Paris und der Jazz Autoren: Klaus Huckert/Uwe Lorenz (Radio ...
Tibbiye’de bir Avusturyali: Dr. Lorenz Mathuss Karl Rigler (1815-1862)
Transcript of Tibbiye’de bir Avusturyali: Dr. Lorenz Mathuss Karl Rigler (1815-1862)
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
Tıbbiye’de bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Mathuss Karl Rigler (1815-1862)
Yeşim IŞIL ÜLMAN
Hastaneler müfettişi ve Mekteb-i Tıbbiye
1815 yılında Graz’da doğan Lorenz Matthus Karl Rigler, 1833-1838 yıllarında Viyana’daki Joseph
Akademisi’nde tıp eğitimi görmüş, 1838’de İnsanlarda Kuduz Hastalığı adlı doktora tezini vererek
mezun olmuştur. Hekim ve cerrah Rigler, 10 Ocak 1839’da Göz Kliniği’nde Prof. Jaeger’in asistanı
olmuş, ayrıca doğum bölümünde ihtisas yapmıştır (1).
Resim1:Padişah Abdülmecid, Galatasaray’daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den ayrılırken (YIÜlman
dijital arşivi)
Fizyoloji ve tıbbi istatistik konusunda da yetişmiş bulunan Dr. Rigler, özellikle Sultan Mahmud
tarafından 1823’de kurulan Maltepe Askeri Hastanesi’nin reorganizasyonu, bu kurumdaki yüksek
ölüm oranını (15 yıl içinde 28.600 ölüm, mortalite % 25) düşürmek amacıyla Osmanlı hükümeti
tarafından Avusturya’dan davet edilmiş ve Ekim 1842’de Dr. Eder ile birlikte İstanbul’a gelmiştir (2).
Dr. Eder’in Ocak 1844’te menenjitten ölmesi üzerine Rigler’in yanına Dr. Reinvald ve Dr. Wartbichler
adlı iki Viyanalı hekim, yardımcı olarak verilmiştir (3). Dr. Rigler, hastanede geniş çaplı önlemler alarak
temizlik, havalandırma, ilaç dağıtımı ile eczane ve hastabakıcıların eğitimlerini yeniden düzenlemiştir.
Tifüs, tüberküloz ve diğer hastalıklarla mücadelede etkili önlemleri uygulamaya sokmuştur Göreve
başladığında ölümcül diyare konusunda uyarılmasına rağmen, bu vakaların bir kısmının tifo bir
kısmının da barsak tüberkülozu olabileceğini düşünerek, bu yolda tedbirler almış ve başarılı olmuştur.
Bunun üzerine Dr. Rigler, Padişah tarafından pırlantalarla süslü yüksek bir nişan ile ödüllendirilerek
hastaneler genel müfettişliğine getirilmiştir (4). Askeri hastanelerde görev yapan pratik eczacıları,
Tıbbiye’nin Eczacılık Bölümü’nden mezun eczacılarla değiştirmiştir. 18 Kasım 1845’te İstanbul’da
yaşayan Viyanalı bir hanımla evlenen Dr. Rigler’in özel muayenehanesi de vardı (5).
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
Resim 2: Tibbiye'nin 1850'li yillarda bulundugu Hasköy'deki Humbarahane Kislasi (Mahmud Raif
Efendi, Tableau des Nouveaux Reglemens de l'Empire Ottoman, Constantinople, 1798)
Öğretim kadrosunda yer almamakla birlikte, Galatasaray’daki Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne
kliniğinde 1843 yılında, sternomastoid kasa yapılan subkutan tenotomi ile tortikolis ameliyatını
gerçekleştirmiştir (6). 1844 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda askeri hastane hizmetlerine dair bir
yönetmelik hazırlamıştır (7). Altı yıllık çalışma süresi sonunda görevinin uzatılmasını isteyen
Hastaneler Genel Müfettişi Rigler, Hekimbaşı Salih Efendi tarafından 1849’da Dr. Spitzer’in yerine,
Mekteb-i Tıbbiye Dahiliye Kliniği muallimliğine atanır (8).
Dahiliye Klinik Şefi
Galatasaray’daki binanın yanmasından sonra 1849 yılında Humbarahane Kışlası’na taşınan Mekteb-i
Tıbbiye-i Şâhâne’de 9. ve 10. sınıfta Dahili Hastalıklar ve Dahili Klinik derslerini veriyor, aynı zamanda
Dahiliye Kliniği’nin başında bulunuyordu (9).
20 Ağustos1849- 3 Haziran 1850 arasında Mekteb-i Tıbbiye Dahiliye Kliniği’nde Dr. Rigler’in servisinde
tedavi altına alınan hastalarda saptanan hastalıkların, türleri, bunların şifa, düzelme, ölüm adedi ve
yatış süresi, sayısal olarak, okulu yayın organı Gazette Médicale oe Constantinople’da (GMC)
yayınlanmıştır. Bugün enfeksiyon hastalığı olduğu bilinen sifilitik hastalıkların (dönemin anlayışına
uygun olarak) ayrı bir kategori meydana getirdiği; kan hastalıklarının tek bir grup oluşturmayıp,
enfeksiyon hastalıkları içine dahil edildiği; psikosomatik hastalıkların deri hastalıkları içinde
incelendiği ilk bakışta dikkati çekmektedir .
Müşahade altına alınan vakalarda, özellikle, solunum, kalp, sindirim ve intaniye hastalıklarının
çoğunlukta bulunduğu; ölümlerin daha çok solunum sistemi hastalıklarından meydana geldiği
görülmektedir. Oranlara bakıldığında, toplam yatış içinde tam şifa % 62, düzelme % 29, ölüm % 7’dir.
Bazı deri hastalıkların asistan Dr. Agop tarafından okul arşivi için resimlendiği gözden kaçmamaktadır
(10).
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
Resim 3: Mekteb-i Tibbiye Dahiliye Klinigi vaka istatistigi (1849-1850) (GMC, Constantinople, Juin
1850)
Lepra, Kolera ve Dr. Rigler
Üsküdar Cüzamhanesi’ndeki hastalar üzerinde yaptığı gözlemler ve konu ile ilgili literatür bilgilerinden
yararlanarak hazırladığı “Yunan Leprası” isimli dizi yazısı ise 1849’da GMC’da yayınlanmıştır. Bu
konuda yazılmış kaynaklara başvurarak ve kendi gözlem ve tecrübelerine dayanarak kaleme aldığı bu
yazı dizisinde Dr. Rigler leprayı, tüberküller oluşturan ve his kaybı yaratan olmak üzere iki türe
ayırmaktadır. Her iki kategoride de hastalığı, başlangıcı, seyri, ortaya çıkardığı başlıca semptomlar,
bedende meydana getirdiği deformiteler, eklenen diğer hastalıklarla prognozun ağırlaşması, ölümle
sonuçlanan patolojik oluşumlar gibi çeşitli açılardan ele almakta ve ayrıntılı olarak tarif etmektedir.
Yazar, hastalığın görülmesinin ve gelişmesinin sebebi ne olursa olsun tedavisinin bulunmadığını;
ancak bazı durumlarda iklim değişikliklerine, yaşama ve beslenme tarzına bağlı olarak, ilerlemesinin
geciktirilebildiğini, fakat tamamen ortadan kaldırılamadığını ifade etmektedir (11). “İstanbul’da 1847
ve 1848 yıllarındaki Kolera Morbus Salgını” isimli altı bölümlük yazısı hastalık üzerinde ayrıntılı
gözlemler ve değerlendirmeleri içermektedir (12) ve tek başına inceleme konusu olarak ele
alınacaktır.
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
Resim 4: Dr. Rigler ve Dr. Wartbichler'in takip ettiği kırık vakaları (GMC, Constantinople, Décembre
1849)
Kırık Vakaları, ortopedik fiksasyon aletleri, post-mortem incelemeler
Dr. Wartbichler ile birlikte hazırladıkları “1845-1850 Yıllarında Tedavi Edilmiş Kırık Vakaları” adlı
makalesinde, amacının, bu tür vakalarda hekimlere bilgi, beceri kazandırmak olduğu belirtilir. Söz
konusu zaman diliminde, Mekteb-i Tıbbiye Kliniği’ne, Avusturya Hastanesi’ne, Maltepe ve Kuleli
Askeri hastanelerine başvuran kişiler arasında, kırık tipleri, tedavi şekli ve süreçleri, tedavide
başarısızlıklar ve başarılar, geliştirilen teknikler ve fiksasyon aletleri anlatılır. Bu yazılarda Dr. Rigler’in
ekstremite ablasyonu ve ampütasyonu gibi cerrahi operasyonlar da yaptığı anlaşılmaktadır (13).
Rigler ve Wartbichler’in çalışmalarında, kırık tedavisinde en temel nokta olan sabitleme ve hareketsiz
kılma esasının kavranmış olduğu; fiksasyon ve askı tekniklerinin maharetle kullanıldığı; bununla da
kalınmayıp, özellikle Wartbichler tarafından tedaviyi kolaylaştırıcı aletler geliştirilerek ya da mevcut
aletler üzerinde ustaca bazı değişikliklere gidilerek, birlikte önemli başarılar elde edildiği
anlaşılmaktadır. Problemli vakalar başarılı operasyonlarla tedavi edilmiş, organ kaybı tehlikesi olan
birtakım vakaların da yerinde müdahalelerle sağaltılmış; cerrahi yöntemler doğru mantıkla
tartışılarak, organ kurtarmaya veya daha az doku kaybı sağlamaya yönelik tekniklerin tercih edilmiştir.
Dikkati çeken bir başka nokta da, ön tanılarının otopsi bulgularıyla doğrulanması ve bütün post
mortem incelemelerin. Avusturya Hastanesi’nde yapılmış olmasıdır. Bundan başka hekimler, kırıkçı
çıkıkçıların müdahaleleri yüzünden, tıbbi tedavinin geciktiği, zorlaştığı, bazen de sakatlıkla
sonuçlandığı ağır tablolar üzerinde özellikle dururlar ve yapılan yanlışlıkları anlatırlar. Rigler ve
Wartbichler, bu tür şarlatanların faaliyetine dikkat çekerek, hem hekimlik bilgisinin önemini
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
vurgulamakta hem de tıbbi etik açısından duyarlı ve sorumlu bir davranış örneği sergilemektedirler
(14). Aşağıda örneklenen dört vakada Dr. Rigler’in dönemin tedavi anlayışı uyarınca tıbbi müdahalesi
gözlenmektedir:
“1. Vaka: Maltepe Hastanesi’ne gelişinden kısa süre sonra Dr. Rigler bacağı araç tekerleği
altında kalarak kırılmış bir topçu eri vakasını müşahede altına almıştır. Bacağı önce hareketsiz hale
getirmiş, sonra sinir sistemini reanime etmiştir. On gün geçtiği halde hastada iyileşme olmamış,
kaslarda iltihap gelişmiştir. Çaresiz kalan Dr. Rigler hastayı kalçadan ampüte etmiş ve sonuçta hasta
hayatta kalmış ve iyileşmiştir.
2. Vaka: Bu vaka diğerleri gibi mutlu sonla bitmemiştir. Bacağı kırık durumdaki hasta Maltepe
Hastanesi’ne başvurmuştur. Hastaneye getirilmeden önce şarlatanlarca tedavi edilmeğe çalışıldığı için
bacak kangrenleşmiş durumdadır. 17. gün kangren duraklamış, Dr. Rigler bacağı ampüte etmiştir.
Ancak kangrenin etkisi ile hasta kaybedilmiştir.
3. Vaka: Dr. Rigler kötü tedavi sonucu kangrenleşmiş bir tibia kırığını iyileştirmeğe çalışmış,
ama diz eklemine kadar yükselen kangren, femur kondillerini de etkisi altına almış ve vaka ölümle
sonuçlanmıştır.
4. Vaka: Maltepe Hastanesi’nde Dr. Rigler bir başka komplike tibia kırığı takip etmiştir.
Yukarıdan aşağı oblik gelen kırık yüzeyleri diş vermiş, dantelleşmiş haldedir. Hasta yatırıldığı zaman
bu yüzeylerde kuvvetli enflamasyon gelişmiş ve kaslar pürülan maddeyi emmiş durumda idi. Dr. Rigler
bir uzatma aleti ile bacağı sabitlemiş ve günlerce sık sık soğuk duş yaptırarak enflamasyonu
azaltmaya çalışmıştır. Yaptığı kesi ile cerahati akıtarak şişliği indirmiştir. Altıncı haftada tibianın iki
parçası nekroze olmuş, nekroze alan kallus oluşturarak iyileşmiştir” (15).
Resim 5: Dr. Rigler'in Lepra hakkinda makalesi: GMC., Octobre - Décembre 1849.
Kaynak: Yeşim Işıl Ülman, “Tıbbiye’de Bir Avusturyalı: Dr. Lorenz Matthus Karl Rigler (1815-
1862)”, Doktor, Yıl 6, Sayı 32, Nisan-Mayıs 2006: 30-31.
Sultan Abdülmecid’in göz hekimi
Dr. Rigler 1852 yılında İstanbul’daki Avusturya Hastanesi’nin başına getirilmiş ve bu görevdeki
başarılarından dolayı Franz Joseph nişanı ile ödüllendirilmiştir. 1855’te Sultan Abdülmecid’e başarılı
bir göz ameliyatı yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda toplam 14 yıl hekimlik, hastanelerin
reorganizasyonu, klinik hocalığı hizmetlerinde, Viyana Okulu’nun temel ilkelerini yerleştirmeye
çalışmış, 1856’da Graz’a geri dönmüştür. Bu tarihten sonra “Özel Tıbbi Patoloji ve Tedavi” konulu
çalışmasıyla Graz Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Kliniği profesörlüğüne getirilir. Avusturya Tıp Dergisi
(1843), Maltepe’deki Türk Askeri Hastanesi (1843), Türkiye ve Halkı (1852) gibi eserleri vardır (16).
Son kitabında o devirde Türkiye’ye ait birçok tıbbi ve tabiat tarihi ile ilgili bilgiler, istatistikler ve
etnografik notlar vardır. 1862 yılında sol tarafındaki bir uyuşma şikâyeti ile tıbbi gözlem altına alınan
Dr. Rigler, felç olmuş ve kendisine beyin tümörü tanısı konmuştur (17).
Osmanlı Devleti’nde önemli hizmetlerde bulunmuş bu başarılı hekim ve tıp hocası, 16 Eylül
1862’de 47 yaşında Graz’da vefat etmiştir.
NOTLAR
(1) A. Terzioğlu, “Prof.Dr.med.Lorenz Rigler”, Türk-Alman Tıbbi İlişkileri, yay.: A.Terzioğlu, İst., 1981, s:199.
(2) Alois Kernbauer, “Lorenz Rigler, İstanbul ve Tıp Coğrafyası”, Türk-Avusturya Tıbbi İlişkileri (ed.: Terzioğlu,
Lucius) İstanbul 1987, s: 133-142; Helmut Tritthart, “Lorenz Rigler und Seine Verdienste für die Entwicklung der
Medizinschule Galatasaray der Medizinschule Galatasaray”, Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne ve Bizde Modern
Tıp Öğretiminin Gelişmesine Katkıları, (ed.:A.Terzioğlu-E.Lucius), İstanbul 1993, s: 82-84; A.Terzioğlu,
Galatasaray’daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne’nin Tesisi ve Bizde Modern Tıp Öğretiminin Gelişmesinde Önemi”,
ay.es., s: 18; Y.I.Ülman, a.g.t., s: 52.
(3) A. Terzioğlu, “Prof.Dr.med.L.Rigler”, a.g.e., s: 199; Y.I.Ülman, a.g.t., s: 52.
(4) Trithart, a.g.m., s: 86.
(5) Terzioğlu, a.g.m., s: 200.
(6) Yeşim Işıl Ülman, a.g.t., s: 43.
(7) Ay.es., s: 51.
(8) “Ecole de Médecine”, GMC, Première Année, Octobre 1849, s: 38.
(9) “Rapport sur les Travaux de l’École de Médecine de Constantinople pendant la 12ème année scolaire 1265-
1266 (1850)”, GMC, Deuxième Année, No: 2, Juin 1850, s: 16; “Rapport sur les Travaux de l’École de Médecine
de Constantinople pendant l’année scolaire 1266-1267”, Journal de Constantinople,Écho de l’Orient(JCEO), No:
331, 24 Juin 1851, “Rapport... pendant...1276-1268; JCEO, No: 382, 19 Juin 1852; “Rapport... pendant ...1268-
1269”, JCEO, 4 Juin 1853.
(10) “Mouvement de la Clinique Interne de l’École Impériale de Médecine”, GMC, deuxième année, No.2, Juin
1850, s: 21-24.
(11) Prof. Rigler, “De La Lèpre des Grecs”, GMC., Octobre 1849, pp: 1-10; Novembre 1849, pp: 1-5; Décembre
1849, s: 1-16.
(12) Prof. Rigler, “Épidémie du Choléra Morbus à Constantinople en 1847 et 1848”, GMC., Janvier 1850, s: 22-
31; Février 1850, s:1-11; Mars 1850, s: 5-16; Mai 1850, s:1-14; Juin 1850, s: 1-7; Juillet 1850, s: 1-12.
(13) Professeurs Rigler et Wartbichler, “Histoire des Fractures Traitées depuis 1845 jusqu’à 1850”, ibid.,
Novembre 1849, s: 25-33; Janvier 1850, s: 1 - 8; Mars 1850, s: 30-37.
(14) Yeşim Işıl Ülman, Gazette Médicale de Constantinople’un Tıp Tariimizdeki Önemi, İ.Ü. Sağlık Bilimleri
Doktora tezi, İstanbul 1999, s: 29-30
(15) Ay.es., 151-152.
(16) H. Tritthart, a.g.m., s: 85-86.
(17) Terzioğlu,a.g.m., s: 200.