır.
Abdullah’a göre fizik alanında problem çözmeye ilişkin çalışmaların ikinci
kuşağında ise Savage ve Wiliams (1990) ile Heller ve Heller (1995) bireylerin fizik
problem çözme süreçlerine ilişkin iki farklı problem çözme model ileri sürmüşlerdir.
Savage ve Wiliams (1990) mekanik problemlerini çözmeye yönelik genel bir problem
çözme modelini önermekteyken, Heller ve Heller (1995) probleme odaklanma, fiziksel
ilke ve kuralları gözden geçirme, çözümü planlama, işlemleri yapma ve cevabını
değerlendirme olmak üzere beş evreden oluşan lokal problem çözme modelini
önermektedir.
Üçüncü kuşak çalışmalar ise (Stillman ve Galbraith, 1998; Gerace, 2001; Harper,
2001; Kanim, 2001; Duke ve Pritchard, 2001; Zou, 2001; Gerace, Dufresne ve Leonard,
2002; Park ve Lee, 2004; Kuo, 2004; Abdullah, 2006; Cook, 2006; Solaz-Portolés ve
Sanjosé López, 2007) bireylerin problem çözme süreçlerini etkileyen faktörleri
tanımlamaya odaklanmaktadır. Bu araştırmalarda küçük örneklem grupları için
istatistiksel analizlerin uygulandığı deneysel modeller uygulanması nedeniyle, fizik
kavramlarını anlamlandırmanın problem çözmeyi etkileyen temel bir faktör olduğu
tespit edilememiştir. Özellikle bu kuşakta yapılan araştırmalardan Henderson, Heller,
Heller, Kuo ve Yerushalmi (2001) ile Kuo (2004) tarafından yapılan çalışmalar fizik
problemlerini çözmede üstbilişin önemini sergilemiştir. Henderson ve diğerleri (2001)
tarafından yapılan çalışmada öğretmenlerin, çözüm sürecini etkileyen en önemli faktör
olarak problem çözme sürecinin doğruluğuna karar verme becerisini gördükleri
bulunmuştur. Bu karar verme süreci, araştırmada bireyin üstbilişsel becerilerini
kullanma ve yansıtıcı uygulamalar olarak tanımlanmıştır. Aynı şekilde Kuo (2004)
tarafından yapılan çalışmada öğretmenlerin, bireylerin problem çözme sürecinde
doğrusal ve döngüsel yaklaşımlar uyguladıkları ve bu yaklaşımın üstbilişsel becerileri
içerdiğine inandıkları bulunmuştur.
Fizik dersinin en temel amaçlarından bir tanesinin bireyin problem çözme
becerilerini geliştirmek olduğu göz önünde bulundurulursa, son 30 yılda yapılan
6
çalışmaların odağının problem çözme süreçlerinin ve öğretiminin bilişsel analizinden
üstbilişsel analizine kaydığı görülebilir. Üstbilişsel analizin, bireylerin problem çözme
süreçlerinin daha detaylı incelenmesine ve elde edilen bulgularla bireylerin daha bilinçli
problem çözmelerini sağlayan alternatif yaklaşımlar geliştirilmesine imkan vereceği
düşünülmektedir. Bu yönelim, bireylerin problem çözme süreçlerinin geliştirilmesi için,
onlara üstbilişsel öğretim yapılması gerektiğini belirten Mestre’nin (2001) görüşlerini
desteklemektedir. Bireylerin problem çözme sürecinde kullandıkları stratejileri
tanımlamaya yönelik çalışmaları incelemeden önce üstbiliş ve üstbilişsel strateji
kavramlarının tanımlanması gerekmektedir.
1.2.1 Üstbiliş
Son yıllarda bireylerin problem çözme süreçlerine farklı bir pencere açmaya imkan
sağlayan üstbiliş, bireyin bilişine ilişkin bilgisi ile onu bilinçli bir şekilde düzenlemesi
ve kontrolü olarak tanımlanmaktadır (Flavell, 1976; Brown, 1978; Flavell, 1979). Bu
tanım “Biliş ve üstbiliş arasındaki ilişki nasıldır?” ile “Üstbilişsel bilgi bilişsel bilginin
neresindedir?” sorularını akla getirmektedir. Flavell (1979) bu sorulara ilişkin olarak,
bireylerin mevcut Dünya’ya ilişkin kavramsal ağa sahip olduklarını, bu ağın bireyin
bilişsel bilgisini oluşturduğunu belirtmektedir. Araştırmacı bireyin bilişsel bilgisindeki
belli bir bölümünün üstbilişsel bir deneyim geçirmesinin ardından aktifleştirildiğini ve
etkinleşen bu bölümün üstbiliş bilgisi olarak tanımlanabileceğini belirtmektedir.
Forrest-Pressley ve Waller (1984) bilişi, öğrenen tarafından bilişsel işlemlerde
kullanılan stratejiler ve zihinsel işlemlere atıf ederken, üstbilişi ise bireyin bilişine
ilişkin bilgisi ve bilişini kontrol etme becerisine atıf etmektedir.
Brown (1987) ve Livingstone’na (1997) göre birbiri içine geçmiş biliş-üstbiliş
yapısındaki en yaygın problem, bilişsel ile üstbilişsel bilgi veya işlemlerin ayrımını
yapmaktır. Flavell (1979) üstbiliş bilgisinin bilişsel bilgiden farklı olabileceğini ve bu
iki bilgi arasındaki ayrımın bilginin hangi amaç doğrıltusunda kullanıldığına bakılarak
yapılabileceğini belirtmektedir. Bu ayrım en fazla bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin,
zihinsel süreçte birbirinden ayrıştırılmasında görülmektedir.
Livingstone (1997) ile Flavell (1976, 1979) üstbilişsel stratejileri, bireyin bilişsel
amacı gerçekleştirip gerçekleştiremediğinden emin olmak için bilişsel aktiviteyi kontrol
etme sürecinde kullandığı bir dizi işlemler olarak tanımlamaktadır. Bu işlemler
7
öğrenmeyi düzenlemeye ve izlemeye yardım eder. Bunun yanında bilişsel aktivitelerin
çıktılarını kontrol etmeye kadar, bu aktiviteleri planlama ve izlemeyi de içerir.
Araştırmacılar bilişsel stratejileri ise kısmi bilişsel bir amacı başarmak için birey
tarafından kullanılan işlemler olarak tanımlamaktadır. Örneğin, bireyin bilişsel amacı,
yazıyı anlamak ise yazının bir paragrafını okuduktan sonra tartışılan kavramlar
hakkında kendi kendine sorular sorabilir (üstbilişsel strateji). Kendi kendini sorgulama
genel bir kavramayı izleme stratejisidir. Eğer birey sorularını cevaplayamadığı veya
tartışılan kavramları anlamadığını görürse, yazıyı anlayıp anlayamadığından emin
olmak için neler yapması gerektiğine karar vermesi gerekmektedir. Bu durumda tekrar
başa dönüp parçayı baştan okur (bilişsel strateji). Örnekte verilen bilişsel ve üstbilişsel
stratejilerin birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Fakat Flavell (1979) bir stratejinin
farklı amaçlarla hem bilişsel hem de üstbilişsel strateji olarak kullanılabileceğini
belirtmektedir. Aynı şekilde Livingstone’na (1997) göre bilişsel ve üstbilişsel stratejiler
birbiri içine geçmiş bir yapıya sahip olup, birbirlerini etkilemektedirler. Örneğin, bir
kelimenin anlamını kendi kendine sorgulamak bilişsel bir strateji iken, okuduğunu
anlayıp anlayamadığına karar vermek için kendi kendini sorgulamak üst bilişsel bir
stratejidir. Bu noktada bilişsel ve üstbilişsel stratejileri birbirinden ayırmanın en temel
yolu stratejinin kullanım amacına bakılmasıdır (Flavell,1979; Livingstone, 1997).
Zihinsel bir amaca ulaşılıp ulaşılmadığından emin olmak için kullanılan stratejiler
üstbilişsel, zihinsel işlemlerin yürütülmesini desteklemek için kullanılan stratejiler ise
bilişseldir.
Fen ve fizik öğretiminde problem çözmeye yönelik yapılan çalışmaların yönelimi ve
biliş-üstbiliş, bilişsel-üstbilişsel stratejilerin tanımının ve ayrımının nasıl yapılacağına
ilişkin inceleme yapıldıktan sonra bireylerin problem çözme sürecinde kullandıkları
stratejileri tanımlamayı amaçlayan çalışmalar incelenmelidir.
1.2.2. Problem Çözme Stratejilerine Bilişsel ve Üstbilişsel Bakış
Öğrencilerin problem çözmede kullandıkları stratejileri tanımlamaya yönelik
yapılan çalışmalar dört gruba ayrılabilir. Birinci grup araştırmalar (Simon, 1981;
Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Larkin, 1983; Owen ve Sweller, 1985;
Sweller, 1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Hammouri; 2003) problem çözme
stratejilerini çözüm yolu olarak görmekte ve bireyin soru kökünü okumasından cevabı
8
bulana kadarki süreci bir bütün olarak incelemektedirler. Araştırmacılar “ileri doğru
çalışma (working forward)”, “geriye doğru çalışma (working backwards)” ve “işlem
sonu analizi (means end analysis)” olmak üzere üç tip strateji üzerinde çalışmaktadırlar.
Çalışmalarda, “ileriye doğru çalışma” stratejisi bireylerin problemde verilen
durumdan başlayarak, amaç durumuna ulaşana kadar devamlı olarak ileriye doğru
işlemleri yapmasına atıf edilmektedir. Bu stratejide, bireyler çözümü yaparken bir
önceki basamağa veya soru köküne dönmezler. İleri doğru çalışma stratejisi genel
olarak uzman olan bireylerin çözüm süreciyle ilişkilendirilmektedir. Larkin (1983)
uzman olan ve olmayan bireylerin fizik problem çözme süreçlerini belirlemeye yönelik
yaptığı çalışmada, uzman olan bireylerin fizik problemlerini çözerken ileri doğru
çalışma stratejisini kullandıklarını tespit etmiştir. Aynı şekilde ileri doğru çalışma
stratejisi bireyin benzer problemleri daha önceden çözmesiyle ilişkilendirilmektedir.
Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff’a (1983) göre, birey problemin benzerini daha
önceden çözmesi nedeniyle problemin çözümünü bilmekte ve dolayısıyla ileri doğru
çalışma stratejisini kullanmaktadır.
Çalışmalarda tanımlanan “geriye doğru çalışma” stratejisinde ise bireyler amaç
durumundan başlayarak, bu duruma ulaşana kadarki oluşturulacak mantıksal
basamaklara karar verirler (Simon, 1981). Araştırmacıya göre bu stratejiyi kullanan
birey, sondan başlayarak problem durumuna ulaşır ve iki durum arasında stratejik bir
köprü kurar.
Araştırmacılara göre işlem sonu analizi ise geriye doğru çalışma stratejisinin bir
çeşididir. Bu strateji, a) amaç durumunun tanımlanması, b) problemde verilen durumla
amaç durumu arasındaki farkları bulma, c) bu farkı ortadan kaldıran formül veya
denklem gibi bir işlemi bulma, d) işlemi yapma, e) eğer işlem sonuca götürmüyorsa
farklı bir çözüm yolu bulana kadar önceki basamakları gözden geçirmeyi içeren bir
sürecin başarılmasını gerektirir. İşlem sonu analizi stratejisi bir çok çalışmada (Simon,
1981; Larkin 1983; Sweller, Mawer ve Ward 1983; Sweller 1988) matematik ve fizik
problemi çözmede, çeşitli öğretim kademesindeki uzman olmayan bireylerle
ilişkilendirilmektedir.
İkinci grup çalışmalarda (Charles, Lester ve O’Daffer, 1987; Malloy, 1994;
Posamentier ve Krulik, 1998) ise problem çözme süreci hem bütüncül hem de lokal
olarak incelenerek stratejiler tanımlanmaktadır. Yani stratejiler hem çözüm yolu hem de
zihinsel bir işlemi yürütmek için kullanılan bir araç olarak ele alınmaktadır. Örneğin;
Posamentier ve Krulik (1998) matematik problemlerini çözmede kullanılan stratejileri
9
incelemiş ve araştırma sonucunda bireylerin; a) geriye doğru çalışma, b) örnekler
bulma, c) farklı bir bakış açısını benimseme, d) daha basit benzer bir problemi çözme,
e) en uç durumları düşünme, f) şekil çizme, g) zihinsel olarak tahmin etme ve test etme,
h) bütün olasılıkları açıklama, ı) verileri düzenleme, j) mantıksal düşünme stratejilerini
kullandıkları sonucuna varmıştır. Çalışmadan elde edilen stratejiler incelendiğinde,
örnekler bulma, farklı bir bakış açısını benimseme, daha basit benzer bir problemi
çözme, en uç durumları düşünme, şekil çizme, zihinsel olarak tahmin etme ve test etme,
bütün olasılıkları açıklama, verileri düzenleme, mantıksal düşünme stratejileri, problem
çözme sürecinde, bireyin kısmi bir zihinsel süreci yürütmek için kullandığı strateji
olarak ele alınmaktadır. Geriye doğru çalışma stratejisi ise bireyin soru kökünü
okumasından çözüme ulaşana kadar ki süreci bir bütün olarak ele almaktadır.
Üçüncü grup çalışmalarda (Seçil Özkaya, 2000; Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol,
2006) ise bireylerin problem çözme sürecinde kullandıkları stratejiler, sadece kısmi
zihinsel işlemler dikkate alınarak tanımlanmıştır. Yani stratejiye bir araç olarak
yaklaşılmaktadır. Örneğin; Seçil Özkaya (2000) matematik alanında yaptığı çalışmada
bireylerin matematik problemlerini çözerken kullandıkları stratejileri tanımlamıştır.
Araştırma sonucunda bireylerin matematik problemlerini çözerken; a) bilinen bir süreci
yürütme, b) verilen süreçten görsel yapılar oluşturma, c) denklem kurma, d) tahminde
bulunma, e) deneme ve yanılma, f) sayı sayma, g) örnek bulma, h) problemi
basitleştirme, ı) hesaplama yapma stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir.
Tanımlanan stratejiler incelendiğinde, stratejilerin tanımlanmasında, formül kullanma,
denklem kurma gibi sadece kısmi zihinsel işlemlerin dikkate alındığı görülmektedir.
Yukarıda tanımlanan çalışmaların tümü matematik ve fen alanında matematiksel
işlem gerektiren problemlerin çözümünde bireylerin kullandıkları stratejileri ele
almaktadır. Bireylerin soru kökünü okuma esnasında kullandıkları stratejiler ise dikkate
alınmamıştır. Bu nedenle O’Malley ve Chamot (1990) ve Ghonsooly ve Eghtesadee
(2006) tarafından sözel alanda yapılan çalışmalar da dördüncü kuşak olarak
gruplandırılmıştır. Bu kuşaktaki O’Malley ve Chamot (1990) tarafından yapılan
çalışmada bireylerin sözel bir metni okurken kullandıkları okuma stratejileri
tanımlanmıştır. Bu okuma stratejilerini temel alan Ghonsooly ve Eghtesadee (2006) de
yaptıkları çalışmada bireylerin TOFEL sınavındaki soruları çözerken kullandıkları
stratejileri incelemişlerdir. Araştırma sonucunda bireylerin soru çözümünde a) tahminde
bulunma, b) bir kelimenin anlamına ulaşmak için tekrarlama, c) zor kelime öncesi
tekrarlama, d) paragraf yazma, e) çıkarımda bulunma, f) çıkarımda bulunma (Bir
10
kelimenin anlamına ulaşmak için yeniden işlem yapma), g) çeviri yapma, h)
gözlemciler, ı) sözlük kullanma, j) çözümleme, k) ses bilgisi benzerliklerine dayalı
olarak kelimeyi tanımlama, l) dil bilgisel analiz, m) görselleştirme stratejilerini
kullandıkları tespit edilmiştir. Tanımlanan stratejilerin genel olarak; soru çözümündeki
kısmi (çözüm basamaklarının bir veya bir kaçı) zihinsel işlemler üzerine odaklandığı
dikkati çekmektedir.
Yukarıda dört grup halinde sunulan çalışmalara baktığımızda, Hammouri’nin (2003)
stratejileri bütüncül inceleyenler, Ghonsooly ve Eghtesadee’ın (2006) ise okuma
stratejilerini dikkate alan çalışmalar içinde incelendiği görülmektedir. Fakat bu iki
çalışmanın, stratejileri tanımlamada üstbilişsel bakış açısını benimsemeleri nedeniyle
gruplarındaki diğer çalışmalardan farklılık göstermektedirler.
Hammouri (2003) yaptığı çalışmada bireylerin problem çözme süreçlerini bütüncül
olarak incelemiş ve aşağıda belirtilen bütüncül stratejileri tanımlamıştır.
1. Planlama öncesi döngüsel olarak gidip gelme: Öğrenci istenenleri başarmak için
verilenlerden başlar ve bazı basamaklara geri döner.
2. Planlama sonrası döngüsel olarak gidip gelme: Öğrenci soru çözümüne
istenenleri analiz ederek başlar. Bir önceki basamakta ele aldıklarının bir sonraki
basamağı etkileyip etkilemediğine dikkat etmeksizin amacını başarmak için
verilenlerden hangilerini ele alması gerektiğini düşünür.
3. Planlama öncesi döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma: Öğrenci
istenenleri başarmak için verilenlerden başlar. Bir önceki basamağa dönmeksizin
matematiksel teorem ve genellemeleri araştırır.
4. Planlama sonrası döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma: Öğrenci soru
çöüzümüne istenenleri analiz ederek başlar. Amaca ulaşmak için daha önceden
meşgul olduğu basamakları saf dışı ederek verilenlerden hangilerini ele alması
gerektiğini inceler.
5. Planlama öncesi işlem sonu analizi: Öğrenci verilenlerden başlar. Problemin
başlangıç ve amaç durumları arasındaki mesafeyi tanımlar. Çözümünün
herhangi bir basamağına ilişkin bilgisini kullanarak bir sonraki basamağa karar
verir. Bir sonraki basamağa ise çok sınırlı değerlendirme yaptıktan sonra karar
verir.
6. Planlama sonrası işlem sonu analizi: Öğrenci problemi çözmek için alt amaçlar
oluşturur. Bu alt amaçları başarmak için sistematik metotlar seçer.
11
7. Benzer problemleri hatırlama: Öğrenci bu stratejiyi kullanırken benzer problem
ve çözümleri için geçmiş deneyimlerini inceler. İncelemesinden somut ve soyut
içerikler elde eder. Muhtemel çözümleri tahmin ettikten sonra içerikten değerleri
çeker ve tahmin edilmiş sonuçları günceller.
8. Cevabın ansızın aklına gelmesi: Öğrenci her bir problemin çözümünü ansızın
üretir ve cevabını kriterlere uygunluğu, mantıklılığı ve hatasına göre kontrol
eder.
9. Deneme ve yanılma: Öğrenci şekillerin bazı bölümlerini kaydırır, döndürür veya
düşündüğünü hiç belli etmeksizin bir daireyi alarak diğerinin üzerine koyar.
Ayrıca Hammouri araştırma sonucunda, bütüncül stratejilerin problem çözme
sürecinde yürütülen okuma-özsorgulama, okuma-özizleme, yazma-özsorgulama,
yazma-özizleme, somutlaştırma-özsorgulama, somutlaştırma-özizleme, hipotez kurma-
özsorgulama, hipotez kurma-özizleme, uygulama-özsorgulama, uygulama-özizleme,
kontrol etme-özsorgulama ve kontrol etme-özizleme bilişsel/üstbilişsel işlemlerden
etkilendiğini tespit etmiştir.
Ghonsooly ve Eghtesadee (2006) ise bireylerin TOFEL sınavındaki soruları
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejileri incelemişlerdir. Araştırmada
öğrencilere TOFEL sınavında sorulan 6 soruyu sesli olarak çözdürülmüş ve çözüm
süreçleri sesli-görüntülü olarak kaydedilmiştir. Elde edilen veriler O’Malley ve Chamot
(1990) tarafından tanımlanan okuma stratejileri çerçevesinde kodlanmıştır. Araştırma
sonucunda, bireylerin soru çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler
sırasıyla aşağıda yer almaktadır.
1. Tahminde bulunma: Yazının bir parçasında sunulan bilgiye dayalı olarak yazının
içeriğini tahmin etme
2. Bir kelimenin anlamına ulaşmak için tekrarlama: Kelimenin anlamını uzun
süreli bellekten çağırma ve hatırlamak için kelime veya cümleyi tekrarlama
3. Zor kelime öncesi tekrarlama: Bazen bireyin bir kelimeyi tekrarlamasının nedeni
bu kelimeyi anlamaya kalkışması değildir. Zor kelimeyi anlamak veya
çözümlemek için ilk kelimeyi tekrarlayarak zaman kazanmaya atıf edilmektedir.
4. Paragraf yazma: Bir kelimenin anlamına ulaşmak veya bir cümlenin içeriğini
çözümlemek için kendi ifadeleriyle yeniden oluşturma
5. Çıkarımda bulunma: Bilinmeyen bir kelimenin anlamına kılavuzluk eden ön ve
son eke ilişkin bilgi ve içeriği kullanma
12
6. Çıkarımda bulunma (Bir kelimenin anlamına ulaşmak için yeniden işlem
yapma): Bilinmeyen kelimenin anlamını çözümlemek veya çıkarımda bulunmak
için cümle veya paragrafı yeniden okuma
7. Çeviri yapma: Bir cümlenin içeriğini anlamak veya bir kelimenin karşılığına
ulaşmak için birincil dil kullanma
8. Gözlemciler: Sonradan gelen bilgiye ulaşmada yardımcı olması için zihindeki
ilgili kelime veya benzer olmayan bölümleri alıkoyma
9. Sözlük kullanma: Bilinmeyen kelimenin anlamına ulaşmak için sözlüğe bakma
(Bu strateji kaynak incelemeye karşılık gelmektedir.)
10. Çözümleme: Bir kelimenin anlamını belirlemeyi kolaylaştırmak için küçük
parçalara ayırma
11. Ses bilgisi benzerliklerine dayalı olarak kelimeyi tanımlama: Bilinmeyen
kelimenin anlamını ses benzerliği olan yakın bir kelime ile karşılaştırarak
ulaşma
12. Dil bilgisel analiz: Bir kelime, paragraf veya cümleyi anlamlandırma veya
yorumlamada dil bilgisini kullanma
13. Görselleştirme: Parçayı anlamak için içeriğini görselleştirme veya görsel resim
kullanma
Araştırmada öğrencilerin soru çözümüde kullandıkları üstbilişsel stratejiler de
aşağıdaki şekliyle tanımlanmıştır.
1. Planlama: Yazıyı okuma ve yazıda nelere dikkat edileceğine ilişkin izlenilecek
yola karar verme
2. İzleme (kelime düzeyinde problemin tanımı): Kelime düzeyinde problemi
tanımlama ve bu tip bir problemin mevcut durumunu içselleştirme
3. Değerlendirme (cümle düzeyinde problemin tanımı): Bir veya daha fazla
cümleyi anlamlandırırken bir problemle karşılaşıldığında, bu güçlüğü fark etme
4. Değerlendirme (ana fikri elde etmek için yeniden işlem yapma): Bireyin
parçanın bir kısmını veya bir cümleyi anlamlandırmada başarısız olduğunu fark
etmesinden sonra parçanın bu kısmını veya gözden kaçırılan bölümü yeniden
okumayı amaçladığında gerçekleşir.
5. Öz sorgulama: Anlamlandırmadaki bir problemi açıklamak amacıyla kendi
kendine sorular sorma
13
6. Öz doğrulama (önceki hipotezi doğrulama): Yazının çoğunun okunmasının
ardından ortaya konulan çıkarımların veya önceki öngörülerin yanlış olduğunu
keşfetme
7. Öz doğrulama (yanlış anlamlandırmanın düzeltilmesi): Bir kelimenin yanlış
telaffuz edilmesinin ardından telaffuzu düzeltmek için kelimeyi tekrarlama
8. Seçimsel dikkat (önemli bilgiyi tanımlama): Yazının önemli bölümlerinin
tanımlanması esnasında meydana gelmektedir.
9. Seçimsel dikkat (önemsiz ve zor bölümleri fark etme): Yazının belli bölümleri
anlaşılmadığında, bunun nedeninin yazının önemsiz veya zor bölümlerinden
kaynaklandığına karar verme
Öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları problem çözme stratejilerini
tanımlanmaya yönelik yapılan çalışmaların, strateji iki farklı çerçeveden baktıkları
görülmektedir. Birinci grup çalışmalar stratejiyi kavramına çözüm yolu olarak
yaklaşmakta, ikinci grup ise çözümü yürütmek için uygulanan zihinsel aktiviteleri
destekleyici bir araç olarak yaklaşmaktadır. Bu çalışmada ise strateji kavramına her iki
bakış açısıyla da yaklaşılmaya ve bu bakış açıları arasında bir bağ kurulmaya
çalışılacaktır. Stratejileri tanımlamaya yönelik yapılan çalışmalar, farklı ölçme
değerlendirme tekniklerindeki soruların çözümünde kullanılan stratejileri karşılaştımaya
yönelik çalışmaların arka planını oluşturmaktadır. Bu çalışmalarda genel olarak
problem çözümünde kullanılan stratejileri tanımlamaya yönelik yapılan çalışmaların
bulguları kullanılmaktadır. Problem çözmede kullanılan stratejileri tanımlamaya yönelik
yapılan çalışmaların tanımlanmasının ardından alan yazında farklı ölçme değerlendirme
teknikleri ile öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları stratejiler arasındaki ilişkiyi
inceleyen araştırmalar gözden geçirilmelidir.
1.2.3. Farklı Soru Formatları İle Çözümde Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel
Stratejiler Arasındaki İlişki
Farklı soru formatlarında öğrencilerin kullandıkları stratejileri inceleyen
araştırmalara bakıldığında, genel olarak dil ve matematik alanı üzerinde çalışıldığı
görülmektedir. Araştırmaların çoğunda stratejiler bilişsel düzeyde bütüncül olarak
incelenip karşılaştırılmaktadır. Araştırmalar arasında bir tek O’Neil ve Brown (1998)
tarafından yapılan çalışmada üstbilişsel bakış açısı benimsenmiştir. Bu çalışmada da
14
üstbilişsel stratejilerden ziyade öz kontrol kavramı üzerine odaklanılmıştır. Ayrıca bu
araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları
bilişsel stratejiler ve öz kontrolleri likert tipi bir ölçekle tanımlanmıştır.
Farklı ölçme değerlendirme teknikleri ile öğrencilerin akademik başarıları ve bu
tekniklerdeki soruların çözümünde kullandıkları stratejiler arasındaki ilişki, alan
yazında yapılan çalışmalardan farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Çalışmada,
alan yazındaki araştırmalardan farklı olarak benimsenen bakış açısı aşağıda
tanımlanmaktadır.
1.3. Mevcut Çalışmanın Alan Yazındaki Yeri
Araştırmada öncelikli olarak öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki
kavramsal anlamaları farklı ölçme teknikleri dikkate alınarak incelenmektedir. Alan
yazında kuvvet ve hareket konularını hedef alan çalışmalar incelendiğinde, Steinberg ve
Sabella (1997) ile Ateş ve Çataloğlu’nun (2006) üniversite, Ateş ve Karaçam (2005) ile
Kızılcık ve Tan’ın (2007) ise lise öğrencilerinin akademik başarılarını irdeledikleri
görülmektedir. Çalışmalar, öğrencilerin akademik başarılarını belirlemek için kullanılan
ölçme değerlendirme teknikleri ve bu tekniklerin içerikleri bakımından incelendiğinde
ise, Steinberg ve Sabella (1997) ile Ateş ve Karaçam’ın (2005) çalışmalarında
öğrencilerin kavramsal bilgi düzeylerini belirlemek için çoktan seçmeli ve açık uçlu
testleri kullanırken, Ateş ve Çataloğlu’nun (2006) çalışmalarında kavramsal ve problem
çözmeye dayalı iki çoktan seçmeli test uyguladıkları tespit edilmiştir. Kızılcık ve Tan’ın
(2007) ise öğrencilerin kavramsal bilgi düzeyleri üzerine odaklandıkları ve kavramsal
bilgi düzeylerini belirlemek için çoktan seçmeli, doğru yanlış ve kısa cevaplı testleri
kullandıkları dikkati çekmektedir.
Mevcut çalışmaya benzer amaç doğrultusunda yapılan çalışmalardan Steinberg ve
Sabella (1997) tarafından yapılan çalışmada öğrencilerin Newton’un I. ve III. yasaları,
impuls ve hareket yörüngelerine ilişkin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları
puanlara odaklanmakta iken, Ateş ve Karaçam (2005) tarafından yapılan çalışmada
öğrencilerin kinematik, Newton’un I, II ve III. yasaları ve kuvvet çeşitlerine ilişkin açık
uçlu ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları puanları dikkate almıştır. Soru dağılımları
aynı olduğundan Steinberg ve Sabella’dan (1997) farklı olarak Ateş ve Karaçam (2005)
öğrencilerin Kuvvet Konuları Kavram Testi ve açık uçlu testteki bütün sorulardan
15
aldıkları puanları dikkate almıştır. Görüldüğü gibi alan yazında kuvvet ve hareket
konularının tümünü (kinematik, Newton’un hareket yasaları ve kuvvet çeşitleri) dikkate
alarak üniversite öğrencilerinin açık uçlu ve çoktan seçmeli testler ile belirlenen
kavramsal anlamalarını karşılaştıran bir çalışma tespit edilmemiştir.
Yukarıda belirtilen araştırmalarda genel olarak öğrencilerin farklı ölçme
değerlendirme tekniklerinden aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmuştur. Araştırmacılar istatistiksel olarak bulunan anlamlı farkın; soruların
beklentilerinin farklı olması (Bennett, 1993; Ateş ve Karaçam, 2005; Ateş ve Çataloğlu,
2006; Kızılcık ve Tan, 2007), öğrencilerin bilişsel stiller, akıl yürütme becerileri,
problem çözme becerileri gibi bireysel farklılıklara sahip olması (Ateş ve Karaçam,
2005; Ateş ve Çataloğlu, 2006) ve farklı soruların çözümünde kullanılan bilişsel
stratejilerin farklı olmasından (Bennett, 1993; O’Neil ve Brown, 1998) kaynaklandığını
belirtmişlerdir.
Çalışmada kuvvet ve hareket konularının tümünü (kinematik, Newton’un I, II ve III.
yasaları ve kuvvet çeşitleri) dikkate alarak, üniversite öğrencilerinin açık uçlu ve çoktan
seçmeli testler ile belirlenen kavramsal anlamaları karşılaştırılarak fizik ve fen öğretimi
alanına ışık tutmaya çalışılacaktır. Alan yazında farklı ölçme değerlendirme
teknikleriyle ölçülen akademik başarılar arasındaki farkın nedenleri arasında belirtilen
farklı soruların çözümünde kullanılan bilişsel stratejilerin farklı olmasına atıf edildiği
belirtilmişti. Araştırmada bu atıfın bilimsel geçerliği tekrar gözden geçirilecektir. Bunun
için araştırmada ikinci olarak öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların
çözümünde kullandıkları stratejiler tanımlanacaktır.
Alan yazında öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları stratejiler üzerine
odaklanan çalışmalar dört grupta incelenebilir. Birinci grup çalışmalarda (Simon, 1981;
Larkin, 1983; Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Owen ve Sweller, 1985;
Sweller, 1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Hammouri; 2003) problem çözme
stratejileri çözüm yolu olarak düşünülmekte ve öğrencilerin problem çözme süreçleri
bütüncül incelenerek stratejiler tanımlanmıştır. Bu çalışmalarda, öğrencilerin problem
çözme sürecinde ileri doğru çalışma, geriye doğru çalışma ve işlem sonu analizi
stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir. Araştırmacılar bu stratejilerle öğrencilerin
soruya ilişkin bilgileri arasında ilişki kurmuşlardır. Bu çalışmada alan yazındaki
çalışmalardan farklı olarak öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları bütüncül
stratejiler, öğrencinin soruya ilişkin bilgisi ve soru çözümüne teorik veya sezgisel
16
bilgisiyle yaklaşıp yaklaşmaması boyutları dikkate alınarak tanımlanacaktır. Bu
tanımlamayla alan yazında tanımlanan bütüncül stratejiler detaylandırılacaktır.
İkinci grup çalışmalarda (Charles, Lester ve O’Daffer, 1987; Malloy, 1994;
Posamentier ve Krulik, 1998; Walker, 2007; Okur, 2008) problem çözme stratejilerine
hem çözüm yolu hem de çözümdeki kısmi zihinsel bir işlemi yürütmede kullanılan bir
araç olarak yaklaşılmakta ve öğrencilerin problem çözme süreçleri hem lokal hem de
bütüncül olarak incelenmektedir. Üçüncü grup çalışmalarda da (Seçil Özkaya, 2000;
Karataş ve Güven, 2004; Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol, 2006; Selçuk Sezgin,
Çalışkan ve Erol, 2007) problem çözme stratejilerine, çözümdeki kısmi bir zihinsel
işlemi yürütmek için kullanılan bir araç olarak yaklaşılmakta ve öğrencilerin problem
çözme süreçleri lokal incelenerek stratejiler tanımlanmaktadır. Çalışmalarda problem
çözme sürecinde kullanılan stratejilere ilişkin tanımlanan bütüncül ve lokal stratejiler
birbirinden bağımsız olarak düşünülmüştür. Örneğin, öğrencilerin problem çözme
süreçlerini hem bütüncül hem de lokal inceleyerek stratejileri tanımlayan Charles,
Lester ve O’Daffer (1987) öğrencilerin problem çözme sürecinde a) tahmin etme,
kontrol etme, gözden geçirip düzeltme, b) şekil çizme, c) nesneler kullanma, d) denklem
kurma, e) örneklere dikkat etme, f) mantıksal düşünme sürecini kullanma, g) tablo
çizme, h) problemi davranışlarına yansıtma, ı) bir işlem seçme, j) problemi
basitleştirme, k) geriye doğru çalışma; stratejilerini kullandıklarını tespit etmişlerdir.
Araştırmacılar tarafından tanımlanan stratejilerden geriye doğru çalışma ve tahmin
etme, kontrol etme, gözden geçirip düzeltme stratejileri problem çözme sürecinin
bütününü kapsamaktayken, tablo çizme, şekil çizme, problemi davranışlarına yansıtma
vb. stratejiler ise çözüm sürecindeki basamaklardan bir veya bir kaçını yürütmek için
kullanılmaktadır. Öğrenciler tahmin etme, kontrol etme, gözden geçirip düzeltme
stratejisini yürütürken, bu stratejinin alt basamaklarındaki işlemleri yürütürken tablo
çizebilir. Bu bakış açısıyla araştırmada alan yazındaki çalışmalardan farklı olarak
öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözerken kullandıkları stratejilere
hem çözüm yolu hem de çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmede kullanılan bir
araç olarak yaklaşılacaktır. Strateji çözüm yolu olarak ele alındığında bütüncül
stratejiler ve çözümdeki kısmi zihinsel bir işlemi yürütmede kullanılan bir araç olarak
ele alındığında lokal stratejiler tanımlanacaktır. Ayrıca bütüncül ve lokal stratejiler aynı
çözüm sürecinde kullanıldığından aralarında bir bağ kurulacaktır.
Yukarıda tanımlanan üç grup çalışmalarda öğrencilerin aritmetik soruların
çözümünde kullandıkları stratejileri tanımlamaya odaklanmaktadırlarlar. Dördüncü grup
17
çalışmalarda (örn; Ghonsooly ve Eghtesadee, 2006) ise kavramsal sorular üzerine
odaklanılmıştır. Bu nedenle çalışmalarda öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları
stratejiler tanımlanırken okuma stratejileri dikkate alınmıştır. Alan yazında yapılan
çalışmalarda genellikle aritmetik işlem gerektiren sorular kullanıldığı için, çözüm
stratejileri aritmetik işlemleri yürütmeyi temel almaktadır. Bunun yanı sıra bir çok
çalışmada (Stigler, Lee ve Stevenson, 1990; Stevenson ve Stigler, 1992; Fayol,
Barrouillet ve Camos, 1997) ilköğretim öğrencilerinin aritmetik hesaplamalar ve
işlemler konusunda başarılı olmalarına rağmen, kavramsal soruları çözmede spesifik
güçlüklerle karşılaştıkları belirtilmektedir. Lewis ve Mayer (1987) çözüm sürecini etkili
bir şekilde izlemek için zorunlu bir basamak olan soru kökünü anlamlandırmadaki
başarısızlığın, bu güçlüklere neden olduğunu belirtmektedir. Bu sonuçlar soru kökünü
anlamlandırmada kullanılan okuma stratejilerinin önemini ortaya koymaktadır. Gerek
okuma stratejilerinin çözüm sürecine etkisi, gerekse çalışmada uygulanan çoktan
seçmeli ve açık uçlu testlerin kavramsal olması nedeniyle; bu çalışmada alan yazındaki
çalışmalardan farklı olarak hem problem çözme hem de okuma stratejilerinden bir
sentez oluşturularak bilişsel ve üstbilişsel stratejiler tanımlanacaktır.
Alan yazındaki araştırmalardan Hammouri (2003) birinci grup ve Ghonsooly ve
Eghtesadee (2006) ise dördüncü grupta incelenmesine rağmen, bu çalışmalarda
üstbilişsel bakış açısı benimsenmesi nedeniyle bu gruplardan farklılık göstermektedirler.
Hammouri (2003) öğrencilerin soru çözümlerini bütüncül olarak incelemiş ve planlama
öncesi önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelme; planlama sonrası önceki
basamaklara döngüsel olarak gidip gelme; planlama öncesi önceki basamaklara
döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma; planlama sonrası önceki basamaklara
döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma; planlama öncesi işlem sonu analizi;
planlama sonrası işlem sonu analizi; benzer problemleri hatırlama; ansızın açıklayı
verme ve deneme ve yanılma stratejilerini tanımlamıştır. Ayrıca araştırmacı, problem
çözme sürecinde yürütülen okuma-özsorgulama, okuma-özizleme, yazma-özsorgulama,
yazma-özizleme, somutlaştırma-özsorgulama, somutlaştırma-özizleme, hipotez kurma-
özsorgulama, hipotez kurma-özizleme, uygulama-özsorgulama, uygulama-özizleme,
kontrol etme-özsorgulama ve kontrol etme-özizleme bilişsel/üstbilişsel işlemlerin soru
çözerken kullanılan bütüncül stratejileri etkilediğini bulmuştur. Özet olarak Hammouri
üstbilişsel bakış açısıyla problem çözme sürecini incelemesine rağmen üstbilişsel
stratejileri tanımlayamamıştır.
18
Bu alanda yapılan bir başka çalışmada ise Ghonsooly ve Eghtesadee (2006) bilişsel
ve üstbilişsel stratejileri birbirinden bağımsız iki grupta ele almıştır. Araştırmacılar
üstbilişsel stratejileri bir işlem olarak görmüşlerdir. Örneğin; Öz doğrulama (önceki
hipotezi doğrulama) stratejisinin, yazının çoğunun okunmasının ardından ortaya
konulan çıkarımların veya önceki öngörülerin yanlışlığının keşfedilmesiyle meydana
geldiğini belirtmişlerdir. Birey bu fark etme işlemini formül kullanararak veya soru
köküne dönerek yapabilir. Bu nedenle araştırmacılar üstbilişsel stratejileri spesifik halde
tanımlayamamış ve bilişsel ve üstbilişsel stratejileri birbirinden bağımsız olarak ele
almıştır. Bu bakımdan araştırmada alan yazındaki araştırmalardan farklı olarak
öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları lokal stratejiler bilişsel ve üstbilişsel
stratejiler daha spesifik tanımlanmaya çalışılacaktır. Bu tanımlamada bilişsel ve
üstbilişsel stratejiler birbirinden bağımsız değil, iç içe geçmiş bir yapı olarak
görülecektir. Yani bir stratejinin hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde
kullanılabileceği kabul edilecektir.
Bu çalışmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin tanımlanmasının ardından araştırmada bu
sorularda kullanılan stratejiler karşılaştırı1acaktır.
Öğrencilerin farklı soru formatlarını çözerken kullandıkları stratejileri karşılaştıran
araştırmaların bir çoğunda stratejiler bilişsel düzeyde karşılaştırılmıştır. Araştırmalar
arasında bir tek O’Neil ve Brown (1998) tarafından yapılan çalışmada üstbilişsel bakış
açısı benimsenmiş, fakat üstbilişsel stratejilerden ziyade öz kontrol kavramı üzerine
odaklanılmıştır. Ayrıca bu araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli
soruların çözümünde kullandıkları bilişsel stratejiler ve öz kontrolleri likert tipi bir
ölçekle belirlenmiştir. Bu bakış açısıyla araştırmada alan yazındaki çalışmalardan farklı
olarak, öğrencilerin kuvvet ve hareket konularını kapsayan açık uçlu ve çoktan seçmeli
sorularda kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler karşılaştırılacaktır.
Araştırmada yukarıda belirtilen açık noktaları incelenmek için, fen bilgisi
öğretmenliği anabilim dalı 1. sınıf öğrencilerinin açık uçlu ve çoktan seçmeli testler ile
ölçülen kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal anlamaları ve bu testlerdeki soruları
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler incelenecektir.
19
1.4. Problem
Araştırmanın problemini “Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalında öğrenim
görmekte olan 1. sınıf öğrencilerinin, farklı soru tipleriyle belirlenen kuvvet ve hareket
konularındaki kavramsal anlamaları ve öğrencilerin soruya ilişkin bilgisi ile problem
çözümünde kullandığı teorik veya sezgisel bilgisi dikkate alındığında soru çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler arasındaki farklılıklar nelerdir?” sorusu
oluşturmaktadır.
Bu problem doğrultusunda araştırmanın alt problemleri aşağıda belirtildiği gibi
şekillenmiştir.
1.5. Alt Problemler
1. Öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli sorular ile ölçülen kuvvet ve hareket
konularındaki kavramsal anlamaları farklı mıdır?
2. Öğrencilerin açık uçlu testteki soruları çözerken kullandıkları bütüncül stratejiler
ile bilişsel ve üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
2.a. Öğrencilerin açık uçlu testteki soruları çözerken bütüncül stratejiler
nelerdir?
2.b. Öğrencilerin açık uçlu testteki soruları çözerken kullandıkları bilişsel ve
üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
2.b.a. Öğrencilerin açık uçlu testteki soruları çözerken kullandıkları bilişsel
lokal stratejiler nelerdir?
2.b.b. Öğrencilerin açık uçlu testteki soruları çözerken kullandıkları
üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
3. Öğrencilerin çoktan seçmeli testteki soruları çözerken kullandıkları bütüncül
stratejiler ile bilişsel ve üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
3.a. Öğrencilerin çoktan seçmeli testteki soruları çözerken kullandıkları bütüncül
stratejiler nelerdir?
3.b. Öğrencilerin çoktan seçmeli testteki soruları çözerken kullandıkları bilişsel
ve üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
3.b.a. Öğrencilerin çoktan seçmeli testteki soruları çözerken kullandıkları
bilişsel lokal stratejiler nelerdir?
20
3.b.b. Öğrencilerin çoktan seçmeli testteki soruları çözerken kullandıkları
üstbilişsel lokal stratejiler nelerdir?
4. Öğrencilerin açık uçlu ile çoktan seçmeli testlerdeki soruları çözerken
kullandıkları bütüncül stratejiler ile bilişsel ve üstbilişsel lokal stratejiler arasındaki
farklılıklar nelerdir?
1.5. Araştırmanın Amacı
Araştırmanın amacı üç basamaktan oluşmaktadır. Araştırmanın öncelikli amacı, fen
bilgisi öğretmenliği anabilim dalında öğrenim görmekte olan 1. sınıf öğrencilerinin açık
uçlu ve çoktan seçmeli sorularla ölçülen kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal
anlamalarını karşılaştırmaktır.
Öğrencilerin farklı soru tipleriyle ölçülen kavramsal anlamalarının
karşılaştırılmasından elde edilen sonuçların, daha detaylı incelenebilmesi için,
öğrencilerin bu tekniklerdeki soruların çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel
stratejilerin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle araştırmanın ikinci amacı, fen
bilgisi öğretmenliği anabilim dalında öğrenim görmekte olan 1. sınıf öğrencilerinin açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde bütüncül ve lokal düzeyde kullandıkları
bilişsel ve üstbilişsel stratejileri öğrencinin soruya ilişkin bilgisi ve soru çözümünde
teorik veya sezgisel bilgisini kullanması dikkate alınarak tanımlamaktır. Bunun yanı
sıra tanımlanan bu stratejileri temel alarak araştırmanın üçüncü amacı ise; fen bilgisi
öğretmenliği anabilim dalında öğrenim görmekte olan 1. sınıf öğrencilerinin açık uçlu
ve çoktan seçmeli soruları çözerken bütüncül ve lokal düzey kullandıkları bilişsel ve
üstbilişsel stratejileri karşılaştırmaktır.
1.6. Araştırmanın Önemi
Ülkemizde son yıllarda öğretim ortamlarında yapılandırmacı yaklaşımın
benimsenmesi ile merkezi sınavlarda çoktan seçmeli testlerin kullanılması sıkça
tartışma konusu olmaktadır. Araştırma farklı soru formatlarının, çözümde kullanılan
stratejiler üzerindeki etkisini inceleyerek, belirtilen tartışma konusuna ışık tutmayı
hedeflemektedir.
21
Problem çözme stratejilerini tanımlama alanında yapılan çalışmaların bir bölümü
problem çözme etkinliğini bir bütün halinde görerek bütüncül stratejileri tanımlarken,
bir bölümü de problem çözme sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmede kullanılan
stratejiler üzerine odaklanarak lokal stratejileri tanımlamaktadır. Bu araştırmaların
bazıları da bütüncül ve lokal stratejileri aynı kefeye koyarak hem bütüncül hem de lokal
stratejileri tanımlamaktadır. Alan yazında tanımlanan bütüncül stratejiler ile bireylerin
uzmanlık düzeyleri arasında ilişki kurulmasına rağmen, alan bilgisi ile ilişki
kurulmamıştır. Bu çalışma ise lokal stratejileri bireylerin problem çözme sürecindeki
kısmi zihinsel işlemleri yürütmede kullandıkları stratejiler ve bu stratejileri kapsayan
bireyin alan bilgisi ve soruya ilişkin bilgisi dikkate alınarak bütüncül stratejiler
tanımlamaktadır. Bu çalışmanın alan yazındaki çalışmalardan farkı; bütüncül ve lokal
stratejiler arasında bir bağ kurarak stratejileri tanımlamasıdır. Çalışmada literatürdeki
problem çözme stratejilerine ilişkin farklı bakış açılarını sentezlenmesi nedeniyle,
çalışmanın araştırmacılara problem çözme süreçlerini bir bütün olarak sunması
beklenmektedir. Bu deseni temel alarak araştırmacıların ileriki çalışmalarda bireylerin
problem çözme süreçlerini daha detaylı inceleyebilecekleri düşünülmektedir. Yanı sıra
çalışmada stratejiler, kullanım amacına göre bilişsel ve üstbilişsel olarak tanımlanmıştır.
Bu nedenle araştırmanın, öğretim ortamında öğretmenlerin, öğrencilerinin soru
çözümlerini daha detaylı bir şekilde analiz etmelerine, hatalı stratejilerini tespit
etmelerine ve düzeltmelerine ışık tutması beklenmektedir. Öğretmenlerin bu
işlemlerinin de öğrencilerin problem çözme süreçlerine ilişkin farkındalıklarının
yükselmesini ve daha etkili birer problem çözer haline gelmelerine destek sağlaması
beklenmektedir.
1.8. Sınırlıklar
1. Araştırma Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi ve Pamukkale Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 1. sınıfta öğrenim görmekte
olan 197 kişi ile sınırlıdır.
2. Araştırma ölçme teknikleri açık uçlu ve çoktan seçmeli testler ile sınırlıdır.
3. Araştırmada kullanılan testlerin içeriği, kuvvet ve hareket konuları ile sınırlıdır.
22
4. Öğrencilerin problem çözme sürecinde kullandıkları stratejileri belirlemek için
kullanılan veri toplama teknikleri, sesli düşünme tekniği ve sonrasında düzenlenen yarı
yapılandırılmış görüşme ile sınırlıdır.
5. Sesli düşünme tekniğinde uygulanmak için kuvvet konuları kavram testi ve açık
uçlu testten seçilen sorular, kinematik, Newton’un I, II ve III. yasaları, temas ve alan
kuvvetlerinden birer soru olmak üzere toplam 6 soru ile sınırlıdır.
6. Sesli düşünme seansı Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi
Öğretmenliği Anabilim Dalı 1. sınıfında öğrenim görmekte olan 17 öğrenci ile sınırlıdır.
1.9. Varsayımlar
1. Araştırmada uygulanan açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerin kavramsal olarak
aynı kapsamı içerdikleri varsayılmaktadır.
2. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerden seçilmiş olan 6
soru çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejileri belirlemek için kullanılan
sesli düşünme tekniğinde, akıllarından geçen bütün düşünceleri çarpıtmadan
sergiledikleri varsayılmaktadır.
3. Araştırmada sesli düşünme tekniği sonrasında uygulanan yarı yapılandırılmış
görüşmede öğrencilerin soruları çözüm süreçlerine ilişkin düşüncelerini, önceki
deneyimlerinden yola çıkmadan gerçek çözüm süreçlerini yansıtacak şekilde
açıkladıkları varsayılmaktadır.
4. Örneklemdeki tüm öğrencilere kuvvet ve hareket konularının öğretiminin YÖK
tarafından çerçevesi çizilmiş olan öğretim programı dahilinde yapıldığı
varsayılmaktadır.
1.10. Tanımlar
Ölçme: Öğrencilerin bildikleri, inandıkları ve yapabildikleri ile ilgili bilgi toplamak
için kullanılan süreçlerdir (AAAS, 1997).
Değerlendirme: Ölçme ya da ölçme yerine geçen gözlemler sonucunda ulaşılan
yargıyı belirten genel bir terim ve öğretimde hedeflenen amaçlara ne derece
yaklaşıldığının bir ölçüsüdür (Binbaşıoğlu, 1983).
23
Çoktan Seçmeli Test: Öğrencilere problem durumunun sunulduğu soru köküne,
yanıt olarak verilen bir doğru cevap ve mantığa uygun yanlış cevapların bulunduğu
seçeneklerden, bir seçeneği seçmelerinin sorulduğu sorulardan oluşan test tipidir
(Aiken, 1987).
Açık Uçlu Test: Öğrencilerin cevaplarını kendilerinin oluşturmaları ve açıklama
yapmaları temeline dayanan sorulardan oluşan test tipidir.
Üstbiliş: Öğrenme ve düşünme sürecinde bireyin bilişi hakkındaki bilgisi olarak
tanımlanmaktadır (Brown, 1978). Blakey ve Spence (1990) ise ne bildiğini ve ne
bilmediğini düşünme, düşünceyi organize etme ve yönetme olarak tanımlamaktadır.
Strateji: Bireylerin problem çözme sürecindeki zihinsel işlemleri yürütmede
kullandıkları araçlar ve çözüm yollarıdır. Stratejiler çalışmada bütüncül ve lokal
stratejiler olmak üzere iki grupta ele alınmaktadır. Bütüncül stratejilerin
tanımlanmasında strateji çözüm yolu olarak ele alınacaktır. Lokal stratejilerin
tanımlanmasında ise strateji araç olarak ele alınacaktır. Ayrıca lokal stratejiler kullanım
amaçlarına göre bilişsel ve üstbilişsel stratejiler olarak iki grupta incelenmektedir.
Bütüncül Stratejiler: Bireylerin alan bilgisi ve soruya ilişkin bilgileri temelinde
soru çözümünü yürütmede sergiledikleri işlem basamaklarının bütündür. Bütüncül
stratejilerin şemsiyesi altında lokal stratejiler yer almaktadır.
Lokal Stratejiler: Bireylerin bütüncül stratejiler dahilinde çizdikleri çözüm
çerçevesindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için kullanılan araçlardır.
Bilişsel Strateji: Kısmi bilişsel bir amacı başarmak için birey tarafından kullanılan
işlemler olarak tanımlamaktadır (Flavell, 1976, 1979; Livingstone, 1997).
Üstbilişsel Strateji: Bireyin bilişsel amacı gerçekleştirip gerçekleştiremediğinden
emin olmak için bilişsel aktiviteyi kontrol etme sürecinde kullandığı işlemler olarak
tanımlamaktadır (Flavell, 1976, 1979; Livingstone, 1997).
Kavramsal anlama: Öğrencilerin hareket ve hareket yasaları konularında “Kuvvet
Konuları Kavram Testi”, “Açık Uçlu Test” ölçme değerlendirme tekniklerinden
aldıkları puanlar olarak tanımlanmıştır.
Sesli Düşünme Tekniği: Bireyden, bir problemi çözerken aklından geçirdiği
düşünceleri sesli bir şekilde söylemesinin beklendiği bir tekniktir. Teknikte sesli
bildirilere, bireyin süreç boyunca sergilediği davranışların bir kaydı olarak
yaklaşılmakta ve bireyin bilgi yapısı veya bir işlemi uygulamasının belirtisi olarak
söyledikleri yorumlanmaktadır (Newell ve Simon, 1972).
24
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde ilk olarak ölçme değerlendirmeye ilişkin tanımlar ve ölçme
değerlendirmeye bakış açısındaki değişim ve nedenleri incelenmektedir. Bunun yanı
sıra farklı ölçme değerlendirme tekniklerinin akademik başarı üzerindeki etkisine ilişkin
alan yazın irdelenmektedir. Son olarak bu bölümde bireylerin soru çözümünde
kullandıkları stratejileri tanımlayan ve karşılaştıran çalışmalar incelemekte; bu alana
yeni bir yaklaşım olarak üstbiliş kavramı tanımlanmaktadır.
1.7. Ölçme ve Değerlendirme Nedir?
Ölçme değerlendirme için literatürde birçok tanım yapılmıştır. Amerika Bilimi
Geliştirme Kurulu’na göre ölçme; öğrencilerin bildikleri, inandıkları ve yapabildikleri
ile ilgili bilgi toplamak için uygulanan süreçlerdir (AAAS, 1997). Dietel, Herman ve
Knuth (1991) ölçmeyi, öğrencilerin sahip oldukları mevcut bilgileri anlamak için
kullanılan bütün teknikler olarak tanımlamışlardır. Tekin (2000) geniş anlamda ölçmeyi,
nesne ya da nesnelerin istenilen bir özelliğe sahip olup olmadığının belirlenmesi, eğer
sahipse sahip oluş derecesinin gözlenip gözlem sonuçlarının sembollerle ve özellikle
sayılarla ifade edilmesi şeklinde tanımlamıştır. Turgut’a (1993) göre ölçme, dikkate
alınan bireyin veya varlığın niteliğini ortaya koymak, değerlendirme ise ölçme
sonuçlarını bir ölçüte vurarak, ölçülen nitelik hakkında bir değer yargısına varma
sürecidir. Diğer taraftan Binbaşıoğlu (1983) değerlendirmeyi, ölçme ya da ölçme yerine
geçen gözlemler sonucunda ulaşılan yargıyı belirten genel bir terim ve öğretimde
hedeflenen amaçlara ne derece yaklaşıldığının bir ölçüsü olarak tanımlamaktadır.
Tanımlar incelendiğinde araştırmacıların genel olarak ölçme değerlendirmenin;
öğretimin verimliğine ilişkin veri toplama, öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerini tespit
etme ve bunlara ilişkin güvenilir bir yargıya ulaşma olmak üzere üç temel nitelikliğine
25
vurgu yaptıkları görülmektedir. Buna rağmen yapılan tanımlar arasında önemli
farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin; Dietel, Herman ve Knuth (1991), Tekin (2000),
Turgut (1993) ve Binbaşıoğlu (1983) ölçme değerlendirme etkinliklerine AAAS’ye
(1997) göre daha didaktik yaklaşmaktadırlar. AAAS (1997) ölçme değerlendirme
tanımında süreç vurgusu yaparken Dietel, Herman ve Knuth (1991), Tekin (2000),
Turgut (1993) ve Binbaşıoğlu’nun (1983) böyle bir vurguyu yapmadıkları
görülmektedir. Burada en önemli soru tanımlar arasındaki bu farkların nereden
kaynaklandığıdır. Ölçme değerlendirmeye bakış açısı neden değişmekte ve
farklılaşmaktadır? Bu soruya ilişkin alan yazındaki cevaplar aşağıdaki bölümde
incelenmektedir.
1.8. Farklı Ölçme Tekniklerine İhtiyaç Var mıdır?
Eğitimcilerin ölçme değerlendirme etkinliklerine bakış açılarının değişmesinin
temelinde “öğrenme nasıl gerçekleşir” sorusuna verilen cevabın değişimi yatmaktadır
(Resnick, 1985; Shuell, 1986; Glaser, 1987; Resnick, 1987; Gomez, Graue ve Block,
1991; Mclaughlin ve Vogt, 1996). Bu araştırmalarda yapılandırmacı öğrenme teorisinin
ve öğrenme öğretme ortamlarında farklı niteliklere sahip bireylerin bulunduğunun
anlaşılmasının ölçme değerlendirmeye bakış açısının değişmesine ve farklı ölçme
değerlendirme tekniklerine ihtiyaç duyulmasına neden olduğu belirtilmektedir.
Piaget (1970), Bruner (1986) ve Vytgosky’nin (1978) çalışmaları üzerine kurulan
yapılandırmacı yaklaşım bilişsel teori temel alınarak ortaya konulmuştur. Brooks ve
Brooks (1993) bu öğrenme yaklaşımına göre bilginin geçici, geliştirilebilir ve sosyal -
kültürel yapı ile yakından ilişkili olduğunu belirtmektedir. Görülüyor ki bu öğrenme
teorisi, öğretimin amaçları içine sosyal yapıyı ve kültürü de katmaktadır (Moll ve
Greenberg, 1990). Diğer taraftan bu yaklaşıma göre öğretimin amacı davranış
değiştirmek veya yetenek kazandırmaktan daha çok öğrencilerin kavramlarını yeniden
yapılandırmasını yani kavram geliştirmelerini ve anlamlı öğrenmelerini sağlamaktır
(Brooks, 1990).
Bu yaklaşıma göre bilgiler objektif değildir; çünkü bireyler doğruları kendi doğruları
olarak oluşturmadan yani kendi doğruları haline getirmeden doğrudan olduğu gibi
bilişsel yapılarına dahil edemezler (Fosnot, 1996). Öğrencilerin kendi doğrularını
26
oluşturmaları gerektiği için yapılandırmacı öğrenme teorisine göre tasarlanacak öğretim
ortamlarında öğrenciler aktif olarak; tartışma ve araştırma ortamlarında kendi fikirlerini
keşfetmek ve sergilemek için fırsat bulurlar (Davydov, 1995; Anderson ve Piazza, 1996;
Bufkin ve Bryde, 1996; Kroll ve LaBoskey, 1996; Gruender, 1996). Öğretmenler ise
öğrenme sürecinde öğrenciye rehberlik ederler (Fosnot, 1996).
Yapılandırmacı yaklaşımın “öğrenme nasıl gerçekleşir” sorusuna verdiği cevap
bugüne kadar öğrenme - öğretim ile ilgili kavramların değişmesinde etkili olmuştur.
Dolayısıyla bu yaklaşım öğretim programlarını ve programın amaçlarına ulaşmak için
kullanılan öğretim yöntem, teknik ve stratejilerinin değişmesine yol açmıştır. Bu
değişimler çoktan seçmeli ve doğru yanlış türündeki soruların yer aldığı ölçme
değerlendirme tekniklerin bu yaklaşıma göre gerçekleşmesi beklenen öğrenimi ölçme
değerlendirmede ne kadar etkilidir? sorusunu akla getirmektedir (Anderson, 1998).
Öğrencilerin farklı niteliklere sahip olduklarının fark edilmesiyle seçme tipi testlerin
(çoktan seçmeli, doğru yanlış vb.) değişimi arasında bir ilişki vardır. Bazı bilim
adamlarına göre seçme tipi yöntemlerin öğrenmeyi ölçmeleri bakımından
sınırlılıklarının fazla olması, yeni geliştirilen yöntemlere olan ilginin artmasında bir
etkendir (Shavelson, Carey ve Webb, 1990; Farr ve Trumbull, 1997). Bu geçişin temel
nedeni farklı nitelliklere sahip öğrenciler için farklı öğretim ve ölçme yöntemleri
gerekmesidir (Halpern, 1994).
Gerek bilişsel alanda yapılan çalışmalar sonucu sınıflardaki öğrencilerin farklı
niteliklere sahip olduklarının fark edilmesi, gerekse yapılandırmacı yaklaşımın öğretim
ortamlarına etkisi bilim insanlarının farklı ölçme değerlendirme tekniklerini
geliştirmeye yöneltmiştir. Bunun devamında ise farklı ölçme değerlendirme teknikleri
ile öğrenci başarısı arasındaki ilişki araştırılmaya başlanmıştır. Bu alanda yapılan
çalışmalar aşağıda verilmiştir.
1.8.1. Farklı Ölçme Teknikleri ile Fen Akademik Başarısı Arasındaki
İlişki
Bir çok çalışmada farklı ölçme değerlendirme tekniklerinin başarı üzerindeki etkisi
araştırılmıştır (Bennett, Rock, Braun, Frye ve Sophrer, 1990; Aguirre, 1996; Steinberg
ve Sabella, 1997; O’Neil ve Brown, 1998; Lawrenz, Huffman ve Welch, 2001; Ateş ve
Karaçam, 2005; Poyraz, 2006; Ateş ve Çataloğlu, 2006; Kızılcık ve Tan, 2007). Sonuçta
27
farklı ölçme değerlendirme teknikleri ile ölçülen akademik başarılarında farklılaştığı
görülmüştür.
Aguirre (1996) farklı iki ölçme değerlendirme tekniğinin zayıf İspanyolca’ya sahip
öğrencilerin kavramları anlama düzeyleri üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırmada
5. sınıfta öğrenim gören 43 (erkek=20, kız=23) öğrenciye elektrik ve magnetizma
konuları ile ilgili kavramları ölçmeyi amaçlayan çizim yapmayı ve paragraf yazmayı
gerektiren açık uçlu sorular uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin, aynı
kavramları anlama düzeyini ölçmeyi amaçlayan farklı açık uçlu sorulardan aldıkları
puanlar arasında, istatistiksel olarak anlamlı farkın olduğu ve çizim yapmayı gerektiren
açık uçlu sorularda öğrencilerin daha başarılı oldukları bulunmuştur.
Steinberg ve Sabella (1997) farklı ölçme değerlendirme tekniklerinin öğrencilerin
fizik dersi kuvvet ve hareket konularındaki başarıları üzerindeki etkisini
araştırmışlardır. Araştırmada 1000 üniversite birinci sınıf öğrencisine, Kuvvet Konuları
Kavram Testi ile araştırmacılar tarafından geliştirilen Newton’un I., III. yasaları, impuls
ve hareket yörüngeleri ile ilgili açık uçlu test uygulanmıştır. Açık uçlu test; toplam dört
soru içermekte ve her bir soru iki aşamadan oluşmaktadır. Öğrencilerden soruların
birinci aşamasında cevaplarını yazmaları, ikinci aşamsında ise verdikleri cevabı
açıklamaları beklenmiştir. Öğrencilerin Kuvvet Konuları Kavram Testi ile açık uçlu
testteki benzer sorulara verdikleri cevaplar soru bazında tek tek frekansları
incelenmiştir. Verilerin analizi sonucunda öğrencilerin kuvvet konuları kavram testi ile
açık uçlu testteki Newton’un I., III. yasaları, impuls ve hareket yörüngeleri ile ilgili
sorulardan aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu
bulunmuştur. Öğrencilerin açık uçlu sorulardaki bütün bölümlerden aldıkları puanların,
kuvvet konuları kavram testinden aldıkları puanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür.
O’Neil ve Brown (1998) farklı ölçme tekniklerinin öğrencilerin matematik
alanındaki başarıları üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Araştırmada açık uçlu ve
çoktan seçmeli sorulardan oluşan Kaliforniya Öğrenmeyi Ölçme Sistemi Sınavı’na
(California Learning Assessment System) katılan 1032 sekizinci sınıf öğrencisinin sınav
sonuçları analiz etmişlerdir. Araştırma sonucunda öğrencilerin sınavın açık uçlu ve
çoktan seçmeli test bölümlerinden aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir fark olduğu ve öğrencilerin çoktan seçmeli sorularda daha başarılı oldukları
bulunmuştur. Araştırmacılar bu farkın açık uçlu soruların öğrencilerden daha fazla
bilişsel strateji kullanmalarını gerektirmesine ve öğrencilerin bu sorularda daha fazla
kaygılanmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir.
28
Lawrenz, Huffman ve Welch (2001) yaptıkları çalışmada, farklı ölçme
değerlendirme tekniklerini kullanan farklı alt grup öğrencilerin fen başarılarını
incelemişlerdir. Araştırmaya ABD’de 13 liseden ulusal temsili örnek olarak fen
bilimleri dersi okuyan yaklaşık 3500 9. sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmada
öğrencilerin ulusal fen eğitimi standartlarındaki seviyelerini belirlemek için tasarlanmış
olan fen ölçme değerlendirme serileri uygulanmıştır. Çalışmada farklı ölçme
değerlendirme teknikleri olarak; çoktan seçmeli testler, yazılı şekilde fikirleri beyan
etmeye dayalı testler, laboratuvar yetenekleri ile ilgili testler ve araştırmaya yönelik
testler kullanılmıştır. Testlerden elde edilen veriler analiz edildiğinde, başarılı
öğrencilerin farklı ölçme değerlendirme tekniklerinden aldıkları puanlar arasındaki
korelasyonun, düşük seviyeli akranlarına oranla daha yüksek olduğu sonucuna
varılmıştır. Farklı kültürlere sahip öğrencilerin ölçme-değerlendirme tekniklerinden
aldıkları puanların farklılaştığı belirtilmişlerdir. Cinsiyetler arası başarı incelendiğinde
ise kız ve erkek öğrencilerin başarıları arasında fark bulunmamıştır. Sonuçlardan yola
çıkarak, farklı ölçme değerlendirme tekniklerinin farklı yetenekleri ölçtüğü ve farklı alt
gruplardaki öğrencilerin başarılarının ölçme değerlendirme tekniklerine göre değişiklik
gösterdiğini belirtmişlerdir.
Ateş ve Karaçam (2005) farklı ölçme değerlendirme tekniklerinin (çoktan seçmeli,
açık uçlu ve yapılandırılmış iletişim gridi) lise öğrencilerinin fizik dersi hareket ve
hareket yasaları konularındaki kavramsal bilgi düzeyleri üzerindeki etkisini
incelemişlerdir. Çalışmaya Bolu ilindeki değişik liselerden 136 öğrenci (erkek=87,
kız=49) katılmıştır. Araştırmada, öğrencilerin tamamı 2003-2004 eğitim - öğretim
yılının güz döneminde fizik dersinde hareket ve hareket yasaları kavramlarını
öğrenmişlerdir. Bu öğretim yılının bahar döneminin başında öğrencilerin hareket ve
hareket yasaları konularındaki kavramları anlama düzeyleri farklı formatlarda
hazırlanmış üç test kullanılarak belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler t-testi
kullanılarak analiz edildiğinde, öğrencilerin üç farklı testen aldıkları puan ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu görülmüştür. Araştırmacılar böyle
bir sonuç elde edilmesinin nedenini, ölçme değerlendirme tekniklerinin farklı
beklentilerinin olmasına, ölçme değerlendirme tekniklerinin farklı puanlama
stratejilerini gerektirmesine ve öğrencilerin farklı bilişsel özelliklere sahip olmalarına
bağlamışlardır.
Poyraz (2006) ilköğretim düzeyinde yaptığı çalışmada, farklı ölçme değerlendirme
tekniklerinin, işbirlikli öğrenme yöntemiyle öğrenim gören öğrencilerin başarıları
29
üzerindeki etkisini incelemiştir. Araştırmaya 209 ilköğretim 8. sınıf öğrencisi
katılmıştır. Çalışmada basınç konusu işbirlikli öğrenme yöntemiyle işlenmiştir.
Öğretim sonunda öğrencilere 10’ar tane çoktan seçmeli, doğru yanlış ve kısa cevaplı
soru olmak üzere toplam 30 sorudan oluşan başarı testi uygulanmıştır. Testten elde
edilen veriler bağımlı gruplar t-testi ile analiz edilmiştir. Bu analiz sonucunda,
öğrencilerin çoktan seçmeli testten aldıkları puanların ortalamaları ile doğru-yanlış
sorulardan aldıkları puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır. Çoktan seçmeli testlerden aldıkları puan ortalaması ile kısa cevaplı
testten aldıkları puanlar arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu
bulunmuştur.
Ateş ve Çataloğlu (2006) çalışmalarında fen bilgisi öğretmenliği anabilim dalı
öğrencilerinin mekanik konusundaki başarısı ile bazı faktörler (cinsiyet, bilişsel stiller
ve bilimsel düşünme becerisi) arasındaki ilişkiyi belirlemek ve bu ilişkinin ölçme
değerlendirme tekniği ile etkileşimini araştırmışlardır. Çalışmaya ilköğretim bölümü fen
bilgisi öğretmenliği anabilim dalında birinci sınıfta öğrenim görmekte olan 157 öğrenci
(Kız=82 ve Erkek= 75) katılmıştır. Araştırmada öğrencilere farklı içeriğe sahip çoktan
seçmeli sorulardan oluşan Kuvvet Konuları Kavram Testi (KKKT) ile Temel Mekanik
Bilgi Testi (TMBT) uygulanmıştır. Çalışmada KKKT; Fizik I dersini alan öğrencilerin
kavramsal düzeyde dönem sonu mekanik konularındaki başarılarını belirlemek için
kullanılmış iken, TMBT; geleneksel bölüm sonu problem çözme becerilerini tespit
etmek için kullanılmıştır. Bu iki testten öğrencilerin aldıkları puanların toplamı,
mekanik başarısı olarak tanımlanmıştır. Ayrıca dönemin başında öğrencilerin bilişsel
stilleri Saklı Figürler Testi (SFT) ile, bilimsel düşünme yetenekleri de Bilimsel
Düşünme Yetenek Testi (BDYT) kullanılarak belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen
verilerin analizi sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır: i) Öğrencilerin mekanik başarıları
ile bilişsel stilleri ve cinsiyetleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu
görülmüştür. Fakat mekanik başarıları ile bilimsel düşünme yetenekleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir, ii) Mekanik başarı testinin
kavramsal bilgiyi ölçen boyutu (KKKT) ile sadece cinsiyet arasında bir ilişki
görülürken, bilişsel stiller ve bilimsel düşünme yetenekleri arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir, iii) Mekanik başarı testinin problem çözme boyutu
(TMBT) ile bütün değişkenler (bilişsel stiller, bilimsel düşünme yetenekleri ve cinsiyet)
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bu bulgular ışığında
araştırmacılar; mekanik başarısını ölçmek için seçilen testin içeriğinin, mekanik
30
başarısını etkileyen faktörleri inceleyen çalışmaların sonuçlarını etkilediğini
belirtmişlerdir.
Kızılcık ve Tan (2007) fizik dersi yazılılarında alışılagelmiş bir şekilde kullanılan
çoktan seçmeli, kısa cevaplı ve doğru-yanlış tipi testler ile öğrencilerin itme ve
momentum konusuna ilişkin akademik başarıları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir.
Araştırmaya 2003-2004 eğitim - öğretim yılında Keçiören Kalaba Lisesi 10 Fen C
sınıfında öğrenim gören 32 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin akademik başarılarını
belirlemek için itme ve momentum konusunun tamamlanmasının ardından araştırmacı
tarafından geliştirilen üç test uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler dahilinde
testlerin güvenirlik çalışması yapıldığında “Kısa Cevaplı Test” için Cronbach-Alpha
güvenirlik katsayısı, 0,65, “Çoktan Seçmeli Test” için KR-20 güvenirlik katsayısı, 0,65
ve “Doğru-Yanlış Tipi Test” için KR-20 güvenirlik katsayısı 0,53 olarak bulunmuştur .
Araştırmada öğrencilerin farklı üç ölçme değerlendirme tekniği ile belirlenen başarıları
arasındaki ilişkiyi incelemek için korelasyon tekniği kullanılmıştır. Verilerin analizi
sonucunda, öğrencilerin çoktan seçmeli testten aldıkları puanlar ile diğer iki testten
aldıkları puanlar arasından istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmasına rağmen, kısa
cevaplı testten aldıkları puanlar ile doğru yanlış tipi testten aldıkları puanlar arasında
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Araştırmacılar böyle bir sonuç elde edilmesinin
nedenini, bazı soru formatlarının tahminle doğru cevabı bulmaya imkan sağlamasına,
soru formatlarının öğrenciden çözüm için farklı beklentilerinin olmasına, bu beklentiyi
karşılayacak yeteneğin öğrenci tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilememesine ve
öğrencilerin bazı soru formatlarını daha sık çözmelerine atıf etmektedirler. Ayrıca
araştırmacılar ölçme etkinliklerinden daha güvenilir veriler elde etmek için farklı soru
formatlarının kullanılması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
Farklı ölçme değerlendirme teknikleriyle öğrencilerin akademik başarıları
arasındaki ilişkiye ilişkin alan yazın incelendiğinde fen ve fizik eğitimi alanında yapılan
çalışmaların kuvvet ve hareket konuları üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu
alandaki çalışmalardan ikisinin (Steinberg ve Sabella, 1997; Ateş ve Çataloğlu, 2006)
üniversite düzeyinde, ikisinin (Ateş ve Karaçam, 2005; Kızılcık ve Tan, 2007) ise lise
düzeyinde yapıldığı görülmektedir. Ayrıca bu çalışmalarda kullanılan ölçme
değerlendirme teknikleri ve bu tekniklerin içerikleri farklılık göstermektedir. Örneğin;
Steinberg ve Sabella (1997) ve Ateş ve Karaçam (2005) öğrencilerin kavramsal bilgi
düzeylerini belirlemek için çoktan seçmeli ve açık uçlu testleri kullanırken, Ateş ve
Çataloğlu (2006) kavramsal ve problem çözmeye dayalı iki çoktan seçmeli testi
31
kullanmıştır. Kızılcık ve Tan (2007) ise çoktan seçmeli, doğru yanlış ve kısa cevaplı
testleri kullanmıştır.
Özellikle çoktan seçmeli sorulardan oluşan Kuvvet Konuları Kavram Testi ile açık
uçlu testten öğrencilerin aldıkları puanları karşılaştıran çalışmalara bakıldığında,
çalışmaların karşılaştırmada hedef aldıkları kavramlar arasında farklılık görülmektedir.
Örneğin; Steinberg ve Sabella (1997) öğrencilerin Newton’un I. ve III. yasaları, impuls
ve hareket yörüngelerine ilişkin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları puanlara
odaklanmakta iken, Ateş ve Karaçam (2005) öğrencilerin kinematik, Newton’un I, II ve
III. yasaları ve kuvvet çeşitlerine ilişkin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları
puanları dikkate almıştır. Soru dağılımları aynı olduğundan Steinberg ve Sabella’dan
(1997) farklı olarak Ateş ve Karaçam (2005) öğrencilerin Kuvvet Konuları Kavram
Testi ve açık uçlu testteki bütün sorulardan aldıkları puanları dikkate almıştır.
Görüldüğü gibi alan yazında kuvvet ve hareket konularının tümünü (kinematik,
Newton’un I, II ve III. yasaları ve kuvvet çeşitleri) dikkate alarak üniversite
öğrencilerinin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları puanları karşılaştıran bir
çalışma tespit edilmemiştir.
Yukarıda belirtilen araştırmalarda genel olarak öğrencilerin farklı ölçme
değerlendirme tekniklerinden aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmuştur. Araştırmacılar istatistiksel olarak bulunan anlamlı farkın; soruların
beklentilerinin farklı olması (Bennett, 1993; Ateş ve Karaçam, 2005; Ateş ve Çataloğlu,
2006; Kızılcık ve Tan, 2007), öğrencilerin bilişsel stiller, akıl yürütme becerileri,
problem çözme becerileri gibi bireysel farklılıklara sahip olması (Ateş ve Karaçam,
2005; Ateş ve Çataloğlu, 2006) ve farklı soruların çözümünde kullanılan bilişsel
stratejilerin farklı olmasından (Bennett, 1993; O’Neil ve Brown, 1998) kaynaklandığını
belirtmişlerdir.
Bu nedenle çalışmada kuvvet ve hareket konularının tümünü (kinematik, Newton’un
I, II ve III. yasaları ve kuvvet çeşitleri) dikkate alarak üniversite öğrencilerinin açık uçlu
ve çoktan seçmeli testlerden aldıkları puanlar karşılaştırılarak fizik ve fen öğretimi
alanına ışık tutmaya çalışılacaktır. Alan yazında öğrencilerin farklı ölçme
değerlendirme tekniklerinden aldıkları puanların çeşitlendiği ve bunun, öğrencilerin
soruların çözümünde kullandıkları bilişsel stratejilerin farklı olmasından
kaynaklanabileceği belirtilmişti. Araştırmada bu atıfın bilimsel geçerliği tekrar gözden
geçirilecektir. Bunun için araştırmada ikinci olarak öğrencilerin açık uçlu ve çoktan
seçmeli soruların çözümünde kullandıkları stratejiler tanımlanacaktır.
32
1.9. Fen Öğretimi ve Problem Çözme
Bu bölümde ilk olarak problem ve problem çözme tanımları yapılacak ve ardından
fen öğretiminde problem çözmeye ilişkin yapılan çalışmalar incelenecektir. Bu esnada
fen öğretiminde problem çözmeye ilişkin yapılan çalışmaların odağının üstbiliş alanına
doğru kayması nedeniyle üstbiliş, üstbilişsel sınıflandırmalar ve bu alanda yapılan
çalışmalar incelenecektir
Alan yazında problem ve problem çözmeye ilişkin bir çok tanım (Resnick ve Glaser,
1976; Hayes, 1981; Mayer ve Wittrock, 1996; Martinez, 1998; Abdullah, 2006)
yapılmıştır. Mayer ve Wittrock (1996) problemi, çözüme ulaşma yoluna ilişkin
yetersizliği olan bireyin bir amacı olarak tanımlamaktadır. Martinez’e (1998) göre
problem, sonuca giden yoldan emin olmaksızın çözümlemeye çalışılan durumdur.
Resnick ve Glaser (1976) ise problemi, bireyi daha önceden hiç karşılaşmadığı bir
etkinliği başarmaya davet eden ve öğretimin tamamiyle çözümünü özelleştirmediği
durum olarak tanımlamıştır. Abdullah’a (2006) göre problem, çözen bireyin önceden
hiç karşılaşmadığı, zor fakat çözülebilir ve en azından açık bir amaca sahip olan
durumlardır. Hayes (1981) ise problemi, nerede bulunduğunuz ile nerede olmak
istediğiniz arasında boşluk olduğunda ve bulunmak istediğiniz yere nasıl gideceğinizi
bulmanız gerektiğinde oluşan durumlar olarak tanımlamaktadır.
Problem çözme ise problem durumundan, istenilen bir sonuç durumuna gitmek için
neler yapılması gerektiğini tam olarak bilmeksizin ilerleme olarak tanımlanmaktadır
(Newell ve Simon, 1972). van Someren, Barnard ve Sandberg (1994) problem çözmeyi,
problemin çözümünü direkt hatırlayamayan veya daha önceden benzer problem
çözmemiş bir bireyin soruyu cevaplaması olarak tanımlamaktadır. Ayrıca
araştırmacılar, problem çözmenin muhtemel cevapların reddedilmesi veya kabul
edilmesi temelinde soruda verilenler ve bireyin bilişsel yapısındaki bilgilerden yeni
bilginin kestirilmesi anlamına da geldiğini belirtmektedirler. Schunk (2000) ise problem
çözmeyi, cevap ve cevaplama sürecinin uzun süreli bellekten hatırlanılmadığı
durumlarda, bireyin çözümü bulmak için harcadığı çabaya atıf etmektedir.
Mayer ve Wittrock’a (1996) göre problem çözme, bireyin çözüm yolunu bilmediği
durumlarda, amacı başarmak için yürütüğü bilişsel süreçlerdir. Palumbo’ya (1990) göre
problem çözme, bireyin deneyim ve bilgisinin derin yapılarına dayanan durumsal ve
içerikle sınırlandırılmış bir işlemdir. Bernardo (1999) problem çözme sırasında,
33
öğrenciler tarafından kavramların ve işlemlerin bir araya getirilerek problem
çözümünde kullanılması gerektiğini belirtmiştir.
Alan yazında probleme ilişkin yapılan tanımlar temel alınarak bu çalışmada
problem; bireyi çözüme teşvik eden, bireyin önceden karşılaşmadığı ve anlaşılır bir
amacı içeren durumlar olarak ele alınacaktır.
Çalışmada problem çözmeye ise Palumbo’nun yaklaşımıyla benzer şekilde
yaklaşılacaktır. Bu nedenle çalışmada problem çözme kavramı, bireyin deneyim ve
bilgisinin derin yapılarına dayanan durumsal ve içerikle sınırlandırılmış bir işlem olarak
ele alınacaktır.
1.9.1. Fen Alanında Problem Çözmeye İlişkin Çalışmalar
Bireyin gelecek yaşamında karşılaşacağı problemleri etkili bir şekilde çözebilmesi
için gerekli olan beceriler, öğretim sürecinde kazandırılmalıdır. Bu becerilerin
kazandırıldığı derslerin başında matematik, fen, fizik ve kimya gelmektedir. Baki,
Karataş ve Güven’e (2002) göre bu derslerde problem çözme öğretiminin etkili bir
şekilde yürütülebilmesi için bireylerin mevcut problem çözme süreçlerinin
tanımlanması gerekmektedir.
Bu anlamda fen ve fizik öğretimi alanında problem çözmeye ilişkin ilk çalışmalar
uzman olan ve olmayan bireylerin problem çözme süreçlerini ve bu bireyler arasındaki
farkları tanımlamaya odaklanmıştır (Simon ve Simon, 1978; McDermott ve Larkin,
1978; Larkin ve Reif, 1979; Larkin, 1980, 1981; Reif, 1981; Chi, Feltovich ve Glaser,
1981; Chi, Glaser ve Rees, 1982; Smith ve Goodman, 1984; de Jong ve Ferguson-
Hessler, 1986; Chi, Bassok, Lewis, Reimann ve Glaser, 1989; Ferguson-Hessler ve de
Jong, 1990).
Savage ve Williams (1990), Heller ve Heller (1995) ve Dhillon (1998) tarafından
yapılan fizik problemlerini çözmeye ilişkin ikinci kuşak çalışmalar, bireylerin problem
çözme süreçlerine ilişkin modelleri tanımlamaya odaklanmıştır. Gerace (2001), Harper
(2001), Kanim (2001), Duke ve Pritchard (2001), Zou (2001), Gerace, Dufresne ve
Leonard (2002), Park ve Lee (2004), Kuo (2004) ve Abdullah (2006) tarafından yapılan
üçüncü kuşak çalışmalarda ise üstbilişsel açıdan problem çözme sürecini etkileyen
faktörler değerlendirilmiştir.
Fizik alanında problem çözmeye ilişkin yapılan ilk çalışmalarda (Simon ve Simon,
1978; Larkin ve Reif, 1979; McDermott ve Larkin, 1978; Larkin, 1980, 1981; Chi,
34
Feltovich ve Galser, 1981; Reif, 1981; Chi, Glaser ve Rees, 1982; Smith ve Goodman,
1984; de Jong ve Ferguson-Hessler, 1986; Chi, Bassok, Lewis, Reimann ve Glaser,
1989; Ferguson-Hessler ve de Jong, 1990) uzman ve uzman olmayan bireylerin problem
çözme süreçleri incelenerek, bu bireyler arasındaki farklar tanımlamaya çalışılmıştır.
Fakat uzman ve uzman olmayan bireylerin problem çözme süreçlerine ilişkin çok az
veri elde edilmiştir. Bunun temel nedeni, araştırmalarda uzman olan bireylerin fizik
alanında öğrenim görmüş üst düzey bilgi ve deneyime sahip bireyler arasından, uzman
olmayanların ise daha az fizik öğrenimi, deneyimi ve bilgisine sahip olan bireyler
arasından seçilmesidir. Uzman olan bireyler fizik alanında daha fazla bilgi ve deneyime
sahip olmaları nedeniyle problemlerin çözümlerini uzun süreli bellekten hemen
hatırlayarak otomatik bir şekilde soruları çözmüşlerdir. Araştırmalar sonucunda elde
edilen en önemli sonuç, uzman bireylerin kinematik konusunda daha fazla bilgiye sahip
olmalarından dolayı problemleri çözmek için uzman olmayan bireylere göre daha az
zaman harcamalarıdır (Simon ve Simon, 1978; Larkin, 1980). Ayrıca Larkin’e (1980)
göre problem çözümünde uzman bireyler uzman olmayanlara göre ilkeleri daha etkili
bir şekilde birleştirmekte, gerekli bilgileri transfer edebilmekte ve yeni bilgileri yeniden
yapılandırabilmektedirler. Araştırmaların bazılarının (Simon ve Simon, 1978; Larkin,
1980, 1981) sonucunda ise (a) uzman bireylerin kapsamlı ve doğru çözümleri olmasına
karşın, uzman olmayanların detaysız çözümlerinin olduğu, (b) uzman bireylerin soru
çözümünü planlama aşamasında çözüm taslağının niteliğini daha fazla
değerlendirdikleri, (c) uzmanların ileriye doğru çalışma (working forward), stratejilerini
kullanırken, uzman olmayanların geriye doğru çalışma (working backwards) ve işlem
sonu analizi (means end analysis) stratejilerini kullandıkları bulunmuştur. Fizik
alanında problem çözmeye ilişkin yapılan bu ilk çalışmalar fizik problemlerinin
çözümünde bilgi ve deneyimin etkisini kısmi bir şekilde yansıtmasına rağmen fizik
sorularını çözmeyi etkileyen bilgi, beceri ve inançlara ilişkin veriler sağlamamaktadır.
Uzman ve uzman olmayan bireylerin problem çözme süreçlerinin karşılaştırılmasının
ardından bazı çalışmalarda (Hardiman, Dufresne ve Mestre, 1989; Dufresne, Gerace,
Hardiman, Thibodeau ve Mestre, 1992; Mestre, Dufresne, Gerace, Hardiman ve Touger,
1993) uzman olan bireylerin problem çözme süreçleri uzman olmayan bireylere
kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalarda kavram haritaları, probleme dayalı
öğretim, işbirlikli öğretim gibi çeşitli yaklaşımlar kullanılmış ve çalışmaların çoğunda
düzenli bir eğitim planlamasının dahilinde uzman olmayan bireylerin kavramsal ağının
uzman olan bireylere benzer hale getirilebileceği ortaya konmuştur.
35
Fizik alanında problem çözmeye ilişkin çalışmaların ikinci kuşağında ise Savage ve
Wiliams (1990) ve Heller ve Heller (1995) tarafından fizik problemlerini çözmeye
ilişkin iki farklı model tanımlanmıştır. Savage ve Wiliams (1990) mekanik
problemlerini çözmede genel bir model önermekteyken, Heller ve Heller (1995)
probleme odaklanma, fiziksel ilke ve kuralları gözden geçirme, çözümü planlama,
işlemleri yapma ve cevabı değerlendirme olmak üzere beş evreden oluşan lokal problem
çözme modelini önermektedir. Bu çalışmalar bölüm 2.3.2.3’de ayrıntılı bir şekilde
incelenecektir.
Fizik alanında problem çözmeye ilişkin üçüncü kuşak çalışmalar ise (Stillman ve
Galbraith, 1998; Gerace, 2001; Harper, 2001; Kanim, 2001; Duke ve Pritchard, 2001;
Zou, 2001; Gerace, Dufresne ve Leonard, 2002; Park ve Lee, 2004; Kuo, 2004;
Abdullah, 2006; Cook, 2006; Solaz-Portolés ve Sanjosé López, 2007) problem çözme
sürecini etkileyen faktörleri tanımlamaya odaklanmıştır. Fakat bu kuşakta küçük
örneklem gruplarında istatistiksel analizlerin uygulandığı deneysel çalışmalar
yapıldığından, fizik kavramlarını anlamlandırmanın problem çözmeyi etkileyen temel
bir faktör olduğu ortaya konulamamıştır. Özellikle bu kuşakta yapılan çalışmalarda
Henderson ve diğerleri (2001) ile Kuo (2004) tarafından yapılan çalışmalar fizik
problemlerini çözmede üstbilişin önemini sergilemiştir. Henderson ve diğerleri (2001)
tarafından yapılan çalışmada öğretmenlerin, çözüm sürecini etkileyen en önemli faktör
olarak problem çözme sürecinin mantıklılığına karar verme becerisini gördükleri
bulunmuştur. Bu karar verme süreci araştırmada bireyin üstbilişsel becerilerini
kullanma ve yansıtıcı uygulamalar olarak tanımlanmıştır. Aynı şekilde Kuo (2004)
tarafından yapılan çalışmada öğretmenlerin, bireylerin problem çözme sürecinde
doğrusal ve döngüsel yaklaşımlar uyguladıkları ve bu yaklaşımın üstbilişsel beceriler
içerdiğine inandıkları bulunmuştur.
Solaz-Portolés ve Sanjosé López (2007) aşağıda belirtilen değişkenlerin problem
çözme sürecini ve dolayısıyla başarısını etkilediğini belirtmişlerdir;
• Ön Bilgi
• Akıl Yürütme Becerisi (Reasoning ability)
• Zihinsel Kapasite (Mental capacity (M-space))
• Alan Bağımlı/Alan Bağımsız Bilişsel Stiller (Field Dependent/Field Independent
Cognitive Style)
• Değişkenlik/Sabitlik Bilişsel Stiller (Mobility-fixity dimension)
36
• Yakınsak/Iraksak Düşünme (Convergent/Divergent Thinking)
• Kavramsal Bilgi (Declarative knowledge (Conceptual knowledge)
• Çalışma Hafıza Kapasitesi (Working memory capacity)
• Kavramsal İlişki (Concept relatedness)
• Düşünce Bağdaşımı (Idea association)
• Problemi Çevirme Becerisi (Problem translating skill)
• Problem Çözme Deneyimi (Prior problem solving experience)
• Yöntem Bilgisi (Procedural knowledge)
• Strateji Bilgisi (Strategic knowledge)
• Probleme İlişkin Bilgi
• Üst Bilişsel Beceriler (Metacognitive skills).
Özellikle son üç çalışma (Henderson ve diğ., 2001; Kuo, 2004; Solaz-Portolés ve
Sanjosé López, 2007) problem çözmede üstbilişsel becerilerin problem çözme
üzerindeki etkisine ilişkin veriler sağlamıştır.
Son kuşak çalışmalarda üstbilişin problem çözme sürecindeki rolüne ilişkin ilginin
artması nedeniyle matematik alanındaki bir çok çalışmada (Artzt ve Armour-Thomas,
1992; Stillman ve Galbraith, 1998; Yimer ve Ellerton, 2006; Abdullah, 2006) problem
çözme süreçlerine ilişkin modeller üstbilişsel bakış açısından yeniden gözden geçirilip
revize edilmiştir. Stillman ve Galbraith (1998) üstbilişsel problem çözme aktivitelerine
ilişkin modelle bireylerin problem çözme süreçlerini incelenmiştir. Araştırma
sonucunda bireylerin bulunduğu durumu tespit etme aktivitesinde çok az zaman
harcarken, planlama, işlemleri yürütme ve cevabını kontrol etme aktivitelerinde daha
çok zaman harcadıkları bulunmuştur. Bu çalışmalar problem çözme stratejilerine ilişkin
çalışmalar bölümünde detaylı bir şekilde incelenmiştir.
Fizik dersinin en temel amaçlarından bir tanesinin bireyin problem çözme
becerilerini geliştirmek olduğu göz önünde bulundurularak (MEB, 2005), son 30 yılda
yapılan çalışmaların odağının problem çözme süreçlerinin ve öğretiminin bilişsel
analizinden üstbilişsel analizine kaydığı görülmektedir. Bu yönelim, bireylerin problem
çözme süreçlerinin geliştirilmesi için, onlara üstbilişsel öğretim yapılması gerektiğini
belirten Mestre’nin (2001) görüşlerini desteklemektedir. Bireylere üstbilişsel öğretimin
yapılması, problem çözme sürecinde yürütülen bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin
tanımlanmasıyla mümkün olacaktır. Fen öğretimi ve özellikle fizik öğretimi alanında
fizik problemlerini çözme süreçlerinde kullanılan bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin
37
tanımlanmasına ilişkin çalışmaların sayısının çok az olduğu dikkati çekmektedir. Bu
alanda yapılacak çalışmanın gerek bireylerin problem çözme süreçlerinin yorumlanması
gerekse de problem çözme öğretimine yön verebileceği düşünülmektedir. Bu amaçla
fizik problem çözme süreçlerini tanımlamaya yönelik yapılan çalışmalara geçmeden
önce aşağıdaki bölümde üstbiliş, üstbilişsel sınıflandırmalar ve bilişsel ve üstbilişsel
stratejiler tanımlanmıştır. Bu tanımlamanın ardında fen ve fizik eğitimi alanında
problem çözme modelleri ve stratejileri üzerine yapılan çalışmalar incelenecektir.
1.9.2. Üstbiliş
Flavell, Fried-richs ve Hoyt (1970) ve Kreutzer, Leonard ve Flavell (1975) yaptıkları
çalışmalarda okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerinin verilen sözcük veya ritimleri
anladıklarını belirtmelerine rağmen hatırlayamadıklarını bulmuşlardır. Araştırmacılar bu
durumu açıklamak için yaşça küçük çocukların ileri bellek becerileri üzerine
odaklanmışlar ve üst-bellek (metamemory) terimini ortaya koymuşlardır. Flavell (1976)
problem çözme sürecinin üstbilişel boyutu üzerine yazdığı kitap bölümünde ilk olarak
üstbiliş kavramını kullanmış, fakat bu kavramı üst-bellek, üst-öğrenme, üst-dikkat gibi
kavramlardan ayrıştırmamıştır. Sonraki yıllarda aynı alanda yapılan bir çok çalışmada
da yaşça küçük çocukların üst belleklerindeki bilişsel yapılarıyla ilgili bilgilerinin sınırlı
olduğu, belleklerinin kapsamı ve çeşitli bilişsel girişimlerini sınırlı bir şekilde
gerçekleştirdikleri görülmüştür (Flavell ve Wellman, 1977; Markman, 1977; Brown,
1978). Bu çalışmalarla birlikte Flavell (1979) üst-bellek ve üstbiliş olarak ortaya
koyduğu yapıyı tekrar gözden geçirmiş ve üstbiliş kavramı altında bir sınıflandırma
ortaya koymuştur.
Alan yazında üstbiliş kavramına ilişkin bir çok tanım yapılmıştır. Flavell (1976)
“üstbilişi bireyin kendi bilişsel işlemleri ve ürünleri veya bunlara ilişkin herhangi bir
olguyla ilgili bilgisi” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca araştırmacı, üstbilişin, bazı somut
hedef ve amaçlar ile sergilenen bilişsel nesne ve bilgilerin ilişkilendirme süreçlerinin
düzenlenmesi, tasarlanması ve izlenmesi olarak tanımlandığını belirtmektedir. Brown
(1978) ise üstbilişi, “bireyin bilişsel yapısı ve süreçlerine ilişkin bilgisi ve bu süreçleri
aktif kontrolü” olarak tanımlamaktadır.
Sternberg’e (1986) göre üstbiliş, bireyin problem çözümünü planlama, izleme ve
değerlendirmesinde kullanıldığı üst düzey yönetsel bir süreçtir. Winne ve Perry (2000)
38
üstbilişin iki boyutuna değinmektedir. Birinci boyutunu, bireyin bilişsel güçlü ve zayıf
yönlerine, görevin beklentilerini karşılamak için kullanabileceği bilişsel kaynaklarına
ilişkin farkındalığına atıf etmektedir. İkinci boyutunu, bireyin öğrenme süreçleri ve
çıktılarındaki başarısını arttırmak için bilişsel süreçlerini düzenleme bilgisi ve
becerisine atıf etmektedir. Baird, Fensham, Gunstone ve White (1991) üstbilişi, “bireyin
etkili öğrenme stratejileri, öğrenmenin doğası, öğrenmelerinin güçlü ve zayıf yönlerine
ve o anki öğrenme etkinliğindeki bilişsel ilerlemesi ve doğasına ilişkin farkındalığı”
olarak tanımlamaktadır.
Schraw ve Dennison (1994) üstbilişi, bireysel farkındalık modunda bireyin
öğrenmelerini ve bilişini anlama, izleme ve yansıtma becerisi olarak tanımlarken,
Welton ve Mallan (1999) ise öğrencilerin bağımsız düşünebilmeleri için, düşünme
süreçlerini bilinçli bir şekilde kontrol etmeleri ve yönlendirmeleri olarak belirtmektedir.
Georghiades (2004) alan yazında üstbilişin bireyin düşünme süreçleri hakkında
düşünmesi ve bilişine ilişkin bilgisi olarak tanımlandığını belirtmektedir.
Bu tanımlar ışığında, üstbilişin, i. Bireyin bilişi ve bilişsel süreçlerine ilişkin bilgisi
ve farkındalığına ve ii. Bilişsel süreçlerini aktif kontrolü ve düzenlemesi olmak üzere iki
boyuta incelendiği görülmektedir. Ayrıca üstbilişin karmaşık ve bilişsel süreçlerin bir
çok boyutunu kapsayan geniş bir yapıya sahip olduğunu sergilemektedir. Aynı şekilde
Brown (1987) üstbilişin “çok başlı bir canavar”a benzetmiş ve bunun araştırmacıların
çok farklı yönlerde üstbiliş kavramına yaklaşmalarından kaynaklandığını belirtmektedir.
Aynı şekilde Garner (1987) üstbiliş alanında yapılan çalışmalarda, çalışmanın hitap
ettiği üstbilişsel boyut belirlenerek sınırlandırmanın yapılması gerektiğini
belirtmektedir. Brown’un tanımladığı gibi, üstbilişin çok başlılığını ortadan kaldırmak
için yapılabilecek ilk işlem, çalışmada elde edilen verilere üstbilişsel mi yoksa yürütücü
biliş bakış açısından mı bakılacağını belirlenmesidir.
Braten (1991) insan beyni ile ilgili geliştirilen bilgi işlem modellerinde ileri sürülen
yürütücü bilişin (mekanizmalar), üstbilişin tarihsel kökenlerinden biri olduğunu
belirtmektedir. Ayrıca araştırmacı, yürütücü biliş kavramının merkezi bir işlemciyi
yönlendiren ve kontrol eden bir bilişe veya bireyin kendi problem çözme stratejilerini
değerlendirme, izleme ve planlama işlemlerinin yürütüldüğü bir mekanizma olarak
tanımlandığını belirtmektedir. Sonuçta bilgi işlem modellerindeki yürütücü biliş,
sistemin işlemleri yürütmesinde etkili olan stratejileri ve sistemin girdisi olan bilgilerin
ilgili ön bilgilerle aynı birime kaydedilmesini yönlendirmektedir. Bu yönüyle üstbilişin
kontrol ve düzenleme boyutuyla ilişkilendirilmektedir. Aynı şekilde Garner (1987) bu
39
iki kavram ve çalışma alanının benzer yönlerinin olduğunu belirtmektedir. Bu benzer
yönler aşağıda maddeler halinde sunulmaktadır:
• Her iki çalışma alanı da öğrenme ve problem çözme süreçlerinde yürütülen
zihinsel işlemlerin analizlerine vurgu yapmakta ve kullanılan stratejilere
odaklanmaktadır.
• Her iki çalışma alanı için de, amaçlar doğrultusunda yapılan davranışları bilişsel
olarak izlemek önemlidir.
• Her iki çalışma alanı da, öğrenme veya problem çözme ürünlerinin incelenmesi,
bunların süreçleri ve bunlardaki başarısızlık üzerine odaklanmaktadır.
• Her iki bakış açısı da, öğrenme ve problem çözme esnasında yürütülen bilişsel
işlemlerin gerçekleşmesinde aktif bir organizasyonun olması gerektiğini
belirtmektedirler.
Üstbiliş ile yürütücü biliş arasındaki farklara ilişkin Garner (1987), bu alanda çalışan
araştırmacıların gelişim ve öğrenme ile ilgili farklı varsayımlara sahip olduklarını ve
farklı araştırma metotları uyguladıklarını belirtmektedir. Araştırmacı bütün bu
nedenlerden dolayı her iki alanda kullanılan terminoloji ve dilde farklılaşmanın
olduğunu ifade etmektedir. Araştırmacı tarafından belirtilen, üstbiliş ve yürütücü biliş
kavramları ve bu alanlarda yürütülen çalışmalar arasındaki farklar Tablo 2.1’de
sunulmaktadır.
40
Tablo 2.1: Üstbiliş ve Yürütücü Biliş Kavramları ve Bu Alanlarda Yürütülen
Çalışmaların Farkları:
Yürütücü Biliş Üstbiliş Bilgi işlem kuramını temel almaktadır. Piaget’nin gelişim evreleri kuramını temel
almaktadır.
Bu alana ilişkin araştırmalarda bilgisayar simülasyonu veya deneysel modeller kullanılmaktadır.
Bu alana ilişkin çalışmalarda klinik mülakat tekniği kullanılmaktadır.
Bu alandaki araştırmalar sembol kullanma öğretimi, girdi-çıktı ve bilgi yetersizliği konuları üzerine odaklanmaktadır.
Bu alandaki araştırmalar bilişsel yapılandırma, farkındalık ve bilinçli öğrenme gibi konular üzerinde odaklanmaktadır.
Öğrenme ürünlerindeki başarısızlığın kontrol mekanizmasındaki başarısızlıktan kaynaklandığı ileri sürülmektedir.
Öğrenme ürünlerindeki başarısızlığı bireysel bilgi boşluğu ve uygun stratejinin kullanılmaması ile açıklanmaktadır.
Bireylerin öğrenme aktivitesinde ilgili bilgiyi transfer edip edememesinin nedeni, başarı ve bilgi ile eşgüdümlü çalışan kontrol sürecinin yapılıp yapılmamasıyla açıklamaktadır.
Bireylerin öğrenme aktivitesinde ilgili bilgiyi transfer edip edememesinin nedeni, bilgiyi transfer etmeye ilişkin üstbilişsel bilgi eksikliğiyle açıklanmaktadır.
Araştırma alanında bilişsel süreçlerin kendi kendine otomatik bir pilot gibi bilinçli bir şekilde kontrol mekanizmasının düzenlemesiyle yürütüldüğü varsayılır.
Araştırma alanında bilişsel süreçlerin bireysel olarak bilinçli bir şekilde yürütüldüğü varsayılır.
Çalışmalarda kullanılan sınıflandırmalar mekaniktir (Didaktiktir).
Araştırmalarda sınıflandırmalar esnek sınırları vardır.
Üstbilişe ilişkin yapılan çalışmalarda sınırlandırmanın yapılmasını sağlamanın ikinci
yolu yürütülen bilişsel aktiviteyi incelemede kullanılacak üstbiliş modelini
belirlemektir. Üstbilişin araştırmacılar tarafından anlamlandırmasını ve çalışmanın
üstbilişin hangi boyutuna atıf edileceğinin belirlenmesini sağlamak amacıyla geliştirilen
üstbiliş modelleri aşağıda sunulmaktadır.
41
1.9.2.1. Üstbilişsel Sınıflandırmalar
Bilişsel süreçlerin bir çok boyutuyla ilişkisi olan üstbiliş çok sayıda bileşene sahiptir.
Bu bakımdan karmaşık bir yapıya sahip olan üstbilişi anlamlandırmak zor olmaktadır.
Bu açıdan bilim insanlarının üstbilişi anlamlandırmalarını kolaylaştırmak ve
araştırmalarda ortak bir bakış açısını sağlayabilmek için bir çok araştırmacı tarafından
(Flavell, 1979; Chi, 1987; Schraw ve Moshman, 1995; Nelson, 1996) üstbilişsel
sınıflandırmalar geliştirilmiştir.
Alan yazında ilk sınıflandırma Flavell (1979) tarafından geliştirilmiştir. Flavell
bilişsel işlemlerin; bireyin sahip olduğu üstbiliş bilgisi, üstbilişsel deneyimleri,
hedefler/görevler ve işlemler/stratejiler olmak üzere dört boyut arasındaki ilişkilerle
izlendiğini belirtmektedir. Araştırmacı üstbiliş bilgisini, bilişsel işlemlerin sonuçlarını
ve süreçlerini etkileyen etkenler veya değişkenlerle ilgili bireyin sahip olduğu bilgi ve
inançlar olarak tanımlamaktadır. Ayrıca üstbiliş bilgisinin uzun süreli bellekte
depolanan bilgilerden farklı olmadığını ve belleğin bu kesiminin bilinçli olarak
yürütülen bilişsel işlemler sonucunda etkinleştirilmiş olabileceğini belirtmektedir. Her
nasıl etkinleştirilirse etkinleştirilsin araştırmacı üstbiliş bilgisinin, bireysel farklılıklar ve
bilişsel işlemler üzerinde etkisinin olduğunu belirtmektedir. Garner (1987) üstbiliş
bilgisi ile diğer bilgiler arasında fark olmadığına göre, bu bilginin de hatalı olabileceğini
ve bilişsel yapıda yapılandırılıp gelişebileceğini belirtmektedir. Aynı şekilde Veenman,
Hout-Wolters ve Afflerbach (2006) bireylerin hatalı üstbiliş bilgisine sahip
olabileceklerini belirtmişlerdir. Araştırmacılar matematik sınavına yeteri kadar
çalıştığını düşünen bir öğrencinin, sınavda başarısız olduğunda öğretmenin çok zor
sorular sorduğunu düşünebileceğini belirtmişlerdir. Araştırmacılar bu tip hataların
öğrencinin bireysel bilgisinden kaynaklandığını belirtmektedirler. Sonuç olarak Flavell
(1979) üstbiliş bilgisinin bilişsel işlemin beklentileri ile bireyin yetenek ve ilgileri
arasındaki ilişkiyi kurduğunu, bilişsel görev, amaç ve stratejiler arasındaki ilişkileri
aydınlatarak işlemi tamamlamak için bilişsel stratejileri seçme, değerlendirme ve işlemi
bırakma kararlarını izlediğini ve yönlendirdiğini belirtmektedir. Araştırmacı bireyin
bilişsel işlemlerini etkileyen değişkenler olarak üstbiliş bilgisinin birey, görev ve
strateji olmak üzere 3 bileşeni olduğunu belirtmektedir.
� Birey değişkeni; Bireyin kendi dışındaki diğer insanlar (annesi, arkadaşı vb.) ve
kendisinin doğası ile ilgili bilgi ve inançlarının tümünü kapsar. Araştırmacı birey
42
değişkeni altındaki bilgiyi 3 katagoride sınıflandırmaktadır; bireyin kendisi ile
ilgili, bireyler arası ve evrensel.
� Bireyin kendisi ile ilgili bilgisi: Bilişsel işlemlerde güçlü ve zayıf
yönlerine ilişkin bilgisine atıf edilmektedir. Örneğin, ipuçlarını daha
etkili görebilmeniz nedeniyle çoktan seçmeli sorularda, açık uçlu
sorulardan daha başarılı olduğunuzu düşünebilirsiniz.
� Bireyler arası bilgisi: Bireyin çevresindeki insanların bilişsel
işlemlerdeki güçlü ve zayıf yönlerine ilişkin bilgisi olarak
tanımlanmaktadır. Örneğin, bir arkadaşınızın akıl yürütme becerilerinin
diğer arkadaşınızdan daha yüksek olduğunu düşünebilirsiniz.
� Evrensel (genellemeler): Bireyin bilişsel psikoloji alanında ortaya
konulan doğrulara yaşantısı yoluyla ulaşmasına atıf edilmektedir.
Örneğin, bir konuyu birden fazla duyu organını aktive edildiğinde daha
anlamlı öğrenildiğini bilebilirsiniz.
� Araştırmacıya göre görev değişkeni, bireyin karşılaştığı görevin içeriği ve
kendinden beklentisine ilişkin bilgisini içermektedir. Bu değişken, yapılan işe
özgüdür. Bireyin yapılan işle ilgili amacı en iyi şekilde başarabilmesi ve bilişsel
işlemi etkili bir şekilde yönetmesini etkileyen değişkenlerin tümünü
kapsamaktadır. Bireyin çoktan seçmeli testlerde doğru seçeneği seçmesi
gerekirken açık uçlu sorularda cevabı oluşturması gerektiğini bilmesi bu
değişkene örnek olarak verilebilir.
� Strateji değişkeni, bireyin bilişsel işlemleri yürütmede ve izlemede
kullanabileceği stratejilere atıf edilmektedir. Örneğin, birey kelimenin yapısını
unutmamak için kelimenin temel yapısına dikkat etmesi ve kelimeyi kendi
cümleleri içinde kullanarak tekrarlaması gerektiğini düşünebilir. Sonuç olarak
araştırmacı üstbiliş bilgisinin, belirtilen üç tip değişkenden ikisinin veya üçünün
etkileşimi sonucu ortaya çıktığını belirtmektedir. Örneğin, siz ağabeyinizden
farklı olarak görev x ile görev y’yi karşılaştırdığınızda, görev x’de strateji b
yerine strateji a’yı kullanmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Strateji değişkeni
üstbilişsel stratejiler bölümünde daha detaylı bir şekilde incelenecektir.
Flavell üstbilişsel deneyiminin; bireyin mevcut bilişsel dengesi ve bilişsel
süreçlerine ilişkin bilgisi ve inançlarından farklı bir süreçle karşılaştığında, bu işlemin
bilinçli bir şekilde gerçekleştirildiği durumlarda meydana geldiğini belirtmektedir.
Örneğin bir öğrenci tarih sınavında boşluk doldurma tipinde soruların yer alacağını
43
tahmin etmektedir. Sınava hazırlanırken tarihlere dikkatini yoğunlaştırarak okuduğunu,
tarihleri tekrarladığını ve hatta tarihler arasında mantıksal ilişkiler kurarak not tuttuğunu
fark eder. Bu işlemler sınavda onun tarihleri transfer etmesini kolaylaştıracaktır
(Öğrenci not tutarak çalışmanın tarihleri yapılandırma ve hatırlamada etkili olduğunu
sınav esnasında anlar). Fakat bu örnekte olduğu gibi üstbilişsel deneyimi her zaman
bilişsel işlemin sonunda gerçekleşmeyebilir. Flavell (1979) üstbiliş deneyimini, bilişsel
işlemin başında, esnasında veya sonunda geçirilebileceğini belirtmektedir.
“Hangi durumlarda üstbilişsel deneyimi geçirilebilir” sorusuna ilişkin iki görüş
bulunmaktadır. Langer (1978) yansıtıcı düşünmeyi etkileyen etmenlerin olmadığı,
önemli ve riskli kararların ve davranışların bulunduğu, basamaklı bir yapının başında
planlama ve sonunda da değerlendirmenin yapıldığı durumlarda üstbilişsel deneyimlerin
meydana gelebileceğini belirtmektedir. Garner (1987) ise üstbilişsel deneyimlerinin
genellikle bilişsel işlemleri yürütmede zorlanıldığı durumlar geçirildiğini belirtmektedir.
Bu iki açıklamadan ilkinde hem başarılı olma hem de başarısız olma durumlarının her
ikisinde de üstbilişsel deneyiminin geçirilebileceği belirtilirken ikincisinde ise sadece
bilişsel işlemleri yürütmede zorlanıldığı durumunlarda üstbilişsel deneyimin
geçirileceği belirtilmektedir. Bireyin farklı bir çalışma stratejisi uygulayıp, sınavda daha
başarılı olduğu ve bunu değerlendirip farkında olması Langer’in tanımını destekleyen
bir örnektir. Her iki çalışmada da üstbilişsel deneyimi geçirmek için bir değerlendirme
yapılmanın gerekliliğinden bahsedilmesine rağmen Langer’in değerlendirmenin yanı
sıra planlama yapmanın gerekliliğine de vurgu yaptığı görülmektedir. Bu iki
açıklamadan yola çıkarak, bilinçli olarak başında planlama ve sonunda
değerlendirmenin yapıldığı, mevcut üstbiliş bilgisinden farklı bir yaklaşımın
sergilendiği veya mevcut üstbiliş bilgisinin yönlendirmesi doğrultusunda bilişsel işlemi
gerçekleştirip sonunda başarısız olunduğu durumlarda üstbiliş deneyiminin gerçekleştiği
düşünülebilir.
Üstbiliş deneyimine ilişkin başka bir önemli nokta üstbiliş bilgisiyle arasındaki
ilişkidir. Flavell (1979) üstbiliş bilgisi ve üstbilişsel deneyiminin kısmen üst üste binen
bir yapıya sahip olduğunu belirtmektedir. Aynı şekilde Garner (1987) bireyin bilişsel
işlemle ilgili üstbiliş bilgisinin var olduğunu ve bu bilişsel işlemle ilgili üstbilişsel
deneyimini de üstbiliş bilgisi doğrultusunda geçireceğini belirtmektedir. Bu nedenle
Flavell (1979) üstbilişsel deneyiminin üstbiliş bilgisini yapılandırmada, gözden
geçirmede ve tekrar yapılandırılmasında etkili olduğunu, bunun tersi olarak da üstbiliş
bilgisinin üstbilişsel deneyimlerini etkilediğini belirtmektedir.
44
Chi (1987) üstbiliş bilgisini farklı bir yaklaşımla tanımlamakta, üst bilgi olarak
tanımladığı üstbiliş bilgisine ilişkin bir sınıflandırma sunmaktadır. Araştırmacı üst
kavramına iki farklı bakış açısından bakarak üst bilginin farklı şekillerde
tanımlanacağını belirtmektedir. Birincisi, üst kavramı biliş veya belleğe ilişkin bilgi
bağlamında kullanılmaktadır. Bu durumda üst bilgi bilişsel bilgidir ve üst bellek bilgisi
olacaktır. Örneğin bireyin bilişsel stillerine ilişkin bilgisi üst bildirimsel bilgi olarak
tanımlanmaktadır. İkinci yaklaşım da, çok kompleks bir yorumla birlikte üst kavramı
ikincil düzey bilgiye (second order knowledge) atıf edilmektedir. Sonuçta üst kavramı
matematikte ikinci dereceden türevde olduğu gibi ikinci düzey görev kavramıyla
benzeştirilmekte ve üst bilginin bu türü biliş ile ilgili bir değerlendirme ve nitelendirme
işlevinden sonra yansıtılabilmektedir.
Chi kavramsal ağda bir çok çeşit bilginin var olması nedeniyle, çeşitli üst bilgilerin
olması gerektiğini belirtmektedir. Bunlar arasında üst bildirimsel bilgi, üst yöntem bilgi
ve üst durumsal bilgi sayılmaktadır.
Chi üst bildirimsel bilgiyi, biliş ve belleğe ilişkin birinci düzey ve ikinci düzey bilgi
olmak üzere iki bakış açısından ele almaktadır. Bireyin biliş ve bellek ile ilgili birinci
düzey bilgisi, etkinlik ve kullanılan strateji çeşitlerinin belleğinin performansını nasıl
etkilediğine veya hayvanlar hakkında neleri bilip neleri bilmediğine ilişkin bilgisidir.
Kısaca üst bilgi veya biliş ile ilgili birinci düzey bilgiyle anlatılmak istenen daha önce
yapılandırılmış belleğe ilişkin bildirimsel bilgilden (Declarative Knowledge) başka
birşey değildir. Bireyin çoktan seçmeli soruları çözmekte açık uçlu soruları çözmekten
daha çok zorlandığına ve soruları çözerken farklı stratejiler kullandığına ilişkin uzun
süreli belleğinde daha önceden yapılandırdığı ve sorulduğunda yansıtabildiği bilişine
ilişkin bilgisine atıf edilmektedir. Üstbilginin bu boyutu Flavell’in modelindeki birey
ve görev değişkenlerine karşılık gelmektedir. Bireyin günlük hayattaki gözlemlerden
yapılandırdığı bilginin, bilim insanlarının ortaya koyduğu teorik bilgilerden farklı
olabileceğini bilmesi de buna örnek olarak verilebilir.
İkinci olarak Chi üst kavramını ikincil düzey bir işlem olarak tanımlamaktadır. Bu
yaklaşım, mevcut bildirimsel bilgilerle ilgili bir işlem veya değerlendirme yapıldığı
durumları ön plana çıkmaktadır. Örneğin, bireye hayvanlarla ilgili ne kadar bilgiye
sahip olduğu sorulduğunda, eğer bireyin uzun süreli belleğin bu soruya ilişkin
yapılandırılmış bir bilgisi yoksa, sorunun cevaplandırılması, bireyin hayvanlarla ilgili
kavramsal ağını aktifleştirmesinin yanında aktifleştirilen bu bölümün nitelendirilmesini
ve değerlendirilmesini gerektirir. Bu durumda üst bildirimsel bilgi bireyin sahip olduğu
45
bildirimsel bilgiler üzerinde bir değerlendirme işleminin yapılmasını gerektiren bir bilgi
yapısını alır. Sonuç olarak; örneğin bireye ivme konusunda neler biliyorsun? sorusu
sorulduğunda, birey bu konuya ilişkin kavramsal ağını aktive edecektir. Bu
aktivasyonda soruya ilişkin uzun süreli belleğinde önceden yapılandırdığı üst
bildirimsel bilgiye sahipse, birey bu bilgiyi yansıtacaktır. Fakat birey sorunun cevabına
ilişkin uzun süreli belleğinde ön bilgiye sahip değilse, birey kavramsal ağında bu
kavrama ilişkin bölümü aktive etmesinin yanında, kavramsal ağını değerlendirmesi
gerekecektir. Bu durumda üst bildirimsel bilgi, kavramsal ağın değerlendirilmesi gibi
bir işlem yapısını alacaktır.
Benzer şekilde Chi üst strateji kavramını açıklamada da iki boyutlu bir yaklaşım
sergilemektedir. Birinci boyutta bireyin önceden yapılandırmış olduğu bildirimsel
bilgisine atıf etmektedir. Örneğin, bireye sınava nasıl çalışırsa konuları daha kolay
hatırlayacağı sorulduğunda, yazarak çalıştığında sınavda daha kolay hatırlayabildiğini
önceden fark edip yapılandırmış olabilir. Bu soruya karşılık birey uzun süreli
belleğindeki ilgili bölümü aktive ederek hatırlar ve cevaplandırır. Kısacası bu boyut
geçmişte yapılandırılmış olan stratejilere ilişkin bildirimsel bilgilerden oluşmaktadır.
Üst kavramı etkinlikler veya bunlarda kullanılacak stratejiler ile ilgili bildirimsel
bilgileri tanımlamak için kullanılmaktadır.
İkinci düzey olarak üst strateji bilgisine bir işlem olarak yaklaşılmaktadır. Bu durum,
bireyin hangi çalışma stratejisiyle çalıştığında daha kolay hatırlayabildiğine ilişkin
bilgiye sahip olmadığında ön plana çıkmaktadır. Birey soruya cevap vermek için
çalışma stratejilerinin tümünü gözden geçirmeli ve bu stratejiler sonucunda elde ettiği
ürünleri bir kural dahilinde değerlendirmelidir. Sonuçta üst stratejiler bireyin kullandığı
stratejileri değerlendirmek için kullanılan kurallar dizisi veya bir işlem olarak
görülmektedir. Chi üst stratejiler ile üst yöntem bilgisinin bilişsel işlemler sonucunda
oluşan ürünlerin oluşum kuralları olarak nitelik ve yapı yönünden birbirlerinden farklı
olmadıklarını belirtmektedirler. Her ikisi de aynı yapıyı ele almasına rağmen üst yöntem
bilgisi üst strateji bilgisinden farklı olarak alana özgü kuralları da değerlendirmek için
kullanılan strateji bilgisini kapsamaktadır.
Nelson (1996) Flavell tarafından geliştirilen sınıflandırmanın yanında üstbilişin alt
boyutlarını toplayan daha geniş bir sınıflandırma geliştirmiştir. Geliştirdiği
sınıflandırmada Şekil 2.1’de görüldüğü gibi iki düzey yer almaktadır. Nelson bilişsel
işlemlerin gerçekleştirildiği düzeyi nesnel düzey (first order) olarak tanımlamıştır. Üst
düzey (second order) olarak tanımladığı ikinci düzeyin ise nesnel düzeyi izlediğini ve
46
kontrol ettiğini belirtmektedir. Bu işlemin gerçekleşmesi için iki düzey arasında iki
yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişkide, nesnel düzeyde gerçekleştirilen bilişsel
işlemlerin izlenmesi için üst düzeye bilgi gönderilirken, kontrol işlemleri için üst
düzeyden nesnel düzeye bilgiler gönderilmektedir. Nelson’a göre eğer nesnel düzeyde
bir hata meydana gelirse izleme işlemi hatalara ilişkin üst düzeye bilgi verecek ve hatayı
düzeltmek için kontrol sürecini aktive edecektir. Bu bakış açısından bilişsel ürünlerde
meydana gelen hataların, izleme sürecinin yürütüldüğü üst düzeydeki hatalardan
kaynaklandığı düşünülmektedir.
Şekil 2.1: Nelson’un Üstbilişsel Sınıflandırması
Üstbiliş kavramını ve bileşenlerini sergilemek için geliştirilen başka bir
sınıflandırmada Schraw ve Moshman (1995) üstbilişi, üstbiliş bilgisi ve üstbilişsel
düzenleme ve kontrol olarak iki bileşen halinde incelemektedir. Araştırmacıların
Flavell (1979) tarafından geliştirilen sınıflandırmaya benzer bir sınıflandırma ortaya
koydukları dikkati çekmektedir. Schraw ve Moshman, üstbiliş bilgisini bireyin bilişiyle
ilgili bilgisi, başka bir deyişle bireyin neyi bilip neyi bilmediğine ilişkin bilgisi ve
farkındalığı olarak tanımlamaktadırlar. Örneğin; kitap okurken ön bilgiye sahip olduğu
bölümleri daha etkili bir şekilde anlayabildiğini ve farklı stratejiler kullanmaya ihtiyaç
duymadığını bilmesi bireyin üstbiliş bilgisidir. Araştırmacılar bildirimsel bilgi, yöntem
bilgi ve durumsal bilgi olarak Brown (1987) tarafından ortaya konulan üstbiliş
bilgisinin üç alt boyutunu sınıflandırmalarında dikkate almaktadır.
Schraw ve Moshman, bildirimsel bilgiyi (Declarative Knowledge) bireyin bilişsel
aktivitesinin tamamlanmasında etkili olan bilişsel aktivite, kendisiyle ve aktiviteyi
etkileyen diğer etmenlere ilişkin bilgisi olarak tanımlamaktadır. Örneğin bireyin günlük
hayattan elde ettiği bilgilerin bilim insanları tarafından ortaya konulan bilgilerden farklı
Üst Düzey (Second Order)
Nesnel Düzey (First Order)
İzleme İşlemi Kontrol İşlemi
47
olabileceğini bilmesi ve soruları çözerken bu ayrımı iyi yapması gerektiğini bilmesi
sahip olduğu bildirimsel bilgisini yansıtmaktadır.
Schraw ve Moshman’a göre yöntem bilgi (Procedural Knowledge) ise bireyin bir
bilişsel aktivitede hangi stratejiyi nasıl kullanacağına ilişkin bilgisini kapsamaktadır.
Örneğin, bireyin coğrafya sınavına bölgelerin çeşitli özelliklerini sık sık tekrarlayarak
çalışması gerektiğini bilmesi yöntem bilgiye örnek verilebilir.
Durumsal bilgi (Conditional Knowledge) ise bildirimsel bilgi ve yöntem bilginin
ortaya koyduğu bilgilerin ne zaman x nerede x nasıl kullanılacağına ilişkin ayrıntılı bir
şekilde incelenmesiyle ortaya konulan bilgi olarak tanımlamaktadır. Bu tanım bireylerin
üç boyutlu üstbiliş bilginin birbirlerinden bağımsız olarak işlemediklerini
göstermektedir. Ayrıca öğrencinin sahip olduğu tüm stratejiler her duruma uygun
olmayacağından, öğrencinin farklı koşullar ve işler için farklı stratejileri kullanması
gerektiğini bilmesi gerekir (Schraw, 1998; Pintrich, 2002). Bu nedenle koşulsal bilgi
bildirimsel ve yöntemsel bilginin verimli kullanılmasında önemli bir işleve sahip
olmaktadır.
Schraw ve Moshman’ın geliştirdikleri üstbiliş sınıflandırmanın bir diğer bileşeni ise
bilişin düzenlemesi ve kontrolüdür. Araştırmacılar bilişin düzenlenmesini bireyin
öğrenme ve düşünmesinin kontrolüne yardımcı olan üstbilişsel aktiviteler olarak
tanımlamaktadırlar. Bilişin düzenlenmesi araştırmacılara göre planlama, izleme ve
değerlendirme olmak üzere üç üstbilişsel beceriyi gerektirmektedir. Planlama,
etkinliği tamamlamak için uygun stratejiyi seçmeyi ve başarıyı etkileyen etmenlerin
belirlenmesini içerir. Planlama ayrıca, amaç belirleme, konuyla ilgili ön bilgileri aktive
etme ve zamanı ayarlamayı içerir (Schraw ve Moshman, 1995). Örneğin planlama,
öğrencinin soruyu çözmeye başlamadan önce sorunun benzerini önceden çözüp
çözmediğine, çözmüşse nasıl çözdüğüne, çözme hızının nasıl olması gerektiğine karar
vermesi gibi işlemleri içerir. İzlemeyi ise araştırmacılar bireyin etkinlikteki başarılarını
kontrol etmesi olarak tanımlamaktadırlar. Örneğin, bireyin soru çözerken gözden
kaçırdığı bir nokta olup olmadığına ilişkin soru köküne dönerek kendini sorgulaması
problem çözme sürecindeki başarısını izlemesine örnek verilebilir. Schraw ve Moshman
değerlendirmeyi, düşünme ve öğrenme sürecindeki düzenleme işlemlerinin ürünlerine
ilişkin bir değerlendirme yapması olarak tanımlamaktadırlar. Örneğin bireyin bilişsel
etkinliği tamamlamasının ardından kullandığı stratejiyi benzer problemlerde kullanıp
kullanamayacağına ilişkin kendini sorgulaması, değerlendirme işlemine örnek olarak
verilebilir.
48
Yukarıda üstbilişin bileşenlerine ilişkin tanımlanan sınıflandırmalar, üstbilişin
bilişsel süreçlerin çok geniş bir bölümünü kapsamakta olduğunu ve bir çok alt bileşene
sahip olduğunu sergilemektedir. Fakat bu karmaşık yapının tanımlanması ve
aydınlatılması için yapılan sınıflandırmaların farklı olduğu kadar benzer yönlerinin de
olduğu görülmektedir. Örneğin; Flavell’in (1979) birey değişkeni olarak tanımladığı
yapıyı, Chi’nin (1987) üst bildirimsel bilgi, Schraw ve Moshman’ın (1995) ise bilişe
ilişkin bildirimsel bilgi olarak tanımladığı görülmektedir. Aynı şekilde üst bilişsel
izleme, kontrol ve düzenlemede yürütülen üstbilişsel aktivitelere ilişkin geliştirilen
sınıflandırmalarda da çeşitli boyutlara değinilmesine rağmen benzerliklerin de olduğu
görülmektedir. Örneğin; Schraw ve Moshman’ın (1995) sınıflandırmasının Flavell
(1979) ile benzerlik gösterdiği görülmektedir.
Alan yazında tanımlanan sınıflandırmalar incelendiğinde üstbilişin genel olarak
üstbiliş bilgisi ve üstbilişsel izleme/kontrol/düzenleme olarak ele alındığı görülmektedir.
Ayrıca üstbilişsel izleme/kontrol/düzenleme bileşeni altında tanımlanan üstbilişsel
aktiviteler incelendiğinde ise genel olarak planlama, izleme ve değerlendirme
aktivitelerine vurgu yapılmaktadır. Bu nedenle çalışmada bireylerin problem çözme
süreçlerinde kullandıkları stratejilerin tanımlanmasında Şekil 2.2’deki sınıflandırma
kullanılacaktır. Araştırmada bu sınıflandırma doğrultusunda bireylerin problem çözme
süreçlerinde kullandıkları problem çözme stratejileri planlama, izleme ve değerlendirme
aktiviteleri temelinde incelenecektir. Ayrıca bireylerin problem çözmede kullandıkları
bütüncül stratejiler ise göreve ilişkin üstbiliş bilgisi ve alan bilgisi dikkate alınarak
inceleneceğinden modelin üstbiliş bilgisi ve üstbilişsel izleme bileşeninin planlama,
izleme ve değerlendirme boyutları dikkate alınarak incelenmektedir.
49
Şekil 2.2: Araştırmada Kullanılacak Üstbilişsel Sınıflandırma
1.9.2.2. Biliş-Üstbiliş ve Bilişsel-Üstbilişsel Stratejilerin Ayrımı
Üstbilişe ilişkin yapılan çalışmaların çoğunda üstbiliş kavramı bireyin bilişine ilişkin
bilgisi olarak ele alınmaktadır. Bu tanım “üstbiliş bilgisi nerede ve nasıl yapılandırılır?”,
“bu yapılandırma bilişten ayrı mıdır?” gibi soruları akla getirmektedir. Biliş ile üstbiliş
arasındaki ilişkinin açık hale getirilmesi önemlidir. Bu konuda Veenman, Hount-
Wolters ve Afflerbach (2006) üstbilişin biliş üzerinde şekillendiğini, alana ilişkin
bilişsel bilgi olmaksızın bireyin o alandaki yeterliliklerine ilişkin üstbiliş bilgisine sahip
olmasının çok zor olduğunu belirtmektedirler. Aynı şekilde Flavell (1979) bilişsel
bilgilerin bulunduğu kavramsal ağda bazı bilgilerin otomatikleşerek üstbiliş bilgisini
oluştuğunu ifade etmiştir. Ayrıca araştırmacı etkinleştirilen bu bölümlerin; bilişsel
olarak yürütülen süreçleri izlediğini, düzenlediğini ve kontrol ettiğini belirtmiştir.
Buradan üstbiliş, bilişsel işlemleri düzenlemek için bireyin bilişine ilişkin bilgisi olarak
düşünülürken, biliş de bireyin bilgilerinin aracı olmaktadır. Forrest-Pressley ve Waller
(1984) bilişi öğrenme ve problem çözme sürecinde kullanılan stratejiler ve zihinsel
ÜstBiliş
Üstbiliş Bilgisi
Birey Değişkeni
Görev Değişkeni
Strateji Değişkeni
Üstbilişsel İzleme/Kontrol
Planlama
İzleme
Değerlendirme
50
işlemlere atıf ederken, üstbilişi ise bireyin bilişine ilişkin bilgisi ve bilişini kontrol etme
becerisine atıf etmektedir. Watts (1998) Flavell’in görüşünü destekleyerek biliş ve
üstbiliş arasında hiyerarşik bir ilişkinin olduğunu belirtmektedir.
Brown (1987) ve Livingstone’a (1997) göre, birbiri içine geçmiş bir yapıya sahip
olan biliş-üstbiliş yapısında en yaygın problem, bilişsel ve üstbilişsel
bilgi/strateji/deneyim arasındaki ayrımın yapılmasının zorluğudur. Bu konuda Chi
(1987) üstbilişe, bilişsel bilgiden daha üst düzey anlamlar yüklendiğinde ayrımın daha
netleşeceğini, bu nedenle üstbilişe bilişsel bilginin ikinci düzeyi olarak bakılması
gerektiğini belirtmektedir. Bu ayrım en fazla bilişsel ve üstbilişsel stratejiler/işlemlerin
birbirinden ayrıştırılmasında görülmektedir. Bu noktada zihinsel işleme hangi düzeyde
bakıldığı önemlidir. Van Hout-Wolters, Simons ve Volet (2000) üstbilişsel aktivitelerin
çeşitli düzeylere ayrıştırılabileceğini belirtmektedir. Pressley (2000) üstbilişsel
aktivitelerin üst, orta ve alt düzey olarak ayrılabileceğini belirtmiştir. Araştırmacılar üst
düzey üstbilişsel aktivitelerin; planlama, izleme ve değerlendirme, orta düzey
aktivitelerin; bilgiyi seçme, tekrarlama ve öğrenme sürecini yansıtma ve alt düzey
aktivitelerin ise; içerikten bilinmeyen kelimenin anlamını çıkarmaya karar verme,
problemin özel durumlarını inceleme ve ifadelere dayalı çıkarımlarını birleştirme
olduğunu belirtmektedir. Meijer, Veenman ve van Hout-Wolters (2006) ise üstbilişsel
aktiviteleri 1. düzey (üst düzey) ve 2. düzey olmak üzere iki düzeyde
sınıflandırmaktadır. Örneğin; Schraw ve Moshman (1995) tarafından tanımlanan
planlama, izleme ve değerlendirme aktiviteleri 1. düzey, Butler (1998) tarafından
tanımlanan etkinliğin analiz edilmesi, etkinliğin beklentilerinin yorumlanması,
amaçların yapılandırılması, uygun stratejilerin seçilmesi, uyarlanması ve
yapılandırılması, işlem sürecinin izlenmesi, içsel dönütlerin genellenmesi, öğrenme
yaklaşımlarının eklemlenmesi ve motivasyonel ve bilinçli-kontrol stratejilerin
kullanılması gibi aktiviteleri ise 2. düzey olarak sınıflandırmaktadır.
Bu farklı bakış açılarına rağmen Livingstone (1997) ve Flavell (1976, 1979)
üstbilişsel stratejileri, bireyin bilişsel amacı gerçekleştirip gerçekleştiremediğinden emin
olmak için zihinsel aktiviteyi kontrol etme sürecinde kullandığı bir dizi işlemler olarak
tanımlamaktadır. Bu işlemler öğrenmeyi düzenlemeye ve izlemeye yardım eder. Aynı
zamanda zihinsel aktiviteleri planlama, izleme ve çıktılarını kontrol etmeyi de içerir.
Araştırmacılar bilişsel stratejileri ise kısmi zihinsel bir amacı başarmak için birey
tarafından kullanılan işlemler olarak tanımlamışlardır. Örneğin, birey yazıyı anlamak
için yazının bir paragrafını okuduktan sonra paragraftaki kavramlara ilişkin kendi
51
kendine sorular sorabilir (üstbilişsel strateji). Kendi kendini sorgulama genel bir
kavramayı izleme stratejisidir. Eğer birey soruları cevaplayamadığını veya tartışılan
kavramları anlayamadığını görürse, yazıyı anlamlandırma bilişsel amacını karşılayıp
karşılamadığından emin olmak için neler yapması gerektiğine karar verir. Bu durumda
tekrar başa dönüp parçayı baştan okur (bilişsel strateji). Örnekte verilen bilişsel ve
üstbilişsel stratejilerin birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Fakat Flavell (1979) bir
stratejinin farklı amaçlarla hem bilişsel hem de üstbilişsel strateji olarak
kullanılabileceğini belirtmektedir. Ayrıca Livingstone (1997) bilişsel ve üstbilişsel
stratejilerin grift bir yapıya sahip olup birbirlerine bağlı olduğunu belirtmiştir. Örneğin,
bireyin kelimenin anlamını hatırlamak için kendini sorgulaması bilişsel bir strateji iken
okuduğunu anlayıp anlayamadığına karar vermek için kendini sorgulaması üst bilişsel
bir stratejidir. Bu noktada bilişsel ve üstbilişsel stratejileri birbirinden ayırmanın en
temel yolu kullanılan stratejinin kullanılma amacına bakılmasıdır (Flavell,1979;
Livingstone, 1997).
Sonuç olarak bilişsel ve üst bilişsel stratejilerin birbiri içine geçmiş bir yapıya sahip
oldukları ve bir stratejinin hem bilişsel hem de üstbilişsel amaçlarla kullanılabildiği
görülmektedir. Bu grift yapıdan neyin bilişsel neyin üst bilişsel olduğunu belirlemek
için stratejilerin kullanım amaçlarının incelenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu
nedenle araştırmada zihinsel bir amaca ulaşılıp ulaşılmadığından emin olmak için
kullanılan stratejiler üstbilişsel, zihinsel işlemleri yürütülmesini desteklemek için
kullanılan stratejiler ise bilişsel olarak ele alınacaktır. Ayrıca araştırmada bilişsel ve
üstbilişsel stratejilerin, birbiri içine geçmiş grift ve hiyerarşik bir yapı içinde birbirilerini
karşılıklı etkileyerek zihinsel sürecin yürütülmesini sağladıkları göz önünde
bulundurulacaktır.
1.9.2.3. Problem Çözme Stratejilerine Bilişsel ve Üstbilişsel Bakış
Alan yazında problem çözme süreçlerine ilişkin yapılan çalışmalar incelendiğinde,
bazı çalışmaların problem çözme sürecine ilişkin modelleri, bazı çalışmaların ise
problem çözme stratejilerini tanımlamaya çalıştıkları görülmektedir. Ayrıca
çalışmalarda problem çözme stratejileri kavramının yerine hiyerarşik kurallar
“heuristics”, problem çözme davranışları gibi kavramların da kullanıldığı dikkati
52
çekmektedir. Problem çözme alanında yapılan çalışmaları incelemeye başlamadan önce
hiyerarşik kurallar ve strateji arasındaki ayırımın yapılması gerekmektedir.
Problem çözmeye ilişkin ilk yazınlarda gerek bilgi işlem kuramının gerekse de
yapay zeka (Artificial Mental) akımının etkisiyle (Polya, 1957; Kilpatrick, 1967; Simon
ve Simon, 1978; Schoenfeld, 1987) strateji yerine hiyerarşik kurallar “heuristics”
kavramı kullanılmıştır. Örneğin Polya (1957) gözlem yöntemini kullanarak yaptığı
çalışmada, bireylerin problemleri; a) problemi anlamlandırma, b) çözüm planını
oluşturma, c) planı uygulama ve d) çözümü değerlendirme olmak üzere dört evrede
çözdüklerini belirlemiştir. Schoenfeld “heuristic” kavramını, problem çözmede
kullanılan stratejiler, kurallar ve tekniklerin tümü olarak tanımlamaktadır. Benzer
şekilde Polya (1973) hiyerarşik kuralları; çalışma metodları ve kuralları olarak
tanımlamaktadır. Solaz-Protoléz ve Sanjosé (2008) ise hiyerarşik kuralların, problem
çözmede işe koşulan basamakları bireylerin anlamlandırmasına yardımcı olan ve
problem çözümünde sistematik yolları onlara sağlayan bir yapı olduğunu belirtmiştir.
Diğer taraftan strateji ise, bir davranış planı veya spesifik olarak başarılmak istenen bir
amacı gerçekleştirme planı olarak tanımlanmaktadır (The American Heritage Dictionary
of the English Language, 2000). Problem çözme açısından strateji ise, kullanılması
muhtemel matematiksel işlemlerin bir koleksiyonudur (Frobisher, 1994). Mayer (1983)
ise problem çözme stratejilerinin, çözümün garantisi olmayabileceğini fakat problem
çözme sürecine kılavuzluk eden bir teknik olarak görülebileceğini belirtmiştir.
Tanımlar ve örnekten görüldüğü gibi hiyerarşik kurallar, problem çözme stratejilerinden
daha geniş bir zihinsel süreci içermektedir. Bu nedenle hiyeraşik kurallar bir stratejiden
ziyade problem çözme yaklaşımı, modeli ve problem çözme sürecinde hiyerarşik bir
şekilde yürütülen alt bileşenler olarak görülebilir. Ayrıca strateji tanımları
incelendiğinde bazı araştırmacıların stratejiyi bir çözüm yolu, bazılarının ise çözümü
yapmak için kullanılan bir teknik olarak ele aldığı görülmektedir. Kısacası strateji
tanımı net değildir. Bu nedenle çalışmada stratejiye, problem çözme yaklaşımı ve
modellerinden farklı bir bakışla iki yönlü yaklaşılacaktır. Birinci yaklaşımda strateji
çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmeyi desteklemek için kullanılan bir araç
olarak ele alınacaktır. İkinci yaklaşımda ise strateji bir çözüm yolu, başka bir deyişle
yaklaşımı olarak ele alınacaktır. Her iki yaklaşım içinde gözlenen stratejiler
tanımlanacaktır. Fakat problem çözme sürecinin tanımlanmasına ilişkin yapılan
çalışmalarda problem çözme modellerinin de yer alması nedeniyle alan yazında
53
tanımlanan problem çözme modelleri ilk başta incelenektir. Son olarak ise problem
çözme sürecine ilişkin tanımlanan stratejilere yer verilecektir.
1.9.2.3.1. Problem Çözme Modellerine İlişkin Çalışmalar
Problem çözme modellerine ilişkin ilk çalışma Polya (1957) tarafından yapılmıştır.
Polya yaptığı çalışmada gözlem tekniğini kullanarak problem çözme sürecinde
bireylerin;
i. Problemi anlamlandırma,
ii. Çözüm planını oluşturma,
iii. Planı uygulama,
iv. İşlemleri değerlendirme
olmak üzere dört evreden oluşan hiyerarşik kuralları yürütüklerini açıklamıştır.
Kilpatrick (1967) Polya’dan farklı olarak öğrencilerin problem çözme süreçlerini
incelemede gözlem yanında sesli düşünme tekniği de kullanmıştır. Araştırmacı problem
çözme sürecinde kullanılan hiyerarşik kuralları incelemede Polya’nın modelini temel
almasına rağmen araştırma sonucunda öğrencilerin problem çözmede; a) problem
durumunu anlamaya çalışma ve okuma, b) problem durumdan çıkarımlarda bulunma, c)
denklem kurma, d) deneme ve yanılma ve e) çözümü kontrol etme olmak üzere 5 evreli
hiyerarşik kuralı kullandıkları bulunmuştur. Bu modele ilişkin araştırmacı özellikle
bireylerin hiyerarşik kuralın evreleri boyunca baştan sona doğru ilerlemesi durumunda
başarılı olabileceğini vurgulamıştır (Akt: Wing-wah, 1983).
Matematik alanında yapılan başka bir çalışmada bilgi işlem kuramını temel alan
Schoenfeld (1987) problem çözme sürecinin a) okuma, b) problemi analiz etme, c)
keşfetme, d) planlama/uygulama ve e) açıklama aktivitelerinden oluştuğunu belirtmiştir.
Benzer şekilde Mettes, Pilot, Roossink ve Kramers-Pals (1981) kimya alanında
yaptıkları çalışmada öğrencilerin; a) problemi analiz etme, b) problemi standart bir
probleme çevirme, c) standart problemin düzenli işlemlerini yürütme ve d) cevabını
kontrol etme ve bulguları yorumlama olmak üzere 4 evreli hiyerarşik kural dahilinde
problemleri çözdüklerini belirtmişlerdir. Frank ve Herron (1985) tarafından geliştirilen
problem çözmeye ilişkin modelin; a) çözümün planlanması, b) planın uygulanması ve c)
işlemlerin değerlendirilmesi olmak üzere üç evreyi içerdiği görülmüştür. Karataş ve
Güven (2003) bireylerin problem çözerken, a) problem cümlesini anlama, b) çözüm için
54
gerekli verileri seçme, c) çözüm için uygun planı seçme, d) problemi cevaplama ve bu
cevabın mantıklı olup olmadığına karar verme, e) problemi genişletme, f) alternatif
yöntem önerme gibi bir takım zihinsel süreçlerden geçmesi gerektiğini belirtmektedir.
Problem çözme alanında yapılan ilk çalışmalarda hiyerarşik kurallar olarak
tanımlanan problem çözme aktivitelerinin birbirine benzerlik gösterdiği görülmektedir.
Bu geliştirilen modellerin en önemli benzerliği her bir çalışmanın bilgi işlem kuramı
çerçevesinde problem çözme sürecini tanımladıkları dikkati çekmektedir. Modeller
arasındaki bir diğer benzerlik de ileri sürdükleri problem çözme evreleridir. İleri sürülen
bütün modellerin problem çözme sürecinde a) problemi anlamlandırma, b) çözüm planı
oluşturma, c) planı uygulama ve d) işlemleri değerlendirme olmak üzere dört zihinsel
aktiviteye vurgu yaptıkları görülmektedir. Ayrıca araştırmacılar modelleri uygulayan
öğrencilerin problem çözme sürecinde başarılı olabilmeleri için model boyunca
doğrusal olarak ileri gitmelerini, kısacası bir önceki evreye geri dönmemeleri
gerektiğini önermektedirler (Schoenfeld, 1987). Bilgi işlem kuramı ve yapay zeka
akımlarının etkisiyle ortaya konulan modellere bakış açısını bazı bilim insanlarının
benimsemedikleri, bunun yerine üstbilişsel bakış açısından problem çözme süreçlerini
incelemeyi tercih etmişlerdir. Bu araştırmacıların başında Heller ve Reif’in (1984) fizik
problem çözme üzerinde yaptığı çalışma gelmektedir.
Heller ve Reif (1984) uzman bireyler tarafından sergilenen hiyerarşik problem
çözme sürecini incelemişlerdir. Araştırmacılar problemi tanımlama, çözümü araştırma
ve çözümü değerlendirme olmak üzere üç evreli problem çözme süreci
tanımlamışlardır. Modelde her bir evre teorik tanımların yapılması, problem durumunun
analizi ve bazı üstbilişsel işlemler içermektedir. Araştırmacılar 24 üniversite öğrencisi
ile modelin etkiliği belirlemek için yaptıkları araştırmada modele ilişkin eğitim almış
olan öğrencilerin, eğitim almamış bireylerden daha başarılı oldukları sergilemişlerdir.
Garofalo ve Lester (1985) ise matematik alanında problem çözme sürecine ilişkin
bilişsel-üstbilişsel bir model ileri sürmüştür. Bu modelde araştırmacı bireylerin problem
çözme sürecinde, a) bulunduğu durumu belirleme, b) çözümü organize etme, c)
işlemleri uygulama ve d) açıklama olmak üzere dört zihinsel evreyi yürüttüklerini
belirtmiştir. Araştırmacı bulunduğu durumu belirleme evresini problemi anlama ve
değerlendirme davranışlarına, çözümü organize etme evresini bütüncül veya lokal
planlamaya karar verme, amaçların tanımlanması ve planlama davranışlarına, işlemleri
uygulama evresini planı uygulama düzenleme davranışlarına ve açıklama evresini ise
planın uygulanması sonucunda elde edilen sonuçları değerlendirme davranışlarına atıf
55
etmektedir. Bütün evrelerde bilişsel ve üstbilişsel aktiviteler yer alabilmektedir. Ayrıca
araştırmacılar Polya (1957) ve Schoenfeld (1987, 1992) tarafından tanımlanan
hiyerarşik kurallardan farklı olarak problem çözme sürecine ilişkin tanımlanan model
boyunca çözüm sürecinin doğrusal olmadığı, bireylerin bazı evrelerde soru köküne veya
bir önceki çözüm basamağa dönebileceğini belirtmektedirler.
Matematik problemlerini çözmeye üstbilişsel bakış açısından yaklaşarak model
geliştirmeye çalışan Artzt ve Armour-Thomas (1992) ise Schoenfeld tarafından
tanımlanan problem çözme sürecinin alt bileşenlerinden planlama/uygulama alt
bileşenleri birbirinden ayırmış ve iki yeni evre ekleyerek yeni bir model sunmuştur. Bu
modelde a) okuma, b) anlamlandırma, c) analiz etme, d) keşfetme, e) planlama, f)
uygulama ve g) açıklama evreleri yer aslmaktadır. Araştırmacı sorunun sesli ve sessiz
bir şekilde okuma işlemlerini modeldeki okuma evresine, problem durumuna özgü
bilgiyi tanımlama, problem durumunu yazma, bir liste veya diyagramla soruyu tekrar
yorumlama, problem durumunu not alma ve benzer problemleri hatırlama işlemlerini
anlamlandırma evresine atıf etmektedir. Uygun bir bakış açısı seçme ve bu bakış
açısından problemi yeniden şekillendirme, uygun mekanizmalar ve ilkeleri transfer
etme ve verilenlerle istenenler arasında ilişkiler kurma işlemlerini analiz etme evresine,
hiçbir işlem yapılmaksızın çözüm sürecini kolaylaştıracak olan bilgilerin araştırılması
veya tekrar okuma veya devam etmeye karar verme işlemlerini keşfetme evresine atıf
etmekteyken, çözüme ulaşmak için uygun çözüm süreci ve stratejisini seçme işlemlerini
ise planlama evresine atıf etmiştir. Ayrıca plan doğrultusunda işlemleri yürütmeyi
uygulama evresine, cevabın makullüğünü ve çözüm sürecini değerlendirme, çözümün
problem durumuna uygunluğunu yansıtma ve işlemleri kontrol etmeyi ise açıklama
evresine atıf etmiştir. Artzt ve Armour-Thomas problem çözme modelinin evrelerinde
yürütülen işlemlerin bilişsel ve üst bilişsel olmasına göre de tanımlamışlardır.
Araştırmacılara göre okuma evresinde gerçekleştirilen işlemler bilişsel, anlamlandırma
evresinde üstbilişsel, analiz etme evresinde üstbilişsel, planlama evresinde üstbilişsel,
keşfetme evresinde bilişsel ve üstbilişsel, uygulama evresinde bilişsel ve üstbilişsel ve
açıklama evresinde ise bilişsel ve üstbilişsel olabileceğini belirtmişlerdir.
Bir başka problem çözme modeli Montague (2003) tarafından tanımlanmıştır. Bu
modele göre bireyler problem çözme sürecinde yürüttükleri zihinsel işlemlerini, a)
okuma, b) anladığını ifade etme, c) problemi görselleştirme, d) hipotez kurma, e)
tahmin etme, f) işlemleri uygulama ve g) kontrol etme olmak üzere 7 evrede
yürütmektedirler. Modelde okuma evresi bireyin problem durumunu anlamlandırması
56
için okuması ve anlayamazsa soruyu tekrar okumasına, anladığını ifade etme evresi
bireyin önemli bilgilerin altını çizmesi ve anlamlandırdığını kendi cümleleriyle ifade
etmesine, görselleştirme evresi bireyin problem durumuna ilişkin şekil veya diyagram
çizmesine, hipotez kurma evresi bireyin kaç basamakta işlemi yaparak sonuca
ulaşacağına karar vererek çözüm planını oluşturmasına ve planını kontrol etmesine,
tahminde bulunma evresi bireyin problemin sonucuna ilişkin tahminde bulunmasına,
işlemleri yapma evresi bireyin planına uygun bir şekilde işlemlerin doğru olduğuna
emin olarak yürütmesine ve kontrol evresi ise bireyin planın bütün basamaklarını yapıp
yapmadığını ve işlemlerinin doğruluğunu kontrol etmesine atıf edilmektedir.
Yimer ve Ellerton (2006) 17 üniversite öğrencisinin 6 matematik problemini çözüm
sürecini incelemişlerdir. Araştırmada bireyler 6 matematik problemi çözmüş ve
sonrasında çözüme ilişkin öğrencilerle bir görüşme yapılmıştır. Verilerin analizi
sonucunda, problem çözme sürecinin soru köküyle meşgul olma, çevirme-
şekillendirme, planı uygulama, değerlendirme ve içselleştirme evrelerinden oluştuğu ve
problem çözme sürecinde bireylerin bu evreler doğrultusunda doğrusal bir şekilde
ilerlemedikleri, tersine problem çözme esnasında geriye dönebildikleri bulunmuştur.
Ayrıca araştırmacılar bu evreler altında yürütülen işlemleri de tanımlamışlardır. Bu
işlemler aşağıda sunulmaktadır;
Soru köküyle meşgul olma evresinde;
• Temel anlamlandırma (Temel düşünceleri ayrıştırma, şekil çizme)
• Bilgiyi analiz etme (Bilgileri içselleştirme, problemi çözmek için konuyla ilgili
temel düşünceleri tanımlama, soru kökündeki bilgiyi alan bilgisiyle
ilişkilendirme)
• Problem durumunu yansıtma (Önceden çözmüş olduğu benzer problemleri
hatırlama veya benzerliklerini değerlendirme, problemin zorluk derecesini
belirleme, probleme ilişkin sahip olunan bilgiyi değerlendirme)
Çevirme-şekillendirme evresinde;
• Keşfetme (Problemde sunulan durumu canlandırmak için spesifik durumları
veya sayıları kullanma)
• Tahminde bulunma (Önceki deneyimleri ve spesifik gözlemlerine dayalı olarak
tahminde bulunma)
• Tahminlerinin ve keşiflerinin olası olup olmadığını yansıtma
57
• Planlama (Tahminlerini test etmek için bütüncül veya lokal bir strateji
tasarlama)
• Problemin temel şekillerini kullanarak planın makûllüğünü tanımlama
Planı uygulama evresinde;
• Planın temel boyutlarını tanımlama (Gerektiğinde planı başarılabilecek alt
planlara bölme)
• Problemin beklentilerini ve durumlarını kullanarak planı değerlendirme
• Planı uygulama (Analiz ederek veya hesaplayarak işlem yapmaya başlama)
• İşlemin uygunluğunu yansıtma
Değerlendirme evresinde;
• Ortaya konulan cevabın problemdeki isteneni yerine getirip getirmemesi
doğrultusunda soruyu tekrar okuma
• İşlemlerde yapılabilecek hatalar kadar planın temel beklentilere uygunluğunu
değerlendirme
• Sonucun mantıklığını değerlendirme
• Çözümü kabul veya red edeceğine karar verme
İçselleştirme evresinde;
• Çözme sürecini yansıtma
• Çözüm sürecindeki temel durumları tanımlama
• Farklı problemlerde bu çözüm sürecinin uygulanabilirliğini veya bu problemde
farklı bir çözüm sürecinin uygulanabilirliğini değerlendirme
• Ele alınan sürecin yeterliğini ve uygunluk derecesini yansıtma
Meijer, Veenman ve van Hout-Wolters (2006) ise problem çözme ve öğrenme
etkinliklerinde yürütülen işlemlere ilişkin bir model geliştirmişlerdir. Bu model
bulunduğu durumu saptama (orientation), planlama (planing), işlemi uygulama
(execution), izleme (monitoring), değerlendirme (evaluation) ve ayrıntılara girerek
düzenleme (elaboration) olmak üzere altı evre altında incelemektedir. Araştırmacılar
tarafından tanımlanan altı evre altında yürütülen işlemler aşağıda sunulmaktadır;
Bulunduğu Durumu Saptama:
• Ön bilgilerini aktive etme
• Etkinliğin beklentilerini yapılandırma
• Hipotez kurma
• Önemli bilgileri tekrarlama veya tanımlama (Hatırlamak için)
58
• Soruyu dikkatli bir şekilde tekrar okuma
• Tablo vb. çizimleri inceleme
• Verilenleri oluşturma
Planlama:
• Anlamak için gerekli olan yerlerde okumayı durdurma
• Önemli bilgiler için paragrafı gözden geçirme
• Öz sorgulama yaparak düşüncelerini organize etme
• Tekrar baştan başlama
• Alt amaçları oluşturma
• İstenilen bilgiye bakmak için paragrafın ilgili bölümünü seçme
• Açıklama yapmada içsel kaynakları kullanma
• Geriye doğru akıl yürütmeye karar verme
• Parçaları seçme
• Sonuçlara dayalı olarak stratejiyi değiştirme gerekliliğine karar verme
• Çalışma planı oluşturma
• Çözüm için soruyu basitleştirme
• Grafiğin içeriğini anlamlandırma
İşlemi uygulama
• Paragrafa dayalı yorumlar yapma
• Okuma esnasında yapılan hataları belirleme
• Not alma, altını çizme, yuvarlak içine alma
• İşlem esnasında oluşan sorularla yüzleşme
• Sesli olarak okuma
• Tekrar okuma
• Kelimeleri atlama
• Parçaları değiştirme
• Tahminde bulunma
• Çözüm planını yürütme
• Birim çevirmelerini yanlış okuma veya telaffuzda hata yapma
• Sesli bildirimin birini diğerine transfer etme
İzleme:
• Bellek kapasitesini kontrol etme
59
• Kısmi anlamlandırmalarını destekleme
• Kavramada hataları belirleme
• Hataları tespit etme
• İstenilen bilgileri bulma
• Bulunamayan gerekli bilgilere odaklanma
• Uygun olmayan yapıları, karmaşıklığı veya mantıklığı kontrol etmeye
odaklanma
• Uygun olmayan kelime veya tanımlara odaklanma
• Hatırlama hatalarına odaklanma
• Etkinliklerin beklentileri temelinde zamanını yorumlama
• Anlamlandırmadaki ilerleyişini destekleme
• Formül veya sembolleri anlamlandırma
• Farklılıklara odaklanma
• Sonuçların yapısal özelliklerini kullanma
Değerlendirme
• Kontrol etme
• Stratejileri açıklama
• Benzerlikleri bulma
• Yorumlama
• Sonuçların tamlığını gözden geçirme
• Öz eleştiri yapma
• Açıklama
Ayrıntılara girerek düzenleme:
• Yorumlama
• Akıl yürüterek paragrafın kısmi parçalarını ilişkilendirme
• Çıkarımda bulunma
• Okunanları özetleme ve yazma
• Tekrar okuyarak özetleme
• Günler ve olayları kullanarak bütün yazıyı özetleme, kelime ve sembolleri
kontrol etme; son testi uygulama
• Problemin zor bölümlerini yorumlama
• Kavramsal ağını yorumlama
60
Problem çözme sürecini üstbilişsel bakış açısıyla inceleyen araştırmalara
bakıldığında, modellerin a) problemi okuma ve anlamlandırma, b) çözüm sürecini
uygulama, c) çözümü ve çözüm sürecini değerlendirme ve d) yansıtma evrelerini
içermektedir. Ayrıca üstbilişsel bakış açısıyla tanımlanan modellerle bilgi işlem kuramı
ve yapay zeka akımlarını temel alarak ortaya konulan hiyerarşik kurallar arasında
farklılıkların olduğu görülmektedir. Bunlar arasında üstbilişsel bakış açısıyla geliştirilen
modellerin hiyerarşik kurallardan daha kapsamlı olduğu, yürütülen işlemleri bilişsel ve
üstbilişsel olarak ayrıldığı, en önemlisi bireyin problem çözme sürecini yansıtması
evresini de modele dahil etmeleri sayılabilir.
Daha önce yapılan ayrım göz önünde bulundurularak bu araştırmada problem çözme
modellerinden ziyade problem çözme sürecinde kullanılan bilişsel ve üstbilişsel
stratejiler üzerine odaklanılmaktadır. Bu bakış açısından aşağıda problem çözme
sürecinde kullanılan stratejilere ilişkin çalışmalar incelenmektedir.
1.9.2.3.2. Problem Çözme Stratejilerini Tanımlamaya Yönelik Çalışmalar
Problem çözme sürecinde kullanılan stratejiler üzerine yapılan ilk çalışmalar
(Simon, 1981; Larkin, 1983; Owen ve Sweller, 1985; Sweller, 1988; Ayres, 1993)
problem çözme stratejilerini çözüm yolu olarak görmekte ve bireylerin problem çözme
sürecinde “ileri doğru çalışma (working forward)”, “geriye doğru çalışma (Working
backwards)” ve “işlem sonu analizi (means and analysis)” olmak üzere üç bütüncül tipte
strateji kullandıklarını belirtmektedirler.
Araştırmacılara göre “ileriye doğru çalışma” stratejisinde bireyler problemde
verilen durumdan başlayarak amaç durumuna ulaşana kadar devamlı olarak ileriye
doğru işlemleri yaparlar. Çözüm sürecinde bir önceki basamağa veya soru köküne
dönmezler. Araştırmalarda genel olarak ileri doğru çalışma stratejisi uzman olan
bireylerin çözüm süreciyle ilişkilendirilmektedir. Örneğin; Larkin (1983) uzman olan ve
olmayan bireylerin fizik problem çözme süreçlerini belirlemek için yaptığı çalışmada,
uzman olan bireylerin fizik problemlerini çözerken ileri doğru çalışma stratejisini
kullandıklarını tespit etmiştir. Aynı şekilde ileri doğru çalışma stratejisi bireyin önceden
benzer problemi çözmesiyle ilişkilendirilmektedir. Örneğin; Kramers-Pals, Lambrechts
ve Wolff (1983) birey problemin benzerini daha önceden çözmüş ise problemin
61
çözümünü bildiğini, dolayısıyla ileri doğru çalışma stratejisinin benzer problemleri
çözmede etkili bir strateji olduğunu belirtmişlerdir.
Geriye doğru çalışma stratejisinde bireyler ilk olarak amaçlanan durumdan başlarlar
(Simon, 1981). Stratejide birey amaç durumundan başlayarak, bu duruma ulaşana kadar
ki oluşturulacak mantıksal basamaklara karar verir. Başka bir deyişle birey sondan
başlayarak problem durumuna ulaşır ve iki durum arasında stratejik bir köprü kurar. Bu
köprü doğrultusunda soruyu çözümler ve sık sık soru köküne veya çözümdeki bir
önceki basamağa geri döner.
Araştırmacılara göre işlem sonu analizi ise geriye doğru çalışma stratejisinin bir
çeşididir. Bu strateji, (a) amaç durumunun tanımlanması, (b) problemde verilen durumla
amaç durumu arasındaki farkları bulma, (c) bu farkı ortadan kaldıran formül veya
denklem gibi bir işlemi bulma, (d) işlemi yapma, (e) eğer işlem sonuca götürmüyorsa
probleme bir çözüm yolu bulana kadar tekrar önceki basamakları gözden geçirmeyi
içeren bir sürecin başarılmasını gerektirir. Strateji bir çok çalışmada (Simon, 1981;
Larkin 1983, Sweller, Mawer ve Ward 1983; Sweller 1988) matematik ve fizik
problemlerini çözmede çeşitli öğrenim düzeyinde öğrenim gören uzman olmayan
bireylerle ilişkilendirilmektedir.
Heyworth (1999) kimya alanında yaptığı çalışmada uzman ve uzman olmayan
bireylerin açık uçlu sorularda kullandıkları problem çözme stratejilerini incelemişlerdir.
Araştırmaya Hong Kong’daki çeşitli liselerde öğrenim görmekte olan 6 uzman ve 6
uzman olmayan birey olmak üzere toplam 12 öğrenci katılmıştır. Araştırmada mol ve
molarite konusu tamamlandıktan sonra uzman olan ve olmayan öğrencileri belirlemek
için aritmetik işlem yapmayı gerektiren soruları içeren bir test uygulanmıştır. Testte
hiçbir şekilde kavramsal ve işlemsel hata yapmayan bireyler uzman, kavramsal ve
işlemsel hatası olan bireyler ise uzman olmayan olarak tanımlanmıştır. Araştırmaya
katılacak olan öğrencilerin seçiminin ardından öğrencilerin problem çözme süreçlerini
belirlemek için açık uçlu soruların bulunduğu test ilk olarak sesli çözdürülmüş ve
çözüm sürecinin tamamlanmasının ardından bir görüşme düzenlemiştir. Verilerin analiz
edilmesi sonucunda araştırmada, uzman olan bireylerin sorulara ilişkin bir ön
deneyimleri olması nedeniyle, hemen soru ve çözüm yolunu hatırladıkları ve ileri doğru
çalışma stratejisini kullandıkları bulunmuştur. Tersine uzman olmayan bireylerin işlem
sonu analizi stratejisiyle problem çözümüne başladıkları, çözümü yapamadıklarında ise
ileri doğru çalışma stratejisi ile çözüme devam ettikleri bulunmuştur. Fakat bu stratejiyi
de etkili bir şekilde kullanamadıkları tespit edilmiştir. Araştırmacılar sonuç olarak
62
bireylerin soru çözümünü kavramsal anlama düzeylerinin, kullandıkları problem çözme
stratejilerinin ve probleme ilişkin yorumlarının etkilediğini belirtmişleridir. Fakat
araştırmacılar bilgi işlem kuramı çerçevesinde problem çözme sürecine baktıklarından
benzer problem çözme ile problem çözme stratejileri üzerindeki etkisine ilişkin
önerilerde bulunmamışlardır.
Hammouri (2003) ise yaptığı çalışmada problem çözme sürecine bütüncül olarak
bakmış ve sürecin tamamını sergileyen stratejileri tanımlamıştır. Araştırma sonucunda
öğrencilerin matematik problemlerini çözmede aşağıda tanımlanan stratejileri
kullandıkları belirtilmiştir;
1. Planlama öncesi döngüsel olarak gidip gelme: Öğrenci istenenleri başarmak için
verilenlerden başlar ve bazı basamaklara geri döner.
2. Planlama sonrası döngüsel olarak gidip gelme: Öğrenci soru çözümüne
istenenleri analiz ederek başlar. Bir önceki basamakta ele aldıklarının bir sonraki
basamağı etkileyip etkilemediğine dikkat etmeksizin amacını başarmak için
verilenlerden hangilerini ele alması gerektiğini düşünür.
3. Planlama öncesi döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma: Öğrenci
istenenleri başarmak için verilenlerden başlar. Bir önceki basamağa dönmeksizin
matematiksel teorem ve genellemeleri araştırır.
4. Planlama sonrası döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma: Öğrenci soru
çözümüne istenenleri analiz ederek başlar. Amaca ulaşmak için daha önceden
meşgul olduğu basamakları saf dışı ederek verilenlerden hangilerini ele alması
gerektiğini inceler.
5. Planlama öncesi işlem sonu analizi: Öğrenci verilenlerden başlar. Problemin
başlangıç ve amaç durumları arasındaki mesafeyi tanımlar. Çözümünün
herhangi bir basamağına ilişkin bilgisini kullanarak bir sonraki basamağa karar
verir. Bir sonraki basamağa ise çok sınırlı değerlendirme yaptıktan sonra karar
verir.
6. Planlama sonrası işlem sonu analizi: Öğrenci problemi çözmek için alt amaçlar
oluşturur. Bu alt amaçları başarmak için sistematik metotlar seçer.
7. Benzer problemleri hatırlama: Öğrenci bu stratejiyi kullanırken benzer problem
ve çözümleri için geçmiş deneyimlerini inceler. İncelemesinden somut ve soyut
içerikler elde eder. Muhtemel çözümleri tahmin ettikten sonra içerikten değerleri
çeker ve tahmin edilmiş sonuçları günceller.
63
8. Ansızın açıklayı verme: Öğrenci her bir problemin çözümünü ansızın üretir ve
cevabı kriterlere uygunluğu, mantıklılığı ve hatasına göre kontrol eder.
9. Deneme ve yanılma: Öğrenci şekillerin bazı bölümlerini kaydırır, döndürür veya
düşündüğünü hiç belli etmeksizin bir daireyi alarak diğerinin üzerine koyar.
Ayrıca Hammouri bütüncül stratejilerin, problem çözme sürecinde yürütülen
okuma-özsorgulama, okuma-özizleme, yazma-özsorgulama, yazma-özizleme,
somutlaştırma-özsorgulama, somutlaştırma-özizleme, hipotez kurma-özsorgulama,
hipotez kurma-özizleme, uygulama-özsorgulama, uygulama-özizleme, kontrol etme-
özsorgulama ve kontrol etme-özizleme bilişsel/üstbilişsel işlemlerden etkilendiğini
belirtmişlerdir.
Sonuç olarak problem çözme sürecinde kullanılan stratejilere ilişkin yapılan ilk
çalışmalar, bireylerin kullandıkları stratejilerin probleme ilişkin deneyimlerine göre
şekillendiğini sergilemektedir. Örneğin Sweller, Mawer ve Ward (1983) ilköğretimden
üniversiteye doğru bireylerin problemlere ilişkin deneyimleri arttığından temel
kinematik problemlerini çözmek için kullandıkları stratejilerin anlam sonu analizinden
ileriye doğru çalışma stratejisine doğru kaydığını belirtmektedirler.
Charles, Lester ve O’Daffer (1987) ise matematik alanında yaptığı çalışmada işlem
gerektiren matematik problemlerini çözerken kullanılan stratejileri tanımlamada,
stratejilere hem çözüm yolu hem de çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yapmada
kullanılan bir araç olarak yaklaşmaktadır. Araştırma sonucunda bireylerin problem
çözme sürecinde kullandığı stratejileri; a) tahmin etme, kontrol etme, gözden geçirip
düzeltme, b) şekil çizme, c) nesneler kullanma, d) denklem kurma, e) örneklere dikkat
etme, f) mantıksal düşünme sürecini kullanma, g) tablo çizme, h) problemi
davranışlarına yansıtma, ı) bir işlem seçme, j) problemi basitleştirme, k) geriye doğru
çalışma olarak tanımlamıştır. Charles, Lester ve O’Daffer tarafından tanımlanan
stratejiler incelendiğinde tahmin etme, kontrol etme, gözden geçirip düzeltme ve geriye
doğru çalışma stratejilerinin bütüncül diğer stratejilerin ise çözüm sürecinin bir veya
birkaç basamağındaki işlemleri yürütmek için kullanılan lokal stratejiler olduğu
görülmektedir.
Aynı şekilde Posamentier ve Krulik (1998) işlem yapmayı gerektiren matematik
problemlerini çözmede kullanılan stratejileri incelemiş ve araştırma sonucunda
bireylerin; a) geriye doğru çalışma, b) örnekler bulma, c) farklı bir bakış açısını
benimseme, d) daha basit benzer bir problemi çözme, e) en uç durumları düşünme, f)
şekil çizme, g) zihinsel olarak tahmin etme ve test etme, h) bütün olasılıkları açıklama,
64
ı) verileri düzenleme ve j) mantıksal düşünme stratejilerini kullandıklarını tespit
etmişlerdir.
Okur (2008) 5 lise 1. sınıf öğrencisinin problem çözme stratejilerini ve problem
çözme adımlarını ve bu faktörlerin problem çözme başarısı üzerindeki etkisini
incelemiştir. Araştırmaya çeşitli liselerin 1. sınıfında öğrenim görmekte olan 5 (4=kız,
1=erkek) öğrenci katılmıştır. Araştırmada bireylere Uluslararası Öğrenci Değerlendirme
Sınavı’nda (PISA 2003) sorulan 10 çoktan seçmeli matematik sorusu sorulmuştur.
Öğrencilerin bu soruların çözümüne ilişkin veriler klinik mülakat ve mülakat sonrası
uygulanan anket ile elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde
Posamentier ve Krulik (1999) tarafından geliştirilen problem çözme stratejileri ve Artzt
ve Armour-Thomas (1992) tarafından geliştirilen bilişsel-üstbilişsel problem çözme
modeli kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin üstbilişin ana bileşenlerini (hata fark
edimi, uyum yeteneği ve düşünceyi ifade etme) incelemek için ise Pappas, Ginsburg ve
Jia (2003) tarafından geliştirilen kodlama sistemi kullanılmıştır. Anket sonuçları ise
kodlamadan elde edilen sonuçları kontrol etmek için kullanılmıştır. Verilerin analizi
sonucunda; öğrencilerin kullandıkları problem çözme stratejileri ile akademik
başarılarının birbirine paralel, fakat problem çözme başarısının sadece stratejilerle
açıklanamayacak kadar kompleks bir süreç olduğu bulunmuştur. Başarılı problem
çözenlerin farklı stratejileri etkili bir şekilde kullandıkları ve gerektiğinde stratejilerini
değiştirebildikleri tespit edilmiştir.
Malloy (1994) matematik alanında yaptığı çalışmada Amerika’da yaşayan Afrikalı
öğrencilerin matematiksel problem çözme becerilerini incelemiştir. Araştırmada 24 8.
sınıf öğrencisinin problem çözme başarıları dikkate alınarak çözümde kullandıkları
stratejiler incelenmiştir. Araştırmada öğrenciler aritmetik işlemler yapmayı gerektiren
problemleri sesli olarak çözmüş ve ardından çözme sürecine ilişkin görüşme
düzenlemiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin problem çözme başarılarını, kullanmış
oldukları stratejilerin ve özellikle çözümü açıklamalarının etkilediği bulunmuştur.
Araştırmada öğrencilerin problem çözerken a) şekil veya diyagram çizme, b) ilişkilere
bakma, c) liste oluşturma, d) tahmin etme ve kontrol etme, e) geriye doğru çalışma, f)
mantıksal çıkarımlarda bulunma ve ı) gerekli olmayan bilgileri göz ardı etme
stratejilerini kullandıkları bulunmuştur.
Sırasıyla matematik ve fen alanlarında yapılan iki çalışmada (Seçil Özkaya, 2000;
Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol, 2006) ise strateji kavramı sadece çözümdeki kısmi
zihinsel işlemi yürütmede kullanılan bir araç olarak ele alınmıştır. Seçil Özkaya (2000)
65
matematik alanında yaptığı çalışmada bireylerin işlem gerektiren matematik
problemlerini çözerken kullandıkları stratejileri tanımlamıştır. Araştırma sonucunda
bireylerin matematik problemlerini çözerken; a) bilinen bir süreci yürütme, b) verilen
süreçten görsel yapılar oluşturma, c) denklem kurma, d) tahminde bulunma, e) deneme
ve yanılma, f) sayı sayma, g) örnek bulma, h) problemi basitleştirme ve ı) hesaplama
yapma stratejilerini kullandıklarını belirtmiştir.
Fizik alanında yapılan bir çalışmada ise Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol (2006)
bireylerin fizik problemlerini çözmede kullandıkları stratejileri incelemişler, fakat
stratejileri problem çözme davranışları olarak tanımlamışlardır. Ayrıca araştırmacılar
problem çözme sürecine lokal olarak incelemiş ve araştırma sonucunda bireylerin fizik
problemlerini çözmede; a) verilenleri ve istenenleri yazma, b) şekil çizme, c) sembol
kullanma, d) zihinde canlandırma, e) ilgili olduğu konuyu düşünme, f) önceden benzer
bir problemle karşılaşıp karşılaşmadığını düşünme, g) ilgili olduğu yasayı bulup yazma,
h) ilgili formülleri yazma, ı) anlamaya çalışma, j) cümle cümle okuma, k) nitel açıklama
yapma, l) nicel açıklama yapma, m) nicelikleri ilişkilendirme, n) problemleri kısımlara
ayırarak çözme, o) verilenleri şekil üzerinde gösterme, p) isteneni içeren bir formül
yazma, r) tekrar okuma, s) önemli noktayı bulma, t) istenilenin altını çizme, u) çözüm
olan bağıntıyı çizme ve v) çözümü okuma stratejilerini kullandıkları bulmuşlardır.
Selçuk Sezgin, Çalışkan ve Erol (2007) fizik alanında öğrenim görmekte olan
öğrencilerin problem çözme stratejilerini kullanma düzeyi ve bu düzey üzerinde cinsiyet
ve öğrenim düzeyinin etkisini incelemişlerdir. Araştırmaya fizik öğretmenliği alanının
çeşitli sınıflarında öğrenim görmekte olan 141 öğrenci katılmıştır. Araştırmada
öğrencilerin problem çözme stratejilerini belirlemek için 35 maddelik likert tipi bir
ölçek olan “Problem Çözme Stratejileri Ölçeği” uygulanmıştır. Ölçek geçerlik ve
güvenirlik çalışması yapılmış ve ölçeğin Cronbach Alfa Güvenirlik Katsayısı 0,82
olarak bulunmuştur. Uygulamadan elde edilen veriler, frekans oranları, ortalama,
standart sapma, t-testi, varyans analizi ve Scheffé testi kullanılarak analiz edilmiştir.
Verilerin analizi sonucunda; kullanım sıklığına göre bireylerin sırasıyla problemi tekrar
okuma, problemi anlamaya çalışma, probleme ilişkin kavram veya kavramları düşünme,
problemi kendi cümleleriyle ifade etme, probleme ilişkin verilen değişkenleri yazma,
problemi şekil veya diyagram çizerek yansıtma, probleme ilişkin ilke veya kuralları
inceleme, daha önceden benzer bir problem çözüp çözmediğini düşünme, problemde
verilen değişkenleri listeleme, problemde istenen değişkenleri yazma, çözümü bulmak
için deneme yanılma metodunu kullanma, problemdeki somut kavramlar üzerine
66
odaklanma, probleme ilişkin sesli düşünme, problemin olası çözümlerini bulma,
problemin çözümünü tahmin etme, problemin çözümünü inceleme, problemin
çözümünde kullanılmış olan işlem basamaklarını kontrol etme, problemi alt problemlere
ayırma, probleme ilişkin hatırlanan formülleri yazma, problemin cevabının mantıklı
olup olmadığını düşünme, problemde verilen değişkenleri tablolaştırma, ilk hatırlanan
çözümü uygulama, çizim yaparak problemi görselleştirme, problemde verilen
değişkenler arasındaki ilişkileri düşünme, farklı bir çözüm yolu deneme, problemi
görselleştirme, problemin ne olduğunu düşünme, problemin benzer problemlerden farklı
olan boyutlarını düşünme, problemdeki verileri sınıflandırma, problemi basit bir dille
tanımlama, problemdeki önemli noktaların altını çizme, problemin çözümü üzerine
odaklanma, problemden elde edilen sonuçları yorumlama, problemdeki sınırlıkları
düşünme ve çözümü planlama stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca
araştırmada kız öğrencilerin ve üst düzeydeki öğrencilerin erkeklere ve alt sınıflardaki
öğrencilere göre daha sık problem çözme stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir.
Karataş ve Güven (2004) ilköğretim öğrencilerinin sözel aritmetik problemlerin
çözüm aşamalarındaki yeterliliklerini incelemişlerdir. Araştırmaya 5 ilköğretim 8. sınıf
öğrencisi katılmış. Araştırmada öğrencilere 4 sözel problem çözdürülmüştür.
Öğrencilerin problem çözüm süreçleri izlenmiş ve ardından klinik mülakat
yapmışlardır. Çözüm süreçlerinden elde edilen veriler, klinik mülakattan elde edilen
verilerle desteklenerek analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; bireylerin problem
durumu anlamlandırma evresinde problemi kendi cümleleriyle ifade etme ve şekil
çizme stratejilerini, planlama evresinde ise denklem kurma stratejisini kullandıkları
bulunmuştur. Ayrıca araştırmada problemi yanlış tanımlayan öğrencilerin, denklem
kurmada ve sonuca ulaşmada zorluk çektikleri tespit edilmiştir.
Walker (2007) yaptığı çalışmada okuma becerisindeki yetersizliğin problem çözme
başarısını etkileyebileceğini belirtmiştir. Alan yazındaki buna benzer bulgular ve
özellikle araştırmada uygulanacak olan testlerin kavramsal test olması, okuma
stratejilerinin de dikkate alınmasını gerektirmiştir. Alan yazında tanımlanan okuma
stratejileri aşağıda tanımlanmaktadır.
O’Malley ve Chamot (1990) bireylerin okuma parçasını okurken kullandıkları
stratejileri incelemişlerdir. Yaptıkları çalışmada bireylerin aşağıda tanımlanan
stratejileri kullandıklarını tespit etmişlerdir;
1. Kaynak incelemesi: Sözlük, ansiklopedi veya kitaplar gibi materyalleri kelime
veya cümlenin anlamına ulaşmak için kullanma,
67
2. Tekrarlama: Bir dil modelini örnek alma, tekrar tekrar uygulama ve içinden
sessiz bir şekilde tekrarlama,
3. Gruplama: Atıfları veya anlamlarına göre kavramları, terminolojileri veya
kelimeleri sınıflama,
4. Çıkarımda bulunma: Yabancı dili üretmek veya anlamak için kuralları uygulama
veya dil analizi temelli kuralları yapılandırma,
5. Görselleştirme: Yeni bilgiyi hatırlama ve anlamlandırmak için (zihinsel veya
gerçek) görsel resimler çizme,
6. İşitsel bildiri: Uzun dil dizini, cümle veya bir kelimenin anlamını zihnindeki
sesinden geri planlama,
7. Anahtar kelime yöntemi: Yabancı dildeki yeni kelimeyi,
a) Yeni kelimeyi anımsatan ses benzerliğine göre birincil dildeki kelimeyi
tanımlama,
b) Birincil dildeki benzer kelime ve ikincil dildeki yeni kelime arasındaki
bazı benzerlikleri kolayca hatırlatan resimleri anımsama
8. Eklemleme: Yeni bilgiyi ile ön bilgiyi ilişkilendirmek, diğerleri ile yeni bilginin
farklı bölümlerini ilişkilendirmek veya yeni bilgi ile anlamlı bireysel
bağdaştırmaları yapma,
9. Transfer etme: Anlamaya veya üretmeye yön veren ön dil bilgiyi veya becerisiyi
işe koşma
10. Anlamını çıkarma: Yeni bilginin anlamına kılavuzluk eden ulaşılabilir bilgiyi
kullanma, çıktıları tahmin etmek veya kaçırılan bilgiyi yakalama,
11. Not alma: Dinlerken veya okurken sözel, grafik veya sayısal formlardaki anahtar
kelimeleri veya kavramları yazma,
12. Özetleme: Dinleme veya okumadan kazanılmış olan yeni bilginin yazılı, sözel
veya zihinsel özetini yazma,
13. Yeniden oluşturma: Yeni bir dil dizinini farklı bir yoldan bir cümle ile
oluşturma,
14. Çeviri yapma.
Ghonsooly ve Eghtesadee (2006) ise bireylerin TOFEL sınavındaki soruları
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejileri incelemişlerdir. Araştırmada
öğrencilere TOFEL sınavında sorulan 6 soru sesli olarak çözdürülmüş ve çözüm
süreçlerini sesli ve görüntülü olarak kaydedilmiştir. Elde edilen veriler O’Malley ve
Chamot (1990) tarafından tanımlana stratejiler çerçevesinde kodlanmıştır. Araştırma
68
sonucunda; bireylerin soru çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler
sırasıyla aşağıda tanımlandığı şekliyle bulunmuştur;
1. Tahminde bulunma: Yazının bir parçasında sunulan bilgiye dayalı olarak yazının
içeriğini tahmin etme
2. Bir kelimenin anlamına ulaşmak için tekrarlama: Kelimenin anlamını uzun
süreli bellekten çağırma ve hatırlamak için kelime veya cümleyi tekrarlama
3. Zor kelime öncesi tekrarlama: Bazen bireyin bir kelimeyi tekrarlamasının nedeni
bu kelimeyi anlamaya kalkışması değildir. Zor kelimeyi anlamak veya
çözümlemek için ilk kelimeyi tekrarlayarak zaman kazanmaya atıf edilmektedir.
4. Paragraf yazma: Bir kelimenin anlamına ulaşmak veya bir cümlenin içeriğini
çözümlemek için kendi ifadeleriyle yeniden oluşturma
5. Çıkarımda bulunma: Bilinmeyen bir kelimenin anlamına kılavuzluk eden ön ve
son eke ilişkin bilgi ve içeriği kullanma
6. Çıkarımda bulunma (Bir kelimenin anlamına ulaşmak için yeniden işlem
yapma): Bilinmeyen kelimenin anlamını kılavuzlamak veya çıkarımda
bulunmak için cümle veya paragrafı yeniden okuma
7. Çeviri yapma: Bir cümlenin içeriğini anlamak veya bir kelimenin karşılığına
ulaşmak için birincil dil kullanma
8. Gözlemciler: Sonradan gelen bilgiye ulaşmada yardımcı olması için zihindeki
ilgili kelime veya benzer olmayan bölümleri alı koyma
9. Sözlük kullanma: Bilinmeyen kelimenin anlamına ulaşmak için sözlüğe bakma
(Bu strateji kaynak incelemeye karşılık gelmektedir.)
10. Çözümleme: Bir kelimenin anlamını belirlemeyi kolaylaştırmak için küçük
parçalara ayırma
11. Ses bilgisi benzerliklerine dayalı olarak kelimeyi tanımlama: Bilinmeyen
kelimenin anlamını ses benzerliği olan yakın bir kelime ile karşılaştırarak
ulaşma
12. Dil bilgisel analiz: Bir kelime, paragraf veya cümleyi anlamlandırma veya
yorumlamada dil bilgisini kullanma
13. Görselleştirme: Parçayı anlamak için içeriğini görselleştirme veya görsel resim
kullanma
Araştırmada öğrencilerin soru çözümüde kullandıkları üstbilişsel stratejiler de
aşağıdaki şekliyle tanımlanmıştır.
69
1. Planlama: Yazıyı okuma ve yazıda nelere dikkat edileceğine ilişkin izlenilecek
yola karar verme
2. İzleme (kelime düzeyinde problemin tanımı): Kelime düzeyinde problemi
tanımlama ve bu tip bir problemin mevcut durumunu içselleştirme
3. Değerlendirme (cümle düzeyinde problemin tanımı): Bir veya daha fazla
cümleyi anlamlandırırken bir problemle karşılaşıldığında, bu güçlüğü fark etme
4. Değerlendirme (ana fikri elde etmek için yeniden işlem yapma): Bireyin
parçanın bir kısmını veya bir cümleyi anlamlandırmada başarısız olduğunu fark
etmesinden sonra parçanın bu kısmını veya gözden kaçırılan bölümü yeniden
okumayı amaçladığında gerçekleşir.
5. Öz sorgulama: Anlamlandırmadaki bir problemi açıklamak amacıyla kendi
kendine sorular sorma
6. Öz doğrulama (önceki hipotezi doğrulama): Yazının çoğunun okunmasının
ardından ortaya konulan çıkarımların veya önceki öngörülerin yanlış olduğunu
keşfeme
7. Öz doğrulama (yanlış anlamlandırmanın düzeltilmesi): Bir kelimenin yanlış
telaffuz edilmesinin ardından telaffuzu düzeltmek için kelimenin tekrarlanma
8. Seçimsel dikkat (önemli bilgiyi tanımlama): Yazının önemli bölümlerinin
tanımlanması esnasında meydana gelmektedir.
9. Seçimsel dikkat (önemsiz ve zor bölümleri fark etme): Yazının belli bölümleri
anlaşılmadığında, bunun nedeninin yazının önemsiz veya zor bölümlerinden
kaynaklandığına karar verme
Problem çözme süreçlerini incelemeye yönelik yapılan çalışmalar, problem çözme
modellerini ve stratejilerini tanımlamalarına göre iki gruba ayrılabilir. Problem çözme
modellerini tanımlama süreci ilk olarak Polya’nın çalışmasıyla başlanmıştır. Polya ve
akabinindeki çalışmalar bilgi işlem ve yapay zeka kuramını temel olarak problem
çözme sürecini incelemişlerdir. Bu incelemeler sonucunda; hiyerarşik kurallar adı
altında problem çözme sürecinin evreleri tanımlanmıştır. Araştırmacılar bireylerin bu
evreler boyunca geriye dönmeksizin ilermeleri durumunda başarılı olabileceklerini
belirtmişlerdir. Bu nedenle hiyerarşik kurallar olarak tanımlamışlardır. Fakat sesli
düşünme tekniği ve üstbilişin ortaya konulmasıyla bazı araştırmacılar, yapay zeka ve
bilgi işlem çizgisinden ayrılmışlardır. Bu kuşaktaki araştırmacılar hiyerarşik kuralları
temel almalarına rağmen, problem çözme sürecindeki üstbilişsel işlemleri de dikkate
almaları nedeniyle geliştirdikleri modeller hiyerarşik kurallara göre daha detaylı
70
olmuştur. Ayrıca araştırmalarda hiyerarşik kurallardan farklı olarak, bireylerin
modeldeki evrelerin bazı basamaklarında geriye dönebilecekleri vurgulanmıştır.
İkinci grup çalışmalar ise problem çözme stratejilerini tanımlamayı amaçlamıştır.
Alan yazında bireylerin soru çözümünde kullandıkları stratejiler üzerine odaklanan
çalışmalar dört grupta incelenebilir. Birinci grup çalışmalarda (Simon, 1981; Larkin,
1983; Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Owen ve Sweller, 1985; Sweller,
1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Hammouri; 2003) strateji kavramı çözüm yolu
olarak, ikinci grup çalışmalarda (Charles, Lester ve O’Daffer, 1987; Posamentier ve
Krulik, 1998; Malloy, 1994; Walker, 2007; Okur, 2008) hem çözüm yolu hem de
çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmede kullanılan bir araç olarak ve üçüncü grup
çalışmalarda da (Seçil Özkaya, 2000; Karataş ve Güven, 2004; Çalışkan, Selçuk Sezgin
ve Erol, 2006; Selçuk Sezgin, Çalışkan ve Erol, 2007) sadece çözümdeki kısmi zihinsel
işlemleri yürütmede kullanılan bir araç olarak ele alınmıştır. Birinci grup çalışmalarda
stratejiye çözüm yolu olarak yaklaşılması ve bu nedenle çözüm süreci bir bütün olarak
değerlendirilmesi nedeniyle çalışmada bu tip stratejiler bütüncül strateji olarak
tanımlanmaktadır. Üçüncü grup çalışmalarda ise stratejiye çözümdeki kısmi zihinsel
işlemleri yürütmede kullanılan bir araç olarak yaklaşılması ve bu nedenle çözüm süreci
lokal olarak incelenmesi nedeniyle çalışmada bu tip stratejiler lokal strateji olarak
tanımlanmaktadır. Bu çalışmada alan yazındaki çalışmalardan farklı olarak stratejiye
her iki yaklaşım dahilinde stratejiler ayrı ayrı tanımlanacaktır. Ayrıca çalışmalarda
problem çözme sürecinde kullanılan stratejilere ilişkin tanımlanan bütüncül ve lokal
stratejiler birbirinden bağımsız olarak düşünülmüştür. Bu bakış açısıyla araştırmada
alan yazındaki çalışmalardan farklı olarak öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli
soruların çözümüde kullandıkları stratejiler, bütüncül ve lokal stratejiler arasında bir bağ
kurularak tanımlanacaktır.
Alan yazında strateji kavramına çözüm yolu olarak yaklaşan ve öğrencilerin
problem çözme süreçlerini bütüncül inceleyerek stratejileri tanımlayan çalışmaların
(Simon, 1981; Larkin, 1983; Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Owen ve
Sweller, 1985; Sweller, 1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Hammouri; 2003) ileri
doğru çalışma, geriye doğru çalışma ve işlem sonu analizi stratejileri üzerine
odaklandıkları görülmüştür. Araştırmacılar bu stratejilerle öğrencilerin soruya ilişkin
bilgileri arasında ilişki kurmuşlardır. Bu çalışmada alan yazındaki çalışmalardan farklı
olarak öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları stratejiler, öğrencinin soruya ilişkin
bilgisi ve problem çözümüne teorik veya sezgisel bilgisiyle yaklaşıp yaklaşmaması
71
boyutları dikkate alınarak tanımlanacaktır. Bu tanımlamayla alan yazında tanımlanan
bütüncül stratejiler detaylandırılacaktır.
Farklı bir bakış açısıyla alan yazında problem çözme stratejilerini tanımlamaya
yönelik şu ana kadar sergilediğimiz çalışmalar öğrencilerin aritmetik işlem gerektiren
soruların çözümünde kullandıkları stratejilere odaklanmışlardır. Fakat dördüncü grup
olarak tanımlayabileceğimiz çalışmalar da öğrencilerin kavramsal soruların çözümünde
kullandıkları stratejiler üzerine odaklanmaktadırlar. Bu nedenle çalışmalar (Ghonsooly
ve Eghtesadee, 2006; Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol, 2006; Selçuk Sezgin, Çalışkan
ve Erol, 2007) çözüm stratejilerini tanımlarken; denklem kurma, formül kullanma vb.
problem çözme stratejilerinin yanı sıra bireylerin okuma esnasında kullandıkları; tekrar
okuma, önemli ipuçlarının altını çizme gibi stratejileri de dikkate almışlardır. Aritmetik
işlem gerektiren soruların çözümünde kullanılan stratejiler üzerine odaklanan çalışmalar
ise (Simon, 1981; Larkin, 1983; Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Owen ve
Sweller, 1985; Sweller, 1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Seçil Özkaya, 2000;
Hammouri; 2003; Karataş ve Güven, 2004) çözüm stratejilerini tanımlarken sadece
denklem kurma, formül kullanma vb. problem çözme stratejilerini dikkate almışlardır.
Alan yazında yapılan çalışmalarda genellikle aritmetik işlem gerektiren sorular
kullanıldığı için, çözüm stratejileri aritmetik işlemleri yürütmeyi temel almaktadır.
Bunun yanı sıra bir çok çalışmada (Stigler, Lee ve Stevenson, 1990; Stevenson ve
Stigler, 1992; Fayol, Barrouillet ve Camos, 1997) ilköğretim öğrencilerinin aritmetik
hesaplamalar ve işlemler konusunda başarılı olmalarına rağmen, kavramsal soruları
çözmede spesifik güçlüklerle karşılaştıkları belirtilmektedir. Lewis ve Mayer (1987)
çözüm sürecini etkili bir şekilde izlemek için zorunlu bir basamak olan soru kökünü
anlamlandırmadaki başarısızlığın, bu güçlüklere neden olduğunu belirtmektedir. Bu
sonuçlar soru kökünü anlamlandırmada kullanılan okuma stratejilerinin önemini ortaya
koymaktadır. Gerek okuma stratejilerinin çözüm sürecine etkisi, gerekse de çalışmada
uygulanan çoktan seçmeli ve açık uçlu testlerin kavramsal olması nedeniyle; bu
çalışmada alan yazındaki çalışmalardan farklı olarak hem problem çözme hem de
okuma stratejilerinden bir sentez oluşturularak bilişsel ve üstbilişsel stratejiler
tanımlanacaktır.
Alan yazındaki araştırmalardan sadece Hammouri (2003) ve Ghonsooly ve
Eghtesadee (2006) çalışmalarında öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları bilişsel ve
üstbilişsel stratejiler tanımlamışlardır. Hammouri (2003) öğrencilerin soru çözümlerini
bütüncül olarak incelemiş ve planlama öncesi önceki basamaklara döngüsel olarak gidip
72
gelme, planlama sonrası önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelme, planlama
öncesi önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma, planlama
sonrası önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapma, planlama
öncesi işlem sonu analizi, planlama sonrası işlem sonu analizi, benzer problemleri
hatırlama, ansızın açıklayı verme ve deneme ve yanılma stratejilerini tanımlamıştır.
Ayrıca araştırmacı, problem çözme sürecinde yürütülen okuma-özsorgulama, okuma-
özizleme, yazma-özsorgulama, yazma-özizleme, somutlaştırma-özsorgulama,
somutlaştırma-özizleme, hipotez kurma-özsorgulama, hipotez kurma-özizleme,
uygulama-özsorgulama, uygulama-özizleme, kontrol etme-özsorgulama ve kontrol
etme-özizleme bilişsel/üstbilişsel işlemlerin soru çözerken kullanılan bütüncül
stratejileri etkilediğini bulmuştur. Özet olarak araştırmacı üstbilişsel bakış açısıyla
problem çözme sürecini incelemesine rağmen üstbilişsel stratejileri tanımlayamamıştır.
Yapılan bir başka çalışmada ise Ghonsooly ve Eghtesadee (2006) bilişsel ve
üstbilişsel stratejileri birbirinden bağımsız iki grupta ele almıştır. Araştırmacılar
üstbilişsel stratejileri bir işlem olarak görmüşlerdir. Örneğin; Öz doğrulama (önceki
hipotezi doğrulama) stratejisinin, yazının çoğunun okumasının ardından ortaya konulan
çıkarımların veya önceki öngörülerin yanlışlığının keşfedilmesiyle meydana geldiğini
belirtmişlerdir. Birey bu fark etme işlemini formül kullanarak veya soru köküne
dönerek yapabilir. Bu nedenle araştırmacılar üstbilişsel stratejileri spesifik halde
tanımlayamamışlar ve bilişsel ve üstbilişsel stratejileri ayrı ayrı ele almışlardır. Bu
bakımdan bu araştırmada alan yazındaki araştırmalardan farklı olarak öğrencilerin soru
çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel lokal stratejiler daha spesifik
tanımlanmaya çalışılacak ve bilişsel ve üstbilişsel stratejilere ayrı ayrı değil de, birbiri
içine geçmiş bir yapıda yaklaşılacaktır. Başka bir deyişle bir stratejinin hem bilişsel hem
de üstbilişsel düzeyde kullanılabileceği kabul edilecektir.
1.9.3. Problem Çözme Stratejilerini Belirlemede Kullanılan Teknikler
Problem çözme süreci; bireylerin alan ve göreve ilişkin bilgisi, kullanılan stratejiler
ve problem çözme sürecini izleme bileşenlerinden oluşmaktadır (van Gog, Paas, van
Merriënboer ve Witte, 2005). Görüldüğü gibi problem çözmenin oldukça karmaşık bir
aktivite olması ve özellikle net bir çerçeve çizilememiş olan üstbilişsel açıdan
bakılmaya çalışılması, problem çözme süreçlerinin değerlendirilmesini
73
zorlaştırmaktadır. Benzer şekilde Georghiades (2004) üstbilişe ilişkin kabul edilen net
bir anlamın olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle problem çözme sürecinin analizi ve
yorumlanması çoğunlukla nitel bir araştırma tekniği kullanmayı gerektirir (Kelly ve
Lesh, 2000). Yapılan çalışmanın amacına göre kullanılacak veri toplama aracı, problem
çözme sürecini net olarak sergileyebilmelidir (van Gog, Paas, van Merriënboer ve
Witte, 2005).
Problem çözme sürecindeki bilişsel ve üstbilişsel farkındalıkları ve kullanılan
stratejileri belirlemek için bir çok teknik kullanılmaktadır. Bunlar arasında likert tipi
ölçekler, sesli bildiriler (aynı anlı bildiriler, geçmişe ait bildiriler, sesli düşünme
tekniği), klinik mülakatlar ve gözlemler (göz hareketlerinin izlenmesi) sayılabilir. Alan
yazında yukarıda belirtilen terimler birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. van Someren,
Barnard ve Sandberg (1994) öğrenme ve problem çözme süreçlerinin belirlenmesinde
kullanılabilecek teknikleri gözlem tekniği, yapılandırılmış teknikler, sesli bildiriler ve
sesli düşünme tekniği olmak üzere dört kategoride incelemektedirler. Araştırmacılar,
sesli bildiri kategorisinde ise süreçle aynı anlı bildiriler, anımsama, sorular ve uyarma,
iç gözlem ve diyaloglu gözlem tekniklerini incelemektedir. Ericsson ve Simon (1993)
ise öğrenme ve problem çözme sürecini tanımlamada kullanılabilecek teknikleri sesli
bildiriler ve sesli düşünme tekniği olmak üzere iki kategoriye ayırmaktadır.
Araştırmacılar sesli bildirileri ise süreçle aynı anlı bildiriler, geçmişe ait bildiriler ve iç
gözlem olarak üç kategoriye ayırmaktadır.
Ericsson ve Simon (1993) ile van Someren, Barnard ve Sandberg (1994) tarafından
yapılan sınıflandırmalar benzerlik göstermektedir. Amaçlarının aynı olmasına rağmen
sesli bildiriler kategorisindeki geçmişte yürütülen bir sürece ilişkin bireyden görüşlerini
belirtmesinin beklendiği bildiriyi van Someren, Barnard ve Sandberg (1994) anımsama,
Ericsson ve Simon (1993) geçmişe ait bildiriler, alan yazındaki bir çok araştırmacı
(Miles, Blum, Staats ve Dean, 2003) ise klinik mülakat olarak tanımlamaktadır.
2.3.3.1. Gözlem tekniği: Problem çözme sürecinde öğrencilerin sergilemiş oldukları
davranışları problem çözme esnasında izlemeye dayanmaktadır. van Someren, Barnard
ve Sandberg (1994) problem çözme süreci esnasında katılımcıların çözüm süreçlerinin
izlenmesi ile etkili sonuçlar elde edilebileceğini ve bu tekniğin gözlem tekniği olarak
adlandırıldığını belirtmektedir. Bu teknikle araştırmacı; bireyin problem çözme
davranışlarını gözleyerek; “Öğrenci hemen çözümü buldu mu?”, “Notlar aldı mı?”, “Sık
74
sık duraksadı mı?”, Hangi literatürü kullandı?”, “Hangi kelimeyi anlamada zorlandı?”
gibi sorulara cevap bulabilir.
Gözlem tekniğinin spesifik bir boyutu, göz ve mimik hareketlerinin izlenmesidir.
Göz hareketlerinin ipucu olarak bilişsel süreçlerin çözümlenmesinde kullanılabileceği
ilk olarak Russo (1979) ve Hansen (1991) tarafından belirtilmiştir. Aynı şekilde
Lauwereyns ve d’Ydewalle (1996) ve Rayner (1998) göz hareketlerinin bilişsel
süreçleri yansıttığını belirtmektedirler. Russo (1979), bilgiyi farklı tiplerine
ayırmaksızın göz hareketlerinin kayıt edildiği geçmişe ait bildirilerde, bu kayıdın
yapılmadığı aynı zamanlı ve geçmişe ait bildirilere göre daha fazla veri elde edileceğini
belirtmiştir. Bu teknikte bireyin bir etkinliği uygularken göz ve mimik hareketleri görsel
ve işitsel olarak kayıt edilir. Kayıttan elde edilen veriler bilişsel sürecin
çözümlenmesinde ipucu olarak kullanılır. Örneğin bir elektrik devresini tamamlama
etkinliğinde problem çözme süreci, devreyi gözden geçirme ve işlemeyen bileşenleri
tanımlamayla başlar. Bu tip aktivitelerde süreç görsel olarak kayıt edilirse, elde edilen
veriler düşünme sürecinin anlaşılmasına kılavuzluk edebilir (Lauwereyns ve
d’Ydewalle, 1996).
2.3.3.2. Yapılandırılmış teknikler: Bilgi kazanımı ve psikoloji alanlarında
kullanılan tekniklerin diğer bir sınıfı, katılımcının bilgisini ve becerisini yansıtan
önceden tanımlanmış formlar ve ölçeklerdir. Bu form ve ölçeklerin yapılandırılması çok
çeşitli yollardan yapılabilmektedir (van Someren, Barnard ve Sandberg, 1994). Bu
teknikle bireyin hem bilişsel hem de davranışsal süreçlerine ilişkin bilgi elde edilebilir.
Fakat bireyin yorum yapmasını önlenmelidir.
Yapılandırılmış tekniklerin önemli bir boyutunu oluşturan, ölçeklerin sınırlıklarına
ilişkin çeşitli görüşler bulunmaktadır. Sperling, Howard, Miller ve Murphy (2002) sesli
bildirilerin, küçük çocukların düşünme süreçlerindeki bileşenleri elde etmede bazı
sınırlılıklara sahip olduğunu belirtmiştir. Bu sınırlılıkları ortadan kaldırmak için bilim
insanları (Fortunato, Hecht, Tittle ve Alvarez, 1991; Schraw ve Denisson, 1994)
üstbilişin herhangi bir alana özgü olmadığını var sayarak, bireylerin herhangi bir
etkinlikteki olası düşünme süreçlerini maddeler halinde yazarak likert tipi ölçeklerle
üstbilişsel farkındalıklarını ve düşünme süreçlerini belirlemeye çalışmışlardır. Fakat
Charles ve Lester (1984) ise problemin çözümünde; mülakat yapma veya düşünme
75
süreçlerine ilişkin soru sormanın ölçeklere göre daha çok kabül gören bir yöntem
olduğunu belirtmişlerdir.
2.3.3.3. Sesli Bildiriler: Problem çözme sürecine ilişkin veri elde etmede kullanılan
diğer bir teknik ise sesli bildirilerdir. Sesli bildirilerin elde edilmesinde farklı
yaklaşımlar izlenmektedir. Bu yaklaşımlar arasında; süreçle aynı anlı bildiriler,
anımsama, sorular ve uyarma, iç gözlem ve diyaloglu gözlem belirtilmektedir (van
Someren, Barnard ve Sandberg, 1994).
2.3.3.3.1. Süreçle Aynı Anlı Bildiriler: Bu yaklaşımda, bireyin etkinliği
tamamlama veya problem çözme gibi zihinsel bir süreci yürütürken bilişinden geçirdiği
bütün düşünceleri sesli olarak belirtmesi beklenmektedir. Birey bilişinde probleme
ilişkin zihinsel işlemleri yürütürken bir yandan da bu süreci sözel olarak bildirmektedir.
Bu nokta bilim insanlarının dikkatini çekmekte ve eleştirilmektedir. Fakat van Someren,
Barnard ve Sandberg (1994) süreçle aynı anlı bildirilerde çalışma hafızasının
içeriğindeki bilginin sözel olarak bildirildiğini belirtmektedir. Buradan süreçle aynı anlı
bildirilerde uzun süreli bellekteki bilginin sözel olarak bildirilmediği ve bu nedenle de
bilginin transferi için ekstra bir zihinsel işlem uygulanmadığı anlamı çıkarılmaktadır.
2.3.3.3.2. Anımsama (Geçmişe Ait Bildiriler, Retrospective Method):
Anımsama, araştırmacılar tarafından geçmişe ait bildiriler (Ericsson ve Simon, 1993) ve
klinik mülakat (Karataş ve Güven, 2003) gibi farklı kavramlarla tanımlanmaktadır.
Fakat farklı kavramlar olmasına rağmen araştırmacıların kavramlara yükledikleri
anlamlar benzerdir.
Anımsama yaklaşımında; birey ilk olarak öğrenme etkinliğini tamamlar veya
problemi çözer. Bu sürecin tamamlanmasının ardından soru çözümü boyunca düşünme
süreçleri hakkında bireye sorular sorulur (van Someren, Barnard ve Sandberg, 1994).
Örneğin bireyin hangi fizik yasasını kullandığı, problemi nasıl çözdüğü, bu soruya
benzer soru çözüp çözmediği, soruyu çözdükten sonra çözümü kontrol etmeyi isteyip
istemediği gibi sorular sorulabilir.
76
Alan yazında bu yaklaşımın zayıf yönlerine ilişkin görüşler bulunmaktadır.
Özellikle küçük çocukların soruya cevap vermekten ziyade görüşmeciye neyi anlatıp,
neyi anlatamadıkları üzerine odaklanmaları nedeniyle, zihinsel işlemlerine ilişkin
sorular sormanın bazı problemleri ortaya çıkardığı ileri sürülmüştür (Miles, Blum,
Staats ve Dean, 2003). Ayrıca zihinsel sürecin tamamlanmasının ardından özellikle
çözüm sürecinde farkında olunmayan zihinsel süreçlerin hatırlanmayabilmesidir. (van
Someren, Barnard ve Sandberg, 1994). Diğer bir çelişki ise geçmişe ait bildirilerde,
olayın tamamlanmasının ardından hem uzun süreli ve hem de kısa süreli bellekten
hatırlanan bilgilerin yansıtdığını düşünülmesidir (Ericsson ve Simon, 1993; Camps,
2003). Aynı şekilde Kuusela ve Paul (2000) bireylerin, geçmişe ait bildirilerde çözüm
sürecinde yürüttükleri davranışlar yerine sonuca götüren etkili davranışları
yansıttıklarını belirtmektedirler. Bu yönelim, bireyin soru çözümünde yürüttüğü gerçek
süreçten ziyade sorunun çözümüne ilişkin doğru çözümü yorumlayıp ve buna ilişkin
bilgiyi uzun süreli bellekten çekerek yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Yanı sıra
geçmişe ait bildirilerin bireyin üstbilişsel bilgisini, aynı anda bildiriler ise problem
çözme davranışlarını ortaya koymada daha etkili olduğu belirtilmektedir.
2.3.3.3.3. İç Gözlem (Introspective Method): İç gözlem 1920 ve 1930’lu yıllarda
psikoloji alanında yapılan çalışmalarda veri toplamak için kullanılan teknikler
arasındadır. Bu teknik anımsamaya alternatif olarak bireyin çözümü tamamlamasının
ardından değil de, seçmiş olduğu başlangıç noktasından itibaren sesli olarak çözüm
sürecini bildirmesine atıf edilmektedir. Başka bir deyişle birey zihinsel bir süreç
üzerinden tutarlı ve tam bildiri vermeyle meşgul edilmektedir. van Someren, Barnard ve
Sandberg (1994) bu tekniğin bazı özelliklerinin anımsama tekniğine, bazı özelliklerinin
ise sesli düşünme tekniğine benzediğini belirtmektedir. Ayrıca araştırmacılar iç gözlem
ile sesli düşünme tekniğinin benzer yönlere sahip olmalarına rağmen sesli düşünme
tekniğinde kısa süreli bellekteki bilginin, iç gözlemde ise çözüm sürecine ilişkin
yorumlarında yansıttıldığını belirtmektedirler.
2.3.3.3.4. Sorular ve Uyarma: Bu teknikte araştırmacı, problem çözme sürecini
soru soracağı ve uyaracağı evreler halinde görmekte, problem çözme esnasında bireye
sorular sorabilmekte ve uzun süre sessiz kaldığında uyarabilmektedir. Bu tekniğin
77
uygulama aşamasında bireye, formülü kullandığında kontrol ettin mi?, bu formülü niçin
kullandın?, problem sana önceden çözdüğün benzer bir problemi hatırlattı mı? gibi
sorular sorabilmektedir.
van Someren, Barnard ve Sandberg (1994) bu teknikle süreç boyunca etkili sorular
sorulduğunda, bireyin bilişsel yapısının spesifik boyutlarına ilişkin veriler elde
edilebileceğini belirtmektedir. Tersine alan yazında, tekniğin dezavantajlarının
bulunduğuna ilişkin görüşler de bulunmaktadır. Chi ve diğerleri (1989), Ferguson-
Hessler ve de Jong (1990) ve van Someren ve Elshout (1985) bu tekniğin evreli olması
ve bireyin arada bir uyarılmasının, ele alınacak problem çözme sürecini etkileyeceğini
belirtmektedir.
2.3.3.3.5. Diyaloglu Gözlem: Gözlem yaparak problem çözme etkinliklerinin bazı
boyutlarını elde edilemeyeceği bilinmektedir. Elde edilemeyen bölümlere ilişkin bireyle
diyaloga geçmek gerekebilir. Diyaloglu gözlem tekniği bu tür yaklaşımlara bir örnektir.
Diyaloglar videoya veya sesli bir kaydediciyle kaydedilir. Kayıttan elde edilen
protokoller süreç hakkında sözel veri olarak kullanılır. Diyaloglu gözlemden elde edilen
verilerin sesli bildiri ve sesli düşünme tekniklerinden farklılık arz ettiğini belirten van
Someren, Barnard ve Sandberg (1994) bu farklılığın, tekniğin sesli düşünme
tekniğinden daha doğal bir ortamda yürütülmesinden kaynaklandığını belirtmektedir.
Bu teknikte genellikle bireylerden, etkinliği nasıl tamamlayacağına ilişkin bilgi
vermesi istenilmektedir. Bireyler bunu genel olarak mimikler veya farklı ipuçlarıyla
destekleyemezler. Bu nedenle teknikte bireyler el ve kol hareketleriyle anlattıklarını
desteklemeye mecbur bırakılmakta ve etkinliği tamamlamak için kullanılan bilgi
kestirilmeye çalışılmaktadır (Sandberg, Breuker ve Winkels, 1988).
Diyaloglu gözlem tekniğinin avantajı kadar dezavantajları da vardır. van Someren,
Barnard ve Sandberg (1994) bu tekniğin bütün etkinliklerde kullanılamadığını ve
bireyin iletişim kurmak için konuşurken bütün süreçleri sesli olarak bildiremediğini
belirtmektedirler.
2.3.3.4. Sesli Düşünme Tekniği: Diğer önemli bir teknik ise sesli düşünme
tekniğidir. Alan yazında teknik, benzer amaçlar doğrultusunda tanımlanmasına rağmen
farklı kavramlarla ifade edilmektedir. Tekniği, Hofer (2004) ve Aral (1999) sesli
78
düşünme metodu, Ericsson ve Simon (1993) ve van Someren, Barnard ve Sandberg
(1994) sesli düşünme protokolleri, Kaynakçıoğlu Beysel (1999) sesli düşünme
oturumları, Tuyan (1998) sesli düşünme süreci ve Hancıoğlu (2004) sesli düşünme
tekniği gibi kavramlarla tanımlamaktadırlar. Çalışmamızda ise bu tekniği sesli düşünme
tekniği kavramıyla tanımlayacağız.
Bilişin göstergesi olarak sesli bildirilerin kullanımı eski yüzyıllara dayanan veri
toplama tekniğidir. Psikolog Karl Duncker (1945) orijinal olarak sesli düşünmeyi
“üretimsel düşünme” ve öğrencilerin düşünsel gelişimlerini sergilemenin bir yolu olarak
tanımlamaktadır (Akt. van Someren, Barnard ve Sandberg, 1994). Duncker’den (1945)
yaklaşık 35 yıl sonra sözel veri elde etmede sesli düşünme tekniğini yeni bir teori olarak
tanımlayan yazısı ile Ericsson ve Simon (1980) tekrar gündeme getirmiştir. Daha sonra
ise Ericsson ve Simon (1993) yayınladıkları kitapta sesli düşünme tekniğinin bilişsel
süreçleri araştırmada güvenilir bir teknik olduğunu ortaya koymuşlardır.
Bu teknikte bireyden, problemi çözerken aklından geçirdiği düşünceleri sesli bir
şekilde söylemesi beklenir. Sesli bildirilere, bireyin süreç boyunca sergilediği
davranışların bir kaydı olarak yaklaşılmakta ve bireyin bilgi yapısı veya bir işlemi
uygulamasının belirtisi olarak söyledikleri yorumlanmaktadır (Newell ve Simon, 1972).
Teknikten elde edilen verilerin analizi ise düşünme sürecindeki bileşenleri, aralarındaki
ilişkileri ve sıralanışını ortaya koyacak şekilde kodlanarak yapılır. Sesli düşünme
tekniği; a) problem çözmede düşünme süreçlerini elde etmede (Simon, 1991), b)
düşünme sürecine ilişkin anketin maddelerini oluşturmada (Bolton, 1993), c) bilgi
kazanma süreçlerini tanımlamada (Payne, 1976), d) matematiksel ilişkileri tarama
modeli ile tanımlamada (Einhom, Kleinmuntz ve Kleinmuntz, 1979), e) deneysel
durumlardaki spesifik hipotezleri test etmede (Stone ve Schkade, 1991), f) uzman
bireylerin davranışlarını göz önüne alarak bilgisayar programlarını değerlendirmede
(Newell ve Simon, 1972), g) başarı testlerinin işlemeyen bölümlerini belirleyerek
yeniden yapılandırılmasında (Shriver, 1984; 1991; Nolan ve Chandler, 1996; Camburn,
Conenti ve Taylor, 2000; Kopriva, 2002; Johnstone, Bottsford-Miller ve Thompson,
2006), h) okurların farklı tipteki yazıları okurken nasıl hareket ettiklerini incelemede
(Pressley ve Afflerbach, 1995), g) yabancı dil öğrenenlerin bilmedikleri kelimelerin
anlamlarını çıkarırken yürüttükleri zihinsel süreçleri tanımlamada (Walker, 1983;
Bensoussan ve Laufer, 1984; Block, 1986; Haastrup, 1987; 1990; 1991; Haynes, 1993;
Morrison, 1996; Paribakht ve Wesche, 1999; Soria, 2001) gibi çok çeşitli amaçlar için
veri elde etmede kullanılabilmektedir.
79
Geleneksel olarak sesli bildirilere ilişkin en önemli eleştiriler; a) sesli bildirilerdeki
verilerin olduğu gibi düşünceleri yansıtıp yansıtmadığı – güvenirlik, b) etkinliği
uygulama esnasında bireyden düşüncelerini açıklamasının istemesinin; düşünme
süreçlerini etkileyip etkilemediği, c) sesli bildirilere davranışsal veriler gibi objektif
olarak yaklaşılıp yaklaşılamayacağı üzerine odaklanmaktadır (Payne, 1994). Bu
belirsizlik döneminde örneğin Nisbett ve Wilson (1977), sesli bildirilere yorumlanan
bildiriler olarak yaklaşırken, Smith ve Miller (1978) ve White (1980) sesli bildirilerin
güvenilir ve geçerli olduğu durumları ayırmaya çalışmışlardı.
Yukarıda belirtildiği gibi sesli düşünme tekniğinin, zihinsel süreci etkilediğine
ilişkin bazı çelişkiler vardır. Fakat Ericsson ve Simon (1993) aynı anlı ve geçmişe ait
bildirilerin, zihinsel süreçleri etkilemediğini, fakat aynı anlı bildirilerin zihinsel
işlemleri yürütme hızını yavaşlattığını ileri sürmektedirler. Ericsson ve Simon (1984)
sesli düşünme tekniğinin güvenirliğine karar vermek için; kısa süreli bellekteki bilgiye
dikkatin yönlendirilmesi ve bu bilginin sesli olarak bildirilmesi için yapılması gereken
zihinsel işlemlerin sayısına bakılması gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar
kısa süreli bellekteki bilginin sözel olması durumunda, bu bilginin sesli olarak
bildirilmesinin ek bir zihinsel işlem gerektirmeyeceğini, fakat bilgi sözel olarak
kodlanmamışsa, bu bilginin sesli olarak bildirilmesi için sözel kodlanması için ek bir
zihinsel işlemin yapılması gerektiğini düşünmektedirler. Ericsson ve Simon (1993) sesli
düşünme tekniğinin, bireyin kısa süreli belleğindeki düşüncelerini ortaya koyduğunu;
çünkü zihinsel süreçlerin kısa süreli bellekte işlenerek ilerlediğini ve şekillenen son
düşüncelerin yansıtılabildiğini belirtmektedir. Fakat Payne (1994) sesli bildirilerin,
zihinsel işlemin arka yapısında gerçekleşmesinden dolayı zihinsel işlemin yapısını
değiştireceğini belirtmektedir. Ericsson ve Simon (1984) sesli bildirilerin, etkinliği
tamamlamak için zihinde yürütülen temel işlemin bir sonucu olduğunu ve bu temel
işlemin yürütmede kullanılan bilgi veya bilgi dizisini gerektirmediğini belirtmektedirler.
Bu teknik, nicel metotlara nazaran daha güvenilir sonuçlar ortaya koyan özelleştirilmiş
etkinlikleri işe koşmakta ve bildiriler yürütülen zihinsel süreçle aynı zamanlı
olduğundan zihinsel hatalara ilişkin problemleri en aza indirgemektedir (Ericsson ve
Simon, 1980).
Yukarıda da belirtildiği gibi sesli düşünme tekniğinde bireyler bir etkinlik üzerinde
çalışırken bütün düşünceleri sesli olarak söylemekte iken, geçmişe ait bildiride ise bir
etkinliği tamamladıktan hemen sonra sürece ilişkin neler yaptıklarını anlatmaktadırlar.
Fakat etkinlikteki başarının altında yatan zihinsel süreçler hakkında güvenilir sonuçlara
80
ulaşmak için zihinsel sürecin yürütülmesi ve bunun yansıtılması, döngüsel bir yapıya
sahip olması gerekir (Ericsson ve Simon, 1993).
Diğer bir çelişki ise süreçle aynı anlı bildirilerin süreç boyunca kısa süreli bellekten
ulaşılabilen bilgileri, geçmişe ait bildirilerin ise olayın tamamlanmasının ardından uzun
süreli ve kısa süreli bellekten hatırlanan bilgileri yansıtmasıdır (Ericsson ve Simon,
1993; Camps, 2003). Farklı bellek sistemlerine atıf eden bildirilerden elde edilen
problem çözmeye ilişkin verilerin de farklılık arz edeceği düşünülmektedir (Taylor ve
Dianne, 2000; Rosenthal, Rosnow ve Rubin, 2000). Kuusela ve Paul (2000) aynı
zamanlı bildirilerin, geçmişe ait bildirilerden daha fazla bilgi elde etmeyi sağladığını
belirtmektedirler. Çünkü bireyler, geçmişe ait bildirilerde genellikle sonuca götüren
etkili davranışlara atıf etmektedirler. Bu katılımcının gerçek süreçten daha doğru
çözümü yorumlayıp ve buna ilişkin bilgiyi uzun süreli bellekten çekerek
yorumlamasından ve yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca geçmişe ait
bildirilerden daha az bilginin elde edilmesinin diğer bir nedeni sürece ilişkin
yapılanların unutulmasından kaynaklanabilmektedir. Bunun yanında geçmişe ait
bildiriler; bireyin daha fazla üstbilişsel bilgisini, aynı anda bildiriler ise problem çözme
davranışlarını ortaya koyabilmektedir. Bu iki bildiri çeşidinin avantajlı yönlerini
birleştiren bir tekniğe ihtiyaç duyulduğunu belirten Camps (2003) ve Taylor ve Dianne
(2000) her iki bildiri çeşidinin de birbirini tamamlar şekilde kullanılması gerektiğini
belirtmektedir. Aynı şekilde Ericsson ve Simon (1993), Branch (2000) ve Fonteyn,
Kuipers ve Grobe (1993) anlık bir zaman diliminde sesli olarak veri toplamanın
ifadeleri anlaşılmaz hale getireceğini, bu nedenle sesli düşünme süreci tamamlandıktan
sonra sürece ilişkin bir görüşmenin de yapılması gerektiğini belirtmektedirler.
Bu bakımdan sesli düşünme tekniğinin etkiliğini attırmak için, teknik iki aşamada
yürütülmektedir. İlk aşama boyunca birey soruyu çözüm sürecinde aklından geçen tüm
düşünceleri sesli olarak belirtmektedir. Bu esnada araştırmacılar çözüm sürecine ilişkin
önemli noktaları not almakta ve öğrencileri uzun süre sessiz kaldıklarında
uyarmaktadırlar. Çünkü öğrencilerin dikkati kolaylıkla dağılabilmektedir (Ericsson ve
Simon, 1993). Sesli düşünme süreci tamamlandıktan sonra bu tekniğin ikinci
basamağında çözüm sürecine ilişkin alınan notlar izleme soruları olarak bireye
sorulmaktadır. Bu soruların cevapları birincil veri kaynağı değildir, fakat sesli düşünme
tekniğinden elde edilen açık olmayan verilerin açık hale getirilmesini sağlamaktadır.
Benzer şekilde Hönig (1988) ve Kıraly (1990) sesli düşünme sürecinden sonra
problemin çözüm yollarına ilişkin sorular sorulması gerektiğini belirtmektedirler.
81
Sesli düşünme tekniğinin avantajlarının yanında dezavantajları da bulunmaktadır.
Ericsson ve Simon (1984) sesli bildirilerin analizlerinin çok zaman almasının bu
tekniğin en önemli dez avantajı olduğunu belirtmektedir. Johnstone, Bottsford-Miller ve
Thompson (2006) ise bilişsel güçlüğe sahip öğrencilerden sesli düşünme tekniği ile
güvenilir veri toplanamadığını belirtmektedirler. Ayrıca araştırmacılar, sesli düşünme
tekniğinin, çok zor problemlerde öğrencilerin problemleri çözerken düşüncelerini sesli
olarak anlatmada güçlük çekmeleri nedeniyle bu problemler için etkili veri
sağlamadığını belirtmektedirler. Araştırmacılar sesli düşünme tekniğinin nicel veriler
sağlayan ölçme tekniklerinin yerine kullanılamayacağını, fakat bu tekniğin öğrenci
başarısına ilişkin anlaşılması güç olan noktalara dair veriler sağlayabildiğini
belirtmektedirler.
1.9.4. Farklı Soru Formatlarıyla Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel Stratejiler
Arasındaki İlişki
Bir çok çalışmada (Anderson, 1989; 1991; Barnett-Foster ve Nagy, 1996; O’Neil ve
Brown, 1998; Katz, Bennett ve Berger, 2000; Coderre, Harasym, Mandin ve Fick,
2004) farklı soru formatlarını çözüm sürecinde bireylerin kullandıkları bilişsel ve
üstbilişsel stratejiler karşılaştırılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda genel olarak bireylerin
farklı soru formatlarını çözerken kullandıkları stratejilerin farklı olduğu bulunmuştur.
O’Neil ve Brown (1998) ilköğretim düzeyinde yaptıları çalışmada öğrencilerin açık
uçlu ve çoktan seçmeli sorulardaki çözüm süreçlerini incelemişlerdir. Araştırmaya
Kaliforniya eyaletinde 14 ilköğretim okulunda öğrenim görmekte olan 1480 sekizinci
sınıf öğrencisi katılmıştır. Fakat uygulama sonrası çeşitli sebeplerden dolayı 342
öğrencinin verisi çıkartılmıştır. Çalışmada açık uçlu ve çoktan seçmeli soruları içeren ve
merkezi bir sınav olan Kaliforniya Öğrenmeyi Ölçme Sistemi Sınavı’ndan (California
Learning Assessment System) 1032 öğrencinin aldığı puanlar kullanılmıştır. Ayrıca
araştırmada bu sınavın uygulanmasının ardından bir kaç gün içinde öğrencilerin açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruları çözümündeki duyuşsal ve bilişsel faktörleri belirlemek
amacıyla likert tipi bir ölçek uygulanmıştır. Bu ölçek, her soru formatı için çaba, kaygı,
bilişsel strateji ve öz-kontrol boyutlarında 8’er madde olmak üzere toplam 24 maddeyi
içermektedir. Ölçekler birer veya en fazla üç gün arayla uygulanmıştır. Verilerin analiz
edilmesi sonucunda öğrencilerin sınavın açık uçlu ve çoktan seçmeli test bölümlerinden
82
aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu ve öğrencilerin
çoktan seçmeli sorularda daha başarılı oldukları bulunmuştur. Ayrıca araştırmada
bireylerin açık uçlu soruların çözümünde çoktan seçmeli soruların çözümünden daha
fazla bilişsel strateji kullanmalarına rağmen çoktan seçmeli sorularda daha az öz kontrol
yaptıkları bulunmuştur. Bu sonuçlar dahilinde araştırmacılar öğrencilerin çoktan
seçmeli testde daha başarılı olmalarının; açık uçlu soruların çoktan seçmeli sorulara
göre daha fazla bilişsel strateji kullanmayı gerektirmesi ve bu sorularda öğrencilerin
daha fazla kaygılanmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir. Aynı şekilde Anderson
(1989, 1991) dil alanında yaptığı çalışmada öğrencilerin farklı soru formatlarının
çözümde kullandıkları stratejileri incelemiştir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin
çözüm sürecini belirlemek için sesli düşünme tekniği kullanılmıştır. Verilerin analizi
sonucunda; öğrencilerin farklı soru formatlarının çözümünde farklı stratejiler
kullandıkları tespit edilmiştir.
Coderre, Harasym, Mandin ve Fick (2004) yaptıkları çalışmada beş seçenekli
geleneksel ve genişletilmiş çoktan seçmeli soruların, öğrencilerin problem çözme
becerileri ve problem çözme stratejileri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Araştırmaya
Kalgari ve Ottava’da tıp fakültesi gastroentroloji bölümü son sınıfında öğrenim
görmekte olan 40 öğrenci (Uzman=20, Uzman olmayan=20) katılmıştır. Araştırmada
öğrencilerin uzmanlık düzeyleri, klinik uygulamalara katılma oranlarına göre
belirlenmiştir. Klinik uygulamalara % 80 oranı ve üstünde katılanlar uzman, % 80’den
daha az katılanlar ise uzman olmayan olarak tanımlanmıştır. Bireylerin problem çözme
becerileri iki testten aldıkları puanlarla karşılaştırılmıştır. Soru çözümünde kullandıkları
problem çözme stratejilerine ilişkin veriler ise sesli düşünme tekniği ve akabininde
çözüm sürecine ilişkin yapılan görüşme ile elde edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda
her iki soru formatı ile tanımlanan problem çözme becerileri arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmacılar bu sonuçla, çoktan seçmeli testlerin iyi
yapılandırılması dahilinde, üst düzey akıl yürütme becerilerini de ölçemeye imkan
verdiğini belirtmişlerdir. Diğer taraftan araştırmacılar, çoktan seçmeli soruların üst
düzey akıl yürütme becerilerini ölçmesi üzerinde seçenek sayısından ziyade soru kökü
ve içeriğinin daha etkili olduğunu belirtmişlerdir. Aynı şekilde benzer sonuçlar bir çok
araştırmacı (Maguire, Shakun ve Harley, 1992; Shakun, Maguire ve Cook, 1992; Case
ve Swanson, 1994; Boshuizen, van der Vleuten, Schmidt ve Machiels-Bongaerts, 1997)
tarafından vurgulanmıştır. Araştırmanın ikinci alt problemine ilişkin veriler analiz
edildiğinde ise çalışmada kullanılan soruların sadece seçenek sayılarının farklı olması
83
nedeniyle öğrencilerin kullandıkları stratejilerin farklı olmadığı bulunmuştur. Kullanılan
stratejilerin, soru kökünü anlamlandırma ve yorumlamaya bağlı olduğunu, bu nedenle
farklı strateji kullanımının nedenlerini incelemek için soru kökündeki ipuçlarına dikkat
edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Tsagari (1994) yabancı dil olarak İngilizce öğrenimi gören öğrencilerin açık uçlu ve
çoktan seçmeli testlerden aldıkları puanlar ve bu soruların çözümünde kullandıkları
stratejileri incelemiştir. Araştırmaya 57 Yunan öğrenci katılmıştır. Öğrenciler yoğunluk
konusuna ilişkin metinlerin yer aldığı çoktan seçmeli ve açık uçlu testleri
tamamlamışlardır. Araştırmada öğrencilerin soru çözümünde kullandıkları stratejileri
belirlemek için kontrol listesi ve likert tipi bir ölçek kullanılmıştır. 2 öğrencinin çözüm
süreçlerinde kullandıkları stratejileri belirlemek için ise çözüm sonrası görüşme
düzenlenmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin soru çözüm stratejilerini farklı
sıklıklarda kullanmaları nedeniyle açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerin öğrencilerdeki
benzer eğilimleri ölçmediği bulunmuştur.
Barnett-Foster ve Nagy (1996) kimya alanında yaptıkları çalışmada öğrencilerin açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları strateji ve yaptıkları hataların
soru tipi ile ilişkisini incelemişlerdir. Araştırmaya üniversite 1. sınıfta öğrenim
görmekte olan 300 öğrenci katılmıştır. Araştırmada öğrenciler ilk olarak açık uçlu ve
çoktan seçmeli testleri cevaplamışlardır. Bu uygulama ardından öğrencilerin çözüm
süreçlerine ilişkin görüşlerini almak için aralarından seçilen 21 öğrenci ile görüşme
düzenlemiştir. Elde edilen veriler çözümlendiğinde, öğrencilerin açık uçlu ve çoktan
seçmeli soruların çözümünde kullandıkları strtatejiler ve yaptıkları hatalar arasında fark
olmadığı bulunmuştur. Fakat araştırmada öğrencilerin soruların çözümünde stratejileri
kullanma sıklıklarının farklı olduğunu bulunmuştur.
Katz, Bennett ve Berger (2000) yaptıları çalışmada açık uçlu ve çoktan seçmeli
soruların çözümünde bireylerin kullandıkları stratejileri incelemişlerdir. Araştırmaya 55
lise öğrencisi katılmıştır. Öğrenciler birbirine paralel, fakat farklı beklentide olan açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruları çözmüşlerdir. Öğrencilerin soruları çözüm süreçleri
görsel olarak kayıt edilmiş ve değerlendirilmiştir. Öğrencilerin çözüm stratejileri açık
uçlu sorularla ilişkilendirilen geleneksel (denklem kurarak ve yazarak cevaplama) ve
çoktan seçmeli sorularla ilişkilendirilen geleneksel olmayan (muhtemel çözümü tahmin
etme) olarak sınıflandırılmıştır. Verilerin çözümlenmesi sonucunda öğrencilerin bir
çoğunun açık uçlu soruların çözümünde geleneksel olmayan stratejiyi kullandıkları
bulunmuştur. Ayrıca, araştırmada soru formatlarının zorluk derecelerinin farklı olarak
84
bulunmasının nedeninin strateji seçimindeki farklılıklardan kaynaklanmadığı
bulunmuştur. Bazı sorularda soru formatının strateji üzerinde etkisi olmasına rağmen
soruların zorluk derecesi üzerinde etkisi olmadığı vurgulanmıştır. Aynı şekilde Herman,
Klein, Heath ve Wakai (1994) farklı soru formatlarının çözümünde öğrencilerin farklı
zihinsel yaklaşımlar uyguladığını belirtmektedir. Ayrıca araştırmacılar, öğrencilerin
genel olarak çoktan seçmeli sorularda deneme yanılma, tahmin ve kontrol
yaklaşımlarını sergilerken, açık uçlu sorularda ise matematiksel işlem yaparak sonuca
ulaşmaya çalıştıklarını belirtmektedirler. Araştırmacılara göre böyle bir sonuç;
öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların beklentilerinin farklı olmasından,
doğru sonuca ulaşmak için farklı işlemler yapmaları gerektiğine inanmalarından
kaynaklanmaktadır. Araştırmacılara göre, öğrenciler açık uçlu sorularda doğru sonuca
ulaşmak için grafik veya şekiller gibi görsel materyaller kullanmaları gerektiğini, çoktan
seçmeli sorularda ise işlemler yaparak doğru cevabı seçenekler arasından bulmaları
gerektiğini düşünmektedirler.
Farklı soru formatlarında öğrencilerin kullandıkları stratejileri inceleyen
araştırmalara bakıldığında, genel olarak dil ve matematik alanı üzerinde çalışıldığı
görülmektedir. Araştırmaların çoğunda stratejiler bilişsel düzeyde bütüncül olarak
incelenip karşılaştırılmaktadır. Araştırmalar arasında bir tek O’Neil ve Brown (1998)
tarafından yapılan çalışmada üstbilişsel bakış açısı benimsenmiştir. Bu çalışmada da
üstbilişsel stratejilerden ziyade öz kontrol kavramı üzerine odaklanılmıştır. Ayrıca bu
araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları
bilişsel stratejiler ve öz kontrolleri likert tipi bir ölçekle tanımlanmıştır. Bu nedenle
çalışmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerde kullandıkları stratejiler ilk
olarak tanımlanacaktır. Bu işlemin ardından ise çalışmada, alan yazındaki çalışmalardan
farklı olarak öğrencilerin benzer sorularda kullanıldıkları stratejiler nitel olarak
karşılaştırılacaktır.
85
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın yöntemi, örneklemi ve veri toplama araçları
tanıtılmaktadır. Ayrıca bu çalışmada elde edilen verilerin analizinin nasıl yapıldığı
sunulmaktadır.
3.1. Araştırma Modeli
Bu çalışmada nicel ve nitel araştırma tekniklerinden oluşan çoklu metot
(multimethod) kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda tarama modellerinden tekil
tarama modeli (Karasar, 2002), nitel boyutunda ise örnek olay çalışmalarından bütüncül
çoklu durum deseni temel alınmıştır (Yıldırım ve Şimşek, 2000).
Uygulama Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Gazi Üniversitesi Gazi
Eğitim Fakültesi’nde 2007-2008 eğitim-öğretim yılında gerçekleştirilmiştir.
Uygulamada ilk olarak sesli düşünme seansı için, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim
Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 1. sınıfta öğrenim görmekte olan
gönüllü öğrenciler arasından rasgele yöntem ile 24 öğrenci seçilmiştir. Sesli düşünme
tekniği için öğrencilerin sadece Gazi Üniversitesi’nden seçilmesinin nedeni, bu tekniğin
uygulama sürecinin uzun sürmesi nedeniyle araştırmacının belirtilen üniversiteye
ulaşımının kolay olmasıdır.
86
Şekil 3.1 Uygulama Süreci
Her iki üniversitede de YÖK tarafından belirlenen Fizik I dersi öğretim programı
doğrultusunda kuvvet ve hareket konularının işlenmesi aralık ayı içerisinde
tamamlanmıştır. Konuların işlenmesinin ardından sesli düşünme seansına seçilen
öğrenciler dışında kalan katılımcıların kuvvet ve hareket konularına ilişkin kavramsal
anlamalarını belirlemek için açık uçlu ve çoktan seçmeli testler uygulanmıştır. Açık
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi
Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı
1. Sınıf Öğrencileri
I. Grup Gazi Üniversitesi’nden gönüllü
24 Katılımcının Seçilmesi
II. Grup Gazi Üniversitesi’nden seçilen 24 katılımcı dışında kalan katılımcılar
Sesli Düşünme Tekniğinin Uygulanması
Açık Uçlu ve Çoktan Seçmeli Testlerin Uygulanması
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 1. Sınıf Öğrencileri
87
uçlu ve çoktan seçmeli testler birer hafta ara ile belli bir sıra takip edilmeksizin, sınıfta
çantadan rasgele seçilen test başta diğeri ise sonra olmak üzere uygulanmıştır.
Uygulama öncesi araştırmacı tarafından katılımcılara, uygulanacak veri toplama
aracıyla ilgili ön bilgi verilmiştir. Açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerin tamamlanması
için 30’ar dakika süre verilmiştir.
Yukarıda belirtilen uygulamayla eş zamanlı olarak katılımcıların çoktan seçmeli ve
açık uçlu testlerdeki soruları çözerken kullandıkları bilişsel ve üst bilişsel stratejileri
belirlemek için seçilen 24 öğrenciye sesli düşünme tekniği uygulanmıştır. Açık uçlu ve
çoktan seçmeli sorular için sesli düşünme seansları birer hafta aralıklarla öğrencilerin
derslerinin olmadığı zamanlarda, belli bir sıra takip edilmeksizin, uygulama öncesi
rasgele seçilen test başta diğeri ise sonra olmak üzere uygulanmıştır. Uygulama için
rasgele yöntemle tablo 3’deki soru dağılımlarından kinematik, Newton’un I., II. ve III.
yasaları, temas ve alan kuvvetleri konu başlıklarından 1’er soru olmak üzere çoktan
seçmeli testteki 28 soru içerisinden rasgele yöntem ile 6 soru seçilmiştir. Açık uçlu
testteki 6 bölüm içerisinden çoktan seçmeli testten seçilen 6 soruya karşılık gelen
sorular belirlenmiştir. Seçilen açı uçlu sorular Ek – 5’de sunulmaktadır. Sesli düşünme
tekniğinide açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların uyumunu sağlamak istememiz, açık
uçlu sorulardan bire bir aynı soruları seçmemizi engelledi. Bu nedenle sesli düşünme
tekniğinde kullanılan açık uçlu sorular asıl uygulamadaki sorulardan farklılaşmış oldu.
Fakat bu farklılaşma içerik ve hedef aldığı kavramlar bakımından olmadı. Sadece iki
soru içeren bir bölümden sadece birini alarak soruları kısaltmak zorunda kaldık.
Uygulama öncesinde sesli düşünme tekniğinin uygulanacağı oda düzenlemiştir. Bunun
için masanın önüne katılımcının rahat edebileceği bir sandalye ve oturacağı sandalyenin
sol arkasına, araştırmacının soru kağıdını görebileceği ve katılımcının sesini
duyabileceği bir konuma diğer sandalye konulmuştur. Ayrıca her uygulama öncesi
katılımcının kullanabileceği silgi, kalem ve kamera hazır bulundurulmuştur. Uygulama
aşamasında ilk olarak katılımcılara Ek - 4’de sunulan açıklama yapılmıştır.
Uygulamaya ilişkin açıklamanın yapılmasının ardından katılımcıların böyle bir
uygulamayla ilk defa karşılaşmaları nedeniyle, katılımcılardan açık uçlu ve çoktan
seçmeli testlerden örnek olarak seçilen soruları (Şekil 3.2-3.3) her bir uygulama öncesi
sesli olarak çözmeleri istenmiştir. Sesli çözüm sonrasında ise ön uygulamada görülen
aksaklıkları ortadan kaldıracak beklentiler katılımcıya iletilmiştir.
88
Şekil 3.2. KKKT’ine İlişkin Sesli Düşünme Tekniğinin Ön Uygulamasında Çözülen Soru
Aşağıdaki şekilde, sürtünmesiz bir makaradan geçirilen bir iple birbirlerine bağlanmış üç blok görülmektedir ( m3> m2 > m1). Sistemin ivmesi, okla gösterilen yöndedir ve yüzeyler sürtünmesizdir. m2
m1 m3
Soru. Yukarıdaki şekilde, sabit bir ivme ile aşağıya doğru hareket eden m3 kütleli
blok üzerine etkiyen (uygulanan) kuvvetleri, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz.
m3
kütleli cisim Soru. m3 kütleli blok üzerine etkidiğini düşünerek, yukarıda göstermiş olduğunuz
kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söyleyebilirsiniz? Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
Şekil 3.3. AUT’e İlişkin Sesli Düşünme Tekniğinin Ön Uygulamasında Çözülen Soru
89
Asıl uygulama aşamasında ise araştırmacı, katılımcının sol arka tarafındaki
sandalyede sessiz bir şekilde oturmuş ve çözüm sürecine ilişkin önemli noktaları not
almıştır. Katılımcının sorduğu sorulara mimiklerle gülümseyerek cevap verilmiş ve
sadece çok uzun süre sessiz kaldığında “Lütfen sesli düşünür müsün” gibi cümlelerle
uyarmıştır. Çünkü Ericsson ve Simon (1993) öğrencilerin dikkatlerinin kolaylıkla
dağılabileceğini bu nedenle uzun süre sesiz kaldıklarında uyarılması gerektiğini
belirtmişlerdir.
Katılımcı soruların çözümünü tamamladıktan sonra, yarı yapılandırılmış bir mülakat
yapılmıştır. Bu mülakatta, katılımcının her bir sorudaki çözüm sürecini daha açık ve
anlaşılır hale getirmek amacıyla, çözüm sürecinde araştırmacı tarafından alınan notlar
dahilindeki “Burada neden okuma hızını yavaşlattın?”, “Neden şekil çizdin?”, “Şekil
çizmen düşüncelerinde ne gibi değişikliklere neden oldu?” gibi sorular sorulmuştur.
Notlara ilişkin mülakatın tamamlanmasının ardından testlerde bulunan sorulara ilişkin
aşağıda belirtilen sorular da yöneltilmiştir;
• Testteki soruları çözerken farklı yollar mı kullandın? • Hangi soruları çözdükten sonra çözümünü kontrol etme ihtiyacı hissettin? • Testte bulunan soruları zorluk derecesine göre sıralayabilir misin? • En zor dediğin soru ile en kolay dediğin soru arasındaki fark ne? • Testte bulunan hangi soruları doğru çözdüğünü düşünüyorsun? • Soruyu okuduğunda ilk olarak aklından geçenleri söyleyebilir misin? • Hangi soruların benzerlerini daha önce çözdün? • Benzer olduğunu düşündüğün sorularla buradaki soruları aynı yolla mı çözdün? • Hangi soruları çözerken birden fazla çözüm yolu aklına geldi?
Çözümlerinin tamamlanmasıyla sesli düşünme süreci de tamamlanmıştır. Ön
uygulama sonrasında seansın tümümde katılımcının soruları çözümü ve yarı
yapılandırılmış mülakat süreci sesli ve görüntülü olarak kaydedilmiş, kayıt esnasında
devamlı olarak cihazın süreci kayda devam edip etmediği araştırmacı tarafından kontrol
edilmiştir. Araştırmada süreci sesli ve görüntülü olarak kaydetmemiz sonraki günlerde
detaylı olarak veriyi incelememizi sağlamıştır (Fonteyn, Kuipers ve Grobe, 1993). Her
bir öğrenci ile yapılan kayıt ortalama olarak 1 saat sürmüştür.
90
3.2. Katılımcılar
Çalışmanın örneklemini, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Gazi
Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 1. sınıfında
öğrenim görmekte olan 190 (Pamukkale Ünv= 71, Gazi Ünv=119) öğrenci
oluşturmaktadır. Katılımcıların fen bilgisi öğretmenliği ana bilim dalı 1. sınıfında
öğrenim görmekte olan öğrencilerden seçilmesinin nedeni, mekanik konularının fizik I
dersi kapsamında bu sınıfta işleniyor olmasından kaynaklanmaktadır. Çalışmanın ilk
basamağına, Gazi Üniversitesi’nden 156, Pamukkale Üniversitesi’nden 81 öğrenci
olmak üzere toplam 236 öğrenci katılmıştır.
Gazi Üniversitesi’nde 24 katılımcının sesli düşünme tekniğinin uygulanması için
seçilmesi ve bazı öğrencilerin bir veya birkaç testin uygulama sürecine katılamaması
nedeniyle uygulama sonunda, Gazi Üniversitesi’nden 102, Pamukkale
Üniversitesi’nden 71 katılımcıdan nicel veri elde edilmiştir. Gazi Üniversitesi’nden sesli
düşünme tekniğine katılmaya gönüllü 24 öğrenciden 7’si, hastalık vb. nedenlerden
dolayı sesli düşünme uygulamalarından birine veya ikisine de katılamamıştır. Bu
nedenle 17 (erkek= 3, kız= 14) katılımcıdan nitel veri elde edilmiştir. Nitel boyuta
katılan 17 öğrencinin yaşları 17 – 19 aralığında değişmektedir.
3.3. Veri Toplama Araçları
Araştırmada kullanılan veri toplama araç ve yöntemleri nitel ve nicel veri toplama
araçları olarak iki boyutta incelenebilir. Öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki
kavramsal anlamalarını ölçen i) Çoktan Seçmeli Test olarak “Kuvvet Konuları Kavram
Testi” (KKKT) ve ii) Açık Uçlu Test (AUT) nicel boyutun veri toplama araçlarıdır.
Nitel boyutta ise öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üst bilişsel stratejileri belirlemede kullanılan “Sesli Düşünme
Tekniği” nitel boyuttaki veri toplama tekniğidir.
91
3.3.1. KKKT (Kuvvet Konuları Kavram Testi)
Araştırmada öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal anlamalarını
belirlemek için Kuvvet Konuları Kavram Testi, (Force Concept Inventory “FCI”)
kullanılmıştır (Ek – 1). Bu test, lise ve üniversite öğrencilerinin mekanikteki temel
kavramları anlama düzeylerini ve bu kavramlar hakkındaki kavram yanılgılarını
belirlemek için Hestenes, Wells ve Swackhamer tarafından geliştirilen geçerlik ve
güvenirlik çalışması yapılmış standart bir testtir (Hestenes, Wells ve Swackhamer,
1992). Test, beş seçenekli 28 çoktan seçmeli sorudan oluşmaktadır. Testin içerdiği
soruların konulara göre dağılımları Tablo 3.1’de sunulmuştur. KKKT şu ana kadar
yaklaşık yirmi bin lise ve üniversite öğrencisine uygulanmış ve bir çok bilimsel
çalışmada kullanılmış en güvenilir testlerden biridir. Bu test Çataloğlu tarafından
Türkçe’ye çevrilerek adaptasyon çalışması yapılmış ve Cronbach alfa güvenirlik
katsayısı 0,89, ortalama güçlük katsayısı 0,35 olarak hesaplanmıştır (Çataloğlu, 1996).
Bu çalışmaya katılan öğrencilerin puanları temel alınarak hesaplanan testin Cronbach
alfa güvenirlik katsayısı 0,64 olarak bulunmuştur. Öğrenciler arasında sıkça rastlanan
kavram yanılgıları bu testin maddelerindeki seçeneklerde çeldirici olarak kullanılmıştır.
Hestenes ve diğerleri (1992) testin uygulandığı gruplardan elde edilen verilerin hem
öğrencilerin mekanikteki belirli kavramlar hakkındaki anlama düzeylerini hem de o
konudaki kavram yanılgılarını belirlemek için kullanılabileceğini belirtmektedir.
Testte bulunan bir soruya verilen yanlış bir cevaptan öğrencinin sahip olduğu kavram
yanılgısı belirlenebilirken soruya verilen doğru bir cevaptan öğrencinin kavrama
bilimsel bir anlam yüklediği sonucu çıkartılabilmektedir. Bu çalışmada testin cevaplama
süresi olarak 30 dakika verilecek ve öğrencilerin test sorularına verdiği doğru cevaplar
dikkate alınarak, toplam doğru cevap sayısı bir öğrencinin hareket ve hareket yasaları
konularındaki kavramsal anlamaları olarak kabul edilecektir.
92
Çelik
Halat
Sabit bir hızla yukarı
Çıkıyor Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit bir hızla yukarıya doğru çekiliyor, Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir.
A) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha büyüktür.
B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir.
C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür.
D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar.
E) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından daha büyüktür.
Şekil 3.4. KKKT Soru Örneği
93
Tablo 3.1: KKKT’de Soruların Kavramlara Göre Dağılımı
0. Kinematik Konumdan hızı kestirme Hızdan ivmeyi kestirme Sabit ivmeli hareket Parabolik yörünge Hız değişimi Hız vektörlerinin toplamı 1. Newton’un I. Yasası Kuvvet etkimeksizin hareket Sabit yönlü hız Sabit hız Kuvvetin kaldırılması 2. Newton’un II. Yasası İmpulsif Kuvvet Sabit kuvvetin sabit ivmeyi oluşturması 3. Newton’un III. Yasası İmpulsif kuvvetler için Sürekli kuvvetler için 4. Üst üste Gelme Prensipleri Vektör toplama Kuvvetin kaldırılması 5. Kuvvet Çeşitleri Devamlı temas kuvvetleri Pasif kuvvetler İmpulsif kuvvetler Hareket yönünün tersinde sürtünme kuvveti Akıcı kuvvetler
Hava direnci Yerçekimi Ağırlığın etkisiyle ivmelenme Parabolik yörünge
Test Sorusu (Doğru Seçenek) 9(E)
11(D)
18(D), 14(E) 15(B) 26(E)
13(B), 25(B), 5(B) 16(B)
27(A), 17(B) 10(B), 19(C)
25(B), 26(E)
14(E), 15(B)
2(E), 6(E)
23(A), 24(A)
8(E) 28(D), 10(B), 19(C)
28(D) 21(C)
20(C)
12(D)
22(D), 28(D), 7(C), 10(B), 12(D) 1(C), 3(A) 4(B), 18(D)
3.3.2. Kuvvet Konuları İle İlgili Açık Uçlu Test (AUT)
Araştırmada üniversite öğrencilerinin kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal
anlamalarını belirlemek için farklı bir ölçme ve değerlendirme tekniği olarak açık uçlu
94
test (AUT) kullanılmıştır (Ek – 2). Karaçam (2005) tarafından geliştirlen test yapısal
olarak araştırmacılar tarafından revize edilmiştir. Testin kapsam geçerliğini sağlamak
için Tablo 3.1’de belirtilen KKKT’nin içerdiği kavramlar ve soru sayıları dikkate
alınmıştır. Geliştirilen açık uçlu testin KKKT ile uyumluğu, başka bir deyişle kapsam
ve yapı geçerliği için 2 alan uzmanının görüşü alınmıştır. Sonuç olarak AUT iki ve üç
basamaklı 7 soru içermektedir. Her bir sorunun ilk basamağında öğrencilerden soruyu
cevaplayıp cevabı yazmaları ve sonraki basamağında ise cevaba nasıl ulaştıklarını
açıklamaları beklenmektedir. AUT’de bulunan soruların konulara göre dağılımı Tablo
3.2’de sunulmaktadır. Öğrencilerin AUT ve KKKT’den oldıkları puanlar arasındaki
ilişki incelendiğinde, öğrencilerin her iki testten aldıkları puanlar arasındaki korelasyon
katsayısı r=0,237 olarak bulunmuştur. Bu katsayı α=0.05 düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlıdır.
Puanlama sürecinde ise Karaçam (2005) tarafından geliştirilen derecelendirme ölçeği
(Ek – 3) tekrar revize edilerek kullanılmıştır. Derecelendirme ölçeği öğrencilerin
cevaplarını sınıflandırarak performanslarını belirlemek için tanımlanan 5 performans
seviyesi içermektedir. En düşük performans seviyesi 0 en yüksek performans seviyesi
ise 4’tür. Çalışmada, performans seviyelerinin aralıklarının eşit ve tanımlarının açık
olup olmadığını belirlemek için 2 fizik öğretim üyesi ve 3 fizik öğretmeninin görüşü
alınmış ve gerekli düzeltmeler yapılmıştır.
Uygulamada 50 öğrencinin AUT’deki sorulara verdiği cevaplar 3 fizik öğretmeni
tarafından puanlanmıştır. Öğretmenlerin verdikleri puanlar arasındaki korelasyon
katsayılarının ,87 ile ,97 arasında değiştiği görülmüştür. Bu katsayılar α=0,05 düzeyinde
istatistiksel olarak anlamlıdır. Analiz sonrası öğretmenlerin verdikleri puanların
farklılaştığı sorular belirlenmiş ve bir araya gelerek ortak bir görüş tespit edilmiştir.
95
Tablo 3.2: AUT’de Bulunan Soruların Konulara Göre Dağılımı
Açık Uçlu Testte Bulunan Konular
1. Kinematik
2. Newton’un I. Yasası
3. Newton’un II. Yasası
4. Newton’un III. Yasası
5. Alan kuvvetleri
6. Temas Gerektiren Kuvvetler (Sürtünme Kuvveti)
Test Sorusu
3
4, 5
5, 7
2
1, 4, 6
4, 5
3.3.3. Sesli Düşünme Tekniği
Araştırmada katılımcıların açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üst bilişsel stratejileri belirlemek için Ericsson ve Simon (1993)
tarafından kavramsal çerçevesi çizilen sesli düşünme tekniği kullanılmıştır. Teknik
gerek bir öğrenme etkinliğindeki gerekse de bireylerin problem çözme sürecindeki
zihinsel süreçlerini tanımlamada veya öğrenme etkinliği veya problemdeki
anlamlandırılmayan yapıları tanımlamak için bir çok çalışmada (Newell ve Simon,
1972; Payne, 1976; Einhom, Kleinmuntz ve Kleinmuntz, 1979; Walker, 1983;
Bensoussan ve Laufer, 1984; Shriver, 1984, 1991; Block, 1986; Haastrup, 1987, 1990,
1991; Stone ve Schkade, 1991; Simon, 1991; Bolton, 1993; Haynes, 1993; Pressley ve
Afflerbach, 1995; Nolan ve Chandler, 1996; Morrison, 1996; Paribakht ve Wesche,
1999; Camburn, Conenti ve Taylor, 2000; Soria, 2001; Kopriva, 2002; Johnstone,
Bottsford-Miller ve Thompson, 2006) kullanılmıştır. Bir çok eleştiriye rağmen van
Someren, Barnard ve Sandberg (1994) ve Ericsson ve Simon (1993) sesli düşünme
tekniğinin zihinsel süreçleri araştırmada güvenilir bir teknik olduğunu belirtmektedirler.
Bu teknikte bireyden, bir problemi çözüm esnasında aklından geçirdiği düşünceleri
sesli bir şekilde söylemesi beklenir. Sesli bildirilere, bireyin süreç boyunca sergilediği
davranışların bir kaydı olarak yaklaşılmakta ve bireyin bilgi yapısı veya bir işlemi
uygulamasının belirtisi olarak söyledikleri yorumlanmaktadır (Newell ve Simon, 1972).
Ericsson ve Simon (1993), Fonteyn, Kuipers ve Grobe (1993) ve Branch (2000) anlık
bir zaman diliminde sözel olarak veri toplamanın ifadeleri anlaşılmaz hale getireceğini
bu nedenle sesli düşünme süreci tamamlandıktan sonra sürece ilişkin bir görüşmenin de
96
yapılması gerektiğini belirtmektedirler. Tekniğin uygulamasında bireylerin çözüm
süreçleri sesli ve görüntülü olarak kaydedilmekte ve elde edilen veriler transkript
edilerek düşünme sürecindeki bileşenleri, aralarındaki ilişkileri ve sıralanışını ortaya
koyacak şekilde kodlanarak analiz edilmektedir.
3.4. Veri Analizi
Uygulama sonunda araştırmada toplanan verilerin analizi nicel ve nitel olmak üzere
iki boyutta yapılmıştır. Nicel veriler SPSS-15.0 paket programı kullanılarak analiz
edilmiştir. Araştırmada açık uçlu ve çoktan seçmeli testlerdeki benzer sorular üzerinden
analizler yapılacaktır. Bu analizde öğrencilerin sorudan aldığı puanlar dikkate alınarak,
öğrencilerin açık uçlu sorudan aldığı puanların çoktan seçmeli testlere göre frekans ve
yüzde dağılımlarına göre yorumlar yapılacaktır. Her iki testte altı soru birbirine
benzediğinden bu işlem her bir soru için ayrı ayrı yapılacaktır.
Sesli düşünme tekniğiyle elde edilen nitel veriler ise ilk olarak yazıya dökülmüştür.
Kodlamaya geçilmeden önce alan yazında tanımlanan problem çözme ve okuma
stratejileri incelenerek bir kodlama listesi oluşturulmuştur. Aynı şekilde Zimmerman ve
Martines-Pons (1986, 1988), Swanson, O’Connor ve Cooney (1990), Lawson ve
Chinnapan (1994) ve Pape ve Wang (2003) problem çözenler tarafından yürütülen
bilişsel süreçleri daha net bir şekilde aydınlatmak için alan yazın destekli kodlama
listesi oluşturmuşlardır ve bu işlemin, seçilmiş olan kavramsal çatı ve/veya ilgilenilen
alanlara, bilişsel ve bilişsel olmayan değişkenleriyle araştırmacının başvurmasını
sağladığını belirtmişlerdir. Kodlama listesinin oluşturulmasının ardından veriler
kodlanmaya başlanmıştır. Kodlama işlemi için Hyperresearch 2.6.1 paket programı
kullanılmıştır.
Kodlamanın birinci basamağında kodlama yapılmaksızın bütün veriler gözden
geçirilmiştir Bu esnada araştırılmak istenen ve kodlama listesinden farklılık gösteren
davranış ve süreç bilgileri not alınmıştır (Ericsson ve Simon, 1993). Bu tür bir belirleme
katılımcılar arasındaki farklı bulguları görmeyi sağlamıştır. Kodlamanın ikinci
aşamasında ise kodlama işlemine geçilmiş ve kodlama esnasında bulunan farklı kodlar
yine kodlama listesine eklenmiştir. Ayrıca bu aşamada öğrencilerin kullandıkları
stratejilere ilişkin kodlar arasındaki tutarlığı sağlamak amacıyla her beş öğrenci de bir
ilk öğrenciye dönülmüş ve başlangıçtan itibaren öğrencilere verilen kodlar gözden
97
geçirilmiştir. Bütün bu işlemler yapılırken kamerayla çekilen kayıtlar izlenerek, destek
alınmış ve katılımcılar tarafından belirtilen bütün atıflar tanımlanmıştır. Kodlama
esnasında öğrencilerin çözüm sürecini incelemenin yanında, sesli düşünme seansı
sonrasında öğrencilerin çözüm süreçlerine ilişkin daha detaylı bilgi elde etmek için
düzenlenen görüşmeden yararlanılmıştır. Öğrencinin çözüm sürecinden elde edilen
bilgilerle bir kod belirlenmiş, fakat öğrencinin çözüm sürecinde kullandığı stratejiye
ilişkin verilen kod görüşme verilerileri ile test edilip desteklenmiştir. Analizin son
aşamasında ise ürün analiziyle öğrencinin hangi soruları doğru, hangi soruları yanlış
yaptığı belirlenmiştir (van Someren, Barnard ve Sandberg, 1994).
Kodlamadan elde edilen veriden emin olmak için verilerin kodlama sürecinde sık
sık fen öğretiminde kavramsal değişim ve üstbiliş alanlarında uzman olan başka bir
kodlayıcıyla bir araya gelinerek verilen kodların tutarlığı ve güvenirliği üzerinde
tartışılmıştır. Bütün verilerin kodlamasının tamamlamasının ardından açık uçlu ve
çoktan seçmeli testlerin her birine ilişkin üçer set veri araştırma sürecini izleyen bir
kodlayıcı tarafından kodlanmıştır. Üçer set verinin seçiminde, birinci kodlayıcının
verdiği kod sayısı dikkate alınmıştır. Kodlayıcının verdiği kod sayısına göre veri setleri
en az, en fazla ve ortalama sayıda kod verdiği bireyler olarak gruplandırılmıştır. Bu
işlemin ardından her gruptan bir veri seti rasgele seçilmiştir. Bu kodlama sonucunda
kodlayıcıların verdikleri kodlar arasındaki tutarlık % 88 olarak bulunmuştur. Tutarsız
olan veri kesitleri üzerinde kodlayıcılar birlikte çalışmışlardır. Bu noktada ortak bir fikir
benimseyene kadar tartışılmıştır.
98
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde ilk olarak öğrencilerin KKKT ve AUT ile belirlenen kavramsal
anlamaları karşılaştırılacaktır. Ardından öğrencilerin bu testlerde yer alan altı soruyu
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejilere ilişkin bulgular sunulacaktır. En
son olarak ise öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruları çözerken kullandıkları bilişsel
ve üstbilişsel stratejilerin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular sunulmaktadır.
4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Araştırmanın birinci alt problemi olan “Öğrencilerin farklı ölçme teknikleri ile
ölçülen kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal anlamaları farklı mıdır?” sorusuna
ilişkin bulgular Tablo 4.1’de sunulmaktadır. Bu alt probleme ilişkin cevap bulabilmek
için bulguların ikinci basmağında öğrencilerin KKKT ve AUT’deki benzer sorulardan
aldıkları puanların frekans ve yüzde dağılımları incelenecektir.
Tablo 4.1: Öğrencilerin AUT, KKKT İle Ölçülen Kuvvet ve Hareket
Konularındaki Kavramsal Anlamaları
Ölçme Tekniği N X St.Sap
KKKT 173 35,28 12,9
AUT 173 44,1 12,9
Tablo 4.1’de görüldüğü gibi öğrencilerin AUT ile ölçülen kavramsal anlama
ortalaması 44,1±12,9, KKKT ile ölçülen kavramsal anlama ortalaması 35,28±12,9
olarak bulunmuştur. Öğrencilerin her iki ölçme tekniğiyle ölçülen kavramsal anlama
99
ortalamalarının farklı olması, her iki tekniğinin aynı kavramları ölçmeyi hedeflemesine
rağmen öğrencilerin kavramsal anlamalarını farklı sergilediklerini göstermektedir.
Yukarıda görüldüğü gibi her iki testin, öğrencilerin kuvvet ve hareket konularına
ilişkin farklı kavramsal anlama düzeylere sahip olduklarını gösterdikleri görülmüştür.
Başka bir deyişle, her iki ölçme tekniği öğrencilerin kavramsal anlamalarını farklı
ölçmüştür. Fakat KKKT ve AUT aynı konu alanında benzer kavramlar üzerine
odaklanmakta iseler de, testler bu konu ve kavramlara ilişkin farklı sayıda soruları
içermektedirler. Bu nedenle daha detaylı sonuçlara ulaşabilmek için öğrencilerin benzer
sorular ile ölçülen kavramsal anlamaları üzerinden yorumlar yapmak gerekmektedir.
KKKT ve AUT’deki benzer problemler incelendiğinde KKKT’deki 1. soru ile
AUT’deki 1. sorunun, KKKT’deki 2. soru ile AUT’deki 2. sorunun, KKKT’deki 9. soru
ile AUT’deki 3. sorunun, KKKT’deki 10 soru ile AUT’deki 4. sorunun, KKKT’deki 19.
soru ile AUT’deki 5. sorunun ve KKKT’deki 22. soru ile AUT’deki 6. sorunun
benzerlik gösterdiği görülecektir. Bu bakımdan birinci alt probleme ilişkin bulguların
sunumunun bu basamağında öğrencilerin her bir benzer soru ile ölçülen kavramsal
anlamalarına göre yüzde ve frekans dağılımları incelenecektir. İlk olarak öğrencilerin
KKKT ve AUT’deki 1. sorular ile ölçülen kavramsal anlamalara göre yüzde ve frekans
dağılımı incelenecektir. Bu sorulara ilişkin bulgular sırasıyla Tablo 4.2 ve Grafik 4.1’de
sunulmaktadır.
Tablo 4.2: Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 1. Sorular ile Ölçülen Kavramsal
Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % f % f % f % f %
0 f 16 9,2 8 4,6 11 6,4 4 2,3 5 2,9 44 25,4
1 f 29 16,7 39 22,5 29 16,7 30 17,3 2 1,2 129 75,6
Toplam f 45 25,9 47 27,1 40 23,1 34 19,6 7 4,1 173 100
100
Grafik 4.1. Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 1. Sorular ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.2 ve Grafik 4.1.’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 75,6’sı KKKT’deki 1.
soruya doğru cevap vermiş ve % 25,4’ü ise bu soruya yanlış cevap vermiştir.
Öğrencilerin AUT’deki 1. soru ile ölçülen kavramsal anlamalarına bakıldığında,
öğrencilerin sadece % 4,1’inin bu sorudan 4 puan aldığı görülmektedir. Aynı sorudan
puan sırasıyla öğrencilerin % 19,6’sının 3 puan, % 23,1’inin 2 puan, % 27,1’inin 1 puan
ve % 25,9’unun ise hiç puan alamadığı görülmektedir.
Öğrencilerin KKKT’deki 1. soru ile ölçülen kavramsal anlamalarının AUT’deki 1.
soru ile ölçülen kavramsal anlamalarına göre dağılımları incelendiğinde, öğrencilerin %
9,2’sinin her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve % 1,2’sinin de her iki sorudan tam puan
aldıkları görülmektedir. Bunun yanında KKKT’deki 1. sorudan 0 puan alan öğrencilerin
AUT’den aldıkları puanlara göre dağılımı incelediğinde, öğrencilerin % 4,6’sının
AUT’den 1 puan, % 6,4’ünün 2 puan, % 2,3’ünün 3 puan ve % 2,9’unun 4 puan aldığı
görülmektedir. KKKT’deki 1. sorudan 1 puan alan öğrencilere bakıldığında, %
16,7’sinin AUT’deki 1. sorudan 0 puan, % 22,5’inin 1 puan, % 16,7’sinin 2 puan ve %
17,3’ünün ise 3 puan aldıkları görülmektedir.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 10,4’ünün her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 89,6’sının da iki sorudan farklı puanlar aldıkları
görülmüştür. Buradan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun (%89,6) alan kuvvetlerine
ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT ve AUT’deki 1. sorular ile farklı tanımlandığı
tespit edilmiştir.
01
23
4
0
10
5
10
15
20
25
30
35
40
Öğrenci Sayısı
AUT Puanı
KKKT Puanı0
1
101
Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. sorular ile ölçülen kavramsal anlamalarına göre
yüzde ve frekans dağılımı sırasıyla Tablo 4.3 ve Grafik 4.2’de sunulmaktadır.
Tablo 4.3: Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. Sorular ile Ölçülen Kavramsal
Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % f % f % f % f %
0 f 48 27,7 8 4,6 5 2,9 11 6,4 0 0 72 41,6
1 f 35 20,2 25 14,4 6 3,5 25 14,4 10 5,8 101 58,4
Toplam f 83 47,9 33 19 11 6,4 36 20,8 10 5,8 173 100
Grafik 4.2. Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. Sorular ile Ölçülen Kavramsal
Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.3 ve Grafik 4.2.’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 58,4’ü KKKT’deki 2.
soruya doğru cevap vermiş ve % 41,6’sı ise bu soruya yanlış cevap vermiştir.
Öğrencilerin AUT’deki 2. soru ile ölçülen kavramsal anlamalarına bakıldığında,
öğrencilerin sadece % 5,8’inin bu sorudan 4 puan aldığı görülmektedir. Aynı sorudan
puan sırasıyla öğrencilerin % 10’unun 3 puan, % 6,4’ünün 2 puan, % 19’unun 1 puan ve
% 47,9’unun ise hiç puan alamadığı görülmektedir.
01 2
34 0
1
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
Öğrenci Sayısı
AUT PuanıKKKT Puanı
0
1
102
Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki 2. sorularla ölçülen kavramsal anlamaları
incelendiğinde, öğrencilerin % 27,7’sinin her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve %
5,8’inin de her iki sorudan tam puan aldıkları görülmektedir. Tersine öğrencilerin
toplam % 66,5’inin kavramsal anlamaları KKKT ve AUT’deki 2. sorular ile farklı
ölçüldüğü görülmektedir. Kavramsal anlamaları KKKT ve AUT ile farklı ölçülen
öğrencilerin dağılımı incelendiğinde, öğrencilerin % 4,6’sının KKKT’deki 1. sorudan 0
AUT’den ise 1 puan, % 2,9’unun KKKT’den 0 AUT’den 2 ve % 6,4’ünün KKKT’den 0
AUT’den ise 3 puan aldıkları görülmektedir. Ek olarak öğrencilerin % 20,2’sinin
KKKT’deki 2. sorudan 1 ve AUT’deki benzer sorudan 0 puan, % 14,4’ünün KKKT’den
1 AUT’den 1 puan, % 3,5’inin KKKT’den 1 ve AUT’den 2 puan ve % 14,4’ünün
KKKT’den 1 AUT’den ise 3 puan aldıkları görülmüştür.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 33,5’inin her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 66,5’inin ise iki sorudan farklı puanlar aldıkları
görülmüştür. Buradan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun (% 66,5) Newton’un III.
Yasasına ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT ve AUT’deki 2. sorular ile farklı
tanımlandığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. soru ile ölçülen kavramsal anlamalarına
göre yüzde ve frekans dağılımı sırasıyla Tablo 4.4 ve Grafik 4.3’de sunulmaktadır.
Tablo 4.4: Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. Soru ile Ölçülen Kavramsal
Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % f % f % f % f %
0 f 25 14,4 50 28,8 18 10,4 3 1,7 2 1,2 98 56,6
1 f 21 12,1 40 23,1 14 8,1 0 0 0 0 75 43,4
Toplam f 46 26,5 90 51,9 32 18,5 3 1,7 2 1,2 173 100
103
Grafik 4.3. Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.4 ve Grafik 4.3.’de görüldüğü gibi öğrencilerin %43,4’ü KKKT’deki 9.
soruya doğru cevap vermiş ve % 56,6’sı ise bu soruya yanlış cevap vermiştir.
Öğrencilerin AUT’deki 3. soru ile ölçülen kavramsal anlamalarına bakıldığında,
öğrencilerin sadece % 51,2’sinin bu sorudan 4 puan aldığı görülmektedir. Aynı sorudan
puan sırasıyla öğrencilerin % 1,7’sinin 3 puan, % 18,5’inin 2 puan, % 51,9’unun 1 puan
ve % 26,5’inin ise hiç puan alamadığı görülmektedir.
Öğrencilerin KKKT’deki 9. ve AUT’deki 2. soru ile ölçülen kavramsal anlamaları
incelendiğinde, öğrencilerin % 14,4’ünün her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve hiçbir
öğrencinin her iki sorudan tam puan alamadığı görülmektedir. Her iki sorudan 0 veya
tam puan alan öğrencilerin dışında kalanların (% 85,6) kavramsal anlamalarının
KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. sorular ile farklı tanımlandığı görülmektedir. Kavramsal
anlamaları KKKT ve AUT ile farklı ölçülen öğrencilerin dağılımı incelendiğinde,
öğrencilerin % 28,8’inin KKKT’deki 9. sorudan 0 AUT’den ise 1 puan, % 10,4’ünün
KKKT’den 0 AUT’den 2, % 1,7’sinin KKKT’den 0 AUT’den 3 ve % 1,2’sinin ise
KKKT’den 0 ve AUT’den 4 puan aldığı görülmektedir. Ek olarak öğrencilerin %
12,1’inin KKKT’deki 9. sorudan 1 ve AUT’deki benzer sorudan 0 puan, % 23,1’inin
KKKT’den 1 AUT’den 1 puan ve % 8,1’inin ise KKKT’den 1 ve AUT’den 2 puan
aldıkları görülmüştür.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 14,4’ünün her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 85,6’sının ise iki sorudan farklı puanlar aldıkları
01
23
4
0
10
10
20
30
40
50
Öğrenci Sayısı
AUT Puanı
KKKT Puanı
0
1
104
görülmüştür. Buradan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun (% 85,6) kinematik
konularına ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. soru ile farklı
tanımlandığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerin KKKT’deki 10. soru ve AUT’deki 4. soru ile ölçülen kavramsal
anlamalarına göre yüzde ve frekans dağılımı sırasıyla Tablo 4.5 ve Grafik 4.4’de
sunulmaktadır.
Tablo 4.5: Öğrencilerin KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % F % f % f % f %
0 f 62 35,8 9 5,2 11 6,4 10 5,8 13 7,5 105 60,7
1 f 40 23,1 3 1,7 6 3,4 10 5,8 9 5,2 68 39,3
Toplam f 102 58,9 12 6,9 17 9,8 20 11,6 22 12,7 173 100
Grafik 4.4. Öğrencilerin KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.5 incelendiğinde, öğrencilerin % 39,3’ünün KKKT’deki 10. soruya doğru
cevap ve % 60,7’sinin ise bu soruya yanlış cevap verdiği görülmektedir. AUT’deki 4.
01
23
4
0
1
0
20
40
60
80
Öğrenci Sayısı
AUT Puanı KKKT Puanı0
1
105
soru ile ölçülen kavramsal anlamalar incelendiğinde, öğrencilerin % 12,7’sinin bu
sorudan 4 puan, % 11,6’sının 3 puan, % 9,8’inin 2 puan, % 6,9’unun 1 puan ve %
58,9’unun ise hiç puan alamadığı görülmektedir.
Öğrencilerin KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. soru ile ölçülen kavramsal anlamaları
incelendiğinde, öğrencilerin % 35,8’inin her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve %
5,2’sinin ise tam puan aldığı görülmektedir. Buradan görüldüğü gibi öğrencilerin
toplam % 41’inin her iki sorudan aynı puanı almasına karşın bu öğrencilerin dışında
kalanların (% 59) kavramsal anlamalarının KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. sorular ile
farklı tanımlandığı görülmektedir. Kavramsal anlamaları KKKT ve AUT ile farklı
ölçülen öğrencilerin dağılımı incelendiğinde, öğrencilerin % 5,2’sinin KKKT’deki 10.
sorudan 0 AUT’den ise 1 puan, % 6,4’ünün KKKT’den 0 AUT’den 2, % 5,8’inin
KKKT’den 0 AUT’den 3 ve % 7,5’inin ise KKKT’den 0 ve AUT’den 4 puan aldığı
görülmektedir. Ek olarak öğrencilerin % 23,1’inin KKKT’deki 10. sorudan 1 ve
AUT’deki benzer sorudan 0 puan, % 1,7’sinin KKKT’den 1 AUT’den 1 puan, %
3,4’ünün KKKT’den 1 ve AUT’den 2 puan ve % 5,8’inin KKKT’den 1 ve AUT’den 3
puan aldıkları görülmüştür.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 41’inin her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 59’unun ise iki sorudan farklı puanlar aldıkları
görülmüştür. Buradan öğrencilerin yarısından fazlasının (% 59) Newton’un I. Yasası
konularına ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. soru ile
farklı tanımlandığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerin KKKT’deki 19. soru ve AUT’deki 5. soru ile ölçülen kavramsal
anlamalarına göre yüzde ve frekans dağılımı sırasıyla Tablo 4.6 ve Grafik 4.5’de
sunulmaktadır.
106
Tablo 4.6: Öğrencilerin KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % f % f % f % f %
0 f 36 20,8 2 1,2 3 1,7 22 12,7 1 0,6 74 42,8
1 f 57 32,9 0 0 0 0 38 22 4 2,4 99 57,2
Toplam f 93 53,7 2 1,2 3 1,7 70 34,7 5 3 173 100
Grafik 4.5. Öğrencilerin KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.6 incelendiğinde, öğrencilerin % 57,2’sinin KKKT’deki 19. soruya doğru
cevap ve % 42,8’inin ise bu soruya yanlış cevap verdiği görülmektedir. AUT’deki 5.
soru ile ölçülen kavramsal anlamalar incelendiğinde, öğrencilerin % 3’ünün bu sorudan
4 puan, % 34,7’sinin 3 puan, % 1,7’sinin 2 puan, % 1,2,’sinin 1 puan ve % 53,7’sinin
ise hiç puan alamadığı görülmektedir.
Öğrencilerin KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. soru ile ölçülen kavramsal anlamaları
incelendiğinde, öğrencilerin % 20,8’inin her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve %
2,4’ünün ise tam puan aldığı görülmektedir. Bu öğrenciler her iki sorudan da aynı puanı
01
23
4
0
10
10
20
30
40
50
60
Öğrenci Sayısı
AUT PuanıKKKT Puanı
0
1
107
almalarına rağmen bu öğrencilerin dışında kalanların (% 76,8) kavramsal anlamalarının
KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. sorular ile farklı tanımlandığı görülmektedir.
Kavramsal anlamaları KKKT ve AUT ile farklı ölçülen öğrencilerin dağılımı
incelendiğinde, öğrencilerin % 1,2’sinin KKKT’deki 19. sorudan 0 AUT’den ise 1
puan, % 1,7’sinin KKKT’den 0 AUT’den 2, % 12,7’sinin KKKT’den 0 AUT’den 3 ve
% 0,6’sının ise KKKT’den 0 ve AUT’den 4 puan aldığı görülmektedir. Ek olarak
öğrencilerin % 32,9’unun KKKT’deki 19. sorudan 1 ve AUT’deki benzer sorudan 0
puan ve % 22’sinin KKKT’den 1 AUT’den 3 puan aldıkları görülmüştür.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 23,2’sinin her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 76,8’inin ise iki sorudan farklı puanlar aldıkları
görülmüştür. Buradan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun (% 76,8) temas kuvvetleri
konularına ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT’deki 19. ve AUT’deki 5. soru ile
farklı tanımlandığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerin KKKT’deki 22. soru ve AUT’deki 6. soru ile ölçülen kavramsal
anlamalarına göre yüzde ve frekans dağılımı sırasıyla Tablo 4.7 ve Grafik 4.6’da
sunulmaktadır.
Tablo 4.7: Öğrencilerin KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Yüzde ve Frekans Dağılımı
AUT Puanı
0 1 2 3 4 Toplam KKKT
Puanı f % f % f % f % f % f %
0 f 24 13,8 10 5,8 41 23,7 6 3,4 53 30,6 134 77,5
1 f 12 6,9 3 1,7 8 4,8 0 0 16 9,6 39 22,5
Toplam f 36 20,7 13 7,5 49 28,5 6 3,4 69 40,2 173 100
108
Grafik 4.6. Öğrencilerin KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. Soru ile Ölçülen
Kavramsal Anlamalarına Göre Frekans Dağılım Grafiği
Tablo 4.7’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 22,5’i KKKT’deki 22. soruya doğru, %
77,5’i ise yanlış cevap vermiştir. AUT’deki 6. soru ile ölçülen kavramsal anlamalar
incelendiğinde, öğrencilerin % 40,2’sinin bu sorudan 4 puan, % 3,4’ünün 3 puan, %
28,5’inin 2 puan, % 7,5’inin 1 puan ve % 20,7’sinin ise hiç puan alamadığı
görülmektedir.
Öğrencilerin KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. soru ile ölçülen kavramsal anlamaları
incelendiğinde, öğrencilerin % 13,8’inin her iki sorudan da 0 puan aldıkları ve %
9,6’sının ise tam puan aldığı görülmektedir. Bu öğrenciler her iki sorudan da aynı puanı
almalarına rağmen bu öğrencilerin dışında kalanların (% 76,6) kavramsal anlamalarının
KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. soru ile farklı tanımlandığı görülmektedir. Kavramsal
anlamaları KKKT ve AUT ile farklı ölçülen öğrencilerin dağılımı incelendiğinde,
öğrencilerin % 5,8’inin KKKT’deki 22. sorudan 0 AUT’den ise 1 puan, % 23,7’sinin
KKKT’den 0 AUT’den 2, % 3,4’ünün KKKT’den 0 AUT’den 3 ve % 30,6’sının ise
KKKT’den 0 ve AUT’den 4 puan aldığı görülmektedir. Ek olarak öğrencilerin %
6,9’unun KKKT’deki 22. sorudan 1 ve AUT’deki benzer sorudan 0 puan, % 1,7’sinin
KKKT’den 1 AUT’den 1 puan ve % 4,8’inin KKKT’den 1 ve AUT’den 2 puan aldıkları
görülmüştür.
Sonuç olarak öğrencilerin toplamda % 33,4’ünün her iki sorudan tam puan veya sıfır
puan aldıkları, geriye kalan % 76,6’sının ise iki sorudan farklı puanlar aldıkları
görülmüştür. Buradan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun (% 76,6) alan kuvvetleri
01
23
4
0
1
0
10
20
30
40
50
60
Öğrenci Sayısı
AUT Puanı
KKKT Puanı0
1
109
konularına ilişkin kavramsal anlamalarının KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. soru ile
farklı tanımlandığı tespit edilmiştir.
4.2. İkinci Araştırma Sorusuna İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Araştırmanın ikinci alt problemi olan “Öğrencilerin çoktan seçmeli soruları
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler nelerdir?” sorusuna ait bulgular
aşağıda sunulmaktadır. Bulguların sunumu temel olarak üç basamakta
gerçekleştirilecektir. Birinci basamakta öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel düzeydeki lokal stratejiler ayrı ayrı ele alınacaktır.
İkinci basamakta ise öğrencilerin soruların çözümünde kullandıkları bütüncül
stratejilere ilişkin bulgular sunulacaktır. Son bölümde ise öğrencilerin soruların
çözümde kullandıkları bütüncül stratejilerin sorulara göre ve soruların çözümünde
kullandıkları lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre dağılımları incelenecektir.
4.2.1. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları Lokal
Stratejilere İlişkin Bulgular
Araştırmada 17 öğrenci KKKT’deki 6 soruyu çözdüğü için, bunları tek tek çözüm
süreçleri üzerinden sunmak çok fazla yer alacaktır. Bu nedenle öğrencilerin çözüm
sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için bilişsel ve üstbilişsel düzeyde
kullandıkları lokal stratejilere ilişkin bulgular örnekler halinde ayrı ayrı ele alınacaktır.
4.2.1.1. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Bilişsel Düzeyde
Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular
Öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde bilişsel düzeyde kullandıkları lokal
stratejiler, onlara verilen isimler, alt başlıkları altında aşağıda incelenmektedir. Her bir
stratejinin farklı birey veya soruların çözüm süreçleri üzerinden tek tek başlıklar halinde
sunulması çok fazla yer kaplamaktadır Bu nedenle aynı bireyin çözüm süreci birden
fazla strateji içermekte ise, çözüm sürecinde yer alan stratejiler bir başlık altında
sunulmaktadır.
110
a. Cevabı sesli olarak tekrarlama, zihinde canlandırma, seçeneklere işaret
koyma ve problemi davranışlarına yansıtma stratejileri: Cevabı sesli olarak
tekrarlama, zihinde canlandırma, seçeneklere işaret koyma ve problemi davranışlarına
yansıtma stratejilerine ilişkin bulgular Ebru’nun KKKT’deki 2. soruyu çözüm süreci ve
sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler üzerinden aşağıda sunulmaktadır. Bu
işlemde ilk olarak öğrencinin çözüm süreci ve ardından yapılan görüşmeden elde edilen
veriler sunulacak ve ardından bu verilere dayalı olarak öğrencinin kullanmış olduğu
stratejiler tanımlanacaktır.
Ebru: Büyük bir kamyon ile ufak bir araba merkezi çarpışma yapıyor. Çarpışma sırasında, (ellerini sağa sola hareket ettirerek) büyük bir kamyonla ufak bir araba. A) Kamyon arabaya, arabanın kamyona uyguladığı kuvvetten daha fazla kuvvet uygular. Evet. (Artı işareti koydu.) B) Araba kamyona, kamyonun arabaya uyguladığı kuvvetten daha fazla kuvvet uygular. Hayır. (Eledi.) C) Birbirlerine herhangi bir kuvvet uygulamazlar, araba parçalanır. Hayır. (Eledi.) D) Araba kamyona kuvvet uygulamaz, kamyon arabaya kuvvet uygular. Hayır. Etki tepki var. (Eledi.) E) Araba kamyona, kamyon arabaya aynı büyüklükte kuvvet uygularlar. Araba kamyona, kamyon arabaya aynı büyüklükte kuvvet uygularlar. A.
Sedat: Soruyu tam olarak anlamak için aklında neler oluşuyor? Soruyu tam olarak anladım dersin ya, aklında neler oluşuyor da soruyu tamam anladım diyorsun?
Ebru: Ya işte nasıl anlatayım, hocam gözümün önünde canlandırıyorum. Mesela bu soruda da gözümün önüne iki araba getiriyorum. Farklı iki araba geliyor. Mesela kamyonla arabanın çarpıştığı soruda da, hemen onu gözümün önüne getiriyorum ve sorunun hemen içinden çıkıyorum. Mantıken düşünmeye çalışıyorum. Hani, kamyon ile bir araba çağrışsa ne olur? Hemen oraya gidiyor aklım.
Sedat: Soruyu okuduktan sonra zihninde oluşturduğun cevap etki tepki miydi? Ebru: Şu soruyu okuduğumda dedim ki iki araba çarpıştığında, kamyon arabaya
bir kuvvet uyguladığında, bir etki uyguladığında arabada kamyona bir tepki uygular. Hani etki tepki oluşuyor dedim. Onu oluşturdum ben.
Sedat: Neden etki tepki diye tekrarladın? Ebru: Cevabımı desteklememişti. Onun için cevabımı tekrarladım. Sedat: Şimdi yöntemini açıklar mısın? Biraz önce kafamda canlandırıyorum.
Sonra şunu yapıyorum bunun farkındayım dedin. Bunu biraz açıklar mısın? Şöyle basamak basamak açıklar mısın? Mesela ilk önce ne yapıyorsun?
Ebru: İlk önce soruyu hızlı bir okuyorum. Sonra işte kafamda birşeyler oluşturmaya çalışıyorum. Sonra sorunun asıl olarak ne demek istediğini anlamak için bir daha okuyorum soruyu. Sonra teker teker seçenekleri okuyorum. Eğer kesin olarak emin olduğum veya hayır bu olmaz dediğim şıklara ya üzerini çiziyorum veya tik atıyorum. Kesin eminsem. Sonra geri kalanları, eğer kalırsa sonra bir daha okuyorum. Yalnız bu çizdiklerimi bir
111
daha okumuyorum. Eğer sonunda çelişkide kaldıklarım olursa düşünüyorum ve işaretliyorum. Ama bir de şeyim var hocam, kesinlikle işaretlemeliyim gibi, onun içinde ÖSS’de fizikten çok yanlışım çıktı.
Ebru’nun KKKT’deki 2. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan görüşmeden
elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin soru kökünü okumasının ardından soru
kökünü daha etkili anlamlandırmak ve olayı zihninde canlandırmak için soru kökündeki
eylemi davranışlarına yansıtarak ip uçlarını sesli tekrarladığı görülmektedir. Öğrenci el
hareketleri yapmasının temel nedeni olarak bu işlemin soruyu anlamasını desteklediğini
ve zihinde canlandırdığını belirtmiştir. Çözüm sürecinde öğrencinin soru kökünü veya
seçenekleri anlamak ve orada ifade edilen eylemleri zihninde canlandırmak için bu
eylemleri davranışlarıyla göstermesi nedeniyle strateji “Problemi Davranışlarına
Yansıtmak (PDY)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru kökünü
veya seçenekleri anlamak ve orada ifade edilen eylemleri zihninde canlandırmak için
kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir. Öğrencinin zihinsel canlandırma yapmasındaki amacı ise, zihinsel
işlemlerini yürüteceği bir yapı oluşturmak ve bu yapıda cevabını daha etkili
yürütmektedir. Çözüm sürecinde öğrencinin zihinsel sürecini etkili bir şekilde yürütmek
için zihinsel bir canlandırma yapması nedeniyle strateji “Zihinde Canlandırma (ZC)”
olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi, çözümünü yürütmek için bilişsel
olarak kullanması nedeniyle, stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Ardından Ebru bu zihinsel yapı çerçevesinde sezgisel bilgisini kullanarak kamyonun
arabaya daha fazla kuvvet uygulayacağına ilişkin tahmini bir cevap oluşturmuştur.
Öğrenci tahmini cevabını oluşturduktan sonra bu cevabı seçeneklerde aramaya
başlamıştır. Oluşturduğu cevabı A seçeneğinde bulmasına rağmen kontrol için diğer
seçenekleri de okumuştur. B ve C seçeneklerini tahmini cevabını desteklememesi
nedeniyle elemiştir. Öğrenci D seçeneğine geldiğinde ise, seçeneğinin cevabını
desteklememesinden dolayı cevabını tekrarlamıştır. Çözüm sürecinde seçenekteki ifade,
tahmini cevabını desteklememesi sonucunda öğrencinin cevabı sesli olarak tekrarlaması
nedeniyle strateji “Cevabı Sesli Olarak Tekrarlama (CSOT)” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi, çözümünün belli bir bölümünü yürütmek için
kullanması nedeniyle, bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
B, C, D ve E seçenekleri tahmini cevaba uygun bir ifade bulunmadığından Ebru
tekrar dönerek A seçeneğini işaretlemiştir. Ebru cevaplama sürecinde seçeneklere
112
doğruluğuna göre işaret koymuştur. Bu işlemi yapmasının nedeni olarak da, bu işlemle
çözüm sürecini özetlemiş olduğunu ve daha kolay çözdüğünü belirtmiştir. Çözüm
sürecinde öğrencinin soru kökünü anlamlandırmasının ardından oluşturduğu tahmini
cevabı seçeneklerde ararken süreci özetlemek ve karmaşıklıktan kurtarmak için
seçeneklere doğruluğuna göre işaret koyması nedeniyle strateji “Seçeneklere İşaret
Koyma (Sİ)” olarak tanımlanmıştır. Öğrencinin bu stratejiyi çözüm sürecini özetlemek
ve çözümü daha kolaylaştırmak için kullanması nedeniyle, stratejinin bilişsel düzeyde
lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak Ebru’nun KKKT’deki 2. soruyu çözüm sürecinden tanımlanan CSOT,
ZC, Sİ ve PDY stratejileri şu şekilde tanımlanmıştır;
CSOT stratejisi, bireyin seçenekdeki ifade ile oluşturduğu tahmini cevabı
karşılaştırarak, seçeneğin doğruluğuna veya yanlışlığına karar vermesinin ardından
cevabının seçeneğe uymayan yönlerini veya tümünü sesli olarak tekrarlamasıdır.
ZC stratejisi, bireyin açıklamada, soru kökünde veya seçeneklerde belirtilen eylemi
anlamasının ardından eylemi belleğinde canlandırmasıdır.
Sİ stratejisi, bireyin soruyu anlamlandırmasının ardından oluşturduğu tahmini
cevabı seçeneklerde ararken çözüm sürecini özetlemek ve çözümü kolaylaştırmak
amacıyla seçeneklere tahmini cevabına uygunluğuna göre çeşitli işaretler koymasıdır.
PDY stratejisi ise, bireyin soru kökünü veya seçenekleri anlamak ve orada ifade
edilen eylemleri zihninde canlandırmak için ifade edilen olayı davranışlarıyla
göstermesidir.
b. Verilenler dışındaki değişkenleri düşünme ve şekil çizme stratejileri:
Verilenler dışındaki değişkenleri düşünme ve şekil çizme stratejilerine örnek olarak
Şeyma’nın KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci verilmiştir. Aşağıda Şeyma’nın çözüm
süreci verilmiştir.
Şeyma: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, (İki metal top çizdi, m ve 2m yazdı) aynı büyüklükte ağırlıkları tamam. İki metal top bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. (Tekrarladı) Ağır topun yarı süresi içinde yere ulaşır. C)Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil.
113
E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. Şimdi iki metal top aynı büyüklükteyse, aynı büyüklükte yüzeyleri belli mi bunların ama? (Soru kökünü okudu) Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan. Ağır top hafif toptan daha önce yere ulaşır. (A seçeneğini işaretledi).
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede Şeyma ile görüşmeci arasında
verilenler dışındaki değişkenleri düşünme stratejisine ilişkin aşağıdaki diyalog
geçmiştir:
Sedat: Peki 1. soruyu açabilir miyiz? Şeyma 1. soruda şekil çizdin. Bu soruda cevabın oluşmadığı için mi şekil çizdin. Yoksa her zaman yaptığın birşey mi bu?
Şeyma: Genelde böyle küçük şeyleri çizmeye çalışıyorum. Hani nasıl olur nasıl biter diye. Bu gibi küçük şeyleri genellikle çizerim. Ama kafamda da bu oluşmuştur zaten. Daha iyi görmek için.
Sedat: Çizdiğin şekil zihninde canlanan şekil mi? Şeyma: Evet kafamda olan şey ama böyle bir karartı oluyor. Çünkü neden,
mesela burada mesela hocanın dediği şeyleri hatırlıyorum. Bir kağıdı almıştı şunun gibi bir kağıt. Birde diğer kağıdı buruşturup atmıştı. Aynı anda hani yere düşüp düşmemelerine bakmıştı. Hava sürtünmesi olduğu için burada o kafamı karıştırdı. Yani bu normalde böyle de olmayabilirdi. O yüzden çizdim böyle.
Sedat: Sonra bir ara, yüzey hakkında birşey söylenilmemiş mi dedin. Yüzeylerin etkisi aklına geldiği için mi bunu söyledin?
Şeyma: Evet. Çizdim ama kafamda yapsam bunu. İşte kafamda iki tane şey, ama çizdiğim zaman daha bir net görüyorum. Acaba hani yüzeyi aynı büyüklükte mi? Yüzeyi daha geniş olma olasılığı var. Mesela bowling toplarını düşündüm o arada. Birinin içine daha şey koyarız, diğerine koymayız. İkisini attığımızda hangisi daha hızlı gider diye hani.
Şeyma’nın KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin soruyu
okuması esnasında iki top şekli çizip, bunların kütlelerini tanımladığı görülmektedir.
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede ise Şeyma, şekilleri soruyu daha iyi
anlamak için çizdiğini ve çizdiği bu şekillerin zihninde canlandırdıklarının bir
yansıması olduğunu belirtmiştir. Çözüm sürecinde öğrencinin soru kökünü daha iyi
anlamak için sorudaki önemli ip uçlarını tekrarlayarak şekil çizmesi nedeniyle strateji
“Şekil Çizme (ŞÇ)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru kökünü
daha iyi anlamak ve çözümün kolaylaştırmak için kullanması nedeniyle stratejinin
bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu canlandırmasını temel alarak ağır olan topun daha erken düşeceğini
düşünmüştür. Şeyma ağır olan topun daha erken düşeceğini düşünmesine rağmen
seçeneklerin tümünü okumuş, fakat seçeneklerin doğruluğu veya yanlışlığına ilişkin
hiçbir yorum yapmamıştır. Seçenekleri okumasının ardından farklı büyüklük ve
114
ağırlıktaki bowling toplarını düşünerek, topların yüzeylerinin aynı olup olmadığını
sorgulamıştır. Kısaca soruda serbest düşme olduğu belirtilmesine rağmen Şeyma’nın
yüzey alanının yere düşme süresine etkisini düşündüğü görülmüştür. Çözüm sürecinde
öğrencinin konuya ilişkin olmasına rağmen çözüm sürecinde farklı değişkenleri de
düşünmesi nedeniyle strateji “Verilenler Dışındaki Değişkenleri Düşünme (VDDD)”
olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi, çözümünün belli bir bölümünü
yürütmek için kullanması nedeniyle bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Sonuç olarak VDDD ve ŞÇ stratejileri aşağıdaki belirtilen şekilde tanımlanmıştır;
VDDD stratejisi, bireyin soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından çözümü
planlama ve uygulama aşamasında konuya ilişkin farklı değişkenleri de düşmesidir.
ŞÇ stratejisi ise, bireyin soru kökünü okuma veya çözümü uygulama esnasında soru
kökünü veya seçenekleri daha etkili anlamak için sorudaki nesnelere ilişkin şekiller
çizmesidir.
c. İpuçlarını sesli tekrarlama stratejisi: İpuçlarını sesli tekrarlama stratejisine
ilişkin bulgular Tuğba’nın KKKT’deki 10. soruyu çözüm süreci ve ardından yapılan
görüşmeden elde edilen veriler ile aşağıda sunulmaktadır. Bu bakımdan ilk olarak
Tuğba’nın çözüm süreci ve görüşmeden elde edilen veriler sunulacaktır. Ardından
strateji tanımlanacaktır.
Tuğba: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? (Şekli inceledi.) Halat. Asansör sabit bir hızla yukarı doğru çekiliyor. Sabit hızla. A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Herhangi bir yorum yapmadı.) B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Herhangi bir yorum yapmadı.) C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. (Herhangi bir yorum yapmadı.) D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar. (Herhangi bir yorum yapmadı.) E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. (Herhangi bir yorum yapmadı.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (İşaretledi).
115
Sedat: 10. soruda da öyle yaptın mesela ilk önce soruyu okuyup sonra şekle baktın. 10. soruyu okudun. Sonra sabit hızla dedin sonra şıklara geçtin. Neden en son sabit hızla sözünü vurgulayıp seçeneklere geçtin?
Tuğba: Hocam hani bir sabit hızlı oluyor, bir de hızlanarak, hızını artırarak gidebiliyor veya yavaşlayarak gidebiliyor. İşte sabit hızla giderken ne oluyordu gibisinden. Hatırlamak için.
Tuğba KKKT’deki 10. sorunun çözüm sürecinde, ilk olarak soruyu okumuştur.
Ardından soruyu anlamasını desteklemek için şekli inceleyerek, soruyu tekrarlamıştır.
Tuğba bu işlemler sonrasında soruyu anlayıp, asansör sabit hızlı hareket ettiğinde neler
oluyordu? bunu hatırlayabilmek için sabit hızla kavramını tekrarlamıştır. Çözüm
sürecinde öğrencinin zihinsel sürecini yürütmede bazı kavramları ve ilkeleri hatırlamak
için sorudaki ipuçlarını tekrarlaması nedeniyle strateji “İpuçlarını Sesli Tekrarlama
(İST)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi, çözümünün belli bir
bölümünü yürütmede gerekli kavramları hatırlamak için kullanması nedeniyle
stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak İST stratejisi, bireyin seçeneklerdeki veya soru kökündeki ipuçlarına
ilişkin kavramları ve ilkeleri hatırlamak, soruyu anlamasını desteklemek için soru
kökündeki veya seçeneklerdeki ipuçlarını sesli olarak tekrarlamasıdır.
d. Seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma stratejisi: Güray’ın KKKT’deki 22.
sorunun çözümünde seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma stratejisini kullanmıştır. Bu
bakımdan ilk olarak Güray’ın bu soruyu çözüm süreci ve ardından çözüm sonrasında
yapılan görüşmeden elde edilen veriler sunulacaktır. Ardından bu verilere dayalı olarak
strateji tanımlanacaktır.
Güray: Mehmet, çelik bir topu dikey olarak havaya fırlatıyor. Hava direncini ihmal edersek, topun yükselişi ve düşüşü süresince etkiyen kuvvetler nelerdir? A) Dikey olarak aşağıya doğru topun ağırlığı ve yukarıya doğru sürekli azalan bir kuvvet. B) Topun elden çıktığı an ve tepe noktasına ulaşıncaya kadar yukarıya doğru sürekli azalan bir kuvvet ve düşüşü sırasında sürekli artan yerçekimi kuvveti. C) Tepe noktasına kadar aşağıya doğru yerçekimi kuvveti ile yukarı doğru sürekli azalan bir kuvvet ve düşüşü sırasında ise sabit yerçekimi kuvveti. D) Topun uçuşu sırasında sadece dikey aşağıya doğru sabit yerçekimi kuvveti etki eder. (Soru köküne döndü) Hava direncini ihmal edersek, E) Hiç biri, çünkü havaya atılan her cisim gibi top da yere düşecektir. (Diğer şıklarda eleme ve yorum yapmadan sadece okudu) Çok eksik
116
birşey. Çok eksik bir açıklama gibi geldi. Çünkü yere düşmesi için bir kuvvet gerekir. Yukarı çıkabilmesi içinde bir kuvvet gerekir. A) Topun uçuşu sırasında dikey olarak aşağıya doğru topun ağırlığı ve yukarıya doğru sürekli azalan bir kuvvet. C) Tepe noktasına kadar aşağıya doğru yerçekimi kuvveti ile yukarı doğru sürekli azalan bir kuvvet ve düşüşü sırasında ise sabit yerçekimi kuvveti. Yukarıya doğru çıkarken kuvvet ve ağırlığı için ne söylemiş? B seçeneğinde yukarı çıktıkça sürekli uygulanan kuvvetin azaldığını, düşüşü sırasında da sürekli artan bir yerçekiminin olduğunu söylemiş. Ama burada yukarı doğru çıkarken yerçekimi kuvvetinin, azalan kuvvetin yerine geçtiğini ve düşüşü sırasında da yukarı çıkarken ki azalan kuvvetin yok olduğunu söylüyor. Bana mantıklı gelen C seçeneği. Tepe noktasına kadar aşağıya doğru yerçekimi kuvveti ile yukarı doğru sürekli azalan bir kuvvet ve düşüşü sırasında ise sabit yerçekimi kuvveti. Yukarı doğru kuvvet sürekli azalır mı ama? (Dudak büktü). D) Topun uçuşu sırasında sadece dikey aşağıya doğru sabit yerçekimi kuvveti etki eder. Topun uçuşu sırasında yerçekimi kuvveti sürekli etki etmektedir. Bu yüzden top belli bir yüksekliğe çıkar ve sonra aşağıya doğru, yani durur belli bir noktada. Ondan sonra aşağıya doğru hızlanır. Ama yukarı doğru çıkarken sürekli azalan bir kuvvet, sürekli azalan bir hız? Her iki şıkta da (C ve D seçeneğinde) sabit bir yerçekimi kuvveti demiş. A) Dikey olarak aşağıya doğru topun ağırlığı ve yukarıya doğru sürekli azalan bir kuvvet. Aşağıya doğru topun ağırlığı var tabiî ki ama? (Dudak büktü.) C seçeneği diğer şıklar arasında daha mantıklı geliyor. Çünkü yer çekimi kuvveti sabit bir kuvvettir. Diğer şıklarla karşılaştırdığımda C seçeneği olduğunu düşünüyorum. Üfffff…
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede ise araştırmacı ile Güray
seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma stratejisine ilişkin olarak aşağıdaki diyalog
geçmiştir;
Sedat: Doğru seçeneği belirleme sürecinde seçeneklerdeki ip uçlarını karşılaştırdın. Bu ne işine yarıyor?
Güray: Bu soru biraz daha uzun şıklı bir soruydu ve cevaplamanın biraz daha zor olduğunu düşündüm ben. Onun içinde sıkları karşılaştırmayı tercih ettim ben. Bunu mu kullanıyorum? Genellikle uzun sıklı sorularda bunu kullanıyorum.
Güray 22. sorunun çözümüne soruyu okumayla başlamıştır. Soru kökünü
okumasının ardından, soru kökündeki olayı zihninde canlandırmış ve seçenekleri
okumaya başladığı görülmüştür. Güray seçenekleri okuması esnasında seçenekteki
ifadelerin doğruluğuna karar vermeksizin bütün seçenekleri okuyup yukarıya doğru
çıkarken bir kuvvet ve aşağıya doğru her zaman yerçekimi kuvvetinin olacağını
düşünmüştür. Bu cevabı bulabilmek için ise seçeneklerdeki ipuçlarını sesli olarak
tekrarlayarak karşılaştırmıştır. Bu karşılaştırmayı ise seçeneklerin ve sorunun uzun
117
olması durumunda yanlış seçenekleri elemek için kullandığını belirtmiştir. Güray cevabı
seçeneklerde ararken seçeneklerdeki ipuçlarını sesli olarak karşılaştırarak seçeneklerin
cevabına yakınlığını belirlemesi nedeniyle strateji “Seçeneklerdeki İpuçlarını
Karşılaştırma (İK)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi çözümünü
yürütmek için bilişsel düzeyde ipuçlarını karşılaştırmada kullanması nedeniyle
stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak İK stratejisi, araştırmada bireyin cevabını seçeneklerde araması
esnasında seçenekleri okuyup seçeneklerde verilen ipuçlarını karşılaştırarak
seçeneklerin cevabına uygunluğunu belirlemesidir.
e. Kendi cümleleriyle ifade etme stratejisi: Kendi cümleleriyle ifade etme
stratejisini tanımlamak üzere Meryem’in KKKT’deki çözüm süreci örnek olarak
aşağıda verilmiştir. Tanımlama işleminde sırasıyla Meryem’in çözüm süreci ve
görüşmeden elde edilen veriler sunulacaktır. En son basamakta ise strateji
gerekçeleriyle tanımlanacaktır.
Meryem: Bir adam tarafından koridor boyunca büyük bir kutu 4 m/sn’lik sabit bir hızla itilmektedir. Bu olayda kutuya etkiyen kuvvetler için ne söylenebilir? (Bir kutu çizdi ve üzerinde 4 m/sn’lik hızını, sürtünme kuvvetini ve ağırlığını çizdi.) Bir tane kutu var. Bir koridor boyunca 4 m/sn’lik hızla itiliyor. Bu olayda kutuya etkiyen kuvvetler için ne söylenebilir? Aşağıya doğru bir yer çekimi kuvveti ve sürtünme kuvveti uygulanıyor mu? A) Adam tarafından kutuya uygulanan kuvvet iki katına çıkarılırsa, kutunun hızı iki katına yani 8 m/sn’lik sabit bir hıza ulaşacaktır. (Dudak büktü. Ama evet veya hayır olmaz diye bir yorum yapmadı.) B) Kutunun sabit bir hızla ilerleyebilmesi için adam tarafından kutuya uygulanan kuvvet kutunun ağırlığından daha büyük olmalıdır. Hayır çünkü sürtünme kuvvetinden daha büyük olmalıdır. C) Kutunun sabit bir hızla ilerleyebilmesi için adam tarafından kutuya uygulanan kuvvet, kutuya etkiyen sürtünme kuvvetine eşit olmalıdır. Hayır. D) Kutunun sabit bir hızla ilerleyebilmesi için adam tarafından kutuya uygulanan kuvvet, kutuya etkiyen sürtünme kuvvetinden daha büyük olmalıdır. Evet doğru. E) Kutuyu hareket ettirmek için adam sürekli bir kuvvet uygulamalıdır, sürtünme kuvveti ise gerçek bir kuvvet değildir. (Okudu ama yorum yapmadı ve D’yi işaretledi.)
Sedat: Bu soruda soruyu okuduktan sonra sorudaki olayları tekrarlayarak şekil çizdin ve üzerine notlar aldın. Neden böyle soruyu tekrarladın?
118
Meryem: Hocam ilk olarak okudum ve anladım. Ama böyle ikinci defa tekrarladığımda daha iyi anladığımı hissediyorum. Şekilde çizersem daha iyi görüyorum ve oturuyor soru.
Meryem’in KKKT’deki 19. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin soru
kökünü okumasının ardından soru kökünü daha etkili bir şekilde anlamlandırmak için
şekil çizerken, soruyu kendi cümleleriyle ifade ettiği görülmektedir. Çözüm süreci
sonrasında yapılan görüşmede ise, soruyu okuduktan sonra kendi cümleleriyle ifade
ettiğinde, soruyu daha iyi anladığını ifade etmiştir. Çözüm sürecinde öğrenci soru
kökünü etkili bir şekilde anlamlandırmak için soru kökünden anladığını kendi
cümleleriyle ifade etmesi nedeniyle strateji “Kendi Cümleleriyle İfade Etme (KCİ)”
olarak tanımlanmıştır. Ayrıca Meryem bu stratejiyi, soru kökünü daha iyi anlamak için
kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Sonuç olarak KCİ stratejisi, bireyin soru kökünü okuyup anladıktan sonra soru
kökünü kendi cümleleriyle ifade etmesidir.
f. Formül kullanma ve tekrar okuma stratejileri: Formül kullanma ve şekil çizme
stratejilerine örnek olarak Serkan’ın KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci aşağıda
verilmiştir.
Serkan: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? (Sorunun üstüne aynı yükseklikte iki top çizdi ve onların kütleleri için m ve 2m yazdı.) Aynı yükseklikte çizelim. Bunun kütlesi m1, bunun ki de m2 olsun. Bunun kütlesi m ise diğerinin kütlesi de 2m olsun. (Soru kökünü tekrar okudu.) Aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. yere düşme süreleri için h=1/2 gt2 formülünden h’lar eşit, g’ler eşit, ½ sabit o zaman süreler aynıdır. A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. Yanlış. (Eledi.) B) Hafif top, (okumadan C’yi gördü ve direk C’yi okudu.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Doğru. (İşaretledi.) (Diğer seçenekleri okumadı.)
Bu stratejilere ilişkin olarak çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede aşağıda
sunulan diyalog geçmiştir:
Sedat: Şekil çizdikten sonra formül yazdın. Formül ne işine yaradı? Serkan: Bu formül aklımda kalan bir formül, ta liseden beri aklımda kalan bir
formül. Yani burada türetmeme gerek kalmadı. Yani lisede atışlar
119
sorularını çözmede bu formülü çok kullandığım için direk bu formül aklıma geldi. Hani formülde h’lar eşit, diğerleri sabit. Onun için sürelerde eşit oluyor. Aklımda kalandan çözdüm yani. Bunu yazdığımda cevabı daha rahat görüyorum.
Sedat: Birde soruyu tekrar okudun. Neden? Serkan: Emin olmak için. Yani iyice emin oluyum diye yani. Kütleyi falan
farklı vermiş. Gerçi kütleye bağlı değil de. Ne olur ne olmaz. Diye iyice anlamak için.
Sedat: İyice anlamak için dedin. Biraz daha açar mısın burayı? Serkan: Ya, ilk başta Türkçe’de paragraf okuyoruz ya hani aklımızda iyi
kalmıyor bazen aklımda. Zaten bu soruyu önceden biliyordum ama anlayamadım ilk okuduğunda demek ki. Soruyu anlamak için.
Serkan 1. soruda ilk olarak soruyu okumuş ve ardından soru kökündeki önemli
ipuçlarını tekrar ederek şekil çizmiştir. Bu işlemin ardından çözümde gözden birşey
kaçırmamak ve soruyu daha iyi anlamak için soru kökünü tekrar okumuştur. Serkan
çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede de bu stratejiyi kullanmasındaki temel
amacın soruyu daha iyi anlamak olduğunu belirtmiştir. Serkan çözüm sürecinde soru
kökünü daha etkili bir şekilde anlamak için soruyu tekrar okuduğu için strateji “Tekrar
Okuma (TO)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru kökünü daha
etkili bir şekilde anlamak için kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir
strateji olduğuna karar verilmiştir.
Şekli çizdikten sonra ise, öğrenci cevabına ulaşmak için zihinsel işlemi yaparken
formül kullanmış ve cevabını aynı sürede düşerler olarak bulmuştur. Görüşmede ise
Serkan kullandığı formülü daha önceden bildiğini ve cevaba ulaşmak için bu formülü
kullandığını belirtmiştir. Çözüm sürecinde öğrenci soruyu okuyup anlamlandırmasının
ardından zihinsel işlemlerini etkili bir şekilde yürütmek için formül kullanması
nedeniyle strateji “Formül Kullanma (FK)” olarak tanımlanmıştır. Serkan bu stratejiyi
soru çözümünü etkili bir şekilde yürütmek için kullandığından, stratejinin bilişsel
düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu bulgular ışığında TO ve FK stratejileri şu şekilde tanımlanmıştır;
FK stratejisi, bireyin soru kökünü anlamlandırmasının ardından ulaşmak için formül
kullanmasıdır.
TO stratejisi ise, bireyin soru kökünü veya seçenekleri daha etkili bir şekilde
anlamlandırmak için soruyu veya seçeneği tekrar okumasıdır.
120
g. Bütüncül tanımlama stratejisi: Aşağıda Esra’nın KKKT’deki 9. soruyu çözüm
süreci Bütüncül tanımlama stratejisine örnek olarak verilmiştir. Çözüm sürecinin
sunulmasının ardından buradaki verilere dayanılarak strateji tanımlanacaktır.
Esra: Aşağıdaki şekilde iki farklı cismin 0.20 sn. aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir. Cisimler sağa doğru hareket etmektedirler. Cisimlerin aynı hızda oldukları an var mıdır? (Şekle Bakarak) Biri önce hızlanmış. Evet biri hızlanarak gitmiş. Diğeri sabit hızla gitmiş. (Şıklara bakarak) Konumlarını göstermiş burada. 2. anda desek. Evet vardır. 2. ve 5. anda. Konumlarına göre baktım. Ama biri hızlanarak gitmiş, diğeri sabit hızını koruyarak gitmiş.
Esra’nın KKKT’deki 9. soruyu çözüm sürecinden elde edilen veriler incelendiğinde,
öğrencinin soru kökünü okuyup anlamlandırmasının ardından şekil üzerine odaklandığı
görülmektedir. Esra’nın şekli incelerken ilk olarak şekilleri bütüncül olarak incelediği
ve şekillerin bütününe ilişkin yorumlar yaptığı görülmektedir. Veri kesitinde görüldüğü
gibi Esra A ve B araçlarının 1-2., 2-3., 3-4. vb. aralıklarda hızlarını hesaplayıp
karşılaştırmaktan ziyade, ilk olarak şekli bir bütün olarak görmüş ve hareket biçimlerine
ilişkin yorumlar yapmıştır. Esra çözüm sürecinde soruyu okuyup anladıktan sonra
araçların hareketlerini bir bütün olarak görüp tanımlaması nedeniyle strateji “Bütüncül
Tanımlama (BT)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru çözümünü
etkili bir şekilde yürütmek için kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal
bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak BT stratejisi, bireyin soru kökünü okuyup anlamlandırmasının
ardından sorudaki olgu veya durumları, bir bütün halinde görüp bunların ortak ve farklı
özeliklerinden başlayarak tanımlamasıdır.
h. Deneme yanılma ve parça parça tanımlama stratejileri: Deneme yanılma ve
parça parça tanımlama stratejileri İlknur’un 9. soruyu çözüm süreci üzerinden
tanımlanacaktır.
Aşağıdaki şekilde iki farklı cismin 0.20 sn. aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir. Cisimler sağa doğru hareket etmektedirler. İki farklı cismin 0.20 saniye aralıklarla, cisimlerin aynı hızda oldukları an var mıdır? Hı, Şimdi bunlar 0.20 saniyelik aralıklarla hareket ettiklerine göre, X=V.t formülünden t’lerin aynı olduğunu düşünürsek, hızlarının eşit olması için, aldıkları yolların aynı olması durumunda hızlarının da aynı olacağını düşünebiliriz. Mesela I. araç bir tanesi hiç hareket etmezken, diğeri hareket etmiş 2 birim. Tekrar birini 1, 2, 3, 4 birim hareket etmiş. Öbürü 3 birim hareket
121
etmiş. Sonra 3 birim hareket etmiş, tekrar 3 birim hareket etmiş. (Soruyu tekrar okudu.) Aynı hızda oldukları an var mıdır? Aldıkları yollar eşit olduğu an hızları da eşit olacak ama burada aralıkları tam seçemiyorum. (soru köküne dönerek okudu.) Aşağıdaki şekilde iki farklı cismin 0.20 sn. aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir. Cisimler sağa doğru hareket etmektedirler. Cisimlerin aynı hızda oldukları an var mıdır? (Soruyu tekrarladı.) Ayın hızda oldukları an? Şimdi burada konumların ve sürelerini vermiş. X=V.t diye bir formülümüz var. Yol eşittir hız çarpı zaman. Yolun zamana oranı bize hızı verir. O zaman burada her bir zamandaki toplam alınan yolun toplam zamana oranını bularak, aynı hızda oldukları, olup olmadıklarına ulaşabiliriz. Mesela I. aralıkta, her bir aralığa X dersek, her çizgide 5 bölme var. I. araç ilk, ya da şıklardan gidersek daha kısa sürede sonuca ulaşabiliriz. 2. anda demiş. 2. anda I. araç 1, 2, 3, 4X bölme ilerlemiş diyelim. 0,20 saniye aralıklarla dediğine göre, 4X/0,4 dersek, hatta bunu 0,2 değil de 2 alalım daha pratik yapmak için. 4X/4 I. araç X hızına sahip. Diğer araç ise, 1, 2, 3 bölme ilerlemiş. Onun için hızı 3X/4 olur. 2. anda hızları eşit değil. 2. ve 5. anda demiş, dolayısıyla bu seçeneği da eleyebiliriz. 3. ana bakalım. I. araç 3. anda 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7X konum almış. 7 saniyede mi? Hayır. 1, 2, 3, 4, 5, 6X konum almış. Kaç saniye 6 saniyede. Burada bir hata mı yaptım? 1, 2, 3 ve 1, 2, 3. (soru kökünü tekrarladı.) 0,20 saniye aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir. Hıı, her bir konumu 0,2 saniye alıyor. 3/2, 6/2’den 3, şurası 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8/2’den 4, 3. anda da yok. 5. ana bakalım. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 olamaz hiçbir zaman hızları eşit değildir. (A seçeneğini işaretledi.)
Sedat: 9. soruda verilenlerle istenenleri yazdın. Sonra formül yazdın. Ve ulaşabiliriz dedin. Sonra şıklara gittin ve şıklardan gidersem dedin.
İlknur: Çünkü öbür türlü olsa, her bir aralık için hızı hesaplayacağım. Ama işte şıkta istenilenler, açıkça verilmiş olduğu için, şıklardan tek tek giderek denedim.
Sedat: Bunu biraz açabilir misin? İlknur: Soruda çözüm yaparken ilk önce her aralık için hızı hesaplayacaktım. Bu
bana çok zaman kaybettirecekti. Onun için seçenekleri denedim. Sedat: Peki, bu soruda ilk aklına gelen, verilen ve istenenleri yazma, formülü
kullanarak aralıklardaki hızları hesaplamaktı. Bu senin öncelikli yolun mu?
İlknur: Bu öncelikli yolum değil. Bu benim soruyu yapamadığımı anladığımda gittiğim yol. Hani şıklardan şu nedenden dolayı gittim, aslında düşündüğüm mantıkta seçenekleri uygulamaya çalıştım. Çünkü öbür türlü uygulasam şunu düşüncem, şunu düşüncem, 1, 2, 3, 4, 5, 6. aralıktaki hızları hesaplayacağım. Zaman kaybı olacak. Çünkü şıklardan gidince daha hemen yapıyorum.
İlknur’un KKKT’deki 9. soruyu çözüm sürecinden elde edilen veriler
incelendiğinde, öğrencinin ilk olarak soru kökünü okuyup anlamlandırdığı ve ardından
formül kullanarak araçların her aralıktaki hızılarını hesaplamaya çalıştığı görülmektedir.
Çözüm sürecinde öğrenci soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından çözümünü etkili
122
bir şekilde yürütmek için, seçeneklerdeki cevapları dikkate almadan, şekildeki her bir
aralığı ayrı ayrı düşünerek hızı hesaplamaya çalışması nedeniyle strateji “Parça Parça
Tanımlama (PPT)” olarak adlandırılmıştır. İlknur soru çözümünü etkili bir şekilde
yürütmek için sistemi bir bütün olarak görmekten ziyade parçaları ayrı ayrı görmesi
nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu esnada İlknur zorlanacağını anladığından, soru köküne tekrar geri dönüp
okumuştur. Tekrar çözüme geri döndüğünde ise, ilk olarak her aralık için hızı
hesaplamaya çalışmıştır. Bunun çok uzun zaman alacağını düşündüğünden seçeneklerde
verilen cevapları deneyerek, soruyu cevaplamaya devam etmiştir. Çözüm sonrası
görüşmede de İlknur, çözüm sürecinde ilk olarak A ve B araçlarının her aralıktaki
hızlarını hesaplayıp, bu hızları karşılaştırarak başladığını, fakat bu işlemi yürütmekte
zorlandığından seçeneklerden gittiğini belirtmiştir. Çözüm sürecinde İlknur
seçeneklerde verilenleri deneyerek doğruluğuna karar vermesi nedeniyle strateji
“Deneme Yanılma (DY)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi
çözümünün belli bir bölümünü yürütmek için kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel
düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak PPT ve DY stratejileri aşağıda belirtilen şekilde tanımlanmıştır;
PPT stratejisi, bireyin soru kökünü okuyup anlamlandırmasının ardından çözümde
sorudaki olgu veya durumları bir bütün olarak görmek yerine ayrı ayrı düşünerek
tanımlamasıdır.
DY stratejisi ise, bireyin soru kökünü okumasının ardından, doğru cevabı bulana
kadar seçeneklerdeki cevapları denemesi olarak tanımlanmıştır.
ı. Not alma ve denklem kurma stratejileri: Not alma ve denklem kurma
stratejilerine örnek olarak aşağıdaki Meryem’in 10 soruyu çözüm süreci verilmiştir.
Meryem: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Yukarı doğru bir ivmesi vardır bu durumda. (Şekil üzerine ma’yı, mg’yi aşağıya doğru gösterdi.) Aşağıya doğru bir ma etki edecek kütlesinden dolayı. Birde mg etki edecek yukarı doğru. (soruyu tekrarladı) hangisi doğrudur? A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Şekil üzerinde yukarı T’yi gösterdi.) Şuraya T dersek T=m.a+m.g olacaktır. (Denklemi yan tarafa yazdı.) (Seçeneği tekrar okudu.)Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet,
123
asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Yer çekimi kuvvetinden daha büyüktür. Evet. Doğru çünkü ivmesinden dolayı. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Hayır. C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Hayır. D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar. E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. Adana diyorum.
Sedat: Şekil üzerine soruda yakaladığın önemli bilgileri ekledin ve yorumlarını yaptın üzerinde. Ne işine yarıyor peki bunları yazman?
Meryem: Yani gözümün önünde canlandırmaktansa, mesela şekil üzerinde çizipte nerede ne olacağını görmek, mesela şurada kuvvetlerin ne tarafa uygulanacağını göstermek. Hani şekli göz önünde görmek daha kolay oluyor. Baktığımda ma’yı mg’yi, hızını çok kolay görebiliyorum. Aslında okuduktan sonra işte bu önemli noktaları not almam anlamımı da sağlıyor.
Sedat: Birde burada denklem kurdun. Nerede? Evet A seçeneğini okuduktan sonra.
Meryem: Evet. A seçeneğini okuduğumda T kuvvetini gördüm. Soruyu okuduktan sonra bunu görmemiştim. Bunu görünce aşağı kuvvetler yukarı kuvvetlere eşit olması gerektiğini düşündüğümden yazdım.
Meryem 10. soruyu çözüm sürecine soru kökünü okumakla başlamıştır. Soruyu
anlamasının ardından belli yargılara ulaşmış ve sorudaki önemli ip uçları ve ulaştığı
yargılara ilişkin şekil üzerine notlar almıştır. Çözüm süreci sonrasında yapılan
görüşmede ise, Meryem bu notları almasının, soruyu daha net görmesini ve anlamasını
sağladığını belirtmiştir. Meryem çözüm sürecinde soru kökünü ve seçenekleri
anlamlandırmak için önemli noktaları veya çıkarımlarını not alması nedeniyle strateji
“Not Alma (NA)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru veya
seçenekteki olayı daha etkili bir şekilde anlamlandırmak için kullanması nedeniyle
stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu işlemler sonrasında sorudaki olayı belleğinde canlandıran Meryem, sezgisel
olarak asansöre yukarı uygulanan kuvvetlerin, aşağıya uygulanan kuvvetlerden daha
büyük olacağını düşünmüştür. Fakat yukarı uygulanan kuvveti tanımlayamamıştır. A
seçeneğini okuduğunda ise halattaki gerilmeyi tanımlamış ve çözümü daha net
görebilmek için denklem kurmuştur. Çözümünde Meryem cevabına ulaşmak için
denklem kurması nedeniyle strateji “Denklem Kurma (DK)” olarak tanımlanmıştır.
Meryem bu stratejiyi, çözümünün belli bir bölümünü yürütmek için kullanması
nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu veriler ışığında NA ve DK stratejileri şu şekilde tanımlanmıştır;
124
NA stratejisi, bireyin soru kökünü ve seçenekleri okuması veya çözümü uygulaması
esnasında; ifadeleri anlamak için soru kökünden, seçeneklerden veya çözümden elde
ettiği ipuçlarını not almasıdır.
DK stratejisi ise, bireyin soru kökünü okumasının ardından cevaba ulaşmak için
denklem kurması olarak tanımlanmıştır.
j. Okuyarak şekli takip etme stratejisi: Okuyarak şekli takip etme stratejisi
İlknur’un 10. soruyu çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler
kullanılarak tanımlanacaktır. Bu nedenle İlknur’un çözüm süreci ve stratejiye ilişkin
görüşmeden elde edilen veriler sırasıyla aşağıda sunulmaktadır.
İlknur: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. (Şekli inceledi.) Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? (Şekli inceleyerek soruyu tekrarladı.) Çelik halatlarla yukarı doğru çekiliyor.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Sabit bir hızla yukarı doğru çekiliyor. Dolayısıyla ivme yok. (Seçeneği tekrarladı.) Asansöre etkiyen yer çekimi kuvvetinden daha büyüktür. Buna doğru diyebilirim. Çünkü aşağıya doğru bu asansörün bir ağırlığı ve içindeki adamın bir ağırlığı var yer çekiminden dolayı. Yerçekimini yenmiş ki yukarı doğru çıkabiliyor bu asansör. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Eğer eşit olsaydı, hareket etmemesi gerekiyordu Fnet sıfır olduğundan dolayı. C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Bu durumda da aşağıya doğru inmesi gerekiyordu. D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar.(Şekle bir baktı ve seçeneği tekrarladı.) halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar. Halatlar yukarı doğru çekildiğinden dolayı buna yukarı doğru bir kuvvet uygulanıyor. Bunun ne demek istediğini tam olarak anlamadım. E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. Bu da doğru, hatta bu daha da doğru. Yukarı doğru uygulanan toplam net kuvvet, aşağıya doğru olan toplam net kuvvetten daha büyük olduğundan dolayı yukarı çıkıyor. (E’yi işaretledi.)
Sedat: Sonra 10. soruda şekil üzerinde çalıştın. Bu şekil üzerinde çalışman sana ne sağlıyor?
İlknur: Yani anlaşılır bir şekil. Burada bir halat vardı. Yukarı doğru asansörü günlük hayatta kullandığımız için, asansör yukarı doğru çekiliyor. İşte burasıda boşluk olduğu için asansör yukarı doğru çıkıyor. Şekli anladım yani. Hem okurken şekle baktığımda daha iyi anlıyorum. Birde bir makale okudum. Ona göre söylüyorum. Benim görsel hafızam daha baskın.
125
Okuduklarımı şekle ve şemalara dökerek, daha iyi kafamda canlandırabiliyorum.
Çözüm sürecine bakıldığında İlknur’un soru kökünü, soruyu okurken şekli takip
ederek okuduğu görülmektedir. İlknur çözüm süreci sonrası yapılan görüşmede ise
görsel hafızasının daha etkili olduğunu, şekle bakarak okuduğu içinde soruyu daha iyi
anladığını belirtmiştir. Bu bakımdan İlknur soru kökünü daha etkili bir şekilde anlamak
için soruyu şekli takip ederek okuması nedeniyle strateji “Okuyarak Şekli Takip Etme
(OŞTE)” olarak tanımlanmıştır. İlknur bu stratejiyi soru kökünü anlamasını
desteklemek için kullanması nedeniyle de stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji
olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak OŞTE stratejisi, bireyin soru kökünü daha etkili bir şekilde anlamak
için soruyu şekli takip ederek okuması olarak tanımlanmıştır.
k. Okuma sonrası şekli inceleme ve ipuçlarının altını çizme stratejileri: Aşağıda
okuma sonrası şekli inceleme ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini tanımlamak üzere
Şeyma’nın KKKT’deki 10. soruyu çözüm süreci yer almaktadır.
Şeyma: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla (Altını çizerek) sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Sabit bir hızla yukarı doğru çekiliyor. (Şekli inceleyerek soruyu tekrarladı) Şekilde görüldüğü üzere asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Sabit bir hızla, (Şekil üzerinde çalıştı) aşağıya doğru bir mg’si var. Yukarıya doğruda bir T gerilmesi var desek, A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Bu olabilir. Çünkü yukarı doğru çekilebilmesi için ama sabit bir hızla çekiliyor dediğine göre, dursun. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Bu olabilir. C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Küçük olsa düşer. (Eledi) D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar.(eliyle sarma hareketi yaparak) Aynen T gerilmesi var orada da. E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. Eşit olsa sabit çıkar. Hangisi doğru? B) Yerçekimi kuvvetine eşittir. Evet B.
126
Çözüm süreci sonrasında görüşmeci ile Şeyma arasında yapılan görüşmede
belirtilen stratejilere ilişkin olarak aşağıdaki diyaloglar geçmiştir:
Sedat: 10. soruda ilk önce soruyu okudun. Daha sonra önemli noktaları tekrarlayarak şekli inceledin. Hep böyle mi yaparsın?
Şeyma: Çünkü şekli vermişti. Genellikle şekil verildiği zaman üzerine formüllerini hangisinin T hangisinin mg olduğunu yazarım.
Sedat: Peki şekil üzerinde çalışmak ne sağlıyor sana? Şeyma: Şekil üzerinde çalışmak bana yani biraz daha görsel ifade oluyor. Yani
anlamamı kolaylaştırıyor. Hani daha iyi anlıyorum. Sedat:10. soruda, altını çizdin bazı kelimelerin neden öyle yaptın? Şeyma: Zaten sorular kendileri sabit bir hızla olamaz değildir dediği zaman
altını çiziyor. Burada insan ister istemez, öyle birşeye yakalanıyor. İşte özel bu bir özellik işte bunu böyle dikkatli görmemiz için diye hani. Öyle orada birşey var hani. Hani dikkatimi oraya yoğunlaşmasını sağlıyor. Zaten sabit bir hızla dediği zaman soruya göre baktığımızda hani birçok şık ona göre uyuyor. Mesela sabit bir hızsız hani, sabit hızla olmazsa, o önemli olduğu için ona göre cevap veriyorsun. O yüzden sen göz önünde bulundurmak istiyorsun. Onu unutmayayım diye. Çözümüm için önemli nokta oraya dikkat etmem gerekli.
Şeyma’nın 10. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin önemli ipuçlarının
altını çizerek soruyu okuduğu görülmektedir. Çözüm sonrasında ise soruyu okurken
önemli ipuçlarının altını çizmesinin temel nedeni olarak, dikkatini önemli ipuçları
üzerine yoğunlaştırarak soruyu daha iyi anlamak olduğunu göstermiştir. Çözüm
sürecinde öğrencinin soruyu okurken önemli ipuçları üzerine dikkatini yoğunlaştırarak
soruyu daha iyi anlamak için kelime veya kelime gruplarının altını çizmesi veya
yuvarlak içine alması nedeniyle strateji “İpuçlarının Altını Çizme (İAÇ)” olarak
tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soruyu etkili bir şekilde anlamlandırmak
için kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Soruyu okumasının ardından Şeyma, şekil inceleyerek soru kökünü tekrarlamıştır.
Şeyma görüşmede soruyu okuduktan sonra şekil inceleyerek soruyu tekrarladığında
soruyu daha iyi anladığını belirtmiştir. Bu noktada Şeyma’nın soru kökünü daha iyi
anlamak için soru kökünü okuduktan sonra, soruyu tekrarlayarak şekli incelemesi
nedeniyle strateji “Okuma Sonrası Şekli İnceleme (OSŞİ)” olarak tanımlanmıştır.
Soruda bu stratejinin soru kökünü anlamayı desteklemek için kullanılması nedeniyle
stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuçta OSŞİ ve İAÇ stratejileri aşağıda belirtilen şekliyle tanımlanmıştır;
OSŞİ stratejisi, bireyin soru kökünü daha etkili bir şekilde anlamak için soruyu
okuduktan sonra önemli ipuçlarını tekrarlayarak şekli incelemesidir.
127
İAÇ stratejisi ise, bireyin soru kökünü veya seçenekleri daha iyi anlamak veya
çözümünü izlemede bu ipuçlarını daha etkili bir şekilde kullanmak için soru kökündeki
veya seçeneklerdeki ipuçlarının altını çizmesine/yuvarlak içine almasına atıf edilmiştir.
Buraya kadar öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde bilişsel düzeyde
kullandıkları lokal stratejiler tanımlanmıştır. Bir sonraki bölümde ise öğrencilerin
soruyu anlayıp anlamadıklarını ve çözüm süreçlerini kontrol etmek ve değerlendirmek
için üstbilişsel düzeyde kullandıkları lokal stratejiler tanımlanacaktır.
4.2.1.2. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Üstbilişsel Düzeyde
Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular
Bu bölümde öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde üstbilişsel düzeyde
kullanmış oldukları lokal stratejiler tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada üstbilişsel
stratejileri bilşsel stratejilerden ayırmak için Flavell (1979) ve Livingstone (1997)
tarafından sergilenen yaklaşım benimsenecektir. Araştırmacılara göre bilişsel ve
üstbilişsel stratejiler birbiri içine geçmiş bir yapıya sahiptirler ve bir strateji hem bilişsel
hem de üstbilişsel düzeyde kullanılmadır. Araştırmacılar bir stratejinin bilişsel mi yoksa
üstbilişsel mi olduğuna karar vermenin en önemli belirleyicisinin stratejinin kullanım
amacı olduğunu belirtmektedirler. Araştırmacılara göre eğer bir strateji çözümün
herhangi bir bölümündeki zihinsel işlemi yürütmek için kullanılıyorsa bilişsel
stratejidir. Eğer çözüm sürecini izlemek, kontrol etmek veya değerlendirmek için
kullanılıyorsa üstbilişsel strateji olarak sınıflandırılmaktadır. Bu nedenle araştırmada
öğrencilerin çözüm süreçlerinin doğruluğunu veya gözden kaçırdıkları herhangi bir
noktanın olup olmadığını kontrol etmek için kullandıkları stratejiler üstbilişsel strateji
olarak tanımlanacaktır. Tanımlama sürecinde her bir strateji ona verilen ad başlığı
altında sunulacaktır. Fakat bir çözüm sürecinde birden fazla üstbilişsel düzeyde
kullanılan lokal stratejiler varsa, bu stratejiler aynı başlık altında tanımlanacaktır.
a. Kontrol için diğer seçenekleri okuma, tekrar okuma, problemi
davranışlarına yansıtma ve şekil çizme stratejileri: Kontrol için diğer seçenekleri
okuma, tekrar okuma, problemi davranışlarına yansıtma ve şekil çizme stratejilerine
ilişkin bulgular Ebru’nun 1. soruyu çözüm süreci üzerinden sunulacaktır. Bu nedenle ilk
128
olarak Ebru’nun 1. soruyu çözüm süreci ardından, görüşmeden belirtilen stratejilere
ilişkin elde edilen veriler sunulacaktır.
Ebru: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? (Soru kökünü tekrarladı) İki top, bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Tamam. A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Bir dakika iki metal top. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. Hafif değil bir kere. (Eledi.) B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. Bu da değil. (Eledi.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. (Elinde iki top varmış gibi ellerini havaya kaldırdı. Elleri aynı seviyede idi) İki top birinin ağırlığı diğerinin iki katı. (Sorunun kenarına iki tane yuvarlak çizdi ve onları m ve 2m olarak tanımladı) iki metal top var. Birinin ağırlığı m, diğerinin 2m). A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. Yarı süresinde de olmaz. (Eledi.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Demiş. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. Aslında ağır top daha önce ulaşır ama yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. (C’yi şaretledi.)
Sedat: Ebru soruyu okuduktan sonra soruyu tekrarladın. Neden? Ebru:Ya, ben çok tekrarlarım. Yani şey hani, bilmiyorum sürekli okurum. Hani
kaçırdığım bir yer var mı diye. Mesela şey hani, soruyu ilk okuduğumda bazı şeyleri es geçebiliyorum. Ama ikinci okuduğumda daha dikkatli oluyorum. Onun için ben sürekli okurum. Seçenekleri de öyle.
Sedat: Bazı noktaları kaçırıyor musun? Ebru: Soruyu ilk okuyuşta, kaçırıyorum. Sedat: Soruyu tam olarak anlamak için kafanda neler oluşuyor? Soruyu tam
olarak anladım dersin ya, kafanda neler oluşuyor da soruyu tamam anladım diyorsun?
Ebru: Ya işte nasıl anlatayım, hocam gözümün önünde canlandırıyorum. Mesela bu soruda da gözümün önüne iki araba getiriyorum. Farklı iki araba geliyor. Mesela kamyonla arabanın çarpıştığı soruda da, hemen onu gözümün önüne getiriyorum ve sorunun hemen içinden çıkıyorum. Mantıkken düşünmeye çalışıyorum. Hani, kamyon ile bir araba çağrışsa ne olur? Hemen oraya gidiyor aklım. Onun için soruyu tekrarlıyorum. Gerçekten benim demek istediğim, düşündüğüm mü orada diye.
Sedat: Kontrol mü ediyorsun anlayıp anlamadığını? Ebru: Evet. Sedat: Birde C seçeneğini okuduktan sonra soru kökünü okuyarak el hareketleri
yaptın. Bunun ardından da şekil çizdin. Neden şekil çizdin ve el hareketleri yaptın orada?
Ebru: Hocam oraya kadar ağır topun daha erken düşeceğini düşünüyordum. C’yi okuyunca aynı sürede düşecekleri mantığıma yaktı. Bunu da derste görmüştük zaten. İşte ya gözden birşeyler kaçırıp kaçırmadığımı kontrol
129
etme ihtiyacı hissettim. Bu nedenle soru köküne döndüm ve kontrol ettim. Bunu da hem şekil çizerek hem de topların düşmesini ellerimle göstererek yaptım.
Sedat: 1. soruda A seçeneğinden E seçeneğine kadar okudun. Sonra geri döndün. B’yi okudun. Sonra C’de el hareketlerini yaptın ve sorunun cevabını işaretledin. Neden A seçeneğinden E seçeneğine kadar indin ve C seçeneğine yorum yapmadın. Orada evet olabilir mi dedin?
Ebru: Evet. Sedat: Niye E seçeneğine kadar okudun peki? Ebru: Ama diğerlerini de okumama lazım. Belki diğerleri de, belki bu olabilir
ama belki istediğim asıl cevap orada değildir. Ya orada bırakıp işaretleyemem. Kesinlikle bütün seçenekleri okumam lazım. Hayatta orada bırakamam yani cevabı bulsam da, evet bu eminim desem de işaretlemem.
Sedat: Cevabı bulsam da diyorsun o cevap ne zaman oluşuyor kafanda? Ebru: Ya o şeyden oluştu. Hani sürekli sürekli çözersinizde pratik olur ya
kafanızda, hani eğer öyle bir soruysa, aslında bu soru öyle bir soru gibiydi. Çünkü derste yaptıklarımız aklıma geliyor. hani ondan sonra bundan emin gibiyim. Ama diğer seçenekleri de okuyum ki diyorum. Hani, daha emin olayım. Belki ben yanlış biliyorum. Belki ben yanlış hatırlıyorum diye düşünüyorum. Ama bazen diğerlerini okuyunca aklım karışıyor. Sonra iki şık arasında kalıyorum.
Sedat: Şunu anlıyorum ben buradan, emin olmak için E seçeneğine kadar okuyorum diyorsun. Şimdi cevabı arıyorum şıklarda diyorsun. A’da yok. B’de yok cevap. C’de olabilir diyorsun. C cevabıma yakın diyorsun ve D ile E’ye de kontrol etmek için gidiyorsun.
Ebru: Evet.
Ebru’nun KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmede
ifade ettiklerine bakıldığında, Ebru’nun ilk olarak soruyu okuduğu ve ardından soruyu
tekrar okuduğu görülmektedir. Çözüm sonrasında yapılan görüşmede ise Ebru, soruyu
tekrar okurken soruyu anlayıp anlamadığını kontrol ettiğini belirtmiştir. Bu noktada
Ebru, soruyu anlayıp anlamadığını kontrol etmek için soruyu tekrar okuması nedeniyle
strateji “Tekrar Okuma (TO)” olarak tanımlanmıştır. Ebru bu stratejiyi soru kökünü
anlayıp anlamadığını kontrol etmek için kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel
düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Ebru soruyu anlamasının ardından ağır topun daha erken düşeceğine ilişkin cevabını
oluşturmuştur. Fakat seçenekleri okurken C seçeneğinde “Yaklaşık aynı sürede
düşerler.” ifadesini okuyunca, aynı sürede düşebilecekleri cevabını da alternatifler
arasına almıştır. Bu noktada hafif olanın daha erken düşeceğine ilişkin seçenekleri
elemiş ve tekrar C seçeneğine dönmüştür. C seçeneğiyle birlikte ağır olanın daha erken
düşeceği ve her ikisinin de aynı sürede düşeceği cevapları arasında kalmıştır. Buna
karar vermek ve çözüm sürecinde gözden kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını kontrol
130
etmek için soru köküne dönmüştür. Ebru bu kontrolü, sorudaki eylemi davranışlarıyla
göstererek ve şekil çizerek yapmıştır. Çözüm sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen verilen incelendiğinde Ebru, soru köküne dönüp şekil çizmesi ve sorudaki eylemi
davranışlarıyla göstermesinin nedeni olarak o ana kadar ağır topun erken düşeceğini
düşünmesi ve aynı sürede düşeceklerini okuyunca gözden kaçırdığı birşeyler olup
olmadığını kontrol etmek istemesi olarak göstermiştir. Ebru çözüm sürecini kontrol
etmek ve gözden kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını değerlendirmek için şekil çizdiği
ve sorudaki eylemi davranışlarıyla yansıttığı için bu stratejiler sırasıyla “Şekil Çizme
(ŞÇ)“ ve “Problemi Davranışlarına Yansıtmak (PDY)” olarak tanımlanmıştır. Ebru bu
stratejileri çözüm sürecini kontrol etmek ve gözden kaçırdığı birşeylerin olup
olmadığını kullanması nedeniyle stratejilerin üstbilişsel düzeyde lokal stratejiler
olduklarına karar verilmiştir.
Ebru soru köküne dönerek cevabını kontrol etmesinin ardından topların aynı sürede
düşeceklerine karar vermiştir. Seçeneklere dönerek bu cevabı arama sürecinde ise C
seçeneği cevabı olmasına rağmen cevabını kontrol etmek için diğer seçenekleri de
okumuştur. Görüşmede bu stratejiyi, cevabını kontrol etmek için kullandığını
belirtmiştir. Bu düşünceler ışığında, Ebru’nun çözüm sürecinde cevabına uygun
seçeneği bulmasına rağmen cevabının doğruluğunu kontrol etmek için diğer seçenekleri
de okuması nedeniyle strateji “Kontrol İçin Diğer Seçenekleri Okuma (KDSO)” olarak
tanımlanmıştır. Ayrıca strateji, soru çözümünde oluşturulan cevabın doğruluğunu
kontrol etmek için kullanıldığından stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji
olduğuna karar verilmiştir.
Bu bulgular ışığında ortaya konulan ŞÇ, PDY, KDSO ve TO stratejilerinin tanımları
aşağıda sunulmaktadır.
ŞÇ stratejisi, bireyin soru kökünü ve seçenekleri okumasının ardından ifade edilen
olayı doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek, gözden kaçırdığı birşeyler olup
olmadığını değerlendirmek veya çözüm sürecinin doğruluğunu kontrol etmek için şekil
çizmesidir.
PDY stratejisi, bireyin soru kökünü ve seçenekleri okumasının ardından ifade edilen
olayı doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek, gözden kaçırdığı birşeyler olup
olmadığını değerlendirmek veya çözüm sürecini kontrol etmek için seçeneklerde veya
soru kökündeki eylemi davranışlarıyla göstermesidir.
131
KDSO stratejisi, bireyin soru kökünü okuyup anlamlandırmasının ardından
oluşturduğu tahmini cevabı seçeneklerin birinde bulmasına rağmen, cevabının
doğruluğunu kontrol etmek için diğer seçenekleri de okumasına atıf edilmiştir.
TO stratejisi ise, bireyin soru kökünü veya seçenekleri anlayıp anlamadığını kontrol
etmek için soruyu veya seçeneği tekrar okuması olarak tanımlanmıştır.
b. Formül kullanma stratejisi: Formül kullanma stratejisine örnek olarak
Gökçen’in 1. soruyu çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Gökçen: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, (Sorunun kenarına m ve 2m yazdı.) biri m iken diğeri 2m imiş. Bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? Kütleler farklı. A)Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. (Yorum yapmadan geçti.) B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. (Yorum yapmadan geçti.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. V=a.t diyelim. Burada kütlenin şeyi yok. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. (Yorum yapmadı.) E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. (Yorum yapmadı.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Cevap C. (İşaretledi.)
Gökçen çözüm sürecine ilişkin görüşmede ise, formül kullanma stratejisine ilişkin
aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır;
Sedat: 1. sorunun C seçeneğini okuduğunda V=a.t formülünü neden kullandın? Gökçen: Bu söylediğim sadece C seçeneği için değil hepsi için. Şeydir, C
seçeneğinden kaynaklanan değil, o bir anda aklıma gelmiştir. Onu iliştirmişimdir hani. Kütle ile bir alakasının olmadığını hızın, yani şey süre olarak, yere düşme süresi için yani ne bileyim, bir anda toparlayamam öyle birşeyim var. Ya o C seçeneği ile bir ilişkisi yok. Bir anda aklıma gelmiştir. O anda yazmışımdır. Soruyu okuduğunda büyük bir ihtimal aklıma gelmemişti. Ama aklımda şey vardı. Yere düşme süresi hızla alakalı birşey o. Ya aslında hızın kütle ile bir alakasının olmadığını biliyorum da, işte o sonradan geliyor. Onunda cevabımı kontrol ediyorum.
Gökçen’in KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan
görüşmeden elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin soru kökünü okuması
esnasında, sorunun önemli noktalarını tekrar ederek not aldığı ve sorunun tamamını
okumasının ardından önemli noktaları sesli olarak tekrarladığı görülmektedir. Çözüm
132
sonrası yapılan görüşmeden elde edilen verilerde görüldüğü gibi Gökçen, sorunun
çözümüne başlamadan önce, bilyelerin aynı sürede yere düşeceklerini düşünmüştür.
Gökçen bu cevabı seçeneklerde ararken, A ve B seçeneklerini okuyup, herhangi bir
yorum yapmadan geçmiştir. C seçeneğinin cevabına uygun olduğunu gördüğünde
cevabını kontrol etmek için formül kullanmıştır. Gökçen yapılan görüşmede bu cevabı
önceden oluşturduğunu; fakat C seçeneğinde cevabını kontrol etmek için formül
kullandığını belirtmiştir. Gökçen soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından
oluşturduğu tahmini cevabı, çözüm sürecinde kontrol etmek için formül kullanması
nedeniyle strateji “Formül Kullanma (FK)” olarak tanımlanmıştır. Gökçen bu stratejiyi
cevabını kontrol etmek için kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal
bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç olarak FK stratejisi, bireyin soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından
oluşturduğu tahmini cevabın doğruluğunu, çözüm sürecinde değerlendirmek ve gözden
birşey kaçırıp kaçırmadığını kontrol etmek amacıyla formül kullanmasına atıf
edilmiştir.
c. Soru köküne dönme ve soru sorma stratejileri: Soru köküne dönme ve soru
sorma stratejilerine örnek olarak Şeyma’nın 1. soruyu çözüm süreci seçilmiştir. Bu
bakımdan ilk olarak Şeyma’nın çözüm süreci sunulacak ve bunun ardından çözüm
sonrası yapılan görüşmeden elde edilen verilere yer verilecektir.
Şeyma: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, (İki metal top çizdi, m ve 2m yazdı) aynı büyüklükte ağılıkları tamam. İki metal top bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? A)Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. (Tekrarladı) Ağır topun yarı süresi içinde yere ulaşır. C)Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. Şimdi iki metal top aynı büyüklükteyse, aynı büyülükte yüzeyleri belli mi bunların ama? (Soru kökünü okudu) Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan. Ağır top hafif toptan daha önce yere ulaşır. (A seçeneğini işaretledi)
Sedat: Burada seçenekleri okurken yüzeyler dedin. Geri dönüp soruyu okudun. Yüzeyler o zaman mı aklına geldi? İlk başta canlanmamış mıydı kafanda? Aklına birşey geldiğinde her zaman soruya mı dönersin?
133
Şeyma: Ya ilk başta canlanmamıştı kafamda aslında. Acaba olma ihtimali var mı diye. Yüzeyleri nasıl diye ilk önce düşündüm. Farklı mı acaba diye. Acaba dikkat etmediğim bir nokta var mı diye……… Mesela yüzeyler önemsiz deseydi, ben onu görmedim diye döndüm yani.
Şeyma’nın KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin soruyu
okuması esnasında iki top şekli çizip, bunların kütlelerini tanımladığı görülmektedir. Bu
süreçte öğrenci sorudaki olayı zihninde canlandırmış ve ağır topun daha erken sürede
düşeceğini düşünmüştür. Bu cevabı aramak için seçenekleri okumaya başlamıştır. Bütün
seçenekleri okumasının ardından, aklına hava sürtünmesi ve sürtünmeden dolayı
topların yüzeyleri aklına gelmiştir. Yüzeylerin etkisini sorgularken bunu kendine soru
olarak yöneltmiştir. Görüşmeden de anlaşılacağı gibi Şeyma, ağır topun daha önce
düşeceğini düşünmüş ve seçeneklerin tümünü okuduktan sonra sürtünmeden dolayı
yüzeylerin etkisini gözden kaçırıp kaçırmadığına ilişkin kendi kendini sorgulamıştır.
Öğrencinin çözüm sürecini sorgulayarak regresyon yapmak için kendi kendine soru
sorması nedeniyle strateji “Soru Sorma (SS)” olarak tanımlanmıştır. Şeyma bu stratejiyi
çözüm sürecinde birşeyleri gözden kaçırıp kaçırmadığını sorgulamak için kullanması
nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Şeyma E seçeneğini okumasının ardından, yüzeylerin aynı olup olmadığına ilişkin
kendini sorgulamak için soru köküne dönerek soruyu gözden geçirmiştir. Şeyma’nın
çözüm sürecinde gözden kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını kontrol etmek için soru
köküne dönmesi nedeniyle strateji “Soru Köküne Dönme (SKD)” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru çözümünde gözden kaçırdığı birşeylerin olup
olmadığını kontrol etmek için kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal
bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu bulgular ışığında ortaya konulan SKD ve SS stratejileri aşağıdaki belirtilen
şekliyle tanımlanmıştır.
SKD stratejisi, bireyin soru kökünü okuyup, çözümü uygulaması esnasında
çözümde gözden kaçırdığı bir noktanın olup olmadığını kontrol etmek için soru köküne
dönüp ipuçlarını gözden geçirmesidir.
SS stratejisi ise, bireyin soru kökünü okuma veya çözümü uygulama süreçlerinde
anlamlandırmasını veya çözümde gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını kontrol
etmek için zihinsel işlemlerinde aksayan noktaları kendi kendine soru olarak yöneltmesi
olarak tanımlanmıştır.
134
d. Sorunun beklentisini sorgulama ve okuyarak şekli takip etme stratejileri:
Sorunun beklentisini sorgulama ve okuyarak şekli takip etme stratejileri Pelin’in 10.
soruyu çözüm sürecinde yer almaktadır. Bu stratejilere örnek olarak Pelin’in çözüm
süreci aşağıda sunulmaktadır.
Pelin: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. (Şekli inceledi) Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? (Şekli inceleyerek seçeneklere geçti.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Şekil üzerinde çalıştı) B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Ben düzeneği anlamadım dedi.) (tekrar soru kökünü okudu ve soruyu anlamlandırıp A’yı tekrar okudu) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Şekil üzerinde göstererek bu asansörün bir mg’si vardır. Yukarı doğru da bir t gerilmesi vardır dedi.) B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Hayır deyip eledi.) C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar.(yukarı çıkar deyip tekrarladı.) (Hayır bilimsel değil deyip eledi.) E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. (El hareketiyle yukarıyı gösterdi.) (onu yukarı çekebiliyorsa T kuvveti yerçekimi kuvvetinden daha büyüktür.) (Tekrar A’ya döndü.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Okuduktan sonra eğer yer çekimi kuvvetine eşit olsaydı yukarı çıkmazdı dedi) C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. (Küçük olsaydı çıkaramazdı yukarı dedi ve A’yı işaretledi.)
Görüşmeci ile Pelin arasında çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede stratejilere
ilişkin olarak aşağıdaki konuşma geçmiştir.
Sedat: Gelelim soruları çözerken ilk ve tek bu soruyu çözerken yaptığın bir işleme, biraz önce net bir cevap aklıma geliyor onu arıyorum dedin ya onuncu soruda A’dan E seçeneğine kadar bütün seçenekleri okudun, hiçbir şekilde bir eleme yapmadın. Ondan sonra yeniden A seçeneğinden E’ye kadar seçenekleri yeniden okudun ve işaretledin. Neden bu soruda iki defa seçenekleri okudun?
Pelin: Birinci okuyuşumda şekil algılayamadım. Asansörün içindekini insana benzetemedim açıkçası. Sanki şu insan dediğiniz şeyin şöyle sağa doğru geliyor ve oradan düşüyormuş gibi algıladım. Burada böyle dursun,
135
cevaba belki ulaşırım, soruyu ve şekil anlamak için seçenekleri okumaya başladım. Bu esnada sorudan anladığımın doğru olup olmadığını kontrol ettim. Sonra seçenekleri okurken kafam dank etti. Şekil anladım ve cevabı oluşturdum. İkinci okuduğumda seçeneği işaretledim.
Sedat: 10. soruda birşey yaptın. Soruyu belli kısmına kadar okudun ve şekle baktın. Yine okudun şekle baktın.
Pelin: Nasıl yani? Sedat: İşte soruda şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir dedin şekle
baktın. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor dedin ve şekle baktın. Böyle ara ara şekle bakman ne işine yarıyor? Sana ne sağlıyor?
Pelin: Şimdi hocam ben bu soruyu ilk bakışta şey yabancı bir soru geldi. Onun için yaptım.
Sedat: Bunu biraz açabilir misin? Pelin: İşte hocam soruyu okudum ya yukarı doğru çekilen bir asansör buraya
kadar okuduğumda kafamda birşeyler canlanıyor. Bu canlandırdığımı şekille karşılaştırıyorum bakarak. Zaten okuduğumda baktım şekle, bu ne biçim asansör dedim.
Sedat: Karşılaştırmayı niye yapıyorsun? Pelin: İşte demiştim ya bu ne biçim şekil diye. Şey şekle ara ara bakarak soruyu
doğru mu anlamışım diye onu gözden geçiriyorum. Kontrol bir nevi.
Pelin’in 10. soruyu çözüm sürecine bakıldığında, Pelin’in ilk olarak soru kökünü,
şekli inceleyerek okuduğu görülmektedir. Çözüm sonrası yapılan görüşmede Pelin’e
şekli takip ederek soruyu okumasının ona ne sağladığı sorulduğunda Pelin, sorunun
belli bir bölümünü okuduktan sonra şekle bakarak doğru anlayıp anlamadığını kontrol
ettiğini belirtmiştir. Görüldüğü gibi Pelin, soru kökünden anladığının doğruluğunu
kontrol etmek için soruyu şekli inceleyerek okuması nedeniyle strateji “Okuyarak Şekli
Takip Etme (OŞTE)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru
kökünden anladığının doğruluğunu kontrol etmek için bu stratejiyi kullanması
nedeniyle, stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Fakat Pelin sorunun beklentisini anlayamamıştır. Bu noktada sadece sezgisel olarak
asansörün içindeki insanın kenara kadar gelip oradan aşağıya düşeceğini
düşünmektedir. Pelin sorunun beklentisine karar vermeksizin seçenekleri okumaya
başlamıştır. Pelin A seçeneğini okuduktan sonra şekildeki asansörün üzerine ağırlığını
ve halattaki gerilmeyi çizmiştir. B seçeneğini okuduktan sonra ise soruyu anlamadığını
belirtmiş ve tekrar soru köküne dönerek, soru kökünü tekrar okumuştur. Fakat Pelin bu
seçenekleri okurken, sezgisel olarak tanımladığı yapıyı sorgulamakta ve sorunun
beklentisine karar vermeye çalışmaktadır. Soruyu tekrar okuduğunda sorunun
beklentisine karar vermiştir. Çözüm sürecinde Pelin soru kökündeki beklentiyi
136
netleştirmeksizin seçenekleri okumaya devam ederek sorunun beklentisine ilişkin
sezgisel olarak oluşturduğu yapıyı sorgulaması nedeniyle strateji “Sorunun Beklentisini
Sorgulama (SBS)” olarak tanımlanmıştır. Pelin bu stratejiyi sorunun beklentisine ilişkin
sezgisel olarak oluşturduğu yapının doğruluğunu kontrol etmek veya sorunun
beklentisini sorgulayarak karar vermek için bu stratejiyi kullanması nedeniyle,
stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Bu veriler ışığında ileri sürülen SBS ve OŞTE stratejilerinin tanımları aşağıda
sunulmaktadır.
SBS stratejisi, bireyin sorunun beklentisine ilişkin sezgisel olarak oluşturduğu
yapının doğruluğunu kontrol etmek veya sorunun beklentisini sorgulayarak karar
vermek için sorunun ileriki basamaklarına devam etmesidir.
OŞTE stratejisi ise, bireyin soru veya açıklamayı doğru anlayıp anlamadığını
kontrol etmek için açıklamayı veya soru kökünü cümle cümle okuyarak şekli takip
etmesine olarak tanımlanmıştır.
e. Okuma sonrası şekli inceleme stratejisi: Okuma sonrası şekli inceleme
stratejisine örnek olarak aşağıda Güray’ın KKKT’deki 9. soruyu çözüm süreci
verilmektedir. Çözüm sürecinin ardından stratejiye ilişkin görüşmeden elde edilen
veriler sunulacak ve son basamakta ise belirtilen strateji tanımlanacaktır.
Güray: Aşağıdaki şekilde iki farklı cismin 0.20 sn. aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir. Cisimler sağa doğru hareket etmektedirler. Cisimlerin aynı hızda oldukları an var mıdır? (Şekle bakarak tekrarladı) 0.20 sn aralıklarla konumlarının değişimi görülüyor. Bir aralık üç aralığa çıkmış. (Soru kökünü tekrarladı) Cisimlerinin aynı hızda oldukları an var mıdır? Bunlar sağa doğru hareket ediyorlar ve 0.20 saniye aralıklarla konumlarının değişimi görülmektedir diyor. Aynı hızda oldukları an var mıdır? (Şekil üzerinde işlem yapmadan yorum yaptı.) Beşinci anda olduğu gibi kalmış. Birde ikinci anda olduğu gibi kalmış. (Dudak büktü.) Ya, başka birşey gelmiyor aklıma ama sadece bir aralıkla artan sadece 3 ve 4’te var. Bir yana kaymış. Diğerlerinde biraz daha orantısız. (Tekrarladı) Hızlarının aynı olduğu an var mıdır? Ben 3 ile 4 demek isterim buna. Çünkü doğru bir şekilde artmış, yani orantılı bir şekilde artmış. Bu şekilde cevap verirdim.
Güray’ın KKKT’deki 9. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan görüşmeden
elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin soru kökünü okuduğu ve ardından soru
kökündeki önemli ipuçlarını tekrarlayarak şekil incelediği görülmektedir. Çözüm
sonrasında yapılan görüşmede ise Güray, soruyu okuduktan sonra şekli inceleyerek
137
soruyu doğru anlayıp anlamadığını kontrol ettiğini belirtmiştir. Güray soru kökünü
okuduktan sonra, sorudan anladığıyla şekli karşılaştırarak sorudan anladığının
doğruluğunu kontrol etmek için soruyu okuduktan sonra şekil incelemesi nedeniyle
strateji “Okuma Sonrası Şekli İnceleme (OSŞİ)” olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında
Güray bu stratejiyi soru kökünden anladığının doğru olup olmadığını kontrol etmek için
kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Sonuç olarak OSŞİ stratejisi, bireyin açıklama veya soru kökünden anladığının
doğru olup olmadığını kontrol etmek için açıklama veya soru kökünü okuduktan sonra
ipuçlarını tekrarlayarak şekli incelemesine atıf edilmiştir.
Bu bölümde öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde bilişsel ve üstbilişsel
düzeyde kullandıkları stratejiler tanımlanmıştır. Öğrencilerin KKKT’deki soruları
çözerken kontrol için diğer seçenekleri okuma, cevabı sesli olarak tekrarlama,
seçeneklere işaret koyma, zihinde canlandırma, not alma, soru köküne dönme, tekrar
okuma, soru sorma, ipuçlarını sesli tekrarlama, şekil çizme, ipuçlarının altını çizme,
formül kullanma, sorunun beklentisini sorgulama, verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme, problemi davranışlarına yansıtma, deneme yanılma, kendi cümleleriyle ifade
etme, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, bütüncül tanımlama, okuma sonrası şekli
inceleme, okuyarak şekli takip etme, parça parça tanımlama ve denklem kurma
stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir. Ek olarak bu stratejilerden cevabı sesli olarak
tekrarlama, seçeneklere işaret koyma, zihinde canlandırma, not alma, ipuçlarını sesli
tekrarlama, ipuçlarının altını çizme, bütüncül tanımlama, verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, deneme yanılma, kendi cümleleriyle ifade etme, seçeneklerdeki
ipuçlarını karşılaştırma, parça parça tanımlama ve denklem kurma stratejilerinin
bilişsel; kontrol için diğer seçenekleri okuma, soru köküne dönme, soru sorma ve
sorunun beklentisini sorgulama stratejilerinin üstbilişsel ve tekrar okuma, şekil çizme,
formül kullanma, problemi davranışlarına yansıtma, okuma sonrası şekli inceleme ve
okuyarak şekli takip etme stratejilerinin ise hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde
kullanıldığı tespit edilmiştir.
Lokal stratejilerin tanımlanmasının ardından, bölüm 4.2.2’de öğrencilerin
KKKT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül stratejiler tanımlanacaktır.
138
4.2.2. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları Bütüncül
Stratejilere İlişkin Bulgular
Bu bölümde öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül
stratejiler örnekler üzerinden incelenecektir. Bu nedenle her bir strateji, ona verilen ad
başlığı altında aşağıda sunulmaktadır.
a. Teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisi: Teorik
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisi Seda’nın KKKT’deki 10.
soruyu çözüm süreci kullanılarak tanımlanacaktır. Bu bakımdan Seda’nın çözüm süreci
aşağıda verilmiştir.
Seda: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? (Şekli incelemeden ve seçeneklere bakmadan yorum yaptı.) Eğer asansör sabit bir hızla ilerliyorsa ivmesiz bir hareket yapmaktadır. Yani asansöre etki eden net kuvvet sıfırdır. Bu durumda asansöre etkiyen çelik kuvvet, çelik halatın uyguladığı kuvvet, yer çekimi kuvvetine eşittir. A) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. B seçeneği doğru olacak diğerlerini okumama gerek yok zaten.
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede Seda ile görüşmeci arasında belirtilen
stratejinin niteliklerine ilişkin olarak aşağıdaki diyalog geçmiştir.
Sedat: 10. soruda A ve B seçeneğini okudun ve doğru deyip diğer seçenekleri okumadın. Neden diğer seçenekleri okumadın?
Seda: Çünkü B seçeneğinin doğruluğundan kesin emin olduğumdan dolayı okumadım.
Sedat: Kesin doğru olduğuna emin olduğundan dedin. 19. soruya gelelim mesela A, B, C seçeneklerini okudun. Cevabın C seçeneği olduğunu buldun fakat D ve E seçeneklerini de okudun. Neden?
Seda: 10. soruyu kasdederek bunda soruyu okuduktan sonra yaptığım yorumlarla B seçeneği uyuşuyor ve emin oluyorum. Fakat 19. soruda işte bazı şeyler vardı işte tam emin olmadığım yerler vardı ve bu emin olmadığım yerlerle ilgili şeyler var mı diye bakmak istedim. Ama bulduğum sonuç doğruydu.
Sedat: Birde şu dikkatimi çekti. 10. soruda mesela hangi bilgilerini kullandın? Seda: 10. soruda mesela asansörün sabit hızla hareket etmesi için asansöre
etkiyen kuvvetin sıfır olması gerekir. Ona etkiyen kuvvetin sıfır olması gerekirse burada eğer iki kuvvet uygulanması gerekir asansöre. Birisi yer
139
çekimi kuvveti diğeri de halatın uyguladığı kuvvet. Bu kuvvetin sıfır olması için bu iki kuvvetin birbirine eşit olması gerekir. Zaten B seçeneğinde de bu iki kuvvetin birbirine eşit olduğu belirtilmekte.
Sedat: Çok güzel 10. soruyu çözerken neler yaptın? Seda: Bu soruda benden şey istiyor. Bu asansör sabit hızla ilerliyorsa eğer,
bunun nedenini istiyor benden. Bu nedenle hız konusu aklıma geldi. Hız konusunda da işte şeyi öğrenmiştik. İşte eğer F kuvvet sıfır ise bu araba sabit hızla ilerler. Bunu düşünerek çözdüm bu soruyu.
Sedat: Hangi sorunun benzerlerini çözdün daha önceden? Seda: 19’u çözmüştüm. 1. soruyu sınıfta çözmüştük. 10’a benzer soru çözdüm.
9’u ilk defa burada görüyorum. 2’ye çok benzer bir soru çözdüm fakat bundan biraz farklıydı. Birde 22.
Sedat: Peki bu soruların benzerlerini çözmenin sana yararı oldu mu? Seda: Soru kalıplarını hatırlıyorum mesela. Ya soru kalıbı derken, bir cisim
yukarı çıkarken ve aşağıya düşerken neler etkiler bunu. Cevabını hatırlamıyorum ama soru kalıbının böyle olduğunu hatırlıyorum. Cisim yerde ise mesela bir cisim yatay atılıyorsa cisim yere düşerken yere düşme süresini neler etkiler. İşte bu cisme etkiyen kuvvetler nelerdir? gibi sorular çözmüştüm. Bunların cevaplarını şu an hatırlamıyorum ama. O soruda kullandığım yöntemler aklıma geliyor. Soruyu böyle yapmıştım diye.
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler incelendiğinde;
Seda’nın önceden 10. soruya benzer sorular çözdüğünü, bunun kendisine soruya ve
soruyu nasıl çözeceğine ilişkin bilgi sağladığını belirttiği görülmektedir. Ayrıca Seda
sorunun çözümden emin olduğunu ve sonucu kontrol etme ihtiyacı hissetmediğini
belirttiği görülmektedir.
Seda’nın KKKT’deki 10. soruyu çözüm sürecine bakıldığında, öğrencinin ilk olarak
soruyu şekli incelemeden okuduğu ve sonrasında da şekli incelemeden yorum yapmaya
başladığı görülmektedir. Seda sorunun cevabına ulaşmak için teorik bilgisini kullanmış
ve yukarıya doğru halatın asansöre uyguladığı kuvvetin asansörün ağırlığına eşit olduğu
sonucuna ulaşmıştır. Bu cevabı seçeneklerde ararken A seçeneğini cevabına uygun
olmadığı için elemiştir. B seçeneğini okuduğunda ise seçenek cevabına uygun olduğu
için işaretlemiştir. Seda, doğru seçeneği işaretledikten sonra cevabından emin olduğu
için “… diğerlerini okumama gerek yok zaten.” diyerek kontrol için diğer seçenekleri
okumaya gerek olmadığını belirtmiştir. Ayrıca Seda’nın çözüm sürecini çok az adımda
tamamladığı ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme stratejisini bilişsel düzeyde
kullandığı görülmektedir.
Sonuçta öğrencinin soruya ilişkin bilgiye sahip olması ve teorik bilgisini kullanarak
çözümü yapması nedeniyle strateji “Teorik Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere
Uygun Çözme (TPÇ)” olarak adlandırılmış ve aşağıda belirtilen şekliyle tanımlanmıştır.
140
TPÇ strateji, bireyin soruyu tekrarlamaksızın okuyup anlamlandırması, cevabı
oluşturması ve soru köküne veya bir önceki basamağa dönmeksizin çözüm sürecini
tamamlamasına atıf edilmiştir. Ayrıca bu stratejide, birey çözümü tamamlamasının
ardından çözüm sürecini kontrol etmemektedir.
TPÇ stratejisinin genel özellikleri ise şu şekilde tanımlanabilir:
• Birey probleme ilişkin bilgiye sahiptir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı stratejiler
genellikle bilişsel düzeydedir.
• Soru kökünü okuyup, soruyu bilişinde canlandırır ve canlandırması sorunun
beklentisine uygundur.
• Bilişinde canlandırdığı bilişsel yapı ve teorik bilgisi doğrultusunda cevabı
oluşturur.
• Soruyu cevaplama sürecini çok az basamakta tamamlar.
• Cevabının doğruluğundan emindir.
• Oluşturduğu cevabı uygular ve cevabını kontrol etme ihtiyacı hissetmez.
b. Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisini tanımlama
işlemi üç basamakta yapılacaktır. İlk basamakta stratejiye örnek olarak seçilen Esra’nın
KKKT’deki 2. soruyu çözüm süreci sunulacaktır. İkinci basamakta ise Esra ile çözüm
sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen verilere yer verilecektir. Son basamakta ise
çözüm süreci anlatılarak strateji tanımlanacaktır.
Esra: Büyük bir kamyon ile ufak bir araba merkezi çarpışma yapıyor. Çarpışma sırasında, A) Kamyon arabaya, arabanın kamyona uyguladığı kuvvetten daha fazla kuvvet uygular. Kamyon arabaya, biri daha fazla kuvvet uygulayacak ama. Evet kamyon arabaya daha fazla kuvvet uygular. Bu doğru. Bu bir dursun. B) Araba kamyona, kamyonun arabaya uyguladığı kuvvetten daha fazla kuvvet uygular. Zaten A’nın tam tersini söylüyor. C) Birbirlerine herhangi bir kuvvet uygulamazlar, araba parçalanır. Yanlış. D) Araba kamyona kuvvet uygulamaz, kamyon. Bu da yanlış. E) Araba kamyona, kamyon arabaya aynı büyüklükte kuvvet uygularlar. Hangisi şimdi. Araba daha çok zarar görür çarpışma anında. Daha çok zarar görürse kamyon daha fazla kuvvet uygular o zaman A.
Sedat: 2. soruda A seçeneğine doğru dedin fakat diğer seçenekleri de okudun. Neden okudun?
141
Esra: Diğerleri de daha şey olabilir. Mesela, ilk doğru gelebilir ama diğerlerinde de bundan daha fazla bilgi vermiştir. Yada bundan daha doğru birşey vardır. Hani yine böyle der ve bunun sebebini de verirse. Mesela kamyon daha fazla kuvvet uygular çünkü daha ağırdır gibisinde birşey verseydi başka bir seçeneği seçerdim. O yüzden okudum diğerlerini. Daha doğru seçenek olmaz ama seçeneklerde veriyorlar bize hani bazı sorularda iki seçenek de aynı oluyor ama biri diğerinden daha böyle daha fazla bilgi içeriyor yada daha doğru gibi geliyor insana. Çok oluyor öyle sorularda. Birde bize test çözerken hep böyle öğretildi. İlla adana doğrudur, ilk seçenek doğrudur ama okuyun diğerleri de denildi. Belki yanlış diye hep böyle öğretildi.
Sedat: Kontrol süreci olarak mı yani? Esra: Tam olarak kontrol değil de aslında, belki yanlış yapmışsındır. Belki hani
diğerlerinde daha doğru bilgi vardır. Ondan daha doğru bir seçenek vardır diye. Yani nasıl anlatmam gerektiğini bilmiyorum ama aslında kontrol amacıyla değil. Doğruluğunu kontrol amacıyla değil ama hani yine de bir oku. Çeldirici olabilir o yüzden.
Sedat: Okuduktan sonra neler aklına geldi? Esra: İşlem değil de mesela hani kamyon daha ağırdır. Günlük hayattan
düşünelim mesela bir arabayla bir kamyon çarpışınca genelde arabada daha çok hasar oluşuyor. Çünkü kamyonun kütlesi daha büyük. Bu nedenle daha fazla bir kuvvet uyguluyor arabaya. Onu düşündüm.
Sedat: Geçmişte 2. soruya benzer soru çözdün mü? Esra: Benzer sorular çözdüm.
Yukarıda görüldüğü gibi, Esra çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede önceden
2. soruya benzer sorular çözdüğünü belirtmiştir. Ayrıca Esra’nın çözümde soruya ilişkin
bilgisinin olmasına rağmen sezgisel bilgisini kullandığı dikkati çekmektedir.
Esra’nın KKKT’deki 2. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
soruyu okuduğu ve ardından yorum yapmamasına rağmen belleğinde bir kamyon ile
arabanın kazasını canlandırdığı görülmektedir. Bu canlandırmanın ardından Esra
sezgisel bilgisini kullanarak, kamyonun arabaya daha fazla kuvvet uygulaması
nedeniyle arabanın daha fazla hasar gördüğünü düşünmüştür. Bu cevabı seçeneklerde
aramaya başlamıştır. A seçeneğini okumuş ve seçeneğin tahmini cevabına uygun
olduğunu görmüştür. Fakat Esra sezgisel bilgisini kullanarak oluşturduğu cevabından
emin olmaması nedeniyle kontrol için diğer seçenekleri de okuma ihtiyacı hissetmiştir.
B, C ve D seçeneklerini ise tahmini cevabına uygun olmamaları nedeniyle elemiştir. E
seçeneğini okuduktan sonra cevabını tekrarlayarak A seçeneğini işaretlemiştir. Esra,
sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme bütüncül stratejisini
kullanırken, çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için ise, cevabı sesli olarak
tekrarlama, zihinde canlandırma ve kontrol için diğer seçenekleri okuma lokal
stratejilerini kullandığı görülmüştür. Bu stratejilerden kontrol için diğer seçenekleri
142
okuma stratejisini üstbilişsel, cevabı sesli olarak tekrarlama ve zihinde canlandırma
stratejilerini ise bilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen görüşler ışığında, Esra’nın soruya ilişkin bilgisinin olması ve
sezgisel bilgisini kullanarak çözümü yapması nedeniyle strateji “Sezgisel Bilgisini
Kullanarak Bildiği Problemlere Uygun Çözme (SPÇ)” olarak adlandırılmıştır.
Stratejinin tanımı ve sahip olduğu temel nitelikler aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:
SPÇ stratejisi, bireyin soruyu tekrarlamaksızın okuyup cevaplama sürecini
planlaması, planlamış olduğu çözüm sürecini bir önceki basamak veya soru köküne
dönerek tamamlaması ve ardından cevabının doğruluğunu kontrol etmesi olarak
tanımlanmıştır. SPÇ stratejisinin genel özellikleri ise şu şekildedir:
• Birey probleme ilişkin bilgiye sahiptir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı stratejiler
genellikle bilişsel düzeydedir.
• Soru kökünü okuyup, soruyu bilişinde canlandırır. Canlandırması genel olarak
günlük hayattaki gözlemlerine dayanır.
• Bilişinde canlandırdığı yapı ve sezgisel bilgisi doğrultusunda cevabı oluşturur.
• Cevabı sezgisel bilgisi doğrultusunda olması nedeniyle doğruluğundan emin
değildir.
• Soruya verdiği cevabı kontrol etmek için soru köküne dönmez fakat çoktan
seçmeli sorularda bütün seçenekleri okur.
c. Teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisine ilişkin
olarak Şeyma’nın KKKT’deki 10 soruyu çözüm süreci aşağıda verilmiştir.
Şeyma: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla (Altını çizerek) sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Sabit bir hızla yukarı doğru çekiliyor. (Şekli inceleyerek soruyu tekrarladı) Şekilde görüldüğü üzere asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Sabit bir hızla, (Şekil üzerinde çalıştı) aşağıya doğru bir mg’si var. Yukarıya doğruda bir T gerilmesi var desek, A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Bu olabilir. Çünkü yukarı doğru çekilebilmesi için ama sabit bir hızla çekiliyor dediğine göre, dursun.
143
B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Bu olabilir. C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Küçük olsa düşer. (Eledi) D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar.(Eliyle sarma hareketi yaparak) Aynen T gerilmesi var orada da. E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. Eşit olsa sabit çıkar. Hangisi doğru? B) Yerçekimi kuvvetine eşittir. Evet B.
Çözüm sürecine ilişkin olarak Şeyma ile yapılan görüşmede ise Şeyma çözüm
sürecine ve soruya ilişkin olarak aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır.
Sedat: 10. soruda ilk önce soruyu okudun. Daha sonra önemli noktaları tekrarlayarak şekli inceledin. Hep böyle mi yaparsın?
Şeyma: Çünkü şekli vermişti. Genellikle şekil verildiği zaman üzerine formüllerini hangisinin T hangisinin mg olduğunu yazarım.
Sedat: Peki şekil üzerinde çalışmak ne sağlıyor sana? Şeyma: Şekil üzerinde çalışmak bana yani biraz daha görsel ifade oluyor. Yani
anlamamı kolaylaştırıyor. Hani daha iyi anlıyorum. Sedat: 10. soruda neler düşündün? Şeyma: Bunda biraz şey yaptım. Mesela biraz daha fiziksel olması için aşağıya
doğru mg’sini gösterdim. Hani yukarı doğru belli bir T kuvveti var ve sabit bir hızla ilerlediği için. Yalnız aklıma şey geldi. Mesela asansöre bindiğim zaman hani o şeyleri falan düşündüm. Mantıksal yaptım bunu.
Sedat: Soruyu okudun. Ondan sonra seçeneklere geçtin. A’yı okudun mesela? Şeyma: A’yı okudum mesela yerçekimi, buna ilk başta buna evet falan
demiştim. Çünkü süre o anda biraz daha dikkatli olma konusun biraz daha şey oluyor. Hızlı okuma alışmışım böyle hani kendimi ona göre ayarlamışım bir dakikada yapacağım diye. Hani mesela yerçekimi ilk başı şey geldi olabilir dedim. Olmaz dediklerimi sildim. Sonra mesela bunu sildim. En son baktığım zaman yer çekiminden daha büyüktür falan dedi. Sabit hızlı aldığım için B’yi işaretledim.
Sedat: Peki 10. soruyu çözmek için neler yaptın? Şeyma: Mesela 10. soru üzerinde anlatacak olursam. Mesela ilk önce soruyla
ilgili aklımdan geçenleri düşünüyorum. Kendimin asansörün içinde olduğumu düşünüyorum. İşte bir kişinin ne kadar çekim uyguladığını düşünüyorum. Okumaya başlıyorum sonra. Olabileceklerin yani biraz daha olumlu bir işaret koyuyorum. O, o anki halime göre değişiyor. Olmayacakların üzerini çiziyorum. Sonra mesela iki seçeneğin arasında çelişkide kaldığım zaman, düşünüyorum o ara kaç saniye bilmiyorum ama düşünüyorum. Sonra tekrar okuyorum. Hangisinde ben birşey görmediysem mesela artar, onun gibi mesela o değilse kendime daha yakın olanı işaretliyorum.
Sedat: Hangi soruların benzerlerini daha önce çözmüştün? Şeyma: …10. soruyu tam emin değilim ama çözmüş olabilirim...
144
Şeyma’nın çözüm sürecine ilişkin yapılan görüşmede Şeyma’nın önceden 10.
soruya benzer sorular çözdüğünden tam emin olmadığını belirttiği görülmektedir.
Ayrıca Şeyma’nın çözümde teorik bilgisini kullandığı ve teorik bilgisini transfer etmek
için üstbilişsel stratejiler kullandığı görülmektedir.
Şeyma’nın 10. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin önemli ipuçlarının
altını çizerek soruyu okuduğu görülmektedir. Çözüm sonrasında ise soruyu okurken
önemli ipuçlarının altını çizmesinin temel nedeni olarak dikkatini önemli ipuçları
üzerine yoğunlaştırarak soruyu daha iyi anlamak olduğunu göstermiştir. Soruyu
okumasının ardından Şeyma, şekli inceleyerek soru kökünü tekrarlamıştır. Şeyma
görüşmede soruyu okuduktan sonra şekli inceleyerek soruyu tekrarladığında soruyu
daha iyi anladığını belirtmiştir. Soruyu okuyup anlamasının ardından teorik bilgisini
kullanarak halatların asansöre uyguladığı kuvvetin asansörün ağırlığına eşit olduğu
tahmini cevabını oluşturduğu görülmektedir. Fakat Şeyma sezgisel bilgisinden yola
çıkarak halatların uyguladığı kuvvetin asansörün ağırlığından daha büyük olacağını da
düşünmüştür. Seçenekleri okumaya başladığında ise, A seçeneği sezgisel bilgisini
desteklediği için elememiştir. B seçeneği teorik bilgisini desteklemesi nedeniyle bu
olabilir demiş ve elememiştir. Bu seçenekten sonra A ve B seçenekleri arasında seçim
yapmaktan ziyade cevabını izlemek ve kontrol etmek için diğer seçenekleri okumaya
devam etmiştir. C seçeneği cevabını desteklemediğinden dolayı elemiştir. D seçeneğini
okuduğunda ise cevabına uygun olup olmadığını görmek için problemdeki eylemi
davranışlarıyla göstermiştir. E seçeneğini okuduğunda ise kuvvetlerin eşit olmasına
ilişkin cevabını sesli olarak tekrarlamıştır. Bundan sonra ise B seçeneğini işaretlemiştir.
Görüşmeden ve çözüm sürecinden elde edilen verilere göre, Şeyma’nın benzer
problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar soruya ilişkin bilgiye sahip
olmaması ve teorik bilgisini kullanarak çözümü yapması nedeniyle strateji “Teorik
Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme (TAPÇ)” olarak
adlandırılmıştır. Ayrıca çözümden elde edilen veirlere dayalı olarak Şeyma’nın
belirtilen bütüncül stratejiyi yürütürken çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek
için ipuçlarının altını çizme, cevabı sesli olarak tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade
etme, ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, kontrol için diğer seçenekleri
okuma, problemleri davranışlarına yansıtma, not alma, okuma sonrası şekli inceleme ve
seçeneklere işaret koyma lokal stratejilerini kullandığı saptanmıştır. Bu stratejilerden
cevabı sesli olarak tekrarlama, ipuçlarını sesli tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade
etme, not alma, ipuçlarının altını çizme, problemi davranışlarına yansıtma, seçeneklere
145
işaret koyma, okuma sonrası şekli inceleme ve zihinde canlandırma stratejilerini
bilişsel; kontrol için diğer seçenekleri okuma stratejisinin ise üstbilişsel düzeyde
kullandığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak TAPÇ stratejisinde birey soruyu okur ve bu esnada soruyu anlamasını
destekleyici bazı işlemler yapar. Soruyu anladıktan sonra ise çözüm sürecini planlar ve
çözüm sürecini uygulamaya başlar. Çözüm sürecini soru köküne veya çözümün önceki
basamaklarına dönerek kontrollü bir şekilde tamamlar ve cevabını kontrol eder.
Bu tanıma ek olarak TAPÇ stratejisinin genel özellikleri şu şekilde listelenebilir.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi, benzer problemleri transfer edecek düzeyde
değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı lokal
stratejiler hem bilişsel ve hem de üst bilişsel düzeyde olabilir.
• Soru kökünü okuyup, bazı soruları bilişinde canlandırabilir. Zihninde
canlandırdığı yapı teorik bilgisini temel almaktadır.
• Bilişinde canlandırdığı bilişsel yapı ve teorik bilgisi doğrultusunda tahmini bir
cevabı oluşturur.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi düşük olması nedeniyle cevabının
doğruluğundan emin değildir.
• Oluşturduğu cevabı uygulama esnasında çözüm yolunu izlemek için genel
olarak soru köküne dönme ve bütün seçenekleri okuma stratejilerini kullanır.
d. Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme: Sezgisel
bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi tanımlanmadan önce
bu stratejiye ilişkin olarak Şeyma’nın KKKT’deki çözüm sürecine yer verilecektir.
Ardından Şeyma’nın çözüm sürecine ilişkin görüşlerinin yer aldığı görüşme kesiti yer
alacaktır.
Şeyma: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, (İki metal top çizdi, m ve 2m yazdı) aynı büyüklükte ağılıkları tamam. İki metal top bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. (Tekrarladı) Ağır topun yarı süresi içinde yere ulaşır. C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar.
146
D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. Şimdi iki metal top aynı büyüklükteyse, aynı büyüklükte yüzeyleri belli mi bunların ama? (Soru kökünü okudu) Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan. Ağır top hafif toptan daha önce yere ulaşır. (A seçeneğini işaretledi)
Sedat: Çizdiğin şekil zihninde canlanan şekil mi? Şeyma: Evet kafamda olan şey ama böyle bir karartı oluyor. Çünkü neden,
mesela burada hocanın dediği şeyleri hatırlıyorum. Bir kağıdı almıştı şunun gibi bir kağıttı. Birde diğer kağıdı buruşturup atmıştı. Aynı anda hani yere düşüp düşmeyeceklerine bakmıştı. Hava sürtünmesi olduğu için burada o kafamı karıştırdı. Yani bu normalde böyle de olmayabilirdi. O yüzden çizdim böyle.
Sedat: Ama burada seçenekleri okurken yüzeyler dedin. E seçeneğine geldin yüzeyler dedin. Geri dönüp soruyu okudun. Yüzeyler o zaman mı aklına geldi? İlk başta canlanmamış mıydı zihninde?
Şeyma: Ya ilk başta canlanmamıştı kafamda aslında. Böyle tuzak sorular yani bilinen tuzak sorular. Yani baktığım zaman hani çünkü ikisi de farklı. İlki diğerinin tersi olduğu için o yüzden yüzeyler dedim. Acaba doğru olma ihtimali var mı diye.
Sedat: Hangi soruların benzerlerini daha önce çözdün? Şeyma: 1. sorunun benzerini çözmüştüm. Demek ki anlamamışım. 1. sorunun
cevabından emin değilim. Şeyma’nın 1. soruyu çözüm sürecine ilişkin yapılan görüşmede, önceden 1. soruya
benzer sorular çözmesine rağmen bu soru tipini tam olarak anlayamamış olduğunu
belirttiği görülmektedir. Ayrıca çözüm süreci incelendiğinde Şeyma’nın sezgisel
bilgisini kullanması ve benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edebilecek
düzeyde soruya ilişkin bilgiye sahip olmaması nedeniyle, çözümünden emin olmadığı,
dolayısıyla çözümünü kontrol etmek için üstbilişsel stratejiler kullandığı görülmektedir.
Çözüm sürecinde ise Şeyma ilk olarak soruyu okumuş ve bu esnada iki top şekli
çizip, bunların kütlelerini tanımlamıştır. Çözüm sürecine ilişkin yapılan görüşmede ise,
Şeyma soruyu daha iyi anlamak için şekil çizdiğini belirtmiştir. Bu süreçte öğrenci
sorudaki olayı zihninde canlandırmış ve ağır topun daha erken sürede düşeceğini
düşünmüştür. Bu cevabı aramak için seçenekleri okumaya başlamıştır. Bütün
seçenekleri okumasının ardından ise aklına hava sürtünmesi ve sürtünmeden dolayı
topların yüzeyleri aklına gelmiştir. Yüzeylerin etkisini sorgularken bunu kendine soru
olarak yöneltmiştir. Görüşmeden de anlaşılacağı gibi Şeyma ağır topun daha önce
düşeceğini düşünmüş ve seçeneklerin tümünü okuduktan sonra sürtünmeden dolayı
yüzeylerin etkisini gözden kaçırıp kaçırmadığına ilişkin kendi kendini sorgulamıştır. Bu
sorunun cevabını bulmak için soru kökünü tekrar okumuştur. Aynı büyüklükte
147
olduğunu görünce, sezgisel bilgisiyle oluşturmuş olduğu tahmini cevabına uygun olan A
seçeneğini işaretlemiştir.
Yukarıda ifade edilen görüşler dahilinde Şeyma’nın benzer problemlerin çözüm
süreçlerini transfer edecek kadar soruya ilişkin bilgiye sahip olmaması ve sezgisel
bilgisini kullanarak çözümü yapması nedeniyle stratejinin “Sezgisel Bilgisini
Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme (SAPÇ)” olarak adlandırılmasına
karar verilmiştir. Ayrıca Şeyma’nın belirtilen stratejiyle çerçevesini çizdiği çözüm
sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için: şekil çizme, not alma, tekrar okuma,
zihinde canlandırma, verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, soru köküne dönme ve
soru sorma lokal stratejilerini kullandığı görülmüştür. Bu stratejilerden not alma, şekil
çizme, zihinde canlandırma ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme stratejilerini
bilişsel; soru köküne dönme ve soru sorma stratejilerini ise üstbilişsel ve tekrar okuma
stratejisini ise hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde kullandığı saptanmıştır.
Sonuçta SAPÇ stratejisinde birey soruyu okurken anlamasını desteklemek veya
soruyu doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek için birtakım işlemler yapmaktadır.
Soruyu doğru anladığına karar verdikten sonra çözüm sürecini planlar ve cevabını
oluşturur. Plan dahilinde çözümü, soru köküne veya çözümdeki önceki basamaklara
geri dönerek tamamlar ve sonrasında cevaplama sürecinde hata yapıp yapmadığını
kontrol eder.
Yukarıda SAPÇ stratejisine ilişkin verilen operasyonel tanıma ek olarak SAPÇ
stratejisinin sahip olduğu genel nitelikler şu şekilde sıralanabilir:
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi, benzer problemleri transfer edecek düzeyde
değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı lokal
stratejiler hem bilişsel ve hem de üst bilişsel düzeyde olabilir.
• Soru kökünü okuyup, bazı soruları bilişinde canlandırabilir. Zihninde
canlandırdığı yapı sezgisel bilgisini temel almaktadır.
• Bilişinde canlandırdığı bilişsel yapı ve sezgisel bilgisi doğrultusunda tahmini bir
cevabı oluşturur.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi düşük olması ve sezgisel bilgisi temelinde
tahmini cevabını oluşturması nedeniyle cevabının doğruluğundan emin değildir.
• Oluşturduğu cevabı uygulama esnasında çözüm yolunu izlemek için genel
olarak soru köküne dönme ve bütün seçenekleri okuma stratejilerini kullanır.
148
e. Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği
problemlere uygun çözme stratejisi: Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle
çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejisine örnek olarak
Ebru’nun KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Ebru: Aynı büyüklükte, birinin ağırlığı diğerinin iki katı olan iki metal top, bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Topların yere düşme süreleri için ne söylenilebilir? (Soru kökünü tekrarladı) İki top, bir evin çatı katından aynı anda ve aynı yükseklikten aşağıya doğru serbest düşmeye bırakılıyor. Tamam. A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Bir dakika iki metal top. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. E) Hafif top epey önce yere ulaşır ama ille de yarı süresinde değil. Hafif değil bir kere. (Eledi.) B) Hafif top, ağır topun yarı süresi içinde yere düşer. Bu da değil. (Eledi.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. (Elinde iki top varmış gibi ellerini havaya kaldırdı. Elleri aynı seviyede idi) İki top birinin ağırlığı diğerinin iki katı. (Sorunun kenarına iki tane yuvarlak çizdi ve onları m ve 2m olarak tanımladı) iki metal top var. Birinin ağırlığı m, diğerinin 2m. A) Ağır top, hafif olan topun yarı süresinde yer ulaşır. Yarı süresinde de olmaz. (Eledi.) C) Yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. Demiş. D) Ağır top epey önce yere ulaşır, ama ille de yarı süresinde değil. Aslında ağır top daha önce ulaşır ama yaklaşık aynı zamanda yere ulaşırlar. (C’yi işaretledi.)
Ebru ile çözüm sürecine ilişkin yapılan görüşmede ise, aşağıda yer alan diyaloglar
geçmiştir.
Sedat: Ebru soruyu okuduktan sonra soruyu tekrarladın. Neden? Ebru:Ya, ben çok tekrarlarım. Yani şey hani, bilmiyorum sürekli okurum. Hani
kaçırdığım bir yer var mı diye. Mesela şey hani, soruyu ilk okuduğumda bazı şeyleri es geçebiliyorum. Ama ikinci okuduğumda daha dikkatli oluyorum. Onun için ben sürekli okurum. Seçenekleri de öyle.
Sedat: Bazı noktaları kaçırıyor musun? Ebru: Soruyu ilk okuyuşta, kaçırıyorum. Sedat: Soruyu tam olarak anlamak için kafanda neler oluşuyor? Soruyu tam
olarak anladım dersin ya, kafanda neler oluşuyor da soruyu tamam anladım diyorsun?
Ebru: Ya işte nasıl anlatayım, hocam gözümün önünde canlandırıyorum. Mesela bu soruda da gözümün önüne iki araba getiriyorum. Farklı iki araba geliyor. Mesela kamyonla arabanın çarpıştığı soruda da, hemen onu gözümün önüne getiriyorum ve sorunun hemen içinden çıkıyorum. Mantıkken düşünmeye çalışıyorum. Hani, kamyon ile bir araba çarpışsa ne
149
olur? Hemen oraya gidiyor aklım. Onun için soruyu tekrarlıyorum. Gerçekten benim demek istediğim, düşündüğüm mü orada diye.
Sedat: Kontrol mü ediyorsun anlayıp anlamadığını? Ebru: Evet. Sedat: Birde C seçeneğini okuduktan sonra soru kökünü okuyarak el hareketleri
yaptın. Bunun ardından da şekil çizdin. Neden şekil çizdin ve el hareketleri yaptın orada?
Ebru: Hocam oraya kadar ağır topun daha erken düşeceğini düşünüyordum. C’yi okuyunca aynı sürede düşecekleri mantığıma yaktı. Bunu da derste görmüştük zaten. İşte ya gözden birşeyler kaçırıp kaçırmadığımı kontrol etme ihtiyacı hissettim. Bu nedenle soru köküne döndüm ve kontrol ettim. Bunuda hem şekil çizerek hem de topların düşmesini ellerimle gösterek yaptım.
Sedat: 1. soruda A seçeneğinden E seçeneğine kadar okudun. Sonra geri döndün. B’yi okudun. Sonra C’de el hareketlerini yaptın ve sorunun cevabını işaretledin. Neden A seçeneğinden E seçeneğine kadar indin ve C seçeneğine yorum yapmadın. Orada evet olabilir mi dedin?
Ebru: Evet. Sedat: Niye E seçeneğine kadar okudun peki? Ebru: Ama diğerlerini de okumama lazım. Belki diğerleri de, belki bu olabilir
ama belki istediğim asıl cevap orada değildir. Ya orada bırakıp işaretleyemem. Kesinlikle bütün seçenekleri okumam lazım. Hayatta orada bırakamam yani cevabı bulsam da, evet bu eminim desem de işaretlemem.
Sedat: Cevabı bulsam da diyorsun o cevap ne zaman oluşuyor kafanda? Ebru: Ya o şeyden oluştu. Hani sürekli sürekli çözersinizde pratik olur ya
kafanızda, hani eğer öyle bir soruysa, aslında bu soru öyle bir soru gibiydi. Çünkü derste yaptıklarımız aklıma geliyor. Hani ondan sonra bundan emin gibiyim. Ama diğer seçenekleri de okuyum ki diyorum. Hani, daha emin olayım. Belki ben yanlış biliyorum. Belki ben yanlış hatırlıyorum diye düşünüyorum. Ama bazen diğerlerini okuyunca aklım karışıyor. Sonra iki seçenek arasında kalıyorum.
Sedat: Şunu anlıyorum ben buradan, emin olmak için E seçeneğine kadar okuyorum diyorsun. Şimdi cevabı arıyorum seçeneklerde diyorsun. A’da yok. B’de yok cevap. C’de olabilir diyorsun. C cevabıma yakın diyorsun ve D ile E’ye de kontrol etmek için gidiyorsun.
Ebru: Evet. Sedat: 1. soruya benzer bir soruyu daha önceden çözmüş müydün? Ebru: Tam emin değilim ama çözmüşümdür her halde.
Ebru, KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede; önceden
1. soruya benzer sorular çözmüş olabileceğini, fakat çözdüğünden emin olmadığını
belirtmiştir.
Ebru’nun KKKT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmede
ifade ettiklerine bakıldığında, Ebru’nun ilk olarak soruyu okuduğu ve ardından soruyu
tekrar okuduğu görülmektedir. Çözüm sonrasında yapılan görüşmede ise, Ebru soruyu
tekrar okurken soruyu anlayıp anlamadığını kontrol ettiğini belirtmiştir. Ebru soruyu
150
anlamasının ardından ağır topun daha erken düşeceğine ilişkin cevabını oluşturmuştur.
Fakat seçenekleri okurken C seçeneğinde “Yaklaşık aynı sürede düşerler.” ifadesini
okuyunca, aynı sürede düşebilecekleri cevabını da alternatifler arasına almıştır. Bu
noktada hafif olanın daha erken düşeceğine ilişkin seçenekleri elemiş ve tekrar C
seçeneğine dönmüştür. C seçeneğiyle birlikte ağır olanın daha erken düşeceği ve her
ikisinin de aynı sürede düşeceği cevapları arasında kalmıştır. Buna karar vermek ve
çözüm sürecinde gözden kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını kontrol etmek için soru
köküne dönmüştür. Ebru bu kontrolü, sorudaki eylemi davranışlarıyla göstererek ve
şekil çizerek yapmıştır. Çözüm sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler
incelendiğinde, Ebru’nun soru köküne dönüp şekil çizmesi ve sorudaki eylemi
davranışlarıyla göstermesinin nedeni olarak o ana kadar ağır topun erken düşeceğini
düşünmesi ve aynı sürede düşeceklerini okuyunca gözden kaçırdığı birşeyler olup
olmadığını kontrol etmek istemesi şeklinde açıklamıştır. Ebru soru köküne dönerek
cevabını kontrol etmesinin ardından, topların aynı sürede düşeceklerine karar vermiştir.
Seçeneklere dönerek bu cevabı arama sürecinde ise C seçeneği cevabı olmasına rağmen
cevabını kontrol etmek için diğer seçenekleri de okumuştur. Sonuçta tekrar C
seçeneğine dönerek seçeneği işaretlemiştir. Ebru’nun burada sezgisel ve teorik
bilgisiyle oluşturduğu cevaplar arasında kaldığı, dikkati çekmektedir. Aynı süreç
İlknur’nun 1. soruyu çözüm sürecinde görülmüştür. İlknur 1. soruyu çözüm sürecine
ilişkin görüşmede aşağıdaki ifadeleri belirtmiştir;
İlknur: Öncelikle şöyle düşünüyorum. Ben çatıya çıksam, iki bilyeyi atsam ne beklerim? Diye düşünüyorum mantıken. Ama genelde mantıken çoğu şeyi ihmal ettiğimden veya bilmediğimden yanlış sonuca ulaşıyorum. Daha sonra işte hocaların öğrettikleri yada kitaplardan öğrendiklerim bilgilerle karşılaştırıyorum. İşte burada sürtünme kuvveti var. Sürtünme kuvveti olmadığından kütlelerin bir önemi olmadığından bilyelerin aynı anda düşeceklerini öğrendim ben. O zaman benim mantığımla bu uyuşmuyor. Bu durumda bilimsel bilgileri mantığımla uyuşturmaya çalışıyorum. Ben mantığımla ulaştığım sonuçla neden formüllerle ulaştığım sonuca neden ulaşamadın diye kendimi sorguluyorum. Ondan şu yargıya ulaşıyorum, diğer tarafta sürtünme kuvveti vardı. Ama burada sürtünme kuvveti yok, onu ihmal ettim. Öbür tarafta şu kuvvetler vardı. Ben bunu düşünemedim. O zaman yetersizim bu konuda. O zaman ben mantığımın seçtiği yolu değil. Hocalarım veya kitabın belirttiklerinin daha doğru sonuca götüreceğine inanıyorum diyorum. Hani günlük hayatta ağır olan daha hızlı iner aklıma geliyor. Çünkü günlük hayatta sürtünme kuvveti falan hepsi dahil. Ama burada hocanın anlattıkları falan aklıma geliyor ve bunla çelişiyor. Bu anlamda bir çelişki yaşıyorum. Ama ondan sonra tabiî ki ben yeterli değilim bu konuda kitap yazanlar, öğretmenler çoğunluğu bunu
151
kabul ediyorsa, benimde mantığıma bunu bir şekilde kabul ettirmem gerektiğini düşünüyorum.
Buradan İlknur’un sezgisel ve teorik bilgiye sahip olduğunu belirttiği görülmektedir.
Bu iki bilgiye sahip İlknur’un her iki bilgiyle ulaştığı sonuçları karşılaştırdığını ve bu
sonuçlar uyuşmadığında kendini sorguladığı görülmektedir. Cevabını izleyip cevaplama
sürecini sorgulamasının ardından ise teorik bilgisine göre oluşturduğu cevabı kendisine
kabul ettirdiğini belirttiği görülmektedir.
Sonuçta Ebru benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar soruya
ilişkin bilgiye sahip olmaması ve sezgisel bilgisini kullanarak çözüme başlamasına
rağmen teorik bilgisini kullanarak çözüme devam etmesi nedeniyle strateji “Sezgisel
bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme (STAPÇ)” olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca çözüm sürecinden, belirtilen
bütüncül stratejiyi yürütürken çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için
Ebru’nun tekrar okuma, zihinde canlandırma, soru köküne dönme, cevabı sesli olarak
tekrarlama, seçeneklere işaret koyma, problemi davranışlarına yansıtma, şekil çizme,
not alma ve kontrol için diğer seçenekleri okuma lokal stratejilerini kullandığı tespit
edilmiştir. Bu stratejilerden not alma, seçeneklere işaret koyma, zihinde canlandırma ve
cevabı sesli olarak tekrarlama stratejilerini bilişsel; şekil çizme, tekrar okuma, soru
köküne dönme, problemi davranışlarına yansıtma ve kontrol için diğer seçenekleri
okuma stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde kullandığı saptanmıştır.
Yukarıda belirtilen çözüm süreci ve görüşler dahilinde basamaklı olarak STAPÇ
stratejisi bireyin;
a. Soruyu okuması,
b. Soruyu anlamasını desteklemek ve anlayıp anlamadığını kontrol etmek için
çeşitli işlemler yapması,
c. Sorunun beklentisini anladığına karar verdikten sonra çözümü planlayıp
cevabını oluşturması,
d. Planı dahilinde çözüm sürecinin doğruluğunu kontrol ederek uygulaması,
e. Çözümünün ileri basamaklarında cevabının doğruluğuna karar vermek için soru
köküne veya önceki basamaklara dönme gibi çeşitli işlemler yapması,
f. Cevabının yanlış olduğuna karar vererek zihinsel olarak oluşturduğu yapıyı
teorik olarak yeniden revize etmesi ve bu yapı dahilinde cevabını oluşturması,
g. Yeni oluşturduğu cevaplama sürecini uygulaması ve tamamlamasının ardından
cevabının doğruluğunu kontrol etmesi olarak tanımlanmaktadır.
152
Yukarıda bireylerin çözüm süreçlerinin akışına uygun olarak yapılan basamaklı
tanımın yanında, STAPÇ stratejisi çeşitli özellikleriyle de nitelendiribilir. Bu özellikler
aşağıda sıralanmıştır.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi, benzer problemleri transfer edecek düzeyde
değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı lokal
stratejiler hem bilişsel ve hem de üst bilişsel düzeyde olabilir.
• Soru kökünü okuyup, bazı soruları bilişinde canlandırabilir. Zihninde
canlandırdığı yapı sezgisel bilgisini temel almaktadır.
• Bilişinde canlandırdığı bilişsel yapı ve sezgisel bilgisi doğrultusunda tahmini bir
cevabı oluşturur.
• Sorunun ileri aşamalarında birey seçenekteki ipuçlarının çağrışımı gereği
sezgisel bilgi temelli canlandırmasını gözden geçirme ihtiyacı hisseder. Bu
izleme sonucunda teorik bilgi temeli olarak zihinsel canlandırmasını revize eder.
• Fakat zihinsel canlandırmasını revize ederken soru köküne dönme gibi bir çok
üst bilişsel strateji kullanarak teorik bilgisinden cevabını tekrar oluşturur.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi düşük olması ve soruya iki farkı beklenti
doğrultusunda cevap vermesi nedeniyle cevabının doğruluğundan emin değildir.
• Oluşturduğu cevabı uygulama esnasında çözüm yolunu izlemek için genel
olarak soru köküne dönme ve bütün seçenekleri okuma stratejilerini kullanır.
f. Teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisi: Teorik bilgisini kullanarak
ilk defa çözme stratejine örnek olarak Serkan’ın KKKT’deki 10 soruyu çözüm süreci
aşağıda verilmiştir.
Serkan: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. (Şekle şöyle bir baktı.) Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? Sabit hızla yukarı doğru çıkıyormuş. (Hiçbir yorum yapmadan seçeneklere geçti.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet diyor. Asansör çelik halatlarla mı çekiliyor? Evet. Ama sabit hızla çekildiği için net kuvvet sıfır olacak. (Seçeneğin yanına Fnet=0 yazdı.) (Şekil üzerine yazarak) Aşağıya doğru bir mg’si olsa, yukarı doğru bunun çektiği bir F kuvveti olsa, F=mg olacak. (Evet veya hayır olmaz diye bir yorum yapmadı.)
153
B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Bu doğru olabilir. C) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Bu hiç doğru olamaz. (Eledi.) D) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar. Halatlar kısalır mı? Bunu bilmiyorum. (Eledi.) E) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. Burada hava basıncı kuvveti var mı? (Kafasını kaşıdı.) (Soru kökünü tekrar okudu.) Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. Sabit hızla çekildiğinden ivmesi sıfırdır bunun. İvme sıfırsa, net kuvvet sıfırdır. Fnet=m.a’dan a sıfırsa Fnet sıfır olacak. Bunun içinde yukarı doğru uygulanan kuvvetler aşağıya doğru uygulanan kuvvetlere eşit olacak. Yukarı doğru hangi kuvvetler var? Aşağıya doğru bir mg’si var. B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (B’yi işaretledi.)
Sedat: 10. soruda B seçeneğine olabilir dedin. Es geçtin diğerlerini de okudun sonra B seçeneğini işaretledin. Ama 1. soruda yapmadın neden?
Serkan: Çünkü 10. soruda olabilir, bu soruda ise o yani. 10. soruda emin değildim ama 1. soruda emindim.
Sedat: Emin olmanın nedeni ne? Burada sonuca ulaşamadım mı? Serkan: İşte şekil çizdim oradan da sonuca vardım. 10. soruda da sonuca vardım
ama diğer soruda bir takım şeyleri bilerek şekli ve formülü çıkardım ama 10. soruda biraz yorum yaptım. Daha önce böyle bir soru ile karşılaşmadım. Sabit hızla dediği için net kuvvet diye yorum yaptım. B de de yukarı kuvvetler eşit aşağı kuvvetler diye düşündüm oda B seçeneğinde var.
Sedat: 10. soruda, bunda da direk şekle odaklandın soruyu okuduktan sonra. Burada A seçeneğine kadar okudun sonra formül üzerinde çalışmaya başladın. A seçeneğini okumadan önce şekil üzerinde çalıştın. F yazdın mg yazdın üzerine. Sonra A’ya Fnet=0 yazdın. Fnet=0 deyince sabit hızlı dedin. a=0, Fnet=0 dedin. mg=F dedin. Bu sözcükleri kullandın. Neden A’da dönüş yaptın?
Serkan: Ya A’yı okuyunca hani, asansöre halatlar tarafından uygulanan kuvvet, asansöre uygulanan yerçekimi kuvvetinden daha büyüktür diyor. Ben buraya bakınca göremedim yani. Ben bunları yazmadan önce, şekle baktığımda A’yı pek yorumlayamadım. Bu dursun dedim. Sonra B’yi okuduğumda, oradan formülleri çıkardım. Sabit hızlı deyince, bu yorumları yaptım.
Sedat: B’de ne vardı da bu yorumları yaptın? Serkan: Asansöre halatlar tarafından uygulanan kuvvet, asansöre uygulanan
yerçekimi kuvvetine eşittir. Hani bu buna eşitse, bunlar birbirini götüren birşey. Zıt vektörler diye düşündüm. O zaman net kuvvetin, bileşke kuvvetin sıfır olacağı aklıma geldi. Yani soruda sabit hızla demiş. Hızı sabitse ivmesi de sıfır olacak. İvme sıfırsa Fnet’te sıfır olacak. Oradan oldu yani.
154
Sekan’ın çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede önceden 10. soruya benzer
soruyla karşılaşmadığını, bu nedenle soruya verdiği cevaptan emin olamadığını
belirttiği görülmektedir.
Serkan’ın KKKT’deki 10. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk şekli
inceleyerek soru kökünü okuduğu ve ardından soru kökündeki önemli bilgileri tekrar
ettiği görülmektedir. Fakat Serkan soruyla ilk defa karşılaştığından sorunun beklentisine
karar vermemiştir. Sezgisel olarak bir yapı kurmuştur. Bu nedenle seçeneklerden
yardım alarak sezgisel olarak oluşturmuş olduğu yapının doğruluğunu test etmek için
seçenekleri okumaya başlamıştır. A seçeneğini okuduğunda kendi kendine asansör çelik
halatlarla mı çekiliyor? sorusunu sormuştur. Bu soruyla sezgisel olarak kurduğu yapıyı
sorgulamaktadır. Bu sorgulamayı yapmak için tekrar soru köküne dönmüş ve sezgisel
olarak oluşturduğu yapıyı sorunun beklentisine uygun olarak yeniden yapılandırmıştır.
Bu basamaktan sonra teorik bilgisini kullanarak Fnet=0 olması yani halatın asansöre
uyguladığı kuvvetin asansörün ağırlığına eşit olması gerektiğini düşünerek seçenekleri
okumaya devam etmiştir. B seçeneğini okuduğunda, seçenekteki ifade tahmini cevabına
uygun olmasına rağmen bu cevaptan emin olmaması nedeniyle B seçeneği olabilir
demiştir. Bu bakımdan Serkan kontrol için diğer seçenekleri de okumaya devam
etmiştir. C ve D seçeneklerini okuduğunda ise tahmini cevabına uygun olmadıklarından
seçenekleri elemiştir. E seçeneğini okuduğunda seçenekteki hava basıncı kavramı
kafasını karıştırmış ve bunu kendi kendine çözümünü gözden geçirmek için sormuş ve
soru köküne dönmüştür. Soru kökünü tekrar okuduktan sonra A seçeneğini
tekrarlamıştır. Bu tekrarlamanın ardından cevabını gözden geçirmek için F=m.a
formülünü kullanmış ve sabit hızla hareket etmesi için yukarı uygulanan kuvvetlerin
aşağıya doğru uygulanan kuvvetlere eşit olması gerektiğini düşünmüştür. Fakat yukarı
uygulanan kuvveti belleğinden transfer edememesi nedeniyle yukarıya uygulanan
kuvvet ne? sorusunu kendi kendine sormuştur. Bu kuvvetin halatın asansöre uyguladığı
kuvvet olduğunu belirtmiştir. Halatın asansöre uyguladığı kuvvetin asansörün ağırlığına
eşit olması gerektiğini düşünerek B seçeneğini işaretlemiştir.
Sonuçta Serkan soruyla ilk defa karşılaşması nedeniyle soruya ilişkin bilgiye sahip
olmaması ve teorik bilgisini kullanarak çözüme başlaması nedeniyle strateji “Teorik
Bilgisini Kullanarak İlk Defa Çözme (TİÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyi
yürütürken Serkan’ın okuyarak şekli takip etme, ipuçlarını sesli tekrarlama, soru köküne
dönme, soru sorma, sorunun beklentisini sorgulama, not alma, denklem kurma, kontrol
155
için diğer seçenekleri okuma, seçeneklere işaret koyma, şekil çizme ve cevabı sesli
olarak tekrarlama lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. Bu stratejilerden
ipuçlarını sesli tekrarlama, denklem kurma, not alma, seçeneklere işaret koyma ve
cevabı sesli olarak tekrarlama stratejilerini bilişsel; okuyarak şekli takip etme, soru
köküne dönme, soru sorma, sorunun beklentisini sorgulama, kontrol için diğer
seçenekleri okuma, formül kullanma ve şekil çizme stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde
kullandığı tespit edilmiştir.
Yukarıda betimlenen çözüm sürecinde Serkan’ın uygulamış olduğu çözüm planı
dikkate alınarak TİÇ stratejisi bireyin basamaklı olarak,
a. Soruyu okuması,
b. Soru kökünü anlamak ve soruyu doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek için
çeşitli işlemler yapması,
c. Sorudan anladığı şekliyle sorunun beklentisine ilişkin sezgisel olarak bir yapı
kurması,
d. Sezgisel olarak oluşturmuş olduğu yapının doğruluğunu sorgulamak için
sorunun ileriki basamaklarına devam etmesi,
e. Birkaç basamak sonra oluşturduğu yapının doğru olmadığını fark etmesi ve soru
köküne dönerek oluşturmuş olduğu yapıyı sorunun beklentisine uygun olarak
yeniden revize etmesi,
f. Sorunun beklentisine ilişkin oluşturduğu yapıya uygun olarak sorunun cevabını
oluşturması ve planlaması,
g. Çözümünü, çözüm sürecinin doğruluğunu kontrol ederek uygulaması,
h. Cevabının doğruluğunu kontrol etmesi olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma ek olarak TİÇ stratejisinin aşağıda belirtilen niteliklere sahip olduğu
söylenebilir.
• Bireyin konuya ilişkin teorik bilgisi olmasına rağmen bu tip bir problemle ilk
defa karşılaşmıştır. Probleme ilişkin bilgiye sahip değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede bilişsel stratejilere
nazaran üst bilişsel stratejileri daha fazla kullanır.
• Çoğu zaman birey soruyu anlamlandıramaz.
• Soru kökünü okuyup, soruyu bilişinde çoğu zaman canlandıramaz veya
canlandırmasını sezgisel olarak çok iyi bildiği farklı bir sorunun beklentisini
dikkate alarak şekillendirmeye çalışır.
156
• Bilişinde canlandıramadığı için tahmini bir cevabı yoktur.
• Birey soruyu anlamlandıramadığı için, cevabı oluşturma ve cevabı uygulama
sürecini birlikte yürütür. Bu nedenle sorunun beklentisini anlamlandırmak için
yardım almak amacıyla çoktan seçmeli testlerde seçenekleri, açık uçlu sorularda
ise alt basamaklara ilişkin beklentileri okumaya başlar.
• Cevabı uygulamanın ileriki basamaklarında oluşturduğu cevabı teorik bilgisine
dayalıdır ve cevabının doğruluğundan emin değildir. Bu nedenle birey sık sık
anlamlandırmasını ve cevabının doğruluğunu kontrol etmek için soru köküne
döner veya kontrol için diğer seçenekleri okur.
• Soru çözümünü çok fazla basmakta tamamlar.
g. Sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisi: Aşağıda Pelin’in
KKKT’deki 10. soruyu çözüm süreci sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme
stratejisine örnek olarak verilmektedir. Çözüm sürecinin sunulmasının ardından ise,
çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler sunulacaktır.
Pelin: Şekildeki düzenekte tüm sürtünmeler önemsizdir. (Şekli inceledi) Şekilde görüldüğü üzere, asansör çelik halatlarla sabit hızla yukarı doğru çekiliyor. Buna göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? (Şeili inceleyerek soruyu tekrarladı.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Şekil üzerinde çalıştı) B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Ben düzeneği anlamadım dedi.) (tekrar soru kökünü okudu ve soruyu anlamlandırıp A’yı tekrar okudu) C) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür. (Şekil üzerinde göstererek bu asansörün bir mg’si vardır. Yukarı doğru da bir t gerilmesi vardır dedi.) D) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. (Hayır deyip eledi.) E) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. A) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvetten değil, halatların kısalmasından dolayı yukarı çıkar. (Yukarı çıkar deyip tekrarladı.) (Hayır bilimsel değil deyip eledi.) B) Asansör çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, aşağıya doğru etkiyen yerçekimi ve hava basıncı kuvvetlerinin toplamından büyüktür. (El hareketiyle yukarıyı gösterdi.) Onu yukarı çekebiliyorsa T kuvveti yerçekimi kuvvetinden daha büyüktür. (Tekrar A’ya döndü.) A) Asansöre halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetinden büyüktür.
157
B) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi kuvvetine eşittir. Eğer yer çekimi kuvvetine eşit olsaydı yukarı çıkmazdı. A) Asansöre çelik halatlar tarafından etkiyen kuvvet, asansöre etkiyen yerçekimi yerçekimi kuvvetinden daha küçüktür. Küçük olsaydı çıkaramazdı yukarı dedi. (A’yı işaretledi.)
Sedat: Gelelim soruları çözerken ilk ve tek bu soruyu çözerken yaptığın bir işleme, biraz önce net bir cevap aklıma geliyor onu arıyorum dedin ya onuncu soruda A’dan E seçeneğinde kadar bütün seçenekleri okudun, hiçbir şekilde bir eleme yapmadın. Ondan sonra yeniden A seçeneğinden E’ye kadar seçenekleri yeniden okudun ve işaretledin. Neden bu soruda iki defa seçenekleri okudun?
Pelin: Birinci okuyuşumda şekli algılayamadım. Asansörün içindekini insana benzetemedim açıkçası. Sanki şu insan dediğiniz şeyin şöyle sağa doğru geliyor ve oradan düşüyormuş gibi algıladım. Burada böyle dursun, cevaba belki ulaşırım, soruyu ve şekli anlamak için seçenekleri okumaya başladım. Sonra seçenekleri okurken kafam dank etti. Şekli anladım ve cevabı oluşturdum. İkinci okuduğumda seçeneği işaretledim.
Sedat: Birde şu dikkatimi çekti pelin, elini yukarı doğru hareket ettirerek el hareketi yaptın. Soruda aşağıya düşüyor dediğinde de aşağıya doğru el hareketi yaptın. Bunu yaptığının farkında mısın?
Pelin: Hayır. Yani yapmış olabilirim dediğim gibi soruyu algılayabilmem için yani onun kafamda şekilleşmesi gerekiyor. Ya el hareketimle ya çizimimle mutlaka yani onu o şekilde algılayabiliyorum. Mesela şu (Çizdiği şekil) abuk subuk birşey gibi gelebilir ama ben bu soruyu bunu yapmadan kesinlikle cevap veremem. Hani şekil saçma gelebilir. Hiçbir işe yaramıyormuş gibi gelebilir ama deminden dediğim gibi ya bunu yapacağım ya el hareketlerimle ya kendi kendime konuşacağım kafamda o şekilde kalıyor çünkü.
Sedat: Sürekli hafızanda meşgul etmek zorunda kalıyorsun anlayabilmek için yani el hareketlerinle, şekillerinle. Böyle diyebilir miyiz?
Pelin: Evet. Kalabalık yapması gerekiyor birşeyi belirginleştirmeliyim kafamda onun için bunlara ihtiyaç duyuyorum. Hani direk okuyup da hiçbirşeye elimi sürmeden kalemi bile kağıda sürmeden bir seçeneği işaretleyemem.
Sedat: Soruları zorluğuna göre sırala desem, en zor ve en kolay sorular hangileriydi sence, bunlar arasındaki far neydi?
Pelin: En zor bence 10. soruydu. Zaten şeklini anlamadım. Şekli anlamadığımdan birde cevapları uzun bu sorunun cevapları anlamadığım için tekrar başa döndüm. En kolayı da 1. soruydu. 10. sorunun seçeneklerinin uzun olması. Benim tarafımdan anlaşılamamış olması. Birde galiba çözüm yollarım farklı. Çünkü burada çizme gereği duydum. Ama burada sadece şekle bakmam yeterli oldu. Mesela 1. soruda direk cevabı biliyordum. Ama 10 soruda seçenekleri eleyerek doğru cevabı aradım yani.
Sedat: Peki 10. soruya benzer soru çözmüş müydün? Pelin: Çözmüşümdür Ama bu şekilli ve bu tip bir soru çözmedim.
Pelin’in KKKT’deki 10. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; Pelin’in önceden 10. soruya benzer soruyla
158
karşılaşmadığını, bu nedenle soruya verdiği cevaptan emin olamadığını ve soru kökünü
anlayamamasına rağmen seçenekleri okumaya devam ettiğini belirttiği görülmektedir.
Pelin’in çözüm sürecine bakıldığında ise, öğrencinin ilk olarak şekli takip ederek
soru kökünü okuduğu görülmektedir. Bu esnada Pelin asansörün içindeki şekli insana
benzetememiş ve sezgisel olarak asansörün içindeki şeklin asansörün kenarına doğru
gelip oradan düştüğünü düşünmüştür. Sezgisel olarak oluşturduğu bu yapıdan emin
değildir. Oluşturmuş olduğu yapının doğruluğunu sorgulamak için seçenekleri okumaya
başlamıştır. Buradan bireyin seçenekleri okuma girişiminde soruyu çözüme ve sorunun
beklentisine karar verme süreçlerini birlikte yürüttüğü görülmektedir. A seçeneğini
okuyup hiçbir yorum yapmadan şekli incelemiştir. Fakat bu incelemesinde hiçbir
yorumda bulunmamıştır. B seçeneğini okumasının ardından ise soruyu anlamadığını
vurgulamış ve soruyu anlamlandırmak için tekrar soru köküne dönmüştür. Soru köküne
dönerek soruyu gözden geçirdiğinde soruyu anlamıştır. Fakat sezgisel olarak
oluşturduğu yapıyı yine sezgisel olarak revize etmiştir. Sonuçta soru çözümünü
planlamış ve asansöre yukarı doğru uygulanan kuvvetlerin aşağıya doğru uygulanan
kuvvetlerden daha büyük olacağına yönelik cevabını oluşturmuştur. Tekrar A
seçeneğini okumuştur. A seçeneğini okumasının ardından ise asansörün üzerine gerilme
kuvveti ve asansörün ağırlığını not almıştır, fakat seçeneğin doğruluğu veya yanlışlığına
ilişkin olarak hiçbir yorum yapmamıştır. B seçeneğini okuduğunda ise tahmini cevabına
uymadığı için elemiştir. C seçeneğini okumasının ardından ise hiçbir yorum
yapmamıştır. D seçeneğini ise bilimsel olmaması nedeniyle elemiştir. E seçeneğini
okumasının ardından ise oluşturmuş olduğu cevabın doğruluğunu kontrol etmek için
soru köküne dönerek sorudaki eylemi davranışlarıyla göstermiştir. Bu esnada A
seçeneği tahmini cevabına uymasına rağmen kontrol için diğer seçenekleri okumuş ve A
seçeneğini işaretlemiştir.
Pelin sonuçta soruyla ilk defa karşılaşması nedeniyle soruya ilişkin bilgiye sahip
olmaması ve sezgisel bilgisini kullanarak çözümü yapması nedeniyle strateji “Sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme (SİÇ)” olarak tanımlanmıştır. Pelin bu stratejiyi
yürütürken cevabı sesli olarak tekrarlama, kontrol için diğer seçenekleri okuma, soru
köküne dönme, ipuçlarını sesli tekrarlama, problemi davranışlarına yansıtma, not alma,
okuyarak şekli takip etme, seçeneklere işaret koyma ve sorunun beklentisini sorgulama
lokal stratejilerini kullanmıştır. Bu stratejilerden cevabı sesli olarak tekrarlama,
ipuçlarını sesli tekrarlama, not alma ve seçeneklere işaret koyma stratejilerini bilişsel;
kontrol için diğer seçenekleri okuma, soru köküne dönme, problemi davranışlarına
159
yansıtma, okuyarak şekli takip etme ve sorunun beklentisini sorgulama stratejilerini ise
üstbilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
Yukarıda Pelin’in çözüm sürecine ilişkin ortaya konulan görüşler dahilinde SİÇ
stratejisi, bireyin çözümdeki basamakları,
a. Soruyu okuması,
b. Soru kökünü anlamak ve soruyu doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek için
çeşitli işlemler yapması,
c. Sorudan anladığı şekliyle sorunun beklentisine ilişkin sezgisel olarak bir yapı
kurması,
d. Sezgisel olarak oluşturduğu yapının doğruluğunu sorgulamak için sorunun
ileriki basamaklarına devam etmesi,
e. Birkaç basamak sonra oluşturduğu yapının doğru olmadığını fark etmesi ve soru
köküne dönerek oluşturmuş olduğu yapıyı tekrar sezgisel olarak yeniden revize
etmesi,
f. Sorunun beklentisine ilişkin oluşturduğu yapıya uygun olarak sorunun cevabını
oluşturması ve planlaması,
g. Çözümünü, çözüm sürecinin doğruluğunu kontrol ederek uygulaması,
h. Cevabının doğruluğunu kontrol etmesi olarak tanımlanmaktadır.
Ayrıca SİÇ stratejisini kullanan bireyin çözüm sürecinin aşağıdaki nitelikleri
taşıması gerektiği düşünülebilir.
• Bireyin konuya ilişkin sezgisel bilgisi olmasına rağmen bu tip bir problemle ilk
defa karşılaşmıştır. Probleme ilişkin bilgiye sahip değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede bilişsel stratejilere
nazaran üst bilişsel stratejileri daha fazla kullanır.
• Çoğu zaman birey soruyu anlamlandıramaz.
• Soru kökünü okuyup, soruyu bilişinde canlandıramaz veya sezgisel olarak çok
iyi bildiği farklı bir sorunun beklentisine ilişkin canlandırmasını yapmıştır.
• Bilişinde canlandıramadığı için tahmini bir cevabı yoktur.
• Birey soruyu anlamlandıramadığı için, cevabı oluşturma ve cevabı uygulama
sürecini birlikte yürütür. Bu nedenle sorunun beklentisine ilişkin oluşturduğu
yapıyı sorgulamak için yardım almak amacıyla çoktan seçmeli testlerde
seçenekleri, açık uçlu sorularda ise alt basamaklara ilişkin beklentileri okumaya
başlar.
160
• Cevabı uygulamanın ileriki basamaklarında oluşturduğu cevabı sezgisel
bilgisine dayalıdır ve cevabının doğruluğundan emin değildir. Bu nedenle birey
sık sık sorudan anlamlandığının ve cevabının doğruluğunu kontrol etmek için
soru köküne döner veya kontrol için diğer seçenekleri okur.
• Soru çözümünü çok fazla basmakta tamamlar.
Yukarıda görüldüğü gibi öğrencilerin soru çözümünde teorik bilgisini kullanarak
bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere
uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel
bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, teorik
bilgisini kullanarak ilk defa çözme ve sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme
bütüncül stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca bütüncül stratejilerle
çerçevesini çizdiği çözüm sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yapmak için de bireyler
lokal stratejileri kullanmaktadır. Bu nedenle lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre
dağılımının nasıl olduğunun incelenmesi gerekmektedir. Fakat ilk olarak Tablo 4.8’de
bütüncül stratejilerin kullanım frekanslarının sorulara göre dağılımı ve ardından Tablo
4.9’da lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre dağılımı incelenecektir.
Tablo 4.8: Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Bütüncül Stratejilerin Sorulara Göre Dağılımı
Sorular
1 2 3 4 5 6
Bütüncül Stratejiler f f f f f f
f
TPÇ 4 5 11 1 3 - 24
SPÇ 2 7 - 5 5 7 26
TAPÇ 7 1 1 3 5 1 18
STAPÇ 1 2 - 1 - - 4
SAPÇ 3 1 - 3 3 6 16
TİÇ - 1 5 1 1 3 11
SİÇ - - - 3 - - 3
f 17 17 17 17 17 17 102
Tablo 4.8 incelendiğinde öğrencilerin KKKT’deki 26 sorunun çözümünde sezgisel
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, 24 sorunun çözümünde teorik
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, 18 soruda teorik bilgisini
kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, 16 soruda sezgisel bilgisini kullanarak
az bildiği problemlere uygun çözme, 11 soruda teorik bilgisini kullanarak ilk defa
161
çözme, 4 soruda sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek
az bildiği problemlere uygun çözme ve 3. soruda ise sezgisel bilgisini kullanarak ilk
defa çözme stratejilerini kullandığı görülmektedir.
Bu bulgular ışığında öğrencilerin soru çözümünde en fazla sezgisel bilgisini
kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisini, en az ise sezgisel bilgisini
kullanarak ilk defa çözme stratejisini kullandığı görülmektedir.
162
Tablo 4.9: Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Lokal Stratejilerin Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı
Bütüncül Stratejiler TPÇ SPÇ TAPÇ STAPÇ SAPÇ TİÇ SİÇ
Lokal Stratejiler
f f f f f f f
Toplam
CSOT 5 18 10 3 7 4 2 49 VDDD 3 3 1 1 2 1 - 11 İST 1 6 4 - 4 7 1 23 ZC 7 13 7 3 9 1 1 41 İK - 1 - 1 5 - - 7
KCİ - 3 4 - 1 - - 8 DY 5 1 - - - 4 - 10 DK 1 1 - - - 1 1 4 FK 7 3 1 - - 4 - 15 NA 4 8 7 2 4 6 2 33 İAÇ 6 4 2 1 3 3 1 20 ŞÇ 5 8 4 1 3 - - 21 TO 3 14 4 1 6 1 - 29 Sİ 3 17 9 3 8 6 3 49
OŞTE - 3 1 - - - - 4 OSŞİ 3 2 1 - 1 - - 7 PDY 1 5 2 - 2 - - 10
G - - - - - - - - NİK - - - - - - - -
PPT 1 - 1 - - 3 - 5 BT 1 - - - - 1 - 2
OHD - - - - - - - - KDSO* - 25 16 3 7 3 2 56 SKD* - 1 2 4 13 9 3 32 SS* 3 2 2 3 7 5 2 24 TO* - 1 - 2 2 5 1 11
PDY* - 2 - 1 1 3 1 8 OŞTE* 1 - - 1 - 3 2 7 OSŞİ* - - 1 - 1 2 1 5 SBS* - - - - - 11 3 14 FK* 1 1 2 1 2 2 - 9 ŞÇ* - - - 1 2 3 - 8 DK* - - - - - - - -
Bilişsel 56 110 58 16 54 43 11 348 Üstbilişsel* 5 32 23 16 36 45 15 172
Toplam 61 142 81 32 90 88 26 520 • Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
163
Grafik 4.7. KKKT’de Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel Lokal Stratejilerin
Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı
Tablo 4.9 incelendiğinde öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde 348 bilişsel
ve 172 üstbilişsel lokal strateji olmak üzere toplam 520 lokal strateji kullandıkları
görülmektedir. Bu stratejiler arasında öğrencilerin testteki soruların çözümünde 56 kez
kullanarak en fazla kontrol için diğer seçenekleri okuma stratejisini kullandıkları
görülmektedir. Bu stratejiyi ise 49 kez kullanılan cevabı sesli olarak tekrarlama ve
seçeneklere işaret koyma stratejilerinin izlediği görülmektedir. Bu stratejilerin
akabininde kullanım sıklığına göre sırasıyla zihinde canlandırma, not alma, soru köküne
dönme, tekrar okuma (bilişsel), soru sorma, ipuçlarını sesli tekrarlama, şekil çizme
(bilişsel), ipuçlarının altını çizme, formül kullanma (bilişsel), sorunun beklentisini
sorgulama, tekrar okuma (üstbilişsel), verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel), deneme yanılma, kendi cümleleriyle ifade
etme, problemi davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), formül kullanma (üstbilişsel),
seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel),
okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel), şekil çizme (üstbilişsel), okuma sonrası şekli
inceleme (üstbilişsel), parça parça tanımlama, denklem kurma ve okuyarak şekli takip
etme (bilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. Öğrencilerin en az ise bütüncül
tanımlama stratejilerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin stratejiler
arasından gruplama, nedensel ilişkiler kurma, denklem kurma (üstbilişsel) ve okuma
hızını düşürme stratejilerini ise hiçbir soruda kullanmadıkları tespit edilmiştir.
020406080
100120
TPÇSPÇ
TAPÇ
STAPÇ
SAPÇ TİÇ
SİÇ
Bütüncül Stratejiler
Ku
llan
ım S
ayıs
ı
Bilişsel Stratejiler
Üstbilişsel Stratejiler
164
Öğrencilerin 24 kez kullandığı teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme stratejisinde, çözümdeki kısmi zihinsel işlemlerini yürütmede 61, 26 kez
kullandığı sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisinde
142, 18 kez kullandığı teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisinde 81, 16 kez kullandığı sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere
uygun çözme stratejisinde 90 ve 11 kez kullandığı teorik bilgisini kullanarak ilk defa
çözme 88 lokal strateji kullandığı görülmektedir. Ayrıca 4 kez kullandığı sezgisel
bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme stratejisinde 32 ve 3 kez kullandığı sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa
çözme stratejisinde ise 26 lokal strateji kullandığı görülmektedir.
Bu bulgular ışığında, teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme
stratejisiyle çerçevesini çizdiği çözümün kısmi zihinsel süreçlerini yürütmek için en az
lokal strateji kullandığı ve daha az çözüm basamağıyla çözümü tamamladığı
bulunmuştur. Bu stratejiden sonra azdan çoğa doğru sırasıyla; teorik bilgisini kullanarak
az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere
uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, teorik
bilgisini kullanarak ilk defa çözme ve sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle
çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejilerin yer aldığı tespit
edilmiştir. En fazla lokal stratejinin kullanıldığı bütüncül stratejinin ise, sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisinin olduğu görülmüştür. Bu sonuca göre
soru çözümünde kullanılan bütüncül ve lokal stratejilerin öğrencilerin soruya ilişkin
bilgisi ve sezgisel veya teorik bilgisiyle çözüme yaklaşmasına bağlı olduğu tespit
edilmiştir. Tersine sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek
az bildiği problemlere uygun çözme bütüncül stratejisinde görüldüğü gibi lokal ve
bütüncül stratejilerin de öğrencinin soru çözümünde kullandığı bilgisini etkilediği
görülmektedir.
Öğrencilerin kullandıkları lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre dağılımı
incelendiğinde, soru çözümünde teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 56 bilişsel ve 5 üstbilişsel, sezgisel bilgisini
kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 110
bilişsel ve 32 üstbilişsel, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullanan öğrencilerin 58 bilişsel ve 23 üstbilişsel ve sezgisel bilgisinden yola
çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullanan öğrencilerin 16 bilişsel ve 16 üstbilişsel lokal strateji kullandığı
165
görülmektedir. Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullanan öğrencilerin 54 bilişsel ve 36 üstbilişsel, teorik bilgisini kullanarak
ilk defa çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 43 bilişsel ve 45 üstbilişsel ve sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 11 bilişsel ve 15
üstbilişsel lokal strateji kullandığı görülmektedir.
Bu bulgular ışığında öğrencilerin kullanmış olduğu bilişsel ve üstbilişsel lokal
stratejilerin oranı incelendiğinde, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisini
kullanan öğrencilerin bilişsel lokal stratejilere oranla daha fazla üstbilişsel lokal strateji
kullandıkları bulunmuştur. Bu stratejinin akabininde öğrencilerin üstbilişsel lokal
strateji kullanma oranlarına göre büyükten küçüğe doğru sırasıyla, teorik bilgisini
kullanarak ilk defa çözme, sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme
devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az
bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere
uygun çözme ve sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme bütüncül
stratejilerinin yer aldığı görülmüştür. Öğrencilerin en az üstbilişsel strateji kullandığı
bütüncül stratejinin ise teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme
bütüncül stratejisi olduğu bulunmuştur. Buradan öğrencilerin kullanmış oldukları
bütüncül ve lokal stratejilerin birbirlerini etkilediği tespit edilmiştir.
Sonuç olarak öğrencilerin çözüm sürecinin çerçevesini bütüncül stratejilerle
belirlediği ve bu çerçeve dahilindeki kısmi zihinsel işlemleri ise lokal stratejilerle
yürüttüğü görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin, soruya ilişkin bilgisi ve teorik veya
sezgisel bilgisini kullanarak soru çözümünü yapmalarının, çözümden emin olmasını
etkilediği ve dolayısıyla bütüncül ve lokal stratejileri etkilediği bulunmuştur. Bu
bulguya ilişkin olarak yapılan görüşmede Serkan ve Seda aşağıdaki ifadeyi belirtmiştir;
Sedat: 10. soruda B seçeneğine olabilir dedin. Es geçtin diğerlerini de okudun sonra B seçeneğini işaretledin. Ama 1. soruda yapmadın neden?
Serkan: Çünkü 10. soruda cevabımdan emin değildim ama 1. soruda emindim. 1. soruyu önceden çözmüştüm. 10. soruyu ise daha önceden karşılaşmadım.
Sedat: Önceki sorularda soruyu okuduğunda cevabı hemen verdin ve işaretledin. Diğer seçenekleri okumadın. Ama 22. soruda bütün seçenekleri okudun. Neden?
Seda: 22. soruda günlük hayattaki gözlemlerimi kullandım. Onun için cevabımdan emin olamadım. Bunun içinde bu seçeneğe olabilir dedim. Ama emin olamadığımdan diğer seçenekleri de okudum.
Örnekte de görüldüğü gibi öğrencilerin soruya ilişkin bilgisi azaldıkça ve sezgisel
bilgisini kullanmasına bağlı olarak çözümü kontrol etme eğilimi artmakta ve buna bağlı
166
olarak çözümünde üstbilişsel strateji kullanım oranı da artmakta olduğu görülmektedir.
Stratejiler incelendiğinde, bireyin sezgisel bilgisini kullanarak çözüm yapan bireylerin
teorik alan bilgisini kullanarak çözüm yapan bireylerden soru çözümünden daha az
emin olduğu ve bu nedenle çözümünün doğruluğunu kontrol etmek için üstbilişsel
düzeyde lokal stratejisi kullandığı görülmektedir.
167
Şekil 4.1. Alan Bilgisi, Soruya ilişkin bilgi, Çoktan Seçmeli Soruların Çözümünde Kullanılan Bütüncül ve Lokal Stratejileri Arasındaki İlişki
Sezgisel Bilgi Teorik Bilgi Soruya İlişkin Bilgi
Bilişsel Bütüncül Stratejiler Üstbilişsel
Teorik Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Sezgisel Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal
Stratejiler
Sezgisel Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Sezgisel bilgisinden yola Çıkıp Teorik Bilgisiyle Çözüme Devam Ederek Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Sezgisel Bilgisini Kullanarak İlk Defa Çözme
Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisini Kullanarak İlk Defa Çözme
Lokal Stratejiler
Lokal Stratejileri
168
4.3. Üçüncü Araştırma Sorusuna İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Bu bölümde araştırmanın üçüncü alt problemi olan “Öğrencilerin açık uçlu soruları
çözerken kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler nelerdir?” sorusuna ait bulgular
sunulacaktır. Bu nedenle ilk olarak öğrencilerin çözüm sürecindeki kısmi zihinsel
işlemleri yürütmek için kullandıkları lokal stratejilere ilişkin bulgular örnekler halinde
aşağıda sunulmaktadır. Bu bölümde ikinci olarak öğrencilerin kullanmış oldukları
bütüncül stratejilere ilişkin bulgulara yer verilecektir. Bu süreçte, yukarıda öğrencilerin
KKKT’deki soruların çözümünde kullandıkları stratejiler tanımlandığından, açık uçlu
sorularda da benzer amaçla kullanılan stratejiler tekrar tanımlanmayacaktır. Bu
stratejilere ilişkin sadece örnekler verilecektir.
4.3.1. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları Lokal
Stratejilere İlişkin Bulgular
Araştırmada 17 öğrenci AUT’deki 6 soruyu çözdüğü için, bunları tek tek çözüm
süreçleri üzerinden sunmak çok fazla yer alacaktır. Bu nedenle öğrencilerin çözüm
sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için bilişsel ve üstbilişsel düzeyde
kullandıkları lokal stratejilere ilişkin bulgular örnekler halinde ayrı ayrı ele alınacaktır.
4.3.1.1. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Bilişsel Düzeyde
Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular
Aşağıda öğrencilerin AUT’deki soruları çözerken bilişsel düzeyde kullandıkları
lokal stratejiler örneklerle sunulmaktadır. Bu sunumda bir çözüm sürecinde birden fazla
strateji yer almakta ise, bu stratejiler aynı başlık altında tanımlanacaktır.
a. Okuyarak şekli takip etme, okuma hızını düşürme, problemi davranışlarına
yansıtma ve tekrar okuma stratejileri: Okuyarak şekli takip etme, problemi
davranışlarına yansıtma, okuma hızını düşürme ve tekrar okuma stratejilerine örnek
olarak aşağıda İrfan’ın AUT’deki 5. soruyu çözüm süreci verilmiştir.
169
İrfan: Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. (Tekrarladı.) Aynı büyüklükte büyüklükleri farklıymış. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. bloklar hareketsiz, (Şekli inceledi.), hareketli olan 3. blok sabit hızla hareket ediyor (Şekli inceledi.) ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür (Şekil inceleyerek.) Bunların hareketsiz kaldığı, (Açıklamayı tekrar okudu) 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği, 4. bloğun ise durgun halden harekete başladığı görülmüştür. Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme kuvvetlerini yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Sürtünme kuvvetleri şimdi bu sıfır olduğu için hareketsiz kalmıştır. Bu yani sürtünme kuvveti olsa da olmasa da hareketsiz kalır. O yüzden sürtünme kuvveti (Kuvvete zıt yönde ok çizdi.) Çünkü F1 eşittir sıfır (F1=0 yazdı.) Bu ortada yani (Ellerinin açıp iki yönü gösterdi.) burada F kuvveti olmadığı için sürtünme kuvvetinin olduğunu düşünemeyiz. 2’de de diyor hareketsiz kalmış. 2’de hareketsiz kaldığına göre bu tarafa gittiği için hareketsiz bırakan sürtünme kuvveti tam tersi yöndedir (Zıt yönde kuvvet çizdi.) Sürtünme kuvveti bu tarafa doğru olur yani zıt yönde olur. 3’de ne idi? (Açıklamaya bakarak) Sabit hızla, yani sabit hızla olduğuna göre cismin sürtünme kuvvetine ihtiyacı oluyor. Fakat Bunun zaten sıfırmış, sürtünme daha küçük oluyor, eşit oluyor (Ters yönde bir ok çizdi.) F sürtünme eşittir F’dir (Fs=F yazdı.) Sabit hızla hareket etmesinin sebebi ilk hızına sahip, ilk hızına sahip olduğu hızla devam eder, sürtünme kuvveti kuvvete eşit olduğunda yani. İlk hızıyla devam eder. (Açıklamaya bakarak) 4’de durgun halden harekete geçmiştir diyor. Durgun halden harekete geçtiğine göre sürtünme kuvveti yine zıt yönlü oluyor fakat kuvvetten daha küçük oluyor (Zıt yönde ok çizdi ve Fs<F yazdı.) Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe doğru sıralayınız? (Açıklamaya bakarak) Şimdi durgun halden harekete başladığı görülmüştür. Bu hareket etmemiş. Burada kuvvete eşit. F3= 10 dersek, F dört 20’den küçük oluyor haliyle (F4<20 yazdı.) Durgun halden harekete başladığına göre F dört 20’den küçüktür. F iki (Açıklamaya bakarak) hareketsiz kaldığı, deme ki F iki büyüktür 5’den. (F2>5 yazdı.) F1 için sıfırdır. (F1=0 yazdı.) 0, 10, 5’den büyük. (soruyu tekrarladı.) Büyükten küçüğe doğru sıralayınız. (açıklamayı tekrarladı) 3. bloğun sabit hızla hareket ediyor ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. (Geçti.)
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede ise İrfan ile araştırmacı arasında
aşağıda yer alan diyalog geçmiştir.
Sedat: 1 ve 2. cisimler hareketsiz kaldığı görülmektedir. 3. blok ise sabit hızla hareket ettiği, 4. bloğun ise harekete başladığı görülmektedir, bölümünü tekrar okudun. Neden?
170
İrfan: Hocam burada soruyu nasıl diyeyim? Soruyu tam anlamak için mesela. Burada birçok kutu var. Bunları anlamak zor oluyor. Tekrarladığımda daha iyi anlıyorum.
Sedat: Bunları tekrar okurken yavaşlayarak okudun. Neden? İrfan: Hocam şey işte, tam olarak anlamak için. Cismin sürtünme ile kuvvet
arasındaki bağlantıyı tam kavramak için nasıl diyeyim? Tam canlanması için.
Sedat: Birde el hareketleri yaptın. İşte bu tarafa çekiliyorsa derken elinle zıt yönü gösterdin.
İrfan: Hocam bu tarafa çekiliyorsa zıt yönde bir sürtünmenin etkidiğini göstermek için. Kafamda canlanması için.
Sedat: Peki bu kafanda olan şeklin bir etkisi mi bu? İrfan: Evet şeklin etkisi hocam. Ya da gördüğüm şekillerden dolayı hocam. Sedat: Peki bu sana sağlıyor. Yapıyor musun genellikle? İrfan: Yapıyorum. Şeklin canlanması soruyu daha iyi çözümemi sağlıyor.
Çözmem bakımından bana yardımcı oluyor. Şekil kafamda canlandığı zaman cismin ne tür hareket yaptığı hemen şey oluyor. Farkına varıyorum. Anladığımı anlıyorum.
Sedat: Yine açıklamayı okurken şekli takip ettin. İrfan: Bu şekil biraz karışıktı. Blok fazla olduğu için bunu yaptım yani. Daha iyi
anlamak için yani.
İrfan’ın AUT’deki 5. soruyu çözüm süreci, görüşmeden elde edilen veriler dikkate
alınarak incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı okurken şekli inceleyerek okuduğu
görülmüştür. Görüşmede ise İrfan açıklamayı şekil takip ederek okumasının temel
nedeni olarak sorunun çok karışık olduğunu, böyle okuduğunda soruyu daha iyi
anladığını belirtmiştir. İrfan soruyu anlamasını destekleyici olarak şekil takip ederek
soruyu okuması nedeniyle strateji “Okuyarak şekli takip etme (OŞTE)” olarak
isimlendirilmiş ve stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
İrfan açıklamayı okuduktan sonra kutuların hareket biçimlerini tekrar okumuştur.
Fakat bu okumasını okuma hızını yavaşlatarak yapmıştır. Görüşmede ise bu işlemine
ilişkin olarak İrfan, tekrar okumasının ve yavaşlayarak okumasının anlamasını
desteklediğini belirtmiştir. İrfan soruyu anlamasını desteklemek için soruyu tekrar
okuması ve okuma hızını düşürmesi nedeniyle stratejiler sırasıyla “Tekrar Okuma
(TO)” ve “Okuma Hızını Düşürme (OHD)” stratejisi olarak adlandırılmıştır. Ayrıca
İrfan, bu stratejileri, anlamasını desteklemek için kullandığından, bu stratejilerin bilişsel
düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
İrfan açıklamayı anladıktan sonra soru kökünü okumaya başlamıştır. Soru kökünü
okumasının ardından sezgisel bilgisini kullanarak herhangi bir kuvvet uygulanmayan 1.
171
bloktan soru cevaplamaya başlamıştır. Bu blok için bloğa diğer bloklarla aynı yönlü bir
sürtünme kuvveti çizmiş ve daha sonra kuvvetin sıfır olduğunu görmüştür. Bu nedenle
olayı tekrar gözünün önünde canlandırmak için eylemi davranışlarıyla göstermiştir.
Görüşmede bu işlemi olayı gözünün önünde canlandırmak için yaptığını belirtmiştir.
Sonuç olarak İrfan sorudaki eylemi gözünün önünde canlandırmak için davranışlarıyla
olayı göstermesi nedeniyle strateji “Problemi Davranışlarına Yansıtma (PDY)” olarak
tanımlanmıştır. Birey bu stratejiyi soruyu gözünün önünde canlandırmak için
kullandığından stratejinin bilişsel düzeyde olduğu tespit edilmiştir.
PDY, TO ve OŞTE stratejileri KKKT’deki olduğu gibi aynı amaçla kullanıldığından
bu stratejiler burada tekrar tanımlanmayacaktır. Sadece OHD stratejisi tanımlanacaktır.
OHD stratejisi araştırmada bireyin açıklama, soru kökü veya seçenekleri daha etkili bir
şekilde anlamak için bazı kelime veya kelime gruplarında okuma hızını düşürmesine
atıf edilmiştir.
b. Okuma sonrası şekli inceleme, zihinde canlandırma ve formül kullanma
stratejileri: Okuma sonrası şekli inceleme, zihinde canlandırma ve formül kullanma
stratejileri Seda’nın AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci üzerinden sunulacaktır. Bu
nedenle Seda’nın çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmeden elde edilen veriler
aşağıda sunulmaktadır.
Seda: (Şekli takip etmeden açıklamayı okudu.) Şekil-1a’da yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, (Altını çizerek) fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. (Şekili inceleyerek.) Şekle bakıyoruz. Plastik bilye, çelik bilye, Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz? Çelik bilye daha kısa sürede düşer. Plastik bilye daha kısa sürede düşer. Her iki bilyede aynı sürede düşerler. Bu cevaba nasıl ulaştık. Bu cevaba cisimlerin yere düşerken kütlelerinden bağımsız olarak hareket ettiklerini biliyoruz. Neydi bu formül? Bu formül V eşittir g çarpı t idi (V=g.t yazdı.). Aynı hacimli cisimler yere aynı sürede düşerler. Bu süre kütlelerinden bağımsızdır.
Sedat: Peki, çok önemli birşey soracağım sana, gözlemlerine dayalı cevapladın. Dedin ki kocaman kaya küçük bir taştan daha çabuk yere düşer dedin, gözlemlerine dayalı olarak sürtünmesiz bir ortamda. Ondan sonra bunu açıklarken, işte kocaman kaya daha ağırdır. Ufak taş daha hafiftir. Bundan dolayı daha çabuk düşer böyle mi açıklarsın yoksa formülleri mi kullanırsın?
172
Seda: Ben şimdi yere düşerken kütlesinin etkilemediğini biliyorum. Cisim yere düşerken yere düşmesini etkileyen şeylerin hava kuvveti olduğunu biliyorum. Yani cismin hacmi ne kadar büyükse cisme etkiyen hava sürtünme kuvveti o kadar büyük olacak ve o cisim o kadar erken ya da geç düşecek. Bunu biliyorum. O nedenle ağır cisim daha önce düşer demem yani. Ben burada kütlesi önemsizdir derim. Kütlesi neden önemsizdir sorusu geliyor. Bunu da formüllerle gösteririm. Bu soruda da öyle yaptım zaten.
Sedat: 4. soruda neden hayal edemedin de 1. soruda hayal edebildin? Seda: Ya tabiî ki bu şekli tahmin edemedim işte. Bakıyım nasıl bir şekilmiş
dedim. Ki onu hidrolik düzeneğin anlamı ne bilmiyorum. Eğer sorunun devamını okusaydım, aklımda hiçbirşey çağrışmayacaktı. Hidrolik düzenekten sonra şekle baktım. Ha tamam böyle birşeymiş dedim. Devam edeyim dedim. Şekli gördükten sonra. Mesela burada aşağıya doğru iniyor. Yukarı doğru fırlatılan plastik bir bilye, parça parça şekle bakma gereği duymuyorum. Çünkü ne yapıldığını biliyorum. Şekilde neler olabileceğini anlayabiliyorum. Bu yüzden devam ettim. Açıklamayı okudum. Daha sonra şekle baktım.
Sedat: Peki açıklamadan sonra, işte açıklamayı okudun. Şekil oturdu. Sonra şekle baktın. Kafanda oluşturduğun şekille bu sorudaki şekil tutuyor mu genellikle?
Seda: Tabiî ki farklarda olsa dahi tutuyor. Mesela fırlatılan plastik bilye derken ben bu şekilde değil de yatay olarak fırlatılan bir şekil olarak düşünmüştüm. Şekle bakınca ha tamam böyleymiş. O yüzden soruyu bu şekile göre çözeceğim diye düşündüm. Farkları oluyor tabiî ki de. Ortak kavramlar da oluyor yani.
Sedat: Peki açıklamadan sonra, işte açıklamayı okudun. Şekil oturdu. Sonra şekle baktın. Kafanda oluşturduğun şekille bu sorudaki şekil tutuyor mu genellikle?
Seda: Tabiî ki farklarda olsa dahi tutuyor. Mesela fırlatılan plastik bilye derken ben bu şekilde değil de yatay olarak fırlatılan bir şekil olarak düşünmüştüm. Şekle bakınca ha tamam böyleymiş. O yüzden soruyu bu şekile göre çözeceğim diye düşündüm. Farkları oluyor tabiî ki de.
Sedat: Bu belirttiklerin arasında bazı durumlarda açıklamayı okuduğunda bazı farklılıklar oluşabiliyor dedin. bunu düzeltmek zor olmuyor mu?
Seda: Ya şöyle birşey var. Mesela birşey biliyorsun. Ama bu emin olmadığın birşey. Çıkıp bir insan o şey yanlış, doğrusu bu diyor. Sen ona inanıyorsun. Onun gibi birşey yani. Ben böyle olduğunu düşündüm. Böyle olduğunu düşündüm ama kesinlikle bu değildir dedim. Sonra şekle baktım. Ha doğrusu buymuş dedim. Bu tamam.
Seda’nın AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan görüşmeden
elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin ilk olarak açıklamayı önemli ipuçlarının
altını çizerek okuduğu ve okumasının ardından şekli incelediği görülmektedir.
Görüşmede Seda soruyu okurken ilk başta palstik bilyenin yatay atılacağını zihninde
canlandırdığını, şekle baktığında ise dikey atış yapan bir bilyeyi zihninde
canlandırdığını belirtmiştir. Burada öğrencinin sorudaki olayı zihninde canlandırdığı ve
173
anlamasını desteklemek için soruyu okuduktan sonra şekil incelediği düşünülebilir. Bu
nedenle stratejiler sırasıyla “Zihinde Canlandırma (ZC)” ve “Okuma Sonrası Şekli
İnceleme (OSŞİ)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca birey bu stratejileri anlamasını
desteklemek için kullanması nedeniyle stratejilerin bilişsel düzeyde oldukları
düşünülmüştür. Seda açıklamayı anlamlandırmasının ardından soruyu okumuştur.
Beklentiyi anlamlandıran Seda, cevabına ulaşmak için teorik bilgisini kullanmış ve
V=g.t formülünden plastik ve çelik bilyenin aynı sürede yere düşeceklerini belirtmiştir.
Görüşmede de Seda soruyu okuduktan sonra, her ikisinin aynı sürede düşeceği yönünde
cevabını oluşturduğunu, bunu açıklamak için formül kullandığını belirtmiştir. Seda
çözüm sürecini yürütmek için formül kullanması nedeniyle strateji “Formül Kullanma
(FK)” olarak adlandırılmış ve bilişsel düzeyde bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
c. Verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını sesli tekrarlama ve
ipuçlarının altını çizme stratejileri: Yukarıda belirtilen stratejilere örnek olarak
aşağıda Şeyma’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci verilecektir.
Şeyma: Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sağa doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, Ne? ha sola doğru (Baştan tekrarladı) Aşağıdaki şekilde, (Altını çizerek) sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, (Altını çizerek) sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki (Altını çizerek) bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı FBA, ve arabanın kamyona uyguladığı FAB kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. (Soruyu tekrarladı.) Kamyonun arabaya uyguladığı FBA. FBA kamyonun arabaya uyguladığı. B’den A’ya çarptığı anda desek, FBA (Kamyonun üzerine ok çizerek yazdı, arabanın kamyona uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.)Bu tarafa FAB (Arabanın üzerine ok çizerek yazdı, kamyonun arabaya uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.) Çarpışma anında her bir aracın üzerine etkidiğini düşünerek 4. soruda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir? Bu birbirine eşit olabilir (C’yi işaretledi.). Ama (Açıklamayı okudu.) merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. (El hareketleriyle araçların hareketlerini gösterdi ve şekil üzerine arabaların çağrıştıkları konumları gösterecek şekilde şekil çizdi). Merkezi çarpışma diyor. (C’yi sildi.) Duruyor mu biri? Durma hakkında birşey söylemiyor. (Soru kökünü tekrarladı.) Büyüklükleri hakkında ne söylenebilir? Bu kamyonun kütlesi daha büyük olacak. 2m diyelim. Hızına da V diyelim. Bunun da m ve V diyelim. O zaman bunun uyguladığı kuvvet FAB>FBA’dan daha büyüktür (A’yı işaretledi.) Nasıl ulaştım?
174
Kamyonun kütlesi daha fazla olduğu için momentumu büyüktür. Örneğin Kamyon için PK=2mV, araba için PAR=mV’dir. buna 2P, buna P dersek, F.t=m.V, yani I=P’dir. Eğer bu 2P ise 2I’dır. onun için kamyon için bu yüzden kamyonun kuvveti daha büyüktür.
Sedat: Bir sonraki bölümü açalım. Kamyona uyguladığı dedin ve şekle baktın geri döndün soruya. Sonra işte sağa sola onların altını çizdin. Neden geri döndün?
Şeyma: O zamana kadar anlamamışım. Sedat: Anlamadığını nasıl fark ettin? Şeyma: İlk okuduğum esnada ikisinin de sağa hareket ettiğini söylemiştim ilk
başta. Bu nasıl oluyor bunlar birbirine doğru hareket etmiyorlar mı dedim. Yani hiçbirşey anlamadığımı fark ettim, sadece bir kelimeyi anlamışım. İyi de bunun daha öncesi nerede diye düşündüm hani. O öyle bir düşünce oluyor. Döndüm şekle baktım. Sonra tekrar baştan okudum. Başa dönünce, bir arabayı anlıyorum. İkisi de birbirine giden ama ne tarafa gidiyor hani. Çünkü ilk başta soruya bakmadım. Kafamda kurmaya çalıştım düzeneği. O yüzden geri döndüm ve sağa solanın altını çizdim.
Sedat: FAB eşittir FBA cevabına olabilir dedin. işaretledin. Ondan sonra… Şeyma: Dediğim gibi işte dedim ki kuvvet kütleden bağımsızdır. Şeyi
düşündüm işte küçük bir arabaya büyük bir kamyon çarpınca daha fazla hasar görür dedim hani. İlk başta eşit olabilir demiştim. Asıl tam sonuçlu çözmedim bazı soruları, sürtünme olabilir de olduğu gibi. Ama ondan sonra düşündüm böyle olduğunda araba daha fazla hasar görür. Onun için kamyon daha fazla kuvvet uygular diye düşündüm. Onun için A’yı işaretledim.
Sedat: Hatta döndün orada bunlar duruyor mu? dedin. Şeyma: Evet. Sonradan aklıma geldi işte kamyon daha ağır ve daha fazla kuvvet
uygulayacağı. Momentumdan yapmaya çalıştım. Açıklamamda 2mV, mV dedim ya hani, F çarpı t onu kullandım. Hani kuvvete bağlı olduğunu düşündüm. Hocam işte dedim ya, formül beni daha şey hissettiriyor, daha kesin sonuç yaptığıma inandırıyor bana. Bunun nedeni de şöyle mesela birinin mantığını anlamak çok zor gelebiliyor bazen. Birinin düşüncelerini anlamak çok zor gelebiliyor. O yüzden mantıksal değil de, biraz daha çözümsel.
Sedat: Şeyma 2. soruda açıklama kısmında bazı kelimelerin altını çizdin. Bundaki amacın ne?
Şeyma: Yani şey şöyle birşey. Yani daha dikkat mesela soruyu okuyorum. Bu soruyu mesela ilk başta çelik bilye bitirdim soruyu. Sonra baktım, daha önce falan filan diyor. Çelik bilye işte daha dikkatimi çekmek için, hani daha farkını anlamak için olabilir.
Sedat: Birde şeyme sorunun birinci basamağında işte arabanın kamyona uyguladığı FAB vekamyonun araba uyguladığı kuvvet FBA şeklinde tekrarladın. Neden?
Şeyma: Orada işte ne diyeyim, soruyu okuyorum ya anlıyorum. Ama öyle yaptığımda daha vurgulu oluyor. Nasıl söylesem? Daha iyi anladığımı hissediyorum.
Şeyma’nın soruyu çözüm sürecinde görüldüğü gibi, Şeyma açıklamayı okurken
anlamadığını fark etmiş ve kendi kendine “ne” sorusunu sormuştur. Sonra Şeyma
175
soruyu anlamak için tekrar okumuş ve bu esnada önemli ipuçlarının altını çizerek
dikkatini parça metin üzerine odaklamıştır. Şeyma soruyu anlamasını desteklemesi için
önemli ipuçlarının altını çizdiği için strateji “İpuçlarının Altını Çizme (İAÇ)” olarak
adlandırılmış ve bilişsel düzeyde olduğuna karar verilmiştir.
Açıklamayı okumasının ardından soru kökünü okumuş ve araçların birbirine
uyguladıkları kuvvetleri tekrarlamıştır. Görüşmede ise, Şeyma bunu yaptığında soruyu
daha iyi anladığını hissettiğini belirtmiştir. Birey ipuçlarını sesli olarak tekrarladığı için
strateji “İpuçlarını Sesli Tekrarlama (İST)” olarak tanımlanmış ve anlamayı
desteklemek için kullanıldığından bilişsel düzeyde olduğu kararlaştırılmıştır.
Soruyu okuduktan sonra Şeyma eylemi zihninde canlandırmış ve araba ve
kamyonun birbirilerine zıt yönde ve eşit büyüklükte kuvvet uygulayacaklarını
düşünmüştür. Bu cevabı vermesinin temel nedeni öğrencinin kuvvetin kütleden
bağımsız olmasını düşünmesidir. Fakat bu cevabı vermesinin ardından sezgisel bilgisi
temelinde bir kazada arabanın daha fazla hasar gördüğü, bu nedenle kamyonun daha
fazla kuvvet uygulaması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenle gözden kaçırdığı bir
nokta olup olmadığını gözden geçirmek için açıklamayı tekrar okumuştur. Bu esnada iki
aracın hareket yönlerini baz alacak şekilde ellerini hareket ettirmiş ve araçların
çarpıştıkları konumları temsil edecek şekilde, şekil üzerine tekrar şekil çizmiştir. Bu
okumasının ardından kendi kendine araçlardan biri duruyor mu? sorusunu sormuştur.
Çünkü görüşmeden elde edilen verilerde görüldüğü gibi o sıra Şeyma’nın aklına
momentum ve momentum formülündeki hız kavramı aklına gelmiştir. Birey zihinsel
işlemini yürütürken konuyla ilişkili olmamasına rağmen soruda beklenilmeyen
değişkenleri de düşünmüştür. Bu nedenle strateji “Verilenler Dışındaki Değişkenleri
Düşünme (VDDD)” olarak tanımlanmış ve bireyin çözüm sürecini yürütmek için bu
stratejiyi kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde bir strateji olduğu
düşünülmüştür.
d. Not alma, gruplama ve parça parça tanımlama stratejileri: Not alma,
gruplama ve parça parça tanımlama stratejileri Pelin’in 5. soruyu çözüm süreci
üzerinden açıklanacaktır. Bu sürecin ikinci basamağında ise görüşmeden bu stratejilere
ilşkin elde edilen veriler sunulacaktır.
Pelin: Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki
176
kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz kaldığı, (Şekli takip etti ve kenarına hareketsiz notunu aldı.), 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme kuvvetlerini yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Şimdi hareketsiz kaldığına göre buradan başlayım ben. 2. blokta hareketsiz kaldığı için sürtünme kuvveti 5N olacak. Dengelemiş hareketsiz kalmış (Kuvvetin zıt yönünde Fs=5N gösterdi.) 1. blok için. (Açıklamaya döndü.) Yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Ama burada hiçbir kuvvet uygulanmamış ki. Bu cisim sabit hızlı hareket ettiği için 10N’luk kuvvetin tersi yönünde bir sürtünme kuvveti uygulanır ve F3 küçüktür Fs’den. 2. blok durduğuna göre tersi yönünde olacak kuvvetin. Ama 3. blokta tersi yönünde olacak ama 10 N’dan küçük bir kuvvet olsun ki sabit hızla hareket etsin. F4’e geçtik. (Açıklamayı okudu.) Ve durgun halde olan 4. bloğun harekete başladığı görülmektedir. Bu da sabit hızla hareket etmiyor muydu? (Tekrar açıklamayı okudu.) Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz kaldığı, (Şekli takip etti ve kenarına hareketsiz notunu aldı.), 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. Bilmiyorum. Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe doğru sıralayınız? 4. blok durgunken harekete başlamış. Bunu durgun alamayız. Bunu es geçeceğim. F3>F2>F1’dir. dört hakkında birşey söyleyemeyecem. Sedat: Bu soruda sürtünme kuvvetlerini göstermeye 2. bloktan başladın. Pelin: Çünkü burada 1. bloğa uygulanan kuvvetin sıfır olmasından dolayı kafamı karıştırdı. 3’ten de başlayabilirdim de hani her ikisi de hareketsiz olduğu için grupladım kafamda şu ikisine ilk önce bakayım diye. Daha sonra 2. blok cevaplarken daha kolay geldi. Hani rakam var sonuçta. Ama burada hani bir dakika hareketsiz kaldığı diyor, kuvvet sıfır olduğu için Fs’de sıfır ki hareket etmesin. Bu sefer kafamı karıştıran birşey oldu. Açıklamada yatay sürtünmeli zemin diyordu. Ben böyle sıfır dersem zemin nasıl sürtünmeli olur diye düşündüm. Ondan dolayı 1. bloğu direk geçtim. Normal bir rakama geçtim. Ondan dolayı 2’den başladım.
Sedat: Açıklamada bazı blokların hareketsiz olduğunu belirttiği için açıklamada, blokları grupladım diyorsun. Peki ne zaman grupladın bunları?
Pelin: Direk açıklamada 1 ve 2 hareketsiz kaldığı dediği anda kafamda oluştu ve yazacaktım. Hatta yazdım galiba şunlar daha sonra oluştu. Ondan dolayı yani açıklamayı okurken.
Sedat: Her zaman yapar mısın bunu? Yani bunu dediğim basamaklar mısın soruyu?
Pelin: Evet daha kolay oluyor. Karışık olmuyor. Yani ama basamaklar mısın derken 1. ve 2. aynı konumda olduğu için, hareketsiz olduğu için bunların
177
ikisini grupladım. Yoksa bunları ikisi bunların ikisi diye ayırmadım. Bunları ikisi tek tek yani. Bunları ayrı ayrı yaptım.
Sedat: Şöyle bir yol izleyelim 2. soru ile 4. soruyu karşılaştırabilir misin? Mesela 2. soruda ne yaptın? Açıklamayı okudun. Şekle şöyle bir göz ucuyla baktın. Sonra soruyu okudun ve cevabını yaptın. 4. soruda ise açıklamayı okurken şekli takip ettin ve notlar aldın. Farkı ne?
Pelin: Bu biraz daha (2. soru için) kolay geldi. Biraz daha alıştığım bir soruydu. Ondan dolayı direk cevabını yazdım. Bu hiç görmediğim bir soru tipi. Zaten anlamakta zorlandım bundan dolayı. Ondan dolayı not almak zorunda kaldım. Şimdi burada (2. soruda) iki farklı büyüklük, iki farklı şekil vardı. Burada ise (4. soru) aynı şekil içindeler. Fakat kuvvetlerin büyüklükleri farklıydı. Hani bu yüzden dolayı burada (4. soru) daha çok dikkat ettim. Kuvvetleri farklı rakamsal bir işlem yapmam gerektiğini düşündüğüm için, oraya not aldım. Karıştırmamak için daha iyi anlamalıydım.
Pelin’in AUT’deki 5. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı
okurken şekli takip ettiği ve önemli noktaları not aldığı görülmektedir. Görüşmede ise
Pelin sorudaki önemli ipuçlarını şekil üzerine not almasının soruyu daha iyi anlamasını,
yani çözerken karıştırmamasını sağladığını belirtmiştir. Pelin soruyu daha iyi anlamak
için sorudaki önemli noktaları not aldığı için strateji “Not alma (NA)” olarak
adlandırılmasına ve bilişsel düzeyde bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
Açıklamayı okumasının ardından ne sorulduğunu anlamak için soruyu okumuş ve
sonrasında görüşmeden de anlaşılacağı gibi 1. ve 2. bloklar hareketsiz kaldığı için onları
gruplamıştır. 3 ve 4. blokları ise ayrı ayrı düşünmüştür. Bu nedenle cevaplama sürecine
1 ve 2. bloklardan başlamıştır. Fakat 1. blokta tereddütte kaldığı için emin olduğu 2.
bloktan başlamıştır. Pelin çözüm süreci öncesinde blokları hareketlerine göre grupladığı
için strateji “Gruplama (G)” olarak adlandırılmıştır. Pelin bu işlemi zihinsel
faaliyetlerini kolaylaştırmak için yaptığından stratejinin bilişsel düzeyde bir strateji
olduğu düşünülmüştür.
Pelin 2. blok için teorik bilgisini kullanarak doğru cevap verdikten sonra 1. bloğa
tekrar geri dönmüştür. 1. bloğa cevap verirken, cevabından emin olamadığı için gözden
birşeyler kaçırıp kaçırmadığını kontrol etmek için açıklamayı tekrar okumuştur. Bu
bloğa ilişkin cevabından emin olmadığı için 3. bloğa geçmiş ve 2. blokla karşılaştırarak
sezgisel bilgisini kullanmış ve cevabını vermiştir. 4. bloğun hareketini unuttuğu için
tekrar açıklamayı okumuş ve belleğinde 4. bloğa ilişkin bir canlandırma
yapamadığından cevabını vermemiştir. Pelin 3 ve 4. blokları gruplamaksızın ayrı ayrı
düşünerek bu bloklara uygulanan kuvvetleri tanımladığı için strateji “Parça Parça
Tanımlama (PPT)” olarak adlandırılmıştır. Pelin bu stratejiyi cevabını kontrol etmekten
178
ziyade çözüm basamaklarındaki işlemleri yürütmek için kullandığından, stratejinin
bilişsel düzeyde bir strateji olduğu kararlaştırılmıştır. Sonuç olarak PPT ve NA
stratejileri KKKT’de olduğu gibi benzer amaçlar için kullanıldığından bu stratejiler
burada tekrar tanımlanmayacaktır. Fakat G stratejisi KKKT’de olmadığından tanımı
aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.
G stratejisi araştırmada bireyin cevabı oluşturmak için soru kökünü okuyup soruyu
anlamlandırmasının ardından soruda verilenleri belirli niteliklerine göre
gruplandırmasıdır.
e. Kendi cümleleriyle ifade etme stratejisi: Aşağıda kendi cümleleriyle ifade etme
stratejisine ilişkin olarak Gökçen’in 1. soruyu çözüm süreci verilmiştir.
Gökçen: (Açıklamayı şekilden takip ederek okudu.) Şekil-1a’da (Altını çizerek) yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. (Şekli inceleyerek soruya geçti.) Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz? Plastik bilye yukarı doğru atılıyor. En tepeye çıktığında hızı sıfır oluyor. Bu buradayken çelik bilye serbest bırakılıyormuş. Tamam. Çelik bilye daha kısa sürede düşer. Plastik bilye daha kısa sürede düşer. Her iki bilye de aynı sürede düşerler. Çelik bilye daha kısa sürede düşer. Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız. Nedeni, çelik bilyenin kütlesi daha fazla ve mg ağırlığı daha fazla. Buna bağlı olarak hava sürtünmesi, hava sürtünmesini ihmal etmek gerekir mi? (Soruyu okudu.) Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz. Tamam hava sürtünmesi ihmal demiyor. Hava sürtünmesi çelik bilyeye plastik bilyeden daha az etki edecek ve süresi, düşme süresi daha kısa olacaktır.
Çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede ise kendi cümleleriyle ifade etme
stratejisine ilişkin olarak Gökçen aşağıda belirtilen ifadeleri belirtmiştir.
Sedat: İlk defa burada şekil üzerinde çalışarak soruyu kendi cümlelerinle ifade ettin. Neden?
Gökçen: Çünkü burada yükseklikler önemli. Burada tekrar o açıklamaya dönmek istemedim. Okuduğumda anladım. Yani soruya tekrar dönmemek amaçlı. Soruyu daha iyi anladım ve kolayca açıklamaya dönmeden cevapladım.
Gökçen’in AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan görüşmeden
elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı şekli takip ederek okuduğu ve
179
bu esnada önemli ipuçlarının altını çizdiği görülmektedir. Açıklamayı
anlamlandırmasının ardından soru kökünü okuduğu ve soruyu kendi cümleleriyle ifade
ederek anlamasını desteklediği görülmektedir. Görüşmede de Gökçen soruyu kendi
cümleleriyle tekrar betimleyerek daha iyi anladığını belirtmiştir. Öğrenci soru kökünü
etkili bir şekilde anlamlandırmak için sorudan anladığını kendi cümleleriyle ifade
etmesi nedeniyle strateji “Kendi Cümleleriyle İfade Etme (KCİ)” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru kökünden anlamlandırdığını sesli olarak
tekrarlaması nedeniyle, stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
f. Nedensel ilişkiler kurma stratejisi: Nedensel ilişkiler kurma stratejisi
Yasemin’in 5. soruyu çözüm süreci üzerinden açıklanacaktır. Bunun için ilk olarak
Yasemin’in çözüm süreci verilecek ve daha sonra da çözüm sürecine ilişkin yapılan
görüşmede stratejiye ilişkin Yasemin’in belirttiği görüşler sunulacaktır. Son bölümde
ise çözüm süreci betimlenerek strateji tanımlanacaktır.
Yasemin: Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz, (Şekle bakarak tekrarladı) 1 ve 2 hareketsiz kalıyor, (Şekli takip ederek) 3. bloğun sabit hızla hareket ediyor ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme kuvvetlerini yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz? (Açıklamaya dönerek) Şimdi 4. durgun halden harekete başladığına göre sürtünmeyi yenmiştir bu kuvvet. (Kutunun üzerine Fs4 yazarak yazarak çizdi.) Sürtünme kuvveti ters yönlüdür. (Açıklamaya dönerek) 1 ve 2 hareketsiz kalıyor. 3’de sabit hızla, sabit hızla ilerliyorsa, o zaman ivme sabit, aman (Kutunun yanına a=0, V=sbt yazdı.) ivme sıfır, v sabit. İvme sıfır V sabitse, sadece sürtünme kuvvetlerini ve yönlerini değil mi? Büyüklüklerini değil. O zaman 3’te de ters yöndedir (Fs3 yazıp ters yonde bir ok çizdi). (Açıklamaya dönerek okudu) 1 ve 2 hareketsiz kaldığına göre, buna (1 için) sürtünme kuvveti etki etmez. Zaten uygulanan kuvvette sıfır. (Kutunun kenarına Fs1=0 yazdı.) Buna da (2. için) kuvvetle aynı büyüklükte ters yönde bir kuvvet uygulanır. (Kutunun üzerine ters yönde bir ok çizdi ve Fs2 yazdı.) Hareketsiz kaldığına göre eşittir. Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe doğru sıralayınız? Bir kere Fs4 daha büyüktür. Çünkü F4 20 N bunu yenmiştir. (Fs4> yazdı.) F3 10 N ve sabit hızla hareket ediyorsa Fs3, Fs4’ten küçüktür. (Fs4>Fs3
180
yazdı.) 1. kutuya kuvvet etmediği için, Fs1 sıfırdır. Bu nedenle Fs4>Fs3>Fs2>Fs1’dir. Çünkü 4. blok harekete başlıyorsa F4 kuvveti Fs4 sürtünmesini yenmiştir. (Açıklamaya dönerek) 3. blok sabit hızla hareket ettiğine göre, Fs3, F3 kuvvetini yenmiştir. Fakat sabit hızla hareket eder. (Açıklamaya dönerek) 1 ve 2. bloklar hareketsiz kalıyorlarsa, zaten 1. blokta F1 kuvveti sıfırmış. Kuvvet uygulanmamış. Bu nedenle Fs1’de yoktur. Çünkü negatif işte yapmamış. 2. bloğa gelirsek 2. blokta hareketsiz kaldığına göre, F2’ye eşittir Fs2. (F2=Fs2 olmalıdır. Hareketsiz kalıyorsa yazdı.)
Sedat: Üçüncü bloğu cevapladın. İkinci bloğun cevabı oluşmuyor mu zihninde? Yasemin: Ama farklı şeylerden bahsediyorlar o yüzden döndüm. Hani aynı şeyi
söyleseydi, tamamdır diyecektim. Çünkü bunda öyle düşündüysem, bunda da o mantıkla düşünebilirim diye. Ya aslında biri sabit hızlıysa, kuvvetler eşittir. Diğeri hareketsizse, kuvvet küçüktür. Aslında birbiriyle ilişkilendirdim. Çünkü mesela dedim ki, bu harekete başlıyorsa, 3 sabitse, işte bu harekete başlıyorsa ve bu sabit hızlı ise, bu F4 daha büyüktür bu nedenle F3’ten falan. İşte öyle ilişkilendirdim.
Yasemin’nin çözüm sürecine bakıldığında, öğrencinin açıklamayı okurken şekli
takip ettiği ve önemli noktaları sesli olarak tekrarladığı görülmektedir. Yasemin
açıklamayı okumasının ardından devamlı soru köküne dönerek bloklara uygulanan
kuvvetleri çizmiştir. Sürtünme kuvvetlerini sıralaması beklenen sorunun ikinci
bölümünde ise soruyu anlamak için okumuş ve teorik bilgisini kullanarak 4. bloktan
cevaplamaya başlamıştır. Öğrenci blokların hareketlerini dikkate alarak uygulanan
kuvvetler ile sürtünme kuvvetlerini karşılaştırararak cevabını vermiştir.
Karşılaştırmanın yanında sürtünme kuvvetlerini büyüklüklerine göre sıralarken bloklara
uygulanan kuvvetlerin büyüklüklerini karşılaştırarak aralarında nedensel ilişkiler
kurmuştur.
Çözüm sürecinde öğrenci, soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından çözümünü
etkili bir şekilde yürütmek için bloklara uygulanan sürtünme kuvvetlerini büyükten
küçüğe doğru sıralarken, bloklara uygulanan kuvvetlerin büyüklüklerini karşılaştırarak
aralarında nedensel ilişkiler kurması nedeniyle strateji “Nedensel İlişkiler Kurma
(NİK)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrenci bu stratejiyi soru çözümünü etkili bir
şekilde yürütmek için bloklara uygulanan sürtünme kuvvetleri arasında nedensel
ilişkiler kurması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Sonuç olarak NİK stratejisi araştırmada bireyin cevabını oluşturması esnasında
verilen durumlar ve olgular arasında nedensel ilişkiler kurmasına atıf edilmiştir.
181
h. Bütüncül tanımlama stratejisi: Bütüncül tanımlanma stratejisine örnek olarak
aşağıda Tuğba’nın altıncı sorudaki çözüm süreci verilmiştir.
Tuğba: (Şekli takip ederek okudu.) Şekil-1’de yukarı doğru bir (Yuvarlak içine alarak) V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. (Şekli inceleyerek soruya geçti.) Şekil-1’deki yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bilyeye A, B ve C noktalarında etkiyen bileşke kuvvetleri, aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz demiş. (Altını çizerek) Hava sürtünmesi ihmal. Hepsinde mg var. (A, B, C noktalarına aşağıya doğru birer ok çizip mg yazdı.) B noktasında V eşittir sıfır. (V=0 yazdı.) Bileşke kuvvetler demiş. Tamam.
Tuğba’nın AUT’deki 6. soruyu çözüm sürecinden elde edilen veriler incelendiğinde,
öğrencinin açıklamayı okurken şekli takip ettiği ve önemli noktaları yuvarlak içine
aldığı veya altını çizdiği görülmektedir. Tuğba açıklamayı okumasının ardından ne
sorulduğunu anlamak için soruyu okumuş ve cevabını oluşturmak için teorik bilgisini
kullanmıştır. Tuğba çözümünde, misketin hareketi boyunca A, B ve C noktalarında
uygulanan kuvvetleri ayrı ayrı tanımlamak yerine, hareketi bir bütün olarak görüp her
noktada miskete yerçekimi kuvvetinin uygulandığını belirttiği görülmektedir. Çözüm
sürecinde Tuğba çözümünü etkili bir şekilde yürütmek için misketin hareketini parça
parça görmek yerine bir bütün olarak görüp, cevabını vermesi nedeniyle strateji
“Bütüncül Tanımlama (BT)” olarak tanımlanmıştır. Tuğba bu stratejiyi, soru çözümünü
etkili bir şekilde yürütmek için sistemi bir bütün halinde görerek cevabı vermesi
nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
i. Şekil çizme stratejisi: Meryem’in 1. soruyu çözüm süreci şekil çizme stratejisine
örnek olarak aşağıda sunulmaktadır.
Meryem: (Açıklamayı şekilden takip ederek okudu.) Şekil-1a’da yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat (Altını çizerek.) çelik bilye daha ağırdır. Eğer bu daha ağırsa. Ha, bu hmax’a çıktığında bu bırakılıyor. (Şekil çizdi) Bunlar aynı sürede düşerler. Çünkü h eşittir ½ g t kare (h=1/2gt2 yazdı.). Burada da yine kütlelerinin bir önemi yok. Çünkü serbest düşmede etkilemiyor. Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz? Burada düşünmüştüm. Yere düşme süreleri aynıdır (C’yi işaretledi.). Tabi pardon, plastik bilye yukarı çıkacak ondan sonra yere düşecek. İki katıdır. Plastik bilye daha kısa sürede düşer. Hayır çelik bilye daha kısa sürede
182
düşer (A’yı işaretledi.). Çünkü bu t sürede aşağıya düşerse, bu t sürede yukarı çıkacak sonra t sürede aşağıya düşecek. Cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız. Serbest düşmede süreye etkiyen, yükseklik ve yer çekimi. Aynı yer çekimi ivmesine sahipler ve yükseklikleri de aynı. Bu yukarıdan serbest düşmeye bırakılıyor ve t sürede düşüyor. Ama bu t sürede yukarı çıkacak ve t sürede aşağıya inecek. Yani 2t süre hareket etmiş olacak. Bu yüzden çelik bilye daha kısa sürede düşer.
Sedat: 1. soruda şekil çizdin ve şekil üzerinde çalıştın. Burada şekil üzerinde çalışmanın nedeni ne idi? Hep şekil üzerinde çalışır mısın?
Meryem: Şekil üzerinde genelde çalışırım. Dediğim gibi soruda olanlar şekil üzerinde görülüyor. Bir soruyu şekil üzerinde yorumlayıp hani, soruyu daha net görebilirim diye düşünüyorum, anlıyorum. O yüzden hep şekil üzerinde çalışırım.
Meryem AUT’deki 1. soruyu çözüm sürecinde, ilk olarak şekli takip ederek
açıklamayı okumuştur. Ayrıca Meryem soruyu okurken önemli ipuçlarının altını çizmiş
ve bu esnada bilyeleri ve hareketlerini temsil eden bir şekil de çizmiştir. Yapılan
görüşmede ise niçin şekil çizdiğine ilişkin olarak Meryem soruyu daha iyi anlamak için
bu işlemi yaptığını belirtmiştir. Bu noktada Meryem soru kökünü okurken soruda
nesneler ve bu nesnelerin eylemlerini daha etkili bir şekilde görmek ve anlamak için
sorudaki önemli ipuçlarını tekrarlayarak şekil çizdiği için strateji “Şekil Çizme (ŞÇ)”
olarak tanımlanmış ve bilişsel düzeyde bir strateji olarak nitelendirilmiştir.
j. Denklem kurma stratejisi: Denklem kurma stratejisine örnek olarak seçilen
Neslihan’ın 1. soruyu çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Neslihan: (Açıklamayı şekilden takip ederek okudu.) Şekil-1a’da yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan (Şekle baktı ve açıklamayı tekrarladı.) Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. (Şekli inceleyerek soruya geçti.) Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz? Çelik bilye, daha kısa sürede düşer. Plastik bilye daha kısa süre düşer. Her ikisi de aynı sürede düşerler. (C’yi işaretledi.) Plastik bilyenin kütlesi m olsun. (m=plastik bilye yazdı.) Çelik bilyenin kütlesi 2m olsun. (2m=çelik bilye yazdı.) Bunun (plastik bilye için) sahip olduğu enerji mgh’tır. Bunun (çelik bilye için) sahip olduğu energi 2mgh. 2mgh’ı kinetik enerjiye çevireceğiz ½ 2m V’2’ye (2mg=1/2mV’2 yazdı.) 2m’ler gider. Buradan V’2 eşittir 2gh’dır (V’2=2gh yazdı.) Plastik bilyede
183
de mgh kinetik enerjiye çevirecektir ½ mV2’ye (mgh=1/2mV2 yazdı.) m’leri götürürsek, V2 eşittir 2gh’dır (V2=2gh yazdı.) Buradan V’ ile V’nin birbirine eşit olduğunu görüyoruz. Bu yüzden hız eşit olunca X eşittir Vt’den, h eşit Vt’den t’ler de eşittir.
Sedat: Denklem kurman ne işine yarıyor? Neslihan: Kütleden bağımsız olduğunu hani m’ler birbirini götürüyor sonuçta
fizikte hiçbir enerji yok olmaz, yoktan var olmaz birşeylere dönüşecek. Birşeylere dönüşecekse kütle ikisinde de var potansiyel enerjide de var kinetik enerjide de. O yüzden kütleden bağımsızdır. Bunu görmemi sağlıyor.
Neslihan’ın AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci ve çözüm sonrası yapılan
görüşmeden elde edilen veriler incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı anlamlandırmak
için şekli takip ederek okuduğu görülmektedir. Neslihan bu okuma sonrasında şekli
zihninde canlandırmış ve bilyelerin aynı sürede düşeceklerini düşünmüştür. Bu cevabı
açıklamak için ise enerji korunumu yasasını kullanarak denklem kurmuştur. Neslihan
denklem kurarak zihinsel işlemlerini yürütüp cevabına ulaştığı için strateji “Denklem
Kurma (DK)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi çözümündeki kısmi
zihinsel işlemleri için kullanması nedeniyle stratejinin bilişsel düzeyde lokal bir strateji
olduğuna karar verilmiştir.
Buraya kadar öğrencilerin AUT’deki soruların çözümünde bilişsel düzeyde
kullandıkları lokal stratejiler tanımlanmıştır. Bir sonraki bölümde ise öğrencilerin
AUT’deki soruların çözümünde üstbilişsel düzeyde kullandıkları stratejiler
tanımlanacaktır.
4.3.1.2. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Üstbilişsel Düzeyde
Kullandıkları Lokal Stratejilere İlişkin Bulgular
Bu bölümde öğrencilerin AUT’deki soruları çözerken üstbilişsel düzeyde
kullandıkları lokal stratejiler tanımlanacaktır. Bu tanımlamada üstbilişsel stratejileri
bilişsel stratejilerden ayırmak için Flavell (1979) ve Livingstone (1997) tarafından
sergilenen yaklaşım benimsenecektir. Araştırmacılara göre bilişsel ve üstbilişsel
stratejiler birbiri içine geçmiş bir yapıya sahiptirler ve bir strateji hem bilişsel hem de
üstbilişsel düzeyde kullanılmadır. Araştırmacılar bir stratejinin bilişsel mi yoksa
üstbilişsel mi olduğuna karar vermenin en önemli belirleyicisinin stratejinin kullanım
amacı olduğunu belirtmektedirler. Araştırmacılara göre eğer bir strateji çözümün
184
herhangi bir bölümündeki zihinsel işlemi yürütmek için kullanılıyorsa bilişsel
stratejidir. Eğer çözüm sürecini izlemek, kontrol etmek veya değerlendirmek için
kullanılıyorsa üstbilişsel stratejidir. Bu nedenle araştırmada öğrencilerin çözüm
süreçlerinin doğruluğunu veya gözden kaçırdıkları herhangi bir noktanın olup
olmadığını kontrol etmek için kullandıkları stratejiler üstbilişsel strateji olarak
tanımlanacaktır. Tanımlama sürecinde her bir strateji onlara verilen adların başlıkları
adı altında açıklanacaktır. Fakat bir öğrencinin çözüm sürecinde birden fazla üstbilişsel
strateji var ise bu stratejiler tek başlık altında sunulacaktır. KKKT’de bazı stratejileri
tanımlamıştık. Tekrar yapmamak için KKKT’de kullanım amacıyla benzer amaçla
stratejiler tanımlanmaksızın sadece betimlenecektir. KKKT’den farklı olarak sadece
AUT’de kullanılan stratejiler ise betimlenecek ve bu betimlemeye dayalı olarak
tanımlanacaklardır.
a. Denklem kurma, şekil çizme ve problemi davranışlarına yansıtma
stratejileri: Denklem kurma, şekil çizme ve problemi davranışlarına yansıtma
stratejilerinin tümü Şeyma’nın 2. soruyu çözüm sürecinde yer almaktadır. Bu nedenle
Şeyma’nın çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Şeyma: Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sağa doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, Ne? ha sola doğru (Baştan tekrarladı) Aşağıdaki şekilde, (Altını çizerek) sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, (Altını çizerek) sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki (Altını çizerek) bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı FBA ve arabanın kamyona uyguladığı FAB kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. (Soruyu tekrarladı.) Kamyonun arabaya uyguladığı FBA. FBA kamyonun arabaya uyguladığı. B’den A’ya çarptığı anda desek, FBA (Kamyonun üzerine ok çizerek yazdı, arabanın kamyona uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.) Bu tarafa FAB (Arabanın üzerine ok çizerek yazdı, kamyonun arabaya uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.). Çarpışma anında her bir aracın üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir? Bunlar birbirine eşit olabilir (C’yi işaretledi.). Ama (Açıklamayı okudu.) merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir (El hareketleriyle araçların hareketlerini gösterdi ve şekil üzerine arabaların çağrıştıkları konumları gösterecek şekilde yeni bir şekil çizdi). Merkezi çarpışma diyor. (C’yi sildi.) Duruyor mu biri? Durma hakkında birşey söylemiyor. (Soru kökünü tekrarladı.) Büyüklükleri hakkında ne
185
söylenebilir? Bu kamyonun kütlesi daha büyük olacak. 2m diyelim. Hızına da V diyelim. Bunun da m ve V diyelim. O zaman bunun uyguladığı kuvvet FAB>FBA’dan daha büyüktür (A’yı işaretledi.) Nasıl ulaştım? Kamyonun kütlesi daha fazla olduğu için momentumu büyüktür. Örneğin kamyon için PK=2mV, araba için PAR=mV’dir. Buna 2P, buna P dersek, F.t=m.V, yani I=P’dir. Eğer bu 2P ise 2I’dır. Onun için kamyonun kuvveti daha büyüktür.
Sedat: C’ye olabilir dedin. FAB eşittir FBA cevabına olabilir dedin. işaretledin. Ondan sonra…
Şeyma: Dediğim gibi işte dedim ki kuvvet kütleden bağımsızdır. Şeyi düşündüm işte küçük bir arabaya büyük bir kamyon çarpınca daha fazla hasar görür dedim hani. İlk başta eşit olabilir demiştim. Asıl tam sonuçlu çözmedim bazı soruları, sürtünme olabilir de olduğu gibi. Ama ondan sonra düşündüm böyle olduğunda araba daha fazla hasar görür. Onun için kamyon daha fazla kuvvet uygular diye düşündüm. Onun için A’yı işaretledim.
Sedat: Hatta döndün oraya şekil üzerine 2m, m yazdın. Şeyma: Evet. Sonradan aklıma geldi işte kamyonun daha ağır olacağını
düşündüm. Momentumdan yapmaya çalıştım. Açıklamamda 2mV, mV dedim ya hani, F çarpı t onu kullandım. Hani kuvvete bağlı olduğunu düşündüm. Hocam işte dedim ya, formül beni daha şey hissettiriyor, daha kesin sonuç yaptığıma inandırıyor bana. Bunun nedeni de şöyle mesela birinin mantığını anlamak çok zor gelebiliyor bazen. Birinin düşüncelerini anlamak çok zor gelebiliyor. O yüzden mantıksal değil de, biraz daha çözümsel.
Sedat: Açıklamayı okurkende el hareketleri yaptın. Şeyma: Orada işte tekrar soruya döndüm ki, gözden kaçırdığım birşeyler var
mı? diye. Bunu görmemi sağlamak içinde şekil çizdim ve ellerimi hareket ettirdim.
Şeyma’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmeden
elde edilen veriler incelendiğinde; öğrencinin açıklamayı okurken anlamadığını fark
ettiği ve kendi kendine ne sorusunu sorduğu görülmektedir. Bundan sonra Şeyma
soruyu tekrar okumuş ve bu esnada önemli ipuçlarının altını çizerek dikkatini parça
metin üzerine odaklamıştır. Şeyma tekrar okumasındaki amacının soru kökünü anlamak
olduğunu belirtmiştir. Açıklamayı okumasının ardından soru kökünü okumuş ve eylemi
belleğinde canlandırmıştır. Bu canlandırmasını teorik bilgisi temelinde yapmıştır. Bu
nedenle araba ile kamyonun birbirlerine zıt yönlü ve eşit büyüklükte kuvvetler
uygulayacağını düşünmüştür. Bu cevabı vermesinin temel nedeni kuvvetin kütleden
bağımsız olduğunu düşünmesidir. Fakat bu cevabı vermesinin ardından sezgisel bilgisi
temelinde kazada arabanın daha fazla hasar gördüğünü, bu nedenle kamyonun daha
fazla kuvvet uygulaması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenle gözden kaçırdığı bir
nokta olup olmadığını gözden geçirmek için açıklamayı tekrar okumuştur. Bu esnada iki
aracın hareket yönlerini baz alacak şekilde ellerini hareket ettirmiş ve araçların
186
çarpıştıkları konumları temsil edecek şekilde şekil üzerine yeni bir şekil çizmiştir.
Şeyma çözüm sürecinde gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını kontrol etmek
amacıyla soru kökündeki eylemi davranışlarıyla gösterdiği ve şekil çizdiği için
stratejiler sırasıyla “Problemi Davranışlarına Yansıtmak (PDY)” ve “Şekil Çizme (ŞÇ)”
olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejileri çözüm sürecinin doğruluğunu
gözden geçirmek ve gözden kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını kontrol etmek için
kullanması nedeniyle stratejilerin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar
verilmiştir.
Soru kökünü okuyup çözüme geri döndüğünde kendi kendine araçlardan biri
duruyor mu? sorusunu sormuştur. Bunu gözden geçirmek için soru kökünü tekrar
okumuştur. Sezgisel bilgisini kullanarak zihindeki canlandırmasını revize etmiş ve
arabanın daha fazla hasar görmesi nedeniyle kamyonun arabaya daha fazla kuvvet
uygulayacağı cevabını oluşturmuş ve cevabını kontrol etmek için ise itme momentum
değişimi denklemini kullanmıştır. Burada Şeyma cevabının doğruluğunu kontrol etmek
ve çözümünü değerlendirmek için denklem kurması nedeniyle strateji “Denklem Kurma
(DK)” olarak tanımlanmış ve stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna
karar verilmiştir.
Sonuç olarak DK stratejisi araştırmada bireyin soruyu okuyup anlamlandırmasının
ardından tahmini bir cevap oluşturmasına ve bu cevabı uygulaması esnasında veya
çözüm sonunda çözümünün doğruluğunu kontrol etmek amacıyla denklem kurmasına
atıf edilmiştir.
b. Formül kullanma stratejisi: Formül kullanma stratejisi Gökçen’in 2. soruyu
çözüm sürecinden elde edilen veriler dahilinde tanımlanacaktır. Gökçen’in 2. soruya
ilişkin çözüm süreci aşağıda yer almaktadır.
Gökçen: (Şekli takip ederek okudu.) Aşağıdaki şekilde, sağa doğru (Altını çizerek) sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile (Şekle baktı.), sola doğru (Altını çizerek) aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, (Altını çizerek) merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki (Altını çizerek) bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı FBA ve arabanın kamyona uyguladığı FAB kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Kamyonun arabaya uyguladığı kuvvet bu tarafa uygulanır FBA. (Ok çizerek yazdı.) Arabanın kamyona uyguladığı kuvvette bu tarafa FAB. Tamam.
187
Çarpışma anında her bir aracın üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir? Kamyonun kütlesinin daha büyüktür. F=m.a’dır. Ama ivmeleri? V eşittir a çarpı t’dir (V=a.t yazdı.). Aynı hızdalarmış. Çarpışma süreleri de aynıdır. O zaman ivmeleri de aynıdır. Kütlesi fazla olan daha fazla kuvvet uygular. Kamyonun kütlesinin daha büyük olduğundan FBA, FAB’dan daha büyük olur. Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız. F eşittir m çarpı a’dır (F=m.a yazdı.). Kamyonun kütlesi fazladır ama ivmeleri de önemli. V eşittir a çarpı t’dir (V=a.t yazdı.). Aynı hızda oldukları için ve çarpışma süreleri de aynı olduğundan a’ları aynıdır. Bunun için kamyonun kütlesi daha fazla olduğu için uyguladığı kuvvet daha fazladır.
Sedat: 2. soruda formül kullandın. Neden? Gökçen: Formülde mesela kuvvet ivme ile kütleye bağlıdır. F eşittir m çarpı a
formülünden çözdüğümü düşünün bir soruyu. Bu soruda formül benim her şeyi görmemi sağlıyor. Çünkü hem ivmeyi hem de kütleyi içeriyor. Onun için daha kolay bazı şeyleri görmemi sağlıyor. Mesela ivme artınca kuvvet de artar. Bunu akıldan yapmaya çalışsam net göremem. Ama formülde direk bu değişimleri görebiliyorum. Birde verdiğim cevabı oturtmamı sağlıyor. Yani aslında onaylamamı sağlıyor. Mesela aklımdan günlük hayattan bazı şeyleri aktarmaya çalışıyorum. Aktaracağım ama yani daha bilimsel aktarmak amaçlı kullanabiliyorum. Bir de kanıtlanmış şeyler bunlar. F eştir m çarpı a olsun. V eşittir a çarpı t olsun bunlar kanıtlanmış şeyler. Bunlarla daha iyi onaylamak için. Yani sorumun, yani cevabımın kafamdaki emin olmak amaçlı kullanıyorum.
Sedat: Kontrol amaçlı diyebilir miyiz buna? Gökçen: Evet kontrol amaçlı.
Gökçen’in AUT’deki 2. soruyu çözüm sürecine bakıldığında öğrencinin açıklamayı
şekli takip ederek ve önemli noktaların altını çizerek okuduğu görülmektedir. Gökçen
açıklamayı okumasının ardından sezgisel bilgisini kullanarak sorudaki olguyu zihninde
canlandırmıştır. Sorunun birinci basamağını okumasının ardından şekiller üzerinde
kuvvetleri göstermiştir. İkinci basamağını okumasının ardından ise sezgisel bilgisini
temel alarak kamyonun kütlesinin fazla olması nedeniyle kamyonun arabaya daha fazla
kuvvet uygulayacağını düşünmüştür. Gökçen’in cevabı sezgisel bilgi temelli olması
nedeniyle Gökçen cevabından emin değildir. Bu nedenle görüşmeden elde edilen
verilerde de görüldüğü gibi Gökçen formül kullanarak çözümünün doğruluğunu kontrol
etmeyi amaçlamıştır. Gökçen’in çözüm sürecinde çözümünün doğruluğunu kontrol
etmek ve değerlendirmek için formül kullanması nedeniyle strateji “Formül Kullanma
(FK)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi çözümünün doğruluğunu
kontrol etmek ve değerlendirmek için kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel
düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
188
c. Tekrar okuma ve okuma sonrası şekli inceleme stratejileri: Ebru’nun
AUT’deki çözüm süreci tekrar okuma ve okuma sonrası şekli inceleme stratejilerini
içermektedir. Bu bakımdan Ebru’nun belirtilen sorudaki çözüm sürecine aşağıda yer
verilmiştir.
Ebru: Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. (Tekrarladı.) Çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün (Altını çizerek) sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli inceledi ve soruyu tkerar okudu.) Tamam. Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. (Soru kökünü altını çizerek tekrarladı.) Çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri. (Şekili incelerek) Bunun bir ağırlığı var (Aşağıya doğru bir ok çizip mg yazdı.). g yer çekimi kuvveti. Şimdi (Açıklamaya bakarak) sürtünme yok. Tamam başka kuvvet yok. (Açıklamayı okudu.) Bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? g yer çekimi kuvveti sabit kuvvet. Ama sabit hız diyor. X eşittir V çarpı t’dir (X=V.t yazdı.). V sabit hızla hareket eden bir cisim aşağı doğru bir mg ağırlığı vardır. Etkiyen kuvvet g, yer çekimi kuvvetidir.
Sedat: Sonra 2. sayfaya geçersek, 2. sayfadaki soruda bazı kelimelerin altını çizdin yeniden. Bunun nedenini söyledin zaten. Sonra tekrar soruyu okudun. Soruda belli bir yere kadar geldin. Sonra soruyu baştan tekrar okudun. Bunun nedeni ne idi?
Ebru: Emin olmadığım için, hani burada diyor ya, etkiyen kuvvetleri, benim bir tane kuvvet geldi aklıma, işte yerçekimi kuvveti. Ama başka kuvvet var mıydı acaba dedim. Burada hani kuvvetler dediği için, ben bir kuvvet buldum. Acaba başka kuvvetler olabilir mi? Ben soruyu eksik mi okudum acaba diye onun için tekrar okudum. Onun için soruyu bir daha okuyayım, bir daha kontrol edeyim diye yani.
Sedat: Cevabın oluşmamış mıydı? Ebru: Oluşmuştu ama bir tane oluşmuştu. Bir tane oluşmuştu. Burada kuvvetler
deyince bir taneden fazla olduğunu kasdettiği için, hani belki dedim olabilir. Ama sonra yeniden kendi kararımda kaldım.
Sedat: Burada merak ettiğim nokta şu yani, cevabını mı kontrol ediyorsun burada?
Ebru: Hayır. Yok, aslında sormak istediği şey, ya nasıl söyleyeyim? Kuvvetler diyor ya hani, benim sorum eksik mi, verdiğim cevap diye. Hani burada bir tanesini buldum. Bundan eminim. Ama acaba başka cevaplar var mı diye. Ondan emin olamadım.
Sedat: Peki 2. soruda gitti mi gözüm şekle? Ebru: 2. soruda açıklamayı okuduktan sonra şekle baktım. Açıklamayı
okuduğumda birşeyler canlanmıştı kafamda. Ama şekle baktığımda şekille
189
karşılaştırdım. Bu şekil ne dedim, ya soruyu anlayamadım, ya da şekli. Sonra topun kenardan düşeceğini düşündüm ve cevapladım.
Ebru 2. soruda ilk olarak açıklamanın belli bir kısmını okumuş ve anlamadığını fark
ederek tekrar baştan açıklamayı okumuştur. Açıklamanın son kısmında ise önemli
ipuçlarının altını çizdiği ve açıklamayı okuduktan sonra şekille karşılaştırarak
açıklamadan anladığının doğruluğunu kontrol ettiği görülmektedir. Görüşmede de Ebru,
soruyu okuduktan sonra şekle bakarak sorudan anladığı ile şekli karşılaştırdığını ve
soruyu anlayıp anlamadığına karar verdiğini belirtmiştir. Sonuçta Ebru, soru kökü veya
açıklamadan anladığının doğruluğunu kontrol etmek için okuma sonrası şekli
incelemesi nedeniyle strateji “Okuma Sonrası Şekli İnceleme (OSŞİ)” olarak
tanımlanmış ve stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğu kararlaştırılmıştır.
Soruya geçtiğinde ise soruyu ilk okuduğu ve bu esnada bilyeye uygulanan
kuvvetlerden aklına sadece yerçekimi kuvvetinin geldiği görülmektedir. Fakat soruda
kuvvetler dediği için soruda gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını kontrol etmek
için soruyu tekrar okumuştur. Sonuç olarak çözüm sürecinde Ebru soru kökünü
anlamlandırmasının ardında sorudan anladığı yapıda gözden kaçırdığı birşeylerin olup
olmadığı kontrol etmek için soruyu tekrar okuması nedeniyle strateji “Tekrar Okuma
(TO)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi soru köküne ilişkin
anlamlandırmasının doğruluğunu kontrol etmek ve değerlendirmek için kullanması
nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
d. Okuyarak şekli takip etme stratejisi: Okuyarak şekli takip etme stratejisine
örnek olarak aşağıda İlknur’un 5. soruyu çözüm süreci verilmiştir.
İlknur: Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz, 3. bloğun sabit hızla hareket ediyor ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. (Şekle bir göz gezdirip) soruyu birkez daha okuyacağım. (Açıklamayı bir kez daha okudu.) (Şekili takip ederek açıklamayı okudu.) Yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz kaldığı, bunlar hareket etmiyor. 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği, bu hareket ediyor ama sabit hızla gitmiş (Bloğun yanına V=sabit notunu aldı.). Ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüş.
190
Soru: Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme kuvvetlerini yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Hareket etmeyen bloklarda kuvvetin sürtünme kuvvetlerini yenmemiş kabul ederiz. Buna zaten kuvvet uygulanmamış F1 sıfır demiş (1. blokta Fs göstermedi.). F2’de ise 5 N’luk kuvvet uygulanmış. Ama sürtünme kuvveti uygulanan kuvvetin ters yönündedir (Zıt yönde ok çizip Fs yazdı. 2. blokta). Hareket etmemiş demiş. Hareket edememesinin nedeni sürtünme kuvvetini yenememesidir. Bu nedenle sürtünme kuvveti F2’den daha büyüktür demektir. (Fs>F2 yazdı.) 3.’de de hareket etmiş ama sabit hızla hareket etmiş. Gene sürtünme kuvveti normal kuvvetin yönüne terstir. (Zıt yönde bir ok çizip Fs yazdı.) Burada sabit hızla hareket etmesinin sebebi sürtünme kuvvetinin uygulanmış olan 10 N’luk kuvvetine eşit olmasıdır. Eşit olduğu zaman herhangi bir ivme kazanamaz ve sabit hızla hareket eder. (Fs=F3 yazdı.) 4.’de ise (Açıklamaya baktı) harekete başlamış diyor. Bu da sürtünme kuvvetini yenmiş anlamına geliyor.(Zıt yönde bir ok çizip Fs yazdı) Yani burada F4 sürtünme kuvvetinden büyüktür diyebiliriz. Fakat bize hızı hakkında bilgi vermemiş. Sabit hızla yada arttırarak hareket ediyor dememiş. Bu yüzden eşitte olabilir sürtünme kuvvetine. (Fs≤F4 yazdı.) Soru: Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe doğru sıralayınız? F4’ü ben o zaman hareket etmiştir diyor. Büyük eşit olarak kabul ettim. F4’ü ben en büyük olarak kabul edebilirim. Ancak F3’e de eşit olabilir sabit hızla hareket etme olasılığını düşünerek. Ama şöyle 20 N uygulandığına göre bu F3’den büyüktür derim. Çünkü niye? 20 N 10 N’dan daha büyük olduğundan sabit hızla gitse bile daha büyük bir sabit hızla gitmiş olacak. Daha sonra F2, daha sonrada F1 derim. Ama sürtünme kuvvetlerini sıralamamı istemiş. O zaman sürtünme kuvvetlerini bunun tam tersi olarak sıralayabilirim. Çünkü hızlarını azaltan bunları sürtünme kuvvetleridir. Yani F1’e uygulanan kuvvet en büyük, sonra F2, sonra F3, sonrada F4’dür. (F1> F2> F3> F4 yazdı.) Cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız. Cevabımıza vektörel toplamdan ulaştık. Yani F kuvvetinin büyüklüğü sürtünme kuvvetinin büyüklüğünü yenerse, hızlanır. Eğer eşitse sabit hızla hareket eder. Eğer yenemezse hareketsiz kalır.
Sedat: Bariz olarak ne zaman yaptın biliyor musun bunu? 5. bölümde son bölümde açıklamayı okudun yukarıdaki açıklamayı. Ondan sonra dedin ki bir daha okuyacağım dedin. Bu okumanda şekli takip ederek okudun. Ve şeklin üzerine notlar aldın. Diğerlerinde ama açıklamayı okudun. Soruyu okudun ve şekle baktın.
İlknur: O zaman şöyle birşey olmuştu. 1. soruda açıklamayı okuduğum zaman şeklin nasıl birşey olduğunu tahmin etmiştim. O yüzden şekle bakmaya ihtiyaç hissetmedim. Ama bu az karşılaştığımız bir soru stili idi. Şekli aklıma getiremedim ve emin olamadım. Bu nedenle hem şekle bakarak açıklamayı takip ettim. Yani açıklamayı okudum ve anladığımı şekle bakarak karşılaştırdım. Böyle böyle okuyarak soru kafamda tam olarak oturdu.
191
İlknur’un AUT’deki 5. soruyu çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı
şekli inceleyerek okuduğu ve ardından soruyu okuyup anlamlandırdığı görülmektedir.
Görüşmeden elde edilen veriler incelenmdiğinde İlknur’un, açıklamayı daha etkili
anlamlandırmak ve okuduğu bölümden anladığını şekle bakarak kontrol etmek için,
okuma esnasında şekli takip ettiği görülmektedir. Çözüm sürecinde öğrencinin
açıklamadan anladığını gözden geçirmek ve gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını
kontrol etmek için açıklamayı şekli inceleyerek okuması nedeniyle strateji “Okuyarak
Şekli Takip Etme (OŞTE)” olarak tanımlanmış ve stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal
bir strateji olduğuna karar verilmiştir.
e. Sorunun beklentisini sorgulama, soru köküne dönme ve soru sorma
stratejileri: İrfan AUT’deki 4. soruyu çözüm sürecinde sorunun beklentisini sorgulama,
soru köküne dönme ve soru sorma stratejilerini kullanmıştır. Bu nedenle belirtilen
stratejilere örnek olarak seçilen İrfan’ın çözüm sürecine aşağıda yer verilmiştir.
İrfan: Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Tekrarladı.) Bütün sürtünmeler ihmal edilmiştir. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz, çelik bilye. (Şekil üzerinde çalıştı.) Çelik bilye buymuş. Platformda buymuş. Sabit hızla, sabit hızla dediği zaman hı. (Açıklamayı okudu.) Çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sabit hızla hareket etiğine göre bu aşağıya doğru, sabit hızla. (Soru kökünü okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine, hı ikisi birlikte hareket ediyor aşağıya doğru. Sabit hızla çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetler? (Elini aşağıya doğru çekerek) Aşağıya doğru indikçe, bir yer çekimi kuvveti var. (Biyenin platformun kenarına kadar gelip oradan düşeceğini düşünerek) Buradan düşerse, sürtünme kuvveti yok. (Soru kökünü okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Bir yer çekimi kuvveti var. Sürtünme yok. Yer çekiminin burada artması gerekiyor. (Soru kökünü okudu) İhmal ediniz. O zaman sürtünme yok. O zaman yukarı doğru kuvvet mi var? Sabit hızla demiş. (Açıklamayı şekilden takip ederek okudu.) Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki tüm sürtünmeleri ihmal ediniz (Altını çizdi.) Sürtünmeler yok. Tamam.
192
(Soruyu tekrar okudu.) Platform ile birlikte ikisi birlikte, sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Aşağıya doğru ağırlık var, yani aşağıya doğru mg’si var (Aşağıya doğru ok çizip mg yazdı.). Platformun uyguladığı bir kuvvet var mı? Bunu tam anlamadım ama. (Soruyu geçti.) Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Bu soruyu anlamadım o zaman birlikte mi hareket ediyor? Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği (Tekrarladı.) çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Tamam bütün sürtünmeler ihmal edilmiştir. (Şekli inceleyerek soruyu tekrar etti.) Platformla birlikte aşağıya doğru hareket eden çelik bir bilye hııı. Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Çelik bilye, bu böyle aşağıya doğru hareket ederse, çelik bilye de hareket eder. Çelik bilyenin uyguladığı kuvvet, sabit hız. Sürtünmeler sürtünme yok. Bu buna kuvvet uygularsa, bu da ona bir kuvvet uygular. Çelik bilyeye uygulanan kuvvetler? Sabit olduğundan dolayı ivmeleri sıfır olur. İkisi birlikte hareket ettikleri için ikisinin de ivmeleri eşit, sıfır olur. İvme sıfır net kuvvet sıfır olur. Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Hocam bu iki soruyu çözemedim.
Sedat: 5. soruda şekli inceledin. İrfan: Şekli aslında tam olarak anlamadım yani. Şekilde ikiside nasıl yorum
yapamadım yani. Sedat: Sonra açıklamayı okudun dönüp. İrfan: İlk başta açıklamayı okuduğumda bilyenin kenarından düştüğünü
düşündüm. Baktım ki yorum yapamıyorum. Onun için tekrar açıklamaya bakmak ihtiyacı hissettim.
Sedat: Şimdi şöyle söyleyeyim sana, ilk başta açıklamayı okuduğunda ne canlandı kafanda?
İrfan: Canlandı hocam. Sedat: Sonra şekle indin tutuyor muydu peki şekli? İrfan: Hocam yok tutmuyordu. Sedat: Sen nasıl birşey düşünmüştün? İrfan: Bu cisim sabitse çelik bilyenin aşağıya platfırmun kenarından düştüğünü
düşünmüştüm. Sedat: Peki İrfan, hangi soru sence en zordu? İrfan: Hocam mesela bu soru (4. soru) anlamadığım için zor geldi. Bu soru
derken şekil tam olarak çıkartamadığım için çözemedim yani. Sedat: Hangi soru en kolaydı? İrfan: En kolayda buydu (1. soru için). Sedat: Peki fark neydi aralarındaki? İrfan: Hocam mesela bu soruda okuduğum zaman direkman anladığım için.
Soruyu anladığımdan direk ikisinin aynı anda düşeceğini çözdüm yani. Bu
193
sorudaki şekli tam olarak anlamadığım için, hareket şekilini tamamen anlamadığım için çıkartamadım yani. Soruya iki sefer baktım. Yorumlamaya çalıştım. Bazı şeyleri dikkate alamadığım için birşey çağrıştırmadı. Sonra dönüp, dönüp şekili birşeye benzetmeye çalıştım. Tam anlamadığım için yapamayacağımın farkına vardım.
Sedat: Daha önce buna benzer bir soru çözmüş müydün? İrfan: Çözmüşümdür. Ama bilmiyorum hocam tam olarak hatırlamıyorum.
Büyük bir ihtimal çözmemişimdir.
İrfan’ın AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
açıklamayı şekli takip ederek okuduğu ve ardından soruyu okuduğu görülmektedir. Bu
esnada İrfan bilyenin platform üzerinde yuvarlanıp kenarından aşağıya doğru düştüğünü
düşünmüş ve buna göre belleğinde canlandırmasını yapmıştır. Soruyu okuduktan sonra
şekille canlandırmasını karşılaştırarak soruyu anlayıp anlamadığını değerlendirmiştir.
Canlandırmasıyla şekil birbirini tutmadığından gözden kaçırdığı bir nokta olup
olmadığını gözden geçirmek için soru köküne dönmüş ve bu esnada sorudaki eylemi
davranışlarıyla sergilemiştir. Ayrıca bu esnada verilen şekilden ayrı yeni bir şekil daha
çizmiştir. Fakat sorunun beklentisine tam olarak karar verememesi nedeniyle sezgisel
olarak oluşturduğu yapıyı sorgulamak için çözümü yürütmeye çalışmıştır. Aynı şekilde
Esra, soruya ilişkin bilgisi ve çözüm sürecinde izlediği yollar arasındaki ilişkiyi
aşağıdaki şekilde ifade etmiştir;
Esra: Soruya ilişkin bilgim olup olmasına göre soruyu cevaplayıp cevaplayamayacağıma karar veriyorum. Soruyu okumaya başlayınca birkaç saniye içinde olup bitiyor bu. Hani mesela bildiğim bir soru, çözdüğüm bir soru olursa, bildiğin soru oluyor genelde. Hiç karşılaşmadığın olunca bilmediğin oluyor. Hani bunu formülle yazayım öyle çözeyim diyorsun. Çözmüşlüğüme, duymuşluğuma, görmüşlüğüme bağlı olarak belirliyorsun bunu. Bu bir anda gerçekleşiyor fark edemiyorsun. Soruyu okumaya başladığın anda anlıyorsun bu soruyu çözebilir miyim, çözemez miyim diye. Eğer işte bakıyorsun yabancı bir soru, hani bir formül kullanıyım birşeyler çıkarırım. Bir bilgin yok ama bir kullanayım birşeyleri çıkarırım diye çözüme devam ediyorsun.
Buradan Esra’nın benzer sorulara ilişkin bilgisini transfer edecek düzeyde bilgiye
sahip değilse çözüm sürecinde birşeyler yakalarım diye sonraki basamaklara devam
ettiği görülmektedir. Çözüm sürecinde öğrencinin soru kökünden sezgisel olarak
oluşturduğu yapıdan emin olmaması nedeniyle sorunun ileri basamaklarına devam
ederek soruya ilişkin anladıklarını sorgulaması nedeniyle strateji “Sorunun beklentisini
sorgulama (SBS)” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca öğrencinin bu stratejiyi sorudan
aldığının doğruluğunu kontrol etmek veya gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını
194
değerlendirmek için kullanması nedeniyle stratejinin üstbilişsel düzeyde lokal bir
strateji olduğuna karar verilmiştir.
Soru kökünü okuduktan sonra bilye sabit hızla hareket ettiğinden dolayı, yukarı
doğru bilyeye uygulanan kuvvetin sürtünme kuvveti olabileceğini düşünmüş ve tekrar
soru köküne dönerek, hava sürtünmesi olup olmadığını kontrol etmiştir. İrfan gözden
kaçırdığı birşeylerin olup olmadığını kontrol etmek için soru köküne döndüğü için
strateji “Soru Köküne Dönme (SKD)” olarak tanımlanmış ve bu stratejinin üstbilişsel
düzeyde olduğu belirlenmiştir.
Hava sürtünmesinin olmadığını gören İrfan, tekrar çözüme dönmüş; yukarı doğru
olan kuvveti hatırlayabilmek için kendi kendine: “Yukarı doğru olan kuvvet?” sorusunu
sormuştur. İrfan çözüm sürecinde gözden kaçırdığı birşeyler olup olmadığını
sorgulamak için devamlı kendine soru sorması nedeniyle strateji “Soru Sorma” olarak
tanımlanmış ve kontrol amaçlı kullanılması nedeniyle üstbilişsel düzeyde bir strateji
olduğuna karar verilmiştir.
3. alt probleme ilişkin bulgularda buraya kadar öğrencilerin AUT’deki soruların
çözümünde bilişsel ve üstbilişsel düzeyde kullandıkları lokal stratejiler tanımlanmıştır.
3. alt probleme ilişkin veri analizleri sonucunda bireylerin lokal stratejilerden ipuçlarını
sesli tekrarlama, gruplama, nedensel ilişkiler kurma, parça parça tanımlama, bütüncül
tanımlama, ipuçlarının altını çizme, not alma, zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle
ifade etme, okuma hızını düşürme ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal
stratejilerini bilişsel düzeyde kullandıkları bulunmuştur. Üstbilişsel düzeyde ise soru
köküne dönme, soru sorma ve sorunun beklentisini sorgulama lokal stratejilerini
kullandıkları görülmüştür. Bunun yanı sıra öğrencilerin formül kullanma, şekil çizme,
tekrar okuma, problemi davranışlarına yansıtma, okuyarak şekli takip etme ve okuma
sonrası şekli inceleme lokal stratejilerini hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde
kullandıkları tespit edilmiştir. Bir sonraki bölümde ise öğrencilerin AUT’deki soruların
çözümünde kullandıkları bütüncül stratejiler tanımlanacaktır.
4.3.2. Öğrencilerin AUT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül
stratejilere ilişkin bulgular
Öğrencilerin AUT’deki soruları çözerken kullandıkları bütüncül stratejiler aşağıda
onlara verilen başlıklar altında sunulmaktadır. Sunumda her stratejiye ilişkin olan bir
195
çözüm süreci verilecek, fakat KKKT’de tanımlanan bütüncül stratejiler tekrardan
kaçınmak amacıyla tanımlanmayacaktır.
a. Teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Stratejinin temel özellikleri dikkate alınarak bu stratejiye uygun olduğu düşünülerek
seçilen Seda’nın AUT’deki 3. soruyu çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Seda: (Şekli takip etmeden soruyu okudu.) Aşağıdaki şekilde, birbirine paralel iki yolda aynı yönde hareket eden A ve B bilyelerinin 0,5 saniye aralıklarla konumlarının değişimleri görülmektedir. Bilyeler başlangıçta durgun haldedir. (Şekle bakarak) Şekilde gördüğümüz gibi. Yukarıdaki grafikte, A ve B bilyelerinin aynı hıza sahip oldukları an veya anlar var mıdır? (Dudaklarını büktü.) (Soruyu tekrarladı) Aynı hıza sahip oldukları an veya anlar? Bunun için konum zaman grafiğinden yola çıkarsak, hız eşittir yol bölü zamandı (h=yol/zaman yazdı) bilyelerin aldıkları zamanlara ve yollara bakarak, zamana oranladığımızda buradan hızını bulacağız. Bakıyoruz. (Şekle odaklandı.) 1. zaman aralığında 3 birim (A’nın 1. aralığı için). burada 3, 3, 3, 3, 3 birim. Hepsinde 3 birim yol almış. Burada 2 (B’nin 1. aralığı için), burada 1, 2, 3, 4, 5 (B’nin 2. aralığı için), burada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 (B’nin 3. aralığı için). Bilyemiz ilk altı zaman aralığında aynı miktarda yol almıştır. Aynı zamanda alınan yollar eşit olduğundan hızı da eşittir. Yani A aracı sabit hızla hareket etmiştir. Daha sonra 1. zaman aralığında 2 birim yol almıştır. Bu da yavaşladığı anlamına gelmektedir. Daha sonra 5 birim, ondan sonra 10 birim yol almıştır. Bunun da ivmeli hareket yaptığı ortaya çıkmaktadır bu durumda. Yani aynı hızda oldukları an veya anlar vardır. Cevabımız evet olacak. Hız eşittir yol bölü zamandan yola çıkarak, aynı zamanda eşit miktarda alınan yollar, bu aralıklarda hızın eşit olduğunu gösterir.
Sedat: 3. soruyu okuduğunda zihninde şekil oluştu mu peki? Seda: Şekil oluştu. Sedat: Şekil oluştu diyorsun. Onun için mi soruya geçtin? Seda: Soruyu şu yüzden geçtim. Şekil kafamda oluşmuştu ama sonuçta ben bu
sorunun cevabını bulmaya çalışıyorum. Bu yüzden şekle ne yönden yaklaşacağımı soru söylüyor bana zaten. Soruda da işte şey sormuş. Aynı hıza sahip oldukları an veya anlar var mıdır diye. Şekle baktığımda, zaman aralıklarına baktım. İşte zaman aralıklarında eşit yol aldıklarında aynı hıza sahiptir diye düşündüm. Yani önce soruyu okumam benim için daha mantıklı.
Sedat: Daha önceden buna benzer bir soru çözmüş müydün? Seda: Aslında bakarsanız ben bu soruyu daha öncede çözmüştüm. Şekil direk
aklımda. Onun için şekle hiç bakma gereği duymadım. Hani ne istediğini biliyordum benden. Çünkü şekil tam aklımdaydı. Aynı hıza sahip oldukları an veya anlar? Burada benim kullanmam gereken yol ve zaman var. Buradan yola çıkarak hız eşittir yol bölü zaman dedim ve zaten şekli biliyorum. Şekilde saydım yani. Çünkü şekil hiç incelemedim ben burada.
196
Sadece direk aralıkları saymaya başladım. Oradan yola çıkarak yaptım soruyu.
Seda’nın AUT’deki 3. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; Seda’nın önceden 3. soruya benzer sorular çözdüğünü ve
bunun kendisine soruya ve soruyu nasıl çözeceğine ilişkin bilgi sağladığını belirttiği
görülmektedir. Ayrıca Seda’nın sorunun çözümden elde edilen verilere bakıldığında
çözümünden emin olduğu ve sonucu kontrol etme ihtiyacı hissetmediği görülmektedir.
Seda’nın çözüm süreci incelendiğinde, öğrencinin açıklamayı okumasının ardından
daha önceden benzer bir soru çözmesi nedeniyle şekli zihninde canlandırdığı, bu
nedenle de şekli incelemeye ihtiyaç hissetmediği görülmektedir. Seda açıklamadaki
eylemi zihninde canlandırmasının ardından soru kökünü okuduğu ve ipuçlarını sesli
olarak tekrarladığı görülmektedir. Bu işlemden sonra Seda teorik bilgisine uygun olan
“yol=hız x zaman” formülünü kullanarak, şekildeki her aralıktaki hızları tanımlamıştır.
Ayrıca Seda’nın çözüm sürecini çok az adımda tamamladığı ve çözümdeki kısmi
zihinsel işlemleri yürütmede formül kullanma, ipuçlarını sesli tekrarlama, parça parça
tanımlama ve zihinde canlandırma lokal stratejilerini kullandığı görülmüştür. Seda’nın
bütün bu stratejileri bilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
Sonuçta öğrenci soruya ilişkin bilgiye sahip olması ve teorik bilgisini kullanarak
çözümü yapması nedeniyle strateji “Teorik Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere
Uygun Çözme (TPÇ)” olarak tanımlanmıştır.
b. Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisine örnek olarak
seçilen Esra’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci aşağıda verilmektedir.
Esra: Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. (Altını çizerek okudu.) Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Şekildeki otomobillerin (Altını çizerek okudu.) çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı FBA, ve arabanın kamyona uyguladığı FAB kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Kamyonun arabaya uyguladığı kuvvet bu tarafa uygulanır FBA. (Ok çizerek yazdı.) Arabanın kamyona uyguladığı kuvvette bu tarafa FAB. Çarpışma anında her bir aracın üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir?
197
FBA büyüktür FAB. Çünkü kamyonun kütlesi daha büyük, bu nedenle daha fazla kuvvet uygular.
Esra çözüm sğreci sonrasında yapılan görüşmede ise, çözüm sürecine ilişkin olarak
aşağıda belirtilen ifadeleri kullanmıştır.
Sedat: Mantığıma yatıyorsa formül kullanmam dedin. Mantık dediğin ne? Esra: Bilmem ne bileyim. Ya mesela şu soruda, sorunun ilk basamağında
kamyonlar, hani önceden de konuşmuştuk. Günlük hayatta mantığa yatıyor mu? Yatıyor. Formüle gerek yok o anlamda.
Sedat: Formül aklına geldi mi o soruda mesela? Esra: Yok hayır. Hiç gelmedi. İtme deseniz dahi o bile aklıma gelmedi. Bunun
formülü hiç gelmedi. Hani bir kaza anı, hasarlar, arabadaki hasar oradan. Bekli de günlük hayatta gördüğüm şeyler o yüzden öyle oldu bekli de.
Sedat: Soruyu okuduğundan itibaren şu soruda yaptığın şeyleri, aklına gelen şeyleri açıklar mısın?
Esra: Ha, bu soruyu okuduğumda ilk olarak şey dedim kendi kendime, soruyu nasıl çözmüştük aynısı dedim. Sonra sadece yönlerini gösterin demiş. Yine dedim kamyon ağırdır olan küçük arabalara olur. Onu çizdim gösterdim. Başka birşey yapma gereği hissetmedim. İşte şöyle geldi aslında, araba. İşte kaza geldi aklıma. Yani kamyonda pek bir zarar yok. Arabada çok zarar var. Demek ki daha çok kuvvet uyguluyor kamyon. O şekilde geldi. Soruyu ilk okuduğum anda direk o geldi zaten aklıma. Çizin falan denildiği yere gelene kadar, zaten dedim o büyüktür. Hiç şıklara bakmadım direk geldi.
Sedat: Çözmüştük dedin mi? Nerelere dikkat ederek çözmüştük diyorsun? Esra: Yani tanıdığım bir soru öyle diyeyim. Tanıdık bir soru öyle diyeyim. Sedat: Ben mesela seni gördüğümde esra gibi yanağında beni var. Gözleri aynı.
Bu esra derim. Burada neler varda sana tanıdık geliyor? Esra: Eee, işte kamyon, araba, uyguladıkları kuvvet, aslında çarpışma. Sadece
kamyon araba değil. Direk çarpışma bence. İki arabanın çarpışması öyle diyebilirim.
Esra’nın çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede önceden 2. soruya benzer
sorular çözdüğünü belirttiği görülmektedir. Esra, çözümde soruya ilişkin bilgisi
olmasına rağmen Esra’nın sezgisel bilgisini kullandığı da dikkati çekmektedir.
Esra’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
önemli ipuçlarının altını çizerek açıklamayı okuduğu ve ardından yorum yapmamasına
rağmen belleğinde bir kamyon ile arabanın kazasını canlandırdığı görülmektedir. Bu
canlandırmasının ardından Esra, sezgisel bilgisini kullanarak kamyon araba ile
çarpıştığında, kamyonun arabaya daha fazla kuvvet uygulaması nedeniyle arabanın daha
fazla hasar gördüğünü düşünmüştür. Daha sonra ise Esra soruyu önemli ipuçlarının
altını çizerek okumuş ve sezgisel bilgisi temelinde oluşturduğu canlandırmasına uygun
olarak araçların birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri şeklin üzerinde göstermiştir.
Sorunun ikinci basamağına geçtiğinde ise, soruyu okumuş ve sezgisel bilgisine dayalı
198
olarak kamyonun arabaya daha fazla kuvvet uygulayacağı yönünde oluşturmuş olduğu
cevabı yazmıştır. Esra’nın, bu soruyu önceden çözmüş olduğu problemlerin çözüm
yollarına göre sezgisel bilgisini kullanarak çözdüğü ve çözüm sürecindeki kısmi
zihinsel işlemleri yürütmede ipuçlarının altını çizme ve zihinde canlandırma lokal
stratejilerini kullandığı tespit edilmiştir. Öğrencinin bu stratejilerin her ikisini de bilişsel
düzeyde kullandığı görülmüştür.
Sonuçta öğrenci soruya ilişkin bilgiye sahip olması ve sezgisel bilgisini kullanarak
çözümü yapması nedeniyle strateji “Sezgisel Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere
Uygun Çözme (SPÇ)” olarak tanımlanmıştır.
c. Teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Aşağıda Gökçen’in AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci teorik bilgisini kullanarak az
bildiği problemlere uygun çözme bütüncül stratejisine örnek olarak verilmiştir.
Gökçen: (Şekli takip ederek okudu.) Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin, çelik bilye diyor (Şekle baktı.) hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki (Altını çizerek) bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen (Altını çizerek) kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Aşağıya doğru bir mg’si var (Aşağıya doğru bir ok çizip mg yazdı.) başka kuvvet? (Soruyu tekrarladı.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen (Altını çizerek) kuvvetleri. Yukarı doğru platformun uyguladığı tepki kuvveti var (Yukarı doğru bir ok çizip N yazdı.) Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? (ilk basamaktaki şekle bakarak) eşittir. (mg=N yazdı.) Aşağıya doğru sabit hızla hareket ediyorsa mg tepki kuvvetine eşit olmalıdır.
Sedat: 4. soruyu cevaplarken mg’yi yazdın ve kendi kendine başka kuvvet diye sordun ve açıklamayı okumaya yöneldin ve okudun. Neden?
Gökçen: mg’yi yazdım. Ama diğer kuvvetin yönünün ne olacağını kestiremedim. Tereddüte düştüm. Onun için kuvvetin sağa mı, sola mı veya yukarı mı olacağıyla ilgili bir sınırlandırmanın olup olmadığını öğrenmek için açıklamayı okuma ihtiyacı hissettim. Aslında cevap kafamda oluşmuştu. İşte yukarı doğru platformun uygulayacağı tepki kuvvetinin olduğunu ve bunun yukarı doğru olduğunu biliyordum. İşte bu cevabımın doğru olup olmadığını kontrol etmek için ben açıklamayı okudum. Açıklamayı okuduğumda aşağıya doğru sabit bir hızla hareket ettiğini gördüğümde ha tamam cevabım doğru. Sağa sola kuvvet yok dedim ve cevapladım.
199
Sedat: Önceden 4. soruya benzer bir soru çözdün mü? Gökçen: Benzer soru çözdüğümden tam emin değilim. Çözmüş olabilirim.
Gökçen’in AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; Gökçen’in önceden 4. soruya benzer sorular çözüp
çözmediğinden tam emin olmadığını belirttiği görülmektedir. Gökçen’in, çözümde
teorik bilgisini kullandığı ve teorik bilgisini transfer etmek için çeşitli işlemler yaptığı
görülmektedir.
Gökçen’in AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
açıklamayı şekli takip ederek ve önemli ipuçlarının altını çizerek okuduğu ve ardından
şekli incelemeden önemli ipuçlarının altını çizerek soruyu okuduğu görülmektedir.
Sorunun çözümüne geçtiğinde ise, Gökçen ilk olarak bilyenin aşağıya doğru bir
ağırlığının olduğunu belirtmiştir. Ardından ise diğer kuvveti tanımlayamamıştır. Bu
esnada kuvvetin yönünü hatırlayabilmek ve cevabını gözden geçirmek için kendine
kendine: “Başka kuvvet?” sorusunu sormuştur. Bu soruya cevap bulmak ve gözden
kaçırdığı bir nokta olup olmadığını kontrol etmek için soru köküne dönmüştür. Soru
kökünü tekrar okumuş ve bu esnada önemli ipuçlarının altını çizmiştir. Bu verileri
kullanarak Gökçen platformun tepki kuvvetini hatırlamış ve cevabını yazmıştır.
Sonuçta Gökçen benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar
soruya ilişkin bilgiye sahip olmaması ve teorik bilgisini kullanarak çözümü yapması
nedeniyle strateji “Teorik Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
(TAPÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyi yürütürken Gökçen’in ipuçlarının altını
çizme, soru köküne dönme, soru sorma ve okuyarak şekli takip etme lokal stratejilerini
kullandığı görülmüştür. Öğrencinin bu stratejilerden ipuçlarının altını çizme ve
okuyarak şekli takip etme lokal stratejilerini bilişsel, soru köküne dönme ve soru sorma
stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
d. Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi:
Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi Pelin’in 5.
soruyu çözüm süreci ve sonrasında yapılan görüşmeden edle edilen veriler dahilinde
tanımlanacaktır. Bu bakımdan aşağıda ilk olarak Pelin’in 5. sorudaki çözüm süreci ve
ardından görüşmeden elde edilen veriler sunulacaktır.
Pelin: Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki
200
kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz kaldığı, (Şekli takip etti ve kenarına hareketsiz notunu aldı.), 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme kuvvetlerini yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. Şimdi hareketsiz kaldığına göre buradan başlayım ben. 2. blokta hareketsiz kaldığı için sürtünme kuvveti 5 N olacak. Dengelemiş hareketsiz kalmış (Kuvvetin zıt yönünde Fs=5N gösterdi.) 1. blok için. (Açıklamaya döndü.) Yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Ama burada hiçbir kuvvet uygulanmamış ki. Bu cisim sabit hızlı hareket ettiği için 10 N’luk kuvvetin tersi yönünde bir sürtünme kuvveti uygulanır ve F3 küçüktür Fs’den. 2. blok durduğuna göre tersi yönde olacak kuvvetin. Ama 3. blokta tersi yönünde olacak ama 10 N’dan küçük bir kuvvet olsun ki sabit hızla hareket etsin. F4’e geçtik. (Açıklamayı okudu.) Ve durgun halde olan 4. bloğun harekete başladığı görülmektedir. Bu da sabit hızla hareket etmiyor muydu? (Tekrar açıklamayı okudu.) Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandığında 1. ve 2. blokların hareketsiz kaldığı, (Şekli takip etti ve kenarına hareketsiz notunu aldı.), 3. bloğun sabit hızla hareket ettiği ve durgun halde olan 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür. Bilmiyorum. Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe doğru sıralayınız? 4. blok durgunken harekete başlamış. Bunu durgun alamayız. Bunu es geçeceğim. F3>F2>F1’dir. Dört hakkında birşey söyleyemeyecem.
Sedat: Peki diğer sayfaya geçelim. Burada ilk önce açıklamayı okudun. Sonra soruyu okurken şekilden takip ettin. Arkadaki soruya geçersek, şekle bakarak açıklamayı okudun. Hatta notlar tuttun. Fark nede böyle farklı bir şekilde okudun? Şöyle bir yol izleyelim 4. soru ile bu soruyu karşılaştırabilir misin? Mesela soruda ne yaptın? Açıklamayı okudun. Şekle şöyle bir göz ucuyla baktın. Sonra soruyu okudun ve cevabını yaptın. Bunda ise açıklamayı okurken şekli takip ettin. Farkı ne?
Pelin: Bu biraz daha (4. soru için) kolay geldi. Biraz daha alıştığım bir soruydu. Ondan dolayı direk cevabını yazdım. Bu ise az karşılaştığım bir soru tipi. Zaten zorlandım bundan dolayı. Ondan dolayı not almak zorunda kaldım. Şimdi burada (4. soruda) iki farklı büyüklük, iki farklı şekil vardı. Burada ise (5. soruda) aynı şekil içindeler. Fakat kuvvetlerin büyüklükleri farklıydı. Hani bu yüzden dolayı burada (5. soru) daha çok dikkat ettim. Kuvvetleri farklı rakamsal bir işlem yapmam gerektiğini düşündüğüm için, oraya not aldım. Daha doğrusu daha fazla şekle baktım.
Sedat: Bu soruda sürtünme kuvvetlerini göstermeye 2. bloktan başladın. Pelin: Çünkü burada 1. bloğa uygulanan kuvvetin sıfır olmasından dolayı
kafamı karıştırdı. Şimdi gözümün önünde canlandırdım. İtme olmayınca nasıl sürtünme olacak diye düşündüm. 3’ten de başlayabilirdim de hani her ikisi de hareketsiz olduğu için grupladım kafamda şu ikisine ilk önce
201
bakayım diye. Daha sonra 2. bloğu cevaplarken daha kolay geldi. Hani rakam var sonuçta. Ama burada hani bir dakika hareketsiz kaldığı diyor, kuvvet sıfır olduğu için Fs’de sıfır ki hareket etmesin. Bu sefer kafamı karıştıran birşey oldu. Açıklamada yatay sürtünmeli zemin diyordu. Ben böyle sıfır dersem zemin nasıl sürtünmeli olur diye düşündüm. Ondan dolayı 1. bloğu direk geçtim. Normal bir rakama geçtim. Ondan dolayı 2’den başladım.
Sedat: Açıklamada bazı blokların hareketsiz olduğunu belirttiği için açıklamada, blokları grupladım diyorsun. Peki ne zaman grupladın bunları?
Pelin: Direk açıklamada 1 ve 2 hareketsiz kaldığı dediği anda kafamda oluştu ve yazacaktım. Hatta yazdım galiba şunlar daha sonra oluştu. Ondan dolayı yani açıklamayı okurken.
Sedat: Her zaman yapar mısın bunu? Yani bunu dediğim basamaklar mısın soruyu?
Pelin: Evet daha kolay oluyor. Karışık olmuyor. Yani ama basamaklar mısın derken 1. ve 2. aynı konumda olduğu için, hareketsiz olduğu için bunların ikisini grupladım. Yoksa bunları ikisi bunların ikisi diye ayırmadım. Bunları ikisi tek tek yani.
Sedat: 5. soruya benzer soru daha önce çözmüşmüydün? Pelin: Sürtünme ile ilgili çok soru çözdüm ama. Buna benzer değil. Pek
hatırlamıyorum. Pelin’in 5. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede önceden 5. soruya
benzer sorular çözmesine rağmen bu soru tipini tam olarak hatırlayamadığını belirttiği
görülmektedir. Pelin, çözümde sezgisel bilgisini kullanması ve benzer problemlerin
çözüm süreçlerini transfer edebilecek düzeyde soruya ilişkin bilgiye sahip olmaması
nedeniyle, çözümünden emin olmadığı, dolayısıyla çözümünü kontrol etmek için
üstbilişsel düzeyde lokal stratejiler kullandığı görülmüştür.
Pelin’in AUT’deki 5. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin açıklamayı
okurken şekli takip ettiği ve önemli noktaları not aldığı görülmektedir. Açıklamayı
okumasının ardından ne sorulduğunu anlamak için soruyu okumuş ve cevaplama
sürecine tereddütte kaldığı 1. bloktan değil de, emin olduğu 2. bloktan başlamıştır. 2.
blok için teorik bilgisini kullanarak doğru cevap verdikten sonra 1. bloğa tekrar geri
dönmüştür. 1. bloğa cevap verirken, cevabından emin olamadığı için gözden birşeyler
kaçırıp kaçırmadığını kontrol etmek için açıklamayı tekrar okumuştur. Bu bloğa ilişkin
cevabından emin olmadığı için 3. bloğa geçmiş ve 2. blokla karşılaştırarak sezgisel
bilgisini kullanmış ve cevabını vermiştir. 4. bloğun hareketini unuttuğu için tekrar
açıklamayı okumuş ve belleğinde 4. bloğa ilişkin bir canlandırma yapamadığıdan
cevabını verememiştir. Burada bireyin 1 ve 2. bloklar hareketsiz olmaları nedeniyle bir
grup, 3 ve 4. bloklar ise ayrı bir grup olacak şekilde grupladığı görülmektedir. Ayrıca
öğrenci sezgisel olarak cevaba yaklaşması nedeniyle durgun olanlara kuvvete zıt ve eşit
202
büyüklükte kuvvet uygulanacağını düşünmesine rağmen, sabit hızlı olan 3. blok için
kuvvetin sürtünme kuvvetinden daha büyük olduğunu düşünmüştür. Aynı şekilde 1.
bloğa da sürtünme kuvveti uygulanmayacağını düşünememiştir.
Sonuçta Pelin benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar soruya
ilişkin bilgiye sahip olmaması ve sezgisel bilgisini kullanarak çözümü yapması
nedeniyle strateji “Sezgisel Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
(SAPÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu strateji ile çerçevesini çizdiği çözüm sürecindeki
kısmi zihinsel işlemleri yürütürken Pelin’in gruplama, not alma, okuyarak şekli takip
etme, parça parça tanımlama, soru köküne dönme ve soru sorma lokal stratejilerini
kullandığı görülmüştür. Bu stratejilerden gruplama, not alma, okuyarak şekli takip etme
ve parça parça tanımlama stratejilerini bilişsel, soru köküne dönme ve soru sorma
stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
e. Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az
bildiği problemlere uygun çözme stratejisi: Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik
bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejisine örnek
olarak seçilen Seval’in 1. soruyu çözüm süreci aşağıda sunulmaktadır.
Seval: Şekil-1a’da yukarı doğru bir V0 hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. (Şekli inceledikten sonra soruya geçti.) Hı. Önce bir şekli inceleyeyim. Bu atılıyor. Bu buraya ulaştığında (hmax’a) bu bırakılıyor. (Açıklamaya bakarak) tamam. Soru: Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında ne söyleyebilirsiniz? Plastik bilye daha kısa sürede düşer.(Direk B’yi işaretledi.) Neden? O daha ağırdır çünkü. (Açıklamaya ve şekle bakarak) Bir dakika? Evet daha kısa sürede düşer. Plastik bilye daha ağır olduğundan daha önce düşer. Çünkü serbest düşme hareketi yapıyor. (Yazmayı bıraktı ve) Serbest düşmede h=1/2gt2’den, Ama nasıl olur ya? Hava sürtünmesini ihmal ediniz. (Dedi ve B seçeneğini ve açıklamasını sildi ve C’yi şaretledi.). Evet her ikisi de aynı sürede düşer. Çünkü hava sürtünmesi yok. Serbest düşme hareketi yapıyor h=1/2gt2.
Sedat: Şimdi geçelim bu soruya. Burada da soruyu okudun ve şekli inceledin hemen. Neden bunda şekli inceledin de diğerlerinde incelememiştin?
Seval: Evet. Burada çünkü buna bir bakayım dedim farklı birşey var mı diye. Tam soruyu okudum ama kaçırdığım birşey var mı diye tekrar bir baktım hani. Bilye ilk önce işte yukarı doğru atılıyor. Sonra bu plastik bilyede
203
aşağıya atılıyor, o yukarı çıkınca plastik bilyede aynı anda aşağıya doğru bırakılıyor. Hava sürtünmesi yok.
Sedat:Soruyu okudun. Direk cevabını verdin. İşte plastik bilye daha kısa sürede düşer dedin. Ceabını açıklamaya çalıştın. Ondan sonra açıklama yaparken soru köküne döndün ve serbest düşme yapar deyince, döndün h eşittir ½ g t kare dedin. Ve cevabını değiştirdin.
Seval: Çünkü şurayı okudum. Hava sürtünmesini ihmal ediniz orayı okudum. Ben onu bir önceki soruda düşündüm ama buradaki soruda düşünmedim. Burada tekrar döndüm soruya. Çünkü ağır olanın daha önce düşmesi gerektiği ile aynı zamanda düşerler arasında kalmıştım. Serbest düşme dedim. Sonra aklıma h eşittir ½ g t kare geldi. Dolayısıyla kütlelerin etki etmediğini düşündüm. O yüzdende eşittir dedim.
Sedat: Bol bol yapar mısın peki bunu? Seval: Her zaman değil. Yani emin olduğum sorularda geçerim. Okuyorum
sonuçta, eğer aklımda birşey kalmadıysa, her şeyi söylediysem direk yapıp geçiyorum. Yani bakıyorum mesela soruda birşey tek birşey sormuş mesela. Onu hemen yapıyorum. Ama birşeyden dolayı başka birşey sorunca, hani birbirleriyle karşılaştırmak gerektiğinde bir daha bakıyorum. Hani acaba başka birşeyde mi soruyor diye.
Sedat: Daha önceden bu soruya benzer soru çözdün mü? Seval: Tam olarak hatırlamıyorum ama çözmüş olabilirim.
Seval’in AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; öğrencinin önceden benzer sorular çözmüş olabileceğini,
fakat çözdüğünden emin olmadığını belirttiği görülmektedir. Seval’in soru çözümünde
ise sezgisel bilgisini kullanmasına rağmen teorik bilgisiyle cevaplama sürecine devam
ettiği görülmektedir.
Seval’in AUT’deki 1. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
açıklamayı okuduğu ve ardından sorudan anladığının doğruluğunu kontrol etmek için
şekli inceleyerek anladıklarını tekrar ettiği görülmektedir. Açıklamayı anladığına kanaat
getiren Seval, soruyu okumuş ve ilk olarak sezgisel bilgisini temel alarak ağır olan
bilyenin daha erken düşeceğini düşünmüştür. Fakat bu noktada verdiği cevaptan emin
olmadığı için cevabının doğruluğu kendi kendini sorgulayarak ve soru köküne dönerek
değerlendirmeye başlamıştır. Soru kökünde “serbest düşme” kavramı ve “h=1/2gt2”
formülünü çağrıştırmış ve bu formülü kullanarak cevabına ulaşmış ve kontrol etmiştir.
Sonuçta Seval benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar soruya
ilişkin bilgiye sahip olmaması ve sezgisel bilgisini kullanarak çözüme başlamasına
rağmen teorik bilgisini kullanarak çözüme devam etmesi nedeniyle strateji “Sezgisel
bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme (STAPÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyle çerçevesini çizdiği çözüm
sürecindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütürken Seval’in ipuçlarının altını çizme, kendi
204
cümleleriyle ifade etme, formül kullanma, soru köküne dönme, soru sorma ve okuma
sonrası şekli inceleme lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. Bireyin bu
stratejilerden kendi cümleleriyle ifade etme ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini
bilişsel; soru köküne dönme, soru sorma ve okuma sonrası şekli inceleme stratejilerini
üstbilişsel ve formül kullanma stratejisini ise hem bilişsel hem de üst bilişsel düzeyde
kullandığı tespit edilmiştir.
f. Teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az
bildiği problemlere uygun çözme stratejisi: Teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel
bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejisi
KKKT’deki soruların çözümünde yer almamaktadır. Bu nedenle belirtilen strateji bu
bölümde tanımlanacaktır. Strateji tanımlanmadan önce, bu stratejiye örnek olarak
seçilen Şeyma’nın 2. soruyu çözüm süreci sunulacaktır. Ardından çözüm sonrasında
yapılan görüşmeden elde edilen verilere yer verilecektir. Son bölümde ise verilerin
yorumlanmasıyla ulaşılan yargılar dahilinde strateji tanımlanacaktır.
Şeyma: Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sağa doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, Ne? ha sola doğru (Baştan tekrarladı) Aşağıdaki şekilde, (Altını çizerek) sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, (Altını çizerek) sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki (Altını çizerek) bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı FBA, ve arabanın kamyona uyguladığı FAB kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz. (Soruyu tekrarladı.) Kamyonun arabaya uyguladığı FBA. FBA kamyonun arabaya uyguladığı. B’den A’ya çarptığı anda desek, FBA (Kamyonun üzerine ok çizerek yazdı, arabanın kamyona uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.) Bu tarafa FAB (Arabanın üzerine ok çizerek yazdı, kamyonun arabaya uyguladığı kuvvet olarak gösterdi.) Çarpışma anında her bir aracın üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir? Bu birbirine eşit olabilir (C’yi işaretledi.). Ama (Açıklamayı okudu.) merkezi çarpışma yapmadan önceki konumları görülmektedir. Merkezi çarpışma diyor. (C’yi sildi.) Duruyor mu biri? Durma hakkında birşey söylemiyor. (Soru kökünü tekrarladı.) Büyüklükleri hakkında ne söylenebilir? Bu kamyonun kütlesi daha büyük olacak. 2m diyelim. Hızına da V diyelim. Bunun da m ve V diyelim. O zaman bunun uyguladığı kuvvet FAB>FBA’dan daha büyüktür (A’yı işaretledi.) Nasıl ulaştım? Kamyonun kütlesi daha fazla olduğu için momentumu büyüktür. Örneğin Kamyon için PK=2mV, araba için PAR=mV’dir. buna 2P, buna P dersek,
205
F.t=m.V, yani I=P’dir. Eğer bu 2P ise 2I’dır. onun için kamyon için bu yüzden kamyonun kuvveti daha büyüktür.
Sedat: Şekil çizdin. Bu şekil zihninde canlandırdığın şey mi? Şeyma: Kafamda canlandırdığım şeyi onu yansıtıyorum. Evet. Bu hızla hareket
ediyor. Buda hareket ediyor. Çarpıştıkları yer daha ortada bir yerde olmalıydı, aynı hızda dediği için. Bu ortaya çizmeye gerek yok. Direk çarptırdım yani. Tekrar iki arabayı çizmekten kaçındım.
Sedat: FAB eşittir FBA cevabına olabilir dedin ve işaretledin. Ondan sonra… Şeyma: Dediğim gibi işte dedim ki kuvvet kütleden bağımsızdır. Şeyi
düşündüm işte küçük bir arabaya büyük bir kamyon çarpınca daha fazla hasar görür dedim hani. İlk başta eşit olabilir demiştim. Asıl tam sonuçlu çözmedim bazı soruları, sürtünme olabilir de olduğu gibi. Ama ondan sonra düşündüm böyle olduğunda araba daha fazla hasar görür. Onun için kamyon daha fazla kuvvet uygular diye düşündüm. Onun için Kamyon daha fazla kuvvet uygulayacağı cevabını verdim.
Sedat: Hatta döndün oraya şekil üzerine 2m, m yazdın. Şeyma: Evet. Sonradan aklıma geldi işte kamyonun daha ağır olacağını
düşündüm. Momentumdan yapmaya çalıştım. Açıklamamda 2mV, mV dedim ya hani, F çarpı t onu kullandım. Hani kuvvete bağlı olduğunu düşündüm. Hocam işte dedim ya, formül beni daha şey hissettiriyor, daha kesin sonuç yaptığıma inandırıyor bana. Bunun nedeni de şöyle mesela birinin mantığını anlamak çok zor gelebiliyor bazen. Birinin düşüncelerini anlamak çok zor gelebiliyor. O yüzden mantıksal değil de, biraz daha çözümsel.
Sedat: 2. soruya benzer soru çözmüş müydün daha önceden? Şeyma: Benzer soru çözmüşümdür ama bu gibi değildi. Biraz değişi idi.
Şeyma’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; önceden 2. soruya benzer sorular çözmüş olabileceğini,
fakat tam benzeri olmadığını belirttiği görülmektedir.
Şeyma’nın AUT’deki 2. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
açıklamayı okurken anlamadığını fark ettiği ve kendi kendine “Ne?” sorusunu sorduğu
görülmektedir. Bundan sonra Şeyma, açıklamayı tekrar okumuş ve bu esnada önemli
ipuçlarının altını çizerek anlamlandırmasını desteklemiştir. Açıklamayı okumasının
ardından sorunun ilk basamağını okumuş ve teorik bilgisini kullanarak sorudaki eylemi
belleğinde canlandırmıştır. Bu basamakta araçların birbirlerine zıt yönlü kuvvet
uygulayacaklarını belirtmiştir. Sorunun ikinci basamağına geçtiğinde ise, soruyu
okumuş ve ilk olarak araba ile kamyonun birbirlerine eşit büyüklükte kuvvet
uygulayacağı cevabını vermiştir. Bu cevabı vermesinin temel nedeni öğrencinin
kuvvetin kütleden bağımsız olmasını düşünmesiydi. Fakat bu cevabı vermesinin
ardından sezgisel bilgisi temelinde bir kazada arabanın daha fazla hasar gördüğü, bu
nedenle kamyonun arabaya daha fazla kuvvet uygulaması gerektiğini düşünmüştür. Bu
nedenle gözden kaçırdığı bir nokta olup olmadığını gözden geçirmek için açıklamayı
206
tekrar okumuştur. Bu okumasının ardından kendi kendine araçlardan biri duruyor mu?
sorusunu sormuştur. Bunu gözden geçirmek için soru kökünü tekrar okumuştur.
Sezgisel bilgisini kullanarak zihindeki canlandırmasını revize etmiş ve arabanın daha
fazla hasar görmesi nedeniyle kamyonun arabaya daha fazla kuvvet uygulayacağı
cevabını oluşturmuştur. Cevabını kontrol etmek için ise itme ve momentum değişimi
denklemini kullanmıştır.
Sonuçta Şeyma benzer problemlerin çözüm süreçlerini transfer edecek kadar soruya
ilişkin bilgiye sahip olmaması ve teorik bilgisini kullanarak çözüme başlamasına
rağmen sezgisel bilgisini kullanarak çözüme devam etmesi nedeniyle strateji “Teorik
bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme (TSAPÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyle çerçevesini çizdiği
çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütürken Şeyma’nın tekrar okuma, zihinde
canlandırma, ipuçlarının altını çizme, soru köküne dönme, verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, formül kullanma, problemi davranışlarına yansıtma, denklem
kurma, şekil çizme, not alma ve soru sorma lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir.
Bu stratejilerden ipuçlarının altını çizme, not alma, tekrar okuma, zihinde canlandırma
ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme stratejilerini bilişsel, şekil çizme, soru
köküne dönme, soru sorma, denklem kurma, problemi davranışlarına yansıtma ve
formül kullanma stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde kullandığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak Şeyma’nın çözüm süreci ve diğer örnek çözümler incelenerek, çözüm
sürecinde izlenen basamaklar dahilinde TSAPÇ stratejisi bireyin,
a. Soruyu okuması,
b. Soruyu anlamasını desteklemek ve anlayıp anlamadığını kontrol etmek için
çeşitli işlemler yapması,
c. Sorunun beklentisini anladığına karar verdikten sonra teorik bilgisi temelinde
oluşturduğu zihinsel yapı ile çözümü planlayıp cevabını oluşturması,
d. Planı dahilinde çözüm sürecinin doğruluğunu kontrol ederek uygulaması,
e. Çözümünün ileri basamaklarında cevabının doğruluğuna karar vermek için soru
köküne veya önceki basamaklara dönme gibi çeşitli işlemler yapması,
f. Cevabının yanlış olduğuna karar vererek zihinsel olarak oluşturduğu yapıyı
sezgisel olarak yeniden revize etmesi ve bu yapı dahilinde cevabını oluşturması,
g. Yeni oluşturduğu cevaplama sürecini uygulaması ve tamamlamasının ardından
cevabının doğruluğunu kontrol etmesi olarak tanımlanmaktadır.
207
Yukarıda bireylerin çözüm süreçlerinin akışına uygun olarak yapılan basamaklı
tanımın yanında, TSAPÇ stratejisi çeşitli özellikleriyle de nitelendiribilir. Bu özellikler
aşağıda sıralanmıştır.
• Bireyin probleme ilişkin bilgisi, benzer problemleri transfer edecek düzeyde
değildir.
• Soru kökünü anlamlandırmada veya problemi çözmede kullandığı lokal
stratejiler hem bilişsel ve hem de üst bilişsel düzeyde olabilir.
• Soru kökünü okuyup, bazı soruları bilişinde canlandırabilir. Zihninde
canlandırdığı yapı teorik bilgisini temel almaktadır.
• Bilişinde canlandırdığı bilişsel yapı ve teorik bilgisi doğrultusunda tahmini bir
cevabı oluşturur.
• Sorunun ileri aşamalarında birey çözümdeki ipuçlarının çağrışımı gereği teorik
bilgi temelli canlandırmasını gözden geçirme ihtiyacı hisseder. Bu izleme
sonucunda sezgisel temeli olarak zihinsel canlandırmasını revize eder.
• Fakat zihinsel canlandırmasını revize ederken soru köküne dönme gibi bir çok
üst bilişsel strateji kullanarak sezgisel bilgisinden cevabını tekrar oluşturur.
• Bireyin soruya ilişkin bilgisinin düşük olması ve soruya iki farkı beklenti
doğrultusunda cevap vermesi nedeniyle cevabının doğruluğundan emin değildir.
• Oluşturduğu cevabı uygulama esnasında çözüm yolunu izlemek için genel
olarak soru köküne dönme ve bütün seçenekleri okuma stratejilerini kullanır.
g. Teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisi: Teorik bilgisini kullanarak
ilk defa çözme stratejisine örnek olarak seçilen Neslihan’ın 4. sorudaki çözüm süreci
aşağıda sunulmaktadır.
Neslihan: Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. (Şekli inceledi.) Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. (Şekili incelemeye başladı.) V sabit hızla hareket ediyor. (Soru kökünü tekrarladı.) Platform ile birlikte sabit hızla. (Açıklamayı tekrar etti.) bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz.
208
Aşağıya doğru bir mg kuvveti var (Aşağıya doğru bir ok çizdi ve mg yazdı.) Yukarıya doğru ne var? Şekli anlayamadım. Çelik bilye önce üzerinde gidiyor. Şöyle bir yol mu izliyor? (Platformun üzerinde yatay ilerleyip, sonra kenarından düşeceğini gösteren bir yol çizdi.) Öyle bir yol izliyor desek. (Başka bir bilye çizdi ve üzerine yatay bir ok çizip F yazdı.) F kuvvetinin olması lazım. Eğer bu sabit hızla hareket ediyorsa, ters bir kuvvetin olması lazım (Sürtünme kuvveti yok. Var mıymış? (Açıklamayı okumaya başladı.) Bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz demiş. Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Yukarı doğru ne var ki burada? Yukarı doğru bir F kuvvetinin olduğunu düşünürsek, (yukarıdaki şekil üzerine yukarı doğru bir ok çizip F yazdı.) F eşittir mg olur. (F=mg yazdı.) Hızın sabit olması, ivmenin de sıfır olması anlamına gelir. F eşittir m çarpı a’dan (F=m.a), net kuvvetin sıfır olduğunu anlarız. Bu yüzden etkiyen kuvvetlerin bileşkesi sıfırdır. F eksi mg ma’dan (F-mg=m.a yazdı.) F eşittir mg’dir (F=mg yazdı.)
Sedat: Şekil çizdin. Neden? Neslihan: Şekli de anlamadım. Bu nedenle anlayabileceğim bir şekli çizdim.
Burada kuvvetleri tam olarak yani hayal edemedim bilye buradan bir hıza ulaşıp platformun kenarından düşüyor mu? Yoksa şöyle bir yatay bir şekilde mi? Onu çözümleyemedim kafamda. Şekli tam oturtamadım kafamda.
Sedat: Peki hayalinde canlandırdığından biraz bahsedebilir misin bana? Neslihan: Olsa olsa dedim şuraya kadar yuvarlanır masanın kenarına kadar.
Buradan V hızı ile düşer. Ve hızı artar. Ama V sabit demiş. O zaman buna yukarı doğru etkiyen bir kuvvet var. Eeee, kuvvet varsa, bu kuvvet ne? Sürtünme ihmal ediliyor diyor. Onun için kafam karıştı ve F dedim.
Sedat: Ama cevap verdin ona. Nasıl cevap verdin? Hangi donelere dikkat ederek cevap verdin?
Neslihan: Sabit hızla demesi, ivmenin sıfır olduğunu gösteriyor. O yüzden de o ters yönde etkiyen kuvvetle ağırlığına eşit demek.
Sedat: Açıklamadan sonra şekli inceledin. Sonra soruyu okudun. Sonra tekrar şekli inceledin. Sonra döndün açıklamayı okudun. Genellikle böyle mi yaparsın bu tip sorularda? İşte şekli anlamadığında böyle mi yaparsın?
Neslihan: Şekli anlamadığımda tekrar başa dönerim. Belki sorudan ben kendim şekli üretebilirim diye. Zaten ben önce şekilli sorularda, sorudan başladığım zaman daha başarılı oluyorum, soruyu okuyarak. Kendim hayal edip, o şekle anlam veriyorum. Daha sonra soruyu çözmeye başlıyorum. Ama burada şekil anlamadığımdan, iki defa yaptım. Tekrarladım. Hem önce şekle baktım. Sonra açıklamayı okudum. Hem de önce açıklamayı okudum sonra şekle baktım.
Sedat: Bu soruya benzer soru dana önce çözdün mü? Neslihan: Bu tip sorular çözmüş olabilirim ama tam bu şekilde değil.
Neslihan’ın AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; Neslihan’ın önceden 4. soruya benzer soruyla
209
karşılaşmadığını, bu nedenle soruya verdiği cevaptan emin olamadığını ve açıklamasını
anlamasına rağmen sonraki basamaklara devam ettiği görülmektedir.
Neslihan’ın AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin şekil
inceleyerek açıklamayı okuduğu fakat sorudan anladığı yapıdan emin olmadığı
görülmektedir. Neslihan açıklama ve soruyu okumasının ardından sezgisel olarak
bilyenin platformun kıyısına kadar gelip, oradan aşağıya düşeceğini düşünmüştür. Fakat
bundan da emin değildir. Bu nedenle bu canlandırmasının doğruluğunu sorgulamak ve
sorunun beklentisine karar vermek için sorunun sonraki basamaklarına devam etmiş ve
sorunun ilk basmağını okuduktan sonra soruyu cevaplamaya çalışmıştır. Fakat
cevaplama sürecini yürütemediğinden tekrar soru köküne ve açıklamaya dönerek
okumuştur. Bu işlemden sonra Neslihan bilyenin sabit hızla aşağıya doğru düşünmüştür.
Fakat bilyenin sabit hızla hareket yukarı doğru uygulanan bir kuvvetin olması gerektini
düşünmesine rağmen bu kuvveti tanımlayamamıştır. Bu kuvveti hatırlayabilmek için
kendi kendine “Yukarı doğru kuvvet?” sorusunu sormuştur. Tanımlayamamasının
nedeni olarak da şekli anlayamadığını vurgulamıştır. Bu soruya cevap bulamadığı için
bilyenin platformun üzerinde yuvarlanıp kenarından yere düştüğünü düşünmüş ve yer
çekimi kuvvetini tanımlamıştır. Bu düşüncesini izlemek için ise şekil çizmiştir. Şekil
üzerinde bilyenin sabit hızla hareket emesi için sürtünme kuvvetinin olması gerektiğini
düşünmüş ve bu konuda kendi kendine soru sormuştur. Düşüncesini izlemek için
açıklamaya geri dönmüştür. Okuması esnasında bilyenin platformla birlikte aşağıya
indiğini anlamıştır. Sorunun ikinci basamağına geçtiğinde ise sabit hızdan ve
Newton’un I. Yasası gereği net kuvvetin sıfır olması gerektiğini düşünerek yukarı doğru
bir kuvvet olması gerektiğini düşünmüştür. Fakat platformun tepki kuvvetini
hatırlayamaması nedeniyle yukarıya doğru bir kuvvet tanımlamış ve bu kuvveti F olarak
tanımlamıştır. Yerçekimi kuvvetinin de bu kuvvete eşit olacağını belirtmiştir.
Sonuçta Neslihan soruyla ilk defa karşılaşması nedeniyle soruya ilişkin bilgiye sahip
olmaması ve teorik bilgisini kullanarak çözüme başlaması nedeniyle strateji “Teorik
bilgisini kullanarak ilk defa çözme (TİÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyle
çerçevesini çizdiği çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütürken Neslihan’nın
okuyarak şekli takip etme, ipuçlarını sesli tekrarlama, verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme, zihinde canlandırma, şekil çizme, denklem kurma, soru köküne dönme, soru
sorma, sorunun beklentisini sorgulama ve formül kullanma lokal stratejilerini kullandığı
görülmüştür. Bu stratejilerden ipuçlarını sesli tekrarlama, verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme ve zihinde canlandırma stratejilerini bilişsel; okuyarak şekli takip
210
etme, şekil çizme, denklem kurma, soru köküne dönme, soru sorma, sorunun
beklentisini sorgulama ve formül kullanma stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde
kullandığı tespit edilmiştir.
h. Sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisi: İrfan’ın AUT’deki 4.
soruyu çözüm süreci sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisine örnek
olarak aşağıda sunulmaktadır.
İrfan: Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. (Tekrarladı.) Bütün sürtünmeler ihmal edilmiştir. (Şekli incelemeden soruyu okudu.) Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz, çelik bilye. (Şekil üzerinde çalıştı.) Çelik bilye buymuş. Platformda buymuş. Sabit hızla, sabit hızla dediği zaman hı. (Açıklamayı okudu.) Çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sabit hızla hareket etiğine göre bu aşağıya doğru, sabit hızla. (Soru kökünü okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine, hı ikisi birlikte hareket ediyor aşağıya doğru. Sabit hızla çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetler? (Elini aşağıya doğru çekerek) Aşağıya doğru indikçe, bir yer çekimi kuvveti var. (Platformun kenarına kadar gelip oradan düşeceğini düşünerek) Buradan düşerse, sürtünme kuvveti yok. (Soru kökünü okudu.) Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Bir yer çekimi kuvveti var. sürtünme yok. Yer çekiminin burada artması gerekiyor. (Soru kökünü okudu) İhmal ediniz. O zaman sürtünme yok. O zaman yukarı doğru kuvvet mi var? Sabit hızla demiş. (Açıklamayı şekilden takip ederek okudu.) Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki tüm sürtünmeleri ihmal ediniz (Altını çizdi.) Sürtünmeler yok. Tamam. (Soruyu tekrar okudu.) Platform ile birlikte ikisi birlikte, sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Aşağıya doğru ağırlık var, yani aşağıya doğru mg’si var (Aşağıya doğru ok çizip mg yazdı.) Platformun uyguladığı bir kuvvet var mı? Bunu tam anlamadım ama. (Soruyu geçti.) Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Bu soruyu anlamadım o zaman birlikte mi hareket ediyor? Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği (Tekrarladı.) çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde
211
aşağıya doğru hareket ettiği bir platformu göstermektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Tamam bütün sürtünmeler ihmal edilmiştir. (Şekili incelerek soruyu tekrar etti.) Platformla birlikte aşağıya doğru hareket eden çelik bir bilye hııı. Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Şekil üzerinde gösteriniz. Çelik bilye, bu böyle aşağıya doğru hareket ederse, çelik bilye de hareket eder. Çelik bilyenin uyguladığı kuvvet, sabit hız. Sürtünmeler sürtünme yok. Bu buna kuvvet uygularsa, bu da ona bir kuvvet uygular. Çelik bilyeye uygulanan kuvvetler? Sabit olduğundan dolayı ivmeleri sıfır olur. İkisi birlikte hareket ettikleri için ikisinin de ivmeleri eşit, sıfır olur. İvme sıfır net kuvvet sıfır olur. Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Hocam bu iki soruyu çözemedim.
Sedat: 5. soruda şekli inceledin. İrfan: Şekili aslında tam olarak anlamadım yani. Şekilde ikiside nasıl yorum
yapamadım yani. Sedat: Sonra açıklamayı okudun dönüp. İrfan: İlk başta açıklamayı okuduğumda bilyenin kenarından düştüğünü
düşündüm. Baktım ki yorum yapamıyorum. Onun için tekrar açıklamaya bakmak ihtiyacı hissettim.
Sedat: Şimdi şöyle söyleyeyim sana, ilk başta açıklamayı okuduğunda ne canlandı kafanda?
İrfan: Canlandı hocam. Sedat: Sonra şekle indin tutuyor muydu peki şekli? İrfan: Hocam yok tutmuyordu. Sedat: Sen nasıl birşey düşünmüştün? İrfan: Bu cisim sabitse çelik bilyenin düştüğünü düşünmüştüm. Sedat: Peki İrfan, hangi soru sence en zordu? İrfan: Hocam mesela bu soru (4. soru) anlamadığım için zor geldi. Bu soru
derken şekil tam olarak çıkartamadığım için çözemedim yani. Sedat: Hangi soru en kolaydı? İrfan: En kolayda buydu (1. soru için). Sedat: Peki fark neydi aralarındaki? İrfan: Hocam mesela bu soruda okuduğum zaman direkman anladığım için.
Soruyu anladığımdan direk ikisinin aynı anda düşeceğini çözdüm yani. Bu sorudaki şekli tam olarak anlamadığım için, hareket şeklini tamamen anlamadığım için çıkartamadım yani. soruya iki sefer baktım. Yorumlamaya çalıştım. Bazı şeyleri dikkate alamadığım için birşey çağrıştırmadı. Sonra dönüp, dönüp şekili birşeye benzetmeye çalıştım. Tam anlamadığım için yapamayacağımın farkına vardım.
Sedat: Daha önce buna benzer bir soru çözmüş müydün? İrfan: Çözmüşümdür. Ama bilmiyorum hocam tam olarak hatırlamıyorum.
Büyük bir ihtimalle çözmemimişimdir. İrfan’ın AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmeden elde
edilen veriler incelendiğinde; öğrenci önceden benzer soruyla karşılaşmadığını
212
belirtmiştir. Bu nedenle öğrencinin soruya verdiği cevaptan emin olamadığı ve soruyu
anlamamasına rağmen sezgisel olarak sonraki basamaklara devam ettiği görülmektedir.
İrfan’ın AUT’deki 4. soruyu çözüm süreci incelendiğinde; öğrencinin ilk olarak
açıklamayı şekli takip ederek okuduğu ve ardından soruyu okuduğu görülmektedir. Bu
esnada İrfan bilyenin platform üzerinde yuvarlanıp kenarından aşağıya doğru düştüğünü
düşünmüş ve buna göre belleğinde canlandırmasını yapmıştır. Soruyu okuduktan sonra
şekille canlandırmasını karşılaştırarak soruyu anlayıp anlamadığını değerlendirmiştir.
Canlandırmasıyla şekil birbirini tutmadığından gözden kaçırdığı bir nokta olup
olmadığını gözden geçirmek için soru köküne dönmüş ve bu esnada sorudaki eylemi
davranışlarıyla sergilemiştir. Ayrıca bu esnada şekil de çizmiştir. Fakat sorunun
beklentisine tam olarak karar verememesine rağmen daha sonra ki basamaklarda
birşeyler aklına gelebileceğini ve sezgisel olarak oluşturduğu yapının doğruluğunu
değerlendirmek için sezgisel bilgisine dayalı bir şekilde çözümü yürütmeye çalışmıştır.
Fakat soruda bilyenin sabit hızla hareket ettiğinin belirtilmesi ve bilye platformun
kenarından düşeceğinden sadece yerçekimi kuvvetinin uygulanacağını düşündüğünden
bilyenin nasıl sabit hızla hareket edebileceğini ve sürtünme kuvveti olup olmadığını
devamlı sorgulamıştır. İrfan birkaç defa soru köküne dönmesi sonucunda, soruyu tam
olarak anlayamadığını ve bu nedenle soruyu çözemeyeceğine karar vererek cevabını
tamamlamadan soruyu geçmiştir.
Sonuçta İrfan soruyla ilk defa karşılaşması nedeniyle soruya ilişkin bilgiye sahip
olmaması ve sezgisel bilgisini kullanarak çözüme başlaması nedeniyle strateji “Sezgisel
Bilgisini Kullanarak İlk Defa Çözme (SİÇ)” olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiyle
çerçevesini çizdiği çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütürken İrfan’ın soru köküne
dönme, soru sorma, sorunun beklentisini sorgulama, zihinde canlandırma, ipuçlarını
sesli tekrarlama, ipuçlarının altını çizme, okuma hızını düşürme, problemi
davranışlarına yansıtma, okuyarak şekli takip etme, okuma sonrası şekli inceleme, şekil
çizme ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal stratejilerini kullandığı
görülmüştür. Bu stratejilerden ipuçlarını sesli tekrarlama, ipuçlarının altını çizme,
okuma hızını düşürme, zihinde canlandırma ve verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme stratejilerini bilişsel; problemi davranışlarına yansıtma, okuyarak şekli takip
etme, okuma sonrası şekli inceleme, şekil çizme, soru köküne dönme, soru sorma ve
sorunun beklentisini sorgulama stratejilerini ise üstbilişsel düzeyde kullandığı tespit
edilmiştir.
213
Üçüncü alt probleme ilişkin olarak şu ana kadar öğrencilerin AUT’deki soruların
çözümünde kullandıkları bütüncül ve lokal stratejiler tanımlanmıştır. Bu noktadan sonra
AUT’de öğrencilerin kullandıkları stratejilerin resmini net görebilmek için çeşitli
değişkenlerin dağılımlarının incelenmesi gerekmektedir. Bu açıdan aşağıda öğrencilerin
AUT’deki soruları çözerken kullandıkları bütüncül stratejilerin sorulara göre dağılımı
Tablo 4.10’da, soruların çözümünde kullandıkları lokal stratejilerin bütüncül stratejilere
göre dağılımı ise Tablo 4.11’de sunulmaktadır.
Tablo 4.10: Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Bütüncül Stratejilerin Sorulara Göre Dağılımı
Sorular
1 2 3 4 5 6
Bütüncül Stratejiler f F f f f f
f
TPÇ 10 5 12 - 1 12 40
SPÇ 2 8 - 6 7 4 27
TAPÇ 1 1 4 3 2 - 11
STAPÇ 1 - - - - - 1
TSAPÇ - 1 - 1 6 - 8
SAPÇ 3 2 - 3 1 1 10
TİÇ - - 1 1 - - 2
SİÇ - - - 3 - - 3
f 17 17 17 17 17 17 102
Tablo 4.10’de öğrencilerin bütüncül stratejileri kullanım sıklığı incelendiğinde
öğrencilerin testdeki 6 sorunun çözümünde 40 kez teorik bilgisini kullanarak bildiği
problemlere uygun çözme, 27 kez sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere
uygun çözme, 11 kez teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, 10
kez sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, 8 kez teorik
bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme, 3 kez sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme, 2 kez teorik bilgisini
kullanarak ilk defa çözme ve 1 kez sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle
çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejilerini kullandıkları
görülmektedir.
Bu bulgular ışığında öğrencilerin soru çözümünde en fazla teorik bilgisini
kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisini, en az ise sezgisel bilgisinden
yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullandığı görülmektedir.
214
Tablo 4.11: Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullanmış
Oldukları Lokal Stratejilerin Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı
Bütüncül Stratejiler
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
TS
AP
Ç
ST
AP
Ç
SA
PÇ
TİÇ
SİÇ
Lokal Stratejiler
f f f f f f f f
f
CSOT - - - - - - - - - VDDD 15 18 2 2 - 5 1 2 45 İST 12 6 5 2 - 1 2 1 29 ZC 25 17 3 3 - 7 1 2 58 İK - - - - - - - - -
KCİ 2 1 1 1 1 1 - - 7 DY - - - - - - - - - DK 2 3 - - - - - - 5 FK 17 5 4 1 1 2 1 - 31 NA 3 6 5 4 - 2 - - 20 İAÇ 15 13 5 5 1 8 1 2 50 ŞÇ 1 1 - - - - - - 2 TO 1 2 1 2 - - - - 6 Sİ - - - - - - - - -
OŞTE 16 11 6 3 - 5 - - 41 OŞSİ 9 3 4 - - - - 1 17 PDY - - 1 1 - 1 - - 3
G 3 6 - 1 - 1 - - 11 NİK 3 6 2 3 - - - - 14 PPT 15 4 4 4 - 2 1 - 30 BT 6 2 1 2 - - - - 11
OHD - 1 - 2 - - - 2 5 KDSO* - - - - - - - - - SKD* - 13 11 8 1 9 2 3 47 SS* - 6 5 6 1 6 2 3 30 TO* - 1 - 2 - 2 - 1 6
PDY* - 1 - 1 - 3 - 2 6 OŞTE* - 2 - 2 - 2 2 3 11 OSŞİ* 1 4 - 4 1 3 - 2 15 SBS* - - - - - - 2 3 5 FK* - 1 - 4 1 2 1 - 9 ŞÇ* - 1 - 1 - - 1 1 4 DK* - - - 1 - - 1 - 2
Bilişsel 145 105 44 36 3 35 7 10 385 Üstbilişsel* 1 29 16 29 4 27 11 18 135
Toplam 146 134 60 65 7 62 18 28 520 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
215
020406080
100120140160
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
TS
AP
Ç
ST
AP
Ç
SA
PÇ
TİÇ
SİÇ
Bütüncül Stratejiler
Ku
llan
ılma
Say
ısı
Bilişsel StratejilerÜstbilişsel Stratejiler
Grafik 4.8. AUT’de Kullanılan Bilişsel ve Üstbilişsel Lokal Stratejilerin
Bütüncül Stratejilere Göre Dağılımı
Tablo 4.11 incelendiğinde öğrencilerin açık uçlu soruların çözümünde 385 bilişsel
ve 135 üstbilişsel strateji olmak üzere toplam 520 lokal strateji kullandıkları
görülmektedir. Bu stratejiler arasında öğrencilerin (58 kez) en fazla zihinde canlandırma
stratejisini kullandıkları görülmektedir. Bu stratejinin ardından ise 50 kez ipuçlarının
altını çizme stratejisini kullandıkları görülmektedir. Bu stratejilerin akabininde kullanım
sıklığına göre sırasıyla soru köküne dönme, verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
okuyarak şekli takip etme (bilişsel), formül kullanma (bilişsel), soru sorma, parça parça
tanımlama, ipuçlarını sesli olarak tanımlama, not alma, okuma sonrası şekli inceleme
(bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel), nedensel ilişkiler kurma, gruplama,
bütüncül tanımlama, okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel), formül kullanma
(üstbilişsel), kendi cümleleriyle ifade etme, tekrar okuma (bilişsel), problemi
davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), tekrar okuma (üstbilişsel), sorunun beklentisini
sorgulama, okuma hızını düşürme, denklem kurma (bilişsel), şekil çizme (üstbilişsel) ve
problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel) stratejilerini kullandıkları görülmektedir.
Öğrencilerin en az (2 kez) denklem kurma (üstbilişsel) ve şekil çizme (bilişsel)
stratejilerini kullandıkları görülmektedir. Bunun yanında cevabı sesli olarak tekrarlama,
seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, deneme yanılma, kontrol için diğer seçenekleri
okuma ve seçeneklere işaret koyma stratejilerini ise hiçbir soruda kullanmadıkları
görülmektedir.
216
Kullanılan lokal strateji sayısı bütüncül stratejiler bazında incelendiğinde,
öğrencilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisiyle
çözüm çerçevesini çizdikleri 40 sorunun çözümündeki kısmi zihinsel işlemlerini
yürütmede 146, 27 kez kullandıkları sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere
uygun çözme stratejisinde 134, 11 kez kullandıkları teorik bilgisini kullanarak az bildiği
problemlere uygun çözme stratejisinde 60, 10 kez kullandıkları sezgisel bilgisini
kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisinde 62, 3 kez kullandıkları
sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisinde 28 ve 8 kez kullandıkları teorik
bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme stratejisinde ise 65 lokal strateji kullandıkları görülmektedir. Ayrıca 2
soruda kullandıkları teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisinde 18 ve 1
soruda kullandıkları sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam
ederek az bildiği problemlere uygun çözme stratejisinde 7 lokal strateji kullandıkları
görülmektedir.
Bu noktada bütüncül stratejilerin kullanım sıklığı ile bu bütüncül strateji ile
belirlenen çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için kullanılan lokal stratejilerin
kullanım sıklığı oranlandığında, öğrencilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği
problemlere uygun çözme stratejisiyle çerçevesini çizdikleri çözümün kısmi zihinsel
süreçlerini yürütmek için en az lokal strateji kullandıkları tespit edilmiştir. Tersine
öğrencilerin en fazla lokal strateji kullanıldıkları bütüncül stratejinin ise, sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisinin olduğu bulunmuştur. Örneğin Ebru,
AUT’deki 2. sorunun çözümünde çarpışma esnasında kamyonun ağır olması nedeniyle
arabaya daha fazla kuvvet uygulayacağı cevabını vermiş ve bu cevabını formül
kullanarak izlemiştir. Cevaplama sürecinin ardından yapılan görüşmede Ebru ile
görüşmeci arasında aşağıdaki diyalog geçmiştir:
Sedat: 2. sorudaki açıklamayı zihninde oluşan şekilden biraz bahsedebilir misin bana? Nasıl bir şekil oluşmuştu?
Ebru: Bu soru için açıklamayı okurken direk şekle bakmasam bile, hani direk aklımda bir tane kamyon, bir tane araba geliyorlar ve çarpışıyorlar. Bu direk aklıma geliyor. Yolda çarpışıyorlar. Günlük şeye göre, günlük hayattan mantıken düşündüm. Hani daha ağır, ona göre de hani kafamda canlandırdığıma göre, hep canlandırdığıma göre cevaplandırıyorum aslında. Ama zorlandığım yerde derse dönüyorum.
Sedat: Peki bir kararsızlık yaşıyor musun işte günlük hayattan gözlemlerinle yani mantiken mi gitsem yoksa derste öğrendiklerimden mi gitsem diye?
Ebru: Yok yaşamıyorum. Ya genelde ikisini birleştiriyorum. Ya genelde ilk yola günlük yaşamdan örneklerle çıkıyorum. Zorlandığım yerlerde derste işlediklerimize dönüyorum. Böylelikle birleştiriyorum.
217
Sedat: Birleştirmeyi biraz açabilir misin? Ebru: Öyle anlamam daha kolaylaşıyor çünkü. Aslında kontrol etmek için daha
çok hani, yani böyle düşünüyorum ben evet böyle olacak ama acaba buradan yapsam aynı şeyi düşünecek miyim? Hani aynı cevap çıkacak mı diye. Mutlaka orada eksik birşeyim kalıyor zaten. Ya kesin kontrol etmem gerekiyor.
Buradan Ebru’nun AUT’deki 2. sorunun çözümünde ilk olarak sezgisel bilgisiyle
yola çıktığını, fakat sezgisel bilgisini kullanarak oluşturduğu cevaptan emin
olamamasından dolayı formül kullanarak cevabını kontrol ettiği görülmektedir. Bu
nedenle bireyin sezgisel veya teorik bilgisini kullanmasının bireyin cevabından emin
olmasını ve dolayısıyla cevabını kontrol etmek için bazı stratejiler kullanmasını
etkilediği görülmektedir. Bunun yanında öğrencilerin soruya ilişkin bilgileri ile çözüm
süreçleri arasındaki ilişkiye yönelik olarak Ebru ile görüşmeci arasında geçen diyalog
aşağıda sunulmaktadır:
Sedat: Çözmüş olduğun sorularda en zor ve en kolay sorular hangileriydi? Ebru: En kolay soru 6., en zor soru ise 4. soruydu. Sedat: Bu iki soru arasındaki fark neydi? Ebru: Bunu (6. soru için) daha çok biliyorum çünkü. Yani bu soruyu daha çok
çözdüm. Yani bilgim daha fazla buna (4. soruya göre) göre. Onun için bu bana daha kolay geldi. Bu (6. soru için) normalde daha fazla günlük hayatımla ilgili birşey. Daha kolay yani buna göre daha kolay.
Sedat: Daha fazla çözdüm dedin. Neye yarıyor peki daha fazla benzer soru çözmen?
Ebru: Yani o soruyu çözmemi daha fazla hızlandırıyor. Hem hemen okuduğumda öncekine göre aklıma gelmesini sağlıyor. her şey yani daha kolay çözüyorum soruyu.
Aynı şekilde Esra, soruya ilişkin bilgisi ile çözüm yolu arasındaki ilişkiye ilişkin
olarak aşağıdfaki ifadeyi kullanmıştır:
Esra: Soruyu geçmişte çözmüşsem, hani direk sonucuna ulaşamasam da, bir yorum yapabilirim. Aklımda birşeyler düşünebilirim üstünde diye. Geçmişte nasıl çözmüştüm veya çözmüştük bu soruyu diye düşünüyorum. Çözüm yolunu düşünüyorum aslında. Yani nasıl çözmüştük? Ne demiştik? Yani bunu hocamız bize nasıl anlatmıştı? Onu düşünüyorum. Ama bilmediğim bir soruysa, onu direk geçiyorum.
Buradan Esra ve Ebru’nun soruya ilişkin bilginin fazla olmasının soru çözümünü
kolaylaştırıp, hızlandırdığını belirttikleri görülmektedir. Aynı şekilde Gökçe soruya
ilişkin bilgisi ile çözüm yolu arasındaki ilişkiye ilişkin görüşünü aşağıdaki şekliyle ifade
etmiştir;
Gökçe: …Geçmiş soruların taktiklerini izlemeye çalışıyorum. Ben diyorum ki soru tipleri eğer aynı ise aynı şeyler sorular, aynı şekiller, hani soru tipleri
218
aynı ise o zaman o soruları kullanırım. Hani şunda şu yolu izlemiştim, bunda da bu yolu izleyebilirim diyorum. Sorunun sonucunun doğruluğundan emin olup olmamamı geçmişte benzer sorular çözmem ve konuya ilişkin bilgime olan güvenim etkiliyor.
Gökçe’nin de geçmişte benzer sorular çözmesinin ve konuya ilişkin bilgisinin
soruya verdiği cevaba olan güvenini etkilediğini belirttiği görülmektedir. Bu sonuca
göre öğrencilerin soruya ilişkin bilgisi ve sezgisel veya teorik bilgisiyle çözüme
yaklaşmasının, soruyu çözüm sürecinin doğruluğuna olan güvenlerini, dolayısıyla soru
çözümünde kullanılan bütüncül ve lokal stratejileri etkilediği görülmektedir.
Öğrencilerin kullandıkları lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre dağılımı
incelendiğinde, soru çözümünde teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 145 bilişsel ve 1 üstbilişsel, sezgisel bilgisini
kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 105
bilişsel ve 29 üstbilişsel, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullanan öğrencilerin 44 bilişsel ve 16 üstbilişsel ve sezgisel bilgisinden yola
çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme
stratejisini kullanan öğrencinin 3 bilişsel ve 4 üstbilişsel lokal strateji kullandığı
görülmektedir. Teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek
az bildiği problemlere uygun çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 36 bilişsel ve 29
üstbilişsel, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme stratejisini
kullanan öğrencilerin 35 bilişsel ve 27 üstbilişsel, teorik bilgisini kullanarak ilk defa
çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 7 bilişsel ve 11 üstbilişsel ve sezgisel bilgisini
kullanarak ilk defa çözme stratejisini kullanan öğrencilerin 10 bilişsel ve 18 üstbilişsel
strateji kullandığı görülmektedir.
Bu bulgular ışığında öğrencilerin kullanmış olduğu bilişsel ve üstbilişsel lokal
stratejilerin oranı incelendiğinde, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisini
kullanan öğrencilerin bilişsel stratejilere oranla daha fazla üstbilişsel strateji
kullandıkları görülmektedir. Bu stratejinin akabininde öğrencilerin üstbilişsel lokal
strateji kullanma oranlarına göre büyükten küçüğe doğru sırasıyla, teorik bilgisini
kullanarak ilk defa çözme, sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme
devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisinden yola çıkıp
sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel
bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az
bildiği problemlere uygun çözme ve sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere
219
uygun çözme bütüncül stratejileri yer almaktadır. Öğrencilerin en az üstbilişsel strateji
kullandığı bütüncül stratejinin ise teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme bütüncül stratejisi olduğu görülmektedir. Aynı şekilde İlknur benzer soru
çözümü ile çözümünü kontrol etme isteği arasındaki ilişkiye yönelik olarak aşağıdaki
ifadeyi kullamıştır;
İlknur: 4. soruyu asansör sorusuna benzettim. Mesela asansör sorularını hiç görmeseydim. Bunla yeni karşılaşmış olsaydım, acaba atladığım birşey olabilir mi diye düşünürdüm. Yani çünkü bilmiyorum başka hangi kuvvetlerin uygulandığını buna, ne demek istiyor gibisinden. Ama ben bu soru kalıbını daha önceden bildiğim için başka bir kuvvet olmayacağını biliyorum. Daha ne diyeyim kendime daha çok güvenirim. Bir nevi. Ama bu daha çok kendime güvenle ilgili birşey. Yani soruyla daha önceden karşılaşmışsam, hani bu bir yere daha önceden gitmişsem, daha sonra gittiğimde daha güvenerek giderim. Ama öbür türlü ilk defa gittiğimde daha çok bakınırım çevreme. Acaba atladığım birşey var mı diye. Böyle düşündüğümde daha kesin cevaba ulaşabilirmişim gibi geliyor.
Buradan bireyin soruya ilişkin bilgisi olmasının çözüme güvenini, çözümünü izleme
aktivitelerini ve dolayısıyla çözüm sürecinde kullandığı bütüncül ve lokal stratejileri
etkilediği görülmektedir.
Sonuç olarak öğrencilerin çözüm sürecinin çerçevesini bütüncül stratejilerle
belirlediği ve bu çerçeve dahilindeki kısmi zihinsel işlemleri yürütmek için ise lokal
stratejileri kullandığı görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin, soruya ilişkin bilgisi ve teorik
veya sezgisel bilgisini kullanarak soru çözümünü yapmasına bağlı olarak çözümden
emin olmasını etkilemekte ve dolayısıyla çözüm sürecinde kullanılan bütüncül ve lokal
stratejileri etkilediği görülmektedir. Öğrencilerin soruya ilişkin bilgisi azaldıkça ve
sezgisel bilgisini kullanmasına bağlı olarak çözümü kontrol etme eğilimi artmakta ve
çözümünde üstbilişsel strateji kullanım oranı artmakta olduğu görülmektedir. Stratejiler
incelendiğinde, bireyin sezgisel bilgisini kullanarak çözüm yapan bireylerin teorik alan
bilgisini kullanarak çözüm yapan bireylerden soru çözümünden daha az emin olduğu ve
bu nedenle çözümünü izlemek ve kontrol etmek için üstbilişsel düzeyde lokal stratejisi
kullandığı görülmektedir. Tersine çözüm sürecinde kullanılan lokal stratejilerin
öğrencilerin çözümde kullandıkları bütüncül stratejileri, soruya ilişkin bilgilerini ve
teorik veya sezgisel bilgilerini etkilediği tespit edilmiştir. Bu bulgular ışığında
öğrencilerin çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları stratejiler öğrenci
bazında aşağıda sunulmaktadır.
220
Şekil 4.2. Alan Bilgisi, Soruya ilişkin bilgi, Açık Uçlu Soruların Çözümünde Kullanılan Bütüncül ve Lokal Stratejileri Arasındaki İlişki
Sezgisel Bilgi Teorik Bilgi Soruya İlişkin Bilgi
Bilişsel Bütüncül Stratejiler Üstbilişsel
Teorik Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Sezgisel Bilgisini Kullanarak Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal
Stratejiler
Sezgisel Bilgisini Kullanarak Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisinden Yola Çıkıp Sezgisel Bilgisiyle Çözüme Devam Ederek Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Sezgisel Bilgisinden Yola Çıkıp Teorik Bilgisiyle Çözüme Devam Ederek Az Bildiği Problemlere Uygun Çözme
Lokal Stratejiler
Sezgisel Bilgisini Kullanarak İlk Defa çözme
Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisini Kullanarak İlk Defa çözme
Lokal Stratejiler
Lokal Stratejileri
221
2.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Araştırmanın dördüncü alt problemi olan “Öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli
testlerdeki soruların çözümünde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler arasında
farklılıklar var mıdır?” sorusuna ait bulgular aşağıda sunulmaktadır.
Bu soruya ilişkin bulguların sunumunda ilk olarak bütün öğrencilerin açık uçlu ve
çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları stratejiler bir bütün halinde
karşılaştırılarak değerlendirilecektir. Bu değerlendirmenin ardından daha detaylı bir
inceleme yapmak için ise kullanılan stratejiler kişi bazında karşılaştırılarak
değerlendirilecektir. Bu amaçla Tablo 4.12’de öğrencilerin AUT ve KKKT’deki
soruların çözümünde kullandıkları lokal stratejilerin bütüncül stratejilere göre dağılımı
sunulmaktır. Bu sunumda KKKT ve AUT’deki benzer soruların net görülebilmesi için
KKKT’deki soruların numaraları AUT’deki sorulara uyumlu hale getirilmiştir. Bunun
için ise KKKT’deki 1, 2, 9, 10, 19 ve 22. sorular tablolarda sırasıyla 1, 2, 3, 4, 5 ve 6
olarak kodlanmıştır.
222
Tablo 4.12: Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Bütüncül Stratejiler Bütüncül Stratejiler
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
ST
AP
Ç
SA
PÇ
TİÇ
SİÇ
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
TS
AP
Ç
ST
AP
Ç
SA
PÇ
TİÇ
SİÇ
Lokal Strateji
F f f f f f f
f
f f f f f f f f
f
CSOT 5 18 10 3 7 4 2 49 - - - - - - - - -
VDDD 3 3 1 1 2 1 - 11 15 18 2 2 - 5 1 2 45
İST 1 6 4 - 4 7 1 23 12 6 5 2 - 1 2 1 29
ZC 7 13 7 3 9 1 1 41 25 17 3 3 - 7 1 2 58
İK - 1 - 1 5 - - 7 - - - - - - - - -
KCİ - 3 4 - 1 - - 8 2 1 1 1 1 1 - - 7
DY 5 1 - - - 4 - 10 - - - - - - - - -
DK 1 1 - - - 1 1 4 2 3 - - - - - - 5
FK 7 3 1 - - 4 - 15 17 5 4 1 1 2 1 - 31
NA 4 8 7 2 4 6 2 33 3 6 5 4 - 2 - - 20
İAÇ 6 4 2 1 3 3 1 20 15 13 5 5 1 8 1 2 50
ŞÇ 5 8 4 1 3 - - 21 1 1 - - - - - - 2
TO 3 14 4 1 6 1 - 29 1 2 1 2 - - - - 6
Sİ 3 17 9 3 8 6 3 49 - - - - - - - - -
OŞTE - 3 1 - - - - 4 16 11 6 3 - 5 - - 41
OSŞİ 3 2 1 - 1 - - 7 9 3 4 - - - - 1 17
PDY 1 5 2 - 2 - - 10 - - 1 1 - 1 - - 3
G - - - - - - - - 3 6 - 1 - 1 - - 11
NİK - - - - - - - - 3 6 2 3 - - - - 14
PPT 1 - 1 - - 3 - 5 15 4 4 4 - 2 1 - 30
BT 1 - - - - 1 - 2 6 2 1 2 - - - - 11
OHD - - - - - - - - - 1 - 2 - - - 2 5
KDSO* - 25 16 3 7 3 2 56 - - - - - - - - -
SKD* - 1 2 4 13 9 3 32 - 13 11 8 1 9 2 3 47
SS* 3 2 2 3 7 5 2 24 - 6 5 6 1 6 2 3 30
TO* - 1 - 2 2 5 1 11 - 1 - 2 - 2 - 1 6
PDY* - 2 - 1 1 3 1 8 - 1 - 1 - 3 - 2 6
OŞTE* 1 - - 1 - 3 2 7 - 2 - 2 - 2 2 3 11
OSŞİ* - - 1 - 1 2 1 5 1 4 - 4 1 3 - 2 15
SBS* - - - - - 11 3 14 - - - - - - 2 3 5
FK* 1 1 2 1 2 2 - 9 - 1 - 4 1 2 1 - 9
ŞÇ* - - - 1 2 3 - 6 - 1 - 1 - - 1 1 4
DK* - - - - - - - - - - - 1 - - 1 - 2
Bilişsel 56 110 58 16 54 43 11 347 145 105 44 36 3 35 7 10 385
Üstbilişsel
5 32 23 16 36 45 15 173 1 29 16 29 4 27 11 18 135
f 61 142 81 32 90 87 26 520 146 134 60 65 7 62 18 28 520 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
223
Tablo 4.12’de öğrencilerin AUT ve KKKT’deki soruların çözüm sürecinde
kullandıkları bütüncül stratejiler incelendiğinde, öğrencilerin AUT’deki soruları
çözerken teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az
bildiği problemlere uygun çözme stratejisini kullanmalarına rağmen bu stratejiyi
KKKT’deki soruların çözümünde kullanmadıkları görülmektedir.
Tablo lokal stratejiler bazında incelendiğinde ise, öğrencilerin AUT ve KKKT’deki
soruların çözümünde eşit sayıda lokal strateji kullanmalarına rağmen AUT’deki
soruların çözümünde bilişsel düzeyde lokal strateji kullanımı oranının KKKT’deki
soruların çözümüne nazaran fazla olduğu görülmektedir. Tersine öğrencilerin
KKKT’deki soruları çözerken AUT’deki sorulara nazaran daha fazla üstbilişsel düzeyde
lokal strateji kullandıkları tespit edilmiştir.
Ayrıca öğrencilerin KKKT’deki soruların çözümünde cevabı sesli olarak
tekrarlama, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, deneme yanılma, kontrol için diğer
seçenekleri okuma ve seçeneklere işaret koyma lokal stratejilerini kullanırken, bu
stratejileri AUT’deki soruların çözümünde kullanmadıkları görülmektedir. Tersine
öğrencilerin gruplama, nedensel ilişkiler kurma, denklem kurma (üstbilişsel) ve okuma
hızını düşürme lokal stratejilerini AUT’deki soruların çözümünde kullanırken,
KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadıkları görülmektedir.
Öğrencilerin verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını sesli tekrarlama,
zihinde canlandırma, formül kullanma (bilişsel/üstbilişsel), denklem kurma (bilişsel),
kendi cümleleriyle ifade etme, parça parça tanımlama, bütüncül tanımlama, soru köküne
dönme, soru sorma, tekrar okuma, problemi davranışlarına yansıtma
(bilişsel/üstbilişsel), not alma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel/üstbilişsel), okuma
sonrası şekli inceleme (bilişsel/üstbilişsel), sorunun beklentisini sorgulama, ipuçlarının
altını çizme ve şekil çizme (bilişsel/üstbilişsel) lokal stratejilerini hem AUT hem de
KKKT’deki soruların çözümünde kullandıkları görülmektedir. Fakat bu stratejilerin
AUT ve KKKT’deki soruların çözümünde kullanılma sıklıklarının farklılık gösterdiği
görülmektedir. Öğrencilerin verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını sesli
tekrarlama, zihinde canlandırma, denklem kurma (bilişsel), formül kullanma (bilişsel),
ipuçlarının altını çizme, okuyarak şekli takip etme (bilişsel), okuma sonrası şekli
inceleme (bilişsel), parça parça tanımlama, bütüncül tanımlama, soru köküne dönme
soru sorma, okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel) ve okuma sonrası şekli inceleme
(üstbilişsel) lokal stratejilerini AUT’deki soruların çözümünde, KKKT’ye nazaran daha
fazla kullandığı görülmektedir. Tersine kendi cümleleriyle ifade etme, not alma, şekil
224
çizme (bilişsel), tekrar okuma (bilişsel), problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel),
tekrar okuma (üstbilişsel), problemi davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), sorunun
beklentisini sorgulama ve şekil çizme (üstbilişsel) lokal stratejilerini ise KKKT’deki
soruların çözümünde AUT’ye nazaran daha fazla kullandığı görülmektedir.
Bulgular öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandıkları bazı
lokal ve bütüncül stratejilerin farklı olduğu ve kullandıkları benzer lokal ve bütüncül
stratejilerin ise kullanılma sıklıklarının farklı olduğunu sergilemektedir. Fakat daha
detaylı bulgulara ulaşmak için öğrenci bazında stratejilerin incelenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle öğrenci bazında AUT ve KKKT’de kullanılan bütüncül ve lokal stratejiler
sunulmaktadır. Aşağıda ilk olarak Tablo 4.13’de Ebru’nun KKKT ve AUT’deki
soruların çözümünde kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin dağılımı verilmiştir.
225
Tablo 4.13: Ebru’nun KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji
1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6 Lokal Stratejiler
ST
AP
Ç
SP
Ç
TİÇ
SP
Ç
SA
PÇ
SA
PÇ
f
SA
PÇ
SA
PÇ
TA
PÇ
SA
PÇ
TA
PÇ
SA
PÇ
f
CSOT X X - X X - 4 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - - - - - X 1 İST - X - - - X 2 - - X - X - 2 ZC X X X X X - 5 X X - - X X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - X - 1 DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - X - 2 - X X X - - 3 NA X - - - - - 1 - - - - X - 1 İAÇ - - X X X - 3 X X X X - X 5 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - X - X X - 3 - - - - - - - Sİ X X X X - X 5 - - - - - - -
OŞTE - - - X - - 1 X X - - X X 4 OSŞİ - - - - - - - - - X - - - 1 PDY - X - - - - 1 - X - - - - 1
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - X - - - 1 - - X - - X 2 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X X X X X - 5 - - - - - - - SKD* X - - - - X 2 - X X X X X 5 SS* - - - - X - 1 - X - - - - 1 TO* X - - - - X 2 - - - X - - 1
PDY* X - - - X - 2 X - - - - X 2 OŞTE* - - X - - - 1 - - - - - - - OSŞİ* - - X - - X 2 - - - X - - 1 SBS* - - X - - - 1 - - - - - - - FK* - - - - - X 1 - X - - - - 1 ŞÇ* X - - - - X 2 - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 4 6 6 6 5 2 29 3 5 5 2 6 5 26 Üstbilişsel 5 1 4 1 3 5 19 1 3 1 3 1 2 11
f 19 7 10 7 8 7 48 4 8 6 5 7 7 37 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
226
Tablo 4.13 incelendiğinde Ebru’nun KKKT’deki soruların çözümünde 48 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 29’unun bilişsel ve 19’unun ise üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 37 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 26’sının bilişsel ve 11’inin ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Ebru’nun KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, deneme yanılma, tekrar okuma (bilişsel), kontrol için diğer
seçenekleri okuma, okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel), sorunun beklentisini
sorgulama, seçeneklere işaret koyma ve şekil çizme (üstbilişsel) stratejilerini
kullanmasına rağmen AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı
görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, kendi cümleleriyle ifade etme, okuma sonrası şekli inceleme
(bilişsel) ve nedensel ilişkiler kurma lokal stratejilerini kullanmasına rağmen
KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Ebru’nun KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 5’inde farklı bütüncül stratejileri kullandığı
görülmektedir. 1, 2, 3, 4 ve 5. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler ve
dolayısıyla farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji
kullandığı 6. soruda Ebru’nun KKKT’de ipuçlarını sesli tekrarlama, seçeneklere işaret
koyma, soru köküne dönme ve formül kullanma lokal stratejilerini kullanırken, AUT’de
ise verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, parça parça tanımlama, soru köküne
dönme, zihinde canlandırma, tekrar okuma, okuyarak şekli takip etme, problemi
davranışlarına yansıtma ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandığı
görülmektedir. Buradan Ebru’nun AUT ve KKKT’deki benzer soruların çözümünde
aynı bütüncül stratejiyi kullanmasına rağmen bütüncül stratejiyle çerçevesini çizdiği
çözümün kısmi işlemlerini yürütmek için ise farklı lokal stratejiler kullandığı tespit
edilmiştir.
Ayrıca Ebru’nun aşağıda belirtilen görüşü KKKT ve AUT’deki soruların
çözümünde farklı stratejiler kullandığına ilişkin bulguyu destekler niteliktedir.
Sedat: Şimdi Ebru açık uçlu ve çoktan seçmeli soruları farklı yollardan mı çözdün?
Ebru: Evet. Burada mesela not tuttum. Başka bir yerde altını çizdim. Başka bir soruda formül kullandım. Başka bir soruda direk yorumuma göre yaptım. Her soruda farklı yani. Bunlar aynı tip soru çoktan seçmeli sorularla bu soruların çözümünde kullandığım yollarda farklı.
227
Sonuç olarak Ebru’nun KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Ebru’nun KKKT’deki
soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
İkinci olarak Esra’nın KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandığı
bütüncül ve lokal stratejilerin karşılaştırılması yapılacaktır. Tablo 4.14’de Esra’nın
KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin
dağılımı sunulmaktadır.
228
Tablo 4.14: Esra’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
SP
Ç
SP
Ç f
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SA
PÇ
TS
AP
Ç
SP
Ç f
CSOT X X - X X X 5 - - - - - - - VDDD - - - - - - - X - - X - X 3 İST X - - - - - 1 X - X - X X 4 ZC - X - X X - 2 X X - - - X 3 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - - - - - - - - - - X - 1 NA - - - - - - - - - X X X - 3 İAÇ - - - - - - - X X X X X X 6 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - - - - - - - - - - - - - - Sİ - - - - X X 2 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - X X 3 OSŞİ - - - - - - - - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - - - X - 1 BT - - X - - - 1 - - X - - X 2
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X X - X X X 5 - - - - - - - SKD* - - - - X - 1 - - - X X - 2 SS* - - - - - - - - - - X X - 2 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - X - - 1 - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - - - - - SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 2 2 2 2 3 2 13 5 2 4 3 7 6 27 Üstbilişsel 1 1 - 2 2 1 7 - - - 2 2 - 4
f 3 3 2 3 4 3 20 5 2 4 5 9 6 31 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
229
Tablo 4.14 incelendiğinde Esra’nın KKKT’deki soruların çözümünde 20 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 13’ünün bilişsel ve 7’sinin ise üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 31 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 27’sinin bilişsel ve 4’ünün ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Esra’nın KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, deneme yanılma, kontrol için diğer seçenekleri okuma,
seçeneklere işaret koyma ve problemi davranışlarına yansıtma (üstbilişsel) stratejilerini
kullanmasına rağmen AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı
görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, formül kullanma (bilişsel), soru sorma, not alma, okuyarak şekli
takip etme (bilişsel), gruplama, parça parça tanımlama ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullanmasına rağmen KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
Esra’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 2’sinde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir. 4
ve 5. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler ve dolayısıyla farklı lokal stratejiler
kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1. sorularda Esra’nın
KKKT’de cevabı sesli olarak tekrarlama, ipuçlarını sesli tekrarlama ve kontrol için
diğer seçenekleri okuma lokal stratejilerini kullanırken, AUT’de ise zihinde
canlandırma, ipuçlarını sesli tekrarlama, verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 2. soruda cevabı sesli olarak tekrarlama, zihinde
canlandırma ve kontrol için diğer seçenekleri okuma lokal stratejilerini kullanırken,
AUT’deki benzer soruyu çözerken zihinde canlandırma ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 3. soruya baktığımızda ise Esra’nın
bu sorunun çözümünde deneme yanılma ve bütüncül tanımlama lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken ipuçlarını sesli tekrarlama, not alma,
bütüncül tanımlama ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 6. sorunun çözümünde ise cevabı sesli olarak tekrarlama,
kontrol için diğer seçenekleri okuma ve seçeneklere işaret koyma lokal stratejileri
kullanırken, AUT’deki benzer sorunun çözümünde verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme, ipuçlarının sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, bütüncül tanımlama,
okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı
görülmektedir. Esra, farklı soru formatlarının çözümüde farklı çözüm yolları mı
230
kullandığına ilişkin olarak;“İki soru tipinde de farklı şeyler var. Mesela çoktan seçmeli
sorularda net bir doğru var. Ama açık uçlu sorularda ise net bir cevap yok. Yönünü
belirlemede zorlanıyorsun açık uçlu sorularda. Bu nedenle farklı çözüm yolları
kullanıyorum.” demiştir.
Bu bulgular ışığında Esra’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde
farklı bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı düşünülebilir. Ayrıca Esra’nın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, fakat üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Üçüncü olarak aşağıdaki Tablo 4.15’de
Mediha’nın KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül ve lokal
stratejilerin dağılımı ele alınmaktadır.
231
Tablo 4.15: Mediha’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
TP
Ç
TİÇ
SA
PÇ
TA
PÇ
TİÇ
f
TP
Ç
SP
Ç
TİÇ
TS
AP
Ç
TS
AP
Ç
TP
Ç f
CSOT - - - - X - 1 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - X - - - X 2 İST - - X - - X 2 X - X - - - 2 ZC - X - - - - - X - - - X X 3 İK - - - X - - 1 - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - X - - - - 1 DY - - - - - - - - - - - - - - DK X - - - - - 1 - - - - - - - FK - - X - - - 1 - - X - - - 1 NA X - - - X - 2 - - - - - - - İAÇ - - - - - - - X X X - - X 4 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO X X - X - - 3 - - - X - - 1 Sİ - X - X X - 2 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - X X 3 OSŞİ - - - - - - - - X - - - - 1 PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - - - - - - - - X - X X 3 BT - - X - - - 1 - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - X - 1 KDSO* X - - - X - 2 - - - - - - - SKD* - - X X - X 3 - X X X X - 4 SS* - - - - - - - - - X X - - 2 TO* - - X - - - 1 - - - - X - 1
PDY* - - - - - X 1 - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - X - - - 1 OSŞİ* - - - X - - 1 - - - - - - - SBS* - - X - - X 2 - - X - - - 1 FK* - - - - - - - - X - - X - 2 ŞÇ* - - - - - X 1 - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 3 3 3 3 3 1 16 4 4 4 1 5 5 23 Üstbilişsel 1 - 3 2 1 4 11 - 2 4 2 3 - 11
f 2 1 6 5 4 5 27 4 6 8 3 8 5 34 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
232
Tablo 4.15’de görüldüğü gibi Mediha KKKT’deki soruların çözümünde 16’sı
bilişsel ve 11’i üstbilişsel düzeyde olmak üzere toplam 27 lokal strateji kullanmıştır.
AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 34 lokal strateji kullandığı ve bu stratejilerin
23’ünün bilişsel ve 11’inin üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir. Mediha’nın
KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı sesli olarak tekrarlama,
seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, bütüncül tanımlama, kontrol için diğer
seçenekleri okuma, seçeneklere işaret koyma, okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel)
ve not alma stratejilerini kullanmasına rağmen AUT’deki soruların çözümünde bu
stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de
verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle
ifade etme, soru sorma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel/üstbilişsel), okuma sonrası
şekli inceleme (bilişsel), nedensel ilişkiler kurma, parça parça tanımlama, formül
kullanma (üstbilişsel), okuma hızını düşürme ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullanmasına rağmen KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
Mediha’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 5’inde farklı bütüncül stratejileri kullandığı
görülmektedir. 1, 2, 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler ve
dolayısıyla farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji
kullandığı 3. soruda Mediha’nın KKKT’de ipuçlarını sesli tekrarlama, formül kullanma
(bilişsel), bütüncül tanımlama, soru köküne dönme, sorunun beklentisini sorgulama ve
tekrar okuma lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken
ipuçlarını sesli tekrarlama, formül kullanma (bilişsel), parça parça tanımlama, soru
köküne dönme, soru sorma, okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel), sorunun beklentisini
sorgulama ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir.
Mediha aşağıda sunulan görüşüyle KKKT’de ve AUT’deki benzer soruları çözerken
farklı stratejiler kullandığını desteklemektedir.
Mediha: Soruda okuduğum bilgilere göre hangi şık benim mantığıma yatıyorsa soruyu okuduktan sonraki düşünceme uygun olanı işaretliyorum. Hani burada bir şekil var yani, mesela onlarda seçenekleri okuyarak gittim onlarda yani. Yorum yaparak ama burada mesela belli bir cevap vardır ve ben o cevaba çözümleyerek ulaşabilirim ancak yani. Hani mesela kafamda yorum yaparak bu saniyelerde diyemem yani. Mutlaka şıklarda kesin cevaplar vardır mesela o yüzden şıklara hiç bakmadım yani. Şıklara bakıpta yorum yapmadım. Ama çoktan seçmeli sorular seçeneklerle bana çok imkan sağlıyor. Cevabımı onlarla kontrol edebiliyorum. Ama açık
233
uçlu sorularda bu imkan yok. Bu nedenle farklı çözüm yolları kullanıyorum.
Sonuç olarak Mediha’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Mediha’nın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, fakat üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir. İrfan’ın KKKT ve AUT’deki soruların
çözümünde kullandığı bütüncül ve lokal stratejilerin karşılaştırılmasına yönelik bulgular
aşağıdaki Tablo 4.16’da verilmektedir.
234
Tablo 4.16: İrfan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
SP
Ç
TİÇ
TİÇ
TA
PÇ
TİÇ
TİÇ
f
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
SİÇ
TS
AP
Ç
TP
Ç f
CSOT X X - X X X 5 - - - - - - - VDDD - - - - X - 1 - X - X - X 3 İST X - X X X X 5 - - - X - - 1 ZC X - - - - - 1 X X - X - X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - - - 1 X X X - - X 4 NA - - X X X X 4 X X X - X - 4 İAÇ - X - - - - 1 - - - X - - 1 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - - - X - - 1 - X - - X - 2 Sİ - X - X X X 4 - - - - - - -
OŞTE - - - X - - 1 X - - - X X 3 OSŞİ - - - - - - - X X X - - - 3 PDY - - - X - - 1 - - - - X - 1
G - - - - - - - - - - - - X 1 NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - X - X - 2 BT - - - - - - - - - - - - X 1
OHD - - - - - - - - - - X X - 2 KDSO* X - - X - - 2 - - - - - - - SKD* - X X - X X 4 - X X X X - 4 SS* - X - - X - 2 - - - X X - 2 TO* - X X - X - 3 - - - - X - 1
PDY* - X - - X X 3 - - - X - - 1 OŞTE* - - X - - - 1 - - - X - - 1 OSŞİ* - - - - - - - - - - X X - 2 SBS* - X - - X - 2 - - - X - - 1 FK* - X - - - - 1 - - - - - - - ŞÇ* - - - - - X 1 - - - X - - 1 DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 3 3 4 7 5 4 26 5 6 4 5 6 6 32 Üstbilişsel 1 6 3 1 5 3 19 - 1 1 7 4 - 13
f 4 9 7 8 10 7 45 5 7 5 12 10 6 45* Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamakdır.
235
Tablo 4.16 incelendiğinde İrfan’ın KKKT’deki soruların çözümünde 45 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 26’sının bilişsel, 19’unun üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 45 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 32’sinin bilişsel, 13’ünün ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. İrfan’ın AUT’deki soruların çözümünden farklı olarak KKKT’deki
soruların çözümünde cevabı sesli olarak tekrarlama, deneme yanılma, kontrol için diğer
seçenekleri okuma, formül kullanma (üstbilişsel) ve seçeneklere işaret koyma lokal
stratejilerini kullandığı görülmektedir. Tersine AUT’de de KKKT’deki sorulardan farklı
olarak, soruların çözümünde gruplama, parça parça tanımlama, okuma sonrası şekli
inceleme (üstbilişsel), okuma hızını düşürme ve bütüncül tanımlama lokal stratejilerini
kullandığı görülmektedir.
İrfan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül stratejiler
incelendiğinde 6 sorudan hepsinin çözümünde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. Bütün soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler ve dolayısıyla
farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. İrfan açık uçlu ve çoktan seçmeli
soruları çözerken uyguladığı çözüm yollarının farklı mı olduğuna ilişkin görüşünü ise
aşağıdaki şekliyle belirtmiştir;
Hocam çoktan seçmeli sorularda genellikle ÖSS yöntemlerini kullandım. Bunlar aynıda, şimdi burada şey mesela 2. soruda direk olarak, o cismin çarpışma anında momentumu m çarpı V direk aklıma geldiği için onu direk çıkartabildim de. 19. soruda burada daha fazla düşünmemi sağladı. Çünkü burada bir hız var. Ondan sonra bir kuvvet uyguluyor. Yerçekimi şey, sürtmenin olup olmadığını söylemiyor. Sürtünmenin söylenmemesi beni daha fazla uğraşmamı sağladı. Çözüm yollarına baktığımızda bu (19. soru) daha uzun oluyor işte. Ya hocam aslında bu sorularda farklı. Açık uçlu daha da farklı.
Sonuç olarak İrfan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca İrfan’ın KKKT ve
AUT’deki soruların çözümünde aynı sayıda lokal strateji kullanmasına rağmen
KKKT’deki soruların çözümünde AUT’deki sorulardan daha fazla üstbilişsel strateji
kullandığı tespit edilmiştir.
Aşağıdaki Tablo 4.17’de ise Yasemin’in KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin dağılımı sunulmaktadır.
236
Tablo 4.17: Yasemin’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
TP
Ç
TP
Ç
SA
PÇ
SP
Ç
SP
Ç f
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
TA
PÇ
TA
PÇ
TP
Ç f
CSOT X X - X X - 4 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - - - - X X 2 İST - - - - X - 1 - X - - - - 1 ZC X - - X X - 3 X X - X X X 5 İK - - - - - X 1 - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - X - 2 - - X - - - 1 NA - - - - X X 2 - - - X X X 3 İAÇ - - - - - - - X X X - - X 4 ŞÇ - - - - X X 2 - - - - - - - TO - - - - - X 1 - - - - - - - Sİ X - - X X X 4 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X X - X X X 5 OSŞİ - - X - - - 1 - - X - - - 1 PDY - - - X - X 2 - - - - X - 1
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - X - - X - 2 PPT - - - - - - - - - X - X - 2 BT - - - - - - - - - - - - X 1
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X - - X X X 4 - - - - - - - SKD* - - - X - - 1 - - - X X - 2 SS* - - - - - - - - - - - X - 1 TO* - - - X - - 1 - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - - - - - SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 3 1 3 4 7 6 24 3 5 4 3 7 6 28 Üstbilişsel 1 - - 3 1 1 6 - - - 1 2 - 3
F 4 1 3 7 8 7 30 3 5 4 4 9 6 31 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
237
Tablo 4.17 incelendiğinde Yasemin’in KKKT’deki soruların çözümünde 30 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 24’ünün bilişsel, 6’sının ise üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 31 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 28’inin bilişsel, 3’ünün ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Yasemin’in KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, deneme yanılma, tekrar
okuma (bilişsel/üstbilişsel), kontrol için diğer seçenekleri okuma, seçeneklere işaret
koyma ve şekil çizme (bilişsel) stratejilerini kullanmasına rağmen AUT’deki soruların
çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların
çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, soru sorma, okuyarak şekli
takip etme (bilişsel), bütüncül tanımlama, nedensel ilişkiler kurma, parça parça
tanımlama ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullanmasına rağmen
KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Yasemin’in KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 4’ünde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir. 1,
4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı lokal
stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 2. sorularda
Yasemin’in KKKT’de sadece cevabı sesli olarak tekrarlama lokal stratejisini
kullanırken, AUT’de ise zihinde canlandırma, ipuçlarını sesli tekrarlama, nedensel
ilişkiler kurma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 3. soruda deneme yanılma, formül
kullanma (bilişsel) ve okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken formül kullanma (bilişsel), parça parça
tanımlama, okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullandığı görülmektedir. Yasemin açık uçlu ve çoktan seçmeli benzer
soruların çözümünde benzer çözüm yolları mı kullandığına ilişkin soruya aşağıdaki
cevabı vermiştir;
Aslında bu kafamda net bir bilginin olmasına bağlı. Net bir bilgim varsa, çoktan seçmeli sorularda direk şıklarda onu arıyorum. Ve olan seçeneği işaretliyorum. Eğer bilgi yoksa ona yakın bir seçeneği arıyorum. Eğer olmazsa soruyu tekrar okurum yani. Tabi ki açık uçlu sorularda sadece soruyu tekrar okuyabiliyorum. Şıklardan yardım alamıyorum. Farklı olduğunu düşünüyorum şimdi.
Sonuç olarak Yasemin’in KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Yasemin’in AUT’deki
238
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, fakat üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Meryem’in KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandığı bütüncül ve lokal
stratejilere ilişkin bulgular ise aşağıdaki Tablo 4.18’de yer almaktadır.
239
Tablo 4.18: Meryem’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
TP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
f
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç f
CSOT X X X X X - 5 - - - - - - - VDDD - - - - X X 2 X - - X X - 3 İST - - - - - - - - - X - - - 1 ZC X X - - - - 2 - X - X - - 2 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - X - 1 - - - - - - - DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - X - - 1 - - - - - - - FK - - X - - - 1 X - - - - - 1 NA - - - X X - 2 - - - - - - - İAÇ - - X - X X 3 X X X X X - 5 ŞÇ - - - - X X 2 X - - - - - 1 TO - - - X - - 1 - - - - - - - Sİ - - - - - - - - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - X X - 3 OSŞİ - - - - - - - - - - - - - - PDY - X - - - - 1 - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - - - - - - - - X - - - 1 BT - - - - - - - - - - - X X 2
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X - - X X X 4 - - - - - - - SKD* - - - - - - - - - - - - - - SS* - - - - X - 1 - - - - - - - TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - - - - - SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 2 3 3 4 6 3 21 5 2 3 4 6 1 21 Üstbilişsel 1 - - 1 2 1 5 - - - - - - -
f 3 3 3 5 8 4 26 5 2 3 4 6 1 21 • Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
240
Tablo 4.18 incelendiğinde Meryem’in KKKT’deki soruların çözümünde 26 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 21’inin bilişsel, 5’inin ise üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 21 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin tümünün bilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
Meryem’in KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı sesli olarak
tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade etme, denklem kurma, soru sorma, not alma, tekrar
okuma (bilişsel), problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel) ve kontrol için diğer
seçenekleri okuma stratejilerini kullanmasına rağmen, AUT’deki soruların çözümünde
bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de
okuyarak şekli takip etme (bilişsel), bütüncül tanımlama, gruplama, nedensel ilişkiler
kurma, parça parça tanımlama ve ipuçlarını sesli tekrarlama lokal stratejilerini
kullanmasına rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı
görülmektedir.
Meryem’in KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 2’sinde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir.
Meryem’in 1 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 2.
sorularda Meryem’in KKKT’de cevabı sesli olarak tekrarlama, zihinde canlandırma ve
problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel) lokal stratejilerini kullanırken, AUT’de ise
zihinde canlandırma ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı görülmektedir.
KKKT’deki 3. soruda cevabı sesli olarak tekrarlama, formül kullanma (bilişsel) ve
ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu
çözerken ipuçlarını sesli tekrarlama, parça parça tanımlama ve ipuçlarının altını çizme
lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 4. soruda cevabı sesli olarak
tekrarlama, denklem kurma, kontrol için diğer seçenekleri okuma, tekrar okuma
(bilişsel) ve not alma lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken
verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, okuyarak şekli takip
etme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir.
KKKT’deki 5. soruda ise cevabı sesli olarak tekrarlama, verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, kendi cümleleriyle ifade etme, kontrol için diğer seçenekleri
okuma, soru sorma, not alma, ipuçlarının altını çizme ve şekil çizme (bilişsel) lokal
stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, gruplama, nedensel ilişkiler kurma, bütüncül tanımlama,
okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini
241
kullandığı görülmektedir. Ayrıca Meryem farklı sorularda farklı çözüm yollar mı
kullandığına ilişkin olarak;“Formül kullandım. Şekil üzerine çizdim. Yorumlar yaparak
yine formül değil de, hani bunları yazdım. Yorum yaptım. Genelde bence aynı yöntemler
ama farklı olduğunu zannetmiyorum.” ifadesini kullanmıştır.
Sonuç olarak Meryem’in KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül ve lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Meryem’in KKKT’deki
soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıdaki Tablo 4.19’da ise Pelin’in KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin dağılımı sunulmaktadır.
242
Tablo 4.19: Pelin’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
TP
Ç
TP
Ç
SİÇ
SP
Ç
SP
Ç f
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
SİÇ
SA
PÇ
TP
Ç f
CSOT X X - X X - 4 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - - - X - X 2 İST X - - X - - 2 - - X - - - 1 ZC X - - - - X 2 X X - X - X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - - - DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - - - - - - X - X - - - 2 NA - - - X - - 1 - - - - X - 1 İAÇ - X X - - - 2 - - - - - - - ŞÇ X - - - - - 1 - - - - - - - TO - - - - X - 1 - - - - - - - Sİ X - - X X X 4 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - X - 2 OSŞİ - - - - - - - - X X X - - 3 PDY - - - - - X 1 - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - X - X X 3 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X - - X - X 3 - - - - - - - SKD* - - - X - - 1 - - - X X - 2 SS* - - X - X - 2 - X - X X - 3 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - X X - 2 - - - X - - 1 OŞTE* - - - X - - 1 - - - X - - 1 OSŞİ* - - - - - - - - - - - - - - SBS* - - - X - - 1 - - - X - - 1 FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 5 2 1 4 3 3 18 3 2 4 3 4 3 19 Üstbilişsel 1 - 1 5 2 1 10 - 1 - 5 2 - 8
f 6 2 2 9 5 4 28 3 3 4 8 6 3 27 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
243
Tablo 4.19 incelendiğinde Pelin’in KKKT’deki soruların çözümünde 28 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 18’sinin bilişsel, 10’unun üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 27 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 19’unun bilişsel, 8’inin ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Pelin’in KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, ipuçlarını sesli tekrarlama, kontrol için diğer seçenekleri okuma,
seçeneklere işaret koyma, şekil çizme (bilişsel), tekrar okuma (bilişsel), problemi
davranışlarına yansıtma (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullanmasına
rağmen, AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Tersine AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
formül kullanma (bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel), okuyarak şekli takip
etme (bilişsel), formül kullanma (bilişsel), gruplama ve parça parça tanımlama lokal
stratejilerini kullanmasına rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
Pelin’in KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül stratejiler
incelendiğinde 6 sorudan 3’ünde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir. 1, 5 ve 6.
soruların çözümünde Pelin’in farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı lokal
stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 2. sorularda
Pelin’in KKKT’de cevabı sesli olarak tekrarlama ve ipuçlarının altını çizme lokal
stratejilerini kullanırken, AUT’de ise zihinde canlandırma, soru sorma ve okuma sonrası
şekli inceleme (bilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 3. soruda
soru sorma ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer
soruyu çözerken ipuçlarını sesli tekrarlama, formül kullanma (bilişsel), parça parça
tanımlama ve okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) lokal stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 4. sorunun çözümünde ise cevabı sesli olarak tekrarlama,
ipuçlarını sesli tekrarlama, kontrol için diğer seçenekleri okuma, soru köküne dönme,
problemi davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), not alma, okuyarak şekli takip etme
(üstbilişsel), seçeneklere işaret koyma ve sorunun beklentisini sorgulama lokal
stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, soru köküne dönme, soru sorma, problemi
davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel), okuma
sonrası şekli inceleme (bilişsel) ve sorunun beklentisini sorgulama lokal stratejilerini
kullandığı görülmektedir. Pelin farklı soru formatlarında farklı çözüm yolları mı
kullandığına ilişkin olarak: “Galiba çözüm yollarım farklı. Çünkü burada çizme gereği
244
duydum ama burada sadece şekle bakmam yeterli oldu. Mesela 1. soruda direk cevabı
biliyordum. Ama çoktan seçmeli benzer soruda seçenekleri eleyerek doğru cevabı
aradım galiba. Evet öyle yapmıştır.” ifadesini kullanmıştır.
Sonuç olarak Pelin’in KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül ve lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Pelin’in KKKT’deki
soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıdaki Tablo 4.20’de Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin dağılımı yer almaktadır.
245
Tablo 4.20: Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
SA
PÇ
ST
AP
Ç
TP
Ç
TA
PÇ
SP
Ç
SP
Ç f
SA
PÇ
TS
AP
Ç
TA
PÇ
TA
PÇ
SP
Ç
SP
Ç f
CSOT - - - X - - 1 - - - - - - - VDDD X X - - - - 2 X X - X - X 4 İST - - - X - X 2 - - X X X X 4 ZC X X - X X X 5 X X - - - X 3 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - X - - 1 - - - - - - - DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - - - 1 - - - - - - - NA X - - X X - 3 - X X - - - 2 İAÇ - X - X X - 3 X X X X - - 4 ŞÇ X X X - X X 5 - - - - - - - TO X X - - X X 4 - X - X X - 3 Sİ - X - X X X 4 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - X - 2 OSŞİ - - - X - - 1 - - - X - - 1 PDY - - - X X X 3 - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - - X 1 PPT - - X - - - 1 - - X - X - 2 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* - - - X X X 3 - - - - - - - SKD* X X - - - - 2 X X X X X - 5 SS* X X - - - - 2 X X X X X - 5 TO* X - - - - - 1 X - - - - X 2
PDY* - - - - - - - X X - - - X 3 OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - X - - - - X 2 SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - X - - - - 1 ŞÇ* - - - - - - - - X - - - - 1 DK* - - - - - - - - X - - - - 1
Bilişsel 5 6 3 9 7 6 36 4 5 4 5 5 4 27 Üstbilişsel 3 2 - 1 1 1 8 5 6 2 2 2 3 20
f 8 8 3 10 8 7 44 9 11 6 7 7 7 47 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
246
Tablo 4.20 incelendiğinde Şeyma’nın KKKT’deki soruların çözümünde 44 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 36’sının bilişsel, 8’inin üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 47 lokal strateji kullandığı ve
bu stratejilerin 27’sinin bilişsel, 20’sinin ise üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
Şeyma’nın KKKT’deki soruların çözümünde AUT’de kullandığı lokal stratejilerden
farklı olarak cevabı sesli olarak tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade etme, şekil çizme
(bilişsel), problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel), seçeneklere işaret koyma ve
kontrol için diğer seçenekleri okuma stratejilerini kullandığı görülmektedir. Tersine
AUT’deki soruların çözümünde de gruplama, nedensel ilişkiler kurma, okuyarak şekli
takip etme (bilişsel), sorunun beklentisini sorgulama, problemi davranışlarına yansıtma
(üstbilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel), formül kullanma (üstbilişsel),
şekil çizme (üstbilişsel) ve denklem kurma (üstbilişsel) lokal stratejilerini kullanmasına
rağmen KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 2’sinde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir.
Şeyma’nın 2 ve 3. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1.
sorularda ise Şeyma KKKT’de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde
canlandırma, soru köküne dönme, soru sorma, tekrar okuma (bilişsel/üstbilişsel), not
alma ve şekil çizme (bilişsel) stratejilerini kullanırken, AUT’de ise verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, soru köküne dönme, soru sorma, tekrar
okuma (üstbilişsel), problemi davranışlarına yansıtma (üstbilişsel), ipuçlarının altını
çizme, okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel)
stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 4. soruda cevabı sesli olarak
tekrarlama, ipuçlarının sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle ifade
etme, kontrol için diğer seçenekleri okuma, problemi davranışlarına yansıtma (bilişsel),
not alma, okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel), seçeneklere işaret koyma ve
ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu
çözerken verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını sesli tekrarlama, soru
köküne dönme, soru sorma, tekrar okuma (bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme
(bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir.
KKKT’deki 5. soruda ise zihinde canlandırma, not alma, ipuçlarının altını çizme, şekil
çizme (bilişsel), tekrar okuma (bilişsel), seçeneklere işaret koyma, problemi
davranışlarına yansıtma (bilişsel) ve kontrol için diğer seçenekleri okuma lokal
247
stratejileri ile çözümü tamamlamışken, AUT’deki benzer soruda ise ipuçlarını sesli
tekrarlama, tekrar okuma (bilişsel), okuyarak şekli takip etme (bilişsel), gruplama, parça
parça tanımlama, soru köküne dönme ve soru sorma lokal stratejilerini kullanmıştır.
KKKT’deki 6. soruda ise ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, kontrol için
diğer seçenekleri okuma, tekrar okuma (bilişsel), problemi davranışlarına yansıtma
(bilişsel), seçeneklere işaret koyma ve şekil çizme (bilişsel) lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme, ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, nedensel ilişkiler kurma,
tekrar okuma (üstbilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel) ve problemi
davranışlarına yansıtma (üstbilişsel) lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir.
Ayrıca çözüm süreci sonrasında yapılan görüşmede Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki
benzer soruların çözümünde farklı stratejiler mi kullandığına ilişkin olarak aşağıdaki
diyalog geçmiştir:
Sedat: Açık uçlu ve çoktan seçmeli soruları aynı yolları kullanarak mı çözdün? Şeyma: Aynı yolla sayılır. Ama testte % 25 şansım var 5 tane şıktan. Ve
bilemediğin zaman bakıyorsun diyorsun ki biraz daha mantığını çalıştırıyor. Sana ip ucu veriyor. Mesela soruyu çözmek için bir yerden başlamak istiyorsunuz. Ama nereden başlayacağını bilmiyorsunuz. Baktığınız zaman buradan hangi cevaba ulaşacağınızı görebiliyorsunuz. Ben birşey biliyorum. Testteyim birşey biliyorum. Ama bunları birleştiremiyorum. Şıklara baktığım zaman buna eleme yöntemi de diyebiliriz, baktığım zaman mesela baktığım şey bildiğime uygun geliyorsa olabilir diyorum mesela. Ama bunlarda bildin bildin. Bilemedin yanlış. Ayrıca açık uçlu sorularda yaptığından emin olmaya biliyorsun. Bu da mesela yazılıdan çıkınca şu şu mu? Şu şu mu? Derdik mesela. Emin olsam demezdim mesela. Emin olsam bu kesin bu derdim.
Sonuç olarak Şeyma’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Şeyma’nın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, aynı şekilde üstbilişsel strateji kullanım oranının da AUT’deki sorularda
KKKT’deki sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Serkan’ın KKKT ve AUT’deki soruların çözüm sürecine ilişkin bulgulara Tablo
4.21’de aşağıda yer verilmektedir.
248
Tablo 4.21: Serkan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TP
Ç
SP
Ç
SP
Ç
TİÇ
TA
PÇ
SA
PÇ
f
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
TS
AP
Ç
TP
Ç f
CSOT - X - X - - 2 - - - - - - - VDDD - X - - - - 1 - X - X - X 3 İST - - - X - - 1 - - - - X - 1 ZC X X - - - - 2 X X X X - X 5 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - X 1 - X - - - - 1 DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - X - - 1 - - - X - - 1 FK X - X - - - 2 X X X - - - 3 NA - - X X X X 4 - - - X X - 2 İAÇ - - - - X - 1 X X - - - - 2 ŞÇ X - - - X X 3 - - - - - - - TO X - X - X X 4 - - - - - - - Sİ X X X X - X 5 - - - - - - -
OŞTE - - X - - - 1 - - - - - X 1 OSŞİ - - - - - - - - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - - - - - - BT - - - - - - - - - - - X X 2
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* - X - X X X 4 - - - - - - - SKD* - - - X - X 2 - - - - X - 1 SS* - - - X - - 1 - - - X X - 2 TO* - X - - - - 1 - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - X - - 1 - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - - X - 1 SBS* - - - X - - 1 - - - - - - - FK* - X - X - - 2 - - - - X - 1 ŞÇ* - - - X - - 1 - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 5 4 6 5 4 5 29 3 5 2 4 4 4 22 Üstbilişsel - 3 - 7 1 2 13 - - - 1 4 - 5
f 5 7 6 12 5 7 42 3 5 2 5 8 4 27 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
249
Tablo 4.21 incelendiğinde Serkan’ın KKKT’deki soruların çözümünde 42 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 29’unun bilişsel, 13’inin üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 27 lokal strateji kullandığı ve
bu stratejilerin 22’sinin bilişsel, 5’inin ise üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
Serkan’ın KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı sesli olarak
tekrarlama, deneme yanılma, kontrol için diğer seçenekleri okuma, şekil çizme
(bilişsel/üstbilişsel), tekrar okuma (bilişsel/üstbilişsel), okuyarak şekli takip etme
(üstbilişsel), seçeneklere işaret koyma ve sorunun beklentisini sorgulama stratejilerini
kullanmasına rağmen, AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı
görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de gruplama, okuma sonrası
şekli inceleme (üstbilişsel) ve bütüncül tanımlama lokal stratejilerini kullanmasına
rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Serkan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 5’inde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir.
KKKT ve AUT’deki 2, 3, 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler,
dolayısıyla farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji
kullandığı 1. sorularda Serkan’ın KKKT’de zihinde canlandırma, formül kullanma
(bilişsel), tekrar okuma (bilişsel), seçeneklere işaret koyma ve şekil çizme (bilişsel)
lokal stratejilerini kullanırken, AUT’de ise zihinde canlandırma, formül kullanma
(bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı görülmektedir. Serkan
“Farklı soru formatlarında farklı çözüm yolu mu kullanıyorsun?” sorusuna aşağıdaki
cevabı vermiştir:
Mesela çoktan seçmeli soruda gerçek hayattan canlandırdım. Orada tahmini olarak, birşeylere gerek duymadan canlandırdım yani. Formülde şekilde bir anda geliyor aklıma. Ya gerçek dünya ilk önce aklıma gelseydi burada da aklıma gelecekti sonuçta. İşte sorudan soruya değişiyor. Sorunun tipine göre değişiyor yani.
Sonuç olarak Serkan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Serkan’ın KKKT’deki
soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Tuğba’nın çözüm süreçlerine ilişkin bulgular ise aşağıdaki Tablo 4.22’de
özetlenmektedir.
250
Tablo 4.22: Tuğba’nın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
SP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
SA
PÇ
SA
PÇ
f
TA
PÇ
SP
Ç
TP
Ç
SİÇ
SP
Ç
TP
Ç f
CSOT - - - - - X 1 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - X - - - X 2 İST - - - X - - 1 X - X - - - 2 ZC X X - - X X 4 - X - - - - 1 İK - - - - - X 1 - - - - - - -
KCİ X - - - - - 1 - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - - - - - - - X X - - - 2 NA - - - - - - - - - - - X - 1 İAÇ X - - - X X 3 X X X X X - 5 ŞÇ - - - - X - 1 - - - - - - - TO - X - X - - 2 - - - - - - - Sİ - X - X X X 4 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X X - - X X 4 OSŞİ - - X X - - 2 - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - X - - X - 2 PPT - - - - - - - - - X - - - 1 BT - - - - - - - - - - - - X 1
OHD - - - - - - - - - - X X - 2 KDSO* X X - X X - 4 - - - - - - - SKD* - - - - - X 1 X X - X X - 4 SS* - - - - - - - - - - - - - - TO* - - - - - - - - - - X - - 1
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - X - - 1 SBS* - - - - - - - - - - X - - 1 FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 3 3 2 4 4 5 21 3 6 4 2 6 3 24 Üstbilişsel 1 1 - 1 1 1 5 1 1 - 4 1 - 7
f 4 4 2 5 5 6 26 4 7 4 6 7 3 31 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
251
Tablo 4.22 incelendiğinde Tuğba’nın KKKT’deki soruların çözümünde 26 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 21’inin bilişsel, 5’inin üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 31 lokal strateji kullandığı ve
bu stratejilerin 24’ünün bilişsel, 7’sinin ise üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
Tuğba’nın KKKT’deki soruların çözümünde AUT’ddeki soruların çözümünden farklı
olarak cevabı sesli olarak tekrarlama, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma,
seçeneklere işaret koyma, tekrar okuma (bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme
(bilişsel), kontrol için diğer seçenekleri okuma, kendi cümleleriyle ifade etme, deneme
yanılma ve şekil çizme (bilişsel) lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. Tersine
AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, formül
kullanma (bilişsel), parça parça tanımlama, nedensel ilişkiler kurma, gruplama, bütüncül
tanımlama, soru sorma, tekrar okuma (üstbilişsel), not alma, okuyarak şekli takip etme
(bilişsel/üstbilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (üstbilişsel), sorunun beklentisini
sorgulama ve okuma hızını düşürme lokal stratejilerini kullanmasına rağmen
KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Tuğba’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 3’ünde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla
farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1.
sorularda Tuğba’nın KKKT’de zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle ifade etme,
kontrol için diğer seçenekleri okuma ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’de ise ipuçlarını sesli tekrarlama, soru köküne dönme, okuma sonrası
şekli inceleme (bilişsel) ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 2. soruda zihinde canlandırma, kontrol için diğer
seçenekleri okuma, tekrar okuma (bilişsel) ve seçeneklere işaret koyma lokal
stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözerken verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, formül kullanma (bilişsel), nedensel
ilişkiler kurma, soru köküne dönme, okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve ipuçlarının
altını çizme lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 3. soruda deneme
yanılma ve okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) lokal stratejilerini kullanırken,
AUT’de ise ipuçlarını sesli tekrarlama, formül kullanma (bilişsel), parça parça
tanımlama ve ipuçlarının altını çizme stratejilerini kullandığı görülmektedir. Tuğba açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde farklı çözüm yolları mı kullandığına ilişkin
görüşünü aşağıdaki şekliyle belirtmiştir:
252
Ya bu sefer öyle oldu. Direk geçenkinde direk aklıma gelmişti ama bu sefer bu sorularda formül kullandım. Zaten bu soruyu anlayamamıştım. Daha uzun sorular için ama. 1. soru için daha iyi oldu ama şu direk hangisiydi? Bunun için aynı şey gelmedi, daha iyi oldu. Daha düşünceli oldu benim için. o zaman direk cevabım vardı. Ama kafam karıştı bu sefer.
Buradan bireyin çoktan seçmeli sorularda cevabı direk oluşturmasına rağmen, bunun
açık uçlu sorularda böyle olmaması nedeniyle aklının karıştığı ve çözümün uzun
sürdüğü gorülmektedir.
Sonuç olarak Tuğba’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Tuğba’nın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, fakat üstbilişsel lokal strateji kullanım oranının AUT’deki sorularda
KKKT’deki sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıdaki Tablo 4.23’de ise Güray’ın KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejilerin dağılımına yer verilmektedir.
253
Tablo 4.23: Güray’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
SA
PÇ
SP
Ç
TA
PÇ
SA
PÇ
SA
PÇ
SA
PÇ
f
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
TS
AP
Ç
SP
Ç f
CSOT X X - - - X 3 - - - - - - - VDDD - - - - - - - X X - X - X 4 İST - - - X X - 2 - X - - - - 1 ZC X X - - - X 3 X X - X - X 4 İK - - - X - X 2 - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - X - 1 DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - - - - - - - - - - - - - NA - - - - - - - - - - - - - - İAÇ - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO X - - - - - 1 - - - X - X 2 Sİ - - - - - - - - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - - X 2 OSŞİ - - - X - - 1 - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - X - - - 1 - - X - - X 2 BT - - - - - - - - - - - X - 1
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* - - - - - X 1 - - - - - - - SKD* X - X - X X 4 X X - X X - 4 SS* X - - X X X 4 - X - - X - 2 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - X - 1 OSŞİ* - - X - - - 1 - - - - X - 1 SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 3 2 1 3 1 3 13 3 3 1 3 3 5 18 Üstbilişsel 2 - 2 1 2 3 10 1 2 - 1 4 - 8
F 5 2 3 4 3 6 23 4 5 1 4 7 5 26 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
254
Tablo 4.23 incelendiğinde Güray’ın KKKT’deki soruların çözümünde 23 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 13’ünün bilişsel, 10’unun üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 26 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 18’inin bilişsel, 8’inin üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Güray’ın KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, okuma sonrası şekli
inceleme (bilişsel) ve kontrol için diğer seçenekleri okuma stratejilerini kullanmasına
rağmen AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Tersine AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
kendi cümleleriyle ifade etme, nedensel ilişkiler kurma, bütüncül tanımlama ve
okuyarak şekli takip etme (bilişsel/üstbilişsel) lokal stratejilerini kullanmasına rağmen
KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Güray’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 5’inde farklı stratejiler kullandığı görülmektedir. 1,
3, 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla lokal stratejiler
kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 2. sorulardan KKKT’de
Güray’ın zihinde canlandırma ve cevabı sesli olarak tekrarlama lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’de ise verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını sesli
tekrarlama, zihinde canlandırma, soru köküne dönme ve soru sorma stratejilerini
kullandığı görülmektedir. Bunun yanında Güray KKKT ve AUT’deki sorularda farklı
çözüm yolları mı kullandığına ilişkin olarak aşağıdaki ifadeyi belirtmiştir;
Hemen hemen birbirine çok yakın olduğunu düşünüyorum. Her soruda genellikle ilk önce açıklamayı okudum. Göz ucuyla şekle baktım ve sonra soruyu okudum. Benden beklentisini öğrendim. Eğer birşeyler eksik kalırsa, bir sorun olursa sonra tekrar açıklamayı okudum. Ve en son şekle odaklanırım. Şekil üzerinde çalışarak soru benden ne istiyorsa net bir cevap vermeye çalışırım.
Sonuç olarak Güray’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Güray’ın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıda İlknur’un KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandıkları bütüncül
ve lokal stratejilerin dağılımı verilmektedir.
255
Tablo 4.24: İlknur’un KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
SA
PÇ
TİÇ
SP
Ç
SP
Ç
SP
Ç f
TP
Ç
SP
Ç
TA
PÇ
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç f
CSOT X X - X X - 4 - - - - - - - VDDD - X - - - - 1 X X - X - X 4 İST - - X - - - 1 X - - - X - 2 ZC X X - - - - 2 X - - X X X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ X - - - X - 2 - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - - - 1 X X X - - - 3 NA X X X X X - 5 - - - - X - 1 İAÇ - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ X - - - X X 3 - - - - - - - TO - - X X - X 3 - - - - - - - Sİ - - X - - X 2 - - - - - - -
OŞTE - - - X - - 1 - - - - - - - OSŞİ - - - X - - 1 - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X X 2 NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - X - - - 1 - - - - - X 1 BT - - - - - - - - - X - - - 1
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X X - X X X 5 - - - - - - - SKD* - X X - - - 2 - - X - X - 2 SS* X - X - - - 2 - - - - X - 1 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - X - 1 OSŞİ* - - - - - - - - - - X X - 2 SBS* - - X - - - 1 - - - - - - - FK* X - - - - - 1 - - - - - - - ŞÇ* - X - - - - 1 - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 5 4 7 5 4 3 28 4 2 2 2 5 4 19 Üstbilişsel 3 3 3 1 1 1 12 - - 1 1 4 - 6
F 8 7 10 6 5 4 40 4 2 3 3 9 4 25 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
256
Tablo 4.24 incelendiğinde İlknur’un KKKT’deki soruların çözümünde 40 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 28’inin bilişsel, 12’sinin üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 25 lokal strateji kullandığı ve
bu stratejilerin 19’unun bilişsel, 6’sının üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
İlknur’un KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı sesli olarak
tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade etme, deneme yanılma, tekrar okuma (bilişsel),
seçeneklere işaret koyma, sorunun beklentisini sorgulama, formül kullanma
(üstbilişsel), şekil çizme (bilişsel/üstbilişsel), okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve
kontrol için diğer seçenekleri okuma stratejilerini kullanmasına rağmen AUT’deki
soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki
soruların çözümünde de nedensel ilişkiler kurma, gruplama, okuma sonrası şekli
inceleme (üstbilişsel), okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel) ve bütüncül tanımlama
lokal stratejilerini kullanmasına rağmen KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
İlknur’un KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 4’ünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 4.
sorularda ise İlknur’un KKKT’de cevabı sesli olarak tekrarlama, kontrol için diğer
seçenekleri okuma, tekrar okuma (bilişsel), not alma, okuyarak şekli takip etme
(bilişsel) ve okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) lokal stratejilerini kullanırken,
AUT’de ise verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma ve okuma
sonrası şekli inceleme (üstbilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 5.
soruda ise İlknur’un cevabı sesli olarak tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade etme,
kontrol için diğer seçenekleri okuma, not alma ve şekil çizme (bilişsel) lokal stratejileri
kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözer iken ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde
canlandırma, formül kullanma (bilişsel), not alma, gruplama, nedensel ilişkiler kurma,
soru köküne dönme, soru sorma, okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel) ve okuma
sonrası şekli inceleme (üstbilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. İlknur farklı
soru formatlarında farklı çözüm yolları mı kullandığına ilişkin olarak görüşünü: “Soru
tipine bağlı da, bu daha çok daha önceden benzer soru çözdüğüme bağlı. Eğer daha
önceden soruyu çözmüşsem daha hızlı çözüyorum. Ama çözmemişse, çok
düşünüyorum.” şekliyle ifade etmiştir.
Sonuç olarak İlknur’un KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca İlknur’un KKKT’deki
257
soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı, fakat üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Tablo 4.25’de ise Neslihan’ın her iki
testteki soruların çözümde kullandığı bütüncül ve lokal stratejiler yer almaktadır.
258
Tablo 4.25: Neslihan’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TP
Ç
TA
PÇ
TİÇ
ST
AP
Ç
TP
Ç
TİÇ
f
TP
Ç
TA
PÇ
TP
Ç
TİÇ
TP
Ç
TP
Ç f
CSOT - X - X - - 2 - - - - - - - VDDD - - - - - - - X - - X - - 2 İST - - - - - - - - - X X X - 3 ZC X - - X X - 3 - X - X X - 3 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - X 1 - - - - - - - DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK X - - - - - 1 X - - - X - 2 FK X - - - X - 2 X - X - X - 3 NA X X - X X X 5 - - - - - - - İAÇ X - X - X - 3 - X - - - - 1 ŞÇ X - - - - - 1 - - - - - - - TO - - - - X - 1 - - - - - - - Sİ - X - - - - 1 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X X - - X X 4 OSŞİ - - - - - - - - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - X - - - 1 - - X - X X 3 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - X - 1 KDSO* - X - X - X 3 - - - - - - - SKD* - - X X - - 2 - X - X - - 2 SS* - - - X X X 3 - X - X - - 2 TO* - - - X - X 2 - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - X - - 1 - - - X - - 1 OSŞİ* - - X - - - 1 - - - - - - - SBS* - - X - - X 2 - - - X - - 1 FK* - - - - - - - - - - X - - 1 ŞÇ* - - - - - X 1 - - - X - - 1 DK* - - - - - - - - - - X - - 1
Bilişsel 6 3 3 3 5 2 22 4 3 3 3 8 2 23 Üstbilişsel - 1 3 5 1 5 15 - 2 - 7 - - 9
f 6 4 6 8 6 7 37 4 5 - 10 8 2 32 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
259
Tablo 4.25’de görüldüğü gibi Neslihan KKKT’deki soruların çözümünde 22’si
bilişsel, 15’i üstbilişsel düzeyde olmak üzere toplam 37 lokal strateji kullanmıştır.
AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 32 lokal strateji kullandığı ve bu stratejilerin
23’ünün bilişsel, 9’unun üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir. Neslihan’ın
KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı sesli olarak tekrarlama,
kendi cümleleriyle ifade etme, deneme yanılma, kontrol için diğer seçenekleri okuma,
şekil çizme (bilişsel), tekrar okuma (bilişsel/üstbilişsel), okuma sonrası şekli inceleme
(üstbilişsel), not alma ve seçeneklere işaret koyma stratejilerini kullanmasına rağmen,
AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine
AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarını
sesli tekrarlama, nedensel ilişkiler kurma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel), formül
kullanma (üstbilişsel), okuma hızını düşürme ve denklem kurma (üstbilişsel) lokal
stratejilerini kullanmasına rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
Neslihan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 3’ünde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. 3, 4 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1.
sorularda ise Neslihan’ın KKKT’de zihinde canlandırma, formül kullanma (bilişsel),
denklem kurma, not alma, ipuçlarının altını çizme ve şekil çizme (bilişsel) lokal
stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer sorunun çözümünde verilenler dışındaki
değişkenleri düşünme, denklem kurma (bilişsel), formül kullanma (bilişsel) ve okuyarak
şekli takip etme (bilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 2. soruda
ise Neslihan’ın cevabı sesli olarak tekrarlama, kontrol için diğer seçenekleri okuma, not
alma ve seçeneklere işaret koyma lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer
soruyu çözer iken zihinde canlandırma, soru köküne dönme, soru sorma, tekrar okuma,
ipuçlarının altını çizme ve okuyarak şekli takip etme (bilişsel) stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 5. soruda ise Neslihan’ın zihinde canlandırma, tekrar okuma
(bilişsel), not alma, soru sorma, ipuçlarının altını çizme ve formül kullanma (bilişsel)
lokal stratejilerini kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözer iken ipuçlarını sesli
tekrarlama, zihinde canlandırma, denklem kurma (bilişsel), formül kullanma (bilişsel),
parça parça tanımlama, nedensel ilişkiler kurma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel) ve
okuma hızını düşürme stratejilerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca Neslihan farklı
sorularda farklı çözüm yollarlı mı izlediğine ilişkin: “Bunda mesela sanırım önce
260
formülü yazıp sonra şekil çalıştım. Ama mesela diğer sorularda, bu soruda örneğin,
önce kuvvetleri belirleyip sonra işlem yaptım. Yani sırası farklı yöntem formülden yola
çıkarak genellikle.” cevabını vermiştir.
Sonuç olarak Neslihan’ın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Neslihan’ın
KKKT’deki soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal
strateji kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda
AUT’deki sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıda Gökçen’in KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandığı bütüncül
ve lokal stratejilerin dağılımı sunulmaktadır.
261
Tablo 4.26: Gökçen’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TA
PÇ
SP
Ç
TP
Ç
SİÇ
TA
PÇ
SP
Ç f
SA
PÇ
SA
PÇ
TP
Ç
TA
PÇ
SP
Ç
SP
Ç f
CSOT - - - X - X 2 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - X - - - - 1 İST X - X - - - 2 - - X - - - 1 ZC X X - - - - 2 X X X - - X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - X 1 X - - - - - 1 DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - X X - - - 2 - - X - - - 1 NA X - - - - - 1 - - - - - - - İAÇ - - - X - - 1 X X - X X X 5 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - X - - X X 3 - - - - - - - Sİ X X - X - - 3 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - - - X X X - 3 OSŞİ - - - - - - - - - - - - X 1 PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X - 1 NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - X - - X 2 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X X - X X X 5 - - - - - - - SKD* - - - X X - 2 X X - X X - 4 SS* - - - X - - 1 X - - X - - 2 TO* - - - X - - 1 - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - X - - - 1 X X - - - X 3 OSŞİ* - - - X - - 1 - - - - - - - SBS* - - - X - - 1 - - - - - - - FK* X - - - - - 1 - X - - - - 1 ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 4 4 2 3 1 3 17 3 3 5 2 3 4 20 Üstbilişsel 2 1 1 6 2 1 13 3 3 - 2 1 1 10
f 6 5 3 9 3 4 30 6 6 5 4 4 5 30 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
262
Tablo 4.26 incelendiğinde Gökçen’in KKKT’deki soruların çözümünde 30 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 17’sinin bilişsel, 13’ünün üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 30 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 20’sinin bilişsel, 10’unun ise üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Gökçen’in KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, tekrar okuma (bilişsel/üstbilişsel), okuma sonrası şekli inceleme
(üstbilişsel), seçeneklere işaret koyma, kontrol için diğer seçenekleri okuma, not alma
ve sorunun beklentisini sorgulama stratejilerini kullanmasına rağmen, AUT’deki
soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki
soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, okuma sonrası şekli
inceleme (bilişsel), okuyarak şekli takip etme (bilişsel), parça parça tanımlama ve
gruplama lokal stratejilerini kullanmasına rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu
stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Gökçen’in KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 4’ünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla farklı
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 3.
sorularda ise Gökçen’in KKKT’de ipuçlarını sesli olarak tekrarlama, formül kullanma
(bilişsel) ve okuyarak şekli takip etme (üstbilişsel) lokal stratejilerini kullanırken,
AUT’de ise ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, formül kullanma (bilişsel),
parça parça tanımlama ve okuyarak şekli takip etme (bilişsel) stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 6. soruda ise Gökçen’in cevabı sesli olarak tekrarlama,
kendi cümleleriyle ifade etme, kontrol için diğer seçenekleri okuma ve tekrar okuma
(bilişsel) lokal stratejileri kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözer iken, zihinde
canlandırma, parça parça tanımlama, ipuçlarının altını çizme ve okuma sonrası şekli
inceleme (bilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. Gökçen’in KKKT ve
AUT’deki soruları çözerken farklı yöntemler mi kullandığına ilişkin görüşünü aşağıdaki
şekilde belirtmiştir:
Yani sorular farklı bir kere. Hepsi ayrı bir konu içeriyor. Hepsi de ayrı konu içerdiği için de tabi, farklı yollar kullandım. Yani en basitinden şey, mesela kuvvetle şu şey, tabiî ki farklı olacak yöntemleri. Yani hepsi aslında iç içe ama yöntemler hep farklı.
Sonuç olarak Gökçen’in KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Gökçen’in AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
263
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda AUT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Aşağıda Seval’in KKKT ve AUT’deki
soruların çözümünde kullandığı bütüncül ve lokal stratejiler yer almaktadır.
264
Tablo 4.27: Seval’in KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
SA
PÇ
ST
AP
Ç
TP
Ç
TA
PÇ
TA
PÇ
SA
PÇ
f
ST
AP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
SA
PÇ
SP
Ç
TP
Ç f
CSOT X X - X X - 4 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - - - X - X 2 İST - - - - - X 1 - - X X - - 2 ZC - - - - - - - - X - X - - 2 İK - X - - - X 2 - - - - - - -
KCİ - - - - - - - X - - - - - 1 DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - - - - - - - - - - - - FK - - X - X - 2 X X X - - - 3 NA - - - - - - - - - - - X - 1 İAÇ - - - - - - - X - - - - X 2 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - - - - - - - - - - - - - - Sİ X X X X X X 6 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ - - X - - - 1 - - - - - - - PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - X X 2 NİK - - - - - - - - - - - - X 1 PPT - - - - - - - - - X - - - 1 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* X X - X X - 4 - - - - - - - SKD* X X - - - X 3 X - - X X - 3 SS* - X - X - - 2 X - X X - - 3 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - X - - X - X 3 SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - X - - - - 1 X - - - - - 1 ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 2 3 4 2 3 3 17 3 2 3 3 2 4 17 Üstbilişsel 2 4 - 2 1 1 10 4 - 1 3 1 1 10
f 4 7 4 4 4 4 27 7 2 4 6 3 5 27 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
265
Tablo 4.27 incelendiğinde Seval’in KKKT’deki soruların çözümünde 27 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 17’sinin bilişsel, 10’unun üstbilişsel düzeyde
olduğu görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 27 lokal strateji
kullandığı ve bu stratejilerin 17’sinin bilişsel, 10’unun üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. Seval’in KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden cevabı
sesli olarak tekrarlama, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, deneme yanılma,
kontrol için diğer seçenekleri okuma, okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) ve
seçeneklere işaret koyma stratejilerini kullanmasına rağmen, AUT’deki soruların
çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların
çözümünde verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde canlandırma, gruplama,
parça parça tanımlama, nedensel ilişkiler kurma, okuma sonrası şekli inceleme
(üstbilişsel), not alma ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullanmasına
rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı görülmektedir.
Seval’in KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 5’inde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. 1, 2, 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler,
dolayısıyla lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı
3. sorularda Seval’in KKKT’de deneme yanılma, formül kullanma (bilişsel), okuma
sonrası şekli inceleme (bilişsel) ve seçeneklere işaret koyma lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’de ise ipuçlarını sesli tekrarlama, formül kullanma (bilişsel), parça
parça tanımlama ve soru sorma stratejilerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca Seval açık
uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde farklı çözüm yolları mı kullandığına ilişkin
olarak aşağıdaki ifadeyi kullanmıştır;
Mesela çoktan seçmeli sorularda genellikle önemli noktaların altını çizerim. Hatta rehber hocamızda çok kızardı, niye hepsinin altını çiziyorsun diye. Hani sadece dikkat etmen gereken yerlerin altını çiz derdi. Genellikle hepsini çizerdim. Ondan sonra tekrar dikkat etmem gereken yerlerin altını çizerdim. Fakat klasikte o kadar fazla almıyordum. Hani sınavlarda değil de, klasik sınavlarda değil de, genellikle test tipi sorularda daha çok dikkate alıyorum. Çünkü orada şıklar var, benim kafamı karıştıracak şeyler çıkacak ortaya. Onda daha çok. Ama bunda direk istediğini söylüyor sana. Hani çok dikkat etmen gereken yer olmuyor, bir tek o hava sürtünmelerinin olduğu yerlerde, oraları göremiyorum bazen. Genellikle klasikte öyle yapmıyordum yani. Test de daha çok yapıyorum. Çünkü açık uçlu sorular direk istediğini soruyor. Hani kafamı karıştıracak şey olmuyor. Sonuçta ben söylüyorum, ben yapıyorum cevabı. Hani yaparsam da yanlışı ben yapacağım. Ama test de farklı. Hani farklı farklı şeyler var. Yanlış cevap var. Dört tane yanlış cevap varsa, bir tane doğru cevap var. Ondan dolayı kafam karışmasın diye, kafamda birşey kalmasın
266
diye. Oradan yuvarlak içine alıyorum. Ama klasikte böyle birşey yok. Zaten ben yazıyorum. Hani o yüzden çizmiyorum altını. Kendim veriyorum cevabı, yanlış verdiysem de ben verdim. Yani farklı çözüm yolları kullanıyorum.
Sonuç olarak Seval’in KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Seval’in AUT ve
KKKT’deki soruların çözümünde eşit sayıda lokal strateji kullandığı ve her iki testdeki
soruların çözümündeki üstbilişsel strateji kullanım oranının da birbirine eşit olduğu
görülmektedir.
Aşağıdaki Tablo 4.28’de Gökçe’nin her iki testteki soruların çözüm sürecinde
kullandığı bütüncül ve lokal stratejilere yer verilmektedir.
267
Tablo 4.28: Gökçe’nin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SİÇ
TP
Ç
SA
PÇ
f
TP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
TS
AP
Ç
TP
Ç f
CSOT X X - - - - 2 - - - - - - - VDDD - - - - - - - - - - X - X 2 İST - - - - - - - X - - - - - 1 ZC X X - X X X 5 X X - - - - 2 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - X 1 DY - - X - - - 1 - - - - - - - DK - - - X - - 1 - X - - - - 1 FK - - - - - - - X X - - - - 2 NA X - - X X X 4 - X - - - - 1 İAÇ - X - - X - 2 - - - - X - 1 ŞÇ X X - - X - 3 - - - - - - - TO - - - - - X 1 X - - - - - 1 Sİ X X - X - - 3 - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - X - - - - - 1 OSŞİ - - - - - - - - - X - - X 2 PDY - - - - - X 1 - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - - - - PPT - - - - - - - - - - - X - 1 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* - X - - - - 1 - - - - - - - SKD* - - - X - X 2 - - - X X - 2 SS* - - - X X X 3 - - - X - - 1 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - X - - 1 - - - - X - 1 OSŞİ* - - - - - - - - - - - X - 1 SBS* - - - X - - 1 - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - X - 1 ŞÇ* - - - - - X 1 - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 5 5 1 4 4 4 23 5 4 1 1 2 3 16 Üstbilişsel - 1 - 4 1 3 9 - - - 2 4 - 6
f 5 6 1 8 5 7 32 5 4 1 3 6 3 22 * Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
268
Tablo 4.28 incelendiğinde Gökçe’nin KKKT’deki soruların çözümünde 32 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin 23’ünün bilişsel, 9’unun üstbilişsel düzeyde olduğu
görülmektedir. AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 22 lokal strateji kullandığı ve
bu stratejilerin 16’sının bilişsel, 6’sının üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
Gökçe’nin cevabı sesli olarak tekrarlama, deneme yanılma, şekil çizme
(bilişsel/üstbilişsel), kontrol için diğer seçenekleri okuma, problemi davranışlarına
yansıtma (bilişsel), sorunun beklentisini sorgulama ve seçeneklere işaret koyma lokal
stratejilerini sadece KKKT’deki soruların çözümünde kullandığı görülmektedir. Tersine
AUT’deki soruların çözümünde de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme,
ipuçlarının sesli olarak tekrarlama, kendi cümleleriyle ifade etme, formül kullanma
(bilişsel), parça parça tanımlama, okuyarak şekli takip etme (bilişsel), okuma sonrası
şekli inceleme (bilişsel/üstbilişsel) ve formül kullanma (üstbilişsel) lokal stratejilerini
kullanmasına rağmen, KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri kullanmadığı
görülmektedir.
Gökçe’nin KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorunun 3’ünde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla
lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1.
sorularda ise Gökçe’nin KKKT’de zihinde canlandırma, cevabı sesli olarak tekrarlama,
not alma, seçeneklere işaret koyma ve şekil çizme (bilişsel) lokal stratejilerini
kullanırken, AUT’de ise ipuçlarını sesli tekrarlama, zihinde canlandırma, formül
kullanma (bilişsel), tekrar okuma (bilişsel), şekil çizme (bilişsel) ve okuyarak şekli takip
etme (bilişsel) stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 2. soruda Gökçe’nin
cevabı sesli olarak tekrarlama, zihinde canlandırma, kontrol için diğer seçenekleri
okuma, seçeneklere işaret koyma, ipuçlarının altını çizme ve şekil çizme (bilişsel) lokal
stratejileri kullanırken, AUT’deki benzer soruyu çözer iken zihinde canlandırma,
denklem kurma (bilişsel), formül kullanma (bilişsel) ve not alma stratejilerini kullandığı
görülmektedir. KKKT’deki 3. soruda Gökçe’nin deneme yanılma lokal stratejisini
kullanırken, AUT’de ise okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) stratejisini kullandığı
görülmektedir. Gökçe açık uçlu ve çoktan seçmeli soruları çözerken kullandığı çözüm
yollarına ilişkin olarak: “Ya, çok farklı çözüm yolları kullandığımı düşünmüyorum.
Hepsinde şekil çiziyorum. Not alıyorum. Anlamadığımda tekrar okuyorum. Fakat
çoktan seçmelilerde eliyorum. Mantığıma uymayanları eliyorum. Açık uçlularda bunu
yapmıyorum.” cevabını vermiştir.
269
Sonuç olarak Gökçe’nin KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül veya lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Gökçe’nin
KKKT’deki soruların çözümünde AUT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal
strateji kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının KKKT’deki sorularda
AUT’deki sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Son olarak Tablo 4.29’de Seda’nın KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
kullanmış olduğu bütüncül ve lokal stratejilere yer verilmiştir.
270
Tablo 4.29: Seda’ın KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejilerin Dağılımı:
KKKT AUT Sorular/Bütüncül Strateji Sorular/Bütüncül Strateji 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 5 6
Lokal Stratejiler
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
TP
Ç
SP
Ç f
TP
Ç
SP
Ç
TP
Ç
SP
Ç
SP
Ç
TP
Ç f
CSOT - - - - - - - - - - - - - - VDDD X X - - X X 4 X X - X - X 4 İST - - - - - - - - - X - - - 1 ZC - - - - - - - X - X - X X 4 İK - - - - - - - - - - - - - -
KCİ - - - - - - - - - - - - - - DY - - - - - - - - - - - - - - DK - - - - - - - - X - - - - 1 FK - - - - - - - X X X - - - 3 NA - - - - - - - - - - X - - 1 İAÇ - - - - - - - - X - X X X 4 ŞÇ - - - - - - - - - - - - - - TO - - - - - - - - - - - - - - Sİ - - - - - - - - - - - - - -
OŞTE - - - - - - - - - - X - - 1 OSŞİ - - - - - - - X - - - - X 2 PDY - - - - - - - - - - - - - -
G - - - - - - - - - - - - - - NİK - - - - - - - - - - - X - 1 PPT - - - - - - - - - X - X X 3 BT - - - - - - - - - - - - - -
OHD - - - - - - - - - - - - - - KDSO* - - - - - X 1 - - - - - - - SKD* - - - - - - - - X - X - - 2 SS* - - - - - - - X - - - - - 1 TO* - - - - - - - - - - - - - -
PDY* - - - - - - - - - - - - - - OŞTE* - - - - - - - - - - - - - - OSŞİ* - - - - - - - - - - - - - - SBS* - - - - - - - - - - - - - - FK* - - - - - - - - - - - - - - ŞÇ* - - - - - - - - - - - - - - DK* - - - - - - - - - - - - - -
Bilişsel 1 1 - - 1 1 4 4 4 4 4 4 5 25 Üstbilişsel - - - - - 1 1 - 1 - 1 - - 2
f 1 1 - - 1 2 5 4 5 4 5 4 5 27* Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
271
Tablo 4.29 incelendiğinde Seda’nın KKKT’deki soruların çözümünde 5 lokal
strateji kullandığı ve bu stratejilerin tümünün bilişsel düzeyde olduğu görülmektedir.
AUT’deki benzer soruların çözümünde ise 27 lokal strateji kullandığı ve bu stratejilerin
19’unun bilişsel, 6’sının ise üstbilişsel düzeyde olduğu görülmektedir. Seda’nın
KKKT’deki soruların çözümünde lokal stratejilerden kontrol için diğer seçenekleri
okuma stratejisini kullanmasına rağmen AUT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir. Tersine AUT’deki soruların çözümünde de ipuçlarını sesli
tekrarlama, zihinde canlandırma, formül kullanma (bilişsel), denklem kurma (bilişsel),
parça parça tanımlama, nedensel ilişkiler kurma, soru köküne dönme, soru sorma, not
alma, okuyarak şekli takip etme (bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme
(bilişsel/üstbilişsel), ipuçlarının altını çizme ve şekil çizme (üstbilişsel) lokal
stratejilerini kullanmasına rağmen KKKT’deki soruların çözümünde bu stratejileri
kullanmadığı görülmektedir.
Seda’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruları çözerken kullandığı bütüncül
stratejiler incelendiğinde 6 sorudan 4’ünde farklı bütüncül stratejiler kullandığı
görülmektedir. 2, 4, 5 ve 6. soruların çözümünde farklı bütüncül stratejiler, dolayısıyla
farklı lokal stratejiler kullandığı görülmektedir. Benzer bütüncül strateji kullandığı 1.
sorularda Seda’nın KKKT’de verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal
stratejisini kullanırken, AUT’de ise verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, zihinde
canlandırma, formül kullanma (bilişsel), okuma sonrası şekli inceleme (bilişsel) ve soru
sorma stratejilerini kullandığı görülmektedir. KKKT’deki 3. soruda ise hiçbir lokal
strateji kullanmazken, AUT’deki benzer soruyu çözerken ipuçlarını sesli olarak
tekrarlama, zihinde canlandırma, parça parça tanımlama ve formül kullanma (bilişsel)
lokal stratejilerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca Seda’ya; “Açık uçlu ve çoktan
seçmeli soruların çözümünde farklı yollar mı kullandın?” sorusu sorulduğunda, Seda,
“Yani genellikle farklı.” cevabını vermiştir.
Sonuç olarak Seda’nın KKKT ve AUT’deki benzer soruların çözümünde farklı
bütüncül ve lokal stratejiler kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca Seda’nın AUT’deki
soruların çözümünde KKKT’deki soruların çözümünden daha fazla lokal strateji
kullandığı ve üstbilişsel strateji kullanım oranının AUT’deki sorularda KKKT’deki
sorulardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak araştırmada öğrencilerin KKKT ve AUT ile ölçülen kavramsal
anlamalarının farklı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın ikinci aşamasında bu
farklılığın öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli sorularda farklı stratejiler
272
kullanmalarından mı? kaynaklandığı sorgulanmıştır. Fakat bu sorgulamaya geçmeden
önce öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları
stratejiler tanımlanmıştır. Bu tanımlama sonucunda öğrencilerin her iki soru tipinde de
sorunun çözümüne sezgisel veya teorik bilgisiyle yaklaşması ve soruya ilişkin bilgisini
transfer edebilmesi temelinde, bütüncül stratejilerle çözüm sürecinin çerçevesini çizdiği
tespit edilmiştir. Öğrencilerin bu çerçevedeki kısmi zihinsel işlemleri desteklemek için
lokal stratejileri kullandıkları görülmüştür. Başka bir deyişle öğrencilerin soru
çözümünde kullandığı bilginin yapısı, bütüncül stratejiler ve lokal stratejilerin
birbirinden bağımsız olmadıkları tespit edilmiştir. Özel olarak bütüncül stratejiler
incelendiğinde ise öğrencilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme stratejisinde üstbilişsel stratejilere oranla daha fazla bilişsel düzeyde lokal strateji
kullandıkları, tersine sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül stratejisinde
ise bilişsel stratejilere nazaran daha fazla üstbilişsel düzeyde lokal strateji kullandıkları
görülmüştür. Ek olarak öğrencilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere
uygun çözme stratejisinde lokal strateji kullanım sıklığının diğer bütüncül stratejilere
göre daha az olduğu, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül stratejisinde
ise stratejiler arasında en fazla olduğu bulunmuştur. Lokal stratejiler incelendiğinde ise,
öğrencilerin verilenler dışındaki değişkenleri düşünme, ipuçlarının altını çizme gibi
stratejilerin bilişsel düzeyde; soru köküne dönme, soru sorma gibi stratejilerin üstbilişsel
düzeyde; şekil çizme, formül kullanma gibi stratejilerin ise hem bilişsel hem de
üstbilişsel düzeyde kullandıkları tespit edilmiştir. Bu da bize bilişsel ve üstbilişsel
stratejilerin birbirinden bağımsız değil de birbiri içine geçmiş bir yapıya sahip
olduklarını göstermiştir. Ayrıca bu bulgu alan yazındaki bir çok çalışmanın tersine
üstbilişsel stratejilerin bilişsel stratejiler üzerinde otorite olarak onları devamlı izleyen
bir yapı olmadıklarını göstermiştir. Bunun yerine araştırmada üstbilişsel stratejilerin
öğrencinin kendinden emin olmadığı, karar vermesi gerektiği ve kontrol etme ihtiyacı
hissettiği durumlarda, kısacası üst düzey düşünmenin gerçekleştiği durumlarda
kullanıldığını düşünmemize yol açmıştır.
Araştırmanın son bölümünde ise öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların
çözümünde kullandıkları bütüncül ve lokal stratejileri karşılaştırmıştık. Bu karşılaştırma
sonucunda ise genel olarak öğrencilerin benzer açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların
çözümünde farklı bütüncül ve lokal strateji kullandıkları tespit edilmiştir.
273
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde farklı ölçme teknikleri ile öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki
kavramsal anlamaları ve soruların çözümünde kullanılan bilişsel ve üstbilişsel stratejiler
arasındaki ilişkilere ait bulgulara bağlı olarak erişilen sonuçlar ve öneriler
sunulmaktadır.
5.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar
Araştırmada, öğrencilerin KKKT ve AUT ile ölçülen kavramsal anlamalarının farklı
olduğu görülmüştür. Belirtilen ölçme değerlendirme teknikleri, kuvvet ve hareket
konularıyla ilgili aynı kavramları ölçmeyi hedeflemelerine rağmen öğrencilerin bu
tekniklerden aldıkları puan ortalamalarının birbirinden farklı olduğu bulunmuştur.
Ayrıca öğrencilerin kavramsal anlamaları benzer sorular üzerinden incelendiğinde,
öğrencilerin % 89,6’sının kavramsal anlamalarının KKKT ve AUT’deki 1. sorular ile ve
% 66,5’inin KKKT ve AUT’deki 2. sorular ile farklı tanımlandığı tespit edilmiştir.
Bunun yanında öğrencilerin % 85,6’sının KKKT’deki 9. ve AUT’deki 3. soru, %
59’unun KKKT’deki 10. ve AUT’deki 4. soru, % 76,8’inin KKKT’deki 19. ve
AUT’deki 5. soru ve % 76,6’sının ise KKKT’deki 22. ve AUT’deki 6. soru ile
kavramsal anlamalarının farklı tanımlandığı bulunmuştur. Sonuç olarak ölçme
tekniğinin veya sorunun içeriği aynı olsa bile bu sorular veya ölçme teknikleri ile tespit
edilen kavramsal anlamaların farklı olabileceği bulunmuştur. Bu bulgular, alanda daha
önce yapılan bazı araştırmaların bulgularını desteklemektedir (Bennett ve diğ., 1990;
Bridgeman, 1991; 1992; Bridgeman ve Morgan, 1993; Aguirre, 1996; Steinberg ve
Sabella, 1997; O’Neil ve Brown, 1998; Ateş ve Karaçam, 2005; Ateş ve Çataloğlu,
2006; Kızılcık ve Tan, 2007).
274
Böyle bir sonucun ortaya çıkmasının bir sebebi farklı ölçme değerlendirme
tekniklerinin içerdikleri soru çeşidine bağlı olarak öğrencilerden çözümde farklı
işlemler uygulamalarını beklemeleri olabilir. Seçme ile cevaplanan sorular öğrencilerin
seçenekler arasından doğru cevabı seçmelerini gerektirirken, oluşturma ile cevaplanan
sorular; öğrencilerin kelime, cümle, grafik ve şemaya dayalı kısa veya çoklu basamakta
çözüm ve paragraflar oluşturmalarını gerektirmektedir (Bennett, 1993).
Ölçme değerlendirme tekniklerinin önemli diğer bir farkı ise puanlama stratejileridir.
Seçme tipindeki doğru cevabı seçmeyi gerektiren soruları içeren ölçme değerlendirme
tekniklerinde öğrenci; her doğru cevap için tam puan, yanlış cevap için sıfır puan
almaktadır. Dolayısıyla seçme ile cevaplama gerektiren sorular öğrencilerin kısmi
bilgisinin değerlendirilmesine imkan vermemektedir (Yunker, 1999). Bunun tersine
AUT’de öğrencilerin kısmi bilgileri değerlendirilebilmektedir (Bennett ve diğ., 1990;
Bridgeman ve Morgan, 1993; Lukhele ve Thissen ve Wainer, 1994; Bahar, 2001).
Bu sonucun çıkmasındaki diğer bir etmen de öğrencilerin bireysel farklılıkları
olabilir. Bu farklılıklar arasında bilişsel stil, mantıksal düşünme stilleri, cinsiyet v.b.
sayılabilir. Bracey (1990) ve Murphy (1988) farklı özelliklere sahip bireylerin, soruları
ve sorudaki ip uçlarını farklı yollardan algılayabildiklerini, bunun da farklı soru formatı
içeren ölçme değerlendirme tekniklerindeki öğrenci başarılarında, farklılık
oluşturabildiğini belirtmektedir.
5.2. İkinci ve Üçüncü Alt Problemlere İlişkin Sonuçlar
Araştırmada, Şekil 5.1’de görüldüğü gibi öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruların
çözümünde soruya ilişkin bilgileri ve teorik alan veya sezgisel bilgisi temelinde
bütüncül stratejilerle çözüm sürecinin çerçevesini çizdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca
öğrencilerin bu çerçevedeki kısmi zihinsel işlemleri desteklemek için de lokal
stratejileri kullandıkları saptanmıştır. Başka bir deyişle öğrencilerin çözümde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejiler veya çözümde kullandıkları bilginin çeşidinin
birbirinden bağımsız olmadığı, çözüm süresince birbirlerini etkiledikleri bulunmuştur.
Bulgular birçok araştırma (Simon ve Simon, 1978; Greeno, 1980b; Gick ve Holyoak,
1983; Gick, 1986; Kluwe, 1987; Pressley, Borkowski ve Schneider, 1987; Glaser ve
Chi, 1988; Stock, Kulhavy, Pridemore ve Krug, 1992; Lehrer ve Littlefield, 1993;
Webb, Stock ve McCarthy, 1994; Friege ve Lind, 2006) tarafından desteklenmektedir.
275
Friege ve Lind (2006) problem çözme başarısının en önemli belirleyicileri olarak,
öğrencinin probleme ilişkin bilgisini ve alan bilgisini göstermektedir. Gick ve Holyoak
(1983) problem yorumlanırken, bellekteki probleme ilişkin kavramsal ağın aktive
edilebildiğini ve bu kavramsal ağın, problemin amacı, içeriği ve çözüm yoluna ilişkin
bilgileri içerdiğini belirtmektedir. Gick (1986) problemin yorumlanması aşamasında
kavramsal ağ aktive edilebilirse çok az basamakla problemin çözülebileceğini
belirtmektedir. Eğer aktive edilemezse bireyin belleğinde bir araştırma yapması ve bu
araştırma için de bazı stratejiler kullanması gerektiğini belirtmektedir. Lehrer ve
Littlefield (1993) ikinci vurgusuyla bireyin problemi çözüm sürecinde kullandığı lokal
stratejilerin de, soruya ilişkin bilgisini ve alan bilgisini etkilediğini belirtmektedir.
Sonuç olarak alan yazındaki birçok çalışmada öğrencinin soruya ilişkin bilgisi ve alan
bilgisini transfer edebilmesi ile çözümde kullandığı stratejiler arasında etkileşimin
olduğu görülmektedir. Alan yazındaki çalışmalara benzer şekilde bu çalışmada da
öğrencinin soruyu okuması ve çözümü planlaması esnasında teorik veya benzer sorulara
ilişkin bilgisini transfer edebilmesi ile öğrencinin çözümü uygulama ve soruyu anlama
sürecinde kullandığı lokal stratejiler arasında etkileşim olduğu görülmüştür.
Şekil 5.1: Öğrencilerin KKKT ve AUT’deki Soruların Çözümünde
Kullandıkları Stratejilere Yaklaşım
Alan yazındaki araştırmalar incelendiğinde, araştırmaların bazılarının (Simon, 1981;
Kramers-Pals, Lambrechts ve Wolff, 1983; Larkin, 1983; Owen ve Sweller, 1985;
Lokal Stratejileri
Sezgisel Bilgi Teorik Bilgi Soruya İlişkin Bilgi
Problem Çözme Stratejileri
Lokal Stratejileri
Bütüncül Stratejiler
Lokal Stratejileri
276
Sweller, 1988; Ayres, 1993; Heyworth, 1999; Hammouri; 2003) problem çözme
sürecini bütüncül olarak inceleyerek bütüncül stratejileri ve bazı araştırmacıların (Seçil
Özkaya, 2000; Karataş ve Güven, 2004; Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol, 2006; Selçuk
Sezgin, Çalışkan ve Erol, 2007) problem çözme sürecini lokal olarak inceleyerek lokal
stratejileri tanımladıkları görülmektedir. Bu araştırmaların bazılarının ise (Charles,
Lester ve O’Daffer, 1987; Malloy, 1994; Posamentier ve Krulik, 1998; Walker, 2007;
Okur, 2008) problem çözme sürecini hem lokal hem de bütüncül olarak inceleyerek
bütüncül ve lokal stratejileri tanımladıkları görülmüştür. Bu tanımlamalar arasındaki
temel fark stratejiye yaklaşım şekilleridir. Problem çözme sürecini bir bütün olarak ele
alanlar stratejiye çözüm yolu olarak yaklaşmakta, lokal olarak ele alanlar ise stratejiye
bir araç olarak yaklaşmaktadır. Bu çalışmalardan bir kısmı da stratejiye hem çözüm
yolu hem de araç olarak yaklaşmasına rağmen iki yaklaşımla tanımlanan stratejiler
arasında bağ kurmamışlardır. Bu çalışmada ise, bireylerin problem çözme süreçleri hem
bütüncül hem de lokal olarak incelendiğinde, bu stratejilerin birbirinden bağımsız
olmadıkları görülmüştür. Bireylerin bütüncül stratejilerle çözüm sürecinin çerçevesini
çizdikleri, lokal stratejilerle de bu çerçevedeki kısmi zihinsel işlemleri yürüttükleri
tespit edilmiştir. Araştırma bu yönüyle alan yazındaki çalışmaların geneliyle
çelişmektedir.
Stratejiye çözüm yolu olarak yaklaşan Hammouri (2003) yaptığı çalışmada
öğrencilerin soruları çözerken planlama öncesi önceki basamaklara döngüsel olarak
gidip gelme, planlama sonrası önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelme,
planlama öncesi önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapmak,
planlama sonrası önceki basamaklara döngüsel olarak gidip gelmeden çözümü yapmak,
planlama öncesi işlem sonu analizi, planlama sonrası işlem sonu analizi, benzer
problemleri hatırlama, ansızın açıklayı verme ve deneme ve yanılma stratejilerini
kullandıklarını tespit etmiştir. Ayrıca araştırmacı, bütüncül stratejileri; problem çözme
sürecinde yürütülen okuma-özsorgulama, okuma-özizleme, yazma-özsorgulama,
yazma-özizleme, somutlaştırma-özsorgulama, somutlaştırma-özizleme, hipotez kurma-
özsorgulama, hipotez kurma-özizleme, uygulama-özsorgulama, uygulama-özizleme,
kontrol etme-özsorgulama ve kontrol etme-özizleme bilişsel/üstbilişsel işlemlerin
etkilediğini belirtmektedir. Araştırmada bireyin bütüncül stratejilerle çözümün
çerçevesini çizdiği ve bütüncül stratejilerin de bu çerçeve dahilinde yürütülen
işlemlerden etkilendiği belirtilmiştir. Kısacası Hammouri, bireylerin bütüncül
stratejileriyle çözüm yolunu belirlediğini ve öğrenci bu çözüm yolunda ilerlerken
277
uyguladığı işlemlerin de çözüm yolunu, yani bütüncül stratejileri etkilediğini, yani lokal
ve bütüncül stratejiler arasında bir bağ olduğunu belirtmiştir. Bu yönüyle Hammouri’nin
bulguları bu çalışmanın bulgularını destekler niteliktedir. Fakat Hammouri (2003)
bütüncül stratejileri tanımlamasına rağmen bireylerin okuma, yazma, somutlaştırma,
hipotez kurma, uygulama, kontrol etme, özizleme ve özsorgulama işlemlerini
yürütmede kullandıkları lokal stratejileri tanımlamamıştır. Bu çalışmada Hammouri
(2003) tarafından bilişsel/üstbilişsel işlemler olarak tanımlanan ve çözüm sürecinin
kısmi zihinsel işlemlerini yürütmede bireyler tarafından bilişsel ve üstbilişsel düzeyde
kullanılan lokal stratejiler de tanımlanmaktadır.
Benzer şekilde Gick (1986) problemin yorumlanması aşamasında kavramsal ağ
aktive edilebilirse çok az basamakla problemin çözülebileceğini belirtmektedir.
Araştırmacılar, kavramsal ağın aktive edilmesi sonucunda, kavramsal ağın yürütülmesi
için stratejilerin kullanıldığını belirtmektedir. Eğer kavramsal ağ aktive edilemezse
bireyin çözüm süreçleri için belleğinde bir araştırma yapması ve bu araştırma için de
bazı stratejiler kullanması gerektiğini belirtmektedir. Araştırmacı bu ifadelerle,
öğrencilerin soruyu okuyup anlamlandırmasının ardından soruya ilişkin bilgisi ve alan
bilgisi temelinde çözümü bütüncül görerek çerçevesini çizdiğini ve bu çerçeve
dahilindeki kavramsal ağı yürütmek için lokal stratejiler kullandığını vurgulamaktadır.
Bu ifadeler bu araştırmada bütüncül ve lokal stratejiler arasındaki bağa ilişkin bulguları
desteklemektedir.
Araştırmada Şekil 5.2’de görüldüğü gibi öğrencilerin KKKT’deki soruların
çözümünde teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az
bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere
uygun çözme, sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az
bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme, sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül stratejilerini kullandıkları bulunmuştur.
Öğrencilerin KKKT’deki soruları çözerken, bütüncül stratejiler ile çerçevesini
belirledikleri çözümdeki kısmi zihinsel süreçleri yürütmede cevabı sesli olarak
tekrarlama, deneme yanılma, ipuçlarını sesli tekrarlama, parça parça tanımlama,
bütüncül tanımlama, zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle ifade etme,
seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, not alma, ipuçlarının altını çizme, denklem
kurma, seçeneklere işaret koyma ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal
stratejilerini bilişsel düzeyde kullandıkları bulunmuştur. Üstbilişsel düzeyde ise kontrol
278
için diğer seçenekleri okuma, soru köküne dönme, soru sorma ve sorunun beklentisini
sorgulama lokal stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra öğrencilerin
formül kullanma, tekrar okuma, problemi davranışlarına yansıtma, okuyarak şekli takip
etme, okuma sonrası şekli inceleme ve şekil çizme stratejilerini hem bilişsel hem de
üstbilişsel düzeyde kullandıkları görülmüştür.
279
* Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
Şekil 5.2. Öğrencilerin KKKT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları
Bütüncül ve Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisi
Soruya İlişkin bilgisi Sezgisel Bilgisi
BÜTÜNCÜL STRATEJİLER 1. Teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme 2. Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme 3. Teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme 4. Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme 5. Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme 6. Teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme 7. Sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme
LOKAL STRATEJİLER 1. Cevabı sesli olarak tekrarlama 2. Deneme yanılma 3. İpuçlarını sesli tekrarlama 4. Parça parça tanımlama 5. Bütüncül tanımlama 6. Zihinde canlandırma 7. Kendi cümleleriyle ifade etme 8. Seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma 9. Denklem kurma 10. Verilenler dışındaki değişkenleri düşünme 11. Formül kullanma 12. Not alma 13. İpuçlarının altını çizme 14. Şekil çizme 15. Seçeneklere işaret koyma 16 Tekrar okuma 17. Problemi davranışlarına yansıtma 18. Okuyarak şekli takip etme
19. Okuma sonrası şekli inceleme 20. Kontrol için diğer seçenekleri okuma*
21. Soru köküne dönme*
22. Soru sorma*
23. Tekrar okuma* 24. Problemi davranışlarına yansıtma* 25. Okuyarak şekli takip etme*
26. Okuma sonrası şekli inceleme*
27. Sorunun beklentisini sorgulama* 28. Formül kullanma* 29. Şekil çizme*
280
Şekil 5.3’de görüldüğü gibi öğrencilerin AUT’deki soruların çözümünde, teorik
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak
bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere
uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel
bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere
uygun çözme, teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az
bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme, sezgisel
bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül stratejilerini kullandıkları bulunmuştur.
AUT’deki soruları çözerken; ipuçlarını sesli tekrarlama, gruplama, nedensel ilişkiler
kurma, parça parça tanımlama, bütüncül tanımlama, ipuçlarının altını çizme, not alma,
zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle ifade etme, okuma hızını düşürme ve verilenler
dışındaki değişkenleri düşünme lokal stratejilerini bilişsel düzeyde kullandıkları
bulunmuştur. Üstbilişsel düzeyde ise soru köküne dönme, soru sorma ve sorunun
beklentisini sorgulama lokal stratejilerini kullandıkları görülmüştür. Bunun yanı sıra
öğrencilerin formül kullanma, şekil çizme, tekrar okuma, problemi davranışlarına
yansıtma, okuyarak şekli takip etme ve okuma sonrası şekli inceleme lokal stratejilerini
hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde kullandıkları tespit edilmiştir.
281
* Üstbilişsel Stratejileri Tanımlamaktadır.
Şekil 5.3. Öğrencilerin AUT’deki Soruların Çözümünde Kullandıkları Bütüncül
ve Lokal Stratejiler
Teorik Bilgisi
Soruya İlişkin bilgisi Sezgisel Bilgisi
BÜTÜNCÜL STRATEJİLER 1. Teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme 2. Sezgisel bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme 3. Teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme 4. Sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme 5. Sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme 6. Teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, 6. Teorik bilgisini kullanarak ilk defa çözme 7. Sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme
LOKAL STRATEJİLER 1. Gruplama 2. Nedensel ilişkiler kurma 3. İpuçlarını sesli tekrarlama 4. Parça parça tanımlama 5. Bütüncül tanımlama 6. Zihinde canlandırma 7. Kendi cümleleriyle ifade etme 8. Denklem kurma 9. Verilenler dışındaki değişkenleri düşünme 10. Formül kullanma 11. İpuçlarının altını çizme 12. Not alma 13. Tekrar okuma 14. Problemi davranışlarına yansıtma 15. Okuyarak şekli takip etme
16. Okuma sonrası şekli inceleme
17. Okuma hızını düşürme 18. Şekil çizme
19. Soru köküne dönme*
20. Soru sorma*
21. Tekrar okuma* 22. Problemi davranışlarına yansıtma* 23. Okuyarak şekli takip etme*
24. Okuma sonrası şekli inceleme*
25. Denklem kurma* 26. Sorunun beklentisini sorgulama* 27. Formül kullanma* 28. Şekil çizme*
282
Sırasıyla araştırmada tespit edilen lokal ve bütüncül stratejiler alan yazında yapılan
çalışmalarla karşılaştırılarak tartışılacaktır. Alan yazındaki problem çözmede kullanılan
lokal stratejileri tanımlayan araştırmalardan, Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol (2006)
bireylerin fizik problemlerini çözmede; i. Verilenleri ve istenenleri yazma, ii. Şekil
çizme, iii. Sembol kullanma, iv. Zihinde canlandırma, v. İlgili olduğu konuyu düşünme,
vi. Önceden benzer bir problemle karşılaşıp karşılaşmadığını düşünme, vii. İlgili olduğu
yasayı bulup yazma, viii. İlgili formülleri yazma, ix. Anlamaya çalışma, x. Cümle
cümle okuma, xi. Nitel açıklama yapma, xii. Nicel açıklama yapma, xiii. Nicelikleri
ilişkilendirme, xiv. Problemleri kısımlara ayırarak çözme, xv. Verilenleri şekil üzerinde
gösterme, xvi. İsteneni içeren bir formül yazma, xvii. Tekrar okuma, xviii. Önemli
noktayı bulma, xix. İstenilenin altını çizme, xx. Çözüm olan bağıntıyı çizme, xxi.
Çözümü okuma stratejilerini kullandıklarını belirtmiştir. Seçil Özkaya (2000) ise; i.
Bilinen bir süreci yürütme, ii. Verilen süreçten görsel yapılar oluşturma, iii. Denklem
kurma, iv. Tahminde bulunma, v. Deneme ve yanılma, vi. Sayı sayma, vii. Örnek
bulma, viii. Problemi basitleştirme, ix. Hesaplama yapma stratejilerini tanımlamıştır.
Problem çözme sürecini hem bütüncül hem de lokal inceleyerek stratejileri tanımlayan
araştırmalardan; Charles, Lester ve O’Daffer (1987), i. Tahmin etme, kontrol etme,
gözden geçirip düzeltme, ii. Şekil çizme, iii. Nesneler kullanma, iv. Denklem kurma, v.
Örneklere dikkat etme, vi. Mantıksal düşünme sürecini kullanma, vii. Tablo çizme, viii.
Problemi davranışlarına yansıtma, ix. Bir işlem seçme, x. Problemi basitleştirme, xi.
Geriye doğru çalışma stratejilerini tanımlamışlardır. Posamentier ve Krulik (1998) ise; i.
Geriye doğru çalışma, ii. Örnekler bulma, iii. Farklı bir bakış açısını benimseme, iv.
Daha basit benzer bir problemi çözme, v. En uç durumları düşünme, vi. Şekil çizme, vii.
Zihinsel olarak tahmin etme ve test etme, viii. Bütün olasılıkları açıklama, ix. Verileri
düzenleme, x. Mantıksal düşünme stratejilerini tanımlamışlardır.
Bu çalışmada tanımlanan lokal stratejilerin bazıları ile alan yazındaki araştırmalarda
tanımlanan lokal stratejiler arasında benzerlikler tespit edilmiştir. Örneğin; Çalışkan,
Selçuk Sezgin ve Erol (2006) tarafından tanımlanan zihinde canlandırma stratejisi bu
çalışmadaki zihinde canlandırma stratejisine, ilgili formülü yazma ve isteneni içeren
formülü yazma stratejileri formül kullanma stratejisine, önemli noktaları bulma stratejisi
ipuçlarını sesli olarak tekrarlama stratejisine ve çözüm olan bağıntıyı çizme stratejisinin
ise denklem kurma stratejisine; Posamentier ve Krulik (1998) tarafından tanımlanan en
uç durumları düşünme stratejisinin ise bu çalışmadaki verilenler dışındaki değişkenleri
düşünme stratejisine karşılık geldiği görülmektedir. Fakat bu araştırmada belirtilen alan
283
yazından farklı olarak; öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde
gruplama, nedensel ilişkiler kurma, parça parça tanımlama, bütüncül tanımlama, kendi
cümleleriyle ifade etme, cevabı sesli olarak tekrarlama, kontrol için diğer seçenekleri
okuma, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, seçeneklere işaret koyma, okuma
sonrası şekli inceleme, okuma hızını düşürme, sorunun beklentisini sorgulama, soru
sorma ve soru köküne dönme stratejilerini de kullandıkları tespit edilmiştir.
Alan yazında genel olarak bireylerin matematiksel işlem gerektiren sayısal
problemleri çözüm süreçlerinden stratejiler tanımlanırken, bu çalışmada bireylerin
kavramsal soruların çözümünde kullandıkları stratejiler tanımlandığı için böyle bir
sonuç elde edilmiş olabilir. Soruların bireylerden beklentisinin farklılaşması nedeniyle
çözümde kullanılan stratejilerin de farklılaştığı düşünülmektedir. Aynı şekilde Ateş ve
Çataloğlu (2006) öğrencilerin mekanik konusundaki problem çözmeye dayalı ve
kavramsal sorulardan aldıkları puanların farklı olduğunu tespit etmişlerdir. Bu sonucun
ise soru içeriğinin öğrencilerin aldıkları puanları etkilediğini belirtmişlerdir. Aynı
şekilde Herman ve diğerleri (1994) farklı soru formatlarının çözümünde öğrencilerin
farklı zihinsel yaklaşımlar uyguladığını belirtmektedir.
Böyle bir sonucun elde edilmesindeki ikinci neden ise, alan yazındaki çalışmalarda
stratejiler genel olarak bilişsel düzeyde incelenirken bu çalışmada üstbilişsel açıdan
incelemesi olabilir. Örneğin; Çalışkan, Selçuk Sezgin ve Erol (2006) tarafından
tanımlanan verilen ve istenenleri yazma stratejisi bu çalışmada tanımlanan; not alma
stratejisine, şekil çizme stratejisi şekil çizme stratejisine, önemli noktaları bulma
stratejisi ipuçlarının altını çizme, cümle cümle okuma stratejisi cümle cümle okuyarak
şekli takip etme stratejisine, tekrar okuma stratejisi tekrar okuma stratejisine ve Charles,
Lester ve O’Daffer (1987) tarafından tanımlanan problemi davranışlarına yansıtma
stratejisi bu çalışmada problemi davranışlarına yansıtma stratejisine karşılık geldiği
düşünülebilir. Fakat belirtilen alan yazındaki stratejiler bilişsel düzeyde tanımlanırken,
bu çalışmada üstbilişsel düzeyde tanımlanmıştır.
Diğer taraftan alan yazında problem çözme stratejilerini üstbilişsel bakış açısından
değerlendiren araştırmalar incelendiğinde, bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin birbirinden
bağımsız olarak ele alındığı görülmüştür. Örneğin; Ghonsooly ve Eghtesadee (2006)
planlama, izleme (kelime düzeyinde problemin tanımı), değerlendirme (cümle
düzeyinde problemin tanımı), değerlendirme (ana fikri elde etmek için yeniden işlem
yapma), öz sorgulama, öz doğrulama (önceki hipotezi doğrulama) öz doğrulama (yanlış
anlamlandırmanın düzeltilmesi), seçimsel dikkat (önemli bilgiyi tanımlama), seçimsel
284
dikkat (önemsiz ve zor bölümleri fark etme) stratejilerini üstbilişsel stratejiler olarak
tanımlamaktayken, bilginin arka planını kullanma, tahminde bulunma, bir kelimenin
anlamına ulaşmak için tekrarlama, zor kelime öncesi tekrarlama, paragraf yazma,
çıkarımda bulunma (ön ek- son ek ilişkini kullanarak kelimenin anlamına ulaşmaya
çalışma), çıkarımda bulunma (bir kelimenin anlamına ulaşmak için yeniden işlem
yapmak), görselleştirme, çeviri yapma, gözlemciler, sözlük kullanma, çözümleme, ses
bilgisi benzerliklerine dayalı olarak kelimeyi tanımlama ve dilbilgisel analiz yapma
stratejilerini ise bilişsel stratejiler olarak tanımlamaktadırlar. Fakat bu çalışmada ise
öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde kullandığı bilişsel ve üstbilişsel
lokal stratejilerin birbirinden bağımsız olmadığı görülmüştür. Örneğin öğrencilerin
denklem kurma ve formül kullanma stratejilerini hem bilişsel hem de üstbilişsel
düzeyde kullandıkları tespit edilmiştir. Flavell (1979) ve Livingstone (1997) bu bulguyu
desteklemektedir. Araştırmacılar bir stratejinin, bilişsel mi yoksa üstbilişsel düzeyde mi
kullanıldığını tespit etmek için stratejinin kullanılma amacının incelenmesi gerektiğini
belirtmektedir. Eğer strateji çözüm sürecini veya anlamlandırmayı izlemek ve kontrol
etmek için kullanılmışsa üstbilişsel, çözümdeki kısmi zihinsel bir süreci yürütmek için
kullanılmış ise bilişsel düzeyde olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar bilişsel
ve üstbilişsel stratejilerin grift bir yapıya sahip olup birbirlerine bağlı olduğunu ve bir
stratejinin farklı amaçlarla hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde kullanılabileceğini
belirtmişlerdir.
Alan yazındaki problem çözme sürecini bütüncül inceleyerek bütüncül stratejileri
tanımlayan araştırmacılardan Simon (1981), Larkin (1983), Owen ve Sweller (1985),
Sweller (1988) ve Ayres (1993) “ileri doğru çalışma (working forward)”, “geriye doğru
çalışma (Working backwards)” ve “işlem sonu analizi (means and analysis)” olmak
üzere üç tip strateji üzerinde çalışmışlardır.
Bu çalışmada tanımlanan bütüncül stratejilerin bazıları ile alan yazındaki
araştırmalarda tanımlanan bütüncül stratejiler arasında benzerliklerin olduğu
görülmektedir. Örneğin alan yazında tanımlanan ileri doğru çalışma stratejisi bu
çalışmada tanımlanan teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme
stratejisine karşılık geldiği, işlem sonu analizi stratejisinin sezgisel bilgisini kullanarak
az bildiği problemlere uygun çözme stratejisine ve geriye doğru çalışma stratejisinin ise
sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisine karşılık geldiği görülmektedir.
Fakat araştırmada tanımlanan bazı bütüncül stratejilerin alan yazında karşılığının
285
olmadığı ve bu çalışmada alan yazına göre stratejilerin daha detaylı tanımlandığı
görülmektedir.
Araştırmada böyle bir sonucun elde edilmesinin temel nedeni alan yazında
tanımlanan bütüncül stratejilerin sadece öğrencilerin soruya ilişkin bilgisiyle
ilişkilendirilerek tanımlanması olabilir. Heyworth (1999) kimya alanında yaptığı
çalışmada uzman olan bireylerin sorulara ilişkin bir ön deneyimleri olması nedeniyle,
hemen soru ve çözüm yolunu hatırladıkları ve ileri doğru çalışma stratejisini
kullandıklarını tespit etmiştir. Benzer şekilde Sweller, Mawer ve Ward (1983) bireylerin
problemlere ilişkin deneyimleri artığında, temel kinematik problemlerini çözmek için
kullandıkları stratejilerin geriye doğru çalışma stratejisinden, işlem sonu analizi ve
ileriye doğru çalışma stratejilerine doğru kaydığını belirtmektedir. Sonuç olarak alan
yazında tanımlanan stratejilerde sadece öğrencilerin soruya ilişkin bilgilerinin dikkate
alındığı görülmektedir. Fakat Friege ve Lind (2006) problem çözme başarısının en
önemli belirleyicileri olarak; öğrencinin probleme ilişkin bilgisi ve alan bilgisini
göstermektedir. Araştırmada bütüncül stratejiler tanımlanırken öğrencilerin soruya
ilişkin bilgisinin yanında çözümde teorik alan bilgisi veya sezgisel bilgisini
kullanmasının da dikkate alınması nedeniyle, alan yazına göre bütüncül stratejilerin
daha fazla çeşitlendiği düşünülmektedir. Fakat bütüncül stratejilerin daha detaylı
incelenebilmesi için özyeterlikleri vb. bireysel farklılıkların da dikkate alınması
gerektiği düşünülmektedir.
Böyle bir sonucun elde edilmesinin temel nedenlerinden bir tanesi de, çalışmamızda
bireylerin kavramsal soruların çözümünde kullandıkları stratejiler tanımlanırken, alan
yazında genel olarak matematiksel işlem gerektiren sayısal problemlerin çözümünde
kullanılan stratejilerin tanımlanması olabilir. Soruların bireylerden beklentisinin
farklılaşması nedeniyle çözümde kullanılan stratejilerin de farklılaştığı
düşünülmektedir. Aynı şekilde Bennett (1993) öğrencilerin mekanik konusundaki
problem çözmeye dayalı ve kavramsal sorulardan aldıkları puanların farklı olduğunu
tespit etmiştir. Bu sonucun ise soru içeriğinin farklılaşmasından kaynaklandığını
belirtmiştir. Aynı şekilde Herman ve diğerleri (1994) farklı soru formatlarının
çözümünde, öğrencilerin farklı zihinsel yaklaşımlar uyguladığını belirtmektedir.
Alan yazında tanımlanan bütüncül stratejiler ile çalışmamızda tanımlanan
stratejilerin farklılık göstermesinin diğer bir nedeni de; araştırmalara katılan bireylerin
uzmanlık düzeylerinin farklı olması olabilir. Alan yazında bütüncül stratejilerin
tanımlandığı çalışmalar incelendiğinde, bu çalışmaların genel olarak uzman olan ve
286
olmayan bireylerin çözüm stratejilerini belirlemeye yönelik araştırmalar olduğu dikkati
çekmektedir. Bu araştırmalarda uzman bireylerin alan uzmanları arasından, uzman
olmayan bireylerin ise fizik alanında öğrenim görmekte olan üniversite öğrencileri
arasından amaçlı olarak seçildiği görülmüştür. Bu çalışmaya ise üniversite 1. sınıfta
öğrenim görmekte olan gönüllü öğrenciler katılmıştır. Alan yazındaki araştırmalara ve
bu çalışmaya katılan bireylerin öğrenim düzeyleri karşılaştırıldığında, alan yazındaki
araştırmalara katılan düşük uzmanlık düzeyine sahip bireyler ile bu çalışmaya katılan
bireylerin öğrenim düzeyleri benzerlik göstermektedir. Bu çalışmaya alan uzmanları
katılımcı olarak alınmamıştır. Bu nedenle araştırmalara katılan bireylerin uzmanlık
düzeylerinin farklı olması, araştırmalarda tanımlanan bütüncül stratejilerin
farklılaşmasına neden olmuş olabilir. Uzmanlık düzeyinin kullanılan stratejiler
üzerindeki etkisine ilişkin yapılan bir çok çalışmada da (Purpura, 1997; Yoshida-
Morise, 1998; Yoshizawa, 2002; Song, 2004) uzmanlık düzeyinin soru çözümünde
kullanılan stratejiler üzerinde etkisinin olduğu vurgulanmaktadırlar. Fakat yapılan
çalışmalarda genel olarak üniversite öğrencileri üzerine odaklanıldığı dikkati
çekmektedir. Soru çözümünde kullanılan stratejiler uzmanlık düzeyine bağlı olduğuna
göre, alan yazında tanımlanan stratejilerin ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite
öğrencilerinin çözüm süreçlerini destekleyip desteklemediği incelenmelidir.
Böyle bir sonucun elde edilmesinin diğer nedeni ise, alan yazındaki araştırmalarla,
bu çalışmada veri toplamak için kullanılan araç ve tekniklerin farklı olması olabilir.
Hammouri (2003) dışında alan yazındaki diğer çalışmalarda, öğrencilerin soru
çözümünde kullandıkları bütüncül stratejileri tanımlamak için gözlem, kontrol listeleri
ve geçmişe ait bildiriler gibi teknikler kullanılırken, bu araştırmada sesli düşünme
tekniği ve ardından çözüm sürecine ilişkin yarı yapılandırılmış görüşme tekniği
kullanılmıştır. Araştırmada sesli düşünme tekniği ve sonrasında görüşme
düzenlemesinin, alan yazındaki benzer çalışmalara göre öğrencilerin çözüm süreçlerini
daha detaylı incelenmesini sağladığı düşünülmektedir. Benzer şekilde Cohen (2006)
sesli düşünme tekniğinin gözlem, geçmişe ait bildiriler, kontrol listesi gibi geneksel
yaklaşımlara göre bireylerin çözüm sürecine ilişkin daha etkili veri sağladığını
belirtmektedir.
Ayrıca araştırmada bütüncül stratejilerle lokal stratejiler karşılaştırıldığında ise
öğrencilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisinde en
az, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisinde ise en fazla üstbilişsel
düzeyde aktiviteler yürüttükleri tespit edilmiştir. Bu bulgu alan yazındaki bir çok
287
araştırma (Simon ve Simon, 1978; Greeno, 1980b; Gick ve Holyoak, 1983; Gick, 1986;
Lehrer ve Littlefield, 1993; Friege ve Lind, 2006) tarafından desteklenmektedir. Gick
(1986) problemin yorumlanması aşamasında kavramsal ağ aktive edilebilirse çok az
basamakla problemin çözülebileceğini belirtmektedir. Eğer aktive edilemezse bireyin
belleğinde bir araştırma yapması ve bu araştırma için de bazı stratejiler kullanması
gerektiğini belirtmektedir. Araştırmacılar bireyin soruyu çözüm öncesi benzer
problemlere ilişkin kavramsal ağı aktive edebilmesi durumunda kavramsal ağı hızlı bir
şekilde yürütebileceğini, fakat aktive edemediğinde ise çözüme ilişkin kavramsal ağı
araştırma ve çözümü yürütmede üstbilişsel düzeyde stratejiler kullanacağını
belirtmektedir. Buradan öğrencinin soruya ilişkin bilgisi azaldıkça soruyu
anlamlandırma ve çözümü uygulama aşamalarında üstbilişsel strateji kullanım oranının
arttığını belirttiği görülmektedir.
5.3. Dördüncü Alt Problemlere İlişkin Sonuçlar
Öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları bütüncül
ve lokal stratejiler genel ve öğrenci bazında incelendiğinde, öğrencilerin her iki tip
soruyu çözerken farklı stratejiler kullandıkları bulunmuştur. Ayrıca araştırmada
öğrencilerin bazı stratejileri hem açık uçlu hem de çoktan seçmeli sorularda
kullanmalarına rağmen, bu stratejilerin kullanılma sıklıklarının farklı olduğu tespit
edilmiştir.
Araştırmada, öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejiler genel olarak incelendiğinde, öğrencilerin
açık uçlu soruları çözerken çoktan seçmeli sorulara göre daha fazla bilişsel düzeyde,
tersine çoktan seçmeli sorularda da açık uçlu sorulara göre daha fazla üstbilişsel
düzeyde strateji kullandıkları bulunmuştur. Bulgular birçok çalışma (Anderson, 1989;
1991; O’Neil ve Brown, 1998; Katz, Bennett ve Berger, 2000; Coderre, Harasym,
Mandin ve Fick, 2004) tarafından desteklenmektedir.
Böyle bir sonuç elde edilmesinin temel nedeni, açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların
farklı beklentilerinin olması ve öğrencilerin farklı beklentileri karşılamak için soruları
farklı şekilde çözmeleri gerektiğine inanmaları olabilir. Aynı şekilde Bennett (1993)
farklı soru formatlarının farklı beklentileri olduğunu, beklentiler bakımından soru
formatlarının seçme tipi (Çoktan seçmeli, doğru-yanlış vb.) ve oluşturma tipi (açık
288
uçlu, essay vb.) olmak üzere iki gruba ayrılabileceğini belirtmektedir. Araştırmacı
seçme tipi soruların, öğrencilerden seçenekler arasından doğru cevabı seçmelerini,
oluşturma tipi soruların ise belirtilen durumla ilgili çizimler, grafikler kullanarak
düşüncelerini oluşturmalarını (yazmalarını) beklediğini belirtmektedir. Benzer şekilde
Herman ve diğerleri (1994) farklı soru formatlarının çözümünde öğrencilerin farklı
zihinsel yaklaşımlar uyguladığını belirtmektedir. Araştırmacılar, öğrencilerin genel
olarak çoktan seçmeli sorularda deneme yanılma, tahmin ve kontrol yaklaşımlarını
sergilerken; açık uçlu sorularda ise matematiksel işlem yaparak sonuca ulaşmaya
çalıştıklarını belirtmektedirler. Araştırmacılar bunun, öğrencilerin açık uçlu ve çoktan
seçmeli soruların beklentilerinin farklı olduğunu düşünmelerinden kaynaklandığını
belirtmektedir. Araştırmacılara öğrenciler, açık uçlu sorularda soruyu başarmak için
grafik veya şekiller gibi görsel materyallerle açıklama yapmaları gerektiğini
düşünürlerken, çoktan seçmeli sorularda ise işlem yaparak doğru cevabı seçenekler
arasından bulmaları gerektiğini düşünmektedirler.
Yukarıda belirtildiği gibi çalışmamızda öğrencilerin çoktan seçmeli soruların
çözümünde açık uçlu sorulara göre daha fazla üstbilişsel strateji kullandıkları
bulunmuştur. Soruları beklentileri yönünden karşılaştıran bir çok araştırmada ise
(Newble, 1979; Bennett ve diğ., 1990; Resnick ve Resnick, 1992; Bridgeman ve
Morgan, 1993; Lukhele ve Thissen ve Wainer, 1994; Paxton, 2000; Schmoker,2000;)
çoktan seçmeli sorulardaki seçeneklerin öğrenciye kılavuzluk ettiği ve bu nedenle bu tip
soruların üst düzey düşünme becerilerini ölçmeye imkan vermediği belirtilmektedir.
Tersine araştırmalarda açık uçlu soruların üst düzey düşünme becerilerini ölçmeye
çoktan seçmeli testlere göre daha fazla imkan verdikleri belirtilmektedir. Görüldüğü
gibi alan yazındaki bazı araştırmaların bulgularıyla çalışmadan elde ettiğimiz bulgular
çelişmektedir. Fakat alan yazındaki araştırmaların bazıları da (Maguire,Shakun ve
Harley, 1992; Shakun, Maguire ve Cook, 1992; Case ve Swanson, 1994; Boshuizen,
van der Vleuten, Schmidt ve Machiels-Bongaerts, 1997; O’Neil ve Brown, 1998;
Coderre, Harasym, Mandin ve Fick, 2004) çalışmamızdan elde ettiğimiz bulguları
desteklemektedir. O’Neil ve Brown (1998) ise yaptıkları çalışmada öğrencilerin çoktan
seçmeli soruların çözümünde açık uçlu sorulara göre daha fazla öz kontrol yaptıklarını
bulmuşlardır. Aynı şekilde Coderre, Harasym, Mandin ve Fick (2004), Boshuizen, van
der Vleuten, Schmidt ve Machiels-Bongaerts (1997) çoktan seçmeli testlerin üst düzey
becerileri ölçmeye imkan verebileceğini, bunun ise çoktan seçmeli soruların
seçeneklerinden ziyade soru kökünün iyi yapılandırılmasına bağlı olduğunu
289
belirtmektedir. İkinci grup araştırmacılar da (Maguire, Shakun ve Harley, 1992;
Shakun, Maguire ve Cook, 1992; Case ve Swanson, 1994) çoktan seçmeli soruların
açık uçlu sorular gibi üst düzey düşünme becerilerini sergilemeye imkan verebileceğini
belirtmelerine rağmen, soruların buna imkan vermesi için seçeneklerin iyi
yapılandırılması gerektiğini belirtmektedir. Buradan araştırmada öğrencilerin çoktan
seçmeli soruların çözümünde açık uçlu sorulara göre daha fazla üstbilişsel strateji
kullanmalarının nedeninin çoktan seçmeli soruların hem soru kökünün ve
seçeneklerdeki çeldiricilerin çok iyi yapılandırılmasından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Böyle bir sonuç elde edilmesinin diğer bir nedeni açık uçlu ve çoktan seçmeli
soruların yapısal özelliklerinin (ipuçları, şekilleri vb.) farklı olması olabilir. Soruların
yapısal özellikleriyle öğrencilerin soruları çözüm süreçleri ve başarıları arasındaki
ilişkiyi inceleyen Johnstone, Bottsford-Miller ve Thompson (2006) eyalet bazında
yapılan seviye belirleme sınavlarında kullanılan test sorularının niteliklerini yapısal
olarak değerlendirmişlerdir. Araştırma sonucunda sorudaki yapıların (şekili, beklentisi,
görünümü vb.), öğrencilerin daha önce çözmüş olduğu benzer soruları ve soruda
beklenen bilgi ve beceriye ilişkin alan bilgisini hatırlamasını, sorunun okunabilirliğini,
öğrencilerin sorulara doğru cevap vermelerini ve bunların çözüm süreçlerini etkilediğini
tespit etmişlerdir. Sorunun yapısal özelliklerinin çözüm sürecini nasıl etkilediğini daha
detaylı yorumlayan Gick (1986) ise, problem çözme sürecinde öğrencinin ilk olarak
soruyu anlamlandırıp yorumlamaya çalıştığını belirtmektedir. Araştırmacı, öğrencinin
bu işlem için verilenler ve istenenleri ayırdığını ve bu bilgileri mevcut bilgileriyle
ilişkilendirdiğini belirtmektedir. Ayrıca araştırmacı, öğrencinin soruda verilenler ve
istenenleri ayırıp ayıramamasının, sorudaki bilgilerle mevcut bilgilerini
ilişkilendirebilmesini ve sonuç olarak çözümün sonraki basamaklarına karar
verebilmesini etkilediğini belirtmektedir. Buradan soruların yapısal özelliklerinin;
öğrencilerin soruda verilenler ve istenenleri ayırıp ayıramamasını, sorudaki bilgilerle
mevcut bilgilerini ilişkilendirmesini ve çözümün sonraki basamaklarına karar
verebilmesini etkilediği sonucuna varılabilir. Araştırmamızda da açık uçlu sorularda
çoktan seçmeli sorulardan farklı olarak sorudaki eylemin açıklanması ve önemli
ipuçlarının altının çoktan seçmeli sorulara göre daha fazla çizilmesi nedeniyle
öğrencilerin açık uçlu soruları çoktan seçmeli sorulara göre daha etkili bir şekilde
zihinlerinde canlandırdıkları ve bilişsel düzeyde stratejiler kullanarak çözümü
tamamladıkları düşünülmektedir. Bu noktada öğrencilerin soru çözümünde özellikle
290
soruyu anlamlandırma ve yorumlama aşamasında üstbilişsel strateji kullanım oranı
sorunun yapısal niteliğinin bir göstergesi olabilir mi? sorusunu akla getirmektedir.
Araştırmada böyle bir sonuç elde edilmesinin başka bir nedeni, öğrencilerin açık uçlu
ve çoktan seçmeli sorulara ilişkin bilgilerinin ve çözüme teorik alan bilgisi veya
sezgisel bilgisiyle ulaşmaya çalışmaları olabilir. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve
çoktan seçmeli sorularda kullandıkları bütüncül stratejiler incelendiğinde, açık uçlu
sorularda kullanılan stratejilerin teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun
çözme stratejisine doğru bir kayma göstermesine rağmen, çoktan seçmeli soruların
çözümünde ise sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisine doğru bir kayma
olduğu görülmüştür. Yanı sıra araştırmada öğrencilerin bütüncül stratejiler altında
yürüttükleri lokal stratejiler incelendiğinde ise, teorik bilgisini kullanarak bildiği
problemlere uygun çözme stratejisi bir uçta, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme
stratejisi de diğer uçta olmak üzere sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa stratejisine
doğru gidildikçe öğrencilerin kullandıkları lokal stratejilerin üstbilişsel düzeyde
kullanılma oranının arttığı bulunmuştur. Benzer şekilde Friege ve Lind (2006)
öğrencinin probleme ilişkin bilgisi ve kavramsal ağının niteliğinin problem çözme
başarısının en önemli belirleyicileri olduğunu belirtmektedir. Gick ve Holyoak (1983)
problemi yorumlama boyunca, bellekteki probleme ilişkin kavramsal ağın aktive
edildiğini ve bu kavramsal ağın, problemin amacı, içeriği ve çözüm yoluna ilişkin
bilgiler içerdiğini belirtmektedir. Gick (1986) ise problemin yorumlanması aşamasında
kavramsal ağ aktive edilebilirse çok az basamakla problemin çözülebileceğini
belirtmektedir. Eğer aktive edilemezse bireyin belleğinde bir araştırma yapması ve bu
araştırma için de bazı stratejiler kullanması gerektiğini belirtmektedir. Buradan bireyin
soruya ilişkin bilgisi ve teorik alan bilgisini aktive (transfer) edebilmesinin çözümde
kullanacağı stratejileri etkilediği görülmektedir. Lehrer ve Littlefield (1993) iki noktaya
vurgu yapmaktadır. Bunlardan birincisi Friege ve Lind (2006), Gick ve Holyoak (1983)
ve Gick’e (1986) benzer şekilde bireyin problem çözmeye ilişkin öz yeterliği ve bilgisi,
problem çözmede kullanılacak olan bilişsel ve üstbilişsel stratejilere karar verilmesini
ve kullanılmasını etkilemekte olduğunu belirtmektedir. İkinci olarak da bireyin problem
çözmeye ilişkin öz yeterliği ve bilgisinin çözüm sürecinde kullanılan stratejilerden
etkilenmekte olduğunu belirtmektedir. Lehrer ve Littlefield (1993) ikinci vurgusuyla
bireyin problemi çözüm sürecinde kullandığı lokal stratejilerinde, çözümünde kullandığı
soruya ilişkin bilgisi ve teorik alan bilgisini de etkilediğine ilişkin bulguyu
desteklemektedir. Swanson (1990) ise yukarıdaki çalışmaların daha detaylı bir
291
incelemesini yapmak için ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmada
üstbilişsel bilginin kullanılan genel ve spesifik problem çözme stratejileri üzerindeki
etkisini incelemiştir. Araştırmadan elde edilen veriler analiz edildiğinde, üstbilişsel
bilgisi yüksek olan öğrencilerin stratejileri etkili bir şekilde kullandıkları ve problemi
daha az basamakla tamamladıkları bulunmuştur. Aynı şekilde Novick (1988)’de bir
problemle karşılaşıldığında, bireyin geçmişte çözmüş olduğu problemleri gözden
geçirdiğini, eğer benzer bir problemi çözmüşse benzeşimden geçmiş problemin çözüm
yolunu yeni probleme transfer ettiğini belirtmiştir. Araştırmacı benzer problemlerin
hatırlanması durumunda bireylerin en etkili çözüm yollarını kullandıklarını ortaya
koymuştur. Buradan araştırmada öğrencilerin çoktan seçmeli sorulara göre açık uçlu
soruların benzerlerini önceden daha fazla çözmeleri ve açık uçlu soruların çözümünde
çoktan seçmeli sorulara nazaran daha fazla teorik bilgilerini kullanmaları nedeniyle
stratejilerin farklılaştığı ve bu nedenle açık uçlu sorularda daha fazla bilişsel, çoktan
seçmeli sorularda da daha fazla üstbilişsel strateji kullandıkları düşünülebilir.
Fakat O’Neil ve Brown (1998) yaptıkları çalışmada öğrencilerin açık uçlu sorularda
çoktan seçmeli sorulara göre daha fazla kaygı duyduklarını, bilişsel strateji
kullandıklarını ve daha az öz kontrol yaptıklarını bulmuşlardır. Eğer öğrencinin soruya
ilişkin bilgisi ve soru çözümünde kullandığı alan bilgisinin çeşidi, soruya ilişkin öz
yeterliğini ve kaygısını etkilemekte ve bu duyuşsal algılar çözüm stratejilerini
farklılaştırmakta ise, çalışmamızdan elde edilen bulgularla O’Neil ve Brown’un (1998)
bulguları ile çelişmektedir. Bu nedenle başka bir çalışmada öğrencilerin açık uçlu ve
çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandığı stratejiler, çözümde kullanılan alan
bilgisi ve soruya ilişkin bilgisi, öz yeterliği ve kaygısı dikkate alınarak tanımlanmalı ve
karşılaştırılmalıdır.
5.4. Sonuçlar
1. Araştırmada, öğrencilerin KKKT ve AUT ile ölçülen kavramsal anlamalarının
farklı olduğu görülmüştür.
2. Araştırmada, öğrencilerin KKKT ve AUT’deki soruların çözümünde soruya
ilişkin bilgileri ve teorik alan veya sezgisel bilgileri temelinde bütüncül
stratejilerle çözüm sürecinin çerçevesini çizdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca
öğrencilerin bu çerçevedeki kısmi zihinsel işlemleri desteklemek için de lokal
292
stratejileri kullandıkları bulunmuştur. Öğrencilerin KKKT’deki soruların
çözümünde teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel
bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak
az bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği
problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle
çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini
kullanarak ilk defa çözme, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül
stratejilerini kullandıkları bulunmuştur.
Ayrıca araştırmada öğrencilerin KKKT’deki soruları çözerken, bütüncül
strateji ile çerçevesini belirledikleri çözümdeki kısmi zihinsel işlemleri
desteklemede ise cevabı sesli olarak tekrarlama, deneme yanılma, ipuçlarını sesli
tekrarlama, parça parça tanımlama, bütüncül tanımlama, zihinde canlandırma,
kendi cümleleriyle ifade etme, seçeneklerdeki ipuçlarını karşılaştırma, denklem
kurma ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal stratejilerini bilişsel
düzeyde kullandıkları bulunmuştur. Üstbilişsel düzeyde ise kontrol için diğer
seçenekleri okuma, soru köküne dönme, soru sorma, tekrar okuma, problemi
davranışlarına yansıtma, not alma, okuyarak şekli takip etme, okuma sonrası
şekli inceleme, seçeneklere işaret koyma, sorunun beklentisini sorgulama ve
ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandıkları görülmüştür. Bunun yanı
sıra öğrencilerin formül kullanma stratejisini hem bilişsel hem de üstbilişsel
düzeyde kullandıkları tespit edilmiştir.
Öğrencilerin AUT’deki soruların çözümünde ise teorik bilgisini kullanarak
bildiği problemlere uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak bildiği
problemlere uygun çözme, teorik bilgisini kullanarak az bildiği problemlere
uygun çözme, sezgisel bilgisini kullanarak az bildiği problemlere uygun çözme,
sezgisel bilgisinden yola çıkıp teorik bilgisiyle çözüme devam ederek az bildiği
problemlere uygun çözme, teorik bilgisinden yola çıkıp sezgisel bilgisiyle
çözüme devam ederek az bildiği problemlere uygun çözme, teorik bilgisini
kullanarak ilk defa çözme, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme bütüncül
stratejilerini kullandıkları bulunmuştur. AUT’deki soruları çözerken ise;
ipuçlarını sesli tekrarlama, gruplama, nedensel ilişkiler kurma, parça parça
tanımlama, bütüncül tanımlama, zihinde canlandırma, kendi cümleleriyle ifade
etme ve verilenler dışındaki değişkenleri düşünme lokal stratejilerini bilişsel
düzeyde kullandıkları bulunmuştur. Üstbilişsel düzeyde ise soru köküne dönme,
293
soru sorma, tekrar okuma, problemi davranışlarına yansıtma, not alma, okuyarak
şekli takip etme, okuma sonrası şekli inceleme, sorunun beklentisini sorgulama,
okuma hızını düşürme ve ipuçlarının altını çizme lokal stratejilerini kullandıkları
görülmüştür. Bunun yanı sıra öğrencilerin formül kullanma ve denklem kurma
lokal stratejilerini hem bilişsel hem de üstbilişsel düzeyde kullandıkları tespit
edilmiştir.
3. Araştırmanın, öğrencilerin açık uçlu ile çoktan seçmeli soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejiler genel ve öğrenci bazında
incelendiğinde, öğrencilerin her iki tip soruyu çözerken farklı stratejiler
kullandıkları bulunmuştur. Yanı sıra öğrencilerin bazı stratejileri hem açık uçlu
hem de çoktan seçmeli sorularda kullanmalarına rağmen, bu stratejilerin
kullanılma sıklıklarının farklı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca araştırmada,
öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandıkları
bilişsel ve üstbilişsel stratejiler genel olarak incelendiğinde, öğrencilerin açık
uçlu soruları çözerken çoktan seçmeli sorulara göre daha fazla bilişsel düzeyde,
tersine çoktan seçmeli sorularda da açık uçlu sorulara göre daha fazla üstbilişsel
düzeyde strateji kullandıkları bulunmuştur.
4. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli sorularda kullandıkları
bütüncül stratejiler incelendiğinde, açık uçlu sorularda kullanılan stratejilerin
teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme stratejisine doğru bir
kayma olmasına rağmen kaymanın çoktan seçmeli sorularda sezgisel bilgisini
kullanarak ilk defa çözme stratejisine doğru olduğu görülmüştür. Araştırmada
öğrencilerin bütüncül stratejiler altında yürüttükleri lokal stratejiler
incelendiğinde ise, teorik bilgisini kullanarak bildiği problemlere uygun çözme
stratejisi bir uçta, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa çözme stratejisi de diğer
uçta olmak üzere, sezgisel bilgisini kullanarak ilk defa stratejisine doğru
gidildikçe öğrencilerin kullandıkları lokal stratejilerin ve üstbilişsel düzeyde
kullanılma oranının arttığı bulunmuştur.
294
5.5. Öğretim İle İlgili Öneriler
1. Fizik eğitimi-öğretiminde, öğretmenler tarafından geleneksel olarak kullanılan
çoktan seçmeli, boşluk doldurma, eşleştirme, doğru yanlış, tamamlama tipi
soruları içeren ölçme değerlendirme tekniklerinin yanı sıra daha farklı ölçme
değerlendirme tekniklerine de yer verilmelidir.
2. Ders kitaplarının içerikleri yeniden düzenlenmeli, öğrencilerin dikkatinin
çekecek, öğretmenlere farklı ölçme değerlendirme tekniklerini tanımada,
uygulamada rehberlik edecek şekilde yeniden ele alınmalıdır.
3. Merkezi olarak yapılan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), Seviye Belirleme Sınavı
(SBS) gibi sınavlarda çoktan seçmeli sorular kullanılmakta ve bu ölçme
değerlendirme sonuçlarına göre öğrenciler bir üst öğretim kurumlarına
yerleştirilmektedir. Yapılan bu sınavların daha objektif hale getirilerek
öğrencilerin yerleştirilmesi için belirtilen sınavların daha farklı ölçme
değerlendirme tekniğini içermesi gerekmektedir.
4. Öğretmenlerin öğretim sürecinde öğrencilerin kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel
stratejileri incelemesi ve öğrencilerin kullandıkları hatalı stratejileri tanımlayıp,
düzeltmek için gerekli önlemleri alması gerektiği düşünülebilir.
5. Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü 2008/77 sayılı
genelgesinde; öğrencilerin SBS’den alacakları puanlarla yıl sonu başarı
puanlarının (YBP) karşılaştırılacağı, bu karşılaştırma ile, kaynaştırma eğitimi
gören öğrenciler hariç olmak üzere SBS ve YBP arasında (yüzlük puanda) bu yıl
için 30 ve daha fazla (önümüzdeki yıl 20 ve üstü) puan farkının söz konusu
olduğu öğrencilerin belirleneceği belirtilmektedir. Genelge’nin devamında ise
bir öğrencinin YBP ile SBS’den almış olduğu puanın denk ya da yakın olması
beklendiği ve karşılaştırma ile 30 puan ve üstü fark olan öğrencilerin geçmiş
yıllardaki notları ve diğer derslerdeki başarıları dikkate alınarak, YBP puanını
objektif olmayacak şekilde arttıran veya düşüren öğretmen ve okulların tespit
edileceği belirtilmektedir. Fakat yapılan çalışmada öğrencilerin herhangi bir
ölçme etkinliği ile belirlenen akademik başarısının uygulanan ölçme tekniğine,
sorulara ilişkin bilgisine bağlı olduğu bulunmuştur. Ayrıca araştırmada,
öğrencilerin farklı soru formatlarının beklentilerini farklı algıladıkları ve
çözümde kullandıkları bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin de farklılaştığı
bulunmuştur. Uygulama incelendiğinde;
295
• Öğretmenler gözlem, performans değerlendirme ve essay tipi sorulardan
öğrencilerin aldıkları puanlarla YBP puanlarını değerlendirmekte iken, SBS’de
ise öğrencilerin akademik başarılarının çoktan seçmeli testle ölçülmesi,
• YBP puanın belirlenmesi için öğrencilerin soru ve beklentilerini bildiği somut
bir örnekleri olmasına karşın, SBS’de ise soru ve beklentilerle ilk defa
karşılaşmaları,
• YBP ve SBS puanlarının belirlenmesinde farklı ölçme değerlendirme
tekniklerinin kullanılması nedeniyle öğrencilerin bu tekniklerdeki beklentileri
karşılamak için farklı stratejiler kullanmasının gerekmesi sonucu genelde
belirtilen denk veya yakın kelimelerinin daha fazla açıklanması gerektiği
düşünülebilir. Ek olarak genelgede bu yıl için SBS ve YBP arasındaki puan
farkının her öğrenci için 30 puan veya daha fazla olmaması gerektiğinin
belirtilmesi, yukarıda belirtilen farklılıkları karşılayabilecek bir puan farkı
mıdır? sorusuna cevap verilmesi gerektiği düşünülebilir.
5.6. Araştırmacılara Yönelik Öneriler
1. Araştırmada öğrencilerin kuvvet ve hareket konularındaki kavramsal anlamaları
ele alınmıştır. Aynı araştırma soruları fizik dersinin farklı konularında ve farklı
derslerin konularında araştırılabilir.
2. Fizik eğitimi alanında yapılan bir çok çalışmada tek bir ölçme değerlendirme
tekniğinin verileri kullanılarak sonuçlar ve öneriler sunulmaktadır. Daha objektif
sonuçlar elde etmek bakımından araştırmalarda birden çok ölçme değerlendirme
tekniğinin kullanılması gerektiği düşünülebilir.
3. Araştırmada öğrencilerin AUT ve KKKT’deki soruların çözümünde
kullandıkları bütüncül ve lokal stratejileri tanımlamak için belirtilen kavramsal
iki test kullanılmıştır. Başka bir bakış açısıyla essay, doğru-yanlış vb. soru
formatlarında veya aynı kavramları içeren açık uçlu ve çoktan seçmeli sorular
daha üst düzey becerileri test etmek için hazırlandığında benzer bütüncül ve
lokal stratejilerin öğrenciler tarafından kullanılıp kullanılmayacağının
incelenmesi gerektiği düşünülebilir.
4. Uzmanlık düzeyinin kullanılan stratejiler üzerindeki etkisine ilişkin yapılan bir
çok çalışmada (Yoshida-Morise, 1998; Purpura, 1999; Yoshizawa, 2002; Song,
296
2004) uzmanlık düzeyinin soru çözümünde kullanılan stratejiler üzerinde
etkisinin olduğu vurgulanmaktadırlar. Fakat yapılan çalışmalarda genel olarak
üniversite öğrencilerinin üzerine odaklanıldığı dikkati çekmektedir. Soru
çözümünde kullanılan stratejiler uzmanlık düzeyine bağlı olduğuna göre,
çalışmada tanımlanan bütüncül ve lokal stratejilerin ilköğretim, ortaöğretim ve
üniversite öğrencilerinin çözüm süreçlerini destekleyip desteklemediğinin
incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
5. Araştırmada öğrencilerin çoktan seçmeli ve açık uçlu soruların çözümünde
kullandıkları stratejiler tanımlanırken genel problem çözme stratejileri dikkate
alınmıştır. Alana özgü stratejileri tanımlamak amaçlanmamıştır. Başka bir
çalışmada alana özgü stratejiler tanımlanabilir.
6. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu sorularda çoktan seçmeli sorulara göre daha
fazla bilişsel, çoktan seçmeli sorularda da açık uçlu sorulara göre daha fazla
üstbilişsel strateji kullandıkları bulunmuştur. Bu sonuç ise öğrencilerin çoktan
seçmeli sorulara göre açık uçlu soruların benzerlerini önceden daha fazla
çözmeleri ve çoktan seçmeli sorulara nazaran açık uçlu soruların çözümünde
daha fazla teorik bilgilerini kullanmalarıyla açıklanmıştır. Fakat O’Neil ve
Brown (1998) yaptıkları çalışmada öğrencilerin açık uçlu sorularda çoktan
seçmeli sorulara göre daha fazla kaygı duydukları, bilişsel strateji kullandıkları
ve daha az öz kontrol yaptıkları bulmuşlardır. Eğer öğrencinin soruya ilişkin
bilgisi ve soru çözümünde kullandığı alan bilgisinin çeşidi soruya ilişkin öz
yeterliğini ve kaygısını etkilemekte ve bu duyuşsal algılar da çözüm
stratejilerini etkilemekte ise, çalışmamızdan elde edilen bulgularla O’Neil ve
Brown’un (1998) bulguları ile çelişmektedir. Bu nedenle başka bir çalışmada
öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde kullandığı
stratejiler, çözümde kullanılan alan bilgisi çeşidi, soruya ilişkin bilgi, öz yeterliği
ve kaygısı dikkate alınarak gözden geçirilmeli ve karşılaştırılmalıdır.
7. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruların çözümünde
yürüttükleri zihinsel süreçlere ilişkin modellerden ziyade kullandıkları bilişsel
ve üstbilişsel stratejiler üzerine odaklanılmıştır. Bu nedenle gelecek
çalışmalarda, çalışmamızda tanımladığımız lokal stratejilerin seçilen bir problem
çözme modelinin basamaklarında kullanılma sıkları belirlenerek, modelin
basamaklarına farklı bir bakış açısı kazandırılabilir. Ayrıca bireylerin problem
çözme süreçleri seçilen bir model dahilinde incelenerek, hangi bütüncül
297
stratejide, modelin hangi basamağında daha fazla süre harcadıkları veya
atladıkları belirlenebilir. Böylelikle bütüncül stratejilerin farklı yönleri
tanımlanabilir.
8. Kompleks bir yapıya sahip olan soru çözüm sürecinde “Bireyler nasıl çözüm
stratejilerini seçmekte ve kullanmaktadırlar?” sorusuna cevap bulunması
gerekmektedir. Araştırmada öğrencilerin açık uçlu ve çoktan seçmeli soruları
çözerken kullandıkları stratejiler tanımlanmıştır. Araştırmadan elde edilen
bulgular açıklanırken öğrencilerin kullandıkları stratejiler ile soruya ilişkin
bilgileri, çözümde kullandıkları alan bilgileri, soruların yapısal özellikleri ve
duyuşsal faktörler arasındaki etkileşime deyindik. Fakat daha geniş bir bakış
açısıyla bireylerin strateji seçiminde bilişsel, üstbilişsel ve duyuşsal faktörlerin
ve soruların nitelikleri açısından değerlendirilmesi gerektiği düşünülebilir.
9. Öğrencilerin soruları çözüm süreçlerinde kullandıkları stratejilerin
tanımlanmasının ardından tanımlanan stratejilerin öğretimi nasıl yapılmalıdır?
sorusuna yönelik çalışmalar yapılabilir.
10. Öğrencilerin akademik başarısı ile kullandıkları stratejiler arasında anlamlı bir
ilişkinin olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
298
KAYNAKLAR
Abdullah, F.A.P.B. (2006). The pattern of physics problem-solving from the
perspective of metacognition. Unpublished master’s dissertation, University of
Cambridge. Retrieved January 22, 2007, Web:
http://people.pwf.cam.ac.ok/kst24/ResearchStudents/Abdullah2006metacognition.pdf
Adar, L. (1969). A theoretical framework for the study of motivation in education.
Jerusalem: Hebrew University.
Aguirre, M. (1996). Effect of open-ended questions on Spanish-dominant lep students’
ability to demonstrate in-dept science concept development and use
sciencetific vocablulary. NYSABE Journal, 11, 46-69.
Aiken, L. R. (1987). Testing with multiple-choice items. Journal of Research and
Development, 20 (4), 44-58.
American Association for the Advencement of Science. (1997). Project 2061. Washington,
DC.
Anderson, N. J. (1989). Reading comprehension tests versus academic reading: What are
second language readers doing?. Unpublished doctoral dissertation, University of
Texas, Austin.
Anderson, D. S., & Piazza, J. A. (1996). Changing beliefs: Teaching and learning
mathematics in constructivist preservice classrooms. Action in Teacher Education,
18(2), 51-62.
Anderson, N. J. (1991). Individual diferences in strategy use in second language3 reading
and testing. The Modern Language Journal, 75(4), 460-472.
Anderson, R. S. (1998). Why talk about different ways to grade? The shift from
traditional assessment to alternative assessment. New Directions For Teaching And
Learning, 74.
Aral, A. O. (1999). Guessing and metacognitive knowledge. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
299
Artzt, A.F., & Armour-Thomas, E. (1992). Development of a cognitive-metacognitive
framework for protocol analysis of mathematical problem solving in small groups.
Cognitionand Instruction, 9(2), 137-175.
Ateş, S, & Karaçam, S. (2005). Farklı ölçme tekniklerinin lise öğrencilerinin hareket ve
hareket yasaları konular›ndaki kavramsal bilgi düzeyine etkisi. AİBÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, .2005-1(10), 1-17.
Ateş, S., & Çataloğlu, E. (2006). Mekanik başarısı ile bazı faktörler arasındaki ilişki ve
fizik başarısına yeni bir tanım. VII. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi
Kongresinde sunuldu, Gazi Ünv., Ankara.
Ayres, P. L. (1993). Why goal-free problems can facilitate learning. Contemporary
Educational Psychology, 18, 376–381.
Baird, J. R., Fensham, P. J., Gunstone, R. F., & White, R. T. (1991). The improtance of
reflection in ımproving science teaching and learning. Journal of Research in
Science Teaching, 28 (2), 163-182.
Bahar, M. (2001). Çoktan seçmeli testlere eleştirel bir yaklaşım ve alternatif metotlar.
Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergis,1(1), 23-38.
Baki, A., Karataş, İ., & Güven, B. (2002). Klinik mülakat yöntemiyle problem çözme
becerilerinin değerlendirilmesi. V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi
Kongresinde sunuldu, ODTÜ, Ankara.
Barnett-Foster, D., & Nagy, P. (1996). Undergraduate student response strategies to test
questions of varying format. Higher Education, 32, 177-198.
Bennett, R. E. (1993). On the meanings of constructed response. In R. E. Bennett &
W. C. Ward (Ed.), Construction versus choice in cognitive measurement
issues in constructed response, performance testing, and portfolio assessment (pp.1-27).
Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Bennett, R. E., Rock, D. A., Braun, H. I., Frye, D., & Sophrer, E. (1990). The relationship
of expert-system scored constrained free-response items to multiple-choice and open
ended items. Applied Psychological Measurement, 14, 151-162.
300
Bensoussan, M., & Laufer, B. (1984). Lexical guessing in context in EFL reading
comprehension. Journal of Research in Reading, 7, 15-32.
Bernardo, A. B. (1999). Overcoming obstacles in understanding and solving word
problems in mathematics. Educational Psychology, 19(2), 149-163.
Binbaşıoğlu, C. (1983). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Ankara: Binbaşıoğlu yayınevi.
Blakey, E., & Spence, S. (1990). Developing metacognition. ERIC Digest [on-line]. ERIC
Clearinghouse on Information Resources Syracuse NY. Retrieved 19 January, 2002,
Web: http://www.ed.gov/databases/ERIC_Digests/ed327218.html
Block, E. (1986). The comprehension strategies of second language learners. TESOL
Quarterly, 20(3), 463-491.
Bolton, R.N. (1993). Pretesting questionnaires: Content analysis of respondents' concurrent
verbal protocols. Marketing Science, 12, 280-303.
Boshuizen, H., van der Vleuten, C., Schmidt, H,. & Machiels-Bongaerts, M. (1997).
Measuring knowledge and clinical reasoning skills in a problem-based curriculum.
Medical Education, 31, 115-121.
Bracey, G. W. (1990). Rethinking school and university roles. Educational Leadership,
49(8), 65-66.
Branch, J. L. (2000). Investigating the information-seeking processes of adolescents: The
value of using think-alouds and think afters. Library and Information Science
Research, 22(4), 371–392.
Braten, I. (1991). Vygotsky as precursor to metacognitive theory: I. The concept of
metacognition and lts roots. Scandinavian Journal of Educational Research, 35(3).
Bridgeman, B. (1991). Comparative validity of multiple-choice and free response items on
the advenced placement examination in biology. College Board Rep. No.
89-2; ETS RR No. 89-1, New York: College Entrance Examination Board.
301
Bridgeman, B. (1992). A comparition of open-ended and multiple-choice question formats
for the quantitative section of the graduate record examinations general test. GRE Board
Report No. 88-13P, Princeton, N. J: Educational Testing Service.
Bridgeman, B., & Morgan, R. (1993). Relationships between differential performance on
multiple-choice and essay sections of selected AP exams and measures of performance
in high school and college. College Board Report No. 94-5, New York: College
Entrance Examination Board.
Brooks, J. G. (1990). Instructors and students: Constructivist forging new connections.
Educational Leadership,47(5), 68-71.
Brooks, J. G., & Brooks, M. G. (1993). In search of understanding: The case for
constructivist classrooms. Alexandria, Va.:ASCD.
Brown, A.L. (1978). Knowing when, where, and how to remember: A problem of
metacognition. In R. Glasser (Ed.), Advances in Instructional Psychology Vol-1
(pp. 77-165).Hillsdale, NJ: Lawrence Erbaum.
Brown, A. L. (1987). Metacognition, executive control, self-regulation, and other more
mysterious mechanisms. In F.E. Weinert & R. H. Kluwe (Eds.), Metacognition,
motivation, and understanding (pp. 65-116). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Bruner, J. (1986). Actual minds, Possible Worlds. Cambridge, Mass.: Harward University
Press.
Bufkin, L. J., & Bryde, S. (1996). Implementing a constructivist approach in higher
education with early childhood educators. Journal of Early Childhood Instructor
Education, 17(2),58-65.
Butler, D. L. (1998). The strategic content learning approach to promoting self-regulated
learning: A report of three studies. Journal of Educational Psychology, 90(4),
682 – 697.
Camburn, E., Correnti, R., & Taylor, J. (2000). Using qualitative techniques to assess the
validity of teachers’ responses to survey items. Paper presented at the Annual
Meeting of the American Educational Research Association, New Orleans, LA.
302
Camps, J. (2003). Concurrent and retrospective verbal reports as tools to better
understand the role of attention in second language tasks. International Journal
of Applied Linguistics, 13, 201-221.
Case, S., & Swanson, D. (1994). Comparison of items in five-option and extended-matching
questions in assessing diagnostic skills. Academic Medicine, 1-4.
Charles, R. I., & Lester, F. K. (1984). An evaluation of a process-printed ınstructional
program in mathemetical problem solving in grade 5 and 7. Journal for Research
in Mathematics Education, 15, 15-34.
Charles, R., Lester, F., & O’Daffer, P. (1987). How to evaluate progress in problem
solving. The National Council of Teachers of Mathematics, Inc., USA.
Chi, M. T. H., Feltovich, P. J., & Glaser, R. (1981). Categorization and representation of
physics problems by experts and novices. Cognitive Science, 5, 121-152.
Chi, M. T. H., Glaser, R., & Rees, E. (1982). Expertise in problem solving. In R. J.
Sternberg (Ed.), Advances in the psychology of human intelligence (Vol. 1)
(pp. 7- 75). New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates, Publishers.
Chi, M.T.H. (1987). Representing knowledge and metaknowledge: implications of
interpreting metamemory research. In F.E. Weinert & R.H. Kluwe (Eds.),
Metacognition, motivation and understanding (pp. 239-266). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Chi, M. T. H., Bassok, M., Lewis, M., Reimann, P., & Glaser, R. (1989). Self-explanations:
how students study and use examples in learning to solve problems. Cognitive
Science, 13, 145–182.
Coderre, S. P., Harasym, P., Mandin, H., & Fick, G. (2004). The impact of two multiple-
choice question formats on the problem-solving strategies used by novices and
experts. BMC Medical Education, 4(23), 1-9.
Cohen, A. D. (2006). The coming of age of research on test-taking strategies. Langage
Assessment Quarterly, 3(4), 307-331.
303
Cook, J. L. (2006). College students and algebra story problems: Strategies for ıdentifying
relevant ınformation. Reading Psychology, 27, 95-125.
Çalışkan, S., Selçuk Sezgin , G., & Erol M. (2006). Fizik öğretmen adaylarının problem
çözme davranışlarının değerlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 30, 73-81.
Çataloğlu, E. (1996). Promoting teachers’ awareness of students’ misconceptions in
ıntroductory mechanics. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: ODTÜ.
Davydov, V. V. (1995). The influence of L. S. Vytgosky on education theory, research,
and practice. Educational Researcher, 24(3), 12-21.
de Jong, T., & Ferguson-Hessler, M. G. M. (1986). Cognitive structures of good and poor
novice problem solvers in physics. Journal of Educational Psychology, 78(4), 279–
288.
Dhillon, A. (1998). Individual differences within problem-solving strategies used in
physics. Science Education, 82 (3), 379-405.
Dietel, R. J., Herman, J. L. & Knuth, R. A. (1991). What does research say about
assessment. NCREL: Oak Brook.
Dufresne, R. J., Gerace, W. J., Hardiman, P. T., & Mestre, J. P. (1992). Constraining
novices to perform expert-like problem analyses: Effects on schema acquisition.
The Journal of the Learning Sciences, 2(3), 307-331.
Duke, P., & Pritchard, D. E. (2001). Inductive influence of related quantitative and
conceptual problems. Paper presented at the Proceedings of Physics Education
Research Conference, Rochester, New York.
Duncker, K. (1945). On problem solving. The American Psychological Association,
Washington. (orig. 1935). Akt: M. W. Van Someren, Y. F. Barnard, & J. A. C.
Sandberg (1994). The think aloud method: A pratical guide to modelling
cognitive processes. San Diego, CA: Academic Press Ltd.
304
Einhorn, H.J., Kleinmuntz, D.N., & Kleinmuntz, B. (1979). Linear regression and
processtracing models of judgment. Psychological Review. 86, 465-485.
Ericsson, K. A., & Simon, H. A. (1980). Verbal reports as data. Psychological Review,
87(3), 25-251.
Ericsson, K. A., & Simon, H. A. (1984). Protocol analysis: Verbal reports as data.
Cambridge, MA: The MIT Press.
Ericsson, K. A., & Simon, H. A. (1993). Protocol analysis: Verbal reports as data
(revised edition). MIT Press, Cambridge, Mass.
Farr, B. P., & Trumbull, E. (1997). Assessment alternatives for diverse classrooms.
Norwood, Mass.: Christopher-Gordon.
Fayol, M., Barrouillet, P., & Camos, V. (1997). Early mathematics learning: What can
research tell us. Report for the DG 22 of the European Community, Brussels,
Belgium.
Ferguson-Hessler, M. G. M., & de Jong, T. (1990). Studying physics texts: differences in
study processes between good and poor performers. Cognition and Instruction, 7,
41–54.
Flavell, J. H., Fried-richs, A. G., & Hoyt, J. D. (1970). Developmental changes in
memorization processes, Cognitive Psychology, 1, 324-340.
Flavell, J. H. (1976). Metacognitive aspects of problem solving. In L.R. Resnick (Ed.), The
Nature of Intelligence. Hillsdale, NJ: Lawrence Erbaum.
Flavell, J. H., & Wellman, H. M. (1977). Metamemory. In R. V. Kail & J. W. Hagen (Eds.),
Perspectives on the development of memory and cognition (pp. 3-33). Hillsdale,
N. J.:Erlbaum.
Flavell, J.H. (1979). Metacognitive and cognitive monitoring: A new area of cognitive
developmental ınquiry. American Psychologyst, 34, 906-911.
305
Fonteyn, M. E., Kuipers, B., & Grobe, S. J. (1993). A description of think aloud method
and protocol analysis. Qualitative Health Research, 3(4), 430–441.
Forrest-Pressley, D. L., & Waller, T. G. (1984). Cognition, metacognition and reading.
New York: Springer-Verlag.
Fortunato, I., Hecht, D., Tittle, C., & Alvarez, L. (1991). Metacognition and problem
solving. Arithmetic Teacher, 39(4), 38-40.
Fosnot, C. W. (1996). Constructivism: A psycological theory of learning. In C. W.
Fosnot (ed.), Constructivism: Theory, Perspectives, and Practice. New York: Teachers
College Press.
Frank, D. V., & Hernon, J. D. (1985). The effects of problem-solving teaching method on
student problem-solving processes. Presented at the Annual Meeting of the Nationla
Association for Research in Science Teaching: French Lick, IN.
Friege, G., & Lind G. (2006). Types and qualities of knowledge and their relation to
problem solving in physics. International Journal of Science and Mathematics
Education, 4, 437-465.
Frobisher, L. (1994). Problems, ınvestigations and an ınvestigative approach. In A. Orton,
& G. Wain, Issues in Mathematics (pp. 150-173). London: Cassell.
Garofalo, J., & Lester, F. (1985). Metacognition, cognitive monitoring, and mathematical
performance. Journal for Research in Mathematics Education, 16 (3), 163-176.
Garner, R. (1987). Metacognition and reading comprehension. Norwood, NJ: Ablex.
Georghiades, P. (2004). From the general to situated: Three decades of metacognition.
International Journal of Science Education, 26(3), 365-383.
Gerace, W. J. (2001). Problem solving and conceptual understanding. Paper presented at the
Proceedings of Physics Education Research Conference, Rochester, New York.
306
Gerace, W. J., Dufresne, R. J., & Leonard, W. J. (2002). Analysis-Based problem solving:
Making analysis and reasoning the focus of physics ınstruction. Ense.Anza De Las
Ciencias [Science Teaching], 20(3), 387-400.
Gick, M. L. (1986). Problem-solving strategies. Educational Psychologist, 21(1&2),
99-120.
Gick, M. L., & Holyoak, K. J. (1983). Schema ınduction and analogical transfer.
Cognitive Psychology, 15, 1-38.
Ghonsooly, B., & Eghtesadee, A. R. (2006). Role of cognitive style of field-dependence/
independence in using metacognitive and cognitive reading strategies by a group
of skilled and novice ıranian students of english literature. Asian EFL Journal,
8(4), 119-150.
Glaser, R. (1987). Cognitive and environmental perspectives on assessing achievement.
Paper presented at the Assessment in the Service of Learning Proceedings of the
1987 ETS InvitationalConference Princeton, NJ Educational Testing Service.
Glaser, R., & Chi, M. T. (1988). Overview. In M. Chi, R. Glaser, & M. Farr (Eds.), The
nature of expertise (pp. 15-28). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Gomez, M. L., Graue, M. E., & Block, M. N. (1991). Reassessing portfolio assessment:
Rhetoric and reality. Language Arts, 68, 620-628.
Greeno, J. (1980b). Trends in thr theory of knowledgw for problem solving. In D. T.-Tuma,
& F. Reif (Eds.) Problem Solving and Education: Issues in Teaching and Research
(pp. 9-23). Hillsdale NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.
Gruender, C. D. (1996). Constructivism and learning: A philosophical appraisal.
Educational Technology, 36(3), 21-29.
Haastrup, K. (1987). Using think aloud and retrospection to uncover learners’ lexical
ınferencing procedures. In C. Faerch, G. Kasper (Eds.) Introspection in Second
Language Research (pp. 197-212). Clevedon, UK: Multilingual Matters.
307
Haastrup, K. (1990). Developing learners’ procedural knowledge in comprehension. In
R. Phillipson, E. Kellerman, L. Selinker, M. Sharwood Smith, & M. Swain (Eds.)
Foreign/second Language Pedagogy Research (pp. 120-133). Clevedon, UK:
Multilingual Matters.
Haastrup, K. (1991). Lexical ınferencing procedures or talking about words. Tübingen:
Gunter Narr.
Halpern, D. (1994). Changing college classrooms: New teaching and learning
strategies for an ıncreasingly complex world. San Francisco: Jossey-Bass.
Hammouri, H. A. M. (2003). An investigation of undergraduates' transformational problem
solving strategies: cognitive/metacognitive processes as predictors of
holistic/analytic strategies. Assessment & Evaluation in Higher Education, 28(6),
571-586.
Hancıoğlu, S. (2004). Vocabulary learning strategies employed by preparatory class
students at Anadolian Teacher Training High School. Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Hansen, J. P. (1991). The Use of eye mark recordings to support verbal retrospection in
software testing. Acta Pschologica, 76, 31-49.
Hardiman, P.T., Dufresne, R., & Mestre, J. P. (1989). The relation between problem
categorization and problem solving among novices and experts. Memory and
Cognition, 17, 627-638.
Harper, K. A. (2001). Contrasting evaluations of problem solutions: Assessing problem
solving with Diana. Paper presented at the Proceedings of Physics Education
Research Conference, Rochester, New York.
Hayes, J.R. (1981). The complete problem solver. Philadelphia: Franklin Institute: Franklin
Institute Press.
Haynes, M. (1993). Patterns and perils of guessing in second language reading. In: T.
Huckin, M. Haynes, & J. Coady (Eds.) Second Language Reading and Vocabulary
Learning (pp. 46-62). Norwood, NJ: Ablex.
308
Heller, J. I., & Reif, F. (1984). Prescribing effective human problem-solving processes:
Problem description in physics. Cognition and Instruction, 1(2), 177-216.
Heller, K., & Heller, P. (1995). The competent problem solver, a strategy for solving
problems in physics, Calculus version. (2 ed.). Minneapolis, Mn: Mcgraw-Hill.
Henderson, C., Heller, K., Heller, P., Kuo, V. H., & Yerushalmi, E. (2001). Instructors’
ideas about problem solving – Setting goals. Paper presented at the Proceedings of
Physics Education Research Conference, Rochester, New York.
Herman, J. L., Klein, D. C., Heath, T. M., & Wakai, S. T. (1994). A first look: Are claims
for alternative assessment holding up? (CSE Tech. Rep. No. 391). Los Angeles:
University of California, Center for Research on Evaluation, Standards, and Student
Testing.
Hestenes, D, Wells, M., & Swackhammer, G. (1992). Force concept ınventory. physics
Teach, 30, 141-158.
Heyworth, R. M.(1999). Procedural and conceptual knowledge of expert and novice
students for the solving of a basic problem in chemistry. International Journal of
Science Education, 21(2), 195–211.
Hofer, B. K. (2004). Epistemological understanding as a metacognitive process: Thinking
aloud during online searching. Educational Psychologist, 39(1), 43-55.
Hönig, H. G. (1988). Wissen Ubersetzer eigentlich, was sie tun? Lebende Sprachen, 10-
14.
Hudson, L. (1966). Contrary imaginations, Methuen: London.
Johnstone, C. J., Bottsford-Miller, N. A., & Thompson, S. J. (2006). Using the think aloud
method (cognitive labs) to evaulate test design for students with disabilities and
English language learners (Technical Report 44). Minneapolis, MN: University of
Minnesota, National Center on Educational Outcomes.
Kanim, S. (2001). Connecting concepts to problem-solving. Paper presented at the
Proceedings of Physics Education Research Conference, Rochester, New York.
309
Karaçam, S. (2005). Farklı bilişsel stillerdeki lise öğrencilerinin hareket ve hareket
yasaları konularındaki kavramları anlama düzeylerinin farklı ölçme teknikleri
ile tespiti. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bolu: AİBÜ.
Karasar, N. (2002). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayınevi.
Karataş, İ., & Güven, B. (2003). Problem çözme davranışlarının değerlendirilmesinde
kullanılan yöntemler: Klinik mülakatın potansiyeli. İlköğretim-Online, 2(2), 2-9.
Karataş, İ., & Güven, B. (2004). 8. sınıf öğrencilerinin problem çözme becerilerinin
belirlenmesi: bir özel durum çalışması. Milli Eğitim Dergisi, Sayı. 163.
Katz, I. R., Bennett, R. E., & Berger, A. E. (2000). Effects of response format on difficulty
of sat-mathematics ıtems: It's not the strategy. Journal of Educational Measurement,
37(1), 39 – 57.
Kaynakçıoğlu Beysel, M. (1999). A Comparison of comprehension strategies of successful
and less-successful readers. Yayınlanmamış Y. Lisans Tezi, Eskişehir:Anadolu
Ünv.
Kelly, A. E., & Lesh, R. (2000). Trends and shifts in research methods. In A. E. Kelly, & R.
Lesh, (Eds.), Handbook of research design in mathematics and science education,
(pp. 35-44). NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Kilpatrick, J. (1967). Analyzing the solution of word problems in mathematics: An
exploratory study. (Unpublished doctoral dissertation, Stanford University).
Dissertation Abstracts International, 28, 4380A. (University Microfilms 68-5, 442).
Kıraly, D. C. (1990). Toward a systematic approach to translation skills ınstruction.
Unpublished doctoral dissertation, Ann Arbor, U.M.I.
Kızılcık, H. Ş., & Tan, M. (2007). Fizik öğretiminde kullanılan yazılı ölçme türlerinin
itme-momentum konusu için karşılaştırılması. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi,
27(2), 109-122.
310
Kluwe, R. H. (1987). Executive decisions and regulation of problem solving. In F. Weinert,
& R. Kluwe (Eds.), Metacognition, motivation, and understanding (pp. 31-64).
Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Kopriva, R. (2001). ELL validity research designs for state academic assessments: An
outline of five research designs evaluating the validity of large-scale assessments for
English languag learners and other test takers. Paper prepared at the Council of
Chief State School OfficersMeeting, Houston, TX, June 22–23, 2001.
Kramers-Pals, H., Lambrechts, J., & Wolff, P.J. (1983) The transformation of quantitative
problems to standard problems in general chemistry. European Journal of Science
Education, 5, 275–287.
Kreutzer, M. A., Leonard, C., & Flavell, J. H. (1975). An ınterview study of children’s
knowledge about memory, Monographs of the Society for Research in Child
Development, 40 (1, Serial No.159).
Kroll, L. R., & LaBoskey, V. K. (1996). Practicing what we preach: Constructivismin a
teacher education program. Action in Teacher Education, 18(2), 63-72.
Kuo, V. (2004). An explanatory model of physics faculty conceptions about the
problemsolving process. Unpublished doctoral dissertation, University of Minnesota:
USA.
Kuusela, H., & Paul, P. (2000). A Comparison of concurrent and retrospective verbal
protocol analysis. American Journal of Psychology, 113, 387-404.
Langer, E. J. (1978). Rethinking the role of thought in social ınteraction. In J. H. Harvey,
W. J. Ickes, & R. F. Kidd (Eds.) New Directions in Attribution Research (Vol. 2),
Hillsdale, N. J.: Erlbaum.
Larkin, J. H. (1980). Teaching problem solving in physics: issues in teaching and research,
In: D. T. Tuma & F. Reif (Eds) Problem solving and education: issues in teaching
and research (Hillsdale NJ, Lawrence Erlbraum Associates).
311
Larkin, J. H. (1981). Enriching formal knowledge: A model for learning to solve textbook
physics problems. In J. R. Anderson (Ed.), Cognitive skills and their acquisition
(pp. 311-334). New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates, Publishers.
Larkin, J. H., & Reif, F. (1979). Understanding and teaching problem-solving in physics.
European Journal of Science Education, 1(2), 191-203.
Larkin, J. H. (1983). The role of problem representation in physics. In A. L. Stevens & D.
Gentner (eds), Mental Models (Hillsdale, NY: Erlbaum), 75–99.
Lauwereyns, J., & d’Ydewalle, G. (1996). Knowledge acquisition in poetry criticism: The
expert’s eye movements as an ınformation tool. International Journal of Human-
Computer Studies, 45, 1-18.
Lawrenz, F., Huffman, D., & Welch, W. (2001). The science achievement of various
subgroups on alternative assessment formats. Science Education, 85, 279-290.
Lawson, M. J., & Chinnapan, M. (1994). Generative activity during geometry problem
solving: Comparison of the performance of high-achieving and low-achieving high
school students. Cognition and Instruction, 12(1), pp. 61-93.
Lehrer, R., & Littlefield, J. (1993). Relationships among cognitive components in logo
learning and transfer. Journal of Educational Psychology, 85, 317-330.
Lewis, A., & Mayer, R. E. (1987). Students’ miscomprehension of relational statements in
arithmetic word problems. Journal of Educational Psychology, 79, 363–371.
Livingstone, J.A. (1997). Metacognition: An overview. Web:
http://www.gse.buffalo.edu/fas/shuell/CEP564/Metacog.html
Lukhele, R., Thissen, D., & Wainer, H. (1994). On the relative value of multiple choice,
constructed responce, and examinee-selected items on two achievement
tests. Journal of Educational Measurement, 31, 234-250.
Maguire, T., Shakun, E., & Harley, C. (1992). Setting standards for multiplechoice items in
clinical reasoning. Evaluation and the Health Professions, 15, 434-452.
312
Malloy, C.E. (1994). An ınvestigation of african american students� mathematical problem
solving. Unpublished Doctoral dissertation, Chapel Hill.
Markman, E. M. (1977). Realizing that you don’t understand: A preliminary
ınvestigation. Child Development, 43, 986-992.
Martinez, M. (1998). What is problem solving?. Phi Delta Kappan, 79, 605-608.
Mayer, R.E., & Wittrock, M.C. (1996). Problem solving transfer. In D.C. Berliner, & R.C.
Calfee (Eds.), Handbook of educational psychology (pp.47-62). New York: Simon &
Schuster Macmillan.
Mayer, R. E. (2003). Mathematical problem solving. In J. M. Royer, Mathematical
Cognition (pp. 69-92). Connecticut: Information Age Publishing.
McDermott, J., & Larkin, J. H. (1978). Re-representing textbook physics problems. In
Proceedings of the 2nd National Conference, the Canadian Society for
Computational Studiesof Intelligence. Toronto: University of Toronto Press, 1978.
pp. 156-164.
McLaughlin, M., & Vogt, M.E. (1996). Portfolios in teacher education. Newwark, DE:
International Reading Association.
MEB (2005). Fen ve teknoloji 6 - 8. sınıflar öğretim programı. Web:
http://ttkb.meb.gov.tr/oğretmen/.
Meijer, J., Veenman, M. V. J., & van Hout-Wolters, B. H. A. M. (2006). Metacognitive
activities in text-studying and problem-solving:development of a taxonomy.
Educational Research and Evaluation, 12(3), 209 – 237
Mestre, J., Dufresne, R.J., Gerace, W.J., Hardiman, P.T., & Touger, J.S. (1993). Promoting
skilled problem solving behavior among beginning physics students. Journal of
research in science teaching, 30, 303-317.
Mestre, J. P. (2001). Implication of research on learning. Physics Education, 36(1), 44-51.
313
Mettes, C. T. C. W., Pilot, A., Roossink, H. J., & Kramers-Pals, H. J. (1981). Teaching and
learning problem solving in science. part ıı: Learning problem solving in a
thermodynamics course. Journal of Chemical Education, 58(1), 51-55.
Miles, D., Blum, T., Staats, W., & Dean, D. (2003). Experiences with the metacognitive
skills ınventory, 33. Paper presented at the ASEE/IEEE Frontiers in Education
Conference. Web: http://fie.engrng.pitt.edu/fie2003/papers/1184.pdf.
Moll, L. C., & Greenberg, J. B. (1990). Creating zones of possibilities: Combining social
context for ınstruction. In L. C. Moll (ed.), Vytgosky and
Education: Instructional Implications of Sociohistorical Psychology.
Cambridge, N. Y.: Cambridge University Press.
Montague, M. (2003). Solve It! A practical approach to teaching mathematical problem
solving skills. Reston, VA: Exceptional Innovations.
Morrison, L. (1996). Talking about words: A study of french as a second language
learners’ lexical ınferencing procedures. The Canadian Modern Language
Review, 53(1), 41-66.
Murphy, P. (1988). Gender and assessment. Curriculum,. 9, 165-174.
Nelson, T. O. (1996). Consciousness and metacognition. American Psychologist, 51, 102 –
116.
Newble, D. (1979). A comparison of multiple-choice and freeresponse tests in examination
of clinical competence. MedicalEducation, 13, 263-268.
Newell, A., & Simon, H. A. (1972). Human problem solving. Prentice Hall Inc., Englewood
Cliffs, New Jersey.
Nisbett, R. E., & Wilson, T. D. (1977). Telling more than we can know: verbal reports on
mental processes. Psychological Review, 84, 231–259.
Nolan, M. J., & Chandler, K. (1996). Use of cognitive laboratories and recorded
interviews in the National Household Education Survey. Technical Report.
Washington, DC: National Center for Educational Statistics.
314
Novick, L.R. (1988). Analogical transfer, problem similarity, and expertise. Journal of
Experimental Psychology, 14, 510-520
Okur, S. (2008). Students’ strategies, episodes and metacognitions in the context of PISA
2003 mathematical literacy ıtems. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
O’Malley, J. M., & Chamot, A. (1990). Learning strategies in second language
acquisition. New York: Cambridge University Press.
O’Neil, H. F. Jr., & Brown, R. S. (1998). Differential effects of question formats in math
assessment on metacognition and affect. Applied in Education, 11(4), 331-351.
Owen, E., & Sweller, J. (1985). What do students learn while solving mathematics
problems? Journal of Educational Psychology, 77, 272–284.
Palumbo, D. (1990). Programming language/problem solving research: A review of relevant
issues. Review of Educational Research, 60 (1), 65-89.
Pape, S., & Wang, C. (2003). Middle school children's strategic behavior: Classification
and relation to academic achievement and mathematical problem-solving.
Instructional Science,31(6), 419-449.
Pappas, S., Ginsburg, H. P., & Jia, M. (2003). SES differences in young children's
metacognition in the context of mathematical problem solving. Cognitive Development ,
18 (3), 431-450.
Paribakht, T. S., & Wesche, M. (1999). Reading and “incidental” L2 vocabulary
acquisition: An ıntrospective study of lexical ınferencing. Studies in Second
Language Acquisition, 21, 195-218.
Park, J., & Lee, L. (2004). Analysing cognitive or non-cognitive factors involved in the
process of physics problem-solving in an everyday context. International Journal of
Science Education, 26 (13), 1577-1595.
.
Paxton, M. (2000). A linguistic perspective on multiple choice questioning. Assessment
& Evaluation in Higher Education, 25(2).
315
Payne, J.W. (1976). Task complexity and contingent processing in decision making: An
information search and protocol analysis. Organizational Behavior and Human
Performance, 16. 366-387.
Payne, J. W. (1994). Future review. Psychological Science, 5(5), 241-248.
Piaget, J. (1970). The science of education and the psycology of the child. New York:
Basic Books.
Pintrich, P.R. (2002). The role of metacognitive knowledge in learning, teaching, and
assessing. Theory into Practice, 41(4), 219-225.
Polya, G. (1957). How to solve it. Princeton, NJ: Princeton University Press.
Polya, G. (1973). How to solve it: A new aspect of mathematical method (2nd ed.).
Princeton, NJ: Princeton.
Popham, J. W. (1999). Why standardized tests don’t measure educational quality.
Educatinal Leadership, 57, 8-15.
Posamentier, A. S., & Krulik, S. (1998). Problem-solving strategies for efficient and
elegant solutions. California: Corwin Press,Inc.
Pressley, M., Borkowski, J. G., & Schneider, W. (1987). Cognitive strategies: Good
strategies users coordinate metacognition and knowledge. In R. Vasta & G.
Whitehurst (Eds.), Annals of Child Development (Vol. 5, pp. 89-129). Greenwich,
CT: JAI Press.
Pressley, M., & Afflerbach, P. (1995). Verbal protocols of reading: The nature of
constructivelyresponsive reading. Hillsdale, NJ: Lawrence Earlbaum.
Pressley, M. (2000). Development of grounded theories of complex cognitive
processing:Exhaustive within- and between-study analyses of think-aloud data. In G.
Schraw & J. C. Impara (Eds.), Issues in the measurement of metacognition (pp. 261 –
296). Lincoln, NE: Buros Institute of Mental Measurements.
316
Poyraz, S. (2006). İlköğretim fen bilgisi öğretiminde işbirlikli öğrenme yönteminin
kullanıldığı eğitim ortamlarında başarıyı ölçmede çoktan seçmeli testlerin diğer
testlere göre etkileri. Kastamonu Eğitim Dergisi, 14(2), 497-502.
Purpura, J. E. (1999). Learner strategy use and performance on language tests: A structural
equation modeling approach. Cambridge, UK: Cambridge University Press.
Rayner, K. (1998). Eye movements in reading and ınformation processing: 20 years of
research. Psychological Bulletin, 124, 372-422.
Reif, F. (1981) Teaching problem solving, a scientific approach, The Physics Teacher, 19,
329–363.
Resnick, L. B., & Glaser, R. (1976). Problem solving and intelligence. In L. B. Resnick,
(Ed.), The nature of intelligence (pp. 205-230). New Jersey: Lawrence Erlbaum
Associates, Publishers.
Resnick, L. B. (1985). Instructional psychology. In T. Husen & T. N. Postlethwaite
(Eds.), International encyclopedia of education: Research and studies (Vol. 5, pp. 2569-
2581). Oxford: Pergamon Press.
Resnick, L. B. (1987). Constructing knowledge in school. In L. S. Lieben (Ed.),
Development and Learning: Conflict or congruence? (pp. 19-50). Hillsdale,
NJ:Erlbaum.
Resnick, L. B., & Resnick, D. P. (1992). Assessing the thinking curriculum: new tools for
educational reform. In B. Gifford & M. O’Connor, (eds) Changing Assessments:
alternative wiev of aptitude, achievement and instruction (London, Kluwer Academic
Publishers.
Rosenthal, R., Rosnow, R. L., & Rubin, D. B. (2000). Contrasts and effect sizes in
behavioral research: A correlational approach. Cambridge England: Cambridge
University Press.
Russo, J. E. (1979). A software system for the collection of retrospective protocols
prompted b yeye fixations. Behavior Research Methods & Instrumentation, 11,
177-179.
317
Sandberg, J. A. C., Breuker, J. A., & Winkels, R. G. F. (1988). Research on help-systems:
Empirical study and model construction. In Kodratoff, Y., editor, Proceedings of the
European Conference on Artificial Intelligence,( pp. 106–111). Pitman Publishing,
London.
Savage M., & Williams, J. (1990). Mechanics in action-modelling and practical
investigations. Cambridge: Cambridge University Pres.
Schoenfeld, A. (1987). What’s all the fuss about metacognition? In A. Schoenfeld (ed.),
Cognitive science and mathematics education (pp. 189-215). Hillsdale, NJ:
Lawrence Erlbaum.
Schoenfeld, A. (1992). Learning to think mathematically: Problem solving, metacognition,
and sense making in mathematics. Handbook of Research on Mathematics Teaching
and Learning, Reston, VA: National Council of Teachers of Mathematics.
Schmoker, M. (2000). The results we want. Educational Leadership, 62 – 65.
Schraw, G. (1998). Promoting general metacognitive awareness. Instructional Science, 26,
113-125.
Schraw, G., & Dennison, R. S. (1994). Assessing metacognitive awareness.
Contemporary Educational Psychology, 19, 460-475.
Schraw, G., & Moshman, D. (1995). Metacognitive theories. Educational Psychology
Review, 7, 351-371.
Schunk, D. H. (2000). Learning theories – An educational perspective. New Jersey: Prentice
Hall.
Seçil Özkaya, S. (2000). Onuncu sınıf öğrencilerinin geometri problemleri çözme
stratejilerine yönelik bir çalışma. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Selçuk Sezgin, G., Çalışkan, S., & Erol, M. (2007). The effects of gender and grade levels
on turkish physics teacher candidates’ problem solving strategies. Türk Fen
Eğitimi Dergisi, 4(1), 92 – 100.
318
Shakun, E., Maguire, T., & Cook, D. (1994). Strategy choices in multiplechoice items.
Academic Medicine, 7-9.
Shavelson, R. J., Carey, N. B., & Webb, N. M. (1990). Indicators of science achievement:
options for a powerful ınstrument. Phi Delta Kapan, 71, 692-697.
Shepard, L. A. (1989). Why we need better assessments. Educational Leadership,
46(7), 4-9.
Shriver, K. A. (1984). Revising computer documentation for comprehension: Ten exercises
in protocol-aided revision. CDC Technical Report Number 14. Pittsburgh, PA:
Carnegie Mellon University: ERIC Document Reproduction Service Number ED
Z78943.
Shriver, K.A. (1991). Plain language for expert or lay audiences: Designing text using
protocol-aided revision. Technical Report Number 46. California: ERIC Document
Reproduction Service Number ED 278943.
Shuell, T. J. (1986).Cognitive conceptions of learning. Review of Educational Research
Winter, 56(4), 411-436.
Simon, H. A. (1981). The science of the artificial. Cambridge, MA: MIT Press.
Simon, H.A. (1991). Models of my life. New York: Harper Collins.
Simon, D. P., & Simon. H. A. (1978). Individual differences in solving physics problems.
In R. Siegler (ed.), Children’s thinking: What develops? Hillsdale, N.J.: Lawrence
Erlbaum Associates, 1978. 325-348.
Smith, E. E., & Goodman, L. (1984). Understanding written instructions: The role of an
explanatory schema. Cognition and Instruction, 1, 359-396.
Smith, E. R., & Miller, F. D. (1978). Limits in perception of cognitive processes: A reply
to Nisbett and Wilson. Psychological Review, 85, 355-362.
Solaz-Portolés, J. J., & Sanjosé, V. (2007). Cognitive variables in science problem solving:
A review of research. Journal of Physics Teachers Education Online, 4(,2) 25-32.
319
Solaz-Portolés, J. J., & Sanjosé V. (2008). Types of knowledge and their relations to
problem solving in science: directions for practice. Educational Sciences Journal,
6, 105-112.
Song, W. (2004). Language learner strategy use and English proficiency on the Michigan
English Language Assessment Battery. Spoon Fellow Working Papers in Second or
Foreign Language Assessment, 3, 1-26. Retrieved October 20, 2006, Web:
http://www.lsa.umich.edu/UofM/Content/eli/document/spain_working_papers_v3_song
.pdf.
Soria, J. (2001). A study of Ilokano learners’ lexical inferencing procedures through
thinkaloud. Second Language Studies, 19 (2), 77-110.
Sperling, R., Howard, L., & Murphy, C. (2002). Measures of children’s knowledge and
regulation of cognition. Contemporary Educational Psychology, 27, 51-79.
Steinberg, R. N., & Sabelle, M. S. (1997). Performance on multiple-choice diagnostics
and complementory exam problems. Physics Teacher, 35, 150-155.
Sternberg, R.J. (1986). Intelligence applied. Orlando, FL: Harcourt Brace Jovanovich.
Stevenson, H. W., & Stigler, J. W. (1992). The learning gap. New York: Summit Books.
Stigler, J. W., Lee, S.Y., & Stevenson, H. W. (1990). Mathematical knowledge of
Japanese, Chinese, and American elementary school children. Reston, VA: National
Council of Teachers in Mathematics.
Stillman, G. A., & Galbraith, P. L. (1998). Applying mathematics with real world
connections: Metacognitive characteristics of secondary students. Educational
Studies in Mathematics, 36, 157-195.
Stock, W. A., Kulhavy, R. W., Pridemore, D. R., & Krug, D. (1992). Responding to
feedback after multiple-choice questions: The influence of response confidence.
Quarterly Journal of Experimental Psychology, 45A, 649-667.
320
Stone, D.N., & Schkade, D.A. (1991). Numeric and linguistic infonnation representation in
multiattribute choice. Organizational Behavior and Human Decision Processes, 49,
42-59.
Swanson, H.L. (1990). Influence of metacognitive knowledge and aptitude on problem
solving. Journal of Educational Psychology, 32, 306-314.
Swanson, H. L., O'Connor, J. E., & Cooney, J. (1990). An information processing analysis
of expert and novice teachers' problem solving. American Educational Research
Journal, 27(3), pp. 533-556.
Sweller, J. (1988) Cognitive load during problem solving. Cognitive Science, 12, 257–285.
Sweller, J., Mawer, R. F., & Ward, M. R. (1983) Development of expertise in mathematical
problem solving. Journal of Experimental Psychology: General, 112, 639–661.
Taylor, K. L., & Dianne, J. P. (2000). Accessing problem-solving strategy knowledge:
The complementary use of concurrent verbalprotocols and retrospective
debriefing. Journal of Educational Psychology, 92, 413-425.
Tekin, H. (2000). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Ankara: Yargı yayınevi.
The American Heritage Dictionary of the English Language (4th ed). (2000). Boston:
Houghton Mifflin
Tsagari, C. (1994). Method effect on testing reading comprehension: How far can w ego?
Unpublished M. A. Thesis, University of Lancaster, 99, (ERIC Document
Reproduction Service No. ED424768).
Turgut, M. F. (1993). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Ankara: Nüve Matbaası.
Tuyan, S. (1998). An identification and description of the reading strategies used by
freshmen students through think-aloud protocols. Yayınlanmamış Y. Lisans Tezi,
Adana:Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
321
van Gog, T., Paas, F., van Merriënboer, J. J. G., & Witte, P (2005). Uncovering the
problem-solving process: Cued Retrospective Reporting Versus Concurrent and
Retrospective Peporting. Journal of Experimental Psychology: Applied, 11 (4), 237-
244.
Van Hout-Wolters, B. H. A. M., Simons, P. R. J., & Volet, S. (2000). Active learning: Self-
directed learning and independent work. In P. R. J. Simons, J. L. van der Linden, &
T. Duffy (Eds.), New learning (pp. 73 – 89). Dordrecht, The Netherlands: Kluwer.
van Someren, M. W., Barnard, Y. F., & Sandberg, J. A. C. (1994). The think aloud
method: A Pratical Guide to Modelling Cognitive Processes. San Diego, CA:
Academic Press Ltd.
van Someren, M. W., & Elshout, J. J. (1985). Het effekt van zelfreflektie op leren
probleemoplossen (The effect of self-reflection on learning to solve problems). In
Lodewijks, J. G. L. C. & Simons, P. R. J., editors, Zelfstandig leren,(pp. 110–117).
Swets en Zeitlinger, Lisse (in Dutch).
Veenman, M.V.J., Hout-Wolters, B.H.A.M., & Afflerbach, P. (2006). Metacognition and
learning: Conceptual and methodological considerations. Metacognition and
Learning, 1, 3–14.
Vytgosky, L. S. (1978). Mind in society: The development of higher psychological
processes. Cambridge, Mass.: Harward University Press.
Walker, L. (1983). Word ıdentification strategies in reading a foreign language. Foreign
Language Annals, 16(4), 293-299.
Walker, C. M. (2007). An ınvestıgatıon of how afrıcan amerıcan communıty college
students wıth dıfferent levels of mathematıcs anxıety engage in problem solvıng
tasks. Unpublished Philosophy of Doctoral Dissertation, The Florida State
University: USA.
Watts, D. M. (1998). From the metacognitive to the “meta-affective”: A Case and A Model
for Science Education. Mimeograph, Roehampton Institute London, University of
Surrey.
322
Webb, J. M., Stock, W. A, & McCarthy, M. T. (1994). The effects of feedback timing on
learning facts: The role of response confidence. Contemporary Educational
Psychology, 19, 251-265.
Welton, A. D., & Mallan, J. T. (1999). Children and their world. strategyies for teaching.
USA:H, Mifflin Company.
Wing-wah, K. (1983). Processes in mathematics problem solving. Unpublisher MA
Dissertation, University of Hong Kong: Hong Kong.
Winne, P. H., & Perry, N. (2000). Measuring self-regulated learning. In M. Boekaerts, P.
R. Pintrich, & M. Zeidner (Eds.) Handbook of Self-rugaltion (pp.. 531-566).
SanDiego. CA: Academic Pres.
Witkin, H. A., Goodenough, D. R., Moore, C. A, & Cox, P. W. (1977). Field- dependent
and field-ındependent cognitive styles and their educatinal ımplication. Review of
Educatinal Research, 47, 1-64.
White, P. (1980). Limitations on verbal reports of internal events: A refutation of Nisbett and
Wilson and Bern. Psychological Review, 87, 105-112.
Yimer, A., & Ellerton, N. F. (2006). Cognitive and metacognitive aspects of mathematical
problem solving: an emerging model. Paper presented at the MERGA 2006.
Wahroonga: MERGA.
Yıldırım, A., & Şimşek, H. (2000). Sosyal bilimlerde araştırma yöntemleri. Gözden Geçirilmiş
İkinci Baskı.Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Yoshida-Morise, Y. (1998). The use of communication strategies in language proficiency
interviews. In R. Young & A. W. He (Eds.). Talking and testing: Discourse
approaches to the assessment of oral proficiency. Amsterdam: John Benjamins.
Yoshizawa, K. (2002). Relationships among strategy use, foreign language aptitude, and
second language proficiency: A structural equation modelin approach. Unpublished
doctoral dissertation, Temple University, Philadelphia, PA.
323
Yunker, B. D. (1999). Adding authenticity to traditional multiple choice test formats.
Education, 120(1).
Zimmerman, B. J., & Martinez-Pons, M. (1986). Development of the structured interview
for assessing student use of self-regulated learning strategies. American Educational
Research Journal, 23, 614-628.
Zimmerman, B. J., & Martinez-Pons, M. (1988). Construct validation of a strategy model of
student self-regulated learning. Journal of Educational Psychology, 80, 284-290.
Zou, X. (2001). The role of work-energy bar charts as a physical representation in problem
solving. Paper presented at the Proceedings of Physics Education Research
Conference, Rochester, New York, July 2001.
324
EKLER LİSTESİ EK – 1 Kuvvet Konuları Kavram Testi EK – 2 Hareket ve Hareket Yasaları İle İlgili Açık Uçlu Test EK – 3 Derecelendirme Ölçeği EK – 4 Sesli Düşünme Tekniğinin Uygulama Metni EK – 5 Sesli Düşünme Sürecinde Sorulan Açık Uçlu Sorular
330
Ek -2
Hareket ve Hareket Yasaları İle İlgili Açık Uçlu Test
Soru 1
Şekil-1a’da, yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. Plastik bilye vo=0 Çelik bilye
h h
vo
(a) (b) Şekil I.
Soru: Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında, ne söyleyebilirsiniz? Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz.
a) Çelik bilye, daha kısa sürede düşer. b) Plastik bilye, daha kısa sürede düşer c) Her iki bilye de aynı sürede düşerler.
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
331
Soru 2
Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan hemen önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz.
V=sabit V=sabit A B
Soru: Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı BAF
r ve
arabanın kamyona uyguladığı ABFr
kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki
şekiller üzerinde gösteriniz.
A B
Soru: Çarpışma anında her bir otomobilin üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda
göstermiş olduğunuz BAFr
ve ABFr
kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir?
a) BAF > ABF
b) BAF < ABF
c) BAF = ABF
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
332
Soru 3
Aşağıdaki şekilde, birbirine paralel iki yolda aynı yönde hareket eden A ve B bilyelerinin 0,5 saniye aralıklarla konumlarının değişimleri görülmektedir. Bilyeler başlangıçta durgun haldedir. 1 2 3 4 5 6 7 A 0 10 20 30 40 1 2 3 4 B 0 10 20 30 40 Soru: Yukarıdaki şekilde, A ve B bilyelerinin aynı hıza sahip oldukları an veya anlar var mıdır?
a) Evet b) Hayır
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
333
Soru 4 Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir (veya temsil etmektedir). Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Çelik Bilye V= sabit Platform Zemin Şekil 1 Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen (uygulanan) kuvvetleri, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Çelik Bilye Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek, yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söyleye bilirsiniz? Cevap: Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
334
Soru 5
Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandıktan sonra 1., 2. ve 3. blokların hareketsiz kaldığı, 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür.
1Fr
=0
2. 2Fr
=5N
3. 3Fr
=10
4. 4Fr
=20N
Soru : Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme
kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz.
1Fr
=0
2Fr
=5N
3Fr
=10
4Fr
=20N
Soru : Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz
sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe nasıl sıralarsınız. Cevap: Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
335
Soru 6
Şekil-1’de, yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Plastik bilye
h
vo
Şekil I.
Soru: Şekil-1’deki yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bilyeye A, B ve C noktalarında etkiyen bileşke kuvvetleri, aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. (hava sürtünmesini ihmal ediniz)
B
A C Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayını
336
Soru 7
Aşağıdaki şekilde, sürtünmesiz bir makaradan geçirilen bir iple birbirlerine bağlanmış üç blok görülmektedir ( m3> m2 > m1). Sistemin ivmesi, okla gösterilen yöndedir ve yüzeyler sürtünmesizdir. m2 m1 m3
Soru Yukarıdaki şekilde, sabit bir ivme ile aşağıya doğru hareket eden m3 kütleli
blok üzerine etkiyen (uygulanan) kuvvetleri, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz.
m3
kütleli cisim
Soru m3 kütleli blok üzerine etkidiğini düşünerek, yukarıda göstermiş olduğunuz
kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söyleyebilirsiniz? Cevap: Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
337
Ek - 3
Derecelendirme Ölçeği
1. Soru: Şekil-1a ve b'deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında, ne söyleyebilirsiniz?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci soruya her iki bilye de aynı süre düşerler cevabını vermiştir. • Açıklamasında düşme süresini etkileyen "düşme yüksekliklerinin aynı
olması”, “ortamın sürtünmesiz olması” ve “ivmelerinin eşit olması." ifadelerinden söz etmiştir.
4
• Öğrenci soruya her iki bilye de aynı süre düşerler cevabını vermiştir. • Açıklamasında düşme süresini etkileyen "düşme yüksekliklerinin aynı
olması”, “ortamın sürtünmesiz olması” ve “ivmelerinin eşit olması" ifadelerinden iki tanesinden söz eder.
3
• Öğrenci soruya her iki bilye de aynı süre düşerler cevabını vermiştir. • Açıklamasında düşme süresini etkileyen "düşme yüksekliklerinin aynı
olması”, “ortamın sürtünmesiz olması” ve “ivmelerinin eşit olması" İfadelerinden bir tanesinden söz eder.
2
• Öğrenci soruya her iki bilye de aynı süre düşerler cevabını vermiştir. • Açıklaması yoktur veya tamamı ile yanlıştır.
1
• Öğrenci soruya her iki bilye de aynı sürede düşerler cevabından farklı bir cevap vermiştir.
• Açıklaması boştur veya tamamı ile yanlıştır. 0
338
2. Soru: Kuvvetleri çizin ve göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri karşılaştırınız?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci kamyon ile arabanın birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri yönlerini de dikkate alarak doğru bir şekilde gösterir.
• Öğrenci soruya kuvvetlerin eşittir cevabını vermiştir. • Açıklamasında ise bu kuvvetler etki tepki prensibinden dolayı eşittir."
ifadesinden söz eder.
4
• Öğrenci kamyon ile arabanın birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri ters yönde göstermiştir.
• Öğrenci soruya kuvvetlerin eşittir cevabını vermiştir. • Açıklamasında ise sadece "etki - tepki yasasından dolayı" veya
“etki=tepki” ifadelerinden söz etmiştir.
3
• Öğrenci kamyon ile arabanın birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri doğru veya ters yönde göstermiştir.
• Öğrenci soruya kuvvetlerin eşittir cevabını vermiştir. • Açıklamasında etki tepki yasasından bahsetmesine rağmen “hızlarının
eşit olmasından dolayı kuvvetlerin eşit olduğundan” söz etmiştir.
2
• Öğrenci kamyon ile arabanın birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri doğru veya ters yönde göstermiştir.
• Öğrenci soruya kuvvetlerin eşittir cevabını vermiştir. • Açıklama yapmamıştır veya tamamı ile yanlıştır.
1
• Öğrenci şekil üzerinde hiçbir kuvvet göstermemiştir, kuvvetler için farklı semboller kullanmış, kuvvetleri tanımlamamıştır veya sadece birini tanımlamıştır.
• Öğrenci soruya cevap vermemiş veya kuvvetlerin eşittir cevabından farklı bir cevap vermiştir.
• Açıklaması yoktur veya tamamı ile yanlıştır.
0
339
3. Soru: Yukarıdaki grafikte, A ve B araçlarının aynı hıza sahip oldukları an veya anlar var mıdır?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci soruya evet cevabını vermiştir. • Açıklamasında “Yer değiştirme/Zaman, ∆x/∆t, birim zamandaki yer
değiştirme hızı verir" ifadesinden söz eder. • Araçların aynı hıza sahip oldukları zaman aralığını doğru bir şekilde
belirtir.
4
• Öğrenci soruya evet cevabını vermiştir. • Açıklama yapmaksızın araçların aynı hıza sahip oldukları zaman
aralığını doğru bir şekilde belirtir.doğru aralığı belirtir. 3
• Öğrenci soruya evet cevabını vermiştir. • Açıklamasında “Yer değiştirme/Zaman, ∆x/∆t, birim zamandaki yer
değiştirme hızı verir" ifadesinden söz etmiştir. • Araçların aynı hıza sahip oldukları zaman aralığını belirtmemiş veya
yanlış belirtmiştir.
2
• Öğrenci soruya evet cevabını vermiştir. • Açıklamasında "Yer değiştirme/Zaman, ∆x/∆t, birim zamandaki yer
değiştirme hızı verir" ifadesinden söz etmemiştir veya boş bırakmıştır. • Araçların aynı hıza sahip oldukları zaman aralığını belirtmemiştir veya
yanlış belirtmiştir.
1
• Öğrenci soruya hayır cevabını vermiştir veya cevaplandırmamıştır. • Açıklaması yanlış veya boştur. • Araçların aynı hıza sahip oldukları zaman aralığını belirtmemiş veya
yanlış belirtmiştir.
0
340
4. Soru: Çelik bilye üzerine etkiyen kuvvetleri çiziniz ve göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklüklerini karşılaştırınız?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve tepki kuvvetini (N) yönlerini de dikkate alarak doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya eşittir (mg=N, G=N) cevabını vermiştir. • Açıklamasında "Çelik bilye hareketsiz olduğundan (dengede
olduğundan, “yere göre sabit hızlı olduğundan”) üzerine etki eden net kuvvet sıfır olmalıdır."ifadesinden söz eder.
4
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve tepki kuvvetini (N) yönlerini de dikkate alarak doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya eşittir (mg=N, G=N) cevabını vermiştir. • Açıklamasında "Çelik bilye hareketsiz olduğundan (dengede
olduğundan, “yere göre sabit hızlı olduğundan”)." ifadesinden söz eder.
3
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve tepki kuvvetini (N) yönlerini de dikkate alarak doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya eşittir (mg=N, G=N) cevabını vermiştir. • Açıklaması yanlış veya boştur.
2
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve tepki kuvvetini (N) yönlerini de dikkate alarak göstermiş veya eylemsizlik kuvvetini de göstermiştir.
• Öğrenci soruya mg>N, G<N veya eylemsizlik kuvveti gibi bir kuvveti işin içine katarak cevabını vermiştir.
• Açıklaması doğru veya yanlış olması önemsizdir.
1
• Öğrenci şekil üzerinde hiçbir kuvvet göstermemiş, yerçekimi veya tepki kuvvetlerinden birini göstermiş veya yer çekimi ve tepki dışında kuvvetler göstermiştir.
• Öğrenci soruya cevap vermemiştir veya ağırlık ve tepki kuvvetlerinin birini veya bunlar dışındaki kuvvetleri kullanarak cevap vermiştir.
0
341
5. Soru: Her bir bloğa etkiyen sürütnme kuvvetlerini şekil üzerine çizin ve göstermiş olduğunuz sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe sıralayınız?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci 1. şekil üzerinde kuvvet göstermemiş, 2., 3. ve 4. şekiller üzerinde sürtünme kuvvetlerinin yönlerini kuvvete zıt yönde doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya Fs1<Fs2<Fs3≤Fs4 cevabını vermiştir. • Açıklamasında "1. bloğa kuvvet uygulanmadığında Fs sıfır, 2. ve 3.
bloklar hareket etmediğinden Fs uygulanan kuvvetlere eşittir. 4. blok hareket ettiği için uygulanan sürtünme kuvveti 10 N eşit veya büyük, 20 N'dan küçüktür."ifadesinden söz eder.
4
• Öğrenci 1. şekil üzerinde kuvvet göstermemiş, 2., 3. ve 4. şekiller üzerinde sürtünme kuvvetlerinin yönlerini kuvvete zıt yönde doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya Fs1<Fs2<Fs3<Fs4 cevabını vermiştir. • Açıklamasında "1. bloğa kuvvet uygulanmadığında Fs sıfır, 2. ve 3.
bloklar hareket etmediğinden Fs uygulanan kuvvetlere eşittir. 4. blok hareket ettiği için uygulanan kuvvet sürtünme kuvvetinden büyüktür."ifadesinden söz etmiştir.
3
• Öğrenci 1. şekil üzerinde kuvvet göstermemiş, 2., 3. ve 4. şekiller üzerinde sürtünme kuvvetlerinin yönlerini kuvvete zıt yönde doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya Fs1<Fs2<Fs3≤Fs4 cevabını vermiştir. • Açıklaması yoktur veya tamamı ile yanlıştır.
2
• Öğrenci soruya Fs1<Fs2<Fs3=Fs4 cevabını vermiştir. • Açıklamasında “1. bloğa kuvvet uygulanmadığından Fs sıfır, 2. ve 3.
bloklar hareket etmediğinden Fs uygulanan kuvvete eşittir. 4. blok hareket ettiği için Fs4 =Fs3’tür.
1
• Öğrenci 1. şekil üzerinde kuvvet göstermemiş, 2., 3. ve 4. şekiller üzerinde sürtünme kuvvetlerinin yönlerini kuvvete zıt yönde doğru bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci şekiller üzerinde kuvvet göstermemiş veya herhangi bir sürtünme kuvvetinin kuvvetle aynı yönlü göstermiştir.
• Öğrenci soruya yukarıdakilerden farklı bir cevap vermiştir veya cevabı boştur.
• Açıklaması yoktur veya tamamı ile yanlıştır.
0
342
6. Soru: Şekil-1a'daki yukarıya doğru bir v0 hızı ile düşey olarak fırlatılan plastik bilyeye A, B ve C noktalarında etkiyen bileşke kuvvetleri, aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. (hava sürtünmesini ihmal ediniz.)
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci şekil üzerinde A, B ve C noktalarında cismin ağırlığını aşağı yönde doğru bir şekilde göstermiştir.
4
• Öğrenci şekilde üzerinde iki noktada kuvvetleri aşağı yönde doğru bir şekilde göstermesine rağmen bir noktada göstermemiş veya yanlış yönlü göstermiştir.
3
• Öğrenci şekil üzerinde A, B ve C noktalarında cismin ağırlığını aşağı yönde doğru bir şekilde göstermesine rağmen A, B ve C noktalarından bazılarında farklı bir F kuvveti göstermiştir.
2
• Öğrenci şekil üzerinde sadece bir noktada aşağı yönlü bir kuvvet göstermiştir diğerlerinin yönleri yanlıştır veya göstermemiştir.
1
• Öğrenci şekil üzerinde hiçbir kuvvet göstermemiştir veya bütün kuvvetlerin yönleri yanlıştır.
0
343
7. Soru: Kuvvetleri çiziniz ve göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklüklerini karşılaştırınız?
Performans Seviyeleri Puan
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve gerilme kuvvetini (T) yönleri doğru olacak bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya m3g>T (G>T) cevabını vermiştir. • Açıklamasında "sistem m3 yönünde (ok yönünde) ivmeli hareket ettiği
için aynı yönde net bir kuvvet olması gerekir." ifadesinden söz eder.
4
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve gerilme kuvvetini (T) yönleri doğru olacak bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya m3g>T (G>T) cevabını vermiştir. • Açıklamasında "sistem m3 yönünde (ok yönünde) ivmeli hareket ettiği
veya hareket ettiği için." ifadelerinden söz eder.
3
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi kuvveti (ağırlık, mg) ve gerilme kuvvetini (T) yönleri doğru olacak bir şekilde göstermiştir.
• Öğrenci soruya m3g>T (G>T) cevabını vermiştir. • Açıklaması yoktur veya tamamı ile yanlıştır.
2
• Öğrenci şekil üzerinde yerçekimi ve gerilme kuvvetlerini yönleri de doğru olacak biçimde göstermesine veya bu kuvvetlerin yanında farklı kuvvetlerde göstermiştir.
• Öğrenci soruya m3g=T, (G<T) veya farklı tanımladığı kuvveti de işin içine katarak cevabını vermiştir.
• Açıklaması önemsizdir.
1
• Öğrenci şekil üzerinde hiçbir kuvvet göstermemiş, yerçekimi veya gerilme kuvvetlerinden birini göstermiş veya yer çekimi ve gerilme kuvvetleri dışında kuvvetler göstermiştir.
• Öğrenci soruya cevap vermemiş veya yerçekimi ve gerilme kuvvetlerinden sadece birini içeren ve bunlardan birinin yanında farklı bir kuvveti içeren cevaplar vermiştir.
• Açıklaması önemsizdir.
0
344
Ek - 4
Sesli Düşünme Tekniğinin Uygulama Metni
Hoş geldin. Ben Sedat KARAÇAM. Üniversitemizin Fen Bilgisi Öğretmenliği
Bölümünde doktora yapmaktayım. Doktora tezimde Bireylerin Çoktan Seçmeli ve Açık Uçlu Soruları Nasıl Çözdüklerini araştırmaktayım. Çoktan seçmeli/açık uçlu soruları çözerken bireylerin düşünme süreçlerini belirlemek için sesli düşünme tekniğini kullanılmaktadır. Ben de çalışmamda bu tekniği kullanmaktayım. Bu nedenle senden soruları sesli okumanı ve soruları çözerken aklından geçen her düşünceyi sesli olarak söylemeni istiyorum. Benim için önemli olan, cevabı verdikten sonra soruyu nasıl çözdüğünü açıklaman değil, soruyu okuduğun andan itibaren sonuca ulaşana kadar aklından geçen her düşünceyi söylemendir. Örneğin ÖSS’ye hazırlanırken bazı soruları sesli olarak okuduktan sonra, çözümünü de sesli bir şekilde kendi kendine anlatmışsındır. Şu an belki de soruları doğru mu çözeceğim, yanlış mı çözeceğim diye düşünüyorsundur. Fakat ben soruları nasıl çözdüğüne ilişkin veriler elde etmeye çalışıyorum. Soruları doğru yada yanlış cevaplandırman benim için önemli değil. Ayrıca bu görüşmeyi sesli ve görüntülü olarak kayıt edeceğim. Bu kayıtlar sadece çalışmada veri olarak kullanılacak ve başkaları ile paylaşılmayacaktır. Bu nedenle senden rahat olmanı istiyorum.”
“Yapacağımız uygulamada 6 çoktan seçmeli soru/açık uçlu soru yer almaktadır. Bu soruları çözerken rahatsız olduğunda duraksayabilirsin. Hatta bana soruda sorabilirsin. Fakat bu soruların benim tarafından cevaplanmasını beklememeni rica ediyorum. Ben yokmuşum gibi rahat bir şekilde soruların çözümünü yapmanı istiyorum. Sen soruları çözerken ben arkanda sessizce oturuyor olacağım. Bitirdiğin zaman bana söyle. Şimdi örnek bir uygulama yapalım istersen. Kuvvet Konuları Kavram Testinden 7. soruyu çözelim/Açık Uçlu Teste Bölüm III’deki soruyu çözelim. Hazırsan uygulamamamıza başlayabiliriz.
345
Ek - 5
Sesli Düşünme Sürecinde Sorulan Açık Uçlu Sorular
Soru 1
Şekil-1a’da, yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Şekil-1b’de ise, plastik bilye yerden maksimum yüksekliğe ulaştığı anda, aynı yükseklikten serbest bırakılan çelik bir bilye görülmektedir. Bilyeler aynı büyüklükte, fakat çelik bilye plastik bilyeden daha ağırdır. Plastik bilye vo=0 Çelik bilye
h h
vo
(a) (b)
Şekil I.
Soru: Şekil-1a ve b’deki bilyelerin h yüksekliğinden yere düşmeleri için geçen süreler hakkında, ne söyleyebilirsiniz? Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz.
d) Çelik bilye, daha kısa sürede düşer. e) Plastik bilye, daha kısa sürede düşer f) Her iki bilye de aynı sürede düşerler.
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
346
Soru 2 Aşağıdaki şekilde, sağa doğru sabit hızla hareket etmekte olan bir kamyon ile, sola doğru aynı hızla hareket etmekte olan bir arabanın, merkezi çarpışma yapmadan hemen önceki konumları görülmektedir. Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz.
V=sabit V=sabit A B
Soru: Şekildeki otomobillerin çarpıştığı anda, kamyonun arabaya uyguladığı BAF
r ve
arabanın kamyona uyguladığı ABFr
kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki
şekiller üzerinde gösteriniz.
A B
Soru: Çarpışma anında her bir otomobilin üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda
göstermiş olduğunuz BAFr
ve ABFr
kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söylenebilir?
a) BAF > ABF
b) BAF < ABF
c) BAF = ABF
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
347
Soru 3
Aşağıdaki şekilde, birbirine paralel iki yolda aynı yönde hareket eden A ve B bilyelerinin 0,5 saniye aralıklarla konumlarının değişimleri görülmektedir. Bilyeler başlangıçta durgun haldedir. 1 2 3 4 5 6 7 A 0 10 20 30 40 1 2 3 4 B 0 10 20 30 40 Soru: Yukarıdaki şekilde, A ve B bilyelerinin aynı hıza sahip oldukları an veya anlar var mıdır?
c) Evet d) Hayır
Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
348
Soru 4 Aşağıdaki şekil, bir çelik bilyenin hidrolik düzenek sayesinde aşağıya doğru, sabit hızla hareket ettiği bir platformu göstermektedir (veya temsil etmektedir). Sistemdeki bütün sürtünmeleri ihmal ediniz. Çelik Bilye V= sabit Platform Zemin Şekil 1 Soru: Platform ile birlikte sabit hızla aşağıya doğru hareket eden çelik bilye üzerine etkiyen (uygulanan) kuvvetleri, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. Çelik Bilye Soru: Çelik bilye üzerine etkidiğini düşünerek, yukarıda göstermiş olduğunuz kuvvetlerin büyüklükleri hakkında, ne söyleye bilirsiniz? Cevap: Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
349
Soru 5
Aşağıdaki şekilde, yatay sürtünmeli bir masa üzerinde bulunan özdeş dört blok ve her bir bloğa uygulanan aynı yönlü, farklı büyüklüklerdeki kuvvetler görülmektedir. Her bir bloğa, şekilde gösterilen kuvvetler uygulandıktan sonra 1., 2. ve 3. blokların hareketsiz kaldığı, 4. bloğun ise harekete başladığı görülmüştür.
1Fr
=0
2. 2Fr
=5N
3. 3Fr
=10
4. 4Fr
=20N
Soru : Yukarıdaki şekilde gösterilen, özdeş dört bloğa etki eden sürtünme
kuvvetlerini, yönlerini de dikkate alarak aşağıdaki şekiller üzerinde gösteriniz.
1Fr
=0
2Fr
=5N
3Fr
=10
4Fr
=20N
Soru : Her bir blok üzerine etkidiğini düşünerek yukarıda göstermiş olduğunuz
sürtünme kuvvetlerini, büyükten küçüğe nasıl sıralarsınız. Cevap: Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız:
350
Soru 6
Şekil-1’de, yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bir bilye görülmektedir. Plastik bilye
h
vo
Şekil I.
Soru: Şekil-1’deki yukarıya doğru bir vo hızıyla düşey olarak fırlatılan plastik bilyeye A, B ve C noktalarında etkiyen bileşke kuvvetleri, aşağıdaki şekil üzerinde gösteriniz. (hava sürtünmesini ihmal ediniz)
B
A C Lütfen cevabınıza nasıl ulaştığınızı açıklayınız: