Sosyal Bilgiler Dersiyle Bütünleştirilmiş Aile Katılımlı Karakter Eğitimi Programının...
Transcript of Sosyal Bilgiler Dersiyle Bütünleştirilmiş Aile Katılımlı Karakter Eğitimi Programının...
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Ġlköğretim Anabilim Dalı
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı
SOSYAL BĠLGĠLER DERSĠYLE BÜTÜNLEġTĠRĠLMĠġ
AĠLE KATILIMLI KARAKTER EĞĠTĠMĠ PROGRAMININ
GELĠġTĠRĠLMESĠ
Feride ERSOY
Yüksek Lisans Tezi
Ġstanbul-2013
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Ġlköğretim Anabilim Dalı
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı
SOSYAL BĠLGĠLER DERSĠYLE BÜTÜNLEġTĠRĠLMĠġ
AĠLE KATILIMLI KARAKTER EĞĠTĠMĠ PROGRAMININ
GELĠġTĠRĠLMESĠ
Feride ERSOY
Yüksek Lisans Tezi
DanıĢman
Prof. Dr. Cihangir DOĞAN
Ġstanbul-2013
ii
ÖZGEÇMĠġ
2000 Açık Öğretim Lisesinden mezuniyet
2005 Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Ġlköğretim Bölümü
Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Lisans Programına giriĢ
2009 Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Ġlköğretim Bölümü
Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı ve Türkçe Eğitimi Yan Dal Programı
bölüm birinciliğiyle mezuniyet
2009 Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ġlköğretim Anabilim Dalı
Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Programına giriĢ
2010 Kadıköy Ġnönü Ġlköğretim Okulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni
2010 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Ġlköğretim Bölümü
Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı ÖYP (Öğretim Üyesi YetiĢtirme
Programı) AraĢtırma Görevlisi
2010 Ġstanbul Teknik Üniversitesine dil eğitimi amacıyla görevlendirme
2011 Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ġlköğretim Anabilim Dalı
Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Programına ÖYP kapsamında
yeniden giriĢ
2011 Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Ġlköğretim Bölümü Sosyal
Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı ÖYP AraĢtırma Görevlisi
ĠLETĠġĠM BĠLGĠLERĠ
Görev Yaptığı Kurum Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim
Fakültesi Ġlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler
Eğitimi Anabilim Dalı
E-Posta
iii
ÖNSÖZ
Bu araĢtırmanın amacı, uygulamadaki eğitim ihtiyaçlarını sistemli bir Ģekilde
tespit etmek, tespit edilen ihtiyaçların neden olduğu problemleri çözüme kavuĢturmaya
yönelik bir program geliĢtirmek ve bu programın uygulanabilirliğini değerlendirmektir.
AraĢtırmanın fikrî temelleri, yüksek lisans ödevimi yapmak üzere gittiğim
okuldaki bazı problemleri fark etmemle oluĢmaya baĢladı. Derse katılmak yerine
çocukça Ģakalarla dersi geçiĢtirme, ciddi sonuçları olabilecek Ģakalar yapma, sosyal
medyada baĢlatılan kavgaya okulda devam etme, alay etme, dıĢlama, sıra kırma, derste
uyuma, ders kitabı getirmeme, okuldan kaçma gibi birçok olumsuz davranıĢ nedeniyle
okul çalıĢanlarının nasıl uğraĢtığına Ģahit oldum. Okula çağrılsa bile gelmeyen velilerin
ilgisizliğini gördüm. Gördüklerim karĢısında, tüm teorik bilgilerim alt üst oldu.
Ailelerinin ekonomik darlığı ve ilgisizliği nedeniyle bazı öğrencilerin, temel
eğitimden sonra eğitimlerine devam edemeyecekleri açıktı. Bu öğrencilerin eğitiminde
temel eğitim kurumları oldukça önem kazanıyordu. Ancak bir kısmını burada da
paylaĢtığım mevcut problemler, eğitimi aksatıyordu. Problemleri sistemli bir Ģekilde
analiz etmeye ve çözüme yönelik bir program geliĢtirmeye böyle karar verdim. Bu
karar, severek, inanarak yürüttüğüm bu çalıĢmaya temel oluĢturdu.
ÇalıĢmanın gerçekleĢtirilmesinde katkılarından dolayı baĢta tez danıĢmanım, çok
değerli hocam, Prof. Dr. Cihangir Doğan'a teĢekkür ederim. ÇalıĢma sürecindeki önemli
katkılarından dolayı Doç. Dr. Hilmi Demirkaya ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet KatılmıĢ
hocalarıma teĢekkür ederim. Tez jürimde bulunan ve çalıĢmanın son Ģeklini almasında
önemli katkılar sağlayan değerli hocam Prof. Dr. Halil EkĢi'ye teĢekkür ederim.
ÇalıĢmanın desenlemesinde görüĢ ve önerileriyle katkı sağlayan Prof. Dr. Ali
Yıldırım'a; kazanımların belirlenmesi, programın tasarlanması ve değerlendirilmesinde
ve daha birçok aĢamada yoğun katkılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Süleyman Avcı'ya;
etkinlik oluĢturma ve değerlendirme çalıĢmalarında Değerler Eğitimi Merkezinde,
2010-2011 akademik yılında, çalıĢmalarını yürüten Değerler Eğitimi Atölye grubuna ve
Prof. Dr. Hayati Hökelekli'ye; ölçek geliĢtirme sürecinde bana zaman ayırarak görüĢ ve
önerileriyle katkı sağlayan Prof. Dr. ġener Büyüköztürk'e, madde yazımından içeriğe
kadar birçok aĢamada yoğun katkılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Rafet Aydın'a,
iv
Yrd. Doç. Dr. Derya Arslan'a, Yrd. Doç. Dr. Harun ġahin'e, Yrd. Doç. Dr. Kenan
Demir'e, Yrd. Doç. Dr. ġevkiye Kazan'a, Yrd. Doç. Dr. Gülcan Mıhladız'a, Öğr. Gör.
Mustafa Yeler'e yoğun katkılarından dolayı ayrı ayrı teĢekkür ederim.
ÇalıĢma sürecinde, anlayıĢ ve desteklerine nail olduğum Doç. Dr. Hamza
Akengin ve Doç. Dr. Ali Yılmaz hocalarıma; kütüphanesinden büyük oranda
yararlandığım Yrd. Doç. Dr. Gül Tuncel hocama, tez sürecinde desteklerini
esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Kocalar'a, ArĢ. Gör. Taner ġahin'e, birçok
konuda fikir alıĢveriĢinde bulunduğum mesai arkadaĢlarıma, çalıĢmanın hazırlık ve
uygulama sürecinde önemli katkıları bulunan sosyal bilgiler öğretmeni Dr. Beytullah
Kaya'ya teĢekkür ederim.
ÇalıĢma süresince birçok konuda danıĢtığım, değerli görüĢ ve önerilerinden
yararlandığım, akademisyenlere, öğretmenlere ve lisansüstü öğrencilerine içten
teĢekkürlerimi sunarım. Sayfa sınırı nedeniyle isim sıralaması yapmamın mümkün
olmadığını takdirlerinize bırakarak sizlere katkılarınız ve akademik paylaĢıma açık
tutumunuz nedeniyle son derece müteĢekkir olduğumu belirtmek isterim.
ÇalıĢma süresince ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıĢarak, bu çalıĢmanın
ortaya çıkmasına önemli katkıları bulunan, Kadıköy Ġnönü Ġlköğretim Okulu
yöneticilerine, çalıĢanlarına, öğrencilerine ve velilerine sonsuz teĢekkür ederim.
ÇalıĢmanın baĢarıyla tamamlanmasını en az benim kadar yürekten isteyen ve
çalıĢma sonuçlarını heyecanla bekleyen, çalıĢma sürecinde, bu çalıĢmanın aksamaması
için bana ihtiyaç duyduğu birçok konuda fedakârlıkta bulunan, sabır ve dualarıyla
daima yanımda olan canım anneme teĢekkür ederim.
Bu çalıĢma, oldukça zahmetli ve masraflı bir sürecin ürünüdür. Bu süreçte
ekonomik ve manevi desteklerini benden esirgemeyen canım kardeĢime ve canım abime
ayrı ayrı teĢekkür ederim. ÇalıĢma sürecinde, bir yetiĢkin gibi sabır ve anlayıĢ gösteren,
umutsuzluğa kapıldığım anlarda beni motive eden, adeta bu çalıĢmayla büyüyen canım
oğluma teĢekkür ederim.
Sabır, sevgi ve emekle büyüttüğüm bu çalıĢmanın, katkısı olması temennisiyle…
Feride ERSOY
v
ÖZET
Bu araĢtırma, uygulamadaki eğitim ihtiyaçlarını sistemli bir Ģekilde tespit etmek, tespit
edilen ihtiyaçların neden olduğu problemleri çözüme kavuĢturmaya yönelik bir program
geliĢtirmek ve bu programın uygulanabilirliğini değerlendirmek amacıyla yapılmıĢtır.
Eylem araĢtırması modeline uygun olarak tasarlanan bu araĢtırma, birbiriyle bağlantılı
dört aĢamadan oluĢmaktadır. Ġlk iki aĢamada; uygulamadaki eğitim ihtiyaçları
araĢtırılmıĢtır. Son iki aĢamada en temelde; sosyal bilgiler dersiyle bütünleĢtirilmiĢ aile
katılımlı karakter eğitimi programının uygulanabilir bir program olup olmadığı sorusuna
yanıt aranmıĢtır. Bu kapsamda programın öğrenci baĢarısına ve değer kazanımına, veli
katılımına etkisi incelenmiĢ; programın uygulamadaki baĢarısı farklı açılardan
değerlendirilmiĢtir.
AraĢtırmanın çalıĢma grubunu, Ġstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde bulunan Kadıköy
Ġnönü Ġlköğretim Okulunun 2011-2012 eğitim öğretim yılında 7-B sınıfında öğrenim
görmekte olan 24 öğrenci ve bu öğrencilerin ailesi oluĢturmaktadır.
AraĢtırma verileri, ilk iki aĢamada; görüĢme, öğrenciyi tanıma, veli aracılığıyla
öğrenciyi tanıma, anne baba ve çocuk iletiĢim ihtiyacı belirleme ve aile eğitimi ihtiyaç
formlarıyla toplanmıĢtır. Son iki aĢamada; değerlendirme formları, değerlendirme
toplantısı kayıtları, not alma kâğıtları, sergi defteri, günlük, baĢarı testleri, farklılıklara
saygı değeri ölçeği, dürüstlük değeri ölçeği ile veri toplanmıĢtır. Veri toplama araçları,
araĢtırmacı tarafından geliĢtirilmiĢtir.
AraĢtırmanın nicel verileri bağımlı grup t testi, nitel verileri betimsel analiz ile
çözümlenmiĢtir. Analizler sonucunda okul, aile, öğrenci, ders kitapları ve öğretim
programları kaynaklı çok sayıda eğitim ihtiyacı tespit edilmiĢtir. Bu ihtiyaçların
çözümüne yönelik geliĢtirilen, sosyal bilgiler dersiyle bütünleĢtirilmiĢ aile katılımlı
karakter eğitimi programının, öğrencilerin akademik baĢarısını ve değer kazanımını,
velilerin eğitime katılımını olumlu etkilediği görülmüĢtür. Programla ilgili yapılan
değerlendirmelerde programın uygulamada baĢarılı olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, karakter eğitimi, program geliĢtirme, eylem
araĢtırması.
vi
ABSTRACT
In this study, the purposes were to determined the educational needs of the
application in a systematic way and to develop a program to resolve the problems
caused by the needs identified and to evaluate the applicability of this program.
Designed in accordance with the model of action research, this study consists of
four stages interconnected. The first two stages, the question was what are the
educational needs of the application. The last two stages, basically, the question was
whether the character education program integrated social studies and family
participation is successful in application or not. In this context, the effect of program to
students' success and value and parents' participation were examined. The program's
success in different subjects were evaluated.
The working group of this study were 24 students, who are studying in the
academic year 2011-2012 in the 7-B class of Kadıkoy Ġnönü Elementary School,
Kadıkoy district of Ġstanbul in Turkey, and the families of these 24 students.
Data collection tools of this study are the forms of interview, learning about the
student, learning about the student by parents, identifying communication needs of
parents and children, family education needs, in the first two stages. In the final two
stages, tools are the evaluation forms, evaluation meeting records, note-taking sheets,
exhibition book, diary, achievement tests, the scale of the value of respect for diversity,
the scale of the value of honesty. Data collection tools developed by the researcher.
The quantitative data of this study analyzed with dependent samples t-test, the
qualitative data of this study analyzed with descriptive analysis. The findings of these
analysis have been identified a large number of educational needs related to school,
family, student, textbooks and curriculum and have been found the character education
program participated the family and integrated with social studies, affected positively to
the students' success and value, parents' participation. As a result of the evaluations
related to the program, the program has been found to be successful in practice.
Keywords: Social studies, character education, program development, action
research.
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
ONAY ................................................................................................................................ i
ÖZGEÇMĠġ ...................................................................................................................... ii
ÖNSÖZ ............................................................................................................................ iii
ÖZET ................................................................................................................................ v
ABSTRACT ..................................................................................................................... vi
ĠÇĠNDEKĠLER ............................................................................................................... vii
TABLOLAR LĠSTESĠ .................................................................................................... xv
ġEKĠLLER LĠSTESĠ ..................................................................................................... xvi
KISALTMALAR VE SEMBOLLER ........................................................................... xvii
BÖLÜM I: GĠRĠġ ............................................................................................................. 1
1.1. Problem Durumu ............................................................................................... 1
1.2. Amaç ................................................................................................................. 3
1.3. Önem ................................................................................................................. 4
1.4. Sınırlılıklar ........................................................................................................ 5
1.5. Sayıltılar ............................................................................................................ 5
1.6. Tanımlar ............................................................................................................ 6
BÖLÜM II: ALAN YAZIN .............................................................................................. 7
2.1. Karakter Kavramı ve Bağlantılı Kavramlar ...................................................... 7
2.1.1. Karakter Kavramı ..................................................................................... 7
2.1.2. Karakter Kavramıyla Bağlantılı Kavramlar .............................................. 8
2.1.2.1. Ahlak Kavramı ...................................................................................... 9
2.1.2.2. KiĢilik (ġahsiyet) Kavramı: ................................................................ 10
2.1.2.3. Değer Kavramı .................................................................................... 11
2.1.2.4. Erdem Kavramı ................................................................................... 12
viii
2.1.2.5. Etik Kavramı ....................................................................................... 13
2.1.2.6. Fıtrat Kavramı ..................................................................................... 13
2.1.2.7. Huy ve Mizaç Kavramları ................................................................... 14
2.2. Karakter Eğitimi ve Türkiye'deki Uygulamalar.............................................. 15
2.3. Eğitimde Program GeliĢtirme ......................................................................... 16
2.4. Karakter Eğitimi Programı YaklaĢımları ........................................................ 17
2.5. BAKEP'in Tarihi Temelleri ............................................................................ 19
2.6. BAKEP'in Felsefi Temelleri ........................................................................... 26
2.7. BAKEP'in Psikolojik Temelleri ...................................................................... 31
2.8. BAKEP'in Toplumsal Temelleri ..................................................................... 39
2.9. Karakter Eğitiminde Aile Katılımı ................................................................. 44
2.10. Ġlgili AraĢtırmalar ........................................................................................... 47
2.10.1. Türkiye‟de Yapılan AraĢtırmalar ............................................................ 47
2.10.2. Yurt DıĢında Yapılan AraĢtırmalar ......................................................... 51
BÖLÜM III: YÖNTEM .................................................................................................. 53
3.1. AraĢtırmanın Modeli ....................................................................................... 53
3.2. ÇalıĢma Grubu ................................................................................................ 54
3.3. Veri Toplama Araçları .................................................................................... 55
3.3.1. Ölçekler ................................................................................................... 55
3.3.1.1. Ölçek GeliĢtirme Süreci ...................................................................... 55
3.3.1.2. Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği ....................................................... 59
3.3.1.3. Dürüstlük Değeri Ölçeği ..................................................................... 66
3.3.2. BaĢarı Testleri ............................................................................................... 72
3.3.2.1. BaĢarı Testlerinin Hazırlık Süreci .......................................................... 72
3.3.2.2. BaĢarı Testlerinin Geçerlik ve Güvenirliği ............................................ 73
ix
3.3.2.3. BaĢarı Testlerinin Madde Analizi .......................................................... 73
3.3.3. GörüĢme Formları ......................................................................................... 74
3.3.4. GeliĢtirilen Diğer Formlar ............................................................................ 75
3.4. AraĢtırma Süreci ............................................................................................. 77
3.4.1. Fikirlerin DoğuĢ AĢaması ....................................................................... 77
3.4.2. ÇalıĢmanın Hazırlık AĢaması ................................................................. 78
3.4.3. ÇalıĢmanın Uygulama AĢaması .............................................................. 82
3.4.4. ÇalıĢmanın Değerlendirme AĢaması ...................................................... 85
3.4.5. ÇalıĢmanın Rapor Edilmesi .................................................................... 86
3.5. Verilerin Çözümlenmesi ................................................................................. 86
3.5.1. Nitel verilerin analizi .............................................................................. 86
3.5.2. Nicel verilerin analizi .............................................................................. 87
BÖLÜM IV: BULGULAR ............................................................................................. 88
4.1. Uygulama Okulundaki Eğitim Ġhtiyaçları ....................................................... 88
4.1.1. Ġlk Ġhtiyaç Analizinde Tespit Edilen Eğitim Ġhtiyaçları .......................... 88
4.1.2. Ġkinci Ġhtiyaç Analizinde Tespit Edilen Eğitim Ġhtiyaçları ..................... 92
4.1.2.1. Katılımcı Grubun Tanınmasına Yönelik Bulgular .............................. 92
4.1.2.1.1. Öğrenci Tanıma Formundan Elde Edilen Bulgular ..................... 92
4.1.2.1.2. Veli Aracılığıyla Öğrenciyi Tanıma Formuyla Elde Edilen
Bulgular 94
4.1.2.2. Okul Yönetimine Göre Eğitim Ġhtiyaçları .......................................... 95
4.1.2.2.1. Okulun Fiziki Yapısıyla Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları ......................... 96
4.1.2.2.2. Velilerle Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları .................................................. 96
4.1.2.2.3. Öğrencilerle Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları ............................................ 97
4.1.2.2.4. Okulun Çevre ile ĠĢbirliğiyle Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları .................. 98
x
4.1.2.2.5. Okul Aile ĠĢbirliğiyle Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları ............................. 98
4.1.2.2.6. Değerler Eğitimiyle Ġlgili Eğitim Ġhtiyaçları ................................ 99
4.1.2.2.7. Eğitimle Ġlgili Beklentiler ............................................................ 99
4.1.2.3. Velilere Göre Eğitim Ġhtiyaçları ....................................................... 100
4.1.2.3.1. Velilerin Eğitime Katılım Durumlarıyla Ġlgili DüĢünceleri ...... 100
4.1.2.3.2. Velilerin Okul Yönetimiyle Ġlgili DüĢünceleri .......................... 100
4.1.2.3.3. Velilerin Öğretmenlerle Ġlgili DüĢünceleri ................................ 101
4.1.2.3.4. Velilerin Okul ve Aile ĠĢbirliğiyle Ġlgili DüĢünceleri ................ 101
4.1.2.3.5. Velilerin Değerler Eğitimiyle Ġlgili DüĢünceleri ........................ 102
4.1.2.3.6. Velilerin Çocuklarının DavranıĢlarıyla Ġlgili DüĢünceleri ......... 102
4.1.2.3.7. Velilerin Okuldaki Eğitimden Beklentileri ................................ 105
4.1.2.3.7.1. Velilerin Veli Eğitiminden Beklentileri .............................. 105
4.1.2.3.7.2. Velilerin Çocuklarının Eğitiminden Beklentileri ................ 105
4.1.2.4. Öğrencilere Göre Eğitim Ġhtiyaçları ................................................. 107
4.1.2.4.1. Öğrencilerin Ailelerinin DavranıĢlarına Yönelik DüĢünceleri .. 107
4.1.2.4.1.1. Anne Baba ve Çocuk ĠletiĢim Ġhtiyacı Belirleme Formundan
Elde Edilen Bulgular ................................................................................. 107
4.1.2.4.1.2. Öğrenci GörüĢmelerinden Elde Edilen Bulgular ................ 109
4.1.2.4.2. Öğrencilerin Öğretmenlerine Yönelik DüĢünceleri ................... 110
4.1.2.4.3. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik DüĢünceleri ....... 111
4.1.2.4.4. Öğrencilerin Mevcut Sosyal Bilgiler Ders Kitabıyla Ġlgili
DüĢünceleri ................................................................................................... 112
4.1.2.4.5. Öğrencilerin Değerler Eğitimine Yönelik DüĢünceleri .............. 112
4.1.2.4.6. Öğrencilerin Beklentileri ............................................................ 113
4.1.2.4.6.1. Öğrencilerin Yeni Ders Kitabından Beklentileri ................. 113
4.1.2.4.6.2. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersinden Beklentileri .......... 113
xi
4.1.2.4.6.3. Öğrencilerin Öğretmenlere Yönelik Beklentileri ................ 114
4.1.2.4.6.4. Öğrencilerin Ailelerine Yönelik Beklentileri ...................... 114
4.1.2.4.7. Öğrencilerin Okul ve Aile ĠĢbirliğine Yönelik DüĢünceleri ...... 115
4.2. Sosyal Bilgiler Dersleriyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter Eğitimi
Programının Uygulanabilirliği .................................................................................. 115
4.2.1. Programın Öğrencilerin Akademik BaĢarısına Etkisi ........................... 115
4.2.1.1. ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi BaĢarı Testi ................................ 115
4.2.1.2. Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi BaĢarı Testi ................................ 116
4.2.2. Programın Öğrencilerin Değer Kazanımına Etkisi ............................... 117
4.2.2.1. Farklılıklara Saygı Değeri ................................................................. 117
4.2.2.2. Dürüstlük Değeri ............................................................................... 117
4.2.3. Programın Ailelerin Eğitime Katılımına Etkisi .................................... 118
4.2.3.1. Aile Eğitiminin Değerlendirilmesi .................................................... 118
4.2.3.2. Aile DanıĢmanlığının Değerlendirilmesi .......................................... 120
4.2.4. Programın Değerlendirilmesi ................................................................ 122
4.2.4.1. Programın Bir Değerlendirme Toplantısıyla Değerlendirilmesi ...... 122
4.2.4.1.1. Öğretmenin Program Hakkındaki DüĢünceleri .......................... 122
4.2.4.1.2. Akademisyenlerin Program Hakkındaki DüĢünceleri ................ 123
4.2.4.1.3. Okul Müdürünün Program Hakkındaki DüĢünceleri ................. 124
4.2.4.1.4. Rehber Öğretmenin Program Hakkındaki DüĢünceleri ............. 125
4.2.4.1.5. Velilerin Program Hakkındaki DüĢünceleri ............................... 125
4.2.4.1.6. Öğrencilerin Program Hakkındaki DüĢünceleri ......................... 128
4.2.4.1.7. Toplantıdan Bir Diyalog ............................................................ 128
4.2.4.2. Programın Veli GörüĢleriyle Değerlendirilmesi ............................... 129
4.2.4.3. Programın Öğrenci GörüĢleriyle Değerlendirilmesi ......................... 131
xii
BÖLÜM V: SONUÇ .................................................................................................... 135
5.1. Yargı ............................................................................................................. 135
5.1.1. Eğitim Ġhtiyaçlarına Yönelik Sonuçlar ................................................. 135
5.1.1.1. Ġlk Ġhtiyaç Analizinde Eğitim Ġhtiyaçlarıyla Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar135
5.1.1.2. Ġkinci Ġhtiyaç Analizinde Eğitim Ġhtiyaçlarıyla Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
136
5.1.1.2.1. ÇalıĢma Grubunun Özellikleri Ġle Ġlgili Sonuçlar ...................... 136
5.1.1.2.2. Okul Müdürünün Eğitim Ġhtiyaçları Hakkındaki DüĢüncelerinden
UlaĢılan Sonuçlar .......................................................................................... 137
5.1.1.2.3. Velilerin Eğitim Ġhtiyaçları Hakkındaki DüĢüncelerinden UlaĢılan
Sonuçlar 138
5.1.1.2.4. Öğrencilerin Eğitim Ġhtiyaçları Hakkındaki DüĢüncelerinden
UlaĢılan Sonuçlar .......................................................................................... 139
5.1.2. Sosyal Bilgiler Dersleriyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter
Eğitimi Programının Uygulanabilirliği ................................................................. 140
5.1.2.1. Programın Akademik BaĢarıya Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar ... 140
5.1.2.2. Programın Değer Kazanımına Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar ..... 141
5.1.2.3. Programın Velilerin Eğitime Katılımına Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan
Sonuçlar 141
5.1.2.3.1. Aile Eğitimine ĠliĢkin UlaĢılan Sonuçlar ................................... 141
5.1.2.3.2. Aile DanıĢmanlığına ĠliĢkin UlaĢılan Sonuçlar .......................... 142
5.1.2.4. Programın Değerlendirilmesiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar ................ 143
5.1.2.4.1. Program Değerlendirme Toplantısıyla UlaĢılan Sonuçlar ......... 143
5.1.2.5. Programın Veli GörüĢleriyle Değerlendirilmesinden UlaĢılan Sonuçlar
145
4.2.4.4. Programın Öğrenci GörüĢleriyle Değerlendirilmesinden UlaĢılan
Sonuçlar 146
xiii
5.2. TartıĢma ........................................................................................................ 147
5.3. Öneriler ......................................................................................................... 153
5.3.1. Uygulayıcılara Yönelik Öneriler .......................................................... 153
5.3.2. AraĢtırmacılara Yönelik Öneriler ......................................................... 155
KAYNAKÇA ................................................................................................................ 156
EKLER .......................................................................................................................... 167
Ek 1 TeĢekkür Belgesi .............................................................................................. 167
Ek 2 BAKEP AraĢtırma Yapısı ve Süreci ............................................................... 168
Ek 3 Aile Eğitimi Davetiyesi .................................................................................... 170
Ek 4 Program Değerlendirme ve Yıl Sonu Etkinlikleri AfiĢi ................................... 171
Ek 5 Aile Eğitiminden Bazı Fotoğraflar ................................................................... 172
Ek 6 Ders Ortamından Bazı Fotoğraflar ................................................................... 173
Ek 7 Program Değerlendirme Toplantısından Bazı Fotoğraflar ............................... 174
Ek 8 Aile DanıĢmanlık Toplantılarından Bazı Fotoğraflar ....................................... 175
Ek 9 Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği ..................................................................... 176
Ek 10 Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Ölçme Modeli Hata Varyansları .............. 180
Ek 11 Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Yapısal Model Analizi Çıktısı ................. 181
Ek 12 Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Melez Yol Analizi Çıktısı ........................ 182
Ek 13 Dürüstlük Değeri Ölçeği ................................................................................ 183
Ek 14 Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formu ............................................................................ 185
Ek 15 Öğrenci GörüĢme Formu ................................................................................ 186
Ek 16 Öğrenci Tanıma Formu .................................................................................. 189
Ek 17 Veli Aracılığıyla Öğrenciyi Tanıma Formu ................................................... 190
Ek 18 Öğrenci Günlüğünden Örnekler ..................................................................... 192
Ek 19 Anne-Baba ve Çocuk ĠletiĢim Ġhtiyacı Belirleme Formu ............................... 193
xiv
Ek 20 Veli GörüĢme Formu ...................................................................................... 194
Ek 21 Okul Yöneticisi GörüĢme Formu ................................................................... 196
Ek 22 Veli Toplantısı Değerlendirme Formu ........................................................... 198
Ek 23 Veli Toplantısı Değerlendirme Formu Örneği ............................................... 199
Ek 24 Aile Eğitimi Değerlendirme Veli Formu Örneği ........................................... 200
Ek 25 Katılımcı Grubun Velilerinin Ġlk Aile Eğitimine Katılım Durumu ................ 201
Ek 26 Veli Katılımı Ġzin Formu Örneği .................................................................... 202
Ek 27 Öğrenci Katılımı Ġzin Formu Örneği .............................................................. 203
Ek 28 Program Değerlendirme Veli Formu .............................................................. 204
Ek 29 Program Değerlendirme Öğrenci GörüĢme Formu ........................................ 206
Ek 30 Belirtke Tablosu Örneği ................................................................................. 207
Ek 31 Etkinlik Uygulama Plan Önerisi..................................................................... 208
Ek 32 ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi Amaç ve Kazanımları .............................. 209
Ek 33 ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi Etkinlik Örnekleri .................................... 210
Ek 34 ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi BaĢarı Testi .............................................. 211
Ek 35 Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi Amaç ve Kazanımları .............................. 218
Ek 36 Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi Ders Kitabı Örneği .................................. 219
Ek 37 Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi BaĢarı Testi .............................................. 220
Ek 38 AraĢtırma Ġzin Yazısı ...................................................................................... 226
xv
TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo 3.1. Dürüstlük Değeri Ölçeği KMO Ve Bartlett„s Testi Değerleri………….….66
Tablo 3.2. Dürüstlük Değeri Ölçeği MSA Değerleri………………..……………..….67
Tablo 3.3. Dürüstlük Değeri Ölçeği Faktörleri ve Açıkladıkları Varyans Oranları......68
Tablo 3.4. Faktör Alt Boyutları ve Ġçerdiği Maddeler……………………..………….69
Tablo 3.5. Dürüstlük Değeri Ölçeği Alt Boyutları ve Madde Yük Değerleri ……….69
Tablo 3.6. Dürüstlük Değeri Ölçeğinin Bütününün Alt Boyutlarla, Alt Boyutların
Birbiriyle ĠliĢkisi …………………………………………….……….……70
Tablo 3.7. Faktör Analizi Sonrası Ölçeğin Bütününe ve Alt Boyutlarına ĠliĢkin
Güvenirlik Katsayıları …………………………………...…………..……71
Tablo 3.8. Dürüstlük Ölçeği Bütününe ve Alt Boyutlarına Ait Toplam Puanlara
Uygulanan ĠliĢkisiz T-Testi Sonuçları………………….…….……………72
Tablo 4.1. Ġhtiyaç Analizinde Çözüme KavuĢturulmayı Bekleyen Konular ….……..89
Tablo 4.2. ÇalıĢma Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Bazı Özellikleri………..….92-93
Tablo 4.3 Öğrencilerin Velileri Tarafından Belirtilen Bazı Özellikleri…………..94-95
Tablo 4.4. Öğrencilerin Ailesinde Rahatsız Olduğu DavranıĢlar………..…………..108
Tablo 4.5. Öğrencilerin Ailesinden Beklediği DavranıĢlar…………..…….………...108
Tablo 4.6. ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi BaĢarı Testi Ön Test ve Son Test
Puanlarına Yönelik Bağımlı Gruplar T Testi ……….…………………....116
Tablo 4.7. Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi BaĢarı Testi Ön Test ve Son Test
Puanlarına Yönelik Bağımlı Gruplar T Testi ………………………..…...116
Tablo 4.8. Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik
Bağımlı Gruplar T Testi ………...………..……………………..………..117
Tablo 4.9. Dürüstlük Değeri Ölçeği Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik Bağımlı
Gruplar T Testi…………………….……………………….……...……..118
xvi
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
ġekil 3.1. Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Ölçme Modeli Örnek Analiz Çıktısı…….62
ġekil 3.2. Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Gizil DeğiĢkenleri Arasındaki ĠliĢki..…...65
ġekil 3.3. Dürüstlük Değeri Ölçeği Çizgi Grafiği………………………………….......68
ġekil 4.1. Fikrî Temelin OluĢmasına Neden Olan Öğrenci DavranıĢlarından Örnekler
…………………..…………………….……………………….…….….....90
ġekil 4.2. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 1…………………….…….…….123
ġekil 4.3. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 2…………………….…….…….124
ġekil 4.4. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 3…………………….…….…….125
ġekil 4.5. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 4…………………….…….…….126
ġekil 4.6. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 5…………………….…….…….127
ġekil 4.7. Program Değerlendirme Toplantısı Notu 6…………………….…….…….127
xvii
KISALTMALAR VE SEMBOLLER
A : Akademisyen
akt. : Aktaran
BAKEP : Sosyal Bilgiler Dersiyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter Eğitimi
Programı
Çev. : Çeviren
Der. : Derleyen
Ed./Eds.: Editör
f : Frekans
H1 : Hipotez
LISREL: Linear Structural Relations Model
m : Madde
MEB : Milli Eğitim Bakanlığı
N : Katılımcı Sayısı
Ö : Öğrenci
p : Anlamlılık Düzeyi
s. : Sayfa
Sd : Serbestlik Derecesi
SPSS : Statistical Package for the Social Sciences
Ss : Standart sapma
t : t-Testi Değeri
TDK : Türk Dil Kurumu
: Aritmetik Ortalama
V : Veli
% : Yüzde
1
BÖLÜM I: GĠRĠġ
1.1. Problem Durumu
Eğitim programları ülkelerin yetiĢtirmeyi amaçladığı insanın hangi temel özelliklere
sahip olacağına dair genel bir çerçeve çizmektedir. Günümüzde ilim ve tekniğin hızlı bir
Ģekilde ilerlemesi ve bilginin paylaĢımına duyulan ihtiyaç, ülkeler arasında ortak
iĢbirliği yapılmasını gerektirecek birçok konu eğitim programlarında evrensel bir orta
noktanın dikkate alınmasını zorunlu kılmıĢtır. Fakat bununla birlikte, kendi olma
bilincini sürdürebilmek için, her ülke kendi milli ve manevi değerlerini korumak,
kültürel anlamdaki varlığını da devam ettirmek zorundadır. Bu durum eğitimle ilgili
programlarda sadece bilgi ve teknik kazandırmanın yeterli olmadığı, aynı zamanda hem
evrensel ortak insani değerlerin hem de millet olabilmenin, kendi olabilmenin
gereklerinden olan milli ve manevi değerlerin de dikkate alınması gerektiğini
göstermektedir. Türkiye'deki eğitimle ilgili programlarda bu konu dikkate alınmaktadır
ki bunlardan biri sosyal bilgiler öğretim programıdır.
Sosyal bilgiler öğretim programı, öğrencilere bilginin yanı sıra birtakım değerlerin de
kazandırılmasını da amaçlamaktadır. Programda yer alan her bir üniteye bir değer
doğrudan verilecek değer olarak dağıtılmıĢtır. Aynı zamanda bu değerlerin hangi
yöntem ve tekniklerle kazandırılabileceği hakkında detaylı bilgi verilmiĢtir. Milli
Eğitim Bakanlığı 2010 yılından itibaren önce Ġstanbul ilinde ve sonra tüm ülkede
değerler eğitimine yönelik uygulamalar baĢlatmıĢtır. Gerek programın içeriğinde ve
gerekse bakanlığın amacında bir uyum söz konusudur. Fakat tüm bunları uygulama
aĢamasında ciddi problemler yaĢanmaktadır. Bu problemler özelde yetiĢmekte olan
insanları, genelde ise toplumu ve devleti olumsuz etkileyecektir.
Sosyal bilgiler öğretim programına uygun olarak hazırlanması gereken ders
kitaplarında, program içeriğinde yer verilen değerlerin dağılımı ve öğretim yöntemleri
konusunda önemli eksiklikler mevcuttur. Özellikle 7. sınıf kitaplarında üniteler arası
değer dağılımları önemli oranda değiĢmektedir. Bir ünitenin baĢtanbaĢa değerle
donandığı ve bir ünitede ünitenin değeriyle ilgili hiçbir etkinliğin bulunmadığı tespit
2
edilmiĢtir. Ayrıca kitaplardaki etkinliklerin öğretim programında önerilen yöntemlere
uygunluğu konusunda da önemli eksiklikler mevcuttur.
Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından baĢlatılan değerler eğitimi
uygulamalarında da önemli sıkıntıların yaĢandığı görülmektedir. Her ay bir değerin
iĢlenmesi, panoda tanıtılması ve rapor edilmesi biçiminde yürütülen süreç aslında
baĢarıya ulaĢmakta mıdır? Öğretmenlerin lisans eğitimi boyunca değerler eğitimiyle
ilgili bir ders almamıĢ olması, onlarda kafa karıĢıklığı oluĢturmakta ve uygulamada bazı
sıkıntılar yaĢanmaktadır. Gözlemlerim, konuĢtuğum öğretmenlerin ve yöneticilerin
Ģikâyetleri, eğitim seminerime katılan Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık
öğretmenlerinin söylemleri uygulamadaki sıkıntıların ne kadar önemli olduğunu
göstermektedir.
Bir diğer önemli problem de öğretim programının, eğitimdeki en önemli ortağı ve
destekçisi kabul edebileceğimiz ailelerle ilgilidir. Sosyal bilgiler öğretim programının
hedefleri arasında ailelerle iĢbirliği yapılması da vardır. Fakat bu iĢbirliğinin nasıl
yapılacağı konusunda yeterli bir çerçeve bulunmamakta, uygulamada önemli sıkıntılar
yaĢanmaktadır. Veliler okula sadece toplantılarda gelmekte, çocuğunun notunu ya da
varsa problemini ya da sadece ödemesi gereken ücreti öğrenerek okuldan gitmekte ve
bir daha bu konu üzerine pek düĢünmemektedir. Oysaki eğitimin baĢarıya
ulaĢabilmesinde en önemli ortak kurum ailedir. Çocuk, hayata bakıĢını, beklentilerini,
davranıĢını, karakterini aile içinde kazanmaya baĢlamaktadır. Okul ile ailenin birlikte
hareket edebilecek ortak dili oluĢturması hem çocuğu ailesiyle karĢı karĢıya
getirmeyerek olası bir kuĢak çatıĢmasını önleyecek hem çocuğun olumsuz davranıĢlara
yönelmesini önemli ölçüde engelleyecek hem de okul ile aile arasında oluĢan güven
atmosferinde büyüyen çocuğun akademik baĢarısı ve karakteri geliĢecektir.
Programın amaçlarına ulaĢabilmesi için ders kitabındaki eksiklikler giderilmeli,
uygulamadaki sorunlar çözüme kavuĢturulmalıdır. Aksi takdirde yaralı ve dengesiz
kiĢilerin yetiĢmesini yadsımamak gerekir. Doğru yöntemlerle iĢlenmeyen bir dersin
kalıcılığı, o derste kazandırılmaya çalıĢılan bir değerin içselleĢtirilmesi ve hayata
geçirilmesi mümkün değildir. Buna velilerin süreçteki ilgisizliği, sosyo-ekonomik ve
kültürel problemler ve öğrencilerin geliĢim özelliklerinden kaynaklanan problemler de
eklenince eğitim içinden çıkılmaz bir labirent problem alanına dönüĢecektir. Nitekim
3
uygulama okulunda benzer bir durumla karĢılaĢılmıĢtır. Problemler, öğrencilerin
çocukluk döneminden çıkarak yetiĢkinliğe hazırlandığı, kendi kimliklerini edinmeye
baĢladığı ergenlik döneminin geliĢimsel özellikleri de eklenince büyümüĢ ve bir labirent
problem Ģeklini almıĢtır. Bu durum uygulama okulunda eğitimin amaçlarına ulaĢmasını
engelleyici bir boyut kazanmıĢtır. Bu problemlerin incelenmesi, tanımlanması ve
çözüme kavuĢturulması gerekmektedir. Bu bağlamda, araĢtırmanın problem sorusunu;
uygulama okulundaki eğitim ihtiyaçları nelerdir ve bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik
geliĢtirilen bir program uygulanabilir bir program mıdır? sorusu oluĢturmaktadır.
1.2. Amaç
Eylem araĢtırması modelinde düzenlenen bu çalıĢmanın amacı öncelikle uygulama
okulundaki eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek, bu ihtiyaçlar arasından seçilen problemleri
çözüme kavuĢturmak amacıyla bir program geliĢtirmek ve bu programın
uygulanabilirliğini değerlendirmektir. Bu amaçla iki temel araĢtırma sorusu ve bu
sorular kapsamında incelenecek farklı alt araĢtırma sorularına yanıt aranmaya
çalıĢılacaktır. Bu sorular aĢağıda baĢlıklar ve alt baĢlıklar halinde yer almaktadır:
A. Uygulama okulundaki eğitim ihtiyaçları nelerdir?
a) ÇalıĢma grubunun özellikleri nelerdir?
b) Okul müdürünün eğitim ihtiyaçları hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
c) Velilerin eğitim ihtiyaçları hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
d) Öğrencilerin eğitim ihtiyaçları hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
B. Sosyal bilgiler dersiyle bütünleĢtirilmiĢ aile katılımlı karakter eğitimi programı
uygulanabilir bir program mıdır?
a) Program öğrencilerin akademik baĢarısını nasıl etkilemiĢtir?
b) Program öğrencilerin değer kazanımını nasıl etkilemiĢtir?
c) Program velilerin eğitime katılımını nasıl etkilemiĢtir?
d) Öğrencilerin program hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
e) Öğretmenin program hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
f) Velilerin program hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
g) Okul müdürünün program hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
h) Akademisyenlerin program hakkındaki düĢünceleri nelerdir?
4
1.3. Önem
Bu çalıĢma, eğitimdeki araĢtırmalara farklı bir bakıĢ açısı sağlaması ve uygulamada
kullanılabilecek materyaller içermesi bakımından önemlidir. Program okul ile ailenin
iĢbirliğine alternatif bir örnektir. Aileleri de eğitime katması nedeniyle hem Türkiye
hem de diğer ülkeler için -özellikle eğitim düzeyi düĢük olan çevrelerde- oldukça
ihtiyaç duyulan bir boĢluğu doldurması beklenmektedir. Aile katılımı kapsamında,
ailelerin düzenlenen eğitimlerle bilinçlendirilmesi ve eğitim sürecinin aileyle birlikte
takip edilmesi çocuk ile aile arasındaki ergenlikten kaynaklanan ya da diğer birtakım
problemleri azaltacağından programın sadece eğitime ve aileye değil, aynı zamanda
toplumun geleceğine de katkıda bulunacağı düĢünülmektedir. Aynı zamanda
içeriğindeki etkinliklerde akademik bilgi ile karakter özelliği olan değerler
bütünleĢtirildiği için programın Türkiye'de ve dünyada farklı ders ve etkinliklerin
içeriğinin karakter özellikleri ya da değerler ile bütünleĢtirilmesi ve bilgiyle değerin
nasıl iç içe kazandırılabileceğini göstermesi bakımından araĢtırmacılara ve
uygulayıcılara katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.
Bu çalıĢmada, eğitim programı geliĢtirmenin önemli bir boyutu olarak kabul edilen,
konu alanı-birey-toplum üçlüsünü kuramsal anlamda tanıtan bir temel oluĢturmak
amacıyla programın felsefî, tarihî, psikolojik ve sosyolojik temelleri Türk eğitim sistemi
açısından araĢtırılmıĢtır. Bu temellerde yer alan bilgilerin, derli toplu bir bilgi sunarak
alana ve yapılacak yeni çalıĢmalara katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. Özellikle tarihî
süreçte Türk karakterinin değiĢen ve dönüĢen yönleriyle ele alınması, günümüz
Türkiye‟sinin eğitim sistemine kronolojik bir katkı sunacaktır. Bu katkının ülkenin
eğitim politikalarının nereden gelip nereye gitmekte olduğunu göstermesi bakımından
eğitim programcılarının da iĢini kolaylaĢtırması beklenmektedir.
Bu çalıĢmanın ayrıca, programın içeriğinde yer almak üzere geliĢtirilen ölçme
araçlarıyla ve eğitimde kullanılabilecek etkinliklerle, ihtiyaç analizi ve değerlendirme
formlarıyla, baĢarı testleriyle, kazanım örnekleriyle, eğitimcilere ve araĢtırmacılara
katkı sağlaması beklenmektedir. Programın, program geliĢtirmeye bütünsel bir bakıĢ
açısı sunması nedeniyle Milli Eğitime, akademisyenlere ve eğitimle ilgilenen kurumlara
katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.
5
ÇalıĢma bulguları; okulun, ailenin, öğretmenin, öğrencinin çeĢitli ihtiyaçları,
beklentileri ve uygulamada gördüğü problemleri yansıtması bakımından eğitimdeki
problemler hakkında Milli Eğitime ve akademisyenlere, eğitimcilere, yöneticilere bilgi
verici olacaktır. ÇalıĢmada geliĢtirilen programın her boyutuyla ilgili alınan yanıtların
benzer uygulamalara ıĢık tutacağı düĢünülmektedir.
1.4. Sınırlılıklar
AraĢtırmanın sınırlılıkları Ģöyledir:
a) Mekân açısından; ihtiyaç analizleri ve uygulamalar Kadıköy Ġnönü Ġlköğretim
Okuluyla sınırlıdır.
b) Konu açısından; sosyal bilgiler 7. sınıf ders kitaplarının (i) ĠletiĢim ve Ġnsan
ĠliĢkileri Ünitesiyle ve bu ünitenin doğrudan kazandırılacak değeri olan farklılıklara
saygı değeriyle, (ii) Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesiyle ve bu ünitenin doğrudan
verilecek değeri olan dürüstlük değeriyle sınırlıdır.
c) Zaman açısından; birinci ihtiyaç analizi çalıĢmaları 2009-2010 akademik yılıyla,
ikinci ihtiyaç analizi çalıĢmaları ve programın uygulanması 2011-2012 akademik
yılıyla sınırlıdır.
d) Örneklem açısından; ilköğretim 7. sınıf 1 öğrencileriyle ve velileriyle sınırlıdır.
1.5. Sayıltılar
a) Öğrencilerin ölçeklere ve formlara samimi cevaplar verdikleri varsayılmıĢtır.
b) Velilerin ölçeklere ve formlara samimi yanıtlar verdikleri varsayılmıĢtır.
c) AraĢtırma boyunca görüĢme yapılan katılımcıların sorulara samimi yanıtlar
verdikleri varsayılmıĢtır.
1 Bu sınıf düzeyi, ilköğretimin ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmasından sonra ortaokul 3. Sınıfa
denk gelmektedir.
6
1.6. Tanımlar
Bu baĢlık altında, araĢtırmada kullanılan karakter, karakter eğitimi, program geliĢtirme,
dersle bütünleĢtirilmiĢ program, aile katılımı kavramlarının kullanıldığı anlamlarına
kısaca yer verilmiĢtir.
Karakter: KiĢiyi, ahlak, duygu, bilgi ve davranıĢ bakımından baĢkalarından ayıran
nitelikler bütünüdür (Ayverdi, 2005, s.1570).
Karakter Eğitimi: Karakter eğitimi, erdemli insan yetiĢtirmek için gösterilen bilinçli
bir çabadır (Lickona, 1999, s.78). Örtük veya açık bir program aracılığıyla yeni nesle
temel insani değerleri kazandırma, değerlere karĢı duyarlılık oluĢturma ve onları
davranıĢa dönüĢtürme konusunda yardımcı olma gayretinin ortak adıdır (EkĢi, 2003,
s.79). Karakter eğitimi, temel insani değerlere sahip ve davranıĢlarını bu değerlere
uygun düzenleyen, aynı zamanda akademik olarak da baĢarılı bireyler yetiĢtirmeyi
amaçlayan eğitimin genel adıdır (KatılmıĢ, 2010, s.35).
Program GeliĢtirme: Program geliĢtirme, hazırlanmıĢ bir programın uygulama
aĢamasında, araĢtırma sonuçlarına göre sürekli yenilenmesini ve geliĢtirilmesini ifade
eden uygulamalı bir süreçtir (Küçükahmet, 2007, s.23). Milli Eğitimin ve okulun
amaçları doğrultusunda düzenlenen içeriğin uygun yöntem, teknik, araç ve gereçlerle
geliĢtirilmesine yönelik sistemli çabaların tümüdür (Gürbüztürk, 1993, s.161).
Dersle BütünleĢtirilmiĢ Program: Programın, bir dersin kazanımları çerçevesinde o
dersin içerdiği akademik bilgiyi de değeri de kapsayacak bütünlükte hazırlanmasıdır.
Aile Katılımı: ÇalıĢmada, ailelerin eğitimini, çocuğunun eğitimiyle ilgilenmesini, okul
ile iĢbirliği yapmasını ve sürekli bir iletiĢim halinde bulunmasını kapsayan kavramdır.
7
BÖLÜM II: ALAN YAZIN
2.1. Karakter Kavramı ve Bağlantılı Kavramlar
Alan yazında ve araĢtırmacılar arasında karakter kavramının; Ģahsiyet, fıtrat, değer,
seciye, huy ve mizaç, erdem, değer, ahlak, etik, kiĢilik gibi birçok kavramla yakın
anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Ancak bu kavramlar birbiriyle belirli noktalarda
bağlantılı olsa da birbirinin yerini tam olarak karĢılamamaktadır. Bu baĢlık altında
karakter kavramı ve bu kavramla bağlantılı kavramlar açıklanmaya çalıĢılacaktır.
2.1.1. Karakter Kavramı
Karakter kavramı, farklı disiplinlerde farklı anlamlarda kullanılan bir kavramdır. Bu
nedenle net bir tanımından bahsetmemiz güçtür. Türkçede, “harf türü”; edebiyatta, “bir
eserde duygu, tutku ve düĢünce yönlerinden ele alınan kimse”; felsefede, “bireyin kendi
kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düĢünüĢ ve
hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü” karakter olarak
isimlendirilmektedir (TDK, Güncel Türkçe Sözlük, tdk.gov.tr). Ayrıca coğrafya
Ģekillerinin arazi karakteri, bir mimari yapının üslûp karakteri gibi anlamlarda da
kullanılmaktadır (Kerschenteiner, 1954, s.18). Eğitimde ise bu kavram insan
davranıĢları ve özellikleri ile iliĢkilendirilmektedir.
Karakter, “bir kiĢi veya topluluğu ahlak, duygu, bilgi ve davranıĢ bakımından
baĢkalarından ayıran nitelikler bütünüdür” (Ayverdi, 2005, s.1570). Karakter, “insanın
doğuĢtan getirdiği mizaç özelliklerine bağlı olarak sonradan geliĢtirdiği faziletler,
alıĢkanlıklar ve ahlaki değerlerdir” (DurmuĢ, 2008, s.124). Tûsî'ye (2005) göre “akıl ve
düĢünceye ihtiyaç olmadan, nefsi kolaylıkla faaliyet göstermeye zorlayan fıtrî bir
meleke” yani kiĢinin davranıĢlarının temelindeki yaratılıĢtan gelen bir özelliktir (s.118).
Çağlayan'a (2005) göre ise “doğuĢtan kazanılmayan ve insanların çok yönlü
özelliklerini tanımaya yarayan davranıĢlar bütünüdür” (s.95).
Karakterin tamamen doğuĢtan getirildiğini düĢünenler için insanın karakteri, fıtratta
olan Ģeyden ibaret iken doğuĢtan getirilen melekelerin geliĢtirilmesiyle, sonradan
öğrenildiğini kabul edenler için karakter öğrenilebilir, kazanılabilir bir Ģeydir. Bu
nedenle çocuğun aldığı eğitim ve içinde yaĢadığı aile karakterin en önemli
8
belirleyicileridir. Dolayısıyla insanın eğitiminde temel iki kurum olan okul ve aile yani
“eğitim ve aile terbiyesi” çocuğun karakteri üzerinde önemli derecede belirleyici bir
etkiye sahiptir (DurmuĢ, 2008, s.82). KiĢinin iradesi, zekası, duyguları, huy ve mizacı,
biyolojisi, çevresi ve sosyo-ekonomik durumu gibi birçok özellik, karakteri
etkileyebilmektedir (Arslantürk ve Amman,1999, s.146). Karakterin eğitilebilir
olduğunu kabul edenler, eğitim çalıĢmalarında tüm bu özellikleri dikkate almalıdır.
2.1.2. Karakter Kavramıyla Bağlantılı Kavramlar
Karakter, bir davranıĢla temsil edilmek zorundadır (McKown, 1935, s.1). Dolayısıyla
karakter kavramı soyut ve içsel anlamlarından, gözlenebilir davranıĢlara dönüĢmesine
kadar geniĢleyen bir anlama sahiptir. Ġslam Ansiklopedisi karakter kavramını Ģahsiyet
kavramıyla açıklamaktadır (Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, 2001, s.438).
Buna göre Ģahsiyet (kiĢilik), modern psikolojinin bir terimidir ve insanın Ģahsiyetini
açıklayan en kapsamlı kavram “nefs” kavramıdır. Nefs, “kiĢiliğin içyapısını, bedeni ve
ruhi boyutuyla insan benliğinin eğilimlerini, ruhsal hayatın bütününü ve beĢeri kiĢiliği”
ifade etmektedir (Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, 2010, s.297).
Karakter kavramı, kiĢinin sosyal iliĢkilerinde kendi isteklerini temellendirdiği,
davranıĢının temelinde yatan “etik değerler” ile bağlantılıdır (Kasapoğlu, 2005, s.23).
Ayrıca karakter kavramı, bireyin “sosyal çevrenin erdem ve isteklerine uyumunda tepki
gösterme veya yanıt verme yolu” olarak da erdem kavramıyla bağlantılıdır (McKown,
1935, s.1). Bu kavram, aynı zamanda “insanın doğuĢtan getirdiği mizaç özelliklerine
bağlı” olarak da huy ve mizaç kavramlarıyla bağlantılıdır (DurmuĢ, 2008, s.124).
Bazen karakter, iyi ya da kötü olarak tanımlanır (Berkowitz & Bier, 2004, s.73). Bu iyi
ve kötü olma durumu karakteri oluĢturan prensiplerin, ruhta iyice yerleĢmesi ve istikrar
kazanmasıyla Ģekillenir. Bu prensipler, kiĢinin yaĢadığı çağa ve topluma uygunsa
ahlaklılık, uygun değilse ahlaksızlık olarak kabul edilir (Kerschenteiner, 1954, s.18). Bu
durum aynı zamanda karakter kavramının ahlak kavramıyla bağlantısını gösterir. Tüm
bunlardan yola çıkarak karakter kavramının birçok kavramla bağlantılı olduğu
söylenebilir. Bu baĢlıkta karakter ile bağlantılı kavramlar açıklanmaya çalıĢılacaktır.
9
2.1.2.1. Ahlak Kavramı
Ahlak kavramı, felsefenin yanı sıra teoloji, sosyoloji, psikoloji gibi birçok bilim dalıyla
ilgili bir kavramdır. Arapçada seciye, tabiat, huy gibi anlamlara gelen hulk veya huluk
kelimesinin çoğulu olan ahlak kavramı; iyi ve kötü huyları yani fazîlet ve reziletleri
ifade etmek amacıyla kullanılan kapsamlı bir kavramdır. Ahlak, erdem/fazîlet, huy,
karakter, değer gibi kavramlarla bağlantılıdır. Ahlak kavramının alan yazındaki
tanımına bakıldığında; “insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan
manevi niteliklerini, huylarını ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli
davranıĢlarını” içeren bir bütünsellikte olduğu görülmektedir (Türkiye Diyanet Vakfı
Ġslam Ansiklopedisi, 1989, s.1).
Türk Dil Kurumunun Büyük Tükçe Sözlüğünde (1998), ahlak kavramı; “bir toplum
içinde kiĢilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranıĢ biçimleri ve
kuralları; belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ya da toplumsal davranıĢ
kurallarını tespit eden ve inceleyen bilim dalı; iyi nitelikler, güzel huylar” olarak
tanımlanmaktadır (s.48). Ahlak; “insanların toplum içindeki davranıĢlarını ve
birbirleriyle iliĢkilerini düzenlemek amacıyla baĢvurulan kurallar dizgesi, baĢka
insanların davranıĢlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler
bütünüdür” (Ana Britannica, 2004, s.213).
Ahlak, “akıl ve irade sahibi bir bireyin baĢkasının zorlamasına gerek kalmadan kendi
özgür iradesiyle, bilinçli olarak yaptığı davranıĢlar” olarak da tanımlanmaktadır
(Çağlayan, 2005, s.17). Bu bağlamda ahlak, insanın akla uygun edimlerinden
oluĢmaktadır (Sarp, 1960, s. 20-25). Ahlakı; faydası ve zararı kiĢinin kendisini etkileyen
ahlak, faydası ve zararı kiĢinin çevresini etkileyen ahlak, faydası ve zararı kiĢinin hem
kendisini hem çevresini etkileyen ahlak olarak üç bölümde inceleyen Ġbn Arabi, ahlakta
ortak noktanın imkânsızlığından bahsederken, bir insanı memnun eden Ģeyin düĢmanı
olan bir kiĢiyi kızdırabileceğine değinmektedir. Tüm insanları hoĢnut edecek güzel bir
ahlakı ortaya koymanın ancak Ġslam dini ile mümkün olduğunu söylemektedir. Ona
göre, insana en yakın olan Allah'tır ve bu nedenle Allah'ın razı olduğu Ģeyleri yapmak
ve razı olmadığı Ģeylerden kaçınmak biçiminde davranıĢ insanlar arasında ortak bir
güzel ahlakı oluĢturacaktır (Kurt, 2007, s.258-264).
10
Ahlak kavramı, dayandığı kaynakları, içeriği ve insan hayatını düzenleyici kurallarıyla
din ve hukuk ile yakından ilgilidir (Aydın, 2007, s.71). Din insanların davranıĢlarını ve
inançlarını kendi ahlak sistemine uygun hale getirmeye çalıĢırken hukuk da bireylerin
eylemlerine yönelmektedir. Ahlak kavramı bir taraftan tüm bunları kapsarken diğer
taraftan yeme içme kurallarından, tüm diğer görgü kurallarına kadar hem iĢ hayatının
hem günlük yaĢantıların hem de diğer sosyal faaliyetlerin hemen her durumunda yer
alan kurallar yumağını ifade etmektedir. Kapsamı daha geniĢtir ve farklı yaptırıma
sahiptir. Dinde ve hukukta türlü cezalar söz konusuyken ahlaka aykırı davranıĢlar
“kınama” ve “giderek toplum dıĢına itme” biçiminde gerçekleĢir (Ana Britannica, 2004,
s.213). Ahlak kuralları, toplumdan topluma değiĢebilmektedir (Ġçli, 2002, s.112). Eğitim
ise ahlak kavramına “insan fiillerini iyileĢtirmeyi amaçlayan bir sanat” olarak
bakmaktadır (Küken, 2001, s.291).
2.1.2.2. KiĢilik (ġahsiyet) Kavramı:
Alan yazında kiĢilik; bir insanı baĢkalarından ayıran bedensel, zihinsel ve ruhsal
özelliklerin bütününü ifade eden bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Bireyin duygu,
düĢünce, yetenek, ilgi, tutum ve davranıĢları o bireyin kiĢiliğinin öğelerini
oluĢturmaktadır. Bu öğeler insanın görünüĢü, hareketleri, jest ve mimikleri ve çevresine
uyumuyla dıĢarı yansımaktadır (Tezcan, 1987, s.17-18). Bu bağlamda kiĢilik “insanın
bütün ilgilerinin, tutumlarının, yeteneklerinin, konuĢma tarzının, dıĢ görünüĢünün ve
çevresine uyum biçiminin özelliklerini içeren bir kavramdır” (BalkıĢ Baymur, 1972,
s.273). KiĢilik kavramı, bireyin kendi içinde geliĢen bütün duygusal, güdüsel ve biliĢsel
süreçlerini kapsamaktadır (Burger, 2006, s.23).
KiĢilik, “her insanın kendine özgü davranıĢ eğilimlerinin dinamik bir bütünü” (Güngör,
2000, s.12) olduğu için bir insanın kiĢiliği hakkında çıkarımda bulunurken onun
davranıĢları da dikkate alınmaktadır. Bir insanın kiĢiliği, onun ayırt edici niteliğinin
temelindeki kazanılmıĢ ve kalıtımla geçen ruhsal özelliklerin tümü olarak ifade
edilmekte (Fromm, 1995, s.70) ve kiĢiliğin içsel boyutunun davranıĢsal belirtiler verdiği
görülmektedir. Bu bağlamda insanın davranıĢları, kiĢilik özelliklerinin birer göstergesi
olarak kabul edilmektedir (Ajzen, 2005, s.2).
KiĢilik kavramı, karakter, mizaç ve huy kavramları birbirine yakından bağlantılı
olmasına rağmen birbirinden farklı kavramlardır. Tezcan (1987), mizaç ya da huy
11
kavramlarının günlük yaĢamda kiĢiye özgü, oldukça sınırlı belirli duygusal tepkilerin
nitelik ve nicelik bakımından değiĢmesini ifade ettiğini ve bu kavramların insanın
duygulanım ve coĢkularının bütünü olarak kiĢiliğin sadece bir yanını oluĢturduğunu
ifade etmektedir (s.18). Kınalızâde, huy kavramını ahlak kavramının tekili olan hulk
kavramıyla açıklamaktadır: “Hulk ki bir melekedir ki anın sebebi ile nefsten ef'al
suhûletle sâdır olur ve fikr ü reviyyete muhtâc olmaz” (Kınalızâde, 2007, s.99; Oktay,
2005, s.197). Ona göre huy, fikir ve düĢünceye muhtaç olmadan eylemleri kolayca
ortaya çıkaran bir melekedir. Mizaç ve huy kavramı kiĢinin doğuĢtan getirdiği his ve
heyecan yönünü ifade ederken, karakter kavramı kalıtımsal etkileri, sonradan kazanılan
özellikleri, olgunlaĢmanın bütününü kapsamaktadır. KiĢilik ya da Ģahsiyet kavramı ise
“bireyin bedenî ve ruhî bütün özelliklerini toplayan daha kapsamlı bir kavramdır” (Kurt,
2002, s.26). Tüm bunlardan yola çıkarak huy ve mizaç kavramının karakter içinde,
karakter kavramının Ģahsiyet yani kiĢilik kavramı içinde birer kavram olduğu
söylenebilir.
2.1.2.3. Değer Kavramı
Değer kavramı, farklı disiplinlerde farklı tanımlara sahip bir kavramdır. Örneğin
matematik alanında değer, “bir değiĢkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımını” ifade
ederken (Büyük Türkçe Sözlük, 1998, s.538), sosyoloji, psikoloji gibi insan ile ilgilenen
bilim dallarında yapılan değer tanımlarında yargılar, inançlar, ilkeler ve güdüler ön
plana çıkmaktadır.
Değer, insanın belli bir durumu diğerine tercih etme eğilimidir (Erdem, 2003, s.56).
Bireyin, yaĢamında neyin doğru, neyin yanlıĢ olduğuna dair geliĢtirdiği inançları ve
yargıları değer olarak tanımlanabilir (Dilmaç, Deniz ve Deniz, 2009, s.10). Değer
kavramı, toplumda veya bir inanç ve ideoloji içinde ya da insanlar arasında kabul
edilmiĢ, benimsenmiĢ, yaĢatılmakta olan toplumsal, insani, ideolojik veya ilahi kaynaklı
her türlü duyuĢ, düĢünüĢ, davranıĢ, kural veya kıymetleri de ifade etmektedir
(Çelikkaya, 1996, s.168).
KiĢinin sahip olduğu değerler, onun dünyaya bakıĢını, insanı ya da olayı algılayıĢını,
geçmiĢ ve gelecekle ilgili düĢüncelerini etkilemektedir (Dilmaç, Bozgeyikli ve Çıkılı,
2008, s.71). Bu bağlamda, değerler, kiĢinin günlük hayatında karĢılaĢtığı herhangi bir
durumda ne istediği ya da nasıl davrandığı, nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği,
12
kendini baĢkalarıyla kıyaslamada ve davranıĢlarını haklı göstermede kullandığı
standartları ifade etmektedir (Rokeach, 1968, s.550). Bu durumda insanın bütün yapıp
etmelerinin mutlaka bir değerle ilgisi olduğu düĢünülebilir (Uysal, 2003, s.52). Değer
kavramı, kiĢilik kavramının içinde bir kavram olan karakter kavramının içinde, karakter
kavramının duyuĢ boyutunu ifade eden bir kavram olarak düĢünülebilir.
2.1.2.4. Erdem Kavramı
Ġnsanın iyi davranıĢlarının temelinde yatan bir kavram olan erdem kavramı, zaman
zaman karakter, ahlak ya da değer kavramı ile karıĢtırılmaktadır. Karakterli olmak ile
erdemli olmak; değer ile erdem ya da ahlak ile erdem birbirine bağlantılı kavramlardır
fakat aynı anlamda değillerdir. Felsefi anlamda erdem kavramı, tartıĢmaları Antik
Yunan dönemine dayanan bir anlam arayıĢıyla ilgilidir. Ġnsanın ve yaĢamın anlamının
ne olduğunu sorgulayan Sokrates, Platon, Aristoteles gibi Yunan filozofları insanın
temel amacının mutluluk olduğu üzerinde hemfikirdir. Aristoteles, “insanın en büyük
servetinin mutluluk olduğunu” söyler. Her canlı, kendine özgü eylemleri geliĢtirirse
kendi mükemmeliyetine ulaĢır. Ġnsan akıl sahibi bir varlıktır ve karakterini en iyi Ģekilde
geliĢtirerek mükemmeliyetine eriĢir. Ġnsan için erdem budur (Störig, 2011, s.173).
Konfüçyüs, Sokrates ve daha birçok filozof erdemin bir bilgi ve özgürlük iĢi olduğunu
belirtmektedir. Erdemsiz davranıĢların kaynağında bilgisizlik yatmaktadır. Bilgi aynı
zamanda insanlar arasında erdem farklılıklarının nedenidir (Hançerlioğlu, 1970, s.39).
Erdem bilgidir. Bilgi ise akılla elde edilmektedir (Sönmez, 2009, s.22). Bu bağlamda
bilgisiz olan ya da akli dengesi yerinde olmayan insanların erdemli olması mümkün
görülmemektedir. Diğer taraftan erdem “özgürlük” gerektirir. Birey, erdemli olmak için
kendi iradesiyle çaba göstermediyse, özgür olmadığı takdirde erdemli davranmaya
yönelten baskı ortadan kalktığında o erdem de yok olacaktır. Bu durumda herhangi bir
baskı ile iyiye yöneltilen “özgür olmayan” kiĢilerin de erdemli olmasından bahsetmek
güçtür (Hançerlioğlu,1970, s.255).
Erdem kavramı, karakter ya da değer ile aynı Ģey değildir fakat karakterin ve ahlakın bir
alt kavramı olarak düĢünülebilir. Ayrıca erdem kavramının “iyi” temelli olması onu
değer kavramından ayırır. Olumlu ve olumsuz değerlerden bahsedilebilirken erdemli
olmakta sadece iyi değerler vardır. Erdemler birer değer olabilirken değerlerin tamamını
erdem olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Ġnsanlar için doğruluk bir değer
13
olabileceği gibi yalancılık da bir değer olabilmektedir. Ancak bu değerlerden sadece
doğruluk erdem olarak ifade edilmektedir. Erdem aynı zamanda fazîlettir.
2.1.2.5. Etik Kavramı
Etik, ahlaka iliĢkin sorun ve yargılarla ilgili felsefî bir düĢünmeyi ifade eden felsefe
dalıdır (Frankena, 2007, s.20-22). “Ahlakın temellerinin felsefî açıdan incelenmesine ve
bunlar neticesinde ortaya çıkan ürüne ahlak felsefesi veya etik denir”. Karakter
kavramıyla bağlantılı olan etik ve ahlak kavramları alan yazında bazen birbirinin yerine
hatalı olarak kullanılmaktadır. Fakat bu iki kavram birbirinden oldukça farklıdır.
Ġngilizcede “ethics” kelimesinin ahlakın teorik ve felsefî yönü; “morality” kelimesinin
ise ahlakın pratik yönü için kullanılması da ahlak ve etik kavramının aynı anlamda
olmadığını göstermektedir (Yaran, 2010, s.11).
Etik kavramı, büyük oranda iyi ve kötü kavramlarıyla ilgilenmektedir (Dedeoğlu, 2006,
s.48). Ne zaman, falan iyi adam ya da filan kötü adam denilse; ne yapabilirim ya da
böyle yapmak benim için doğru mu yoksa yanlıĢ mı, diye sorulsa; ölçülülük bir
erdemdir ya da sarhoĢluk bir ahlak bozukluğudur gibi açıklamalarda bulunulsa tüm
bunlar etiğin tartıĢma alanı kapsamındadır. Bu bağlamda etik, yaĢamdaki iyi olan
davranıĢların ne olduğu hakkında, bir tür soruĢturmadır (Moore, 1968, s.1-2). Etik
kavramının, ahlak felsefesi kavramıyla aynı anlamda kullanıldığı düĢünülebilir.
2.1.2.6. Fıtrat Kavramı
Karakter kavramının doğuĢtan getirilen anlamlarıyla bağlantılı olan fıtrat kavramı
insanın ne olduğuyla ilgili bir kavram olup insan varlığının öncesini, yani öz yapısını
ifade etmektedir (Arslan, 2006, s.5). Temeli, “insan nedir?” sorusuna dayanmakta ve
insanın asıl olduğu yapısını ortaya koymaya çalıĢmaktadır. Bu soru aynı zamanda
eğitimin temelinde de yer alan bir sorudur. Bir ülkenin bu soruya verdiği yanıt ve
yüklediği anlam o ülkenin eğitiminin amaçlarını, içeriğini ve eğitim durumlarını
doğrudan etkileyecektir.
Fıtrat, karakteri oldukça derinden etkileyen önemli bir kavramdır. ġöyle ki her bireyde
doğuĢtan sahip olduğu, karakterinin oluĢmasını sağlayan birtakım fıtrî yetenekler vardır
ki bunlara karakter yeteneği de denir. Bu yeteneklerin eksikliği durumunda eğitim
14
durumları elveriĢli olsa bile birey tam anlamıyla karakter sahibi olamamaktadır
(Kerschenteiner, 1954, s.21-22). Ġnsanların karakterlerindeki ahlaki farkların bu fıtrî
özelliklere ve kiĢinin beyin gücüne bağlı olduğu düĢünülmektedir (Jordan, 1896, s.8).
2.1.2.7. Huy ve Mizaç Kavramları
Huy ve mizaç genellikle aynı anlamda kullanılmakta fakat kiĢilik, karakter ve ahlak
kavramlarıyla zaman zaman eĢanlamlı kullanıldığı görülmektedir. Oysaki huy, bireyin
daha çok fıtraten sahip olduğu öz ile ilgili bir kavram olup huyların insanın özünde
mevcut olduğu düĢünülmektedir (Kurt, 2007, s.271). Bu özün sonradan değiĢtirilip
değiĢtirilemeyeceği ile ilgili olarak iki farklı inanıĢ vardır. Bunlardan biri vahĢi atların
ehlileĢtirilmesi, kiĢinin ahlakının güzelleĢtirilmesi nasıl mümkünse bu özün de öyle
değiĢebilir özellikte olduğu düĢüncesidir (Gazali, 1989, s.79). Burada huy, karakter
kavramına yakınlaĢır. Diğeri, Türklerin “can çıkmadan huy çıkmaz” ve “arlı arından,
huylu huyundan vazgeçmez” atasözlerindeki gibi huyun sonradan değiĢemeyeceği
görüĢüdür (TDK, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, tdk.gov.tr). Burada huy, mizaç
kavramına yakınlaĢır.
Birtakım huylar kiĢi için faydalı, birtakım huylar ise zararlı olabilmektedir. Huyların
faydalı olması durumu bu kavramı, erdem kavramıyla bağlantılı bir kavram haline
getirmektedir. Ġyi olan huyların birer erdem ya da fazilet olduğunu düĢünmek
mümkündür. Bu bağlamda bütün “erdemler huydur” fakat her huy, erdem olarak kabul
edilmemektedir (Arslan, 2009, s.260).
Huy kavramı alan yazında mizaç kavramıyla eĢanlamlı kullanılmaktadır. Mizaç da huy
gibi doğuĢtan getirilen özelliklerdir. KiĢinin mizacı iç salgı bezlerinin az veya çok
çalıĢması gibi fizyolojik özelliklerinden etkilenmektedir (DurmuĢ, 2008, s.82)”. Her ne
kadar doğuĢtan geldiği kabul edilse de bir boyutuyla sonradan değiĢebildiği de
söylenmektedir. Burger (2006) mizacı; “değiĢik Ģekillerde ifade edilebilen ve kiĢinin
yaĢam deneyimlerine bağlı olarak farklı kiĢilik özelliklerine dönüĢebilen, genel davranıĢ
ve duygu durum kalıpları” olarak tanımlanmaktadır (s.352). Mizaç, kiĢinin doğuĢtan
getirdiği, büyük ölçüde fıtrî ve doğal kaynaklı, gene o kiĢiye özgü psiĢik faaliyet ve
davranıĢsal tepki verme tarzıdır (Doksat, 2003, s.9). DoğuĢtan getirilen ve kolay
değiĢmeyen bir özellik olması ve davranıĢlara kaynaklık etmesi bakımından huy ve
mizaç anlam bakımından birbirine benzemektedir.
15
Huy ve mizaç kavramı karakter kavramıyla iliĢkilidir. Ġnsan, fıtraten sahip olduğu
mizaca uygun bir karakter geliĢtirerek belli bir kiĢilik yapısı ve öz benlik
oluĢturmaktadır (DurmuĢ, 2008, s.124). Bu bağlamda karakter, mizaç özelliklerinin
zemininde kazanıp, değiĢmeye oldukça dirençli çeĢitli davranıĢsal özellikleri ifade
etmektedir (Doksat, 2003, s.10). Bu durumda karakterin Ģekillenmesi, doğuĢtan gelen
huy ve mizaç özellikleri temelinde fakat sonradan oluĢmaktadır. Karakterin
oluĢmasında, bir taraftan mizaç ve huy etkiliyken diğer taraftan yaĢantılar etkilidir.
Karakter gerçeği kavramakla ve yeni yaĢantılar edinmekle bir dereceye kadar değiĢebilir
(Fromm,1995, s.72). Huy ve mizacın yanı sıra karakteri ve görgüyü de kapsayan
kavram ise kiĢiliktir (Doksat, 2003, s.11).
2.2. Karakter Eğitimi ve Türkiye'deki Uygulamalar
Karakter eğitimi, temel insani değerlere sahip, davranıĢlarını bu değerlere göre
düzenleyen ve aynı zamanda akademik olarak da baĢarılı bireyler yetiĢtirmeyi
amaçlayan eğitimin genel adını ifade etmektedir (KatılmıĢ, 2010, s.35). “Bireyin belirli
değerleri fark etmesi, o değerlerden yeni değerler üretmesi, ürettiği değerleri
benimsemesi ve kendi kiĢiliğini bu değerlere göre Ģekillendirerek davranıĢa
dönüĢtürmesi” karakter eğitimi ile gerçekleĢmektedir (Ersoy ve ġahin, 2012, s.1536).
Bir bakıma “karakter eğitimi nitelikli insan yetiĢtirme eğitimidir” (Çağlayan, 2005,
s.97). Karakter eğitimine yönelik programlar, öğrencilerin akademik baĢarıları ve sınıf
davranıĢları üzerinde olumlu yönde bir etkiye sahiptir (Brannon, 2008, s.56).
Kökleri eski çağa kadar uzanan karakter eğitimi, insan karakterinin eğitimle
geliĢtirilebileceği fikrine dayanmaktadır. Kabul gören içerik konusu uygulandığı
dönemin ve toplumun Ģartlarına bağlı olarak değiĢmekle birlikte günümüzde karakter
eğitiminde, “dostluk, saygı, adalet, sorumluluk sahibi olma” gibi temel insani değerlerin
kazandırılması kabul görmektedir. Karakter eğitimi temel insani değerleri benimseyen
ve davranıĢlarını bu değerlere göre düzenleyebilen bireyler yetiĢtirmeyi hedeflemektedir
(Budumlu Akkiprik, 2007, s.2; Yıldırım, 2007, s. 20).
“Karakter eğitimi uzun soluklu bir yoldur. Bu yolda her bireye paylaĢım ve sorumluluk
düĢer. GerçekleĢtirilen paylaĢımlar, etik davranıĢlar, alıĢkanlıklar bilgi ile bütünleĢerek
doğru-yanlıĢ, güzel-çirkin, iyi-kötü potansiyeller sistematik olarak uygulanır, görülür”
16
(Çağlayan, 2005, s.97). Karakter eğitiminin kiĢiliğin oluĢumunda da önemi büyüktür
(DurmuĢ, 2008, s.124). Bu nedenle karakter eğitimi, özellikle kiĢiliğin oluĢtuğu geliĢim
dönemlerinde üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur. Karakter eğitimi
ayrıca “geçmiĢin kalıtını gençlere aktarma ve onlara yaĢadıkları topluma uyabilmeleri
için fikirler verme” ve onların “yeteneklerini üst düzeyde geliĢtirme” konularında da
oldukça etkili bir eğitimdir (Ergun, 1995, s.37).
Türkiye'de karakter eğitimi çalıĢmaları daha çok müfredattaki değerlerin, okullarda,
öğrencilere benimsetilmesine yönelik çalıĢmalar Ģeklinde devam etmekte, bu çalıĢmalar
bazen karakter eğitimi olarak isimlendirilmektedir (Kıroğlu, 2009, s.1). Değerler eğitimi
kapsamında, müfredatta belirlenen değerlerin öğretimi son iki yılda okullarda
uygulamalı olarak yaygınlaĢmaya baĢlamıĢtır. Bu uygulamalar, ders kitabı aracılığıyla
ya da ayda bir değerin kazandırılması biçiminde devam etmektedir. Okullar öğrencilerin
“saygı, ilgi, sorumluluk, güvenirlik” gibi değerlerini geliĢtirmek amacıyla “yetiĢkinlerin
model olması, öğretim programı içine yedirme, olumlu okul ortamı ve kapsamlı bir
danıĢma-rehberlik merkezi” gibi yöntemler kullanmaktadır (Yıldırım, 2007, s. 20).
2.3. Eğitimde Program GeliĢtirme
Program geliĢtirme kavramı, gerek okul içinde ve gerekse okul dıĢında, milli eğitimin
ve okulun amaçlarını geliĢtirmek ve gerçekleĢtirmek üzere düzenlenen içerik ve
etkinliklerin, uygun yöntem, teknik, araç ve gereçlerle geliĢtirilmesine yönelik
eĢgüdümlü çabaların tümünü ifade etmek üzere kullanılan bir kavramdır. Bu kavram,
öğretimin tüm ayrıntılarını kapsamaktadır. Bilgi kuramları, yöntembilim, öğretmen
etkinlikleri, bu etkinliklerin etkililiğinin değerlendirilmesi, varılan sonuçlara göre daha
uygun etkinliklere yönelme, vs. program geliĢtirme kavramının kapsamındadır
(Babadoğan, 2001, s.26).
Çağımızın eğitim programları geleneksel anlayıĢlardan farklı olarak sürekli yenilenen
ve mevcut duruma uyarlanabilen, esnek bir yapıya sahiptir. Bu da programların sürekli
biçimde uygulamada değerlendirilmesi ve geliĢtirilmesini gerekli kılmıĢtır. Bu
geliĢtirme çalıĢmaları sürekli olarak daha iyi bir eğitime doğru devam etmektedir
(VarıĢ, 1989, s.8). Bu bağlamda program geliĢtirme, hazırlanmıĢ bir programın
17
uygulamada, araĢtırma sonuçlarına göre sürekli yenilenmesini ve geliĢtirilmesini ifade
eden uygulamalı bir süreç olarak tanımlanabilir (Küçükahmet, 2007, s.23).
Eğitimde program geliĢtirme çalıĢmalarında, gerek genel eğitim programında gerekse
okullarda öğretmen ya da tasarlayıcı tarafından herhangi bir problemi çözmeye yönelik
geliĢtirilebilecek programlarda dikkate alınması gereken önemli bir nokta, eğitim
programının sağlıklı bir kuramsal altyapıya sahip olması ve toplumsal hayatla, yakın
çevrenin gerçekleriyle yakından iliĢkili olmasıdır. Bu nedenle program çalıĢmalarına
öncelikle problemin tespit edilmesine yönelik bir araĢtırmayla baĢlanmalıdır. Tespit
edilen problemin çözümüne yönelik faaliyetler ikinci aĢamada yer alırken, bir sonraki
aĢama geliĢtirilen programın sonuç alma aĢamasıdır. (VarıĢ, 1969, s.23-26).
Modern çağın program geliĢtirme çalıĢmaları, çağın gereklerine uygun, sürekli biçimde
uygulamada değerlendirme ve geliĢtirme biçimindedir. Eğitim programlarının
geliĢtirilmesinde önemli bir yaklaĢım olan sistem yaklaĢımı, programın, “eğitim
amaçlarının gerçekleĢtirilmesi için ele alınması, yapısal boyutların ve süreçlerin
birbiriyle iliĢkili olarak” geliĢtirilmesidir. Fakat bu yaklaĢımın genel geçer bir kalıbı
bulunmamaktadır (VarıĢ, 1989, s.8).
Program geliĢtirmede sistem yaklaĢımı kendi içinde farklı yaklaĢımları
barındırmaktadır. Farklı sistem yaklaĢımlarının ortak özellikleri Andrews ve Goodson
(1980) tarafından Ģöyle sıralanmıĢtır: (1) öğretim çözümlerine yanıt verebilecek
ihtiyaçların belirlenmesi, (2) öğretimin analizi, (3) öğrenenin analizi, (4) öğretim
ortamı, (5) öğretim stratejisi, (6) materyallerin geliĢtirilmesi, (7) biçimlendirici
değerlendirme, (8) kullanıcının yetiĢtirilmesi (Dick ve Babadoğan, 1993, s.177-178). Bu
çalıĢmanın araĢtırma süreci sistem yaklaĢımının aĢamalarına benzemektedir.
2.4. Karakter Eğitimi Programı YaklaĢımları
Klasik dönemde bireylerin dünya görüĢleri genellikle “din” temelli Ģekillenmektedir.
DavranıĢ ölçütlerini, Allah'ın emir ve yasakları oluĢturmaktadır. Bu emir ve yasaklara
göre davranmak, kabul gören bir karakterin oluĢması anlamına gelmektedir. Karakter
eğitimi din eğitimiyle gerçekleĢmektedir. Aydınlanma düĢüncesiyle dinin etki alanı
sınırlanmıĢ, modernizmin etkisiyle “birey” ve bireyin değerleri hayatın merkezine
18
gelmiĢtir. Bunun neden olduğu ahlaki buhranı çözüm çabaları okulda karakter eğitimi
programlarının geliĢtirilmesine neden olmuĢtur (Pamuk, 2010, s.43).
Okulda karakter eğitimi programları baĢlangıçta geleneksel akademik müfredata
eklenen bileĢenlerle saygı, dürüstlük, sorumluluk ve güvenirlik gibi temel ahlaki
erdemlerin öğretilmesine odaklanmıĢ; zamanla öğrenci eğilimlerini geliĢtirmeye
yönelmiĢ; okul kültürünü zenginleĢtirmek ve öğrenci performansını artırmak amacıyla
giderek disiplinler arası bir hal kazanmıĢtır. Günümüzde karakter eğitimi program
modellerinin uluslararası bir boyut kazandığı görülmektedir (Smith, 2013, s.139).
Karakter eğitim programları temel varsayımları farklı olması nedeniyle üç ana baĢlıkta
sınıflandırılabilir: Geleneksel anlayıĢ odaklı karakter eğitimi programları, biliĢsel
geliĢim odaklı karakter eğitimi programları ve ilgi odaklı karakter eğitimi programları.
Bu programlardan ilki olan “geleneksel anlayıĢ odaklı karakter eğitimi programı”
yaklaĢımları karakter eğitiminde oldukça eski ve yaygın bir yaklaĢımdır. Bu
yaklaĢımda, davranıĢlarda alıĢkanlık kazandırmaya öncelik verilmektedir. Bu yaklaĢıma
göre düzenlenen programlarda önceden belirlenmiĢ karakter erdemleri açıkça ve
doğrudan öğretilmeye çalıĢılmaktadır (Lickona, 2003, s. 18; Arthur, 2003, s.115). Bu
yaklaĢıma göre düzenlenen karakter eğitimi programlarında öğretme ve öğrenme
stratejileri arasında öğretmenin model olması, doğrudan öğretim, ödüller, literatürdeki
erdemli kahramanların vurgulanması, tekrar, vs. bulunmaktadır (Winton, 2008, s.45).
Karakter eğitimi programı yaklaĢımlarından ikincisi, “biliĢsel geliĢim odaklı karakter
eğitimi programı” yaklaĢımlarıdır. Bu yaklaĢımların temelinde Rousseau, Dewey,
Piaget, Erikson ve Kohlberg gibi düĢünürlerin fikirleri yer almaktadır. BiliĢsel
geliĢimsel yaklaĢımlarda evrensel ahlaki değerleri belirleyip aktarmak yerine bireyin
geliĢim ve öğrenme sürecine odaklanılmıĢ, bireyin kendi değerlerini oluĢturabileceği
dikkate alınmıĢ, ortak değerlerden ziyade bireyin kendi değerlerini kazanma süreci ön
planda tutulmuĢtur. BiliĢsel kuramcılar, eğitimde, Yaratıcıyı, inancı, öğretmenin ahlaki
ve toplumsal otoritesini gözönünde bulundurmayı reddeder. Bilimsel yöntemlerle
ölçülen, gözlenen ve deneyimlenen Ģeylere odaklanır. Öğretmeni öğrenciyle eĢit kabul
ederek, her türlü baskı ve cezayı reddeder (Arthur, 2003, s.60-71).
Karakter eğitimi programı yaklaĢımlarından üçüncüsü “ilgi odaklı karakter eğitimi
programı” yaklaĢımlarıdır. Bu yaklaĢıma göre düzenlenen karakter eğitimi programında
19
öğrenciye gösterilecek ilgi ön plandadır. Erdemler öğrencilerin ilgilerine, duruma ve
iliĢkilere göre değiĢmektedir. KiĢinin ahlakı, ikili iliĢkilere göre Ģekillenmektedir. Bu
yaklaĢıma göre hazırlanmıĢ programlarda, oldukça az sayıda öğrencinin eğitim gördüğü
daha küçük sınıflar ve kiĢisel iliĢkilerin, çevrenin, ahlak geliĢimini destekleyeceği bir
Ģekilde organize edilmiĢ okullar gerekmektedir. Standart müfredata daha az önem veren
bu yaklaĢımla yapılacak bir karakter eğitiminde öğrencilerin, ilgilerini tartıĢırken daha
fazla zamana ihtiyacı olacaktır. Karakter eğitiminin amacı geleneksel konulardan oluĢan
resmi müfredatı uygulamak yerine sevecen, sevgi dolu ve iyi insanlar yetiĢtirmektir.
Yöntemler yapılandırmacı olmalıdır (Noddings, 2005, infed.org;Arthur, 2003, s.127).
Ġyi bir karakter, ahlakı oluĢturan erdemlerin biliĢsel, duyuĢsal ve davranıĢsal
boyutlarından oluĢmaktadır. Birey, iyinin bilgisine sahip olmalı, onu arzulamalı ve
davranıĢa dönüĢtürmelidir (Lickona, 1993, s.9). Yukarıda değindiğimiz karakter eğitimi
programı yaklaĢımları genel olarak geleneksel, biliĢsel ve ilgisel olarak üç baĢlık altında
toplansa da bu baĢlıklar karakter eğitimi programının teorik altyapısını, arka planındaki
varsayımlarını göstermektedir. Program çalıĢmaları, farklı yaklaĢımlara açıktır.
2.5. BAKEP'in Tarihi Temelleri
Eğitim ile tarih arasında birbirini aydınlatma ve ileriye taĢıma bakımından sıkı bir iliĢki
vardır. Eğitim, tarihe ulaĢmayı sağlarken tarih de eğitimin sürekliliğinde temel
oluĢturmaktadır. Milletlerin siyasi, kültürel, ekonomik, toplumsal bakımdan nereden
gelip nereye doğru gittiklerini analiz edebilmeleri eğitimle mümkündür. Bu analizde
tarih, milletlerin bugün için ayakları üzerinde sağlam basmalarına katkı sağlarken ayrıca
yeni yetiĢecek gençlere yönelik bir plan oluĢturmalarına da yardımcı olur. Kültür,
eğitimde tarihin hayat bulmasıyla nesilden nesile taĢınarak yaĢamaya devam eder.
Türk tarihine karakter eğitimi açısından baktığımızda, Türklerin tarihsel süreç içerisinde
karakterlerini Ġslamiyet öncesi için alp insan, klasik dönem için gazi ve veli insan,
günümüz için yurttaĢ ya da vatandaĢ insan olarak sınıflandırmamız mümkündür.
Ġslamiyet öncesinde bilinen ilk Türk insan tipi alp insandır. Alp insanın karakter
özellikleri destanlarda cesur, ağırbaĢlı, merhametli, mütevazi bir insan olarak
geçmektedir (Sümer, 1980, s.417). M.Ö. 126 yılında Çin elçisi Chang Ch'ien'in, Çin
Hükümdarına sunduğu bir raporda Türklerin “çok iyi ok attıkları” ve “savaĢçı” bir
20
karaktere sahip oldukları belirtilmektedir (Ögel, 1981, s.5-7). Aynı zamanda “Töre”
(Akyüz, 1994, s.3), “Gök-Tanrı kaynaklı üniversal devlet anlayıĢı” (Kafesoğlu, 1977,
s.292) ve devlet ya da il2, Türk ahlak ve karakterinde önemli bir yere sahiptir. Türklerde
kahramanlara “Alp ve Sükman” adı verilmektedir (Köprülü, 1980, s.20).
Türklerin Ġslamiyeti kabulüyle birlikte karakter özelliklerini oluĢturan değerlerin ve
davranıĢların temelinde Ġslam dininin emirleri ve yasakları yer almaya baĢlamıĢtır.
Karakter eğitimi açısından bu bir kırılma noktasıdır. ÇağdaĢları Abbasi devletindeki
mevcut “medrese” kurumuyla tanıĢan Türklerin karakter özellikleri bundan sonraki
dönemde Ġslam dini esasları temelinde ĢekillenmiĢtir. Böylece Alp insan tipi yerini gazi
ve veli insan tipine bırakmıĢtır. Ġslam‟ın yayılması için mücadele eden, “yiğit, cesur ve
cömert” kiĢilere “gazi”; olgun, kâmil bir insan olabilmek için kendi nefsiyle mücadele
eden kiĢilere “veli” denilmiĢtir (Akyüz, 1994, s.17).
Türklerde kabul gören karakter özellikleri edebi eserlere de yansımıĢtır. Balasagunlu
Yusuf tarafından 1069'da yazılan ve KaĢgar'da hükümdar Hasan bin Süleyman Aslan
Han'a” sunulan Kutadgu Bilig isimli eserde Aytoldu oğluna; kalbini ve dilini doğru tut,
Allah'a kullukta kusur etme, alçakgönüllü ol, dünyaya tamah etme, kimseye zulmetme,
daima iyilik yap, baĢkalarını kıskanma, çok yemek yeme, Ģarap içme, zina etme, öfkeli
olma, kadere razı ol, dürüstlükten sapma diye vasiyet etmiĢtir (Hacip, Kutadgu Bilig,
2002, s.55-61). Benzer ifadeler Gazali'nin MükâĢefetü'l Kulûb (Kalplerin KeĢfi)
eserinde de bulunmaktadır. Bu eserden de anladığımız kadarıyla dönemin insan
karakterinin temelinde Ġslam dini vardır. Türk karakteri Ġslamiyet‟in emir ve yasakları
çerçevesinde Ģekillenmektedir. Eserde iyi bir Müslümanın nitelikleri anlatılmakta ve bu
nitelikler ayet ve hadislerle temellendirilmektedir (Gazâli, 1980, s.9-429).
Anadolu Selçuklularında insan karakterini Ģekillendirmede ahilik teĢkilatı, tasavvuf ve
medreseler önemli bir yer tutmaktadır. Ahiliğin temelinde fütüvvet ilkeleri yer almakta
ve fütüvvet sahibi olabilmek için kiĢi altısı zahirî3, altısı batınî
4 12 temel nitelik
taĢımalıdır. Zahirî nitelikler; (1) Ģalvarın, (2) midenin, (3) dilin, (4) gözün ve kulağın,
(5) elin, (6) ayağın bağlı olmasıdır. Batınî nitelikler; (1) cömertlik, (2) tevazu, (3) iffet,
2 Türklerde aĢiretlerin birleĢmesiyle meydana gelen ilk devlet
3 Fiziki durum, gözle görünen nitelikler.
4 Ġçsel durum, gözle görülmeyen nitelikler, karakter özellikleri.
21
(4) af, (5) yokluk, (6) kurb ve hidayet makamlarında uyanıklıktır (Sühreverdî, Ayasofya
Kütüphanesi, no:2049, v. 156; akt. Cevdet, 2008, s.341). KiĢi bu özellikleri taĢımamada
ısrar ediyorsa fütüvvetten çıkmaktadır (Anadol, 1991, s.38; ġimĢek, M., 2002, s.19-20).
Tasavvufta dönemin önemli isimlerinden Muhyiddin Ġbn Arabi (1165-1239/1245) iffet,
itidal, tutum, kanaat, hoĢgörü, ağırbaĢlılık, sevgi, dostluk, merhamet, vefa, sır tutma,
mütevazılık, güler yüzlülük, doğruluk, iyi niyet, cömertlik, cesaret, sabır, helal yeme,
adalet, vb. gibi erdemleri övmekte ve kiĢinin karakterini iyileĢtirmeye çabalaması
gerektiğini belirtmektedir (Ġbn Arabi, 2008, s.49-71). Mevlânâ Celâleddin Rûmî (1207-
1273) insanın biricik gayesinin ahirete hazırlık olduğunu ve en değerli dünya mallarının
bile geçici olduğunu belirtmektedir. KiĢi, “insanı kâmil” olmak için nefsini terbiye
etmeli, edepli olmalıdır. Buna motive edecek güç ise ilâhî aĢktır (Mevlânâ, 2011a, s.10;
Mevlânâ, 2008, s.13-16). Yunus Emre (1247-1320) de nefsine yenik düĢmemeyi
oldukça önemsemektedir (Yunus Emre, 1997, s.69). KiĢinin gayesi, nefsî arzularından
kurtularak iyi bir kul olmaktır. “Ġyi kul olmak” kavramı, övülen davranıĢların temelini
oluĢturmaktadır (Yunus Emre, 2005, s.60-164).
Medreselerde okutulan dersler ve mimaride yer verilen hatlar dönemin kabul gören
insan karakterine ıĢık tutmaktadır. Okutulan derslerin fıkıh, hadis, tefsir gibi dini
ilimlerden ve matematik, astronomi, geometri, fizik, tıp gibi pozitif ilimlerden oluĢması
çağın bilgisine sahip, ilme önem veren insanlar yetiĢtirme amacını göstermektedir
(Atçeken ve Bedirhan, 2004, s.105). Medreselerin eyvan, portal ve taçkapısındaki ayet
ve hadisler, övülecek ve yerilecek davranıĢların temelinde Ġslam dininin yer aldığını
göstermektedir (Sülün, 2007, s.199-209; Süheyl Ünver Sanat Atölyesi, 2010, s.27-31).
Karakter eğitimi açısından baktığımızda, Osmanlı Devleti de Anadolu Selçuklu
Devletine benzer kurumlara sahip olduğu için yenileĢme hareketlerine kadar Türklerin
karakter çizgisinin benzer özelliklerde devam ettiği söylenebilir. 1773'te değiĢim
yolunda ilk somut adım atılarak Mühendishane-i Bahri Hümayun açılmıĢtır. Askeri
alandaki yenilikleri mekteplerin, rüĢtiyelerin, tıbbiyenin açılması ve gazete yayımının
baĢlaması takip etmiĢtir. Yabancı ders kitapları ve hocalarla Osmanlı toplumunu
etkilemeye baĢlayan Batı kültürü 1830'larda Avrupa‟ya gönderilen öğrencilerin de
dönüĢüyle birlikte toplumu etkilemede hız kazanmıĢtır. Eğitim alanındaki BatılılaĢma
22
hareketleri, Devlet'in tüm eğitim kurumlarını etkilemiĢ, eğitim öğretimde dini temelin
bulunduğu medreseler terk edilmeye baĢlanmıĢtır (Doğan, 1997, s.407-429).
1839 Tanzimat Fermanında eğitimle ilgili bir maddeye yer verilmezken, 13 Mart
1845'te kurulan ve üyeleri Batılı kültüre sahip Meclis-i Maarif-i Muvakkat Komisyonu5
eğitim kurumlarının ıslahatı yönünde bir rapor hazırlamıĢtır. II. Abdülhamit döneminde
okul türlerinden öğretim programına, ders kitaplarına kadar birçok alanda eğitimde
BatılılaĢma hâkim olmaya baĢlamıĢtır. Örnek alınan ülke Fransa olduğundan da ülkede
Fransızların etkisi yayılmaya baĢlamıĢtır (Sakaoğlu, 2003, s.71-106).
Emrullah Efendi (1858-1914), eğitimde Fransa etkisini tasvip etmekte ve Tuba Ağacı
Nazariyesinde, yeniliklerin üniversiteden baĢlatılması gerektiğini ifade etmektedir
(Koçer, 1991, s.171; Atuf, 1932, s.65). Edhem Nejat (1882-1921), Osmanlı okullarında
Fransa'nın etkisinin ortadan kaldırılmasını (Altın, 2008, s.76), mevcut programların
tümden değiĢtirilmesini ve yeni programlarda, Ġslam dini milliyeti asimile etmediği için,
Türklüğün önplana çıkarılmasını ifade etmektedir (Edhem Nejat, 2001, s.19-32).
Ziya Gökalp (1876-1924) Tanzimat'tan önce din temelli, zühdî bir ahlak olduğunu fakat
Avrupa medeniyetine gösterilen çılgınca tutkunun, dünya savaĢının ve ferdiyetçiliğin
ahlak buhranına neden olduğunu (Gökalp, 1975, s.30-32), eğitimin Türklük, Ġslamlık,
çağdaĢlık temellerine dayanması gerektiğini ifade etmektedir (Gökalp, 1973, s.105).
Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu (1886-1978) bu çağdaki eğitim düzenlemelerini ciddi
bulmamakta, sadece hafızayı değil diğer melekeleri de dikkate alan, ĢiĢkin bilgiler
yerine karakteri geliĢtiren bir düzenlemeyi önermektedir (Baltacıoğlu, 1995, s.15-17).
Cumhuriyetin hemen baĢında eğitimle ilgili çalıĢmalar devam etmiĢtir. 6 Mayıs 1920'de
Maarif Vekilliği kurulmuĢ, 15 Temmuz 1921'de Ankara'da ilk Maarif Kongresi
gerçekleĢtirilmiĢ, yeni eğitimin Doğu ve Batı etkilerinden uzak, milli kültüre dayanan,
“ulusal” nitelikte olacağı açıklanmıĢ (Sarıhan, 2009, s.73), inkılap kanunlarıyla birlikte
bu değiĢim hukuki zeminde gerçekleĢmeye baĢlamıĢtır.
430 Numaralı Tevhid-i Tedrisat Kanununun 03.03.1924'te kabul edilmesiyle birlikte
Türkiye'deki tüm eğitim kurumları (m1), tüm medrese ve mektepler Maarif Vekâletine
devredilmiĢ (m2), bütçeleri Maarif bütçesine aktarılmıĢtır (m3). Medreselerdeki dini
5 Bu kurum söz konusu raporun benimsenmesiyle birlikte Meclis-i Maarif-i Umumiye (Genel
Eğitim Kurulu) adını almıĢtır.
23
öğretim yerine ilahiyat fakülteleri ve imam hatip okulları açma kararı alınmıĢtır (m4)
(Maarif Vekilliği, 1940, s.14). 4. maddeye dayanarak 1924'te açılan 29 Ġmam Hatip
okulunun sayısı 1930'da ikiye düĢmüĢ ve kapatılmıĢtır (Kırboğa, 1975, s.20). Bu
duruma, 677 Numaralı Kanunla tekke ve zaviyelerin kapatılması, Ģeyhlik, derviĢlik,
seyitlik, halifelik gibi unvanların yasaklanması (Milli Eğitim Vekâleti, 1953, s.691) da
eklenince eğitimde köklü bir değiĢim gerçekleĢmiĢ, Türk ahlakını Ģekillendiren ahilik,
tekke ve medrese gibi kurumların insan karakterini Ģekillendirmedeki yetkisi hukuki
anlamda son bulmuĢtur.
1353 Numaralı Harf Kanununun kabulüyle, 1929'dan itibaren kitapların, Latin
harfleriyle basılması zorunlu kılınmıĢtır (Maarif Vekilliği, 1940, s.17). Böylece
Osmanlıca eserlerin sahip olduğu anlam ile kültüre aktarılması uzak bir ihtimale
dönüĢmüĢ, Türkçenin sadeleĢtirilmesi döneminde, geçmiĢte kullanılan birçok kelimenin
günlük hayat ve edebiyattaki çağrıĢımları, yerine bir Ģey konmadığından, yok olmuĢtur
(Mardin, 2011, s.132). Anayasaya “Laiklik” ilkesini getirmeye yönelik kanun teklifinin
de kabulüyle (Goloğlu, 2007, s.257-260) Türk insanının karakterini Ģekillendirecek
öğelerin Osmanlı kültür ve medeniyetiyle bağı kopmuĢ, istenen nitelikler farklılaĢmıĢtır.
“29 TeĢrinievel 1933” baĢlıklı yazıdaki; “Tam müstakil bir vatana sahibiz, her tarafta
hürmet ve takdir uyandıran bir devlet vatandaĢıyız. Ġnsanlığın Ģahsiyetini alçaltan bir
hukuk görüĢünü gömdük, devleti tamamen dünya için kurulmuĢ bir müessese haline
getirdik, ilerlememize engel olan ne varsa attık” ifadeleri Türk insanının kabul gören
karakter gidiĢatı hakkında bilgi vermektedir (Mehmed Emin, 1933, s.884). Buna göre
yeni Türk insan tipi dünyaya dönük, bağımsız bir vatandaĢtır. Hukukun kaynağını ilâhî
olan değil, “toplum, hayat, felsefe ve ahlak” gibi beĢeri olan oluĢturmaktadır (Sıddık
Sami, 1933, s.951). Türk insan karakterinde bu önemli bir kırılma noktasıdır. Bu
kırılmayı, kabul gören karakter özellikleri bakımından 1961 (MEB, 1971, s.11) ve 1982
(Armağan, 2007, s.3-8) anayasalarında da görmek mümkündür.
Türk insanının karakter özelliklerindeki –beklenen- değiĢim, öğretim programlarına,
eğitim Ģuralarına, ders türlerine ve ders kitaplarına da yansımıĢtır. 1924 (Aslan, 2011,
s.724), 1926 (RaĢit ve Adil, 1930, s.75) ve 1936 öğretim programında ulusalcı, laik,
demokratik, halkçı, devletçi, hayata hazır, vs. yurttaĢlar yetiĢtirmek hedeflenmiĢ
(Kültür Bakanlığı Dergisi, 1937, s.163), 1948 programında bu hedeflere değerler de
24
eklenmiĢtir (Milli Eğitim Bakanlığı, 1948, s.1-2). 1962 programında; “iyi çocuk, iyi
vatandaĢ, iyi insan” yetiĢtirmek amaçlanmıĢ (Ġçelli, 1966, s.18-19), bu noktadan itibaren
Cumhuriyetin genel insan tipi çizilmiĢtir. Günümüze kadarki programların içeriğinde
değiĢimler olsa da Ģemsiye kavramın “vatandaĢ insan tipi” olduğu söylenebilir.
VatandaĢ insanın beklenen karakter özellikleri, eğitim Ģuralarına da benzer Ģekilde
yansımıĢtır (Maarif Vekilliği, 1943, s.104; MEB, 1949, s.57; MEB, 1991, s.57, MEB,
1996, s.4-5). On Yedinci ġûra'da internet devrimi ve dünya vatandaĢlığı kavramları
kullanılmıĢ (MEB, 2007, s.18-20), 18. ġûra'da evrensel değerler ve eğitimi öne çıkmıĢtır
(MEB, 2010, s.11-12).
Türk insanının karakter özelliklerindeki -beklenen değiĢim, ders türleri ve ders
kitaplarına da yansımıĢtır. Osmanlı devletinin son döneminden baĢlayarak
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde okul türlerinin yanı sıra okutulan derslerde ve ders
kitaplarında değiĢiklikler olmuĢtur. Cumhuriyet öncesinde, dini kitapların yanı sıra;
1894'te “tarih ve ahlak”; 1899'da “ahlak, tarih, ulumi diniye”; 1904'te “ulumu diniye ve
ahlakiye, tarihi Ġslam ve Osmani” gibi dersler insanların karakterini Ģekillendirmektedir
(Yücel, 1994, s.141-145).
Cumhuriyetle birlikte ilkokul programlarında baktığımızda 1924'te “sarf, kuranı kerim
ve din dersleri, musahabat-ı ahlâkiye ve malûmat-ı vataniyye” derslerinin yetiĢecek yeni
neslin karakteri üzerinde etkili olduğu, Ġslam içerikli tarih anlayıĢından “tarih” dersiyle
milli bir anlayıĢa geçildiği görülmektedir. Bedenen kuvvetli insanların yetiĢmesi için
terbiye-i bedeniye dersine yer verilmesi de alp veya gazi insanı anımsatmaktadır (Aslan,
2011, s.724; Cicioğlu, 1985, s.94).
1926'da “hayat bilgisi, yurt bilgisi, jimnastik”; 1936'da “tarih, yurt bilgisi, aile bilgisi,
hayat bilgisi, jimnastik” (Kültür Bakanlığı Dergisi, 1937, s.172); 1948'de hayat bilgisi,
tarih, yurttaĢlık bilgisi, aile bilgisi, beden eğitimi (MEB, 1948, s.24); 1962'de toplum ve
ülke incelemeleri; 1968'de sosyal bilgiler (Çatak, 2008, s.5-6); 1985'te milli tarih,
vatandaĢlık; 1998'de sosyal bilgiler (Akpınar ve Kaymakcı, 2012, s.608-609) karakteri
etkilediği düĢünülen derslerdendir.
Muallim Abdülbaki (Gölpınarlı) tarafından yazılan Yurt Bilgisi 4 kitabının sonsözünde
yer verilen bazı maddeler, dönemin kabul gören değerlerini ve karakter özelliklerini
yansıtması bakımından önemlidir. Buna göre, Türk çocuğu; medeni, bakımlı, saygılı,
25
temiz, itaatkâr, sporcu, iyi, Ģerefli, vatansever, terbiyeli, mücadeleci, dürüst,
cumhuriyetçi, milletsever, çalıĢkan olmalıdır (Gölpınarlı, 2007, s.128-129).
Ali Kâmi tarafından yazılan Yurt Bilgisi 5 kitabında değerler, içerikte telkin edilmiĢ,
sonsöz eklenmemiĢtir. Kitapta; saygı, terbiye, vatanseverlik, bağımsızlık, güzel huy,
yardımseverlik, içki içmeme gibi değerler vurgulanmıĢtır (Ali Kâmi, 1929, s.8-147).
Cumhuriyet döneminde düzenlenen bazı eğitim raporlarında yer alan bilgiler, Türk
insanından beklenen karakter özelliklerini ve değiĢimin yönünü göstermesi bakımından
incelenmiĢtir. Örneğin Amerikalı Profesör John Dewey'in Türk eğitimiyle ilgili
raporunda; öğrencilerin ilgisini çekecek, hayatla iç içe konulardan oluĢan, uygulamalı
derslere yer verilmesi (Dewey, 1939, s.22) ve üretken, yaĢamsal bilgi ve beceriler
kazandıran, insan yeteneklerini geliĢtiren, demokratik esaslara bağlı, çağdaĢ okulların
yaygınlaĢtırılması önerilmektedir (Bal, 1991, s.75).
14 Ağustos 1958'de çalıĢmalarına baĢlayan, Prof. Dr. Fahir Ġz baĢkanlığındaki Eğitim
Milli Komisyonunun, yurt içinde ve yurt dıĢında (Japonya, Amerika, Fransa, Ġngiltere,
Batı Almanya, Ġtalya) çeĢitli incelemeler yaparak hazırladığı raporda, eğitim sistemleri
incelenen ileri ülkelerin eğitimlerinde öğrenciler bedenî, zihnî, hissî, iradî ve ahlâkî
bakımdan dikkate alınmakta, Ģahsiyet ve karakter geliĢimleri ön planda tutulmaktadır.
Cumhuriyet'in inkılapları Türkiye‟deki BatılılaĢma hareketlerinin son aĢamasıdır. Bu
hareket Türklerin Doğu köklerini yok saymayı değil onu da alarak Batıya intibakını
amaçlar. Türkler, bu amacın Ģu an tam ortasındadır. BaĢarabilirlerse zengin ve çok
muhtevalı yeni bir devir baĢlayacak, baĢaramazlarsa Batı uygarlığının Ģiddetli baskısı
altında milletçe ezileceklerdir. Bu nedenle eğitim, Türk milletinin doğudaki köklerinden
kopmadan, batıya uzanması amacına uygun düzenlenmelidir (MEB, 1960, s.15-34).
Günümüzde Türkiye'deki eğitimin temelleri 14.06.1973 gün ve 1739 sayılı Milli Eğitim
Temel Kanununa dayanmaktadır. Kanundaki 3 maddelik Türk Milli Eğitimi
amaçlarında Türk insanından beklenen niteliklere baktığımızda milletine ve devletine
karĢı sorumluluk sahibi, fiziki ve ruhi açıdan sağlıklı, ahlaklı ve karakterli insanların
yetiĢtirilmesinin amaçlandığı görülmektedir (MEB, 1976, s.7-8).
Böyle bir eğitimle Türk vatandaĢlarının refah düzeyini ve mutluluğunu arttırmak, milli
birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı hızlandırmak, Türk
milletini çağdaĢ uygarlığın yapıcısı ve seçkin bir ortağı yapmak amaçlanmaktadır
26
(MEB, 1980, s.7-8). Günümüzdeki Milli Eğitim uygulamaları bu amaçlar doğrultusunda
Ģekillenmektedir. Karakter eğitimiyle yakından ilgisi bulunan ilk iki madde aynı
zamanda bu çalıĢmanın hukuki dayanağını da oluĢturmaktadır.
Sosyal bilgiler öğretim programına (2005) baktığımızda yetiĢtirilmek istenen insanın
karakter özellikleriyle ilgili ifadelerin açık olduğunu görmekteyiz (MEB, 2005):
“…çağdaĢ, inkılâpları benimsemiĢ, Türk tarihini ve kültürünü kavramıĢ,
demokratik değerlerle donanmıĢ, insan haklarına saygılı, yaĢadığı çevreye duyarlı,
bilgiyi deneyimlerine göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluĢturan,
kullanan ve düzenleyen, sosyal katılım becerileri geliĢmiĢ, bilimsel yöntemleri
kazanmıĢ, sosyal yaĢamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları yetiĢtirmek”.
Programda; “…vatanını ve milletini seven, haklarını bilen ve kullanan,
sorumluluklarını yerine getiren… (m2); …Türkiye Cumhuriyetinin sosyal, kültürel ve
ekonomik kalkınmasındaki yerini kavrayan… (m3); …kültürel mirasın korunması ve
geliĢtirilmesi gerektiğini kabullenen… (m5); …tarihsel kanıtları sorgulayan… (m10);
farklı dönem ve mekânlardaki toplumlararası siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik
etkileĢimi analiz edebilen (m16)” vatandaĢlar yetiĢtirmek amaçlanmaktadır.
Tüm bu ifadeler incelendiğinde sosyal bilgiler öğretim programının bir taraftan bin
yıllar öncesinden süregelen Türk kültürünü yeni nesillere aktarmayı amaçlarken diğer
taraftan çağdaĢ ve demokratik “vatandaĢ” insan yetiĢtirmeyi hedeflediği görülmektedir.
2.6. BAKEP'in Felsefi Temelleri
Eğitim programları, temele alınan felsefenin varlığa, bilgiye ve ahlaka bakıĢ açısına
göre yapılandırılmaktadır. Felsefe, eğitim programlarının amaç, içerik, eğitim durumları
ve değerlendirme boyutlarını temelden etkilemektedir. Programın “hedef, davranıĢ,
içerik, eğitim ve sınama durumları” temele alınan felsefenin ileri sürdüğü ölçütlere
uygun olmadığı takdirde sistem kendi içinde çeliĢkilere düĢebilir (Sönmez, 2009, s.51).
Eğitim programıyla ilgilenenlerin en temel sorunu; “Nasıl bir insan yetiĢtirmeliyiz?”
sorusudur. Bu sorunun cevabı ya dinde bulunur ki bu durumda eğitimin merkezinde
dinin kendisi yer alacaktır ya da felsefe bu soruya yanıt verir ki bu durumda benimsenen
felsefe eğitimin tüm boyutlarını Ģekillendirecektir. Günümüzde Türkiye'de eğitim
temellerini dinden almamaktadır. Dolayısıyla „Nasıl bir insan?‟ sorusunun yanıtları
27
felsefededir. Varlığın varlığı ya da yokluğu, insanın varlıkla iliĢkisi ve konumu, hayatın
amacının dünya mı, ahiret mi yoksa her ikisi birden mi olacağı, bilgiye ulaĢılabilirlik
durumu, bilgiyi elde etme yöntemi, temele alınan „iyi‟nin neliği ve nasıl kazanılacağı
gibi daha birçok konuda felsefenin yanıtları bu temel soruya katkı sağlamaktadır.
Felsefenin eğitime yönlendirici ve Ģekillendirici etkisi, en temelde, felsefenin varlık,
bilgi ve ahlak konularına bakıĢı çerçevesinde gerçekleĢmektedir. Felsefenin eğitime
etkisi öncelikle „varlık‟ anlayıĢıyla baĢlar. Temele alınan felsefe varlığı var olarak kabul
ediyor mu, kabul ediyorsa maddi bir varlıktan mı söz ediyor yoksa tinsel bir varlık mı
öngörüyor, bunlar birbirinden bağımsız mı yoksa bir hiyerarĢi mi söz konusu, gibi
birçok açıdan varlığı tanımlarken aynı zamanda bu varlığın neliğine ya da anlamına
göre insanı özne ya da nesne olarak konumlandırır. Bu kez insanla asıl varlık arasındaki
iliĢkiyi açıklamak zorundadır ki buradan bilgiye ulaĢır. Ġnsanın bilgiye ulaĢmasının
mümkünlüğünü sorgular. Buna verdiği cevap ulaĢılabileceği yönünde ise, felsefe bilgiye
ulaĢmada yöntemin akıl mı, duyu mu yoksa sezgi mi olması gerektiğini sorgulamaya
baĢlar. Bunlardan hangisini cevaplıyorsa ona ulaĢma yollarını tarif eder. Aynı zamanda
insan davranıĢının ölçüsünü belirler. Bu noktada 'iyi' ve 'kötü' kavramını tanımlamak,
insanın fıtraten iyi mi yoksa kötü mü olduğunu, insanın yaĢamının yegane amacının ne
olduğunu ve insan için ahlaklı olanın ne olduğunu belirlemek zorundadır. Tüm bu
konulara yanıt bulmaya çalıĢan düĢünürler nadiren bilgiden iĢe baĢlasalar da genellikle
en temel açıklamalar varlık üzerinden yapılmaktadır. Bilgiyi ve ahlakı ilgilendiren
konular en temelde varlığı ne olarak tanımladığınızla, evrenin neresine
konumlandırdığınızla yakından ilgilidir. Tüm bu bilgiler eğitim felsefelerini besleyerek
eğitim programlarını etkilemektedir.
Felsefede, varlığın temellendirilmesi oldukça önemlidir. Felsefe tarihine kısaca bakacak
olursak Antik Yunan düĢünürlerinin varlık anlayıĢında ilk varlığın madde ya da sayı
olduğunu söyleyenlerden, insan tarafından bilinemez bir Ģey olduğunu savunanlara
kadar birçok farklı görüĢle karĢılaĢmak mümkündür. Hatta varlığın madde olduğunu
kabul edenler kendi içinde bu maddenin sabit mi yoksa değiĢken mi olduğu konusunda
bile farklı görüĢler beyan etmiĢlerdir (Çüçen, Zafer ve Esenyel, 2011, s.80-88).
Sofistler ve Sokrates ile birlikte felsefenin temel hareket noktası “insan” olmuĢtur.
Varlık, bilgi ve ahlak insan temelli açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Evrenin fenomenal alanda
28
anlaĢılabileceğini düĢünen Sofistler, algı dıĢında gerçeklik aramayı nafile bir çaba
olarak nitelendirmiĢlerdir. Varlığı insan algısına indirgemiĢler ve bir Ģeyin gerçekten var
olduğu konusunda bir öz belirlememiĢlerdir (Gökberk, 1980, s.43).
Sistemli felsefeyi baĢlatan Platon (MÖ.427-347), kendisinden önceki düĢünürlerin
insanı herĢeyin merkezine alan, bir anlamda TanrılaĢtıran, felsefelerine karĢı, herĢeyin
ölçütünün Tanrı olduğunu savunmuĢtur (Arslan, A., 2006, s.105-106). Duyular yoluyla
elde edilen bilgi sürekli değiĢtiğinden, gerçek bilgi idea bilgisidir (Tozlu, 1997, s. 47 )
ve idea bilgisine sahip olan kiĢi, faziletli kiĢidir (Birand, 1964, s.58).
Aristoteles'in (MÖ 384-322) görüĢüne göre ise akla uygun davranan kiĢi faziletlidir
(Birand, 1964, s.82-83). Ġnsanın mutlak bilgiye ulaĢması bir Ģeyin varlığının nedenini
kavramasına bağlıdır (Aristo, 1951, s.6,7). Bu neden sonsuza dek gidebileceğinden,
insan bir noktada durmak zorundadır. Bu nokta ise evrenin ilk hareket ettiricisi olan
ezeli ve ebedi bir Tanrı inancıdır (Aristoteles, 1996, s.497-508).
Epikuros (MÖ. 341-270) ise gerçek varlığın boĢluk ve atomlar olduğunu; doğru bilginin
teoride duyu verileri ve bunların defalarca tekrarıyla oluĢan tasavvurlara, pratikte haz ve
acıya dayalı olduğunu belirtmekte (Gökberk, 1980, s.97-98) fakat Plotinos (204-270)
hazzın insana yararını reddetmektedir (Vorlander, 2004, s.218).
Batı felsefesi Antik Yunan düĢüncesinden bir süre uzak kalmıĢ ancak akılcı yaklaĢımı
nedeniyle gerçek imanı sarsmakla suçlanarak Cordoba'ya sürgün edilen Ġslam düĢünürü
Ġbn RüĢd, birçok Hristiyan düĢünürü etkileyerek Batı'da felsefenin yeniden baĢlama
nedeni olmuĢtur (Russell, 1994, s.147-149). Aquino'lu Thomas (1225-1274), felsefe ile
Hristiyanlık dinini uzlaĢtırmaya çalıĢmıĢ ve Aristoteles düĢüncesini sistemli bir Ģekilde
kilisenin düĢünceler dünyasına katmıĢtır (Vorlander, 2004, s.286). Öyle ki Antikçağ
sonlarında Yeni-Platonculuk akımıyla birlikte oluĢturulmaya çalıĢılan felsefeye dayalı,
dini bir dünya görüĢü çabaları sonuç vermiĢ, bu dünya görüĢü Aquinalı Thomas ile
birlikte Katolik kilisenin resmi ideolojisi durumuna gelmiĢtir. Bu ideoloji günümüze
kadar devam etmiĢtir (Gökberk,1980, s.131-168).
KeĢif seyahatleri, Rönesans ve Reform hareketleri Avrupa‟nın sosyal, kültürel ve
entelektüel hayatında köklü bir dönüĢüm baĢlatmıĢtır. Aquino'lu Thomas'ın Hristiyan
öğretileri zamanla çözülmüĢ ve yerini insanların gelenekten ve dinden koparak, bilgi,
inanç ve siyasette rasyonel temeller bulma arayıĢına bırakmıĢtır (West, 1998, s.23). Bu
29
arayıĢlar aynı zamanda bilim, sanat ve felsefede Yunan-Roma medeniyetinin
değerlerinin yeniden yükseliĢi hissiyatını uyandırmıĢ ve yeni baĢlayan çağ, Batı için,
“Yeniden DoğuĢ” anlamına gelen Rönesans adını almıĢtır (Tuğcu, 2000, s.195).
Felsefede Rönesans yankısı Ģüphesiz ki büyük olmuĢtur. Varlık anlayıĢında Tanrı'nın
yerini insan almıĢ, varlık nedir? gibi birçok temel soru değiĢmiĢ ve önermeler insan ve
insanın anlam dünyası üzerinden kurulmaya baĢlamıĢtır. Ġnsanın yegâne güç olarak
kabul edildiği bir dünyada bilgi insanın zihninde, içsel yaĢantısında, çevresinde
aranırken; ahlak da bu değiĢimden payını almıĢ ve insanın rahatını, zevkini ya da
ilerlemesini sağlayan değerler “iyi” olarak kabul edilmeye baĢlamıĢtır.
John Locke (1632-1704) insan zihnini doğuĢtan hiçbir fikre sahip olmayan bir tabula
rasa olarak görmüĢ (Çüçen, Zafer ve Esenyel, 2011, s.307), George Berkeley (1685-
1753) Tanrı'nın varlığı ve bütün yaratılmıĢ Ģeylerin onun zihninde var olduğu sonucuna
varmak zorunda olduğumuzu belirterek materyalizme karĢı çıkmıĢtır (Berkeley, 1996,
s.97). Nietzsche (1844-1900) ise bütün insanlığın bir uykuda olduğunu anlatmıĢ
(Günbulut, 1983, s.40-50), Tanrının öldüğünü söylemiĢtir (Nietzsche, tarihsiz, s.21).
Türk eğitim anlayıĢında önemli bir yere sahip olan Ġslam düĢünürlerinin düĢünce
dünyasından varlık anlayıĢına baktığımızda, Batı tarzı felsefeden farklı olarak, Allah'ın
varlığını tartıĢmasız kabul ettikleri ve bunu bir taraftan ayetlerden ve hadislerden
delillerle açıkladıkları diğer taraftan tümevarım yöntemini kullandıkları görülmektedir.
Kindî (796-866) aklın ve vahyin birbirini destekler nitelikte olduğunu belirtmektedir
(Fazlur Rahman, 1997, s.39-41). Evrendeki herĢeyin varlığı, bir sebebe dayanmaktadır.
Sebepler, bir ilk sebepte son bulur. Ġlk sebep Allah'tır ve Allah tüm evrene varlığını
sunan salt Bir'dir. Allah, faziletin de kaynağıdır. Allah'ın emirlerine eksiksiz itaat eden
kiĢi fazilete ulaĢır (Kindî, 1994, s.1-121).
Farabi (875-950), varlığı sudûr teorisi ile açıklamaktadır (Durak, 2009, s.116-117).
Varlık zaruri varlık ve mümkün varlık olarak ikiye ayrılmaktadır. Zaruri varlık Allah'tır
ki Allah, hem evrendeki varlıkların noksansız ve en üstün olanı hem de ilk sebebidir
(Farabi, 1956, s.3; Burslan, 1935, s.32-33; Farabi tetkikleri, 1950, s.19). Erdem
kazanılmasında eğitim ve öğretim önemlidir. Aklî ispatları kavrayan hükümdar ve
yöneticiler öğretimle, duyular ve hayal gücüyle hareket eden halk ise eğitimle erdemleri
kazanır (Fârâbi, 1999, s.38-39).
30
Ġbn Sînâ'ya (980-1037) göre herĢey kendi olmasını sağlayan bir hakikate sahiptir.
Beyazlığın “o beyazlıktır” denen bir hakikati vardır. Bu hakikatın sonunda bir zorunlu
varlığa dayanması gerekir ki bu zorunlu varlık Allah'tır (Ġbn Sînâ, 2004a, s.29-39; Ġbn
Sînâ, 2004b, s.45-46; Ülken, 1967, s.101). Mümkün varlıkların bilgisine duyu ve akıl
iĢbirliğiyle; gerçekliğe ise akılla ulaĢılabilir (Ġbn Sînâ, 2005, s.124-125).
Gazali (1058-1111) de varlığı zorunlu ve mümkün varlık olarak ayırmaktadır. Zorunlu
varlık; varlığında bir baĢka varlığa bağlılığı, cismi ve formu, öncesi ve sonrası, bir
varlığa benzerliği, bir faili olmayan Bir olan Allah'tır. Mümkün varlıklar ise varlığında
bir baĢka varlığa bağlı olan, yaratılmıĢ varlıklardır (Gazali, 2001, s.163-172). “Hâdis,
hudûsunda bir muhdis'e muhtaçtır” ve muhdis, Allah'tır (Gazali, 1974, s.269-270).
'Kendini bilen Rabbini bilir' diyen Gazali insanın, kendinden yola çıkarak Allah'ı
bilebileceğini düĢünür (Gazali, 1979b, s.47; Gazali, 1979a, s.37).
Ġbn RüĢd (1126-1198) de diğer Müslüman düĢünürler gibi Allah'ın varlığını kabul
etmekte fakat kiĢinin bu âlemdeki var olanlardan yola çıkarak yaptığı tanımları hem bu
dünya hem de ahiret için kullanamayacağını ifade etmektedir (Ġbn RüĢd, 1986, s.82).
Zira bu âlemde duyulur Ģeyler suret ve maddelerinden ibarettir (Ġbn RüĢd, 2004, s.44).
Varlık ise vahiyle bilinir. Vahiy sadece peygamberlere özeldir. Dolayısıyla insanın
bilgisi, aklın ulaĢabileceği bilgiyle sınırlıdır (Ġbn RüĢd, 1983, s.23-24; Ġbn RüĢd, 1992,
s.64-65; Ġbn RüĢd, 1985, s.96).
Müslüman düĢünürlerin tamamı Allah'ın varlığını kabul etmiĢtir. Dünyadaki varlıklar,
var olmasını bir sebebe borçludur. Sebeplerin sebebi yani ilk sebep ise Allah'tır. Allah'ın
bilgisine ulaĢma konusunda bazı düĢünürler dünyadaki varlıklardan yola çıkarak
ulaĢılabileceğini bazıları da gerçek bilgiye sadece vahiy yoluyla peygamberlerin
ulaĢabileceğini ifade etmiĢlerdir. Ahlakın kaynağında ise Allah'ın emir ve yasakları
bulunmaktadır. KiĢi ahlaklı olmada iradesini kullanmaktadır. Bu düĢünceler, tarihi
temelde anlatmıĢ olduğumuz eğitim sisteminde dinin etkili olmasıyla bağlantılıdır.
Klasik dönemde Türk örfü ve Ġslam dininin temele alındığı eğitim sistemi yenileĢme
hareketleriyle Batı etkisine girmeye baĢlamıĢ, II. MeĢrutiyet sonrasında kültür aĢılama
ve bireycilik görüĢleri ön plana çıkmıĢtır. Cumhuriyet dönemine kadar Batılı ve Ġslami
kurumlar birlikte devam etmiĢ, eğitimde, Tanzimatla Fransa ve I. Dünya SavaĢıyla
Almanya etkisi görülmeye baĢlamıĢtır. Cumhuriyet sonrasında eğitimin dini temeli
31
hukuken son bulmuĢ ve eğitimde Amerika etkisi görülmeye baĢlamıĢtır. Ancak her
iktidar döneminde değiĢen bir eğitim politikası nedeniyle uzun soluklu bir temelden
bahsetmemiz güçtür. Türk Milli Eğitimi, daimicik ve esasicilik etkileriyle birlikte
ilerlemeci eğitim felsefesine dayanarak bugüne kadar gelmiĢtir. Bu durum, milli eğitim
amaçlarında da böyledir (Kaygısız, 1997, s.10-15).
Sosyal bilgiler öğretim programına (2005) felsefi temel açısından baktığımızda,
programın temel felsefesinde daha çok psikoloji temelli bir açıklamaya yer verildiği
görülmektedir. Daha öncesinde davranıĢçı yaklaĢım temelli olan programın
yapılandırıcı eğitim yaklaĢımını temele aldığı belirtilmektedir. Programın genel
hedeflerinde ve uygulanmasıyla ilgili açıklamalarda da ilerlemeci ya da yapılandırmacı
yaklaĢıma uygun açıklamalar yer almaktadır.
2.7. BAKEP'in Psikolojik Temelleri
Ġnsanın doğuĢtan sahip olduğu birtakım potansiyelleri eğitimle olgunlaĢmaktadır. Bir
hurma çekirdeği nasıl ki tek baĢına hurma değil ise insan da bu potansiyelleri ile tek
baĢına insan değildir. Hurma çekirdeği, hurma olma potansiyelini bünyesinde barındırır.
Ekilip yetiĢtirildiğinde filizlenip ağaç olur ve onun bir hurmaya dönüĢümüne Ģahit
oluruz. Ġnsan da uygun ortam ve Ģartlarda eğitildiğinde bünyesinde barındırdığı
potansiyeller açığa çıkar (Gazali, 1989, s.80). Bu potansiyellerin açığa çıkarmak bir
süreç iĢidir. Eğitim, bu süreçte psikolojinin bilgilerinden önemli ölçüde yararlanır.
Bireyin psikolojik özellikleri eğitim programlarının yapılandırılmasında, öğretim
ortamının düzenlenmesinde ve öğrencinin tanınmasında hayati öneme sahiptir. Ġnsan
bazı hareketleri fiziksel, zihinsel ve ahlaki geliĢiminin etkisiyle yapar. Yeni doğan
bebekten top oynamasını, 3 yaĢındaki bir çocuktan icat yapıp bilim Ģenliğine
katılmasını, 6 yaĢındaki bir çocuktan evrensel değerleri benimsemesini bekleyemeyiz.
Dolayısıyla bireyin özellikleri, eğitimin de sınırlarını çizmektedir. Belirli yaĢ
düzeylerinde, kiĢilerin geliĢmesi, nasıl öğrendiği, algıları, ilgileri, tutumları, zekâları,
eğilimleri gibi birçok konuda farklı psikoloji dalları eğitime veri sağlamaktadır. Öğretim
programlarının hedef, içerik, eğitim durumları ve değerlendirme boyutları bu veriler
dikkate alınarak hazırlanmakta; öğretmenler ve veliler bu verilerden yararlanmaktadır.
32
Eğitime veri sağlayan psikoloji alanlarının eğitime katkılarından biri öğrenme ortamının
fiziki düzeniyle ilgilidir. Sınıf ortamını matematiksel olarak oluĢturmak, birkaç sıra,
masa, sandalye, projeksiyon koymak, duvarı boyamak kolaydır. Fakat psikolojik
ahenkten mahrum bir sınıfta öğrenciler dersten sıkılabilir, derse ve öğretmene olumsuz
tutum geliĢtirebilir. Bu nedenle sınıf disiplini bozulabilir, öğrencilerin baĢarısı ve
öğretmenin performansı düĢebilir. Böyle bir sınıfta çocuğun bir Ģeyleri icat etmesi, aktif
faaliyette bulunması güçtür. Ortamın tüm öğeleriyle öğrenciye hitap edebilmesi için
eğitim, psikolojinin verilerinden önemli ölçüde faydalanır (Dewey, 1930, s.35).
Eğitime veri sağlayan psikoloji alanları eğitim programının yapılandırılmasına da katkı
sağlamaktadır. Eğitimin baĢarıya ulaĢabilmesi için, program, hedeften değerlendirmeye
kadar tüm boyutlarıyla öğrenciye uygun yapılandırılmalıdır. Bu yapılandırma ise
öğrencinin fiziksel, zihinsel ve kiĢilik geliĢimlerinin; öğrenme özelliklerinin dikkate
alınmasıyla mümkündür. Bu alanlar katılımcı grup açısından incelenmiĢtir.
GeliĢim psikolojisi insan yaĢamının anne karnındaki baĢlangıcından ölümüne kadar olan
süreçte, insanda ve davranıĢlarında meydana gelen değiĢiklikleri, bu değiĢiklikleri
oluĢturan süreçleri ve bireyler arasındaki geliĢim farklılıklarını incelemektedir (Erkan,
2011, s.27). Bu psikoloji alanı insan geliĢimini fiziksel, zihinsel, duygusal, cinsel,
sosyal, ahlaki, vs. alanlarda sınıflandırır fakat bu alanlar birbiriyle etkileĢim içindedir.
ÇalıĢmanın katılımcı grubu genellikle 13-14 yaĢındaki öğrencilerden oluĢmaktadır.
Çocukluktan ergenliğe geçiĢ aĢaması olan bu yaĢlarda öğrenciler bazı fiziksel
değiĢiklikler yaĢamaktadır. Bu dönemin baĢlangıcında vücudun hormonal dengesinde
bir değiĢim söz konusudur. Kızlar östrojen, erkekler testosteron adlı cinsiyet hormonu
salgılamaya baĢlar. Vücudun kas ve kemik yapısındaki büyüme hızlanır. Kızlarda adet
kanamaları, erkeklerde orantısız bir vücut yapısı ve ses tonunda değiĢim görülür. Ġskelet
sisteminde ve metabolizmada yaĢanan hızlı değiĢme, her iki cinste de denge ve
koordinasyon güçlüklerine neden olur. Ġlk bebeklik yıllarından sonra fiziksel geliĢimin
en yoğun olarak yaĢandığı ergenlik döneminin sonunda öğrencilerin görünümleri bir
yetiĢkin düzeyine ulaĢacak (Aydın, 2004, s. 24-25) cinsiyetle ilgili görevler
olgunlaĢırken beden büyümesi yavaĢlayacaktır (Pintner, 1987, s.49).
Fiziksel geliĢim ile bireyin duygusal, sosyal ve ahlaki geliĢimi arasında bir iliĢki vardır.
Bir insanın cinsiyeti, fiziksel görüntüsü, sağlık durumu, biyolojik durumu onun
33
duygularını, değerlerini, arkadaĢ gruplarını, sınıf içi davranıĢlarını ve karakter
özelliklerini doğrudan veya dolaylı bir Ģekilde etkilemektedir. Örneğin tiroit bezinin
yavaĢ çalıĢması durumunda metabolizma yavaĢlamakta, kan basıncı düĢmekte, insan
kolayca yorulmakta ve ruhi bir çöküntü yaĢamaktadır. Tiroit bezinin hızlı çalıĢması
durumunda ise metabolizma hızlanmakta, kilo kaybedilmekte, insan oldukça sinirli,
kolayca tepki verir hale gelmektedir (Güngör, 2008, s.14-15). Birinci durumda öğrenci
depresif bir ruh halinde olacağından duygusal bakımdan üzgün, isteksiz bir hal
içerisindedir. Bu ruh hali, sosyal çevresiyle iletiĢimini olumsuz etkileyerek yalnızlığa
sürükleyebilir. Bu yalnızlık bir süre sonra a-sosyal bir karaktere dönüĢebilir. Bu durum
sınıfa da yansıyabilir ve öğretmen sınıfta derse ilgisiz, kendi dünyasına kapanmıĢ bir
öğrenciyle karĢı karĢıya kalabilir. Birçok “problem çocuk” ifadesine neden olan
davranıĢın temelinde fiziksel geliĢim yatmaktadır (Pressey & Robinson, 1991, s.9).
Ergenlik döneminde bulunan gençlerin fiziksel geliĢimlerinin doğal bir parçası olan
özellikleri eğitimde dikkate alınmadığı takdirde ciddi problemlere neden olabilir. KarĢı
cinse ilgi duyan bir öğrenci zamansız yanlıĢ deneyimler yaĢayabilir ya da duygularını
bastırmaya çalıĢırken içe kapanabilir. Adet kanaması bir kız öğrencinin panik ve
ağlamasına neden olabilir. Ses tonu değiĢen bir erkek öğrenci arkadaĢlarının dalga
konusu olabilir. Bedenindeki orantısızlıktan kaynaklı sakarlık ve dikkatsizlikler yaĢayan
bir öğrenci ailesiyle problemler yaĢayabilir. Tüm bu geliĢim özellikleri doğal bir
süreçtir fakat bu doğal sürecin yeterince dikkate alınmamasından kaynaklanan
problemler kiĢinin psikolojisini derinden yaralayabilir. Bu nedenle öğrencinin fiziksel
geliĢim özellikleri eğitimin her aĢamasında dikkate alınmalıdır.
GeliĢim psikolojisinin bir diğer geliĢim alanı zihinsel geliĢimdir. Bu geliĢim alanı,
bireyin yaĢamla ilgili bilgileri edinmede hangi kapasitelerle dünyaya geldiği ve
bebeklikten itibaren hangi zihinsel süreçlerden geçtiğiyle ilgilenir. “BiliĢsel geliĢim;
bilme, tanıma, anlama, kavrama, düĢünme, akıl yürütme, problem çözme gibi zihinsel
eylemlerde geliĢimsel süreç içinde meydana gelen değiĢim ve geliĢimi ifade eder”
(Yöndem ve Taylı, 2011, s.73).
Ġnsan, doğuĢtan birtakım zihinsel potansiyelleriyle dünyaya gelir. Sonradan etkileĢimde
bulunduğu kiĢiler, eğitim, yaĢadığı kültür, çevre gibi etkenlerle edindiği bilgilerle bu
zihin potansiyellerini geliĢtirir. Zekâ, sağlık sorunu, maddi imkân, savaĢ, vs. bazen
34
potansiyellerine tam olarak ulaĢmasını engellese de belirli yaĢ aralıklarında diğer
insanlarla ortak zihinsel özellikler gösterir. Bu ortak özellikler üzerine Jean Piaget ve
Jerome Bruner BiliĢsel GeliĢim Kuramları geliĢtirmiĢ düĢünürlerdendir.
ÇalıĢma grubundaki öğrencilerimiz, zihin geliĢimi açısından, Piaget'in biliĢsel geliĢim
kuramının “soyut iĢlemsel”, Bruner'in biliĢsel geliĢim kuramının “sembolik dönem”
döneminde bulunmaktadır. Bu dönemde zihin geliĢimi somuttan soyuta bir çizgi
izlemektedir. Birey, çocukluktan çıkmaya baĢlamıĢ fakat henüz bir yetiĢkin de
olamamıĢtır. Bireyin davranıĢlarında ergen benmerkezciliği görülmektedir. Bu nedenle
insanların kendisi hakkındaki düĢüncelerini ve beğenilerini önemsemekte, kendi
fikirlerini ve bilgilerini ön plana çıkarmaktadır (ġentürk, 2003, s.32). BaĢkalarının bakıĢ
açılarını kavrama, değer yargılarını ve tepkilerini önemseme, toplumsal yaĢama etkin
katılıma yönelme söz konusudur (Aydın, 2004, s.42). Birey kelimeleri, sembolleri ve
anlamlarını kavramaya baĢladığından özetleyici grafik ve tablolarla çok daha iĢlevsel
bilgiye ulaĢabilmektedir (Yöndem ve Taylı, 2011, s.98-99).
GeliĢim psikolojisinin bir diğer geliĢim alanı kiĢilik geliĢimidir. KiĢilik geliĢimi
kavramı bireyin içsel yaĢantılarını, duygularını, tutum ve davranıĢlarını, karakterini,
ahlakını, diğer insanlarla iliĢkilerini, beklentilerini kazandığı süreci ifade etmektedir.
Sigmund Freud‟un topografik, yapısal, psiko-seksüel olmak üzere üç farklı kiĢilik
kuramı; Eric Erikson‟un psiko-sosyal geliĢim kuramı; Lawrence Kohlberg‟in ahlak
geliĢimi ve Kınalızâde Ali Çelebi, Gazali, Mevlana, Ġbn Arabi gibi Müslüman
düĢünürlerin nefs temelli kiĢilik kuramları bulunmaktadır.
ÇalıĢma grubundaki öğrencilerimizin kiĢilik geliĢimi, Freud'un psikoseksüel kuramının
“genital” dönemine denk gelmektedir. Bu dönemin temel bir özelliği karĢı cinse
duyulan ilgidir (Aydın, 2004, s.98). Ayrıca bu dönemde birey bir taraftan bencilliğin
doruğundayken, diğer taraftan son derece özverili olabilir. Tutkulu bir aĢıkken bir anda
iliĢkisini bitirebilir. Topluma katılmanın güçlü coĢkusunu yaĢarken derin bir yalnızlığa
kapılabilir. Seçtiği öndere ya da modele körü körüne bağlanabilir ya da otoritelere
baĢkaldırı faaliyetine giriĢebilir. Ġnanç ve ideoloji konusunda gelgitler yaĢayabilir. Bir
bakarsın disiplinlidir, bir bakarsın son derece dağınık. Ġyimserlik ve kötümserlik
arasında gidip gelen bir duygulanıma sahiptir. Hassas bir ruh haline bürünebilir ya da
35
yakınındaki insanlara kaba davranabilir. Bir taraftan azmederken diğer taraftan ilgisiz
kalabilir (Freud, 1989, s.132-133).
ÇalıĢma grubundaki öğrencilerimizin kiĢilik geliĢimi Erikson‟un psikososyal kuramının
“kimlik kazanmaya karĢı kimlik krizi” dönemindedir. Bu dönemde birey yaĢamın en
önemli sorularından birini sorar: “Ben kimim?” Bu soru ile kendini yaĢamda
konumlandırmaya, daimi kimliğini edinmeye çalıĢır. Bu süreçte ailesiyle çatıĢmalar
yaĢayabilir, model arayabilir, kiĢiliğini olumsuz etkileyecek birini taklit edebilir ya da
akran grubunda kendine özgü tutum ve davranıĢlar gösterebilir (Selçuk, 2004, s.61-62).
Kimliğini edinebilir ya da tam aksine bir “kimlik karmaĢası” yaĢayabilir (Ellenwood,
2007, s.22). Kimliğini bir kez edindi mi değerleri, inançları, kararları çok daha tutarlı
olur, kendini anlar ve kabullenir fakat rol karmaĢası yaĢıyorsa bazı grupların,
adanmıĢlıkların ya da eğitimsizliğin tehlikesine açık hale gelir (Burger, 2006, s.167).
ÇalıĢma grubundaki öğrencilerimizin Kohlberg'in kuramında geleneksel düzeyde olması
beklenir. Geleneksel düzeydeki bireyler; aile ve akran gibi bir grubun ahlaki yargılarını
önemser. Ahlaki değer yargıları, karĢılıklı beklentiler çerçevesinde Ģekillenir. Birey,
kendinden beklenen davranıĢı göstermeyi doğru olarak kabul eder. Dolayısıyla ailesinin,
öğretmeninin ve arkadaĢlarının beklediği gibi davranırsa onların sevgisini
kazanabileceğini, takdir edilerek kabul göreceğini düĢünür (Güngör, 2006, s.80-
81;YeĢilyaprak, 2006, s.132). Kohlberg'in ahlaki geliĢim konusundaki öncelikleri
“ahlaki ikilem tartıĢması” biçiminde eğitimde, özellikle değerler eğitiminde, hayat
bulmuĢtur (Edgington, 2002, s.115). Bu kuramda kiĢilerin ahlaki düzeyi ikileme verilen
yanıtlara göre belirlendiğinden ahlaki düzey bireyden bireye değiĢebilmektedir.
DüĢünürlerin nefs temelli kiĢilik görüĢlerinde insanın kendi iradesiyle kendi
davranıĢlarını olumlu yöne eğitmesi yani duygularını iradesiyle kontrol etmesi söz
konusu olduğundan ve bu konuda kullanabileceğimiz ölçekler bulunmadığından çalıĢma
grubundaki öğrencilerimizin hangi ahlaki aĢamada olduğuyla fikir belirtmek yanlıĢ
olacaktır. Her öğrencinin iradesi nispetinde farklı bir ahlaki aĢamada olması
mümkündür. Bu aĢamalar düĢünürlere göre değiĢmektedir. Örneğin Kınalızâde Ali
Çelebi güzel ahlak sahibi insanda üç kuvvet bulunduğundan bahseder: Nefs-i Melekî,
Nefs-i Sebu'î, Nefs-i Behîmî. Bu „üç nefis hikmet, adalet, iffet ve Ģecaat (cesaret)
hulkuna dayanır‟. Kınalızâde bu hulkları kendi içinde birçok güzel huy ile
36
sınıflandırmıĢtır. Birey için önemli olan davranıĢlarında aĢırı ileri gitme (ifrat) ve aĢırı
cimrilik yapıp geri durma (tefrit) tutumlarından kaçınmak, dengeli bir tutumu (itidal)
benimsemektir. Zira uç davranıĢlar, ahlaki noksanlığı ifade eden rezîletlerdir
(Kınalızâde, 2007, s.101-113).
Gazali'ye göre insanın tüm eğilimlerinin ve davranıĢlarının temelinde dört unsur yer
almaktadır: Behîmiyet, sebûiyet, Ģeytâniyet, rabbâniyet. Ġnsanın fizyolojik ihtiyaçları
behîmiyet (Ģehvet); öfke ve saldırganlığı sebûiyet (gazap); akıl ve düĢünceyi kötülük ve
hile yolunda kullanma eğilimleri Ģeytâniyet; bağımsızlık, baĢarılı olma, engelleri aĢma,
amacına ulaĢma, önder olma, sevilme gibi istekleri rabbâniyet unsuruna dayanmaktadır
(Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, 2010, s.297-298). Bu unsurların tamamı
kalpte toplanır. Ġnsan aklı ile kötü yönlerini yenemezse kalbi kötü unsurlar sarar ve kiĢi
kötüye eğilimli olur. Akılla diğerlerine hakim olduysa, rabbaniyet unsuru baskındır ve
kiĢi erdemli olur. KiĢi erdeme sahip olabilmek için kalbini ilim, hikmet ve tefekkürle
beslemeli (Gazali, 1974, s.16-25), dört unsuru yok etmeksizin aklın iradesine almalı
(Gazali, 1989, s.80) ahlakını dengeyle güzelleĢtirmelidir (Gazali, 2010, s.155-156).
Görüldüğü gibi nefs temelli görüĢlerde, kiĢinin güzel ahlaklı olmasında aklını ve
iradesini kullanması ön plandadır. KiĢi bu Ģekilde ruhsal bazı aĢamalardan geçmekte ve
iradesini ahlakını güzelleĢtirmeye yönelik kullanmaktadır. KiĢinin geçtiği aĢamaları
Mevlana; nefs-i emmâre, nefsi levvamme, nefsi mülhime, nefsi mutmainne, nefsi
raziyye ve nefsi merziyye olarak (Mevlânâ, 1972, s.18-19); Ġbn Arabi ise Ģehvet nefsi,
gazap nefsi ve konuĢan nefis olarak ayırmaktadır. AĢamalar farklı olsa da insanın tüm
huy ve ahlakı bu nefis güçleriyle açıklanmaktadır (Ġbn Arabi, tarihsiz, s.37-47).
Eğitime katkı sağlayan psikoloji alanlarından biri de öğrenme psikolojisidir. John
Watson'ın, aksiyonun organizmanın hareketlerinde tezahür eden görülebilir
değiĢiklikleriyle ilgilenenen davranıĢçı psikolojisine (Peters, 1952, s.15) dayanan
öğrenme psikologları öğrenmeyi doğrudan gözlenebilen uyarıcı-tepki bağı ile
açıklamaya çalıĢmıĢ, “organizmanın pekiĢtirilen davranıĢı tekrar etme eğiliminde”
olduğunu savunmuĢlardır (Selçuk, 2007, s.220).
Bazı psikologların televizyon izleme, kitap okuma, problem çözme gibi birçok
öğrenilmiĢ davranıĢı uyaran-tepki bağıyla açıklamanın mümkün olmadığını fark
etmesiyle biliĢsel öğrenme kuramları oluĢmuĢ; bu kuramlar, öğrenmeyi doğrudan
37
gözlenemeyen algı, bellek, duyuĢ, hatırlama, akıl yürütme gibi içsel süreçlerle
açıklamaya çalıĢmıĢtır. BiliĢsel öğrenme kuramına göre bireyin davranıĢlarının nedeni
dıĢ uyarıcılardan ziyade bu uyarıcıları yorumlama biçimidir. Kuramın temeli geĢtalt
psikolojiye dayanmaktadır (Selçuk, 2004, s.173).
Wertheimer, Koffka ve Köhler öncülüğünde geliĢen geĢtalt kurama göre öğrenme, ayrı
parçalardan değil uyarıcıların toplu bir örüntü oluĢturmasıyla gerçekleĢir. Bu örüntüyü
oluĢtururken zihin Ģekil-zemin, yakınlık, tamamlama, benzerlik, süreklilik gibi birtakım
yasalarla algılar. Aynı zamanda birey içinde bulunduğu çevreyi kendi inançları,
değerleri, ihtiyaçları ve tutumları doğrultusunda yorumlayacağından davranıĢlarının
temelinde fiziksel çevreden ziyade psikolojik çevre yer alır (Ünver, 2006, s.246-250).
Eğitime veri sağlayan psikoloji alanlarının eğitime katkılarından biri de öğretmenlerin
ve velilerin öğrenciyi tanımasıdır. Eğitimin baĢarıya ulaĢabilmesi için öğretmenin
öğrenci seviyesine uygun bir eğitim düzenlemesi, velilerin ise çocuklarına anlayıĢla
yaklaĢması gerekmektedir. Öğretmen, etkili bir öğretim için öğrencisini tanımak
zorundadır. Kalıtımsal problemi var mı, nasıl bir çevrede büyüyor, geliĢim çağının
özellikleri neler, uyum problemi yaĢıyor mu, algı ve zekâ durumu nasıl, baĢarılı mı,
baĢarılı değilse bunun kaynakları neler olabilir, nasıl bir karaktere sahip, ruhsal ve
bedensel bir sağlık problemi var mı, hangi yöntem ve teknikle daha iyi öğrenebiliyor,
hoĢlandığı ve hoĢlanmadığı Ģeyler neler, özel bir korkusu var mı gibi birçok konuda
bilgi sahibi olmalıdır. Öğrencilerini tanıyan ve anlayan bir öğretmen öğrencilerine değer
verecek, bir birey olarak tanıyarak saygı duyacaktır (Selçikoğlu, 1962, s.31).
Bazen sınıfta öğrenmeyi aksatan ya da öğretmene yansımadığı halde öğrencileri
olumsuz etkileyen sorunlar olabilir. Bu sorunlar dersi kesintiye uğratabilir ya da
öğretmen sınıfta izole bir öğrenciyle karĢı karĢıya kalabilir (Ataç, 2003, s.17). Çocuğun
fiziksel ya da ruhsal bir sağlık problemi öğrenmenin önünde ciddi engel teĢkil edebilir.
Duyu problemi olan bir öğrenci yanlıĢ öğrenebilir, derse yoğunlaĢmada güçlük çekebilir
ve bunların sonucunda baĢarısızlık hissine kapılabilir. ArkadaĢları arasında dalga
konuĢu olup, dıĢlanabilir. Bu durum onun karakter geliĢimini de olumsuz etkileyebilir.
Hatta bu etki patolojik boyuta ulaĢabilir. Bademcik, iltihabi hastalıklar, bedendeki bir
bozukluk, ergenlik dönemi sivilceleri, konuĢma problemleri, maddi problemler gibi
birçok etken benzer etkiyi yapabilir (Pressey & Robinson, 1991, s.36-55). Öğretmenin
38
bu sorunları tespit ederek etkili bir eğitim gerçekleĢtirebilmesinde yine geliĢim ve
öğrenme psikolojisi, hatta klinik psikoloji, katkı sağlamaktadır.
Psikolojinin verileri, çocuğun geliĢim özelliklerini tanıma, davranıĢlarındaki normal
değiĢimleri anlama, etkili iletiĢim kurma, eğitimini destekleme gibi konularda aileye de
önemli katkılar sağlamaktadır. Çocuğunun bedensel, zihinsel ve ahlaki özelliklerini iyi
bilen bir aile çocuğuna nasıl davranması gerektiğini ve onun eğitimine nasıl yardımcı
olabileceğini de iyi bilir. Bu bağlamda psikoloji aileye de ıĢık tutmakta, çocuğun
özelliklerini tanımaya imkân hazırlamaktadır (Selçikoğlu, 1962, s.31).
1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu‟na göre Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları
çerçevesinde yetiĢtirilecek olan Türk milletinin bütün fertlerine; …millî, ahlâkî, insanî,
manevî ve kültürel değerleri benimseme… aile, vatan, millet sevgisi ve sorumluluğu
taĢıma (m1); bedensel, zihinsel, ahlâkî, ruhsal ve duygusal bakımdan dengeli ve sağlıklı
Ģekilde geliĢmiĢ kiĢiliğe ve karaktere sahip olma… (m2); ilgi ve yetenekleri
doğrultusunda seçecekleri meslekte mutlu olma ve toplumun mutluluğuna katkıda
bulunma (m3) gibi nitelikler kazandırılmak istenmektedir (MEB, 1980, s.7-8). Bu
nitelikler incelendiğinde psikolojinin verilerine olan ihtiyaç anlaĢılacaktır.
Sosyal bilgiler öğretim programında (2005) çağın insanı psikolojik açıdan da dikkate
alınmıĢtır. Bilgiyi deneyimlerine göre yorumlaması, sosyal ve kültürel bağlam içinde
oluĢturması, kullanması ve düzenlemesi (eleĢtirel düĢünen, yaratıcı, doğru karar veren),
bilimsel bilginin yöntemlerini kazanması, vs. bu insanın amaçlanan psikolojik
kazanımlarıdır. Programın psikolojik temelleri Ģu ifadelerde daha açıktır (MEB, 2005):
“…dünyada yaĢanan geliĢmelere paralel olarak, öğretim programlarında yeni
yaklaĢımlar dikkat çeker duruma gelmiĢtir. Bu nedenle program, tümüyle
davranıĢçı yaklaĢımlardan öte, bilginin taĢıdığı değeri ve bireyin var olan
deneyimlerini dikkate alarak, yaĢama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun
çözmesini destekleyici ve geliĢtirici bir yaklaĢım doğrultusunda yapılandırmayı
önemseyen bir geliĢim göstermektedir. Bu yaklaĢımla öğrenci merkezli, dolayısıyla
etkinlik merkezli, sosyal bilgiler açısından, bilgi ve beceriyi dengeleyen,
öğrencinin kendi yaĢantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak çevreyle
etkileĢimine olanak sağlayan yeni bir anlayıĢ yaĢama geçirilmeye çalıĢılmaktadır.”
Programda yer alan ifadelerde davranıĢçı yaklaĢımlardan öğrenci merkezli bir
yaklaĢıma geçildiği anlaĢılmaktadır. GeliĢtirilen programda hedeften içeriğe, eğitim
durumlarından değerlendirmeye kadar psikolojinin birçok verisinden yararlanılmıĢtır.
39
2.8. BAKEP'in Toplumsal Temelleri
Toplumun ve eğitimin temel yapı taĢı insandır. Ġnsanın niteliğiyle toplumun geliĢmiĢliği
arasında bir paralellik bulunmaktadır. Eğitim topluma bireysel ve kurumsal anlamda
nitelikli insan yetiĢtirmekte ve bu insanların niteliğinden doğrudan ya da dolaylı olarak
etkilenmektedir. Ayrıca ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yapısı da bir
taraftan eğitimi etkilerken diğer taraftan eğitimden olumlu ya da olumsuz olarak
etkilenmektedir. “Ülkenin eğitimi, içinde geliĢtiği sosyal, kültürel, ekonomik ve politik
ortamdan soyutlanamaz” (Arvasi, 1995, s.26). Dolayısıyla eğitimin toplumla bağı
eğitim programlarının temellerinden birini oluĢturmaktadır.
Toplumların ilerlemesi, değiĢmesi, dönüĢmesi, devamlılığını sağlamasında eğitimden
topluma yönelen bir etki söz konusudur. Aynı Ģekilde toplumun değerleri, sosyal,
ekonomik, politik atmosferinden de eğitimin niteliğine ve niceliğine yönelik bir etki
bulunur. O halde toplum ve eğitim karĢılıklı olarak birbirini etkilemektedir. Bu
etkileĢim toplumdaki bazı kurumlar aracılığıyla sağlanır. Aile, okul ve medya günümüz
toplumlarında, toplum-eğitim iliĢkisinin Ģekillendiği temel kurumlardır.
Toplumda nesillerin yetiĢmesini, topluma katılmasını sağlayan iki temel kurum vardır:
Aile ve okul. Teknolojik geliĢmelerle birlikte bu kurumlara çok önemli bir eğitici iĢleve
sahip olduğunu gördüğümüz medyayı da eklemek mümkündür. ÇalıĢmanın toplumsal
temeli bu üç kurum çevresinde Ģekillenecektir.
Ġlk kurum ailedir. Aile evlenme, kan veya evlat edinme bağlarıyla hukuken birbirine
bağlı, aynı evi ve ortak geliri paylaĢan, çeĢitli rolleri çerçevesinde birbirlerini etkileyen,
belirli bir görgüyü oluĢturup kuĢaktan kuĢağa aktaran insanların topluluğuna denir
(ġahinkaya, 1981, s.6). Nüfusun yenilenmesi, kültürün aktarılması, çocukların
eğitilmesi ve sosyalleĢtirilmesi, toplumun sürekliliği, ekonomik ve psikolojik destek
gibi birçok temel fonksiyona sahip olan aile, toplumun vazgeçilemez temel bir
kurumudur (Erkal, 2006, s.109-110; Doğan, 1995, s.88; BaĢar, 2003, s. 255-257;
Doğan, 2009, s.4). Tarih boyunca varlığını koruyan aile kurumu günümüzde de sosyal
bir kurum olarak toplumun özünü oluĢturmaktadır (Tozlu, 2003, s.217).
Ailenin geniĢ veya çekirdek; bütün ya da parçalanmıĢ olması, aile içi iliĢkilerin
samimilik düzeyi, aile bireylerinin mekânsal yakınlığı, sosyo-ekonomik ve kültürel
düzeyleri, fiziksel ve ruhsal sağlık durumları, görüĢ ve inançları, tutum ve davranıĢları,
40
hatta tuttukları futbol takımları bile o ailenin bireylerini birçok açıdan etkileyecektir.
Aynı zamanda anne babanın birbirlerine ve çocuklarına karĢı tutumları, çocuğun
eğitimine katılım durumları, eğer çocuğa bakıcı bakıyorsa anneye duyulan özlem ve
bakıcının davranıĢları, kardeĢ varsa ebeveynin kardeĢlere karĢı tutumu, kardeĢlerin
birbiriyle iliĢkisi, oturulan evin semti ve fiziki ve sosyal yapısı, gibi birçok unsur
çocuğun eğitimini etkileyecektir. Bu etkilerin önemi ergenliğe geçiĢ döneminde
olmaları ve mesleki yönlendirme açısından kritik bir dönemde olmaları nedeniyle
çalıĢma grubumuzu oluĢturan öğrencilerimiz açısından oldukça fazladır.
Ergenlik dönemine yeni girmeye baĢlayan bir çocuğa sahip olan aileler için bir
kaybetme korkusu söz konusu olmaktadır. Yıllarca “montunu giy” dediği anda sözünü
dinleyen çocuk artık montun rengini, markasını, kıyafetlerine uyumunu sorgulamakta
hatta daha Ģık bir görünüm olabileceğini düĢünerek kıĢ günü gömlekle dıĢarı
çıkabilmektedir. Aile çocuğun isyankâr bir hal aldığını, çocuk ise ailesinin kendisini
anlamadığını düĢünmektedir6. Anne baba daha önce evcil olan çocuğunun birdenbire
değiĢen halleri karĢısında ürkmekte, çocuklarının gün ıĢığına çıkan gergin, keyifsiz
hallerinden endiĢe duymaktadır. Ancak bu süreçte anne babaların kendini dayatmak
yerine çocuklarına destek olmaları gerekmektedir (Pighin, 2005, s.39-40). Bu nedenle
öncelikle bilmeleri gereken Ģeylerden biri aile içinde çocuğa nasıl davranmaları
gerektiğidir. Hatalı bir tutumun ve davranıĢın neden olacağı problemler ve çatıĢmalar
kısa vadede ebeveyn-çocuk problemi gibi görünse de uzun vadede tüm toplumu
ilgilendiren önemli problemlere dönüĢebilecektir.
Ġnsanın karakterinin oluĢumunda büyüdüğü ortamın, yakın çevresindeki insanların,
toplum liderlerinin, kendisini uyarma konumunda bulunan kiĢilerin, örnek aldığı
kiĢilerin tavırları belirleyici etkiye sahiptir. Bütün bunların en temeli ise içinde doğduğu
ailededir. Çocuklar ahlaklarının temelini, iç içe yaĢadıkları kimselerden yani anne ve
babalarından, ailenin yakın çevrelerinden almaya baĢlar (Ġbn Arabi, tarihsiz, s.48). Ana
babaların, çocuklarına karĢı tutum ve davranıĢları çocukların hayata bakıĢını, baĢarısını,
iliĢkilerini, tutumlarını, değerlerini oldukça etkilemektedir. Velilerin olumlu tutum ve
davranıĢlar sergilemesi, tüm bunların olumlu yönde ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Bu
nedenle çalıĢmada aile katılımı ve eğitimine önem verilmiĢtir.
6 Aile eğitiminde aileler tarafından ifade edilen yaĢantı örneklerinden alınmıĢtır.
41
Ġkinci toplumsal kurum olarak okul kurumunu ele alabiliriz. Okul, toplumun eğitim
ihtiyacını karĢılamak üzere kurulmuĢ, planlı bir eğitim kurumudur (BaĢar, 2003, s.205).
Eğitim faaliyetlerinin geliĢtirilmesi ve örgütlenmesi ihtiyacından doğmuĢtur. Ġnsan,
karakterinin özünü aile ocağından alsa da (Çağlayan, 2005, s.38) bir süre sonra çevreye
karıĢarak, temel bilgi ve becerilerini kazanmak üzere okula baĢlamaktadır. Okul onun
zihinsel ve ahlaki yaratılıĢını etkilemeye devam eden kurumdur (Dewey, 2004, s.30).
Ailenin bilinçli ya da bilinçsiz bir Ģekilde çocuğa kazandırdığı birtakım bilgi, beceri ve
değerler ailenin kültürel, sosyal ve ekonomik özelliklerine göre aileden aileye, yöreden
yöreye değiĢebilir. Bu nedenle, ilköğretim çağına gelen bireyler, toplumun geleceğini
inĢa etmek gibi çok önemli bir iĢleve sahip olan okul kurumunda sistemli bir Ģekilde
eğitilmekte ve topluma hazırlanmaktadır (Ersoy ve ġahin, 2012, s.1536).
Modern toplumlarda, aile yerine okulların eğitimdeki önemi artmıĢtır. Okulun yükselen
bu değeri, günümüz bilgi toplumunda da yerini korumaktadır (Özkan, 2008, s.245).
Akademik açıdan baĢarılı ve temel insani değerleri benimsemiĢ bireyler yetiĢtirmek
ailenin yanı sıra okulun da baĢlıca amaçları arasındadır (EkĢi, 2003, s.79). Bu amaçların
gerçekleĢtirilmesi için okul bir taraftan bireyleri yaĢadıkları toplumun değerleriyle diğer
taraftan çağa uygun bilgi ve becerilerle donatırken (Güngör, 1993, s.23) bireylerin
karakter oluĢumunda ailenin yükünü hafifletmekte ve devletin ilgileri doğrultusunda
hareket etmektedir (Narvaez, 2006, s.704). Bu bağlamda okullar, milli programın en saf
koruyucusu, genel eğitimin düzenleyici mekanizması gibidir (Durkheim, 2007, s.365).
Okullar eğitim ortamı ve uygulamaları, okul çalıĢanlarının yasa ve yönetmelikte
belirlenen iliĢkilerinin yanısıra aynı ortamı paylaĢmalarının vermiĢ olduğu informel
iliĢkilerinin oluĢturduğu atmosfer (BaĢar, 2003, s.209), öğrencinin olumlu ya da
olumsuz iliĢki içerisinde bulunduğu akran grubunun özellikleri (Burger, 2006, s.180)
gibi öğeleriyle öğrencilerin karakterini etkilemektedir. Bu nedenle okulun tüm
boyutlarıyla harekete geçirilmesi, öğrencilerin karakter geliĢiminin en üst düzeyde
sağlanabilmesi için gereklidir (Yıldırım, 2007, s. 18).
Son olarak eğitimi Ģekillendiren bir kurum olarak medya ele alınabilir. Toplumlar, sahip
oldukları bilgi ve kültür birikimini, yeni nesillerine, çeĢitli araç ve yöntemler kullanarak
tarih boyunca aktarıp öğretmiĢtir. Günümüzde bu aktarımda kitle iletiĢim araçları
oldukça önemli bir yere sahiptir. Gazete, radyo, televizyon, telefon, film, sinema gibi
42
araçlar insanların günlük yaĢamlarındaki davranıĢlarının yanı sıra inançlarını ve
ahlaklarını, dolayısıyla kültürlerini etkilemektedir. Bilginin ve kültürün, toplumların
siyasi sınırlarını aĢarak dünya ülkeleri çapında bir paylaĢıma dönüĢmesiyle, bu araçların
öğrencilerin eğitimi, sosyalleĢmesi ve Ģahsiyet kazanmasında bireyin eğitiminin ve
sosyalleĢmesinin gerçekleĢtiği kurumlar olarak klasikleĢen aile ve okul kurumlarının
bile önüne geçtiği düĢünülebilir (Dodurgalı, 1995, s.143).
Medyada yer verilen filmler çocukların karakterini, beğeni ve tutumlarını etkilemekte
ve bu etki uzun süre devam edebilmektedir. Yapılan bir çalıĢmada Çin hayatını
sempatik gösteren bir filmin katılımcılar üzerindeki etkisi ölçülerek bu düĢünce
kanıtlanmıĢtır (Pressey & Robinson, 1991, s.372). Bu etki, birçok alanda
gözlemlenebilmektedir. Özellikle bilgisayarların evlere ve çantalara girmesiyle birlikte
insanlar zamanının büyük bir bölümünü bilgisayarda geçirmeye baĢlamıĢtır (Dedeoğlu,
2006, s.14-15). Yapılan bir araĢtırmaya göre aile reislerinin %55‟i, çocukların ise %80'i
internete 5 saatten fazla bağlı kalmaktadır. Okul çağındaki çocukların bir kısmı ödev
yapmak, film izlemek gibi amaçlarla bir kısmı da oyun oynamak amacıyla internet
kullanmaktadır (Bensghir ve Altınok, 2007, s.626-663).
Ergenlik döneminin ilk aĢamalarında bulunan çalıĢma grubundaki öğrencilerimiz
interneti ve özellikle sosyal medyayı yoğun bir Ģekilde kullanmaktadır. Bu kullanım
onların internet üzerinden ödevlerini yapabilmelerine ve birbirleriyle hızlı iletiĢim
kurabilmelerine yardımcı olmakta fakat aynı zamanda birtakım problemleri de
beraberinde getirmektedir. Örneğin ödevlerde ödev sitelerinden ve forumlardan birebir
alıntılanmıĢ kopyalara rastlanabilmekte, bu da bize öğrencilerin ya hazıra yöneldiklerini
ya da ulaĢtıkları bilgileri nasıl kullanacağını bilmediklerini düĢündürmektedir. Ayrıca
kız öğrencilerin gece saat 02.00 sularında, bir yetiĢkine oldukça anlamsız gelebilecek
konularda sohbet ettikleri ve derse uykulu geldikleri görülebilmektedir. Kantin sırasında
ya da koridorda gece bir sosyal sitede yapılan konuĢmalardan arta kalan bir problemin
kavgası yapılabilmektedir. Öğrenciler sosyal medya üzerinden toplanarak mahalle ya da
karĢıt grup kavgalarına karıĢabilmektedir. Tüm bunların yanında bazı öğrenciler
psikolojik açıdan içinde bulundukları yalnızlığı düĢündüren “mesaj atın, sıkılıyorum”,
“beğen, mesaj atayım” gibi ifadeler kullanabilmekte veya birbirine küfür
edebilmektedir. Öğrenci davranıĢları sadece sosyal medya üzerinden değil diğer medya
öğeleri üzerinden de sınıfa yansımaktadır. Özellikle de kimlik kazanımında önemli olan
43
model alma durumu, bir film karakteri üzerinden Ģekillendiğinde, öğrenci izlediği bir
filmin etkisinde kalarak, o filmde model aldığı kiĢinin davranıĢlarını aynen sınıfta taklit
ve tekrar etmeye çalıĢmaktadır. Özellikle de gençlik filmleri bu konuda büyük etki
göstermekte ve sınıfta istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir7.
Tüm bu anlattıklarımız, aile ve okuldan sonra –hatta belki de önce- çocuğun yaĢamında,
karakter özelliklerinde ve akademik tutumunda medyanın etkisini göstermektedir. Bu
nedenle eğitim programlarında medyanın göz ardı edilmemesi, öğrencilere medya
konusunda seçici tutumlar kazandırılması, olumlu modellerin örnek davranıĢlarının
sergilendiği filmlerin sınıfa getirilmesi, medya etkisinin önemsenmesi gerekmektedir.
GeliĢtirilen programın toplumsal temelleri oluĢturulurken eğitimin mevcut sosyolojik
temelleri de incelenmiĢtir. Türk milli eğitiminin genel amaçları birinci maddesinde yer
verilen; “Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini
benimseyen, koruyan ve geliĢtiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima
yüceltmeye çalıĢan, …Türkiye Cumhuriyeti‟ne karĢı görev ve sorumluluklarını bilen ve
bunları davranıĢ hâline getirmiĢ yurttaĢlar…” ifadesi eğitimin toplumsal boyutuna
dikkat çekmektedir. Ġkinci maddede yer verilen; “…insan haklarına saygılı; …topluma
karĢı sorumluluk duyan…”, üçüncü maddede yer verilen; “…hayata hazırlamak,
…toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak” gibi
ifadeler eğitimin toplumsal temellerine iĢaret etmektedir (MEB, 1980, s.7-8).
Sosyal bilgiler (6-7) öğretim programına (2005) toplumsal temeller açısından
baktığımızda, vatandaĢın yetiĢtirilmesinde tarihe ve kültüre önem verildiği
görülmektedir. Programda insan haklarına saygılı, çevreye duyarlı, bilgiyi sosyal ve
kültürel bağlamda oluĢturan, sosyal katılımı önemseyen ve sosyal yaĢamda etkin
vatandaĢlar yetiĢtirmek amaçlanmaktadır. Programın yaklaĢımına baktığımızda beĢinci
maddede belirtilen fiziksel ve duygusal açıdan mutlu bireylerin yetiĢmesi yine toplum
içinde Ģekillenecektir. Yedinci maddede belirtilen “öğrencilerin kendi örf ve âdetleri
çerçevesinde ruhsal, ahlâkî, sosyal ve kültürel yönlerden geliĢmesini hedefler” ifadesi
ile dokuzuncu maddede yer verilen “öğrencilerin toplumsal sorunlara karĢı duyarlı
olması” hedefi de programın toplumsal temellerine dikkat çekmektedir. Sosyal Bilgiler
dersinin programda yer verilen tanımı da yine toplumla oldukça ilgilidir (MEB, 2005):
7 Bu bilgiler, uygulama okulundaki 2009-2010 öğretim yılındaki gözlemlerime dayanmaktadır.
44
“Sosyal Bilgiler, bireyin toplumsal var oluĢunu gerçekleĢtirebilmesine yardımcı
olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe,
siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatandaĢlık bilgisi konularını
yansıtan; öğrenme alanlarının bir ünite ya da tema altında birleĢtirilmesini içeren;
insanın sosyal ve fizikî çevresiyle etkileĢiminin geçmiĢ, bugün ve gelecek
bağlamında incelendiği; toplu öğretim anlayıĢından hareketle oluĢturulmuĢ bir
ilköğretim dersidir”.
Hazırlamaya çalıĢtığımız bu çalıĢmada milli eğitimin amaçlarıyla ve sosyal bilgiler
öğretim programıyla tutarlı olarak, aile de eğitime katılmıĢ ve okul ile aile iĢbirliği
içinde bir eğitim gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır.
2.9. Karakter Eğitiminde Aile Katılımı
Çocuklarımızın eğitimi sadece okul kurumu ile belirli bir müfredat çerçevesinde sınırlı
kaldığı ve okul ile aile arasında bir mutabakat sağlanamadığı sürece eğitimin tam olarak
amaçlarına ulaĢabileceğini söylemek güçtür. Okul ile aile arasında bir tutarsızlık
bulunduğu takdirde, karĢılıklı zararlara neden olabilecek bir okul-aile çatıĢması
yaĢanabilecektir (Arvasi, 1995, s.23). Bu durumda çocuk kendisini tedirgin hissedecek
ve aile ile okul arasında atılıp tutulan bir yumak misali arada kalacaktır. Bundan
doğacak kiĢilik problemleri de uzun vadede sadece bireyi ve çevresini değil tüm
toplumu etkileyecektir. Bu iki kurumun söylemlerinin uyuĢması, çocuğun okul
ortamında öğrendiği bilgi ve becerilerin ev ortamına aktarılması, okul ve ev eğitiminin
süreklilik ve paralellik içerisinde yürütülmesi gerekmektedir (Akkök, 1985, s.100-101).
Çocuklar ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin sürekli tekrar ettiği yalan söylemek,
hırsızlık yapmak, zulmetmek yanlıĢ; dürüst, nazik, cömert olmak doğrudur gibi birtakım
önermeleri kabul ederler (McDougall, 1960, s.185). Fakat arkadaĢlarından ve medyadan
birtakım davranıĢları öğrenirler. Bu öğrenmeler arasında bir tutarsızlık olabileceği gibi
öğrendikleri Ģeyler toplumca onaylanan davranıĢlar ya da argo konuĢma gibi toplumca
onaylanmayan davranıĢlar, yanlıĢ bilgiler de olabilir (Erden ve Fidan, 1998, s.56-57).
Bu nedenle toplumca da istenen davranıĢların planlı eğitiminde, öğrencilerin karakter
özelliklerinin ve akademik baĢarılarının olumlu yönde geliĢebilmesi için okullar ve
ebeveynler birlikte çalıĢmaya ihtiyaç duyarlar (Brannon, 2008, s.58). Ailenin de eğitime
katılımı çocuğun nitelikli eğitimi ve sağlıklı geliĢimi açısından önem kazanır.
45
ÇalıĢmanın katılımcı grubu açısından baktığımızda, aileler çocuğun ödevleri, arkadaĢ
seçimleri, kiĢilik özellikleri, ev içindeki davranıĢları, meslek seçimleri gibi birçok
konuda çeĢitli problemler yaĢamaktadır. Bu problemleri bazı ailelerde annenin hastalığı,
bazılarında babanın vefatı, aile içi problemler, ekonomik problemler, kardeĢlerin
sorunlu olması, okul değiĢtirme, Ģehir değiĢtirme gibi birçok etken, içinden çıkılmaz bir
hale getirmektedir. Kimi çocukların doğuĢtan ya da sonradan geçirdiği önemli bir
hastalık, sosyal fobi, çekingenlik, böcek korkusu, aileye düĢkünlük gibi bir özelliği
onun karakterine ve akademik baĢarısına olumsuz etki edebilmektedir. Kimi çocuklar da
dersi umursamayıp kendini arkadaĢlarıyla çokça vakit geçirmeye, gezmeye ya da
sokakta boĢ boĢ dolaĢmaya, internet kafelerde oyun oynamaya yönelmektedir8. Bu
duruma ergen geliĢimi de eklenince aile için çocuk yetiĢtirmek daha bir zorlaĢmaktadır.
Öğretmen sınıfa girdiği zaman yıllarca eğitim fakültelerinde almıĢ olduğu eğitimin
teorik bilgisinden uzak bir ortamda, onlarca küçüğün capcanlı dünyasında kendini
bulmaktadır. Bir sınıfta yer alan bu küçük dünyaların her biri kültürü, ekonomik ve
sosyal durumu farklı farklı ailelerden gelmektedir. Özellikle de büyük Ģehirlerin göç
alan bölgelerinde öğretmenlik yapan biri için durum daha da karmaĢık bir hal
almaktadır. Aileler daha yoğun ve yalnız olabilmekte, çocuğun eğitimindeki büyük
sorumluluk tek baĢına öğretmene kalabilmektedir. Ġnsanlar birbirine yabancılaĢmakta,
sosyal aktiviteler para gerektirmekte ve ekonomik sıkıntıları olan öğrenciler sosyal
açıdan birtakım sorunlar yaĢayabilmektedir9. Bunlar ve daha çoğaltılabilecek birçok
olumsuz gerçeğe sahip olan öğrencilerin oluĢturduğu bir sınıfta çocuğun baĢarı,
paylaĢma, baĢkalarıyla birlikte olma, bencillik, uyum, Anksiyete ve benzeri özellikler
açısından farklı davranıĢlar ve beklentiler içinde olması beklenir (Kayır, 1985, s.192).
Öğretim sürecindeki sorumluluğu ders ile sınırlı kalmayan öğretmenin, sınıfında yer
alan öğrencileri çok yönlü tanıması ve onlara rehberlik etmesi de gerekmektedir. Tüm
bunlarla karĢı karĢıya kalmıĢ bir öğretmen için eğitim sürecinde belki de en büyük
yardımcısı çocuklarının eğitimine katılan, öğretmenle iĢbirliği yapan ailelerdir.
Okullar, çocuğun okul yaĢamında ve derslerinde aile katılımına duyulan ihtiyacı her
geçen gün biraz daha fark etmektedir (Berkowitz & Bier, 2004, s.80). Okul ile ailenin
8 Bu bilgiler, araĢtırmacının veli görüĢmelerine, gözlemlerine ve deneyimlerine dayanmaktadır.
9 Bu bilgiler, özellikle Ġstanbul ili için ve uygulama okulu gözlemlerine dayalı yazılmıĢtır.
46
bütünlüğünü sağlamak amacıyla; Okul Aile Birliği Yönetmeliği‟nin; “Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı okullarda, okul ile aile arasında bütünleĢmeyi gerçekleĢtirmek, veli ve
öğretmenler arasında iĢbirliği sağlamak amacıyla okul aile birlikleri kurulur” Ģeklindeki
5. maddesine binaen her okulda okul aile birlikleri kurulmuĢtur (Doğan, 1997, s.88).
Fakat bu birliğin amacını tam anlamıyla gerçekleĢtirdiğini, okul-veli bütünleĢmesini
yeterli düzeyde sağlayabildiğini söylemek güçtür (Çelikkaya, 1998, s.83). Fotokopi,
kıyafet temini, yılda iki kez yapılan veli toplantısı veya özel gün davetleri gibi
konularda aktif olduğu gözlemlenen bu birlik belki yapılacak çalıĢmalarla etkinliğini
arttırabilir ancak bir sınıftaki öğrencileri en iyi tanıyabilecek ve velileriyle iletiĢim
kurabilecek kiĢi öğretmendir. Ġyi ve sağlıklı bir eğitim ortamı ancak öğretmen ve ailenin
iĢbirliği içinde olması ile sağlanabilir (Ataç, 2003, s.176).
Öğretmen, görev yaptığı okulun mevcut Ģartlarını da dikkate alarak ailenin eğitime
katılımını sağlayabilir. Uygulama okulunda bu katılım, ailelerin eğitim durumlarını da
dikkate alarak, aile eğitimi ve danıĢmanlık toplantıları yoluyla düzenlenmiĢtir. Böyle bir
katılım, ailelerin mevcut imkânlarıyla da çocuklarının zihinsel, duygusal, sosyal,
psikomotor ve dil geliĢimlerini desteklemesine yardımcı olacaktır (Yakın, 2009, s.22).
Aile bireylerini eğiterek hem öğrencinin sağlıklı bir ev ortamında büyümesini
kolaylaĢtırmak hem de ailenin eğitici etkisini çok daha verimli hale getirerek tutarlı,
baĢarılı ve karakter sahibi bireyler yetiĢtirmek mümkündür (Köymen, 1953, s.90).
Ebeveynlerin bilinçli hareket etmesi, çocuğa tutarlı, sabırlı ve hoĢgörülü yaklaĢması
birçok problemi çözmektedir. KarĢılaĢtığı sorunları, aklına takılan soruları anne ya da
babasına anlattığında doyurucu yanıtlar alan çocuk, kendine saygı gösterildiğini
görecek, sevildiğini hissedecek ve anne babasına güven duyup, onların fikirlerini de
önemseyecektir. En önemlisi de bunu, onlardan korktuğu için değil de onlara güvendiği
ve saygı duyduğu için yapacaktır (DurmuĢ, 2008, s.33).
Etkili bir aile katılımı çalıĢması öğretmene, öğrenciye, aileye ve uzun vadede de
topluma fayda sağlayacaktır. Çocuğun Ģartlarını bilen, velisi ile görüĢen, onu anlayan ve
aile ile temel bir tanıdıklık oluĢturabilen öğretmen için çocuğun davranıĢları affedilmez
olmaktan çıkacaktır (Clark, 1911, s.24). Öğretmen, öğretim etkinliklerini öğrencilerinin
özelliklerini ya da problemlerini de dikkate alarak planlayabilecektir. Ailesinin okul ile
iletiĢimini gören çocuk kendini güvende hissedecek, birtakım çocukça davranıĢlarının
47
sorumluluğunu kavrayabilecektir. Ailenin eğitimde kazandığı nitelikler ev içinde aile
çocuk iletiĢimini güçlendireceğinden çocuk “beni kimse anlamıyor” yakınmasından
uzaklaĢacaktır. Güven duygusu kimlik karmaĢasını hafifleterek yeteneklerin
geliĢtirildiği, baĢarının arttığı ve olumlu karakter özelliklerinin kazanıldığı bir eğitim
birlikteliğine dönüĢecektir. Bu birliktelik de topluma nitelikli ve psikolojik dengeye
sahip bireyler kazandıracağından aile katılımının uzun vadeli katkısı topluma olacaktır.
2.10. Ġlgili AraĢtırmalar
Karakter eğitimiyle ilgili olarak gerek Türkiye'de gerekse farklı ülkelerde yayınlanmıĢ
birçok çalıĢma bulunmaktadır. Dünya literatüründe oldukça yaygın bir eğitim olan
karakter eğitimi son yıllarda Türkiye'de de artmaya baĢlamıĢtır. Bu çalıĢmalarda
genellikle karakter eğitimi programının etkililiği sınanmakta ya da ele alınan bir boyut
açıklanmaktadır. Alanyazında birçok araĢtırma mevcut olsa da çalıĢmamızla birebir
örtüĢen herhangi bir araĢtırma bulunmamaktadır. Bu baĢlık altında sınırlı sayıda ilgili
araĢtırmalara değinilecektir.
2.10.1. Türkiye’de Yapılan AraĢtırmalar
KatılmıĢ (2010) tarafından yürütülen bir çalıĢmada karakter eğitimi programının,
ilköğretim 7. sınıf sosyal bilgiler dersinde bazı değerlerin kazandırılmasına ve akademik
baĢarıya etkisi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma ön test-son test ve kontrol gruplu yarı deneysel
desene göre yapılandırılmıĢtır. Eğitim programı etkinlikleri, baĢarı testleri ve değer
ölçeklerinin araĢtırmacı tarafından geliĢtirildiği araĢtırmanın uygulama süreci Ġstanbul
ilinin Ümraniye ilçesinde bulunan bir devlet ilköğretim okulunda öğrenim gören deney
ve kontrol sınıfını oluĢturan 7. sınıf öğrencileriyle gerçekleĢtirilmiĢtir. Karakter eğitimi
programı haftada 3 ders saati olarak 39 ders saati süresince deney grubuna uygulanmıĢ,
kontrol grubu normal derslerine devam etmiĢtir. ÇalıĢmanın değerlerle ilgili verileri
Kovaryans Analizi (ANCOVA), akademik baĢarı ilgili olan verileri bağımsız gruplar t-
testi, nitel verileri betimsel analiz ile çözümlenmiĢtir. ÇalıĢmada, karakter eğitimi
programının öğrencilerin bilimsellik, adil olma ve barıĢ değerini kazanmalarını ve
akademik baĢarılarını istatistiksel açıdan anlamlı olacak biçimde olumlu etkilediği
sonucuna ulaĢılmıĢtır.
48
Aslan, M. (2011) tarafından yürütülen bir çalıĢmada ilköğretimde karakter eğitimi ve
öğrencilere öncelikle kazandırılması gereken değerler araĢtırılmıĢtır. Tarama modeliyle
yürütülen çalıĢmanın evrenini 2010-2011 öğretim yılında EskiĢehir ilindeki resmi
ilköğretim okullarında görev yapan 4031 öğretmen, bu okullarda eğitim gören 78487
öğrenci ve bu okullarda eğitim gören öğrencilerin velileri oluĢturmaktadır. Örneklemini
ise EskiĢehir il merkezinde sosyoekonomik düzeyi yüksek mahalleler, il merkezinde
sosyoekonomik düzeyi düĢük mahalleler, ilçe ve köy okullarından tabakalama yoluyla
seçilen 2208 öğrenci, 1726 veli ve 575 öğretmen oluĢturmaktadır. Okulların Karakter
Eğitimi Yetkinliği Ölçeği Öğretmen Formu, Okulların Karakter Eğitimi Yetkinliği
Ölçeği Öğrenci Formu, Okulların Karakter Eğitimi Yetkinliği Ölçeği Veli Formu ve
YaĢayan Değerler Tablosu olmak üzere dört farklı veri toplama aracının kullanıldığı
çalıĢmanın verileri non-parametrik testlerle analiz edilmiĢtir. ÇalıĢmada, öğretmen,
öğrenci ve velilerin ilköğretimde karakter eğitimi ile ilgili en olumlu görüĢ belirttikleri
boyutun psikososyal ortam, en olumsuz görüĢ belirtilen boyutların ise paydaĢların
katılımı ve değerlendirme boyutları olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Yıldırım (2007) tarafından yürütülen bir çalıĢmada Türkiye için ilköğretim düzeyinde
karakter eğitimi programı ile ilgili bir model önerisi geliĢtirmek ve geliĢtirilen modelin
uygulanabilirliğinin ilgililerin görüĢlerine göre belirlemek amaçlamıĢtır. Modelin
uygunluğuna iliĢkin görüĢler, araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen bir ölçek aracılığıyla
alınmıĢtır. Verilerin toplanması aĢamasında Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitimi AraĢtırma
ve GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı‟nın (EARGED) doktora düzeyinde yapılan çalıĢmalara
verdiği destekten yararlanılmıĢ ve Türkiye evrenini yansıtan bir örnekleme ulaĢılmaya
çalıĢılmıĢtır. Bu çerçevede, “çok aĢamalı tabakalı örnekleme” yöntemi ile seçilen 21
ilden toplam 1255 (370 yönetici, 424 öğretmen ve 461 veli) katılımcıya araĢtırmacı
tarafından geliĢtirilen “Karakter Eğitimi Modeli Anketi” uygulanmıĢtır. Elde edilen
bilgiler, SPSS programında çözümlenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda önerilen karakter
eğitimi modeli ilkeleri, yapılanması, iĢleyiĢi ve örnek etkinlikleri bakımından
araĢtırmaya katılanlar tarafından yüksek düzeyde uygulanabilir bulunmuĢtur. ÇalıĢmaya
katılanların büyük çoğunluğunun karakter eğitimi modelinin ilköğretim okullarında
uygulanmasına ihtiyaç duydukları görülmüĢtür.
Çokdolu (2013) tarafından yürütülen bir çalıĢmada ilköğretim okullarında ikinci
kademede öğrenim gören öğrencilere verilen karakter eğitimi programı ile öğrencilerin
49
çatıĢma ve saldırganlık davranıĢlarının önlenmesi veya azaltılması amaçlanmıĢtır. Ön
test-son test kontrol gruplu deneysel model ile yürütülen çalıĢmanın çalıĢma grubunu
Konya ilinde bulunan MareĢal Mustafa Kemal Ortaokulundaki ilköğretim 2. kademede
öğrenim gören, yaĢ grupları 12-14 yaĢ arasında değiĢen, 56 öğrenci oluĢturmaktadır.
Deney grubunda 28, kontrol grubunda 28 öğrenci yer almaktadır. Hazırlanan karakter
eğitim programı evrensel 10 değeri kapsamaktadır. ÇalıĢma sonucunda Karakter
Eğitimi Programının ilköğretim ikinci kademesinde öğrenim gören öğrencilerin
saldırganlık ve çatıĢma çözme düzeylerini etkilediği görülmüĢtür. Bu etki öğrencilerin
saldırganlık düzeylerinde düĢüĢ, çatıĢma çözme düzeylerinde artıĢ yönündedir. Bu
sonuç araĢtırmacıyı günümüz koĢullarında Karakter Eğitimi Programının öğrencilere
okul ortamında verilmesinin faydalı olduğu kanaatine ulaĢtırmıĢtır.
Budumlu Akkiprik (2007) tarafından yürütülen bir çalıĢmada karakter eğitiminde hangi
değerlerin öncelikli olarak öğrencilere kazandırılması gerektiği araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma,
Ġstanbul ilindeki ortaöğretim seviyesindeki 300 öğretmen ile gerçekleĢtirilmiĢ olup
demografik değiĢkenlerin toplanmasına yönelik bir bilgi formu ve Schwartz Değerler
Ölçeği kullanılmıĢtır. AraĢtırma verileri bağımsız t-testi, tek yönlü varyans analizi
(ANOVA), Post-Hoc LSD, non-parametrik Kruskal Wallis-H testi, non-parametrik
Mann Whitney-U testi ile analiz edilmiĢtir. ÇalıĢmada öğrencilere hangi değerlerin
öncelikli olarak öğretilmesi konusu öğretmenlerin cinsiyet, yaĢ, medeni durum,
meslekteki kıdem, branĢ, en son mezun olunan okul, en son mezun olunan fakülte
değiĢkenleri açısından incelenmiĢtir. ÇalıĢmada; branĢ öğretmenlerinin baĢarı, hazcılık,
özyönetim, uyum ve güvenlik değerlerini öğrencilere kazandırmayı meslek
öğretmenlerine göre daha önemli buldukları, kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere
göre özyönetim, baĢarı, uyum ve güvenlik değerlerini daha çok önemsedikleri, eğitim
fakültesi mezunu öğretmenlerin güç ve hazcılık değerlerini diğer fakültelerden mezun
öğretmenlere göre daha önemli buldukları sonuçlarına ulaĢılmıĢtır. Aynı zamanda
öğretmenlerin öğrencilere kazandırılmasını gerekli gördükleri değerler sırasıyla
Ģöyledir: evrensellik, özdenetim, yardımseverlik, uyum, güvenlik, baĢarı, geleneksellik,
hazcılık, uyarılma ve güç.
Gökçek (2007) tarafından yürütülen bir araĢtırmada okul öncesi eğitimi alan 5–6 yaĢ
çocukları için hazırlanan karakter eğitimi programının etkisi incelemek amaçlanmıĢtır.
Bu araĢtırmada araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen, yedi farklı değeri kazandırmaya
50
yönelik hazırlanan etkinliklerden oluĢan karakter eğitim programının etkililiğini
sınamak için, “Öğretmen DavranıĢ Kontrol Listesi”, “Aile DavranıĢ Kontrol Listesi” ve
“Aile Bilgi Formu” veri toplama aracı olarak kullanılmıĢtır. ÇalıĢmanın örneklem
grubunda 44 çocuk yer almaktadır. ÇalıĢmanın deney ve kontrol grubuna önce ön test
uygulanmıĢtır. Programın 7 haftalık bölümü uygulandıktan sonra her iki gruba da ara
test uygulanmıĢtır. Ara testten sonra 3 hafta eğitim programına devam edilmiĢ ve
onuncu haftanın sonunda her iki gruba da son test uygulanmıĢtır. Bu üç ölçüm
arasındaki iliĢki test edilmiĢtir. AraĢtırmanın sonucunda ailelerin karakter eğitiminin
okul müfredatı içinde yer alması gerektiği ve karakter eğitiminin okul öncesi eğitimin
bir parçası olması gerektiği düĢüncesinde oldukları görülmüĢtür. Ayrıca aileler, okul
öncesi eğitiminin pozitif karakter geliĢimine yardımcı olduğunu, evde verilen karakter
eğitiminin yetersiz olduğunu, okul öncesi eğitimcisinin karakter eğitimi konusunda
ebeveyn kadar iyi eğitim verebileceğini belirtmiĢ ve karakter eğitiminin sadece aile
tarafından verilmesine katılmadıklarını da ifade etmiĢlerdir. Uygulanan eğitim programı
sonucunda programda yer alan tüm değerlerle ilgili olumlu davranıĢ değiĢikliği
görülmüĢ fakat ailelerden alınan davranıĢ kontrol listesi sonuçlarına göre; karakter
eğitimi programı doğrultusunda seçilen değerlere yönelik aile hayatında olumlu
davranıĢ değiĢikliklerine rastlanmamıĢtır.
Çağatay (2009) araĢtırmasında, okulun öğrencilerin karakter geliĢimine ve karakter
eğitimine etkisi ile ilgili öğretmen görüĢlerini ortaya koymaya çalıĢmıĢtır. Tarama
modeliyle yürütülen araĢtırmada, 2007- 2008 akademik yılında Çanakkale ili merkez
ilçesindeki 10 ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan 15 öğretmenin görüĢleri
alınmıĢtır. ÇalıĢma verileri araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen yarı yapılandırılmıĢ
görüĢme formuyla toplanmıĢtır. Bu formla ilköğretim 4.-5. sınıf öğretmenleri ve
ilköğretim 2. kademe branĢ öğretmenleriyle görüĢmeler yapılmıĢtır. AraĢtırmada,
okulun öğrencinin karakter geliĢiminde etkili olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Okul içinde
öğrencilerin karakter geliĢiminde en çok etkili olan kiĢinin öğretmenler olduğu,
öğretmenlerin sınıf içi uygulamalarının ve sınıf yönetimi anlayıĢlarının da öğrencinin
karakter geliĢiminde etkili olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Okul yöneticilerinin de
öğrencinin karakter geliĢiminde etkili olduğu, karakter bileĢenlerinden en çok
yardımseverlik ve sorumluluğun geliĢtirildiği görülmüĢtür. Sosyal Bilgiler ve Görsel
Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi dersleri öğrencilerin karakter geliĢiminde önemli role
51
sahiptir. Öğrencinin karakter geliĢiminde önemli olmasına rağmen ders dıĢı etkinliklere
yeterince önem verilmediği görülmüĢtür.
Üstünyer (2009) tarafından yürütülen bir çalıĢmada karakter eğitimi ile ilgili eğitimci
görüĢleri araĢtırılmıĢtır. Nitel araĢtırma yaklaĢımıyla yürütülen çalıĢmada 2007–2008
eğitim öğretim yılında Yalova‟da görev yapan 10 eğitimciden görüĢ alınmıĢtır. Elde
edilen veriler nitel veri çözümleme teknikleriyle analiz edilmiĢtir. Katılımcı eğitimciler,
Ġl Milli Eğitim Yöneticisi, müfettiĢ, okul müdürü, sınıf, Türkçe, fen ve teknoloji, sosyal
bilgiler, resim, beden eğitimi ve din kültürü ve ahlak bilgisi branĢlarından birer
öğretmen olarak tespit edilmiĢtir. Böylece her konumdan eğitimcinin karakter eğitimi
konusunda görüĢ bildirmesi sağlanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda eğitimcilerin, karakter
eğitiminin çok acil bir ihtiyaç olduğunu, ailelerin çocuklarına evrensel değerleri
vermede yetersiz kaldığını, öğretmenlerin de iĢ yükleri ve yeterlikleri nedeniyle baĢarılı
olamadığını ve ayrıca öğrencilerin karakterlerini geliĢtirmeleri için sosyal faaliyetlere
yönlendirilmesi gerektiğini, bunun için de sınav sisteminin değiĢtirilmesi gerektiğini
düĢündükleri görülmüĢtür.
2.10.2. Yurt DıĢında Yapılan AraĢtırmalar
Revell (2002) tarafından yürütülen bir çalıĢmada Chicago bölgesindeki Amerikan devlet
okullarında bir karakter eğitimi araĢtırması yapılmıĢtır. Bu araĢtırmada farklı okullarda
öğrenim gören farklı yaĢtaki 700 çocukla görüĢülmüĢtür. Bu görüĢmelerde çocuklara
vatandaĢlık, Amerikalılık ve kimlik konusundaki görüĢleri sorulmuĢ, onlardan karakter
eğitimi hakkın da ne düĢündüklerini açıkça belirtmeleri istenmiĢtir. AraĢtırma sonuçları,
birbirine yakın eğitim materyalleri, eğitim ortamları ve eğitim programlarına rağmen
çocukların karakter eğitimi hakkında verdikleri cevaplar farklılık göstermiĢtir. Öğrenci
yanıtları arasındaki en belirgin farkın okul tipinden kaynaklandığı düĢünülmektedir.
Burke, Crum, Genzler, Shaub & Sheets (2001) tarafından yürütülen bir çalıĢmada,
okullarda öğrenme ortamını geliĢtirmek için karakter eğitimi programının etkisi
incelenmiĢtir. ÇalıĢmada hedef kitleyi, sınıflarda 1, 2, 3 ve 6 ve kendi kendine yeten,
ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıftan özel bir eğitim sınıfı oluĢturmuĢtur. ÇalıĢmada
öğrencilerin karakter özelliğinin eksikliğini yansıtan davranıĢları belirlenmiĢtir.
Öğrencilerin, ebeveynlerin, personelin ve yöneticilerin algılarını açıklayıcı verilerle
karakter eğitimine ihtiyaç olduğuna karar verilmiĢtir. Bu araĢtırmada öğrencilerin
52
olumlu karakter özelliklerindeki eksikliğin olası nedenleri incelemiĢ ve anketler, kontrol
listeleri ve görüĢmeler aracılığıyla, öğrencilerin günlük etkileĢimindeki çekirdek
karakter özelliği eksiklikleri tanımlanmıĢtır. Mevcut literatürü de dikkate alarak,
karakter eğitimi programında sekiz çekirdek karakter özelliğine yer verilmiĢtir.
AraĢtırma sonucunda karakter eğitimi programının olumlu öğrenci etkileĢimini teĢvik
ettiği görülmüĢtür.
Lickona (1999) literatür araĢtırmasına dayalı teorik bir çalıĢmasında karakter eğitimini
erdem yetiĢtiriciliği olarak tanımlamıĢ ve temel problem edindiği birtakım sorulara
yanıt bulmaya çalıĢmıĢtır. Bu çalıĢmada karakter ve erdem arasındaki iliĢkinin ne
olduğu, karakter eğitiminin doğasının ne olduğu, karakter eğitiminin amaçlarının ne
olduğu, karakterin psikolojik bileĢenlerinin ne olduğu, karakterin içeriğinin ne olduğu,
karakter geliĢimine kapsamlı yaklaĢımın ne olduğu, eğitim fakültelerinin etkili karakter
eğitimcilerini nasıl hazırlayabileceği gibi konularla ilgili konular açıklanmıĢtır.
Milson & Mehlig (2002) tarafından yürütülen bir çalıĢmada, ilkokul öğretmenlerinin
karakter eğitimiyle ilgili pratik yeterlik inançlarını tanımlamak amaçlanmıĢtır. Bu
amaçla, araĢtırmacılar tarafından geliĢtirilen Karakter Eğitimi Yeterlik Ġnancı Ölçeği,
orta batıdaki varoĢ diye tabir edilen okul bölgesinde görevli 254 ilköğretim öğretmenine
uygulanmıĢtır. Uygulama sonucunda öğretmenlerin karakter eğitimini birçok açıdan
önemli bulduğu ortaya çıkmıĢtır. Lisansını dini kurumlara bağlı üniversitelerde bitiren
öğretmenlerin karakter eğitiminde daha yetkin olduğu görülmüĢtür.
53
BÖLÜM III: YÖNTEM
AraĢtırmanın bu bölümünde, araĢtırmanın yöntemi ve süreci hakkında bilgi verilmiĢtir.
Bu kapsamda araĢtırmanın modeli, çalıĢma grubu, veri toplama araçları, verilerinin
analizi ve uygulama süreci hakkında açıklamalar yapılmıĢtır.
3.1. AraĢtırmanın Modeli
Bu çalıĢma, nitel araĢtırma yaklaĢımlarından eylem araĢtırması yaklaĢımına uygun
olarak yürütülmüĢtür. Bu araĢtırma yaklaĢımı okulda ya da sınıfta karĢılaĢılan herhangi
bir sorunu çözme ve eğitim uygulamalarını iyileĢtirme çalıĢmalarında etkili bir Ģekilde
kullanılabilmektedir (Creswell, 2002, s.603). ÇalıĢmada uygulama okulundaki eğitim
ihtiyaçlarını tespit etmek, bu ihtiyaçlar arasından seçilen problemleri çözüme
kavuĢturmak amacıyla bir program geliĢtirmek ve bu programın uygulanabilirliğini
değerlendirmek amaçlandığından bu amacın gerçekleĢtirilmesinde izlenecek olan
aĢamalara, desenlenmiĢ araĢtırma aĢamaları en uygun bulunan araĢtırma yaklaĢımı
araĢtırmacının uygulayıcı olarak sürece katıldığı eylem araĢtırması yaklaĢımı olmuĢtur.
Eylem araĢtırması, uygulama sürecine iliĢkin sorunların tespit edilmesini, tespit edilen
sorunların anlaĢılmasını ve çözüme kavuĢturulmasını içeren sistematik ve döngüsel bir
sürecin adıdır (Yıldırım ve ġimĢek, 2008, s.295). Eylem araĢtırması durumsaldır çünkü
araĢtırmacı belli bir ortamda problemin hem keĢfine hem de çözümüne yönelir. Eylem
araĢtırması iĢbirliğine dayalıdır çünkü araĢtırmacı araĢtırma grupları ve problemi
yaĢayanlarla birlikte çalıĢır. Eylem araĢtırması katılımcıdır çünkü araĢtırmada grup
üyeleri de doğrudan ya da dolaylı olarak yer alır. Eylem araĢtırması kendini
değerlendiricidir çünkü araĢtırmacı, araĢtırma sürecinde sürekli bir değerlendirme
içindedir. Bu değerlendirmelerin sonuçlarına göre çeĢitli düzeltmelerle esas amaca
ulaĢmaya çalıĢır (Köklü, 1993, s.357). AraĢtırma sürecinde de anlatılacağı üzere, bu
çalıĢma eylem araĢtırmasının bu niteliklerine uygun olarak yürütülmüĢtür.
AraĢtırmacı, aynı zamanda uygulayıcı olarak, araĢtırmanın tüm sürecinde aktif bir
Ģekilde yer almıĢtır. Uygulama okulunda gerçekleĢtirilen sosyal bilgiler dersleri, aile
eğitimi, aile toplantıları bizzat araĢtırmacı tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırmacı,
öğrencilere, velilere ve öğretmenlere kendisini “AraĢtırmacı Öğretmen” unvanıyla
54
tanıtmıĢtır. Uygulamayı bizzat kendisi yürütmüĢ ve aynı zamanda ihtiyaç duyduğu
konularda uygulama sınıfının sosyal bilgiler öğretmeni, okul yönetimi ve okulun diğer
çalıĢanları, öğrenci velileri, çeĢitli kurumlar ve farklı üniversitelerden birçok
akademisyen ile paylaĢım ve iĢbirliği içinde hareket etmiĢtir.
Eylem araĢtırması, nitel bir araĢtırma deseni olmakla birlikte, nicel verilerden de
yararlanacak esnekliğe sahiptir. Bu araĢtırma deseninin esnek yapısını, nitel ve nicel
araĢtırma yöntemlerini bilgi toplamanın iki farklı yolu olarak gören yöntemsel
çoğulculuk görüĢü de desteklemektedir. Yöntemsel çoğulculuğa göre, araĢtırmacılar
öncelikli olarak nitel ya da nicel yöntemlerden birini benimser ve bulgularını
desteklemek ya da yorumlarını güçlendirmek amacıyla diğer yöntemin veri toplama
tekniklerini de kullanabilir (Haralambos & Holborn, 1991, s.718). Sosyal bilimlerin
nitel bir yöntemiyle yürütülen bir araĢtırmada, doğa bilimlerinde önemli bir yöntem
olduğu düĢünülen deney, tam olarak laboratuvar ortamı gibi olmasa da kullanabilir,
nicel yöntemlerle de destekleyici veriler toplanabilir (Giddens, 2010, s.531).
AraĢtırmada nitel bir yöntem benimsenmiĢ ve bulguları destekleyici nicel veriler de
toplanmıĢtır.
3.2. ÇalıĢma Grubu
Nitel araĢtırmanın doğası gereği, araĢtırmalarda ulaĢılan sonuçlar, çalıĢılan konu ve
duruma özgüdür. Bu nedenle nitel bir araĢtırmada araĢtırmacı, elde ettiği verilerle genel
evreni açıklama kaygısı gütmeden daha dar kapsamlı bir çalıĢma evreni içinden seçtiği
küçük bir örneklemle çalıĢmasını yürütebilir. Bu örneklemi seçerken nicel
araĢtırmaların belli özelliklerin evrende normal dağıldığı varsayımına dayanan olasılık
temelli örnekleme yöntemleri yerine, nitel araĢtırma geleneği içinde geliĢmiĢ olan
amaçlı örnekleme yöntemi tercih edilmelidir (Yıldırım ve ġimĢek, 2008, 101-107).
Bu çalıĢmanın evrenini, Ġstanbul iline bağlı Kadıköy ilçesinde bulunan Ġnönü Ġlköğretim
Okuluna 2011-2012 eğitim öğretim yılında devam eden 7. sınıf öğrencileri ve velileri
oluĢturmaktadır. ÇalıĢmanın çalıĢma grubunu ise bu öğrencilerin devam ettiği 5 Ģube
arasından, çalıĢmanın baĢlangıcında araĢtırmacı tarafından amaçlı örnekleme uygun
olarak seçilen 7/B sınıfına devam eden 24 öğrenci ve velileri oluĢturmaktadır. Bu
öğrencilerle ilgili tanıtıcı bilgilere bulgular bölümünde yer verilmiĢtir.
55
3.3. Veri Toplama Araçları
Bu araĢtırmanın verileri; değer ölçekleri, baĢarı testleri, yarı yapılandırılmıĢ görüĢme
formları, öğrenci tanıma formu, veli aracılığıyla öğrenciyi tanıma formu, anne-baba
çocuk iletiĢim ihtiyacı belirleme formu, aile eğitimi ihtiyaç formu, aile eğitimi
değerlendirme formu, veli toplantısı değerlendirme formu, program değerlendirme
toplantısı kayıtları, program değerlendirme formları, not alma kâğıdı, günlükler ve sergi
defteri ile toplanmıĢtır. AraĢtırmanın ilk temel sorusuyla ilgili veriler görüĢme ve
tanıma formları, ihtiyaç belirleme formları; araĢtırmanın ikinci temel sorusuyla ilgili
veriler değer ölçekleri, baĢarı testleri, değerlendirme formları, değerlendirme toplantısı
kayıtları, not alma kâğıdı, sergi defteri ile toplanmıĢtır. Veri toplama araçları ekte
verilmiĢtir. Bu baĢlık altında araĢtırmanın veri toplama araçları ve bu araçların
geliĢtirme aĢamaları anlatılmaktadır.
3.3.1. Ölçekler
AraĢtırmada “Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği”, “Dürüstlük Değeri Ölçeği”
geliĢtirilmiĢtir. Likert tipi ölçekler geliĢtirme kolaylığı ve kullanıĢlılık sağlaması
açısından tercih edilmektedir (TavĢancıl, 2010, s.139). Bir insanda değerin salt varlığı
ya da yokluğundan bahsedemeyeceğimiz gerçeğinden hareketle, iki ölçme geliĢtirme
uzmanıyla da görüĢerek ölçeklerin likert tipinde geliĢtirilmesine karar verilmiĢtir. Değer
ölçekleri “Hiçbir Zaman”, “Nadiren”, “Bazen”, “Genellikle”, “Her Zaman” Ģeklinde
derecelendirilmiĢtir. Likert derecesine bağlı olarak, Hiçbir Zaman ifadesine olumsuz
ifadelerde 5 olumlu ifadelerde 1 puan verilerek; diğer derecelerin puanları olumsuz
ifadelerde 1 eksiltilerek, olumlu ifadelerde 1 arttırılarak veriler analize hazırlanmıĢtır.
Değer ölçeklerinin hedef kitlesi 7. sınıf öğrencileridir.
3.3.1.1. Ölçek GeliĢtirme Süreci
1) Alan yazın Taraması ve Kuram OluĢturma
Ölçek geliĢtirme aĢamasında alan yazın taranmıĢ, sosyal bilgiler öğretim programı (6-7)
ve ders kitapları konuyla ilgili kazanımlar ve değerler bakımından analiz edilmiĢ,
çalıĢmada kullanılabilecek ölçekler araĢtırılmıĢ fakat uygun ölçeğe hem ulusal hem de
uluslararası yayınlarda rastlanılmamıĢtır. Alanda görülen ihtiyaç nedeniyle ölçek
56
geliĢtirmeye karar verilmiĢ ve alan yazında, konuyla doğrudan ya da dolaylı ilgili
ölçekler incelenmiĢtir. Dilmaç (2007) tarafından geliĢtirilen Ġnsani Değerler Ölçeğinde,
Dürüstlük değeri ve farklılıklara saygının bir üst kavramı olarak düĢünebileceğimiz
HoĢgörü değeri birer alt boyut olarak yer almaktadır (Dilmaç, 2007, s.67,68). Schwartz
(1994) tarafından geliĢtirilen değer ölçeğinde HoĢgörü değeri Evrensellik, Dürüstlük
değeri ise Yardımseverlik boyutunun bir alt değeri olarak yer almaktadır (Billsky &
Schwartz, 1994, s.167). Ġhtiyaç duyulan ölçeğe yakın bir ölçek KatılmıĢ (2010)
tarafından geliĢtirilmiĢtir. Ölçtüğü değerler farklı olduğu için bu ölçekler sadece
incelenmiĢtir (KatılmıĢ, 2010, s.159).
ÇalıĢmada üç farklı ölçek geliĢtirileceği için, madde yazımına geçmeden önce kuramsal
bir temele ihtiyaç olup olmadığı incelenmiĢtir. Yapılan okumalarda, dürüstlük değerinin
davranıĢlar üzerinden maddeleĢtirilebilir bulunmuĢ fakat farklılıklara saygı değerinin
daha kompleks bir yapıya sahip olduğu görülmüĢtür. Bu nedenle farklılıklara saygı
değerinin kavramsal sınırlarını ve öğretim aĢamalarını belirlemek amacıyla kuram
oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢma, 2010-2011 akademik yılında araĢtırmacının eğitim
aldığı, Prof. Dr. Hayati Hökelekli baĢkanlığındaki, Değerler Eğitimi Atölye grubunda
yer alan akademisyenler ve öğretmenler tarafından panel tartıĢması biçiminde
incelenmiĢ, 4 Haziran 2011 tarihinde Ġstanbul'da düzenlenen öğrenci sempozyumunda
“Farklılıklara Saygı Boyutunda HoĢgörü Eğitimi: Bir Model Önerisi” baĢlıklı bildiride
araĢtırmacı tarafından sunulmuĢtur.
2) Madde Yazım Süreci
Ölçeklerin madde yazım sürecinde, alan yazından, araĢtırmacı gözlemlerinden, 7. sınıf
sosyal bilgiler dersi kazanımlarından ve ders kitabında yer alan değere iliĢkin
metinlerden, akademisyen ve öğretmenlerin madde önerilerinden yararlanılmıĢtır.
Madde yazım sürecinde, çalıĢmanın analizi aĢamasında geçerlik ve güvenirliği
arttıracak birtakım tedbirler alınmıĢtır. Her bir maddenin konuyla ilgili, tek bir özelliği
ölçecek nitelikte ve nesnel olmasına dikkat edilmiĢ; madde yazımında geniĢ zaman ve
Ģimdiki zaman ifadeleri kullanılmıĢtır. Genel kabul gören ya da görmeyen ifadelere yer
verilmemiĢtir. Maddelerin kısa, açık ve anlaĢılır olmasına; ifadelerde asla, hepsi, daima
gibi yönlendiricilerin bulunmamasına dikkat edilmiĢ, madde havuzu böyle
oluĢturulmuĢtur.
57
3) Ölçeklerin Kapsam ve GörünüĢ Geçerliği: Uzman GörüĢünün Alınması
OluĢturulan havuzdan hangi maddelerin seçileceği, kullanılan dilin öğrencilerinin
seviyelerine uygun ve anlaĢılır olup olmadığı konusunda üç akademisyen ve araĢtırmacı
tartıĢarak maddeleri seçmiĢtir. Seçilen maddelerle baĢlangıçta 42 maddelik farklılıklara
saygı değeri ölçeği, 69 maddelik dürüstlük değeri ölçeği oluĢturulmuĢtur. Hazırlanan
geçici formlar üç akademisyenin görüĢüne sunulup yeniden değerlendirilerek
farklılıklara saygı değeri ölçeği 38, dürüstlük değeri ölçeği 49 madde olarak yeniden
düzenlenmiĢtir.
Ölçek formuna hangi konularda inceleme yapacaklarını açıklayan bir yönerge eklenmiĢ,
maddeler uzmanların “Uygundur”, “Düzeltilmeli” ve “Çıkartılmalı” iĢaretlemesini
yapabilecekleri biçimde derecelendirilmiĢ, her bir maddenin altına noktalı bir satır
bırakılarak maddenin düzeltilmiĢ Ģeklini ve ölçeklerin sonuna “Diğer” baĢlığıyla noktalı
boĢluklar bırakılarak eklemek istedikleri görüĢlerini yazmaları istenmiĢtir.
Hazırlanan ölçek formları Ölçme ve Değerlendirme, Psikolojik DanıĢma ve Rehberlik,
Psikoloji, Eğitim Programları ve Öğretim, Türkçe, Sosyal Bilgiler alanlarından 18
akademisyen ve Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan, doktora eğitimine de devam
eden 3 sosyal bilgiler öğretmeni olmak üzere 21 uzman tarafından incelenmiĢtir. En az
%90 oranında uzmanın kalabilir dediği ya da eklenmesini önerdiği maddeler ve
yönergelere yönelik öneriler dikkate alınarak pilot uygulama ölçek formu
hazırlanmıĢtır. Buna göre farklılıklara saygı değer ölçeği 65 maddeye çıkarken,
dürüstlük değer ölçeği 48 maddeye düĢmüĢtür. Times New Roman karakteriyle, 12
punto, 1,5 satır aralığı ile hazırlanan ölçeklerin pilot çalıĢmasına geçilmiĢtir.
4) Pilot Uygulama Süreci
Ölçeklerin pilot çalıĢması Ġstanbul ili Kadıköy ilçesinde bulunan Faik ReĢit Unat,
Hüseyin Ayaz ve Mustafa Aykın ilköğretim okullarında gerçekleĢtirilmiĢtir. Ölçeklerin
uygulanacağı örneklemin seçiminde madde sayısının en az 4 ile 5 katı örnekleme
ulaĢılmıĢtır. Dürüstlük değer ölçeği toplam 262; farklılıklara saygı değer ölçeği toplam
269 kullanılabilir ölçek verisi elde edilmiĢtir. Yapılan analizlerle dürüstlük değer ölçeği
katılımcı sayısı 253‟e, farklılıklara saygı değer ölçeğinin ise 237‟ye düĢmüĢtür.
Ölçeklerin pilot uygulamasının nasıl gerçekleĢtirilmesi gerektiği hususunda uygulayıcı
öğretmeni bilgilendirmek amacıyla bir bilgilendirme metni hazırlanmıĢ, aynı zamanda
58
öğretmenler uygulama konusunda yüz yüze de bilgilendirilmiĢtir. Bir sınıfta uygulanan
iki farklı ölçek arasında en az birer hafta ara verilmiĢ; ölçekler sabah 10.00-12.00
saatleri arasında uygulanmıĢtır. Kaliteli veri elde etmek amacıyla alınan bu önlemlere
rağmen yapılan analizlerde önemli sayıda ölçek analizden çıkartılmıĢtır. Bu ölçeklerin
yanıtları incelenmiĢ ve öğrencilerin rastgele iĢaretlemeler yaptığı, bazı öğrencilerin
sadece ilk sayfayı yapıp diğer sayfaları boĢ bıraktığı görülmüĢtür.
5) Ölçeklerin Geçerlik ve Güvenirlik ÇalıĢmaları
Boyutları kuramsal anlamda araĢtırmacı tarafından çizildiği ve maddeleri bu kuram
temelinde yazıldığı için, Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği, yapısal eĢitlik modeli ile
analiz edilmiĢtir. Boyutları yapılan analizle keĢfedileceği için, Dürüstlük Değeri
Ölçeğinin yapı geçerliği açımlayıcı faktör analiziyle test edilmiĢtir.
Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeğinde yer alan gizil ve örtük değiĢkenler önce ölçme
modeli kapsamında doğrulayıcı faktör analiziyle doğrulanmıĢ, sonra doğrulanan ölçme
modellerinin birlikte oluĢturduğu yapı, yani ölçeğin bütünü, yapısal analize tabi
tutulmuĢtur. Son olarak, bu yapılar arasındaki iliĢkiler ve aracı değiĢkenin olup
olmadığı, ölçme modelleri ile yapısal modelin bir arada bulunduğu melez yol analizi ile
analiz edilmiĢtir. Süreç, yapısal eĢitlik modeli kapsamında yürütülmüĢtür (Çokluk,
ġekercioğlu ve Büyüköztürk, 2010, s.251-354).
Analizin hazırlık çalıĢmalarında; “H0=Veriler normal dağılıma uyar” hipotezi kurulmuĢ,
N=29'dan fazla olduğu için, dağılımın normalliği Kolmogrov-Smirnov testinin
anlamlılık değeri üzerinden yorumlanmıĢtır. Bu değer %5'ten büyük (p>0,05) olmalıdır
(Ak, 2009, s.10). AraĢtırmadaki kayıp değerlerin örneklemi etkilememesi amacıyla
kayıp değerin bulunduğu satıra araĢtırmacı yaklaĢık bir değer atayabilir (Çokluk, vd.,
2010, s.11). Bu araĢtırmada kayıp değeri ya da tutarsız cevapları çok fazla olan kâğıtlar
analiz dıĢı bırakılmıĢtır. Sayısı 2'yi geçmeyen ve dikkatten kaçtığına kanaat edilen kayıp
değer satırına, öğrencinin o maddenin iki öncesi ve iki sonrasına vermiĢ olduğu
yanıtların ortalaması alınarak araĢtırmacı tarafından yaklaĢık bir değer atanmıĢtır.
Veriler ters puanlaması yapılarak SPSS programına aktarıldıktan sonra, Kolmogrov-
Simirnov, basıklık ve çarpıklık katsayısı, ranj, ortalama ve standart sapma değerleri,
kayıp değerler, uç değerler, kutu diyagramı, histogram, gözlenen ve beklenen değerler
normallik grafiği gibi güvenirliği arttıran ve verileri analize hazırlayan testler
59
yapılmıĢtır. Normallik elde edilene, uç değerlerin etkisi azalana ve simetrik bir
histogram elde edilene kadar analizler tekrarlanmıĢtır. Verilerin %5 anlamlılık
düzeyinde normal dağılımı sağlandıktan sonra yapısal geçerlik analizlerine geçilmiĢtir.
3.3.1.2. Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği
1) Ölçeğin Hazırlık ÇalıĢmaları
Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği ilk hazırlık analizlerinde normalliği engelleyebilecek
uç değerler analizden çıkartılmıĢ, normallik elde edilene kadar analiz tekrarlanmıĢtır.
Son analizde; Kolmogrov-Simirnov test puanı; 0,2 çıkmıĢ, p>0,05 olduğundan H0 =
kabul edilmiĢtir. Ölçeğin tanımlayıcı istatistikleri Ģöyledir: N=237, =197,42; güven
aralığı %95 güvenle 195,67-199,17; ortanca değeri (medyan) 196; varyansı 186,439;
standart sapması 13, 654; minimum değeri 167 ve maksimum değeri 233'dir.
Testin mod ve medyan ve aritmetik ortalamasının birbirine yakın olması simetrik bir
dağılıma iĢaret etmektedir. Ayrıca ölçeğin çarpıklık değeri (skewness) 229, çarpıklık
standart hatası 158, çarpıklık katsayısı da 1,44'tür. Bu değer +1,96 ve -1,96 aralığında
yer aldığından, dağılımın %5 anlamlılık düzeyiyle normalliği söylenebilir (Ak, 2009,
s.6). Ölçeğin basıklık (kurtosis) değeri -316, basıklık standart hatası 315'tir. Basıklık
katsayısı ise -1'dir. Bu değer, negatif olduğundan dağılımın dik olmadığı, +1,96 ve -
1,96 arasında yer aldığından basık olmadığı söylenebilir. Ölçeğin histogram, dal ve
yaprak, normal dağılım, trendsiz normallik, saplı kutu grafiklerinde dağılım simetriktir.
2) Ölçeğin Yapı Geçerliği
Farklılıklara saygı değeri ölçeğinin alanyazın taraması ve panel tartıĢmasıyla önceden
belirlenen kuramsal yapısı, yapısal eĢitlik modeli kapsamında, sırasıyla ölçme modeli,
yapısal model ve melez yol analizi modeliyle analiz edilmiĢtir. Öncelikle, kurgulanan
gizil değiĢkenler ve gözlenen değiĢkenleri ölçme modeliyle ayrı ayrı test edilmiĢtir. T
değeri manidar olmayan ya da hata varyansı yüksek olan gözlenen değiĢkenler
analizden çıkarılmıĢtır. Mümkün olduğunca modifikasyondan kaçınılmıĢtır. Uyumu
doğrulanan ölçme modelleri bir yapı içerisinde yapısal model ile test edilmiĢ ve sonra
melez model ile bu yapıdaki gözlenen değiĢkenler arasındaki iliĢkiye bakılmıĢtır.
Analizde LISREL 8.7 paket programı kullanılmıĢtır.
60
Yapısal eĢitlik modeli araĢtırmacının oluĢturduğu bir kuramla baĢlar ve model
belirleme, örneklem ve ölçüm, tahmin, uyumun değerlendirilmesi, gerekiyorsa modelin
modifikasyonu ve problem yoksa tartıĢma, problem varsa yeniden geri dönülmesi gibi
bir döngüsel iĢlem ağından oluĢur. Bu iĢlem ağında tahmin boyutunda bir problem
çıktığı takdirde geri dönülüp kuramın yeniden oluĢturulması gerekebilir (Çokluk,
ġekercioğlu ve Büyüköztürk, 2010, s.256-257). Nitekim baĢlangıçta farklılıklara saygı
değeri ölçeği; farkındalık, kategorileĢtirme, kabullenme, bencillik, tahammül, öfke
kontrolü, alaycılık, önyargı, iletiĢim gizil değiĢkenlerinin oluĢturduğu bir yapıdır.
Bencillik, önyargı ve iletiĢim değiĢkenleri analizde zayıf uyum gösterdiğinden ölçeğin
kuramsal yapısından çıkartılarak yapı yeniden düzenlenmiĢ ve analiz tekrarlanmıĢtır.
AraĢtırmacının çizdiği son çerçeve Ģöyledir:
Farklılıklara saygı değeri hoĢgörü değerinin bir alt boyutudur10
. Ġnsanların fiziksel
özellikleri, güzellik ve beğenme anlayıĢları, engel durumları, olaya bakıĢ açıları,
sorunlara getirdikleri çözümler; farklı olanı incitmeme, aĢağılamama, toplumdan
dıĢlamama, görüĢ ve düĢüncelerine saygı gösterme, sözü bitinceye kadar dinleme, saygı
sınırları içerisinde eleĢtirme, vs. gibi özellikler farklılıklara saygı değerinin davranıĢsal
boyutlarını oluĢturmaktadır (Ersoy, 2012, s.220). Dil, din, etnik köken, sosyo-ekonomik
düzey statü, vs. daha birçok konuda insanın diğer bir insana –özellikle de kendisinden
farklı olana- saygı duyabilmesi öncelikle “farkında olma” ile baĢlamaktadır. Gerek
kendisinin gerekse çevresindeki insanların özelliklerinin farkında olan birey onlara karĢı
saygı duyar ya da duymaz fakat saygı duyanlar farkında olanlardır. Saygı duyanların
içinde karĢısındakini kabullenerek ya da kabullenmeyerek saygı duyanlar vardır.
Kabullenenler aynı zamanda değer vermektedir ya da değer vermemektedir ama değer
verenlerin hepsi kabullenmiĢ kimselerdir. Değer veren kimseler değer verdiği insanla
alay etmezler, ona saygı gösterirler ve ona karĢı öfkelerini kontrol ederler. Öfkelerini
kontrol edebilenler aynı zamanda tahammül gücü geliĢmiĢ kimselerdir. Tahammül
gücüne sahip insanlar, öfkelerini kontrol edebilirler. Ancak alay edebilen insanlar,
zihinlerinde o kiĢiyi belirli bir kategori içinde değerlendirmektedir. Bir sınıf ortamında
öğrencinin “gözlük” ya da “eskimiĢ ayakkabı” gördüğü arkadaĢına gülmesi, ona çeĢitli
10 Bu açıklamaya araĢtırmacı, 04.06.2011 tarihinde, Değerler Eğitimi Merkezinde düzenlenen
öğrenci sempozyumunda sunduğu Farklılıklara Saygı Boyutunda Bir HoĢgörü Eğitimi: Bir
Model Önerisi baĢlıklı sözlü bildirisinde yer vermiĢtir.
61
lakapları yakıĢtırıvermesi basit ama çocuğun zihnindeki kategorileĢtirmeye manidar bir
örnektir. Farklılıklara saygılı birey öncelikle farkında olan, değer verse de vermese de
saygı duyabilen, zihninde kategoriler oluĢmuĢ olsa da alay etmeyen, öfkelense de
tahammül gösterebilen bireydir 11
.
Farklılıklara saygı değerinin alt boyutlarını oluĢturduğunu düĢündüğümüz değiĢkenler
ölçme modeli ile ayrı ayrı ve birlikte sınanmıĢ, nedenselliği kontrol edilmiĢtir.
3) Ölçme Modeli Analizi
Ölçme modelleri; farkındalık, kategorileĢtirme, kabullenme, tahammül etme, öfke
kontrolü, alay etme, değer verme ve saygı gizil değiĢkenlerinden oluĢmaktadır. Bu gizil
değiĢkenlerin gözlenen değiĢkenleri ise Ģöyledir: Farkındalık=M1, M9, M17, M35,
M54, M56; KategorileĢtirme=M5, M13, M16, M24, M28, M44, M61;
Kabullenme=M15, M18, M36, M39, M42, M50, M59, M63; Tahammül Etme=M14,
M19, M31, M37, M52, M64; Öfke Kontrolü=M8, M30, M34, M58, M60; Alay
Etme=M3, M6, M10, M20, M27, M47, M55; Değer Verme=M2, M22, M32, M40,
M41, M43, M49, M57; Saygı=M4, M7, M12, M23, M33, M38, M46, M48.
LISREL programında ölçümler sütuna göre olduğundan bu maddeler sütunlarda Ģöyle
sınıflandırılmıĢtır. Farkındalık=V1-V6; KategorileĢtirme=V7-V13; Kabullenme=V14-
V21; Tahammül=V22-V27; Öfke kontrolü=V28-V32; Alay etme=V33-V39; Değer
verme=V40-V47; Saygı=V48-V55. Sonuçlar, görseller ve .OUT dosyası verileriyle
yorumlanmıĢtır. Örnek görseller ġekil 3.1'de sunulmuĢ ve ölçeğin değerleri metin olarak
ifade edilmiĢtir.
11 Bu çerçeve son analizde sınanmak üzere araĢtırmacı tarafından oluĢturulmuĢtur.
AraĢtırmacının toplumdaki çeĢitli gözlem, sohbet ve deneyimlerine dayanmaktadır.
62
ġekil 3.1.
Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Ölçme Modeli Örnek Analiz Çıktısı
ġekil 3.1'de örneği verilen analiz çıktıları yorumlanırken öncelikle t değeri manidarlığı,
sonra hata varyansları 0.90 kesme noktasıyla kontrol edilmiĢtir. Ki-kare ve serbestlik
derecesi ile diğer uyum indekslerine daha sonra geçilmiĢtir. Ölçeğin önce ölçme modeli
değerleri ve süreci ele alınacak sonra yapısal model değerleri ve melez yol analizine
değinilecektir.
Farkındalık: Farkındalık değiĢkeni t değeri .01 düzeyinde manidar olup hata
varyansları 0.90'dan küçüktür. X2/df=1.8<3 olması ve P=0. 06 olduğundan manidar
çıkmaması mükemmel uyuma iĢaret eder. Ayrıca RMSEA=0.057 olduğundan iyi bir
uyuma, GFI=0.98, AGFI=0.95, NNFI=0.90, CFI=0.94, RMR=0.04 olduğundan
mükemmel bir uyumdan bahsedebiliriz.
KategorileĢtirme: KategorileĢtirme ölçümünde V9, t değeri manidar olmadığı için
(1.83) atılmıĢtır. V12 iki kez modifikasyon önerisi olarak gelmiĢ ve kararsız madde
olarak ölçekten atılmasına karar verilmiĢtir. Tekrarlanan ölçümde veriler 0.01
düzeyinde manidardır. Hata varyansları 0.90'dan küçüktür. X2/df=0.35 < 3 olması ve
P=0.88 olduğundan manidar çıkmaması mükemmel uyuma iĢaret eder. RMSEA=0.00,
GFI=1.00, AGFI=0.99, PGFI=0.33, RMR=0.03, SRMR=0.02, CFI=1.00, NNFI=1.04,
NFI=0.99. Model doğrulanmıĢ ve modifikasyon önerisi kalmamıĢtır.
63
Kabullenme: Yapılan ilk analizde V20, t değeri 1.23 değerinde manidar olmadığı için;
yinelenen analizde V16, hata varyansı 0.96 olduğu için veri setinden çıkartılmıĢtır.
Yinelenen analizde X2/df=3.41 >3 olduğundan modifikasyon önerileri kontrol edilmiĢ
ve V15-V14 ile V19-V14 arasında modifikasyon önerildiği görülmüĢtür. V14 iki yerde
modifikasyon önerisi olduğu için kararsız madde olabileceği düĢünülmüĢ ve analizden
çıkartılarak analiz tekrarlanmıĢtır. V14'ün veri setinden çıkarılmasıyla birlikte değerler
mükemmel uyum göstermiĢtir. Pilot ölçek maddeleri kontrol edildiğinde bu maddenin
modifiye önerildiği maddelerle yakın anlamlı olduğu görülmüĢtür. Yeni değerlerde t
değerleri 0.01 düzeyinde manidar, hata varyansları 0.90'dan küçüktür. Ancak V17 hata
varyansı .91 çıkmıĢ, t değerlerinde sorun görülmediğinden bu oran tolera edilebilir
seviyede görülmüĢtür. X2/df=0.49 < 3 olması, P=0.78 düzeyinde manidar çıkmaması ve
RMSEA=0,00 olması mükemmel uyumu göstermektedir. Ayrıca GFI=0.96,
AGFI=0.91, PGFI=0.41, RMR=0.06, SRMR=0.06, CFI=0.92, NNFI=0.87, NFI=0.89
değerleri modelin GFI değeriyle mükemmel, diğer değerlerle iyi derecede doğrulabilir
olduğunu göstermektedir.
Tahammül: T değerleri 0.01 düzeyinde manidar çıkmıĢtır. Hata varyansları 0.90'dan
küçüktür. X2/df=1.941< 3 olması mükemmel uyuma iĢaret ederken P=0.04 olduğundan
manidardır. Bu durum 200 üzeri örneklemde karĢılaĢılması doğal bir durumdur
(Çokluk, vd., 2010, s.268). RMSEA=0.06, GFI=0.98, AGFI=0.95, PGFI=0.42,
RMR=0.43, SRMR=0.03, CFI=0.98, NNFI=0.97, NFI=0.97 değerleri mükemmel bir
uyum olduğunu göstermektedir. V28-V24 arasında modifikasyon önerisi çıkmıĢ fakat
ki-kareye katkısı düĢük olacağından ve değerler yeterli olduğundan modifikasyon
yapılmamıĢtır.
Öfke Kontrolü: Verilerin t değerleri 0.01 düzeyinde manidar çıkmıĢtır. Hata
varyansları 0.90'dan küçüktür. X2/df=1.00 < 3 olması mükemmel uyuma iĢaret eder.
P=0.41 olduğundan manidar çıkmamıĢtır. Diğer değerler Ģöyledir: RMSEA=0.00,
GFI=0.99, AGFI=0.98, PGFI=0.33, RMR=0.04, SRMR=0.02, CFI=1.00, NNFI=1.00,
NFI=0.97. Değerler mükemmel uyumu göstermekte, modifikasyon önerisi
bulunmamaktadır.
Alay Etme: Ġlk analizde verilerin t değerleri 0.01 düzeyinde manidar olsa da V36, hata
varyansı 0.95, V37 hata varyansı 0.94 olduğundan veri setinden çıkartılmıĢtır. Ġkinci
64
analizde V35 hata varyansı 0.95 olduğu için veri setinden çıkartılmıĢtır. T değerleri 0.01
düzeyinde manidar, hata varyansları 0.90'dan küçüktür. X2/df= 0.93< 3, P=0.33,
RMSEA=0.00, GFI=1.00, AGFI=0.98, PGFI=0.10, RMR=0.01, SRMR=0.01,
CFI=1.00, NNFI=1.00, NFI=0.99. Modifikasyon önerisi bulunmamaktadır.
Değer Verme: V43, hata varyansı 0.97 olduğu için veri setinden çıkartılmıĢtır.
Yinelenen analizde veriler 0.01 düzeyinde manidar çıkmıĢtır. Hata varyansları 0.90'dan
küçüktür. X2/df=1.17< 3, P=0.28, RMSEA=0.02, GFI=0.98, AGFI=0.96, PGFI=0.49,
RMR=0.05, SRMR=0.03, CFI=0.99, NNFI=0.98, NFI=0.94 olması mükemmel uyuma
iĢaret eder. Modifikasyon önerisi bulunmamaktadır.
Saygı: Ġlk iki analizde V49 hata varyansı 0.93 olduğu için, V55 modifikasyondan dolayı
analizden çıkartılmıĢtır. Elde edilen son verilere göre t değerleri 0.01 düzeyinde
manidar çıkmıĢtır. Hata varyansları 0.90'dan küçüktür. X2/df=1.72< 3, P=0.29,
RMSEA=0.02, GFI=0.99, AGFI=0.97, PGFI=0.42, RMR=0.03, SRMR=0.03,
CFI=0.99, NNFI=0.98, NFI=0.95 olup bu değerler mükemmel uyuma iĢaret etmektedir.
Modifikasyon önerisi bulunmamaktadır.
Analiz sonucunda ortaya çıkan yapı Ģöyledir: Farkındalık=M1, M9, M17, M35, M54,
M56; KategorileĢtirme=M5, M13, M24, M28, M61; Kabullenme=M18, M39, M42,
M50, M63; Tahammül Etme=M14, M19, M31, M37, M52, M64; Öfke Kontrolü=M8,
M30, M34, M58, M60; Alay Etme=M3, M6, M47, M55; Değer Verme=M2, M22,
M32, M41, M43, M49, M57; Saygı=M4, M12, M23, M33, M38, M46.
Ölçme modeli analizlerinden sonra farklılıklara saygı değeri ölçeğinde; farkındalık,
kategorileĢtirme, kabullenme, tahammül, öfke kontrolü, alay etme, değer verme, saygı
gösterme olmak üzere 8 gizil değiĢken ve bu gizil değiĢkenleri temsil eden 44 gözlenen
değiĢken yani madde kalmıĢtır. Ölçme modeli değerleri ekte verilmiĢtir.
4) Yapısal Model Analizi
Ayrı ayrı test edilen ölçme modellerinin, biraraya getirildiğinde farklılıklara saygı
değerini temsil etme gücü yapısal model tekniğiyle analiz edilmiĢtir. Yapılan analizde t
değerleri 0.01 düzeyinde manidar çıkmıĢ, hata varyansları 0.90'dan küçük çıkmıĢtır.
Sadece V35'in hata varyansı 0.93 olup t değerlerinde sorun çıkmadığından bu değer
tolera edilmiĢtir. Ölçeğin bütününün değerleri Ģöyledir: X2/df=1.60<3, P=0.00,
RMSEA=0.05, GFI=0.79, AGFI=0.77, PGFI=0.70, RMR=0.08, SRMR=0.06,
65
CFI=0.94, NNFI=0.94, NFI=0.87. X2/df, CFI, NNFI, RMSEA, RMR ve SRMR
değerleri ölçeğin bütününe yönelik iyi bir uyuma iĢaret etmektedir.
5) Melez Yol Analizi
Kuramsal olarak öngördüğümüz gizil değiĢkenler arasındaki iliĢki, gizil ve gözlenen
değiĢkenlerin bir arada olduğu melez yol analizi ile test edilmiĢtir. Sonuçlar ġekil 3.2'de
verilmiĢtir.
ġekil 3.2.
Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Gizil DeğiĢkenleri Arasındaki ĠliĢki
ġekil 3.2 incelendiğinde, saygı-farkındalık, değer verme-kabullenme, alay etme-
kategorileĢtirme, öfke kontrolü-tahammül etme arasında tek yönlü bir iliĢki
görülmektedir. Bu iliĢki ölçeğin modelini kurarken oluĢturduğumuz iliĢki yönünü
doğrulamaktadır. Bu haliyle ölçeğin değerlerine baktığımızda, modelde t değerleri 0.01
düzeyinde manidardır. Hata varyansları 0.90 değerinin altındadır. Sadece V6 0.93 ve V1
0.92 düzeyinde hata varyansına sahiptir. Bu değerler t manidar çıktığından tolera
edilmiĢtir. X2/df=1.75<3 olduğundan modelin gizil ve gözlenen değiĢkenlerin birbiriyle
iliĢkisi bakımından da doğrulandığını söylemek mümkündür. Bu sonucu yapının
RMSEA=0.05, CFI=0.94, NNFI=0.93 değerleri de desteklemektedir.
66
3.3.1.3. Dürüstlük Değeri Ölçeği
1) Ölçeğin Hazırlık ÇalıĢmaları
Dürüstlük Değeri Ölçeği hazırlık analizlerinden normallik elde edilene kadar analiz
tekrarlanmıĢ, 253 örneklemde normallik elde edilmiĢtir. Son analizde; Kolmogrov-
Simirnov test puanı 0,70 çıkmıĢ, p>0,05 olduğundan H0 kabul edilmiĢtir. Ölçeğin
tanımlayıcı istatistikleri Ģöyledir: N=253; =208,15; güven aralığı %95 güvenle 205,73-
210,56; ortanca değeri (medyan) 210; varyansı 388,819; standart sapması 19,718;
minumum değeri 167 ve maksimum değeri 250'dir.
Mod ve medyan ve aritmetik ortalamasının birbirine yakın olması simetrik bir dağılıma
iĢaret etmektedir. Ölçeğin çarpıklık değeri (skewness) -,047, çarpıklık standart hatası
0,152, çarpıklık katsayısı -0,309'dur. Bu değer +1,96 ve -1,96 aralığında yer aldığından,
dağılımın %5 anlamlılık düzeyiyle normalliği söylenebilir. Ölçeğin basıklık (kurtosis)
değeri -0,699, basıklık standart hatası 0,302, basıklık katsayısı ise -2,31'dir. Bu değer,
negatif olduğundan dağılımın dik olmadığı, +1,96 ve -1,96 arasında yer almadığından
biraz basık olduğu söylenebilir. Histogram, dal ve yaprak, normal dağılım, trendsiz
normallik, saplı kutu grafiklerinde de simetrik bir yapı görülmüĢ ve normal dağılım
sağlandığından yapı geçerliği ve güvenirlik analizleri için faktör analizine geçilmiĢtir.
2) Ölçeğin Yapı Geçerliği
Dürüstlük Değeri Ölçeğinin yapı geçerliği açımlayıcı faktör analiziyle incelenmiĢtir.
Örneklemin faktör analizi için uygunluğunu tespit etmek amacıyla Bartlett Sphericity
testi, verilerin faktör analizine uygunluğunu tespit etmek amacıyla Kaiser Meyer Olkin
(KMO) testi uygulanmıĢtır. Elde edilen sonuçlar, Tablo 3.1„de verilmiĢtir.
Tablo 3.1
Dürüstlük Değeri Ölçeği KMO ve Bartlett‘S Testi Değerleri
KMO ,854
Bartlett Testi
X2 3386,739
Sd 351
P ,000
67
Tablo 3.1'de verilen bulguları incelediğimizde, Kaiser Meyer Olkin (KMO) değerinin
.854 Bartlett testinin .01 düzeyinde anlamlı olduğu (p<0.01) görülmektedir. KMO
değerinin 0,80'den büyük olması ve Bartlett testinin anlamlı olması verilerin faktör
analizine uygunluğunun mükemmel seviyede olduğunu göstermektedir.
Ölçekte hangi verilerin analize dâhil edilebileceği konusunda MSA (Measures of
Sampling Adequacy) değerlerine de bakmak gerekmektedir. MSA değeri 0,50 altındaki
maddeler analizden çıkartılmalıdır (Sipahi, Yurtkoru ve Çinko, 2010, s.80-81). Ölçekte
yer alan maddelerin MSA değerleri 0,70 üzerinde çıktığından madde çıkarma iĢlemi bu
değerler üzerinden değil de faktör yük değerleri üzerinden yapılmıĢtır.
Ölçeğin kaç faktörlü olacağına, öz değerlere ve çizgi grafiğine bakılarak karar
verilmiĢtir. BaĢlangıçta öz değeri 1 üzerinde olan faktörler anlamlı kabul edilmiĢ ve
faktör yük değerlerinde 0.40 kesme noktası alınmıĢtır. Öz değeri yüksek ve madde
sayısı az birçok faktör ortaya çıkınca çizgi grafiğine de bakılmıĢ ve bu grafikte ölçeğin
iki faktörlü çıktığı görülmüĢtür.
Faktör yük değeri 0.40 değerinin altındaki maddeler ve biniĢik maddeler ölçekten tek
tek çıkarılmıĢ, analiz yinelenmiĢtir. Nitel araĢtırmalarda sık sık karĢılaĢılan veri
kabarıklığı problemine düĢmemek amacıyla sadece sonuçlar tablolaĢtırılmıĢtır. Yapılan
analiz sonuçları Tablo 3.2'de verilmiĢtir.
Tablo 3.2.
Dürüstlük Değeri Ölçeği MSA Değerleri
Madde 2 4 5 8 13 16 18 20 21
MSA .899 .823 .871 .799 .859 .857 .872 .864 .878
Madde 22 23 24 26 28 29 31 32 33
MSA .858 .895 .870 .879 .900 .869 .854 .872 .843
Madde 36 37 38 41 42 43 45 47 48
MSA .761 .756 .868 .863 .921 .866 .863 .934 .856
Tablo 3.2'de görüldüğü üzere maddelerin MSA değerleri 0,70 üzerindedir ki bu değer
maddelerin faktör analizine uygunluğunu gösterir. Ölçeğin kaç faktörlü olduğuna karar
vermek için çizgi grafiğine bakılmıĢtır. Bu grafik ġekil 3.3'te verilmiĢtir.
68
ġekil 3.3
Dürüstlük Değeri Ölçeği Çizgi Grafiği
ġekil 3.3'teki, öz değere göre düzenlenen çizgi grafiğine baktığımızda ölçeğin iki
faktöre kadar dikey bir düĢüĢ gösterdiğini ve iki faktörden sonra anlamlılık düzeyinin
azaldığı görülmektedir. Bu nedenle ölçeğin iki faktörlü olmasına karar verilerek analiz
öncesi bu faktör sayısı belirlenmiĢtir. Ölçek faktörlerinin özdeğer ve açıklanan varyans
oranları Tablo 3.3'te verilmiĢtir.
Tablo 3.3
Dürüstlük Değeri Ölçeği Faktörleri ve Açıkladıkları Varyans Oranları
Faktör Boyutları Özdeğer Açıklanan Varyans % Kümülatif Varyans %
1 7,423 27,492 27,492
2 3,729 13,810 41,302
Tablo 3.3'te görüldüğü gibi dürüstlük değeri ölçeği iki faktörden oluĢmaktadır. Birinci
faktörün özdeğeri 7,423 olup bu faktör toplam varyansın (%100) %27,492'sini
açıklamaktadır. Ġkinci faktörün özdeğeri 3,729 olup bu faktör toplam varyansın
%13,810'unu açıklamaktadır. Bu iki faktör birlikte toplam varyansın %41,302'sini
açıklamaktadır. Ölçekte yer alan alt boyutların hangi maddelerden oluĢtuğu Tablo 3.4'te
verilmiĢtir.
69
Tablo 3.4.
Faktör Alt Boyutları Ve Ġçerdiği Maddeler
Faktörler Madde Sayısı Madde Numaraları
1 19 36, 37, 47, 31, 21, 24, 42, 28, 13, 48, 22, 45, 29, 5, 16, 33, 8, 4, 26
2 8 41, 38, 43, 32, 23, 20, 18, 2
Tablo 3.4 incelendiğinde birinci faktörün 19, ikinci faktörün ise 8 maddeden oluĢtuğu
görülmektedir. Bu maddelerin yük değerleri döndürülmüĢ ve daha kolay bir yorum
imkanı sağladığı için analiz sonuçlarındaki “Rotated Component Matrix” tablosu
incelenerek tablolaĢtırılmıĢtır. Sonuçlar Tablo 3.5'te verilmiĢtir.
Tablo 3.5.
Dürüstlük Değeri Ölçeği Alt Boyutları Ve Madde Yük Değerleri
Faktör
1
Madde 36 37 47 31 21 24 42 28 13 48
Değer .744 .743 .718 .710 .677 .663 .658 .650 .627 .547
Madde 22 45 29 5 16 33 8 4 26
Değer .546 .520 .508 .508 .497 .466 .462 .448 .425
Faktör
2
Madde 41 38 43 32 23 20 18 2
Değer .794 .776 .769 .759 .739 .658 .655 .557
Tablo 3.5 incelendiğinde birinci faktörün 19 maddeden oluĢtuğu ve bu maddelerin
faktör yük değerlerinin .744 ile .425 arasında değiĢtiğini, ikinci faktörün 8 maddeden
oluĢtuğu ve bu maddelerin faktör yük değerlerinin .794-.557 arasında değiĢtiği
görülmektedir. Bu maddeler, uygulama formunda buradaki madde numaralarının
büyüklük sıralamasına göre; 2=1, 4=2, 5=3…….,47=26, 48=27 olarak yer almaktadır.
Faktör yük değerlerinin tespit edilmesinden sonra maddelerin içeriklerini dikkate alarak
faktör isimlendirme çalıĢmalarına geçilmiĢtir. Birinci faktörde yer alan maddeler daha
çok yalan söylememe ve bahaneler üretmeme davranıĢıyla ilgilidir. Ġkinci faktör ise
yalana neden olabilecek davranıĢlarını, örneğin kopya çekme isteği, emanet edilen
birĢeyi kullanma arzusu, insan kayırma ve hile yapma gibi kimseye bir Ģey
70
hissettirmeden yapabileceği dürüst olmayan davranıĢlara yönelme arzusunu kırarak
kendini kontrol edebilmeyle ilgilidir. KiĢinin gözlenebilir davranıĢlarıyla ilgili olan
birinci boyuta “dıĢsal dürüstlük”; kiĢinin kendi kontrolüyle ilgili olduğundan ikinci
faktöre “içsel dürüstlük” ismi verilmiĢtir.
Yapı geçerliğini desteklemek amacıyla ölçeğin bütünün alt boyutlarla ve alt boyutların
birbiriyle korelasyonu da incelenmiĢtir. 0.50 altındaki değerler zayıf, 0.70 üzerindeki
değerler kuvvetli bir korelasyonu göstermektedir (Sipahi, vd. 2010, s.144-145).
Sonuçlar Tablo 3.6'da verilmiĢtir.
Tablo 3.6.
Dürüstlük Değeri Ölçeğinin Bütününün Alt Boyutlarla, Alt Boyutların Birbiriyle ĠliĢkisi
Dürüstlük Ölçeği DıĢsal Dürüstlük Ġçsel Dürüstlük
Dürüstlük Ölçeği
Pearson Correlation 1 .805 .780
Sig.(2-tailed) .000 .000
DıĢsal Dürüstlük Pearson Correlation .805 1 .256
Sig.(2-tailed) .000 .000
Ġçsel Dürüstlük Pearson Correlation .780 .256 1
Sig.(2-tailed) .000 .000
P<0.01
Tablo 3.6'da görüldüğü üzere dürüstlük değeri ölçeğinin bütünüyle iliĢkisi 1 olup, ölçek
bütününün dıĢsal dürüstlük ile iliĢkisi .805, içsel dürüstlükle iliĢkisi .780'dir. Bu
değerler hem bütünün kendini mükemmel temsiline hem de iki boyutun da bütünle
iliĢkisinin kuvvetli olduğunu göstermektedir. Her bir alt boyutun kendisiyle korelasyonu
da 1, alt boyutların birbiriyle iliĢkisi ise .256'dır. Boyutların içsel iliĢkisinin zayıf
olması, birbirine biniĢik yapılar olmadığının kanıtıdır. Değerler pozitif yönde olup,
ölçeğin bütünü ve faktörleriyle, faktörlerin birbirleriyle iliĢkileri p<.01 düzeyinde
anlamlıdır. Ölçekteki maddelerin geçerlikleri yüksek, boyutlarda toplanan maddeler
aynı davranıĢı ölçmeye yöneliktir, diyebiliriz.
71
3) Ölçeğin Güvenirlik ÇalıĢmaları
Dürüstlük değeri ölçeğinin test etmek istediği değeri ne derece doğru ölçtüğünü
anlamak amacıyla güvenirlik çalıĢmaları yapılmıĢtır. Güvenirlik çalıĢmaları kapsamında
Spearman Brown, Strict Parallel, Cronbach Alpha, testin toplam puanlarına göre
oluĢturulan alt%27 ve üst%27'lik grupların madde ortalama puanları arasındaki farkların
iliĢkisiz t-testi analizleri yapılmıĢtır. Ölçeğin iç tutarlılığı t-testi ve Cronbach Alpha (ɑ )
güvenirliğiyle, ölçeğin bütünü ve alt boyutlarının güvenirliği Cronbach Alpha ve Strict
Parallel ile, elde edilen test puanlarının tutarlığı ise Spearman Brown ile sınanmıĢtır.
Ölçeğin bütününe ve alt boyutlarına iliĢkin güvenirlik katsayıları Tablo 3.7'dedir.
Tablo 3.7.
Faktör Analizi Sonrası Ölçeğin Bütününe ve Alt Boyutlarına ĠliĢkin Güvenirlik
Katsayıları
Cronbach Alpha Strict
Parallel
Spearman
Brown
Ölçek Bütünü Dürüstlük Değeri Ölçeği .877 .857 .867
Alt Boyutlar
Ġçsel Dürüstlük .870 .865 .855
DıĢsal Dürüstlük .892 .888 .859
Tablo 3.7 incelendiğinde ölçeğin bütününden elde edilen verilerin Cronbach Alpha
değerinin .877, Strict Parallel değerinin .857, Spearman Brown değerinin .867 olduğu
görülmektedir. Alt boyutların Cronbach Alpha değeri .870-.892, Strict Parallel değeri
.865-.888, Spearman Brown değeri .855-.859 arasında değiĢmektedir. Değerlerin
yüksek olması ölçek bütününün ve alt boyutlarının tutarlı ve güvenilir olduğunu
göstermektedir. Ölçeğin bütününe ve alt boyutlarına ait toplam puanlara uygulanan
iliĢkisiz t-testi sonuçları Tablo 3.8'de verilmiĢtir.
72
Tablo 3.8.
Dürüstlük Ölçeği Bütününe ve Alt Boyutlarına Ait Toplam Puanlara Uygulanan ĠliĢkisiz
T-Testi Sonuçları
n s sd t p
Dürüstlük Ölçeği Alt grup 67 125,10 12,84 132 7,44 .000
Üst grup 67 107,61 14,31 132 7,44 .000
DıĢsal Dürüstlük Alt grup 67 91,25 7,60 132 5,88 .000
Üst grup 67 82,13 10,15 132 5,88 .000
Ġçsel Dürüstlük Alt grup 67 33,85 8,14 132 5,61 .000
Üst grup 67 25,47 9,09 132 5,61 .000
Tablo 3.8 incelendiğinde dürüstlük değer ölçeğinin bütününün ve alt boyutlarının
%27'lik üst grup ile %27'lik alt grup puanlarına yönelik gerçekleĢtirilen t-testi sonuçları
ölçeğin bütünü ve alt boyutları için p<0.01 düzeyinde anlamlı çıkmıĢtır. Gruplar
arasındaki farkların anlamlı sonuç vermesi ölçme aracının iç tutarlılığını ve bu ölçme
aracındaki maddelerin ölçülen davranıĢlar bakımından ayırt edici bir özelliğe sahip
olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak dürüstlük ölçeği 19 maddelik dıĢsal dürüstlük boyutundan ve 8 maddelik
içsel dürüstlük boyutundan oluĢan toplamda 27 maddelik bir ölçek olarak geçerli ve
güvenilir bulunmuĢtur. Ölçek, ekte verilmiĢtir.
3.3.2. BaĢarı Testleri
BaĢarı testlerinden elde edilen test puanlarıyla ünite baĢarısını ölçmek amaçlanmıĢtır.
3.3.2.1. BaĢarı Testlerinin Hazırlık Süreci
Test hazırlama sürecinde sırasıyla Ģu aĢamalar takip edilmiĢtir. Madde kökleri ve
maddeler konu içeriğine ve kazanımlara uygun olarak, madde ve madde kökü yazma
kuralları çerçevesinde yazılmıĢtır. Yazılan maddeler her bir maddenin ölçmek istediği
davranıĢı ölçebilecek nitelikte olup olmadığı, bilimsellik, teknik hata, dilbilgisi ve
anlaĢılırlık konularında iki alan uzmanı, bir ölçme uzmanı ve bir Türkçe uzmanı
73
tarafından incelenmiĢtir. AraĢtırmacı, önerileri dikkate alarak, iletiĢim ve insan iliĢkileri
ünitesi için toplam 72, ekonomi ve sosyal hayat ünitesi için toplam 75 soruya son
Ģeklini vermiĢtir.
Deneme formları, her birinde eĢit sayıda sorunun bulunduğu A, B ve C kitapçığı
biçiminde hazırlanmıĢtır. Bu formlara testin amacı, türü, ne kadar sürede ve nasıl
cevaplanacağı, testte kaç sorunun bulunduğu hakkında bilgi veren bir yönerge
eklenmiĢtir. Deneme formu oluĢturulurken aynı davranıĢı ölçen üç maddeden biri
sistematik olarak seçilmiĢ ve her bir form sistematik tesadüfi bir Ģekilde
oluĢturulmuĢtur. Formlardaki sorular, Milli Eğitim Bakanlığının kabul ettiği harf
büyüklüğüne dikkat edilerek, 11 punto hazırlanmıĢtır. Tek sütun hazırlanan formda satır
uzunluğu 12 cm civarında, satır aralığı 1,5 cm tutulmuĢtur. Deneme formu, Ġnönü
Ġlköğretim Okulunda, 7. sınıfta öğrenim gören -çalıĢma grubu dıĢındaki- 43 öğrenciye
farklı günlerde uygulanmıĢtır. Uygulamadan sonra madde analizine geçilmiĢ ve asıl
baĢarı testinde yer alacak maddeler, istatistiksel hesaplamalar sonucunda seçilmiĢtir.
3.3.2.2. BaĢarı Testlerinin Geçerlik ve Güvenirliği
Geçerlik, ölçme aracının ölçmek istenilen Ģeyi ölçüyor olmasıyla ilgili bir kavram
olduğundan baĢarı testlerini hazırlarken biliĢsel ve duyuĢsal davranıĢların yer aldığı
amaç ve kazanımlar listesinin ve konu içeriğinin dikkate alınmıĢ olması doğrudan
geçerlikle ilgilidir. Aynı zamanda çoktan seçmeli test biçiminde düzenlenen ölçme
aracında yazı güzelliği, süre gibi durumların ölçmeye karıĢmaması nedeniyle bu araçla
yapılan sınavın geçerliği yüksektir. BaĢarı testleri, belli bir zaman diliminde daha çok
soruyu cevaplama kolaylığı sağlaması nedeniyle kapsam geçerliği yüksektir. Hem bu
nedenle hem de puanlamanın objektif olarak yapılabilmesinden dolayı bu testlerin
puanlama güvenirliği tamdır (Turgut ve Baykul, 2011, s.186-187).
3.3.2.3. BaĢarı Testlerinin Madde Analizi
Testin istenen özellikleri ölçmeye yönelik olup olmadığını anlamak, madde
istatistiklerini hesaplamak, teste konulabilecek maddeleri seçmek ve konulması
mümkün olmayan maddeleri ayıklamak amacıyla madde analizi yapılmıĢtır (Baykul,
2000, s.330). Madde analizinde öncelikle deneme uygulamasından elde edilen
cevapların madde puanları matrisi hazırlanmıĢtır. Doğru cevaplar “1”, yanlıĢ ve boĢ
74
cevaplar “0” olarak puanlanmıĢtır. Sonra testte yer alan maddelerin madde güçlüğü (p),
madde varyansı (s2), madde standart kayması (s) ve madde ayırıcılık gücü (rjx)
hesaplamaları yapılarak, testte yer alacak maddeler seçilmiĢtir.
Aynı davranıĢı ölçen her üç sorudan ayırıcılık gücü en yüksek olan soru, asıl forma
seçilmeye çalıĢılmıĢtır. Esas teste konulacak soruların %70'i ortalama güçlükte, %13'ü
zor, %13'ü kolay, %2'si çok zor ve %2'si çok kolay sorular arasından seçilmiĢtir (Turgut
ve Baykul, 2011, s.237). ĠletiĢim ve insan iliĢkileri ünitesi baĢarı testi 26 sorudan
oluĢmaktadır. Soruların yanıt anahtarı test maddelerinde; A, C, B, D, C, A, D, B, D, A,
B, C, B, D, A, C, A, C, B, D, C, A, D ve boĢluk doldurmalarda “adalet”, “kitle iletiĢim
araçlarından birinin adını yazma” ve “vardır” yanıtlarıdır. Ekonomi ve Sosyal Hayat
Ünitesi BaĢarı Testi 25 maddeden oluĢmaktadır. Bu testin cevap anahtarı Ģöyledir: C, C,
A, C, B, A, D, D, A, B, A, B, B, A, C, D, B, D, A, D, B, C, B, C, A.
3.3.3. GörüĢme Formları
GörüĢme formu aracılığıyla görüĢmeci önceden hazırladığı sorular kapsamında ayrıntılı
ve sistematik bilgi elde edebilmektedir (Yıldırım ve ġimĢek, 2008, s.122-123).
ÇalıĢmaya katılan yönetici, veli ve öğrencilerin deneyim, tutum, görüĢ, öneri, Ģikayet,
duygu ve beklentilerine yönelik sistematik ve ayrıntılı bilgi edinebilmek amacıyla yarı
yapılandırılmıĢ görüĢme formları hazırlanmıĢtır. Bu formlar yarı yapılandırılmıĢ
görüĢme formu biçimindedir.
AraĢtırmacı öncelikle her bir görüĢme formu için bir taslak form oluĢturmuĢtur. Bu
taslak formlarda yer alan soruları ve giriĢ bölümünü anlaĢılabilirlik, amaca uygunluk,
bütünlük gibi açılardan değerlendirilmek üzere uzman görüĢüne sunmuĢ ve gelen
önerileri dikkate alarak forma son Ģeklini vermiĢtir. GörüĢme yapılacak hedefi temsil
eden bir kiĢiyle deneme görüĢmesi yapılacak soruların iĢlerliği kontrol edilmiĢtir.
AnlaĢılmayan herhangi bir soru bulunmamıĢ ve görüĢme formları kullanıma hazır hale
getirilmiĢtir.
GörüĢme formlarında yer verilen sorular tez baĢlığına uygun olarak program, değerler
ve karakter, okul-aile iĢbirliği, mevcut problemler ve beklentiler hakkında bilgi
edinmeye yöneliktir. Ayrıntılı bilgi alabilmek amacıyla bazı sorularda sondalar
kullanılmıĢtır.
75
1) Öğrenci GörüĢme Formu
Öğrenci görüĢme formu giriĢ, kiĢisel bilgiler ve sorular olmak üzere üç temel bölümden
oluĢmaktadır. GörüĢmenin baĢlangıcında araĢtırmacının kendisini takdimi, görüĢülen
öğrencilerin isimlerinin gizli tutulacağı, araĢtırmanın konusu ve amacı, görüĢmenin
içeriği ve süresi, ses kaydı gibi konularda bilgilendirici bir yönerge yer almaktadır.
Ġkinci bölümde kiĢisel bilgiler ve üçüncü bölümde 24 soru ve sondalar yer almaktadır.
2) Okul Yöneticisi GörüĢme Formu
Okul yöneticisinin görüĢlerini almaya yönelik bu form üç temel bölümden
oluĢmaktadır: GiriĢ, kiĢisel bilgiler ve sorular. GiriĢ bölümünde araĢtırmacının kendini
takdimi, çalıĢmanın amacı ve okula sağlayacağı katkı, görüĢmenin içeriği, bilgilerin
gizliliği hakkında bilgi içeren bir yönerge bulunmaktadır. Ġkinci bölümde görüĢülen
kiĢinin kiĢisel bilgilerini öğrenmeye yönelik maddeler ve üçüncü bölümde 13 soru yer
almaktadır. Sorular sondalarla desteklenerek ayrıntılı biçimde veri toplamak
amaçlanmıĢtır.
3) Veli GörüĢme Formu
Velilerin görüĢlerini almak amacıyla düzenlenen görüĢme formu giriĢ, kiĢisel bilgiler ve
sorular olmak üzere üç bölümden oluĢmaktadır. Ġlk bölümde araĢtırmacının kendisini
takdimi, araĢtırmanın amacı görüĢmenin içeriği, süresi ve bilginin gizliliği gibi konular
hakkında bilgi içeren yönerge yer almaktadır. Ġkinci bölümde kiĢisel bilgiler sorulmakta
ve üçüncü bölümse sorular yer almaktadır. Veli görüĢme formunda 24 soru ve ihtiyaç
duyulan sorularda sondalar bulunmaktadır.
3.3.4. GeliĢtirilen Diğer Formlar
1) Öğrencilerin Yanıtlayacağı Formlar
Öğrenci görüĢlerini almaya yönelik ek bazı formlar oluĢturulmuĢtur. Bunlardan biri
“öğrenci tanıma formu” olup bu form öğrencilerin sağlık durumları, sosyo-ekonomik
durumları hakkında bilgiler alınabilecek sorular içermektedir. Bir diğer form “anne-
baba çocuk iletiĢim ihtiyacı belirleme formudur. Bu formda iki açık uçlu soru
bulunmaktadır. Birinci soru, öğrencinin ailesinde rahatsız olduğu davranıĢ ve tutumları,
ikinci soru ise beklentilerini ifade etmesine yöneliktir. Ayrıca araĢtırmada, öğrencilerin
76
dersleri değerlendirebilecekleri not alma kâğıtları, istedikleri tüm konularda kendileri
hakkında, ders veya öğretmen hakkında görüĢlerini yazabilecekleri günlükler
hazırlanmıĢtır. Not alma kâğıtları A4 boyutunda hazırlanmıĢ, günlükler için ilk
sayfasına yönerge eklenmiĢ telli defterler kullanılmıĢtır. Bu veri toplama aracı daha çok
uygulamada ortaya çıkan herhangi bir aksaklık ya da talep olup olmadığını kontrol
amacıyla kullanılmıĢ olduğundan bulgulara yansıtılmamıĢ, bir örneği ekte verilmiĢtir.
2) Velilerin Yanıtlayacağı Formlar
Velilerin görüĢünü almak amacıyla ek bazı formlar düzenlenmiĢtir. Bu formlardan biri
velilere hazırlanacak olan veli eğitimi için konu, gün ve saati belirlemek amacıyla
hazırlanan “Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formu”dur. Bu formda amaç belirtilmekte, velilerden
verilen konu listesinden hangilerinin eğitimine ihtiyaç duyduklarını önem sırasına
koymaları istenmektedir. Formun devamında eğitim için onlara uygun günü, saati ve
eğitimin hangi sıklıkla düzenlenmesini istediklerini belirtmeleri istenmektedir. Bir diğer
form veli eğitimini değerlendirebilecekleri formdur. Bu forma “Aile Eğitimi
Değerlendirme Formu” adı verilmiĢtir. Bu form bir kısa yönerge ile eğitimin katkısı,
içeriği ve eğitici hakkındaki görüĢlerini belirtebilecekleri açık uçlu 3 sorudan
oluĢmaktadır. Bir diğer form, “Veli Toplantısı Değerlendirme Formu” olup bu formda
kısa bir yönerge ile toplantının katkısı, olumlu ve olumsuz yönleri, araĢtırmacı
öğretmenle ilgili görüĢler ve uygulamalar ile ilgili bilgiler edinmeye yöneliktir. ÇalıĢma
açısından oldukça önemli bir form da “Veli Aracılığıyla Öğrenciyi Tanıma Formu” olup
bu form aracılığıyla velilerden, öğrencilerin özel durumları öğrenilmiĢtir. Öğrencilerin
hoĢlandığı ve hoĢlanmadığı Ģeyler, boĢ zaman aktiviteleri, aileye karĢı davranıĢları ve
onlarla paylaĢımları, etkilendiği önemli olaylar ve kiĢiliği gibi konularda velilerden
görüĢ alınmıĢ ve velilerin önerileri alınmıĢtır. Bu form, eğitim aktivitelerini düzenlerken
öğrencilerin kiĢilik özelliklerini, hassasiyetlerini dikkate almamıza katkı sağlamıĢtır.
3) Değerlendirme Araçları
Programın farklı boyutlarıyla değerlendirilmesi amacıyla bir “Sergi Defteri”, “Program
Değerlendirme Veli Formu” ve “Program Değerlendirme Öğrenci GörüĢme Formu”
hazırlanmıĢtır. Derftere serbest görüĢler yazılmıĢ, veli formu likert soru tiplerinden ve
açık uçlu sorulardan, öğrenci formu açık uçlu sorulardan oluĢturulmuĢtur. Tüm veri
toplama araçlarının birer örneği ekte verilmiĢtir.
77
3.4. AraĢtırma Süreci
Bu çalıĢmanın araĢtırma süreci oldukça iç içe geçmiĢ farklı süreçlerden oluĢmaktadır.
Bu süreçleri yalın bir anlatımla dile getirmek gerekirse araĢtırma sürecini birbiriyle
iliĢkili fakat birbirinden farklı uygulamalar içeren dört aĢamada gruplandırmak
mümkündür: Fikirlerin doğuĢ aĢaması, hazırlık aĢaması, uygulama aĢaması,
değerlendirme aĢaması.
3.4.1. Fikirlerin DoğuĢ AĢaması
Bu aĢama, araĢtırmanın en temelinde yer alan fikirlerin oluĢtuğu aĢamadır. Bu
çalıĢmanın fikrî temeli, araĢtırmacının ilk yüksek lisansına baĢladığı 2009-2010
akademik yılında, program geliĢtirme dersine uygulamalı bir ödev hazırlamak amacıyla
gittiği Kadıköy Ġnönü Ġlköğretim Okulunda baĢlattığı ihtiyaç analizi çalıĢmalarında
ortaya çıkan bazı ihtiyaçlarla birlikte oluĢmaya baĢlamıĢtır. Ġhtiyaç analizi
çalıĢmalarının devam ettiği süreçte yine aynı okulda öğretmenliğe baĢlayan araĢtırmacı,
öğrencileri ve ortamı yakından tanıma ve problemlerin kaynağına yönelik düĢünme
imkânı bulmuĢtur. Bu çalıĢmanın süreci kısaca Ģöyledir:
1) Ġhtiyaç Analizi ÇalıĢmaları: Ġlk ihtiyaç analizi çalıĢmaları okulun bulunduğu
çevrenin sosyo-kültürel yapısı, okulun imkânları, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin,
öğrencilerin ve velilerin eğitim beklentileri ve Ģikâyetleri doğrultusunda
gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma verileri yarı yapılandırılmıĢ görüĢme, sohbet tarzı görüĢme,
gözlem gibi veri toplama araçları ile toplanmıĢtır. ÇalıĢma sonunda bir değerlendirme
raporu oluĢturulmuĢ, bu raporda eğitimci tarafından pratikte giderilebilecek eğitim
ihtiyaçları öncelikli olarak sıralanmıĢtır. Ġlk ihtiyaç analizinde ulaĢılan bazı sonuçlar
okul, aile, öğretmen, öğrenci, öğretim programı ve ders kitabı açısından
değerlendirilmiĢ, ortaya çıkan sonuçlardan 37 sayfalık bir rapor yazılmıĢtır. Bu
rapordan bazı önemli ihtiyaçlara, süreçte çekilmiĢ resimlere ve araĢtırmacı anılarına
bulgular bölümünde yer verilecektir.
2) Bir Problemin Seçilmesi: Ġhtiyaç analizi çalıĢmalarında ortaya çıkan problemlerden
hangisinin ya da hangilerinin giderileceğine karar verilmiĢtir.
3) Eylem Planı GeliĢtirme: Seçilen problemin giderilmesine yönelik bir plan
hazırlanmıĢtır. Bu planda aktif öğrenme yöntemi kullanılmıĢtır.
78
4) Uygulama Hazırlıkları: Uygulamada kullanılacak etkinlikler ve ölçme araçları
hazırlanmıĢtır.
5) Uygulama: 7/B sınıfında öğrenim göre 33 öğrenciye zaman içinde bilim ünitesi
boyunca aktif öğrenmeye uygun hazırlanan etkinlikler uygulanmıĢtır.
6) Değerlendirme: Uygulamanın baĢarı durumu öntest-sontest ve tutum ölçeğiyle
değerlendirilmiĢtir.
7) RaporlaĢtırma: Bulguların makalesi, uluslararası bir dergide yayınlanmıĢtır12
.
Bu çalıĢmaya fikrî bir temel oluĢturan bu aĢamada tespit edilen bazı önemli eğitim
ihtiyaçlarına bulgular bölümünde değinilecektir.
3.4.2. ÇalıĢmanın Hazırlık AĢaması
Yapılan ilk ihtiyaç analizinde çözülen problemler olduğu gibi çözülmeyi bekleyen
problemler de bulunmaktadır. Bu problemlerin çözümüne yönelik bir eylem planı
hazırlama fikri, bu çalıĢmanın hazırlık aĢamasını baĢlatmıĢtır. Bu aĢama kısaca Ģöyledir:
1) Ġhtiyaç Analizi Raporunun Yeniden Gözden Geçirilmesi: Hazırlanan ilk raporda
yer alan ihtiyaçlar yeniden gözden geçirilmiĢtir.
2) Giderilebilir Bir Ġhtiyacın Belirlenmesi: Raporda yer alan ihtiyaçlar birbirini
etkileme bakımından gruplandırılmıĢtır. AraĢtırmacı, hem bu ihtiyaç gruplarından hem
de gözlemlerinden yararlanarak çözüme kavuĢturacağı ihtiyaçları belirlemiĢtir.
3) Bir Eylem Planı GeliĢtirilmesi: Belirlenen ihtiyacın giderilmesine yönelik bir eylem
planı geliĢtirilmiĢtir. Bu eylem planında mevcut eğitimi de aksatmaksızın
uygulanabilecek yapıya sahip, bilginin yanı sıra, değerler eğitimine ve ailenin de
eğitime katılmasına önem veren bir karakter eğitimi programı geliĢtirilmesine karar
verilmiĢtir. Bu aĢama, bu çalıĢmanın asıl yapısının planlandığı aĢamadır.
4) Literatür Taraması: Programın teorik temellerini ve içeriğini hazırlamak üzere
Türkçe, Arapça, Osmanlıca ve Ġngilizce kaynaklar taranmıĢtır. ÇalıĢma Türkiye‟de
12 Bu çalıĢmanın sonuçları Ersoy ve Kaya tarafından Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi
Dergisinin (USBED) 2. Sayısının 92-103 sayfa aralığında, “Geleneksel Sınıflarda Sosyal
Bilgiler Dersinde Zaman Ġçinde Bilim Ünitesinde Aktif Öğrenme Yönteminin Öğrenci BaĢarısı
ve Tutumu Üzerine Etkisi” baĢlıklı makalede paylaĢılmıĢtır.
79
gerçekleĢtirileceğinden özellikle tarihi, felsefi, sosyolojik ve psikolojik temeller Türkiye
ve Türk milli eğitimi açısından düĢünülmüĢ, araĢtırılmıĢ ve çalıĢılmıĢtır.
5) Tezin Dondurulması ve Sürecin Aksaması: AraĢtırmacı ÖYP (Öğretim Üyesi
YetiĢtirme Programı) kapsamında araĢtırma görevlisi olarak atanmıĢtır. Bu atamanın bir
Ģartı olarak zorunlu dil eğitimi alması gereken araĢtırmacı, önce tezini iki dönemliğine
dondurmuĢ ve 2011-2012 akademik yılında süreçte Yüksek Lisansa ÖYP kapsamında
yeniden baĢlamıĢtır.
6) AraĢtırmacının Yeterliğinin Sağlanması: AraĢtırmacı, tezini dondurduğu süreçte,
dil eğitiminden ayrı olarak hazırlamayı düĢündüğü programa katkı sağlayacağını
düĢündüğü bazı eğitimlere katılmıĢtır. Bu eğitimlerden en fazla katkı sağlayan iki
tanesinden burada bahsedilecektir. Birincisi, 2010-2011 akademik yılı boyunca
Değerler Eğitimi Merkezi tarafından düzenlenen ve Prof. Dr. Hayati Hökelekli
tarafından yürütülen “Değerler Eğitimi Atölyesi” çalıĢmasıdır. Bu atölyeye güz ve bahar
dönemlerinde devam eden araĢtırmacı, çalıĢmanın teorik ve uygulamalı hazırlıklarını
atölyeye devam ederken baĢlatmıĢtır. Süreç; “etkinliklerin hazırlanması” ve “ölçek
geliĢtirme” baĢlıklarında anlatılmıĢtır.
AraĢtırmacının katıldığı eğitimlerden ikincisi, çalıĢmanın yöntem, analiz ve ölçme aracı
geliĢtirme gibi iĢlemlerine katkı sağlayacağı düĢünülen eğitimlerdir. Üç farklı bölümden
oluĢan bu eğitimler, Ankara'da düzenlenmiĢtir. Eğitimlerin birinci bölümü; “Nicel
AraĢtırmalar ve Veri Analizi” (14 saat); ikinci bölümü, “Yapısal EĢitlik Modelleme
LISREL Uygulamaları” (21 saat); üçüncü bölümü ise “Nitel AraĢtırma” (16 saat)
hakkındadır. Birinci ve ikinci bölüm Prof. Dr. ġener Büyüköztürk yönetiminde, üçüncü
bölüm Prof. Dr. Ali Yıldırım tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir.
7) Program GeliĢtirilecek Ünitelere Karar Verilmesi: Programda yer verilecek
ünitelere karar verilmiĢtir. Hangi ünitelerin seçileceğine karar vermeden önce sosyal
bilgiler öğretim programı ve bu programda yer alan 7. sınıf sosyal bilgiler dersinin
üniteleri ve değerleri incelenmiĢtir (MEB, 2005).
Yapılan alanyazın taramasında Tablo 3.9'da yer alan bilimsellik, adil olma ve barıĢ
değerlerinin KatılmıĢ (2010) tarafından aynı sınıf düzeyi için çalıĢıldığı ve bu değerlere
yönelik ölçme araçlarının geliĢtirildiği görülmüĢtür. Programda yer verilecek üniteler,
alana özgün bir katkı sağlamak amacıyla diğer değerlerin bulunduğu üniteler arasından
80
amaçlı olarak seçilmiĢtir. Bu bağlamda farklılıklara saygı ve dürüstlük değerleri,
araĢtırmacı gözlemlerine ve veli beklentilerine uygun olarak, uygulama okulundaki
eğitim öğretim ortamında öncelikli ihtiyaç duyulan değerler olarak belirlenmiĢ ve bu
değerlerle ilgili ünitelerin araĢtırma kapsamına alınmasına karar verilmiĢtir.
ÇalıĢma kapsamına alınan ünitelerin, uygulamada birbirine yakınlaĢtırılması için okulda
görev yapan iki sosyal bilgiler öğretmeniyle görüĢülerek öğretmenlerin görüĢ birliğiyle
birinci ve ikinci ünitelerin iĢleme sırası değiĢtirilmiĢtir. Böyle yapılması, okullar açılır
açılmaz uygulamada kullanılacak ölçeklerin pilot uygulamalarının ve analiz iĢlemlerinin
yapılmasına; ikinci bir ihtiyaç analizinin yapılmasına ve veli eğitiminin
gerçekleĢtirilmesine zaman kazandırmıĢtır.
ÇalıĢmanın bir eylem araĢtırması olması nedeniyle, uygulamada olabilecek olası bir
zaman alıcı risk faktörüne karĢı ve ayrıca eğitim öğretimi daha fazla etkilememek için
iki ünite arasında tek ünitelik boĢluk bırakılmıĢtır. Bu süreçte araĢtırmacı haftada bir
derslere ve veli danıĢmanlığına gelmiĢtir fakat ikinci ünite için istenilen etkinlikleri ders
kitabına çevirme talebi için yoğun çalıĢması gerekmiĢtir. Yakın bir akrabasını aniden
kaybetmesi de araĢtırmada risk faktörünü dikkate almanın önemini göstermiĢtir.
8) Amaç ve Kazanımların Yazılması: ÇalıĢmada farklı üniteler için farklı kazanımlar
listesi hazırlanmıĢtır. Alanyazından ve sosyal bilgiler öğretim programından
faydalanarak oluĢturulan kazanımlar listesinde yer alan kazanımlar Bloom
taksonomisinde yer alan biliĢsel ve duyuĢsal alanlardaki öğrenme basamaklarıyla
iliĢkilendirilmiĢ ve belirtke tablosu oluĢturulmuĢtur. Sosyal bilgiler öğretmenliği yapan
ve doktorasını tamamlamıĢ bir alan uzmanı bir de program geliĢtirme uzmanının
görüĢleri çerçevesinde belirtke tablosuna son Ģekli verilmiĢtir.
9) Mevcut Sosyal Bilgiler Ders Kitabının Ġncelenmesi: AraĢtırmacı, mevcut sosyal
bilgiler 7 ders kitaplarının çalıĢma açısından ilgili ünitelerini incelemiĢtir. Bu
incelemede mevcut kitapların geliĢtirilmesi planlanan programa uygun olmayacağı
görülmüĢ ve yeni bir içerik oluĢturulmuĢtur. Bu incelemeyi destekler bulgular için
bakılabilir (Ersoy ve ġahin, 2012, s.1542-1545; Ersoy, 2012, s.222).
81
10) Etkinliklerin Hazırlanması
İnsan İlişkileri ve İletişim Ünitesi Etkinlikleri
AraĢtırmacı bu ünitenin değer etkinliklerini “Değerler Eğitimi Atölyesi” çalıĢmalarına
devam ettiği süreçte hazırlamıĢtır. Etkinliklerin içerik hazırlamasında alanyazın, sosyal
bilgiler öğretim programı, ders kitabı ve akademisyen görüĢleri bilgi verici olmuĢtur.
AraĢtırmacı, hazırladığı içeriği, ĠSAM (Ġslam AraĢtırmaları Merkezi) kütüphanesindeki
farklı alanlarda çalıĢan 10 akademisyenle tartıĢmıĢ, onların sözlü görüĢ ve önerilerini
alarak içeriği sunulabilir biçime getirmiĢ ve Prof. Dr. Hayati Hökelekli baĢkanlığındaki
değerler eğitimi atölye grubunun, tartıĢma ortamında, görüĢ ve önerilerine sunmuĢtur.
Ġçeriğin yazılmasında öğrencilerin yaĢ seviyelerine uygun bir anlatımın olması, okulca
yapılacak ölçmelerde sıkıntı oluĢturmamak amacıyla konuların bilgi boyutunun sosyal
bilgiler dersinden çok fazla uzaklaĢmaması, değerle ilgili eğitimin birbirini tamamlar
adımlardan oluĢması, öğrencinin ailesiyle de fikir alıĢveriĢinde bulunabileceği ev
ödevlerin olması, önerilen öğretim yöntemlerine uygun olması, ilgi çeken bir içerikte
olması, içeriğin hayatla bağlantılı olması, öğrenciyi öğrenirken düĢündürecek soruların
bulunması gibi konulara dikkat edilmiĢtir.
Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi Etkinlikleri
Bu etkinliklerin hazırlık süreci araĢtırmacının dil eğitiminin bitmesi nedeniyle döndüğü
üniversitesinde yaz tatilinde tamamlanmıĢtır. Bu nedenle üniversitenin bulunduğu ilin
imkanları nedeniyle, bu ünitenin etkinliklerini diğer ünitede olduğu gibi büyük bir
grupla tartıĢmak mümkün olmamıĢtır. AraĢtırmacının kazanım ve öğrenme basamakları
çerçevesinde hazırlamıĢ olduğu etkinlikler program geliĢtirme, ölçme ve değerlendirme,
değerler eğitimi, tarih, sosyal bilgiler, rehberlik ve psikolojik danıĢmanlık, Türkçe
alanlarındaki akademisyenler tarafından değerlendirilmiĢtir. AraĢtırmacı görevlendirilip
yeniden Ġstanbul'a döndüğünde bu etkinlikler üç akademisyen ve iki öğretmen
tarafından yeniden değerlendirilerek son Ģeklini almıĢtır. Bu ünitenin etkinlikleri bir
önceki ünitenin uygulama sürecinde öğrencilerden gelen talepler doğrultusunda ders
kitabı haline getirilmiĢtir.
Ders kitabının hazırlanmasında yine sosyal bilgiler konuları incelenmiĢ, alanyazın,
kazanımlar ve öğrenme basamakları dikkate alınmıĢtır. Bir önceki üniteden farklı olarak
içeriğe birçok küçük ayrıntı eklenmiĢtir. Örneğin, öğrenciyi ayrı ayrı düĢünüp birlikte
82
tartıĢmaya yönelten “Önce DüĢünelim Sonra TartıĢalım”, projeksiyonda izlenecek
videoya sıra geldiğini gösteren projeksiyon iĢareti, soruları strese girmeden
cevaplayabilmesi için “Aklıma Takıldı”, bilgi verici kutucukların üstünde “Buldum”,
araĢtırmaya yönelten “Bu Bilgiye Nereden UlaĢabilirim”, ödevlerin yapılmasına teĢvik
için “Sıra Sende Evlat”, okuyacağı metnin öykü olduğunu anlatmak için “Bir öykü” gibi
ifadelerin yanı sıra soruların cevabını yazabilmesi için “yazı sayfası”, öğretici görseller
gibi ayrıntılar eklenmiĢ ve öğrencilerin sıkılmadan öğrenmeleri için, öğrenciye kendi
dilinden hitap eden, hatta onunla konuĢuyormuĢ gibi bir yazım dili kullanılmıĢtır. Bu
etkinlikler, spiralli ders kitabı haline getirtilip öğrencilere dağıtılmıĢtır.
11) Veri Toplama Araçlarının GeliĢtirilmesi: ÇalıĢmanın veri toplama araçları
geliĢtirilmiĢtir. Bu aĢamada geliĢtirilen araçların eylem araĢtırmasının doğasına uygun
olarak eğitim sürecinde ortaya çıkabilecek yeni bir ihtiyacın ve talebin dikkate
alınabileceği bir esneklikte olmasına dikkat edilmiĢtir. GeliĢtirilen araçlarla ilgili
bilgiler, “veri toplama araçları” baĢlığında açıklanmıĢtır.
12) Veli Eğitiminin Hazırlanması: Aileleri ihtiyaç duydukları konularda
bilgilendirerek eğitime katımlarını sağlamak amacıyla bir eğitim sunumu hazırlanmıĢtır.
Bu sunuma baĢlamadan önce 7. Sınıf öğrenci velilerinin en çok ihtiyaç duyabileceği
konular düĢünülmüĢ ve belirlenen geçici baĢlıklar çerçevesinde alanyazın taranmıĢtır.
Ailelerin ihtiyaç duyabilecekleri farklı konular baĢlıklar halinde düzenlenmiĢ ve taslak
sunum hazırlanmıĢtır. Bu taslak sunum veli eğitiminden önce ailelere dağıtılan “Aile
Eğitimi Ġhtiyaç Formu” verilerine uygun olarak yenilenmiĢtir.
13) Gerekli Ġzinlerin Alınması: Yukarıda anlatılan süreçler devam ederken aynı
zamanda Milli Eğitim Bakanlığından resmi izin iĢlemleri baĢlatılmıĢtır.
3.4.3. ÇalıĢmanın Uygulama AĢaması
ÇalıĢma uygulama aĢaması, çeĢitli aktivitelerle birlikte yıl boyunca devam etmiĢtir.
1) Veli Eğitimi
Veli Eğitiminin Hazırlık Aşaması
Uygulama okulunda, 7. Sınıf düzeyinde 5 Ģube bulunmaktadır. Hem katılımcı grubu
seçmek, hem de eğitimden tüm velililerin yararlanmasını sağlamak amacıyla sene
83
baĢında tüm velilere, öğrenciler aracılığıyla “Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formu”
gönderilmiĢtir. Velilerin bu forma verdiği yanıtlar incelenerek en fazla öncelik tanınan
konuların sunudaki içeriği daha da zenginleĢtirilmiĢtir. Hazırlanan sunum, Psikolojik
DanıĢmanlık ve Rehberlik alanında doktorasını tamamlamıĢ, 10 yıllık öğretmenlik
geçmiĢi bulunan bir akademisyen ve sınıfın aynı zamanda sınıf öğretmeni olan,
doktorasını tamamlamıĢ bir sosyal bilgiler öğretmeni tarafından incelenmiĢtir. Böylece
son Ģeklini alan sunum, velilerin formda en fazla sayıda belirttikleri gün ve saatler
dikkate alınarak toplantı salonu ayarlanmıĢtır. Öğrencilerle gönderilen davetiyeler
aracılığıyla tüm 7. sınıf velileri eğitime davet edilmiĢtir.
Veli eğitiminden önce bazı detaylar da hazırlık gerektirmiĢtir. Veliler okula
geldiklerinde yönlendirmek amacıyla ok iĢaretli kâğıt afiĢler hazırlanarak giriĢe ve
koridora yapıĢtırılmıĢtır. Eğitimin yapıldığı salonun kapısında da eğitimin bu salonda
gerçekleĢtiği ilan edilmiĢtir. Gelen velileri yönlendirmek üzere nöbetçi öğrenciler
bilgilendirilmiĢtir. Eğitimden bir gün önce araĢtırmacı, salon kontrolünü yapmıĢ, ikramı
yapacak görevlilerle konuĢmuĢ ve ikramda kullanılacak malzemeleri temin ederek okula
bırakmıĢtır. Eğitim fotoğraflarını çekmek üzere bir üniversite öğrencisiyle konuĢmuĢtur.
Veli Eğitiminin Uygulama Aşaması
Velilerin “Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formu” aracılığıyla belirttikleri gün ve saat
tercihlerinden en fazla talep edilen gün ve saatler dikkate alınarak; 20 Ekim 2012
PerĢembe günü saat 10.00-12.00 ve 13.00-15.00 saatleri arasında Kadıköy Ġnönü
Ġlköğretim Okulunda iki oturum halinde bir veli eğitimi gerçekleĢtirilmiĢtir. Oturumlar
ikramlar eĢliğinde, velilerin de süreçte soru sorabildikleri, kendi deneyimlerini,
problemlerini paylaĢabildikleri bir ortamda gerçekleĢmiĢtir.
Veli eğitiminin içeriği sırasıyla Ģöyledir: Aile eğitiminin tanıtımı, ergenin geliĢim
özellikleri, ergenlik dönemi sorunları, anne baba tutumları, ergen ve anne baba
çatıĢması, ergen ve aile içinde iletiĢim, ergen-okul ve ödev, ergen ve değerler eğitimi,
karakter eğitimi programının tanıtılması.
Karakter eğitim programının tanıtımında programın adı, amacı, teorik alt yapısı, etkinlik
örnekleri, sürecin iĢleyiĢi hakkında bilgi verilmiĢtir. Eğitim sürecinde öğretmenin,
öğrencinin, velinin sorumlulukları konuĢulmuĢ, formda 15 günde bir talep gelmesine
84
rağmen bu konuĢmalarda veli toplantılarının haftalık danıĢma biçiminde
düzenlenmesine ve her PerĢembe, saat 14.00'da görüĢme yapılmasına karar verilmiĢtir.
2) Katılımcı Grubun Seçilmesi: ÇalıĢmanın katılımcı grubu veli eğitimine katılım
durumu da dikkate alınarak belirlenmiĢtir. Tüm veliler davet edilmesine rağmen,
eğitime 7-B sınıfından 5, 7-C sınıfından 13, 7-E sınıfından 2, 7-A ve 7-D sınıfından 1
veli katılmıĢtır. Veli katılımında aĢırı katılım sağlayan velilerin eğitime katılımla ilgili
bir problem durumunu yansıtmayacağı, hiç katılmayan velilerin ise kısa süreli bir
çalıĢmada eğitime katılımının gerçekleĢmesinin güç olacağı düĢüncesiyle orta katılımın
olduğu 7-B sınıfı uygulama sınıfı olarak belirlenmiĢtir.
3) Ġhtiyaç Analizi: AraĢtırma sürecinde süreçten ve kiĢilerin değiĢmiĢ olmasından
kaynaklı yeni bir ihtiyaç olup olmadığı daha çok araĢtırma odaklı olarak kontrol
edilmiĢtir. Bu kapsamda değiĢen okul müdürü, katılımcı gruptan rastgele seçilen veli ve
öğrencilerle görüĢülmüĢ; hazırlanan farklı formlarla ihtiyaçlar tespit edilmeye
çalıĢılmıĢtır. Burada yapılan analizin amacı bir taraftan süreçte ortaya çıkan durumu
yüzeysel de olsa yeniden değerlendirmek, dolayısıyla programı gözden geçirmek ve
aynı zamanda programın veli boyutundan gelen dönütleri amaca uygun olarak
değerlendirebilmektir.
4) Düzenlemelerin Yapılması: Ġhtiyaç analizinden gelen veriler doğrultusunda
çalıĢmanın özellikle eğitim durumları olmak üzere tüm boyutlarında gerekli
düzenlemeler yapılmıĢ, etkinlikler gözden geçirilmiĢtir. Okulda sosyal bilgiler dersliği
bir tane olduğundan projeksiyon kullanımı gerektirecek etkinliklerin uygulanabilmesi
için sosyal bilgiler dersliği kullanımı gün ve saatleri ayarlanmıĢtır.
5) Öğrenci Eğitiminin BaĢlatılması: Önce öğrencilerle tanıĢılmıĢ olduğundan ilk
dersten itibaren öntest uygulaması yapılmıĢ ve etkinliklerin uygulamasına baĢlanmıĢtır.
Uygulama süreci haftada üç saat olmak üzere 51 saat olarak planlanmıĢtır. Bir plan
örneği ekte verilmiĢtir. Ġki ünite arasında bir değerlendirme yapılmıĢtır. Bu
değerlendirmede ikinci ünitenin ders kitabı biçiminde düzenlenmesi talep edilmiĢ ve
etkinlikler ders kitabına dönüĢtürülmüĢtür.
6) Veli DanıĢmanlığı: Öğrencilerin eğitimiyle paralel olarak veli danıĢmanlığı
baĢlatılmıĢtır. PerĢembe günleri saat 14.00'da ailelerle görüĢerek haftanın bir
değerlendirmesini yapmak, veliler aracılığıyla öğrencilerin problemini tanıyıp, çözüm
85
noktasında katkı sağlamak, velilerin ihtiyaç duydukları konularda eğitimi ve danıĢması
amacıyla veli danıĢmanlığı yapılmıĢtır. Böylece velinin de eğitime katılarak çocuğunun
eğitiminde bilgi ve sorumluluk sahibi olması, çocuğun hayatında çok önemli iki
toplumsal kurum olan okul ve aile arasında çocuğun güven içinde büyümesi, akademik
ve ahlaki olarak olumlu yönde geliĢmesi gibi konularda katkı sağlamak amaçlanmıĢtır.
AraĢtırmacı velilerle okulun kütüphanesinde toplanmıĢtır. Velilerin bilgi paylaĢma
noktasında tereddüt yaĢamaması için okul müdürünün de katkısıyla kütüphane kapısına
“AraĢtırmacı Öğretmen” unvanıyla araĢtırmacının isim tabelası asılmıĢtır. Bu tabela
hem yer tayini hem de güvenilirlik açısından araĢtırmaya katkı sağlamıĢtır.
3.4.4. ÇalıĢmanın Değerlendirme AĢaması
1) Program Değerlendirme Toplantısı: Program değerlendirme toplantısı 17 Mayıs
2012 tarihinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Aileler, öğrenciler, akademisyenler, okul yönetimi
ve sınıfın öğretmenleri bu toplantıda biraraya gelmiĢlerdir.
Toplantı öncesinde ikram temini, görevli ayarlaması, afiĢ, sergi ve sunum hazırlığı gibi
hazırlıklar tamamlanmıĢtır. Veliler hem telefonla hem de öğrenciler aracılığıyla;
öğretmenler, okul müdürü ve akademisyenler ise toplantıya yüz yüze davet edilmiĢtir.
Aynı zamanda bir yılsonu etkinliği biçiminde de düzenlenen bu değerlendirme
toplantısı sabah saat 10.00'da baĢlamıĢ ve öğleden sonra yaklaĢık 13.30 gibi sona
ermiĢtir. Toplantıda öncelikle araĢtırmacı bir sunum yapmıĢtır. Bu sunumun içeriğinde
bu çalıĢmanın neden yapıldığı görsel kanıtlarla açıklanmıĢ, programın hazırlık
sürecinden bu toplantıya kadarki süreci anlatılmıĢtır. Aynı zamanda akademisyenlere
bilgi vermek amacıyla programın amacı, kuramsal arka planı, temel dayanakları olan
konu alanı, toplum ve birey alanları konusunda kısa bilgiler açıklanmıĢtır. Programın
uygulamadaki örnekleri resim ve videolarla paylaĢılmıĢ, iki öğrenci Ģiir okumuĢtur. Bu
aĢamadan sonra önce öğretmen, sonra öğrenciler, sonra veliler ve akademisyenler ile
okul müdürü görüĢlerini sözlü olarak belirtmiĢlerdir. Bu veriler ses kaydına alınmıĢtır.
Toplantı boyunca çeĢitli ikramlar devam etmiĢ, toplantıdan sonra katılımcılar,
öğrencilerin ünite konularıyla bağlantılı yaptıkları resimlerden oluĢan sergiyi ziyaret
etmiĢlerdir. Veliler ve akademisyenler sergi günlüğüne görüĢlerini yazmıĢlardır.
86
2) GörüĢmeler: Program sonunda velilerle bir görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. Ayrıca
öğrencilerle görüĢme gerçekleĢtirilmiĢ ve program içerik ve süreç açısından
değerlendirilmiĢtir.
3.4.5. ÇalıĢmanın Rapor Edilmesi
Bu aĢamada çalıĢmadan elde edilen veriler analiz edilerek sistemli bir Ģekilde tez yazımı
gerçekleĢtirilmiĢtir.
3.5. Verilerin Çözümlenmesi
AraĢtırma verilerinin analizinde nitel ve nicel veri çözümleme teknikleri kullanılmıĢtır.
Veri çözümlemede öğrenciler Ö1, Ö2, biçiminde; veliler V1, V2 biçiminde
kodlanmıĢtır. Maddeler ise M1, M2, biçiminde ifade edilmiĢtir. Veri çözümlemeleriyle
ilgili bilgiler aĢağıda verilmiĢtir.
3.5.1. Nitel verilerin analizi
ÇalıĢmanın ihtiyaç analizi ve program değerlendirme aĢamalarına yönelik sorularına
yanıt aramak amacıyla geliĢtirilen nitel veri toplama araçları nitel veri analiz
teknikleriyle çözümlenmiĢtir. GörüĢmeler ses kayıt cihazına kaydedilmiĢ ve bu
görüĢmelerden elde edilen veriler, transkriptleri çıkarılarak metne dönüĢtürülmüĢtür.
Metinlerin hangi tekniklerle analiz edilebileceği konusunda Wolcott (1994) tarafından
üç yolun önerildiği görülmüĢtür. Bu üç yol; betimsel, sistematik ve yorumlayıcı analiz
teknikleridir (Yıldırım, ġimĢek, 2008, s.121-122). Bu teknikler incelendiğinde nitel
verilerin analizinde çalıĢma açısından birebir söylemleri yansıtması nedeniyle betimsel
analizin daha uygun olacağı düĢünülmüĢtür.
ÇalıĢmanın nitel verileri, betimsel teknikle analiz edilmiĢtir. Betimsel analizde veriler
araĢtırma soruları çerçevesinde düzenlenebileceği gibi görüĢme ve gözlem sürecinde
kullanılan boyutlar çerçevesinde de düzenlenebilir. Veriler öncelikle açık bir Ģekilde
betimlenerek yorumlanır, neden sonuç iliĢkisi incelenerek birtakım sonuçlara ulaĢılır.
Doğrudan alıntılara sıklıkla yer verilir (Yıldırım ve ġimĢek, 2008, s.224). AraĢtırmanın
nitel verileri yukarıdaki aĢamalara uygun olarak analiz edilmiĢtir.
87
3.5.2. Nicel verilerin analizi
Bu çalıĢmanın nicel verilerini baĢarı testleri ve ölçeklerden elde edilen veriler
oluĢturmaktadır. Bu araçların geliĢtirilmesi aĢamasında pilot uygulamadan elde edilen
veriler SPSS 15.0 ve LISREL 8.7 paket programı ile analiz edilmiĢtir. BaĢarı testi
verileri için ayrıca Excel hesaplama programından yararlanılmıĢ ve aynı zamanda ilgili
formüller yardımıyla el ile de hesaplamalar yapılmıĢtır. Pilot uygulamadan elde edilen
verilerin analizi ölçme araçlarının geliĢtirilme sürecinde detaylı olarak ele alındığından
burada bahsedilmemiĢtir.
ÇalıĢmada kontrol grubu oluĢturulmadığından asıl uygulamada değer ölçeklerinden ve
baĢarı testlerinden elde edilen nicel verilerin analizinde kontrol gruplu olmayan öntest-
sontest arasında istatistiksel açıdan manidar bir farkın olup olmadığına bakılmıĢtır. Bu
amaçla verilere bağımlı (paired) grup t-testi uygulanmıĢtır. Analizde SPSS 15.0 paket
programı kullanılmıĢtır.
88
BÖLÜM IV: BULGULAR
4.1. Uygulama Okulundaki Eğitim Ġhtiyaçları
Bu baĢlık altında, uygulama okulunda tespit edilen eğitim ihtiyaçlarına dair bulgulara
yer verilecektir. Bu bulgular veri toplama iĢlemi sırasına ve veri toplama araçlarına
uygun bir sırada verilecektir.
4.1.1. Ġlk Ġhtiyaç Analizinde Tespit Edilen Eğitim Ġhtiyaçları
Bu baĢlık altında, çalıĢmanın fikrî temeli henüz ortaya çıkmamıĢken, uygulama
okulunda bir ödev hazırlamak amacıyla bulunan araĢtırmacının bu ödev kapsamında
yaptığı ihtiyaç analizi çalıĢmasının önemli bulgularına, problemi yansıtan görsellere ve
araĢtırmacının okulda bulunduğu günlerdeki bazı anılarına yer verilecektir. Ġlk ihtiyaç
analizinde ortaya çıkan ve çözüme kavuĢturulmayı bekleyen bazı maddeler ve çözüm
önerileri Tablo 4. 1'de yer almaktadır.
Tablo 4.1
Ġhtiyaç Analizinde Çözüme KavuĢturulmayı Bekleyen Konular
Ġlgili
Alan Mevcut Durum ve Ġhtiyaçlar Program Çözümleri
Okul ve
sınıf
Okulun bahçesi, toplantı salonu, laboratuvar ortamı
öğrenci sayısına yetersizdir.
Okulun çevresinde yeterli bir oyun alanı yoktur.
Sınıflar kalabalık ve gürültülüdür.
Sınıflar klasik sıra düzenine sahiptir.
Sınıfların ders araç gereçleri yetersizdir.
Sınıf düzeni değiĢtirilip,
mevcut azaltılıp, araç
gereçlere uygun bir
program
Aile
Ebeveynlerin yarıdan fazlası ilkokul mezunudur.
Annelerin %90'ı çalıĢmamaktadır.
Ailelerin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi
düĢüktür.
Aileler çocuklarının eğitimiyle ilgilenmemektedir.
Aileler okula gelip gitmemekte, çocuklarının
eğitimiyle ilgili konularda okul ile iĢbirliği
yapmamaktadır.
Aileler çocuklarının daha saygılı, dürüst ve
özgüveni geliĢmiĢ bireyler olarak yetiĢmesini
istemektedir.
Aileler de okul-aile iĢbirliğini yetersiz görmekte bu
konuda okuldan destek beklemektedir.
Aileler bilinçlendirme kursu istemektedir.
Ebeveynlerin eğitim
durumunu dikkate alan,
onların çocuklarının
eğitimiyle
ilgilenebilmesine katkı
sağlayan, para toplama ve
Ģikâyet dıĢında da okula
çekmeyi amaçlayan bir
program
89
Tablo 4.1
Ġhtiyaç Analizinde Çözüme KavuĢturulmayı Bekleyen Konular (Devamı)
Öğrenci
Öğrencilere değerler eğitimi gerekmektedir.
Öğrencilerin büyük çoğunluğu utangaç, çekingen,
çabuk heyecanlanan bir kiĢiliğe sahiptir.
Bazı öğrenciler okuldan kaçmaktadır.
Bazı öğrenciler alkol, sigara gibi alıĢkanlıklara
sahiptir.
Ev ödevlerini teslim etmede, sınıfa kitapla gelmede,
kendi davranıĢlarını kontrol etmede sıkıntı
bulunmaktadır.
Öğrencilerin değerlerini,
karakterlerini olumlu
yönde geliĢtirici bir
program
Program
ve ders
Öğretim programındaki kazanım, kavram ve
beceriler öğrenci seviyesinin üstündedir.
Programın okul dıĢında yapılacak araĢtırmaları ve
incelemelerini mevcut veli profiliyle gereği gibi
yürütmek güçtür.
Ders kitapları yapılandırmacı eğitimi değil eski
anlayıĢı yansıtmaktadır.
Ders kitaplarının yöntem ve değerle ilgili etkinlik
dağılımında farklılıklar vardır.
Performans ödevleri çocuk ve veli için sıkıntı
oluĢturmaktadır.
Bazı öğrencilerin internetten ödev kopyacılığı
yapması onları hazırcılığa yöneltmektedir.
Sosyal bilgiler dersi ilk sırada sevilen derslerden
değildir ve kendini öğrencilere sevdirmelidir.
Programın kazanımlarına
uygun fakat öğrenme
aĢamalarına göre yeniden
düzenlenmiĢ, veliye fazla
yük vermeden eğitimi
gerçekleĢtiren,
gerektiğinde ders kitabına
alternatif sunabilen, hazır
bilgi kopyalamak yerine
öğrenciyi aktif kılan
performansların olduğu,
öğrenciye dersi sevdiren
bir program
Tablo 4.1'de yer verdiğimiz ihtiyaçları ve çözüm önerilerini bütünsel olarak
okuduğumuzda ailenin de eğitime katılımını sağlayan, öğrencinin hem karakterini hem
de baĢarısını geliĢtirecek bir eylem planı hazırlama ihtiyacı olduğu anlaĢılmaktadır. Bu
ihtiyaç bu çalıĢmanın fikrî temelini oluĢturmuĢtur.
AraĢtırmacı, gerek eğitimci olarak gerekse gözlem yapmak için girdiği sınıflarda bazı
disiplin problemleri gözlemlemiĢtir. Bu problem davranıĢlar da araĢtırmanın fikrî
temelinin oluĢmasına neden olmuĢtur. Bu problemleri kanıtlayan görsellerden bazıları
ġekil 4.1'de yer almaktadır.
ġekil 4.1'de yer alan kareler incelendiğinde öğrencilerin derste uyuduğu (a), ilgisiz
davranabildiği (b ve c), bir grup arkadaĢıyla derste akademik bir sürece engel olduğu (d)
görülmektedir. Ayrıca sınıf ortamında olup bitenler, (e) karesindeki sıraların
durumundan anlaĢılmaktadır. Bazı öğrenciler sıraları bile kırarak birbiriyle ĢakalaĢtığını
düĢünmektedir (f) ve bazı öğrenciler tehlikeli hareketlerde bulunmaktadır (g).
90
ġekil 4.1
Fikrî Temelin OluĢmasına Neden Olan Öğrenci DavranıĢlarından Örnekler
Ortamı betimlemek amacıyla araĢtırmacı gözüyle bazı anılara da yer vermek, bu
çalıĢmanın fikrî temelinin nasıl oluĢtuğunu, bu çalıĢmaya duyulan ihtiyacı göstermek
bakımından önemlidir. Bu anılardan bazıları Ģöyledir.
a) Okulun ikinci katında nöbet tutmak öğretmenler için oldukça sıkıntılı bir iĢti.
Yukarıdan inenler ile aĢağıdan çıkanların buluĢtuğu en kalabalık ve gürültülü kat bu
kattı. Birbirini itenler, pet ĢiĢelere doldukları sularla su savaĢı yapanlar, akĢamki
maçın çekiĢmesine düĢenler, pencereden bahçeye seslenenler, birbirinin ayağına
çelme takanlar, arkadaĢının sırtına hızlıca vuranlar, vb. hep bu kattaydı. Bu katta
nöbetçi olduğum bir günde aynı zamanda 7-B sınıfında iki dersim vardı. Öğretmen
91
gelmediği için bir sonraki dersi de bana vermiĢlerdi. Ġkinci teneffüsün kat nöbetinde
U… isimli öğrenci, tekerlekli öğretmen koltuğuna oturmuĢ ve hızla koridordaki
arkadaĢlarının üzerine sürüyor. Birini düĢürebileceği gibi kendisi de düĢebilir.
Hemen yanı merdivendi ve ciddi bir sonucu olabilirdi. Uyardım, dinlemedi ve
karĢılık verdi. Defalarca uyardım, nafileydi. Onu gören öğrenciler de ona eĢlik
edince ortam içinden çıkılmaz bir hal aldı.
b) Göreve baĢlayalı neredeyse bir ay olmuĢtu. Stajyer öğretmenlerin uygulama günü.
Ders deneyimi yaĢamak istediğini ve sınıfta ben olursam rahat olamayacağını
söyleyen ve bu nedenle derse yalnız giren stajyer öğretmen sadece beĢ dakika sonra
oldukça öfkeli bir Ģekilde hızla öğretmenler odasına geri döndü. Öfkeden neredeyse
kendini kaybetmiĢti. Sebebini sorduğumda ise öğrencilerin ders dinlemediğini,
kendini paraladığını söyledi. Ona biraz dinlenmesini söyleyip sınıfa gittim.
Öğrencileri her zamanki hallerinde buldum. Yerdeki ikiye katlanarak atılmıĢ kitap
ise yaĢanan gerginliği gösteriyordu.
c) Ġyi çocuklardı hepsi de. Bunu zaman zaman gözlerindeki ıĢıltıdan, zaman zaman
ifadelerinden anlıyordum. Biraz boĢlukta, biraz da hareketlilerdi. Yaptıklarının
çocukça Ģeyler olduğunu düĢünüyor, dersi pek umursamıyorlardı. Nasılsa aileleri de
hesap sormuyor ve ilgilenmiyordu. Okula giden bir çocuğun okulda ne yaptığı, nasıl
vakit geçirdiği, ne kazanıp ne kaybettiğiyle ilgilenilmiyordu. Bu ilgisizlik bu boĢ
vermiĢliğin belki de en temel nedeni olmalıydı.
d) Derse girdiğimde ders anlatmak sadece arada bir birbirine attıkları küçük kâğıtları
yakalayabilirsem, onların küçük haylazlıklarına ortak olursam mümkündü. Derse
ilgilerini nasıl çekeceğimi düĢünürken birden anlatmaya baĢlattım. Onların
hikâyesini baĢkasının ağzından onlara… Sorumluluk ve saygı değeri içeren bu
hikâyeyi baĢta gürültüye devam edenler de birkaç dakika içinde dinlemeye baĢladı.
Bu durum bana akademik bir eğitimin mümkün olması için çocukların öncelikle
değerlerini geliĢtirmem gerektiğini gösterdi.
Gerek görsellerle ifade edilen ve gerekse araĢtırmacının bazı anılarıyla betimlenen
eğitim ortamı ve öğrenci davranıĢları, okulda bu çalıĢmaya duyulan ihtiyacın fikrî
temeli oluĢturmuĢtur.
92
4.1.2. Ġkinci Ġhtiyaç Analizinde Tespit Edilen Eğitim Ġhtiyaçları
Ġlk analizden son analize kadar geçen süreçte uygulama okulundaki eğitim
ihtiyaçlarında önemli bir değiĢikliğin olup olmadığını belirlemek, yeni katılımcıların
beklenti ve taleplerini öğrenmek, hazırlanacak programa yönelik tespitlerde bulunmak
amacıyla ikinci bir ihtiyaç analizine ihtiyaç duyulmuĢtur. Geçen süreçte okul
müdürünün değiĢtiği ve okul çevresinde gerçekleĢtirilecek olan kentsel dönüĢüm
çalıĢmaları neticesinde öğrenci sayısının azaldığı görülmüĢtür. Bu baĢlık altında analiz
bulgularına yer verilmiĢtir.
4.1.2.1. Katılımcı Grubun Tanınmasına Yönelik Bulgular
4.1.2.1.1. Öğrenci Tanıma Formundan Elde Edilen Bulgular
Katılımcı grubun tanıtıcı özellikleriyle ilgili bulgular Tablo 4.2'de yer almaktadır.
Tablo 4.2.
ÇalıĢma Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Bazı Özellikleri
Öğrenci Nitelikleri f %
Cinsiyet Kız 11 50,00
Erkek 11 50,00
Sağlık Sorunu
Görme problemi 2 9,09
KonuĢma problemi 1 4,54
Diğer 1 4,54
Aile yapısı Çekirdek aile 22 100,00
Aile bütünlüğü ParçalanmıĢ aile 0,00 0,00
Anne eğitim
düzeyi
Ġlkokul 18 81,81
Ortaokul 2 9,09
Lise 2 9,09
Baba eğitim
düzeyi
Ġlkokul 14 63,63
Ortaokul 3 13,63
Lise 5 22,72
Annenin mesleği Ev hanımı 21 95,45
ĠĢçi 1 4,54
93
Tablo 4.2‟de görüldüğü gibi çalıĢma grubunda derse devam eden öğrencilerden %50‟si
kızlardan, %50‟si erkeklerden oluĢmaktadır. Öğrencilerin %9,09‟u görme problemi
yaĢarken, %4,54 öğrenci konuĢma problemi yaĢamaktadır. Bu öğrenci, tanıma formuna
kekeme olduğunu yazmıĢtır. Diğer sağlık problemini yaĢayan öğrenci oranı %4,54 olup
bu öğrenci sürekli bir romatizmal rahatsızlığı bulunmaktadır. Tamamı çekirdek ailede
yaĢayan öğrencilerin aile bütünlüğü de bozulmamıĢtır.
Öğrencilerin annelerine baktığımızda %81,81 oranında ilkokul, %9,09 oranında
ortaokul, %9,09 oranında lise mezunu oldukları görülmektedir. Annelerin %95,45‟i ev
hanımıdır. ĠĢçi olarak çalıĢan anne %4,54‟tür. Babalara baktığımızda %63,63 oranında
ilkokul, %13,63 oranında ortaokul ve %22,72 oranında lise mezunu olduklarını
görülmektedir. Aynı zamanda babaların %4,54 oranında çalıĢmadığı, %63,63 oranında
Tablo 4.2.
ÇalıĢma Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Bazı Özellikleri (Devamı)
Babanın mesleği
ÇalıĢmıyor 1 4,54
ĠĢçi 14 63,63
Esnaf 6 27,27
Memur 1 4,54
Ailenin ekonomik
düzeyi
GörüĢ yok 5 22,72
Alt 9 40,90
Orta 5 22,72
Üst 3 13,63
Ev kira mı
GörüĢ yok 2 9,1
Evet 12 54,54
Hayır 8 36,36
KardeĢ Sayısı
Bir 8 36,36
Ġki 5 22,72
Üç 5 22,72
Dört 3 13,63
BeĢ ve üstü 1 4,54
ÇalıĢma ortamı
Kendi odası var 11 50,00
ÇalıĢma masası var 16 72,72
Bilgisayarı var 16 72,72
94
iĢçi olarak çalıĢtığı, %27,27 oranında esnaflık yaptığı, %4,54 oranında ise memur
olduğu görülmektedir. Ailelerin ekonomik düzeyi konusunda %22,72 oranında
katılımcı görüĢ bildirmemiĢtir. %40,90 ailenin gelir düzeyi sınıfın gelir düzeyi
çerçevesinde değerlendirildiğinde alt gruptadır. Bu kiĢilerin aylık gelirleri 1000 liraya
kadardır. 2000 liraya kadar olanlar ise orta grupta değerlendirilmiĢ olup, bu gruptakiler
sınıfın %22,72‟sini oluĢturmaktadır. 2000 liranın üstünde aylık gelire sahip aileler ise
sınıfın üst gelir grubunu oluĢturmaktadır. Sınıfın %13,63‟ü üst grupta yer almaktadır.
%54,54 katılımcı kirada, yaĢamakta, %36,36‟sı kendi evinde yaĢamaktadır. %9,1‟i de
görüĢ bildirmemiĢtir. Öğrencilerin %36,36‟sının bir, %22,72‟sinin iki, %22,72‟sinin üç,
%13,63‟ünün dört ve %4,54‟ünün beĢ ve üstü kardeĢi bulunmaktadır. Yarısının kendi
çalıĢma odası bulunurken %72‟si bir çalıĢma masasına, %72,72‟si bir bilgisayara
sahiptir.
4.1.2.1.2. Veli Aracılığıyla Öğrenciyi Tanıma Formuyla Elde Edilen Bulgular
Ayrıca çalıĢma grubunda yer alan öğrencilerin bazı özel sayılabilecek nitelikleri ekte
verilecek olan „Veli Aracılığıyla Öğrenciyi Tanıma Formu‟ aracılığıyla toplanmıĢtır. Bu
forma göre öğrencilerin bazı özellikleri Tablo 4.3'te verilmiĢtir.
Tablo 4.3.
Öğrencilerin Velileri Tarafından Belirtilen Bazı Özellikleri
HoĢlandıkları
Futbol oynamak, yüzmek, arkadaĢlarıyla vakit geçirmek, gezmek, evde
oturup ders çalıĢmak, müzik dinlemek, bilgisayar oyunları oynamak,
televizyon izlemek, ilgi ve sevgi görmek, birinin onları dinlemesi ve
özgür bırakılmak.
HoĢlanmadıkları
Sorumluluk almak, kitap okumak, ders yapmak, maçı ertelemek, düzenli
olmak, nezaketsiz davranıĢlar, anneye evde yardım, inatlaĢmak, istediği
Ģeylerin olmaması, baskı, ev iĢi, kötü giyinmekten, kedi ve köpekten,
eleĢtirilmek, yazı yazmak.
Korkuları Karanlık, yalnızlık, kedi, köpek, sürüngen hayvanlar, böcekler, yaĢam
endiĢesi, yabancı çocuklar, baba ölümü.
BoĢ zamanlarında
yaptıkları
Futbol, kitap okuma, bilgisayar oyunu, televizyon, sokak oyunu, babaya
yardım, kedi beslemek, anneye yardım, test çözme, arkadaĢla vakit
geçirme, ödev yapma,
Yatma saatleri 21.00-11.30 aralığı akĢam uykuya geçme saatleridir.
95
Tablo 4.3.
Öğrencilerin Velileri Tarafından Belirtilen Bazı Özellikleri (Devamı)
Ġnternet, film,
sokak, vs. Genellikle çok vakit geçiriyorlar.
Aileye davranıĢları
Bazen saygılı bazen saldırgan, değiĢken, üĢengeç, yardımcı, saygılı, pek
dinlemiyor, söylemeden yapmaz, sinirli, öfkeli, bağırır, ilgisiz, mesafeli,
anlayıĢlı, sakin.
Aileyle
paylaĢtıkları
Okul yaĢantıları, arkadaĢlarıyla yaĢantıları, olumsuz olaylar, her Ģey,
olumsuz Ģeyler, sevinçler, paylaĢmak istemez.
Önemli
problemleri
Maddi sıkıntılar, ailedekilerin yersiz eleĢtirileri, yüksek baĢarı beklentisi,
ebeveyn kavgası, baba ölümü, annenin hastalığı, aile huzursuzluğu,
hastalık.
Okul dıĢında
devam edilen
kurum
3 kiĢi dershaneye, 2 kiĢi matematik kursuna gidiyor. Diğerleri sadece
okula geliyor.
KiĢilikleri Çok uysal, çekingen, asabi, giriĢken. Asabi ve çekingenler ağırlıkta.
Onun için neler
yapabiliriz?
Bu soruya yanıt veren veliler genellikle öğretmene bırakıyorlar,
öğretmenden destek bekliyorlar. Çocuğun ikna yoluyla baĢarılı olacağı,
aktifleĢtirilmesi, liderlik yönünün geliĢtirilmesi, eksiklerinin
tamamlanması, derslerine çalıĢtırılması, anne babaya karĢı daha anlayıĢlı
ve iyimser davranıĢların öğretilmesi, seviyesinin yükseltilmesi ve
çocuğun çok yönlü geliĢtirilmesi gibi konuları talep ediyorlar.
Tablo 4.3'te yer alan bilgiler, eğitim ortamında öğretmen-öğrenci iletiĢiminde
öğretmene yol gösterici olmuĢ, çalıĢmanın baĢarıya ulaĢmasından oldukça önem arz
etmiĢtir.
4.1.2.2. Okul Yönetimine Göre Eğitim Ġhtiyaçları
Bu baĢlık altında okul müdürüyle yapılan görüĢmenin bulgularına yer verilecektir. Okul
müdürünün görüĢme formundaki sorulara verdiği yanıtların; okulun fiziki yapısı,
veliler, öğrenciler, okul-çevre ve aile iĢbirliği, değerler eğitimi ve eğitim beklentileri
gibi baĢlıklarda sınıflandığı görülmüĢtür.
96
4.1.2.2.1. Okulun Fiziki Yapısıyla İlgili Eğitim İhtiyaçları
Okul müdürünün okulun fiziki yapısı hakkındaki ifadelerinden çıkan durum Ģöyledir:
Okulun fiziki yapısı eğitim öğretim açısından yeterlidir. Okul bahçesi çizimlerle
zenginleĢtirilmiĢtir. Derslikler ve kütüphane yeterli geniĢliktedir. Önemli bir eksiklik
projeksiyon cihazının her sınıfta bulunmamasıdır. Ayrıca ders materyallerini öğrenci
temin ettiği için sıkıntı olmakta, eğitim aksamaktadır. Bu nedenle ders materyallerinin
sınıfta ücretsiz hazır edilmesi önemli bir ihtiyaçtır. Okul çevresindeki kentsel dönüĢüm
projesinin etkisiyle okulun öğrenci sayısı 1400'lerden 1200'lere düĢmüĢtür. Bu düĢüĢün
projenin faaliyete geçmesiyle birlikte daha da azalacağı tahmin edilmektedir.
4.1.2.2.2. Velilerle İlgili Eğitim İhtiyaçları
Veliler, eğitimi bir ihtiyaç olarak değil de hayatlarının üçüncü dördüncü gündeminde bir
faaliyet olarak görmektedir. “ÇalıĢan aile sayısı az olmasına karĢın okula gelme
konusunda velileri ikna etmek”, ciddi bir çaba gerektirmektedir. Ġstanbul‟a geliĢ
amaçları daha çok ekonomik olduğu için ekonomik faaliyetlere daha fazla önem
vermekte, eğitim de dâhil olmak üzere ekonomilerini zorlayacak her türlü yatırımın
uzağında durmayı tercih etmektedirler. Bu durum okuldaki eğitim faaliyetlerini,
özellikle de gezileri olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca okulda çok fazla bölünmüĢ aile olduğunu dile getiren okul müdürü bu ailelerin
okul için oluĢturduğu probleme dikkate çekmiĢtir. Kendi sorunlarını çözemeyen bu
aileler okula gelerek “ben haklıyım değil mi hocam?” diyerek bir tür dert anlatma ve
deĢarj olma yoluna gitmekte, olan çocuğa olmaktadır. Bu çocukların karĢılaĢabileceği
bir psikolojik sarsıntıyla baĢ etme noktasında, hangi velinin çocukla ilgileneceği
noktasında ve bu çocukların derste ilgisini tutma noktasında sıkıntı yaĢanmaktadır.
Okul müdürü, tüm bu sıkıntılı durumlara rağmen velilerin eğitim beklentilerinin yüksek
olduğunu dile getirmiĢtir: “Velilerin çocuklarının olumsuz davranıĢlarının düzeltilmesi,
ortadan kaldırılması, iyi tutumlar geliĢtirilmesiyle ilgili beklentileri oldukça yüksektir.
Fakat eğitim sürecine katılma, okul ile paralel tutumlar geliĢtirme, paralel söylemler
içinde olma gibi rolleri noktasında bizimle daha az paylaĢım içindedirler”. Bu durum
eğitimdeki programa ait hedeflerin gerçekleĢtirilmesinde önemli engellerden biridir.
Okulda Anadolu liselerine yerleĢtirilen öğrenci sayısı bir önceki yıla göre %100 arttığı
97
halde sadece 10'dur. Ayrıca yetenekli öğrenciler kulüplere yönlendirildiği halde
velilerin gerekli ekonomik desteği ve kiĢisel çabayı göstermediklerinden dolayı baĢarıya
ulaĢılamamıĢtır. Veliler; “benim katkım gayretim ne olabilir” değil, “baĢkaları yapsın”
anlayıĢında olduğundan bu böyledir.
Velilerle ilgili herĢeyi de olumsuz görmemek lazımdır. “Velilerin çoğunun Anadolu
kökenli olması okulu olumlu etkilemektedir. Aileler okula saygı duymakta ve sosyo-
ekonomik durumu daha iyi semtlerdeki velilerde görülen eleĢtirel tutumun aksine ne
söylenirse değerli kabul etmektedir”. Bu durum hem öğretmenlere kendilerini değerli
hissettirmekte hem de eğitimde okulun iĢini kolaylaĢtırmaktadır.
Veliler zaman zaman okul müdürüne gelmekte ve konuĢmaktadır fakat bu çok fazla
değildir. Velilerin okula gelme konuları arasında; ailevi problemler, ekonomik
zorluklar, yardım almak çocuğunun ders baĢarısını sormak, çocuğunun ders notunu
yükseltmesi için müdürden öğretmenle konuĢmasını istemek, veliler arasındaki
sürtüĢme gibi konular bulunmaktadır. Ancak okul müdürü, velilerin kendisinden
birĢeyler talep etme noktasında aktif olmadığını ve böyle bir talebin azlığından Ģikâyetçi
olduğunu belirtmiĢtir.
4.1.2.2.3. Öğrencilerle İlgili Eğitim İhtiyaçları
Öğrenciler arasında “karĢılıklı birey olma durumuna gösterilen saygının az” olup,
öğrenciler “fiziksel Ģakaları çok” yapmaktadır. “Bunun kavgaya dönüĢmesiyle sık
karĢılaĢıldığını” söyleyen okul müdürü “bundan çok rahatsız olduğunu” ifade etmiĢtir.
Öğrencilerin ayrıca, “arkadaĢ edinme ve arkadaĢlık iliĢkilerini yönetme konusunda
sıkıntıları” ve “derste dinleme problemleri” bulunmaktadır: “Ergenlik döneminin de
etkisiyle odaklanma süreleri çok kısa. 5 dakika bile yok. Siz yeniden, yeniden onların
ilgisini sağlamak zorunda kalıyorsunuz. Kesintiye uğramıĢ bir süreç olunca öğrenmede
çok fazla baĢarı elde edemiyorsunuz”.
Öğrencinin karakter Ģekillenmesi için bir formül kabul etmek yerine ülke genelinde
oluĢturulacak iklimin önemli olduğu düĢünülmektedir. Öğrencilere kolay olanın,
popüler olanın değil, emek verilenin değerli olduğu yansıtılmalıdır. “Ülkenin tamamını
ilgilendiren bir iklimle ve kültürle” ilgili bir durumdur bu. Yoksa öğrenci kolaycılığı
tercih edecektir.
98
4.1.2.2.4. Okulun Çevre ile İşbirliğiyle İlgili Eğitim İhtiyaçları
Marmara Üniversitesi fen ve teknoloji bölümü öğrencileri gönüllü olarak gelip,
okuldaki öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere ve sınav hazırlığındaki öğrencilere öğrenci
koçluğu yapmıĢtır. Belediye okul bahçesinde havuz, futbol, basketbol ve masa tenisi
sporlarını içeren bir yaz okulu açmıĢtır. Ağız ve diĢ sağlığı, aĢı gibi konularda belediye
ile iĢbirliği yapılmaktadır. Ayrıca okul müdürü serbest etkinlik derslerinde çevredeki
üretim yapan yerleri ziyaret etmeye çalıĢtıklarını; hastane, fırın, varsa kumaĢ atölyesi,
cam iĢleme gibi mesleklerin nasıl yapıldığını ve ortamın iklimini gözlemlediklerini
belirtmiĢtir. Okulda düzenlenen geziler genellikle kültür ağırlıklıdır. Bu tür geziler
öğrenciye tarihi değerleri öğretmede önem arz etmektedir. Çünkü öğrenci popüler olanı
tanıyıp nitelikli olandan habersizdir. Fakat bir gezi düzenlendiğinde bürokrasi zaman
alıcı ve tedirgin edici bir yapıdadır.
Eğitim aslî olarak okulun sorumluluğunda olsa da muhtarlık, belediye ve kaymakamlık
gibi kurumların mevzuat olarak eğitimde yetki ve sorumluluklarının olmaması bu
kurumlarla iĢbirliğinde ve eğitim uygulamalarında sıkıntı oluĢturmaktadır. “Ülkedeki
her kurumun; muhtarlığın, belediyenin, kaymakamlığın, temel görevlerinden bir
tanesinin eğitim olması gerekiyor. O zaman sorunları daha kolay çözeceğiz.” diyen okul
müdürü; bu konuda okulun ricası ya da projesiyle değil de bu kurumların bizzat okulla
ilgili, sosyal, kültürel, fiziksel, donanımsal anlamda yetki ve görevlerinin olması
gerektiğini; okula devamsızlık yapan bir öğrenciye ulaĢılması gibi basit bir konuda bile
muhtarlık bilgi sahibi olmadığı için öğretmenin öğrenci evine gittiğini ve bunun da
çeĢitli risklere açık bir durum olduğunu ifade etmiĢtir. Üniversiteye yakın olması okulun
Ģansı olarak görülmekte ve bu kurumla iĢbirliğinin hem üniversitedeki öğretim
görevlisine hem öğrencilere hem de okuldaki öğrencilere bir katkı sağlaması
bakımından önemli görülmektedir.
4.1.2.2.5. Okul Aile İşbirliğiyle İlgili Eğitim İhtiyaçları
Okul müdürüne göre velilerle iĢbirliği içinde çalıĢabilmek “çok zor bir iĢtir”. Çünkü
veliler “baĢkasının yapabileceğini düĢündüğü bir konuda adım atmamakta ve baĢkasının
adım atmasını beklenmektedir”. BaĢkası adım atsa bile baĢarılı olmak çok zordur, çünkü
“veliler kısa, orta ve uzun vadelerde kiĢisel, duygusal ya da maddî bir kazanç görmek
99
istemektedir”. Okul müdürü, veliden kaynaklı ciddi problemleri çözüme kavuĢturma
gücü olmadığını ifade etmiĢ ve “hakikaten çok zorlandığım ve yeni çözüm yolları
bulmakta da bir Ģey ifade edebileceğim bir durum değil bu” demiĢtir.
4.1.2.2.6. Değerler Eğitimiyle İlgili Eğitim İhtiyaçları
“Öğretim programlarının bir yönü, öğrencilerimizin değer kazanmasına karakter
kazanmasına yöneliktir. Değerler eğitimi, programın içinde dolaylı hedef olarak
gerçekleĢen bir durumdur” diyen okul müdürüne okuldaki değerler eğitimiyle ilgili
bilgiler sorulmuĢtur. Okul müdürü; Milli Eğitim Bakanlığının değerler eğitimi
konusunda hizmet içi eğitim yapmadığı, yazılı bir yönerge gönderdiği ve mevzuatı
tanıtmak amacıyla bir toplantı yaptığını belirtmiĢtir. Bu toplantıdan sonra kendisi de
okuldaki öğretmenlerle bir toplantı yaparak sürecin nasıl iĢleyeceğini tartıĢıp görev
dağılımı yapmıĢtır. Değerler eğitimine yönelik okuldaki uygulamayı Ģöyle anlatmıĢtır:
“Birçok okulda olduğu gibi, biz de okulumuzda en dürüst öğrenci, en yardımsever
öğrenci, en temiz öğrenciyi seçer ve buna ilan ederiz. Mümkün mertebe de bunları
hep aynı kiĢilere yönelik yapmamaya gayret ederiz. Bir diğer öğrenciye de rol
vererek onun da en yardımsever öğrenci olarak algılanmasını sağlarız. Çünkü
inanıyoruz ki bir öğrenci bir rolü benimseyerek ancak kendi karakterinin bir
parçası haline getirebilir. Ġyilik, doğruluk, dürüstlük, yardımseverlik, temizlik
bunlar bizzat kendisine rol olarak verildiği zaman ve bu rolle ilgili bir pekiĢtirme
çalıĢması yapıldığı zaman, sosyal anlamda kabul gördüğü zaman benimsiyor. Artık
Ģuna geldik, bir iyi davranıĢın tasvip edilmesinin kendisi ödül. Sen bu ay en
yardımsever öğrenci seçildin demek ciddi bir ödüldür”.
Okul Müdürü, “değerler eğitimiyle ilgili çalıĢmaların “okul ile sınırlı kalmayıp daha
büyük organizasyonlar halinde gerçekleĢmesi” gerektiğini, “öğrenciye sosyal rol
kazandırabilecek bir çalıĢma olduğu duygusunu yaĢayacağı bir ortama dönüĢmesi”
gerektiğini ve “bir sonraki neslin iyi olmasının, bir önceki neslin iyi yetiĢmesine bağlı”
olduğunu, “dolayısıyla sürece herkesin katkı sağlaması gerektiğini” ifade etmiĢtir.
4.1.2.2.7. Eğitimle İlgili Beklentiler
Okul müdürünün eğitimden beklentilerini sorguladığımızda mevcut programa dikkat
çekmiĢtir:
“Türkiye‟deki tüm öğretmenlerin ortak kanaatleri Ģudur: bizim öğretim
programlarımız çok yoğun. Çok fazla. Pedagojik açıdan yaklaĢırsak olaya bir
tutumu, bir davranıĢı, biliĢsel düzeyden davranıĢsal düzeye yapılandırıcı ve kiĢiye
ait bir özelliğe dönüĢmesi çok uzun yıllar alıyor. ġimdi biz baktığımızda aĢağı
100
yukarı altı yedi sekiz öğrencisine on, on bir tane ayrı program uyguluyoruz.
Türkçe, matematik sosyal bilgiler, vs. Bu kadar programı 13 yaĢındaki bir çocuğun
kazanması, kavraması kendi bünyesinde ona ait bir davranıĢ ortaya koyması
hayalcilik olur. Çok daha sade bir programı gerçekleĢtirmeliyiz.”
Beklentiler arasında öğretmenlerin öğrencilerin yaĢ grubuna hitap eden bir dil
kullanması, her türlü ders materyalinin ücretsiz temin edilerek sınıflarda hazır
bulunması, ilk dersi çocukları uyandırarak geçirdiği için ikili eğitim yapan okullara bir
çözüm bulunması gibi konular da yer almaktadır.
4.1.2.3. Velilere Göre Eğitim Ġhtiyaçları
Bu baĢlık altında, Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formu ve Veli GörüĢme Formundan elde edilen
bulgulara yer verilecektir. Bulgular velilerin eğitime katılım durumuna, okul
yönetimine, öğretmenlere, çocuklarına, değerler eğitimine, okul-aile iĢbirliğine bakıĢı
ve eğitimden beklentileri çerçevesinde toplanmıĢtır.
4.1.2.3.1. Velilerin Eğitime Katılım Durumlarıyla İlgili Düşünceleri
V1, çocuğunun eğitimine katılımı konusunda eĢinin ve kendisinin yetersiz kaldığını
düĢünmektedir. V2, veli toplantılarına katılarak ve okuldaki bir sorun olup olmadığını
kızına sorarak çocuğunun eğitimiyle ilgilenmektedir. V3, toplantılara katılmakta ve
çocuğuna çalıĢmasını söylemektedir. V4 ise sadece toplantılara katılabilmektedir.
Çocuğunu çok sıkı takip edemediğini, ilgilenemediğini söyleyen V4 bu nedenle hafta
sonları etüt merkezinden takviye aldıklarını ifade etmiĢtir. Benzer Ģekilde çocuğunu
dershaneye gönderen V1, “çok bilgimiz olmadığı için biz biraz yetersiz kalıyoruz.
Sürekli ders çalıĢ, ders çalıĢ diyoruz. Çocuk da bundan sıkılıyor. Kendimiz çok sıkıntı
çektiğimiz için onun okumasını istiyoruz ama sürekli oku oku demekle kalıyoruz”
demiĢtir. Velilerin hepsi, eğitime katılım konusunda yetersizliklerini dile getirmiĢlerdir.
4.1.2.3.2. Velilerin Okul Yönetimiyle İlgili Düşünceleri
V1, okul yönetiminin “velilere açık” olduğunu, kendisi okul aile birliğinde bulunduğu
için okul yönetimiyle iletiĢim halinde bulunduğunu fakat bu iletiĢim konularının daha
çok çocuklarıyla ilgilenmeyen velileri arama, okula davet etme gibi konular olduğunu
ifade etmiĢtir. Bir veli olarak kendisiyle kurulan iletiĢimi “yetersiz” bulmuĢtur. V2,
okuldan kendisini aradıklarını, rehberlik servisinin kendisinden faaliyetlere katılmasını
101
istediğini belirtmiĢtir. V3, okul yönetimiyle hiç görüĢmediğini ifade etmiĢ; V4, okul
idaresiyle bir sıkıntısının olmadığını belirtmiĢtir.
Velilerin okul yönetimiyle iletiĢim kurmaya hangi konularda ihtiyaç duyduklarını
öğrenmek istediğimizde ise veliler, okul yönetimiyle iletiĢime ihtiyaç duymadıklarını
söylemiĢtir. V4'ün Ģu cümleleri bu durumun nedenini açıklaması bakımından önemlidir:
“Evet, aslında bu da bizim eksikliğimiz. Okul yönetiminden herhangi bir talepte
bulunmayıĢımız, bu konu hakkında çok bir Ģey bilmediğimizin ifadesidir. Ne hakkımız
olduğunu veyahut ne talep edeceğimizi bilmiyoruz”.
4.1.2.3.3. Velilerin Öğretmenlerle İlgili Düşünceleri
Okuldaki öğretmenlerle ilgili görüĢlerine baĢvurulan veliler, öğretmenlerle mevcut
iletiĢimlerini Ģöyle değerlendirmiĢlerdir: V1 öğretmenlerin kendisiyle iletiĢimini düĢük
bulduğunu, öğretmenlerin velileri okula çağırıp çocukları hakkında bilgilendirmediğini,
velilerle iletiĢim halinde olmadığını ifade etmiĢtir. V2 ve V3 öğretmenlerin velileri
çocuklarının bir sorunu olduğunda ya da toplantılarda çağırdığını ve bunun da yetersiz
kaldığını söylemiĢtir. V3 ayrıca, kendisinin Ģimdiye kadar öğretmenlerle görüĢmediğini
de “yalan olmasın, hiç görüĢmedim” diyerek ifade etmiĢtir. V4 de “toplantılar olduğu
zaman gelip toplu bir Ģekilde görüĢüyoruz ama onun haricinde öğretmenlerle bir
bağımız yok” demiĢtir.
4.1.2.3.4. Velilerin Okul ve Aile İşbirliğiyle İlgili Düşünceleri
Veliler, okul yönetiminin ve öğretmenlerin kendileriyle daha yakından iĢbirliği içinde
bulunmalarını destekleyeceklerini ifade etmektelerdir. Okul ile aile arasında sağlanacak
bir iĢbirliğinin çocukları açısından da kendileri açısından da oldukça faydalı olacağını
düĢünmektedirler. Hangi konuda iĢbirliği yapılması konusunda V1, çocuğunun
faaliyetlere katılması ve takibi için demiĢtir. V2 “erkek çocukların bazen okuldan
kaçtığını ve okulun hem bu durumu hem de çocuğun iyi ya da kötü davranıĢlar
hakkında bilgi vermek amacıyla aileyi araması” gerektiğini söylemiĢtir. V3, “çocukların
baĢarısı” için ailelerin öğretmenlerle görüĢmesi gerektiğini söylerken; V4 bu iĢbirliğini
“ailenin çocuk hakkında öğretmeni bilgilendirmesi ve öğretmenin de veliyle görüĢüp
çocuğu daha iyi tanıması” için gerekli görmüĢtür. Bu iĢbirliği; “hem çocuğun takip
102
altında olduğunu, birilerinin gözetiminde olduğunu, kendi baĢına hareket etmeyeceğini,
sokaklarda baĢıboĢ gezemeyeceğini bir yerde de anlamasını sağlar” demiĢtir.
Velilerin öğretmene danıĢma ve onunla iĢbirliği yapma ihtiyacı hissettiği konulara
baktığımızda V1, “onunla alakalı hiçbir Ģeyim olmadı” diyerek bu konuda ihtiyaç
hissetmediğini söylemiĢtir. V2, “çocuğunun davranıĢlarıyla, dersleriyle, oturup
kalkmasıyla büyüklerine saygısı, küçüklerine sevgisiyle” ilgili görüĢmek istemektedir.
V3, ders çıkıĢlarında görüĢme ihtiyacı hissettiğini çünkü öğretmenlere toplantıda hiçbir
Ģey diyemediğini söylemektedir. V4, öğretmenlerle her konuda iĢbirliği içinde olmak,
çocuğunun dersleri ve yaĢantıları hakkında konuĢmak istemektedir.
4.1.2.3.5. Velilerin Değerler Eğitimiyle İlgili Düşünceleri
GörüĢmelerde, velilerin “değerler eğitimi” konusunda bilgi sahibi olmadıkları
görülmüĢtür. Değerler eğitimi kavramı önce herhangi bir çağrıĢım uyandırmamıĢ birkaç
dakika sonra bu kavramı; “çocuğa değer verilmesi” olarak anlamlandırmıĢlardır.
AraĢtırmacı “davranıĢlara yön veren değerlerden bahsediyorum” dedikten sonra
velilerden bu konuda veri toplamak mümkün olmuĢtur. V1 “doğruluk, dürüstlük, iyi
davranıĢlar”; V2 “aklıma bir Ģey gelmedi”; V3, “çalıĢkanlık ve sevgi”; V4, “örf ve
adetler, dini değerler” cevabını vermiĢtir.
Veliler, çocuklarının bazı değerleri kazanarak yetiĢmesini arzu etmektedir. V1,
“çocuğumun yalan söylememesini, dürüst olmasını, yaptığı Ģey yanlıĢ olsa da bana gelip
söylemesini ama bir daha bu yanlıĢı yapmamasını, kendine güveninin olmasını ve
karakterinin sağlam olmasını; tiner, sigara, kötü alıĢkanlık edinmiĢ çocuklardan uzak
durmasını isterim” demiĢtir. V2, “inancımdan dolayı Ġslami değerler kazanmasını
isterim”; V3, “insani ve dini değerlerle yetiĢmesini isterim. Dini değerlerini öğrenirse, o
zaman insana saygı ve sevgi de kazanmıĢ olur” demiĢtir. V4, kültürel, insani ve Ġslami
değerlerin kazandırılmasını istemiĢtir.
4.1.2.3.6. Velilerin Çocuklarının Davranışlarıyla İlgili Düşünceleri
Veliler, çocuklarının davranıĢları hakkında detaylı bilgiler aktarmıĢlardır. Çocuklarının
davranıĢlarını etkileyen unsurlar konusunda velilerin ortak görüĢü “ortam” kavramı
olmuĢtur. Veliler, içinde bulunduğu ortamın, çocuklarının davranıĢlarını etkilediğini
103
düĢünmektedir. Ayrıca V1 “çocuğum konuĢurken, sözünün kesilmesi onu derinden
etkiliyor çünkü sürekli kendisiyle iletiĢim kurulmasını ve değer verildiğini görmek
istiyor” demiĢtir. V2, yaĢantılarının çocuğunun davranıĢları üzerinde etkili olduğunu
düĢünmektedir. V3 ve V4 çocuklarının arkadaĢlarının etkisinde kaldığı konusunda
hemfikirdir. V4, ek olarak, televizyonun ve aile içi davranıĢların çocuğun farklı
davranmasına neden olabildiğini belirtmiĢtir.
Veliler, çocuğun değer yargıları ve davranıĢları üzerinde ailenin çok önemli bir etkiye
sahip olduğunu düĢünmektedir. Bu konuda V2, çocuğunun, kendisinin ilkokul mezunu
ve yengesinin üniversite mezunu olması nedeniyle yaĢantılarını karĢılaĢtırdığını ve “ben
okuyacağım” dediğini anlatmıĢtır. V4 ise “konuĢmayı, yürümeyi taklit ederek
öğrendikleri gibi diğer konularda da aileyi birebir örnek aldıklarını düĢünüyorum”
ifadesini kullanmıĢtır.
Velilerin, bir aile olarak, çocuklarının değer ve davranıĢlarını olumlu yönde geliĢtirmek
amacıyla yaptıklarına baktığımızda en fazla gelen yanıtın “iyi davranırım” olduğu
görülmüĢtür. Bu iyi davranıĢın içeriği sorulduğunda ortaya çıkan bazı görüĢler Ģöyledir:
V1, “yalan söylememesi gerektiğini ve yanlıĢ bir Ģey söylediğinde bunun söylenmemesi
gerektiğini evde sürekli anlattıklarını, çocuğu karĢılarına alarak konuĢtuklarını”
söylemiĢtir. Bir veli olarak, “yapması gereken bazı Ģeyleri söylemek zorunda kalıyorum.
ġunları yapsan, Ģuraya gitsen, Ģöyle davransan daha iyi, diyorum. Babası da öyle
davranıyor. Kızım da sözümüzü dinliyor” demiĢtir. V2, “konuĢmama ve hareketlerime
dikkat ediyorum. Onu güzel ortamlara götürüyorum. Güzel arkadaĢlar edinmesini
söylüyorum; V3, “kötü Ģeyler öğrenmemesi için takip ederim” demiĢtir. Bu konuda
daha detaylı bilgi veren V4 ise Ģunları söylemiĢtir:
“Ondan beklediklerimi önce kendim uygulamaya çalıĢırım. Yalan söylemekse önce
ben yalan söylememeye, dürüstlükse önce ben dürüst olmaya dikkat ederim. Kitap
okurum. Gazetelerden sağlık sayfalarını okurum. Çocukların buluğ çağlarına
girdiklerindeki hal ve hareketleri, mesela çocuk zayıf almıĢsa nasıl davranmak
gerektiği hakkında, çocuklar hakkında, nasıl davranmak gerektiği hakkında bilgi
edinmeye çalıĢıyorum. Toplantılara katılıyorum. Öncelikle ben Ģöyle düĢünüyorum
eğer iyi bir nesil yetiĢtirmek istiyorsak önce kendimiz yetiĢmeliyiz diye
düĢünüyorum çünkü bizdeki eksiklik direkt zaten çocuklara yansıyor bu konuda da
kendimi çok yeterli bulmuyorum.”
Çocukların ev içinde dikkat çeken bazı davranıĢları olmuĢtur. V1 son zamanlarda
çocuğunun davranıĢ, hareket ve yürüyüĢünde birtakım değiĢikliklerin olduğunu
gözlemlemiĢtir. EĢinin ve kendisini çok sinirlendiren bir durum olarak; çocuğunun,
104
saçlarını havaya sallayarak, paytak paytak yürüyüĢünü anlatmıĢtır. Bu hareketle
çocuğunun “fiziksel olarak değiĢtiğini” göstermeye çalıĢtığını, “ben Ģimdi genç kız
oldum” demek istediğini düĢünmektedir. Daha önce uysal olan çocuğunun, ailesine
karĢı bazen “sesini yükselttiğini”, bazen “ani çıkıĢlar” yaptığını ve bunun “farkında bile
olmadığını” eklemiĢtir. Çocuğunun bazen babaya da böyle davrandığını ancak babanın
sinirlendiğini söylemiĢtir. Ancak bazen komik diye nitelendirdiği durumlara da evde
Ģahit olduğunu belirtmiĢtir: Bir gün kızının kaĢını kestiğini gören V1, bunun nedenini
sorduğunda; “kaĢlarım çok kalın, arkadaĢlarım dalga geçiyor” cevabını almıĢtır.
V4 ise çocuğunun kendisine aĢırı bağımlı olduğu bilgisini paylaĢmıĢtır. Birkaç gün
hastanede kaldıktan sonra eve döndüğünde çocuğunu rengi atmıĢ bir Ģekilde bulduğunu
söylemiĢtir. Çocuğunun çekingen bir yapıya sahip olduğunu söyleyen V4, babası tüm
çocuklarına eĢit davranmasına rağmen babaya karĢı soğuk davrandığını anlatmıĢtır. Bu
durumun sorumlusu olarak da ablalarının takındığı tavrı göstermiĢtir. Ablanın herĢeyi
kendisi bilirmiĢ gibi davranması ve baskıcı tavrı nedeniyle korkak ve ürkek bir kiĢilik
geliĢtirdiğini, azarlayıp oturtacağı bir çocuk yaramazlığında olmadığını anlatmıĢtır.
Çocuklar ailesi tarafından istekleri yerine getirildiği zaman mutlu olmaktadır. Aile
içinde geliĢen bu duruma; V1, onu mutlu ettiği zaman çocuğunun çok iyi davrandığını;
V2, okul toplantısına gelmesinin çocuğunu çok mutlu ettiğini fakat çok istediği birĢeyi
alamadığında çocuğunun çok üzüldüğünü, söylemiĢtir. V3 de çocuğunun istediği birĢeyi
alamaması durumunda çok üzüldüğünü, maddi durumunun buna neden olduğunu fakat
çocuğuna güzel davranılması, iyi Ģeyler yapılması durumunda mutlu olduğunu
söylemiĢtir. V4 ise çocuğunun sakin olduğunu, en küçük Ģeylerden bile mutlu olduğunu,
kendisine aĢırı bağımlı olduğunu hatta ayrı kaldığı birkaç günün sonunda çiçek
hastalığına yakalandığını anlatmıĢtır.
Çocuklarına nasıl davrandıkları konusunda V1, “Ģunu Ģöyle, bunu böyle yapalım
diyorum. KonuĢarak izah ediyorum”; V2, “almayı çok istediği bir Ģeyin alınıp
alınamayacağını ona anlatıyorum”; V3, “iyi davranıyorum. Tatlı dil güler yüz. Olumlu
olursa her dediğini yaparım” demiĢtir. V4 ise Ģunları söylemiĢtir:
“Zorunlu sorumluluklarımızı yerine getirdikten sonra çocuğumuzun maddi ve
manevi ihtiyaçlarını gidermeye çalıĢıyoruz. Kur'an okumasını ve dini bilgilerini
öğretmek, dini bilgileri kendimiz yaĢadığımız gibi onun da zaten görerek
uygulaması gerektiğini anlatıyoruz. Ġnsan sadece bedenen var olan bir varlık
105
olmadığı için ruhunun da ihtiyaçları giderilirse hani böyle daha ağırbaĢlı, daha
anlayıĢlı bir insan olacağını düĢünüyorum.”
Veliler, çocuklarının okul arkadaĢlarıyla dıĢarıda görüĢmediğini belirtmiĢler ve onların
arkadaĢlık iliĢkileriyle ilgili olarak bazı görüĢlerini paylaĢmıĢlardır. V1, çocuğunun
zayıflık nedeniyle arkadaĢ edinemediğini anlatmıĢtır: “Benim kızım zayıf olduğu için
arkadaĢları dalga geçiyor. Bazen bir bakıyorum, ĢiĢman gözükmek için, pantolonun
içine eĢofman giymiĢ. Zayıf olması arkadaĢ edinmesinde sıkıntı oluyor”. V1'in kızı
sadece aynı apartmanda oturan bir çocukla arkadaĢlık etmektedir. V2 ve V3
çocuklarının arkadaĢlarıyla arasının iyi olduğunu fakat sınıf arkadaĢlarıyla okul dıĢında
görüĢmediklerini söylemiĢtir. V4, çocuğunun okul içinden ve okul dıĢından gidip
geldikleri bir arkadaĢının bulunmadığını, dıĢarıdan arkadaĢlığa izin vermediğini fakat
apartmandaki çocuklarla bahçede oynadığını ifade etmiĢtir.
4.1.2.3.7. Velilerin Okuldaki Eğitimden Beklentileri
4.1.2.3.7.1. Velilerin Veli Eğitiminden Beklentileri
Velilerden Aile Eğitimi Ġhtiyaç Formunda yer alan eğitim konularını öncelik sırasına
koymaları ve eğer varsa diğer bir konuda görüĢ belirtmeleri istenmiĢtir. Buna göre elde
edilen sonuçlarda en fazla ihtiyaç duyulan konudan en aza doğru sıralama Ģöyledir:
Ergen ve iletiĢim, anne baba tutumları, ergen ve anne baba çatıĢmaları, ergenlik dönemi
sorunları, ergenin geliĢim özellikleri, ergen ve değerler eğitimi. Diğer bölümündeki
boĢluğa 2 veli; ergenlik dönemine uygun aktiviteler ve ergenle iletiĢim konusunda
eğitim talebini yazmıĢtır. Dönüt alınan diğer veliler bu satırı boĢ bırakmıĢtır. Velilere
ayrıca kendilerinin okula gelmesi için uygun gün, saat ve görüĢme aralığı sorulmuĢtur.
En fazla uygun oldukları gün Pazar ve PerĢembe, saat 10.00-15.00 arası, talep ettikleri
öğretmenle görüĢme aralığı “15 günde bir” seçeneği olmuĢtur.
4.1.2.3.7.2. Velilerin Çocuklarının Eğitiminden Beklentileri
Veliler, okuldaki eğitimden beklentilerini genel eğitim, okul yönetimi, öğretmen, ders
kitabı ve geliĢtirilmesi planlanan program açısından belirtmiĢlerdir. Velilerin eğitimden
genel beklentileri Ģöyledir: V1, çocuğunun eğitiminden “okumasını, iyi bir öğretmen
olmasını” beklemektedir. V2, eğitimin “Ģimdilik güzel” olduğunu söylemiĢ ve
açıklamada bulunmamıĢtır. Okula güvendiği için, çocuğunun okulunu hiç
106
sorgulamadığını belirten V3, çocuğunun derslerine iyi çalıĢan ve baĢarılı bir öğrenci,
devlete ve millete hayırlı iyi bir insan olarak yetiĢtirilmesini beklediğini ifade etmiĢtir.
V4, çocuğunun iyi bir insan olarak yetiĢtirilmesi, ileride iyi bir mesleğe sahip olmasını
ve ailesinin düĢünceleriyle de ters düĢmemesini beklemektedir. V4, ek olarak, konuyla
ilgili Ģunları söylemiĢtir:
“Hırslı bir geliĢmiĢ insan değil, bütün değerlerimizle birlikte bütünleĢmiĢ bir
eğitim. Anne babaya saygılı, büyüklerine saygılı, devlete millete faydalı olacak bir
insan olmasını isterim. Maddi bir hırs olunca bencillik duygusu ortaya çıkar; ben,
ben, ben der. Bunu istemiyorum. Ayrıca eğitim öğretim düzenlenirken bir veli
olarak benim de görüĢlerim alınmalı, benim de sahip olduğum özellikler, değerler
dikkate alınmalı, diye düĢünüyorum. Okul-öğretmen-aile iĢbirliği derken hep
bunları kastediyor olmalıyız.”
Veliler, okul yönetiminden çocuklarının iyi bir insan ve baĢarılı, iyi meslek sahibi
bireyler olarak yetiĢtirilmesine katkı sağlamasını beklemektedir. Bunun dıĢında V2 ve
V3 çocukların sokaklardan uzak yetiĢtirilmesini, V2 ailelerle iĢbirliği yapılmasını, V4
özel durumları olan çocukların farklı çalıĢma sistemleriyle daha güzel bir eğitim
sağlanmasını, bu çocukların biraz daha özel ağırlıklı eğitilmelerini istemektedir.
Veliler, öğretmenlerden öncelikle çocuklarını “büyüklerine, anne ve babasına,
öğretmenine, milletine saygılı”, “devlete ve millete hayırlı”, “iyi bir mesleğe sahip”,
“iyi bir çocuk” ve “iyi bir insan” olarak yetiĢtirmelerini beklemektedir. Bu ortak
ifadelere ilaveten V1, “sürekli rapor almayıp, derslerine katılmalarını” istemektedir. Ġlk
defa böyle bir uygulama ile karĢılaĢtığını söyleyerek heyecanlandığını ifade eden V3,
öğretmenlerin kendileriyle ilgilenmelerini istemektedir. V4, öğretmenlerden öncelikle
çocuğuna iyi bir model olmasını, anlattığı Ģeyleri kendinin de yaĢıyor olmasını, örneğin
sigara içmeyi kötülüyorsa kendisinin de içmemesini beklediğini ifade etmiĢtir. Ayrıca
çocuğunu, yalandan uzak, dürüst; anne babaya, öğretmenine, büyüklerine, milletine
saygılı; güzel ahlaklı, hem dünyaya hem ahirete yönelik bir Ģekilde yetiĢtirmesini
istediğini ifade etmiĢtir. V1 ayrıca, “15 gün aralıklarla toplantı yapılmasını istiyorum”
demiĢtir. Bu toplantının konuları arasında nelerin olmasını istediğini sorduğumuzda;
“Çocuğumun geliĢimi hakkında olmalı çünkü bazen çocuk evde yapmadığı
hareketleri okulda yapıyor ve bizim kaçırdığımız Ģeyleri öğretmenler görüyor.
Benim çocuğum yapmaz diyorum ama bunu aylar sonra duyduğumda ĢaĢırıyorum.
15 günde bir öğretmenlerle diyalog halinde olursak en azından benim çocuğum da
bu hareketleri yapıyormuĢ diye takip içinde oluruz. Öğretmenlerden en azından 15
günde bir toplantı yapmalarını istiyorum.”
107
V4 de V1 gibi öğretmenin en azından 15 günde bir, toplantı ve görüĢmeler
düzenlemesini talep etmektedir:
“Yoksa bir sınıf toplantısında ne ben öğretmene çocuğumun eksikliklerini
anlatabilirim ne de o bana. Belki not olarak açıklayabilir ama benim çocuğumun
zayıf notu ya da baĢarısının kaynağını açıklayabilir mi? Ahmet nasıl? Ahmet Ģöyle,
Ahmet böyle… Böyle bir toplantı değil. Eğer ki çocuğun bir özelliği varsa gerek
çok ileri gerek çok geri. Bunu bilgilendirme adına veliyi çağırıp birebir
görüĢmesini talep ederim.”
Veliler, sosyal bilgiler dersinin öğretmenini beğenmektedir. Çocuklarının öğretmeni çok
sevdiğini ifade eden veliler bu dersin çocuklarını sosyalleĢtirdiğini, çevreye ve topluma
katarak kendini de bir birey olarak hissettirdiğini ifade etmiĢlerdir. V1 bu dersten ek bir
Ģey beklemezken; V2 “güzel bir gelecek”, “sosyal hayat, düzenlilik, dürüstlük,
çalıĢkanlık ve iyi bir karakter kazandırmasını”; V3 ve V4 “iyi bir öğretim yapmasını,
çocuğunu bilgili ve iyi bir insan” olarak yetiĢtirmesini beklemektedir.
Yeni hazırlanan programın baĢarıya ulaĢmasını temenni ettiklerini belirten veliler, bu
tür faaliyetlerin diğer derslerde de bulunmasını istemektedir.
4.1.2.4. Öğrencilere Göre Eğitim Ġhtiyaçları
Bu baĢlık altında öğrencilerle yapılan görüĢmelerden ve öğrenciler tarafından
doldurulan formlardan elde edilen bulgulara yer verilmektedir.
4.1.2.4.1. Öğrencilerin Ailelerinin Davranışlarına Yönelik Düşünceleri
Öğrencilerin, ailelerinin olumlu ve olumsuz davranıĢları hakkında paylaĢtığı bilgiler bu
baĢlık altında yer almaktadır.
4.1.2.4.1.1. Anne Baba ve Çocuk İletişim İhtiyacı Belirleme Formundan Elde
Edilen Bulgular
Aile de eğitime katılacağı için öncelikle çocukların ailesindeki bireylerle ilgili sıkıntıları
ve aile bireylerinden beklentileri tespit edilmiĢtir. Açık uçlu iki sorudan oluĢan “Anne
Baba ve Çocuk ĠletiĢim Ġhtiyacı Belirleme Formu” öğrencilere dağıtılmıĢ, öğrencilerden
bu forma düĢüncelerini yazmaları istenmiĢtir. Verilen yazılı cevaplar betimsel analize
tabi tutulmuĢtur. Öğrencilerin rahatsız olduğu davranıĢlar Tablo 4.4.'tedir.
108
Tablo 4.4.
Öğrencilerin Ailesinde Rahatsız Olduğu DavranıĢlar
KardeĢimle anlaĢamama Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7, Ö8, Ö9, Ö10, Ö17, Ö19
Sürekli Tembihlenme Ö7, Ö8, Ö10, Ö16, Ö18
Baskı yapılması Ö4, Ö5, Ö7, Ö10
Öfkelenilme Ö4, Ö9, Ö17
ĠĢime karıĢılması Ö6, Ö12
Saygısızlık Ö11, Ö13,
Ev iĢi yaptırılması Ö1, Ö2
Memnun Ö14, Ö15, Ö20
Tablo 4.4. incelendiğinde öğrencilerin aile içinde en fazla kardeĢleriyle ilgili
problemlerden yakındıkları görülmektedir. Anne, babalarının kendilerini tembihlemeleri
ikinci Ģikâyet konusu olurken bunu baskı görmek, öfkelenilmek takip etmektedir. Ev iĢi,
saygısızlık, iĢine karıĢılma gibi davranıĢlardan ikiĢer öğrenci rahatsız olduğunu ifade
etmiĢtir. Üç öğrenci ise aile içindeki davranıĢlardan memnun olduğunu belirtmiĢtir.
Öğrencilerin ailelerinden bekledikleri davranıĢlarla ilgili bulgular Tablo 4.5'tedir.
Tablo 4.5.
Öğrencilerin Ailesinden Beklediği DavranıĢlar
Serbest bırakılmak istiyorum Ö5, Ö6, Ö7, Ö8, Ö10, Ö14, Ö15, Ö16
Saygı görmek istiyorum Ö3, Ö4, Ö8, Ö10, Ö11, Ö16, Ö17
KardeĢimin beni anlamasını istiyorum Ö5, Ö6, Ö13
AnlaĢılmak istiyorum Ö4, Ö17
Seviyeli davransınlar Ö9, Ö12
ĠĢ yaptırmasınlar Ö1, Ö2
Ödevlerime yardım etsinler Ö3
Ġlgilenilmek istiyorum Ö19
Memnunum Ö20
GörüĢ yok Ö18
Tablo 4.5 incelendiğinde öğrencilerin en fazla bekledikleri davranıĢ serbest
bırakılmaktır. Saygı görmek ikinci sırayı alırken, kardeĢle ilgili Ģikâyetler bir önceki
109
tabloda çok olsa da bu tabloda beklenti olarak sadece üç öğrenci ifadesinde yer
almaktadır. AnlaĢılmak istiyorum, seviyeli davransınlar, iĢ yaptırmasınlar beklentileri
ikiĢer öğrenci tarafından dile getirilmiĢtir. Ödevlerine yardım edilmesini ve kendisiyle
daha fazla ilgilenilmesini dile getiren öğrenci sayısı bir olup, bir öğrenci görüĢ
bildirmemiĢ, bir öğrenci de memnun olduğunu belirtmiĢtir.
4.1.2.4.1.2. Öğrenci Görüşmelerinden Elde Edilen Bulgular
Öğrencilerle yapılan mülakatlarda aileleriyle ilgili görüĢlerine bakıldığında aile içinde
ergenlik dönemi sıkıntılarının yeni yeni baĢladığı görülmüĢtür. Öğrencilerin ailelerine
genellikle bakıĢ açısı olumlu olsa da ebeveyn ve çocuk arasında küçük tartıĢmaların
baĢladığı, yapmak istedikleri Ģeye karıĢıldığı ve bundan hoĢlanmadıkları görülmüĢtür.
Aile içinde kendilerini etkileyen olumlu olaylar arasında Ö3, “eğer ben bir Ģey
istiyorsam, eğer o olabilecekse buna izin verirler belli bir saat ve belli bir koĢulla.
Mesela bir yere gitmek istiyorsam Ģu saatte eve gel gibi ya da eğer yapamayacağım bir
Ģeyse nazik birĢeyler yaparlar. Gönlümü almak için baĢka Ģeyler yaparlar” demiĢtir. Ö4,
“annemle babam beni sürekli korumaya çalıĢıyor. Onların yanında kendimi rahat
hissediyorum” diyerek korumayı, olumlu davranıĢ olarak görmüĢtür. Ö6, “olumlu fazla
bir Ģey yok” derken; Ö7, ailesinin kendisine çok destek olduğunu ifade etmiĢtir.
Öğrencilerin aileleriyle ilgili olumsuz bulduğu davranıĢlara bakıldığında Ö3 olumsuz
bir Ģeyin olmadığını belirtmiĢtir. Ö4, ise annesiyle sık sık tartıĢmaya girdiklerini ifade
etmiĢtir. “Annemle genellikle tartıĢıyoruz. Annem ne zaman geleceksin diyor, beni
korumaya çalıĢıyor. AĢırı koruma altına girmek de yaramıyor bana. Aslında onlara da
hak veriyorum ama bazen sinirleniyorum”. Ö5, hem annesiyle hem de babasıyla ilgili
problemine kısaca değinmiĢtir: “Babamın benimle hiç ilgilenmemesi ve annemin bana
çok karıĢması benim için problem. Beni olumsuz etkiliyor. Bir Ģey yapacaksam bile,
birĢey yap dedi mi hevesim gidiyor hocam. Bu da galiba onun psikolojisini olumsuz
etkiliyor”. Ö6, ailesinin kendisini fazla anlamadığını hatta hiç anlamadığını
düĢünmektedir. “Ailemin beni fazla anlamadığını düĢünüyorum. Her konuda bu böyle”
diyen Ö6, aynı zamanda ailesinin sürekli ders çalıĢ demelerinden de sıkılmaktadır.
Ö7'nin ise ailesiyle ilgili bir problemi bulunmamaktadır.
110
Öğrenciler ayrıca derslerine kendileri çalıĢmakta, yapamadıkları sorularda ailelerinden
destek almaktadır. Ö3, bu konuda Ģunları söylemiĢtir: “Aslında derslerimi tek baĢıma
yapıyorum. Kendim yardım almak istemiyorum daha doğrusu. Eğer benim bir iĢim
olursa zaten annem babam beni dershaneye yazdırdı. Eğer varsa oradaki öğretmenlere
soruyorum. Ġnternetten kendim çıktı alabiliyorum”. Ö4, “derslerimi kendim yapıyorum
ama aslında anneme bazı yapamadığım soruları soruyorum. Yapamadığım sorularda
annemin fikirleri daha çok hoĢuma gidiyor. Babama pek soru sormuyorum. Babam
akĢama kadar iĢte oluyor”. Ö5, ailesinin yapabildiği bir konuyla ilgiliyse, derslerine
yardım ettiğini belirtmiĢtir. Ö6, kendisini sürekli ders çalıĢmaya yönelterek, ders çalıĢ
diyerek yardımcı olduklarını; Ö7, dershaneye vererek ödevlerine bazen yardım ederek
yardımcı olduklarını söylemiĢtir.
Öğrencilerin ailelerinin okula gelip gitmesini isteyip istemedikleri konusundaki
düĢüncelerine baktığımızda Ö7 dıĢındaki öğrencilerin ailelerinin okula gelip gitmelerini
istediklerini ifade etmiĢlerdir. Ö7 bunu istemediğini belirtmiĢtir. Ailesinin okulda
bulunmasını isteme nedeni olarak Ö3; “takip edilmede, sakınacağı korkacağı bir Ģeyin
olmamasını”; Ö4, “annesiyle babasının sürekli koruma altına almasından hoĢlandığını”
Ö5, “kendisiyle ilgilenmelerini istemesini” söylemiĢtir. K6 ise bir neden belirtmemiĢtir.
Öğrenciler, aile içinden bazı insanları kendilerine model almaktadır. Ö1 ve Ö2,
ablasının davranıĢlarının ve baĢarısının mükemmel olduğunu düĢünmekte ve bu yüzden
onu model almaktadır. Ö3, hem mesleğinde hem çocuk büyütmede baĢarılı gördüğü için
yengesini model almaktadır. Ö4, sabırlı olduğunu düĢündüğü için annesini, Ö5 babasını
örnek almaktadır. Ö6 ve Ö7 ise aile içinden örnek aldıkları birini değil sporcu isimlerini
paylaĢmıĢlardır. Ö6 bir voleybolcuyu, Ö7 ise bir futbolcuyu kendine örnek almaktadır.
4.1.2.4.2. Öğrencilerin Öğretmenlerine Yönelik Düşünceleri
Öğrenciler, sosyal bilgiler öğretmenlerinin ders iĢleme yöntemlerini beğenmektedir.
Özellikle, “eğlendiriyor” ve “dinlendiriyor” ifadelerini tüm öğrenciler kullanmıĢtır.
Ġlaveten Ö4, Ö6, Ö7 derste önce kitaptan okuduklarını ve sonra öğretmenin derste geçen
olayları anlattığını, etkinlikler yaptıklarını; Ö4 ve Ö5, derste fıkra anlattıklarını; Ö4,
derste parmak kaldırınca okumamıĢ olanlara söz hakkı verdiğini; Ö3, çocukların
111
sıkıldığını gördüğü zaman dinlendirdiğini ve çocukların ilgisini derse çektiğini,
öğretmenini çok baĢarılı bulduğunu ifade etmiĢtir.
4.1.2.4.3. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Düşünceleri
“Sosyal bilgiler” kavramı, Ö1'e “sosyal bir hayat ve semt”; Ö2'ye “çevre, sosyal hayat,
yaĢam”; Ö3'e “yaĢam, yaĢanılan yer, çevre, sosyal yaĢam, sosyal hayat”; Ö4'e “hayat ve
öğretmen”; Ö5'e “çevre, yaĢadığı coğrafya ve öğretmen” Ö6'ya “yaĢadığı bölge,
insanlar, çevre” ve Ö7'ye ise “yaĢanılan bölge ve ülke” çağrıĢımı yapmaktadır.
Sosyal bilgiler ders zili çaldığında Ö1, Ö2, Ö3 ve Ö5 derste hangi konuların
iĢleneceğini, neler öğreneceklerini, dersin onlara ne katacağını merak etmektedir. Ö3 bu
dersin “yaĢamına neler katacağını, öğrendiklerini yaĢamına aktarıp aktaramayacağını
merak ettiğini “derste öğrendiklerimi yaĢamıma aktarabileceğimi mi yoksa
öğrendiklerimin sınıfla mı sınırlı kalacağını merak ediyorum” diyerek açıklamıĢtır. Ö4,
“neler iĢleyeceğimizi merak ediyorum ama sosyal kitabı alınca hemen konuya
bakıyoruz zaten” demiĢtir. Ö6 ve Ö7 sosyal bilgiler dersini sevdiklerini fakat tarihle
ilgili konulardan hoĢlanmadıklarını ifade etmiĢtir.
Öğrenciler, ders ortamında oluĢan olumsuz durumları biraz mahcup biraz da heyecanlı
bir tavırla anlatmıĢlardır. Ortak görüĢleri dersin etkili bir Ģekilde dinlenmediği, bazı
öğrencilerin dikkat dağıtıcı davranıĢlarının kendilerini de olumsuz etkilediği
yönündedir. “Oooooo… Say, say bitmez.” ifadesini kullanan Ö1, arkadaĢları tarafından
dersin etkili bir Ģekilde dinlenmediğini ifade etmiĢtir. Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6 ve Ö7 aynı
görüĢü belirtmiĢtir. Buna ilaveten; Ö2 ve Ö3, arkadaĢlarının kendi aralarında
konuĢtuğunu; Ö3, arkadaĢlarının kendi aralarında birĢeyler yaptığını, oyalandığını,
birbirlerine birĢeyler attığını, yazıĢmalar yaptığını ve bu durumun ders dinlemek
isteyenleri de engellediğinden yakınmıĢtır. Ö4, arkadaĢlarının konuĢurken karĢıdakine
değil de etrafa baktıklarını, derste aralarında fısıldaĢtıklarını anlatmıĢtır. Ö5,
arkadaĢlarının sınıfta ses yapmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiĢtir. Ö6, bu
durumu “dersi sabote ediyorlar. Biz de konuları genellikle zor anlıyoruz hocam.
Öğretmenler de baĢ edemiyorlar” diyerek açıklamıĢtır. Ö7, derste söz hakkı tanınan bir
arkadaĢı konuĢmaktayken sözünün kesilmesini örnek göstermiĢ, bunun en büyük
saygısızlık olduğunu ifade etmiĢtir. Kalem açma bahanesiyle çöpün yanına giden
112
arkadaĢlarının diğer öğrencilere çeĢitli hareketler yaptığını ve bundan çok rahatsız
olduğunu ifade etmiĢtir.
Öğrenciler, sosyal bilgiler dersinin kendilerine birtakım değer ve davranıĢları
kazandırdığını, yaĢamlarına katkı sağladığını düĢünmektedir. Öğrencilerin tamamı
“sosyal çevreyi tanıma” ve “yaĢamı etkileme” konusunda hemfikirdir. Ö1 ve Ö2
insanlarla daha iyi anlaĢabilmelerine; Ö3, duyarlı olma; Ö4, çevre sorunlarını fark
etme; Ö5, farklı coğrafyalar; Ö6, toplum içine katılım; Ö7, nasıl davranacağı konusuna
bu dersin katkı sağladığını ifade etmektedir.
4.1.2.4.4. Öğrencilerin Mevcut Sosyal Bilgiler Ders Kitabıyla İlgili Düşünceleri
Hem bir kitaptan beklentilerini öğrenmek hem de eksi ya da artı kabullerini dikkate
alabilmek amacıyla öğrencilere, kullanımdaki sosyal bilgiler ders kitabı hakkındaki
görüĢleri sorulmuĢtur. Öğrenciler, kitabın ilgi çeken ve ilgi çekmeyen özelliklerini
hakkında açıklamalar yapmıĢlardır. Ö1 kitabın görsel özelliklerinin ilgisini çektiğini
fakat Ö2 görseller az olduğu için kitap bütününün ilgisini çekmediğini ifade etmiĢtir.
Ö3, kitaplardan ziyade çalıĢma kitaplarının ilgi çekici olduğunu Ģöyle anlatmıĢtır:
“Ders kitaplarında uzun uzun yazılar var. Bazıları bu kitapların uzun olduğu
için sıkıcı olduğunu düĢünüyor ve hiç okumak istemiyor. KeĢke, resimlerle
biraz daha canlandırılmıĢ olsalardı. ÇalıĢma kitabımız öyle değil. Hem yazı
var hem de bizi düĢündüren sorular soruyorlar. Mesela siz Ģöyle olsaydınız
ne yapardınız? Ya da bilmecelere, bulmacalara yer veriyorlar.”
4.1.2.4.5. Öğrencilerin Değerler Eğitimine Yönelik Düşünceleri
Sosyal bilgiler öğretiminin önemli bir parçası olan değerlerin öğretimiyle ilgili olarak
öğrenciler yapmıĢ oldukları okul içinde veya okul dıĢında düzenlenen herhangi bir
faaliyetin olup olmadığı konusunda sınıf içindeki etkinliklere “hatırlamıyorum” ve sınıf
dıĢındaki etkinliklere “hayır” yanıtlarını vermiĢlerdir.
113
4.1.2.4.6. Öğrencilerin Beklentileri
4.1.2.4.6.1. Öğrencilerin Yeni Ders Kitabından Beklentileri
Öğrencilere kendilerine hazırlanacak yeni bir ders kitabı olsaydı, bu kitapta ne gibi
özelliklerin bulunmasını istedikleri sorulmuĢtur. Öğrencilerin belirttiği ortak görüĢ
“eğlenceli bir kitap” olmuĢtur. Bu kavramı herkes kendi görüĢüne göre farklı
anlamlandırmıĢtır. Ö1, “mesela bir tarafta dersler varken bir tarafta oyun olmalı”; Ö2,
“bizlerin daha iyi öğrenmesini sağlayacak değiĢik oyunlar olmalı, mesela ders yaparken
oyun da oynayabilmeliyiz” demiĢtir. Ö3, eğlenceli olma konusunu açıklarken “mesela
hem öğrenip hem eğlenmeliyiz. Etkinliği yaptıktan, o kitabı okuduktan sonra öbür
sayfasında eğlence filan olması lazım” demiĢtir. Bunlar dıĢında Ö3, Ö4 ve Ö6 kitabın
renkli ve canlı olmasını istemiĢlerdir. Ö3 ve Ö4, bir okuma kitabında olduğu gibi,
insanın severek okuyabileceği ve elinden bırakmak istemeyeceği bir kitap olması
gerektiğini belirtmiĢlerdir. Ö3 ve Ö7, bulmaca, drama, karikatür, tiyatro sahnesi,
yapboz, video izleme gibi etkinliklerin bulunmasını istemiĢlerdir. Ö5 ise kitaplarda çok
yazı olduğunu ve bu yazıların öğretici cümlelerle yazılmasını istemiĢtir.
Ö4 kitabın daha da renkli olması durumunda ilgi çekici olabileceğini, Ö5, yazıların
biraz daha azaltılması gerektiğini, Ö6 iyi ama biraz daha teknolojik olması gerektiğini,
Ö7, ayakta yapılacak etkinlikler olmamasını eksiklik olarak gördüğünü ifade etmiĢtir.
4.1.2.4.6.2. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersinden Beklentileri
Öğrenciler, sosyal bilgiler dersinin günlük hayatla ilgili birtakım faaliyetleri içermesini
(Ö1); sınıf dıĢında da anlatılabilmesini (Ö2, Ö3 ve Ö4); ders konularıyla ilgili drama ve
tiyatro da yapılmasını (Ö4); dersin gör görsel materyallerle iĢlenmesini (Ö5); örneklerle
açıklanmasını (Ö6) ve bol etkinlik yapılmasını (Ö7) istemektedirler.
Öğrencilere yeni hazırlanan program hakkında kısaca bilgi verdikten sonra, bu
programla ilgili beklentilerinin neler olduğu sorulmuĢtur. Öğrenciler, yeni hazırlanan
programın heyecan verici etkinliklerden oluĢmasını (Ö1, Ö2; Ö3, Ö4); eğlenceli
olmasını (Ö1); derste videolar izlenmesini (Ö1, Ö2); dersin projeksiyonla izletilmesini,
drama ve tiyatro yaptırılmasını, el ile yapılabilen etkinliklerin olmasını, yıl boyunca
yaptıkları faaliyetlerin yılsonunda ailelerine gösterilmesini (Ö3); sessiz ve eğlenceli bir
114
sınıf ortamı sağlanmasını, sınıf ortamındaki yapılan yaramazlıkların düzeltilmesini (Ö3,
Ö4, Ö5, Ö6, Ö7); araĢtırma yapma imkânı verilmesini (Ö5) beklemektedir.
4.1.2.4.6.3. Öğrencilerin Öğretmenlere Yönelik Beklentileri
Öğrencilerin öğretmenlerinde olmasını istediği niteliklere bakıldığında; öğrencilerin
tamamı, öğretmenlerinin hem “eğlenceli bir kiĢiliğe sahip olmasını” hem de “tatlı sert
bir disiplini sağlamasını” istemektedir. Ö1, “hem eğlenceli hem de disiplinli bir
öğretmen olmasını isterdim. Sınıfta düzen vermeyen bazı öğrenciler var. Hem onlara
kızmasını hem de bizi eğlendirerek öğretmesini isterim” demiĢtir. Ö2, “öğretmenimizin
bir yandan bize öğretirken bir yandan da bizi eğlendirmesini isterim. Sınıfımıza hem
sert hem de iyi davranmasını isterim. Derslerimizde daha baĢarılı olmamız için çaba
göstermesini isterim” demiĢtir. Ö3, “hem eğlenceli hem disiplinli olmasını istiyorum.
Hem de ona göre etkinlikler yapmasını mesela tahtada film izletmesini, konuyla ilgili
etkinlikler yapmasını istiyorum”. Ö4, “konuyu eğlenceli örneklerle anlatmasını”; Ö5
“hem disiplinli hem eğlenceli etkinlikler yapmasını”; Ö6, “sözü geçmesini, çok
yaramazlık yapanları dövebilmesini ve eğlenceli olmasını”; Ö7, “çocuklara karĢı sevgi
dolu olmasını ve disiplinli olmasını” istediklerini ifade etmiĢlerdir.
Öğrenciler öğretmenlerinden, herkese eĢit davranmasını (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7)
ve kendileriyle arkadaĢ gibi davranmasını, samimi olmasını (Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7)
beklemektedir. Ö3 öğretmenlerinden beklentilerini Ģöyle dile getirmiĢtir:
“Bir konuda, bazı öğretmenlere soru soramıyoruz. Ben bunu, daha kolay
yolu varken, baĢka yollarla daha zorla öğreniyorum. Öğretmenlerimizle
arkadaĢlık kuramıyoruz mesela bazı öğretmenler var onlar bizi çok seviyor,
arkadaĢ gibi davranıyorlar. Adını vermeyelim bazı öğretmenler var onlar
bize öğretmen öğrenci iliĢkisi yapıyorlar. Ayrıca öğretmenlerimin beni
övmelerini isterim. Bir Ģey yaptığımda benimle gurur duymalarını,
ilgilenmelerini isterim. Her seferinde bunu yapmalarını istiyorum.”
4.1.2.4.6.4. Öğrencilerin Ailelerine Yönelik Beklentileri
Öğrenciler “iyi bir insan” olabilmek için ailelerinden birtakım beklentiler içindedir. Bu
beklentilere bazılarına baktığımızda ailenin öğrencinin arkasında durması ve dayanıĢma
içinde olması öğrencilerin ortak beklentisi olduğu görülmektedir. Öğrenciler
ailelerinden arkasında durmasını (Ö1, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7); destek olmasını (Ö1, Ö4);
güven vermesini (Ö2); güvenmesini (Ö3, Ö4, Ö5); izin vermesini, isteklerini yapmasını,
115
sevgilerini daha fazla göstermesini, korumasını, savunmasını, ödüllendirmesini (Ö3);
kararlarına saygı duymasını (Ö4); saygı göstermesini (Ö5, Ö6) ve dayanıĢma içinde
olmasını (Ö7) beklemektedir.
4.1.2.4.7. Öğrencilerin Okul ve Aile İşbirliğine Yönelik Düşünceleri
Öğrencilerin çoğunluğu, ailelerinin öğretmenleriyle ve okul yönetimiyle iĢbirliği
yapmasını istemektedir. Ö1 bundan gurur duyacağını; Ö2 ve Ö4 istediğini; Ö3 kendisi
açısından olumlu da olsa olumsuz da olsa istediğini ifade etmiĢtir. Ö5 ise ailesinin okula
gelip gitmesini istediğini fakat okul yönetimi direkt Ģikâyet ilettiği için istemediğini
söylemiĢtir. Ö6 ve Ö7 bu iĢbirliğinin bir örgüte dönüĢebileceğini ve kendileri üzerindeki
ders çalıĢma baskısının artacağını düĢünmektedir. Ö6 iĢbirliğini kesinlikle istemediğini
ifade ederken Ö7 iĢbirliğini istediğini fakat kendini olumsuz etkileyeceğini ifade
etmiĢtir:
“ĠĢbirliği olsun hocam. Olumlu olur bizim için. Ama olumsuz yönü de var.
Örgüt kurarlar hocam. Ailemiz sürekli ders yapmamız için baskı yapacak,
okul yönetimi de bir Ģey olduğunda ailemize söyleyecek hocam. Ailemiz de
sahada sıkı tutacak hocam. Sonra kendimizi boğaz köprüsünden atacağız
hocam.”
4.2. Sosyal Bilgiler Dersleriyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter
Eğitimi Programının Uygulanabilirliği
4.2.1. Programın Öğrencilerin Akademik BaĢarısına Etkisi
“Program öğrencilerin akademik baĢarısını nasıl etkilemiĢtir?” sorusuna yanıt bulmak
amacıyla baĢarı testlerine yönelik veriler analiz edilmiĢtir. Tek grup çalıĢması yapıldığı
için veriler, kontrol grupsuz çalıĢmaların ön test ve son test karĢılaĢtırmalarında
kullanılan “Bağımlı Gruplar T Test” analizi ile analiz edilmiĢtir. Verilerin H1 hipotezi,
programın öğrencilerin değer kazanımını arttırdığı yönünde kurulmuĢtur.
H1 = Program öğrencilerin akademik baĢarısını olumlu yönde etkilemektedir.
4.2.1.1. ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi BaĢarı Testi
ĠletiĢim ve insan iliĢkileri ünitesi baĢarı testi testi ile ilgili verilerin bağımlı gruplar t-test
bulguları Tablo 4.6‟da verilmiĢtir.
116
Tablo 4.6.
ĠletiĢim ve Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesi BaĢarı Testi Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik
Bağımlı Gruplar T Testi
ÇalıĢma
Grubu N Ss Sd t p
Ön Test 24 38,04 15,381
23 13,871 .000
Son Test 24 62,67 21,538
Tablo 4.6 incelendiğinde ön test puan ortalamasının 38,04 ve son test puan
ortalamasının 62,67 olduğu görülmektedir. Ön test puanlarının son testte artmıĢ olması
bu öğrencilerin baĢarılarının olumlu yönde artmıĢ olduğunu göstermektedir. Testin
anlamlılık düzeyinin manidar çıkması (p<.01), H1 hipotezinin kabul edildiğini yani
programın öğrencilerin akademik baĢarısını olumlu etkilediğini göstermektedir.
4.2.1.2. Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi BaĢarı Testi
Ekonomi ve sosyal hayat ünitesi baĢarı testi ile ilgili verilerin bağımlı gruplar t-test
bulguları Tablo 4.7‟de verilmiĢtir.
Tablo 4.7.
Ekonomi ve Sosyal Hayat Ünitesi BaĢarı Testi Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik
Bağımlı Gruplar T Testi
ÇalıĢma
Grubu N Ss Sd t p
Ön Test 24 52,17 10,969
23 13,539 .000
Son Test 24 75,92 15,203
Tablo 4.7 incelendiğinde ön test puan ortalamasının 52,17 ve son test puan
ortalamasının 75,92 olduğu görülmektedir. Ön test puanlarının son testte artmıĢ olması
bu öğrencilerin baĢarılarının olumlu yönde artmıĢ olduğunu göstermektedir. Testin
anlamlılık düzeyinin manidar çıkması (p<.01), H1 hipotezinin kabul edildiğini yani
programın öğrencilerin akademik baĢarısını olumlu etkilediğini göstermektedir.
117
4.2.2. Programın Öğrencilerin Değer Kazanımına Etkisi
“Program öğrencilerin değer kazanımını nasıl etkilemiĢtir?” sorusuna yanıt aramak
amacıyla değer ölçeklerine yönelik veriler analiz edilmiĢtir. Tek grup çalıĢması
yapıldığı için veriler, kontrol grupsuz çalıĢmaların ön test ve son test
karĢılaĢtırmalarında kullanılan “Bağımlı Gruplar T Test” analizi ile analiz edilmiĢtir. H1
hipotezi, programın öğrencilerin değer kazanımını arttırdığı yönünde kurulmuĢtur.
H1 = Program öğrencilerin değer kazanımını olumlu yönde etkilemektedir.
4.2.2.1. Farklılıklara Saygı Değeri
Programda iletiĢim ve insan iliĢkileri ünitesinin doğrudan verilecek değeri olarak yer
alan farklılıklara saygı değerinin çalıĢma grubundaki öğrenciler tarafından kazanılma
durumunu tespit etmek amacıyla geliĢtirilen “Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği” ile
ilgili verilerin bağımlı gruplar t-test bulguları Tablo 4.8‟de verilmiĢtir.
Tablo 4.8.
Farklılıklara Saygı Değeri Ölçeği Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik Bağımlı
Gruplar T Testi
ÇalıĢma
Grubu N Ss Sd t p
Ön Test 24 157,87 19,73
23 6,437 .000
Son Test 24 176,29 16,92
Tablo 4.8. incelendiğinde ön test puan ortalamasının 157,87 ve son test puan
ortalamasının 176,29 olduğu görülmektedir. Ön test puanlarının son testte artmıĢ olması
bu öğrencilerin baĢarılarının olumlu yönde artmıĢ olduğunu göstermektedir. Testin
anlamlılık düzeyinin manidar çıkması (p<.01), H1 hipotezinin kabul edildiğini yani
programın öğrencilerin değer kazanımını olumlu etkilediğini göstermektedir.
4.2.2.2. Dürüstlük Değeri
Programda ekonomi ve sosyal hayat ünitesinin doğrudan verilecek değeri olarak yer
alan dürüstlük değerinin çalıĢma grubundaki öğrenciler tarafından kazanılma durumunu
118
tespit etmek amacıyla geliĢtirilen “Dürüstlük Değer Ölçeği” ile ilgili verilerin bağımlı
gruplar t-test bulguları Tablo 4.9.‟de verilmiĢtir.
Tablo 4.9.
Dürüstlük Değeri Ölçeği Ön Test ve Son Test Puanlarına Yönelik Bağımlı Gruplar T Testi
ÇalıĢma
Grubu N Ss Sd t p
Ön Test 24 101,50 9,677
23 15,855 .000
Son Test 24 140,46 15,191
Tablo 4.9 incelendiğinde değer ölçeğini cevaplayan 24 öğrenci olduğu, bu öğrencilerin
ön test puan ortalamasının 101,50 ve son test puan ortalamasının 140,46 olduğu
görülmektedir. Ön test puanlarının son testte artmıĢ olması bu öğrencilerin baĢarılarının
olumlu yönde artmıĢ olduğunu göstermektedir. Testin anlamlılık düzeyinin manidar
çıkması (p<.01), H1 hipotezinin kabul edildiğini yani programın öğrencilerin değer
kazanımını olumlu etkilediğini göstermektedir.
4.2.3. Programın Ailelerin Eğitime Katılımına Etkisi
4.2.3.1. Aile Eğitiminin Değerlendirilmesi
Programın baĢında ailelere yönelik düzenlenen “Aile Eğitimi” katılımcı veliler
tarafından “Aile Eğitimi Değerlendirme Veli Formu” aracılığıyla değerlendirilmiĢtir.
Veriler analiz edildiğinde elde edilen bulgular Ģöyledir:
Veliler düzenlenen aile eğitimini içerik ve sunum bakımından oldukça beğenmiĢlerdir.
Eğitime katılan her veli gerek yüz yüze, gerekse forma yazdıklarıyla beğenilerini ifade
etmiĢlerdir. Ġçerikle ilgili olarak; “aileyi bilinçlendirme, faydalılık, güncellik, eğiticilik,
iletiĢim” açısından beğendiklerini ifade etmiĢlerdir. Sunum ve sunan ile ilgili olarak da
veliler; “anlatım, ses tonu, hitap, güler yüz, cana yakınlık, üslup, samimiyet” açısından
beğendiklerini dile getirmiĢlerdir. Veliler, düzenlenen bu eğitimin kendilerine sağladığı
katkı konusunda; içeriğin “ergenlik dönemi” ile ilgili olmasını tam da ihtiyaç duydukları
konu olarak nitelendirmiĢler ve eğitimin kendilerine oldukça katkı sağladığını ifade
etmiĢlerdir. Velilerin memnuniyeti programın aile üzerindeki olumlu yansımalarıdır.
119
V4 bu eğitimin kendisine katkısıyla ilgili olarak; “çok mükemmeliyetçi bir anneydim.
Bugünden sonra bu tutumun yanlıĢ olduğunu anladım” demiĢtir. Devamında kendini
değerlendiren V4; “çocuğumun arkadaĢlarını bile ben belirlerdim. HerĢeyi benimle
paylaĢmasını beklerdim ama bana güvenip anlattığı Ģeyleri onun yanında babasına
anlatırdım. Dikkatsizliğinin bizi önemsemediğinden kaynaklandığını düĢünürdüm. Ne
kadar yanlıĢ yapmıĢım” demiĢtir.
V5, “çocuğuma daha bilinçli davranacağım. Ġhtiyaç ve isteklerini söylediklerinize göre
değerlendireceğim. TeĢekkür ederim” demiĢtir. V7, “çocuğumun bu dönemlerde
yaĢadığı karmaĢık duygular içerisindeyken onunla az da olsa elimden geldiği kadar ona
nasıl yardımcı olacağımı anlamamı sağladı” demiĢtir. V6, “anne baba olarak çok
geriden takip etmiĢiz” derken V8, “çocuklarımızı daha iyi dinlememiz gerektiğini
öğrendik. Ergenlik döneminde neler yaĢayabileceği hakkında daha çok bilgi sahibi
olduk” demiĢtir. V10, “çocuğuma karĢı davranıĢlarımı bir kez daha gözden geçirmem
gerektiğini düĢünüyorum”; V13, “bana göre doğru zannettiğim davranıĢlarımda ne
büyük hataların olduğunu gördüm” demiĢtir. Diğer kâğıtlar da anlam olarak aynı
çerçevesindeki görüĢlerden oluĢmaktadır. V12 eğitimle ilgili Ģunları yazmıĢtır:
“Bu eğitim, 14 yaĢındaki kızıma ve 12 yaĢındaki oğluma nasıl davranacağım
konusunda ve onlarla nasıl iletiĢim kuracağım hakkında bilgilenmemi sağladı. Her
ne kadar onları tanıdığımı zannetsem bile birçok hatalar yaptığımı, birçok konuĢma
eksiklerimizin olduğunu anladım. Çocuklarıma karĢı kararsız, ne çok ilgili veya
ilgisiz olmamam gerektiğini bilmeme karĢın nasıl davranmam, nasıl cevap vermem
gerektiğini daha iyi kavradım.”
Aile eğitiminin ikinci oturumuyla ilgili olarak veliler yine kendilerine oldukça faydalı
bir eğitim olduğunu iletmiĢler, araĢtırmacıyla eğitim sonunda da sohbete
koyulmuĢlardır. Bu sohbetlerde çocuklarının aslında geliĢim özelliği olan birçok
davranıĢı problem davranıĢ gibi gördüklerini anladıklarını belirtmeleri ve araĢtırmacıya
teĢekkür etmeleri ortak noktalarıdır. Veliler ikinci oturumun içeriğini değerlendirmeye
yönelik soruya “hiçbir olumsuz yön görmedim” yanıtını vermiĢlerdir. Ġlaveten, V1
“sohbet, iletiĢim, öğreticilik”; V2, “çekici ve kalıcı bilgiler” açısından beğenmiĢtir.
AraĢtırmacı ve sunum ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede velilerin tamamı
beğendiğini ifade etmiĢtir. V3, “olumlu davranıĢını çok beğendim. Konuyu ayrıntısına
kadar anlatmasını çok güzel buldum. V4, “gerek anlatımı gerek sunum mükemmeldi”;
V2, “eğitimi sunan hoca sunum profili bakımından baĢarılıydı. Sempatik olması ve
120
örneklerle sunumu zenginleĢtirmesi anlatımı daha etkili kıldı” demiĢtir. Veliler,
sunumdan iki talepte de bulunmuĢlardır. Birincisi sunumun ses efektleriyle
zenginleĢtirilmesi, ikincisi eğitimin iki oturum boyunca değil aralıklarla devam etmesi.
Eğitimin faydalılığı konusunda veliler, bu eğitimin çocuklarıyla iletiĢim kurmalarında
yardımcı olacağını düĢündüklerini iletmiĢlerdir. V2, “okullarda böyle eğitimlerin
verilmesi aile içi ve aile dıĢı eğitici faaliyetlerde gayet yararlıdır” demiĢtir. V4, “Eğitim
konusunda çok yetersiz ve geride olduğumu anladım. Bundan sonra daha farklı
yaklaĢacağım. Mesela anlayıĢla, sabırla ve sevgiyle yaklaĢacağım” derken V1, “bu
eğitimin aslında bilip de uygulamada sıkıntı yaĢadığı Ģeylerin zihninde düzelmesine
yardımcı olduğunu” ifade etmiĢtir. V3, “ben her yönüyle çok beğendim” diyerek “konu
baĢlıklarını, öğretmenin anlatımda sorular sormasını, velilerin cevap vermesini,
çevreden ve aileden örnekler verilmesini, bir davranıĢ karĢısında güzel sözler ve kötü
sözler örneğini” faydalı bulmuĢtur.
4.2.3.2. Aile DanıĢmanlığının Değerlendirilmesi
AraĢtırmacı, okulun kütüphanesinde her PerĢembe saat 14.00'da AraĢtırmacı Öğretmen
unvanıyla velilere danıĢmanlık yapmıĢtır. Bu danıĢmanlığın değerlendirilmesiyle ilgili
olarak araĢtırmacının notları Ģöyledir:
“BaĢlangıçta bütün velileri tek tek aradım. Böyle bir danıĢmanlık olacağını ve
katılmak isteyip istemediklerini sordum. Her veli katılmak istediğini ve böyle bir
çalıĢmaya çok ihtiyaçları olduğunu ve hatta aile eğitimini de duyup katılamadıkları
için üzüntü duyduklarını söylediler. Aile eğitimine katılamadıkları için danıĢmanlık
günlerinde bu eğitimin tekrarlanmasını rica ettiler. Bir öğrencinin babası ciddi bir
rahatsızlığı olduğunu söyleyerek katılmayı çok istediğini fakat rahatsızlığı
nedeniyle katılamayacağını ifade etti. “Tamam, dedim. Bu iĢ oldu! PerĢembe günü
erkenden okula gidip dersime girdim ve ders çıkıĢında büyük bir sabırsızlıkla
velileri beklemeye baĢladım. Saat 14.00 oldu, kimse yok. 15.00 oldu kimse yok.
Bekliyorum. Birkaç dakika sonra telaĢla kapıdan içeri kırmızı montlu, esmer bir
bayan girdi. Toplantıya çok geç kalıp kalmadığını sordu. Ġlk toplantımız, böyle bir
bekleyiĢin ardından tek kiĢiyle baĢlamıĢ oldu.”
AraĢtırmacı böyle bir süreci zaten problem olarak tespit ettiği için psikolojik olarak
hazırlıklıdır. Bu danıĢmanlık toplantılarında her hafta veliler, öğrenciler ya da telefon
aracılığıyla bilgilendirilmiĢtir. Katılım sayısı ilk haftalarda hiç, birkaç hafta sonra 2 ya
da 4 kiĢiye kadar devam etmiĢtir. Toplantıların sonunda en fazla ulaĢılan katılımcı sayısı
12 olmuĢtur ki bu toplantıda bir de baba yer almıĢtır. Katılımcılardan “Veli Toplantısı
Değerlendirme Formu” aracılığıyla toplanan veriler, toplantının olumlu ya da olumsuz
121
yönleri, araĢtırmacı öğretmen, dersteki uygulamalar ve toplantının katkısı bakımından
analiz edilmiĢtir.
AraĢtırmacıyla ilgili olarak veliler “genel bir beğeni” ifadelerine yer vermiĢler, herhangi
bir problem belirtmemiĢlerdir. Derslerdeki uygulamalar ile ilgili olarak kendilerine
olumlu Ģeylerin yansıdığını yazmıĢlar, herhangi bir problem belirtmemiĢlerdir. V1,
“öğrencinizden dinlediğim kadarıyla çok güzel, uygulamalı bir ders iĢliyorsunuz. Böyle
bir dersin daha kalıcı olacağını düĢünüyorum. KeĢke diğer derslerde de böyle olsa.
Bilgilendirilip, yönlendirilsek. O derslerde de düzelme olacaktır” yazmıĢtır. Diğer
veliler de “faydalı”, “eğitici”, “olumlu”, öğretici”, “çok iyi” ve “güzel” ifadelerine yer
vermiĢlerdir.
DanıĢmanlık toplantılarının kendilerine sağladığı katkı ile ilgili olarak veliler genellikle
“çok faydalı” ifadesini kullanmıĢlardır. Eğitime katılan tek baba olan V5, “bu
toplantının çocuklar için ve veliler için eğitici olduğunu gördüm” ifadesini kullanmıĢtır.
V7, “çocuğumu daha iyi tanımam için bir fırsat” derken V8, “bana çok Ģey kattığını
düĢünüyorum. Çocuklarımla daha iyi iliĢki kurabiliyorum ve onlara karĢı daha sabırlı
oldum” demiĢtir. V9 ve V10, “ergenlik dönemi özellikleri hakkında bilgi sahibi oldum”,
V13, “çocuğuma gereken önemi vermem gerektiğini öğrendim”, V14 “çocuğuma nasıl
davranmam gerektiğini, hayata nasıl hazırlayacağımı öğrendim” demiĢtir. V2, “kendi
çocuğunuz olsa da bazen onlara ulaĢamıyorsunuz, izin vermiyorlar” diyerek eğitimin
kendisine bu konuda faydalı olduğunu belirtmiĢtir. V3, “çocuklarımla ilgili bir anne
olduğumu düĢünüyordum ama anladım ki çok eksiklerim varmıĢ. Bundan sonra daha da
yakından ilgileneceğim. Bilmeden birçok hata yaptığımız anladım” demiĢtir. V1,
toplantılardan sonra çocuğuyla daha doğru bir Ģekilde ilgilendiğini ifade ettiği yazısında
pratik bir faydadan da bahsetmiĢtir: “Faaliyetleri takip edip, çocuğumla
ilgilenebiliyorum. Öğrencinizde bunun faydasını gözlemledim. Etkinlikler üzerinde
okuma yaptırıp, yorumlarını dinlediğimde ve söz hakkı verildiğinde kendini ifade
edebildiğini gördüm. Derste sizinle Ģiir okuduğunu ve mutlu olduğunu söyledi. Bu beni
de mutlu etti.”
V1'in yazdığı bilgiler, aynı zamanda toplantıların ev hayatına, günlük hayata da
yansımasını ve veli ile çocuğun eğitime birlikte katılımını göstermesi bakımından
önemlidir. Aynı zamanda tüm bu ifadeler programın velilere olumlu katkı sağladığı ve
122
ailelerin sorumluluk alma, bilinçli davranma, öğretmenle iletiĢim kurma, çocuğun
eğitimiyle ilgilenme gibi birçok konuda eğitime katılımına katkı sağladığı söylenebilir.
4.2.4. Programın Değerlendirilmesi
4.2.4.1. Programın Bir Değerlendirme Toplantısıyla Değerlendirilmesi
Sosyal Bilgiler Dersiyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter Eğitimi Programının
uygulaması bittikten sonra, 17 Mayıs 2012 tarihinde Ġnönü Ġlköğretim Okulunda
programın ve sürecin değerlendirilmesine yönelik bir toplantı gerçekleĢtirilmiĢtir.
Yılsonu faaliyeti ve sergi biçiminde düzenlenen bu toplantıya akademisyenler,
öğretmenler, okul müdürü, veliler ve öğrenciler katılmıĢtır. Program, bu katılımcıların
görüĢleri çerçevesinde değerlendirilmiĢtir.
4.2.4.1.1. Öğretmenin Program Hakkındaki Düşünceleri
ÇalıĢma grubunun sınıf ve sosyal bilgiler öğretmenliğini birlikte yürüten öğretmeni Dr.
Kaya, toplantıda, program hakkında Ģunları söylemiĢtir:
“Feride Hanımın çalıĢmasıyla ilgili benim söylemek istediğim bazı Ģeyler var.
Bunu paylaĢmak için birkaç dakikanızı ayırmanızı rica edeceğim. Bu okulda 10
yıllık öğretmenim ve dolayısıyla öğrencilerimin bir önceki yıldaki durum ve
davranıĢlarıyla bu yılki durum ve davranıĢları arasındaki farkı eksiğiyle fazlasıyla
burada en iyi değerlendirebilecek, karĢılaĢtırabilecek kiĢi benim. 1 yıllık süreçte
öğrencilerimin baĢarısı arttı, davranıĢları düzeldi. Sınıf içi davranıĢları, ders
çalıĢma durumu, baĢarı durumu, arkadaĢlarıyla iliĢkisi yüzde yüz değiĢti. Bunu siz
de biliyorsunuz.”
Öğretmen, bu ifadelerden sonra öğrenci velilerine ve çocuklara yaklaĢarak, birkaç veli
ile konuĢmuĢtur. Ġsim isim saydığı öğrencilerin velileri de çocuklarının davranıĢlarının
olumlu yönde değiĢtiğini ifade etmiĢ, onaylamıĢtır. KonuĢmasına Ģöyle devam etmiĢtir:
“Feride Hanımın uygulamıĢ olduğu bu programın yüzde yüz oranında bir baĢarıya
sahip olduğunu söyleyebilirim. …Ġrem aynı Ģekilde, Nurcan aynı Ģekilde, Sinem
aynı Ģekilde, Oğuz son derece… Yani bu sınıftaki öğrencilerimin iyi yöne doğru
gittiğini gözlemliyorum. Ben 10 yıllık öğretmenim. 10 yıllık süreçte öğrencilerin
sınıf seviyesi yükseldikçe elenmelerin hep arttığını görüyorum. Bu programla
birlikte elenmelerin iyiye doğru yani elenme değil de oraya birilerinin katıldığını,
yani katılımını hep arttıran bir yapıya doğru gidiĢ olduğunu görüyorum. Buradaki
diğer öğretmen arkadaĢlarla görüĢtüğümde de aynı Ģeyi söylemekteler fazlasıyla.
Onun için tüm bunlara rağmen baĢarılı olduğuna zahmet gerektirdiğine katlıyorum
ve inanıyorum. Herkese katılımı için teĢekkür ediyorum.”
123
4.2.4.1.2. Akademisyenlerin Program Hakkındaki Düşünceleri
Programın değerlendirme toplantısına Marmara Üniversitesi Sosyal Bilgiler
Öğretmenliği ve Eğitim Bilimleri öğretim üyeleri katılmıĢtır. A1, programla ilgili
görüĢlerini Ģöyle dile getirmiĢtir:
“Feride Hanımı tebrik ediyorum. Biz teorik olarak birçok araĢtırma yaptık fakat
Feride Hanım bu çalıĢmayı aynı zamanda uygulamalı olarak gerçekleĢtirmiĢ.
Gerçekten zor bir süreç bu. KeĢke, teknolojik açıdan daha iyi planlanıp proje haline
getirilseydi. Kamera, projeksiyon gibi cihazları alsaydık, destek olsaydık. Feride
Hanım, bu programın kitapçığını daha evvel göstermiĢti bana. Süreç hakkında bilgi
vermiĢti. Buradakiler yansımaları. Emek vermiĢ ve emeğinin karĢılığını almıĢ.
Burada ailelerin de toplantılara katılması önemli. Aslında okulun öğrenci-
öğretmen-aile iĢbirliği boyutu çok önemlidir. Okulda öğretilenle ailede öğretilmeye
çalıĢılan değerlerin örtüĢmesi ki Feride Hanım da böyle bir anket ya da aldığı geri
bildirimleri programın içerisine kattığını açıklamıĢ. Dolayısıyla öğretmen öğrenci
aile iĢbirliği içerisinde davranıĢ değiĢikliğine götürmüĢ. Bundan sonraki
çalıĢmalarda da rehberlik edeceğini düĢünüyorum. Onun için de kendisini tebrik
ediyorum. Ayrıca çocukları da tebrik ediyorum. Çocukların ailelerini de tebrik
etmek lazım. Hem ailelik yaptıkları, hem çocuklarının davranıĢ değiĢikliğine katkı
sağladıkları, hem öğretmene geri bildirim yaptıkları hem de çocuklarının eğitimine
katıldıkları için onları da tebrik ediyorum. TeĢekkür ediyorum.”
A1, toplantıdan sonra sergi defterine ġekil 4.2'deki ifadeleri yazarak görüĢ belirtmiĢtir:
“Ġnönü Ġlköğretim Okulunda yapılan çalıĢmanın programın hedeflerine ulaĢan ve
beceri geliĢtirme konusunda uygulamalı bir çalıĢma olduğunu görmek beni mutlu
etti. ÇalıĢmanın tamamlanmasından sonra elde edilen sonuçların akademik
çevrelerle paylaĢılmasının bundan sonraki çalıĢmalara temel teĢkil edeceğini
düĢünüyorum. Yapılan çalıĢma sonuçlarının zaman zaman beni duygulandırdığını
ifade etmem gerekir. ÇalıĢmalardan dolayı tebrik eder, devamının gelmesini
temenni ederim.”
ġekil 4.2.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 1
124
A2 ise program uzmanı olarak görüĢlerini Ģöyle ifade etmiĢtir:
“Tebrik ederim çok tebrik ederim. Ben sadece bunu söylemek isterim. Normalde
derslerin yürütülmesi gereken süreye, ders akıĢını bozmadan, siz üzerine bir de
karakter eğitimi yaptınız. Zamanı çok verimli kullandınız. Çünkü aynı ders sadece
sosyal bilgiler öğretimiyle de geçebilirdi. Öğrenciler aynı emeği harcayıp aynı Ģeyi
dinleyerek, hoca aynı emeği harcayarak sadece bilgi de öğretilebilirdi. Olumlu bir
tablo oluĢtu diyorum ben. Eğitim camiasında, hepimiz için fikir açıcı olduğunu
düĢünüyorum. Ġyi ve önemli olduğunu düĢünüyorum. TeĢekkürler.”
4.2.4.1.3. Okul Müdürünün Program Hakkındaki Düşünceleri
Okul Müdürü, program hakkındaki düĢüncelerini Ģöyle ifade etmiĢtir:
“Bize katkı sağladığınız için teĢekkür ediyorum. Tebrik ediyorum. ġimdi
söylediğiniz Ģeyler var burada: Doğru tutum geliĢtirmemenin, hem öğrencinin
niteliğinde birtakım aksaklıklara hem de öğrenmeden alınan keyfin eksikliğine
neden olabileceği Ģeklindeydi. Bu çalıĢma bir laboratuvar çalıĢması gibi. Ayrıca
öğrencilerimizin kendilerindeki potansiyelleri uygun ortamlarda daha iyi
sunabildiklerini, ortaya koyabildiklerini gördük. Kendini gerçekleĢtirme diye ifade
ettiğimiz durumun daha doğru bir Ģekilde gerçekleĢtiğini, ortaya çıktığını gördük.
Zannediyorum ki öğrencilerimiz için de velilerimiz için de farklı bir deneyim oldu.
Çünkü eğitimin içinde yer aldılar. Söylemek isteriz ki -biz geleneksel bir
söylemimiz vardır iĢte okullarda; okul-aile-çevre iĢbirliği- bu çalıĢmada fiili
anlamda veli okul- yani aile-çevre-okul ve üniversiteyi de çevre olarak düĢünürsek,
üçünün bir araya geldiği özel bir çalıĢma olduğunu düĢünüyorum. Feride Hanıma
da gayretleri nedeniyle teĢekkür ediyorum.
Okul müdürünün sergi defterine yazdığı düĢünceleri ġekil 4.3'de yer almaktadır:
ġekil 4.3.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 2
125
“Sn. Feride Ersoy, aile katılımlı karakter eğitimi programı uygulama süreci
içerisinde sizde gördüğüm içtenlik ve gayretli tutumunuzu takdir etmek isterim.
Okulumuza değerli bir katkı sundunuz. Bunun için müteĢekkirim. Kurum içinde
doğal tutumlarınızla inanıyorum ki etkilediğiniz bireyler olmuĢtur. Akademik
hayatınızın hep sizi mutlu etmesini, kamu yararına yaptığınız çalıĢmaların
devamını dilerim.”
4.2.4.1.4. Rehber Öğretmenin Program Hakkındaki Düşünceleri
Okulun rehberlik ve psikolojik danıĢmanlık öğretmeni, toplantıdan sonra görüĢlerini
yazdığı sergi defterine ġekil 4.4'teki ifadeleri yazmıĢtır:
ġekil 4.4.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 3
“Değerli Feride Hanım,
Okulumuzda uygulamıĢ olduğunuz programla öğrencilerimizin ruh sağlığına
değerli katkılar yapmıĢ bulunmaktasınız. Öğrencilerimizin duygusal geliĢimlerinin
sadece rehberlik servisi tarafından sağlanamayacağı ve ders ile iĢbirlikli değerler
eğitimi aracılığıyla bütüncül bir fayda sağlaması oldukça önemlidir. okulun norm
kadro açığı ile tek psikolojik danıĢman olarak çalıĢtığım bu zor bölgedeki 1200
öğrenciye verdiğimiz emeğe ortak olduğunuz için çok teĢekkür ederim. Sevgiler.”
4.2.4.1.5. Velilerin Program Hakkındaki Düşünceleri
Program değerlendirme toplantısına katılan velilere araĢtırmacı, öğretmen ve
akademisyenler tarafından “varsa olumsuz bir yönü eleĢtirmenizi bekliyoruz” ifadesi
kullanılmıĢ fakat veliler “bir eksik yönünü göremedikleri” ifadesini kullanmıĢlar,
programdan memnuniyetlerini dile getirmiĢlerdir. Toplantı içinde bir veli çocuğunun
126
akademik baĢarısının arttığından söz etmiĢ, diğer bir veli çocuğunun kendisine karĢı
davranıĢlarının düzelmesini Ģöyle anlatmıĢtır: “eskiden hiç anlaĢamıyorduk, öfkelenip
bağırıyordu. ġimdi kolay kolay bağırmıyor, hani oldu da bağırdıysa bile geri dönüp
hemen özür diliyor” demiĢtir. Bir diğer veli ise Ģu ifadeleri kullanmıĢtır:
“Bu çalıĢmanın çocuklar üzerinde çok gerekli olduğunu düĢünüyorum. Ġlk
davetiyede birinci toplantıya katılamamıĢtım. Sonraki anlattıklarınızı yapmaya
çalıĢtık. Benim çocuğum biraz çekingendi ama Ģimdi kendini ifade edebiliyor.
Evde kendine söz hakkı buldu. Kendine dönük tepkilere kendisi karĢılık vermeyi
öğreniyor. Kendini ifade edebiliyor.”
Bu konuĢmanın sonuna doğru “evet, ya, faydalı oldu” sesleri uğultu Ģeklinde her bir
velinin kendi arasında konuĢmasına dönüĢmüĢtür. Veliler, toplantıdan sonra masalarına
bırakılan not alma sayfasına programla ilgili duygu ve düĢüncelerini yazmıĢlardır. Bu
düĢüncelere yönelik ifadelerin bazıları ġekil 4.5., ġekil 4.6., ġekil 4.7'de verilmiĢtir:
ġekil 4.5.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 4
“BaĢta böyle bir çalıĢma yaptığınız için Feride Hanıma çok teĢekkür ederim.
Çocuklar kendilerine değer verildiğini ve onlarla ilgilendikleri için çok mutlu
oldular. Biz velileri de bu Ģekilde bilgilendirip buna dâhil etmeniz de çok güzel.
Eğitim ve öğretimde büyük katkı sağladığını düĢünüyorum. Evde bizim, çocuklar
hakkında bakıĢ açısını değiĢtirip, onları daha iyi gözlemlememizi sağlıyor ve onları
anlamaya, oldukları gibi kabul etmeye çalıĢıyoruz. ÇalıĢmalarınızın devamını ve
baĢarılar dilerim.”
127
ġekil 4.6.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 5
“Bu toplantıda çok güzel ve eğitici olduğunu gözlemledim ve benim çok hoĢuma gitti.
Çocuklarımız için eğitici ve öğretici bir program hazırlamıĢsınız. Bunun için size
teĢekkür ederim. Elinize, yüreğinize sağlık. ÇalıĢma hayatınızda hayatınız mutlu ve
neĢeli baĢarılı geçirmenizi temenni ediyorum.”
ġekil 4.7.
Program Değerlendirme Toplantısı Notu 6
“Bugünkü toplantıda çocuklarla çok gururlandım. Duygularımı kelimelere dökmek
yetmez. Çocukların her zaman baĢarılı öğrenci olmalarını diliyorum. Güzel
öğretmenleriyle her zaman çalıĢmalarını diliyorum. Gelecekleri de güzel olsun. Sizin
gibi bir öğretmenle tanıĢtıkları için çok Ģanslılar.”
128
4.2.4.1.6. Öğrencilerin Program Hakkındaki Düşünceleri
Öğrencilerin programda olumlu ya da olumsuz diyebilecekleri noktalar sorulmuĢtur.
Ö1 bu programla ilgili Ģunları söylemiĢtir: “Ġnsanları olduğu gibi kabul etmeyi
öğrendik. Kimsenin kusurlarıyla dalga geçmemeyi öğrendik. HoĢgörülü olmayı
öğrendik. Dürüst olmayı öğrendik.” Ö1 ayrıca derste öğrendiklerini günlük yaĢamına da
kattığını “bu derste öğrendiklerim dıĢarıda da aklıma geliyor ve ben bunu derste
öğrenmiĢtim diye sosyal yaĢamımda da uygulayabiliyorum yani” sözleriyle ifade
etmiĢtir. Ö1, programla ilgili olumsuz gördüğü bir Ģeyin olmadığını ifade etmiĢtir.
Ö2'nin programla ilgili olarak toplantıda ifade ettiği görüĢleri Ģöyledir: “Çok güzel
etkinlikler yaptı hocam. Çok güzel videolar izletti derslerde. Bana göre her Ģey
olumluydu hocam”. Ö2, derste öğrendiklerini günlük hayatta da kullandığını ifade etmiĢ
ve programla ilgili olumsuz bir Ģey belirtmemiĢtir.
Ö3; “hocam dersteki öğrendiklerimle çevremdeki insanların davranıĢlarını izledim.
Hocamın anlattığı gibi yapıyor insanlar. Benim için olumsuz bir Ģey yok” demiĢtir. Ö4;
“hayatıma olumlu yönde katkı sağladığını düĢünüyorum. Bu dersleri gördüğümüze çok
memnun olduk. DavranıĢlarıma da etki etmeye baĢladı hocam” demiĢtir.
4.2.4.1.7. Toplantıdan Bir Diyalog
Toplantının sonunda geçen bir diyalog program hakkında bilgilendirici olacaktır:
Sn. Avcı: “Ben Ģunu merak ediyorum. Burada öğrendiklerinden sonra evde velisini
uyaranlar var mı?
Berkant'ın Velisi: “Evet uyarıyorlar bazen. Çok çekingendi mesela Berkant. Çok değiĢti.
DeğiĢmeye de devam eder inĢallah.”
Sn. Kaya: “6. sınıftayken soru sorduğumda yüzü kızarıyordu. Açıldı artık.”
Sn: “Kendine güven böyle bir Ģey, güvendikçe kendini ifade etme isteği de artıyor. O
psikolojiyi çok daha rahatlatıyor değil mi oğlum?”
Tüm katılımcıların yüzlerinin güldüğü, ikramlarla desteklenmiĢ ve samimi bir
atmosferde geçmiĢ bu toplantı, akademisyenlerin deftere ve velilerin not kâğıtlarına
129
duygu ve düĢüncelerin yazılması ve öğrencilerin hazırlamıĢ olduğu resim sergisinin
gezilmesi faaliyetleriyle sona ermiĢtir.
4.2.4.2. Programın Veli GörüĢleriyle Değerlendirilmesi
Program değerlendirme toplantısından sonra gönüllü beĢ veli ile görüĢme yapılmıĢtır.
Bu görüĢmede velilerin program hakkındaki görüĢleri „Program Değerlendirme Veli
Formu‟ aracılığıyla alınmıĢtır. Veliler, görüĢme öncesinde aile toplantılarının devam
etmesini istemiĢlerdir.
Veliler, programın içeriğiyle ilgili olarak “Kesinlikle Memnunum” ve “bu programın
yaygınlaĢtırılmasını isterim” ifadesine “Kesinlikle Katılıyorum” yanıtını vermiĢlerdir.
Veliler aynı zamanda programla ilgili “herhangi bir eksikliğin bulunmadığını” ifade
etmiĢlerdir. Programın olumlu ve olumsuz gördükleri tarafları konusunda bazı veli
ifadeleri Ģöyledir: V2, “olumsuz birĢeyi yoktu. Çok güzeldi. Ġlk defa gördüm böyle bir
Ģey” demiĢtir. V3 ise Ģunları söylemiĢtir:
“Bence bütün okullarda uygulanmalı bu program, gerçekten güzel. Özellikle sizin
hiçbir emeğinizi esirgemediğinizi gördük. Geçende bir kitapçık düzenlediniz
verdiniz, bir ajanda verdiniz. Yani kendinizden fedakârlık da yapıyorsunuz. Bu çok
hoĢuma gidiyor hocam. Oğlum gösterdi onları. Bir anne bile bazen onları temin
edemiyor çocuğuna. Yani… Emeğinize sağlık, yüreğinize sağlık, gerçekten çok
güzeldi. Ben beğendim yani. Onu da bilhassa söylemek isterim size.”
V4, programla ilgili Ģunları söylemiĢtir:
“Olumsuz bir Ģey yok. O çocuklara tek tek emek vermeniz, kitapçıkları tek tek
hazırlamanız… Emek verildiği o kadar belli ki… Daha çok veli olsa, daha çok
katılım olsa diyorum yani. Bu Ģekilde diğer derslerde de uygulansa daha güzel
olacağını düĢünüyorum. Güzel… Gerçekten güzel. Diğer derslerde de aynı Ģekilde,
iĢte, farklılaĢtırılarak bu Ģekilde diğer derslere de yansımasını, aynı sistemin sadece
sosyalde değil de mesela fen eğitiminde de çocukların anlayabileceği Ģekillere
uyarlanarak anlatılmasının daha etkili olacağını düĢünüyorum.”
KonuĢma ortamında V1 konuya atlayarak Ģunları söylemiĢtir: “Yani bu program bütün
derslere yayılsa hocam. Çünkü sizin dersinizi anlatıyor hocam eve gelince oğlum. Ama
öbür derslerle ilgili hayatta bilgi vermiyor.” Söze giren V4; “Ama orada her öğretmen
böyle bir Ģey yapmıyor, fedakârlık yapmıyor.” V1 devam ediyor: “Bu yüzden diyorum
ki daha çok bütün derslerde aynı Ģey olsun.” V5 söze giriyor: “Her derste böyle bir Ģey
yapılsın ama her öğretmen de bu fedakârlığı göstermeyebiliyor.”
130
Programın gerek velilere gerekse öğrencilere ne kazandırdığı konusunda velilerden
gelen yanıtlar programın kendilerine ve çocuklarına faydalı olduğu yönündedir. Bu
faydaları Ģöyle açıklamıĢlardır: V1:
“Veli programlarında eğitime geldiğim konular ergenlik dönemi konularıydı.
Mesela ondan çok memnun kaldım. Orada gördüğüm dersleri oğlumda
uyguladığım zaman sonuç aldım. Mesela daha önce sabredemezdim bağırırdım
ama eğitimden sonra hemen sizin bir lafınız aklıma geliyordu. Toplantıdaki
sözleriniz aklıma geliyordu. Ben anlayıĢlı davranınca oğlumun da hemen tepkisi
değiĢiyordu.”
V2 programın kendisine ve çocuğuna katkısıyla ilgili olarak Ģunları söylemiĢtir:
“Kızımda bazı değiĢiklikler oldu. Sesimi biraz yükselttiğimde beni uyarmaya
baĢladı. KardeĢiyle pek anlaĢamazlardı ama Ģimdi daha iyi anlaĢmaya, kardeĢini
sürekli alttan almaya baĢladı. KardeĢinin derslerine de yardımcı oluyor. ĠletiĢim
durumu düzeldi. Epey faydalı oldu. Senin verdiğin örnekleri de evde yansıtıyor.
Öğretmen bize bugün Ģunu öğretti, bunu öğretti diye anlatıyor.”
V3 programın kendisine ve çocuğuna katkısıyla ilgili; “hocam çok güzeldi. Toplantıya
baĢladığımızdan itibaren verilen ev ödevleri oluyordu ya hani fotokopiler, onları
yapıyordu. Derse daha iyi çalıĢıyor. Diğer derslerle kıyaslarsak sizi daha çok seviyor.
Ġyi olduğunuzu söylüyor.” demiĢtir. V4 ise Ģunları anlatmıĢtır:
“Oğlum ders yapmayı çok sevmeyen bir çocuktu. Yani asardı dersleri ama Ģimdi
dersleri çok güzel, zamanında dersini yapıyor. Oğlumun notları yükseldi ben
bilincindeyim bunun. Çok güzel Ģeyler yapıyor. Zamanında dersini yapıyor. Sosyal
bilgilerde sizin geleceğiniz zamanı daha çok seviyor. Anne Feride hoca geldi. ĠĢte
Ģöyle dedi, böyle dedi anlatıyor, heyecanlanıyor yani ders yapmayı seviyor, sizinle
çalıĢmayı seviyor. HoĢuna gidiyor demek ki. Sınıf içinde yaptıklarınızı beğeniyor.
DavranıĢlarında daha iyimser. Sesini yükseltmeden konuĢuyor. Büyüklerine de
aĢırı derecede saygılı. Daha da değiĢti yani. Ben memnunum.”
V5, programın veliye ve öğrenciye katkısı konusunda Ģu bilgileri paylaĢmıĢtır:
“Kızımı zaten biliyorsunuz. Sessiz, sakin, çekimser bir çocuk ama sizin ona
sevgiyle yaklaĢmanız ona özgüven kazandırdığı için kendini daha iyi ifade ediyor.
Bunu evde de yansıtıyor. Zaten sizinle yaptığımız toplantılardan sonra ben diğer
çocuklarımın da davranıĢları gözlemliyorum. Onlara da farklı bakıyorum. Daha iyi
anlamaya çalıĢıyorum onları. Yani onlara bile etkisi var bu programın. Mesela
kızımın bana itiraz etmesi önceden tuhaf gelirken Ģimdi onun da söz hakkı
olduğunu, onun da kendini ifade etmesi gerektiğini düĢündüğümden çok da
etkilenmiyorum. Onu, kızmadan dinlemeye çalıĢıyorum. Bu Ģekilde hani. Ben
sadece kendi kızım olarak değil genel olarak baktığımda sadece benim çocuğum
üzerindeki etkisi değil tüm öğrenciler üzerinde büyük etki sağlayacağını
düĢünüyorum yani bu tarz eğitimlerin ve davranıĢların.”
Velilerin tamamı, “Programın çocukların dikkatini çekeceğini, çocukların geliĢimine
katkı sağlayacağını düĢünüyorum” ifadesine “Kesinlikle Katılıyorum”; “Programın
velilere katkı sağlayacağını düĢünüyorum” ifadesine “Kesinlikle Katılıyorum” yanıtı
131
vermiĢlerdir. V4 ve V5, görüĢlerini de eklemiĢlerdir. Veli eğitiminin birkaçına
katılabildiğini fakat buna rağmen davranıĢlarında değiĢim yaĢadığını ifade etmiĢtir. V4:
“Ben veli eğitiminin birkaçına katıldım. Devamlı gelmedim ama burada
öğrendiklerimi uyguladığım zaman davranıĢımın değiĢtiğini fark ediyorum.
Çocuklarımızı anlama yönünden ona nasıl davranacağımızı, bazı hatalarımızı,
kendi kendimize düzeltebiliyoruz. Bizde de bazı hatalar oluyor. Mesela ben çok
sinirli çok sabırsız olabiliyordum bazı yerlerde. ġimdi bu toplantılardan sonra bazı
Ģeylerde anlayıĢlı davranabiliyorum, iyimser olabiliyorum yani çocukla anlaĢmak
daha kolay oluyor.”
Ġlk toplantılara katılamayan V5 ise Ģunları söylemiĢtir:
“Ben de ilk baĢladığındaki toplantılarda katılmadım. Katılsaydım keĢke. Belki
kaçırdığım Ģeyler de tamamlanacaktı. Ben de beĢ veriyorum. Çünkü anlama
konusunda bazen evlatlarımızı tanıyamıyoruz. Hani onları, onlar gibi kabul etmek
yerine biz kendi gözümüzde bizim istediğimiz doğrultuda hareket etmelerini
istiyoruz. Hani o bir bireydir ama o hakkı ona vermiyoruz. Bunu dinledikten sonra
o da bir hak sahibi onun da çocukça hakları vardır benim istediğim gibi olmak
zorunda değil diye düĢünüyorum. Onu gördüm.”
Velilere ileride oluĢturulabilecek yeni bir programda kullanılmak üzere “programda
baĢka nelere yer verilmesini istersiniz” sorusu yöneltilmiĢ ve bu soruya ilave edilecek
bir talep gelmemiĢtir.
Son olarak, velilerin programın son öğesi olan sergiyle ilgili görüĢleri alınmıĢtır.
Veliler, “serginin görselliğinden memnuniyeti” “Kesinlikle Memnunum”; “serginin
programın içeriğini yansıttığını düĢünüyorum” ifadesine “Kesinlikle Katılıyorum”
yanıtını vermiĢlerdir. V1 sergideki resimleri ve yazıları tek tek incelediğini söyleyerek,
“kendi dünyalarını yansıtmıĢlar. Hepsi ayrı kendine özgü geldi bana. Hayatlarını
resmetmiĢler bence” demiĢtir. V5, “konuyla alakalı karikatürlerle sergilenmiĢ,
çocuklarda daha kalıcı olmuĢ yani” demiĢtir. V4 “dedim ya, hepsi de ifade etti”; V5,
“konuyla alakalı karikatürlerle canlandırılmıĢ” demiĢtir.
Veliler, farklı eğitim aktivitelerine katılmak isteyip istemedikleri sorusuna “evet”
cevabını vermiĢler ve araĢtırmacıya teĢekkür etmiĢlerdir.
4.2.4.3. Programın Öğrenci GörüĢleriyle Değerlendirilmesi
Öğrencilerle gerçekleĢtirilen değerlendirme görüĢmelerinde bu çalıĢmanın kendilerine
ne kazandırdığı sorulmuĢtur. Öğrencilerin tamamı davranıĢlarının olumlu yönde
değiĢtiğini, 5 öğrenci akademik baĢarılarının arttığını, 1 öğrenci aynı olduğunu
132
(hâlihazırda baĢarılı bir öğrenci), 1 öğrenci de normal seyrinde devam ettiğini
belirtmiĢtir.
Öğrenciler uygulama sürecinde “arkadaĢlarıyla iyi geçim” (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6,
Ö7); toplumdaki dezavantajlı gruplara ve doğal çevreye “duyarlılık” (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4,
Ö5, Ö6, Ö7); Aile bireylerine karĢı “saygı” (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7); akademik
“baĢarı” artıĢı (Ö1, Ö3, Ö4, Ö6, Ö7) kazanmıĢtır. Ayrıca “eĢitlik, adalet ve merhamet”
duygusu (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7), “dürüstlük, saygı ve yardımseverlik” değeri
(Ö1, Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö7); kazanmıĢtır.
Uygulama sürecinde kazandıklarıyla ilgili olarak öğrencilerden Ö3 bu uygulamadan
sonra arkadaĢlarıyla küs kalmadan anlaĢabildiğini, kavga konularına çözüm
bulabildiğini, kendini ve çevresindeki insanları daha iyi tanıdığını söylemiĢtir. Ö3
ayrıca, engellilere ve dezavantajlı gruplara nasıl yardım edebileceğini anladığı, bu
konuda duyarlılık kazandığını, ailesinin iĢ konusunda çektiği güçlükleri daha iyi
anladığı, insanların eĢit haklarını kavradığı, çevredeki aç hayvanlara yardımcı olmaya
baĢladığı, akademik baĢarısının artmaya baĢladığı, kendine olan güveninin arttığı, vs.
yönünde açıklamalar yapmıĢtır.
Ö5 ise Ģunları söylemiĢtir:
“Bu çalıĢma bana herkesin fikirlerine saygılı olmayı, daha sonra hocam insanlara
yardım etmeyi öğretti. Okul hayatımda arkadaĢlarımla iliĢkim değiĢti. Mesela
onların bazı yaptığı davranıĢları farklı algılamaya baĢladım. Onların varlığına
saygı göstermeye baĢladım. Aileme karĢı davranıĢlarımda onlar beni anlamaya ben
de onları anlamaya çalıĢıyorum. Önceden böyle olmuyordu mesela onlar beni
anlamıyordu ben de onları anlamıyordum. TartıĢma oluyordu.”
K7 ise bu çalıĢmanın “yeteneklerini, becerilerini ve karakterlerini ortaya çıkaran bir
çalıĢma” olduğunu düĢünmektedir. Uygulama sürecindeki kazanımlarına yönelik ayrıca
“kiĢisel özelliklerimi fiziksel özelliklerimi daha iyi tanıdım. Kendimi daha iyi tanıdım
hocam. Dürüstlük, doğruluk güvenilir olmayı gördük hocam. Hayatımda bunları etkiledi
hocam. Güvenilir biri oldum hocam.” demiĢtir.
Uygulamada kullanılan ders kitabı ve programın yapısal temelleri ile ilgili olarak
yapılan değerlendirmede, öğrencilerin ders kitabını “çok beğendikleri” bulgusuna
ulaĢılmıĢtır. Öğrencilerin yazı yazması gereken “boĢlukların biraz daha az tutulması”
genel talep olarak karĢımıza çıkan bir diğer önemli bulgudur. GörüĢme esnasında
öğrenciler ikinci ünitenin ders kitabında yer alan “bilgi sayfasını” “faydalı” bulmuĢtur.
133
Ö1, ders kitabındaki etkinlikleri ve okuma metinlerini “eğlenceli”, Ö2 “iyi” bulmuĢtur.
Kitaptaki bilgiler “hoĢuna” gitmiĢtir. Ö3, “kitabın, hikâyelerin ve etkinliklerin çok güzel
güzel olduğunu” düĢünmektedir. Öğrencilerin yazı yazacağı alanlar az olursa, bulmaca
ve bilmece de eklenirse daha da ilgisini çekeceğini belirtmiĢtir. Ö4 ve Ö5 “not alma
sayfasını” ve “çalıĢma kitabı da içermesini”, “resimleri ve anlamlarını” ve “herĢeyi” çok
beğendiğini söylemiĢtir. Ö6 da kitabı beğenmiĢ fakat “renklilik” istemiĢtir. Ö7 kitabın
“düĢünürken öğrettiğini”, “yetenek ve becerilerini arttırdığını” ifade etmiĢ, “bilmece ve
daha fazla etkinlik” istemiĢtir.
Öğrencilerin tamamı, derslerin iĢleyiĢiyle ilgili görüĢlerini “eğlenceliydi”, ve
“öğreticiydi” diyerek ifade etmiĢlerdir. Öğretmenin söz hakkı almamıĢ, parmak
kaldırmamıĢ öğrencilere de söz veriyor ve onları da görüĢlerini alarak derse katıyor
olması, öğrenciler arasındaki saygıyı sağlaması (Ö1, Ö2), dersin eğlenceli bir
atmosferde iĢlenmesi, öğretmen sunumu, öğretici etkinlikler izletmesi, drama ve tiyatro
gibi aktif faaliyetler yaptırması (Ö1, Ö2, Ö3, Ö5, Ö7), öğrencilere kendilerini ifade
edebilecekleri ve düĢünebilecekleri etkinlikler yaptırması (Ö7) öğrencilerin hoĢuna
gitmiĢtir.
Ö4'ün “Genel olarak iĢlediğimiz Ģeyler, yapabileceğimiz Ģeylerdi. Konuları anladık,
öğrendik.” ifadesi de etkinliklerin düzeye uygun olduğunu göstermektedir. Ancak
birinci ünitenin etkinlik sayısını Ö6 fazla bulmuĢtur. Ö6, “çok fazla etkinlik yapmaktan
sıkıldım” demiĢtir. Ö6, “sınıfta Ģimdi herkes birbirine saygı duyuyor. Birbirimize
bağırıp çağırmadan konuĢabiliyoruz. Bence dersin en önemli katkısı bu oldu” demiĢtir.
Öğrenciler, yapılan sınavların “öğretici” ve “anlaĢılır” olduğu konusunda hemfikirdir.
Ayrıca Ö1, “hepsi iĢlediğimiz konulardandı” demiĢtir. Bu da ölçme aracının içeriğe
uygunluk ilkesiyle ilgili, geçerliği arttıran bir durumdur. Ö4, “konuları anladığım için
soruları yaptım ama bir iki soruda da takıldığım oldu”; Ö5 “kolay olmakla beraber bazı
sorular zordu”; Ö6, “daha kolay olabilirdi”; Ö7, “kolaydı” demiĢtir. Cevaplar, baĢarı
testi geliĢtirirken bazı soruları zor seçmemizin de amacına uygunluğunu göstermektedir.
Öğrenciler çalıĢma hakkında; “Mükemmeldi” yanıtını vermiĢlerdir. Bu defa
öğrencilerden “en mükemmel” yönleri sorulmuĢtur. Ö1, “etkinlikler ve videolar”; Ö2,
“öğretmenin anlatımı”; Ö3, “tiyatro, yaptığımız çalıĢmaların ailemize gösterilmesi ve
sizin isim vermeden ailemizle konuĢmanız çok güzeldi” demiĢtir. Ö3, ayrıca “tek
134
beğenmediğim Ģey günlüklerdi. Zaten kitap olduğu için günlüğe gerek yoktu diye
düĢünüyorum” demiĢtir. Ö4, “resimleri ve kitabı”; Ö5, “tiyatro faaliyetlerini”
beğenmiĢtir. Ö7, “ailelerimize birbirimizi anlattınız hocam. Ailelerimiz bize çok iyi
davranmaya baĢladı. Ben buna mükemmel diyorum hocam” demiĢtir.
Öğrencilere son olarak yeni bir çalıĢmada dikkate almak üzere beklenti ve önerilerinin
olup olmadığı sorulmuĢtur. Ö3; ailelerin ve çocuklarının küçük gruplar halinde belirli
gün ve saatlerde kütüphanede biraraya gelerek bir çalıĢma etkinliği yapmalarının iyi
olabileceğini” ifade etmiĢtir. Ö3, “aileyle çocuk buluĢmalı. Herhangi bir konuyu
tartıĢabilmeli. Böylece anneler hem çocuklarıyla birlikte vakit geçirmiĢ olur hem de
aileler birbiriyle iletiĢim kurar. Bu çok güzel olur” demiĢtir. Ö7, “hocam haftada bir
ailelerimizi derse davet edin. Mesela her hafta beĢ kiĢinin ailesi gelsin. Onlar da bizim
düĢüncelerimizi dinlesinler hocam. Ben de öyle diyorum yani” demiĢtir. Ö4 ise bir
sonraki hazırlanacak programda; “yazıların uzun olmamasını” önermiĢtir. “Kitapta yer
alan diğer yazılardan bir Ģikâyetimiz yok ama bizim yazmamız gereken yazıların çok
uzun olmamasını istiyorum öğretmenim” demiĢtir. Diğer öğrenciler görüĢ belirtmemiĢ,
herĢeyin mükemmel olduğunu yinelemiĢlerdir.
135
BÖLÜM V: SONUÇ
Bu baĢlık altında araĢtırmadan elde edilen bulgular çerçevesinde ulaĢılan sonuçlara yer
verilmiĢtir. Sonuçlar, araĢtırmanın temel problemlerine uygun olarak sınıflandırılmıĢtır.
Bu bağlamda öncelikle uygulama okulunda tespit edilen eğitim ihtiyaçlarıyla ilgili
sonuçlara ve sonra sosyal bilgiler dersiyle bütünleĢtirilmiĢ aile katılımlı karakter eğitimi
programının uygulanabilirliğiyle ilgili ulaĢılan sonuçlara sırasıyla yer verilmiĢtir.
5.1. Yargı
5.1.1. Eğitim Ġhtiyaçlarına Yönelik Sonuçlar
“Uygulama okulundaki eğitim ihtiyaçları nelerdir?” sorusuna yönelik ulaĢılan sonuçlar
iki aĢamada ele alınmıĢtır. Birinci aĢamada ilk ihtiyaç analizinde ulaĢılan sonuçlara,
ikinci aĢamada ikinci ihtiyaç analizinde ulaĢılan sonuçlara yer verilmiĢtir.
5.1.1.1. Ġlk Ġhtiyaç Analizinde Eğitim Ġhtiyaçlarıyla Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
Yapılan ilk ihtiyaç analizinde ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Okulun, fiziki mekân ve ders araç gereçleri bakımından önemli eksiklikleri
bulunmaktadır. Sınıflar, oldukça kalabalık ve gürültülüdür. Bu durum eğitim
ortamını olumsuz etkilemektedir.
o Okulun yakın çevresinde öğrencilerin sosyal, bedensel ve duygusal geliĢimini
destekleyecek yeterli oyun ve faaliyet alanları bulunmamaktadır.
o Öğrenciler ders içinde, birtakım istenmeyen davranıĢlar sergilemektedir. Bu
davranıĢlarla uğraĢmak zorunda kalan öğretmenin ders iĢlemesi neredeyse imkansız
hale gelmektedir.
o Bazı öğrencilerin okula devam etmeme, okuldan kaçma, ya da zararlı madde
kullanma alıĢkanlıkları vardır. Bu durum okul idaresini oldukça yormaktadır.
o Velilerin çoğu ilkokul mezunu olup annelerin tamamına yakını herhangi bir iĢte
çalıĢmamakta ve babalar düĢük gelirli iĢlerde çalıĢmaktadır.
o Aileler çocuklarının eğitimiyle yeterince ilgilenmemektedir. Bu durumdan okul da
aile de rahatsızdır fakat beklentiler karĢılıklı olarak bağlantısızlık içindedir.
136
o Aileler, çocuklarının iyi davranıĢlar, değerler kazanarak yetiĢmesini ve akademik
açıdan baĢarılı olmasını beklemektedir.
o Ders kitaplarında, ünitelerin kazandırılması gereken değerlere yönelik etkinlik
dağılımı ve bu etkinliklerin bir değer eğitimi yaklaĢımına uygunluğu konusunda
problemler bulunmaktadır. Ayrıca öğretmen, öğrenci kazanımlarının seviye üstü
olduğunu düĢünmektedir.
5.1.1.2. Ġkinci Ġhtiyaç Analizinde Eğitim Ġhtiyaçlarıyla Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
ÇalıĢma grubuna yönelik yürütülen ikinci ihtiyaç analizi çalıĢmalarında ulaĢılan
sonuçlar Ģöyledir:
5.1.1.2.1. Çalışma Grubunun Özellikleri İle İlgili Sonuçlar
o ÇalıĢma grubundaki öğrencilerin eğitim öğretimi engelleyici önemli bir sağlık
problemi bulunmamaktadır.
o Öğrenciler, parçalanmamıĢ ve çekirdek aile yapısına sahiptir.
o Öğrencilerin ailelerinin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi düĢüktür. Aileler
genellikle ilkokul mezunu olup annelerin tamamına yakını ev hanımıdır. Babaları
ise düĢük gelirli iĢlerde çalıĢmaktadır.
o Öğrenciler bazı sportif faaliyetler, bilgisayar oyunları, televizyon izleme gibi
etkinliklerden hoĢlanmakta fakat sorumluluklarını yerine getirmek, kitap okumak,
ders yapmaktan hoĢlanmamaktadır.
o Bazı öğrencilerin yaĢamını etkileyebilecek çok özel korkuları ve eğitimini
aksatabilecek hatta sağlığını etkileyebilecek bazı problemleri bulunmaktadır.
o Öğrenciler akĢam erken yatmakta fakat internet, film ve sokakta fazlaca vakit
geçirmektedir.
o Öğrenciler ailelerine karĢı ergenlik döneminin geliĢimsel özelliğini yansıtarak
davranmaya baĢlamıĢtır.
o Öğrencilerin çoğunluğu okul dıĢında herhangi bir eğitime katılmamaktadır.
o Öğrencilerin aileleri, çocuklarının çok yönlü geliĢtirilmesi ve yetiĢtirilmesi
konusunda eğitimden büyük bir beklenti içindedir.
137
5.1.1.2.2. Okul Müdürünün Eğitim İhtiyaçları Hakkındaki Düşüncelerinden
Ulaşılan Sonuçlar
Eğitim ihtiyaçlarının tespit edilmesine yönelik olarak okul müdürüyle gerçekleĢtirilen
görüĢmeden elde edilen bulgular ıĢığında ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Bulunduğu semtte uygulanması planlanan kentsel dönüĢüm projesi nedeniyle
okulun öğrenci sayısı azalmıĢ ve okul, fiziki yapısı bakımından mevcut öğrencilerin
mekânsal ihtiyacını karĢılar duruma gelmiĢtir. Ancak okuldaki teknolojik öğretim
araçları bakımından eksiklikler devam etmektedir.
o Okul çevresinde, eğitim öğretim açısından iĢbirliği yapılabilecek kurum sayısı sınırlı
olsa da belediye ve üniversiteyle birtakım projeler yürütülmekte, çeĢitli kurumlara
geziler düzenlenmektedir.
o Veliler, çocuklarının eğitiminden yüksek beklentilere sahiptir fakat çocuklarının
eğitimiyle yeterince ilgilenmemektedir. ÇalıĢan aile sayısı az olmasına rağmen
veliler okula gelme, okul ile iĢbirliği içinde bulunma konusunda isteksiz
davranmaktadır.
o Velilerle iĢbirliğinin birçok zor yönü bulunmaktadır. Velilerin baĢkasından bekleme
yönündeki tutumu iĢbirliğini daha da güçleĢtirmektedir. Bugüne kadar yapılan
faaliyetlerden önemli bir sonuç alınamamıĢtır.
o Aileler, küçük de olsa ekonomik bir gideri karĢılamada sıkıntı yaĢamaktadır. Bu
nedenle öğrenciler, eğitim materyallerini temin etmekte zorlanmakta bu da
öğretmenin planladığı etkinlikleri aksatmaktadır. Materyallerin, kitaplar gibi
ücretsiz olarak sınıfta bulundurulmasına ihtiyaç vardır.
o Okul müdürü, velilerin kendisinden birĢeyler talep etme noktasında aktif
olmadığından ve böyle bir talebin azlığından Ģikâyetçidir.
o Öğrenciler öğrenmeyi kesintiye uğratabilecek birtakım davranıĢlar sergilemektedir.
o Devamsızlık durumunda veliler ve muhtarlık okula bilgi vermediğinden öğrencinin
takibi öğretmenlerin risk almasına neden olmaktadır.
o Öğretim programlarının bir yönü öğrencilerin değer kazanımına ve karakter
geliĢtirmesine yönelik iken gerek öğretmenlerin konuyla ilgili bilgisi gerekse okulda
yürütülen faaliyetler oldukça yetersizdir.
138
o Öğretim programları çocuğun yaĢ seviyesine göre oldukça yoğundur. Farklı farklı
programların içeriğini 13 yaĢındaki bir çocuğun kazanması, kavraması kendi
bünyesinde ona ait bir davranıĢ ortaya koyması oldukça güçtür.
5.1.1.2.3. Velilerin Eğitim İhtiyaçları Hakkındaki Düşüncelerinden Ulaşılan
Sonuçlar
ÇalıĢma grubunda yer alan öğrencilerin velileriyle gerçekleĢtirilen görüĢmelerden elde
edilen bulgular ıĢığında ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Veliler, okul yönetiminin velilerle iletiĢime açık olduğunu fakat okul aile iĢbirliği
konusunda yetersiz kaldığını düĢünmektedir. Bazı velilerin okul yönetimiyle hiçbir
teması olmamıĢtır. Okul yönetiminden neyi talep edeceği hangi konularda
görüĢeceği yönündeki bilgisizliğine bağlayıp bu durumu kendi eksikliği gören
veliler vardır.
o Veliler, öğretmenlerin kendileriyle iletiĢimini yetersiz bulmaktadır. Okula, sadece
bir problem durumunda ya da yıllık toplantılarda çağırıldıklarını ifade eden veliler,
toplu görüĢmelerde kendilerini yeterince ifade edemeklerini, 15 günde bir
görüĢmelere çağrılıp, bu görüĢmelerde çocuklarının okuldaki davranıĢları hakkında
bilgilendirilmek ve çocuklarının güven içinde yetiĢmesi için okul ile iĢbirliği
yapmak istemektedir.
o Veliler değerler eğitimi kavramıyla ilgili bir bilgiye sahip değildir. Çocuklarının
değer ve davranıĢlarını olumlu yönde geliĢtirmek amacıyla doğru bildiği
davranıĢları telkin etmekte ve çocuklarının sağlam karakterli, insana saygılı, iyi
meslek sahibi ve baĢarılı bireyler olarak yetiĢmesini, aynı zamanda kendi
değerlerine de aykırı olmadan eğitilmesini ve eğitim öğretim etkinliklerinde
kendilerinin de dikkate alınmasını istemektedir.
o Velilerin çocuklarıyla ilgilenme biçimi genellikle, “ders çalıĢ” deme ve okulda ne
olup bittiğini sorma biçimindedir. Kendileri de çocuklarının eğitimi konusunda
yetersiz kaldıklarının farkındadır. Bazı veliler çocuğunun eğitimini tamamen okula
bırakmıĢ ve hiç sorgulamamıĢtır.
o Öğrencilerin arkadaĢlık kurmada bazı sıkıntıları bulunmaktadır. Öğrenciler, okul
arkadaĢlarıyla okul dıĢında pek görüĢmemektedir. Bazı öğrencilerin eksik
139
özellikleriyle dalga geçilmesi söz konusudur. Bu öğrenciler, hiç arkadaĢ
edinememiĢ ve çekingen bir kiĢilik geliĢtirmiĢtir.
o Veliler, çocuklarının davranıĢlarında ergenlik etkisini gözlemeye baĢladıklarını
fakat bu yeni durum karĢısında nasıl davranacaklarını bilmediklerini ifade etmiĢ,
pratikte katkı sağlayacak ve çocuklarının geliĢim özellikleri hakkında bilgi sunacak
bir eğitim istemiĢlerdir.
o Veliler ve öğrenciler sosyal bilgiler dersinin öğretmenini beğenmekte, bu dersin
çocuklarının günlük hayatına katkı sağladığını düĢünmektedir.
o Veliler, yeni hazırlanan programın baĢarıya ulaĢmasını temenni etmekte ve bu tür
uygulamaların diğer derslerde de bulunmasını istemektedir.
5.1.1.2.4. Öğrencilerin Eğitim İhtiyaçları Hakkındaki Düşüncelerinden Ulaşılan
Sonuçlar
Öğrenci görüĢlerine göre ulaĢılan eğitim ihtiyaçlarıyla ilgili sonuçlar Ģöyledir:
o Öğrenciler aile içinde en fazla kardeĢleriyle ilgili problem yaĢamaktadır. Anne ve
babalarının kendilerini tembihlemeleri, baskıcı davranıĢları, öfkeli yaklaĢımları ve
iĢlerine karıĢılmasından rahatsız olmakta ve büyük çoğunluğu ailelerinden serbest
bırakılmayı, saygı görmeyi, anlaĢılmayı beklemektedir.
o Öğrenciler aile içinde ergenlik döneminin tipik sıkıntılarını, çatıĢmalarını yaĢamaya
baĢlamıĢtır. Ebeveyn ve çocuk arasında tartıĢmalar yaĢanmaktadır.
o Öğrenciler, sosyal bilgiler öğretmenini ve ders iĢleme yöntemini beğenmektedir.
Öğretmenin, hem “eğlenceli bir kiĢiliğe sahip olmasını” hem de “tatlı sert bir
disiplini sağlamasını” ve ders baĢarısında çaba göstermesini, etkinlikler
yaptırmasını, sevgi dolu olmasını herkese eĢit davranmasını ve kendilerine samimi
olmasını ve ilgi göstermesini istemektedir.
o Öğrenciler sosyal bilgiler dersinin; sosyal hayat, çevrelerini tanıma, yaĢamda
kullanacakları bilgiler sağlama; birtakım değer ve davranıĢları kazandırma gibi
konularda yaĢamlarına katkı sağladığını düĢünmektedir. Bu dersin günlük hayatla
ilgili birtakım faaliyetleri içermesini; sınıf dıĢında da anlatılabilmesini; ders
konularıyla ilgili drama ve tiyatro da yapılmasını; dersin görsel materyallerle
iĢlenmesini; örneklerle açıklanmasını ve derste bol etkinlik yapılmasını
istemektedirler.
140
o Öğrenciler, derste dersin etkili bir Ģekilde dinlenmediğini, bazı arkadaĢlarının dersin
akıĢını bozucu birtakım hareketlerde ve davranıĢlarda bulunduklarını ifade
etmektedir. Bu durum öğrencilerin dikkatini dağıtmaktadır.
o Sosyal bilgiler kitabı görsel özelliklerinin azlığından dolayı öğrencilerin ilgisini
çekmemektedir. Öğrenciler kendilerine hazırlanacak yeni bir ders kitabının
eğlenceli, renkli, bulmaca, drama, karikatür, tiyatro sahnesi, yapboz, video izleme
gibi etkinlikleri olan, severek okunabilecek bir okuma kitabı gibi ve aynı zamanda
bol etkinlikli ve öğretici olmasını istemektedir.
o Öğrenciler, derste değerler eğitimiyle ilgili bir etkinlik yapıldığını
hatırlamamaktadır.
o Öğrenciler, yeni hazırlanan programın heyecan verici etkinliklerden oluĢmasını;
eğlenceli olmasını; derste videolar izlenmesini; dersin projeksiyonla izletilmesini,
derste drama ve tiyatro yapılmasını, el ile yapılabilen etkinliklerin olmasını,
yaptıkları faaliyetlerin yılsonunda ailelerine gösterilmesini; sessiz ve eğlenceli bir
sınıf ortamı sağlanmasını, sınıf ortamındaki yapılan yaramazlıkların düzeltilmesini;
araĢtırma yapma imkânı verilmesini istemektedir.
o Öğrencilerin çoğunluğu, ailelerinin öğretmenleriyle ve okul yönetimiyle iĢbirliği
yapmasını istemektedir. Bazıları bu iĢbirliğinin kendilerini koruma altına alacağını
düĢünürken bazıları ders yapma baskısına dönüĢeceği düĢünmektedir.
o Öğrenciler “iyi bir insan” olabilmek için ailelerinden güven, saygı, ödül, dayanıĢma
ve arkasında durmaları, korumaları gibi beklentilere sahiptir.
5.1.2. Sosyal Bilgiler Dersleriyle BütünleĢtirilmiĢ Aile Katılımlı Karakter Eğitimi
Programının Uygulanabilirliği
5.1.2.1. Programın Akademik BaĢarıya Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
o AraĢtırmanın, programın akademik baĢarıya etkisine yönelik sorusuyla ilgili yapılan
analizlerin sonucuna göre, öğrencilerin iletiĢim ve insan iliĢkileri ünitesi baĢarı
testinden aldıkları son test puanları, ön test puanlarından anlamlı bir Ģekilde farklılık
göstermektedir. Son test puanları, ön test puanlarından yüksektir.
o AraĢtırmanın, programın akademik baĢarıya etkisine yönelik sorusuyla ilgili yapılan
analizlerin sonucuna göre, öğrencilerin ekonomi ve sosyal hayat ünitesi baĢarı
141
testinden aldıkları son test puanları, ön test puanlarından anlamlı bir Ģekilde farklılık
göstermektedir. Son test puanları, ön test puanlarından yüksektir.
5.1.2.2. Programın Değer Kazanımına Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
o AraĢtırmanın, programın değer kazanımına etkisine yönelik sorusuyla ilgili yapılan
analizlerin sonucuna göre, öğrencilerin farklılıklara saygı değeri ölçeğinden aldıkları
son test puanları, ön test puanlarından anlamlı bir Ģekilde farklılık göstermektedir.
Son test puanları, ön test puanlarından yüksektir.
o AraĢtırmanın, programın değer kazanımına etkisine yönelik sorusuyla ilgili yapılan
analizlerin sonucuna göre, öğrencilerin dürüstlük değeri ölçeğinden aldıkları son test
puanları, ön test puanlarından anlamlı bir Ģekilde farklılık göstermektedir. Son test
puanları, ön test puanlarından yüksektir.
5.1.2.3. Programın Velilerin Eğitime Katılımına Etkisiyle Ġlgili UlaĢılan
Sonuçlar
Program içinde aile eğitimi ve haftalık toplantılarla eğitime katılan velilerin
görüĢlerinden elde edilen verilerin analiziyle ulaĢılan sonuçlar aĢağıda verilmiĢtir.
5.1.2.3.1. Aile Eğitimine İlişkin Ulaşılan Sonuçlar
Aileler, programın bir parçası olarak düzenlenen aile eğitimine ve danıĢmanlık
toplantılarına katılmıĢtır. Velilerin aile eğitimine yönelik görüĢlerinden Ģu sonuçlara
ulaĢılmıĢtır:
o Veliler düzenlenen aile eğitiminin kendilerine en önemli katkısının, aile iletiĢimi,
ergenlik dönemi, ödev gibi günlük hayatlarında birebir kullanabilecekleri bilgileri
kazandırması olduğunu belirtmiĢler ve eğitimin içeriğini “aileyi bilinçlendirme,
faydalılık, güncellik, eğiticilik, iletiĢim, sohbet, öğreticilik, ilgi çekici ve kalıcı
bilgiler” açısından beğenmiĢlerdir.
o Veliler aile eğitiminin sunumunu, sunumu yapan araĢtırmacının “anlatımı, ses tonu,
hitap tarzı, güler yüz ve samimiyeti, cana yakınlığı, üslubu, olumlu davranıĢı,
konuyu ayrıntısına kadar anlatması ve örneklerle zenginleĢtirmesi, sempatik olması”
bakımından beğenmiĢlerdir.
142
o Veliler, bu eğitimle birlikte bir tür farkındalık kazandıklarını, güncel örnekler
sayesinde kendi davranıĢ ve tutumlarının bir muhakemesini yaptıklarını, hatalarını
kavradıklarını ve bundan sonra çocuklarına daha bilinçli davranarak hatalarını
düzeltmeye karar verdiklerini ifade etmiĢlerdir.
o Veliler eğitimde olumsuz bir yön görmemiĢler fakat bundan sonra düzenlenecek bir
eğitimin blok olmamasını önermiĢlerdir.
o Veliler bu eğitimin çocuklarıyla iletiĢim kurmalarına ve okullarda böyle eğitimlerin
devam etmesi durumunda aile içi ve aile dıĢı eğitici faaliyetlere katkı sağlayacağını
düĢünmektedir.
o Aile eğitimi tek günde düzenlenmiĢ ve katılım beklenen düzeyde olmamıĢ fakat
katılanların ilgisi yoğun olmuĢtur.
5.1.2.3.2. Aile Danışmanlığına İlişkin Ulaşılan Sonuçlar
Öğretmen ile aileyi aynı gaye çerçevesinde, her hafta, bir masada buluĢturan ve
çocuğun eğitiminde önemli bir katkı getireceği düĢünülen aile danıĢmanlığı
toplantılarından elde edilen bulgular çerçevesinde ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Veli danıĢmanlığı, baĢlangıçta hiç rağbet görmemiĢ, veliler bu toplantıya ilgisiz
kalmıĢlardır. Birkaç hafta sonra bazı veliler bu toplantıya sürekli katılmaya
baĢlamıĢ, bazıları arada bir katılmıĢ ve bazıları hiç katılmamıĢtır. Süreç içinde
katılımcı sayısı artmıĢ ve toplantıya babalar da ilgi duymuĢtur.
o AraĢtırmacı, velileri aile danıĢmanlığı toplantısına davet ederken farklı yöntemler
denemiĢtir: Öğrenciyle haber gönderme, SMS gönderme, sadece bekleme ve
telefonla arama. Bu yöntemlerden en beğenileni ve katılımı sağlayanı –çaba, zaman
ve masraf gerektiren- “telefonla arama” olmuĢtur.
o Toplantı, velilerin çocuklarıyla daha iyi iletiĢim kurmasına, çocuklarına daha fazla
önem vermesine, kendi hatalarını görmesine, çocuklarına nasıl davranacağını
anlamasına katkı sağlamıĢtır. Veliler, toplantıyı “çok faydalı”, “eğitici”, “olumlu”,
öğretici”, “çok iyi” ve “güzel” bulmuĢlar ve diğer derslerde de böyle toplantıların
yapılmasını istemiĢlerdir.
o Toplantıya katılan veliler aynı zamanda çocuklarının eğitimini evde de takip
etmekte ve uygulamanın eğitsel yansılarını izlemektedir. Derslerin de eve olumlu
143
olarak yansıdığını ifade eden veliler olumsuz bir Ģeyin yansımadığını ifade
etmiĢlerdir.
o Tüm bu sonuçlar veli katılımının baĢarıya ulaĢtığını göstermektedir.
5.1.2.4. Programın Değerlendirilmesiyle Ġlgili UlaĢılan Sonuçlar
5.1.2.4.1. Program Değerlendirme Toplantısıyla Ulaşılan Sonuçlar
BAKEP uygulama süreci bittikten sonra, 17 Mayıs 2012 tarihinde Ġnönü Ġlköğretim
Okulunda programın ve sürecin değerlendirilmesine yönelik bir toplantı
gerçekleĢtirilmiĢtir. Yılsonu faaliyeti ve sergi biçiminde düzenlenen bu toplantıya
katılan akademisyenler, öğretmenler, okul müdürü, veliler ve öğrencilerin görüĢleri
çerçevesinde ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
Öğretmenin program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Öğrencilerin bir önceki yıla göre davranıĢlarında ve baĢarılarında önemli değiĢimler
olmuĢ, programın öğrencilerin arkadaĢ iliĢkilerini, baĢarı durumunu ve sınıf içi
davranıĢlarını yüzde yüz değiĢtirmiĢ ve bu program yüzde yüz oranında baĢarılı
olmuĢtur.
Akademisyenlerin program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
A1'in program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Bu program, teorik olarak yapılan birçok araĢtırmanın aynı zamanda uygulamalı
olarak gerçekleĢtirilmiĢ bir örneği, verilmiĢ bir emeğin hedefe ulaĢmıĢ karĢılığıdır.
o Okul ile ailenin değerlerini örtüĢtüren, öğretmen öğrenci ve aile iĢbirliğiyle
yürütülen bir programdır.
o Programda ihtiyaç duyulan teknolojik araçlar bir proje dâhilinde alınmıĢ olsaydı
daha yerinde olacağı düĢünülmektedir.
o Bu çalıĢma, bundan sonraki çalıĢmalara rehberlik edebilecek niteliktedir. Programın
tamamlanmasıyla birlikte akademik çevrelerle paylaĢılması durumunda bundan
sonraki çalıĢmalara temel teĢkil edeceğini düĢünülmektedir.
A2'nin program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
144
o Bu programla, sosyal bilgiler dersinin yürütülebileceği sürede hem sosyal bilgiler
eğitiminin hem de karakter eğitiminin yürütülebildiği görülmüĢtür. Program, sosyal
bilgiler ders akıĢını bozmadan bir de karakter eğitimi eklenerek baĢarılı bir Ģekilde
yürütülmüĢtür.
o Programın eğitim camiasında bulunan akademisyenler için fikir açıcı bir niteliğe
sahip, önemli bir program olduğunu düĢünülmektedir.
Okul Müdürünün program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Bu çalıĢma doğru tutum geliĢtirme, öğrenci niteliklerini geliĢtirme, öğrenmeden
alınan keyfi arttırma gibi konularda bir laboratuvar çalıĢması gibidir. Programın
uygulama sürecinde öğrencilerin mevcut potansiyellerini geliĢtirerek kendilerini
gerçekleĢtirdikleri görülmüĢtür.
o Bu program çalıĢması, eğitimin içinde yer alma fırsatını sunduğu için öğrenciler ve
veliler için farklı bir deneyim olmuĢtur. Bu çalıĢmanın geleneksel okul aile ve çevre
iĢbirliği söylemini fiili olarak ortaya koyduğu, üniversiteyi de iĢe katarak aile-çevre-
okul üçlüsünü biraraya getiren çok özel bir çalıĢma olduğu ve okula değerli katkılar
sağladığı düĢünülmektedir.
Okulun rehberlik ve psikolojik danıĢmanlık öğretmeninin program hakkındaki
görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir.
o Öğrencilerin duygusal geliĢimlerinin sadece rehberlik servisi tarafından
sağlanamayacağını, bu programın rehber öğretmenin emeğine ortak olup iĢini
kolaylaĢtırdığını, öğrencilerin ruh sağlığına değerli katkılar yaptığını ve öğrencilere
bütüncül bir fayda sağladığını düĢünülmektedir.
Velilerin toplantıda ifade ettikleri görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Veliler, programın eğitici ve öğretici bir program olduğunu, kendilerine ve
çocuklarına faydalı olduğunu düĢünmektedir. Bu programla birlikte çocuklarına
bakıĢ açılarının değiĢtiğini, çocuklarına daha anlayıĢlı yaklaĢtıklarını ifade eden
veliler programın çocuklarının akademik baĢarısına ve davranıĢlarına olumlu etkiler
yaptığını düĢünmektedir. Eskiden ailesine kızıp bağıran çocuk, Ģimdi kolay kolay
bağırmamakta, bağırdığı olsa bile dönüp özür dilemektedir. Daha önce çekingen
olan çocuklar Ģimdi kendilerini daha iyi ifade etmektedir.
145
o Programın herhangi bir eksik yönü olmadığını ifade eden veliler, bu programın
kendilerini de bilgilendirip, eğitime dâhil etmesinden oldukça memnun olduklarını
ifade etmiĢler ve bu programın eğitim öğretime büyük katkı sağladığını
belirtmiĢlerdir.
Öğrencilerin program hakkındaki görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Öğrenciler, programın kendilerine insanları olduğu gibi kabul etmeyi, kimsenin
kusurlarıyla dalga geçmemeyi, hoĢgörülü olmayı, dürüst olmayı öğrettiğini
düĢünmektedir.
o Öğrenciler, ders içinde öğrendiklerinin çevreyle örtüĢen, ders dıĢında da akla gelen
ve davranıĢlarına rehberlik eden Ģeyler olduğunu düĢünmektedir. Öğrenciler,
öğrendiklerini günlük yaĢamlarına da aktarabilmekte ve sosyal yaĢantılarında da
uygulayabilmektedir.
o Öğrenciler, etkinliklerin, izletilen videoların çok güzel olduğunu ve her Ģeyin
olumlu geçtiğini, programın hayatlarına olumlu yönde katkı sağladığını,
davranıĢlarına etki etmeye baĢladığını düĢünmektedir. Bu dersi gördüklerine çok
memnun olduklarını belirtmektedir.
5.1.2.5. Programın Veli GörüĢleriyle Değerlendirilmesinden UlaĢılan Sonuçlar
Program değerlendirme toplantısından sonra velilerle gerçekleĢtirilen görüĢmelerden
elde edilen bulgular çerçevesinde ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Veliler, böyle bir programla ilk kez karĢılaĢmıĢtır.
o Aile eğitimine katılan veliler, eğitim içeriğinin çocuklarının ergenlik dönemine
yönelik olmasından çok memnun kaldıklarını dile getirmiĢ, eğitimin kendi
davranıĢlarındaki hataları fark etmelerine ve düzeltmelerine katkı sağladığını,
burada öğrendikleri Ģeylerin evde de akıllarına geldiğini ve çocuklarına daha bilinçli
bir Ģekilde yaklaĢtıklarını, bu yaklaĢımın çocuklarının da kendilerine yaklaĢımını da
olumlu etkilediğini ifade etmiĢtir.
o Veliler, programın çocuklarının davranıĢlarını ve notlarını iyileĢtirdiğini, çocuklarını
agresif veya çekingen yönlerinden kurtardığını, ders çalıĢma alıĢkanlıklarını
iyileĢtirerek akademik baĢarılarına katkı sağladığını düĢünmektedir.
146
o Veliler, bu programın içeriğinde yer alan derslerin öğrenciler tarafından sevildiğini
ve bunun evdeki anlatımlara da yansıdığını, öğrencilerin evde bu dersi anlattıklarını,
diğer derslerle ilgili bilgi vermediklerini ifade etmiĢlerdir. Veliler, program
kapsamında dağıtılan ders materyallerini, kitapçıkları, fedakârlık olarak
nitelendirmiĢler ve içerikle ilgili “Kesinlikle memnunum” ifadesini kullanmıĢlardır.
o Veliler, bu eğitimin sadece kendi çocukları üzerinde değil, tüm öğrenciler üzerinde
olumlu katkılar sağlayacağını, çocukların dikkatini çekeceğini düĢünmektedir.
Programın, çocukların geliĢimine katkı sağlayacağı düĢüncesine, velilere katkı
sağlayacağı düĢüncesine “Kesinlikle katılıyorum” yanıtını vermiĢlerdir. Programın
son aĢaması olan serginin görselliğinden, içeriği yansıtmasından “Kesinlikle
memnun” kalan veliler, bu programın yaygınlaĢtırılmasını “Kesinlikle isterim”
düzeyinde istemektedir.
o Programla ilgili herhangi bir eksikliğin olmadığını belirten veliler, bu programın
bütün okullarda uygulanması gerektiğini ve daha çok velinin katılmasını
istediklerini belirtmiĢlerdir.
4.2.4.4. Programın Öğrenci GörüĢleriyle Değerlendirilmesinden UlaĢılan
Sonuçlar
Öğrencilerle gerçekleĢtirilen değerlendirme görüĢmelerinden elde edilen buldular
çerçevesinde ulaĢılan sonuçlar Ģöyledir:
o Öğrenciler, pragramın “Mükemmel” olduğunu, davranıĢlarını ve akademik
baĢarılarını olumlu yönde etkilediğini düĢünmektedir.
o Öğrenciler programın kendilerine; arkadaĢlarıyla iyi geçim, çevresindekilerin
varlığına saygı duyma, tahammül ve empati, toplumdaki dezavantajlı gruplara ve
doğal çevreye duyarlılık, kendi özelliklerini tanıma, aile bireylerine karĢı saygı,
akademik baĢarı artıĢı, eĢitlik, adalet ve merhamet duygusu, dürüstlük, doğruluk,
saygı ve yardımseverlik değeri kazandırdığını; aileleriyle ve arkadaĢlarıyla
iliĢkilerinin olumlu yönde geliĢtiğini belirtmiĢler; bu çalıĢmanın yeteneklerini,
becerilerini ve karakterlerini ortaya çıkaran bir çalıĢma olduğunu da ifade
etmiĢlerdir.
147
o Öğrenciler, ders konularının ve sınavların öğrenci seviyesine uygun olduğunu;
konuların açık ve anlaĢılır, sınavların öğretici, anlaĢılır, içeriğe uygun, bazı soruların
zor bazılarının kolay olduğunu düĢünmektedir.
o Öğrenciler, derslerin iĢleyiĢini oldukça beğenmiĢlerdir. Derslerin eğlenceli bir
atmosferde iĢlenmesi, sınıf disiplininin sağlanması, öğretmenin sunumu, tüm sınıfın
derse katılması, öğretici etkinliklerin izletilmesi, drama ve tiyatro gibi aktif
faaliyetlerle öğrencilere kendilerini ifade edebilecekleri ve düĢünebilecekleri
etkinliklerin yaptırılması derste beğenilenler arasındadır.
o Öğrenciler ders kitabını çok beğenmiĢlerdir. Kitaptaki bilgi sayfası, not alma
sayfası, okuma metinlerinin eğlenceli ve faydalı olması, kitapta yer alan bilgiler,
hikayeler ve etkinlikler, kitabın aynı zamanda bir çalıĢma kitabı da olması,
düĢündürürken öğretmesi, yetenek ve becerilerini geliĢtirmesi, resimler ve bu
resimlerin içerdiği anlamlar hoĢlarına gitmiĢtir.
o Öğrencilerin kitapla ilgili beklentileri, yazı yazacakları alanın biraz daha kısa
tutulması ve günlüklerin kullanılmaması yönündedir. Ayrıca iletiĢim ve insan
iliĢkileri ünitesindeki etkinlikleri biraz fazla bulmuĢlar, bu nedenle ekonomi ve
sosyal hayat ünitesindeki etkinliklerin sayısı azaltılmıĢ ve bu ünite kitap haline
getirilmiĢtir.
o Öğrenciler yeni bir çalıĢmada herhangi bir beklentilerinin olmadığını belirtmiĢ fakat
bazı öğrenciler bir sonraki çalıĢmada ailelerin küçük gruplar halinde okula davet
edilerek çeĢitli etkinliklere katılmasının faydalı olacağını belirtmiĢtir.
5.2. TartıĢma
ÇalıĢmanın ilk problem cümlesiyle ilgili olarak gerçekleĢtirilen her iki ihtiyaç analizi
çalıĢmasından ve çalıĢmanın eylem planına yönelik ikinci problem cümlesiyle ilgili
olarak ulaĢılan sonuçlar, bu baĢlık altında bütüncül olarak tartıĢılmaya çalıĢılmıĢtır.
ÇalıĢmanın ilk problem cümlesiyle ilgili olarak gerçekleĢtirilen ilk ihtiyaç analizinde
ulaĢılan önemli bir sonuç okulun mekânsal durumunun öğrenci sayısına yetersizliğiyle
ilgilidir. Eğitimin amaçlarına ulaĢabilmesi için öğrencilerin sınıflarda ders boyunca
sakin sakin oturması ve ders dinlemesi ya da yönergeler doğrultusunda bir etkinliği icra
etmesi istenen ve beklenen bir durumdur. Uyumsuz davranan, sürekli bir hareket
148
halinde olan öğrencilerin istenmeyen davranıĢları ise Ģikâyet konusudur. Fakat burada
hesaba katılması gereken bir durum olarak okulların fiziki mekân yetersizliği karĢımıza
çıkmaktadır. Hangimiz hareket etmeksizin odaklanabiliriz?
GeliĢimleri gereği bir yetiĢkinden daha hareketli olan öğrencilerin de bu hareketlerini ya
okul içinde ya da okul dıĢında çeĢitli aktivitelerle, oyunlarla icra etmeleri
gerekmektedir. Aksi takdirde, o sakin olması istenen sınıf ortamları tam bir hareket
alanına dönüĢmektedir. Ders ortamları öğretmenin öğrencilere hâkim olmaya çalıĢtığı
ya da yılgın düĢerek konuları geçiĢtirdiği ya da kendinden çok fazla ödün vererek
öğretimi sürdürmeye gayret ettiği ortamlara dönüĢebilmektedir. Bu nedenle eğitimin
baĢarıya ulaĢmasında, belki de üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri
okulun mekânsal yeterliğidir. Bu yeterlik hem metre kare anlamında hem de öğrencinin
doğasına, psikolojisine ve uygulanacak etkinliklerde öğretmenlerin ihtiyaç duyacağı
konuya ve alana uygunluk anlamında sağlanmalıdır. Mekânsal yetersizlik öğretimin
amaçlarına ulaĢmasını önemli ölçüde engellemektedir. Akdeniz (2008) tarafından
yürütülen bir çalıĢmada sınıfların ve okulun fiziki yapısının sosyal bilgiler öğretim
programının uygulamada amaçlarına ulaĢmasını önemli ölçüde etkilediği görülmüĢtür.
ÇalıĢmanın ilk problem cümlesiyle ilgili olarak gerçekleĢtirilen ikinci ihtiyaç analizi
çalıĢmalarında, okulun mekânsal ihtiyacının okul çevresinde baĢlatılmak üzere olan
kentsel dönüĢüm projesi nedeniyle ailelerin mahalleden taĢınmalarının bir sonucu
olarak, problem olmaktan çıktığı görülmüĢtür. Okuldaki öğrenci sayısı azalmıĢtır. Ġkili
öğretim yapan okulda bahçe, koridor ve sınıflar öğrencilerin daha rahat hareket
edebilecekleri mekânlara dönüĢmüĢtür. Böylece önemli bir eğitim ihtiyacı doğal olarak
giderilmiĢtir. Her iki ihtiyaç analizinde de, oranı farklı olsa da olumsuz öğrenci
davranıĢlarının devam ettiği ve okulun projeksiyon ihtiyacı bulunduğu görülmüĢtür.
ÇalıĢmanın ilk problem cümlesiyle ilgili olarak gerçekleĢtirilen her iki ihtiyaç analizi
çalıĢmasında ortaya çıkan ekonomik problemlerin, araĢtırmacının çözebileceği bir
durum olmadığı açıktır. Okul müdürünün önerilerinden birini burada dikkate almakta
fayda olacağı kanaatindeyim. Okul müdürü, ders araç gereçlerinin, hatta kartonların bile
devlet tarafından temin edilmesinin eğitim etkinliklerini tam ve zamanında yapmada
oldukça faydalı olacağını ifade etmiĢtir. Tam da bu noktada öğretimin aksamaması,
eğitimin amaca ulaĢması, öğrencilerin günlük hayatta birçok açıdan olumsuz etkilendiği
149
ekonomik zorluklarından bir de okulda etkilenmesi için oldukça anlamlı bir öneridir.
Kimbilir, belki de sadece ekonomik sıkıntıları nedeniyle okula geri geri gelen öğrenciler
vardır ve bu öğrenciler koĢar adımlarla okula geleceklerdir? Aileler de ekonomik
kaygılarından uzaklaĢarak, okulun kendilerini bir problem ya da ödeme konusunda
çağırdığı görüĢünden kurtulacak, okula daha hoĢ bir muhabbetle, ekonomik endiĢeden
uzak bir Ģekilde kendiliğinden gelecektir? Ancak her olumlu Ģeyin bir de riski
olduğunun unutulmaması ve uygulamanın dengeli bir iliĢki çerçevesinde yürütülmesi
gerekmektedir.
Ġhtiyaç analizi çalıĢmalarında dikkat çeken bir konu da değerler eğitimi olmuĢtur. Okul
müdürünün görüĢlerinden ulaĢılan bulgularda; değerler eğitimi konusunda Milli Eğitim
Bakanlığının bir toplantı yaptığı fakat bu toplantıda öğretmenlere değerler eğitimiyle
ilgili bir eğitim verilmediği görülmektedir. Öğretmenler lisans eğitimlerinde de değerler
eğitimiyle ilgili herhangi bir ders almamıĢtır. Bu durumda konuyla ilgili yöntemleri
öğrenmeleri, tahlilleri yapmaları kiĢisel çabalarına kalmıĢtır. ÇalıĢma sonuçlarında
öğrencilerin ve velilerin değerler eğitimiyle ilgili bir faaliyet hatırlamadıklarını ifade
ettikleri görülmektedir. Okul müdürünün görüĢlerinden ulaĢılan sonuçlara göre, okulda
uygulamalar ayda bir değeri ayın değerine sahip öğrenciyi ilan etme biçiminde devam
etmektedir. Bir değerin bu Ģekilde fark ettirilmesi mümkün olabilir fakat kazandırıp,
davranıĢ haline getirmek mümkün müdür?
Can (2008), çalıĢmasında, öğretmenlerin çağdaĢ değer öğretim yaklaĢımlarını yeterince
kullanmadıkları sonucuna ulaĢmıĢtır. Bu çalıĢmayla da bağlantılı olarak, bu sonuçlar
aslında uygulamaların problem kaynağında bilgiye duyulan ihtiyacın olduğunu
düĢündürmektedir. Tüm bunlara ders kitaplarının da değerler eğitimi yaklaĢımlarına
uygun hazırlanmadığı bulgusu eklenince bu ihtiyaç daha da önem arz etmektedir. Ersoy
ve ġahin (2012) 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarını değerler eğitimi
yaklaĢımlarına uygunluğu açısından incelemiĢ ve etkinliklerin öğretim programında
önerilen yaklaĢımlara uygun olmadığı sonucuna ulaĢmıĢtır. Ayrıca bazı ünitelerde
değerle ilgili hiç etkinlik bulunmazken, bazı ünitelerin tamamen değerle ilgili olduğunu
tespit etmiĢtir. Tüm bu durumlar değerler eğitimiyle ilgili mevcut durumu açığa
çıkarmaktadır. Hâlbuki insan yetiĢtirmede yapılacak en küçük hata bile o insanın
kiĢiliğinde kalıcı hasarlara neden olabilecektir. Bilgi olmadan bir eğitimin doğru
150
yapılandırılması mümkün müdür? Öğretmen eğitiminde, uygulamada ve ders kitabı
yazımında bir kez daha düĢünmeye ihtiyaç bulunmaktadır.
Ġhtiyaç analizinde ulaĢılan ders kitapları ve öğretim programlarına yönelik problemler,
teknolojik öğretim araçlarının yetersizliği, öğrencilerin olumsuz davranıĢlar sergilemesi
gibi sonuçlar da yine eğitim ihtiyaçlarını göstermektedir. Nitekim benzer konularda
ihtiyaç tespitleri AkĢit (2011) tarafından yürütülen bir çalıĢmanın sonuçlarında da
görülmektedir. Bu çalıĢmada ulaĢılan sonuçlar arasında, öğrencilerin olumsuz
davranıĢlarının arttığı, yeni eğitim teknolojilerine (bilgisayar, projeksiyon ve internet)
ihtiyaç olduğu, proje ve performans ödevlerinin yapılmasında bazı sıkıntıların
bulunduğu, ders kitaplarının içeriğinin ağır olduğu ve kitaplar arasında tutarsızlık
olduğu, ders kitabının ve öğrenci çalıĢma kitabının yeniden düzenlenmesi gerektiği gibi
sonuçlar bulunmaktadır.
Her iki ihtiyaç analizinde de fazlaca vurgu yapılan ihtiyaçların velilerle ilgili olduğu
görülmektedir. Okul müdürünün veli katılım ve talebinin azlığından Ģikâyetlerini dile
getirmesi, velilerin herhangi bir iĢte çalıĢmadığı halde okula gelip gitmemesi, hatta
öğretmenle ve müdürle hiç görüĢmediğini itiraf eden velilerin bulunması ama aynı
zamanda aynı velilerin okuldan çocuklarının eğitimiyle ilgili yüksek beklentiler içinde
olduğunu ifade etmesi gerçekten düĢündürücüdür. Burada üç Ģey akla gelmektedir. Ya
gerçekten veliler ne yapacağını, çocuklarıyla nasıl ilgileneceğini, eğitime nasıl
katılacağını bilmemekte ya okuldaki öğretmene ve yönetime karĢı çekingen bir saygı ya
da ideolojik bir kaygı beslemekte ya da çocuğunun eğitimini tamamen okula
bırakıvermektedir. Üçüncüsü çok acımasızca bir tahmin olacağından temennimiz ilk
ikisidir. Bu durumda velilerin birinci durum için okula davet edilmesi ve eğitilerek
bilinçlendirilmesi, ikinci durum için ise yine okula davet edilerek, çeĢitli aktivitelere
katılarak zihinlerindeki ötekileĢtirilmiĢ ya da ulaĢılmaz kılınmıĢ okul imgesinin dengeye
kavuĢturulması gerekmektedir. Velilerle ilgili birçok problemin bu Ģekilde çözüme
kavuĢturulabileceği düĢünülmektedir.
Eğitimin neredeyse her alanında bu kadar eksiklik tespit edilmiĢ olması, aslında biraz da
eğitimdeki ihtiyaçlara bir bütün olarak yaklaĢılmasına ne kadar da ihtiyaç bulunduğunu
hatta bunun eğitimde baĢarıya ulaĢmak için bir zorunluluk olduğunu göstermektedir. Bu
yaklaĢımda Ģüphesiz ki okulun en önemli yardımcısı, aileler olacaktır. Eğitimde aile
151
desteğinin alınması muvaffakiyet için oldukça önemlidir. Nitekim sonuçlarda da
görüldüğü gibi, okul yönetimi, akademisyenler, öğrenciler ve aileler de bu katılımı
önemsemektedir. Üzerinde durulması gereken konu, zaten evladının bütün hayatı
boyunca en büyük destekçisi olan aile kurumunun, yine evladının tüm hayatını
etkileyecek olan eğitimiyle ilgili olarak, bu katılımı isteyip istemeyeceği değildir. Bu
konuda en küçük bir Ģüphemiz dahi olmamıĢtır. Bütün mesele katılımın içeriği ve
yöntemidir. ÇalıĢmada aile katılımı içeriği ve yöntemi ihtiyaç analiziyle belirlenmiĢtir.
Ġhtiyaç analizi sonuçlarına bakıldığında velilerin çocuklarına karĢı yetersiz kaldıklarının
farkında olduğu, aile içindeki sorunlarla baĢ edemediği, çocuklarının eğitimine
yeterince katkı sağlayamadığı, çocuğuyla iletiĢimde birtakım önemli hatalar yaptığı,
ergenlik dönemi davranıĢlarıyla nasıl baĢ edeceğini tam olarak bilmediği görülmektedir.
Aslında tam da bu noktada velilerin en baĢta çocuklarının güvenilir limanı ve birincil
yetiĢtiricisi olarak tüm bunlarda en az bir uzman kadar bilgiye sahip olması ve
çocuklarının eğitimiyle ve geliĢimiyle yakından ilgilenmesi gerekmektedir. Maalesef ki
ailelerin çocuklarının dersleriyle ilgili olarak eğitime katılım durumu; sürekli
tekrarladıkları “ders çalıĢ, ders çalıĢ” cümlesiyle sınırlı kalmaktadır.
Öğrenciler, aile içinde eskiden dinlediği sözleri dinlememekte, kendine model
seçmekte, aile içinde gerek kardeĢiyle gerekse ebeveyniyle küçük çaplı çatıĢmalar
yaĢamaktadır. Ayrıca arkadaĢlık iliĢkilerinde de okul içi davranıĢlarında da birtakım
olumsuzluklar yaĢamaktadır. Sürekli tembihlemek, baskıcı davranıĢlar, iĢine
karıĢılması, öfkeli yaklaĢımlar, vs. ergeni oldukça rahatsız etmekte ve tepki
göstermesine neden olmaktadır. Aile bu durumda ne yapacağını ve nasıl davranacağını
bilememektedir. Bu noktada aile içindeki tutum ve davranıĢların öğrenci kiĢiliğine
etkisinin bilinmesi ve ergenin geliĢim özelliklerinin bilinçle, anlayıĢla karĢılanması çok
önem arz etmektedir. Oysaki gelen verilerde bu yönün eksikliği açıktır. Çocukların daha
sağlıklı kimlikler edinebilmesi için hem aile iĢbirliğine hem de velileri bilinçlendirecek
bir eğitim etkinliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Tüm bu bilgiler hem içeriğin belirleyicisi
olmuĢ hem de yöntemin aile eğitimi ve danıĢmanlığı biçiminde belirlenmesine neden
olmuĢtur.
ÇalıĢmanın ikinci problem cümlesi kapsamında düzenlenen aile eğitimi ve aile
danıĢmanlığı biçiminde gerçekleĢtirilen aile katılımı, sonuçlarda da ifade edildiği gibi,
152
öğrenci davranıĢlarına, baĢarısına; aile bireyleri arasındaki iletiĢime, ailenin çocuğa
karĢı davranıĢlarına, öğrencilerin sınıf içi davranıĢlarına birçok konuda katkı sağlayarak
baĢarıya ulaĢmıĢtır. Katılımcıların görüĢleri maddeler halinde sonuç yargılarına
yansımıĢtır. Burada asıl konu böyle bir katılımda hazırlanacak içeriğin ve uygulanacak
yöntemin okula has olmasıdır. Çünkü eğer bu çalıĢmadaki veliler, çalıĢan ailelerden
oluĢsaydı bizim her hafta yüz yüze görüĢme gibi bir amacımız olamazdı, olsa da
baĢarıya ulaĢmamız mümkün olmazdı. Eğer veliler, kültürel düzeyi yüksek ailelerden
oluĢsaydı içeriği daha baĢka konulardan hazırlamamız gerekebilirdi. Eğer veliler, sosyo-
ekonomik düzeyi yüksek ailelerden oluĢsaydı Ģüphesiz ki eğitimde materyal temininin
öneminden değil de daha fazla geliĢtirici aktivitenin nasıl planlanabileceğini konuĢuyor
olurduk.
ġunu rahatlıkla söyleyebilirim ki veli katılımındaki baĢarıda en önemli gördüğüm katkı,
“ihtiyaca görelik” olmuĢtur. Ġhtiyaca göre düzenlendiği için bu eğitim baĢarılı olmuĢtur.
Ve baĢarılı bir aile katılımı birçok açıdan tüm katılımcılara katkı sağlamıĢtır.
ÇalıĢmanın bulgularının bir kısmı Kılıç (2010) tarafından yürütülen bir çalıĢmanın
bulgularıyla örtüĢmektedir. Bu çalıĢmada, öğretmenler aile katılımı çalıĢmalarının;
öğrencilerin öğrenmelerini olumlu yönde etkilediği, baĢarılarını, derse karĢı ilgilerini ve
öz güvenlerini arttırdığı, öğrencilerin aileleriyle paylaĢımlarında mutlu olmalarını ve
ailelerinin yanında kendilerini daha güvende hissetmelerini sağladığı yönünde görüĢ
belirtmiĢlerdir. Yine öğretmenlerin görüĢlerinden; aile katılımı çalıĢmalarının
öğrencilerde sorumluluk bilincini geliĢtirdiği, öğrencilerin derste daha etkin olmalarını
sağladığı, motivasyonu arttırdığı, eğitime bakıĢ açılarını olumlu etkilediği, sosyal
becerilerini geliĢtirdiği, aile arası iletiĢimi arttırdığı gibi sonuçlara ulaĢılmıĢtır. Bu
sonuçlar, bu çalıĢmanın sonuçlarını da özetler niteliktedir. Aile katılımı, çalıĢmada hem
öğrenci, hem aile, hem okul yönetimi, hem rehberlik servisi, hem de akademisyen
tarafından oldukça önemsenmiĢ ve sonuçlarda da değinildiği gibi birçok katkı
sağlayarak baĢarıya ulaĢmıĢtır.
ÇalıĢmanın ikinci problem cümlesi kapsamında programın bütünü bir toplantıyla ve
görüĢmelerle değerlendirilmiĢ, ayrıca akademik baĢarıya ve değer kazanımına etkisi
incelenmiĢtir. Sonuçlar, programın uygulanabilir bir program olduğu yönündedir.
Programın bütününe bakmak amacıyla düzenlenen ve sürecin değerlendirmesini de
içeren değerlendirme toplantısı aslında hem öğrenciye ve veliye hem de okulu temsil
153
eden öğretmenlere, okul müdürüne farklı bir deneyim yaĢatmıĢ, toplantıya
akademisyenlerin de katılması çok yönlü bir birlikteliği sağlamıĢtır. Yapılan
değerlendirmelerde program oldukça baĢarılı bulunmuĢtur. Karakter eğitimi programları
ile ilgili çalıĢmalara baktığımızda hemen hepsinin bir problemin çözümünde ya da bir
durumun geliĢtirilmesinde oldukça baĢarılı olduğu görülmektedir. Alan yazındaki
birçok çalıĢma karakter eğitimi programının farklı konulardaki baĢarısını
göstermektedir (Burke, Crum, Genzler, Shaub & Sheets, 2001; Revell, 2002; Çağatay,
2009; Çokdolu, 2013).
Sosyal bilgiler dersiyle bütünleĢtirilmiĢ aile katılımlı karakter eğitimi programının
değerlendirme çalıĢmalarında gerek değerlendirme toplantısı olsun, gerek yapılan
görüĢmeler ve t-test analizleri olsun yapılan analizlerin tümü programın baĢarılı
olduğunu göstermektedir. Program içeriği, yöntemleri, sınama durumları, aile katılımı
ve bütünlüğü gibi birçok konuda baĢarılı bulunmuĢtur. Aile katılımının baĢarısını
gösterir açıklamalara yukarıda değinilmiĢtir. Programın akademik baĢarıya ve değer
kazanımına olumlu yönde etki ettiği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bu sonuçlar; KatılmıĢ (2010)
tarafından yürütülen deneysel bir karakter eğitimi programının, öğrencilerin değer
kazanımı ve akademik baĢarısı üzerinde olumlu yönde etkili olduğu sonucuyla
örtüĢmektedir. Buradan ve diğer tüm sonuçlardan çıkarılacak nihai sonuç ise programın
oldukça baĢarılı ve uygulanabilir bir program olduğu yönündedir.
5.3. Öneriler
AraĢtırmanın modeli, konusu ve kapsamı birçok bulguya ulaĢılmasına neden olmuĢtur.
Bu bulgulardan, özellikle eğitim ihtiyaçlarıyla ilgili olanlar, uygulayıcılara uygulamada
görülen birtakım sorunlar hakkında bilgi sağlayacak ve araĢtırmacılara yeni araĢtırma
konularında çeĢitli fikirler verecektir. Bu baĢlık altında araĢtırmacının saha çalıĢmasında
daha belirgin bir temel öneme sahip olduğunu ve yeni bir eylem planı geliĢtirmede katkı
sağlayacağını düĢündüğü önerilere yer verilmiĢtir.
5.3.1. Uygulayıcılara Yönelik Öneriler
Bu çalıĢma sonuçlarına göre düzenlenecek yeni bir eylem planı kapsamında, Milli
Eğitim Bakanlığına, bazı eğitim uygulamaları önerileri Ģöyledir:
154
o Tespit edilen eğitim ihtiyaçlarının oldukça fazla olması, eğitimdeki problemlerin
çözümünde daha bütüncül bir bakıĢ açısına ihtiyaç bulunduğunu göstermektedir. Bu
bağlamda, ülke çapında, geniĢ kapsamlı ve yeterli sürece yayılmıĢ bir ihtiyaç analizi
çalıĢması baĢlatılması, bu analizde ortaya çıkan eğitim ihtiyaçları kapsamında
eğitimi ilgilendiren tüm kurumların, konuların ve problemlerin, teoride ve
uygulamada, bütüncül bir bakıĢ açısıyla değerlendirilmesi hatta bulgular
doğrultusunda eğitimin yeniden yapılandırılması önerilebilir.
o Okulların mekânsal geniĢliği ve diğer fiziki özellikleri öğrenci geliĢimine ve eğitim
ihtiyaçlarına, insan olma doğasına ve duygusuna uygun bir yeterliğe sahip olmalıdır.
Bu bağlamda, eğim mekanları hem bir çalıĢma disiplini sağlayacak hem de insan
doğasını da dikkate alacak Ģekilde düzenlenebilir.
o Öğretim programları ayrı ayrı düĢünüldüğünde çocuğun olağanüstü bir yoğunluğa
sahip olduğu ve seyrinde öğrenemediği için bilgilerini hayata geçiremediği
görülmektedir. Bu nedenle tüm derslerin kazanımlarını mümkün olduğunca
bütünleĢtirerek, daha bütüncül ve sade bir eğitim programı hazırlanabilir.
o Öğretmenlerin değerler eğitimiyle ve karakter eğitimiyle ilgili önemli bilgi
eksiklikleri bulunmaktadır. Bu eksiklikler, eğitimin duyuĢsal boyutunun ihmaline
neden olmaktadır. Öğretmenlerin ilgili alanlarda özellikle yöntem, etkinlik
hazırlama ve planlama hakkında eğitilmesi faydalı olabilir.
o Öğrenciler, ailedeki ekonomik sıkntıları nedeniyle az masraflı olsa dahi ders
materyali temininde güçlük yaĢamaktadır. Materyallerin gelmediği derslerde
etkinlikler aksamaktadır. Eğitim araç gereçlerinin ücretsiz temini, sınıflarda hazır
bulundurulması önerilebilir.
o Okul kavramı, birçok velinin zihninde; para toplama, yıllık toplantı ve sorunlu
davranıĢ çağrıĢımı uyandırdığından bu çağrıĢım yerine okullar velinin ziyaret etmek
istediği mekânlar haline getirilebilir ve ailelerin Ģartlarına ve ihtiyaçlarına göre
değiĢebilen kapsam ve sıktıkta aile katılımları sağlanabilir.
o Okulların teknolojik ve diğer eğitim ihtiyaçları öğretimin önünde engel
oluĢturmaktadır. Sınıflarda kullanılacak ders materyalleri ve kültürel geziler ücretsiz
karĢılanabilir. Böylece ailelerin ekonomik sıkıntılarından kaynaklı eğitim
ihtiyaçlarını gidermek kolaylaĢacak, eğitim amaçlarına etkili bir Ģekilde
ulaĢabilecektir.
155
Bu çalıĢma sonuçlarına göre düzenlenecek yeni bir eylem planı
kapsamında,öğretmenlere bazı eğitim uygulamaları önerileri Ģöyledir:
o Öğretmenlerin, öğrencilerini tanıması gerek etkinlikleri planlarken gerek ikili
iliĢkilerde oldukça katkı sağlamaktadır. Öğretmen öğrenci tanıma formu ve veli
aracılığıyla öğrenciyi tanıma formunu kullanarak öğrencisini tanımaya çalıĢabilir.
Böylece özel problemlerine, kiĢilik özelliklerine de dikkat ederek onun geliĢimine
katkı sağlayabilir.
o Veliler, öğretmenlerle daha sık biraraya gelmek istemektedir. Okulda ya da okul
dıĢında faaliyetlerle veli sohbet ortamları düzenlenebilir.
o Öğrenciler, aileleriyle de iĢbirliği içinde bulunmayı istemektedir. Bu bağlamda, veli
profiline uygun saat ve zamanlarda veliler küçük gruplar halinde okula davet
edilebilir.
o Veliler, çocuklarının ödevlerine nasıl yardımcı olacakları, onların değiĢen
davranıĢları karĢısında nasıl davranacakları konusunda sıkıntı yaĢamaktadır.
Öğretmenler bu konuda bilgilendirme ve danıĢma toplantıları düzenleyebilir.
5.3.2. AraĢtırmacılara Yönelik Öneriler
Bu çalıĢma sonuçlarına göre düzenlenecek yeni bir eylem planı kapsamında,
araĢtırmacılara bazı eğitim uygulamaları önerileri Ģöyledir:
o AraĢtırmanın baĢarıya ulaĢmasında, ihtiyaca yönelik hazırlanmasının ve aileyi de
dikkate almıĢ olmanın önemi büyüktür. Bu nedenle, benzer bir program geliĢtirme
çalıĢması yapmak isteyen araĢtırmacılara ihtiyaç analizini konuyu çevreleyen tüm
boyutlarıyla ele almaları ihtiyacın analizine önem vermeleri önerilebilir.
o Velilerin ergenlik dönemiyle ilgili önemli bilgi eksikliği bulunmaktadır. Ergenlik
dönemi, anne baba tutumları hakkında velilerin eğitilmesi faydalı olabilir.
o Okul ve aile, eğitimde iĢbirliği içinde hareket ederse çocuğun akademik baĢarısında
ve karakter geliĢiminde olumlu geliĢmeler olduğu görülmüĢtür. Bu nedenle,
çalıĢmalarda aile kurumunun da dikkate alınması faydalı olabilir.
o Veliler daha geniĢ katılımlı bir program daha beklemektedir. Benzer çalıĢmalar
farklı alanlarda ve aynı alanın farklı konularında geniĢletilebilir.
o Öğrencilerin isteği nedeniyle, yeni oluĢturulacak ders kitaplarında öğrencilerin
yazacakları boĢlukların az tutulması veya günlük kullanılmaması önerilebilir.
156
KAYNAKÇA
Ajzen, I. (2005). Attitudes, personality and behaviour. McGraw-Hill House: Open
University Press.
Ak, B. (2009). Verilerin düzenlenmesi ve gösterilmesi. ġ. Kalaycı (Ed.), SPSS
uygulamalı çok değişkenli istatistik teknikleri (s.3-47). Ankara: Asil.
Akdeniz N. (2008). Altıncı sınıf sosyal bilgiler yeni ders programının uygulanmasında
karşılaşılan güçlükler. Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Akkök, F. (1985). DavranıĢsal yaklaĢıma dayalı aile rehberliğinin öğretilebilir
çocukların öz-bakım becerilerinin geliĢmesine etkisi. III. Ulusal Psikoloji
Kongresi Bilimsel Çalışmaları (s.100-108). Ankara: Psikologlar Derneği.
Akpınar, M. ve Kaymakcı, S. (2012). Ülkemizde sosyal bilgiler öğretiminin genel
amaçlarına karĢılaĢtırmalı bir bakıĢ. Kastamonu Eğitim Dergisi, 20 (2), 605-
626.
AkĢit, Ġ. (2011). İlköğretimde görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerinin sosyal
bilgiler öğretiminde karşılaştıkları sorunlar (Denizli-Erzurum örneği). Yüksek
lisans tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Akyüz, Y. (1994). Türk eğitim tarihi. Ġstanbul: Kültür Koleji.
Ali Kâmi (1929). Yurt bilgisi 5. Ġstanbul: Hilmi Kitaphanesi.
Altın, H. (2008). Ethem Nejat ve eğitim tarihimizdeki yeri. Turkish Studies, 3 (4), 73-
96.
Ana Britannica: Genel Kültür Ansiklopedisi. (2004). Ġstanbul: Ana.
Anadol, C. (1991). Türk-İslam medeniyetinde ahilik kültürü ve fütüvvetnameler.
Ankara: Kültür Bakanlığı Halk Kültürünü AraĢtırma Dairesi.
Aristo (1951). Organon IV: ikinci analitikler (H. R. Atademir, Çev.). Ġstanbul: Milli
Eğitim Bakanlığı.
Aristoteles (1996). Metafizik (A. Arslan, Çev.). Ġstanbul: Sosyal.
Armağan, S. (2007). En son değişiklerle 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Ġstanbul:
Çağrı.
Arslan, A. (2006). İlkçağ felsefe tarihi: Sofistlerden Platona, cilt 2. Ġstanbul: Ġstanbul
Bilgi Üniversitesi.
Arslan, A. (2009). İlkçağ felsefe tarihi. Ġstanbul: Ġstanbul Bilgi Üniversitesi.
Arslan, Z. ġ. (2006). Fıtrat kavramı çerçevesinde eğitimde ‘insanın neliği’ sorusu.
Doktora tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Arslantürk, Z. ve Amman, T. (1999). Sosyoloji. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Ġlahiyat
Fakültesi Vakfı.
Arthur, J. (2003). Education with character: The moral economy of schooling. London:
Routledge Falmer.
157
Arvasi, S. A. (1995). Eğitim sosyolojisi. Ġstanbul: Burak.
Aslan, E. (2011). The first primary school curriculum of the turkish republic: “1924 ilk
mektepler müfredat programı”. Elementary Education Online, 10 (2), 717-734.
Aslan, M. (2011). İlköğretimde karakter eğitimi ve öğrencilere kazandırılması gereken
değerler. Yüksek lisans tezi, EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Ataç, F. (2003). Öğretmenler için öğrenci psikolojisi. Ġstanbul: Epsilon.
Atçeken, Z. ve Bedirhan, Y. (2004). Selçuklu müesseseleri ve medeniyeti tarihi. Konya:
Eğitim Kitabevi.
Atuf, N. (1932). Türkiye maarif tarihi. Ġstanbul: Milliyet Matbaası.
Aydın, A. (2004). Gelişim ve öğrenme psikolojisi. Ankara: Tekağaç Eylül.
Aydın, M. Z. (2007). Ailede çocuğun ahlak eğitimi. R. Kaymakcan ve M. Uyanık (Ed.),
Teorik ve pratik yönleriyle ahlak (s.643-676). Ġstanbul: Değerler Eğitimi
Merkezi.
Ayverdi, Ġ. (2005). Misalli Büyük Türkçe Sözlük. Ġstanbul: Kubbealtı NeĢriyat.
Babadoğan, C. (2001). Eğitimde program hazırlama ve geliĢtirme. Çoluk Çocuk, 9 (42),
26-27.
Bal, H. (1991). 1924 raporunun türk eğitimine etkileri ve John Dewey'in eğitim
felsefesi. Ġstanbul: Kor.
BalkıĢ Baymur, F. (1972). Genel psikoloji. Ġstanbul: Ġnkılap.
Baltacıoğlu, Ġ. H. (1995). Talim ve terbiyede inkılap. Ġstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı.
BaĢar, E. (2003). Eğitim sosyolojisi. Samsun: KardeĢler Ofset Matbaa.
Baykul, Y. (2000). Eğitimde ve psikolojide ölçme: Klasik test teorisi ve uygulaması.
Ankara: ÖSYM Yayınları.
Bensghir, T. K. ve Altınok, R. (2007). Bir iletiĢim aracı olarak internetin aile içi
iliĢkilere etkileri: Türkiye'de devletin ve ailelerin konuya bakıĢı. Günümüzde
Aile Uluslararası Aile Sempozyumu. Ġstanbul: Ensar NeĢriyat.
Berkeley, G. (1996). Hylas ile Philonous arasında üç konuşma (K. S. Sel, Çev.).
Ġstanbul: Sosyal.
Berkowitz, M. W. & Bier, M. C. (2004). Research-based character education. The
ANNALS of the American Academy of Political and Social Science, 591 (72),
72-84.
Bilsky, W. & Schwartz, S. H. (1994). Values and personality. Educational Journal of
Personality, 8, 163-181.
Birand, K. (1964). İlkçağ felsefesi tarihi. Ankara: Ankara Üniversitesi Ġlahiyat
Fakültesi.
Brannon, D. (2008). Character education: A joint responsibility. The Education Digest,
73 (8), 56-60.
158
Budumlu Akkiprik, G. (2007). Genel lise öğretmenlerine göre karakter eğitimi yoluyla
öğrencilere kazandırılacak değerler: Çok boyutlu bir araştırma. Yüksek lisans
tezi, Yeditepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Burger, J. M. ( 2006). Kişilik. (Ġ.D.E. Sarıoğlu, Çev.). Ġstanbul: Kaknüs.
Burke, N., Crum, S., Genzler, M. Shaub, D. & Sheets, J. (2001). Building character
education ın our schools to enhance the learning environment. Master of arts
action research project, Saint Xavier University Skylight Professional
Development.
Burslan, K. (1935). Uzluk Oğlu Farabi”nin eserlerinden seçme parçalar. Ġstanbul:
Devlet Basımevi.
Büyük Türkçe Sözlük. (1998). Ankara: Türk Dil Kurumu:
Can, Ö. (2008). Dördüncü ve beşinci sınıf öğretmenlerinin sosyal bilgiler dersinde
değerler eğitimi uygulamalarına ilişkin görüşleri. Yüksek lisans tezi,
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Cevdet, M. (2008). İslam fütüvveti ve Türk ahiliği. (C. Yarar, Çev.). Ġstanbul: ĠĢaret.
Cicioğlu, H. (1985). Türkiye cumhuriyetinde ilk ve ortaöğretim: Tarihi gelişimi.
Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
Clark, J. K. (1911). Systematic moral education. New York: Barnes Company.
Creswell, J. W. (2002). Research design: Qualitative, quantitative, and mixed methods
approaches (second edition) libgen.info adresinden 23.07.2013 tarihinde
edinildi.
Çağatay, ġ. M. (2009). Öğretmen görüşlerine göre karakter eğitiminde ve karakter
gelişiminde okulun rolü. Yüksek lisans tezi, Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Çağlayan, A. (2005). Ahlak pusulası: Ahlak ve değerler eğitimi. Ġstanbul: Değerler
Eğitimi Merkezi.
Çatak, K. (2008). 6. sınıf yeni sosyal bilgiler öğretimi programındaki öğretme-öğrenme
süreçlerine yönelik öğretmen görüşleri: Muğla ili örneği. Yüksek lisans tezi,
Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Çelikkaya, H. (1996). Fonksiyonel eğitim sosyolojisi. Ġstanbul: Alfa.
Çelikkaya, H. (1998). Fonksiyonel eğitim sosyolojisi (2. baskı). Ġstanbul: Alfa.
Çokdolu, N. (2013). Karakter eğitimi programının ilköğretim 2. kademe öğrencilerinin
çatışma çözme ve saldırganlık düzeylerine etkisi. Yüksek lisans tezi, Necmettin
Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Çokluk, Ö., ġekercioğlu, G. ve Büyüköztürk, ġ. (2010). Sosyal bilimler için çok
değişkenli istatistik: SPSS ve LISREL Uygulamaları. Ankara: Pegem Akademi.
Çüçen, K., Zafer, M. Z. ve Esenyel, A. (2011). Varlık felsefesi. Bursa: Ezgi Kitabevi.
Dedeoğlu, G. (2006). Bilişim toplumu ve etik sorunlar. Ġstanbul: Alfa Aktüel.
Dewey, J. (1930). Mektep ve cemiyet (B. Avni, Çev.) Ġstanbul: Devlet Matbaası.
159
Dewey, J. (1939). Türkiye maarifi hakkında rapor. Ġstanbul: Maarif Vekilliği.
Dewey, J. (2004). Demokrasi ve eğitim (T. Göbekçin, Çev.). Ankara: Yeryüzü.
Dick, W. & Babadoğan, C. (1993). Öğretim tasarımı ve program geliĢtirme süreci.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 26 (1), 177-184.
Dilmaç, B. (2007). Bir grup fen lisesi öğrencisine verilen insani değerler eğitiminin
insani değerler ölçeği ile sınanması. Doktora tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Dilmaç, B., Bozgeyikli, H., ve Çıkılı, Y. (2008). Öğretmen adaylarının değer algılarının
farklı değiĢkenler açısından incelenmesi. Değerler Eğitimi Dergisi, 6 (16), 69-
91.
Dilmaç, B., Deniz, M., ve Deniz, M. E. (2009). Üniversite öğrencilerinin öz-anlayıĢları
ile değer tercihlerinin incelenmesi. Değerler Eğitimi Dergisi, 7 (18), 9-24.
Dodurgalı, A. (1995). Eğitim sosyolojisi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Vakfı.
Doğan, C. (1995). Sosyolojik açıdan günümüzde Türk ailesinin fonksiyonları. Marmara
Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 7, 77-92.
Doğan, Ġ. (2009). Dünden bugüne Türk ailesi. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi.
Doğan, R. (1997). Osmanlı eğitim kurumları ve eğitimde ilk yenileĢme hareketlerinin
batılılaĢma açısından tahlili. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 37
(1), 407-442.
Doksat, K. (2003). Mizaç, karakter, kimlik, kiĢilik, duygudurum ve duygulanım nedir?
Birinci Basamak İçin Psikiyatri, 2 (2), 9-15.
Durak, N. (2009). Platon ve Fârâbî felsefesinde erdem kavramı. Isparta: Fakülte
Kitabevi.
Durkheim, E. (2007). Laik ahlak laik eğitim (N. Sadık, Çev.). R. Kaymakcan ve M.
Uyanık (Ed.), Teorik ve pratik yönleriyle ahlak (s.363-387). Ġstanbul: Değerler
Eğitimi Merkezi.
DurmuĢ, A. (2008). Çocukta öz güven gelişimi ve karakter eğitimi. Ġstanbul: Nesil.
Edgington, W. D. (2002). To promote character education, use literature for children
and adolescents. The Social Stuies, 93 (3), 113-116.
Edhem Nejat (2001). Türklük nedir ve terbiye yolları (F. Öztürk, Hazırlayan). Ġstanbul:
Kızılelma.
EkĢi, H. (2003). Temel insanî değerlerin kazandırılmasında bir yaklaĢım: karakter
eğitimi programları. Değerler Eğitimi Dergisi, 1 (1), 79-96.
Ellenwood, S. (2007). Revisting character education: From McGuffey to Narratives.
The Journal of Education, 187 (3), 21-43.
Erdem, A. R. (2003). Üniversite kültüründe önemli bir unsur: Değerler. Değerler
Eğitimi Dergisi, 1 (4), 55-72.
Erden, M. ve Fidan, N. (1998). Eğitim bilimine giriş. Ġstanbul: Alkım.
Ergun, D. (1995). Sosyoloji ve eğitim. Ankara: Ġlke Kitabevi.
160
Erkal, M. E. (2006). Sosyoloji. Ġstanbul: Der.
Erkan, S. (2011). GeliĢim psikolojisinde temel kavramlar. Y. Özbay ve S. Erkan (Ed.),
Eğitim psikolojisi (s.27-50). Ankara: Pegem Akademi.
Ersoy ve ġahin (2012). Sosyal bilgiler ders kitaplarının değerler eğitimi yaklaĢımları
açısından incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi, 12 (2),
1535-1558.
Ersoy, F. (2012). Sosyal bilgiler ders kitaplarının doğrudan verilecek değerler açısından
incelenmesi. II. Ulusal İlköğretim Bölümleri Öğrenci Kongresi (s.216-225).
Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi
Farabi (1956). El-Medinetü'l fâzıla (N. DanıĢman, Çev.). Ġstanbul: Maarif Basımevi.
Fârâbi (1999). Tahsîlu's-sa'âda/mutluluğun kazanılması (A. Arslan, Çev.). Ankara:
Vadi.
Farabi tetkikleri (1950). Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi.
Fazlur Rahman (1997). Ġslâm felsefesi. M. Armağan (Der), İslamda bilgi ve felsefe:
Kindîden İkbal’e İslam düşünürleri (s.37-54). Ġstanbul: Ġz.
Frankena, W. (2007). Etik (A. Aydın, Çev.). Ankara: Ġmge.
Freud, A. (1989). Ego ve savunma mekanizmaları (Y. Erim, Çev.). Ġstanbul: Bağlam.
Fromm, E. (1995). Erdem ve mutluluk (A. Yörükân, Çev.). Ankara: ĠĢ Bankası.
Gazali (1974). İhyâu 'ulûmi'd-dîn, cilt 1-3 (A. Serdaroğlu, Çev.). Ġstanbul: Bedir.
Gazali (1979a). Kimyâ-yı saâdet, cilt 1-2 (A. F. Meyân, Çev.). Ġstanbul: Bedir.
Gazali (1979b). Kimyâ-yı saâdet, cilt 1-2 (M. A. Müftüoğlu, Çev.). Ġstanbul: Çelik.
Gazali (1980). Kalplerin keşfi. (S. Uçan, Çev.). Ġstanbul: Çelik.
Gazali (1989). İlahi nizam. (Y. Arıkan, Çev.). Ġstanbul: Yunus Emre Yayınları.
Gazali (1989). İlâhî saadet: mîzanü'l amel (Ö. Dönmez, Çev.). Ġstanbul: Hisar.
Gazali (2001). Felsefenin temel ilkeleri: makasıd el-felasife (C. Erdemci, Çev.) Ankara:
Vadi.
Gazali (2010). Ahlâk kitabı (S. Yıldız, Çev.). Ġstanbul: Ġlke.
Giddens, A. (2010). Sosyoloji (G. Altaylar, Çev.). Ġstanbul: Say.
Goloğlu, M. (2007). 1924-1930 devrimler ve tepkileri. Ġstanbul: Türkiye ĠĢ Bankası.
Gökalp, Z. (1973). Terbiyenin sosyal ve kültürel temelleri. Ġstanbul: BaĢbakanlık Kültür
MüsteĢarlığı.
Gökalp, Z. (1975). Türk ahlakı. Ġstanbul: Türk Kültür Yayını.
Gökberk, M. (1980). Felsefe tarihi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Gökçek, B. S. (2007). 5–6 yaş çocukları için hazırlanan karakter eğitimi programının
etkisinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Gölpınarlı, M. A. (2007). Yurt bilgisi: Atatürk dönemi ders kitabı. Ġstanbul: Kaynak.
161
Günbulut, ġ. (1983). Küçük felsefe tarihi. Ankara: Maya Matbaası.
Güngör, A. (2006). Ahlaki (törel) geliĢim. A. Ulusoy (Ed.), Gelişim ve öğrenme (s.70-
92). Ankara: Anı.
Güngör, E. (1993). Değerler psikolojisi. Amsterdam: Hollanda Türk Akademisyenler
Birliği Vakfı.
Güngör, E. (2000). Ahlak psikolojisi ve sosyal ahlak. Ġstanbul: Ötüken.
Güngör, E. (2008). Ahlak psikolojisi ve sosyal ahlak. Ankara: Ötüken.
Gürbüztürk, O. (1993). Program geliĢtirme aĢamalarında izlenen yöntemler. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 26 (1), 161-168.
Hacip, Y. H. (2002). Kutadgu bilig (H. Çağbayır, Düzenleyen). Ankara: Türkiye
Diyanet Vakfı.
Hançerlioğlu, O. (1970). Erdem açısından düşünce tarihi. Ġstanbul: Varlık.
Haralambos, M. & Holborn, M. (1991). Sociology: themes and perspectives (Third
edition). London: Collins Educational.
Ġbn Arabi, (2008). Allah kimleri sever (E. Demirli, Çev.)? Ġstanbul: Hayy Kitap.
Ġbn Arabi, M. (tarihsiz). Mekârimu'l-Ahlâk: Üstün ahlak risalesi (V. Ġnce, Çev.).
Ġstanbul: Kitsan. (Eserin aslının basım tarihi 1240).
Ġbn RüĢd (1983). Faslü'l-makal fima beyne'l-hikme ve'ş-şeria mine'l-ittisal (M. Umera,
Hazırlayan). Kahire: Dârü'l-Maârif.
Ġbn RüĢd (1985). Felsefe-din ilişkileri: faslu'l-makâl el-keşf an minhâci'l-edille fi
akaidi'l-mille (S. Uludağ, Çev.). Ġstanbul: Dergah.
Ġbn RüĢd (1986). Tutarsızlığın tutarsızlığı/Tehâfüt et-tehâfüt (K. IĢık ve M. Dağ, Çev.).
Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi.
Ġbn RüĢd (1992). Faslü'l-makal fima beyne'l-hikme ve'ş-şeria mine'l-ittisal: felsefe, din
ilişkisi (B. Karlığa, Çev.). Ġstanbul: ĠĢaret.
Ġbn RüĢd (2004). Metafizik şerhi (M. Macit, Çev.). Ġstanbul: Litera. (Eserin aslının
basım tarihi 1198).
Ġbn Sînâ (2004a). Kitâbu'ş-şifâ metafizik I (E. Demirli ve Ö. Türker Çev.). Ġstanbul:
Litera.
Ġbn Sînâ (2004b). Risaleler (A. Açıkgenç ve M. H. KırbaĢoğlu, Çev.). Ankara:
Kitâbiyât.
Ġbn Sînâ (2005). El-işârât ve't-tenbîhât/İşaretler ve tembihler (A. Durusoy, M. Macit ve
E. Demirli, Çev.). Ġstanbul: Litera.
Ġçelli, N. (1966). Bütün sınıflarda yeni ilkokul programına göre öğrenim ve ünite
geliştirmeleri. Ankara: KurtuluĢ Matbaası.
Ġçli, G. (2002). Sosyolojiye giriş. Ankara: Anı.
Jordan, F. (1896). Character. London: Kegan Paul.
Kafesoğlu, Ġ. (1977). Türk milli kültürü. Ankara: Türk Kültürünü AraĢtırma Enstitüsü.
162
Kasapoğlu, A. (2005). Değişen toplumsal yapıda karakter. Ankara: Ütopya.
KatılmıĢ, A. (2010). Sosyal bilgiler derslerindeki bazı değerlerin kazandırılmasına
yönelik bir karakter eğitimi programının geliştirilmesi. Doktora tezi, Marmara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Kaygısız, Ġ. (1997). Eğitim felsefesi ve Türk eğitim sisteminin felsefi temelleri. Eğitim
ve Yaşam, 5, 5-15.
Kayır, A. (1985). Tek ve kardeĢli ergenlerde anksiyete. III. Ulusal Psikoloji Kongresi
Bilimsel Çalışmaları (s.191-198). Ġstanbul: Boğaziçi Psikologlar Derneği.
Kerschenteiner, G. (1954). Karakter kavramı ve terbiyesi (H. F. Kanad, Çev.). Ankara:
Örnek Matbaası.
Kılıç, Z. (2010). İlköğretimde hayat bilgisi dersinde aile katılımı çalışmaları. Yüksek
lisans tezi, Anadolu Üniversitesi Ġlköğretim Anabilim Dalı.
Kınalızâde, A.Ç. (2007). Ahlâk-ı alâî (M. Koç, Hazırlayan). Ġstanbul: Klasik.
Kırboğa, A. R. (1975). Din eğitimi ve imam-hatip okulları davası. Ġstanbul: Milli
Gazete.
Kıroğlu, H. (2009). Karakter eğitimi yaklaşımlarına eleştiriler. Yüksek lisans tezi,
Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kindî (1994). Felsefî risâleler (M. Kaya, Çev.). Ġstanbul: Ġz.
Koçer, H. A. (1991). Türkiye'de modern eğitimin doğuşu ve gelişimi. Ġstanbul: Milli
Eğitim Bakanlığı.
Köklü, N. (1993). Eylem araĢtırması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Dergisi, 26 (2), 357-365.
Köprülü, M. F. (1980). Türk edebiyatı tarihi (O. F. Köprülü, ve N. Pekin, Çev.).
Ġstanbul: Ötüken.
Köymen, N. (1953). Eğitim sosyolojisi. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Kurt, A. V. (2007). Ġbn-i Arabî'nin ahlâk felsefesi. R. Kaymakcan ve M. Uyanık (Ed.),
Teorik ve pratik yönleriyle ahlak (s.251-281). Ġstanbul: Değerler Eğitimi
Merkezi.
Kurt, Ġ. (2002). Psikolojiden kültüre. Konya: Eğitim Kitabevi.
Küçükahmet, L. (2007). Program geliştirme ve öğretim. Ankara: Nobel.
Küken, G. (2001). Ortaçağda eğitim felsefesi. Ġstanbul: Alfa.
Kültür Bakanlığı Dergisi (1937). Sonkânun 1937 (20.1.1937). Ankara: Kültür
Bakanlığı.
Lickona, T. (1993). The return of character education. Educational Leadership, 51 (3),
6-11.
Lickona, T. (1999). Character education: seven crucial issues. Action in Teacher
Education, 20 (4), 77-84.
Lickona, T. (2003). Educating for character: A comprehensive approach. Orbit, 33 (2),
17-19.
163
Maarif Vekilliği (1940). Maarifle ilgili kanunlar. Ġstanbul: Maarif Matbaası.
Maarif Vekilliği (1943). Ġkinci maarif Ģurası: çalıĢma programı raporlar konuĢmalar.
Maarif Şurası. Ankara: Maarif Vekilliği.
Mardin, ġ. (2011). Türkiye, İslam ve sekülarizm: makaleler 5 (E. Gen ve M.
Bozluolcay, Çev.). Ġstanbul: ĠletiĢim.
McDougall, W. (1960). An introduction to social psychology. London: Methuen.
McKown, H. C. (1935). Character Education. New York: McGraw-Hill.
Mehmed Emin (1933). 29 teĢrinievel 1933. Yeni Türk Mecmuası, 1 (11), 883-884.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, (1972) Mesnevî, cilt 1 (O. Kurtman Mevlevi, Çev.).
Ġstanbul: Yörük Matbaası.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, (2008). Mesnevî (A. M. ġahin, Çev.). Ġstanbul: Kaynak.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, (2011a). Mesnevî, cilt 1-2 (T. Ongun, Çev.). Ġstanbul:
Kırkambar.
Milli Eğitim Bakanlığı (1948). İlk okul programı. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (1949). Dördüncü maarif Ģurası: çalıĢma programı komisyon
raporları konuĢmalar. Maarif Şurası. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı (1960). Milli eğitim planının hazırlığı ile görevli komisyonun
raporu. Ankara: Milli Eğitim Basımevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (1971). Eğitim reformu: hükümet programı ışığı altında.
Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.
Milli Eğitim Bakanlığı (1976). Milli eğitim temel kanunu. Ankara: Milli Eğitim
Basımevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (1991). Dördüncü milli eğitim şurası: çalışma programı
komisyon raporları konuşmalar. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (1996). Onbeşinci milli eğitim şûrası: 2000'li yıllarda Türk milli
eğitim sistemi: raporlar görüşmeler kararlar. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (2005). Sosyal bilgiler öğretim programı (6-7).
http://ttkb.meb.gov.tr/program2.aspx?islem=1&kno=39, adresinden 12.08.2011
tarihinde eriĢildi.
Milli Eğitim Bakanlığı (2007). 17. milli eğitim Ģurası: Türk milli eğitim sisteminde
kademeler arası geçiĢler, yönlendirme ve sınav sistemi, küreselleĢme ve AB
sürecinde Türkeğitim sistemi: raporlar, görüĢmeler ve kararlar. Milli Eğitim
Şurası. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığı.
Milli Eğitim Bakanlığı (2010). 18. Milli eğitim şurası.
http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2010/ttkb/18Sura_kararlari_tamami
.pdf, adresinden 09. 03. 2013 tarihinde eriĢildi.
Milli Eğitim Bakanlığı, (1980). Milli eğitim temel kanunu. Ġstanbul: Milli Eğitim
Basımevi.
164
Milli Eğitim Vekâleti (1953). Milli eğitimle ilgili kanunlar I. Ankara: Milli Eğitim
Basımevi.
Milson, A. J. & Mehlig, L. M. (2002). Elementary school teachers‟ sense of efficacy for
character education. Journal of Educational Research, 96 (1), 47-53.
Moore, G. E. (1968). Principia ethica. New York: Cambridge University Press.
Narvaez, D. (2006). Integrative ethical education. In M. Killen & J. Smetana (Eds.),
Handbook of moral development (pp.703-733). Mahwah, NJ: Erlbaum.
Nietzsche, F. (tarihsiz). Zerdüşt böyle dedi (S. Irmak). Ġstanbul: Ġkbal Kitabevi.
Noddings, N. (2005). Caring in education. The encyclopedia of informal education.
http://infed.org/mobi/caring-in-education/ adresinden 01.09.2013 tarihinde
edinilmiĢtir.
Oktay, A. S. (2005). Kınalızâde Ali Efendi ve ahlâk-ı alâî. Ġstanbul: Ġz.
Ögel, B. (1981). Büyük Hun imparatorluğu. Ankara: Kültür Bakanlığı.
Özkan, R. (2008). Ġlköğretim öğretmenlerinin himayeci değerlerle ilgili görüĢleri.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 41 (1), 241-254.
Pamuk, A. (2010). Karakter eğitim programları ve eleĢtirisi: Ġnsan temelli evrensel
ahlâk yasası mümkün mü?Değerler Eğitim Merkezi Dergisi, 1 (1), 42-47.
Peters, W. (1952). Pedagoji enstitüsü psikoloji ve pedagoji çalışmaları, cilt 2. Ġstanbul:
Pulhan Matbaası.
Pighin, G. (2005). Çocuklara değer aktarımı. (A. Y. Gök, Çev.) Ġzmir: Ġlya Ġzmir
Yayınevi.
Pintner, R. (1987). Büyüme (S. Akdeniz, Çev.). N. Engin (Ed.), Eğitim psikolojisi.
Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Vakfı.
Pressey, S. L. & Robinson, F. P. (1991). Psikoloji ve yeni eğitim I. Ġstanbul: Milli
Eğitim Bakanlığı.
RaĢit, H. ve Adil, N. (1930). Umumi tedris usulü. Ġstanbul: Kanaat Kütüphanesi.
Revell, L. (2002). Children's responses to character education. Educational Studies, 28
(4), 421-431.
Rokeach, M. (1968). The role of values in public opinion research. The Public Opinion
Quarterly, 32 (4), 547-559.
Russell, B. (1994). Batı felsefesi tarihi II: Ortaçağ (M. Sencer, Çev.). Ġstanbul: Say.
Sakaoğlu, N. (2003). Osmanlıdan günümüze eğitim tarihi. Ġstanbul: Ġstanbul Bilgi
Üniversitesi.
Sarıhan, Z. (2009). 1921 maarif kongresi. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.
Sarp, H. S. (1960). Felsefe tarihi sözlüğü. Ġstanbul: Ataç Kitabevi.
Selçikoğlu, H. ġ. (1962). Eğitim psikolojisi. Ankara: Üçgen.
Selçuk, Z. (2004). Gelişim ve öğrenme. Ankara: Nobel.
165
Selçuk, Z. (2007). Eğitim psikolojisi. Ankara: Nobel.
Sıddık Sami (1933). Cumhuriyet ve hukuk telâkkileri. Yeni Türk Mecmuası, 1 (11), 937-
952.
Sipahi, B., Yurtkoru, E. S. ve Çinko, M. (2010). Sosyal bilimlerde SPSS'le veri analizi.
Ġstanbul: Beta.
Smith, M. R. (2013). Character education: Introduction, evolution, and current trends.
Peabody Journal Of Education, 88 (2), 139–141.
Sönmez, V. (2009). Eğitim felsefesi. Ankara: Anı.
Störig, H. J. (2011). Dünya felsefe yayınları (N. Epçeli, Çev.). Ġstanbul: Say.
Süheyl Ünver Sanat Atölyesi (2010). Sivas Gökmedrese taş ve çini bezemelerinden
örnekler. Sivas: Sivas Hizmet Vakfı.
Sülün, M. (2007). Abideleri ve günümüze mesajlarıyla diyâr-ı Mevlâna. Ġstanbul:
Kaynak.
Sümer, F. (1980). Oğuzlar. Ġstanbul: Ana.
ġahinkaya, R. (1981). Aile ilişkileri. Ankara: KardeĢ Matbaası.
ġentürk, H. (2003). Eğitim psikolojisi. Isparta: Tuğra Ofset.
ġimĢek, M. (2002). TKY ve tarihteki bir uygulaması: Ahilik. Ġstanbul: Hayat.
TavĢancıl, E. (2010). Tutumların ölçülmesi ve SPSS ile veri analizi. Ankara: Nobel.
Tezcan, M. (1987). Kültür ve kişilik. Ankara: Bilim.
Tozlu, N. (1997). Eğitim felsefesi. Ġstanbul:Milli Eğitim Bakanlığı.
Tozlu, N. (2003). İnsandan devlete eğitim. Ankara: Yeni Türkiye.
Tuğcu, T. (2000). Batı felsefesi tarihi. Ankara: Alesta.
Turgut, M. F. ve Baykul, Y. (2011). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Ankara: Pegem
Akademi.
Tûsî, N. (2005). Ahlâk-ı nâsırî (A.V. TaĢtan ve H. Nazlıgül, Çev.). Ankara:Fecr.
Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe sözlük, http://www.tdk.gov.tr adresinden 23. 07. 2013
tarihinde eriĢildi.
Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi: Ahlak-Amarı. (1989). Ankara: Türkiye
Diyanet Vakfı.
Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi: Kaani-i ġirazi-Kastamonu. (2001). Ankara:
Türkiye Diyanet Vakfı
Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi: Suyolcu-ġerîf en-Nîsâbûrî. (2010). Ankara:
Türkiye Diyanet Vakfı.
Uysal, E. (2003). Değerler üzerine bazı düĢünceler ve bir erdem tasnifi denemesi: Ġnsani
erdemler-Ġslami erdemler. Değerler Eğitimi Dergisi, 12 (1), 51-69.
Ülken, H. Z. (1967). İslâm felsefesi kaynakları ve tesirleri: Eski Yunandan çağdaş
düşünceye doğru. Yayın Yeri Yok: Türkiye ĠĢ Bankası.
166
Ünver, G. (2006). GeĢtalt Kuramı. A. Ulusoy (Ed.). Gelişim ve öğrenme (s.245-258).
Ankara: Anı.
Üstünyer, F. (2009). Karakter eğitimi ile ilgili eğitimcilerin görüşleri üzerine nitel bir
araştırma. Yüksek lisans tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
VarıĢ, F. (1969). Eğitimde program araĢtırmaları. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 2 (1) 23-32.
VarıĢ, F. (1989). Eğitimde program geliĢtirmeye sistematik yaklaĢım. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 22 (1), 7-12.
Vorlander, K. (2004). Felsefe tarihi, cilt 1-2 (M. Ġzzet ve O. Saadeddin, Çev.). Ankara:
Ġz.
West, D. (1998). Kıta avrupası felsefesine giriş (A. Cevizci, Çev.). Ġstanbul: Paradigma.
Winton, S. (2008). Character education: Implications for critical democracy.
International Critical Childhood Policy Studies, 1(1), 42-63.
Yakın, M. (2009). Aile eğitiminin annelerin doğal dil sağaltım tekniklerini
kullanmalarında etkililiği. Yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Yaran, C. S. (2010). Ahlak ve etik. Ġstanbul: Rağbet.
YeĢilyaprak, B. (2006). Gelişim ve öğrenme psikolojisi. Ankara: Pegem A.
Yıldırım, A. ve ġimĢek, H. (2008). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri.
Ankara: Seçkin.
Yıldırım, G. (2007). İlköğretim düzeyinde bir karakter eğitimi programı model önerisi
ve uygulanabilirliği. Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü.
Yöndem, Z. D. ve Taylı, A. (2011). BiliĢsel geliĢim ve dil geliĢimi. A. Kaya (Ed.),
Eğitim psikolojisi (s.73-118). Ankara: Pegem Akademi.
Yunus Emre (1997). Güldeste (C. Ketene, Çev.). Ankara: Kültür Bakanlığı.
Yunus Emre (2005). Güldeste. (A. Güzel, Hazırlayan). Ankara: Akçağ.
Yücel, H. A. (1994). Türkiye'de orta öğretim. Ankara: Kültür Bakanlığı.
173
Ek 6 Ders Ortamından Bazı Fotoğraflar
Sosyal Bilgiler Dersliği-Etkinlik Ġçinde Video Ġzlerken
BaĢarı Testi Uygulaması-Sınıf Öğretmeni Değer Ölçeği Uygulaması-Stajyer Öğretmen
Ders Ortamı-ġiir Etkinliği Ders Ortamı-Video Ġzleme Etkinliği
Öğrenciler Ders Kitabıyla ÇalıĢırken Bir Ders Materyali
174
Ek 7 Program Değerlendirme Toplantısından Bazı Fotoğraflar
Akademisyenler Değerlendirme Yaparken AraĢtırmacı Süreci Tanıtırken
Bir Öğrenci, Süreci Değerlendirirken Toplantıdan…
Sergi Salonundan…