Büyükkolancı, M., "Efes Artemis Tapınağı Kilise İşlevi Kazandı mı?" Festschrift für F....

12
109 B ilindiği gibi Antik Dünya’nın Yedi Harikası’ndan ikisi Türkiye sınırları içinde ve Batı Anadolu’da yer alır. Halikarnasos’taki Mousoleum ve Efes’teki Artemis Tapınağı. Karia Satrabı Mousolos için inşa edilen Halikarnasos Mouseleumu kendisinden son- raki mezar anıtlarına adını vermiştir. Efes’in ulu tanrıçası için inşa edilen Efes Artemis Ta- pınağı da Antik Dönem Tapınak Mimarisi önemli bir kilometre taşıdır. Sidonlu Antipatros (M. Ö. 2. yüzyıl) şiirinde: Babil’in göğe doğru yükselen şehir duvarlarını gördüm, üzerinde atlı arabaların geçtiği, Ben Alpheios’taki Zeus’u gördüm, Helios’un dev bo- yutlardaki heykelini ve Asma bahçelerini, Nil’deki piramitleri Ve Mousolos’un kudretli anıtını da gördüm Ama en sonunda, ne zaman ki o bulutlara doğru yükselen Artemis Tapınağı’nı gör- düm; betim benzim uçtu 1 . Kökleri İlk Tunç Çağı’na kadar uzanan Artemis Kültü, Anadolu’daki Ana tanrıça kültüne dayanmaktadır. Bunu belgeleyen kalıntılar son yıllarda ele geçmiştir 2 . Tanrıça adına M.Ö. 8. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş Tapınak formlu ilk yapı, daha sonraki büyük boyutlu Arkaik Dönem Tapınağı’nın avlusu içinde kalacaktır. Bu tapınak 4X8 sütunlu, 6,5X13.5 m. ölçülerinde ve içinde açık bir cellası olan antik dünyanın en eski peristilli tapınağı olarak kabul edilmektedir. Cella’sında kült heykelinin (Ksoanon-Ahşap Tanrı Heykeli) durduğu altı sütunun desteklediği küçük bir üst örtüsü vardı 3 . M.Ö. 560 yılında mimarlar Samoslu Theodoros, Metagenes ve Khersiphron’un planlarına göre yapımına başlanan Arkaik Dönem Tapınağı “İlk kez mermerden yapılan tapınak” un- vanına sahiptir. Doğu-batı yönünde inşa edilen ve cephesi batıya bakan Arkaik Dönem Ta- pınağı’nın ölçüleri 115X55 m’dir. Önde ve arkada 8’er, uzun taraflarında 20’şer sütun olmak üzere toplam 106 sütun tapınağı sarmaktadır. Antik kaynaklara göre Kroisos Tapınağı, adını tarihe yazdırmak isteyen Herostratos tarafından M.Ö. 356 yılında Büyük İskender’in doğ- duğu gece yakılmıştır. Yanan tapınağın yerine hemen yenisi yapılırken daha yüksek bir platform gerekmiştir. Geç Klasik Dönem Tapınağı’nın mimarları Paionios, Demetrios ve Kheirokrates’tir. Tapınağın planı 2,76 m. alttaki Arkaik Dönem Tapınağı’nın Peripteros planıyla büyük benzerlik gös- termektedir. Arkaik Dönem Tapınağı’nın kabartmalı sütunları dahil olmak üzere neredeyse tüm yapı öğeleri aynen kullanılmıştır. Planda, önde üç sıra 8 sütun, arkada iki sıra 9 sütun, opisthodomos ve alınlıkta pencereler gibi bazı değişiklikler vardır. Tapınağın batısına daha öncekine benzer yeni bir sunak inşa edilmiştir. Antik kaynaklar sütun yüksekliğinin yaklaşık EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSE İŞLEVİ KAZANDI MI? 1 BERNHARD-WALCHER 2008: 15. 2 BAMMER 1999 a 3 BAMMER- MUSS 2000: 46. Mustafa Büyükkolancı

Transcript of Büyükkolancı, M., "Efes Artemis Tapınağı Kilise İşlevi Kazandı mı?" Festschrift für F....

109

Bilindiği gibi Antik Dünya’nın Yedi Harikası’ndan ikisi Türkiye sınırları içinde veBatı Anadolu’da yer alır. Halikarnasos’taki Mousoleum ve Efes’teki Artemis Tapınağı.Karia Satrabı Mousolos için inşa edilen Halikarnasos Mouseleumu kendisinden son-

raki mezar anıtlarına adını vermiştir. Efes’in ulu tanrıçası için inşa edilen Efes Artemis Ta-pınağı da Antik Dönem Tapınak Mimarisi önemli bir kilometre taşıdır.

Sidonlu Antipatros (M. Ö. 2. yüzyıl) şiirinde: Babil’in göğe doğru yükselen şehir duvarlarınıgördüm, üzerinde atlı arabaların geçtiği, Ben Alpheios’taki Zeus’u gördüm, Helios’un dev bo-yutlardaki heykelini ve Asma bahçelerini, Nil’deki piramitleri Ve Mousolos’un kudretli anıtınıda gördüm Ama en sonunda, ne zaman ki o bulutlara doğru yükselen Artemis Tapınağı’nı gör-düm; betim benzim uçtu 1.

Kökleri İlk Tunç Çağı’na kadar uzanan Artemis Kültü, Anadolu’daki Ana tanrıça kültünedayanmaktadır. Bunu belgeleyen kalıntılar son yıllarda ele geçmiştir 2. Tanrıça adına M.Ö.8. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş Tapınak formlu ilk yapı, daha sonraki büyük boyutluArkaik Dönem Tapınağı’nın avlusu içinde kalacaktır. Bu tapınak 4X8 sütunlu, 6,5X13.5m. ölçülerinde ve içinde açık bir cellası olan antik dünyanın en eski peristilli tapınağı olarakkabul edilmektedir. Cella’sında kült heykelinin (Ksoanon-Ahşap Tanrı Heykeli) durduğualtı sütunun desteklediği küçük bir üst örtüsü vardı 3.

M.Ö. 560 yılında mimarlar Samoslu Theodoros, Metagenes ve Khersiphron’un planlarınagöre yapımına başlanan Arkaik Dönem Tapınağı “İlk kez mermerden yapılan tapınak” un-vanına sahiptir. Doğu-batı yönünde inşa edilen ve cephesi batıya bakan Arkaik Dönem Ta-pınağı’nın ölçüleri 115X55 m’dir. Önde ve arkada 8’er, uzun taraflarında 20’şer sütun olmaküzere toplam 106 sütun tapınağı sarmaktadır. Antik kaynaklara göre Kroisos Tapınağı, adınıtarihe yazdırmak isteyen Herostratos tarafından M.Ö. 356 yılında Büyük İskender’in doğ-duğu gece yakılmıştır.

Yanan tapınağın yerine hemen yenisi yapılırken daha yüksek bir platform gerekmiştir. GeçKlasik Dönem Tapınağı’nın mimarları Paionios, Demetrios ve Kheirokrates’tir. Tapınağınplanı 2,76 m. alttaki Arkaik Dönem Tapınağı’nın Peripteros planıyla büyük benzerlik gös-termektedir. Arkaik Dönem Tapınağı’nın kabartmalı sütunları dahil olmak üzere neredeysetüm yapı öğeleri aynen kullanılmıştır. Planda, önde üç sıra 8 sütun, arkada iki sıra 9 sütun,opisthodomos ve alınlıkta pencereler gibi bazı değişiklikler vardır. Tapınağın batısına dahaöncekine benzer yeni bir sunak inşa edilmiştir. Antik kaynaklar sütun yüksekliğinin yaklaşık

EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSEİŞLEVİ KAZANDI MI?

1 BERNHARD-WALCHER 2008: 15.2 BAMMER 1999 a3 BAMMER- MUSS 2000: 46.

Mustafa Büyükkolancı

MUSTAFA BÜYÜKKOL ANCI

110

18.40 m. olduğunu bildirir. Tamburlardan oluşan sütunların altındaki zengin süslemeli bö-lümler (Columnae caelatae) doğu etkileri göstermektedir. Bunların yapımında döneminünlü heykeltraşları Lissippos, Leoharas ve Skopas çalışmıştır. M.Ö. 4. yüzyıl ortalarında ya-pımına başlanan tapınağın hiçbir zaman bitirilemediği, Hellenistik ve Roma çağları boyuncahem inşa edildiği hem de kullanıldığı anlaşılmaktadır. Roma Çağı’nda Asia Eyaleti’nin baş-kenti olan Efes’te Artemis Tapınağı eski ününü sürdürmüştür. İmparator Augustus zama-nında Temenos içinde yeni düzenlemeler yapılmış Augustus ve ondan sonra gelen bazıimparatorlar için “Sebasteion” denilen imparatorluk kült yapısı inşa edilmiştir.

Efes 262 yılında çok şiddetli bir depremle sarsılmış ve Artemis Tapınağı 263 yılında Gotlartarafından yağma edilmiştir. Büyük deprem yapının cella duvarlarını fazlaca yıpratmış olmalıki duvarların iç kısmına destek ayakları yapılmış ve bir süre daha tapınağın ayakta kalmasısağlanmıştır. Bu ayaklar A. Bammer tarafından 1996 yılından itibaren Erken Bizans DönemiBazilikası’nın üst yapı taşıyıcı ayakları şeklinde yorumlanmıştır 4. İşte makalemizin konusuve amacı da bu bazilikanın gerçekten var olup olmadığını incelemektir.

Artemis Tapınağı; İngilizler tarafından Anadolu’da ilk araştırılan ve kazılan yapılardan biridir.1838–1842 yıllarında Lykia Bölgesi’nde çalışan C. Fellows, Ksanthos anıtlarını British Mu-seum’a taşımış ve bunu 1846 yılında Halikarnassos Mausoleum eserleri izlemiştir. BunlarLondra’daki British Museum yetkililerinin ilgisini arttırmış olacak ki diğer Dünya Harikasıolan Efes’teki Artemis Tapınağı’nın aranması için çalışmalar başlamıştır.

Bu amaçla 1845 yılında İngiliz E. Falkaner Efes’teki ilk araştırma ve kazılara başlamıştır.Fakat tapınağı bulmak 1869 yılında mühendis John T. Wood’a kısmet olmuştur. Daha sonrayine İngiliz arkeolog D.G. Hogarth’ın kazıları tapınağın daha iyi anlaşılmasına yardımcı ol-muşsa da sunağı bulunamamıştır. Bundan 70 yıl sonra 1965 yılında Avusturya ArkeolojiEnstitüsü tarafından yeniden başlatılan kazılarda A. Bammer tapınağın batısındaki sunağıbulmuştu (1967)5. Tapınak ve çevresindeki A. Bammer ve U. Muss yönetimindeki kazılar2000 yılına kadar devam etmiştir.

A. Bammer, Efes Artemis Tapınağı ve Efes hakkında birçok yeni buluşa adını yazdırmış veçok sayıda yayın yapmıştır 6. Bunlardan bazıları kabul görmüş ancak bazıları, örneğin “Co-lumnae caelataeların sütunların üstünde duruyor” olması gibi önce kabul görse de sonradeğişmiştir 7. Bammer’in Artemis Tapınağı hakkında en yeni önerisi tapınağın Erken BizansDönemi’nde bazilika olarak kullanılmasıdır.

Bammer’in bu bazilikaya ilişkin olarak en önemli kanıtı özellikle güney cella duvarına bitişikolan ve ilk kez 1870 yılında J.T. Wood tarafından tespit edilmiş “paye” denilen destek ayak-larıdır. Bammer ve Muss bunlar hakkında: “Artemision’da 5. yy. da bir kilise inşa edildi. ErkenBizans Dönemi’nde sekon’un uzun duvarına, avluyu örten kilise çatısını desteklemek amacıyla

4 BAMMER-MUSS 1996: 57, BAMMER1999 b: 86, BAMMER-MUSS 2000: 55.5 BAMMER 1972.6 Bammer için toplu bibliografya EFES ARTEMISIONU 2008: 363.7 WESENBERG 2001: 314.

EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSE İŞLEVİ KAZANDI MI?

111

payeler eklendi. J. T. Wood bu payeleri saptamış ve içinde iki mermer tapınaktan devşirme mal-zemeler aramıştır. Kilise inşa edildiği zaman payelerde ve Geç Klasik Dönem Tapınağın temel-lerinde kullanılan Arkaik Tapınağa ait çok miktarda yontu parçası ele geçmiştir. Fakat doğudabir apsise henüz rastlanmamıştır. Payeler 3.00X4.40 m. boyutlarında olup doğu köşelerdeki payeler daha da büyüktü. Uzun kenarlar boyunca 15 m. ara ile yerleştirilen sekiz adet payesi ilebu yapı Efes’in en büyük kiliselerinden biridir” derler 8.

Bammer burada tapınak içindeki kiliseyi kanıtlayan en önemli bulgu olarak cella duvarınayaslanmış durumda olan geç dönemde eklenmiş payeleri göstermektedir. Bunların 263 dep-remi sonrası tapınak cella duvarlarının ayakta kalabilmesi için yapılan destekler olabileceğinihiçbir zaman dile getirmemiştir. Halbuki Bammer ve Muss farklı yayınlarda tapınağın yak-laşık olarak 400 yılına kadar ayakta kaldığını söylerken 263 yılı depremi ile bu tarih arasın-daki 167 yılı neredeyse boş bırakmaktadırlar. “Artemision 263 yılında Goth’lar tarafındanyağma edildi. Ancak gerçek tahribat, 400 yılından sonra kült artık sona erdiği zaman gerçekleşti.Sunak ve onu çevreleyen sütun sırası, alınlığıyla birlikte parçalandı ve St Jean Bazilikası civa-rında satıldı veya tekrar kullanıldı. Bazilikanın kendisi ve dış (sur) duvarlarında Artemisionkaynaklı çok miktarda devşirme malzeme görülmektedir” der9.

Aynı konuda Püls “Efes Artemis Tapınağı 263 yılı depremi ve peşinden Got’ların yağmalama-sıyla zarara uğradı. Ancak bu olaylar kült uygulamasının sonu anlamına gelmedi. Hıristiyanlığın391 yılında devlet dini ünvanını alması Artemis kültü için kötü günlerin başlamasına nedenoldu” der.10.

Bilindiği gibi özellikle Batı Anadolu’da çok sayıda Hellenistik ve Roma Çağı tapınağı bazilikaveya kilise olarak kullanılmak üzere değişime uğramıştır. Bunlardan en ünlüleri Didyma

Plan 1 Efes Artemis Tapınağı ve cella payeleri (A. Püls 2008 ve A. Bammer 1999 a’den)

8 BAMMER-MUSS 2000: 54–55.9 MUSS 2000: 30, BERNHARD-WALCHER 2008: 17 “Artemis Kutsal Alanı 263 yılında Gotların istilasında yağma

edilip tahrip edildikten sonra, yalnızca ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden inşa edildi” .10 PÜLS 2008: 79.

MUSTAFA BÜYÜKKOL ANCI

112

Apollon Tapınağı ve Aphrodisias Aphrodit Tapınağıdır. Ayrıca çok sayıda Zeus tapınağınında bazilikaya dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Bütün kutsal alanların aynı anda terk edilmesive Hıristiyanlığa uyarlanması, hemen gerçekleşmemiş; daha çok putperest ve Hıristiyan kültyerleri uzun süre yan yana varlık göstermiştir. Bu tarz dönüşümlerin yapılabilmesi I. The-dosius (391/92) ve II. Thedosius’un (415, 428) fermanları sonrasında mümkün olmuştur.

Şimdi tekrar Artemision’un kilise olarak işlev kazanıp kazanmadığı konusuna dönecek olur-sak: Bammer 1996 yılından itibaren kendisi ve Muss’la birlikte yaptıkları yayınlarda bu ko-nuyu ortaya attıktan sonra İtalyan araştırmacı Russo kendilerinden izin alarak ArtemisTapınak alanındaki Bizans Dönemi’ne ait mimari parçaları incelemiş ve 2001 yılında kilisefikrini destekleyen bir yayın gerçekleştirmiştir. Bu yayında Russo: “Bugün Artemision ala-nında muhafaza edilen parçalar 6. yüzyılda İmparator Justinianus Dönemi’nde Artemis Tapı-nağı’nın kiliseye çevrilmiş olduğunu güsteriyor. Bu makalede şu parçalar incelenmektedir:…Bütün bu eserler 6. yüzyıla aittir veya 6. yüzyılda tekrar kullanılmışlardır. 6. yüzyıldan sonrakieserlerden, olasılıkla 8. yüzyılın birinci yarısına ait bir fil ayağı ve Orta Bizans Dönemi’ne aitiki arşitrav parçası incelenmiştir. Bunun sonucunda tapınağın içerisinde bir kilisenin hayat bul-muş olduğu ve yüzyıllar boyunca bu binanın Hıristiyan kültürüne de ev sahipliği yapmış olduğuispatlanmış oluyor” der11.

2008 yılında Efes Artemis Tapınağı bir sergi dolayısıyla tekrar gündemine gelmiştir. Mayıs-Eylül 2008’de İstanbul Arkeoloji Müzelerinde gerçekleştirilen “Efes Artemisionu, Bir Tan-rıçanın Kutsal Mekanı” isimli serginin beraberinde bir de katalog yayınlanmıştır. Bukatalogda A. Bernhard-Walcher, U. Muss ve A. Püls Artemision’daki Kilise konusunda gö-rüşlerini yazmışlardır. Bunlardan Bernhard-Walcher, MS.5. yüzyılın başlarında, ArtemisKültü’nün tamamen yasaklandığını, tapınağın ortadan kaldırıldığını ve St. Jean Kilisesi’nininşasında kullanıldığını söyler ve arkasından Artemision’da 5. yüzyılda inşa edilen Kilise’nin1333 yılında Arap gezgini İbn-i Batuta tarafından da görüldüğünü de ekler 12.

Baştan itibaren A. Bammer’in fikrini destekleyen U. Muss ise “263 yılında ArtemisionGoth’lar tarafından yağma edildi. Fakat gerçek tahribat, 400 yılında, antik kültün sona erme-sinden sonra gerçekleşti. Tapınağa ait sunak ve sütun sırası alınlığıyla birlikte sökülüp götürüldü,satıldı ya da St. Jean Bazilikası alanında yeniden kullanıldı. 5. yüzyılın başlarında, Artemiskültü İstanbul Patriği Johannes Chrysostomos tarafından kesinlikle yasaklandı. Söylendiğinegöre İmparator Justinian (527–565), tapınağın geriye kalan sütunlarından bir parçasını da,inşaat malzemesi olarak İstanbul’a getirtti 13.

Yerin şöhreti, Hıristiyanlık Dönemi’nde de önemini hiç kaybetmedi. Havari Paulus, Efes’te icraatta bulundu ve Justinian Dönemi’nde, Ayasuluk Tepesi’nde St. Jean Bazilikası inşa edildi.Aynı dönem’de Artemision’da bir kilise inşa edildi. 5. yüzyıla tarihlenen bu kilise 1333 yılındaArap gezgin ve coğrafyacı İbn-i Batuta tarafından da görüldü” der14.

11 RUSSO 2001: 278.12 BERNHARD-WALCHER 2008: 17, dn.15.13 MUSS 2008: 30, dn.72.14 MUSS 2008: 30, dn.74.

EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSE İŞLEVİ KAZANDI MI?

113

2000 yılından sonra Efes’in Bizans Dönemi ve yapılarıyla ilgili bilimsel çalışmalar yapan A.Püls: “Putperest yapıların Hıristiyanlaştırılması, Efes’deki diğer yapıların yanında, Olympeion’da(Hadrian Tapınağı), Serapeion’da, Lukas Mezarı olarak da adlandırılan yapıda, Doğu Gymna-sionnu’nda ve Artemision’da görülmektedir. Bir zamanlar Dünya Harikası olan yapı 3. yüzyılınağır olaylarından sonra bir daha eski parlaklığında yapılamadı. Fakat kült uygulamasının garanti altına alınması için gerek duyulan onarım işleri gerçekleştirildi. Johannes Chrysostomus,401 yılında şehirde bulunduğu sırada Artemis’in kült heykelinin üzerinde ne varsa ksoanon’akadar çıkarmış, yani üzerindeki bütün takılarını çalmış ve heykeli de yıktırtmıştı 15.

Her ne kadar, bu olay tarihsel olarak kanıtlanmamış ve kendisine ait geleneği sürdürmüş olsada 5. yüzyılın başlarına doğru, en azından tapınağın bir daha açılmamak üzere kapatılmış vekült uygulamalarının sona ermiş olduğunu dikkate almak gerekir” der16.

Ayrıca “Artemision’un Sekos’unda bulunan Kilise’nin yapım tarihi arkeolojik yönden henüz kesinlik kazanmamıştır. Ayrıca yapının orijinal dış görüntüsü ve dekoru üzerine de çok az şeysöylenmiştir. Sekos’un uzun duvarlarına, kilise çatısını taşımış olması gereken güçlü ayaklar konulması olmalıydı. 15 m. genişliğindeki yapının orta ve yan neflerinin alt kısmına ait biripucu, ne yazık ki bulunamamıştır. Batı tarafında, putperest tapınağın pronaosu buna dahiledilmiş olmalıydı ve belki de nartex olarak işlev görmekteydi. Kilisenin doğu ucuna ait olanalanı ve biçimi bilinmemektedir 17.

Ele geçen yapı parçalarından (sütun başlıkları ve korkuluk levhaları) yola çıkarak, kutsal alanınkiliseye çevrilmesinin Justinian Dönemi’nde gerçekleşmiş olduğu kabul edilmektedir 18. Elbette

Resim 1. Efes Artemis Tapınağı, St. Jean Kilisesi, İsabey Camii ve Ayasuluk Kalesi

15 PÜLS 2008: 79, dn.10.16 PÜLS 2008: 79.17 PÜLS 2008: 80, dn.13. Belki de Apsis zamanında Opisthodomos alanında bulunuyordu.

MUSTAFA BÜYÜKKOL ANCI

114

ki, tarihlenmiş yapı parçalarının yeni kilise için oluşturulmuş ve ikinci kez kullanılmamış olmasıkoşuluyla.

Buraya kadar Püls’ün yazdıklarından kendisinin Artemis Tapınağı’nın kilise işlevi kazandı-ğına Bammer kadar sıcak bakmadığı ancak tümden reddetmediği anlaşılmaktadır. Dahasonra Püls Artemis, Meryem ve St. Jean konusunda aşağıdaki satırları yazmıştır.

“Putperestliğin dünyaca ünlü merkezi olan Artemision’un bu dönemde Hıristiyanlığa adaptas-yonu oldukça iyi anlaşılmaktadır. Şüphesiz ki; yeni, ruhani-dinsel bir yer isteği ve kült boşluğuoluşumundan kaçınma arzusu çok önemli bir rol oynamaktaydı. Ancak yine de kentin uluslar-arası anlamı ve ünü, özellikle ekonomik anlamı küçük görülmemesi gereken hac merkezindeyatmaktaydı. Hangi Aziz ya da Azize, bununla birlikte ortaya çıkan boşluğu dolduracak vebüyük Artemis Ephesia’yı izleyecek durumdaydı” 19.

Efes’de Meryem adına kilise inşa edilmesi ya da Theotokos’un var olan kilisesinin takdis edilme-mesi için bir neden yoktu. Meryem’in koruyucu azizliği için ilk öneriyi Evrensel 431 Yılı Konsili’nin de içinde toplanmış olduğu kilise (yani Olympieion’un Güney Stoası) yaptı” 20.

Daha sonra Püls konuyu şöyle bağlar “Açıkça görülüyor ki; Meryem’in yerine, özellikle havarive İncil’i yazan dört havariden biri olan St. Jean ilk olarak Efes Şehir Tanrıçası’nın mirasınıüstlenmiştir. Bu Artemis Tapınağı’yla da doğrudan ilişki içine sokulmaktadır: Sonradan eklenenSt. Jean’la ilgili belgeler 21 St. Jean’ın Artemision’a yaptığı bir ziyaretten söz etmektedir. Bir yortusırasında bu azizin; sunağı, birçok adak hediyelerini ve tanrı heykellerini ve yapının bir kısmınıduayla yıktırdığından söz edilir 22. Bu olay, tarihsel olarak doğrulanmamış olsa da; bu, yine deen azından Hıristiyan çevrelerde aktarılmaya devam etmiş olan açık bir mesaj içermektedir.Bu, St. Jean’ın Artemis’i yenilgiye uğratmasıyla Hıristiyan dünyasının zaferi ve putperestliğinyenilgisi için bir sembol anlamına gelmektedir” 23.

Burada sözü edilen St. Jean (542 yılında) Justinianus Dönemi’nde yaşamış EphesosluSt. Jean olmalıdır. Asya, Karia ve Phrygia paganlarına karşı misyoner ilan edilmiştir. Papazlarıve diyakozları ile birlikte tapınakları ve altarları yıkmış, kutsal ağaçları kesmiş ve 80 binkişiyi Hıristiyan yapmıştır 24.

Bammer’in önerisine şimdiye kadar tarafımızdan yapılan yayınlardaki notlar dışında her-hangi bir karşı görüş yazılmamıştır. St. Jean’la ilgili yayınımızda İbn-i Batuta’nın St. JeanKilisesi hakkında oldukça ayrıntılara girdiğini, ancak daha önce başka bir kiliseden söz ettiğini ve “Burası, Rumlar katında kutsal, eski ve büyük bir kenttir. Burada iri kesme taşlarlainşa edilmiş büyük bir kilise vardır. Her taş parçası en az on karış uzunlukta olup, hepsi de pekgüzel bir şekilde yontulmuştur” dediğini,

18 PÜLS 2008: 80, dn.14.19 PÜLS 2008: 80.20 PÜLS 2008: 80, dn.18.21 PÜLS 2008: 81, dn.36.22 PÜLS 2008: 81, dn.37.23 PÜLS 2008: dn.38.24 ARTHUR 2006: 60.

EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSE İŞLEVİ KAZANDI MI?

115

Bu yapının A. Bammer, tarafından Artemision’da cella içine 6. yüzyılda inşa edilmiş bazilikaolarak tanımlandığı, fakat bizim farklı düşündüğümüzü, İsabey Camii’nin yerinde önceantik yazarlar tarafından bahsedilen Apollon Tapınağı’nın varlığını, bunun üzerine İbn-iBatuta’nın gördüğü kilisenin inşa edilmiş olabileceğini ve Apollon Tapınağı’nın Artemis Tapınağı’ndan uzak bir yerde olamayacağı görüşünden hareket ettiğimizi yazdık.25

Ayrıca Ayasuluk Tepesi 2000 yılı kazı çalışmaları raporunda aynı konuya değinip “Batıyamaç 32 D Açmasında 1993 yılında bulunan Apollon figürinleri bir mezara ait olmadığı içinApollon’a ait bir kült yerini işaret ettiği varsayılabilir. Bu kült yeri veya tapınak büyük bir olasılıkla İsabey Camii’nin veya St. Jean Kilisesi’nin altında kalan ve Eski Efes Kenti içindekiApollon Tapınağı olmalıdır. Çünkü Apollon Tapınağı’nın Artemis Tapınağı’ndan uzak bir yerdeolması mümkün değildir.

Ayrıca 1330 yılında Ayasuluk’u ziyaret eden İbn-i Batuta’nın yazdığı iki büyük kiliseden biriSt. Jean Kilisesi, diğeri ise İsabey Camii’nin olduğu yerdeki kilise olmalıdır. Bu yapı her ne kadarA. Bammer tarafından Artemis Tapınağı’nın içindeki (celladaki) bazilika olarak tanımlanmışsada İbn i Batuta’nın anlatımları bizce İsabey Camii’ne daha uygundur” denilmiştir 26.

Artemision’un kilise işlevi kazanamadığına dair veriler:

1. Bizans Dönemi kaynaklarında Efes Artemis Tapınağı’nın kilise haline getirildiğine dairhiçbir belge yoktur. Kaynaklar, daha çok neredeyse oy birliğiyle Efes’e yapılan hac ziyaretininamacı olarak havari ve İncil’i yazan dört havariden biri olan St. Jean’ın mezarını göstermek-tedir. Bu ziyaretlerin 380 yıllarında başladığı belgelenmiştir 27.

2. Şayet Artemis Tapınağı gibi büyük bir yapının cella duvarları içinde bir bazilika inşa edil-mişse muhakkak güçlü bir apsise sahip olması gerekirdi. Böyle bir apsis ister Opistodamosduvarına dayalı, ister bağımsız olsun mutlaka destek duvarlarında olduğu gibi harçlı vemoloz taşlarla yapılmış olmalıydı. Bu apsise ait en küçük bir kalıntı ne Wood tarafından nede Bammer tarafından bulunmuştur. Zaten Bammer bunun farkındadır ve durumu “Fakatdoğuda bir apsise henüz rastlanmamıştır” şeklinde ifade etmektedir 28. Erken Bizans DönemiKilisesi için vazgeçilmezlerden biri ve bekli de en önemlisi olan apsis kısmına ait hiçbir izinbulunmaması burada iddia edildiği gibi bazilikanın olmadığına dair en önemli kanıt sayıl-malıdır.

3. Önce Bammer tarafından kısa tanıtımı yapılan,29 daha sonra E. Russo tarafından incele-nen ve büyük çoğunluğu 6. yüzyıla tarihlenen Bizans Dönemi’ne ait mimari parçalar, özel-likle sütun başlıkları, olası böyle büyük bir kilise için öncelikle sayı olarak yeterli değildir,hatta çok azdır. İncelenen ve yayınlanan parçalar St. Jean kazılarında bulunan ve bir kısmıyayınlanmış olan30 Bizans Dönemi mimari bezemeli parçalarına yakın benzerlik göstermek-

25 BÜYÜKKOLANCI 2002a: 38.26 BÜYÜKKOLANCI 2002b: 238.27 PÜLS 2008: 81, dn.28–30.28 BAMMUR-MUSS 2000: 55.29 BAMMER 1999 b: 86-87, Taf. 61–69.30 RUSSO 1999: 45-46, Taf. 21-25; BÜYÜKKOLANCI 2008 b.

MUSTAFA BÜYÜKKOL ANCI

116

tedir. Henüz detaylı bir araştırma ve karşılaştırma yapılmamasına karşın, özellikle bazı kor-kuluk levhası parçalarının olasılıkla St. Jean kazılarında bulunan parçalarla aynı levhaya aitolduğu bile ileri sürülebilir.

Ayrıca 1976 yılında Artemis Tapınak alanında tarafımızdan tespit edilen kırmızı renkli siyahdamarlı mermerden yapılmış bir alçak postamentli sütun kaidesi, St, Jean mezar alanı (bema)sütunlarına ait postamentli kaidelerle her yönden büyük benzerlik gösterdiği için Müze Mü-dürlüğü’nün isteğiyle St. Jean Kilisesi mezar alanına taşınmıştır. Şimdi halen St. Jean Mezaralanı çevresindeki restore edilmiş sütunların yanında duran postamentli sütun kaidesi, özel-likle Artemis Tapınağı çevresinde Türk Dönemi’nde hamam, türbe ve diğer yapıların inşa-sında o sırada yıkılmış olan St. Jean Kilisesi’ne ait parçaların da kullanıldığını göstermektedir.Bu nedenle Bammer tarafından veya daha önceki kazılarda bulunup tapınak alanında duranve Russo tarafından yayınlanan Bizans Dönemi’ne ait mimari parçaların en azından bir bölümü St. Jean veya Efes’teki yapılardan getirilmiş olabilir.

4. Bizce Efes Artemis Tapınağı’nın kilise olarak işlev kazanmadığını gösteren en önemlikanıt Batı Anadolu’daki Artemis tapınaklarının hiç birinin kilise olarak kullanılmamasıdır.Ne Sardeis Artemis Tapınağı ne de Magnesia Artemis Tapınağı’nın kilise olarak kullanıldı-ğına ilişkin iz yoktur31. Bunun nedeni büyük olasılıkla Batı Anadolu’da Artemis inancındakiAna Tanrıça inanışı ile Meryem Ana’nın benzeşmesi olabilir. Bu benzeşme Hıristiyanlar tarafından bizim düşündüğümüz gibi Artemis ile Meryem’in birbirinin devamı olduğu şek-linde algılandığını göstermez. Aksine onlar hatıraların canlanmaması için paganizmin ünlüyapısının ortadan kaldırılmasını öncelikli olarak istemişlerdir. Zaten yukarıda anlatılan olay-lar Artemis Tapınağı’nın neredeyse yerle bir edildiğini kilise işlevi verilecek bir yapının kal-madığını gösteriyor. Ayrıca Efes’te var olduğu kabul edilen Meryem kültü için onun adınatakdis edilmiş kilise Olympeion’un güney stoasına inşa edilmiş Meryem Kilisesi’dir ve 431yılı Efes Konsil toplantısı da orada gerçekleşmiştir.

Fakat Bammer ve Muss aynı kanıda değildir ve onlar“Yapının (Artemision’daki kilisenin)kime atfedildiğine dair bir bilgi yoktur ancak tapınağın 1000 yıldır bir tanrıçaya ait olmasındanhareketle kilisenin de Hz. Meryem’e ithaf edildiği düşünülebilir” diyorlar 32.

Püls, Artemis ile Meryem bağlantısına şüphe ile yaklaşmakta ve“Artemis ile Meryem arasın-daki ilişki eski Hıristiyanlık kaynaklarında sonuçsuz kalmaktadır. Burada, Artemis gerçektende zaman zaman konu edilmiş 33 olup Meryem ile ilişkisi kesin olarak sağlanmamıştır” der 34.Püls’ün açıkça belirttiği gibi kaynaklar neredeyse oy birliği ile Efes’e yapılan haç ziyaretlerininHavari ve İncil yazarı St. Jean’ın mezarına ve kilisesine yapıldığını göstermektedir.35

31 Lagina Hekate Tapınağı kilise veya bazilika olarak kullanılmak istendiğinde bile önündeki alan (Tapınak ile altar arasındaki alan) bazilika haline getirilmiş tapınağın içine dokunulmamıştır. Bu konuda Aphrodisias Aphrodit Tapınağıistisna tutulmalıdır.

32 BAMMER-MUSS 2000: 5533 PÜLS 2008: 80, dn.22.34 PÜLS 2008: 81.35 PÜLS 2008: 81.

EFES ARTEMİS TAPINAĞI KİLİSE İŞLEVİ KAZANDI MI?

117

Sonuç olarak Bammer’in Artemis Tapınağı hakkında 1996 yılından itibaren öne sürdüğügörüşe temel oluşturan tapınağın cella duvarları dibine inşa edilen payelerin kilise için ya-pıldığı tezi geçerli değildir. Bunlar 263 yılı depremi sonrasında duvarlara destek olarak vetapınak işlevinin devam etmesi için yapılmış payelerdir. Zaten kuzey duvarında iki tanetespit edilmiştir ki bu da payelerin amacının kilise ile bağlantılı olmadığını gösterir.

Artemis Tapınağı’nın kilise işlevi kazanması için vazgeçilmez bir bölüm olan apsise ait enküçük bir ize rastlanmamıştır. Bu çok önemli bir eksikliktir. İddaa edildiği gibi kilise içinböyle güçlü payeleri inşa edenlerin kilise için daha güçlü bir apsis de inşa etmeleri bekle-nirdi.

Tapınak çevresindeki Bizans Dönemi mimari parçaları sayı ve nitelik olarak böyle büyükbir kilise için yeterli değildir. Ayrıca bunlardan bazılarının St. Jean Kilisesi’nden getirildiğide varsayılabilir. Son olarak Batı Anadolu’da hiçbir Artemis Tapınağı kiliseye dönüştürül-mediğine göre Efes Artemis Tapınağı da bunlardan ayrı düşünülemez.

ÖZET (RESUME)

M.Ö. 560 yılında Samoslu Theodoros, Metagenes ve Khersiphron’un planlarına göre yapımına başlanan Arkaik Dönem Tapınağı “İlk kez mermerden yapılan tapınak” unvanınasahiptir. Doğu-batı yönünde inşa edilen ve cephesi batıya bakan Arkaik Dönem Tapınağı’nınölçüleri 115X55 m’dir. Önde ve arkada 8’er, uzun taraflarında 20’şer sütun olmak üzeretoplam 106 sütun tapınağı sarmaktadır. Antik kaynaklara göre Kroisos Tapınağı, Herostratostarafından M.Ö. 356 yılında Büyük İskender’in doğduğu gece yakılmıştır.

Bunun yerine inşa edilen Geç Klasik Dönem Tapınağın planı 2,76 m. alttaki Arkaik DönemTapınağı’nın Peripteros planıyla büyük benzerlik göstermektedir. Arkaik Dönem Tapına-ğı’nın kabartmalı sütunları dahil olmak üzere neredeyse tüm yapı öğeleri aynen kullanıl-mıştır. Planda, önde üç sıra 8 sütun, arkada iki sıra 9 sütun, opisthodomos ve alınlıktapencereler gibi bazı değişiklikler vardır. Tapınağın batısına daha öncekine benzer yeni birsunak inşa edilmiştir.

Efes 262 yılında çok şiddetli bir depremle sarsılmış ve Artemis Tapınağı 263 yılında Gotlartarafından yağma edilmiştir. Büyük deprem yapının cella duvarlarını fazlaca yıpratmış olmalıki duvarların iç kısmına destek ayakları yapılmış ve bir süre daha tapınağın ayakta kalmasısağlanmıştır. Bu ayaklar A. Bammer tarafından 1996 yılından itibaren Erken Bizans DönemiBazilikası’nın üst yapı taşıyıcı ayakları şeklinde yorumlanmıştır. İşte makalemizde Efes Ar-temis Tapınağı içinde bir Hıristiyanlık bazilikasının gerçekten var olup olmadığı sorusunacevap aranmıştır.

Sonuç olarak Bammer’in Artemis Tapınağı hakkında 1996 yılından itibaren öne sürdüğügörüşe temel oluşturan tapınağın cella duvarları dibine inşa edilen payelerin kilise için yapıldığı tezi geçerli değildir.

Bunlar 263 yılı depremi sonrasında duvarlara destek olarak ve tapınak işlevinin devam etmesi için yapılmış payelerdir. Zaten kuzey duvarında iki tane tespit edilmiştir ki bu dapayelerin amacının kilise ile bağlantılı olmadığını gösterir.

REISEN MIT FRIEDMUND

118

Artemis Tapınağı’nın kilise işlevi kazanması için vazgeçilmez bir bölüm olan apsise ait enküçük bir ize rastlanmamıştır. Bu çok önemli bir eksikliktir. İddaa edildiği gibi kilise içinböyle güçlü payeleri inşa edenlerin kilise için daha güçlü bir apsis de inşa etmeleri beklenirdi.

Tapınak çevresindeki Bizans Dönemi mimari parçaları sayı ve nitelik olarak böyle büyükbir kilise için yeterli değildir. Ayrıca bunlardan bazılarının St. Jean Kilisesi’nden getirildiğide varsayılabilir. Son olarak Batı Anadolu’da hiçbir Artemis Tapınağı kiliseye dönüştürül-mediğine göre Efes Artemis Tapınağı da bunlardan ayrı düşünülemez.

Resumee

Der archaische Tempel, dessen Bau im Jahre 560 v. Chr. nach den Plänen des Theodorosaus Samos, Metagenes und Khersiphron begonnen wurde, wird als der „erste Tempel ausMarmor“ bezeichnet. Die Maße des Ost-West ausgerichteten Tempels mit einer nach Westen gerichteten Eingangsfassade betragen 115 x 55 m. Vorne und hinten wird er vonjeweils acht, an den Längsseiten von jeweils 20 Säulen, insgesamt also von 106 Säulen umrahmt. Antiken Quellen zufolge wurde der Kroisos-Tempel am Tag der Geburt von Alexander d. Großen 356 v. Chr. von Herostratos in Brand gesteckt.

Die Pläne des stattdessem gebauten spätklassischen Tempels weisen eine große Ähnlichkeitmit dem Peripteros des 2,76 m tiefer liegenden archaischen Tempels auf. Die reliefiertenSäulen des archaischen Temples inbegriffen, wurden fast alle Elemente wieder verwendet.Es gibt aber im Grundriss einige Unterschiede, wie vorne drei Reihen mit 8 Säulen, hinten2 Reihen mit 9 Säulen, Fenster am Opisthodomos und an der Stirnseite. An der Westseitedes Tempels wurde - ähnlich dem Vorgängerbau - ein neuer Altar errichtet.

Ephesos wurde im Jahr 262 von einem sehr starken Erdbeben erschüttert und der Artemis-tempel im Jahr 263 von den Goten geplündert. Das große Beben hat offensichtlich dieStützmauern des Gebäudes arg in Mitleidenschaft gezogen, da an den Innenseiten der Mauern Stützpfeiler angebracht. Somit wurde für einige Zeit ein Einstürzen verhindert.Diese Stützen wurden ab 1996 von Anton Bammer als Stützpfeiler der frühbyzantinischenBasilika ausgelegt. In meinem Artikel wird nach Antwort auf die Frage gesucht, ob im Artemistempel von Ephesos tatsächlich eine christliche Basilika gebaut worden ist.

Als Ergebnis kann angenommen werden, daß die von Bammer seit 1996 vertretene These,die am Fuße der Tempelstützmauern eingebauten Pfeiler wären für die Kirche erbaut worden, nicht haltbar ist. Diese Pfeiler wurden nach dem Erdbeben im Jahr 263 zur Aussteifung der Wände gebaut, damit der Tempel seine Funktion weiter erfüllen kann. Außerdem wurden an der Nordseite zwei Pfeiler festgestellt, die somit nicht mit der Kirchein Zusammenhang stehen dürften.

Damit der Artemistempel die Funktion einer Kirche erfüllen kann, ist die Apsis, von dernicht die geringste Spur gefunden wurde, ein unverzichtbarer Bestandteil. Dies ist ein großesManko. Wenn behauptet wird, daß diese starken Pfeiler für die Kirche errichtet wurden,so könnte man von den Kirchenerbauern doch erwarten, daß sie auch eine Apsis errichtenwürden.

REISEN MIT FRIEDMUND

119

Die architektonischen Bruchstücke aus byzantinischer Zeit rund um den Tempel reichenin Anzahl und Qualität nicht für eine derart große Kirche aus. Darüber hinaus ist anzu-nehmen, daß einige der Bruchstücke von der Johannesbasilika hergebracht worden sind.Letztendlich wurde in Westanatolien kein einziger Artemistempel in eine Kirche umgewandeltund der Artemistempel von Ephesos kann nicht von diesen getrennt betrachtet werden.

KAYNAKÇA

ARTHUR 2006: P. Arthur , Bizans ve Türk Dönemi’nde Hierapolis (Pamukkale), 2006. BAMMER 1972: A. Bammer, Die Architektur des Jüngeren Artemision von Ephesos, 1972.BAMMER 1999a: A. Bammer, Zur Bronzezeit im Artemision, 1000 Jahre Österreichiches

Forchungen in Ephesos. Atken des Symposions, Hrsg. H. Friesinger-F. Krinzinger, Wien1995 (1999), 399–404

BAMMER 1999b: A. Bammer, , “Die Kirche im Artemision von Ephesos” Efeso paleoris-tiana e bizantina – Frühchristliches und byzantinisches Ephesos, Roma 1996, (1999),86–88, Taf.58–72.

BAMMER-MUSS 1996: A. Bammer, U. Muss, Das artemision von Ephesos, 1996.BAMMER-MUSS 1996: A. Bammer, U. Muss, “Artemision. Spaetantike und frühbyzan-

tinische Zeit” Ephesos der Neue Führer, Red. P. Scherrer, 1996, 56–57.BAMMER-MUSS 2000: A. Bammer, U. Muss, “Artemision, Geç Roma ve E. Bizans

Dönemi”, Efes Rehberi, Yay.P. Scherrer, Çev. İ. Türkoğlu, 2000, 54–55.BERNHARD-WALCHER 2008: A. Bernhard-Walcher, “Efes Artemisi Kutsal alanı- yok

olmuş bir Dünya Harikası” ” Efes Artemisionu, Bir Tanrıçanın Kutsal Mekanı, Yay. W.Seiper, 2008, 15–24.

BÜYÜKKOLANCI 2002a: M. Büyükkolancı, St. Jean Hayatı ve Anıtı, 2002.BÜYÜKKOLANCI 2002b: M. Büyükkolancı, “St. Jean Anıtı ve Ayasuluk Tepesi 2000 yılı

Kazı ve Onarım Çalışmaları” 12. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu,2001, (2002) 237–340

BÜYÜKKOLANCI 2008a: M. Büyükkolancı, “Selçuk Ayasuluk Tepesi (Eski Efes) “Apasas”mı ? Batı Anadolu ve Doğu Akdeniz Geç Tunç Çağı Kültürleri Üzerine Yeni AraştırmalarSempozyumu, (Mayıs 2007) Ed. A. Erkanal, S. Günel, U. Deniz, 2008, 41–55.

BÜYÜKKOLANCI 2008b: M. Büyükkolancı, “Quelques exemples de plüques de parapetdes VII–VIII siecle provenant de Saint-Jean a Ephese” La sculpture byzantine, VII–XIIsiecles, (Athenes 2000), BCH Supplement 49, Ed. C Pennas-C. Vanderheyde, 2008,71–79

BÜYÜKKOLANCI-OHNESORG 2007: M. Büyükkolancı, A. Ohnesorg, “Ein ionischesKapitell mit glatten Voluten in Ephesos”, İstanbuler Mitteilungen 57, 2007, 209–233.

BÜYÜKKOLANCI-DOĞAN 2007: M. Büyükkolancı, E. Doğan, “Efes Ayasuluk Tepesi’nde Bulunan Figürinler”, Arkeoloji Dergisi, IX (2007/1) 123–133.

BÜYÜKKOLANCI-ZHUBER-OKROG 2008: M. Büyükkolancı, C. Zhuber-Okrog, “BirDünya Harikasına ait Mimari” Efes Artemisionu, Bir Tanrıçanın Kutsal Mekanı, Yay.W. Seiper, 2008, 129–139.

MUSTAFA BÜYÜKKOL ANCI

120

BERNHARD-WALHER 2008: A. Bernhard-Walher, “Efes Artemisi Kutsal Alanı – Yokolmuş bir Dünya Harikası” Efes Artemisionu, Yay. W.Seipel, 2008.

KANITZ 1997: E. Kanitz, Una iglesia cristiana soble el solar del templo pagano de Artemisen Efeso, Preambulos y problematica, La tradicion en la antigüedad tardia, Murcia 1997,435–456.

KNACKFUSS 1941: H. Knackfuss, Didyma 1, Zeichnungen, Berlin 1941, Taf. 3.KOCH 2007: G. Koch, Erken Hıristiyan Sanatı, Çev. A. Aydın, 2007.MUSS 2008: U. Muss, “Artemision’un Tarihçesi” Efes Artemisionu, Bir Tanrıçanın kutsal

mekanı, Yay. W.Seipel, 2008, 25–34.PÜLS 2008: A. Püls, “Tanrıça’dan Meryem Ana’ya” Efes Artemisionu,Bir Tanrıçanın Kutsal

Mekanı, Yay. W. Seiper, 2008, 79–86.RUSSO 1999: E. Russo, “La scultura A Efeso in Eta Paleocristiana e Bizantina Primi

Lineamienti” Efeso Paleocristiana e Bizantina – Frühchristliches und byzantinisches Ephesos, Roma 1996, (1999), 26–53, Taf.1–30.

RUSSO 2001: E. Russo, “Sculture paleocristiane e bizantine dell’Artemision di Efeso” DerKosmos der Artemision von Ephesos, Hers. U. Muss, 2001, 265–279.

WESENBERG 2001: B. Wesenberg, “B.M. 1206 und die Rekonstruktion der columnaecaelatae der Jüngeren Artemision” Der Kosmos der Artemision von Ephesos, Hers. U.Muss, 2001, 297–314.

WOOD 1877: J.T. Wood, Discoveries at Ephesus, İnccluding the Site and Remains of theGreat Temple of Diana, 1877.