“Kadının Sesi Radyo Programı ve Kimliği Konumlandırma Stratejisi”
Transcript of “Kadının Sesi Radyo Programı ve Kimliği Konumlandırma Stratejisi”
..
EKiM 2001 iÇiNDEKiLER
Yaym Kurulu Başkant Editör
Ali Akay
Kültür Çalışmalan Özel / Sayısı Editörü ' .
- - n Kaya- I. E~rc !~ık
Yayırı Kurulu Uyeleri
Mahmut Arslan Ahmet Sücrdcm
Nuray.Mcrt Bı.:sim Dellaloğlu
İ. Enıre !~ık Ane Durakba~a
Aylın Dikmen Çağlayan Kovanlıkaya
Deniz Vardar Orhan Tekelioğlu
Didicr Gazagnadou Ayhan Kaya
TOPLUlVIBİLİM Alti aylık dergi
...... Say ı l4 iSS N l ~tli-04 tiS
Safı ihi ve Yay~n Yil; ı dm eni
: Hülya Örıgür
· .:ıı ,eı ;~ t~ ~;~~ G rafik ra ~; ZJ I'tiTi
' Ca n<t rı Sunl·r
?:Jp.jk i şi Luı ı ı l· P lı..·i ı::ı : ı
•· .. i,~ ·'!ıın·~ r:' l a:ı ıı ·~·rs sur pı ı pi..:r ft;C t'l ı h'S
Baskı
Ka rdc~kr Matbaası
Yönı:Cim Yeri
Ankara Cad. N,ı U/ l }+-!lO CağJloğlıı-İST.
Tc:!: 0:2!2 .:iLI 59 6K
lı.: id al-s 02 ı 2 ~ -n ı 7 n
Ali A.}cay ONSOZ S Ayhan ~(aya· i. Emre Işık GİRİŞ 9 Akile Gürsoy . . .. . . . . . . . .
"KORUYUCU DIPLG:'v!ASI": TURK-YUNAN ILIŞKJLERI IÇINYAPI CI BIR YOL MU? 17
Süheyla Kırca .. ı ' . ,
FE_MINIST KULTUREL ÇALIŞMALARDA KUfAM YE YONTEM TARTI·ŞMALARI:
DUNYADAN TURKJYE'YE AÇILAN PENCE~E 25 .
Sernra Somersan 1
ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK İÇİ N ASGARi ÖNERİL~R 33
Tül Akbal Süalp .
BABİL KULESi TUTSAKLARINA BAKHTİN'DEN ÖNERiLER 53
Güliz Erginsoy ADALI İVJ ](.ADlN 61
Mutlu Binark _· •1(ADJNINSESİ"RADYO PROGRMH VEKİ~!LİGİ KOWUMLANDIRMASTRATEJİSİ 75 . -. . . . . . ·- ı-:- . t , ... •
Aylin Akpinar , · :
ULUSL\RARASI GÖÇ BAGLA~HNDA KiM Lİ)< KRİZLERİ VE KİMLİK KURGULAMALARı
Esra, Hanife Hanını ve Aysel l-!Jnım'ın Hayat Hikayeleri . 91 i
P. 8 <-uıu Gökarıkse l i i İS'L.WBUL'UN KÜLTÜREL HARiTASlNDA dALLERIA,:AKMER]<'..EZ YE CAPITOL'UN 'YERİ:
Mekan-İn san-Kültür Çözümlemesi Üzerine BirDepey lOS ! Aı:..-:ıı Öner :
Hi!OMATIK ALANDA DOGU VE BATI HİK..1~YELERİ ! B ı i!hir Cil:ce tvL:ısalları, Cııııerbury Hikayeleri ve Ki·a[ Arthur'u'n Ölümü 115
i ı~ Ft., •,d<ı Gani oğlu Özden ,
'l<J· ! '~ Uİ :N İ f\ YNAD;;.Ki YANSIMADA KURGYLA yAN t.iLUSLAIZ 123
Dc ıl'lıı ','.;ıtııkkaya 1 i
AMANUİi'·lE'İ l'-1 YOLCULUGU: GEÇfİGİMİZ BAHÇELER, ALDIGI!vi!Z YARALAR,
V.AY8FITİl~l~.iiz PUSULALAR 135 i i ı.:':k~iıı·ı F. Ddial oğlu i . HU l . iZEN İ U PESI:\DE KlL.ER ERKEN ALMAN ROi\IANTİKLERİ l-ll
ıııl i 'd.:;;- Öndln , 1 ,
ULl t'JY i\Yt~ BP..KIŞIN SAI\ATA YANSI:-ı.IAS.I AÇlSlNDAN:
01-( U\ ÇAG V[ RO :·jf SANS SANATI USTUNE BIR DENEME 153 >
1 '
1. Eım~:: Işık i i
ÇİZGİ Yİ AŞ . ..\J,l LAR YA DA " ÖTEK.İLER" 159: ll
Ayhan i-<.cıya :
ElvlA NUEL LEV!NAS VE ÖTEKiNi N ÇIPLAK~ ! Gl !
EgıılOJi'dcn ldoloji'yc 167 1 j
Volbn Akı i ı
Bll·<l BIZİ CÖZETLİYOR' !75 ll 1
Arsev Bel<taş , 1 ·
CJS\L\\1 ! TO I'I Li\ ll_:\ ! n T \ \l l ~ O\ 'li'' k ·\ V: ii. \ \ ! 1\1\ ;c~ r: ıi Ş İ tv! i \'( 1: l: ı..: ( ) \ ( jl) \ ~ 1 1 i .k 1 ' \ l\ 1 h\ ı \ 1 . \ !-: ı :) ı 1 1 ı
Ttıoıııas Faist , ! ' ' ı .. " ..
l ii Li~! \L\1-: \Si ( ;( l\ ll l ;ı .l \.\:-\!!:i li k Yl : ı)'! ! .\ ';1.1 f~ VF r.:U.TUR .'\R A~ll lüL-\LA l ~ ll Ç'F\ 19 I : ! '
•
' i i ı ı 1
ı ı
:nl·(ad lt~ıın Sesi .. RaÇiyQ Prog ram; ve ı '
' " inıliği l<onurn l aridu rırrıa ~ Stratejisi* ı : . ı
· .. , ı 1
ı ı
im ]jirin b
ı ı 1. Göç Etme Deney
1 imi ve '1ı
arzu Aidiyet Tasarımı l i
edilen konuma/yere sabitlenmesi 1 c 111
.}
giyin m e ta rzların dan, dil kullanım biçimlerin e, b O§ zam an etkinliklerinden popülermüzik tüketimine ve m ed ya kullanma ör ii n tülerin e,
farklı ma tery al ve kültürel ögelere
başvıırulur.
Mutlu Binark
Kimlik, küresel 1ve yerel, j ma
teryal, tarihi ve kültilrtl söy!e1ı{ıler ve ko~ullar ile den~yimler b~ğlamında sürekli olarak kurulaıi, sahip çıkılan, üstlenil ~ n, bir yapdan güven ve özde~le~m* hissini tçmin etmeye yönelik ojanık saoitleme/konumlama isteini ilc öte iyan-
ı .
dan farklı ögelerin rırasında süre-gelen müzakerenin ~onucu ot taya çıkan gerilimin biçimlendi'rdiği
'd' ı ı' a~ .ıyet tasarımı oıar:ak tanım ana" bılır (Hall 1996:1-~7; 1998afl78; 1998c:71-76). Kimliğin arzu e~ilen konuma/yere sabitl~nmesi iç i fı gi- · yinme tarzlarından,: dil kull ~nım
biçimlerine, ho~ zaman etkiniiklerinden popüler müzik tüketimine ve medya kullanma örüntülerine, farklı materyal ve kültürel ögl'!lere ba~vurulur. Yabancı bir ülkeye ister ekonomik nedenlerle isterse siyasi m:clcnlerk 'göç' edilsin, bu deneyimin kendisi göç eden bireyin aidiyet tasarımını yeniden kur-gulaınasıyla, diğer bir deyi~ le kendi sine yeni kimlik/ler biçmcsi, dik-
0 .\IIH/11 'll, N ur{ly 'u, 1 hi/y u )•tt, t\-hi: c:yyen 'c
/:.'d/ımı 'c, C m giz'e, Lii si11 ·• ı · c tilbii !.:i
N erej'<' ı · e d11iııt hir~·ok Tiirl.:/iydi 'ye bu
tmqmmclll/11 ~;erçeklqn ı esill(/eki !.: orkılll
ımdllll, tlestek lerintlen dolayı r eşekkı'ir
edl'ıi11ı. .'lyn ca im çalı şmn A natlo/u Üni
ı · rrsit f.l' i llt·rişiın f3ilin ı !eJ i Fa k iiiresi ram
jintia ll tlii: eıılell e ll " Uimlammsı ile t işim
Smıpo::y"""' "nda (11-13 Nisa11 2001)
sıuıu ln11q· ı•e Sempo:yıu11 fJ iltliri Ki/ll
hı 'lll/u Çlliışnwllllt "!ıti.wjir Jşç ili!.:t cn Yeni
Om ıillıll rktılılı,~a : A idiy cr Tasannılan "
(({/lı birin ci bö /iinı ii )'llyuılcuınllrllr. "Uiw
lamnnı ite rişilll Scnıpo:yllmll "lllill bildi
'i"" ' son ş c · !.:lini ulnWSII I! ia ku ı k u/11 bulll
l ll lll l t.llll dı·.t:l ·,/,.:udinu;t'lı·n·, !,iJ Utlo ra ı · ı·
Ollenlı·,-l· dl' r q· ı ·kf..: ı·u · Cll;l!eyi INN{ hili rin1.
'
75
mesi, sökmesi ve yeniden dikrnesi §eklinde betimlenebilccek bir müzak~re sürecinin ortaya çıkmasıy!Lı.A. sonüçlanır. Çalı§manın ilk kısmın-• da, 1960'1ar-ın ortalannelan itibaren Dariimarka'ya -ev sahibi ülkenin reş_n) i politikasındaki ilk tanımlama ile- i "misafir ݧ güçü" olarak göı; eden Türk/iye kökenli bireylerin he rr~ ev sahibi hem de göç edilen ülke'nin kamusal politikalarında ve akac)emik literatüründe "göçmenler" :olarak kimliklerinin nasıl tarif edil~iğine ili§kin oldukça genel bir c!eMr!endirme y<ıpılacaktır. Bu genel i değerlendirmenin ardından, Dan,imarka'da ya~ayan Türk/iye kökenli bireylerin aidiyet tasarım
ları ' ile medya ortan1 ı arasındaki
ili§lÖ, etnik yerel radyo deneyimi üzeri nden t artı§ılacakt ır. Burada, Benedict Anderson'u izleyere. söykyecek olursak, aidiyet tasarımlarının sahteliği ya da sahiciliği değil, hangi mekanizmalar aracılığıyla üstlenildikleri ve müzakere eliilclikleri irdelcneccktir ( 1993: 21 ).
Göç etme Lleneyimi aidiyct ta
sarımı ve kimlik kurgularını tartı~
mak açı sından niçin iincınlidir:
çünkü göçmenler yerle~ti kleri ülkelerde bir yandan ana vatan/ana yurt, diğer yandan da ev sahibi ül ke· ile ve bunlar arasında sürekli olarak ya~am biçimkrini ve doğal olarak gündelik ya~amı anlamiandırma mekanizmalarını tarif etmeye ve yenielen komımlandırmaya ça lı şır l a r. Ustelik, gö7menlerin geriye · dönme mzusunu çoktan terk etti kleri, kendilerini "gurbetçi" ul ;ı ra k l< ı n ı rnl ; ım aclı k ları, ye rl q tik-
••
Toplumbilim
kri yeni topraklara kök/yurt saldıkları ve gckcckleri
ni yerleştiklcri bu ülkelerde tasarladıkları, bundan
ötürü de yeni toplumsal, kültürel ve siyasal taleplerle
etkin bir §Ckilcle kamusal alana dahil olmaya c;alıştık
ları artık ev sahibi ülkeler tarafından da kavrandığı
için, ev sahib i ülke tarafından tarif edilme söylemi de
misafir i§çiliktcn, göçmen azınlığa, yabancı heın~ehri
yc, tirdi yurttaşiara hatta yeni yerliye doğru evrilme
geçirıniştir. Ayrıca göçmenlerin ana vat an ile cv sahi
bi ülke arasındaki ilişkileri ku~aklara göre de deği§
ınektı.:, dönü§ıncktedir. Göçmenlerin bazıları kendi
lerini hem ev sahibi toplumda hem de hayali vatanda
"yabancı" olarak hissedebihncktedir.2 Bunun nedeni,
I. Ku~ak ilc II. ve lll. Ku§akların hayali cemaat aidi
yetlerinin, ana vatanı tahayyül etme biçimlerinin, ko
kktif belleği olu§turan anlatıbrın, tahayyül edilmi§
ana vatana sadakatlerinin/hağlılıklarının oklukça
farklı olmasıJır. Bu çerçevede göçmenlerin aidiyet ta
sanmlarının devingen oldukları ve sürekli olarak ye
niden cklemlendiklcri/cklcmlcncbildiklcri söylenebi
lir. Güçıncnlerin ve mültecilcrin aidiyet tasarımları
kültürel çalışınalar yaklaşımında, "ınelez/hibrid kim
likler", "kreol", "kcs-yapı~tır", "tireli kimlikler" veya
"diyasporik kimlikler" olarak adlandırılmaktadır
(Çağlar 2000). Bu adlandırnıalardan biri olan "diyas
porik kimli k" dcm~yirni, Stuart Hall'ın açıklaması ilc
"esas olanla[töz] ya cia sat1ıkla değil, kaçınılmaz bir
heterojenliğin ve çe§itlil i ğin tanınınası ile tanımlanır;
farklılığa rağmen değil onurıla ve onun aracılığıyla ya
§ayan bir kimlik kavramıyla, melezlik/e tanımlanır. Di
aspora kimlikleri, dönü§iim ve farklılık aracılığıyla
kendilerini durmaksııın üreten ve yeniden üreten
kimliklerdir" ( 1998a: 189-190). Görüleceği üzere,
Hall'ın vurgu noktalan kimlik kurgusunun devingen
liği, farklı olma gereği ve ynıideil·in§a edilmesidir.
1960'lı yılların ba§laı ından itibaren ba§ta Almanya
olmak üzere çqilli Avıupa ülkt::lerine ekonomik ne
cl~ı1lerle göç eden Türk/iyelilcr ve onların oluşturduk
ları cemaatler ile gerek rına vatandan birlikte getirdik
kri gündelik ya§arııı aıılauılamlırma haritaları, gerek
se yeni )'<"t§aniı!annırı lıer türiii materyal kO§Ullarının
g~i"ektirdiği/gcrekli kıldığı y,· nidcn konuınianma ıne
kanizma!arırıın bu huıiuya yaplıeı ilaveler ve çıkar
r~alaı-, 1970'1i y ı llanü ,,f f<ıl:ınrıa değin gerek ev sahibi
tGptunıun resmi po liti!( a:;ııH1a ve akademik literatürde
gen.:k:;t; "fürkiye'rlcki ıe:;nıi söylem tarafından "gelc
neksL:l kırsal kliltL'ırkıüıdr•. yaj:ıyan misafir i§çi" görü§ü
çerçeve:s inclc değe:rlt-ııdiı ilmi~. diğer bir deyi§le kim-
. li\derin turulmas ı siir~:cindek i dcvingcrılik görmezden
gçlinıııi~t i r. Bunun teıncl ncd.;ni, bir gün me nılc
kı,o:t(in)c geri döneceği inancına sahip olan ve bundan
ötürü yerlqilcn ülkenin ba§ta dili olmak üzere, top
lumsal hareketliliklerinin alt yapısını olu1turan sosyal ,
kCıltüıcl, eğitsel scrnwyclcrc yatırım y~ıpmay;ııı, uola
yısıyla da ya~aclıkları ruplurnda -siyasa l, kültürel, top
lums;ıl ve d:nııomik- her ;ınl ; ımıyla "yabancı" konu-
ınunda olan I. Ku§ak göçmenlerin göç ettikleri ev sa
hibi topluma kalıcı olarak dahil olmalarının ne ev sa
hibi toplumların resmi politikalarında ne de Türki
ye'deki resmi politikalar tarafından öngörülmemi§ ol
masıdır. Ne var ki I. Ku§ak göçmenler, II. Ku§ağa III.
Ku§ağa doğru uzanan çizgide ev sahibi ülkelerde kök
salınaya ba§lamı§lardır. Ayrıca ana vatandan aile bir
le§mesi yoluyla bu ülkelere yeni göçerlerin geli§i de
devam ctmi§tir. 1980'lerin ba§larından itibaren bu
göçmenler ve onlarla ilgili ht!r konu "yabancılar soru
nu" olarak değerlendirilmeye ba§lanmı§, onların aidi
yet tasarımları ise ·iki farklı kültür dünyası arasında
kalınaktan ötürü patolojik bir durum olarak ele alın
mı§tır. Böylece, göçmenlerin, özellikle de ev sahibi ül
kelerde doğmuş ve büyümekte olan II. Ku§ağın kimli
ğe ili§kin tasarım ve benimseme biçemleri tck bir kül
türe sabitlcnmi§, arada dcrcdc olma halleri aidiyct ta
sarımına ili§kin )<imlik bunalımı olarak tanımlanmı§
tır. Kimlik bunalımı sorunu ya da konusu ev sahibi ül
kelerin kamusal politikalarınd~t ll. Ku§ağın yüksek suç
i§lcmc yüzdeleri, ev sahibi ülkenin diline tam olarak
yetkij1 olmama/olamama;..yüksek i§sizlik gibi sorunlu
yanlarına çözüm arayan politikalar ve projeler geli§ti
rilirken, akademik literatürde resmi politikalardaki
durum tanımako§ut olarak entegre olarnama olgusu
nun kültürel nedenlerini saptamaya çalı§rnı§tır.
T~rkiye'de~i resmi söylernde "yurt dı§ındalri va
tanda§larımız veya teınsilcilerimiz" olarak görülen bu
insanların ev ; sahibi toplurnlara entegre olama
ma/Olmama konusu bir soq.ın olarak kavranmamı§,
bun~n yerine kültürel çözülme, milli kimliğin yitiril
mesi , §ekillerinde kimlik bunalımı konusuna açıklık
getirprneye ça\ı§ılını§tır. ,
Ancak, 1980'li yılların sonundan itibaren, göç
menlerin ev s~hibi ülkelerdeld kendilerine iliskin res
mi ~e kamus~l algılamadaki edilgenlik img~sine ve
-kurfmsal ırkÇılık, ayrimc;ı yerel uygulamalar, sınırlı
siyasal haklar; i§ gücü piyasasında kaqı kar§ıya kalı
nan hyrırncılı ~ vb.- yapısal· dı§lanma/dı§larna mekaniz
ınalanna yere~ ve ulusal t.emsil düzeylerinde üy hakb
tale~inclen, vqtanda§hk hakkı talebine, ana dilıle eğitimden dinsel: bazı h::ı khıra kadar geni§leyeü l:ülti"rrel
haklar talebi :vb. müdalialeleri ile birlikte, ;;.v ::ahibi
ülkekrcteki "yabancı " söyicmi "göçmen az.mlıt~z," dö
nü§Aıü§, "yabancı" söylemin te1diğinde kınlırıa riH':yda
na gelnıi§, o ~amana degirı içlerindeki din, nı;;L.hep ,
cinsiyet, sınıf ;ve etnik vb. farklılıkları homojonle§iiri
len, ! hem~ehrjlik ve akrabcılık bağları gibi bai'i,Llı klan
görı~1ezden gelinen göçmenler yeniden ke§fediimiş
krdir. (Kaya; 2000; Çağlar, 2000). Göçmenlerin bu
ınüqahaleleri i ile, bazı ev -sahibi ülkenin resmi politi
kal~rınçla "ço~kültürlülük" ("multicu\turalism") söyle
mi pcnimscnfr1i~, bu söylem çerçevesinele II. ve III.
Kuş'ağın tire/ii kimlikleri3 ve farklılıkları ev sahibi top
ı uın ;un sosyo-ki.i \türe! örüiıtülerini zenginlqtiren öge-
i i
76
i.
!
~ ı ı '
•
•
Toplu nı bil im
ler olarak tnnımlanmı§L ır. "Göçmen çalı§ınaları" ola
rak adlnndırı l abikcek akademik literatürdeki çalı§
m~ları yakın zamarı l arda erkileyen yeni bir yönseme
is~, göçmenlerin "yeni yerli !cı ·· ("ne u er inlander") ola
rak tanımlanması; yeni yeriiierin içlerindeki dil, din,
mezhep, e tnisite ve cinsiyet gibi fa rklılıklardan besle
rıtn/k::ıyrıaklanan topluıusa l, küllürel ve siyasal farklı
li~dann ortaya çıkartılıüasıdır. Burada altı çizilmesi
gereken husus, göçmeiı 1-::.atul eden ülkenin gerek res
mi politikalara gcrtl, ~;t akademik literatüre egemen
o)an tüm bu külturalisr.p_,piiiikaiann ve yakla~ıınların,
gÖçmenkrin reel olaniL maruz kaldıkları yapısal dı1-
lt,ınmalan ve clı~iayi c ı nıc:kanizrnalarını n kılık deği§ti
rerek SÜrekli olarak Canlı tututmas ını ihmal etmesi
dir. Çokkültürlülük söyleminden beslenen göçmen
politikaları ise farldı toplumsal aktörler arasındaki
e§its iz ili§kileri kültürel farkiara teınellendirip oku
ıhakta, dolayısıyla her kültürü bir toplulukla e§itlemek
te, topluluklar içerisindeki farldılikları ya da topluluk
ları kesen, bulu§turan çakı§maları görmemekte, sonuç
ta farklı kültürler arasındaki olası ili§kileri -her bir kül
tür verili bir tasanına ve tanıma sabitlendiği için- ola
naksız kılmaktadır (Bauınan 1996). Ayhan Kaya'nın ol
dukça yerinde bir saptaması ile "etnik ve kültürel azın
lıkları toplumsal olana dahil etmeyi (inclusion) amaçla
yan çokkültürlülük ideolojisi ... aslında bu azınlıkları
... Ciı§la[makta] (exclusion) ve hatta ... daha da azınla§
tır[maktadır] (ethnic minorisatiorı)" (1999: 25).
Türkiye'nin resmi söylemine gelince, Türkiye
1990'ların ortalarından itibaren Avrupa'daki yurtta§
larının farklı olduklarını, onların sadece 'döviz kayna
ğı' olmadıklarını ilk kez kavramı§tır (Kaya 1999: 38).
12 Eylül 1980 Askeri Darbesini izleyen yıllarda Tür
kiye'den Avrupa'nın ·-tabii ki Danimarka'ya da- çe§itli
ülkelerine siyasi mültecilerin göç etmesi, yine 1990'lı
yılların ba§ından itibaren Doğu ve Güneydoğu Ana
dolu Bölgesinden özellikle Süryani toplulukların ve
Kürt toplulukların gerek ekonomik gerekse siyasal
nedenlerle göç etmesi, göç edilen ülkelerdeki göçmen
etkinliklerini ve bunl arı n ya~ama katılına biçimlerini,
siyasi, toplumsal ve kültürel taleplerini köklü bir §e
kilde etkilemi§tir. Bu yeni göçmenler, I. Ku§ağı ve IL
Ku§ağı da çağıran tahayyül edilen ana vatan/lar ve or
taklayan, özde§lqilen ve konuıniayan aidiyet Lasa
rım/lar(ı) çerçevesinde çe~itli göçmen örgütlerinde
etkinlikler göstermeye ba~lanıı§lardır. Türkiye'nin
resmi söylemi ise, kar§ısında Türkiye'de bile daha
kenti görmeden Avrupa'ya göçen L Ku§ak ya da ara
da dereele olarak tanımlanan II. Kwıak yerint.::, birden
bire eline, mezheplere, tarikatlma, etnisiteye, ideolo
jiye göre parçalanmış ÇC§itli ve fa rklı sözlcr i/t~ıleplcri
olan örgütlü kimlik politikalarını, yani konum politi
kasını bulmu~tur. Resmi ideolojiye ko§ut olarak bu
kimlik politikalarının bazıları ınqru görülnıi.i ), bazıhı
rı ise: ulu s -li ev k:tiıı htili inrnez hLitiınllı ğiiııc tclıdil nl;ı
ı :ık Lıııı ıı ıL ııı rııı ~. tıl w, ·dcvlct i~ i ıll k s ıiı cgclcı ı lıiı tiı ı-
i ı ı
den 'kimlik oh.ı§turma politikası göçmenlerin yerlq-
tikle~i ülkelere de ta~ınını§tır. Resmi ideolojinin me~
ru gördüğü g~çmen erkinlikleri Türkiye'nin AB ülke
leri~deki lobi : etkinlikleri olarak kabul edilerek, bu
etki~liklere 1jürkiye tarafından da çe§itli şekillerde
desteklerde bulunulmu§, Türkiye'deki bir deyi§le bu
etkijıliklere atka çıkılmı§tır. Türk konsolosluklaııı ıın
eğitjm, kültür; ve ticare t ata§elikleri ile Diyanet !~leri
Ba§~arılığı'nır,ı temsilcilikleri aracılığıyla
Türk/iyclileri \'ı ana vatana ilgileri ve bağlılıklan yön-
' ' lendirilıneye çalışılmı§t ır. "
ı 1 '
ll. r0isaf ir iş ;çi!ikten Ye~1i Danimarkalıhğa
"f1en bu kaptdan çtktığırn anda, öğretmenliğim biter.
S(yah saçlıyım ya. Hemen "yabancı" ön yargtst baş-
lcır ... Bi? ç~şitliyiz. Hep!mizi bir görmemeleri lazım ."
(jviurar', p1 ya§ında, erkek, evli, öğretmen) a.
('V2.11.2000 tarihli görü§meden) 'W'
r ı .
"f.uraya ge(diktetı sonn~ kendimi daha ço~ Türk gibi
llissettim" QAJev, 40 ya~ında, kadın, bo~anını~. siyasal
Tülteci, öğretmen) (4-5.· .11.2000 tarihli görüşmeden)
ı ~
'TFelefondai adtm vermeden Danca kom~uyorsıın, her
dey yolımdçı gidiyor. Sdnra adım söyliiyorsım .. . sonra
~erı bir "kafa kafalı" oltıj!orsım" (Kerem, 37 ya§ında, cr
fek, evli, tfkniker) (28.:10.2000 tarihli görü§meden)
/ Göçınen)erin kim ve !nereli olduklarına ilişkin res
mr söylemJet ve göçıl)eıi çalı§malarındaki yakla§ımlar
1 ' - ı
ç~lı§manın 1
ilk kısrrıındt genel olarak değerl~ndiril -
dı ften sonp, çalı§manın bu kısmında Danımarka
özelinde Türkiye kökerili göçmen ku§akların göç et
mblerinin t~rihi, göç öylruleri ve bunlarla ili§kili oları.
ai ~ iyet tasarımları ele alınacaktır. Çalı§ına için gerek-
li i olan Dariimarka'da ya~ayan "Türk"lerin genel de
mografik Üzellikleri ile ilgili istatistiksel veriler ise
T;c. Kopep. hag Büyükelçiliğinden temin edilrı1i§tir •
qanimarka'da ya§ayan : "Türk"lerin genel demografil-~
özellikleri genel hatları ! ile §U §ekilde özetlenebilir.
; ! '
i 1
:Tablo 1: Qanimarka'da Genel, Yabancı ve Türk nüfus
{01.01.2000 tarihi itibarıyla)
Cinsiyet : Genel Yabancı Türk
Erkek 2.634.122 128.737 18.556
Kadın 2.695.808 130.624 18.013
Toplanı · 5.330.020 259.361 36.569
Kaynak: T.C . Kopenlıag Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Müşavirliği, Danimarka Türk Toplumu Hakkında Bilgi Notu, 28 Eylül
2000.5.2
Tablo l'e bakıldığında Danimarka'cia ya§ayan ve
halen T.C. vatanda§ı olan ki§i sayısı 36.569 olarak gö
rülmcktcclir. Ancak Danimarka'da ya§ayan Türk/iye
kökenlilerin sayısı bu sayının üzerindedir. T.C. Ko
pcnhag Büyükelçiliğinden alınan bilgiye göre son yıl
larda Danimarka vatanda~lığına geçen Türk say ı sında
bi.ı yLi k ;ırtı 1 gözlenmiştir. Orncğin 1 Ocak 2000 tarihi
iııhJ r ıyLı D~ıııinı;ı ı·k:ı v;ıt:ıııLI~ı1lığııı:ı gc~:c ıı Tiırk s<ıyısı
•
• ••
Toplum bilim
11.051'dir (T.C. Kopenhag Büyükelç iliğ i Çalı ş ına ve
Sosyal Güvenlik Mü~ ;wirliği 2000: 2) . Danimarka va
taıH.Ia~lığına geçen Türk sayısında ya~ayan bu artı ~ 111
arciında Danimarka hükümetinin yabancıların Dani
marka'da oturma ve çal ı ~ına izni almalarını, aik bir
k~ım:krini ve Danimarka vataııda~lığına geçi~i zor
la~tırıcı yeni düzeııkınelcri yürürlüğe sokmalarının
rol oynadığ ı süykncbilir. Ayrıca, yukarıda verilen is
tatistiksel rakam~ı Danimarka'cia kayıt c.lı)ı olarak ya
~ayan "kaçakLır" ve Danimarka vatandaşlığına gcçıni§
siyasi ınültecikrin varlığı da eklenınelidir. Danimar
b 'da ya)ayan Türk/iye k6~nlikrin büyük çoğunlu
ğunu 20-40 ya~ arası aktif çalı~ma ya~ındakill:r olu~
turmaktadır . Ayrıca okul ya~ındaki nüfus da fazladır
(yakla .1ık 15.230 civarında) (T.C. Kopcnhag Büyükel
çiliği "Bilgi Nntu" 5 Ekim 2000) . ·Istihdam ilc ilgili ve
rilere bakıldığında ise, O l.lll.llJlJö tarihi itibariyle ak
tif i~ gücü 14.006 ki§iclir. İ~siz sayısı 4.703'tür. Ancak
bu i)siz sayısı, toplam yabancı nüfus içerisincJcki en
yüksek rak<ıını olu)turınakta, çalı.~ına sigortası ve sen
dika sistemine girmeden çalı ) anları ve sosy~ıl yardım
ile ç<ılı~madan geçinerıleri kapsaınaınaktacJır. (T.C.
Kopc nhag BLiyükclçiliği Çalı§ma ve Sosyal Güvenlik
Mü~avirliği 2000: 8, 12-13). 1909 yılı itibarıyla, Dani
marka'daki ortalama i~sizlik% 5.7, bu oran içerisinde
Türklerin oranı ise % 22.4'tür. Yabancıların toplamı
mn i~sizlik nraııı ise (7o 15.7'dir. Danimarka'da ya~a
yan Türkliye kökenlikrirı eğitim durumlarına bakıldı
ğında, Ol. O 1.1999 tarihi itibarıyla okula devam eden
sayısı 9.919'clur. 01.10. 19\.n~ tarihi itibarıyla ya~a göre
okulla§ma orünıııa bakıldığında, 15-19 ya§ grubunda
(;~) 56.38 iken, 20-24 ya§ grubunda %12.41'dir.
Danimarka'da ya~ayan Türkiye kökenlilerin ara
sıı1daki örgütlenmelere bakıldığında, T.C. Kopenhag
Büyükd•;il i ğindcn alın an bilgiye göre 4'ü federasyon,
S'i kadm derneği olırı<ık üzere toplam 94 dernek var
dır. Bu rak<ıın doğal ,)larak siyasi sığınmaeliarın kur
duldan dernekkri kapsarn amaktadır. Federasyonlara
. gelince, liLınlar onak siyat; i görü§lcre sahip d~rnckle~
riıı bir araya gclmckıi ik oluş turulmugtur. Orncğin, _
ikisi ülkücü fcdcrasy , , rı ulm :ı k ü zı.;re, biri Alevi dcr
pckb iı1i bif ç;ıtı ait ı ıı.Lı to ıil<~ ya n federasyon ve diğe
ri t,..t ı l iı Gi_~r li ) Tc .)kİL!tı'rıı ıı U ~ııiİrı1arka ayağını oluş
tu ran fe d c r a sycınclıi ı ('i .C. i(: ,-.pı~ nh <ıg B üyükel çiliği
~--· ı - ~--. - ~ ' ·· ..-. . - .... -- -ı,- .. ,, ... · ı · ı - ·ı,·' .... .. , ., , · -- ·ı : -· -J OOO· ? 1) B \. "' .: Ll j l ılt. l /\ . ., d lJ ~)' d ~ .dl . ı . l! Le. .. lı l -:; ,:..ı.; }!. i gl -· . - . U
kckL ! syon J a rırı liı ~_i ı wh !.u ıJ r·a k 2000 tarihinde 134
gö ı;ı !1 t : n · dcrn c. ği ı ı i ça tı :.: ı a l tı ınia tO[Jlayan "Etniske
M i ıı ( ı ri fctı.;r s Lrı ih Lürı~~uı i s:ui ~ı n " ("Etnik Azınl ı kla r
KoıÜc il e r asyom; " ) l; ıırulıı ı;ı~ t ~ ı r. Etnik Azınlı klar
_Ko nfe derasyon u ça tı:: ı alrınd a E tni k f\.z ırılıklar Der
·ncUcri Fc c.kra syoılll ıı· i 0 -s aırı , Etnik Azınlıkl a r Fe
densyonu POEM , fbni marka Milli Görü~ Tqkilatı
; DMGT, Daniınarbı A k vi Derrıekk ri Federasyonu
, DAKD-F ve Sonı a lilik r Orra k Konseyi de bulunmak
: ı: ı d ı r. Buıı l ;ırLI < ırı · DMCT ve D;\K D-J. sadece T li rk
örgütleridir. Bu örgütlenmelerin dı§ında kahvehane,
lokal ve, kültür merkezi i§letilmesi amacıyla kurulınu§
dernekler, Atatü~kçü Dü§ünce dernekleri, yardımla~
ma dern ekleri ve cami dernekleri de bulunmaktadır.
Danimarka'da yaşayan Türkliye kökenlilerin Türki
ye'cJc nüfusa kayıtlı olduklan iller genel olarak Konya
(18.200 ki§i) , Sivas (9.500 ki~i), Ankara (2.800 ki§i),
U§ak (2.200 kiş i), Afyon (1.800 ki~i) , Çorum (1.600
ki§i) ve Aydın (1000 ki§i) ilieridir (T.C. Kopenhag
Büyükelçiliği "Bilgi Notu" 5 Ekim 2000).
Danimarka'da ya§ayan Türk/iye kökenlilerin bu
ülkeye göç etme ve yerlc§ıneleri ise genel olarak üç
evreye ayrılabilir (Ayrıca bakınız Pedersen 1999:
140- ı 90):
I. Evre (1960-1970): 1960'ların ba~ından itibaren,
Danimarka'da da Almanya ve Fransa'da olduğu gibi,
sanayilc§ıncnin gerektird i ği mavi yakalı konuk i~ gücü
gereksinimi ortao/a çıkını§tı. Bu dönemde Danimarka
doğrudan ülkelerarası anla~rnalara temellenmeksizin
Türkiye, Yugoslavya _vb. Avrupa'nın daha az kalkın
mı~ ve yoksul ülkelerinden "yabancı-konuk ݧ gücü"
kabul etmiştir. 1960'lı yılların ikinci yarısından itiba
ren Türkler açısından Danimarka, Almanya'ya işçi
göçüı;ıün yava§laması nedeni ile tercih edilir ülke ko
numuna geçmiştir. Bu dönemde çalı§ma izni almak
göreçe kolaydı ve "zincirleı:ne göç" olgusu Almanya ve
Fransa'da olduğu gibi (Kastoryana 2000) Danimar
ka'dd da gerçekle§mi§tir. "Zincirleme göç", göçmen
kabJI eden ülkede belli bir kente yerlqen I. Ku§ak
göçrr'ıenlerin tina vatanlarında sahip olduklan enfor
mal ~ lişkiler ağı aracılığı ile akraba ve hem~ehrilerine
de aynı kente : göç etmeyi tavsiye ve yardım etmeleri
dir (Yalçın-Heckmann ve Unbehaun 1999: 82). Ör
neği'n AarhuŞ'a ve Oderise'ye Sivas Şarkı§la'nın ve
Çorum'un, Hbrsens'e Afyon Emirdağ'ın, Kopenhag'e
Korıya'nın göçmen vermesi gibi.
II. Evre 0970--1990): ) 973 petrol krizinin tetikle
diği! ekonomik durgunluk nedeniyle giderek aı; LÜi ݧ
sizlik tehlike~ini göz önünde bulundurarak fJiı~limar
ka, !iskandinAv ülkeleri ve AET ülkeleri dı§ ıi1chi ki ili
kcl prden -Dapimarka'yn göı; ed ilmesini yasakl oınli§tır.
Aneale göç, ai le tıirl e§ iTHJeri ya da Filis tirı likıin ve
T arnilt erin siyasi D~ınmaci olarak ba§vmı-rı::ıian şt:k~
linöe dl:varrı . e trni~tir.
75
:Bu döneinde D anim<: rka'ya ge cici o l ~ıak pek: n is
gü~ürıün ül k~elerind .~ n ail elerini ge,t i r me!tıi , ç:x:niJa:
rı ~ in D animarka'da ıcınd eğitime ba§lam ;ı ::, ,,;; de
var 1 etmesi, olgubn görüimü.§ tür. A rtik D:-lllJHı(lf
ka 'da yaban,cilan hcmcıj e rı bir bütün olarak t:kF,cd en
di t rnek mür.nkün değ ildi. 1960'larda göçen I. Ku§ağa,
Danirrı arka ; d a doğan ya da temel eğitim al an Il . Ku
§a,k eklenm/§tir (Ne:cef 1996:1). II. Ku§ak Neccfin ta
nı:ınıamas ıyla, özel alanda ev sahibi ülkenin kültür ve
tdplumsal çleğerler i ile değil anne-babalarının bera-
' .
.
berie r inele !getirdikleri hayali ana vatanın kültür ve
1 i
1 i
Toplumbilim
değerleri ile ye ti~ti r ilmi§tir ( 1996: 166). Ancak, "tireli
kimlik': kavramı nı izleyere k söyleyecek olursak, II.
Ku§ak ' özel alanda, kamusal alanda ve her iki alan
arasındaki geçi~liliklerde, kesi~melerde hem
l.Ku§ağınkindc n hem de yerle~ ilen ülkenin sakinle
rinden farklı ya§am deneyiıııltıe sahiptir. Ayrıca bu
dönemde 12 Eylül 1980 Daı besini takiben Türki
ye 'de ~~ Dr.ınimarka'ya sığınıYın talebinde bulunan siya
si mülteci sayısında da <ırti~ ya.)anmı§ur. Bu yeni göç
ıne nid· D nnimaıka ' daki eski göçmenler arasında
kiliçindeki farklıkların ortaya çıkınasında rol oyııa
ı11 t ~lar:dır. B ilindiği üzere Pierre Bourdieu sermayeyi
üç gn,ıbrı ıtyırmaktad ı r: dwnorrıik sermaye, kültürel
:;ermaye ve s eısyal sermaye . Ekonornik sermaye, doğ
; ı:ııla n- ve kl ıl:ıi lıkla paraya ve mülkiyelin çqitli bi-
l .. · çe nıl~rirk dö iıü§türülürken; kültürel sermaye ise eği
~ ~im v~ teknik nitelikler aracılığı ile elde edilen bilgi,
beceri ve diğer kültürel kazanırnların ekonomik ser
mayeye ya da eğitsel niteliklerin çe§itli hiçemlerine
dönü~türülmesi; sosyal sermaye ise toplumsal bağlara
ve ili§kilere temellenen gücün ekonomik sermaye ya
da unvanıara dönü§türülnıesi §eklinde işlemektedir
(Boun..lieu 19~7 : 243'ten aktaran Necd 1996:9~) . Bo
urdieu'nun terminolojisine başvurarak açıklarsak,
Türkiye kökenli göçmenler arasındaki kültürel ser-
1
ı
maye farkları II. Evre'de açık bir §ekilde ortaya çık
maya ba§lamıştır.
II. Kuşağın bir kısmının Danimarka dilini "yerli"
gibi konu§abilmeleri, okuyııp -yazabilmeleri, yüksek
öğrenim görmeleri bu kuşağın yaşam biçimini, tüke
tim kalıpları, geleceğe yönelik beklenti ve taleplerini,
aidiyet tasarımlarını etkilemiştir. Kültürel sermaye
sahipliğinden dolayı II. Ku§ağın davranı~ ve tüketim
kalıpları anne-babalarınınkinden farklıla§ını§tır. Ör
neğin Kopenhag'de ~endisine ait bir apartman daire-
. sinde oturan, bir bakanlıkta danı~nıan olarak çalı§an
ve yaşamını "Danimarka' da konuıniandıran 1 tanımla
yan" Özge'nin beğeni kalıplarını üst-orta sınıfın ege
men zevkleri ve değerleri belirlernektedir. Özge için
anne-habasının doğduğu topraklar Şarkı§la-Sivas her
hangi bir anlam ifade etmemekte , dolayısıyla yaz ta
tillerinde buraya gitmek yerine, Paris'e ya da egzotik
Doğu 'ya gitmek daha cazip ve "konumuna uygun"
gelmektedir. Universitede siyaset bilimi alanında
yüksek lisans tezini hazırlayan ve Özge'ye kıyasla ya
§amını "daha bir Türkiye endeksli tanımlamaya çalı
~an" Sevda içinse Istanhul'u yLı~aınak/deneyimleıııck,
Can Dündar'ın belgesellerini izlemek Ahmet Altan
Orhan Pamuk okumak, Teaman dinl,emck A TV'd~
yayınlanan rv. dizisi İkinci Bahar'ı ve t a rtı~n~a progra
mı Siyaset Meydanı'nı izlernek kültürel ve sosyal ola
rak doğru tercihlerdir ve bu tüketimierin ve bcğenile
rin sembolikdeğerini pozitif olarak üzerine alır.
Sevda kendi sini yalnı zca nt.: "Ttirk" nt.: de "D~ı ıı i
markalı" olar;lk ku ııu ınl ı ıııdırnıa kLıdır. K ı..: ııLiis iıı i
"Danimarkalı -Tür~", "tireli" olarak konumla.ndırke n,
duygulaniıın dünya~ında "Türk" gibi hissettiğini, ancak
reel ya§aında kara;rıarını alırken "Danimarkalı" oldu
ğunu söylemektedir. Sevda'nın da gözünde "kültürle
rin kenti';' İstanbut i egzotik bir anlam imlerken; Anka
ra ise, &ncak devrimin hissedilebildiği yapıntı hir
kenttir. Sevda, Ankara için §Öyle demektedir: "Anka
ra'yı be&eniyoru~, ancak bir turist olarak" . İlkokul
dan itibı ) re n Dani'rnarka eğitim sistemi içinde bic;im
lenen/biÇinıl endirilen hem Özge hem de Sevda için
toplum içerisinde/ onay gören davranı~ ka lıpları, yol
haritala ~ ı "Daniın1arka lı · tarzı" alandır, yani herkesin
kendisidden soruAıtu ve birey olmasıdır. Her ikisi iı;in
de deniı'ehilir ki Türkiye, ait olunan hir yer değil, eg-' . ı
zotik, bjlinmedik ! bir mekandır; Danimarka ise bili-
nen, gü ı'ıdelik ya~?m tecrübel~rirıin ait olduğu yerdir.
ÜniJersitedc )ktisat dalında yüksek lisans yapan
Vedat +e yaz t~t_\ll_erinde anne"babo.sını~ köyü~e git~
mek yepne, tatılını Ar1talya ve Badrum da geçırmeyı
tercih 9tmektedi ~ . Vedat ~niversitede Türk asıllı öğ
rencile~den çok J?animarkalıjarla birlikte olmayı yeğ
lemekt~ , oniarla i birlikte disko vb. eğlencelere katıl
maktadır. Ancak i Vedat'ın üniversite ortamı dı~ındaki ' . 1
: ':j
ya§amı rda Türk rrkada§ları çla vardır . Bu arkada~ları
ile teleyizyonda Türkiye I. F\ıtbol Ligi maçlarını izle
mek içi'n biraray~ gelerek, h6~ça vakit geçirmektedir.
Vedat, 1 I. Ku§ağ/n aidiyet takarıını ile ancak bo~ za
man e*inliği çe fıçevesinde k (u§ ıla§ınakta, bu nedenle
I. Ku§aığın kimliği konuınlançlırma stratejisine yönelik
ı ' ı
olarak Jcl uygusal yatırımı dah:a azdır. IX. Anne-babası
Danim~ırka dili ~ i bilmeyen jVedat'ın entelektüel dili
Danim:arka dilid,ir. Vedat dyzenli olarak tv2, DRl ve
DR2 gibi Danin-larka karıallarını izlemekte, Daniınar-, 1 ı
ka basınını takjp etmekteqir. Ancak, tüm bunlara
kar~ın :Vedat kebdini sadec~ "Danimarkalı" olarak ta
nımlamarnakta, i"kendimi bi~ yandan da 'Türk' olarak
hissediyorum ... demektedir. Bu "hissetme", diğer de
yi~le "his" II. Ku§ak göçmenlerde etnik aidiyetin tek
bir kiinliğe qitlenmediğini ;· üstelik sembolik olarak
deneyimtendiğini i~aret etmektedir.6
III. Evre (1990-2000): Bu dönemde Danimarka
Eski Yugoslavya Federasyonu'ndan ve Somali'den iç
sava~ nedeni ile belli sayıda mülteci kabul ctmi§, iitl!
yandan da aile tıirle§mesi adı altında özellikle Türki
ye'den göç alınaya devam etıni§tir. Danimarka'ya gö
çün devam etmesi, göçmenler ile ilgili sorunların ta
nımlanması gcrcğine yol açmı~. bu sorunlar ~u §ekilde
sıralanmı~tır: Danimarka kültür ve toplumuna enteg
rasyon sorunu, yabancı çocuklarının Danimarkaca dil
sorunu, suçlu yabancı çocuklar sorunu, sosyal yardım
dan geçinen yabancı aileler sorunu, i§sizlik sigortasın
dan geçinen yabancı aileler sorunu, etnik gettoların
ve getto okullarının ortaya çıkı§ı sorunu vd. Nihaye
tıııcl c 2000 yılının sonuncia çık<ırtılan yasa ile , aile bir
k~ ı ıı .: s i \ 'C s( ır ck !i cı t urm;ı izni alma duru m u ~~ er çc vc -
7 9
•
•
Toplumbilim ı !
leri son dereec belirli ko~ullara bağlanmı§tır. Burada
aile birlqıncs i olarak tanıml anan göç durumu üzerin
de kısaca durmak gerekiyor. Çünkü aile birle§mesi
durumunda, Türkiye'den Danimarka'ya getiri
len/göçcn gelin veya damat Danimarka dilini bilme
mesinden, Danimarka kültür ve toplumunu tanıma
ınasından dolayı bir anlamda I. Ku§ak benzeri bir ko
numu yeniden üretmcktedir. Bu durum özellikle ka
dınlara (gelinlere) son derece sınırlı sosyal bir ya~aını
dayatmaktadır. III. Ku§ağın Türkiye'den ısınarlama
gelin ve damatlarla evlenmesi/evlendirilmesi olgusu
üzerinde durulınas ı nda, hen.ıs,la§larla anla~ma ön yar·
gısı ve bu ön yargının. gizlediği önemli sorunlar nede
ni ik gerek vardır. Orneğin Odense 'li Elifin ya§am
öyküsü "gelinkrin" zor konumlarını, Türkiye'Jen ge
lin ya da daınatlarla evliliklerin hep hemda§ anla§ma
s ı ile sonuçlanmadığını en iyi ~ekilde ifade etmekte
dir. Sivas'ın merkez ilçesinden Odense'ye "ge lin" ge
len/getirilen Elif, uyu§turucu kullanan ve uyu~turucu
alabilmek için yasadı§ı i§lere uğra§an Sinan ile evlen
dirilmi§tir . Ancak Sinan polis tarafından yakalanmı~ .
neredeyse sınırdı§ı edilmenin qiğine gelmi§tir.
Ancak özellikle göçmenlerin desteğinden olu§an
kamuoyunun baskısı üzerine Sinan sınırdı§ı edilmek
yerine, belli bir süre hapis cezasına çarptırılmı§tır. Bu
süre zarfında Elif, Danimarka dil kursuna gitme ola
nağ ı bulur. Dil kursunda evli olduğunu bilmt:diği bir
diğer Türk erk~kle tanı§:ırak ili§k iye giren Elif, koca
sının ailesi tarafından yakalanır. Ayarlama evliliğin
nesnesi olan, üstelik de suç dosyası kabarık birisiyle
evlendirilen Elifin kendi yagamına ili§kin karar alma
~ansı yoktur. Şimdi o kentteki Türk/iyeli cemaat için
de kocasını aldatan kadın konumunda bulunan Elif'in
geleceği hapisten çıkması beklenen Sinan'ın "na
ımis"a ili§kin kararının ve onunla evlenerek "kendi §e
rdi ni teınizlcmcsi " beklenen sevgilisinin elindedir.
Aarhus'da ya~ayan Kerem de Danimarkah sevgilisi
ilc evlenmeyi~ nedenini kültürel farklılık olarak açık
lamı~, ancak daha sonra 'fiirkiye'den hem§ehrisi Me
ral ilc yaptığı evi i liğin dl: külrürt.l farklılığı doğurdu
ğu nu be lidrni~tir . Orııı göre 1\-'h:ral, kendisi kadar
" kı~ rıtli küitürürıı:: sahip ık[~ildir" .
; Somıc,·. olaL1k, Tür!:iy ,c:' dt:n ısfıızırlanan gelinler ve
dam:Hf <ınrı ~i.ind(~ li k y<ı:j:ıııı pratikleri cvlendiklc
ı-i/ı~ ı~ i c n :ıii ,Jdi i: leri !< i~ ik ı k; örı Ü .)ıntmekte , etnik ya
rhı mv~Jıt-.p:; ı:l ı;i cl i y <:. ıi u' ııır:i •iLü<ık gcrr;e.kle~tirilen
cv.lıiiL I::ı. i ~ i·: İırıli j~ iü Li .ıı ıı .: u Öf:;d,: ı-irıin r;oklu olduğu
iılli i L , ıi :Hn '-'arılıııaku. ! ,u ,,d ::; ıı ötürü Danimarka'da
_1:q·•Y<il'ı /C; 'fi\i by':. '::'!. · ii l ı c ı ı ıcı~ •. ~ brı iie evlenen genç
'ii'.i ı kk ı : ıı : ı s ında Lo~: <ıııııı<t u ı' : ifı ı ı· ide rek artmaktadır. '
.. .. ,.,
·ı:~ ıı rhırU , l! kar~ı:::w cL-, lll. ı:_u }:i Lr z,rı bazı gençler ken-
J d,ori ~)ui u i a ı.i:ıı ı f,<itı i ııLııhı i ı) ndc , hntta Alınaıı
y<ı'<-b aram<tya b<"ı~ l aı:ıı\ l ,ııriı r. ()ırıeği n Danimarka'da
dugan 2.cnin i 'ınivcr :~ ilı: cL.: i ~ktme okunıaktadır. Bu
y;.ı;, kcııclisi gibi D;ırıiııı :ırk;ı'cla c!oğ;ırı vc üniversitede
1
' 1
okuyan bir "hem§ehrisi" ile evlenecek olan Zerrio
kendini "Avrupalı frürk" olarak tanımlamakta ve ken
di "hemda§ı" -budda "Avrupalı Türk" kastedilmekte
ile evlenmeyi, kendisinin ifadesiyle "anla§abilmek"
için tercjh etmekt,edir. Danimarkahlar ile evlilik yo
luyla birle§me du\·umu ise, kadınlar için hala çok az
rastlanılan bir durum iken, erkelder için bu durum
çoğunlukla oturrria izni alma ko§uluna bağlı olarak
gerçekle§mektedir. Üniversitede Alman Dili ve Ede
biyatı dalında eğitim gören ve Türkiye'den bir "da
mat" ile evlenen Nagihan Türk erkekleri ve Danimar
kah kadınlar arasındaki ili§kiyi §U §ekilde değerlen
dirmektedir: " .. .Türk erkeklerinin niyetleri çoğunluk
la evlilik deği l, gönül eğlendiriyorlar. Sıra evli l iğe ge
lince, namuslu kız istiyorlar, dokunulmamt§ olsun is
tiyorlar, ... koklanmamı§ yani" . (13 .11.2000 tarihli gö
rü§meden)
ı 990'lı y ı llarda göçmenler arasında Danimarka
vatanda~lığına ba§vuru artmı§tır. Bu dönemde Dani
marka'nın göçmen nü~usa yönelik resmi politikasının
çoğu Avrupa Birliği ülkesinde olduğu gibi "çokkültür
lülük" o lduğu söylenebilir.7
. Ancak Danimarka'nın
sosyal refah devleti olmasına ko§ut olarak sosyal. yar
dım fonlarının göçmen aileleri tarafından gittikçe da
ha fazla kullanılıyor olması durumu 2000 yılının ba
§ından ! bu yana Dan imarkahların "yabancı politikası
nı" da~a fazla tartı§malarına yol açmı§tır .8 Yabancıla
rın bir an önce ,"Danimarkalıla§tırılması" ya da diğer
bir de){i§le "asgafi mü§terekte Danimarkah gibi olma-
ı ' • ı ı ları" tartı§maları, suç ı§ eyen yabancı arın sınır dı§t
edilm~leri önerileri vb. bu dönemde kamusal alanda
ve me;dyada yo~un tartı§ılmaya ba§lan:ffiı§tır . Perruh
Yılma,Z göçme9 toplulukların ve etnık azınlıkların
Danimarka medyasında temsili sorunu üzerine ger-
' çekle§tirdiği bir; çalı§masında , medyanın etnik azınlık-
lara kar§ı negatif tutumuna yönelik ele§tirilerin gide
rek aitması üzerine, örneğin D R yöneticisi Christian
Nisseh'in ı Şubat 1998'de verdiği "Sosyal ve kültürel
grupl ~ r arasında köprü rnü kuruyoruz, yoksa pençele
ri daha da mı/ biliyoruz?" §eklindeki yanıtma i~aret
eder9k, medya:nın e trıik a:.mılıldarın temsiline ili§kin
kurdyğu .. ç~rçe~rel erdeb ("framing" ~.~:~~rrıın~a) ege
men göru~un sprgulanrnasmın geıeklılıgme dtk.L<..t ı;rc:
kcr (1999). Y,ılmaz, :nr:dyanın söylem ini belirlcy;;n
semt!olkrin ba§ öriü:; ii, zrırlamalı evlilikler, ;~ocuk
ya§ıd evlendirilen kızl a r. riüıel h;;ryvan kesiirıi, ,üı yc.
t e rsi~ li ğ i, n<Hkotik: ::uı)ar, ge i:tula§rna vb. sekijııde
göcn1en-kar§ıtı gnıp!a r i:anı.fmdan ele gecirildi,> iüt: ve.
bu o ç~rçeve iç~ris inde ~ !ıiik azıniıkl arın lüpli.ı ~ıa crı
tegr9 olına SOi;·ıırı ianrEıyÖüfJik egemen çözüm (;rıt7 ri
siniq doğal ohnak "c.iı lı.iıwı" ("dem") nasıl "Daııimnr
kalıli:lştırılaca!Ciad' Y"- d::ı ;.hem.er kılmac&klan;' oldu
ğun\ı belirtir. )'akın :t:a m;Hılarda medya söylemine gi
ren jJI. Ku~a~ ve I V. Ku§ak göçmenleri tam ml arnaya
yön / Jik "yeni 1 Danirnarkalılar" (' 'Nye danskere") isc,
---ı' 80
1
ı ! 1
ı ı ~
e
Toplumbilim '
•
göçmen kimliğini etniksizle~tirmekte ve bu "Dani
rnarkalıla§tırma" çabasınırı altı kazındığında "yeni Da
nimarkalıl arın" egemen değerleri üreten -eski- Dani
ınarkalıların toplumsal sistemlerine "sorurı
suz/sorunsuzla~tırılmı§" bir biı~irnde dahil edilmeleri
istemi görülmektedir.
M. Ünıit Necefin de doktora tezinde a ltını çizdiği
üzere, Danimarka'daki Ti.lrk/iyeli göçrnenlc~ r kendile
rini farklı einik ve farkli rnezhepkre mensubiyetlerle
komiml andımıakladır. Danimarka'daki
Türl(/iyelilerin en biiyük liiliın i Sünni Kürtler, ikinci
, büyi.\k dilimini Süııni Türtler, üçiincü dilimini Alevi
Kürtlt:r olıı ~~turmakt:ıdır. .'\:o ı ca A k vi Türkler, Y<ıhu
diın' , y ,':t.\dder ve Eiıneilikr de Tür~iye 'den göç
ı~üen niii'w;u rı içirıdcdir (Ntcef 1996:159). Necefin
';a lı§mas ı iernei almarak, 2-i<ın ar:ıştı rmasıncla farklı
, l:irniik kını.;tdanna sahip huilırncı!ara ula~ılınaya, on
l;ı nn ara~u nrıaya dahil td ilırı es ine çalı§ıldıysa da, alan
ara§tırm~isırıda ileti~imin "so~ya l bağlantılar" üzerin
cleü kuruiduğu göz önüııc aiınaccık olursa, bu çalı§
mad~ dinsel mezhepleri de ekleyen aidiyet tasarımla
n olgusunun yeierince ini~lenernediği belirtilmeli-9 '
. dir. : ' i
lll. Göçmenler ve Mç;dya Ortarnı
s 'on yıllarda göçmenleı in ya§aclıkları ülkelerde
hangi medyayı, ne §ekilleıde kullandıkianna ili§kin
incelemelerin sayısında gözkınlenebilir bir artı~ söz
konusudur. Bu akadernik ilginin Arjun Appadu
rai'rıirı kavramsalla~tırrnasıyla küresel kültürün ger
çekle§tiği be§ eksenden biri olan ve turistlerin, göç
menlerin, mültecilerin, misafir ݧÇilerin hareketlerinin
gerçeklqtiği · "etno -uzam"ı (1990: 6 .. 7) çözme, ke§fet
me isteğinden kaynaklandığı söylenebilir. Marie Gil
lipsie'nin Televisiorı, Ethnicity and Cultııral Change
adlı ara§tırması (1995), Londra'da Southall'de genç-
• 'ler arasında Penjablı-Londralı kimliğinin ortaya çıkı
§ında televizyonun oynadığı rolü incelemektedir. Gil
lipsie 'nin ara§tırınası, gençler arasında Penjab-
lı-Lonclralı kimliğinin ortaya çıkmasında medyanın
bir yandan gençlere yen i küllürel ve materyal tüketim
sunarken, bir yandan da gençlerin kimliklenme stra
tejilerinden ctkilenıneye açık olduğunu göstermesi
bakımından kayda cleğerclir. Bu çalı§ma Soutlıall"de
ya§ayan Penjablı-Londralı gençliğin etnik aidiycte
sembolik kimliklenıne amacıyla ba~vurduklarını orta
ya koymakta, böylece etnikliğin aidiyet tasarımındaki
rolünün sembolikle~mesine dikkat çekmck teclir. Av
rupa'da ya~ayan Türk/iyeiiierin rnei.lya kullzııınıa
örüntüleri ise yakın zamanlarcıa çe~itli ara)tırnıa pro
jelerinin konusunu oluşturmuştur. Örneğin, Kevin
Robins ve Asu Aksoy'un yönettiği ESCR Tmnsnnti
onal Commıuıities Prol'mm 'ın içerisindeki "Nenoti -" "'
ating Spaces : Media and Cultural Pr<Jctices in the
Turkish Diapora in Briı:ıin, France anel G crm ;1ny"
81
1
projesi, göçmen Türklerin kimliklerini kurarken kul
landıkları Türk ulusa~ırı televizyonları üzerinden yeni
aicliyet: uzamları' olu§turulması konusu üzerine odak
larımı§tır (2000:~43-365) . Robins ve Aksoy çalı..')mala
rında i)k olarak ,Türkiye'de n Avrupa'da yaşayan göç
men Türklere yonelik olarak 1990'lı yılların ba~ında
yayına l ba§layan [TRT-INT Europeyayını ile tecirnsel
Türk ~anallarını~rı göçmen Türkleri hedef alan "Avnıpa'da Yedi Gün:·, "Avrupa Haber" vb. programları ve
Türk gazetelerir:ıiiı Avrupa : baskıları hakkında genel
bir tab(o çizme~te, .?aha sorı_ra ana vatandaki_ yayma
erı§me ! olgusurıu,n goçrnenlenn ya~amları üzerınde et
kisini ihcelernektedir. Robins ve Aksoy göçmen Türk-• 1
lerın ülusa§ırı Türk medyasını kullanırken iki farklı
durum~ aynı an~a tecrübe ettiklerine dikkat çclmıektedir: ";mesafe kyyiTıa" ve "lıağlanma'' (2000:363). Ro
bios v~ Aksoy'a ı göre , W . Heitmeyer vd. 1997 tarihli
Verloc~ender Fui;dametıtalismus: Tiirkische Jugend.lic
he in I{eutchlanq adlı çalı§mal.arında öne sürdüğünün
aksine,! ana vatan medyasının tüketimi göçmen Türk
leri ya~adıklan toplumdan yalıtmamakta , Türk olma
durumunu ve Avrupa'da yaşıyor olma tecrübesiııi,
bilgisiı~i, e§anlı qlarak tartı§~aya açmaktadır. Robins
ve Ak~oy'un çal f§ması Hall'ın kültürel konumlandırma ya pa konurrı mücadeles~·olarak adlandırdığı kül
türün ~e etnik aidiyetin sür~ldi ve yeniden tanımlan
ınası d?rumunu pestelderne~tedir.
Kir~ Kosnick'in "Building bridges" (2000:319-342)
ad lı ça1ı§ınası da .DJmanya'da yaşayan Türk göçmen
lerin Ajlrnan kartm hizmeti yayınlarını kullanmalarını ve AJrrian çokld.i1türlülük pqlitikası arasındaki ili§kiyi
irdelen\ektedir. ffhomas Tufte ise Danish Research
Coundl for the 1 Humanities tarafından desteklenen
"Gioba) Media Cultures" prÖjesi kapsamında "Medi
ated l~entities ~nd Cultural Change among Ethnic
ldentitjes" ba§lıkl ı araştırmasında genç göçmen ku
§aklarının Daniı}ıarka tophımuna entegre olma sü
reçlerinde kültü(el tüketim kalıplan arasındaki ili§ki
yi incelemektedir. Tufte, IJ.I veya III. Ku§ak göçmen
gençlerinin anne;-b abalarınkinden farklı sosyal ve kül
türel talepleriniı: olduğunu belirtirken, bu taleplerin
gerçekk§mesinde özellikle genç kızların ya§amlann
daki "g~çmen geleneklerin" sınırlaınalarına, bu sınır
lamalar nedeni ik göçmen kızların örneğin kütüpha
neleri bulu~ma yeri olarak, cep te lefonunu da arka
da~lık için stratejik amaçlarla kullandıklarını saptar.
Tut'te'nin çalışmasının genel olarak, göçmen gençle
rin ya§am koordinatları ile ailelerinin ana yurtların
dan getirdikleri bagaj arasındaki gerilime, çatışmaya
i)arct ettiği, farklı göçmen topluluklarının ev sahibi
topluma her anlarnda dahil olmaları sorununu sadece
"dinsel" aidiyete e§it l ediği etnik kimlik bazında tarif
ettiği söylenebilir.
Marisca Milikowski ve Christina Ogan'ın ara~tır
nıa projelerinde ise, Hollanda'da ya~ayan Türklerin
•
••
•••
i Toplumbilim
Türk televizyonlarını izlemeleri incelenmekte, l\·1ili
kowski Türk televizyonlarının izlenmesinin Türk ol
mak, göçmen olmak ilc ilgili kültürel ve toplumsal sı
nırların yeniden tanımlanrnasına, Türk televizyonları
nın göçmenlerin ev sahibi ülkede yaşadıkları sorunla
ra yanıt veremedikleri, gündem ve içerikleri Türkiye
temelli oldukları için son kertede göçmenler in "Tür
kiye-orası" ve "Hollanda - burası" vb. ayrımı geli 'j tirınc
lerine yol açtığını öne sürmektedir (2000:443-46~).
Ivlilikowski'ye göre Türk göçmenler cırasında Türk te
levizvonlarını izlemek oldukça popülcrdir. Ama bu
duru"ın Heitmeyer vd. ( 1997) ileri sürdüğü gihi etnik
olarak ayrıksıla~ma ·.i.)teminin sonucu değilllir. Tam
tersine Türk televizyonları, göçmen Türklere bir yan
dan da Hollandalılarla benzer yönleri olduklarını
göstermektedir. Levent Soysal, Almanya'daki Türk
gençlik kültürü üzerini.! gerçekle§tirdiği çalı§masıııda,
entegrasyon yakla'_lımlarının "ulus"u kimlik ve ait ol
manm tek belirleyici parametresi olarak ele alınala
rındaki soruna dikkat çekerek, göçmen kuşaklarının
kültürel üretim ve tüketimierindeki deneyimin çoklu,
dolayısıyla göçmen kimliklerinin de çok parçalı ve
çok boyutlu olduğunu belirtmektedir (2001 :22-23).
Sosyal'ın saptamasım izleyerek, yukarıda söz konusu
edilen çalı§malarda göçmenlerin medya kullanma de
neyimlerinin aidiyet tasarımları bağlamında ele alın
makla birlikte, bir çoğunda göçmen kimliklerinin ko
numlandırılmasınırı tek boyutlu olduğu söylenebilir.
Göçmen kimliklerini ayrımlaştıracak, çoklu kılacak
cinsiyet, mezhep, sınıf, eğitim, ݧ durumu, lehce -§ivt!
vb. farklar ihmal edilmektedir.
"Danimarka'da yaşayan Ti.irk/iyeliler hangi med
yalarJan oluşan bir medya ortaını içindedir?'' sorusu
nu, medya o!·tamınını oluşturan yazılı, görsel ve i§itsel
kitle iletişim araç·Jarını ev sahibi ülkenin, ana ülkenin
ulusa~ırı medyası ve yerel t.:tnik medya §eklinde sınıf
landmırak yanıtlamak mümkündür (Dayan 1999). Bu
sı!1itlandırnıaya ayrıca 1980'1i yıllarda Avrupa'daki
TürlJiyeliler arasında kullanımı ve dola~ımı yoğun
olan video filmleri, 2000'1i yıllardan itibaren lle gille
rek artan oranda kullanılmaya tıa~lanan İnternet'Lieki
sohbet odaları ekkıımelidir. Göçmenler bu medya
orramındı:ın tek Lıir medyayı seçerek kullanıııazlar ve
farldı Jurumlarch, hıklı g<.~reksinimler ile farklı mell
y ~ ıl<ir<ı ha~v uruıl; ı r. Danimarka'da y<ı~<ıyan
Ti..irl :/iyt~likrin ,~ı; f : tıl:lı gciçrııen ku~aklarından olu~
fU !}ll, ı; nk lıı ve vıı ~ ~ilı Liııılik kurgularına sahip nltluk
lttn , gen: k aııa yw l gcrcı.::se ev s ;ıhibi ülkt! ik olan ili~
kikı inin, gı~ kcek I~L:kkntilniniıı çuk çe§itli olduğu ve
:;<lı'l li'-,· t ~ı Lır kl ı Liilil'ır ı...' i St~ırııa y ~.:yt; st~hipliktcn kaynak
l. ıı ·ı d !'l riü: c:t iırı ı :ı kpk:ıiııiı ı d ı.:k i Lırklıla ~ m a l<trı giiz
l'ı rı iın c < ilti'ı <il : a k tıiııı ~;, ı, ın t: Ll :,' : i kuii:ınımı önitıi t .ıkriııiıı
r.lt: ı;; ık ;;~.: :ji tli ve Lıı !:.lı n ldıı )~ lı giirülcbıkcc k tir.
[\· ~ ' ı!ıihi Li !I;uı ! ıı ın c rly :ı ~; ı geııcl olarak, keııuiııi
[i ; ıı;i ı ;·ı:ı r k a l:: ı rıllı!',yu ilc il gili hisst.:dcn D<tııim~ırk<ılı-
i : .
!ara yöneı:ik hazırlanan gazetelerden, radyo ve tele-
~izyon ya~ınlarından veya o ülkede ya~ayan "yabancı
lara" yönelik hazırlanan radyo ve televizyon yayınla
iından ohj ~ur. Örneğin, Danimarka Rad_yosu ("Dan
ı11arks Ra~io") farklı etnik gruplar için Turkçe, Arap
ça, Urduqa, Sırpça ve Hırvatça ba§ta olmak üzere
haftada 5' dakika olarak haber yayını yapmaktadır.
Ana ülkenin ulusa§ırı medyası ise, "hedef kitlesinin"
"Avrupa 'da yaşayan Türkler" olarak belirlendiği,
Türk devletinin resmi ideoloji ve politikalarının dile
ge tirildiği, Avrupa'daki Türklerden sürekli olarak
Türk devletine sadakat tazeleıneyi talep eden, Avru
pa'da Türk devleti yanlısı bir lobi ve "Avrupalı Türk"
olma bilincinin olu1tunılması yönünde bir "misyon"
taşıyan, "Uzaklardaki Yakınlarımız" vb. programlarla
Avrupa'dakiTürklere seslenen TRT-INT-Europe ya
yını ba§ta olmak üzere, Avrupa'ya yönelik olarak ya
yın akışında "Avrupa haber" (atv), "Byku§" (atv) "G'liıııııı.
kuşakları" '(STV) gibi belli düzenlemeler yapan t
cimsel televizyon yayıntarından, Türk gazetelerinin
"HiilTiyet-Kuzey'~, "Sabah-Şamdan" gibi Avrupa baskı
ve eklerinden olu§m~ktadır. Türk gazetelerinin Dani
marka'ya giriş miktarı ise Hii1riyet 500, Zaman 350,
Milliyet 350, Tiirkiye 350, Sabah 350, Star 250, Akit
250, Özgür Politika 250 ve haftalık olarak gelen lOO'e
yakın Cumhuriyet ile yaklaşık olarak 2750-3000 ara
sında değişmektedir (Kaynak: H. Cücük,
20.10.2000'de yapıları görü§meye dayanarak) . Türk
tecimsel televizyonlan Danimarka'da kablodan dağı
.t~lmakta ya da çanak anten ile uydudan alınmaktadır.
:Orneğin Aarhus'un Brabrand bölgesinde, mahallede
Oturanların yaptığı oylama üzerine 30 televizyon ka
'nalı hizmeti veren kablo tv. şirketi hu kanallara Show 1tv., atv, Star ve Kanal 7'yi dahil etmiştir. Bu televiz
'yonların aidiyet tasarımiarına etkisini kanımca Mu
~rat'm sözü ile aktarmak yerinde olacaktır:
: " .... toplu~mn buraya uyum sağlamasına kat_kısı •
,du. Turkkrın buradakı topluma bakı§ı deği§tı. EsKı
'den doğum günü kutlamaya "gftvur adedi" denilirdi,
:§imdi Türk televizyo11larında görüyorlar. .. Toplumun
,kendi kendini deği§tirmesinde faydalı oldu. Kalıpla§
; mı§ bir 'I;ürkiye imajı vardı kafalarda. Türkiye 30 yıl
:öyle ayni sanılıyordu. iV1edya'dan böyle olmadığını
!görüyorl 4r. Kendi kafalarında "Türk kültürü" vardı. 1 . '
i l ~ tc hu böyle, ~ u ~öyle diye. "DaninıafL:ı kültürü" de
1 ~öylc diy0, h:sin ayrıpı vardı. Şimdi Türk rd;vizyon
! ı a rında bp ayrımırı i ~ l e rncdiğini görüyorlar. Kültürün
j c.!c~i_§tiğır,ti gör~yorbr." (Muı:at,_ 31 ya ~ ı n da, erkek, ev
· lı, ogretnıcn) (.l-2 .11.2000 tanblı görü§ı-rıeckrı)
Yerel etnik medy :ı ise, ev salıibi ii!h: nin medyası
na < ılte rıi arif ol:mık, göçme:nl~ rin y;ı ~ adıkl : ııı i'ılk eLk
glindc li k j y<ı '_l a mLınnda k<Ir~ıl<ı 1 tıklan sorunları dile
get ire n, popiiler hiltli rc l taleplerine yanıt vı:ren çoğu
:zaman ik) dil ii y: ıy iiıLırdır. Danimarka'da Zanı ıuı gru
f buna b < t ~ lı o larak r; il : artıl a n aylık satı ~ rakanıı abone-
• 1
' i i
-----------~---·- 1 82
i 1
' 1
'
~ ' 1 1 i
Toplumbilim .
lik dahil 10.000 olan Bu/z(lr adlı aylık gazete düzenli
olarak hasılan tek etnik y..:rel gazetcdir. Buhur'ın
amacı Sorumlu Yazı Lıkri Müdürü ve muhabir Ha
san Cücük'ün deyi~iy!e, "Danimarka'da yaşayan Da
nin1arkalı-Türkleri içinde ya~adıkları lt1pluma üretici
olarak katılmaya yönlendirmek , hunuıı için de Dani
ınarkaca öğrenmekrini, Danimarka'nın yasa ve ku
rallfırına saygı göstermelerini , kendilerini yabancı ve
ya göçmen olarak değil 'Danimarkalı-Türk' ('Dans.k~
tyr~ere' ya da 'tyrkiske d<~nsb.:re') olarak görmelerını
sağ\amak ve böylece Dai1ii11<Uka toplumuna entegre
ol rrial arını te~vik etmek"tir. Bahar gazetesi dı~ıııda
belli sürelerle yayınlanan aylık gazetele r arasında Ko
pe~hag Anadolu D e rm:ri'nin çıkarttığı Mozaik sayıla
hili ( Danin1arka'Ja heniiL Türk/iyeiiiere yönelik et
nik; yert!i televizyon yaynıı y(ıLLur. 1999 yılında tek
vit,yon yayını i';in Kopç: ni ı ag fklediyesi'ne başvuruua
hulunuhıYıJ~sa da, ba~vınu kabul ed llıncmi~tir. Türk
K.ü\tü r Ftdera.syonu, Knpuıhag çevresine yayın ya
uarı Paki:;ran kanalı üzeriııden hafta sonu 1 saat yayın
y<q:imak için z.arnan bnıl;ünı§sa ıh yayıntla si.irt.:klilik
sağ1mıarcıüiTııştır. E tn iL ·ye ıd ıTıcllyaya Danimarka'da
verilebilecek en iyi örnd: nıdyo yaymıdır. Etnik Azın
lıklar Dernekleri Fe(kıasynnu IDFAD'ın desteğiyle
Aa~·hus kenti içinde yayııı yaparı etnik azınlıklar rad
yo : istasyonunda Uluslararası Kadın Derneği'ne de
yayın yapma olanağı sağlanını~tır. Bu dernek tarafın
dai1 kentte yaşayan Türk/iyeiilere yönelik olarak her
hafta sonu Cumartesi günleri 2.5 saat "Kadının Sesi"
adlı radyo programı canlı olarak hazırlanıp sunul
maktadır. Çalı§manın bundan sonraki kısmında göç
menlerin kimliklenme sürecinele "Kadının Sesi" prog
ramının rolü, örnek olay olarak incelenecektir.
IV. 'iKadının Sesi" Programı ve
"Danimarkalı-Türk" Konumlandırması
"Kadının Sesi" prograrnı örneğinde kimliğin ko
nuınlanına/konumlandırılma stratejisinin incelenme
sinin ardında iki temel neden yatmaktadır: programın
Aarhus kentinde ya§ayan Türk/iyeli göçmenleri her
hafta sonu Cumartesileri saat 1 !:30-14:00 arasınua
ortaklaması ve programın iki kadın tarafından -Lüsi n
ve Fa tma- canlı olarak sunuluyor olması, diğer bir dt:
yi~lc göçmen kadınlara atfedilen "dilsizlik" v~: "edil
genlik" ~eklindeki toplumsa l ön yargıların bu prog
ramcia kırı lması.
"Kadının Sesi" programı, 1992 yılında kurulmu~
olan ve merkezi Brahrand'da bulunan Uluslararası
Kadın Derneği'nin, 1994 yılında ha1kanlığına seçikn
Özcan'ın Etnik Azınlıklar Dernekleri Federasyonu
IDFAD'cla yönetim kurulunda olan e~i aracılığı ik
haftada bir saat banttan Türkçe progmnı tekiili alnı<ı
sı ile haş lamı~tır. IDFAD, üye çoğunluğunu Türki
ye 'den gö~: eden bdıııldrııı ıılu~tmduğu bir sivil tııp
luııı iirgütlcıııne s i ol<ııı UlusldLırası Kddııı llcrııL·-
83
ği'ne böyle bir yayın için destek sağlarken, kendisine
ele yerel yönetimden "çokkültürlülük" politikasına ko
şut olarak maddi destek almı~tır. Aarhus Belediyesi
icin kentte fadçlı kül türleri temsil eden ve onlara ses
l~n~n !bir radyo istasyonun~ın varlığı farklı kültürlerin
biraradalığının • hO§ ve arzulanan bir görüntüsüdür.
IDF AD çatısı altındaki etnik yerel radyoda yayın ya
pan k)mlik grupları arasında başta Türkler, Soınalili
ler, Azeriler, ı<;erkük Türkleri, Filistinliler sayılabilir.
IDF A:D'ın teklifi üzerine Uluslararası Kadın Derneği
üyeidinden Özcan, Nuray, İlkay ve Lüsi n banttan 1 1 ı ' • .
saatlik programın hazırlanmasını üstlenınışlerdır.
ı 1
Lllsin'in aç'ıklamasına göre, program bir kadın
derneiği tarafı~dai1 h azırbndığı için, programın adı
"Kac!ı .nın Sesi" )wrıulrnu1tur. Ilk programlar evde ka
set dd ldurular<ik,.kaydectilmi§tir. 1994 yılının ikinci ya
rısından itiba ~en kasetler s.tüdyoda dolc!urulınaya
ba.)laı;ımı§tır. ~asedirı içeriğini okunan çocuk hikfıye
kri, Türk gazc, ttleriıideı~ seçmekr, fıkra anlatırnı ve
ça lın4n çeşitli müzik ülU~Hl!TflU§tUr. 1995 yılının ha
§ında ! kaset ya;ına yetişenediği için ani bir kararla Lü
sin dnıı olara~ programı sunmuı.ıtur. Ondan sonraki
hafta J canlı ~ay~ na _Nmay_ ve ~!kay ~a dahil olrrıu!.ıtur.
Progrıamda ılk i deta telefon ıle baglant ı kurma olayı
kurm~cadır. st;üdyoda canlı olarak telefon bağlantısı
kurul,masını sağlayacak hat yoktur ve bu nedenle Lü
sin'inl sözleriyiF "sanki teldon ediliyormu§ izleniıni"
yaradırnıştır. ~ir süre sonı:a Nuray programdan ayrı
lınca ,! program) Lüsin ve İlkay bir süre birlikte devam
etmi§!terdir. IQFAD'ın ke~t merkezinde, Frederiks
gadd:ie bir biha satın alması ile birlikte yabancılar
radyq istasyon~ sabit bir s füdyoya kavu~ınuştur. 1996
yılınq~, _ Ilkay'ır yerine Farma ".Kadının Sesi" progra
mı ekıbıne katılır. "Kadınıı:ı Sesı" programı IDFAD'ın
yeni rerinde yayınma ca~lı olarak ve giderek artan
yayın1 saati ile 1 devam eder. Kentin Belediye Meclisi
üyesi l Hüseyin iAraç da 19~9'dan bu yana programda
15-2q dakikalı~ bir kö§eye i sahiptir ve bu kö§ede kcn
disinjn hazırladığı kent ve !ülke haberlerini aktarmak
ta, ~endisinin l yazdığı §ii'rkri okumaktadır. Radyo
prog~amında Uluslara rası i Kadın Derneği'nin yüzme,
bağl q ma, halk ; oyunları kursu ve kadın matinaları gibi
etkinler de dı.jyurulmaktadır. "Kadının Sesi" progra
mının açılı~ sinyali Yurtsever Kardeşlerdı.:n bir parc;a,
kapanış sinyali ise Atilla Ta§'ırı yeniden yorumindığı
"Haftaya Buluşalım Haftaya" adlı parçadır. "Kadının
Sesi" : prograrr;ıı, Danimarka hükümetinden elestek
alan tüm etnik gruplarm radyo ve televizyon yayınia
rına uygulanan yayın kayıt ve izleme işleminden ek
geçmektedir. :
Program yayın sırasında handa kayclcdilınekrc ve
İçi§kri Bakanlığı 'nda yayın sonrasında incelcrıım:Kk
c!ir. İ çi1le ri Bakanlığı'n ın etnik grupların mcdyasııı;ı
verdiği lkStt.:ğin bir ko3ulu in sa ncıl clı.:ğerkr!t: ör!li~eıı
y:ıyııı y<~prnak, diğer bir ko3ulu ise salieec ınl"ızil-; y:ı:·ı-
•
•
Toplum bilim
nı yapılmamasıdır. Program, Lüsin'e göre bu iki ko§u
lu da ba§arıyla yerine getirmektedir. Programın her
hafta belirlenmi§ bir konusu yoktur. Eğer o hafta so
nu Şeker Bayramı ise Şeker B ayramı, eğer Paskalya
tatili ise bu tatil kutlanmaktadır. Program kı§ ya da
yaz tatili dolayısıyla yayınma ara vermemektedir.
Programın yapıınciları tarafından önceden hazır
lanan kaset yayına bırakılmaktadır. Lüsin programı
gerçekle§tirmek için yaptığı özveriyi ve programcı
olarak CO§kusunu §U ~ekilde dile getirmektedir: "Ya
zın herkes denize gider. Ben stüdyoya. Cumartesiyi
iple çı;kiyorum . Orada ... olağanüstü stres arıyorum".
Programa zaman zaman Türkiye'den gelen sanatçı
lar, ara§tırmacılar da konuk edilmektedir. Programda
düzenlenen yarı§ma kö§esine ise spansariardan des
tek sağlanmaktadır. Bu spansariara eri§im Danimar
ka'da ya§ayan TürkJiyelilerin sosyal ağları üzerinden
gerçekle§mektedir. Lüsin'e göre, program, Danimar
ka İçi§leri Bakanlığı'nın verilerine göre en çok dinie
nilen etnik yerel radyo programıdır. Bu nedenle de
Danimarka medyasının ilgisini çekmektedir. Örneğin
tv2 haber bülteni için 9 Aralık 2000 tarihinde canlı
yayın kaydedilmi§, kentin bir tür etnik kolonisi 10 ola
rak tanınan Brabrand'daki Bazaar West adlı alışveriş
merkezine giden tv2 muhabirieri Türklere program
hakkında sorular sormu§lardır. (Kaynaklar: Nuray İn
ceer, 9.12.2000 tarihli görü§me; tv2 9.12.2000 tarihli
ak§aın haberleri band kayıdı; Lüsin Çakınakçı,
14.12.2000 tarihli görü§me). "Kadının Sesi" programı
kent ve ülke haberlerinden, magazİn haberlerinden,
yarı§ma programlarına, istek parçalarına, sokak rö
portajlarından, falım cikJetlerinden ınani okumaya,
Türkiye'den gelen cep telefonu mesajlarının okunına
sına, kent içi etkinlik duyurularına, doğum günü kut
laıyıalarına değin her §eyden bir parça içermektedir:
tıpkı çok katmanlı ve parçalı niteliklere sahip dinleyi
cileri gibi. Programın içerdiklerinin bir bohçaya dol
durulmu§, birbirine tutturulınu§ izieniınİ vermesi, her
an bohçadan eski, bildik ya da bilinmedik, yepyeni bir
parçanın çıkartılabileceğini, birbirine tutturulınuş
parçaların sökülebileceğini bilmek, kendilerine tanış
mı§ gibi seslenilmek, ınahallerinde, kentte ve ülkede
neler olup bittiğinin özetini işitmek, istek pan;aları
dolayıını ile kaqı tarafa sözünü iletmek, Türkliyeiileri
bu programı dinkıneye yöncltmektedir. "Kadının Se
si" pro~ranıı, Türk/iytlilı..:rin rıc sadeec Türkle§ıne s i
ni/f<ırklılıı~rnasıııı ne (le; sadece Daninıarkalıb~ımısı
nı/bcnzei'le~m<~s i ni arııa ı; laınaLt <ıdır.
Pwı~ram, Tür l.:fiy•:likrin "tircli kimlikler" olarak
yc n id •: ı ı -·d ni k le ~ ri-H::~ im: Lıti : ı d:ı bulunurken, bu et
iı i l;l.:;. ~ıne nin ırı e kt'ııı ::ı ıl hırgw: ıı ise "Danima rka" ola
ra k yaı; ıl il la !·::i Jd ır. l ' r<; f~ r<ı ı-rıı ı ı su n u cu 1 ;ı rı nd an Fat
m; ı' rıırı d iliy tı:. zı k r ı mı ~ <i k , '\ : nı <:gra syon " "DaııcJ bil
ı r; çk , ,;tlir ıııı!İ n Ji ·ı ·ırü .. v,: :;ıı·; i:1Jcm cmcktir, gı:ri s i v ız
Li ı ı "_ Jı , iııı Ti ınmp.c;( ; ıı 'ı ıi ı ıJt:y i :; iyk, ıııcdy; ı gııı,- ıı ıc ıılc r
84
1
1
! i i
içip "gelenegin sürdürü!'mesinde ve tazelenmesinde"
ön;emii rol oynar. Bir ge)eneğe bağlanma ana yurt ile
ba~ kurulm~sını sağlayabilir. Ancak o gel,enekler ar
tı~ göçmenlerin gündelik ya§amlarındaki gerçeklik
lerle örtü§m:emektedir. au nedenle "yeniden icat edi
leı'ı gelenekler" Danimarka'da ya§ayan Türk/iyeliler
için "belirsizlik" kaynağıdır (Thompson 1997:204). ı .. 1 •
' Ote yandan bu "yeniden icat edilen gelenekler"
sembolik değerlere sahiptir, yaşama geçirilme olası
lıkları güçtür, hatta bire bir ya§ama geçirilmeleri de
gerekli değildir. Örneğin Şeker Bayramı aiLenin üye-
leri arasınd~ bir akşam üstü veya hafta sonu kutlan
ınakradır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi Türkiye
için en önemli ulusal bayram Danimarka'da yaşayan
Türk/iyeliler için ya Türk ulusaşırı medyasından izle
dikleri resmi geçit törenlerini ya da Kopenhag'daki
T.C. Büyük_Flçilik konutunda icra edilen bir "kutla- •
ına"yı imlemektedir. Danimarka'da ya§ayan
Türk/iyeliler için "geri dö'nü§"· miti ölmü§tür; gelecek
onların büyük bir çoğunluğu için Danimarka'da ya da
Avrupa'da tasarlanıtıaktadır. Emrah'dan, Malısun
Kırmızıgül'e, Yavuz Bingöl'den, Kubat'a, Yurtsever
Karde~ler'den, Sibel Can'a, Hülya Süer'e, Sezen Ak-
su ve Özcan Deniz'e uzanan yelpazedek.i istek parça
larında dile getirilen "sıla özlemi", "gurbetçilik", "yılal
madım ayaktayım", "özledim seni" popüler kültürel
tüketimdir, o anlık tüketirole ko§uttur. 1
Programın yapımcı ve sunucularından biri olan
Lüsin, "Kadının Sesi" programının, Aarhus kentinde
ya§ayan Türk/iyeiiierin popüler kültür gereksinimleri-
ni kaqıladığını öne sürmekte; programın kentte ya§a
yan Türkleri, programın adı "Kadının Sesi" olmasına
rağmen kadın olsun erkek olsun belli bir süre için
belli bir metnin paylaşımında ortakladığını, istek par
çaları vb. üzerinden dinleyicilerin çeşitli şekillerde
k9nuştuğunu belirtmektedir. Programda çalan istek.
p~rçaları I. Kuşakların "nostaljik bir an" ya§aınaları-
n~, II. ve lll. Ku§akların ise I. Ku§akların kültürüne
ait egzotik bir öğe olarak nostaljik anı tüketmelerine
hi;mıet etm~kte; farklı kuşak göçmen deneyimleri ay-
nı popüler kültür ürünü üzerinden kesi§mekte, fakat
metnin alımlanması kimliklenmenin/konumlanmanın
k~ndisi kadar farklıla§makta, çoklanmaktadır. Bu
radyo programı bir yandan göçmen kuşakların an
nq-babal a rıiıın kültürlerine duydukları ve radyo prog
ra,mınca da ~oyunılan "ııostaljik bağlılığı/sadakati" ör
nqklcndirınÇkt~ (Gans 1996:146), bir yandan da yeni
d~n ·<~ma ~embolik- etrıikle~mede ba1vuru kaynağı
olarak i ~knıektedir. 1 :
j Curnart~,c;i günkri "Kadının Sesi" prorrcımının
s~~ladı ğ ı uz~rn ve zaırıaııda , anomim dinlt:yicilt r "Da
nımark a li -Türk" §eklinde varsayıları tireli biı brnli ae ! 1
b
ili~kin kok~iif b 13 lltğ i olu~ turan/oluşturacak m ıl a tıla-
rı , ; ögeleri, n'1al ze rrıe l eri toplamaya, dola~ıma sokmaya
ç· <~ğrıl nıak t: ı flır . Or ncğin, yarı ~ma prog rarn i:'ınmla
1 •
.---.:.-~-------~----------;---------·-· --i --· -- · -··--------------- ---------~------- ---.-. .
i i ;
l
Toplum bilim
hem ''Danimarka İçi§leri Bakanı'nın adı" hem de
"Mehmet Aslantuğ'un e~inirı adı" ~eklinde sorular so
rulmaktadır . Danimarka basınından çevrilerek oku
nan haberlerin ise, dinleyicileri tireli kimlikleri ile
toplumunda her alana müdahil olmaya yönlendirdiği
söylenebilir. Programdaki haberler "Danimarka
lı-Türk"ü ya~adıkları kentin sorunlarına ve kültü:
rel-sosyal hayatına katılmaya çağırmakta, böylece ti
reli kimliğin ya§am koordinatları ev sahibi ülke içinde
çizilmektedir. "Kadının Sesi" programının dikkc:ı.tle
vurgulanması gereken özelliği, programın dilinin ve
prograrn sırasında yararlani\<in müzik parçaları gibi
i§itsel malzemenin sadece Türkçe olmasıdır. Sunucu
ların Türkçeleri de "Danirnarkalı-Türk"ün Türkçesi
riir , yeni bir tarzda dil kullanıını ve aksan vardır (Vı:;r
.ove.: 2000). Programın biti~ sinyalinin ardında Lüsin
• T)animarka dil_inde, "Kadının Sesi programını di~ledi
z" demektedır. Bunun dı§ında programda Danımar
ka dilinde hiç anons yapılınanıaktadır.
Programın bu anlamda çokkü ltürlülük projderi
paralelinde her etnik grup ve dillerinin bir saat lik
temsili şeklinde i ş leyen kültüralist politikaları yeniden
ürettiği ve bu §ekilde etnik azınlıkların kend i koordi
natları içinde kalmaya sınıriandınidığı söylenebilir.
Örneğin Aarhus kentinde yaşayan Danimarkalılar,
ancak tv2'nin 9 Aralık 2000 tarihinde "Kadının Sesi"
programının yoğun dirdenirliği konusunu haber yap
masından sonra, programdan haberdar olınuşlardır.
Çalışmanın ikinci kısmında da tartışıldığı üzere, II.
Kuşağın, III. Kuşağın ait oldukları mekfın Danimar
ka, kimlik kurguları çokludur, durumlara göre değişe
bilmektedir, diğer bir deyişle aidiyet tasarımları ko
numsaldır, stratejiktir. Bu durumda medyada, II. Ku
§ak göçmenlerin ve ardıllarının sembolik olarak yeni-
. den etnikleşmede başvurdukları araçlardan biri olarak
• ·]ev görmektedir. Yeniden ctnikle§me durumu," .. . " lı
,,lma hissi ile alt kimliklerin ya da iireli kimlikler in al
rının çizilmesidir. "Kadının Sesi" programını arayıp
Türkçe olarak parça isteğinde bulunan bir çocuk gün
lük ya§amının çoğunda Danimarka dilini ku ll anmak
tadır. Programı dinleme anında ve ortamında kendini
yeni bir" ... " gibi olma hissi ile ku§anınış bulmaktadır.
Tireli kimliğin sağladığı akışkanlıktan beslenerek, "Jul
tutmamakta", ama "yaş günleri tutmakta", "tatile deni
ze, güneşe, kumsala gitmekte", " Jul takvimi" yerine
"oruç tak.-viıni" satın almaktadır. Böylece " ... "lı olma
hissinin cloyurulması tüketime indirgenmi§tir ve gös
tı.:rgekrin sembolik değeri üzerinden gcrçekle.'jmekte
dir. ll Kasım 2000 tarihinde radyo programına telefon
bağlantısı aracılığıyla k<ıtılanlar arasında ilginç bir tar
tış ma gerçekJqmi§tir. Bu rartışmanın bmlik!enme sü
reci ve ݧleıni açı s ından yol gös terici olduğu söy!enebi
Jiı. Medya nıdinkrinin tü ke timi üz.:rimkn lıaıı g i Juy
g u la nnıal <lf gc ı\cklq ııı c!:: t c, lıaıı g i < t ı ı ı l :ı r t < ı zc kı ııııcl-; -
1
i ; . tedir? Ne gibi parçalar kolekt jf belleği ve özdeşl eme
harit a sı ~ı olu§ tur rnaktad ır?_ "f(adının Sesi" progra
mında 1 ~ Kasım 2000 tarıhınde gerçekle§en tartı,::ıma
yukarıd <\ki sorular:a yanıt olu§ttırabilecek bir örnek' i ı' .
Yayındah bir gün ~nce, daha önce programda düzen
l e nece ği !duyurulan kadın eğlei:ıcesi gerçekle§miştir. ~ i 1 ı .
Anca:k eğlence;nin tesadüfyn Türkiye Cumhuriye-
ti'nin il k! Cumhurt?aşkanı M.I<:J . Atatürk'ün vefat tari
hine ras ~ laması, ef lenceye ka~şı bir rahatsızlık duyul
masına yoı açmı3 1 ll Kasım '! tarihinde de programı
arayan tjir kadın 10 Kasım'da "vur parlasın çal oyna
Sll1" yapı;aınayaca~ ını s_öylemi§t_ir. 1? Kası_m tarihli eğlencenı~ düzenleıi mesınde etkın bır şekılele rol alan
Fatına ve Lüsin, b\..ı katılımcı dracılığı ile "ulusal tarih
lerine, günlerine : saygılı olmaya" çağrılmıştır. İlginç
olan bir: diğer du rum ise 10 Kasım 2001'in aynı za
manda Kandil güı1ü olmasıdır~ Bu nedenle kentte ya
§ayan İslamcı cerıl;atlerin mensupları kadınlar ·da bu
etkinliğe katılrnamı§lardır. Radyo programına gelen
tepkilerde eğlencenin planlanınasındaki özensizlik di
le getirilince Fatma o gece: _ _ı,em Atatürk'ü anan ve
öven şiirlerin oh..lnduğunu, bir yandan da Atatürk
için hatirn indirildiğini, dualar okunarak Kandil'in
kutlandığını söylemi§tir. Programa bağlanarak söz
konusu eğlence üzerinde görüşlerini dile getirenler
den I. Kuşak olarak tarif edilebilecek olanlar Türkler
ve Türkiye için önemli günlerin bilinçli bir şekilde, II.
veya III. Kuşak olarak tarif edilebilecek olanlar ise bu
özel günlerin eğlenilerek kutlanması gerekliliğinin al-
tını çizmi§lerdir. ·
Programın yapımcıları ıçın ise "Danimarka
lı-Türklerin" 10 Kasım'da eğlenmeleri son derece
normaldir, üstelik gerekli anma işlemleri de ihmal
edilmemiş tir. Bu şekilde program, "Danimarka
lı-Türk" kimliklenmesinin içini örneklerle doldur
maktadır. 10 Kasım, M. Kemal Atatürk, eğlence, an
ma ve dua ardarda kolektif belleğe eklenmekte, " .. . " lı
olma hissinin içini dolduracak duygusal koordinatlar
verilmektedir.
"Kadının Sesi" programında istek parçaları Lü
sin'in kendisine ait olan , çevresinden topladığı ya da
Derneğe ait olan CD'lerden çalınmaktadır. Radyo
programına telefon ederek katılanlar arasında cinsi
ye t farki gözlenmemektedir. Kentte yaşayan kadınlar
ve erkekler, çocuklar radyoyu arayarak istek parça
sında bulunmaktadır. Programın ilk yıllarında Lü
sin 'in aktardığı üzere, kadınlar telefon etmeye çeki·
nirken, : şimdi "doğum günü, sünnet, nişan, askerlik
görevi" gibi vesilel erle istek parçalarının çalınmasını
talep etmektedirler. Programa faks çekerek veya
mektup yazarak da katılanlar olmaktadır. Yazarak
katılım durumunda katılimcı kendi yazdığı bir şiiri ya
da çok ~evdiği bir §mkid an sözleri birisine armağan
etmektedi r. Hatta Lüsin'iıı aktrırdığ ı üzere, bir erkek
s:.:n l i~. i l;ı i r Lıd ın <ı ! bu ıııct i ııle r: arac ıl ığ ı il c sözünü il ct -• ; 1
1
----·- ·~ - ---- -·---!
85 !
•
•
•
Toplumbilim
ıneye çalı~nıı~tı r (Kaynak: Lüsin Çakmakçı ile yapılan
6.10.2000 tarihli görü§me ). Radyo programını dınle
vcnlerden biri olan Nagihan da radyoda çalınan istek
parçaları üzerinden kadınların birbirine laf ve söz at
tıklarım ~u ~ekildeaktarıyor:
"İlk hen din!cdiın. Artık Türkçe radyomuz var de
dim. O zaınan tek ki~i vardı. Kaset deği~tirmeyi falan
bile bilmiyordu. Amatördü. Sonra konuşmayı öğren
diler. Tdefon edenler doğuın gününü vs. bahane edip
birbirlerine süz çarpıyorlar. Onun için artık dinleıni
yoruın . Ancak e~inı için şu an faydalı, şu Hüseyin A.raç·ın okuduğu haberler. Eşim oradan Danimar
ka'da ne var ne yok öğre-niyor" (Nagihan, 23 ya~ında,
kadın, evli, öğrenci) (13.11.2000 tarihli görüşmeden)
"Kadıııın Sesi" programını dinleyenler ile görüşü l
düğünde ise, programw ev kadınları tarafından ev iş i
yaparken, işte çalışanlar tarafından iş ortamında, öğ
renciler tarafından ise daslerini çalı~ ırken "e şlik et
me" amacıyla dirılencliği saptanmıştır. Cumartesi gü
nü prograrrım yayın saatinde Türk esnafın manav,
bakkal, dönerci vb. dLikk tıı darına gidildiğinde progra
mın açık olduğu, yine ortanıZı "eşlik ettiği" görülmüş-ı ·· tür. -
V. SrımH~ Vefii'ıl~
: I-Ldı, kimıiUi.' fiiı ~;i~ykııikı ii·ı içinde, diğer bir de
yi ~ h: (,?f', iii :~i~vkıiH" s ı:.i \; ji kıi ı arafından söylemsel
oliJ§IJ ı ı1h. ı- v:.;. [.1t'i\l \~; J.'· l iıı i .yıi ': ! Hck tarihse i ve kurum
s<.i a !r ,ıı \:ırcb Lü! ııLLı i ·. ttıı t i L.:'lii i ir (1996:4) . "Kadının Sesi" 1 _,{r;g;·~;u;, ,j,, ::; !, " ı, ıd:. /d "; :,ıi1lannın belirli bir
:J ;·:ı ıHL, uü ! .t ;;.ii~ı"ı,' : ", )d·. t" ıı :·.i" .:.ıinlt.yicilerini "Dani
r;·ı :HL< I ı·Tliık'' ;)bı :ı l. i.uııııı ul:ııı <1ırmakta ve kamusal
a hmı 1; -ı ~ebi:k rııi!<blıil ı:ılııüj':l yönlendirmektedir.
: Pnıu·;.und<ı tl iıı k·; i: ik: ı İiı dave: c edildiği kimliklen
ri-ıc "G ı:-;niıTıaı-Ldı --Ti\ıt ... " i.in, v <ıtrmı Danimarka, kendi
s! (topiuırı:. <ıl kirrıli 1.4 i) Avrup:ıh , "alt kimliği" ise adeta
bir tür "renk" olarak Tüı-lJiye kökenli olarak çizil
ınekkd ir. Bunun yarıı Sira "Darıiınarkalı-Türk" ko
ı~uınlandırması da hoınojen ve tekil değildir: farklı
t\)pluınsal cinsiyet, dini inanç ve mezhepler, göç de
ıı 1eyinıiniıı farklılaşmasından kaynaklanan farklı ki~i
s~l t<ırihler, kültürel ve sosyal sermayelerdeki farklı
lıklar tireli kimlik konumlandırınasını lıeterojen kıl
maktadır. "Kadının Sesi" radyo programını dinleyen
ve telefon bağlantısı aracıl ığı ilc programın metninin
yazınıında rol alanlar farklı top lumsal ve sosyal kim
liklere sahiptir. Kimileri Müslüman kadın ve erkek
kimlikleri, kimi leri laik-modern Türk kadın ve erkek
kimlikleri. kimileri de tireli kadın ve erkek kiınlikkri
ik programı dinlenıcktedir. Kimliklenme pmjesi,
Hall\:: ba~vuraruk söyleyecek olursak, kimliklerin lıic;
bir z<ıınan bürünle~ıni~ olmadığını ve geç moc.Jı::rn za
ın;ıııl<ırJa girrikçe parçalı ve kırık bir hal aldığ ı nı; üs
telik lıiç bir zaman tekil de olmadığını, birbiriyle kesi
~e n ve birbirine rakip durumdaki farklı söylemler,
86
pratikler ve konumlar tarafından çoğul olarak oluştu
ruldukl arını kabul etmektedir (1996:4). Medya me
tinleri , bunların tüketimine ilişkin örüntüler, "Kadı
nın Sesi" programı örneğindeki gibi göçmeRlik dene
yimini ya~ayanlcuın "kimliklenme projesinde" ba~vur
du.kları stratejilerden biridir.
1 Aid iyet tasarımının yeniden ve yeniden kurulma
sından ötürü gerek programın yapııncılarının başvur
dukları söylemsel stratejiler gerekse dinleyici!erin ge
Jiştirdikleri yorumlama stratejileri ile alımlama prati
ğinin kendisi de dinamiktir, değişme potansiyeline sa
hiptir. Sonuç olarak, bu medya metninin tüketimi ile
ifaUe edilen, dolaşıma giren "Danimarkalı-Türk" kim-
liği "saf' ve "öz" bir oluş değildir, bildik ve bilmedik
parçaların farklarından ve benzerliklerden, kesişme
ıer'den, çatı~malardan oluşan, çeşitli dahil olma, ek
lerıme ve dı~lanma/hariç bırakılına stratejilerince bi- •
çimlendirilen •bir ifade 've yaşam tasarımıdır. Göç
m~nlerin keı;-ıdileri de bL,ı nedeDie kimliği komımlan
dıqma stratejilerinde sadece "ulus" veya "kültür" bazı-
na i indirgenn;ıiş bir etnik :aidiyetten yararlanmamakta,
diğer paraınytreleri de stratejilerine eklemektedir. i i ı
1 ' Noti:;;r ı- i Geri dönır/ e arzusu :l'a ' cta geri dönme miti, l. V. uşak
[göcmenkrir: göç etıi!ç ! e d <-:.v sahibi ülkeleH' bı ih'i cıl zı r ak [ ye;leşmey i ! aruılarrıııfiı khi-ım , uygun zar.-ı <üı "! c koşullar j sağlaııdığ!nc,la ar ı a vstc.rı:;. . ze ri d \S nülect:ğini ii"adt ~ tınckte
· kulları ilır. Cieri rlGnrı h~ 8 f~~ :ı!; unun ~ i. Kuşal~ gGçrıı (. i!l.e ı · in ev
:sal.ibi toplumdan dil~ ?' !, toplumsal ve kültüıd oiuak
i ya lıtılm a l arına yol u-:: iı t ı o:'ijlerıebilir. ı. Ku§Sk göçıne r.ier
l kendil<:rirıi ilrılıa r:;::,;: '·i· url:;ç,içi" olarak tanmıiafi:e n, ev s<>hibi
!ülkede bulurıma •. dt:i:-umu da "gurbeitelik" olandt ifade
!ectilrn.~kteyd,i. :
2- JBu konuda ! ilginç bir ça lı:;rııa için bakınız: K. Robins ve D.
[Morley (199,6) 'Ainıarıc;ı, Y<.bancı' Cultural Studies 2: :!48-254 .
3- ·Bu çalışm ~da, kültürel ,örü ntüler ve pratikler aras ınd a !e tkileşime \•c geçişliliğe ql;;na k lanıdığı için "tireli kimli k"
!kavramını k011anınayı ıercqı ediyorum. Tireli kimlik kavramı, b zselci kültür anlayjşını tartışmaya açmaktad ır ;
~'Aiıımıya lı-Türk" ya da "Daniınarkalt-Türk" kiınliği, kül ı ürkrin 1
1
ve kimlik ~urgu larıııın akışkaıılığına, çoklu
, ıağlılıklara, , koııuııılandırriıalara işaret eder. Ancak, bu
~ avr:ııııırı qnisiıeyi ıcınci i belirleyici olarak alınası ise bir
~[ ııılaıııda yeıii bir külıürt::l bütünleştirıneye ya da özselciliğe yol • ı
r ıçın:ıkı:ıdır; i kavram cin~iyct, din, sınıf vd. aidiyeıleri
Uı1l•ıın:ıkı:ıdjr. K:ıvraınııı Heraberinde getirdiği/sahip oluuğu fHı sıııuıılar i n f;ırkını.l~ ol (ırak, bu çalışınada "tireli kimlik"
favraııı ı k_ullaııılıııış , ayrı 9a "Daniınaıkalı-Türk:' örne~ind<.:
fırc:lı kıınlıgıp sadece D_anııı;ıaıka ya da Turkıy<.: kultı.irlennd<.:ıı
fıcslt:ııen kimlik tasarıını i olmadığı , birçok diğer kültürel
j)raıikkrk U:e t:!kikşiııı i ~e~isinde şekilkııdiği öngörülınü1tiir.
('y rıca h:ıkın1ız: Çağlar 2000 j 129-150. ·
4- prııtğin, !ı-(itliı • ef gazetesinde ı Y Mayıs 200 ı ıarilıindc }•;ıyııılanan "!YIG K'daıı lo bi! ;ıtağı" başlıklı Milliyet- Kopenlıag
pürolu ~ıkışlı haberde (s.?O) özel bir ziyaret kapsaınında
paniıııarka'~a bulunan [ MGK Genci Sekreıcri'nin
D;ınimarka'daki Türk dernekleri temsilcileri ilc bir araya
Şc ldiği . faıi klı ideolojik giirüşlerc sahip : derneklerin
1
ı 1
•
(ı-
•
• S-
9-
-- -.. --~---·--- --- - .. ·-- - ----!
Toplumbilim '
ı
tc:nısil cikrindc n "milli ıneııLı a t söz konu su old uğund~ lıir
arava geliıı ııı ~si"nin talep edildiği a kt a r ı lm a kt a dır.
Al,;n ar<lştırmasına katılarıL ı rın isimleri eti k nedenierk
dcği~tirilıni~tir. Sadece Kadı nı n Scsi Radyosu progra nıının
y~pımcı w. sunucularının, A;ırlıus f:kkdiye Mc:ı.:lisi üyesinin,
Danimarka'daki medya orıaıııı konusurıda bilgi veren
gazetccilerin isimleri aynen korunmuştur .
Etnik aidiyetin sembolik olarak dcncyimlennıesi durumunu,
Herben Gans tarafından gdiş t i rilen ''sembolik ctnisite"
kavramın<ı başvururak a~·ıkl:ıyabiliriz. "Sembolik etnisite"
kavramı, ttnik seınbollcriıı "lıirc:yscl kültürel pratikler'' ularak
özgün bağlamlarından çıkartılınalarını ve bireyi "atalarıylcı"
bireysel bağlant ı kurına lıissi verecek ~ekilde yeni lıir anlam ve
i ş !L:vle dunatılmaların ı açıkl~r~ "Seınb<)lik etnis ite"yi kurmak
i<;in kullanılan öğelerin scı;iıııi keyfi c..kğiluir.
Giit.;ım:nlik aniatıları buyun<:a gi.i<;nıcn grupl;mnııı y;ıptığı
seçim lerin ardında Gans'a göre belli bi r ma ntık yatmaktadır.
Etniklik hissini yaratmak için scçikn öğ ı;:lerin göçınenin sosyal
w ekonomik başarısına eng<:i oluştuımamasına özen gösterilir
(Gans 1996:1 :'i3). Gans ayrıca etniklik olgusunun sosyal ve
ku~aklara teınelknen boyutları olduğunu da belirtir. Gaııs'a
göre, sosy~l ol a r~k yuk<ırı doğru hareket gerçeklqtikçc,
etııikliğ<: ili~kin aidiyet serııbolikleşrııektedi r. Öte yanuan
~osyal lı:ıreketlilik sürecinde daha az başarılı olanlar etnik
ki'ıltürlere ve yapılnra daha çok bağlanmaktadır. Gans, üçürıeü
kupk göçmen lerin "yeniden etııiklqrnesini" ise "sembolik
etnisite" kavraını ilc a ç ıkl.-ırı·ıal;tactır. Gans "sembolik t:tnisite"
kavramı ik etnik "olmak" (be iııg) ile "hissetmck" (keling)
arasındaki ayrııTıın altını çiz;ııektedir. 1. Ku~ak göçınt.:nler
benzeri iş pazarında çalı~ıp, benzeri ya~am koordinatlarına
sahip olmakla birlikte, ll. ve özellikle I ll. Kuş;ık göçmenlerde
kimliğin temelde "farklı", "yabancı" olmak yani "<:tnik olmak"
ile ifadesinin yerini, yeni tarzda aidiyetin ifadesi almaktadır.
Bu etnik pratik ve kimliğin çizdiği farklılıkların "fa r kında"
olma duygusu şeklinde ifade edilen sembol ik etnikle ş nı e dir
(Gans'dan aktara n Necef 1996: 19).
Yeni ku~akların "e:tniklik" aidiyetini yaşadıkları ülkenin
"yurttaşlığına" eklemeleri de Gans'a göre sembolik olduğu için
duygusal olarak ua dalıa az risklidir ( 1996: 148). Dinsel
töre::nlerin güııddik yaşamı etki lemeyecek şekililc "törensel"
halı; gelmesi, etnik yiyec<:kkrin pazarda ko layca bulunur
t(ik<:tim ınaddeİerine dönüşnıcsi vb. etnik kültürel örüntült::rin
s<:ıııbolik l eşınl!sin c işaret etmektedir .
Daniınarka'd;ı çokkültürlülük ile ilgili söylemi kavrayabilınek
içi n benzer i bir sosyal refah uı::vlt:ti modeli üzcrine
dcğerleııdirıneyc bakılalıilir: Aluııd, A. ve CU. Sclıi e rup
( 1991) Pt~mdo.res of ivfulticullllmlisnı: Essm's on Sın·dislı
Svciı:ty. Aldcr~lıot: Avebury.
S<1~yal rt!falı devlctlcriııde "göçmen" ve "yabancı" po litikaları
konusunda bakınız: Wolle, A. ve J. Klausen (~000) "Wclfare
Statc and Cl!lebreting Di"c rsity')"
lı tt p://www. pros ıxct-magaziııc: .co. u k/h i glı 1 iglı ts/ e s~ :ı y-wol fe -k 1 ;ı
use n-oth e r/
Alan araş t ırmasın a ka tılan .1~ k : ıtılııneıııın t9'u 1. Ku~;ık (!Yü
c:rkc:k ve 6's ı bdın) v.: IYi ll. Kuş ;ı k (7'si erkek X'i k;ıuııı)
göçmen olarak t a ıııııılanahilir . Al an ara ş ıımı ;ıs ı ıı ın
kat ılınıc ılarıııın kentlikrini taıııınl a m:ıları ilc; :?.'i ' i Sün ni ( IU 'u
k;ıdın, l'i'i erkek) . S'i Akvi (Tü kadın . :i'i erkek) ınc:zlıclıi ıı c ,
32'si Türk, 1 'i Kürt (erkek) ve 1 'i diğer (k ad ın) "etnik" aitliye te
sahiptir. Eğitim düzeylerine: lı<>kıld ı ğında ise; .J'ü temel eğiti m
(2'si kad ı n, 2'si erk ek) , !Tü !i sı.:''" d..:ngi okul (2'si bu ı n. 11 'i
nkek), 14'ü iini vc:rsite ('J 'u bdııı, 'i'i eık c k). Yu li s :ııı s iis t ü ( 1 'i
bd ın, ?'s i cı kc: k) nH.:zunudur . ·
K:ıtılııııcıl ;ırd:ın ?~'u (6 ' ~ı kadııı, 16'sı erkek) dü1.cııli "'-' sij ıdli
lıir i ~ rc: ç:ilı ~ ır k ı:n, Tü (:! 's i bdıı ı , 1 'i erkek) S ll :.;y:ıl y:ırd ı ını.Lın
tkstck : ılm :ık ta. l 'ü ( 1 'i k:,dın. ? 'si <.:ık d) i ~ s i z lik sig cıı Lı s ı llll:ııı
1 :ı ı .lı ııı : ı l ı ıı <>k t : ı . (ı\ ı (.'i ' ı k : ı d uı , ı·, cd.ck ) <ı ~: ı c· ııc· ı :. . ıı cLı: ı ı
87
i ı .
aldıuı ıcı n calı ş ıiıaınaktad ı r. 1. ' ve ll. Ku§ak a y rımında temel
ol a ı~ d;lıa .ö n e~ belirtildiği üzere, II. Kuşağın Danimarka'da
do öln ;ısı veya te lnel eğitime Da'nimarka'da ba~lamasıdır. :;, , ı i
'
Çalı ~m ada 1. Kuşak göçınenle,rin temsilen sayıca çok olmas ı
;ı s lı 1 da, yine d q lıa önce açıkl 1ındığı üzere, Türkiye'den 20'1i
yaşl jl rında Dani :ın a rka'ya ge::lin ı ve damat olarak gelenlerin bir
an l aımda 1. Ku§'ak gibi tanımlanmalarından, diğer bir deyişle
yeni! yabancı o) malarından k ııynnklanmaktadır. . Örneğin 28
ya ~ ı h daki ev kadını Meral, ll. Kuşaktan Kerem'in e~i olarak 16
ya ş ı pu a evle ~c:rı:k Sivas'tqn Danimarka'ya gelmiştir.
Tür~ iye'de .'i J yıllık ılkokul rııezunudur. D:ınimarka'da
Danimarka dili jıi bilm ediği için eğitimine devam euemc:ıııiş ,
peş i ! sıra 4 rıocuk doğurdt;ığu için yabancıbra yönelik
Bel ~ uiye'nin ücretsiz Danimarka dil kurslarına gitme olanağı
bul 1 ıııamı ş tır. ~3 yaşındaki 1 üniversite öğrencisi , Nagilı;ın Darı i m;ı rka'da ~ oğ nıu ~ ve bl'ıyl'!nıüştür. Geçen yaz Türkiyı:'dcıı
yük ~ck okul mer:un~ birisiyle ~,vl_cnmi§ , aile birlqım:si yolu ik
da ı1a uı Danım ~ rb ya getırtmı~ tır. Kocası şu anda Dan ı marka
dil , kursuna ~evam e tmekte ve Danimarka'da yüksek
öğr~niınini taın ~ mlaınayı düşü iımektedir. Nagilıan'ın koca~ı d;ı
yeni yaba ncıdııj. ; 1980 Askeri ! Darbesini izleyen yillarda vı:
ı 990 ' 1ı yıllarda : Güneydoğu'da' yaşanan zorunlu göçü izleyen
yıllarda Türkiyf 'den Danima \·ka'ya siyasi sığınma talebinde
bul4nanlar da yçni yab ıi'ııcılardir. '
Ancak bu "yen:i yabancılar::_ l960'1arda Danimarka'ya bir iş
bularak, çalışmak, para biril;,ti'rmek ıırnacıyla göçen Mehmet,
Ali ; veya Hatice gibi "misafir yabancılardan" farklı olarak,
Danimarka'ya "kalıcı/konar" yabancı olarak göç etmişlerdir.
Bu nedenle gekceklerini Danimarka'da tasarlamaktadıdar.
Geb.:ck tasarıınlıırı ise doğal olarak aid iyet tıısarımlarının
sürekli müzakere edilme'sinde önemli bir etkendir.
10- "Etnik koloni", Lale Yal ı;ın-Heckmann ve Horst Unbehaun'un
t a nımlamas ı ile Avrupa 'n ın büyük kentlerine şu ya da bu
nedenlerle göç etmiş yabancı topluluklarının kend i iı.;
dinamiklerinin itki si ile cemaatleşmeleri olgusudur (1999: 79).
Etnik kolonderin kendi sosyal ağları ve ev sahibi toplumla
etkileşim için geliştirdikleri kendine özgü sosyal ilişki
meka nizmaları vardır. Ayrıca etnik .. kolonilqme süreci
Yalçın-Heckmann ve Unbelıaun'un öne sürdükleri gibi bt:lli
bir sosyal kapitalin, kültürel kapitalin ve siyasal kapitalin
içinde geli~mektedir ( 1999:81 ). Danimarka'da da b aş ta
Türkler ve Kürtler yoğun olmak üzere, Iraklı, iranlı, Filistinli,
Somali li, Güney Asyalı yabancıların
ye rleştikleri/yerleştirildikleri Kopenhag'daki Jnd re Norrebro
ve lslıoj, Brondby, Alberstlund, Aarhus'daki
Brabrand-Gellerup, Oc..lense 'deki Vosseıııosse ve Daluın
mahallelerinin etnik ko loni lqme sürecini ya~adıkları
söylenebilir. Burada etnik kolonile~mcnin üzerinde
durulınasıııın bir nedeni, etnik kolonile~rnenin medya kullanım
örüntüleri üzerindeki etkisidir. Örneğin, Aarlıus'da
Brabrand-Gellerup't;ı Türklerbölgenin kabiolu tv. ~irketindeıı
d a lıa fazla s ayıda Türk kan a lını n dağıtılın a sını talep
ı.:tıni ş krt.lir.
Etn,ik kolonile ş nıı:nin üzerinde durulmasının diğer bir ııı:deni ,
koloııi içindeki bireylerin ev sahibi topluma ııçılma ve etkin
topluımal aktör olarak kamusal alana katılmasının gcciktiruiği
~eklindeki varsayımdır (Yalçın-Heckrnann ve Unbelıaun IY99:
79-Ş 1 ). Bu va r sayıının bir u zantısı da etnik kolanile r va da
diğÇ r bir d e yişl e "gcttolar" içinde yaşay:ın yabancıların -kendi
ıııtı;Iyalarını kullanm;ıl;ırının, onların y;ışadıkları topluma ve::
kül(üre entegre· ol;ımanı <ı ların ıı nc:den olduğudur. Et ni k kolon i
k avi'<ımı, belli bir meka nda yaşaya n yaban c ı toplulukl:ırı n ııı
belli ortak özell ik le ri payla ştık l a r ı nı ve buııclan ötürü de
org ;ın i k tıir cem aat oldukl a rı yargı s ını üretir. Etnik kulani bu
n e tlt ııle lıay<ıli/talı<ı yyül eLliimi ş bir aidiye ttir. Aa rlıu s 'u;ı
f3 r: d ır;ı ııu -C c llc r u p ye r l eşkes ini ıı sakin leri hem ülke nin resmi
! i{ıl il ti h. i ı ~; i!ı d ;ı I! L' Il l de ~~üç rn ~n s· ~ ı !ı.~ ntıı l ; ırı ~ ı r : i ~l ı r ı n :ı c ı ~ li l l /l
••
•
•
ı ı i
Toplunl bilim
11-
b;ıkışında etnik kolani olarak konumlandırılır.
Burada tekrar l:ıaşa, Hall'ın kimliğin tıir konum ;ıolitikas ı
olduğu vurgusunil ( 1998: 178) dönecek olursak, etnik
koloııileşıııe iki yönlü hir süreçtir; bir yandan tv sahibi
wpluıııun külıüralist ve açık ya da örtük ayr ımcı /dış l ayıcı
sosyal politikalarının, l:ıir yandan da yabancı toplulukların
kendilerine ilişkin aidiyet tasarımlarının sonucudur.
Gli~menlcrin medya kullanım örüntüleri ve aidiye t t asarııniarı
inceleııeceği zaman dikkat edilmesi gereken nokta, etnik
kolonileşıne sürecine rağmen, bireylerin aynı ürüne -burada
ıııedya nıt!lni- bağlamdan ötürü farklı şekille rde anlam
;ıtl'euebilıııekridir (Çağlar 2000: 144). Ustelik etnik
kolonikşme sürecine l., 1 l. ve 111. Kuşak ,;öçmenlerin de farklı
t<.! pkiler verdikleri, farklı konum strateji leri geliştirdikler i ve
f;ırklı gelecek ya 'öa sosya l h;ıreketlilik beklentilerinin
olduğunu söylenebilir.
"K;ıdının Sesi" programının yapımcısı ve sunucusu Lüsin (34
ya~ında, evli ve iki çocuklu), kendis i ile yaption görüşmede
özetle şu bilgileri aktardı; 7 yoşında Danimarka'ya gelmiş ve
ilkokuldon itibaren tüm eğitimini Donimarka'da tomanılamış,
ana dilini "Daniınarkaca" olarak tanımlamakla birlikte, kendini
"Daııim.,rkalı-Turk" olarak konumlandırmakta. Türkçeyi
okuldaki haftada bir saatlik Türkçe dersleri ile öğrenmiş.
Türkçesini "gelişti rmesinde" ise Türk televizyon kanalları
büyük rol oynamış. Türk ulusal televizyon yayınları
Danimarka 'dan alınmadan önce, aile ve arkadaş çevresi ile
Türk filmlerini izlemek için sabaha kadar, kendisinin deyişiyle
"video kaset toplantıları" yaparlarınış, ş imdi ise evinden çanak
aııten il~ ''TRT-INT, Star, Show, TGRT, Kanal 7, !tv, atv"nin
yayınların ı almakta . Lüsin , "Her gün hepsini, Show, Star ve
atv'yi gezerim .. . ilk defa bir yerli diziye başladım" diyerek,
Slıow Tv.de yayınlanan Deli Yürek adlı diziyi izlediğini
söy lcdi: "Şimd i her Pazartesi, kaçırdığıın zam~n ~a Cuma'l arı
hu diziyi izliyorum". Ayrıca şunları cklt:di: "Oncc TGRT
lı;ıhcrleriııi scyrc tmı.:yi scviyordum. Daha seviyeli idi. Direkt
dalıa çok lıahcr vcriyordu.
iKaynakça 1 Aksoy, As~ ve Kevin Robins (2000) ''Thinking across spaces:
[ Transrıational television from Turkey", Ew~opean loıımal of
ı Cııliuri l Studies 3,3, 343-365. .
1 Anderson, iBenedict (1993) Haya li Cenıaatler. Istanbul, Metis.
i Appadurai i Arjun (1990) j'Disjunture and Difference in the Global
ı Cultu qı l Economy", ~1ike Featherstone (der.) Global Cıılture:
ı Nationplisn~ Globalisation, Modenıity içinde, London, Sage.
295-3 ı). 1
Baumann, berd ( 1996) dmtesting Culture: Discourses of ldentity in
Mulıi- ~tlınic London. Cambridge, Cambridge University Press.
: Baumann, ! Ger d . ( 1999)\ The Multicu/tural Riddle: Retilinking
! Nation;al. Etlınic a~ıd Re!igioııs !dentities. New York,
! Routledge . i : Çağlar, Ay~e (2000) "Tire:li kimlikler: Teori ve yönteme ili§kin bazı ' a rayı şlpr" , Toplum ve {]ilim, 4, 129-149.
i Dayan, D~niel (1999) "Media and diasporas", Jostein Gripsrud
(der.) . TV. and Co~ıımon Knowledge içinde, New York,
Routledge, 18-33. ı
Gans, Herbert (1979; 1996) "Symbolic ethnieity: the futuree
ethnic . groups and cultures in Ameriea", John Hutchinson ve
Anthopy D. Smith (der.) Ethnicity içinde New York, Oxford
University. Pı:ess. 146-155.
Gillipsie, Marie (1995.) Te/evision, Ethnicity and Cııltııra/ Change,
London, Comed ia.
Hall, Stuart (1996) "lntroduction: Who needs 'ldentity'?", Stuart
Hall ve Paul du Gay. (der.) Question of Cu/tura/ ldentity içinde,
London, Sage, 1-1 7. ·
Hall, Stuart (1998a) "Kültürel kimlik ve diaspora", J. Rutherford
vd. (der.) Kimlik içinde, İstanbul, SarmaL 173-192.
Hall, Stuart (1998b) "Yerel ve Küresel: Küreselleşme ve Etniklik",
Anthony King (der.) Kültiir, Küreselleşme ve Dünya -sistemi
içinde, Ankara, Bilim ve Sanat. 39-61.
Hall, Stuart (1998c) "Eski ve Yeni Kimlikler, Eski ve Yeni
Etniklikler Anthony King (der.) Kültür, Küreselleşme ve
Dünya-sistemi içinde; Ankara, Bilim ve Sanat. 63-96.
Kahraman, Cengiz (2000) "Ny malgruppe: Markedsforing",
Politiken, 1 O fı ubat. Mdeys Eki.
Kahraman, Cengiz (2000) "Medier og multikultur: Tyrkere bruger
tyrkiske medier", Information, 22 Şubat. 1. Seksiyon.
Kastoryana, Riva (2000) Kimlik Pazartıgı: Fransa ve Almanyt,A
Devlet ı• e Göçmen Ilişkileri, Istanbul, Iletişim . -
Star ya da Show Tv'dc lıabcr yok. Pap<ırazzi veriyorlar. Türk
ın<:dyasında staııd;ırt yok . Ya zengini ya da fakiri veriyorlar.
Ya küliiieri ya da çuk iyileri gösteriyorlar. Şimdi atv'de haber
scyrcdiyorum, eğer bir tercih yapılacak olursa ... " Lüsin,
D:ınimarka medyası için ise, "Danimarka medyas ı nda
lıahcrlcri scyrctmcye çodışıyoruın. Yabancılarla il gi li tartı şma
programlarını... Danimarka medyasında belli bir kanal
tcıTihim yok, gelen programa bağlı, gündemde ne olursa" dedi.
Ti'ırk gazeteleri hakkında ise, "Danimarka'da ne olup bitliğine
lıakilmıyor" derken, yeni kuşağın Danimarka toplumund a olup
bitenleri takip e tm ek amac ı ile Danimarka medyasını takip
<:ttiğini. ancak "eğltnce programları" gibi "popükr kültür"
ttiketimi için Türk medyasına yöneldiklerini söyled i. Lüsin'in
altını çizdiği lıu dururn, göçmenlerin vı.: yen i kuşakların
cğkııce lıiçeıııleri vh. popüler kültür alı~kan lıkla rının dikkatle
inlcleıııııesi gereğine işaret t.:tınektedir.
ı Kaya, Ayhan (1999) "Türk diyasporasında etnik stra tejiler ve
'çok-KÜLT-ürlülük' ideolojisi: Berlin Türkleri", Topltılll ve
Bilim, 82, 23-57.
12- Pr('graıııın dinlenirliğinin yaygınlığı konusunda ~u ki~iseı
deııcyiııı ;ıçıklayıcı olabilir: Program ı n ikinci sunucusu !
Fatıııa'ııın olm adı ğı ve programı stüdyodan "izkyici" olarak
dinkdiğiın bir gii ıı, programda istek p;ır~;ıLıııııı t oplamış,
doLıyısıyla yay ın sır~s ıııd ;ı ''sesim" duyulıııuştu. Y;ıyıııı takip ı
c:dı;n hafta i <;irıdc, ·ı-ürklc:rin işlettiği dükk5nlarda ;ıJ ı ş veriş
yaptığım z;ııııaıı r:ıdyodaıı duyulan sesimin t;ıııındığıııı, "siz
r:ıdyoda konu~ınu~tunuz" dendiğini gözleınlcmiş
buluıııııakıayıın. f l;ıtta r :ıdyoua scsi ın in duyulması üzerine,
Aarlıus Bekdiyc: !. i 'niıı kente pş~y;ın Türklere yönelik ol~r~k
hazırlattığı sağlık e~itimi !;Örüntü h~ndını " s csiınin ve
;ık saıııının güzel" btılunıııası nedeniyle sesleııllirıncııı t :ılep
cdilıiıiştiı.
Kaya, Ayhan (2000) Berlin 'deki Kiiçiik İstanlml: Diyasporuda
Kimliğin 0/uşwııu, istanbul, Büke.
Kosnick, Kira (2000) "Build ing bridges: Media for ınigrants and
the publ ic-service mission in Gerınany", Eııropea11 Jounıa l of
Cu/tura/ Studi~s. 3, 3, 319-342.
M ilikows~i. Marisca (2000) "Exploring a Model of
De-Ethnicization: The Case of Turkish Tclcvision in the
Netht:rlands", European l oumal of Comnıımication,
443-468.
15,4,
Necef, 1\.!ehınet Ü. ( 1996) Etlwic ldentity and Language Shift
Among You ng 7itrks in Denmark, Doktora Tezi, Center for
Contemporary Mid dle East Studies, Odense
U nivcrsi ıy-Danimarka .
0stergaard-Nielsen , Eva (1995) "Political participz.ıi ., ;ı of Tu rkish
iııııııigraııts in Europeandin Den mark", Les Anna/es de l'autre
!s/am JTurcs d'Eu rope et d'ailleurs (içinde, 3 Paris, lns. Nationa l
des Lınguages et Ci->'ilization Orientales. 375-406.
Pcdcrsen,j So ren ( 1999) "Migration to and from Deiiınark during
tlıc· ı >· rıud 1 % 0-1997", D:ıvıd Culcın:ııı \'\: Eskil \V;ıdeıısjö
-·
·--- --------~'-'--
Toplum bilim
(r..kr.) /mmigmtion to DenmMk: /nkmational and National
Penpectives içinde, Aarhus, Aarhus University Press. 148-190.
Susy;ıl, Le ven t (:200 1) "Diversity of Experience, Experience of
Diversity: Turkish ınigrant Youth Culture in Bc:rliıı", Cu/tum/
Dy/llımics, 13, 1, 5-28.
T.C. Kopenhag Büyükelçiliği "Bilgi Notu", 5 Ekim :2000
T.C. Kopenhag Büyükelçiliği Çalı§nıa ve Sosyal Güvenlik
Mü~avirliği "Danimarka Türk Toplumu Hakkında Bilgi Notu",
:28 Eylül 2000.
Thoınpson, John B. ( 1997) Tfıe iı1~dia wul tlıe Modemity: A Social
Tlıeoıy of Media, Cambridge: Polity.
Tuftc, Thomas (yayınlan acaK) "Minority Youth, Media Uses and
ldc:ntity Sruggk: The rnlc :J,ı.fllıc ·ınr: dia in the production of
locality", Kareıı Ross (da.) Blrıck Atwks: f~searc/ı Studies 11-· itlı
Mi;ıority Etluıic Aıııliences içinde, U K, Asııg:1te.
Vertovec, Steven (:2000) "fosteri ng Cosmopolitanisıns: A
: Canceptua l Survey r.rıd A r·.,krJia Experime nt in Berlin",
, \VPTC-21<-06. lns. nf Sr.ı c ial <ırıc.J Cultural Antlıropology,
: Uııivcr~ity of Oxfoıd. LSIZC Traıısnatioııa1 Conımuniti es
! Prcıgrai'ı"ıffie. v..r\vw.trıırı sı..:- uıııırı.ox.oc . uk
89
ı
Yalçın - Heckmann, Lale ve Horst Unbehaun (1999) "Fransa ve
Almanya'daki göçmen toplulukları: Iki orta büyüklükteki
şehirde dernekleşme ve ce.nıaatleşme süreçler i", Toplttnı ve
B(linı, 82, 78-90.
Yılmaz, Ferruh (1999) "Konstrukt ionen af de etniske minoriteter:
E'liten, medierne, og "etnificeringen" af den danske debat"
Pp liticıı, 2. ' '
ı ; Temel Kaynak Görüşmeler Hüsef in Araç-SP Aarhus Belediye Meclisi üyesi (Aarlıus)
q. ı 1.:2000 ta ~ ihli görüşme) i Hasai') Cücük-Zaı;nıııı gazetesı Vl:j CHA Kopenhag temsilcisi, Bolııır
g~zetes i SYtv1. (Kopenhag) ~20. 10. 2000 tarihli görüşme)
Lüsini Çakınakçı [ Kadının Sesi , Radyo Programı Yapımcısı ve
Ljluslararas ı : Kadın l).:rne~i üyesi (Aarhus) (6.l0.2000 ve
ı 4.12. 2000 l ~ rıhlı göru~nıeler)
Cengiz Kahraman'A/i!!iyet ~aze tesi Kopeııhag temsilcisi
(Ko penhag) (24.11.2000 tarilıl i görü~me)
N ura} İnceer· ~ nadili eğ itm e/'li (Aa rhus) (4-5 .1 1.2000 tarihli ' ı 1
gÇı rüşıııe) 1 ! , . ı 1
ı ı ı . 1
! ı
1
Gazi Üniversitesi
iletişiıTı Fai ;i.'ı Hesi