Mobil Yaşam ve Kamu Yönetimi

240
1 Mobil YaĢam ve Uygulamaları Editör Gonca Telli Yamamoto Ġstanbul, 2011

Transcript of Mobil Yaşam ve Kamu Yönetimi

1

Mobil YaĢam ve

Uygulamaları

Editör

Gonca Telli Yamamoto

Ġstanbul, 2011

2

MOBĠL YAġAM VE UYGULAMALARI

Editör: Gonca Telli Yamamoto

Ġstanbul, 2011

3

ISBN: 978-605-62095-2-9

Coypright © Bu kitabın Türkiyedeki yayın hakları Sahure Gonca TELLĠ‘ye aittir. Her hakkı

saklıdır. Hiçbir bölümü ve paragrafı kısmen veya tamamen ya da özet halinde, fotokopi,

faksimile veya baĢka herhangi bir Ģekilde çoğaltılamaz, dağıtılamaz. Normal ölçüyü aĢan

iktibaslar yapılamaz. Normal ve kanunî iktibaslarda kaynak gösterilmesi zorunludur.

Kapak Tasarım: Erdal Yılmaz

I

ÖNSÖZ Ġnsanoğlu doğduğundan ve iki ayağının üzerinde durduğundan beri aslında bir hareketlilik içerisinde

yaĢamını sürdürmektedir. 1900‘lerden 2000‘li yıllara gelene kadar ulaĢım ve iletiĢim teknolojileriyle,

ciddi boyutlu bir geliĢme yaĢamıĢ olan insan toplulukları, mobil teknolojilerin geliĢmesiyle iletiĢimde

bambaĢka bir boyuta geçmiĢ ve bilgi çağındaki emeklemelerini büyük adımlara dönüĢtürmeye

baĢlamıĢtır.

Mobil teknolojiler yaĢamımızın birer önemli parçasına dönüĢürken biz akademisyenlerin,

araĢtırmacıların ve uygulamacıların belli bir dönemdeki bakıĢ açısını ortaya koymak ve konunun

Türkiye ve dünya açısından resmini çizmek gerekiyordu. Öte yandan mobil yaĢam bugün için

böyleyken gelecekte birçok değiĢimlerin de habercisi gibi gözüküyor.

Mobil yaĢamımızın neresinde derken ekonomik, sosyal, hukuki kısacası çevresel anlamda büyük

değiĢimlere de yol açmaktadır. Türkiye gibi 2010‘lu yıllarda genç nüfusa sahip geliĢmekte olan bir

ülkede bu tür bir değiĢimden payını almakta ve mobil gereçler konusunda bazı alanlarda önemli bir

katkı ve fayda yarattığı düĢünülmektedir.

Kitabımız Mobil YaĢam ve Uygulamaları ismini taĢımaktadır. Mobil YaĢam ve Uygulamaları ile ilgili

bütünsel bilgi anlamında Türkiye‘de ilk defa bu kadar geniĢ ölçekte bir çalıĢma yapılması söz konusu

olmuĢtur. Aslında bu kitap Mobil YaĢam ve Uygulamaları konulu konferans dizilerimizde yer alan ve

konuyla ilgili olan değerli yazarlarımızın bazı sunumlarını bir araya getirerek 2010‘lu yıllarda

konunun bulunduğu noktayı da göz önüne sermek amacıyla yazılmıĢtır. Toplam olarak 22 çok değerli

uygulamacı, araĢtırmacı ve akademisyen yazarın katkıda bulunduğu ve 18 bölümün yer aldığı kaynak

bir kitap olarak nitelendirilebilir. Bu çalıĢmada konu olabildiğince objektif bir biçimde ve çeĢitli

yönleriyle ele alınmaya çalıĢılmıĢtır. Bazı bölümler daha çok teknik konuları iĢlese de bu konular ve

temellerin de bilinmesinde fayda vardır.

Bu anlamda çalıĢmamıza yazarlarımız dıĢında da pek çok katkı sağlayan ve destek veren kiĢilerin

isimlerini burada anmak ve teĢekkürlerimi sunmak istiyorum. Unuttuklarım varsa Ģimdiden

kendilerinden özür diliyorum. Öncelikle Mobil YaĢam ve Uygulamaları Konferanslar Dizisini

gerçekleĢtirmeme yardımcı olan Okan Üniversitesi Rektörlüğü, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu

Müdürlüğü, ve BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümüne özel teĢekkür etmek isterim. Ayrıca bu

konferansların gerçekleĢmesinde fiili katkıda bulunan öğrencilerime ve projelerimi geliĢtirmemde

katkıda bulunan beni daima destekleyen Dr. Özgür Karamanlı ġekeroğlu‘na, krizli bir dönemde hız

kesmememde destek olan Yrd. Doç. Dr. Hülya Arslan‘a, Prof. Dr. Uğur Demiray‘a ve Serpil

Saraçoğlu‘na da Ģükranlarımı sunarım. Kitabın son hale getirilmesinde emeği geçen asistanlarım

Sevan Katrancıoğlu ve Erdal Yılmaz‘a teĢekkür ederim. Yine aileme büyük sabırlarından ve

desteklerinden dolayı içten teĢekkürlerimi sunuyorum.

Konusunda ilk kaynaklardan biri olan bir kitabı oluĢturmak hiç de kolay değildi, yazarlarımızın çok

büyük emeklerine teĢekkür ederim. ġanslıydık ki bu kadar değerli parçalar bir araya getirilebildi.

Farklı alanlardaki uzmanlar kendi bilgilerini ve deneyimlerini paylaĢtılar.

Prof. Dr. Gonca Telli Yamamoto, Ġstanbul, 2011.

II

YAZARLAR LĠSTESĠ

A. Zafer Acar, Okan Üniversitesi, Ġstanbul

Arif Muti, Mobil Demokrasi Platformu, Ankara

Arzu Nur Alpagut, Okan Üniversitesi, Ġstanbul

Aslı Derbent, Veripark ,Ġstanbul

Atıf Ünaldı, IPTV Derneği, Ġstanbul

Batuhan Kocaoğlu, Ġnka Yapı ve Bağl. Elemanları A.ġ., Ġstanbul

Bekir Tevfik Akgün, Okan Üniversitesi, Ġstanbul

Emine Ünalır, Ege Üniversitesi, Ġzmir

Engin MemiĢ, Henkel, Ġstanbul

Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi, Ġstanbul

Fazlı Yıldırım, Okan Üniversitesi,Ġstanbul

Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi,Ġstanbul

M. Kemal Öktem, Hacettepe Üniversitesi, Ankara

Mehmet Korkmaz, Ġstanbul Üniversitesi, Ġstanbul

Melih Çoğan, Ar Teknoloji, Ġstanbul

Metin Güçer, Triodor, Ġstanbul

Murat Osman Ünalır, Ege Üniversitesi, Ġzmir

Nilgün Özdamar Keskin; Anadolu Üniversitesi, EskiĢehir

Özgü Can, Ege Üniversitesi, Ġzmir

Özgür Karamanlı ġekeroğlu, Okan Üniversitesi, Ġstanbul

Seha Aksü, Okan Üniversitesi, Ġstanbul

Zafer Babür, Ġstanbul

Zeynep Öndin, Boğaziçi Üniversitesi, Ġstanbul

III

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ .................................................................................................................................................... I

YAZARLAR LĠSTESĠ .......................................................................................................................... II

GĠRĠġ ................................................................................................................................................... XII

I. BÖLÜM ...................................................................................................................................... 1

MOBĠL TEKNOLOJĠLERĠN YAġAMA ETKĠLERĠ ............................................................................ 1

ÖZET .......................................................................................................................................... 1

GĠRĠġ .......................................................................................................................................... 1

1. YENĠ EKONOMĠ ................................................................................................................... 1

2. TEKNOLOJĠ AKIMLARI (TRENDS) .................................................................................. 3

3. BĠRĠNCĠ DALGAYI OLUġTURAN TEMEL TEKNOLOJĠLER ........................................ 3

3.1. SayısallaĢma ........................................................................................................... 3

3.2 BilgisayarlaĢma ........................................................................................................ 3

3.3. Paket Anahtarlama .................................................................................................. 4

4. ĠKĠNCĠ DALGA TEKNOLOJĠLERĠN ICT ENDÜSTRĠSĠ VE PAZAR EKONOMĠSĠNE

ETKĠLERĠ .................................................................................................................................. 4

4.1. Internet Tasarımı ..................................................................................................... 4

4.2. ġebeke Teknolojisi ve Servislerin Birbirinden Ayrılması ...................................... 5

4.3. Uçtan-Uca Mimari .................................................................................................. 5

4.4. Ölçeklenebilirlik ..................................................................................................... 5

4.5. Dağıtık Yapı ve Kontrolün Merkezden Çevreye Doğru PaylaĢımı ........................ 5

4.6. Servis Kalitesi (Quality of Service, QoS) ............................................................... 5

4.7. Mobilite................................................................................................................... 5

4.8. Mobil ĠletiĢim ......................................................................................................... 6

4.9. Yeni Nesil ġebekeler (Next Generation Networks, NGN) ..................................... 7

5. YAKINSAMA (CONVERGENCE) ...................................................................................... 8

6. ÜÇÜNCÜ DALGA ENFORMASYON TOPLUMU TEKNOLOJĠLER ............................ 10

6.1. ICT‘nin Diğer Sektörlerdeki Rolü ........................................................................ 10

6.2. Mobil YaĢamı Resmetmek.................................................................................... 10

6.3. Türkiye‘nin Bilgi Toplumu Konusundaki Yeri .................................................... 12

SONUÇ..................................................................................................................................... 19

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 20

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 20

II. BÖLÜM .................................................................................................................................... 21

MOBĠL ĠNTERNET .............................................................................................................................. 21

ÖZET ........................................................................................................................................ 21

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 21

IV

1. TEKNOLOJĠK DEĞĠġĠM VE DÖNÜġÜM ........................................................................ 21

1.1. iPad ile Facebook Üzerinden CRM ...................................................................... 22

2. KABLOSUZ BĠLGĠSAYAR AĞLARI (WĠRELESS NETWORK) TEKNOLOJĠK

GELĠġĠMĠ ................................................................................................................................. 23

2.1. Kullanım Yelpazesi .............................................................................................. 23

2.2. Kontroller .............................................................................................................. 23

2.3. Hücre Servisleri .................................................................................................... 23

2.4. Analog Hücreler (AMPS ve TACS) ..................................................................... 23

2.5. Sayısal Hücreler .................................................................................................... 23

2.6. KiĢisel ĠletiĢim Servisleri (PCS) ........................................................................... 23

2.7. UMTS (Universal Mobile Telephone Systems) ................................................... 23

3. MODÜLASYON TEKNĠKLERĠ ......................................................................................... 24

3.1. Genel Tanıtım ....................................................................................................... 24

3.2. Modüle EdilmiĢ Sinyal Zarfları ............................................................................ 24

3.3. Dalga Boyu (Applitude) Modülasyonu ................................................................. 24

3.4. Kablosuz Ağlar için ĠletiĢim Protokolleri ............................................................. 24

3.5. IrDA Teknolojisi ................................................................................................... 25

3.6. DECT Teknolojisi ................................................................................................. 25

3.7. Home RF Teknolojisi ........................................................................................... 26

3.8. Bluetooth Teknolojisi ........................................................................................... 27

3.9. Bluetooth'da Kullanılan Topoloji ......................................................................... 28

3.10. Bluetooth Sistemin ÇalıĢması ............................................................................. 28

3.11. Bluetooth Teknolojisinin Kullanım Alanları ...................................................... 28

3.12. WiFi'nin Tarihçesi .............................................................................................. 30

3.13. Kablosuz Ağ Topolojileri ................................................................................... 30

SONUÇ..................................................................................................................................... 31

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 32

III. BÖLÜM .................................................................................................................................... 33

MOBĠL YAġAM VE KAMU YÖNETĠMĠ .......................................................................................... 33

ÖZET ........................................................................................................................................ 33

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 33

1. MOBĠL YAġAM ve KAMU YÖNETĠMĠ ........................................................................... 33

2. KAMU YÖNETĠMĠ-MOBĠL YAġAM BAĞLAMINDA GÖÇ VE KALKINMA ............. 35

3. MOBĠL YAġAMIN GERĠPLANI: TOPLUMSAL HAREKETLĠLĠK (Social Mobility) ... 36

4. MOBĠL ĠLETĠġĠMĠN TOPLUMSAL DĠNAMĠKLERĠ ...................................................... 37

5. VATANDAġ-KAMU YÖNETĠMĠ ETKĠLEġĠMĠ ve KURUMSAL GELĠġĠM ĠÇĠN

ETKĠLĠ TAKIM ÇALIġMASI ................................................................................................. 38

6. MOBĠL PAZARIN KAMU YÖNETĠMĠ AÇISINDAN DÜġÜNDÜRDÜKLERĠ ............. 39

V

6.1. Kamuda GeliĢtirilen Bazı Uygulamalar ve Zorunluluklardan Örnekler: .............. 39

6.1.1. Kamunun Daha Ġyi Düzenleme Sorumluluğu Ġçin Piyasa Analizleri ................ 39

6.1.2. Mobil Cihaz Kayıt Sistemi ................................................................................ 39

SONUÇ..................................................................................................................................... 40

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 42

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 43

IV. BÖLÜM .................................................................................................................................... 44

MOBĠL DEMOKRASĠ PLATFORMU PROJESĠ ................................................................................ 44

ÖZET ........................................................................................................................................ 44

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 44

1. MOBĠL DEMOKRASĠ KAVRAMI .................................................................................... 44

2. PROJENĠN HEDEFLERĠ..................................................................................................... 45

3. MOBĠL DEMOKRASĠ PROJESĠ ........................................................................................ 45

3.1. 888 Yayın Kanalı .................................................................................................. 45

3.2. 3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı .............................................................................. 47

4. KENT KONSEYLERĠ PROJESĠ ......................................................................................... 49

4.1. Kent Konseylerine Yönelik Bölgesel Eğitim Toplantıları: Ġç Anadolu Bölgesi ... 50

5. ULUSLARARASI PLATFORMDA MOBĠL DEMOKRASĠ ............................................. 50

6. MOBĠL DEMOKRASĠ ETKĠNLĠKLERĠ ............................................................................ 50

SONUÇ..................................................................................................................................... 51

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 52

V. BÖLÜM .................................................................................................................................... 53

M-DEVLET VE YASAL DÜZENLEMELER* ................................................................................... 53

ÖZET ........................................................................................................................................ 53

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 53

1. TÜRKĠYE‘DE MOBĠL TELEFON VE E-DEVLET ........................................................... 54

2. E-DEVLETTE MOBĠL UYGULAMA GELĠġTĠRME KAVRAMI ................................... 55

2.1. E-Devletten M-Devlet‘e GeçiĢ ............................................................................. 55

2.2. M-Devlet Nerelerde Kullanılır? ............................................................................ 56

2.3. Devlet Tarafından Desteklenen Hizmetler............................................................ 56

2.4. Sunulan Mobil Hizmetler ..................................................................................... 56

3. M-DEVLET ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK KARġIMIZA ÇIKAN YASAL KONULAR ............ 56

3.1. E-Ticaret ile Ġlgili Hukuksal Konular ................................................................... 57

3.2. Elektronik ĠĢlem .................................................................................................... 57

3.3. Gizlilik ve Güvenlik ............................................................................................. 58

3.4. Online KoĢullar, Politikalar ve Yasalar ................................................................ 58

SONUÇ..................................................................................................................................... 59

VI

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 60

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 61

VI. BÖLÜM .................................................................................................................................... 63

ANDROIDLE YAġAMAK .................................................................................................................. 63

ÖZET ........................................................................................................................................ 63

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 63

1. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠ .......................................................................................... 64

2. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠYLE YAPILABĠLECEKLER ........................................... 65

3. ÜRETĠCĠLER VE ĠġLETĠM SĠSTEMĠ SEÇĠMLERĠ ......................................................... 67

4. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN ALTYAPI KARġILAġTIRMASI ........................................ 68

5. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN SUNDUĞU SERVĠSLERĠN KARġILAġTIRILMASI ........ 69

SONUÇ..................................................................................................................................... 69

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 70

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 70

VII. BÖLÜM .................................................................................................................................... 71

MOBĠL PAZARLAMA ........................................................................................................................ 71

ÖZET ........................................................................................................................................ 71

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 71

1. MOBĠL PAZARLAMANIN GELĠġĠMĠ .............................................................................. 72

2. MOBĠL PAZARLAMA ....................................................................................................... 73

3. MOBĠL PAZARLAMANIN ÖZELLĠKLERĠ ...................................................................... 74

4. MOBĠL PAZARLAMA UYGULAMALARI ...................................................................... 76

4.1. Ġçerik Teslim Hizmeti ........................................................................................... 76

4.2. Web Ġçeriği Ġndirme .............................................................................................. 76

4.3. Ambalaj Üzerine Kodlar ....................................................................................... 77

4.4. Mobil Yayıncılık ................................................................................................... 77

4.5. Ġzinli Mobil Servisleri/Hedefli Mesaj ................................................................... 77

4.6. Mobil Anket .......................................................................................................... 78

4.7. Mobil Ödüller ve Kuponlar................................................................................... 78

SONUÇ..................................................................................................................................... 78

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 79

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 79

VIII. BÖLÜM .................................................................................................................................... 80

FĠKRĠ MÜLKĠYET, SOSYAL AĞLAR VE UZAKTAN ERĠġĠMDE MOBĠL ĠMZA ....................... 80

ÖZET ........................................................................................................................................ 80

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 80

1. ELEKTRONĠK ĠMZA NASIL ÇALIġIR? ........................................................................... 81

VII

2. MOBĠL ĠMZA NASIL ÇALIġIR? ....................................................................................... 82

3. MOBĠL IMZALI TASDIX NASIL ÇALIġIR? .................................................................... 83

4. MOBĠL ĠMZALĠ GERCEXIZ .............................................................................................. 84

4.1. Banka Internet ġubesine EriĢim ve Para Gönderimi ............................................. 84

4.2. Ġmza Kullanımı ..................................................................................................... 85

4.3. SözleĢmelerin Mobil Ġmza ile Ġmzalanması .......................................................... 86

4.4. SMS ile Gönderilen Talimatın Mobil Ġmza ile Ġmzalanması ................................ 87

4.5. Telefonda Sesli Verilen Talimatı Mobil Ġmza ile Ġmzalanması ............................ 88

5. MOBĠL ĠMZA ĠLE UYGULAMALARA UZAKTAN ERĠġĠM ......................................... 89

SONUÇ..................................................................................................................................... 90

KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 91

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 91

IX. BÖLÜM .................................................................................................................................... 92

MOBĠL YAġA, MOBĠL ÖĞREN ......................................................................................................... 92

ÖZET ........................................................................................................................................ 92

1. MOBĠL ÖĞRENME TANIMI ............................................................................................. 92

2. DENEYĠMLERĠMĠZ............................................................................................................ 93

3. GELECEĞĠ ........................................................................................................................... 94

SONUÇ..................................................................................................................................... 94

ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 95

X. BÖLÜM .................................................................................................................................... 96

GENÇ KĠTLENĠN MOBĠL UYGULAMALARINA VE MOBĠL ÖĞRETĠME BAKIġI:

TÜRKĠYE‘DE BIR ARAġTIRMA ....................................................................................................... 96

ÖZET ........................................................................................................................................ 96

GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 96

1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ ................................................................................................... 98

2. AMPRĠK ANALĠZ SONUÇLARI ....................................................................................... 98

SONUÇ..................................................................................................................................... 99

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 101

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 101

XI. BÖLÜM .................................................................................................................................. 102

PROBLEME DAYALI MOBĠL ÖĞRENMEDE ÜÇGEN MODELĠ VE ETKĠLEġĠM DÖNGÜSÜ 102

ÖZET ...................................................................................................................................... 102

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 102

1. PROBLEM DAYALI ÖĞRENME .................................................................................... 103

2. PDMÖ'NÜN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI ......................................................... 104

3. PDMÖ UYGULAMA SÜRECĠ ......................................................................................... 104

4. PDMÖ‘DE DEĞERLENDĠRME ....................................................................................... 107

VIII

5. TARTIġMA VE ÖNERĠLER ............................................................................................. 107

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 109

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 112

XII. BÖLÜM .................................................................................................................................. 113

KULLANILABĠLĠRLĠK VE MOBĠL ÖĞRENME ............................................................................ 113

ÖZET ...................................................................................................................................... 113

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 113

1. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK ...................................................................................... 113

2. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠ ................................................................... 114

3. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTĠ YÖNTEMLERĠ ............................................... 116

4. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠNDE KULLANILAN ARAÇLAR ............ 117

5. GENEL KULLANILABĠLĠRLĠK KRĠTERLERĠ .............................................................. 117

5.1. Eğitim Ortamı Açısından Mobil Kullanılabilirlik............................................... 120

SONUÇ................................................................................................................................... 122

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 124

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 129

XIII. BÖLÜM .................................................................................................................................. 131

MOBĠL ÖĞRENMEDE GELĠNEN SON DURUM: YAKLAġIMLAR, KURAMLAR VE

UYGULAMALAR .............................................................................................................................. 131

ÖZET ...................................................................................................................................... 131

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 131

1. MOBĠL ARAÇLARIN YÖNETĠMSEL SÜREÇLERDE KULLANILMASI ................... 132

2. ÖĞRETĠMSEL SÜREÇLERDE MOBĠL ARAÇLARDAN YARARLANILMASI ......... 132

3. SINIF ĠÇĠ ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI

................................................................................................................................................ 132

4. SINIF DIġI ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN MOBĠL ARAÇLARIN

KULLANILMASI .................................................................................................................. 132

5. DERSĠN TAMAMININ MOBĠL ARAÇLAR ÜZERĠNDEN VERĠLMESĠ ..................... 133

6. MOBĠL ÖĞRENME YAKLAġIMLARI VE GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME TANIMLARI

................................................................................................................................................ 134

7. GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME KURAMLARI ................................................................ 137

8. ĠLERĠ DÜZEY MOBĠL ÖĞRENME UYGULAMALARI: DÜNYADAN VE

TÜRKĠYE‘DEN UYGULAMALAR ..................................................................................... 143

8.1. MySportsPulse.com ........................................................................................... 143

8.2. TUSK .................................................................................................................. 143

8.3. Johnson & Johnson ............................................................................................. 144

8.4. ALLOGY ............................................................................................................ 144

8.5. Microsoft Mobil Öğrenme Projesi ...................................................................... 145

8.6. SuperNutritionGame.com ................................................................................... 145

IX

8.7. CASSANDRA .................................................................................................... 146

8.8. MARS - Mobile Academic Research Support .................................................... 147

8.9. ANAPOD Projesi ............................................................................................... 148

SONUÇ VE ÖNERĠLER........................................................................................................ 148

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 150

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 151

XIV. BÖLÜM .................................................................................................................................. 152

MOBĠL TURĠZM ................................................................................................................................ 152

ÖZET ...................................................................................................................................... 152

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 152

1. E-TĠCARET ....................................................................................................................... 153

1.1. E-Ticaretin Yararları ........................................................................................... 153

1.2. E- Ticaretin Tarafları .......................................................................................... 153

2. MOBĠL TĠCARET ............................................................................................................. 154

2.1. Mobil Ticaret Uygulamaları ............................................................................... 154

2.2. Mobil Teknolojiler .............................................................................................. 154

3. TURĠZM ............................................................................................................................. 155

3.1. E-Turizm ............................................................................................................. 156

3.2. Mobil Turizm ...................................................................................................... 156

3.3. Kullanım Olanakları ........................................................................................... 158

3.4. Mobil Turizmin Faydaları ................................................................................... 160

3.5. Mobil Turizmin Negatif Etkileri ......................................................................... 161

SONUÇ................................................................................................................................... 162

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 163

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 163

XV. BÖLÜM .................................................................................................................................. 164

MOBĠL BANKACILIK ...................................................................................................................... 164

ÖZET ...................................................................................................................................... 164

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 164

1. ÇEVRĠMĠÇĠ BANKACILIK VE MOBĠL BANKACILIK................................................ 164

2. MOBIL BANKACILIK KULLANIM ALANLARI .......................................................... 165

2.1. Bankaların Mobil Bankacılık Uygulamasına Sahip Olmalarının Avantajları .... 166

3. GÜNÜMÜZDE MOBĠL BANKACILIK ........................................................................... 166

3.1. SMS Tabanlı Bankacılık ..................................................................................... 166

3.2. GPRS/3G/Mobil Ġnternet Tabanlı Bankacılık ..................................................... 167

3.3. Java Uygulama Tabanlı Mobil Bankacılık ......................................................... 167

4. VERĠPARK MOBĠL BANKACILIK UYGULAMALARI ............................................... 167

X

5. MOBĠL BANKACILIK VE FĠNANSAL UYGULAMALARDA GELECEK 10 YIL .... 168

SONUÇ................................................................................................................................... 170

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 171

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 171

XVI. BÖLÜM .................................................................................................................................. 172

DEPO YÖNETĠMĠNDE MOBĠL UYGULAMALAR........................................................................ 172

ÖZET ...................................................................................................................................... 172

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 172

1. OTOMATĠK TANIMLAMA TEKNOLOJĠLERĠ ............................................................. 175

1.1. Barkodlar ve Barkod Okuyucular ....................................................................... 175

1.1.1. Barkod Sembolleri ........................................................................................... 176

1.1.2. Barkod Okuyucular .......................................................................................... 177

1.1.3. Barkod Yazıcılar .............................................................................................. 179

1.2. RF Etiketleri........................................................................................................ 180

1.3. Akıllı Optik Kartlar ve Manyetik ġeritler ........................................................... 181

1.4. Görsel Sistemler .................................................................................................. 181

2. OTOMATĠK ĠLETĠġĠM VE SUNUM TEKNOLOJĠLERĠ................................................ 182

2.1. RF Veri ĠletiĢimleri ............................................................................................. 182

2.2. Sentetize EdilmiĢ Ses Destekli Sistemler ........................................................... 183

2.3. Sanal GörüntülemeSsistemleri ............................................................................ 184

2.4. IĢığa Duyarlı Sistemler ....................................................................................... 184

2.5. Kağıtsız Toplama (Paperless Picking) ................................................................ 185

3. DEPO YÖNETĠM SĠSTEMLERĠ VE DESTEKLEYEN MOBĠL TEKNOLOJĠLER....... 185

3.1. Mobil Teknolojiler ile Entegre EdilmiĢ Depo Yönetim Sistemleri .................... 185

3.2. Kablosuz Ağ ....................................................................................................... 186

3.3. Mobil Terminaller ............................................................................................... 186

3.4. GSM, GPRS, EDGE, 3G .................................................................................... 188

3.5. Mobil Barkod Yazıcılar ...................................................................................... 188

SONUÇ VE ÖNERĠLER........................................................................................................ 189

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 192

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 193

XVII. BÖLÜM ..................................................................................................................... 194

TÜRK DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL YAKLAġIMLAR ................................................................... 194

ÖZET ...................................................................................................................................... 194

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 194

1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ ................................................................................................. 195

2. BULGULAR VE TARTIġMA ........................................................................................... 196

XI

3. DERĠ SEKTÖRÜ ĠÇĠN E-TĠCARET VE M-TĠCARET YOL HARĠTASI ....................... 197

4. ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM KULLANIMININ DERĠ SANAYĠNE

SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR ........................................................................................ 198

5. DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL ORTAM UYGULAMALARI ........................................... 199

6. DERĠ SANAYĠNDE ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM UYGULAMA ÖNERĠLERĠ

................................................................................................................................................ 200

SONUÇ................................................................................................................................... 201

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 202

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 202

XVIII. BÖLÜM ..................................................................................................................... 203

MOBĠL UYGULAMALARIN ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠNDEKĠ YERĠ VE ÖNEMĠ ............ 203

ÖZET ...................................................................................................................................... 203

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 203

1. MOBĠL SAĞLIK UYGULAMALARI .............................................................................. 204

2. AġI ĠÇĠN DURUM DEĞERLENDĠRMESĠ ...................................................................... 204

3. ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠ‘NDE MOBĠL YAKLAġIM ........................................... 207

SONUÇ................................................................................................................................... 212

KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 213

ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 215

DĠZĠN .................................................................................................................................................. 216

XII

GĠRĠġ

Mobilite artık yabancısı olmadığımız ve giderek de yabancısı kalamadığımız kelimelerden biri haline

gelmiĢtir. Kitabımız, mobille ilgili kavramlar uygulamalar yaĢamın bir parçası haline dönüĢürken bu

kavramları ele almak ve günümüzde ne oldukları hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere sunmak ve

konuyla ilgili bilgileri paylaĢmak için çeĢitli araĢtırmacı, akademisyen ve uygulamacıların çeĢitli

konulardaki yazılarının biraraya geldiği bir kitap olarak tasarlanmıĢtır.

Kitap 18 farklı bölümden oluĢmaktadır. Bunlardan ilk bölümüz olan ‗Mobil Teknolojilerin YaĢama

Etkileri‘ Sayın Arzu Nur Alpagut tarafından yazıldı. Bu bölümde yeni teknoloji akımları ve yeni

ekonomi kavramı ve mobil iletiĢimin geliĢimi detaylı bir Ģekilde ele alınmaktadır. Ayrıca bu

geliĢmelerin etkileri üzerinde durulmakta ve günümüze kadar olan yapılmıĢ çalıĢmalar

detaylandırılmaya çalıĢılmaktadır.

Ġkinci Bölümde ise Sayın Atıf Ünaldı bizlerle ‗Mobil Ġnternet‘ kavram ve geliĢimini paylaĢıyor.

Bölümde mobil internet kavramı mobil interneti hazırlayan teknolojiler ve uygulamaları konuları

üzerinde durulmaktadır.

3. Bölümde M-devlet konusundaki geliĢmeler Sayın M. Kemal Öktem tarafından ‗Mobil

YaĢam ve Kamu Yönetimi‘ alanında tartıĢılmaktadır. Mobil yaĢamla birlikte kamu

yönetiminin daha iyi hizmet ve daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek

etmenlere değinilmektedir. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve mobil

hizmetler‖ biçiminde gruplandırılabilecek örnekler verilmektedir.

Mobil devlet ve sunulabilecek demokrasi platformu projesi hakkında ise Sayın Arif Muti kurumsal

deneyimlerini dördüncü bölümde paylaĢıyor. YönetiĢim kavramı ve yerel yönetimler açısından örnek

teĢkil edebilecek yerel yönetim ile vatandaĢ arasında köprü niteliği taĢıyan ‗Mobil Demokrasi

Platformu‘‘nu ele alıyor.

Sayın Metin Güçer, Engin MemiĢ ve Gonca Telli Yamamoto‘nun birlikte yazdıkları 5. Bölüm‘de ise

‗M-Devlet ve Yasal Düzenlemeler‘ konuları üzerinde durulmaktadır. Devletin e-devlet uygulamalarına

odaklanıp bu konuda yeni geliĢtirmeler yaparak vatandaĢların beklentilerini karĢılamaya çalıĢması M-

devlet uygulamaları temelinde e-devlet uygulamalarının kullanılabilirlik ve kalitesini de yükselmesini

sağlamaktadır. Burada temel olan nokta yol haritalarının doğru biçimde ortaya konması üzerine

olmalıdır ve yeni düzenlemeler üzerinde yoğunlaĢılmalıdır.

Sayın Melih Çoğan ise 6. Bölüm‘de mobil yaĢama katılan android iĢletim sistemleriyle ilgili bilgileri

‗Androidle YaĢamak‘ baĢlığıyla ortaya koymaktadır.

7. Bölüm‘de Gonca Telli Yamamoto konunun ticarileĢme boyutunda etkili olan ve pazarlamada yeni

bir çağın doğmasına yol açan ‗Mobil Pazarlama‘ konusunu iĢlemektedir.

Dünyadaki uygulamaların değiĢim rüzgarlarını eskiden yeniye Sayın Zafer Babür taĢımakta ve 8.

Bölüm‘ de ‗Fikri Mülkiyet, Sosyal Ağlar ve Uzaktan EriĢimde Mobil Ġmza‘ konusunu detaylı Ģekilde

ele almaktadır.

9. Bölüm ise Sayın Necip Sadık Erdem tarafından yazılan ve Ester‘in mobil uygulamalarından

Türkiye‘deki mobil öğrenme çalıĢmalarının öncüsü mobilogreni ele alan ‗Mobil YaĢa, Mobil Öğren‘

baĢlıklı çalıĢmadır. Bu çalıĢmada mobilogrenin özellikleri detaylandırılmaktadır.

10. Bölüm‘de Sayın Fazlı Yıldırım ‗Genç Kitlenin Mobil Uygulamalarına ve Mobil Öğretime BakıĢı‘

baĢlığıyla bu konuda öncü olan gençlerin mobil öğretime bakıĢını değerlendirmektedir. Yine Mobil

Öğrenme konusunu iredeleyen 11. Bölüm ise Sayın Fatih Gürsul ve Mehmet Keskin‘in yazmıĢ

oldukları ‗Probleme Dayalı Mobil Öğrenme‘de Üçgen Modeli ve EtkileĢim Döngüsü‘ üzerine

sorgulama yapmaktadır.

Sayın Bekir Tevfik Akgün ve Sayın Zeynep Öndin‘in ele aldıkları 12. Bölüm‘de ‗Kullanılabilirlik ve

Mobil Öğrenme‘ baĢlığını taĢımakta ve mobilin öğrenmede kullanılabilirliği alanında iĢi teknolojik

boyutlarıyla irdelemektedir. Tüm bunların tamamlayıcısı olan Sayın Nilgün Keskiner tarafından

yazılan 13. Bölüm‘de ‗Türkiye ve Dünya‘da Mobil Öğrenmede Gelinen Son Durum‘ tartıĢılmaktadır.

XIII

14. Bölüm‘de Sayın Seha Aksü konuyu Mobil Turizm,15. Bölüm‘de de Sayın Aslı Derbent ‗Mobil

Bankacılık‘ bağlamında ele almıĢlardır. 16. Bölüm‘de ise Sayın Zafer Acar ve Batuhan Kocaoğlu

konunun lojistik yönetimindeki depolama boyutunu değerlendirerek ‗Depo Yönetiminde Mobil

Uygulamalar‘ konusunu iĢlemektedir.

Konuyu deri sektörü açısından ele alan Sayın Özgür Karamanlı ġekeroğlu‘da 17. Bölüm‘de ‗Türk Deri

Sanayi Ġçin Mobil YaklaĢımlar‘ için bir yol haritası üzerinde durmaktadır. Yine baĢka bir boyut olan

Mobil Sağlık alanında aĢı sistemini Sayın Emine Ünalır, Özgü Can ve Murat Osman Ünalır 18.

Bölüm‘deki ‗Mobil Uygulamaların Ulusal AĢı Bilgi Sistemindeki Yeri ve Önemi‘ baĢlıklı

çalıĢmalarında ele almaktadır.

Bütün baĢlıklar gerçekten bugüne kadar Türkiye‘deki Mobil yaĢam konusunda toplanabilmiĢ en geniĢ

kapsamlı çalıĢmayı oluĢturmaktadır. Sözü geçen teknoloji ve uygulamalar hakkında, gelecekte

düzinelerce yayın olacağı bugünden aĢikardır. Bu kitabın gelecekteki araĢtırmalara, akademik

çalıĢmalara ve uygulamalara yol gösterici manada bir kaynak kitap olmasını umuyoruz. Bunu

sağlamak için değerli yazarlarımız konularını detaylı bir Ģekilde ve titizlikle ele aldılar. Ama yine de

gözden kaçırdığımız hatalarımız varsa ve sürçü lisan ettiysek affola.

Prof. Dr. Gonca Telli Yamamoto, Editör

Ġstanbul, 2011

1

I. BÖLÜM MOBĠL TEKNOLOJĠLERĠN YAġAMA ETKĠLERĠ

Arzu Nur Alpagut, Okan Üniversitesi

ÖZET

1950‘lilerde ―sayısallaĢma‖ ile baĢlayıp 70‘lerde ―bilgisayarlaĢma‖yla toplumda dönüĢümünü

baĢlatan, 90‘lı yıllarda ―internet‖ ve ―mobil iletiĢimle‖ yer ve zaman olgusu buharlaĢarak hareket

özgürlüğü ve kiĢiselleĢmeyi sağlayan teknoloji trendleri, endüstri ve yaĢamı Ģekillendirerek ―yeni

ekonomi‖yi oluĢturmuĢtur.

SayısallaĢma temeline oturan ―yeni ekonomi‖, verimliliği arttırmanın yanı sıra, iĢletmelerin dikey

entegre yapılardan ürün ve hizmet bütünlüğü kaybedilmeden (kümelenme/cluster) yakınsama

kapsamında bileĢenlerine ayrılarak ekonominin büyük bir kısmının orta ve küçük ölçekli iĢletmeler

tarafından taĢınmasını sağlamaktadır.

Kamu dahil tüm sektörlerin entegre olduğu internet‘te, sensörlerle tüm çevrenin de ortalama dahil

edilmesi ve mobil internet‘in etkin kullanılması ile toplumlar arasındaki Sayısal Uçurum‘un (Digital

Divide) azalmasına yol açmaktadır. Mobil internet aynı zamanda gerçek verilere dayanan yaĢam

biçimlerinin demokratik platformlarda biçimlenmesini sağlayacaktır. Son ABD seçimlerinde

Obama‘nın seçim kazanmasında, yakın zamanda Kuzey Afrika‘da çoğunluktan yana rejim

değiĢikliğinde katalizör rol oynayan mobil teknolojiler küresel anlamda katılımcı ve eĢ-zamanlı bir

toplumun temelini atmıĢtır.

Türkiye, bu değiĢen toplumun bir parçası gibi dursa da, teknoloji trendlerini Ģekillendiren Batı

ülkelerine katılan Asya Pasifik ülkelerden, Güney Kore gibi değiĢimi sağlayan oyunculardan biri

olmak yerine teknoloji trendlerini dıĢardan takip eden, rüzgarıyla yolunu bulan ülkelerden biri olmaya

devam etmektedir.

Bu çalıĢmada yeni teknoloji akımları ve yeni ekonomi kavramı ve mobil iletiĢimin geliĢimi detaylı bir

Ģekilde ele alınmaktadır. Ayrıca bu geliĢmelerin etkileri üzerinde durulmakta ve günümüze kadar olan

yapılmıĢ çalıĢmalar detaylandırılmaktadır.

GĠRĠġ

Mobil teknoloji akıllara önce GSM‘i getirmektedir. GSM (Global System for Mobile) adı verilen

teknolojinin Avrupa‘da 80‘li yıllarda geliĢtirilip 90‘lı yıllarda kullanılmaya baĢlaması soğuk savaĢın

sonlandığı, Avrupa Birliği‘nin diğer Avrupa ülkelerine kucak açarak geniĢlemeye baĢladığı yıllara

rastlaması bir tesadüf değildir. Amerika BirleĢik Devletleri‘nde mobil teknolojiler 1940‘lardan beri

kullanılmaktadır. Öte yandan mobil teknolojinin Ģahlanmasına sebep teknolojik geliĢmeler mi yoksa

toplumların çemberlerden kurtulup sınırları küresel boyutlara taĢıma arzuları mı olduğu konusunun

irdelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda yeni ekonomi ve değiĢimler konusunu ele alarak oluĢan

eğilimleri de görmek mümkün olacaktır.

1. YENĠ EKONOMĠ

GeliĢmenin itici gücü olan ekonomi açısından teknolojiler incelendiğinde; ―eski ekonomi‖nin (Old

Economy) olgunlaĢarak endüstri ve yaĢam Ģeklinin ―yeni ekonomi‖ye (New Economy) dönüĢmesini

2000 yılında Alabama‘da insan kaynağı geliĢiminden sorumlu Alabama Cooperative Extension

System (ACES, 2000), iĢyeri bildirisinde sade bir dille Ģöyle anlatılmaktadır:

Eski olarak tanımladığımız ekonomi, 1938 – 1974 yılları arasında durağan, hiyerarĢik ve otokrat

yönetimlerin organizasyonunda standart üretim amaçlayan sanayileĢme üzerine kurulmuĢtu. Sanayi

2

kuruluĢları ve organizasyonlar standart üretimi daha hızlı ve daha verimli yaparak yerel pazardaki

rakiplerinin önüne geçmeyi baĢarıyorlardı. 1950 itibariyle verimlilik ve ücret artıĢlarında yaĢanan

yavaĢlama, 1970‘lerin ortalarıyla 1990‘ların baĢları arasında ekonomik düzenin yıkılma eğilimine

girmesi ulusal ekonomilerde krizler yaratmaya baĢlamıĢtır.

ABD ve diğer geliĢmiĢ ülke sınırları içinde sahip olunan rekabet önderliği (competitive edge) iĢçilerin

hayat standartlarını yükseltmek amacıyla yüksek ücret talep ettiği bir dönemde diğer ülkelerin ucuz

iĢçilerinin daha hızlı ve daha ucuz üretim yapabilmelerinden zarar görmeğe baĢladı. Vasıfsız iĢçilerin

çoğunluğunu teĢkil ettiği eski ekonomi düzeninden yeni ekonomi düzenine geçiĢ krizleri de

beraberinde getirmiĢtir.

(ACES), 2000)‘e göre Amerika‘da 1950‘lerde iĢlerin %60‘ı vasıfsız iĢçi tarafından yapılırken bu oran

2000 yılında %15‘e düĢmekle beraber, profesyonellere olan ihtiyaç değiĢmeden %20 olarak devam

etmiĢtir.

Yeni ekonomi düzeni ise, bilgi ve orijinal fikirlere dayanan bir ekonomi olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Yeni ekonomide baĢarı ve refah, ekonominin tüm sektörlerinde kalitenin artması için yeniliklerin

teknolojiler kullanılarak sanayinin bir parçası haline getirilmesi sağlanmakta, öğrenim ve eğitim

gerektiren vasıflı iĢlerlere bağlı olarak geliĢip büyüyebilen bir Ģekle dönüĢmektedir. Örneğin,

Amerika‘da 2000 yılında yapılan iĢlerin %80‘i ―bir Ģey‖ üretmek için zaman harcamak yerine ―bir

Ģeylerin‖ lojistiğiyle, iĢlemleriyle veya hakkında enformasyon oluĢturulmasıyla uğraĢmaktaydı, kısaca

elle (manuel) yapılan her Ģey bilgisayarlaĢtırılıyordu (computerization). Bu da yeni ekonomideki genel

yapının hizmet ağırlıklı olduğunun ifadesi olarak değerlendirilebilir.

Yeni ekonomi statik, durağan değiĢime ayak uyduramayan iĢ akıĢını destekleyen teknolojilerin

kullanımı yerine iĢ akıĢlarını teknolojiye göre organize ederek teknolojinin geliĢmesiyle birlikte iĢlerin

de geliĢerek büyüdüğü yeni bir düzen getirmektedir.

Yeni ekonomi aynı zamanda hiyerarĢik ve otokrat yönetimin değiĢerek karar mekanizmasının bir

kiĢinin elinden çıkartılarak yatay organizasyon yapısında ekip çalıĢmasına ve yetkilendirmeye odaklı

yeni yönetim modellerine dönüĢümünü de kapsamaktadır. Yeni ekonominin gerektirdiği organizasyon

yapısında olan ve teknolojilere uyumlu kuruluĢların geliĢerek hızla büyüdüğünü ifade etmek

mümkündür. Bu tür organizasyon yapılarına pek çok yerel (Hepsiburada.com, sahibinden.com) ve

küresel (Amazon.com, ebay.com gibi) kuruluĢlar örnek gösterilebilir.

Yeni ekonomi transferinde vasıflı iĢ (skilled job) gereksinimi mevcut iĢlerin üçte birinin yeni

tanımlanan iĢler ve ihtiyaç duyulmayan iĢlerin elenmesi olarak karĢımıza çıkmaktadır. Amerika‘da

1970 ile 1995 yılları arasında üretim ve malların dağıtımında yaĢanan tüm iĢ kayıplarının yerini

2000‘li yıllarda enformasyon odaklı iĢler almıĢtır.

Eski ekonomi öncelikle yerel ve ulusal pazara odaklanırken yeni ekonomi odak noktasını küresel

pazara taĢımıĢtır.

Eski ekonomide düĢük vergiler, ucuz arazi, bol sayıda düĢük ücretli iĢçi, yeterince doğal kaynak,

elveriĢli ulaĢım imkanı ve fiziksel altyapıların mevcut olması endüstriyi cezbettiği halde yeni

ekonomide yerel veya merkezi hükümetler endüstri veya kurumları cezbederken iki temel konuda

farklılık göstermek zorundadır;

1) Artık altyapı denince enformasyon akıĢı akla gelmektedir. Fiziksel otoyollar hala önemlidir, ama

hazır olan enformasyon otoyollarına eriĢim önemlidir ve enformasyon otoyollarının rekabetçi

olabilmesi çok daha gerekli hale gelmiĢtir.

2) Çok sayıda düĢük ücretli iĢçi temini yeni ekonomiye uygun gelmemektedir çünkü;

i) DüĢük ücretli yerel iĢçilerin ülke dıĢında küresel çapta olan düĢük ücretli iĢçilerle maliyet

bakımından yarıĢması çok zor olabilmektedir,

ii) Teknoloji odaklı kuruluĢlar için öğrenme yatırım maliyetinden daha önem taĢımaktadır

zaten yeni ekonomi teknoloji odaklı olmak zorundadır.

iii) Nitelik anlamında daha vasıflı iĢgücü gereksinimi olmakta ve bilgi otobanında

ilerleyebilecek yenilikçi ve giriĢimci çabalara ihtiyaç duyulmaktadır.

3

Kısaca, sanayi ve sayısal teknoloji devrimlerini yaĢayarak altyapılarını geliĢtiren toplumlar insanı

tezgah ve masa baĢlarından kaldırmaktadır. Böylelikle insana, teknolojilerin sağladığı

bilgisayarlaĢmayla daha verimli, daha kaliteli ve sürdürülebilir ekonomilerin yarattığı yeni dünya

düzeninde ―bilinçli tüketici‖ kimliğiyle yeni sorumluluklar yüklenmiĢtir.

2. TEKNOLOJĠ AKIMLARI (TRENDS)

BirleĢmiĢ Milletlerin 15 kuruluĢundan, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ITU desteği ve Dünya

Bankasının suponsorluğunda, uluslararası kalkınma örgütlerinin enformasyon paylaĢımı amacıyla

oluĢturdukları (InfoDev, 2010) Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojilerini (BIT veya Information and

Communication Technology-ICT) geliĢtiren teknolojileri üç aĢamada tanımlamaktadır.

Bu aĢamaları Alvin Toffler‘in fütüristik ―Üçüncü Dalga‖ isimli kitabından esinlendikleri

düĢünülmektedir. Burada gerçekleĢen teknolojik değiĢimin ilk dalgası bir sonraki dalganın temel

taĢlarını oluĢturmuĢ, ikinci dalgada teknolojilerin geliĢerek ICT endüstrisinde ve pazar ekonomisinde

kullanımı olarak tanımlanmıĢtır. Üçüncü dalga ise ICT endüstrisinin ötesinde daha geniĢ anlamda

enformasyon toplumunu oluĢturan özellikle kamusal hizmetlerin de ICT uygulamalarıyla icra edilmesi

anlamına gelmektedir.

3. BĠRĠNCĠ DALGAYI OLUġTURAN TEMEL TEKNOLOJĠLER

Son yirmi yılda iletiĢim alanında yaĢanan geniĢ kapsamlı devrim ―SayısallaĢma – Digitalization‖ ,

―BilgisayarlaĢma – Computerization‖ ve ―Paket anahtarlama – Packet Switching‖ teknolojilerindeki

değiĢimlerinin sonucudur. Bu temel teknolojiler kaynak kullanımının iyileĢerek yükselmesine ve

iletiĢim Ģebekelerindeki bilgi taĢıma kapasitesinin büyük derecede artmasına vesile olarak yeni hizmet

alanlarının doğmasına ve teknolojik geliĢmelerden sinerji elde edilmesine imkan sağlamıĢtır.

Bu değiĢimler iletiĢim yapısını ve liberal pazar kapsamında düzenlemeleri doğrudan etkileyerek IP

devriminde, yakınsama oluĢumunda ve Gelecek Nesil ġebeke (Next Generation Network NGN)

teknolojilerinin ortaya çıkıĢında temel etken olmuĢtur.

3.1. SayısallaĢma

Analog olan dünyamızda yaĢanan son yıllardaki büyük teknolojik değiĢimin ön Ģartının ―sayısallaĢma‖

olduğunu kabul etmek gerekir. Farklı disiplin ve ayrı ayrı değerlerden oluĢan analog dünyada her Ģey

sayısallaĢtırılarak üretim, dağıtım ve tüketimden oluĢan değer zincirinde birbiriyle entegre

hizmetlerden yeni sinerjiler elde edilmiĢtir.

SayısallaĢma modern yakınsama oluĢumunun teknik altyapısıdır. Önceleri sayısallaĢma sadece analog

sinyallerin sayısala çevrilmesi olarak bilinirdi, günümüzde ise sayısal platformları ve standartları

kapsamanın ötesinde bir kavram olarak kabul edilmektedir.

3.2 BilgisayarlaĢma

Bir diğer çok önemli geliĢme olan ―bilgisayarlaĢma‖ ise bilgisayarların iletiĢim Ģebekelerinin

altyapılarında olduğu gibi üretim ve tüketimin parçası olarak kullanılması yani iĢlemlerin bilgisayarlar

tarafından kontrol edilecek Ģekilde yapılanması olarak tanımlanabilir. ĠletiĢim alanında bilgisayarların

Ģebeke altyapılarında kullanılması, özellikle santrallerin yerini alarak Ģebekelerin daha ―akıllı‖

iĢlemesine ve iĢletilmesine vesile olduğunu belirtmek gerekir.

ĠletiĢim Ģebekelerinde konuĢma cihazlarının yerini alan bilgisayarlar akıllı terminaller olarak hizmet

vermektedir. Santrallerin yerini alan bilgisayarların Ģebeke düğümlerinde kullanılması iletiĢim

Ģebekelerinde teknoloji, Ģebeke iĢletim, yönetim ve bakım maliyetlerini düĢürmüĢtür.

Bilgisayarların iĢlem gücü ve yeni uygulamaları ICT sektöründe radikal bir etki yapmıĢtır. Bir tarafta

milyonlarca hattı anahtarlama ve Akıllı ġebeke iĢlemleri gibi kompleks ve pahalı fonksiyonlarının

yerini bilgisayarlar almıĢtır. Diğer bir taraftan da faturalama, insan kaynakları gibi ICT Ģebekelerinin

iĢletimi için gerekli olan fonksiyonların ayrı ayrı uygulanabilmesini sağlamıĢtır.

4

3.3. Paket Anahtarlama

―Paket anahtarlama‖ teknolojisi sayesinde değiĢik altyapılarda mevcut olan atıl kaynakların etkin

kullanılarak platform yapısı yaratılıp, değiĢik servislerin aynı Ģebeke üzerinden dağıtımı yani gerçek

yakınsama sağlanmıĢtır. Farklı paket teknolojileri arasında Internet Protocol IP, ICT altyapılarında

kullanılan en baĢarılı paket bazlı teknoloji olarak kabul edilmekte ve yaygın bir Ģekilde

kullanılmaktadır.

Devre anahtarlamadan paket anahtarlamaya geçiĢ paradigması baĢka bir önemli teknik aĢamadır.

Devre anahtarlama olarak bilinen teknolojide iletiĢim her iki taraf arasında iletiĢim boyunca tahsis

edilen hat üzerinden yapılır. Bağlantı dolayısıyla Ģebekenin kaynakları tüm konuĢma (oturum)

boyunca hat taraflar konuĢmadığı, sesizlik olduğu zamanlarda da meĢgul edilir. Dolayısıyla iletiĢim

Ģebekesinin sınırlı kaynakları verimsiz kullanılır.

Paket anahtarlama teknolojileri aslında, sadece belli amaçlarda kullanılan verilerin transferleri

sırasında Ģebeke kaynaklarının kullanılması için tasarlanmıĢtır. Bundan dolayı paket anahtarlama

Ģebeke kaynaklarını kapasite paylaĢımına dayalı olarak daha etkin kullanır. IP, ATM gibi modern

paket anahtarlama ağlarının avantajı değiĢik türde birbirinden farklı servisleri taĢıyabilme imkanıdır.

4. ĠKĠNCĠ DALGA TEKNOLOJĠLERĠN ICT ENDÜSTRĠSĠ VE PAZAR

EKONOMĠSĠNE ETKĠLERĠ

Milyarlarca bilgisayar gibi IP-bazlı cihazları birbirleriyle bağlayan Internetin ortaya çıkması yakın

zamanlarda ICT sektöründe yaĢanan en önemli değiĢim olarak görülebilir. BaĢlarda e-posta ve WWW

(World Wide Web) en önemli Internet hizmetleriyken bugün Internet radyo, IPTV gibi ses/video

hizmetleri, Internet telephony (VoIP), bloglar, bilgisayar oyunları, ve birçok e-öğrenme, e-sağlık, e-

ticaret, e-kamu gibi ICT uygulamaları Internet‘i oluĢturmaktadır. Bir sonraki adımda ise RFID ve

sensor ağlarının da geliĢtirilerek bağlanmasıyla ―Internet of things – Her Ģeyin Interneti‖ olduğuna

tanık olunacaktır. Henüz genel anlamda Internet‘le ilgili yönetimsel konuları oluĢtururken,

önümüzdeki yıllarda ―Internet of things‖ ile ilgili çözülmemiĢ birçok konu gündemi dolduracaktır.

Internet birçok ülkede henüz regüle edilmediği halde Internet teknolojilerinin ilerlemesiyle geliĢen

VoIP, TV/radyo gibi servislerin eriĢebilirliği ülkelerin regüle edilen ses gibi hizmetlerini dolayısıyla

düzenleme yapısını büyük ölçüde etkilemiĢtir. Internetin ilerlemesi geliĢmiĢ ülkeler kadar geliĢmekte

olan ülkelerin de günlük hayatlarının bir parçası olmaya baĢladığından beri kaynak yönetimi ve IP

arabağlantı giderek önem taĢımaya baĢlamaktadır.

4.1. Internet Tasarımı

Altyapı platformları ve servis geliĢtirme platformları gözönüne alındığında IP teknolojisi servis

geliĢimi, yenilikçilik (inovasyon) ve rekabet için gerekli olan ortamı sağlayacak Ģekilde tasarlanmıĢtır.

Internetin bu geniĢ alana yayılan baĢarısı dört önemli özelliğe dayanmaktadır:

ġebeke teknolojisi ve servislerin birbirinden ayrılması

Uçtan-uca mimari ve ―zeka, bilgi ve istihbaratın-intelligence‖ın merkezden çevreye doğru

geniĢlemesi

Ölçeklenebilir olması

Dağıtık yapı ve kontrolün merkezden çevreye doğru paylaĢımı

Bu teknolojik özelliklerin servis yaratma ve servis provizyonunu üstlenen birçok yeni oyuncunun

ortaya çıkarak geliĢmenin ve rekabetin sağlandığı uygun ortamların oluĢmasına katkısı olmuĢtur.

Internet dünyadaki en önemli IP Ģebekesi olarak kabul edilmekle birlikte sadece tek IP Ģebekesi de

değildir. Son yıllarda birçok özel IP ağları kurularak kurumsal ve kiĢisel servislerden yararlanılmıĢtır,

yakın gelecekte ―Next Generation Network (NGN)‖ mimarisi gibi iletiĢim platformları da IP

teknolojisine dayalı olarak kurulacaktır. Ancak NGN‘den bahsederken, NGN uygulamasında pazarda

5

yaratılacak rekabet seviyesinin veya tekelci özelliklerin seçilen mimariye çok bağlı olduğunu da

unutmamak gerekir.

4.2. ġebeke Teknolojisi ve Servislerin Birbirinden Ayrılması

Altyapı teknolojilerinin ve servislerin birbirlerinden ayrılması servis sağlayıcılarının pazara giriĢini

engelleyen faktörleri ortadan kaldırmıĢtır. Servis provizyonu Ģebekeye eriĢimle yeterli sayılmıĢtır. Bu

durum Internet‘te muazzam dinamik bir servis geliĢimi yaratırken aynı zamanda Ģebeke altyapılarına

sahip olan operatörlerle servis ve içerik sağlayıcıları arasında gelir paylaĢımı problemleri yaĢanmasına

sebep olmuĢtur. Genelde telekom operatörleri tarafından sağlanan geniĢband IP altyapılarında bu

durum daha açık olarak görülmektedir.

4.3. Uçtan-Uca Mimari

Yirmi yıl önceki Ģebeke yapılarına kıyasla uçtan-uca mimarinin ve iletiĢimi icra eden ―zeka, bilgi ve

istihbaratın‖- ‖intellegence‖ın merkezlerden yani iĢletmecilerin hegemoyasından kullanıcı tarafına

doğru geniĢlemesi özellikle inovasyonun Ģebekelerin sonlandığı noktalara kaymasına sebep olmuĢtur.

Bu yaklaĢım ilk olarak verimli Ģebeke yapısında iĢlevlerin uçta yapılıp Ģebekenin ise karar

mekanizmalarından arıtılarak hızlı otoyollar olarak tasarlanmasıyla elde edileceğini anlatan ―uçtan-uca

kavramının sistem yapılanmasındaki önemi‖ yazıda ortaya konmuĢtur.

4.4. Ölçeklenebilirlik

IP yapısının bir diğer önemli fonksiyonu ise ölçümlenebilir olmasıdır. Her ne kadar kullanılmakta olan

IP 4. Versiyon (IPv4) adresleme sınır getirsede IP 6. Versiyon (IPv6) bu soruna çözüm getirmektedir.

4.5. Dağıtık Yapı ve Kontrolün Merkezden Çevreye Doğru PaylaĢımı

Bahsedildiği gibi Ģebeke mimarisinde ―zeka, bilgi ve istihbaratın -intelligence‖ın uç noktalara doğru

kayması, dağıtık yapılaĢmayı ve kontrolün dağıtık yapıda paylaĢılmasıyla yeni servisler, innovasyon

ve yeni iĢ modellerinin için gerekli ortamlar yaratılmıĢtır. Bir baĢka değiĢle, değiĢik özel Ģebekeler de

IP üzerinden internet dahil olmak üzere birbirine bağlanarak hızla katma değerli servislere

ulaĢılabilmektedir.

4.6. Servis Kalitesi (Quality of Service, QoS)

Servis kalitesi Ģebeke altyapısının kapasite, yararlılık ve kabiliyetini ifade eder. MüĢterilere ait

uygulamalar ve son kullanıcı cihazları belirlenen kalite seviyesinde mevcut altyapının kapasite ve

yeteneklerini kullanarak ―servisi/hizmeti‖ varacağı yere ulaĢtırır. QoS Ģartları servisine göre değiĢir ve

bazı durumlarda doğrudan servise bağlı olarak belirlenmiĢtir. Örneğin eski POTS denilen sabit telefon

Ģebekelerinde çağrı sırasında müsaade edilen maksimum gecikme, Ģebekenin kilitlenme seviyesi gibi

detaylı QoS Ģartları Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ITU tarafından belirlenmiĢtir.

Oysa, yönetilebilen IP altyapısında, ölçülebilen QoS değerlerini temin etmek mümkün olmakla birlikte

Internet gibi altyapılarda bu oldukça zordur. Bununla beraber, her iki durumda da düzenleyici

tarafından konan belirleyici değerler gerekebilir. Burada önemli konu altyapı kaynaklarını ve altyapını

iĢlevselliğini sağlayan operatörlerin QoS provizyonu için diğer operatörlere altyapı kaynakları ve

iĢlevselliğinden yararlandırma isteklerinin mevcut olmasıdır.

4.7. Mobilite

Genellikle iki farklı taĢınırlık –hareketlilik (mobility) olduğunu ayırt etmek gerekir:

Cihazların (terminallerin) taĢınırlığı: TaĢınabilir (mobil) bir cihaz Ģebeke kapsam alanında

hizmet (servis) kesintisi olmaksızın dolaĢabilmektir;

KiĢiye özel taĢınırlık (nomadicity-göçerlik): Bir kullanıcının değiĢik cihazlar kullanarak

(terminaller) farklı Ģebekelerin kapsam alanlarında bulunsa bile hala belli bir Ģebekeye

bağlanabilmesidir.

6

Cihaz ya da terminal taĢınırlığı kablosuz bağlantı gerektirir, kiĢiye özel taĢınırlık ise kablosuz bağlantı

olmaksızın da gerçekleĢebilir. ġu an Internet‘te mevcut olan kiĢiye özel taĢınırlık veya taĢınabilirlik

olarak da adlandırılabilir; bir kiĢinin farklı yerlerden Internet‘e bağlanarak e-postasına bakması buna

örnek gösterilebilir. Mobil operatörler ise geliĢmiĢ servisler vasıtasıyla terminal taĢınırlığı sağlama

giriĢimindedir.

TaĢınırlık farklı seviyelerde kullanılarak sağlanabilir:

Bağlantılama (Link) seviyesinde

Uygulama seviyesinde

IP seviyesinde

E-posta uygulaması ele alındığında taĢınabilirlik (nomadic kullanım) uygulama seviyesinde

kullanılmıĢtır. Bu tür taĢınırlık VoIP için de uygun olduğu için VoIP servisi de bağlantı IP olması

kaydıyla e-posta servisi gibi kullanılır. Bu durum Acil Çağrı durumunda çağrıyı yapan kiĢinin yer

bilgisinin temin edilmesini çok zorlaĢtırdığı için düzenlemede sorunlar yaratmaktadır.

4.8. Mobil ĠletiĢim

Son yirmi yılda mobil teknolojilerin ve servislerin geliĢimi ICT alanında çok büyük karıĢıklıklara

sebep olmuĢtur. Mobil teknolojiler ICT servislerinin esnek ve taĢınarak kullanılmasını sağlamıĢtır.

Mobil teknolojiler önceleri telefon hizmetine olan taleple yönlendiği halde yakınsayan tüm servisleri

de kapsayan kablosuz standartları ve yeni nesil mobil teknolojileri de içererek geliĢmiĢtir.

Mobil iletiĢimin geniĢ kitleler tarafından kullanılması telekom düzenlemelerini her düzeyde

etkilemiĢtir. Mobil servisler kullanılmaya baĢlandığında lisanslama ve frekans yönetimi

düzenlemelerin temel konusuydu. Bununla birlikte rekabete açık ve yenilikçi bir mobil pazar

geliĢtirmek için ara bağlantı ve tarife düzenlemeleri, ücret, numaralandırma ve benzeri konularda

düzenleyici bir yapının geliĢtirilmesi de önem kazanmıĢtır.

1990‘larda çıkıĢa baĢlayan sayısal mobil iletiĢim, iĢ dünyasının pahalı bir cihaz ile az ve nadiren

kullandığı bir servis olmaktan çıkıp yaygın kullanılan hayatın entegre bir parçası konumunda düĢük

ücretli kiĢisel bir öğe halini almıĢtır. Birçok ülkede mobil telefon sayısı sabit telefon sayısını geçmiĢ,

dünyanın her bölgesinde sabit hattan daha fazla mobil kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Mobithinking

kuruluĢunun ITU istatistik baĢkanı Susan Teltscher ile yaptığı röportajda 2009 verilerine göre dünyada

4,6 milyar olan mobil abone sayısının 2010 sonunda tahmini 5,3 milyara yükselerek dünya nüfusunun

%78‘inin mobil iletiĢim kullanması sözkonusudur (Mobithinking, 2010).

Mobil iletiĢimin baĢlangıcı 1940‘lı yıllara kadar uzansa da analog teknolojiyle iĢleyen elde taĢınabilen

cihazlarla yapılan mobil iletiĢim ancak 1980‘li yıllarda mümkün olmuĢtur. DüĢük kurulum maliyetleri,

mobil iletiĢimin hızla geniĢ kitlelere yayılması ve ucuzlayan terminalleri sayesinde sayısal hücresel

teknolojiye dayanan mobil telefon Ģebekeleri dünyaya hızla yayılmıĢtır. Sayısal mobil telefonların

farklı Ģebekelerde ve değiĢik ülkelerde çalıĢabilir olması, mobil telefonları ―her yerde kullanıma hazır‖

(ubiquitous) cihazlar olarak yeni bir devir açılmasını sağlamıĢtır. Bunun nedeni Avrupa kapsamında

çalıĢması için tasarlanan GSM standartlarının, operatörler ve üreticiler tarafından uyulmasıdır. Tüm

Avrupa ülkeleri ve Asya‘daki bazı ülkeler GSM standartlarını ülke sınırları içinde kullanılan tek mobil

standart olarak kabul etmiĢtir. GSM Birliği verilerine göre GSM teknolojisi 2010 sonu itibariyle

dünyada 219 ülkede 800 civarında küresel mobil operatör tarafından kullanılarak 4,5 milyardan fazla

GSM abonesine hizmet vermiĢtir (GSMA, 2010).

Bu durum küresel bağlanabilirliğin patlaması anlamına da gelmektedir. 1990 yılından beri mobil

telefon insanların yaĢantılarının ve iletiĢim Ģekillerinin değiĢmesine sebep olmuĢtur. Daha az geliĢmiĢ

ülkelerde ise mobil ilk defa uzak ve kırsalda yaĢayanlara iletiĢim imkanı sağlamıĢtır. Özellikle bazı

ülkelerde uzun dönem sözleĢme yapılmaksızın abone olabilme imkanı veren ön-ödemeli servisler

mobilin katlanarak büyümesine sebep olmuĢtur.

Cihaz teknolojilerindeki geliĢmeler de bu değiĢimde önemli rol oynamıĢtır. TaĢınabilir cihazların

iĢlem yapma gücü ve iĢlevselliği büyük ölçüde artarken maliyet ve fiyatların bir o kadar düĢmesi

7

sağlanmıĢtır. Çok miktarda enformasyon, müzik, video ve verinin küçük ölçekli cihazlarda

depolanması ve kolayca taĢınabilmesi ―içeriği‖ her yerde kullanıma hazır hale getirmiĢtir.

4.9. Yeni Nesil ġebekeler (Next Generation Networks, NGN)

Yeni Nesil ġebekeler, NGN, kavramı genel olarak iki anlama gelmektedir:

Tüm yeni Ģebeke teknolojilerini, yeni eriĢim altyapılarını ve hatta yeni servisleri de kapsayan

geniĢ bir kavram olması,

Mevcut ve gelecekteki eriĢim Ģebekeleri de dahil olacak Ģekilde tüm yapının tek bir IP çekirdek

Ģebeke olacak Ģekilde cihazlara ve özel network mimarisine odaklanması.

Birinci tanım tüm teknolojik geliĢmeleri de kapsayan çok geniĢ bir kavram olmakla birlikte ikinci

tanım IP tabanlı çekirdek ve eriĢim Ģebekelerinin yakınsamasına doğru geçiĢte takip edilen yolla

ilgilenmektedir.

Ġkinci tanımda bahsedilen çekirdek Ģebeke, (Next Generation Core Network) NGCN, ile eriĢim

Ģebekesini (Next Generation Access Network) NGAN, birbirinden ayırt etmek gerekir. NGCN birçok

eriĢim Ģebekesinin kullanıdığı yeni anahtarlama yöntemi, ağ geçitleri (gateway‘ler) ve aktarım

(transmisyon) cihazlarından oluĢan tek bir çekirdek Ģebekeden oluĢmaktadır. NGAN ise optik

fiberlerin kullanıldığı yeni eriĢim Ģebekeleri gibi geliĢmeleri de içeren tüm kiĢi ve makina bazlı

kullanıcıların eriĢimini içerir.

ITU NGN kavramında Ģebeke ve servis katmanlarının ayrıldığı, IP platform özelliğinin öne

çıktığından bahsetmektedir.

Bir baĢka açıdan NGN ise, ses iletiĢimi için kurulan Ģebekelerden IP tabanlı Ģebekelere geçiĢi olarak

da tanımlanabilir. Bu geliĢim Ģebeke teknolojilerinin verimliliği açısından doğaldır. Ancak NGN

platformlarının yapılanmasında bugün itibariyle düzenleyici kuruluĢların aralarında tartıĢarak

çözmeleri gereken birçok sorun mevcuttur. NGN‘de kullanılacak arabağlantı modeli bu sorunların

baĢında gelmektedir.

Ġngiltere‘nin düzenleyici kuruluĢu OFCOM (Türkiye‘de düzenleyici kurul Bilgi ve ĠletiĢim

Teknolojileri Kurumu BTK olarak mevcut) Next Generation Networks raporunda (OFCOM, 2005)

bugünkü mevcut telekom Ģebekelerinin genel yapısının aĢağıdaki ġekil – 1 de gösterildiği gibi EriĢim

(Access) Ģebekeleri, farklı Ģebekelere yönlendiren (Routing yapan) (Metro node) düğümleri ve

Çekirdek (Core) Ģebekelerden oluĢan yapı EriĢim Ģebekelerinin toplanarak (Aggregation) routing ve

çekirdek Ģebekelerin IP tabanlı yapıya dönüĢtüğü iki katmana dönüĢtüğüne dikkat çekmektedir.

8

ġekil – 1 Mevcut ve yeni Telekom ġebekeleri

Kaynak: http://stakeholders.ofcom.org.uk/binaries/consultations/nxgnfc/summary/ngnfc1.pdf

5. YAKINSAMA (CONVERGENCE)

GeliĢen Internet‘le birlikte geleneksel yayıncılık ve telekomünikasyon endüstrileri aynı Ģekilde hızla

geliĢememiĢtir. Farklı servislerin farklı altyapılarla taĢınması ve kullanıcının eriĢim amaçlı kullandığı

cihazın farklı servislerle iletiĢim kurması amacıyla tasarlanması bir baĢka deyiĢle içerik, servis, altyapı

ve kullanıcı cihazının kaynaĢma yöntemi yakınsama olarak tanımlanır.

Avrupa Komisyonu yakınsamayı farklı Ģebeke platformlarının özellikle her türde servisi taĢıyabilmesi;

ve telefon, televizyon ve kiĢisel bilgisayar gibi tüketici cihazlarının bir araya gelmesi olarak

tanımlıyor.

Avrupa Komisyonu ayrıca ―yakınsama‖nın sadece teknoloji olarak algılanmaması gerektiğini,

yakınsamanın her türlü servisi, iĢ yapma tarzını ve toplumla etkileniĢi de kapsadığı belirtmektedir.

Yakınsama iĢlevinin bileĢenleri aĢağıdaki ġekil-2 de gösterilmiĢtir. Bu oluĢum, solda baĢlayan metin,

ses veya video‘dan oluĢan içeriğin en sağda gösterilen son-kullanıcıya ticari bir servis/hizmet olarak

iletilmesi sürecinde hizmet sektörünün altyapısını oluĢturan hukuk, teknik ve ticari bileĢenlerinin

tümünü kapsar. Yakınsamada bahsedilen bileĢenler bir bakıma telekomünikasyon hizmet/servis

alanında karĢımıza çıkan üretimle tüketim arasındaki değer zincirinin ―iĢlevsel ayrıĢtırma‖sı olarak

da algılanabilir.

Telekomünikasyon özellikle devlet tekelinde iĢletilirken bahsedilen tüm iĢlevler ki o zamanlar

operatörlerin sunduğu ses ve veri kapsamında telefon, faks, kiralık devre gibi sınırlı sayıda servisten

oluĢuyordu ve tek çatı altında sunuluyordu. Avrupa Birliği 1998 yılında Dünya Ticaret Örgütü, WTO,

tarafından 2004 yılında ülkelerin telekomünikasyon sektörlerinin liberalleĢmesine karar verilince

devlet tekelindeki kurumlar özelleĢtirilip hizmet alanlarında rekabetin sağlanması için düzenlemeler

yapıldı.

AĢağıdaki Ģekle tekrar dönersek; ―içerik‖ bileĢeni bir kurumun sunduğu mal/hizmeti temsil eder. Bu,

sözgelimi bir video portalini temsil ediyor olsun, video‘ların depolandığı enformasyon teknolojilerinin

kullanıldığı bir teknik yapısı, bu yapının da depolanan içeriğin iletiĢimi için telekomünikasyon

Ģebekeleri/ağları ve reklam veya tanıtım amacıyla içeriğin yayınlandığı bir platform olması gerekir.

Sadece içerik provizyonu ile uğraĢan bir ticari kurum ise enformasyon altyapısını baĢka bir kurumdan

sözleĢme yaparak alabilir. Yani Ģekilde içerik provizyonu olarak gördüğümüz bileĢen

telekomünikasyon ve enformasyon teknolojileri (bilgi teknolojileri de denmekte) gibi fonksiyonları

9

ayrı ayrı kurumlar tarafından sağlandığı düĢünülecek olursa 3 farklı kurum tarafından

oluĢturulmaktadır.

Kurumlar birbirlerine verdiği B2B mal ve hizmet karĢılığında hukuki ve ticari sorumluluğunu ve

hizmet kalitesini birbirleriyle yaptıkları sözleĢmelerde belirterek, içerik sunan kurumun son-

kullanıcıya kesintisiz ve kalitesi değiĢmeyen mal ve hizmet sunmasını garanti etmiĢ olurlar.

ġekilde gösterilen ikinci yakınsama bileĢeni ―servis provizyonu‖, ―altyapı provizyonu‖ ve ―son-

kullanıcı provizyonu‖ örneklemede bahsedildiği gibi yayıncılık, telekomünikasyon ve enformasyon

teknolojileri fonksiyonlarını farklı kurumlardan sözleĢme karĢılığı sağlayabilirler veya kendi

kurumlarında yatırım yaparak sağlayabilirler.

ġekil – 2 Yakınsama BileĢenleri

Kaynak : www.caneval.com/images/pictures/industryconvergence.jpg

10

6. ÜÇÜNCÜ DALGA ENFORMASYON TOPLUMU TEKNOLOJĠLER

Birinci ve ikinci dalga teknolojilere bağlı olan üçüncü dalga teknolojiler, geniĢ anlamda sosyo-

ekonomik sektörlerde ICT‘nin mal ve servisin üretim sürecinde kalite ve verimliliği arttıracak Ģekilde

kullanılmasını zorunlu kılan uygulamalardır. Örnek verebileceğimiz üçüncü dalga teknolojilerin

kullanıldığı sektörler E-bankacılık, E-sağlık, E-kamu (merkezi ve bölgesel yönetimler dahil tüm

kamunun ICT teknolojileriyle hizmet odaklı ve daha verimli yönetilmesi; E-devlet de denilmektedir),

E-öğrenme, E-ticaret ve ICT‘nin kamusal ve özel sektörlerde benzeri E-tabanlı iĢlevlerde/aktivitelerde

kullanıldığı diğer alanları da kapsar. Bu uygulamaların yaygınlaĢarak kullanılması insanlardan ziyade

taĢınabilir internet, google, facebook, twitter gibi ―her yerde kullanıma hazır‖ Ģebekeler dahil altyapı

Ģebekelerini, ve RFID ve sensor bağlantılarıyla otomatikleĢen ―her Ģeyin Interneti‖nin (Internet of

Things) hızla geliĢmesine devam etmesini sağlayacaktır.

Ayrıca, beklendiği gibi birçok yeni teknolojilerin hızlı yayılabilmesi için ucuz ve küçük olması

gerekir. Bu durum alıĢılagelmiĢ yatırım Ģekillerini ve yatırımların döngülerini değiĢtirecek, daha

küçük oyuncuların pazara girerek küçük ölçekli yatırımlarla geliĢen Ģebekelerin itici güçü olmasını

sağlayabilecektir.

Teknolojik değiĢimin ikinci ve üçüncü dalgasını oluĢturan kilit unsurlar tekno-politik ortamları da

etkilemiĢtir. Kısaca, bu teknoloji akımlarından çok-yönlü baĢarı sağlayabilmek için düzenleyici

kurumun (BTK‘nın) öncelikle telekomünikasyon sektöründe evrensel servis ve rekabet ortamının

sağlandığı stratejileri ülke politikasına taĢıyarak ICT‘yi pazar ekonomisinin itici gücü yapabilmesi

ülke geliĢimi için önemli bir kriter olarak karĢımıza çıkmaktadır.

6.1. ICT’nin Diğer Sektörlerdeki Rolü

Üçüncü dalgada gördüğümüz Enformasyon ve ĠletiĢim Teknolojileriyle (ICT) etkileĢimli geliĢen yeni

organizasyon biçimleri (e-ticaret kuruluĢu hepsiburada.com‘un giderek artan ticari baĢarısı buna örnek

olabilir) bu teknolojilerin sosyo-ekonomik yararlarından faydalandıklarını göstermektedir. BirleĢmiĢ

Milletlere bağlı ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) 2003 yılında baĢlattığı Enformasyon

Topluluğu Dünya Zirvesi (World Summit on the Information Society) (WSIS, 2010) ile sağlık, sosyal

hizmet gibi sektörlerinin geliĢmediği ekonomilerde ICT‘nin yararlarını ekonomiye taĢıyacak yol

haritalarının belirlenmesini tartıĢmaktadır. WSIS, enformasyon ve iletiĢim teknolojilerinin faydalarının

herkese ulaĢtırılmasını amaçlayan bir oluĢumdur.

Enformasyon ve iletiĢim teknolojileri, biyotekoloji ve nano-teknoloji gibi ekonomik çağın değiĢiminde

rol oynağan etkiye sahiptir. Bu etki genel anlamda iki boyutla düĢünülebilir; mal ve hizmetlerin

ticarileĢtirilmesinde ve kurumların iç yapılanmalarında ve bu yapılanmayla ilgili olarak iĢletme

maliyetinin verimliliği ki bu değiĢim günümüzde ―sanal organizasyonlar‖ adı altında karĢımıza

çıkmaktadır.

6.2. Mobil YaĢamı Resmetmek

Hayatlarımızın vaz geçilmezi olan mobil iletiĢim, 90‘lı yılların baĢından beri her yıl Mobil Dünya

Kongresinde (Mobile World Congress (MWC)) yeni yaĢam düzenleri tartıĢılarak bir yıllık stratejiler

belirlenmektedir. 2010 yılının en çok ses getiren vizyonu ise mobil teknolojinin önde gelen üretici

firmalarından Ericsson‘ın yeni CEO‘su Hans Vestberg‘in mobil geniĢband sayesinde 2020 yılında 50

milyar mobil bağlantıya eriĢileceğinin haberini vermesi olmuĢtur (ericsson, 2010) .

Nisan 2010‘da iPad‘in 28 günde 1 milyon satıĢ rakamına ulaĢması (reuters, 2010) ve Google‘ın

desteklediği Android smartphone iĢletim sisteminin 2010‘da % 888,8 büyüyerek Nokia‘nın Symbian

smartphone iĢletim sisteminden sonra pazarında iPhone‘u da geçerek ikinciliğe oturması (Gartner,

2010) mobil endüstride dengelerinin değiĢerek üretici odaklı mobil telefondan açık iĢletim

sistemlerinin kullanıldığı smartphone ve tablet‘lere hızla kaymakta olduğunu iĢaret etmektedir.

Mobil Dünya Konferansı 2011‘de Symbian iĢletim sisteminin duayenlerinden Larry Berkin

konuĢmasında Android iĢletim sisteminin mobil cihaz üretimini 6-9 aydan 16-20 haftaya indirmesi

gözardı edilmeyecek bir avantaj sağladığını belirterek Android pazarının hızlı büyümesinin sebebini

açıklamıĢtır.

11

Mobil geniĢband 3G özellikle 4G/LTE Ģebekelerin yaygınlaĢması, smartphone iĢletim sistemlerine

uyumlu Internet üzerinden video uygulama ve servislerine eriĢilmesi Cisco araĢtırmalarına göre

küresel mobil veri trafiğinin 2015 yılında 2010‘a göre 26 kat artarak aylık 6,3 exabytes veya yıllık 75

exabytes oranına eriĢileceği tahmin etmektedir (netcommonline, 2011). Bu miktar 19 milyar DVD

veya 2000 yılında küresel bazda yaratılan sabit ve mobil IP trafiğin 75 katına eĢittir.

Smartphone ve tablet cihazlar milyarlarca mobil kullanıcının istediği yerden milyarlarca Uygulamayı

çalıĢtıracağı, milyarlarca sensörün de bağlı olacağı mobil Ģebekeler geleneksel yapıdan herĢeyin baĢtan

tasarlandığı ―Mobil Bulut - Mobil Cloud‖ teknolojisine hızla geçmektedir.

GSM teknolojisinin hızlı çıkıĢı ve küresel kabulü bile 20 yıl gibi kısa bir zaman diliminde mobil

kullanıcı sayısını 5 milyarın üzerinde bir noktaya geleceğinin hayalini kurduramazdı. Teknolojilerin

hayatlarımızla entegre katlanarak geliĢtiği bu dönemde belki de 50 milyar mobil bağlantı sayısına 10

yıldan önce eriĢilmesi mümkün olacaktır.

―Internet of Things‖ kavramında da bahsedilen canlı veya cansız ama bizim için önemli veya değerli

olan herĢeyin birbiriyle bağlanarak sanal dünyada yerlerini alacağı, bugünden daha kalabalık bir

yaĢam her geçen gün, karadeliğin direnilemez gücü gibi bizleri içine çekmektedir. Mobil teknolojilerin

kullanımıyla kimlik kazanan donanımlar ve onları kontrol eden sistemler hayatlarımızın daha

emniyetli daha güvenli daha kaliteli daha verimli ve daha eğlenceli olabilmesi için yeni dünya düzeni

oluĢturmak üzere baĢtan tasarlanmaktadır.

Ġnsanların birbiriyle konuĢması amacıyla tasarlanıp iĢletilen dünyanın en yaygın ikinci nesil 2G

Ģebekeleri üçüncü ve dördüncü nesil Ģebekelerin yaygınlaĢmasıyla yerini M2M (machine 2 machine –

makinadan makinaya, araba sensörlerinin devamlı verileri merkez sunucuya göndermesi gibi) iletiĢime

yerini bırakacaktır.

M2M bir baĢka deyiĢle sensör ağları hizmet sektörünü dolayısıyla hayatların daha güvenli, daha

kaliteli ve sorunsuz sürmesi amacıyla toplumun ve yaĢamın altyapılarını teĢkil edeceklerdir.

Hayat kalitesini arttıracak bu sensör ağları

bir milyar akıllı taĢıtı,

üç milyar gaz, elektrik vb. akıllı cihazı,

yüz milyardan daha fazla gömülü ―süreç‖le çalıĢan cihazları

birbirine bağlayarak bilgisayarlaĢan bir ortamda enerji kullanımının verimli olduğu dolayısıyla

çevreye duyarlı, güvenliğin sağlandığı saydam ve temiz toplumların müjdecisi olarak

değerlendirilebilir.

Parçası olduğumuz sensörlerin de bağlandığı, Augmented Reality (arttırılmıĢ gerçeklik) teknolojisiyle

gerçek ve sanal dünyaların iç içe tasarlandığı ―Real-Time‖ EĢ-Zamalı Toplum anlamlarını da tartıĢmak

gerekmektedir.

Yakın zamana kadar (hala bazı toplumlarda) sosyal ve teknik grup ve ağlar merkezi yapıda

yönetilmekteydi,

Ġlk olarak teknik yapılar ve ağlar daha etkin ve randımanlı olabilmek için merkezi yönetimden

dağınık yapılara geçerek birden fazla merkez yarattılar,

Merkezi yapıdan dağınık yapıya sorunsuz ve kusursuz geçiĢ için kontrolün yok olmadan birden

fazla merkez arasında kontrol ve sorumlulukların paylaĢım kurallarının belirlenmesi gerekti,

Sosyal yaĢamda facebook, twitter, LinkedIn gibi sosyal ağların kuralları, beklentileri, güvenliği ve

en önemlisi ―etik‖leri belirleyerek sosyal hareketi yönlendirdiği, merkezi yönetimlerin

eGovernment gibi projelerle Kar Amaçsız KuruluĢ (Not Profit Organization - NPO) ve Sivil

Toplum KuruluĢları - STK‘larla (Non Government Organization - NGO) sorumlulukları paylaĢarak

hizmet odaklı bir yapıya geçmekte olduğu görülmektedir,

12

eGovernment, mGovernment projeleri mobil iletiĢim ağları üzerinden vatandaĢ ve kurumlara kamu

hizmetlerinin sorunsuz, efektif ve kaliteli iletilebilmesi için (API – Application Programming

Interface) standartlar geliĢtirmek üzere hazırlıklar yapmaktalar,

Kısaca dağınık sistemler kurallarını kullanıcılara öğreterek eğitip hızlı bir dönüĢüm baĢlatmıĢtır.

Teknolojiler idari ve sosyal ağları birbirine bağlayacak altyapıların tümünü destekleyerek kamu ve

sosyal yaĢantının birbirine eĢ-zamanlı bağlandığında ―Real-Time‖ toplumu yaratılmıĢ olacaktır.

―EĢ-Zamanlı Toplum‖ olguları ise;

Algılamanın değiĢeceğini ortaya koymaktadır; günümüzde algılama kiĢilerin kültürel yetiĢme,

terbiye, eğitim ve bulunduğu çevreye dayanarak oluĢmaktadır. Birbirine eĢ-zamalı bağlı bir

dünyada yaĢamaya baĢladığımızda tüm veri (data) ve malumat (information) herkes tarafından

ulaĢılabilir olacağı için kiĢilerin algılamasına dayanan karar mekanizmasına gerek kalmayacak;

önyargılı yaklaĢımlar barınamayacaktır.

Tüm gerçekler herkes tarafından eriĢilebilir olacağı için hiç kimse yalan söyleyemeyecek;

saydamlık kiĢileri ve çalıĢma Ģekillerini değiĢtirecektir.

Tüm olguların, kesin verilerin ve rakamların veri (data) olarak toplanıp, depolanıp paylaĢılması

iĢ yapma Ģekillerini, çalıĢma prensiplerini ve dolayısıyla mesleki yapıları da değiĢtirecektir

(2008 yılında baĢlayan krizin temeli bu değiĢim diyebiliriz; geçen zaman geliĢmiĢ ülkelerde bile

iĢsizliği azaltmamasının sebebi yeni meslek ve çalıĢma normlarının yaygın olarak

belirlenmemesi genç nüfusların bile iĢ gücüne katılamamasına sebep olmaktadır),

Yeni ―iĢ‖ler mevcut yapılardaki gibi ―oluĢan hatanın bulunup düzeltilmesi‖ne dayanmayacak

yerine ―hatanın önlenmesi‖ve ―yaratıcılık‖ üzerine kurulacaktır. Bu bağlamda hataların

önlenmesi için yeni iĢleyiĢlerin, yaĢamların ve stillerin önceden tahmin edilmesi gerekecektir.

Kısaca bireylerin yaĢantıları ve iĢ yaĢamı ―augmented reality‖nin bir parçası olacak Ģekilde

tekrar tasarlanacaktır.

Yeni Toplumu oluĢturan ön Ģartlar:

Kontrol her bir sorumlu öğeye ve ağları oluĢturan organlara dağıtıldığında hiyerarĢik yapı

küçülecek yerine dinamik kolayca uyum sağlayan fonksiyonel veya stile dayanan yeni yaĢamlar,

iĢler ve meslekler oluĢacaktır,

Yukardan aĢağı hiyerarĢik etki ve baskı kolay uyum sağlayan yapılar olmadıkları için verimlilik,

akıĢkanlık ve kullanıcıların içinde olunan duruma göre teknik, metod, süreç, faaliyet ve dürtüye

dayanan etik kurallar toplum tarafından daha hızlı kabul edilecektir,

Her bir birey, yaĢamlarını, iĢleyiĢ Ģekillerini, çalıĢma ortamlarını, içinde bulundukları

toplumları, stillerini, çevrelerini durmaksızın geliĢtirmek için bu küresel olarak birbirine bağlı

toplumun aktif üyeleri/parçaları olarak değerlendirilecektir.

Sürdürülebilir etkin bir toplum için öncelikle toplumsal çıkarların kiĢisel çıkarların yerini

alacağı bunun için de yeni sosyal iletiĢim Ģekillerinin belirlenip teknik, yasal ve ekonomik

kriterleri belirlendiği altyapılarının teĢkil edilerek sorumlu ve özgür-iradeye dayanan toplumsal

ağlar/yapılar oluĢacaktır,

Kamunun merkeziyetçi yönetim ve kontrole dayanan sorumlulukları Kar Amaçsız KuruluĢlar

(NPO) ve Sivil Toplum KuruluĢlarını(STK) müĢterek tasarrufunda paylaĢılacak; kamu sadece

yerel değil küresel entegrasyonu da sağlayan altyapı yöntemlerini belirleyen, birey ve özel

sektörün hızlı geliĢmesini için gerekli hizmeti sağlayan yeni yapılarda yeni roller üstlenecektir.

6.3. Türkiye’nin Bilgi Toplumu Konusundaki Yeri

Fütürist Dr. Stan Davis‘in 2009 yılında düzenlenen 10. UlaĢtırma ġurasında bahsettiği 1950‘lerde

sanayi ekonomisi yerini bilgisayarlaĢmayla baĢlayan Bilgi ekonomisi devrine bıraktığı, sivil ve

kamusal altyapıların bilgisayarlaĢarak ve birbirleriyle bağlanarak hizmet odaklı toplumların

13

2030‘larda ekonomik etkinliği ―moleküler teknoloji‖nin yönlendireceği yeni bir ―ekonomik çağa‖

geçileceği açıktır.

Toplumun tüm birey, kurum ve kuruluĢları bir baĢka deyiĢle üretim ekonomisinden ―enformasyon‖

platformlarında geliĢtirilen ―servis ekonomisi‖nin bir parçası haline getirmek için 20 yıldan fazla bir

zaman olmadığını kavrayan Avrupa, Amerika ve Güney Kore gibi Pasifik Asya ülkelerinde toplumu

kapsayan kurumsal strateji ve yaptırımları Türkiye‘de toplumun tümünü kapsayan kamusal

stratejilerde henüz rastlanmamaktadır.

Enformasyon (bilgisayarlaĢma ve iletiĢim ağlarına bağlanma) yapıları üzerinde inĢa edilen

servis/hizmet ekonomisi özel sektörün tercihine bırakılarak, kamunun merkezi yönetim ve kontrolü e-

Devlet gibi projelerle pekiĢtirdiği, toplumun geri kalanın da kendi kaderine bırakıldığı, birbirinden

kopuk bir yapılaĢmada olduğu görülmektedir.

Endüstri ve üretim devrinin dıĢında bıraktırılan Türkiye, Enformasyon Çağında kendi çabalarıyla

kamusal stratejiler geliĢtirerek (Güney Kore misali) bilgisayarlaĢmayla toplumsal dönüĢümünü

sağlayıp son dönemlerinde Çağı yakalayarak ―Moleküler Teknoloji Çağ‖ına geliĢmiĢ ülkeler sınıfında

girebilir.

Çağın gereksinimi olan bilgisayarlaĢmayı ve internet‘e yüksek hızda bağlanmayı her sade vatandaĢın

satın alabileceği ücretlere indirerek, Avrupa Birliği rekabet hukuku ve tüketici yasalarına uyan serbest

piyasa ekonomisinde pazarın ve altyapıların geliĢmesini sağlayan yasa ve düzenlemeler, devlet

stratejileri ve politikalarıyla bu Çağ yakalanabilir.

Internet üzerinde ilerleyen Bilgi Çağında devlet tekelinde iĢletilen telekomünikasyon sektörleri (GSM

hariç) serbest pazar ekonomisine geçerken ekonomik, hukuki ve teknik normlar göz önüne alınarak

rekabetin sağlandığı tüketicinin korunduğu ekosistemler oluĢturmak üzere düzenlenmektedir.

Türkiye‘de ise bu geçiĢ hukuki ve ekonomik düzenlemeler göz ardı edilip teknik düzenlemelere ağırlık

verilerek baĢlatılmıĢtır ve hala hukuki ve ekonomik ayakları eksik olarak devam etmektedir. Avrupa

Birliği 1998 yılında tüm telekom sektöründe devlet tekelini sonlandırıp rekabetçi yapılar tesis ederek

serbestleĢmeyi baĢlatmasına rağmen Türkiye devlet tekelini ve hakim durumu devam ettirerek iĢletme

verimliliği, hizmet kalitesi ve abone memnuniyeti gibi hizmet sektörünü oluĢturan normlardan uzak

yönetilen sabit telekom sektörünü ―fonksiyonel ayrıĢtırmalar‖ yapılmadan rekabetçi serbest piyasa

yapıları oluĢturulmadan 2004 yılında devlet tekelinden özel sektör oligopolüne devretmiĢtir.

Sektörün serbest piyasaya göre yapılaĢmadığına örnek olarak ―kiralık devreler‖ olarak bilinen data

bağlantıları ele alınabilir. Toptancı B2B hizmet kategorisinde olan kiralık devreler abone

hizmetlerinden (perakende B2C hizmet kategorisi) tüzel kiĢi olarak ayrılmadığı için 13 yıldan beri

varlıklarını devam ettirmeye çalıĢan ISP‘ler (Internet Service Provider) altyapı hizmetlerini Türk

Telekom‘dan arabağlantı ücretleri düzenleyici kurul tarafından belirlenmeden almak zorunda

kaldıkları için Türk Telekom‘un altyapısını kullanan ve TTAġ kuruluĢu olan TTNET ile rekabet

edememekte TTNET‘ten çok daha önce kurulmalarına rağmen ISP‘lerin toplamı sektörün %5

civarında varlıklarını sürdürmeye çalıĢmaktadırlar.

TTAġ‘nin hakimiyetinde geliĢmeye bırakılan sabit geniĢband hizmetleri özelleĢmeden sonra bir

geliĢme gösterse de bu geliĢme devam etmeyerek geliĢmiĢ ülkelerin çok altında kalmıĢ, mobil

geniĢband hizmetlerinde de benzer bir politika uygulanmıĢtır. Mobil geniĢband altyapısını sağlayan

3G lisansları geliĢmiĢ ülkelerde 2000 tarihi itibariyle verilmeye baĢlamasına rağmen Türkiye mobil

geniĢband hizmetlerine 8 yıl sonra kavuĢturulduğunda geliĢmiĢ ülkeler 4G ve LTE (Long Term

Evolution) olarak bilinen super high-way mobil geniĢband teknolojilerini uygulamaya baĢlamıĢlardır.

2011 Mobil Dünya Kongresinde Ericsson‘dan Magnus Ewerbring‘in sunumunda (GSMAmobile,

2011) belirtildiği üzere 150 Mbps veri hızında mobil geniĢband hizmeti 150 milyon kiĢinin

kullanımına sunulmuĢtur. Türkiye‘de ise pazara hakim konumda olan sabit ve mobil iĢletmeler 8 veya

7Mbps veri hızında hizmet sunabilmektedirler. Bu düĢük veri hızlarıyla 2023 yılında Türkiye‘nin ilk

10 ülke arasına nasıl girebileceği konusunda akademik ortamlarda çalıĢılarak politika üretecek

stratejik çözümler üretilmelidir.

14

Hızlı büyümenin 150 Mbps – 1000 Mbps hızlarda ve tüketicinin alabileceği ücretlerde eriĢim sağlayan

altyapılara bağlı olduğunu OECD‘nin 2009 geniĢband verilerine dayanan ülke grafikleri de

desteklemektedir.

OECD üye ülkelerden elde edilen 2009 yılı verilerine dayanarak sabit ve mobil geniĢband abone sayısı

2010 yılı tahmini nüfus sayısına (Worldbank, 2011) bölünerek OECD ülkelerindeki her 100 kiĢide

sabit ve mobil geniĢband hizmetlerini kullanan abone sayısı elde edilerek bkz. ġekil 3 (OECD, 2009).

Medyanın toplam geniĢband abone sayısına dayanarak Türkiye‘nin Avrupa‘da altıncı büyük

geniĢband hizmet sağlayıcısı olduğunu sıklıkla duyurması hizmet açısından bir anlam taĢımayarak

Avrupa ülkelerinde hesaplandığı gibi nüfusun geniĢband hizmete eriĢimi olarak değerlendirildiğinde

düĢük bir eriĢim imkanı sağlanmaktadır. Türkiye nüfus sayısına göre geniĢband eriĢim imkanının 27

OECD ülkesiyle karĢılaĢtırıldığında Meksika ile benzer stratejiyi paylaĢarak nüfusun sadece %10‘una

eriĢim imkanı verebilmektedir (Ayrıca Avrupa ülkelerinin çoğu yüksek nüfusa sahip olmayıp, Türkiye

Almanya‘dan sonra ikinci kalabalık ülke olarak bilinmektedir).

ġekil – 3 Ülkelere Göre OECD geniĢband abone sayısı.

Kaynak: http://www.oecd.org/document/36/0,3746,en_2649_33703_38690102_1_1_1_1,00.html

Toplam sabit ve mobil geniĢband abone sayısıyla kiĢi baĢına gayri safi milli hasıla iliĢkisini görmek

için, hesaplanan toplam sabit ve mobil abone sayıları ile Dünya Bankasının sağladığı 2009 yılı kiĢi

baĢına düĢen gayri safi milli hasıla (GSMH) değerleri ġekil 4‘te gösterilmiĢtir.

ġekil – 4 Dünya Bankası 2009 kiĢi baĢına GSMH değeri ile OECD 2009 verilerinden elde edilen100

kiĢide toplam geniĢband abone sayısı karĢılaĢtırması

15

Güney Kore‘de kiĢi baĢına düĢen GSMH 27 OECD ülkeleri içinde ―21inci‖ konumdayken geniĢband

kullanan kiĢi sayısı %126 ile dünya lideri konumunda gözükmektedir. 2011 yılında mobil sektörde

Nokia, HP gibi teknolojide lider konumda olanlardan daha baĢarılı yollarına devam eden Samsung,

LG gibi Ģirketlerin Güney Kore‘den çıkmasının Ģans olmadığı bu grafiklerden anlaĢılmaktadır.

Güney Kore‘de sabit geniĢband abone sayısı olan %30‘u hane baĢına geniĢband bağlantısı olarak

kabul edersek, mobil geniĢband abone sayısının %93 olması çocuk ve yaĢlıları saymazsak, nüfusun

bütününün mobil geniĢband üzerinden internet‘e bağlı olduğu farz edileebilir. Kısaca, resmini

çizdiğimiz 24 saat ve 7 gün her yerden geniĢband bağlantılı internet üzerine kurulan ―Real-Time‖

Toplum Güney Kore‘de oluĢturularak küresel ekonomide yerini almıĢtır.

Yeni ekonominin bir baĢka deyiĢle ―servis ekonomisi‖nin mobil iletiĢim üzerinden tasarlanarak

ekonomiyi Ģekillendirdiği günümüzde, OECD üyelerinin toplam kablosuz (mobil) geniĢband abone

sayıları OECD 2010 Haziran verilerine göre her 100 kiĢiden 93 kiĢiye varan değerlerdeyken

Türkiye‘nin okunamayacak değerlerde olması ürkütücüdür(Bkz. ġekil 5).

ġekil – 5 OECD üyesi 29 ülkenin 2009 yılında değiĢik teknolojilerde sundukları kablosuz geniĢband

hizmetlerinin abone yoğunluğunu göstermektedir

16

Kaynak: OECD, dosya : 39574709.xls

GSM gibi mobil teknolojiyi erken kabul edip 1994 yılından beri öncü kullanıcılarından olan

Türkiye‘nin teknolojileri Ģekillendirerek ekonomik değer haline getiren ETSI (Europeran

Telecommunication Standards Institue) gibi kuruluĢlarda etkin olmayı ülke stratejisi ve politikası

haline getirmeyiĢi yeni dünya düzeninin dıĢında kalmasına sebep olmaktadır (ETSI, 2011).

Yeni ekonominin altyapılarını teĢkil eden 36 farklı alanda faaliyet gösteren ETSI (ETSICollaborative)

komitelerine, çalıĢma gruplarına ve projelerine http://portal.etsi.org/portal/server.pt/community

/home/312‘den ulaĢılabilir. BaĢarısı GSM ile onaylanan ETSI‘yi oluĢturan topluluk sadece teknik

kiĢilerden değil Avrupa Birliği Telekomünikasyon Komisyonu temsilcileri de dahil ülkelerin

düzenleyici kurullarından, üretici ve operatör Ģirketlerden, kısaca tüzel kiĢiliği olan herkese açık

üyeliklerden oluĢarak teknoloji geliĢtirirken ekonomik değerini oluĢturacak kamusal yapıların da kamu

temsilcileri tarafından takip edilmesini sağlamaktadırlar.

ETSI komisyon, çalıĢma grupları ve projeler Demiryolu UlaĢımı, Akıllı UlaĢım Sistemleri, Çevre

Mühendisliği, Güvenlik (Safety), Güvenlik Algoritmaları Uzman ÇalıĢma Grubu, Mobile Thin Client,

Machine 2 Machine, eHealth, Media Content Distribution, Lawful Interception (internet çağında

yasaklarla engellemek yerine yasalara uygun önlemler geliĢtirmeyi amaçlayan çalıĢma grubu), Smart

Card Platform gibi gruplarla endüstriyi Ģekillendiren çalıĢmalar yürütülmektedir.

Türkiye‘nin öncelikle kamu kuruluĢlarının (BTK, RTÜK, strateji geliĢtiren UlaĢtırma Bakanlığı

HaberleĢme Genel Müdürlüğü ve diğerleri) bu küresel geliĢmenin altyapılarını inĢa eden toplantıların

daimi üyeleri olması Türkiye‘nin yeni ekonomide yerini alacak strateji, politika ve düzenlemeleri

gerekmektedir. ETSI‘ye Türkiye‘den bazı özel kuruluĢlar ETSI‘ye üye olmakla birlikte, diğer ülke

örneklerinde olduğu gibi bu hızlı geliĢmeleri özel sektörle birlikte kamusal yapıya da uygulayacak

kamu sektörünün de üye olması gerekmektedir. Yoksa dünya devleriyle özel sektörün yalnız savaĢı

daha baĢında yüksek vergiler gibi kamusal engellere takılarak küresel arenada mevcudiyet

gösterememektedir.

Daha önce bahsedildiği gibi, GSM ĠĢletmecileri Birliği (GSMA) ve ETSI‘nin kapsamında oluĢturulan

GSM standartları 20 yıl gibi kısa bir sürede dünyada 800 mobil iĢletmeciyi oluĢturan 4,5 milyar

aboneyi 219 ülkede aynı mobil telefonlar konuĢmasını ve her yıl milyarlarca GSM mobil cihaz üretilip

dağıtılmasını sağlayan ekosistemi yönlendiren koĢulları ve standartları oluĢturarak 192 üyesi olan

BirleĢmiĢ Milletlerden (BM) çok daha kooperatif, üyelerine ekonomik değer katan baĢarılı kuruluĢlar

olmuĢlardır.

17

Türkiye‘nin BM Güvenlik Konseyi üyeliği için gösterdiği çabaları yeni ekonominin altyapılarını teĢkil

eden teknoloji standartlarını geliĢtiren kuruluĢlarda da göstermesi, bu kuruluĢlarda aktif üye olarak

strateji ve politika geliĢtirmesi, küresel standartlar geliĢtirilirken pastanın paylaĢıldığı yeni ekonomi

düzeninde Türkiye‘nin de pay kapmasını sağlamaları beklenmelidir.

GSM‘in baĢlangıç dönemi olan 1990‘lı yıllarda Dünya GSM Kongresi kapsamında Asya Pasifik

ülkelerini temsil eden delegelerin anlaĢılmayan Ġngilizceleriyle sundukları teknik bildiriler 2011

yılında GSM eko sistemini yönlendiren Çinli Huawei ve ZTE, Tayvanlı HTC, Güney Koreli Samsung

ve LG gibi dev kuruluĢların yeni ekonomide bugünkü yerlerini almak için verdikleri savaĢ olarak

görülmelidir. Türkiye bu teknolojileri sadece satın alarak değil küresel ARGE çalıĢmalarına katılarak

standartların geliĢtirildiği ETSI gibi merkezlerde yerini alarak geliĢmeleri yönlendirip ekonomi

pastasındaki payı için Asya Pasifik ülkelerin verdiği ve vermekte olduğu uğraĢ ve savaĢları vermesi

gerekmektedir. Küresel birlikler kurulmadan, merkezi ARGE‘ler de sorumluluk almadan sadece yerel

ARGE‘lerle küresel ekonominin nabzının tutulması ve küresel ekonomi pastasından pay sağlanması

zordur.

Mevcut durumda Türkiye‘nin yeni ekonomiye entegre olmasını sağlayan yapılaĢmasına dönersek,

OECD ülkeleri arasında nüfusa göre en az geniĢband hizmeti kullanan ülkelerden biri olmamızın en

önemli sebebinin geniĢband abonelik ücretinin diğer ülkelere oranla ölçek dıĢında kalacak kadar

yüksek olmasına bağlanabilir.

Ülkeler arasında fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma gücünü

eĢitleyen bir değiĢim oranı olan Satınalma Gücü Paritesiyle (Purchasing Power Parity – PPP) hesaplanan sabit ve

kablosuz teknolojiler dahil tüm geniĢband aboneliği ücretlerinin OECD ülkelerindeki dağılımı ġekil 6‘deki

tabloda verilmiĢtir. Tablo her ne kadar 2009 Ekim verilerine göre hazırlanmıĢ olsa da indirimlerin diğer OECD

ülkelerinde Türkiye‘den daha hızlı olacağı düĢünülerek aradan geçen zaman içinde farkın değiĢmeyeceği var

sayılarak yeni ekonomide varlık gösterebilmek için en önemli parametre olan ―geniĢband‖, ücretlerinin yüksek

tutulması bir ―engel‖ oluĢturmaktadır.

ġekil - 6 Tüm sabit ve mobil teknoloji platformlarını kapsayan geniĢband abonelik ücretlerinin dağılımı -

logaritmik ölçek.

28.48

27.48

25.64

25.64

24.58

24.28

23.38

22.62

22.49

21.79

21.44

21.37

21.06

21.02

20.83

20.48

19.99

19.92

19.28

18.52

18.09

18.06

16.64

15.95

15.89

15.71

14.94

10.70

7.61

7.57

359.54

45.74

147.60

73.95

71.83

121.88

86.96

69.35

132.62

39.77

36.26

155.70

83.60

129.83

81.02

52.41

144.95

81.38

58.73

53.61

68.13

92.60

92.17

131.33

53.16

568.70

52.89

64.75

1522.13

56.57

PT

KR

NZ

ES

FR

MX

AT

BE

CA

IT

GR

NO

LU

AU

NL

JP

US

IS

DE

IE

DK

PL

HU

CZ

FI

SK

CH

SE

TR

UK

1 10 100 1000

Portugal

Korea

New Zealand

Spain

France

Mexico

Austria

Belgium

Canada

Italy

Greece

Norway

Luxembourg

Australia

Netherlands

Japan

United States

Iceland

Germany

Ireland

Denmark

Poland

Hungary

Czech Republic

Finland

Slovak Republic

Switzerland

Sweden

Turkey

United Kingdom

Mean Median

Broadband subscription price ranges, Oct 2009, all platforms, logarithmic scale, USD PPP

Kaynak: OECD, dosya : 39574970.xls

Mobil Dünya Kongresinde video servislerin interaktif ve kesintisiz verileceği 150 Mbps mobil geniĢband

servislerinin yaygınlığı konuĢulurken OECD verilerine göre 12 - 32 Mbps yüksek hızda bağlantı abonelik ücreti

18

PPP US$ değeri Çek Cumhuriyeti‘nden bile 10 kat olacak Ģekilde en pahalı Türkiye‘de olduğu gözükmektedir,

ġekil 7.

ġekil – 7 Yüksek hız geniĢband bağlantı, 12 – 32 Mbps aylık abonelik ücretinin PPP US$ değerleri

29.4

0

30.4

1

33.4

9

34.8

5

35.5

6

35.9

2

37.5

9

38.2

0

38.2

9

40.9

4

41.2

5

41.3

9

41.6

4

42.3

8

42.6

7

43.1

5

44.1

1

46.8

0

48.5

2

48.8

5

56.3

6

57.7

5

60.1

3

60.8

8

62.5

1

63.8

5

64.7

2

112.

14

0

20

40

60

80

100

120

140

160

180

200

Greece

Italy

Japan

Fran

ce

Sweden

United K

ingd

omKore

a

Poland

Slova

k Republic

Irela

nd

Finla

nd

Germ

any

Switz

erla

nd

Netherla

nds

Hungary

Spai

n

Denmar

k

Portuga

l

Icela

nd

Austria

Belgium

New Ze

aland

United St

ates

Austra

lia

Czech

Republic

Norway

Canad

a

Luxe

mbourg

Turkey

Average Median

USD PPP per month

621.

72

Average monthly subscription price for high-speed connections, 12 000 – 32 000 kbit/s advertised, USD PPP, October 2009

Kaynak: OECD 43922216.xls

Ayrıca Türkiye diğer ülkelerin verdiği 35 Mbps bağlantı hızında hizmet veremezken, 12 - 32 Mbps bağlantı

hızında hizmet veren ülkeler arasında abonelik ücreti en pahalı ülke olmasına rağmen ortalama veri indirim

hızında da Japonya‘nın onda biri, Güney Kore‘nin beĢte biri değerinde 10 Mbps veri indirme hızıyla ülkeler

arasında sonlarda gelmektedir, ġekil 8.

ġekil – 8 GeniĢband kbps veri indirme hızı

2 5

14

6 0

88

10 4

57

10 4

73

10 8

25

12 8

00

14 3

36

14 6

19

15 9

45

16 0

33

17 7

74

17 8

07

18 0

00

18 3

84

18 7

88

19 5

67

19 6

75

19 6

81

20 0

73

20 3

97

21 8

23

23 6

93

25 5

19

26 9

39

27 5

42

30 5

50

33 6

79

52 7

72

54 5

51

103

718

107

725

20 000

40 000

60 000

80 000

100 000

120 000

Mex

ico

Irela

nd

Luxe

mbo

urg

Turke

y

Belgium

Spain

Italy

Unite

d Sta

tes

Gre

ece

Ger

man

y

Icelan

d

New

Zea

land

Nor

way

Finland

Cze

ch R

epub

lic

Can

ada

Polan

d

Unite

d Kin

gdom

Switz

erla

nd

Den

mar

k

Austra

lia

Swed

en

Austri

a

Slova

k Rep

ublic

Hun

gary

OEC

D

Net

herla

nds

Korea

Franc

e

Portu

gal

Japa

n

Av erage adv ertised broadband download speed, kbit/s* Median

Average advertised broadband download speed, by country, kbit/s, October 2009

Kaynak: OECD, dosya : 39575086.xls

19

SONUÇ

Enformasyon altyapısı (toptan veri taĢıma) da dahil telekomünikasyon sektöründe tam rekabet ortamı

sağlanmadığı için bu yavaĢlıkta ve bu ücretleri yüklenerek ―yeni ekonomiyi‖ taĢıması beklenen Türkiye‘nin

2023 yılında ilk 10 ülke arasında yer almasını hayal etmek bile zor olabilir.

Bu yetersiz ama yüksek ücretli geniĢband hizmetlerinden ayrıca KDV‘ye ek olarak Özel ĠletiĢim

Vergisi de alınarak ―yeni ekonomi‖ye eriĢim de engellenmektedir.

Mobil ve geniĢband ICT hizmetlerini ayrıcalık kabul ederek Özel ĠletiĢim ve Özel Tüketim Vergilerini

zorunlu tutup kamu gelirlerini yükseltme stratejileri Türkiye‘nin kendi engellerini koyarak küresel

rekabetin dıĢında kalmasına sebep olmaktadır.

Her sade vatandaĢın daha güvenli daha kaliteli bir yaĢam sürdürmesi Enformasyon Çağında Anayasal

bir hak olmalıdır. YaĢam güvenliği ve kalitesini sağlayan ICT hizmetlerine uygulanan yüksek oranda

çeĢitli vergiler uygulanmaktadır; iletiĢim cihazlarına uygulanan %20 Özel Tüketim Vergisi, sesli

iletiĢim hizmetlerine uygulanan %25 ve veri hizmetlerine uygulanan %5 Özel ĠletiĢim Vergileriyle

tüketici yükümlü bırakılarak sade vatandaĢın Çağ‘ın gereksinimlerine ulaĢması engellenmektedir. Bu

engeller toplumu kısır bırakırken sektörlerin geliĢmesini de önlemektedir.

Mevcut strateji ve politikalar sebebiyle servis ekonomisine entegre olamayan kurumlar, kuruluĢlar ve

bireyler Enformasyon Çağını da yakalayamadan küresel arenada ekonominin tüketim ayağını

oluĢturan toplum olarak kalmaya devam edecektir.

20

KAYNAKLAR (ACES), A. C. (2000). What's the New Economy. The Workplace Fact Sheets (Cilt 1). içinde

ericsson. (2010). http://www.ericsson.com/news/1403231.

ETSI. (2011). www.etsi.org.

ETSICollaborative. Sophia Antipolis, France:

http://portal.etsi.org/portal/server.pt/community/home/312.

Gartner. (2010). http://www.gartner.com/it/page.jsp?id=1543014.

GSMA. (2010). http://www.gsmworld.com/about-us/index.htm.

GSMAmobile. (2011). http://www.gsmamobilebroadband.com/mwc/hall-7.asp.

InfoDev. (2010). http://www.ictregulationtoolkit.org/en/Section.1319.html.

Mobile, G. (2010). http://www.gsmamobilebroadband.com/mwc/hall-7.asp.

Mobithinking. (2010). http://mobithinking.com/interview-susan-teltscher-itu.

MWC. http://www.mobileworldcongress.com/.

netcommonline.(2011).

http://www.netcommonline.ca/index2.php?option=com_content&do_pdf=1&id=2020.

OECD.(2009).

http://www.oecd.org/document/36/0,3746,en_2649_33703_38690102_1_1_1_1,00.html.

OFCOM. (2005). http://stakeholders.ofcom.org.uk/consultations/nxgnfc/.

Reuters. (2010). http://www.reuters.com/article/2010/05/03/us-apple-ipad-idUSTRE64002T20100503.

Worldbank. (2011). http://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD.

WSIS. (2010). http://www.itu.int/wsis/basic/index.html.

ÖZGEÇMĠġ ARZU NUR ALPAGUT

Arzu Nur Alpagut, telekomünikasyon mühendisi ünvanını aldığı 1983‘ten itibaren NetaĢ-Nortel,

Ericsson, Turkcell, Telsim, Telecity ve MOBĠSAD dahil çok sayıda öncü kuruluĢlarda önemli

görevlerde bulunmuĢtur. Telekomünikasyonun temelini oluĢturan tasarım ve yazılımda 5 yıllık bir

çalıĢmayla baĢladığı kariyerine, 5 yıl sistemci olarak devam etmiĢ, daha sonra Ģebeke iĢleticilerinde

yöneticilik yaparak sabit ve kablosuz telekomünikasyon alanlarında çok disiplinli deneyim

kazanmıĢtır. 1997 yılında kurduğu bağımsız danıĢmanlık Ģirketi ARTEL‘de telekom sektörü ve

hizmetlerini kapsayan analiz ve raporlar hazırlamıĢ, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde

yatırımcıların taleplerinin değerlendirmesini sağlamıĢ, 4 yıl GSM sektörünün kılcal damarlarını

oluĢturan ürün, hizmet ve servis üçgeninde yöneticilik, mobil sektörü temsil eden MOBĠSAD

Derneğinde Genel Sekreterlik görevi yapmıĢtır. Tüketiciler Derneği TÜDER Telekomünikasyon

Komisyonu BaĢkanlığını aktif olarak yürütmektedir.

Birçok sektör STK‘larında ve çeĢitli rapor komitelerinde görev almıĢ, Sekizinci BeĢ Yıllık Kalkınma

Planı HaberleĢme alt-komitesi editörlüğü görevini üstlenmiĢtir. Avrupa Teknik Standartlar Enstitüsü

(ETSI) toplantılarına katılmıĢ, Türkiye‘yi ITU-WRC-2000 toplantısında delege olarak temsil etmiĢtir.

Dünya GSM Kongre ve Fuar etkinliğine 15 yıldır aktif olarak katılmaktadır. ĠKGK üyesi olarak 29

Nisan 2010‘da Kadın ve Aile Komisyonunun düzenlediği Avrupa Parlamentosuna yapılan Resmi

Geziye katılmıĢtır. Halen Okan Üniveristesi Mobil Teknolojiler ile ilgili dersler vermektedir.

Mesleği: Telekomünikasyon Mühendisi

Eğitim: ĠĢletme Diploması (Online) Liverpool Üniversitesi, Ġngiltere, 2005

B.Sc. Telekomünikasyon Mühendisliği (Commendation) Plymouth Üniversitesi, Ġngiltere, 1983

Mesleki KuruluĢlara Üyeliği: - Ġstanbul Kadın GiriĢimciler Kurulu (ĠKGK), Tüketiciler Derneği YK

Üyesi ve Telekomünikasyon Komisyonu BĢk., Tüm Telekomünikasyon ĠĢadamları Derneği, Türkiye

BiliĢim Derneği.

21

II. BÖLÜM MOBĠL ĠNTERNET

Atıf Ünaldı

ÖZET

Bu bölümde mobil internet teknolojisine detaylı bir bakıĢ gerçekleĢtirilmektedir. Mobil internetin

geliĢmesini sağlayan çeĢitli teknolojiler avantajlar ve dezavantajları ile ele alınmıĢtır.

GĠRĠġ

Bir benzeĢimle web (örümcek ağı yapısı ) ile kurulu olan internet yapısını iletiĢimin omiriliği olarak

kabul edilecek olduğunda, mobil internet omiriliğe bağlı sinir uçlarıdır. Bu bağlamda mobil internet ne

kadar iyi çalıĢırsa, dünyada iletiĢim aynı oranda hızlı ve kolay olur. Mobil Internet kullanıcıların

avantajı her zaman, her yerden, hareket halindeyken bile Internet'e ulaĢabilmeleridir. Mobil Internet

kurumlara mevcut ticari iĢlemlerini her zaman ve her yerde, direkt olarak müĢteri ve çalıĢanlarının

hizmetine sunabilmeleri için imkan sağlar.

Teknik anlatım ile mobil internet; veri iletiĢimi sağlayan kablolu iletiĢim sistemlerinin hepsine

alternatif olabilecek RF sinyalleri ile çalıĢan ekonomik, basit ve güvenli sistemlerdir. Uzun zamandır

kullanılmasına rağmen piyasa talebinin de etkisiyle son yıllarda hızlı bir geliĢme göstermeye

baĢlamıĢtır. Öyle ki Fiber optik sistemler de dahil bütün kablolu sistemlere alternatif durumuna

gelmiĢtir. Denilebilir ki kablolu sistemler üreten üreticiler bir Ģekilde kablosuz sistemlerin de

üretimine girmiĢler, baĢka bir Ģirket kurmuĢlar ya da baĢka bir Ģirkete ortak olarak bu pazarda yerini

almaya çalıĢmıĢlardır.

Ülkemizde, gprs, edge ve 3G teknolojileri üzerinden internete mobil olarak ulaĢmak mümkündür.

Ancak dünyanın çeĢitli ülkelerinde bunun üzerine wimax, 4G ya da LTE teknolojileri de kullanılmaya

baĢlamıĢtır. Tabii maliyeti yüzünden çok popüler olmasa da, uydular üzerinden mobil internet

kullanımına imkan veren, ürünler de bulunmaktadır. Bu ürünler teknolojik olarak çok geliĢmiĢ olsalar

da, GSM altyapısının güçlenmesi ile birlikte, fiyat performans kriterlerine göre çok geride

bulunmaktadırlar.

Bugün artık cep telefonları zamana ve hiçbir mekâna bağlı kalmadan istenilen yerden hayata

bağlanmayı sağlamaktadır. Bireyler böylelikle iĢ ve özel hayatlarını daha rahat yönetip, daha verimli

çalıĢmaktadır. Bu değiĢimin ana nedeni olarak dünyada yaĢanan üç önemli geliĢme gösterilebilir.

1. TEKNOLOJĠK DEĞĠġĠM VE DÖNÜġÜM

Bunlardan en önemlisi kuĢkusuz, hareketlilik yani mobilitedir. Kablolu telefon üzerinden ses ve data

iletimi dünyada giderek azalmıĢ ve trafiğin büyük kısmı mobil cihazlara taĢınmıĢtır. Bugünkü

rakamlara göre, tüm dünyada yaklaĢık 4 milyar kiĢi cep telefonu kullanmaktadır. Ġnsanlar eski yaĢam

biçimlerine göre çok daha fazla hareket halinde, çok daha fazla seyahat etmektedir. Ayrıca insanlar

hareket halindeyken, iĢ, sosyal ve özel hayatlarını ev ya da ofis gibi bir yerde sabit kalmadan,

diledikleri yerden diledikleri zaman yürütebilmeyi ister hale gelmiĢtir.

DeğiĢimin ikinci yönünü ise mobil internetin yaygınlaĢması olarak değerlendirilebilir. Dünyada

olduğu gibi Türkiye‘de de mobil internet kullanımındaki artıĢ, bu değiĢim dönemine damgasını

vurmuĢtur. 2007 yılında yalnız Turkcell‘de 16 milyon kiĢi mobil internet kullanmıĢ ve bu sayı 2008′in

ilk 6 ayında % 23 artmıĢtır. 3G ile birlikte gelecek olan hızlı mobil internet, Türkiye‘nin geleceğe

açılan kapılarından biri olacaktır. 3G ile birlikte evde kullandığımız hızda internetin mobil ortamda da

kullanılması söz konusu olacaktır. Üstelik mobil internette hız, tüketici beklentilerine de uygun olarak

sabite oranla çok daha hızla artmaktadır.

22

DeğiĢimin üçüncü habercisi ise yakınsama olarak adlandırılabilir. Son yıllarda cihaz, eriĢim, servis ve

içerik alanları giderek birbirine daha bağlı hale gelmiĢtir. Birçok teknoloji, iĢ alanı ve hizmet iç içe

geçmekte, mobilite ve geniĢbant sağlayacak Ģebekeler ve servisler bir araya gelmektedir. Cep

telefonları; kimlik, veri bankası, kredi kartı, anahtar haline gelmektedir.

Bu üç önemli değiĢim sonrasında, iletiĢim ve bilgisayar teknolojilerinin birleĢerek gerçekten ―biliĢim‖

noktasına taĢındığı düĢünülebilir. Telekomünikasyonda sabitten mobile geçilmekte, hız artmakta ve

hizmetler çeĢitlenip ucuzlamaktadır. Temel iletiĢim, temel ihtiyaç maddesi haline gelmiĢtir. YaĢamda

sadece kiĢisel olarak değil, kurumsal olarak da etkilenmektedir: Mobil internette ulaĢılacak yüksek

hız; yenilikçi servis ve çözümlerle eğitim, sağlık, güvenlik, tarım, finans gibi sektörlerin e-devlet

uygulamalarını doğrudan etkilemektedir, ayrıca birey ve kurumların iĢ yapma biçimlerini kökten

değiĢikliğe uğratmaktadır. Örneğin vatandaĢların söz hakkı artmaktadır. BaĢta belediyeler olmak üzere

çeĢitli kamu kurumlarının yapılandırabileceği iPad ve iPhone gibi mobil cihazlar üzerinden

kullanılacak uygulamalar ile vatandaĢlar, yaĢadıkları Ģehrin yönetimine katılabilecek, kamu

hizmetlerini kontrol edebilecek hale dönüĢmektedir. Örneğin iPhone‘da yer alacak bir uygulamayı

çalıĢtırarak, vatandaĢ gördüğü bir çukurun, toplanmayan bir çöpün, resmini çekip belediyenin

sistemine bunu bir sorun ve talep olarak anında iletebilecektir. Seyahat acenteleri, havayolu Ģirketleri,

bankalar, mobil uygulamaları kullanarak tüketicilere, farklı hizmet ve fırsatlar sunabilme yetenekleri

kazanmıĢtır. Örneğin, tüketiciler, iPad üzerinde oluĢturulacak kampanya sistemleriyle, sadece bir

harita görseli üzerinden mil puanlarına göre hangi ülkeye, hangi uçuĢlarla gidebileceklerini takip

edebileceklerdir. Mobil telefonu ile bir mağazadaki elbisenin stok bilgilerini izleyebilecek, istedikleri

ürünün nerede olduğunu öğrenebileceklerdir. Trafik kazaları daha hızlı raporlanabilecektir. Örneğin

mobil telefonlar üzerinde çalıĢacak bir uygulama ile trafik kazası sonrasında, araba sahipleri hazır ara

yüzlerle çok hızlı bir Ģekilde kazanın oluĢ Ģeklini, kaza detaylarını, kasko taleplerini sigorta Ģirketinin

sistemine aktarabileceklerdir. Bu da sigorta Ģirketlerinden daha hızlı hasar ödemesi alabilmelerini

sağlayabilecektir.

1.1. iPad ile Facebook Üzerinden CRM

Günümüzde milyonlarca kiĢi tarafından kullanılan sosyal paylaĢım sitelerinde, Ģirketlerin ürün ve

hizmetleriyle ilgili paylaĢımlarının takip edilebilmesi, sosyal medyadaki en büyük sorunu

oluĢturmaktadır. ġirketlerin klasik iliĢki yönetiminden, sosyal ağ temelli iliĢki yönetimine

geçebilmeleri için geliĢtirilen SAP‘nin yeni CRM çözümü de, mobil uygulamalarla Ģirket ve

tüketicilere önemli kolaylıklar getirecektir. SAP CRM çözümü; sosyal medya siteleri üzerinden

interneti daha etkileĢimli kullanabilmeyi, kullanıcıları firmanın promosyonunu yapan temsilcilere

dönüĢtürebilmeyi ve müĢterilerle anlamlı iliĢkiler kurabilmeyi sağlayacaktır.

Turkcell CEO‘su Süreyya Ciliv, bu konudaki hayalleri daha üst noktalara taĢıyarak; ―Çok yakın

zamanda, giysilerine küçük bir sensör iliĢtirdiğimiz kiĢilerin kalp atıĢlarını, tansiyonunu veya kan

değerlerini anında ölçüp hızla doktorumuzun bilgisayarına gönderebileceğimizi ifade etmektedir.

Uzaktan mobil eğitim uygulamalarıyla eğitimde fırsat eĢitliği sağlanabileceğini iĢitme ve konuĢma

engeli olan kiĢilerin artık SMS dıĢında da sevdikleriyle, iĢ yaptıkları kiĢilerle görüntülü olarak iletiĢim

kurabileceklerini, evimizdeki güvenlik kameralarının aktaracağı görüntülerle her an her yerden

çocuğumuzu, evimizi, iĢyerimizi izleyebileceğimizi de eklemektedir.

Teknolojik geliĢmeler insanların ihtiyaçlarını da dönüĢtürmektedir. Daha önce ana bilgisayarlara bağlı

terminallerde çalıĢırken, kiĢisel bilgisayarlara geçilmiĢ, sonra cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar

derken akıllı telefonlar, kablosuz iletiĢim teknolojileri geliĢmiĢtir. Bütün bunların sağladığı olanaklar

sayesinde artık her zaman, her yerden, hatta hareket halindeyken de iĢ ve özel hayatı özgürce

yönetebilmek ve yaĢamak imkanı doğmuĢtur. GeliĢen teknoloji sayesinde farklı teknolojiler birbiri

içine sokularak bütünleĢtirilmektedir. ĠletiĢim, bilgi teknolojileri, medya sektörleri giderek birbirine

yaklaĢmıĢ, bir baĢka deyiĢle, birbiri içine girmiĢtir. Artık bilgisayar ve cep telefonlarında televizyon

izleyebilmekte, cep telefonlarından bilgisayar iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmekte, bilgisayarlardan her

Ģekilde iletiĢim kurulabilmektedir. Bu duruma gelmek belli teknolojilerin ve sistemlerin geliĢmesi

sayesinde olmuĢtur.

23

2. KABLOSUZ BĠLGĠSAYAR AĞLARI (WĠRELESS NETWORK)

TEKNOLOJĠK GELĠġĠMĠ

2.1. Kullanım Yelpazesi Dünyadaki teknolojilerin geliĢimine bakılacak olursa radyo frekansları için istek dünyanın her yerinde

çok yüksektir. Bunun sonucu olarak kısıtlı frekans yelpazenin kullanımı için bir kontrol sistemi

zorunludur. Tüm dünyada RF kullanımında uygulanan belirli kurallar vardır ve tüm radyo servisleri

lisanslıdır. Frekans bantlarının kullanımında en önemli nokta frekansların birbirlerine karıĢmasının

engellenmesidir.

2.2. Kontroller WARC(The World Administrative Radio Conference) tüm dünyada radyo frekanslarının kullanımı,

uluslararası iĢlemlerin koordinasyonu, yeni servislerin belirlenmesi, en son radyo teknolojisindeki

geliĢmeleri gözden geçirmek üzere, dört yılda bir toplanır. Burada alınan kararlar çerçevesinde ilgili

devlet yetkili kurumları radyo frekanslarının kullanımını denetlerler. Bu kurumlar çok dağılımlı radyo,

TV, yeni geliĢen servisler ve amatör radyoların özel kullanımları için uygun frekanslar atarlar. Bu

faaliyetler;

* Amerikada; FCC (Federal Communications Commission)

* Avrupada; CEPT(Confrence of European Post Telecommunication) tarafından denetlenmektedir.

2.3. Hücre Servisleri Ġlk mobil telefon servisleri 40 MHz, 150 MHz ve 450 Mhz frekans bandını kullanmıĢlardır. Ancak

baĢlangıçta kullanıcılar çok kısıtlı bir alanda bu servisi alabilmiĢlerdir. Hücre servisleri 1984 yılında

ticari olarak piyasaya sunulmuĢtur.

2.4. Analog Hücreler (AMPS ve TACS) AMPS (Advanced Mobile Phone Services), ATCT ve Motorola tarafından geliĢtirilmiĢ bir standarttır.

UHF televizyon endüstrisinin ortadan kalkıĢından sonra ABD de 800 MHz frekans bandında

kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Avrupa'da ise 900 MHz frekans bant'ı hücresel servislerde kullanılmıĢtır.

Bu nedenle Amerika farklı bir band olarak 800 MHz seçmiĢtir.

Ġngiltere'de ise British Telecom TACS (Total Access Control System) adıyla bir servis geliĢtirmiĢ ve

bu servis daha sonra pek çok Avrupa ve Asya ülkesi tarafından kendi ülkelerine uyarlanmıĢtır.

AMPS ve TACS çok kaliteli ses iletiĢimi sağlarken, veri iletiĢiminde çok kısıtlı iĢlemler

gerçekleĢtiriyorlardı. Ayrıca sık sık gecikmeler, bağlantı kopuklukları yaĢanmasına ek olarak ücretler

de çok yüksekti. Bu nedenle kullanıcılar servislerden devamlı Ģikayetçi olmuĢlardır.

Sayısal hücrelere geçinceye kadar problemleri biraz olsun azaltmak üzere Motorola NAMPS

(Darbant-AMPS) si geliĢtirmiĢtir.

2.5. Sayısal Hücreler Hücresel ağlarda sayısal uygulamaların devreye girmesi ile birlikte çok büyük bir geliĢme baĢlamıĢtır.

Yeni standartlar aynı frekans üzerinde çoklu çağırmayı desteklerken, güvenliği de belirli ölçüde

arttırmıĢtır.

2.6. Kişisel İletişim Servisleri (PCS) En son servis ise, son kullanıcı için servisleri kiĢiselleĢtirildiği ve kiĢisel iletiĢim diye anılan yeni bir

yapı oluĢturmuĢtur. PCS 1900 MHz ve 1800 MHz de tüm sayısal servisleri kullanmaktadır. PCS ses,

veri ve mesaj servislerini kombine ettiği gibi tüm dünyada kullanılan bir standart haline gelmiĢtir.

2.7. UMTS (Universal Mobile Telephone Systems) Tüm dünyada kullanılması planlanan ve pek çok yeni olanaklar getirecek olan bu servis 3200 MHz

frekans bant'ında çalıĢacaktır. Bu konu hakkında daha ileride ayrıntılı bilgi sunulacaktır.

24

3. MODÜLASYON TEKNĠKLERĠ

3.1. Genel Tanıtım Modülasyon tekniği radyo haberleĢmesinde mesajların uygun form ve biçimde gönderilmesi için

gerekli değiĢikliği yapma tekniğidir. Bu iĢ için 4 temel form kullanılır.

* Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation): AM ve ASK

* Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation) : FM veya FSK

* Faz Modülasyonu (Phase Modulation): PM veya PSK

* Dördün Genlik Modülasyonu (Quadrature and Amplitude Modulation): QAM veya QPSK

Modülasyon geri döndürülebilir iĢlemlerdir; alıcı taĢıyıcı dalgaları de-modüle ederek üzerinde gelen

bilgileri ortaya çıkarır. Böylece bu formlar kullanılarak bilgi transferini gerçekleĢtirilmiĢ olur.

3.2. Modüle Edilmiş Sinyal Zarfları Radyo temelli sistemler bilgi (ses, veri ve video) taĢımada kullanıldığında temel taĢıyıcı radyo

sistemleridir. Bu modüle edilmemiĢ bir taĢıyıcıdır. Burada noktadan-noktaya sabit taĢıyıcı tonları

gönderilir. Bunlara bilgilerimizi eklemek mümkündür, yani modülatör aracılığı ile sinyaller bilgi ile

birlikte modüle edilir (temel taĢıyıcı frekansına değiĢtirilir). Daha sonra taĢıyıcı frekansı radyo

dalgaları üzerinde örneğin ses taĢıyan modüle edilmiĢ zarflara dönüĢtürülür. Bu zarflar alıcı istasyona

iletilir ve orada gerekli değiĢikliğe uğratılarak sesin iletilmesi sağlanır.

3.3. Dalga Boyu (Applitude) Modülasyonu Radyo frekans aktarımda ilk kullanılan analog sistemler Dalga Boyu Modülasyon (DBM) sistemleri

olarak bilinir. DBM'de, bilgiler sinyalin dalga boyunu değiĢtirerek sinyaller üzerine modüle edilmiĢtir.

Bu uygulamada frekans sabit tutulurdu.

3.4. Kablosuz Ağlar için İletişim Protokolleri 1970 ve 80'li yıllar telekomünikasyon alanında dünyada devrimler yaĢanmasına sahne olmuĢtur.

Analog FM teknolojisi kullanılarak hücresel iletiĢim teknikleri geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. FM

teknolojisi telsiz (wireless) iletim devriminin ilk adımı sayılır ve çoğu zaman birinci nesil teknoloji

olarak adlandırılır.

90'lı yıllarda ikinci nesil hücresel kiĢisel iletim sistemleri PCS (Personel Communications Systems)

geliĢtirilöiĢtir. Yeni sistemler, zaman bölüĢümlü çoklu eriĢim TDMA (Time Division Multiple Access)

ve darband kod bölüĢümlü çoklu eriĢim CDMA (Code Division Multiple Access) standartlarına

dayanmaktadır. Sayısal teknoloji kullanan yeni teknolojiler, analog sistemlere nazaran daha yüksek

kapasiteli veri iletimine sahip olmalarına rağmen, halen spektrum kullanımında etkili değiller ve

yeterince yüksek hızda veri taĢıyamamaktadır. Ayrıca harici frekans giriĢimlerine karĢı korunaklı

değillerdir.

ġu an dünyada üç tane ikinci nesil teknik hakimdir. GSM, CDMA, PDC. Bunlar arasında GSM dünya

üzerinde en yoğun kullanılan sistemdir. GSM, TDMA temelli bir sistemdir ve Amerika kıtası ve

Japonya, Kore haricinde hemen hemen dünyanın her alanında kullanılmaktadır. CDMA sistemler,

dünya telsiz hücresel iletim sistemlerinin yaklaĢık yüzde 20'si oranında kullanılmaktadır. CDMA‘nın

yoğun kullanıldığı yerler Kuzey ve Güney Amerika kıtasıdır. PDC ise TDMA tabanlı Japon hücresel

telsiz iletim sistemidir. Bu sistemler değiĢik yöntemler kullanılarak biribirleri ile haberleĢebilecek

duruma getirilebilseler dahi, genel olarak dünya üzerinde tek bir değiĢim ortamı oluĢturulamamıĢtır.

Ġkinci nesil teknikler çok dar frekans bantları kullanırlar. Bu alan bu sistemlere ses iletimi için yeterli

imkanı sağlasa da, veri iletimi için yeterli değildir. ġu an ikinci nesil teknikler üzerinden iletilebilecek

veri hızı sadece 9.6 Kbps oranındadır. Bu oran maalesef veri iletimi için çok düĢük ve pahalıya mal

olacak bir orandır.

GeliĢtirilen bu iletiĢim teknikleri ile birlikte bir sıra farklı iletiĢim teknolojileri de geliĢtirilmiĢ

durumdadır. Bunların da kendilerine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Kullanım alanına ve

amacına göre bu teknolojiler bir birinden farklılık arz etmektedir. Günümüzde kullanılan, geliĢtirilen

ve kullanılacak olan tüm teknolojiler, farklı yönleri ile birlikte bundan sonraki yerini almaktadır.

25

3.5. IrDA Teknolojisi

Cep telefonları, PDA'lar, dizüstü bilgisayarlar ve uzaktan kumandalarda kullanılan bir teknolojidir. Bu

kısaltmanın açılımı "Infrared Data Association" anlamıma gelmektedir. IrDA sisteminde verici olarak,

dalga boyu 850-900 nm olan ve ıĢını 30 derecelik açıyla yayan bir diyot kullanılmaktadır. Alıcının

menzili, teorik olarak bir metredir. Ancak kızılötesi ıĢınlar, normal ıĢık ve yansıtıcı cisimler gibi

etkenlerden kolayca etkilenirler. Bu nedenle uygulamada durum farklıdır. Parlak güneĢ ıĢığı altında

menzilleri çok kısa, evlerde kullanılan yapay ıĢık altında ise menzilleri daha uzundur.

Bağlantı herhangi bir cihaz üzerinden kurulabilir. Aktif halde olduklarını belirtmek için IrDA

arabirimleri, her iki saniyede bir, bir ıĢık demeti yayınlarlar. Eğer civarda baĢka bir IrDA cihazı

bulunuyorsa, bu sinyalleri, algılar ve böylece bağlantı kurulur, ilk aĢamada cihazlar birbirlerine kendi

özelliklerini bildiren verileri gönderirler.

Daha sonra Tiny Transport protokolü üzerinden asıl veri alıĢveriĢi gerçekleĢir. Bu protokolün üzerine

farklı üç protokol daha kurulur: Yerel ağ giriĢi için IrLAN, veri alıĢveriĢi için Infrared Object

Exchange Protocol (IrOBEX), seri ve paralel arabirimlerin oluĢturulması için Ir-COMM. Sonuncu

protokole mobil internet eriĢimi için ihtiyaç duyulur. IrDA özellikle cep telefonu ve PDA pazarında

yaĢanan patlamadan sonra popüler olmuĢtur. IrDA hem mobil internet eriĢimi için hem de masaüstü

bilgisayarı ile dizüstü bilgisayarı arasında veri alıĢveriĢi için kullanılmaktadır. IrDA'nın kablolu-

kablosuz güçlü rakipleri bulunmaktadır. USB arabirimleri Ģu sıralar çok yaygındır. Üstelik IrDA'ya

oranla daha çok desteklenmektedir. Bunun yanı sıra, kablosuz bağlantı teknolojisi Bluetooth, daha

yaygın ve endüstriyel anlamda daha çok tercih edilmektedir.

1993 yılında, aralarında Hewlett Packard ve IBM'in de bulunduğu yaklaĢık 30 firma, kızılötesi

ıĢınlarla veri aktarımını standartlaĢtırmak için bir araya gelmiĢtir. Ġlk standart kızılötesi arabirimi

(SIR), 115,2 Kbps' lik aktarım hızına sahiptir. Daha sonra Fast Infrared Standard (FIR) geliĢtirildi. FIR

ile 4 MBit/ sn'lik aktarım hızına ulaĢılmıĢtır. Yeni duyurulan "Very Fast Infrared" standardı (VFIR) ile

16 MBit/sn'lik hızlarla veri aktarımı mümkün olacaktır.

Avantajı:

* Yaygınlık

Dezavantajları:

* DüĢük menzil

* Yüksek arıza riski

* KonuĢma desteğinin olmamasıdır.

3.6. DECT Teknolojisi

Sabit ağ telefonları, mobil internet eriĢiminde kullanılan bir teknolojidir.1992 yılında Avrupa

Telekomünikasyon Standart Enstitüsü (ETSI), Digial European Cordless Telecommunication (DECT)

için ETS 300 175 standardını hazırlamıĢtır. Günümüzde bu standart 100'den fazla ülkede

kullanılmaktadır. 1994 yılında hazırlanan Generic Access Protocol'ü (GAP) ile bütün DECT cihazları

birbirleriyle kombine edilebilmektedir. DECT sistemini diğer mobil iletiĢim sistemlerinden ayıran

özellik, merkezi bağlantılarının bir merkezde toplanmasıdır. Kaynakların yönetimi cihazlar üzerinden

kontrol edilir. DECT sistemi, temel istasyon ile mobil parça arasında, noktadan noktaya bağlantı

mantığı üzerine kurulmuĢtur. Buna göre iletiĢim, ancak bir temel istasyon ile mobil parça arasında

kurulabilir, iki mobil parça arasında, doğrudan bağlantı kurmak mümkün olmamaktadır.

Avrupa içinde DECT, 1.880 ile 1.900 MHz frekans aralığında çalıĢmaktadır. Mevcut frekans aralığı

bir multi-carrier yöntemi ile on kanala ayrılmaktadır. Bir frekans yelpazesi içinde çeĢitli taĢıyıcı

frekanslar aynı anda gönderilmektedir. Bir frekansın devre dıĢı kalması durumunda, yeteri kadar yedek

frekans hazır bulunmaktadır. Bu kanallar TDMA (Time Division Multiple Access) ile, her biri 417 ns

süren 24 zaman aralığına bölünmektedir. Bu sayede birçok cihaz, aynı anda aynı frekansta yayın

yapabilmektedir. Cevap sinyali de aynı Ģekilde Time Division Duplex tarafından organize

edilmektedir: Temel istasyon ile mobil parça sırası ile verilerini gönderilmektedir. Adaptive Different

Pulse Code Modulation (ADPCM) kodlama yöntemi sayesinde, yüksek iletiĢim kalitesi elde

edilmektedir. ADPCM yönteminde, konuĢma sesi ve müzik yüzde 50 oranında sıkıĢtırılmaktadır.

26

Veri aktarımı için, her bir zaman aralığı baĢına 32 KBit/sn'lik aktarım hızı kullanılır. Ses aktarımından

farklı olarak veri aktarımı sırasında, güvenli iletiĢim için bir kontrol uygulanır. Bu kontrol nedeniyle

veri aktarım hızı 24 KBit/sn'ye düĢer. Ancak veri aktarımı için 23 farklı kanalı birbirlerine bağlamak

mümkündür. Bu Ģekilde iletiĢim hızı 552 KBit/sn'ye kadar çıkar, internet gezintilerinde ihtiyaç

duyulan asimetrik aktarım olanağı, bu teknolojide de kullanılabilir. Kapalı mekanlarda DECT

sisteminin menzili 40 metre, açık alanlarda ise 350 metredir.

DECT sisteminin sağladığı en önemli avantaj, frekans bantlarının rezerve edilmesi ve müdahale

yöntemlerinin belirlenmesidir. Bu sayede Bluetooth gibi sistemlerde meydana gelen arızaların önüne

geçilir, ayrıca kullanım da belirgin ölçülerde kolaylaĢır. Bir ağdan diğerine aktarım da sorunsuz

gerçekleĢir. "Handover" adı verilen aĢama, kullanıcıya fark ettirilmeden otomatik olarak gerçekleĢir.

DECT bir ağın kendisini değil, ağa giriĢi tarif eder. Bu nedenle sistemi ISDN, LAN ya da GSM gibi

pek çok ağ için kullanmak mümkündür.

Sistemin en önemli dezavantajı, DECT standardı için dünya çapında çok farklı frekans alanlarının

kullanılmasıdır. Örnek olarak Avrupa'da üretilen DECT cihazları, Amerika'da üretilenlerle uyumlu

değildir. Üstelik çözümlerin birçoğu ISDN'e göre hazırlanmıĢ durumdadır. Bir baĢka olumsuzluk ise,

cihazın fiyatının oldukça yüksek olmasıdır.

Bütün bunlara rağmen DECT sisteminin geleceği parlak gözükmektedir. DECT teknolojisi Ģu anda,

Avrupa'daki kablosuz telefonlar için en geçerli standart durumundadır. Aynı Ģekilde "Wireless Local

Loop" adı verilen kablosuz çözümler de DECT pazar payının yüzde 30'unu elinde tutmaktadır. Bir

baĢka kullanım alanı da web-pad gibi kablosuz veri aktarım durumlarıdır. Ancak, burada kullanılan

ürünlerin düĢük performansları ve yüksek fiyatları, sistemin yaygınlaĢmasını engellemektedir. DECT

cihazlarının UMTS'de de kullanılması mümkündür.

Bu sistem yaygındır. Ayrıca 120 iletiĢim kanalı, düĢük arıza riski vardır. Ancak bir frekans birliği

bulunmamaktadır.

3.7. Home RF Teknolojisi Bu teknoloji küçük ağlar, mobil internet eriĢimi için kullanılmaktadır. 1999 yılında "Home RF

Working Group" kablosuz çözümler üretebilmek amacıyla DECT ve IEEE 802.11 standartlarını bir

araya getirilmiĢtir. Kablosuz Ġnternet EriĢim Protokolü (Shared Wireless Access Protocol-SWAP)

olarak adlandırılan çözüm, son kullanıcılara yöneliktir. Sistemin içinde yer alan DECT sistemi

konuĢma hizmetlerini, paket tabanlı veri iletimini ve Streaming Media gibi uygulamalarda ihtiyaç

duyulan kesin aktarım hızı hizmetlerini garanti etmektedir.

Avantajları:

* Yüksek veri aktarım hızı

* Servis kalitesi

* Bant geniĢliği rezervasyonu

Dezavantajı:

* Uyumlu cihaz sayısındaki azlıktır.

Home RF, ISM frekans sınırı içinde 2,4 GHz ile, maksimum 100 mW'lık performansla yayın yapar.

Tıpkı IEEE 802.11 gibi Home RF de Frequency Hopping Spread Spectrum mekanizmasını kullanır.

Home RF sistemi 10 Mbit/sn'lik veri aktarım hızına ulaĢabilir, iletiĢimi hem peer to peer olarak hem

de bir kontrol noktası (Control Point "CP") üzerinden kurmak mümkündür. Buradaki Control Point,

IEEE 802.11 standardında kullanılan Access Point uygulamasına benzer. KonuĢma için kullanılan

Control Point, aynı anda sekiz telefon görüĢmesini yapabilecek kapasitede olmalıdır. Bir ağa 256 CP

bağlanabilir. Güvenlik nedeniyle her ağ yapısının ayrı bir ağ-ID'si (Network ID) bulunur. Bu ID'nin

gizli tutulmasıyla, ağa dıĢardan izinsiz giriĢler önlenir. Teorik olarak Home RF çok baĢarılı olması

beklenmiĢse de endüstrinin çıkarları farklı yönlerde olduğu için, sistem pratikte fazla tutulmamıĢtır,

gelecekte yerini tamamen baĢka teknolojiye bırakacak gibi görünmektedir.

Home RF özel veri network'lerinde kullanılabilir. Ayrıca sistemi koordine eden ve telefon Ģebekesine

(ses ve veri) bir gateway sunan bir bağlantı noktasının altında da Home RF kullanılabilir. Sıçrama

frekansı 8 Hz'dir.

27

3.8. Bluetooth Teknolojisi

Cihazlar arası iletiĢimde kabloları kaldırmak amacıyla baĢlayan bir fikir zamanla yepyeni imkanları

da gözler önüne sermiĢtir. Bu teknoloji bilgisayar ve donanımların kablosuz bağlantıları için

geliĢtirilmiĢtir. 1994 yılında Ericsson, cep telefonları ve cep telefonu aksesuarları arasında kablosuz

iletiĢim kurabilecek düĢük güç tüketimli, düĢük maliyetli bir radyo arabirimi üzerinde araĢtırma

yapmaya karar verdi. Bu karar Bluetooth teknolojisinin kapılarını açan adımdı. Benzer Ģekilde bir cep

telefonu ve bir taĢınabilir bilgisayar arasında kablosuz iletiĢim kurmak için de her iki cihaza küçük bir

radyo alıcısı yerleĢtirilebilirdi. Bir yıl sonra mühendislik çalıĢmaları baĢladı ve Bluetooth

teknolojisinin gerçek potansiyeli daha net bir Ģekilde görülebilir hale geldi.

Avantajı:

* GeniĢ endüstriyel destek

Dezavantajları:

* Uyumlu cihaz az

* DüĢük menzil

* DüĢük aktarım hızı

Bluetooth uygulamaları; mevcut veri ağlarına uzanan evrensel bir köprü, çevre birimleri için bir

arabirim ve küçük çaplı cihaz ağları oluĢturmak için bir araç olarak da kullanılabilirdi.

1998 ġubat ayında Special Interest Group (SIG) kuruldu. SIG çatısı altında 3Com, Ericsson, IBM,

Intel, Lucent, Microsoft, Motorola, Nokia ve Toshiba gibi öncü firmaların yanı sıra binlerce irili ufaklı

üye firma da yer almaktadır. SIG'nin baĢlangıçtaki görevi, teknolojinin sadece tek bir Ģirket tarafından

sahiplenilmesini önlemek amacıyla, kısa menzilli radyo iletiĢimi sahasında yaĢanan teknik geliĢmeleri

izlemek ve açık, global bir standardın oluĢmasını sağlamaktır. Yapılan çalıĢmaların neticesinde 1999

Temmuz ayında ilk Bluetooth spesifikasyonu çıkarılmıĢtır. SIG'nin önemli çalıĢmaları arasında bu

spesifikasyonun geliĢtirilmesi yer almıĢtırr. KuruluĢun önde gelen diğer görevleri ise birlikte

çalıĢabilirlik gereksinimleri, frekans bandı harmonizasyonu ve teknolojinin kitlelere tanıtılmasıdir.

Bu kadar tarihçeden sonra Bluetooth™; Ericsson, Nokia, IBM, Intel ve Toshiba tarafından IrDA ve

kablolu bağlantılara alternatif olarak geliĢtirilen kısa mesafede yüksek hızda veri aktarımı sağlayan

güvenli bir kablosuz iletiĢim yöntemidir, denebilir. "Yöntem" denmesinin nedeni, Bluetooth™'un

fiziksel araçtan, iletiĢim sözleĢmesine kadar tamamen baĢtan tasarlanmıĢ olmasıdır. Esasen beĢ üretici

tarafından geliĢtirilen bu standart, halka ilk defa 1998 yılında tanıtılmıĢtır.

Bluetooth ile diğer çözümler arasındaki en belirgin fark, Bluetooth ile birden çok cihazın birbirleri ile

aynı anda iletiĢim kurabilmesidir. ġekil 1.6 bu konuda bir fikir vermektedir. Görüldüğü gibi

Bluetooth™ sisteminde radyo bağlantısı ile birçok aracı bağlamak mümkün olmaktadır. Üstelik

cihazlar arasında görsel temasa ihtiyaç duyulmaz. Diğer standartlarda olduğu gibi Bluetooth da 2,45

GHz ISM bandını kullanır. Parazitleri büyük ölçüde önleyebilmek için FHSS (Frequency Hopping

Spread Spectrum) yöntemine baĢvurulur. Yöntemde 2,402 GHz ile 2,480 GHz frekans aralığı l

MHz'lik aralıklarla 79 kanala bölünür. Bölünme sonucu, saniyede 1.600 frekans atlaması

gerçekleĢebilir. Bu sayede de Bluetooth bağlantılar diğerlerine oranla çok daha kararlı olur.

KonuĢma seslerinin iletimi için Bluetooth SCO/Synchronous Connection Oriented yöntemini, veri

iletimi için de ACL/Asynchronous Connectionless yöntemini kullanır. Asimetrik bağlantılarda bir

yöne doğru azami aktarım hızı 721 KBit/sn, tersi yöne doğru ise 57,6 KBit/sn olarak gerçekleĢir.

Simetrik olarak 432,6 KBit/sn'lik veri aktarım hızıyla bağlantı kurulur. 300 mA'lik bir performansta

sistemin menzili 10 metreye kadar çıkabilir.

Bluetooth ile hem point to point (noktadan noktaya) hem de point to multipoint (noktadan pekçok

noktaya) bağlantıları kurmak mümkündür. En az iki, en çok sekiz cihazın yerel olarak birbirine

bağlanması ile oluĢan ağa "piconet" denilir. Bu ağda bütün katılımcılar teorik olarak aynı yetkilere

sahiptir. Bir cihaz birden çok piconet'e bağlı olabilir. Ancak bir cihazın master konumunda olup,

diğerlerini senkronize etmesi gerekir.

Sınırlı menzil ve aktarım hızı değerlerinden dolayı Bluetooth sisteminin, IEEE 802.11b standardına

rakip olması düĢünülemez.

28

3.9. Bluetooth'da Kullanılan Topoloji

Bluetooth araçları Piconet ve Scatternet adını verdiğimiz ağlar içerisinde yer alırlar ve haberleĢirler.

KarĢılıklı olarak yarıçapı içinde olan iki araç birbirleri ile bağlantı kurabilirler. Bir bağlantı kuran

araçlar bir Piconet oluĢturmaktadır. ġekil 1.6'da gördüğünüz bulut sembolü bir Piconet'i

simgelemektedir. Bir Piconet'te bulunan araçlardan birisi yönetici (master) rolü üstlenir. Yönetici araç,

yarıçapı içindeki bütün diğer araçların (köleler, slave) listesini tutar. Her Piconet'de sadece bir yönetici

bulunur.

Köleler ise aktif olup olmadıklarına göre sınıflandırılabilirler. Aktif bir köle, o anda yönetici ile veri

aktarımı yapmakta demektir. Bir Piconet'de 255 pasif, 7 tane de aktif köle bulunabilir. Bir kölenin

sadece yönetici ile iletiĢim kurabileceğini unutmamalıdır.

Her Bluetooth™ aracının kendisine ait bir Bluetooth™ Araç Adresi (BD_ADDR) vardır. Bu adres her

araç için tektir. Yani aynı adrese sahip iki araç olamaz. Piconet'lerde aktif kölelere birer aktif üye

adresi de (AM_ADDR) verilir. Bir köle aktif değilken bile yönetici ile eĢ zamanlı olmak zorunda

olacağı için bir pasif üye adresi alır (PM_ADDR). Bir köle pasiflikten aktifliğe geçerken pasif üye

adresini yitirir ve yöneticiden bir aktif üye adresi alır. Ancak bu durumda Bluetooh™ Piconet'inde

güvenlik için sağlanan frekans atlamalı sistemin çalıĢabilmesi için aynı anda iki aracın aynı frekansta

bulunmaması gerekmektedir. Bu da ciddi bir zamanlama sorunu getirir. Yönetici aracın saati, kölelerin

referans aldığı bir nokta olur ve bu sayede frekans atlamadaki eĢzamanlılık sağlanır.

KesiĢen alanları olan Piconet'ler grubuna Scatternet adı verilir. Örneğin bir yönetici tarafından görülen

bir köle, diğer kölelerin uzağında bulunduğu için onlar tarafından görülemeyebilir. Bu durumda bu

köle ile yönetici ayrı bir Piconet sayılır. Elbette ki bu iki Piconet'in frekans atlama sıralamaları farklı

olacaktır. Böylelikle yönetici her iki Piconetde bulunan aktif köleler ile sorunsuz haberleĢebilir. Birden

fazla Piconetde bulunan bir Bluetooth™ aracı, aynı anda ancak birisinde aktif durumda olabilir. Aynı

zamanda, bir Piconetde yönetici olan bir araç, diğerinde köle de olabilir.

3.10. Bluetooth Sistemin Çalışması Bluetooth araçları dört ayrı çalıĢma durumundan birisindedirler. Aktif, koklama, durağan ve park.

Bağlantı sırasında paketler gidip gelirken bu durumlardan geçilir. Aktif durumdaki bir araç, yönetici-

köle kanalını, kendi zaman aralığında dinleyerek, kendi AM_ADDR'sini içeren paketleri bekler. Araç

sadece kendi zaman aralığında dinleme iĢleminde bulunduğu için aktif mod enerji anlamında en

verimli durumdur. Koklama durumundaki bir köle, kanalı yönetici tarafından kendisine bildirilen bir

zaman aralığında periyodik olarak dinler.

Bu özellikle birden fazla Piconetde yer alan köleler için enerji tasarrufu yapmaya yönelik bir

uygulamadır. Yönetici köleye paketleri sadece önceden belirttiği koklama zaman aralıklarında yollar.

Durağan durumdaki bir köle belli iĢlemleri yapamaz ancak yönetici ile frekans eĢ zamanlılığını korur.

Bu durumdaki bir köle hala AM_ADDR'sini korur. Yani aktif duruma geçtiği zaman eski adresi ile

çalıĢacaktır. Park durumdaki bir köle ise park üye adresi (PM_ADDR) ve eriĢim isteme adresi

(AR_ADDR) olarak iki adres alır. Park durumu ise bir yöneticiye 7'den daha fazla köle bağlandığı

zaman ortaya çıkar.

Park durumundaki bir köle, aktif duruma geçmek için yöneticiye AR_ADDR'si ile baĢvurur.

AR_ADDR'lerin her köle için farklı olmak zorunda olmadığını ancak PM_ADDR'lerin her köle için

farklı olduğunu bilme yararlı olacaktır. Bu sayede bir Piconetde yer alan köle sayısı 7'den 255'e

çıkartılırken iletiĢimin verimliliği de korunmuĢ olur.

3.11. Bluetooth Teknolojisinin Kullanım Alanları Bluetooth, insan-makine ve makine-makine bilgi alıĢveriĢinde, kablo iletiĢimini kaldırmayı hedefleyen

bir iletiĢim standartıdır. Bir sistemde Bluetooth™ bağlantısı olabilecek araçlar ile ilgili herhangi bir

kısıtlama düĢünülmemelidir. Bir buzdolabı ya da bir vantilatör de Bluetooth™ arabirimi ile

denetlenebilir. Elbette ki eriĢim için eklenecek bileĢenlerin düĢük maliyetli olması gerekmektedir.

Bluetooth ile günümüzde biribirinden ayrı çalıĢan ve iletiĢim kanalları olarak kullanılan, masaüstü ve

taĢınabilir PC, avuçiçi bilgisayar (PDA), mobil telefon, fotoğraf makinesi, video kamera gibi çeĢitli

cihazlar, belirli bir frekans üzerinden birbirleriyle kablosuz haberleĢtirilerek, aralarında bilgi

29

senkronizasyonu sağlanabilecektir. Bu senkronizasyon, kimi zaman sözkonusu cihazların kendi alt-

parçaları arasında bile olabilir. Örneğin; Mobil telefonun alıcı-verici kısmı ile kulaklığı Bluetooth

sayesinde birbirinden ayrı kullanılabilmektedir.

ġu anda elimizde bulunan ilk nesil bileĢenler bile oldukça makul bir Ģekilde fiyatlandırıldığından kısa

dönemde Bluetooh'un genel anlamda yaygınlık kazanacağı düĢünülebilir. Bluetooth™'un sunduğu 2

Mbit/s veri eriĢimi sayesinde taĢınabilir araçlarda Internet eriĢimi, gerçek zamanlı görüntü aktarımı ve

birçok farklı çoklu ortam uygulaması beklenmektedir. Bu da üçüncü nesil (3G) olarak adlandırdığımız

taĢınabilir araçların tanımında kullanılmaktadır.

Ericsson'un çıkarttığı cep telefonları için Bluetooth™ telsiz kulaklığı gibi uygulamaların çok ötesinde

uygulamalar önümüzdeki yıllarda reklamlarda görmeye alıĢmamız gereken Ģeylerdir. Sonuç olarak

Bluetooth™ yeni ve ilginç bir teknoloji olarak birçok uygulamaya açıktır. Kablosuz (Wireless)

Ağlarda bir kaç çeĢit iletiĢim metodu vardır, WiFi / IEEE 802.11 ise

Kullanım alanları: Sabit ağ-telefon, mobil Ġnternet eriĢimi.

Avantajları:

* Yüksek veri aktarım hızı

* Dünya çapında yaygınlık

* Ağ yapıları mümkün

Dezavantajları:

* Yüksek arıza riski

* Ses aktarımı yok

Bu karmaĢık tanımlamanın ardında kablosuz yerel ağ yapıları (Wireless Local Area Networks-

WLAN) için geliĢtirilen uluslararası bir standart bulunmaktadır. Standart 1990 yılından bu yana, bir

Amerikan norm birliği olan Institute of Electrical and Electronically Engineers (IEEE) tarafından

geliĢtirilmektedir. IEEE 802.11 standardı, 1997 yılında tamamlanmıĢtır. Sistemde lisanssız ISM

bandından 2,4 GHz bandı kullanılır. Bluetooth sisteminde de aynı bant geniĢliği kullanılır. Ancak

mikrodalga fırınlar gibi araçlarda da aynı bant geniĢliği kullanıldığından, çeĢitli arızalarla karĢılaĢmak

mümkündür. 1999 yılında, 802.11a ve 802.11b geliĢtirilmiĢtir. Bu iki standardın amacıysa, bant

geniĢliklerini yükseltmektir. Ancak her ikisi de farklı amaca hizmet etmektedir. 802.11a, daha yüksek

bant geniĢliklerinin elde edildiği 5 GHz bandına sapmıĢtır. Buna karĢılık 802.11b ise, 802.11

standardına uyumlu bir geliĢim sunmaktadır. 802.11b ile gerçekleĢtirilen transferler 11 MBit/sn'lik bir

hıza ulaĢır.

IEEE 802.11 standardını iki iĢletim sisteminde kullanmak mümkündür. Ad-hoc modunda cihazlar peer

to peer tipi bir ağda birbirleri ile doğrudan iletiĢime geçebilir. Bu sayede problemsiz bir Ģekilde küçük

alanlar içinde, düĢük katılımlı yerel ağlar kurulabilir. Ne var ki aktarım çoğu zaman Ģifrelenmeden

gerçekleĢir.

Kızılötesi modunda iletiĢim, tüm idare iĢlerinin yönetildiği bir eriĢim noktası üzerinden gerçekleĢir.

Network kartları doğrudan birbirleri ile değil Access Point (eriĢim noktası) ile bağlantı kurarlar.

Access Point bilgi paketlerini baĢka bir network kartına ya da baĢka bir Access Point'e yönlendirir.

802.11 sistemi, diğer sistemlerden daha çok benimsenmiĢtir. Yüksek aktarım hızı nedeniyle bu

standart daha iyi bir parazit önleme oranına (Signal to Noise Ratio / SNR) ihtiyaç duyar. Sonuç olarak

sistemin etkilenme hassasiyeti artar ve diğer sistemlere oranla menzili düĢer. IEEE 802.11 sisteminin

kapalı alanlarda menzili 30, açık alanlarda ise 300 metredir. Etkilenme hassasiyetini düĢürmek için

802.11 standardında iki mekanizma bulunur. Bunlardan ilki FHSS (Frequency Hopping Spread

Spectrum)'da asıl sinyal bir taĢıyıcı sinyal üzerine modüle edilir. TaĢıyıcı sinyal belli bir sıraya göre

sürekli olarak frekansı değiĢtirir, ikincisi ise DSSS (Direct Sequence Spread Spectrum). Bu

mekanizmada bütün bant geniĢliği kullanılır ve kullanılan bant geniĢliğini zaman aralıklarına göre

parçalara böler. DSSS diğer çözüme göre daha yaygın kullanılır.

Yüksek band geniĢliği gerektiren LAN uygulamaları, daha geniĢ kapsama alanı gerektiren

uygulamalar, güvenilirlik gerektiren uygulamalar, dosya eklemeli e-mail alma-gönderme, web tarama

ve dosya paylaĢımı gibi uygulamalarda Wi-Fi (802.11b) kullanımı daha uygundur.

30

Bu teknoloji bir bina içerisindeki LAN yapısını kablosuz bir Ģekilde yeniden dizayn etmeyi öngörür.

Ġletim kapasitesi ve eĢ zamanlı kullanıcıların sayısı yüksektir.

Sonuç olarak yukarıda sözü geçen, bütün standartlar kablosuz geleceği göremeyecektir. ISM bandını

kullanan bütün teknolojilerin ortak sorunu, parazitlerden etkilenmeleridir. Tüm vericilerin sustuğu

durumda bile, teorik aktarım hızlarına kısmen ulaĢılır. Diğer cihazların çalıĢmasıyla birlikte aktarım

performansı neredeyse yüzde 50 oranında düĢer. Özellikle IEEE 802.11 b sisteminin etkilenme riski

çok fazladır. Bluetooth FHSS sayesinde daha az risk taĢır. DECT standardı, frekans alanını paylaĢmak

zorunda kalmadığı için en avantajlı durumdadır.

Mobil aktarım teknolojisinin geleceğinde Bluetooth, IrDA standardının yerini alacak gibi

görünmektedir. Bu durumda da IrDA, yalnızca uzaktan kumandalarda tercih edilecektir. Yeteri kadar

Bluetooth cihazı pazara sürüldükten sonra, menzili ve aktarım hızı elverdiği ölçüde, her türlü

teknolojide kullanılacaktır. DECT gelecekte de konuĢma sesi iletiminde tercih edilecektir. Yüksek

mesafeli kablosuz ağlarda, tek tercih IEEE 802.11 b standardı olacaktır. Home RF ise daha çok bir süs

eĢyası niteliğini kazanacak ve anlamasızlar yığını içinde yerini alacaktır.

Üretici firmalar Bluetooth standardını desteklemektedir. Etkili bir rakibin ortaya çıkması

beklenmemektedir. IEEE 802.11 b standardı tümüyle farklı bir talebi karĢılamaktadır. Bu nedenle

varlığı Bluetooth için bir tehdit oluĢturmamaktadır.

3.12. WiFi'nin Tarihçesi Elli yıl önce, Ġkinci Dünya SavaĢında Amerika BirleĢik Devletleri ordusu veri transferi için ilk defa

radyo sinyallerini kullanmıĢtır. Çok ciddi bir Ģifreleme kullanan bir radyo dalgaları ile veri transferi

teknolojisi geliĢtirilmiĢtir. Bu teknoloji Amerika ve müttefikleri tarafından savaĢ sırasında oldukça

fazla kullanılmıĢtır. Bu geliĢme 1971 yılında Hawaii Üniversitesindeki bir grup araĢtırmacıya ilham

kaynağı olmuĢ ve ilk paket tabanlı radyo iletiĢim ağını kurmalarını sağlamıĢtır. Adı ALOHNET olan

bu ağ, bilinen ilk kablosuz yerel iletiĢim ağı (Wireless Local Area Network - WLAN) olmıĢtur. Bu ilk

WLAN çift yönlü yıldız topolojisini kullanan 7 bilgisayardan oluĢuyordu.

ALOHNET bünyesindeki bilgisayarlar dört ayrı Hawaii adasında yerleĢik durumda idi, merkez

bilgisayar Oahu adasında bulunuyordu. ĠĢte kablosuz ağın doğuĢu bu geliĢme ile gerçekleĢmiĢtir.

Ağ pazarının tamamen kablolu yerel iletiĢim ağlarının hakimiyeti altında olduğu bir gerçektir, ancak

son bir iki yılda kablosuz ağ kullanımında belli bir artıĢ göze çarpmaktadır. Bu artıĢ özellikle

akademik ortamlarda (üniversite kampüslerinde), sağlık kurumlarında, üretim ve depolama

dünyasında görülmektedir. Tüm bu zaman boyunca bu teknoloji sürekli geliĢme halindedir. Amaç,

firmaların kablosuz ortama geçmelerini kolaylaĢtırmak ve maliyetleri düĢürmektir.

3.13. Kablosuz Ağ Topolojileri Topoloji elemanların fiziksel (gerçek) veya mantıksal (sanal) diziliĢleri olarak adlandırılmaktadır.

ĠletiĢimde, topoloji kelimesi ağa bağlanan düğüm noktalarının (bilgisayarlar, ağ yazıcıları, sunucular,

vs.) yerleĢimini simgeler. Günümüzde kablolu iletiĢim ağlarında beĢ ana topoloji tipi kullanılmaktadır:

Bunlar Bus, Ring, Star, Tree, ve Mesh isimleri ile adlandırılır. Bunlardan sadece ikisi kablosuz ağ

ortamında kullanılır. "Star" (yıldız) ve "mesh" (ağ örgüsü) topolojileri.

Yıldız topolojisi (ki günümüzde en fazla kullanılan topoloji tipi budur) söz konusu olduğunda bir

ağdaki iletiĢimi düzenlemek için bir baz istasyonu veya eriĢim noktası (Access Point - AP) kullanılır.

Bir noktadan diğerine giden bilgi önce göndericiden eriĢim noktasına gelir, oradan da hedef noktaya

aktarılır.

Bu eriĢim noktası ya da istasyon ayrıca kablolu bir ağa köprü ödevi de görebilir. Böylece kablosuz

olarak bağlanan istemciye ağ üzerindeki diğer bilgisayarlara, Ġnternet'e veya diğer ağ aygıtlarına

eriĢim sağlanabilir. Ġncelediğimiz sistemde SoftBridge programı herhangi bir eriĢim noktası veya

donanıma ihtiyaç duymadan kablolu kaynaklara veya servislere bir "yazılım köprüsü" kurar. Bu

yazılım yardımı ile, kablolu bir ağa bağlı olan ve bir kablosuz ağ kartına sahip olan herhangi bir

bilgisayar bir köprü olarak çalıĢabilir.

31

Ağ örgüsü topolojisi ise yıldız topolojisinden biraz daha farklıdır. Sistem aynı olmasına rağmen bir

eriĢim noktası bulunmaz. Birbirinin kapsama alanındaki her aygıt birbiri ile haberleĢebilir.

SONUÇ

Mobil ağ teknolojileri her gün geliĢtiği için yeni teknolojileri her an görülebilir. Bu nedenle mobil

teknolojileri belki de biraz uygulama alanları bazında incelemek gerekmektedir. Zira mobil

uygulamalar, mobil internet kullanımındaki ana alanı oluĢturmaktadır. Zaten bu nedenle operatörlerin

konuĢma gelirleri gün geçtikçe düĢerken, katma değerli servislerden kazandıkları hızla artmaktadır.

Mobil uygulamalar iki ana alan üzerinde Ģekil bulmaktadır. Operatör bazında verilen hizmetler ilk ana

alanı oluĢturmaktadır. Bu alanda daha çok GSM Ģebekesi ve bir yan çıktısı olarak da SMS teknolojileri

kullanılıyorken, sonradan geliĢen cihaz bazlı uygulamalar alanında mobil internet kullanımı hem

ağırlıklı alan hem de son derece çok kullanılandır. Söz gelimi Apple store üzerindeki mobil

uygulamalar Ģu an 250.000‘i bulmuĢ olup, hızla yükselmektedir. Bunun ıĢığında Android ve

Samsung‘un da kendi mobil uygulama pazaryerlerini açtıklarını görülebilir.

Bu uygulama merkezlerinde, kullanıma açılan ürünleri her gün milyonlarca kiĢi indirmektedir. Bu

nedenle markalar ve kurumlar mobilite konusundaki baĢarılarını özellikle halihazırdaki abonelerine en

fazla kaç mobil platform üzerinden ulaĢtıkları ile ölçmektedirler.

Tabii uygulama tarafındaki geliĢmeleri, teknolojinin ihtiyaçları ile birleĢtirirsek ortaya IPTV gibi

yepyeni bir dünyada da mobil internetin önemi çıkmaktadır. IPTV yani internet üzerinden televizyon

teknolojileri, mobil internetin de konuları arasına girmektedir. Video teknolojileri her zaman internet

için çok fazla trafik ve internetin yenilenmesi için güç demektir. Televizyon yayını ise videonun her an

bulunması anlamına gelir ki; mobil internetin en önemli parçası olacağını Ģu andan görmek

mümkündür.

Bu minvalde, mobil internet internet teknolojilerinin ayılmaz bir parçası ve bir anlamda da gücünün

kaynağıdır.

Sonuç olarak mobil internet son kullanıcıya ulaĢımı açısından, konvansiyonel internete göre dokunma

noktaları çok daha fazladır. Son dönemdeki geliĢmeler göz önüne alındığında, mobil internete en hızlı

ulaĢım noktalarımızdan biri olan cep telefonları sadece uzaktan kumanda ve/veya hayatımızı ve

evimizin içini kontrol ettiğimiz bir cihaz olmaktan çıkmıĢ, bir içerik sağlayıcısı haline gelmiĢtir. Bu da

mobil interneti içeriğe ulaĢtığımız en belirgin mecra haline getirmektedir. Mobil internetin ev içinde

kullanıldığı alanlar arasında akıllı ev uygulamaları da son dönemde dikkat çekmektedir. Bu konuda

her ne kadar farklı protokoller üretilse de ev içindeki wi-fi iletiĢimin en kolay noktası haline

gelmektedir. IP bu konudaki en ciddi ve en kapsamlı protokoldür. Zaten bu sayede evdeki teknolojiler

ev dıĢından da yine aynı Ģekilde mobil internet aracılığı ile kontrol edilebilir hale gelmektedir.

Mobil internet konusunda kısa süreli ve uzun süreli iki farklı teknolojinin etkin olabileceği

görülmektedir. Kendi içinde iki farklı sektörü barındırması nedeniyle, mobil internet önce GSM

tarafından geliĢtirilen WCDMA, EDGE, 3G, 4G gibi teknolojilerin egemenliğindeyken bu devrin

wimax veya benzer internet servis sağlayıcı yapıları ile daha güçlü ve konuĢmayı da içine alan bir

yapıya döneceği açıktır. Hatta bu konudaki devrim skype ve arkasından bir iphone uygulaması olan

viper ile de devam etmektedir. Yakın zamanda GSM Ģebekesinin çok da fazla anlam taĢımayacağı

ortadadır.

Mobil internet son kullanıcıya dokunmanın mecrası olması dolayısı ile, özellikle mobil ticaretin en

yoğun kullanılacağı alandır. Mobil ticaret alıĢtığımız e-ticaretten farklı dinamiklere sahiptir.

Konumlandırma, mikro ödeme ve cep telefonu kullanımından kaynaklanan kiĢiselleĢtirme dolayısı ile

e-ticarete göre çok büyük avantajlara sahiptir. Bu avantajlar, ticaret alanında da mobil interneti en

büyük platform haline getirecektir.

32

ÖZGEÇMĠġ Atıf ÜNALDI

Uzun yıllar, biliĢim sektörü ve medya sektöründe faaliyetler yürüttü. BiliĢim sektöründe yazılım,

interaktif ajans sahibi olarak, bilgisayarlar ve web için uygulamalar geliĢtirdi. Medya sektöründe ise

kamera önünden yöneticiliğe kadar farklı alanlarda çalıĢtı. TV ve radyolarda teknoloji programlarının

yapımcı ve sunuculuğu da yaptı. 1990'lı yıllardan bu yana, gazete ve dergilerde teknoloji konusunda

köĢe yazarlığı yapıyor. Radyo D'de ilk internet ve bilgisayar enformasyon programını yaparak bir ilke

daha imza attı. ÇeĢitli kanallarda program sunuculuğu ve yapımcılık görevleri ile çeĢitli dergilerde

köĢe yazarlığı ve editörlük yaptı. Ġstanbul Üniversitesinde web tasarım dersleri verdi. Buybye.com'un

marka danıĢmanlığı ve Star Medya Grubu IT Direktörlüğü görevini üstlendi. Star Gazetesi STARTEK

ekinin yayın yönetmenliğini yaptı. Doğan TV Holding'de Arzuhan Yalçındağ'ın özel projeler

danıĢmanlığı görevini yaptı. T3 Dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptıktan sonra Ģu an

MediaSa'nın BiliĢim Grubu Koordinatörlüğünü yapmaktadır. IPTV Derneğinin kurucularından olan

Ünaldı, tüm Türkiye'de derneğin baĢkan vekili olarak konferanslar, seminerler, açık oturumlarda

bulundu. Ünaldı aynı zamanda Okan Üniversitesinde IPTV dersleri vermektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

Telefon: +905423719851

33

III. BÖLÜM MOBĠL YAġAM VE KAMU YÖNETĠMĠ

M. Kemal Öktem, Hacettepe Üniversitesi

ÖZET

Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, genel

bir giriĢ yapıldıktan sonra, kamu yönetiminin daha iyi hizmet ve daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri

için dikkate alınabilecek etmenlere değinilmektedir. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler

ve de mobil hizmetler‖ biçiminde gruplandırılabilecek örnekler verilmektedir. Kamu yönetiminin

sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve kalkınma‖ kavramları irdelenmekte,

toplumsal hareketlilik kavramına, mobil yaĢamın toplumsal dinamiklerine, vatandaĢ-kamu etkileĢimi

ve takım çalıĢması kavramlarına değinilmektedir. Kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa

verilerine yer verilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mobil YaĢam, Kamu Yönetimi, mobilite, düzenlemeler

GĠRĠġ

Mobil yaĢam, görece yeni bir kavram ve uygulamalar bütünü biçiminde günlük hayatımıza

girmektedir. Aslında, baĢka bir hayal 1950‘lerde tarım toplumunun daha yaygın olduğu ülkemizde dile

getirilmektedir: ―Radyo öyle bir çoğalacak ki, çit sürülen öküzün boynuzuna bile asılacak!‖.....

Aradan geçen yıllarda siyah-beyaz televizyon, resmi baĢvuru yapılarak aylar/yıllarca beklenilip

bağlanabilen ev telefonu ve diğer iletiĢim araçları kullanılır olmuĢtur. TaĢınabilir telefon ise, 1990‘lı

yılların ortalarında, ―pahalı bir cihaz‖ olarak vatandaĢın eriĢebileceğinden uzak bir yenilik olarak

ortaya çıkmıĢtır. TaĢınabilir gereçlerle iletiĢim günümüzde ―hayal edilen‖ ancak ne zaman

gerçekleĢebileceği olasılığı pek somuta indirgenemeyen bir teknoloji durumundan, günümüzde yaygın

bir olgu durumuna gelmektedir. Sayısal veriler ise, bu tarz iletiĢimin ne düzeyde yayıldığını belirgin

biçimde ifade edebilmektedir.

Artan kentleĢme, sanayileĢme, ―tüketim toplumu‖, iletiĢim dünyası etkisi, teknoloji eriĢim olasılığı

gibi geliĢmelerle, mobil yaĢam kavramı, daha olası duruma gelmektedir. Toplumsal ve ekonomik

etkenler, vatandaĢ-kamu yönetimi etkileĢimi, daha iyi kamusal düzenlemeler açısından konuyu

irdelemeye giriĢen bu çalıĢmada, kısaca genel bazı değerlendirmeler ve somut bazı önerilere yer

verilmektedir.

Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, kamu

yönetiminin daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek etmenlere ve değiĢkenlere

değinilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve de mobil hizmetler‖

biçiminde örneklerle ile kamu yönetiminin sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve

kalkınma‖ kavramları irdelenmiĢtir. Toplumsal hareketlilik, mobil yaĢamın toplumsal dinamikleri,

vatandaĢ-kamu etkileĢimi kavramlarına değinilmiĢ, kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa

verilerine yer verilmiĢtir.

1. MOBĠL YAġAM ve KAMU YÖNETĠMĠ

Mobil yaĢam kavramı, vatandaĢa daha iyi hizmet sunabilmek üzere, kamu yönetimi açısından çeĢitli

görev ve sorumluluklar ile düzenlemeleri çağrıĢtırabilmektedir. Örneğin, mobil yaĢam kavramında da

―yaĢam hakkı‖, ―seyahat özgürlüğü‖ gibi temel hak ve özgürlüklerin güvencede olduğu ön kabulü

vardır.

34

Türkiye gibi geliĢmekte olan ve Avrupa Birliği ve diğer çevre ülkelerle yoğun etkileĢimde bulunan,

göç veren ve alan, kentleĢme hızı yüksek olan bir ülkede, ekonomik ve toplumsal geliĢim, ulaĢım ve

enerji, iletiĢim, bilgi toplumu, çevrenin korunması, mobil ticaret vb. alanlarda daha iyi düzenlemeler

gereksinimi duyulmaktadır. UlaĢtırma ve iletiĢim altyapısının geliĢmesi, teknolojik yenilikler ve yeni

cihazların kamu sağlığı açısından denetimi, bireylerin maddi ve manevi olanaklarının geliĢmesi- uçak,

otobüs, otomobil, gemi, tren vb. araçların bulunabilirliği, güvenli seyahat sistemlerinin kurulması,

mobil bilet alım, mobil ödeme, mobil fatura bilgisi, gerekirse seyahat kredisinin de mobil baĢvuru ile

yapılabilmesi, kimlik/nüfus bilgilerine mobil eriĢim, mobil kamu hizmetleri, yaĢlı ve çocukların bakım

ve gözetimi gibi hizmetlerde mobil gereçlerin kullanımı gibi etkenler mobil yaşamı ve mobil cihazlara

olan eğilimi hızlandırmaktadır.

Geleneksel bir yöntem olarak gezici kütüphane, gezici sağlık taraması ekipleri gibi uygulamalar,

böylesi gereksinimlerin saptanarak hizmet götürülmesi kısaca mobil olarak değerlendirilebilecek

modelleri önceki yıllarda ortaya çıkarmıĢtır. Televizyonların günlük yaĢama girmesi ve naklen yayın

yapabilmesi yıllar öncesinden baĢlayan bir uygulamadır. Artık, gerektiğinde mobil bir banka şubesi

kurulabilmesi ya da alıĢveriĢlerde mobil pos cihazlarının kullanılabilmesi mobil bağlantı altyapısı

sayesinde etkin iĢlerlik kazanabilmektedir. Ayrıca, Ankara, Ġstanbul gibi büyük kentlerde, valiliklerin,

referandum öncesi vatandaĢların mağduriyetini önlemek üzere, T.C. Kimlik numarası olmayanlar için

Geçici Mobil Nüfus Müdürlükleri oluĢturulması, özel idarenin sağladığı kaynaklarla

gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu da devletin mobil çözümlerden yararlandığının bir göstergesi olarak

düĢünülebilir. Bu tür mobil nüfus müdürlükleri ile çeĢitli ilçelerde meydanlarda hizmet verilerek,

kimlik numarası verilmesi ya da yıpranmıĢ kimliklerin yenilenmesi gibi iĢlemler yapılabilmiĢtir.

Basına yansıyan bilgi, ―vatandaşların, nüfus müdürlüklerinin ayaklarına gelmesinden çok memnun

kaldıkları‖ biçimindedir. Teknolojinin kabulü, toplumun beklentileri ve uyum sağlaması bakımından

böylesi ara çözümler de dikkate değerdir.

Kamu yönetiminin, vatandaĢ odaklı ve mobil hizmet sunumu odaklı dönüĢümü gerektiği (DPT, 2006,

s.14-15) gibi; kurumlarla vatandaĢ beklentileri ve gereksinimleri belirlenerek, kamuda mobil

hizmetlerin geliĢtirilmesi, bütünleĢik mobil kamu hizmetleri sunumu, vatandaĢ görüĢlerinin mobil

ortamda alınabilmesi, vatandaĢa mobil-danıĢma iĢlevlerinin sunulabilmesi, mobil hizmetler için de

kullanıcı memnuniyeti değerlendirme sistemlerinin oluĢturulabilmesi, toplumsal dönüĢüm ve kamu

yönetiminin araç-gereç olarak yenilenebilmesinin planlanabilmesi önemsenmesi gereken konuların

baĢında gelmektedir. İdareyi Geliştirme Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Planlama Bakanlığı gibi kamu

kurumları ve diğer ilgili kuruluĢların birlikte üreteceği çözümler bu yapı içersinde önem

kazanmaktadır. Mobil kayıtlar, izinler, ruhsatlar, vergi tahakkuku ve ödemeleri, baĢvurular, nüfus

iĢlemleri, mobil noter, mobil bilgilendirme/afet uyarı/acil çağrı-yardım gibi çeĢitli alanlarda

sunulabilecek kamusal hizmetler ile mobil kimlik kartı ve imzayı içeren sistemler, vatandaĢın ve iĢ

dünyasının iĢini kolaylaĢtıran ve iyileĢtiren bir ortamı oluĢturacaktır.

Bu durum kısaca özetlenecek olursa günlük yaĢamla ilgili mobil iĢlemler (kayıtlar, izinler, ruhsatlar,

vergi tahakkuku ve ödemeleri, baĢvurular, nüfus iĢlemleri, mobil noter, bilgilendirmeler), acil

durumlarla ilgili mobil kamusal hizmetler (afet uyarı/acil çağrı-yardım) ve diğer mobil hizmetler (izin

belgesi alma, kimlik kartı, imza) olarak üç farklı kategoride toplanabilmektedir.

Mobil eğitim gibi alanlar da yine kamu yönetimi açısından önemli konuların baĢında yer almaktadır.

Çünkü bu yapı orta düzeyde tekno-kültür etkisinde gündeme gelmektedir. Eğitim teknolojilerinin ya

da eğitimde teknoloji kullanımının, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel boyutlarının yine dikkate

alınması önerilmektedir (Selwyn, 2010, ss. 788-790): Özellikle, ―beyin eğitici‖ mobil oyunların

Ġngiltere gibi ülkelerde yaygınlaĢması, hem ticari hem eğlendirici-eğitici bir baĢarı olarak

anımsatılmaktadır. Ayrıca, mobil bilgisayarların insanların karmaĢık sorunları çözerken ―tam

zamanında bilgi edinme‖ katkısıyla öğrenmeye yardımcı rol oynadıkları vurgulanmaktadır. Yine de,

duygusuzlaşma, yetkisizleşme, eşitsizlik, bürokrasi, iktidar, denetim, kamusal düzenlemeler gibi

unsurların da incelenmesi önerilmektedir. Mobil öğrenme oyunlarının toplumsal tasarım ve üretiminde

eleĢtirel bakıĢ gereksinimi de iĢin bir baĢka boyutunu oluĢturmaktadır.

35

2. KAMU YÖNETĠMĠ-MOBĠL YAġAM BAĞLAMINDA GÖÇ VE

KALKINMA

Yoksulluk bağlamında kalkınma sorunsalını irdeleyen Tshishonga (2009), Narayan ve Patesch‘in

kitabını incelemektedir: Mobiliteye farklı disiplinlerden bakıp ―yoksulluktan çıkıĢı/hareketi‖ arayan

yazarlar, ―kronik yoksulluk, kalkınmamıĢlık ve eĢitsizlikten‖ etkilenen kesimler ve kutuplaĢan

dünyada, yoksulun deneyimi ve toplumsal gerçeği nedir? Kalıcı yoksulluk ve eĢitsizliğin, düzgün bir

yaĢamı engellemesi bir yana; yoksulun ―yoksullukta uzmanlığı‖na değer verilerek, özgüven kazanması

sağlanabilir ve bir kalkınma ajanı (agent) olarak rol verilebilir. Yoksulluktan harekete geçmede,

araçsal engeller ve çözüm reçeteleri analizinin ötesinde; toplumsal, ekonomik ve siyasal etkenlerin

bütüncü yaklaĢımla ele alınması gerekmektedir. Katı ekonomik modeller yerine; yoksul-mobiliteye

fırsat veren ―yetkilendiren‖ (empower) model sunulmaktadır. Özellikle gecekonducuların kaynaklara

eriĢimini kısıtlayan, toplumsal ve ekonomik dıĢlanmayı getiren (yeni liberal siyasalar) yerine,

―yoksulluktan uzaklaĢtırıcı bir hareket nasıl sağlanabilir?‖ sorusu, ―kalkınma, toplum çalıĢmaları,

antropoloji, toplumbilimi, iktisat, uygulama, siyasa oluĢturma‖ alanlarındaki görevlileri meĢgul

etmektedir.

Sekhar (2010), 149 ülkeyi kapsayan, ―sosyal, siyasal ve ekonomik‖ alanlardaki temel iĢlevlerini

aksatmadan yürütebilen devletleri incelediği araĢtırmasında, sosyal kırılganlıkların siyasa ve ekonomik

alanlarda önemli etkisi olduğunu, siyasal etkinin biraz sosyal alanda hissedildiğini (ekonomik alanda

belki uzun dönemde ancak kısa dönemde değil), ekonomik kırılganlıkların ise ―gelir düzeyi‖ ya da

gelir eĢitsizliği‖ boyutlarından birisi ile sosyal ve siyasal alanı etkilediğini saptamaktadır. Ekonomik

kırılganlık, ―dıĢ borç‖, ―‖zayıf ülke komĢuluğu‖ ve ―sosyal kırılganlık‖ tarafından olumlu ve önemli

bir bağıntı ile etkilenmektedir. Kişibaşı gelir düzeyi, yolsuzluğun denetimi ve kurumsal kapasite,

ekonomik kırılganlığı önemli ölçüde azaltmaktadır. Eğitimde kamu harcamalarının ―siyasal

kırılganlıkla‖ bağıntısı saptanmıĢ, bu durumun, krize giren devletlere bu yönde yapılan dıĢ yardımların

artması ile açıklanabileceği belirtilmiĢtir. Sosyal kırılganlık, siyasal kırılganlık, sağlık altyapısının

olmayışı, kamu politikalarının belirsizliği ve gelir eşitsizliği belirleyici etkenlerinin bir fonksiyonu

görünümündedir. Kamu Yönetimi ―krizi‖ biçiminde devletin kırılganlıklarını önlemeye yönelik siyasal

giriĢimlerin, ―toplumsal bütünlüğün inĢasına‖ öncelik vermesi gerektiği vurgulanmakta, Rusya,

Meksika, Brezilya ve Polonya gibi görece istikrarlı örneklere değinilmektedir. Kamu yönetiminin

kapasitesini ve kurumsal performansını artıracak olan bu önceliklerin dikkatle incelenmesi

önerilmektedir. Bu ipuçları, mobil yaĢam ve kalkınma yönetimi öncelikleri açısından

değerlendirildiğinde ise, mobil yaĢamı destekleyecek teknolojiler ve yatırımlar için ―yol haritası‖

çizebilmek olasıdır: Kişibaşı gelir düzeyini artıran, yolsuzluk denetimi sağlayan, kurumsal kapasite

geliştiren, sağlık altyapısını destekleyen, kamu politikalarının belirsizliğini gidermeye yardımcı olan

ve belki e-yönetişimi içeren, gelir eşitsizliğini azaltan tasarımlara öncelik vermek, sağlıklı bir kamu

mobil politikası için düĢünülebilir.

Mobilite sadece teknolojik anlamda değil hareketlilik anlamında da ele alınabilir. Günümüzde bilgi,

yeniden üretilen bir kaynak olarak sosyal ve ekonomik faaliyette önemli ve temel ―girdi‖ haline

gelirken; bilgi temelli toplumlar, eğitim düzeyi ile araĢtırma ve ekonomik büyüme arasındaki bağıntıyı

saptamaktadır. Örneğin, doktora mezunu bireyler, bu tür toplumlarda bilginin üretimi, uygulamaya

geçirilmesi ve aktarılmasında anahtar rol oynamakta, UNESCO, OECD ve Avrupa Istatistik Ofisi‘nin

(Eurostat) katkılarıyla pekçok ülkede ―Doktora Derecelilerin Kariyer GeliĢimi AraĢtırması‖ ile yüksek

vasıflı çalıĢanların uluslararası hareketliliği ile iĢgücü piyasasında eğitimin niteliksel ve niceliksel

yeterliliği ölçülmeye çalıĢılmaktadır. Yüksek öğrenim mezunu bireyler, çalıĢmak veya eğitim almak

amacıyla baĢka bir ülkede yaĢamayı tercih ederek, uluslararası ilerleme ve bilgi ve teknolojinin

yayılımı açısından önemli katkıları olabilir. TÜĠK‘de planladığı bir araĢtırmayla, yüksek vasıflı

bireylerin eğitim, istihdam durumu, uluslararası dolaĢım, kariyer deneyimleri ve kiĢisel özellikleri ile

ilgili göstergeleri incelemektedir. Beyin göçü/beyin kazanımı/beyin dolaĢımı (brain drain / brain gain /

brain circulation ) baĢlıkları altında nitelendirilen yüksek vasıflı çalıĢanların uluslararası hareketliliği

ile ilgili sorulara cevap aranması, toplum tarafından yüksek eğitim almıĢ bireylerin vasıflarının ne

derecede iyi değerlendirildiğini belirleyebilir (TÜĠK, 2010). Bu tür araĢtırmaların kaynakları olarak,

TÜĠK Eğitim Veri Tabanı, YÖK Tez Veri Tabanı, YÖK Akademik Personel Veri Tabanı, TÜBĠTAK

ARBĠS Veri Tabanı gibi e-adres tabanlarında, yüzbinlere ulaĢan kiĢi sayısı ile ilgili analiz yapılabilir.

36

Kamu yönetiminin bu konuda farkındalığını geliĢtirmesi önemlidir, çünkü, araĢtırmacı sayısı ve

hareketliliği ―kritik kütleye‖ eriĢtiğinde, geliĢen Ar-Ge ivmesi, ülkenin kalkınmasında daha etkili

olabilir. Teknoloji üretimi aĢamasında daha da ilerlemeler sağlanabilir. Mobil yaşam bağlamında diğer

vatandaşlara ve konulara ilişkin verilerin de araştırılabilmesi, çeşitli veri tabanlarının oluşturulması

kamu yönetimine yeni görevler getirmektedir. Bu hareketlilikle sağlanan değiĢimler geliĢmiĢ

ülkelerdeki çoğu yeniliklerin de mobil yaĢamı olan kiĢilerin çevresinde değerlendirilmesine yol

açmakta ve özellikle iletiĢim anlamındaki tüm teknolojik geliĢmeler bu çevrede hızla kullanılır ve

yaĢanır hale gelmektedir.

Bu ve benzer eylemler ile insan refahının belirli bir coğrafi bölgede ölçümlenmesi yaklaĢımının

aĢılması söz konusu olmaktadır. O zaman bu tarz geliĢmelerden etkilenen toplulukların toplumsal ve

ekonomik ilerleme kararlarının hem hanehalkınca hem de kamu yönetimlerince nasıl verilebileceği de

ayrı bir tartıĢma konusu haline dönüĢmektedir: Bir yerde, eğitime veya sağlığa ne kadar harcanacağı,

iĢgücüne ne düzeyde katılacağı birer kamu politikası konusu ise de; bireyler, daha iyi iĢgücü piyasası

fırsatları, temel hizmetlere, altyapıya, genelde daha iyi yaĢam koĢullarına eriĢim için bir baĢka yere

ikamet nakli yapmayı isteyebilirler. Doğduğu yerden göç eden ve genelde daha iyi eğitim sonuçlarıyla

daha iyi gelir ve refah düzeyinde yaĢayanların durumu, bilgili bir karar aldıklarını göstermektedir

(Ortega, 2010). Hatta, geliĢmekte olan ülkelerin, refah düzeyi artırıcı ve kalkınma aracı olarak, geliĢen

ülkeler arasında da uluslararası göç anlamında mobil yaĢamı teĢvik edici kamu politikaları gütmeleri

önerilmektedir.

3. MOBĠL YAġAMIN GERĠPLANI: TOPLUMSAL HAREKETLĠLĠK

(Social Mobility)

Günlük yaĢamda, yolda, okulda iĢyerinde mobil yaĢama katılan vatandaĢları yaygın olarak

gözlemlerken; ―herkesin cep telefonu var, belirli bir geliri var, mobil erişimi var, demek ki, sosyo-

ekonomik anlamda toplumda bir şeyler oluyor, en azından ilerliyoruz‖ biçiminde bir ön kabul ve

analiz yeterli olamayabilir. GeliĢmiĢ ülkelerin baskın olarak etkileyebildiği ―elit kültür‖ yaklaĢımı,

―tüketim toplumu‖ değerlerinin etkinliği, ―eksik bir şeyleri yeni ve pahalı teknoloji ile telafi etme‖

isteği gibi karmaĢık süreçler iĢliyor olabilir...

Sosyal adalet, maddi eşitsizlikler ve kırılganlıklar, geliĢmiĢ Batı ülkelerinin ―makro‖ sorunu iken;

örneğin, Hindistan‘da yabanıl kırsal kesimin yoksulluğu, yerel-bireysel kötü kültürel özellikleri,

işlevsizliği, edilgenliği ve eğitimsizliği sorunu ―makro‖ sorun olarak gösterilmektedir. AzgeliĢmiĢ ülke

ve yörelerde gecekonduların karmakarıĢık – işlevsel kamu yapılarından yoksun, resmi otoritelerin

uğramadığı, kalabalık, fakir, kimliksiz, sağlıksız, dilenci, kirli görünümünden, soylu bir amaç, mesleki

uzmanlık ve giriĢimcilik ruhuyla uyanan modern liberal yaĢama geçiĢ öyküleri, kimi zaman filmlere

de konu olmaktadır (Sengupta, 2010): ―Gecekondu milyoneri‖ (slumdog millionaire) filminde de

vurgulanan, yeni orta sınıf ve eĢrafa hizmet eden kent geliĢimi modeliyle, ―sağlık, güvenlik ve çevre

korumanın‖ bir kamu gereksinimi olduğu ifade edilmekte, kamu-özel iĢbirliği modelleriyle, kamu

varlıkları piyasaya sunulmakta ve toplumsal yaĢam kapitalist geliĢime açılmaktadır. Yoksulun kendi

sorununu çözemeyeceği düĢüncesi ile sermayenin mantığına direnemeyeceği görüĢlerine karĢı

görüĢlere de pek yer verilmediğinden; toplumsal hareketliliği yukarı doğru olan orta sınıfın ideal ve

mitleri, gecekondudan milyoner çıkması senaryosuyla çakıĢmaktadır.

KüreselleĢmenin izleri olarak, yabancı paraların yaygınlığı ve ―çağrı merkezleri‖ (call centers)

özellikle, yabancı firmaların Hindistan‘dan yoğun dıĢ hizmet alımı biçimine dönüĢmüĢtür. Kamunun

öncülüğündeki 1990‘lı yıllardaki kalkınmanın ve vatandaĢ-iĢçinin baĢrol aldığı dönem yerine;

günümüzde yeni neoliberal kalıplar ve kiĢisel sorumluluk alan, yolsuz ve beceriksiz kamu görevlilerini

hor gören, daha iyi bir yaşam tarzı hakkını arayan tüketici-vatandaĢ öne çıkmaktadır. Koloniyal ve

ırkçı söylemlerden tabiatıyla kaçınılması gerekirken; tarihsel ve siyasal olguların anımsanması,

―sömürgeci dilbilgisine‖ ve ―koloniyal ilerleme imgesine‖ yine de dikkat edilmesi önerilmektedir

(Sengupta, 2010, ss.612-614). Batı‘nın ―uygarlık misyonu‖ dıĢında, diğer ülkelerin iyi yerel özellikleri

kurtarabileceği, kendi çağdaĢlaĢmasını gerçekleĢtirebileceği görülmek istenmektedir. Yine de, orta

sınıfın, yoksulun kirli, karmaşık ve suçlu hallerinden kurtarılması için, yasama ve kamu politikalarının

harekete geçirilmesi dürtüsü vurgulanmaktadır. Çok katlı kentsel dönüĢümün özel firmalarla

sağlanması, sivil toplum kuruluĢları ve dıĢ yardım kuruluĢları sayesinde yoksul kesimlerin eğitilerek

37

yasadıĢı durumlardan kurtarılması çabaları yer bulmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerin, kamu

politikaları, daha iyi düzenlemeler ve uygulamalar açısından epeyce iĢler gerçekleĢtirmesi gerektiği

anlaĢılmaktadır. Ayrıca bu kamu politikaları arasında mobil yaĢamın toplumsal ve bireysel yaĢamın

değerini arttırıcı fonksiyonlarının kullanılması da bir diğer ele alınması gereken konudur.

Göç ve kalkınma konusunda 1990‘lı yıllardaki, beyin göçü ve niteliksiz işgücü kaybı nedeniyle

kötümser yaklaĢım yerine; gelir, yaĢam standartları, eğitim, sağlık, anavatanda siyasal süreçler gibi

olumlu potansiyel etkiler gündeme gelmektedir (de Haas ve Rodríguez, 2010): Tabandan gelişim,

kendine yardım etmeyi öğrenme gibi saf nitelemelerin, neoliberalizmin kandırmacası olabileceğini

gözönünde tutan görüĢlere de değinilmektedir. Ayrıca, araçsal veya faydacı görüĢlerle, ekonomik

refah artıĢı bakıĢ açısının kısıtları gösterilmektedir. Asıl olarak, insan hareketliliğinin içsel gelişim

değerlerinin vurgulanması gerektiği öne çıkmaktadır: İnsanın tercihlerde bulunabilmesi, korkusuzca

ifade özgürlüğü, değer verdiği bir yaşam sürebilmesi gibi özgürlüklerde geniĢlemeler önemlidir.

Çünkü, kalkınma amacı insanın içsel geliĢim değerlerini artırıcı olmalıdır ve maddi koĢullar geliĢtikçe

özgürlükler daha da geliĢebilmelidir. Mobil yaĢam, insanın nerede yaĢayacağına karar vermesini

içerdiği gibi, hareket (göç) özgürlüğü iĢlevini de kapsamaktadır. Dolayısıyla, genel anlamda ―mobil

yaĢamın‖ insanın geliĢiminin bütünleyici bir parçası olduğu savunulmaktadır. Mobil yaĢam sayesinde,

insan diğer yeteneklerini de geliĢtirebilir, daha iyi kazanç, kendisi ve çocukları için daha iyi eğitim, öz-

saygı gibi. Hareketlilik ve ve göç açısından, mobil yaĢam, insanın gelişiminin bir ifadesi olarak da

görülmektedir. Meksika, Türkiye ve Fas gibi ülkelerde göçlerin temel dürtüsü yoksulluk olagelmiĢtir.

Yine de bu konunun bir sorun olarak değil; geliĢimin bir parçası olarak görülmesi önerilmektedir:

Hava değiĢimindeki ferahlık, yalnızca turizmde değil, göç sırasında da merak, keşfetme, diğer

toplumlara ilgi, serüven duygusu gibi gereksinimler karĢılandığından olabilir. Yöreler, bölgeler ve

ülkeler arasında hareketlilik, yapısal kısıtlar da içerebilir, refah artıĢı yerine olumsuzluklara da neden

olabilir. Bu nedenle, ulusal düzeyde toplumsal ve ekonomik alanda yenilikler ve sürdürülebilir

kalkınma çabalarına gerek duyulmaktadır. Göç edenlerin, sılaya para göndermesi, şirketlere sermaye

yatırımı, kamuoyu tartışmalarına katkısı da söz konusu olabilir. Çünkü farklı bakıĢ açılarını ve farklı

uygulamaları görmek ve o uygulamalarda yaĢamak farklı bir toplumsal ve bireysel olgunluk ve görüĢ

yaratmaktadır.

Türkiye‘de 1960‘lı yıllardan bugüne iç ve dıĢ göçler, kente yansımaları, gecekondu kültürü ve müziği

üzerine pek çok araĢtırma ve tartıĢma yapılmıĢtır. KentleĢme sorunları yoğundur. Tüketici-vatandaĢ

modeli ön plana çıkmaya baĢlamıĢ, bazen vergi ödemeden veya kent kurallarına uymadan kaçınma

çeliĢkileri olsa da, modern kent yaĢamından beklentiler artmakta, kırsal kesimde de belirli yaĢam

standartları oluĢmaktadır. Modern kent yaĢamında sorun olan birçok eylemin mobil çözümlerle daha

kolay anlaĢılabilir olması yine bu standartlar içinde yer almaktadır. Örneğin büyük Ģehirlerde trafiğin

izlenebildiği IBB trafik gibi uygulamalar ya da havaalanlarındaki uçuĢ düzenini gösterebilen

aplikasyonlar bireysel veya iĢ sorunlarının çözümünde de ciddi bir rol oynamaktadır. Mobil iletiĢim

ciddi ölçüde yaygınlaĢmakta hatta baskın iletiĢim alanı olarak ortaya çıkmaktadır. Kent nüfusunun

ülke nüfusuna oranı, %30‘lardan %70‘lere çıkarken mobil cihaz kullanıcı sayısı da benzer ölçüde

artmaktadır; sürdürülebilirlik, sağlık, eğitim, konut, ulaĢım, bilgiye eriĢim, kamu hizmetlerine eriĢim,

kamu yönetimi-vatandaĢ odaklılık, toplam kalite yönetimi bakımından etkileĢim gibi yeni ve yoğun

alanlarla karĢılaĢmaya hazır olması gereken toplum için mobil cihazlar da bilgilerin iletilmesi ve

yönetilmesi açısından yardımcı olmaktadır.

Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu 2009 Faaliyet Raporu (BTK, 2010)‘na göre ―Türkiye ile bazı

AB ülkelerinin nüfusa göre geniĢband (geniĢ veri aktarım kapasitesi) penetrasyon (kullanım/eriĢim

yaygınlığı) oranları, hane halkına göre karĢılaĢtırıldığında, AB ülkeleri penetrasyon ortalaması %55

iken; Türkiye‘de bu değer %39,6 olup AB ülkelerine yakındır ve Portekiz ile benzer geliĢme

sergilemektedir (s.31-32). 2009 sonu itibariyle Türkiye‘de %88 penetrasyon oranına karĢılık gelen

62,8 milyon mobil abone bulunmakta, hızlı artıĢlar görülmektedir. Bununla birlikte; 2009 Temmuz

ayında baĢlayan 3G hizmetleri birlikte 3G abone sayısı 2009 sonu itibariyle 7 milyonu geçmiĢtir‖.

4. MOBĠL ĠLETĠġĠMĠN TOPLUMSAL DĠNAMĠKLERĠ

Mobil iletiĢim araçlarıyla (cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb.) kurulan iletiĢim bağlantıları (e-posta,

metin, video, vb.), yüzyüze iletiĢimi (arkadaşlar, aile, çıkar grupları, destek grupları, iĢyeri vb.)

38

destekleyebilmektedir (Phelps, 2010‘de Mary Chayko): Yer ve zamandan bağımsız olarak, toplumun

üyeleri birbirleriyle görüĢebilmekte, bazen de dürüst olmayan, rahatsızlık veren uygulamalar

görülebilmektedir. Internet suçları, davranış bozuklukları, özel hayata ve mahremiyete saygısız aĢırı

gözetim gibi sorunların da, yine e-grup tartıĢma forumlarında açıkça ele alınıp üretken çözümler

getirilebileceği beklenebilmektedir. Bu konuda Mary Chayko‘nun ABD‘de mobil teknolojileri

kullananlarla e-posta yoluyla araĢtırmasına değinilebilir (Phelps 2010): (ki, böylesi bir örneklemin

gerçekçi temsil yeteneği tartıĢılabilir), mobil teknolojilerin çekiciliği, sınırlılıkları, önemi ve deneyimi

açık uçlu biçimde e-posta ile sorulmuĢtur: Bilişsel, duygusal, toplumsal ve uygulama boyutları içsel

dinamiği yansıtırken; daha geniş bağlam ve toplumsal tepkiler dışsal dinamikleri yansıtmak üzere

sorgulanmıĢtır. Kullanıcıların yaĢadığı gerilimler, ödünleşimler, hissettikleri ve deneyimleri

açıklanmıĢtır: Denekler, bilişsel yankılanma, duygusal bağlanma, neşeli sohbet, toplumsal destek,

uygun erişim gibi olumluluklar karĢılığında; mahremiyet, hesapverebilirlik, çevirimdışı yükümlülükler

gibi sorunlar ortaya çıktığını belirtmiĢtir. Canlı ve gerçekçi yorumlar için, psikoloji, iletiĢim bilimleri,

sosyoloji gibi bilim dallarının eĢgüdümünde araĢtırmalar gereği saptanmaktadır. Toplumların değişimi,

teknolojinin olgunlaşması, toplumsal tepkiler gelişimi, istenmeyen sorunlara çözümlerin sınanmasıyla

dinamikler de, iletişim normları, adabı ve söylemleri değiĢebilir. Ailelerin ve vatandaĢların yaĢamına

etkileri de tartıĢılmalıdır. Kamuda, iĢyerlerinde, okulda vb. yerlerde cep telefonu kısıtlamaları ile

görgüsü, adab-ı muaĢeret kuralları ve ilkeleri geliĢtirilirken, bu tür duyarlı alanlar da dikkate alınabilir.

5. VATANDAġ-KAMU YÖNETĠMĠ ETKĠLEġĠMĠ ve KURUMSAL

GELĠġĠM ĠÇĠN ETKĠLĠ TAKIM ÇALIġMASI

Gerek kamu kurumları, kamu görevlileri, gerekse vatandaĢ ve fahri kuruluĢlar olsun, ideal amaçlar,

―daha iyi bir dünya ve mobil yaĢam‖ ise; birlikte yaĢam ve çalıĢma ortamlarını da geliĢtirebilmek

üzere iĢbirliği ve takım çalıĢmaları yapılmasının gerekli olduğunun farkına varılması yararlı olabilir:

Ford ve Kıran (2008, s.135), bir araĢtırma bulgusuna (Symlog Research Summary) değinirken; takım

çalıĢmasına katkısı olan özelliklere yer vermektedirler: Tanınırlık, toplumsal başarı, hoşlanılan ve

saygı duyulan, ortak amaca yönelik etkin takım çalışması, kurumsal birlik, verimlilik, güçlü tarafsız

yönetim, iyi zaman geçirmek, gerilimi gidermek, denetimi esnetmek, gerektiğinde yardım edilerek

daha az muktedir üyelerin korunması, eşitlik, karar almada demokratik katılım, sorumlu idealizm,

işbirliği, yeni usüllere değişim, farklı değerler ve yaratıcılık, arkadaşlık, karşılıklı memnuniyet,

dinlenme, diğerlerinin iyi olduğuna güven, kuruma adanmışlık-inanç-sadakat, komutlara uymak,

yetkililerle uyumlu olmak, kurumsal amaçlara erişmek için gerekirse özveri. Yine takım için gerekli

ancak tehlikeli değerler ise Ģöyle sıralanmaktadır: Bireysel mali başarı, kişisel tanınma ve güç, yetki-

kural ve düzenlemeleri etkin olarak desteklemek, sert mizaç, kendinden emin, tutucu-yerleşik-işleri

doğru yapma, kurumsal amaçlar için bireysel isteklere gem vurma. Takım çalıĢmasını hemen her

zaman kesintiye uğratan değerler de belirtilmektedir: Kendine dönük bireycilik, yetkiye direnç, kendini

koruma, kendi çıkarlarını öne alma, kendine yeterlik, yerleşik usüllerin ve uzlaşmanın reddi,

tanınmışlığı edilgen inkar, yalnız gitme, başarısızlığın kabulü, çaba göstermekten kaçınma, otorite ile

edilgen işbirliksizlik, sessiz rahatlık, kolayına kaçış, kişisel ihtiyaç ve isteklerden vazgeçiş, pasiflik.

Mobil yaĢamın daha aktif, diğer deyimle etkin olacağını, hem vatandaĢlar hem de kamu yönetimi ve

kamu görevlileri açısından daha etkili takım çalıĢması gerektireceğini varsayıldığında, sorun ve

çözümlerin değerlendirilmesi, paydaĢlara/etkileĢenlere düĢen sorumlulukların farkına varılması,

―birlikte‖ çözümler üretilebilmesi önem kazanabilir.

Henüz tam üyelik olmasa da, Avrupa Birliği (AB) toplantıları için artan hareketlilik de dikkate

değebilir: Üye ülkeler arasında süregiden pazarlıklar, önermeler ve müzakerelerin %80‘nin en alt

düzeyde çalıĢma gruplarında yer alan ulusal kamu görevlileri düzeyinde tamamlandığı; %10-15‘inin

diplomatlar ve %5-10‘nun ise bakanlar düzeyinde gerçekleĢtirildiği belirtilmektedir (Bailer, 2010,

s.749‘da Hage, 2007). Bazı önermeler ise farklı düzeylerde ele alınmakta ve daha sık seyahatlerle

gidip gelinmesini gerektirmektedir. Böylesi toplantıların düzeyi ve sıklığı, müzakerelerin ima ettikleri

ve karĢılıklılığı, kullanılan stratejiler gibi yaklaĢımlar da oldukça hareketli, mobil ve yoğun trafikli bir

yaĢam tarzına neden olabilmekte; sürdürülebilirlik bakımından, ―iklim değiĢimi‖ etkileriyle

düĢündürücü yönler de ortaya çıkmaktadır.

39

6. MOBĠL PAZARIN KAMU YÖNETĠMĠ AÇISINDAN

DÜġÜNDÜRDÜKLERĠ

BTK 2009 Faaliyet Raporu (2010) verileri mobil cihaz kullanımıyla ilgili ciddi bir geliĢme olduğunu

gösterirken Türkiye‘de mobil abonelerin %25‘i faturalı, %75‘i ön ödemelidir. AB‘de ise mobil

abonelerin %58‘i ön ödemeli iken %42‘si faturalı abonelerdir (s.33-35): Türkiye AB ülkelerine kıyasla

daha yüksek oranda ön ödemeli aboneye sahip görünmektedir. Türkiye‘de özellikle genç nüfus

arasında yaygın kullanılan kısa mesaj (SMS), GSM operatörlerinin teĢvik edici kampanyaları ile hızlı

bir artıĢ eğilimindedir, 2009‘da SMS sayısı 128 milyarı geçerken, çoklu-medya ileti (resim, müzik vb.)

(MMS) sayısı, yaklaĢık 110 milyon olmuĢtur. Mobil telefon kullanım düzeyinin ölçümünde kullanılan

bir diğer gösterge ise aylık ortalama kullanım süresini ifade eden MoU (minutes of usage)‖dur.

Türkiye‘deki kiĢilerin ortalama aylık mobil telefon kullanım süresi 189 dakika olarak, Almanya veya

Ġngiltere‘den daha yüksektir.

6.1. Kamuda Geliştirilen Bazı Uygulamalar ve Zorunluluklardan Örnekler:

6.1.1. Kamunun Daha İyi Düzenleme Sorumluluğu İçin Piyasa Analizleri

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu‘nun (EHK) yürürlüğe girmesinin ardından, önceki kanun

uyarınca hazırlanan yönetmeliğin yerini almak üzere Elektronik HaberleĢme Sektöründe Etkin Piyasa

Gücüne Sahip ĠĢletmeciler ile Bu ĠĢletmecilere Getirilecek Yükümlülüklerin Belirlenmesi Hakkında

Yönetmelik hazırlanarak 01.09.2009 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanmıĢtır (BTK, 2010, s.36).

Elektronik haberleĢme sektöründe etkin rekabetin tesisi amacı ile AB mevzuatı dikkate alınarak

sürdürülen piyasa analizleri neticesinde, ilgili piyasada etkin piyasa gücüne sahip iĢletmeciler tespit

edilmekte, sektördeki üstünlüklerini, sektöre yeni giren veya rakip hale gelmeye çalıĢan iĢletmecilere

karĢı kötüye kullanmaları önlenmeye çalıĢılmakta, yükümlülükler getirilmektedir.

Mobil Ģebekelere eriĢim ve arabağlantı sağlama, çağrı baĢlatma ve mobil çağrı sonlandırmada; ayrım

gözetmeme, Ģeffaflık, referans eriĢim ve arabağlantı teklifleri hazırlama ve yayımlama, tarife

düzenlemelerine (maliyet esaslı) tabi olma, hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi, ortak yerleĢim.

Piyasa analizleri azami üç yılda bir tekrarlanmaktadır. Bununla birlikte ilgili piyasalarda etkin piyasa

gücüne sahip iĢletmecilerin belirlenmesi amacıyla Kurum re‘sen ya da iĢletmeci veya iĢletmecilerin

gerekçeli talebi üzerine üç yıl dolmadan da piyasa analizi yapabilmektedir (BTK, 2010, s.39).

6.1.2. Mobil Cihaz Kayıt Sistemi

Mobil Cihaz Kayıt Sistemi; yasal olarak ithal edilen cihazların kayıt altına alınması ve kaçak, kayıp,

çalıntı ve klonlanmıĢ kod numarası (IMEI)‘na sahip cihazların elektronik haberleĢme Ģebekesi ile

bağlantısının kesilmesi amacıyla kurulmuĢ ve bu donanım ve veritabanı sistemi üzerinde çalıĢan

İthalat Takip Sistemi, Bilgi ve İhbar Merkezi Sistemi, Bireysel Başvuru Sistemi, Savcılık Takip Sistemi

gibi çeĢitli uygulamalar geliĢtirilmiĢtir (BTK, 2010, s.73-74). Birçok iĢlem otomatik hale getirilerek

süreçlerin etkin, doğru ve hızlı iĢlemesinin sağlandığı belirtilmektedir (Bakınız Çizim 1). Bu sistem

sayesinde, can ve mal güvenliği sağlanabilir olmuĢ ve bazı sorunlar ortaya çıkmadan giderilebilmiĢtir.

Böylesi uygulamalar, diğer bazı kamu yönetimi uygulamalarına öncülük edebilir ve örnek

oluĢturabilir. Adalet sistemi, çağrı merkezleri, gümrük/sınır bilgi sistemi, ilgili mobil hizmet

sağlayıcıları, veritabanları, Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu ve son kullanıcılar arasında mobil

bağlantı sistemi iĢlevsel olmaktadır.

Çizim 1: Milli Mobil Cihaz Kayıt Sistemi

40

Kaynak: BTK, 2010, s.74.

SONUÇ

Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, kamu

yönetiminin daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek etmenlere ve değiĢkenlere

değinilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve de mobil hizmetler‖

biçiminde örneklerle kamu yönetiminin sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve

kalkınma‖ kavramları irdelenmiĢtir. Toplumsal hareketlilik, mobil yaĢamın toplumsal dinamikleri,

vatandaĢ-kamu etkileĢimi kavramlarına değinilmiĢ, kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa

verilerine yer verilmiĢtir.

Mobil yaĢama dair teknoloji üretimi konusunu titizlikle öncelikleri arasına almaya çalıĢan ülkemizde,

kamu yönetimi açısından, planlayıcı ve denetleyici birimler ile kamu hizmeti sağlayan kamu ve özel

kuruluĢlara, düzenleyici kuruluĢlara yeni ve önemli görevler düĢecektir. Burada kısaca değinilen

―mobil yaĢam‖ çerçevesinde kamu yönetimi, doğru planlama, altyapı geliĢtirme, hizmetlerin

geliĢtirilmesi-güvenli-eriĢilebilir kılınması, kalite ve fiyat denetimi, kamu sağlığı sorunlarının

giderilmesi ve diğer öncelikli konularda Ar-Ge desteği vurgulanabilir. Toplumsal dönüĢüm tartıĢmalı

ve çok-değiĢkenli bir kavram olarak çeĢitli araĢtırmaların yapılmasını beklemektedir. Mobil yaĢamla

ilgili ekonomik ve mali düzenlemeler geliĢtirilebilmelidir. Mobil yaĢamın oluĢturduğu siyasal etkiler

incelenmelidir. Bu tür cihazların ve sistemlerin kültürel değerler, olumlu toplumsal gelenekler, ve

ekolojik çevrenin korunması gibi konularla etkileĢimleri de dikkate alınması gereken bir diğer konu

olarak düĢünülebilir. Mobil yaĢamı dikkate alabilen kamusal düzenlemeler, bu yaĢamı daha etkin

kılabilecek ve vatandaĢın sorunlarını azaltabilecek bir modele dönüĢtürülebilir. KentleĢme yoğunluğu,

kırsal alanlarda uzaklık sorunu, nüfus, ulaĢım maliyetleri, çevre sağlığı ve korunması gibi etkenler,

mobil cihaz sayısı gibi veriler, toplumun ihtiyaç ve motivasyonu değerlendirildiğinde; kamu

yönetiminin vatandaĢa eriĢebilmesi ve vatandaĢın kamu yönetimine, kamu hizmetlerine eriĢebilmesi

daha uygun, makul ve kullanıĢlı duruma gelebilecektir.

Ülke kalkınması, kamu yararının gözetilmesi, vatandaĢların refahının artırılması gibi makro ve mikro

değiĢkenler açısından değindiğimiz 149 ülkeyi içeren araĢtırmada (Sekhar 2010), kamu yönetimi

açısından ders alınabilecek dünyada en riskli ve kırılgan devletlerin durumu incelendiğinde; kamu

yönetiminin kapasitesini ve kurumsal performansını artıracak öncelikler önerilmektedir. Bu ipuçlarını,

mobil yaĢam ve kalkınma yönetimi öncelikleri ile uyumlu değerlendirebilen bir ―kamu düzenlemesi‖,

41

mobil yaĢamı destekleyecek teknolojiler ve yatırımlar için ―yol haritası‖ çizebilir: Kişibaşı gelir

düzeyini artıran, yolsuzluk denetimi sağlayan, kurumsal kapasite geliştiren, sağlık altyapısını

destekleyen, kamu politikalarının belirsizliğini gidermeye yardımcı olan ve belki e-yönetişimi içeren,

gelir eşitsizliğini azaltan tasarımlar ve uygulamalara öncelik vermek, sağlıklı bir kamu mobil

politikası için düĢünülebilmelidir.

42

KAYNAKLAR

Bailer, Stefanie. (2010). ―What Factors Determine Bargaining Power and Success in EU

Negotiations?‖, Journal of European Public Policy, 17: 5, 743 — 757.

BTK. (2010). Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2009 Faaliyet Raporu.

de Haas, Hein & Rodríguez, F. (2010). ―Mobility and Human Development: Introduction‖, Journal of

Human Development and Capabilities, 11: 2, 177 — 184.

DPT. (2006). Devlet Planlama Teşkilatı Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı (2006-2010).

Ford, David L. & Kıran, M. Ġ. (2008). ―Perceived Leader Effectiveness across Organizational Roles:

Exploratory Evidence from Central Eurasia‖, Eurasian Journal of Business and Economics, 1 (2),

131-156.

Ortega, Daniel E. (2010). ―Human Development of Peoples‖, Journal of Human Development and

Capabilities, 11: 2, 229 — 257.

Phelps, David. (2010). ―A Review of Mary Chayko, Portable Communities: The Social Dynamics of

Online and Mobile Connectedness (Albany, NY: Sunny Press, 2008)‖, The Information Society, 26: 4,

312 — 313.

Sekhar, C.S.C. (2010). ―Fragile States: The Role of Social, Political, and Economic Factors‖, Journal

of Developing Societies,26: 263-293.

Selwyn, Neil. (2010). ―Review of Eric Klopfer, Augmented Learning: Research and Design of Mobile

Educational Games (Cambridge MA: The MIT Press, 2008)‖, Information, Communication & Society,

13, 5: , ss. 788-790.

Sengupta, Mitu. (2010). ―A Million Dollar Exit from the Anarchic Slum-world: Slumdog Millionaire's

Hollow Idioms of Social Justice‖, Third World Quarterly, 31: 4, 599 — 6.

Tshishonga, Ndwakhulu. (2009). ―Review of Deepa Narayan and Patti Patesch, Moving Out of

Poverty: Cross-Disciplinary Perspectives on Mobility (Washington Dc.: World Bank, 2007)‖,

Development in Practice, 19: 7, 939 — 940.

TÜĠK. (2010). 2009 Doktora Derecelilerin Kariyer Gelişimi Araştırması Elkitabı,Türkiye Ġstatistik

Kurumu Sektörel Ġstatistikler Grubu Bilim ve Teknoloji Ġstatistikleri Takımı.

43

ÖZGEÇMĠġ Doç. Dr. M. Kemal ÖKTEM

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Lisans, Hacettepe Üniversitesi‘nde Kamu

Yönetimi alanında Yüksek Lisans ve Doktora derecesini aldı. TODAĠE Öğretim ve AraĢtırma Asistanı

olarak görev yaptı. Eğitim amacıyla çeĢitli ülkelerde bulundu. Ġngiltere‘de Ġnsan Kaynakları

Planlaması, Ġtalya‘da Kamu Yönetimi ve Avrupa Birliği konularında burslu seminerlere katıldı.

Avustralya‘da Üçüncü Sektör kuruluĢlarında çalıĢmalar yaptı. Hacettepe Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari

Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü‘nde 2000 yılından bu yana görev yapmaktadır. ―Ġnsan

Kaynakları‖ ve ―Kamu Yönetimi‖ konularında yayınlanmıĢ çeĢitli makaleleri, tebliğleri ve

araĢtırmaları bulunmaktadır. Örneğin; ―Bilgi Teknolojileri ve Kamu Yönetimi‖ konulu bir kitap

bölümü ile Kamu Yönetimi: Gelişimi ve Güncel Sorunları (Ankara: Ġmaj Yayın, 2004) adlı ortak

editörlü bir kitap yayınlamıĢtır. KarĢılaĢtırmalı e-kamu yönetimi, kamu yönetimi ve kalkınma, bilgi

toplumu ve kamu yönetimi, insan kaynakları ve örgüt geliĢtirmesi konularını içeren dersler

vermektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

Hacettepe Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü

Öğretim Üyesi

Beytepe 06800 Ankara

Telefon: 0312. 297 87 25

Faks: 0312. 297 87 40

e-posta adresi: [email protected]

44

IV. BÖLÜM MOBĠL DEMOKRASĠ PLATFORMU PROJESĠ

Arif Muti, Mobil Demokrasi Derneği

ÖZET

Yerel yönetimlerin vatandaĢlarına her türlü bilgiyi sunması veya acil durumlarda vatandaĢına anında

ulaĢabilmesi ve vatandaĢın da yerel yönetime geri dönüĢüm gerçekleĢtirebilmesi ‗‘yönetiĢim ‗‘

kavramının toplumsal ve siyasal yapıda daha etkin olabilmesini sağlamaktadır. Bu çerçevede

oluĢan/oluĢacak yeni toplumsal ve siyasal yapı içinde iletiĢim kanallarının rolü oldukça etkili

olacaktır.

20. yüzyılın teknolojik geliĢmeleri toplumların yapısını etkilemekle birlikte yeni bir toplumsal yapıyı

da beraberinde getirmektedir. Kitle iletiĢim araçlarının yaygınlaĢmasıyla bireyler arası iletiĢim de yeni

bir boyut kazanmıĢtır. Bu bağlamda toplumlar, enformasyon toplumu, bilgisayar çağı toplumu,

iletiĢim toplumu, bilgi toplumu gibi yeni isimlerle adlandırılmaya baĢlanmıĢtır. Kitle iletiĢim

araçlarının yaygınlaĢması ile birlikte tüm kitleye ulaĢabilme olanağı artmıĢtır. Bu sayede toplumsal

yaĢamda bilgilenme, eğlenme, haber alma, dinlenmeye varıncaya kadar tüm etkinliklerden haberdar

olmamız mümkün olmuĢtur. Bu nedenle toplumsal yaĢamın etkilenmesinde ve yönlendirilmesinde

kitle iletiĢim araçlarının rolü oldukça büyüktür.

ĠletiĢim konusunda tek yönlü ya da çift yönlü iliĢkiyi içeren tanımlar bulunmaktadır. Bugün iletiĢim,

daha çok çift yönlü iliĢkiyi içermektedir. Kaynak, mesaj (ileti), kanal ve alıcı öğelerini içinde

barındıran iletiĢim sürecinde kaynaktan gelen mesaj kanala, kanaldan alıcıya gönderilir. Yerel yönetim

ile vatandaĢ arasında köprü niteliği taĢıyan Mobil Demokrasi Platformu iletiĢim sürecinde kanal

görevini üstlenmektedir. Çift yönlü iletiĢimi sağlayan Mobil Demokrasi alıcıdan gelen mesajları da

kaynağa tekrar göndermektedir.

Anahtar Kelimeler: Bilgi toplumu, mobil demokrasi platformu, toplumsal yaĢam, belediye

GĠRĠġ

Günümüzde daha çok bilgi toplumundan söz edilmesi ve bilgi akıĢının giderek hız alması, toplumdaki

iç dinamiklerin özellikle yerel yönetimlerin yönetim biçimindeki kaçınılmaz değiĢikliğin yeniden

yapılanma gereğini ortaya çıkarmaktadır. ‗‘Yönetim‘‘ kavramından farklı olarak yeni oluĢan

yapılanmanın içinde ‗‘yönetiĢim‘‘ kavramının giderek devlet nezdinde yer edinmesi ve bu sayede

yöneten ve yönetilen kesimlerin birlikte hareket etmesi hız kazanmıĢtır. Bu sayede ―yeni yapılanma‖

da taraflarca en uygun olanın yapılması bir bakıma toplumların yönetilmesinde ve düzenin

sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. YönetiĢim kavramının toplumda daha iyi yer edinebilmesi

için hükümetin alacağı karaların toplumda var olan sivil ve siyasal tüm yapıların yanında vatandaĢlarla

birlikte yeni düzenlemelere gitmesinin gerekliliği ve bu yapılanmanın ‗‘sürdürülebilirliği‘‘ önemlidir.

Söz konusu Mobil Devlet uygulamaları son yıllarda hızla yaygınlaĢmaktadır. Bunlar, genelde

vatandaĢın kamu kurumlarıyla ilgili iĢini cep telefonu ile de yapabilmesini sağlayacak uygulamalardır.

Mobil Demokrasi ise demokrasinin bir gereği olan katılımı yaygınlaĢtırır. Yöneten ile yönetilenlerin

görüĢlerinin istek, öneri ve Ģikayetlerin ortak alanda toplanmasını, gerektiği noktalarda da oylanmasını

sağlar.

1. MOBĠL DEMOKRASĠ KAVRAMI

Mobil demokrasi kavramı fikri 2004 yılında ortaya çıkmıĢtır. E-dönüĢüm, E-devlet uygulamalarının

yaygınlaĢtığı dönemde, vatandaĢı yaĢadığı kentle ilgili bilgilendirmek için yerel yönetimler baĢta

olmak üzere tüm kurumlar internet tabanlı uygulamalar içerisine girmiĢlerdir. O dönemlerde önemli

tespitlerden biri, yüzde 14 oranlarında olan internet kullanıcı sayısı ile bilgi toplumuna ulaĢmanın

imkansızlığıydı. Ama aynı dönemlerde cep telefonu kullanıcı sayısı ise neredeyse nüfusun yüzde

45

60larını bulmaktaydı. Cep telefonu kullanım oranın yüksekliği kadar efektif kullanımı da çok yüksekti

ve hala da öyledir. Aynı dönemler ‗‘pop star yarıĢmaları‘‘ dönemi olarak da nitelendirilmektedir. Bu

yarıĢmalara sosyal araĢtırmacı gözüyle bakıldığında mobil katılımın çok yüksek olduğu ortaya

çıkmıĢtır. Mobil demokrasi platformu da katılımcıların bir yarıĢmada hangi adayı seçmek istedikleri

ile ilgili tercihlerini SMS ile iletmelerini örnek alarak, özyönetim süreçlerinde bir teknik olarak,

demokratik katılımı daha da iĢlevselleĢtireceği düĢüncesinden doğmuĢtur.

2. PROJENĠN HEDEFLERĠ

Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile Bilgi toplumunun gereği olan; bilginin eĢit dağıtımı ve

paylaĢımı, demokrasinin zorunluluğu olan katılımın önündeki engellerin, mobil teknolojiler

aracılığıyla aĢılması, toplumsal zihniyetin, kentlilik bilincinin oluĢturulması ve duyarlılığın sağlanması

yönünde dönüĢtürülmesiyle yerel yönetimlerde ―etkin yönetiĢim‖ anlayıĢının egemen kılınması ve

böylece her bireyin karar alma sürecine doğrudan katılımının sağlanması; temel amaç ve ilkeler

ıĢığında yürütülmeyi hedeflemektedir.

3. MOBĠL DEMOKRASĠ PROJESĠ

Mobil Demokrasi Platformu Projesi, amaçlarına projenin içerdiği iki temel unsur ile ulaĢır. Bunlar

―888 Yayın Kanalı‖ ve ―3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı‘dır.

3.1. 888 Yayın Kanalı

―Mobil Demokrasi Platformu 888 Yayın Kanalı‖ ile yerel yönetimler, geliĢtirilen arayüz sayesinde

ve hücre yayın sistemi (cell-broadcast systems) aracılığıyla vatandaĢlara çağa ve kent yaĢamına en

uygun olan, ülkemizde özellikle her sosyo-ekonomik sınıfı kapsayacak denli yaygın bir Ģekilde

kullanılan, cep telefonları üzerinden ulaĢabilmektedir. Hücre Yayın Kanalı teknolojisinin vatandaĢlara

ulaĢım noktasında zaman ve mekândan bağımsız bir araç olan bir mobil teknoloji ürünü olmasının

yanı sıra bir diğer önemli avantajı ise acil durumlarda yoğunluk nedeniyle veya herhangi bir baĢka

nedenle kilitlenmesinin söz konusu olmamasıdır. Bu nedenle de 888 Hücre Yayın Kanalı yerel

yönetimlerin acil durumlarda veya doğal felaket gibi kriz durumlarında vatandaĢlara sürekli bir Ģekilde

doğru bilgi sağlayarak söz konusu olağanüstü durumu etkili bir Ģekilde yönetmelerine de olanak

sağlamaktadır. Böylece hem vatandaĢın hem de belediyelerin doğal felaketler karĢısında daha az zarar

görmesini sağlamaktadır.

Bir yandan da söz konusu kanalın etkin bir Ģekilde kullanılmasıyla birlikte, bilgi eksikliğinden

doğabilecek zararların da önüne geçilebilmektedir. Bunlar, vatandaĢların herhangi bir acil durumda

hayatlarını kurtaracak doğrulukta olan ve bilinç düzeyini yükseltecek eğitici yayın içerikleriyle

sağlanmaktadır. Nöbetçi eczanelerin iletiĢim bilgilerinden, herhangi bir kene ısırmasında yapılması

gerekenlere kadar tüm içerikler bilgi ihtiyacı doğmadan önce vatandaĢlara ulaĢtırabilmektedir. Benzer

bir Ģekilde kent yaĢamına ve kentlilik kültürünün oluĢumuna katkı sağlayan yayınlar ve yerel düzeyde

kalkınmaya hizmet edecek yayınlar veya yerel yönetimlerin çalıĢmalarına dair yayınlar da

vatandaĢların cep telefonlarına iletilebilmektedir. Nitekim bilgi çağının en önemli parametrelerinden

biri de bilginin doğru olduğu kadar etkin ve hızlı olarak da transfer edilmesidir. 888 YAYINCELL

Belediye Yayın Kanalı projesi ile yerel yönetimlerin, vatandaĢlarına daha ihtiyaçları oluĢmadan

ihtiyaçları hakkında hızlı ve etkin bilgilendirmeyi yapmaları söz konusudur.

Bilgi kirliliğine yol açmamak ve en etkili olan bilginin seçimine dair bir anlayıĢı kurumsallaĢtırmak

için belediyeler acil durumlar haricinde 888 Yayın kanalını günde 3 yayın içeriği sınırlamasıyla

kullanabilmektedir. Ayrıca Mobil Demokrasi Platformu katılım kanalı ile birlikte kullanıldığında 888

yayın kanalı belediyelerin kamuoyu yoklaması yapmak, mobil anketler veya referandumlar

düzenlemek adına sorularını vatandaĢlara ilettikleri bir kanal olarak da kullanmaktadır.

Yerel yönetim personeli ve yayın kanalı kullanıcısı proje bünyesinde 888 Yayın Kanalını siyasi veya

reklam içerikli yayınlar için kullanmamaları konusunda bilgilendirilmektedir. Buna ek olarak söz

konusu yaklaĢım gereği yayınlar Ecotel çalıĢanlarının editörlüğü sonucunda vatandaĢa

ulaĢabilmektedir. Böylece vatandaĢlar projenin faydalanıcıları statüsünde yer alarak yaĢamlarını

doğrudan ve olumlu Ģekilde etkileyen, yaĢadıkları bölgeye dair duyarlılıklarını arttıran bilgilere

46

kolaylıkla ulaĢabilmektedirler. Belediyeler daha Ģeffaf, demokratik ve bilgi çağına uygun araçlarla

hizmet kalitelerini yükseltecektir. Her yerele özgü en etkili bilginin tespitine yönelik sosyolojik

çalıĢmalar Türkiye geneline dair ileride birçok bakımından kullanılmak üzere ciddi veriler elde

edilmesini sağlayacaktır.

Hali hazır koĢullar içerisinde belediyeler vatandaĢlarına bilindik yöntemlerle ulaĢmayı tercih ederler.

Bu yöntemler kısaca afiĢ basmak, anons yapmak, el ilanı dağıtmak, billboardlar ve panolar

hazırlamak, internet aracılığı ile web sitelerinden çeĢitli duyuruları gerçekleĢtirmek, vatandaĢa toplu

SMS atmak ya da basılı ve görsel medya aracılığı ile vatandaĢlarla iletiĢim kurmaktır. Belediyenin

yaptığı anonslar, çoğu zaman gürültü kirliliğine yol açmakta ve maliyetli olmaktadır. AfiĢler, el

ilanları, billboardlar ise belediyenin harcamalarını çok yüksek düzeye çıkarmakta ve sınırlı miktarda

vatandaĢ bilgilendirilebilmektedir. Belediyenin internet sitesi üzerinden yaptığı bilgilendirmeler ise,

Türkiye‘deki internet kullanıcı sayısının düĢüklüğü göz önüne alındığında etkin bir yöntem olmaktan

henüz uzaktır. Söz konusu yöntemler içerisinde en etkili ve çağdaĢ olanı vatandaĢa toplu SMS

atmaktır. Ancak belediye yüksek maliyetlerle karĢılaĢmakta ve vatandaĢların cep numaralarını bilme

zorunluluğu oluĢmaktır. Bir diğer yandan vatandaĢın aktivasyonuna bağlı olmadığı için bilgi almak

istememe hakkını kullanması kendisine bağlı değildir. Öyle ki toplu SMS‘leri almak istemeyen

vatandaĢ bunu belediyeye bildirmek zorundadır.

Belediye mücavir alanı içerisinde bulunan 888 kanalını aktif hale getirmiĢ olan tüm vatandaĢlar ilgili

yayına ulaĢabilmektedir. Bu da toplu SMS‘ten farklı olarak mücavir alan sınırında ikamet etmeyip

ancak mücavir alan sınırından geçen veya geçici bir süreliğine orada bulunan vatandaĢların da bilgi

edinme hakkına ulaĢmalarını sağlamaktadır. Böylece 888 Hücre Yayın Kanalı Belediyelerin

vatandaĢlarını bilgilendirme noktasında kullanabilecekleri en faydalı proje olarak belirlenmektedir.

Mobil Demokrasi Platformu 888 Yayın kanalı ile herhangi bir konuda tutum ölçme anketleri yapmak,

karar alma sürecinde vatandaĢın fikrine danıĢarak referandum uygulamak, kamuoyu yoklaması

gerçekleĢtirmek mümkündür. VatandaĢın karar alma sürecine katılımını sağlayacak olan bu

uygulamalar aracılığıyla elde edilen veriler ıĢığında yerel yönetimler, hizmetlerinin kalitesini ve

verimliliğini ölçme ve ileriye dönük icraatlarını etkili bir Ģekilde planlama olanağına sahip olurlar.

Mobil Demokrasi Platformu Projesi kapsamında uygulanmıĢ olan anket ve referandumlardan elde

edilen katılım oranları ve içerikleri önemli veriler ortaya koymuĢtur. Söz konusu veriler, kentlilik

bilinci ve kent yaĢamı bağlamında geliĢen duyarlılığın önemli göstergeleridir. Anket ve referandum

uygulamaları, aynı zamanda vatandaĢların katılımcı bir özne olarak konumlandırıldığına ve böylece de

yönetilen ile yönetenler arasında belirli bir düzeyde güven iliĢkisinin sağlanmıĢ olduğuna iĢaret

etmektedir.

47

888 YAYIN KANALI” ĠĢ AkıĢ ġeması

888 Yayın Kanalı Ġçerik Örnekleri;

• AGZI ACIK BIR KOVADA UNUTULMUS SU, BIR MAHALLEYE YETECEK KADAR SINEK

URETEBILMEKTEDIR. LUTFEN SU KAPLARINIZIN USTLERINI ORTUN YA DA SUYUNUZU GUN

ASIRI DEGISTIRIN. KOCAELI BUYUKSEHIR BELEDIYESI-Mobil Demokrasi

• YAGISLI HAVALARDA VIRAJ ONCESI NORMAL SARTLARDAN DAHA ONCE YAVASLANMASI

GEREKIR. AYRICA VIRAJI DONERKEN SURAT NORMAL KOSULLARDAKININ EN AZ YARISINA

INDIRILMELIDIR. VIRAJ ICINDE KESINLIKLE FRENE BASILMAMALIDIR. SIIRT BELEDIYESI -

Mobil Demokrasi

• SIDDETLI YAGISLAR NEDENIYLE YASANAN SEL FELAKETI ICIN BELEDIYEMIZ PIRI MEHMET

PASA ILKOGRETIM OKULUNDA KRIZ MASASI OLUSTURMUSTUR. HASAR BILGILERINI KRIZ

MASAMIZA ILETINIZ. TEL:736 10 02 SILIVRI BELEDIYESI -Mobil Demokrasi

3.2. 3870 İnteraktif Katılım Kanalı

Projenin 888 Yayın Kanalı dıĢında bir ayağını da 3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı oluĢturur. 3870

interaktif katılım kanalı söz konusu iletiĢim ağının vatandaĢlar tarafından kullanılan kısmını oluĢturur.

Bu kanal yoluyla VatandaĢlar cep telefonları ile her an her yerden belediyelerine istek ve Ģikâyetlerini

hiçbir bürokratik engele takılmadan 10 saniye gibi kısa bir süre içersinde iletebilmekte, bu da bireyin

zamandan tasarruf etmesini sağlamaktadır. VatandaĢın belediyesine eriĢimi belirli bir zaman

maliyetini de beraberinde getirmektedir. Özellikle isteğin/dileğin gerekli belediye birimine/ bölümüne

ulaĢması fazla zaman almaktadır. Mobil Demokrasi Platformu, ―3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı‖

yoluyla vatandaĢ cep telefonunun mesaj bölümüne ‘‘…………bld‘‘ yazıp boĢluk bırakıp, isteğini/

dileğini ilgili birime anında 1 SMS bedeli karĢılığında iletebilmektedir.

Belediyelerin kamuoyu yoklamaları için harcadıkları süre ve anket maliyeti minimum seviyeye

inmektedir. Mobil Demokrasi Platformu Projesinin yerel yönetimlerde, birlikte yönetim veya

yönetiĢim anlayıĢına ve Demokrasi kültürüne katkıda bulunduğu en önemli uygulamaları, her iki

kanalın bir arada kullanılmasıyla gerçekleĢen anket veya referandumlardır. Bu sayede vatandaĢın

belediye yatırımlarını yönlendirmesinin ve yatırımlara dair karar süreçlerine etki etmesinin

sağlanması; belediyenin, bu çerçevede vatandaĢın isteklerine göre yeni düzenlemeler gerçekleĢtirmesi

mümkün olmaktadır.

Belediyeler vatandaĢın gönderdiği SMS‘leri, belediyeler için geliĢtirilen web arayüz programında

kendi hesaplarından kendilerine gönderilen Ģikâyet içeriklerini görebilirler. GeliĢtirilen bu

48

görüntüleme ekranında Ģikâyet eden vatandaĢın cep numarası belediyeye veri olarak sunulmaktadır.

Bu sayede belediye de Ģikâyet eden vatandaĢını anında arayarak ulaĢabilmektedir. Bu arayüz hesapları

belediyelere ana kullanıcı ve alt kullanıcılar olarak platform sağlar. Bu sayede ana sayfaya gelen

Ģikâyetler, içeriklerine göre, birimlere yönlendirilir ve gelen Ģikâyetin de birimlerde çözüm bulma

performansları takip edilir. Sistem 24 saat faal olduğundan vatandaĢlar mesai saatine bağlı kalmadan

Ģikâyet, istek ve önerilerini iletebilmektedir.

3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı ĠĢ AkıĢ ġeması

3870 Örnek SMS Ġçerikleri;

• Sakaryabld Budaklar koyunde oturuyorum merkeze bukadar yakin olupta yuruyecek bir yaya

yolumuzun olmayisi bu cagda icler acisi.daha cok hizmet almak dilegi ile iyi calismalar.sacide toy.

• Elazigbld Sayın Belediye BaĢkanı 2.Dönem iyi çalıĢmıyor. ġehir sorunlarla dolu. Su sorunu yok

deniyor rızaiye mh.de ramazan ayında suyun çok gerekli olduğu saatlerde yerli yersiz sular kesiliyor ,

halen de kesilmeye devam ediliyor. Mahalle içlerine böcek ilaçlaması yapılmıyor, Ģirket personelin

maaĢı verilmeyip kul hakkı yeniyor. Vs. Vs. Vs. Sorun sorun sorun. Artık muhteĢem süleyman yerini

miadı dolmuĢ süleyman a bırakıyor. Not: 2 dönemde sayın baĢkana oy vermiĢ biri olarak sitem

ediyorum.

• gaziantepbld il geneli yollar cok kotu. Neden daha planli calisilip yollar düzeltilmiyor. Yapilan

yollarin kisa zamanda tekrar kazilmasi anlamsiz

49

Mobil Referandum ĠĢ AkıĢ ġeması

4. KENT KONSEYLERĠ PROJESĠ

Mobil Demokrasi Platformu kent konseylerine yönelik projeyi de içermektedir. BirleĢmiĢ Milletlerin

desteklediği UCLG-MEWA (Dünya BirleĢmiĢ Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya

Bölge TeĢkilatı) ve Mobil Demokrasi Derneği iĢbirliğiyle gerçekleĢtirilen ―Kent Konseylerinin

Güçlendirilmesi ve Yerel Demokratik YönetiĢim Mekanizmaları olarak ĠĢlev Görmelerine

Yönelik Eğitim ve Kapasite GeliĢtirme Desteği Sağlanması‖ Projesi kapsamında Mobil Demokrasi

Derneği‘nin rolü “Kent Konseyleri arasındaki ve her Kent Konseyi’nin kendi içindeki bilgi akıĢı,

iletiĢim ve iĢbirliğinin geliĢtirilmesine yönelik teknik destek sağlanması‖ olarak belirlenmiĢtir.

Bu proje ile amaçlarımız kent konseyinin kendi içindeki (çalıĢma grupları ve meclisler) iletiĢimini

güçlendirmek, kent konseyini diğer kent konseyleriyle iletiĢime geçip ortak proje üretebilmesini

sağlamak, kent konseyi ile vatandaĢın iletiĢimini güçlendirerek vatandaĢın sürece entegre edilmesini

sağlamak, ortak aklın sağlanmasında tüm aktörleri sürece dahil etmektir.

Ġdeal bir kent konseyi, alacağı kararlarda halkın görüĢüne baĢvurur. Sorunlara yönelik halktan gelen

çözüm önerilerine önem verir. Halkın farklı kesimlerinin fikirlerinin tartıĢılması için ortam sağlar.

Ayrıca; Kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin

uygulanmasına katkıda bulunma misyonuna sahiptir. Bu bağlamda kent konseyinin yaptırım gücü ve

meĢruiyeti halkı temsiliyetinden doğmaktadır. Temsil ettiği kesim ile iletiĢimi güçlü bir kent konseyi

görev ve yetkilerinin farkında olarak proje geliĢtirebilecektir.

Bütün bu görev ve misyonlar ancak iki taraflı sağlıklı bir iletiĢimle gerçekleĢebilir. Bu noktada Mobil

Demokrasi mobil teknolojiler ve web vasıtasıyla, kent konseylerine bütün bu görev ve misyonlarını

hayata geçirebileceği platformlar sunmaktadır.

50

Hazırlanan web forum sayesinde kent konseyi etkinliklerini duyurabilmekte, diğer kent konseyleri ve

vatandaĢlarla iletiĢim kurabilmekte ve vatandaĢın sisteme doğrudan katılımını sağlamaktadır.

Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile 3870 Demokratik Katılım Kanalı vatandaĢın kent konseyine

zamandan ve mekandan bağımsız olarak anında ulaĢmasını, kent konseyinin kent ile ilgili

anket/referandum uygulamasını ve kent konseyine yeni ve aktif üyeler kazandırmasını sağlamaktadır.

Ayrıca vatandaĢ attığı her SMS‘ten sonra otomatik olarak ulaĢtığı kent konseyinden teĢekkür SMS‘i

almaktadır.

Mobil Demokrasi Derneği kent konseyleri ile ilgili projesini aktarmak ve kent konseylerini geliĢtirilen

web forum bilgilendirmek için her ay ‗‘Bölgesel Uygulamalı Eğitim Toplantıları‘‘ düzenlemektedir.

Bu toplantılarda, Mobil Demokrasi Kavramı, Türkiye‘de Mobil Demokrasi Uygulamaları ve Mobil

Demokrasi Platformu Projesi anlatılmaktadır. Bununla birlikte, Kent Konseylerinin Güçlendirilmesi

ve Yerel Demokratik YönetiĢim Mekanizmaları olarak ĠĢlev Görmelerine Yönelik Eğitim ve Kapasite

GeliĢtirme Desteği Sağlanması‖ Projesi kapsamında Mobil Demokrasi Derneği‘nin yeri

vurgulanmakta ve www.mobildemokrasi.com internet sitesi üzerinden kent konseylerine sağlanan

arayüz kullanımının uygulamalı eğitimi verilmektedir.

4.1. Kent Konseylerine Yönelik Bölgesel Eğitim Toplantıları: İç Anadolu Bölgesi

20-21 Ocak 2010 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen ―Kent

konseylerine Yönelik Eğitim ve Kapasite geliĢtirme Programı‖

kapsamında, Ġç Anadolu bölgesinde yapılan Bölgesel Eğitim

Toplantısına konuĢmacı olarak katılan Mobil Demokrasi Derneği

Yönetim Kurulu baĢkanı Sn Arif Muti, Demokratik Katılım ve bu

katılım önündeki engellerin mobil teknolojiler vasıtası ile aĢılması

hakkında görüĢlerini bildirirken, Kent Konseylerinin bu süreçteki

yeri ve önemi üzerinde durarak Mobil Demokrasi Platformunun

projeye katkılarını ifade etmiĢtir.

5. ULUSLARARASI PLATFORMDA MOBĠL DEMOKRASĠ

1. Monte Carlo‘da, Haziran 2007 döneminde gerçekleĢtirilen Global Messaging Awards‘ta, Turkcell

―Mobil Demokrasi Platformu‖ uygulamasıyla, ―Kamusal Alanda Kar Amacı Gütmeyen‖ proje dalında

birincilik ödülü almıĢtır.

2. BirleĢmiĢ Milletler Afet Koordinasyon Birimi Mobil Demokrasi Platformu Projesini “en iyi

uygulama” olarak değerlendirmiĢ ve 2010 yılında dünya genelinde yayınlayacakları kitapta projenin

içeriğini ve örnek deneyimleri içeren bir makale ile yer almasını talep etmiĢlerdir.

3. Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile birlikte 2008 yılında yurtdıĢı açılımları da gerçekleĢtirmiĢtir.

Ukrayna’da yer alan GSM operatörlerinin çözüm ortağı EuroCell firması ile gerçekleĢtirilen

görüĢmeler ve sözleĢme neticesinde çeĢitli ülkelerde Mobil Demokrasi Platformu projesini hayata

geçirmeye karar verilmiĢtir.

6. MOBĠL DEMOKRASĠ ETKĠNLĠKLERĠ

1. Birçok Üniversiteden değerli akademisyenlerin ve baĢarılı Mobil Devlet uygulamalarının

temsilcilerinin yer aldığı 1. Ulusal Mobil Devlet Konferansı 28-29 Mayıs 2009 tarihleri arasında

Ankara‘da gerçekleĢtirilmiĢtir. Ülkemizde bir ilk olan ve ―E- Devlet‘ten Mobil Devlet‘e GeçiĢ

Stratejileri ― alt baĢlığını içeren konferansta, Mobil Demokrasi Platformu bileĢenleri temsilcileri de

―Mobil Demokrasi‖ oturumu ile yerlerini almıĢlardır.

51

2. Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Ecotel Genel Müdürü Arif Muti‘nin

moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, Mobil Demokrasi Platformunun yerel yönetimler ile

vatandaĢlar arasında kurduğu iletiĢim köprüsünün yol açtığı olumlu toplumsal sonuçlardan söz

edilmiĢtir.

3. Türksat‘ın 12–13 Mart 2009 tarihleri arasında Ankara‘da gerçekleĢtirdiği uluslararası arenada e-

devlet ve e-yönetiĢim uygulamalarını konu edinen I. Uluslararası E-devlet ve E-yönetiĢim

Konferansında, Mobil Demokrasi Derneği temsilcileri konuĢmacı olarak yer almıĢtır. Mobil

Demokrasi Platformu projesi uluslararası arenada tanıtılmıĢ ve bilinirliği sağlanmıĢtır.

4. Konya Selçuk Üniversitesi bünyesinde gerçekleĢtirilen 1. Mobil Demokrasi Konferansı, Mobil

Demokrasi Platformu projesinin akademik alana taĢınarak tanıtılmasını sağlamıĢtır.

5. Türkiye‘de bir ilk olan Uluslarası M-Society (Mobile Society) Konferansı 18 –19 Eylül 2008

tarihleri arasında Antalya Sheraton Otel‘de yerli ve yabancı birçok kurum ve kuruluĢun katılımlarıyla

gerçekleĢmiĢtir. Etkinlik, MGCI (Mobile Government Consortium International- Uluslararası Mobil

Devlet Konsorsiyumu) adlı uluslararası Sivil Toplum KuruluĢu tarafından gerçekleĢtirilmiĢ olup

akademik dünyadan ve mobil teknolojilerle ilgili faaliyet gösteren özel Ģirketlerden birçok yabancı

misafiri de konuĢmacı olarak ağırlamıĢtır. Bu etkinliğe Türkiye‘den katılım sağlayan tek yerli Sivil

Toplum KuruluĢu ise Mobil Demokrasi Derneği olmuĢtur.

6. Orta Doğu Teknik Üniversitesi‘nde 22-23 Aralık 2008‘de gerçekleĢtirilen ―Ġnternet

Konferansı‘‖nda Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanı Arif Muti konuĢmacı olarak yer

almıĢtır. KonuĢmasında Bilgi Toplumu yolunda mobil teknolojilerin önemini vurgulamıĢ, Mobil

Demokrasi Platformunun faaliyetlerinin DemokratikleĢme sürecine katkısından söz etmiĢlerdir.

SONUÇ

Mobil Demokrasi halen öncü kent kriterleri ile oluĢumunu geliĢtirme sürecindedir. Bu güne kadar 40‘ı

aĢkın belediye ile çalıĢmalar yapılmıĢtır. Mobil Demokrasi aslında bir demokratik algı yaratma

sürecidir. Bu süreçte Mobil Demokrasi Derneğinin sosyal araĢtırmacıları o kente iliĢkin araĢtırma ve

yön verme destekleri ile birlikte teknolojinin de gerekliliğini de yerel yönetimlere aktarmaktadırlar.

Ancak zaman zaman hızlı sonuç bekleyen, sistemin ortaya koyduğu hedefleri yerine getirmeyen

(yayın atamayan, referandum yapmayan) belediyeler ile yollar kesiĢsi gerekmektedir. ġimdilerde

çoğunun üyeliği 3 yılı aĢkın olan 25 kente demokrasiye katmadeğer sağlanmaya çalıĢılmaktadır. Bu

perspektiften bakıldığında Mobil Demokrasi Platformu milyonun üstünde vatandaĢın kullandığı ve

halen de kullanmakta olduğu bir platformdur.

Mobil Demokrasi uygulaması yakın zamanda Avrupa Birliği üyesi olan Hollanda‘nın, Ukrayna‘nın ve

Yunanistan‘ın bir kentinde uygulanması üzerine ön çalıĢmalar baĢlatılmıĢ bulunmaktadır. Gelecekte

ise Küresel Mobil Demokrasi platformunu oluĢturarak, devlet politikalarından hariç küreselleĢen bir

yapıda tek bir toplum olan dünya halklarının yön vermesini amaçlanmaktadır.

52

ÖZGEÇMĠġ Arif MUTĠ

1965 yılında Ankara‘da doğdu. Yükseköğrenimini, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi

Doğu Dilleri Urdu Dili Pakistan AraĢtırmaları bölümünde tamamladı.

2000 yılı Kasım ayındaEcotel Bilgi Toplumu Teknolojileri unvanı ile Ģirket kurdu. Toplumun

bilinçlenmesini amaçlayan bu Ģirket ile sosyal bilimciler ve teknoloji uzmanlarını aynı çatıda

toplayarak sosyo-tekno kavramını baĢlattı. 4 yıl boyunca ülke genelinde yaptığı araĢtırmalar

sonucunda ―Mobil Demokrasi― kavramını uygulamaya geçirdi. 2005 yılında Turkcell desteği ile bilgi

toplumu alanında güçlü bir sosyal inovasyonu yerel yönetimlere taĢıdı. Bu birliktelik Monte Carlo‘da

― yapılan yarıĢmada ―Kar Amacı Gözetmeksizin Kamu Yararına Yürütülen Proje‖ baĢlığı ile

GLOBAL MESSAGĠNG 2007 birincilik ödülü getirdi.

2006 yılında Mobil Demokrasi sosyal inovasyonuna sürekli destek oluĢması adına Mobil Demokrasi

Derneğini oluĢturdu ve Yönetim Kurulu BaĢkanlığına seçildi.

2009-2010 yılları arasında Mobil Demokrasi Derneği, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı desteği

ile yürütülen ―Kent Konseyleri‘ne Yönelik Kapasite GeliĢtirme Programı çerçevesinde ülkenin birçok

bölgelerinde proje kapsamında Kent Konseylerine eğitim seminerleri verdi.

Arif MUTĠ halen Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanlığını ve Ecotel Bilgi Toplumu

Teknolojileri firmasının Genel Müdürlüğü yürütmektedir.

ĠletiĢim Bilgileri:

Gazi Üniversitesi GölbaĢı YerleĢkesi

Teknopark B blok Kat:2 No:B205 GölbaĢı / Ankara

Telefon: 0 312 285 97 07

E-posta: [email protected]

53

V. BÖLÜM M-DEVLET VE YASAL DÜZENLEMELER*

Metin Güçer, Triodor Software/ Manager of Operations

Engin MemiĢ, Henkel/Developer & Consultant

Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi

*Konuyla ilgili desteklerinden dolayı Muhammed Akgün, Future Business Solutions Inc/Software

Development Specialist [email protected], Semih Sünnetçi, Avea / Technology

Budgeting Specialist, [email protected] ve Öncel Manav, ġekerbank Assistant Officer,

[email protected] ve Emre Akpınar Kuveyttürk Participation Bank/Software

Development Associate, [email protected]‘a teĢekkür ederiz.

ÖZET

Devletler, e-devlet uygulamalarına odaklanıp bu konuda yeni geliĢtirmeler yaparak vatandaĢların

beklentilerini karĢılamaya çalıĢırlar. Bu bağlamda topluma ve bireylere hizmet sağlama sürecinde

felaket uyarı mekanizmaları, trafik bilgi portalları gibi sistemler ile bu alandaki iletiĢim olanaklarını

geliĢtirmeye çalıĢırlar. Ġstatistiksel değerlendirmelerde geliĢmemiĢ ülkelerde internete eriĢim oranı

geliĢmiĢ ülkelere oranla oldukça düĢüktür. Ancak mobil gereçlerin dağılımına bakıldığında hem

geliĢmiĢ, hem geliĢmekte olan hem de geri kalmıĢ ülkelerde çok hızlı bir Ģekilde yayılmıĢ olduğu

dikkati çekmektedir. Bu durum devletlerin elektronik uygulamalarında mobil teknolojiler gibi farklı

metodlar üzerine yoğunlaĢmaya itmektedir. Günümüzde pek çok özel sektör Ģirket de müĢterileri için

mobil uygulamalar geliĢtirmektedirler. Bu örnekler devletlerin de buna benzer uygulamalar

geliĢtirmeleri yönündeki beklentileri arttırmaktadır. Devletler, mobil uygulamalar geliĢtirirken yasaları

önemli ana baĢlığı olarak göz önünde bulundurmalıdır.

Mobil uygulamaların temel avantajı insanların ihtiyaçları olan bilgiye istedikleri yerden istedikleri

zaman ulaĢabilme kolaylığı sağlamasıdır. Böylece devletler bir anlamda yeni mobil uygulamalar

geliĢtirme konusunda toplumlar tarafından talep baskısı ile de karĢılaĢmaktadırlar.

M-devlet uygulamaları temelde e-devlet uygulamalarının kullanılabilirlik ve kalitesini de

yükseltmektedir. Ancak Ģu anda her uygulamanın mobil cihazlarda çalıĢması pek mümkün değildir.

Bir diğer önemli bir konu da m-devlet uygulamalarının gün gün artmasıdır. Burada temel olan nokta

uygulamaların geliĢtirilmesinde proje planı doğru yapılmaz, yol haritaları doğru biçimde ortaya

konmaz ise bu uygulamalar topluluğu bir süre sonra konrol edilemez hale gelebilir. Özetle ,yukarıda

bahsedilenler ıĢığında, yeni yasalar devletler tarafından hazırlanmalı ve yönetilmeli ve bu

düzenlemeler ile birlikte yeni sistemler toplumların hizmetine sunulmalıdır.

Anahtar Kelimeler: M-devlet, e-devlet, yasal düzenlemeler, eksiklikler

GĠRĠġ

Yerel yönetimler, bir tarafta toplumlardan gelen yeni talepleri ve toplumun bekletilerini karĢılamaya

çalıĢırlarken diğer taraftan da masraf ve personel kısıtlamaları ile baĢa çıkmaya çalıĢmaktadır.

Günümüzde sorunlara çözümler üretilebilmesi açısından bireysellik konusuna önem verilmeli bu

bağlamda bireyselleĢme ile birlikte beklentilerinde arttığı gözden kaçırılmamalıdır. E-Devlet evrensel

kamu idarelerinin modernizasyon ve performans açığını kapatacak bir yol olarak öne sürülmüĢtür

(Becker, 2004). Birçok kamu idaresi e-devlet ile ilgili giriĢimlere baĢlamıĢtır.

GeliĢmekte olan ülkelerin çoğunda e-devlet uygulamaları henüz emekleme aĢamasındadır. Oysaki e-

devlet uygulamaları bilgi toplumu için çok büyük önemdedir. Ancak geliĢmekte olan ülkelerdeki e-

devlet uygulamalarının baĢarı oranları ile ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır.

Malezya‘nın uygulamaları bu anlamda dikkati çekmektedir. Burada devlet yönetiminin ciddi bir desteği

sözkonusudur.

54

Manchester Üniversitesinde yapılan akademik değerlendirme için gönderilen geliĢmekte olan

ülkelerin e-devlet vakalarında 40‘tan fazla rapor analizinde (Aykaç et al, 2007) e-devlet

konusunda yapılan projelerin %35‘i baĢarısız, %50‘si kısmen baĢarılı iken sadece %15‘i

baĢarılı olmaktadır.

BaĢarısızlıkların çoğu değiĢime karĢı direnç, altyapı ve teknoloji eksiklikleri ile iliĢkilidir. Ayrıca her

baĢarısız sonuç fakir ülkelere oldukça pahalıya mal olmaktadır. Ortaya çıkan maliyetler ise 6 baĢlık

altında toplanabilir;

1. Doğrudan finansal maliyet

2. Dolaylı finansal maliyet

3. Fırsat maliyetleri

4. Siyasal maliyetler

5. Faydalanıcı maliyetler

6. Gelecek ile ilgili maliyetler.

Maliyetlerden de anlaĢılacağı üzere sadece finansal maliyetler anlamında olmayıp, fırsat

maliyetleri ve siyasal maliyetleri gibi farklı boyutlarda etkileri olduğu için yapılan

uygulamaların doğru ve anlamlı olması gerekmektedir. M-devlet devletin dijital ortamda

sağladığı hizmetlerin ve etkileĢimin mobil ortamlar vasıtasıyla gerçekleĢtirilmesi olarak

tanımlanabilir. Buna göre e-devlet hizmeti olarak sunulan tüm hizmetlerin mobil ortama

tĢınması gibi düĢünülebilirse de mobil ortamın özellikleri sayesinde e-devlet de olmayan

uygulamaların da gerçekleĢmesi mümkündür.

1. TÜRKĠYE’DE MOBĠL TELEFON VE E-DEVLET

Devlet ve hizmet Ģartlarını tanımlamak için bir çok model vardır. Bunlar temel ve karmaĢık

modellerdir (Aykaç et al, 2007).

Temel Modeller (Conradie, 2006);

Devlet ile konuş modeli ya da Çağrı Merkezi modeli ( Smart Plug-ins model, Gateway

Service Centre and Smart Services model)

Bu modelde e/m devlet uygulamalarını mevcut kaynaklar ile ülkenin telekomünikasyon ağına

bağlanarak kullanmayı sağlar. Bu servis tüm telefonlar ile kullanılabilir, kullanılan cihazın illa

ki mobil cihaz olması zorunlu değildir. Hatta ankesörlü telefonlar bile bu iĢlemler için

kullanılabilir, baĢlatılan iĢlem çağrı merkezi tarafından tamamlanır.

Mobil cihaz modeli ve M-Servis modeli

Bu modelde e-devlet uygulamaları SMS ya da MMS teknolojileri ile kullanılabilir. Bilindiği

üzere birçok mobil ve kablolu telefon SMS ve MMS teknolojilerini desteklemektedir. Bu

uygulamada M-Devlet servisleri GSM operatörlerinin fatura bilgi servislerine benzer bir

Ģekilde hizmet vermektedir. Bu hizmette bilgi talebi ve geri dönüĢ, SMS ve/veya MMS ile

iĢlenmektedir. Güvenlik konusunun öne çıktığı uygulamalar için kullanıcıların aktif olarak

kullandıkları telefon numaralarını sisteme kaydettirmeleri gerekmektedir.

KarmaĢık Modeller;

Ses ve dijital veri bütünleşmesi: Bu hizmet tüm telefonlar ile kullanılabilir. Mobil telefon ile

eriĢim zorunlu değildir. VatandaĢlar‘ın aramaları IVR/çağrı merkezi tarafından karĢılanır ve

vatandaĢ iĢlemlerini arama yaptığı cihazın tuĢlarını kullanarak gerçekleĢtirir.

Direct digital data transmission: Bu servis sadece mobil cihazlar ile kullanılabilir. Dosya

indirme, bu dosyayı doldurma ve yeniden sisteme yükleme iĢlemi hizmet sunulur. Örneğin m-

seçim uygulamaları. Sisteme giriĢ izni için tek kullanımlık kullanıcı adı ve Ģifre

kombinasyonu kullanılır.

55

Ancak bahsi geçen tüm bu modeller vatandaĢların hayatını kolaylaĢtırmak için daha iyi servis sunmak

amacı ile hizmet verse de mobil yaĢam bazı genel yaĢam tarzlarını tam olarak kapsamamaktadır.

2. E-DEVLETTE MOBĠL UYGULAMA GELĠġTĠRME KAVRAMI

Teknolojik geliĢmelerin ardından insanların yaĢamlarını yeni teknolojilere ve farklı örneğin mobil

ortama nasıl taĢıyabilecekleri tartıĢılsa da yıllardır insanlığın istediği bir konu teknoloji sayesinde

yapılabilir hale dönüĢmüĢtür. Mobil telefonun icadı ile birlikte farklı bir hareketlilik hayatımıza

girmiĢtir ve bireylerin tüm faaliyetlerini mobil cihazlar yardımı ile kontrol konuları ortaya çıkmıĢtır.

Ġlk zamanlar pek gerçekçi bulunmayan bu fikirler günümüzde bireylere hizmet verme anlayıĢıyla

tekrar ortaya çıkmaktadır. O dönemde cihaz boyutları, iletiĢim yetenekleri, iĢlemci hızları gibi sorunlar

bu hayali gerçeğe dönüĢtürmeye engel olsa da günümüz olanaklarının geliĢmesini hazırlamıĢlardır.

Martin Cooper 35 yıl önce cep telefonunu icat ettiğinde, bu icat inĢaat için çok büyük bir tuğla

anlamına geliyordu. Çünkü tuğla boyutunda bir mobil cihazı taĢımak oldukça güçtü. Ancak teknolojik

geliĢmelerle boyutların küçülmesi bu cihazları cebimizde rahatça taĢıyabilecek ölçeğe getirmiĢtir.

Dolayısıyla Ģu anda cihazların fiziksel sorunları değil cihazların iletiĢim yetenekleri konusu devreye

girmiĢtir. Öte yandan bu iletiĢim yetenekleri mobil yaĢamın amacını doğrudan etkilemektedir. Öte

yandan mobil yaĢamla özdeĢleĢen yeni kamusal uygulamalara da ihtiyaç doğmaktadır.

Günümüzde birçok m-devlet uygulaması için gerçek zamanlı veri iletiĢimi çok önemlidir. Ancak

yetersiz altyapılarda maalesef gerçek zamanlı iletiĢimi sağlamak oldukça zordur. Bu durumlarda m-

devlet kullanımı oldukça düĢük seyretmektedir. Bu yüzden birçok ülke, 3G ile hayatımıza giren hızlı

iletiĢim, geniĢ ağ alanları, kopmayan bağlantılar vs. için uzunca bir zaman beklemiĢtir. Sadece 3G

değil 4G haberleri de e/m devlet konuları ile ilgili çalıĢmalar için cesaret verici nitelikte olmuĢtur.

Türkiye‘de 3G teknolojisinin kullanılmaya baĢlaması ile birlikte, 198 m-devlet projesi için 500 milyon

TL harcanacağı bildirilmiĢtir.

Teknoloji mobil yaĢam için hazır olsa da kullanıcıların kendilerini bu uygulamalar ile rahat, güvende

hissedememeleri bu teknolojilerin önündeki temel engellerden biridir. Data Monitor‘ün raporuna göre

bazı devletler tüm hizmetlerini internet‘ten de sunmaya çalıĢmaktadır çünkü bu onlara bütçe ve

personel kesintisi yapabilme olanağı sağlayabilmektedir.

Bu arada teknik anlamda bazı projeler yapılıp kullanıma sunulsa da bunların kullanım oranları

beklendiği kadar yüksek olmayabilir. Yine bir dünya bankası yetkilisinin belirttiğine göre geliĢmekte

olan ülkelerde geliĢtirilen e-devlet uygulamalarının %85‘i tamamen ya da kısmen baĢarısız

olmaktadır. Genel kanıya göre bu %85‘lik oranın %35‘inin tamamen baĢarısız olan projeler %50‘sini

de kısmen baĢarısız olan projeler oluĢturmaktadır. Bu istatistik bize m-devlet uygulamaları konusunda

katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu da göstermektedir (Güçer, et. al).

2.1. E-Devletten M-Devlet’e Geçiş

Günümüzde dünya nüfusu akıl almaz bir hızla artmaktadır. VatandaĢlara hizmet sunmak ise bu

bağlamda her geçen gün zorlaĢmaktadır. Bu nedenle kısa sürede çok fazla insana aynı anda hizmet

verebilen sistemler artık vazgeçilmez olmaya baĢlamıĢtır. E-devlet kavramının ortaya çıkması ile

birlikte bazı uygulamalar insan hayatını önemli ölçüde kolaylaĢtırmaktadır. Ancak bu konuda hala

birçok kısıt bulunmaktadır. Mesela ihtiyaç olan iĢlemleri yapabilmek için öncelikle internet bağlantısı

olan güvenilir bir bilgisayar bulunmalıdır. Bu da eriĢim kaynağı bulmak için bile ciddi zaman kaybı

yaĢandığını göstermektedir. Zamanın günümüzde insanlar için en değerli kavram olduğunu düĢünecek

olursak hayatı çok daha kolay hale getirecek çözümlerin üretilmesi gerekmektedir. Burada

düĢünülmesi gereken ve çözümü sağlayabilecek kavramların baĢında mobilite, mobil cihaz ve

ortamlardan yararlanma gelmektedir. Çünkü mobil cihazlar ile ne zaman ve nerede olduğu pek

önemsenmeksizin iĢlem yapılabilir. Bu da muhakkak güvenilir bir bilgisayar bulmak zorunda kalma

yerine mobil cihazla iĢlem yapılması anlamına gelir.

Mobil devlet sadece teknoloji ile ilgili bir kavram değildir, özel sektöre aktivitelerinde nasıl yenilikler

yapılabileceğinin gösterilmesinin ve insanlara bu yeni teknolojilere uyum sağlamalarının

kolaylaĢtırılmasının yolunu açar. Bazen insanlar bilgiye ihtiyaçları olduğunun farkında olmayabilirler

bu durumda bu kiĢiler üzerinde durumlarının farkındalığını yaratmak gerekmektedir. Örneğin özellikle

56

bazı Avrupa ülkelerinde, bir ülkeden baĢka birine gidildiğinde ülkenizin oradaki konsolosluğunun

iletiĢim bilgilerinin cep telefonunuza otomatik olarak gelmesi kendini güvenlikte hissettirmekte ve

devletinin bireyi sahiplendiği duygusunu da ortaya çıkarmaktadır. Bu tür uygulamalarla birey henüz

bir Ģey talep etmeden önemli bir bilgiye ulaĢmıĢ olur ve kendini daha iyi ve güvenli ayrıca devletin

yanında olduğunu hisseder.

Bu yüzden artık m-devlet‘e neden ihtiyacımız var sorusu yerine ―Mobil devlet için neden hala

bekliyoruz ?‖ sorusu sorulmalıdır.

2.2. M-Devlet Nerelerde Kullanılır?

Mobil iletiĢim ve internet teknolojileri vatandaĢlara istediği zaman istediği yerden, hatta bulunduğu

yerde ortak kullanım için internet bağlantısı olmasa bile devlet hizmetlerine ulaĢabilmeyi sağlar. 5

milyon ADSL abonesi 55 milyon aktif GSM abonesi bulunduğunu düĢünecek olursak ne kadar çok

insanın devlet servislerini mobil uygulamalar ile kullanabileceğini tahmin etmek pek zor olmaz.

Mobil devlet uygulamaları ve hizmetleri iki gruba ayrılabilir. Ġlk grup mobil hizmet destekli devlet

uygulamaları diğeri de mobil hizmet alternatifli devlet uygulamalarıdır.

2.3. Devlet Tarafından Desteklenen Hizmetler

Bu hizmetlerde devlet teknik altyapı yatırımını, eğer gerekiyorsa yasa değiĢiklikleri ile ilgili

organizasyonları ve devlet kuruluĢlarını bu hizmetler için sağlar ya da kaynak haline getirir. Bu

sistemde devlet bu yatırımların verimliğiliğini arttırmak, operasyonel maliyetleri düĢürmek ve toplum

güvenliğini yükseltmek için çalıĢır. Bunun yanında bazı faydalar toplum tarafından direkt olarak

kullanılmaz, uygulamaların topluma etkisi dolaylıdır. MOBESE uygulaması, Mobil polis istasyonları,

mobil kütüphaneler devlet tarafından desteklenen uygulamalara birer örnektir.

2.4. Sunulan Mobil Hizmetler

Sunulan mobil servisler teknik olarak wap/web ya da bir uygulama yardımı ile kullanılabilir. Eğer

uygulama yardımı ile kullanılacaksa bu uygulama internetten indirilip mobil cihaza yüklenmelidir.

Mobil devlet uygulamaları vatandaĢların bürokratik iĢler ile uğraĢıp vakit kaybetmelerini engelleyip

anında iĢlerini çözebilmeleri için kullanılır. Ayrıca bu uygulamalar devletin vatandaĢlarına daha yakın

olmasını ve vatandaĢların ihtiyaçları olan noktada devlete eriĢebilmelerini sağlar.

ISTANBUL mobil Ģehir rehberi, IBB trafik, UYAP mobil mahkeme/adalet servisi, mobil vergi servisi bazı çok

bilinen uygulamalar olarak bu sisteme birer örnek teĢkil ederler.

3. M-DEVLET ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK KARġIMIZA ÇIKAN YASAL

KONULAR

Mobil teknoloji devlet ile vatandaĢları arasındaki iletiĢimi geliĢtirmek için çok önemli bir yöntem

olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu özellik bize acil durum uyarıları gibi anında bilgi paylaĢımı

yapabilme Ģansını tanımaktadır. Öte yandan birçok özel sektör firması da müĢterilerinin hayatlarını

daha kolay hale getirebilmek için kendi uygulamalarını geliĢtirmeye çalıĢmaktadır. Bu uygulamalar ile

firmalar hem müĢterilerinin hayatlarını daha kolay hale getirip müĢteri memnuniyeti konusunda

iyileĢme sağlayıp hem de masraflarını azaltmak yolunda ciddi hedefler koymaktadır. Bu tür

uygulamaların varlığı devlet hizmetlerinde de benzer iĢlemlerin yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.

VatandaĢlarının beklentilerini gözönünde bulunduran devletler ise yasalara odaklanıp ilgili konularda

yasal düzenlemeler yapmalıdırlar. Bununla birlikte m-devlet uygulaması geliĢtirmek beraberinde bazı

zorlukları da getirmektedir. Bu noktada en önemli konuların baĢında kullanıcıların güvenini

kazanmak, güvenli ağ yapıları oluĢturmak, yasal çerçeve ve maliyet sorunları gelmektedir.

Günümüzün en önemli konularından biri gizliliktir. Birçok firma müĢterilerinin bilgilerini üçüncü

Ģahıslara satarak daha çok iĢ yapmaya uğraĢtığından bazı bilgiler paylaĢılmaktadır. Burada izin alma

gerekliliğine bir Ģekilde çözüm bulan firmalar zaman zaman çok rahatsız edici uygulamalar da

yapabilmekte ve bu yüzden kullanıcıların konuyla ilgili algılarında olumsuzluklar

yaratabilmektedirler. Diğer bir önemli sorun ise güvenli sistemlere sahip olmayıp müĢteri bilgilerini

57

koruyamamaktır. Bu sorunlar yüzünden insanlar m-devlet‘in güvenlik ve gizliliği ile ilgili soru

iĢaretlerine sahiptir. Devletler bu konulardaki soru iĢaretlerini gidermeli ve vatandaĢlarının bilgilerini

koruyacağını ve üçüncü Ģahıslar ile paylaĢılmayacağını garanti altına almalıdır. Hangi bilgilerin

paylaĢılacağı konusu açıklık kazanmalıdır. Ayrıca devletler bütün yeni uygulamaların kullanıcıların

telefon numaraları ile iliĢkilendirilmemesi gerektiğini anlamalıdır. Aksi taktirde vatandaĢlar hislerini

ve düĢüncelerini takip edilme kuĢkusu yüzünden devlet ile paylaĢmaktan kaçınabilirler.

Bu arada mobil telefonlar taĢınabilir olduğu gibi kolayca kaybedilebilir ya da çaldırılabilir. Bazen

devletler gizlilik konusunu atlayabilir. Örneğin Suudi Arabistan‘da yapılan bir uygulamada sınav

sonuçları olan öğrencilerin notlarını cep telefonlarına yollanmaktaydı. Bu uygulamanın amacı

öğrencilere bilgiyi hızlı ulaĢtırmaktı. Uygulamanın çalıĢma yöntemi; öğrenci SMS ile sisteme öğrenci

numarasını yolluyor, ardından sınav sonuçları sistem tarafından SMS yolladığı telefon numarasına

gönderiliyordu. Ancak uygulamanın açık noktası SMS‘te hangi öğrenci numarasını yollarsanız o

öğrencinin sınav sonuçlarını herhangi bir güvenlik kontrolü olmadan alabilinmesiydi. Bu örnekte veri

gizliliği konusu gözden kaçmıĢ ve ortaya sorunlu bir uygulama çıkmıĢtır. Bu örnek, devletlerin bu

konuya hassasiyet göstermelerinin gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

Ayrıca diğer bir konu da mobil ağların bilgi çalmak amacı ile saldırıya uğrayabileceğidir. Bilgi

güvenliği için bazı farklı önlemler mevcuttur. Mesela ortak olarak kullanılan kablosuz ağlardaki

gönderilen bilgiler kolaylıkla Ģifrelenebilir.

Ġngiltere ve Çek Cumhuriyeti mobil telefonlar üzerinden seçim yapmayı denemiĢler ancak bu konuda

farklı farklı sorunlar ile karĢılaĢmıĢlardır, bunların en önemlilerinden biri yine güvenliktir. Gelecekte

bu tip sorunları aĢabilmek için projeler çok ciddi olarak ele alınmalıdır.

Bu yüzden M-Devlet‘in kalitesini yükseltmek için yasal çerçeve ve altyapı düzgün bir biçimde

oluĢturulmalıdır. Bazı uygulamaların iĢletilmesi anlamında uygulamalar değiĢik m-devlet bölümleri

tarafından geliĢtiriliyor olabilir. Bu durum da zaman zaman uygulama kirliliği olarak karĢımıza

çıkabilir. Dolayısıyla projelendirme aĢamasında uygulamalar iyice planlanmalı ve gözden

geçirilmelidir.

3.1. E-Ticaret ile İlgili Hukuksal Konular

Son zamanlardaki internet kullanımı ve internet üzerinden yapılan iĢlemlarin sayısındaki gözle görülür

artıĢ yeni düzenleme ve yasal sorunları da beraberinde getirmiĢtir. Dijital içeriğin kopyalama hakları,

ulusal yasal uygulamaların dijital platformdaki operasyonlara etkisi, gizlilik ve veri güvenliği, e-

ticaret‘te vergi gibi konular ciddi yasal konular olarak açığa çıkmıĢtır. Diğer taraftan birçok yasanın

siberalemin hayatımıza girmesinden önce çıkmıĢ olması ve hala bu ortama uyarlanmamıĢ olması da

önemli konulardan biridir. Ġnsanlar, devlet tarafından konulan kuralları ve düzenlemeleri yerine

getirmekle yükümlüdür. e-ticaret, e-bankacılık vs. gibi uygulamalar satıcı ve alıcı arasında yeni iĢlem

tipleri doğmasına yol açmıĢtır. Dolayısıyla güveli bir ortamda ticaret yapmak ve bu güvenliğin güçlü

olduğundan emin olmak son derece önemlidir. Bu yüzden yeni uygulamalardaki farklılıklar ve

değiĢiklikler gözönüne alınarak yeni düzenlemelere gidilmelidir. Öte yandan konunun mobil boyutta

detaylarıyla ela almaktadır.

3.2. Elektronik İşlem

Devletler e-ticaret ve siberalem konularında cesaretlendirici olmalıdırlar. Avustralya bu konuda güzel

bir örnektir. Bu ülkede birçok yasa tasarısı ve kanun yasal konuları çözmek ve elektronik iĢlemleri

daha güvenilir yapmak için geçmiĢtir. Örneğin ETA (Elektronik ĠĢlem Yasası). Bu yasa ile sözleĢmeye

bağlı iĢler, örneğin ihale, teklif, bu tekliflerin kabulu ve davetleri elektronik olarak yapılabilmektedir.

Uluslararası Ģirketlerinin bazı yasal sorumlulukları da bulunmaktadır. Örneğin sözleĢme formları nasıl

olmalı, tüketici hakları yasasına uyma ve gizlilik politikaları oluĢturup veritabanlarının güvenliğini

sağlamak gibi.

58

3.3. Gizlilik ve Güvenlik

Mobil yaĢam hayatımıza girdiğinde bundan en çok etkilenen Ģey özel hayat olmuĢtur. Herkes nerede

olursa olsun istediği anda iletiĢim kurabilme Ģansına sahip olmuĢtur. Bu durum o kiĢiler için birçok

esneklik anlamına gelirken her noktada bulunabilmek ve eriĢilebilmek zaman zaman can sıkıcı

sonuçları da ortaya çıkarmaktadır.

Internet üzerinden alıĢveriĢ yapılırken müĢteri bilgileri birçok elden geçmektedir. Dolayısıyla gizlilik

ve veri güvenliği en önemli noklardan ikisi olarak karĢımıza çıkmaktadır. MüĢterinin bilgi güvenliği

ve gizliliği iĢletmenin elinde denilebilir, bu yüzden iĢletmeler bu bilgilerin gizliliği ve güvenliği ile

ilgili olarak müĢterilerine garanti sunmalıdırlar. Diğer taraftan m-ticaret bir çok fırsat ve endiĢeleri

beraberinde getirir.

Web siteleri kullanıcılara, bilgilerinin kullanılıp kullanılmayacağı ile ilgili olarak farklı seçenekler

sunmalıdır. Gizlilik politika ve prosedürleri müĢterilere net bir biçimde açıklanmalıdır. Buna rağmen

müĢterinin gizlilik haklarına saygı yasal bir gerekliliktir, bu ayrıca bize iyi bir iĢletme pratiği

örneğidir. Eğer müĢteriler bir siteye ya da iĢletmeye güveniyorsa orası ile ticari aktiviteye çok rahat

girebilirler.

3.4. Online Koşullar, Politikalar ve Yasalar

Çoğu gizlilik politikaları özel iĢletmeler tarafından üretilmiĢtir. Devletler ise yasalar üreterek bu

gizlilik politikalarını daha güçlü hale getirip desteklemek için çalıĢırlar.

Gizlilik yasaları kiĢisel verilerin korunmasını sağlamak içim tasarlanırlar. Bu yasaların sunulduğu

ülkelerde bulunan uluslararası Ģirketlerde bu yasalar uymak zorundadırlar. Organizasyonlar internet

kullanıcıları ve mobil kullanıcıların yaptıkları iĢlemler için yeni Ģartlar ve koĢullar eklerken son derece

dikkatli olmalıdır. Elektronik iĢlemler ile ilgili olarak en önemli konular aĢağıdaki gibi sıralanabilir.

Online/mobil sözleĢmelerin doğruluğundan emin olmak,

Kayıt tutma zorunluluğu,

Vergilendirme için orijinal dokümantasyon,.

Ġthalat/ihracat düzenlemeleri

Takas kontrol düzenlemeleri

Yabancı veri koruma yasaları

2009‘da Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir uygulamada vatandaĢların TC Kimlik numaralarını

yayınlamıĢtır. Bu uygulamada TC kimlik numaralarını görmek için herhangi bir güvenlik

mekanizması bulunmamaktaydı.

Eğer bir kiĢinin kiĢisel bilgilerini bilinirse, o kiĢinin banka hesap Ģifresine rahatlıkla eriĢilebilir ve o

hesap üzerinde istenilen iĢlem yapılabilir. Birçok uygulama bizim kiĢisel verilerimizi

paylaĢmayacağını vaad eder ancak bu vaadlerin doğru olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir.

Dolayısıyla devletler bu karanlık alanları netleĢtirmek için çalıĢmalıdır.

Türkiye kendi e-ticaret ağını kurma kararı almıĢ ve e-ticaret komitesini kurmuĢtur. Bu komite ilk

toplantısını 25.08.1997 tarihinde yapmıĢ ve bazı iĢ grupları oluĢturma kararı almıĢtır.

Yasal,teknik ve finans grupları 16.02.1998 tarihinde oluĢturulmuĢ ve bu gruplar 02.06.1998 tarihinde

sunmak üzere bazı raporlar hazırlamıĢlardır. Bu raporlara göre Türkiye‘de e-ticareti geliĢtirmek için

teknik altyapıyı ve yasal altyapı hazırlamak e-ticareti desteklenmesi ve ulusal ve uluslarararsı

politikalarla uyumlaĢtırılması gerekmektedir.

ġu günlerde devlet yeni bir ticaret yasası üzerinde çalıĢmaktadır. VatandaĢın beklentisi ise bu yasa ile

e-ticaret ile ilgili yasal problemlerin çözüleceği ve daha iyi bir hizmet alınacağı yönündedir

59

SONUÇ

Mobil teknoloji devletin iletiĢim kapasitesini arttırmak için önemli bir potansiyedir. Özellikle kablosuz

ağlar ve 3G teknolojisi ile devlet çok sayıda vatandaĢına kolayca ulaĢıp bilgi servislerini onların

hizmetine sunabilir. Kushchu‘ya göre (2007) mobil yaĢama olan talep ve bu talebin oluĢturacağı

verimli ortamın kamu sektörüne katkısı e-devlet‘ten m-devlet‘e geçiĢe doğal bir ortam oluĢturacaktır.

M-Devlet uygulamalarının oluĢturulması ile ilgili talep vatandaĢlardan gelecektir. Ġnternet ve mobil

eriĢime sahip milyonlarca insan devletlere e-devlet servislerini m-devlet servislerine taĢıma yönünde

baskı uygulayacaklardır.

Maumbe & Owei (2006)‘ye göre m-devlet, e-devlet‘in yerine geçmek için tasarlanmamalı ancak m-

devlet uygulamalarının hedefi e-devlette olmayan yeni ya da ilave servisler olmalıdır. E-devlet

uygulamalarında edinilen tecrübeler ise devletlerin m-devlet uygulamaları için vatandaĢların beklenti

ve ihtiyaçlarını çok dikkatli bir Ģekilde izlemesi ve ona göre çözümler üretmesini iĢaret etmektedir. Bu

doğrultuda yapılan uygulamaların baĢarı oranları yüksek olacaktır. M-devlet vatandaĢlara eriĢmek ve

bilgiyi yaymak için en iyi yolların baĢında gelmektedir.

Mobil teknolojiler, devlet üzerinde kesinlikle pozitif etki oluĢturacaktır. Buna rağmen birlikte iĢlerlik

ve güvenlik en önemli zorluk olmaya devam edecektir. Bu sorunları aĢmak için devletler diğer

devletlerin tecrübelerini incelemeli ve bu tecrübelerden faydalanmalıdır. Ayrıca e-devlet

uygulamalarının hayata geçirilmesi sırasında yaĢadıkları tecrübeler de devletlere ıĢık tutacaktır. Bir de

özel sektörün baĢarılı uygulamaları da kıyaslama (benchmarking) uygulamalarıyla devlet hizmetlerine

yansıtılabilir.

60

KAYNAKLAR

Abanumy, A & Mayhew, P.(2005), ―For E-Government In Developing Countries: The Case Of Saudi Arabia‖

,UK, http://www.mgovernment.org/resurces/euromgov2005/PDF/1_R351AA.pdf

Assoc-cioacademy, Mobile Infrastructure for Deploying M- Government , http://www.waseda.jp/assoc-

cioacademy/pdf/tran.pdf

Aykaç, D. S. Ö., Eryarsoy, E., Kasap, N., & Kervenoael, R. D. (2007). ―Türkiye‘de E-Devlet Hizmetleri için

Mobil Telefonların Kullanımı‖. Paper presented at the Uluslararası Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi,

Istanbul, Turkey.

Barab, S. A., & Duffy, T. (2000), ―From Practice Fields to Communities of Practice‖. in S. M. L. D. H. Jonassen

(Ed.), Theoretical Foundations of Learning Environments (pp. 25-56). Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum

Associates.

Bautsch, H., Granger, J., Karnjate, T., Khan, F., Leveston, Z., Niehus, G., et al. (2001), ―An Investigation Of

Mobile Phone Use: A Socio-Technical Approach‖. Madison: University of Wisconsin- Madison.

Becker; J. (2004), Electronic Government Success Factors, LNCS 3183, pp. 503–506,Springer-Verlag Berlin

Heidelberg.

Bertucci, G. (2008), ―UN e-Government Survey:From e-Government to Connected Governance‖. New York:

United Nations, Division for Public Administration and Development Management

Boyera, S. (2007), ―The Mobile Web in Developing Countries: Next Steps: W3C ―Workshop on Mobile Web in

Developing Countries.

BT Haber(2005), 198 projeye 500 milyon YTL, http://www.e-

imza.gen.tr/index.php?Page=Haberler&HaberNo=17

Cilingir, D.(2004),E-Government and m-Government: Concurrent Leaps, Turkey, pp. 1-10,

http://www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_dcik.pdf

Conradie, D. P. (2006), ―Factors Impacting On The Success Of Ictenabled Government Multipurpose

Community Centres (MPCCS) In Rural Areas Of South Africa‖. Paper presented at the Global Business and

Technology Association Conference, Moscow.

Danish, D.(2006), The failure of E-Government in Developing Countries, London, pp. 39-43

Davis , F. D., Bagozzi, R. P., & Warshaw, P. R. (1989), ―User Acceptance Of Computer Technology: A

Comparison Of Two Theoretical Models‖. Management Science, 35(8), 982-1003.

Dedeoglu, A. O. (2004), ―The Symbolic Use of Mobile Telephone Among Turkish Consumers‖. Journal of

Euromarketing, 13(2/3), 143-163.

Eagle, N. (2007), ―Turning the Rift Valley into Silicon Valley: Mobile Phones and AfricanEntrepreneurship‖.

Interactions, September-October, 14-15. Eurostat. (2007). Egovernment on-line availability Eurostat

Gauld, R., & Goldfinch, S. (2006),. Dangerous Enthusiasms: E-government, computer failure and information

system development Otago University Press.

Geser, H. (2004), Towards a Sociological Theory of the Mobile Phone: University of Zurich.

Heeks, R. (2002). Information Systems and Developing Countries: Failure, Success, and Local Improvisations:

Institute for Development Policy and Management, University of Manchester

Jarzabkowski, P., Balogun, J., & Seidl, D. (2007), ―Startegizing: the challenges of practice perspective‖. Human

relations, 60(1), 5-27.

Kushchu, I. (2004), Facing the Inevitable, Japan

http://209.85.229.132/search?q=cache:FRkQ1H14VD4J:www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_ikhk.pdf+m

government+legal+issues&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

Kuschu, I (2007), Mobile Government: An Emerging Direction in E-government

http://www.amazon.com/Mobile-Government-Emerging-Direction-E-government/dp/1591408849 retrieved

1/2/2010

61

Kushchu, I. & Borucki, C.(2004), ―Impact of Mobile Technologies on Government, Japan‖,

http://209.85.229.132/search?q=cache:aLjBpYrFCncJ:www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_ikcb.pdf+appli

cations+islands+m+government&cd=3&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

KuĢcu, H., E-Ticaret Nedir?, http://hilmi.trakya.edu.tr/ders_notlari/e_ticaret/ETICARET.pdf

Maumbe, M. & Owei V.(2005), ―Bringing M-government to South African Citizens: Policy Framework,

Delivery Challenges and Opportunities, South Africa‖,

http://www.mgovernment.org/resurces/euromgvo2006/PDF/18_Maumbe.pdf

Maxymuk, J. (2004), Journal of Government Information, Volume 30, Issues 2-3, pp. 129-130.

McGinty, J., http://www.ministers.wa.gov.au

Monahan, T. (2006), Surveillance and Security: Technological Politics and Power in Everyday Life. New York:

Routledge.

Moon, M.(2004), Emerging Practices in the Use of Mobile Technology by State Governments , Washington,

http://www.businessofgovernment.org/pdfs/MoonReport2.pdf

Nasir A.(2004), ―Legal Issues Involved in E-Commerce, Legal Issues Involved in E-Commerc‖e, London,

http://www.acm.org/ubiquity/views/v4i49_nasir.html

Peter, S. and Deveaux S. (2008) "Jurisdiction in Cyberspace" IDG News Service Friday,

http://www.pcworld.com

Rossel, P., Finger, M. &Misuraca, G (2006), ――Mobile‖ e-Government Options: Between Technology-driven

and Usercentric‖ The Electronic Journal of e-Government Volume 4 Issue 2, pp 79 - 86,

http://www.ejeg.com/volume-4/vol4-iss2/Rossel_et_al.pdf

Sheller, M. and Urry J. (2003) Mobile Transformations of 'Public' and 'Private' Life. Theory Culture & Society,

20 (3). pp. 107-125., http://eprints.lancs.ac.uk/3483/

Silcock, R.(2001)Parliamentary Affairs 54:88-101, http://pa.oxfordjournals.org/cgi/content/abstract/54/1/88

Wearden G.(2003), Councils afraid of e-government failure , UK, http://www.silicon.com/management/cio-

insights/2003.07.03/councils-afraid-of-e-government-failure-10004981/

Western Australia Dept of Industry and Resources, http://www.law.gov.au/www/securitylawHome.nsf/

Yildiz M.(2002), Success and Failure in eGovernment Projects,

http://www.egov4dev.org/success/case/yerelnet.shtml

ÖZGEÇMĠġ

Metin GÜÇER

Mimar Sinan Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu olup, eğitiminden sonra Amerika‘ya bilgisayar

programcılığı eğitimi almak için gitmiĢtir. Eğitiminin ardından bir ilaç Ģirketinde 2 sene boyunca

yazılım mühendisi olarak çalıĢmıĢtır. Bu çalıĢmanın verdiği deneyimleri ve bilgiyi ülkesine dönerek

kullanmaya karar verip, 2004 yılında Türkiye‘ye kesin dönüĢ yapmıĢtır. ÇeĢitli yazılım firmalarında

çalıĢıp aynı zamanda Marmara üniversitesinde MIS yüksek lisans bölümünü bitirmiĢtir. ġu anda halen

Triodor yazılım firmasında operasyonlar müdürü olarak kariyerini devam ettirmektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

E-posta: [email protected]

62

Engin MEMĠġ

14 Kasım 1978 tarihinde Ġstanbul‘da doğdu, Ġlk, orta ve lise‘yi Ġstanbul‘da okuduktan sonra 1996‘da

Uludağ Üniversitesinde Bilgisayar Programcılığı bölümüne baĢladı. Daha sonra 2002 tarihinde girdiği

Anadolu Üniversitesi ĠĢletme bölümünden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi‘nde

Management Information Systems yüksek lisansı yaptı. Antalya‘da ICEGEG 2010 Conference‘ta ve

Ġngiltere Brighton‘da M-Government presentation in M4Life 2010 Conference ‗ta e-devlet ve m-

devlet konularında iki gerçekleĢtirdi.

1999-2000 yıllarında CFB-Anka‘da baĢladığı iĢ hayatına, 2000-2002 yılları arasında Peritus

Bilgisayar‘da devam ettikten sonra 2002 Mart ayında halen çalıĢmakta olduğu Henkel‘de IT

bölümünde iĢe baĢladı. Burada Lotus Notes Application Developer ve Lotus Domino System

Administrator olarak baĢlayan iĢ yaĢamı daha sonra Business Warehouse danıĢmanılığı ve SAP

Üretim Planlama Modül danıĢmanlığı görevleri de eklendi. ERP sistemi tarafına yönelen iĢ hayatında

hedefi bu konunun farklı modüllerde de çalıĢmalar yapabilmek.

ĠletiĢim Bilgileri

Adres: Yamanevler Mah. Meltem Sk. No:14/9 Ümraniye/Ġstanbul

Telefon: 0533 220 8638 – 0216 328 9302

E-posta: [email protected]

Prof. Dr. Gonca TELLI YAMAMOTO

Lisans (ĠĢletme) ve Yüksek Lisansını (Pazarlama ve Üretim Yönetimi) Marmara Üniversitesi‘nde

tamamladı. Doktora çalıĢmalarını Anadolu Üniversitesi‘nde Yükseköğretimde Pazarlama üzerine

gerçekleĢtirdi. Doktora sonrasında Yeditepe Üniversitesinde Öğretim görevlisi olarak MBA programı

kapsamında çeĢitli dersler verdi. Maltepe Üniversitesi'nde Yard. Doç. olarak görev yaptı. Halen Okan

Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi Müdürü olarak çalıĢmalarını sürdürmektedir. Uygulamalı

Bilimler Yüksekokulu BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev

yapmaktadır. Aynı zamanda Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kurucu Müdürlüğü ĠĢletme

kurucu bölüm baĢkanlığı gibi görevlerde bulunan Yamamoto ağırlıklı olarak pazarlama ve bilgi

teknolojileri konuları üzerinde çalıĢmalar yapmaktadır. Yamamoto Okan Üniversitesi‘nde, iĢletme,

iletiĢim, pazarlama, e-ticaret gibi konularda derslere girmektedir. Yamamoto‘nun pazarlama ve e-

öğrenme alanında ulusal ve uluslararası pek çok kitabı ve makalesi bulunmaktadır. Son yıllarda

özellikle mobil pazarlama ve e-öğrenme üzerinde araĢtırmalarını yoğunlaĢtıran Yamamoto‘nun yazmıĢ

olduğu ―Mobilized Marketing and The Consumer Technological Developments and Challenges‖

baĢlıklı kitabı ABD‘de ĠĢletme Referans Kitapları arasında yer almaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Üniversitesi. Uzaktan Eğitim Merkezi

HasanpaĢa Kampüsü Kadıköy/Ġstanbul,

ĠĢ: 90 216 3254818 dahili: 125 Faks: 90 216 3396136

E-posta: [email protected]

URL: http://goncatelli.blogspot.com

63

VI. BÖLÜM ANDROIDLE YAġAMAK

Melih Çoğan, Teknoloji Grubu Müdürü

ÖZET

Bu çalıĢmada dünyada iĢletim istemleri arasında önemli bir yeri olan Android iĢletim sisteminin mobil

cihazlardaki kullanımı üzerinde durulmakta ve mevcut iĢletim sistemleri karĢılaĢtırılmaları

yapılmaktadır.

Anahtar kelimeler: Android, iĢletim sistemi, mobil cihaz, açık kaynak

GĠRĠġ

Dünyada, mobil araçların gün geçtikçe önem kazandığı bir döneme girilmiĢtir ve Gartner ve IDC‘nin

son ekonomik raporlarına göre 2010 yılına ait sonuçlar da Android iĢletim sistemi mobil cihazlardaki

tırmanıĢını sürdürdüğünü göstermektedir.

ĠĢletim sistemleri pazarında en büyük payı, 2009 yılına göre yaklaĢık %10 değer kaybeden Symbian

elinde tutmaktadır. % 41,2 satıĢ oranı bulunan Nokia‘nın Symbian‘ını Blackberry yapımcısı Research

in Motion (RIM) iĢletim sistemleri takip etmektedir. RIM de 2009 yılına göre yaklaĢık yüzde 1 düĢse

de % 18,2 pay ile ikinci sıradaki yerini korumuĢtur.

Android iĢletim sistemi 2009 yılına göre %16′lık bir artıĢla pazar payını %17,2′ye çıkarmıĢtır. Bunun

yanında iOS‘da (Apple) küçük bir artıĢla % 14,2 oranında pazar payına eriĢmiĢtir. Windows Mobile

düĢüĢ yaĢayan iĢletim sistemleri arasına girmiĢtir. 2009 yılının ikinci çeyreğine göre bu yıl % 4′lük bir

düĢüĢ yaĢayan iĢletim sistemi yeni sürümü Windows7 ile yükseliĢ arayıĢına girmiĢtir.

Bunların yanı sıra mobil iĢletim sistemlerinin satıĢı 2009 yılına göre yaklaĢık 21 milyon artarak 61

milyon 650 bine ulaĢmıĢtır. Bu durum giderek büyüyen ve geliĢen bir pazar yapısını ifade etmektedir.

Bu pazarda Android‘in de önemli bir yeri bulunmaktadır.

Android iĢletim sistemi bugün itibariyle dünyanın en büyük cep telefonu üreticilerinin üzerinde

geliĢtirmeler yaptığı ve mobil kullanıcıların mobil kullanım alıĢkanlıklarını bir üst düzeye taĢımaya en

büyük aday olarak gösterilen bir sistemdir.

En önemli özelliği olarak açık kaynak kodlu bir sistem olarak çalıĢmasıdır. Açık kaynak kod hem

üreticilere hem de üreticiler dıĢında kalan üçüncü parti yazılım Ģirketlerine ve bireysel yazılım

geliĢtiricilere birçok fırsat sunmaktadır. Bu sayede üreticiler kullanıcıların mobil yaĢam kapsamında

mobil bir cihaz ile yapmak istediklerinin ötesinde özellikler sunabilmektedirler.

Mobilitenin günümüzde en önemli ayaklarından biri de iĢletim sistemleri üzerinde çalıĢan

uygulamalardır. Android iĢletim sisteminde olduğu gibi diğer mobil iĢletim sistemleri de bu kapsamda

ciddi geliĢmeler göstermektedir. Ancak android iĢletim sisteminin bu kapsamdaki en önemli artısı

kaynak kodlarının herkese açık olmasıdır. Bu sayede android tabanı üzerinde çalıĢan uygulama sayısı

oldukça yüksek bir hızla artmakta bu sayede de kullanıcıların bu iĢletim sistemine olan bağlılıkları

artmaktadır. Açık kaynak kod sayesinde uygulama geliĢtiriciler hem Android iĢletim sistemini hem de

cihazların sahip olduğu tüm donanımı maksimum fayda sağlayacak Ģekilde kullanabilmektedirler. Bu

durumda da uygulama geliĢtiriciler tarafından geliĢtirilen uygulamalar, kullanıcılar tarafından çok

fazla detaya ulaĢılabilir bir halde kullanılabilmektedir. Örneğin; Google haritalar altyapısını kullanarak

geliĢtirilmiĢ bazı uygulamalar sayesinde, kullanıcılar herhangi bir anda ve herhangi bir yerde iken

çevrelerindeki bütün benzin istasyonları, fastfood restaurantları, eczaneleri, sinemaları ve benzeri

birçok noktaya ait adres bilgilerine, bulundukları yerden olan mesafe bilgilerine eriĢebilmekte ve o

noktaya hangi güzergahı izleyerek ulaĢabileceklerini anında görebilmektedirler.

64

Android ile beraber mobil cihaz kullanım alıĢkanlıkları tamamen değiĢmektedir. Kullanıcılar cep

telefonlarını artık evlerinde ve ofislerinde kullandıkları bilgisayarları kadar etkin kullanmaya

baĢlamıĢlardır. Gün geçtikçe de cep telefonu ile bilgisayarlar arasındaki uygulama bazındaki farklar

azalmaktadır.

Kullanıcıların artık nöbetçi eczane, otobüs saatleri, uçuĢların son durumu, en yakın taksi durağını,

hastaneyi bulmak ve daha birçok acil ve çok gerek duyulan bilgilere ulaĢmak için Android iĢletim

sistemi çok uygun olanaklar sağlamaktadır. Android telefonların donanım olarak desteklediği GPS

alıcısı ve dijital pusula gibi teknoloji ve eklentiler sayesinde yazılım içine gömülen veriler bulunulan

konuma özel olarak çağırılabilmekte ve bu sayede ulaĢılmak istenen her yere ve neredeyse her Ģeye

anında ulaĢabilmek mümkün olabilmektedir.

Bu kapsamda ilerleyen dönemde android telefon kullanıcısı bir marketin ya da bir alıĢveriĢ

mağazasının civarından geçerken telefonunun ekranında o mağaza içerisinde yer alan firmaların

kampanyaları ile ilgili bilgilerin görülmesi ve hatta mağazaya kadar yorulmadan tek tıklama ile

kampanyalı ürünü satın alma Ģansı sağlanabilmektedir. Bir baĢka uygulama ise izlenilen bir film, dizi

ya da haberde ekranda görülen kiĢinin telefon kullanıcısı tarafından beğenilen ayakkabısı, elbisesini

almak için telefon ekranı üzerine dokunarak satın alma Ģansına sahip olunmaktadır. ĠĢte bu ve benzeri

uygulamalar sayesinde artık tüm yaĢam alıĢkanlıkları inanılmaz bir deneyime dönüĢtürmektedir.

Android iĢletim sistemi sadece bireysel kullanımı değil firmaların çalıĢanları ve müĢterileri için

sunduğu hizmetleri de üst kullanım düzeyine taĢımaktadır. Firmalar artık önceki iĢletim sistemlerinin

(Windows mobile, symbian gibi ) sunduğu sınırlı eriĢim yetkileriyle geliĢtirmek zorunda kaldıkları

uygulamalardan, android ile beraber gelen açık kaynak kod avantajı ile tamamen özelleĢtirilebilir

sistemler kurabilme noktasına gelmiĢtir.

Donanım Ģirketlerinin ürün geliĢtirme çalıĢmalarında ulaĢtıkları son nokta ve devamında gelecek yeni

geliĢtirmeler ve yanında android iĢletim sisteminin sınır tanımaz açık kaynak kod gücü ile beraber

mobilite, tahmin edilemeyecek, henüz düĢünülmeyen noktalara doğru yönelmesi sözkonusudur.

Fütürüstik bir bakıĢ açısıyla android iĢletim sistemi ve geliĢtirilen uygulamalar sayesinde ilerleyen

günlerde telefon sahibi olanların istediği bazı Ģeyleri yapabilmesi için konunun veya Ģeyin sadece

düĢünülmesi bile yeterli olabilecek gibi görünmektedir.

1. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠ

Android iĢletim sisteminin teknik olarak iĢleyiĢi önemli bir konudur. Google Android iĢletim sistemi

aslında üç ana temel üzerinde çalıĢmaktadır. Birinci ve en temel aĢama Linux Kernel‘i 2.6 üzerinden

geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Yani mobil cihazın içerisindeki entegre çiplerin wi-fi, kamera, bluetooth,

gps gibi mobil telefonda kullanılan temel fonksiyonların çalıĢabilmesi için tüm driverları içermektedir.

Böylelikle mobil cihazda kullanılan çiplerin modellerine hızlarına göre sistemin alt yapısını

düzenlemek mümkündür. Ġkinci kısımda ise LIBRARIES diye adlandırılan Linux tabanında kurulan

alt yapının uygulamalarla haberleĢmesi sağlanır ki C++ da geliĢtirilmiĢtir. Böylelikle ekranda görmek

istediğiniz resimler ya da internete bağlanmak istediğinizde açılan browser ilk olarak Libraries

kısmında değerlendirilir ve isteğine göre iĢlem yapılması için sistemde gerekli olan yerlere komutlar

gönderilir.

Bu belirtilen yapı normal bir sistem olarak görünmektedir. Android sistemi diğerlerinden ayıran fark

Android‘in beyni Dalvik Java Virtual Machine dir. Tüm iĢlemlerin çalıĢmasında iĢlemleri kontrol eden

herkesin ne yapması gerektiğini ne kadar enerji tüketmesi gerektiğini ayarlayan kullanıcı uyurken dahi

çalıĢan Dalvik Java Virtual Machine, Google‘ın diğer Java platformlarını kullanmak yerine Android‘

in en iĢlevsel ve hayati kısmını yani beynini kendisi yoğun çalıĢmalar sonucunda geliĢtirilmiĢtir.

Sistemin beynini oluĢturan bu kısım bütün uygulamaları, sıra ve belirlenen bir sistem içerisinde, gerek

bazı uygulamaları aynı anda gerekse bazılarını kapatıp bazılarını çalıĢtırarak sistemin ayakta kalmasını

sağlayan bir Java platformudur.

Bu sistemin verimli hale gelmesi için yaklaĢık 3 yıl Google mühendislerinin geceli gündüzlü çalıĢtığı

söylenmektedir. Zaten ilk Androidli cihaz kullanıldığında bunun farkı hemen anlaĢılmıĢtır. Bu

anlaĢılan fark ise iĢletim sisteminin bilgisayarda kullanılan iĢletim sistemlerinin çalıĢma sistemine

65

benzer Ģekilde olmasıdır. Birden fazla uygulamayı aynı anda ve verimli bir Ģekilde çalıĢtırabilmek

(multi tasking) Android iĢletim sistemi sayesinde mobil cihaz kullanıcılarına sunulmuĢtur. Bunun yanı

sıra kullanıcılar android iĢletim sistemine sahip cihazların farklı iĢletim sistemi ile çalıĢan diğerlerine

göre çok daha hızlı bir Ģekilde iĢlemleri gerçekleĢtirdiğini de gözlemlemiĢlerdir.

En eğlenceli olan aĢama ise uygulama aĢamasıdır. Uygulama aĢaması; kullanıcıların ve uygulama

geliĢtiren developerların ilgi alanı olan kısımdır. Burada uygulama alanı o kadar geniĢ tutulmuĢtur ki

yapılabileceklerin sınırları cep telefonunun donanım gücü ile doğru orantılıdır. Her alanda uygulama

bulmak ya da geliĢtirmek mümkündür. ĠĢte bu geliĢtirilen yeni platformda herkese mobil dünyada

özgürce hareket etmek olanağını Open Handset Alliance hazırlamıĢtır ve Google Android

sunulmuĢtur. Öyle ki Ģu anda geliĢtirilen uygulama sayısı 100.000 rakamını aĢmıĢtır. Hatta yapılan

araĢtırmalara göre android iĢletim sistemi yayınlandığı günden bu yana her 3 dakikada ortalama 1 tane

uygulama geliĢtirilmektedir.

2. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠYLE YAPILABĠLECEKLER

Burada geliĢtirilen uygulamalardan ve kullanıcıları nelerin beklediğinden bahsetmek gerekmektedir.

Android için geliĢtirilen veya uyarlanan birçok uygulama mümkündür. GeliĢtirilen uygulamalarda

Google‘un yeni sunduğu hizmetlerin çok hakim olduğu ortadadır. Bu da Google‘ın sadece yazılım

olarak değil uygulama seviyesinde de kullanıcıların yanında olduğunun ifadesidir. Mesela Android

için geliĢtirilen uygulamalardan google map‘i kullanan çok fazla uygulama bulunmaktadır. Ayrıca

Android sisteminde internet kullanımı sürekli bir hale gelmektedir. Bunun nedeni olarak

uygulamaların sürekli güncelenmesi ve bunun için internet bağlantısına ihtiyaç duyulmaktadır.

Örneğin barkod uygulamaları çok yaygın olan android uygulamaları içerisinde yer almaktadır.

Bu arada barkod uygulamaları demiĢken alıĢ-veriĢi sevenlerin çok beğendiği uygulamalardan bir

tanesi Shop Savvy‘dir. Bu uygulamada alıĢ-veriĢe çıkıldığında örneğin kitap alınacak ise gidilen

kitapçıda almak istenilen kitabın barkodu Shop Savvy uygulamasını çalıĢtırarak cep telefonu kamerası

ile okutulur ve Shop Savvy sizin için araĢtırma yapmaya baĢlar. Bu araĢtırmanın sonucunda okutulan

barkod numarası hem programın veri tabanında hem de google üzerinde aranarak sonuçlar kullanıcının

telefon ekranında görüntülenir. Türkiye‘de bu konu hakkında çalıĢmalar çok hızlı bir Ģekilde devam

etmektedir. GeniĢ bir veri tabanına ihtiyaç duyan bu tip uygulamalar için birçok firmanın birlikte

çalıĢmalar yapılmasında iĢbirliği gerekmektedir.

Bu uygulama sayesinde cihaz müĢteriye kısa zamanda internetten ve barkod veri tabanından aldığı

bilgiler ile kıyaslama yapıp satın alınacak kitabı nerede ve ne kadara alınabileceğini göstermektedir.

Hatta istenirse kullanıcıyı kitabı alabileceği en yakındaki kitapçıya veya mağazaya kadar GPS

vasıtasıyla götürebilmektedir. Uygulama bununla sınırlı kalmamakta örneğin kullanıcının beğendiği ve

almak istediği kitabı pahalı bulduysa ve kendine uygun fiyata göre uygulamaya not düĢmüĢse bir

indirim ya da değiĢiklik olduğu taktirde o çok beğenilen ve satınalmak istenilen ―kitabın fiyatı düĢtü

alabilirsiniz diye…‖ gibi bir mesaj gönderebilmektedir. Bu uygulama henüz Türkiye‘de olmamakla

beraber teknolojik geliĢmelerin yaygınlaĢmasıyla benzer uygulamalar geliĢtirileceği açıktır.

ġimdilik sadece mobil dünyada baĢladığı düĢünülen yenilikler Google Android iĢletim sistemi ile

kullanıcıların beğenisine sunulmuĢtur. Linux iĢletim sistemi Android ile birlikte yalnızlıktan sıyrılıp

iĢbirliğine yönelmiĢtir.

Öte yandan Android‘in ve donanımın desteklediği özelliklere göre pusula, akseloremetre, GPS gibi

özellikleri kullanan uygulamalar yaygınlaĢmaktadır. Özellikle ―Layar‖ Augmented Reality konseptiyle

bakılan yer hakkında görsel bilgiler vermektedir.

Bunun yanında pusulalar, Panoramio gibi konum bilgisine dayalı fotoğrafçılık uygulamaları, Google

Maps API kullanan uygulamalar, Jedi ıĢın kılıcı, Zippo çakmak, her türden harekete duyarlı oyunlar

vs. Android üzerinde çalıĢmakta ve geliĢtirilmektedir.

Resim 1.

66

Android platformu üzerinde çalıĢan ve apple‘ın iphone ile kullanıcılarına sunamadığı bir diğer önemli

kullanım alanı ise Voip (voice over IP) yani internet bağlantısını kullanarak arama yapabilmektir.

Örneğin; Voip hizmeti veren bazı firmaların Türkiye ve yurtdıĢı sabit hatlarda müthiĢ avantajlar sunan

paketleri mevcuttur. 3G ve wifi uzerinden bu hizmetten faydalanılabilmektedir. IOS'ta (apple iphone

iĢletim sistemi) henüz bir uygulama aracılığı ile tam entegre bir Voip uygulaması mevcut değildir. Var

olan uygulamalarda ise; arama yapabilmek için o uygulamanın açılması gerekmektedir. Örneğin; ring,

linphone, nimbuzz bu tip uygulamalardandır. Ama Android‘de 3cx, sipdroid ya da csipsimple

programları arkada (Multi tasking) çalıĢırken telefondan bir numara çevrildiği zaman kullanıcının

karĢısına network üzerinden normal bir konuĢma mı yoksa voip konuĢması mı tercih ekranı

çıkmaktadır. Cep telefonu hatları aranıyorsa operatör ağı, diğer tüm hat aramalarını yaparken SIP

(Voip) seçilebilmektedir. Bazı programlarda ise yurtdıĢı tüm görüĢmeleri otomatik olarak SIP e

yönlendirmek mümkündür.

Resim 2.

Android iĢletim sistemi rakiplerine göre (iOs, Windows, symbian, Blackberry OS) kullanıcılarına

sosyal paylaĢım sitelerine eriĢim ve bu platformları aktif olarak kullanabilme konusunda da çok daha

67

fazla alternatif sunmaktadır. Telefon ile çekilen bir fotoğraf istenilen sosyal paylaĢım platformuna çok

hızlı bir Ģekilde aktarılabilmektedir.

Resim 3.

Modern mobil cihazların çoklu iĢlem yapabilme kapasiteleri artık en çok aranılan özellikler

arasındadır. iOS (apple) bu konuda biraz kısıtlı durumdadır. Bazı uygulamaların arka planda

çalıĢmasına izin vermemektedir. Android‘de ise tüm uygulamaların arka plana atılabilmesi ve istendiği

zaman açmaya gerek kalmadan özgürce sonlandırılabilmesi mümkündür.

Harita ve Konum tabanlı uygulamalar konusunda da Android iĢletim sistemi Google‘ın sağladığı

olanaklar sayesinde Apple‘ın iOS‘una karĢı ciddi üstünlükler sağlamaktadır. Apple iOS ile daha

eğlence odaklı geliĢtirme çalıĢmalarına yönlenmektedir. Android ise kullanıcılara daha geniĢ bir

platformdan seslenmektedir. Hem oyun, hem iĢ felsefesi ile yoluna devam eden Android iĢletim

sistemi daha yaygın bir kullanıcı kitlesine ulaĢabilmektedir.

3. ÜRETĠCĠLER VE ĠġLETĠM SĠSTEMĠ SEÇĠMLERĠ

AĢağıdaki tabloda da görüldüğü gibi dünyanın en büyük mobil cihaz üreticilerinin büyük çoğunluğu

android iĢletim sistemini kullanmaktadırlar.

68

Kaynak: http://www.ibb.ubs.com

4. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN ALTYAPI KARġILAġTIRMASI

AĢağıdaki tabloda UBS investment research tarafından yapılan ve Mobil cihazlarda kullanılmakta olan

en bilindik ve önemli iĢletim sistemlerinin çekirdek yapıları, uygulama geliĢtirme temelleri, avantajları

ve dezavantajları gösterilmektedir.

Kaynak: http://www.ibb.ubs.com

69

5. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN SUNDUĞU SERVĠSLERĠN

KARġILAġTIRILMASI

Tablo 3‗de UBS investment research tarafından yapılan ve Mobil cihazlarda kullanılmakta olan en

bilindik ve önemli iĢletim sistemlerinin, kullanıcılar tarafından en yoğun Ģekilde kullanılmakta olan

Harita & Konum, Müzik, MesajlaĢma, Oyun & video ve diğer uygulamalar bazında karĢılaĢtırılması

yer almaktadır.

Kaynak: http://www.ibb.ubs.com

SONUÇ

Mobil iĢletim sistemlerinin geldiği son nokta artık kullanıcıların mobil cihaz kullanım alıĢkanlıklarını

da baĢka bir boyuta taĢımaktadır. Cep telefonu kavramı gün geçtikçe akıllı telefon kavramına doğru

yol almaktadır. Zaten kullanıcı sayıları ve pazardaki geliĢmeler de bunu ortaya koymaktadır.

Ġnsanlar artık yanlarından ayırmadıkları telefonlarının sadece konuĢma ve mesajlaĢma değil bunların

yanı sıra her koĢulda internete bağlantı sağlaması, Konumlama servisleri (GPS desteği) ile hayatlarını

daha kolay hale getirmelerini, telefon görüĢmelerini birbirlerini görerek ve duyarak ( 3G ve Wi-Fi ile

görüntülü iletiĢim) yapmalarını sağlayan cihazlar olarak da kullanmak istemektedir. Bu yüzden mobil

iĢletim sistemlerinin geldiği son nokta kullanıcılara bu tecrübeleri yaĢatmakta ve fazlasıyla yaĢatmaya

da devam edecek gibi görünmektedir.

ĠĢletim sistemleri arasındaki büyük savaĢın sonucu ile ilgili birçok araĢtırma Ģirketi çalıĢmalar

yapmaktadır ve pazarın nasıl Ģekilleneceğini ortaya çıkarmaya çalıĢmaktadır. ġu an itibari ile görünen

Google tarafından geliĢtirilen Android iĢletim sisteminin önümüzdeki 5 yıl içerisinde mobil iĢletim

sistemi pazarında liderlik koltuğuna oturacağıdır. Açık kaynak kodlu olması, Google‘ın database

yönetim tecrübesi ve elbetteki google‘ın haritalama sistemlerindeki tartıĢmasız baĢarısı kullanıcı

alıĢkanlıkları ile birebir örtüĢtüğü sürece de bu liderlik koltuğunu bir baĢka iĢletim sistemine de

kaptırmayacaktır.

70

KAYNAKLAR

http://www.ibb.ubs.com Q-Series®: Global Technology

http://en.wikipedia.org/wiki/Android_%28operating_system%29

http://www.openhandsetalliance.com/

http://www.android.com/

ÖZGEÇMĠġ

Melih ÇOĞAN

1979 yılında EskiĢehir‘de doğan Melih Çoğan, ilköğretim ve Liseyi EskiĢehir‘de tamamladı. 2000

yılında Ġstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deniz UlaĢtırma ĠĢletme Mühendisliğinden mezun

oldu. 2006 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Ġnsan Kaynakları ağırlıklı ĠĢletme Yönetimi yüksek

lisans programını ―Ġnsan Sermayesi Yönetimi‖ konulu tez savunması ile tamamladı. 2007 yılında

baĢladığı Ġstanbul Üniversitesi ĠĢletme Yönetimi ve Organizasyon Doktora programında ―Stratejik

Bilgi Yönetimi ve Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Yaratma Kapasitesi‖ konulu tez çalıĢması üzerine

çalıĢması devam etmektedir.

Profesyonel iĢ yaĢamında sırasıyla Migros, Rumeli Holding, Unilever, Turkcell (Global Bilgi), Doğan

Online(Doğan Holding), Exper Bilgisayar(Ülker BiliĢim Grubu) ve General Mobile Ģirketlerinde;

Sistem destek uzmanlığı, Teknik uzmanlık, Teknik eğitim uzmanlığı, Ürün geliĢtirme uzmanlığı, Ürün

pazarlama müdürlüğü ve Ülke Müdürlüğü pozisyonlarında görev almıĢtır.

ġu an AR Grup Ģirketlerinden AR Teknoloji‘de Teknoloji Grup Müdürü olarak görev yapmaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Adres: Ġkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Suleyman Demirel Bulvari, No:1-A Ġkitelli / Ġstanbul

Email: [email protected] , [email protected]

71

VII. BÖLÜM MOBĠL PAZARLAMA

Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi

ÖZET

Bu bölümde Mobil pazarlama konusunun yaĢamda önemli bir parça haline gelmeye baĢlaması ile

kavramsal altyapısının oluĢturulmasına yönelik bir çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir. Mobilitenin hem

bireylerin yer değiĢtirmesi hem de cihaz olarak taĢınabilirlikle birlikte anılması pazarlamacılar içinde

yeni yöntemler ve uygulamalar geliĢtirmeye olanak sağlamaktadır.

Anahtar kelimeler; Mobil pazarlama, dijital pazarlama, mobilite, uygulamalar.

GĠRĠġ

Günümüz teknolojileri sayesinde pek çok alanda olduğu gibi pazarlamada da dijital stratejiler

geliĢtirme gereksinimi doğmuĢtur. Bunun sebebi yeni nesillerin dijital ortamları etkin bir biçimde

kullanabilmeleri ve teknolojinin olanak ve seçeneklerinin artması ve giderek ucuz hale dönüĢmesidir.

Ayrıca insanların sürekli yanında taĢınabilir cihazlarla eriĢim sağlamaya olanak yaratılması da mobil

teknolojilerin geliĢmesinin bir ivmesidir. Dünyadaki değiĢimler pazarlama alanını ekonomik anlamda

ciddi bir Ģekilde etkilerken teknolojinin mobil alandaki geliĢimi ise bu alanda çok farklı ve yeni

açılımlara sebep olmaktadır. Mobil pazarlama dijital pazarlamanın çok önemli bir alt boyutudur.

Mobil pazarlamanın geliĢmesinin en önemli sebeplerinden biri mobil gereçlerin neredeyse dünyanın

her köĢesindeki herkese ulaĢmıĢ olmasıdır. Mobil, hala emeklemekte olan bir teknoloji olmasıyla

birlikte hızlı bir geliĢme göstermektedir. Bu hız gerek dünyada gerekse Türkiye‘de çeĢitli yansımalar

bulmaktadır.

Pazarlama ürün/hizmetler, fikirler, insanlar, Ģehirler, ülkeler, kar amaçlı/kar amaçsız kurumlar gibi pek

çok alan, kurum ve kiĢinin; talepler doğrultusunda, doğru yer zaman ve Ģekilde sunulması ve bunun

fayda yaratmasının sağlanması olarak çok temel anlamda tanımlanabilir. Mobil pazarlama bu

sunumların gerçekleĢtiği yer veya sunulduğu mecra anlamında taĢınabilir mobil cihazlarda insanların

hareket halinde olduğu yerlerde veya mobil cihazlar vasıtasıyla gerçekleĢtirilmesidir.

Öte yandan Facebook, twitter gibi sosyal Ģebekelerin kullanıcı sayılarının ciddi Ģekilde artması bu

Ģebekeleri de pazarlama açısından önemli bir mecra haline getirmektedir. Bunlar bilinçli müĢterinin

geliĢimine yararken ve müĢterinin beklentilerinin artmasına da sebep olmaktadırlar. Bu Ģebekeler yeni

mobil cihazlardan kolayca eriĢilebilir hale gelmiĢ ve kullanıcılarına her an mesaj alıp gönderebilme

yeteneği kazandırmıĢtır.

2010 yılı itibarıyle dünya nüfusunun neredeyse yarısının bir cep telefonu sahibi olmasının yanında

mobil alanda büyüme geliĢmekte olan ülkeler tarafından teĢvik edilmektedir. Hindistan ve Çin‘de

2010 yılında mevcut aboneliklerin yanında 300 milyon yeni cep telefonu abonelikleri eklenmiĢtir ve

bu rakamın ABD‘deki tüm aboneliklerden fazla olduğu ifade edilmektedir. 2010 yılında geliĢmekte

olan ülkelerde 3.8 milyar mobil kayıtlı kullanıcı rakamına ulaĢılacağı bunun da küresel anlamda

%73‘e tekabül ettiği söylenebilir. ITU rakamlarına göre 2010 da 6.1 trilyon mesaj alıĢveriĢinden

bahsedilirken bu rakam 2007‘de oluĢan rakamların üç katı olarak ifade edilmektedir. 2010 yılı için

dünya telekomünikasyon hizmet sektöründe temel göstergeler tablo 1‘de görülmektedir. Cep

telefonları üzerinden yapılan tanıtım, reklam ve satıĢ faaliyetleri artık ―mobil pazarlama sektörü‖

olarak ayrı bir iĢ kolu yaratırken, bu sektörün Türkiye‘deki büyüklüğü de 150 milyon doları aĢmıĢtır.

2012 yılında ise Türkiye‘deki bu pazarın 350 milyon doları bulması beklenmektedir. Önümüzdeki

2020 yılına kadar 50 milyar teknolojik aygıtın (cep telefonu, cep bilgisayarı, vb) hayatımızın bir

parçası olacağı da ifade edilmektedir.

72

Tablo 1. 2010 yılı için Dünya Telekomünikasyon Hizmet Sektöründe Temel Global Telekom

Göstergeleri (Tüm rakamlar tahminidir)

Kürese

l

GeliĢmi

Ģ ülkeler

GeliĢmekt

e olan

ülkeler

Afrik

a

Arap

Ülkeler

i

Asya/Pasifi

k

BirleĢik

Devletler

Topluluğ

u

Avrup

a

Kuzey/

Güney

Amerik

a

Mobil

hücrese

l üyelik

5,282 1,436 3,846 333 282 2,649 364 741 880

100 kiĢi

baĢına 76.2% 116.1% 67.6%

41.4

% 79.4% 67.8% 131.5%

120.0

% 94.1%

Sabit

telefon

hatları

1,197 506 691 13 33 549 74 249 262

100 kiĢi

baĢına 17.3% 40.9% 12.1% 1.6% 9.4% 14.0% 26.6% 40.3% 28.1%

Mobil

geniĢ

band

üyelik

940 631 309 29 34 278 72 286 226

100 kiĢi

baĢına 13.6% 51.1% 5.4% 3.6% 9.7% 7.1% 25.9% 46.3% 24.2%

Sabit

GeniĢ

band

üyelik

555 304 251 1 8 223 24 148 145

100 kiĢi

baĢına 8.0% 24.6% 4.4% 0.2% 2.3% 5.7% 8.7% 23.9% 15.5%

Kaynak: International Telecommunication Union (October 2010) via:

mobiThinking

Kaynak: http://mobithinking.com/mobile-marketing-tools/latest-mobile-stats#subscribers

1. MOBĠL PAZARLAMANIN GELĠġĠMĠ

Toplumsal dönüĢüm ve değiĢim ateĢ ve tekerleğin icadıyla baĢlar. Burada yaĢamsal mücadele

verilmesi ve toplumda bir yer edinilmesi farklı bir boyuttayken insanoğlunun köy yaĢamına geçmesi

daha sonra yerleĢik düzen ve sanayi devrimi her biri insan geliĢimi açısından farklı oluĢumlara ve bazı

değiĢimlere sebep olmuĢtur.

Ġnsan yapısı ve yaradılıĢı itibarıyle mobildir. Sürekli yer değiĢtiren ve hareket eden bir varlıktır.

GeçmiĢten günümüze oluĢan fark ise kullandığımız teknoloji ve cihazların da taĢınabilir hale

gelmesidir. Tarım öncesi dönemde avcılıkla uğraĢan insan av peĢinde koĢmak için çevresine yönelmiĢ

73

ve o ortamdan fayda yaratmak için av bulabileceği alanlara doğru hareket etmiĢtir. Av bulduğunda

veya avladığında yaĢam noktasına geri dönüp bunları diğerleriyle paylaĢmıĢtır. Avcılar arasından

güçlü olanlar yönetici konumuna ermiĢler ve bu bir saygınlık yaratmıĢtır. Burada bahsi geçen mobilite

avcının yaĢadığı yer ve avlandığı yerle ilgili bir hareketliliktir. Daha sonra insanoğlu yerleĢik düzene

geçtikçe tohum ve hayvanların bazılarını ehlileĢtirmiĢ ayrıca da kendi bulunduğu bölgenin sınırlarını

düĢünmüĢ ve bunlara belirgin iĢaretler veya ayıraçlar koymaya baĢlamıĢtır. Çünkü hareket alanını bir

anlamda sınırlamak ve kendi alanı içersinde yaĢamak daha güvenli hale gelmiĢtir. Üstelik çok geniĢ

arazilerdeki kontrol de kolay olmadığından köy kasaba temelli bir yaĢamda düzeni sağlayabilmek için

koruyucu bariyerler veya sınırları çizmeye baĢlamıĢlardır. Burada yöneticiler daha çok küçük sosyal

yapı içersinde güçlü, yaĢlı ve deneyimliler arasından gelmiĢ ve üretilen ürün fazlaları ise ticari değiĢ

tokuĢta önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Kendi üretim ve uzmanlık alanlarında yapılan veya üretilenlerin

fazlasını önce takas daha sonra parayla alıĢveriĢe döndürmüĢlerdir. Buradaki mobilite ise bireylerin

ürünlerini değiĢtirmek takas etmek amaçlı bir hareketliliktir ve yakın bölgelerle sınırlandırılmıĢtır.

Ayrıca kendi içlerini sürdürmek için de alana ait bir hareketlilik söz konusu olmuĢtur.

Sanayi devrimi sonrasında ise ürün ve hizmetlerin çoğu makinalar yardımıyla kitlesel anlamda

üretilmeye baĢlamıĢtır. Bu da kurulan Ģehirlerin ve ticaret merkezlerinin alanlarının ve yerlerinin

belirlenmesine ve ürünlerin fabrikalarda üretilmesine sebep olmuĢtur. Kazanç sahaları geniĢleyince

kentlerdeki bu olanakları değerlendirmek isteyenler kente göç edip iĢçi, memur gibi sıfatlarla

çalıĢanlar beyaz, mavi yakalılar haline dönüĢmüĢlerdir. Burada sözü geçen mobilite küçük yerden

daha geniĢ iĢ potansiyeli olan bir yere hareketlilik ve göçtür. Ancak yöresel ya da ülkesel bir

hareketlilik gerçekleĢtirilmektedir. Sanayi sonrasında sadece ürünlerin üretiminin değil bunları

destekleyici hizmetlerin de yoğun olması gerekliliği ortaya çıkınca bu tür hizmetlerin sunulması için

de benzer bir hareketlilik yaĢanmıĢtır. Bu arada ulaĢım ve iletiĢimin güçlenmesi hareket alanını dünya

çapına geniĢletmiĢtir. Önemli bir değiĢim olan küreselleĢme ve internetin ve bilgisayar teknolojilerinin

geliĢmesi mobil yaĢamın yerleĢmesine etkide bulunmuĢtur. GeçmiĢten günümüze oluĢan fark hareket

halinde olan insanoğlunun kullandığı teknoloji ve cihazların da taĢınabilir hale gelmesi ve her an her

yerden iletiĢim kurulabilmesi ve bireylere ve her yere doğrudan ulaĢılabilmesidir (bkz Tablo 2).

Tablo2. Mobilitenin GeliĢimi

Toplum ĠĢ ÇalıĢan Yönetici Mobilite

Tarım

öncesi

Av Avcı Avcı Av peĢinde

Tarım Tarım ve

hayvancılık

Köylü Ağa,

Derebeyi

Köyden köye ya da

kasabaya

Sanayi Fabrika ĠĢçi (Mavi/Beyaz

Yakalı)

Patron Köyden Kente

Sanayi

Sonrası

Hizmet Memur/ĠĢçi çalıĢan Amir Dünyaya

Bilgi Bilgi Mobil insan Birey heryere

2. MOBĠL PAZARLAMA

Mobil pazarlama mobil (kablosuz) araçların pazarlama aracı olarak kullanılmasıyla müĢteriye

ulaĢmanın en kolay ve direkt olduğu pazarlama yöntemidir. Aslında hareket halinde olan veya yer

değiĢtirebilen mecralar üzerinden yürütülebilen pazarlama faaliyetleri olarak da değerlendirilebilir

(Yamamoto, 2010). Yeni bir kavram olması dolayısıyla mevcut geleneksel pazarlama

süreçlerinin/faaliyetlerinin mobil cihazlar üzerinden hayata geçirilmesiyle yapılan pazarlama olarak

74

düĢünülmektedir. Ancak geçmiĢ pazarlama uygulamalarından çok daha büyük potansiyeli olduğu

açıktır.

Mobil, terimi görevleri iĢyeri dıĢında ve hareket halindeyken yapabilme gibi çalıĢmanın taĢınabilirliği

ile ilgilidir. Mobil kullanım sayesinde özellikle bilgiye yönelik iĢler her yerde yapılabilecek hale

gelmiĢtir (otomobil, uçak, hava alanı, restoran, park vb.) ve uygulamalar kullanılabilir, sunu

yapılabilir, belge ve veri oluĢturup, bunlara eriĢilebilir. Bu, bilgi taĢıyan ve belge oluĢturan cihazın her

gidilen yerde bireyin yanında olması ile sağlanır.

Mobil pazarlama müĢteriye ulaĢma yönüyle, uzaktan ve kablosuz iletiĢime uygun olan cep telefonları,

cep bilgisayarları ve benzeri gereçler yoluyla müĢterilere veya potansiyel müĢterilere ulaĢılarak

kurum, ürün, hizmet, fikir, eylem ve kiĢilere iliĢkin pazarlama faaliyetlerinin yapılması olarak

tanımlanır. Günümüzde SMS mesajları, bluetooth mesajları, video trailer vb. Ģekillerde verilerle

geliĢen pazarlama çabaları olarak ortaya çıkar (Yamamoto, 2009).

Mobil pazarlama faaliyetleri gerçekleĢtirilirken ürün/hizmetlerin tanıtılması ya da kitlelere

duyurulmasında bireyin hareket halinde olması söz konusudur. Birey hareket halindeyken mobil

araçlarla alıĢveriĢe teĢvik edilmektedir. Özellikle belli bir hedefi olmayan ya da doğrudan hedefini

bilen müĢterinin ilgisini çekerek satınalma güdüsünü harekete geçirmek için kullanılan pazarlama

yöntemi olarak da değerlendirilebilir.

Mobil pazarlama iĢletmelerin müĢterilerini analiz ederek değerlendirip ona göre teklifler sunmasını,

satıĢ öncesi ve sonrası süreçlerini takip etmelerini ve tüketicilerin satın almayı istedikleri ürünlere

istedikleri zaman istedikleri yerden ulaĢabilmelerini sağlayabilen, yeni nesil bir pazarlama sistemidir.

Bireylere doğrudan hızlı Ģekilde ulaĢabilme imkanı sunan ileri bir pazarlama yöntemidir. Kısacası yer

zaman ve mekan sınırı olmaksızın dijital ortamın tüm olanaklarını müĢterinin cebine taĢıyan ve

hareket halindeyken bile kullanılan bir pazarlama ortamıdır. Bu sayede kurumlar müĢterilerine

yaĢamın her noktasında birebir ulaĢarak kiĢiye özel seçeneklerin sunulabildiği bir sistemdir. Ayrıca

tüketicinin yanında taĢıyabildiği reklam mesaj gibi öğeleri de içine alır ve kullanır.

Mobil pazarlama iĢlevsel olarak klasik pazarlamadan çok büyük farklar arzetmektedir. Herhangi bir

genel pazarlama kampanyasında müĢterinin veya potansiyel müĢteriye ulaĢabilmek için TV radyo,

gazete dergi gibi kitlesel reklam mecraları kullanılmaktadır. Potansiyel müĢterinin bu mecralardan

sunulan pazarlama mesajını görebilmesi için TV baĢında bulunması, o anda reklamın çıktığı kanalda

olması, reklamları görmemek amacıyla kanalı zaplamaması gerekmektedir. Mesaj gazete veya dergiler

aracılığıyla veriliyorsa da o gazete ya da dergide sunulan pazarlama mesajının bulunduğu sayfayı

açması konu internetten sunuluyorsa reklâm bandı (banner) gibi araçları tıklaması gibi durumlar söz

konusu olmaktadır. Konu mobile geldiğinde ise istenilen zamanda belirli bir hedef kitleye ilgisi ve izni

dahilinde herhangi bir kısıtlama olmadan ulaĢmak söz konusu olmaktadır.

Özdemir (2010), mobil pazarlamayı, reklam verenlerin ürün ve marka iletiĢimlerini, tüketicilere

―mobil kanallar ve kurgular üzerinden‖ ulaĢtırmak olarak tanımlanmaktadır. Ancak buradaki en büyük

farklılık noktası olarak tüketicilerin de bu kanallar üzerinden katılımda bulunmalarına olanak

sağlamasıdır.

3. MOBĠL PAZARLAMANIN ÖZELLĠKLERĠ

Mobil pazarlama çoğu özelliği itibarıyle doğrudan pazarlama ve iliĢkisel pazarlama konusuna

girmektedir ve doğrudan pazarlamanın pek çok özelliğini içinde barındırmaktadır. Doğrudan

pazarlama; birebirdir, ikna edicidir; tutumları değiĢtirmek, duyguları etkilemek açısından önemlidir,

etkileĢimlidir; çünkü geribildirim sağlanır. Ölçülebilirdir; çünkü faaliyetler sayısal olarak

raporlanabilir ve takip edilebilir, bilgilendiricidir. Pazarı ve müĢterileri analiz etmek için önemli

veriler sunar, tüketici sadakati oluĢturur, bazı uygulamalarında müĢteri veri tabanına ihtiyaç duyar.

Sözü geçen genel doğrudan pazarlama kampanyalarına nispetle mobil pazarlamanın ölçümlemesinin

kolaylığı, yapılan yatırımın geri dönüĢ oranının yüksekliği, niĢ hedeflere veya bireysel hedeflere doğru

mesajları sunabilme yeteneği gibi farklı özellikleri de bulunmaktadır.

Mobil pazarlama perakendecilerin müĢterileri ile iletiĢim kurmak için zamanında etkileĢim ve gerçek

zamanlı olarak ilgili teklifler sunma gibi konularda kolaylık sağlar. Mobil pazarlamada bu tür karĢılıklı

75

etkileĢim ile ilgili anket veya oyun katılımı, sosyal öneriler, fotoğraf yükleme ve ticari iĢlemler de

dahil olmak üzere çeĢitli biçimlerde bir bağlantı yaratılmaktadır (Batista, 2011). Ayrıca mobil

pazarlamanın baĢlıca özellikleri aĢağıdaki gibidir;

Ölçümlemesi kolaydır: Mobil pazarlama kampanyalarında net olarak kampanyanın hedef

kitlesi sayıca belirlenebilmekte, ulaĢmak istenilen kiĢilerin geri dönüĢ oranları doğrudan

doğruya tespit edilebilmektedir

Geri dönüĢ oranın yüksek olması: Belirgin hedef kitleye ilgileri dahilinde gönderilen

mesajların ve içeriklerin ilgileri olamayan genel kitleye sunulan mesajlara oranla çok daha

yüksek bir geri dönüĢ oranına sahip olması söz konusudur. Erdem‘e göre (2008) mobil

pazarlama özellikle 16-30 yaĢ hedef alındığında çok yüksek bir geri dönüĢ oranına sahiptir,

SMS kampanyalarında bu oranın genel olarak %10 ile %15 arasında olduğu belirtilmektedir.

Moorhead‘e (2009) göre dijital anlamda webden online görüntüleme kampanyaları genellikle

% 0.01 ile% 0.09 tıklama oranlarına sahiptir. Ġyi planlanmıĢ ve doğru hedeflenmiĢ bir mobil

kampanyada ise yapılan teklife ve yaratıcı mesaj çalıĢmalarına göre %1, % 2 hatta% 3 tıklama

oranına kadar çıkabilmektedir. SMS kampanyalarında metin bağlantılarını tıklama oranları% 9

ve% 10 gibi yüksek rakamlara ulaĢabilmektedir. Öte yandan mobil internet kullanımının

geliĢmesiyle bu tür kampanyaların çok daha yoğun ve etkin kullanılması beklenmektedir.

Fonksiyonellik ve özellikler: Genelde içeriklerinin eğlenceli olması, belirtilen yaĢ grubunun

ilgi alanına yönelik kampanyalar tasarlanması, bu grubun teknolojiye ve yeniliklere kolay

adapte olabilmeleri, kampanyalara katılımın çok basit olması gibi özellikler de geri dönüĢ

oranını etkilemektedir. Eğlence, iĢ, alıĢveriĢ gibi ortamları destekleyici ve teĢvik edici

özellikler de mobil pazarlama kampanyalarına ilginin yoğunlaĢmasında etkili olmaktadır.

Bölümlendirme ve hedef müĢteriye ulaĢım kolaylığı: Bir mobil pazarlama kampanyasında

izinli veri tabanı kullanıldığından kullanıcıların operatörlerde kayıtlı olan demografik

özelliklerine göre (fatura miktarı, kullandığı hat sayısı, kullanma yoğunluğu, öğrenim durumu,

medeni durumu gibi ölçütlere göre değerlendirilerek) bölümlendirilmesi söz konusudur.

Böylelikle kampanyaya en uygun hedef kitlenin belirlenerek ona göre bir kampanya içeriği

geliĢtirilmesi ve doğru mesaj oluĢturulması söz konusudur. Bu aynı zamanda maliyet düĢürücü

bir faktör olarak da değerlendirilmektedir. Öte yandan doğrudan bireysel özelliklere kadar

detaylandırılarak bölümlendirme yapmak ve hedef kitlenin özel seçimi hızlı ve kolay Ģekilde

gerçekleĢtirilebilmektedir.

Maliyetinin düĢük olması: Mobil pazarlama kampanyaları içerikleri ve uygulama alanları

dikkate alındığında diğer mecralarda yapılan çalıĢmalara göre çok daha düĢük bütçelerle

gerçekleĢtirilebilmektedir.

KarĢılıklı etkileĢimli olması: Günümüzde bağlılık yaratan markalar, ürünler ve kurumlar artık

kitlesiyle karĢılıklı iletiĢim halinde olan ve söylediği kadar dinleyen ve tüketicisini de harekete

geçiren markalar, ürünler ve kurumlar olarak anılmaktadır. Mobil pazarlama bu alanda yapılan

çalıĢmalar ile interaktif bir ortam yaratmakta ve belirlenen hedef kitleyi, yapılan kampanyadan

faydalanabilmesi için harekete geçirmektedir.

Kitlesel değil bireysel olması: Dijital pazarlama anlayıĢı mesajların giderek bireysel olmasına

sebep olmaktadır. Hedef kitlenin demografik, coğrafik, satın alma alıĢkanlıkları, bağlı olduğu

gruplar gibi kiĢisel özellikleri sonucunda kiĢiyi doğrudan etkileyip ilgisini çekebilecek ve satın

almaya ya da kampanyanın hedefine göre harekete geçmeye yönlendirecek çabaları göstermek

çok kolaydır. Burada bölümlendirme kıstasların doğru seçimi doğrudan hedefi vurmayı

sağlayabilmektedir.

Farklı hedeflere uygun kampanyalar geliĢtirilebilmesi: Mobil pazarlama ile marka, ürün ya da

kurumun farklı hedeflere yönelik kampanyalar geliĢtirmek mümkündür. SatıĢı arttırmaktan,

76

tüketici bilgilerine ulaĢmaya ya da sadakat arttırmaya kadar çok değiĢik amaçlı kampanyalar

geliĢtirmek mümkündür.

Hız: Kampanyalar sayıca çok bile olsa hızla uygulanıp geri dönüĢ ölçümleri hızla

kaydedilebilir.

4. MOBĠL PAZARLAMA UYGULAMALARI

Mobil pazarlama uygulamaları konusunda ilk akla gelen uygulamalar ve günümüzde en yoğun

gerçekleĢtirilen uygulamalar SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi) uygulamalarıdır.

Hemen hemen her cep telefonunun SMS desteği olması ve mobil cihazlardaki en belirgin temel

özelliklerden biri olması SMS uygulamalarının en yaygın kullanılan mobil pazarlama uygulamaları

olmasının temel sebebi olarak değerlendirilmektedir. Bunun dıĢında mobil uygulamalar olarak içerik

teslim hizmeti, web içeriği indirme, ambalaj üzerine kodlar, mobil yayıncılık, mobil anket, mobil

kupon, mobil ödüller gibi pek çok çeĢitlendirme yapmak mümkündür (bkz Tablo 3). Günümüzdeki

geliĢmelerle 3G‘nin kullanıcılar için kolay ulaĢılabilir teknoloji olmasıyla mobil internet de SMS‘e

ciddi bir rakip olarak değerlendirilebilecektir.

Tablo.3. Mobil Pazarlama Uygulamaları

Mobil Pazarlama Uygulamaları

• Ġçerik Teslim Hizmeti

• Web içeriği indirme (Mobil oyun)

• Ambalaj üstünde kodlar

• Mobil yayıncılık

• Mobil bilgi hizmetleri

• Mobil haber hizmetleri

• Ġzinli mobil servisleri/hedefli mesaj

• Mobil kupon verme

• Mobil ödüller

• Mobil soruları/Mobil anket

• Mobil Biletleme

• Mobil oy verme

• Mağaza bulma /yer bulma

• Sponsorluklar

• Çalarken dinlet

Tablo 3‘de görülen uygulamalar geçmiĢteki birçok uygulamanın mobile adapte edilmesi ile

gerçekleĢmektedir (örneğin mobil yayıncılık, kupun, anket, oy, sponsorluk). Ancak bazı uygulamalar

örneğin ambalaj üzerindeki kodlar, izinli mobil servisli gibi uygulamalar ise mobilin özellikleri

sayesinde ortaya çıkan yeni konulardır.

4.1. İçerik Teslim Hizmeti

Mobil içerik, mobil iletiĢim donanımlarında ve/veya yazılımlarında izlenmek, dinlenmek, okunmak

veya kullanılmak üzere üretilen, dönüĢtürülen veya biçimlendirilen herhangi bir unsurdur

(http://kadmon.blogspot.com/2007/02/doktora-tezim-mobil-ierik-ve-yaynclk.html). Ġçerik teslim

hizmeti belli bir mobil içeriğin (duvar kağıtları, zil sesleri ve mobil Java oyunlarının vb) bir anahtar

kelime karĢılığında mobil cihazlara indirilmesi hizmetidir. Bu tür içerik hizmeti özellikle hızlı tüketim

ürün paketleri üzerinde kampanyalar, TV reklamları ve gazete ya da yazılı basın kampanyalarıyla

paralel olarak kullanılabilecek bir yöntemdir.

4.2. Web İçeriği İndirme

Logo, melodi, polifonik melodiler, duvar kağıdı, animasyonlu resimler, oyun gibi içeriklerin cep

telefonuna indirilmesidir. Bu uygulamada seçilen içerik, ücretsiz olarak veya belli bir ücret

karĢılığında indirilir sonra içerik kullanılmaya baĢlanır. Örneğin içerik bir oyunsa ücretsiz inen

oyunların maliyetini çıkarabilmek açısından bazı reklam öğeleriyle donatılmıĢ olabilirler. Ücretsiz

77

olan durumlarda web içeriğini kullanmaya devam etmek söz konusuysa belli bir bir süre sonra içeriği

kullanmaya devam etmek istendiğinde ücret talep edilebilmektedir. Örneğin BaĢarı Mobil ĠletiĢim

―dene oyna‖ modelini geliĢtirmiĢtir. Ġndirilen içerik oynanmaya baĢladığından 3 dakika sonra

kullanıcıya oyunu kiralamak isteyip istemediğini soran bir onay ekranı gelmektedir

(http://www.mobiloyuncu.com/index.jsp). Onay verilince, sadece 1 adet oyunu değil, 1 haftalık tüm

dene oyna oyunlarının hepsini bedava indirip oynama hakkı kazanılmaktadır. Ücretlendirme bilgileri

tüm Dene Oyna oyunlarının onaylama ekranında belirtilmektedir. Kiralama hizmeti satın alındığında

tüm Dene Oyna oyunları ilgili hafta içerisinde ek bir ücret ödemeden yüklenebilir ve oynanabilir. Bir

oyunu satın almak için de onay vererek iĢlemleri tamamlanarak ücretlendirme yapılır.

4.3. Ambalaj Üzerine Kodlar

Akıllı telefon özelliği taĢıyan telefonların özellikleri sayesinde geliĢtirilmiĢ uygulamalardandır. QR

(quick response) kod denilen iki boyutlu kod sistemini kullanır

(http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-nasil-calisir) Bu kodlamada 4296

karakterlik bir veri yükleme kapasitesi söz konusudur. Kameralı cep telefonu kullanan tüketiciler, QR

Kod görüntüleyerek, tüm veriye anında ulaĢırlar. Mobil telefonlara okuyucu özelliğin kazandırılması

için, sadece ufak bir programcığın yüklenmesi yeterlidir. Reklam metni, web adresi, telefon numarası

gibi içerikler cep telefonuna aktarılmaktadır. Cep telefonu ile okutma yapıldığında, ürün mikro web

sitesine ulaĢılır. Web sitesinin sunduğu geniĢ alanda; ürünün kullanımı, özellikleri, daha önce kullanan

kiĢilerin deneyimleri tüketici ile paylaĢılır (http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-

reklam-uygulamalari) Ayrıca çekiliĢ, hediye, vb uygulamalarda karıĢık Ģifrelerin okunması, yazılması

artık bir iĢlem olmaktan çıkmaktadır. Aynı zamanda dergi ilanları, billboardlar, broĢürler vb baskılı

materyal üzerine yerleĢtirilerek, QR kodu okutup gönderenlere özel, hediyeler, fırsatlar sunmak da söz

konusu olabilmektedir.

4.4. Mobil Yayıncılık

Yayıncılar içeriklerini istedikleri zaman ve yerde hedef kitleye ulaĢtırmak, okutmak, izletmek,

dinletmek veya kullandırmak isterler. Cep telefonları basit ve yalın bir biçimde bu tür yayın

içeriklerini sunan bir mecra haline dönüĢmüĢlerdir. Mobil yayıncılık mobil bilgi hizmetleri ve haber

hizmetleri olarak iki farklı kategoride ele alınabilir.

Bu tarz uygulamalar sayesinde mobil cihaz kullanan bireylerin haber ve bilgi akıĢı sağlamak için

televizyonu açıp, saat baĢlarını beklemek ya da bayiden gazete almak, ya da adres bulmak gibi

konularda ayrı bir çaba göstermelerine ihtiyaç kalmamıĢtır. Gönderilen kısa mesajların sonuna,

görüntülü haberlerin baĢına reklam alınabilmektedir.

4.5. İzinli Mobil Servisleri/Hedefli Mesaj Kullanıcılarından izin alınarak toplu tanıtım/pazarlama içeriklerinin sunulduğu uygulamalardır. Bu

uygulamalarda, markaların fayda, fırsat, promosyon ve bilgilendirme mesajlarını iletmek amaçlarına

yönelik abonelerden izin alınır. Bu izinler sayesinde kurulmuĢ veritabanları kullanılır. Uygulamada,

izin veren müĢteriler arasından markanın talepleri doğrultusunda hedef kitle seçilir. Markalar ve

kurumlar bu yolla (https://turkcellpartner.com/corporate/Pages/Mobil-Pazarlama-Servisleri.aspx) ;

• Doğru müĢteriye, doğru zamanda, doğru mesajı, doğru kanal ile iletebilir,

• Yeni müĢteri kazanabilir,

• Marka bilinirliğini artırabilir,

• Katma değer sağlayabilir ve

• Yeni ve farklı müĢteri algısını değerlendirme Ģansı bulabilirler.

Hedef kitlede bulunan potansiyel müĢterilere ürünün özelliklerini konu alan mini-test soruları

gönderilmesi ya da ilgilendikleri konuda bilgilendirme çalıĢmaları yapılması, hedeflenen müĢterilerin

ürün/hizmetle ilgili kullanıcı sadakatinin arttırılmasına yönelik çalıĢmalar yapılması gibi çalıĢmaları

kapsar.

78

4.6. Mobil Anket

Mobil Anket ile son kullanıcı hiçbir veri aktarım ücreti ödemeden markalarla ilgili ses, video, görsel

içeriklerini izleyerek / dinleyerek bu materyaller hakkında yorum verebilmesi, birebir etkileĢime

geçerek marka değerine katkıda bulunabilmesi için mobil cihazlar üzerinden gerçekleĢtirilen

faaliyetlerdir.

Mobil Anket ile yapılabilecekler: reklamların öntesti ve sontesti, tüketici değer önermesi, kullanıcı

deneyimi ölçümleri, Mobil içeriklerin beğeniye sunulması gibi konular olabilmektedir.

4.7. Mobil Ödüller ve Kuponlar Mobil cihazlarla ödül verme veya kuponlama iĢlemlerinin yapılabileceği olanakları yaratır. Örneğin

bir ürüne 1 TL fazla öde kontör kazan gibi, ya da kapaktaki Ģifreyi kısa mesajla gönder

kontör/dakikaya da çeĢitli hediyeler gibi (örneğin mobil oyun indirme hakkı veya belli bir sürede

sınırsız konuĢma vb) kazanabilmektedir.

SONUÇ

Mobil pazarlama günümüz teknolojik olanaklarıyla çok etkin bir pazarlama seçeneği haline gelmiĢtir.

Bireyin hareketliliği ve cihazların taĢınabilirliği, bilgi toplumunun geliĢmesiyle birlikte önemli

konulara dönmüĢtür. Mobil pazarlamada da bundan faydalanılarak geçmiĢ uygulamaların mobil

mecraya adaptasyonu veya yeni mobil pazarlama uygulamaları geliĢtirilmektedir. Özellikleri itibarıyla

bireye en etkin pazarlamanın gerçekleĢtirilebileceği pazarlama türü olarak değerlendirilmektedir.

79

KAYNAKLAR

Batista, A. New Research Finds 94% of Companies Utilize Mobile Marketing For ROI Improvement .

http://www.retailtouchpoints.com/in-store-insights/725-new-research-finds-94-of-companies-utilize-

mobile-marketing-for-roi-improvement-.html eriĢim tarihi:13.02.2011.

Erdem A. (2008). ―Neden Mobil Pazarlama?‖ http://mobilewarketing.blogspot.com/2008/10/neden-

mobil-pazarlama.html eriĢim tarihi 13.02.2011.

Moorhead, P.J. (2009). Cost and ROI for Mobile Campaigns.

http://www2.emarketer.com/Article.aspx?R=1007277 eriĢim tarihi:13.02.2011.

Özdemir , Ġ. (2010). Mobil Pazarlama, Dünyanın En Büyük 3 Mecrasından Biri Olacak – 1

http://www.turk.internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=28980 eriĢim tarihi:14.02.2011.

Sadioğlu, M. (2010). Mobil Yayıncılığın Besin Kaynağı Yenilik.

http://haber.kanald.com.tr/Haber/Teknoloji-40/Mobil-yayinciligin-besin-kaynagi-yenilik-3407.aspx

eriĢim tarihi:14.02.2011.

http://www.bloomberght.com/haberler/haber/545751-2011-mobil-yayincilik-yili-olacak

http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-nasil-calisir

https://turkcellpartner.com/corporate/Pages/Mobil-Pazarlama-Servisleri.aspx

http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-reklam-uygulamalari

http://kadmon.blogspot.com/2007/02/doktora-tezim-mobil-ierik-ve-yaynclk.html

Yamamoto, G.T (2009). Mobil Pazarlama Nedir? http://goncatelli.blogspot.com/2009/08/mobil-

pazarlama-nedir.html

Yamamoto, G.T. (2010). Mobil Pazarlama Tanımları http://goncatelli.blogspot.com/2010/11/mobil-

pazarlama-tanmlar.html

ÖZGEÇMĠġ Prof. Dr. Gonca TELLI YAMAMOTO

Lisans (ĠĢletme) ve Yüksek Lisansını (Pazarlama ve Üretim Yönetimi) Marmara Üniversitesi‘nde

tamamladı. Doktora çalıĢmalarını Anadolu Üniversitesi‘nde Yükseköğretimde Pazarlama üzerine

gerçekleĢtirdi. Doktora sonrasında Yeditepe Üniversitesinde Öğretim görevlisi olarak MBA programı

kapsamında çeĢitli dersler verdi. Maltepe Üniversitesi'nde Yard. Doç. olarak görev yaptı. Halen Okan

Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi Müdürü olarak çalıĢmalarını sürdürmektedir. Uygulamalı

Bilimler Yüksekokulu BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev

yapmaktadır. Aynı zamanda Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kurucu Müdürlüğü ĠĢletme

kurucu bölüm baĢkanlığı gibi görevlerde bulunan Yamamoto ağırlıklı olarak pazarlama ve bilgi

teknolojileri konuları üzerinde çalıĢmalar yapmaktadır. Yamamoto Okan Üniversitesi‘nde, iĢletme,

iletiĢim, pazarlama, e-ticaret gibi konularda derslere girmektedir. Yamamoto‘nun pazarlama ve e-

öğrenme alanında ulusal ve uluslararası pek çok kitabı ve makalesi bulunmaktadır. Son yıllarda

özellikle mobil pazarlama ve e-öğrenme üzerinde araĢtırmalarını yoğunlaĢtıran Yamamoto‘nun yazmıĢ

olduğu ―Mobilized Marketing and The Consumer Technological Developments and Challenges‖

baĢlıklı kitabı ABD‘de ĠĢletme Referans Kitapları arasında yer almaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi

HasanpaĢa Kampüsü Kadıköy/Ġstanbul,

ĠĢ: 90 216 3254818 dahili: 125 Faks: 90 216 3396136

E-posta: [email protected] , Url: http://goncatelli.blogspot.com

80

VIII. BÖLÜM FĠKRĠ MÜLKĠYET, SOSYAL AĞLAR VE UZAKTAN

ERĠġĠMDE MOBĠL ĠMZA

Zafer Babür

ÖZET

Türkiye‘de 5070 sayılı kanuna istinaden geliĢtirilen Elektronik imzanın Telekomünikasyon

Kurumunun kararı ile Mobil telefonlarda da kullanıma baĢlaması ile birlikte önce Internet ortamında

Ģehadet mekanizması olarak doğan TASDIX‘in mobil imzalı sürümü ardından Facebook‘da kimlik

onay mekanizması GERCEXIZ geliĢtirildi. Bu arada bankacılık ve kurumsal uygulamalara giriĢ için

kullanılan Ģifre ve VPN kartlarının yerine mobil imza yeteneğine haiz telefonlar Ģifre cihazı olarak

kullanılmaya baĢlandıysa da hukuksal olarak sadece oluĢturulduğu ülkede kesin delil olarak kabul

edilmesi, uygulamaların azlığı ve elektronik ortamların iĢletim sistemleri ve uygulama yazılımlarının

yaĢam döngüsünün kısalığı, elektronik ortamdaki saklama ortamlarına güvensizlik gibi nedenlerle ile

beklenildiği kadar hızlı yaygınlaĢamadı, yeni uygulamalar geliĢtirilemedi.

GĠRĠġ

Ġnsanoğlu önce duvarlara resim yapmıĢ, ağaçlara Ģekiller kazımıĢ, Dicle ve Fırat‘ın kıyılarındaki

uygarlıklar kil tabletlerin üzerine çivi yazısı akitler oluĢturmuĢlar. Asurlular da Mısırlılar gibi yaĢ kil

üzerindeki yazılarına yüzüklerini basarak bunları mühürlemiĢler, Nil kıyılarında ruhban kesimi

diğerlerinin anlayamaması için kendi özgün imlerini geliĢtirmiĢler, Çin‘de düğümlenen sicimlerin

yerini daha sonra resim yazısı almıĢ, toplumlar zaman içinde ilerlerken yazı biçimlerini yasalarla

desteklemiĢler, günümüzün kapalı anahtar (private key) ve açık anahtar (public key) altyapısına

benzetilebilecek kiĢiye özel silindir mührü anlaĢmaların kazındığı tabletlerde kullanmıĢlar hatta

anlaĢmaların yüzyıllarca yaĢayabilmesi için kayalara kanunlarını kazıtmıĢlardır.

Antik Yunan ve Roma anlatılarında harf yazılarının Fenike‘ye dayandığı söylenir ve Romalıların isim

simgeleri için kalıpları olmasına ve kopyalama iĢinde köleleri kullanmalarına rağmen bu iĢi mekanik

yöntemlere geçirmediklerinden bahseder. Yine aynı kaynaklara göre: Her yöneticinin, valinin mühürü

mevcuttur. Yazılara mühür konularak geçerlilikleri sağlanır. Papirüs, parĢömen ve bilahare kağıdın

kullanımında el yazması kopyaları çoğaltan yazmanlar da sayıca artmıĢtır. Ancak bu yazıların asıl olup

olmadığını söyleyen bunlara konan sıcak mühürler olduğu belirtilmektedir. Sonrasında kağıdın ve

mürekkebin bollaĢtığı, akitlerin bireyler arasında yaygınlaĢtığı, okuryazarlığın arttığı bir ortamda

kağıda basılan parmak izinin yerini kalemle atılan imza aldı. Önceleri akitlerin dört bir etrafına

bilahare sadece altına atılan paraf ile içeriğin ve yaptırımların okunup kabul edildiği anlamına geldiği

herkes tarafından bilinildi.

GeçmiĢte insanoğlu taĢları, kabukları, boncukları birbirine çarpmıĢ, içi boĢ kütüklere tokmakla

vurmuĢ, boynuzların içine üflemiĢ ve bunlarla doğaya eĢ sesler çıkartmaya çalıĢmıĢtır. Kendince ritm

yapmıĢ, bu ritme uyanlar figuratif hareketler yapmıĢlardır. Sonra doğada varolan sesleri taklit

edebilecek cihazlar üretmiĢler, önce beyinlerinde iĢitmiĢler sonra etrafındakilere dinletmiĢlerdir. Takip

eden zamanlarda bestelerini kendine özgün yazım Ģekli ile saklama yoluna gitmiĢlerdir. Osmanlı

döneminde nota yazmak rağbet görmediğinden XIX yüzyılda III. Selim‘in teĢviki ile ―koma‖ kullanan

besteleri için Hamparsum1 ve Nasır Dede‘ye nota gösterimleri geliĢtirilerek klasik Türk musikisi kayıt

altına alınmıĢtır. Kullanım kolaylığı açısından Hamparsum notalama sistemi daha hızlı

yaygınlaĢmıĢtır. Tüm bunlar; geçmiĢin izini geleceğe taĢımak, hal sahipliğini belirlemek, özgünlüğü

korumak veya duruma, olaya ya da yere sahip çıkmak anlamında düĢünülebilir.

1 Hamparsum ―Ermeni Khaz‖, Abdülbaki Nasır Dede ―Arap Ebced‖ nota sistemi temel alınıp geliĢtirilmiĢtir.

81

Veriye ve bilgiye ulaĢmak için eskiden kütüphanelerde sayfaları karıĢtırırken, her evde en azından bir

kitaplık rafı bulunurken, artık internet sayesinde bir tıklama ya da dokunma sayesinde web sayfaları

arasında gezinmek mümkündür. Bu geliĢmeler ıĢığında kağıt önemli verileri taĢıyan yegane ortam

olma özelliğini yavaĢ yavaĢ kaybederken, her bireyde bir bilgisayar ve her yerden internet eriĢimi

olması beklentisi yüzünden kağıt üzerindeki imza kavramı da önemini yitirmektedir. Mektup

yazmanın unutulduğu, ödemelerin internet üzerinden hiç dokunulmayan (sanal) para ile yapıldığı bu

dönemde parmak izinin yerini alan mühürü tahtından eden kalemin yerini sayısal ya da mobil imzaya

bırakması sözkonusu olmuĢtur. Oysa geçmiĢte yüce yargı üçüncü bir Ģahsın Ģahitliğini ya da kamunun

resmi bir kurumunun damgasını arardı.

2000 li yıllarda Adalet Bakanlığı tarafından baĢlatılan elektronik imza çalıĢmaları 2004 yılında 5070

sayılı Elektronik Ġmza Kanunu ile hukuksal temelini sağlamıĢtır. Özünde kanun ıslak imza ile

elektronik imzanın eĢit olduğunu söylemektedir. 2007 yılında ise elektronik imzanın farklı bir biçimi

mobil imza cep telefonlarındaki sim kartlarına konulan bir yazılım ile cep telefonları ile de elektronik

imza oluĢturulmasına olanak sağlamıĢtır. Elektronik imza kullanabilmek için bireyin ―Nitelikli

Elektronik Sertifikası‖ (NES) olması gerekir ve NES‘in Telekomunikasyon Kurumu tarafından

yetkilendirilen ve denetlenen Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘larından (ESHS) temin edilmesi

gerekmektedir. Halen Tubitak-KAMUSM, E-Güven, TurkTrust ve E-Tugra Türkiye‘ de

yetkilendirilmiĢ Elektronik Sertifka Hizmet Sağlayıcılarıdır.

Günümüzce adli merciler, kamu kuruluĢları, özel kuruluĢlar internet dünyasında ―Sanal Delil‖ olarak

―elektronik imza‖ ve türevi ―mobil imza‖ yı ıslak imza gibi kabul etmektedir. Bilgisayardan

ayrılmaksızın, sadece bir tıkla elektronik ortamda doğmuĢ olan fikri hakları içeren belgeler, yine

elektronik ortamda ―tasdix‖ lenmiĢ olarak, ileride fikri mülkiyet hakkını ispatlamak için kesin delil

olarak kullanılmak üzere elektronik ortamda saklanabilmektedir. Bankaya elektronik imzalı talimat

yazılabilmektedir, dilekçeler elektronik imzalı olarak oluĢturabilmektedir. Sosyal ağlar üzerinde sizin

gerçek siz olduğunuzu ―gercexiz‖ uygulaması ile mobil imza ile gerçekleĢtirilebilmektedir.

GERCEXIZ, TASDIX uygulamasından yararlanarak Facebook üzerinde çalıĢacak Ģekilde EczacıbaĢı

BiliĢim tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir.

1. ELEKTRONĠK ĠMZA NASIL ÇALIġIR?

Ġnternete eriĢimi olan tüm bilgisayarla beraber birdenbire kendimizi küresel bir haberleĢme ağının

parçası haline gelmiĢ bulduk. Öte yandan küresel ağın oluĢması gönderdiğimiz aldığımız iletiler için

beraberinde sorunları da oluĢturdu ki bunlar Ġnkar Edilebilirlik : Ġletiyi gönderip/göndermediğini inkar edebilmek

Doğrulanabilirlik : Ġletiyi gönderenin kimliğinden Ģüphelenmek emin olamamak

Bütünlük : Ġletinin içeriğinin değiĢtirilebilmesi

Gizlilik : Ġletinin içeriğinin yetkisiz kiĢilerce görülebilmesi

olarak sıralanabilir.

Elektronik olmayan ortamlarda, bu sorunların üstesinden "ıslak imza" ile gelmeye çalıĢıyoruz. Günlük

yaĢamımızda imza o belgeyi okuduğumuzu, anladığımızı ve yaptırımlarını kabul ettiğimizi gösteren

birim... AnlaĢmanın taraflarının güvencesi oluyor zira imza;

Üzerindeki belge ile bir bütün oluĢturuyor

Ġmzalayana özel bir Ģekil, biçim arz ediyor (bireyin alameti farikası)

Bu imin temel özellikleri yazma açısı, kuvveti, iniĢ çıkıĢları vb temel özellikleri ile sabit

kalıyor

Üzerinde bulunduğu belgede;

o Ġmzalayanın kendi rızası ile onayını (inkar edilebilemezlik),

o Ġmzalayanın "o kiĢi" olduğunun teyidini (doğrulunabilirlik),

o Belgenin içeriğinin değiĢmediğini (bütünlük) "garanti" ediyor.

Belgenin gizliliği ise kapalı bir zarf/mühür ile sağlanıyor (gizlilik).

82

Elektronik ortamlarda ise bu iĢlevi "elektronik imza" sağlıyor.

Elektronik imza kanunda "Bir elektronik veriye eklenen ve göndereni emsalsiz Ģekilde tanımlayan bir

sayısal kod" olarak tanımlanıyor. Elektronik imza ile ıslak imzanın benzerliği ise;

Ġmzalayan kendi isteği ile onayını vermekte (inkar edilebilemezlik)

Ġmzalayanın "o kiĢi" olduğunu teyid etmekte (doğrulunabilirlik)

Belgenin içeriğinin değiĢmediğini (bütünlük) "garanti" etmekte

Verinin gizliliği ise bir kriptolama (Ģifreleme) ile sağlanmaktadır (gizlilik).

Elektronik imza için iki adet anahtar (özel sayılar dizini) gerekiyor:

Kapalı anahtar (Private Key): Yalnızca kiĢinin kendisinde tutulan

Açık anahtar (Public Key): Herkesin ulaĢabileceği bir yerde tutulan

Bunlardan açık anahtar olarak tanımlanan anahtar, kamunun yetkilendirdiği güvenilir bir kurum olarak

tanımlanmıĢ ESHS olarak anılan hizmet sağlayıcı tarafından kiĢiye özel olarak onun kimlik

bilgilerinin fiziksel olarak doğrulanmasının ardından bunlardan yararlanarak oluĢturulur ve "elektronik

sertifika" üzerinde olarak dağıtılır.

ESHS tarafından kendisine üzerinde anahtar çiftini barındıran bir usb token veya kart verilen

Gönderen KiĢi, elektronik imzalama yazılımını kullanarak belgenin özütünü (hash) çıkartır ve bu

belgenin üzerine kendi kapalı anahtarını kullanarak sadece kendisinin bildiği Ģifresini girerek bağlı

olduğu ESHS nin doğrulama verilerini de ekleyerek Alıcı KiĢiye gönderir. Alıcı KiĢi doğrulama

yazılımını kullanarak gönderilen belgenin gönderici taraftakı özetleme fonksiyonun aynısını

kullanarak, asıl iletinin özütünü bulur. Alıcı KiĢi, Gönderici KiĢinin açık anahtarını kullanarak

imzanın doğruluğunu ESHS vasıtası ile onaylar. Eğer Alıcı KiĢinin hesapladığı özütle, Gönderen

KiĢinin imzaladığı hal birbirine eĢdeğer ise, Alıcı KiĢi, iletinin iletim sırasında değiĢtirilmeden

kendisine ulaĢtığını ve asıl Gönderici KiĢi tarafından gönderildiğine emin olur.

ġekil 1 Elektronik Ġmza Nasıl ÇalıĢır?

2. MOBĠL ĠMZA NASIL ÇALIġIR?

Mobil imzada imzalama aracı olarak cep telefonunun içindeki SIM kartı Kapalı ve Açık anahtar

çiftinin saklandığı bir ortamdır. Elektronik imzada imzalama aracı USB Token veya kart iken burada

araç cep telefonunun kendisi olmaktadır. Burada da elektronik imzada olduğu gibi bireyin gerçek

bilgileri onaylandıktan sonra kendisine mobil imza atabilir SIM kartı teminin ardından bir kısa mesaj

83

gönderilir ve kiĢinin kendine özgü anahtarının SIM kart üzerinde oluĢturması sağlanır. Ġmzalama

sırasında belgenin özütü bilgisayara yüklü bir program parçası tarafında sağlanır mobil cihaza sadece

özüt imzalanmak üzere gönderilir Ġmzalayan taraf ekranda gördüğü özüt ile imzaladığı özütün aynı

olduğunu cep telefonuna girdiği 6 dijitlik kendi oluĢturduğu Ģifreyi girerek teyit eder ve belgenin özütü

imzalanmıĢ olur. Alıcı tarafın bunu teyit etmesi yine elektronik imzada olduğu gibi bilgisayar

üzerinden gerçekleĢtirilir.

ġekil 2 Mobil Ġmza Nasıl ÇalıĢır?

3. MOBĠL IMZALI TASDIX NASIL ÇALIġIR?

Tasdix Internet bağlantısı gerektiren bir online uygulama olup, öncelikle Tasdix sistemine

http://www.tasdix.com web adresinden üyelik gerektirir. Bireysel ya da kurumsal üye olunabilen

sistem sayesinde bireysel kullanıcı kendi özgün eserini kendisi için ―tasdix‖ lerken, kurum çalıĢanları

kurum dahilinde oluĢturdukları eserlerini, kurumun kendilerine tahsis ettiği kullanıcı adı ile kurum için

―tasdix‖ leyebilmektedirler.

Tasdix sistemine üye olunduktan sonra, tasdix‘in http://www.tasdix.com web sitesinden kullanıcının

bilgisayarındaki iĢletim sistemine uygun (MacOS, WindowsXP) ve ücretsiz olan Tasdix Masaüstü

yazılımını bilgisayara indirmesi (download) gerekir. Bu sayede kullanıcının özgün dosyası

bilgisayarında kalmakta ve bu dosyanın karĢı tarafta zaman damgası veren siteye yüklenmesi (upload)

gerekmemektedir. Uygulama damgalanacak elektronik dosyanın önce özütünü oluĢturmakta, ESHS ye

giden bu özüt üzerine zaman damgası eklenip geri gelmekte ve zaman damgalı özüt yani o an itibari

ile ilgili belgenin kiĢinin bilgisayarından gönderildiğine ait elektronik belge kiĢinin bilgisayarında

kalmaktadır.

84

ġekil 3 Mobil Imzalı TASDIX Nasıl ÇalıĢır?

4. MOBĠL ĠMZALĠ GERCEXIZ

Sosyal ağlarda rakiplerine göre hayli ileride olan Facebook uygulamalarından biri olan GERCEXIZ

bir facebook uygulaması olup facebook‘da kendi hesabı olan kiĢinin facebook hesabına tanımladığı

bilgilerin cep telefonundaki bilgileri ile eĢ olduğunda ―gercexiz‖ onayı veren bir uygulamadır. Bunun

için bireyin önce Gercexiz uygulamasını üye olması daha sonra da doğrulama yapması gerekir.

Doğrulama için cep telefonunun mobil imzaya haiz cep telefonu olması gerekir. Facebook sitesindeki

tanmlı bilgileri çeken uygulama bunu mobil imza bilgileri ile mukayase etmekte birebir uyumlu

olduğunda kiĢiye bunu cep telefonunda onaylattıktan sonra facebook uygulamasında onaylı hale

getirmektedir.

4.1. Banka Internet Şubesine Erişim ve Para Gönderimi

MüĢteri banka internet Ģubesine girmek ya da kendi hesabından baĢka bir hesaba para gönderiminde

bulunmak için mobil imzalı talimat verebilir. Bu sayede birey yanında her banka için ayrı bir Ģifre

oluĢturan cihaz taĢımamıĢ olur. Bu da müĢteriye ciddi bir hareket avantajı sağlar o hangi Ģehirde

olduğuna bakılmaksızın sadece kapsama alanında olması yeter Ģartı ile birey herhangi bir Ģubeye

gitmeden iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmekte bu sayede zaman tasarrufu sağlamaktadır.

85

ġekil 4 Banka Internet ġubesine EriĢim ve Para Gönderimi

4.2. İmza Kullanımı 1. MüĢteri internet Ģubesine girer, gerçekleĢtirmek istediği iĢlemin (EFT) detaylarını girer. Bu

bilgiler Banka‘nın internet Ģubesi uygulaması üzerinden Banka‘ya ulaĢır.

2. IMZA Uygulaması Banka‘da ayrı bir sunucu üzerine kurulmuĢ durumdadır. Banka, müĢteriye

imzalatmak istediği mesajı web servisi üzerinden IMZA uygulamasına gönderir.

3. IMZA uygulaması Banka tarafından kendisine gönderilen mesajın özüt‘ünü çıkarır.

OluĢturulan özüt IMZA tarafından bankanın web sunucusuna gönderilir.

4. IMZA uygulaması GSM ağı üzerinden müĢterinin Banka‘da kayıtlı cep telefonuna imzalaması

gereken mesajı ve özüt‘ü gönderir. Özüt müĢterinin ekranına ve cep telefonuna iki farklı kanal

üzerinden gönderilmiĢ olur.

5. MüĢteri cep telefonuna gelen mesajı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,

bunu ekrandaki özüt ile karĢılaĢtırır aynı ise tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza

Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı

oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Banka‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.

6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin

sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)

bağlanır.

7. Yapılan tüm kontrollerin sonucunda, IMZA Banka‘nın internet Ģubesi uygulamasına mobil

imzanın geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.

86

4.3. Sözleşmelerin Mobil İmza ile İmzalanması

Uzak mesafeli iĢlemlerde sözleĢmelerin oluĢturulmasında her iki tarafında aynı fiziksel mekanda

birlikte bulunmasının zorluğu elektronik olarak oluĢturulmuĢ belgenin seri biçimde taraflarca

elektronik ortamda imzalanmasını mobil imza ile olası kılmaktadır ve böylelikle aynı fiziksel ortamda

olma zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır.

ġekil 5 Ġnternet ortamında kontratların Mobil Ġmza ile imzalanması

1. MüĢteri, web sitesi üzerinden imzalaması gereken sözleĢmeyi görüntüler. SözleĢmeyi

okuduktan sonra web sitesi üzerinden imzala butonuna tıklayarak imzalama isteğini Banka‘ya

bildirir.

2. IMZA uygulaması Banka‘da ayrı bir sunucu üzerine kurulmuĢ durumdadır. Banka, müĢteriye

imzalatmak istediği sözleĢmeyi web servisi üzerinden IMZA uygulamasına gönderir.

3. IMZA uygulaması Banka tarafından kendisine gönderilen sözleĢmenin özütünü çıkarır.

OluĢturulan özüt bilgi IMZA tarafından bankanın web sunucusuna oradan da müĢterinin

ekranına gönderilir.

4. Diğer taraftan IMZA uygulaması GSM ağı üzerinden müĢterinin Banka‘da kayıtlı cep

telefonuna imzalaması gereken sözleĢmeye iliĢkin bir açıklama mesajını ve özüt bilgiyi

gönderir.

5. MüĢteri cep telefonuna gelen imzalanacak mesajı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi

görüntülenir, tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda

takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza

Banka‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.

87

6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin

sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)

bağlanır. Yapılan tüm kontrollerin sonrasında, IMZA sözleĢmenin imzalanmıĢ ve doğrulanmıĢ

halini Banka‘nın arĢivine gönderir. Böylece sözleĢmenin orjinali, üzerindeki imzalar ve

imzaya iliĢkin detaylar denetim amacıyla arĢivde saklanmıĢ olur.

7. IMZA, Banka‘nın web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın geçerli veya geçersiz

olduğuna dair cevap döner.

4.4. SMS ile Gönderilen Talimatın Mobil İmza ile İmzalanması

Her ne kadar aracı kurumlarda al-sat emirleri telefonda gerçekleĢtirilse ve bunun için ses kayıtları

muteber olsa da bireyin tanımlı olmayan bir hesaba kendi hesabından para transferi yapması ıslak

imzalı talimat olmadan gerçekleĢtirilememektedir. Özellikle mesai saatleri dıĢında kısa mesaj emir

elektronik ortamda yazılı elektronik belgeye çevrilip elektronik olarak imzalanmak üzere talep eden

tarafa gönderilmekte ve talimat yazılı ve imzalı bir biçime çevrilmektedir.

ġekil 6 MüĢterinin SMS ile Gönderdiği Talimatınının Mobil Ġmza ile Ġmzalanması

1. MüĢteri, Aracı Kurum nezdinde iĢlem yapabilmek için Aracı Kurum‘un belirlemiĢ olduğu bir

kısa numaraya (3333) hisse senedi alım/satım talebini Aracı Kurum tarafından belirlenmiĢ

formatta (örneğin; GONDER TL 1000 XBANK 1021122) gönderir.

2. Aracı Kurum tarafındaki GSM modem uygulaması müĢterinin gönderdiği kısa mesajı alır ve

bunu ―XBANK 1021122 nolu hesaba nezdinizdeki hesabımdan 1000 TL gönderin‖ Ģeklinde

bir talimat haline getirir. Talimatı Aracı Kurum tarafındaki arĢive kaydeder.

3. IMZA uygulaması sürekli arĢiv‘de tutulan kayıtları inceleyerek, müĢteri‘den yeni gelen

talimatları kontrol eder.

4. MüĢteriden yeni gelmiĢ bir talimat varsa IMZA arĢiv sunucudan talimatı alır ve imzalanmak

üzere müĢteri‘nin sistemde kayıtlı olan mobil imza atabilir cep telefonuna gönderir.

88

5. MüĢteri cep telefonuna gelen talimatı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,

tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart

üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Aracı

Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.

6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin

sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)

bağlanır.

7. IMZA uygulaması, Aracı Kurum‘un web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın

geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.

4.5. Telefonda Sesli Verilen Talimatı Mobil İmza ile İmzalanması

MüĢteri temsilcisine daha önce sisteme tanımlı olmayan bir para transferini yaptırtmak isteyen müĢteri

ıslak imzalı ya da faks talimatını gönderebilecek bir durumda olmasa bile müĢteri temsilcisinin

kendisine göndereceği talimatı okuyup elektronik imzası ile imzalayıp hukuken geçerli bir belge

haline getirebilir.

ġekil 7 MüĢterinin Telefonda Bildirdiği Talimatın Mobil Ġmza ile Cep Telefonundan Ġmzalaması

1. MüĢteri Aracı Kurum‘daki MüĢteri Temsilcisi‘ni arar ve talimatını sözlü olarak iletir.

2. MüĢteri Temsilcisi, MüĢteri‘sinden sözlü olarak aldığı talimatı Aracı Kurum uygulamasına

girer.

3. IMZA uygulaması talimatı alır ve imzalanmak üzere müĢteri‘nin sistemde kayıtlı cep

telefonuna gönderir.

4. MüĢteri cep telefonuna gelen talimatı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,

tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart

89

üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Aracı

Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.

5. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin

sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)

bağlanır.

6. IMZA uygulaması, Aracı Kurum‘un web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın

geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.

5. MOBĠL ĠMZA ĠLE UYGULAMALARA UZAKTAN ERĠġĠM

Internet üzerinden kurumsal uygulamalara eriĢmek için bilgisayarın ya yerel ağ üzerinde olması ya da

bilgisayarla anabilgisayar arasında Ģifreli taĢımayı sağlayacak VPN token(paket anahtarlamalı

devrelerde kullanılan özel iĢaret)‘a sahip olunması gerekmektedir. Oysa mobil imza ile telefon kapsam

içi olduğu müddetçe anabilgisayara giriĢ için Ģifre yerine mobil imza kolaylıkla kullanılabilmektedir.

ġekil 8 Mobil Ġmza ile VPN EriĢimi

1. Kullanıcı VPN üzerinden sisteme bağlanmak için kullanıcı adı ve Ģifresini girer. Kullanıcı adı

ve Ģifre bilgileri Kurum tarafında VPN uygulaması tarafından karĢılanır.

2. VPN uygulaması kullanıcı bilgilerini IMZA uygulamasına iletir.

3. IMZA uygulaması Active Directory üzerinden kullanıcı bilgilerinin kontrolünü gerçekleĢtirir.

Kullanıcı bilgilerinde hata yoksa kullanıcının sistemde kayıtlı cep telefonuna sisteme giriĢ

yaptığına dair açıklama mesajı ile birlikte mobil imza talebi gönderilir.

90

4. Kullanıcı cep telefonuna gelen açıklama mesajını okur. OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi

görüntülenir, tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda

takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza

Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.

5. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin

sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)

bağlanır.

6. IMZA uygulaması, Kurum‘un VPN uygulamasına mobil imzanın geçerli veya geçersiz

olduğuna dair cevap döner.

7. Kurum tarafında entegrasyon yapılarak ilgili uygulamaya VPN üzerinden giriĢ iĢlemi

tamamlanır.

SONUÇ GeçmiĢten günümüze gelene kadar yazı kil tabletlerdeki çivi yazısından kağıt üzerindeki kalem

izlerine kadar bir değiĢim yaĢamıĢtır. Günümüzde yazım ortamı olarak kullanılan kağıdın tahtını

Internet almaya çalıĢırken tebliğ/tebellüğ mekaniği de elektronik imza ve onun yan ürünlerini

sınamaktadır. Bu bağlamda sayısal imza ve mobil imza da çok önemli bir araç olarak ele alınmıĢ ve

uygulamaları üzerinde durulmuĢtur. GeliĢen teknolojiler sayesinde Ģehadet mühürünün, elektronik

olarak cep telefonlarının üzerinde yer alan ve sadece o kiĢiye ait olan bir Ģifre ile oluĢturulabilmesi ve

bu mührün internet uygulamalarında 3. kiĢinin Ģehadeti veya 1. kiĢinin yegane imzası ya da anahtarı

olarak birçok farklı ortamda kullanılabilir hale gelmesi söz konusu olmuĢtur. Mamafih mobil imza

uygulamaları, mobil imzanın kullanım maliyeti, Ģimdilik hukuksal olarak sadece oluĢturulduğu ülkede

kesin delil olarak kabul edilmesi, uygulamaların azlığı ve elektronik ortamların iĢletim sistemleri ile

uygulama yazılımlarının yaĢam döngüsünün kısalığı, elektronik ortamdaki saklama ortamlarına

güvensizlik gibi nedenler ile henüz beklenildiği kadar yaygınlaĢamamıĢtır.

91

KAYNAKLAR

5070 Sayılı Elektronik imza kanunu http://rega.basbakanlik.gov.tr/

Mühürden Elektronik Ġmzaya 102X Hertz, Zafer BABÜR www.BtDunyasi.Net 16.Subat.2006

Tasdix, Fikir ve Sanat Eserlerini Korumada Bir Internet Uygulaması, Zafer BABÜR 11.2007 Internet

Konferansı Bilkent Üniversitesi

www.tasdix.com

www.facebook.com/gercexiz

www.isbank.com.tr

www.akyatirim.com.tr

www.turkcell.com.tr

www.avea.com.tr

www.wikipedia.org

www.e-imza.gen.tr

ÖZGEÇMĠġ Zafer BABÜR

1961‘de Ġstanbul‘da doğdu. Ġlk orta ve liseyi Ataköy‘de tamamladı, Ġstanbul Teknik Üniversitesi,

University of Southern California, Stanford University de mühendislik ve iĢ idaresi okullarında okudu.

Yabancı ve yerli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıĢtı. Enerji, Finans, Medya, Telco, Sağlık

sektörlerinde ulusal ve uluslararası kuruluĢlar için ICT tabanlı sistemler oluĢturdu, strateji, inovasyon,

performans, ürün geliĢtirme, satıĢ pazarlama konularında faaliyetlerde bulundu, üst düzey yönetici

olarak çalıĢtı, USC Alumni, Stanford Graduate School of Business Administration, IEEE, World

FutureSociety, Türkiye Bilim Merkezleri, Tüm Futuristler Derneği‘nin üyesidir.

ĠletiĢim Bilgileri

Telefon: 0532 312 69 31

E-posta: [email protected]

92

IX. BÖLÜM MOBĠL YAġA, MOBĠL ÖĞREN

Necip Sadık ERDEM, Ester Ltd.

ÖZET

Günümüzde kiĢileri bilgiye eriĢimde (kısıtlı da olsa) bağımsızlaĢtıran ve yaygın bir platform olan cep

telefonları marka ve modelleri ne olur ise olsun, basit bilgi gereksinimlerinin karĢılanması için büyük

fırsatlar sunmaktadır.

Yakın bir gelecekte yeni teknolojiler ve ortamlar sayesinde kiĢiler yayınlanan içeriğe herhangi bir

kısıtlama olmaksızın mekan bağımsız olarak ulaĢabileceklerdir. Bugün masa baĢında sabit bir

konumda karĢılamak zorunda kaldığımız bilgiye eriĢme gereksinimi, mekandan tamamen bağımsız

hale dönüĢecektir.

Bu bölümde Türkiye‘de mobil öğrenme ile ilgili çalıĢmalar gerçekleĢtiren Ester ve mobilöğren

platformunun yapmıĢ olduğu faaliyetler ve mobil öğrenmenin geleceği konuları üzerinde

durulmaktadır.

1. MOBĠL ÖĞRENME TANIMI

Mobil öğrenme, bilginin mobil cihazlar üzerinden eriĢilebildiği ve paylaĢılabildiği yöntemlere verilen

isimdir.

Öğrenme yöntemlerini destekleyen bir model olarak geliĢen mobil öğrenme, öğrenenin ve öğretenin

yaĢantısını kolaylaĢtırmak üzere geliĢen, zaman ve mekan bağımsız servisler ile oluĢmaktadır. Aynı

zamanda "Cepte TaĢınan Mobil Cihazlar aracılığı ile Mobil Öğrenme", artan cep telefonu kullanımı ile

birlikte, tercih edilebilecek bir öğrenme yöntemi olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Mobil öğrenme, bilgiyi paylaĢma zorluklarına pratik çözümler üretir. Bunlar:

ĠĢbirliği gerektiren proje ve çalıĢma alanlarında kullanılır.

Bilgiyi paylaĢan / bilgiye ihtiyaç duyan bireylerin farklı mekanlarda bulunması durumunda

kullanılır.

Kitaplara ve bilgisayarlara adeta alternatif bir platform olarak kullanılır.

Mobil öğrenme ile elde edilebilecek faydaların bazıları aĢağıdaki gibidir.

KiĢilerin ihtiyaç duydukları ya da istedikleri anda bilgiye eriĢebilmesi

Güncel bilgiye daha az çaba ile eriĢim sağlaması

Kısa süreli ilgi ile etkin sonuç alınabilmesi

Zamanın etkin kullanılması

Öğrenen merkezli öğrenme sağlanması

Taraflara rekabet avantajı sağlaması

Ġçerik sunumunda standartlaĢma / fırsat eĢitliği sağlaması

Öğrenim kurumları ve öğrenciler için; akademik baĢarıda artıĢ sağlaması

Öğrenim kurumları ve öğrenciler için; öğrenci iĢleri hizmetlerinde kaynakların daha verimli

kullanımı

Servislerin genellikle sadece servisin kullanıldığı oranla ücretlendirilmesi ya da düĢük sabit

ücretli olarak modellenmeleri sayesinde bilgiye ekonomik ulaĢım sağlaması.

93

Bilgi Teknolojileri konusunda ürün geliĢtiren Ester, mobil iletiĢim alanında anahtar teslimi projeler

sunmaktadır. Mobilöğren, mobil öğrenme kapsamında firmanın sunduğu mobil iletiĢim

hizmetlerimizin genel adıdır. Ester olarak Mobilöğren platformuyla 2003 yılından beri GSM

operatörleriyle çözüm ortaklığı kapsamında, eğitim ve kamu kurumlarının mobil ihtiyaçlarına yönelik

çözümler üretilmektedir.

Günümüzde Ester tarafından üretilen çözümler arasında SMS/MMS tabanlı bilgi servislerinin yanı

sıra, Java ve web tabanlı etkileĢimli bilgi servisleri yer almaktadır.

Burada kurumsal ve bireysel faydaları ayırmak mümkündür.

Mobil öğren kullanıcısı olan kurumlar; kayıtlar, iletiĢim ve haberleĢme gibi sorunlarını hızla

çözerken bu tarz programları kullanmayan kurumlara göre teknoloji kullanma konusunda daha

ileri seviyede olduklarını göstermektedir.

Kullanıcıları (çalıĢanlar, öğrenciler vb.) ile çeĢitli platformlarda etkileĢim kurabilen kurumlar,

hizmetten alınan memnuniyetin artması ve aidiyet hissinin geliĢmesine katkıda bulunurlar

Uzaktan eğitim uygulamaları ile hedef kitlesinin eğitim ihtiyaçlarına cevap vermekte ve fark

yaratmaktadır.

Mobilöğren; basit, ancak bürokrasi nedeni ile sıkıcı hale gelmiĢ iĢlemlerin pratik bir Ģekilde

yapılması sayesinde etkinlik artıĢı sağlar.

Rakiplerine göre farklılık yaratmak isteyen kurumlar ise bunu bir geliĢme ve farklılık

göstergesi olarak vurgulayabilmektedir.

Bireysel olarak ele alındığında ise;

Öğrencilerin notları oluĢtuğu anda cep telefonlarından ulaĢabilmeleri bile önemsenen bir

faydadır.

Tarihe dayalı her türlü etkinliğin (dersler, sınavlar vb.) cep telefonlarında pratik bir Ģekilde

ulaĢılabiliyor olması,

Öğrencilerin kurumun veya bağlı olduğu kulüp – dernek tarafından düzenlenen etkinliklerden

haberdar olarak etkin gurupsal iletiĢimin kısa sürede ve çok baĢarılı bir Ģekilde sağlaması.

Öğrencilerin istedikleri bilgileri sosyal platformlarda paylaĢabilmesi, diğer birey ya da

guruplar tarafından paylaĢılan bilgilere mobil ortamda eriĢebilmesi.

Mobil öğrenme, mevcut öğrenme uygulamaları içersinde en yeni, özgür ve güncel teknoloji'den

faydalanan platform sayılabilir.

Mobil öğrenme, kiĢiye özel bilgiyi, güncel ve hızlı bir Ģekilde sağlaması ile cep telefonu kullanıcıları

tarafından oldukça popüler bulunmakta ve baĢka bir araca gereksinim duymadan kullanıcısına yüksek

faydalar sağlamaktadır.

2. DENEYĠMLERĠMĠZ

Ester, Mobilöğren markası altında, 2003'ten bu yana öncelikle kiĢiye özel mesaj tabanlı servislerin

iĢletimini gerçekleĢtirmektedir.

ĠĢletilen mesaj servislerinin aynı anda yüz binlerce kiĢiye, kendisine özel bilgileri (Örnek; Öğrenciler

için notları –harç bilgisi– danıĢmanlık ders bilgileri, gümrük müsteĢarları için kurumlara özel gümrük

iĢlem bilgileri ve sonuçları, kiĢilere ait elektrik fatura bilgileri vb.) güvenlik altında ve bir karıĢıklık

meydana gelmeden hizmet verebilmesi, sürekli geliĢtirilen ve denetim altında tutulan mesaj servisleri

platformu ile mümkün olmaktadır.

Söz konusu mesaj servislerine;

EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi örgün öğretim

Anadolu Üniversitesi, örgün öğretim

Anadolu Üniversitesi, açık öğretim

94

ODTÜ

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi

Gümrük MüsteĢarlığı

TÜĠK

TEDAġ

PTT

örnek gösterilebilir.

2003 yılından bu yana sunulan Mobilöğren hizmeti kapsamında gerek uzaktan eğitim, gerek ise örgün

eğitim kurumlarının öğrencilere sunulan hizmetlerin hangilerinden ne ölçüde yararlandıkları elde

edilen verilerle analiz edilmektedir.

Öğrencilerin sunulan mobil hizmetler konusundaki görüĢ, öneri ve Ģikayetlerini öğrenmek için sürekli

iletiĢim kurulmakta olup, ihtiyaç ve sorunların çözümüne gidilmektedir.

Bu güne değin mobilöğren servisleri ile yaklaĢık 1.600.000 civarında kiĢiye hizmet verilmiĢtir.

3. GELECEĞĠ

Bundan sadece 10 yıl önce çantalarımıza bile zor sığdırdığımız ilk nesil cep telefonlarından, sadece

görüĢme değil pek çok Ģey yapabildiğimiz akıllı mobil cihazlara yaptığımız geçiĢ, geleceğin çok daha

heyecan verici yeniliklerle, geliĢmelerle kapımızda olduğunun bir göstergesidir.

Mobil ve elektronik imzalama, mobil ödeme teknolojilerinin yaygınlaĢması ile aĢağıdakiler yakında

sıradan iĢlemler olarak günlük yaĢantımızda yerini alacaktır. Bu arada öğrenme ve eğitimle ilgili

iletiĢimlerde de zenginleĢme ve mobil araçların yoğun olarak kullanılması söz konusu olacaktır.

Örneğin;

Okul kayıtları ve harç ödemeleri

Yemekhane, kantin vb. hizmetlerin satın alınması

Resmi Evrakların (transkript gibi) elektronik imzalı olarak alıcı kuruma iletilmesi

Kredi kartı olmayan, EFT/Havale ile zaman kaybetmek istemeyen cep telefonu

kullanıcılarının her türlü satın alma iĢlemleri ile ilgili harcamalarını mobil ödeme sistemini

kullanarak cep telefonundan gerçekleĢtirebilmeleri,

Mobil cihazların yeteneklerinin artması ve kullanım maliyetlerinin azalması, etkileĢimli

servislerin içeriğinin zenginleĢmesine

Öğretici ve öğrenci arasındaki diyalogun iki yönlü olarak zenginleĢmesi

Öğrenci sosyal topluluklarının daha zengin içerik paylaĢabilmesi

Artan son kullanıcı isteklerine bağlı olarak tüm içeriğin zenginleĢmesi gibi konular mobil

içerikle sunulan hizmetlerle,

sağlanabilecektir.

SONUÇ

Mobil yaĢam artık kaçınılmazdır.

Mobil yaĢa, mobil öğren!!!

95

ÖZGEÇMĠġ Necip Sadık ERDEM

Ester 2000 yılında, bir biliĢim Ģirketi olarak bilgi sistemleri ve mobil uygulamalar konularında

kurumlara anahtar teslim çözümler sunmak üzere faaliyete baĢlamıĢtır.

2002 yılından itibaren mobil çözümler konusundaki faaliyetlerini hızlandırmıĢtır.

Ester, sahip olduğu bilgi birikimini, kalite anlayıĢından taviz vermeden hızlı çözüm oluĢturma

süreçleri ile güvenilir ürüne ve hizmete dönüĢtüren bir kuruluĢtur.

ĠletiĢim Bilgileri

Yönetici Ester Ltd. - Mobilöğren

Arifiye Mh. Yenigün Sk. No: 12/1, 26010 EskiĢehir

Telefon: (222) 233 08 80

Faks: (222) 230 56 82

e-posta: [email protected]

Url: www.mobilogren.net

Url: www.ester.com.tr

96

X. BÖLÜM GENÇ KĠTLENĠN MOBĠL UYGULAMALARINA VE

MOBĠL ÖĞRETĠME BAKIġI: TÜRKĠYE’DE BIR

ARAġTIRMA

Fazlı Yıldırım, Okan Üniversitesi

ÖZET

Günümüzde internet kullanımının yaygınlaĢması, mobil cihazların artması ve alt yapının 3G ile

güçlenmesiyle beraber mobil uygulamalar çeĢitlenerek artmaktadır. Mobil uygulamaların teknolojiye

daha çabuk adapte olabilen genç kitle arasında daha hızlı yayıldığı ve kamu hizmetlerinde

kullanılmaya baĢlandığı görülmektedir. Mobil uygulamalar arasında sıklıkla karĢımıza çıkanların

bazıları; mobil iletiĢim, mobil öğretim ve mobil bilgi edinme uygulamalarıdır. Yapılan araĢtırma ile

örnek kitlenin mobil uygulamalarına olan bakıĢ açısı, bilinç düzeyi ve genç kitlenin mobil öğrenme

konusunda talepleri ile birlikte karĢılaĢılan bariyerler ve elde edilecek faydalar üzerine

odaklanılmaktadır. AraĢtırma sonucuyla birlikte mobil uygulamaların, uygulamalar bazında yayılım

hızını artırma yöntemleri ile beraber gençlerin beklentilerinin karĢılanması amacına yönelik çalıĢmalar

gerektirmektedir. Ayrıca mobil yaĢamın önemli bir parçası olan mobil eğitim konusunda kitlenin

mobil uygulamalara olan bakıĢ açısı ve talepleri de ele alınmaktadır ve konunun mobil devlet

uygulamalarıyla nasıl bağdaĢtırılabileceği gibi çeĢitli konulara değinilmektedir.

Anahtar Kavramlar: Mobil uygulamalar, mobil eğitim, mobil yaĢam, mobil kitle, mobil devlet,

mobil kamu

GĠRĠġ

Mobil yaĢama geçiĢ, internet kullanım oranının hızlanarak artmasının yanında bağlantı alt yapısı ile

uygulamalarının artması ve mobil cihazlarının yaygınlaĢmasıyla beraber, günümüzün teknolojik alt

yapı desteğiyle giderek kolaylaĢmaktadır. Ülkemizde 2000 ile 2009 yıları arasındaki yüzde 1225‘lik

büyüme oranı ile internet kullanıcı sayısındaki artıĢ ve günümüzde 30 milyona yaklaĢan internet

kullanıcı sayısı dikkate alındığında, mobil uygulamaların kullanım oranının da oldukça yüksek olacağı

kanısına varılmaktadır (Bkz. Tablo 1) (http://www.internetworldstats.com).

Mobil yaĢama geçiĢ evresinde, genç kitlenin teknolojik geliĢmelere daha çabuk adapte olabildiğini ve

mobil uygulamaların gençler arasında yaygınca kullanıldığını gözlemlenmektedir. Genellikle, genç

kitlenin mobil uygulamalardan yaygın olarak oyun, sosyal iletiĢim, öğrenme (öğrenci kayıt sistemleri,

haber) ve eğlence uygulamalarını kullanıldığı bilgisine rastlanmaktadır. Aynı zamanda mobil

uygulamaların bir parçası olan e-devlet uygulamaları da sağlamıĢ olduğu hizmetler ve bilgi edinme

kanallarıyla gündelik yaĢamın bir parçası olmaya baĢlamıĢtır.

Mobil öğrenme ve mobil devlet kavramları, mobil yaĢama geçiĢ evresinin önemli temellerini

oluĢturmaktadır. Mobil öğrenme zaman, mekân ve yer kısıtlaması olmadan öğrenmeyi içeren

günümüzün yeni öğrenme tekniklerinden birisidir ve sağlamıĢ olduğu maliyet ve kısa zamanda daha

çok kiĢiye ulaĢılmasına imkân sağlayan yeni öğrenme tekniğidir (Pek, 2009).

Mobil öğrenme ‘nin temel özellikleri arasında;

• Bilgi toplumunu oluĢturan bireylerin sürekli öğrenmeleri için platform oluĢturması,

• Öğrenmenin hızlanması ve çeĢitlenmesi,

• Kaynaklara hızlı eriĢim sayesinde karmaĢık durumlarda hızlı çözümlere gidilebilmesi,

• Her yaĢta, yerde ve durumda istenildiği takdirde öğrenmeyi gerçekleĢtirebilmesi,

• Eğlence ve öğrenme kavramlarının yakınlaĢması,

• Öğrenmede fırsat eĢitliği sağlaması yer almaktadır (Yamamoto, 2009).

97

Tablo 1. Internet Kullanım Tablosu

INTERNET

KULLANIM

TABLOSU

Nüfus

(2009)

Dünya

Nüfusuna

Oranı

Internet

Kullanıcıları

Büyüme

(2000-2009)

Avrupa 803,850,858 11.9 % 425,773,571 305.1 %

Avrupa DıĢında

Kalan Ülkeler 5,963,954,350 88.1 % 1,376,556,886 437.9 %

Türkiye 76,805,524 1,134% 26,500,000 1,225 %

Dünya 6,767,805,208 100.0 % 100.0 % 399.3 %

Mobil devlet, ―vatandaĢlar, iĢletmeler ve tüm devlet birimlerinin faydalanması için var olan kablosuz

iletiĢim ve mobil teknolojilerini içeren uygulamalar, hizmetler ve donanım cihazlarının kullanılması

olarak tanımlanan stratejiler ve düzenlemelerdir‖ (Kushchu, 2003). Tanımdan da anlaĢılacağı üzere

uygulamalarının yanında stratejiler ve düzenlemelerin nasıl oluĢturulacağı konusu üzerinde durulması

gerekmektedir. Ayrıca mobil devlet ve mobil öğrenme unsurları paralel olarak çalıĢabilmektedir.

Ayrıca mobille sağlanan hizmetlerin ve servislerin müĢteri iliĢkileri yönetimi felsefesi göz önüne

alınarak uygulamaların, uygulamaları kullanacak olan kiĢilerin istekleri ve talepleri üzerinde

odaklanıp, kullanıcıların sadakatinin kazanılması için çalıĢılması gerekmektedir (Davison, 2010).

Mobil yaĢama geçiĢ evresinde bireyler ve organizasyonların karĢılaĢtıkları çeĢitli engeller de

bulunmaktadır. Bilgi teknolojileri altyapısı ve kabiliyetleri, güvenlik ve özlük hakları, organizasyonel

faktörler, maliyetler elektronik devlete, dolayısıyla da mobil devlete geçiĢ aĢamasındaki engellerin

temellerini oluĢturmaktadır (Ebrahim, 2010). Engellerin aĢılmasında e-devletin payı önemlidir,

e-devletten m-devlete bunun neticesinde oluĢan mobil toplumdan, nüfusun tamamının mobil yaĢama

geçiĢini sağlama yollundaki ilk evre e-devlet uygulamalarının yaygınlığına da bağlıdır (Akgül, 2009).

Mobil yaĢama geçiĢ evresinin önemli rolü olan etkenlerden birisi de mobil cihazların kullanımının

yaygınlaĢmasıdır. Birçok ülkede olduğu gibi genç nesiller, teknolojik yatkınlıkları sayesinde mobil

cihazları daha yaygın kullanmakta ve teknolojik yenilikleri yakından takip etmektedirler. Bu açıdan

bakıldığında mobil cihazları daha yoğun kullanan gençler arasından mobil yaĢama geçiĢ konusunda

araĢtırma yapmak daha mantıklı olacaktır.

Mobil yaĢama dolayısıyla e-uygulamalardan mobil uygulamalara geçmeyi sağlayacak etkenlerin altını

çizmek gerekmektedir. E- uygulamalar bahsederken internet ağı yoluyla sağlanan elektronik

portallerin sağladıkları hizmetler olarak özetlenebilir. Örneğin, bir havayolu Ģirketinin web sayfasına

bilgisayarımızla eriĢip rezervasyon yapabilir, banka iĢlemlerimiz halledebilir ya da herhangi bir konu

hakkında bilgi edinme Ģansına sahip olabiliriz. Mobil uygulamalarda sayesinde ise bilgisayarlar yerine

mobil cihazlar ile serbestliğimiz daha da artmakta ve GPS teknolojisi sayesinde konum bilgisinin

avantajlarından yararlanma Ģansına sahip oluruz.

Ayrıca mobil uygulamalar kullanılan cihazların ekran büyüklerinin daha küçük olması sebebiyle e-

uygulamalara nazaran daha yalın bir yapıya sahip olma zorunluluğundan dolayı kullanıcıya daha etkin

bir Ģeklide sunulmak zorunluluğunun avantajlarını içermektedir. Günümüzde popüler olan Iphone,

Palm, Htc, Blackberry gibi mobil uygulamaları barındıran cihazlar arasından Iphone mobil

uygulamalarının yaygınlığı ve baĢarısı sayesinde diğer marka cihazlara üstünlük sağlamıĢtır.

Ama son dönemde Android isimli açık kaynak kodlu ve bedelsiz kullanım hakkı olan iĢletim sistemi

ve Android platformunda mobil uygulama sayısının yaygınlaĢması sayesinde mobil yaĢama geçiĢ

ivmelenerek artmaktadır. Öte yandan genel mobil uygulamaları kullanan kitle olarak gençler göze

çarpmaktadır.

AraĢtırmamız mobil uygulamalar konusunda genç kitleyi içeren bir araĢtırma niteliğindedir. Bu

araĢtırmada, genç kitlenin mobil uygulamalardan; mobil öğrenme, mobil-devlet, mobil uygulama,

98

SMS yoluyla reklam gibi temel konuları sorgulayan bir anket ile seçilen kitlenin mobil yaĢama olan

bakıĢ açıları hakkında bilgi edinilmeye ve mobil yaĢama geçiĢ evresini hızlandırmaya yönelik önerileri

sıralanmaya çalıĢılmıĢtır.

1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ

Veriler, günümüzde teknolojiyi daha yoğun olarak kullanan 18-25 yaĢ arasındaki kitleden seçilmiĢ ve

Okan Üniversitesi uzaktan eğitim sistemi ile dersler iĢleyen yani elektronik ortamı sıkça kullanan

öğrencilerinden, web tabanlı anket üzerinden toplanmıĢtır. Seçilen kitlenin sayısı 612 kiĢidir, toplam

12 soru üzerinden değerlendirmeler yapılmıĢtır ve Tablo 2 de sorulara verilen yanıtların yüzdesel

oranları özetlenmiĢtir. Anket sorularının cevapları yanıtlarının sadeliğini ve etkinliğini korumak

maksadıyla iki Ģıktan oluĢmaktadır.

Anket sorularının amacı; seçilen kitlenin elektronik ortam, mobil uygulamalar ve e-devlet

uygulamalarına olan bakıĢ açısını ölçmektir. Mobil devlet uygulamalarından IBB trafik yoğunluğunun

sorgulanması sebebi ise trafik yoğunluğunun sıkça karĢılaĢıldığı büyük bir Ģehirde eğitim alan

öğrencilerin kullanması muhtemel uygulamalardan bir tanesi olmasıdır.

2. AMPRĠK ANALĠZ SONUÇLARI

Ampirik analizlerin sonucunda çoğu öğrencinin (% 64,54) uzaktan eğitim sistemini tekrar kullanmak

istememesine rağmen uzaktan eğitim ve öğrenci kayıt sisteminin sırasıyla %51,63 ve %55,88

oranlarından anlaĢılacağı üzere mobil uygulama olarak kullanmak isteği görülmektedir, bu sonucun da

öğrencilerin mobil uygulamalarının zaman, mekân, platform bağımsızlığının farkında olduklarını

göstermektedir. Ayrıca büyük bir çoğunluğun (%67,81) ders materyalleri bilgilerine (yoklama, sınav

notu, ders notu v.b.) yüklenecek yazılım sayesinde ders ve uygulamalara cep telefonlarından eriĢmek

istedikleri yani mobil uygulamalara olan istekleri gözlenmiĢtir.

Tablo 2 Anket Soru ve Cevapları

Sorular:

Cevap

A:

Cevap

B:

Cevaplanma

Sayısı:

1) Uzaktan eğitim sistemini diğer derslerde de

kullanmak ister misiniz?

Evet:

%35,46

Hayır:

%64,54 612

2) Uzaktan eğitim sisteminin uygulama olarak cep

telefonunuza yüklenmesini ister misiniz?

Evet:

%51,63

Hayır:

%48,37 612

3) Öğrenci kayıt sistemi yazılımını (ubs.okan.edu.tr) cep

telefonunuza yükleyip, cep telefonunuzdan da

kullanmak ister misiniz?

Evet:

%55,88

Hayır:

%44,12 612

4) Ders materyalleri bilgilerine (yoklama, sınav notu,

ders notu v.b.) yüklenecek yazılım sayesinde cep

telefonunuzdan eriĢebilmek ister misiniz?

Evet:

%67,81

Hayır:

%32,19 612

5) (IBB) Trafik yoğunluğunu gösteren yazılımı cep

telefonunuzda kullanıyor musunuz?

Evet:

%21,57

Hayır:

%78,43 612

6) E-devlet uygulaması yazılımı (e-devlet.com)

hakkında bilginiz var mı?

Evet:

%29,41

Hayır:

%70,59 612

7) E-devlet uygulaması yazılımını (e-devlet.com) cep

telefonunuza uygulama olarak yüklediniz mi?

Evet:

%10,46

Hayır:

%89,54 612

8) Cep telefonunuzda yüklü olan e-devlet yazılım

uygulamaları yeterli mi? (Eğer yüklediyseniz bu soruya

cevap veriniz!)

Evet:

%12,41

Hayır:

%87,59 548

99

9) Cep telefonları için internet bağlantı

fiyatlandırmalarını nasıl buluyorsunuz?

Uygun:

%17,97

Pahalı:

%82,03 612

10) 3G hızı sizin için yeterli oluyor mu? (Eğer 3G hızını

kullandıysanız cevaplayınız!)

Evet:

%37,59

Hayır:

%62,41 564

11) Yakın gelecekte 3G özelliği olan bir telefon almayı

düĢünüyor musunuz? (3G'li zaten var ise

cevaplamayınız!)

Evet:

%43,51

Hayır:

%56,49 524

12) Cep telefonlarınıza gelen reklam içerikli SMS

mesajlarından memnun musunuz?

Evet:

%19,12

Hayır:

%80,88 612

Genç kitlenin büyük çoğunluğunun, trafik yoğunluk haritası uygulamasını kullanmadığı (%78,43) ,

e-devlet uygulamaları hakkında haberdar olamadıkları (%70,59) ve uygulamaları kendi mobil

cihazlarında kullanmadıkları (%89,54) tespit edilmiĢtir. E-devlet uygulamalarından haberdar olan

kitlenin büyük bir çoğunluğu uygulamaların yeterli olmadığı bilgisini vermektedir (%87,59).

Ayrıca Türkiye‘de mobil cihazların internet eriĢim fiyatlandırmasının, öğrencilerin çoğunluğu

tarafından pahalı olarak değerlendirildiği görülmüĢ (%82,03) ve örnek kitle tarafından, mobil

iletiĢimde kullanılan önemli bir veri iletiĢim yöntemi olarak karĢımıza çıkan 3G hızının da yeteri kadar

hızlı olmadığı konusunda bilgi toplanmıĢtır (%62,41). 3G özelliği olmayan telefona sahip olan örnek

kitle üyelerinin yarıya yakın bir oranın da yakın gelecekte 3G özelliği olan bir telefon almayı

düĢündüğü gözlemlenmiĢtir ve SMS yoluyla ile iletilen reklamlardan da büyük bir oranda memnun

olmadıkları bilgisine ulaĢılmıĢtır (%80,88).

SONUÇ

Günlük hayatımıza yakın zamanda giren mobil uygulamalar sağladıkları bilgi ve hizmet açısından

hızla hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerlerini almaktadır. Bilindiği üzere mobil cihazlar

hayatımızda yer ve mekân bağımlılığını ortadan kaldırmaktadır. Bir yerden bir yere giderken adres

bilgisini öğrenebilirken, ihtiyacımız olan ürüne veya hizmete eriĢmemizi sağlayabilir ya da seçilen bir

konuda eğitim alma Ģansını bize sağlayabilmektedir. Yürütülen araĢtırmada genç kitle, teknolojik

yatkınlıkları sayesinde örnek kitle olarak alınmıĢ ve en yaygın mobil uygulama kullanımı olduğu

beklenen gençler arasından anket sonuçları toplanmıĢtır.

Anket sonuçlarından toplanan verilerin ıĢığında, genç kitlenin mobil uygulamalar arasında öğrenim ve

öğrenci kayıt sistemlerinin de olmasını istedikleri görülmüĢtür. Bununla beraber, mobil

uygulamalarının yararları konusunda bilince sahip oldukları bilgisine ulaĢılmıĢtır ve öğrencilerimizin

büyük bir çoğunluğunun maddi olarak daha pahalı olmasına rağmen 3G alt yapısına sahip olan mobil

cihazlara sahip oldukları, olmayanların ise yakın gelecekte edinmek istedikleri görülmüĢtür. Ancak

uygulamalardan yeterince yararlanmadıkları anlaĢılmıĢtır. Burada ciddi bir parasal kaygı söz

konusudur.

Mobil devlet ile ilgili cevaplardan genç kitle mobil uygulamalar konusunda yeteri kadar

bilgilendirilmeği ve 3G bağlantı ücretlerini pahalı buldukları belirlenmiĢtir. Mobil devlet yeni bir

süreç ya da servis olarak görülmemeli ve vatandaĢların ihtiyaçları gözetilerek, hizmetler ile

uygulamalar geliĢtirilmeli, bilgilendirilmeli ve halk eğitilmelidir (Ghyasi, Kushchu, 2004).

Kitle, mobil yaĢama geçiĢ evresinde var olan uygulamalardan haberdar edilmeli ve arzu ettiği

hizmetleri talep edebileceği bir sisteme ihtiyaç duymaktadır, ayrıca bağlantının bir lüks ihtiyaçtan çok

temel bir ihtiyaç olarak ele alınması gerçekliği ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca SMS yoluyla gönderilen

reklamların genç kitleyi rahatsız ettiği görülmüĢtür. Bunun yerine mobil uygulamalar içerisine gömülü

reklamlar ile kitleye eriĢilmesi düĢünülebilinir.

Aynı zamanda e-devlet uygulamalarından haberdar olan kitlenin büyük bir çoğunluğundan

uygulamaların yeterli olmadığı konusunda veri toplanmıĢtır, mobil uygulamaların e-devlete geçiĢ

100

aĢamasında kitlenin ihtiyaçlarının karĢılanması için çeĢitliliğin artırılması gerektiği anket

sonuçlarından çıkarılmaktadır. Uygulamaların çeĢitliliğinin artırılması içinde kitlelerin isteklerinin göz

önüne alınması, itme yöntemi yerine talepler göz önüne alınarak çeĢitliliğin artırılması gerekmektedir

(Carroll, 2010).

Katılımcıların mobil öğrenme uygulamalarına ve öğrenci kayıt sistemlerinin mobil cihazlar üzerinden

eriĢimi konusundaki taleplerine rağmen, uzaktan eğitim sistemine olan isteklerinin fazla olmamasının

sebebi olarak mobil öğrenme konusunda net bir bilincin oluĢmadığı bilgisi Ģeklinde değerlendirilebilir.

Bu sonuçtan yola çıkarak kitleyi uzaktan öğrenim ve mobil öğrenim konusunda bilinçlendirmek

amacıyla çeĢitli kanalları kullanarak bilgilendirme yoluna gidilmelidir.

101

KAYNAKLAR

Akgül F., (2009), ―mobil toplum ve güven‖, 1. Ulusal Mobil Devlet Konferansı.

Carroll, J. (2005). ―Risky business: Will citizens accept m-government in the long term?‖, I. Kushchu

ve M. H. Kuscu, Proceedings of the First European Conference on Mobile Government, Brighton,

UK: Mobile Government Consortium International, sayfa 85.

Davison R., Christian W., Louis C.K., (2010), ‖ From government to e-government: a transition

model‖, Emerald arama motorundan ulaĢılmıĢtır, sayfa 283.

Ebrahim Z. ve Irani Z., (2010), ―E-government adoption: architecture and barriers‖, Emerald arama

motorundan ulaĢılmıĢtır, sayfa 607.

Ghyasi F. , Kushchu I., (2004), ‖m-government: Cases of Developing Countries‖, mobile Government

Lab (mGovLab), sayfa 8-11.

Kushchu, I. ve Kuscu, H. , (2003), ―From E-Government to M-Government: Facing the Inevitable‖,

the proceedings of European Conference on E-Government (ECEG 2003), Trinity College, Dublin.

Pek, A, (2009). Türkiye Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi,

http://www.caginpolisi.com.tr/62/18-19-20.htm.

Yamamoto, G.T (2009). ―M-learning Concepts and Reflections‖, Barcelona M4life 2009.

ÖZGEÇMĠġ Yard.Doç. Dr Fazlı YILDIRIM

03.09.1977 tarihinde Kadıköy‘de doğan Fazlı Yıldırım, 1999 yılında Ġstanbul Üniversitesi Bilgisayar

Bilimleri Mühendisliği Bölümü‘nde tamamlamıĢ, akabinde 1999 yılında baĢladığı Yeditepe

Üniversitesi‘nde ĠĢletme Yüksek Lisans Programını 2002 yılında tamamlamıĢtır.

2002 ile 2009 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde araĢtırma

görevlisi olarak çalıĢırken ĠĢletme Yönetimi alanında Doktora Programından ―ĠĢletmeler arası ticarette

b2b portal kullanımını etkileyen faktörler ve Türkiye‘de bir araĢtırma‖ isimli tez ile 2008 yılında

mezun olmuĢtur. Askerlik görevini 2008 yılında Kara Harp Okulu‘nda, 55. Dünya Askeri Pentatlon

Olimpiyatı‘nda görevli olarak organizasyon komite üyeliği, Ģampiyonanın web sitesinin hazırlanması,

olimpiyat dergisinin hazırlanması ve katılan 35 ülke üyeleriyle Ģampiyona için yürütülen organizasyon

ortak çalıĢmalarında bulunarak, icra etmiĢtir. 2009 yılının Ekim ayından itibaren, Okan

Üniversitesi‘nde Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesindeki BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri

Bölümü‘nde Yard. Doç. kadrosunda görev yapmakta olup, 2010 Ekim ayından itibaren ise bölüm

baĢkanlığı görevini yürütmektedir.

Proje Yönetim, Tedarik Zinciri Yönetimi, 6 Sigma YaklaĢımı ve DeğiĢim Mühendisliği konularında

sertifikaları ile elektronik ticaret, uzaktan eğitim ve Ģirketler arası ticaret (B2B) konularında

araĢtırmaları bulunmaktadır. Ġngilizce, Ġspanyolca ve Almanca bildiği diller arasında olup, medeni

hali evlidir.

ĠletiĢim Bilgileri

Adres: Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Oda No: 522

Formula 1 Yanı, Akfırat - Tuzla / ĠSTANBUL TÜRKĠYE

Telelefon: +90 216 677 16 30 Dâhili: 1786

E-posta: [email protected]

Url: www.fazliyildirim.com

102

XI. BÖLÜM PROBLEME DAYALI MOBĠL ÖĞRENMEDE ÜÇGEN

MODELĠ VE ETKĠLEġĠM DÖNGÜSÜ

Mehmet Korkmaz, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü

Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü

ÖZET

Bu bölümün amacı; probleme dayalı öğrenmeyi mobil ortama taĢımak isteyen uygulamacı ve

araĢtırmacılar için bir model önerisi sunmaktır. Probleme dayalı mobil öğrenme yaklaĢımına iliĢkin

uygulama süreci, etkileĢim unsurları ve süreç değerlendirmelerinin de paylaĢılacağı öneriler ve

deneyimler, Gürsul (2008)‘in çevrimiçi probleme dayalı öğrenme araĢtırması ile Korkmaz (2010)‘un

―probleme dayalı mobil öğrenme‖ araĢtırmalarının bulgularını temel almaktadır.

GĠRĠġ

Bilgi, insanoğlunun sahip olduğu deney ve yaĢantı sonucu elde ettiği yargılardır. Teknolojideki akıl

almaz geliĢim süreci, bilgi yığınlarının üretilmesi, depolanması özellikle de paylaĢılmasını daha da

kolaylaĢtırmaktadır. Bilginin paylaĢılmasında iletiĢim teknolojilerinin rolü kaçınılmazdır. 1930‘larda

elektromanyetik dalgaların iletiĢim aracı olarak kullanılması ile baĢlayan süreç 1940‘larda tek hücreli

analog araç telefonlarına, 1970‘lerde ise birinci nesil (First Generation-1G) analog sistemler olarak

adlandırılan hücresel analog gezgin telefonlara bırakmıĢtır.

Birinci nesil sistemler, telsiz haberleĢmesinin keĢfinden yani 1980'li yılların ortasına kadar

geliĢtirilmiĢ olan sadece ses iletimini mümkün kılan, ilk analog teknolojiye dayalı sistemlerdir

(Ertekin & Özbay, 2000). 1990'lı yılların baĢında ilk sayısal sistemler tasarlanarak mevcut analog

gezgin telefon sistemlerle bütünleĢtirilmesi gerçekleĢtirilmiĢtir (Arslan, 2000). Amerika BirleĢik

Devletleri‘nde AMPS (Advanced Mobile Phone System), Avrupa‘da NMT (Nordic Mobile

Telephones), Amerika ve Avustralya‘da TACS (Total Access Communications System) birinci nesil

mobil haberleĢme sistemleridir.

Analog gezgin telefonlarla baĢlayan mobil iletiĢim ve haberleĢme sistemlerinde giderek artan ses

kalitesi, kapsama alanı ve kapasite gibi ihtiyaçlardan dolayı ikinci nesil (2G) sistemler 1990‘lardan bu

yana kullanılmaktadır. Ġkinci nesil sistemler (2G), sayısal haberleĢme teknolojisinin kullanıldığı

haberleĢme sistemleridir. Ġkinci nesil sistemler ile analog datalar sayısal hale dönüĢtürülmüĢtür. Bu

Ģekilde data üzerinde her türlü matematiksel iĢlem yapılabilir duruma gelmiĢtir (Aksu & SubaĢı,

2005). 2G hücresel mobil Ģebekelerin geliĢtirilmesi ihtiyacı; iletim kalitesinin, sistem kapasitesinin ve

kapsama alanının artırılması gereğinden ortaya çıkmıĢtır (BüyükbaĢ, 2005). Bu sistemler GSM

(Global System for Mobile Communications), CDMA (Code Division Multiple Access), Sayısal

AMPS (Digital Advanced Mobile Phone System, D-AMPS) ve CDPD (Cellular Digital Packet Data)

olarak sayılabilir.

Kullanıcıların yüksek hızda data taleplerinin karĢılanması ve mevcut 2G altyapısının daha etkin

biçimde kullanılması amacıyla ETSI (European Telecommunications Standard Institute) tarafından

geliĢtirilen HSCSD (High Speed Circuit Switched Data), GPRS (General Packet Radio Services) ve

EDGE (Enhanced Data Rates for Global Evolution) gibi eklentiler ortaya atılmıĢtır. GeliĢmiĢ ikinci

nesil (2,5G) sistemler olarak adlandırılan bu sistemler, 3G yetkilendirmesi alamayan 2G iĢletmecileri

için de kendilerine tahsis edilmiĢ mevcut frekansları kullanarak daha hızlı veri hizmetleri

sunabilmeleri adına bir fırsat olmuĢtur (BüyükbaĢ, 2005). Üçüncü nesil sistemlere geçiĢ dönemini

kapsayan bu teknolojiler halen kullanılmaktadır.

103

2000‘li yılların baĢından beri sayısal modülasyon tekniklerinin yanı sıra, bilgi iĢleme ve gösterme

teknikleri kullanılarak kullanıcıyı küresel bilgi ağının parçası haline getirmeyi hedefleyen üçüncü nesil

(3G) sistemler kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Korhonen, 2003). DüĢük bant geniĢliği ve bağlantı hatası

gibi problemleri gidermek üzere geliĢtirilen dördüncü nesil (4G) sistemler kullanılmakta ve bu

sistemlere iliĢkin araĢtırmalar halen devam etmektedir. (Kyriazakos & diğ., 2008; Sauter, 2009). Bu

geliĢmelere paralel günümüzde beĢinci nesil (5G) olarak adlandırılan mobil teknolojiler ile ilgili

araĢtırmalar teorik bazda tartıĢılmaktadır.

Üçüncü nesil sistemler, ses ve faks servisleri, veri haberleĢmesi, kısa mesaj servisleri (SMS) iĢlemleri

gibi hizmetlerin daha hızlı veri transferi, kullanıcı mobilitesinin geniĢletilmesi ve kullanıcıların çoklu

ortam uygulamalarına olan eğilimlerini karĢılamaya yönelik baĢlatılmıĢtır. Bu sistemlere örnek olarak,

UMTS (Universal Mobile Telecommunications System), WCDMA (Wideband Code Division

Multiple Access), HSDPA (High Speed Downlink Packet Access), HSUPA (High Speed Uplink

Packet Access), HSPA+ High-Speed Packet Access Plus) gösterilebilir.

Dördüncü nesil sistemler ise, yüksek hız, yüksek kapasite, bit baĢına düĢük maliyet, IP tabanlı

servisler gibi özellikleri içermek üzere tasarlanmıĢtır. 4G ağlarının amacı, mevcut merkezi hücresel

ağları, IP tabanlı dünya çapında tek bir merkezi hücresel ağ standardında birleĢtirmektir (Bahtiyar &

diğ., 2008). 4G mobil geniĢbant teknolojilerine en güçlü iki aday LTE (Long Term Evolution) ve

mobil WiMAX (Worldwide Interoperability for Microwave Access - 802.16m) teknolojileridir.

2010 yılı ve sonrası mobil ve kablosuz teknolojilerin kullanımı ve ihtiyacı hayatımızın her alanında hiç

olmadığı kadar kendisini hissettirmektedir (Lindgren & diğ., 2010). Örneğin; sağlık, ticaret, hukuk ve

birçok disiplinde sözkonusu teknoloji entegre edilmiĢ biçimde kullanılmaktadır. Bu alanların dıĢında

eğitim gibi insanoğlu için olmazsa olmaz bir disiplinde kendini bu yeni teknolojilere adapte etme

gereksinimi duymuĢtur.

Hayatın birçok alanında teknolojik değiĢimin bu denli özümsendiğini gözlemleyen eğitim bilimciler,

eğitimi ve teknolojiyi önce ayrı ayrı sonra da bütün olarak ele alıp oluĢturdukları öğrenme ortamlarını

ve öğretme yöntemlerini araĢtırmalarının temel konuları haline getirmiĢlerdir. GeçmiĢte birçok

araĢtırmaya konu olan web tabanlı/destekli çağdaĢ öğrenme yöntemleri, yavaĢ yavaĢ mobil öğrenmeye

(M-öğrenme) yönelmek zorunda kalmıĢtır.

M-öğrenme, Litchfield ve diğerlerine (2007) göre; öğrenciler için, kablosuz ortamlar üzerinden mobil

araçlarla, eğitim materyallerine eriĢim ve öğrenme kolaylığıdır. Quinn‘e (2000) göre, taĢınabilir

iĢlemsel araçlar aracılığıyla ulaĢılabilen e-öğrenmedir. Shepherd‘a (2001) göre ise, sadece elektronik

ortamların kullanıldığı bir öğrenme değil aynı zamanda öğrenmeye hareketlilik getiren bir öğrenme

yöntemidir.

Bu tanımlardan yola çıkarak mobil öğrenme; öğrenme iĢlevini gerçekleĢtirecek bireyin bu iĢlevine

bireysellik, esneklik ve bağımsızlık olanağı tanıyan; öğrenimde dizüstü bilgisayarlar, tablet

bilgisayarlar, telefonlu cep bilgisayarları, taĢınabilir medya oynatıcılar, MP3 çalarlar, akıllı telefonlar,

vb. mobil cihazların kullanıldığı; etkili iletiĢime dayalı zamandan ve mekandan bağımsız öğrenme

yöntemi olarak tanımlanabilir.

1. PROBLEM DAYALI ÖĞRENME

Yaygın olarak kullanılan çağdaĢ öğrenme yöntemlerinden biri olan probleme dayalı öğrenme (PDÖ)

dir. PDÖ, yaĢam boyu öğrenmeye devam eden bağımsız bireylerden oluĢan, bu bireylerin aĢamalı

olarak ve giderek daha çok kendi eğitimleri için sorumluluk aldığı, öğretmenin bilgiyi aktaran

geleneksel rolünden ziyade, öğrencilerle birlikte öğrenen, öğrenciler için süreci kolaylaĢtıran ve

öğrencileri cesaretlendiren bir role sahip olduğu öğrenme yöntemidir (Kaptan & Korkmaz, 2001).

Yine PDÖ, beyinle uyum içinde öğrenmenin özelliklerini kuvvetlendirdiği için öğrencilerin

öğrenmesinde etkili olan bir öğrenme yöntemidir (Ronnis, 2001). Bu öğrenme yöntemi öğrencilerin

neyi ve niçin öğrendikleri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlar (Chin & Chia, 2004). PDÖ, iyi

yapılandırılmamıĢ gerçek yaĢam problemleri etrafında öğretimi ve programı organize eden,

104

öğrencilerin araĢtırma yoluyla bilgi toplayarak ve birlikte çalıĢarak öğrenmeyi oluĢturmalarını

sağlayan eğitimsel bir yöntemdir.

PDÖ özü itibari ile web destekli/tabanlı ortamlarda yaygın olarak kullanılmaktadır (Luck & Norton,

2004; Valaitis & diğ., 2005; Kennedy, 2007; Gürsul, 2008; Gürpınar & diğ., 2009; Tekedere, 2009;

Günbatar, 2009). PDÖ; deneysel, bireysel ve grup çalıĢmalarının bir arada gerçekleĢtirmesi ile

öğrencilerin akademik baĢarılarında olumlu etkilendiğine iliĢkin literatürde birçok çalıĢmaya

rastlanmıĢtır (Deveci, 2002; Özel & diğ., 2005; Akpınar & Ergin 2005; Kılınç, 2007; Korucu 2007;

Çiftçi & diğ., 2007; Arıcı & Kıdıman, 2007; Akınoğlu & Tandoğan, 2007; Gülsüm & Sungur, 2007;

Kingsbury & Lymn, 2008; Ak, 2008; Cantürk & BaĢer, 2009; Turan & diğ., 2009; Hançer & Yalçın,

2009; Bayram, 2010).

Yapılan tanımlardan mobil öğrenme yaklaĢımının öğrenen merkezli, bireysel ve grup çalıĢmasını

destekleyen yapısının PDÖ yaklaĢımının yapısı ile örtüĢür özellikte olduğu görülmektedir. Ayrıca

PDÖ‘de yaĢayarak öğrenme aktivitesini deneysellik üzerine bilgisayar ortamına taĢımak, grup

çalıĢmasını eĢ zamanlı ve eĢ zamansız haberleĢme yöntemleri ile desteklemek öğrenme aktivitesini

zamanı sınırlamadan, yaĢam boyu gerçekleĢtirme adına zenginleĢtirmektedir. Teknolojideki geliĢmeler

bu aktiviteleri masaüstü bilgisayarlardan ve kablolu internet bağlantılarından mobil sistemlere

taĢımayı adeta zorunlu kılmakla mobil öğrenmenin eğitimde yaygınlaĢmasını sağlamıĢtır. Bu

yaygınlaĢmaya dayanarak bir öğrenme yöntemi olarak kullanılan PDÖ‘nün mobil öğrenme ile

harmanlandığı, probleme dayalı mobil öğrenme (PDMÖ) yöntemine iliĢkin birçok araĢtırma

yapılmıĢtır (Laxman, 2009; Luanrattana & diğ, 2010; Korkmaz, 2010).

Eğitimde yeni bir öğrenme yöntemi olarak kullanılan PDMÖ, gerçek yaĢam problemlerini temele alan,

mobil sistemleri ve cihazları kullanarak öğrencilerin birlikte deneysel olarak çalıĢması sonucu,

araĢtırma yoluyla bilgi toplamasını, yeni bilgiler edinmesini sağlayan bir öğretme yöntemidir.

2. PDMÖ'NÜN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI

PDMÖ‘nün birçok avantajları ve dezavantajları mevcuttur. PDMÖ geleneksel öğrenmeye göre bazı

avantajları aĢağıda belirtilmiĢtir.

Eğitim isteğini ve niteliğini arttırır.

Eğitim sürecini daha demokratik hale getirir.

Öğrenciye zengin bir eğitim ortamı sunar.

Öğrenciyi motive edip devamlılığı sağlar.

Bireysel ve grup çalıĢmalarını öğretir.

Öğrenciye zaman ve mekan bağımsızlığı sağlar.

Daha geniĢ kitlelere eğitim olanağı verir.

Bireyin bilgiye eriĢme ve giriĢimcilik yönlerini geliĢtirir.

Esnek ve objektif ölçme ve değerlendirme sağlar.

ĠletiĢim araçlarının etkin kullanımını geliĢtirir.

Bu olanakların yanında PDMÖ‘nün bazı yönlerden sınırlılıkları da bulunmaktadır. Bu sınırlılıklardan

bazıları aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir.

Psiko-motor davranıĢlarının kazandırılması için daha çok çaba gerektirir.

EtkileĢim boyutunun yüz yüzeden farklı olmasından dolayı adapte olma sorunları ile

karĢılaĢılabilir.

Uygun ve etkin yapılandırılmadığı takdirde öğrencilerin sosyalleĢmelerini engellemektedir.

Yardımsız ve kendi kendine öğrenme alıĢkanlığı kazanmamıĢ öğrenciler yönteme karĢı direnç

gösterebilirler.

3. PDMÖ UYGULAMA SÜRECĠ Bu kitap bölümünde açıklanan PDMÖ‘nün uygulama süreci, etkileĢim unsurları ve değerlendirmesi

Gürsul (2008)‘in çevrimiçi PDÖ çalıĢması baz alınarak uyarlanmıĢtır.

105

PDMÖ uygulama süreci 1) problem tanımlama, 2) problem durumu ile ilgili bilinen ve bilinmeyenler,

3) görev paylaĢımı, 4) veri toplama, 5) analiz iĢlemi, 6) problem çözümünü genelleme, 7) problem

çözümünde iĢbirliği, 8) raporlaĢtırma, 9) geri bildirim, 10) çözümün sunumu alt boyutlarını

kapsamaktadır. Bu 10 alt boyut ve alt boyutlara iliĢkin unsurlar aĢağıdaki ġekil 1.1‘de PDMÖ üçgen

modeli adı altında resmedilmiĢtir.

ġekil 1.1. PDMÖ üçgen modeli

Yukarıdaki üçgen modelinde görüleceği üzere süreç öğretmenin problemi öğrencilerin kendi

kendilerine tanımlamasını istemesi ile baĢlar. Daha sonra problem ile ilgili bilinen ve bilinmeyenler

listelenir. Listelenen bilinmeyenler dikkate alınarak grup üyeleri arasında görev paylaĢımı yapılır.

Görev paylaĢımının önemli bir kısmı veri toplama ile ilgilidir. Öğrenciler veri toplarken kaynakların

sayısı, çeĢitliliği ve uygunluğunu dikkate almaları beklenir. Örneğin öğrencilerden tarama yaparken

uzman ile görüĢme, kitap, makale ve internet gibi kaynakların mümkün olduğu kadar hepsinden

faydalanması istenir. Elde edilen kaynaklar çerçevesinde verilerin analizi ile süreç devam eder.

Öğrencilerden analiz sonrası bazı genellemelere gitmeleri için öğretmen tarafından yönlendirme

yapılır. Bütün bu iĢlemler yapılırken öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmen ile mümkün olduğu

kadar iĢbirliği içinde olmaları sağlanır. Öğrencilerin öğretmen kılavuzluğunda problemin çözümüne

iliĢkin bir rapor hazırlamaları istenir. Hazırlanan rapor diğer gruplar ile paylaĢılır. Rapora iliĢkin

öğretmen ve öğrencilerin geri bildirimleri doğrultusunda raporun revize edilmiĢ hali sunulur.

Ġyi yapılandırılmamıĢ bir problem etrafında devam eden PDMÖ sürecinde öğrenci-öğrenci, öğrenci-

öğretmen, öğrenci-öğretmen-çevre etkileĢim unsurları BlackBoard Öğrenme yönetim sistemi, sosyal

paylaĢım sitesi, anlık haberleĢme programı ve kısa mesaj servisleri üzerinde gerçekleĢtirilebilir. ġekil

1.2.‘ de görüleceği üzere PDMÖ etkileĢim döngüsü aĢağıdaki gibidir.

106

ġekil 1.2. PDMÖ etkileĢim döngüsü

ġekil 1.2.‘de görüldüğü üzere PDMÖ etkileĢim döngüsü, bir problemin çözümüne iliĢkin kullanılan

etkileĢim unsurlarını içermektedir. Bu etkileĢimi sağlayan unsurlardan biri de Blackboard öğrenme

yönetim sistemidir. Öğrencilerin merkezi bir noktadan dersi takip etmelerini ve aktif katılımlarını

sağlayan Blackboard öğrenme yönetim sistemi ayrıca öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmenleri ile

anlık mesajlaĢmalarına, e-posta atabilmelerine, tartıĢabilmelerine olanak tanıyan iletiĢim kanalları

sunmaktadır. ġekil 1.3‘te bu sistemin ana sayfa ekran çıktısı bulunmaktadır.

ġekil 1.3. Blackboard öğrenme yönetim sistemi ana sayfa ekran çıktısı

ĠletiĢim kanallarının sayısını artırmanın öğrenmeyi kolaylaĢtıracağı göz önüne alındığında, senkron ve

asenkron iletiĢim ile öğrenciler arası, öğrenci-öğretmen, öğrenci-diğer bireyler arasında facebook

sosyal paylaĢım sitesinden, kısa mesaj servisinden ve anlık haberleĢme programlarından yaralanılarak

etkileĢim artırılabilir. Bu sayede öğrenenler konu hakkında daha çok bilgi edinebilme, bu bilgilerini

paylaĢabilme, konular hakkında tartıĢabilme, iĢbirliği içerisinde bir genellemeye vararak çözüme

ulaĢabilme imkânı yakalayabilirler.

107

4. PDMÖ’DE DEĞERLENDĠRME

Öğrencilerin uygulama kapsamındaki problem çözme becerilerini nicelendirmek için performans

değerlendirme ölçeği (Rubric) kullanılabilir. Rubric değerlendirmesinin amacı öğrencilerin

çalıĢmalarının notlandırılmasından ziyade öğrencilere PDMÖ‘nün etkin bir Ģekilde nasıl

kullanılacağına iliĢkin bir yönergedir. Öğrenci daha iyi not alabilmesi için nelere dikkat edeceğini

çalıĢmaya baĢlamadan önce haberdar olur. Bu sebeple rubric değerlendirme ölçeğinin uygulama

öğrencinden önce verilmesi çok önemlidir. PDÖ‘ye iliĢkin geliĢtirilen rubric ölçeği olarak Gürsul

(2008) tarafından geliĢtirilen, 8 ardıĢık boyuta iliĢkin 19 adet alt boyut ile tanımlanan performans

değerlendirme ölçeği kullanılabilir. AĢağıda bu ölçeğin bir alt boyutu olan veri toplama aĢamasına

iliĢkin kısmı Tablo 1.1.‘de verilmiĢtir.

Veri Toplama

Boyut/

Puan 10 - Çok Ġyi 8 - Ġyi 6 - Orta 4 - Kötü 2 - Çok Kötü

Kull

anıl

an

Kay

nak

ları

n Ç

eĢit

liğ

i

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının

hepsi kullanılmıĢ.

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının 4‘ü

kullanılmıĢ.

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının 3‘ü

kullanılmıĢ.

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının 2‘si

kullanılmıĢ.

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarından

sadece 1‘i

kullanılmıĢ.

Kull

anıl

an

Kay

nak

ları

n

Uygunlu

ğu

Probleme tam

uygun kaynaklar

kullanılmıĢ

Probleme uygun

kaynaklar

kullanılmıĢ, fakat

az sayıda

kaynaklar uygun

değil.

Kaynakların

yarısı Probleme

uygun yarısı

uygun değil.

Kaynakların

büyük çoğunluğu

uygun değil az

sayıda kaynak

problem ile

alakalı.

Kaynakları hiç

biri problem ile

alakalı değil.

Kull

anıl

an

Kay

nak

ları

n S

ayıs

ı Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının her

birinden en az 5

kaynak

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının her

birinden en az 4

kaynak

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının her

birinden en az 3

kaynak

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının her

birinden en az 2

kaynak

Kütüphane,

Uzmana danıĢma,

internet taraması,

Gazete, dergi ve

ders kitapları

kaynaklarının her

birinden en az 1

kaynak

Tablo 1.1. Gürsul (2008) tarafından geliĢtirilen Rubric değerlendirme ölçeğinin veri toplama alt

boyutuna iliĢkin puanlaması

5. TARTIġMA VE ÖNERĠLER

PDMÖ uygulama ve değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken konular bulunmaktadır. Bu

konular maddeler halinde Ģu Ģekilde sıralanabilir:

PDMÖ yaklaĢımının etkin kullanılabilmesi için uygulama süreci öncesi öğrencilere ön

bilgilendirmeler yapılmalıdır. Örneğin Blackboard kullanımı gibi.

Uygulamanın ve değerlendirmenin nasıl yapılacağına iliĢkin bir yönerge niteliğinde olan Rubric

değerlendirme ölçeği mutlaka sürecin baĢında öğrenciler ile paylaĢılmalıdır.

Uygulama süreci belirlenirken öğrencilerin almıĢ olduğu diğer derslerin sınav takvimi göz önüne

alınarak çalıĢma düzeni oluĢturulmalıdır.

108

Mobil cihazlar üzerinden iletiĢim kesintilerini en aza indirmek için mevcut GSM operatörleri ile

SMS ve internet kullanımı üzerine hizmet satın alınmalıdır.

Uygulama için oluĢturulan öğrenme materyalleri mobil cihazların iĢletim sistemlerine ve ekran

boyutlarına uygun formatta hazırlanmalıdır.

Öğrencilerin gruplara atanmaları SPSS gibi bir program ile rastgele yapılabilir.

Öğrencilerin kaynak taramasını (arama motorlarının kullanımı, uzman ile görüĢme, internet

taraması vb.) nasıl yapabileceğine iliĢkin yönlendirme, öğretmen tarafından yapılmalıdır.

Öğrencilerin günlük yaĢantısındaki etkinlikleri sınırlamaması adına grup buluĢma saatleri

öğrenciler ile birlikte önceden belirlenmelidir.

Üçerli ya da dörderli gruplar halinde yapılması grupların kontrolü açısından kolaylık sağlayabilir.

PDMÖ‘de cinsiyet, biliĢsel stiller gibi bazı değiĢkenler dikkate alınarak araĢtırmalar yapılabilir.

109

KAYNAKLAR

Ak, ġ. (2008). Bilgisayar Destekli Probleme Dayalı Öğrenmede Öğrencilerin Önbilgi Düzeyi Ve

Öğrenme Yaklaşımlarının Problem Çözme Becerilerine İlişkin Algıları Ve Güdülenmelerine Etkisi,

Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar Eğitimi Ve Teknolojileri

Anabilim Dalı, Eğitim Teknolojisi Programı.

Akınoğlu, O. & Tandoğan, R. Ö. (2007). The effects of Problem-Based Active Learning in Science

Education on Students‘ Academic Achievement, Attitude and Concept Learning. Eurasia J. Math., Sci.

& Tech. Ed., 3(1), pp.71-81.

Akpınar, E. & Ergin Ö. (2005). Probleme dayalı öğrenme YaklaĢımına Yönelik Öğrenci GörüĢleri,

İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı:9.

Aksu M. & SubaĢı A. (2005). Üçüncü Nesil (3G) Gezgin Telefonlar Ġçin Uygulama GeliĢtirme, KSÜ

Fen ve Mühendislik Dergisi, 8(2).

Arıcı, N. & Kıdıman, E. (2007). Mesleki ve Teknik Orta Öğretimde Probleme Dayalı Öğrenme

Yönteminin Akademik Başarıya Ve Öğrenmenin Kalıcılığına Etkisi, e-Journal of New World Sciences

Academy, http://www.newwsa.com/makale_ozet.asp?makale_id=118, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.

Arslan, S. (2000). GSM 900 Baz İstasyon Servis Sayılarının Simülasyon (Benzetim) Ve Amaç

Programlama Tekniklerinin Kullanılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü.

Bahtiyar, S., Alagöz F., Çağlayan, M. U. (2008). Dördüncü Nesil Kablosuz Ağlar Arasında Karşılıklı

Kimlik Doğrulama Uyumluluğu İçin Yeni Bir Çözüm,

http://www.emo.org.tr/ekler/78c347465f47754_ek.pdf, Ziyaret Tarihi: 11 Ocak 2011.

Bayram, A. (2010). Probleme Dayalı Öğrenme Yönteminin İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Fen Ve

Teknoloji Dersi Isı Ve Sıcaklık Konusunda Sahip Oldukları Kavram Yanılgılarını Gidermede Etkisi,

Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ġlköğretim Anabilim Dalı, Sınıf

Öğretmenliği Bilim Dalı.

BüyükbaĢ, A. (2005). Cdma Ve Umts: Üçüncü Nesil Mobil Haberleşme Teknolojilerinin

Karşılaştırılması, Türkiye Önerisi, Uzmanlık Tezi, Telekomünikasyon Kurumu, Ankara.

Cantürk B. & BaĢer N. (2009). Probleme Dayalı Öğrenmeye ĠliĢkin Öğrenci, Öğretmen Ve Öğretim

Üyelerinin GörüĢleri, Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik, Fen ve Matematik

Eğitimi Dergisi, cilt:3, sayı:1.

Chin, C. & Chia, L. (2004). Problem-Based Learning: Using Students‘ Questions to Drive Knowledge

Construction. Science Education, 88, 707-727.

Çiftçi, S., Meydan, A., Ektem, I. S. (2007). Sosyal Bilgiler Öğretiminde Probleme Dayalı Öğrenmeyi

Kullanmanın Öğrencilerin BaĢarısına Ve Tutumlarına Etkisi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, Sayı 17, s.179-190.

Deveci, H. (2000). Sosyal Bilgiler Dersinde Probleme Dayalı Öğrenmenin Öğrencilerin Derse İlişkin

Tutumlarına, Akademik Başarılarına ve Hatırlama Düzeylerine Etkisi, Doktora Tezi. EskiĢehir

Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.

Ertekin, Ö. & Özbay, A. (2000). Mobil &Wap İletişim Teknolojileri, Hayat Yayınları, Ankara, 130s.

Gülsüm, A. & Sungur, S. (2007). Effectiveness of Problem-Based Learning on Academic Performance

in Genetics. Biochemistry and Molecular Biology Education, v35 n6 p448-451.

Günbatar, M. S. (2009). Web Tabanlı Probleme Dayalı Öğrenmenin Öğrencilerin Yaratıcı Düşünme

Becerilerine Ve Tutumlarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Programları Ve Öğretimi Bilim Dalı.

110

Gürpınar, E., Zayim, N., BaĢarıcı, Ġ., Gündüz, F, Asar, M., Oğuz, N. (2009). Kardiyoloji Eğitiminde E-

Öğrenme Ve Probleme Dayalı Öğrenme Entegrasyonu, Antalya, Anadolu Kardiyoloji Dergisi 2009; 9:

158-164.

Gürsul, F. (2008). Çevrimiçi Ve Yüz Yüze Probleme Dayalı Öğrenme Yaklaşımlarının Öğrencilerin

Başarısına Ve Matematiğe Yönelik Tutumlarına Etkisi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim

Bilimleri Enstitüsü.

Hançer A. H. & Yalçın N. (2009). Fen Eğitiminde Yapılandırmacı YaklaĢıma Dayalı Bilgisayar

Destekli Öğrenmenin Problem Çözme Becerisine Etkisi GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 29,

Sayı 1 (2009) 55-72.

Kaptan, F. & Korkmaz, H. (2001). İlköğretimde Fen Bilgisi Öğretimi, İlköğretimde Etkili Öğretme ve

Öğrenme Öğretmen El Kitabı, Modül 7, Ankara: MEB.

Kennedy, S. J. (2007). Learning and Transfer Compared in Two Teaching Methods: Online Problem-

Based Learning And The Traditional Lecture Method, Doktora Tezi, Capella University, USA.

Kingsbury, M. P. & Lymn J. (2008). Problem-Based Learning and Larger Student Groups: Mutually

Exclusive or Compatible Concepts – a Pilot Study, BMC Medical Education 2008,

http://www.biomedcentral.com/1472-6920/8/35, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.

Korhonen, J. (2003). Introduction to 3G Mobile Communications, Artech house INC., Nowwood, MA

ISBN 1-58053-507-0 s.8-10.

Korkmaz, M. (2010). Probleme Dayalı Mobil Öğrenmenin Öğrencilerin Akademik Başarılarına

Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.

Korucu, E. N. (2007). Probleme Dayalı Öğretim ve İşbirlikli Öğrenme Yöntemlerinin İlköğretim

Öğrencilerinin Başarıları Üzerine Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü.

Kyriazakos, S., Soldatos, I., Karetsos, G. (2008). 4G Mobile and Wireless Communications

Technologies, River Publishers, Aaolborg, Denmark, s.2.

Laxman, K. (2009). Facilitating Adult Mobile Technology-Based Learning Through Problem Solving,

International Journal of Mobile Learning and Organisation, Volume 3, Issue 1, February 2009,

Geneva, Switzerland.

Lindgren & diğ. (2010). Globalisation of Mobile and Wireless Communications: Today and in 2020:

Emerging Global Business Models 2020. In R. Prasad (Ed.), Globalisation of Mobile and Wireless

Communications: Today and in 2020 (s. 47-70), Springer Publisher, 2010, ISBN 978-94-007-0106-9

Springer New York, USA.

Litchfield, A., Dyson, L., Lawrence, E., Zmijewska, A. (2007). Directions for m-learning research to

enhance active learning. In ICT: Providing choices for learners and learning. Proceedings ascilite

Singapore 2007, http://www.ascilite.org.au/conferences/singapore07/procs/litchfield.pdf, Ziyaret

Tarihi: 11 Ocak 2011.

Luanrattana, R., Win, K. T., Fulcher, J., Iverson, D. (2010). Adoption of Mobile Technology in a

Problem-Based Learning Approach to Medical Education, International Journal of Mobile Learning

and Organisation, Volume 3, Issue 1, June 2010, Geneva, Switzerland.

Luck, P. & Norton, B. (2004). Problem Based Management Learning-Better Online?. The European

Journal of Open and Distance Learning (EURODL), issue 2004/II.

http://www.eurodl.org/materials/contrib/2004/Luck_Norton.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.

Özel, M., Timur, E., Özyalın, ġ., DanıĢman, M. A. (2005). Modüler Tabanlı Eğitim Programında

Matematik ve Jeofizik BütünleĢmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Fen ve

Mühendislik Dergisi, Cilt: 7 Sayı: 2 s. 101-112.

Quinn, C. (2000). mLearning: Mobile, Wireless and In-Your-Pocket Learning. Line Zine Magazine,

http://www.linezine.com/2.1/features/cqmmwiyp.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.

111

Ronis, D. (2001). Problem-Based Learning for Math and Science: Integrating Inquiry and the

Internet. SkyLight Training and Publishing Inc. United States of America, pp.61.

Sauter, M. (2009). Beyond 3G: bringing networks, terminals and the Web together : LTE, WiMAX ...,

WILEY Publisher, United Kingdom, ISBN 978-0-470-75188-6, s.5.

Shepherd, C. (2001). M is for Maybe. Tactix: Training and communication technology in context.

http://www.fastrak-consulting.co.uk/tactix/features/mlearning.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.

Tekedere, H. (2009). Web Tabanlı Probleme Dayalı Öğrenmede Denetim Odağının Öğrencilerin

Başarısına, Problem Çözme Becerisi Algısına Ve Öğrenmeye Yönelik Tutumlarına Etkisi, Doktora

Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Teknolojisi

Bilim Dalı.

Turan S., Elçin M., OdabaĢı O., Ward K., Sayek, Ġ. (2009). Probleme Dayalı Öğrenmede Eğitim

Yönlendiricisi Rollerinin Değerlendirilmesi, Ankara, Tıp Bilimleri Dergisi Türkiye Klinikleri J Med

Sci 2009;29 (1):77-83.

Valaitis, R. K., Sword, W. A., Jones, B., Hodges, A. (2005). Problem-Based Learning Online:

Perceptions of Health Science Students. Advances in Health Sciences Education 10, no.3: 231-252.

112

ÖZGEÇMĠġ Mehmet KORKMAZ

Mehmet KORKMAZ Gazi Üniversitesi Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği bölümünde lisans

eğitimini tamamladı. Bu süre içerisinde bir yıl kadar özel bir firmada yazılım ekibinde yer aldı.

Kablosuz ağ sistemleri üzerine bitirme tezini hazırlayarak lisans eğitimi tamamladıktan sonra Milli

Eğitim Bakanlığı‘nda biliĢim teknolojileri öğretmeni olarak göreve baĢladı. Halen bu görevi icra

etmektedir. 2008 yılında Ġstanbul Üniversitesi Enformatik bölümünde yüksek lisans eğitimine baĢladı.

ġuan bu üniversitede öğrenci olmakla birlikte mobil teknolojilerin çağdaĢ eğitim sistemi içerisinde

kullanım alanlarını araĢtırmakta ve probleme dayalı mobil öğrenme üzerine tezini hazırlamaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Ġstanbul Üniversitesi, Enformatik Bölümü

Beyazıt Kampüsü, Vezneciler Beyazıt/Ġstanbul,

GSM: 0 212 440 00 00 - 10037

E-posta: [email protected]

Fatih GÜRSUL

Dr. Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümünde öğretim üyesi olarak çalıĢmaktadır.

2000-2008 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim

Teknolojileri Eğitimi Bölümünde araĢtırma görevlisi olarak görev almıĢtır. Lisans eğitimini Gazi

Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Matematik Eğitiminde, Yüksek Lisans Eğitimini Hacettepe

Üniversitesi Fen Fakültesi, Matematik Bölümü, Topoloji Anabilim Dalında tamamlamıĢtır. Doktora

derecesini ise Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü‘nde ―Çevrimiçi ve Yüzyüze Problem

Tabanlı Öğrenmenin Öğrencilerin BaĢarısına ve Tutumlarına Etkisi‖ baĢlıklı tez ile almıĢtır. Ayrıca

2005 yılında doktora tez çalıĢması kapsamında Hacettepe Üniversitesi tarafından Amerika BirleĢik

Devleti, University of Cincinnati‘de Research Scholar olarak görevlendirmede bulunmuĢtur. 2010

yılında ―Collaboration in Online and Face to Face Problem Based Learning Environments in

Mathematics Education‖ adlı çalıĢma ile Florida State University tarafından 250‘yi aĢkın makale

arasından best paper award ile ödüllendirilmiĢtir.

ĠletiĢim Bilgileri

Ġstanbul Üniversitesi, Enformatik Bölümü

Beyazıt Kampüsü, Vezneciler Beyazıt/Ġstanbul,

Tel: 0 212 440 00 00 – 10037

E-posta: [email protected]

113

XII. BÖLÜM KULLANILABĠLĠRLĠK VE MOBĠL ÖĞRENME

Zeynep Öndin, Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü

Bekir Tevfik Akgün, Okan Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

ÖZET

Son yıllardaki teknolojik geliĢmelerle birlikte mobil sistemler sadece mühendislerin değil eğitimcilerin

de ilgi odağı haline gelmiĢtir. Mobil öğrenme ya da diğer adıyla m-öğrenme tanımı ve m-öğrenmenin

geleneksel e-öğrenmeden farkı üzerine araĢtırmalar devam etmektedir (Orr, 2010). Mobil cihazlar

öğrenme ve eğlenceyi anlamlı bir Ģekilde birleĢtirebilen ortamlar sağlamaktadır (Ahonen, Koyce,

Leino & Turunen 2003). Birçok eğitimci mobil araçların, yaĢam boyu öğrenme bakıĢ açısından

değerlendirilmesi gerektiği konusunda hemfikirdir (Sharples, 2000). Mobil öğrenme, mobil cihazların

uzun vadeli kullanımını gerektiren sürekli bir aktivite olarak düĢünülebilir. Dijital Learning ve

MobiLearn projeleri sırasında, araĢtırmacılar mobil öğrenme alanında kullanılabilirlik konusunda

eksiklikler olduğunu fark etmiĢlerdir (Syvanen, Ahonen, Jappinen, Pehkonen, Turunen & Vainio,

2008). Bu geliĢmelere bağlı olarak mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları için farklı standartların

kullanılması gereksinimi ortaya çıkmıĢtır. Bu çalıĢmada mobil kullanılabilirlik kavramının tanımı

yapılıp, mobil kullanılabilirliğin nasıl değerlendirilebileceği, önemli mobil kullanılabilirlik kriterleri

ve bu mobil kullanılabilirliğin öğrenme ortamlarında nasıl ele alındığı tartıĢılacaktır.

GĠRĠġ

UMTS formu 2005 yılında dünya genelinde mobil telefon abonelerinin sayısını sesli görüĢme için 1.7-

2.6 milyar arası, veri transferi için 600-800 milyon arası olarak belirtmiĢtir (UMTS, 2005).

Kullanıcıların teknolojiyi daha kolay benimseyebildiği geliĢmiĢ ülkelerde mobil cihaz kullanım sayısı

gün geçtikçe artmakta ve mobil cihazların kullanımı nerdeyse standart haline gelmektedir. Birçok

Ģirket rekabette avantaj sağlamak için, günlük haber servisi, mobil reklam, mobil ticaret uygulamaları

gibi özellikle küçük mobil cihaz uygulamaları geliĢtirmektedir (Varshney & Vetter, 2002). Mobil

cihazlar yoğun olarak rağbet görmelerini kullanıcılara istedikleri zaman, istedikleri yerde ve

özelleĢtirilmiĢ bağlantı, iletiĢim ve veri hizmetleri sağlamaya borçludurlar.

Mobil teknoloji alanındaki geliĢmelere rağmen, mobil cihazların karakteristik özelliklerinden (küçük

ekran boyutu, düĢük görüntü çözünürlüğü, alıĢıldık olmayan veri giriĢ yöntemleri ve dolaĢımsal

zorluklar gibi) kaynaklanan önemli arayüz kısıtlamaları ve problemleri mevcuttur (Nah Siau & Sheng,

2005). Kullanımı kolay arayüzü olan mobil uygulamalar geliĢtirmek, uygulamanın benimsenmesinde

ve kullanılmasında oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle kullanılabilirlik çalıĢmaları mobil

teknoloji alanı için önemli bir konu haline gelmiĢtir. Kullanılabilirlik alanında önemli miktarda

çalıĢma yapılmıĢ olmasına rağmen mobil teknoloji alanının yeni olması yüzünden mobil

kullanılabilirlik alanında henüz yeterli miktarda çalıĢma yapılmamıĢtır. Bu alanda yapılan çalıĢmaların

sadece yüzde 41‘i deneysel çalıĢmadır ve henüz bir meta-analiz çalıĢması mevcut değildir (Kjeldskov

& Graham, 2003).

1. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK

Kullanılabilirlik, insan-bilgisayar etkileĢimi (HCI) disiplini çerçevesinde yoğun olarak ele

alınmaktadır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO), kullanılabilirlik terimini ISO 9241-11‘de, belirli

kullanıcıların belirlenmiĢ hedeflerini, özel bir ortamda etkin, verimli, rahat ve kabul edilebilir bir

yoldan gerçekleĢtirebilme düzeyi olarak tanımlamaktadır (ISO, 1998). Bu tanımda etkinlik;

belirlenmiĢ hedeflerin ulaĢılma düzeyini, verimlilik; hedeflere ulaĢmak için harcanan zaman, kaynak

ve zihinsel çabayı, rahatlık; kullanıcının sistem performansı hakkındaki yargısını ifade etmektedir.

114

Shackel‘in (1991) kullanılabilirlik tanımı da ISO‘nun tanımı gibi etkinlik, kullanıcı, görev ve çevre

etkilerinin önemini vurgular. Shackel kullanılabilirliği, belirli kullanıcıların verilen eğitim ve kullanıcı

desteği ile belirlenmiĢ görevleri özel bir ortamda iĢlevsel olarak etkin ve kolay gerçekleĢtirme

kapasitesi olarak tanımlamaktadır.

Ġnsan-bilgisayar etkileĢimi literatüründe kullanılabilir sistem ve cihazların ortak özellikleri;

öğrenilmelerinin kolay olması, etkin kullanıma sahip olmaları, kullanıcı için eğlenceli deneyimler

yaratmaları olarak kabul edilir (Kukulska-Hulme, 2005). Bu seviyede bir kullanılabilirlik

sağlayabilmek için birçok değiĢkeni dikkate almak gerekir. Preece ve diğerleri (1994) kullanılabilirlik

kavramını kullanıcı deneyimi bağlamında tanımlamaya çalıĢmıĢtır. Bu tanıma göre kullanılabilir

sistemler yararlı, eğlenceli, estetik açıdan hoĢ, yaratıcılığı destekleyen, tatmin edici ve duygusal açıdan

doyurucu sistemlerdir. Tanımdan da anlaĢıldığı üzere kullanıcı deneyimi oldukça öznel bir kavramdır

ve kullanıcının beklentisine bağlıdır. Bu beklentiyi kullanıcının yaĢı, eğitimi, kültürel geçmiĢi,

cinsiyeti ve birçok baĢka etken belirler. Ġnsan eylemlerini etkileyen psikolojik, ergonomik ve sosyal

faktörlerin anlaĢılabilmesi kullanılabilir sistemler geliĢtirmek için oldukça önemlidir. Nielsen (1993)

kullanılabilirliği sistemin kabul edilebilirliğine bağlar. Sistemin kabul edilebilirliğini etkileyen

faktörler ise sistemin güvenirliliği, maliyeti, uyumluluğu ve yararlılığıdır.

Mobil kullanılabilirliği, kullanılabilirlik alanının bir uzmanlık alanı olarak tanımlamak mümkündür.

Mobil cihazların kullanım oranının hızlı bir Ģekilde artması ve birçok mobil uygulamanın kullanımının

zor ve esneklikten yoksun olması, mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarının önemini ortaya çıkarmıĢtır.

Mobil cihazların kullanıcı arayüzü, masaüstü uygulamalar yanında göreceli olarak daha basittir. Fakat

her üreticinin farklı bir arayüz tasarımına sahip olması, cihazların göreceli kısa kullanım süresi

sonrasında cihaz kullanımı henüz tam anlamıyla öğrenilmeden yeni modellerle değiĢtiriliyor olması ve

donanımsal sınırlılıklar (mobil cihazların düzenli olarak Ģarj edilmesi gerekliliği, hafızalarının çabukça

dolması) mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarında öne çıkan problemlerdir (Kukulska-Hulme, 2007).

Weiss (2002) ve Nielsen (2003) taĢınabilir cihazların birçoğunun kullanılabilirlik yönünden baĢarısız

olduğunu iddia etmektedir. (Kukulska-Hulme, 2005) bu durumu mobil kullanılabilirlik alanının yeni

geliĢmekte olmasına ve insan-bilgisayar etkileĢimindeki gibi genellenebilir kullanılabilirlik ilkelerinin

henüz geliĢtirilmemiĢ olmasına bağlamaktadır. Kullanıcıların mobil cihazları tek bir amaç ve tek bir

ortamda (yolda yürürken, arabada otururken, müzede, konserde, sınıfta) kullanmadıkları açıktır. Mobil

cihazların bu çoklu bağlamsal doğası kullanılabilirlik konusunda genelleme yapılmasını

zorlaĢtırmaktadır. AraĢtırmacılar ve üreticiler mobil cihazların bağlamsal doğasına gittikçe önem

vermekte ve mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları kullanıcıların mobil cihazları kullanım bağlamları

çerçevesinde geliĢmektedir.

Eğitimcilerin kullanılabilirliği hala teknik bir konu olarak görmelerine rağmen eğitsel açıdan

kullanılabilirliğin baĢarılı etkileĢim kurmayı sağladığı kabul edilmiĢtir (Kukulska-Hulme, 2005).

Kullanılabilirlik öğrenmenin ilgi çekici bir deneyim olup olmamasını etkiler ve öğrenmeyi etkili ve

verimli hale getirir. Öğrenciler kullanıĢlı olmayan öğrenme materyallerini kullanmayı reddedebilir ve

alternatif eğitim materyali bulmaya yönlenebilirler (Kukulska-Hulme, 2005). Mobil öğrenme alanında

kullanılabilirlik çalıĢmaları iĢbirlikli öğrenme söz konusu olduğunda gerçekleĢtirilir (Danesh, Inkpen,

Lau, Shu ve Booth, 2001; Luchini ve diğerleri, 2002).

2. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠ

Kullanılabilirlik testi, kullanıcıların belirli yazılım sistemini ne derece iyi kullandığını ölçmeye

yarayan bir değerlendirme yöntemidir. Masaüstü uygulamalar için birçok kullanılabilirlik testi

kılavuzu mevcuttur. Fakat bu kılavuzların tanımladığı kavramlar, yöntem ve yaklaĢımlar, mobil

uygulamalara bire bir uygulanamazlar (Jones, Marsden, Mohd-Nasir, Boone ve Buchanan, 1999).

Mobil uygulamalar mobil cihazlarda çalıĢan yazılım sistemleri olarak tanımlanabilir. Mobil

uygulamalar için kullanılabilirlik testleri, uygulamanın kullanılabileceğinin düĢünüldüğü her türlü

ortamı ve durumu göz önüne alarak geliĢtirilmelidir (H. Kim, Kim, Lee, Chae ve Choi, 2002). Bu

durum birçok sorunu beraberinde getirir. Örneğin uygulamanın kullanılacağı gerçek durumu önceden

tahmin etmek zordur. Kullanıcı belki uygulamayı kullanırken ayakta duruyor, yürüyor, aydınlık ya da

115

karanlık bir ortamda oturuyor olabilir. Bu nedenle mobil kullanılabilirlik testleri, uygulamanın belirli

yönlerine odaklanmalı ve diğer yönlerden feragat etmelidir (Zhang & Adipat, 2009).

Mobil cihazların sahip olduğu karakteristik özellikler, mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları açısından

sorun teĢkil etmektedir. Mobil kullanım bağlamı, bağlantı hızı, küçük ekran boyutu, farklı görüntü

çözünürlükleri, sınırlı çalıĢma kapasitesi ve güç ve kısıtlı veri giriĢ yöntemleri bu özelliklere

verilebilecek en uygun örneklerdir (Zhang & Adipat, 2009).

Mobil Kullanım Bağlamı: Bağlam kullanıcı, uygulama ve kullanım ortamı etkileĢimini etkileyen her

türlü faktör olarak tanımlanabilir (Dey, Salber & Abowd, 2001). Genellikle konum, yakın çevredeki

insanlar, nesneler ve kullanıcının dikkatini dağıtabilecek unsurları içerir. Bütün kullanım bağlamlarını

içeren tek bir kullanıcı testi geliĢtirmek oldukça zordur (Longoria, 2001).

Bağlantı Hızı: YavaĢ ve güvenilir olmayan kablosuz bağlantı mobil uygulamaların ortak problemi

olarak bilinir (Longoria, 2001). Bu problem veri indirme süresini ve akan medya kalitesini önemli

ölçüde etkiler. Kablosuz ağlardaki sinyal kalitesi ve veri transfer hızı yere ve zamana göre farklılık

gösterir (Sears & jacko, 2000). Kullanılabilirlik çalıĢmaları bu değiĢen ağ koĢullarını dikkate

almalıdır.

Küçük Ekran Boyutu: Mobil cihazların fiziksel kısıtlamaları özellikle ekran boyutunun küçük olması

mobil uygulamaların kullanılabilirliğine önemli ölçüde etki eder (Jones ve diğerleri, 1999; L. Kim &

Albers, 2001). Web sayfalarının mobil cihazlar için herhangi bir değiĢiklik yapılmadan bu cihazlarda

sunulmaya çalıĢılması durumunda, estetik açıdan rahatsız edici, dolaĢımı zor ve tamamen okunaksız

sayfalar oluĢabilir (Bickmore & Schilit, 1997).

Farklı Görüntü Çözünürlükleri: Mobil cihazlar masaüstü bilgisayarlar ile karĢılaĢtırıldığında oldukça

az görüntü çözünürlüğü sağlar. DüĢük görüntü çözünürlüğü mobil cihaz ekranında görüntülenen çoklu

medya bilgisinin kalitesini rahatlıkla düĢürebilir. Farklı cihazların sağladıkları farklı görüntü

çözünürlükleri, farklı kullanılabilirlik testi sonuçlarına neden olur (Jones ve diğerleri, 1999).

Sınırlı Çalışma Kapasitesi ve Güç: Mobil cihazlar hafıza ve iĢlemci gücü açısından masaüstü

bilgisayarların oldukça gerisinde kalmaktadır. Mobil cihazlar için geliĢtirilen üç boyutlu Ģehir

haritaları uygulamaları grafik desteği için büyük hafıza ve yüksek iĢlem hızı gerektirir (Rakkolainen &

Vainio, 2001). Bu tür uygulamalar mobil cihazlar için pratik olmayabilir.

ġekil 9 Fontus firmasının mobil cihazlar için geliĢtirdiği 3 boyutlu Bremen ve Tokyo Ģehir haritaları (Fontus,

2001)

Veri Giriş Yöntemleri; Küçük cihazlara veri giriĢi sağlamak belirli ölçüde uzmanlık gerektirir

(Longoria, 2001). Küçük butonlar kullanıcılara veri giriĢi sırasında zorluk çıkarır. Bu durum

kullanıcıların veri girme hızını düĢürebilir ve hata yapma oranını yükseltebilir. Donanımsal ya da

yazılımsal klavye gibi farklı veri giriĢ yöntemleri kullanılabilirlik çalıĢmalarının sonuçlarını

etkileyebilir (MacKenzie ve Zhang, 1999; Soukoreff ve MacKenzie, 1995; S.X. Zhang, 1998). Cihazı

116

kullanırken yürümek, cihazı elinde tutmak ya da masaya koymak gibi farklı kullanıcı pozisyonları da

veri giriĢini daha problematik hale getirebilir. Bununla birlikte mobil teknoloji alanındaki geliĢmeler

giriĢ yöntemi olarak sesin de kullanımını mümkün hale getirmektedir. Bu durum kullanıcı etkileĢimini

artırsa da kullanılabilirlik testleri için sorunlar doğurmaktadır.

Mobil kullanılabilirlik çalıĢması tasarlanırken yukarıda bahsedilen özelliklere dikkat edilmeli ve

araĢtırılan bu özelliklerden biri değilse, bu özelliklerin çalıĢmanın sonucu üzerindeki etkilerini en aza

indirecek test ortamı hazırlanmalıdır (Zhang ve Adipat, 2009).

3. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTĠ YÖNTEMLERĠ

Mobil uygulamaların kullanılabilirlik testi çalıĢmalarında temel olarak iki yöntem kullanılır;

laboratuvar deneyleri ve alan çalıĢmaları. Laboratuvar deneylerinde, denetimli bir ortamda

katılımcılardan mobil uygulamaları kullanarak belirli görevleri yerine getirmeleri istenir. Alan

çalıĢmalarında ise katılımcıların mobil uygulamaları gerçek hayattaki gibi kullanmalarına izin verilir.

Ġki yönteminde avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Kullanılabilirlik çalıĢması için uygun yöntemin

seçimi çalıĢmanın amacına bağlıdır.

3.1. Laboratuvar Deneyleri

Mobil uygulamalar için kullanılabilirlik testini denetimli bir laboratuvar da uygulamanın birçok

avantajı vardır (Bautsch-Vtense ve diğerleri, 2001, Buchanan ve diğerleri, 2001, Buyukokten ve

diğerleri, 2002). Bu avantajlardan ilki; araĢtırmacının deney üzerinde kontrol sahibi olmasıdır.

AraĢtırmacı kullanılabilirlik çalıĢmasının amacına uygun belirli görevler tanımlayabilir ve

katılımcıların deney yönergelerini izlediklerinden emin olabilir. Örneğin kullanılabilirlik çalıĢması

veri giriĢinin kullanıcı hareket halindeyken ne kadar etkin olduğunu görmeyi hedefliyorsa laboratuvar

ortamında katılımcının mobil cihazı kullanırken hareket halinde olması kesin olarak sağlanabilir. Bu

yöntemin ikinci avantajı, çalıĢma ile alakasız değiĢkenlerin kontrol edilebildiği laboratuvar ortamında

kullanılabilirlik faktörlerini ölçmenin ve sonuçları yorumlamanın daha kolay olmasıdır. Katılımcıların

tepkilerinin görüntü ve ses kaydının alınması da bu yöntemin üçüncü önemli avantajı olarak

söylenebilir (Dumas ve Redish, 1999).

Bu yöntemin en büyük sıkıntısı mobil kullanımın bağlamını ve değiĢken kablosuz ağ bağlantısını göz

ardı etmesinden kaynaklanır. Mobil uygulamalar çevre faktörleri ve değiĢken kablosuz ağ bağlantısı

yüzünden gerçek hayatta laboratuvar ortamında olduğundan farklı çalıĢabilir. Laboratuvar ortamında

katılımcılar bu etkenlerin neden olabileceği olası negatif deneyimlere maruz kalmayabilirler.

3.2. Alan Çalışması

Bu yöntemin en önemli avantajı laboratuvar yönteminin göz ardı ettiği dinamik mobil bağlamı ve

değiĢken kablosuz ağ bağlantısını dikkate almasıdır. Mobil uygulamalarının algılanan

kullanılabilirliğinin kullanıcıların gerçek hayattaki deneyimlerinden elde edilmesi gerekir. Bu nedenle

alan çalıĢmaları laboratuvar çalıĢmalarına göre daha güvenilir ve gerçekçidir (Kjeldskov ve Stage,

2003; Palen ve Salzman, 2002; Sharples, Corlett ve Westmancott, 2002).

Fakat mobil kullanılabilirlik testi için alan çalıĢması hazırlamak kolay bir süreç değildir. Ġlk olarak

mobil bağlamın zenginliğini yakalayabilecek gerçekçi bir ortam kurmak oldukça zordur. Ayrıca alan

çalıĢmasında gözlem ve yüksek sesli düĢünme gibi değerlendirme yöntemlerini uygulamak kolay

değildir. Son olarak katılımcılar dinamik bir ortamda hareket halinde olduklarından veri toplamak da

oldukça zordur (Beck ve diğerleri, 2003).

Daha öncede bahsedildiği üzere laboratuvar deneyi ve alan çalıĢması yöntemlerinin avantajları ve

dezavantajları mevcuttur. Ġki yöntemin birbirini tamamladığı söylenebilir. Mobil uygulamalar için

kullanılabilirlik testi yönteminin seçilmesi çalıĢmanın amacına bağlıdır. Arayüz tasarımı, algılanan

kullanım kolaylığı ve uygulama performansı ölçütlerinin araĢtırılmasını gerektiren geniĢ kapsamlı bir

kullanılabilirlik çalıĢması için iki yöntemi birleĢtiren bir yaklaĢım seçilebilir.

117

4. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠNDE KULLANILAN

ARAÇLAR

Mobil kullanılabilirlik testlerinde mobil cihazın kendisi ya da emülatörü kullanılabilir. Laboratuvar

deneylerinde cihazın kendisi veya emülatörü kullanılırken, alan çalıĢmasında sadece cihazın kendisi

kullanılmaktadır. Her iki aracın avantajları ve dezavantajları mevcuttur (Longoria, 2001).

Masaüstünde çalıĢan bir emülatör (taklitçi), ek yazılımlar sayesinde kullanıcıdan buton tıklama sayısı

gibi detaylı veri elde etmeyi sağlar (Buyukokten ve diğerleri, 2002; Chittaro ve Cin, 2002; Jones ve

diğerleri, 1999). Bu detaylı veriler kullanıcı performansını analiz etmede yararlı olduğu gibi

kullanıcıyı rahatsız eden tasarım hatalarının da ortaya çıkarılmasına yardımcı olur. Kullanılabilirlik

testlerinde emülatör kullanmak mobil cihazların en karakteristik özelliklerinden mobil kullanım

bağlamını göz ardı etmeyi gerektirir. Emülatörlerin kullanıldığı testlerde katılımcılar düĢük bağlantı

hızından kaynaklanan uzun veri indirme süresi, değiĢen sinyal kalitesi, kısıtlı veri giriĢi gibi

problemlerle karĢılamadıkları için, bu testlerin sonucunda ortaya çıkan kullanıcı algısı ve memnuniyeti

gerçeği yansıtmayabilir. Birçok uzman emülatörleri uygulama henüz geliĢtirme aĢamasındayken,

menü yapısı gibi arayüz tasarım öğelerinin değerlendirilmesinde kullanmanın daha doğru olacağı

görüĢündedir (Zhang ve Adipat, 2009).

ġekil 10: Android 1.1 Emülatör Menü Ekranı

ġekil 11: Android 1.1 Emülatör Web Harita

Uygulaması

Kullanılabilirlik testinde cihazın kendisini kullanmak, katılımcıların mobil uygulamaları gerçek

hayattaki gibi kullanmalarını gerektirdiğinden daha güvenilir veri elde etmeyi sağlar. Emülatör

kullanmak ile karĢılaĢtırıldığında bu yöntemde detaylı kullanıcı verisi toplamak daha zordur. Her

mobil cihazın kendine özgü tasarımı vardır. Bu tasarım mobil cihazların, mobil uygulama

kullanılabilirlik testi üzerindeki etkisini artıran faktörlerdendir. Bu sebeple mobil kullanılabilirlik

testlerinde mümkünse cihazın kendisini kullanmak gerekmektedir.

5. GENEL KULLANILABĠLĠRLĠK KRĠTERLERĠ

Kullanılabilirlik alanında yapılan çalıĢmalar dokuz adet genel kriter ortaya çıkarmıĢtır (Danesh ve

diğerleri, 2001; Frokjaer, Hertzum, & Hornbaek, 2000; Nielsel, 1993; Öquist & Goldstein, 2002;

Ziefle, 2002).

Öğrenilebilirlik; kullanıcıların sistemle ilk defa çalıĢmaya baĢladıklarında basit iĢlevleri ne kadar

kolaylıkla gerçekleĢtirdiği ile alakalıdır. Sistem kullanıcıların hızlı bir Ģekilde çalıĢmaya baĢlamalarına

olanak verecek Ģekilde öğrenilebilir olmalıdır.

118

Etkinlik; kullanıcılar sistemi öğrendikten sonra görevleri ne kadar hızlı gerçekleĢtirdikleri ile

alakalıdır. Sistem kullanıcıya yüksek seviyede verimlilik kazandırabilecek kadar etkin olmalıdır.

Hatırlanabilirlik; kullanıcılar sistemi kullanmaya belirli bir süre ara verip tekrar kullanmaya

baĢladıklarında, ne kadar kolaylıkla tekrar ustalıklarını geri kazanabildikleri ile alakalıdır. Sistem,

kendisini kullanıma ara veren kullanıcı sistemi tekrar kullanmaya baĢladığında her Ģeyi en baĢtan

tekrar öğrenmesine gerek kalmayacak Ģekilde hatırlanabilir olmalıdır.

Hatalara karşı esneklik; kullanıcıların sistemi kullanırken yaptıkları hata miktarı, bu hataların önemi

ve kullanıcıların bu hatalardan ne kadar kolay kurtuldukları ile alakalıdır. Sistem kullanıcıların az hata

yapmasına ve bu hatalardan kolaylıkla kurtulabilecekleri bir tasarıma sahip olmalıdır.

Kullanıcı memnuniyeti; sistemin kullanımının ne kadar makbul olduğuyla alakalıdır. Sistem,

kullanıcıların kullanmaktan tatmin olduğu bir tasarıma sahip olmalıdır.

Verimlilik; kullanıcıların belirli hedefleri yerine getirirken doğrulukları ve tamamlılıklarıyla alakalıdır.

Sadelik; kullanıcıların bir görevi tamamlarken rahatlık seviyesiyle alakalıdır. Bu kriter özellikle menü

ve dolaĢım tasarımının değerlendirilmesinde kullanılır.

Anlaşılabilirlik, kullanıcıların mobil cihazda sunulan bilgiyi ne kadar kolay anladığı ile alakalıdır.

Mobil cihazlarda bilginin sunumu genellikle metinsel olduğundan bilginin sunumu, bilginin

anlaĢılabilirliği üzerinde oldukça etkilidir.

Öğrenme performansı; kullanıcının mobil öğrenme ortamındaki baĢarısı ile alakalıdır.

Bu alanda yapılan diğer çalıĢmalar kullanılabilirlik için farklı kriterler geliĢtirmiĢlerdir. Fayda,

hoĢlanılabilirlik, kabul edilebilirlik, çalıĢtırılabilirlik, kontrol edilebilirlik zaman içinde literatürde yer

alan kriterler arasındadır.

Tablo 1 Farklı Modeller ve Standartlara Göre Kullanılabilirlik Kriterleri (Seffah, Donyaee, Klinev & Padda,

2006).

Constantine &

Lockwood

(1999)

ISO 9242-11

(1998)

Schneiderman

(1992) Nielsen (1993)

Preece ve

diğerleri

(1994)

Shackel (1991)

Kullanımda

Etkin Olma Etkinlik

Performans

Hızı

Kullanımda

Etkin Olma Verimlilik Etkinlik (Hız)

Öğrenilebilirlik Öğrenilme

Süresi Öğrenilebilirlik Öğrenilebilirlik

Öğrenilebilirlik

(Süre)

Hatırlanabilirlik Akılda kalma Hatırlanabilirlik Öğrenilebilirlik

(Akılda kalma)

Kullanımda

Güvenilir Olma

Kullanıcı

Hata Oranı Hata\ Güvenlik Verimlilik Etkinlik (Hata)

Kullanıcı

Memnuniyeti

Memnuniyet

(Kabul

edilebilirlik)

Öznel

Memnuniyet Memnuniyet

Kullanıcı

DavranıĢı

Kullanıcı

DavranıĢı

119

Tablo 2 Mobil Kullanılabilirlik Alanında YapılmıĢ ÇalıĢmaların Özeti (Zhang & Adipat (2009)

Kullanılabilirlik Kriteri Kullanılan Araç Araştırma Yöntemi Sonuç ve Bulgular

1 Etkinlik (Bautsch-Vtense ve diğerleri, 2001; Beck ve diğerleri, 2003;

Björk ve diğerleri, 2000; Christie ve diğerleri, 2004; L. Kim & Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003; Öquist & Goldstein, 2002);

Hatalar(Christie ve diğerleri, 2004; Gulliver ve diğerleri, 2004; L. Kim

& Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003); Kullanıcı memnuniyeti

(Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve diğerleri, 1999, 2000; Christie ve

diğerleri, 2004; Gulliver ve diğerleri, 2004; Kaasinen ve diğerleri,

2000; L. Kim & Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003; Suwita &

Böcker, 1999); Verimlilik(Björk ve diğerleri, 2000; Buchanan ve

diğerleri, 2001; Buyukkokten ve diğerleri, 2001, 2002; Christie ve

diğerleri, 2004); AnlaĢılabilirlik (L. Kim & Albers, 2001; Öquist & Goldstein, 2002)

Emülatör: cep telefonu (Buchanan ve diğerleri,

2001; Kaasinen ve diğerleri, 2000; Masoodian & Lane, 2003), PDA (Björk ve diğerleri, 1999;

Buyukkokten ve diğerleri, 2001, 2002; Christie ve

diğerleri, 2004; L. Kim & Albers, 2001) Cihazın

kendi: PDA (Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve

diğerleri, 2000; Gulliver ve diğerleri, 2004;

Kaasinen ve diğerleri, 2000; Öquist & Goldstein,

2002) Cihazın kendi: cep telefonu (Beck ve

diğerleri, 2003; Suwita & Böcker, 1999)

Laboratuvar deneyi (Bautsch-

Vtense ve diğerleri, 2001; Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve

diğerleri, 1999, 2000;

Buchanan ve diğerleri, 2001; Buyukkokten ve diğerleri,

2001, 2002; Christie ve

diğerleri, 2004; Gulliver ve

diğerleri, 2004; Kaasinen ve

diğerleri, 2000; L. Kim &

Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003, Öquist &

Goldstein, 2002, Suwita &

Böcker, 1999)

Farklı sunum yöntemleri, mobil

cihazlarda bilgi arama ve etkinliğini etkiler ve farklı kullanılabilirlik

seviyelerine yol açar.

2 Etkinlik(Chittaro & Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish,

2004; Ziefle, 2002); Hatalar(Chittaro & Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish, 2004; Ziefle, 2002); Kullanıcı memnuniyeti

(Chittaro & Cin, 2002; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002);

Öğrenilebilirlik(Killi, 2002); Verimlilik(Chittaro & Cin, 2002; Parush & Yuviler-Gavish, 2004; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002);

Sadelik(Ziefle, 2002)

Cihazın kendi: cep telefonu (Chittaro & Cin,

2002; Killi, 2002; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002) Emülatör:cep telefonu (Parush & Yuviler-

Gavish, 2004)

Laboratuvar deneyi (Chittaro

& Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish,

2004;Suwita & Böcker, 1999;

Ziefle, 2002)

Menü seçenekleri açık ve tahmin

edilebilir olmalıdır. Navigasyon yapısı kullanıcın belirli

bir iĢi en az tıklama sayısı ile

bitirebileceği Ģekilde tasarlanmalıdır.

3 Etkinlik(Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Jones ve diğerleri, 1999; Kjeldskov & Stage, 2003); Hatalar(Jones ve diğerleri, 1999);

Kullanıcı memnuniyeti (Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Jones ve

diğerleri, 1999; Kaasinen ve diğerleri, 2000; Kjeldskov & Stage, 2003); Verimlilik(Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Kaasinen ve diğerleri,

2000)

Cihazın kendi: PDA (Kjeldskov & Stage, 2003) Emülatör: cep telefonu (Kaasinen ve diğerleri,

2000) Emülatör: PDA (Bederson ve diğerleri,

2002, 2003; Jones ve diğerleri, 1999; Kaasinen ve diğerleri, 2000)

Laboratuvar deneyi

(Bederson ve diğerleri, 2002,

2003;Jones ve diğerleri, 1999;

Kaasinen ve diğerleri, 2000; Kjeldskov & Stage, 2003)

Kullanılabilirliği arttırmak için kullanıcı kontrolünü ve

kiĢiselleĢtirme seçeneklerini

arttırmak gereklidir.

4 Etkinlik(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999;

MacKenzie & Zhang, 1999; Soukoreff & MacKenzie, 1995); Hatırlanabilrilik(Lee & Zhai,2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999;

MacKenzie & Zhang, 1999); Hatalar(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie

ve diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang, 1999); Öğrenilebilirlik(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang,

1999); Tatmin (Lee & Zhai, 2004)

Emülatör: PDA (Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve

diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang, 1999; Soukoreff & MacKenzie, 1995)

Laboratuvar deneyi (Lee &

Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999; MacKenzie &

Zhang, 1999; Soukoreff &

MacKenzie, 1995)

Çoklu etkileĢim (çoklu dokunmatik

ekran gibi) veri giriĢ yöntemlerini daha etkili hale getirir.

5 Kullanılabilirlik problemleri (kullanıcı yorumları) (H. Kim ve

diğerleri, 2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b; Rakkolainen & Vainio, 2001)

Cihazın kendi: PDA (Rakkolainen & Vainio,

2001) Cihazın kendi: cep telefonu (H. Kim ve diğerleri, 2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b)

Alan çalıĢması (H. Kim ve

diğerleri,2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b;

Rakkolainen & Vainio, 2001;

Vainio & Kotala, 2002)

Mobil kullanım bağlamının

kullanıcı performansı ve memnuniyeti üzerinde önemli etkisi

vardır.

Mobil cihazlar kullanım bağlamına uyumlu hale getirilmelidir.

1: Bilgi Sunumu, 2: Menü ve Dolaşım Yapısı, 3: Veri Giriş Yöntemleri, 4: Kullanım Bağlamı, 5: Kullanıcı

120

5.1. Eğitim Ortamı Açısından Mobil Kullanılabilirlik

Kukulska-Hulme (2007) mobil teknolojinin eğitimde kullanılmasının altında

yatan üç temel motivasyonu; eriĢimi arttırmak, öğrenme ve öğretmede değiĢik

yollar aramak ve daha geniĢ kurumsal amaçlara ulaĢmak olarak tanımlar.

Öğrenme ve öğretmede değiĢik yollardan kasıt iĢbirlikli öğrenmenin mobil

ortamda gerçekleĢtirilmesinin araĢtırılmasıdır. Mobil teknoloji sayesinde

kültürel ve iletiĢimsel bariyerlerin aĢılabileceği düĢünülmektedir. BaĢarılı bir

mobil öğrenme ortamı insan faktörüne oldukça bağlıdır. Öğrenci evreninin ve

ihtiyaçlarının çeĢitliliği, mobil öğrenme ortamı baĢarısı için oldukça dikkatli

incelenmesi gereken bir konudur. Bu durum ayrıca mobil öğrenme konusunda

genelleme yapılamamasının altında yatan nedenlerden biridir.

Yapılan araĢtırmalar, kullanıcı merkezli tasarım ve mobil kullanım bağlamına

önem veren mobil öğrenme ortamlarının kullanılabilirlik açısından daha baĢarılı

olduğunu göstermektedir. Pehkonen ve Turunen (2003) kullanıcı merkezli

tasarımın mobil öğrenme ortamları için sadece öğrenme hedeflerini ve

görevlerini belirlemek değil aynı zamanda farklı kullanıcılar için farklı kullanım

bağlamlarını da belirlemek olduğunu savunmuĢtur. Mobil öğrenme ortamında

kullanıcılar öğretmen, öğrenci ve hatta ebeveynler olabilmektedir. MOBIlearn

projesinde geliĢtirilen kullanılabilirlik kılavuzu da farklı bağlamların dikkate

alınmasının öneminden bahseder ve kullanıcıya o anki kullanım bağlamında

anlamlı ve kiĢiselleĢtirilmiĢ bilgi sunmanın önemini vurgular (O‘ Malley ve

diğerleri, 2003). Buradaki zorluk kullanım bağlamının önceden belirlenmesinin

her zaman kolay olmadığı ve kullanıcıların zaman içinde mobil cihaz kullanım

alıĢkanlıklarının değiĢmesidir (Kukulska-Hulme, 2007). Mobil öğrenme

ortamlarında kullanılabilirliği artırabileceği düĢünülen diğer yöntem ise

sistemin kullanıcı tarafından uyarlanabilir olmasıdır (O‘ Malley v.d., 2003).

Kukulska-Hulme ve Shield (2006) kullanılabilirliğin mobil eğitim ortamlarında

farklı Ģekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunup, pedagojik kullanılabilirlik

kavramının öneminden bahsetmiĢtir. Pedagojik kullanılabilirlik kriterleri

öğrenci kontrolü, öğrenci aktivitesi, motivasyon ve geribildirim olarak

sıralanabilir. Pedagojik kullanılabilirlikte dikkat edilmesi gereken nokta

disipline özgü farklılıkların bulup bulunmadığıdır. Disipline özgü farklara

verilebilecek örneklerden biri Roberts, Beke, Janzen ve diğerleri (2003)‘nin ve

Polishook (2005)‘un çalıĢmalarıdır. Ġlk çalıĢmada veri giriĢinin önemli olduğu

disiplinlerde mobil cihazın ekran boyutunun oldukça önemli olduğu belirtilirken

ikinci çalıĢmada küçük ekran ve düĢük görüntü çözünürlüğe sahip mobil

cihazların müzik bestesi üzerine çalıĢanlar tarafından yaratıcılığı arttırdığı

düĢünüldüğü için daha çok tercih edildiği belirtilmiĢtir.

Mobil öğrenme ortamının kullanılabilirliğini etkileyen önemli faktörlerden biri

de öğrencinin cihaza sahip olup olmama durumu ve cihazı kullanma süresidir.

121

AraĢtırma için öğrenciler mobil cihazları belirli bir süre için ödünç vermek,

öğrenciler için bu cihazları geri verecekleri anlamına geldiğinden, birçok

öğrenci mobil cihazların iĢlerine yarayacak özelliklerini araĢtırmak bile

istememektedir (Sharples v.d., 2005).

Mobil kullanılabilirlikte karĢımıza çıkan mobil kullanım bağlamı, bağlantı hızı,

küçük ekran boyutu, farklı görüntü çözünürlükleri, sınırlı çalıĢma kapasitesi ve

güç ve kısıtlı veri giriĢ yöntemleri gibi sorunlar eğitim ortamları için de

problemli alanlar olarak tanımlanmaktadır (Kukulska-Hulme, 2007).

Mobil öğrenme uygulamaları tasarlanırken sorulması gereken sorular; Bilgi

sunum Ģekli öğrencinin istediği bilgiyi kolaylıkla araması ve ulaĢmasını

destekliyor mu? Hangi menü ve dolaĢım yapısı öğrencinin uygulama içinde

istediği sayfaya kolayca ulaĢması için daha uygun? Öğrenciler arama, veri

giriĢi, not alma gibi belirli görevleri rahatlıkla yerine getirebilecek mi? Kolay ve

etkili veri giriĢi için hangi yöntem kullanılmalı? Uygulama farklı bağlam ve

çevre koĢullarında rahatlıkla kullanılabilecek mi? Ģeklinde sıralanabilir.

Kukulska-Hulme (2007) yaptığı araĢtırmalar sonucu mobil eğitim ortamlarında

kullanılabilirliği etkilen faktörleri Ģu Ģekilde sıralamıĢtır;

Cihazın fiziksel özellikleri

Cihaz aksesuarları

Cihaza sahip olma

KiĢiselleĢtirme olanakları

Cihaza aĢina olma

Kullanım süresi ve zaman içerisinde ustalık kazanma

Kullanım amacı

Sağlanan içerik, uygulama ve servisler

Cihaz ve bağlantı güvenirliliği

Bağlantı hızı

EriĢebilirlik

Kullanılan ortam ve ortam koĢulları

Devamlılık ve kesinti

Farklı bağlamlarda kullanılabilme

ĠĢbirliği desteği

Kullanım maliyeti

Teknik destek

Kullanılan diğer cihazlarla uyumluluk

Farklı kullanıcı gruplarına özgü tasarım

Uyarlanabilirlik

122

SONUÇ

Nielsen (2009) yürüttüğü mobil web kullanılabilirlik araĢtırmaları sonucunda

genel kullanıcı baĢarı oranını % 59 olarak açıklamaktadır. Bu oran 1999 yılında

yapılan ilk mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarından oldukça yüksek fakat

günümüz masaüstü bilgisayarlar web kullanılabilirlik çalıĢmaları sonunda

ortaya çıkan kullanıcı baĢarı oranı (%80) yanında oldukça düĢüktür.

Nielsen (2009) bu sonucu birçok web sitesinin mobil cihazlar için uygun

versiyonunun henüz geliĢtirilmemiĢ olmasına bağlamaktadır. Kullanıcıların

özellikle mobil cihazlar için hazırlanmıĢ web sitelerindeki baĢarısı % 64 iken

sadece masaüstü bilgisayarlar için hazırlanmıĢ sitelerdeki baĢarısı % 53‘tür.

Sonuçlardan görüldüğü üzere kullanıcı performansı mobil cihazlar için

geliĢtirilmiĢ web sitelerinde % 20 artmaktadır. Böyle siteleri kullanmak daha

zevkli olduğundan kullanıcı memnuniyeti de artmaktadır.

Nielsen (2009) üç temel mobil kullanıcı deneyiminden bahseder ve bu

deneyimlerin genellikle ekran boyutu ile Ģekillendiğini belirtir;

1. Cep telefonları; diğer cihazlar yanında oldukça küçük ekrana ve

nümerik tuĢ takımına sahiptirler. Pazar payının yaklaĢık % 85 ile en

büyük payı bu gruba aittir.

2. Akıllı telefonlar; birçok farklı tasarıma sahip olan bu cihazlar orta

büyüklükte ekrana ve alfabetik tuĢ takımına sahiptirler.

3. Dokunmatik ekran telefonlar; genellikle iPhone gibi cihaz

büyüklüğünde ekrana sahiptirler, direk manipülasyona izin veren en

uygun grafik kullanıcı arayüzü bu gruba aittir.

Tahmin edilebileceği üzere büyük ekran boyutuna sahip olan cihazlarda

kullanıcı baĢarısı daha yüksektir.

Cep Telefonları % 38

Akıllı Telefonlar % 55

Dokunmatik Telefonlar % 75

Yukarıda bahsedilen çalıĢmanın sonuçları özellikle mobil cihazlar için

geliĢtirilmiĢ uygulamaların ve ekran boyutu büyük, kullanıcının direk

manipülasyonunu sağlayan dokunmatik ekran cihazların kullanılabilirlik

oranının daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Mobil cihazlar için tasarım yapmak oldukça zordur. Ġçeriği ve navigasyonu

kullanıcıların zorlanmayacağı Ģekilde, küçük ekrana ve değiĢen bağlantı hızına

123

göre tasarlamak gerekmektedir. Mobil uygulamalar, kullanım bağlamı göz

önünde alınarak tasarlandığı için bir bağlamda uygun olan uygulama diğer

bağlam için oldukça uygunsuz kalabilmektedir.

Mobil kullanılabilirlik üzerinde çalıĢılmaya devam edilmesi gereken bir alandır.

Bu alanda öne çıkan sıkıntılar yeterli sayıda deneysel çalıĢma yapılmamıĢ

olması ve mobil teknolojinin karakteristik özelliklerinin genelleme yapmaya

uygun olmayıĢıdır. GeliĢen teknoloji ile birlikte mobil cihazların kapasitesi

artmakta ve donanımsal limitler aĢılmaya çalıĢmaktadır. Bu geliĢmeler mobil

kullanılabilirlik çalıĢmaları için de ümit vericidir.

124

KAYNAKLAR

Bautsch-Vtense, H. S., Marmet, G. J., & Jacko, J. A. (2001). Investigating PDA

web browsing through eye movement analysis. In M. J. Smith, G. Salvendy, D.

Harris, & R. J. Koubek (Eds.), Usability evaluation and interface design:

Cognitive engineering, intelligent agents and virtual reality (6–10). Mahwah,

NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.

Beck, E. T., Christiansen, M. K., & Kjeldskov, J. (2003). Experimental

evaluation of techniques for usability testing of mobile systems in a laboratory

setting. OzCHI 2003, Brisbane, Australia.

Bickmore, T. B., & Schilit, B. N. (1997). Digestor: Device-independent access

to the World Wide Web. Proceedings of the 6th World Wide Web Conference,

Nisan 7–11, Santa Clara, CA, 663–665.

Buchanan, G., Farrant, S., Jones, M., Thimbleby, H., & Pazzani, M. J. (2001).

Improving mobile Internet usability. Proceedings of the 10th International

Conference on World Wide Web, Mayıs 1–5, Hong Kong, 673–680.

Buyukkokten, O., Garcia-Molina, H., Paepcke, A., & Winograd, T. (2002).

Efficient Web browsing on handheld devices using page and form

summarization. ACMTransactions on Information Systems, 20(1), 82–115.

Chittaro, L.,& Cin, P. D. (2002). Evaluating interface design choices onWAP

phones: Navigation and selection. Personal and Ubiquitous Computing, 6, 237–

244.

Constantine, L.L. & Lockwood, L.A.D. (1999). Software for Use: A Practical

Guide to the Models and Methods of Usage-Centred Design, New York:

Addison-Wesley.

Danesh, A., Inkpen, K., Lau, F., Shu, K., & Booth, K. (2001). Geney TM:

Designing a collaborative activity for the palm handheld computer. Proceedings

of the SIGCHI Conference on Human Factors in Computing Systems (388–

395). New York: ACM Press.

Dey, A. K., Salber, D., & Abowd, G. D. (2001). Aconceptual framework and a

toolkit for supporting the rapid prototyping of context-aware applications.

Human–Computer Interaction, 16, 97–166.

Dumas, J. S., & Redish, J. C. (1999). Apractical guide to usability testing.

Portland, OR: Intellect Books.

Frokjaer, E., Hertzum, M., & Hornbaek, K. (2000). Measuring usability: Are

effectiveness, efficiency, and satisfaction really correlated? Proceedings of the

125

ACM CHI 2000 Conference on Human Factors in Computing Systems, Nisan

1–6, The Hague, Netherlands, 345–352.

Fontus (2001).Fontus City Models. EriĢim 10 Ekim 2010,

http://www.fontus.com/citymodels.php

International Organization for Standardization. (1998). Ergonomic requirements

for office work with visual display terminals (VDT)s - Part11, Guidance on

usability (ISO 9241-11). Genéve, International Organization for

Standardization.

Jäppinen, A., Ahonen, M., Vainio, T., & Tanhua-Piiroinen, E. (2005). Adaptive

Mobile Learning Systems: The essential issues from the design perspective. In

J. Attewell & C. Savill-Smith (Eds.) Mobile Learning Anytime Everywhere – a

book of papers from MLEARN 2004 (109-111). London: LSDA.

Jones, M., Marsden, G., Mohd-Nasir, N., Boone, K., & Buchanan, G. (1999).

ImprovingWeb interaction on small displays. Proceeding of the Eighth

International Conference on World Wide Web, Mayıs 11–14, Toronto, Canada,

1129–1137.

Kim, H., Kim, J., Lee, Y., Chae, M., & Choi, Y. (2002). An empirical study of

the use contexts and usability problems in mobile Internet. Proceedings of the

35th Hawaii International Conference on System Sciences, Ocak 07–10, Big

Island, Hawaii.

Kim, L., & Albers, M. J. (2001).Web design issues when searching for

information in a small screen display. Proceedings of the 19th Annual

International Conference on Computer Documentation Santa Fe, New Mexico,

USA, 193–200.

Kjeldskov, J., & Stage, J. (2003). New techniques for usability evaluation of

mobile systems. International Journal of Human–Computer Studies, 60, 599–

620.

Kjeldskov, J., Graham, C. (2003). A Review of MobileHCI Research Methods,

The 5th International Mobile HCI 2003 Conference, Berlin, Springer-Verlag,

Udine, Ġtalya, 317-335.

Kukulska-Hulme, A (2007). Mobile Usability in Educational Contexts: What

have We Learnt?, The International Review of Research in Open and Distance

Learning, 8 (2).

Kukulska-Hulme, A., & Shield, L. (2004). Usability and Pedagogical Design:

Are language learning websites special? ED-MEDIA 2004 World Conference on

Educational Multimedia, Hypermedia and Telecommunications. Haziran 22-26.

126

Lugano, Switzerland. EriĢim 10 Ekim 2010,

http://www.aace.org/DL/index.cfm?fuseaction=ViewPaper&id=16072

Longoria, R. (2001). Designing mobile applications: Challenges,

methodologies, and lessons learned. In Usability evaluation and interface

design: Cognitive engineering, intelligent agents and virtual reality (1–95).

Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.

Luchini, K., Oehler, P., Quintana, C., & Soloway, E. (2001). An engineering

process for constructing scaffold work environments to support student inquiry:

Acase study in history. Proceedings of the IEEE International Conference on

Advanced Learning Technologies, Ağustos 6–8, Madison, WI, USA, 55–56.

MacKenzie, I. S., Zhang, S. X., & Soukoreff, R.W. (1999). Text entry using soft

keyboards. Behaviour & Information Technology, 18, 235–244.

Nah, F.F., Siau, K., and Sheng, H. (2005). The Value of Mobile Applications: A

Utility Company Study, Communications of the ACM 48(2), 85-90.

Nielsen, J. (1993). Usability engineering. New York: Academic.

Nielsen, J. (1993). Usability Engineering. Boston MA.: Academic Press.

Nielsen, J. (2003). Mobile Devices: One generation from useful. Alertbox

posting on useit.com: Jakob Nielsen's Website. EriĢim 2 Ekim

2010, http://www.useit.com/alertbox/20030818.html

Nielsen, J. (2003). Mobile Usability. Alertbox posting on useit.com: Jakob

Nielsen's Website. EriĢim 2 Ekim 2010, http://www.useit.com/alertbox/mobile-

usability.html

O‘Malley, C., Vavoula, G., Glew, J.P., Taylor, J., Sharples, M., & Lefrere, P.

(2003). MOBIlearn WP4 – Guidelines for Learning/Teaching/Tutoring in a

Mobile Environment. EriĢim 2 Ekim 2010,

http://www.mobilearn.org/download/results/guidelines.pdf

Orr, G. (2010). A review of Literature in Mobile Learning: Affordances ans

Constraints. The 6th IEEE Intrenational Conference on Wireless, Mobile and

Ubiquitous Technologies in Education.

Öquist, G., & Goldstein, M. (2002). Towards an improved readability on mobile

devices: Evaluating adaptive rapid serial visual presentation. Interacting with

Computers, 15,39–558.

Palen, L., & Salzman, M. (2002a). Beyond the handset: Designing for wireless

communications usability. ACM Transactions on Computer–Human Interaction

(TOCHI), 9, 125–151.

127

Pehkonen, M., & Turunen, H. (2003). Preliminary guidelines for the design of

the mobile learning activities and materials. In EUROPRIX Scholars

Conference,, Kasım 13-14. Tampere, Finland: European Academy of Digital

Media, MindTrek Association.

Polishook, M. (2005). Handheld Composing: Reconceptualizing artistic practice

with PDAs. In A. Kukulska-Hulme & J. Traxler, (Eds.) Mobile Learning: A

handbook for educators and trainers (133-138). London: Routledge.

Preece, J., Rogers, Y., Sharp, H., benyon, D., Holland, S. ve Carey, T. (1994)

Human-Computer Interaction, harlow: Addison-Wesley.

Rakkolainen, I., & Vainio, T. (2001). A3D city info for mobile users.

Computers & Graphics, 25, 619–625.

Roberts, J., Beke, N., Janzen, K., Mercer, D., & Soetaert, E. (2003). Harvesting

Fragments of Time: Mobile learning pilot project. Final Report. McGraw-Hill

Mobile Learning Pilot Project Consortium, 1 Mayıs. Toronto, Canada.

Sears, A., & Jacko, J. A. (2000). Understanding the relation between network

quality of service and the usability of distributed multimedia documents.

Human–Computer Interaction, 15, 43–68.

Seffah, A., Donyaee, M., Kline, R. B., & Padda, H. K. (2006). Usability

measurement and metrics: A consolidated model, 14(2), 159-178. Springer

Netherlands. Retrieved from

http://www.springerlink.com/index/10.1007/s11219-006-7600-8

Shackel, B. (1991). Usability - Context, Framework, Definition, Design and

Evaluation. In B. Shackel, & S. Richardson (Eds.), Human Factors for

Informatics Usability (21-37). Cambridge: Cambridge University Press.

Sharples, M. (2000) The Design of Personal Mobile Technologies for Lifelong

Learning.Computers and Education, 34, 177-193.

Sharples, M., Corlett, D., Bull, S., Chan, T., & Rudman, P. (2005). The Student

Learning Organiser. In A. Kukulska-Hulme & J. Traxler (Eds.) Mobile

Learning: A Handbook for Educators and Trainers (139-149). London:

Routledge.

Sharples, M., Corlett, D.,&Westmancott, O. (2002). The design and

implementation of amobile learning resource. Personal and Ubiquitous

Computing, 6, 220–234.

Schneiderman, B., 1992. Designing the User Interface: Strategies for Effective

Human-Computer Interaction (2. basım.), Reading, MA: Addison-Wesley.

128

Soukoreff, R. W., & MacKenzie, I. S. (1995). Theoretical upper and lower

bounds on typing speed using a stylus and soft keyboard. Behavior &

Information Technology, 14, 370–379.

Syvanen, A., M, Ahonen., A, Jappinen., M, Pehkonen., H, Turunen., T, Vainio.

(2008). Accessibility and Mobile Learning.

UMTS-Forum (2005). Magic Mobile Future 2010-2020, UMTS Forum,

London, UK.

Varshney, U., & Vetter, R. (2002). Mobile commerce: Framework, applications

and networking support. Mobile Networks and Applications, 7, 185–198.

Weiss, S. (2002). Handheld Usability. Chichester, UK.: John Wiley.

Zhang, D., & Adipat, B. (2009). Challenges, Methodologies, and Issues in the

Usability Testing of Mobile Applications, International Journal of Human-

Computer Interaction, 18: 3, 293-308.

Zhang, S. X. (1998). A high performance soft keyboard for mobile system.

YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, University of Guelph, Guelph, Ontario,

Canada.

Ziefle, M. (2002). The influence of user expertise and phone complexity on

performance, ease of user and learnability of different mobile phones.

Behavior&Information Technology, 21, 303–311.

129

ÖZGEÇMĠġ Ar. Gör. Zeynep ÖNDĠN

Zeynep Öndin lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim

Teknolojileri Eğitimi Bölümü‘nde tamamladıktan sonra bu bölümde araĢtırma

görevlisi olarak çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Yüksek lisans eğitimini Yıldız Teknik

Üniversitesi Ġnteraktif Medya Tasarımı‘nda bitirmiĢtir. Yüksek lisans tezinde

Ġnteraktif Video üzerine çalıĢan Öndin eğitimine Mimar Sinan Üniversitesi

Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Bölümünde devam etmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi‘nde M-Learning for the young people at risk groups,

Design and Development of Educational Software for Early Literacy

Instruction, Developing Electronic Portfolios in a Computer Supported

Collaborative Learning Environment, BULCMS Bogazici University Learning

Content Management System projelerinde görev almıĢ ve birçok derse

asistanlık yapmıĢtır.

ĠletiĢim Bilgileri

Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü

Bebek – 34342, Ġstanbul

ĠĢ: 0212 359 67 89

e-posta: [email protected]

Url: http://www.cet.boun.edu.tr/

Prof. Dr. Bekir Tevfik AKGÜN

Bekir Tevfik Akgün, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği

Bölümü‘nden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimini Ġstanbul

Teknik Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde tamamlamıĢtır. YTÜ,

ĠTÜ ve Okan Üniversitesinde yürüttüğü Akademik kariyeri süresince üstlendiği

idari görevlerden bazıları Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi

Dekanlığı, ĠletiĢim Tasarımı Bölüm BaĢkanlığı ve Okan Üniversitesi Bilgisayar

Mühendisliği Bölüm BaĢkanlığı olarak sayılabilir. Mühendislik ve Tasarım

alanında yüksek lisans ve doktora tezleri yürüten Akgün‘ün bu alanlarda

indeksli yayınları bulunmaktadır. Yürütücüsü ve danıĢmanı olduğu projelerden

bazıları Tübitak ödülleri kazanmıĢ olan Akgün ayrıca sanat projeleri yürütücüsü

olmuĢ ve sergilere eser vermiĢtir. Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde

öğretim üyesi olan Akgün, yarı zamanlı olarak Boğaziçi Üniversitesi yüksek

lisans ve lisans bölümlerinde dersler vermektedir.

130

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Binası, Tuzla, Ġstanbul

ĠĢ: 0216 677 16 30 dahili: 1962

e-posta: [email protected]

Url: http://www.okan.edu.tr/UserFiles/Dosya/turkcecv/tevfik-akgun.pdf

131

XIII. BÖLÜM MOBĠL ÖĞRENMEDE GELĠNEN SON

DURUM: YAKLAġIMLAR, KURAMLAR

VE UYGULAMALAR

Nilgün Özdamar Keskin, Açıköğretim Fakültesi, Anadolu Üniversitesi

ÖZET

Ġlgili alanyazın incelendiğinde, mobil öğrenme kavramına iliĢkin olarak ortak

bir tanımdan söz etmek mümkün değildir. Mobil öğrenme farklı araĢtırmacılar

tarafından farklı tanımlanmaktadır. Bu bölümde araĢtırmacıların mobil

öğrenmeye yönelik en güncel yaklaĢımlarına ve tanımlarına yer verilmiĢtir.

Bunun yanında ilgili alanyazındaki kuramların mobil öğrenme tasarımlarına

yansıması tartıĢılmıĢ, dünyada ve Türkiye‘de gerçekleĢtirilen seçkin mobil

öğrenme uygulamalarına değinilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Mobil Öğrenme, Mobil Öğrenme Kuramları, Mobil

Teknolojiler, Mobil Uygulamalar

GĠRĠġ

Günümüzde cep telefonu kullanma sayısı, bilgisayar kullanma sayısını

geçmiĢtir. Artık cep telefonları insanların sadece diğer insanları aramak için

kullandıkları araçlar olmasının ötesinde onların günlük iĢlerini de rahatlıkla

halledebildikleri iĢlevsel araçlar haline gelmiĢtir. Günümüzde e-postalara

bakmak, web sayfalarında gezinmek, Facebook, Twitter gibi sosyal paylaĢım

ağlarına mesaj, resim ve video göndermek, müzik ve sesli kitap dinlemek, video

izlemek gibi bilgisayarlarda yapılabilen her Ģey, mobil cihazlar aracılığıyla

rahatlıkla yapılabilmektedir. Bu durum öğrenme açısından, mobil cihazlar

aracılığıyla öğrenmenin gerçekleĢebileceğine iliĢkin bir potansiyelin var

olduğunu gösterir. Özellikle son yıllarda, kuramsal açıdan; yapılandırmacı

öğrenme yaklaĢımına olan ilginin artması, eğitim ortamı açısından; bilgisayar

destekli eğitimden sanal öğrenme çevrelerine geçilmesi, teknolojik açıdan ise;

mobil cihazların ve kablosuz teknolojilerin giderek geliĢmesiyle birlikte

yaĢanan değiĢimler, mobil öğrenmeyi popüler ve disiplinlerarası bir çalıĢma

alanı haline getirmiĢtir.

Günümüzde birçok okul ve üniversite, mobil öğrenmeyi çeĢitli amaçlarla

uygulamaktadır. Kullanım amaçlarına göre mobil öğrenme uygulamaları

aĢağıdaki gibi sınıflandırılmıĢtır:

132

1. MOBĠL ARAÇLARIN YÖNETĠMSEL SÜREÇLERDE

KULLANILMASI

Öğrenciler kayıt iĢlemleri gibi yönetimsel süreçleri mobil cihazlar üzerinden

istedikleri yerde çok hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirebilmektedir. Üniversite

yönetimine iliĢkin duyurular, kayıt takvimi, kampüs etkinlikleri, öğrencilerin

notları, öğrencilerin cep telefonlarına metin mesajı (SMS), çoklu mesaj (MMS)

ve elektronik posta (e-posta) aracılığıyla gönderilmektedir. (Örnek Proje:

Mobilöğren http://www.mobilogren.com)

2. ÖĞRETĠMSEL SÜREÇLERDE MOBĠL

ARAÇLARDAN YARARLANILMASI

Öğrenciler aldıkları derslere iliĢkin ders planları, öğretim materyalleri,

değerlendirme araçlarına mobil araçlar aracılığıyla eriĢerek, kendi öğretim

süreçlerini yönetebilmektedir. (Örnek Proje: Anapod Projesi/Anadolu

Üniversitesi http://anapod.anadolu.edu.tr)

3. SINIF ĠÇĠ ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN

MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI

Sınıf içi etkinliklerde kullanılmak üzere tasarlanmıĢ ve eğitim ortamlarında

yaygın olarak kullanılan mobil teknolojilerden biri de mobil yanıt sistemleridir

(Örnek Turning Point Portal http://www.turningtechnologies.com/). Bu

sistemler aracılığıyla öğrencilere, bir konuya iliĢkin görüĢlerini almak için

mobil anketler uygulanabilir. Bunun için gerekli olan koĢullar, bir oylama

yazılımı, bir mini yanıt klavyesi (keypad), bir de yanıt alıcıdır. Bir PowerPoint

slâydında tasarlanan sorular öğrencilere sunulur, öğrenciler keypad aracılığıyla

sorulara yanıt verir, verilen cevaplar grafik ve tablolar halinde ekrana yansır.

Raporlanması ve yönetiminin de kolaylıkla yapılabileceği bu sistemler

aracılığıyla sınıf içi etkileĢimi ve güdülenmeyi artıracak birçok etkinlik

düzenlenebilir.

4. SINIF DIġI ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN

MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI

Öğreticiler ders dıĢında iletiĢim ve güdülenmeyi artırmak amacıyla düzenlediği

öğretimsel etkinliklerde mobil cihazları kullanabilmektedir. Prof. Dr. Gonca

Telli Yamamoto‘nun Okan Üniversitesi BiliĢim Sistemleri ve Teknolojiler

Bölümü E-ticaret dersinde ve Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans MIS

programı Selected Topics in Marketing dersinde ki uygulamaları, bu anlamda

Türkiye‘de yapılan ilk uygulamalardandır.

133

5. DERSĠN TAMAMININ MOBĠL ARAÇLAR

ÜZERĠNDEN VERĠLMESĠ

Athabasca Üniversitesi (Canada), Pretoria Üniversitesi (Güney Afrika) gibi bazı

üniversitelerde ise dersler mobil araçlar üzerinden öğrencilere sunulmaktadır

(Örnek Mobile ESL http://www.eslau.ca ).

Mobil teknolojiler sadece eğitim kurumlarında değil, bunun yanısıra özet

Ģirketlerde, askeriyede, kamu kurum ve kuruluĢlarında, çalıĢanların

yetiĢtirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Yöneticiler, iĢ akıĢını bozmadan

çalıĢanların iĢ performanslarını arttırmak, görevleri bağlamında güncel bilgilere

sahip olabilmelerini sağlamak ve yeni teknolojileri kullanma becerisine

geliĢtirmek için mobil eğitim yazılım ve aplikasyonların geliĢtirilmesini

desteklemektedir. Dil eğitimi yazılımları, mobil savaĢ stratejileri simülasyonları

ve oyunları, mobil sağlık simulasyonları, IBM‘in çalıĢanları için tasarlanan

mobil performans destek sistemi, Anadolu Üniversitesi akademisyenleri için

hazırlanmıĢ Mobil Akademik AraĢtırma Desteği (MARS) sistemi bu tarz

geliĢtirilen uygulamalardan birkaçıdır.

Günümüzde en çok kullanılan mobil cihazlar olarak cep telefonları, cep

bilgisayarları, taĢınabilir oyun araçları, tablet bilgisayarlar, dijital ses kayıt

cihazları gösterilebilir. Blackberry, Palm, Windows Mobile, Android, iOS,

Symbian, J2ME, Tablets mobil platform seçeneklerine yönelik olarak bir kaç

örnektir. Mobil uygulamalarda en çok kullanılan iletim ortamları ise, e-posta,

mesaj ortamı (SMS, MMS), ses ve video yayını (podcasting), etkileĢimli sesli

yanıt (IVR), grafik (mobil kamera), animasyon, GPS, Mobil Web (WAP),

aplikasyonlardır. Uygulamacılar, mobil öğrenme uygulamalarını Acrobat

Reader, Dreamweaver, Flash Captivate (Flash Lite), Camtasio Studio, Java

Platform Micro Edition gibi yazılımlar aracılığıyla rahatlıkla yaratabilirler.

Bunun yanında, varolan bir eğitim içeriğinin, farklı mobil platformlarda

yaratılmasına izin veren Hot Lava Software, Blackboard, iWriter, MobiPocket

Creator gibi çeĢitli yazılımlardan faydalanarak da mobil öğrenme uygulamaları

gerçekleĢtirmek mümkündür. Bütün bu kullanılacak mobil cihazlar, mobil

platform, mobil iletim ortamı, mobil teknoloji ve araçlar, kullanıcının

özellikleri, gereksinimleri ve tercihlerine göre değiĢmektedir.

Türkiye‘de ve dünyada mobil öğrenme deyince akla gelen en yaygın teknoloji,

ses ve videonun geniĢ bir kitleye iletimini sağlayan Podcast teknolojisidir.

Üniversiteler, öğreticilerin ders videolarını üniversite web sayfalarına veya

iTunes üzerinden eriĢilebilecek Ģekilde sisteme yükleyerek, zaman ve mekandan

esnek olarak öğrencinin bu videolara eriĢimine izin vermektedir. Bu

uygulamayı gerçekleĢtiren üniversitelere örnek olarak MIT (Massachusetts

Institute of Technology), Princeton Üniversitesi, Indiana Üniversitesi, Texas

A&M Universitesi verilebilir. Çoğu ücretsiz olarak yayınlanan bu videolar,

134

herkese açık olup, iTunes üzerinden iphone veya ipod gibi mobil araçlara

yüklenebilir. Bu videolar sayesinde, birçok kiĢi dünyaca ünlü profesörleri

izleyerek veya dinleyerek, kendisini o konu hakkında yetiĢtirme fırsatı

bulabilmektedir. Bu durumu mobil teknolojilerin sağladığı en önemli

fırsatlardan biri olarak değerlendirmek mümkündür. Buradaki sorun ise ancak

Apple ürünü mobil aygıtlardan bu uygulamanın indirilmesidir.

6. MOBĠL ÖĞRENME YAKLAġIMLARI VE GÜNCEL

MOBĠL ÖĞRENME TANIMLARI

Ġlgili alanyazında, mobil öğrenme farklı araĢtırmacılar tarafından farklı

tanımlanmıĢtır. Mobil öğrenmede ilk benimsenen yaklaĢım, teknoloji merkezli

(technocentric) yaklaĢımdır ve mobil öğrenmeyi PDA, dijital ses oynatıcıları,

ses kayıt cihazları, dijital kameralar, cep telefonları gibi mobil cihazlar

tarafından gerçekleĢen öğrenme olarak tanımlamaktadır. Bir diğer teknolojik

merkezli yaklaĢım, mobil öğrenmenin hareketlilik (mobility) özelliğine vurgu

yapmaktadır (Keagen, 2005). Keagen‘e göre, m-öğrenmenin küçük ve

taĢınabilir cihazlar aracılığıyla gerçekleĢtiğini savunur. Ona göre mobil

öğrenme, kadınların el çantalarında, erkeklerin ise gömlek veya pantolon

ceplerinde taĢıyabilecekleri kadar küçük ve her yere taĢıyabildikleri cihazlar

aracığıyla gerçekleĢen öğrenmedir.

Mobil öğrenmenin elektronik öğrenmenin bir çalıĢma alanı olduğunu

benimseyen araĢtırmacılar da vardır. Onlara göre ise ġekil I‘de gösterildiği gibi

nasıl ki elektronik öğrenme (e-öğrenme), uzaktan eğitiminin bir alt çalıĢma

alanı ise; m-öğrenme de e-öğrenmenin bir alt çalıĢma alanıdır. Mobil öğrenme,

cep telefonları, PDA ve herhangi küçük taĢınabilir araçlar gibi mobil iletiĢim

araçları yardımı ile herhangi yerde ve herhangi bir zamanda gerçekleĢen e-

öğrenmedir (Kadirire, 2009). Bu yazarlar, mobil öğrenmenin e-öğrenmedeki

eksik parçaları tamamlayan doğal bir evrim olarak tanımlar (Mostakhdemin-

Hosseini ve Tuimala, 2005; Georgiev vd.,2004).

135

ġekil 1- Uzaktan öğrenme, e-öğrenme ve m-öğrenme iliĢkisi

Bazı araĢtırmacılar ise; e-öğrenmeden mobil öğrenmeye geçiĢte terminolojinin

değiĢmesi nedeniyle mobil öğrenmeyi yeni bir paradigma değiĢimi olarak

nitelendirir ve mobil öğrenmeyi, e-öğrenmeden ayırır. (Laouris ve Eteokleus,

2005; Parsons, 2007). Bu yaklaĢıma göre m-öğrenmenin kullandığı terminoloji

uzaktan eğitim ve e-öğrenmeden daha farklıdır. Onlara göre; e-öğrenmede

yaygın olarak kullanılan terimler çokluortam, etkileĢimli medya, hiperlink,

zengin medya ortamı iken; m-öğrenmede kullanılan terimler ise anında,

taĢınabilir, hareketli (mobil), durumlu, bağlantılı, yapılandırılmamıĢ, hafif,

Ģahsa özel, kiĢisel gibi terimlerdir. Özellikle mobil öğrenmenin doğası gereği

küçük ekran, dokunmatik ekran, sanal klavye, pil ömrü gibi faktörler tasarım

süreçlerini de farklılaĢtırmaktadır. Dolayısıyla bu yazarlar mobil öğrenmenin

yeni bir paradigma değiĢimi olduğu ve e-öğrenmeden farklı düĢünülmesi

gerektiğini belirtmektedir.

Mobil öğrenmeyi yeni bir paradigma değiĢimi olarak gören araĢtırmacılar,

disiplinlerarası mobil öğrenme projeleri gerçekleĢtirerek, mobil öğrenmenin

kuramsal alt yapısını oluĢturma aĢamasında önemli yol almıĢlardır. Bu

araĢtırmacılar mobil öğrenme alanında uluslararası konferanslar düzenleyerek

alanda çalıĢan araĢtırmacıları bir araya getirmek, birlikte projeler yapmak

amacıyla her yıl bir araya gelmektedirler. Bu ünlü araĢtırmacılar arasında,

University of Notthingham‘dan Ġngiliz Profesör Mark Sharples, Ġngiliz Açık

Üniversitesi‘nden Angele Kukulska-Hulme, University of Wolverhampton‘dan

John Traxler, Canada Athabasca Universitesi‘nden Muhammed Ally, University

of Central Florida‘dan David S. Metcalf gibi isimler gelmektedir. Bunun

yanında mobil öğrenme ile ilgili olarak International Association for Mobile

Learning, Journal of Mobile and Blended Learning gibi uluslararası dergiler de

alana katkı sağlamaktadır.

136

Mobil öğrenmenin güncel yaklaĢımlarından biri ise mobil öğrenmeyi teknoloji

merkezinden çıkartmayı, öğreneni merkeze almayı savunur. O‘malley vd‘nin

(2003) tarafından geliĢtirilmiĢ ve birçok araĢtırmacı tarafından kabul görmüĢ

tanımından Thesaurus‘a uyarlanan öğreneni merkeze alan tanım teknolojinin

geliĢmesiyle öğrenenin sabit ya da önceden belirlenmiĢ bir yerde olmadığı ya da

mobil teknolojilerin sunduğu öğrenme fısatlarından yararlandığı bir öğrenme

biçimidir (Sharples ve diğerleri 2011). Bir diğer güncel yaklaĢım ise, mobil

öğrenmenin kullanıcı performansını geliĢtirmesine odaklanır. Bu yaklaĢıma

göre mobil öğrenme, güvenilir bağlantıya sahip, taĢınabilir dijital araçlar

aracılığıyla bireylere bilgiyi yaratma olanağı sağlar. Ayrıca diğer bilgilerle

etkileĢme ve bilginin tüketimine izin vererek onların daha fazla üretken

olmasını sağlar (Wexler ve diğerleri, 2008). Kullanıcı performansını geliĢtirmek

için geliĢtirilen Mobil Performans Destek Sistemleri bugün özel Ģirketlerde,

askeriyede, eğitim kurumlarında kullanılmaktadır. Kullanıcılar, bir görevi

yaparken karĢılaĢtıkları sorunları çözmek, bir görevi daha iyi nasıl

gerçekleĢtireceklerine iliĢkin rehberlik almak, yeni bir görevin gerçekleĢmesine

yönelik öğrenme deneyimi kazanmak amacıyla bu sistemlerden

yararlanmaktadırlar.

Güncel yaklaĢımlardan bazıları mobil öğrenmeyi, geleceğin yeni öğrenme

yöntemlerinden ikisi olan her yerde ve her zaman öğrenme (ubiqutious

learning) ve geniĢletilmiĢ öğrenme (augmented learning)‘nin içine alır. Her

yerde ve her zaman öğrenme, öğrenenin tam olarak çeĢitli bağlam ve

durumlarda sürekli eriĢilebilen öğrenme sürecinin içinde olduğu bir öğrenme

biçimidir. GeniĢletilmiĢ öğrenme ise; mobil araçlar aracılığıyla çevreyi

öğrenene uyarlayan bir öğrenme tekniğidir. Öğrenene o anki bağlama dayalı

tamamlayıcı bilgi sunar. Bunu ise geniĢletilmiĢ içerik ile yani metin, resim,

video göstererek ve ses çalarak bütün bu araçları dinamik olarak öğrenenin

doğal çevresine uyarlayabilir. Örneğin; bir geniĢletilmiĢ gerçeklik uygulaması

olan Acrossair aplikasyonu ile 360 derece etrafınızda tweet mesajı

gönderenlerin fotoğraflarını ve kiĢiye olan mesafelerini görmek mümkündür.

Sonuç olarak, ilgili alanyazında birçok mobil öğrenme tanımı bulunmaktadır.

Genel olarak mobil öğrenme için, belirli bir yere bağlı olmadan eğitim içeriğine

eriĢebilmeyi, dinamik olarak üretilen hizmetlerden yararlanmayı ve baĢkalarıyla

iletiĢimde bulunmayı sağlayan, kullanıcının bireysel olarak gereksinimine

anında cevap vererek üretkenliğini ve iĢ performans verimliliğini arttıran ve

mobil teknolojiler aracılığıyla gerçekleĢen bir eğitim biçimidir demek

mümkündür (Hulme ve Traxler, 2007; Wexler and et all, 2008; Q‘ Malley et al,

2003).

137

7. GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME KURAMLARI

Günümüzde gerçekleĢtirilen m-öğrenme uygulamaları incelenirse, kullanılan

kuramların DavranıĢçı Kuram, BiliĢsel Kuram ve Yapılandırmacı Kuram gibi

öğrenme kuramlarıyla iliĢkilendirildiği gözlenmektedir. Bunun yanı sıra

araĢtırmacılar Durumlu Öğrenme, Sorun Tabanlı Öğrenme, Sosyo-Kültürel

Kuram, KubaĢık (ĠĢbirliğine Dayalı) Öğrenme, YaĢam Boyu Öğrenme,

YapılandırılmamıĢ Öğrenme gibi diğer öğrenme kuramlarından

yararlanmaktadır. Mobil öğrenmenin kuramsal alt yapısını temellendirmeye

çalıĢan araĢtırmacılar ise Etkinlik Kuramı, KarĢılıklı KonuĢmalı Öğrenme,

Bağlanırlık Kuramı, Navigasyon Kuramı, Lokasyon tabanlı öğrenme kuramları

üzerinde çalıĢmaktadır. Tablo 1‘de kuramların genel tanımı, bu kuramların

mobil öğrenme tasarımlarına ve uygulamalarına yansıması, bu bağlamda en çok

kullanılan mobil öğrenme uygulamaları, teknolojileri ve örnekleri verilmiĢtir.

138

Tablo 1-Mobil öğrenmede kullanılan kuramlar ve bu kuramların mobil öğrenme tasarımlarına yansımaları

Kuramlar Tanımlar

Mobil Öğrenme Tasarımlarına

Yansıması Mobil Öğrenme Örnekleri

DavranıĢçı

Kuram

Öğrenme, uyarıcı ve tepki

arasındaki iliĢkinin

pekiĢtirilmesi sonucu oluĢur

(Smith ve Ragan, 2005).

Mobil öğrenme ortamında bilgi

ve içeriğin iletimi Amaçların bildirilmesi

YapılandırılmıĢ içeriğin iletimi,

AlıĢtırmalar,

Testler,

Geri bildirim,

Ödüllendirme

Dil eğitim yazılımları:

SMS, MMS, Mobil Web, Ses ve video

kayıt, Podcast, e-Posta, Sesli arama

(tell me teknolojisi)

Mobil Yanıt Sistemleri:

Qwizdom, Turning Point Yanıt

Sistemleri

BiliĢsel Kuram Öğrenme, bireyin sahip

olduğu biliĢsel yapılar ve bu

yapılarla bağlantılı süreçler

sonucunda gerçekleĢir

(Driscoli, 1994).

Mobil öğrenme ortamında bilgi

ve içeriğin iletimi

Amaçların bildirimi

YapılandırılmıĢ içeriğin iletimi,

Çokluortam öğelerin sunumu (Ġkili

Kodlama Kuramı, BiliĢsel Yük),

AkıĢ ġemaları,

Diyagramlar AlıĢtırmalar,

Testler,

Geribildirim,

Tekrar

Çokluortam yazılımları (metin, video,

ses, animasyon, resimler)

SMS, MMS, Mobil Web Ses ve Video

Kayıt Podcast, e-Posta, Mobil TV

139

Yapılandırmacı

Kuram

Öğrenme, öğrenenlerin

geçmiĢ ve Ģuan ki bilgilerine

dayalı yeni fikir veya

kavramları yapılandırdığı

aktif bir süreçtir (Bruner,

1966).

Bağlam ve içeriğe bağlı mobil

öğrenme AraĢtırma soruları, durumlar ve

örnekler, sorun çözme ve karar

verme, çoklu temsiller, özgün

bağlama dayalı bilgi veri tabanı

EtkileĢim ve ĠĢbirliği ĠĢbirlikli öğrenme toplulukları

ĠletiĢim ağları

Eğitsel Oyunlar

Özgün Simülasyon

Sanal Gerçeklik

EtkileĢimli Podcast

EtkileĢimli Mobil TV

Mobil öğrenme toplulukları

Mobil forum

Mobil sosyal ağlar

Durumlu

Öğrenme

Öğrenme yalnızca bireyler

tarafından bilgi edinimi

değildir, sosyal katılım

sürecidir (Brown ve diğerleri,

1989).

Sosyal bağlama ve sosyal

katılıma dayalı mobil öğrenme Özgün etkinlikler,

ĠĢbirliğe dayalı etkinlikler,

Sosyal etkileĢim,

Uzman modeler,

Rehberlik ve danıĢmanlık,

ĠĢyerinde göreve duyarlı öğrenme

Tıp eğitimi

Çokluortam müze yazılımları

Sanal uzmanlar (Yapay zeka

teknolojileri)

Mobil performans destek sistemleri

SMS,MMS, Mobil Chat, e-Posta,

Arama

Sorun tabanlı

öğrenme

Öğrenme, öğrencilere mesleki

yaĢamda karĢılaĢabilecekleri

iyi tanımlanmamıĢ sorunlar

vererek onların eleĢtirel

düĢünme becerilerini

geliĢtirme sürecidir

(Koschmann ve diğerleri,

1996).

Sorun tabanlı bağlam ve içeriğe

dayalı mobil öğrenme

Sorunlar-Çözümler

Örnek olay merkezli etkinlikler,

ĠĢbirliğe dayalı sosyal etkileĢim

Tıp eğitimi

ĠĢ Yönetimi

Simulasyonlar

SMS, MMS

Sesli yanıt sistemleri

Oyun,

Arama

140

Sosyo-Kültürel

Kuram

Öğrenme, kiĢiye dönük (içsel)

olmaktan ziyade, kiĢilerarası

(sosyal çevre ile etkileĢim)

etkileĢim süreci ile

gerçekleĢir. (Vygotski, 1978).

Sosyal bağlam ve sosyal katılıma

dayalı mobil öğrenme

Mobil uzmanlık

Öğrenme toplulukları

ÇalıĢma ortamında öğrenme

Mobil iletiĢim

Mobil performans destek sistemleri

Sanal uzmanlar

Mobil forum,

E-Posta

Sosyal ağlar (Web 2.0 araçları)

KubaĢık

Öğrenme

Öğrenme, öğrenciler arasında

iĢbirliği ve etkileĢim ile

gerçekleĢir.

ĠĢbirliği ve etkileĢime dayalı

mobil öğrenmeAktif

katılımSosyal bağlamGrup içi ve

gruplar arası iletiĢim

Mobil yabancı dil öğrenme

ortamlarıMobil Yanıt SistemleriMobil

aygıt destekli iĢbirliğe dayalı

öğrenmeForum,Web 2.0 araçları, e-

Posta, mobil portal, oyunlar

KarĢılıklı

KonuĢmalı

Öğrenme

(Conversational

Learning)

Öğrenme, farklı bilgi

sistemleri arasında karĢılıklı

iletiĢime dayanır (Sharples,

2002).

EtkileĢim ve iletiĢime dayalı

mobil öğrenme

Mobil araçlar ile bireyler arası

iletiĢim

Sorun çözme

Çevreyi keĢfetme

Laboratuvar sınıfları

Alan gezileri

Mobil aygıt destekli iĢbirliğe dayalı

öğrenme

Arama,

Etkileşimli Ses sistemleri (IVR)

YaĢam boyu

öğrenme

Öğrenme, yaĢam boyu

gerçekleĢen bir süreçtir

(Sharples, 2000).

Mobil öğrenmede farklı eğitim

içerikleri ile yaĢamboyu bilgi ve

etkileĢim Bilgi kaynakları

Açık eğitim yazılımları

Sosyal Ağlar (Bloglar, Wikipedia,

Twitter, Youtube),

Podcast

E-posta,

Mobil Forum

Mobil web sayfaları

Mobil Aplikasyonlar

141

Yapılandırılma

mıĢ öğrenme

(Informal

Öğrenme)

Öğrenme, sıkı bir eğitim

programına ve öğretime bağlı

olmaksızın kendiliğinden

bağımsızca gerçekleĢen bir

süreçtir (Vavoula, 2004)

YapılandırılmamıĢ mobil

öğrenme ortamlarında bilgi ve

etkileĢim

Açık kaynaklar

Bilgi veritabanları

Açık eğitim yazılımları

Alan çalıĢmaları

Bilgi veri tabanları

Sosyal ağlar (Bloglar, Wikipedia,

Twitter, Youtube)

Podcast,

E-posta

Mobil Forumlar

Mobil aplikasyonlar

Etkinlik kuramı

(Activity teori)

Öğrenme; özne (öğrenen),

nesne (görev veya etkinlik) ve

araca bağlı gerçekleĢir,

insanların davranıĢları, onların

eylemlerin etkilendiği sosyal

bağlam içinde yer alır

(Vygotsky, 1987).

Sosyal bağlamda kullanıcı

etkinliklerine dayalı mobil

öğrenme

Aktif katılım

Sosyal bağlam

Etkinlikler

Müze uygulamaları

Mobil Oyunlar

Çokluortam

SMS, oylama, arama

Bağlanırlık

Kuram

(Connectivism)

Öğrenme, belirsiz

çevrelerdeki bilgi kaynakları

veya özelleĢtirilmiĢ düğümler

arasındaki bağlantı kurma

sürecidir (Siemens, 2004).

Mobil öğrenmede çeĢitli bilgi

kaynakları

UzmanlaĢmıĢ düğümler arasında

bağlantı

Farklı bilgi kaynaklarına eriĢim

Bilgi yönetim etkinlikleri

Karar verme

Sosyal ağlar (Bloglar, Wikipedia,

Twitter, Youtube)

Podcastler

E-Posta

Mobil Forumlar

TartıĢma Platformları

142

Navigasyon

Kuramı

(Navigationism)

Öğrenme, bilgi kaynakları

veya özelleĢtirilmiĢ düğümler

arasındaki bağlantı kurma

sürecidir (Brown, 2005).

Mobil öğrenmede karmaĢık bilgi

kaynakları

ÖzelleĢtirilmiĢ düğümlere bağlantı

Bilgi kaynakları

Karar verme

Bilgi yönetimi (Tanımla, Analiz,

Düzenleme, Sınıflama,

Değerlendirme gibi)

Anlamlandırma

Kaos yönetimi

Sosyal ağlar (Blogs, Wikipedia,

Twitter, Youtube)

Podcast

E-posta

Mobil Forum

TartıĢma Platformları

Lokasyon

tabanlı öğrenme

(Location based

learning)

Lokasyon tabanlı öğrenme,

öğrenenin fiziksel yerine bağlı

gerçekleĢen anında

öğrenmedir (Johnson et all,

2009).

Mobil öğrenmede yer bağlamı

Kavramsal bilgi

Kavramsal uygulamalar

Yapılandırmacı öğrenme çevresi

Öğrenenin lokasyon bilgisi ile

öğrenme içeriği iliĢkisi

Üç boyutlu etkinlikler

Arkeoloji çalıĢmaları

Alan gezileri

Lokasyon tabanlı öğrenme

Sanal dünya yazılımları

Google Harita,

GPS,

RFID,

Ağ Triyangülasyonu

Kaynak: Özdamar, N & Metcalf, D. (2011). The Current Perspectives, Theories and Practices of Mobile Learning, The

Turkish Online Journal of Educational Technology, 10(2) ‗den uyarlanmıĢtır.

143

8. ĠLERĠ DÜZEY MOBĠL ÖĞRENME UYGULAMALARI: DÜNYADAN

VE TÜRKĠYE’DEN UYGULAMALAR

Bu bölümde USA‘de Florida Merkez Üniversitesi‘nde (University of Central Florida) yer alan 2006

yılında, endüstri, akademi, askeri, ve kar amacı gütmeyen kurumlar ile iĢbirliği sağlayarak öğrenme ve

bilgi için güncel teknolojilerin araĢtırılması ve geliĢtirilmesi amacıyla kurulan METIL (Mixed

Emergenging Technology Integration Lab) laboratuarında gerçekleĢtirilen, Mobile Sports Pulse,

TUSK, Johnson & Johnson, Allogy, Microsoft Mobil Öğrenme Projesi, SuperNutrition,

CASSANDRA projelerine yer verilmektedir. Bunlara ek olarak Türkiye‘de uzaktan eğitimin öncü

kurumu olan Anadolu Üniversitesinde gerçekleĢtirilen MARS ve ANAPOD projelerine değinilecektir.

8.1. MySportsPulse.com

My Sports Pulse, spor temalı senaryoları kullanan, bilimde ve matematik alanlarında öğrencilerin

baĢarısını ve ilgisini artırmak için akıllı telefonlar gibi mobil cihazlar için tasarlanan, IVR, SMS, video

mesajı aracılığıyla iletilen bir eğitim oyunudur. Her mesaj, kullanıcının spor bilgisini test etmek ve

matematik, bilim ve teknoloji alan bilgisini tamamiyle eğlence ile öğretmeyi amaçlayan spor temalı

soruları içerir. Bu programda, kullanıcılar, ünlü sporculardan ses, SMS ve e-posta alırlar. Örneğin

Andre Aggasi, ‗Servis atıĢım 132 mph, ne kadar feet\saniyedir? Yardım için mysportpulse.com‘a

gidiniz.‘ sorusunu sorar ve cevaba eriĢebilmek için yönlendirme verir. Cevap kullanıcı tarafından SMS

yolu ile geri gönderilir ve sonuç otomatik olarak sistemde belirtilir. Eğer kullanıcı cevap vermekte

zorlanıyorsa, My Sports Pulse Web sitesine girer ve bu site aracılığıyla kullanıcı sorulan soruların

cevaplarını görebilir. Kullanıcı sorulara verdiği doğru cevap ve zamana göre puan alır. En çok puan

alan kullanıcıya ödül olarak telefon müziği, oyun ve ek süre verilir. Her oyuncunun puanı sitede

gösterilir. Puan sıralamasına göre oyunu kazananlar açıklanır. Orlando Sharks, Orlando Magic ve

Orlando Hoops oyuncuları bu programda görev almıĢlardır.

Resim I - MySport Pulse Örnek Arayüzü

Bu sistemde teknoloji olarak senaryoların, hikayelerin, geri bildirimlerin, oyuncu profillerinin dahil

edildiği ‗The Moving Knowledge‘ sistemi kullanılmıĢtır. Bu sistem, Asterisk PBX, açık kaynak ses

devre anahtarlama, sesli yanıt (IVR), Joomla açık kaynak portalı, veritabanı, e-posta, SMS, sesli mesaj

ve videonun iletimi için zamanlama sistemi ve öğrenci puanları, yarıĢma puanları ve avatar

karakterleri için veri tabanından oluĢmaktadır.

8.2. TUSK

TUSK, Tufts Universitesi‘nin Bilim Bilgitabanı olarak kullanılan mobil cihazlardan eriĢebilen bir bilgi

sistemidir (http://tusk.tufts.edu/). Tuft Üniversitesi, Sağlık Bilgi Kütüphanesi, tıp, diĢ, veterinerlik

okullarının desteği ile dinamik çokluortamlı bilgi yönetim sistemi olarak TUSK yaratılmıĢtır. Amacı

144

fakülte ve öğrencilerin öğretim ve öğrenmesini desteklemektir. TUSK, çevrimiçi materyaller ve ilgili

uygulamaları içine alan sağlık alanında hazırlanmıĢ geniĢ bir bilgi portalıdır.

Resim II - TUSK Projesi

8.3. Johnson & Johnson

J&J PRD 3D Üniversitesi için gerçekleĢtirilen bir mobil öğrenme projesi olup, öğrenme teknolojisi

ödülü kazanmıĢtır. 3D çevrelerini kullanan, gelecek nesil öğrenme çözümleri için tasarlanan bu

teknoloji, mobil oyunlar, simülasyonlar ve bilgi veri tabanı iĢ birliği sağlayarak sanal dünyasını

geniĢletmiĢtir. Blackberry RIM ile gerçekleĢtirilen deneme uygulaması, e-posta, sesli mesaj, metin

mesajı iletim ortamlarını da destekler.

Resim III - Johnson ve Johnson 3D Üniversite Projesi

8.4. ALLOGY

UCF‘de bilgisayar mühendisliği öğrencileri tarafından gerçekleĢtirilmesi planlanan bu sistem i-

Phone‘lar için eğitim programına ve kurslara eriĢimi sağlayan aplikasyon olarak tasarlanmıĢ, buna ek

olarak Android platformlarında çalıĢan mobil cihazlar için ise mobil öğrenme yönetim sistemi olarak

tasarlanmaktadır. Android platformunu kullanan bu sistem, açık eğitim malzemelerini destekler.

145

Resim IV - Allogy Mobil Projesi

8.5. Microsoft Mobil Öğrenme Projesi

SatıĢ ve Pazarlamayı desteklemek için, Windows Mobile platformunda tasarımlanan Microsoft Mobil

Öğrenme Projesinde, kullanıcı performansını geliĢtirmeye yonelik modüler yapıda kurslar ve sesli

materyaller kullanılmaktadır. Microsoft ile Tell me (http://www.tellme.com) teknolojilerinin

birleĢiminden sonra, Windows Mobile tabanlı herhangi bir telefondan gerçek zamanlı ses paylaĢımı

(podcast) gerçekleĢmektedir. Böylece kullanıcı ―tell me‖ teknolojisi ile sesini kullanarak hızlı arama,

bilgiye anında eriĢme ve sesli mesaj yollama gibi özellikleri gereksinim duydugunda kullanarak, iĢ

performans sürecini hızlandırmayı amaçlar.

Resim V - Microsoft Mobil Öğrenme Projesi Örnek Arayüzü

8.6. SuperNutritionGame.com

Çoklu mobil platformlar için geliĢtirilmiĢ, birden fazla kiĢi ile oynanabilen bir mobil sosyal oyundur.

9-12 yaĢındaki öğrencilere yönelik tasarlanan bu oyun ile Superhero okulundaki görevleri

gerçekleĢtirmek için kazanılması gereken enerji aracılığıyla, yeni ABD Gıda ve Ġlaç Dairesi (FDA)

yiyecek piramidini öğretmek amaçlanmıĢtır.

146

Resim VI - SuperNutrition Oyunu Örnek Arayüzü

8.7. CASSANDRA

Savunma edinimi, cesaretlendirme ve yol boyunca çıkan engellerin üstesinden gelme gibi özellikleri

kapsayan, sorun çözme, karar verme, iĢbirliği yapma, iletiĢim kurma gibi becerilerin geliĢmesini

amaçlayan. en az altı kiĢi ile oynanan bu oyun bir kart oyun simulasyonudur. Her oyuncunun kendine

ait Program Yöneticisi, Test ve Değerlendirme, Sistem Planlama, AraĢtırma, GeliĢtirme gibi bir rolü

vardır. Rol kartları sayesinde her oyuncu kendi eylemlerinin çeĢidine karar verir. Moderator, senaryo

kartlarından birini okur, takım soruna karar verir ve olası çözümleri kararlaĢtırır, gereksinimleri çözer,

ve hedefe doğru ilerler. Oyun, flash kullanıcı arayüzü sahiptir ve her oyuncunun oyun sırasında bir

taĢınabilir bilgisayara sahip olması gerekmektedir. Oyuncular kendi aralarında ve moderator ile

iletiĢimi VOIP veya yüksek simulasyon özelliği olan video konferans aracılığıyla gerçekleĢebilir.

147

Resim VII - CASSANDRA Örnek Arayüzü

8.8. MARS - Mobile Academic Research Support

Mobil Akademik AraĢtırma Desteği (Mobile Academic Research Support - MARS) ile bilimsel

araĢtırma, nicel yöntem, nitel yöntem, karma yöntem ve etkili rapor yazma konularında

akademisyenlere akademik geliĢimine destek olmak amacıyla geliĢtirilen, 3G destekli herhangi bir

telefondan eriĢebilen bir mobil öğrenme projesidir (http://mars.anadolu.edu.tr). MARS sistemi ‗Kurs‘,

‗Çevrimiçi kaynaklar', ‗DanıĢmanlık‘, ‗Yardım‘, ‗ĠletiĢim‘ ve ‗Sürecim‘ araçlarını içermektedir.

MARS sistemindeki uzman öğretim elemanları tarafından hazırlanmıĢ ders videoları, slaytlar ve sesli

materyaller ile kullanıcılar, bilimsel araĢtırma konusundaki eksikliklerini tamamlayabilmeleri için bir

fırsata sahiptir. MARS, mobil internet üzerinden kullanılacağı gibi, i-Phone ve i-Pod touch gibi mobil

cihazlar için geliĢtirilen aplikasyon tarafından da, eĢ zamanlı ve eĢ zamanlı olmadan eriĢilebilmektedir

(Özdamar-Keskin ve Kuzu, 2010). MARS sisteminde Facebook, Twitter, Blog, Wiki gibi WEB 2.0

araçları da etkin bir Ģekilde kullanılmaktadır. MARS projesi, Doç. Dr. Abdullah Kuzu

yürütücülüğünde ArĢ. Gör. Nilgün Özdamar Keskin‘in doktora tezi kapsamında gerçekleĢtirilen bir

araĢtırma projesidir ve Türkiye‘de akademik geliĢim ve yetiĢtirme (training) amacıyla geliĢtirilen ilk

kapsamlı mobil öğrenme uygulamasıdır. Bu sistemden araĢtırmacılar, akademisyenler ve

yükseköğretim öğrencileri yararlanabilmektedir.

Resim VIII - MARS Örnek Arayüz

148

8.9. ANAPOD Projesi

AnaPod ders portalı projesi, Anadolu Üniversitesi‘nde örgün programlarında verilmekte olan dersler

için, ders anlatımları ve etkinliklerinin ve ilgili diğer ders materyallerinin web ortamına kolaylıkla

aktarılması amacıyla 2008-2009 Güz döneminde baĢlatılmıĢtır (http://anapod.anadolu.edu.tr/). AnaPod

projesi sayesinde, üniversitede görevli öğretim elemanları ders planlarını ve ders anlatımlarını, bir

dizüstü bilgisayar aracılığıyla ses veya video dosyası olarak aktarabilmektedir. Proje sunucularına

öğretim elemanı tarafından aktarılan içeriğin web ortamında sunulması için blog ve wiki teknolojileri

kullanılmıĢtır. Internet günlüğü olarak da bilinen blog özelliğiyle, kaydedilen bütün içerik tarih

sırasına göre ilgili dersin blog sayfasında sunulmaktadır. Wiki özelliğiyle de, öğretim elemanının

dersle ilgili açıklamalar yapmasına olanak sağlanmıĢtır. Öğrenciler bu sayfalara cep telefonları

aracılığıyla rahatlıkla gezinebilmektedir, bunun yanında ses ve video dosyalarını cep telefonlarına

indirerek istedikleri zaman ve istedikleri yerde bu bilgi kaynaklarına eriĢebilmektedir.

Resim IX - Anapod Projesi Websitesi Arayüzü

SONUÇ VE ÖNERĠLER

Mobil öğrenme, mobil teknolojiler aracılığıyla belirli bir yere bağlı olmadan eğitim içeriğine

eriĢebilmeyi, dinamik olarak üretilen hizmetlerden yararlanmayı ve baĢkalarıyla iletiĢimde bulunmayı

sağlayan, kullanıcının bireysel olarak gereksinimine anında cevap vererek üretkenliğini ve iĢ

performans verimliliğini arttıran yeni bir paradigmadır. Teknoloji merkezli bakıĢ açısının ötesine

geçmeye çalıĢan mobil öğrenme yaklaĢımları, günümüzde öğreneni merkeze alan bakıĢ açısı ile

kendine kuramsal alt yapı ve terminoloji geliĢtirmeye çalıĢmaktadır. Bugün dünyada çeĢitli ülkelerde

düzenlenen mobil öğrenme konferansları, çalıĢtayları ile araĢtırmacılar ve uygulamacılar bir araya

gelerek, mobil öğrenme alanında yapılan çalıĢmaları değerlendirmekte, gelecekte yapılabilecek

çalıĢmalar hakkında bir yol haritası çıkarmaktadır.

Gelecekte mobil uygulamalarda flash tabanlı animasyonlara izin verilmesi, mobil sistemlerin web 2.0

araçları ile entegre edilmesi, second life gibi sanal gerçeklik programlarının mobil cihazlar üzerinden

öğrenme için kullanılması beklenmektedir. Mobil teknolojilerdeki geliĢmeler, geleceğin 4G

teknolojisinin sağladığı hızlı internet seçenekleri ve mobil cihazların kullanıcılar tarafından kullanım

oranının her geçen gün artmasına bakılacak olunursa, mobil öğrenme uygulamalarının daha cazip,

yoğun ve etkili bir Ģekilde gerçekleĢtireceğini söylemek mümkündür.

Dünya da yapılan mobil öğrenme uygulamalarının ve kullanılan teknolojilerin, ileri düzey de olduğu

ve eğitim çevrelerin de yaygın olarak kullanıldığı gözlenmektedir. Ülkemizde ise mobil öğrenme

oldukça yeni bir çalıĢma alanıdır. Bu çalıĢma alanının geliĢimi için mobil öğrenmeye yönelik

149

çalıĢmalara yerel yönetimler ve sivil kuruluĢlar tarafından destek verilmelidir. Mobil öğrenme

uygulamacıları ve araĢtırmacıları iĢ birliği yaparak yeni projeler geliĢtirebilir ve bununla ilgili olarak

kendi aralarında bir haberleĢme ağı oluĢturabilir. Yapılan bu projelerin GSM Ģirketleri tarafından

desteklenmesi ile eğitim de mobil öğrenme uygulamaları hızlandırılabilir. Eğitim ortamlarında mobil

öğrenme uygulamalarının etkililiğinin değerlendirilmesi ile mobil öğrenmeye yönelik kuram

oluĢturma çalıĢmaları yapılabilir. Bunlara ek olarak mobil öğrenme terminolojisinin Türkçeye

çevrilmesine yönelik çalıĢmalar da düzenlenebilir.

150

KAYNAKLAR Brown, J. S., Collins, A., & Duguid, P. (1989). Situated Cognition And The Culture Of Learning.

Educational Researcher, 18(1), 32-42.

Brown, T.H. (2005). Beyond Constructivism: Exploring Future Learning Paradigms. Education

Today, 2005 (2), 1-11.

Bruner, J. (1966). Toward a Theory of Instruction. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Driscoll, M. P. (1994). Psychology of Learning For Instruction. Boston: Allyn and Bacon.

Georgiev, T., Georgieva, E., & Smrikarov, A. (2004). M-learning A New Stage of e-Learning.

Proceedings of the International Conference on Computer Systems and Technologies (CompSysTech‘

2004), Rousse, Bulgaria.

Hulme, A. K. & Traxler, J. (2007). Mobile Learning: A Handbook for Educators and Trainers.

London: Routledge

Johnson, L., Levine, A., & Smith, R. (2009). The 2009 Horizon Report. Austin, Texas: The New

Media Consortium.

Kadirire, J. ( 2009). Mobile Learning DeMystified . In R. Guy (Ed). The Evolution of Mobile Teaching

and Learning. California, USA: Informing Science Press

Keagen, D. (2005). The Incorporation of Mobile Learning into Mainstream Education and Training.

Proceedings of mLearn2005-4th World Conference on m-Learning, Cape Town, South Africa, 25-28

October 2005. Retrieved on November 18, 2008, from

http://www.mlearn.org.za/CD/papers/keegan1.pdf.

Koschmann, T., Kelson, A.C., Feltovich, P.J., & Barrows, H.S. (1996). Computer-Supported Problem-

Based Learning: A Principled Approach to The Use Of Computers In Collaborative Learning. In T.D.

Koschmann (Ed.), CSCL: Theory and practice of an emerging paradigm (83-124). Hillsdale,

NJ:Lawrence Erlbaum

Laouris, Y ve Eteokleous, N. (2005). We Need an Educationally Revelant Definition of Mobile

Learning. Retrieved on July 08, 2008, from http://74.125.77.132/search?q=cache:b-

efNHuk1scJ:www.mlearn.org.za/CD/papers/Laouris%2520%26%2520Eteokleous.pdf+Laouris&hl=tr

&ct=clnk&cd=3&gl=tr&client=firefox-a

Mostakhdemin-Hosseini, A., & Tuimala, J. (2005). Mobile Learning Framework. Proceedings of the

IADIS International Conference Mobile Learning, International Association for Development of the

Information Society, Qawra, Malta, 203-207.

Ng, W., Nicholas, H., Loke, Seng. & Torabi, T. (2009). Designing Effective Pedagogical Systems for

Teaching and Learning with MobileAnd Ubiquitous Devices. In T.T. Goh (Ed). Multiplatform E-

learning Systems and Technologies. Mobile Devices for Ubiquitous ICT-Based Education. Hershey –

Newyork, USA: Information Science Reference

O‘Malley, C., Vavoula, G., Glew, J., Taylor, J., Sharples, M. & Lefrere, P. (2003). Guidelines for

Learning/Teaching/Tutoring/in a Mobile Environment. Mobilearn project deliverable. Retrieved on

February 21, 2009, from: www.mobilearn.org/download/results/guidelines.pdf

Özdamar, N & Metcalf, D. (2011). The Current Perspectives, Theories and Practices of Mobile

Learning. The Turkish Online Journal of Educational Technology, 10(2).

Parsons, D. (2007). Mobile Learning, In D. Taniar (Ed.), Encyclopedia of Mobile Computing and

Commerce, (525-527). Hershey, PA: Information Science Reference.

151

Sharples, M. (2000). The Design of Personal Mobile Technologies for Lifelong Learning, Computers

and Education, 34, 177-193.

Sharples, M. (2002). Disruptive devices: mobile technology for conversational learning. International

Journal of Continuing Engineering Education and Life Long Learning, 12(5/6), 504-520

Sharples, M., Kukulska-Hulme. A, Yamamoto, G.T, Traxler, J (2011). Mobile Learning -- Draft 2.

Retrieved on March 10, 2011, from http://oa.stellarnet.eu/corner/read-5607

Siemens, G. (2004). Connectivism: A learning theory for the digital age. International Journal of

Instructional Technology and Distance Learning. Retrieved on November 12, 2006, from

http://www.itdl.org/Journal/Jan_05/article01.htm

Smith, P.L. & Ragan, T.J. (2005). Instructional Design (3rd ed). New York: Merill

Vavoula, G. (2004). KLeOS: A Knowledge and Learning Organisation System in Support of Lifelong

Learning. Unpublished PhD Thesis, University of Birmingham, UK

Vygotski, L.S. (1978). Mind In Society: The Development Of Higher Psychological

Processes. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Vygotsky, S. L.(1987). Thinking and Speech. In R.W. Riber & A.S. Carton (eds.), The collected works

of S.L. Vygotsky, Volume 1: Problems of general psychology. New York: Plenum.

Wexler, S., Brown, J. , Metcalf, D., Rogers, D. & Wagner, E. (2008). The e-Learning Guild Report

Mobile Learning. Retrieved on May 18, 2009, from

http://www.elearningguild.com/research/archives/index.cfm?id=132&action=viewonly

Ġnternet Kaynakları

Anapod Projesi: http://anapod.anadolu.edu.tr

MAR: http://mars.anadolu.edu.tr

Mobile ESL: http://www.eslau.ca

Mobil Öğren: http://www.mobilogren.com

Tell me: http://www.tellme.com

Tufts University: http://tusk.tufts.edu

Turning Point Portal: http://www.turningtechnologies.com

ÖZGEÇMĠġ Nilgün Özdamar KESKĠN

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinde AraĢtırma Görevlisi olan Nilgün Özdamar Keskin,

aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Anabilim dalında

doktorasını yapmıĢtır. University of Central Florida, Simülasyon ve Eğitim Enstitüsünde 2009-2010

yılları arasında araĢtırmacı olarak görev almıĢ, burada değiĢik mobil öğrenme projelerinde çalıĢma ve

gözlem yapma Ģansını elde etmiĢtir. Aynı zamanda USA‘de mobil öğrenme uzmanlarının düzenlediği

birçok çalıĢtaya ve seminere katılmıĢtır. Bunun yanı sıra Uluslararası Mobil Öğrenme 2009- Mobil

Öğrenme 2010 konferanslarında değerlendirme kurulu üyesi olarak görev yapmıĢtır. Bu alanda ulusal

ve uluslararası yayınları bulunmaktadır. ÇalıĢma alanları Mobil öğrenme, Mobil Performans Destek

Sistemleri, Augmented (ArttırılmıĢ) Öğrenme, Yeni Nesil Uzaktan Eğitim Teknojileri‘dir.

152

XIV. BÖLÜM MOBĠL TURĠZM

Seha AKSÜ, Okan Üniversitesi

ÖZET

E-ticaret ve onun bir türevi olan mobil ticaret hemen bütün sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe

de gittikçe yaygınlaĢmakta ve oldukça etkili olmakta, geleneksel pazarlama ve satıĢ yöntemlerini

değiĢtirmekte, satıcı ve müĢteriye farklı kullanım kolaylıkları sağlamaktadır.

Yeni iletiĢim ve bilgi teknolojisi, turizm sektörünün verimliliğini çok yakından ilgilendirmektedir.

Teknolojik yenilikler, turizm iĢletmelerinin rekabet gücü yüksek, yeni ve esnek hizmetler sunmalarına

yardımcı olmaktadır. Örneğin, elektronik biletleme, otel ve hedef bölge tanıtımı ve satıĢları için

internet ve Web sitelerinin kullanımı her geçen gün artmaktadır.

Seyahat ve turizm, elektronik ticarette en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Seyahat acenteleri ile tur

operatörleri ve diğer turizm ürün ve hizmet sunucuları arasında da iĢletmeden iĢletmeye ticaret de e-

ticaret olarak gerçekleĢebilmektedir. UlaĢtırma bilet satıĢları, , araba kiralama ve seyahate ile iliĢkin

ihtiyaçlar web sayfalarında karĢılanmakta hatta reklâmlar bile artık internet üzerinden

gerçekleĢebilmektedir.

Tüketicinin mobilitesinin artmasıyla mobil turizm geliĢecek, yakın bir gelecekte cebimizde taĢıdığımız

mobil gereçler ki gün geçtikçe iĢlevleri artmakta, boyutları küçülerek ve teknolojileri ilerleyerek mobil

yaĢam tarzının ve mobil turizmin vazgeçilmezleri haline gelecektir. Mobil turizm açısından

günümüzdeki geliĢmeler bile 10 yıl öncesine göre hayal edilemeyecek boyuttadır. Örneğin internet

bağlantılı bir telefon ile ulaĢım ve konaklama rezervasyonu yaptırabilmekte, biniĢ kartını

hazırlatabilmekte, sanat ve kültür etkinliklerinden haberdar edebilmekte, aktüel olarak hava ve yol

durumunu hatta görüntülü olarak sunabilmektedir. Bu anlamda geleneksel turizm kavramı da

etkilenmekte ve yeni nesil bir turizm yaklaĢımına ihtiyaç doğmaktadır.

Bütün bu geliĢmelere rağmen bu derece hızlı ve bireysel bir kullanımın turizmin sektöründeki

istihdama olabilecek negatif etkisi de çalıĢmamızda incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Turizm, e-turizm, m-turizm

GĠRĠġ

Hareketlilik veya değiĢkenlik olarak dilimize çevirebileceğimiz mobilite insanlar için çoğunlukla yeni

olanaklara yönelme ve mevcut yaĢam koĢullarını iyileĢtirme çabası olarak ortaya atılmıĢtır. Konumuz

açısından değerlendirildiğinde ise mobilite aynı zamanda kablosuz yaĢam olarak da algılanabilir. Bu

olay bireylerin hareket halindeyken bile bilgiye eriĢebilmesini ve bu bilgilerle ilgili iĢlem

yapabilmesini mümkün kılacak mobil çözümler yaratmak amacı ile oluĢturulmuĢ bir teknolojidir.

Kablosuz teknolojiyi kullanarak gerçek zamanlı bir bilgi eriĢimi veya birden çok noktadan veri giriĢi

sağlanabilir.

E-ticaretin getirdiği e-YaĢam ve onun türevi mobil yaĢam hemen bütün sektörlerde olduğu gibi turizm

sektöründe de gittikçe yaygınlaĢmakta ve oldukça etkili olmaktadır. Bu geliĢim geleneksel pazarlama

ve satıĢ yöntemlerini değiĢtirmekte, satıcı ve müĢteriye farklı kullanım kolaylıkları sağlamaktadır. Çok

kısa bir süre öncesine kadar hayal bile edilemeyecek teknolojik cihazlar günümüzde hayatı

kolaylaĢtıran fonksiyonlara sahiptir. Bu cihazlar sadece teknolojileri ile değil aynı zamanda her geçen

gün küçülen hacimleri ile de mobil yaĢamın vazgeçilmez parçaları olmaktadır. Bu araçların en verimli

kullanım alanlarından birisi de turizmdir. Ürünün baĢlıca stoklanamaz ve test edilemez olma

153

özelliklerinden dolayı yeni iletiĢim ve bilgi teknolojisi, turizm sektörünün verimliliğini çok yakından

ilgilendirmektedir.

1. E-TĠCARET

E-Ticaret geliĢen teknolojinin bir olgusu olarak ticaret yapmanın yeni adı olarak tanımlanabilir. Her

geçen gün daha da geliĢen elektronik haberleĢme ortamında perakende satıĢlarında yaygınlaĢması bu

yeni ticaret türünün daha yaygın telaffuz edilmesini sağlamıĢtır. Bugün bilgisayar ve iletiĢim ağlarının

en büyüğü ve yaygını olarak tanımlanan internet özel ve kamu bilgisayar ağlarını kullanarak dünya

çapında ürün, hizmet ve bilginin dağılımını anında (on-line) gerçekleĢtirmektedir. (Buhalis, 2003,16)

E-Ticaret her türlü malın ve servisin bilgisayar teknolojisi, elektronik iletiĢim kanalları ve bağlantılı

teknolojiler ile ( akıllı kart, smart kart, elektronik fon transferi EFT, POS terminalleri) satılmasını ve

satın alınmasını sağlayan bir kavramdır. Elektronik ticaret çok yeni bir kavram olmasına karĢın ticari

iĢlemlerde birçok insan tarafından eĢ zamanlı olarak görüntü ve yazılı metinlerin enteraktif bir biçimde

iletilmesi, zaman ve mekân kavramından soyutlanmıĢ olarak iĢlev görebilmesi ve düĢük maliyetlerle

çalıĢabilmesi bu yeni ticaret türünü çok hızlı bir Ģekilde hayatımıza sokmuĢtur. OECD ve ABD gibi

geliĢmiĢ ekonomiler elektronik ticaretin sınır tanımayan bir Ģekilde geliĢmesi ve globalleĢebilmesi için

ortak stratejik eylem planları geliĢtirmeye çalıĢmaktadır.

Bu çalıĢmalarda, (Yamamato,2008,34)

- Elektronik ticarette güvenliğin arttırılması,

- Ticaret hukukunun e-ticaret pazarına uygun hale getirilmesi,

- HaberleĢme ve iletiĢim alt yapısının geliĢtirilmesi,

- Elektronik ticaretin verimliliğinin arttırılması,

gibi hususlar tartıĢılmakta ve kalıcı çözümler aranmaktadır.

1.1. E-Ticaretin Yararları

Çok sayıda insana aynı anda süratli bir Ģekilde ulaĢabilmesi, yeni pazarlama stratejilerinin

geliĢtirilebilmesi ve ürün veya hizmetin dünyanın her yerine en ekonomik ve en kısa sürede

pazarlanabilmesi imkânı Ģirketlerin dinamizmini arttırmıĢ ve pazar paylarını pozitif etkilemiĢtir. Bu

durum internet‘e açılan firmaların Web sitelerini ve veri tabanlarını bir satıĢ mağazası gibi

kullanmalarını sağlamıĢ, bu da kurumlara ve bireysel giriĢimcilere elektronik mağaza (e-mağaza)

kiralayan servis sağlayıcılarını ortaya çıkarmıĢtır.

E-Ticaret,

- Pazara giriĢteki engellerin azalmasının yanında, herkese eĢit eriĢim olanağı verme,

- Alıcı ile satıcının aynı fiziki ortamda bir araya gelmesini gerektirmediğinden, özellikle

hizmet ticaretin de iĢlem maliyetlerini oldukça azaltma

- Aracıların yerini web sayfalarının almasını sağlama

- Firmaların birçok faaliyetlerini daha düĢük maliyetlerle yapabilme ve üreticiler arasında rekabetin

artmasının yanında bilgilerin hızlı ve etkin olarak iletilmesini sağlama

- Daha hızlı bir Ģekilde ürün geliĢtirilmesi ve müĢteri ihtiyaçlarının tespit edilmesi ile talebe daha

hızlı bir Ģekilde cevap verilebilmesi olanağını sağlama gibi özelliklere sahiptir.

1.2. E- Ticaretin Tarafları - ĠĢletmeden ĠĢletmeye (Business to Business) (B2B)

- E-ticaretin en kabul görmüĢ Ģekli olarak dünya genelinde kabul gören bu ticaret Ģekli gerek

sektörel portallarla gerekse kurumun kendi sitesi aracılığı ile yapılmaktadır.

- ĠĢletmeden Tüketiciye (Business to Consumer) (B2C)

- Hızla geliĢen sanal mağaza uygulamaları ile günümüzde tüketiciye hazır yemekten otomobile

kadar birçok Ģey elektronik ortamda satılabilmektedir.

- ĠĢletmeden Kamuya (Business to Goverment) (B2G)

- Özellikle kamu alım ve ihalelerinde iĢletmelerin elektronik ortamda Ģartnamelere ulaĢıp yine aynı

ortamda tekliflerini sunabilmelerini sağlamaktadır.

154

- Tüketiciden Kamuya (Consumer to Goverment) (C2G)

- Kamunun verdiği hizmetlerin tüketici tarafından elektronik ortamdan faydalanılmasını sağlamaya

yöneliktir. Pasaport, ehliyet gibi evraklarla vergi ödemeleri gibi birçok kamusal iĢ internet

ortamında sağlanabilmektedir. (Pırnar,2005,31)

2. MOBĠL TĠCARET

Her geçen gün daha da geliĢen kablosuz iletiĢim, internetin sağladığı avantajlar sonucunda mobil

ticaret kavramını da günlük hayatımıza sokmuĢtur. KüreselleĢme ile sınırsız açık bir pazara dönen

dünyada 24 saat kesintisiz iletiĢim kurabilme ve ticaret yapabilme olanağı doğmuĢtur. Özellikle cep

telefonu ve mobil araçlar süratle geliĢim göstermektedir. Birçok geliĢmiĢ ülkede cep telefonu sayısı

sabit telefon sayısını aĢmıĢ durumdadır. Piyasaya ilk çıktıkları zaman sadece alım gücü iyi olanların

sahip olabileceği bu araçlar baĢta cep telefonu olmak üzere zamanla çok ucuzlamıĢ ve kullanım

kolaylığı ve her an ulaĢılabilirlik özelliğinden dolayı en basit iĢ yaĢamında bile ihtiyaç haline

gelmiĢtir. Bu taĢınabilir araçlar kendi teknik geliĢmelerinin yanında kullanıcıya bilgi ulaĢtırabilmek

için oluĢturulan mobil internet servislerinden de destek alarak hızla geliĢmiĢlerdir.

M-ticaret ―mobil telefon veya benzeri araçlar yardımı ile yapılan mal ve hizmet satın alınması ve de

ücretlerin ödenmesi iĢlemlerine verilen genel bir tanımdır‖ (Jain,2006,19) M-ticaret e-ticaretin biraz

daha geliĢtirilmiĢ durumudur. Çünkü m-ticarette kullanılan mobil teknoloji sayesinde PC ve TV gibi

araçların sabitlik kısıtlaması ortadan kaldırılmıĢtır. DeğiĢime uğrayan dünya ekonomisinde mobil

ticaret her geçen gün önemini ve süratini arttırmaktadır.

2.1. Mobil Ticaret Uygulamaları

Mobil ticaret uygulamaları ağırlıklı olarak aĢağıdaki gibi gerçekleĢecektir.(Sarısakal/Aydın, 2003)

- Anlık Mobil MesajlaĢma uygulaması. Mobil Instant Messaging (MIM)

- Mültimedya MesajlaĢma Servisi. Multimedia Messaging Service (MMS)

- Mobil Finansal Hizmetler (m-bankacılık, m-borsa, m-para, m-fatura)

- Mobil Güvenlik Hizmetleri

- Mobil AlıĢveriĢ (m-rezervasyon, m-açık arttırma, m-posta kartı)

- Mobil Reklamcılık

- Mobil Dinamik Enformasyon yönetimi (m-üyelik, m-pasaport)

2.2. Mobil Teknolojiler

Günümüzde aĢağıdaki mobil teknolojiler yaygın olarak kullanılmaktadır.

a- WAP – Wireless Application Protokol (Kablosuz Uygulama Protokolü)

Kablolara bağlı olmadan internet kaynaklarına eriĢmeyi sağlayan küresel bir

standarttır. Sisteme uyumlu cep telefonu ve el bilgisayarları ile çalıĢmaktadır.

b- GPS – Global Positioning System (Global Yer Belirleme Sistemi)

Düzenli olarak kodlanmıĢ bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla aramızdaki

mesafeyi ölçerek dünya üzerindeki kesin yerimizi tespit etmeyi mümkün kılar.

c- GPRS – General Paket Radio Service (Paket Anahtarlamalı Radyo Hizmetleri)

GSM ve TDMA ağları için geliĢtirilmiĢ olan paket temelli veri taĢıyıcı bir servistir.

GPRS teknolojisi, kullanıcıya yüksek hızlı bir eriĢimin yanı sıra, bağlantı süresine göre

değil gerçekleĢtirilen veri alıĢveriĢ miktarına göre ücretlendirilen ucuz iletiĢim olanağı da

sağlar.

155

d- SMS - Short Message Service (Kısa Mesaj Servisi)

Mobil telefonlar aracılığıyla düz metinden oluĢan kısa mesajların gönderilip alınabilmesi

özelliğidir.

e- MMS – Multimedia Messaging Service (Çoklu Ortam MesajlaĢma Servisi)

Mobil telefonlar aracılığı ile metnin içerisine resim, müzik ve video dosyaları

ekleyebilme teknolojisidir. MMS'in SMS (kısa mesaj) teknolojisine göre en belirgin ve

ilgi çekici farkı metinle sınırlı kalmamasıdır.

f- BLUETOOTH

Bluetooth, kablosuz kısa mesafeli, ses ve veri haberleĢmesini sağlamak için oluĢturulmuĢ

ve standart çalıĢmaları hala devam eden bir sisteme verilen addır. Bluetooth 2,4 GHz‘de

radyo dalgaları kullanılmaktadır, dolayısıyla IrDA gibi doğrudan görüĢ hattı

gerektirmemenin üstünlüğünü sunmaktadır

g- WIRELESS

Wireless fidelity kelimelerinin ilk iki harfinin kullanılarak ortaya çıkartılmıĢ bir kısaltma

wi-fi. Basitçe kablosuz ağ anlamına gelir. Daha çok internete kablo kullanmadan

bağlanmak, bir cep telefonun diğer bir cep telefonuna dosya alıĢveriĢini yapmak için

kullanılmaktadır.

h- RFID - Radio Frequency Identification (Radyo frekanslı Tanımlama)

RFID, üzerinde mikroiĢlemci ile donanmıĢ etiket taĢıyan bir nesnenin, bu etikette taĢıdığı

kimlik yapısı ile hareketlerinin izlenebilmesine imkan veren radyo frekansları ile çalıĢan

teknolojiye verilen addır.

i- 3G Aslında Gprs‘in geliĢtirilmiĢ halidir. Cep telefonu veya cep bilgisayarı ile yayın

bağlantısı kurulmasını sağlar. Böylece, anında görüntülü konuĢma yapma ve

televizyon izleme için olanak sağlar.

3. TURĠZM

Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra ayrıcalıklı bir tüketim olmaktan çıkan tatil ve

dinlenme kavramı iki binli yıllara gelene kadar devamlı büyüme ve geliĢme göstererek bu gün

dünyada yaklaĢık bir milyar kiĢinin katıldığı bir sektör haline gelmiĢtir. Turizm endüstrisine hizmet

sunan iĢletmelerden çoğu çekim özellikleri dolayısı ile dünyanın en ücra köĢelerine kadar dağılmıĢtır.

Tüketicinin bu kadar dağınık bir alanda hangi türden olursa olsun turistik tüketimini kendi baĢına

sağlayabilmesi belirli zorlukları da meydana getirmiĢ ve bu gereksinim tur operatörü dediğimiz

yüklenici aracı kurumları; onlarda perakende pazarlama kanallarını oluĢturabilmek için seyahat

acentelerini meydana getirmiĢlerdir. E-ticaretin ve mobil yaĢamın günümüz koĢullarında hızlı ve kolay

ulaĢılabilir olmadığı zaman dilimlerinde her ne kadar PC ve onların on line kullanımı bu sektöre bir

hareketlilik getirmiĢ ise de nihai tüketici tur paketine ulaĢmak için yine aracı hatta aracılara ihtiyaç

duymuĢ ve bu sistematik turizmde aracı kurumların geliĢmesine sebep olmuĢtur. Turizmde ürünün

tüketiciye götürülmeyip, tüketicinin ürüne taĢınması zorunluluğundan bu olgu daha da bir önem

kazanmıĢtır. Böylelikle son yıllara kadar yapılan araĢtırmalarda organize turlar genel talebin yüzde

seksenini kapsar iken gelecekte e-ticaretin ileri ve hızlı bir devinimi olan m-ticaret aynı zamanlarda

yeni kavramlar ve yani pazarlama yöntemleri ile MOBĠL TURĠZM kavramı gelmektedir.

(Steinmüller,2002,23).

Ġnternet seyahat edenler ve seyahat pazarlayanlar için, yani mobil yaĢam için baĢlıca ve en önemli

kaynaktır. Internet kullanıcılarının %95‘i interneti planladıkları seyahat ile iliĢkili bilgi toplamak için

kullanmakta, %93‘ü ise planladıkları tatil ile ilgili turistik web sitelerini izlemektedirler.

Teknolojik yenilikler, turizm iĢletmelerinin rekabet gücü yüksek, yeni ve esnek hizmetler sunmalarına

yardımcı olmaktadır.

156

Seyahat ve turizm, elektronik ticarette en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Tüketiciler ve iĢletme

sahipleri doğrudan rezervasyondan, son tüketiciye kolay ödeme koĢulları sunulmasına kadar değiĢik

alanlarda iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmektedirler. Seyahat acenteleri ile tur operatörleri ve diğer turizm

ürün ve hizmet sunucuları arasında da iĢletmeden iĢletmeye ticaret de mobil olanaklarla e-ticaret

olarak gerçekleĢebilmektedir. UlaĢtırma bilet satıĢları, otel rezervasyonu, araba kiralama ve seyahate

ile iliĢkin ihtiyaçlar WEB sayfalarında karĢılanmakta hatta reklâmlar bile artık internet üzerinden

gerçekleĢebilmektedir. Son yıllarda kitle turizmine pek sempatik bakmayan orta ve yüksek gelir ve

kültür grubundan olan talep yeni arayıĢlar içindedir. Bu grup aynı zamanda teknolojik geliĢimi en

yakından takip eden ve bunun için gerekli olan donanıma ekonomik olarak sahip olabilecek yapıdadır.

Bu da ya özel destinasyonları ürün paletine alan tur operatörleri üzerinden ya da tüketicinin kendi

oluĢturması ile gerçekleĢmektedir. Yapılan son araĢtırmalar aracı kurumlardan bağlantısız kent

turizminde ve özel ve aktif turizm türlerinde artıĢ göstermektedir.

3.1. E-Turizm

Teknolojik geliĢmelerden olan e-ticaretin turizm iĢletmelerinin pazarlamasında giderek daha yaygın

biçimde kullanılacağı ve hızla değiĢen ve geliĢen bu teknolojinin seyahat sektörünü yakından

ilgilendireceği kaçınılmaz bir gerçektir. Havayolu Ģirketleri, oteller, seyahat acenteleri ve tur

operatörleri rekabete karĢı direnmek ve yaĢayabilmek için bu yeni pazarlama Ģeklini kullanmak

zorundadırlar. Avrupa Birliği ülkeleri ile pazar iliĢkisi içerisinde olan Türk turizm iĢletmeleri de,

turizmde kullanılan yeni teknolojileri kullanarak, bu teknolojilerin kullanımını destekleyen AB

ülkeleri ile yaptıkları turizm ticaretinde yeniliklere uyum sağlayabileceklerdir.

Endüstrideki eğilimler global ortakların sürekli katıldığı yoğun rekabet gerektiren bir endüstri olması,

müĢteri taleplerinin sürekli değiĢmesi, müĢterilerin hizmetlerde uygunluk, değer ve kaliteye verdikleri

önemin artması, bilgi düzeyi yüksek ve bilinçli müĢterilerin aynı doğrultuda hizmet beklentisi ve

otomasyon teknolojisine duyulan ihtiyaç turizm endüstrisinde e-ticaret faaliyetlerinin kullanılarak

hızla yaygınlaĢmasına yol açmaktadır. Turizm endüstrisi yapısı itibarı ile de e-ticarete uygundur. E-

ticaret gerek turizm iĢletmelerine gerekse müĢterilere maliyet ve zaman tasarrufu sağlanacaktır. Bunun

yanı sıra; interaktif etkileĢim olanağı, kiĢisellik, sonuçların ölçülebilme kolaylığı ve geri besleme

olanağı, insan kaynaklarının etkin kullanımı, ihtiyaçlara uygunluk ve esneklik, pazar / pazarlama

araĢtırması ve veri toplamada sağladığı kolaylık, turizm iĢletmelerinin hizmet kalitesinin artması,

otomatik bilet makinaları gibi yeni ürünleri ortaya çıkarması ve bilgisayarlar sayesinde devre mülk

gibi iletiĢim sorunları yaĢanan turizm ürünlerinin satıĢındaki artıĢ e-ticaretin faydaları arasındadır.

BaĢlıca sorunlardan olan güvenlik ve gizlilik kaygısı, spam, etik dıĢı uygulamalar, yasal boĢluklar ise

iĢletmelerin üzerinde dikkatle durması gereken konulardandır. E-ticaretin turizm endüstrisinde

yaygınlaĢması e-turizm kavramını da ortaya çıkarmaktadır ve bu kavramla birlikte turizm

endüstrisinde ürün ve hizmet pazarının yapısı değiĢmekte, yeni ürünler, yeni dağıtım ve pazarlama

teknikleri, yeni ―müĢteri memnuniyeti‖ kavramı, yeni dağıtım kanalları ortaya çıkmaktadır.

E-turizmde dikkat gösterilmesi gereken konular ise klasik iĢletme ve pazarlama yöntemlerinden

oldukça farklıdır. Bunlardan bazıları: Web sitesinin sürekli güncelleĢtirilmesi gerekliliği, kullanım

kolaylılığının sağlanması, müĢterilerin izlenmesi, kullanılan dil ve tasarımın uygunluğu, Web

sitelerinin geliĢtirilmeye elveriĢli Ģekilde düzenlenmesinin gerekliliğidir. GeliĢtirilmede ölçü

müĢterilerin istekleri ve talepleri olmalıdır. Ancak web sayfasının bilgiye uygun tasarımlara uyumlu

olması önemlidir.

3.2. Mobil Turizm

E-ticaret bir anlamda mobil yaĢamı da beraberinde getirmektedir. Hizmet satın almak için her geçen

gün daha da yaygın hale gelen sistem çok yakın bir gelecekte satın alınan turistik ürünün tüketilmesi

aĢamasında da birçok insan tarafından kullanılır hale gelecektir. Yani tüketicinin mobilitesinin

arttırılması ile mobil turizm her geçen gün daha da geliĢecektir. Bugün ki kullanımında bile GPRS

sistemleri bağımsız ve bağlantısız seyahat edenlere büyük kolaylıklar sağlamaktadır

(Yamamoto,2009). Yakın bir gelecekte bu gün cebimizde taĢıdığımız mobil gereçler ki gün geçtikçe

iĢlevleri artarak, boyutları küçülerek ve teknolojileri ilerleyerek mobil yaĢam tarzının ve mobil

turizminin vazgeçilmezleri haline gelecektir.

157

ġekil 1:Mobil Turizmin BileĢenleri

Kaynak: Waldburger,M., Universitaet Zürich Ġnformatik Ġnstitut 2004

Beklenen geliĢim içinde mobil turiste rehberlik yapacak, yönünü bulduracak hatta restoranlardaki

yemek sipariĢini bile verdirebilecek günler yakındır. Internet bağlantılı bir telefon bugün ulaĢım ve

konaklama rezervasyonu yaptırabilmekte, biniĢ kartını hazırlatabilmekte, sanat ve kültür

etkinliklerinden haberdar edebilmekte, aktüel olarak hava ve yol durumunu hatta görüntülü olarak

sunabilmektedir. Bu anlamda geleneksel turizm kavramı da etkilenmekte ve yeni nesil bir turizm

yaklaĢımı ihtiyacı doğmaktadır. 2004 yılında Kıbrıs da düzenlenen ―Destinasyon Yönetimi ve

Pazarlama Yapıları‖ kongresinde varılan ana sonuçlardan biri internet üzerinden organize edilen

―kendi tatil paketini hazırla‖ Ģeklinde esnek turlara artan talep ve hedeflerinin turizm Ģirketlerinin

hayatta kalabilmek için e-ticaretten yararlanması gerektiğidir.

ÇalıĢmamızda dikkat ettiğimiz en önemli ayırım e-ticaret ile m-ticaret arasındaki yani e-turizm ile m-

turizm arasındaki ayrılmaz iliĢkideki hareket serbestliği yani mobilite farkıdır. E-turizm PC ve onların

çevrimiçi kullanımı ile ilk büyük sürat aĢamasını baĢarmıĢ ve sistemin internet üzerinden kullanımı ise

aynı anda birçok kaynağa ulaĢmada turizm açısından bir devrim yaratmıĢtır. Yalnızca bu aĢamalarda

kullanıcıların sabit bir bilgisayar üzerinden bağlantı yapmaları zorunludur. Oysa mobil kullanım

araçlarının geliĢtirilmesi ve taĢıma kolaylıklarının sağlanması artık hem üreticiye, hem de tüketiciye

zaman ve mekân tan soyutlanmıĢ bir iletiĢim olanağı sağlamaktadır. Cep telefonları ya da küçük mobil

cihazlarla bu kullanım özelleĢtirilmiĢ ve sadece kiĢiye hizmet verecek Ģekilde özelleĢtirilmiĢtir.

158

ġekil. 2 Fonksiyonel ġema

Kaynak: Location-based service for m-goverment/Torino (2009) Franco Carcillo

Yukarıdaki Ģemadan da rahatça anlaĢılabileceği gibi bölgesel bilgiler (kentsel bilgiler) yerel sunucular,

hizmet sağlayıcı olan restoran otel gibi iĢletmeler ise kendilerine servis sağlayıcılar üzerinden ara

hizmet sağlayıcılarına ve sunucularına ulaĢmaktadır. Burada dikkat edilecek olan iliĢki ara hizmet

sağlayıcılar ve sunular ile iĢlemci ajansların ve kullanıcı modellerinin çift yönlü iliĢkisidir.

3.3. Kullanım Olanakları

Turistik hizmet tüketicisine yani turiste mobil teknolojiler çeĢitli sistem kolaylıkları ve her Ģeyden

evvel zamandan tasarruf ve acil değiĢiklik yapabilme olanağını sunmaktadır(Haykın,2004,16) Tüketici

(Turist) zamandan ve mekândan soyutlanmıĢ olarak her istediği yerde yukarı teknik olanaklarını

belirttiğimiz mobil araçlara sahip olmak kaydı ile bağlantı sağlayabildiği her yerde öncelikle bilgi

edinebilme olanağına kavuĢabilir. Genel bilgi edinmenin yanında seçtiği tatil yöresine ulaĢım

olanaklarını araĢtırabilir. O yöredeki konaklama iĢletmelerini görsel olarak detaylı inceleyebilir ve

fiyat ve ödeme durumları hakkında bilgi alabilir. Arzu ettiği durumda yine aynı ulaĢım kanalı

üzerinden ulaĢtırma, konaklama, gastronomi ve yer hizmetleri iĢletmelerine rezervasyon yaptırabilir

veya yaptığı rezervasyonu hukuki Ģartlar çerçevesinde değiĢtirebilir, hatta iptal edebilir. Bunlar için

gerekli olan ödemeleri yine mobil bağlantıları sayesinde yerine getirebilir.

Tüketim aĢamasına geldiği zaman ise özellikle hava ulaĢtırma iĢletmelerinde zorunlu olan chek-in

iĢlemini yapabilir ve bunun geri bildirimini yine mobil yolla alabilir. Konaklama iĢletmelerine varıĢ

saati ve özel istekleri hakkında bilgi verebilir ve geri bildirim talep edebilir. Arzu ettiği gastronomi

iĢletmelerinde yer ayırtabilir hatta sipariĢ verebilir. Ana varıĢ noktasından konaklama iĢletmesine

kadar olan bölgesel ulaĢımı talep edebilir, değiĢtirebilir veya iptal isteminde bulunabilir. Yine aynı

olanakları kullanarak sportif karĢılaĢma, konser, bilimsel toplantı gibi faaliyetler hakkında bilgi

edinebilir ve rezervasyon yaptırabilir.

Tüketici için olduğu kadar turistik hizmet üreticileri içinde mobil turizm olanakları sürat ve hizmet

kalitesi sağlamaktadır. Tüketicinin mobil yolla ulaĢtırdığı taleplerine yine aynı yolla ve aynı süratle

mekân ve zaman kısıtlaması olmadan cevap verebilir ve acil durum değiĢimleri hakkında tüketiciyi

bilgilendirebilir. Hizmet kalitesini arttırmak açısından aktif üretim alanında olan turistik hizmet

159

personeline mobil yolla ulaĢabilir ve gerekli değiĢiklik bilgilerini ve gerekli direktifleri vakit

kaybetmeden sıcağı sıcağına iletebilir hatta gerekli dokümanı anında ulaĢtırabilir.

Mobil turizmin bir diğer kullanım alanı ise kamu veya sivil toplum örgütleri üzerinden turistin

bulunduğu yer hakkında bilgi aktarılmasıdır. Günümüzde birçok Avrupa kentinde bu tip mobil

uygulamalar mevcuttur. Bu sayede turist bulunduğu yer hakkında hem coğrafik bilgi almakta hem de

ören yerleri hakkında detaylı bilgi edinebilmektedir.

Günümüzde geliĢtirilmiĢ olan birçok web tabanlı mobil turist rehberi mevcuttur. Bunların bir çoğu

harita tabanlı çözümler sunmaktadır. (van Setten, Pokraev,Koolwaaij,2004,) 3.3.1. COMPASS COMPASS(Context-aware Mobile Personal Assistant) turistlere içerik bağımlı öneriler ve servisler

sunar Müze, restoran bilgisi gibi içerikleri sahip üçüncü parti servisler hakkında bilgi tutmayı sağlayan

bir kayıt mekanizmasına sahiptir. 3.3.2. CRUMPPET CRUMPET, etmen teknolojisi üzerine kurulu ―Creation of User-friendly Mobile Services Personalized

for Tourism‖ yani turizm için kiĢiselleĢtirilmiĢ kullanıcı dostu mobil servislerin yaratılmasını

sağlayan bir çalıĢmadır. 3.3.3.GUIDE GUIDE sistemi konum tabanlı servisler alanından gelmektedir. Amaç, turistlere PDA aracılığıyla bir

Ģehir hakkında güncel ve içeriğe bağlı bilginin sağlanmasıdır. 3.3.4. GULLIVERS GENIE Gullivers Genie, yapay zeka ve etmen sistemleri kullanarak, turistlerin gezileri boyunca konum ve

ihtiyaçlarına göre akıllı içerik elde etmesini sağlayan bir prototip olarak geliĢtirilmiĢtir. Turistler

alanları gezdikçe, güncel konumlarını gösteren bir harita ve görülecek yerlerin yakınlıklarına göre

sunumlarını görürler. 3.3.5. Lol@ LoL@, Viyana Ģehri hakkında multimedya turizm bilgisi sağlayan, GPRS/UMTS kullanılarak konum

tabanlı mobil uygulama sistemidir. 3.3.6. MobiDENK MobiDENK, turistik yerleri dolaĢma desteği ve buralara ait güncel bilgi sağlar. Anıt, abide gibi

yerlerin görsel olarak gezme imkanı verir. Sokak haritası ya da kuĢbakıĢı fotoğraf Ģeklindeki harita

mobil cihaz üzerinde tutulabileceği gibi GIS sunucusundan da kablosuz iletiĢim ağı aracılığıyla

dinamik olarak alınabilir. 3.3.7. m-To Guide m-To Guide, konum tabanlı servisler ile 2.5/3G hücresel ağların kullanılmasını sağlamak için

geliĢtirilen bir prototiptir. GPS ile turistleri yönlendirir ve turistik yerlerin konumuna özgü multimedya

bilgi desteği sağlar.

3.3.8. PinPoint

PinPoint , içerikten haberdar olan web uygulamaları geliĢtirmek için oluĢturulmuĢ bir platformdur. Bu

platform kullanılarak prototip olarak web tabanlı bir mobil turist rehberi gerçekleĢtirilmiĢtir. 3.3.9. Sightseeing4U Sightseeing4U, kiĢiselleĢtirilmiĢ Ģehir rehberi prototipidir. mobileMM4U ve Niccimon platformu

üzerine kurulmuĢtur.

160

Resim 1: Mobil kullanım aracı

3.4. Mobil Turizmin Faydaları

Turizm sektöründe ticari amaçlı internet kullanımı ve e-ticaret son derece yaygındır ve her geçen gün

hızla geliĢmektedir. Turizm sektöründe hizmet üretimi dinamik özelliğinden dolayı zamanla yarıĢmak

zorundadır. Özellikle orta ve üst gelir talepleri ve kültür gruplarından olan tüketici, tatil programlarına

dünya da geliĢen iĢ yaĢamının özelliklerine paralel olarak, eskiye nazaran tüketimin baĢlamasından

daha kısa sürelerde karar vermekte ve geri bildirim talep etmektedir. Ayrıca tüketici profillerinin ve

demografik özelliklerinin kolay belirlenebilmesi ve tüketiciden anında geri beslenme sağlaması da,

hedef promosyonu yapanların, otel yöneticilerinin ve tur operatörlerinin yeni pazarlama yöntemleri

geliĢtirmelerini ve daha dinamik olmalarını sağlamaktadır. Ayrıcaturistik ürün/ hedef yönetimi

(destination management) yapan yerel operatörler açısından ise m-turizm bulunmaz bir dinamizm

sağlamaktadır. Böylelikle araç ve personel yönlendirme en az hata ile ve en en uygun Ģekilde

yapılabilir duruma gelmiĢtir.

Tüketici yönünden değerlendirildiğinde seyahat ve tatil planlamasında zamandan ve mekândan

soyutlanmıĢ olarak talep de bulunmak ve kısa sürede sonuca ulaĢmaĢmak çok önemlidir. Üreticiden

tüketiciye (B2C) ulaĢmada,tüketicinin taleplerini bildirimde ve değiĢim talebinde (C2B) zaman

kavramı çok önemlidir. Bu Ģekilde tüketicinin keyfi veya mecburi olarak talep edeceği tüketimin

baĢlamasına çok kısa süre kalan değiĢikler bu yönle hızlı bir Ģekilde cevaplanabilir. Ayrıca bu son an

değiĢim talepleri sadece bir merkezden onaylanarak gerçekleĢtirilemez. Bu durumda iĢetmeden

iĢletmeye (B2B) hızlı ulaĢım ve geri bildirimde çok önemlidir. Bu keyfi veya mecburi son anda

değiĢtirilmesi gereken talepler yüklenici tur operatörü tarafından zamandan ve mekandan soyutlanmıĢ

olarak konaklama veya ulaĢtırma iĢletmelerine mobil yolla bildirilerek karĢılanır ve geri bildirim

istenir. Bunun hukuksal alt yapısı içinde elektronik imza denilen özel ve gizli Ģifrelemenin

kullanılması konuya süratin yanında resmiyette kazandırmaktadır. Aynı Ģekilde bu değiĢim

taleplerinin olumlu veya olumsuz cevapları yine mobil yolla tüketiciye iletilebilinir. Mobil turizmin

yarattığı olanaklar tüketim sırasında ihtiyaç duyulan bilgi ve yön bulma açısından çok büyük bir

geliĢimdir. Tüketici m-turizm olanakları sayesinde gittiği yörede ihtiyaç duyduğu yardımı sahip

olduğu sistemler sayesinde kolayca çözebilmektedir. Bu coğrafi yön bulmaktan baĢlayarak, bölge

hakkında değiĢik bilgiler (tarih,restaurantlar,eğlence yerleri,alıĢveriĢ merkezleri) edinmek ve

bulunulan bölgedeki değiĢik talepleri karĢılamak için bilgi merkezlerine ulaĢmak için de

kullanılabilinir. Bir çok turist çeken avrupa kentinde mobil kullanıcılar için belediyeler böyle bir servis

sunmakta olup, ülkemizde de Istanbul Ģehrindeki Fatih Belediyesi böyle bir servisi baĢlatmıĢ

bulumaktadır.

Bunların haricinde tüketim aĢamasında meydana gelebilecek ürn hatalarından dolayı tüketici

memnuniyetsizliği veya hak gaspı olması durumunda tüketici yine mobil yolla gerekli mercilere

161

ulaĢarak zararının anında telafi edilmesini isteyebilir. Zira turistik ürünün stoklanamaz olma

özelliğinden dolayı tüketicinin tatili sırasındaki memnuniyetsizliği maddi olarak karĢılasa bile zamanı

geri dödürme olanağı olmadığından kaybedilmiĢ tatil zamanı ve psikolojik yıpratımı telafi edilemez.

3.5. Mobil Turizmin Negatif Etkileri

Turizm emek yoğun bir sektör olduğundan m-turizmin maalesef istihdam açısından negatif etkileri de

gözlenmektedir. Klasik pazarlama ve satıĢ yöntemlerinde ürün tur operatörleri tarafından üretilir ve

seyahat acenteleri üzerinden nihai tüketiciye perakende olarak ulaĢtırılırdı. Zaten e-ticaretin yani e-

turizmin geliĢmesi ile aracı kurumların en uç hizmet üretenleri olan perakendeci seyahat acenteleri

fonksiyonlarını yavaĢ yavaĢ yitirmektedir. Tüketici ya direk olarak tur operatörü ile elektronik ortamda

iliĢkiye geçmekte ya da talep ettiği hizmetleri (ulaĢım,konaklama ve diğer) parça olarak direk

üreticiden talep edebilmektedir. Buda çok yakın bir gelecekte parekendeci seyahat acentelerinin

iĢlevlerini tamamen yitirmelerine sebep olacaktır. Özellikle kent turizmi ve kültür turlarında bölge

hakkında bilgi veren ve yol gösteren turist rehberleri de bundan ziyadesi ile etkilenecektir. Dünyanın

birçok müzesinde sadece o müzeye yönelik radyo frekansı ile çalıĢan mobil rehberler zaten mevcuttur.

Ama bu hizmetlerin mobil turizmin sağladığı servisler sayesinde geniĢletilmesi müzelerin sınırlarını

aĢacak ve genel anlamda bu hizmet türünden para kazanan profesyonel turist rehberlerini ciddi Ģekilde

etkileyecektir. Her ne kadar bu tür bir rehberlik etkileĢimli (interaktif) olmasa da tüketiciye tasarruf

sağlayacağından cazip gelecektir.

Hizmet talep eden tüketici açısından ise güvenilirlik en önemli kısıtlayıcı faktörlerden biridir. Mobil

yolla ürün veya hizmet talebinde bulunan tüketici kiĢisel bir sürü bilgiyi hizmet sağlayıcıya vermek

zorundadır. Bu durumda bu bilgilerin güvenliği çok önemlidir. Ama hepimizin yaĢadığı gibi en basit

cep telefonlarımıza bile hiç bilmediğimiz yerlerden tanıtım ve satıĢ amaçlı elektronik mesajlar

gelmektedir. Özellikle mobil yaĢamdaki ödeme iĢlevleri halen ulusal veya uluslar arası sağlam bir

hukuk sitemine bağlı değildir. Ayrıca geliĢen elektronik haberleĢmenin güvenliği de çok sağlam

değildir. Bu tip haberleĢmeye dıĢarıdan müdahale edilebilmekte, hatta kopyalanabilmektedir. Bütün bu

etkiler göze alındığında mobil ticaret ve mobil turizmin yaygın kullanımı açısından daha sağlam

güvenlik koĢullarına ihtiyaç vardır. Ulusal patent ve marka temsili ise üzerinde tartıĢılası gereken

baĢka bir konudur. Ulusal ölçekte markasını tescil ettirmiĢ olan bir tur operatörü baĢka bir ulusal

ölçekte aynı markanın e- veya m-turizmde kullanılmasını nasıl önleyebilir. Bunun için uluslar arası bir

yaptırım halen mevcut değildir. Ayrıca m-turizm yoluyla elde edilen satın alma hukuksal olarak

hizmet sunulan hukuki çevre ve çerçevede yapılan bir alıĢ veriĢ olduğundan tüketici

162

memnuniyetsizliği durumunda akdin yapıldığı hukuksal çerçeve geçerlidir. Yani m-turizm yoluyla

edinimde bulunan bir alman turistin Antalya da ki konaklama iĢletmesinden memnun kalmaması

durumunda hukuki Ģikâyet yeri yine Antalya‗dır. Bu da uluslar arası turizm açısında tur operatörlerinin

sunduğu paket turun sigortalama ve hukuksal sorumluluk avantajını ortadan kaldırır.

SONUÇ

Günümüzde ayrıcalıklı bir tüketim olmaktan çıkan tatil ve dinlenme kavramı iki binli yıllara gelene

kadar devamlı büyüme ve geliĢme göstererek bu gün dünyada yaklaĢık bir milyar kiĢinin katıldığı bir

sektör haline gelmiĢtir ve her geçen gün geliĢmektedir. Turizm hareketine katılan insanlar zaten mobil

vaziyettedir. Turizmin bu dinamik özelliklerinden dolayı e-turizm ve m-turizm bu sektörde yeni bir

yapılanmayı gerekli kılmaktadır. Bilgisayarın turizm yaĢamına girmesi ile zaten sektör eski

yapılanmasına göre son 20 yılda önemli değiĢiklere uğramıĢtır. Bu hareketin e-turizm hareketine

dönüĢmesi ise süratini ve iĢlevlerini arttırmıĢtır.

Belki bugün kullanılan mobil hizmet servislerine yakın bir zamanda yenileri eklenecek ve iletiĢim

sürati daha da artacaktır. Bu geliĢim tüketicilere mobil hayat tarzında daha bir bağımsızlık sağlayacak

ve küreselleĢme olgusunda sınırsız bir olanak sunacaktır. Ġnsanların yabancı bir yörede bulunmaktan

dolayı ihtiyaç duyacağı bilgi edinme ve yardım talebini de büyük bir oranda karĢılayacaktır.

Bunun için gerekli olan mobil turist rehberleri geliĢtirilirken turizm bir sosyal aktivite olarak

değerlendirilmemektedir. Ġnsanlar genellikle gruplar halinde ve yakın arkadaĢlarıyla birlikte turistik

gezilere çıkmaktadırlar. Bazı sistemler kısıtlı miktarda arkadaĢ bulma ya da kiĢisel bilgisini yazıp

diğer insanlarla paylaĢma özelliği sağlamaktadır. Ancak sosyal aktiviteler daha fazla fonksiyonu

gerektirmektedir. Gelecekteki uygulamalarda mesajlaĢma servislerinin entegrasyonu bu konuda

olumlu katkılar sağlayabilir.(Ercan & Önal, 2007)

Acilen dikkat edilmesi gereken husus ise bu iletiĢim yöntemindeki güvenlik problemlerinin bir an

evvel çözülebilmesi ve hukuki alt yapının uluslar arası ölçekte sağlam bir dayanağa kavuĢturulmasıdır.

Sonuç olarak genel anlamda e-turizmin bile hukuksal boĢlukları mevcuttur. Bu durumda da e-

turizmden m-turizme geçiĢte daha uzun bir yol vardır. Günümüzdeki kullanım daha çok tek yönlü

bilgi akıĢı yönündedir.

163

KAYNAKLAR

Buhalis, D., e-tourism (2003), Prentice-Hall

Ercan,E.,& Önal.A., http://ab.org.tr./ab2007/bildiri/118doc

Haykın, S, Modern Wireless Comminication (2004) Prentice-Hall

Jain, A., Nachhaltige Mobilitaetskonzepte im Tourismus (2006), Franz Steiner Verlag

Sarısakal, N.,& Aydın, M. E-Ticaretin Yeni Yüzü Mobil Ticaret (2003) Havacılık ve Uzay

Teknolojileri Dergisi Temmuz C1.S2, 83-90.

Steinmüller,H., Mobile Multimedia Services for Tourismus (2002) Springer Verlag, Insbruck

Pırnar,Ġ., Turizm Endüstrisinde E-Ticaret (2005) Ekonomik ve Sosyal AraĢtırmalar Dergisi Güz 1: 28-

55

Van Setten,M.,&Pokraev,S.,&Koolwaaij,J.,‖Context-Aware Recommendations in the Mobil Tourist

Application COMPASS‖ (2004) Springer Verlag, Insbruck

Yamamoto, G.T., Ġnternette ĠletiĢim ve Second Life (2008) Pi dergisi

Yamamoto, G.T., Mobil ĠletiĢim (2009) Pi Dergisi

ÖZGEÇMĠġ Seha AKSÜ

1952 Erzincan doğumludur. Öğrenimine sırasıyla Ġstanbul Erkek Lisesi, Ġstanbul Üniversitesi Ġktisadi

ve Ticari Ġlimler Akademisi Ġktisat Bölümünde lisans, Marmara Üniversiteside MBA ve Ġstanbul

Üniversitesinde Yüksek Lisans ve Doktora olarak devam etti. 1972‘den beri turizm sektöründe

çalıĢmakta olup değiĢik uluslararası iĢletmelerin Türkiye temsilciliklerinde üst düzey görevinde

bulundu. Marmara Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi‘nde de yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak

çalıĢmıĢ olup 2006 yılından beri Yardımcı Doçent olarak Okan Üniveristesinde tam zamanlı öğretim

üyesidir.

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu

Turizm ve Otelcilik Bölümü

Kadıköy YerleĢkesi - Kadıköy/Ġstanbul

Telefon: +90 532 411 57 82

E-posta: [email protected]

164

XV. BÖLÜM MOBĠL BANKACILIK

Aslı Derbent, Veripark

ÖZET

Bankalar teknolojiye liderlik eden kurumlar olagelmiĢtir. Ġnternet Bankacılığının hayatımıza dahil

olmasından sonra Mobil Bankacılık ve mobil servisler hayatımızın bir parçası haline gelmiĢtir.

Bundan bir yıl öncesine kadar 3G daha anlamını bile bilmediğimiz bir terimken mobil yaĢamı

bambaĢka boyutlara taĢımıĢ, bankacılık da bundan ciddi Ģekilde payını almıĢtır. Çünkü 3G teknolojisi

sayesinde sosyal ağlardaki web sayfaları, cep telefonları veya PDA‘lerden kontrol edilebilir hale

gelmiĢtir. 3G ile birlikte bankalar mobil Ģube anlayıĢına geçmiĢ ve Mobil Bankacılık kullanıcı

sayılarını giderek arttırmak için yoğun çaba göstermektedirler.

Günümüzde yaygınlaĢmaya baĢlayan Mobil Bankacılık uygulamaları teknolojide yaĢanan bu geliĢme

ile birlikte VeriPark‘da innovatif bir yaklaĢım göstererek daha 3G lanse edilmeden önce Ġnternet

Bankacılığı alanındaki çözümlerini mobil ortama taĢımıĢtır. Mobil Bankacılık ve PDA bankacılığı

konusunda Türkiye ve yurt dıĢında birçok projelerde imzası bulunan Veripark bankaların bu alanda

kullanıcı dostu uygulamalara sahip olması ve bunun en iyi Ģekilde uygulanabilmesi için arge

faaliyetlerini devam ettirmektedir. Pazardaki bu geliĢmeler ile birlikte mobil ortamda telefona indirilen

(download edilen) uygulamalar yerine web tabanlı uygulamaların daha revaçta olacağı

beklenmektedir. Böylece kullanıcıların cihaz bağımlılıkları sona erecek, cihazlara verilecek bakım

zorlukları, yeni programın cihazlarla uyum sağlayamaması ya da kullanıcıların sık cihaz

değiĢtirmesinden kaynaklı uygulamaların yeni telefonlarda sıfırdan yüklenmesi zorlukları aĢılmıĢ

olacaktır. Bu bölümde Çevrimiçi (online) Bankacılıktan Mobil Bankacılığa geçiĢteki durum,

bankaların mobil teknolojiler sayesinde elde edecekleri avantajlar, dünyadaki uygulamalar ve

Veripark‘ın konuyla ilgili geliĢtirdiği çözümler üzerinde durulacaktır.

GĠRĠġ

2008 yılından bu yana büyük geliĢme kaydeden bankacılıkta alternatif kanallar olgusunun, kendini

özellikle Çevrimiçi ve Mobil Bankacılık kanallarında geliĢtirdiği görülmektedir. Günümüz

koĢullarında; Çevrimiçi Bankacılık hizmetlerinin müĢterilerine halihazırda sunmuĢ olduğu geniĢ iĢlem

kapasitesi, kampanya ve kolaylıklar aktif banka müĢterilerini alıĢılmıĢ banka iĢlerinden uzaklaĢtırarak,

onlara iĢlemlerini daha kolay ve hızlı yapabildikleri bir dönem yaratmıĢ ve bankacılıkta bir çığır

açılmıĢtır.

Bankaların ve finansal kuruluĢların sunduğu bankacılık hizmetleri ve mobil dünyanın hızlı geliĢimi

göz önünde bulundurulduğunda, banka hesabı bulunan aktif müĢterilerin çoğunun mobil uygulama ve

hizmetler konusunda aktif olduğu görülmektedir.

1. ÇEVRĠMĠÇĠ BANKACILIK VE MOBĠL BANKACILIK

Geçtiğimiz yıllarda Çevrimiçi Bankacılık hizmeti veren bankaların Ģimdilerde Mobil Bankacılık

hizmetlerini de geliĢtirdiği ve bu sayede Mobil Bankacılık kullanım sayısında artıĢ olduğu

görülmektedir. Mobil teknolojilerin geliĢmesi, altyapıların güçlenmesi ve Avrupa‘da baĢlayan 3G‘ nin

dünya çapında hızla yayılması sayesinde mobil uygulama kullanımında ciddi bir artıĢ gözlenmektedir.

Pek çok kiĢi bu sebeple uygun ve daha güvenilir hale gelen mobil cihazları bankacılık iĢlemleri için

kullanmaya baĢlamıĢtır. Örneğin; Iphone‘un piyasaya sürülmesi ile, müĢterilerin karĢılaĢmıĢ olduğu

yeni arayüz tasarımları, 2009‘ların en büyük trendi olmuĢtur. Bu tür mobil gereçlerdeki geliĢmelerin

sonucu olarak mobil uygulamaların bankacılık hizmetlerinin müĢterilere ulaĢtırılmasında en etkili yol

olduğu görülmektedir. Ayrıca, mobil cihazlar tarafından sağlanan konum tabanlı yaklaĢım çoğu

alternatif hizmetin geliĢtirilmesini, uygulamaların yaygınlaĢtırılmasını ve mobil bankacılık kanalının

165

geleceğin bankacılık kanalı olmasını sağlamıĢtır. Öte yandan devletin koymuĢ olduğu bazı yeni

kurallar bankacılıkta mobil uygulamalara teĢvik olarak değerlendirilebilir.

Mobil Bankacılık geliĢiminin temel sebepleri aĢağıdaki gibi değerlendirilebilir:

Günümüz koĢullarının kaçınılmaz ve reddedilemez olgularından biri olan mobil telefonlar ve

PDA‘ler sürekli olarak müĢterilerin yanında bulunmaktadır.

Mobil uygulamalar, konum tabanlı (location based) yaklaĢım sayesinde, arttırılmıĢ güvenlik

sağlamakla birlikte geliĢmiĢ alıĢveriĢ ve ödeme hizmetleri sunmaktadır.

Kullanıcılar, mobil uygulamalar sayesinde bir tuĢla sunulan bankacılık hizmetlerine

ulaĢabilmekte, iĢlemlerini zaman kaybetmeden hızlı ve güvenli bir Ģekilde

geliĢtirebilmektedir.

ÇeĢitli yasa ve uygulamalar bankaların kendi güvenliklerini sağlama arzuları gibi etkenler

mobil uygulamaların yaygınlaĢmasını teĢvik etmektedir.

2. MOBIL BANKACILIK KULLANIM ALANLARI

Bugüne kadar varolan güvenlik sıkıntıları ve kısıtlı teknolojiler yüzünden Mobil Bankacılık hizmetleri

sadece bilgi vermeye yönelikti. Ancak günümüzde Mobil Bankacılık ve güvenlik standartlarının

geliĢimi sayesinde Mobil Bankacılık hizmetlerinin çoğalarak pazarda hızla kabul gördüğü

gözlemlenmektedir. Çevrimiçi hizmetlerin geçmiĢteki geliĢimine baktığımızda, 90‘lı yıllarda sadece

yeniliğe açık müĢteriler tarafından tercih edilen çevrimiçi bankacılık hizmetleri, 2000‘li yılların

baĢında müĢteriler tarafından elveriĢli ve yararlı bulunmuĢ hatta aranır olmuĢtur. Çünkü günlük

yaĢamın hızı, bireylerin bu tür iĢlemleri yüzyüze yapmak için harcayacakları zamanı baĢka Ģekillerde

kullanabilmeleri için, çevrimiçi iĢlemlerle yapmaya doğru yönlendirmektedir. Günümüzde, çevrimiçi

bankacılık tüm bankaların olmazsa olmazı haline gelmiĢ olup, banka müĢterilerinin yarısından fazlası

tarafından kullanılan en aktif kanallardan biri olarak görülmektedir. Çevrimiçi Bankacılık kanalı

açısından gelecek yıllar için bir değerlendirme yapılacak olursa bankaların mobil sistemler ile

uyumunun kaçınılmaz olduğu açıktır. Kanal kullanımı açısından değerlendirildiğinde bankalar ve

finansal kuruluĢlar tarafından hedeflenen kullanıcı sayısı, bankada aktif hesabı olan ve mobil cihaz

sahibi olan tüm müĢteriler olarak görülmektedir.

ġekil 1: Çevrimiçi Bankacılık ve Mobil Bankacılık (MMA, Mobile Banking Overview, January 2009)

MMA Mobil Bankacılık Raporuna göre 1995‘li yıllarda ivme kazanan Çevrimiçi Bankacılık için

bulduğu kullanıcı değerinin benzer hızla Mobil Bankacılıkta da görülmesi beklenmektedir (Bkz ġekil

1).

Gerçekten bankalar ve finansal kuruluĢlar açısından bakıldığında Çevrimiçi Bankacılık modeline

benzer bazı özelliklerin Mobil Bankacılıkta da olduğu görülebilir. Örneğin; Mobil Bankacılık,

bankaların mevcut ve yeni müĢterilere eriĢimlerinde yeni fırsatlar sunmakta ve ayrıca bankaların

iĢletim giderlerini düĢürmektedir. Diğer taraftan, müĢterilerin 7/24 istedikleri bankacılık hizmetlerine

eriĢebilmeleri sayesinde piyasada dönen paranın hareket ve akıĢ hızı artmakta olup, zamandan kazanç

166

sağlanır. Böylelikle mevcut müĢteri bağlılığı devam ederken, yeni müĢteri elde etme konusunda banka

ve ilgili hizmeti sunan finansal kuruluĢlarda yarar sağlamaktadır.

2.1. Bankaların Mobil Bankacılık Uygulamasına Sahip Olmalarının Avantajları

Günümüz koĢullarında Mobil Bankacılık kanalının bankalar ve finansal kuruluĢlar için alternatif bir

dağıtım kanalı olması baĢlıca avantaj sağlayıcı unsurlardandır.

Mobil Bankacılık hizmetine sahip olan kuruluĢlar öncelikle pazarlama anlamında kurumsal marka

imajını arttıran bir avantaj yakalamaktadır.

Bankalar, güvenilirlik gibi önemli konuların dıĢında çalıĢtıkları kurumun teknolojiyle olan

bağlantılarını da göz ardı etmemektedir. Üstelik teknolojiyi iyi kullanmak ve teknolojiye yakınlık pek

çok müĢteri için cazip konulardır. Sadece Mobil Bankacılık hizmetine sahip olmakla kalmayıp,

sunulan iĢlem setinin geniĢliği, özellikleri ve ilk olması da müĢteriler tarafından dikkate alınmaktadır.

Mobil Bankacılığın avantajlarından bir diğeri ise müĢterilerin gerçekleĢtirmiĢ olduğu iĢlemleri anında

Mobil Bankacılık kanalı üzerinden takip edebilmesi, kredi kartı, fatura ve benzeri ödemelerini

gecikmeden yapabilmesidir. MüĢteriler, Mobil Bankacılık kanalı sayesinde, bakiye durumlarını

inceleyebilir, faturalarının son ödeme tarihlerini takip edebilir ve bunlarla ilgili banka tarafından

gönderilmiĢ olan bilgileri anlık olarak görüntüleyebilirler.

Mobil Bankacılığı, müĢteri bakıĢ açısıyla değerlendirecek olursak; müĢterilerin çevrimiçi olarak

gerçekleĢtirebildikleri bütün iĢlemleri, mobil cihazlar aracılığıyla yapabildikleri bu sayede yer ve

mekan sorunu olmaksızın parasal iĢlemlerini güvenle gerçekleĢtirebildikleri bir ortam yaratılmaktadır.

Bu güven ortamı sayesinde müĢteri-banka iliĢkisini uzun yıllar sağlam bir Ģekilde sürdürmek

kolaylaĢabilmektedir.

Özellikle onaylı gerçekleĢen iĢlemlerin vakit kaybı olmadan gerçekleĢmesi, müĢterilerin yaptığı

iĢlemlerin baĢarısını ve müĢterinin memnuniyetini arttırmaktadır.

MüĢteriler ile uzun süreli iliĢki sağlamanın en önemli yollarından biri de kredilendirme gibi büyük

ölçekli iĢlerin Mobil Bankacılık sayesinde kolaylıkla gerçekleĢtirilmesini sağlamaktır.

Bankalar tarafından Mobil Bankacılık hizmetlerine eklenecek olan parça tabanlı fonksiyonlar ile

bankaların hangi grup müĢterisine sahip olduğuna bakmaksızın sadece sahip olduğu kitleyi

geniĢletmesi hedeflenmektedir.

Mobil Bankacılık tarafından sunulan özel indirim ve kampanyalar müĢterilere ulaĢtırılmakla beraber

konum tabanlı servisler ile yönlendirme yapılmaktadır. Bu da banka veya finansal kurumun

pazarlamasında önemli, ucuz ve aynı zamanda bireye özel gerçekleĢtirilebilen bir faktör olarak ele

alınmalıdır.

Yukarıda bahsedilen ek özellikler aynı zamanda Mobil Bankacılık kanalının kullanımını arttırmakta,

Mobil Bankacılığın banka ve finansal kuruluĢ müĢterileri arasında yaygınlaĢmasını sağlamaktadır.

3. GÜNÜMÜZDE MOBĠL BANKACILIK

Günümüzde Mobil Bankacılık üç farklı Ģekilde uygulanmaktadır. Bunlar SMS tabanlı bankacılık,

GPRS/3G/Mobil Internet tabanlı bankacılık ve Java uygulama tabanlı bankacılıktır.

3.1. SMS Tabanlı Bankacılık

Mobil Bankacılık çözümlerinin SMS teknolojisi ile birleĢmesi sonucunda geliĢmiĢtir. Bu teknoloji

sayesinde kullanıcılar SMS tabanlı bilgi, içerik ve pazarlama servislerine ulaĢılabilir, SMS tabanlı

olarak güncel hesap bilgilerini sorgulayabilir, kredi kartı bilgisi, kredi kartı ya da kredi baĢvuru

sonucunu öğrenebilir, harcama - ödeme bilgileri ve pazarlama uygulamaları gibi hizmetlerden

yararlanabilirler.

Türkiye‘de ki SMS tabanlı Mobil Bankacılık uygulamalarını, dünya geneliyle kıyaslayacak olursak

ortalamanın üzerinde servis, çeĢitlilik ve kaliteye eriĢtirildiği rahatlıkla söylenebilir. Öyle ki cep

167

telefonları ile kiĢiden kiĢiye para gönderme servislerini dünyada ilk uygulayan bankalardan ikisi

Garanti Bankası ve Akbank‘tır.

Turkcell‘in geliĢtirdiği Mobil Ġmza sayesinde Türkiye‘deki bankalar, internet Ģube giriĢ güvenliğinde

dünya standartlarının üzerine çıkmıĢlardır (http://innovabank.wordpress.com/2009/02/20/mobil-

bankacilik).

3.2. GPRS/3G/Mobil İnternet Tabanlı Bankacılık

Mobil Bankacılık uygulamalarının en geliĢmiĢ halidir. MüĢteri tarafına herhangi bir uygulama

yüklemeden 3G hızlı internet eriĢimi ile kullanılmaktadır. En düĢük modelleri bile destekleyebilen bir

yapı sunduğu için kolay yönetilebilmektedir. Ek fonksiyonlar hızlıca yaygınlaĢtırılmakta ve

fonksiyonlar dıĢında ki ek içerikler son kullanıcıya daha kolay ulaĢtırılmaktadır.

3.3. Java Uygulama Tabanlı Mobil Bankacılık

Banka müĢterilerinin PDA‘lerine Mobil Ġnternet Bankacılığı uygulamalarını yüklemeleri ile

gerçekleĢmektedir. Mobil Ġnternet Bankacılığına yakın hizmetler sunmaktadır ancak, her tür telefonu

destekleyememesi, farklı telefonlar için farklı uygulamalar gerekmesi ve mobil bankacılığı kullanmaya

baĢlamadan önce müĢteri yazılımının kurulması gibi kısıtlamalar içermektedir.

4. VERĠPARK MOBĠL BANKACILIK UYGULAMALARI

Veripark; Mobil Bankacılık konusunda ve, PDA Bankacılığı konusunda Türkiye ve yurt dıĢında

birçok proje gerçekleĢtirmekte ve bankalara mobil bankacılık çözümleri sunmaktadır.

KuruluĢundan itibaren alternatif kanallar üzerinde geliĢtirme yapan ilk mobil bankacılık uygulamasını

2004‘te geliĢtirmiĢ olup, Alternatif Kanal yönetiminde 15 ayrı bankada proje gerçekleĢtirmiĢtir.

VeriPark Internet Bankacılığı, Çağrı Merkezi Otomasyonu, Mobil Bankacılık ve benzeri tüm

Alternatif Kanal yönetimi için geliĢtirilmiĢ bir ürün olan VeriBranch uygulaması ile finans

kurumlarının farklı ihtiyaçlarına çözüm üretmektedir.

VeriPark, VeriBranch ürünü ile Türkiye ve Ortadoğu‘da Mobil Bankacılık ve SMS Bankacılığı

uygulamaları geliĢtirmektedir. Burada geliĢtirilen Mobil Bankacılık uygulamaları bankanın müĢteri

fonksiyonlarını ve hedeflediği çözüme uygun olarak farklı özellikler de içermektedir. Kurumsal

Bankacılıkta ileri olan ve kurumsal müĢterileri için farklılaĢmıĢ çözüm üretmek isteyen bir bankada

geliĢtirilen bir çözüm internet Ģubesi üzerinden firma, muhasebe bölümünün girdiği iĢlemleri yetki

ihtiyacına göre genel müdür veya genel müdür yardımcısı onayına mobil cihazlar üzerinden

gönderilebilmesidir. Böylece banka müĢterisi olan firmaların üst düzey yöneticilerinin gerektiğinde

ofiste olması gerekliliği ortadan kalkmaktadır.

Bir baĢka uygulama ise müĢteri sayısını arttırmak isteyen bir bankada yapılan SMS tabanlı anında

ihtiyaç kredisi sağlayan bir uygulamadır. “Paraya mı ihtiyacın var?” “Nüfus cüzdanın ve cep telefonun

yanında mı?” Kredim yaz TC kimlik No’n ile mesaj gönder kredin cebine gelsin” replikli reklamlar

Veripark‘ın uyguladığı Mobil Bankacılık hizmetleri sonrasında Mobil Bankacılık uygulamasını

kullanan bir banka tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Uygulanan bu Mobil Bankacılık kampanyası ile

banka toplam 760.000 kredi baĢvurusu almıĢ olup bu Mobil Bankacılık uygulaması ile banka 40.000

yeni müĢteri kazanmıĢtır. Bu çok ciddi bir pazar geniĢlemesini de ifade etmektedir.

Bir baĢka Mobil Bankacılık uygulaması ile ise; Ģeffaflığı ön planda tutarak, bankacılık sektörüne

özgün ürün ve hizmetler sağlayarak geleneksel bankacılık anlayıĢına meydan okumaktadır. Çok

fonksiyonlu, ikon bazlı Mobil Bankacılık hizmeti sayesinde müĢterilerin bütün hesap bilgilerine

kolaylıkla ulaĢabildikleri görülmektedir (fatura ödeme, havale, hesap açma gibi).

2007 yılında bir bankanın müĢterilerine sunulmaya baĢlanan iPhone uyumlu bir uygulama olan Bank

Mobile, müĢterilerin internet üzerinden yapabildikleri bütün bankacılık iĢlemlerini mobil olarak da

yapabilmesini sağlamakla beraber Google maps üzerinden en yakın banka Ģubesini bulma gibi ekstra

özellikler sunmaktadır.

168

5. MOBĠL BANKACILIK VE FĠNANSAL UYGULAMALARDA

GELECEK 10 YIL

Önümüzdeki yılları teknolojideki geliĢmeler konusunda inceleyecek olursak, Mobil Internet tabanlı

altyapıyı destekleyecek bir yol izlenileceği görülmektedir. Türkiye‘de operatörlerin 3G altyapılarını

devreye sokmaları ile birlikte Mobil Ġnternet Hızları 2 Mbite varan seviyelere çıkması mobil

cihazların, evde sahip olunan cihazlara göre bağlantı hızında çok daha hızlı olarak internete

bağlanabilmesi anlamına gelmektedir.

Hızların bu seviyelere ulaĢması ile operatörler aslında internet sağlayıcılarının rakibi konumuna

gelmiĢ olup, tarife ve kullanıcı maliyetlerinde çok ciddi seviyede düĢüĢler yaĢanmasına sebep

olmuĢtur.

Pazardaki bu geliĢmeler bizlere mobil ortamda müĢteri uygulamaları yerine web tabanlı uygulamaların

daha revaçta olacağını göstermektedir. Böylece kullanıcıların cihaz bağımlılıkları, cihazların bakım

zorlukları, kullanıcıların sık cihaz değiĢtirmesinden kaynaklı uygulamaların yeni telefonlarda sıfırdan

yüklenmesi gibi zorluklar aĢılacaktır. Ayrıca mobil internet bağlantı hızlarının artması ile birlikte daha

zengin ara yüzler geliĢtirmek, kullanıcıya daha hızlı ve Ģık bir uygulama tecrübesi yaĢatmak mümkün

olacaktır. Bu nedenle devreye alınan bir müĢteri çözümü önümüzdeki yıllar içinde standart olarak

nitelendirilerek, hem kuruma hem de kullanıcıya maliyet ve kullanıcı deneyimi anlamında

getirebileceği artılar ortadan kalkacaktır.

Özellikle finans kurumları, 2010‘lu yıllarda Mobil Bankacılık uygulamalarını sadece Mobil

Bankacılık platformu olarak görmemekte, bu platformu bir satıĢ kanalına dönüĢtürerek kullanıcılara;

reklam ve pazarlama kampanyalarını iletmek, kullanıcı dostu uygulamalar ile (en yakın Ģube, en yakın

atm) fayda sağlamak ve kullanıcı ile içerik paylaĢmak gibi konularda araç olarak kullanılmaktadır.

AlıĢveriĢ iĢlemlerinin cep telefonları ile yapılabilmesi mobil bankacılığın bir sonraki adımı olarak

görülmektedir. Cihazların içinde, cihaz sahibinin güvenlik detaylarının yazılı olduğu entegre bir devre

(çip) vardır. Bu teknoloji sayesinde cep telefonları, taĢımacılık sektöründe de boy gösterecektir.

Örneğin yolculuğun sefer numarası ve süresini kaydeden ve bu verilere uygun olarak banka

hesaplarını güncelleyen ‗akıllı elektronik bilet‘ formunda kullanılması mümkün olacaktır. Yolcuların

her otobüs, metro, tramvay veya demiryolu kullanımlarında ücretler otomatik olarak cep telefonu

aracılığıyla banka hesabından düĢülecektir. ġehir içi toplu taĢıma araçlarında, yolcuların son bir ayda

en çok kullandıkları bilet ücretlendirme tarifesinden yola çıkmaları gibi hesaplamalar ya da yolcuların

bilet ücretlerinin otomatikman banka hesaplarından düĢülmesi gibi özellikler geliĢtirilecektir.

Cep telefonları ve cep bilgisayarları çok yakın bir zamanda kredi kartı olarak da kullanılmaya

baĢlanılacaktır. Tıpkı Ġngiltere Londra‘daki banliyö yolcularının Oyster kartlarına 90 sterlinlik

yüklemeler yapması gibi, mal ve hizmet alıĢveriĢlerinde temassız ödemelerde de kullanılabilir hale

gelecektir.

Mobil bankacılık alanında:

USAA müĢterilerinin % 15‘ini mobil kanala geçmesini sağlayan ilk Amerikan bankası

olmuĢtur.

WV United Credit Union ve USAA ilk uzaktan para yatırma kontrolü uygulamasını

baĢlatmıĢtır.

Mobank Avrupa‘nın ilk bütün servisleri mobil olan finansal servisler firmasını baĢlatmıĢtır.

Bank of America Mobil Bank kullanıcılarını 2 katına çıkararak, yaklaĢık 4 milyon kullanıcıya

ulaĢmıĢtır.

Bu örnekler, mobil bankacılığın dünya çapında yaygınlaĢtığını ve zamanla bankacılık hizmetlerinin

olmazsa olmazlarından biri haline geleceğini göstermektedir.

169

Dünyada ki istatistiklere göre gelecekteki çevrimiçi ve mobil bankacılık büyüme tahminleri:

Yıl Sonu Orta Vadeli En DüĢük En Yüksek

2010 61mil %7 53

mil

%4 69

mil

%10

2011 65

mil

%7 55

mil

%4 74

mil

%7

2012 69

mil

%6 57

mil

%2 79

mil

%7

2013 73

mil

%6 59

mil

%2 83

mil

%5

2014 76

mil

%4 61

mil

%2 86

mil

%2

2015 79

mil

%4 62

mil

%2 88

mil

%1

2016 81

mil

%3 63

mil

%2 89

mil

%1

2017 83

mil

%2 64

mil

%2 90

mil

%1

2018 84

mil

%1 65

mil

%2 91

mil

%1

2019 85

mil

%1 66

mil

%2 92

mil

%1

Kaynak: Endüstriyel Verilere dayalı Projeksiyonlara göre Çevrimiçi Bankacılık Raporu, Ocak. 2010

Yapılan araĢtırmalara göre önümüzdeki 5 – 10 yıl içinde, Mobil Bankacılık dünya çapında çok

yaygınlaĢarak standart bir bankacılık hizmeti haline gelecektir. Bu sebeple gelecek yıllarda Mobil

Bankacılıktaki büyüme oranı önce yüksek bir artıĢ daha sonrasında ise azalan bir artıĢ gösterecektir.

KiĢiden KiĢiye Ödemeler(P2P Ödemeler) (Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009)

Gelecek 10 yılda kullanılacak farklı Mobil Bankacılık hizmetlerinden biri de kiĢiden kiĢiye ödemedir

(P2P Ödeme). P2P ödeme; kiĢilerin birbirleri arasında, banka hesap numaralarını bilmelerine gerek

kalmadan, e-mail hesabı ya da cep telefonu numarası kullanarak para transferi yapabilmelerini

sağlayan sistemdir.

Çevrimiçi bankacılığın yaygınlaĢması ile birlikte geliĢmeye baĢlayan mobil bankacılık, gelecekte en

çok tercih edilen bankacılık uygulamalarından biri haline gelecektir. PayPal gibi firmalar günümüzde

de çevrimiçi ve mobil bankacılık alıĢkanlıklarının geliĢmesine büyük katkı sağlamaktadır. Gartner‘a

göre 2012 yılında iPhone ve benzeri telefonların en önemli uygulamaları para transferi alanında

geliĢtirilen uygulamalar olacaktır.

2008 yılı itibari ile dünyada finans alanındaki ilk 10 iPhone bankacılık uygulaması Ģu Ģekildedir:

1. Bank of America - Bankacılık

2. Chase Mobile - Bankacılık

3. Wells Fargo Mobile - Bankacılık

4. PayPal Payments - Ödemeler

5. Bloomberg News - Haberler

6. Mint.com PFM - KiĢisel Finans Yönetimi

7. CNN Money - Haberler

8. E-Trade Mobile Pro - Yatırım

9. CheckPlease Lite – Yatırımcı uygulaması.

10. QuickTip Tip calc – Yatırımcı Uygulaması

Dünyada mobil bankacılık teknolojilerinin hızla ilerlemesini sağlayan bazı faktörler Ģunlardır:

Gelecekte insanlar daha az nakit para taĢıyacaklardır hatta belki de hiç nakit para

taĢımayacaklardır; günümüzde bile genç tüketiciler alıĢveriĢlerinin büyük bir çoğunluğunu

banka kartları ya da kredi kartları ile yapmaktadır.

170

PayPal gibi firmalar insanların bu tür alıĢkanlıklar kazanmasına ve bu davranıĢların

pekiĢtirilmesine yardımcı olmaktadır.

Daha da önemlisi, mobil teknoloji ile sağlanan elektronik transferler ve bankacılık iĢlemleri

diğer bankacılık iĢlemlerine göre çok daha kullanıĢlı ve rahattır.

Bankalar güvenliklerini sağlayacak yüksek teknolojiye güvenmekte ve bu tip teknolojileri

rekabette avantaj olarak görmektedir.

Mobil cihaz kullanıcı sayısı bilgisayar kullanıcılarına oranla çok daha yüksektir.

Yukarıda belirtilen faktörler ile ilgili olarak, MasterCard‘ın 2007 yılı sonunda Amerika da yaptığı bir

anket sonuçlarına göre:

Cevap verenlerin %56 sı dünyanın bir gün nakit para kullanmayan bir toplum haline

geleceğine, banka ve kredi kartlarının, nakit paranın yerini tamamen alacağına inanıyor.

Cevap verenlerin %75 i her zaman nakit para taĢımanın eskisi kadar gerekli olmadığını

düĢünüyor.

Cevap verenlerin % 66 sı alıĢveriĢlerinde 5 yıl öncesine oranla daha az nakit para kullanıyor.

Bütün bu anketler ve yapılan çalıĢmalara göre önümüzdeki 10 yıl içinde Amerika‘da mobil bankacılık,

çevrimiçi bankacılığın da önüne geçerek en çok kullanılan bankacılık haline gelecektir. Bu da

telefonların, ödemeler için kullanılan ana araç haline geleceğine iĢarettir.

SONUÇ

Özetle günümüze kadar büyük geliĢme kaydeden bankacılıkta alternatif kanallar olgusunun kendini

özellikle çevrimiçi ve mobil bankacılık kanallarında geliĢtirdiğini görülmektedir. Bankaların ve

finansal kuruluĢların sunduğu bankacılık hizmetleri ve mobil dünyanın hızlı geliĢimi göz önünde

bulundurulduğunda banka hesabı bulunan aktif müĢterilerin çoğunun mobil uygulama ve hizmetler

konusunda aktif olduğu anlaĢılmaktadır.

Sonuç olarak Mobil Bankacılık ve mobil servisler hayatımızın bir parçası haline gelmiĢ olup,

gelecekte bankaların müĢterilerine sunduğu temel bankacılık hizmetlerinden biri haline gelecektir.

171

KAYNAKLAR

Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009

Online Banking Report Number 127 March 13, 2006 (revised Nov. 3, 2006, p. 17 only)

Online Banking Report Number 120 & 121 August 24, 2005

Online Banking Report Number 125 December 21, 2005

Online Banking Report Number 163/164 March 11, 2009

Online Banking Report Number 170 & 171 August 18, 2009

Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009

Online Banking Report Number 176 January 21, 2010

MMA Mobile Banking Overview January 2009

ÖZGEÇMĠġ Aslı DERBENT ÖZKAN

Aslı Derbent Özkan, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde

tamamladı. ĠĢ yaĢamına 1992 yılında Türk Hava yollarında baĢlayan Özkan, 1995-1998 yılları

arasında Intertech Ģirketinde Proje Yöneticisi, ardından 1998-2000 yılları arasında Bayındırbank‘da

BiliĢim Teknolojileri Müdürü olarak görev aldı. 2000 yılından bu yana VeriPark‘ta Profesyonel

Servislerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini yürüten Özkan, 01 ġubat 2010 tarihinden

itibaren görevine VeriPark Türkiye Genel Müdürü olarak devam etmektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

Veripark Aġ.

Arı-2 Teknokent ĠTÜ Ayazağa Kampüsü

Koru Yolu A Blok No:8/2 34469

Maslak-Ġstanbul-Türkiye

Tel: +90 212 285 2234

Fax: +90 212 285 2231

172

XVI. BÖLÜM DEPO YÖNETĠMĠNDE MOBĠL UYGULAMALAR

A. Zafer ACAR, Okan Üniversitesi, ĠĠBF

Batuhan KOCAOĞLU, Ġnka Yapı ve Bağl. Elemanları A.ġ.

ÖZET

Lojistik, değer akıĢında önemli bir rol oynayan, müĢteri hizmet düzeyini maksimize eden ve maliyetler

üzerinde önemli düzeyde etkisi olan bir fonksiyondur. Bu fonksiyonun etkili ve verimli olarak icrası

için ürün ve bilgi akıĢlarının hatasız olarak yapılması ve kontrolü önem arz etmektedir. Bu akıĢların

hızının sıfır olduğu depolar hem lojistik fonksiyon açısından stratejik bir yerleĢim avantajı sağlarken

aynı zamanda doğası gereği gerek sabit yatırım, gerekse envanter maliyetlerinin ortaya çıkmasına

neden olmaktadır. Günümüzün hızla değiĢen iĢ çevresinde müĢteri taleplerine hızla cevap vermek,

esneklik ve doğrulukta tüm operasyonları maksimum düzeye çıkarabilmek büyük meblağlar tutan

envanter yerine doğru bilgiyi koyabilmek için bilgi akıĢının tam zamanında ve tam doğrulukla

yapılması zaruridir. Günümüzün geliĢen bilgi ve iletiĢim teknolojileri kapsamında mobil iletiĢim

uygulamaları iĢletmelere bu konuda büyük destek olmaktadır.

Mobil, kablosuz veya kağıtsız olarak ifade edilen lojistik operasyonları gerçekleĢtirebilmek için

lojistik operasyonlara konu olan her türlü nesneyi (konteyner, paket, doküman veya lokasyon)

―tanımlamak‖ ve bunun lojistik operatör ile arasında bilgi akıĢını ya da iletiĢimi sağlayacak bir yöntem

gerekmektedir. Dijital ve gerçek zamanlı gerçekleĢtirilmesi beklenen lojistik operasyonlar bir takım

teknoloji ve ekipman kullanımı ihtiyacını doğurmaktadır. Veri toplama ve iletiĢimi sağlama amacı ile

kullanılan bu cihazlar lojistik bilgi sistemlerinin omurgasını oluĢturmaktadır. Bölümün devamında

özellikle depo yönetimi ve operasyon takibinde büyük kolaylıklar sağlayan mobil teknolojiler,

otomatik tanımlama teknolojileri ve otomatik iletiĢim ve sunum teknolojileri olarak iki baĢlık altında

incelenmektedir.

GĠRĠġ

ĠĢ dünyasında 1990‘lardan bugüne kadar geçen süreyi birçok yazar ―yeni ekonomi‖ olarak

adlandırmaktadır. Bu dönem önce çok hızlı bir ekonomik geliĢme süreci yaĢamıĢ, ardından çeĢitli

uluslararası krizlerle ticari faaliyetlerde bir durgunluk dönemine girilmiĢtir. Belli bir oranda kapasite

fazlasının oluĢtuğu günümüzde ekonomide yaĢanan bu durgunluk iĢ çevresini daha da rekabetçi bir

hale getirmektedir. Önceleri artan ekonomik faaliyetlere yetiĢebilmek, ardından ise müĢteriye onun

istediği yer ve zamanda ulaĢabilmek gayretleri bu dönemde iĢletmeleri klasik ticaret modellerinden

bilgi ve iletiĢim teknolojileri alt yapısına dayalı e-ticaret modellerine geçiĢe zorlamıĢtır.

Bilgi çağının lokomotifi bilgisayarların hayatımıza giriĢiyle baĢlayan süreçte internet baĢta olmak

üzere bilgi ve iletiĢim teknolojilerinde yaĢanan hızlı geliĢimin sonucunda elektronik ticaret, elektronik

pazarlama ve elektronik devlet gibi birçok kavramı günlük hayatımıza kadar girmeye baĢlamıĢtır. Bilgi

çağına ait bu kavramlara hep beraber adeta bir okuma yazma seferberliği Ģeklinde alıĢkanlık

kazanmaya çalıĢırken küreselleĢmenin ve ticari hayatın hızlanmasına paralel olarak artık mobil

uygulamalar ile de tanıĢmak söz konusu olmuĢtur. Mobil ticaret uygulamaları hızla küreselleĢen ve

elektronik ticaret ortamları sayesinde 24 saat açık olarak çalıĢan ―yeni ekonomi‖nin pazarlarına çoğu

zaman kablolu eriĢen internetin kısıtlarını ortadan kaldıracak çözümler sunmaktadır. Bu kavramlar

gerek web tabanlı olarak internet üzerinden gerekse mobil çözümler olarak ve gerçek zamanlı

uygulamalar olarak hayatımızı etkilemeye devam etmektedir.

Günümüzde insanlar gerek özel yaĢamlarında gerek iĢ yaĢamlarında mobil sistemlerin onlara sağladığı

uygulamaların rahatlığını sürmektedirler. ĠĢ hayatında ise mobil uygulamalar çalıĢanların rahatını

sağlamaktan ziyade iĢ dünyasının giderek karmaĢıklaĢması ve küreselleĢme nedeniyle, ayakta kalmak

isteyen iĢletmelerin her zaman ve her yerde kesintisiz iletiĢim ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Bu

173

tip teknolojik uygulamalar özellikle tedarik zinciri boyunca tüm iĢletmelere ve lojistik hizmet

sağlayıcılarına daha iyi, daha hızlı ve akıllıca çalıĢma imkânı sağlaması iĢletmelerin bu uygulamalara

geçiĢini hızlandırmaktadır.

Teknolojide yaĢanan ilerlemelerle birlikte iĢ dünyasındaki rekabet ortamı giderek kızıĢmaktadır. Bu

zorlayıcı Ģartlar altında rekabet avantajı elde etmek isteyen ya da elde ettiği rekabet avantajını

sürdürmek isteyen iĢletmeler küresel pazarda 24 saat faaliyet gösterebilmek zorunda kalmaktadırlar.

KarĢılaĢılan bu zorluklar iĢletmeleri elektronik ticaretin kapsamının ötesine geçmeye ve her an, her

yerde eriĢilebilir olabilmeye yönlendirirken mobil cihazlar ve eriĢim altyapıları sahada toplanan

verinin merkeze hızlı ve doğru Ģekilde iletilmesini sağlayarak iĢletmelere müĢteri ve kendi veri

tabanlarıyla sürekli irtibat halinde kalmaları yönünde önemli katkılar sağlamaktadır. Dolayısıyla

iĢletmelere rekabet üstünlüğü açısından önemli bir avantaj kazandırmaktadır.

Mobil uygulamalara yönelik eğilimin artmasında küreselleĢmenin yanında mobil cihazların giderek

düĢen fiyatlarının da etkisi bulunmaktadır. Ayrıca mobil araçlar yardımıyla sunulan mobil internet

servisleri, kullanıcıların sabit bir bağlantı noktasına ihtiyaç duymasını gerektirmeden, onlara daha

kiĢisel içerikler ve özel servisler sunmaktadır (Sarısakal ve Aydın, 2003). Dolayısıyla mobil iĢ

uygulamaları, özellikle iĢ süreçlerinde saha ekiplerine yoğun olarak ihtiyaç duyan iĢletmeler baĢta

olmak üzere birçok sektörde çalıĢma alıĢkanlıklarının hızla değiĢmesine neden olmaktadır. Öyle ki

günümüzde kablosuz ve mobil ağlar üzerinden iletiĢim ve ticaret seyahatten, eğitime, hisse senedi

alıĢveriĢinden, kargo dağıtımına, servis araçlarından, tıbbi ilk yardıma kadar çok çeĢitli alanlarda

kullanılmaktadır. Bunun yanında mobil uygulamalar tedarik zinciri ağlarının stratejik noktaları olan

depo ve dağıtım merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin tam zamanlı olarak yürütülmesine olanak

tanımakta ve gerek internetin gerekse cep telefonlarının avantajlarından yararlanmayı mümkün

kılmaktadır.

Lojistik değer akıĢında önemli bir rol oynamakta, müĢteri hizmet düzeyini maksimize etmekte ve

maliyetler üzerinde önemli düzeyde etkili olmaktadır. Lojistik fonksiyonun etkili ve verimli olarak

gerçekleĢtirilmesi için ürün ve bilgi akıĢlarının hatasız olarak yapılması ve kontrolü son derece

önemlidir. Bu akıĢların hızının sıfır olduğu depolar hem lojistik fonksiyon açısından stratejik bir

yerleĢim avantajı sağlarken aynı zamanda doğası gereği gerek sabit yatırım, gerekse envanter

maliyetlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Günümüzün hızla değiĢen iĢ çevresinde müĢteri

taleplerine hızla cevap vermek, esneklik ve doğrulukta tüm operasyonları maksimum düzeye

çıkarabilmek büyük meblağlar tutan envanter yerine doğru bilgiyi koyabilmek için bilgi akıĢının tam

zamanında ve tam doğrulukla yapılması zaruridir. Günümüzün geliĢen bilgi ve iletiĢim teknolojileri

kapsamında mobil iletiĢim uygulamaları iĢletmelere bu konuda büyük destek olmaktadır.

Mobil yani kablosuz veya kağıtsız olarak ifade edilen lojistik operasyonları gerçekleĢtirebilmek için

lojistik nesneyi (konteyner, paket, döküman veya lokasyon) ―tanımlamak‖ ve bunun lojistik operatör

ile bilgi akıĢını yani ―iletiĢim‖ini sağlayacak bir yöntem gerekmektedir. Mobil teknolojilerin sağladığı

esneklik olmadan iĢletme süreçleri masalara ve enformasyonun dağıtımını sağlamak için kâğıtlara

bağımlıdır. Kağıt tabanlı bir iĢ süreci verilerin defalarca elden geçmesi anlamına gelmektedir. Bu

durum ise zamanın verimsiz kullanımı ve maliyet getiren birçok hatanın ortaya çıkmasına imkân

sağlamaktadır. Kablosuz teknolojilerin geliĢimi elektronik cihazların kullanım Ģeklini bile

değiĢtirmiĢtir. Bir ağ ya da elektronik bağlantı çevresinde gerçekleĢen iĢ süreçlerinde yer alan her türlü

hesaplama, yazdırma, test etme, ölçme ve tarama iĢlemleri eskiden farklı olarak nerede ihtiyaç

duyuluyorsa orada gerçekleĢebilmektedir. Buna rağmen gerek iĢin bizzat baĢındaki operatörler gerekse

yönetim merkezi çalıĢanları tedarik zinciri gerekse iĢletme tesisleri üzerinde herhangi yerde ellerindeki

cihazlarla bilgiye gerçek zamanlı ve sürekli olarak ulaĢabilmektedirler.

Dijital ve gerçek zamanlı gerçekleĢtirilmesi beklenen lojistik operasyonlar bir takım teknoloji ve

ekipman kullanımı ihtiyacını doğurmaktadır. Veri toplama ve iletiĢimi sağlama amacı ile kullanılan bu

cihazlar lojistik bilgi sistemlerinin omurgasını oluĢturmaktadır. Özellikle depo yönetimlerinde ve

operasyon takibinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Tedarik zincirleri üzerinde stratejik öneme haiz

olan depolarda mobil teknoloji aslında tüm iĢ süreçleri üzerinde çok kolaylıkla uygulanabilmektedir.

Teslimatta, çapraz sevkiyatta, stoklamada, geri dönüĢlerde, sipariĢ toplamada ve yüklemede mobil

teknoloji uygulamaları büyük bir baĢarı ile uygulanabilmektedir.

174

Depolarda kullanılan tipik bir mobil uygulamada el terminallerinden, bele takılabilen portatif yazıcılar

ve tarayıcılara kadar çok çeĢitli cihazlar kullanıla-bilmektedir. Her ne kadar, gün geçtikçe mobil

uygulamalar imkan sağlayan kablosuz cihazların sayısı ve iĢlevi artsa da, son bir kaç yıldır sabit kalan,

belli kategoriler oluĢmuĢtur. Bu kategoriler genel olarak verilerin toplanması, verilerin sunulması ve

verilerin aktarılması iĢlemlerinin yapılma süreçlerinin uyumlu olmasıyla gerçekleĢmektedir. Mobil

uygulamaların bu kapsamda sınıflandırılması ve mobil uygulamaları destekleyen teknolojilere daha

ilerde yer verilmiĢtir.

Bu cihazların sağladığı otomatik tanımlama ve iletiĢim imkânları sayesinde mal tesliminde görevli

çalıĢanlar gerçek zamanlı olarak iĢletmenin veri tabanına bağlana-bilmekte, gelen ürün çabuk bir

Ģekilde tanımlanabilmekte, ürünler gerekirse yeniden etiketlenebilmektedir. Böylece aynı iĢ gücüyle

bir gün içinde çok daha fazla ürünün tanımlanarak kabul edilebilmesi imkânı sağlanarak verimlilik

artırılmaktadır.

Çapraz sevkiyat operasyonlarında çalıĢanlar barkodları veya RFID etiketlerini kolaylıkla okuyarak

gelen yükü tanımlayabilmekte, eğer gelen yük aslında bir sipariĢ ise bilgi anında görülebilmekte, yük

yeniden etiketlenebilmekte ve yük tek seferde doğru rampaya veya uygun alana

yönlendirilebilmektedir. Dolayısı ile yerleĢtirme, sipariĢ toplama ve paketleme süreçleri

tekrarlanmadan yükler teslim edilebilmektedir. Ürünlerin yerleĢtirilmesinde ise mobil elektronik

cihazlar sayesinde ürünün yerleĢtirileceği doğru yer ve oraya eriĢen en kısa yol öğrenilebilmekte,

iĢletmenin envanteri raflara eriĢerek stok miktarını güncelleyebilmekte ve raf etiketlerinin

taranmasıyla ürünün doğru rafta olup olmadığı belirlenebilmektedir. Geri dönen ürünlere yapılan

iĢlemde ise çalıĢanlar, kağıt iĢlerini devre dıĢı bırakarak hem envantere hem de muhasebe veri

tabanlarına eriĢebilmektedir. Böylece gerek envanter gerekse muhasebe kayıtları hem müĢteri hem de

Ģirket açısından anında güncellenebilmektedir. Yüklemelerde ise barkod veya RFID etiketlerinin hızla

okutulabilmesiyle doğru yükün doğru rampadan doğru rotaya gidecek araca eksiksiz olarak

yüklenebilmesi sağlanmaktadır.

Mobil teknolojilerin gerek iĢletme gerekse kullanıcı açısından faydalarını genel olarak özetlemek

gerekirse (Inveon, 2009);

Sahada toplanan verinin merkeze hızlı ve doğru Ģekilde iletilmesini mümkün kılmaktadır,

Saha çalıĢanlarının yoğun olduğu satıĢ ve servis odaklı Ģirketlerde süratin artmasını sağlamaktadır,

Stok durumunu ve sevkiyatı sürekli olarak izleyebilme ve güncelleme imkanı sağlamaktadır,

Anlık veriler vasıtasıyla envanter ve mali kayıtların sürekli güncel tutulması yöneticilere günün

sonunu rahatlıkla görebilme imkanı sağlamaktadır,

Mali sisteme gerçek zamanlı eriĢim ile muhasebe iĢlemlerinin saha personeli aracılığıyla

yapılabilmesi müĢteriye daha iyi hizmet vermesini sağlarken, anında yapılabilen fatura kesimi ve

tahsilatla iĢ verimliliğinin yanı sıra müĢteri memnuniyeti de artmaktadır,

TaĢıma hizmetlerinde, belli rotalar dahilinde hareket halinde olan araçların sürekli olarak

izlenebilmesi dağıtım ve planlamada verimliliğini artırırken, haberleĢme giderlerini, boĢ sefer ve

yanlıĢ güzergah maliyetlerini azaltabilmekte, yakıt kazancı sağlanıp Ģoför hassasiyeti de

artırılabilmektedir,

Depo uygulamalarında lokasyon verilerinin sürekli güncellenmesi ile stok verimliliği artmaktadır.

Kablo vb donanım yatırımlarından tasarruf sağlamaktadır,

Kullanıcıların iĢlerini yaparken anlık verilere ulaĢabilmesi onları müĢteri ya da amirleri karĢısında

güçlü kılmakta ve motivasyonları artmaktadır,

Ofis kaynaklarının ofis içerisindeymiĢ gibi kullanabilme imkanı çalıĢanları mekana, masaya ya da

araca bağlılıktan kurtarmakta ve insan kaynağı verimliliğini artırmaktadır.

Ek dosya ve evrak taĢıma zorunluluğunu ortadan kalkmaktadır.

Ancak tüm bu iĢlemleri yapabilme kabiliyetine sahip olan teknolojik yazılım ve donanımlar çok

çeĢitlidir. Ayrıca iĢletmeler açısından çok yüksek fiyatlara kadar eriĢebilen bir yatırımı göze almayı

gerektirebilmektedirler. Bu yatırım ne Ģekilde yapılacaktır? Hangi teknoloji, ne oranda alınacaktır? Jim

Collis İyi’den Mükemmel Şirkete isimli eserinde iĢ süreçlerine yeni bir teknoloji adapte etmek isteyen

iĢletmelere temel yetkinliklerini doğru olarak tespit etmeden bir teknolojiye sahip olmanın bir

iĢletmeyi mükemmel bir Ģirket yapmayacağını vurgulamaktadır. Çünkü ne kadar güzel olursa olsun

175

hiçbir teknoloji, tek baĢına mükemmelliği sağlayamaz. Teknoloji mükemmelliğin yegâne nedeni değil

sadece bu yolda iĢletmeler için bir hızlandırıcı olarak değerlendirilmelidir. Yazar bu çerçeve içinde

iĢletmelere dikkat etmeleri gereken üç önemli tavsiyede bulunmaktadır. (1) Seçtiğiniz teknoloji sizin

temel yetkinliğinizle ve iĢletme konseptinizle uyum içerisinde ise o teknolojiyi alınız ve öncüğünü

yapınız. (2) Eğer seçtiğiniz teknoloji temel yetkinliğinize uygun değil ancak çeĢitli sektörel

nedenlerden dolayı kullanmak zorundaysanız Ģirketinizin gücü ve yapısıyla orantılı düzeyde

kullanınız. (3) Eğer ne temel yetkinlik ve iĢletme konseptinizle alakalı ne de sektörel olarak kullanmak

zorunluluğunda değilseniz, Ģov yapmanıza gerek yok, o teknoloji size yaramaz kullanmayınız (Collis,

2004, ss.173-194). Kısacası, Dorothy Leonard-Barton‘un Bilgi Pınarları (Wellspring of Knowledge,

1995) isimli eserinde belirttiği gibi rekabet edebilmek için yeni teknolojileri uygulamak kaçınılmaz

olabilir; ama esas rekabet üstünlüğü yaratacak Ģey, kullanılan yeni teknolojilerin performansını

artırmak için çaba harcamaktır (Arat, 2006, s.135).

Bir iĢletmeye teknoloji adaptasyonu esnasında dikkati çekmeye çalıĢılan husus mobil uygulamalar için

de bire bir geçerlidir. Mobil teknolojileri kendi iĢ süreçlerine adapte etmek isteyen iĢletmelerin

adaptasyon sürecinde dikkat etmeleri gereken önemli hususlar Ģunlardır (Sandars ve Dearnley, 2009):

1. Seçilen teknolojinin genel stratejiye ve ihtiyaçlara uygun olduğundan emin olunması.

2. Seçilen teknolojinin iĢletmenin kültürüne uygun olduğundan emin olunması.

3. Seçilen teknolojiyi adapte etmeden önce detaylı bir baĢlama, uyarlama ve geniĢ planı

hazırlanması ve yeni iĢ süreçlerinin nasıl olacağının belirlenmesi.

4. Seçilen teknolojiye karĢı direnci ortadan kaldırmak için adaptasyon öncesi bilgilendirme

toplantıları düzenlenmesi.

5. Ġlgili teknolojiyi kullanacak, ondan etkilenecek tüm çalıĢanların yeterli eğitim almasının

sağlanması.

6. Kullanılmaya baĢladıktan sonra minimum modifikasyon gerektirecek bir teknolojinin seçilmesi.

7. Mobil telefon ya da kablosuz veri transfer cihazlarıyla ilgili teknolojinin mümkün olduğunca çok

çalıĢan tarafından kullanılabilmesini sağlanması.

8. ÇalıĢanların yeni teknolojiye adaptasyonunu ve yeni iĢ süreçlerine geçiĢi hızlandırmak için

çalıĢanların mobil cihazlarla bağlantısının ve onları özgür bir Ģekilde kullanabilmesinin

sağlanması.

9. Yeni iĢ süreçlerinin tüm çalıĢanların katkılarıyla geliĢtirilmesini sağlanması.

10. Bilgi sistemleri departmanının tüm problemleri çözmek için tetikte tutulması.

11. Zamanla ortaya çıkacak kültürel değiĢime karĢı hazırlıklı olunması.

12. Yaratıcı ve yenilikçi olunması.

1. OTOMATĠK TANIMLAMA TEKNOLOJĠLERĠ Mobil uygulamaların etkin bir Ģekilde kullanılabilmesi için birinci öncelik lojistik operasyonlara konu

olan her parçanın doğru olarak tanımlanması gerekliliğidir. Bu tanımlama esnasında parçanın menĢei,

cinsi, miktarı, ebatları Ģayet içinde ayrıca parçalar barındırıyorsa ne ve ne miktarda oldukları doğru

olarak tanımlanmak zorundadır.

Mobil uygulamalarda önemli bir nokta olan tanımlama iĢinin yapılması için günümüz teknolojisi iĢ

dünyasına çok faydalı imkanlar sunmaktadır. Bunlar arasında barkodlar, RFID etiketleri ve bunların

okuyucuları ve yazıcıları en çok kullanılanlar arasında gelmektedir.

1.1. Barkodlar ve Barkod Okuyucular

Barkod sistemi bir dizi alfanümerik karakteri göstermek için, bir barkod ―sembolü‖ içerir. Barkod

―okuyucu‖ lar barkod sembolünü tercüme etmek için kullanılır. Barkod ―yazıcılar‖ ise, barkodları

güvenilir ve tutarlı bir Ģekilde etiket, kutu, toplama veya sevk dokümanları üzerine yazdırmak için

kullanılmaktadır.

Barkod sistemleri pek çok kağıtsız depolama sistemlerindeki ilk temel uygulamalardandır (Frazelle,

2001).

176

1.1.1. Barkod Sembolleri

Barkod, farklı kalınlıklardan oluĢan yan yana dizilmiĢ siyah çizgiler topluluğudur. Barkod aslında,

bilgisayar ve buna benzer cihazların kodlamayı okumasını kolaylaĢtırmak için yapılmıĢtır. Bilgisayara

barkod bilgisini aktarmak için barkod okuyucular kullanılmaktadır. Bu barkod okuyucular barkod

çizgilerini tarayarak, kodlama sistemini çözümler ve kodu bilgisayara aktarır (Sempa Bilgi ĠĢlem, web

a).

Bir barkod, bir dizi basılmıĢ çubuklar ve araya giren boĢluklardan oluĢur. Tek olan bu çubuk/boĢluk

dağılımı yapısı, çeĢitli alfa nümerik karakterleri, farklı kodlar içinde gösterir. AĢağıda belli baĢlı

barkod standartları ve sembolleri açıklanmıĢtır.

Code 39: Alfa-nümerik bir koddur, endüstriyel ve devlet kurumları tarafından geniĢ alanda kullanılır.

Kullanım alanları bireysel ürün kimliklendirme, sevkiyat paket ve konteyner kimliklendirmesi olarak

sayılabilir. Okuyucular tarafından çok kolay okuma yapılabilecek bir kodlama yapısına sahiptir.

Genellikle uzunluk olarak fazla yer kaplarlar (Perkon, web).

Codabar: En eski sembollerden biridir. Nümerik karakter kümesinin Ģifrelenmesine, 6 tek kontrol

karakteri ve 4 tek baĢlangıç-bitiĢ karakteri ile farklı kalemlerin sınıflarla ayrılması için kullanılır. Kan

bankaları hava yolu ekspres kargo ve kütüphane gibi, bakkaliye dıĢı perakende satıĢ noktalarında

kullanılan bir kodlama standartıdır.

Code 128: 128 karakterli ASCII kümesinin yüksek yoğunluklu kodlanması için yapı sağlar, saha

uzunluklarının çeĢitlendirir ve özenle karakter karaktere ve tam sembol entegrasyon kontrolünü yapar.

En yüksek sadece-nümerik veri yoğunluğunu sağlar. Alfanumerik kodlamaya sahip bir standarttır.

Code 128, ürün kodu dıĢında, barkod içinde farklı bilgilerin tutulması amacı ile oluĢturulmuĢtur. Code

128 barkodu ile ağırlık, tarih, ölçüm sonuçları, lokasyon, raf adres bilgileri tutulabilir. Code 128 ile

ürünün özelliklerini veya farklı bilgileri çok kolay barkod olarak basılabilir, Alfanumerik kodlama

yapılabilir.

Universal Product Code (UPC): Sadece nümerik bakkaliye / süpermarket satıĢ noktaları için

geliĢtirilmiĢ olup, yayılarak daha geniĢ ticari çevrelerde de çeĢitlenip kullanılır olmuĢtur. Perakende

ürünlerin tek ürün kimliği kayıtları için kullanılır. Sabit kod uzunluğu tek imalatçı ve ürün

kimliklendirmesi için uygundur (Frazelle, 2001). Kod‘un sol yarısı üretici firmayı, sağ yarısı ise

mamülü göstermekte kullanıla-bilmektedir.

177

EAN 13: EAN (The European Article Number – Avrupa Malzeme ve Ürün Kodu) UPC‘den doğmuĢ

ve geliĢtirilmiĢtir. EAN kendi içinde çeĢitli standartlara sahiptir. En yaygın olarak kullanılan standart

olan EAN 13, perakende ve uluslararası satıĢlarda kullanılır. Sadece nümerik ve 13 haneden oluĢur. Ġlk

üç hanesi firma kodu, sonraki dört hanesi firma kodu, sonraki beĢ hanesi ürün kodu ve son karakter

kontrol karakteridir. AĢağıda EAN-13 kod diziliĢi görülmektedir. Örnekte ülke kodu olarak Türkiye

verilmiĢtir.

EAN kodu rastgele kullanımlı bir kod değildir. EAN-13 kodunun TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar

Birliği) bünyesine bulunan Mal Numaralandırma Merkezine yapılacak baĢvuru ile alınmaktadır. EAN-

13, neredeyse tüm perakende ürünlerde kullanılmaktadır (Manas, 1998, s.87).

EAN-8: Ürüne özel verilen koddur. EAN-8 dizilimi aĢağıda verilmiĢtir. Ülke kodunu da içeren 8

haneli nümerik kodlamadan oluĢur. Ürün kodu TOBB tarafından verilir.

Ġki-Boyutlu Barkodlar: Yüksek yoğunlukta barkod olarak da bilinirler, sahadaki son geliĢmedir.

Doğrusal barkodların birinin yatay ve diğerinin aynı alanda dikey Ģekilde üst üste binmesiyle

oluĢurlar, Bu kodlar neredeyse bir sayfalık metnin, bir inç karelik alana kodlanabilmesini sağlarlar

(Frazelle, 2001). 2D Barkod ile bir personelin tüm kimlik bilgilerini, klinik uygulamalarda hastaya ait

tüm bilgileri, üretimde ürünün geçtiği aĢamaları tutulabilmektedir (Perkon, web).

Barkodlama Ģu iĢlemler için uygundur:

Ürün tanımlama

Konteyner tanımlama

Lokasyon tanımlama

Operatör tanımlama

Ekipman tanımlama

Doküman tanımlama

Genelde iĢletmelerde baĢlangıçtaki eğilim adet yerini bulsun diye, her Ģeyi barkodlamaya çalıĢmaktır.

Burada baĢarı için anahtar nokta, iletiĢimi sağlamak için gerekli barkodlama miktarını en aza

indirmektir. Eğer çok fazla barkodlama ve barkod okutma yapılırsa, barkod bastırma ve tüm barkodları

okutmak, oluĢturacağı zaman ve maliyet ile olası kazançları gölgeleyecektir.

1.1.2. Barkod Okuyucular

Barkodlar temaslı ve temassız tarayıcılar tarafından okunabilir. Temaslı tarayıcılar, barkoda temas

etmelidir. Bunlar taĢınabilir veya genelde çubuk veya ıĢıklı kalem ucunda bulunabilir. Barkod okuma

kalemi, elle barkod boyunca geçirilir. Tarayıcı çubuk veya kalemin tepesinden beyaz veya kızıl ötesi

ıĢığı dıĢarı verir, barkoddan yansıyan ıĢık desenini okur. Bu bilgi bilgisayara bir sonraki aktarım için,

yarı iletken bellekte saklanır.

178

a)Temaslı Okuyucular:

Temaslı okuyucular klavye veya manuel veri giriĢine en iyi karĢılık gelecek yöntemlerden biridir.

Alfa-nümerik enformasyon 50 inç/dakikalık bir oranda iĢlem görür. Temel bir tarayıcı için hata oranı

1/1.000.000 dur. IĢıklı kalem veya wand tarayıcıların dekoder ve ara yüz ile toplam maliyeti yaklaĢık

700$ civarıdır.

Barkod okuyucu kalem

IĢıklı kalemler bir yüzeydeki değiĢken yüzeylere duyarlı cihazlardır. Minyatür bir tarayıcı görevini

görür ve tarandığı yazılı sayfadaki metni okuyabilir. Metin doğrudan açık bir dokümana transfer

edilebilir (OpenICDL, web). Taranacak metin üzerinde kalem gezdirilir, veri bilgisayara transfer olur.

Tüm mobil kullanıcılar için uygun olan bu tip optik kalemler el bilgisayarlarına da bağlanabilmektedir.

Herhangi basılmıĢ bir metni veya negatifi tarayabilir (Li, 2010).

Metin ve barkod okuyucu kalem

b)Temassız Okuyucular:

Temassız okuyucular, portatif veya yerleĢik olabilir. Sabit ıĢıklı tarayıcıları hareketli ıĢıklı tarayıcılar

ve çiftli Ģarjlı cihazlı (Charged Couple Device, CCD) tarayıcıları içerebilirler. Temassız tarayıcılar

sabit-ıĢıklı, hareketli ıĢıklı, video kamera veya hızlı tarama teknolojilerini barındırabilir, geçtiği sırada

yüzlerce sayıda koda bakabilir ve algılayabilir. Çoğu barkod tarayıcı, kodları geliĢmiĢ kodlama

elektroniği ile tekil bir baĢlangıç ve bitiĢ noktasından ayırt ederek, çift yönlü okuyabilir.

Ayrıca, tarayıcı temin eden firmaların çoğu herhangi bir iç veya dıĢ ayarlama gerektirmeden otomatik

ayrım yapmayı sağlayan, farklı sembollerin karakter tanıma, okuma ve doğrulaması yapılmasını

sağlayan cihazlar üretmektedir.

179

Portatif barkod okuyucu

Endüstriyel uygulamalar için geniĢ bir alanda yüksek hızla ilerleyen nesnelerin, barkodunun yönüne

aldırmadan, okuma imkanı sağlayan çok yönlü barkod okuyucular piyasaya sunulmuĢtur.

Sabit (YerleĢik) Barkod Okuyucu (Patterson, 2008)

c)Sabit-IĢınlı Okuyucular:

Sabit-ıĢınlı okuyucular barkodu taramak için, durağan bir ıĢık kaynağı kullanır. Taranacak nesnenin

hareket görmesi ve ıĢından geçmesine dayanır. Sabit ıĢınlı okuyucular, hareketli nesnede sabit ve

tutarlı bir kodlama olduğu duruma dayanır.

Çok yönlü barkod tarayıcı

1.1.3. Barkod Yazıcılar

Barkod yazıcılar, etiket basmak için ideal araçlardır. Bunun birçok sebebi vardır. Sadece barkod etiketi

değil, fuar giriĢ kullanıcı kartı, sinema bileti ve daha birçok amaç için kullanılabilirler. Ancak barkod

yazıcısı diye adlandırılan yazıcıların aĢağıdaki temel özellikleri vardır:

* Termal baskı yapabilirler

* Etiketleme maliyetleri düĢüktür

* Hızlı baskı yapabilirler

* Endüstriyel tipleri mevcuttur

Bu sayede üretim, depo gibi endüstriyel alanlarda kolayca kullanılabilirler.

Yukarıda sayılan özellikler belli baĢlı özelliklerdir. Bir Inkjet veya Laser yazıcı ile kıyaslandığında

etiket baskı maliyeti son derece düĢüktür. Ayrıca Inkjet veya Laser yazıcılar ancak sayfa Ģeklinde

tasarlanan etiketlere veya tek tek besleme sureti ile yapılan etiketlere baskı yapabilirler. Bu etiketler

Inkjet ve Laser teknolojisine uygun Ģekilde üretilmiĢ olmaları gereklidir. Piyasada bulabileceğiniz en

yaygın çeĢit etiket türü A4 boyutunda bir sayfaya dizili Ģekildeki etiketlerdir. Bu etiketlerin

dezavantajı, tek bir etiket basmak zorunda olduğunuzda sayfadaki tek bir etikete basmak zorunda

180

olunması ve her seferinde baskı yapılacak etiketi seçmek zorunda olmaktır. Bunlar basit kullanım

zorluklarıdır.

Aslında daha da önemlisi, etiketleme maliyeti ve dayanıklı etiket üretimidir. Barkod yazıcılar ile PE,

karton, firma Logo'su baskılı etiket ürettirilebilir. Bu etiketler istenilen boyutlarda ve ürüne uygun

Ģekilde tasarlanabilir. Örneğin soğuk hava deposunda barındırılan gıdalarda kullanılacak etiket

yapıĢkanı ve etiket buna göre seçilmelidir veya ürün yağmura, kara, ısıya dayanıklı olacak, ürün

üzerinden çıkartıldığı zaman iz bırakmayacak nitelikte olsun isteniyorsa barkod yazıcı ile uygun

etikete, uygun Ģekilde baskı metodu ile baskı yapılmalıdır.

Barkod yazıcılar, hızlı baskı yapma niteliğine de sahiptirler. Kendi içlerinde barındırdıkları merkezi

iĢlemci birimi ve kendilerine özgü dilleri ile grafik tasarımları etiketleri dahi çok hızlı

basabilmektedirler. Microsoft Windows gibi iĢletim sistemlerinde baskı grafik tabanlı yapılır. Bu da

baskı hızını olumsuz etkiler. Halbuki barkod yazıcılara bir kaç byte göndererek barkod bastırabilmek

mümkündür (Perkon, web).

1.2. RF Etiketleri

Depolarda en sık kullanılan mobil uygulama kablosuz Radyo Frekansı (RF) sistemlerdir. Kablosuz

imkânlara sahip RF veri alma cihazları tedarik zinciri süreçleri içerisinde özellikle depolarda hareket

eden her Ģeyi tanımlama, izleme ve gözlemleme maksadı ile oldukça yaygın bir Ģekilde

kullanılmaktadırlar (Computerworld, 2005, s.52). Bu sistemin en önemli noktalarından birisi ürünlerin

üzerinde yer alan RF etiketleridir. RF etiketleri, bir etiket içine bulunan çipe, veriyi Ģifreler. Etiket özel

bir antenin etki alanına girdiğinde, çip deĢifre olur ve etiket okuyucu tarafından okunur.

Resimdeki örnekte, araç belli bir mesafeye girince, üzerinde taĢıdığı çip vasıtası ile tanımlanır ve giriĢ

kapısı otomatik açılır, kapanır. Aynı zamanda hangi araç, saat kaçta giriĢ-çıkıĢ yaptı gibi raporlama

yönelik verilerin sistemde otomatik oluĢmasını sağlar.

Saha yönetiminde RF etiketi uygulaması (örnek)

RF etiketleri programlanabilir olabilir veya kalıcı kod içerebilir ve 20-25 metre uzaklıktan

algılanabilir. Surface acoustical wave (SAW) etiketleri ise kalıcı olarak kodlanmıĢtır ve sadece 3

metrelik bir mesafe içinde okunabilir.

RF etiketleri daha çok bir konteynerin kalıcı olarak kimliklendirilmesinde kullanılır, SAW tipi

etiketlerin uzun ömürlülüğü avantajından faydalanılabilinir. Ayrıca sert çalıĢma ortamlarında, basılan

barkodların bozulma ve okunamama durumlarının yaĢandığı ortamlarda, RF etiketleri çekici

olmaktadır. Günümüzde bir etiket okuyucunun maliyeti ortalama 5000 $ civarındadır.

Programlanamayan etiketlerin fiyatı 1-50 $, programlanabilenlerinki ise 5-75 $ aralığında

değiĢmektedir.

Örneğin bir tekstil imalatçısında, kamyonun içindeki yükler, kamyonun dikiz aynasında bulunan bir

RF etiketine kodlanır. Etiketler yol üzerindeki 10 millik mesafe içerisinde okunabilir, yükleme süreci

izlenebilir ve kamyon yükünün içeriği için önceden yer ayarlanabilir. Bu teknoloji kamyon

içeriklerinin asıl ve rezerv toplama konumlarına ulaĢtığında yüklerin bekletilmeden nakliyesi ve

181

böylece depolama ihtiyacının yok edilmesi (cross-docking) ve direkt olarak koyulduğu durumlarda

yardımcı olur.

RFID ile entegre ERP teslim alma-sevkiyat ekranı

1.3. Akıllı Optik Kartlar ve Manyetik Şeritler

Manyetik kartlar genelde kredi veya banka kartlarının arkasında görülür. Genelde küçük bir alanda

yüklü miktarda veri bulundururlar. ġerit üzerinde tutulan veri değiĢtirilebilmektedir. ġerit temas ile

okunabilmelidir, ayrıca yüksek hızlı uygulamalara da izin vermelidir. Manyetik Ģeritli sistemler

genelde barkod sistemlerinden daha pahalıdır. Depolama iĢlemlerinde, kağıtsız uygulamaların bir

çeĢidi olarak, akıllı kartlar da kullanılmaktadır. Akıllı kartlar lojistik sektöründe çalıĢan tanımlamadan

malzeme yüklü römorklara, sipariĢ toplama iĢlemlerine kadar pek çok yerde kullanılmaktadır.

SipariĢ toplama uygulamalarında akıllı kartların kullanımı

Bu kartlar sırayla, her sipariĢ toplama arabasında bulunan akıllı kart okuyuculara yerleĢtirilir. Böyle

yapılırken, arabanın önünde, sipariĢ toplama turunu deponun elektronik bir haritası üzerinde

görselleĢtirmek mümkün olur. Kozmetik vb ürünler üzerine çalıĢan büyük perakendecilerin mağaza

sipariĢlerini hazırlamaları bu uygulamaya güzel bir örnek teĢkil etmektedir.

1.4. Görsel Sistemler

Görsel sistem kameraları nesnelerin resmini çeker, kodlar ve tercüme edilmesi için resimleri bir

bilgisayara yollar. Görsel sistemler en azında sınırlı bir çevre içerisinde aĢırı derecede olmayan

hızlarda mükemmel bir tutarlılıkla ―okuma‖ yapabilir. Bu sistemlerin nesne veya kod ile temas

gerektirmediği bellidir. Ama okuma iĢleminin tutarlılığı ıĢığın kalitesine bağlıdır. Görsel sistemler

ucuzlamaya baĢlamıĢ olsa da, halen pahalı sayılabilir. AĢağıdaki örnekte büyük bir posta sipariĢi

operatörüne, alım aĢaması için görsel sistem yüklenmiĢtir.

182

Görüntülü sistemler ile otomatik kabul muayenesi

Sistem, römorkla gelen kutuları depo içine taĢımak için, teleskoplu bir konvenyör üzerine

yerleĢtirilmiĢtir. Sistem gelen kutulardan barkodu bulunmayanları teĢhis eder, tanır; karton üzerindeki

ürün ve tedarikçi numarasını okur ve bir barkod yazıcısına uygun barkod etiketlerini basması için

yönlendirir.

2. OTOMATĠK ĠLETĠġĠM VE SUNUM TEKNOLOJĠLERĠ Otomatik tanımlama teknolojileri tarafından doğru olarak tanımlanarak sistemde yer alan veri tabanına

kaydedilen malzeme verilerinin yine otomatik sistemlerle operasyonun bizzat gerçekleĢtiği yer ile

sistem kontrol merkezi ya da ilgili diğer birimler arasında gerçek zamanlı olarak aktarılması gereklidir.

Bu aktarım faaliyeti gerçek zamanlı ve eksiksiz olarak gerçekleĢemediği takdirde otomatik tanımlama

teknolojilerine yapılan yatırımın büyük bir kısmı boĢa gidecektir.

Otomatik veri iletiĢim teknolojilerinin internet hatları üzerinden kullanılmasına neredeyse herkes

alıĢmıĢtır. Bu sistemlerin yardımıyla özellikle e-ticaret sistemleri faaliyetlerini tam bir doğrulukla ve

gerçek zamanlı olarak yürütebilmektedirler. Bu sayede hem depo stoklarını hem sipariĢleri hem de

sevkiyatı eĢ zamanlı olarak kontrol etme imkânına sahip olabilmektedirler. Mobil teknolojiler ise

tedarik zinciri üzerinde herhangi bir noktada faaliyet gösteren çalıĢanları hatlara, kablolara bağlı

kalmaksızın iĢlerini tam doğrulukla ve gerçek zamanlı olarak yapabilme imkânı sunmaktadır.

Günümüzde özellikle taĢıma operasyonlarında ve filo takibinde kablosuz teknolojiler baĢarı ile

kullanılmaktadır. Ancak kabloyu ortadan kaldırabilmek (McCrea, 2007; Inveon, 2009) taĢıma

operasyonlarının haricinde depo içerisinde de iĢletmelere birçok avantaj sunmaktadır. Özellikle

envanter ve depo içi lokasyonların etkin kullanımı, diğer taraftan envanter ve mali yönetim

merkezlerine günün sonunu görebilme imkanı rekabet avantajı yaratabilmek için çok kritik

hususlardır.

2.1. RF Veri İletişimleri

Portatif ve forklifte monte edilen serbest-el kullanımı sağlayan ―radyo veri terminalleri‖ envanter ve

araç/Ģoför yönetimi alanında güvenilir bir araç olarak hızla yol almaktadır.

183

Serbest el kullanımlı radyo dalgalı terminaller

Radyo veri terminalleri çok karakterli görüntü, tam klavye ve özel fonksiyon tuĢları ile birleĢim sağlar.

Ġyi konumlandırılmıĢ bir anten ve sunucu (host) bilgisayar ara yüzü birimi vasıtasıyla, önceden

belirlenmiĢ bir frekansta, iletiĢim ve mesaj alımı sağlarlar. Bu cihazlar sayesinde, stok kontrolünün

yanında, kaynakların kullanım oranı da artacaktır. Radyo veri terminalleri ile mevcut tesis veya depo

kontrol sistemi arasında, veri alıĢveriĢine imkân veren yazılım olanaklarının artması, bunların

kurulumunu oldukça kolaylaĢtırmaktadır. Veri giriĢi, ürün tanımlama ve konum doğrulama için

kurulan barkod okuma kalemleri veya tarayıcılar radyo dalgalı terminaller (RDT) yoğunlukla tesis ve

depolara koyulmuĢtur. Farklı teknolojilerin bu Ģekilde bütünleĢmesi, tek baĢlarına sağladıklarından

daha yüksek seviyede hız, tutarlılık ve verim sağlamaktadır.

Depo içerisinde ürünlerin kablosuz imkana sahip RF sistemleriyle izlenmesi hem etkin bir envanter

yönetimi yapılabilmesine imkan sağlarken aynı zamanda etkili ve süratli sipariĢ toplama imkanı

sağlayarak sipariĢ çevrim süresini azaltmak yoluyla müĢteri memnuniyet seviyesinde artıĢ sağlar

(Computerworld, 2005, s.52).

2.2. Sentetize Edilmiş Ses Destekli Sistemler

Sentetik ses sistemlerinin kullanımı depo operasyonlarında gittikçe artmaktadır.

Sesli toplama baĢlığı

Durağan sabit sistemlerde, sentetik ses sabit bir depo operatörünü yönlendirmek için kullanılır.

Örneğin bir toptan bakkaliye dağıtım merkezinde ―havaalanlarında bagaj teslim bölümündeki bagajları

getiren döner mekanizma‖ benzeri karuseller, operatörleri ıĢıklar ve doğru toplama yapılacak konumu

ve miktarı söyleyen sentetik ses yayını vasıtası ile yönlendirirler.

Mobil ses-tabanlı sistemlerde, depo operatörü mikrofonlu bir kulaklık takar. Sentetik ses vasıtasıyla

depo yönetim sistemi (WMS) depo operatörü ile bir seri iĢlem ile konuĢur. Örneğin bir palet bırakma

iĢleminde forklift operatörü belli bir paletin depoda belli bir konuma bırakılması için gerekli komutu

duyar. ĠĢlem tamamlandığında, operatör mikrofona ―bırakma tamamlandı‖ der. PeĢinden sistem

operatöre sonraki iĢlemi söyler. Eğer operatör iĢlemi yapmayı unutursa, operatör basitçe ―iĢlemi

tekrarla‖ der ve sistem iĢlemi tekrar söyler.

184

Ses tabanlı sistemlerin avantajı eller serbest Ģekilde iĢlem yapılması, operatörün gözlerinin terminal ve

ekranlarda uzak olması ve operatörün okuryazar olup olmamasının önemli olmamasıdır. Diğer bir

avantaj ise, sistemin programlandığı alıĢmadaki kolaylıktır. Basit Windows tabanlı bir yazılım paketi,

tüm iĢlem konuĢmalarını yapmak için kullanılır. Ses tabanlı bir sistem ile deponun her alanında iĢlem

yapabilmek için, ―al, bırak, yeniden stokla, sipariĢ topla, yükle‖ gibi ifadeleri içeren konuĢmalara

ihtiyaç duyulacaktır. Bu konuĢmalar geliĢtirildikten sonra, sistem kendi baĢına WMS‘e dönüĢür. Bu

yöntem tipik WMS fonksiyonlarını kazanmak için maliyet açısından tercih edilebilir bir yöntem

olabilir.

Maliyet: Tipik bir mobil ses temelli sistem maliyeti yaklaĢık RDT temelli sistem ile aynıdır, terminal

baĢına 1000-3000 $ aralığındadır.

2.3. Sanal GörüntülemeSsistemleri

Sanal ekranlar (görüntüler) depo zemini ve ürünler üzerindeki sanal bir örtü ile operatöre gösterir,

operatörü düzenleme ile patika yollardan yönlendirir ve/veya belli ürünlerde belli iĢlemleri yapmasına

olanak verir.

BaĢa giyilebilen depo ekranı (VRwarehouse.com)

Görüntüler aynı zamanda operatörü bilgisayar ekranında izleme veya bir operatörü 3 boyutlu depo

yerleĢiminde sanal bir tur yapmasına olanak verir.

Depoda sanal ürün toplama turu (VRwarehouse.com)

Bu uygulama depo sahasındaki her alanda, tam saha çalıĢma için depo elemanlarının eğitiminde

kullanılabilir

2.4. Işığa Duyarlı Sistemler

IĢık yönlendirmeli sistemler, ıĢık ve ıĢıklı alfa-nümerik ekranlar kullanarak, sipariĢ toplama,

yerleĢtirme (putaway) ve sıralama için depo iĢlemlerini yönlendirirler. En popüler kullanım alanı kayar

raflar, rafa kaldırma iĢlemi ve karusellerden yarım kutu veya sandık malzeme almadır. Kayar raf veya

185

raflama iĢleminde, her toplama konumunun önünde (konum etiketinin bulunduğu yerde) bir ıĢık

bulunur. O konumdan bir alma iĢlemi gerekli ise, lamba yanar. Alma iĢlemi yapılacak birimlerin sayısı

aynı ekrandan veya kayar rafında üzerinde veya raf bölümünde görülür.

Maliyet: Tipik bir ıĢıklı görüntüleme sisteminin maliyeti envanter kalemi (SKU pozisyonu) baĢına

100-200 $ arasındadır. Tipik toplama oranları 300-600 hat/adam saat ve tutarlılık %99.97

aralığındadır. Ġlerleme oldukça yaratacak maliyet azalacak, bu kazanç yeni donanım ve yazılım

maliyetlerine ayrılmalıdır.

Karusellerde, her karuselin önüne bir ıĢık ağacı bulunur. Karuseldeki her toplama seviyesine karĢılık

gelen, ağaçta bir ıĢık yanar. TaĢıyıcı geldiğinde, sipariĢ toplayıcısının önünde alınacak seviyedekine

karĢılık gelen ıĢık yanar.

Maliyet: Karusel toplama için tipik bir ıĢık ağacı maliyeti 100.000 $ civarındadır. Tipik bir karusel

için ürünlerin sayısını normalize edersek, 5000 $ denilebilir, bu durumda envanter kalemi (SKU)

baĢına maliyet sadece 20 $.dır.

IĢıklar direkt kutu toplama ve palet depolama ve düzeltme iĢlemlerini yönlendirmek için kullanılabilir.

2.5. Kağıtsız Toplama (Paperless Picking)

Temel amaç evrak iĢini sipariĢ toplama sürecinde ortadan kaldırmaktır. Kağıt evrak iĢlemleri sipariĢ

toplamada (order picking) hata ve verim kaybı yaratan en büyük nedenlerden biridir. IĢığa göre

toplama (pick to light), radyo frekansı ile veri iletiĢimi ve ses girdi/çıktı sistemleri sipariĢ toplama

sürecindeki evrak iĢini ortadan kaldırmak için, baĢarıyla kullanılan teknolojilerdir (Frazelle, 2001).

3. DEPO YÖNETĠM SĠSTEMLERĠ VE DESTEKLEYEN MOBĠL

TEKNOLOJĠLER

3.1. Mobil Teknolojiler ile Entegre Edilmiş Depo Yönetim Sistemleri

Depo Yönetim Sistemleri (WMS), depo bünyesinde icra edilen tüm operasyonları etkin bir Ģekilde,

gerçek zamanlı yönetmek üzere tasarlanmıĢ dinamik bir sistem olup kullanıcıların en kısa zamanda, en

az kaynakla kağıtsız ve hatasız iĢlem yapabilmesine olanak sağlar.

Depo Yönetim Sistemlerine entegre edilmiĢ teknolojiler arasında bulunan data terminalleri batch tipi

bilgi toplama imkanı sağlar ve kablosuz okuyucu 30 metre ile 100 metre arasında değiĢen mesafelerde,

bilgi aktarımı yapma imkanı sağlanmaktadır. Barkod yazıcılarla ise teslim alınan lojistik materyalin

güvenli bir Ģekilde etiketlenmesi sağlanmaktadır. Windows CE veri tabanlı taĢınabilir terminalleri ile

ise GPRS veya 802.11 b/g wireless network ağı ile sisteme entegre edilebilmektedir. Bu sayede depo

içi ve depo dıĢı lojistik faaliyetlerde rahatlıkla kullanılabilmektedir.

Eğer firmanın potansiyeli uygunsa değiĢik alanlarda RFID teknolojisi kullanılarak ürünlere barkod

uygulamaları ile eĢgüdümlü olarak, daha hızlı ve daha doğru eriĢim sağlanabilmektedir. RFID

uygulamaları amaç olarak çok uygun olarak gözükse de uygulama aĢamasında maliyet ve güvenlik

gibi nedenlerden dolayı tek baĢına kullanılması tercih edilmeyen bir yöntemdir. Fakat barkod ve diğer

mobil uygulamaları destekleyici ve doğrulayıcı bir sistemdir. Zaman içerisinde diğer yeni geliĢen

teknolojilerin yaĢadığı önce yavaĢ sonra hızlı yaygınlaĢma süreci RFID teknolojisinde de

yaĢanmaktadır.

Mobil teknolojilerin WMS‘e entegre edilmesi zaman tasarrufu sağlarken, muhtemel hataları minimize

eder. Bu yapıda depo personeli; RF (Radio Frequency) El ve Forklift terminalleri, ve PC terminalleri

ile tüm iĢlemleri yürütür, sorgular ve raporlar. Fiilen gerçekleĢtirilen tüm hareket ve iĢlemlerin mobil

ekipmanlar ile sisteme eĢzamanlı olarak kaydedilmesiyle, hem gerçek zamanlı izlenebilirlik sağlanır,

hem de çalıĢanların performans değerlendirmeleri için güvenilir ve tutarlı veriler elde etmek mümkün

olur (SAP Türkiye, web). Kablosuz ağ altyapısının kullanımıyla karar verme, izleme ve raporlama

anlık olarak yapılır. Veri kayıtları ise, otomatik tanıma teknolojileri kullanılarak yönetilir. Anlık gelen

186

bilgiler sayesinde ürün ve iĢlem bazında öncelikler belirlenebileceği gibi kullanılan forklift ve diğer

ekipmanlar da detaylı olarak tanımlanır ve kendilerine en uygun iĢlere atanırlar.

DıĢarıdan gelen paletlerin, kalite kontrol bilgilerinin de, el terminali vasıtası ile iĢlenmesi mümkündür.

Gelen palet bilgilerine göre WMS forklift iĢ emirlerini oluĢturabilir ve radyo sinyalleri ile forklift

terminallerine iletir. Emri alan forklift operatörü palet/alındığı yer/yerleĢtirileceği adres bilgilerini

okutarak, emri uygular. Ürün yerleĢtirildikten sonra, adres bilgileri ile sisteme kaydedilir. Böylece

adres, depo ve palet bazında, seri numarası ile FIFO ve lot takibi kolaylıkla yapılır.

Yine baĢka bir uygulama alanında kamyon rampaya girdiği an, sürecin otomatik baĢlamasıdır. Her

ürün için, palet/koli veya adet bazında otomatik ―toplama emirleri‖ oluĢturmak mümkündür. Palet

yerleri telsiz sinyali ve toplama iĢ emri ile forklift terminaline iletilir. Forkliftler aldıkları emirleri palet

kodu/alınan yer/yükleme adres bilgisini okutarak uygular. Benzer Ģekilde araç yüklerken RF

terminalleri ile liste kontrol edilir. Radyo frekanslı el terminalleri ve kablosuz ağ iletiĢimi ile

desteklenmiĢ bir WMS kullanımında, verilerin anlık güncellenmesi ile iĢler otomatize edilmekte,

hatalar azalmakta, hız ve verimlilik büyük ölçüde artmaktadır. Ayrıca network kablolama gibi az

sayılmayacak uğraĢ, sermaye ve alan gerektiren sorunlar ortadan kaldırılmıĢ olur.

3.2. Kablosuz Ağ

Lojistik sektöründeki mobil uygulamalara yön veren diğer bir teknoloji ise, kablosuz iletiĢimdir. Yerel

alan ağı (WLAN) veya uzak alan ağı (GPRS) gibi kablosuz iletiĢim opsiyonlarına sahip yüksek

teknoloji mobil cihazlar ile lojistik çalıĢanları her zaman her yerde iletiĢim özgürlüğüne sahip olmakta,

kurumsal kaynaklara rahatlıkla ulaĢabilmektedir. Kullanıcılar sahadan kurumsal kaynaklara

ulaĢabilirken sahada yapılan iĢlemler anında güncellenerek internet üzerinden bilgi dağıtılabilir.

Böylece örneğin bir kuryenin teslim ettiği paketin teslim edildiği bilgisi, teslimatın

gerçekleĢtirilmesinden birkaç dakika sonra, internet aracılığı ile duyurulabilir. Ayrıca operatörler

sahadaki kullanıcılara ulaĢarak, kullanıcıları yönlendirebilir. GPRS teknolojisine sahip el terminalleri

ile cep telefonu görüĢmesi yapmak da mümkündür (Ambar, 2009).

Merkezi olarak yönetilen terminallerde, güncelleme iĢlemleri ise tek bir adımda zaman kaybetmeden

gerçekleĢtirilmektedir. (Sempa Bilgi ĠĢlem, web b)

Üretimden, malların depoya alınmasından, sevkiyat aĢamasına kadar tüm iĢlemler mobil terminaller ve

yazlım ile yürütülebilir (Sempa Bilgi ĠĢlem, web b). El terminalleriyle, barkod okutma suretiyle

yapılan iĢlemlerle, üretilen ürünlerin depoya kabulü, stokların anlık ve doğru izlenmesi

sağlanmaktadır. RF el terminalleriyle yapılan çalıĢmalar, depo operasyonlarını hızlandırmasının yanı

sıra rutin iĢlerdeki denetimini sağlayarak, planlamanın daha iyi yapılmasını sağlar. SipariĢlerin

elektronik olarak kontrol edilerek yüklenmesi, sevk edilecek sipariĢlerin el terminallerinden izlenmesi

ve sevk edilmesi de Ģirket içi iletiĢimi hızlandırarak, iĢ sonuçlarının anında görülmesi sağlandı.

Periyodik yapılabilen sayımlar el terminalleriyle daha kısa sürede yapılabilir.

Tüm bu cihazlar, geliĢen teknolojik yenilikleri ile iĢletmelere minimum kayıp, hız ve toplanan

verilerin iĢlenmesi ve raporlanmasından doğan zaman kayıplarını engellemektedir.

3.3. Mobil Terminaller

Mobil el terminalleri mal kabul, sevkiyat, satıĢ ve sayım iĢleminin yapılması için geliĢtirilmiĢtir

(Admin BiliĢim, web). Mobil terminallerde bulunan entegre barkod okuyucular ve imager modülleri,

koli ve paketler üzerinde yer alan bilgilerin hızlı ve hatasız girilmesinin vazgeçilmez unsurudur.

Fotoğraflama modülü taĢıyan el terminalleri, hızlı bilgi giriĢinin yanı sıra, teslimatı yapılan ürünün

hasarsız olarak teslim edildiğine dair resim çekebildiği gibi teslimatın kanıtı olarak alıcı kiĢinin

kendisinin ya da kimlik bilgilerinin resmini çekebilmektedir (Ambar, 2009).

187

Çok fonksiyonlu el terminali örneği

Çok fonksiyonlu bir el terminalindeki olası özellikler aĢağıda özetlenmiĢtir (Mobil Veri Toplama

Sistemleri, web):

3.3.1. Darbeye dayanıklı LCD ekran:

Ekrandaki yazılar ve görüntüler, güçlü güneĢ ıĢığı dahil tüm ıĢık koĢullarında mükemmel bir Ģekilde

görüntülenebilmelidir. Güçlü Ģok ve darbeleri emmeli ve ekran dayanıklılığı fazla olmalıdır. Daha az

enerji tüketimi sayesinde ise cihazın batarya kullanım süresi de arttırılmaktadır.

3.3.2. Temassız smart kart okuyucu/yazıcı:

Temassız Smart Kart Okuyucu/Yazıcı teknolojisi, kısa mesafe kablosuz iletiĢimi ile manyetik kart ve

el terminal arasında veri iletiĢimini sağlar. Güvenli Kullanıcı GiriĢi, EriĢim Kontrolü ve Yolcu Bileti

Kontrolü gibi uygulamalarda kullanılabilir.

3.3.3. Üstün barkod okuma performansı:

1D boyutlu barkod gerektiren uygulamalara yönelik hızlı ve yüksek okuma baĢarı sağlayan Lazer

Barkod Okuyucusunun yanı sıra, 2D barkod gerektiren uygulamalar içinde üstün okuma performanslı

cmos imager teknolojisini sunmalıdır.

3.3.4. Zor Ģartlar için üst düzey dayanıklılık:

Toz ve su sıçrama (IEC60529 standardına uygun), yükseklikten beton zemine düĢürülme ve 3G

Ģiddetinde ulusal standartlara uygun titreĢim testlerine tabi tutulmuĢ olmalıdır. LCD ekran, bir demir

bilyenin yüksekten düĢürülmesi ile dayanıklılık testinden geçmiĢ olmalıdır.

3.3.5. Ġnsan odaklı tasarım:

TuĢ takımı kullanıcının baĢparmağı ile tuĢlara kolayca eriĢimini sağlamalıdır. Ayrıca özel uygulamalar

için kullanıcının tanımlayabileceği, ana tuĢ takımından ayrılmıĢ farklı renkli fonksiyon tuĢları

bulunmalıdır. Örneğin 3 Adet Barkod Okuyucu tuĢu ile her iki el ile de barkodlar rahatça okunabilir.

Ġnsan odaklı ergonomik tasarımı uluslararası ISO13407 standardına uygun olarak, kullanıcıların

el yapılarına ve kullanım Ģekillerine uygun yapıda olmalıdır.

3.3.6. Kamera:

Fotoğraf çekme fonksiyonu sayesinde, uygulamalarda farklı bir fotoğraf makinesi taĢımaya veya iki

farklı cihazdaki bilgileri birleĢtirmeye gerek kalmadan kolay kullanım sağlanır. Bu fonksiyon

sayesinde çözümlerinizde verimlilik artıĢı sağlanabilir veya yeni çözümler geliĢtirilebilir. Autofocus,

flaĢlı ve Ģu an için en az 2 megapiksel özellikli olması tercih edilmelidir.

3.3.7. Mobil iĢletim sistemi:

188

Mobil ürünler ve PDA cihazları için geliĢtirilmiĢ en son iĢletim sistemi kullanılmalı ve yeni kurumsal

iĢ çözümleri bu platformlar üzerinde geliĢtirilebilmelidir. Örnek: Microsoft Windows Mobile 6.5

ĠĢletim Sistemi

3.3.8. Esnek ve zengin model seçenekleri:

Farklı tipte hafıza kartı ve SIM kart yuvalarına sahip olması sahip olması kolaylık sağlar. Arkasında

bulunacak bir geniĢleme yuvası sayesinde, ileride yeni çıkabilecek teknolojilere uyumluluk

sağlayabilir.

3.4. GSM, GPRS, EDGE, 3G

Mobil bilgisayarlar, el terminalleri, barkod okuyucu ve kablosuz ağ altyapısı ürünleri lojistik ve

perakende Ģirketlerinin operas-yonlarının kalbi, eli ve ayağı konumundadır (BT Haber, 2010)

Cep telefonları üzerinde çalıĢan uygulamalarla, teslim iĢlemleri gerçek zamanlı olarak müĢterilere

raporlayabilir duruma gelinmektedir. (BT Haber, 2010). Lojistik sektöründe kullanılan el terminalleri

ile birlikte, sahada çalıĢanlar kurumsal kaynaklara anında sahadan ulaĢmak mümkündür.

GPRS (General Packet Radio Service): GSM altyapısının üzerine kurulan ve cep telefonu

aracılığıyla GSM ağı üzerinden Internet'e bağlanmayı sağlayan bir veri iletiĢim teknolojisidir. Bu

sistemde aboneler, Ġnternet'e bağlı kalındığı süreye göre değil, yalnızca alıp gönderdikleri veri miktarı

kadar ödeme yaparlar (Ġzmir SRC, web).

WAP (Wireless Application Protocol) : Kablosuz ĠletiĢim Protokolü WAP kullanıcıların bu

teknoloji sayesinde cep telefonları veya diğer mobil terminaller aracılığıyla hiçbir kablo ve arabirim

bağlantısına ihtiyaç duymadan internete eriĢimlerini sağlayan kablosuz iletiĢim standardıdır. WAP

internet haberleĢmesinin çeĢitli bilgi ve haberleĢme hizmetlerinin mobil kullanıcılara kolayca

ulaĢmasını sağlar (Ġzmir SRC, web).

Bir uygulamada ise el terminalleri ile GPRS üzerinden gönderilen ve alınan verilerin güvenliği için

GSM operatörü ile firma arasında APN hattında özel bir tünelleme (VPN) yapılmıĢtır. Bu sayede

donanım güvenliği sağlanırken, servis uygulamaları dıĢında iĢlem yapılmadığından, ek GPRS tüketimi

engellenmekte ve yüksek iĢlem hızına ulaĢılarak; ekonomik olarak da katkı sağlamaktadır (Boydak,

web).

3G teknolojisi, GSM hatları üzerinden pek çok farklı uygulama kullanılmasına olanak verirken,

kurumsal bazda da önemli yenilikler getirmektedir. Daha geniĢ bant geniĢliği gerektiren uygulamaların

mobil cihazlarla kullanılabilmesiyle, kurumların saha ekiplerinin daha ''etkin'' iletiĢim sürecine sahip

olması ve firmaların iĢ süreçlerinin hızlanması, etkinliklerinin artması beklenmektedir. 3G ile kablolu

bağlantının olmadığı yerlerde yüksek hızlı internet iletiĢiminin olanaklı hale geleceğini, bunun,

hareket halindeki mobil taĢıtlarda internet ve veri iletiĢimini kolaylaĢtıracaktır. Özellikle uzak

noktalardan görüntü taĢıma, bu bilgileri depolama, paylaĢma mümkün olacak ve sürekli çevrimiçi

görüntülü iletiĢim sağlanacaktır.

3G teknolojisinin altyapısal anlamda getirdiği 2 değiĢiklik, ''yüksek hızda ve büyük miktarda kablosuz

veri transferine olanak sağlanması'' ve ''standart GSM teknolojisine göre daha detaylı lokasyon

belirleyebilme kabiliyeti'' olarak sıralanabilir. 'Eskiden mobil internet bağlantısı yavaĢlığı ve

problemleri sebebiyle, mobil iĢ uygulamaları genellikle ―bağlantısız‖ (disconnected) olarak çalıĢırdı.

Günün sonunda verilerini senkronize ederdi. Ama önce EDGE altyapısı ve kapsama alanının

geniĢlemesi, Ģimdi de 3G'nin gelmesiyle birlikte mobil uygulamaların ―her zaman bağlı‖ (always-

connected), yönündeki mimarilerle geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. ÇeĢitli mobil uygulamaların, cihaz

üzerinde çalıĢan bir yazılım yerine, internetle eriĢilen bir web uygulamasına dönüĢtüğü söylenebilir.

Bu da birçok iĢlemi eskisine göre, çok daha gerçek zamanlı yapmaya izin vermektedir.

3G sayesinde yüksek bant geniĢliği gerektiren mobil uygulamalar cep telefonu ve mobil cihazlardan

kullanabilmekte, mobil ofis uygulamasıyla uzaktan çalıĢma olanağını artırmaktadır (Zaman, 2009).

3.5. Mobil Barkod Yazıcılar

Mobil barkod yazıcılar her türlü mobil uygulamalar için tasarlanmıĢ, kolay taĢınabilirdirler. Hafif,

hızlı ve ekonomik baskı yapabilmektedirler. Gerek stok ürünlerin barkodlanmasında, gerek üretim

189

bantlarında, gerekse paket servislerinde rahatlıkla kullanılabilmektedirler. Özellikle mobil

uygulamalar için özel uygulamalar geliĢtirmek mümkündür.

Yoğun etiketleme yapan firmalar için oldukça uygun olan konveyör bant üzerinde kullanılabilen

barkod yazıcıları ile zaman kaybını, etiket israfını ve fazladan personel kullanımını ortadan

kaldırmaktadır. Bu sistem ile, hem çok kısa zamanda bir etiketleme yapılabilir, hem de yanlıĢ

etiketleme ya da etiketlememe olasılığını ortadan kaldırırken, etiketlenmiĢ olan ürünlerde stoklama ya

da sevkiyat noktasına giderken sayılarak ve sınıflanarak gitmesini sağlamak mümkün olur. Alınacak

raporlarla stoklar kontrol edilir (Metro Bilgi ĠĢlem, web).

SONUÇ VE ÖNERĠLER

Lojistik yönetimi basit anlamda müĢteri tatminini sağlamaya çalıĢırken talep değiĢkenliğine uyum

sağlamak ve hızlı yanıt verebilmek için biliĢim teknolojilerinden oldukça yararlanmak zorundadır.

Çünkü iĢlenecek bilgi çok, zaman ise çok azdır. Yapılan hatalar ise geri dönülemez zararlara sebep

olabilmektedir.

Bu amaçla teknoloji firmaları ürettiği taĢınabilir terminaller, kablosuz barkod okuyucular, barkod

yazıcılar ve bunlarla entegre olabilen her türlü kablosuz teknolojiyi kullanarak lojistik sektörünün

ihtiyaçlarını karĢılamaya çalıĢmaktadır.

Barkod sistemleri RF etiketleriyle otomatik tanımlama bilgi teknolojileri (BT) alanındaki yenilikler

1990‘lardan bu yana ĢaĢırtıcı bir hızla geliĢme göstermiĢtir. Ġlk olarak hızla yayılan internet ve ağ

teknolojisinin ilerlemesi, hemen hemen her yerden internet ağına giriĢe olanak vermiĢtir. Bunun

sonucu olarak, internet uygulamalarından doğan e-ticaret ve mobil ticaret gibi araçlar küresel

iĢletmeler ve Ģirketler arası uygulamalar için teknoloji altyapısı sağlamaktadır. Ayrıca hesaplama

gücündeki sürekli artıĢ ve bilgisayar donanımlarının düĢmekte olan fiyatları, ileri planlama

programlama (APS) veya tedarik zinciri ağ planlama uygulamaları gibi çalıĢmanın ileriki konusunda

açıklanacak olan birçok yeni yazılım çözümlerini mümkün hale getirmiĢtir (Gülenç ve Karagöz,

2008).

BT, lojistiğin vazgeçilmez bir destekçisidir. Lojistik firmalarının yatırımları devam ettikçe, BT

yatırımlarının da bunu desteklemesi gerekmektedir. BT ekipleri olmadan, hiçbir projeye baĢlanmamalı

ve bir karar alınmamalıdır (ERP Haber, 2009).

Lojistik ve depo yönetiminde pek çok ürün çeĢidinin bir arada bulunması ve farklı noktalara teslimatı,

tedarikçilerle olan iĢ birlikleri ve çalıĢma Ģekillerindeki farklılıklar; BT‘nin ve mobil uygulamaların

perakende sektörü içinde gelecekte bilgi teknolojilerinin daha da etkin kullanılacağının sinyallerini

vermektedir (Univera, web).

Bugün lojistikte maliyetlerin indirilmesi lojistik süreçlerin depo yazılımı, depo otomasyonu, nakliye

otomasyonu gibi fonksiyonlarla teknolojik ortama aktarılması sayesinde olur. Depo otomasyonu

sayesinde depo, kontrol altına alınır, kapasite daha iyi kullanılır, insana bağımlık ortadan kalkar.

Lojistik sektöründe biliĢim teknolojileri uygulamaları, özellikle Internet‘in iĢletmelerde yaygın bir

biçimde kullanımıyla ivme kazanmıĢtır. Lojistik faaliyetlerinin her aĢamasında biliĢim teknolojileri

yapılandırılarak, isletmeye aĢağıdaki önemli edinimleri sağlamaktadır (Ġgeme, web):

Tüm lojistik iĢlemlerinde o iĢin gerçekleĢtirilmesine yönelik uzman sistemlerden yararlanılması,

iĢlemlerin ve evrakların elektronik ortamda standart bir format üzerinden gerçekleĢtirilmesi ve

hazırlanması sağlanmaktadır.

Teslimatın gecikmesi, stok kontrolü, teslimat veya sipariĢ zamanlarının değiĢtirilmesi gibi

nedenlerle ortaya çıkan sorunlar hakkında müĢteriler veya alıcılara eĢ zamanlı olarak iletiĢim

kurma fırsatı vermesi ve bu durumun isletme veri tabanında görülmesini sağlamaktadır.

SipariĢ veren isletmelere verdikleri sipariĢin durumunu her aĢamada ve sürede kendi

isletmelerinden kontrol etme ve bilgilenme olanağı sağlamaktadır.

SipariĢe göre üretilen ürünlerde ya da teslimat sürecinde meydana gelebilecek her türlü

değiĢiklikleri anında taraflara iletebilme olanağı sağlamaktadır.

Donanım Yatırımları:

190

Lojistik sektörü bu teknolojik geliĢmeleri en yakından takip eden ve kendi bünyesine en hızlı

uyarlayarak, sonuçları alan sektör olarak öne çıkmaktadır. Rekabetin yoğun yaĢandığı bu sektörde,

firmalar farklılıklarını ancak teknolojiye yatırım yaparak ortaya çıkarabilmektedir.

Teknoloji hizmeti sağlayan firmaları da lojistik sektöründeki firmaların ihtiyaçlarına özel katma

değerli hizmetler ve yazılım çözümleri sunmaktadır. Sektörde kullanılan barkod teknolojisinden, son

yıllarda önemi artan RFID teknolojisine; kablosuz ağ ürünlerinden sarf malzemelerine; ambar yönetim

sisteminden, saha satıĢ sistemine kadar lojistik sektörünün teknolojik ihtiyacını karĢılayacak ürün

çeĢitliliği sunmaktadır.

Depolama açısından otomatik veri toplama (OVT) kapsamında sunulan ürün ve çözümler

Ģunlardır: barkod yazıcılar, etiketleme yazılımları, otomatik etiket aplikatörleri, barkod yazıcı sarf

malzemeleri, barkod okuyucular, mobil terminaller, mobil yazıcılar, kablosuz ağ ürünleri, RFID

sistemleri, RTLS sistemleri (Ambar, 2009).

Teknoloji firmaları lojistik hizmet sağlayan firmalardaki mevcut yapıların yenilenmesi ve ayakta

tutulması için, her türlü hizmeti sağlama çalıĢmaktadır. Önümüzdeki dönem bu sektördeki müĢterilerin

yeni teknolojileri kullanması için, ciddi yatırımlar yapılmaktadır. Çoğunluğa bakıldığında,

önümüzdeki yıllardaki hedefleri ise RFID kontrollü depo projelerini hayata geçirebilmek olarak

gözükmektedir. Bu doğrultuda, lojistik firmalarının tedarikçilerden mal kabulünü RFID teknolojisini

kullanarak hızlandırmayı ve doğruluğu artırmayı sağlayacak çözümler gerçekleĢtireceklerini, bu

sayede tedarikçinin malının en kısa sürede reyondaki yerine almasına imkan sağlanacağını, böylece

hem tedarikçi hem de perakendeci için verimlilik artacağı hedeflenmektedir. RFID projelerinin hayata

geçmesi, barkod teknolojisine göre daha uzun süreç istemektedir.

Lojistik firmalarının mobil uygulamalarının gerçekleĢmesi konusundaki yatırımları incelendiğinde,

ofislerin merkez ile bağlantısında kapasite artıĢı, internet ve iletiĢim altyapısını geliĢtirmek, çok daha

hızlı internet eriĢimine sahip, en az kesinti ile iletiĢimimizi sürekli hale getirmek ve güvenlik altyapısı

yenileme çalıĢmaları ön plandadır. Ciddi bilgisayar ve çevre birimleri yatırımları, iletiĢim altyapılarını

yer yer fiber optik hale getirme çalıĢmaları, RF‘li barkod okuyucu sayısını artmak bu yatırımlardan sık

karĢılaĢılanlardır. Ayrıca el terminalleri ile EDGE üzerinden çalıĢacak uygulamalar devreye

alınmaktadır (ERP Haber, 2009; BT Haber, 2010).

BT yatırımları sürecini etkileyen faktörler arasında fiyat, kalite, garanti süresi, markaya güven ve

marka bilinirliği en önde gözükmektedir. Ödemelerde kolaylığın da önemli olduğu gözükmektedir.

Rakiplerin kullanmasının önemi ise, çok fazla değildir. (BT Haber, 2010)

Yazılım yatırımı:

Mobil uygulamalar ile entegre çalıĢan yazılım yatırımları incelendiğinde, ERP yazılımı ve doküman

görüntüleme üzerine yatırım gerçekleĢtirildiği, bu yatırımlarla temel amaçlarının, müĢterilere daha

hızlı bilgi akıĢı sağlama, operasyonel süreçleri kısaltma, iyileĢtirme ve iĢletim maliyetlerinde tasarruf

sağlamak olduğun gözlemlenmektedir.

ERP ve WMS ile beraber çalıĢabilecek, karar vermeyi kolaylaĢtıracak raporlama araçları arayıĢları ise,

yeni trendler arasında yer almaktadır. Tüm kullanılan sistemlerin bilgi ile beslediği ERP yazılımı

üzerine, BI iĢ zekâsı uygulamasını ekleyerek, operasyonel - finansal performansı karneler bazında

izlemek, ilgili özet/detay raporlara ulaĢabilmek mümkün olmaktadır (BT Haber, 2010).

Türkiye’de İhtiyaç:

Dağıtım ve Lojistik otomasyonu projelerinde (bir proje ile ilgili baĢta donanım-yazılım ve

kuruluĢlar olmak üzere tüm hizmetlerin sağlanmasından, uygulamanın bir elemanı ile birlikte

server‘larında ―host‖ edilmesine kadar) tüm hizmetlerde ―Komple Çözüm‖ felsefesi ile çalıĢması.

Kurumların her müĢteriye yönelik bir proje metodolojisinin olması ve iĢin projenin komple

yönetimi

MüĢterileri görüĢ ve isteklerinin yazılımlara büyük etkisi olduğu ; ―MüĢteri Odaklı‖ bir Ģirket

organizasyonlarının olması (Univera, web).

191

Türkiye‘de lojistiği bu kadar dağınık yapan en önem neden lojistik yazılımların henüz daha oluĢmamıĢ

ve geliĢmemiĢ olmasıdır. Birkaç yazılım Ģirketi var bulunmaktadır, bunlar da ihtiyaçları çok efektif

karĢılamamaktadır. Maliyet ve zaman konusunda çözüm üretememektedirler. Bu nedenle değiĢtirilmiĢ,

yeniden yazılmıĢ ve lojistik firmasına uyarlanmıĢ bazı yazılımlarla, kendi çözümünü üretmeye çalıĢan

firmalar da görülmektedir. Bu en geri kalmıĢ konulardan biri olarak hızla geliĢmesi gereken bir

konudur (BT Haber, 2010). Süper kullanıcılardan oluĢan komitelerin tasarladığı sistemleri, mümkün

olduğunca ortak ve standart uygulamalar haline getirmek doğru bir hedef olacaktır (ERP Haber, 2009).

192

KAYNAKLAR Yazılı Kaynaklar:

Arat, M. (2006) Yönetimin Geleceği, Varlık Yayınları, Ġstanbul.

Collis, J. (2004) Ġyi‘den Mükemmel ġirkete. 2. Basım. Boyner Yayınları: Ġstanbul.

Computerworld (2005) Mobile & Wireless, Computerworld, May 16, s.52

Frazelle, E.H. (2001) Paperless and wireless logistics systems, Supply Chain Strategy: The Logistics

of Supply Chain Management. McGraw-Hill, New York, ss.295-307.

Gülenç, Ġ.F. ve Karagöz, B. (2008) E-lojistik ve Türkiye‘de e-lojistik uygulamaları, Kocaeli

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15(1), ss.73-91.

Manas, A. (1998) Barkodlu bir yaĢama baĢlarken, Bilgisayar Dergisi, Eylül, s.87.

McCrea, B. (2007) Cutting the cord, Logistics Management, Vol.46(1), ss.41-44,

www.logisticsmgmt.com.

Sandars, J. ve Dearnley, C. (2009) Twelve tips fort he use of mobile technologies for work based

assessment, Medical Teacher, Vol.31, ss.18-21.

Sarısakal, M.N. ve Aydın, M.A. (2003) E-ticaretin yeni yüzü mobil ticaret, Havacılık ve Uzay

Teknolojileri Dergisi, Cilt.1, Sayı.2, ss.83-90.

Ġnternet Kaynakları:

Admin BiliĢim, Depo/Lojistik Çözümleri,

http://www.adminbilisim.com.tr/v2/index.php?option=com_content&view=article&id=69:depo-

lojistik-sevkiyat-sayim-online-satis&catid=36:mobil-cozumler&Itemid=80

Ambar (2009) Teknolojiden vazgeçmeyen sektör: Lojistik, http://www.ambar. com.tr/

teknoloji/3093.html, 11.03.2009

Boydak, Turkcell Boydak Mobil Uygulama Projesi, www.boydak.com/files/file/ bizbize/bizbize21.pdf

BT Haber Dergisi, Perakende/Lojistik, sayı: Nisan 2010, http://www.cozumyazilim.

com.tr/Documents/perakende.pdf

ERP Haber (2009), Lojistik ġirketlerinin ERP görüĢleri, http://www.erphaber.com/ 313/lojistik-

sirketlerinin-erp-gorusleri/, 02.03.2009

Ġgeme, www.igeme.org.tr

Inveon (2009) Kabloyu kopartabilen rekabette öne geçiyor, http://www.

inveon.com.tr/Haberler/Basin-Bultenlerimiz/Inveon_at_BThaber.aspx,

Ġzmir SRC, www.izmirsrc.com/sunu/src3_ iletisim_teknolojileri.ppt

Li, Weiqi (2010) Bus181 Fundamentals of Information Systems course notes, Chap.5 Computer

Hardware: Input, Output and Storage http://www.flint.

umich.edu/~weli/courses/bus181/notes/chap5.html

Metro Bilgi ĠĢlem, http://www. metrobilgiislem. com.tr/etiketleme.htm

Mobil Veri Toplama Sistemleri, http://www.mobilveritoplama.com/category/el-terminali-el-

terminalleri/

OpenICDL, http://www.openicdl.com/ courses/mod1/ch02s03.html

Patterson, Rich (2008) CISD32 Oracle 10g Forms and Reports course notes,

http://www.mtsac.edu/~rpatters/CISB11/Chapters/Chapter_05/Chap05/LectureMain.htm

Perkon, Kare Kod, http://www.perkon. com.tr/kare-kod-2.html

SAP Türkiye, http://www.sap.com/turkey/ press.epx?pressid=11998

193

Sempa Bilgi ĠĢlem (a) http://www.sempa. com.tr/barkodnedir.html

Sempa Bilgi ĠĢlem (b) http://www.sempa. com.tr/lsocean.html

Univera, http://www.univera.com.tr/Haber/

32/univera_15_altin_yili_geride_birakmanin_mutlulugunu_yasiyor%20.aspx

Zaman (2009) 3G, kurumların iĢ yapma biçimlerini değiĢtirecek, http://www.

zaman.com.tr/haber.do?haberno=873846, 27.07.2009.

ÖZGEÇMĠġ Yrd.Doç.Dr. A.Zafer ACAR

1965 yılında Ġstanbul‘da doğmuĢtur. Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu eğitimlerini müteakip

TSK lojistik kadrolarında 21 yıl görev aldıktan sonra 2008 yılında Albay rütbesi ile emekliye ayrılarak

akademik hayata geçmiĢtir.

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü‘nde ―ĠĢletme‖, Beykent Üniversitesi‘nde ―Lojistik‖ üzerine yüksek

lisans eğitimlerini tamamlamıĢtır. Doktora derecesini iĢletme ana bilim dalında hazırladığı ―Rekabet

Avantajı Sağlamada Kaynak Tabanlı ĠĢletme Yeteneklerinin Rolü‖ baĢlıklı tez çalıĢmasıyla Gebze

Yüksek Teknoloji Enstitü‘sünden almıĢtır.

Halen Okan Üniversitesi ĠĠBF Uluslararası Lojistik Bölüm BaĢkanlığı görevini yürütmektedir. Yerli ve

yabancı dergilerde basılmıĢ bir çok akademik makalenin yanı sıra ―Depo ve Depolama Yönetimi‖

isimli bir kitabı bulunmaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Ünivesitesi, MYO

HasanpaĢa, Uzunçayır Cad. No:4/A.

Telefon: 0216.3254818-119

E-posta: [email protected]

Dr.Batuhan KOCAOĞLU

Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde lisans, yüksek lisans, doktora eğitimini

tamamlamıĢtır. Yüksek lisans tezinde üçüncü parti lojistik yönetimi, doktora tezinde ise tedarik zinciri

yönetiminde SCOR modeli ile performans değerlendirmeyi incelemiĢtir.

Uluslararası deniz konteyner taĢımacığı yapan bir firmada kurucu ortak ve operasyon uzmanı olarak

görev almıĢtır. Yıldız Teknik Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği bölümünde araĢtırma görevlisi

olarak çalıĢmıĢ, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi uygulamaları üzerine araĢtırmalar yapmıĢtır.

Yabancı bir firmada, stratejik satınalma süreçlerinin tedarik zincirinde modellenmesi konusunda proje

danıĢmanlığı yapmıĢtır. Metal bağlantı elemanları üretimi yapan 200 kiĢilik bir fabrikada üretim

planlama yöneticisi, ERP proje uyarlamasında proje yöneticisi, ERP sorumlusu ve analisti olarak 6

yıldır görevine devam etmektedir.

Okan Üniversitesi‘nde Endüstri ve Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinde ERP dersleri vermiĢtir,

halen Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu‘nda Lojistik ve Bilgisayar Programcılığı bölümlerinde

ders vermeye devam etmektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

Tuzla Mermerciler O.S.Sitesi No:7

Telefon: 0216.5939000-120

E-posta: [email protected]

194

XVII. BÖLÜM TÜRK DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL YAKLAġIMLAR

Özgür KARAMANLI ġEKEROĞLU, Okan Üniversitesi

ÖZET

Bu bölümde, Türk Deri Sektörü‘nün tek pazara odaklanmıĢ olma, tanıtım faaliyetlerinin eksikliği,

markalaĢma konusundaki yetersizlikler gibi sektörel nedenlerin yanında küresel ekonomik krizler gibi

nedenlerle yeni pazarlama stratejileri geliĢtirmesi, geleceğe ayak uydurma ve dünya genelinde hak

ettiği yeri alabilmesinde modern biliĢim teknolojilerinin sağlayabileceği yararlar ortaya konulmuĢtur.

Türk Deri Sanayi‘nde faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekli iĢletmelerin mevcut durumlarının

ortaya konularak, iĢletmelerin elektronik ticarete (e-ticaret) ve mobil ticarete (m-ticaret) bakıĢ

açılarının, kullanım durumlarının araĢtırılması amaçlanmıĢtır. Bu yolla; mevcut durumun geliĢtirilmesi

üzerinde durulurken, hazırlanacak yol haritası ile Deri Sektöründe biliĢim uygulamalarının

yaygınlaĢtırılarak bilgi paylaĢımının arttırılması hedeflenmektedir.

Bugün gelinen noktada varlığını sürdürme savaĢı veren Türk Deri Sektörü e-ticaret ve m-ticaret

konularında bir açılım ve yönlendirme beklentisi içindedir. Bu bölüm konuyla ilgili giriĢimciliğin

arttırılması ve uygun çözümlere yönelmesi konusunda yol gösterici bir misyonu da üstlenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Deri sanayi, e-ticaret, m-ticaret, giriĢimcilik

GĠRĠġ

Deri Sektörü, Türk sanayinin en eski ve yerleĢik sektörlerinden biri olma özelliğini korumaktadır. Deri

Sektörü Türkiye‘de, katma değeri yüksek nihai mallar ihraç eden bir sektör olması nedeniyle, ülke

ekonomisi açısından önemli bir sektördür. Türk Deri Sanayi, ihracat potansiyeli açısından Türkiye

ekonomisinin lokomotifi sayılan sektörlerden biridir. Deri sektörümde son dönemlerde, tek pazara

odaklanmıĢ olma, tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği, markalaĢma konusundaki yetersizlikler gibi

sektörel nedenlerin yanında yaĢanılan küresel ekonomik krizler gibi nedenler ile zor bir sürece

girilmiĢtir. Örneğin 2009 yılı itibariyle 140 milyar dolarlık dünya deri ve deri mamülleri ihracatı

içerisindeki Türkiye‘nin payı sadece % 0.8‘dir. Bu varolan potansiyele göre oldukça düĢük bir orandır.

Yapısal olarak küçük ve orta ölçekli firmalardan oluĢan Türk Deri Sanayi, değiĢen uluslararası rekabet

koĢulları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla, 1980‘li yıllardan itibaren yatırımlarını

hızlandırmıĢ ve organize deri sanayi bölgeleri oluĢturmaya baĢlamıĢtır. Organize sanayi bölgelerinde

yeni tesislerin devreye girmesi ile birlikte ham deri iĢleme kapasitesinde önemli artıĢlar meydana

getirmiĢtir. Bu nedenle Türk Deri Sanayi, kapasite ve istihdam açısından çok önemli bir konuma sahip

olmuĢtur. Ancak mevcut organize sanayi bölgeleri, bazı kapasiteyi arttırıcı ve altyapıyı iyileĢtirici

özellikleri olsa da ne yazık ki değiĢen ekonomik koĢullar ve krizlere karĢı gerekli esnekliği

gösteremeyen bir yapıdadır. Bu nedenle sektörün kriz ortamından çıkabilmesi için yeni ve farklı bir

yapılandırmaya gerek duyulmaktadır. Bu yapılandırmanın enstrümanlarından en önemlileri olarak e-

ticaret, m-ticaret ve e-pazarlama faaliyetleri gösterilebilir. Bu durumda deri sanayinin krizlere karĢı

esneklik kazanabilmesi ve dıĢ pazarlardaki ihracat paylarının arttırılabilmesi için; üretim hacmini, ürün

çeĢitliliğini ve ürün kalitesini arttırmasının yanı sıra, pazarların çeĢitlendirilmesi, yeni pazarlama

kanallarının açılması, yeni pazarlama stratejilerinin geliĢtirilmesi, e-ticaret ve m-ticaret yöntemleri

kullanılarak geliĢimine ivme kazandırılması ve sektörün tanıtımı amacıyla markalaĢma konuları

üzerinde durulması büyük önem taĢımaktadır. Çünkü sadece kaliteli ürün üretmek değil onu uygun

koĢullarda doğru kiĢilere sunmak ve satmak da bir o kadar önemlidir. Üstelik bu tarz bir yaklaĢım

ticareti yerel hatta yöresel olmaktan çıkarıp uluslararasına da taĢımaktadır.

195

Öte yandan tüm dünyada yoğun bir rekabet ortamının yaĢanmasına neden olan küreselleĢmenin

getirdiği avantaj ve dezavantajlar dikkate alındığında, Türkiye‘nin mevcut ihracat performansı ile

yetinmemesi ve rekabet gücünü arttıracak tedbirleri alması gereği ortaya çıkmaktadır. Küresel kriz

ortamında Türk deri üreticilerinin yeni pazarlara açılmasında e-ticaret/m-ticaret uygulamaları yeni bir

yöntem olarak kabul edilebilir. Bilindiği gibi günümüzde iĢletmeler sürekli değiĢen bir ortamda

faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Deri Sanayi iĢletmeleri stratejik ve taktik anlamda çevrelerindeki sosyal, kültürel, teknolojik, siyasal

ve hukuki değiĢmelerden sürekli olarak etkilenmektedir. Deri sanayinin hayatta kalabilmesi,

rakipleriyle rekabet edebilmesi için çevredeki değiĢikliklere ayak uydurması gerekmektedir. Rekabet

ortamında deri sanayinin mevcut durumunu iyileĢtirmesi ve ihracat potansiyelini geliĢtirebilmesi için,

biliĢim teknolojilerinden yaralanarak interneti ve mobil uygulamaları kullanması önemli bir seçenek

olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca klasik pazarlama faaliyetleri yerine günümüzdeki genel eğilimlerin

ardından oluĢan e-pazarlamaya uyum çalıĢmaları deri sektöründe dikkatle izlenmesi gereken konuların

baĢında gelmektedir. Deri sektörünün sorunlarının çözümüne iliĢkin olarak, e ve m-ticaret hem bir

fırsat hem de iyi bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.

Elektronik ve mobil ticareti oluĢturan tüm etkenler baĢta teknolojik yenilikler olmak üzere her geçen

gün geliĢme kaydetmektedir. Aynı Ģekilde ticaret de çağımızın hızına uygun bir Ģekilde ilerlemektedir.

Bu ilerlemenin ve geliĢmenin öncüleri teknolojiyi üreten ve ticaret yapan firmalardır. Öte yandan 2010

yılına kadar, Avrupa Topluluğu bünyesinde, e-ticaret ile ilgili konularda 20 milyon yeni iĢ olanağı

oluĢturulacağı tahmin edilmektedir (KuĢçu, 2009). Bu ve benzeri örnekler göz önüne alındığında,

küreselleĢen dünyada e-ticaretin ve mobil ticaretin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaĢılabilir.

Zor bir süreçten geçmekte olan Türk Deri sektöründe; e-ticaret yöntemleri kullanılarak sektörün

geliĢimine ivme kazandırılması, yeni pazarlara ulaĢılabilmesi, yeni pazarlama stratejileri geliĢtirilmesi

ve modern çağın gerekliliği olan biliĢim teknolojilerini uygulayabilmesi için bir yol haritası

çıkarılması gereği ortaya çıkmaktadır.

1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ

AraĢtırmanın materyalini Türk Deri Sanayi‘nde faaliyet gösteren; 28‘i büyükbaĢ iĢleyen, 33‘ü kürk

iĢleyen, 3‘ü giysilik küçükbaĢ iĢleyen toplam 64 deri fabrikası ile deri kimyasalları üreticisi ve/veya

tedarikçisi 5 firma olmak üzere Deri Sektörü‘ne ait toplam 69 iĢletme oluĢturmuĢtur. Ticari sakıncaları

nedeni ile ankete katılan firmaların ticari isimleri belirtilmemiĢ olup, firmalar sadece

numaralandırılarak değerlendirilmiĢtir. Anketi cevaplandırmaları için firmalarla yapılan zorlu

öngörüĢmelerden sonra firma yetkilileri, yüz yüze 50 adet soru içeren uzun anket (Mc Cracken, 1988)

uygulanmaya ikna edilmiĢtir. GerçekleĢtirilen 100 adet anket uygulama çalıĢmasından SPSS yöntemi

gereğince güvenilirlik sağlayabilen 69 firmaya ait uygulama çalıĢması değerlendirmeye alınmıĢtır

(SPSS, 2010). Anket verileri SPSS programına girilerek tanımlayıcı (betimsel) istatistikler, grafikler,

ki kare ve güvenilirlik analiz yöntemleri uygulanarak değerlendirilmiĢtir.

SPSS analiz yöntemine göre anket sonuçları güvenilir olarak değerlendirilmiĢ olup; elde edilen

sonuçların yorumlanmasında T.C BaĢbakanlık DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı (DTM) Bilgi ĠĢlem Merkezi,

Ġhracatı GeliĢtirme Etüd Merkezi (ĠGEME), Ġstanbul Sanayi Odası (ISO) verilerinden de ayrıca

yararlanılmıĢtır. Deri sektörünün içine girdiği bu zor durum nedeni ile anket uygulamaları sırasında,

çeĢitli zorluklarla karĢılaĢılmıĢtır. Kimi firmaların bilimsel çalıĢma anlayıĢından uzak olması, dıĢa

kapalı bir yapıya sahip olması sonucu bilgi vermekten kaçınmaları gibi nedenlerle bu firmalara anket

uygulanamamıĢtır. Diğer taraftan kimi firmalara anket uygulanmıĢ olmasına rağmen, bu anketler

yapılan SPSS analizlerinde güvenilir bulunmadığından değerlendirme dıĢı bırakılmıĢtır. Deri

firmalarının genelde aile Ģirketi yapısında olmaları ve profesyonel yönetici kullanmamaları anketlerin

uygulanmasında karĢılaĢılan diğer zorlukların nedenleri arasında sayılabilir. Ön çalıĢma ve

bilgilendirme yapılmıĢ olmasına rağmen, kimi anketlerin doldurulmasında bilinçsiz ve yanlıĢ

cevaplamanın önüne geçilememiĢtir. Bu nedenle yapılan 100 anketten 31‘i güvenilirlik sınırları

dıĢında kaldığı için elenmiĢ, geriye kalan 69‘u güvenilirlik sınırları içerisinde bulunmuĢtur.

196

2. BULGULAR VE TARTIġMA

Deri Sanayicileri Derneği‘nin açıkladığı verilere göre, 2005 yılında 1462‘ler seviyesinde olan faal

iĢletme sayıları 2009 yılında 400 dolayına düĢmüĢtür. Bu fabrikaların ancak çok az bir bölümü tam

kapasite ile çalıĢmaktadır. Anket çalıĢması sonucunda deri sanayinde hammadde ve kimyasalların

temininde küçük ölçüde de olsa, e-ticaretin yapılmakta olduğu ve bu alanda daha da

yaygınlaĢabileceği düĢünülmektedir. Diğer taraftan vidala, ayakkabılık, çantalık, saraciye, küçükbaĢ

giysilik, deriden süs eĢyası ve halı üretimi yapan firmaların markalaĢma süreçlerini tamamladıktan

sonra e-ticareti daha kapsamlı bir Ģekilde kullanabileceği anlaĢılmaktadır (Yamamoto et al., 2009)

ayrıca sektörün mobil ticarete de yönlenmesi gerekmektedir.

Çünkü biliĢim teknolojilerinin her geçen gün önem kazandığı günümüzde, Deri Sanayinin de biliĢim

sektöründen ve biliĢim sektöründeki geliĢmeler neticesinde ortaya çıkan elektronik ve mobil ticaret

uygulamalarından uzak kalması düĢünülemez. Sektörde marka olmuĢ ve kendini kanıtlamıĢ ve var

olmak isteyen deri firmaların yatırımları arasında web sitesi tasarım çalıĢmaları mevcuttur. Ancak bu

web siteleri hâlihazırda firmaların görsel materyallerini değerlendirdikleri çoğu basit broĢür mantığını

geçmeyen, gerçek anlamda e-ticaretin yapılmadığı, sadece koleksiyonlarını tanıtım ve iletiĢim amacını

taĢıyan, parasal bir döngünün olmadığı bir içeriktedir. Bu durum zaten deri sanayinde çok sınırlı bir

pazarlama anlayıĢını da ortaya koymaktadır. Bunların dıĢında Türkiye‘de Desa, Derri, Beta gibi

kendini kanıtlamıĢ ve belli kalitede ürün üreten firmalar ise, web sitelerinde e-ticarete yönelmeye

baĢlamıĢ ve sanal alıĢveriĢ olanağı sağlayan e-mağazalar oluĢturmuĢlardır. Ancak bu tür marka olan

firmaların dahi henüz mobil ticaret anlamında bir giriĢimleri bulunmamaktadır. Burada mobil ticaret

kavramının da çok yeni olmasının etkisi düĢünülebilir. Ancak yenilikler ve dünya trendinin takibi

açısından mobil ticaret her türlü firmanın önemsemesi gereken çok önemli bir alan olarak göze

çarpmaktadır.

Deri Sektörü‘nün geliĢmesi için; gerek devlet ve gerekse kurumlar e-ticaret ve m-ticaret konusunda

gerekli giriĢimleri gerçekleĢtirerek üzerlerine düĢen görevi yerine getirmelidirler. Bu Ģekilde sektörde

gerçekleĢtirilecek çalıĢmalarla birlikte deri sanayinin daha ileri bir düzeye çıkarılması sağlanabilir. Bu

düĢünce ile, çalıĢmada bir yol haritası çıkarılması ile detaylı çalıĢmalara bir baĢlangıç oluĢturulması

düĢünülmektedir. Bu bağlamda Deri Sanayi‘nin pazar araĢtırmalarına ivme kazandırılarak ihracat

potansiyeli giderek arttırılabilecektir. Ġnternet ve biliĢim teknolojilerindeki geliĢmeler Deri Sanayi‘ne

uygulanmak suretiyle sektörün elektronik ve mobil ticareti kullanma potansiyeli arttırılacak bu sayede

müĢteri memnuniyetinin sağlanması ile yeni pazarlara daha kolay penetre olabilme imkanı

yaratılacaktır. Uluslararası organizasyonlar ile ilgili devlet, kurum ve yöneticileri, elektronik ve mobil

ticaretin daha hızlı yayılması, hacminin artması ve faydalarının daha üst seviyelere taĢınabilmesi için

bu konuda yol gösterici, yön belirleyici olmalı, gereken hukuksal çerçeveyi çizmelidirler. Yapısal

gereklilikler, güvenlik sorunları ve hukuki konular ile ilgili olarak yapılacak her türlü düzenleme, e-

ticaretin geliĢerek büyümesine katkı sağlayacaktır. BiliĢim çağında Deri Sanayi‘nin buna ayak

uydurması sağlanarak uzun olmayan bir süreçte e-ticaret olanaklarının artması sonucuna ulaĢılacaktır

(Yılmaz et al., 2010). Ayrıca mobil ticaret konusunun da ötelenmemesi e-ticaretle bir arada ele

alınması önemli ve gereklidir.

Deri Sektörü‘nde internet ve biliĢim sistemleri vb. kavramlar konusunda önemli derecede bilgi

eksikliğinin bulunduğu ortaya çıkmıĢtır. Bu konularda sektöre bilgi aktarımının sağlanması,

geliĢtirilecek projeler ve baĢarı örnekleri ile Deri Sektörü‘nün de biliĢim çağının avantajlarından pay

alır hale gelmesi esas olmalıdır. Eksik olan bilgilerin giderilmesi ve doğru bilgilerin sektöre etkin bir

Ģekilde aktarılabilmesi hazırlanan yol haritası ile sağlanacaktır. Bilgi aktarımı ilk etapta üniversiteler

bazında değerlendirilmeli ve bu konuda verimli olarak sektör ile koordineli çalıĢabilecek bir alt

yapının kurulması sağlanmalıdır. Daha sonra deri sanayine yönelik sivil toplum örgütleri dernekler ve

kurumlar devreye sokulmalı devletin bu konuda sanayiye yapabileceği teĢvik ve yardımlar konusunda

araĢtırmalar yapılmalıdır. Konu ile ilgili bilgi sahibi olan deri iĢlentisi konusunda da kendini

yetiĢtirmiĢ kalifiye personelin sektörde istihdamı yaratılarak bilgi aktarımının devamlılığı

sağlanmalıdır. Deri sanayinin sorunlarının çözümüne iliĢkin çeĢitli projeler geliĢtirilmeli ve bu

projelerin uygulanması aĢamasında biliĢim teknolojilerinin yanı sıra deri konusunda eğitimli, bilgili

teknik elemanların da devreye girmesi önemlidir. Bu sayede deri sektörünün yukarda belirtilen

konular ile ilgili en etkin Ģekilde fayda sağlaması mümkün olabilecektir.

197

3. DERĠ SEKTÖRÜ ĠÇĠN E-TĠCARET VE M-TĠCARET YOL HARĠTASI

Performansı büyük ölçüde ihracat potansiyeline bağlı olan Deri Sektörü‘nün ihracat potansiyelini

arttırmak amacı ile öncelikle devlet tarafından teĢvik edilecek ülke çapında bir e-ticaret projesi

baĢlatılmalıdır. Bunun yanında m-ticaret konusunda da çalıĢmalar yapılması gerekmektedir. M-ticaret,

e-ticarete oranla daha bireylere dönük olmakla birlikte insanların ellerinde bulunan mobil cihaz

sayısının bilgisayarlara göre çok daha fazla oluĢu ve yaygınlığı baĢarıya ulaĢma Ģansını arttırmaktadır.

Uygulanan anketler sonucunda tespit edilmiĢ olan sektördeki bilgi eksikliği olgusunun ortadan

kaldırılması açısından Deri Sektörü‘nün her alanında ve konuyla ilgili bilgi akıĢının sektöre

sağlanması gerekmektedir.

GeliĢtirilecek projenin özel sektöre tanıtımı tamamlandıktan sonra bu projede e-ticaret ve m-ticaret

yapmak isteyen firmaların baĢvuruları incelenerek firma bünyesindeki eksikliklere göre bir eğitim

programı oluĢturulup bu eğitimler sonunda firmanın elektronik ve mobil ticaret konusunda

bilgilendirilmesi sağlanabilir. Devlet teĢvikleri arasında, yasal düzenlemeler, e-devlet, e-ihaleler, m-

devlet, m-ihaleler, görünen ve görünmeyen teĢvikler, Ar-Ge ve eğitim destekleri, AB fonlarının

kullanımı gibi yapılar içerisinde zorunlu olarak internet üzerinden bilgi akıĢı sağlama ve alıĢveriĢ

gerçekleĢtirme gibi koĢullar dolaylı yoldan e-ticaretin ve m-ticaretin teĢvik edilmesi için geliĢtirilen

yöntemler olabilir. Örneğin, devlet Ar-Ge‘sine ve e-ticarete ve m-ticarete yatırım yapan firmalara

teĢvik olarak vergi indirimi uygulayabilir.

Öte yandan altyapı oluĢturmak da son derece önemlidir. Alt yapı oluĢturulmasında devlet yanında e-

ticaret ve m-ticaret projesinin diğer destekçileri de yer almalıdır. Burada destekçi olarak özel sektör

kuruluĢları, dernekler, üniversiteler, sivil toplum kuruluĢları devreye girebilir. Alt yapıda, teknolojik

olarak sistemin geliĢtirilmesi, uygun kaynakların sağlanması ve sistemde çalıĢacak olan nitelikli ve

yeterli sayıda elemanların eğitilmesi gerçekleĢtirilebilir. Bu ana kadar makro boyutta geliĢen harita

altyapı çalıĢmalarının tamamlanmasından sonra mikro boyutta ele alınabilmektedir. ĠĢ firma boyutuna

taĢındığında öncelikli olarak tüm firmaların e-ticaret ve m-ticaret iliĢkilerini kolaylaĢtıracak bir merkez

yapısı oluĢturulmalıdır. Bunun altında yine sektör ile ilgili çeĢitli kuruluĢlar, dernekler, vakıflar ve

konu ile ilgili çeĢitli kurumların bir araya geldiği bir koordinasyon kurulu konuyla ilgili uygulamaların

tartıĢılması, öğrenilmesi, iyi örneklerden yararlanılması (benchmarking) açısından önemli bir basamak

olarak görülebilir. Bu kurul bir anlamda sektör danıĢmanı gibi iĢleyiĢ gerçekleĢtirmelidir. Bir alt

basamak ise iĢletmelerdeki üst yönetimin vizyonunun geliĢtirilmesi elektronik ve mobil ticaretin

öneminin benimsetilmesi amacı ile, devletin bir takım giriĢim ya da teĢviklerde bulunmasıdır. Bu

arada e-ticarete ve m-ticarete hem altyapı anlamında hem de iĢletmeler ölçeğinde yatırım yapılması

gerekmektedir. Firma iç sistemlerinin e-ticaretle ve m-ticaret‘e uyumlu hale getirilmesi, belli

standartların koyulması, ölçümlerin yapılması alt fonksiyonlar anlamında e-ticaretin ve m-ticaret'in

benimsetilmesi ve uygulamaya sokulması önemlidir. Yapılan ticari uygulamalara göre uygun portal

yapısının seçilerek e-ticaret portallerinin devreye sokulması bir baĢlangıç olacaktır.

Firma alt yapılarının kurulmasında firma içi elektronik ticaret eğitimleri, intranet, ekstranet vb.

düzenlemeler yapılabilir. Firma alt yapıları hazırlanıp sektör elektronik ve mobil ticaret konusunda

yeterli bilgi ve donanıma sahip olduktan sonra, Deri Sanayi için pazar araĢtırmalarını hızlandıracak ve

bu bağlamda ihracat potansiyelinin geliĢtirilmesine katkı sağlayacak olan bir e-ticaret portalı

oluĢturulabilir. Bu portal içerisinde Deri Sanayiinde faliyette bulunan tüm ilgili kurum ve kuruluĢlar

yer almalıdır.

Son olarak; müĢteriye ulaĢma, pazarlama ve satıĢ, satıĢ sonrası hizmetleri kapsayan bir alt yapı

oluĢturulabilir. Yukarıda sayılan bütün bu aĢamalar Deri Sanayi için e-ticarette /m-ticarette

kullanacağı yol haritasının parçaları olarak değerlendirilmelidir (Bkz. ġekil 1).

198

ġekil 1. Deri Sektörü için E-Ticaret ve M- Ticaret Yol Haritası

4. ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM KULLANIMININ DERĠ

SANAYĠNE SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR

Tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz, internet, elektronik ve mobil alanların teknolojik anlamdaki

geliĢmeleriyle sektörlere fırsatları da beraberinde getirmiĢtir. Verimlilik artıĢı ve düĢük maliyet gibi

199

önemli avantajların yanı sıra günümüzde müĢterilerle iletiĢimin en doğru ve hızlı yöntemi haline gelen

elektronik ve mobil teknolojiler, ekonomik krizle birlikte süreçlerini sorgulayan Ģirketlerin karĢısına

çıkan en önemli çözümlerin baĢında gelmektedir.

Dünyada her gün artan rekabet koĢullarına paralel olarak sektörel açıdan iĢ dünyasında baĢarılı olma

ölçütleri de her geçen gün farklılaĢmaktadır. Ticaret Ģekilleri de değiĢen koĢullara göre farklılık

göstermektedir. Klasik ticaret Ģekilleri yerini hızla yeni teknolojilerin adapte olduğu elektronik ortam

uygulamaları ve mobil ortam uygulamalarına bırakmaktadır. Küresel pazarda yer almak isteyen

iĢletmeler kaliteyi her yerde ve her Ģartta sürekli kılmalı, ürün ve hizmetlerini daha hızlı sunmalı,

taleplere daha hızlı cevap vermeli, müĢteriye hızla ulaĢmalı, ürün ve hizmetlerini müĢteri neredeyse

oraya taĢımalıdır.

Sınırsız hareket kabiliyeti gerektiren iĢ dünyasının bu yeni kuralları, biliĢim teknolojilerini de

etkilemekte, bu bağlamda elektronik ve mobil çözümler önemini her geçen gün arttırmaktadır. Deri

sektörü de değiĢen ortam koĢullarına ayak uydurabilmek adına sektörün olumlu yönde geliĢmesini

sağlayabilecek mobil teknoloji kullanımına yönelmelidir. OluĢturulacak sağlıklı mobil ve elektronik

ortam uygulamaları sayesinde deri sanayinde maliyet açısından ciddi tasarruflar sağlanabilir.

Mobilite sayesinde, operasyonun gerçekleĢtiği yer ve zamanda veri giriĢi sağlanabilir bu da büyük

ölçüde zamandan tasarruf sağlayacaktır. Gereken ürün sipariĢlerinin tam ve zamanında yapılması

ayrıca ürün tedariğinin zamanlaması gibi konularda gerçekleĢecek B2B uygulamalarında mobil

gereçlerden yararlanılması zaman ve yer tasarrufunu da beraberinde getirmektedir.

GeliĢtirilecek kullanımı kolay programlar sayesinde deri sektöründe pek çok alanda mobil ortam

uygulamalarına hızlı bir adaptasyon süreci gerçekleĢtirilebilir. Mobil ortam uygulamaları ile harcanan

kaynak ihtiyacında tasarruf sağlanacağından bu da maliyet unsurlarına olumlu bir etki olarak geri

gelecektir. Mobil sistemler sayesinde anlık raporlama ve takip mümkün olacaktır bu da sorunların

çözümünde büyük kolaylık sağlayacaktır. Anlık raporlama ve takibin yanı sıra az önce sözü geçen

müĢteri iliĢkileri ve son tüketicilerin eğilimlerinin takibi de mobil cihazların ve programların devreye

sokulmasıyla son derece etkin bir Ģekilde gerçekleĢebilecektir. Kısacası e ve m-ticarete geçiĢ hem mali

açıdan hem de müĢteri iliĢkileri açısından önemlidir.

5. DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL ORTAM UYGULAMALARI

Mobil ticaret, elektronik ticaret alanında gerçekleĢtirilen yeni bir devrim olarak nitelendirilmekte ve

genel anlamda, kablosuz haberleĢme ağları üzerinden yapılandırılan ve parasal değer ifade eden

iĢlemler Ģeklinde tanımlanmaktadır (Kumar ve Zahn, 2003). Mobil ticaret, elektronik ticaret oranla

daha hızlı ve daha özgür bir yöntemdir. Esasen iki ticaret Ģekli birbirinin tamamlayıcısıdır.

Teknolojinin hızlı geliĢimi sayesinde, hayatımızda vazgeçilmez yeri olan cep telefonları gün geçtikçe

daha da güzel ve kullanıĢlı özelliklere sahip olmaya baĢlamıĢlardır.

3G ve internete bağlanabilme özellikleri sayesinde de, artık cep telefonları neredeyse küçük birer

bilgisayar haline gelmiĢtir. Mobil ticarette de bu geliĢmelere kayıtsız kalınmayarak çeĢitli mobil ortam

uygulamaları geliĢtirilmiĢtir ve teknolojik geliĢmelere paralel olarak her geçen gün bu uygulamalar

yenileri eklenecektir. Bu uygulamalardan bazıları, SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi)

uygulamaları, MMS (Multimedia Messaging Service – Mobil Çoklu Ortam MesajlaĢma Hizmeti)

uygulamaları, mobil internet (bankacılık iĢlemlerinde, iletiĢim amaçlı, bilgi edinme amaçlı vs...), IVR

(Interactive Voice Response), mobil tagging, mobil oyunlar, lokasyon bazlı uygulamalar (LBS –

Location Based Services), mobil ödeme sistemleri, akıllı kartlar, mobil soru cevap sistemlerinin

kullanılması ile kampanyaların etkileĢimli hale getirilmesi, bu yolla marka bilinirliğinin arttırılması

olarak sıralanabilir.

Lokasyon bazlı uygulamalar (LBS – Location Based Services) (GPS (Global Positioning System)

teknolojisini kullanarak mobil kullanıcının yerini belirlemekte ve mobil pazarlama uygulamalarını

bulunduğu lokasyona göre Ģekillendirmektedir. Kullanıcı GPS sinyalini algılayamıyorsa (örneğin,

kapalı bir mekanda olduğu zaman) bulunduğu konum baz istasyonuna göre tayin edilmektedir (CoO –

Cell of Origin). Bu tarz uygulamalar, tüketici ve marka arasındaki engellerin veya mesafenin en aza

indirildiği uygulamalar olarak görülmektedir.

200

Mobil cihazların kullanımının ve kalifikasyonlarının yaygınlaĢması, mobil pazarlamanın

popülaritesinin artmasının en temel sebeplerindendir. Yayınlanan bir makalede (Pousttchi ve

Wiedemann, 2010), mobil pazarlama ile marka bilinirliğini arttırmanın, marka imajını değiĢtirmenin,

marka bağlılığı oluĢturmanın, satıĢ promosyonları gerçekleĢtirmenin ya da müĢteri veritabanı

oluĢturmanın mümkün olduğu vurgulanmıĢtır. Ktoridou vd, ise (2008) tüketicilerin mobil pazarlama

uygulamalarına yaklaĢımında; yaĢın, cinsiyetin ve eğitim seviyesinin etkili olduğu üzerinde

durmuĢlardır.

Yapılan araĢtırmalara göre mobil ticaretin geliĢme göstereceği vurgulanmaktadır. Coda Research‗e

göre, mobil reklam hacminin 2010 yılında 1 milyar $ olması, 2015 yılında ise 4 milyar $‘a çıkması

öngörülmekte, Tech Crunch‗ta yayınlanan Kelsey Grubu‗nun benzer bir araĢtırmasına göre ise, 2008

yılında 160 milyon $ olan mobil reklam pazarının, 2013 yılında 3,1 milyar $‘a kadar çıkacağı

öngörülmektedir.

Bütün bu genel uygulamalardan yola çıkarak deri sanayicileri tedarik sistemleri mobil sistem ile

hızlandırabilirler. Ayrıca kalite ve marka bilinci oluĢturmak isteyen deri sanayicileri mobil reklamlar

konusunda giriĢimlerde bulunabilirler. Daha kolay bölümlendirilmiĢ pazara istedikleri mesajları mobil

uygulamalarla sunabilirler.

Deri sanayinde marka haline gelmiĢ firmalar geliĢtirilecek uygun, eriĢilebilir ve kullanıĢlı

uygulamalarla MMS tabanlı cep telefonları kullanımı yardımı ile satıĢta karĢılaĢılacak herhangi bir

problem olması durumunda mekan kısıtlaması olmaksızın hızlı bir Ģekilde müĢterilerin sorunlarına

cevap verip, danıĢmanlık hizmeti sunabilirler. Ayrıca mobil ödeme sistemlerinin kullanımı ile

zamandan tasarruf sağlanabilir. Üretimde otomasyon süreçleri mobil uygulamalar sayesinde çok daha

hızlı bir Ģekilde izlenebilir ve buradaki sorunların çözümüne yönelik danıĢmanlık hizmetleri daha az

maliyetle gerçekleĢtirilebilir. Mobil uygulamalarla pazar talepleri daha etkin bir Ģekilde belirlenip daha

verimli bir üretim süreci gerçekleĢtirilebilir. Mobil uygulamalar sayesinde raporlama iĢlemleri daha

hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirilebileceğinden iĢletmelerin iĢ akıĢlarında ortaya çıkabilecek problemlerin

çözümü de buna paralel olarak daha hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirilebilir. Pazarlama ve satıĢ

faaliyetlerinde zaman kazandırır ve maliyetleri oldukça önemli ölçüde düĢürür.

6. DERĠ SANAYĠNDE ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM

UYGULAMA ÖNERĠLERĠ

Deri sanayi için m-ortam uygulamalarına dönük öneriler aĢağıdaki Çizelge 1‘de yer almaktadır.

Çizelge 1. GiriĢimcilik Anlamında Deri ve Deri Ürünleri Ticaretinde M-Ortam Uygulamaları

Deri ve Deri Ürünleri Ticaretinde M-ortam Uygulamaları

M-ORTAM UYGULAMALARI

- SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi) Uygulamalarının

kullanılması

- MMS (Multimedia Messaging Service – Mobil Çoklu Ortam

MesajlaĢma Hizmeti) Uygulamalarının kullanılması

Mobil Ġnternetin kullanılması (bankacılık iĢlemlerinde, iletiĢim amaçlı,

bilgi edinme amaçlı vs...)

- Lokasyon bazlı uygulamaların kullanılması (LBS – Location Based

Services) (GPS (Global Positioning System) teknolojisini kullanarak

mobil kullanıcının yerini belirliyor ve mobil pazarlama uygulamalarını

bulunduğu lokasyona göre Ģekillendiriyor. Kullanıcı GPS sinyalini

algılayamıyorsa (mesela kapalı bir mekanda olduğu zaman), bulunduğu

201

konum baz istasyonuna göre tayin ediliyor (CoO – Cell of Origin). Bu

tarz uygulamalar, tüketici ve marka arasındaki engellerin veya

mesafenin en aza indirildiği uygulamalar olarak görülüyor).

- Mobil Ödeme Sistemlerinin kullanılması

- Mobil Soru cevap sistemlerinin kullanılması ile kampanyaların

etkileĢimli hale getirilmesi, bu yolla marka bilirnirliğinin arttırılması

SONUÇ

Özetle, Türkiye baĢta deri, deri ürünleri ve konfeksiyon ihracatındaki mevcut durumunu korumak

üzere küresel hedeflerine bağlı olarak e-pazarlama/m-pazarlama alt yapısını oluĢturmalıdır. Alt

yapının oluĢturulması için üç temel öğe, kamunun alt yapı hizmetleri, sektörel iĢbirliği ile

oluĢturulacak ortaklıklar ve sektör politikaları ile iĢletmelerin e-ortamdaki ve m-ortamdaki

uygulamaları olacaktır (ġekeroğlu, 2010).

Ülke ekonomisinde önemli bir yeri olan deri sektörünün karĢı karĢıya bulunduğu sorunların

giderilmesinde ve doğru çözümlerin üretilmesinde elektronik ve/veya mobil ticaretin olanaklarından

yararlanılması, biliĢim çağının yaĢandığı günümüze ayak uydurması bakımından büyük önem

taĢımaktadır.

ĠĢletmeler arası yapılacak e-ticarette sunulan yol haritasında ilk etapta firmaların e-ticaret hakkındaki

eksiklerinin saptanıp bu konuda çeĢitli düzeylerde eğitimler verilerek bu eksiklerin giderilmesi ile

baĢlanabilir. Gerekli bilgi ve donanımın sağlanabilmesi için planlanan dönemlerde çeĢitli eğitimler

verilebilir. ĠĢletmeler arası iĢbirliğine hız kazandıracak global anlamda deri sanayine ait aktif olarak

çalıĢan bir portal oluĢturulabilir. Gerekli e-pazarlama alt yapısı oluĢturulduktan sonra deri sanayi

içinde faliyet gösteren firmaların bu alt yapıya katılımları sağlanmalıdır. Bu yapı içerisinde firmaların

pazarlama süreçlerine dahil olması ile elektronik ticaretin yaratacağı avantajlardan faydalanmaları

sağlanabilir. Bunların dıĢında nihayi tüketiciye yönelik olarak firmalar bazında e-dükkanların

kurulması bu yolla müĢteri potansiyelinin arttırılması ve yurtdıĢına yönelik özellikle AB ülkelerine

yönelik e-dükkan (store)ların oluĢturulması ile hedef kitle ve pazar payının arttırılması e-ortam

uygulamaları arasında düĢünülebilir (Yamamoto et al., 2009). Öte yandan mobil iletiĢimin

gerçekleĢtirdiği M-ortam uygulamaları da önem kazanmaktadır. ÇeĢitli uygulamalar sektördeki

üretim, sevkiyat, teslimat, faturalama gibi pek çok süreci yeniden daha etkin hale getirebilmektedir.

Ġhracatçılarımızın, tasarruf ve verimlilik önlemlerini azami ölçüde kullanarak yeni ürünlere ve

yenilikçiliğe ağırlık vermeleri, etkin pazarlama yoluyla biliĢim teknolojilerinden de faydalanarak yeni

pazarlara ulaĢmaları, değiĢen tüketici davranıĢlarını ve eğilimlerini çözümleyerek çeĢitli

farklılaĢtırmalara gitmeleri gerekmektedir.

202

KAYNAKLAR

Ktoridou, D., Epaminonda, E. & Kaufmann, H. R. (2008). Technological Challenges and Consumer

Perceptions of the Use of Mobile Marketing: Evidence From Cyprus. International Journal of Mobile

Marketing, 3:2, 34-43.Kummar, S. ve Zahn, C. (2003) ―Mobile communications and impact on

business operations‖ Technovation, 23, 515-520.

KuĢcu, H., (2010). ―Elektronik Ticaret Dersi Notları‖, Alınan Adres,

http://hilmi.trakya.edu.tr/ders_notlari/e_ticaret/e_ticaret_guvenlik.pdf

McCracken, G. (1988). ―The Long Interview‖, Qualitative Research Methods Series. Vol. 13.

Thousand Oaks, CA: Sage Publications.

Pousttchi, K. & Wiedemann, D. G., 2010, A Contribution to Theory Building for Mobile Marketing:

Categorizing Mobile Marketing Campaigns through Case Study Research.SPSS. (2010 Haziran 22).

Alınan Adres, http://www.spss.com.

ġekeroğlu K. Ö. (2010, Eylül 06). ―Deri Sanayinde E-Pazarlama Ġçin Yol Haritası Çıkarılması Üzerine

Bir AraĢtırma‖, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Deri Mühendisliği Anabilimdalı

YayınlanmamıĢ Doktora Tezi.

Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E., Yılmaz, B. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2009). ―E-Commerce

Venture And E-Marketing In Leather Industry‖, XXX. IULTCS Congress, Beijing-China, 14, 6-7.

Yamamoto, G.T ve Telli, A., (2005). ―High Technology for Marketing: New Applications &

Integrated Circuits‖ Science Marketing 4th International Science-to-Business Conference, 18-19

October Pretoria, South Africa.

Yamamoto, G.T. (2009). ―Mobilized Marketing and the Customer‖, Hershey, Idea Group Pub.

Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E., Yılmaz, B. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2009). ―Leather Industry E-

Commerce and E-Marketing Entrepreneurship‖, International Entrepreneurship Congress, Izmir

University of Economics, 11, 3p.

Yılmaz, B., Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2010). ―Bilgi Toplumu ve M-

Devlete GeçiĢ Sürecinde Deri Sanayinin Yeri‖, 2.Ulusal Mobil Devlet Konferansı, E-Devletten M-

Devlete GeçiĢ Stratejileri, 11, 3-9s.

ÖZGEÇMĠġ Özgür KARAMANLI ġEKEROĞLU

1978 yılında Ġzmir‘de doğdu. Ġlk, orta ve lise öğrenimini Ġzmir‘de tamamladı. 2000 yılında Ege

Üniversitesi Ziraat Fakültesi Deri Teknolojisi Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi Deri Mühendisliği Bölümünde yüksek lisans eğitimine baĢladı. 2004 yılında

Yüksek Lisans derecesi aldı. 2010 yılında Doktor unvanını aldı. Yüksek Lisans ve Doktora Eğitimi

sırasında özel sektörde çalıĢma hayatını sürdürdü. Halen Okan Üniversitesi‘nde

ĠletiĢim Bilgileri

Okan Üniversitesi, Uzaktan Eğitim Merkezi , Kadıköy Kampüsü, Kadıköy, ĠSTANBUL

E-posta: [email protected]

203

XVIII. BÖLÜM

MOBĠL UYGULAMALARIN ULUSAL AġI BĠLGĠ

SĠSTEMĠNDEKĠ YERĠ VE ÖNEMĠ

Emine ÜNALIR, Ege Üniversitesi

Özgü CAN, Ege Üniversitesi

Murat Osman ÜNALIR, Ege Üniversitesi

ÖZET

AĢı, sonuçları ölüm veya kalıcı sakatlıklar olabilecek bazı hastalıklara karĢı bireyin bağıĢıklık

kazanabilmesi veya bağıĢıklık düzeyinin arttırılması için kullanılan en etkin sağlık uygulamalarından

biridir. Sağlık alanından yüksek kalitede, verimli ve sürekliliği sağlanarak hizmet alma ve sunma

gereksinimlerinin karĢılanabilmesi sağlık hizmetlerinin her yerde verilmesine bir baĢka deyiĢ ile

coğrafik olarak dağınık olmasına ve giderek daha da özelleĢen yapıda bulunmasına neden olmuĢtur.

Bu durum aĢı uygulamaları için de geçerlidir. Ulusal AĢı Bilgi Sistemi (UABS) ile sağlık alanında

sadece yönetimsel etkinlikler için kullanılmakta olan bilgi teknolojilerinin, aĢı alanına özgü

uygulamalarının geliĢtirilmesi hedeflenmekte ve bunun sonucunda ise aĢı bilgisini kullanan ve aĢı

uygulamalarından hizmet alan farklı paydaĢlar için etkin, hızlı ve maliyeti düĢüren bir çözüm

sunulması beklenmektedir. UABS ile yedi gün yirmi dört saat istenilen yerden istenilen zamanda

hizmet sunulması, sistemin mobil cihazlar tarafından da kullanımının desteklenmesini

gerektirmektedir. Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, bu

beklentilerin karĢılanabileceği bir ortam sunmaktadır.

GĠRĠġ

Sağlık alanındaki önemli uygulamalardan biri olan aĢı, sonuçları ölüm veya kalıcı sakatlıklar

olabilecek bazı hastalıklara karĢı bireyin bağıĢıklık kazanabilmesi veya bağıĢıklık düzeyinin

arttırılabilmesi için kullanılan en etkin yöntemlerden biridir (WHO, 2008). Bireyin hastalığa karĢı

bağıĢıklık kazanabilmesi için hastalığa duyarlı olunan en erken dönemden önce aĢı uygulamasının

gerçekleĢmesi gerekmektedir; bunun sonucu olarak da aĢı ile bağıĢıklama süreci, bireylerin doğumları

ile baĢlamakta, çocukluk dönemini kapsamakta ve hatta yaĢam boyu devam etmektedir. Tüm dünya

ülkelerinde, verilmek zorunda olan bağıĢıklama hizmetleri, sağlık bakanlıklarına bağlı bölümlerce

yürütülmekte ve bu sağlık hizmeti için büyük yatırımlar ve harcamalar yapılmaktadır.

Tüm sağlık uygulamalarında olduğu gibi, aĢı uygulamalarının da sonuçlarının ölümcül veya kalıcı

sakatlık etkileri olabilmektedir. Bu nedenle doğru sağlık bilgisine eriĢmek; zamanında, hızlı ve etkin

hizmet almak oldukça önemlidir. Bilgi teknolojilerinin birçok farklı alanda var olan uygulamalarına

bakıldığında, kullanıcılarına kolaylık, etkinlik, hız ve maliyet açısından önemli kazanımlar sağladığı

görülmektedir.

Ulusal AĢı Bilgi Sistemi (UABS), ülkemizde gerçekleĢtirilen aĢı uygulamaları ile ilgili bilgi

sorgulama, zaman hatırlatma, yan etki uyarma ve izleme, aĢı sağlanma zincirini destekleme, klinik

yönerge önerme ve aĢıya iliĢkin tüm bilgileri kayıt altına alma ve sorgulanmasını sağlama hizmetlerini

elektronik olarak sunması hedeflenerek, tıbbi biliĢim standartları ve anlamsal web teknolojileri temel

alınarak geliĢtirilen ontoloji tabanlı bir bilgi sistemidir.

Sağlık alanında hizmette sürekliliğin sağlanması gereksinimi, bu hizmetlerin sağlık merkezlerinden,

üniversitelerdeki tıp fakültesi hastanelerine kadar hem özel hem de resmi, farklı büyüklükteki sağlık

kurumlarında verilmesine neden olmuĢtur. Aynı zamanda bu sağlık merkezleri de köylerden büyük

204

Ģehirlere kadar coğrafik olarak dağınık bir yapıda bulunmaktadırlar. Bu dağınık yapı aĢı uygulamaları

için de söz konusudur. Ayrıca aĢı uygulamaları, bireylerin kendilerinin yanı sıra sağlık çalıĢanları,

sağlık kurumları, eczaneler, aĢı geliĢtiren laboratuarlar ve aĢı tedarik eden firmalar gibi birçok farklı

kurum ve kiĢiyi de aynı sorumluluk çatısı altına toplamaktadır. Farklı paydaĢlara farklı hizmetleri

sunması hedeflenen UABS'ye istenilen her yerden istenilen zamanda eriĢimin sağlanması da

gerekmektedir.

Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, bu gereksinimlerin

karĢılanabileceği bir ortam sunmaktadır. Sağlık alanında mobil cihazların kullanımı sadece bilgiye

eriĢim ile sınırlı kalmamakta, hastaların sağlık durumlarının izlenmesi, tedavi süreçlerine destek gibi

farklı uygulamalarda da yer aldıkları görünmektedir (Navarro, 2005,Jurik v.d., 2009, Anta v.d., 2009).

UABS'nin aĢı ile ilgili sunacağı hizmetlerin mobil uygulamalar ile desteklenmesi gerekmektedir.

Oldukça basit bir örnek olarak, bir hafta içinde beĢli karma aĢısı olması gereken bir bebeğin anne-

babasına sistemde kayıtlı bulunan cep numaraları üzerinden hatırlatma mesajı gönderilebilmesi

verilebilir. Bir diğer örnek ise, aĢı taĢıyan bir araçtaki soğutucunun arızalanması sonucu soğuk

zincirdeki aksamanın üzerinde termometre bulunan bir mobil cihaz tarafından algılanarak, firmaya

bildirilmesi ölümcül veya kalıcı sakatlık olabilecek sonuçları engellenebilmesini sağlayabilir.

1. MOBĠL SAĞLIK UYGULAMALARI

Sonuçlarının ölüm veya kalıcı sakatlık etkileri olması nedeni ile sağlık alanında her türlü yeni

geliĢimin uygulanması diğer alanlara göre oldukça yavaĢ gerçekleĢmektedir; bunun nedeni ise yeni

teknolojik geliĢmelerin sağlık alanında uygulanması diğer geliĢmelerde de olduğu gibi en yüksek

standartlarda doğruluğu ve etkinliği karĢılaması gerekliliğidir (Della Vella v.d., 2005).

Sağlık bilgilerine ve hizmetlerine web üzerinden sağlamak, e-sağlık (elektronik sağlık) çalıĢmaları

kapsamında gerçekleĢtirilmektedir. Kablosuz kiĢisel elektronik aygıtlar, sağlık kayıtlarına ve sağlık

bilgisine istenilen yerden eriĢim olanağı sunarak sağlık alanında uygulama yeri bulmaktadırlar. Bu

cihazların, sağlık kuruluĢlarına tedavi sürecinde kesintisiz hasta veri kayıtları sağlayarak gerçek

zamanlı bakım sürecine yardımcı olacakları ve ayrıca kanıta dayalı karar verebilecekleri bir ortam

oluĢturarak sonuçların ortaya konmasında avantaj sağlayacakları beklenmektedir (Intille, 2004).

Ġnternet‘in geliĢmesi ile birlikte önemli bir teknoloji haline gelen Web servisleri, farklı ağlar

üzerindeki sistemleri birbirleri ile bağlayabilecek standartlar olarak tanımlanabilmektedir. Web

servisleri genel bir veri değiĢimi yapısı sunan XML tabanlı teknolojilerdir. Altta bulunan teknolojiye

bağlı kalmaksızın var olan uygulamaların üzerine kolayca yapılandırılabilir olmaları nedeni ile Web

servisleri, bilgi teknolojileri sağlayan birçok kurum tarafından kabul görmüĢtür.

Mobil web servislerinin masaüstü bilgisayarlar ile birlikte çalıĢabilirlik, internet ile uyumluluk, küçük

mobil cihazlar tarafından kullanılabilirlik ve taĢınabilirlik gibi özellikleri bulunmaktadır (Kang v.d.,

2007). Kablosuz ağların ve mobil cihazların üzerinden mobil web servislerinin kullanılabilmesi ile

sağlık alanında istenilen her yerden istenilen anda sağlık bilgisine eriĢme isteğine cevap verilmesi söz

konusu olabilecektir.

2. AġI ĠÇĠN DURUM DEĞERLENDĠRMESĠ

Sağlık alanından yüksek kalitede, verimli ve sürekliliği sağlanarak hizmet alma ve sunma

gereksinimlerinin karĢılanabilmesi, sağlık hizmetlerinin her yerde verilmesine bir baĢka deyiĢ ile

coğrafik olarak dağınık olmasına ve giderek daha da özelleĢen yapıda bulunmasına neden olmuĢtur.

Hasta ile ilgili bilgilerin insanları, kurumları, sistemleri içeren bütün kullanıcılar arasında

paylaĢılabilmesi gerekmektedir. Bu durum ise hastanın sağlık hizmetinde yer alan tüm paydaĢlarının

kendi aralarında daha geniĢ bir iletiĢime ve birlikte çalıĢabilirliğe olan gereksinimlerini arttırmaktadır

(Lopez & Blobel, 2009).

AĢı uygulamaları tedbir sağlamak için yapılsa da yapılan yanlıĢlıkların ölümcül veya kalıcı sakatlık

etkilerine yol açacağı dikkate alınarak doğru sağlık bilgisine eriĢmek; zamanında, hızlı ve etkin hizmet

almak oldukça önemlidir. Bilgi teknolojilerinin birçok alanda uygulanması kullanıcılara kolaylık,

etkinlik, hız ve maliyet açısından önemli kazanımlar sağlamaktadır. Bilgi teknolojilerinin son yıllara

205

kadar sağlık alanında bulduğu genel uygulama alanı, maliyet denetimi ve hasta kayıt bilgileri gibi

sadece yönetsel etkinlikler ile sınırlı kalmıĢtır. Son yıllarda geliĢtirilen yeni bilgi sistemleri, sağlık

kuruluĢunun sadece belirli bir bölümüne hizmet sunmakta, kuruluĢun ne kendi içerisinde ne de diğer

sağlık kuruluĢları ile oluĢturulan sağlık bilgilerini elektronik bir ortam üzerinden paylaĢması

sağlanamamaktadır. Sağlık alanında açıkça ortada olan bu sorunlar, aĢı bilgisi ve aĢı uygulamaları için

de söz konusu olmaktadırlar.

Bireylerin belirli hastalıklara karĢı bağıĢıklık kazanabilmeleri veya bağıĢıklıklarını güçlendirebilmeleri

için kullanılan en etkin sağlık yöntemlerinden biri olan aĢıların uygulanması, bireylerin doğumları ile

baĢlamakta ve yaĢamları boyunca devam etmektedir. Ülkelerin sağlık bakanlıklarına bağlı olan

birimlerce yürütülen aĢı uygulamaları diğer sağlık uygulamalarında da olduğu gibi dağıtık bir ortamda

gerçekleĢmektedir. ġekil 1‘de görüldüğü gibi; öncelikle bireylerin kendileri ve/veya anne-babalarını,

daha sonra sağlık çalıĢanlarını, özel ve resmi sağlık kurumlarını, aĢı araĢtırma geliĢtirme

laboratuarlarını, aĢı sağlayan firmaları, eczaneleri ve okulları kapsayan birçok farklı paydaĢ aynı çatı

altında toplanmaktadır.

ġekil 1. AĢı ve AĢı Uygulamalarında PaydaĢlar

Hem bireysel aĢı kayıtlarının ilgili paydaĢlar tarafından kullanılabilmesini hem de içerdikleri etken

maddeler, geliĢtirilen firma, lot numarası, son kullanım tarihi gibi aĢı ile ilgili genel bilgilerin bu

paydaĢlar arasında paylaĢılması günümüzde herhangi bir elektronik sistem üzerinden henüz

gerçekleĢtirilmemektedir.

Ülkemizde yürütülecek olan bağıĢıklama hizmetlerini düzenleme yetkisi T.C. Sağlık Bakanlığı‘na

verilmiĢtir. Bakanlık adına bu görevi ülkemizde Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

yürütmektedir. Bu düzenlemeler yapılırken dünyadaki çeĢitli geliĢmeler izlenmekte ve

akademisyenlerden oluĢan BağıĢıklama DanıĢma Kurulu‘nun önerileri göz önüne alınmaktadır (T.C.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2009). Ülkemizde yürütülmekte olunan

GeniĢletilmiĢ BağıĢıklama Programı ile temel amaç; doğan her bebeğin aĢı takvimine uygun olarak

belirlenen hastalıklara karĢı bağıĢıklık kazanmasını, aĢısız veya eksik aĢılı bebek ve çocukların da

saptandığı anda aĢılanmasını sağlamaktır. Bebek ve çocukların yanı sıra, doğurganlık çağı kadın ve

gebe aĢılamaları da yapılmaktadır. Bu amaç için üç farklı aĢı takvimi belirlenmiĢtir (T.C. Sağlık

Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2009).

Yayınlanan genelgeler ile değiĢikliğe uğrayan aĢı programlarını izlemek, aynı genelge içindeki farklı

takvimleri izlemek günümüzde tamamen insan kaynaklı yapılmakta olup, yapılan aĢıların izlenmesi

genelgelerde örnekleri verilmiĢ hazır formlar üzerinden yazılı olarak gerçekleĢmektedir. Bu kartların

kaybolabilme, zamanla üzerindeki yazıların silinebilme olasılığına karĢı aĢı uygulamasına iliĢkin

bilgilerin kayıt altına alındığı merkezi bir elektronik sistem ülkemizde henüz bulunmamaktadır. Ayrıca

yan etkiler konusunda bir uyarma düzeneği, baĢka bir aĢı önerebilme veya aĢının uygulanmasına

yönelik herhangi bir klinik yönerge önerme de söz konusu değildir.

206

AĢılar, hastalığa karĢı duyarlı olunan en erken dönemden önce uygulandıklarında bağıĢıklık sistemine

destek olmaktadırlar. Bu nedenle de aĢılar için ilk kez uygulanma ve pekiĢtirme dozları için

tarihlerinin bulunduğu aĢı takvimini izlemek gerekmektedir. Uygulanması gereken aĢının zaman

izlemesi ise aĢının uygulanacağı bireyin kendisi ve/veya anne-babası tarafından bir baĢka deyiĢ ile

insan kaynaklı yapılmaktadır. Uygulanma zamanı gelen aĢıyı bireyin kendisine ve/veya anne-babasına,

ayrıca aĢıyı uygulayacak sağlık çalıĢanına e-posta, kısa mesaj gibi araçlar üzerinden hatırlatan

herhangi bir elektronik sistem ülkemizde henüz bulunmamaktadır.

AĢı takvimine göre bazı aĢıların okul çağında uygulanması gerekmektedir. Okullarda aĢı

uygulamalarından önce çocuğa daha önce uygulanan aĢılar ile ilgili bilgiler çocukların anne-

babalarından istenmekte, aĢı bilgilerinin elektronik bir sistem üzerinde kaydı tutulmadığı için

elektronik bir ortam üzerinden sorgulanması da yapılamamaktadır. Bu günlerde hem dünyada hem de

ülkemizde en çok konuĢulan sağlık çekincesi domuz gribi salgınıdır. Ülkemizde de baĢlayan Domuz

Gribi AĢı Uygulaması için okullar tarafından velilere, yazılı olarak doldurulmak üzere aĢı izin belgesi

öğrenciler ile birlikte gönderilmektedir. Bunun yerine veliye elektronik bir sistem üzerinden

gönderilecek bir kısa mesaj veya elektronik posta izin sürecini hızlandırılması ve kolaylaĢtırılması,

ayrıca kaybolma riskini ortadan kaldırması açısından daha etkin bir uygulama olacaktır.

AĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin sunulması gereken bir baĢka hizmet ise aĢının uygulanması gereken

zamanda, uygulanacağı yere aĢının bozulmadan saklanabilmesi için gerekli koĢulların sağlanarak

eriĢtirilmesidir. Uygulanacak aĢının sağlanmasında ise iki farklı durum söz konusudur: aĢının

uygulanacak sağlık kurumu veya sağlık çalıĢanı tarafından sağlanması ya da bireyin kendisi veya

anne-babası tarafından sağlanması. AĢıların bozulmadan saklanmasında ve uygulanacağı zamanda

sağlanmasında, hem ülkemizde hem de dünyada sıkça problemler yaĢandığı bilinen bir durumdur

(Callender, 2006, TTB Halk Sağlığı Kolu, 2009). AĢının sağlanma sürecini baĢlatarak, bu süreci

izleyen, sağlanma süreci sırasında ilgili paydaĢları aĢıyı bozulmadan korumak için saklama

koĢullarına iliĢkin bilgi vererek yönlendiren herhangi bir elektronik sistem bulunmamaktadır.

AĢının sağlanması ve gerekli koĢullarda saklanmasından sonra sırayı aĢının bireye uygulanması

almaktadır. Her ilacın olabileceği gibi aĢıların da insanlar üzerinde istenmeyen etkiler göstermesi olası

bir durumdur. Bireyin alerjik tepki verdiği bir madde aĢı içinde kullanılmıĢ olabilir ya da daha önce

alerjik tepki gösterdiği bir aĢının tekrar veya pekiĢtirme dozu uygulanması söz konusu olabilir.

Bireylerin sağlık kayıtları elektronik sistemler üzerinde kayıt altına alınmadığı ve bu bilginin

paylaĢılarak sorgulanması sağlanmadığı sürece, ölümcül veya kalıcı sakatlıklara neden olabilecek yan

etkiler veya aĢının içindeki bazı maddelere karĢı alerjik tepkiler için sağlık çalıĢanını uyarmak yine

kiĢilerin kendilerinin veya anne-babalarının sorumluluğu altına girmektedir. Bunun yanı sıra, aĢının

bulunduğu lot ile ilgili üretim, taĢıma ya da saklanma sırasında henüz fark edilmemiĢ bir sorunlar da

bulunabilir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise aĢının bulunduğu lota iliĢkin tüm aĢıların toplanması

ve de incelenmesi gerekebilmektedir. AĢı ile ilgili sağlama süreci elektronik sistemler tarafından

izlenirse, aynı lotta bulunan tüm aĢılara ulaĢmak da kolaylaĢacaktır. Dünyada aĢı ile ilgili yan etkileri

raporlamak için geliĢtirilmiĢ bir veritabanı uygulaması olarak ABD‘deki VAERS (Vaccine Adverse

Event Reporting System – AĢı Yan Etki Raporlama Sistemi) bulunmaktadır (McNeil v.d., 2007)

VAERS, aĢıya karĢı alerjik tepkiler gösteren anne-babalar tarafından gönüllü olarak kurulmuĢ bir

sistemdir. VAERS, sadece kendisine posta yolu ile gönderilen yan etki bildirimlerini kayıt altına

almakta ve bu verileri halka açık bir Ģekilde sunmaktadır. Devletin herhangi bir resmi kurumuna bağlı

olmamakla beraber, yasal bir yaptırımı söz konusu değildir. Ayrıca, olası yan etkilere karĢı uyaran bir

hizmet sunmamaktadır. Türkiye‘de VAERS ile aynı görevi yerine getiren herhangi bir sistem

bulunmamaktadır. Ülkemizde aĢı uygulamasından sonra bir yan etki ile karĢılaĢılırsa izlenilecek

adımlar, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan AĢı Sonrası Ġstenmeyen

Etkiler (ASĠE) genelgesinde belirtilen süreçlerdir (T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri

Genel Müdürlüğü, 2009). Bu genelgede yapılacak tüm iĢlemler insan kaynaklı olup, aĢı kayıtlarında

olduğu gibi yine kağıt üzerine yazılı olarak doldurulacak formlar ile bildirim yapılması söz konusudur.

Ayrıca, genelge incelendiğinde sadece Sağlık Bakanlığı yönünde tek yanlı bir bildirimin gerçekleĢtiği,

yan etkiye karĢı herhangi bir uyarı düzeneği olmadığı görülmektedir. Ülkemizde, aĢı uygulamasından

sonra görülebilecek yan etkileri elektronik olarak izleyen veya olası yan etkiye karĢı uyaran herhangi

bir sistem bulunmamaktadır.

207

AĢılar, tüm sağlık alanında olduğu gibi, üzerinde araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları yapılan önemli

sağlık uygulamalarından biridir (National Institute of Allergy and Infectous Diesases, 2008). Belirli bir

hastalığa karĢı aĢı üretmek için araĢtırma ve geliĢtirme aĢamasında bu hastalığın görüldüğü hastaların

bilgilerine elektronik bir sistem üzerinden ulaĢabilmek bu çalıĢmalara hızlandırıcı bir katkı

sağlayacaktır. Ayrıca, bir laboratuar tarafından geliĢtirilen aĢının uygulanmasından sonra bireylerin

aĢıya karĢı gösterdikleri alerjik tepkileri izleyebilmek de aĢı araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları için

önemli bir kaynak oluĢturacaktır.

Sağlık alanındaki farklı birimlerinde tanı, yönetim ve tedaviye iliĢkin ölçütlere ve kararlara önderlik

etmek amacıyla hazırlanan klinik yönergeler, belge tabanlı olup, önleyici, tanı, hastalığın sonucuna

iliĢkin tahmin (prognoz), ilaç kullanımını da içerebilecek tedavi, riskler ile kazançlar ve maliyet

etkinliğine iliĢkin en iyi bulguları ve en çok karĢılaĢılan verileri tanımlamakta, özetlemekte ve

değerlendirmektedir (Casteleiro v.d., 2009). Ayrıca klinik deneyimlere iliĢkin önemli soruları

tanımlamakta ve bütün karar seçenekleri ile bu seçeneklerin getirilerini de belirtmektedir (Hrabak v.d.,

2007). Klinik yönergeler ile sağlık hizmetlerinde standart sağlanması, kalitenin arttırılması, risklerin

azaltılması ve maliyetin düĢürülmesi sağlanırken, aynı zamanda deneyimsiz sağlık çalıĢanlarının

eğitilmesine de destek verilmektedir (Hrabak v.d., 2007, Shankar v.d., 2006). AĢı uygulamaları için de

klinik yönergeler bulunmaktadır. Diğer klinik yönergelerde olduğu gibi, aĢıyla ilgili klinik yönergeler

de belge üzerine yazılı metin yapısındadır. Sağlık çalıĢanının farklı seçenekler içinden uygun yönetimi

seçebilmesi için, bu yönergeleri okuması gerekmektedir (Casteleiro v.d., 2009). Tümü insan kaynaklı

yapılan karar verme süreci de büyük oranda hataya açık olunmasına ve çok fazla zaman kaybına neden

olmaktadır. Klinik yönergeler belirli standartlara göre tanımlanıp, seçenekler için kurallar

oluĢturulursa, makineler tarafından yorumlanabilir bir içerik elde edilmiĢ olacak ve bu da karar

vermede makineleri kullanarak daha az hataya açık ve daha hızlı sonuçlar çıkarılmasını

destekleyecektir.

AĢı uygulamalarının hem bölgesel olarak farklı hem de yapısal olarak farklı kurumlarda gerçekleĢmesi

sağlığın diğer alanlarında olduğu gibi olası bir durumdur. Ayrıca aĢıların araĢtırılıp geliĢtirilmesinden

baĢlayıp, dağıtılıp uygulanmasına ve sonrasında izlenmesine kadar gerçekleĢen süreçlerde çok farklı

paydaĢlar yer almaktadır. Bu dağıtık ve tek düze olmayan yapıda, aĢılar ile ilgili bilgilerin ve aynı

zamanda aĢı uygulamaları için gerekli hizmetlerin farklı sistemler, kurum, kuruluĢ ve kiĢilerce

kullanılabilmesi için birlikte çalıĢabilirliğin desteklenmesi gerekmektedir. Bilgilerin bir kez

tanımlandıktan ya da sisteme girildikten sonra sadece bilginin girildiği yerde değil, bilgiye gereksinim

duyulan her yerde hem sistemler hem de kiĢiler tarafından yeniden kullanılabilmesi hizmette baĢarımı

arttırıcı, aynı zamanda maliyeti düĢürücü bir kazanım sağlayacaktır.

Ortaya konan sorunlar özetlenecek olursa, hem insanlar hem de makineler tarafından aynı biçimde

anlaĢılıp iĢlenebilecek aĢı bilgisinin nasıl gösterilmesi gerektiği, farklı paydaĢlar arasında birlikte

çalıĢabilirliğin nasıl destekleneceği ve bu paydaĢlara hizmetlerin uygulamalardan bağımsız nasıl

sunulacağı ön plana çıkmakta olan temel sorunlardır. AĢı uygulamaları için söz konusu olan sorunların

çözümü için anlamsal web teknolojileri ve tıbbi biliĢim standartları temel alınarak UABS

geliĢtirilmektedir.

UABS'nin paydaĢlarına sunacağı hizmetlerin istenilen yerden istenilen zamanda sunulması, ayrıca bazı

hizmetlerin etkinliğinin arttırılması gereksinimleri; UABS'nin mobil uygulamalar ve mobil araçlar ile

desteklenmesi ile karĢılanması söz konusu olabilecektir. UABS için mobil uygulamaların önemine bir

sonraki bölümde yer verilmektedir.

3. ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠ’NDE MOBĠL YAKLAġIM

Sağlık alanı, çeĢitli kurum ve kuruluĢlar ile farklı görevleri olan kiĢilerin hizmet sunduğu, aynı

zamanda da hizmet aldığı oldukça büyük ve karmaĢık bir alandır. Sağlık hizmetlerinde elektronik

sistemlerin, son yıllara kadar hastaların adres, sigorta, sağlık kuruluĢuna giriĢ tarihi gibi sadece

yönetsel etkinliklerde yer aldığı görülmektedir. Son yıllarda geliĢtirilen yeni bilgi sistemleri, sağlık

kuruluĢunun sadece belirli bir bölümüne hizmet sunmakta, kuruluĢun ne kendi içinde ne de diğer

sağlık kuruluĢları ile oluĢturduğu bilgileri elektronik ortam üzerinden paylaĢması sağlanamamaktadır.

Hasta ile ilgili bilgilerin defalarca sisteme girilmesi, aynı laboratuar incelemelerinin farklı klinik

208

birimler tarafından yeniden istenmesi maliyet arttırıcı ve zaman kaybı açısından sıkça karĢılaĢılan

sorunlardan bazılarıdır.

Bilgi teknolojilerindeki köklü değiĢikliklerin etkileri sağlık bilgi sistemlerindeki eğilimleri de

değiĢtirmektedir. Bir hastanın Elektronik Sağlık Kayıtlarının (ESK) paylaĢımını sağlayacak bir alt

yapı oluĢturma günümüzde birçok ülkenin ulusal sağlık yol haritasındaki öncelikli adımıdır (Brown &

Reynolds, 2000). Intel Bilgi Teknolojileri bölümü tarafından hazırlanan bir çalıĢmada, sağlık alanında

kazanımları arttırmak için birleĢtirilmesi gereken bilgi teknolojileri ġekil 2‘de gösterildiği gibi dört

geniĢ alanda tanımlanmaktadır (Intel, 2007).

ġekil 2. Sağlık Alanı için Bilgi Teknolojileri

Mobil aygıtlar ve iletiĢim ağları ile bireylerin sağlık kayıtlarına yüksek hız ve istenilen yerden eriĢimin

sağlanması, sağlık alanında artan bir iĢ değeri olarak ön görülmektedir. Web hizmetleri ve hizmet

yönelimli mimari ile kurumların uygulamalarından bağımsız sağlık kayıtlarına eriĢim ve bu kayıtlar

üzerinden bağımsız olarak çalıĢabilmesi desteklenebilmektedir. Anlamsal web teknolojileri ile sağlık

verilerine üst veri eklemek bir baĢka deyiĢle verinin anlamını sunmak, hem kullanıcılar hem de sağlık

kurumları ve sağlık çalıĢanları için ilgili bilgiyi kolaylıkla bulma, paylaĢma ve birlikte kullanabilme

sağlanacaktır.

Anlamsal web'in tanımı, ―Bilginin, bilgisayarların ve insanların birlikte çalıĢabilmelerini sağlayacak

biçimde iyi tanımlanmıĢ anlamının bulunduğu günümüzdeki Web'in geniĢletilmesi‖ olarak

verilmektedir (Berners-Lee v.d., 2001). Anlamsal web çalıĢmalarının odaklandığı temel konulardan

biri de özel alanlar için ontolojilerin tanımlanmasıdır.

Ontoloji, felsefede metafiziğin en önemli dalı olarak görülmekte, varlık bilimi olarak

tanımlanmaktadır; varlıklar ve varlıkların türleri ve iliĢkileri üzerinde çalıĢmaktadır. Bilgisayar

bilimlerinde ise ontoloji, kavramsallaĢtırılmanın açıkça gösterilmesi olarak tanımlanmaktadır (Gruber,

1993).Kısaca bilgisayar bilimlerinde ontoloji belirli bir alan içindeki kavramların ve bu kavramlar

arasındaki iliĢkilerin biçimsel gösterimidir. Bu bilgilerden ya da tanımlanmıĢ kurallardan yeni bilgiler

çıkarılabilmektedir. Ontoloji geliĢtirmenin temel nedenleri, insanlar ve makineler arasında bilginin

yapısının ortak anlamını paylaĢmak, alan bilgisinin yeniden kullanımını sağlamak, alan varsayımlarını

açıkça yapmak, alan bilgisini iĢlemsel bilgiden ayırmak ve alan bilgisini çözümlemek olarak

özetlenebilir (Noy, 2004). Ontolojiler, insanlar arasındaki iletiĢime yardımcı olmak, bilgisayar

sistemleri arasında birlikte çalıĢabilirliği sağlamak ve yazılım sistemlerinin süreç ve/veya kalitesini

arttırmak için kullanılmaktadır (Uschold ve Jasper, 1999).

Ontoloji tabanlı bilgi sistemleri, dünya ile ilgili iddialardan (assertion) oluĢan bir bilgi tabanını ve bu

bilgi tabanı ile muhakeme yapmak (reason) için kullanılacak bir çıkarsama motorunu içermektedirler

(Austin v.d., 2008). Bu tarz bilgi sistemlerine iliĢkin olarak elektronik ticaret (Zhang, 2009), sağlık

bilgi sistemleri (Austin v.d., 2008, Joeng ve Kim, 2006, Suominen v.d., 2009), maliyet yönetimi

(Cheng v.d., 2009) gibi alanlar üzerine çeĢitli uygulama çalıĢmaları yapılmıĢtır. Ontoloji tabanlı bilgi

sistemlerinde, sistemin tüm bileĢenlerinin ontolojiler ile tanımlanması ve sistemin sunacağı

hizmetlerde kullanılacak bilgilerin ontolojik olarak tanımlanmıĢ olması gerekmektedir.

İletişim Ağları•IP-tabanlıLANlarvekablosuzLANlar•Kablosuz teknolojiler: Wi-Fi*, WiMAX,

Bluetooth*,kablosuzUSB

Mobil Cihazlar•IPüzerindensesile çalışanUltra-Mobil Pcler,tabletPclervetelefonlar•Radyofrekansını tanımı(RFID)•Mobil klinikyardımcılar(MCAs)

Web servisleri ve Servis-Yönelimli Mimari(SOA)

SOAP,HTTPS, UDDI,WSDL

Yeni Teknolojiler ve Eğilimler•Geniş bant ve uzaktan izleme aygıtları ileevdebakımhizmeti

•Anlamsalweb•Akıllıkartlar

Artan İş Değeri

209

Sağlık bilgi sistemlerinin, dağıtık ortamlarda bulunan, yüksek düzeyde yapılandırılmıĢ ve zengin

anlamsallığı olan klinik bilgi üzerinde çalıĢabilir olmaları gerekmektedir. Bu gereksinimin

karĢılanabilmesi için, sağlık alanında tıbbi terimler ve ileti bilgi modelleri için standartlar

geliĢtirilmektedir. GeliĢtirilen standartlar incelendiğinde, taĢıdıkları özelliklerin anlamsal web

çalıĢmaları kapsamında ontoloji tanımlama dili olarak geliĢtirilen OWL (Web Ontology Language) ile

sunulan özelliklere benzedikleri görülmektedir (Ryan, 2006). Tıbbi terminolojiler ve ileti bilgi

modelleri için geliĢtirilen standartların ontolojiler ile tanımlanması, bilginin farklı sistemler arasında

iletilebilmesi ve bu bilginin sistemden sisteme, programdan programa ve kurumdan kuruma aynı

anlamı taĢıması sağlanabilmektedir. Bilginin sorgulanması, üzerinde çıkarsama yapılması da yine

ontolojiler üzerinden anlamsal web teknolojileri ile gerçekleĢtirilebilir. Sonuç olarak, ontolojiler

üzerinden tanımlanmıĢ sağlık bilgilerinin yeniden kullanımı, bu bilgiler üzerinde birlikte

çalıĢabilirliğin sağlandığı sağlık bilgi sistemleri hem makineler hem de insanlara hizmet

sunabilmektedir.

UABS ile hedeflenen, yedi gün yirmi dört saat kesintisiz hizmet verecek bir sistemin sağlık alanındaki

aĢı ile ilgili hem bilgi hem de kullanım hizmetlerini vermesini sağlamaktır. Sunulacak hizmetlerin

temel noktasında olan aĢı bilgilerini tanımlamak için bir aĢı ontolojisine gereksinim duyulmaktadır.

Ülkemizde sağlık alanında yapılan çalıĢmalar incelendiğinde, aĢı ontolojisi konusunda henüz yapılmıĢ

herhangi bir çalıĢma bulunamamıĢtır. Hem insanlar hem de hayvanlar üzerinde kullanılan bütün aĢılar

için VO (Vaccine Ontology) adı verilen bir ontoloji geliĢtirilmiĢtir (He v.d., 2009). VO sadece aĢı ile

ilgili lot, son kullanım tarihi, etken madde gibi öznitelikleri içermektedir. Ancak bu çalıĢma sağlık

alanında yapılan terminolojik standartlaĢma çalıĢmalarının herhangi birini desteklememektedir. UABS

ile hedeflenen sağlık kayıtları arasında da birlikte çalıĢabilirlik olduğu için, sağlık alanında yapılan

hem terminolojik hem de iletiĢim standartlaĢma çalıĢmalarının göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Bu

nedenle UABS‘de kullanılacak olan aĢı ontolojisinin tıbbi standartlar da göz önüne alınarak

geliĢtirilmesi ön görülmektedir. GeliĢtirilecek olan ontoloji kullanılarak aĢı bilgileri tanımlanabilecek,

tanımlanan aĢı bilgileri ise aĢı uygulamalarına iliĢkin verilecek hizmetlerde kullanılabilecektir.

Anlamsal web teknolojileri kullanılarak geliĢtirmiĢ olan bir diğer çalıĢma olan HealthFinland ,

Finlandiya'da vatandaĢların sağlık ile ilgili genel bilgileri almak için kullandıkları ontoloji tabanlı bir

bilgi sistemi olup, kiĢiselleĢtirilmiĢ sağlık bilgisi veya sağlık kaydı tutmamaktadır (Suominen

v.d.,2007, Hyvönen v.d., 2008, Suominen v.d., 2009). Bu tür sistemlere Türkiye‘nin de ihtiyacı olduğu

açıktır.

UABS'nin genel yapısı ġekil 3'de gösterilmektedir. Hem mobil kullanıcılar hem de bilgisayar

kullanıcıları için hazırlanacak olan arayüzler ile sisteme eriĢim sağlanacaktır. Sistemin sunacağı

hizmetlerde kullanılacak olan bilgiler ontolojilerden alınacaktır. Profil ontolojisi, sistem kullanıcılarına

iliĢkin rol bilgilerini tanımlamaktadır. AĢı ontolojisi, yan etki ontolojisi ve profil ontolojisinden alınan

bilgiler ile aĢı uygulamalarına iliĢkin politikalar yaratılmaktadır. Politikaların yorumlanması ve

çıkarsanması iĢlemleri politika motorunda gerçekleĢtirilmektedir. Sisteme gelen bir servis isteğinin

cevabı ya da kullanıcı profili tarafından yapılan bir sorgu isteğinin cevabı, politika motorunun

çalıĢması sonucunda üretilmiĢ kiĢiselleĢtirmiĢ sonuçlara göre olmaktadır (Can, 2009). UABS için

tanımlanmıĢ olan ontolojiler ve bu ontolojiler kullanılarak tanımlanmıĢ bilgilerin saklanması için ise

OWL desteği vermekte olan Oracle11g veritabanı kullanılmaktadır.

210

Oracle 11g

Aşı Ontolojisi Aşı Yan Etki Ontolojisi

Bilgi Katmanı

Hatırlatma Servisi

Yan Etki Uyarma Servisi

Aşı Bilgisi Sorgulama

Servisi

Sabit Kullanıcılar için Arayüzler

Mobil Kullanıcılar için Arayüzler

Politika Motoru

Profil Ontolojisi

Hizmet Katmanı

Kullanıcı ArayüzKatmanı

ġekil 3. UABS'nin genel yapısı.

UABS, ülkemizdeki tüm bireylerin doğumları ile baĢlayan aĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin bilgilerini

elektronik bir sistem üzerinde kayıt altına alarak, bu bilgileri kullanarak aĢı uygulamalarına iliĢkin

sağlık alanında gerekli olan tüm hizmetleri sunması hedeflenmektedir. UABS ile sunulması

hedeflenen hizmetler:

AĢı hakkında genel bilgileri kayıt altına alma ve sorgulama,

Bireysel aĢı bilgilerini kayıt altına alma ve sorgulama,

AĢı uygulaması ile ilgili klinik yönerge önerme,

Uygulama zamanı gelen aĢıyı bireye, sağlık kurumuna ve sağlık çalıĢanına hatırlatma,

Olası yan etkileri uyarma,

AĢı sonrası oluĢan yan etkiyi kayıt altına alma, izleme ve sorgulama,

AĢı sağlama zincirini yönetme ve izleme

baĢlıkları altında özetlenebilir. Verilecek temel hizmetlerin SOA (Service Oriented Architecture –

Hizmet Odaklı Mimari) tabanlı web hizmetleri olarak geliĢtirilmesi ön görülmektedir. SOA ve web

hizmetleri ile hasta bilgisinin bütünleĢtirilmesini, destek uygulamalar ile sağlık sunucuların daha etkin,

birleĢtirilmiĢ ve artan özdevinim (otomasyon) hizmetlerinde destek sağlaması beklenmektedir. SOA,

farklı birçok sistem arasında standartlar ile tanımlanmıĢ bilgilerin paylaĢımını sağlayan bir iletiĢim alt

yapısı sağlayarak bunu gerçekleĢtirebilir. Aynı Ģekilde, standartlaĢmıĢ Web hizmetleri de farklı

uygulamalar arasında daha fazla bilgi paylaĢımını ve iĢbirliğini sağlayabilmektedir. Bir hastaya iliĢkin

bilgiler eczaneler, farklı sağlık kuruluĢları, laboratuarlar arasında olmak üzere dağılmıĢ durumdadır.

Bu bilgilerin paylaĢımı, sağlık uzmanları açısından hasta geçmiĢinin daha kapsamlı resmini sunması

ile daha iyi tanı konulmasını ve daha iyi bir tedavi uygulanmasına yardımcı olması beklenmektedir.

UABS‘nin vereceği hizmetlerden ilki, Türkiye‘de bireylerin doğumları ile baĢlayan aĢı

uygulamalarının zamanlarını hatırlatmaktır. Bunun için Ulusal AĢı Programı‘nda yer alan aĢı takvimi

temel alınmaktadır. Bir bireyin zorunlu olarak olması gereken aĢıların zamanı geldiğinde bireyin

kendisine eğer henüz yetiĢkin değil ise anne-babasına, bağlı bulunduğu sağlık ocağına ya da eğer özel

bir sağlık kurumundan ya da doktorundan destek alıyorsa o kuruma aĢının zamanının geldiği UABS

tarafından elektronik posta veya kısa mesaj ile bildirilecektir.

Zamanın hatırlatılması ile yeni bir süreç baĢlayacak ve aĢının sağlanması söz konusu olacaktır. AĢının

sağlanma sürecinde eczane, ecza depoları ve aĢı sağlayan firmalar ile sağlık kurumu veya çalıĢanı

sistemi kullanacaktır. Sadece aĢının sağlanması değil, sağlanma süresince aĢının uygulanacağı zamana

kadar aĢının saklanma koĢullarına iliĢkin bilgiler de sistem tarafından bu paydaĢlara aktarılacaktır.

211

Ayrıca, aĢının sağlanması süresince soğuk zincirin bozulmadığında emin olunması için mobil

cihazlara ve bu cihazlardan gelecek bilgilere gereksinim de duyulmaktadır.

AĢının sağlanmasından sonra aĢının uygulanması sırasında, sistemde o aĢı ile ilgili belirtilmiĢ olan

klinik yönergelere iliĢkin bilgiler yine sistem tarafından aĢıyı uygulayacak sağlık çalıĢanına

bildirilecektir. Sağlık çalıĢanının bir aĢı kampanyası için bağlı bulunduğu kurum dıĢında herhangi bir

köy veya kırsal alanda olması söz konusu olabilmektedir. Sağlık çalıĢanlarının kendi mobil cihazından

sisteme bağlanarak bilgi alması konusunun sistem tarafından desteklenmesi gerekmektedir. AĢının

uygulanması ile birlikte sisteme aĢının yapıldığı tarih, aĢının lot numarası, nerede uygulandığı,

uygulayan kiĢi ya da kurum, aĢının sağlandığı kurum gibi bilgilerin girilmesinde de mobil cihazların

kullanımına destek verilmelidir.

AĢının uygulanmasından sonra bireyde beklenmeyen bir yan etki görülürse, bu yan etki ve yan etkinin

izlenme sürecinde karĢılaĢılan durumlar sisteme hemen ya da çok kısa süre içersinde sağlık çalıĢanı

veya birey ve/veya anne-baba tarafından girilebilecektir. Böylelikle bireylerin alerjik tepki verdikleri

aĢılar sistemde bulunacağı için, bir sonraki benzer uygulamalardan önce hem sağlık kurumu ya da

çalıĢanının hem de anne-babanın sistem tarafından uyarılması sağlanmıĢ olacaktır. Sisteme yeni bir

yan etki bilgisi girildiğinde, yan etkinin derecesine göre aĢı sağlayan firmaya elektronik posta ile

bilgilendirme ve bu firmanın yetkili kiĢisine kısa mesaj gönderimi ile uyarı da bulunulacaktır.

AĢı için geliĢtirilecek olan ontolojinin aĢı hakkında içereceği bilgilerden biri de aĢıların etken

maddeleri olacaktır. KiĢilerde alerjik durumlar söz konusu olabileceği için aĢılama öncesinde

uygulanacak aĢıların içerik bilgileri ile kiĢinin varsa bilinen alerjik durumları karĢılaĢtırılarak, uyarı

veya farklı etken maddeli aĢı önerisi de sistem tarafından yapılabilecektir.

Ulusal AĢı Programı, ilköğrenim döneminde aĢılamalar içermektedir. Bu nedenle, okullar da sistemin

kullanıcıları arasında yer alacaktır. Çocuklara uygulanacak aĢının daha önce yapılıp yapılmadığı,

çocuğun alerjik durumu gibi bilgiler sistemden kolayca öğrenilebilinecektir.

UABS, sadece aĢı kayıtlarının tutulduğu basit bir veritabanı uygulaması olmayacaktır. Ülkemizdeki

her bireyin aĢı ile ilgili sağlık kaydı kalıcı hale getirilirken, anlamsal web teknolojileri ve tıbbi biliĢim

standartlarına dayanarak geliĢtirilen tüm aĢı hizmetlerinin ve bilgilerinin kullanılması ile farklı

paydaĢlar arasında bilgi paylaĢımı ve birlikte çalıĢabilirlik sağlanmıĢ olacaktır. Ayrıca aĢı

uygulamalarında devlet tarafından eksik aĢılamaların giderilmesi ve aĢı hizmetinin her yerde

sunulması hedefleri aĢı uygulamasını yapan sağlık çalıĢanının gezici olmasına neden olmaktadır. Bu

da sistemin mobil cihazlar tarafından kullanılabilir olmasını gerektirmektedir. Sadece gezici sağlık

çalıĢanı açısından değil, ayrıca UABS'nin tüm paydaĢları için istenilen yerden istenilen zamanda

hizmet alınma gerekliliği de UABS'nin mobil cihazlar tarafından kullanılabilir ve bu cihazlara mobil

uygulama hizmetleri sunabiliyor olmasını gerektirmektedir.

UABS'nin temel hedeflerinden biri birlikte çalıĢabilirlik ve istenilen yerden istenilen zamanda bilgiye

eriĢim olarak belirtilmektedir; fakat hasta mahremiyetinin sağlanması zorunluluğu önümüze çıkan

önemli bir noktadır. Sistem eriĢim denetimi için OBAC (Ontology Based Access Control) (Can, 2009)

mekanizması ile, ġekil 4'de görülebileceği gibi, kiĢiselleĢtirilmiĢ sağlık bilgisi sunabilir hale

getirilecektir.

Service 1Service 1

Servisler

Service 1Service 1Mobil

Servisler

Web Servisleri

Mobile Web Servisleri

Politika Motoru

Aşı Ontolojisi

Profil Ontolojisi

Aşı Alanına Özgü

Politikalar

Profil Tabanlı PolitikalarKişiselleştirilmiş

Bilgi

Kişiselleştirilmiş Servisler

Ulusal Aşı Bilgi Sistemi

ġekil 4. UABS ile KiĢiselleĢtirilmiĢ Hizmetler.

212

SONUÇ

Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, sağlık alanında hem

hizmet alan hem de hizmet sunan kurum ve kiĢilerin, sağlık kayıtlarına yüksek hız ve istenilen yerden,

istenilen zamanda eriĢimin sağlanması isteklerinin karĢılanması için bir uygun ortam sunmaktadır.

Sadece sağlık kayıtlarına eriĢim değil, aynı zamanda tedavi sürecinde hastayı izlemek için de mobil

aygıtların kullanımı söz konusu olabilmektedir. Ayrıca, mobil cihazlar ile kullanılabilecek ortam

algılayıcıları birer bilgi kaynağı olarak da görülebilmektedir.

BağıĢıklık kazanılması veya bağıĢıklık düzeyinin arttırılması için kullanılan en etkin sağlık yöntemi

olan aĢı ve aĢı uygulamaları, coğrafik olarak dağınık bir ortam söz konusu olmasına rağmen farklı

kurumları ve kiĢileri aynı çatı altına toplamaktadır. AĢı ve aĢı uygulamalarında, bilgilerin saklanması

ve sorgulanmasının yanı sıra yan etkiyi uyarma, aĢı sağlama sürecini izleme gibi farklı hizmetlerin de

desteklenmesi hedeflenerek UABS geliĢtirilmektedir. Hem sağlık çalıĢanlarının hem de bireylerin

UABS'den istenilen yerden yedi gün yirmi dört saat hizmet alabilmeleri için, sistem tarafından sunulan

hizmetlerin mobil cihazlar tarafından da kullanılabiliyor olması gerekmektedir. Ayrıca mobil cihazlar

ile birlikte kullanılabilecek algılayıcılar, aĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin sisteme bilgi aktarımı ve

gerekli Ģartların denetimi gibi hizmetlerde de kullanılmaları gerekmektedir.

Mobil cihazların hem bilgiye eriĢimde hem de bilgi sağlanmasında kullanılabilir olması sadece sağlık

alanındaki çalıĢmalarda değil, bilgi sistemlerinin kullanıldığı her alanda uygulama alanı bulmasını

sağlayacaktır.

213

KAYNAKLAR

Anta, R., El-Wahab, S. and Giuffrida, A. (2009). Mobile Health:The potential of mobile telephony to

bring health care to the majority. Innovation Note, Inter-American Development Bank.

Austin, M., Kelly, M, Brady, S. M. (2008). The benefits of an ontological patient model in clinical

decision-support. AAAI'08: Proceedings of the 23rd National Conference on Artificial intelligence,

1774-1775.

Berners-Lee,T., Hendler,J., and Lassila,O. (2001). The semantic web. Scientific American, vol.284,

no:5, pp. 34-43.

Brown, N., Reynolds, M. (2000). Strategy for production and maintenance of standards for

interoperability within and between service departments and other healthcare domains. Short Strategic

Study CEN/TC 251/N00-047. CEN/TC 251 Health Informatics, Brussels, Belgium.

Callender, D. (2006). Vaccine Shortages: Implications for Pediatric Nurse Implications. J Pediatr

Health Care, 2006 Nov-Dec;20(6):426-429.

Can, Ö. (2009). Anlamsal Web için KiĢiselleĢtirilebilir Ontoloji Tabanlı EriĢim Denetimi ve Politika

Yönetimi. Doktora Tezi.

Casteleiro, M. A. Des Diz, J. J. ,Prieto M. J. F., Perez, R., and Paniagua, H. (2009). Executing medical

guidelines on the web: Towards next generation healthcare., Knowledge-Based Systems, pp. 545-551.

Cheng, H., Lu, Y., Sheu, C. (2009). An ontology-based business intelligence application in a financial

knowledge management system. Expert Systems with Applications: An International Journal, v.36 n.2,

3614-3622, March.

Della Valle E., Cerizza D., Celino I., Dogac A., Laleci G., Kabak Y., Okcan A., Gulderen O., Namli

T., and Bicer V. (2005). The need for semantic web service in the eHealth. W3C workshop on

Frameworks for Semantics in Web Services.

Gruber, T.R. (1993). A translation approach to portable ontology specification. Knowledge Acquisition

5:199-220.

He, Y. and Cowell, L. and Diehl, A.D. and Mobley, H. and Peters, B. and Ruttenberg, A. and

Scheuermann, R.H. and Brinkman, R.R. and Courtot, M. (2009). ―VO:Vaccine Ontology‖, Nature

Precedings.

Hrabak K. M., Campbell J. R., Tu S.W., McClure R., Weida R.T. (2007). Creating interoperable

guidelines requirements of vocabulary standarts in immunization decision support. MedInfo

2007;12(Pt 2):930-934.

Intel Information Technology. (2007). Converging technologies in healthcare IT. Computer

Manufacturing Healthcare. Retrieved 5 March 2008 from http://www.intel.com/it/pdf/converging-

technologies-in-healthcare-it.pdf.

Intille, S.S. (2004). A New Research Challenge: Persuasive Technology to Motivate Healthy Aging.

IEEE Transactions on information technology in Biomedicine, 8(3).

Jeong, S., Kim, H. (2006). Design of Semantically Interoperable Adverse Event Reporting

Framework. The Semantic Web - ASWC 2006, First Asian Semantic Web Conference, LNCS, vol.

4185, 588-594.

Jurik, A.D, Bolus, J. F., Weaver, A.C., Calhoun, B. H. and Blalock, T.N. (2009). BodyNets‘09 April

1-3, 2009, Los Angeles, CA, U.S.A.

Kang, H.H., Kim, S.R., Kim, K., Kim, D.K., and Yoo, S.K. (2007, September16-20). Cooperative

Mobile Healthcare Information Support System Using Web Services over Wireless and Wired

Network. Cooperative Design, Visualization, and Engineering, 4th International Conference, CDVE

2007, Shanghai, ChinaLNCS 4674, 323-330.

214

Lopez, D. M. and Blobel, B. (2009). A development framework for semantically interoperable health

information system. I. J. Medical Informatics, 83-103.

McNeil, M. M., Ma, G., Aranas, A., Payne, D. C. and Rose Jr. C.(2007). A comparative assessment of

immunization records in the defense medical surveillance system and the vaccine adverse event

reporting system. Science Direct, Vaccine 25, p. 3428–3436.

National Institute of Allergy and Infectous Diesases. (2008). Understanding Vaccines, What They Are,

How They Work. NIH Publication. No:08-4219.

Navarro, E.A.V, Mas, J. R., Navajas, J. F., Alcega, C. P. (2005). Enhanced 3G-Based n-Health

System. IEEE EUROCON 2005, Belgrado, Serbia, 1332-1335.

Noy, F. N. and McGuiness D. L. (2004). Ontology development 101: a guide to creating your first

ontology, Stanford Uni. Publications.

Ryan, A. (2006). Towards semantic interoperability in healthcare ontology mapping from SNOMED

to HL 7. The Australasian Ontology Workshop (AOW 2006).

Suominen, O., Hyvönen, E., and Viljanen, K., Hukka, E. (2007). HealthFinland - Finnish Health

Information on the SemanticWeb. 6th International and 2nd Asian Semantic Web Conference

(ISWC2007+ASWC2007), pp. 771-784.

Hyvönen, E., Viljanen, K., Tuominen, J. and Seppälä, K. (2008). Building a National Semantic Web

Ontology and Ontology Service Infrastructure-The FinnONTO Approach. 5th European Semantic

Web Conference (ESWC2008), pp. 95-109.

Suominen, O., Hyvönen, E. Viljanen, K., and Hukka, E. (2009). HealthFinland-A national semantic

publishing network and portal for health information. Web Semantics: Science, Services and Agents on

the World Wide Web, pp. 287-297.

T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2009). GeniĢletilmiĢ BağıĢıklama

Programı Genelgesi, Genelge 2009/17.

T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2009). AĢı Sonrası Ġstenmeyen

Etkiler (ASĠE) Genelgesi. Genelge 2009/18.

TTB Halk Sağlığı Kolu. (2009). Türkiye‘de Sağlık Ocaklarında AĢı ile Ġlgili Sorunların

Değerlendirilmesi. Toplum ve Hekim, 19 (4): 310-318.

Uschold, M., Jasper, R. (1999). A framework for understanding and classifying ontology applications.

Proceedings of the IJCA-I99 workshops on ontologies and problem-solving methods, Stockholm,

Sweden.

WHO, World Health Organization. (2008). Vaccine-preventable diseases, vaccines and vaccination,

International Travel and Health, WHO Library Cataloguing-in-Publication Data, Sweeden, Chapter 6.

215

ÖZGEÇMĠġ

Emine ÜNALIR

1979 yılında doğmuĢtur. Elektrik-Elektronik Mühendisliği lisansını tamamladıktan sonra, 2001

yılından itibaren Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde AraĢtırma Görevlisi olarak

çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Yüksek Lisansını, aynı bölümde ―Turizm Alanında Etmen-Tabanlı Pazarlık

Stratejileri‖ tezi ile tamamlamıĢtır. Halen aynı bölümde doktora eğitimine devam etmektedir.

Anlamsal Web, Tıbbi BiliĢim Sistemleri ve Tıbbi BiliĢim Standartları üzerine araĢtırmalar

yapmaktadır. Elektrik ve Elektronik Devreleri, Mantık Tasarımı ve MikroiĢlemciler derslerine

yardımcı olmaktadır.

ĠletiĢim Bilgileri

Ege Üniversitesi

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Bornova, ĠZMĠR

Telefon: 232-311 53 36

E-Posta: [email protected]

Özgü CAN

1978 yılında doğmuĢtur. 2004 yılından beri Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Bilgisayar Bilimleri Anabilim dalında AraĢtırma Görevlisi olarak çalıĢmaktadır. Doktorasını aynı

bölümde, ―Anlamsal Web için KiĢiselleĢtirilebilir Ontoloji Tabanlı EriĢim Denetimi ve Politika

Yönetimi‖ isimli tez ile tamamlamıĢtır. Yüksek Lisansını ―Asal Sayı Örüntüleri ve Goldbach Sanısı

Üzerine Bir ÇalıĢma‖ isimli tez ile 2002 yılında Ege Üniversitesi Uluslararası Bilgisayar Enstitüsü‘nde

yapmıĢtır. Anlamsal Web, Politika Yönetimi, EriĢim Denetimi, Güvenlik ve Bilgisayar Ağları

konularında akademik ilgi alanına sahiptir.

ĠletiĢim Bilgileri

Ege Üniversitesi

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Bornova, ĠZMĠR

Telefon: 232-311 53 09

E-posta: [email protected]

Murat Osman ÜNALIR

1971 yılında doğmuĢtur. Yüksek Lisansını 1995 yılında Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği

Bölümü‘nden almıĢtır. Yüksek Lisans tezi ―Paralel Veritabanlarında Parçalama ve Yeniden Organize

Etme Yöntemleri‖dir. Doktorasını 2001 yılında aynı bölümde ―Yeniden Kullanılabilir BileĢen

Kütüphaneleri için Nesneye Dayalı ve Dağıtık Bir Mimari Tasarımı‖ isimli tez ile almıĢtır. Halen

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde Yardımcı Doçent olarak çalıĢmaktadır. Veritabanı Yönetimi,

Windows Programlama, Web Tabanlı Windows Programlama ve Ontoloji Mühendisliği isimli lisans

derslerinin yanı sıra Üst Veri Yönetimi ve Anlamsal Web isimli lisansüstü derslerini vermektedir.

ĠletiĢim Bilgileri

Ege Üniversitesi

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Bornova, ĠZMĠR

Telefon: 232-311 25 90

E-posta: [email protected]

216

DĠZĠN

2

2,5G · 103 2023 · 13, 19 2G · 11, 103

3

3Com · 28 3G · 11, 13, 22, 30, 32, 38, 56, 60, 67, 70, 77, 97, 100,

103, 104, 110, 111, 112, 149, 157, 161, 166, 168, 169, 170, 189, 190, 195, 201, 216

4

4G · 11, 13, 22, 32, 56, 104, 111, 150

5

5G · 104

A

AB fonları · 199 ABD · 1, 2, 24, 39, 63, 72, 80, 147, 155, 208 Abone · 6, 13, 14, 15, 38 Access Point · 27, 30, 31 Acil Çağrı · 6 Acrobat Reader · 134 Active Directory · 90 Açık anahtar · 83 Açık öğretim · 94 Adli merciler · 82 ADPCM · 26 ADSL · 57 Afet · 51 Afiş · 47 Ağ geçitleri · 7 Ağ koşulları · 116 Aile şirketi · 197 Akademik · XIII, 13, 31, 52, 55, 93, 105, 149, 195, 217 Akbank · 169 Akıllı cihazı · 11 Akıllı taşıtı · 11 Aktarım hızı · 27, 28, 30, 31 Alan Çalışması · 117 Alan gezileri · 142, 144 Alerji · 213 Alerjik · 208, 209, 213 Alerjik tepki · 208, 213 Alfa nümerik · 178 Alıcı · 83, 84, 155

Alışkanlık · 64, 172 Alışkanlıklarını · 70 Almanya · 14, 40 ALOHNET · 31 Alternatif kanallar · 166, 169, 172 Altyapı · 2, 5, 8, 9, 10, 12, 41, 55, 57, 58, 59, 199 Altyapı hizmetlerini · 13 Amerika · 1, 2, 13, 24, 25, 27, 31, 62, 73, 103, 113, 172 AMPS · 24, 103 Anahtar · 23, 36, 77, 81, 83, 94, 96, 179 Anapod · 133, 150, 153 ANAPOD · 145, 150 Android · 10, 32, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 71, 98, 118, 134,

146 Anket · 47, 48, 51, 76, 77, 99, 100, 101, 172, 197 Anne-baba · 213 Anten · 182 API · 12, 66 Aplikatörler · 192 Apple · 32, 64, 68, 135 Araba · 11, 23, 158 Araba kiralama · 154 Araç · 28, 29, 35, 46, 83, 91, 103, 162, 170, 172, 182, 184,

188 Arama · 55, 67, 102, 109, 120, 122, 139, 143, 147 Araştırmacı · I, XII, 37, 46, 153 Arayüz · 46, 48, 51, 114, 115, 118, 166 ARBİS · 36 Ar-Ge · 37, 41 ARGE · 17 Ar-Ge Destekleri · 199 ASİE · 208, 216 Asterisk PBX · 145 Asya Pasifik · 1, 17 Aşı · XIII, 205, 206, 207, 208, 209, 211, 212, 213, 214, 216 Aşı kayıtları · 207 Aşı kayıtlarının · 213 Aşı ontoloji · 211 Aşı takvimi · 207 ATCT · 24 Augmented learning · 137 Augmented reality · 12 Augmented Reality · 11, 66 Avatar · 145 Avrupa · 1, 6, 8, 13, 14, 16, 20, 24, 26, 27, 36, 39, 44, 52,

57, 73, 98, 103, 158, 161, 166, 170, 179, 197 Avrupa Birliği · 1, 8, 13, 16, 35, 39, 44, 52, 158 Avrupa Komisyonu · 8

B

B2B · 9, 13, 102, 155, 162, 201 B2C · 13, 155, 162 Bağışıklık sistemi · 208 Bağlanırlık Kuramı · 138 Bağlantı hızı · 116, 122 Bağlantı hızı · 122 Bankacılık işlemleri · 166, 172

217

Barkod · 66, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 187, 188, 189, 190, 191, 192

Barkod · 177, 178, 179, 180, 181, 182, 187, 189, 190, 191 Barkod etiket · 184 Barkod okuyucu · 177 Barkod sistemleri · 177 Barkod yazıcı · 177 Basılı ve görsel medya · 47 Batch · 187 Belediye · 45, 47, 48, 49, 52 Benchmarking · 60, 199 Beyin dolaşımı · 36 Beyin göçü · 36 Beyin kazanımı · 36 BI · 192 Bilgi ekonomisi · 12 Bilgi teknolojisi · 154, 155 Bilgi toplumu · 35, 44, 45, 53, 54 Bilgilendirmeler · 35, 47, 108 Bilgisayar çağı toplumu · 45 Billboardlar · 47, 78 Birleşmiş Milletler · 10 Birleşmiş Milletlere · 51, 53 Biyotekoloji · 10 Bluetooth · 26, 27, 28, 29, 30, 31, 157 BM · 16, 17 Bölümlendirme · 76 Brezilya · 36 BTK · 7, 10, 16, 38, 40, 41, 43 Bürokrasi · 35, 94

C

C++ · 65 CDMA · 25, 103 CDPD · 103 CEPT · 24 Cihaz · 5, 6, 10, 16, 23, 26, 27, 28, 32, 34, 38, 40, 41, 55,

56, 64, 65, 66, 68, 70, 72, 78, 85, 114, 115, 116, 121, 123, 161, 166, 167, 170, 172, 190, 199, 206

Cins · 177 Cmos imager · 189 Codabar · 178 Code 128 · 178 Code 39 · 178 Coğrafi dağınık · 205 Coğrafi yön bulma · 162 Coğrafik olarak dağınık · 205, 206, 214 CRM · 23 Cross-docking · 183

Ç

Çapraz sevkiyat · 175 Çek Cumhuriyeti · 18, 58 Çevrimiçi kaynaklar · 149 Çip · 170, 182 Çocuk · 15 Çocukluk · 205 Çoklu medya · 116 Çokluortam · 136

Çokluortam · 139, 140, 143

D

Dağınık sistemler · 12 Dalga · 3, 25 DALGA · 4, 10 D-AMPS · 103 Danışmanlık · 149 DBM · 25 DECT · 26, 27, 31 Depo · 174, 175, 181, 184, 185, 186, 187, 188, 191, 192,

194 Depo · XIII, 176, 185, 187, 191, 194, 195 Deri Sektörü · 196, 197, 198, 199, 200 Deri Ürünleri · 202 Deşifre · 182 Devlet · XII, 8, 13, 23, 24, 45, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 59,

60, 62, 97, 98, 99, 100, 101, 174, 178, 198, 199, 213 Devlet · XII, 13, 35, 43, 45, 51, 52, 54, 55, 56, 57, 60, 61,

102, 199, 204 Dış pazar · 196 Digial European Cordless Telecommunication · 26 Dijital pusula · 65 Dinamik · 5, 12, 117, 137, 145, 150, 161, 162, 164, 187 Dizüstü bilgisayar · 38, 150 Doğrudan · 3, 5, 23, 26, 30, 46, 51, 56, 74, 75, 76, 157,

158, 180 Doğrudan finansal maliyet · 55 Doğrudan pazarlama · 75 Doğum · 205 Doğumları · 207, 212 Dokunmatik ekran · 120, 123, 136 Doküman · 177 Dolaylı finansal maliyet · 55 Donanımlar · 11, 176 Download · 84, 127, 152, 166 DPT · 35, 43 Dreamweaver · 134 DSSS · 30 Duvar kağıdı · 77 Düşük maliyet · 200

E

E-adres · 36 EAN 13 · 179 EAN-8 · 179 E-bankacılık · 10 Ebat · 177 Ecotel · 46, 52, 53 Ecza depoları · 212 Eczacıbaşı · 82 Eczane · 65, 212 E-devlet · XII, 54, 55, 56, 60 E-devlet · 10, 45, 52, 56, 60, 99, 100 Edge · 2, 22 EDGE · 32, 103, 190, 192 Egovernment · 11, 12, 62 Eğitim destekleri · 199 Eğitsel Oyunlar · 140

218

E-ihale · 199 E-kamu · 10 Ekonomik · I, 2, 10, 12, 13, 16, 22, 34, 35, 36, 37, 38, 41,

46, 64, 72, 93, 155, 158, 174, 190, 196, 200 Ekonomik kriz · 201 Ekran boyutuları · 116 Ekran boyutunun · 121 El ilanları · 47 El terminali · 188, 189 Elektronik · 40, 58, 59, 81, 82, 83, 86, 88, 89, 90, 91, 92,

110, 155, 197, 204, 217 Elektronik belgeye · 88 Elektronik haberleşme · 40, 155, 163 Elektronik imza · 82 Elektronik Sağlık Kayıtlarının · 210 Elektronik sertifika · 83 Elektronik transfer · 172 Elit kültür · 37 Enerji · 11, 29, 35, 65, 147, 189 Enformasyon · 2, 3, 7, 8, 9, 10, 13, 33, 45, 180 Enformasyon · 10, 13, 19, 156 Engel · 17, 56 Envanter · 174, 175, 176, 184, 185, 187 E-öğrenme · 10 E-pazarlama · 196, 203 Ergonomik

Ergonomik faktör · 115, 189 Ericsson · 10, 13, 20, 28, 30 E-sağlık · 206 E-sağlık · 10 ESHS · 82, 83, 84, 86, 88, 89, 90, 91 ESK · 210 Estetik · 115, 116 Eş-zamalı · 12 Eş-Zamalı · 11 Eş-zamanlı · 1, 12 ETA · 58 E-tabanlı işlevler · 10 E-ticaret · 4, 10, 58, 59, 63, 80, 154, 155, 158, 159, 162,

174, 184, 191, 196, 197, 198, 199, 203 E-ticaret · 10, 133, 154, 158 E-Ticaret · 58, 62, 155, 165, 200 E-ticaretin · 155, 157, 158, 194 Etik · 11, 12, 158 Etiket · 157, 177, 181, 182, 191 Etkileşimli medya · 136 Etkileşimli Mobil TV · 140 Etkileşimli Podcast · 140 Etkinlik Kuramı · 138 ETS · 26 ETSI · 16, 17, 20, 26, 103 E-yönetişimi · 36, 42

F

Facebook · 10, 11, 85, 92, 107 Facebook · 23, 72, 81, 82, 85, 132, 149 Faturalı · 40 Faydalanıcı maliyetler · 55 FCC · 24 FHSS · 28, 30, 31 FIFO · 188

FIR · 26 Fırsat maliyetleri · 55 Fiber optik · 22 Finlandiya · 211 Fiziksel kısıtlama · 116 Flash · 148, 150 Ford · 43 Forklift operatörü · 185, 188 Forklift terminali · 187

G

Garanti Bankası · 169 Gecekondu · 37 Gelişim · 7, 30, 35, 38, 103, 149, 154, 156, 159, 164 Genelge · 207, 208 Generic Access Protocol · 26 Geniş band · 73 Genişletilmiş öğrenme · 137 Geri bildirim · 139 Gezici kütüphane · 35 Gezici sağlık çalışanı · 213 Gezici sağlık taraması · 35 Girdi · 36, 187 Google · 10, 66, 70 Google Android · 65 Google Harita · 144 Göç · 34, 35, 37, 38, 41, 74 Göç · 38 Gönderen · 83 Gönderici · 83 Görünen teşvikler · 199 Görünmeyen teşvikler · 199 Görüntü · 116 Gprs · 22 GPRS · 103, 156, 158, 161, 168, 169, 187, 188, 190 GPS · 65, 66, 70, 98, 134, 144, 156, 161, 201, 202 GSM · 1, 6, 11, 13, 16, 17, 20, 22, 25, 27, 32, 40, 51, 55,

57, 86, 87, 88, 94, 103, 109, 110, 113, 151, 156, 190 GSMA · 6, 16, 20 Güney Amerika · 25 Güney Kore · 1, 13, 15, 18 Güvenlik · 23, 29, 37, 58, 59, 60, 94, 98, 158, 163, 164,

167, 170, 187, 192, 198

H

Haberleşme Kanunu · 40 Hafıza · 116, 190 Hareketlilik · I, 5, 22, 34, 36, 38, 39, 41, 56, 74, 104, 135,

157 Hash · 83 Hastalık · 205 Hastalıklara · 205, 207 Hastane · 205 Hatanın önlenmesi · 12 HCI · 114, 126 Her zaman öğrenme · 137 Hızlı internet · 150, 169, 190, 192 Hindistan · 37, 72 Hiperlink · 136

219

Hiyerarşik yapı · 12 Hizmet · XII, 1, 2, 3, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 18, 20,

23, 30, 34, 35, 37, 40, 46, 47, 49, 54, 55, 56, 57, 59, 72, 75, 83, 94, 95, 100, 109, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 162, 163, 164, 170, 174, 175, 176, 192, 205, 206, 208, 209, 210, 211, 213, 214

Hizmet odaklı · 11 Hizmet Odaklı Mimari · 212 Hizmet Sağlayıcı · 82, 86, 88, 89, 90, 91 Host · 185, 192 HP · 15 HSCSD · 103 HSDPA · 104 HSPA+ · 104 HSUPA · 104 HTC · 17 Huawei · 17 Hücre Yayın Kanalı · 46, 47

I

IBB trafik · 38, 57, 99 IBM · 26, 28, 134 ICT · 3, 4, 6, 10, 19, 92, 111, 152 IDC · 64 IEEE 802.11b · 28 IMEI · 40 Intel · 28, 210, 215 Irda · 26, 28, 31, 157 Islak imza · 82 ISO · 114, 119, 126, 197 ISP · 13 Işıklı kalem · 180 IVR · 55, 134, 142, 145, 201

İ

Içerik · 5, 8, 9, 23, 32, 77, 95, 137, 150, 161, 168, 170, 209, 213

Ihracat performansı · 197 İki-Boyutlu Barkodlar · 179 Ikna · 75, 197 Iletişim · I, 3, 4, 6, 8, 10, 12, 13, 15, 19, 22, 23, 24, 25, 26,

27, 28, 29, 30, 31, 34, 35, 37, 38, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 54, 56, 57, 59, 60, 63, 70, 74, 75, 76, 77, 80, 94, 95, 97, 98, 100, 103, 107, 109, 114, 133, 135, 141, 142, 148, 154, 155, 156, 158, 159, 161, 164, 174, 175, 176, 184, 185, 188, 190, 191, 192, 198, 201, 202, 210, 211, 212

İletişim · 3, 6, 7, 10, 19, 23, 24, 25, 33, 38, 40, 43, 44, 45, 53, 62, 63, 71, 78, 80, 92, 96, 102, 105, 107, 110, 113, 130, 131, 140, 149, 165, 173, 190, 195, 204, 217

Iletişim toplumu · 45 Ilişkisel pazarlama · 75 İngiltere · 7, 20, 21, 24, 35, 40, 44, 58, 62, 170 Insan · I, 1, 3, 29, 37, 38, 44, 56, 60, 73, 74, 115, 121,

155, 158, 176, 207, 208, 209 Insan-bilgisayar etkileşimi · 114 İnteraktif Katılım Kanalı · 46, 48, 49 Internet · 10, 22, 200

Ios · 64, 68, 134 Ipad · 10, 23 Iphone · 32, 67, 135 Iphone · 10, 23, 123, 169, 171 Ipod · 135 I-Pod touch · 149 Iş · 2, 5, 6, 8, 12, 22, 23, 25, 35, 38, 57, 59, 63, 68, 71, 72,

74, 76, 92, 134, 137, 146, 147, 150, 151, 156, 162, 174, 175, 176, 177, 188, 190, 191, 195, 197, 201, 202

Iş değeri · 210 Iş zekâsı · 192 İşbirliğine Dayalı · 138 Işlem hızı · 116 Işlemci gücü · 116 Itici güç · 10 Itunes · 134

J

J2ME · 134 Japonya · 18, 25 Java Platform Micro Edition · 134 Joomla · 145

K

Kablolu sistemler · 22 Kablosuz ağ · 31, 117, 157, 188, 190, 192 Kablosuz sistemlerin · 22 Kablosuz teknoloji · 154 Kağıtsız Toplama · 187 Kalıcı sakatlık · 205, 206 Kalıcı sakatlıklar · 205 Kalifikasyon · 202 Kalite · 5, 10, 38, 41, 96, 192, 202 Kalite kontrol · 188 Kamu · XII, 4, 12, 16, 19, 23, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41,

44, 45, 54, 60, 82, 94, 97, 134, 155, 161 Kamu hizmeti · XII, 34, 41 Kamu yönetimi · 35, 38, 41, 44 Kamuoyu yoklamaları · 48 Kapalı anahtar · 83 Kapitalist · 37 Kar Amaçsız Kuruluş · 11 Karusel · 185 Katma değer · 78 KDV · 19 Kent yaşamı · 47 Kıran · 43 Kısa mesaj · 40, 83, 88, 104, 106, 107, 157, 208, 212, 213 Kimlik · 11, 23, 35, 59, 81, 83, 157, 169, 179, 188 Kiralık devreler · 13 Kişiden kişiye ödeme · 171 Kişisel bilgisayar · 8 Kişisel çıkar · 12 Klavye · 116, 136, 180, 185 Komple Çözüm · 192 Konaklama · 154, 159, 160, 162, 163, 164 Konfeksiyon · 203 Kore · 15, 25 Köy · 73, 74, 213

220

Kredi kartı · 172 Kredi kartı, · 23, 168 Kriptolama · 83 Kriter · 10, 118, 119 Kubaşık · 138, 141 Kullanıcı · 5, 8, 9, 11, 24, 35, 38, 45, 47, 49, 55, 65, 68, 70,

72, 78, 79, 84, 90, 95, 97, 104, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 137, 143, 145, 147, 148, 160, 161, 166, 167, 170, 172, 176, 181, 211

Kurs’ · 149 Küresel bilgi ağı · 104

L

Laboratuar · 206 Laboratuarlar · 212 Laboratuvar deneyleri · 117 LAN · 27, 30, 31 LBS · 201, 202 LG · 15, 17 LIBRARIES · 65 Liberal · 3, 36, 37 Linkedin · 11 Linphone · 67 Linux Kernel · 65 Logo · 77, 182 Lojistik operasyon · 177 Lojistik operasyonlara · 174 Lojistik yazılım · 193 Lokasyon tabanlı · 138, 144 Lot numarası · 207, 213 Lot takibi · 188 LTE · 11, 13, 22, 104, 112 Lucent · 28

M

M2M · 11 Macos · 84 Mali kayıt · 176 Maliyet · 2, 6, 40, 57, 76, 97, 104, 158, 170, 175, 179,

186, 187, 201, 205, 206, 209, 210 Maliyet · 186, 187, 193 Mamafih · 91 Marka · 33, 75, 76, 79, 93, 98, 163, 168, 192, 198, 201,

202 MARS · 134, 145, 149 Matematik · 62, 110, 111, 113 M-devlet · 54, 56, 57, 60, 62, 199 M-Devlet · 58 Mekan · 75, 93, 105, 168, 202 Meksika · 14, 36, 38 Melodi · 77 Menşe · 177 Menzil · 26, 28 Mesai saatleri · 88 Meta-analiz · 114 Metodoloji · 192 M-fatura · 156 MGCI · 52

MIS · 62, 133 MIT · 43, 134 Microsoft · 28, 145, 147, 182, 190 M-ihale · 199 Miktar · 177 Miktarı · 76, 119, 185, 190 MMA · 167, 173 MMS · 40, 55, 94, 133, 134, 139, 140, 156, 157, 201, 202 MOBESE · 57 Mobil acil hizmetler · XII, 34, 41 Mobil Akademik Araştırma Desteği · 134, 149 Mobil Anket · 79 Mobil aygıt · 141, 142 Mobil bilgi edinme · 97 Mobil Bulut · 11 Mobil Cloud · 11 Mobil Demokrasi · II, XII, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 53 Mobil eğitim · 35 Mobil forum · 140, 141 Mobil genişband · 10, 13, 14, 15, 17 Mobil genişband · 11, 13 Mobil Güvenlik · 156 Mobil Internet · 22, 168, 170 Mobil IP · 11 Mobil iletişimin · 6 Mobil imza · 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91 Mobil internet · XII, 1, 22, 26, 27, 32, 76, 77, 149, 156,

170, 175, 190, 201 Mobil işlem · XII, 34, 41 Mobil kullanılabilirlik · 114, 115, 116, 117, 118, 123, 124 Mobil kupon · 77 Mobil ortam uygulamaları · 201 Mobil ortam uygulamalarına · 201 Mobil ödeme · 35, 95, 201, 202 Mobil ödüller · 77 Mobil Ödüller · 79 Mobil öğrenme · XII, 93, 94, 97, 98, 101, 103, 104, 105,

113, 114, 119, 121, 132, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 146, 149, 150, 153

Mobil Öğrenme · XII, 93, 132, 139, 145, 147, 153 Mobil öğretim · 97 Mobil Performans Destek · 137, 153 Mobil portal · 141 Mobil reklam · 114, 202 Mobil Sağlık · XIII Mobil tagging · 201 Mobil telefonlar · 16, 23, 58, 167 Mobil ticaret · 35, 114, 154, 156, 163, 191, 194, 198, 199 Mobil turizm · 154, 158, 160 Mobil uzmanlık · 141 Mobil Web · 134, 139 Mobil yabancı dil öğrenme ortamları · 141 Mobil yaşam · 34, 38, 41 Mobil yayıncılık · 77 Mobil Yayıncılık · 78 Mobilite · 22, 23, 32, 34, 56, 65, 72, 74, 154, 159 Mobilöğren · 93, 95 Modernizasyon · 54 Moleküler teknoloji · 13 Moleküler Teknoloji Çağ · 13 Motorola · 24, 28 M-öğrenme · 104 M-para · 156

221

M-pasaport · 156 M-ticaret · 59, 157, 159, 196, 197, 198, 199 M-ticaret · 156, 199 Müşteri · 22, 57, 59, 75, 78, 88, 89, 98, 155, 158, 168,

169, 170, 174, 175, 176, 185, 191, 198, 201, 202, 203 M-üyelik · 156 Müze uygulamaları · 143

N

Nakit para · 171, 172 NAMPS · 24 Nano · 10 Navigasyon Kuramı · 138, 143 NES · 82 Nimbuzz · 67 NMT · 103 Nokia · 10, 15, 28, 64

O

OBAC · 213 OECD · 14, 15, 16, 17, 18, 20, 36, 155 Okul · 132, 208 Olgu · 34, 157 Oligopolüne · 13 Ontoloji tabanlı bir bilgi sistemi · 205 Operasyonel performans · 192 Operatör · 6, 16, 67, 174, 175, 185 Ortak aklın · 50 Otel rezervasyonu · 154, 158 Otomatik etiket · 192 OWL · 211

Ö

Ödeme · 32, 158, 160, 163, 167, 168, 169, 171, 190 Öğrenci kayıt · 97, 99, 100, 101 Öğrenen merkezli · 105 Öğrenme toplulukları · 141 Ölüm · 205, 206 Örgün öğretim · 94 Örnek olay · 140 Özel İletişim Vergisi · 19 Özel Tüketim Vergilerini · 19 ÖZET · 1, 22, 34, 45, 54, 64, 72, 81, 93, 97, 103, 114, 132,

154, 166, 174, 205 Özgür-irade · 12

P

P2P Ödeme · 171 Palet · 185, 187, 188 Panoramio · 66 Paradigma · 136 Pasifik Asya · 13 Paydaş · 207

Pazarlama · 63, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 92, 154, 155, 157, 158, 162, 163, 168, 170, 174, 196, 197, 198, 199, 201, 202, 203

Pazarlama stratejileri · 196 PC terminali · 187 PCS · 24, 25 PDA · 26, 29, 120, 125, 135, 161, 166, 167, 169, 190 PDC · 25 PDMÖ · 105, 106, 107, 108, 109 PDÖ · 104, 105, 108 Peer to peer · 27, 30 Performans · 22, 54, 92, 108, 134, 137, 140, 141, 147,

150, 187, 195 Piconet · 28 Piconet · 29 Piyasa Analizleri · 40 Planlama · 41, 47, 191, 195 Platform · 4, 7, 8, 32, 49, 93, 94, 97, 99, 134, 161 Platform · 16 Podcast · 134, 139, 142, 143 Point to multipoint · 28 Point to point · 28 Polonya · 36 Portal · 199 PPP · 17, 18 Profesyonel · 163, 197 Profil ontolojisi · 211 Psikolojik

Psikolojik faktör · 115, 163 Puan · 108, 145

Q

QR Kod · 78

R

RDT · 185, 186 Real-Time · 11, 12, 15 Referandum · 35, 47, 51, 52 Rehberlik · 137, 159, 163 Rekabet · 2, 4, 5, 10, 13, 93, 154, 157, 158, 175, 177, 184,

196, 197, 201 Research in Motion · 64 Resmi Evrak · 95 RF · 22, 24, 27, 31, 182, 185, 187, 188, 191, 192 RF sistemler · 182 RFID · 4, 10, 144, 157, 176, 177, 183, 187, 192 RIM · 64, 146 Ring · 67 RTÜK · 16 Rusya · 36

S

Sabit-ışınlı okuyucu · 181 Sabit-ışınlı okuyucular · 181 Sağlık · 4, 10, 23, 31, 35, 36, 37, 38, 42, 104, 134, 146,

205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214

222

Sağlık Bakanlığı · 207, 208, 216 Sağlık çalışanı · 208, 213 Sağlık kurumu · 213 Samsung · 15, 17, 32 Sanal · 10, 11, 31, 82, 132, 136, 146, 150, 155, 186, 198 Sanal Delil · 82 Sanal organizasyonlar · 10 Sanayi ekonomisi · 12 SAP · 23, 63, 187, 194 Sarf malzemeler · 192 Satınalma Gücü Paritesiyle · 17 Saydam · 11 Sayısal kod · 82 Sayısal veriler · 34 Scatternet · 29 Second life · 150 Sensor · 4, 10 Serbest pazar · 13 Seri numarası · 188 Servis · 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 13, 15, 19, 20, 23, 24, 32, 55,

56, 100, 155, 160, 162, 168, 175, 176, 190, 211 Servis ekonomisi · 13 Ses kayıtları · 88 Seyahat · 22, 34, 35, 157, 158, 162, 163 Seyahat acenteleri · 158, 163 Shop Savvy · 66 SIG · 28 SIM kart · 83, 86, 87, 89, 91, 190 SIM kartı · 83 SIP · 67 SIR · 26 Siberalem · 58 Sim kart · 82 Simülasyon · 110, 140, 153 Sivil kuruluş · 151 Sivil Toplum Kuruluşları · 11 Siyasal maliyetler · 55 Siyasal yapı · 45 Smartphone · 10, 11 Smartphone · 11 SMS · 23, 32, 40, 46, 47, 48, 49, 51, 55, 58, 75, 76, 77, 88,

94, 99, 100, 104, 109, 133, 134, 139, 140, 143, 145, 157, 168, 169, 201, 202

SMS tabanlı bankacılık · 168 SMS tabanlı ihtiyaç kredisi · 169 SNR · 30 SOA · 212 Softbridge · 31 Soğutucu · 206 Son kullanım tarihi · 207, 211 Sosyal ağlar · 82, 141, 142, 143 Sosyal faktörlerin · 115 Sosyal iletişim · 12 Spor · 145 Standart · 1, 6, 24, 26, 27, 28, 30, 114, 157, 170, 171,

179, 190, 191, 193, 209 Stok · 184 Sürdürülebilirliği · 45 Süreyya Ciliv · 23 Symbian · 10, 64, 134

Ş

Şebeke · 3, 4, 5, 7, 8, 20 Şifre · 182 Şifreleme · 31, 83

T

TACS · 24, 103 Tam rekabet · 19 Tanıtım · 8, 72, 78, 163, 196, 198 Tasdix · 82, 84, 92 Taşınabilir cihaz · 115 Taşınabilir telefon · 34 Taşıyıcı · 30, 187 TDMA · 25, 26, 156 Tedarik sistemleri · 202 Tedarikçi · 184, 192 Tekel · 13 Teknoloji · XII, XIII, 1, 2, 3, 4, 8, 10, 16, 17, 23, 25, 27, 28,

30, 31, 33, 34, 35, 37, 41, 46, 53, 55, 56, 57, 60, 65, 72, 73, 74, 77, 94, 104, 114, 117, 121, 124, 134, 137, 145, 146, 156, 168, 170, 172, 174, 175, 176, 177, 182, 188, 190, 191, 194, 201, 206

Teknoloji merkezli · 135 Telefon · 5, 6, 8, 22, 24, 27, 29, 30, 40, 55, 58, 65, 66, 70,

73, 78, 90, 100, 103, 114, 145, 154, 156, 159, 177 Telekomünikasyon · 8, 9, 10, 13, 19, 20, 25, 55, 72 Telekomünikasyon endüstrileri · 8 Televizyon · 8, 23, 24, 32, 34, 157 Temaslı okuyucular · 180 Temel hak ve özgürlüklerin · 34 Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü · 207, 208, 216 Termal baskı · 181 Terminoloji · 136, 150 Teslimat süreci · 191 Teyit · 84 Tıbbi bilişim standartları · 205, 209 Tıp fakültesi · 205 Toplumsal ağlar · 12 Toplumsal yapı · 45 Toshiba · 28 Turkcell · 20, 22, 23, 51, 53, 71, 169, 194 TUSK · 145, 146 TÜBİTAK · 36 TÜİK · 36, 43, 95 Tüketici · 3, 8, 13, 19, 22, 37, 58, 75, 77, 78, 79, 156, 157,

162, 163, 201, 202, 203 Tüketici · 154 Tüketicinin · 157, 160 Tüketim toplumu · 34, 37 Türev · 154 Türevi · 82, 154 Türkiye · I, XII, XIII, 1, 7, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20,

21, 22, 33, 35, 38, 40, 43, 47, 51, 52, 56, 59, 61, 62, 66, 67, 72, 81, 82, 92, 93, 98, 100, 102, 110, 112, 132, 133, 134, 145, 149, 165, 166, 168, 169, 170, 173, 179, 187, 192, 193, 194, 196, 197,饸198, 203, 208, 211,

212, 216 TV · 4, 24, 33, 75, 77, 139, 156 Tweet · 137

223

Twitter · 10, 11, 72 Twitter · 132, 142, 143, 149

U

UABS · 205, 206, 209, 211, 212, 213, 214 Ubiqutious learning · 137 UBS · 69, 70 UCLG-MEWA · 50 UHF · 24 Ukrayna · 51, 52 Ulaşım · I, 2, 32, 35, 38, 41, 46, 74, 76, 93, 154, 159, 160,

162, 163 Ulaştırma Bakanlığı · 16 Uluslararası · 196 UMTS · 24, 27, 104, 114, 129, 161 UNESCO · 36 UPC · 178, 179 USB · 26, 83 UYAP · 57 Uyum · 12, 35, 56, 104, 158, 166, 177, 191, 197

Ü

Üç boyutlu etkinlikler · 144 Ülke · 2, 6, 10, 13, 14, 16, 18, 19, 36, 37, 38, 53, 56, 102,

179, 196, 199 Üretim hacmi · 196 Ürün · 1, 20, 23, 65, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 92, 94, 154,

155, 158, 162, 163, 169, 174, 175, 176, 178, 179, 182, 184, 185, 186, 188, 191, 192, 198, 201

Ürün çeşitliliği · 196 Ürün kalitesi · 196

V

VAERS · 208 Varlık bilimi · 210 Vatandaş · XII, 12, 23, 34, 35, 37, 38, 39, 41, 45, 47, 48,

51, 55 Veri · 8, 11, 12, 13, 18, 19, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30,

31, 37, 38, 49, 55, 56, 58, 59, 66, 75, 76, 78, 79, 100, 101, 103, 104, 106, 108, 114, 116, 117, 118, 120, 121, 122, 140, 142, 145, 146, 154, 155, 156, 157, 158, 175, 176, 177, 178, 180, 183, 184, 185, 187, 189, 190, 191, 192, 201, 206, 210

Veri bankası · 23 Veri Tabanı · 36 Verimlilik · 2, 12, 39, 114, 119, 176, 188, 189, 192, 203 Very Fast Infrared · 26 VFIR · 26 Video · 4, 7, 8, 11, 17, 25, 29, 38, 70, 75, 79, 132, 134,

137, 139, 145, 148, 150, 157 Video kamera · 180 Virtual Machine · 65 VO · 211, 215 Voip · 67 VPN · 81, 90, 91, 190

W

WARC · 24 WCDMA · 32, 104 WEB 2.0 · 149 Web içeriği · 77 Web sayfası · 116 Web tabanlı · 94, 99, 104, 161, 166, 170, 174 Wi-Fi · 30, 70 Wiki · 149, 150 Wimax · 22, 32 Wimax · 104, 112 Windowsxp · 84 Wireless · 27, 30, 31, 111, 127, 156, 157, 165, 190, 194,

215 WLAN · 30, 31, 188

Y

Yakınsama · 1, 3, 4, 8, 9, 23 Yan etki · 207 Yan etki ontolojisi · 211 Yan etkiler · 208 Yaratıcılık · 12, 39 Yardım · 35, 37, 38, 39, 164 Yaşam · I, XIII, 1, 10, 11, 19, 22, 34, 36, 37, 38, 39, 41, 45,

56, 59, 64, 65, 74, 81, 91, 95, 97, 104, 105, 114, 142, 154, 157, 158, 205

Yaşam Boyu Öğrenme · 138 Yatırım · 2, 9, 10, 174, 175, 176, 192, 199 Yatırımcı · 20 Yayın içeriği · 46 Yayın kanalını · 46 Yazılım · 31, 33, 62, 64, 65, 66, 82, 99, 113, 115, 134, 176,

185, 186, 187, 190, 191, 192, 193, 210 Yeni yapılanma · 45 Yenilikçi · 203 Yerel · XII, 2, 12, 17, 28, 30, 31, 37, 45, 46, 47, 48, 52, 53,

90, 151, 160, 162, 196 Yerel ağ · 30, 90 Yıldız topolojisi · 31 Yol haritası · XIII, 36, 42, 150, 196, 197, 198 Yorum · 79 Youtube · 142, 143 YÖK · 36 Yöneten · 45 Yönetici · 29, 74, 92, 197 Yönetilen · 13, 45, 47, 188 Yönetim · XII, 2, 3, 12, 13, 39, 45, 46, 48, 70, 106, 107,

143, 145, 146, 175, 184, 185, 192, 209 Yönetim · 45, 51, 52, 53, 61, 102, 187, 195 Yönetişim · 45, 46, 48, 52 Yöntem · 35, 47, 57, 115, 117, 121, 122, 149, 174, 175,

186, 197 Yöresel · 74, 196 Yunanistan · 52 Yükleme · 55, 76, 78, 182, 188

224

Z

Zaman · 1, 2, 11, 12, 13, 17, 22, 23, 25, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 34, 37, 39, 46, 47, 48, 52, 54, 56, 57, 58, 59, 67, 68, 72, 75, 78, 81, 84, 85, 93, 95, 97, 99, 105, 114,

119, 121, 122, 134, 150, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 162, 167, 172, 174, 179, 182, 187,饸188, 190, 191,

193, 195, 201, 202, 205, 208, 209, 210 Zengin medya · 136 ZTE · 17