“Kadının Sesi Radyo Programı ve Kimliği Konumlandırma Stratejisi”

16
.. EKiM 2001 iÇiNDEKiLER Yaym Kurulu Editör Ali Akay Kültür Özel / Editörü ' . - - n Kaya- I. Kurulu Uyeleri Mahmut Arslan Ahmet Sücrdcm Nuray.Mcrt Ane Dikmen Deniz Vardar Orhan Didicr Gazagnadou Ayhan Kaya Alti d ergi ..... . l4 iSSN ve Yil; dm eni : Hülya Grafik ' Sunl·r ? :J p. jk •· .. r:' l sur Yeri Ankara Cad. U/l }+-!lO Tc:!: 0:2!2 .:iLI 59 6K id al -s 02 2 7 n Ali A.}cay ONSOZ S Ayhan i. Emre 9 Akile Gürsoy . . .. . . . . . . .. "KORUYUCU DIPLG:'v!ASI": TURK-YUNAN IÇINYAPI CI BIR YOL MU? 17 Süheyla .. '. , FE_MINIST KULTUREL KUfAM YE YONTEM DUNYADAN TURKJYE'YE AÇILAN 25 . Sernra Somersan 1 ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK ASGARi 33 Tül Akbal Süalp . KULESi TUTSAKLARINA ÖNERiLER 53 Güliz Erginso y ADALI ](.ADlN 61 Mutlu Binark PROGRMH 75 . -. . . . . . ·- . t , ... Aylin Akpinar , · : ULU SL\RARASI GÖÇ KiM VE Esra, Hanife ve Aysel Hayat Hikayeleri . 91 i P. i i KÜLTÜREL HARiTASlNDA dALLERIA,:AKMER]<'..EZ YE CAPITOL'UN Çözümlemesi Üzerine BirDepey lOS ! Öner : Hi!OMATIK ALANDA DOGU VE BATI ! Cil:ce Hikayeleri ve Ki·a[ Arthur'u'n Ölümü 11 5 i Özden , f\ YNAD;;.Ki YANSIMADA KURG YLA yAN t.iLUSLAIZ 123 1 i YOLCULUGU: BAHÇELER, ALDIGI!vi!Z YARALAR, PUSULALAR 135 i i F. i . PESI:\DE KlL.ER ERKEN ALMAN l-ll Öndln , 1 , SAI\ATA AÇlSlNDAN : 01- ( U\ ÇAG V[ RO jf SANS SANATI USTUNE BIR DENEME 153 > 1 ' 1. i i . ..\J,l LAR YA DA 159 : ll Ayhan : ElvlA NUEL LEV!NAS VE ÖTEKiNi N Gl ! ldol o ji'yc 167 1 j Volbn i Bll · <l !75 ll 1 Arsev , 1 · CJ S \L \\ 1 ! TO I 'I Li\ ll_ :\ ! nT \ \l l 'li'' k·\ V: ii. \\! 1\1\ t v! i \'( 1: l: ( ) \ ( jl) \ 1 1 i .k 1 '\ l\ 1 h\ \ 1.\ !-: 1 1 Faist , ! ' ' .. " .. l ii \L\1-: \Si ( ;( l\ ll l .l \.\:-\!!:i li k Yl ! .\ ';1.1 VF r.:U.TUR 19 I : ! '

Transcript of “Kadının Sesi Radyo Programı ve Kimliği Konumlandırma Stratejisi”

..

EKiM 2001 iÇiNDEKiLER

Yaym Kurulu Başkant Editör

Ali Akay

Kültür Çalışmalan Özel / Sayısı Editörü ' .

- - n Kaya- I. E~rc !~ık

Yayırı Kurulu Uyeleri

Mahmut Arslan Ahmet Sücrdcm

Nuray.Mcrt Bı.:sim Dellaloğlu

İ. Enıre !~ık Ane Durakba~a

Aylın Dikmen Çağlayan Kovanlıkaya

Deniz Vardar Orhan Tekelioğlu

Didicr Gazagnadou Ayhan Kaya

TOPLUlVIBİLİM Alti aylık dergi

...... Say ı l4 iSS N l ~tli-04 tiS

Safı ihi ve Yay~n Yil; ı dm eni

: Hülya Örıgür

· .:ıı ,eı ;~ t~ ~;~~ G rafik ra ~; ZJ I'tiTi

' Ca n<t rı Sunl·r

?:Jp.jk i şi Luı ı ı l· P lı..·i ı::ı : ı

•· .. i,~ ·'!ıın·~ r:' l a:ı ıı ·~·rs sur pı ı pi..:r ft;C t'l ı h'S

Baskı

Ka rdc~kr Matbaası

Yönı:Cim Yeri

Ankara Cad. N,ı U/ l }+-!lO CağJloğlıı-İST.

Tc:!: 0:2!2 .:iLI 59 6K

lı.: id al-s 02 ı 2 ~ -n ı 7 n

Ali A.}cay ONSOZ S Ayhan ~(aya· i. Emre Işık GİRİŞ 9 Akile Gürsoy . . .. . . . . . . . .

"KORUYUCU DIPLG:'v!ASI": TURK-YUNAN ILIŞKJLERI IÇINYAPI CI BIR YOL MU? 17

Süheyla Kırca .. ı ' . ,

FE_MINIST KULTUREL ÇALIŞMALARDA KUfAM YE YONTEM TARTI·ŞMALARI:

DUNYADAN TURKJYE'YE AÇILAN PENCE~E 25 .

Sernra Somersan 1

ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK İÇİ N ASGARi ÖNERİL~R 33

Tül Akbal Süalp .

BABİL KULESi TUTSAKLARINA BAKHTİN'DEN ÖNERiLER 53

Güliz Erginsoy ADALI İVJ ](.ADlN 61

Mutlu Binark _· •1(ADJNINSESİ"RADYO PROGRMH VEKİ~!LİGİ KOWUMLANDIRMASTRATEJİSİ 75 . -. . . . . . ·- ı-:- . t , ... •

Aylin Akpinar , · :

ULUSL\RARASI GÖÇ BAGLA~HNDA KiM Lİ)< KRİZLERİ VE KİMLİK KURGULAMALARı

Esra, Hanife Hanını ve Aysel l-!Jnım'ın Hayat Hikayeleri . 91 i

P. 8 <-uıu Gökarıkse l i i İS'L.WBUL'UN KÜLTÜREL HARiTASlNDA dALLERIA,:AKMER]<'..EZ YE CAPITOL'UN 'YERİ:

Mekan-İn san-Kültür Çözümlemesi Üzerine BirDepey lOS ! Aı:..-:ıı Öner :

Hi!OMATIK ALANDA DOGU VE BATI HİK..1~YELERİ ! B ı i!hir Cil:ce tvL:ısalları, Cııııerbury Hikayeleri ve Ki·a[ Arthur'u'n Ölümü 115

i ı~ Ft., •,d<ı Gani oğlu Özden ,

'l<J· ! '~ Uİ :N İ f\ YNAD;;.Ki YANSIMADA KURGYLA yAN t.iLUSLAIZ 123

Dc ıl'lıı ','.;ıtııkkaya 1 i

AMANUİi'·lE'İ l'-1 YOLCULUGU: GEÇfİGİMİZ BAHÇELER, ALDIGI!vi!Z YARALAR,

V.AY8FITİl~l~.iiz PUSULALAR 135 i i ı.:':k~iıı·ı F. Ddial oğlu i . HU l . iZEN İ U PESI:\DE KlL.ER ERKEN ALMAN ROi\IANTİKLERİ l-ll

ıııl i 'd.:;;- Öndln , 1 ,

ULl t'JY i\Yt~ BP..KIŞIN SAI\ATA YANSI:-ı.IAS.I AÇlSlNDAN:

01-( U\ ÇAG V[ RO :·jf SANS SANATI USTUNE BIR DENEME 153 >

1 '

1. Eım~:: Işık i i

ÇİZGİ Yİ AŞ . ..\J,l LAR YA DA " ÖTEK.İLER" 159: ll

Ayhan i-<.cıya :

ElvlA NUEL LEV!NAS VE ÖTEKiNi N ÇIPLAK~ ! Gl !

EgıılOJi'dcn ldoloji'yc 167 1 j

Volbn Akı i ı

Bll·<l BIZİ CÖZETLİYOR' !75 ll 1

Arsev Bel<taş , 1 ·

CJS\L\\1 ! TO I'I Li\ ll_:\ ! n T \ \l l ~ O\ 'li'' k ·\ V: ii. \ \ ! 1\1\ ;c~ r: ıi Ş İ tv! i \'( 1: l: ı..: ( ) \ ( jl) \ ~ 1 1 i .k 1 ' \ l\ 1 h\ ı \ 1 . \ !-: ı :) ı 1 1 ı

Ttıoıııas Faist , ! ' ' ı .. " ..

l ii Li~! \L\1-: \Si ( ;( l\ ll l ;ı .l \.\:-\!!:i li k Yl : ı)'! ! .\ ';1.1 f~ VF r.:U.TUR .'\R A~ll lüL-\LA l ~ ll Ç'F\ 19 I : ! '

' i i ı ı 1

ı ı

:nl·(ad lt~ıın Sesi .. RaÇiyQ Prog ram; ve ı '

' " inıliği l<onurn l aridu rırrıa ~ Stratejisi* ı : . ı

· .. , ı 1

ı ı

im ]jirin b

ı ı 1. Göç Etme Deney

1 imi ve '1ı

arzu Aidiyet Tasarımı l i

edilen konuma/yere sabitlenmesi 1 c 111

.}

giyin m e ta rzların dan, dil kullanım biçimlerin e, b O§ zam an etkinliklerinden popülermüzik tüketimine ve m ed ya kullanma ör ii n tülerin e,

farklı ma tery al ve kültürel ögelere

başvıırulur.

Mutlu Binark

Kimlik, küresel 1ve yerel, j ma­

teryal, tarihi ve kültilrtl söy!e1ı{ıler ve ko~ullar ile den~yimler b~ğla­mında sürekli olarak kurulaıi, sa­hip çıkılan, üstlenil ~ n, bir yapdan güven ve özde~le~m* hissini tçmin etmeye yönelik ojanık saoitle­me/konumlama isteini ilc öte iyan-

ı .

dan farklı ögelerin rırasında süre-gelen müzakerenin ~onucu ot taya çıkan gerilimin biçimlendi'rdiği

'd' ı ı' a~ .ıyet tasarımı oıar:ak tanım ana" bılır (Hall 1996:1-~7; 1998afl78; 1998c:71-76). Kimliğin arzu e~ilen konuma/yere sabitl~nmesi iç i fı gi- · yinme tarzlarından,: dil kull ~nım

biçimlerine, ho~ zaman etkiniikle­rinden popüler müzik tüketimine ve medya kullanma örüntülerine, farklı materyal ve kültürel ögl'!lere ba~vurulur. Yabancı bir ülkeye is­ter ekonomik nedenlerle isterse si­yasi m:clcnlerk 'göç' edilsin, bu deneyimin kendisi göç eden bire­yin aidiyet tasarımını yeniden kur-gulaınasıyla, diğer bir deyi~ le ken­di sine yeni kimlik/ler biçmcsi, dik-

0 .\IIH/11 'll, N ur{ly 'u, 1 hi/y u )•tt, t\-hi: c:yyen 'c

/:.'d/ımı 'c, C m giz'e, Lii si11 ·• ı · c tilbii !.:i

N erej'<' ı · e d11iııt hir~·ok Tiirl.:/iydi 'ye bu

tmqmmclll/11 ~;erçeklqn ı esill(/eki !.: orkılll ­

ımdllll, tlestek lerintlen dolayı r eşekkı'ir

edl'ıi11ı. .'lyn ca im çalı şmn A natlo/u Üni ­

ı · rrsit f.l' i llt·rişiın f3ilin ı !eJ i Fa k iiiresi ram ­

jintia ll tlii: eıılell e ll " Uimlammsı ile t işim

Smıpo::y"""' "nda (11-13 Nisa11 2001)

sıuıu ln11q· ı•e Sempo:yıu11 fJ iltliri Ki/ll­

hı 'lll/u Çlliışnwllllt "!ıti.wjir Jşç ili!.:t cn Yeni

Om ıillıll rktılılı,~a : A idiy cr Tasannılan "

(({/lı birin ci bö /iinı ii )'llyuılcuınllrllr. "Uiw ­

lamnnı ite rişilll Scnıpo:yllmll "lllill bildi­

'i"" ' son ş c · !.:lini ulnWSII I! ia ku ı k u/11 bulll ­

l ll lll l t.llll dı·.t:l ·,/,.:udinu;t'lı·n·, !,iJ Utlo ra ı · ı·

Ollenlı·,-l· dl' r q· ı ·kf..: ı·u · Cll;l!eyi INN{ hili rin1.

'

75

mesi, sökmesi ve yeniden dikrnesi §eklinde betimlenebilccek bir mü­zak~re sürecinin ortaya çıkmasıy!Lı.A. sonüçlanır. Çalı§manın ilk kısmın-• da, 1960'1ar-ın ortalannelan itibaren Dariimarka'ya -ev sahibi ülkenin reş_n) i politikasındaki ilk tanımlama ile- i "misafir ݧ güçü" olarak göı; eden Türk/iye kökenli bireylerin he rr~ ev sahibi hem de göç edilen ülke'nin kamusal politikalarında ve akac)emik literatüründe "göçmen­ler" :olarak kimliklerinin nasıl tarif edil~iğine ili§kin oldukça genel bir c!eMr!endirme y<ıpılacaktır. Bu ge­nel i değerlendirmenin ardından, Dan,imarka'da ya~ayan Türk/iye kökenli bireylerin aidiyet tasarım­

ları ' ile medya ortan1 ı arasındaki

ili§lÖ, etnik yerel radyo deneyimi üzeri nden t artı§ılacakt ır. Burada, Benedict Anderson'u izleyere. söykyecek olursak, aidiyet tasarım­larının sahteliği ya da sahiciliği de­ğil, hangi mekanizmalar aracılığıyla üstlenildikleri ve müzakere eliilclik­leri irdelcneccktir ( 1993: 21 ).

Göç etme Lleneyimi aidiyct ta­

sarımı ve kimlik kurgularını tartı~ ­

mak açı sından niçin iincınlidir:

çünkü göçmenler yerle~ti kleri ül­kelerde bir yandan ana vatan/ana yurt, diğer yandan da ev sahibi ül ­ke· ile ve bunlar arasında sürekli olarak ya~am biçimkrini ve doğal olarak gündelik ya~amı anlamian­dırma mekanizmalarını tarif etme­ye ve yenielen komımlandırmaya ça lı şır l a r. Ustelik, gö7menlerin ge­riye · dönme mzusunu çoktan terk etti kleri, kendilerini "gurbetçi" ul ;ı ra k l< ı n ı rnl ; ım aclı k ları, ye rl q tik-

••

Toplumbilim

kri yeni topraklara kök/yurt saldıkları ve gckcckleri­

ni yerleştiklcri bu ülkelerde tasarladıkları, bundan

ötürü de yeni toplumsal, kültürel ve siyasal taleplerle

etkin bir §Ckilcle kamusal alana dahil olmaya c;alıştık­

ları artık ev sahibi ülkeler tarafından da kavrandığı

için, ev sahib i ülke tarafından tarif edilme söylemi de

misafir i§çiliktcn, göçmen azınlığa, yabancı heın~ehri­

yc, tirdi yurttaşiara hatta yeni yerliye doğru evrilme

geçirıniştir. Ayrıca göçmenlerin ana vat an ile cv sahi­

bi ülke arasındaki ilişkileri ku~aklara göre de deği§­

ınektı.:, dönü§ıncktedir. Göçmenlerin bazıları kendi­

lerini hem ev sahibi toplumda hem de hayali vatanda

"yabancı" olarak hissedebihncktedir.2 Bunun nedeni,

I. Ku~ak ilc II. ve lll. Ku§akların hayali cemaat aidi ­

yetlerinin, ana vatanı tahayyül etme biçimlerinin, ko­

kktif belleği olu§turan anlatıbrın, tahayyül edilmi§

ana vatana sadakatlerinin/hağlılıklarının oklukça

farklı olmasıJır. Bu çerçevede göçmenlerin aidiyet ta­

sanmlarının devingen oldukları ve sürekli olarak ye­

niden cklemlendiklcri/cklcmlcncbildiklcri söylenebi­

lir. Güçıncnlerin ve mültecilcrin aidiyet tasarımları

kültürel çalışınalar yaklaşımında, "ınelez/hibrid kim­

likler", "kreol", "kcs-yapı~tır", "tireli kimlikler" veya

"diyasporik kimlikler" olarak adlandırılmaktadır

(Çağlar 2000). Bu adlandırnıalardan biri olan "diyas­

porik kimli k" dcm~yirni, Stuart Hall'ın açıklaması ilc

"esas olanla[töz] ya cia sat1ıkla değil, kaçınılmaz bir

heterojenliğin ve çe§itlil i ğin tanınınası ile tanımlanır;

farklılığa rağmen değil onurıla ve onun aracılığıyla ya­

§ayan bir kimlik kavramıyla, melezlik/e tanımlanır. Di­

aspora kimlikleri, dönü§iim ve farklılık aracılığıyla

kendilerini durmaksııın üreten ve yeniden üreten

kimliklerdir" ( 1998a: 189-190). Görüleceği üzere,

Hall'ın vurgu noktalan kimlik kurgusunun devingen­

liği, farklı olma gereği ve ynıideil·in§a edilmesidir.

1960'lı yılların ba§laı ından itibaren ba§ta Almanya

olmak üzere çqilli Avıupa ülkt::lerine ekonomik ne­

cl~ı1lerle göç eden Türk/iyelilcr ve onların oluşturduk­

ları cemaatler ile gerek rına vatandan birlikte getirdik­

kri gündelik ya§arııı aıılauılamlırma haritaları, gerek­

se yeni )'<"t§aniı!annırı lıer türiii materyal kO§Ullarının

g~i"ektirdiği/gcrekli kıldığı y,· nidcn konuınianma ıne­

kanizma!arırıın bu huıiuya yaplıeı ilaveler ve çıkar­

r~alaı-, 1970'1i y ı llanü ,,f f<ıl:ınrıa değin gerek ev sahibi

tGptunıun resmi po liti!( a:;ııH1a ve akademik literatürde

gen.:k:;t; "fürkiye'rlcki ıe:;nıi söylem tarafından "gelc­

neksL:l kırsal kliltL'ırkıüıdr•. yaj:ıyan misafir i§çi" görü§ü

çerçeve:s inclc değe:rlt-ııdiı ilmi~. diğer bir deyi§le kim-

. li\derin turulmas ı siir~:cindek i dcvingcrılik görmezden

gçlinıııi~t i r. Bunun teıncl ncd.;ni, bir gün me nılc­

kı,o:t(in)c geri döneceği inancına sahip olan ve bundan

ötürü yerlqilcn ülkenin ba§ta dili olmak üzere, top­

lumsal hareketliliklerinin alt yapısını olu1turan sosyal ,

kCıltüıcl, eğitsel scrnwyclcrc yatırım y~ıpmay;ııı, uola ­

yısıyla da ya~aclıkları ruplurnda -siyasa l, kültürel, top­

lums;ıl ve d:nııomik- her ;ınl ; ımıyla "yabancı" konu-

ınunda olan I. Ku§ak göçmenlerin göç ettikleri ev sa­

hibi topluma kalıcı olarak dahil olmalarının ne ev sa­

hibi toplumların resmi politikalarında ne de Türki­

ye'deki resmi politikalar tarafından öngörülmemi§ ol­

masıdır. Ne var ki I. Ku§ak göçmenler, II. Ku§ağa III.

Ku§ağa doğru uzanan çizgide ev sahibi ülkelerde kök

salınaya ba§lamı§lardır. Ayrıca ana vatandan aile bir­

le§mesi yoluyla bu ülkelere yeni göçerlerin geli§i de

devam ctmi§tir. 1980'lerin ba§larından itibaren bu

göçmenler ve onlarla ilgili ht!r konu "yabancılar soru­

nu" olarak değerlendirilmeye ba§lanmı§, onların aidi­

yet tasarımları ise ·iki farklı kültür dünyası arasında

kalınaktan ötürü patolojik bir durum olarak ele alın­

mı§tır. Böylece, göçmenlerin, özellikle de ev sahibi ül­

kelerde doğmuş ve büyümekte olan II. Ku§ağın kimli­

ğe ili§kin tasarım ve benimseme biçemleri tck bir kül­

türe sabitlcnmi§, arada dcrcdc olma halleri aidiyct ta­

sarımına ili§kin )<imlik bunalımı olarak tanımlanmı§­

tır. Kimlik bunalımı sorunu ya da konusu ev sahibi ül­

kelerin kamusal politikalarınd~t ll. Ku§ağın yüksek suç

i§lcmc yüzdeleri, ev sahibi ülkenin diline tam olarak

yetkij1 olmama/olamama;..yüksek i§sizlik gibi sorunlu

yanlarına çözüm arayan politikalar ve projeler geli§ti­

rilirken, akademik literatürde resmi politikalardaki

durum tanımako§ut olarak entegre olarnama olgusu­

nun kültürel nedenlerini saptamaya çalı§rnı§tır.

T~rkiye'de~i resmi söylernde "yurt dı§ındalri va­

tanda§larımız veya teınsilcilerimiz" olarak görülen bu

insanların ev ; sahibi toplurnlara entegre olama­

ma/Olmama konusu bir soq.ın olarak kavranmamı§,

bun~n yerine kültürel çözülme, milli kimliğin yitiril ­

mesi , §ekillerinde kimlik bunalımı konusuna açıklık

getirprneye ça\ı§ılını§tır. ,

Ancak, 1980'li yılların sonundan itibaren, göç­

menlerin ev s~hibi ülkelerdeld kendilerine iliskin res­

mi ~e kamus~l algılamadaki edilgenlik img~sine ve

-kurfmsal ırkÇılık, ayrimc;ı yerel uygulamalar, sınırlı

siyasal haklar; i§ gücü piyasasında kaqı kar§ıya kalı­

nan hyrırncılı ~ vb.- yapısal· dı§lanma/dı§larna mekaniz­

ınalanna yere~ ve ulusal t.emsil düzeylerinde üy hakb

tale~inclen, vqtanda§hk hakkı talebine, ana dilıle eği­timden dinsel: bazı h::ı khıra kadar geni§leyeü l:ülti"rrel

haklar talebi :vb. müdalialeleri ile birlikte, ;;.v ::ahibi

ülkekrcteki "yabancı " söyicmi "göçmen az.mlıt~z," dö­

nü§Aıü§, "yabancı" söylemin te1diğinde kınlırıa riH':yda­

na gelnıi§, o ~amana degirı içlerindeki din, nı;;L.hep ,

cinsiyet, sınıf ;ve etnik vb. farklılıkları homojonle§iiri­

len, ! hem~ehrjlik ve akrabcılık bağları gibi bai'i,Llı klan

görı~1ezden gelinen göçmenler yeniden ke§fediimiş­

krdir. (Kaya; 2000; Çağlar, 2000). Göçmenlerin bu

ınüqahaleleri i ile, bazı ev -sahibi ülkenin resmi politi­

kal~rınçla "ço~kültürlülük" ("multicu\turalism") söyle­

mi pcnimscnfr1i~, bu söylem çerçevesinele II. ve III.

Kuş'ağın tire/ii kimlikleri3 ve farklılıkları ev sahibi top­

ı uın ;un sosyo-ki.i \türe! örüiıtülerini zenginlqtiren öge-

i i

76

i.

!

~ ı ı '

Toplu nı bil im

ler olarak tnnımlanmı§L ır. "Göçmen çalı§ınaları" ola­

rak adlnndırı l abikcek akademik literatürdeki çalı§­

m~ları yakın zamarı l arda erkileyen yeni bir yönseme

is~, göçmenlerin "yeni yerli !cı ·· ("ne u er inlander") ola­

rak tanımlanması; yeni yeriiierin içlerindeki dil, din,

mezhep, e tnisite ve cinsiyet gibi fa rklılıklardan besle­

rıtn/k::ıyrıaklanan topluıusa l, küllürel ve siyasal farklı­

li~dann ortaya çıkartılıüasıdır. Burada altı çizilmesi

gereken husus, göçmeiı 1-::.atul eden ülkenin gerek res­

mi politikalara gcrtl, ~;t akademik literatüre egemen

o)an tüm bu külturalisr.p_,piiiikaiann ve yakla~ıınların,

gÖçmenkrin reel olaniL maruz kaldıkları yapısal dı1-

lt,ınmalan ve clı~iayi c ı nıc:kanizrnalarını n kılık deği§ti­

rerek SÜrekli olarak Canlı tututmas ını ihmal etmesi­

dir. Çokkültürlülük söyleminden beslenen göçmen

politikaları ise farldı toplumsal aktörler arasındaki

e§its iz ili§kileri kültürel farkiara teınellendirip oku­

ıhakta, dolayısıyla her kültürü bir toplulukla e§itlemek­

te, topluluklar içerisindeki farldılikları ya da topluluk­

ları kesen, bulu§turan çakı§maları görmemekte, sonuç­

ta farklı kültürler arasındaki olası ili§kileri -her bir kül­

tür verili bir tasanına ve tanıma sabitlendiği için- ola­

naksız kılmaktadır (Bauınan 1996). Ayhan Kaya'nın ol­

dukça yerinde bir saptaması ile "etnik ve kültürel azın­

lıkları toplumsal olana dahil etmeyi (inclusion) amaçla­

yan çokkültürlülük ideolojisi ... aslında bu azınlıkları

... Ciı§la[makta] (exclusion) ve hatta ... daha da azınla§­

tır[maktadır] (ethnic minorisatiorı)" (1999: 25).

Türkiye'nin resmi söylemine gelince, Türkiye

1990'ların ortalarından itibaren Avrupa'daki yurtta§­

larının farklı olduklarını, onların sadece 'döviz kayna­

ğı' olmadıklarını ilk kez kavramı§tır (Kaya 1999: 38).

12 Eylül 1980 Askeri Darbesini izleyen yıllarda Tür­

kiye'den Avrupa'nın ·-tabii ki Danimarka'ya da- çe§itli

ülkelerine siyasi mültecilerin göç etmesi, yine 1990'lı

yılların ba§ından itibaren Doğu ve Güneydoğu Ana­

dolu Bölgesinden özellikle Süryani toplulukların ve

Kürt toplulukların gerek ekonomik gerekse siyasal

nedenlerle göç etmesi, göç edilen ülkelerdeki göçmen

etkinliklerini ve bunl arı n ya~ama katılına biçimlerini,

siyasi, toplumsal ve kültürel taleplerini köklü bir §e­

kilde etkilemi§tir. Bu yeni göçmenler, I. Ku§ağı ve IL

Ku§ağı da çağıran tahayyül edilen ana vatan/lar ve or­

taklayan, özde§lqilen ve konuıniayan aidiyet Lasa­

rım/lar(ı) çerçevesinde çe~itli göçmen örgütlerinde

etkinlikler göstermeye ba~lanıı§lardır. Türkiye'nin

resmi söylemi ise, kar§ısında Türkiye'de bile daha

kenti görmeden Avrupa'ya göçen L Ku§ak ya da ara­

da dereele olarak tanımlanan II. Kwıak yerint.::, birden

bire eline, mezheplere, tarikatlma, etnisiteye, ideolo­

jiye göre parçalanmış ÇC§itli ve fa rklı sözlcr i/t~ıleplcri

olan örgütlü kimlik politikalarını, yani konum politi ­

kasını bulmu~tur. Resmi ideolojiye ko§ut olarak bu

kimlik politikalarının bazıları ınqru görülnıi.i ), bazıhı­

rı ise: ulu s -li ev k:tiıı htili inrnez hLitiınllı ğiiııc tclıdil nl;ı­

ı :ık Lıııı ıı ıL ııı rııı ~. tıl w, ·dcvlct i~ i ıll k s ıiı cgclcı ı lıiı tiı ı-

i ı ı

den 'kimlik oh.ı§turma politikası göçmenlerin yerlq-

tikle~i ülkelere de ta~ınını§tır. Resmi ideolojinin me~­

ru gördüğü g~çmen erkinlikleri Türkiye'nin AB ülke­

leri~deki lobi : etkinlikleri olarak kabul edilerek, bu

etki~liklere 1jürkiye tarafından da çe§itli şekillerde

desteklerde bulunulmu§, Türkiye'deki bir deyi§le bu

etkijıliklere atka çıkılmı§tır. Türk konsolosluklaııı ıın

eğitjm, kültür; ve ticare t ata§elikleri ile Diyanet !~leri

Ba§~arılığı'nır,ı temsilcilikleri aracılığıyla

Türk/iyclileri \'ı ana vatana ilgileri ve bağlılıklan yön-

' ' lendirilıneye çalışılmı§t ır. "

ı 1 '

ll. r0isaf ir iş ;çi!ikten Ye~1i Danimarkalıhğa

"f1en bu kaptdan çtktığırn anda, öğretmenliğim biter.

S(yah saçlıyım ya. Hemen "yabancı" ön yargtst baş-

lcır ... Bi? ç~şitliyiz. Hep!mizi bir görmemeleri lazım ."

(jviurar', p1 ya§ında, erkek, evli, öğretmen) a.

('V2.11.2000 tarihli görü§meden) 'W'

r ı .

"f.uraya ge(diktetı sonn~ kendimi daha ço~ Türk gibi

llissettim" QAJev, 40 ya~ında, kadın, bo~anını~. siyasal

Tülteci, öğretmen) (4-5.· .11.2000 tarihli görüşmeden)

ı ~

'TFelefondai adtm vermeden Danca kom~uyorsıın, her

dey yolımdçı gidiyor. Sdnra adım söyliiyorsım .. . sonra

~erı bir "kafa kafalı" oltıj!orsım" (Kerem, 37 ya§ında, cr­

fek, evli, tfkniker) (28.:10.2000 tarihli görü§meden)

/ Göçınen)erin kim ve !nereli olduklarına ilişkin res­

mr söylemJet ve göçıl)eıi çalı§malarındaki yakla§ımlar

1 ' - ı

ç~lı§manın 1

ilk kısrrıındt genel olarak değerl~ndiril -

dı ften sonp, çalı§manın bu kısmında Danımarka

özelinde Türkiye kökerili göçmen ku§akların göç et­

mblerinin t~rihi, göç öylruleri ve bunlarla ili§kili oları.

ai ~ iyet tasarımları ele alınacaktır. Çalı§ına için gerek-

li i olan Dariimarka'da ya~ayan "Türk"lerin genel de­

mografik Üzellikleri ile ilgili istatistiksel veriler ise

T;c. Kopep. hag Büyükelçiliğinden temin edilrı1i§tir •

qanimarka'da ya§ayan : "Türk"lerin genel demografil-~

özellikleri genel hatları ! ile §U §ekilde özetlenebilir.

; ! '

i 1

:Tablo 1: Qanimarka'da Genel, Yabancı ve Türk nüfus

{01.01.2000 tarihi itibarıyla)

Cinsiyet : Genel Yabancı Türk

Erkek 2.634.122 128.737 18.556

Kadın 2.695.808 130.624 18.013

Toplanı · 5.330.020 259.361 36.569

Kaynak: T.C . Kopenlıag Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik

Müşavirliği, Danimarka Türk Toplumu Hakkında Bilgi Notu, 28 Eylül

2000.5.2

Tablo l'e bakıldığında Danimarka'cia ya§ayan ve

halen T.C. vatanda§ı olan ki§i sayısı 36.569 olarak gö­

rülmcktcclir. Ancak Danimarka'da ya§ayan Türk/iye

kökenlilerin sayısı bu sayının üzerindedir. T.C. Ko­

pcnhag Büyükelçiliğinden alınan bilgiye göre son yıl­

larda Danimarka vatanda~lığına geçen Türk say ı sında

bi.ı yLi k ;ırtı 1 gözlenmiştir. Orncğin 1 Ocak 2000 tarihi

iııhJ r ıyLı D~ıııinı;ı ı·k:ı v;ıt:ıııLI~ı1lığııı:ı gc~:c ıı Tiırk s<ıyısı

• ••

Toplum bilim

11.051'dir (T.C. Kopenhag Büyükelç iliğ i Çalı ş ına ve

Sosyal Güvenlik Mü~ ;wirliği 2000: 2) . Danimarka va­

taıH.Ia~lığına geçen Türk sayısında ya~ayan bu artı ~ 111

arciında Danimarka hükümetinin yabancıların Dani­

marka'da oturma ve çal ı ~ına izni almalarını, aik bir­

k~ım:krini ve Danimarka vataııda~lığına geçi~i zor­

la~tırıcı yeni düzeııkınelcri yürürlüğe sokmalarının

rol oynadığ ı süykncbilir. Ayrıca, yukarıda verilen is ­

tatistiksel rakam~ı Danimarka'cia kayıt c.lı)ı olarak ya­

~ayan "kaçakLır" ve Danimarka vatandaşlığına gcçıni§

siyasi ınültecikrin varlığı da eklenınelidir. Danimar­

b 'da ya)ayan Türk/iye k6~nlikrin büyük çoğunlu­

ğunu 20-40 ya~ arası aktif çalı~ma ya~ındakill:r olu~­

turmaktadır . Ayrıca okul ya~ındaki nüfus da fazladır

(yakla .1ık 15.230 civarında) (T.C. Kopcnhag Büyükel­

çiliği "Bilgi Nntu" 5 Ekim 2000) . ·Istihdam ilc ilgili ve­

rilere bakıldığında ise, O l.lll.llJlJö tarihi itibariyle ak­

tif i~ gücü 14.006 ki§iclir. İ~siz sayısı 4.703'tür. Ancak

bu i)siz sayısı, toplam yabancı nüfus içerisincJcki en

yüksek rak<ıını olu)turınakta, çalı.~ına sigortası ve sen­

dika sistemine girmeden çalı ) anları ve sosy~ıl yardım

ile ç<ılı~madan geçinerıleri kapsaınaınaktacJır. (T.C.

Kopc nhag BLiyükclçiliği Çalı§ma ve Sosyal Güvenlik

Mü~avirliği 2000: 8, 12-13). 1909 yılı itibarıyla, Dani­

marka'daki ortalama i~sizlik% 5.7, bu oran içerisinde

Türklerin oranı ise % 22.4'tür. Yabancıların toplamı­

mn i~sizlik nraııı ise (7o 15.7'dir. Danimarka'da ya~a­

yan Türkliye kökenlikrirı eğitim durumlarına bakıldı­

ğında, Ol. O 1.1999 tarihi itibarıyla okula devam eden

sayısı 9.919'clur. 01.10. 19\.n~ tarihi itibarıyla ya~a göre

okulla§ma orünıııa bakıldığında, 15-19 ya§ grubunda

(;~) 56.38 iken, 20-24 ya§ grubunda %12.41'dir.

Danimarka'da ya~ayan Türkiye kökenlilerin ara­

sıı1daki örgütlenmelere bakıldığında, T.C. Kopenhag

Büyükd•;il i ğindcn alın an bilgiye göre 4'ü federasyon,

S'i kadm derneği olırı<ık üzere toplam 94 dernek var­

dır. Bu rak<ıın doğal ,)larak siyasi sığınmaeliarın kur­

duldan dernekkri kapsarn amaktadır. Federasyonlara

. gelince, liLınlar onak siyat; i görü§lcre sahip d~rnckle~

riıı bir araya gclmckıi ik oluş turulmugtur. Orncğin, _

ikisi ülkücü fcdcrasy , , rı ulm :ı k ü zı.;re, biri Alevi dcr­

pckb iı1i bif ç;ıtı ait ı ıı.Lı to ıil<~ ya n federasyon ve diğe­

ri t,..t ı l iı Gi_~r li ) Tc .)kİL!tı'rıı ıı U ~ııiİrı1arka ayağını oluş­

tu ran fe d c r a sycınclıi ı ('i .C. i(: ,-.pı~ nh <ıg B üyükel çiliği

~--· ı - ~--. - ~ ' ·· ..-. . - .... -- -ı,- .. ,, ... · ı · ı - ·ı,·' .... .. , ., , · -- ·ı : -· -J OOO· ? 1) B \. "' .: Ll j l ılt. l /\ . ., d lJ ~)' d ~ .dl . ı . l! Le. .. lı l -:; ,:..ı.; }!. i gl -· . - . U

kckL ! syon J a rırı liı ~_i ı wh !.u ıJ r·a k 2000 tarihinde 134

gö ı;ı !1 t : n · dcrn c. ği ı ı i ça tı :.: ı a l tı ınia tO[Jlayan "Etniske

M i ıı ( ı ri fctı.;r s Lrı ih Lürı~~uı i s:ui ~ı n " ("Etnik Azınl ı kla r

KoıÜc il e r asyom; " ) l; ıırulıı ı;ı~ t ~ ı r. Etnik Azınlı klar

_Ko nfe derasyon u ça tı:: ı alrınd a E tni k f\.z ırılıklar Der­

·ncUcri Fc c.kra syoılll ıı· i 0 -s aırı , Etnik Azınlıkl a r Fe­

densyonu POEM , fbni marka Milli Görü~ Tqkilatı

; DMGT, Daniınarbı A k vi Derrıekk ri Federasyonu

, DAKD-F ve Sonı a lilik r Orra k Konseyi de bulunmak­

: ı: ı d ı r. Buıı l ;ırLI < ırı · DMCT ve D;\K D-J. sadece T li rk

örgütleridir. Bu örgütlenmelerin dı§ında kahvehane,

lokal ve, kültür merkezi i§letilmesi amacıyla kurulınu§

dernekler, Atatü~kçü Dü§ünce dernekleri, yardımla~­

ma dern ekleri ve cami dernekleri de bulunmaktadır.

Danimarka'da yaşayan Türkliye kökenlilerin Türki­

ye'cJc nüfusa kayıtlı olduklan iller genel olarak Konya

(18.200 ki§i) , Sivas (9.500 ki~i), Ankara (2.800 ki§i),

U§ak (2.200 kiş i), Afyon (1.800 ki~i) , Çorum (1.600

ki§i) ve Aydın (1000 ki§i) ilieridir (T.C. Kopenhag

Büyükelçiliği "Bilgi Notu" 5 Ekim 2000).

Danimarka'da ya§ayan Türk/iye kökenlilerin bu

ülkeye göç etme ve yerlc§ıneleri ise genel olarak üç

evreye ayrılabilir (Ayrıca bakınız Pedersen 1999:

140- ı 90):

I. Evre (1960-1970): 1960'ların ba~ından itibaren,

Danimarka'da da Almanya ve Fransa'da olduğu gibi,

sanayilc§ıncnin gerektird i ği mavi yakalı konuk i~ gücü

gereksinimi ortao/a çıkını§tı. Bu dönemde Danimarka

doğrudan ülkelerarası anla~rnalara temellenmeksizin

Türkiye, Yugoslavya _vb. Avrupa'nın daha az kalkın­

mı~ ve yoksul ülkelerinden "yabancı-konuk ݧ gücü"

kabul etmiştir. 1960'lı yılların ikinci yarısından itiba­

ren Türkler açısından Danimarka, Almanya'ya işçi

göçüı;ıün yava§laması nedeni ile tercih edilir ülke ko­

numuna geçmiştir. Bu dönemde çalı§ma izni almak

göreçe kolaydı ve "zincirleı:ne göç" olgusu Almanya ve

Fransa'da olduğu gibi (Kastoryana 2000) Danimar­

ka'dd da gerçekle§mi§tir. "Zincirleme göç", göçmen

kabJI eden ülkede belli bir kente yerlqen I. Ku§ak

göçrr'ıenlerin tina vatanlarında sahip olduklan enfor­

mal ~ lişkiler ağı aracılığı ile akraba ve hem~ehrilerine

de aynı kente : göç etmeyi tavsiye ve yardım etmeleri­

dir (Yalçın-Heckmann ve Unbehaun 1999: 82). Ör­

neği'n AarhuŞ'a ve Oderise'ye Sivas Şarkı§la'nın ve

Çorum'un, Hbrsens'e Afyon Emirdağ'ın, Kopenhag'e

Korıya'nın göçmen vermesi gibi.

II. Evre 0970--1990): ) 973 petrol krizinin tetikle­

diği! ekonomik durgunluk nedeniyle giderek aı; LÜi ݧ­

sizlik tehlike~ini göz önünde bulundurarak fJiı~limar­

ka, !iskandinAv ülkeleri ve AET ülkeleri dı§ ıi1chi ki ili­

kcl prden -Dapimarka'yn göı; ed ilmesini yasakl oınli§tır.

Aneale göç, ai le tıirl e§ iTHJeri ya da Filis tirı likıin ve

T arnilt erin siyasi D~ınmaci olarak ba§vmı-rı::ıian şt:k~

linöe dl:varrı . e trni~tir.

75

:Bu döneinde D anim<: rka'ya ge cici o l ~ıak pek: n is

gü~ürıün ül k~elerind .~ n ail elerini ge,t i r me!tıi , ç:x:niJa:

rı ~ in D animarka'da ıcınd eğitime ba§lam ;ı ::, ,,;; de­

var 1 etmesi, olgubn görüimü.§ tür. A rtik D:-lllJHı(lf ­

ka 'da yaban,cilan hcmcıj e rı bir bütün olarak t:kF,cd en­

di t rnek mür.nkün değ ildi. 1960'larda göçen I. Ku§ağa,

Danirrı arka ; d a doğan ya da temel eğitim al an Il . Ku­

§a,k eklenm/§tir (Ne:cef 1996:1). II. Ku§ak Neccfin ta­

nı:ınıamas ıyla, özel alanda ev sahibi ülkenin kültür ve

tdplumsal çleğerler i ile değil anne-babalarının bera-

' .

.

berie r inele !getirdikleri hayali ana vatanın kültür ve

1 i

1 i

Toplumbilim

değerleri ile ye ti~ti r ilmi§tir ( 1996: 166). Ancak, "tireli

kimlik': kavramı nı izleyere k söyleyecek olursak, II.

Ku§ak ' özel alanda, kamusal alanda ve her iki alan

arasındaki geçi~liliklerde, kesi~melerde hem

l.Ku§ağınkindc n hem de yerle~ ilen ülkenin sakinle­

rinden farklı ya§am deneyiıııltıe sahiptir. Ayrıca bu

dönemde 12 Eylül 1980 Daı besini takiben Türki­

ye 'de ~~ Dr.ınimarka'ya sığınıYın talebinde bulunan siya­

si mülteci sayısında da <ırti~ ya.)anmı§ur. Bu yeni göç­

ıne nid· D nnimaıka ' daki eski göçmenler arasında­

kiliçindeki farklıkların ortaya çıkınasında rol oyııa­

ı11 t ~lar:dır. B ilindiği üzere Pierre Bourdieu sermayeyi

üç gn,ıbrı ıtyırmaktad ı r: dwnorrıik sermaye, kültürel

:;ermaye ve s eısyal sermaye . Ekonornik sermaye, doğ­

; ı:ııla n- ve kl ıl:ıi lıkla paraya ve mülkiyelin çqitli bi-

l .. · çe nıl~rirk dö iıü§türülürken; kültürel sermaye ise eği­

~ ~im v~ teknik nitelikler aracılığı ile elde edilen bilgi,

beceri ve diğer kültürel kazanırnların ekonomik ser­

mayeye ya da eğitsel niteliklerin çe§itli hiçemlerine

dönü~türülmesi; sosyal sermaye ise toplumsal bağlara

ve ili§kilere temellenen gücün ekonomik sermaye ya

da unvanıara dönü§türülnıesi §eklinde işlemektedir

(Boun..lieu 19~7 : 243'ten aktaran Necd 1996:9~) . Bo­

urdieu'nun terminolojisine başvurarak açıklarsak,

Türkiye kökenli göçmenler arasındaki kültürel ser-

1

ı

maye farkları II. Evre'de açık bir §ekilde ortaya çık­

maya ba§lamıştır.

II. Kuşağın bir kısmının Danimarka dilini "yerli"

gibi konu§abilmeleri, okuyııp -yazabilmeleri, yüksek

öğrenim görmeleri bu kuşağın yaşam biçimini, tüke­

tim kalıpları, geleceğe yönelik beklenti ve taleplerini,

aidiyet tasarımlarını etkilemiştir. Kültürel sermaye

sahipliğinden dolayı II. Ku§ağın davranı~ ve tüketim

kalıpları anne-babalarınınkinden farklıla§ını§tır. Ör­

neğin Kopenhag'de ~endisine ait bir apartman daire-

. sinde oturan, bir bakanlıkta danı~nıan olarak çalı§an

ve yaşamını "Danimarka' da konuıniandıran 1 tanımla­

yan" Özge'nin beğeni kalıplarını üst-orta sınıfın ege­

men zevkleri ve değerleri belirlernektedir. Özge için

anne-habasının doğduğu topraklar Şarkı§la-Sivas her

hangi bir anlam ifade etmemekte , dolayısıyla yaz ta­

tillerinde buraya gitmek yerine, Paris'e ya da egzotik

Doğu 'ya gitmek daha cazip ve "konumuna uygun"

gelmektedir. Universitede siyaset bilimi alanında

yüksek lisans tezini hazırlayan ve Özge'ye kıyasla ya­

§amını "daha bir Türkiye endeksli tanımlamaya çalı­

~an" Sevda içinse Istanhul'u yLı~aınak/deneyimleıııck,

Can Dündar'ın belgesellerini izlemek Ahmet Altan

Orhan Pamuk okumak, Teaman dinl,emck A TV'd~

yayınlanan rv. dizisi İkinci Bahar'ı ve t a rtı~n~a progra­

mı Siyaset Meydanı'nı izlernek kültürel ve sosyal ola­

rak doğru tercihlerdir ve bu tüketimierin ve bcğenile ­

rin sembolikdeğerini pozitif olarak üzerine alır.

Sevda kendi sini yalnı zca nt.: "Ttirk" nt.: de "D~ı ıı i ­

markalı" olar;lk ku ııu ınl ı ıııdırnıa kLıdır. K ı..: ııLiis iıı i

"Danimarkalı -Tür~", "tireli" olarak konumla.ndırke n,

duygulaniıın dünya~ında "Türk" gibi hissettiğini, ancak

reel ya§aında kara;rıarını alırken "Danimarkalı" oldu­

ğunu söylemektedir. Sevda'nın da gözünde "kültürle­

rin kenti';' İstanbut i egzotik bir anlam imlerken; Anka­

ra ise, &ncak devrimin hissedilebildiği yapıntı hir

kenttir. Sevda, Ankara için §Öyle demektedir: "Anka­

ra'yı be&eniyoru~, ancak bir turist olarak" . İlkokul ­

dan itibı ) re n Dani'rnarka eğitim sistemi içinde bic;im­

lenen/biÇinıl endirilen hem Özge hem de Sevda için

toplum içerisinde/ onay gören davranı~ ka lıpları, yol

haritala ~ ı "Daniın1arka lı · tarzı" alandır, yani herkesin

kendisidden soruAıtu ve birey olmasıdır. Her ikisi iı;in

de deniı'ehilir ki Türkiye, ait olunan hir yer değil, eg-' . ı

zotik, bjlinmedik ! bir mekandır; Danimarka ise bili-

nen, gü ı'ıdelik ya~?m tecrübel~rirıin ait olduğu yerdir.

ÜniJersitedc )ktisat dalında yüksek lisans yapan

Vedat +e yaz t~t_\ll_erinde anne"babo.sını~ köyü~e git~

mek yepne, tatılını Ar1talya ve Badrum da geçırmeyı

tercih 9tmektedi ~ . Vedat ~niversitede Türk asıllı öğ­

rencile~den çok J?animarkalıjarla birlikte olmayı yeğ­

lemekt~ , oniarla i birlikte disko vb. eğlencelere katıl­

maktadır. Ancak i Vedat'ın üniversite ortamı dı~ındaki ' . 1

: ':j

ya§amı rda Türk rrkada§ları çla vardır . Bu arkada~ları

ile teleyizyonda Türkiye I. F\ıtbol Ligi maçlarını izle­

mek içi'n biraray~ gelerek, h6~ça vakit geçirmektedir.

Vedat, 1 I. Ku§ağ/n aidiyet takarıını ile ancak bo~ za­

man e*inliği çe fıçevesinde k (u§ ıla§ınakta, bu nedenle

I. Ku§aığın kimliği konuınlançlırma stratejisine yönelik

ı ' ı

olarak Jcl uygusal yatırımı dah:a azdır. IX. Anne-babası

Danim~ırka dili ~ i bilmeyen jVedat'ın entelektüel dili

Danim:arka dilid,ir. Vedat dyzenli olarak tv2, DRl ve

DR2 gibi Danin-larka karıallarını izlemekte, Daniınar-, 1 ı

ka basınını takjp etmekteqir. Ancak, tüm bunlara

kar~ın :Vedat kebdini sadec~ "Danimarkalı" olarak ta­

nımlamarnakta, i"kendimi bi~ yandan da 'Türk' olarak

hissediyorum ... demektedir. Bu "hissetme", diğer de­

yi~le "his" II. Ku§ak göçmenlerde etnik aidiyetin tek

bir kiinliğe qitlenmediğini ;· üstelik sembolik olarak

deneyimtendiğini i~aret etmektedir.6

III. Evre (1990-2000): Bu dönemde Danimarka

Eski Yugoslavya Federasyonu'ndan ve Somali'den iç

sava~ nedeni ile belli sayıda mülteci kabul ctmi§, iitl!

yandan da aile tıirle§mesi adı altında özellikle Türki ­

ye'den göç alınaya devam etıni§tir. Danimarka'ya gö­

çün devam etmesi, göçmenler ile ilgili sorunların ta­

nımlanması gcrcğine yol açmı~. bu sorunlar ~u §ekilde

sıralanmı~tır: Danimarka kültür ve toplumuna enteg­

rasyon sorunu, yabancı çocuklarının Danimarkaca dil

sorunu, suçlu yabancı çocuklar sorunu, sosyal yardım­

dan geçinen yabancı aileler sorunu, i§sizlik sigortasın­

dan geçinen yabancı aileler sorunu, etnik gettoların

ve getto okullarının ortaya çıkı§ı sorunu vd. Nihaye­

tıııcl c 2000 yılının sonuncia çık<ırtılan yasa ile , aile bir­

k~ ı ıı .: s i \ 'C s( ır ck !i cı t urm;ı izni alma duru m u ~~ er çc vc -

7 9

Toplumbilim ı !

leri son dereec belirli ko~ullara bağlanmı§tır. Burada

aile birlqıncs i olarak tanıml anan göç durumu üzerin­

de kısaca durmak gerekiyor. Çünkü aile birle§mesi

durumunda, Türkiye'den Danimarka'ya getiri­

len/göçcn gelin veya damat Danimarka dilini bilme­

mesinden, Danimarka kültür ve toplumunu tanıma­

ınasından dolayı bir anlamda I. Ku§ak benzeri bir ko­

numu yeniden üretmcktedir. Bu durum özellikle ka ­

dınlara (gelinlere) son derece sınırlı sosyal bir ya~aını

dayatmaktadır. III. Ku§ağın Türkiye'den ısınarlama

gelin ve damatlarla evlenmesi/evlendirilmesi olgusu

üzerinde durulınas ı nda, hen.ıs,la§larla anla~ma ön yar·

gısı ve bu ön yargının. gizlediği önemli sorunlar nede­

ni ik gerek vardır. Orneğin Odense 'li Elifin ya§am

öyküsü "gelinkrin" zor konumlarını, Türkiye'Jen ge­

lin ya da daınatlarla evliliklerin hep hemda§ anla§ma­

s ı ile sonuçlanmadığını en iyi ~ekilde ifade etmekte­

dir. Sivas'ın merkez ilçesinden Odense'ye "ge lin" ge­

len/getirilen Elif, uyu§turucu kullanan ve uyu~turucu

alabilmek için yasadı§ı i§lere uğra§an Sinan ile evlen­

dirilmi§tir . Ancak Sinan polis tarafından yakalanmı~ .

neredeyse sınırdı§ı edilmenin qiğine gelmi§tir.

Ancak özellikle göçmenlerin desteğinden olu§an

kamuoyunun baskısı üzerine Sinan sınırdı§ı edilmek

yerine, belli bir süre hapis cezasına çarptırılmı§tır. Bu

süre zarfında Elif, Danimarka dil kursuna gitme ola­

nağ ı bulur. Dil kursunda evli olduğunu bilmt:diği bir

diğer Türk erk~kle tanı§:ırak ili§k iye giren Elif, koca­

sının ailesi tarafından yakalanır. Ayarlama evliliğin

nesnesi olan, üstelik de suç dosyası kabarık birisiyle

evlendirilen Elifin kendi yagamına ili§kin karar alma

~ansı yoktur. Şimdi o kentteki Türk/iyeli cemaat için­

de kocasını aldatan kadın konumunda bulunan Elif'in

geleceği hapisten çıkması beklenen Sinan'ın "na­

ımis"a ili§kin kararının ve onunla evlenerek "kendi §e­

rdi ni teınizlcmcsi " beklenen sevgilisinin elindedir.

Aarhus'da ya~ayan Kerem de Danimarkah sevgilisi

ilc evlenmeyi~ nedenini kültürel farklılık olarak açık­

lamı~, ancak daha sonra 'fiirkiye'den hem§ehrisi Me­

ral ilc yaptığı evi i liğin dl: külrürt.l farklılığı doğurdu ­

ğu nu be lidrni~tir . Orııı göre 1\-'h:ral, kendisi kadar

" kı~ rıtli küitürürıı:: sahip ık[~ildir" .

; Somıc,·. olaL1k, Tür!:iy ,c:' dt:n ısfıızırlanan gelinler ve

dam:Hf <ınrı ~i.ind(~ li k y<ı:j:ıııı pratikleri cvlendiklc­

ı-i/ı~ ı~ i c n :ıii ,Jdi i: leri !< i~ ik ı k; örı Ü .)ıntmekte , etnik ya

rhı mv~Jıt-.p:; ı:l ı;i cl i y <:. ıi u' ııır:i •iLü<ık gcrr;e.kle~tirilen

cv.lıiiL I::ı. i ~ i·: İırıli j~ iü Li .ıı ıı .: u Öf:;d,: ı-irıin r;oklu olduğu­

iılli i L , ıi :Hn '-'arılıııaku. ! ,u ,,d ::; ıı ötürü Danimarka'da

_1:q·•Y<il'ı /C; 'fi\i by':. '::'!. · ii l ı c ı ı ıcı~ •. ~ brı iie evlenen genç

'ii'.i ı kk ı : ıı : ı s ında Lo~: <ıııııı<t u ı' : ifı ı ı· ide rek artmaktadır. '

.. .. ,.,

·ı:~ ıı rhırU , l! kar~ı:::w cL-, lll. ı:_u }:i Lr z,rı bazı gençler ken-

J d,ori ~)ui u i a ı.i:ıı ı f,<itı i ııLııhı i ı) ndc , hntta Alınaıı ­

y<ı'<-b aram<tya b<"ı~ l aı:ıı\ l ,ııriı r. ()ırıeği n Danimarka'da

dugan 2.cnin i 'ınivcr :~ ilı: cL.: i ~ktme okunıaktadır. Bu

y;.ı;, kcııclisi gibi D;ırıiııı :ırk;ı'cla c!oğ;ırı vc üniversitede

1

' 1

okuyan bir "hem§ehrisi" ile evlenecek olan Zerrio

kendini "Avrupalı frürk" olarak tanımlamakta ve ken­

di "hemda§ı" -budda "Avrupalı Türk" kastedilmekte­

ile evlenmeyi, kendisinin ifadesiyle "anla§abilmek"

için tercjh etmekt,edir. Danimarkahlar ile evlilik yo­

luyla birle§me du\·umu ise, kadınlar için hala çok az

rastlanılan bir durum iken, erkelder için bu durum

çoğunlukla oturrria izni alma ko§uluna bağlı olarak

gerçekle§mektedir. Üniversitede Alman Dili ve Ede­

biyatı dalında eğitim gören ve Türkiye'den bir "da­

mat" ile evlenen Nagihan Türk erkekleri ve Danimar­

kah kadınlar arasındaki ili§kiyi §U §ekilde değerlen­

dirmektedir: " .. .Türk erkeklerinin niyetleri çoğunluk­

la evlilik deği l, gönül eğlendiriyorlar. Sıra evli l iğe ge­

lince, namuslu kız istiyorlar, dokunulmamt§ olsun is­

tiyorlar, ... koklanmamı§ yani" . (13 .11.2000 tarihli gö­

rü§meden)

ı 990'lı y ı llarda göçmenler arasında Danimarka

vatanda~lığına ba§vuru artmı§tır. Bu dönemde Dani­

marka'nın göçmen nü~usa yönelik resmi politikasının

çoğu Avrupa Birliği ülkesinde olduğu gibi "çokkültür­

lülük" o lduğu söylenebilir.7

. Ancak Danimarka'nın

sosyal refah devleti olmasına ko§ut olarak sosyal. yar­

dım fonlarının göçmen aileleri tarafından gittikçe da­

ha fazla kullanılıyor olması durumu 2000 yılının ba­

§ından ! bu yana Dan imarkahların "yabancı politikası ­

nı" da~a fazla tartı§malarına yol açmı§tır .8 Yabancıla­

rın bir an önce ,"Danimarkalıla§tırılması" ya da diğer

bir de){i§le "asgafi mü§terekte Danimarkah gibi olma-

ı ' • ı ı ları" tartı§maları, suç ı§ eyen yabancı arın sınır dı§t

edilm~leri önerileri vb. bu dönemde kamusal alanda

ve me;dyada yo~un tartı§ılmaya ba§lan:ffiı§tır . Perruh

Yılma,Z göçme9 toplulukların ve etnık azınlıkların

Danimarka medyasında temsili sorunu üzerine ger-

' çekle§tirdiği bir; çalı§masında , medyanın etnik azınlık-

lara kar§ı negatif tutumuna yönelik ele§tirilerin gide­

rek aitması üzerine, örneğin D R yöneticisi Christian

Nisseh'in ı Şubat 1998'de verdiği "Sosyal ve kültürel

grupl ~ r arasında köprü rnü kuruyoruz, yoksa pençele­

ri daha da mı/ biliyoruz?" §eklindeki yanıtma i~aret

eder9k, medya:nın e trıik a:.mılıldarın temsiline ili§kin

kurdyğu .. ç~rçe~rel erdeb ("framing" ~.~:~~rrıın~a) ege­

men göru~un sprgulanrnasmın geıeklılıgme dtk.L<..t ı;rc:­

kcr (1999). Y,ılmaz, :nr:dyanın söylem ini belirlcy;;n

semt!olkrin ba§ öriü:; ii, zrırlamalı evlilikler, ;~ocuk

ya§ıd evlendirilen kızl a r. riüıel h;;ryvan kesiirıi, ,üı yc.­

t e rsi~ li ğ i, n<Hkotik: ::uı)ar, ge i:tula§rna vb. sekijııde

göcn1en-kar§ıtı gnıp!a r i:anı.fmdan ele gecirildi,> iüt: ve.

bu o ç~rçeve iç~ris inde ~ !ıiik azıniıkl arın lüpli.ı ~ıa crı­

tegr9 olına SOi;·ıırı ianrEıyÖüfJik egemen çözüm (;rıt7 ri ­

siniq doğal ohnak "c.iı lı.iıwı" ("dem") nasıl "Daııimnr­

kalıli:lştırılaca!Ciad' Y"- d::ı ;.hem.er kılmac&klan;' oldu­

ğun\ı belirtir. )'akın :t:a m;Hılarda medya söylemine gi­

ren jJI. Ku~a~ ve I V. Ku§ak göçmenleri tam ml arnaya

yön / Jik "yeni 1 Danirnarkalılar" (' 'Nye danskere") isc,

---ı' 80

1

ı ! 1

ı ı ~

e

Toplumbilim '

göçmen kimliğini etniksizle~tirmekte ve bu "Dani ­

rnarkalıla§tırma" çabasınırı altı kazındığında "yeni Da­

nimarkalıl arın" egemen değerleri üreten -eski- Dani ­

ınarkalıların toplumsal sistemlerine "sorurı­

suz/sorunsuzla~tırılmı§" bir biı~irnde dahil edilmeleri

istemi görülmektedir.

M. Ünıit Necefin de doktora tezinde a ltını çizdiği

üzere, Danimarka'daki Ti.lrk/iyeli göçrnenlc~ r kendile­

rini farklı einik ve farkli rnezhepkre mensubiyetlerle

komiml andımıakladır. Danimarka'daki

Türl(/iyelilerin en biiyük liiliın i Sünni Kürtler, ikinci

, büyi.\k dilimini Süııni Türtler, üçiincü dilimini Alevi

Kürtlt:r olıı ~~turmakt:ıdır. .'\:o ı ca A k vi Türkler, Y<ıhu­

diın' , y ,':t.\dder ve Eiıneilikr de Tür~iye 'den göç

ı~üen niii'w;u rı içirıdcdir (Ntcef 1996:159). Necefin

';a lı§mas ı iernei almarak, 2-i<ın ar:ıştı rmasıncla farklı

, l:irniik kını.;tdanna sahip huilırncı!ara ula~ılınaya, on­

l;ı nn ara~u nrıaya dahil td ilırı es ine çalı§ıldıysa da, alan

ara§tırm~isırıda ileti~imin "so~ya l bağlantılar" üzerin­

cleü kuruiduğu göz önüııc aiınaccık olursa, bu çalı§ ­

mad~ dinsel mezhepleri de ekleyen aidiyet tasarımla­

n olgusunun yeierince ini~lenernediği belirtilmeli-9 '

. dir. : ' i

lll. Göçmenler ve Mç;dya Ortarnı

s 'on yıllarda göçmenleı in ya§aclıkları ülkelerde

hangi medyayı, ne §ekilleıde kullandıkianna ili§kin

incelemelerin sayısında gözkınlenebilir bir artı~ söz

konusudur. Bu akadernik ilginin Arjun Appadu­

rai'rıirı kavramsalla~tırrnasıyla küresel kültürün ger­

çekle§tiği be§ eksenden biri olan ve turistlerin, göç­

menlerin, mültecilerin, misafir ݧÇilerin hareketlerinin

gerçeklqtiği · "etno -uzam"ı (1990: 6 .. 7) çözme, ke§fet­

me isteğinden kaynaklandığı söylenebilir. Marie Gil­

lipsie'nin Televisiorı, Ethnicity and Cultııral Change

adlı ara§tırması (1995), Londra'da Southall'de genç-

• 'ler arasında Penjablı-Londralı kimliğinin ortaya çıkı ­

§ında televizyonun oynadığı rolü incelemektedir. Gil­

lipsie 'nin ara§tırınası, gençler arasında Penjab-

lı-Lonclralı kimliğinin ortaya çıkmasında medyanın

bir yandan gençlere yen i küllürel ve materyal tüketim

sunarken, bir yandan da gençlerin kimliklenme stra­

tejilerinden ctkilenıneye açık olduğunu göstermesi

bakımından kayda cleğerclir. Bu çalı§ma Soutlıall"de

ya§ayan Penjablı-Londralı gençliğin etnik aidiycte

sembolik kimliklenıne amacıyla ba~vurduklarını orta ­

ya koymakta, böylece etnikliğin aidiyet tasarımındaki

rolünün sembolikle~mesine dikkat çekmck teclir. Av­

rupa'da ya~ayan Türk/iyeiiierin rnei.lya kullzııınıa

örüntüleri ise yakın zamanlarcıa çe~itli ara)tırnıa pro­

jelerinin konusunu oluşturmuştur. Örneğin, Kevin

Robins ve Asu Aksoy'un yönettiği ESCR Tmnsnnti­

onal Commıuıities Prol'mm 'ın içerisindeki "Nenoti -" "'

ating Spaces : Media and Cultural Pr<Jctices in the

Turkish Diapora in Briı:ıin, France anel G crm ;1ny"

81

1

projesi, göçmen Türklerin kimliklerini kurarken kul­

landıkları Türk ulusa~ırı televizyonları üzerinden yeni

aicliyet: uzamları' olu§turulması konusu üzerine odak­

larımı§tır (2000:~43-365) . Robins ve Aksoy çalı..')mala­

rında i)k olarak ,Türkiye'de n Avrupa'da yaşayan göç­

men Türklere yonelik olarak 1990'lı yılların ba~ında

yayına l ba§layan [TRT-INT Europeyayını ile tecirnsel

Türk ~anallarını~rı göçmen Türkleri hedef alan "Avnı­pa'da Yedi Gün:·, "Avrupa Haber" vb. programları ve

Türk gazetelerir:ıiiı Avrupa : baskıları hakkında genel

bir tab(o çizme~te, .?aha sorı_ra ana vatandaki_ yayma

erı§me ! olgusurıu,n goçrnenlenn ya~amları üzerınde et­

kisini ihcelernektedir. Robins ve Aksoy göçmen Türk-• 1

lerın ülusa§ırı Türk medyasını kullanırken iki farklı

durum~ aynı an~a tecrübe ettiklerine dikkat çclmıek­tedir: ";mesafe kyyiTıa" ve "lıağlanma'' (2000:363). Ro­

bios v~ Aksoy'a ı göre , W . Heitmeyer vd. 1997 tarihli

Verloc~ender Fui;dametıtalismus: Tiirkische Jugend.lic­

he in I{eutchlanq adlı çalı§mal.arında öne sürdüğünün

aksine,! ana vatan medyasının tüketimi göçmen Türk­

leri ya~adıklan toplumdan yalıtmamakta , Türk olma

durumunu ve Avrupa'da yaşıyor olma tecrübesiııi,

bilgisiı~i, e§anlı qlarak tartı§~aya açmaktadır. Robins

ve Ak~oy'un çal f§ması Hall'ın kültürel konumlandır­ma ya pa konurrı mücadeles~·olarak adlandırdığı kül ­

türün ~e etnik aidiyetin sür~ldi ve yeniden tanımlan­

ınası d?rumunu pestelderne~tedir.

Kir~ Kosnick'in "Building bridges" (2000:319-342)

ad lı ça1ı§ınası da .DJmanya'da yaşayan Türk göçmen­

lerin Ajlrnan kartm hizmeti yayınlarını kullanmalarını ve AJrrian çokld.i1türlülük pqlitikası arasındaki ili§kiyi

irdelen\ektedir. ffhomas Tufte ise Danish Research

Coundl for the 1 Humanities tarafından desteklenen

"Gioba) Media Cultures" prÖjesi kapsamında "Medi­

ated l~entities ~nd Cultural Change among Ethnic

ldentitjes" ba§lıkl ı araştırmasında genç göçmen ku­

§aklarının Daniı}ıarka tophımuna entegre olma sü­

reçlerinde kültü(el tüketim kalıplan arasındaki ili§ki­

yi incelemektedir. Tufte, IJ.I veya III. Ku§ak göçmen

gençlerinin anne;-b abalarınkinden farklı sosyal ve kül ­

türel talepleriniı: olduğunu belirtirken, bu taleplerin

gerçekk§mesinde özellikle genç kızların ya§amlann­

daki "g~çmen geleneklerin" sınırlaınalarına, bu sınır­

lamalar nedeni ik göçmen kızların örneğin kütüpha­

neleri bulu~ma yeri olarak, cep te lefonunu da arka­

da~lık için stratejik amaçlarla kullandıklarını saptar.

Tut'te'nin çalışmasının genel olarak, göçmen gençle­

rin ya§am koordinatları ile ailelerinin ana yurtların­

dan getirdikleri bagaj arasındaki gerilime, çatışmaya

i)arct ettiği, farklı göçmen topluluklarının ev sahibi

topluma her anlarnda dahil olmaları sorununu sadece

"dinsel" aidiyete e§it l ediği etnik kimlik bazında tarif

ettiği söylenebilir.

Marisca Milikowski ve Christina Ogan'ın ara~tır­

nıa projelerinde ise, Hollanda'da ya~ayan Türklerin

••

•••

i Toplumbilim

Türk televizyonlarını izlemeleri incelenmekte, l\·1ili­

kowski Türk televizyonlarının izlenmesinin Türk ol­

mak, göçmen olmak ilc ilgili kültürel ve toplumsal sı­

nırların yeniden tanımlanrnasına, Türk televizyonları­

nın göçmenlerin ev sahibi ülkede yaşadıkları sorunla­

ra yanıt veremedikleri, gündem ve içerikleri Türkiye

temelli oldukları için son kertede göçmenler in "Tür­

kiye-orası" ve "Hollanda - burası" vb. ayrımı geli 'j tirınc­

lerine yol açtığını öne sürmektedir (2000:443-46~).

Ivlilikowski'ye göre Türk göçmenler cırasında Türk te­

levizvonlarını izlemek oldukça popülcrdir. Ama bu

duru"ın Heitmeyer vd. ( 1997) ileri sürdüğü gihi etnik

olarak ayrıksıla~ma ·.i.)teminin sonucu değilllir. Tam

tersine Türk televizyonları, göçmen Türklere bir yan­

dan da Hollandalılarla benzer yönleri olduklarını

göstermektedir. Levent Soysal, Almanya'daki Türk

gençlik kültürü üzerini.! gerçekle§tirdiği çalı§masıııda,

entegrasyon yakla'_lımlarının "ulus"u kimlik ve ait ol­

manm tek belirleyici parametresi olarak ele alınala ­

rındaki soruna dikkat çekerek, göçmen kuşaklarının

kültürel üretim ve tüketimierindeki deneyimin çoklu,

dolayısıyla göçmen kimliklerinin de çok parçalı ve

çok boyutlu olduğunu belirtmektedir (2001 :22-23).

Sosyal'ın saptamasım izleyerek, yukarıda söz konusu

edilen çalı§malarda göçmenlerin medya kullanma de­

neyimlerinin aidiyet tasarımları bağlamında ele alın ­

makla birlikte, bir çoğunda göçmen kimliklerinin ko­

numlandırılmasınırı tek boyutlu olduğu söylenebilir.

Göçmen kimliklerini ayrımlaştıracak, çoklu kılacak

cinsiyet, mezhep, sınıf, eğitim, ݧ durumu, lehce -§ivt!

vb. farklar ihmal edilmektedir.

"Danimarka'da yaşayan Ti.irk/iyeliler hangi med­

yalarJan oluşan bir medya ortaını içindedir?'' sorusu­

nu, medya o!·tamınını oluşturan yazılı, görsel ve i§itsel

kitle iletişim araç·Jarını ev sahibi ülkenin, ana ülkenin

ulusa~ırı medyası ve yerel t.:tnik medya §eklinde sınıf­

landmırak yanıtlamak mümkündür (Dayan 1999). Bu

sı!1itlandırnıaya ayrıca 1980'1i yıllarda Avrupa'daki

TürlJiyeliler arasında kullanımı ve dola~ımı yoğun

olan video filmleri, 2000'1i yıllardan itibaren lle gille ­

rek artan oranda kullanılmaya tıa~lanan İnternet'Lieki

sohbet odaları ekkıımelidir. Göçmenler bu medya

orramındı:ın tek Lıir medyayı seçerek kullanıııazlar ve

farldı Jurumlarch, hıklı g<.~reksinimler ile farklı mell­

y ~ ıl<ir<ı ha~v uruıl; ı r. Danimarka'da y<ı~<ıyan

Ti..irl :/iyt~likrin ,~ı; f : tıl:lı gciçrııen ku~aklarından olu~­

fU !}ll, ı; nk lıı ve vıı ~ ~ilı Liııılik kurgularına sahip nltluk­

lttn , gen: k aııa yw l gcrcı.::se ev s ;ıhibi ülkt! ik olan ili~­

kikı inin, gı~ kcek I~L:kkntilniniıı çuk çe§itli olduğu ve

:;<lı'l li'-,· t ~ı Lır kl ı Liilil'ır ı...' i St~ırııa y ~.:yt; st~hipliktcn kaynak­

l. ıı ·ı d !'l riü: c:t iırı ı :ı kpk:ıiııiı ı d ı.:k i Lırklıla ~ m a l<trı giiz

l'ı rı iın c < ilti'ı <il : a k tıiııı ~;, ı, ın t: Ll :,' : i kuii:ınımı önitıi t .ıkriııiıı

r.lt: ı;; ık ;;~.: :ji tli ve Lıı !:.lı n ldıı )~ lı giirülcbıkcc k tir.

[\· ~ ' ı!ıihi Li !I;uı ! ıı ın c rly :ı ~; ı geııcl olarak, keııuiııi

[i ; ıı;i ı ;·ı:ı r k a l:: ı rıllı!',yu ilc il gili hisst.:dcn D<tııim~ırk<ılı-

i : .

!ara yöneı:ik hazırlanan gazetelerden, radyo ve tele-

~izyon ya~ınlarından veya o ülkede ya~ayan "yabancı­

lara" yönelik hazırlanan radyo ve televizyon yayınla­

iından ohj ~ur. Örneğin, Danimarka Rad_yosu ("Dan­

ı11arks Ra~io") farklı etnik gruplar için Turkçe, Arap­

ça, Urduqa, Sırpça ve Hırvatça ba§ta olmak üzere

haftada 5' dakika olarak haber yayını yapmaktadır.

Ana ülkenin ulusa§ırı medyası ise, "hedef kitlesinin"

"Avrupa 'da yaşayan Türkler" olarak belirlendiği,

Türk devletinin resmi ideoloji ve politikalarının dile

ge tirildiği, Avrupa'daki Türklerden sürekli olarak

Türk devletine sadakat tazeleıneyi talep eden, Avru­

pa'da Türk devleti yanlısı bir lobi ve "Avrupalı Türk"

olma bilincinin olu1tunılması yönünde bir "misyon"

taşıyan, "Uzaklardaki Yakınlarımız" vb. programlarla

Avrupa'dakiTürklere seslenen TRT-INT-Europe ya­

yını ba§ta olmak üzere, Avrupa'ya yönelik olarak ya­

yın akışında "Avrupa haber" (atv), "Byku§" (atv) "G'liıııııı.

kuşakları" '(STV) gibi belli düzenlemeler yapan t­

cimsel televizyon yayıntarından, Türk gazetelerinin

"HiilTiyet-Kuzey'~, "Sabah-Şamdan" gibi Avrupa baskı

ve eklerinden olu§m~ktadır. Türk gazetelerinin Dani­

marka'ya giriş miktarı ise Hii1riyet 500, Zaman 350,

Milliyet 350, Tiirkiye 350, Sabah 350, Star 250, Akit

250, Özgür Politika 250 ve haftalık olarak gelen lOO'e

yakın Cumhuriyet ile yaklaşık olarak 2750-3000 ara­

sında değişmektedir (Kaynak: H. Cücük,

20.10.2000'de yapıları görü§meye dayanarak) . Türk

tecimsel televizyonlan Danimarka'da kablodan dağı­

.t~lmakta ya da çanak anten ile uydudan alınmaktadır.

:Orneğin Aarhus'un Brabrand bölgesinde, mahallede

Oturanların yaptığı oylama üzerine 30 televizyon ka­

'nalı hizmeti veren kablo tv. şirketi hu kanallara Show 1tv., atv, Star ve Kanal 7'yi dahil etmiştir. Bu televiz­

'yonların aidiyet tasarımiarına etkisini kanımca Mu­

~rat'm sözü ile aktarmak yerinde olacaktır:

: " .... toplu~mn buraya uyum sağlamasına kat_kısı •

,du. Turkkrın buradakı topluma bakı§ı deği§tı. EsKı ­

'den doğum günü kutlamaya "gftvur adedi" denilirdi,

:§imdi Türk televizyo11larında görüyorlar. .. Toplumun

,kendi kendini deği§tirmesinde faydalı oldu. Kalıpla§­

; mı§ bir 'I;ürkiye imajı vardı kafalarda. Türkiye 30 yıl

:öyle ayni sanılıyordu. iV1edya'dan böyle olmadığını

!görüyorl 4r. Kendi kafalarında "Türk kültürü" vardı. 1 . '

i l ~ tc hu böyle, ~ u ~öyle diye. "DaninıafL:ı kültürü" de

1 ~öylc diy0, h:sin ayrıpı vardı. Şimdi Türk rd;vizyon­

! ı a rında bp ayrımırı i ~ l e rncdiğini görüyorlar. Kültürün

j c.!c~i_§tiğır,ti gör~yorbr." (Muı:at,_ 31 ya ~ ı n da, erkek, ev­

· lı, ogretnıcn) (.l-2 .11.2000 tanblı görü§ı-rıeckrı)

Yerel etnik medy :ı ise, ev salıibi ii!h: nin medyası­

na < ılte rıi arif ol:mık, göçme:nl~ rin y;ı ~ adıkl : ııı i'ılk eLk

glindc li k j y<ı '_l a mLınnda k<Ir~ıl<ı 1 tıklan sorunları dile

get ire n, popiiler hiltli rc l taleplerine yanıt vı:ren çoğu

:zaman ik) dil ii y: ıy iiıLırdır. Danimarka'da Zanı ıuı gru­

f buna b < t ~ lı o larak r; il : artıl a n aylık satı ~ rakanıı abone-

• 1

' i i

-----------~---·- 1 82

i 1

' 1

'

~ ' 1 1 i

Toplumbilim .

lik dahil 10.000 olan Bu/z(lr adlı aylık gazete düzenli

olarak hasılan tek etnik y..:rel gazetcdir. Buhur'ın

amacı Sorumlu Yazı Lıkri Müdürü ve muhabir Ha­

san Cücük'ün deyi~iy!e, "Danimarka'da yaşayan Da­

nin1arkalı-Türkleri içinde ya~adıkları lt1pluma üretici

olarak katılmaya yönlendirmek , hunuıı için de Dani­

ınarkaca öğrenmekrini, Danimarka'nın yasa ve ku­

rallfırına saygı göstermelerini , kendilerini yabancı ve­

ya göçmen olarak değil 'Danimarkalı-Türk' ('Dans.k~

tyr~ere' ya da 'tyrkiske d<~nsb.:re') olarak görmelerını

sağ\amak ve böylece Dai1ii11<Uka toplumuna entegre

ol rrial arını te~vik etmek"tir. Bahar gazetesi dı~ıııda

belli sürelerle yayınlanan aylık gazetele r arasında Ko ­

pe~hag Anadolu D e rm:ri'nin çıkarttığı Mozaik sayıla­

hili ( Danin1arka'Ja heniiL Türk/iyeiiiere yönelik et­

nik; yert!i televizyon yaynıı y(ıLLur. 1999 yılında tek­

vit,yon yayını i';in Kopç: ni ı ag fklediyesi'ne başvuruua

hulunuhıYıJ~sa da, ba~vınu kabul ed llıncmi~tir. Türk

K.ü\tü r Ftdera.syonu, Knpuıhag çevresine yayın ya­

uarı Paki:;ran kanalı üzeriııden hafta sonu 1 saat yayın

y<q:imak için z.arnan bnıl;ünı§sa ıh yayıntla si.irt.:klilik

sağ1mıarcıüiTııştır. E tn iL ·ye ıd ıTıcllyaya Danimarka'da

verilebilecek en iyi örnd: nıdyo yaymıdır. Etnik Azın­

lıklar Dernekleri Fe(kıasynnu IDFAD'ın desteğiyle

Aa~·hus kenti içinde yayııı yaparı etnik azınlıklar rad­

yo : istasyonunda Uluslararası Kadın Derneği'ne de

yayın yapma olanağı sağlanını~tır. Bu dernek tarafın­

dai1 kentte yaşayan Türk/iyeiilere yönelik olarak her

hafta sonu Cumartesi günleri 2.5 saat "Kadının Sesi"

adlı radyo programı canlı olarak hazırlanıp sunul­

maktadır. Çalı§manın bundan sonraki kısmında göç­

menlerin kimliklenme sürecinele "Kadının Sesi" prog­

ramının rolü, örnek olay olarak incelenecektir.

IV. 'iKadının Sesi" Programı ve

"Danimarkalı-Türk" Konumlandırması

"Kadının Sesi" prograrnı örneğinde kimliğin ko­

nuınlanına/konumlandırılma stratejisinin incelenme­

sinin ardında iki temel neden yatmaktadır: programın

Aarhus kentinde ya§ayan Türk/iyeli göçmenleri her

hafta sonu Cumartesileri saat 1 !:30-14:00 arasınua

ortaklaması ve programın iki kadın tarafından -Lüsi n

ve Fa tma- canlı olarak sunuluyor olması, diğer bir dt:­

yi~lc göçmen kadınlara atfedilen "dilsizlik" v~: "edil ­

genlik" ~eklindeki toplumsa l ön yargıların bu prog­

ramcia kırı lması.

"Kadının Sesi" programı, 1992 yılında kurulmu~

olan ve merkezi Brahrand'da bulunan Uluslararası

Kadın Derneği'nin, 1994 yılında ha1kanlığına seçikn

Özcan'ın Etnik Azınlıklar Dernekleri Federasyonu

IDFAD'cla yönetim kurulunda olan e~i aracılığı ik

haftada bir saat banttan Türkçe progmnı tekiili alnı<ı­

sı ile haş lamı~tır. IDFAD, üye çoğunluğunu Türki­

ye 'den gö~: eden bdıııldrııı ıılu~tmduğu bir sivil tııp­

luııı iirgütlcıııne s i ol<ııı UlusldLırası Kddııı llcrııL·-

83

ği'ne böyle bir yayın için destek sağlarken, kendisine

ele yerel yönetimden "çokkültürlülük" politikasına ko­

şut olarak maddi destek almı~tır. Aarhus Belediyesi

icin kentte fadçlı kül türleri temsil eden ve onlara ses­

l~n~n !bir radyo istasyonun~ın varlığı farklı kültürlerin

biraradalığının • hO§ ve arzulanan bir görüntüsüdür.

IDF AD çatısı altındaki etnik yerel radyoda yayın ya­

pan k)mlik grupları arasında başta Türkler, Soınalili­

ler, Azeriler, ı<;erkük Türkleri, Filistinliler sayılabilir.

IDF A:D'ın teklifi üzerine Uluslararası Kadın Derneği

üyeidinden Özcan, Nuray, İlkay ve Lüsi n banttan 1 1 ı ' • .

saatlik programın hazırlanmasını üstlenınışlerdır.

ı 1

Lllsin'in aç'ıklamasına göre, program bir kadın

derneiği tarafı~dai1 h azırbndığı için, programın adı

"Kac!ı .nın Sesi" )wrıulrnu1tur. Ilk programlar evde ka­

set dd ldurular<ik,.kaydectilmi§tir. 1994 yılının ikinci ya­

rısından itiba ~en kasetler s.tüdyoda dolc!urulınaya

ba.)laı;ımı§tır. ~asedirı içeriğini okunan çocuk hikfıye­

kri, Türk gazc, ttleriıideı~ seçmekr, fıkra anlatırnı ve

ça lın4n çeşitli müzik ülU~Hl!TflU§tUr. 1995 yılının ha­

§ında ! kaset ya;ına yetişenediği için ani bir kararla Lü­

sin dnıı olara~ programı sunmuı.ıtur. Ondan sonraki

hafta J canlı ~ay~ na _Nmay_ ve ~!kay ~a dahil olrrıu!.ıtur.

Progrıamda ılk i deta telefon ıle baglant ı kurma olayı

kurm~cadır. st;üdyoda canlı olarak telefon bağlantısı

kurul,masını sağlayacak hat yoktur ve bu nedenle Lü­

sin'inl sözleriyiF "sanki teldon ediliyormu§ izleniıni"

yaradırnıştır. ~ir süre sonı:a Nuray programdan ayrı­

lınca ,! program) Lüsin ve İlkay bir süre birlikte devam

etmi§!terdir. IQFAD'ın ke~t merkezinde, Frederiks­

gadd:ie bir biha satın alması ile birlikte yabancılar

radyq istasyon~ sabit bir s füdyoya kavu~ınuştur. 1996

yılınq~, _ Ilkay'ır yerine Farma ".Kadının Sesi" progra­

mı ekıbıne katılır. "Kadınıı:ı Sesı" programı IDFAD'ın

yeni rerinde yayınma ca~lı olarak ve giderek artan

yayın1 saati ile 1 devam eder. Kentin Belediye Meclisi

üyesi l Hüseyin iAraç da 19~9'dan bu yana programda

15-2q dakikalı~ bir kö§eye i sahiptir ve bu kö§ede kcn­

disinjn hazırladığı kent ve !ülke haberlerini aktarmak­

ta, ~endisinin l yazdığı §ii'rkri okumaktadır. Radyo

prog~amında Uluslara rası i Kadın Derneği'nin yüzme,

bağl q ma, halk ; oyunları kursu ve kadın matinaları gibi

etkinler de dı.jyurulmaktadır. "Kadının Sesi" progra ­

mının açılı~ sinyali Yurtsever Kardeşlerdı.:n bir parc;a,

kapanış sinyali ise Atilla Ta§'ırı yeniden yorumindığı

"Haftaya Buluşalım Haftaya" adlı parçadır. "Kadının

Sesi" : prograrr;ıı, Danimarka hükümetinden elestek

alan tüm etnik gruplarm radyo ve televizyon yayınia­

rına uygulanan yayın kayıt ve izleme işleminden ek

geçmektedir. :

Program yayın sırasında handa kayclcdilınekrc ve

İçi§kri Bakanlığı 'nda yayın sonrasında incelcrıım:Kk­

c!ir. İ çi1le ri Bakanlığı'n ın etnik grupların mcdyasııı;ı

verdiği lkStt.:ğin bir ko3ulu in sa ncıl clı.:ğerkr!t: ör!li~eıı

y:ıyııı y<~prnak, diğer bir ko3ulu ise salieec ınl"ızil-; y:ı:·ı-

Toplum bilim

nı yapılmamasıdır. Program, Lüsin'e göre bu iki ko§u­

lu da ba§arıyla yerine getirmektedir. Programın her

hafta belirlenmi§ bir konusu yoktur. Eğer o hafta so­

nu Şeker Bayramı ise Şeker B ayramı, eğer Paskalya

tatili ise bu tatil kutlanmaktadır. Program kı§ ya da

yaz tatili dolayısıyla yayınma ara vermemektedir.

Programın yapıınciları tarafından önceden hazır­

lanan kaset yayına bırakılmaktadır. Lüsin programı

gerçekle§tirmek için yaptığı özveriyi ve programcı

olarak CO§kusunu §U ~ekilde dile getirmektedir: "Ya­

zın herkes denize gider. Ben stüdyoya. Cumartesiyi

iple çı;kiyorum . Orada ... olağanüstü stres arıyorum".

Programa zaman zaman Türkiye'den gelen sanatçı ­

lar, ara§tırmacılar da konuk edilmektedir. Programda

düzenlenen yarı§ma kö§esine ise spansariardan des­

tek sağlanmaktadır. Bu spansariara eri§im Danimar­

ka'da ya§ayan TürkJiyelilerin sosyal ağları üzerinden

gerçekle§mektedir. Lüsin'e göre, program, Danimar­

ka İçi§leri Bakanlığı'nın verilerine göre en çok dinie­

nilen etnik yerel radyo programıdır. Bu nedenle de

Danimarka medyasının ilgisini çekmektedir. Örneğin

tv2 haber bülteni için 9 Aralık 2000 tarihinde canlı

yayın kaydedilmi§, kentin bir tür etnik kolonisi 10 ola­

rak tanınan Brabrand'daki Bazaar West adlı alışveriş

merkezine giden tv2 muhabirieri Türklere program

hakkında sorular sormu§lardır. (Kaynaklar: Nuray İn­

ceer, 9.12.2000 tarihli görü§me; tv2 9.12.2000 tarihli

ak§aın haberleri band kayıdı; Lüsin Çakınakçı,

14.12.2000 tarihli görü§me). "Kadının Sesi" programı

kent ve ülke haberlerinden, magazİn haberlerinden,

yarı§ma programlarına, istek parçalarına, sokak rö­

portajlarından, falım cikJetlerinden ınani okumaya,

Türkiye'den gelen cep telefonu mesajlarının okunına­

sına, kent içi etkinlik duyurularına, doğum günü kut­

laıyıalarına değin her §eyden bir parça içermektedir:

tıpkı çok katmanlı ve parçalı niteliklere sahip dinleyi­

cileri gibi. Programın içerdiklerinin bir bohçaya dol­

durulmu§, birbirine tutturulınu§ izieniınİ vermesi, her

an bohçadan eski, bildik ya da bilinmedik, yepyeni bir

parçanın çıkartılabileceğini, birbirine tutturulınuş

parçaların sökülebileceğini bilmek, kendilerine tanış­

mı§ gibi seslenilmek, ınahallerinde, kentte ve ülkede

neler olup bittiğinin özetini işitmek, istek pan;aları

dolayıını ile kaqı tarafa sözünü iletmek, Türkliyeiileri

bu programı dinkıneye yöncltmektedir. "Kadının Se­

si" pro~ranıı, Türk/iytlilı..:rin rıc sadeec Türkle§ıne s i­

ni/f<ırklılıı~rnasıııı ne (le; sadece Daninıarkalıb~ımısı­

nı/bcnzei'le~m<~s i ni arııa ı; laınaLt <ıdır.

Pwı~ram, Tür l.:fiy•:likrin "tircli kimlikler" olarak

yc n id •: ı ı -·d ni k le ~ ri-H::~ im: Lıti : ı d:ı bulunurken, bu et­

iı i l;l.:;. ~ıne nin ırı e kt'ııı ::ı ıl hırgw: ıı ise "Danima rka" ola­

ra k yaı; ıl il la !·::i Jd ır. l ' r<; f~ r<ı ı-rıı ı ı su n u cu 1 ;ı rı nd an Fat­

m; ı' rıırı d iliy tı:. zı k r ı mı ~ <i k , '\ : nı <:gra syon " "DaııcJ bil­

ı r; çk , ,;tlir ıııı!İ n Ji ·ı ·ırü .. v,: :;ıı·; i:1Jcm cmcktir, gı:ri s i v ız­

Li ı ı "_ Jı , iııı Ti ınmp.c;( ; ıı 'ı ıi ı ıJt:y i :; iyk, ıııcdy; ı gııı,- ıı ıc ıılc r

84

1

1

! i i

içip "gelenegin sürdürü!'mesinde ve tazelenmesinde"

ön;emii rol oynar. Bir ge)eneğe bağlanma ana yurt ile

ba~ kurulm~sını sağlayabilir. Ancak o gel,enekler ar­

tı~ göçmenlerin gündelik ya§amlarındaki gerçeklik­

lerle örtü§m:emektedir. au nedenle "yeniden icat edi­

leı'ı gelenekler" Danimarka'da ya§ayan Türk/iyeliler

için "belirsizlik" kaynağıdır (Thompson 1997:204). ı .. 1 •

' Ote yandan bu "yeniden icat edilen gelenekler"

sembolik değerlere sahiptir, yaşama geçirilme olası­

lıkları güçtür, hatta bire bir ya§ama geçirilmeleri de

gerekli değildir. Örneğin Şeker Bayramı aiLenin üye-

leri arasınd~ bir akşam üstü veya hafta sonu kutlan­

ınakradır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi Türkiye

için en önemli ulusal bayram Danimarka'da yaşayan

Türk/iyeliler için ya Türk ulusaşırı medyasından izle­

dikleri resmi geçit törenlerini ya da Kopenhag'daki

T.C. Büyük_Flçilik konutunda icra edilen bir "kutla- •

ına"yı imlemektedir. Danimarka'da ya§ayan

Türk/iyeliler için "geri dö'nü§"· miti ölmü§tür; gelecek

onların büyük bir çoğunluğu için Danimarka'da ya da

Avrupa'da tasarlanıtıaktadır. Emrah'dan, Malısun

Kırmızıgül'e, Yavuz Bingöl'den, Kubat'a, Yurtsever

Karde~ler'den, Sibel Can'a, Hülya Süer'e, Sezen Ak-

su ve Özcan Deniz'e uzanan yelpazedek.i istek parça­

larında dile getirilen "sıla özlemi", "gurbetçilik", "yılal­

madım ayaktayım", "özledim seni" popüler kültürel

tüketimdir, o anlık tüketirole ko§uttur. 1

Programın yapımcı ve sunucularından biri olan

Lüsin, "Kadının Sesi" programının, Aarhus kentinde

ya§ayan Türk/iyeiiierin popüler kültür gereksinimleri-

ni kaqıladığını öne sürmekte; programın kentte ya§a­

yan Türkleri, programın adı "Kadının Sesi" olmasına

rağmen kadın olsun erkek olsun belli bir süre için

belli bir metnin paylaşımında ortakladığını, istek par­

çaları vb. üzerinden dinleyicilerin çeşitli şekillerde

k9nuştuğunu belirtmektedir. Programda çalan istek.

p~rçaları I. Kuşakların "nostaljik bir an" ya§aınaları-

n~, II. ve lll. Ku§akların ise I. Ku§akların kültürüne

ait egzotik bir öğe olarak nostaljik anı tüketmelerine

hi;mıet etm~kte; farklı kuşak göçmen deneyimleri ay-

nı popüler kültür ürünü üzerinden kesi§mekte, fakat

metnin alımlanması kimliklenmenin/konumlanmanın

k~ndisi kadar farklıla§makta, çoklanmaktadır. Bu

radyo programı bir yandan göçmen kuşakların an­

nq-babal a rıiıın kültürlerine duydukları ve radyo prog­

ra,mınca da ~oyunılan "ııostaljik bağlılığı/sadakati" ör­

nqklcndirınÇkt~ (Gans 1996:146), bir yandan da yeni­

d~n ·<~ma ~embolik- etrıikle~mede ba1vuru kaynağı

olarak i ~knıektedir. 1 :

j Curnart~,c;i günkri "Kadının Sesi" prorrcımının

s~~ladı ğ ı uz~rn ve zaırıaııda , anomim dinlt:yicilt r "Da­

nımark a li -Türk" §eklinde varsayıları tireli biı brnli ae ! 1

b

ili~kin kok~iif b 13 lltğ i olu~ turan/oluşturacak m ıl a tıla-

rı , ; ögeleri, n'1al ze rrıe l eri toplamaya, dola~ıma sokmaya

ç· <~ğrıl nıak t: ı flır . Or ncğin, yarı ~ma prog rarn i:'ınmla

1 •

.---.:.-~-------~----------;---------·-· --i --· -- · -··--------------- ---------~------- ---.-. .

i i ;

l

Toplum bilim

hem ''Danimarka İçi§leri Bakanı'nın adı" hem de

"Mehmet Aslantuğ'un e~inirı adı" ~eklinde sorular so­

rulmaktadır . Danimarka basınından çevrilerek oku­

nan haberlerin ise, dinleyicileri tireli kimlikleri ile

toplumunda her alana müdahil olmaya yönlendirdiği

söylenebilir. Programdaki haberler "Danimarka­

lı-Türk"ü ya~adıkları kentin sorunlarına ve kültü:

rel-sosyal hayatına katılmaya çağırmakta, böylece ti­

reli kimliğin ya§am koordinatları ev sahibi ülke içinde

çizilmektedir. "Kadının Sesi" programının dikkc:ı.tle

vurgulanması gereken özelliği, programın dilinin ve

prograrn sırasında yararlani\<in müzik parçaları gibi

i§itsel malzemenin sadece Türkçe olmasıdır. Sunucu­

ların Türkçeleri de "Danirnarkalı-Türk"ün Türkçesi­

riir , yeni bir tarzda dil kullanıını ve aksan vardır (Vı:;r­

.ove.: 2000). Programın biti~ sinyalinin ardında Lüsin

• T)animarka dil_inde, "Kadının Sesi programını di~ledi­

z" demektedır. Bunun dı§ında programda Danımar­

ka dilinde hiç anons yapılınanıaktadır.

Programın bu anlamda çokkü ltürlülük projderi

paralelinde her etnik grup ve dillerinin bir saat lik

temsili şeklinde i ş leyen kültüralist politikaları yeniden

ürettiği ve bu §ekilde etnik azınlıkların kend i koordi­

natları içinde kalmaya sınıriandınidığı söylenebilir.

Örneğin Aarhus kentinde yaşayan Danimarkalılar,

ancak tv2'nin 9 Aralık 2000 tarihinde "Kadının Sesi"

programının yoğun dirdenirliği konusunu haber yap­

masından sonra, programdan haberdar olınuşlardır.

Çalışmanın ikinci kısmında da tartışıldığı üzere, II.

Kuşağın, III. Kuşağın ait oldukları mekfın Danimar­

ka, kimlik kurguları çokludur, durumlara göre değişe­

bilmektedir, diğer bir deyişle aidiyet tasarımları ko­

numsaldır, stratejiktir. Bu durumda medyada, II. Ku­

§ak göçmenlerin ve ardıllarının sembolik olarak yeni-

. den etnikleşmede başvurdukları araçlardan biri olarak

• ·]ev görmektedir. Yeniden ctnikle§me durumu," .. . " lı

,,lma hissi ile alt kimliklerin ya da iireli kimlikler in al­

rının çizilmesidir. "Kadının Sesi" programını arayıp

Türkçe olarak parça isteğinde bulunan bir çocuk gün­

lük ya§amının çoğunda Danimarka dilini ku ll anmak­

tadır. Programı dinleme anında ve ortamında kendini

yeni bir" ... " gibi olma hissi ile ku§anınış bulmaktadır.

Tireli kimliğin sağladığı akışkanlıktan beslenerek, "Jul

tutmamakta", ama "yaş günleri tutmakta", "tatile deni­

ze, güneşe, kumsala gitmekte", " Jul takvimi" yerine

"oruç tak.-viıni" satın almaktadır. Böylece " ... "lı olma

hissinin cloyurulması tüketime indirgenmi§tir ve gös­

tı.:rgekrin sembolik değeri üzerinden gcrçekle.'jmekte­

dir. ll Kasım 2000 tarihinde radyo programına telefon

bağlantısı aracılığıyla k<ıtılanlar arasında ilginç bir tar­

tış ma gerçekJqmi§tir. Bu rartışmanın bmlik!enme sü­

reci ve ݧleıni açı s ından yol gös terici olduğu söy!enebi­

Jiı. Medya nıdinkrinin tü ke timi üz.:rimkn lıaıı g i Juy­

g u la nnıal <lf gc ı\cklq ııı c!:: t c, lıaıı g i < t ı ı ı l :ı r t < ı zc kı ııııcl-; -

1

i ; . tedir? Ne gibi parçalar kolekt jf belleği ve özdeşl eme

harit a sı ~ı olu§ tur rnaktad ır?_ "f(adının Sesi" progra­

mında 1 ~ Kasım 2000 tarıhınde gerçekle§en tartı,::ıma

yukarıd <\ki sorular:a yanıt olu§ttırabilecek bir örnek' i ı' .

Yayındah bir gün ~nce, daha önce programda düzen­

l e nece ği !duyurulan kadın eğlei:ıcesi gerçekle§miştir. ~ i 1 ı .

Anca:k eğlence;nin tesadüfyn Türkiye Cumhuriye-

ti'nin il k! Cumhurt?aşkanı M.I<:J . Atatürk'ün vefat tari ­

hine ras ~ laması, ef lenceye ka~şı bir rahatsızlık duyul­

masına yoı açmı3 1 ll Kasım '! tarihinde de programı

arayan tjir kadın 10 Kasım'da "vur parlasın çal oyna­

Sll1" yapı;aınayaca~ ını s_öylemi§t_ir. 1? Kası_m tarihli eğ­lencenı~ düzenleıi mesınde etkın bır şekılele rol alan

Fatına ve Lüsin, b\..ı katılımcı dracılığı ile "ulusal tarih­

lerine, günlerine : saygılı olmaya" çağrılmıştır. İlginç

olan bir: diğer du rum ise 10 Kasım 2001'in aynı za­

manda Kandil güı1ü olmasıdır~ Bu nedenle kentte ya­

§ayan İslamcı cerıl;atlerin mensupları kadınlar ·da bu

etkinliğe katılrnamı§lardır. Radyo programına gelen

tepkilerde eğlencenin planlanınasındaki özensizlik di­

le getirilince Fatma o gece: _ _ı,em Atatürk'ü anan ve

öven şiirlerin oh..lnduğunu, bir yandan da Atatürk

için hatirn indirildiğini, dualar okunarak Kandil'in

kutlandığını söylemi§tir. Programa bağlanarak söz

konusu eğlence üzerinde görüşlerini dile getirenler­

den I. Kuşak olarak tarif edilebilecek olanlar Türkler

ve Türkiye için önemli günlerin bilinçli bir şekilde, II.

veya III. Kuşak olarak tarif edilebilecek olanlar ise bu

özel günlerin eğlenilerek kutlanması gerekliliğinin al-

tını çizmi§lerdir. ·

Programın yapımcıları ıçın ise "Danimarka­

lı-Türklerin" 10 Kasım'da eğlenmeleri son derece

normaldir, üstelik gerekli anma işlemleri de ihmal

edilmemiş tir. Bu şekilde program, "Danimarka­

lı-Türk" kimliklenmesinin içini örneklerle doldur­

maktadır. 10 Kasım, M. Kemal Atatürk, eğlence, an ­

ma ve dua ardarda kolektif belleğe eklenmekte, " .. . " lı

olma hissinin içini dolduracak duygusal koordinatlar

verilmektedir.

"Kadının Sesi" programında istek parçaları Lü­

sin'in kendisine ait olan , çevresinden topladığı ya da

Derneğe ait olan CD'lerden çalınmaktadır. Radyo

programına telefon ederek katılanlar arasında cinsi­

ye t farki gözlenmemektedir. Kentte yaşayan kadınlar

ve erkekler, çocuklar radyoyu arayarak istek parça­

sında bulunmaktadır. Programın ilk yıllarında Lü­

sin 'in aktardığı üzere, kadınlar telefon etmeye çeki·

nirken, : şimdi "doğum günü, sünnet, nişan, askerlik

görevi" gibi vesilel erle istek parçalarının çalınmasını

talep etmektedirler. Programa faks çekerek veya

mektup yazarak da katılanlar olmaktadır. Yazarak

katılım durumunda katılimcı kendi yazdığı bir şiiri ya

da çok ~evdiği bir §mkid an sözleri birisine armağan

etmektedi r. Hatta Lüsin'iıı aktrırdığ ı üzere, bir erkek

s:.:n l i~. i l;ı i r Lıd ın <ı ! bu ıııct i ııle r: arac ıl ığ ı il c sözünü il ct -• ; 1

1

----·- ·~ - ---- -·---!

85 !

Toplumbilim

ıneye çalı~nıı~tı r (Kaynak: Lüsin Çakmakçı ile yapılan

6.10.2000 tarihli görü§me ). Radyo programını dınle­

vcnlerden biri olan Nagihan da radyoda çalınan istek

parçaları üzerinden kadınların birbirine laf ve söz at ­

tıklarım ~u ~ekildeaktarıyor:

"İlk hen din!cdiın. Artık Türkçe radyomuz var de­

dim. O zaınan tek ki~i vardı. Kaset deği~tirmeyi falan

bile bilmiyordu. Amatördü. Sonra konuşmayı öğren­

diler. Tdefon edenler doğuın gününü vs. bahane edip

birbirlerine süz çarpıyorlar. Onun için artık dinleıni­

yoruın . Ancak e~inı için şu an faydalı, şu Hüseyin A.raç·ın okuduğu haberler. Eşim oradan Danimar­

ka'da ne var ne yok öğre-niyor" (Nagihan, 23 ya~ında,

kadın, evli, öğrenci) (13.11.2000 tarihli görüşmeden)

"Kadıııın Sesi" programını dinleyenler ile görüşü l­

düğünde ise, programw ev kadınları tarafından ev iş i

yaparken, işte çalışanlar tarafından iş ortamında, öğ­

renciler tarafından ise daslerini çalı~ ırken "e şlik et­

me" amacıyla dirılencliği saptanmıştır. Cumartesi gü­

nü prograrrım yayın saatinde Türk esnafın manav,

bakkal, dönerci vb. dLikk tıı darına gidildiğinde progra­

mın açık olduğu, yine ortanıZı "eşlik ettiği" görülmüş-ı ·· tür. -

V. SrımH~ Vefii'ıl~

: I-Ldı, kimıiUi.' fiiı ~;i~ykııikı ii·ı içinde, diğer bir de­

yi ~ h: (,?f', iii :~i~vkıiH" s ı:.i \; ji kıi ı arafından söylemsel

oliJ§IJ ı ı1h. ı- v:.;. [.1t'i\l \~; J.'· l iıı i .yıi ': ! Hck tarihse i ve kurum­

s<.i a !r ,ıı \:ırcb Lü! ııLLı i ·. ttıı t i L.:'lii i ir (1996:4) . "Kadının Sesi" 1 _,{r;g;·~;u;, ,j,, ::; !, " ı, ıd:. /d "; :,ıi1lannın belirli bir

:J ;·:ı ıHL, uü ! .t ;;.ii~ı"ı,' : ", )d·. t" ıı :·.i" .:.ıinlt.yicilerini "Dani­

r;·ı :HL< I ı·Tliık'' ;)bı :ı l. i.uııııı ul:ııı <1ırmakta ve kamusal

a hmı 1; -ı ~ebi:k rııi!<blıil ı:ılııüj':l yönlendirmektedir.

: Pnıu·;.und<ı tl iıı k·; i: ik: ı İiı dave: c edildiği kimliklen­

ri-ıc "G ı:-;niıTıaı-Ldı --Ti\ıt ... " i.in, v <ıtrmı Danimarka, kendi­

s! (topiuırı:. <ıl kirrıli 1.4 i) Avrup:ıh , "alt kimliği" ise adeta

bir tür "renk" olarak Tüı-lJiye kökenli olarak çizil­

ınekkd ir. Bunun yarıı Sira "Darıiınarkalı-Türk" ko­

ı~uınlandırması da hoınojen ve tekil değildir: farklı

t\)pluınsal cinsiyet, dini inanç ve mezhepler, göç de­

ıı 1eyinıiniıı farklılaşmasından kaynaklanan farklı ki~i­

s~l t<ırihler, kültürel ve sosyal sermayelerdeki farklı­

lıklar tireli kimlik konumlandırınasını lıeterojen kıl­

maktadır. "Kadının Sesi" radyo programını dinleyen

ve telefon bağlantısı aracıl ığı ilc programın metninin

yazınıında rol alanlar farklı top lumsal ve sosyal kim­

liklere sahiptir. Kimileri Müslüman kadın ve erkek

kimlikleri, kimi leri laik-modern Türk kadın ve erkek

kimlikleri. kimileri de tireli kadın ve erkek kiınlikkri

ik programı dinlenıcktedir. Kimliklenme pmjesi,

Hall\:: ba~vuraruk söyleyecek olursak, kimliklerin lıic;

bir z<ıınan bürünle~ıni~ olmadığını ve geç moc.Jı::rn za ­

ın;ıııl<ırJa girrikçe parçalı ve kırık bir hal aldığ ı nı; üs­

telik lıiç bir zaman tekil de olmadığını, birbiriyle kesi­

~e n ve birbirine rakip durumdaki farklı söylemler,

86

pratikler ve konumlar tarafından çoğul olarak oluştu­

ruldukl arını kabul etmektedir (1996:4). Medya me­

tinleri , bunların tüketimine ilişkin örüntüler, "Kadı­

nın Sesi" programı örneğindeki gibi göçmeRlik dene­

yimini ya~ayanlcuın "kimliklenme projesinde" ba~vur­

du.kları stratejilerden biridir.

1 Aid iyet tasarımının yeniden ve yeniden kurulma­

sından ötürü gerek programın yapııncılarının başvur­

dukları söylemsel stratejiler gerekse dinleyici!erin ge­

Jiştirdikleri yorumlama stratejileri ile alımlama prati­

ğinin kendisi de dinamiktir, değişme potansiyeline sa­

hiptir. Sonuç olarak, bu medya metninin tüketimi ile

ifaUe edilen, dolaşıma giren "Danimarkalı-Türk" kim-

liği "saf' ve "öz" bir oluş değildir, bildik ve bilmedik

parçaların farklarından ve benzerliklerden, kesişme ­

ıer'den, çatı~malardan oluşan, çeşitli dahil olma, ek­

lerıme ve dı~lanma/hariç bırakılına stratejilerince bi- •

çimlendirilen •bir ifade 've yaşam tasarımıdır. Göç­

m~nlerin keı;-ıdileri de bL,ı nedeDie kimliği komımlan­

dıqma stratejilerinde sadece "ulus" veya "kültür" bazı-

na i indirgenn;ıiş bir etnik :aidiyetten yararlanmamakta,

diğer paraınytreleri de stratejilerine eklemektedir. i i ı

1 ' Noti:;;r ı- i Geri dönır/ e arzusu :l'a ' cta geri dönme miti, l. V. uşak

[göcmenkrir: göç etıi!ç ! e d <-:.v sahibi ülkeleH' bı ih'i cıl zı r ak [ ye;leşmey i ! aruılarrıııfiı khi-ım , uygun zar.-ı <üı "! c koşullar j sağlaııdığ!nc,la ar ı a vstc.rı:;. . ze ri d \S nülect:ğini ii"adt ~ tınckte

· kulları ilır. Cieri rlGnrı h~ 8 f~~ :ı!; unun ~ i. Kuşal~ gGçrıı (. i!l.e ı · in ev

:sal.ibi toplumdan dil~ ?' !, toplumsal ve kültüıd oiuak

i ya lıtılm a l arına yol u-:: iı t ı o:'ijlerıebilir. ı. Ku§Sk göçıne r.ier

l kendil<:rirıi ilrılıa r:;::,;: '·i· url:;ç,içi" olarak tanmıiafi:e n, ev s<>hibi

!ülkede bulurıma •. dt:i:-umu da "gurbeitelik" olandt ifade

!ectilrn.~kteyd,i. :

2- JBu konuda ! ilginç bir ça lı:;rııa için bakınız: K. Robins ve D.

[Morley (199,6) 'Ainıarıc;ı, Y<.bancı' Cultural Studies 2: :!48-254 .

3- ·Bu çalışm ~da, kültürel ,örü ntüler ve pratikler aras ınd a !e tkileşime \•c geçişliliğe ql;;na k lanıdığı için "tireli kimli k"

!kavramını k011anınayı ıercqı ediyorum. Tireli kimlik kavramı, b zselci kültür anlayjşını tartışmaya açmaktad ır ;

~'Aiıımıya lı-Türk" ya da "Daniınarkalt-Türk" kiınliği, kül ı ürkrin 1

1

ve kimlik ~urgu larıııın akışkaıılığına, çoklu

, ıağlılıklara, , koııuııılandırriıalara işaret eder. Ancak, bu

~ avr:ııııırı qnisiıeyi ıcınci i belirleyici olarak alınası ise bir

~[ ııılaıııda yeıii bir külıürt::l bütünleştirıneye ya da özselciliğe yol • ı

r ıçın:ıkı:ıdır; i kavram cin~iyct, din, sınıf vd. aidiyeıleri

Uı1l•ıın:ıkı:ıdjr. K:ıvraınııı Heraberinde getirdiği/sahip oluuğu fHı sıııuıılar i n f;ırkını.l~ ol (ırak, bu çalışınada "tireli kimlik"

favraııı ı k_ullaııılıııış , ayrı 9a "Daniınaıkalı-Türk:' örne~ind<.:

fırc:lı kıınlıgıp sadece D_anııı;ıaıka ya da Turkıy<.: kultı.irlennd<.:ıı

fıcslt:ııen kimlik tasarıını i olmadığı , birçok diğer kültürel

j)raıikkrk U:e t:!kikşiııı i ~e~isinde şekilkııdiği öngörülınü1tiir.

('y rıca h:ıkın1ız: Çağlar 2000 j 129-150. ·

4- prııtğin, !ı-(itliı • ef gazetesinde ı Y Mayıs 200 ı ıarilıindc }•;ıyııılanan "!YIG K'daıı lo bi! ;ıtağı" başlıklı Milliyet- Kopenlıag

pürolu ~ıkışlı haberde (s.?O) özel bir ziyaret kapsaınında

paniıııarka'~a bulunan [ MGK Genci Sekreıcri'nin

D;ınimarka'daki Türk dernekleri temsilcileri ilc bir araya

Şc ldiği . faıi klı ideolojik giirüşlerc sahip : derneklerin

1

ı 1

(ı-

• S-

9-

-- -.. --~---·--- --- - .. ·-- - ----!

Toplumbilim '

ı

tc:nısil cikrindc n "milli ıneııLı a t söz konu su old uğund~ lıir

arava geliıı ııı ~si"nin talep edildiği a kt a r ı lm a kt a dır.

Al,;n ar<lştırmasına katılarıL ı rın isimleri eti k nedenierk

dcği~tirilıni~tir. Sadece Kadı nı n Scsi Radyosu progra nıının

y~pımcı w. sunucularının, A;ırlıus f:kkdiye Mc:ı.:lisi üyesinin,

Danimarka'daki medya orıaıııı konusurıda bilgi veren

gazetccilerin isimleri aynen korunmuştur .

Etnik aidiyetin sembolik olarak dcncyimlennıesi durumunu,

Herben Gans tarafından gdiş t i rilen ''sembolik ctnisite"

kavramın<ı başvururak a~·ıkl:ıyabiliriz. "Sembolik etnisite"

kavramı, ttnik seınbollcriıı "lıirc:yscl kültürel pratikler'' ularak

özgün bağlamlarından çıkartılınalarını ve bireyi "atalarıylcı"

bireysel bağlant ı kurına lıissi verecek ~ekilde yeni lıir anlam ve

i ş !L:vle dunatılmaların ı açıkl~r~ "Seınb<)lik etnis ite"yi kurmak

i<;in kullanılan öğelerin scı;iıııi keyfi c..kğiluir.

Giit.;ım:nlik aniatıları buyun<:a gi.i<;nıcn grupl;mnııı y;ıptığı

seçim lerin ardında Gans'a göre belli bi r ma ntık yatmaktadır.

Etniklik hissini yaratmak için scçikn öğ ı;:lerin göçınenin sosyal

w ekonomik başarısına eng<:i oluştuımamasına özen gösterilir

(Gans 1996:1 :'i3). Gans ayrıca etniklik olgusunun sosyal ve

ku~aklara teınelknen boyutları olduğunu da belirtir. Gaııs'a

göre, sosy~l ol a r~k yuk<ırı doğru hareket gerçeklqtikçc,

etııikliğ<: ili~kin aidiyet serııbolikleşrııektedi r. Öte yanuan

~osyal lı:ıreketlilik sürecinde daha az başarılı olanlar etnik

ki'ıltürlere ve yapılnra daha çok bağlanmaktadır. Gans, üçürıeü

kupk göçmen lerin "yeniden etııiklqrnesini" ise "sembolik

etnisite" kavraını ilc a ç ıkl.-ırı·ıal;tactır. Gans "sembolik t:tnisite"

kavramı ik etnik "olmak" (be iııg) ile "hissetmck" (keling)

arasındaki ayrııTıın altını çiz;ııektedir. 1. Ku~ak göçınt.:nler

benzeri iş pazarında çalı~ıp, benzeri ya~am koordinatlarına

sahip olmakla birlikte, ll. ve özellikle I ll. Kuş;ık göçmenlerde

kimliğin temelde "farklı", "yabancı" olmak yani "<:tnik olmak"

ile ifadesinin yerini, yeni tarzda aidiyetin ifadesi almaktadır.

Bu etnik pratik ve kimliğin çizdiği farklılıkların "fa r kında"

olma duygusu şeklinde ifade edilen sembol ik etnikle ş nı e dir

(Gans'dan aktara n Necef 1996: 19).

Yeni ku~akların "e:tniklik" aidiyetini yaşadıkları ülkenin

"yurttaşlığına" eklemeleri de Gans'a göre sembolik olduğu için

duygusal olarak ua dalıa az risklidir ( 1996: 148). Dinsel

töre::nlerin güııddik yaşamı etki lemeyecek şekililc "törensel"

halı; gelmesi, etnik yiyec<:kkrin pazarda ko layca bulunur

t(ik<:tim ınaddeİerine dönüşnıcsi vb. etnik kültürel örüntült::rin

s<:ıııbolik l eşınl!sin c işaret etmektedir .

Daniınarka'd;ı çokkültürlülük ile ilgili söylemi kavrayabilınek

içi n benzer i bir sosyal refah uı::vlt:ti modeli üzcrine

dcğerleııdirıneyc bakılalıilir: Aluııd, A. ve CU. Sclıi e rup

( 1991) Pt~mdo.res of ivfulticullllmlisnı: Essm's on Sın·dislı

Svciı:ty. Aldcr~lıot: Avebury.

S<1~yal rt!falı devlctlcriııde "göçmen" ve "yabancı" po litikaları

konusunda bakınız: Wolle, A. ve J. Klausen (~000) "Wclfare

Statc and Cl!lebreting Di"c rsity')"

lı tt p://www. pros ıxct-magaziııc: .co. u k/h i glı 1 iglı ts/ e s~ :ı y-wol fe -k 1 ;ı

use n-oth e r/

Alan araş t ırmasın a ka tılan .1~ k : ıtılııneıııın t9'u 1. Ku~;ık (!Yü

c:rkc:k ve 6's ı bdın) v.: IYi ll. Kuş ;ı k (7'si erkek X'i k;ıuııı)

göçmen olarak t a ıııııılanahilir . Al an ara ş ıımı ;ıs ı ıı ın

kat ılınıc ılarıııın kentlikrini taıııınl a m:ıları ilc; :?.'i ' i Sün ni ( IU 'u

k;ıdın, l'i'i erkek) . S'i Akvi (Tü kadın . :i'i erkek) ınc:zlıclıi ıı c ,

32'si Türk, 1 'i Kürt (erkek) ve 1 'i diğer (k ad ın) "etnik" aitliye te

sahiptir. Eğitim düzeylerine: lı<>kıld ı ğında ise; .J'ü temel eğiti m

(2'si kad ı n, 2'si erk ek) , !Tü !i sı.:''" d..:ngi okul (2'si bu ı n. 11 'i

nkek), 14'ü iini vc:rsite ('J 'u bdııı, 'i'i eık c k). Yu li s :ııı s iis t ü ( 1 'i

bd ın, ?'s i cı kc: k) nH.:zunudur . ·

K:ıtılııııcıl ;ırd:ın ?~'u (6 ' ~ı kadııı, 16'sı erkek) dü1.cııli "'-' sij ıdli

lıir i ~ rc: ç:ilı ~ ır k ı:n, Tü (:! 's i bdıı ı , 1 'i erkek) S ll :.;y:ıl y:ırd ı ını.Lın

tkstck : ılm :ık ta. l 'ü ( 1 'i k:,dın. ? 'si <.:ık d) i ~ s i z lik sig cıı Lı s ı llll:ııı

1 :ı ı .lı ııı : ı l ı ıı <>k t : ı . (ı\ ı (.'i ' ı k : ı d uı , ı·, cd.ck ) <ı ~: ı c· ııc· ı :. . ıı cLı: ı ı

87

i ı .

aldıuı ıcı n calı ş ıiıaınaktad ı r. 1. ' ve ll. Ku§ak a y rımında temel

ol a ı~ d;lıa .ö n e~ belirtildiği üzere, II. Kuşağın Danimarka'da

do öln ;ısı veya te lnel eğitime Da'nimarka'da ba~lamasıdır. :;, , ı i

'

Çalı ~m ada 1. Kuşak göçınenle,rin temsilen sayıca çok olmas ı

;ı s lı 1 da, yine d q lıa önce açıkl 1ındığı üzere, Türkiye'den 20'1i

yaşl jl rında Dani :ın a rka'ya ge::lin ı ve damat olarak gelenlerin bir

an l aımda 1. Ku§'ak gibi tanımlanmalarından, diğer bir deyişle

yeni! yabancı o) malarından k ııynnklanmaktadır. . Örneğin 28

ya ~ ı h daki ev kadını Meral, ll. Kuşaktan Kerem'in e~i olarak 16

ya ş ı pu a evle ~c:rı:k Sivas'tqn Danimarka'ya gelmiştir.

Tür~ iye'de .'i J yıllık ılkokul rııezunudur. D:ınimarka'da

Danimarka dili jıi bilm ediği için eğitimine devam euemc:ıııiş ,

peş i ! sıra 4 rıocuk doğurdt;ığu için yabancıbra yönelik

Bel ~ uiye'nin ücretsiz Danimarka dil kurslarına gitme olanağı

bul 1 ıııamı ş tır. ~3 yaşındaki 1 üniversite öğrencisi , Nagilı;ın Darı i m;ı rka'da ~ oğ nıu ~ ve bl'ıyl'!nıüştür. Geçen yaz Türkiyı:'dcıı

yük ~ck okul mer:un~ birisiyle ~,vl_cnmi§ , aile birlqım:si yolu ik

da ı1a uı Danım ~ rb ya getırtmı~ tır. Kocası şu anda Dan ı marka

dil , kursuna ~evam e tmekte ve Danimarka'da yüksek

öğr~niınini taın ~ mlaınayı düşü iımektedir. Nagilıan'ın koca~ı d;ı

yeni yaba ncıdııj. ; 1980 Askeri ! Darbesini izleyen yillarda vı:

ı 990 ' 1ı yıllarda : Güneydoğu'da' yaşanan zorunlu göçü izleyen

yıllarda Türkiyf 'den Danima \·ka'ya siyasi sığınma talebinde

bul4nanlar da yçni yab ıi'ııcılardir. '

Ancak bu "yen:i yabancılar::_ l960'1arda Danimarka'ya bir iş

bularak, çalışmak, para biril;,ti'rmek ıırnacıyla göçen Mehmet,

Ali ; veya Hatice gibi "misafir yabancılardan" farklı olarak,

Danimarka'ya "kalıcı/konar" yabancı olarak göç etmişlerdir.

Bu nedenle gekceklerini Danimarka'da tasarlamaktadıdar.

Geb.:ck tasarıınlıırı ise doğal olarak aid iyet tıısarımlarının

sürekli müzakere edilme'sinde önemli bir etkendir.

10- "Etnik koloni", Lale Yal ı;ın-Heckmann ve Horst Unbehaun'un

t a nımlamas ı ile Avrupa 'n ın büyük kentlerine şu ya da bu

nedenlerle göç etmiş yabancı topluluklarının kend i iı.;

dinamiklerinin itki si ile cemaatleşmeleri olgusudur (1999: 79).

Etnik kolonderin kendi sosyal ağları ve ev sahibi toplumla

etkileşim için geliştirdikleri kendine özgü sosyal ilişki

meka nizmaları vardır. Ayrıca etnik .. kolonilqme süreci

Yalçın-Heckmann ve Unbelıaun'un öne sürdükleri gibi bt:lli

bir sosyal kapitalin, kültürel kapitalin ve siyasal kapitalin

içinde geli~mektedir ( 1999:81 ). Danimarka'da da b aş ta

Türkler ve Kürtler yoğun olmak üzere, Iraklı, iranlı, Filistinli,

Somali li, Güney Asyalı yabancıların

ye rleştikleri/yerleştirildikleri Kopenhag'daki Jnd re Norrebro

ve lslıoj, Brondby, Alberstlund, Aarhus'daki

Brabrand-Gellerup, Oc..lense 'deki Vosseıııosse ve Daluın

mahallelerinin etnik ko loni lqme sürecini ya~adıkları

söylenebilir. Burada etnik kolonile~mcnin üzerinde

durulınasıııın bir nedeni, etnik kolonile~rnenin medya kullanım

örüntüleri üzerindeki etkisidir. Örneğin, Aarlıus'da

Brabrand-Gellerup't;ı Türklerbölgenin kabiolu tv. ~irketindeıı

d a lıa fazla s ayıda Türk kan a lını n dağıtılın a sını talep

ı.:tıni ş krt.lir.

Etn,ik kolonile ş nıı:nin üzerinde durulmasının diğer bir ııı:deni ,

koloııi içindeki bireylerin ev sahibi topluma ııçılma ve etkin

topluımal aktör olarak kamusal alana katılmasının gcciktiruiği

~eklindeki varsayımdır (Yalçın-Heckrnann ve Unbelıaun IY99:

79-Ş 1 ). Bu va r sayıının bir u zantısı da etnik kolanile r va da

diğÇ r bir d e yişl e "gcttolar" içinde yaşay:ın yabancıların -kendi

ıııtı;Iyalarını kullanm;ıl;ırının, onların y;ışadıkları topluma ve::

kül(üre entegre· ol;ımanı <ı ların ıı nc:den olduğudur. Et ni k kolon i

k avi'<ımı, belli bir meka nda yaşaya n yaban c ı toplulukl:ırı n ııı

belli ortak özell ik le ri payla ştık l a r ı nı ve buııclan ötürü de

org ;ın i k tıir cem aat oldukl a rı yargı s ını üretir. Etnik kulani bu

n e tlt ııle lıay<ıli/talı<ı yyül eLliimi ş bir aidiye ttir. Aa rlıu s 'u;ı

f3 r: d ır;ı ııu -C c llc r u p ye r l eşkes ini ıı sakin leri hem ülke nin resmi

! i{ıl il ti h. i ı ~; i!ı d ;ı I! L' Il l de ~~üç rn ~n s· ~ ı !ı.~ ntıı l ; ırı ~ ı r : i ~l ı r ı n :ı c ı ~ li l l /l

••

ı ı i

Toplunl bilim

11-

b;ıkışında etnik kolani olarak konumlandırılır.

Burada tekrar l:ıaşa, Hall'ın kimliğin tıir konum ;ıolitikas ı

olduğu vurgusunil ( 1998: 178) dönecek olursak, etnik

koloııileşıııe iki yönlü hir süreçtir; bir yandan tv sahibi

wpluıııun külıüralist ve açık ya da örtük ayr ımcı /dış l ayıcı

sosyal politikalarının, l:ıir yandan da yabancı toplulukların

kendilerine ilişkin aidiyet tasarımlarının sonucudur.

Gli~menlcrin medya kullanım örüntüleri ve aidiye t t asarııniarı

inceleııeceği zaman dikkat edilmesi gereken nokta, etnik

kolonileşıne sürecine rağmen, bireylerin aynı ürüne -burada

ıııedya nıt!lni- bağlamdan ötürü farklı şekille rde anlam

;ıtl'euebilıııekridir (Çağlar 2000: 144). Ustelik etnik

kolonikşme sürecine l., 1 l. ve 111. Kuşak ,;öçmenlerin de farklı

t<.! pkiler verdikleri, farklı konum strateji leri geliştirdikler i ve

f;ırklı gelecek ya 'öa sosya l h;ıreketlilik beklentilerinin

olduğunu söylenebilir.

"K;ıdının Sesi" programının yapımcısı ve sunucusu Lüsin (34

ya~ında, evli ve iki çocuklu), kendis i ile yaption görüşmede

özetle şu bilgileri aktardı; 7 yoşında Danimarka'ya gelmiş ve

ilkokuldon itibaren tüm eğitimini Donimarka'da tomanılamış,

ana dilini "Daniınarkaca" olarak tanımlamakla birlikte, kendini

"Daııim.,rkalı-Turk" olarak konumlandırmakta. Türkçeyi

okuldaki haftada bir saatlik Türkçe dersleri ile öğrenmiş.

Türkçesini "gelişti rmesinde" ise Türk televizyon kanalları

büyük rol oynamış. Türk ulusal televizyon yayınları

Danimarka 'dan alınmadan önce, aile ve arkadaş çevresi ile

Türk filmlerini izlemek için sabaha kadar, kendisinin deyişiyle

"video kaset toplantıları" yaparlarınış, ş imdi ise evinden çanak

aııten il~ ''TRT-INT, Star, Show, TGRT, Kanal 7, !tv, atv"nin

yayınların ı almakta . Lüsin , "Her gün hepsini, Show, Star ve

atv'yi gezerim .. . ilk defa bir yerli diziye başladım" diyerek,

Slıow Tv.de yayınlanan Deli Yürek adlı diziyi izlediğini

söy lcdi: "Şimd i her Pazartesi, kaçırdığıın zam~n ~a Cuma'l arı

hu diziyi izliyorum". Ayrıca şunları cklt:di: "Oncc TGRT

lı;ıhcrleriııi scyrc tmı.:yi scviyordum. Daha seviyeli idi. Direkt

dalıa çok lıahcr vcriyordu.

iKaynakça 1 Aksoy, As~ ve Kevin Robins (2000) ''Thinking across spaces:

[ Transrıational television from Turkey", Ew~opean loıımal of

ı Cııliuri l Studies 3,3, 343-365. .

1 Anderson, iBenedict (1993) Haya li Cenıaatler. Istanbul, Metis.

i Appadurai i Arjun (1990) j'Disjunture and Difference in the Global

ı Cultu qı l Economy", ~1ike Featherstone (der.) Global Cıılture:

ı Nationplisn~ Globalisation, Modenıity içinde, London, Sage.

295-3 ı). 1

Baumann, berd ( 1996) dmtesting Culture: Discourses of ldentity in

Mulıi- ~tlınic London. Cambridge, Cambridge University Press.

: Baumann, ! Ger d . ( 1999)\ The Multicu/tural Riddle: Retilinking

! Nation;al. Etlınic a~ıd Re!igioııs !dentities. New York,

! Routledge . i : Çağlar, Ay~e (2000) "Tire:li kimlikler: Teori ve yönteme ili§kin bazı ' a rayı şlpr" , Toplum ve {]ilim, 4, 129-149.

i Dayan, D~niel (1999) "Media and diasporas", Jostein Gripsrud

(der.) . TV. and Co~ıımon Knowledge içinde, New York,

Routledge, 18-33. ı

Gans, Herbert (1979; 1996) "Symbolic ethnieity: the futuree

ethnic . groups and cultures in Ameriea", John Hutchinson ve

Anthopy D. Smith (der.) Ethnicity içinde New York, Oxford

University. Pı:ess. 146-155.

Gillipsie, Marie (1995.) Te/evision, Ethnicity and Cııltııra/ Change,

London, Comed ia.

Hall, Stuart (1996) "lntroduction: Who needs 'ldentity'?", Stuart

Hall ve Paul du Gay. (der.) Question of Cu/tura/ ldentity içinde,

London, Sage, 1-1 7. ·

Hall, Stuart (1998a) "Kültürel kimlik ve diaspora", J. Rutherford

vd. (der.) Kimlik içinde, İstanbul, SarmaL 173-192.

Hall, Stuart (1998b) "Yerel ve Küresel: Küreselleşme ve Etniklik",

Anthony King (der.) Kültiir, Küreselleşme ve Dünya -sistemi

içinde, Ankara, Bilim ve Sanat. 39-61.

Hall, Stuart (1998c) "Eski ve Yeni Kimlikler, Eski ve Yeni

Etniklikler Anthony King (der.) Kültür, Küreselleşme ve

Dünya-sistemi içinde; Ankara, Bilim ve Sanat. 63-96.

Kahraman, Cengiz (2000) "Ny malgruppe: Markedsforing",

Politiken, 1 O fı ubat. Mdeys Eki.

Kahraman, Cengiz (2000) "Medier og multikultur: Tyrkere bruger

tyrkiske medier", Information, 22 Şubat. 1. Seksiyon.

Kastoryana, Riva (2000) Kimlik Pazartıgı: Fransa ve Almanyt,A

Devlet ı• e Göçmen Ilişkileri, Istanbul, Iletişim . -

Star ya da Show Tv'dc lıabcr yok. Pap<ırazzi veriyorlar. Türk

ın<:dyasında staııd;ırt yok . Ya zengini ya da fakiri veriyorlar.

Ya küliiieri ya da çuk iyileri gösteriyorlar. Şimdi atv'de haber

scyrcdiyorum, eğer bir tercih yapılacak olursa ... " Lüsin,

D:ınimarka medyası için ise, "Danimarka medyas ı nda

lıahcrlcri scyrctmcye çodışıyoruın. Yabancılarla il gi li tartı şma

programlarını... Danimarka medyasında belli bir kanal

tcıTihim yok, gelen programa bağlı, gündemde ne olursa" dedi.

Ti'ırk gazeteleri hakkında ise, "Danimarka'da ne olup bitliğine

lıakilmıyor" derken, yeni kuşağın Danimarka toplumund a olup

bitenleri takip e tm ek amac ı ile Danimarka medyasını takip

<:ttiğini. ancak "eğltnce programları" gibi "popükr kültür"

ttiketimi için Türk medyasına yöneldiklerini söyled i. Lüsin'in

altını çizdiği lıu dururn, göçmenlerin vı.: yen i kuşakların

cğkııce lıiçeıııleri vh. popüler kültür alı~kan lıkla rının dikkatle

inlcleıııııesi gereğine işaret t.:tınektedir.

ı Kaya, Ayhan (1999) "Türk diyasporasında etnik stra tejiler ve

'çok-KÜLT-ürlülük' ideolojisi: Berlin Türkleri", Topltılll ve

Bilim, 82, 23-57.

12- Pr('graıııın dinlenirliğinin yaygınlığı konusunda ~u ki~iseı

deııcyiııı ;ıçıklayıcı olabilir: Program ı n ikinci sunucusu !

Fatıııa'ııın olm adı ğı ve programı stüdyodan "izkyici" olarak

dinkdiğiın bir gii ıı, programda istek p;ır~;ıLıııııı t oplamış,

doLıyısıyla yay ın sır~s ıııd ;ı ''sesim" duyulıııuştu. Y;ıyıııı takip ı

c:dı;n hafta i <;irıdc, ·ı-ürklc:rin işlettiği dükk5nlarda ;ıJ ı ş veriş

yaptığım z;ııııaıı r:ıdyodaıı duyulan sesimin t;ıııındığıııı, "siz

r:ıdyoda konu~ınu~tunuz" dendiğini gözleınlcmiş

buluıııııakıayıın. f l;ıtta r :ıdyoua scsi ın in duyulması üzerine,

Aarlıus Bekdiyc: !. i 'niıı kente pş~y;ın Türklere yönelik ol~r~k

hazırlattığı sağlık e~itimi !;Örüntü h~ndını " s csiınin ve

;ık saıııının güzel" btılunıııası nedeniyle sesleııllirıncııı t :ılep

cdilıiıiştiı.

Kaya, Ayhan (2000) Berlin 'deki Kiiçiik İstanlml: Diyasporuda

Kimliğin 0/uşwııu, istanbul, Büke.

Kosnick, Kira (2000) "Build ing bridges: Media for ınigrants and

the publ ic-service mission in Gerınany", Eııropea11 Jounıa l of

Cu/tura/ Studi~s. 3, 3, 319-342.

M ilikows~i. Marisca (2000) "Exploring a Model of

De-Ethnicization: The Case of Turkish Tclcvision in the

Netht:rlands", European l oumal of Comnıımication,

443-468.

15,4,

Necef, 1\.!ehınet Ü. ( 1996) Etlwic ldentity and Language Shift

Among You ng 7itrks in Denmark, Doktora Tezi, Center for

Contemporary Mid dle East Studies, Odense

U nivcrsi ıy-Danimarka .

0stergaard-Nielsen , Eva (1995) "Political participz.ıi ., ;ı of Tu rkish

iııııııigraııts in Europeandin Den mark", Les Anna/es de l'autre

!s/am JTurcs d'Eu rope et d'ailleurs (içinde, 3 Paris, lns. Nationa l

des Lınguages et Ci->'ilization Orientales. 375-406.

Pcdcrsen,j So ren ( 1999) "Migration to and from Deiiınark during

tlıc· ı >· rıud 1 % 0-1997", D:ıvıd Culcın:ııı \'\: Eskil \V;ıdeıısjö

·--- --------~'-'--

Toplum bilim

(r..kr.) /mmigmtion to DenmMk: /nkmational and National

Penpectives içinde, Aarhus, Aarhus University Press. 148-190.

Susy;ıl, Le ven t (:200 1) "Diversity of Experience, Experience of

Diversity: Turkish ınigrant Youth Culture in Bc:rliıı", Cu/tum/

Dy/llımics, 13, 1, 5-28.

T.C. Kopenhag Büyükelçiliği "Bilgi Notu", 5 Ekim :2000

T.C. Kopenhag Büyükelçiliği Çalı§nıa ve Sosyal Güvenlik

Mü~avirliği "Danimarka Türk Toplumu Hakkında Bilgi Notu",

:28 Eylül 2000.

Thoınpson, John B. ( 1997) Tfıe iı1~dia wul tlıe Modemity: A Social

Tlıeoıy of Media, Cambridge: Polity.

Tuftc, Thomas (yayınlan acaK) "Minority Youth, Media Uses and

ldc:ntity Sruggk: The rnlc :J,ı.fllıc ·ınr: dia in the production of

locality", Kareıı Ross (da.) Blrıck Atwks: f~searc/ı Studies 11-· itlı

Mi;ıority Etluıic Aıııliences içinde, U K, Asııg:1te.

Vertovec, Steven (:2000) "fosteri ng Cosmopolitanisıns: A

: Canceptua l Survey r.rıd A r·.,krJia Experime nt in Berlin",

, \VPTC-21<-06. lns. nf Sr.ı c ial <ırıc.J Cultural Antlıropology,

: Uııivcr~ity of Oxfoıd. LSIZC Traıısnatioııa1 Conımuniti es

! Prcıgrai'ı"ıffie. v..r\vw.trıırı sı..:- uıııırı.ox.oc . uk

89

ı

Yalçın - Heckmann, Lale ve Horst Unbehaun (1999) "Fransa ve

Almanya'daki göçmen toplulukları: Iki orta büyüklükteki

şehirde dernekleşme ve ce.nıaatleşme süreçler i", Toplttnı ve

B(linı, 82, 78-90.

Yılmaz, Ferruh (1999) "Konstrukt ionen af de etniske minoriteter:

E'liten, medierne, og "etnificeringen" af den danske debat"

Pp liticıı, 2. ' '

ı ; Temel Kaynak Görüşmeler Hüsef in Araç-SP Aarhus Belediye Meclisi üyesi (Aarlıus)

q. ı 1.:2000 ta ~ ihli görüşme) i Hasai') Cücük-Zaı;nıııı gazetesı Vl:j CHA Kopenhag temsilcisi, Bolııır

g~zetes i SYtv1. (Kopenhag) ~20. 10. 2000 tarihli görüşme)

Lüsini Çakınakçı [ Kadının Sesi , Radyo Programı Yapımcısı ve

Ljluslararas ı : Kadın l).:rne~i üyesi (Aarhus) (6.l0.2000 ve

ı 4.12. 2000 l ~ rıhlı göru~nıeler)

Cengiz Kahraman'A/i!!iyet ~aze tesi Kopeııhag temsilcisi

(Ko penhag) (24.11.2000 tarilıl i görü~me)

N ura} İnceer· ~ nadili eğ itm e/'li (Aa rhus) (4-5 .1 1.2000 tarihli ' ı 1

gÇı rüşıııe) 1 ! , . ı 1

ı ı ı . 1

! ı

1

Gazi Üniversitesi

iletişiıTı Fai ;i.'ı Hesi