Mobil Yaşam ve Kamu Yönetimi
Transcript of Mobil Yaşam ve Kamu Yönetimi
3
ISBN: 978-605-62095-2-9
Coypright © Bu kitabın Türkiyedeki yayın hakları Sahure Gonca TELLĠ‘ye aittir. Her hakkı
saklıdır. Hiçbir bölümü ve paragrafı kısmen veya tamamen ya da özet halinde, fotokopi,
faksimile veya baĢka herhangi bir Ģekilde çoğaltılamaz, dağıtılamaz. Normal ölçüyü aĢan
iktibaslar yapılamaz. Normal ve kanunî iktibaslarda kaynak gösterilmesi zorunludur.
Kapak Tasarım: Erdal Yılmaz
I
ÖNSÖZ Ġnsanoğlu doğduğundan ve iki ayağının üzerinde durduğundan beri aslında bir hareketlilik içerisinde
yaĢamını sürdürmektedir. 1900‘lerden 2000‘li yıllara gelene kadar ulaĢım ve iletiĢim teknolojileriyle,
ciddi boyutlu bir geliĢme yaĢamıĢ olan insan toplulukları, mobil teknolojilerin geliĢmesiyle iletiĢimde
bambaĢka bir boyuta geçmiĢ ve bilgi çağındaki emeklemelerini büyük adımlara dönüĢtürmeye
baĢlamıĢtır.
Mobil teknolojiler yaĢamımızın birer önemli parçasına dönüĢürken biz akademisyenlerin,
araĢtırmacıların ve uygulamacıların belli bir dönemdeki bakıĢ açısını ortaya koymak ve konunun
Türkiye ve dünya açısından resmini çizmek gerekiyordu. Öte yandan mobil yaĢam bugün için
böyleyken gelecekte birçok değiĢimlerin de habercisi gibi gözüküyor.
Mobil yaĢamımızın neresinde derken ekonomik, sosyal, hukuki kısacası çevresel anlamda büyük
değiĢimlere de yol açmaktadır. Türkiye gibi 2010‘lu yıllarda genç nüfusa sahip geliĢmekte olan bir
ülkede bu tür bir değiĢimden payını almakta ve mobil gereçler konusunda bazı alanlarda önemli bir
katkı ve fayda yarattığı düĢünülmektedir.
Kitabımız Mobil YaĢam ve Uygulamaları ismini taĢımaktadır. Mobil YaĢam ve Uygulamaları ile ilgili
bütünsel bilgi anlamında Türkiye‘de ilk defa bu kadar geniĢ ölçekte bir çalıĢma yapılması söz konusu
olmuĢtur. Aslında bu kitap Mobil YaĢam ve Uygulamaları konulu konferans dizilerimizde yer alan ve
konuyla ilgili olan değerli yazarlarımızın bazı sunumlarını bir araya getirerek 2010‘lu yıllarda
konunun bulunduğu noktayı da göz önüne sermek amacıyla yazılmıĢtır. Toplam olarak 22 çok değerli
uygulamacı, araĢtırmacı ve akademisyen yazarın katkıda bulunduğu ve 18 bölümün yer aldığı kaynak
bir kitap olarak nitelendirilebilir. Bu çalıĢmada konu olabildiğince objektif bir biçimde ve çeĢitli
yönleriyle ele alınmaya çalıĢılmıĢtır. Bazı bölümler daha çok teknik konuları iĢlese de bu konular ve
temellerin de bilinmesinde fayda vardır.
Bu anlamda çalıĢmamıza yazarlarımız dıĢında da pek çok katkı sağlayan ve destek veren kiĢilerin
isimlerini burada anmak ve teĢekkürlerimi sunmak istiyorum. Unuttuklarım varsa Ģimdiden
kendilerinden özür diliyorum. Öncelikle Mobil YaĢam ve Uygulamaları Konferanslar Dizisini
gerçekleĢtirmeme yardımcı olan Okan Üniversitesi Rektörlüğü, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu
Müdürlüğü, ve BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümüne özel teĢekkür etmek isterim. Ayrıca bu
konferansların gerçekleĢmesinde fiili katkıda bulunan öğrencilerime ve projelerimi geliĢtirmemde
katkıda bulunan beni daima destekleyen Dr. Özgür Karamanlı ġekeroğlu‘na, krizli bir dönemde hız
kesmememde destek olan Yrd. Doç. Dr. Hülya Arslan‘a, Prof. Dr. Uğur Demiray‘a ve Serpil
Saraçoğlu‘na da Ģükranlarımı sunarım. Kitabın son hale getirilmesinde emeği geçen asistanlarım
Sevan Katrancıoğlu ve Erdal Yılmaz‘a teĢekkür ederim. Yine aileme büyük sabırlarından ve
desteklerinden dolayı içten teĢekkürlerimi sunuyorum.
Konusunda ilk kaynaklardan biri olan bir kitabı oluĢturmak hiç de kolay değildi, yazarlarımızın çok
büyük emeklerine teĢekkür ederim. ġanslıydık ki bu kadar değerli parçalar bir araya getirilebildi.
Farklı alanlardaki uzmanlar kendi bilgilerini ve deneyimlerini paylaĢtılar.
Prof. Dr. Gonca Telli Yamamoto, Ġstanbul, 2011.
II
YAZARLAR LĠSTESĠ
A. Zafer Acar, Okan Üniversitesi, Ġstanbul
Arif Muti, Mobil Demokrasi Platformu, Ankara
Arzu Nur Alpagut, Okan Üniversitesi, Ġstanbul
Aslı Derbent, Veripark ,Ġstanbul
Atıf Ünaldı, IPTV Derneği, Ġstanbul
Batuhan Kocaoğlu, Ġnka Yapı ve Bağl. Elemanları A.ġ., Ġstanbul
Bekir Tevfik Akgün, Okan Üniversitesi, Ġstanbul
Emine Ünalır, Ege Üniversitesi, Ġzmir
Engin MemiĢ, Henkel, Ġstanbul
Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi, Ġstanbul
Fazlı Yıldırım, Okan Üniversitesi,Ġstanbul
Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi,Ġstanbul
M. Kemal Öktem, Hacettepe Üniversitesi, Ankara
Mehmet Korkmaz, Ġstanbul Üniversitesi, Ġstanbul
Melih Çoğan, Ar Teknoloji, Ġstanbul
Metin Güçer, Triodor, Ġstanbul
Murat Osman Ünalır, Ege Üniversitesi, Ġzmir
Nilgün Özdamar Keskin; Anadolu Üniversitesi, EskiĢehir
Özgü Can, Ege Üniversitesi, Ġzmir
Özgür Karamanlı ġekeroğlu, Okan Üniversitesi, Ġstanbul
Seha Aksü, Okan Üniversitesi, Ġstanbul
Zafer Babür, Ġstanbul
Zeynep Öndin, Boğaziçi Üniversitesi, Ġstanbul
III
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ .................................................................................................................................................... I
YAZARLAR LĠSTESĠ .......................................................................................................................... II
GĠRĠġ ................................................................................................................................................... XII
I. BÖLÜM ...................................................................................................................................... 1
MOBĠL TEKNOLOJĠLERĠN YAġAMA ETKĠLERĠ ............................................................................ 1
ÖZET .......................................................................................................................................... 1
GĠRĠġ .......................................................................................................................................... 1
1. YENĠ EKONOMĠ ................................................................................................................... 1
2. TEKNOLOJĠ AKIMLARI (TRENDS) .................................................................................. 3
3. BĠRĠNCĠ DALGAYI OLUġTURAN TEMEL TEKNOLOJĠLER ........................................ 3
3.1. SayısallaĢma ........................................................................................................... 3
3.2 BilgisayarlaĢma ........................................................................................................ 3
3.3. Paket Anahtarlama .................................................................................................. 4
4. ĠKĠNCĠ DALGA TEKNOLOJĠLERĠN ICT ENDÜSTRĠSĠ VE PAZAR EKONOMĠSĠNE
ETKĠLERĠ .................................................................................................................................. 4
4.1. Internet Tasarımı ..................................................................................................... 4
4.2. ġebeke Teknolojisi ve Servislerin Birbirinden Ayrılması ...................................... 5
4.3. Uçtan-Uca Mimari .................................................................................................. 5
4.4. Ölçeklenebilirlik ..................................................................................................... 5
4.5. Dağıtık Yapı ve Kontrolün Merkezden Çevreye Doğru PaylaĢımı ........................ 5
4.6. Servis Kalitesi (Quality of Service, QoS) ............................................................... 5
4.7. Mobilite................................................................................................................... 5
4.8. Mobil ĠletiĢim ......................................................................................................... 6
4.9. Yeni Nesil ġebekeler (Next Generation Networks, NGN) ..................................... 7
5. YAKINSAMA (CONVERGENCE) ...................................................................................... 8
6. ÜÇÜNCÜ DALGA ENFORMASYON TOPLUMU TEKNOLOJĠLER ............................ 10
6.1. ICT‘nin Diğer Sektörlerdeki Rolü ........................................................................ 10
6.2. Mobil YaĢamı Resmetmek.................................................................................... 10
6.3. Türkiye‘nin Bilgi Toplumu Konusundaki Yeri .................................................... 12
SONUÇ..................................................................................................................................... 19
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 20
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 20
II. BÖLÜM .................................................................................................................................... 21
MOBĠL ĠNTERNET .............................................................................................................................. 21
ÖZET ........................................................................................................................................ 21
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 21
IV
1. TEKNOLOJĠK DEĞĠġĠM VE DÖNÜġÜM ........................................................................ 21
1.1. iPad ile Facebook Üzerinden CRM ...................................................................... 22
2. KABLOSUZ BĠLGĠSAYAR AĞLARI (WĠRELESS NETWORK) TEKNOLOJĠK
GELĠġĠMĠ ................................................................................................................................. 23
2.1. Kullanım Yelpazesi .............................................................................................. 23
2.2. Kontroller .............................................................................................................. 23
2.3. Hücre Servisleri .................................................................................................... 23
2.4. Analog Hücreler (AMPS ve TACS) ..................................................................... 23
2.5. Sayısal Hücreler .................................................................................................... 23
2.6. KiĢisel ĠletiĢim Servisleri (PCS) ........................................................................... 23
2.7. UMTS (Universal Mobile Telephone Systems) ................................................... 23
3. MODÜLASYON TEKNĠKLERĠ ......................................................................................... 24
3.1. Genel Tanıtım ....................................................................................................... 24
3.2. Modüle EdilmiĢ Sinyal Zarfları ............................................................................ 24
3.3. Dalga Boyu (Applitude) Modülasyonu ................................................................. 24
3.4. Kablosuz Ağlar için ĠletiĢim Protokolleri ............................................................. 24
3.5. IrDA Teknolojisi ................................................................................................... 25
3.6. DECT Teknolojisi ................................................................................................. 25
3.7. Home RF Teknolojisi ........................................................................................... 26
3.8. Bluetooth Teknolojisi ........................................................................................... 27
3.9. Bluetooth'da Kullanılan Topoloji ......................................................................... 28
3.10. Bluetooth Sistemin ÇalıĢması ............................................................................. 28
3.11. Bluetooth Teknolojisinin Kullanım Alanları ...................................................... 28
3.12. WiFi'nin Tarihçesi .............................................................................................. 30
3.13. Kablosuz Ağ Topolojileri ................................................................................... 30
SONUÇ..................................................................................................................................... 31
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 32
III. BÖLÜM .................................................................................................................................... 33
MOBĠL YAġAM VE KAMU YÖNETĠMĠ .......................................................................................... 33
ÖZET ........................................................................................................................................ 33
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 33
1. MOBĠL YAġAM ve KAMU YÖNETĠMĠ ........................................................................... 33
2. KAMU YÖNETĠMĠ-MOBĠL YAġAM BAĞLAMINDA GÖÇ VE KALKINMA ............. 35
3. MOBĠL YAġAMIN GERĠPLANI: TOPLUMSAL HAREKETLĠLĠK (Social Mobility) ... 36
4. MOBĠL ĠLETĠġĠMĠN TOPLUMSAL DĠNAMĠKLERĠ ...................................................... 37
5. VATANDAġ-KAMU YÖNETĠMĠ ETKĠLEġĠMĠ ve KURUMSAL GELĠġĠM ĠÇĠN
ETKĠLĠ TAKIM ÇALIġMASI ................................................................................................. 38
6. MOBĠL PAZARIN KAMU YÖNETĠMĠ AÇISINDAN DÜġÜNDÜRDÜKLERĠ ............. 39
V
6.1. Kamuda GeliĢtirilen Bazı Uygulamalar ve Zorunluluklardan Örnekler: .............. 39
6.1.1. Kamunun Daha Ġyi Düzenleme Sorumluluğu Ġçin Piyasa Analizleri ................ 39
6.1.2. Mobil Cihaz Kayıt Sistemi ................................................................................ 39
SONUÇ..................................................................................................................................... 40
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 42
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 43
IV. BÖLÜM .................................................................................................................................... 44
MOBĠL DEMOKRASĠ PLATFORMU PROJESĠ ................................................................................ 44
ÖZET ........................................................................................................................................ 44
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 44
1. MOBĠL DEMOKRASĠ KAVRAMI .................................................................................... 44
2. PROJENĠN HEDEFLERĠ..................................................................................................... 45
3. MOBĠL DEMOKRASĠ PROJESĠ ........................................................................................ 45
3.1. 888 Yayın Kanalı .................................................................................................. 45
3.2. 3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı .............................................................................. 47
4. KENT KONSEYLERĠ PROJESĠ ......................................................................................... 49
4.1. Kent Konseylerine Yönelik Bölgesel Eğitim Toplantıları: Ġç Anadolu Bölgesi ... 50
5. ULUSLARARASI PLATFORMDA MOBĠL DEMOKRASĠ ............................................. 50
6. MOBĠL DEMOKRASĠ ETKĠNLĠKLERĠ ............................................................................ 50
SONUÇ..................................................................................................................................... 51
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 52
V. BÖLÜM .................................................................................................................................... 53
M-DEVLET VE YASAL DÜZENLEMELER* ................................................................................... 53
ÖZET ........................................................................................................................................ 53
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 53
1. TÜRKĠYE‘DE MOBĠL TELEFON VE E-DEVLET ........................................................... 54
2. E-DEVLETTE MOBĠL UYGULAMA GELĠġTĠRME KAVRAMI ................................... 55
2.1. E-Devletten M-Devlet‘e GeçiĢ ............................................................................. 55
2.2. M-Devlet Nerelerde Kullanılır? ............................................................................ 56
2.3. Devlet Tarafından Desteklenen Hizmetler............................................................ 56
2.4. Sunulan Mobil Hizmetler ..................................................................................... 56
3. M-DEVLET ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK KARġIMIZA ÇIKAN YASAL KONULAR ............ 56
3.1. E-Ticaret ile Ġlgili Hukuksal Konular ................................................................... 57
3.2. Elektronik ĠĢlem .................................................................................................... 57
3.3. Gizlilik ve Güvenlik ............................................................................................. 58
3.4. Online KoĢullar, Politikalar ve Yasalar ................................................................ 58
SONUÇ..................................................................................................................................... 59
VI
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 60
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 61
VI. BÖLÜM .................................................................................................................................... 63
ANDROIDLE YAġAMAK .................................................................................................................. 63
ÖZET ........................................................................................................................................ 63
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 63
1. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠ .......................................................................................... 64
2. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠYLE YAPILABĠLECEKLER ........................................... 65
3. ÜRETĠCĠLER VE ĠġLETĠM SĠSTEMĠ SEÇĠMLERĠ ......................................................... 67
4. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN ALTYAPI KARġILAġTIRMASI ........................................ 68
5. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN SUNDUĞU SERVĠSLERĠN KARġILAġTIRILMASI ........ 69
SONUÇ..................................................................................................................................... 69
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 70
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 70
VII. BÖLÜM .................................................................................................................................... 71
MOBĠL PAZARLAMA ........................................................................................................................ 71
ÖZET ........................................................................................................................................ 71
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 71
1. MOBĠL PAZARLAMANIN GELĠġĠMĠ .............................................................................. 72
2. MOBĠL PAZARLAMA ....................................................................................................... 73
3. MOBĠL PAZARLAMANIN ÖZELLĠKLERĠ ...................................................................... 74
4. MOBĠL PAZARLAMA UYGULAMALARI ...................................................................... 76
4.1. Ġçerik Teslim Hizmeti ........................................................................................... 76
4.2. Web Ġçeriği Ġndirme .............................................................................................. 76
4.3. Ambalaj Üzerine Kodlar ....................................................................................... 77
4.4. Mobil Yayıncılık ................................................................................................... 77
4.5. Ġzinli Mobil Servisleri/Hedefli Mesaj ................................................................... 77
4.6. Mobil Anket .......................................................................................................... 78
4.7. Mobil Ödüller ve Kuponlar................................................................................... 78
SONUÇ..................................................................................................................................... 78
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 79
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 79
VIII. BÖLÜM .................................................................................................................................... 80
FĠKRĠ MÜLKĠYET, SOSYAL AĞLAR VE UZAKTAN ERĠġĠMDE MOBĠL ĠMZA ....................... 80
ÖZET ........................................................................................................................................ 80
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 80
1. ELEKTRONĠK ĠMZA NASIL ÇALIġIR? ........................................................................... 81
VII
2. MOBĠL ĠMZA NASIL ÇALIġIR? ....................................................................................... 82
3. MOBĠL IMZALI TASDIX NASIL ÇALIġIR? .................................................................... 83
4. MOBĠL ĠMZALĠ GERCEXIZ .............................................................................................. 84
4.1. Banka Internet ġubesine EriĢim ve Para Gönderimi ............................................. 84
4.2. Ġmza Kullanımı ..................................................................................................... 85
4.3. SözleĢmelerin Mobil Ġmza ile Ġmzalanması .......................................................... 86
4.4. SMS ile Gönderilen Talimatın Mobil Ġmza ile Ġmzalanması ................................ 87
4.5. Telefonda Sesli Verilen Talimatı Mobil Ġmza ile Ġmzalanması ............................ 88
5. MOBĠL ĠMZA ĠLE UYGULAMALARA UZAKTAN ERĠġĠM ......................................... 89
SONUÇ..................................................................................................................................... 90
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 91
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 91
IX. BÖLÜM .................................................................................................................................... 92
MOBĠL YAġA, MOBĠL ÖĞREN ......................................................................................................... 92
ÖZET ........................................................................................................................................ 92
1. MOBĠL ÖĞRENME TANIMI ............................................................................................. 92
2. DENEYĠMLERĠMĠZ............................................................................................................ 93
3. GELECEĞĠ ........................................................................................................................... 94
SONUÇ..................................................................................................................................... 94
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................................. 95
X. BÖLÜM .................................................................................................................................... 96
GENÇ KĠTLENĠN MOBĠL UYGULAMALARINA VE MOBĠL ÖĞRETĠME BAKIġI:
TÜRKĠYE‘DE BIR ARAġTIRMA ....................................................................................................... 96
ÖZET ........................................................................................................................................ 96
GĠRĠġ ........................................................................................................................................ 96
1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ ................................................................................................... 98
2. AMPRĠK ANALĠZ SONUÇLARI ....................................................................................... 98
SONUÇ..................................................................................................................................... 99
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 101
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 101
XI. BÖLÜM .................................................................................................................................. 102
PROBLEME DAYALI MOBĠL ÖĞRENMEDE ÜÇGEN MODELĠ VE ETKĠLEġĠM DÖNGÜSÜ 102
ÖZET ...................................................................................................................................... 102
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 102
1. PROBLEM DAYALI ÖĞRENME .................................................................................... 103
2. PDMÖ'NÜN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI ......................................................... 104
3. PDMÖ UYGULAMA SÜRECĠ ......................................................................................... 104
4. PDMÖ‘DE DEĞERLENDĠRME ....................................................................................... 107
VIII
5. TARTIġMA VE ÖNERĠLER ............................................................................................. 107
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 109
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 112
XII. BÖLÜM .................................................................................................................................. 113
KULLANILABĠLĠRLĠK VE MOBĠL ÖĞRENME ............................................................................ 113
ÖZET ...................................................................................................................................... 113
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 113
1. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK ...................................................................................... 113
2. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠ ................................................................... 114
3. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTĠ YÖNTEMLERĠ ............................................... 116
4. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠNDE KULLANILAN ARAÇLAR ............ 117
5. GENEL KULLANILABĠLĠRLĠK KRĠTERLERĠ .............................................................. 117
5.1. Eğitim Ortamı Açısından Mobil Kullanılabilirlik............................................... 120
SONUÇ................................................................................................................................... 122
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 124
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 129
XIII. BÖLÜM .................................................................................................................................. 131
MOBĠL ÖĞRENMEDE GELĠNEN SON DURUM: YAKLAġIMLAR, KURAMLAR VE
UYGULAMALAR .............................................................................................................................. 131
ÖZET ...................................................................................................................................... 131
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 131
1. MOBĠL ARAÇLARIN YÖNETĠMSEL SÜREÇLERDE KULLANILMASI ................... 132
2. ÖĞRETĠMSEL SÜREÇLERDE MOBĠL ARAÇLARDAN YARARLANILMASI ......... 132
3. SINIF ĠÇĠ ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI
................................................................................................................................................ 132
4. SINIF DIġI ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN MOBĠL ARAÇLARIN
KULLANILMASI .................................................................................................................. 132
5. DERSĠN TAMAMININ MOBĠL ARAÇLAR ÜZERĠNDEN VERĠLMESĠ ..................... 133
6. MOBĠL ÖĞRENME YAKLAġIMLARI VE GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME TANIMLARI
................................................................................................................................................ 134
7. GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME KURAMLARI ................................................................ 137
8. ĠLERĠ DÜZEY MOBĠL ÖĞRENME UYGULAMALARI: DÜNYADAN VE
TÜRKĠYE‘DEN UYGULAMALAR ..................................................................................... 143
8.1. MySportsPulse.com ........................................................................................... 143
8.2. TUSK .................................................................................................................. 143
8.3. Johnson & Johnson ............................................................................................. 144
8.4. ALLOGY ............................................................................................................ 144
8.5. Microsoft Mobil Öğrenme Projesi ...................................................................... 145
8.6. SuperNutritionGame.com ................................................................................... 145
IX
8.7. CASSANDRA .................................................................................................... 146
8.8. MARS - Mobile Academic Research Support .................................................... 147
8.9. ANAPOD Projesi ............................................................................................... 148
SONUÇ VE ÖNERĠLER........................................................................................................ 148
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 150
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 151
XIV. BÖLÜM .................................................................................................................................. 152
MOBĠL TURĠZM ................................................................................................................................ 152
ÖZET ...................................................................................................................................... 152
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 152
1. E-TĠCARET ....................................................................................................................... 153
1.1. E-Ticaretin Yararları ........................................................................................... 153
1.2. E- Ticaretin Tarafları .......................................................................................... 153
2. MOBĠL TĠCARET ............................................................................................................. 154
2.1. Mobil Ticaret Uygulamaları ............................................................................... 154
2.2. Mobil Teknolojiler .............................................................................................. 154
3. TURĠZM ............................................................................................................................. 155
3.1. E-Turizm ............................................................................................................. 156
3.2. Mobil Turizm ...................................................................................................... 156
3.3. Kullanım Olanakları ........................................................................................... 158
3.4. Mobil Turizmin Faydaları ................................................................................... 160
3.5. Mobil Turizmin Negatif Etkileri ......................................................................... 161
SONUÇ................................................................................................................................... 162
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 163
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 163
XV. BÖLÜM .................................................................................................................................. 164
MOBĠL BANKACILIK ...................................................................................................................... 164
ÖZET ...................................................................................................................................... 164
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 164
1. ÇEVRĠMĠÇĠ BANKACILIK VE MOBĠL BANKACILIK................................................ 164
2. MOBIL BANKACILIK KULLANIM ALANLARI .......................................................... 165
2.1. Bankaların Mobil Bankacılık Uygulamasına Sahip Olmalarının Avantajları .... 166
3. GÜNÜMÜZDE MOBĠL BANKACILIK ........................................................................... 166
3.1. SMS Tabanlı Bankacılık ..................................................................................... 166
3.2. GPRS/3G/Mobil Ġnternet Tabanlı Bankacılık ..................................................... 167
3.3. Java Uygulama Tabanlı Mobil Bankacılık ......................................................... 167
4. VERĠPARK MOBĠL BANKACILIK UYGULAMALARI ............................................... 167
X
5. MOBĠL BANKACILIK VE FĠNANSAL UYGULAMALARDA GELECEK 10 YIL .... 168
SONUÇ................................................................................................................................... 170
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 171
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 171
XVI. BÖLÜM .................................................................................................................................. 172
DEPO YÖNETĠMĠNDE MOBĠL UYGULAMALAR........................................................................ 172
ÖZET ...................................................................................................................................... 172
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 172
1. OTOMATĠK TANIMLAMA TEKNOLOJĠLERĠ ............................................................. 175
1.1. Barkodlar ve Barkod Okuyucular ....................................................................... 175
1.1.1. Barkod Sembolleri ........................................................................................... 176
1.1.2. Barkod Okuyucular .......................................................................................... 177
1.1.3. Barkod Yazıcılar .............................................................................................. 179
1.2. RF Etiketleri........................................................................................................ 180
1.3. Akıllı Optik Kartlar ve Manyetik ġeritler ........................................................... 181
1.4. Görsel Sistemler .................................................................................................. 181
2. OTOMATĠK ĠLETĠġĠM VE SUNUM TEKNOLOJĠLERĠ................................................ 182
2.1. RF Veri ĠletiĢimleri ............................................................................................. 182
2.2. Sentetize EdilmiĢ Ses Destekli Sistemler ........................................................... 183
2.3. Sanal GörüntülemeSsistemleri ............................................................................ 184
2.4. IĢığa Duyarlı Sistemler ....................................................................................... 184
2.5. Kağıtsız Toplama (Paperless Picking) ................................................................ 185
3. DEPO YÖNETĠM SĠSTEMLERĠ VE DESTEKLEYEN MOBĠL TEKNOLOJĠLER....... 185
3.1. Mobil Teknolojiler ile Entegre EdilmiĢ Depo Yönetim Sistemleri .................... 185
3.2. Kablosuz Ağ ....................................................................................................... 186
3.3. Mobil Terminaller ............................................................................................... 186
3.4. GSM, GPRS, EDGE, 3G .................................................................................... 188
3.5. Mobil Barkod Yazıcılar ...................................................................................... 188
SONUÇ VE ÖNERĠLER........................................................................................................ 189
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 192
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 193
XVII. BÖLÜM ..................................................................................................................... 194
TÜRK DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL YAKLAġIMLAR ................................................................... 194
ÖZET ...................................................................................................................................... 194
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 194
1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ ................................................................................................. 195
2. BULGULAR VE TARTIġMA ........................................................................................... 196
XI
3. DERĠ SEKTÖRÜ ĠÇĠN E-TĠCARET VE M-TĠCARET YOL HARĠTASI ....................... 197
4. ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM KULLANIMININ DERĠ SANAYĠNE
SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR ........................................................................................ 198
5. DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL ORTAM UYGULAMALARI ........................................... 199
6. DERĠ SANAYĠNDE ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM UYGULAMA ÖNERĠLERĠ
................................................................................................................................................ 200
SONUÇ................................................................................................................................... 201
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 202
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 202
XVIII. BÖLÜM ..................................................................................................................... 203
MOBĠL UYGULAMALARIN ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠNDEKĠ YERĠ VE ÖNEMĠ ............ 203
ÖZET ...................................................................................................................................... 203
GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 203
1. MOBĠL SAĞLIK UYGULAMALARI .............................................................................. 204
2. AġI ĠÇĠN DURUM DEĞERLENDĠRMESĠ ...................................................................... 204
3. ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠ‘NDE MOBĠL YAKLAġIM ........................................... 207
SONUÇ................................................................................................................................... 212
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 213
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 215
DĠZĠN .................................................................................................................................................. 216
XII
GĠRĠġ
Mobilite artık yabancısı olmadığımız ve giderek de yabancısı kalamadığımız kelimelerden biri haline
gelmiĢtir. Kitabımız, mobille ilgili kavramlar uygulamalar yaĢamın bir parçası haline dönüĢürken bu
kavramları ele almak ve günümüzde ne oldukları hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere sunmak ve
konuyla ilgili bilgileri paylaĢmak için çeĢitli araĢtırmacı, akademisyen ve uygulamacıların çeĢitli
konulardaki yazılarının biraraya geldiği bir kitap olarak tasarlanmıĢtır.
Kitap 18 farklı bölümden oluĢmaktadır. Bunlardan ilk bölümüz olan ‗Mobil Teknolojilerin YaĢama
Etkileri‘ Sayın Arzu Nur Alpagut tarafından yazıldı. Bu bölümde yeni teknoloji akımları ve yeni
ekonomi kavramı ve mobil iletiĢimin geliĢimi detaylı bir Ģekilde ele alınmaktadır. Ayrıca bu
geliĢmelerin etkileri üzerinde durulmakta ve günümüze kadar olan yapılmıĢ çalıĢmalar
detaylandırılmaya çalıĢılmaktadır.
Ġkinci Bölümde ise Sayın Atıf Ünaldı bizlerle ‗Mobil Ġnternet‘ kavram ve geliĢimini paylaĢıyor.
Bölümde mobil internet kavramı mobil interneti hazırlayan teknolojiler ve uygulamaları konuları
üzerinde durulmaktadır.
3. Bölümde M-devlet konusundaki geliĢmeler Sayın M. Kemal Öktem tarafından ‗Mobil
YaĢam ve Kamu Yönetimi‘ alanında tartıĢılmaktadır. Mobil yaĢamla birlikte kamu
yönetiminin daha iyi hizmet ve daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek
etmenlere değinilmektedir. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve mobil
hizmetler‖ biçiminde gruplandırılabilecek örnekler verilmektedir.
Mobil devlet ve sunulabilecek demokrasi platformu projesi hakkında ise Sayın Arif Muti kurumsal
deneyimlerini dördüncü bölümde paylaĢıyor. YönetiĢim kavramı ve yerel yönetimler açısından örnek
teĢkil edebilecek yerel yönetim ile vatandaĢ arasında köprü niteliği taĢıyan ‗Mobil Demokrasi
Platformu‘‘nu ele alıyor.
Sayın Metin Güçer, Engin MemiĢ ve Gonca Telli Yamamoto‘nun birlikte yazdıkları 5. Bölüm‘de ise
‗M-Devlet ve Yasal Düzenlemeler‘ konuları üzerinde durulmaktadır. Devletin e-devlet uygulamalarına
odaklanıp bu konuda yeni geliĢtirmeler yaparak vatandaĢların beklentilerini karĢılamaya çalıĢması M-
devlet uygulamaları temelinde e-devlet uygulamalarının kullanılabilirlik ve kalitesini de yükselmesini
sağlamaktadır. Burada temel olan nokta yol haritalarının doğru biçimde ortaya konması üzerine
olmalıdır ve yeni düzenlemeler üzerinde yoğunlaĢılmalıdır.
Sayın Melih Çoğan ise 6. Bölüm‘de mobil yaĢama katılan android iĢletim sistemleriyle ilgili bilgileri
‗Androidle YaĢamak‘ baĢlığıyla ortaya koymaktadır.
7. Bölüm‘de Gonca Telli Yamamoto konunun ticarileĢme boyutunda etkili olan ve pazarlamada yeni
bir çağın doğmasına yol açan ‗Mobil Pazarlama‘ konusunu iĢlemektedir.
Dünyadaki uygulamaların değiĢim rüzgarlarını eskiden yeniye Sayın Zafer Babür taĢımakta ve 8.
Bölüm‘ de ‗Fikri Mülkiyet, Sosyal Ağlar ve Uzaktan EriĢimde Mobil Ġmza‘ konusunu detaylı Ģekilde
ele almaktadır.
9. Bölüm ise Sayın Necip Sadık Erdem tarafından yazılan ve Ester‘in mobil uygulamalarından
Türkiye‘deki mobil öğrenme çalıĢmalarının öncüsü mobilogreni ele alan ‗Mobil YaĢa, Mobil Öğren‘
baĢlıklı çalıĢmadır. Bu çalıĢmada mobilogrenin özellikleri detaylandırılmaktadır.
10. Bölüm‘de Sayın Fazlı Yıldırım ‗Genç Kitlenin Mobil Uygulamalarına ve Mobil Öğretime BakıĢı‘
baĢlığıyla bu konuda öncü olan gençlerin mobil öğretime bakıĢını değerlendirmektedir. Yine Mobil
Öğrenme konusunu iredeleyen 11. Bölüm ise Sayın Fatih Gürsul ve Mehmet Keskin‘in yazmıĢ
oldukları ‗Probleme Dayalı Mobil Öğrenme‘de Üçgen Modeli ve EtkileĢim Döngüsü‘ üzerine
sorgulama yapmaktadır.
Sayın Bekir Tevfik Akgün ve Sayın Zeynep Öndin‘in ele aldıkları 12. Bölüm‘de ‗Kullanılabilirlik ve
Mobil Öğrenme‘ baĢlığını taĢımakta ve mobilin öğrenmede kullanılabilirliği alanında iĢi teknolojik
boyutlarıyla irdelemektedir. Tüm bunların tamamlayıcısı olan Sayın Nilgün Keskiner tarafından
yazılan 13. Bölüm‘de ‗Türkiye ve Dünya‘da Mobil Öğrenmede Gelinen Son Durum‘ tartıĢılmaktadır.
XIII
14. Bölüm‘de Sayın Seha Aksü konuyu Mobil Turizm,15. Bölüm‘de de Sayın Aslı Derbent ‗Mobil
Bankacılık‘ bağlamında ele almıĢlardır. 16. Bölüm‘de ise Sayın Zafer Acar ve Batuhan Kocaoğlu
konunun lojistik yönetimindeki depolama boyutunu değerlendirerek ‗Depo Yönetiminde Mobil
Uygulamalar‘ konusunu iĢlemektedir.
Konuyu deri sektörü açısından ele alan Sayın Özgür Karamanlı ġekeroğlu‘da 17. Bölüm‘de ‗Türk Deri
Sanayi Ġçin Mobil YaklaĢımlar‘ için bir yol haritası üzerinde durmaktadır. Yine baĢka bir boyut olan
Mobil Sağlık alanında aĢı sistemini Sayın Emine Ünalır, Özgü Can ve Murat Osman Ünalır 18.
Bölüm‘deki ‗Mobil Uygulamaların Ulusal AĢı Bilgi Sistemindeki Yeri ve Önemi‘ baĢlıklı
çalıĢmalarında ele almaktadır.
Bütün baĢlıklar gerçekten bugüne kadar Türkiye‘deki Mobil yaĢam konusunda toplanabilmiĢ en geniĢ
kapsamlı çalıĢmayı oluĢturmaktadır. Sözü geçen teknoloji ve uygulamalar hakkında, gelecekte
düzinelerce yayın olacağı bugünden aĢikardır. Bu kitabın gelecekteki araĢtırmalara, akademik
çalıĢmalara ve uygulamalara yol gösterici manada bir kaynak kitap olmasını umuyoruz. Bunu
sağlamak için değerli yazarlarımız konularını detaylı bir Ģekilde ve titizlikle ele aldılar. Ama yine de
gözden kaçırdığımız hatalarımız varsa ve sürçü lisan ettiysek affola.
Prof. Dr. Gonca Telli Yamamoto, Editör
Ġstanbul, 2011
1
I. BÖLÜM MOBĠL TEKNOLOJĠLERĠN YAġAMA ETKĠLERĠ
Arzu Nur Alpagut, Okan Üniversitesi
ÖZET
1950‘lilerde ―sayısallaĢma‖ ile baĢlayıp 70‘lerde ―bilgisayarlaĢma‖yla toplumda dönüĢümünü
baĢlatan, 90‘lı yıllarda ―internet‖ ve ―mobil iletiĢimle‖ yer ve zaman olgusu buharlaĢarak hareket
özgürlüğü ve kiĢiselleĢmeyi sağlayan teknoloji trendleri, endüstri ve yaĢamı Ģekillendirerek ―yeni
ekonomi‖yi oluĢturmuĢtur.
SayısallaĢma temeline oturan ―yeni ekonomi‖, verimliliği arttırmanın yanı sıra, iĢletmelerin dikey
entegre yapılardan ürün ve hizmet bütünlüğü kaybedilmeden (kümelenme/cluster) yakınsama
kapsamında bileĢenlerine ayrılarak ekonominin büyük bir kısmının orta ve küçük ölçekli iĢletmeler
tarafından taĢınmasını sağlamaktadır.
Kamu dahil tüm sektörlerin entegre olduğu internet‘te, sensörlerle tüm çevrenin de ortalama dahil
edilmesi ve mobil internet‘in etkin kullanılması ile toplumlar arasındaki Sayısal Uçurum‘un (Digital
Divide) azalmasına yol açmaktadır. Mobil internet aynı zamanda gerçek verilere dayanan yaĢam
biçimlerinin demokratik platformlarda biçimlenmesini sağlayacaktır. Son ABD seçimlerinde
Obama‘nın seçim kazanmasında, yakın zamanda Kuzey Afrika‘da çoğunluktan yana rejim
değiĢikliğinde katalizör rol oynayan mobil teknolojiler küresel anlamda katılımcı ve eĢ-zamanlı bir
toplumun temelini atmıĢtır.
Türkiye, bu değiĢen toplumun bir parçası gibi dursa da, teknoloji trendlerini Ģekillendiren Batı
ülkelerine katılan Asya Pasifik ülkelerden, Güney Kore gibi değiĢimi sağlayan oyunculardan biri
olmak yerine teknoloji trendlerini dıĢardan takip eden, rüzgarıyla yolunu bulan ülkelerden biri olmaya
devam etmektedir.
Bu çalıĢmada yeni teknoloji akımları ve yeni ekonomi kavramı ve mobil iletiĢimin geliĢimi detaylı bir
Ģekilde ele alınmaktadır. Ayrıca bu geliĢmelerin etkileri üzerinde durulmakta ve günümüze kadar olan
yapılmıĢ çalıĢmalar detaylandırılmaktadır.
GĠRĠġ
Mobil teknoloji akıllara önce GSM‘i getirmektedir. GSM (Global System for Mobile) adı verilen
teknolojinin Avrupa‘da 80‘li yıllarda geliĢtirilip 90‘lı yıllarda kullanılmaya baĢlaması soğuk savaĢın
sonlandığı, Avrupa Birliği‘nin diğer Avrupa ülkelerine kucak açarak geniĢlemeye baĢladığı yıllara
rastlaması bir tesadüf değildir. Amerika BirleĢik Devletleri‘nde mobil teknolojiler 1940‘lardan beri
kullanılmaktadır. Öte yandan mobil teknolojinin Ģahlanmasına sebep teknolojik geliĢmeler mi yoksa
toplumların çemberlerden kurtulup sınırları küresel boyutlara taĢıma arzuları mı olduğu konusunun
irdelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda yeni ekonomi ve değiĢimler konusunu ele alarak oluĢan
eğilimleri de görmek mümkün olacaktır.
1. YENĠ EKONOMĠ
GeliĢmenin itici gücü olan ekonomi açısından teknolojiler incelendiğinde; ―eski ekonomi‖nin (Old
Economy) olgunlaĢarak endüstri ve yaĢam Ģeklinin ―yeni ekonomi‖ye (New Economy) dönüĢmesini
2000 yılında Alabama‘da insan kaynağı geliĢiminden sorumlu Alabama Cooperative Extension
System (ACES, 2000), iĢyeri bildirisinde sade bir dille Ģöyle anlatılmaktadır:
Eski olarak tanımladığımız ekonomi, 1938 – 1974 yılları arasında durağan, hiyerarĢik ve otokrat
yönetimlerin organizasyonunda standart üretim amaçlayan sanayileĢme üzerine kurulmuĢtu. Sanayi
2
kuruluĢları ve organizasyonlar standart üretimi daha hızlı ve daha verimli yaparak yerel pazardaki
rakiplerinin önüne geçmeyi baĢarıyorlardı. 1950 itibariyle verimlilik ve ücret artıĢlarında yaĢanan
yavaĢlama, 1970‘lerin ortalarıyla 1990‘ların baĢları arasında ekonomik düzenin yıkılma eğilimine
girmesi ulusal ekonomilerde krizler yaratmaya baĢlamıĢtır.
ABD ve diğer geliĢmiĢ ülke sınırları içinde sahip olunan rekabet önderliği (competitive edge) iĢçilerin
hayat standartlarını yükseltmek amacıyla yüksek ücret talep ettiği bir dönemde diğer ülkelerin ucuz
iĢçilerinin daha hızlı ve daha ucuz üretim yapabilmelerinden zarar görmeğe baĢladı. Vasıfsız iĢçilerin
çoğunluğunu teĢkil ettiği eski ekonomi düzeninden yeni ekonomi düzenine geçiĢ krizleri de
beraberinde getirmiĢtir.
(ACES), 2000)‘e göre Amerika‘da 1950‘lerde iĢlerin %60‘ı vasıfsız iĢçi tarafından yapılırken bu oran
2000 yılında %15‘e düĢmekle beraber, profesyonellere olan ihtiyaç değiĢmeden %20 olarak devam
etmiĢtir.
Yeni ekonomi düzeni ise, bilgi ve orijinal fikirlere dayanan bir ekonomi olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Yeni ekonomide baĢarı ve refah, ekonominin tüm sektörlerinde kalitenin artması için yeniliklerin
teknolojiler kullanılarak sanayinin bir parçası haline getirilmesi sağlanmakta, öğrenim ve eğitim
gerektiren vasıflı iĢlerlere bağlı olarak geliĢip büyüyebilen bir Ģekle dönüĢmektedir. Örneğin,
Amerika‘da 2000 yılında yapılan iĢlerin %80‘i ―bir Ģey‖ üretmek için zaman harcamak yerine ―bir
Ģeylerin‖ lojistiğiyle, iĢlemleriyle veya hakkında enformasyon oluĢturulmasıyla uğraĢmaktaydı, kısaca
elle (manuel) yapılan her Ģey bilgisayarlaĢtırılıyordu (computerization). Bu da yeni ekonomideki genel
yapının hizmet ağırlıklı olduğunun ifadesi olarak değerlendirilebilir.
Yeni ekonomi statik, durağan değiĢime ayak uyduramayan iĢ akıĢını destekleyen teknolojilerin
kullanımı yerine iĢ akıĢlarını teknolojiye göre organize ederek teknolojinin geliĢmesiyle birlikte iĢlerin
de geliĢerek büyüdüğü yeni bir düzen getirmektedir.
Yeni ekonomi aynı zamanda hiyerarĢik ve otokrat yönetimin değiĢerek karar mekanizmasının bir
kiĢinin elinden çıkartılarak yatay organizasyon yapısında ekip çalıĢmasına ve yetkilendirmeye odaklı
yeni yönetim modellerine dönüĢümünü de kapsamaktadır. Yeni ekonominin gerektirdiği organizasyon
yapısında olan ve teknolojilere uyumlu kuruluĢların geliĢerek hızla büyüdüğünü ifade etmek
mümkündür. Bu tür organizasyon yapılarına pek çok yerel (Hepsiburada.com, sahibinden.com) ve
küresel (Amazon.com, ebay.com gibi) kuruluĢlar örnek gösterilebilir.
Yeni ekonomi transferinde vasıflı iĢ (skilled job) gereksinimi mevcut iĢlerin üçte birinin yeni
tanımlanan iĢler ve ihtiyaç duyulmayan iĢlerin elenmesi olarak karĢımıza çıkmaktadır. Amerika‘da
1970 ile 1995 yılları arasında üretim ve malların dağıtımında yaĢanan tüm iĢ kayıplarının yerini
2000‘li yıllarda enformasyon odaklı iĢler almıĢtır.
Eski ekonomi öncelikle yerel ve ulusal pazara odaklanırken yeni ekonomi odak noktasını küresel
pazara taĢımıĢtır.
Eski ekonomide düĢük vergiler, ucuz arazi, bol sayıda düĢük ücretli iĢçi, yeterince doğal kaynak,
elveriĢli ulaĢım imkanı ve fiziksel altyapıların mevcut olması endüstriyi cezbettiği halde yeni
ekonomide yerel veya merkezi hükümetler endüstri veya kurumları cezbederken iki temel konuda
farklılık göstermek zorundadır;
1) Artık altyapı denince enformasyon akıĢı akla gelmektedir. Fiziksel otoyollar hala önemlidir, ama
hazır olan enformasyon otoyollarına eriĢim önemlidir ve enformasyon otoyollarının rekabetçi
olabilmesi çok daha gerekli hale gelmiĢtir.
2) Çok sayıda düĢük ücretli iĢçi temini yeni ekonomiye uygun gelmemektedir çünkü;
i) DüĢük ücretli yerel iĢçilerin ülke dıĢında küresel çapta olan düĢük ücretli iĢçilerle maliyet
bakımından yarıĢması çok zor olabilmektedir,
ii) Teknoloji odaklı kuruluĢlar için öğrenme yatırım maliyetinden daha önem taĢımaktadır
zaten yeni ekonomi teknoloji odaklı olmak zorundadır.
iii) Nitelik anlamında daha vasıflı iĢgücü gereksinimi olmakta ve bilgi otobanında
ilerleyebilecek yenilikçi ve giriĢimci çabalara ihtiyaç duyulmaktadır.
3
Kısaca, sanayi ve sayısal teknoloji devrimlerini yaĢayarak altyapılarını geliĢtiren toplumlar insanı
tezgah ve masa baĢlarından kaldırmaktadır. Böylelikle insana, teknolojilerin sağladığı
bilgisayarlaĢmayla daha verimli, daha kaliteli ve sürdürülebilir ekonomilerin yarattığı yeni dünya
düzeninde ―bilinçli tüketici‖ kimliğiyle yeni sorumluluklar yüklenmiĢtir.
2. TEKNOLOJĠ AKIMLARI (TRENDS)
BirleĢmiĢ Milletlerin 15 kuruluĢundan, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ITU desteği ve Dünya
Bankasının suponsorluğunda, uluslararası kalkınma örgütlerinin enformasyon paylaĢımı amacıyla
oluĢturdukları (InfoDev, 2010) Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojilerini (BIT veya Information and
Communication Technology-ICT) geliĢtiren teknolojileri üç aĢamada tanımlamaktadır.
Bu aĢamaları Alvin Toffler‘in fütüristik ―Üçüncü Dalga‖ isimli kitabından esinlendikleri
düĢünülmektedir. Burada gerçekleĢen teknolojik değiĢimin ilk dalgası bir sonraki dalganın temel
taĢlarını oluĢturmuĢ, ikinci dalgada teknolojilerin geliĢerek ICT endüstrisinde ve pazar ekonomisinde
kullanımı olarak tanımlanmıĢtır. Üçüncü dalga ise ICT endüstrisinin ötesinde daha geniĢ anlamda
enformasyon toplumunu oluĢturan özellikle kamusal hizmetlerin de ICT uygulamalarıyla icra edilmesi
anlamına gelmektedir.
3. BĠRĠNCĠ DALGAYI OLUġTURAN TEMEL TEKNOLOJĠLER
Son yirmi yılda iletiĢim alanında yaĢanan geniĢ kapsamlı devrim ―SayısallaĢma – Digitalization‖ ,
―BilgisayarlaĢma – Computerization‖ ve ―Paket anahtarlama – Packet Switching‖ teknolojilerindeki
değiĢimlerinin sonucudur. Bu temel teknolojiler kaynak kullanımının iyileĢerek yükselmesine ve
iletiĢim Ģebekelerindeki bilgi taĢıma kapasitesinin büyük derecede artmasına vesile olarak yeni hizmet
alanlarının doğmasına ve teknolojik geliĢmelerden sinerji elde edilmesine imkan sağlamıĢtır.
Bu değiĢimler iletiĢim yapısını ve liberal pazar kapsamında düzenlemeleri doğrudan etkileyerek IP
devriminde, yakınsama oluĢumunda ve Gelecek Nesil ġebeke (Next Generation Network NGN)
teknolojilerinin ortaya çıkıĢında temel etken olmuĢtur.
3.1. SayısallaĢma
Analog olan dünyamızda yaĢanan son yıllardaki büyük teknolojik değiĢimin ön Ģartının ―sayısallaĢma‖
olduğunu kabul etmek gerekir. Farklı disiplin ve ayrı ayrı değerlerden oluĢan analog dünyada her Ģey
sayısallaĢtırılarak üretim, dağıtım ve tüketimden oluĢan değer zincirinde birbiriyle entegre
hizmetlerden yeni sinerjiler elde edilmiĢtir.
SayısallaĢma modern yakınsama oluĢumunun teknik altyapısıdır. Önceleri sayısallaĢma sadece analog
sinyallerin sayısala çevrilmesi olarak bilinirdi, günümüzde ise sayısal platformları ve standartları
kapsamanın ötesinde bir kavram olarak kabul edilmektedir.
3.2 BilgisayarlaĢma
Bir diğer çok önemli geliĢme olan ―bilgisayarlaĢma‖ ise bilgisayarların iletiĢim Ģebekelerinin
altyapılarında olduğu gibi üretim ve tüketimin parçası olarak kullanılması yani iĢlemlerin bilgisayarlar
tarafından kontrol edilecek Ģekilde yapılanması olarak tanımlanabilir. ĠletiĢim alanında bilgisayarların
Ģebeke altyapılarında kullanılması, özellikle santrallerin yerini alarak Ģebekelerin daha ―akıllı‖
iĢlemesine ve iĢletilmesine vesile olduğunu belirtmek gerekir.
ĠletiĢim Ģebekelerinde konuĢma cihazlarının yerini alan bilgisayarlar akıllı terminaller olarak hizmet
vermektedir. Santrallerin yerini alan bilgisayarların Ģebeke düğümlerinde kullanılması iletiĢim
Ģebekelerinde teknoloji, Ģebeke iĢletim, yönetim ve bakım maliyetlerini düĢürmüĢtür.
Bilgisayarların iĢlem gücü ve yeni uygulamaları ICT sektöründe radikal bir etki yapmıĢtır. Bir tarafta
milyonlarca hattı anahtarlama ve Akıllı ġebeke iĢlemleri gibi kompleks ve pahalı fonksiyonlarının
yerini bilgisayarlar almıĢtır. Diğer bir taraftan da faturalama, insan kaynakları gibi ICT Ģebekelerinin
iĢletimi için gerekli olan fonksiyonların ayrı ayrı uygulanabilmesini sağlamıĢtır.
4
3.3. Paket Anahtarlama
―Paket anahtarlama‖ teknolojisi sayesinde değiĢik altyapılarda mevcut olan atıl kaynakların etkin
kullanılarak platform yapısı yaratılıp, değiĢik servislerin aynı Ģebeke üzerinden dağıtımı yani gerçek
yakınsama sağlanmıĢtır. Farklı paket teknolojileri arasında Internet Protocol IP, ICT altyapılarında
kullanılan en baĢarılı paket bazlı teknoloji olarak kabul edilmekte ve yaygın bir Ģekilde
kullanılmaktadır.
Devre anahtarlamadan paket anahtarlamaya geçiĢ paradigması baĢka bir önemli teknik aĢamadır.
Devre anahtarlama olarak bilinen teknolojide iletiĢim her iki taraf arasında iletiĢim boyunca tahsis
edilen hat üzerinden yapılır. Bağlantı dolayısıyla Ģebekenin kaynakları tüm konuĢma (oturum)
boyunca hat taraflar konuĢmadığı, sesizlik olduğu zamanlarda da meĢgul edilir. Dolayısıyla iletiĢim
Ģebekesinin sınırlı kaynakları verimsiz kullanılır.
Paket anahtarlama teknolojileri aslında, sadece belli amaçlarda kullanılan verilerin transferleri
sırasında Ģebeke kaynaklarının kullanılması için tasarlanmıĢtır. Bundan dolayı paket anahtarlama
Ģebeke kaynaklarını kapasite paylaĢımına dayalı olarak daha etkin kullanır. IP, ATM gibi modern
paket anahtarlama ağlarının avantajı değiĢik türde birbirinden farklı servisleri taĢıyabilme imkanıdır.
4. ĠKĠNCĠ DALGA TEKNOLOJĠLERĠN ICT ENDÜSTRĠSĠ VE PAZAR
EKONOMĠSĠNE ETKĠLERĠ
Milyarlarca bilgisayar gibi IP-bazlı cihazları birbirleriyle bağlayan Internetin ortaya çıkması yakın
zamanlarda ICT sektöründe yaĢanan en önemli değiĢim olarak görülebilir. BaĢlarda e-posta ve WWW
(World Wide Web) en önemli Internet hizmetleriyken bugün Internet radyo, IPTV gibi ses/video
hizmetleri, Internet telephony (VoIP), bloglar, bilgisayar oyunları, ve birçok e-öğrenme, e-sağlık, e-
ticaret, e-kamu gibi ICT uygulamaları Internet‘i oluĢturmaktadır. Bir sonraki adımda ise RFID ve
sensor ağlarının da geliĢtirilerek bağlanmasıyla ―Internet of things – Her Ģeyin Interneti‖ olduğuna
tanık olunacaktır. Henüz genel anlamda Internet‘le ilgili yönetimsel konuları oluĢtururken,
önümüzdeki yıllarda ―Internet of things‖ ile ilgili çözülmemiĢ birçok konu gündemi dolduracaktır.
Internet birçok ülkede henüz regüle edilmediği halde Internet teknolojilerinin ilerlemesiyle geliĢen
VoIP, TV/radyo gibi servislerin eriĢebilirliği ülkelerin regüle edilen ses gibi hizmetlerini dolayısıyla
düzenleme yapısını büyük ölçüde etkilemiĢtir. Internetin ilerlemesi geliĢmiĢ ülkeler kadar geliĢmekte
olan ülkelerin de günlük hayatlarının bir parçası olmaya baĢladığından beri kaynak yönetimi ve IP
arabağlantı giderek önem taĢımaya baĢlamaktadır.
4.1. Internet Tasarımı
Altyapı platformları ve servis geliĢtirme platformları gözönüne alındığında IP teknolojisi servis
geliĢimi, yenilikçilik (inovasyon) ve rekabet için gerekli olan ortamı sağlayacak Ģekilde tasarlanmıĢtır.
Internetin bu geniĢ alana yayılan baĢarısı dört önemli özelliğe dayanmaktadır:
ġebeke teknolojisi ve servislerin birbirinden ayrılması
Uçtan-uca mimari ve ―zeka, bilgi ve istihbaratın-intelligence‖ın merkezden çevreye doğru
geniĢlemesi
Ölçeklenebilir olması
Dağıtık yapı ve kontrolün merkezden çevreye doğru paylaĢımı
Bu teknolojik özelliklerin servis yaratma ve servis provizyonunu üstlenen birçok yeni oyuncunun
ortaya çıkarak geliĢmenin ve rekabetin sağlandığı uygun ortamların oluĢmasına katkısı olmuĢtur.
Internet dünyadaki en önemli IP Ģebekesi olarak kabul edilmekle birlikte sadece tek IP Ģebekesi de
değildir. Son yıllarda birçok özel IP ağları kurularak kurumsal ve kiĢisel servislerden yararlanılmıĢtır,
yakın gelecekte ―Next Generation Network (NGN)‖ mimarisi gibi iletiĢim platformları da IP
teknolojisine dayalı olarak kurulacaktır. Ancak NGN‘den bahsederken, NGN uygulamasında pazarda
5
yaratılacak rekabet seviyesinin veya tekelci özelliklerin seçilen mimariye çok bağlı olduğunu da
unutmamak gerekir.
4.2. ġebeke Teknolojisi ve Servislerin Birbirinden Ayrılması
Altyapı teknolojilerinin ve servislerin birbirlerinden ayrılması servis sağlayıcılarının pazara giriĢini
engelleyen faktörleri ortadan kaldırmıĢtır. Servis provizyonu Ģebekeye eriĢimle yeterli sayılmıĢtır. Bu
durum Internet‘te muazzam dinamik bir servis geliĢimi yaratırken aynı zamanda Ģebeke altyapılarına
sahip olan operatörlerle servis ve içerik sağlayıcıları arasında gelir paylaĢımı problemleri yaĢanmasına
sebep olmuĢtur. Genelde telekom operatörleri tarafından sağlanan geniĢband IP altyapılarında bu
durum daha açık olarak görülmektedir.
4.3. Uçtan-Uca Mimari
Yirmi yıl önceki Ģebeke yapılarına kıyasla uçtan-uca mimarinin ve iletiĢimi icra eden ―zeka, bilgi ve
istihbaratın‖- ‖intellegence‖ın merkezlerden yani iĢletmecilerin hegemoyasından kullanıcı tarafına
doğru geniĢlemesi özellikle inovasyonun Ģebekelerin sonlandığı noktalara kaymasına sebep olmuĢtur.
Bu yaklaĢım ilk olarak verimli Ģebeke yapısında iĢlevlerin uçta yapılıp Ģebekenin ise karar
mekanizmalarından arıtılarak hızlı otoyollar olarak tasarlanmasıyla elde edileceğini anlatan ―uçtan-uca
kavramının sistem yapılanmasındaki önemi‖ yazıda ortaya konmuĢtur.
4.4. Ölçeklenebilirlik
IP yapısının bir diğer önemli fonksiyonu ise ölçümlenebilir olmasıdır. Her ne kadar kullanılmakta olan
IP 4. Versiyon (IPv4) adresleme sınır getirsede IP 6. Versiyon (IPv6) bu soruna çözüm getirmektedir.
4.5. Dağıtık Yapı ve Kontrolün Merkezden Çevreye Doğru PaylaĢımı
Bahsedildiği gibi Ģebeke mimarisinde ―zeka, bilgi ve istihbaratın -intelligence‖ın uç noktalara doğru
kayması, dağıtık yapılaĢmayı ve kontrolün dağıtık yapıda paylaĢılmasıyla yeni servisler, innovasyon
ve yeni iĢ modellerinin için gerekli ortamlar yaratılmıĢtır. Bir baĢka değiĢle, değiĢik özel Ģebekeler de
IP üzerinden internet dahil olmak üzere birbirine bağlanarak hızla katma değerli servislere
ulaĢılabilmektedir.
4.6. Servis Kalitesi (Quality of Service, QoS)
Servis kalitesi Ģebeke altyapısının kapasite, yararlılık ve kabiliyetini ifade eder. MüĢterilere ait
uygulamalar ve son kullanıcı cihazları belirlenen kalite seviyesinde mevcut altyapının kapasite ve
yeteneklerini kullanarak ―servisi/hizmeti‖ varacağı yere ulaĢtırır. QoS Ģartları servisine göre değiĢir ve
bazı durumlarda doğrudan servise bağlı olarak belirlenmiĢtir. Örneğin eski POTS denilen sabit telefon
Ģebekelerinde çağrı sırasında müsaade edilen maksimum gecikme, Ģebekenin kilitlenme seviyesi gibi
detaylı QoS Ģartları Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ITU tarafından belirlenmiĢtir.
Oysa, yönetilebilen IP altyapısında, ölçülebilen QoS değerlerini temin etmek mümkün olmakla birlikte
Internet gibi altyapılarda bu oldukça zordur. Bununla beraber, her iki durumda da düzenleyici
tarafından konan belirleyici değerler gerekebilir. Burada önemli konu altyapı kaynaklarını ve altyapını
iĢlevselliğini sağlayan operatörlerin QoS provizyonu için diğer operatörlere altyapı kaynakları ve
iĢlevselliğinden yararlandırma isteklerinin mevcut olmasıdır.
4.7. Mobilite
Genellikle iki farklı taĢınırlık –hareketlilik (mobility) olduğunu ayırt etmek gerekir:
Cihazların (terminallerin) taĢınırlığı: TaĢınabilir (mobil) bir cihaz Ģebeke kapsam alanında
hizmet (servis) kesintisi olmaksızın dolaĢabilmektir;
KiĢiye özel taĢınırlık (nomadicity-göçerlik): Bir kullanıcının değiĢik cihazlar kullanarak
(terminaller) farklı Ģebekelerin kapsam alanlarında bulunsa bile hala belli bir Ģebekeye
bağlanabilmesidir.
6
Cihaz ya da terminal taĢınırlığı kablosuz bağlantı gerektirir, kiĢiye özel taĢınırlık ise kablosuz bağlantı
olmaksızın da gerçekleĢebilir. ġu an Internet‘te mevcut olan kiĢiye özel taĢınırlık veya taĢınabilirlik
olarak da adlandırılabilir; bir kiĢinin farklı yerlerden Internet‘e bağlanarak e-postasına bakması buna
örnek gösterilebilir. Mobil operatörler ise geliĢmiĢ servisler vasıtasıyla terminal taĢınırlığı sağlama
giriĢimindedir.
TaĢınırlık farklı seviyelerde kullanılarak sağlanabilir:
Bağlantılama (Link) seviyesinde
Uygulama seviyesinde
IP seviyesinde
E-posta uygulaması ele alındığında taĢınabilirlik (nomadic kullanım) uygulama seviyesinde
kullanılmıĢtır. Bu tür taĢınırlık VoIP için de uygun olduğu için VoIP servisi de bağlantı IP olması
kaydıyla e-posta servisi gibi kullanılır. Bu durum Acil Çağrı durumunda çağrıyı yapan kiĢinin yer
bilgisinin temin edilmesini çok zorlaĢtırdığı için düzenlemede sorunlar yaratmaktadır.
4.8. Mobil ĠletiĢim
Son yirmi yılda mobil teknolojilerin ve servislerin geliĢimi ICT alanında çok büyük karıĢıklıklara
sebep olmuĢtur. Mobil teknolojiler ICT servislerinin esnek ve taĢınarak kullanılmasını sağlamıĢtır.
Mobil teknolojiler önceleri telefon hizmetine olan taleple yönlendiği halde yakınsayan tüm servisleri
de kapsayan kablosuz standartları ve yeni nesil mobil teknolojileri de içererek geliĢmiĢtir.
Mobil iletiĢimin geniĢ kitleler tarafından kullanılması telekom düzenlemelerini her düzeyde
etkilemiĢtir. Mobil servisler kullanılmaya baĢlandığında lisanslama ve frekans yönetimi
düzenlemelerin temel konusuydu. Bununla birlikte rekabete açık ve yenilikçi bir mobil pazar
geliĢtirmek için ara bağlantı ve tarife düzenlemeleri, ücret, numaralandırma ve benzeri konularda
düzenleyici bir yapının geliĢtirilmesi de önem kazanmıĢtır.
1990‘larda çıkıĢa baĢlayan sayısal mobil iletiĢim, iĢ dünyasının pahalı bir cihaz ile az ve nadiren
kullandığı bir servis olmaktan çıkıp yaygın kullanılan hayatın entegre bir parçası konumunda düĢük
ücretli kiĢisel bir öğe halini almıĢtır. Birçok ülkede mobil telefon sayısı sabit telefon sayısını geçmiĢ,
dünyanın her bölgesinde sabit hattan daha fazla mobil kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Mobithinking
kuruluĢunun ITU istatistik baĢkanı Susan Teltscher ile yaptığı röportajda 2009 verilerine göre dünyada
4,6 milyar olan mobil abone sayısının 2010 sonunda tahmini 5,3 milyara yükselerek dünya nüfusunun
%78‘inin mobil iletiĢim kullanması sözkonusudur (Mobithinking, 2010).
Mobil iletiĢimin baĢlangıcı 1940‘lı yıllara kadar uzansa da analog teknolojiyle iĢleyen elde taĢınabilen
cihazlarla yapılan mobil iletiĢim ancak 1980‘li yıllarda mümkün olmuĢtur. DüĢük kurulum maliyetleri,
mobil iletiĢimin hızla geniĢ kitlelere yayılması ve ucuzlayan terminalleri sayesinde sayısal hücresel
teknolojiye dayanan mobil telefon Ģebekeleri dünyaya hızla yayılmıĢtır. Sayısal mobil telefonların
farklı Ģebekelerde ve değiĢik ülkelerde çalıĢabilir olması, mobil telefonları ―her yerde kullanıma hazır‖
(ubiquitous) cihazlar olarak yeni bir devir açılmasını sağlamıĢtır. Bunun nedeni Avrupa kapsamında
çalıĢması için tasarlanan GSM standartlarının, operatörler ve üreticiler tarafından uyulmasıdır. Tüm
Avrupa ülkeleri ve Asya‘daki bazı ülkeler GSM standartlarını ülke sınırları içinde kullanılan tek mobil
standart olarak kabul etmiĢtir. GSM Birliği verilerine göre GSM teknolojisi 2010 sonu itibariyle
dünyada 219 ülkede 800 civarında küresel mobil operatör tarafından kullanılarak 4,5 milyardan fazla
GSM abonesine hizmet vermiĢtir (GSMA, 2010).
Bu durum küresel bağlanabilirliğin patlaması anlamına da gelmektedir. 1990 yılından beri mobil
telefon insanların yaĢantılarının ve iletiĢim Ģekillerinin değiĢmesine sebep olmuĢtur. Daha az geliĢmiĢ
ülkelerde ise mobil ilk defa uzak ve kırsalda yaĢayanlara iletiĢim imkanı sağlamıĢtır. Özellikle bazı
ülkelerde uzun dönem sözleĢme yapılmaksızın abone olabilme imkanı veren ön-ödemeli servisler
mobilin katlanarak büyümesine sebep olmuĢtur.
Cihaz teknolojilerindeki geliĢmeler de bu değiĢimde önemli rol oynamıĢtır. TaĢınabilir cihazların
iĢlem yapma gücü ve iĢlevselliği büyük ölçüde artarken maliyet ve fiyatların bir o kadar düĢmesi
7
sağlanmıĢtır. Çok miktarda enformasyon, müzik, video ve verinin küçük ölçekli cihazlarda
depolanması ve kolayca taĢınabilmesi ―içeriği‖ her yerde kullanıma hazır hale getirmiĢtir.
4.9. Yeni Nesil ġebekeler (Next Generation Networks, NGN)
Yeni Nesil ġebekeler, NGN, kavramı genel olarak iki anlama gelmektedir:
Tüm yeni Ģebeke teknolojilerini, yeni eriĢim altyapılarını ve hatta yeni servisleri de kapsayan
geniĢ bir kavram olması,
Mevcut ve gelecekteki eriĢim Ģebekeleri de dahil olacak Ģekilde tüm yapının tek bir IP çekirdek
Ģebeke olacak Ģekilde cihazlara ve özel network mimarisine odaklanması.
Birinci tanım tüm teknolojik geliĢmeleri de kapsayan çok geniĢ bir kavram olmakla birlikte ikinci
tanım IP tabanlı çekirdek ve eriĢim Ģebekelerinin yakınsamasına doğru geçiĢte takip edilen yolla
ilgilenmektedir.
Ġkinci tanımda bahsedilen çekirdek Ģebeke, (Next Generation Core Network) NGCN, ile eriĢim
Ģebekesini (Next Generation Access Network) NGAN, birbirinden ayırt etmek gerekir. NGCN birçok
eriĢim Ģebekesinin kullanıdığı yeni anahtarlama yöntemi, ağ geçitleri (gateway‘ler) ve aktarım
(transmisyon) cihazlarından oluĢan tek bir çekirdek Ģebekeden oluĢmaktadır. NGAN ise optik
fiberlerin kullanıldığı yeni eriĢim Ģebekeleri gibi geliĢmeleri de içeren tüm kiĢi ve makina bazlı
kullanıcıların eriĢimini içerir.
ITU NGN kavramında Ģebeke ve servis katmanlarının ayrıldığı, IP platform özelliğinin öne
çıktığından bahsetmektedir.
Bir baĢka açıdan NGN ise, ses iletiĢimi için kurulan Ģebekelerden IP tabanlı Ģebekelere geçiĢi olarak
da tanımlanabilir. Bu geliĢim Ģebeke teknolojilerinin verimliliği açısından doğaldır. Ancak NGN
platformlarının yapılanmasında bugün itibariyle düzenleyici kuruluĢların aralarında tartıĢarak
çözmeleri gereken birçok sorun mevcuttur. NGN‘de kullanılacak arabağlantı modeli bu sorunların
baĢında gelmektedir.
Ġngiltere‘nin düzenleyici kuruluĢu OFCOM (Türkiye‘de düzenleyici kurul Bilgi ve ĠletiĢim
Teknolojileri Kurumu BTK olarak mevcut) Next Generation Networks raporunda (OFCOM, 2005)
bugünkü mevcut telekom Ģebekelerinin genel yapısının aĢağıdaki ġekil – 1 de gösterildiği gibi EriĢim
(Access) Ģebekeleri, farklı Ģebekelere yönlendiren (Routing yapan) (Metro node) düğümleri ve
Çekirdek (Core) Ģebekelerden oluĢan yapı EriĢim Ģebekelerinin toplanarak (Aggregation) routing ve
çekirdek Ģebekelerin IP tabanlı yapıya dönüĢtüğü iki katmana dönüĢtüğüne dikkat çekmektedir.
8
ġekil – 1 Mevcut ve yeni Telekom ġebekeleri
Kaynak: http://stakeholders.ofcom.org.uk/binaries/consultations/nxgnfc/summary/ngnfc1.pdf
5. YAKINSAMA (CONVERGENCE)
GeliĢen Internet‘le birlikte geleneksel yayıncılık ve telekomünikasyon endüstrileri aynı Ģekilde hızla
geliĢememiĢtir. Farklı servislerin farklı altyapılarla taĢınması ve kullanıcının eriĢim amaçlı kullandığı
cihazın farklı servislerle iletiĢim kurması amacıyla tasarlanması bir baĢka deyiĢle içerik, servis, altyapı
ve kullanıcı cihazının kaynaĢma yöntemi yakınsama olarak tanımlanır.
Avrupa Komisyonu yakınsamayı farklı Ģebeke platformlarının özellikle her türde servisi taĢıyabilmesi;
ve telefon, televizyon ve kiĢisel bilgisayar gibi tüketici cihazlarının bir araya gelmesi olarak
tanımlıyor.
Avrupa Komisyonu ayrıca ―yakınsama‖nın sadece teknoloji olarak algılanmaması gerektiğini,
yakınsamanın her türlü servisi, iĢ yapma tarzını ve toplumla etkileniĢi de kapsadığı belirtmektedir.
Yakınsama iĢlevinin bileĢenleri aĢağıdaki ġekil-2 de gösterilmiĢtir. Bu oluĢum, solda baĢlayan metin,
ses veya video‘dan oluĢan içeriğin en sağda gösterilen son-kullanıcıya ticari bir servis/hizmet olarak
iletilmesi sürecinde hizmet sektörünün altyapısını oluĢturan hukuk, teknik ve ticari bileĢenlerinin
tümünü kapsar. Yakınsamada bahsedilen bileĢenler bir bakıma telekomünikasyon hizmet/servis
alanında karĢımıza çıkan üretimle tüketim arasındaki değer zincirinin ―iĢlevsel ayrıĢtırma‖sı olarak
da algılanabilir.
Telekomünikasyon özellikle devlet tekelinde iĢletilirken bahsedilen tüm iĢlevler ki o zamanlar
operatörlerin sunduğu ses ve veri kapsamında telefon, faks, kiralık devre gibi sınırlı sayıda servisten
oluĢuyordu ve tek çatı altında sunuluyordu. Avrupa Birliği 1998 yılında Dünya Ticaret Örgütü, WTO,
tarafından 2004 yılında ülkelerin telekomünikasyon sektörlerinin liberalleĢmesine karar verilince
devlet tekelindeki kurumlar özelleĢtirilip hizmet alanlarında rekabetin sağlanması için düzenlemeler
yapıldı.
AĢağıdaki Ģekle tekrar dönersek; ―içerik‖ bileĢeni bir kurumun sunduğu mal/hizmeti temsil eder. Bu,
sözgelimi bir video portalini temsil ediyor olsun, video‘ların depolandığı enformasyon teknolojilerinin
kullanıldığı bir teknik yapısı, bu yapının da depolanan içeriğin iletiĢimi için telekomünikasyon
Ģebekeleri/ağları ve reklam veya tanıtım amacıyla içeriğin yayınlandığı bir platform olması gerekir.
Sadece içerik provizyonu ile uğraĢan bir ticari kurum ise enformasyon altyapısını baĢka bir kurumdan
sözleĢme yaparak alabilir. Yani Ģekilde içerik provizyonu olarak gördüğümüz bileĢen
telekomünikasyon ve enformasyon teknolojileri (bilgi teknolojileri de denmekte) gibi fonksiyonları
9
ayrı ayrı kurumlar tarafından sağlandığı düĢünülecek olursa 3 farklı kurum tarafından
oluĢturulmaktadır.
Kurumlar birbirlerine verdiği B2B mal ve hizmet karĢılığında hukuki ve ticari sorumluluğunu ve
hizmet kalitesini birbirleriyle yaptıkları sözleĢmelerde belirterek, içerik sunan kurumun son-
kullanıcıya kesintisiz ve kalitesi değiĢmeyen mal ve hizmet sunmasını garanti etmiĢ olurlar.
ġekilde gösterilen ikinci yakınsama bileĢeni ―servis provizyonu‖, ―altyapı provizyonu‖ ve ―son-
kullanıcı provizyonu‖ örneklemede bahsedildiği gibi yayıncılık, telekomünikasyon ve enformasyon
teknolojileri fonksiyonlarını farklı kurumlardan sözleĢme karĢılığı sağlayabilirler veya kendi
kurumlarında yatırım yaparak sağlayabilirler.
ġekil – 2 Yakınsama BileĢenleri
Kaynak : www.caneval.com/images/pictures/industryconvergence.jpg
10
6. ÜÇÜNCÜ DALGA ENFORMASYON TOPLUMU TEKNOLOJĠLER
Birinci ve ikinci dalga teknolojilere bağlı olan üçüncü dalga teknolojiler, geniĢ anlamda sosyo-
ekonomik sektörlerde ICT‘nin mal ve servisin üretim sürecinde kalite ve verimliliği arttıracak Ģekilde
kullanılmasını zorunlu kılan uygulamalardır. Örnek verebileceğimiz üçüncü dalga teknolojilerin
kullanıldığı sektörler E-bankacılık, E-sağlık, E-kamu (merkezi ve bölgesel yönetimler dahil tüm
kamunun ICT teknolojileriyle hizmet odaklı ve daha verimli yönetilmesi; E-devlet de denilmektedir),
E-öğrenme, E-ticaret ve ICT‘nin kamusal ve özel sektörlerde benzeri E-tabanlı iĢlevlerde/aktivitelerde
kullanıldığı diğer alanları da kapsar. Bu uygulamaların yaygınlaĢarak kullanılması insanlardan ziyade
taĢınabilir internet, google, facebook, twitter gibi ―her yerde kullanıma hazır‖ Ģebekeler dahil altyapı
Ģebekelerini, ve RFID ve sensor bağlantılarıyla otomatikleĢen ―her Ģeyin Interneti‖nin (Internet of
Things) hızla geliĢmesine devam etmesini sağlayacaktır.
Ayrıca, beklendiği gibi birçok yeni teknolojilerin hızlı yayılabilmesi için ucuz ve küçük olması
gerekir. Bu durum alıĢılagelmiĢ yatırım Ģekillerini ve yatırımların döngülerini değiĢtirecek, daha
küçük oyuncuların pazara girerek küçük ölçekli yatırımlarla geliĢen Ģebekelerin itici güçü olmasını
sağlayabilecektir.
Teknolojik değiĢimin ikinci ve üçüncü dalgasını oluĢturan kilit unsurlar tekno-politik ortamları da
etkilemiĢtir. Kısaca, bu teknoloji akımlarından çok-yönlü baĢarı sağlayabilmek için düzenleyici
kurumun (BTK‘nın) öncelikle telekomünikasyon sektöründe evrensel servis ve rekabet ortamının
sağlandığı stratejileri ülke politikasına taĢıyarak ICT‘yi pazar ekonomisinin itici gücü yapabilmesi
ülke geliĢimi için önemli bir kriter olarak karĢımıza çıkmaktadır.
6.1. ICT’nin Diğer Sektörlerdeki Rolü
Üçüncü dalgada gördüğümüz Enformasyon ve ĠletiĢim Teknolojileriyle (ICT) etkileĢimli geliĢen yeni
organizasyon biçimleri (e-ticaret kuruluĢu hepsiburada.com‘un giderek artan ticari baĢarısı buna örnek
olabilir) bu teknolojilerin sosyo-ekonomik yararlarından faydalandıklarını göstermektedir. BirleĢmiĢ
Milletlere bağlı ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) 2003 yılında baĢlattığı Enformasyon
Topluluğu Dünya Zirvesi (World Summit on the Information Society) (WSIS, 2010) ile sağlık, sosyal
hizmet gibi sektörlerinin geliĢmediği ekonomilerde ICT‘nin yararlarını ekonomiye taĢıyacak yol
haritalarının belirlenmesini tartıĢmaktadır. WSIS, enformasyon ve iletiĢim teknolojilerinin faydalarının
herkese ulaĢtırılmasını amaçlayan bir oluĢumdur.
Enformasyon ve iletiĢim teknolojileri, biyotekoloji ve nano-teknoloji gibi ekonomik çağın değiĢiminde
rol oynağan etkiye sahiptir. Bu etki genel anlamda iki boyutla düĢünülebilir; mal ve hizmetlerin
ticarileĢtirilmesinde ve kurumların iç yapılanmalarında ve bu yapılanmayla ilgili olarak iĢletme
maliyetinin verimliliği ki bu değiĢim günümüzde ―sanal organizasyonlar‖ adı altında karĢımıza
çıkmaktadır.
6.2. Mobil YaĢamı Resmetmek
Hayatlarımızın vaz geçilmezi olan mobil iletiĢim, 90‘lı yılların baĢından beri her yıl Mobil Dünya
Kongresinde (Mobile World Congress (MWC)) yeni yaĢam düzenleri tartıĢılarak bir yıllık stratejiler
belirlenmektedir. 2010 yılının en çok ses getiren vizyonu ise mobil teknolojinin önde gelen üretici
firmalarından Ericsson‘ın yeni CEO‘su Hans Vestberg‘in mobil geniĢband sayesinde 2020 yılında 50
milyar mobil bağlantıya eriĢileceğinin haberini vermesi olmuĢtur (ericsson, 2010) .
Nisan 2010‘da iPad‘in 28 günde 1 milyon satıĢ rakamına ulaĢması (reuters, 2010) ve Google‘ın
desteklediği Android smartphone iĢletim sisteminin 2010‘da % 888,8 büyüyerek Nokia‘nın Symbian
smartphone iĢletim sisteminden sonra pazarında iPhone‘u da geçerek ikinciliğe oturması (Gartner,
2010) mobil endüstride dengelerinin değiĢerek üretici odaklı mobil telefondan açık iĢletim
sistemlerinin kullanıldığı smartphone ve tablet‘lere hızla kaymakta olduğunu iĢaret etmektedir.
Mobil Dünya Konferansı 2011‘de Symbian iĢletim sisteminin duayenlerinden Larry Berkin
konuĢmasında Android iĢletim sisteminin mobil cihaz üretimini 6-9 aydan 16-20 haftaya indirmesi
gözardı edilmeyecek bir avantaj sağladığını belirterek Android pazarının hızlı büyümesinin sebebini
açıklamıĢtır.
11
Mobil geniĢband 3G özellikle 4G/LTE Ģebekelerin yaygınlaĢması, smartphone iĢletim sistemlerine
uyumlu Internet üzerinden video uygulama ve servislerine eriĢilmesi Cisco araĢtırmalarına göre
küresel mobil veri trafiğinin 2015 yılında 2010‘a göre 26 kat artarak aylık 6,3 exabytes veya yıllık 75
exabytes oranına eriĢileceği tahmin etmektedir (netcommonline, 2011). Bu miktar 19 milyar DVD
veya 2000 yılında küresel bazda yaratılan sabit ve mobil IP trafiğin 75 katına eĢittir.
Smartphone ve tablet cihazlar milyarlarca mobil kullanıcının istediği yerden milyarlarca Uygulamayı
çalıĢtıracağı, milyarlarca sensörün de bağlı olacağı mobil Ģebekeler geleneksel yapıdan herĢeyin baĢtan
tasarlandığı ―Mobil Bulut - Mobil Cloud‖ teknolojisine hızla geçmektedir.
GSM teknolojisinin hızlı çıkıĢı ve küresel kabulü bile 20 yıl gibi kısa bir zaman diliminde mobil
kullanıcı sayısını 5 milyarın üzerinde bir noktaya geleceğinin hayalini kurduramazdı. Teknolojilerin
hayatlarımızla entegre katlanarak geliĢtiği bu dönemde belki de 50 milyar mobil bağlantı sayısına 10
yıldan önce eriĢilmesi mümkün olacaktır.
―Internet of Things‖ kavramında da bahsedilen canlı veya cansız ama bizim için önemli veya değerli
olan herĢeyin birbiriyle bağlanarak sanal dünyada yerlerini alacağı, bugünden daha kalabalık bir
yaĢam her geçen gün, karadeliğin direnilemez gücü gibi bizleri içine çekmektedir. Mobil teknolojilerin
kullanımıyla kimlik kazanan donanımlar ve onları kontrol eden sistemler hayatlarımızın daha
emniyetli daha güvenli daha kaliteli daha verimli ve daha eğlenceli olabilmesi için yeni dünya düzeni
oluĢturmak üzere baĢtan tasarlanmaktadır.
Ġnsanların birbiriyle konuĢması amacıyla tasarlanıp iĢletilen dünyanın en yaygın ikinci nesil 2G
Ģebekeleri üçüncü ve dördüncü nesil Ģebekelerin yaygınlaĢmasıyla yerini M2M (machine 2 machine –
makinadan makinaya, araba sensörlerinin devamlı verileri merkez sunucuya göndermesi gibi) iletiĢime
yerini bırakacaktır.
M2M bir baĢka deyiĢle sensör ağları hizmet sektörünü dolayısıyla hayatların daha güvenli, daha
kaliteli ve sorunsuz sürmesi amacıyla toplumun ve yaĢamın altyapılarını teĢkil edeceklerdir.
Hayat kalitesini arttıracak bu sensör ağları
bir milyar akıllı taĢıtı,
üç milyar gaz, elektrik vb. akıllı cihazı,
yüz milyardan daha fazla gömülü ―süreç‖le çalıĢan cihazları
birbirine bağlayarak bilgisayarlaĢan bir ortamda enerji kullanımının verimli olduğu dolayısıyla
çevreye duyarlı, güvenliğin sağlandığı saydam ve temiz toplumların müjdecisi olarak
değerlendirilebilir.
Parçası olduğumuz sensörlerin de bağlandığı, Augmented Reality (arttırılmıĢ gerçeklik) teknolojisiyle
gerçek ve sanal dünyaların iç içe tasarlandığı ―Real-Time‖ EĢ-Zamalı Toplum anlamlarını da tartıĢmak
gerekmektedir.
Yakın zamana kadar (hala bazı toplumlarda) sosyal ve teknik grup ve ağlar merkezi yapıda
yönetilmekteydi,
Ġlk olarak teknik yapılar ve ağlar daha etkin ve randımanlı olabilmek için merkezi yönetimden
dağınık yapılara geçerek birden fazla merkez yarattılar,
Merkezi yapıdan dağınık yapıya sorunsuz ve kusursuz geçiĢ için kontrolün yok olmadan birden
fazla merkez arasında kontrol ve sorumlulukların paylaĢım kurallarının belirlenmesi gerekti,
Sosyal yaĢamda facebook, twitter, LinkedIn gibi sosyal ağların kuralları, beklentileri, güvenliği ve
en önemlisi ―etik‖leri belirleyerek sosyal hareketi yönlendirdiği, merkezi yönetimlerin
eGovernment gibi projelerle Kar Amaçsız KuruluĢ (Not Profit Organization - NPO) ve Sivil
Toplum KuruluĢları - STK‘larla (Non Government Organization - NGO) sorumlulukları paylaĢarak
hizmet odaklı bir yapıya geçmekte olduğu görülmektedir,
12
eGovernment, mGovernment projeleri mobil iletiĢim ağları üzerinden vatandaĢ ve kurumlara kamu
hizmetlerinin sorunsuz, efektif ve kaliteli iletilebilmesi için (API – Application Programming
Interface) standartlar geliĢtirmek üzere hazırlıklar yapmaktalar,
Kısaca dağınık sistemler kurallarını kullanıcılara öğreterek eğitip hızlı bir dönüĢüm baĢlatmıĢtır.
Teknolojiler idari ve sosyal ağları birbirine bağlayacak altyapıların tümünü destekleyerek kamu ve
sosyal yaĢantının birbirine eĢ-zamanlı bağlandığında ―Real-Time‖ toplumu yaratılmıĢ olacaktır.
―EĢ-Zamanlı Toplum‖ olguları ise;
Algılamanın değiĢeceğini ortaya koymaktadır; günümüzde algılama kiĢilerin kültürel yetiĢme,
terbiye, eğitim ve bulunduğu çevreye dayanarak oluĢmaktadır. Birbirine eĢ-zamalı bağlı bir
dünyada yaĢamaya baĢladığımızda tüm veri (data) ve malumat (information) herkes tarafından
ulaĢılabilir olacağı için kiĢilerin algılamasına dayanan karar mekanizmasına gerek kalmayacak;
önyargılı yaklaĢımlar barınamayacaktır.
Tüm gerçekler herkes tarafından eriĢilebilir olacağı için hiç kimse yalan söyleyemeyecek;
saydamlık kiĢileri ve çalıĢma Ģekillerini değiĢtirecektir.
Tüm olguların, kesin verilerin ve rakamların veri (data) olarak toplanıp, depolanıp paylaĢılması
iĢ yapma Ģekillerini, çalıĢma prensiplerini ve dolayısıyla mesleki yapıları da değiĢtirecektir
(2008 yılında baĢlayan krizin temeli bu değiĢim diyebiliriz; geçen zaman geliĢmiĢ ülkelerde bile
iĢsizliği azaltmamasının sebebi yeni meslek ve çalıĢma normlarının yaygın olarak
belirlenmemesi genç nüfusların bile iĢ gücüne katılamamasına sebep olmaktadır),
Yeni ―iĢ‖ler mevcut yapılardaki gibi ―oluĢan hatanın bulunup düzeltilmesi‖ne dayanmayacak
yerine ―hatanın önlenmesi‖ve ―yaratıcılık‖ üzerine kurulacaktır. Bu bağlamda hataların
önlenmesi için yeni iĢleyiĢlerin, yaĢamların ve stillerin önceden tahmin edilmesi gerekecektir.
Kısaca bireylerin yaĢantıları ve iĢ yaĢamı ―augmented reality‖nin bir parçası olacak Ģekilde
tekrar tasarlanacaktır.
Yeni Toplumu oluĢturan ön Ģartlar:
Kontrol her bir sorumlu öğeye ve ağları oluĢturan organlara dağıtıldığında hiyerarĢik yapı
küçülecek yerine dinamik kolayca uyum sağlayan fonksiyonel veya stile dayanan yeni yaĢamlar,
iĢler ve meslekler oluĢacaktır,
Yukardan aĢağı hiyerarĢik etki ve baskı kolay uyum sağlayan yapılar olmadıkları için verimlilik,
akıĢkanlık ve kullanıcıların içinde olunan duruma göre teknik, metod, süreç, faaliyet ve dürtüye
dayanan etik kurallar toplum tarafından daha hızlı kabul edilecektir,
Her bir birey, yaĢamlarını, iĢleyiĢ Ģekillerini, çalıĢma ortamlarını, içinde bulundukları
toplumları, stillerini, çevrelerini durmaksızın geliĢtirmek için bu küresel olarak birbirine bağlı
toplumun aktif üyeleri/parçaları olarak değerlendirilecektir.
Sürdürülebilir etkin bir toplum için öncelikle toplumsal çıkarların kiĢisel çıkarların yerini
alacağı bunun için de yeni sosyal iletiĢim Ģekillerinin belirlenip teknik, yasal ve ekonomik
kriterleri belirlendiği altyapılarının teĢkil edilerek sorumlu ve özgür-iradeye dayanan toplumsal
ağlar/yapılar oluĢacaktır,
Kamunun merkeziyetçi yönetim ve kontrole dayanan sorumlulukları Kar Amaçsız KuruluĢlar
(NPO) ve Sivil Toplum KuruluĢlarını(STK) müĢterek tasarrufunda paylaĢılacak; kamu sadece
yerel değil küresel entegrasyonu da sağlayan altyapı yöntemlerini belirleyen, birey ve özel
sektörün hızlı geliĢmesini için gerekli hizmeti sağlayan yeni yapılarda yeni roller üstlenecektir.
6.3. Türkiye’nin Bilgi Toplumu Konusundaki Yeri
Fütürist Dr. Stan Davis‘in 2009 yılında düzenlenen 10. UlaĢtırma ġurasında bahsettiği 1950‘lerde
sanayi ekonomisi yerini bilgisayarlaĢmayla baĢlayan Bilgi ekonomisi devrine bıraktığı, sivil ve
kamusal altyapıların bilgisayarlaĢarak ve birbirleriyle bağlanarak hizmet odaklı toplumların
13
2030‘larda ekonomik etkinliği ―moleküler teknoloji‖nin yönlendireceği yeni bir ―ekonomik çağa‖
geçileceği açıktır.
Toplumun tüm birey, kurum ve kuruluĢları bir baĢka deyiĢle üretim ekonomisinden ―enformasyon‖
platformlarında geliĢtirilen ―servis ekonomisi‖nin bir parçası haline getirmek için 20 yıldan fazla bir
zaman olmadığını kavrayan Avrupa, Amerika ve Güney Kore gibi Pasifik Asya ülkelerinde toplumu
kapsayan kurumsal strateji ve yaptırımları Türkiye‘de toplumun tümünü kapsayan kamusal
stratejilerde henüz rastlanmamaktadır.
Enformasyon (bilgisayarlaĢma ve iletiĢim ağlarına bağlanma) yapıları üzerinde inĢa edilen
servis/hizmet ekonomisi özel sektörün tercihine bırakılarak, kamunun merkezi yönetim ve kontrolü e-
Devlet gibi projelerle pekiĢtirdiği, toplumun geri kalanın da kendi kaderine bırakıldığı, birbirinden
kopuk bir yapılaĢmada olduğu görülmektedir.
Endüstri ve üretim devrinin dıĢında bıraktırılan Türkiye, Enformasyon Çağında kendi çabalarıyla
kamusal stratejiler geliĢtirerek (Güney Kore misali) bilgisayarlaĢmayla toplumsal dönüĢümünü
sağlayıp son dönemlerinde Çağı yakalayarak ―Moleküler Teknoloji Çağ‖ına geliĢmiĢ ülkeler sınıfında
girebilir.
Çağın gereksinimi olan bilgisayarlaĢmayı ve internet‘e yüksek hızda bağlanmayı her sade vatandaĢın
satın alabileceği ücretlere indirerek, Avrupa Birliği rekabet hukuku ve tüketici yasalarına uyan serbest
piyasa ekonomisinde pazarın ve altyapıların geliĢmesini sağlayan yasa ve düzenlemeler, devlet
stratejileri ve politikalarıyla bu Çağ yakalanabilir.
Internet üzerinde ilerleyen Bilgi Çağında devlet tekelinde iĢletilen telekomünikasyon sektörleri (GSM
hariç) serbest pazar ekonomisine geçerken ekonomik, hukuki ve teknik normlar göz önüne alınarak
rekabetin sağlandığı tüketicinin korunduğu ekosistemler oluĢturmak üzere düzenlenmektedir.
Türkiye‘de ise bu geçiĢ hukuki ve ekonomik düzenlemeler göz ardı edilip teknik düzenlemelere ağırlık
verilerek baĢlatılmıĢtır ve hala hukuki ve ekonomik ayakları eksik olarak devam etmektedir. Avrupa
Birliği 1998 yılında tüm telekom sektöründe devlet tekelini sonlandırıp rekabetçi yapılar tesis ederek
serbestleĢmeyi baĢlatmasına rağmen Türkiye devlet tekelini ve hakim durumu devam ettirerek iĢletme
verimliliği, hizmet kalitesi ve abone memnuniyeti gibi hizmet sektörünü oluĢturan normlardan uzak
yönetilen sabit telekom sektörünü ―fonksiyonel ayrıĢtırmalar‖ yapılmadan rekabetçi serbest piyasa
yapıları oluĢturulmadan 2004 yılında devlet tekelinden özel sektör oligopolüne devretmiĢtir.
Sektörün serbest piyasaya göre yapılaĢmadığına örnek olarak ―kiralık devreler‖ olarak bilinen data
bağlantıları ele alınabilir. Toptancı B2B hizmet kategorisinde olan kiralık devreler abone
hizmetlerinden (perakende B2C hizmet kategorisi) tüzel kiĢi olarak ayrılmadığı için 13 yıldan beri
varlıklarını devam ettirmeye çalıĢan ISP‘ler (Internet Service Provider) altyapı hizmetlerini Türk
Telekom‘dan arabağlantı ücretleri düzenleyici kurul tarafından belirlenmeden almak zorunda
kaldıkları için Türk Telekom‘un altyapısını kullanan ve TTAġ kuruluĢu olan TTNET ile rekabet
edememekte TTNET‘ten çok daha önce kurulmalarına rağmen ISP‘lerin toplamı sektörün %5
civarında varlıklarını sürdürmeye çalıĢmaktadırlar.
TTAġ‘nin hakimiyetinde geliĢmeye bırakılan sabit geniĢband hizmetleri özelleĢmeden sonra bir
geliĢme gösterse de bu geliĢme devam etmeyerek geliĢmiĢ ülkelerin çok altında kalmıĢ, mobil
geniĢband hizmetlerinde de benzer bir politika uygulanmıĢtır. Mobil geniĢband altyapısını sağlayan
3G lisansları geliĢmiĢ ülkelerde 2000 tarihi itibariyle verilmeye baĢlamasına rağmen Türkiye mobil
geniĢband hizmetlerine 8 yıl sonra kavuĢturulduğunda geliĢmiĢ ülkeler 4G ve LTE (Long Term
Evolution) olarak bilinen super high-way mobil geniĢband teknolojilerini uygulamaya baĢlamıĢlardır.
2011 Mobil Dünya Kongresinde Ericsson‘dan Magnus Ewerbring‘in sunumunda (GSMAmobile,
2011) belirtildiği üzere 150 Mbps veri hızında mobil geniĢband hizmeti 150 milyon kiĢinin
kullanımına sunulmuĢtur. Türkiye‘de ise pazara hakim konumda olan sabit ve mobil iĢletmeler 8 veya
7Mbps veri hızında hizmet sunabilmektedirler. Bu düĢük veri hızlarıyla 2023 yılında Türkiye‘nin ilk
10 ülke arasına nasıl girebileceği konusunda akademik ortamlarda çalıĢılarak politika üretecek
stratejik çözümler üretilmelidir.
14
Hızlı büyümenin 150 Mbps – 1000 Mbps hızlarda ve tüketicinin alabileceği ücretlerde eriĢim sağlayan
altyapılara bağlı olduğunu OECD‘nin 2009 geniĢband verilerine dayanan ülke grafikleri de
desteklemektedir.
OECD üye ülkelerden elde edilen 2009 yılı verilerine dayanarak sabit ve mobil geniĢband abone sayısı
2010 yılı tahmini nüfus sayısına (Worldbank, 2011) bölünerek OECD ülkelerindeki her 100 kiĢide
sabit ve mobil geniĢband hizmetlerini kullanan abone sayısı elde edilerek bkz. ġekil 3 (OECD, 2009).
Medyanın toplam geniĢband abone sayısına dayanarak Türkiye‘nin Avrupa‘da altıncı büyük
geniĢband hizmet sağlayıcısı olduğunu sıklıkla duyurması hizmet açısından bir anlam taĢımayarak
Avrupa ülkelerinde hesaplandığı gibi nüfusun geniĢband hizmete eriĢimi olarak değerlendirildiğinde
düĢük bir eriĢim imkanı sağlanmaktadır. Türkiye nüfus sayısına göre geniĢband eriĢim imkanının 27
OECD ülkesiyle karĢılaĢtırıldığında Meksika ile benzer stratejiyi paylaĢarak nüfusun sadece %10‘una
eriĢim imkanı verebilmektedir (Ayrıca Avrupa ülkelerinin çoğu yüksek nüfusa sahip olmayıp, Türkiye
Almanya‘dan sonra ikinci kalabalık ülke olarak bilinmektedir).
ġekil – 3 Ülkelere Göre OECD geniĢband abone sayısı.
Kaynak: http://www.oecd.org/document/36/0,3746,en_2649_33703_38690102_1_1_1_1,00.html
Toplam sabit ve mobil geniĢband abone sayısıyla kiĢi baĢına gayri safi milli hasıla iliĢkisini görmek
için, hesaplanan toplam sabit ve mobil abone sayıları ile Dünya Bankasının sağladığı 2009 yılı kiĢi
baĢına düĢen gayri safi milli hasıla (GSMH) değerleri ġekil 4‘te gösterilmiĢtir.
ġekil – 4 Dünya Bankası 2009 kiĢi baĢına GSMH değeri ile OECD 2009 verilerinden elde edilen100
kiĢide toplam geniĢband abone sayısı karĢılaĢtırması
15
Güney Kore‘de kiĢi baĢına düĢen GSMH 27 OECD ülkeleri içinde ―21inci‖ konumdayken geniĢband
kullanan kiĢi sayısı %126 ile dünya lideri konumunda gözükmektedir. 2011 yılında mobil sektörde
Nokia, HP gibi teknolojide lider konumda olanlardan daha baĢarılı yollarına devam eden Samsung,
LG gibi Ģirketlerin Güney Kore‘den çıkmasının Ģans olmadığı bu grafiklerden anlaĢılmaktadır.
Güney Kore‘de sabit geniĢband abone sayısı olan %30‘u hane baĢına geniĢband bağlantısı olarak
kabul edersek, mobil geniĢband abone sayısının %93 olması çocuk ve yaĢlıları saymazsak, nüfusun
bütününün mobil geniĢband üzerinden internet‘e bağlı olduğu farz edileebilir. Kısaca, resmini
çizdiğimiz 24 saat ve 7 gün her yerden geniĢband bağlantılı internet üzerine kurulan ―Real-Time‖
Toplum Güney Kore‘de oluĢturularak küresel ekonomide yerini almıĢtır.
Yeni ekonominin bir baĢka deyiĢle ―servis ekonomisi‖nin mobil iletiĢim üzerinden tasarlanarak
ekonomiyi Ģekillendirdiği günümüzde, OECD üyelerinin toplam kablosuz (mobil) geniĢband abone
sayıları OECD 2010 Haziran verilerine göre her 100 kiĢiden 93 kiĢiye varan değerlerdeyken
Türkiye‘nin okunamayacak değerlerde olması ürkütücüdür(Bkz. ġekil 5).
ġekil – 5 OECD üyesi 29 ülkenin 2009 yılında değiĢik teknolojilerde sundukları kablosuz geniĢband
hizmetlerinin abone yoğunluğunu göstermektedir
16
Kaynak: OECD, dosya : 39574709.xls
GSM gibi mobil teknolojiyi erken kabul edip 1994 yılından beri öncü kullanıcılarından olan
Türkiye‘nin teknolojileri Ģekillendirerek ekonomik değer haline getiren ETSI (Europeran
Telecommunication Standards Institue) gibi kuruluĢlarda etkin olmayı ülke stratejisi ve politikası
haline getirmeyiĢi yeni dünya düzeninin dıĢında kalmasına sebep olmaktadır (ETSI, 2011).
Yeni ekonominin altyapılarını teĢkil eden 36 farklı alanda faaliyet gösteren ETSI (ETSICollaborative)
komitelerine, çalıĢma gruplarına ve projelerine http://portal.etsi.org/portal/server.pt/community
/home/312‘den ulaĢılabilir. BaĢarısı GSM ile onaylanan ETSI‘yi oluĢturan topluluk sadece teknik
kiĢilerden değil Avrupa Birliği Telekomünikasyon Komisyonu temsilcileri de dahil ülkelerin
düzenleyici kurullarından, üretici ve operatör Ģirketlerden, kısaca tüzel kiĢiliği olan herkese açık
üyeliklerden oluĢarak teknoloji geliĢtirirken ekonomik değerini oluĢturacak kamusal yapıların da kamu
temsilcileri tarafından takip edilmesini sağlamaktadırlar.
ETSI komisyon, çalıĢma grupları ve projeler Demiryolu UlaĢımı, Akıllı UlaĢım Sistemleri, Çevre
Mühendisliği, Güvenlik (Safety), Güvenlik Algoritmaları Uzman ÇalıĢma Grubu, Mobile Thin Client,
Machine 2 Machine, eHealth, Media Content Distribution, Lawful Interception (internet çağında
yasaklarla engellemek yerine yasalara uygun önlemler geliĢtirmeyi amaçlayan çalıĢma grubu), Smart
Card Platform gibi gruplarla endüstriyi Ģekillendiren çalıĢmalar yürütülmektedir.
Türkiye‘nin öncelikle kamu kuruluĢlarının (BTK, RTÜK, strateji geliĢtiren UlaĢtırma Bakanlığı
HaberleĢme Genel Müdürlüğü ve diğerleri) bu küresel geliĢmenin altyapılarını inĢa eden toplantıların
daimi üyeleri olması Türkiye‘nin yeni ekonomide yerini alacak strateji, politika ve düzenlemeleri
gerekmektedir. ETSI‘ye Türkiye‘den bazı özel kuruluĢlar ETSI‘ye üye olmakla birlikte, diğer ülke
örneklerinde olduğu gibi bu hızlı geliĢmeleri özel sektörle birlikte kamusal yapıya da uygulayacak
kamu sektörünün de üye olması gerekmektedir. Yoksa dünya devleriyle özel sektörün yalnız savaĢı
daha baĢında yüksek vergiler gibi kamusal engellere takılarak küresel arenada mevcudiyet
gösterememektedir.
Daha önce bahsedildiği gibi, GSM ĠĢletmecileri Birliği (GSMA) ve ETSI‘nin kapsamında oluĢturulan
GSM standartları 20 yıl gibi kısa bir sürede dünyada 800 mobil iĢletmeciyi oluĢturan 4,5 milyar
aboneyi 219 ülkede aynı mobil telefonlar konuĢmasını ve her yıl milyarlarca GSM mobil cihaz üretilip
dağıtılmasını sağlayan ekosistemi yönlendiren koĢulları ve standartları oluĢturarak 192 üyesi olan
BirleĢmiĢ Milletlerden (BM) çok daha kooperatif, üyelerine ekonomik değer katan baĢarılı kuruluĢlar
olmuĢlardır.
17
Türkiye‘nin BM Güvenlik Konseyi üyeliği için gösterdiği çabaları yeni ekonominin altyapılarını teĢkil
eden teknoloji standartlarını geliĢtiren kuruluĢlarda da göstermesi, bu kuruluĢlarda aktif üye olarak
strateji ve politika geliĢtirmesi, küresel standartlar geliĢtirilirken pastanın paylaĢıldığı yeni ekonomi
düzeninde Türkiye‘nin de pay kapmasını sağlamaları beklenmelidir.
GSM‘in baĢlangıç dönemi olan 1990‘lı yıllarda Dünya GSM Kongresi kapsamında Asya Pasifik
ülkelerini temsil eden delegelerin anlaĢılmayan Ġngilizceleriyle sundukları teknik bildiriler 2011
yılında GSM eko sistemini yönlendiren Çinli Huawei ve ZTE, Tayvanlı HTC, Güney Koreli Samsung
ve LG gibi dev kuruluĢların yeni ekonomide bugünkü yerlerini almak için verdikleri savaĢ olarak
görülmelidir. Türkiye bu teknolojileri sadece satın alarak değil küresel ARGE çalıĢmalarına katılarak
standartların geliĢtirildiği ETSI gibi merkezlerde yerini alarak geliĢmeleri yönlendirip ekonomi
pastasındaki payı için Asya Pasifik ülkelerin verdiği ve vermekte olduğu uğraĢ ve savaĢları vermesi
gerekmektedir. Küresel birlikler kurulmadan, merkezi ARGE‘ler de sorumluluk almadan sadece yerel
ARGE‘lerle küresel ekonominin nabzının tutulması ve küresel ekonomi pastasından pay sağlanması
zordur.
Mevcut durumda Türkiye‘nin yeni ekonomiye entegre olmasını sağlayan yapılaĢmasına dönersek,
OECD ülkeleri arasında nüfusa göre en az geniĢband hizmeti kullanan ülkelerden biri olmamızın en
önemli sebebinin geniĢband abonelik ücretinin diğer ülkelere oranla ölçek dıĢında kalacak kadar
yüksek olmasına bağlanabilir.
Ülkeler arasında fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma gücünü
eĢitleyen bir değiĢim oranı olan Satınalma Gücü Paritesiyle (Purchasing Power Parity – PPP) hesaplanan sabit ve
kablosuz teknolojiler dahil tüm geniĢband aboneliği ücretlerinin OECD ülkelerindeki dağılımı ġekil 6‘deki
tabloda verilmiĢtir. Tablo her ne kadar 2009 Ekim verilerine göre hazırlanmıĢ olsa da indirimlerin diğer OECD
ülkelerinde Türkiye‘den daha hızlı olacağı düĢünülerek aradan geçen zaman içinde farkın değiĢmeyeceği var
sayılarak yeni ekonomide varlık gösterebilmek için en önemli parametre olan ―geniĢband‖, ücretlerinin yüksek
tutulması bir ―engel‖ oluĢturmaktadır.
ġekil - 6 Tüm sabit ve mobil teknoloji platformlarını kapsayan geniĢband abonelik ücretlerinin dağılımı -
logaritmik ölçek.
28.48
27.48
25.64
25.64
24.58
24.28
23.38
22.62
22.49
21.79
21.44
21.37
21.06
21.02
20.83
20.48
19.99
19.92
19.28
18.52
18.09
18.06
16.64
15.95
15.89
15.71
14.94
10.70
7.61
7.57
359.54
45.74
147.60
73.95
71.83
121.88
86.96
69.35
132.62
39.77
36.26
155.70
83.60
129.83
81.02
52.41
144.95
81.38
58.73
53.61
68.13
92.60
92.17
131.33
53.16
568.70
52.89
64.75
1522.13
56.57
PT
KR
NZ
ES
FR
MX
AT
BE
CA
IT
GR
NO
LU
AU
NL
JP
US
IS
DE
IE
DK
PL
HU
CZ
FI
SK
CH
SE
TR
UK
1 10 100 1000
Portugal
Korea
New Zealand
Spain
France
Mexico
Austria
Belgium
Canada
Italy
Greece
Norway
Luxembourg
Australia
Netherlands
Japan
United States
Iceland
Germany
Ireland
Denmark
Poland
Hungary
Czech Republic
Finland
Slovak Republic
Switzerland
Sweden
Turkey
United Kingdom
Mean Median
Broadband subscription price ranges, Oct 2009, all platforms, logarithmic scale, USD PPP
Kaynak: OECD, dosya : 39574970.xls
Mobil Dünya Kongresinde video servislerin interaktif ve kesintisiz verileceği 150 Mbps mobil geniĢband
servislerinin yaygınlığı konuĢulurken OECD verilerine göre 12 - 32 Mbps yüksek hızda bağlantı abonelik ücreti
18
PPP US$ değeri Çek Cumhuriyeti‘nden bile 10 kat olacak Ģekilde en pahalı Türkiye‘de olduğu gözükmektedir,
ġekil 7.
ġekil – 7 Yüksek hız geniĢband bağlantı, 12 – 32 Mbps aylık abonelik ücretinin PPP US$ değerleri
29.4
0
30.4
1
33.4
9
34.8
5
35.5
6
35.9
2
37.5
9
38.2
0
38.2
9
40.9
4
41.2
5
41.3
9
41.6
4
42.3
8
42.6
7
43.1
5
44.1
1
46.8
0
48.5
2
48.8
5
56.3
6
57.7
5
60.1
3
60.8
8
62.5
1
63.8
5
64.7
2
112.
14
0
20
40
60
80
100
120
140
160
180
200
Greece
Italy
Japan
Fran
ce
Sweden
United K
ingd
omKore
a
Poland
Slova
k Republic
Irela
nd
Finla
nd
Germ
any
Switz
erla
nd
Netherla
nds
Hungary
Spai
n
Denmar
k
Portuga
l
Icela
nd
Austria
Belgium
New Ze
aland
United St
ates
Austra
lia
Czech
Republic
Norway
Canad
a
Luxe
mbourg
Turkey
Average Median
USD PPP per month
621.
72
Average monthly subscription price for high-speed connections, 12 000 – 32 000 kbit/s advertised, USD PPP, October 2009
Kaynak: OECD 43922216.xls
Ayrıca Türkiye diğer ülkelerin verdiği 35 Mbps bağlantı hızında hizmet veremezken, 12 - 32 Mbps bağlantı
hızında hizmet veren ülkeler arasında abonelik ücreti en pahalı ülke olmasına rağmen ortalama veri indirim
hızında da Japonya‘nın onda biri, Güney Kore‘nin beĢte biri değerinde 10 Mbps veri indirme hızıyla ülkeler
arasında sonlarda gelmektedir, ġekil 8.
ġekil – 8 GeniĢband kbps veri indirme hızı
2 5
14
6 0
88
10 4
57
10 4
73
10 8
25
12 8
00
14 3
36
14 6
19
15 9
45
16 0
33
17 7
74
17 8
07
18 0
00
18 3
84
18 7
88
19 5
67
19 6
75
19 6
81
20 0
73
20 3
97
21 8
23
23 6
93
25 5
19
26 9
39
27 5
42
30 5
50
33 6
79
52 7
72
54 5
51
103
718
107
725
20 000
40 000
60 000
80 000
100 000
120 000
Mex
ico
Irela
nd
Luxe
mbo
urg
Turke
y
Belgium
Spain
Italy
Unite
d Sta
tes
Gre
ece
Ger
man
y
Icelan
d
New
Zea
land
Nor
way
Finland
Cze
ch R
epub
lic
Can
ada
Polan
d
Unite
d Kin
gdom
Switz
erla
nd
Den
mar
k
Austra
lia
Swed
en
Austri
a
Slova
k Rep
ublic
Hun
gary
OEC
D
Net
herla
nds
Korea
Franc
e
Portu
gal
Japa
n
Av erage adv ertised broadband download speed, kbit/s* Median
Average advertised broadband download speed, by country, kbit/s, October 2009
Kaynak: OECD, dosya : 39575086.xls
19
SONUÇ
Enformasyon altyapısı (toptan veri taĢıma) da dahil telekomünikasyon sektöründe tam rekabet ortamı
sağlanmadığı için bu yavaĢlıkta ve bu ücretleri yüklenerek ―yeni ekonomiyi‖ taĢıması beklenen Türkiye‘nin
2023 yılında ilk 10 ülke arasında yer almasını hayal etmek bile zor olabilir.
Bu yetersiz ama yüksek ücretli geniĢband hizmetlerinden ayrıca KDV‘ye ek olarak Özel ĠletiĢim
Vergisi de alınarak ―yeni ekonomi‖ye eriĢim de engellenmektedir.
Mobil ve geniĢband ICT hizmetlerini ayrıcalık kabul ederek Özel ĠletiĢim ve Özel Tüketim Vergilerini
zorunlu tutup kamu gelirlerini yükseltme stratejileri Türkiye‘nin kendi engellerini koyarak küresel
rekabetin dıĢında kalmasına sebep olmaktadır.
Her sade vatandaĢın daha güvenli daha kaliteli bir yaĢam sürdürmesi Enformasyon Çağında Anayasal
bir hak olmalıdır. YaĢam güvenliği ve kalitesini sağlayan ICT hizmetlerine uygulanan yüksek oranda
çeĢitli vergiler uygulanmaktadır; iletiĢim cihazlarına uygulanan %20 Özel Tüketim Vergisi, sesli
iletiĢim hizmetlerine uygulanan %25 ve veri hizmetlerine uygulanan %5 Özel ĠletiĢim Vergileriyle
tüketici yükümlü bırakılarak sade vatandaĢın Çağ‘ın gereksinimlerine ulaĢması engellenmektedir. Bu
engeller toplumu kısır bırakırken sektörlerin geliĢmesini de önlemektedir.
Mevcut strateji ve politikalar sebebiyle servis ekonomisine entegre olamayan kurumlar, kuruluĢlar ve
bireyler Enformasyon Çağını da yakalayamadan küresel arenada ekonominin tüketim ayağını
oluĢturan toplum olarak kalmaya devam edecektir.
20
KAYNAKLAR (ACES), A. C. (2000). What's the New Economy. The Workplace Fact Sheets (Cilt 1). içinde
ericsson. (2010). http://www.ericsson.com/news/1403231.
ETSI. (2011). www.etsi.org.
ETSICollaborative. Sophia Antipolis, France:
http://portal.etsi.org/portal/server.pt/community/home/312.
Gartner. (2010). http://www.gartner.com/it/page.jsp?id=1543014.
GSMA. (2010). http://www.gsmworld.com/about-us/index.htm.
GSMAmobile. (2011). http://www.gsmamobilebroadband.com/mwc/hall-7.asp.
InfoDev. (2010). http://www.ictregulationtoolkit.org/en/Section.1319.html.
Mobile, G. (2010). http://www.gsmamobilebroadband.com/mwc/hall-7.asp.
Mobithinking. (2010). http://mobithinking.com/interview-susan-teltscher-itu.
MWC. http://www.mobileworldcongress.com/.
netcommonline.(2011).
http://www.netcommonline.ca/index2.php?option=com_content&do_pdf=1&id=2020.
OECD.(2009).
http://www.oecd.org/document/36/0,3746,en_2649_33703_38690102_1_1_1_1,00.html.
OFCOM. (2005). http://stakeholders.ofcom.org.uk/consultations/nxgnfc/.
Reuters. (2010). http://www.reuters.com/article/2010/05/03/us-apple-ipad-idUSTRE64002T20100503.
Worldbank. (2011). http://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD.
WSIS. (2010). http://www.itu.int/wsis/basic/index.html.
ÖZGEÇMĠġ ARZU NUR ALPAGUT
Arzu Nur Alpagut, telekomünikasyon mühendisi ünvanını aldığı 1983‘ten itibaren NetaĢ-Nortel,
Ericsson, Turkcell, Telsim, Telecity ve MOBĠSAD dahil çok sayıda öncü kuruluĢlarda önemli
görevlerde bulunmuĢtur. Telekomünikasyonun temelini oluĢturan tasarım ve yazılımda 5 yıllık bir
çalıĢmayla baĢladığı kariyerine, 5 yıl sistemci olarak devam etmiĢ, daha sonra Ģebeke iĢleticilerinde
yöneticilik yaparak sabit ve kablosuz telekomünikasyon alanlarında çok disiplinli deneyim
kazanmıĢtır. 1997 yılında kurduğu bağımsız danıĢmanlık Ģirketi ARTEL‘de telekom sektörü ve
hizmetlerini kapsayan analiz ve raporlar hazırlamıĢ, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde
yatırımcıların taleplerinin değerlendirmesini sağlamıĢ, 4 yıl GSM sektörünün kılcal damarlarını
oluĢturan ürün, hizmet ve servis üçgeninde yöneticilik, mobil sektörü temsil eden MOBĠSAD
Derneğinde Genel Sekreterlik görevi yapmıĢtır. Tüketiciler Derneği TÜDER Telekomünikasyon
Komisyonu BaĢkanlığını aktif olarak yürütmektedir.
Birçok sektör STK‘larında ve çeĢitli rapor komitelerinde görev almıĢ, Sekizinci BeĢ Yıllık Kalkınma
Planı HaberleĢme alt-komitesi editörlüğü görevini üstlenmiĢtir. Avrupa Teknik Standartlar Enstitüsü
(ETSI) toplantılarına katılmıĢ, Türkiye‘yi ITU-WRC-2000 toplantısında delege olarak temsil etmiĢtir.
Dünya GSM Kongre ve Fuar etkinliğine 15 yıldır aktif olarak katılmaktadır. ĠKGK üyesi olarak 29
Nisan 2010‘da Kadın ve Aile Komisyonunun düzenlediği Avrupa Parlamentosuna yapılan Resmi
Geziye katılmıĢtır. Halen Okan Üniveristesi Mobil Teknolojiler ile ilgili dersler vermektedir.
Mesleği: Telekomünikasyon Mühendisi
Eğitim: ĠĢletme Diploması (Online) Liverpool Üniversitesi, Ġngiltere, 2005
B.Sc. Telekomünikasyon Mühendisliği (Commendation) Plymouth Üniversitesi, Ġngiltere, 1983
Mesleki KuruluĢlara Üyeliği: - Ġstanbul Kadın GiriĢimciler Kurulu (ĠKGK), Tüketiciler Derneği YK
Üyesi ve Telekomünikasyon Komisyonu BĢk., Tüm Telekomünikasyon ĠĢadamları Derneği, Türkiye
BiliĢim Derneği.
21
II. BÖLÜM MOBĠL ĠNTERNET
Atıf Ünaldı
ÖZET
Bu bölümde mobil internet teknolojisine detaylı bir bakıĢ gerçekleĢtirilmektedir. Mobil internetin
geliĢmesini sağlayan çeĢitli teknolojiler avantajlar ve dezavantajları ile ele alınmıĢtır.
GĠRĠġ
Bir benzeĢimle web (örümcek ağı yapısı ) ile kurulu olan internet yapısını iletiĢimin omiriliği olarak
kabul edilecek olduğunda, mobil internet omiriliğe bağlı sinir uçlarıdır. Bu bağlamda mobil internet ne
kadar iyi çalıĢırsa, dünyada iletiĢim aynı oranda hızlı ve kolay olur. Mobil Internet kullanıcıların
avantajı her zaman, her yerden, hareket halindeyken bile Internet'e ulaĢabilmeleridir. Mobil Internet
kurumlara mevcut ticari iĢlemlerini her zaman ve her yerde, direkt olarak müĢteri ve çalıĢanlarının
hizmetine sunabilmeleri için imkan sağlar.
Teknik anlatım ile mobil internet; veri iletiĢimi sağlayan kablolu iletiĢim sistemlerinin hepsine
alternatif olabilecek RF sinyalleri ile çalıĢan ekonomik, basit ve güvenli sistemlerdir. Uzun zamandır
kullanılmasına rağmen piyasa talebinin de etkisiyle son yıllarda hızlı bir geliĢme göstermeye
baĢlamıĢtır. Öyle ki Fiber optik sistemler de dahil bütün kablolu sistemlere alternatif durumuna
gelmiĢtir. Denilebilir ki kablolu sistemler üreten üreticiler bir Ģekilde kablosuz sistemlerin de
üretimine girmiĢler, baĢka bir Ģirket kurmuĢlar ya da baĢka bir Ģirkete ortak olarak bu pazarda yerini
almaya çalıĢmıĢlardır.
Ülkemizde, gprs, edge ve 3G teknolojileri üzerinden internete mobil olarak ulaĢmak mümkündür.
Ancak dünyanın çeĢitli ülkelerinde bunun üzerine wimax, 4G ya da LTE teknolojileri de kullanılmaya
baĢlamıĢtır. Tabii maliyeti yüzünden çok popüler olmasa da, uydular üzerinden mobil internet
kullanımına imkan veren, ürünler de bulunmaktadır. Bu ürünler teknolojik olarak çok geliĢmiĢ olsalar
da, GSM altyapısının güçlenmesi ile birlikte, fiyat performans kriterlerine göre çok geride
bulunmaktadırlar.
Bugün artık cep telefonları zamana ve hiçbir mekâna bağlı kalmadan istenilen yerden hayata
bağlanmayı sağlamaktadır. Bireyler böylelikle iĢ ve özel hayatlarını daha rahat yönetip, daha verimli
çalıĢmaktadır. Bu değiĢimin ana nedeni olarak dünyada yaĢanan üç önemli geliĢme gösterilebilir.
1. TEKNOLOJĠK DEĞĠġĠM VE DÖNÜġÜM
Bunlardan en önemlisi kuĢkusuz, hareketlilik yani mobilitedir. Kablolu telefon üzerinden ses ve data
iletimi dünyada giderek azalmıĢ ve trafiğin büyük kısmı mobil cihazlara taĢınmıĢtır. Bugünkü
rakamlara göre, tüm dünyada yaklaĢık 4 milyar kiĢi cep telefonu kullanmaktadır. Ġnsanlar eski yaĢam
biçimlerine göre çok daha fazla hareket halinde, çok daha fazla seyahat etmektedir. Ayrıca insanlar
hareket halindeyken, iĢ, sosyal ve özel hayatlarını ev ya da ofis gibi bir yerde sabit kalmadan,
diledikleri yerden diledikleri zaman yürütebilmeyi ister hale gelmiĢtir.
DeğiĢimin ikinci yönünü ise mobil internetin yaygınlaĢması olarak değerlendirilebilir. Dünyada
olduğu gibi Türkiye‘de de mobil internet kullanımındaki artıĢ, bu değiĢim dönemine damgasını
vurmuĢtur. 2007 yılında yalnız Turkcell‘de 16 milyon kiĢi mobil internet kullanmıĢ ve bu sayı 2008′in
ilk 6 ayında % 23 artmıĢtır. 3G ile birlikte gelecek olan hızlı mobil internet, Türkiye‘nin geleceğe
açılan kapılarından biri olacaktır. 3G ile birlikte evde kullandığımız hızda internetin mobil ortamda da
kullanılması söz konusu olacaktır. Üstelik mobil internette hız, tüketici beklentilerine de uygun olarak
sabite oranla çok daha hızla artmaktadır.
22
DeğiĢimin üçüncü habercisi ise yakınsama olarak adlandırılabilir. Son yıllarda cihaz, eriĢim, servis ve
içerik alanları giderek birbirine daha bağlı hale gelmiĢtir. Birçok teknoloji, iĢ alanı ve hizmet iç içe
geçmekte, mobilite ve geniĢbant sağlayacak Ģebekeler ve servisler bir araya gelmektedir. Cep
telefonları; kimlik, veri bankası, kredi kartı, anahtar haline gelmektedir.
Bu üç önemli değiĢim sonrasında, iletiĢim ve bilgisayar teknolojilerinin birleĢerek gerçekten ―biliĢim‖
noktasına taĢındığı düĢünülebilir. Telekomünikasyonda sabitten mobile geçilmekte, hız artmakta ve
hizmetler çeĢitlenip ucuzlamaktadır. Temel iletiĢim, temel ihtiyaç maddesi haline gelmiĢtir. YaĢamda
sadece kiĢisel olarak değil, kurumsal olarak da etkilenmektedir: Mobil internette ulaĢılacak yüksek
hız; yenilikçi servis ve çözümlerle eğitim, sağlık, güvenlik, tarım, finans gibi sektörlerin e-devlet
uygulamalarını doğrudan etkilemektedir, ayrıca birey ve kurumların iĢ yapma biçimlerini kökten
değiĢikliğe uğratmaktadır. Örneğin vatandaĢların söz hakkı artmaktadır. BaĢta belediyeler olmak üzere
çeĢitli kamu kurumlarının yapılandırabileceği iPad ve iPhone gibi mobil cihazlar üzerinden
kullanılacak uygulamalar ile vatandaĢlar, yaĢadıkları Ģehrin yönetimine katılabilecek, kamu
hizmetlerini kontrol edebilecek hale dönüĢmektedir. Örneğin iPhone‘da yer alacak bir uygulamayı
çalıĢtırarak, vatandaĢ gördüğü bir çukurun, toplanmayan bir çöpün, resmini çekip belediyenin
sistemine bunu bir sorun ve talep olarak anında iletebilecektir. Seyahat acenteleri, havayolu Ģirketleri,
bankalar, mobil uygulamaları kullanarak tüketicilere, farklı hizmet ve fırsatlar sunabilme yetenekleri
kazanmıĢtır. Örneğin, tüketiciler, iPad üzerinde oluĢturulacak kampanya sistemleriyle, sadece bir
harita görseli üzerinden mil puanlarına göre hangi ülkeye, hangi uçuĢlarla gidebileceklerini takip
edebileceklerdir. Mobil telefonu ile bir mağazadaki elbisenin stok bilgilerini izleyebilecek, istedikleri
ürünün nerede olduğunu öğrenebileceklerdir. Trafik kazaları daha hızlı raporlanabilecektir. Örneğin
mobil telefonlar üzerinde çalıĢacak bir uygulama ile trafik kazası sonrasında, araba sahipleri hazır ara
yüzlerle çok hızlı bir Ģekilde kazanın oluĢ Ģeklini, kaza detaylarını, kasko taleplerini sigorta Ģirketinin
sistemine aktarabileceklerdir. Bu da sigorta Ģirketlerinden daha hızlı hasar ödemesi alabilmelerini
sağlayabilecektir.
1.1. iPad ile Facebook Üzerinden CRM
Günümüzde milyonlarca kiĢi tarafından kullanılan sosyal paylaĢım sitelerinde, Ģirketlerin ürün ve
hizmetleriyle ilgili paylaĢımlarının takip edilebilmesi, sosyal medyadaki en büyük sorunu
oluĢturmaktadır. ġirketlerin klasik iliĢki yönetiminden, sosyal ağ temelli iliĢki yönetimine
geçebilmeleri için geliĢtirilen SAP‘nin yeni CRM çözümü de, mobil uygulamalarla Ģirket ve
tüketicilere önemli kolaylıklar getirecektir. SAP CRM çözümü; sosyal medya siteleri üzerinden
interneti daha etkileĢimli kullanabilmeyi, kullanıcıları firmanın promosyonunu yapan temsilcilere
dönüĢtürebilmeyi ve müĢterilerle anlamlı iliĢkiler kurabilmeyi sağlayacaktır.
Turkcell CEO‘su Süreyya Ciliv, bu konudaki hayalleri daha üst noktalara taĢıyarak; ―Çok yakın
zamanda, giysilerine küçük bir sensör iliĢtirdiğimiz kiĢilerin kalp atıĢlarını, tansiyonunu veya kan
değerlerini anında ölçüp hızla doktorumuzun bilgisayarına gönderebileceğimizi ifade etmektedir.
Uzaktan mobil eğitim uygulamalarıyla eğitimde fırsat eĢitliği sağlanabileceğini iĢitme ve konuĢma
engeli olan kiĢilerin artık SMS dıĢında da sevdikleriyle, iĢ yaptıkları kiĢilerle görüntülü olarak iletiĢim
kurabileceklerini, evimizdeki güvenlik kameralarının aktaracağı görüntülerle her an her yerden
çocuğumuzu, evimizi, iĢyerimizi izleyebileceğimizi de eklemektedir.
Teknolojik geliĢmeler insanların ihtiyaçlarını da dönüĢtürmektedir. Daha önce ana bilgisayarlara bağlı
terminallerde çalıĢırken, kiĢisel bilgisayarlara geçilmiĢ, sonra cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar
derken akıllı telefonlar, kablosuz iletiĢim teknolojileri geliĢmiĢtir. Bütün bunların sağladığı olanaklar
sayesinde artık her zaman, her yerden, hatta hareket halindeyken de iĢ ve özel hayatı özgürce
yönetebilmek ve yaĢamak imkanı doğmuĢtur. GeliĢen teknoloji sayesinde farklı teknolojiler birbiri
içine sokularak bütünleĢtirilmektedir. ĠletiĢim, bilgi teknolojileri, medya sektörleri giderek birbirine
yaklaĢmıĢ, bir baĢka deyiĢle, birbiri içine girmiĢtir. Artık bilgisayar ve cep telefonlarında televizyon
izleyebilmekte, cep telefonlarından bilgisayar iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmekte, bilgisayarlardan her
Ģekilde iletiĢim kurulabilmektedir. Bu duruma gelmek belli teknolojilerin ve sistemlerin geliĢmesi
sayesinde olmuĢtur.
23
2. KABLOSUZ BĠLGĠSAYAR AĞLARI (WĠRELESS NETWORK)
TEKNOLOJĠK GELĠġĠMĠ
2.1. Kullanım Yelpazesi Dünyadaki teknolojilerin geliĢimine bakılacak olursa radyo frekansları için istek dünyanın her yerinde
çok yüksektir. Bunun sonucu olarak kısıtlı frekans yelpazenin kullanımı için bir kontrol sistemi
zorunludur. Tüm dünyada RF kullanımında uygulanan belirli kurallar vardır ve tüm radyo servisleri
lisanslıdır. Frekans bantlarının kullanımında en önemli nokta frekansların birbirlerine karıĢmasının
engellenmesidir.
2.2. Kontroller WARC(The World Administrative Radio Conference) tüm dünyada radyo frekanslarının kullanımı,
uluslararası iĢlemlerin koordinasyonu, yeni servislerin belirlenmesi, en son radyo teknolojisindeki
geliĢmeleri gözden geçirmek üzere, dört yılda bir toplanır. Burada alınan kararlar çerçevesinde ilgili
devlet yetkili kurumları radyo frekanslarının kullanımını denetlerler. Bu kurumlar çok dağılımlı radyo,
TV, yeni geliĢen servisler ve amatör radyoların özel kullanımları için uygun frekanslar atarlar. Bu
faaliyetler;
* Amerikada; FCC (Federal Communications Commission)
* Avrupada; CEPT(Confrence of European Post Telecommunication) tarafından denetlenmektedir.
2.3. Hücre Servisleri Ġlk mobil telefon servisleri 40 MHz, 150 MHz ve 450 Mhz frekans bandını kullanmıĢlardır. Ancak
baĢlangıçta kullanıcılar çok kısıtlı bir alanda bu servisi alabilmiĢlerdir. Hücre servisleri 1984 yılında
ticari olarak piyasaya sunulmuĢtur.
2.4. Analog Hücreler (AMPS ve TACS) AMPS (Advanced Mobile Phone Services), ATCT ve Motorola tarafından geliĢtirilmiĢ bir standarttır.
UHF televizyon endüstrisinin ortadan kalkıĢından sonra ABD de 800 MHz frekans bandında
kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Avrupa'da ise 900 MHz frekans bant'ı hücresel servislerde kullanılmıĢtır.
Bu nedenle Amerika farklı bir band olarak 800 MHz seçmiĢtir.
Ġngiltere'de ise British Telecom TACS (Total Access Control System) adıyla bir servis geliĢtirmiĢ ve
bu servis daha sonra pek çok Avrupa ve Asya ülkesi tarafından kendi ülkelerine uyarlanmıĢtır.
AMPS ve TACS çok kaliteli ses iletiĢimi sağlarken, veri iletiĢiminde çok kısıtlı iĢlemler
gerçekleĢtiriyorlardı. Ayrıca sık sık gecikmeler, bağlantı kopuklukları yaĢanmasına ek olarak ücretler
de çok yüksekti. Bu nedenle kullanıcılar servislerden devamlı Ģikayetçi olmuĢlardır.
Sayısal hücrelere geçinceye kadar problemleri biraz olsun azaltmak üzere Motorola NAMPS
(Darbant-AMPS) si geliĢtirmiĢtir.
2.5. Sayısal Hücreler Hücresel ağlarda sayısal uygulamaların devreye girmesi ile birlikte çok büyük bir geliĢme baĢlamıĢtır.
Yeni standartlar aynı frekans üzerinde çoklu çağırmayı desteklerken, güvenliği de belirli ölçüde
arttırmıĢtır.
2.6. Kişisel İletişim Servisleri (PCS) En son servis ise, son kullanıcı için servisleri kiĢiselleĢtirildiği ve kiĢisel iletiĢim diye anılan yeni bir
yapı oluĢturmuĢtur. PCS 1900 MHz ve 1800 MHz de tüm sayısal servisleri kullanmaktadır. PCS ses,
veri ve mesaj servislerini kombine ettiği gibi tüm dünyada kullanılan bir standart haline gelmiĢtir.
2.7. UMTS (Universal Mobile Telephone Systems) Tüm dünyada kullanılması planlanan ve pek çok yeni olanaklar getirecek olan bu servis 3200 MHz
frekans bant'ında çalıĢacaktır. Bu konu hakkında daha ileride ayrıntılı bilgi sunulacaktır.
24
3. MODÜLASYON TEKNĠKLERĠ
3.1. Genel Tanıtım Modülasyon tekniği radyo haberleĢmesinde mesajların uygun form ve biçimde gönderilmesi için
gerekli değiĢikliği yapma tekniğidir. Bu iĢ için 4 temel form kullanılır.
* Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation): AM ve ASK
* Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation) : FM veya FSK
* Faz Modülasyonu (Phase Modulation): PM veya PSK
* Dördün Genlik Modülasyonu (Quadrature and Amplitude Modulation): QAM veya QPSK
Modülasyon geri döndürülebilir iĢlemlerdir; alıcı taĢıyıcı dalgaları de-modüle ederek üzerinde gelen
bilgileri ortaya çıkarır. Böylece bu formlar kullanılarak bilgi transferini gerçekleĢtirilmiĢ olur.
3.2. Modüle Edilmiş Sinyal Zarfları Radyo temelli sistemler bilgi (ses, veri ve video) taĢımada kullanıldığında temel taĢıyıcı radyo
sistemleridir. Bu modüle edilmemiĢ bir taĢıyıcıdır. Burada noktadan-noktaya sabit taĢıyıcı tonları
gönderilir. Bunlara bilgilerimizi eklemek mümkündür, yani modülatör aracılığı ile sinyaller bilgi ile
birlikte modüle edilir (temel taĢıyıcı frekansına değiĢtirilir). Daha sonra taĢıyıcı frekansı radyo
dalgaları üzerinde örneğin ses taĢıyan modüle edilmiĢ zarflara dönüĢtürülür. Bu zarflar alıcı istasyona
iletilir ve orada gerekli değiĢikliğe uğratılarak sesin iletilmesi sağlanır.
3.3. Dalga Boyu (Applitude) Modülasyonu Radyo frekans aktarımda ilk kullanılan analog sistemler Dalga Boyu Modülasyon (DBM) sistemleri
olarak bilinir. DBM'de, bilgiler sinyalin dalga boyunu değiĢtirerek sinyaller üzerine modüle edilmiĢtir.
Bu uygulamada frekans sabit tutulurdu.
3.4. Kablosuz Ağlar için İletişim Protokolleri 1970 ve 80'li yıllar telekomünikasyon alanında dünyada devrimler yaĢanmasına sahne olmuĢtur.
Analog FM teknolojisi kullanılarak hücresel iletiĢim teknikleri geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. FM
teknolojisi telsiz (wireless) iletim devriminin ilk adımı sayılır ve çoğu zaman birinci nesil teknoloji
olarak adlandırılır.
90'lı yıllarda ikinci nesil hücresel kiĢisel iletim sistemleri PCS (Personel Communications Systems)
geliĢtirilöiĢtir. Yeni sistemler, zaman bölüĢümlü çoklu eriĢim TDMA (Time Division Multiple Access)
ve darband kod bölüĢümlü çoklu eriĢim CDMA (Code Division Multiple Access) standartlarına
dayanmaktadır. Sayısal teknoloji kullanan yeni teknolojiler, analog sistemlere nazaran daha yüksek
kapasiteli veri iletimine sahip olmalarına rağmen, halen spektrum kullanımında etkili değiller ve
yeterince yüksek hızda veri taĢıyamamaktadır. Ayrıca harici frekans giriĢimlerine karĢı korunaklı
değillerdir.
ġu an dünyada üç tane ikinci nesil teknik hakimdir. GSM, CDMA, PDC. Bunlar arasında GSM dünya
üzerinde en yoğun kullanılan sistemdir. GSM, TDMA temelli bir sistemdir ve Amerika kıtası ve
Japonya, Kore haricinde hemen hemen dünyanın her alanında kullanılmaktadır. CDMA sistemler,
dünya telsiz hücresel iletim sistemlerinin yaklaĢık yüzde 20'si oranında kullanılmaktadır. CDMA‘nın
yoğun kullanıldığı yerler Kuzey ve Güney Amerika kıtasıdır. PDC ise TDMA tabanlı Japon hücresel
telsiz iletim sistemidir. Bu sistemler değiĢik yöntemler kullanılarak biribirleri ile haberleĢebilecek
duruma getirilebilseler dahi, genel olarak dünya üzerinde tek bir değiĢim ortamı oluĢturulamamıĢtır.
Ġkinci nesil teknikler çok dar frekans bantları kullanırlar. Bu alan bu sistemlere ses iletimi için yeterli
imkanı sağlasa da, veri iletimi için yeterli değildir. ġu an ikinci nesil teknikler üzerinden iletilebilecek
veri hızı sadece 9.6 Kbps oranındadır. Bu oran maalesef veri iletimi için çok düĢük ve pahalıya mal
olacak bir orandır.
GeliĢtirilen bu iletiĢim teknikleri ile birlikte bir sıra farklı iletiĢim teknolojileri de geliĢtirilmiĢ
durumdadır. Bunların da kendilerine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Kullanım alanına ve
amacına göre bu teknolojiler bir birinden farklılık arz etmektedir. Günümüzde kullanılan, geliĢtirilen
ve kullanılacak olan tüm teknolojiler, farklı yönleri ile birlikte bundan sonraki yerini almaktadır.
25
3.5. IrDA Teknolojisi
Cep telefonları, PDA'lar, dizüstü bilgisayarlar ve uzaktan kumandalarda kullanılan bir teknolojidir. Bu
kısaltmanın açılımı "Infrared Data Association" anlamıma gelmektedir. IrDA sisteminde verici olarak,
dalga boyu 850-900 nm olan ve ıĢını 30 derecelik açıyla yayan bir diyot kullanılmaktadır. Alıcının
menzili, teorik olarak bir metredir. Ancak kızılötesi ıĢınlar, normal ıĢık ve yansıtıcı cisimler gibi
etkenlerden kolayca etkilenirler. Bu nedenle uygulamada durum farklıdır. Parlak güneĢ ıĢığı altında
menzilleri çok kısa, evlerde kullanılan yapay ıĢık altında ise menzilleri daha uzundur.
Bağlantı herhangi bir cihaz üzerinden kurulabilir. Aktif halde olduklarını belirtmek için IrDA
arabirimleri, her iki saniyede bir, bir ıĢık demeti yayınlarlar. Eğer civarda baĢka bir IrDA cihazı
bulunuyorsa, bu sinyalleri, algılar ve böylece bağlantı kurulur, ilk aĢamada cihazlar birbirlerine kendi
özelliklerini bildiren verileri gönderirler.
Daha sonra Tiny Transport protokolü üzerinden asıl veri alıĢveriĢi gerçekleĢir. Bu protokolün üzerine
farklı üç protokol daha kurulur: Yerel ağ giriĢi için IrLAN, veri alıĢveriĢi için Infrared Object
Exchange Protocol (IrOBEX), seri ve paralel arabirimlerin oluĢturulması için Ir-COMM. Sonuncu
protokole mobil internet eriĢimi için ihtiyaç duyulur. IrDA özellikle cep telefonu ve PDA pazarında
yaĢanan patlamadan sonra popüler olmuĢtur. IrDA hem mobil internet eriĢimi için hem de masaüstü
bilgisayarı ile dizüstü bilgisayarı arasında veri alıĢveriĢi için kullanılmaktadır. IrDA'nın kablolu-
kablosuz güçlü rakipleri bulunmaktadır. USB arabirimleri Ģu sıralar çok yaygındır. Üstelik IrDA'ya
oranla daha çok desteklenmektedir. Bunun yanı sıra, kablosuz bağlantı teknolojisi Bluetooth, daha
yaygın ve endüstriyel anlamda daha çok tercih edilmektedir.
1993 yılında, aralarında Hewlett Packard ve IBM'in de bulunduğu yaklaĢık 30 firma, kızılötesi
ıĢınlarla veri aktarımını standartlaĢtırmak için bir araya gelmiĢtir. Ġlk standart kızılötesi arabirimi
(SIR), 115,2 Kbps' lik aktarım hızına sahiptir. Daha sonra Fast Infrared Standard (FIR) geliĢtirildi. FIR
ile 4 MBit/ sn'lik aktarım hızına ulaĢılmıĢtır. Yeni duyurulan "Very Fast Infrared" standardı (VFIR) ile
16 MBit/sn'lik hızlarla veri aktarımı mümkün olacaktır.
Avantajı:
* Yaygınlık
Dezavantajları:
* DüĢük menzil
* Yüksek arıza riski
* KonuĢma desteğinin olmamasıdır.
3.6. DECT Teknolojisi
Sabit ağ telefonları, mobil internet eriĢiminde kullanılan bir teknolojidir.1992 yılında Avrupa
Telekomünikasyon Standart Enstitüsü (ETSI), Digial European Cordless Telecommunication (DECT)
için ETS 300 175 standardını hazırlamıĢtır. Günümüzde bu standart 100'den fazla ülkede
kullanılmaktadır. 1994 yılında hazırlanan Generic Access Protocol'ü (GAP) ile bütün DECT cihazları
birbirleriyle kombine edilebilmektedir. DECT sistemini diğer mobil iletiĢim sistemlerinden ayıran
özellik, merkezi bağlantılarının bir merkezde toplanmasıdır. Kaynakların yönetimi cihazlar üzerinden
kontrol edilir. DECT sistemi, temel istasyon ile mobil parça arasında, noktadan noktaya bağlantı
mantığı üzerine kurulmuĢtur. Buna göre iletiĢim, ancak bir temel istasyon ile mobil parça arasında
kurulabilir, iki mobil parça arasında, doğrudan bağlantı kurmak mümkün olmamaktadır.
Avrupa içinde DECT, 1.880 ile 1.900 MHz frekans aralığında çalıĢmaktadır. Mevcut frekans aralığı
bir multi-carrier yöntemi ile on kanala ayrılmaktadır. Bir frekans yelpazesi içinde çeĢitli taĢıyıcı
frekanslar aynı anda gönderilmektedir. Bir frekansın devre dıĢı kalması durumunda, yeteri kadar yedek
frekans hazır bulunmaktadır. Bu kanallar TDMA (Time Division Multiple Access) ile, her biri 417 ns
süren 24 zaman aralığına bölünmektedir. Bu sayede birçok cihaz, aynı anda aynı frekansta yayın
yapabilmektedir. Cevap sinyali de aynı Ģekilde Time Division Duplex tarafından organize
edilmektedir: Temel istasyon ile mobil parça sırası ile verilerini gönderilmektedir. Adaptive Different
Pulse Code Modulation (ADPCM) kodlama yöntemi sayesinde, yüksek iletiĢim kalitesi elde
edilmektedir. ADPCM yönteminde, konuĢma sesi ve müzik yüzde 50 oranında sıkıĢtırılmaktadır.
26
Veri aktarımı için, her bir zaman aralığı baĢına 32 KBit/sn'lik aktarım hızı kullanılır. Ses aktarımından
farklı olarak veri aktarımı sırasında, güvenli iletiĢim için bir kontrol uygulanır. Bu kontrol nedeniyle
veri aktarım hızı 24 KBit/sn'ye düĢer. Ancak veri aktarımı için 23 farklı kanalı birbirlerine bağlamak
mümkündür. Bu Ģekilde iletiĢim hızı 552 KBit/sn'ye kadar çıkar, internet gezintilerinde ihtiyaç
duyulan asimetrik aktarım olanağı, bu teknolojide de kullanılabilir. Kapalı mekanlarda DECT
sisteminin menzili 40 metre, açık alanlarda ise 350 metredir.
DECT sisteminin sağladığı en önemli avantaj, frekans bantlarının rezerve edilmesi ve müdahale
yöntemlerinin belirlenmesidir. Bu sayede Bluetooth gibi sistemlerde meydana gelen arızaların önüne
geçilir, ayrıca kullanım da belirgin ölçülerde kolaylaĢır. Bir ağdan diğerine aktarım da sorunsuz
gerçekleĢir. "Handover" adı verilen aĢama, kullanıcıya fark ettirilmeden otomatik olarak gerçekleĢir.
DECT bir ağın kendisini değil, ağa giriĢi tarif eder. Bu nedenle sistemi ISDN, LAN ya da GSM gibi
pek çok ağ için kullanmak mümkündür.
Sistemin en önemli dezavantajı, DECT standardı için dünya çapında çok farklı frekans alanlarının
kullanılmasıdır. Örnek olarak Avrupa'da üretilen DECT cihazları, Amerika'da üretilenlerle uyumlu
değildir. Üstelik çözümlerin birçoğu ISDN'e göre hazırlanmıĢ durumdadır. Bir baĢka olumsuzluk ise,
cihazın fiyatının oldukça yüksek olmasıdır.
Bütün bunlara rağmen DECT sisteminin geleceği parlak gözükmektedir. DECT teknolojisi Ģu anda,
Avrupa'daki kablosuz telefonlar için en geçerli standart durumundadır. Aynı Ģekilde "Wireless Local
Loop" adı verilen kablosuz çözümler de DECT pazar payının yüzde 30'unu elinde tutmaktadır. Bir
baĢka kullanım alanı da web-pad gibi kablosuz veri aktarım durumlarıdır. Ancak, burada kullanılan
ürünlerin düĢük performansları ve yüksek fiyatları, sistemin yaygınlaĢmasını engellemektedir. DECT
cihazlarının UMTS'de de kullanılması mümkündür.
Bu sistem yaygındır. Ayrıca 120 iletiĢim kanalı, düĢük arıza riski vardır. Ancak bir frekans birliği
bulunmamaktadır.
3.7. Home RF Teknolojisi Bu teknoloji küçük ağlar, mobil internet eriĢimi için kullanılmaktadır. 1999 yılında "Home RF
Working Group" kablosuz çözümler üretebilmek amacıyla DECT ve IEEE 802.11 standartlarını bir
araya getirilmiĢtir. Kablosuz Ġnternet EriĢim Protokolü (Shared Wireless Access Protocol-SWAP)
olarak adlandırılan çözüm, son kullanıcılara yöneliktir. Sistemin içinde yer alan DECT sistemi
konuĢma hizmetlerini, paket tabanlı veri iletimini ve Streaming Media gibi uygulamalarda ihtiyaç
duyulan kesin aktarım hızı hizmetlerini garanti etmektedir.
Avantajları:
* Yüksek veri aktarım hızı
* Servis kalitesi
* Bant geniĢliği rezervasyonu
Dezavantajı:
* Uyumlu cihaz sayısındaki azlıktır.
Home RF, ISM frekans sınırı içinde 2,4 GHz ile, maksimum 100 mW'lık performansla yayın yapar.
Tıpkı IEEE 802.11 gibi Home RF de Frequency Hopping Spread Spectrum mekanizmasını kullanır.
Home RF sistemi 10 Mbit/sn'lik veri aktarım hızına ulaĢabilir, iletiĢimi hem peer to peer olarak hem
de bir kontrol noktası (Control Point "CP") üzerinden kurmak mümkündür. Buradaki Control Point,
IEEE 802.11 standardında kullanılan Access Point uygulamasına benzer. KonuĢma için kullanılan
Control Point, aynı anda sekiz telefon görüĢmesini yapabilecek kapasitede olmalıdır. Bir ağa 256 CP
bağlanabilir. Güvenlik nedeniyle her ağ yapısının ayrı bir ağ-ID'si (Network ID) bulunur. Bu ID'nin
gizli tutulmasıyla, ağa dıĢardan izinsiz giriĢler önlenir. Teorik olarak Home RF çok baĢarılı olması
beklenmiĢse de endüstrinin çıkarları farklı yönlerde olduğu için, sistem pratikte fazla tutulmamıĢtır,
gelecekte yerini tamamen baĢka teknolojiye bırakacak gibi görünmektedir.
Home RF özel veri network'lerinde kullanılabilir. Ayrıca sistemi koordine eden ve telefon Ģebekesine
(ses ve veri) bir gateway sunan bir bağlantı noktasının altında da Home RF kullanılabilir. Sıçrama
frekansı 8 Hz'dir.
27
3.8. Bluetooth Teknolojisi
Cihazlar arası iletiĢimde kabloları kaldırmak amacıyla baĢlayan bir fikir zamanla yepyeni imkanları
da gözler önüne sermiĢtir. Bu teknoloji bilgisayar ve donanımların kablosuz bağlantıları için
geliĢtirilmiĢtir. 1994 yılında Ericsson, cep telefonları ve cep telefonu aksesuarları arasında kablosuz
iletiĢim kurabilecek düĢük güç tüketimli, düĢük maliyetli bir radyo arabirimi üzerinde araĢtırma
yapmaya karar verdi. Bu karar Bluetooth teknolojisinin kapılarını açan adımdı. Benzer Ģekilde bir cep
telefonu ve bir taĢınabilir bilgisayar arasında kablosuz iletiĢim kurmak için de her iki cihaza küçük bir
radyo alıcısı yerleĢtirilebilirdi. Bir yıl sonra mühendislik çalıĢmaları baĢladı ve Bluetooth
teknolojisinin gerçek potansiyeli daha net bir Ģekilde görülebilir hale geldi.
Avantajı:
* GeniĢ endüstriyel destek
Dezavantajları:
* Uyumlu cihaz az
* DüĢük menzil
* DüĢük aktarım hızı
Bluetooth uygulamaları; mevcut veri ağlarına uzanan evrensel bir köprü, çevre birimleri için bir
arabirim ve küçük çaplı cihaz ağları oluĢturmak için bir araç olarak da kullanılabilirdi.
1998 ġubat ayında Special Interest Group (SIG) kuruldu. SIG çatısı altında 3Com, Ericsson, IBM,
Intel, Lucent, Microsoft, Motorola, Nokia ve Toshiba gibi öncü firmaların yanı sıra binlerce irili ufaklı
üye firma da yer almaktadır. SIG'nin baĢlangıçtaki görevi, teknolojinin sadece tek bir Ģirket tarafından
sahiplenilmesini önlemek amacıyla, kısa menzilli radyo iletiĢimi sahasında yaĢanan teknik geliĢmeleri
izlemek ve açık, global bir standardın oluĢmasını sağlamaktır. Yapılan çalıĢmaların neticesinde 1999
Temmuz ayında ilk Bluetooth spesifikasyonu çıkarılmıĢtır. SIG'nin önemli çalıĢmaları arasında bu
spesifikasyonun geliĢtirilmesi yer almıĢtırr. KuruluĢun önde gelen diğer görevleri ise birlikte
çalıĢabilirlik gereksinimleri, frekans bandı harmonizasyonu ve teknolojinin kitlelere tanıtılmasıdir.
Bu kadar tarihçeden sonra Bluetooth™; Ericsson, Nokia, IBM, Intel ve Toshiba tarafından IrDA ve
kablolu bağlantılara alternatif olarak geliĢtirilen kısa mesafede yüksek hızda veri aktarımı sağlayan
güvenli bir kablosuz iletiĢim yöntemidir, denebilir. "Yöntem" denmesinin nedeni, Bluetooth™'un
fiziksel araçtan, iletiĢim sözleĢmesine kadar tamamen baĢtan tasarlanmıĢ olmasıdır. Esasen beĢ üretici
tarafından geliĢtirilen bu standart, halka ilk defa 1998 yılında tanıtılmıĢtır.
Bluetooth ile diğer çözümler arasındaki en belirgin fark, Bluetooth ile birden çok cihazın birbirleri ile
aynı anda iletiĢim kurabilmesidir. ġekil 1.6 bu konuda bir fikir vermektedir. Görüldüğü gibi
Bluetooth™ sisteminde radyo bağlantısı ile birçok aracı bağlamak mümkün olmaktadır. Üstelik
cihazlar arasında görsel temasa ihtiyaç duyulmaz. Diğer standartlarda olduğu gibi Bluetooth da 2,45
GHz ISM bandını kullanır. Parazitleri büyük ölçüde önleyebilmek için FHSS (Frequency Hopping
Spread Spectrum) yöntemine baĢvurulur. Yöntemde 2,402 GHz ile 2,480 GHz frekans aralığı l
MHz'lik aralıklarla 79 kanala bölünür. Bölünme sonucu, saniyede 1.600 frekans atlaması
gerçekleĢebilir. Bu sayede de Bluetooth bağlantılar diğerlerine oranla çok daha kararlı olur.
KonuĢma seslerinin iletimi için Bluetooth SCO/Synchronous Connection Oriented yöntemini, veri
iletimi için de ACL/Asynchronous Connectionless yöntemini kullanır. Asimetrik bağlantılarda bir
yöne doğru azami aktarım hızı 721 KBit/sn, tersi yöne doğru ise 57,6 KBit/sn olarak gerçekleĢir.
Simetrik olarak 432,6 KBit/sn'lik veri aktarım hızıyla bağlantı kurulur. 300 mA'lik bir performansta
sistemin menzili 10 metreye kadar çıkabilir.
Bluetooth ile hem point to point (noktadan noktaya) hem de point to multipoint (noktadan pekçok
noktaya) bağlantıları kurmak mümkündür. En az iki, en çok sekiz cihazın yerel olarak birbirine
bağlanması ile oluĢan ağa "piconet" denilir. Bu ağda bütün katılımcılar teorik olarak aynı yetkilere
sahiptir. Bir cihaz birden çok piconet'e bağlı olabilir. Ancak bir cihazın master konumunda olup,
diğerlerini senkronize etmesi gerekir.
Sınırlı menzil ve aktarım hızı değerlerinden dolayı Bluetooth sisteminin, IEEE 802.11b standardına
rakip olması düĢünülemez.
28
3.9. Bluetooth'da Kullanılan Topoloji
Bluetooth araçları Piconet ve Scatternet adını verdiğimiz ağlar içerisinde yer alırlar ve haberleĢirler.
KarĢılıklı olarak yarıçapı içinde olan iki araç birbirleri ile bağlantı kurabilirler. Bir bağlantı kuran
araçlar bir Piconet oluĢturmaktadır. ġekil 1.6'da gördüğünüz bulut sembolü bir Piconet'i
simgelemektedir. Bir Piconet'te bulunan araçlardan birisi yönetici (master) rolü üstlenir. Yönetici araç,
yarıçapı içindeki bütün diğer araçların (köleler, slave) listesini tutar. Her Piconet'de sadece bir yönetici
bulunur.
Köleler ise aktif olup olmadıklarına göre sınıflandırılabilirler. Aktif bir köle, o anda yönetici ile veri
aktarımı yapmakta demektir. Bir Piconet'de 255 pasif, 7 tane de aktif köle bulunabilir. Bir kölenin
sadece yönetici ile iletiĢim kurabileceğini unutmamalıdır.
Her Bluetooth™ aracının kendisine ait bir Bluetooth™ Araç Adresi (BD_ADDR) vardır. Bu adres her
araç için tektir. Yani aynı adrese sahip iki araç olamaz. Piconet'lerde aktif kölelere birer aktif üye
adresi de (AM_ADDR) verilir. Bir köle aktif değilken bile yönetici ile eĢ zamanlı olmak zorunda
olacağı için bir pasif üye adresi alır (PM_ADDR). Bir köle pasiflikten aktifliğe geçerken pasif üye
adresini yitirir ve yöneticiden bir aktif üye adresi alır. Ancak bu durumda Bluetooh™ Piconet'inde
güvenlik için sağlanan frekans atlamalı sistemin çalıĢabilmesi için aynı anda iki aracın aynı frekansta
bulunmaması gerekmektedir. Bu da ciddi bir zamanlama sorunu getirir. Yönetici aracın saati, kölelerin
referans aldığı bir nokta olur ve bu sayede frekans atlamadaki eĢzamanlılık sağlanır.
KesiĢen alanları olan Piconet'ler grubuna Scatternet adı verilir. Örneğin bir yönetici tarafından görülen
bir köle, diğer kölelerin uzağında bulunduğu için onlar tarafından görülemeyebilir. Bu durumda bu
köle ile yönetici ayrı bir Piconet sayılır. Elbette ki bu iki Piconet'in frekans atlama sıralamaları farklı
olacaktır. Böylelikle yönetici her iki Piconetde bulunan aktif köleler ile sorunsuz haberleĢebilir. Birden
fazla Piconetde bulunan bir Bluetooth™ aracı, aynı anda ancak birisinde aktif durumda olabilir. Aynı
zamanda, bir Piconetde yönetici olan bir araç, diğerinde köle de olabilir.
3.10. Bluetooth Sistemin Çalışması Bluetooth araçları dört ayrı çalıĢma durumundan birisindedirler. Aktif, koklama, durağan ve park.
Bağlantı sırasında paketler gidip gelirken bu durumlardan geçilir. Aktif durumdaki bir araç, yönetici-
köle kanalını, kendi zaman aralığında dinleyerek, kendi AM_ADDR'sini içeren paketleri bekler. Araç
sadece kendi zaman aralığında dinleme iĢleminde bulunduğu için aktif mod enerji anlamında en
verimli durumdur. Koklama durumundaki bir köle, kanalı yönetici tarafından kendisine bildirilen bir
zaman aralığında periyodik olarak dinler.
Bu özellikle birden fazla Piconetde yer alan köleler için enerji tasarrufu yapmaya yönelik bir
uygulamadır. Yönetici köleye paketleri sadece önceden belirttiği koklama zaman aralıklarında yollar.
Durağan durumdaki bir köle belli iĢlemleri yapamaz ancak yönetici ile frekans eĢ zamanlılığını korur.
Bu durumdaki bir köle hala AM_ADDR'sini korur. Yani aktif duruma geçtiği zaman eski adresi ile
çalıĢacaktır. Park durumdaki bir köle ise park üye adresi (PM_ADDR) ve eriĢim isteme adresi
(AR_ADDR) olarak iki adres alır. Park durumu ise bir yöneticiye 7'den daha fazla köle bağlandığı
zaman ortaya çıkar.
Park durumundaki bir köle, aktif duruma geçmek için yöneticiye AR_ADDR'si ile baĢvurur.
AR_ADDR'lerin her köle için farklı olmak zorunda olmadığını ancak PM_ADDR'lerin her köle için
farklı olduğunu bilme yararlı olacaktır. Bu sayede bir Piconetde yer alan köle sayısı 7'den 255'e
çıkartılırken iletiĢimin verimliliği de korunmuĢ olur.
3.11. Bluetooth Teknolojisinin Kullanım Alanları Bluetooth, insan-makine ve makine-makine bilgi alıĢveriĢinde, kablo iletiĢimini kaldırmayı hedefleyen
bir iletiĢim standartıdır. Bir sistemde Bluetooth™ bağlantısı olabilecek araçlar ile ilgili herhangi bir
kısıtlama düĢünülmemelidir. Bir buzdolabı ya da bir vantilatör de Bluetooth™ arabirimi ile
denetlenebilir. Elbette ki eriĢim için eklenecek bileĢenlerin düĢük maliyetli olması gerekmektedir.
Bluetooth ile günümüzde biribirinden ayrı çalıĢan ve iletiĢim kanalları olarak kullanılan, masaüstü ve
taĢınabilir PC, avuçiçi bilgisayar (PDA), mobil telefon, fotoğraf makinesi, video kamera gibi çeĢitli
cihazlar, belirli bir frekans üzerinden birbirleriyle kablosuz haberleĢtirilerek, aralarında bilgi
29
senkronizasyonu sağlanabilecektir. Bu senkronizasyon, kimi zaman sözkonusu cihazların kendi alt-
parçaları arasında bile olabilir. Örneğin; Mobil telefonun alıcı-verici kısmı ile kulaklığı Bluetooth
sayesinde birbirinden ayrı kullanılabilmektedir.
ġu anda elimizde bulunan ilk nesil bileĢenler bile oldukça makul bir Ģekilde fiyatlandırıldığından kısa
dönemde Bluetooh'un genel anlamda yaygınlık kazanacağı düĢünülebilir. Bluetooth™'un sunduğu 2
Mbit/s veri eriĢimi sayesinde taĢınabilir araçlarda Internet eriĢimi, gerçek zamanlı görüntü aktarımı ve
birçok farklı çoklu ortam uygulaması beklenmektedir. Bu da üçüncü nesil (3G) olarak adlandırdığımız
taĢınabilir araçların tanımında kullanılmaktadır.
Ericsson'un çıkarttığı cep telefonları için Bluetooth™ telsiz kulaklığı gibi uygulamaların çok ötesinde
uygulamalar önümüzdeki yıllarda reklamlarda görmeye alıĢmamız gereken Ģeylerdir. Sonuç olarak
Bluetooth™ yeni ve ilginç bir teknoloji olarak birçok uygulamaya açıktır. Kablosuz (Wireless)
Ağlarda bir kaç çeĢit iletiĢim metodu vardır, WiFi / IEEE 802.11 ise
Kullanım alanları: Sabit ağ-telefon, mobil Ġnternet eriĢimi.
Avantajları:
* Yüksek veri aktarım hızı
* Dünya çapında yaygınlık
* Ağ yapıları mümkün
Dezavantajları:
* Yüksek arıza riski
* Ses aktarımı yok
Bu karmaĢık tanımlamanın ardında kablosuz yerel ağ yapıları (Wireless Local Area Networks-
WLAN) için geliĢtirilen uluslararası bir standart bulunmaktadır. Standart 1990 yılından bu yana, bir
Amerikan norm birliği olan Institute of Electrical and Electronically Engineers (IEEE) tarafından
geliĢtirilmektedir. IEEE 802.11 standardı, 1997 yılında tamamlanmıĢtır. Sistemde lisanssız ISM
bandından 2,4 GHz bandı kullanılır. Bluetooth sisteminde de aynı bant geniĢliği kullanılır. Ancak
mikrodalga fırınlar gibi araçlarda da aynı bant geniĢliği kullanıldığından, çeĢitli arızalarla karĢılaĢmak
mümkündür. 1999 yılında, 802.11a ve 802.11b geliĢtirilmiĢtir. Bu iki standardın amacıysa, bant
geniĢliklerini yükseltmektir. Ancak her ikisi de farklı amaca hizmet etmektedir. 802.11a, daha yüksek
bant geniĢliklerinin elde edildiği 5 GHz bandına sapmıĢtır. Buna karĢılık 802.11b ise, 802.11
standardına uyumlu bir geliĢim sunmaktadır. 802.11b ile gerçekleĢtirilen transferler 11 MBit/sn'lik bir
hıza ulaĢır.
IEEE 802.11 standardını iki iĢletim sisteminde kullanmak mümkündür. Ad-hoc modunda cihazlar peer
to peer tipi bir ağda birbirleri ile doğrudan iletiĢime geçebilir. Bu sayede problemsiz bir Ģekilde küçük
alanlar içinde, düĢük katılımlı yerel ağlar kurulabilir. Ne var ki aktarım çoğu zaman Ģifrelenmeden
gerçekleĢir.
Kızılötesi modunda iletiĢim, tüm idare iĢlerinin yönetildiği bir eriĢim noktası üzerinden gerçekleĢir.
Network kartları doğrudan birbirleri ile değil Access Point (eriĢim noktası) ile bağlantı kurarlar.
Access Point bilgi paketlerini baĢka bir network kartına ya da baĢka bir Access Point'e yönlendirir.
802.11 sistemi, diğer sistemlerden daha çok benimsenmiĢtir. Yüksek aktarım hızı nedeniyle bu
standart daha iyi bir parazit önleme oranına (Signal to Noise Ratio / SNR) ihtiyaç duyar. Sonuç olarak
sistemin etkilenme hassasiyeti artar ve diğer sistemlere oranla menzili düĢer. IEEE 802.11 sisteminin
kapalı alanlarda menzili 30, açık alanlarda ise 300 metredir. Etkilenme hassasiyetini düĢürmek için
802.11 standardında iki mekanizma bulunur. Bunlardan ilki FHSS (Frequency Hopping Spread
Spectrum)'da asıl sinyal bir taĢıyıcı sinyal üzerine modüle edilir. TaĢıyıcı sinyal belli bir sıraya göre
sürekli olarak frekansı değiĢtirir, ikincisi ise DSSS (Direct Sequence Spread Spectrum). Bu
mekanizmada bütün bant geniĢliği kullanılır ve kullanılan bant geniĢliğini zaman aralıklarına göre
parçalara böler. DSSS diğer çözüme göre daha yaygın kullanılır.
Yüksek band geniĢliği gerektiren LAN uygulamaları, daha geniĢ kapsama alanı gerektiren
uygulamalar, güvenilirlik gerektiren uygulamalar, dosya eklemeli e-mail alma-gönderme, web tarama
ve dosya paylaĢımı gibi uygulamalarda Wi-Fi (802.11b) kullanımı daha uygundur.
30
Bu teknoloji bir bina içerisindeki LAN yapısını kablosuz bir Ģekilde yeniden dizayn etmeyi öngörür.
Ġletim kapasitesi ve eĢ zamanlı kullanıcıların sayısı yüksektir.
Sonuç olarak yukarıda sözü geçen, bütün standartlar kablosuz geleceği göremeyecektir. ISM bandını
kullanan bütün teknolojilerin ortak sorunu, parazitlerden etkilenmeleridir. Tüm vericilerin sustuğu
durumda bile, teorik aktarım hızlarına kısmen ulaĢılır. Diğer cihazların çalıĢmasıyla birlikte aktarım
performansı neredeyse yüzde 50 oranında düĢer. Özellikle IEEE 802.11 b sisteminin etkilenme riski
çok fazladır. Bluetooth FHSS sayesinde daha az risk taĢır. DECT standardı, frekans alanını paylaĢmak
zorunda kalmadığı için en avantajlı durumdadır.
Mobil aktarım teknolojisinin geleceğinde Bluetooth, IrDA standardının yerini alacak gibi
görünmektedir. Bu durumda da IrDA, yalnızca uzaktan kumandalarda tercih edilecektir. Yeteri kadar
Bluetooth cihazı pazara sürüldükten sonra, menzili ve aktarım hızı elverdiği ölçüde, her türlü
teknolojide kullanılacaktır. DECT gelecekte de konuĢma sesi iletiminde tercih edilecektir. Yüksek
mesafeli kablosuz ağlarda, tek tercih IEEE 802.11 b standardı olacaktır. Home RF ise daha çok bir süs
eĢyası niteliğini kazanacak ve anlamasızlar yığını içinde yerini alacaktır.
Üretici firmalar Bluetooth standardını desteklemektedir. Etkili bir rakibin ortaya çıkması
beklenmemektedir. IEEE 802.11 b standardı tümüyle farklı bir talebi karĢılamaktadır. Bu nedenle
varlığı Bluetooth için bir tehdit oluĢturmamaktadır.
3.12. WiFi'nin Tarihçesi Elli yıl önce, Ġkinci Dünya SavaĢında Amerika BirleĢik Devletleri ordusu veri transferi için ilk defa
radyo sinyallerini kullanmıĢtır. Çok ciddi bir Ģifreleme kullanan bir radyo dalgaları ile veri transferi
teknolojisi geliĢtirilmiĢtir. Bu teknoloji Amerika ve müttefikleri tarafından savaĢ sırasında oldukça
fazla kullanılmıĢtır. Bu geliĢme 1971 yılında Hawaii Üniversitesindeki bir grup araĢtırmacıya ilham
kaynağı olmuĢ ve ilk paket tabanlı radyo iletiĢim ağını kurmalarını sağlamıĢtır. Adı ALOHNET olan
bu ağ, bilinen ilk kablosuz yerel iletiĢim ağı (Wireless Local Area Network - WLAN) olmıĢtur. Bu ilk
WLAN çift yönlü yıldız topolojisini kullanan 7 bilgisayardan oluĢuyordu.
ALOHNET bünyesindeki bilgisayarlar dört ayrı Hawaii adasında yerleĢik durumda idi, merkez
bilgisayar Oahu adasında bulunuyordu. ĠĢte kablosuz ağın doğuĢu bu geliĢme ile gerçekleĢmiĢtir.
Ağ pazarının tamamen kablolu yerel iletiĢim ağlarının hakimiyeti altında olduğu bir gerçektir, ancak
son bir iki yılda kablosuz ağ kullanımında belli bir artıĢ göze çarpmaktadır. Bu artıĢ özellikle
akademik ortamlarda (üniversite kampüslerinde), sağlık kurumlarında, üretim ve depolama
dünyasında görülmektedir. Tüm bu zaman boyunca bu teknoloji sürekli geliĢme halindedir. Amaç,
firmaların kablosuz ortama geçmelerini kolaylaĢtırmak ve maliyetleri düĢürmektir.
3.13. Kablosuz Ağ Topolojileri Topoloji elemanların fiziksel (gerçek) veya mantıksal (sanal) diziliĢleri olarak adlandırılmaktadır.
ĠletiĢimde, topoloji kelimesi ağa bağlanan düğüm noktalarının (bilgisayarlar, ağ yazıcıları, sunucular,
vs.) yerleĢimini simgeler. Günümüzde kablolu iletiĢim ağlarında beĢ ana topoloji tipi kullanılmaktadır:
Bunlar Bus, Ring, Star, Tree, ve Mesh isimleri ile adlandırılır. Bunlardan sadece ikisi kablosuz ağ
ortamında kullanılır. "Star" (yıldız) ve "mesh" (ağ örgüsü) topolojileri.
Yıldız topolojisi (ki günümüzde en fazla kullanılan topoloji tipi budur) söz konusu olduğunda bir
ağdaki iletiĢimi düzenlemek için bir baz istasyonu veya eriĢim noktası (Access Point - AP) kullanılır.
Bir noktadan diğerine giden bilgi önce göndericiden eriĢim noktasına gelir, oradan da hedef noktaya
aktarılır.
Bu eriĢim noktası ya da istasyon ayrıca kablolu bir ağa köprü ödevi de görebilir. Böylece kablosuz
olarak bağlanan istemciye ağ üzerindeki diğer bilgisayarlara, Ġnternet'e veya diğer ağ aygıtlarına
eriĢim sağlanabilir. Ġncelediğimiz sistemde SoftBridge programı herhangi bir eriĢim noktası veya
donanıma ihtiyaç duymadan kablolu kaynaklara veya servislere bir "yazılım köprüsü" kurar. Bu
yazılım yardımı ile, kablolu bir ağa bağlı olan ve bir kablosuz ağ kartına sahip olan herhangi bir
bilgisayar bir köprü olarak çalıĢabilir.
31
Ağ örgüsü topolojisi ise yıldız topolojisinden biraz daha farklıdır. Sistem aynı olmasına rağmen bir
eriĢim noktası bulunmaz. Birbirinin kapsama alanındaki her aygıt birbiri ile haberleĢebilir.
SONUÇ
Mobil ağ teknolojileri her gün geliĢtiği için yeni teknolojileri her an görülebilir. Bu nedenle mobil
teknolojileri belki de biraz uygulama alanları bazında incelemek gerekmektedir. Zira mobil
uygulamalar, mobil internet kullanımındaki ana alanı oluĢturmaktadır. Zaten bu nedenle operatörlerin
konuĢma gelirleri gün geçtikçe düĢerken, katma değerli servislerden kazandıkları hızla artmaktadır.
Mobil uygulamalar iki ana alan üzerinde Ģekil bulmaktadır. Operatör bazında verilen hizmetler ilk ana
alanı oluĢturmaktadır. Bu alanda daha çok GSM Ģebekesi ve bir yan çıktısı olarak da SMS teknolojileri
kullanılıyorken, sonradan geliĢen cihaz bazlı uygulamalar alanında mobil internet kullanımı hem
ağırlıklı alan hem de son derece çok kullanılandır. Söz gelimi Apple store üzerindeki mobil
uygulamalar Ģu an 250.000‘i bulmuĢ olup, hızla yükselmektedir. Bunun ıĢığında Android ve
Samsung‘un da kendi mobil uygulama pazaryerlerini açtıklarını görülebilir.
Bu uygulama merkezlerinde, kullanıma açılan ürünleri her gün milyonlarca kiĢi indirmektedir. Bu
nedenle markalar ve kurumlar mobilite konusundaki baĢarılarını özellikle halihazırdaki abonelerine en
fazla kaç mobil platform üzerinden ulaĢtıkları ile ölçmektedirler.
Tabii uygulama tarafındaki geliĢmeleri, teknolojinin ihtiyaçları ile birleĢtirirsek ortaya IPTV gibi
yepyeni bir dünyada da mobil internetin önemi çıkmaktadır. IPTV yani internet üzerinden televizyon
teknolojileri, mobil internetin de konuları arasına girmektedir. Video teknolojileri her zaman internet
için çok fazla trafik ve internetin yenilenmesi için güç demektir. Televizyon yayını ise videonun her an
bulunması anlamına gelir ki; mobil internetin en önemli parçası olacağını Ģu andan görmek
mümkündür.
Bu minvalde, mobil internet internet teknolojilerinin ayılmaz bir parçası ve bir anlamda da gücünün
kaynağıdır.
Sonuç olarak mobil internet son kullanıcıya ulaĢımı açısından, konvansiyonel internete göre dokunma
noktaları çok daha fazladır. Son dönemdeki geliĢmeler göz önüne alındığında, mobil internete en hızlı
ulaĢım noktalarımızdan biri olan cep telefonları sadece uzaktan kumanda ve/veya hayatımızı ve
evimizin içini kontrol ettiğimiz bir cihaz olmaktan çıkmıĢ, bir içerik sağlayıcısı haline gelmiĢtir. Bu da
mobil interneti içeriğe ulaĢtığımız en belirgin mecra haline getirmektedir. Mobil internetin ev içinde
kullanıldığı alanlar arasında akıllı ev uygulamaları da son dönemde dikkat çekmektedir. Bu konuda
her ne kadar farklı protokoller üretilse de ev içindeki wi-fi iletiĢimin en kolay noktası haline
gelmektedir. IP bu konudaki en ciddi ve en kapsamlı protokoldür. Zaten bu sayede evdeki teknolojiler
ev dıĢından da yine aynı Ģekilde mobil internet aracılığı ile kontrol edilebilir hale gelmektedir.
Mobil internet konusunda kısa süreli ve uzun süreli iki farklı teknolojinin etkin olabileceği
görülmektedir. Kendi içinde iki farklı sektörü barındırması nedeniyle, mobil internet önce GSM
tarafından geliĢtirilen WCDMA, EDGE, 3G, 4G gibi teknolojilerin egemenliğindeyken bu devrin
wimax veya benzer internet servis sağlayıcı yapıları ile daha güçlü ve konuĢmayı da içine alan bir
yapıya döneceği açıktır. Hatta bu konudaki devrim skype ve arkasından bir iphone uygulaması olan
viper ile de devam etmektedir. Yakın zamanda GSM Ģebekesinin çok da fazla anlam taĢımayacağı
ortadadır.
Mobil internet son kullanıcıya dokunmanın mecrası olması dolayısı ile, özellikle mobil ticaretin en
yoğun kullanılacağı alandır. Mobil ticaret alıĢtığımız e-ticaretten farklı dinamiklere sahiptir.
Konumlandırma, mikro ödeme ve cep telefonu kullanımından kaynaklanan kiĢiselleĢtirme dolayısı ile
e-ticarete göre çok büyük avantajlara sahiptir. Bu avantajlar, ticaret alanında da mobil interneti en
büyük platform haline getirecektir.
32
ÖZGEÇMĠġ Atıf ÜNALDI
Uzun yıllar, biliĢim sektörü ve medya sektöründe faaliyetler yürüttü. BiliĢim sektöründe yazılım,
interaktif ajans sahibi olarak, bilgisayarlar ve web için uygulamalar geliĢtirdi. Medya sektöründe ise
kamera önünden yöneticiliğe kadar farklı alanlarda çalıĢtı. TV ve radyolarda teknoloji programlarının
yapımcı ve sunuculuğu da yaptı. 1990'lı yıllardan bu yana, gazete ve dergilerde teknoloji konusunda
köĢe yazarlığı yapıyor. Radyo D'de ilk internet ve bilgisayar enformasyon programını yaparak bir ilke
daha imza attı. ÇeĢitli kanallarda program sunuculuğu ve yapımcılık görevleri ile çeĢitli dergilerde
köĢe yazarlığı ve editörlük yaptı. Ġstanbul Üniversitesinde web tasarım dersleri verdi. Buybye.com'un
marka danıĢmanlığı ve Star Medya Grubu IT Direktörlüğü görevini üstlendi. Star Gazetesi STARTEK
ekinin yayın yönetmenliğini yaptı. Doğan TV Holding'de Arzuhan Yalçındağ'ın özel projeler
danıĢmanlığı görevini yaptı. T3 Dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptıktan sonra Ģu an
MediaSa'nın BiliĢim Grubu Koordinatörlüğünü yapmaktadır. IPTV Derneğinin kurucularından olan
Ünaldı, tüm Türkiye'de derneğin baĢkan vekili olarak konferanslar, seminerler, açık oturumlarda
bulundu. Ünaldı aynı zamanda Okan Üniversitesinde IPTV dersleri vermektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
Telefon: +905423719851
33
III. BÖLÜM MOBĠL YAġAM VE KAMU YÖNETĠMĠ
M. Kemal Öktem, Hacettepe Üniversitesi
ÖZET
Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, genel
bir giriĢ yapıldıktan sonra, kamu yönetiminin daha iyi hizmet ve daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri
için dikkate alınabilecek etmenlere değinilmektedir. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler
ve de mobil hizmetler‖ biçiminde gruplandırılabilecek örnekler verilmektedir. Kamu yönetiminin
sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve kalkınma‖ kavramları irdelenmekte,
toplumsal hareketlilik kavramına, mobil yaĢamın toplumsal dinamiklerine, vatandaĢ-kamu etkileĢimi
ve takım çalıĢması kavramlarına değinilmektedir. Kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa
verilerine yer verilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Mobil YaĢam, Kamu Yönetimi, mobilite, düzenlemeler
GĠRĠġ
Mobil yaĢam, görece yeni bir kavram ve uygulamalar bütünü biçiminde günlük hayatımıza
girmektedir. Aslında, baĢka bir hayal 1950‘lerde tarım toplumunun daha yaygın olduğu ülkemizde dile
getirilmektedir: ―Radyo öyle bir çoğalacak ki, çit sürülen öküzün boynuzuna bile asılacak!‖.....
Aradan geçen yıllarda siyah-beyaz televizyon, resmi baĢvuru yapılarak aylar/yıllarca beklenilip
bağlanabilen ev telefonu ve diğer iletiĢim araçları kullanılır olmuĢtur. TaĢınabilir telefon ise, 1990‘lı
yılların ortalarında, ―pahalı bir cihaz‖ olarak vatandaĢın eriĢebileceğinden uzak bir yenilik olarak
ortaya çıkmıĢtır. TaĢınabilir gereçlerle iletiĢim günümüzde ―hayal edilen‖ ancak ne zaman
gerçekleĢebileceği olasılığı pek somuta indirgenemeyen bir teknoloji durumundan, günümüzde yaygın
bir olgu durumuna gelmektedir. Sayısal veriler ise, bu tarz iletiĢimin ne düzeyde yayıldığını belirgin
biçimde ifade edebilmektedir.
Artan kentleĢme, sanayileĢme, ―tüketim toplumu‖, iletiĢim dünyası etkisi, teknoloji eriĢim olasılığı
gibi geliĢmelerle, mobil yaĢam kavramı, daha olası duruma gelmektedir. Toplumsal ve ekonomik
etkenler, vatandaĢ-kamu yönetimi etkileĢimi, daha iyi kamusal düzenlemeler açısından konuyu
irdelemeye giriĢen bu çalıĢmada, kısaca genel bazı değerlendirmeler ve somut bazı önerilere yer
verilmektedir.
Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, kamu
yönetiminin daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek etmenlere ve değiĢkenlere
değinilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve de mobil hizmetler‖
biçiminde örneklerle ile kamu yönetiminin sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve
kalkınma‖ kavramları irdelenmiĢtir. Toplumsal hareketlilik, mobil yaĢamın toplumsal dinamikleri,
vatandaĢ-kamu etkileĢimi kavramlarına değinilmiĢ, kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa
verilerine yer verilmiĢtir.
1. MOBĠL YAġAM ve KAMU YÖNETĠMĠ
Mobil yaĢam kavramı, vatandaĢa daha iyi hizmet sunabilmek üzere, kamu yönetimi açısından çeĢitli
görev ve sorumluluklar ile düzenlemeleri çağrıĢtırabilmektedir. Örneğin, mobil yaĢam kavramında da
―yaĢam hakkı‖, ―seyahat özgürlüğü‖ gibi temel hak ve özgürlüklerin güvencede olduğu ön kabulü
vardır.
34
Türkiye gibi geliĢmekte olan ve Avrupa Birliği ve diğer çevre ülkelerle yoğun etkileĢimde bulunan,
göç veren ve alan, kentleĢme hızı yüksek olan bir ülkede, ekonomik ve toplumsal geliĢim, ulaĢım ve
enerji, iletiĢim, bilgi toplumu, çevrenin korunması, mobil ticaret vb. alanlarda daha iyi düzenlemeler
gereksinimi duyulmaktadır. UlaĢtırma ve iletiĢim altyapısının geliĢmesi, teknolojik yenilikler ve yeni
cihazların kamu sağlığı açısından denetimi, bireylerin maddi ve manevi olanaklarının geliĢmesi- uçak,
otobüs, otomobil, gemi, tren vb. araçların bulunabilirliği, güvenli seyahat sistemlerinin kurulması,
mobil bilet alım, mobil ödeme, mobil fatura bilgisi, gerekirse seyahat kredisinin de mobil baĢvuru ile
yapılabilmesi, kimlik/nüfus bilgilerine mobil eriĢim, mobil kamu hizmetleri, yaĢlı ve çocukların bakım
ve gözetimi gibi hizmetlerde mobil gereçlerin kullanımı gibi etkenler mobil yaşamı ve mobil cihazlara
olan eğilimi hızlandırmaktadır.
Geleneksel bir yöntem olarak gezici kütüphane, gezici sağlık taraması ekipleri gibi uygulamalar,
böylesi gereksinimlerin saptanarak hizmet götürülmesi kısaca mobil olarak değerlendirilebilecek
modelleri önceki yıllarda ortaya çıkarmıĢtır. Televizyonların günlük yaĢama girmesi ve naklen yayın
yapabilmesi yıllar öncesinden baĢlayan bir uygulamadır. Artık, gerektiğinde mobil bir banka şubesi
kurulabilmesi ya da alıĢveriĢlerde mobil pos cihazlarının kullanılabilmesi mobil bağlantı altyapısı
sayesinde etkin iĢlerlik kazanabilmektedir. Ayrıca, Ankara, Ġstanbul gibi büyük kentlerde, valiliklerin,
referandum öncesi vatandaĢların mağduriyetini önlemek üzere, T.C. Kimlik numarası olmayanlar için
Geçici Mobil Nüfus Müdürlükleri oluĢturulması, özel idarenin sağladığı kaynaklarla
gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu da devletin mobil çözümlerden yararlandığının bir göstergesi olarak
düĢünülebilir. Bu tür mobil nüfus müdürlükleri ile çeĢitli ilçelerde meydanlarda hizmet verilerek,
kimlik numarası verilmesi ya da yıpranmıĢ kimliklerin yenilenmesi gibi iĢlemler yapılabilmiĢtir.
Basına yansıyan bilgi, ―vatandaşların, nüfus müdürlüklerinin ayaklarına gelmesinden çok memnun
kaldıkları‖ biçimindedir. Teknolojinin kabulü, toplumun beklentileri ve uyum sağlaması bakımından
böylesi ara çözümler de dikkate değerdir.
Kamu yönetiminin, vatandaĢ odaklı ve mobil hizmet sunumu odaklı dönüĢümü gerektiği (DPT, 2006,
s.14-15) gibi; kurumlarla vatandaĢ beklentileri ve gereksinimleri belirlenerek, kamuda mobil
hizmetlerin geliĢtirilmesi, bütünleĢik mobil kamu hizmetleri sunumu, vatandaĢ görüĢlerinin mobil
ortamda alınabilmesi, vatandaĢa mobil-danıĢma iĢlevlerinin sunulabilmesi, mobil hizmetler için de
kullanıcı memnuniyeti değerlendirme sistemlerinin oluĢturulabilmesi, toplumsal dönüĢüm ve kamu
yönetiminin araç-gereç olarak yenilenebilmesinin planlanabilmesi önemsenmesi gereken konuların
baĢında gelmektedir. İdareyi Geliştirme Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Planlama Bakanlığı gibi kamu
kurumları ve diğer ilgili kuruluĢların birlikte üreteceği çözümler bu yapı içersinde önem
kazanmaktadır. Mobil kayıtlar, izinler, ruhsatlar, vergi tahakkuku ve ödemeleri, baĢvurular, nüfus
iĢlemleri, mobil noter, mobil bilgilendirme/afet uyarı/acil çağrı-yardım gibi çeĢitli alanlarda
sunulabilecek kamusal hizmetler ile mobil kimlik kartı ve imzayı içeren sistemler, vatandaĢın ve iĢ
dünyasının iĢini kolaylaĢtıran ve iyileĢtiren bir ortamı oluĢturacaktır.
Bu durum kısaca özetlenecek olursa günlük yaĢamla ilgili mobil iĢlemler (kayıtlar, izinler, ruhsatlar,
vergi tahakkuku ve ödemeleri, baĢvurular, nüfus iĢlemleri, mobil noter, bilgilendirmeler), acil
durumlarla ilgili mobil kamusal hizmetler (afet uyarı/acil çağrı-yardım) ve diğer mobil hizmetler (izin
belgesi alma, kimlik kartı, imza) olarak üç farklı kategoride toplanabilmektedir.
Mobil eğitim gibi alanlar da yine kamu yönetimi açısından önemli konuların baĢında yer almaktadır.
Çünkü bu yapı orta düzeyde tekno-kültür etkisinde gündeme gelmektedir. Eğitim teknolojilerinin ya
da eğitimde teknoloji kullanımının, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel boyutlarının yine dikkate
alınması önerilmektedir (Selwyn, 2010, ss. 788-790): Özellikle, ―beyin eğitici‖ mobil oyunların
Ġngiltere gibi ülkelerde yaygınlaĢması, hem ticari hem eğlendirici-eğitici bir baĢarı olarak
anımsatılmaktadır. Ayrıca, mobil bilgisayarların insanların karmaĢık sorunları çözerken ―tam
zamanında bilgi edinme‖ katkısıyla öğrenmeye yardımcı rol oynadıkları vurgulanmaktadır. Yine de,
duygusuzlaşma, yetkisizleşme, eşitsizlik, bürokrasi, iktidar, denetim, kamusal düzenlemeler gibi
unsurların da incelenmesi önerilmektedir. Mobil öğrenme oyunlarının toplumsal tasarım ve üretiminde
eleĢtirel bakıĢ gereksinimi de iĢin bir baĢka boyutunu oluĢturmaktadır.
35
2. KAMU YÖNETĠMĠ-MOBĠL YAġAM BAĞLAMINDA GÖÇ VE
KALKINMA
Yoksulluk bağlamında kalkınma sorunsalını irdeleyen Tshishonga (2009), Narayan ve Patesch‘in
kitabını incelemektedir: Mobiliteye farklı disiplinlerden bakıp ―yoksulluktan çıkıĢı/hareketi‖ arayan
yazarlar, ―kronik yoksulluk, kalkınmamıĢlık ve eĢitsizlikten‖ etkilenen kesimler ve kutuplaĢan
dünyada, yoksulun deneyimi ve toplumsal gerçeği nedir? Kalıcı yoksulluk ve eĢitsizliğin, düzgün bir
yaĢamı engellemesi bir yana; yoksulun ―yoksullukta uzmanlığı‖na değer verilerek, özgüven kazanması
sağlanabilir ve bir kalkınma ajanı (agent) olarak rol verilebilir. Yoksulluktan harekete geçmede,
araçsal engeller ve çözüm reçeteleri analizinin ötesinde; toplumsal, ekonomik ve siyasal etkenlerin
bütüncü yaklaĢımla ele alınması gerekmektedir. Katı ekonomik modeller yerine; yoksul-mobiliteye
fırsat veren ―yetkilendiren‖ (empower) model sunulmaktadır. Özellikle gecekonducuların kaynaklara
eriĢimini kısıtlayan, toplumsal ve ekonomik dıĢlanmayı getiren (yeni liberal siyasalar) yerine,
―yoksulluktan uzaklaĢtırıcı bir hareket nasıl sağlanabilir?‖ sorusu, ―kalkınma, toplum çalıĢmaları,
antropoloji, toplumbilimi, iktisat, uygulama, siyasa oluĢturma‖ alanlarındaki görevlileri meĢgul
etmektedir.
Sekhar (2010), 149 ülkeyi kapsayan, ―sosyal, siyasal ve ekonomik‖ alanlardaki temel iĢlevlerini
aksatmadan yürütebilen devletleri incelediği araĢtırmasında, sosyal kırılganlıkların siyasa ve ekonomik
alanlarda önemli etkisi olduğunu, siyasal etkinin biraz sosyal alanda hissedildiğini (ekonomik alanda
belki uzun dönemde ancak kısa dönemde değil), ekonomik kırılganlıkların ise ―gelir düzeyi‖ ya da
gelir eĢitsizliği‖ boyutlarından birisi ile sosyal ve siyasal alanı etkilediğini saptamaktadır. Ekonomik
kırılganlık, ―dıĢ borç‖, ―‖zayıf ülke komĢuluğu‖ ve ―sosyal kırılganlık‖ tarafından olumlu ve önemli
bir bağıntı ile etkilenmektedir. Kişibaşı gelir düzeyi, yolsuzluğun denetimi ve kurumsal kapasite,
ekonomik kırılganlığı önemli ölçüde azaltmaktadır. Eğitimde kamu harcamalarının ―siyasal
kırılganlıkla‖ bağıntısı saptanmıĢ, bu durumun, krize giren devletlere bu yönde yapılan dıĢ yardımların
artması ile açıklanabileceği belirtilmiĢtir. Sosyal kırılganlık, siyasal kırılganlık, sağlık altyapısının
olmayışı, kamu politikalarının belirsizliği ve gelir eşitsizliği belirleyici etkenlerinin bir fonksiyonu
görünümündedir. Kamu Yönetimi ―krizi‖ biçiminde devletin kırılganlıklarını önlemeye yönelik siyasal
giriĢimlerin, ―toplumsal bütünlüğün inĢasına‖ öncelik vermesi gerektiği vurgulanmakta, Rusya,
Meksika, Brezilya ve Polonya gibi görece istikrarlı örneklere değinilmektedir. Kamu yönetiminin
kapasitesini ve kurumsal performansını artıracak olan bu önceliklerin dikkatle incelenmesi
önerilmektedir. Bu ipuçları, mobil yaĢam ve kalkınma yönetimi öncelikleri açısından
değerlendirildiğinde ise, mobil yaĢamı destekleyecek teknolojiler ve yatırımlar için ―yol haritası‖
çizebilmek olasıdır: Kişibaşı gelir düzeyini artıran, yolsuzluk denetimi sağlayan, kurumsal kapasite
geliştiren, sağlık altyapısını destekleyen, kamu politikalarının belirsizliğini gidermeye yardımcı olan
ve belki e-yönetişimi içeren, gelir eşitsizliğini azaltan tasarımlara öncelik vermek, sağlıklı bir kamu
mobil politikası için düĢünülebilir.
Mobilite sadece teknolojik anlamda değil hareketlilik anlamında da ele alınabilir. Günümüzde bilgi,
yeniden üretilen bir kaynak olarak sosyal ve ekonomik faaliyette önemli ve temel ―girdi‖ haline
gelirken; bilgi temelli toplumlar, eğitim düzeyi ile araĢtırma ve ekonomik büyüme arasındaki bağıntıyı
saptamaktadır. Örneğin, doktora mezunu bireyler, bu tür toplumlarda bilginin üretimi, uygulamaya
geçirilmesi ve aktarılmasında anahtar rol oynamakta, UNESCO, OECD ve Avrupa Istatistik Ofisi‘nin
(Eurostat) katkılarıyla pekçok ülkede ―Doktora Derecelilerin Kariyer GeliĢimi AraĢtırması‖ ile yüksek
vasıflı çalıĢanların uluslararası hareketliliği ile iĢgücü piyasasında eğitimin niteliksel ve niceliksel
yeterliliği ölçülmeye çalıĢılmaktadır. Yüksek öğrenim mezunu bireyler, çalıĢmak veya eğitim almak
amacıyla baĢka bir ülkede yaĢamayı tercih ederek, uluslararası ilerleme ve bilgi ve teknolojinin
yayılımı açısından önemli katkıları olabilir. TÜĠK‘de planladığı bir araĢtırmayla, yüksek vasıflı
bireylerin eğitim, istihdam durumu, uluslararası dolaĢım, kariyer deneyimleri ve kiĢisel özellikleri ile
ilgili göstergeleri incelemektedir. Beyin göçü/beyin kazanımı/beyin dolaĢımı (brain drain / brain gain /
brain circulation ) baĢlıkları altında nitelendirilen yüksek vasıflı çalıĢanların uluslararası hareketliliği
ile ilgili sorulara cevap aranması, toplum tarafından yüksek eğitim almıĢ bireylerin vasıflarının ne
derecede iyi değerlendirildiğini belirleyebilir (TÜĠK, 2010). Bu tür araĢtırmaların kaynakları olarak,
TÜĠK Eğitim Veri Tabanı, YÖK Tez Veri Tabanı, YÖK Akademik Personel Veri Tabanı, TÜBĠTAK
ARBĠS Veri Tabanı gibi e-adres tabanlarında, yüzbinlere ulaĢan kiĢi sayısı ile ilgili analiz yapılabilir.
36
Kamu yönetiminin bu konuda farkındalığını geliĢtirmesi önemlidir, çünkü, araĢtırmacı sayısı ve
hareketliliği ―kritik kütleye‖ eriĢtiğinde, geliĢen Ar-Ge ivmesi, ülkenin kalkınmasında daha etkili
olabilir. Teknoloji üretimi aĢamasında daha da ilerlemeler sağlanabilir. Mobil yaşam bağlamında diğer
vatandaşlara ve konulara ilişkin verilerin de araştırılabilmesi, çeşitli veri tabanlarının oluşturulması
kamu yönetimine yeni görevler getirmektedir. Bu hareketlilikle sağlanan değiĢimler geliĢmiĢ
ülkelerdeki çoğu yeniliklerin de mobil yaĢamı olan kiĢilerin çevresinde değerlendirilmesine yol
açmakta ve özellikle iletiĢim anlamındaki tüm teknolojik geliĢmeler bu çevrede hızla kullanılır ve
yaĢanır hale gelmektedir.
Bu ve benzer eylemler ile insan refahının belirli bir coğrafi bölgede ölçümlenmesi yaklaĢımının
aĢılması söz konusu olmaktadır. O zaman bu tarz geliĢmelerden etkilenen toplulukların toplumsal ve
ekonomik ilerleme kararlarının hem hanehalkınca hem de kamu yönetimlerince nasıl verilebileceği de
ayrı bir tartıĢma konusu haline dönüĢmektedir: Bir yerde, eğitime veya sağlığa ne kadar harcanacağı,
iĢgücüne ne düzeyde katılacağı birer kamu politikası konusu ise de; bireyler, daha iyi iĢgücü piyasası
fırsatları, temel hizmetlere, altyapıya, genelde daha iyi yaĢam koĢullarına eriĢim için bir baĢka yere
ikamet nakli yapmayı isteyebilirler. Doğduğu yerden göç eden ve genelde daha iyi eğitim sonuçlarıyla
daha iyi gelir ve refah düzeyinde yaĢayanların durumu, bilgili bir karar aldıklarını göstermektedir
(Ortega, 2010). Hatta, geliĢmekte olan ülkelerin, refah düzeyi artırıcı ve kalkınma aracı olarak, geliĢen
ülkeler arasında da uluslararası göç anlamında mobil yaĢamı teĢvik edici kamu politikaları gütmeleri
önerilmektedir.
3. MOBĠL YAġAMIN GERĠPLANI: TOPLUMSAL HAREKETLĠLĠK
(Social Mobility)
Günlük yaĢamda, yolda, okulda iĢyerinde mobil yaĢama katılan vatandaĢları yaygın olarak
gözlemlerken; ―herkesin cep telefonu var, belirli bir geliri var, mobil erişimi var, demek ki, sosyo-
ekonomik anlamda toplumda bir şeyler oluyor, en azından ilerliyoruz‖ biçiminde bir ön kabul ve
analiz yeterli olamayabilir. GeliĢmiĢ ülkelerin baskın olarak etkileyebildiği ―elit kültür‖ yaklaĢımı,
―tüketim toplumu‖ değerlerinin etkinliği, ―eksik bir şeyleri yeni ve pahalı teknoloji ile telafi etme‖
isteği gibi karmaĢık süreçler iĢliyor olabilir...
Sosyal adalet, maddi eşitsizlikler ve kırılganlıklar, geliĢmiĢ Batı ülkelerinin ―makro‖ sorunu iken;
örneğin, Hindistan‘da yabanıl kırsal kesimin yoksulluğu, yerel-bireysel kötü kültürel özellikleri,
işlevsizliği, edilgenliği ve eğitimsizliği sorunu ―makro‖ sorun olarak gösterilmektedir. AzgeliĢmiĢ ülke
ve yörelerde gecekonduların karmakarıĢık – işlevsel kamu yapılarından yoksun, resmi otoritelerin
uğramadığı, kalabalık, fakir, kimliksiz, sağlıksız, dilenci, kirli görünümünden, soylu bir amaç, mesleki
uzmanlık ve giriĢimcilik ruhuyla uyanan modern liberal yaĢama geçiĢ öyküleri, kimi zaman filmlere
de konu olmaktadır (Sengupta, 2010): ―Gecekondu milyoneri‖ (slumdog millionaire) filminde de
vurgulanan, yeni orta sınıf ve eĢrafa hizmet eden kent geliĢimi modeliyle, ―sağlık, güvenlik ve çevre
korumanın‖ bir kamu gereksinimi olduğu ifade edilmekte, kamu-özel iĢbirliği modelleriyle, kamu
varlıkları piyasaya sunulmakta ve toplumsal yaĢam kapitalist geliĢime açılmaktadır. Yoksulun kendi
sorununu çözemeyeceği düĢüncesi ile sermayenin mantığına direnemeyeceği görüĢlerine karĢı
görüĢlere de pek yer verilmediğinden; toplumsal hareketliliği yukarı doğru olan orta sınıfın ideal ve
mitleri, gecekondudan milyoner çıkması senaryosuyla çakıĢmaktadır.
KüreselleĢmenin izleri olarak, yabancı paraların yaygınlığı ve ―çağrı merkezleri‖ (call centers)
özellikle, yabancı firmaların Hindistan‘dan yoğun dıĢ hizmet alımı biçimine dönüĢmüĢtür. Kamunun
öncülüğündeki 1990‘lı yıllardaki kalkınmanın ve vatandaĢ-iĢçinin baĢrol aldığı dönem yerine;
günümüzde yeni neoliberal kalıplar ve kiĢisel sorumluluk alan, yolsuz ve beceriksiz kamu görevlilerini
hor gören, daha iyi bir yaşam tarzı hakkını arayan tüketici-vatandaĢ öne çıkmaktadır. Koloniyal ve
ırkçı söylemlerden tabiatıyla kaçınılması gerekirken; tarihsel ve siyasal olguların anımsanması,
―sömürgeci dilbilgisine‖ ve ―koloniyal ilerleme imgesine‖ yine de dikkat edilmesi önerilmektedir
(Sengupta, 2010, ss.612-614). Batı‘nın ―uygarlık misyonu‖ dıĢında, diğer ülkelerin iyi yerel özellikleri
kurtarabileceği, kendi çağdaĢlaĢmasını gerçekleĢtirebileceği görülmek istenmektedir. Yine de, orta
sınıfın, yoksulun kirli, karmaşık ve suçlu hallerinden kurtarılması için, yasama ve kamu politikalarının
harekete geçirilmesi dürtüsü vurgulanmaktadır. Çok katlı kentsel dönüĢümün özel firmalarla
sağlanması, sivil toplum kuruluĢları ve dıĢ yardım kuruluĢları sayesinde yoksul kesimlerin eğitilerek
37
yasadıĢı durumlardan kurtarılması çabaları yer bulmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerin, kamu
politikaları, daha iyi düzenlemeler ve uygulamalar açısından epeyce iĢler gerçekleĢtirmesi gerektiği
anlaĢılmaktadır. Ayrıca bu kamu politikaları arasında mobil yaĢamın toplumsal ve bireysel yaĢamın
değerini arttırıcı fonksiyonlarının kullanılması da bir diğer ele alınması gereken konudur.
Göç ve kalkınma konusunda 1990‘lı yıllardaki, beyin göçü ve niteliksiz işgücü kaybı nedeniyle
kötümser yaklaĢım yerine; gelir, yaĢam standartları, eğitim, sağlık, anavatanda siyasal süreçler gibi
olumlu potansiyel etkiler gündeme gelmektedir (de Haas ve Rodríguez, 2010): Tabandan gelişim,
kendine yardım etmeyi öğrenme gibi saf nitelemelerin, neoliberalizmin kandırmacası olabileceğini
gözönünde tutan görüĢlere de değinilmektedir. Ayrıca, araçsal veya faydacı görüĢlerle, ekonomik
refah artıĢı bakıĢ açısının kısıtları gösterilmektedir. Asıl olarak, insan hareketliliğinin içsel gelişim
değerlerinin vurgulanması gerektiği öne çıkmaktadır: İnsanın tercihlerde bulunabilmesi, korkusuzca
ifade özgürlüğü, değer verdiği bir yaşam sürebilmesi gibi özgürlüklerde geniĢlemeler önemlidir.
Çünkü, kalkınma amacı insanın içsel geliĢim değerlerini artırıcı olmalıdır ve maddi koĢullar geliĢtikçe
özgürlükler daha da geliĢebilmelidir. Mobil yaĢam, insanın nerede yaĢayacağına karar vermesini
içerdiği gibi, hareket (göç) özgürlüğü iĢlevini de kapsamaktadır. Dolayısıyla, genel anlamda ―mobil
yaĢamın‖ insanın geliĢiminin bütünleyici bir parçası olduğu savunulmaktadır. Mobil yaĢam sayesinde,
insan diğer yeteneklerini de geliĢtirebilir, daha iyi kazanç, kendisi ve çocukları için daha iyi eğitim, öz-
saygı gibi. Hareketlilik ve ve göç açısından, mobil yaĢam, insanın gelişiminin bir ifadesi olarak da
görülmektedir. Meksika, Türkiye ve Fas gibi ülkelerde göçlerin temel dürtüsü yoksulluk olagelmiĢtir.
Yine de bu konunun bir sorun olarak değil; geliĢimin bir parçası olarak görülmesi önerilmektedir:
Hava değiĢimindeki ferahlık, yalnızca turizmde değil, göç sırasında da merak, keşfetme, diğer
toplumlara ilgi, serüven duygusu gibi gereksinimler karĢılandığından olabilir. Yöreler, bölgeler ve
ülkeler arasında hareketlilik, yapısal kısıtlar da içerebilir, refah artıĢı yerine olumsuzluklara da neden
olabilir. Bu nedenle, ulusal düzeyde toplumsal ve ekonomik alanda yenilikler ve sürdürülebilir
kalkınma çabalarına gerek duyulmaktadır. Göç edenlerin, sılaya para göndermesi, şirketlere sermaye
yatırımı, kamuoyu tartışmalarına katkısı da söz konusu olabilir. Çünkü farklı bakıĢ açılarını ve farklı
uygulamaları görmek ve o uygulamalarda yaĢamak farklı bir toplumsal ve bireysel olgunluk ve görüĢ
yaratmaktadır.
Türkiye‘de 1960‘lı yıllardan bugüne iç ve dıĢ göçler, kente yansımaları, gecekondu kültürü ve müziği
üzerine pek çok araĢtırma ve tartıĢma yapılmıĢtır. KentleĢme sorunları yoğundur. Tüketici-vatandaĢ
modeli ön plana çıkmaya baĢlamıĢ, bazen vergi ödemeden veya kent kurallarına uymadan kaçınma
çeliĢkileri olsa da, modern kent yaĢamından beklentiler artmakta, kırsal kesimde de belirli yaĢam
standartları oluĢmaktadır. Modern kent yaĢamında sorun olan birçok eylemin mobil çözümlerle daha
kolay anlaĢılabilir olması yine bu standartlar içinde yer almaktadır. Örneğin büyük Ģehirlerde trafiğin
izlenebildiği IBB trafik gibi uygulamalar ya da havaalanlarındaki uçuĢ düzenini gösterebilen
aplikasyonlar bireysel veya iĢ sorunlarının çözümünde de ciddi bir rol oynamaktadır. Mobil iletiĢim
ciddi ölçüde yaygınlaĢmakta hatta baskın iletiĢim alanı olarak ortaya çıkmaktadır. Kent nüfusunun
ülke nüfusuna oranı, %30‘lardan %70‘lere çıkarken mobil cihaz kullanıcı sayısı da benzer ölçüde
artmaktadır; sürdürülebilirlik, sağlık, eğitim, konut, ulaĢım, bilgiye eriĢim, kamu hizmetlerine eriĢim,
kamu yönetimi-vatandaĢ odaklılık, toplam kalite yönetimi bakımından etkileĢim gibi yeni ve yoğun
alanlarla karĢılaĢmaya hazır olması gereken toplum için mobil cihazlar da bilgilerin iletilmesi ve
yönetilmesi açısından yardımcı olmaktadır.
Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu 2009 Faaliyet Raporu (BTK, 2010)‘na göre ―Türkiye ile bazı
AB ülkelerinin nüfusa göre geniĢband (geniĢ veri aktarım kapasitesi) penetrasyon (kullanım/eriĢim
yaygınlığı) oranları, hane halkına göre karĢılaĢtırıldığında, AB ülkeleri penetrasyon ortalaması %55
iken; Türkiye‘de bu değer %39,6 olup AB ülkelerine yakındır ve Portekiz ile benzer geliĢme
sergilemektedir (s.31-32). 2009 sonu itibariyle Türkiye‘de %88 penetrasyon oranına karĢılık gelen
62,8 milyon mobil abone bulunmakta, hızlı artıĢlar görülmektedir. Bununla birlikte; 2009 Temmuz
ayında baĢlayan 3G hizmetleri birlikte 3G abone sayısı 2009 sonu itibariyle 7 milyonu geçmiĢtir‖.
4. MOBĠL ĠLETĠġĠMĠN TOPLUMSAL DĠNAMĠKLERĠ
Mobil iletiĢim araçlarıyla (cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb.) kurulan iletiĢim bağlantıları (e-posta,
metin, video, vb.), yüzyüze iletiĢimi (arkadaşlar, aile, çıkar grupları, destek grupları, iĢyeri vb.)
38
destekleyebilmektedir (Phelps, 2010‘de Mary Chayko): Yer ve zamandan bağımsız olarak, toplumun
üyeleri birbirleriyle görüĢebilmekte, bazen de dürüst olmayan, rahatsızlık veren uygulamalar
görülebilmektedir. Internet suçları, davranış bozuklukları, özel hayata ve mahremiyete saygısız aĢırı
gözetim gibi sorunların da, yine e-grup tartıĢma forumlarında açıkça ele alınıp üretken çözümler
getirilebileceği beklenebilmektedir. Bu konuda Mary Chayko‘nun ABD‘de mobil teknolojileri
kullananlarla e-posta yoluyla araĢtırmasına değinilebilir (Phelps 2010): (ki, böylesi bir örneklemin
gerçekçi temsil yeteneği tartıĢılabilir), mobil teknolojilerin çekiciliği, sınırlılıkları, önemi ve deneyimi
açık uçlu biçimde e-posta ile sorulmuĢtur: Bilişsel, duygusal, toplumsal ve uygulama boyutları içsel
dinamiği yansıtırken; daha geniş bağlam ve toplumsal tepkiler dışsal dinamikleri yansıtmak üzere
sorgulanmıĢtır. Kullanıcıların yaĢadığı gerilimler, ödünleşimler, hissettikleri ve deneyimleri
açıklanmıĢtır: Denekler, bilişsel yankılanma, duygusal bağlanma, neşeli sohbet, toplumsal destek,
uygun erişim gibi olumluluklar karĢılığında; mahremiyet, hesapverebilirlik, çevirimdışı yükümlülükler
gibi sorunlar ortaya çıktığını belirtmiĢtir. Canlı ve gerçekçi yorumlar için, psikoloji, iletiĢim bilimleri,
sosyoloji gibi bilim dallarının eĢgüdümünde araĢtırmalar gereği saptanmaktadır. Toplumların değişimi,
teknolojinin olgunlaşması, toplumsal tepkiler gelişimi, istenmeyen sorunlara çözümlerin sınanmasıyla
dinamikler de, iletişim normları, adabı ve söylemleri değiĢebilir. Ailelerin ve vatandaĢların yaĢamına
etkileri de tartıĢılmalıdır. Kamuda, iĢyerlerinde, okulda vb. yerlerde cep telefonu kısıtlamaları ile
görgüsü, adab-ı muaĢeret kuralları ve ilkeleri geliĢtirilirken, bu tür duyarlı alanlar da dikkate alınabilir.
5. VATANDAġ-KAMU YÖNETĠMĠ ETKĠLEġĠMĠ ve KURUMSAL
GELĠġĠM ĠÇĠN ETKĠLĠ TAKIM ÇALIġMASI
Gerek kamu kurumları, kamu görevlileri, gerekse vatandaĢ ve fahri kuruluĢlar olsun, ideal amaçlar,
―daha iyi bir dünya ve mobil yaĢam‖ ise; birlikte yaĢam ve çalıĢma ortamlarını da geliĢtirebilmek
üzere iĢbirliği ve takım çalıĢmaları yapılmasının gerekli olduğunun farkına varılması yararlı olabilir:
Ford ve Kıran (2008, s.135), bir araĢtırma bulgusuna (Symlog Research Summary) değinirken; takım
çalıĢmasına katkısı olan özelliklere yer vermektedirler: Tanınırlık, toplumsal başarı, hoşlanılan ve
saygı duyulan, ortak amaca yönelik etkin takım çalışması, kurumsal birlik, verimlilik, güçlü tarafsız
yönetim, iyi zaman geçirmek, gerilimi gidermek, denetimi esnetmek, gerektiğinde yardım edilerek
daha az muktedir üyelerin korunması, eşitlik, karar almada demokratik katılım, sorumlu idealizm,
işbirliği, yeni usüllere değişim, farklı değerler ve yaratıcılık, arkadaşlık, karşılıklı memnuniyet,
dinlenme, diğerlerinin iyi olduğuna güven, kuruma adanmışlık-inanç-sadakat, komutlara uymak,
yetkililerle uyumlu olmak, kurumsal amaçlara erişmek için gerekirse özveri. Yine takım için gerekli
ancak tehlikeli değerler ise Ģöyle sıralanmaktadır: Bireysel mali başarı, kişisel tanınma ve güç, yetki-
kural ve düzenlemeleri etkin olarak desteklemek, sert mizaç, kendinden emin, tutucu-yerleşik-işleri
doğru yapma, kurumsal amaçlar için bireysel isteklere gem vurma. Takım çalıĢmasını hemen her
zaman kesintiye uğratan değerler de belirtilmektedir: Kendine dönük bireycilik, yetkiye direnç, kendini
koruma, kendi çıkarlarını öne alma, kendine yeterlik, yerleşik usüllerin ve uzlaşmanın reddi,
tanınmışlığı edilgen inkar, yalnız gitme, başarısızlığın kabulü, çaba göstermekten kaçınma, otorite ile
edilgen işbirliksizlik, sessiz rahatlık, kolayına kaçış, kişisel ihtiyaç ve isteklerden vazgeçiş, pasiflik.
Mobil yaĢamın daha aktif, diğer deyimle etkin olacağını, hem vatandaĢlar hem de kamu yönetimi ve
kamu görevlileri açısından daha etkili takım çalıĢması gerektireceğini varsayıldığında, sorun ve
çözümlerin değerlendirilmesi, paydaĢlara/etkileĢenlere düĢen sorumlulukların farkına varılması,
―birlikte‖ çözümler üretilebilmesi önem kazanabilir.
Henüz tam üyelik olmasa da, Avrupa Birliği (AB) toplantıları için artan hareketlilik de dikkate
değebilir: Üye ülkeler arasında süregiden pazarlıklar, önermeler ve müzakerelerin %80‘nin en alt
düzeyde çalıĢma gruplarında yer alan ulusal kamu görevlileri düzeyinde tamamlandığı; %10-15‘inin
diplomatlar ve %5-10‘nun ise bakanlar düzeyinde gerçekleĢtirildiği belirtilmektedir (Bailer, 2010,
s.749‘da Hage, 2007). Bazı önermeler ise farklı düzeylerde ele alınmakta ve daha sık seyahatlerle
gidip gelinmesini gerektirmektedir. Böylesi toplantıların düzeyi ve sıklığı, müzakerelerin ima ettikleri
ve karĢılıklılığı, kullanılan stratejiler gibi yaklaĢımlar da oldukça hareketli, mobil ve yoğun trafikli bir
yaĢam tarzına neden olabilmekte; sürdürülebilirlik bakımından, ―iklim değiĢimi‖ etkileriyle
düĢündürücü yönler de ortaya çıkmaktadır.
39
6. MOBĠL PAZARIN KAMU YÖNETĠMĠ AÇISINDAN
DÜġÜNDÜRDÜKLERĠ
BTK 2009 Faaliyet Raporu (2010) verileri mobil cihaz kullanımıyla ilgili ciddi bir geliĢme olduğunu
gösterirken Türkiye‘de mobil abonelerin %25‘i faturalı, %75‘i ön ödemelidir. AB‘de ise mobil
abonelerin %58‘i ön ödemeli iken %42‘si faturalı abonelerdir (s.33-35): Türkiye AB ülkelerine kıyasla
daha yüksek oranda ön ödemeli aboneye sahip görünmektedir. Türkiye‘de özellikle genç nüfus
arasında yaygın kullanılan kısa mesaj (SMS), GSM operatörlerinin teĢvik edici kampanyaları ile hızlı
bir artıĢ eğilimindedir, 2009‘da SMS sayısı 128 milyarı geçerken, çoklu-medya ileti (resim, müzik vb.)
(MMS) sayısı, yaklaĢık 110 milyon olmuĢtur. Mobil telefon kullanım düzeyinin ölçümünde kullanılan
bir diğer gösterge ise aylık ortalama kullanım süresini ifade eden MoU (minutes of usage)‖dur.
Türkiye‘deki kiĢilerin ortalama aylık mobil telefon kullanım süresi 189 dakika olarak, Almanya veya
Ġngiltere‘den daha yüksektir.
6.1. Kamuda Geliştirilen Bazı Uygulamalar ve Zorunluluklardan Örnekler:
6.1.1. Kamunun Daha İyi Düzenleme Sorumluluğu İçin Piyasa Analizleri
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu‘nun (EHK) yürürlüğe girmesinin ardından, önceki kanun
uyarınca hazırlanan yönetmeliğin yerini almak üzere Elektronik HaberleĢme Sektöründe Etkin Piyasa
Gücüne Sahip ĠĢletmeciler ile Bu ĠĢletmecilere Getirilecek Yükümlülüklerin Belirlenmesi Hakkında
Yönetmelik hazırlanarak 01.09.2009 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanmıĢtır (BTK, 2010, s.36).
Elektronik haberleĢme sektöründe etkin rekabetin tesisi amacı ile AB mevzuatı dikkate alınarak
sürdürülen piyasa analizleri neticesinde, ilgili piyasada etkin piyasa gücüne sahip iĢletmeciler tespit
edilmekte, sektördeki üstünlüklerini, sektöre yeni giren veya rakip hale gelmeye çalıĢan iĢletmecilere
karĢı kötüye kullanmaları önlenmeye çalıĢılmakta, yükümlülükler getirilmektedir.
Mobil Ģebekelere eriĢim ve arabağlantı sağlama, çağrı baĢlatma ve mobil çağrı sonlandırmada; ayrım
gözetmeme, Ģeffaflık, referans eriĢim ve arabağlantı teklifleri hazırlama ve yayımlama, tarife
düzenlemelerine (maliyet esaslı) tabi olma, hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi, ortak yerleĢim.
Piyasa analizleri azami üç yılda bir tekrarlanmaktadır. Bununla birlikte ilgili piyasalarda etkin piyasa
gücüne sahip iĢletmecilerin belirlenmesi amacıyla Kurum re‘sen ya da iĢletmeci veya iĢletmecilerin
gerekçeli talebi üzerine üç yıl dolmadan da piyasa analizi yapabilmektedir (BTK, 2010, s.39).
6.1.2. Mobil Cihaz Kayıt Sistemi
Mobil Cihaz Kayıt Sistemi; yasal olarak ithal edilen cihazların kayıt altına alınması ve kaçak, kayıp,
çalıntı ve klonlanmıĢ kod numarası (IMEI)‘na sahip cihazların elektronik haberleĢme Ģebekesi ile
bağlantısının kesilmesi amacıyla kurulmuĢ ve bu donanım ve veritabanı sistemi üzerinde çalıĢan
İthalat Takip Sistemi, Bilgi ve İhbar Merkezi Sistemi, Bireysel Başvuru Sistemi, Savcılık Takip Sistemi
gibi çeĢitli uygulamalar geliĢtirilmiĢtir (BTK, 2010, s.73-74). Birçok iĢlem otomatik hale getirilerek
süreçlerin etkin, doğru ve hızlı iĢlemesinin sağlandığı belirtilmektedir (Bakınız Çizim 1). Bu sistem
sayesinde, can ve mal güvenliği sağlanabilir olmuĢ ve bazı sorunlar ortaya çıkmadan giderilebilmiĢtir.
Böylesi uygulamalar, diğer bazı kamu yönetimi uygulamalarına öncülük edebilir ve örnek
oluĢturabilir. Adalet sistemi, çağrı merkezleri, gümrük/sınır bilgi sistemi, ilgili mobil hizmet
sağlayıcıları, veritabanları, Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu ve son kullanıcılar arasında mobil
bağlantı sistemi iĢlevsel olmaktadır.
Çizim 1: Milli Mobil Cihaz Kayıt Sistemi
40
Kaynak: BTK, 2010, s.74.
SONUÇ
Mobil yaĢam ve kamu yönetimi bağlamında etkileĢimi ele almayı amaçlayan bu kısa çalıĢmada, kamu
yönetiminin daha iyi kamu hizmeti düzenlemeleri için dikkate alınabilecek etmenlere ve değiĢkenlere
değinilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu alanlarda ―mobil iĢlem, mobil acil hizmetler ve de mobil hizmetler‖
biçiminde örneklerle kamu yönetiminin sorumluluğu açısından ―göç, hareketlilik, mobil yaĢam ve
kalkınma‖ kavramları irdelenmiĢtir. Toplumsal hareketlilik, mobil yaĢamın toplumsal dinamikleri,
vatandaĢ-kamu etkileĢimi kavramlarına değinilmiĢ, kamu düzenlemesi açısından mobil piyasa
verilerine yer verilmiĢtir.
Mobil yaĢama dair teknoloji üretimi konusunu titizlikle öncelikleri arasına almaya çalıĢan ülkemizde,
kamu yönetimi açısından, planlayıcı ve denetleyici birimler ile kamu hizmeti sağlayan kamu ve özel
kuruluĢlara, düzenleyici kuruluĢlara yeni ve önemli görevler düĢecektir. Burada kısaca değinilen
―mobil yaĢam‖ çerçevesinde kamu yönetimi, doğru planlama, altyapı geliĢtirme, hizmetlerin
geliĢtirilmesi-güvenli-eriĢilebilir kılınması, kalite ve fiyat denetimi, kamu sağlığı sorunlarının
giderilmesi ve diğer öncelikli konularda Ar-Ge desteği vurgulanabilir. Toplumsal dönüĢüm tartıĢmalı
ve çok-değiĢkenli bir kavram olarak çeĢitli araĢtırmaların yapılmasını beklemektedir. Mobil yaĢamla
ilgili ekonomik ve mali düzenlemeler geliĢtirilebilmelidir. Mobil yaĢamın oluĢturduğu siyasal etkiler
incelenmelidir. Bu tür cihazların ve sistemlerin kültürel değerler, olumlu toplumsal gelenekler, ve
ekolojik çevrenin korunması gibi konularla etkileĢimleri de dikkate alınması gereken bir diğer konu
olarak düĢünülebilir. Mobil yaĢamı dikkate alabilen kamusal düzenlemeler, bu yaĢamı daha etkin
kılabilecek ve vatandaĢın sorunlarını azaltabilecek bir modele dönüĢtürülebilir. KentleĢme yoğunluğu,
kırsal alanlarda uzaklık sorunu, nüfus, ulaĢım maliyetleri, çevre sağlığı ve korunması gibi etkenler,
mobil cihaz sayısı gibi veriler, toplumun ihtiyaç ve motivasyonu değerlendirildiğinde; kamu
yönetiminin vatandaĢa eriĢebilmesi ve vatandaĢın kamu yönetimine, kamu hizmetlerine eriĢebilmesi
daha uygun, makul ve kullanıĢlı duruma gelebilecektir.
Ülke kalkınması, kamu yararının gözetilmesi, vatandaĢların refahının artırılması gibi makro ve mikro
değiĢkenler açısından değindiğimiz 149 ülkeyi içeren araĢtırmada (Sekhar 2010), kamu yönetimi
açısından ders alınabilecek dünyada en riskli ve kırılgan devletlerin durumu incelendiğinde; kamu
yönetiminin kapasitesini ve kurumsal performansını artıracak öncelikler önerilmektedir. Bu ipuçlarını,
mobil yaĢam ve kalkınma yönetimi öncelikleri ile uyumlu değerlendirebilen bir ―kamu düzenlemesi‖,
41
mobil yaĢamı destekleyecek teknolojiler ve yatırımlar için ―yol haritası‖ çizebilir: Kişibaşı gelir
düzeyini artıran, yolsuzluk denetimi sağlayan, kurumsal kapasite geliştiren, sağlık altyapısını
destekleyen, kamu politikalarının belirsizliğini gidermeye yardımcı olan ve belki e-yönetişimi içeren,
gelir eşitsizliğini azaltan tasarımlar ve uygulamalara öncelik vermek, sağlıklı bir kamu mobil
politikası için düĢünülebilmelidir.
42
KAYNAKLAR
Bailer, Stefanie. (2010). ―What Factors Determine Bargaining Power and Success in EU
Negotiations?‖, Journal of European Public Policy, 17: 5, 743 — 757.
BTK. (2010). Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2009 Faaliyet Raporu.
de Haas, Hein & Rodríguez, F. (2010). ―Mobility and Human Development: Introduction‖, Journal of
Human Development and Capabilities, 11: 2, 177 — 184.
DPT. (2006). Devlet Planlama Teşkilatı Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı (2006-2010).
Ford, David L. & Kıran, M. Ġ. (2008). ―Perceived Leader Effectiveness across Organizational Roles:
Exploratory Evidence from Central Eurasia‖, Eurasian Journal of Business and Economics, 1 (2),
131-156.
Ortega, Daniel E. (2010). ―Human Development of Peoples‖, Journal of Human Development and
Capabilities, 11: 2, 229 — 257.
Phelps, David. (2010). ―A Review of Mary Chayko, Portable Communities: The Social Dynamics of
Online and Mobile Connectedness (Albany, NY: Sunny Press, 2008)‖, The Information Society, 26: 4,
312 — 313.
Sekhar, C.S.C. (2010). ―Fragile States: The Role of Social, Political, and Economic Factors‖, Journal
of Developing Societies,26: 263-293.
Selwyn, Neil. (2010). ―Review of Eric Klopfer, Augmented Learning: Research and Design of Mobile
Educational Games (Cambridge MA: The MIT Press, 2008)‖, Information, Communication & Society,
13, 5: , ss. 788-790.
Sengupta, Mitu. (2010). ―A Million Dollar Exit from the Anarchic Slum-world: Slumdog Millionaire's
Hollow Idioms of Social Justice‖, Third World Quarterly, 31: 4, 599 — 6.
Tshishonga, Ndwakhulu. (2009). ―Review of Deepa Narayan and Patti Patesch, Moving Out of
Poverty: Cross-Disciplinary Perspectives on Mobility (Washington Dc.: World Bank, 2007)‖,
Development in Practice, 19: 7, 939 — 940.
TÜĠK. (2010). 2009 Doktora Derecelilerin Kariyer Gelişimi Araştırması Elkitabı,Türkiye Ġstatistik
Kurumu Sektörel Ġstatistikler Grubu Bilim ve Teknoloji Ġstatistikleri Takımı.
43
ÖZGEÇMĠġ Doç. Dr. M. Kemal ÖKTEM
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Lisans, Hacettepe Üniversitesi‘nde Kamu
Yönetimi alanında Yüksek Lisans ve Doktora derecesini aldı. TODAĠE Öğretim ve AraĢtırma Asistanı
olarak görev yaptı. Eğitim amacıyla çeĢitli ülkelerde bulundu. Ġngiltere‘de Ġnsan Kaynakları
Planlaması, Ġtalya‘da Kamu Yönetimi ve Avrupa Birliği konularında burslu seminerlere katıldı.
Avustralya‘da Üçüncü Sektör kuruluĢlarında çalıĢmalar yaptı. Hacettepe Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü‘nde 2000 yılından bu yana görev yapmaktadır. ―Ġnsan
Kaynakları‖ ve ―Kamu Yönetimi‖ konularında yayınlanmıĢ çeĢitli makaleleri, tebliğleri ve
araĢtırmaları bulunmaktadır. Örneğin; ―Bilgi Teknolojileri ve Kamu Yönetimi‖ konulu bir kitap
bölümü ile Kamu Yönetimi: Gelişimi ve Güncel Sorunları (Ankara: Ġmaj Yayın, 2004) adlı ortak
editörlü bir kitap yayınlamıĢtır. KarĢılaĢtırmalı e-kamu yönetimi, kamu yönetimi ve kalkınma, bilgi
toplumu ve kamu yönetimi, insan kaynakları ve örgüt geliĢtirmesi konularını içeren dersler
vermektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
Hacettepe Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
Öğretim Üyesi
Beytepe 06800 Ankara
Telefon: 0312. 297 87 25
Faks: 0312. 297 87 40
e-posta adresi: [email protected]
44
IV. BÖLÜM MOBĠL DEMOKRASĠ PLATFORMU PROJESĠ
Arif Muti, Mobil Demokrasi Derneği
ÖZET
Yerel yönetimlerin vatandaĢlarına her türlü bilgiyi sunması veya acil durumlarda vatandaĢına anında
ulaĢabilmesi ve vatandaĢın da yerel yönetime geri dönüĢüm gerçekleĢtirebilmesi ‗‘yönetiĢim ‗‘
kavramının toplumsal ve siyasal yapıda daha etkin olabilmesini sağlamaktadır. Bu çerçevede
oluĢan/oluĢacak yeni toplumsal ve siyasal yapı içinde iletiĢim kanallarının rolü oldukça etkili
olacaktır.
20. yüzyılın teknolojik geliĢmeleri toplumların yapısını etkilemekle birlikte yeni bir toplumsal yapıyı
da beraberinde getirmektedir. Kitle iletiĢim araçlarının yaygınlaĢmasıyla bireyler arası iletiĢim de yeni
bir boyut kazanmıĢtır. Bu bağlamda toplumlar, enformasyon toplumu, bilgisayar çağı toplumu,
iletiĢim toplumu, bilgi toplumu gibi yeni isimlerle adlandırılmaya baĢlanmıĢtır. Kitle iletiĢim
araçlarının yaygınlaĢması ile birlikte tüm kitleye ulaĢabilme olanağı artmıĢtır. Bu sayede toplumsal
yaĢamda bilgilenme, eğlenme, haber alma, dinlenmeye varıncaya kadar tüm etkinliklerden haberdar
olmamız mümkün olmuĢtur. Bu nedenle toplumsal yaĢamın etkilenmesinde ve yönlendirilmesinde
kitle iletiĢim araçlarının rolü oldukça büyüktür.
ĠletiĢim konusunda tek yönlü ya da çift yönlü iliĢkiyi içeren tanımlar bulunmaktadır. Bugün iletiĢim,
daha çok çift yönlü iliĢkiyi içermektedir. Kaynak, mesaj (ileti), kanal ve alıcı öğelerini içinde
barındıran iletiĢim sürecinde kaynaktan gelen mesaj kanala, kanaldan alıcıya gönderilir. Yerel yönetim
ile vatandaĢ arasında köprü niteliği taĢıyan Mobil Demokrasi Platformu iletiĢim sürecinde kanal
görevini üstlenmektedir. Çift yönlü iletiĢimi sağlayan Mobil Demokrasi alıcıdan gelen mesajları da
kaynağa tekrar göndermektedir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi toplumu, mobil demokrasi platformu, toplumsal yaĢam, belediye
GĠRĠġ
Günümüzde daha çok bilgi toplumundan söz edilmesi ve bilgi akıĢının giderek hız alması, toplumdaki
iç dinamiklerin özellikle yerel yönetimlerin yönetim biçimindeki kaçınılmaz değiĢikliğin yeniden
yapılanma gereğini ortaya çıkarmaktadır. ‗‘Yönetim‘‘ kavramından farklı olarak yeni oluĢan
yapılanmanın içinde ‗‘yönetiĢim‘‘ kavramının giderek devlet nezdinde yer edinmesi ve bu sayede
yöneten ve yönetilen kesimlerin birlikte hareket etmesi hız kazanmıĢtır. Bu sayede ―yeni yapılanma‖
da taraflarca en uygun olanın yapılması bir bakıma toplumların yönetilmesinde ve düzenin
sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. YönetiĢim kavramının toplumda daha iyi yer edinebilmesi
için hükümetin alacağı karaların toplumda var olan sivil ve siyasal tüm yapıların yanında vatandaĢlarla
birlikte yeni düzenlemelere gitmesinin gerekliliği ve bu yapılanmanın ‗‘sürdürülebilirliği‘‘ önemlidir.
Söz konusu Mobil Devlet uygulamaları son yıllarda hızla yaygınlaĢmaktadır. Bunlar, genelde
vatandaĢın kamu kurumlarıyla ilgili iĢini cep telefonu ile de yapabilmesini sağlayacak uygulamalardır.
Mobil Demokrasi ise demokrasinin bir gereği olan katılımı yaygınlaĢtırır. Yöneten ile yönetilenlerin
görüĢlerinin istek, öneri ve Ģikayetlerin ortak alanda toplanmasını, gerektiği noktalarda da oylanmasını
sağlar.
1. MOBĠL DEMOKRASĠ KAVRAMI
Mobil demokrasi kavramı fikri 2004 yılında ortaya çıkmıĢtır. E-dönüĢüm, E-devlet uygulamalarının
yaygınlaĢtığı dönemde, vatandaĢı yaĢadığı kentle ilgili bilgilendirmek için yerel yönetimler baĢta
olmak üzere tüm kurumlar internet tabanlı uygulamalar içerisine girmiĢlerdir. O dönemlerde önemli
tespitlerden biri, yüzde 14 oranlarında olan internet kullanıcı sayısı ile bilgi toplumuna ulaĢmanın
imkansızlığıydı. Ama aynı dönemlerde cep telefonu kullanıcı sayısı ise neredeyse nüfusun yüzde
45
60larını bulmaktaydı. Cep telefonu kullanım oranın yüksekliği kadar efektif kullanımı da çok yüksekti
ve hala da öyledir. Aynı dönemler ‗‘pop star yarıĢmaları‘‘ dönemi olarak da nitelendirilmektedir. Bu
yarıĢmalara sosyal araĢtırmacı gözüyle bakıldığında mobil katılımın çok yüksek olduğu ortaya
çıkmıĢtır. Mobil demokrasi platformu da katılımcıların bir yarıĢmada hangi adayı seçmek istedikleri
ile ilgili tercihlerini SMS ile iletmelerini örnek alarak, özyönetim süreçlerinde bir teknik olarak,
demokratik katılımı daha da iĢlevselleĢtireceği düĢüncesinden doğmuĢtur.
2. PROJENĠN HEDEFLERĠ
Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile Bilgi toplumunun gereği olan; bilginin eĢit dağıtımı ve
paylaĢımı, demokrasinin zorunluluğu olan katılımın önündeki engellerin, mobil teknolojiler
aracılığıyla aĢılması, toplumsal zihniyetin, kentlilik bilincinin oluĢturulması ve duyarlılığın sağlanması
yönünde dönüĢtürülmesiyle yerel yönetimlerde ―etkin yönetiĢim‖ anlayıĢının egemen kılınması ve
böylece her bireyin karar alma sürecine doğrudan katılımının sağlanması; temel amaç ve ilkeler
ıĢığında yürütülmeyi hedeflemektedir.
3. MOBĠL DEMOKRASĠ PROJESĠ
Mobil Demokrasi Platformu Projesi, amaçlarına projenin içerdiği iki temel unsur ile ulaĢır. Bunlar
―888 Yayın Kanalı‖ ve ―3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı‘dır.
3.1. 888 Yayın Kanalı
―Mobil Demokrasi Platformu 888 Yayın Kanalı‖ ile yerel yönetimler, geliĢtirilen arayüz sayesinde
ve hücre yayın sistemi (cell-broadcast systems) aracılığıyla vatandaĢlara çağa ve kent yaĢamına en
uygun olan, ülkemizde özellikle her sosyo-ekonomik sınıfı kapsayacak denli yaygın bir Ģekilde
kullanılan, cep telefonları üzerinden ulaĢabilmektedir. Hücre Yayın Kanalı teknolojisinin vatandaĢlara
ulaĢım noktasında zaman ve mekândan bağımsız bir araç olan bir mobil teknoloji ürünü olmasının
yanı sıra bir diğer önemli avantajı ise acil durumlarda yoğunluk nedeniyle veya herhangi bir baĢka
nedenle kilitlenmesinin söz konusu olmamasıdır. Bu nedenle de 888 Hücre Yayın Kanalı yerel
yönetimlerin acil durumlarda veya doğal felaket gibi kriz durumlarında vatandaĢlara sürekli bir Ģekilde
doğru bilgi sağlayarak söz konusu olağanüstü durumu etkili bir Ģekilde yönetmelerine de olanak
sağlamaktadır. Böylece hem vatandaĢın hem de belediyelerin doğal felaketler karĢısında daha az zarar
görmesini sağlamaktadır.
Bir yandan da söz konusu kanalın etkin bir Ģekilde kullanılmasıyla birlikte, bilgi eksikliğinden
doğabilecek zararların da önüne geçilebilmektedir. Bunlar, vatandaĢların herhangi bir acil durumda
hayatlarını kurtaracak doğrulukta olan ve bilinç düzeyini yükseltecek eğitici yayın içerikleriyle
sağlanmaktadır. Nöbetçi eczanelerin iletiĢim bilgilerinden, herhangi bir kene ısırmasında yapılması
gerekenlere kadar tüm içerikler bilgi ihtiyacı doğmadan önce vatandaĢlara ulaĢtırabilmektedir. Benzer
bir Ģekilde kent yaĢamına ve kentlilik kültürünün oluĢumuna katkı sağlayan yayınlar ve yerel düzeyde
kalkınmaya hizmet edecek yayınlar veya yerel yönetimlerin çalıĢmalarına dair yayınlar da
vatandaĢların cep telefonlarına iletilebilmektedir. Nitekim bilgi çağının en önemli parametrelerinden
biri de bilginin doğru olduğu kadar etkin ve hızlı olarak da transfer edilmesidir. 888 YAYINCELL
Belediye Yayın Kanalı projesi ile yerel yönetimlerin, vatandaĢlarına daha ihtiyaçları oluĢmadan
ihtiyaçları hakkında hızlı ve etkin bilgilendirmeyi yapmaları söz konusudur.
Bilgi kirliliğine yol açmamak ve en etkili olan bilginin seçimine dair bir anlayıĢı kurumsallaĢtırmak
için belediyeler acil durumlar haricinde 888 Yayın kanalını günde 3 yayın içeriği sınırlamasıyla
kullanabilmektedir. Ayrıca Mobil Demokrasi Platformu katılım kanalı ile birlikte kullanıldığında 888
yayın kanalı belediyelerin kamuoyu yoklaması yapmak, mobil anketler veya referandumlar
düzenlemek adına sorularını vatandaĢlara ilettikleri bir kanal olarak da kullanmaktadır.
Yerel yönetim personeli ve yayın kanalı kullanıcısı proje bünyesinde 888 Yayın Kanalını siyasi veya
reklam içerikli yayınlar için kullanmamaları konusunda bilgilendirilmektedir. Buna ek olarak söz
konusu yaklaĢım gereği yayınlar Ecotel çalıĢanlarının editörlüğü sonucunda vatandaĢa
ulaĢabilmektedir. Böylece vatandaĢlar projenin faydalanıcıları statüsünde yer alarak yaĢamlarını
doğrudan ve olumlu Ģekilde etkileyen, yaĢadıkları bölgeye dair duyarlılıklarını arttıran bilgilere
46
kolaylıkla ulaĢabilmektedirler. Belediyeler daha Ģeffaf, demokratik ve bilgi çağına uygun araçlarla
hizmet kalitelerini yükseltecektir. Her yerele özgü en etkili bilginin tespitine yönelik sosyolojik
çalıĢmalar Türkiye geneline dair ileride birçok bakımından kullanılmak üzere ciddi veriler elde
edilmesini sağlayacaktır.
Hali hazır koĢullar içerisinde belediyeler vatandaĢlarına bilindik yöntemlerle ulaĢmayı tercih ederler.
Bu yöntemler kısaca afiĢ basmak, anons yapmak, el ilanı dağıtmak, billboardlar ve panolar
hazırlamak, internet aracılığı ile web sitelerinden çeĢitli duyuruları gerçekleĢtirmek, vatandaĢa toplu
SMS atmak ya da basılı ve görsel medya aracılığı ile vatandaĢlarla iletiĢim kurmaktır. Belediyenin
yaptığı anonslar, çoğu zaman gürültü kirliliğine yol açmakta ve maliyetli olmaktadır. AfiĢler, el
ilanları, billboardlar ise belediyenin harcamalarını çok yüksek düzeye çıkarmakta ve sınırlı miktarda
vatandaĢ bilgilendirilebilmektedir. Belediyenin internet sitesi üzerinden yaptığı bilgilendirmeler ise,
Türkiye‘deki internet kullanıcı sayısının düĢüklüğü göz önüne alındığında etkin bir yöntem olmaktan
henüz uzaktır. Söz konusu yöntemler içerisinde en etkili ve çağdaĢ olanı vatandaĢa toplu SMS
atmaktır. Ancak belediye yüksek maliyetlerle karĢılaĢmakta ve vatandaĢların cep numaralarını bilme
zorunluluğu oluĢmaktır. Bir diğer yandan vatandaĢın aktivasyonuna bağlı olmadığı için bilgi almak
istememe hakkını kullanması kendisine bağlı değildir. Öyle ki toplu SMS‘leri almak istemeyen
vatandaĢ bunu belediyeye bildirmek zorundadır.
Belediye mücavir alanı içerisinde bulunan 888 kanalını aktif hale getirmiĢ olan tüm vatandaĢlar ilgili
yayına ulaĢabilmektedir. Bu da toplu SMS‘ten farklı olarak mücavir alan sınırında ikamet etmeyip
ancak mücavir alan sınırından geçen veya geçici bir süreliğine orada bulunan vatandaĢların da bilgi
edinme hakkına ulaĢmalarını sağlamaktadır. Böylece 888 Hücre Yayın Kanalı Belediyelerin
vatandaĢlarını bilgilendirme noktasında kullanabilecekleri en faydalı proje olarak belirlenmektedir.
Mobil Demokrasi Platformu 888 Yayın kanalı ile herhangi bir konuda tutum ölçme anketleri yapmak,
karar alma sürecinde vatandaĢın fikrine danıĢarak referandum uygulamak, kamuoyu yoklaması
gerçekleĢtirmek mümkündür. VatandaĢın karar alma sürecine katılımını sağlayacak olan bu
uygulamalar aracılığıyla elde edilen veriler ıĢığında yerel yönetimler, hizmetlerinin kalitesini ve
verimliliğini ölçme ve ileriye dönük icraatlarını etkili bir Ģekilde planlama olanağına sahip olurlar.
Mobil Demokrasi Platformu Projesi kapsamında uygulanmıĢ olan anket ve referandumlardan elde
edilen katılım oranları ve içerikleri önemli veriler ortaya koymuĢtur. Söz konusu veriler, kentlilik
bilinci ve kent yaĢamı bağlamında geliĢen duyarlılığın önemli göstergeleridir. Anket ve referandum
uygulamaları, aynı zamanda vatandaĢların katılımcı bir özne olarak konumlandırıldığına ve böylece de
yönetilen ile yönetenler arasında belirli bir düzeyde güven iliĢkisinin sağlanmıĢ olduğuna iĢaret
etmektedir.
47
888 YAYIN KANALI” ĠĢ AkıĢ ġeması
888 Yayın Kanalı Ġçerik Örnekleri;
• AGZI ACIK BIR KOVADA UNUTULMUS SU, BIR MAHALLEYE YETECEK KADAR SINEK
URETEBILMEKTEDIR. LUTFEN SU KAPLARINIZIN USTLERINI ORTUN YA DA SUYUNUZU GUN
ASIRI DEGISTIRIN. KOCAELI BUYUKSEHIR BELEDIYESI-Mobil Demokrasi
• YAGISLI HAVALARDA VIRAJ ONCESI NORMAL SARTLARDAN DAHA ONCE YAVASLANMASI
GEREKIR. AYRICA VIRAJI DONERKEN SURAT NORMAL KOSULLARDAKININ EN AZ YARISINA
INDIRILMELIDIR. VIRAJ ICINDE KESINLIKLE FRENE BASILMAMALIDIR. SIIRT BELEDIYESI -
Mobil Demokrasi
• SIDDETLI YAGISLAR NEDENIYLE YASANAN SEL FELAKETI ICIN BELEDIYEMIZ PIRI MEHMET
PASA ILKOGRETIM OKULUNDA KRIZ MASASI OLUSTURMUSTUR. HASAR BILGILERINI KRIZ
MASAMIZA ILETINIZ. TEL:736 10 02 SILIVRI BELEDIYESI -Mobil Demokrasi
3.2. 3870 İnteraktif Katılım Kanalı
Projenin 888 Yayın Kanalı dıĢında bir ayağını da 3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı oluĢturur. 3870
interaktif katılım kanalı söz konusu iletiĢim ağının vatandaĢlar tarafından kullanılan kısmını oluĢturur.
Bu kanal yoluyla VatandaĢlar cep telefonları ile her an her yerden belediyelerine istek ve Ģikâyetlerini
hiçbir bürokratik engele takılmadan 10 saniye gibi kısa bir süre içersinde iletebilmekte, bu da bireyin
zamandan tasarruf etmesini sağlamaktadır. VatandaĢın belediyesine eriĢimi belirli bir zaman
maliyetini de beraberinde getirmektedir. Özellikle isteğin/dileğin gerekli belediye birimine/ bölümüne
ulaĢması fazla zaman almaktadır. Mobil Demokrasi Platformu, ―3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı‖
yoluyla vatandaĢ cep telefonunun mesaj bölümüne ‘‘…………bld‘‘ yazıp boĢluk bırakıp, isteğini/
dileğini ilgili birime anında 1 SMS bedeli karĢılığında iletebilmektedir.
Belediyelerin kamuoyu yoklamaları için harcadıkları süre ve anket maliyeti minimum seviyeye
inmektedir. Mobil Demokrasi Platformu Projesinin yerel yönetimlerde, birlikte yönetim veya
yönetiĢim anlayıĢına ve Demokrasi kültürüne katkıda bulunduğu en önemli uygulamaları, her iki
kanalın bir arada kullanılmasıyla gerçekleĢen anket veya referandumlardır. Bu sayede vatandaĢın
belediye yatırımlarını yönlendirmesinin ve yatırımlara dair karar süreçlerine etki etmesinin
sağlanması; belediyenin, bu çerçevede vatandaĢın isteklerine göre yeni düzenlemeler gerçekleĢtirmesi
mümkün olmaktadır.
Belediyeler vatandaĢın gönderdiği SMS‘leri, belediyeler için geliĢtirilen web arayüz programında
kendi hesaplarından kendilerine gönderilen Ģikâyet içeriklerini görebilirler. GeliĢtirilen bu
48
görüntüleme ekranında Ģikâyet eden vatandaĢın cep numarası belediyeye veri olarak sunulmaktadır.
Bu sayede belediye de Ģikâyet eden vatandaĢını anında arayarak ulaĢabilmektedir. Bu arayüz hesapları
belediyelere ana kullanıcı ve alt kullanıcılar olarak platform sağlar. Bu sayede ana sayfaya gelen
Ģikâyetler, içeriklerine göre, birimlere yönlendirilir ve gelen Ģikâyetin de birimlerde çözüm bulma
performansları takip edilir. Sistem 24 saat faal olduğundan vatandaĢlar mesai saatine bağlı kalmadan
Ģikâyet, istek ve önerilerini iletebilmektedir.
3870 Ġnteraktif Katılım Kanalı ĠĢ AkıĢ ġeması
3870 Örnek SMS Ġçerikleri;
• Sakaryabld Budaklar koyunde oturuyorum merkeze bukadar yakin olupta yuruyecek bir yaya
yolumuzun olmayisi bu cagda icler acisi.daha cok hizmet almak dilegi ile iyi calismalar.sacide toy.
• Elazigbld Sayın Belediye BaĢkanı 2.Dönem iyi çalıĢmıyor. ġehir sorunlarla dolu. Su sorunu yok
deniyor rızaiye mh.de ramazan ayında suyun çok gerekli olduğu saatlerde yerli yersiz sular kesiliyor ,
halen de kesilmeye devam ediliyor. Mahalle içlerine böcek ilaçlaması yapılmıyor, Ģirket personelin
maaĢı verilmeyip kul hakkı yeniyor. Vs. Vs. Vs. Sorun sorun sorun. Artık muhteĢem süleyman yerini
miadı dolmuĢ süleyman a bırakıyor. Not: 2 dönemde sayın baĢkana oy vermiĢ biri olarak sitem
ediyorum.
• gaziantepbld il geneli yollar cok kotu. Neden daha planli calisilip yollar düzeltilmiyor. Yapilan
yollarin kisa zamanda tekrar kazilmasi anlamsiz
49
Mobil Referandum ĠĢ AkıĢ ġeması
4. KENT KONSEYLERĠ PROJESĠ
Mobil Demokrasi Platformu kent konseylerine yönelik projeyi de içermektedir. BirleĢmiĢ Milletlerin
desteklediği UCLG-MEWA (Dünya BirleĢmiĢ Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya
Bölge TeĢkilatı) ve Mobil Demokrasi Derneği iĢbirliğiyle gerçekleĢtirilen ―Kent Konseylerinin
Güçlendirilmesi ve Yerel Demokratik YönetiĢim Mekanizmaları olarak ĠĢlev Görmelerine
Yönelik Eğitim ve Kapasite GeliĢtirme Desteği Sağlanması‖ Projesi kapsamında Mobil Demokrasi
Derneği‘nin rolü “Kent Konseyleri arasındaki ve her Kent Konseyi’nin kendi içindeki bilgi akıĢı,
iletiĢim ve iĢbirliğinin geliĢtirilmesine yönelik teknik destek sağlanması‖ olarak belirlenmiĢtir.
Bu proje ile amaçlarımız kent konseyinin kendi içindeki (çalıĢma grupları ve meclisler) iletiĢimini
güçlendirmek, kent konseyini diğer kent konseyleriyle iletiĢime geçip ortak proje üretebilmesini
sağlamak, kent konseyi ile vatandaĢın iletiĢimini güçlendirerek vatandaĢın sürece entegre edilmesini
sağlamak, ortak aklın sağlanmasında tüm aktörleri sürece dahil etmektir.
Ġdeal bir kent konseyi, alacağı kararlarda halkın görüĢüne baĢvurur. Sorunlara yönelik halktan gelen
çözüm önerilerine önem verir. Halkın farklı kesimlerinin fikirlerinin tartıĢılması için ortam sağlar.
Ayrıca; Kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin
uygulanmasına katkıda bulunma misyonuna sahiptir. Bu bağlamda kent konseyinin yaptırım gücü ve
meĢruiyeti halkı temsiliyetinden doğmaktadır. Temsil ettiği kesim ile iletiĢimi güçlü bir kent konseyi
görev ve yetkilerinin farkında olarak proje geliĢtirebilecektir.
Bütün bu görev ve misyonlar ancak iki taraflı sağlıklı bir iletiĢimle gerçekleĢebilir. Bu noktada Mobil
Demokrasi mobil teknolojiler ve web vasıtasıyla, kent konseylerine bütün bu görev ve misyonlarını
hayata geçirebileceği platformlar sunmaktadır.
50
Hazırlanan web forum sayesinde kent konseyi etkinliklerini duyurabilmekte, diğer kent konseyleri ve
vatandaĢlarla iletiĢim kurabilmekte ve vatandaĢın sisteme doğrudan katılımını sağlamaktadır.
Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile 3870 Demokratik Katılım Kanalı vatandaĢın kent konseyine
zamandan ve mekandan bağımsız olarak anında ulaĢmasını, kent konseyinin kent ile ilgili
anket/referandum uygulamasını ve kent konseyine yeni ve aktif üyeler kazandırmasını sağlamaktadır.
Ayrıca vatandaĢ attığı her SMS‘ten sonra otomatik olarak ulaĢtığı kent konseyinden teĢekkür SMS‘i
almaktadır.
Mobil Demokrasi Derneği kent konseyleri ile ilgili projesini aktarmak ve kent konseylerini geliĢtirilen
web forum bilgilendirmek için her ay ‗‘Bölgesel Uygulamalı Eğitim Toplantıları‘‘ düzenlemektedir.
Bu toplantılarda, Mobil Demokrasi Kavramı, Türkiye‘de Mobil Demokrasi Uygulamaları ve Mobil
Demokrasi Platformu Projesi anlatılmaktadır. Bununla birlikte, Kent Konseylerinin Güçlendirilmesi
ve Yerel Demokratik YönetiĢim Mekanizmaları olarak ĠĢlev Görmelerine Yönelik Eğitim ve Kapasite
GeliĢtirme Desteği Sağlanması‖ Projesi kapsamında Mobil Demokrasi Derneği‘nin yeri
vurgulanmakta ve www.mobildemokrasi.com internet sitesi üzerinden kent konseylerine sağlanan
arayüz kullanımının uygulamalı eğitimi verilmektedir.
4.1. Kent Konseylerine Yönelik Bölgesel Eğitim Toplantıları: İç Anadolu Bölgesi
20-21 Ocak 2010 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen ―Kent
konseylerine Yönelik Eğitim ve Kapasite geliĢtirme Programı‖
kapsamında, Ġç Anadolu bölgesinde yapılan Bölgesel Eğitim
Toplantısına konuĢmacı olarak katılan Mobil Demokrasi Derneği
Yönetim Kurulu baĢkanı Sn Arif Muti, Demokratik Katılım ve bu
katılım önündeki engellerin mobil teknolojiler vasıtası ile aĢılması
hakkında görüĢlerini bildirirken, Kent Konseylerinin bu süreçteki
yeri ve önemi üzerinde durarak Mobil Demokrasi Platformunun
projeye katkılarını ifade etmiĢtir.
5. ULUSLARARASI PLATFORMDA MOBĠL DEMOKRASĠ
1. Monte Carlo‘da, Haziran 2007 döneminde gerçekleĢtirilen Global Messaging Awards‘ta, Turkcell
―Mobil Demokrasi Platformu‖ uygulamasıyla, ―Kamusal Alanda Kar Amacı Gütmeyen‖ proje dalında
birincilik ödülü almıĢtır.
2. BirleĢmiĢ Milletler Afet Koordinasyon Birimi Mobil Demokrasi Platformu Projesini “en iyi
uygulama” olarak değerlendirmiĢ ve 2010 yılında dünya genelinde yayınlayacakları kitapta projenin
içeriğini ve örnek deneyimleri içeren bir makale ile yer almasını talep etmiĢlerdir.
3. Mobil Demokrasi Platformu Projesi ile birlikte 2008 yılında yurtdıĢı açılımları da gerçekleĢtirmiĢtir.
Ukrayna’da yer alan GSM operatörlerinin çözüm ortağı EuroCell firması ile gerçekleĢtirilen
görüĢmeler ve sözleĢme neticesinde çeĢitli ülkelerde Mobil Demokrasi Platformu projesini hayata
geçirmeye karar verilmiĢtir.
6. MOBĠL DEMOKRASĠ ETKĠNLĠKLERĠ
1. Birçok Üniversiteden değerli akademisyenlerin ve baĢarılı Mobil Devlet uygulamalarının
temsilcilerinin yer aldığı 1. Ulusal Mobil Devlet Konferansı 28-29 Mayıs 2009 tarihleri arasında
Ankara‘da gerçekleĢtirilmiĢtir. Ülkemizde bir ilk olan ve ―E- Devlet‘ten Mobil Devlet‘e GeçiĢ
Stratejileri ― alt baĢlığını içeren konferansta, Mobil Demokrasi Platformu bileĢenleri temsilcileri de
―Mobil Demokrasi‖ oturumu ile yerlerini almıĢlardır.
51
2. Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Ecotel Genel Müdürü Arif Muti‘nin
moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, Mobil Demokrasi Platformunun yerel yönetimler ile
vatandaĢlar arasında kurduğu iletiĢim köprüsünün yol açtığı olumlu toplumsal sonuçlardan söz
edilmiĢtir.
3. Türksat‘ın 12–13 Mart 2009 tarihleri arasında Ankara‘da gerçekleĢtirdiği uluslararası arenada e-
devlet ve e-yönetiĢim uygulamalarını konu edinen I. Uluslararası E-devlet ve E-yönetiĢim
Konferansında, Mobil Demokrasi Derneği temsilcileri konuĢmacı olarak yer almıĢtır. Mobil
Demokrasi Platformu projesi uluslararası arenada tanıtılmıĢ ve bilinirliği sağlanmıĢtır.
4. Konya Selçuk Üniversitesi bünyesinde gerçekleĢtirilen 1. Mobil Demokrasi Konferansı, Mobil
Demokrasi Platformu projesinin akademik alana taĢınarak tanıtılmasını sağlamıĢtır.
5. Türkiye‘de bir ilk olan Uluslarası M-Society (Mobile Society) Konferansı 18 –19 Eylül 2008
tarihleri arasında Antalya Sheraton Otel‘de yerli ve yabancı birçok kurum ve kuruluĢun katılımlarıyla
gerçekleĢmiĢtir. Etkinlik, MGCI (Mobile Government Consortium International- Uluslararası Mobil
Devlet Konsorsiyumu) adlı uluslararası Sivil Toplum KuruluĢu tarafından gerçekleĢtirilmiĢ olup
akademik dünyadan ve mobil teknolojilerle ilgili faaliyet gösteren özel Ģirketlerden birçok yabancı
misafiri de konuĢmacı olarak ağırlamıĢtır. Bu etkinliğe Türkiye‘den katılım sağlayan tek yerli Sivil
Toplum KuruluĢu ise Mobil Demokrasi Derneği olmuĢtur.
6. Orta Doğu Teknik Üniversitesi‘nde 22-23 Aralık 2008‘de gerçekleĢtirilen ―Ġnternet
Konferansı‘‖nda Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanı Arif Muti konuĢmacı olarak yer
almıĢtır. KonuĢmasında Bilgi Toplumu yolunda mobil teknolojilerin önemini vurgulamıĢ, Mobil
Demokrasi Platformunun faaliyetlerinin DemokratikleĢme sürecine katkısından söz etmiĢlerdir.
SONUÇ
Mobil Demokrasi halen öncü kent kriterleri ile oluĢumunu geliĢtirme sürecindedir. Bu güne kadar 40‘ı
aĢkın belediye ile çalıĢmalar yapılmıĢtır. Mobil Demokrasi aslında bir demokratik algı yaratma
sürecidir. Bu süreçte Mobil Demokrasi Derneğinin sosyal araĢtırmacıları o kente iliĢkin araĢtırma ve
yön verme destekleri ile birlikte teknolojinin de gerekliliğini de yerel yönetimlere aktarmaktadırlar.
Ancak zaman zaman hızlı sonuç bekleyen, sistemin ortaya koyduğu hedefleri yerine getirmeyen
(yayın atamayan, referandum yapmayan) belediyeler ile yollar kesiĢsi gerekmektedir. ġimdilerde
çoğunun üyeliği 3 yılı aĢkın olan 25 kente demokrasiye katmadeğer sağlanmaya çalıĢılmaktadır. Bu
perspektiften bakıldığında Mobil Demokrasi Platformu milyonun üstünde vatandaĢın kullandığı ve
halen de kullanmakta olduğu bir platformdur.
Mobil Demokrasi uygulaması yakın zamanda Avrupa Birliği üyesi olan Hollanda‘nın, Ukrayna‘nın ve
Yunanistan‘ın bir kentinde uygulanması üzerine ön çalıĢmalar baĢlatılmıĢ bulunmaktadır. Gelecekte
ise Küresel Mobil Demokrasi platformunu oluĢturarak, devlet politikalarından hariç küreselleĢen bir
yapıda tek bir toplum olan dünya halklarının yön vermesini amaçlanmaktadır.
52
ÖZGEÇMĠġ Arif MUTĠ
1965 yılında Ankara‘da doğdu. Yükseköğrenimini, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Doğu Dilleri Urdu Dili Pakistan AraĢtırmaları bölümünde tamamladı.
2000 yılı Kasım ayındaEcotel Bilgi Toplumu Teknolojileri unvanı ile Ģirket kurdu. Toplumun
bilinçlenmesini amaçlayan bu Ģirket ile sosyal bilimciler ve teknoloji uzmanlarını aynı çatıda
toplayarak sosyo-tekno kavramını baĢlattı. 4 yıl boyunca ülke genelinde yaptığı araĢtırmalar
sonucunda ―Mobil Demokrasi― kavramını uygulamaya geçirdi. 2005 yılında Turkcell desteği ile bilgi
toplumu alanında güçlü bir sosyal inovasyonu yerel yönetimlere taĢıdı. Bu birliktelik Monte Carlo‘da
― yapılan yarıĢmada ―Kar Amacı Gözetmeksizin Kamu Yararına Yürütülen Proje‖ baĢlığı ile
GLOBAL MESSAGĠNG 2007 birincilik ödülü getirdi.
2006 yılında Mobil Demokrasi sosyal inovasyonuna sürekli destek oluĢması adına Mobil Demokrasi
Derneğini oluĢturdu ve Yönetim Kurulu BaĢkanlığına seçildi.
2009-2010 yılları arasında Mobil Demokrasi Derneği, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı desteği
ile yürütülen ―Kent Konseyleri‘ne Yönelik Kapasite GeliĢtirme Programı çerçevesinde ülkenin birçok
bölgelerinde proje kapsamında Kent Konseylerine eğitim seminerleri verdi.
Arif MUTĠ halen Mobil Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu BaĢkanlığını ve Ecotel Bilgi Toplumu
Teknolojileri firmasının Genel Müdürlüğü yürütmektedir.
ĠletiĢim Bilgileri:
Gazi Üniversitesi GölbaĢı YerleĢkesi
Teknopark B blok Kat:2 No:B205 GölbaĢı / Ankara
Telefon: 0 312 285 97 07
E-posta: [email protected]
53
V. BÖLÜM M-DEVLET VE YASAL DÜZENLEMELER*
Metin Güçer, Triodor Software/ Manager of Operations
Engin MemiĢ, Henkel/Developer & Consultant
Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi
*Konuyla ilgili desteklerinden dolayı Muhammed Akgün, Future Business Solutions Inc/Software
Development Specialist [email protected], Semih Sünnetçi, Avea / Technology
Budgeting Specialist, [email protected] ve Öncel Manav, ġekerbank Assistant Officer,
[email protected] ve Emre Akpınar Kuveyttürk Participation Bank/Software
Development Associate, [email protected]‘a teĢekkür ederiz.
ÖZET
Devletler, e-devlet uygulamalarına odaklanıp bu konuda yeni geliĢtirmeler yaparak vatandaĢların
beklentilerini karĢılamaya çalıĢırlar. Bu bağlamda topluma ve bireylere hizmet sağlama sürecinde
felaket uyarı mekanizmaları, trafik bilgi portalları gibi sistemler ile bu alandaki iletiĢim olanaklarını
geliĢtirmeye çalıĢırlar. Ġstatistiksel değerlendirmelerde geliĢmemiĢ ülkelerde internete eriĢim oranı
geliĢmiĢ ülkelere oranla oldukça düĢüktür. Ancak mobil gereçlerin dağılımına bakıldığında hem
geliĢmiĢ, hem geliĢmekte olan hem de geri kalmıĢ ülkelerde çok hızlı bir Ģekilde yayılmıĢ olduğu
dikkati çekmektedir. Bu durum devletlerin elektronik uygulamalarında mobil teknolojiler gibi farklı
metodlar üzerine yoğunlaĢmaya itmektedir. Günümüzde pek çok özel sektör Ģirket de müĢterileri için
mobil uygulamalar geliĢtirmektedirler. Bu örnekler devletlerin de buna benzer uygulamalar
geliĢtirmeleri yönündeki beklentileri arttırmaktadır. Devletler, mobil uygulamalar geliĢtirirken yasaları
önemli ana baĢlığı olarak göz önünde bulundurmalıdır.
Mobil uygulamaların temel avantajı insanların ihtiyaçları olan bilgiye istedikleri yerden istedikleri
zaman ulaĢabilme kolaylığı sağlamasıdır. Böylece devletler bir anlamda yeni mobil uygulamalar
geliĢtirme konusunda toplumlar tarafından talep baskısı ile de karĢılaĢmaktadırlar.
M-devlet uygulamaları temelde e-devlet uygulamalarının kullanılabilirlik ve kalitesini de
yükseltmektedir. Ancak Ģu anda her uygulamanın mobil cihazlarda çalıĢması pek mümkün değildir.
Bir diğer önemli bir konu da m-devlet uygulamalarının gün gün artmasıdır. Burada temel olan nokta
uygulamaların geliĢtirilmesinde proje planı doğru yapılmaz, yol haritaları doğru biçimde ortaya
konmaz ise bu uygulamalar topluluğu bir süre sonra konrol edilemez hale gelebilir. Özetle ,yukarıda
bahsedilenler ıĢığında, yeni yasalar devletler tarafından hazırlanmalı ve yönetilmeli ve bu
düzenlemeler ile birlikte yeni sistemler toplumların hizmetine sunulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: M-devlet, e-devlet, yasal düzenlemeler, eksiklikler
GĠRĠġ
Yerel yönetimler, bir tarafta toplumlardan gelen yeni talepleri ve toplumun bekletilerini karĢılamaya
çalıĢırlarken diğer taraftan da masraf ve personel kısıtlamaları ile baĢa çıkmaya çalıĢmaktadır.
Günümüzde sorunlara çözümler üretilebilmesi açısından bireysellik konusuna önem verilmeli bu
bağlamda bireyselleĢme ile birlikte beklentilerinde arttığı gözden kaçırılmamalıdır. E-Devlet evrensel
kamu idarelerinin modernizasyon ve performans açığını kapatacak bir yol olarak öne sürülmüĢtür
(Becker, 2004). Birçok kamu idaresi e-devlet ile ilgili giriĢimlere baĢlamıĢtır.
GeliĢmekte olan ülkelerin çoğunda e-devlet uygulamaları henüz emekleme aĢamasındadır. Oysaki e-
devlet uygulamaları bilgi toplumu için çok büyük önemdedir. Ancak geliĢmekte olan ülkelerdeki e-
devlet uygulamalarının baĢarı oranları ile ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır.
Malezya‘nın uygulamaları bu anlamda dikkati çekmektedir. Burada devlet yönetiminin ciddi bir desteği
sözkonusudur.
54
Manchester Üniversitesinde yapılan akademik değerlendirme için gönderilen geliĢmekte olan
ülkelerin e-devlet vakalarında 40‘tan fazla rapor analizinde (Aykaç et al, 2007) e-devlet
konusunda yapılan projelerin %35‘i baĢarısız, %50‘si kısmen baĢarılı iken sadece %15‘i
baĢarılı olmaktadır.
BaĢarısızlıkların çoğu değiĢime karĢı direnç, altyapı ve teknoloji eksiklikleri ile iliĢkilidir. Ayrıca her
baĢarısız sonuç fakir ülkelere oldukça pahalıya mal olmaktadır. Ortaya çıkan maliyetler ise 6 baĢlık
altında toplanabilir;
1. Doğrudan finansal maliyet
2. Dolaylı finansal maliyet
3. Fırsat maliyetleri
4. Siyasal maliyetler
5. Faydalanıcı maliyetler
6. Gelecek ile ilgili maliyetler.
Maliyetlerden de anlaĢılacağı üzere sadece finansal maliyetler anlamında olmayıp, fırsat
maliyetleri ve siyasal maliyetleri gibi farklı boyutlarda etkileri olduğu için yapılan
uygulamaların doğru ve anlamlı olması gerekmektedir. M-devlet devletin dijital ortamda
sağladığı hizmetlerin ve etkileĢimin mobil ortamlar vasıtasıyla gerçekleĢtirilmesi olarak
tanımlanabilir. Buna göre e-devlet hizmeti olarak sunulan tüm hizmetlerin mobil ortama
tĢınması gibi düĢünülebilirse de mobil ortamın özellikleri sayesinde e-devlet de olmayan
uygulamaların da gerçekleĢmesi mümkündür.
1. TÜRKĠYE’DE MOBĠL TELEFON VE E-DEVLET
Devlet ve hizmet Ģartlarını tanımlamak için bir çok model vardır. Bunlar temel ve karmaĢık
modellerdir (Aykaç et al, 2007).
Temel Modeller (Conradie, 2006);
Devlet ile konuş modeli ya da Çağrı Merkezi modeli ( Smart Plug-ins model, Gateway
Service Centre and Smart Services model)
Bu modelde e/m devlet uygulamalarını mevcut kaynaklar ile ülkenin telekomünikasyon ağına
bağlanarak kullanmayı sağlar. Bu servis tüm telefonlar ile kullanılabilir, kullanılan cihazın illa
ki mobil cihaz olması zorunlu değildir. Hatta ankesörlü telefonlar bile bu iĢlemler için
kullanılabilir, baĢlatılan iĢlem çağrı merkezi tarafından tamamlanır.
Mobil cihaz modeli ve M-Servis modeli
Bu modelde e-devlet uygulamaları SMS ya da MMS teknolojileri ile kullanılabilir. Bilindiği
üzere birçok mobil ve kablolu telefon SMS ve MMS teknolojilerini desteklemektedir. Bu
uygulamada M-Devlet servisleri GSM operatörlerinin fatura bilgi servislerine benzer bir
Ģekilde hizmet vermektedir. Bu hizmette bilgi talebi ve geri dönüĢ, SMS ve/veya MMS ile
iĢlenmektedir. Güvenlik konusunun öne çıktığı uygulamalar için kullanıcıların aktif olarak
kullandıkları telefon numaralarını sisteme kaydettirmeleri gerekmektedir.
KarmaĢık Modeller;
Ses ve dijital veri bütünleşmesi: Bu hizmet tüm telefonlar ile kullanılabilir. Mobil telefon ile
eriĢim zorunlu değildir. VatandaĢlar‘ın aramaları IVR/çağrı merkezi tarafından karĢılanır ve
vatandaĢ iĢlemlerini arama yaptığı cihazın tuĢlarını kullanarak gerçekleĢtirir.
Direct digital data transmission: Bu servis sadece mobil cihazlar ile kullanılabilir. Dosya
indirme, bu dosyayı doldurma ve yeniden sisteme yükleme iĢlemi hizmet sunulur. Örneğin m-
seçim uygulamaları. Sisteme giriĢ izni için tek kullanımlık kullanıcı adı ve Ģifre
kombinasyonu kullanılır.
55
Ancak bahsi geçen tüm bu modeller vatandaĢların hayatını kolaylaĢtırmak için daha iyi servis sunmak
amacı ile hizmet verse de mobil yaĢam bazı genel yaĢam tarzlarını tam olarak kapsamamaktadır.
2. E-DEVLETTE MOBĠL UYGULAMA GELĠġTĠRME KAVRAMI
Teknolojik geliĢmelerin ardından insanların yaĢamlarını yeni teknolojilere ve farklı örneğin mobil
ortama nasıl taĢıyabilecekleri tartıĢılsa da yıllardır insanlığın istediği bir konu teknoloji sayesinde
yapılabilir hale dönüĢmüĢtür. Mobil telefonun icadı ile birlikte farklı bir hareketlilik hayatımıza
girmiĢtir ve bireylerin tüm faaliyetlerini mobil cihazlar yardımı ile kontrol konuları ortaya çıkmıĢtır.
Ġlk zamanlar pek gerçekçi bulunmayan bu fikirler günümüzde bireylere hizmet verme anlayıĢıyla
tekrar ortaya çıkmaktadır. O dönemde cihaz boyutları, iletiĢim yetenekleri, iĢlemci hızları gibi sorunlar
bu hayali gerçeğe dönüĢtürmeye engel olsa da günümüz olanaklarının geliĢmesini hazırlamıĢlardır.
Martin Cooper 35 yıl önce cep telefonunu icat ettiğinde, bu icat inĢaat için çok büyük bir tuğla
anlamına geliyordu. Çünkü tuğla boyutunda bir mobil cihazı taĢımak oldukça güçtü. Ancak teknolojik
geliĢmelerle boyutların küçülmesi bu cihazları cebimizde rahatça taĢıyabilecek ölçeğe getirmiĢtir.
Dolayısıyla Ģu anda cihazların fiziksel sorunları değil cihazların iletiĢim yetenekleri konusu devreye
girmiĢtir. Öte yandan bu iletiĢim yetenekleri mobil yaĢamın amacını doğrudan etkilemektedir. Öte
yandan mobil yaĢamla özdeĢleĢen yeni kamusal uygulamalara da ihtiyaç doğmaktadır.
Günümüzde birçok m-devlet uygulaması için gerçek zamanlı veri iletiĢimi çok önemlidir. Ancak
yetersiz altyapılarda maalesef gerçek zamanlı iletiĢimi sağlamak oldukça zordur. Bu durumlarda m-
devlet kullanımı oldukça düĢük seyretmektedir. Bu yüzden birçok ülke, 3G ile hayatımıza giren hızlı
iletiĢim, geniĢ ağ alanları, kopmayan bağlantılar vs. için uzunca bir zaman beklemiĢtir. Sadece 3G
değil 4G haberleri de e/m devlet konuları ile ilgili çalıĢmalar için cesaret verici nitelikte olmuĢtur.
Türkiye‘de 3G teknolojisinin kullanılmaya baĢlaması ile birlikte, 198 m-devlet projesi için 500 milyon
TL harcanacağı bildirilmiĢtir.
Teknoloji mobil yaĢam için hazır olsa da kullanıcıların kendilerini bu uygulamalar ile rahat, güvende
hissedememeleri bu teknolojilerin önündeki temel engellerden biridir. Data Monitor‘ün raporuna göre
bazı devletler tüm hizmetlerini internet‘ten de sunmaya çalıĢmaktadır çünkü bu onlara bütçe ve
personel kesintisi yapabilme olanağı sağlayabilmektedir.
Bu arada teknik anlamda bazı projeler yapılıp kullanıma sunulsa da bunların kullanım oranları
beklendiği kadar yüksek olmayabilir. Yine bir dünya bankası yetkilisinin belirttiğine göre geliĢmekte
olan ülkelerde geliĢtirilen e-devlet uygulamalarının %85‘i tamamen ya da kısmen baĢarısız
olmaktadır. Genel kanıya göre bu %85‘lik oranın %35‘inin tamamen baĢarısız olan projeler %50‘sini
de kısmen baĢarısız olan projeler oluĢturmaktadır. Bu istatistik bize m-devlet uygulamaları konusunda
katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu da göstermektedir (Güçer, et. al).
2.1. E-Devletten M-Devlet’e Geçiş
Günümüzde dünya nüfusu akıl almaz bir hızla artmaktadır. VatandaĢlara hizmet sunmak ise bu
bağlamda her geçen gün zorlaĢmaktadır. Bu nedenle kısa sürede çok fazla insana aynı anda hizmet
verebilen sistemler artık vazgeçilmez olmaya baĢlamıĢtır. E-devlet kavramının ortaya çıkması ile
birlikte bazı uygulamalar insan hayatını önemli ölçüde kolaylaĢtırmaktadır. Ancak bu konuda hala
birçok kısıt bulunmaktadır. Mesela ihtiyaç olan iĢlemleri yapabilmek için öncelikle internet bağlantısı
olan güvenilir bir bilgisayar bulunmalıdır. Bu da eriĢim kaynağı bulmak için bile ciddi zaman kaybı
yaĢandığını göstermektedir. Zamanın günümüzde insanlar için en değerli kavram olduğunu düĢünecek
olursak hayatı çok daha kolay hale getirecek çözümlerin üretilmesi gerekmektedir. Burada
düĢünülmesi gereken ve çözümü sağlayabilecek kavramların baĢında mobilite, mobil cihaz ve
ortamlardan yararlanma gelmektedir. Çünkü mobil cihazlar ile ne zaman ve nerede olduğu pek
önemsenmeksizin iĢlem yapılabilir. Bu da muhakkak güvenilir bir bilgisayar bulmak zorunda kalma
yerine mobil cihazla iĢlem yapılması anlamına gelir.
Mobil devlet sadece teknoloji ile ilgili bir kavram değildir, özel sektöre aktivitelerinde nasıl yenilikler
yapılabileceğinin gösterilmesinin ve insanlara bu yeni teknolojilere uyum sağlamalarının
kolaylaĢtırılmasının yolunu açar. Bazen insanlar bilgiye ihtiyaçları olduğunun farkında olmayabilirler
bu durumda bu kiĢiler üzerinde durumlarının farkındalığını yaratmak gerekmektedir. Örneğin özellikle
56
bazı Avrupa ülkelerinde, bir ülkeden baĢka birine gidildiğinde ülkenizin oradaki konsolosluğunun
iletiĢim bilgilerinin cep telefonunuza otomatik olarak gelmesi kendini güvenlikte hissettirmekte ve
devletinin bireyi sahiplendiği duygusunu da ortaya çıkarmaktadır. Bu tür uygulamalarla birey henüz
bir Ģey talep etmeden önemli bir bilgiye ulaĢmıĢ olur ve kendini daha iyi ve güvenli ayrıca devletin
yanında olduğunu hisseder.
Bu yüzden artık m-devlet‘e neden ihtiyacımız var sorusu yerine ―Mobil devlet için neden hala
bekliyoruz ?‖ sorusu sorulmalıdır.
2.2. M-Devlet Nerelerde Kullanılır?
Mobil iletiĢim ve internet teknolojileri vatandaĢlara istediği zaman istediği yerden, hatta bulunduğu
yerde ortak kullanım için internet bağlantısı olmasa bile devlet hizmetlerine ulaĢabilmeyi sağlar. 5
milyon ADSL abonesi 55 milyon aktif GSM abonesi bulunduğunu düĢünecek olursak ne kadar çok
insanın devlet servislerini mobil uygulamalar ile kullanabileceğini tahmin etmek pek zor olmaz.
Mobil devlet uygulamaları ve hizmetleri iki gruba ayrılabilir. Ġlk grup mobil hizmet destekli devlet
uygulamaları diğeri de mobil hizmet alternatifli devlet uygulamalarıdır.
2.3. Devlet Tarafından Desteklenen Hizmetler
Bu hizmetlerde devlet teknik altyapı yatırımını, eğer gerekiyorsa yasa değiĢiklikleri ile ilgili
organizasyonları ve devlet kuruluĢlarını bu hizmetler için sağlar ya da kaynak haline getirir. Bu
sistemde devlet bu yatırımların verimliğiliğini arttırmak, operasyonel maliyetleri düĢürmek ve toplum
güvenliğini yükseltmek için çalıĢır. Bunun yanında bazı faydalar toplum tarafından direkt olarak
kullanılmaz, uygulamaların topluma etkisi dolaylıdır. MOBESE uygulaması, Mobil polis istasyonları,
mobil kütüphaneler devlet tarafından desteklenen uygulamalara birer örnektir.
2.4. Sunulan Mobil Hizmetler
Sunulan mobil servisler teknik olarak wap/web ya da bir uygulama yardımı ile kullanılabilir. Eğer
uygulama yardımı ile kullanılacaksa bu uygulama internetten indirilip mobil cihaza yüklenmelidir.
Mobil devlet uygulamaları vatandaĢların bürokratik iĢler ile uğraĢıp vakit kaybetmelerini engelleyip
anında iĢlerini çözebilmeleri için kullanılır. Ayrıca bu uygulamalar devletin vatandaĢlarına daha yakın
olmasını ve vatandaĢların ihtiyaçları olan noktada devlete eriĢebilmelerini sağlar.
ISTANBUL mobil Ģehir rehberi, IBB trafik, UYAP mobil mahkeme/adalet servisi, mobil vergi servisi bazı çok
bilinen uygulamalar olarak bu sisteme birer örnek teĢkil ederler.
3. M-DEVLET ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK KARġIMIZA ÇIKAN YASAL
KONULAR
Mobil teknoloji devlet ile vatandaĢları arasındaki iletiĢimi geliĢtirmek için çok önemli bir yöntem
olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu özellik bize acil durum uyarıları gibi anında bilgi paylaĢımı
yapabilme Ģansını tanımaktadır. Öte yandan birçok özel sektör firması da müĢterilerinin hayatlarını
daha kolay hale getirebilmek için kendi uygulamalarını geliĢtirmeye çalıĢmaktadır. Bu uygulamalar ile
firmalar hem müĢterilerinin hayatlarını daha kolay hale getirip müĢteri memnuniyeti konusunda
iyileĢme sağlayıp hem de masraflarını azaltmak yolunda ciddi hedefler koymaktadır. Bu tür
uygulamaların varlığı devlet hizmetlerinde de benzer iĢlemlerin yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
VatandaĢlarının beklentilerini gözönünde bulunduran devletler ise yasalara odaklanıp ilgili konularda
yasal düzenlemeler yapmalıdırlar. Bununla birlikte m-devlet uygulaması geliĢtirmek beraberinde bazı
zorlukları da getirmektedir. Bu noktada en önemli konuların baĢında kullanıcıların güvenini
kazanmak, güvenli ağ yapıları oluĢturmak, yasal çerçeve ve maliyet sorunları gelmektedir.
Günümüzün en önemli konularından biri gizliliktir. Birçok firma müĢterilerinin bilgilerini üçüncü
Ģahıslara satarak daha çok iĢ yapmaya uğraĢtığından bazı bilgiler paylaĢılmaktadır. Burada izin alma
gerekliliğine bir Ģekilde çözüm bulan firmalar zaman zaman çok rahatsız edici uygulamalar da
yapabilmekte ve bu yüzden kullanıcıların konuyla ilgili algılarında olumsuzluklar
yaratabilmektedirler. Diğer bir önemli sorun ise güvenli sistemlere sahip olmayıp müĢteri bilgilerini
57
koruyamamaktır. Bu sorunlar yüzünden insanlar m-devlet‘in güvenlik ve gizliliği ile ilgili soru
iĢaretlerine sahiptir. Devletler bu konulardaki soru iĢaretlerini gidermeli ve vatandaĢlarının bilgilerini
koruyacağını ve üçüncü Ģahıslar ile paylaĢılmayacağını garanti altına almalıdır. Hangi bilgilerin
paylaĢılacağı konusu açıklık kazanmalıdır. Ayrıca devletler bütün yeni uygulamaların kullanıcıların
telefon numaraları ile iliĢkilendirilmemesi gerektiğini anlamalıdır. Aksi taktirde vatandaĢlar hislerini
ve düĢüncelerini takip edilme kuĢkusu yüzünden devlet ile paylaĢmaktan kaçınabilirler.
Bu arada mobil telefonlar taĢınabilir olduğu gibi kolayca kaybedilebilir ya da çaldırılabilir. Bazen
devletler gizlilik konusunu atlayabilir. Örneğin Suudi Arabistan‘da yapılan bir uygulamada sınav
sonuçları olan öğrencilerin notlarını cep telefonlarına yollanmaktaydı. Bu uygulamanın amacı
öğrencilere bilgiyi hızlı ulaĢtırmaktı. Uygulamanın çalıĢma yöntemi; öğrenci SMS ile sisteme öğrenci
numarasını yolluyor, ardından sınav sonuçları sistem tarafından SMS yolladığı telefon numarasına
gönderiliyordu. Ancak uygulamanın açık noktası SMS‘te hangi öğrenci numarasını yollarsanız o
öğrencinin sınav sonuçlarını herhangi bir güvenlik kontrolü olmadan alabilinmesiydi. Bu örnekte veri
gizliliği konusu gözden kaçmıĢ ve ortaya sorunlu bir uygulama çıkmıĢtır. Bu örnek, devletlerin bu
konuya hassasiyet göstermelerinin gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
Ayrıca diğer bir konu da mobil ağların bilgi çalmak amacı ile saldırıya uğrayabileceğidir. Bilgi
güvenliği için bazı farklı önlemler mevcuttur. Mesela ortak olarak kullanılan kablosuz ağlardaki
gönderilen bilgiler kolaylıkla Ģifrelenebilir.
Ġngiltere ve Çek Cumhuriyeti mobil telefonlar üzerinden seçim yapmayı denemiĢler ancak bu konuda
farklı farklı sorunlar ile karĢılaĢmıĢlardır, bunların en önemlilerinden biri yine güvenliktir. Gelecekte
bu tip sorunları aĢabilmek için projeler çok ciddi olarak ele alınmalıdır.
Bu yüzden M-Devlet‘in kalitesini yükseltmek için yasal çerçeve ve altyapı düzgün bir biçimde
oluĢturulmalıdır. Bazı uygulamaların iĢletilmesi anlamında uygulamalar değiĢik m-devlet bölümleri
tarafından geliĢtiriliyor olabilir. Bu durum da zaman zaman uygulama kirliliği olarak karĢımıza
çıkabilir. Dolayısıyla projelendirme aĢamasında uygulamalar iyice planlanmalı ve gözden
geçirilmelidir.
3.1. E-Ticaret ile İlgili Hukuksal Konular
Son zamanlardaki internet kullanımı ve internet üzerinden yapılan iĢlemlarin sayısındaki gözle görülür
artıĢ yeni düzenleme ve yasal sorunları da beraberinde getirmiĢtir. Dijital içeriğin kopyalama hakları,
ulusal yasal uygulamaların dijital platformdaki operasyonlara etkisi, gizlilik ve veri güvenliği, e-
ticaret‘te vergi gibi konular ciddi yasal konular olarak açığa çıkmıĢtır. Diğer taraftan birçok yasanın
siberalemin hayatımıza girmesinden önce çıkmıĢ olması ve hala bu ortama uyarlanmamıĢ olması da
önemli konulardan biridir. Ġnsanlar, devlet tarafından konulan kuralları ve düzenlemeleri yerine
getirmekle yükümlüdür. e-ticaret, e-bankacılık vs. gibi uygulamalar satıcı ve alıcı arasında yeni iĢlem
tipleri doğmasına yol açmıĢtır. Dolayısıyla güveli bir ortamda ticaret yapmak ve bu güvenliğin güçlü
olduğundan emin olmak son derece önemlidir. Bu yüzden yeni uygulamalardaki farklılıklar ve
değiĢiklikler gözönüne alınarak yeni düzenlemelere gidilmelidir. Öte yandan konunun mobil boyutta
detaylarıyla ela almaktadır.
3.2. Elektronik İşlem
Devletler e-ticaret ve siberalem konularında cesaretlendirici olmalıdırlar. Avustralya bu konuda güzel
bir örnektir. Bu ülkede birçok yasa tasarısı ve kanun yasal konuları çözmek ve elektronik iĢlemleri
daha güvenilir yapmak için geçmiĢtir. Örneğin ETA (Elektronik ĠĢlem Yasası). Bu yasa ile sözleĢmeye
bağlı iĢler, örneğin ihale, teklif, bu tekliflerin kabulu ve davetleri elektronik olarak yapılabilmektedir.
Uluslararası Ģirketlerinin bazı yasal sorumlulukları da bulunmaktadır. Örneğin sözleĢme formları nasıl
olmalı, tüketici hakları yasasına uyma ve gizlilik politikaları oluĢturup veritabanlarının güvenliğini
sağlamak gibi.
58
3.3. Gizlilik ve Güvenlik
Mobil yaĢam hayatımıza girdiğinde bundan en çok etkilenen Ģey özel hayat olmuĢtur. Herkes nerede
olursa olsun istediği anda iletiĢim kurabilme Ģansına sahip olmuĢtur. Bu durum o kiĢiler için birçok
esneklik anlamına gelirken her noktada bulunabilmek ve eriĢilebilmek zaman zaman can sıkıcı
sonuçları da ortaya çıkarmaktadır.
Internet üzerinden alıĢveriĢ yapılırken müĢteri bilgileri birçok elden geçmektedir. Dolayısıyla gizlilik
ve veri güvenliği en önemli noklardan ikisi olarak karĢımıza çıkmaktadır. MüĢterinin bilgi güvenliği
ve gizliliği iĢletmenin elinde denilebilir, bu yüzden iĢletmeler bu bilgilerin gizliliği ve güvenliği ile
ilgili olarak müĢterilerine garanti sunmalıdırlar. Diğer taraftan m-ticaret bir çok fırsat ve endiĢeleri
beraberinde getirir.
Web siteleri kullanıcılara, bilgilerinin kullanılıp kullanılmayacağı ile ilgili olarak farklı seçenekler
sunmalıdır. Gizlilik politika ve prosedürleri müĢterilere net bir biçimde açıklanmalıdır. Buna rağmen
müĢterinin gizlilik haklarına saygı yasal bir gerekliliktir, bu ayrıca bize iyi bir iĢletme pratiği
örneğidir. Eğer müĢteriler bir siteye ya da iĢletmeye güveniyorsa orası ile ticari aktiviteye çok rahat
girebilirler.
3.4. Online Koşullar, Politikalar ve Yasalar
Çoğu gizlilik politikaları özel iĢletmeler tarafından üretilmiĢtir. Devletler ise yasalar üreterek bu
gizlilik politikalarını daha güçlü hale getirip desteklemek için çalıĢırlar.
Gizlilik yasaları kiĢisel verilerin korunmasını sağlamak içim tasarlanırlar. Bu yasaların sunulduğu
ülkelerde bulunan uluslararası Ģirketlerde bu yasalar uymak zorundadırlar. Organizasyonlar internet
kullanıcıları ve mobil kullanıcıların yaptıkları iĢlemler için yeni Ģartlar ve koĢullar eklerken son derece
dikkatli olmalıdır. Elektronik iĢlemler ile ilgili olarak en önemli konular aĢağıdaki gibi sıralanabilir.
Online/mobil sözleĢmelerin doğruluğundan emin olmak,
Kayıt tutma zorunluluğu,
Vergilendirme için orijinal dokümantasyon,.
Ġthalat/ihracat düzenlemeleri
Takas kontrol düzenlemeleri
Yabancı veri koruma yasaları
2009‘da Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir uygulamada vatandaĢların TC Kimlik numaralarını
yayınlamıĢtır. Bu uygulamada TC kimlik numaralarını görmek için herhangi bir güvenlik
mekanizması bulunmamaktaydı.
Eğer bir kiĢinin kiĢisel bilgilerini bilinirse, o kiĢinin banka hesap Ģifresine rahatlıkla eriĢilebilir ve o
hesap üzerinde istenilen iĢlem yapılabilir. Birçok uygulama bizim kiĢisel verilerimizi
paylaĢmayacağını vaad eder ancak bu vaadlerin doğru olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir.
Dolayısıyla devletler bu karanlık alanları netleĢtirmek için çalıĢmalıdır.
Türkiye kendi e-ticaret ağını kurma kararı almıĢ ve e-ticaret komitesini kurmuĢtur. Bu komite ilk
toplantısını 25.08.1997 tarihinde yapmıĢ ve bazı iĢ grupları oluĢturma kararı almıĢtır.
Yasal,teknik ve finans grupları 16.02.1998 tarihinde oluĢturulmuĢ ve bu gruplar 02.06.1998 tarihinde
sunmak üzere bazı raporlar hazırlamıĢlardır. Bu raporlara göre Türkiye‘de e-ticareti geliĢtirmek için
teknik altyapıyı ve yasal altyapı hazırlamak e-ticareti desteklenmesi ve ulusal ve uluslarararsı
politikalarla uyumlaĢtırılması gerekmektedir.
ġu günlerde devlet yeni bir ticaret yasası üzerinde çalıĢmaktadır. VatandaĢın beklentisi ise bu yasa ile
e-ticaret ile ilgili yasal problemlerin çözüleceği ve daha iyi bir hizmet alınacağı yönündedir
59
SONUÇ
Mobil teknoloji devletin iletiĢim kapasitesini arttırmak için önemli bir potansiyedir. Özellikle kablosuz
ağlar ve 3G teknolojisi ile devlet çok sayıda vatandaĢına kolayca ulaĢıp bilgi servislerini onların
hizmetine sunabilir. Kushchu‘ya göre (2007) mobil yaĢama olan talep ve bu talebin oluĢturacağı
verimli ortamın kamu sektörüne katkısı e-devlet‘ten m-devlet‘e geçiĢe doğal bir ortam oluĢturacaktır.
M-Devlet uygulamalarının oluĢturulması ile ilgili talep vatandaĢlardan gelecektir. Ġnternet ve mobil
eriĢime sahip milyonlarca insan devletlere e-devlet servislerini m-devlet servislerine taĢıma yönünde
baskı uygulayacaklardır.
Maumbe & Owei (2006)‘ye göre m-devlet, e-devlet‘in yerine geçmek için tasarlanmamalı ancak m-
devlet uygulamalarının hedefi e-devlette olmayan yeni ya da ilave servisler olmalıdır. E-devlet
uygulamalarında edinilen tecrübeler ise devletlerin m-devlet uygulamaları için vatandaĢların beklenti
ve ihtiyaçlarını çok dikkatli bir Ģekilde izlemesi ve ona göre çözümler üretmesini iĢaret etmektedir. Bu
doğrultuda yapılan uygulamaların baĢarı oranları yüksek olacaktır. M-devlet vatandaĢlara eriĢmek ve
bilgiyi yaymak için en iyi yolların baĢında gelmektedir.
Mobil teknolojiler, devlet üzerinde kesinlikle pozitif etki oluĢturacaktır. Buna rağmen birlikte iĢlerlik
ve güvenlik en önemli zorluk olmaya devam edecektir. Bu sorunları aĢmak için devletler diğer
devletlerin tecrübelerini incelemeli ve bu tecrübelerden faydalanmalıdır. Ayrıca e-devlet
uygulamalarının hayata geçirilmesi sırasında yaĢadıkları tecrübeler de devletlere ıĢık tutacaktır. Bir de
özel sektörün baĢarılı uygulamaları da kıyaslama (benchmarking) uygulamalarıyla devlet hizmetlerine
yansıtılabilir.
60
KAYNAKLAR
Abanumy, A & Mayhew, P.(2005), ―For E-Government In Developing Countries: The Case Of Saudi Arabia‖
,UK, http://www.mgovernment.org/resurces/euromgov2005/PDF/1_R351AA.pdf
Assoc-cioacademy, Mobile Infrastructure for Deploying M- Government , http://www.waseda.jp/assoc-
cioacademy/pdf/tran.pdf
Aykaç, D. S. Ö., Eryarsoy, E., Kasap, N., & Kervenoael, R. D. (2007). ―Türkiye‘de E-Devlet Hizmetleri için
Mobil Telefonların Kullanımı‖. Paper presented at the Uluslararası Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi,
Istanbul, Turkey.
Barab, S. A., & Duffy, T. (2000), ―From Practice Fields to Communities of Practice‖. in S. M. L. D. H. Jonassen
(Ed.), Theoretical Foundations of Learning Environments (pp. 25-56). Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum
Associates.
Bautsch, H., Granger, J., Karnjate, T., Khan, F., Leveston, Z., Niehus, G., et al. (2001), ―An Investigation Of
Mobile Phone Use: A Socio-Technical Approach‖. Madison: University of Wisconsin- Madison.
Becker; J. (2004), Electronic Government Success Factors, LNCS 3183, pp. 503–506,Springer-Verlag Berlin
Heidelberg.
Bertucci, G. (2008), ―UN e-Government Survey:From e-Government to Connected Governance‖. New York:
United Nations, Division for Public Administration and Development Management
Boyera, S. (2007), ―The Mobile Web in Developing Countries: Next Steps: W3C ―Workshop on Mobile Web in
Developing Countries.
BT Haber(2005), 198 projeye 500 milyon YTL, http://www.e-
imza.gen.tr/index.php?Page=Haberler&HaberNo=17
Cilingir, D.(2004),E-Government and m-Government: Concurrent Leaps, Turkey, pp. 1-10,
http://www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_dcik.pdf
Conradie, D. P. (2006), ―Factors Impacting On The Success Of Ictenabled Government Multipurpose
Community Centres (MPCCS) In Rural Areas Of South Africa‖. Paper presented at the Global Business and
Technology Association Conference, Moscow.
Danish, D.(2006), The failure of E-Government in Developing Countries, London, pp. 39-43
Davis , F. D., Bagozzi, R. P., & Warshaw, P. R. (1989), ―User Acceptance Of Computer Technology: A
Comparison Of Two Theoretical Models‖. Management Science, 35(8), 982-1003.
Dedeoglu, A. O. (2004), ―The Symbolic Use of Mobile Telephone Among Turkish Consumers‖. Journal of
Euromarketing, 13(2/3), 143-163.
Eagle, N. (2007), ―Turning the Rift Valley into Silicon Valley: Mobile Phones and AfricanEntrepreneurship‖.
Interactions, September-October, 14-15. Eurostat. (2007). Egovernment on-line availability Eurostat
Gauld, R., & Goldfinch, S. (2006),. Dangerous Enthusiasms: E-government, computer failure and information
system development Otago University Press.
Geser, H. (2004), Towards a Sociological Theory of the Mobile Phone: University of Zurich.
Heeks, R. (2002). Information Systems and Developing Countries: Failure, Success, and Local Improvisations:
Institute for Development Policy and Management, University of Manchester
Jarzabkowski, P., Balogun, J., & Seidl, D. (2007), ―Startegizing: the challenges of practice perspective‖. Human
relations, 60(1), 5-27.
Kushchu, I. (2004), Facing the Inevitable, Japan
http://209.85.229.132/search?q=cache:FRkQ1H14VD4J:www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_ikhk.pdf+m
government+legal+issues&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
Kuschu, I (2007), Mobile Government: An Emerging Direction in E-government
http://www.amazon.com/Mobile-Government-Emerging-Direction-E-government/dp/1591408849 retrieved
1/2/2010
61
Kushchu, I. & Borucki, C.(2004), ―Impact of Mobile Technologies on Government, Japan‖,
http://209.85.229.132/search?q=cache:aLjBpYrFCncJ:www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_ikcb.pdf+appli
cations+islands+m+government&cd=3&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
KuĢcu, H., E-Ticaret Nedir?, http://hilmi.trakya.edu.tr/ders_notlari/e_ticaret/ETICARET.pdf
Maumbe, M. & Owei V.(2005), ―Bringing M-government to South African Citizens: Policy Framework,
Delivery Challenges and Opportunities, South Africa‖,
http://www.mgovernment.org/resurces/euromgvo2006/PDF/18_Maumbe.pdf
Maxymuk, J. (2004), Journal of Government Information, Volume 30, Issues 2-3, pp. 129-130.
McGinty, J., http://www.ministers.wa.gov.au
Monahan, T. (2006), Surveillance and Security: Technological Politics and Power in Everyday Life. New York:
Routledge.
Moon, M.(2004), Emerging Practices in the Use of Mobile Technology by State Governments , Washington,
http://www.businessofgovernment.org/pdfs/MoonReport2.pdf
Nasir A.(2004), ―Legal Issues Involved in E-Commerce, Legal Issues Involved in E-Commerc‖e, London,
http://www.acm.org/ubiquity/views/v4i49_nasir.html
Peter, S. and Deveaux S. (2008) "Jurisdiction in Cyberspace" IDG News Service Friday,
http://www.pcworld.com
Rossel, P., Finger, M. &Misuraca, G (2006), ――Mobile‖ e-Government Options: Between Technology-driven
and Usercentric‖ The Electronic Journal of e-Government Volume 4 Issue 2, pp 79 - 86,
http://www.ejeg.com/volume-4/vol4-iss2/Rossel_et_al.pdf
Sheller, M. and Urry J. (2003) Mobile Transformations of 'Public' and 'Private' Life. Theory Culture & Society,
20 (3). pp. 107-125., http://eprints.lancs.ac.uk/3483/
Silcock, R.(2001)Parliamentary Affairs 54:88-101, http://pa.oxfordjournals.org/cgi/content/abstract/54/1/88
Wearden G.(2003), Councils afraid of e-government failure , UK, http://www.silicon.com/management/cio-
insights/2003.07.03/councils-afraid-of-e-government-failure-10004981/
Western Australia Dept of Industry and Resources, http://www.law.gov.au/www/securitylawHome.nsf/
Yildiz M.(2002), Success and Failure in eGovernment Projects,
http://www.egov4dev.org/success/case/yerelnet.shtml
ÖZGEÇMĠġ
Metin GÜÇER
Mimar Sinan Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu olup, eğitiminden sonra Amerika‘ya bilgisayar
programcılığı eğitimi almak için gitmiĢtir. Eğitiminin ardından bir ilaç Ģirketinde 2 sene boyunca
yazılım mühendisi olarak çalıĢmıĢtır. Bu çalıĢmanın verdiği deneyimleri ve bilgiyi ülkesine dönerek
kullanmaya karar verip, 2004 yılında Türkiye‘ye kesin dönüĢ yapmıĢtır. ÇeĢitli yazılım firmalarında
çalıĢıp aynı zamanda Marmara üniversitesinde MIS yüksek lisans bölümünü bitirmiĢtir. ġu anda halen
Triodor yazılım firmasında operasyonlar müdürü olarak kariyerini devam ettirmektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
E-posta: [email protected]
62
Engin MEMĠġ
14 Kasım 1978 tarihinde Ġstanbul‘da doğdu, Ġlk, orta ve lise‘yi Ġstanbul‘da okuduktan sonra 1996‘da
Uludağ Üniversitesinde Bilgisayar Programcılığı bölümüne baĢladı. Daha sonra 2002 tarihinde girdiği
Anadolu Üniversitesi ĠĢletme bölümünden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi‘nde
Management Information Systems yüksek lisansı yaptı. Antalya‘da ICEGEG 2010 Conference‘ta ve
Ġngiltere Brighton‘da M-Government presentation in M4Life 2010 Conference ‗ta e-devlet ve m-
devlet konularında iki gerçekleĢtirdi.
1999-2000 yıllarında CFB-Anka‘da baĢladığı iĢ hayatına, 2000-2002 yılları arasında Peritus
Bilgisayar‘da devam ettikten sonra 2002 Mart ayında halen çalıĢmakta olduğu Henkel‘de IT
bölümünde iĢe baĢladı. Burada Lotus Notes Application Developer ve Lotus Domino System
Administrator olarak baĢlayan iĢ yaĢamı daha sonra Business Warehouse danıĢmanılığı ve SAP
Üretim Planlama Modül danıĢmanlığı görevleri de eklendi. ERP sistemi tarafına yönelen iĢ hayatında
hedefi bu konunun farklı modüllerde de çalıĢmalar yapabilmek.
ĠletiĢim Bilgileri
Adres: Yamanevler Mah. Meltem Sk. No:14/9 Ümraniye/Ġstanbul
Telefon: 0533 220 8638 – 0216 328 9302
E-posta: [email protected]
Prof. Dr. Gonca TELLI YAMAMOTO
Lisans (ĠĢletme) ve Yüksek Lisansını (Pazarlama ve Üretim Yönetimi) Marmara Üniversitesi‘nde
tamamladı. Doktora çalıĢmalarını Anadolu Üniversitesi‘nde Yükseköğretimde Pazarlama üzerine
gerçekleĢtirdi. Doktora sonrasında Yeditepe Üniversitesinde Öğretim görevlisi olarak MBA programı
kapsamında çeĢitli dersler verdi. Maltepe Üniversitesi'nde Yard. Doç. olarak görev yaptı. Halen Okan
Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi Müdürü olarak çalıĢmalarını sürdürmektedir. Uygulamalı
Bilimler Yüksekokulu BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev
yapmaktadır. Aynı zamanda Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kurucu Müdürlüğü ĠĢletme
kurucu bölüm baĢkanlığı gibi görevlerde bulunan Yamamoto ağırlıklı olarak pazarlama ve bilgi
teknolojileri konuları üzerinde çalıĢmalar yapmaktadır. Yamamoto Okan Üniversitesi‘nde, iĢletme,
iletiĢim, pazarlama, e-ticaret gibi konularda derslere girmektedir. Yamamoto‘nun pazarlama ve e-
öğrenme alanında ulusal ve uluslararası pek çok kitabı ve makalesi bulunmaktadır. Son yıllarda
özellikle mobil pazarlama ve e-öğrenme üzerinde araĢtırmalarını yoğunlaĢtıran Yamamoto‘nun yazmıĢ
olduğu ―Mobilized Marketing and The Consumer Technological Developments and Challenges‖
baĢlıklı kitabı ABD‘de ĠĢletme Referans Kitapları arasında yer almaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Üniversitesi. Uzaktan Eğitim Merkezi
HasanpaĢa Kampüsü Kadıköy/Ġstanbul,
ĠĢ: 90 216 3254818 dahili: 125 Faks: 90 216 3396136
E-posta: [email protected]
URL: http://goncatelli.blogspot.com
63
VI. BÖLÜM ANDROIDLE YAġAMAK
Melih Çoğan, Teknoloji Grubu Müdürü
ÖZET
Bu çalıĢmada dünyada iĢletim istemleri arasında önemli bir yeri olan Android iĢletim sisteminin mobil
cihazlardaki kullanımı üzerinde durulmakta ve mevcut iĢletim sistemleri karĢılaĢtırılmaları
yapılmaktadır.
Anahtar kelimeler: Android, iĢletim sistemi, mobil cihaz, açık kaynak
GĠRĠġ
Dünyada, mobil araçların gün geçtikçe önem kazandığı bir döneme girilmiĢtir ve Gartner ve IDC‘nin
son ekonomik raporlarına göre 2010 yılına ait sonuçlar da Android iĢletim sistemi mobil cihazlardaki
tırmanıĢını sürdürdüğünü göstermektedir.
ĠĢletim sistemleri pazarında en büyük payı, 2009 yılına göre yaklaĢık %10 değer kaybeden Symbian
elinde tutmaktadır. % 41,2 satıĢ oranı bulunan Nokia‘nın Symbian‘ını Blackberry yapımcısı Research
in Motion (RIM) iĢletim sistemleri takip etmektedir. RIM de 2009 yılına göre yaklaĢık yüzde 1 düĢse
de % 18,2 pay ile ikinci sıradaki yerini korumuĢtur.
Android iĢletim sistemi 2009 yılına göre %16′lık bir artıĢla pazar payını %17,2′ye çıkarmıĢtır. Bunun
yanında iOS‘da (Apple) küçük bir artıĢla % 14,2 oranında pazar payına eriĢmiĢtir. Windows Mobile
düĢüĢ yaĢayan iĢletim sistemleri arasına girmiĢtir. 2009 yılının ikinci çeyreğine göre bu yıl % 4′lük bir
düĢüĢ yaĢayan iĢletim sistemi yeni sürümü Windows7 ile yükseliĢ arayıĢına girmiĢtir.
Bunların yanı sıra mobil iĢletim sistemlerinin satıĢı 2009 yılına göre yaklaĢık 21 milyon artarak 61
milyon 650 bine ulaĢmıĢtır. Bu durum giderek büyüyen ve geliĢen bir pazar yapısını ifade etmektedir.
Bu pazarda Android‘in de önemli bir yeri bulunmaktadır.
Android iĢletim sistemi bugün itibariyle dünyanın en büyük cep telefonu üreticilerinin üzerinde
geliĢtirmeler yaptığı ve mobil kullanıcıların mobil kullanım alıĢkanlıklarını bir üst düzeye taĢımaya en
büyük aday olarak gösterilen bir sistemdir.
En önemli özelliği olarak açık kaynak kodlu bir sistem olarak çalıĢmasıdır. Açık kaynak kod hem
üreticilere hem de üreticiler dıĢında kalan üçüncü parti yazılım Ģirketlerine ve bireysel yazılım
geliĢtiricilere birçok fırsat sunmaktadır. Bu sayede üreticiler kullanıcıların mobil yaĢam kapsamında
mobil bir cihaz ile yapmak istediklerinin ötesinde özellikler sunabilmektedirler.
Mobilitenin günümüzde en önemli ayaklarından biri de iĢletim sistemleri üzerinde çalıĢan
uygulamalardır. Android iĢletim sisteminde olduğu gibi diğer mobil iĢletim sistemleri de bu kapsamda
ciddi geliĢmeler göstermektedir. Ancak android iĢletim sisteminin bu kapsamdaki en önemli artısı
kaynak kodlarının herkese açık olmasıdır. Bu sayede android tabanı üzerinde çalıĢan uygulama sayısı
oldukça yüksek bir hızla artmakta bu sayede de kullanıcıların bu iĢletim sistemine olan bağlılıkları
artmaktadır. Açık kaynak kod sayesinde uygulama geliĢtiriciler hem Android iĢletim sistemini hem de
cihazların sahip olduğu tüm donanımı maksimum fayda sağlayacak Ģekilde kullanabilmektedirler. Bu
durumda da uygulama geliĢtiriciler tarafından geliĢtirilen uygulamalar, kullanıcılar tarafından çok
fazla detaya ulaĢılabilir bir halde kullanılabilmektedir. Örneğin; Google haritalar altyapısını kullanarak
geliĢtirilmiĢ bazı uygulamalar sayesinde, kullanıcılar herhangi bir anda ve herhangi bir yerde iken
çevrelerindeki bütün benzin istasyonları, fastfood restaurantları, eczaneleri, sinemaları ve benzeri
birçok noktaya ait adres bilgilerine, bulundukları yerden olan mesafe bilgilerine eriĢebilmekte ve o
noktaya hangi güzergahı izleyerek ulaĢabileceklerini anında görebilmektedirler.
64
Android ile beraber mobil cihaz kullanım alıĢkanlıkları tamamen değiĢmektedir. Kullanıcılar cep
telefonlarını artık evlerinde ve ofislerinde kullandıkları bilgisayarları kadar etkin kullanmaya
baĢlamıĢlardır. Gün geçtikçe de cep telefonu ile bilgisayarlar arasındaki uygulama bazındaki farklar
azalmaktadır.
Kullanıcıların artık nöbetçi eczane, otobüs saatleri, uçuĢların son durumu, en yakın taksi durağını,
hastaneyi bulmak ve daha birçok acil ve çok gerek duyulan bilgilere ulaĢmak için Android iĢletim
sistemi çok uygun olanaklar sağlamaktadır. Android telefonların donanım olarak desteklediği GPS
alıcısı ve dijital pusula gibi teknoloji ve eklentiler sayesinde yazılım içine gömülen veriler bulunulan
konuma özel olarak çağırılabilmekte ve bu sayede ulaĢılmak istenen her yere ve neredeyse her Ģeye
anında ulaĢabilmek mümkün olabilmektedir.
Bu kapsamda ilerleyen dönemde android telefon kullanıcısı bir marketin ya da bir alıĢveriĢ
mağazasının civarından geçerken telefonunun ekranında o mağaza içerisinde yer alan firmaların
kampanyaları ile ilgili bilgilerin görülmesi ve hatta mağazaya kadar yorulmadan tek tıklama ile
kampanyalı ürünü satın alma Ģansı sağlanabilmektedir. Bir baĢka uygulama ise izlenilen bir film, dizi
ya da haberde ekranda görülen kiĢinin telefon kullanıcısı tarafından beğenilen ayakkabısı, elbisesini
almak için telefon ekranı üzerine dokunarak satın alma Ģansına sahip olunmaktadır. ĠĢte bu ve benzeri
uygulamalar sayesinde artık tüm yaĢam alıĢkanlıkları inanılmaz bir deneyime dönüĢtürmektedir.
Android iĢletim sistemi sadece bireysel kullanımı değil firmaların çalıĢanları ve müĢterileri için
sunduğu hizmetleri de üst kullanım düzeyine taĢımaktadır. Firmalar artık önceki iĢletim sistemlerinin
(Windows mobile, symbian gibi ) sunduğu sınırlı eriĢim yetkileriyle geliĢtirmek zorunda kaldıkları
uygulamalardan, android ile beraber gelen açık kaynak kod avantajı ile tamamen özelleĢtirilebilir
sistemler kurabilme noktasına gelmiĢtir.
Donanım Ģirketlerinin ürün geliĢtirme çalıĢmalarında ulaĢtıkları son nokta ve devamında gelecek yeni
geliĢtirmeler ve yanında android iĢletim sisteminin sınır tanımaz açık kaynak kod gücü ile beraber
mobilite, tahmin edilemeyecek, henüz düĢünülmeyen noktalara doğru yönelmesi sözkonusudur.
Fütürüstik bir bakıĢ açısıyla android iĢletim sistemi ve geliĢtirilen uygulamalar sayesinde ilerleyen
günlerde telefon sahibi olanların istediği bazı Ģeyleri yapabilmesi için konunun veya Ģeyin sadece
düĢünülmesi bile yeterli olabilecek gibi görünmektedir.
1. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠ
Android iĢletim sisteminin teknik olarak iĢleyiĢi önemli bir konudur. Google Android iĢletim sistemi
aslında üç ana temel üzerinde çalıĢmaktadır. Birinci ve en temel aĢama Linux Kernel‘i 2.6 üzerinden
geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Yani mobil cihazın içerisindeki entegre çiplerin wi-fi, kamera, bluetooth,
gps gibi mobil telefonda kullanılan temel fonksiyonların çalıĢabilmesi için tüm driverları içermektedir.
Böylelikle mobil cihazda kullanılan çiplerin modellerine hızlarına göre sistemin alt yapısını
düzenlemek mümkündür. Ġkinci kısımda ise LIBRARIES diye adlandırılan Linux tabanında kurulan
alt yapının uygulamalarla haberleĢmesi sağlanır ki C++ da geliĢtirilmiĢtir. Böylelikle ekranda görmek
istediğiniz resimler ya da internete bağlanmak istediğinizde açılan browser ilk olarak Libraries
kısmında değerlendirilir ve isteğine göre iĢlem yapılması için sistemde gerekli olan yerlere komutlar
gönderilir.
Bu belirtilen yapı normal bir sistem olarak görünmektedir. Android sistemi diğerlerinden ayıran fark
Android‘in beyni Dalvik Java Virtual Machine dir. Tüm iĢlemlerin çalıĢmasında iĢlemleri kontrol eden
herkesin ne yapması gerektiğini ne kadar enerji tüketmesi gerektiğini ayarlayan kullanıcı uyurken dahi
çalıĢan Dalvik Java Virtual Machine, Google‘ın diğer Java platformlarını kullanmak yerine Android‘
in en iĢlevsel ve hayati kısmını yani beynini kendisi yoğun çalıĢmalar sonucunda geliĢtirilmiĢtir.
Sistemin beynini oluĢturan bu kısım bütün uygulamaları, sıra ve belirlenen bir sistem içerisinde, gerek
bazı uygulamaları aynı anda gerekse bazılarını kapatıp bazılarını çalıĢtırarak sistemin ayakta kalmasını
sağlayan bir Java platformudur.
Bu sistemin verimli hale gelmesi için yaklaĢık 3 yıl Google mühendislerinin geceli gündüzlü çalıĢtığı
söylenmektedir. Zaten ilk Androidli cihaz kullanıldığında bunun farkı hemen anlaĢılmıĢtır. Bu
anlaĢılan fark ise iĢletim sisteminin bilgisayarda kullanılan iĢletim sistemlerinin çalıĢma sistemine
65
benzer Ģekilde olmasıdır. Birden fazla uygulamayı aynı anda ve verimli bir Ģekilde çalıĢtırabilmek
(multi tasking) Android iĢletim sistemi sayesinde mobil cihaz kullanıcılarına sunulmuĢtur. Bunun yanı
sıra kullanıcılar android iĢletim sistemine sahip cihazların farklı iĢletim sistemi ile çalıĢan diğerlerine
göre çok daha hızlı bir Ģekilde iĢlemleri gerçekleĢtirdiğini de gözlemlemiĢlerdir.
En eğlenceli olan aĢama ise uygulama aĢamasıdır. Uygulama aĢaması; kullanıcıların ve uygulama
geliĢtiren developerların ilgi alanı olan kısımdır. Burada uygulama alanı o kadar geniĢ tutulmuĢtur ki
yapılabileceklerin sınırları cep telefonunun donanım gücü ile doğru orantılıdır. Her alanda uygulama
bulmak ya da geliĢtirmek mümkündür. ĠĢte bu geliĢtirilen yeni platformda herkese mobil dünyada
özgürce hareket etmek olanağını Open Handset Alliance hazırlamıĢtır ve Google Android
sunulmuĢtur. Öyle ki Ģu anda geliĢtirilen uygulama sayısı 100.000 rakamını aĢmıĢtır. Hatta yapılan
araĢtırmalara göre android iĢletim sistemi yayınlandığı günden bu yana her 3 dakikada ortalama 1 tane
uygulama geliĢtirilmektedir.
2. ANDROĠD ĠġLETĠM SĠSTEMĠYLE YAPILABĠLECEKLER
Burada geliĢtirilen uygulamalardan ve kullanıcıları nelerin beklediğinden bahsetmek gerekmektedir.
Android için geliĢtirilen veya uyarlanan birçok uygulama mümkündür. GeliĢtirilen uygulamalarda
Google‘un yeni sunduğu hizmetlerin çok hakim olduğu ortadadır. Bu da Google‘ın sadece yazılım
olarak değil uygulama seviyesinde de kullanıcıların yanında olduğunun ifadesidir. Mesela Android
için geliĢtirilen uygulamalardan google map‘i kullanan çok fazla uygulama bulunmaktadır. Ayrıca
Android sisteminde internet kullanımı sürekli bir hale gelmektedir. Bunun nedeni olarak
uygulamaların sürekli güncelenmesi ve bunun için internet bağlantısına ihtiyaç duyulmaktadır.
Örneğin barkod uygulamaları çok yaygın olan android uygulamaları içerisinde yer almaktadır.
Bu arada barkod uygulamaları demiĢken alıĢ-veriĢi sevenlerin çok beğendiği uygulamalardan bir
tanesi Shop Savvy‘dir. Bu uygulamada alıĢ-veriĢe çıkıldığında örneğin kitap alınacak ise gidilen
kitapçıda almak istenilen kitabın barkodu Shop Savvy uygulamasını çalıĢtırarak cep telefonu kamerası
ile okutulur ve Shop Savvy sizin için araĢtırma yapmaya baĢlar. Bu araĢtırmanın sonucunda okutulan
barkod numarası hem programın veri tabanında hem de google üzerinde aranarak sonuçlar kullanıcının
telefon ekranında görüntülenir. Türkiye‘de bu konu hakkında çalıĢmalar çok hızlı bir Ģekilde devam
etmektedir. GeniĢ bir veri tabanına ihtiyaç duyan bu tip uygulamalar için birçok firmanın birlikte
çalıĢmalar yapılmasında iĢbirliği gerekmektedir.
Bu uygulama sayesinde cihaz müĢteriye kısa zamanda internetten ve barkod veri tabanından aldığı
bilgiler ile kıyaslama yapıp satın alınacak kitabı nerede ve ne kadara alınabileceğini göstermektedir.
Hatta istenirse kullanıcıyı kitabı alabileceği en yakındaki kitapçıya veya mağazaya kadar GPS
vasıtasıyla götürebilmektedir. Uygulama bununla sınırlı kalmamakta örneğin kullanıcının beğendiği ve
almak istediği kitabı pahalı bulduysa ve kendine uygun fiyata göre uygulamaya not düĢmüĢse bir
indirim ya da değiĢiklik olduğu taktirde o çok beğenilen ve satınalmak istenilen ―kitabın fiyatı düĢtü
alabilirsiniz diye…‖ gibi bir mesaj gönderebilmektedir. Bu uygulama henüz Türkiye‘de olmamakla
beraber teknolojik geliĢmelerin yaygınlaĢmasıyla benzer uygulamalar geliĢtirileceği açıktır.
ġimdilik sadece mobil dünyada baĢladığı düĢünülen yenilikler Google Android iĢletim sistemi ile
kullanıcıların beğenisine sunulmuĢtur. Linux iĢletim sistemi Android ile birlikte yalnızlıktan sıyrılıp
iĢbirliğine yönelmiĢtir.
Öte yandan Android‘in ve donanımın desteklediği özelliklere göre pusula, akseloremetre, GPS gibi
özellikleri kullanan uygulamalar yaygınlaĢmaktadır. Özellikle ―Layar‖ Augmented Reality konseptiyle
bakılan yer hakkında görsel bilgiler vermektedir.
Bunun yanında pusulalar, Panoramio gibi konum bilgisine dayalı fotoğrafçılık uygulamaları, Google
Maps API kullanan uygulamalar, Jedi ıĢın kılıcı, Zippo çakmak, her türden harekete duyarlı oyunlar
vs. Android üzerinde çalıĢmakta ve geliĢtirilmektedir.
Resim 1.
66
Android platformu üzerinde çalıĢan ve apple‘ın iphone ile kullanıcılarına sunamadığı bir diğer önemli
kullanım alanı ise Voip (voice over IP) yani internet bağlantısını kullanarak arama yapabilmektir.
Örneğin; Voip hizmeti veren bazı firmaların Türkiye ve yurtdıĢı sabit hatlarda müthiĢ avantajlar sunan
paketleri mevcuttur. 3G ve wifi uzerinden bu hizmetten faydalanılabilmektedir. IOS'ta (apple iphone
iĢletim sistemi) henüz bir uygulama aracılığı ile tam entegre bir Voip uygulaması mevcut değildir. Var
olan uygulamalarda ise; arama yapabilmek için o uygulamanın açılması gerekmektedir. Örneğin; ring,
linphone, nimbuzz bu tip uygulamalardandır. Ama Android‘de 3cx, sipdroid ya da csipsimple
programları arkada (Multi tasking) çalıĢırken telefondan bir numara çevrildiği zaman kullanıcının
karĢısına network üzerinden normal bir konuĢma mı yoksa voip konuĢması mı tercih ekranı
çıkmaktadır. Cep telefonu hatları aranıyorsa operatör ağı, diğer tüm hat aramalarını yaparken SIP
(Voip) seçilebilmektedir. Bazı programlarda ise yurtdıĢı tüm görüĢmeleri otomatik olarak SIP e
yönlendirmek mümkündür.
Resim 2.
Android iĢletim sistemi rakiplerine göre (iOs, Windows, symbian, Blackberry OS) kullanıcılarına
sosyal paylaĢım sitelerine eriĢim ve bu platformları aktif olarak kullanabilme konusunda da çok daha
67
fazla alternatif sunmaktadır. Telefon ile çekilen bir fotoğraf istenilen sosyal paylaĢım platformuna çok
hızlı bir Ģekilde aktarılabilmektedir.
Resim 3.
Modern mobil cihazların çoklu iĢlem yapabilme kapasiteleri artık en çok aranılan özellikler
arasındadır. iOS (apple) bu konuda biraz kısıtlı durumdadır. Bazı uygulamaların arka planda
çalıĢmasına izin vermemektedir. Android‘de ise tüm uygulamaların arka plana atılabilmesi ve istendiği
zaman açmaya gerek kalmadan özgürce sonlandırılabilmesi mümkündür.
Harita ve Konum tabanlı uygulamalar konusunda da Android iĢletim sistemi Google‘ın sağladığı
olanaklar sayesinde Apple‘ın iOS‘una karĢı ciddi üstünlükler sağlamaktadır. Apple iOS ile daha
eğlence odaklı geliĢtirme çalıĢmalarına yönlenmektedir. Android ise kullanıcılara daha geniĢ bir
platformdan seslenmektedir. Hem oyun, hem iĢ felsefesi ile yoluna devam eden Android iĢletim
sistemi daha yaygın bir kullanıcı kitlesine ulaĢabilmektedir.
3. ÜRETĠCĠLER VE ĠġLETĠM SĠSTEMĠ SEÇĠMLERĠ
AĢağıdaki tabloda da görüldüğü gibi dünyanın en büyük mobil cihaz üreticilerinin büyük çoğunluğu
android iĢletim sistemini kullanmaktadırlar.
68
Kaynak: http://www.ibb.ubs.com
4. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN ALTYAPI KARġILAġTIRMASI
AĢağıdaki tabloda UBS investment research tarafından yapılan ve Mobil cihazlarda kullanılmakta olan
en bilindik ve önemli iĢletim sistemlerinin çekirdek yapıları, uygulama geliĢtirme temelleri, avantajları
ve dezavantajları gösterilmektedir.
Kaynak: http://www.ibb.ubs.com
69
5. ĠġLETĠM SĠSTEMLERĠNĠN SUNDUĞU SERVĠSLERĠN
KARġILAġTIRILMASI
Tablo 3‗de UBS investment research tarafından yapılan ve Mobil cihazlarda kullanılmakta olan en
bilindik ve önemli iĢletim sistemlerinin, kullanıcılar tarafından en yoğun Ģekilde kullanılmakta olan
Harita & Konum, Müzik, MesajlaĢma, Oyun & video ve diğer uygulamalar bazında karĢılaĢtırılması
yer almaktadır.
Kaynak: http://www.ibb.ubs.com
SONUÇ
Mobil iĢletim sistemlerinin geldiği son nokta artık kullanıcıların mobil cihaz kullanım alıĢkanlıklarını
da baĢka bir boyuta taĢımaktadır. Cep telefonu kavramı gün geçtikçe akıllı telefon kavramına doğru
yol almaktadır. Zaten kullanıcı sayıları ve pazardaki geliĢmeler de bunu ortaya koymaktadır.
Ġnsanlar artık yanlarından ayırmadıkları telefonlarının sadece konuĢma ve mesajlaĢma değil bunların
yanı sıra her koĢulda internete bağlantı sağlaması, Konumlama servisleri (GPS desteği) ile hayatlarını
daha kolay hale getirmelerini, telefon görüĢmelerini birbirlerini görerek ve duyarak ( 3G ve Wi-Fi ile
görüntülü iletiĢim) yapmalarını sağlayan cihazlar olarak da kullanmak istemektedir. Bu yüzden mobil
iĢletim sistemlerinin geldiği son nokta kullanıcılara bu tecrübeleri yaĢatmakta ve fazlasıyla yaĢatmaya
da devam edecek gibi görünmektedir.
ĠĢletim sistemleri arasındaki büyük savaĢın sonucu ile ilgili birçok araĢtırma Ģirketi çalıĢmalar
yapmaktadır ve pazarın nasıl Ģekilleneceğini ortaya çıkarmaya çalıĢmaktadır. ġu an itibari ile görünen
Google tarafından geliĢtirilen Android iĢletim sisteminin önümüzdeki 5 yıl içerisinde mobil iĢletim
sistemi pazarında liderlik koltuğuna oturacağıdır. Açık kaynak kodlu olması, Google‘ın database
yönetim tecrübesi ve elbetteki google‘ın haritalama sistemlerindeki tartıĢmasız baĢarısı kullanıcı
alıĢkanlıkları ile birebir örtüĢtüğü sürece de bu liderlik koltuğunu bir baĢka iĢletim sistemine de
kaptırmayacaktır.
70
KAYNAKLAR
http://www.ibb.ubs.com Q-Series®: Global Technology
http://en.wikipedia.org/wiki/Android_%28operating_system%29
http://www.openhandsetalliance.com/
http://www.android.com/
ÖZGEÇMĠġ
Melih ÇOĞAN
1979 yılında EskiĢehir‘de doğan Melih Çoğan, ilköğretim ve Liseyi EskiĢehir‘de tamamladı. 2000
yılında Ġstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deniz UlaĢtırma ĠĢletme Mühendisliğinden mezun
oldu. 2006 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Ġnsan Kaynakları ağırlıklı ĠĢletme Yönetimi yüksek
lisans programını ―Ġnsan Sermayesi Yönetimi‖ konulu tez savunması ile tamamladı. 2007 yılında
baĢladığı Ġstanbul Üniversitesi ĠĢletme Yönetimi ve Organizasyon Doktora programında ―Stratejik
Bilgi Yönetimi ve Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Yaratma Kapasitesi‖ konulu tez çalıĢması üzerine
çalıĢması devam etmektedir.
Profesyonel iĢ yaĢamında sırasıyla Migros, Rumeli Holding, Unilever, Turkcell (Global Bilgi), Doğan
Online(Doğan Holding), Exper Bilgisayar(Ülker BiliĢim Grubu) ve General Mobile Ģirketlerinde;
Sistem destek uzmanlığı, Teknik uzmanlık, Teknik eğitim uzmanlığı, Ürün geliĢtirme uzmanlığı, Ürün
pazarlama müdürlüğü ve Ülke Müdürlüğü pozisyonlarında görev almıĢtır.
ġu an AR Grup Ģirketlerinden AR Teknoloji‘de Teknoloji Grup Müdürü olarak görev yapmaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Adres: Ġkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Suleyman Demirel Bulvari, No:1-A Ġkitelli / Ġstanbul
Email: [email protected] , [email protected]
71
VII. BÖLÜM MOBĠL PAZARLAMA
Gonca Telli Yamamoto, Okan Üniversitesi
ÖZET
Bu bölümde Mobil pazarlama konusunun yaĢamda önemli bir parça haline gelmeye baĢlaması ile
kavramsal altyapısının oluĢturulmasına yönelik bir çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir. Mobilitenin hem
bireylerin yer değiĢtirmesi hem de cihaz olarak taĢınabilirlikle birlikte anılması pazarlamacılar içinde
yeni yöntemler ve uygulamalar geliĢtirmeye olanak sağlamaktadır.
Anahtar kelimeler; Mobil pazarlama, dijital pazarlama, mobilite, uygulamalar.
GĠRĠġ
Günümüz teknolojileri sayesinde pek çok alanda olduğu gibi pazarlamada da dijital stratejiler
geliĢtirme gereksinimi doğmuĢtur. Bunun sebebi yeni nesillerin dijital ortamları etkin bir biçimde
kullanabilmeleri ve teknolojinin olanak ve seçeneklerinin artması ve giderek ucuz hale dönüĢmesidir.
Ayrıca insanların sürekli yanında taĢınabilir cihazlarla eriĢim sağlamaya olanak yaratılması da mobil
teknolojilerin geliĢmesinin bir ivmesidir. Dünyadaki değiĢimler pazarlama alanını ekonomik anlamda
ciddi bir Ģekilde etkilerken teknolojinin mobil alandaki geliĢimi ise bu alanda çok farklı ve yeni
açılımlara sebep olmaktadır. Mobil pazarlama dijital pazarlamanın çok önemli bir alt boyutudur.
Mobil pazarlamanın geliĢmesinin en önemli sebeplerinden biri mobil gereçlerin neredeyse dünyanın
her köĢesindeki herkese ulaĢmıĢ olmasıdır. Mobil, hala emeklemekte olan bir teknoloji olmasıyla
birlikte hızlı bir geliĢme göstermektedir. Bu hız gerek dünyada gerekse Türkiye‘de çeĢitli yansımalar
bulmaktadır.
Pazarlama ürün/hizmetler, fikirler, insanlar, Ģehirler, ülkeler, kar amaçlı/kar amaçsız kurumlar gibi pek
çok alan, kurum ve kiĢinin; talepler doğrultusunda, doğru yer zaman ve Ģekilde sunulması ve bunun
fayda yaratmasının sağlanması olarak çok temel anlamda tanımlanabilir. Mobil pazarlama bu
sunumların gerçekleĢtiği yer veya sunulduğu mecra anlamında taĢınabilir mobil cihazlarda insanların
hareket halinde olduğu yerlerde veya mobil cihazlar vasıtasıyla gerçekleĢtirilmesidir.
Öte yandan Facebook, twitter gibi sosyal Ģebekelerin kullanıcı sayılarının ciddi Ģekilde artması bu
Ģebekeleri de pazarlama açısından önemli bir mecra haline getirmektedir. Bunlar bilinçli müĢterinin
geliĢimine yararken ve müĢterinin beklentilerinin artmasına da sebep olmaktadırlar. Bu Ģebekeler yeni
mobil cihazlardan kolayca eriĢilebilir hale gelmiĢ ve kullanıcılarına her an mesaj alıp gönderebilme
yeteneği kazandırmıĢtır.
2010 yılı itibarıyle dünya nüfusunun neredeyse yarısının bir cep telefonu sahibi olmasının yanında
mobil alanda büyüme geliĢmekte olan ülkeler tarafından teĢvik edilmektedir. Hindistan ve Çin‘de
2010 yılında mevcut aboneliklerin yanında 300 milyon yeni cep telefonu abonelikleri eklenmiĢtir ve
bu rakamın ABD‘deki tüm aboneliklerden fazla olduğu ifade edilmektedir. 2010 yılında geliĢmekte
olan ülkelerde 3.8 milyar mobil kayıtlı kullanıcı rakamına ulaĢılacağı bunun da küresel anlamda
%73‘e tekabül ettiği söylenebilir. ITU rakamlarına göre 2010 da 6.1 trilyon mesaj alıĢveriĢinden
bahsedilirken bu rakam 2007‘de oluĢan rakamların üç katı olarak ifade edilmektedir. 2010 yılı için
dünya telekomünikasyon hizmet sektöründe temel göstergeler tablo 1‘de görülmektedir. Cep
telefonları üzerinden yapılan tanıtım, reklam ve satıĢ faaliyetleri artık ―mobil pazarlama sektörü‖
olarak ayrı bir iĢ kolu yaratırken, bu sektörün Türkiye‘deki büyüklüğü de 150 milyon doları aĢmıĢtır.
2012 yılında ise Türkiye‘deki bu pazarın 350 milyon doları bulması beklenmektedir. Önümüzdeki
2020 yılına kadar 50 milyar teknolojik aygıtın (cep telefonu, cep bilgisayarı, vb) hayatımızın bir
parçası olacağı da ifade edilmektedir.
72
Tablo 1. 2010 yılı için Dünya Telekomünikasyon Hizmet Sektöründe Temel Global Telekom
Göstergeleri (Tüm rakamlar tahminidir)
Kürese
l
GeliĢmi
Ģ ülkeler
GeliĢmekt
e olan
ülkeler
Afrik
a
Arap
Ülkeler
i
Asya/Pasifi
k
BirleĢik
Devletler
Topluluğ
u
Avrup
a
Kuzey/
Güney
Amerik
a
Mobil
hücrese
l üyelik
5,282 1,436 3,846 333 282 2,649 364 741 880
100 kiĢi
baĢına 76.2% 116.1% 67.6%
41.4
% 79.4% 67.8% 131.5%
120.0
% 94.1%
Sabit
telefon
hatları
1,197 506 691 13 33 549 74 249 262
100 kiĢi
baĢına 17.3% 40.9% 12.1% 1.6% 9.4% 14.0% 26.6% 40.3% 28.1%
Mobil
geniĢ
band
üyelik
940 631 309 29 34 278 72 286 226
100 kiĢi
baĢına 13.6% 51.1% 5.4% 3.6% 9.7% 7.1% 25.9% 46.3% 24.2%
Sabit
GeniĢ
band
üyelik
555 304 251 1 8 223 24 148 145
100 kiĢi
baĢına 8.0% 24.6% 4.4% 0.2% 2.3% 5.7% 8.7% 23.9% 15.5%
Kaynak: International Telecommunication Union (October 2010) via:
mobiThinking
Kaynak: http://mobithinking.com/mobile-marketing-tools/latest-mobile-stats#subscribers
1. MOBĠL PAZARLAMANIN GELĠġĠMĠ
Toplumsal dönüĢüm ve değiĢim ateĢ ve tekerleğin icadıyla baĢlar. Burada yaĢamsal mücadele
verilmesi ve toplumda bir yer edinilmesi farklı bir boyuttayken insanoğlunun köy yaĢamına geçmesi
daha sonra yerleĢik düzen ve sanayi devrimi her biri insan geliĢimi açısından farklı oluĢumlara ve bazı
değiĢimlere sebep olmuĢtur.
Ġnsan yapısı ve yaradılıĢı itibarıyle mobildir. Sürekli yer değiĢtiren ve hareket eden bir varlıktır.
GeçmiĢten günümüze oluĢan fark ise kullandığımız teknoloji ve cihazların da taĢınabilir hale
gelmesidir. Tarım öncesi dönemde avcılıkla uğraĢan insan av peĢinde koĢmak için çevresine yönelmiĢ
73
ve o ortamdan fayda yaratmak için av bulabileceği alanlara doğru hareket etmiĢtir. Av bulduğunda
veya avladığında yaĢam noktasına geri dönüp bunları diğerleriyle paylaĢmıĢtır. Avcılar arasından
güçlü olanlar yönetici konumuna ermiĢler ve bu bir saygınlık yaratmıĢtır. Burada bahsi geçen mobilite
avcının yaĢadığı yer ve avlandığı yerle ilgili bir hareketliliktir. Daha sonra insanoğlu yerleĢik düzene
geçtikçe tohum ve hayvanların bazılarını ehlileĢtirmiĢ ayrıca da kendi bulunduğu bölgenin sınırlarını
düĢünmüĢ ve bunlara belirgin iĢaretler veya ayıraçlar koymaya baĢlamıĢtır. Çünkü hareket alanını bir
anlamda sınırlamak ve kendi alanı içersinde yaĢamak daha güvenli hale gelmiĢtir. Üstelik çok geniĢ
arazilerdeki kontrol de kolay olmadığından köy kasaba temelli bir yaĢamda düzeni sağlayabilmek için
koruyucu bariyerler veya sınırları çizmeye baĢlamıĢlardır. Burada yöneticiler daha çok küçük sosyal
yapı içersinde güçlü, yaĢlı ve deneyimliler arasından gelmiĢ ve üretilen ürün fazlaları ise ticari değiĢ
tokuĢta önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Kendi üretim ve uzmanlık alanlarında yapılan veya üretilenlerin
fazlasını önce takas daha sonra parayla alıĢveriĢe döndürmüĢlerdir. Buradaki mobilite ise bireylerin
ürünlerini değiĢtirmek takas etmek amaçlı bir hareketliliktir ve yakın bölgelerle sınırlandırılmıĢtır.
Ayrıca kendi içlerini sürdürmek için de alana ait bir hareketlilik söz konusu olmuĢtur.
Sanayi devrimi sonrasında ise ürün ve hizmetlerin çoğu makinalar yardımıyla kitlesel anlamda
üretilmeye baĢlamıĢtır. Bu da kurulan Ģehirlerin ve ticaret merkezlerinin alanlarının ve yerlerinin
belirlenmesine ve ürünlerin fabrikalarda üretilmesine sebep olmuĢtur. Kazanç sahaları geniĢleyince
kentlerdeki bu olanakları değerlendirmek isteyenler kente göç edip iĢçi, memur gibi sıfatlarla
çalıĢanlar beyaz, mavi yakalılar haline dönüĢmüĢlerdir. Burada sözü geçen mobilite küçük yerden
daha geniĢ iĢ potansiyeli olan bir yere hareketlilik ve göçtür. Ancak yöresel ya da ülkesel bir
hareketlilik gerçekleĢtirilmektedir. Sanayi sonrasında sadece ürünlerin üretiminin değil bunları
destekleyici hizmetlerin de yoğun olması gerekliliği ortaya çıkınca bu tür hizmetlerin sunulması için
de benzer bir hareketlilik yaĢanmıĢtır. Bu arada ulaĢım ve iletiĢimin güçlenmesi hareket alanını dünya
çapına geniĢletmiĢtir. Önemli bir değiĢim olan küreselleĢme ve internetin ve bilgisayar teknolojilerinin
geliĢmesi mobil yaĢamın yerleĢmesine etkide bulunmuĢtur. GeçmiĢten günümüze oluĢan fark hareket
halinde olan insanoğlunun kullandığı teknoloji ve cihazların da taĢınabilir hale gelmesi ve her an her
yerden iletiĢim kurulabilmesi ve bireylere ve her yere doğrudan ulaĢılabilmesidir (bkz Tablo 2).
Tablo2. Mobilitenin GeliĢimi
Toplum ĠĢ ÇalıĢan Yönetici Mobilite
Tarım
öncesi
Av Avcı Avcı Av peĢinde
Tarım Tarım ve
hayvancılık
Köylü Ağa,
Derebeyi
Köyden köye ya da
kasabaya
Sanayi Fabrika ĠĢçi (Mavi/Beyaz
Yakalı)
Patron Köyden Kente
Sanayi
Sonrası
Hizmet Memur/ĠĢçi çalıĢan Amir Dünyaya
Bilgi Bilgi Mobil insan Birey heryere
2. MOBĠL PAZARLAMA
Mobil pazarlama mobil (kablosuz) araçların pazarlama aracı olarak kullanılmasıyla müĢteriye
ulaĢmanın en kolay ve direkt olduğu pazarlama yöntemidir. Aslında hareket halinde olan veya yer
değiĢtirebilen mecralar üzerinden yürütülebilen pazarlama faaliyetleri olarak da değerlendirilebilir
(Yamamoto, 2010). Yeni bir kavram olması dolayısıyla mevcut geleneksel pazarlama
süreçlerinin/faaliyetlerinin mobil cihazlar üzerinden hayata geçirilmesiyle yapılan pazarlama olarak
74
düĢünülmektedir. Ancak geçmiĢ pazarlama uygulamalarından çok daha büyük potansiyeli olduğu
açıktır.
Mobil, terimi görevleri iĢyeri dıĢında ve hareket halindeyken yapabilme gibi çalıĢmanın taĢınabilirliği
ile ilgilidir. Mobil kullanım sayesinde özellikle bilgiye yönelik iĢler her yerde yapılabilecek hale
gelmiĢtir (otomobil, uçak, hava alanı, restoran, park vb.) ve uygulamalar kullanılabilir, sunu
yapılabilir, belge ve veri oluĢturup, bunlara eriĢilebilir. Bu, bilgi taĢıyan ve belge oluĢturan cihazın her
gidilen yerde bireyin yanında olması ile sağlanır.
Mobil pazarlama müĢteriye ulaĢma yönüyle, uzaktan ve kablosuz iletiĢime uygun olan cep telefonları,
cep bilgisayarları ve benzeri gereçler yoluyla müĢterilere veya potansiyel müĢterilere ulaĢılarak
kurum, ürün, hizmet, fikir, eylem ve kiĢilere iliĢkin pazarlama faaliyetlerinin yapılması olarak
tanımlanır. Günümüzde SMS mesajları, bluetooth mesajları, video trailer vb. Ģekillerde verilerle
geliĢen pazarlama çabaları olarak ortaya çıkar (Yamamoto, 2009).
Mobil pazarlama faaliyetleri gerçekleĢtirilirken ürün/hizmetlerin tanıtılması ya da kitlelere
duyurulmasında bireyin hareket halinde olması söz konusudur. Birey hareket halindeyken mobil
araçlarla alıĢveriĢe teĢvik edilmektedir. Özellikle belli bir hedefi olmayan ya da doğrudan hedefini
bilen müĢterinin ilgisini çekerek satınalma güdüsünü harekete geçirmek için kullanılan pazarlama
yöntemi olarak da değerlendirilebilir.
Mobil pazarlama iĢletmelerin müĢterilerini analiz ederek değerlendirip ona göre teklifler sunmasını,
satıĢ öncesi ve sonrası süreçlerini takip etmelerini ve tüketicilerin satın almayı istedikleri ürünlere
istedikleri zaman istedikleri yerden ulaĢabilmelerini sağlayabilen, yeni nesil bir pazarlama sistemidir.
Bireylere doğrudan hızlı Ģekilde ulaĢabilme imkanı sunan ileri bir pazarlama yöntemidir. Kısacası yer
zaman ve mekan sınırı olmaksızın dijital ortamın tüm olanaklarını müĢterinin cebine taĢıyan ve
hareket halindeyken bile kullanılan bir pazarlama ortamıdır. Bu sayede kurumlar müĢterilerine
yaĢamın her noktasında birebir ulaĢarak kiĢiye özel seçeneklerin sunulabildiği bir sistemdir. Ayrıca
tüketicinin yanında taĢıyabildiği reklam mesaj gibi öğeleri de içine alır ve kullanır.
Mobil pazarlama iĢlevsel olarak klasik pazarlamadan çok büyük farklar arzetmektedir. Herhangi bir
genel pazarlama kampanyasında müĢterinin veya potansiyel müĢteriye ulaĢabilmek için TV radyo,
gazete dergi gibi kitlesel reklam mecraları kullanılmaktadır. Potansiyel müĢterinin bu mecralardan
sunulan pazarlama mesajını görebilmesi için TV baĢında bulunması, o anda reklamın çıktığı kanalda
olması, reklamları görmemek amacıyla kanalı zaplamaması gerekmektedir. Mesaj gazete veya dergiler
aracılığıyla veriliyorsa da o gazete ya da dergide sunulan pazarlama mesajının bulunduğu sayfayı
açması konu internetten sunuluyorsa reklâm bandı (banner) gibi araçları tıklaması gibi durumlar söz
konusu olmaktadır. Konu mobile geldiğinde ise istenilen zamanda belirli bir hedef kitleye ilgisi ve izni
dahilinde herhangi bir kısıtlama olmadan ulaĢmak söz konusu olmaktadır.
Özdemir (2010), mobil pazarlamayı, reklam verenlerin ürün ve marka iletiĢimlerini, tüketicilere
―mobil kanallar ve kurgular üzerinden‖ ulaĢtırmak olarak tanımlanmaktadır. Ancak buradaki en büyük
farklılık noktası olarak tüketicilerin de bu kanallar üzerinden katılımda bulunmalarına olanak
sağlamasıdır.
3. MOBĠL PAZARLAMANIN ÖZELLĠKLERĠ
Mobil pazarlama çoğu özelliği itibarıyle doğrudan pazarlama ve iliĢkisel pazarlama konusuna
girmektedir ve doğrudan pazarlamanın pek çok özelliğini içinde barındırmaktadır. Doğrudan
pazarlama; birebirdir, ikna edicidir; tutumları değiĢtirmek, duyguları etkilemek açısından önemlidir,
etkileĢimlidir; çünkü geribildirim sağlanır. Ölçülebilirdir; çünkü faaliyetler sayısal olarak
raporlanabilir ve takip edilebilir, bilgilendiricidir. Pazarı ve müĢterileri analiz etmek için önemli
veriler sunar, tüketici sadakati oluĢturur, bazı uygulamalarında müĢteri veri tabanına ihtiyaç duyar.
Sözü geçen genel doğrudan pazarlama kampanyalarına nispetle mobil pazarlamanın ölçümlemesinin
kolaylığı, yapılan yatırımın geri dönüĢ oranının yüksekliği, niĢ hedeflere veya bireysel hedeflere doğru
mesajları sunabilme yeteneği gibi farklı özellikleri de bulunmaktadır.
Mobil pazarlama perakendecilerin müĢterileri ile iletiĢim kurmak için zamanında etkileĢim ve gerçek
zamanlı olarak ilgili teklifler sunma gibi konularda kolaylık sağlar. Mobil pazarlamada bu tür karĢılıklı
75
etkileĢim ile ilgili anket veya oyun katılımı, sosyal öneriler, fotoğraf yükleme ve ticari iĢlemler de
dahil olmak üzere çeĢitli biçimlerde bir bağlantı yaratılmaktadır (Batista, 2011). Ayrıca mobil
pazarlamanın baĢlıca özellikleri aĢağıdaki gibidir;
Ölçümlemesi kolaydır: Mobil pazarlama kampanyalarında net olarak kampanyanın hedef
kitlesi sayıca belirlenebilmekte, ulaĢmak istenilen kiĢilerin geri dönüĢ oranları doğrudan
doğruya tespit edilebilmektedir
Geri dönüĢ oranın yüksek olması: Belirgin hedef kitleye ilgileri dahilinde gönderilen
mesajların ve içeriklerin ilgileri olamayan genel kitleye sunulan mesajlara oranla çok daha
yüksek bir geri dönüĢ oranına sahip olması söz konusudur. Erdem‘e göre (2008) mobil
pazarlama özellikle 16-30 yaĢ hedef alındığında çok yüksek bir geri dönüĢ oranına sahiptir,
SMS kampanyalarında bu oranın genel olarak %10 ile %15 arasında olduğu belirtilmektedir.
Moorhead‘e (2009) göre dijital anlamda webden online görüntüleme kampanyaları genellikle
% 0.01 ile% 0.09 tıklama oranlarına sahiptir. Ġyi planlanmıĢ ve doğru hedeflenmiĢ bir mobil
kampanyada ise yapılan teklife ve yaratıcı mesaj çalıĢmalarına göre %1, % 2 hatta% 3 tıklama
oranına kadar çıkabilmektedir. SMS kampanyalarında metin bağlantılarını tıklama oranları% 9
ve% 10 gibi yüksek rakamlara ulaĢabilmektedir. Öte yandan mobil internet kullanımının
geliĢmesiyle bu tür kampanyaların çok daha yoğun ve etkin kullanılması beklenmektedir.
Fonksiyonellik ve özellikler: Genelde içeriklerinin eğlenceli olması, belirtilen yaĢ grubunun
ilgi alanına yönelik kampanyalar tasarlanması, bu grubun teknolojiye ve yeniliklere kolay
adapte olabilmeleri, kampanyalara katılımın çok basit olması gibi özellikler de geri dönüĢ
oranını etkilemektedir. Eğlence, iĢ, alıĢveriĢ gibi ortamları destekleyici ve teĢvik edici
özellikler de mobil pazarlama kampanyalarına ilginin yoğunlaĢmasında etkili olmaktadır.
Bölümlendirme ve hedef müĢteriye ulaĢım kolaylığı: Bir mobil pazarlama kampanyasında
izinli veri tabanı kullanıldığından kullanıcıların operatörlerde kayıtlı olan demografik
özelliklerine göre (fatura miktarı, kullandığı hat sayısı, kullanma yoğunluğu, öğrenim durumu,
medeni durumu gibi ölçütlere göre değerlendirilerek) bölümlendirilmesi söz konusudur.
Böylelikle kampanyaya en uygun hedef kitlenin belirlenerek ona göre bir kampanya içeriği
geliĢtirilmesi ve doğru mesaj oluĢturulması söz konusudur. Bu aynı zamanda maliyet düĢürücü
bir faktör olarak da değerlendirilmektedir. Öte yandan doğrudan bireysel özelliklere kadar
detaylandırılarak bölümlendirme yapmak ve hedef kitlenin özel seçimi hızlı ve kolay Ģekilde
gerçekleĢtirilebilmektedir.
Maliyetinin düĢük olması: Mobil pazarlama kampanyaları içerikleri ve uygulama alanları
dikkate alındığında diğer mecralarda yapılan çalıĢmalara göre çok daha düĢük bütçelerle
gerçekleĢtirilebilmektedir.
KarĢılıklı etkileĢimli olması: Günümüzde bağlılık yaratan markalar, ürünler ve kurumlar artık
kitlesiyle karĢılıklı iletiĢim halinde olan ve söylediği kadar dinleyen ve tüketicisini de harekete
geçiren markalar, ürünler ve kurumlar olarak anılmaktadır. Mobil pazarlama bu alanda yapılan
çalıĢmalar ile interaktif bir ortam yaratmakta ve belirlenen hedef kitleyi, yapılan kampanyadan
faydalanabilmesi için harekete geçirmektedir.
Kitlesel değil bireysel olması: Dijital pazarlama anlayıĢı mesajların giderek bireysel olmasına
sebep olmaktadır. Hedef kitlenin demografik, coğrafik, satın alma alıĢkanlıkları, bağlı olduğu
gruplar gibi kiĢisel özellikleri sonucunda kiĢiyi doğrudan etkileyip ilgisini çekebilecek ve satın
almaya ya da kampanyanın hedefine göre harekete geçmeye yönlendirecek çabaları göstermek
çok kolaydır. Burada bölümlendirme kıstasların doğru seçimi doğrudan hedefi vurmayı
sağlayabilmektedir.
Farklı hedeflere uygun kampanyalar geliĢtirilebilmesi: Mobil pazarlama ile marka, ürün ya da
kurumun farklı hedeflere yönelik kampanyalar geliĢtirmek mümkündür. SatıĢı arttırmaktan,
76
tüketici bilgilerine ulaĢmaya ya da sadakat arttırmaya kadar çok değiĢik amaçlı kampanyalar
geliĢtirmek mümkündür.
Hız: Kampanyalar sayıca çok bile olsa hızla uygulanıp geri dönüĢ ölçümleri hızla
kaydedilebilir.
4. MOBĠL PAZARLAMA UYGULAMALARI
Mobil pazarlama uygulamaları konusunda ilk akla gelen uygulamalar ve günümüzde en yoğun
gerçekleĢtirilen uygulamalar SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi) uygulamalarıdır.
Hemen hemen her cep telefonunun SMS desteği olması ve mobil cihazlardaki en belirgin temel
özelliklerden biri olması SMS uygulamalarının en yaygın kullanılan mobil pazarlama uygulamaları
olmasının temel sebebi olarak değerlendirilmektedir. Bunun dıĢında mobil uygulamalar olarak içerik
teslim hizmeti, web içeriği indirme, ambalaj üzerine kodlar, mobil yayıncılık, mobil anket, mobil
kupon, mobil ödüller gibi pek çok çeĢitlendirme yapmak mümkündür (bkz Tablo 3). Günümüzdeki
geliĢmelerle 3G‘nin kullanıcılar için kolay ulaĢılabilir teknoloji olmasıyla mobil internet de SMS‘e
ciddi bir rakip olarak değerlendirilebilecektir.
Tablo.3. Mobil Pazarlama Uygulamaları
Mobil Pazarlama Uygulamaları
• Ġçerik Teslim Hizmeti
• Web içeriği indirme (Mobil oyun)
• Ambalaj üstünde kodlar
• Mobil yayıncılık
• Mobil bilgi hizmetleri
• Mobil haber hizmetleri
• Ġzinli mobil servisleri/hedefli mesaj
• Mobil kupon verme
• Mobil ödüller
• Mobil soruları/Mobil anket
• Mobil Biletleme
• Mobil oy verme
• Mağaza bulma /yer bulma
• Sponsorluklar
• Çalarken dinlet
Tablo 3‘de görülen uygulamalar geçmiĢteki birçok uygulamanın mobile adapte edilmesi ile
gerçekleĢmektedir (örneğin mobil yayıncılık, kupun, anket, oy, sponsorluk). Ancak bazı uygulamalar
örneğin ambalaj üzerindeki kodlar, izinli mobil servisli gibi uygulamalar ise mobilin özellikleri
sayesinde ortaya çıkan yeni konulardır.
4.1. İçerik Teslim Hizmeti
Mobil içerik, mobil iletiĢim donanımlarında ve/veya yazılımlarında izlenmek, dinlenmek, okunmak
veya kullanılmak üzere üretilen, dönüĢtürülen veya biçimlendirilen herhangi bir unsurdur
(http://kadmon.blogspot.com/2007/02/doktora-tezim-mobil-ierik-ve-yaynclk.html). Ġçerik teslim
hizmeti belli bir mobil içeriğin (duvar kağıtları, zil sesleri ve mobil Java oyunlarının vb) bir anahtar
kelime karĢılığında mobil cihazlara indirilmesi hizmetidir. Bu tür içerik hizmeti özellikle hızlı tüketim
ürün paketleri üzerinde kampanyalar, TV reklamları ve gazete ya da yazılı basın kampanyalarıyla
paralel olarak kullanılabilecek bir yöntemdir.
4.2. Web İçeriği İndirme
Logo, melodi, polifonik melodiler, duvar kağıdı, animasyonlu resimler, oyun gibi içeriklerin cep
telefonuna indirilmesidir. Bu uygulamada seçilen içerik, ücretsiz olarak veya belli bir ücret
karĢılığında indirilir sonra içerik kullanılmaya baĢlanır. Örneğin içerik bir oyunsa ücretsiz inen
oyunların maliyetini çıkarabilmek açısından bazı reklam öğeleriyle donatılmıĢ olabilirler. Ücretsiz
77
olan durumlarda web içeriğini kullanmaya devam etmek söz konusuysa belli bir bir süre sonra içeriği
kullanmaya devam etmek istendiğinde ücret talep edilebilmektedir. Örneğin BaĢarı Mobil ĠletiĢim
―dene oyna‖ modelini geliĢtirmiĢtir. Ġndirilen içerik oynanmaya baĢladığından 3 dakika sonra
kullanıcıya oyunu kiralamak isteyip istemediğini soran bir onay ekranı gelmektedir
(http://www.mobiloyuncu.com/index.jsp). Onay verilince, sadece 1 adet oyunu değil, 1 haftalık tüm
dene oyna oyunlarının hepsini bedava indirip oynama hakkı kazanılmaktadır. Ücretlendirme bilgileri
tüm Dene Oyna oyunlarının onaylama ekranında belirtilmektedir. Kiralama hizmeti satın alındığında
tüm Dene Oyna oyunları ilgili hafta içerisinde ek bir ücret ödemeden yüklenebilir ve oynanabilir. Bir
oyunu satın almak için de onay vererek iĢlemleri tamamlanarak ücretlendirme yapılır.
4.3. Ambalaj Üzerine Kodlar
Akıllı telefon özelliği taĢıyan telefonların özellikleri sayesinde geliĢtirilmiĢ uygulamalardandır. QR
(quick response) kod denilen iki boyutlu kod sistemini kullanır
(http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-nasil-calisir) Bu kodlamada 4296
karakterlik bir veri yükleme kapasitesi söz konusudur. Kameralı cep telefonu kullanan tüketiciler, QR
Kod görüntüleyerek, tüm veriye anında ulaĢırlar. Mobil telefonlara okuyucu özelliğin kazandırılması
için, sadece ufak bir programcığın yüklenmesi yeterlidir. Reklam metni, web adresi, telefon numarası
gibi içerikler cep telefonuna aktarılmaktadır. Cep telefonu ile okutma yapıldığında, ürün mikro web
sitesine ulaĢılır. Web sitesinin sunduğu geniĢ alanda; ürünün kullanımı, özellikleri, daha önce kullanan
kiĢilerin deneyimleri tüketici ile paylaĢılır (http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-
reklam-uygulamalari) Ayrıca çekiliĢ, hediye, vb uygulamalarda karıĢık Ģifrelerin okunması, yazılması
artık bir iĢlem olmaktan çıkmaktadır. Aynı zamanda dergi ilanları, billboardlar, broĢürler vb baskılı
materyal üzerine yerleĢtirilerek, QR kodu okutup gönderenlere özel, hediyeler, fırsatlar sunmak da söz
konusu olabilmektedir.
4.4. Mobil Yayıncılık
Yayıncılar içeriklerini istedikleri zaman ve yerde hedef kitleye ulaĢtırmak, okutmak, izletmek,
dinletmek veya kullandırmak isterler. Cep telefonları basit ve yalın bir biçimde bu tür yayın
içeriklerini sunan bir mecra haline dönüĢmüĢlerdir. Mobil yayıncılık mobil bilgi hizmetleri ve haber
hizmetleri olarak iki farklı kategoride ele alınabilir.
Bu tarz uygulamalar sayesinde mobil cihaz kullanan bireylerin haber ve bilgi akıĢı sağlamak için
televizyonu açıp, saat baĢlarını beklemek ya da bayiden gazete almak, ya da adres bulmak gibi
konularda ayrı bir çaba göstermelerine ihtiyaç kalmamıĢtır. Gönderilen kısa mesajların sonuna,
görüntülü haberlerin baĢına reklam alınabilmektedir.
4.5. İzinli Mobil Servisleri/Hedefli Mesaj Kullanıcılarından izin alınarak toplu tanıtım/pazarlama içeriklerinin sunulduğu uygulamalardır. Bu
uygulamalarda, markaların fayda, fırsat, promosyon ve bilgilendirme mesajlarını iletmek amaçlarına
yönelik abonelerden izin alınır. Bu izinler sayesinde kurulmuĢ veritabanları kullanılır. Uygulamada,
izin veren müĢteriler arasından markanın talepleri doğrultusunda hedef kitle seçilir. Markalar ve
kurumlar bu yolla (https://turkcellpartner.com/corporate/Pages/Mobil-Pazarlama-Servisleri.aspx) ;
• Doğru müĢteriye, doğru zamanda, doğru mesajı, doğru kanal ile iletebilir,
• Yeni müĢteri kazanabilir,
• Marka bilinirliğini artırabilir,
• Katma değer sağlayabilir ve
• Yeni ve farklı müĢteri algısını değerlendirme Ģansı bulabilirler.
Hedef kitlede bulunan potansiyel müĢterilere ürünün özelliklerini konu alan mini-test soruları
gönderilmesi ya da ilgilendikleri konuda bilgilendirme çalıĢmaları yapılması, hedeflenen müĢterilerin
ürün/hizmetle ilgili kullanıcı sadakatinin arttırılmasına yönelik çalıĢmalar yapılması gibi çalıĢmaları
kapsar.
78
4.6. Mobil Anket
Mobil Anket ile son kullanıcı hiçbir veri aktarım ücreti ödemeden markalarla ilgili ses, video, görsel
içeriklerini izleyerek / dinleyerek bu materyaller hakkında yorum verebilmesi, birebir etkileĢime
geçerek marka değerine katkıda bulunabilmesi için mobil cihazlar üzerinden gerçekleĢtirilen
faaliyetlerdir.
Mobil Anket ile yapılabilecekler: reklamların öntesti ve sontesti, tüketici değer önermesi, kullanıcı
deneyimi ölçümleri, Mobil içeriklerin beğeniye sunulması gibi konular olabilmektedir.
4.7. Mobil Ödüller ve Kuponlar Mobil cihazlarla ödül verme veya kuponlama iĢlemlerinin yapılabileceği olanakları yaratır. Örneğin
bir ürüne 1 TL fazla öde kontör kazan gibi, ya da kapaktaki Ģifreyi kısa mesajla gönder
kontör/dakikaya da çeĢitli hediyeler gibi (örneğin mobil oyun indirme hakkı veya belli bir sürede
sınırsız konuĢma vb) kazanabilmektedir.
SONUÇ
Mobil pazarlama günümüz teknolojik olanaklarıyla çok etkin bir pazarlama seçeneği haline gelmiĢtir.
Bireyin hareketliliği ve cihazların taĢınabilirliği, bilgi toplumunun geliĢmesiyle birlikte önemli
konulara dönmüĢtür. Mobil pazarlamada da bundan faydalanılarak geçmiĢ uygulamaların mobil
mecraya adaptasyonu veya yeni mobil pazarlama uygulamaları geliĢtirilmektedir. Özellikleri itibarıyla
bireye en etkin pazarlamanın gerçekleĢtirilebileceği pazarlama türü olarak değerlendirilmektedir.
79
KAYNAKLAR
Batista, A. New Research Finds 94% of Companies Utilize Mobile Marketing For ROI Improvement .
http://www.retailtouchpoints.com/in-store-insights/725-new-research-finds-94-of-companies-utilize-
mobile-marketing-for-roi-improvement-.html eriĢim tarihi:13.02.2011.
Erdem A. (2008). ―Neden Mobil Pazarlama?‖ http://mobilewarketing.blogspot.com/2008/10/neden-
mobil-pazarlama.html eriĢim tarihi 13.02.2011.
Moorhead, P.J. (2009). Cost and ROI for Mobile Campaigns.
http://www2.emarketer.com/Article.aspx?R=1007277 eriĢim tarihi:13.02.2011.
Özdemir , Ġ. (2010). Mobil Pazarlama, Dünyanın En Büyük 3 Mecrasından Biri Olacak – 1
http://www.turk.internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=28980 eriĢim tarihi:14.02.2011.
Sadioğlu, M. (2010). Mobil Yayıncılığın Besin Kaynağı Yenilik.
http://haber.kanald.com.tr/Haber/Teknoloji-40/Mobil-yayinciligin-besin-kaynagi-yenilik-3407.aspx
eriĢim tarihi:14.02.2011.
http://www.bloomberght.com/haberler/haber/545751-2011-mobil-yayincilik-yili-olacak
http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-nasil-calisir
https://turkcellpartner.com/corporate/Pages/Mobil-Pazarlama-Servisleri.aspx
http://www.mobildna.com/urunler/mobilqr-code/mobilqr-reklam-uygulamalari
http://kadmon.blogspot.com/2007/02/doktora-tezim-mobil-ierik-ve-yaynclk.html
Yamamoto, G.T (2009). Mobil Pazarlama Nedir? http://goncatelli.blogspot.com/2009/08/mobil-
pazarlama-nedir.html
Yamamoto, G.T. (2010). Mobil Pazarlama Tanımları http://goncatelli.blogspot.com/2010/11/mobil-
pazarlama-tanmlar.html
ÖZGEÇMĠġ Prof. Dr. Gonca TELLI YAMAMOTO
Lisans (ĠĢletme) ve Yüksek Lisansını (Pazarlama ve Üretim Yönetimi) Marmara Üniversitesi‘nde
tamamladı. Doktora çalıĢmalarını Anadolu Üniversitesi‘nde Yükseköğretimde Pazarlama üzerine
gerçekleĢtirdi. Doktora sonrasında Yeditepe Üniversitesinde Öğretim görevlisi olarak MBA programı
kapsamında çeĢitli dersler verdi. Maltepe Üniversitesi'nde Yard. Doç. olarak görev yaptı. Halen Okan
Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi Müdürü olarak çalıĢmalarını sürdürmektedir. Uygulamalı
Bilimler Yüksekokulu BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev
yapmaktadır. Aynı zamanda Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kurucu Müdürlüğü ĠĢletme
kurucu bölüm baĢkanlığı gibi görevlerde bulunan Yamamoto ağırlıklı olarak pazarlama ve bilgi
teknolojileri konuları üzerinde çalıĢmalar yapmaktadır. Yamamoto Okan Üniversitesi‘nde, iĢletme,
iletiĢim, pazarlama, e-ticaret gibi konularda derslere girmektedir. Yamamoto‘nun pazarlama ve e-
öğrenme alanında ulusal ve uluslararası pek çok kitabı ve makalesi bulunmaktadır. Son yıllarda
özellikle mobil pazarlama ve e-öğrenme üzerinde araĢtırmalarını yoğunlaĢtıran Yamamoto‘nun yazmıĢ
olduğu ―Mobilized Marketing and The Consumer Technological Developments and Challenges‖
baĢlıklı kitabı ABD‘de ĠĢletme Referans Kitapları arasında yer almaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
HasanpaĢa Kampüsü Kadıköy/Ġstanbul,
ĠĢ: 90 216 3254818 dahili: 125 Faks: 90 216 3396136
E-posta: [email protected] , Url: http://goncatelli.blogspot.com
80
VIII. BÖLÜM FĠKRĠ MÜLKĠYET, SOSYAL AĞLAR VE UZAKTAN
ERĠġĠMDE MOBĠL ĠMZA
Zafer Babür
ÖZET
Türkiye‘de 5070 sayılı kanuna istinaden geliĢtirilen Elektronik imzanın Telekomünikasyon
Kurumunun kararı ile Mobil telefonlarda da kullanıma baĢlaması ile birlikte önce Internet ortamında
Ģehadet mekanizması olarak doğan TASDIX‘in mobil imzalı sürümü ardından Facebook‘da kimlik
onay mekanizması GERCEXIZ geliĢtirildi. Bu arada bankacılık ve kurumsal uygulamalara giriĢ için
kullanılan Ģifre ve VPN kartlarının yerine mobil imza yeteneğine haiz telefonlar Ģifre cihazı olarak
kullanılmaya baĢlandıysa da hukuksal olarak sadece oluĢturulduğu ülkede kesin delil olarak kabul
edilmesi, uygulamaların azlığı ve elektronik ortamların iĢletim sistemleri ve uygulama yazılımlarının
yaĢam döngüsünün kısalığı, elektronik ortamdaki saklama ortamlarına güvensizlik gibi nedenlerle ile
beklenildiği kadar hızlı yaygınlaĢamadı, yeni uygulamalar geliĢtirilemedi.
GĠRĠġ
Ġnsanoğlu önce duvarlara resim yapmıĢ, ağaçlara Ģekiller kazımıĢ, Dicle ve Fırat‘ın kıyılarındaki
uygarlıklar kil tabletlerin üzerine çivi yazısı akitler oluĢturmuĢlar. Asurlular da Mısırlılar gibi yaĢ kil
üzerindeki yazılarına yüzüklerini basarak bunları mühürlemiĢler, Nil kıyılarında ruhban kesimi
diğerlerinin anlayamaması için kendi özgün imlerini geliĢtirmiĢler, Çin‘de düğümlenen sicimlerin
yerini daha sonra resim yazısı almıĢ, toplumlar zaman içinde ilerlerken yazı biçimlerini yasalarla
desteklemiĢler, günümüzün kapalı anahtar (private key) ve açık anahtar (public key) altyapısına
benzetilebilecek kiĢiye özel silindir mührü anlaĢmaların kazındığı tabletlerde kullanmıĢlar hatta
anlaĢmaların yüzyıllarca yaĢayabilmesi için kayalara kanunlarını kazıtmıĢlardır.
Antik Yunan ve Roma anlatılarında harf yazılarının Fenike‘ye dayandığı söylenir ve Romalıların isim
simgeleri için kalıpları olmasına ve kopyalama iĢinde köleleri kullanmalarına rağmen bu iĢi mekanik
yöntemlere geçirmediklerinden bahseder. Yine aynı kaynaklara göre: Her yöneticinin, valinin mühürü
mevcuttur. Yazılara mühür konularak geçerlilikleri sağlanır. Papirüs, parĢömen ve bilahare kağıdın
kullanımında el yazması kopyaları çoğaltan yazmanlar da sayıca artmıĢtır. Ancak bu yazıların asıl olup
olmadığını söyleyen bunlara konan sıcak mühürler olduğu belirtilmektedir. Sonrasında kağıdın ve
mürekkebin bollaĢtığı, akitlerin bireyler arasında yaygınlaĢtığı, okuryazarlığın arttığı bir ortamda
kağıda basılan parmak izinin yerini kalemle atılan imza aldı. Önceleri akitlerin dört bir etrafına
bilahare sadece altına atılan paraf ile içeriğin ve yaptırımların okunup kabul edildiği anlamına geldiği
herkes tarafından bilinildi.
GeçmiĢte insanoğlu taĢları, kabukları, boncukları birbirine çarpmıĢ, içi boĢ kütüklere tokmakla
vurmuĢ, boynuzların içine üflemiĢ ve bunlarla doğaya eĢ sesler çıkartmaya çalıĢmıĢtır. Kendince ritm
yapmıĢ, bu ritme uyanlar figuratif hareketler yapmıĢlardır. Sonra doğada varolan sesleri taklit
edebilecek cihazlar üretmiĢler, önce beyinlerinde iĢitmiĢler sonra etrafındakilere dinletmiĢlerdir. Takip
eden zamanlarda bestelerini kendine özgün yazım Ģekli ile saklama yoluna gitmiĢlerdir. Osmanlı
döneminde nota yazmak rağbet görmediğinden XIX yüzyılda III. Selim‘in teĢviki ile ―koma‖ kullanan
besteleri için Hamparsum1 ve Nasır Dede‘ye nota gösterimleri geliĢtirilerek klasik Türk musikisi kayıt
altına alınmıĢtır. Kullanım kolaylığı açısından Hamparsum notalama sistemi daha hızlı
yaygınlaĢmıĢtır. Tüm bunlar; geçmiĢin izini geleceğe taĢımak, hal sahipliğini belirlemek, özgünlüğü
korumak veya duruma, olaya ya da yere sahip çıkmak anlamında düĢünülebilir.
1 Hamparsum ―Ermeni Khaz‖, Abdülbaki Nasır Dede ―Arap Ebced‖ nota sistemi temel alınıp geliĢtirilmiĢtir.
81
Veriye ve bilgiye ulaĢmak için eskiden kütüphanelerde sayfaları karıĢtırırken, her evde en azından bir
kitaplık rafı bulunurken, artık internet sayesinde bir tıklama ya da dokunma sayesinde web sayfaları
arasında gezinmek mümkündür. Bu geliĢmeler ıĢığında kağıt önemli verileri taĢıyan yegane ortam
olma özelliğini yavaĢ yavaĢ kaybederken, her bireyde bir bilgisayar ve her yerden internet eriĢimi
olması beklentisi yüzünden kağıt üzerindeki imza kavramı da önemini yitirmektedir. Mektup
yazmanın unutulduğu, ödemelerin internet üzerinden hiç dokunulmayan (sanal) para ile yapıldığı bu
dönemde parmak izinin yerini alan mühürü tahtından eden kalemin yerini sayısal ya da mobil imzaya
bırakması sözkonusu olmuĢtur. Oysa geçmiĢte yüce yargı üçüncü bir Ģahsın Ģahitliğini ya da kamunun
resmi bir kurumunun damgasını arardı.
2000 li yıllarda Adalet Bakanlığı tarafından baĢlatılan elektronik imza çalıĢmaları 2004 yılında 5070
sayılı Elektronik Ġmza Kanunu ile hukuksal temelini sağlamıĢtır. Özünde kanun ıslak imza ile
elektronik imzanın eĢit olduğunu söylemektedir. 2007 yılında ise elektronik imzanın farklı bir biçimi
mobil imza cep telefonlarındaki sim kartlarına konulan bir yazılım ile cep telefonları ile de elektronik
imza oluĢturulmasına olanak sağlamıĢtır. Elektronik imza kullanabilmek için bireyin ―Nitelikli
Elektronik Sertifikası‖ (NES) olması gerekir ve NES‘in Telekomunikasyon Kurumu tarafından
yetkilendirilen ve denetlenen Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘larından (ESHS) temin edilmesi
gerekmektedir. Halen Tubitak-KAMUSM, E-Güven, TurkTrust ve E-Tugra Türkiye‘ de
yetkilendirilmiĢ Elektronik Sertifka Hizmet Sağlayıcılarıdır.
Günümüzce adli merciler, kamu kuruluĢları, özel kuruluĢlar internet dünyasında ―Sanal Delil‖ olarak
―elektronik imza‖ ve türevi ―mobil imza‖ yı ıslak imza gibi kabul etmektedir. Bilgisayardan
ayrılmaksızın, sadece bir tıkla elektronik ortamda doğmuĢ olan fikri hakları içeren belgeler, yine
elektronik ortamda ―tasdix‖ lenmiĢ olarak, ileride fikri mülkiyet hakkını ispatlamak için kesin delil
olarak kullanılmak üzere elektronik ortamda saklanabilmektedir. Bankaya elektronik imzalı talimat
yazılabilmektedir, dilekçeler elektronik imzalı olarak oluĢturabilmektedir. Sosyal ağlar üzerinde sizin
gerçek siz olduğunuzu ―gercexiz‖ uygulaması ile mobil imza ile gerçekleĢtirilebilmektedir.
GERCEXIZ, TASDIX uygulamasından yararlanarak Facebook üzerinde çalıĢacak Ģekilde EczacıbaĢı
BiliĢim tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir.
1. ELEKTRONĠK ĠMZA NASIL ÇALIġIR?
Ġnternete eriĢimi olan tüm bilgisayarla beraber birdenbire kendimizi küresel bir haberleĢme ağının
parçası haline gelmiĢ bulduk. Öte yandan küresel ağın oluĢması gönderdiğimiz aldığımız iletiler için
beraberinde sorunları da oluĢturdu ki bunlar Ġnkar Edilebilirlik : Ġletiyi gönderip/göndermediğini inkar edebilmek
Doğrulanabilirlik : Ġletiyi gönderenin kimliğinden Ģüphelenmek emin olamamak
Bütünlük : Ġletinin içeriğinin değiĢtirilebilmesi
Gizlilik : Ġletinin içeriğinin yetkisiz kiĢilerce görülebilmesi
olarak sıralanabilir.
Elektronik olmayan ortamlarda, bu sorunların üstesinden "ıslak imza" ile gelmeye çalıĢıyoruz. Günlük
yaĢamımızda imza o belgeyi okuduğumuzu, anladığımızı ve yaptırımlarını kabul ettiğimizi gösteren
birim... AnlaĢmanın taraflarının güvencesi oluyor zira imza;
Üzerindeki belge ile bir bütün oluĢturuyor
Ġmzalayana özel bir Ģekil, biçim arz ediyor (bireyin alameti farikası)
Bu imin temel özellikleri yazma açısı, kuvveti, iniĢ çıkıĢları vb temel özellikleri ile sabit
kalıyor
Üzerinde bulunduğu belgede;
o Ġmzalayanın kendi rızası ile onayını (inkar edilebilemezlik),
o Ġmzalayanın "o kiĢi" olduğunun teyidini (doğrulunabilirlik),
o Belgenin içeriğinin değiĢmediğini (bütünlük) "garanti" ediyor.
Belgenin gizliliği ise kapalı bir zarf/mühür ile sağlanıyor (gizlilik).
82
Elektronik ortamlarda ise bu iĢlevi "elektronik imza" sağlıyor.
Elektronik imza kanunda "Bir elektronik veriye eklenen ve göndereni emsalsiz Ģekilde tanımlayan bir
sayısal kod" olarak tanımlanıyor. Elektronik imza ile ıslak imzanın benzerliği ise;
Ġmzalayan kendi isteği ile onayını vermekte (inkar edilebilemezlik)
Ġmzalayanın "o kiĢi" olduğunu teyid etmekte (doğrulunabilirlik)
Belgenin içeriğinin değiĢmediğini (bütünlük) "garanti" etmekte
Verinin gizliliği ise bir kriptolama (Ģifreleme) ile sağlanmaktadır (gizlilik).
Elektronik imza için iki adet anahtar (özel sayılar dizini) gerekiyor:
Kapalı anahtar (Private Key): Yalnızca kiĢinin kendisinde tutulan
Açık anahtar (Public Key): Herkesin ulaĢabileceği bir yerde tutulan
Bunlardan açık anahtar olarak tanımlanan anahtar, kamunun yetkilendirdiği güvenilir bir kurum olarak
tanımlanmıĢ ESHS olarak anılan hizmet sağlayıcı tarafından kiĢiye özel olarak onun kimlik
bilgilerinin fiziksel olarak doğrulanmasının ardından bunlardan yararlanarak oluĢturulur ve "elektronik
sertifika" üzerinde olarak dağıtılır.
ESHS tarafından kendisine üzerinde anahtar çiftini barındıran bir usb token veya kart verilen
Gönderen KiĢi, elektronik imzalama yazılımını kullanarak belgenin özütünü (hash) çıkartır ve bu
belgenin üzerine kendi kapalı anahtarını kullanarak sadece kendisinin bildiği Ģifresini girerek bağlı
olduğu ESHS nin doğrulama verilerini de ekleyerek Alıcı KiĢiye gönderir. Alıcı KiĢi doğrulama
yazılımını kullanarak gönderilen belgenin gönderici taraftakı özetleme fonksiyonun aynısını
kullanarak, asıl iletinin özütünü bulur. Alıcı KiĢi, Gönderici KiĢinin açık anahtarını kullanarak
imzanın doğruluğunu ESHS vasıtası ile onaylar. Eğer Alıcı KiĢinin hesapladığı özütle, Gönderen
KiĢinin imzaladığı hal birbirine eĢdeğer ise, Alıcı KiĢi, iletinin iletim sırasında değiĢtirilmeden
kendisine ulaĢtığını ve asıl Gönderici KiĢi tarafından gönderildiğine emin olur.
ġekil 1 Elektronik Ġmza Nasıl ÇalıĢır?
2. MOBĠL ĠMZA NASIL ÇALIġIR?
Mobil imzada imzalama aracı olarak cep telefonunun içindeki SIM kartı Kapalı ve Açık anahtar
çiftinin saklandığı bir ortamdır. Elektronik imzada imzalama aracı USB Token veya kart iken burada
araç cep telefonunun kendisi olmaktadır. Burada da elektronik imzada olduğu gibi bireyin gerçek
bilgileri onaylandıktan sonra kendisine mobil imza atabilir SIM kartı teminin ardından bir kısa mesaj
83
gönderilir ve kiĢinin kendine özgü anahtarının SIM kart üzerinde oluĢturması sağlanır. Ġmzalama
sırasında belgenin özütü bilgisayara yüklü bir program parçası tarafında sağlanır mobil cihaza sadece
özüt imzalanmak üzere gönderilir Ġmzalayan taraf ekranda gördüğü özüt ile imzaladığı özütün aynı
olduğunu cep telefonuna girdiği 6 dijitlik kendi oluĢturduğu Ģifreyi girerek teyit eder ve belgenin özütü
imzalanmıĢ olur. Alıcı tarafın bunu teyit etmesi yine elektronik imzada olduğu gibi bilgisayar
üzerinden gerçekleĢtirilir.
ġekil 2 Mobil Ġmza Nasıl ÇalıĢır?
3. MOBĠL IMZALI TASDIX NASIL ÇALIġIR?
Tasdix Internet bağlantısı gerektiren bir online uygulama olup, öncelikle Tasdix sistemine
http://www.tasdix.com web adresinden üyelik gerektirir. Bireysel ya da kurumsal üye olunabilen
sistem sayesinde bireysel kullanıcı kendi özgün eserini kendisi için ―tasdix‖ lerken, kurum çalıĢanları
kurum dahilinde oluĢturdukları eserlerini, kurumun kendilerine tahsis ettiği kullanıcı adı ile kurum için
―tasdix‖ leyebilmektedirler.
Tasdix sistemine üye olunduktan sonra, tasdix‘in http://www.tasdix.com web sitesinden kullanıcının
bilgisayarındaki iĢletim sistemine uygun (MacOS, WindowsXP) ve ücretsiz olan Tasdix Masaüstü
yazılımını bilgisayara indirmesi (download) gerekir. Bu sayede kullanıcının özgün dosyası
bilgisayarında kalmakta ve bu dosyanın karĢı tarafta zaman damgası veren siteye yüklenmesi (upload)
gerekmemektedir. Uygulama damgalanacak elektronik dosyanın önce özütünü oluĢturmakta, ESHS ye
giden bu özüt üzerine zaman damgası eklenip geri gelmekte ve zaman damgalı özüt yani o an itibari
ile ilgili belgenin kiĢinin bilgisayarından gönderildiğine ait elektronik belge kiĢinin bilgisayarında
kalmaktadır.
84
ġekil 3 Mobil Imzalı TASDIX Nasıl ÇalıĢır?
4. MOBĠL ĠMZALĠ GERCEXIZ
Sosyal ağlarda rakiplerine göre hayli ileride olan Facebook uygulamalarından biri olan GERCEXIZ
bir facebook uygulaması olup facebook‘da kendi hesabı olan kiĢinin facebook hesabına tanımladığı
bilgilerin cep telefonundaki bilgileri ile eĢ olduğunda ―gercexiz‖ onayı veren bir uygulamadır. Bunun
için bireyin önce Gercexiz uygulamasını üye olması daha sonra da doğrulama yapması gerekir.
Doğrulama için cep telefonunun mobil imzaya haiz cep telefonu olması gerekir. Facebook sitesindeki
tanmlı bilgileri çeken uygulama bunu mobil imza bilgileri ile mukayase etmekte birebir uyumlu
olduğunda kiĢiye bunu cep telefonunda onaylattıktan sonra facebook uygulamasında onaylı hale
getirmektedir.
4.1. Banka Internet Şubesine Erişim ve Para Gönderimi
MüĢteri banka internet Ģubesine girmek ya da kendi hesabından baĢka bir hesaba para gönderiminde
bulunmak için mobil imzalı talimat verebilir. Bu sayede birey yanında her banka için ayrı bir Ģifre
oluĢturan cihaz taĢımamıĢ olur. Bu da müĢteriye ciddi bir hareket avantajı sağlar o hangi Ģehirde
olduğuna bakılmaksızın sadece kapsama alanında olması yeter Ģartı ile birey herhangi bir Ģubeye
gitmeden iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmekte bu sayede zaman tasarrufu sağlamaktadır.
85
ġekil 4 Banka Internet ġubesine EriĢim ve Para Gönderimi
4.2. İmza Kullanımı 1. MüĢteri internet Ģubesine girer, gerçekleĢtirmek istediği iĢlemin (EFT) detaylarını girer. Bu
bilgiler Banka‘nın internet Ģubesi uygulaması üzerinden Banka‘ya ulaĢır.
2. IMZA Uygulaması Banka‘da ayrı bir sunucu üzerine kurulmuĢ durumdadır. Banka, müĢteriye
imzalatmak istediği mesajı web servisi üzerinden IMZA uygulamasına gönderir.
3. IMZA uygulaması Banka tarafından kendisine gönderilen mesajın özüt‘ünü çıkarır.
OluĢturulan özüt IMZA tarafından bankanın web sunucusuna gönderilir.
4. IMZA uygulaması GSM ağı üzerinden müĢterinin Banka‘da kayıtlı cep telefonuna imzalaması
gereken mesajı ve özüt‘ü gönderir. Özüt müĢterinin ekranına ve cep telefonuna iki farklı kanal
üzerinden gönderilmiĢ olur.
5. MüĢteri cep telefonuna gelen mesajı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,
bunu ekrandaki özüt ile karĢılaĢtırır aynı ise tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza
Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı
oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Banka‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.
6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin
sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)
bağlanır.
7. Yapılan tüm kontrollerin sonucunda, IMZA Banka‘nın internet Ģubesi uygulamasına mobil
imzanın geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.
86
4.3. Sözleşmelerin Mobil İmza ile İmzalanması
Uzak mesafeli iĢlemlerde sözleĢmelerin oluĢturulmasında her iki tarafında aynı fiziksel mekanda
birlikte bulunmasının zorluğu elektronik olarak oluĢturulmuĢ belgenin seri biçimde taraflarca
elektronik ortamda imzalanmasını mobil imza ile olası kılmaktadır ve böylelikle aynı fiziksel ortamda
olma zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır.
ġekil 5 Ġnternet ortamında kontratların Mobil Ġmza ile imzalanması
1. MüĢteri, web sitesi üzerinden imzalaması gereken sözleĢmeyi görüntüler. SözleĢmeyi
okuduktan sonra web sitesi üzerinden imzala butonuna tıklayarak imzalama isteğini Banka‘ya
bildirir.
2. IMZA uygulaması Banka‘da ayrı bir sunucu üzerine kurulmuĢ durumdadır. Banka, müĢteriye
imzalatmak istediği sözleĢmeyi web servisi üzerinden IMZA uygulamasına gönderir.
3. IMZA uygulaması Banka tarafından kendisine gönderilen sözleĢmenin özütünü çıkarır.
OluĢturulan özüt bilgi IMZA tarafından bankanın web sunucusuna oradan da müĢterinin
ekranına gönderilir.
4. Diğer taraftan IMZA uygulaması GSM ağı üzerinden müĢterinin Banka‘da kayıtlı cep
telefonuna imzalaması gereken sözleĢmeye iliĢkin bir açıklama mesajını ve özüt bilgiyi
gönderir.
5. MüĢteri cep telefonuna gelen imzalanacak mesajı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi
görüntülenir, tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda
takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza
Banka‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.
87
6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin
sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)
bağlanır. Yapılan tüm kontrollerin sonrasında, IMZA sözleĢmenin imzalanmıĢ ve doğrulanmıĢ
halini Banka‘nın arĢivine gönderir. Böylece sözleĢmenin orjinali, üzerindeki imzalar ve
imzaya iliĢkin detaylar denetim amacıyla arĢivde saklanmıĢ olur.
7. IMZA, Banka‘nın web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın geçerli veya geçersiz
olduğuna dair cevap döner.
4.4. SMS ile Gönderilen Talimatın Mobil İmza ile İmzalanması
Her ne kadar aracı kurumlarda al-sat emirleri telefonda gerçekleĢtirilse ve bunun için ses kayıtları
muteber olsa da bireyin tanımlı olmayan bir hesaba kendi hesabından para transferi yapması ıslak
imzalı talimat olmadan gerçekleĢtirilememektedir. Özellikle mesai saatleri dıĢında kısa mesaj emir
elektronik ortamda yazılı elektronik belgeye çevrilip elektronik olarak imzalanmak üzere talep eden
tarafa gönderilmekte ve talimat yazılı ve imzalı bir biçime çevrilmektedir.
ġekil 6 MüĢterinin SMS ile Gönderdiği Talimatınının Mobil Ġmza ile Ġmzalanması
1. MüĢteri, Aracı Kurum nezdinde iĢlem yapabilmek için Aracı Kurum‘un belirlemiĢ olduğu bir
kısa numaraya (3333) hisse senedi alım/satım talebini Aracı Kurum tarafından belirlenmiĢ
formatta (örneğin; GONDER TL 1000 XBANK 1021122) gönderir.
2. Aracı Kurum tarafındaki GSM modem uygulaması müĢterinin gönderdiği kısa mesajı alır ve
bunu ―XBANK 1021122 nolu hesaba nezdinizdeki hesabımdan 1000 TL gönderin‖ Ģeklinde
bir talimat haline getirir. Talimatı Aracı Kurum tarafındaki arĢive kaydeder.
3. IMZA uygulaması sürekli arĢiv‘de tutulan kayıtları inceleyerek, müĢteri‘den yeni gelen
talimatları kontrol eder.
4. MüĢteriden yeni gelmiĢ bir talimat varsa IMZA arĢiv sunucudan talimatı alır ve imzalanmak
üzere müĢteri‘nin sistemde kayıtlı olan mobil imza atabilir cep telefonuna gönderir.
88
5. MüĢteri cep telefonuna gelen talimatı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,
tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart
üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Aracı
Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.
6. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin
sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)
bağlanır.
7. IMZA uygulaması, Aracı Kurum‘un web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın
geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.
4.5. Telefonda Sesli Verilen Talimatı Mobil İmza ile İmzalanması
MüĢteri temsilcisine daha önce sisteme tanımlı olmayan bir para transferini yaptırtmak isteyen müĢteri
ıslak imzalı ya da faks talimatını gönderebilecek bir durumda olmasa bile müĢteri temsilcisinin
kendisine göndereceği talimatı okuyup elektronik imzası ile imzalayıp hukuken geçerli bir belge
haline getirebilir.
ġekil 7 MüĢterinin Telefonda Bildirdiği Talimatın Mobil Ġmza ile Cep Telefonundan Ġmzalaması
1. MüĢteri Aracı Kurum‘daki MüĢteri Temsilcisi‘ni arar ve talimatını sözlü olarak iletir.
2. MüĢteri Temsilcisi, MüĢteri‘sinden sözlü olarak aldığı talimatı Aracı Kurum uygulamasına
girer.
3. IMZA uygulaması talimatı alır ve imzalanmak üzere müĢteri‘nin sistemde kayıtlı cep
telefonuna gönderir.
4. MüĢteri cep telefonuna gelen talimatı okur, OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi görüntülenir,
tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda takılı SIM kart
89
üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza Aracı
Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.
5. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin
sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)
bağlanır.
6. IMZA uygulaması, Aracı Kurum‘un web sunucusuna sözleĢme üzerindeki mobil imzanın
geçerli veya geçersiz olduğuna dair cevap döner.
5. MOBĠL ĠMZA ĠLE UYGULAMALARA UZAKTAN ERĠġĠM
Internet üzerinden kurumsal uygulamalara eriĢmek için bilgisayarın ya yerel ağ üzerinde olması ya da
bilgisayarla anabilgisayar arasında Ģifreli taĢımayı sağlayacak VPN token(paket anahtarlamalı
devrelerde kullanılan özel iĢaret)‘a sahip olunması gerekmektedir. Oysa mobil imza ile telefon kapsam
içi olduğu müddetçe anabilgisayara giriĢ için Ģifre yerine mobil imza kolaylıkla kullanılabilmektedir.
ġekil 8 Mobil Ġmza ile VPN EriĢimi
1. Kullanıcı VPN üzerinden sisteme bağlanmak için kullanıcı adı ve Ģifresini girer. Kullanıcı adı
ve Ģifre bilgileri Kurum tarafında VPN uygulaması tarafından karĢılanır.
2. VPN uygulaması kullanıcı bilgilerini IMZA uygulamasına iletir.
3. IMZA uygulaması Active Directory üzerinden kullanıcı bilgilerinin kontrolünü gerçekleĢtirir.
Kullanıcı bilgilerinde hata yoksa kullanıcının sistemde kayıtlı cep telefonuna sisteme giriĢ
yaptığına dair açıklama mesajı ile birlikte mobil imza talebi gönderilir.
90
4. Kullanıcı cep telefonuna gelen açıklama mesajını okur. OK tuĢuna basar, ekranda özüt bilgi
görüntülenir, tekrar OK tuĢuna basar ve 6 haneli mobil imza Ģifresini tuĢlar. Cep telefonunda
takılı SIM kart üzerinde bulunan uygulama mobil imzayı oluĢturur ve oluĢturulan mobil imza
Kurum‘daki IMZA uygulamasına gönderilir.
5. IMZA uygulaması imzanın kontrolünü gerçekleĢtirir, ardından imzayı oluĢturan kiĢinin
sertifika geçerliliğini kontrol etmek üzere Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı‘ya (ESHS)
bağlanır.
6. IMZA uygulaması, Kurum‘un VPN uygulamasına mobil imzanın geçerli veya geçersiz
olduğuna dair cevap döner.
7. Kurum tarafında entegrasyon yapılarak ilgili uygulamaya VPN üzerinden giriĢ iĢlemi
tamamlanır.
SONUÇ GeçmiĢten günümüze gelene kadar yazı kil tabletlerdeki çivi yazısından kağıt üzerindeki kalem
izlerine kadar bir değiĢim yaĢamıĢtır. Günümüzde yazım ortamı olarak kullanılan kağıdın tahtını
Internet almaya çalıĢırken tebliğ/tebellüğ mekaniği de elektronik imza ve onun yan ürünlerini
sınamaktadır. Bu bağlamda sayısal imza ve mobil imza da çok önemli bir araç olarak ele alınmıĢ ve
uygulamaları üzerinde durulmuĢtur. GeliĢen teknolojiler sayesinde Ģehadet mühürünün, elektronik
olarak cep telefonlarının üzerinde yer alan ve sadece o kiĢiye ait olan bir Ģifre ile oluĢturulabilmesi ve
bu mührün internet uygulamalarında 3. kiĢinin Ģehadeti veya 1. kiĢinin yegane imzası ya da anahtarı
olarak birçok farklı ortamda kullanılabilir hale gelmesi söz konusu olmuĢtur. Mamafih mobil imza
uygulamaları, mobil imzanın kullanım maliyeti, Ģimdilik hukuksal olarak sadece oluĢturulduğu ülkede
kesin delil olarak kabul edilmesi, uygulamaların azlığı ve elektronik ortamların iĢletim sistemleri ile
uygulama yazılımlarının yaĢam döngüsünün kısalığı, elektronik ortamdaki saklama ortamlarına
güvensizlik gibi nedenler ile henüz beklenildiği kadar yaygınlaĢamamıĢtır.
91
KAYNAKLAR
5070 Sayılı Elektronik imza kanunu http://rega.basbakanlik.gov.tr/
Mühürden Elektronik Ġmzaya 102X Hertz, Zafer BABÜR www.BtDunyasi.Net 16.Subat.2006
Tasdix, Fikir ve Sanat Eserlerini Korumada Bir Internet Uygulaması, Zafer BABÜR 11.2007 Internet
Konferansı Bilkent Üniversitesi
www.tasdix.com
www.facebook.com/gercexiz
www.isbank.com.tr
www.akyatirim.com.tr
www.turkcell.com.tr
www.avea.com.tr
www.wikipedia.org
www.e-imza.gen.tr
ÖZGEÇMĠġ Zafer BABÜR
1961‘de Ġstanbul‘da doğdu. Ġlk orta ve liseyi Ataköy‘de tamamladı, Ġstanbul Teknik Üniversitesi,
University of Southern California, Stanford University de mühendislik ve iĢ idaresi okullarında okudu.
Yabancı ve yerli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıĢtı. Enerji, Finans, Medya, Telco, Sağlık
sektörlerinde ulusal ve uluslararası kuruluĢlar için ICT tabanlı sistemler oluĢturdu, strateji, inovasyon,
performans, ürün geliĢtirme, satıĢ pazarlama konularında faaliyetlerde bulundu, üst düzey yönetici
olarak çalıĢtı, USC Alumni, Stanford Graduate School of Business Administration, IEEE, World
FutureSociety, Türkiye Bilim Merkezleri, Tüm Futuristler Derneği‘nin üyesidir.
ĠletiĢim Bilgileri
Telefon: 0532 312 69 31
E-posta: [email protected]
92
IX. BÖLÜM MOBĠL YAġA, MOBĠL ÖĞREN
Necip Sadık ERDEM, Ester Ltd.
ÖZET
Günümüzde kiĢileri bilgiye eriĢimde (kısıtlı da olsa) bağımsızlaĢtıran ve yaygın bir platform olan cep
telefonları marka ve modelleri ne olur ise olsun, basit bilgi gereksinimlerinin karĢılanması için büyük
fırsatlar sunmaktadır.
Yakın bir gelecekte yeni teknolojiler ve ortamlar sayesinde kiĢiler yayınlanan içeriğe herhangi bir
kısıtlama olmaksızın mekan bağımsız olarak ulaĢabileceklerdir. Bugün masa baĢında sabit bir
konumda karĢılamak zorunda kaldığımız bilgiye eriĢme gereksinimi, mekandan tamamen bağımsız
hale dönüĢecektir.
Bu bölümde Türkiye‘de mobil öğrenme ile ilgili çalıĢmalar gerçekleĢtiren Ester ve mobilöğren
platformunun yapmıĢ olduğu faaliyetler ve mobil öğrenmenin geleceği konuları üzerinde
durulmaktadır.
1. MOBĠL ÖĞRENME TANIMI
Mobil öğrenme, bilginin mobil cihazlar üzerinden eriĢilebildiği ve paylaĢılabildiği yöntemlere verilen
isimdir.
Öğrenme yöntemlerini destekleyen bir model olarak geliĢen mobil öğrenme, öğrenenin ve öğretenin
yaĢantısını kolaylaĢtırmak üzere geliĢen, zaman ve mekan bağımsız servisler ile oluĢmaktadır. Aynı
zamanda "Cepte TaĢınan Mobil Cihazlar aracılığı ile Mobil Öğrenme", artan cep telefonu kullanımı ile
birlikte, tercih edilebilecek bir öğrenme yöntemi olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Mobil öğrenme, bilgiyi paylaĢma zorluklarına pratik çözümler üretir. Bunlar:
ĠĢbirliği gerektiren proje ve çalıĢma alanlarında kullanılır.
Bilgiyi paylaĢan / bilgiye ihtiyaç duyan bireylerin farklı mekanlarda bulunması durumunda
kullanılır.
Kitaplara ve bilgisayarlara adeta alternatif bir platform olarak kullanılır.
Mobil öğrenme ile elde edilebilecek faydaların bazıları aĢağıdaki gibidir.
KiĢilerin ihtiyaç duydukları ya da istedikleri anda bilgiye eriĢebilmesi
Güncel bilgiye daha az çaba ile eriĢim sağlaması
Kısa süreli ilgi ile etkin sonuç alınabilmesi
Zamanın etkin kullanılması
Öğrenen merkezli öğrenme sağlanması
Taraflara rekabet avantajı sağlaması
Ġçerik sunumunda standartlaĢma / fırsat eĢitliği sağlaması
Öğrenim kurumları ve öğrenciler için; akademik baĢarıda artıĢ sağlaması
Öğrenim kurumları ve öğrenciler için; öğrenci iĢleri hizmetlerinde kaynakların daha verimli
kullanımı
Servislerin genellikle sadece servisin kullanıldığı oranla ücretlendirilmesi ya da düĢük sabit
ücretli olarak modellenmeleri sayesinde bilgiye ekonomik ulaĢım sağlaması.
93
Bilgi Teknolojileri konusunda ürün geliĢtiren Ester, mobil iletiĢim alanında anahtar teslimi projeler
sunmaktadır. Mobilöğren, mobil öğrenme kapsamında firmanın sunduğu mobil iletiĢim
hizmetlerimizin genel adıdır. Ester olarak Mobilöğren platformuyla 2003 yılından beri GSM
operatörleriyle çözüm ortaklığı kapsamında, eğitim ve kamu kurumlarının mobil ihtiyaçlarına yönelik
çözümler üretilmektedir.
Günümüzde Ester tarafından üretilen çözümler arasında SMS/MMS tabanlı bilgi servislerinin yanı
sıra, Java ve web tabanlı etkileĢimli bilgi servisleri yer almaktadır.
Burada kurumsal ve bireysel faydaları ayırmak mümkündür.
Mobil öğren kullanıcısı olan kurumlar; kayıtlar, iletiĢim ve haberleĢme gibi sorunlarını hızla
çözerken bu tarz programları kullanmayan kurumlara göre teknoloji kullanma konusunda daha
ileri seviyede olduklarını göstermektedir.
Kullanıcıları (çalıĢanlar, öğrenciler vb.) ile çeĢitli platformlarda etkileĢim kurabilen kurumlar,
hizmetten alınan memnuniyetin artması ve aidiyet hissinin geliĢmesine katkıda bulunurlar
Uzaktan eğitim uygulamaları ile hedef kitlesinin eğitim ihtiyaçlarına cevap vermekte ve fark
yaratmaktadır.
Mobilöğren; basit, ancak bürokrasi nedeni ile sıkıcı hale gelmiĢ iĢlemlerin pratik bir Ģekilde
yapılması sayesinde etkinlik artıĢı sağlar.
Rakiplerine göre farklılık yaratmak isteyen kurumlar ise bunu bir geliĢme ve farklılık
göstergesi olarak vurgulayabilmektedir.
Bireysel olarak ele alındığında ise;
Öğrencilerin notları oluĢtuğu anda cep telefonlarından ulaĢabilmeleri bile önemsenen bir
faydadır.
Tarihe dayalı her türlü etkinliğin (dersler, sınavlar vb.) cep telefonlarında pratik bir Ģekilde
ulaĢılabiliyor olması,
Öğrencilerin kurumun veya bağlı olduğu kulüp – dernek tarafından düzenlenen etkinliklerden
haberdar olarak etkin gurupsal iletiĢimin kısa sürede ve çok baĢarılı bir Ģekilde sağlaması.
Öğrencilerin istedikleri bilgileri sosyal platformlarda paylaĢabilmesi, diğer birey ya da
guruplar tarafından paylaĢılan bilgilere mobil ortamda eriĢebilmesi.
Mobil öğrenme, mevcut öğrenme uygulamaları içersinde en yeni, özgür ve güncel teknoloji'den
faydalanan platform sayılabilir.
Mobil öğrenme, kiĢiye özel bilgiyi, güncel ve hızlı bir Ģekilde sağlaması ile cep telefonu kullanıcıları
tarafından oldukça popüler bulunmakta ve baĢka bir araca gereksinim duymadan kullanıcısına yüksek
faydalar sağlamaktadır.
2. DENEYĠMLERĠMĠZ
Ester, Mobilöğren markası altında, 2003'ten bu yana öncelikle kiĢiye özel mesaj tabanlı servislerin
iĢletimini gerçekleĢtirmektedir.
ĠĢletilen mesaj servislerinin aynı anda yüz binlerce kiĢiye, kendisine özel bilgileri (Örnek; Öğrenciler
için notları –harç bilgisi– danıĢmanlık ders bilgileri, gümrük müsteĢarları için kurumlara özel gümrük
iĢlem bilgileri ve sonuçları, kiĢilere ait elektrik fatura bilgileri vb.) güvenlik altında ve bir karıĢıklık
meydana gelmeden hizmet verebilmesi, sürekli geliĢtirilen ve denetim altında tutulan mesaj servisleri
platformu ile mümkün olmaktadır.
Söz konusu mesaj servislerine;
EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi örgün öğretim
Anadolu Üniversitesi, örgün öğretim
Anadolu Üniversitesi, açık öğretim
94
ODTÜ
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi
Gümrük MüsteĢarlığı
TÜĠK
TEDAġ
PTT
örnek gösterilebilir.
2003 yılından bu yana sunulan Mobilöğren hizmeti kapsamında gerek uzaktan eğitim, gerek ise örgün
eğitim kurumlarının öğrencilere sunulan hizmetlerin hangilerinden ne ölçüde yararlandıkları elde
edilen verilerle analiz edilmektedir.
Öğrencilerin sunulan mobil hizmetler konusundaki görüĢ, öneri ve Ģikayetlerini öğrenmek için sürekli
iletiĢim kurulmakta olup, ihtiyaç ve sorunların çözümüne gidilmektedir.
Bu güne değin mobilöğren servisleri ile yaklaĢık 1.600.000 civarında kiĢiye hizmet verilmiĢtir.
3. GELECEĞĠ
Bundan sadece 10 yıl önce çantalarımıza bile zor sığdırdığımız ilk nesil cep telefonlarından, sadece
görüĢme değil pek çok Ģey yapabildiğimiz akıllı mobil cihazlara yaptığımız geçiĢ, geleceğin çok daha
heyecan verici yeniliklerle, geliĢmelerle kapımızda olduğunun bir göstergesidir.
Mobil ve elektronik imzalama, mobil ödeme teknolojilerinin yaygınlaĢması ile aĢağıdakiler yakında
sıradan iĢlemler olarak günlük yaĢantımızda yerini alacaktır. Bu arada öğrenme ve eğitimle ilgili
iletiĢimlerde de zenginleĢme ve mobil araçların yoğun olarak kullanılması söz konusu olacaktır.
Örneğin;
Okul kayıtları ve harç ödemeleri
Yemekhane, kantin vb. hizmetlerin satın alınması
Resmi Evrakların (transkript gibi) elektronik imzalı olarak alıcı kuruma iletilmesi
Kredi kartı olmayan, EFT/Havale ile zaman kaybetmek istemeyen cep telefonu
kullanıcılarının her türlü satın alma iĢlemleri ile ilgili harcamalarını mobil ödeme sistemini
kullanarak cep telefonundan gerçekleĢtirebilmeleri,
Mobil cihazların yeteneklerinin artması ve kullanım maliyetlerinin azalması, etkileĢimli
servislerin içeriğinin zenginleĢmesine
Öğretici ve öğrenci arasındaki diyalogun iki yönlü olarak zenginleĢmesi
Öğrenci sosyal topluluklarının daha zengin içerik paylaĢabilmesi
Artan son kullanıcı isteklerine bağlı olarak tüm içeriğin zenginleĢmesi gibi konular mobil
içerikle sunulan hizmetlerle,
sağlanabilecektir.
SONUÇ
Mobil yaĢam artık kaçınılmazdır.
Mobil yaĢa, mobil öğren!!!
95
ÖZGEÇMĠġ Necip Sadık ERDEM
Ester 2000 yılında, bir biliĢim Ģirketi olarak bilgi sistemleri ve mobil uygulamalar konularında
kurumlara anahtar teslim çözümler sunmak üzere faaliyete baĢlamıĢtır.
2002 yılından itibaren mobil çözümler konusundaki faaliyetlerini hızlandırmıĢtır.
Ester, sahip olduğu bilgi birikimini, kalite anlayıĢından taviz vermeden hızlı çözüm oluĢturma
süreçleri ile güvenilir ürüne ve hizmete dönüĢtüren bir kuruluĢtur.
ĠletiĢim Bilgileri
Yönetici Ester Ltd. - Mobilöğren
Arifiye Mh. Yenigün Sk. No: 12/1, 26010 EskiĢehir
Telefon: (222) 233 08 80
Faks: (222) 230 56 82
e-posta: [email protected]
Url: www.mobilogren.net
Url: www.ester.com.tr
96
X. BÖLÜM GENÇ KĠTLENĠN MOBĠL UYGULAMALARINA VE
MOBĠL ÖĞRETĠME BAKIġI: TÜRKĠYE’DE BIR
ARAġTIRMA
Fazlı Yıldırım, Okan Üniversitesi
ÖZET
Günümüzde internet kullanımının yaygınlaĢması, mobil cihazların artması ve alt yapının 3G ile
güçlenmesiyle beraber mobil uygulamalar çeĢitlenerek artmaktadır. Mobil uygulamaların teknolojiye
daha çabuk adapte olabilen genç kitle arasında daha hızlı yayıldığı ve kamu hizmetlerinde
kullanılmaya baĢlandığı görülmektedir. Mobil uygulamalar arasında sıklıkla karĢımıza çıkanların
bazıları; mobil iletiĢim, mobil öğretim ve mobil bilgi edinme uygulamalarıdır. Yapılan araĢtırma ile
örnek kitlenin mobil uygulamalarına olan bakıĢ açısı, bilinç düzeyi ve genç kitlenin mobil öğrenme
konusunda talepleri ile birlikte karĢılaĢılan bariyerler ve elde edilecek faydalar üzerine
odaklanılmaktadır. AraĢtırma sonucuyla birlikte mobil uygulamaların, uygulamalar bazında yayılım
hızını artırma yöntemleri ile beraber gençlerin beklentilerinin karĢılanması amacına yönelik çalıĢmalar
gerektirmektedir. Ayrıca mobil yaĢamın önemli bir parçası olan mobil eğitim konusunda kitlenin
mobil uygulamalara olan bakıĢ açısı ve talepleri de ele alınmaktadır ve konunun mobil devlet
uygulamalarıyla nasıl bağdaĢtırılabileceği gibi çeĢitli konulara değinilmektedir.
Anahtar Kavramlar: Mobil uygulamalar, mobil eğitim, mobil yaĢam, mobil kitle, mobil devlet,
mobil kamu
GĠRĠġ
Mobil yaĢama geçiĢ, internet kullanım oranının hızlanarak artmasının yanında bağlantı alt yapısı ile
uygulamalarının artması ve mobil cihazlarının yaygınlaĢmasıyla beraber, günümüzün teknolojik alt
yapı desteğiyle giderek kolaylaĢmaktadır. Ülkemizde 2000 ile 2009 yıları arasındaki yüzde 1225‘lik
büyüme oranı ile internet kullanıcı sayısındaki artıĢ ve günümüzde 30 milyona yaklaĢan internet
kullanıcı sayısı dikkate alındığında, mobil uygulamaların kullanım oranının da oldukça yüksek olacağı
kanısına varılmaktadır (Bkz. Tablo 1) (http://www.internetworldstats.com).
Mobil yaĢama geçiĢ evresinde, genç kitlenin teknolojik geliĢmelere daha çabuk adapte olabildiğini ve
mobil uygulamaların gençler arasında yaygınca kullanıldığını gözlemlenmektedir. Genellikle, genç
kitlenin mobil uygulamalardan yaygın olarak oyun, sosyal iletiĢim, öğrenme (öğrenci kayıt sistemleri,
haber) ve eğlence uygulamalarını kullanıldığı bilgisine rastlanmaktadır. Aynı zamanda mobil
uygulamaların bir parçası olan e-devlet uygulamaları da sağlamıĢ olduğu hizmetler ve bilgi edinme
kanallarıyla gündelik yaĢamın bir parçası olmaya baĢlamıĢtır.
Mobil öğrenme ve mobil devlet kavramları, mobil yaĢama geçiĢ evresinin önemli temellerini
oluĢturmaktadır. Mobil öğrenme zaman, mekân ve yer kısıtlaması olmadan öğrenmeyi içeren
günümüzün yeni öğrenme tekniklerinden birisidir ve sağlamıĢ olduğu maliyet ve kısa zamanda daha
çok kiĢiye ulaĢılmasına imkân sağlayan yeni öğrenme tekniğidir (Pek, 2009).
Mobil öğrenme ‘nin temel özellikleri arasında;
• Bilgi toplumunu oluĢturan bireylerin sürekli öğrenmeleri için platform oluĢturması,
• Öğrenmenin hızlanması ve çeĢitlenmesi,
• Kaynaklara hızlı eriĢim sayesinde karmaĢık durumlarda hızlı çözümlere gidilebilmesi,
• Her yaĢta, yerde ve durumda istenildiği takdirde öğrenmeyi gerçekleĢtirebilmesi,
• Eğlence ve öğrenme kavramlarının yakınlaĢması,
• Öğrenmede fırsat eĢitliği sağlaması yer almaktadır (Yamamoto, 2009).
97
Tablo 1. Internet Kullanım Tablosu
INTERNET
KULLANIM
TABLOSU
Nüfus
(2009)
Dünya
Nüfusuna
Oranı
Internet
Kullanıcıları
Büyüme
(2000-2009)
Avrupa 803,850,858 11.9 % 425,773,571 305.1 %
Avrupa DıĢında
Kalan Ülkeler 5,963,954,350 88.1 % 1,376,556,886 437.9 %
Türkiye 76,805,524 1,134% 26,500,000 1,225 %
Dünya 6,767,805,208 100.0 % 100.0 % 399.3 %
Mobil devlet, ―vatandaĢlar, iĢletmeler ve tüm devlet birimlerinin faydalanması için var olan kablosuz
iletiĢim ve mobil teknolojilerini içeren uygulamalar, hizmetler ve donanım cihazlarının kullanılması
olarak tanımlanan stratejiler ve düzenlemelerdir‖ (Kushchu, 2003). Tanımdan da anlaĢılacağı üzere
uygulamalarının yanında stratejiler ve düzenlemelerin nasıl oluĢturulacağı konusu üzerinde durulması
gerekmektedir. Ayrıca mobil devlet ve mobil öğrenme unsurları paralel olarak çalıĢabilmektedir.
Ayrıca mobille sağlanan hizmetlerin ve servislerin müĢteri iliĢkileri yönetimi felsefesi göz önüne
alınarak uygulamaların, uygulamaları kullanacak olan kiĢilerin istekleri ve talepleri üzerinde
odaklanıp, kullanıcıların sadakatinin kazanılması için çalıĢılması gerekmektedir (Davison, 2010).
Mobil yaĢama geçiĢ evresinde bireyler ve organizasyonların karĢılaĢtıkları çeĢitli engeller de
bulunmaktadır. Bilgi teknolojileri altyapısı ve kabiliyetleri, güvenlik ve özlük hakları, organizasyonel
faktörler, maliyetler elektronik devlete, dolayısıyla da mobil devlete geçiĢ aĢamasındaki engellerin
temellerini oluĢturmaktadır (Ebrahim, 2010). Engellerin aĢılmasında e-devletin payı önemlidir,
e-devletten m-devlete bunun neticesinde oluĢan mobil toplumdan, nüfusun tamamının mobil yaĢama
geçiĢini sağlama yollundaki ilk evre e-devlet uygulamalarının yaygınlığına da bağlıdır (Akgül, 2009).
Mobil yaĢama geçiĢ evresinin önemli rolü olan etkenlerden birisi de mobil cihazların kullanımının
yaygınlaĢmasıdır. Birçok ülkede olduğu gibi genç nesiller, teknolojik yatkınlıkları sayesinde mobil
cihazları daha yaygın kullanmakta ve teknolojik yenilikleri yakından takip etmektedirler. Bu açıdan
bakıldığında mobil cihazları daha yoğun kullanan gençler arasından mobil yaĢama geçiĢ konusunda
araĢtırma yapmak daha mantıklı olacaktır.
Mobil yaĢama dolayısıyla e-uygulamalardan mobil uygulamalara geçmeyi sağlayacak etkenlerin altını
çizmek gerekmektedir. E- uygulamalar bahsederken internet ağı yoluyla sağlanan elektronik
portallerin sağladıkları hizmetler olarak özetlenebilir. Örneğin, bir havayolu Ģirketinin web sayfasına
bilgisayarımızla eriĢip rezervasyon yapabilir, banka iĢlemlerimiz halledebilir ya da herhangi bir konu
hakkında bilgi edinme Ģansına sahip olabiliriz. Mobil uygulamalarda sayesinde ise bilgisayarlar yerine
mobil cihazlar ile serbestliğimiz daha da artmakta ve GPS teknolojisi sayesinde konum bilgisinin
avantajlarından yararlanma Ģansına sahip oluruz.
Ayrıca mobil uygulamalar kullanılan cihazların ekran büyüklerinin daha küçük olması sebebiyle e-
uygulamalara nazaran daha yalın bir yapıya sahip olma zorunluluğundan dolayı kullanıcıya daha etkin
bir Ģeklide sunulmak zorunluluğunun avantajlarını içermektedir. Günümüzde popüler olan Iphone,
Palm, Htc, Blackberry gibi mobil uygulamaları barındıran cihazlar arasından Iphone mobil
uygulamalarının yaygınlığı ve baĢarısı sayesinde diğer marka cihazlara üstünlük sağlamıĢtır.
Ama son dönemde Android isimli açık kaynak kodlu ve bedelsiz kullanım hakkı olan iĢletim sistemi
ve Android platformunda mobil uygulama sayısının yaygınlaĢması sayesinde mobil yaĢama geçiĢ
ivmelenerek artmaktadır. Öte yandan genel mobil uygulamaları kullanan kitle olarak gençler göze
çarpmaktadır.
AraĢtırmamız mobil uygulamalar konusunda genç kitleyi içeren bir araĢtırma niteliğindedir. Bu
araĢtırmada, genç kitlenin mobil uygulamalardan; mobil öğrenme, mobil-devlet, mobil uygulama,
98
SMS yoluyla reklam gibi temel konuları sorgulayan bir anket ile seçilen kitlenin mobil yaĢama olan
bakıĢ açıları hakkında bilgi edinilmeye ve mobil yaĢama geçiĢ evresini hızlandırmaya yönelik önerileri
sıralanmaya çalıĢılmıĢtır.
1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ
Veriler, günümüzde teknolojiyi daha yoğun olarak kullanan 18-25 yaĢ arasındaki kitleden seçilmiĢ ve
Okan Üniversitesi uzaktan eğitim sistemi ile dersler iĢleyen yani elektronik ortamı sıkça kullanan
öğrencilerinden, web tabanlı anket üzerinden toplanmıĢtır. Seçilen kitlenin sayısı 612 kiĢidir, toplam
12 soru üzerinden değerlendirmeler yapılmıĢtır ve Tablo 2 de sorulara verilen yanıtların yüzdesel
oranları özetlenmiĢtir. Anket sorularının cevapları yanıtlarının sadeliğini ve etkinliğini korumak
maksadıyla iki Ģıktan oluĢmaktadır.
Anket sorularının amacı; seçilen kitlenin elektronik ortam, mobil uygulamalar ve e-devlet
uygulamalarına olan bakıĢ açısını ölçmektir. Mobil devlet uygulamalarından IBB trafik yoğunluğunun
sorgulanması sebebi ise trafik yoğunluğunun sıkça karĢılaĢıldığı büyük bir Ģehirde eğitim alan
öğrencilerin kullanması muhtemel uygulamalardan bir tanesi olmasıdır.
2. AMPRĠK ANALĠZ SONUÇLARI
Ampirik analizlerin sonucunda çoğu öğrencinin (% 64,54) uzaktan eğitim sistemini tekrar kullanmak
istememesine rağmen uzaktan eğitim ve öğrenci kayıt sisteminin sırasıyla %51,63 ve %55,88
oranlarından anlaĢılacağı üzere mobil uygulama olarak kullanmak isteği görülmektedir, bu sonucun da
öğrencilerin mobil uygulamalarının zaman, mekân, platform bağımsızlığının farkında olduklarını
göstermektedir. Ayrıca büyük bir çoğunluğun (%67,81) ders materyalleri bilgilerine (yoklama, sınav
notu, ders notu v.b.) yüklenecek yazılım sayesinde ders ve uygulamalara cep telefonlarından eriĢmek
istedikleri yani mobil uygulamalara olan istekleri gözlenmiĢtir.
Tablo 2 Anket Soru ve Cevapları
Sorular:
Cevap
A:
Cevap
B:
Cevaplanma
Sayısı:
1) Uzaktan eğitim sistemini diğer derslerde de
kullanmak ister misiniz?
Evet:
%35,46
Hayır:
%64,54 612
2) Uzaktan eğitim sisteminin uygulama olarak cep
telefonunuza yüklenmesini ister misiniz?
Evet:
%51,63
Hayır:
%48,37 612
3) Öğrenci kayıt sistemi yazılımını (ubs.okan.edu.tr) cep
telefonunuza yükleyip, cep telefonunuzdan da
kullanmak ister misiniz?
Evet:
%55,88
Hayır:
%44,12 612
4) Ders materyalleri bilgilerine (yoklama, sınav notu,
ders notu v.b.) yüklenecek yazılım sayesinde cep
telefonunuzdan eriĢebilmek ister misiniz?
Evet:
%67,81
Hayır:
%32,19 612
5) (IBB) Trafik yoğunluğunu gösteren yazılımı cep
telefonunuzda kullanıyor musunuz?
Evet:
%21,57
Hayır:
%78,43 612
6) E-devlet uygulaması yazılımı (e-devlet.com)
hakkında bilginiz var mı?
Evet:
%29,41
Hayır:
%70,59 612
7) E-devlet uygulaması yazılımını (e-devlet.com) cep
telefonunuza uygulama olarak yüklediniz mi?
Evet:
%10,46
Hayır:
%89,54 612
8) Cep telefonunuzda yüklü olan e-devlet yazılım
uygulamaları yeterli mi? (Eğer yüklediyseniz bu soruya
cevap veriniz!)
Evet:
%12,41
Hayır:
%87,59 548
99
9) Cep telefonları için internet bağlantı
fiyatlandırmalarını nasıl buluyorsunuz?
Uygun:
%17,97
Pahalı:
%82,03 612
10) 3G hızı sizin için yeterli oluyor mu? (Eğer 3G hızını
kullandıysanız cevaplayınız!)
Evet:
%37,59
Hayır:
%62,41 564
11) Yakın gelecekte 3G özelliği olan bir telefon almayı
düĢünüyor musunuz? (3G'li zaten var ise
cevaplamayınız!)
Evet:
%43,51
Hayır:
%56,49 524
12) Cep telefonlarınıza gelen reklam içerikli SMS
mesajlarından memnun musunuz?
Evet:
%19,12
Hayır:
%80,88 612
Genç kitlenin büyük çoğunluğunun, trafik yoğunluk haritası uygulamasını kullanmadığı (%78,43) ,
e-devlet uygulamaları hakkında haberdar olamadıkları (%70,59) ve uygulamaları kendi mobil
cihazlarında kullanmadıkları (%89,54) tespit edilmiĢtir. E-devlet uygulamalarından haberdar olan
kitlenin büyük bir çoğunluğu uygulamaların yeterli olmadığı bilgisini vermektedir (%87,59).
Ayrıca Türkiye‘de mobil cihazların internet eriĢim fiyatlandırmasının, öğrencilerin çoğunluğu
tarafından pahalı olarak değerlendirildiği görülmüĢ (%82,03) ve örnek kitle tarafından, mobil
iletiĢimde kullanılan önemli bir veri iletiĢim yöntemi olarak karĢımıza çıkan 3G hızının da yeteri kadar
hızlı olmadığı konusunda bilgi toplanmıĢtır (%62,41). 3G özelliği olmayan telefona sahip olan örnek
kitle üyelerinin yarıya yakın bir oranın da yakın gelecekte 3G özelliği olan bir telefon almayı
düĢündüğü gözlemlenmiĢtir ve SMS yoluyla ile iletilen reklamlardan da büyük bir oranda memnun
olmadıkları bilgisine ulaĢılmıĢtır (%80,88).
SONUÇ
Günlük hayatımıza yakın zamanda giren mobil uygulamalar sağladıkları bilgi ve hizmet açısından
hızla hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerlerini almaktadır. Bilindiği üzere mobil cihazlar
hayatımızda yer ve mekân bağımlılığını ortadan kaldırmaktadır. Bir yerden bir yere giderken adres
bilgisini öğrenebilirken, ihtiyacımız olan ürüne veya hizmete eriĢmemizi sağlayabilir ya da seçilen bir
konuda eğitim alma Ģansını bize sağlayabilmektedir. Yürütülen araĢtırmada genç kitle, teknolojik
yatkınlıkları sayesinde örnek kitle olarak alınmıĢ ve en yaygın mobil uygulama kullanımı olduğu
beklenen gençler arasından anket sonuçları toplanmıĢtır.
Anket sonuçlarından toplanan verilerin ıĢığında, genç kitlenin mobil uygulamalar arasında öğrenim ve
öğrenci kayıt sistemlerinin de olmasını istedikleri görülmüĢtür. Bununla beraber, mobil
uygulamalarının yararları konusunda bilince sahip oldukları bilgisine ulaĢılmıĢtır ve öğrencilerimizin
büyük bir çoğunluğunun maddi olarak daha pahalı olmasına rağmen 3G alt yapısına sahip olan mobil
cihazlara sahip oldukları, olmayanların ise yakın gelecekte edinmek istedikleri görülmüĢtür. Ancak
uygulamalardan yeterince yararlanmadıkları anlaĢılmıĢtır. Burada ciddi bir parasal kaygı söz
konusudur.
Mobil devlet ile ilgili cevaplardan genç kitle mobil uygulamalar konusunda yeteri kadar
bilgilendirilmeği ve 3G bağlantı ücretlerini pahalı buldukları belirlenmiĢtir. Mobil devlet yeni bir
süreç ya da servis olarak görülmemeli ve vatandaĢların ihtiyaçları gözetilerek, hizmetler ile
uygulamalar geliĢtirilmeli, bilgilendirilmeli ve halk eğitilmelidir (Ghyasi, Kushchu, 2004).
Kitle, mobil yaĢama geçiĢ evresinde var olan uygulamalardan haberdar edilmeli ve arzu ettiği
hizmetleri talep edebileceği bir sisteme ihtiyaç duymaktadır, ayrıca bağlantının bir lüks ihtiyaçtan çok
temel bir ihtiyaç olarak ele alınması gerçekliği ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca SMS yoluyla gönderilen
reklamların genç kitleyi rahatsız ettiği görülmüĢtür. Bunun yerine mobil uygulamalar içerisine gömülü
reklamlar ile kitleye eriĢilmesi düĢünülebilinir.
Aynı zamanda e-devlet uygulamalarından haberdar olan kitlenin büyük bir çoğunluğundan
uygulamaların yeterli olmadığı konusunda veri toplanmıĢtır, mobil uygulamaların e-devlete geçiĢ
100
aĢamasında kitlenin ihtiyaçlarının karĢılanması için çeĢitliliğin artırılması gerektiği anket
sonuçlarından çıkarılmaktadır. Uygulamaların çeĢitliliğinin artırılması içinde kitlelerin isteklerinin göz
önüne alınması, itme yöntemi yerine talepler göz önüne alınarak çeĢitliliğin artırılması gerekmektedir
(Carroll, 2010).
Katılımcıların mobil öğrenme uygulamalarına ve öğrenci kayıt sistemlerinin mobil cihazlar üzerinden
eriĢimi konusundaki taleplerine rağmen, uzaktan eğitim sistemine olan isteklerinin fazla olmamasının
sebebi olarak mobil öğrenme konusunda net bir bilincin oluĢmadığı bilgisi Ģeklinde değerlendirilebilir.
Bu sonuçtan yola çıkarak kitleyi uzaktan öğrenim ve mobil öğrenim konusunda bilinçlendirmek
amacıyla çeĢitli kanalları kullanarak bilgilendirme yoluna gidilmelidir.
101
KAYNAKLAR
Akgül F., (2009), ―mobil toplum ve güven‖, 1. Ulusal Mobil Devlet Konferansı.
Carroll, J. (2005). ―Risky business: Will citizens accept m-government in the long term?‖, I. Kushchu
ve M. H. Kuscu, Proceedings of the First European Conference on Mobile Government, Brighton,
UK: Mobile Government Consortium International, sayfa 85.
Davison R., Christian W., Louis C.K., (2010), ‖ From government to e-government: a transition
model‖, Emerald arama motorundan ulaĢılmıĢtır, sayfa 283.
Ebrahim Z. ve Irani Z., (2010), ―E-government adoption: architecture and barriers‖, Emerald arama
motorundan ulaĢılmıĢtır, sayfa 607.
Ghyasi F. , Kushchu I., (2004), ‖m-government: Cases of Developing Countries‖, mobile Government
Lab (mGovLab), sayfa 8-11.
Kushchu, I. ve Kuscu, H. , (2003), ―From E-Government to M-Government: Facing the Inevitable‖,
the proceedings of European Conference on E-Government (ECEG 2003), Trinity College, Dublin.
Pek, A, (2009). Türkiye Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi,
http://www.caginpolisi.com.tr/62/18-19-20.htm.
Yamamoto, G.T (2009). ―M-learning Concepts and Reflections‖, Barcelona M4life 2009.
ÖZGEÇMĠġ Yard.Doç. Dr Fazlı YILDIRIM
03.09.1977 tarihinde Kadıköy‘de doğan Fazlı Yıldırım, 1999 yılında Ġstanbul Üniversitesi Bilgisayar
Bilimleri Mühendisliği Bölümü‘nde tamamlamıĢ, akabinde 1999 yılında baĢladığı Yeditepe
Üniversitesi‘nde ĠĢletme Yüksek Lisans Programını 2002 yılında tamamlamıĢtır.
2002 ile 2009 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde araĢtırma
görevlisi olarak çalıĢırken ĠĢletme Yönetimi alanında Doktora Programından ―ĠĢletmeler arası ticarette
b2b portal kullanımını etkileyen faktörler ve Türkiye‘de bir araĢtırma‖ isimli tez ile 2008 yılında
mezun olmuĢtur. Askerlik görevini 2008 yılında Kara Harp Okulu‘nda, 55. Dünya Askeri Pentatlon
Olimpiyatı‘nda görevli olarak organizasyon komite üyeliği, Ģampiyonanın web sitesinin hazırlanması,
olimpiyat dergisinin hazırlanması ve katılan 35 ülke üyeleriyle Ģampiyona için yürütülen organizasyon
ortak çalıĢmalarında bulunarak, icra etmiĢtir. 2009 yılının Ekim ayından itibaren, Okan
Üniversitesi‘nde Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesindeki BiliĢim Sistemleri ve Teknolojileri
Bölümü‘nde Yard. Doç. kadrosunda görev yapmakta olup, 2010 Ekim ayından itibaren ise bölüm
baĢkanlığı görevini yürütmektedir.
Proje Yönetim, Tedarik Zinciri Yönetimi, 6 Sigma YaklaĢımı ve DeğiĢim Mühendisliği konularında
sertifikaları ile elektronik ticaret, uzaktan eğitim ve Ģirketler arası ticaret (B2B) konularında
araĢtırmaları bulunmaktadır. Ġngilizce, Ġspanyolca ve Almanca bildiği diller arasında olup, medeni
hali evlidir.
ĠletiĢim Bilgileri
Adres: Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Oda No: 522
Formula 1 Yanı, Akfırat - Tuzla / ĠSTANBUL TÜRKĠYE
Telelefon: +90 216 677 16 30 Dâhili: 1786
E-posta: [email protected]
Url: www.fazliyildirim.com
102
XI. BÖLÜM PROBLEME DAYALI MOBĠL ÖĞRENMEDE ÜÇGEN
MODELĠ VE ETKĠLEġĠM DÖNGÜSÜ
Mehmet Korkmaz, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü
Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü
ÖZET
Bu bölümün amacı; probleme dayalı öğrenmeyi mobil ortama taĢımak isteyen uygulamacı ve
araĢtırmacılar için bir model önerisi sunmaktır. Probleme dayalı mobil öğrenme yaklaĢımına iliĢkin
uygulama süreci, etkileĢim unsurları ve süreç değerlendirmelerinin de paylaĢılacağı öneriler ve
deneyimler, Gürsul (2008)‘in çevrimiçi probleme dayalı öğrenme araĢtırması ile Korkmaz (2010)‘un
―probleme dayalı mobil öğrenme‖ araĢtırmalarının bulgularını temel almaktadır.
GĠRĠġ
Bilgi, insanoğlunun sahip olduğu deney ve yaĢantı sonucu elde ettiği yargılardır. Teknolojideki akıl
almaz geliĢim süreci, bilgi yığınlarının üretilmesi, depolanması özellikle de paylaĢılmasını daha da
kolaylaĢtırmaktadır. Bilginin paylaĢılmasında iletiĢim teknolojilerinin rolü kaçınılmazdır. 1930‘larda
elektromanyetik dalgaların iletiĢim aracı olarak kullanılması ile baĢlayan süreç 1940‘larda tek hücreli
analog araç telefonlarına, 1970‘lerde ise birinci nesil (First Generation-1G) analog sistemler olarak
adlandırılan hücresel analog gezgin telefonlara bırakmıĢtır.
Birinci nesil sistemler, telsiz haberleĢmesinin keĢfinden yani 1980'li yılların ortasına kadar
geliĢtirilmiĢ olan sadece ses iletimini mümkün kılan, ilk analog teknolojiye dayalı sistemlerdir
(Ertekin & Özbay, 2000). 1990'lı yılların baĢında ilk sayısal sistemler tasarlanarak mevcut analog
gezgin telefon sistemlerle bütünleĢtirilmesi gerçekleĢtirilmiĢtir (Arslan, 2000). Amerika BirleĢik
Devletleri‘nde AMPS (Advanced Mobile Phone System), Avrupa‘da NMT (Nordic Mobile
Telephones), Amerika ve Avustralya‘da TACS (Total Access Communications System) birinci nesil
mobil haberleĢme sistemleridir.
Analog gezgin telefonlarla baĢlayan mobil iletiĢim ve haberleĢme sistemlerinde giderek artan ses
kalitesi, kapsama alanı ve kapasite gibi ihtiyaçlardan dolayı ikinci nesil (2G) sistemler 1990‘lardan bu
yana kullanılmaktadır. Ġkinci nesil sistemler (2G), sayısal haberleĢme teknolojisinin kullanıldığı
haberleĢme sistemleridir. Ġkinci nesil sistemler ile analog datalar sayısal hale dönüĢtürülmüĢtür. Bu
Ģekilde data üzerinde her türlü matematiksel iĢlem yapılabilir duruma gelmiĢtir (Aksu & SubaĢı,
2005). 2G hücresel mobil Ģebekelerin geliĢtirilmesi ihtiyacı; iletim kalitesinin, sistem kapasitesinin ve
kapsama alanının artırılması gereğinden ortaya çıkmıĢtır (BüyükbaĢ, 2005). Bu sistemler GSM
(Global System for Mobile Communications), CDMA (Code Division Multiple Access), Sayısal
AMPS (Digital Advanced Mobile Phone System, D-AMPS) ve CDPD (Cellular Digital Packet Data)
olarak sayılabilir.
Kullanıcıların yüksek hızda data taleplerinin karĢılanması ve mevcut 2G altyapısının daha etkin
biçimde kullanılması amacıyla ETSI (European Telecommunications Standard Institute) tarafından
geliĢtirilen HSCSD (High Speed Circuit Switched Data), GPRS (General Packet Radio Services) ve
EDGE (Enhanced Data Rates for Global Evolution) gibi eklentiler ortaya atılmıĢtır. GeliĢmiĢ ikinci
nesil (2,5G) sistemler olarak adlandırılan bu sistemler, 3G yetkilendirmesi alamayan 2G iĢletmecileri
için de kendilerine tahsis edilmiĢ mevcut frekansları kullanarak daha hızlı veri hizmetleri
sunabilmeleri adına bir fırsat olmuĢtur (BüyükbaĢ, 2005). Üçüncü nesil sistemlere geçiĢ dönemini
kapsayan bu teknolojiler halen kullanılmaktadır.
103
2000‘li yılların baĢından beri sayısal modülasyon tekniklerinin yanı sıra, bilgi iĢleme ve gösterme
teknikleri kullanılarak kullanıcıyı küresel bilgi ağının parçası haline getirmeyi hedefleyen üçüncü nesil
(3G) sistemler kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Korhonen, 2003). DüĢük bant geniĢliği ve bağlantı hatası
gibi problemleri gidermek üzere geliĢtirilen dördüncü nesil (4G) sistemler kullanılmakta ve bu
sistemlere iliĢkin araĢtırmalar halen devam etmektedir. (Kyriazakos & diğ., 2008; Sauter, 2009). Bu
geliĢmelere paralel günümüzde beĢinci nesil (5G) olarak adlandırılan mobil teknolojiler ile ilgili
araĢtırmalar teorik bazda tartıĢılmaktadır.
Üçüncü nesil sistemler, ses ve faks servisleri, veri haberleĢmesi, kısa mesaj servisleri (SMS) iĢlemleri
gibi hizmetlerin daha hızlı veri transferi, kullanıcı mobilitesinin geniĢletilmesi ve kullanıcıların çoklu
ortam uygulamalarına olan eğilimlerini karĢılamaya yönelik baĢlatılmıĢtır. Bu sistemlere örnek olarak,
UMTS (Universal Mobile Telecommunications System), WCDMA (Wideband Code Division
Multiple Access), HSDPA (High Speed Downlink Packet Access), HSUPA (High Speed Uplink
Packet Access), HSPA+ High-Speed Packet Access Plus) gösterilebilir.
Dördüncü nesil sistemler ise, yüksek hız, yüksek kapasite, bit baĢına düĢük maliyet, IP tabanlı
servisler gibi özellikleri içermek üzere tasarlanmıĢtır. 4G ağlarının amacı, mevcut merkezi hücresel
ağları, IP tabanlı dünya çapında tek bir merkezi hücresel ağ standardında birleĢtirmektir (Bahtiyar &
diğ., 2008). 4G mobil geniĢbant teknolojilerine en güçlü iki aday LTE (Long Term Evolution) ve
mobil WiMAX (Worldwide Interoperability for Microwave Access - 802.16m) teknolojileridir.
2010 yılı ve sonrası mobil ve kablosuz teknolojilerin kullanımı ve ihtiyacı hayatımızın her alanında hiç
olmadığı kadar kendisini hissettirmektedir (Lindgren & diğ., 2010). Örneğin; sağlık, ticaret, hukuk ve
birçok disiplinde sözkonusu teknoloji entegre edilmiĢ biçimde kullanılmaktadır. Bu alanların dıĢında
eğitim gibi insanoğlu için olmazsa olmaz bir disiplinde kendini bu yeni teknolojilere adapte etme
gereksinimi duymuĢtur.
Hayatın birçok alanında teknolojik değiĢimin bu denli özümsendiğini gözlemleyen eğitim bilimciler,
eğitimi ve teknolojiyi önce ayrı ayrı sonra da bütün olarak ele alıp oluĢturdukları öğrenme ortamlarını
ve öğretme yöntemlerini araĢtırmalarının temel konuları haline getirmiĢlerdir. GeçmiĢte birçok
araĢtırmaya konu olan web tabanlı/destekli çağdaĢ öğrenme yöntemleri, yavaĢ yavaĢ mobil öğrenmeye
(M-öğrenme) yönelmek zorunda kalmıĢtır.
M-öğrenme, Litchfield ve diğerlerine (2007) göre; öğrenciler için, kablosuz ortamlar üzerinden mobil
araçlarla, eğitim materyallerine eriĢim ve öğrenme kolaylığıdır. Quinn‘e (2000) göre, taĢınabilir
iĢlemsel araçlar aracılığıyla ulaĢılabilen e-öğrenmedir. Shepherd‘a (2001) göre ise, sadece elektronik
ortamların kullanıldığı bir öğrenme değil aynı zamanda öğrenmeye hareketlilik getiren bir öğrenme
yöntemidir.
Bu tanımlardan yola çıkarak mobil öğrenme; öğrenme iĢlevini gerçekleĢtirecek bireyin bu iĢlevine
bireysellik, esneklik ve bağımsızlık olanağı tanıyan; öğrenimde dizüstü bilgisayarlar, tablet
bilgisayarlar, telefonlu cep bilgisayarları, taĢınabilir medya oynatıcılar, MP3 çalarlar, akıllı telefonlar,
vb. mobil cihazların kullanıldığı; etkili iletiĢime dayalı zamandan ve mekandan bağımsız öğrenme
yöntemi olarak tanımlanabilir.
1. PROBLEM DAYALI ÖĞRENME
Yaygın olarak kullanılan çağdaĢ öğrenme yöntemlerinden biri olan probleme dayalı öğrenme (PDÖ)
dir. PDÖ, yaĢam boyu öğrenmeye devam eden bağımsız bireylerden oluĢan, bu bireylerin aĢamalı
olarak ve giderek daha çok kendi eğitimleri için sorumluluk aldığı, öğretmenin bilgiyi aktaran
geleneksel rolünden ziyade, öğrencilerle birlikte öğrenen, öğrenciler için süreci kolaylaĢtıran ve
öğrencileri cesaretlendiren bir role sahip olduğu öğrenme yöntemidir (Kaptan & Korkmaz, 2001).
Yine PDÖ, beyinle uyum içinde öğrenmenin özelliklerini kuvvetlendirdiği için öğrencilerin
öğrenmesinde etkili olan bir öğrenme yöntemidir (Ronnis, 2001). Bu öğrenme yöntemi öğrencilerin
neyi ve niçin öğrendikleri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlar (Chin & Chia, 2004). PDÖ, iyi
yapılandırılmamıĢ gerçek yaĢam problemleri etrafında öğretimi ve programı organize eden,
104
öğrencilerin araĢtırma yoluyla bilgi toplayarak ve birlikte çalıĢarak öğrenmeyi oluĢturmalarını
sağlayan eğitimsel bir yöntemdir.
PDÖ özü itibari ile web destekli/tabanlı ortamlarda yaygın olarak kullanılmaktadır (Luck & Norton,
2004; Valaitis & diğ., 2005; Kennedy, 2007; Gürsul, 2008; Gürpınar & diğ., 2009; Tekedere, 2009;
Günbatar, 2009). PDÖ; deneysel, bireysel ve grup çalıĢmalarının bir arada gerçekleĢtirmesi ile
öğrencilerin akademik baĢarılarında olumlu etkilendiğine iliĢkin literatürde birçok çalıĢmaya
rastlanmıĢtır (Deveci, 2002; Özel & diğ., 2005; Akpınar & Ergin 2005; Kılınç, 2007; Korucu 2007;
Çiftçi & diğ., 2007; Arıcı & Kıdıman, 2007; Akınoğlu & Tandoğan, 2007; Gülsüm & Sungur, 2007;
Kingsbury & Lymn, 2008; Ak, 2008; Cantürk & BaĢer, 2009; Turan & diğ., 2009; Hançer & Yalçın,
2009; Bayram, 2010).
Yapılan tanımlardan mobil öğrenme yaklaĢımının öğrenen merkezli, bireysel ve grup çalıĢmasını
destekleyen yapısının PDÖ yaklaĢımının yapısı ile örtüĢür özellikte olduğu görülmektedir. Ayrıca
PDÖ‘de yaĢayarak öğrenme aktivitesini deneysellik üzerine bilgisayar ortamına taĢımak, grup
çalıĢmasını eĢ zamanlı ve eĢ zamansız haberleĢme yöntemleri ile desteklemek öğrenme aktivitesini
zamanı sınırlamadan, yaĢam boyu gerçekleĢtirme adına zenginleĢtirmektedir. Teknolojideki geliĢmeler
bu aktiviteleri masaüstü bilgisayarlardan ve kablolu internet bağlantılarından mobil sistemlere
taĢımayı adeta zorunlu kılmakla mobil öğrenmenin eğitimde yaygınlaĢmasını sağlamıĢtır. Bu
yaygınlaĢmaya dayanarak bir öğrenme yöntemi olarak kullanılan PDÖ‘nün mobil öğrenme ile
harmanlandığı, probleme dayalı mobil öğrenme (PDMÖ) yöntemine iliĢkin birçok araĢtırma
yapılmıĢtır (Laxman, 2009; Luanrattana & diğ, 2010; Korkmaz, 2010).
Eğitimde yeni bir öğrenme yöntemi olarak kullanılan PDMÖ, gerçek yaĢam problemlerini temele alan,
mobil sistemleri ve cihazları kullanarak öğrencilerin birlikte deneysel olarak çalıĢması sonucu,
araĢtırma yoluyla bilgi toplamasını, yeni bilgiler edinmesini sağlayan bir öğretme yöntemidir.
2. PDMÖ'NÜN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
PDMÖ‘nün birçok avantajları ve dezavantajları mevcuttur. PDMÖ geleneksel öğrenmeye göre bazı
avantajları aĢağıda belirtilmiĢtir.
Eğitim isteğini ve niteliğini arttırır.
Eğitim sürecini daha demokratik hale getirir.
Öğrenciye zengin bir eğitim ortamı sunar.
Öğrenciyi motive edip devamlılığı sağlar.
Bireysel ve grup çalıĢmalarını öğretir.
Öğrenciye zaman ve mekan bağımsızlığı sağlar.
Daha geniĢ kitlelere eğitim olanağı verir.
Bireyin bilgiye eriĢme ve giriĢimcilik yönlerini geliĢtirir.
Esnek ve objektif ölçme ve değerlendirme sağlar.
ĠletiĢim araçlarının etkin kullanımını geliĢtirir.
Bu olanakların yanında PDMÖ‘nün bazı yönlerden sınırlılıkları da bulunmaktadır. Bu sınırlılıklardan
bazıları aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir.
Psiko-motor davranıĢlarının kazandırılması için daha çok çaba gerektirir.
EtkileĢim boyutunun yüz yüzeden farklı olmasından dolayı adapte olma sorunları ile
karĢılaĢılabilir.
Uygun ve etkin yapılandırılmadığı takdirde öğrencilerin sosyalleĢmelerini engellemektedir.
Yardımsız ve kendi kendine öğrenme alıĢkanlığı kazanmamıĢ öğrenciler yönteme karĢı direnç
gösterebilirler.
3. PDMÖ UYGULAMA SÜRECĠ Bu kitap bölümünde açıklanan PDMÖ‘nün uygulama süreci, etkileĢim unsurları ve değerlendirmesi
Gürsul (2008)‘in çevrimiçi PDÖ çalıĢması baz alınarak uyarlanmıĢtır.
105
PDMÖ uygulama süreci 1) problem tanımlama, 2) problem durumu ile ilgili bilinen ve bilinmeyenler,
3) görev paylaĢımı, 4) veri toplama, 5) analiz iĢlemi, 6) problem çözümünü genelleme, 7) problem
çözümünde iĢbirliği, 8) raporlaĢtırma, 9) geri bildirim, 10) çözümün sunumu alt boyutlarını
kapsamaktadır. Bu 10 alt boyut ve alt boyutlara iliĢkin unsurlar aĢağıdaki ġekil 1.1‘de PDMÖ üçgen
modeli adı altında resmedilmiĢtir.
ġekil 1.1. PDMÖ üçgen modeli
Yukarıdaki üçgen modelinde görüleceği üzere süreç öğretmenin problemi öğrencilerin kendi
kendilerine tanımlamasını istemesi ile baĢlar. Daha sonra problem ile ilgili bilinen ve bilinmeyenler
listelenir. Listelenen bilinmeyenler dikkate alınarak grup üyeleri arasında görev paylaĢımı yapılır.
Görev paylaĢımının önemli bir kısmı veri toplama ile ilgilidir. Öğrenciler veri toplarken kaynakların
sayısı, çeĢitliliği ve uygunluğunu dikkate almaları beklenir. Örneğin öğrencilerden tarama yaparken
uzman ile görüĢme, kitap, makale ve internet gibi kaynakların mümkün olduğu kadar hepsinden
faydalanması istenir. Elde edilen kaynaklar çerçevesinde verilerin analizi ile süreç devam eder.
Öğrencilerden analiz sonrası bazı genellemelere gitmeleri için öğretmen tarafından yönlendirme
yapılır. Bütün bu iĢlemler yapılırken öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmen ile mümkün olduğu
kadar iĢbirliği içinde olmaları sağlanır. Öğrencilerin öğretmen kılavuzluğunda problemin çözümüne
iliĢkin bir rapor hazırlamaları istenir. Hazırlanan rapor diğer gruplar ile paylaĢılır. Rapora iliĢkin
öğretmen ve öğrencilerin geri bildirimleri doğrultusunda raporun revize edilmiĢ hali sunulur.
Ġyi yapılandırılmamıĢ bir problem etrafında devam eden PDMÖ sürecinde öğrenci-öğrenci, öğrenci-
öğretmen, öğrenci-öğretmen-çevre etkileĢim unsurları BlackBoard Öğrenme yönetim sistemi, sosyal
paylaĢım sitesi, anlık haberleĢme programı ve kısa mesaj servisleri üzerinde gerçekleĢtirilebilir. ġekil
1.2.‘ de görüleceği üzere PDMÖ etkileĢim döngüsü aĢağıdaki gibidir.
106
ġekil 1.2. PDMÖ etkileĢim döngüsü
ġekil 1.2.‘de görüldüğü üzere PDMÖ etkileĢim döngüsü, bir problemin çözümüne iliĢkin kullanılan
etkileĢim unsurlarını içermektedir. Bu etkileĢimi sağlayan unsurlardan biri de Blackboard öğrenme
yönetim sistemidir. Öğrencilerin merkezi bir noktadan dersi takip etmelerini ve aktif katılımlarını
sağlayan Blackboard öğrenme yönetim sistemi ayrıca öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmenleri ile
anlık mesajlaĢmalarına, e-posta atabilmelerine, tartıĢabilmelerine olanak tanıyan iletiĢim kanalları
sunmaktadır. ġekil 1.3‘te bu sistemin ana sayfa ekran çıktısı bulunmaktadır.
ġekil 1.3. Blackboard öğrenme yönetim sistemi ana sayfa ekran çıktısı
ĠletiĢim kanallarının sayısını artırmanın öğrenmeyi kolaylaĢtıracağı göz önüne alındığında, senkron ve
asenkron iletiĢim ile öğrenciler arası, öğrenci-öğretmen, öğrenci-diğer bireyler arasında facebook
sosyal paylaĢım sitesinden, kısa mesaj servisinden ve anlık haberleĢme programlarından yaralanılarak
etkileĢim artırılabilir. Bu sayede öğrenenler konu hakkında daha çok bilgi edinebilme, bu bilgilerini
paylaĢabilme, konular hakkında tartıĢabilme, iĢbirliği içerisinde bir genellemeye vararak çözüme
ulaĢabilme imkânı yakalayabilirler.
107
4. PDMÖ’DE DEĞERLENDĠRME
Öğrencilerin uygulama kapsamındaki problem çözme becerilerini nicelendirmek için performans
değerlendirme ölçeği (Rubric) kullanılabilir. Rubric değerlendirmesinin amacı öğrencilerin
çalıĢmalarının notlandırılmasından ziyade öğrencilere PDMÖ‘nün etkin bir Ģekilde nasıl
kullanılacağına iliĢkin bir yönergedir. Öğrenci daha iyi not alabilmesi için nelere dikkat edeceğini
çalıĢmaya baĢlamadan önce haberdar olur. Bu sebeple rubric değerlendirme ölçeğinin uygulama
öğrencinden önce verilmesi çok önemlidir. PDÖ‘ye iliĢkin geliĢtirilen rubric ölçeği olarak Gürsul
(2008) tarafından geliĢtirilen, 8 ardıĢık boyuta iliĢkin 19 adet alt boyut ile tanımlanan performans
değerlendirme ölçeği kullanılabilir. AĢağıda bu ölçeğin bir alt boyutu olan veri toplama aĢamasına
iliĢkin kısmı Tablo 1.1.‘de verilmiĢtir.
Veri Toplama
Boyut/
Puan 10 - Çok Ġyi 8 - Ġyi 6 - Orta 4 - Kötü 2 - Çok Kötü
Kull
anıl
an
Kay
nak
ları
n Ç
eĢit
liğ
i
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının
hepsi kullanılmıĢ.
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının 4‘ü
kullanılmıĢ.
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının 3‘ü
kullanılmıĢ.
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının 2‘si
kullanılmıĢ.
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarından
sadece 1‘i
kullanılmıĢ.
Kull
anıl
an
Kay
nak
ları
n
Uygunlu
ğu
Probleme tam
uygun kaynaklar
kullanılmıĢ
Probleme uygun
kaynaklar
kullanılmıĢ, fakat
az sayıda
kaynaklar uygun
değil.
Kaynakların
yarısı Probleme
uygun yarısı
uygun değil.
Kaynakların
büyük çoğunluğu
uygun değil az
sayıda kaynak
problem ile
alakalı.
Kaynakları hiç
biri problem ile
alakalı değil.
Kull
anıl
an
Kay
nak
ları
n S
ayıs
ı Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının her
birinden en az 5
kaynak
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının her
birinden en az 4
kaynak
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının her
birinden en az 3
kaynak
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının her
birinden en az 2
kaynak
Kütüphane,
Uzmana danıĢma,
internet taraması,
Gazete, dergi ve
ders kitapları
kaynaklarının her
birinden en az 1
kaynak
Tablo 1.1. Gürsul (2008) tarafından geliĢtirilen Rubric değerlendirme ölçeğinin veri toplama alt
boyutuna iliĢkin puanlaması
5. TARTIġMA VE ÖNERĠLER
PDMÖ uygulama ve değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken konular bulunmaktadır. Bu
konular maddeler halinde Ģu Ģekilde sıralanabilir:
PDMÖ yaklaĢımının etkin kullanılabilmesi için uygulama süreci öncesi öğrencilere ön
bilgilendirmeler yapılmalıdır. Örneğin Blackboard kullanımı gibi.
Uygulamanın ve değerlendirmenin nasıl yapılacağına iliĢkin bir yönerge niteliğinde olan Rubric
değerlendirme ölçeği mutlaka sürecin baĢında öğrenciler ile paylaĢılmalıdır.
Uygulama süreci belirlenirken öğrencilerin almıĢ olduğu diğer derslerin sınav takvimi göz önüne
alınarak çalıĢma düzeni oluĢturulmalıdır.
108
Mobil cihazlar üzerinden iletiĢim kesintilerini en aza indirmek için mevcut GSM operatörleri ile
SMS ve internet kullanımı üzerine hizmet satın alınmalıdır.
Uygulama için oluĢturulan öğrenme materyalleri mobil cihazların iĢletim sistemlerine ve ekran
boyutlarına uygun formatta hazırlanmalıdır.
Öğrencilerin gruplara atanmaları SPSS gibi bir program ile rastgele yapılabilir.
Öğrencilerin kaynak taramasını (arama motorlarının kullanımı, uzman ile görüĢme, internet
taraması vb.) nasıl yapabileceğine iliĢkin yönlendirme, öğretmen tarafından yapılmalıdır.
Öğrencilerin günlük yaĢantısındaki etkinlikleri sınırlamaması adına grup buluĢma saatleri
öğrenciler ile birlikte önceden belirlenmelidir.
Üçerli ya da dörderli gruplar halinde yapılması grupların kontrolü açısından kolaylık sağlayabilir.
PDMÖ‘de cinsiyet, biliĢsel stiller gibi bazı değiĢkenler dikkate alınarak araĢtırmalar yapılabilir.
109
KAYNAKLAR
Ak, ġ. (2008). Bilgisayar Destekli Probleme Dayalı Öğrenmede Öğrencilerin Önbilgi Düzeyi Ve
Öğrenme Yaklaşımlarının Problem Çözme Becerilerine İlişkin Algıları Ve Güdülenmelerine Etkisi,
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar Eğitimi Ve Teknolojileri
Anabilim Dalı, Eğitim Teknolojisi Programı.
Akınoğlu, O. & Tandoğan, R. Ö. (2007). The effects of Problem-Based Active Learning in Science
Education on Students‘ Academic Achievement, Attitude and Concept Learning. Eurasia J. Math., Sci.
& Tech. Ed., 3(1), pp.71-81.
Akpınar, E. & Ergin Ö. (2005). Probleme dayalı öğrenme YaklaĢımına Yönelik Öğrenci GörüĢleri,
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı:9.
Aksu M. & SubaĢı A. (2005). Üçüncü Nesil (3G) Gezgin Telefonlar Ġçin Uygulama GeliĢtirme, KSÜ
Fen ve Mühendislik Dergisi, 8(2).
Arıcı, N. & Kıdıman, E. (2007). Mesleki ve Teknik Orta Öğretimde Probleme Dayalı Öğrenme
Yönteminin Akademik Başarıya Ve Öğrenmenin Kalıcılığına Etkisi, e-Journal of New World Sciences
Academy, http://www.newwsa.com/makale_ozet.asp?makale_id=118, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.
Arslan, S. (2000). GSM 900 Baz İstasyon Servis Sayılarının Simülasyon (Benzetim) Ve Amaç
Programlama Tekniklerinin Kullanılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü.
Bahtiyar, S., Alagöz F., Çağlayan, M. U. (2008). Dördüncü Nesil Kablosuz Ağlar Arasında Karşılıklı
Kimlik Doğrulama Uyumluluğu İçin Yeni Bir Çözüm,
http://www.emo.org.tr/ekler/78c347465f47754_ek.pdf, Ziyaret Tarihi: 11 Ocak 2011.
Bayram, A. (2010). Probleme Dayalı Öğrenme Yönteminin İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Fen Ve
Teknoloji Dersi Isı Ve Sıcaklık Konusunda Sahip Oldukları Kavram Yanılgılarını Gidermede Etkisi,
Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ġlköğretim Anabilim Dalı, Sınıf
Öğretmenliği Bilim Dalı.
BüyükbaĢ, A. (2005). Cdma Ve Umts: Üçüncü Nesil Mobil Haberleşme Teknolojilerinin
Karşılaştırılması, Türkiye Önerisi, Uzmanlık Tezi, Telekomünikasyon Kurumu, Ankara.
Cantürk B. & BaĢer N. (2009). Probleme Dayalı Öğrenmeye ĠliĢkin Öğrenci, Öğretmen Ve Öğretim
Üyelerinin GörüĢleri, Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik, Fen ve Matematik
Eğitimi Dergisi, cilt:3, sayı:1.
Chin, C. & Chia, L. (2004). Problem-Based Learning: Using Students‘ Questions to Drive Knowledge
Construction. Science Education, 88, 707-727.
Çiftçi, S., Meydan, A., Ektem, I. S. (2007). Sosyal Bilgiler Öğretiminde Probleme Dayalı Öğrenmeyi
Kullanmanın Öğrencilerin BaĢarısına Ve Tutumlarına Etkisi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Sayı 17, s.179-190.
Deveci, H. (2000). Sosyal Bilgiler Dersinde Probleme Dayalı Öğrenmenin Öğrencilerin Derse İlişkin
Tutumlarına, Akademik Başarılarına ve Hatırlama Düzeylerine Etkisi, Doktora Tezi. EskiĢehir
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Ertekin, Ö. & Özbay, A. (2000). Mobil &Wap İletişim Teknolojileri, Hayat Yayınları, Ankara, 130s.
Gülsüm, A. & Sungur, S. (2007). Effectiveness of Problem-Based Learning on Academic Performance
in Genetics. Biochemistry and Molecular Biology Education, v35 n6 p448-451.
Günbatar, M. S. (2009). Web Tabanlı Probleme Dayalı Öğrenmenin Öğrencilerin Yaratıcı Düşünme
Becerilerine Ve Tutumlarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Programları Ve Öğretimi Bilim Dalı.
110
Gürpınar, E., Zayim, N., BaĢarıcı, Ġ., Gündüz, F, Asar, M., Oğuz, N. (2009). Kardiyoloji Eğitiminde E-
Öğrenme Ve Probleme Dayalı Öğrenme Entegrasyonu, Antalya, Anadolu Kardiyoloji Dergisi 2009; 9:
158-164.
Gürsul, F. (2008). Çevrimiçi Ve Yüz Yüze Probleme Dayalı Öğrenme Yaklaşımlarının Öğrencilerin
Başarısına Ve Matematiğe Yönelik Tutumlarına Etkisi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Hançer A. H. & Yalçın N. (2009). Fen Eğitiminde Yapılandırmacı YaklaĢıma Dayalı Bilgisayar
Destekli Öğrenmenin Problem Çözme Becerisine Etkisi GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 29,
Sayı 1 (2009) 55-72.
Kaptan, F. & Korkmaz, H. (2001). İlköğretimde Fen Bilgisi Öğretimi, İlköğretimde Etkili Öğretme ve
Öğrenme Öğretmen El Kitabı, Modül 7, Ankara: MEB.
Kennedy, S. J. (2007). Learning and Transfer Compared in Two Teaching Methods: Online Problem-
Based Learning And The Traditional Lecture Method, Doktora Tezi, Capella University, USA.
Kingsbury, M. P. & Lymn J. (2008). Problem-Based Learning and Larger Student Groups: Mutually
Exclusive or Compatible Concepts – a Pilot Study, BMC Medical Education 2008,
http://www.biomedcentral.com/1472-6920/8/35, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.
Korhonen, J. (2003). Introduction to 3G Mobile Communications, Artech house INC., Nowwood, MA
ISBN 1-58053-507-0 s.8-10.
Korkmaz, M. (2010). Probleme Dayalı Mobil Öğrenmenin Öğrencilerin Akademik Başarılarına
Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
Korucu, E. N. (2007). Probleme Dayalı Öğretim ve İşbirlikli Öğrenme Yöntemlerinin İlköğretim
Öğrencilerinin Başarıları Üzerine Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü.
Kyriazakos, S., Soldatos, I., Karetsos, G. (2008). 4G Mobile and Wireless Communications
Technologies, River Publishers, Aaolborg, Denmark, s.2.
Laxman, K. (2009). Facilitating Adult Mobile Technology-Based Learning Through Problem Solving,
International Journal of Mobile Learning and Organisation, Volume 3, Issue 1, February 2009,
Geneva, Switzerland.
Lindgren & diğ. (2010). Globalisation of Mobile and Wireless Communications: Today and in 2020:
Emerging Global Business Models 2020. In R. Prasad (Ed.), Globalisation of Mobile and Wireless
Communications: Today and in 2020 (s. 47-70), Springer Publisher, 2010, ISBN 978-94-007-0106-9
Springer New York, USA.
Litchfield, A., Dyson, L., Lawrence, E., Zmijewska, A. (2007). Directions for m-learning research to
enhance active learning. In ICT: Providing choices for learners and learning. Proceedings ascilite
Singapore 2007, http://www.ascilite.org.au/conferences/singapore07/procs/litchfield.pdf, Ziyaret
Tarihi: 11 Ocak 2011.
Luanrattana, R., Win, K. T., Fulcher, J., Iverson, D. (2010). Adoption of Mobile Technology in a
Problem-Based Learning Approach to Medical Education, International Journal of Mobile Learning
and Organisation, Volume 3, Issue 1, June 2010, Geneva, Switzerland.
Luck, P. & Norton, B. (2004). Problem Based Management Learning-Better Online?. The European
Journal of Open and Distance Learning (EURODL), issue 2004/II.
http://www.eurodl.org/materials/contrib/2004/Luck_Norton.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.
Özel, M., Timur, E., Özyalın, ġ., DanıĢman, M. A. (2005). Modüler Tabanlı Eğitim Programında
Matematik ve Jeofizik BütünleĢmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Fen ve
Mühendislik Dergisi, Cilt: 7 Sayı: 2 s. 101-112.
Quinn, C. (2000). mLearning: Mobile, Wireless and In-Your-Pocket Learning. Line Zine Magazine,
http://www.linezine.com/2.1/features/cqmmwiyp.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.
111
Ronis, D. (2001). Problem-Based Learning for Math and Science: Integrating Inquiry and the
Internet. SkyLight Training and Publishing Inc. United States of America, pp.61.
Sauter, M. (2009). Beyond 3G: bringing networks, terminals and the Web together : LTE, WiMAX ...,
WILEY Publisher, United Kingdom, ISBN 978-0-470-75188-6, s.5.
Shepherd, C. (2001). M is for Maybe. Tactix: Training and communication technology in context.
http://www.fastrak-consulting.co.uk/tactix/features/mlearning.htm, Ziyaret tarihi: 11 Ocak 2011.
Tekedere, H. (2009). Web Tabanlı Probleme Dayalı Öğrenmede Denetim Odağının Öğrencilerin
Başarısına, Problem Çözme Becerisi Algısına Ve Öğrenmeye Yönelik Tutumlarına Etkisi, Doktora
Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Teknolojisi
Bilim Dalı.
Turan S., Elçin M., OdabaĢı O., Ward K., Sayek, Ġ. (2009). Probleme Dayalı Öğrenmede Eğitim
Yönlendiricisi Rollerinin Değerlendirilmesi, Ankara, Tıp Bilimleri Dergisi Türkiye Klinikleri J Med
Sci 2009;29 (1):77-83.
Valaitis, R. K., Sword, W. A., Jones, B., Hodges, A. (2005). Problem-Based Learning Online:
Perceptions of Health Science Students. Advances in Health Sciences Education 10, no.3: 231-252.
112
ÖZGEÇMĠġ Mehmet KORKMAZ
Mehmet KORKMAZ Gazi Üniversitesi Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği bölümünde lisans
eğitimini tamamladı. Bu süre içerisinde bir yıl kadar özel bir firmada yazılım ekibinde yer aldı.
Kablosuz ağ sistemleri üzerine bitirme tezini hazırlayarak lisans eğitimi tamamladıktan sonra Milli
Eğitim Bakanlığı‘nda biliĢim teknolojileri öğretmeni olarak göreve baĢladı. Halen bu görevi icra
etmektedir. 2008 yılında Ġstanbul Üniversitesi Enformatik bölümünde yüksek lisans eğitimine baĢladı.
ġuan bu üniversitede öğrenci olmakla birlikte mobil teknolojilerin çağdaĢ eğitim sistemi içerisinde
kullanım alanlarını araĢtırmakta ve probleme dayalı mobil öğrenme üzerine tezini hazırlamaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Ġstanbul Üniversitesi, Enformatik Bölümü
Beyazıt Kampüsü, Vezneciler Beyazıt/Ġstanbul,
GSM: 0 212 440 00 00 - 10037
E-posta: [email protected]
Fatih GÜRSUL
Dr. Fatih Gürsul, Ġstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümünde öğretim üyesi olarak çalıĢmaktadır.
2000-2008 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Eğitimi Bölümünde araĢtırma görevlisi olarak görev almıĢtır. Lisans eğitimini Gazi
Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Matematik Eğitiminde, Yüksek Lisans Eğitimini Hacettepe
Üniversitesi Fen Fakültesi, Matematik Bölümü, Topoloji Anabilim Dalında tamamlamıĢtır. Doktora
derecesini ise Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü‘nde ―Çevrimiçi ve Yüzyüze Problem
Tabanlı Öğrenmenin Öğrencilerin BaĢarısına ve Tutumlarına Etkisi‖ baĢlıklı tez ile almıĢtır. Ayrıca
2005 yılında doktora tez çalıĢması kapsamında Hacettepe Üniversitesi tarafından Amerika BirleĢik
Devleti, University of Cincinnati‘de Research Scholar olarak görevlendirmede bulunmuĢtur. 2010
yılında ―Collaboration in Online and Face to Face Problem Based Learning Environments in
Mathematics Education‖ adlı çalıĢma ile Florida State University tarafından 250‘yi aĢkın makale
arasından best paper award ile ödüllendirilmiĢtir.
ĠletiĢim Bilgileri
Ġstanbul Üniversitesi, Enformatik Bölümü
Beyazıt Kampüsü, Vezneciler Beyazıt/Ġstanbul,
Tel: 0 212 440 00 00 – 10037
E-posta: [email protected]
113
XII. BÖLÜM KULLANILABĠLĠRLĠK VE MOBĠL ÖĞRENME
Zeynep Öndin, Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
Bekir Tevfik Akgün, Okan Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
ÖZET
Son yıllardaki teknolojik geliĢmelerle birlikte mobil sistemler sadece mühendislerin değil eğitimcilerin
de ilgi odağı haline gelmiĢtir. Mobil öğrenme ya da diğer adıyla m-öğrenme tanımı ve m-öğrenmenin
geleneksel e-öğrenmeden farkı üzerine araĢtırmalar devam etmektedir (Orr, 2010). Mobil cihazlar
öğrenme ve eğlenceyi anlamlı bir Ģekilde birleĢtirebilen ortamlar sağlamaktadır (Ahonen, Koyce,
Leino & Turunen 2003). Birçok eğitimci mobil araçların, yaĢam boyu öğrenme bakıĢ açısından
değerlendirilmesi gerektiği konusunda hemfikirdir (Sharples, 2000). Mobil öğrenme, mobil cihazların
uzun vadeli kullanımını gerektiren sürekli bir aktivite olarak düĢünülebilir. Dijital Learning ve
MobiLearn projeleri sırasında, araĢtırmacılar mobil öğrenme alanında kullanılabilirlik konusunda
eksiklikler olduğunu fark etmiĢlerdir (Syvanen, Ahonen, Jappinen, Pehkonen, Turunen & Vainio,
2008). Bu geliĢmelere bağlı olarak mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları için farklı standartların
kullanılması gereksinimi ortaya çıkmıĢtır. Bu çalıĢmada mobil kullanılabilirlik kavramının tanımı
yapılıp, mobil kullanılabilirliğin nasıl değerlendirilebileceği, önemli mobil kullanılabilirlik kriterleri
ve bu mobil kullanılabilirliğin öğrenme ortamlarında nasıl ele alındığı tartıĢılacaktır.
GĠRĠġ
UMTS formu 2005 yılında dünya genelinde mobil telefon abonelerinin sayısını sesli görüĢme için 1.7-
2.6 milyar arası, veri transferi için 600-800 milyon arası olarak belirtmiĢtir (UMTS, 2005).
Kullanıcıların teknolojiyi daha kolay benimseyebildiği geliĢmiĢ ülkelerde mobil cihaz kullanım sayısı
gün geçtikçe artmakta ve mobil cihazların kullanımı nerdeyse standart haline gelmektedir. Birçok
Ģirket rekabette avantaj sağlamak için, günlük haber servisi, mobil reklam, mobil ticaret uygulamaları
gibi özellikle küçük mobil cihaz uygulamaları geliĢtirmektedir (Varshney & Vetter, 2002). Mobil
cihazlar yoğun olarak rağbet görmelerini kullanıcılara istedikleri zaman, istedikleri yerde ve
özelleĢtirilmiĢ bağlantı, iletiĢim ve veri hizmetleri sağlamaya borçludurlar.
Mobil teknoloji alanındaki geliĢmelere rağmen, mobil cihazların karakteristik özelliklerinden (küçük
ekran boyutu, düĢük görüntü çözünürlüğü, alıĢıldık olmayan veri giriĢ yöntemleri ve dolaĢımsal
zorluklar gibi) kaynaklanan önemli arayüz kısıtlamaları ve problemleri mevcuttur (Nah Siau & Sheng,
2005). Kullanımı kolay arayüzü olan mobil uygulamalar geliĢtirmek, uygulamanın benimsenmesinde
ve kullanılmasında oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle kullanılabilirlik çalıĢmaları mobil
teknoloji alanı için önemli bir konu haline gelmiĢtir. Kullanılabilirlik alanında önemli miktarda
çalıĢma yapılmıĢ olmasına rağmen mobil teknoloji alanının yeni olması yüzünden mobil
kullanılabilirlik alanında henüz yeterli miktarda çalıĢma yapılmamıĢtır. Bu alanda yapılan çalıĢmaların
sadece yüzde 41‘i deneysel çalıĢmadır ve henüz bir meta-analiz çalıĢması mevcut değildir (Kjeldskov
& Graham, 2003).
1. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK
Kullanılabilirlik, insan-bilgisayar etkileĢimi (HCI) disiplini çerçevesinde yoğun olarak ele
alınmaktadır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO), kullanılabilirlik terimini ISO 9241-11‘de, belirli
kullanıcıların belirlenmiĢ hedeflerini, özel bir ortamda etkin, verimli, rahat ve kabul edilebilir bir
yoldan gerçekleĢtirebilme düzeyi olarak tanımlamaktadır (ISO, 1998). Bu tanımda etkinlik;
belirlenmiĢ hedeflerin ulaĢılma düzeyini, verimlilik; hedeflere ulaĢmak için harcanan zaman, kaynak
ve zihinsel çabayı, rahatlık; kullanıcının sistem performansı hakkındaki yargısını ifade etmektedir.
114
Shackel‘in (1991) kullanılabilirlik tanımı da ISO‘nun tanımı gibi etkinlik, kullanıcı, görev ve çevre
etkilerinin önemini vurgular. Shackel kullanılabilirliği, belirli kullanıcıların verilen eğitim ve kullanıcı
desteği ile belirlenmiĢ görevleri özel bir ortamda iĢlevsel olarak etkin ve kolay gerçekleĢtirme
kapasitesi olarak tanımlamaktadır.
Ġnsan-bilgisayar etkileĢimi literatüründe kullanılabilir sistem ve cihazların ortak özellikleri;
öğrenilmelerinin kolay olması, etkin kullanıma sahip olmaları, kullanıcı için eğlenceli deneyimler
yaratmaları olarak kabul edilir (Kukulska-Hulme, 2005). Bu seviyede bir kullanılabilirlik
sağlayabilmek için birçok değiĢkeni dikkate almak gerekir. Preece ve diğerleri (1994) kullanılabilirlik
kavramını kullanıcı deneyimi bağlamında tanımlamaya çalıĢmıĢtır. Bu tanıma göre kullanılabilir
sistemler yararlı, eğlenceli, estetik açıdan hoĢ, yaratıcılığı destekleyen, tatmin edici ve duygusal açıdan
doyurucu sistemlerdir. Tanımdan da anlaĢıldığı üzere kullanıcı deneyimi oldukça öznel bir kavramdır
ve kullanıcının beklentisine bağlıdır. Bu beklentiyi kullanıcının yaĢı, eğitimi, kültürel geçmiĢi,
cinsiyeti ve birçok baĢka etken belirler. Ġnsan eylemlerini etkileyen psikolojik, ergonomik ve sosyal
faktörlerin anlaĢılabilmesi kullanılabilir sistemler geliĢtirmek için oldukça önemlidir. Nielsen (1993)
kullanılabilirliği sistemin kabul edilebilirliğine bağlar. Sistemin kabul edilebilirliğini etkileyen
faktörler ise sistemin güvenirliliği, maliyeti, uyumluluğu ve yararlılığıdır.
Mobil kullanılabilirliği, kullanılabilirlik alanının bir uzmanlık alanı olarak tanımlamak mümkündür.
Mobil cihazların kullanım oranının hızlı bir Ģekilde artması ve birçok mobil uygulamanın kullanımının
zor ve esneklikten yoksun olması, mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarının önemini ortaya çıkarmıĢtır.
Mobil cihazların kullanıcı arayüzü, masaüstü uygulamalar yanında göreceli olarak daha basittir. Fakat
her üreticinin farklı bir arayüz tasarımına sahip olması, cihazların göreceli kısa kullanım süresi
sonrasında cihaz kullanımı henüz tam anlamıyla öğrenilmeden yeni modellerle değiĢtiriliyor olması ve
donanımsal sınırlılıklar (mobil cihazların düzenli olarak Ģarj edilmesi gerekliliği, hafızalarının çabukça
dolması) mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarında öne çıkan problemlerdir (Kukulska-Hulme, 2007).
Weiss (2002) ve Nielsen (2003) taĢınabilir cihazların birçoğunun kullanılabilirlik yönünden baĢarısız
olduğunu iddia etmektedir. (Kukulska-Hulme, 2005) bu durumu mobil kullanılabilirlik alanının yeni
geliĢmekte olmasına ve insan-bilgisayar etkileĢimindeki gibi genellenebilir kullanılabilirlik ilkelerinin
henüz geliĢtirilmemiĢ olmasına bağlamaktadır. Kullanıcıların mobil cihazları tek bir amaç ve tek bir
ortamda (yolda yürürken, arabada otururken, müzede, konserde, sınıfta) kullanmadıkları açıktır. Mobil
cihazların bu çoklu bağlamsal doğası kullanılabilirlik konusunda genelleme yapılmasını
zorlaĢtırmaktadır. AraĢtırmacılar ve üreticiler mobil cihazların bağlamsal doğasına gittikçe önem
vermekte ve mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları kullanıcıların mobil cihazları kullanım bağlamları
çerçevesinde geliĢmektedir.
Eğitimcilerin kullanılabilirliği hala teknik bir konu olarak görmelerine rağmen eğitsel açıdan
kullanılabilirliğin baĢarılı etkileĢim kurmayı sağladığı kabul edilmiĢtir (Kukulska-Hulme, 2005).
Kullanılabilirlik öğrenmenin ilgi çekici bir deneyim olup olmamasını etkiler ve öğrenmeyi etkili ve
verimli hale getirir. Öğrenciler kullanıĢlı olmayan öğrenme materyallerini kullanmayı reddedebilir ve
alternatif eğitim materyali bulmaya yönlenebilirler (Kukulska-Hulme, 2005). Mobil öğrenme alanında
kullanılabilirlik çalıĢmaları iĢbirlikli öğrenme söz konusu olduğunda gerçekleĢtirilir (Danesh, Inkpen,
Lau, Shu ve Booth, 2001; Luchini ve diğerleri, 2002).
2. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠ
Kullanılabilirlik testi, kullanıcıların belirli yazılım sistemini ne derece iyi kullandığını ölçmeye
yarayan bir değerlendirme yöntemidir. Masaüstü uygulamalar için birçok kullanılabilirlik testi
kılavuzu mevcuttur. Fakat bu kılavuzların tanımladığı kavramlar, yöntem ve yaklaĢımlar, mobil
uygulamalara bire bir uygulanamazlar (Jones, Marsden, Mohd-Nasir, Boone ve Buchanan, 1999).
Mobil uygulamalar mobil cihazlarda çalıĢan yazılım sistemleri olarak tanımlanabilir. Mobil
uygulamalar için kullanılabilirlik testleri, uygulamanın kullanılabileceğinin düĢünüldüğü her türlü
ortamı ve durumu göz önüne alarak geliĢtirilmelidir (H. Kim, Kim, Lee, Chae ve Choi, 2002). Bu
durum birçok sorunu beraberinde getirir. Örneğin uygulamanın kullanılacağı gerçek durumu önceden
tahmin etmek zordur. Kullanıcı belki uygulamayı kullanırken ayakta duruyor, yürüyor, aydınlık ya da
115
karanlık bir ortamda oturuyor olabilir. Bu nedenle mobil kullanılabilirlik testleri, uygulamanın belirli
yönlerine odaklanmalı ve diğer yönlerden feragat etmelidir (Zhang & Adipat, 2009).
Mobil cihazların sahip olduğu karakteristik özellikler, mobil kullanılabilirlik çalıĢmaları açısından
sorun teĢkil etmektedir. Mobil kullanım bağlamı, bağlantı hızı, küçük ekran boyutu, farklı görüntü
çözünürlükleri, sınırlı çalıĢma kapasitesi ve güç ve kısıtlı veri giriĢ yöntemleri bu özelliklere
verilebilecek en uygun örneklerdir (Zhang & Adipat, 2009).
Mobil Kullanım Bağlamı: Bağlam kullanıcı, uygulama ve kullanım ortamı etkileĢimini etkileyen her
türlü faktör olarak tanımlanabilir (Dey, Salber & Abowd, 2001). Genellikle konum, yakın çevredeki
insanlar, nesneler ve kullanıcının dikkatini dağıtabilecek unsurları içerir. Bütün kullanım bağlamlarını
içeren tek bir kullanıcı testi geliĢtirmek oldukça zordur (Longoria, 2001).
Bağlantı Hızı: YavaĢ ve güvenilir olmayan kablosuz bağlantı mobil uygulamaların ortak problemi
olarak bilinir (Longoria, 2001). Bu problem veri indirme süresini ve akan medya kalitesini önemli
ölçüde etkiler. Kablosuz ağlardaki sinyal kalitesi ve veri transfer hızı yere ve zamana göre farklılık
gösterir (Sears & jacko, 2000). Kullanılabilirlik çalıĢmaları bu değiĢen ağ koĢullarını dikkate
almalıdır.
Küçük Ekran Boyutu: Mobil cihazların fiziksel kısıtlamaları özellikle ekran boyutunun küçük olması
mobil uygulamaların kullanılabilirliğine önemli ölçüde etki eder (Jones ve diğerleri, 1999; L. Kim &
Albers, 2001). Web sayfalarının mobil cihazlar için herhangi bir değiĢiklik yapılmadan bu cihazlarda
sunulmaya çalıĢılması durumunda, estetik açıdan rahatsız edici, dolaĢımı zor ve tamamen okunaksız
sayfalar oluĢabilir (Bickmore & Schilit, 1997).
Farklı Görüntü Çözünürlükleri: Mobil cihazlar masaüstü bilgisayarlar ile karĢılaĢtırıldığında oldukça
az görüntü çözünürlüğü sağlar. DüĢük görüntü çözünürlüğü mobil cihaz ekranında görüntülenen çoklu
medya bilgisinin kalitesini rahatlıkla düĢürebilir. Farklı cihazların sağladıkları farklı görüntü
çözünürlükleri, farklı kullanılabilirlik testi sonuçlarına neden olur (Jones ve diğerleri, 1999).
Sınırlı Çalışma Kapasitesi ve Güç: Mobil cihazlar hafıza ve iĢlemci gücü açısından masaüstü
bilgisayarların oldukça gerisinde kalmaktadır. Mobil cihazlar için geliĢtirilen üç boyutlu Ģehir
haritaları uygulamaları grafik desteği için büyük hafıza ve yüksek iĢlem hızı gerektirir (Rakkolainen &
Vainio, 2001). Bu tür uygulamalar mobil cihazlar için pratik olmayabilir.
ġekil 9 Fontus firmasının mobil cihazlar için geliĢtirdiği 3 boyutlu Bremen ve Tokyo Ģehir haritaları (Fontus,
2001)
Veri Giriş Yöntemleri; Küçük cihazlara veri giriĢi sağlamak belirli ölçüde uzmanlık gerektirir
(Longoria, 2001). Küçük butonlar kullanıcılara veri giriĢi sırasında zorluk çıkarır. Bu durum
kullanıcıların veri girme hızını düĢürebilir ve hata yapma oranını yükseltebilir. Donanımsal ya da
yazılımsal klavye gibi farklı veri giriĢ yöntemleri kullanılabilirlik çalıĢmalarının sonuçlarını
etkileyebilir (MacKenzie ve Zhang, 1999; Soukoreff ve MacKenzie, 1995; S.X. Zhang, 1998). Cihazı
116
kullanırken yürümek, cihazı elinde tutmak ya da masaya koymak gibi farklı kullanıcı pozisyonları da
veri giriĢini daha problematik hale getirebilir. Bununla birlikte mobil teknoloji alanındaki geliĢmeler
giriĢ yöntemi olarak sesin de kullanımını mümkün hale getirmektedir. Bu durum kullanıcı etkileĢimini
artırsa da kullanılabilirlik testleri için sorunlar doğurmaktadır.
Mobil kullanılabilirlik çalıĢması tasarlanırken yukarıda bahsedilen özelliklere dikkat edilmeli ve
araĢtırılan bu özelliklerden biri değilse, bu özelliklerin çalıĢmanın sonucu üzerindeki etkilerini en aza
indirecek test ortamı hazırlanmalıdır (Zhang ve Adipat, 2009).
3. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTĠ YÖNTEMLERĠ
Mobil uygulamaların kullanılabilirlik testi çalıĢmalarında temel olarak iki yöntem kullanılır;
laboratuvar deneyleri ve alan çalıĢmaları. Laboratuvar deneylerinde, denetimli bir ortamda
katılımcılardan mobil uygulamaları kullanarak belirli görevleri yerine getirmeleri istenir. Alan
çalıĢmalarında ise katılımcıların mobil uygulamaları gerçek hayattaki gibi kullanmalarına izin verilir.
Ġki yönteminde avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Kullanılabilirlik çalıĢması için uygun yöntemin
seçimi çalıĢmanın amacına bağlıdır.
3.1. Laboratuvar Deneyleri
Mobil uygulamalar için kullanılabilirlik testini denetimli bir laboratuvar da uygulamanın birçok
avantajı vardır (Bautsch-Vtense ve diğerleri, 2001, Buchanan ve diğerleri, 2001, Buyukokten ve
diğerleri, 2002). Bu avantajlardan ilki; araĢtırmacının deney üzerinde kontrol sahibi olmasıdır.
AraĢtırmacı kullanılabilirlik çalıĢmasının amacına uygun belirli görevler tanımlayabilir ve
katılımcıların deney yönergelerini izlediklerinden emin olabilir. Örneğin kullanılabilirlik çalıĢması
veri giriĢinin kullanıcı hareket halindeyken ne kadar etkin olduğunu görmeyi hedefliyorsa laboratuvar
ortamında katılımcının mobil cihazı kullanırken hareket halinde olması kesin olarak sağlanabilir. Bu
yöntemin ikinci avantajı, çalıĢma ile alakasız değiĢkenlerin kontrol edilebildiği laboratuvar ortamında
kullanılabilirlik faktörlerini ölçmenin ve sonuçları yorumlamanın daha kolay olmasıdır. Katılımcıların
tepkilerinin görüntü ve ses kaydının alınması da bu yöntemin üçüncü önemli avantajı olarak
söylenebilir (Dumas ve Redish, 1999).
Bu yöntemin en büyük sıkıntısı mobil kullanımın bağlamını ve değiĢken kablosuz ağ bağlantısını göz
ardı etmesinden kaynaklanır. Mobil uygulamalar çevre faktörleri ve değiĢken kablosuz ağ bağlantısı
yüzünden gerçek hayatta laboratuvar ortamında olduğundan farklı çalıĢabilir. Laboratuvar ortamında
katılımcılar bu etkenlerin neden olabileceği olası negatif deneyimlere maruz kalmayabilirler.
3.2. Alan Çalışması
Bu yöntemin en önemli avantajı laboratuvar yönteminin göz ardı ettiği dinamik mobil bağlamı ve
değiĢken kablosuz ağ bağlantısını dikkate almasıdır. Mobil uygulamalarının algılanan
kullanılabilirliğinin kullanıcıların gerçek hayattaki deneyimlerinden elde edilmesi gerekir. Bu nedenle
alan çalıĢmaları laboratuvar çalıĢmalarına göre daha güvenilir ve gerçekçidir (Kjeldskov ve Stage,
2003; Palen ve Salzman, 2002; Sharples, Corlett ve Westmancott, 2002).
Fakat mobil kullanılabilirlik testi için alan çalıĢması hazırlamak kolay bir süreç değildir. Ġlk olarak
mobil bağlamın zenginliğini yakalayabilecek gerçekçi bir ortam kurmak oldukça zordur. Ayrıca alan
çalıĢmasında gözlem ve yüksek sesli düĢünme gibi değerlendirme yöntemlerini uygulamak kolay
değildir. Son olarak katılımcılar dinamik bir ortamda hareket halinde olduklarından veri toplamak da
oldukça zordur (Beck ve diğerleri, 2003).
Daha öncede bahsedildiği üzere laboratuvar deneyi ve alan çalıĢması yöntemlerinin avantajları ve
dezavantajları mevcuttur. Ġki yöntemin birbirini tamamladığı söylenebilir. Mobil uygulamalar için
kullanılabilirlik testi yönteminin seçilmesi çalıĢmanın amacına bağlıdır. Arayüz tasarımı, algılanan
kullanım kolaylığı ve uygulama performansı ölçütlerinin araĢtırılmasını gerektiren geniĢ kapsamlı bir
kullanılabilirlik çalıĢması için iki yöntemi birleĢtiren bir yaklaĢım seçilebilir.
117
4. MOBĠL KULLANILABĠLĠRLĠK TESTLERĠNDE KULLANILAN
ARAÇLAR
Mobil kullanılabilirlik testlerinde mobil cihazın kendisi ya da emülatörü kullanılabilir. Laboratuvar
deneylerinde cihazın kendisi veya emülatörü kullanılırken, alan çalıĢmasında sadece cihazın kendisi
kullanılmaktadır. Her iki aracın avantajları ve dezavantajları mevcuttur (Longoria, 2001).
Masaüstünde çalıĢan bir emülatör (taklitçi), ek yazılımlar sayesinde kullanıcıdan buton tıklama sayısı
gibi detaylı veri elde etmeyi sağlar (Buyukokten ve diğerleri, 2002; Chittaro ve Cin, 2002; Jones ve
diğerleri, 1999). Bu detaylı veriler kullanıcı performansını analiz etmede yararlı olduğu gibi
kullanıcıyı rahatsız eden tasarım hatalarının da ortaya çıkarılmasına yardımcı olur. Kullanılabilirlik
testlerinde emülatör kullanmak mobil cihazların en karakteristik özelliklerinden mobil kullanım
bağlamını göz ardı etmeyi gerektirir. Emülatörlerin kullanıldığı testlerde katılımcılar düĢük bağlantı
hızından kaynaklanan uzun veri indirme süresi, değiĢen sinyal kalitesi, kısıtlı veri giriĢi gibi
problemlerle karĢılamadıkları için, bu testlerin sonucunda ortaya çıkan kullanıcı algısı ve memnuniyeti
gerçeği yansıtmayabilir. Birçok uzman emülatörleri uygulama henüz geliĢtirme aĢamasındayken,
menü yapısı gibi arayüz tasarım öğelerinin değerlendirilmesinde kullanmanın daha doğru olacağı
görüĢündedir (Zhang ve Adipat, 2009).
ġekil 10: Android 1.1 Emülatör Menü Ekranı
ġekil 11: Android 1.1 Emülatör Web Harita
Uygulaması
Kullanılabilirlik testinde cihazın kendisini kullanmak, katılımcıların mobil uygulamaları gerçek
hayattaki gibi kullanmalarını gerektirdiğinden daha güvenilir veri elde etmeyi sağlar. Emülatör
kullanmak ile karĢılaĢtırıldığında bu yöntemde detaylı kullanıcı verisi toplamak daha zordur. Her
mobil cihazın kendine özgü tasarımı vardır. Bu tasarım mobil cihazların, mobil uygulama
kullanılabilirlik testi üzerindeki etkisini artıran faktörlerdendir. Bu sebeple mobil kullanılabilirlik
testlerinde mümkünse cihazın kendisini kullanmak gerekmektedir.
5. GENEL KULLANILABĠLĠRLĠK KRĠTERLERĠ
Kullanılabilirlik alanında yapılan çalıĢmalar dokuz adet genel kriter ortaya çıkarmıĢtır (Danesh ve
diğerleri, 2001; Frokjaer, Hertzum, & Hornbaek, 2000; Nielsel, 1993; Öquist & Goldstein, 2002;
Ziefle, 2002).
Öğrenilebilirlik; kullanıcıların sistemle ilk defa çalıĢmaya baĢladıklarında basit iĢlevleri ne kadar
kolaylıkla gerçekleĢtirdiği ile alakalıdır. Sistem kullanıcıların hızlı bir Ģekilde çalıĢmaya baĢlamalarına
olanak verecek Ģekilde öğrenilebilir olmalıdır.
118
Etkinlik; kullanıcılar sistemi öğrendikten sonra görevleri ne kadar hızlı gerçekleĢtirdikleri ile
alakalıdır. Sistem kullanıcıya yüksek seviyede verimlilik kazandırabilecek kadar etkin olmalıdır.
Hatırlanabilirlik; kullanıcılar sistemi kullanmaya belirli bir süre ara verip tekrar kullanmaya
baĢladıklarında, ne kadar kolaylıkla tekrar ustalıklarını geri kazanabildikleri ile alakalıdır. Sistem,
kendisini kullanıma ara veren kullanıcı sistemi tekrar kullanmaya baĢladığında her Ģeyi en baĢtan
tekrar öğrenmesine gerek kalmayacak Ģekilde hatırlanabilir olmalıdır.
Hatalara karşı esneklik; kullanıcıların sistemi kullanırken yaptıkları hata miktarı, bu hataların önemi
ve kullanıcıların bu hatalardan ne kadar kolay kurtuldukları ile alakalıdır. Sistem kullanıcıların az hata
yapmasına ve bu hatalardan kolaylıkla kurtulabilecekleri bir tasarıma sahip olmalıdır.
Kullanıcı memnuniyeti; sistemin kullanımının ne kadar makbul olduğuyla alakalıdır. Sistem,
kullanıcıların kullanmaktan tatmin olduğu bir tasarıma sahip olmalıdır.
Verimlilik; kullanıcıların belirli hedefleri yerine getirirken doğrulukları ve tamamlılıklarıyla alakalıdır.
Sadelik; kullanıcıların bir görevi tamamlarken rahatlık seviyesiyle alakalıdır. Bu kriter özellikle menü
ve dolaĢım tasarımının değerlendirilmesinde kullanılır.
Anlaşılabilirlik, kullanıcıların mobil cihazda sunulan bilgiyi ne kadar kolay anladığı ile alakalıdır.
Mobil cihazlarda bilginin sunumu genellikle metinsel olduğundan bilginin sunumu, bilginin
anlaĢılabilirliği üzerinde oldukça etkilidir.
Öğrenme performansı; kullanıcının mobil öğrenme ortamındaki baĢarısı ile alakalıdır.
Bu alanda yapılan diğer çalıĢmalar kullanılabilirlik için farklı kriterler geliĢtirmiĢlerdir. Fayda,
hoĢlanılabilirlik, kabul edilebilirlik, çalıĢtırılabilirlik, kontrol edilebilirlik zaman içinde literatürde yer
alan kriterler arasındadır.
Tablo 1 Farklı Modeller ve Standartlara Göre Kullanılabilirlik Kriterleri (Seffah, Donyaee, Klinev & Padda,
2006).
Constantine &
Lockwood
(1999)
ISO 9242-11
(1998)
Schneiderman
(1992) Nielsen (1993)
Preece ve
diğerleri
(1994)
Shackel (1991)
Kullanımda
Etkin Olma Etkinlik
Performans
Hızı
Kullanımda
Etkin Olma Verimlilik Etkinlik (Hız)
Öğrenilebilirlik Öğrenilme
Süresi Öğrenilebilirlik Öğrenilebilirlik
Öğrenilebilirlik
(Süre)
Hatırlanabilirlik Akılda kalma Hatırlanabilirlik Öğrenilebilirlik
(Akılda kalma)
Kullanımda
Güvenilir Olma
Kullanıcı
Hata Oranı Hata\ Güvenlik Verimlilik Etkinlik (Hata)
Kullanıcı
Memnuniyeti
Memnuniyet
(Kabul
edilebilirlik)
Öznel
Memnuniyet Memnuniyet
Kullanıcı
DavranıĢı
Kullanıcı
DavranıĢı
119
Tablo 2 Mobil Kullanılabilirlik Alanında YapılmıĢ ÇalıĢmaların Özeti (Zhang & Adipat (2009)
Kullanılabilirlik Kriteri Kullanılan Araç Araştırma Yöntemi Sonuç ve Bulgular
1 Etkinlik (Bautsch-Vtense ve diğerleri, 2001; Beck ve diğerleri, 2003;
Björk ve diğerleri, 2000; Christie ve diğerleri, 2004; L. Kim & Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003; Öquist & Goldstein, 2002);
Hatalar(Christie ve diğerleri, 2004; Gulliver ve diğerleri, 2004; L. Kim
& Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003); Kullanıcı memnuniyeti
(Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve diğerleri, 1999, 2000; Christie ve
diğerleri, 2004; Gulliver ve diğerleri, 2004; Kaasinen ve diğerleri,
2000; L. Kim & Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003; Suwita &
Böcker, 1999); Verimlilik(Björk ve diğerleri, 2000; Buchanan ve
diğerleri, 2001; Buyukkokten ve diğerleri, 2001, 2002; Christie ve
diğerleri, 2004); AnlaĢılabilirlik (L. Kim & Albers, 2001; Öquist & Goldstein, 2002)
Emülatör: cep telefonu (Buchanan ve diğerleri,
2001; Kaasinen ve diğerleri, 2000; Masoodian & Lane, 2003), PDA (Björk ve diğerleri, 1999;
Buyukkokten ve diğerleri, 2001, 2002; Christie ve
diğerleri, 2004; L. Kim & Albers, 2001) Cihazın
kendi: PDA (Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve
diğerleri, 2000; Gulliver ve diğerleri, 2004;
Kaasinen ve diğerleri, 2000; Öquist & Goldstein,
2002) Cihazın kendi: cep telefonu (Beck ve
diğerleri, 2003; Suwita & Böcker, 1999)
Laboratuvar deneyi (Bautsch-
Vtense ve diğerleri, 2001; Beck ve diğerleri, 2003; Björk ve
diğerleri, 1999, 2000;
Buchanan ve diğerleri, 2001; Buyukkokten ve diğerleri,
2001, 2002; Christie ve
diğerleri, 2004; Gulliver ve
diğerleri, 2004; Kaasinen ve
diğerleri, 2000; L. Kim &
Albers, 2001; Masoodian & Lane, 2003, Öquist &
Goldstein, 2002, Suwita &
Böcker, 1999)
Farklı sunum yöntemleri, mobil
cihazlarda bilgi arama ve etkinliğini etkiler ve farklı kullanılabilirlik
seviyelerine yol açar.
2 Etkinlik(Chittaro & Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish,
2004; Ziefle, 2002); Hatalar(Chittaro & Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish, 2004; Ziefle, 2002); Kullanıcı memnuniyeti
(Chittaro & Cin, 2002; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002);
Öğrenilebilirlik(Killi, 2002); Verimlilik(Chittaro & Cin, 2002; Parush & Yuviler-Gavish, 2004; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002);
Sadelik(Ziefle, 2002)
Cihazın kendi: cep telefonu (Chittaro & Cin,
2002; Killi, 2002; Suwita & Böcker, 1999; Ziefle, 2002) Emülatör:cep telefonu (Parush & Yuviler-
Gavish, 2004)
Laboratuvar deneyi (Chittaro
& Cin, 2002; Killi, 2002; Parush & Yuviler-Gavish,
2004;Suwita & Böcker, 1999;
Ziefle, 2002)
Menü seçenekleri açık ve tahmin
edilebilir olmalıdır. Navigasyon yapısı kullanıcın belirli
bir iĢi en az tıklama sayısı ile
bitirebileceği Ģekilde tasarlanmalıdır.
3 Etkinlik(Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Jones ve diğerleri, 1999; Kjeldskov & Stage, 2003); Hatalar(Jones ve diğerleri, 1999);
Kullanıcı memnuniyeti (Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Jones ve
diğerleri, 1999; Kaasinen ve diğerleri, 2000; Kjeldskov & Stage, 2003); Verimlilik(Bederson ve diğerleri, 2002, 2003; Kaasinen ve diğerleri,
2000)
Cihazın kendi: PDA (Kjeldskov & Stage, 2003) Emülatör: cep telefonu (Kaasinen ve diğerleri,
2000) Emülatör: PDA (Bederson ve diğerleri,
2002, 2003; Jones ve diğerleri, 1999; Kaasinen ve diğerleri, 2000)
Laboratuvar deneyi
(Bederson ve diğerleri, 2002,
2003;Jones ve diğerleri, 1999;
Kaasinen ve diğerleri, 2000; Kjeldskov & Stage, 2003)
Kullanılabilirliği arttırmak için kullanıcı kontrolünü ve
kiĢiselleĢtirme seçeneklerini
arttırmak gereklidir.
4 Etkinlik(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999;
MacKenzie & Zhang, 1999; Soukoreff & MacKenzie, 1995); Hatırlanabilrilik(Lee & Zhai,2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999;
MacKenzie & Zhang, 1999); Hatalar(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie
ve diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang, 1999); Öğrenilebilirlik(Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang,
1999); Tatmin (Lee & Zhai, 2004)
Emülatör: PDA (Lee & Zhai, 2004; MacKenzie ve
diğerleri, 1999; MacKenzie & Zhang, 1999; Soukoreff & MacKenzie, 1995)
Laboratuvar deneyi (Lee &
Zhai, 2004; MacKenzie ve diğerleri, 1999; MacKenzie &
Zhang, 1999; Soukoreff &
MacKenzie, 1995)
Çoklu etkileĢim (çoklu dokunmatik
ekran gibi) veri giriĢ yöntemlerini daha etkili hale getirir.
5 Kullanılabilirlik problemleri (kullanıcı yorumları) (H. Kim ve
diğerleri, 2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b; Rakkolainen & Vainio, 2001)
Cihazın kendi: PDA (Rakkolainen & Vainio,
2001) Cihazın kendi: cep telefonu (H. Kim ve diğerleri, 2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b)
Alan çalıĢması (H. Kim ve
diğerleri,2002; Palen & Salzman, 2002a, 2002b;
Rakkolainen & Vainio, 2001;
Vainio & Kotala, 2002)
Mobil kullanım bağlamının
kullanıcı performansı ve memnuniyeti üzerinde önemli etkisi
vardır.
Mobil cihazlar kullanım bağlamına uyumlu hale getirilmelidir.
1: Bilgi Sunumu, 2: Menü ve Dolaşım Yapısı, 3: Veri Giriş Yöntemleri, 4: Kullanım Bağlamı, 5: Kullanıcı
120
5.1. Eğitim Ortamı Açısından Mobil Kullanılabilirlik
Kukulska-Hulme (2007) mobil teknolojinin eğitimde kullanılmasının altında
yatan üç temel motivasyonu; eriĢimi arttırmak, öğrenme ve öğretmede değiĢik
yollar aramak ve daha geniĢ kurumsal amaçlara ulaĢmak olarak tanımlar.
Öğrenme ve öğretmede değiĢik yollardan kasıt iĢbirlikli öğrenmenin mobil
ortamda gerçekleĢtirilmesinin araĢtırılmasıdır. Mobil teknoloji sayesinde
kültürel ve iletiĢimsel bariyerlerin aĢılabileceği düĢünülmektedir. BaĢarılı bir
mobil öğrenme ortamı insan faktörüne oldukça bağlıdır. Öğrenci evreninin ve
ihtiyaçlarının çeĢitliliği, mobil öğrenme ortamı baĢarısı için oldukça dikkatli
incelenmesi gereken bir konudur. Bu durum ayrıca mobil öğrenme konusunda
genelleme yapılamamasının altında yatan nedenlerden biridir.
Yapılan araĢtırmalar, kullanıcı merkezli tasarım ve mobil kullanım bağlamına
önem veren mobil öğrenme ortamlarının kullanılabilirlik açısından daha baĢarılı
olduğunu göstermektedir. Pehkonen ve Turunen (2003) kullanıcı merkezli
tasarımın mobil öğrenme ortamları için sadece öğrenme hedeflerini ve
görevlerini belirlemek değil aynı zamanda farklı kullanıcılar için farklı kullanım
bağlamlarını da belirlemek olduğunu savunmuĢtur. Mobil öğrenme ortamında
kullanıcılar öğretmen, öğrenci ve hatta ebeveynler olabilmektedir. MOBIlearn
projesinde geliĢtirilen kullanılabilirlik kılavuzu da farklı bağlamların dikkate
alınmasının öneminden bahseder ve kullanıcıya o anki kullanım bağlamında
anlamlı ve kiĢiselleĢtirilmiĢ bilgi sunmanın önemini vurgular (O‘ Malley ve
diğerleri, 2003). Buradaki zorluk kullanım bağlamının önceden belirlenmesinin
her zaman kolay olmadığı ve kullanıcıların zaman içinde mobil cihaz kullanım
alıĢkanlıklarının değiĢmesidir (Kukulska-Hulme, 2007). Mobil öğrenme
ortamlarında kullanılabilirliği artırabileceği düĢünülen diğer yöntem ise
sistemin kullanıcı tarafından uyarlanabilir olmasıdır (O‘ Malley v.d., 2003).
Kukulska-Hulme ve Shield (2006) kullanılabilirliğin mobil eğitim ortamlarında
farklı Ģekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunup, pedagojik kullanılabilirlik
kavramının öneminden bahsetmiĢtir. Pedagojik kullanılabilirlik kriterleri
öğrenci kontrolü, öğrenci aktivitesi, motivasyon ve geribildirim olarak
sıralanabilir. Pedagojik kullanılabilirlikte dikkat edilmesi gereken nokta
disipline özgü farklılıkların bulup bulunmadığıdır. Disipline özgü farklara
verilebilecek örneklerden biri Roberts, Beke, Janzen ve diğerleri (2003)‘nin ve
Polishook (2005)‘un çalıĢmalarıdır. Ġlk çalıĢmada veri giriĢinin önemli olduğu
disiplinlerde mobil cihazın ekran boyutunun oldukça önemli olduğu belirtilirken
ikinci çalıĢmada küçük ekran ve düĢük görüntü çözünürlüğe sahip mobil
cihazların müzik bestesi üzerine çalıĢanlar tarafından yaratıcılığı arttırdığı
düĢünüldüğü için daha çok tercih edildiği belirtilmiĢtir.
Mobil öğrenme ortamının kullanılabilirliğini etkileyen önemli faktörlerden biri
de öğrencinin cihaza sahip olup olmama durumu ve cihazı kullanma süresidir.
121
AraĢtırma için öğrenciler mobil cihazları belirli bir süre için ödünç vermek,
öğrenciler için bu cihazları geri verecekleri anlamına geldiğinden, birçok
öğrenci mobil cihazların iĢlerine yarayacak özelliklerini araĢtırmak bile
istememektedir (Sharples v.d., 2005).
Mobil kullanılabilirlikte karĢımıza çıkan mobil kullanım bağlamı, bağlantı hızı,
küçük ekran boyutu, farklı görüntü çözünürlükleri, sınırlı çalıĢma kapasitesi ve
güç ve kısıtlı veri giriĢ yöntemleri gibi sorunlar eğitim ortamları için de
problemli alanlar olarak tanımlanmaktadır (Kukulska-Hulme, 2007).
Mobil öğrenme uygulamaları tasarlanırken sorulması gereken sorular; Bilgi
sunum Ģekli öğrencinin istediği bilgiyi kolaylıkla araması ve ulaĢmasını
destekliyor mu? Hangi menü ve dolaĢım yapısı öğrencinin uygulama içinde
istediği sayfaya kolayca ulaĢması için daha uygun? Öğrenciler arama, veri
giriĢi, not alma gibi belirli görevleri rahatlıkla yerine getirebilecek mi? Kolay ve
etkili veri giriĢi için hangi yöntem kullanılmalı? Uygulama farklı bağlam ve
çevre koĢullarında rahatlıkla kullanılabilecek mi? Ģeklinde sıralanabilir.
Kukulska-Hulme (2007) yaptığı araĢtırmalar sonucu mobil eğitim ortamlarında
kullanılabilirliği etkilen faktörleri Ģu Ģekilde sıralamıĢtır;
Cihazın fiziksel özellikleri
Cihaz aksesuarları
Cihaza sahip olma
KiĢiselleĢtirme olanakları
Cihaza aĢina olma
Kullanım süresi ve zaman içerisinde ustalık kazanma
Kullanım amacı
Sağlanan içerik, uygulama ve servisler
Cihaz ve bağlantı güvenirliliği
Bağlantı hızı
EriĢebilirlik
Kullanılan ortam ve ortam koĢulları
Devamlılık ve kesinti
Farklı bağlamlarda kullanılabilme
ĠĢbirliği desteği
Kullanım maliyeti
Teknik destek
Kullanılan diğer cihazlarla uyumluluk
Farklı kullanıcı gruplarına özgü tasarım
Uyarlanabilirlik
122
SONUÇ
Nielsen (2009) yürüttüğü mobil web kullanılabilirlik araĢtırmaları sonucunda
genel kullanıcı baĢarı oranını % 59 olarak açıklamaktadır. Bu oran 1999 yılında
yapılan ilk mobil kullanılabilirlik çalıĢmalarından oldukça yüksek fakat
günümüz masaüstü bilgisayarlar web kullanılabilirlik çalıĢmaları sonunda
ortaya çıkan kullanıcı baĢarı oranı (%80) yanında oldukça düĢüktür.
Nielsen (2009) bu sonucu birçok web sitesinin mobil cihazlar için uygun
versiyonunun henüz geliĢtirilmemiĢ olmasına bağlamaktadır. Kullanıcıların
özellikle mobil cihazlar için hazırlanmıĢ web sitelerindeki baĢarısı % 64 iken
sadece masaüstü bilgisayarlar için hazırlanmıĢ sitelerdeki baĢarısı % 53‘tür.
Sonuçlardan görüldüğü üzere kullanıcı performansı mobil cihazlar için
geliĢtirilmiĢ web sitelerinde % 20 artmaktadır. Böyle siteleri kullanmak daha
zevkli olduğundan kullanıcı memnuniyeti de artmaktadır.
Nielsen (2009) üç temel mobil kullanıcı deneyiminden bahseder ve bu
deneyimlerin genellikle ekran boyutu ile Ģekillendiğini belirtir;
1. Cep telefonları; diğer cihazlar yanında oldukça küçük ekrana ve
nümerik tuĢ takımına sahiptirler. Pazar payının yaklaĢık % 85 ile en
büyük payı bu gruba aittir.
2. Akıllı telefonlar; birçok farklı tasarıma sahip olan bu cihazlar orta
büyüklükte ekrana ve alfabetik tuĢ takımına sahiptirler.
3. Dokunmatik ekran telefonlar; genellikle iPhone gibi cihaz
büyüklüğünde ekrana sahiptirler, direk manipülasyona izin veren en
uygun grafik kullanıcı arayüzü bu gruba aittir.
Tahmin edilebileceği üzere büyük ekran boyutuna sahip olan cihazlarda
kullanıcı baĢarısı daha yüksektir.
Cep Telefonları % 38
Akıllı Telefonlar % 55
Dokunmatik Telefonlar % 75
Yukarıda bahsedilen çalıĢmanın sonuçları özellikle mobil cihazlar için
geliĢtirilmiĢ uygulamaların ve ekran boyutu büyük, kullanıcının direk
manipülasyonunu sağlayan dokunmatik ekran cihazların kullanılabilirlik
oranının daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Mobil cihazlar için tasarım yapmak oldukça zordur. Ġçeriği ve navigasyonu
kullanıcıların zorlanmayacağı Ģekilde, küçük ekrana ve değiĢen bağlantı hızına
123
göre tasarlamak gerekmektedir. Mobil uygulamalar, kullanım bağlamı göz
önünde alınarak tasarlandığı için bir bağlamda uygun olan uygulama diğer
bağlam için oldukça uygunsuz kalabilmektedir.
Mobil kullanılabilirlik üzerinde çalıĢılmaya devam edilmesi gereken bir alandır.
Bu alanda öne çıkan sıkıntılar yeterli sayıda deneysel çalıĢma yapılmamıĢ
olması ve mobil teknolojinin karakteristik özelliklerinin genelleme yapmaya
uygun olmayıĢıdır. GeliĢen teknoloji ile birlikte mobil cihazların kapasitesi
artmakta ve donanımsal limitler aĢılmaya çalıĢmaktadır. Bu geliĢmeler mobil
kullanılabilirlik çalıĢmaları için de ümit vericidir.
124
KAYNAKLAR
Bautsch-Vtense, H. S., Marmet, G. J., & Jacko, J. A. (2001). Investigating PDA
web browsing through eye movement analysis. In M. J. Smith, G. Salvendy, D.
Harris, & R. J. Koubek (Eds.), Usability evaluation and interface design:
Cognitive engineering, intelligent agents and virtual reality (6–10). Mahwah,
NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.
Beck, E. T., Christiansen, M. K., & Kjeldskov, J. (2003). Experimental
evaluation of techniques for usability testing of mobile systems in a laboratory
setting. OzCHI 2003, Brisbane, Australia.
Bickmore, T. B., & Schilit, B. N. (1997). Digestor: Device-independent access
to the World Wide Web. Proceedings of the 6th World Wide Web Conference,
Nisan 7–11, Santa Clara, CA, 663–665.
Buchanan, G., Farrant, S., Jones, M., Thimbleby, H., & Pazzani, M. J. (2001).
Improving mobile Internet usability. Proceedings of the 10th International
Conference on World Wide Web, Mayıs 1–5, Hong Kong, 673–680.
Buyukkokten, O., Garcia-Molina, H., Paepcke, A., & Winograd, T. (2002).
Efficient Web browsing on handheld devices using page and form
summarization. ACMTransactions on Information Systems, 20(1), 82–115.
Chittaro, L.,& Cin, P. D. (2002). Evaluating interface design choices onWAP
phones: Navigation and selection. Personal and Ubiquitous Computing, 6, 237–
244.
Constantine, L.L. & Lockwood, L.A.D. (1999). Software for Use: A Practical
Guide to the Models and Methods of Usage-Centred Design, New York:
Addison-Wesley.
Danesh, A., Inkpen, K., Lau, F., Shu, K., & Booth, K. (2001). Geney TM:
Designing a collaborative activity for the palm handheld computer. Proceedings
of the SIGCHI Conference on Human Factors in Computing Systems (388–
395). New York: ACM Press.
Dey, A. K., Salber, D., & Abowd, G. D. (2001). Aconceptual framework and a
toolkit for supporting the rapid prototyping of context-aware applications.
Human–Computer Interaction, 16, 97–166.
Dumas, J. S., & Redish, J. C. (1999). Apractical guide to usability testing.
Portland, OR: Intellect Books.
Frokjaer, E., Hertzum, M., & Hornbaek, K. (2000). Measuring usability: Are
effectiveness, efficiency, and satisfaction really correlated? Proceedings of the
125
ACM CHI 2000 Conference on Human Factors in Computing Systems, Nisan
1–6, The Hague, Netherlands, 345–352.
Fontus (2001).Fontus City Models. EriĢim 10 Ekim 2010,
http://www.fontus.com/citymodels.php
International Organization for Standardization. (1998). Ergonomic requirements
for office work with visual display terminals (VDT)s - Part11, Guidance on
usability (ISO 9241-11). Genéve, International Organization for
Standardization.
Jäppinen, A., Ahonen, M., Vainio, T., & Tanhua-Piiroinen, E. (2005). Adaptive
Mobile Learning Systems: The essential issues from the design perspective. In
J. Attewell & C. Savill-Smith (Eds.) Mobile Learning Anytime Everywhere – a
book of papers from MLEARN 2004 (109-111). London: LSDA.
Jones, M., Marsden, G., Mohd-Nasir, N., Boone, K., & Buchanan, G. (1999).
ImprovingWeb interaction on small displays. Proceeding of the Eighth
International Conference on World Wide Web, Mayıs 11–14, Toronto, Canada,
1129–1137.
Kim, H., Kim, J., Lee, Y., Chae, M., & Choi, Y. (2002). An empirical study of
the use contexts and usability problems in mobile Internet. Proceedings of the
35th Hawaii International Conference on System Sciences, Ocak 07–10, Big
Island, Hawaii.
Kim, L., & Albers, M. J. (2001).Web design issues when searching for
information in a small screen display. Proceedings of the 19th Annual
International Conference on Computer Documentation Santa Fe, New Mexico,
USA, 193–200.
Kjeldskov, J., & Stage, J. (2003). New techniques for usability evaluation of
mobile systems. International Journal of Human–Computer Studies, 60, 599–
620.
Kjeldskov, J., Graham, C. (2003). A Review of MobileHCI Research Methods,
The 5th International Mobile HCI 2003 Conference, Berlin, Springer-Verlag,
Udine, Ġtalya, 317-335.
Kukulska-Hulme, A (2007). Mobile Usability in Educational Contexts: What
have We Learnt?, The International Review of Research in Open and Distance
Learning, 8 (2).
Kukulska-Hulme, A., & Shield, L. (2004). Usability and Pedagogical Design:
Are language learning websites special? ED-MEDIA 2004 World Conference on
Educational Multimedia, Hypermedia and Telecommunications. Haziran 22-26.
126
Lugano, Switzerland. EriĢim 10 Ekim 2010,
http://www.aace.org/DL/index.cfm?fuseaction=ViewPaper&id=16072
Longoria, R. (2001). Designing mobile applications: Challenges,
methodologies, and lessons learned. In Usability evaluation and interface
design: Cognitive engineering, intelligent agents and virtual reality (1–95).
Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.
Luchini, K., Oehler, P., Quintana, C., & Soloway, E. (2001). An engineering
process for constructing scaffold work environments to support student inquiry:
Acase study in history. Proceedings of the IEEE International Conference on
Advanced Learning Technologies, Ağustos 6–8, Madison, WI, USA, 55–56.
MacKenzie, I. S., Zhang, S. X., & Soukoreff, R.W. (1999). Text entry using soft
keyboards. Behaviour & Information Technology, 18, 235–244.
Nah, F.F., Siau, K., and Sheng, H. (2005). The Value of Mobile Applications: A
Utility Company Study, Communications of the ACM 48(2), 85-90.
Nielsen, J. (1993). Usability engineering. New York: Academic.
Nielsen, J. (1993). Usability Engineering. Boston MA.: Academic Press.
Nielsen, J. (2003). Mobile Devices: One generation from useful. Alertbox
posting on useit.com: Jakob Nielsen's Website. EriĢim 2 Ekim
2010, http://www.useit.com/alertbox/20030818.html
Nielsen, J. (2003). Mobile Usability. Alertbox posting on useit.com: Jakob
Nielsen's Website. EriĢim 2 Ekim 2010, http://www.useit.com/alertbox/mobile-
usability.html
O‘Malley, C., Vavoula, G., Glew, J.P., Taylor, J., Sharples, M., & Lefrere, P.
(2003). MOBIlearn WP4 – Guidelines for Learning/Teaching/Tutoring in a
Mobile Environment. EriĢim 2 Ekim 2010,
http://www.mobilearn.org/download/results/guidelines.pdf
Orr, G. (2010). A review of Literature in Mobile Learning: Affordances ans
Constraints. The 6th IEEE Intrenational Conference on Wireless, Mobile and
Ubiquitous Technologies in Education.
Öquist, G., & Goldstein, M. (2002). Towards an improved readability on mobile
devices: Evaluating adaptive rapid serial visual presentation. Interacting with
Computers, 15,39–558.
Palen, L., & Salzman, M. (2002a). Beyond the handset: Designing for wireless
communications usability. ACM Transactions on Computer–Human Interaction
(TOCHI), 9, 125–151.
127
Pehkonen, M., & Turunen, H. (2003). Preliminary guidelines for the design of
the mobile learning activities and materials. In EUROPRIX Scholars
Conference,, Kasım 13-14. Tampere, Finland: European Academy of Digital
Media, MindTrek Association.
Polishook, M. (2005). Handheld Composing: Reconceptualizing artistic practice
with PDAs. In A. Kukulska-Hulme & J. Traxler, (Eds.) Mobile Learning: A
handbook for educators and trainers (133-138). London: Routledge.
Preece, J., Rogers, Y., Sharp, H., benyon, D., Holland, S. ve Carey, T. (1994)
Human-Computer Interaction, harlow: Addison-Wesley.
Rakkolainen, I., & Vainio, T. (2001). A3D city info for mobile users.
Computers & Graphics, 25, 619–625.
Roberts, J., Beke, N., Janzen, K., Mercer, D., & Soetaert, E. (2003). Harvesting
Fragments of Time: Mobile learning pilot project. Final Report. McGraw-Hill
Mobile Learning Pilot Project Consortium, 1 Mayıs. Toronto, Canada.
Sears, A., & Jacko, J. A. (2000). Understanding the relation between network
quality of service and the usability of distributed multimedia documents.
Human–Computer Interaction, 15, 43–68.
Seffah, A., Donyaee, M., Kline, R. B., & Padda, H. K. (2006). Usability
measurement and metrics: A consolidated model, 14(2), 159-178. Springer
Netherlands. Retrieved from
http://www.springerlink.com/index/10.1007/s11219-006-7600-8
Shackel, B. (1991). Usability - Context, Framework, Definition, Design and
Evaluation. In B. Shackel, & S. Richardson (Eds.), Human Factors for
Informatics Usability (21-37). Cambridge: Cambridge University Press.
Sharples, M. (2000) The Design of Personal Mobile Technologies for Lifelong
Learning.Computers and Education, 34, 177-193.
Sharples, M., Corlett, D., Bull, S., Chan, T., & Rudman, P. (2005). The Student
Learning Organiser. In A. Kukulska-Hulme & J. Traxler (Eds.) Mobile
Learning: A Handbook for Educators and Trainers (139-149). London:
Routledge.
Sharples, M., Corlett, D.,&Westmancott, O. (2002). The design and
implementation of amobile learning resource. Personal and Ubiquitous
Computing, 6, 220–234.
Schneiderman, B., 1992. Designing the User Interface: Strategies for Effective
Human-Computer Interaction (2. basım.), Reading, MA: Addison-Wesley.
128
Soukoreff, R. W., & MacKenzie, I. S. (1995). Theoretical upper and lower
bounds on typing speed using a stylus and soft keyboard. Behavior &
Information Technology, 14, 370–379.
Syvanen, A., M, Ahonen., A, Jappinen., M, Pehkonen., H, Turunen., T, Vainio.
(2008). Accessibility and Mobile Learning.
UMTS-Forum (2005). Magic Mobile Future 2010-2020, UMTS Forum,
London, UK.
Varshney, U., & Vetter, R. (2002). Mobile commerce: Framework, applications
and networking support. Mobile Networks and Applications, 7, 185–198.
Weiss, S. (2002). Handheld Usability. Chichester, UK.: John Wiley.
Zhang, D., & Adipat, B. (2009). Challenges, Methodologies, and Issues in the
Usability Testing of Mobile Applications, International Journal of Human-
Computer Interaction, 18: 3, 293-308.
Zhang, S. X. (1998). A high performance soft keyboard for mobile system.
YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, University of Guelph, Guelph, Ontario,
Canada.
Ziefle, M. (2002). The influence of user expertise and phone complexity on
performance, ease of user and learnability of different mobile phones.
Behavior&Information Technology, 21, 303–311.
129
ÖZGEÇMĠġ Ar. Gör. Zeynep ÖNDĠN
Zeynep Öndin lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Eğitimi Bölümü‘nde tamamladıktan sonra bu bölümde araĢtırma
görevlisi olarak çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Yüksek lisans eğitimini Yıldız Teknik
Üniversitesi Ġnteraktif Medya Tasarımı‘nda bitirmiĢtir. Yüksek lisans tezinde
Ġnteraktif Video üzerine çalıĢan Öndin eğitimine Mimar Sinan Üniversitesi
Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Bölümünde devam etmektedir.
Boğaziçi Üniversitesi‘nde M-Learning for the young people at risk groups,
Design and Development of Educational Software for Early Literacy
Instruction, Developing Electronic Portfolios in a Computer Supported
Collaborative Learning Environment, BULCMS Bogazici University Learning
Content Management System projelerinde görev almıĢ ve birçok derse
asistanlık yapmıĢtır.
ĠletiĢim Bilgileri
Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
Bebek – 34342, Ġstanbul
ĠĢ: 0212 359 67 89
e-posta: [email protected]
Url: http://www.cet.boun.edu.tr/
Prof. Dr. Bekir Tevfik AKGÜN
Bekir Tevfik Akgün, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği
Bölümü‘nden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimini Ġstanbul
Teknik Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde tamamlamıĢtır. YTÜ,
ĠTÜ ve Okan Üniversitesinde yürüttüğü Akademik kariyeri süresince üstlendiği
idari görevlerden bazıları Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi
Dekanlığı, ĠletiĢim Tasarımı Bölüm BaĢkanlığı ve Okan Üniversitesi Bilgisayar
Mühendisliği Bölüm BaĢkanlığı olarak sayılabilir. Mühendislik ve Tasarım
alanında yüksek lisans ve doktora tezleri yürüten Akgün‘ün bu alanlarda
indeksli yayınları bulunmaktadır. Yürütücüsü ve danıĢmanı olduğu projelerden
bazıları Tübitak ödülleri kazanmıĢ olan Akgün ayrıca sanat projeleri yürütücüsü
olmuĢ ve sergilere eser vermiĢtir. Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde
öğretim üyesi olan Akgün, yarı zamanlı olarak Boğaziçi Üniversitesi yüksek
lisans ve lisans bölümlerinde dersler vermektedir.
130
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Binası, Tuzla, Ġstanbul
ĠĢ: 0216 677 16 30 dahili: 1962
e-posta: [email protected]
Url: http://www.okan.edu.tr/UserFiles/Dosya/turkcecv/tevfik-akgun.pdf
131
XIII. BÖLÜM MOBĠL ÖĞRENMEDE GELĠNEN SON
DURUM: YAKLAġIMLAR, KURAMLAR
VE UYGULAMALAR
Nilgün Özdamar Keskin, Açıköğretim Fakültesi, Anadolu Üniversitesi
ÖZET
Ġlgili alanyazın incelendiğinde, mobil öğrenme kavramına iliĢkin olarak ortak
bir tanımdan söz etmek mümkün değildir. Mobil öğrenme farklı araĢtırmacılar
tarafından farklı tanımlanmaktadır. Bu bölümde araĢtırmacıların mobil
öğrenmeye yönelik en güncel yaklaĢımlarına ve tanımlarına yer verilmiĢtir.
Bunun yanında ilgili alanyazındaki kuramların mobil öğrenme tasarımlarına
yansıması tartıĢılmıĢ, dünyada ve Türkiye‘de gerçekleĢtirilen seçkin mobil
öğrenme uygulamalarına değinilmiĢtir.
Anahtar Kelimeler: Mobil Öğrenme, Mobil Öğrenme Kuramları, Mobil
Teknolojiler, Mobil Uygulamalar
GĠRĠġ
Günümüzde cep telefonu kullanma sayısı, bilgisayar kullanma sayısını
geçmiĢtir. Artık cep telefonları insanların sadece diğer insanları aramak için
kullandıkları araçlar olmasının ötesinde onların günlük iĢlerini de rahatlıkla
halledebildikleri iĢlevsel araçlar haline gelmiĢtir. Günümüzde e-postalara
bakmak, web sayfalarında gezinmek, Facebook, Twitter gibi sosyal paylaĢım
ağlarına mesaj, resim ve video göndermek, müzik ve sesli kitap dinlemek, video
izlemek gibi bilgisayarlarda yapılabilen her Ģey, mobil cihazlar aracılığıyla
rahatlıkla yapılabilmektedir. Bu durum öğrenme açısından, mobil cihazlar
aracılığıyla öğrenmenin gerçekleĢebileceğine iliĢkin bir potansiyelin var
olduğunu gösterir. Özellikle son yıllarda, kuramsal açıdan; yapılandırmacı
öğrenme yaklaĢımına olan ilginin artması, eğitim ortamı açısından; bilgisayar
destekli eğitimden sanal öğrenme çevrelerine geçilmesi, teknolojik açıdan ise;
mobil cihazların ve kablosuz teknolojilerin giderek geliĢmesiyle birlikte
yaĢanan değiĢimler, mobil öğrenmeyi popüler ve disiplinlerarası bir çalıĢma
alanı haline getirmiĢtir.
Günümüzde birçok okul ve üniversite, mobil öğrenmeyi çeĢitli amaçlarla
uygulamaktadır. Kullanım amaçlarına göre mobil öğrenme uygulamaları
aĢağıdaki gibi sınıflandırılmıĢtır:
132
1. MOBĠL ARAÇLARIN YÖNETĠMSEL SÜREÇLERDE
KULLANILMASI
Öğrenciler kayıt iĢlemleri gibi yönetimsel süreçleri mobil cihazlar üzerinden
istedikleri yerde çok hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirebilmektedir. Üniversite
yönetimine iliĢkin duyurular, kayıt takvimi, kampüs etkinlikleri, öğrencilerin
notları, öğrencilerin cep telefonlarına metin mesajı (SMS), çoklu mesaj (MMS)
ve elektronik posta (e-posta) aracılığıyla gönderilmektedir. (Örnek Proje:
Mobilöğren http://www.mobilogren.com)
2. ÖĞRETĠMSEL SÜREÇLERDE MOBĠL
ARAÇLARDAN YARARLANILMASI
Öğrenciler aldıkları derslere iliĢkin ders planları, öğretim materyalleri,
değerlendirme araçlarına mobil araçlar aracılığıyla eriĢerek, kendi öğretim
süreçlerini yönetebilmektedir. (Örnek Proje: Anapod Projesi/Anadolu
Üniversitesi http://anapod.anadolu.edu.tr)
3. SINIF ĠÇĠ ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN
MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI
Sınıf içi etkinliklerde kullanılmak üzere tasarlanmıĢ ve eğitim ortamlarında
yaygın olarak kullanılan mobil teknolojilerden biri de mobil yanıt sistemleridir
(Örnek Turning Point Portal http://www.turningtechnologies.com/). Bu
sistemler aracılığıyla öğrencilere, bir konuya iliĢkin görüĢlerini almak için
mobil anketler uygulanabilir. Bunun için gerekli olan koĢullar, bir oylama
yazılımı, bir mini yanıt klavyesi (keypad), bir de yanıt alıcıdır. Bir PowerPoint
slâydında tasarlanan sorular öğrencilere sunulur, öğrenciler keypad aracılığıyla
sorulara yanıt verir, verilen cevaplar grafik ve tablolar halinde ekrana yansır.
Raporlanması ve yönetiminin de kolaylıkla yapılabileceği bu sistemler
aracılığıyla sınıf içi etkileĢimi ve güdülenmeyi artıracak birçok etkinlik
düzenlenebilir.
4. SINIF DIġI ETKĠLEġĠMĠ GELĠġTĠRMEK ĠÇĠN
MOBĠL ARAÇLARIN KULLANILMASI
Öğreticiler ders dıĢında iletiĢim ve güdülenmeyi artırmak amacıyla düzenlediği
öğretimsel etkinliklerde mobil cihazları kullanabilmektedir. Prof. Dr. Gonca
Telli Yamamoto‘nun Okan Üniversitesi BiliĢim Sistemleri ve Teknolojiler
Bölümü E-ticaret dersinde ve Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans MIS
programı Selected Topics in Marketing dersinde ki uygulamaları, bu anlamda
Türkiye‘de yapılan ilk uygulamalardandır.
133
5. DERSĠN TAMAMININ MOBĠL ARAÇLAR
ÜZERĠNDEN VERĠLMESĠ
Athabasca Üniversitesi (Canada), Pretoria Üniversitesi (Güney Afrika) gibi bazı
üniversitelerde ise dersler mobil araçlar üzerinden öğrencilere sunulmaktadır
(Örnek Mobile ESL http://www.eslau.ca ).
Mobil teknolojiler sadece eğitim kurumlarında değil, bunun yanısıra özet
Ģirketlerde, askeriyede, kamu kurum ve kuruluĢlarında, çalıĢanların
yetiĢtirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Yöneticiler, iĢ akıĢını bozmadan
çalıĢanların iĢ performanslarını arttırmak, görevleri bağlamında güncel bilgilere
sahip olabilmelerini sağlamak ve yeni teknolojileri kullanma becerisine
geliĢtirmek için mobil eğitim yazılım ve aplikasyonların geliĢtirilmesini
desteklemektedir. Dil eğitimi yazılımları, mobil savaĢ stratejileri simülasyonları
ve oyunları, mobil sağlık simulasyonları, IBM‘in çalıĢanları için tasarlanan
mobil performans destek sistemi, Anadolu Üniversitesi akademisyenleri için
hazırlanmıĢ Mobil Akademik AraĢtırma Desteği (MARS) sistemi bu tarz
geliĢtirilen uygulamalardan birkaçıdır.
Günümüzde en çok kullanılan mobil cihazlar olarak cep telefonları, cep
bilgisayarları, taĢınabilir oyun araçları, tablet bilgisayarlar, dijital ses kayıt
cihazları gösterilebilir. Blackberry, Palm, Windows Mobile, Android, iOS,
Symbian, J2ME, Tablets mobil platform seçeneklerine yönelik olarak bir kaç
örnektir. Mobil uygulamalarda en çok kullanılan iletim ortamları ise, e-posta,
mesaj ortamı (SMS, MMS), ses ve video yayını (podcasting), etkileĢimli sesli
yanıt (IVR), grafik (mobil kamera), animasyon, GPS, Mobil Web (WAP),
aplikasyonlardır. Uygulamacılar, mobil öğrenme uygulamalarını Acrobat
Reader, Dreamweaver, Flash Captivate (Flash Lite), Camtasio Studio, Java
Platform Micro Edition gibi yazılımlar aracılığıyla rahatlıkla yaratabilirler.
Bunun yanında, varolan bir eğitim içeriğinin, farklı mobil platformlarda
yaratılmasına izin veren Hot Lava Software, Blackboard, iWriter, MobiPocket
Creator gibi çeĢitli yazılımlardan faydalanarak da mobil öğrenme uygulamaları
gerçekleĢtirmek mümkündür. Bütün bu kullanılacak mobil cihazlar, mobil
platform, mobil iletim ortamı, mobil teknoloji ve araçlar, kullanıcının
özellikleri, gereksinimleri ve tercihlerine göre değiĢmektedir.
Türkiye‘de ve dünyada mobil öğrenme deyince akla gelen en yaygın teknoloji,
ses ve videonun geniĢ bir kitleye iletimini sağlayan Podcast teknolojisidir.
Üniversiteler, öğreticilerin ders videolarını üniversite web sayfalarına veya
iTunes üzerinden eriĢilebilecek Ģekilde sisteme yükleyerek, zaman ve mekandan
esnek olarak öğrencinin bu videolara eriĢimine izin vermektedir. Bu
uygulamayı gerçekleĢtiren üniversitelere örnek olarak MIT (Massachusetts
Institute of Technology), Princeton Üniversitesi, Indiana Üniversitesi, Texas
A&M Universitesi verilebilir. Çoğu ücretsiz olarak yayınlanan bu videolar,
134
herkese açık olup, iTunes üzerinden iphone veya ipod gibi mobil araçlara
yüklenebilir. Bu videolar sayesinde, birçok kiĢi dünyaca ünlü profesörleri
izleyerek veya dinleyerek, kendisini o konu hakkında yetiĢtirme fırsatı
bulabilmektedir. Bu durumu mobil teknolojilerin sağladığı en önemli
fırsatlardan biri olarak değerlendirmek mümkündür. Buradaki sorun ise ancak
Apple ürünü mobil aygıtlardan bu uygulamanın indirilmesidir.
6. MOBĠL ÖĞRENME YAKLAġIMLARI VE GÜNCEL
MOBĠL ÖĞRENME TANIMLARI
Ġlgili alanyazında, mobil öğrenme farklı araĢtırmacılar tarafından farklı
tanımlanmıĢtır. Mobil öğrenmede ilk benimsenen yaklaĢım, teknoloji merkezli
(technocentric) yaklaĢımdır ve mobil öğrenmeyi PDA, dijital ses oynatıcıları,
ses kayıt cihazları, dijital kameralar, cep telefonları gibi mobil cihazlar
tarafından gerçekleĢen öğrenme olarak tanımlamaktadır. Bir diğer teknolojik
merkezli yaklaĢım, mobil öğrenmenin hareketlilik (mobility) özelliğine vurgu
yapmaktadır (Keagen, 2005). Keagen‘e göre, m-öğrenmenin küçük ve
taĢınabilir cihazlar aracılığıyla gerçekleĢtiğini savunur. Ona göre mobil
öğrenme, kadınların el çantalarında, erkeklerin ise gömlek veya pantolon
ceplerinde taĢıyabilecekleri kadar küçük ve her yere taĢıyabildikleri cihazlar
aracığıyla gerçekleĢen öğrenmedir.
Mobil öğrenmenin elektronik öğrenmenin bir çalıĢma alanı olduğunu
benimseyen araĢtırmacılar da vardır. Onlara göre ise ġekil I‘de gösterildiği gibi
nasıl ki elektronik öğrenme (e-öğrenme), uzaktan eğitiminin bir alt çalıĢma
alanı ise; m-öğrenme de e-öğrenmenin bir alt çalıĢma alanıdır. Mobil öğrenme,
cep telefonları, PDA ve herhangi küçük taĢınabilir araçlar gibi mobil iletiĢim
araçları yardımı ile herhangi yerde ve herhangi bir zamanda gerçekleĢen e-
öğrenmedir (Kadirire, 2009). Bu yazarlar, mobil öğrenmenin e-öğrenmedeki
eksik parçaları tamamlayan doğal bir evrim olarak tanımlar (Mostakhdemin-
Hosseini ve Tuimala, 2005; Georgiev vd.,2004).
135
ġekil 1- Uzaktan öğrenme, e-öğrenme ve m-öğrenme iliĢkisi
Bazı araĢtırmacılar ise; e-öğrenmeden mobil öğrenmeye geçiĢte terminolojinin
değiĢmesi nedeniyle mobil öğrenmeyi yeni bir paradigma değiĢimi olarak
nitelendirir ve mobil öğrenmeyi, e-öğrenmeden ayırır. (Laouris ve Eteokleus,
2005; Parsons, 2007). Bu yaklaĢıma göre m-öğrenmenin kullandığı terminoloji
uzaktan eğitim ve e-öğrenmeden daha farklıdır. Onlara göre; e-öğrenmede
yaygın olarak kullanılan terimler çokluortam, etkileĢimli medya, hiperlink,
zengin medya ortamı iken; m-öğrenmede kullanılan terimler ise anında,
taĢınabilir, hareketli (mobil), durumlu, bağlantılı, yapılandırılmamıĢ, hafif,
Ģahsa özel, kiĢisel gibi terimlerdir. Özellikle mobil öğrenmenin doğası gereği
küçük ekran, dokunmatik ekran, sanal klavye, pil ömrü gibi faktörler tasarım
süreçlerini de farklılaĢtırmaktadır. Dolayısıyla bu yazarlar mobil öğrenmenin
yeni bir paradigma değiĢimi olduğu ve e-öğrenmeden farklı düĢünülmesi
gerektiğini belirtmektedir.
Mobil öğrenmeyi yeni bir paradigma değiĢimi olarak gören araĢtırmacılar,
disiplinlerarası mobil öğrenme projeleri gerçekleĢtirerek, mobil öğrenmenin
kuramsal alt yapısını oluĢturma aĢamasında önemli yol almıĢlardır. Bu
araĢtırmacılar mobil öğrenme alanında uluslararası konferanslar düzenleyerek
alanda çalıĢan araĢtırmacıları bir araya getirmek, birlikte projeler yapmak
amacıyla her yıl bir araya gelmektedirler. Bu ünlü araĢtırmacılar arasında,
University of Notthingham‘dan Ġngiliz Profesör Mark Sharples, Ġngiliz Açık
Üniversitesi‘nden Angele Kukulska-Hulme, University of Wolverhampton‘dan
John Traxler, Canada Athabasca Universitesi‘nden Muhammed Ally, University
of Central Florida‘dan David S. Metcalf gibi isimler gelmektedir. Bunun
yanında mobil öğrenme ile ilgili olarak International Association for Mobile
Learning, Journal of Mobile and Blended Learning gibi uluslararası dergiler de
alana katkı sağlamaktadır.
136
Mobil öğrenmenin güncel yaklaĢımlarından biri ise mobil öğrenmeyi teknoloji
merkezinden çıkartmayı, öğreneni merkeze almayı savunur. O‘malley vd‘nin
(2003) tarafından geliĢtirilmiĢ ve birçok araĢtırmacı tarafından kabul görmüĢ
tanımından Thesaurus‘a uyarlanan öğreneni merkeze alan tanım teknolojinin
geliĢmesiyle öğrenenin sabit ya da önceden belirlenmiĢ bir yerde olmadığı ya da
mobil teknolojilerin sunduğu öğrenme fısatlarından yararlandığı bir öğrenme
biçimidir (Sharples ve diğerleri 2011). Bir diğer güncel yaklaĢım ise, mobil
öğrenmenin kullanıcı performansını geliĢtirmesine odaklanır. Bu yaklaĢıma
göre mobil öğrenme, güvenilir bağlantıya sahip, taĢınabilir dijital araçlar
aracılığıyla bireylere bilgiyi yaratma olanağı sağlar. Ayrıca diğer bilgilerle
etkileĢme ve bilginin tüketimine izin vererek onların daha fazla üretken
olmasını sağlar (Wexler ve diğerleri, 2008). Kullanıcı performansını geliĢtirmek
için geliĢtirilen Mobil Performans Destek Sistemleri bugün özel Ģirketlerde,
askeriyede, eğitim kurumlarında kullanılmaktadır. Kullanıcılar, bir görevi
yaparken karĢılaĢtıkları sorunları çözmek, bir görevi daha iyi nasıl
gerçekleĢtireceklerine iliĢkin rehberlik almak, yeni bir görevin gerçekleĢmesine
yönelik öğrenme deneyimi kazanmak amacıyla bu sistemlerden
yararlanmaktadırlar.
Güncel yaklaĢımlardan bazıları mobil öğrenmeyi, geleceğin yeni öğrenme
yöntemlerinden ikisi olan her yerde ve her zaman öğrenme (ubiqutious
learning) ve geniĢletilmiĢ öğrenme (augmented learning)‘nin içine alır. Her
yerde ve her zaman öğrenme, öğrenenin tam olarak çeĢitli bağlam ve
durumlarda sürekli eriĢilebilen öğrenme sürecinin içinde olduğu bir öğrenme
biçimidir. GeniĢletilmiĢ öğrenme ise; mobil araçlar aracılığıyla çevreyi
öğrenene uyarlayan bir öğrenme tekniğidir. Öğrenene o anki bağlama dayalı
tamamlayıcı bilgi sunar. Bunu ise geniĢletilmiĢ içerik ile yani metin, resim,
video göstererek ve ses çalarak bütün bu araçları dinamik olarak öğrenenin
doğal çevresine uyarlayabilir. Örneğin; bir geniĢletilmiĢ gerçeklik uygulaması
olan Acrossair aplikasyonu ile 360 derece etrafınızda tweet mesajı
gönderenlerin fotoğraflarını ve kiĢiye olan mesafelerini görmek mümkündür.
Sonuç olarak, ilgili alanyazında birçok mobil öğrenme tanımı bulunmaktadır.
Genel olarak mobil öğrenme için, belirli bir yere bağlı olmadan eğitim içeriğine
eriĢebilmeyi, dinamik olarak üretilen hizmetlerden yararlanmayı ve baĢkalarıyla
iletiĢimde bulunmayı sağlayan, kullanıcının bireysel olarak gereksinimine
anında cevap vererek üretkenliğini ve iĢ performans verimliliğini arttıran ve
mobil teknolojiler aracılığıyla gerçekleĢen bir eğitim biçimidir demek
mümkündür (Hulme ve Traxler, 2007; Wexler and et all, 2008; Q‘ Malley et al,
2003).
137
7. GÜNCEL MOBĠL ÖĞRENME KURAMLARI
Günümüzde gerçekleĢtirilen m-öğrenme uygulamaları incelenirse, kullanılan
kuramların DavranıĢçı Kuram, BiliĢsel Kuram ve Yapılandırmacı Kuram gibi
öğrenme kuramlarıyla iliĢkilendirildiği gözlenmektedir. Bunun yanı sıra
araĢtırmacılar Durumlu Öğrenme, Sorun Tabanlı Öğrenme, Sosyo-Kültürel
Kuram, KubaĢık (ĠĢbirliğine Dayalı) Öğrenme, YaĢam Boyu Öğrenme,
YapılandırılmamıĢ Öğrenme gibi diğer öğrenme kuramlarından
yararlanmaktadır. Mobil öğrenmenin kuramsal alt yapısını temellendirmeye
çalıĢan araĢtırmacılar ise Etkinlik Kuramı, KarĢılıklı KonuĢmalı Öğrenme,
Bağlanırlık Kuramı, Navigasyon Kuramı, Lokasyon tabanlı öğrenme kuramları
üzerinde çalıĢmaktadır. Tablo 1‘de kuramların genel tanımı, bu kuramların
mobil öğrenme tasarımlarına ve uygulamalarına yansıması, bu bağlamda en çok
kullanılan mobil öğrenme uygulamaları, teknolojileri ve örnekleri verilmiĢtir.
138
Tablo 1-Mobil öğrenmede kullanılan kuramlar ve bu kuramların mobil öğrenme tasarımlarına yansımaları
Kuramlar Tanımlar
Mobil Öğrenme Tasarımlarına
Yansıması Mobil Öğrenme Örnekleri
DavranıĢçı
Kuram
Öğrenme, uyarıcı ve tepki
arasındaki iliĢkinin
pekiĢtirilmesi sonucu oluĢur
(Smith ve Ragan, 2005).
Mobil öğrenme ortamında bilgi
ve içeriğin iletimi Amaçların bildirilmesi
YapılandırılmıĢ içeriğin iletimi,
AlıĢtırmalar,
Testler,
Geri bildirim,
Ödüllendirme
Dil eğitim yazılımları:
SMS, MMS, Mobil Web, Ses ve video
kayıt, Podcast, e-Posta, Sesli arama
(tell me teknolojisi)
Mobil Yanıt Sistemleri:
Qwizdom, Turning Point Yanıt
Sistemleri
BiliĢsel Kuram Öğrenme, bireyin sahip
olduğu biliĢsel yapılar ve bu
yapılarla bağlantılı süreçler
sonucunda gerçekleĢir
(Driscoli, 1994).
Mobil öğrenme ortamında bilgi
ve içeriğin iletimi
Amaçların bildirimi
YapılandırılmıĢ içeriğin iletimi,
Çokluortam öğelerin sunumu (Ġkili
Kodlama Kuramı, BiliĢsel Yük),
AkıĢ ġemaları,
Diyagramlar AlıĢtırmalar,
Testler,
Geribildirim,
Tekrar
Çokluortam yazılımları (metin, video,
ses, animasyon, resimler)
SMS, MMS, Mobil Web Ses ve Video
Kayıt Podcast, e-Posta, Mobil TV
139
Yapılandırmacı
Kuram
Öğrenme, öğrenenlerin
geçmiĢ ve Ģuan ki bilgilerine
dayalı yeni fikir veya
kavramları yapılandırdığı
aktif bir süreçtir (Bruner,
1966).
Bağlam ve içeriğe bağlı mobil
öğrenme AraĢtırma soruları, durumlar ve
örnekler, sorun çözme ve karar
verme, çoklu temsiller, özgün
bağlama dayalı bilgi veri tabanı
EtkileĢim ve ĠĢbirliği ĠĢbirlikli öğrenme toplulukları
ĠletiĢim ağları
Eğitsel Oyunlar
Özgün Simülasyon
Sanal Gerçeklik
EtkileĢimli Podcast
EtkileĢimli Mobil TV
Mobil öğrenme toplulukları
Mobil forum
Mobil sosyal ağlar
Durumlu
Öğrenme
Öğrenme yalnızca bireyler
tarafından bilgi edinimi
değildir, sosyal katılım
sürecidir (Brown ve diğerleri,
1989).
Sosyal bağlama ve sosyal
katılıma dayalı mobil öğrenme Özgün etkinlikler,
ĠĢbirliğe dayalı etkinlikler,
Sosyal etkileĢim,
Uzman modeler,
Rehberlik ve danıĢmanlık,
ĠĢyerinde göreve duyarlı öğrenme
Tıp eğitimi
Çokluortam müze yazılımları
Sanal uzmanlar (Yapay zeka
teknolojileri)
Mobil performans destek sistemleri
SMS,MMS, Mobil Chat, e-Posta,
Arama
Sorun tabanlı
öğrenme
Öğrenme, öğrencilere mesleki
yaĢamda karĢılaĢabilecekleri
iyi tanımlanmamıĢ sorunlar
vererek onların eleĢtirel
düĢünme becerilerini
geliĢtirme sürecidir
(Koschmann ve diğerleri,
1996).
Sorun tabanlı bağlam ve içeriğe
dayalı mobil öğrenme
Sorunlar-Çözümler
Örnek olay merkezli etkinlikler,
ĠĢbirliğe dayalı sosyal etkileĢim
Tıp eğitimi
ĠĢ Yönetimi
Simulasyonlar
SMS, MMS
Sesli yanıt sistemleri
Oyun,
Arama
140
Sosyo-Kültürel
Kuram
Öğrenme, kiĢiye dönük (içsel)
olmaktan ziyade, kiĢilerarası
(sosyal çevre ile etkileĢim)
etkileĢim süreci ile
gerçekleĢir. (Vygotski, 1978).
Sosyal bağlam ve sosyal katılıma
dayalı mobil öğrenme
Mobil uzmanlık
Öğrenme toplulukları
ÇalıĢma ortamında öğrenme
Mobil iletiĢim
Mobil performans destek sistemleri
Sanal uzmanlar
Mobil forum,
E-Posta
Sosyal ağlar (Web 2.0 araçları)
KubaĢık
Öğrenme
Öğrenme, öğrenciler arasında
iĢbirliği ve etkileĢim ile
gerçekleĢir.
ĠĢbirliği ve etkileĢime dayalı
mobil öğrenmeAktif
katılımSosyal bağlamGrup içi ve
gruplar arası iletiĢim
Mobil yabancı dil öğrenme
ortamlarıMobil Yanıt SistemleriMobil
aygıt destekli iĢbirliğe dayalı
öğrenmeForum,Web 2.0 araçları, e-
Posta, mobil portal, oyunlar
KarĢılıklı
KonuĢmalı
Öğrenme
(Conversational
Learning)
Öğrenme, farklı bilgi
sistemleri arasında karĢılıklı
iletiĢime dayanır (Sharples,
2002).
EtkileĢim ve iletiĢime dayalı
mobil öğrenme
Mobil araçlar ile bireyler arası
iletiĢim
Sorun çözme
Çevreyi keĢfetme
Laboratuvar sınıfları
Alan gezileri
Mobil aygıt destekli iĢbirliğe dayalı
öğrenme
Arama,
Etkileşimli Ses sistemleri (IVR)
YaĢam boyu
öğrenme
Öğrenme, yaĢam boyu
gerçekleĢen bir süreçtir
(Sharples, 2000).
Mobil öğrenmede farklı eğitim
içerikleri ile yaĢamboyu bilgi ve
etkileĢim Bilgi kaynakları
Açık eğitim yazılımları
Sosyal Ağlar (Bloglar, Wikipedia,
Twitter, Youtube),
Podcast
E-posta,
Mobil Forum
Mobil web sayfaları
Mobil Aplikasyonlar
141
Yapılandırılma
mıĢ öğrenme
(Informal
Öğrenme)
Öğrenme, sıkı bir eğitim
programına ve öğretime bağlı
olmaksızın kendiliğinden
bağımsızca gerçekleĢen bir
süreçtir (Vavoula, 2004)
YapılandırılmamıĢ mobil
öğrenme ortamlarında bilgi ve
etkileĢim
Açık kaynaklar
Bilgi veritabanları
Açık eğitim yazılımları
Alan çalıĢmaları
Bilgi veri tabanları
Sosyal ağlar (Bloglar, Wikipedia,
Twitter, Youtube)
Podcast,
E-posta
Mobil Forumlar
Mobil aplikasyonlar
Etkinlik kuramı
(Activity teori)
Öğrenme; özne (öğrenen),
nesne (görev veya etkinlik) ve
araca bağlı gerçekleĢir,
insanların davranıĢları, onların
eylemlerin etkilendiği sosyal
bağlam içinde yer alır
(Vygotsky, 1987).
Sosyal bağlamda kullanıcı
etkinliklerine dayalı mobil
öğrenme
Aktif katılım
Sosyal bağlam
Etkinlikler
Müze uygulamaları
Mobil Oyunlar
Çokluortam
SMS, oylama, arama
Bağlanırlık
Kuram
(Connectivism)
Öğrenme, belirsiz
çevrelerdeki bilgi kaynakları
veya özelleĢtirilmiĢ düğümler
arasındaki bağlantı kurma
sürecidir (Siemens, 2004).
Mobil öğrenmede çeĢitli bilgi
kaynakları
UzmanlaĢmıĢ düğümler arasında
bağlantı
Farklı bilgi kaynaklarına eriĢim
Bilgi yönetim etkinlikleri
Karar verme
Sosyal ağlar (Bloglar, Wikipedia,
Twitter, Youtube)
Podcastler
E-Posta
Mobil Forumlar
TartıĢma Platformları
142
Navigasyon
Kuramı
(Navigationism)
Öğrenme, bilgi kaynakları
veya özelleĢtirilmiĢ düğümler
arasındaki bağlantı kurma
sürecidir (Brown, 2005).
Mobil öğrenmede karmaĢık bilgi
kaynakları
ÖzelleĢtirilmiĢ düğümlere bağlantı
Bilgi kaynakları
Karar verme
Bilgi yönetimi (Tanımla, Analiz,
Düzenleme, Sınıflama,
Değerlendirme gibi)
Anlamlandırma
Kaos yönetimi
Sosyal ağlar (Blogs, Wikipedia,
Twitter, Youtube)
Podcast
E-posta
Mobil Forum
TartıĢma Platformları
Lokasyon
tabanlı öğrenme
(Location based
learning)
Lokasyon tabanlı öğrenme,
öğrenenin fiziksel yerine bağlı
gerçekleĢen anında
öğrenmedir (Johnson et all,
2009).
Mobil öğrenmede yer bağlamı
Kavramsal bilgi
Kavramsal uygulamalar
Yapılandırmacı öğrenme çevresi
Öğrenenin lokasyon bilgisi ile
öğrenme içeriği iliĢkisi
Üç boyutlu etkinlikler
Arkeoloji çalıĢmaları
Alan gezileri
Lokasyon tabanlı öğrenme
Sanal dünya yazılımları
Google Harita,
GPS,
RFID,
Ağ Triyangülasyonu
Kaynak: Özdamar, N & Metcalf, D. (2011). The Current Perspectives, Theories and Practices of Mobile Learning, The
Turkish Online Journal of Educational Technology, 10(2) ‗den uyarlanmıĢtır.
143
8. ĠLERĠ DÜZEY MOBĠL ÖĞRENME UYGULAMALARI: DÜNYADAN
VE TÜRKĠYE’DEN UYGULAMALAR
Bu bölümde USA‘de Florida Merkez Üniversitesi‘nde (University of Central Florida) yer alan 2006
yılında, endüstri, akademi, askeri, ve kar amacı gütmeyen kurumlar ile iĢbirliği sağlayarak öğrenme ve
bilgi için güncel teknolojilerin araĢtırılması ve geliĢtirilmesi amacıyla kurulan METIL (Mixed
Emergenging Technology Integration Lab) laboratuarında gerçekleĢtirilen, Mobile Sports Pulse,
TUSK, Johnson & Johnson, Allogy, Microsoft Mobil Öğrenme Projesi, SuperNutrition,
CASSANDRA projelerine yer verilmektedir. Bunlara ek olarak Türkiye‘de uzaktan eğitimin öncü
kurumu olan Anadolu Üniversitesinde gerçekleĢtirilen MARS ve ANAPOD projelerine değinilecektir.
8.1. MySportsPulse.com
My Sports Pulse, spor temalı senaryoları kullanan, bilimde ve matematik alanlarında öğrencilerin
baĢarısını ve ilgisini artırmak için akıllı telefonlar gibi mobil cihazlar için tasarlanan, IVR, SMS, video
mesajı aracılığıyla iletilen bir eğitim oyunudur. Her mesaj, kullanıcının spor bilgisini test etmek ve
matematik, bilim ve teknoloji alan bilgisini tamamiyle eğlence ile öğretmeyi amaçlayan spor temalı
soruları içerir. Bu programda, kullanıcılar, ünlü sporculardan ses, SMS ve e-posta alırlar. Örneğin
Andre Aggasi, ‗Servis atıĢım 132 mph, ne kadar feet\saniyedir? Yardım için mysportpulse.com‘a
gidiniz.‘ sorusunu sorar ve cevaba eriĢebilmek için yönlendirme verir. Cevap kullanıcı tarafından SMS
yolu ile geri gönderilir ve sonuç otomatik olarak sistemde belirtilir. Eğer kullanıcı cevap vermekte
zorlanıyorsa, My Sports Pulse Web sitesine girer ve bu site aracılığıyla kullanıcı sorulan soruların
cevaplarını görebilir. Kullanıcı sorulara verdiği doğru cevap ve zamana göre puan alır. En çok puan
alan kullanıcıya ödül olarak telefon müziği, oyun ve ek süre verilir. Her oyuncunun puanı sitede
gösterilir. Puan sıralamasına göre oyunu kazananlar açıklanır. Orlando Sharks, Orlando Magic ve
Orlando Hoops oyuncuları bu programda görev almıĢlardır.
Resim I - MySport Pulse Örnek Arayüzü
Bu sistemde teknoloji olarak senaryoların, hikayelerin, geri bildirimlerin, oyuncu profillerinin dahil
edildiği ‗The Moving Knowledge‘ sistemi kullanılmıĢtır. Bu sistem, Asterisk PBX, açık kaynak ses
devre anahtarlama, sesli yanıt (IVR), Joomla açık kaynak portalı, veritabanı, e-posta, SMS, sesli mesaj
ve videonun iletimi için zamanlama sistemi ve öğrenci puanları, yarıĢma puanları ve avatar
karakterleri için veri tabanından oluĢmaktadır.
8.2. TUSK
TUSK, Tufts Universitesi‘nin Bilim Bilgitabanı olarak kullanılan mobil cihazlardan eriĢebilen bir bilgi
sistemidir (http://tusk.tufts.edu/). Tuft Üniversitesi, Sağlık Bilgi Kütüphanesi, tıp, diĢ, veterinerlik
okullarının desteği ile dinamik çokluortamlı bilgi yönetim sistemi olarak TUSK yaratılmıĢtır. Amacı
144
fakülte ve öğrencilerin öğretim ve öğrenmesini desteklemektir. TUSK, çevrimiçi materyaller ve ilgili
uygulamaları içine alan sağlık alanında hazırlanmıĢ geniĢ bir bilgi portalıdır.
Resim II - TUSK Projesi
8.3. Johnson & Johnson
J&J PRD 3D Üniversitesi için gerçekleĢtirilen bir mobil öğrenme projesi olup, öğrenme teknolojisi
ödülü kazanmıĢtır. 3D çevrelerini kullanan, gelecek nesil öğrenme çözümleri için tasarlanan bu
teknoloji, mobil oyunlar, simülasyonlar ve bilgi veri tabanı iĢ birliği sağlayarak sanal dünyasını
geniĢletmiĢtir. Blackberry RIM ile gerçekleĢtirilen deneme uygulaması, e-posta, sesli mesaj, metin
mesajı iletim ortamlarını da destekler.
Resim III - Johnson ve Johnson 3D Üniversite Projesi
8.4. ALLOGY
UCF‘de bilgisayar mühendisliği öğrencileri tarafından gerçekleĢtirilmesi planlanan bu sistem i-
Phone‘lar için eğitim programına ve kurslara eriĢimi sağlayan aplikasyon olarak tasarlanmıĢ, buna ek
olarak Android platformlarında çalıĢan mobil cihazlar için ise mobil öğrenme yönetim sistemi olarak
tasarlanmaktadır. Android platformunu kullanan bu sistem, açık eğitim malzemelerini destekler.
145
Resim IV - Allogy Mobil Projesi
8.5. Microsoft Mobil Öğrenme Projesi
SatıĢ ve Pazarlamayı desteklemek için, Windows Mobile platformunda tasarımlanan Microsoft Mobil
Öğrenme Projesinde, kullanıcı performansını geliĢtirmeye yonelik modüler yapıda kurslar ve sesli
materyaller kullanılmaktadır. Microsoft ile Tell me (http://www.tellme.com) teknolojilerinin
birleĢiminden sonra, Windows Mobile tabanlı herhangi bir telefondan gerçek zamanlı ses paylaĢımı
(podcast) gerçekleĢmektedir. Böylece kullanıcı ―tell me‖ teknolojisi ile sesini kullanarak hızlı arama,
bilgiye anında eriĢme ve sesli mesaj yollama gibi özellikleri gereksinim duydugunda kullanarak, iĢ
performans sürecini hızlandırmayı amaçlar.
Resim V - Microsoft Mobil Öğrenme Projesi Örnek Arayüzü
8.6. SuperNutritionGame.com
Çoklu mobil platformlar için geliĢtirilmiĢ, birden fazla kiĢi ile oynanabilen bir mobil sosyal oyundur.
9-12 yaĢındaki öğrencilere yönelik tasarlanan bu oyun ile Superhero okulundaki görevleri
gerçekleĢtirmek için kazanılması gereken enerji aracılığıyla, yeni ABD Gıda ve Ġlaç Dairesi (FDA)
yiyecek piramidini öğretmek amaçlanmıĢtır.
146
Resim VI - SuperNutrition Oyunu Örnek Arayüzü
8.7. CASSANDRA
Savunma edinimi, cesaretlendirme ve yol boyunca çıkan engellerin üstesinden gelme gibi özellikleri
kapsayan, sorun çözme, karar verme, iĢbirliği yapma, iletiĢim kurma gibi becerilerin geliĢmesini
amaçlayan. en az altı kiĢi ile oynanan bu oyun bir kart oyun simulasyonudur. Her oyuncunun kendine
ait Program Yöneticisi, Test ve Değerlendirme, Sistem Planlama, AraĢtırma, GeliĢtirme gibi bir rolü
vardır. Rol kartları sayesinde her oyuncu kendi eylemlerinin çeĢidine karar verir. Moderator, senaryo
kartlarından birini okur, takım soruna karar verir ve olası çözümleri kararlaĢtırır, gereksinimleri çözer,
ve hedefe doğru ilerler. Oyun, flash kullanıcı arayüzü sahiptir ve her oyuncunun oyun sırasında bir
taĢınabilir bilgisayara sahip olması gerekmektedir. Oyuncular kendi aralarında ve moderator ile
iletiĢimi VOIP veya yüksek simulasyon özelliği olan video konferans aracılığıyla gerçekleĢebilir.
147
Resim VII - CASSANDRA Örnek Arayüzü
8.8. MARS - Mobile Academic Research Support
Mobil Akademik AraĢtırma Desteği (Mobile Academic Research Support - MARS) ile bilimsel
araĢtırma, nicel yöntem, nitel yöntem, karma yöntem ve etkili rapor yazma konularında
akademisyenlere akademik geliĢimine destek olmak amacıyla geliĢtirilen, 3G destekli herhangi bir
telefondan eriĢebilen bir mobil öğrenme projesidir (http://mars.anadolu.edu.tr). MARS sistemi ‗Kurs‘,
‗Çevrimiçi kaynaklar', ‗DanıĢmanlık‘, ‗Yardım‘, ‗ĠletiĢim‘ ve ‗Sürecim‘ araçlarını içermektedir.
MARS sistemindeki uzman öğretim elemanları tarafından hazırlanmıĢ ders videoları, slaytlar ve sesli
materyaller ile kullanıcılar, bilimsel araĢtırma konusundaki eksikliklerini tamamlayabilmeleri için bir
fırsata sahiptir. MARS, mobil internet üzerinden kullanılacağı gibi, i-Phone ve i-Pod touch gibi mobil
cihazlar için geliĢtirilen aplikasyon tarafından da, eĢ zamanlı ve eĢ zamanlı olmadan eriĢilebilmektedir
(Özdamar-Keskin ve Kuzu, 2010). MARS sisteminde Facebook, Twitter, Blog, Wiki gibi WEB 2.0
araçları da etkin bir Ģekilde kullanılmaktadır. MARS projesi, Doç. Dr. Abdullah Kuzu
yürütücülüğünde ArĢ. Gör. Nilgün Özdamar Keskin‘in doktora tezi kapsamında gerçekleĢtirilen bir
araĢtırma projesidir ve Türkiye‘de akademik geliĢim ve yetiĢtirme (training) amacıyla geliĢtirilen ilk
kapsamlı mobil öğrenme uygulamasıdır. Bu sistemden araĢtırmacılar, akademisyenler ve
yükseköğretim öğrencileri yararlanabilmektedir.
Resim VIII - MARS Örnek Arayüz
148
8.9. ANAPOD Projesi
AnaPod ders portalı projesi, Anadolu Üniversitesi‘nde örgün programlarında verilmekte olan dersler
için, ders anlatımları ve etkinliklerinin ve ilgili diğer ders materyallerinin web ortamına kolaylıkla
aktarılması amacıyla 2008-2009 Güz döneminde baĢlatılmıĢtır (http://anapod.anadolu.edu.tr/). AnaPod
projesi sayesinde, üniversitede görevli öğretim elemanları ders planlarını ve ders anlatımlarını, bir
dizüstü bilgisayar aracılığıyla ses veya video dosyası olarak aktarabilmektedir. Proje sunucularına
öğretim elemanı tarafından aktarılan içeriğin web ortamında sunulması için blog ve wiki teknolojileri
kullanılmıĢtır. Internet günlüğü olarak da bilinen blog özelliğiyle, kaydedilen bütün içerik tarih
sırasına göre ilgili dersin blog sayfasında sunulmaktadır. Wiki özelliğiyle de, öğretim elemanının
dersle ilgili açıklamalar yapmasına olanak sağlanmıĢtır. Öğrenciler bu sayfalara cep telefonları
aracılığıyla rahatlıkla gezinebilmektedir, bunun yanında ses ve video dosyalarını cep telefonlarına
indirerek istedikleri zaman ve istedikleri yerde bu bilgi kaynaklarına eriĢebilmektedir.
Resim IX - Anapod Projesi Websitesi Arayüzü
SONUÇ VE ÖNERĠLER
Mobil öğrenme, mobil teknolojiler aracılığıyla belirli bir yere bağlı olmadan eğitim içeriğine
eriĢebilmeyi, dinamik olarak üretilen hizmetlerden yararlanmayı ve baĢkalarıyla iletiĢimde bulunmayı
sağlayan, kullanıcının bireysel olarak gereksinimine anında cevap vererek üretkenliğini ve iĢ
performans verimliliğini arttıran yeni bir paradigmadır. Teknoloji merkezli bakıĢ açısının ötesine
geçmeye çalıĢan mobil öğrenme yaklaĢımları, günümüzde öğreneni merkeze alan bakıĢ açısı ile
kendine kuramsal alt yapı ve terminoloji geliĢtirmeye çalıĢmaktadır. Bugün dünyada çeĢitli ülkelerde
düzenlenen mobil öğrenme konferansları, çalıĢtayları ile araĢtırmacılar ve uygulamacılar bir araya
gelerek, mobil öğrenme alanında yapılan çalıĢmaları değerlendirmekte, gelecekte yapılabilecek
çalıĢmalar hakkında bir yol haritası çıkarmaktadır.
Gelecekte mobil uygulamalarda flash tabanlı animasyonlara izin verilmesi, mobil sistemlerin web 2.0
araçları ile entegre edilmesi, second life gibi sanal gerçeklik programlarının mobil cihazlar üzerinden
öğrenme için kullanılması beklenmektedir. Mobil teknolojilerdeki geliĢmeler, geleceğin 4G
teknolojisinin sağladığı hızlı internet seçenekleri ve mobil cihazların kullanıcılar tarafından kullanım
oranının her geçen gün artmasına bakılacak olunursa, mobil öğrenme uygulamalarının daha cazip,
yoğun ve etkili bir Ģekilde gerçekleĢtireceğini söylemek mümkündür.
Dünya da yapılan mobil öğrenme uygulamalarının ve kullanılan teknolojilerin, ileri düzey de olduğu
ve eğitim çevrelerin de yaygın olarak kullanıldığı gözlenmektedir. Ülkemizde ise mobil öğrenme
oldukça yeni bir çalıĢma alanıdır. Bu çalıĢma alanının geliĢimi için mobil öğrenmeye yönelik
149
çalıĢmalara yerel yönetimler ve sivil kuruluĢlar tarafından destek verilmelidir. Mobil öğrenme
uygulamacıları ve araĢtırmacıları iĢ birliği yaparak yeni projeler geliĢtirebilir ve bununla ilgili olarak
kendi aralarında bir haberleĢme ağı oluĢturabilir. Yapılan bu projelerin GSM Ģirketleri tarafından
desteklenmesi ile eğitim de mobil öğrenme uygulamaları hızlandırılabilir. Eğitim ortamlarında mobil
öğrenme uygulamalarının etkililiğinin değerlendirilmesi ile mobil öğrenmeye yönelik kuram
oluĢturma çalıĢmaları yapılabilir. Bunlara ek olarak mobil öğrenme terminolojisinin Türkçeye
çevrilmesine yönelik çalıĢmalar da düzenlenebilir.
150
KAYNAKLAR Brown, J. S., Collins, A., & Duguid, P. (1989). Situated Cognition And The Culture Of Learning.
Educational Researcher, 18(1), 32-42.
Brown, T.H. (2005). Beyond Constructivism: Exploring Future Learning Paradigms. Education
Today, 2005 (2), 1-11.
Bruner, J. (1966). Toward a Theory of Instruction. Cambridge, MA: Harvard University Press.
Driscoll, M. P. (1994). Psychology of Learning For Instruction. Boston: Allyn and Bacon.
Georgiev, T., Georgieva, E., & Smrikarov, A. (2004). M-learning A New Stage of e-Learning.
Proceedings of the International Conference on Computer Systems and Technologies (CompSysTech‘
2004), Rousse, Bulgaria.
Hulme, A. K. & Traxler, J. (2007). Mobile Learning: A Handbook for Educators and Trainers.
London: Routledge
Johnson, L., Levine, A., & Smith, R. (2009). The 2009 Horizon Report. Austin, Texas: The New
Media Consortium.
Kadirire, J. ( 2009). Mobile Learning DeMystified . In R. Guy (Ed). The Evolution of Mobile Teaching
and Learning. California, USA: Informing Science Press
Keagen, D. (2005). The Incorporation of Mobile Learning into Mainstream Education and Training.
Proceedings of mLearn2005-4th World Conference on m-Learning, Cape Town, South Africa, 25-28
October 2005. Retrieved on November 18, 2008, from
http://www.mlearn.org.za/CD/papers/keegan1.pdf.
Koschmann, T., Kelson, A.C., Feltovich, P.J., & Barrows, H.S. (1996). Computer-Supported Problem-
Based Learning: A Principled Approach to The Use Of Computers In Collaborative Learning. In T.D.
Koschmann (Ed.), CSCL: Theory and practice of an emerging paradigm (83-124). Hillsdale,
NJ:Lawrence Erlbaum
Laouris, Y ve Eteokleous, N. (2005). We Need an Educationally Revelant Definition of Mobile
Learning. Retrieved on July 08, 2008, from http://74.125.77.132/search?q=cache:b-
efNHuk1scJ:www.mlearn.org.za/CD/papers/Laouris%2520%26%2520Eteokleous.pdf+Laouris&hl=tr
&ct=clnk&cd=3&gl=tr&client=firefox-a
Mostakhdemin-Hosseini, A., & Tuimala, J. (2005). Mobile Learning Framework. Proceedings of the
IADIS International Conference Mobile Learning, International Association for Development of the
Information Society, Qawra, Malta, 203-207.
Ng, W., Nicholas, H., Loke, Seng. & Torabi, T. (2009). Designing Effective Pedagogical Systems for
Teaching and Learning with MobileAnd Ubiquitous Devices. In T.T. Goh (Ed). Multiplatform E-
learning Systems and Technologies. Mobile Devices for Ubiquitous ICT-Based Education. Hershey –
Newyork, USA: Information Science Reference
O‘Malley, C., Vavoula, G., Glew, J., Taylor, J., Sharples, M. & Lefrere, P. (2003). Guidelines for
Learning/Teaching/Tutoring/in a Mobile Environment. Mobilearn project deliverable. Retrieved on
February 21, 2009, from: www.mobilearn.org/download/results/guidelines.pdf
Özdamar, N & Metcalf, D. (2011). The Current Perspectives, Theories and Practices of Mobile
Learning. The Turkish Online Journal of Educational Technology, 10(2).
Parsons, D. (2007). Mobile Learning, In D. Taniar (Ed.), Encyclopedia of Mobile Computing and
Commerce, (525-527). Hershey, PA: Information Science Reference.
151
Sharples, M. (2000). The Design of Personal Mobile Technologies for Lifelong Learning, Computers
and Education, 34, 177-193.
Sharples, M. (2002). Disruptive devices: mobile technology for conversational learning. International
Journal of Continuing Engineering Education and Life Long Learning, 12(5/6), 504-520
Sharples, M., Kukulska-Hulme. A, Yamamoto, G.T, Traxler, J (2011). Mobile Learning -- Draft 2.
Retrieved on March 10, 2011, from http://oa.stellarnet.eu/corner/read-5607
Siemens, G. (2004). Connectivism: A learning theory for the digital age. International Journal of
Instructional Technology and Distance Learning. Retrieved on November 12, 2006, from
http://www.itdl.org/Journal/Jan_05/article01.htm
Smith, P.L. & Ragan, T.J. (2005). Instructional Design (3rd ed). New York: Merill
Vavoula, G. (2004). KLeOS: A Knowledge and Learning Organisation System in Support of Lifelong
Learning. Unpublished PhD Thesis, University of Birmingham, UK
Vygotski, L.S. (1978). Mind In Society: The Development Of Higher Psychological
Processes. Cambridge, MA: Harvard University Press.
Vygotsky, S. L.(1987). Thinking and Speech. In R.W. Riber & A.S. Carton (eds.), The collected works
of S.L. Vygotsky, Volume 1: Problems of general psychology. New York: Plenum.
Wexler, S., Brown, J. , Metcalf, D., Rogers, D. & Wagner, E. (2008). The e-Learning Guild Report
Mobile Learning. Retrieved on May 18, 2009, from
http://www.elearningguild.com/research/archives/index.cfm?id=132&action=viewonly
Ġnternet Kaynakları
Anapod Projesi: http://anapod.anadolu.edu.tr
MAR: http://mars.anadolu.edu.tr
Mobile ESL: http://www.eslau.ca
Mobil Öğren: http://www.mobilogren.com
Tell me: http://www.tellme.com
Tufts University: http://tusk.tufts.edu
Turning Point Portal: http://www.turningtechnologies.com
ÖZGEÇMĠġ Nilgün Özdamar KESKĠN
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinde AraĢtırma Görevlisi olan Nilgün Özdamar Keskin,
aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Anabilim dalında
doktorasını yapmıĢtır. University of Central Florida, Simülasyon ve Eğitim Enstitüsünde 2009-2010
yılları arasında araĢtırmacı olarak görev almıĢ, burada değiĢik mobil öğrenme projelerinde çalıĢma ve
gözlem yapma Ģansını elde etmiĢtir. Aynı zamanda USA‘de mobil öğrenme uzmanlarının düzenlediği
birçok çalıĢtaya ve seminere katılmıĢtır. Bunun yanı sıra Uluslararası Mobil Öğrenme 2009- Mobil
Öğrenme 2010 konferanslarında değerlendirme kurulu üyesi olarak görev yapmıĢtır. Bu alanda ulusal
ve uluslararası yayınları bulunmaktadır. ÇalıĢma alanları Mobil öğrenme, Mobil Performans Destek
Sistemleri, Augmented (ArttırılmıĢ) Öğrenme, Yeni Nesil Uzaktan Eğitim Teknojileri‘dir.
152
XIV. BÖLÜM MOBĠL TURĠZM
Seha AKSÜ, Okan Üniversitesi
ÖZET
E-ticaret ve onun bir türevi olan mobil ticaret hemen bütün sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe
de gittikçe yaygınlaĢmakta ve oldukça etkili olmakta, geleneksel pazarlama ve satıĢ yöntemlerini
değiĢtirmekte, satıcı ve müĢteriye farklı kullanım kolaylıkları sağlamaktadır.
Yeni iletiĢim ve bilgi teknolojisi, turizm sektörünün verimliliğini çok yakından ilgilendirmektedir.
Teknolojik yenilikler, turizm iĢletmelerinin rekabet gücü yüksek, yeni ve esnek hizmetler sunmalarına
yardımcı olmaktadır. Örneğin, elektronik biletleme, otel ve hedef bölge tanıtımı ve satıĢları için
internet ve Web sitelerinin kullanımı her geçen gün artmaktadır.
Seyahat ve turizm, elektronik ticarette en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Seyahat acenteleri ile tur
operatörleri ve diğer turizm ürün ve hizmet sunucuları arasında da iĢletmeden iĢletmeye ticaret de e-
ticaret olarak gerçekleĢebilmektedir. UlaĢtırma bilet satıĢları, , araba kiralama ve seyahate ile iliĢkin
ihtiyaçlar web sayfalarında karĢılanmakta hatta reklâmlar bile artık internet üzerinden
gerçekleĢebilmektedir.
Tüketicinin mobilitesinin artmasıyla mobil turizm geliĢecek, yakın bir gelecekte cebimizde taĢıdığımız
mobil gereçler ki gün geçtikçe iĢlevleri artmakta, boyutları küçülerek ve teknolojileri ilerleyerek mobil
yaĢam tarzının ve mobil turizmin vazgeçilmezleri haline gelecektir. Mobil turizm açısından
günümüzdeki geliĢmeler bile 10 yıl öncesine göre hayal edilemeyecek boyuttadır. Örneğin internet
bağlantılı bir telefon ile ulaĢım ve konaklama rezervasyonu yaptırabilmekte, biniĢ kartını
hazırlatabilmekte, sanat ve kültür etkinliklerinden haberdar edebilmekte, aktüel olarak hava ve yol
durumunu hatta görüntülü olarak sunabilmektedir. Bu anlamda geleneksel turizm kavramı da
etkilenmekte ve yeni nesil bir turizm yaklaĢımına ihtiyaç doğmaktadır.
Bütün bu geliĢmelere rağmen bu derece hızlı ve bireysel bir kullanımın turizmin sektöründeki
istihdama olabilecek negatif etkisi de çalıĢmamızda incelenmiĢtir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, e-turizm, m-turizm
GĠRĠġ
Hareketlilik veya değiĢkenlik olarak dilimize çevirebileceğimiz mobilite insanlar için çoğunlukla yeni
olanaklara yönelme ve mevcut yaĢam koĢullarını iyileĢtirme çabası olarak ortaya atılmıĢtır. Konumuz
açısından değerlendirildiğinde ise mobilite aynı zamanda kablosuz yaĢam olarak da algılanabilir. Bu
olay bireylerin hareket halindeyken bile bilgiye eriĢebilmesini ve bu bilgilerle ilgili iĢlem
yapabilmesini mümkün kılacak mobil çözümler yaratmak amacı ile oluĢturulmuĢ bir teknolojidir.
Kablosuz teknolojiyi kullanarak gerçek zamanlı bir bilgi eriĢimi veya birden çok noktadan veri giriĢi
sağlanabilir.
E-ticaretin getirdiği e-YaĢam ve onun türevi mobil yaĢam hemen bütün sektörlerde olduğu gibi turizm
sektöründe de gittikçe yaygınlaĢmakta ve oldukça etkili olmaktadır. Bu geliĢim geleneksel pazarlama
ve satıĢ yöntemlerini değiĢtirmekte, satıcı ve müĢteriye farklı kullanım kolaylıkları sağlamaktadır. Çok
kısa bir süre öncesine kadar hayal bile edilemeyecek teknolojik cihazlar günümüzde hayatı
kolaylaĢtıran fonksiyonlara sahiptir. Bu cihazlar sadece teknolojileri ile değil aynı zamanda her geçen
gün küçülen hacimleri ile de mobil yaĢamın vazgeçilmez parçaları olmaktadır. Bu araçların en verimli
kullanım alanlarından birisi de turizmdir. Ürünün baĢlıca stoklanamaz ve test edilemez olma
153
özelliklerinden dolayı yeni iletiĢim ve bilgi teknolojisi, turizm sektörünün verimliliğini çok yakından
ilgilendirmektedir.
1. E-TĠCARET
E-Ticaret geliĢen teknolojinin bir olgusu olarak ticaret yapmanın yeni adı olarak tanımlanabilir. Her
geçen gün daha da geliĢen elektronik haberleĢme ortamında perakende satıĢlarında yaygınlaĢması bu
yeni ticaret türünün daha yaygın telaffuz edilmesini sağlamıĢtır. Bugün bilgisayar ve iletiĢim ağlarının
en büyüğü ve yaygını olarak tanımlanan internet özel ve kamu bilgisayar ağlarını kullanarak dünya
çapında ürün, hizmet ve bilginin dağılımını anında (on-line) gerçekleĢtirmektedir. (Buhalis, 2003,16)
E-Ticaret her türlü malın ve servisin bilgisayar teknolojisi, elektronik iletiĢim kanalları ve bağlantılı
teknolojiler ile ( akıllı kart, smart kart, elektronik fon transferi EFT, POS terminalleri) satılmasını ve
satın alınmasını sağlayan bir kavramdır. Elektronik ticaret çok yeni bir kavram olmasına karĢın ticari
iĢlemlerde birçok insan tarafından eĢ zamanlı olarak görüntü ve yazılı metinlerin enteraktif bir biçimde
iletilmesi, zaman ve mekân kavramından soyutlanmıĢ olarak iĢlev görebilmesi ve düĢük maliyetlerle
çalıĢabilmesi bu yeni ticaret türünü çok hızlı bir Ģekilde hayatımıza sokmuĢtur. OECD ve ABD gibi
geliĢmiĢ ekonomiler elektronik ticaretin sınır tanımayan bir Ģekilde geliĢmesi ve globalleĢebilmesi için
ortak stratejik eylem planları geliĢtirmeye çalıĢmaktadır.
Bu çalıĢmalarda, (Yamamato,2008,34)
- Elektronik ticarette güvenliğin arttırılması,
- Ticaret hukukunun e-ticaret pazarına uygun hale getirilmesi,
- HaberleĢme ve iletiĢim alt yapısının geliĢtirilmesi,
- Elektronik ticaretin verimliliğinin arttırılması,
gibi hususlar tartıĢılmakta ve kalıcı çözümler aranmaktadır.
1.1. E-Ticaretin Yararları
Çok sayıda insana aynı anda süratli bir Ģekilde ulaĢabilmesi, yeni pazarlama stratejilerinin
geliĢtirilebilmesi ve ürün veya hizmetin dünyanın her yerine en ekonomik ve en kısa sürede
pazarlanabilmesi imkânı Ģirketlerin dinamizmini arttırmıĢ ve pazar paylarını pozitif etkilemiĢtir. Bu
durum internet‘e açılan firmaların Web sitelerini ve veri tabanlarını bir satıĢ mağazası gibi
kullanmalarını sağlamıĢ, bu da kurumlara ve bireysel giriĢimcilere elektronik mağaza (e-mağaza)
kiralayan servis sağlayıcılarını ortaya çıkarmıĢtır.
E-Ticaret,
- Pazara giriĢteki engellerin azalmasının yanında, herkese eĢit eriĢim olanağı verme,
- Alıcı ile satıcının aynı fiziki ortamda bir araya gelmesini gerektirmediğinden, özellikle
hizmet ticaretin de iĢlem maliyetlerini oldukça azaltma
- Aracıların yerini web sayfalarının almasını sağlama
- Firmaların birçok faaliyetlerini daha düĢük maliyetlerle yapabilme ve üreticiler arasında rekabetin
artmasının yanında bilgilerin hızlı ve etkin olarak iletilmesini sağlama
- Daha hızlı bir Ģekilde ürün geliĢtirilmesi ve müĢteri ihtiyaçlarının tespit edilmesi ile talebe daha
hızlı bir Ģekilde cevap verilebilmesi olanağını sağlama gibi özelliklere sahiptir.
1.2. E- Ticaretin Tarafları - ĠĢletmeden ĠĢletmeye (Business to Business) (B2B)
- E-ticaretin en kabul görmüĢ Ģekli olarak dünya genelinde kabul gören bu ticaret Ģekli gerek
sektörel portallarla gerekse kurumun kendi sitesi aracılığı ile yapılmaktadır.
- ĠĢletmeden Tüketiciye (Business to Consumer) (B2C)
- Hızla geliĢen sanal mağaza uygulamaları ile günümüzde tüketiciye hazır yemekten otomobile
kadar birçok Ģey elektronik ortamda satılabilmektedir.
- ĠĢletmeden Kamuya (Business to Goverment) (B2G)
- Özellikle kamu alım ve ihalelerinde iĢletmelerin elektronik ortamda Ģartnamelere ulaĢıp yine aynı
ortamda tekliflerini sunabilmelerini sağlamaktadır.
154
- Tüketiciden Kamuya (Consumer to Goverment) (C2G)
- Kamunun verdiği hizmetlerin tüketici tarafından elektronik ortamdan faydalanılmasını sağlamaya
yöneliktir. Pasaport, ehliyet gibi evraklarla vergi ödemeleri gibi birçok kamusal iĢ internet
ortamında sağlanabilmektedir. (Pırnar,2005,31)
2. MOBĠL TĠCARET
Her geçen gün daha da geliĢen kablosuz iletiĢim, internetin sağladığı avantajlar sonucunda mobil
ticaret kavramını da günlük hayatımıza sokmuĢtur. KüreselleĢme ile sınırsız açık bir pazara dönen
dünyada 24 saat kesintisiz iletiĢim kurabilme ve ticaret yapabilme olanağı doğmuĢtur. Özellikle cep
telefonu ve mobil araçlar süratle geliĢim göstermektedir. Birçok geliĢmiĢ ülkede cep telefonu sayısı
sabit telefon sayısını aĢmıĢ durumdadır. Piyasaya ilk çıktıkları zaman sadece alım gücü iyi olanların
sahip olabileceği bu araçlar baĢta cep telefonu olmak üzere zamanla çok ucuzlamıĢ ve kullanım
kolaylığı ve her an ulaĢılabilirlik özelliğinden dolayı en basit iĢ yaĢamında bile ihtiyaç haline
gelmiĢtir. Bu taĢınabilir araçlar kendi teknik geliĢmelerinin yanında kullanıcıya bilgi ulaĢtırabilmek
için oluĢturulan mobil internet servislerinden de destek alarak hızla geliĢmiĢlerdir.
M-ticaret ―mobil telefon veya benzeri araçlar yardımı ile yapılan mal ve hizmet satın alınması ve de
ücretlerin ödenmesi iĢlemlerine verilen genel bir tanımdır‖ (Jain,2006,19) M-ticaret e-ticaretin biraz
daha geliĢtirilmiĢ durumudur. Çünkü m-ticarette kullanılan mobil teknoloji sayesinde PC ve TV gibi
araçların sabitlik kısıtlaması ortadan kaldırılmıĢtır. DeğiĢime uğrayan dünya ekonomisinde mobil
ticaret her geçen gün önemini ve süratini arttırmaktadır.
2.1. Mobil Ticaret Uygulamaları
Mobil ticaret uygulamaları ağırlıklı olarak aĢağıdaki gibi gerçekleĢecektir.(Sarısakal/Aydın, 2003)
- Anlık Mobil MesajlaĢma uygulaması. Mobil Instant Messaging (MIM)
- Mültimedya MesajlaĢma Servisi. Multimedia Messaging Service (MMS)
- Mobil Finansal Hizmetler (m-bankacılık, m-borsa, m-para, m-fatura)
- Mobil Güvenlik Hizmetleri
- Mobil AlıĢveriĢ (m-rezervasyon, m-açık arttırma, m-posta kartı)
- Mobil Reklamcılık
- Mobil Dinamik Enformasyon yönetimi (m-üyelik, m-pasaport)
2.2. Mobil Teknolojiler
Günümüzde aĢağıdaki mobil teknolojiler yaygın olarak kullanılmaktadır.
a- WAP – Wireless Application Protokol (Kablosuz Uygulama Protokolü)
Kablolara bağlı olmadan internet kaynaklarına eriĢmeyi sağlayan küresel bir
standarttır. Sisteme uyumlu cep telefonu ve el bilgisayarları ile çalıĢmaktadır.
b- GPS – Global Positioning System (Global Yer Belirleme Sistemi)
Düzenli olarak kodlanmıĢ bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla aramızdaki
mesafeyi ölçerek dünya üzerindeki kesin yerimizi tespit etmeyi mümkün kılar.
c- GPRS – General Paket Radio Service (Paket Anahtarlamalı Radyo Hizmetleri)
GSM ve TDMA ağları için geliĢtirilmiĢ olan paket temelli veri taĢıyıcı bir servistir.
GPRS teknolojisi, kullanıcıya yüksek hızlı bir eriĢimin yanı sıra, bağlantı süresine göre
değil gerçekleĢtirilen veri alıĢveriĢ miktarına göre ücretlendirilen ucuz iletiĢim olanağı da
sağlar.
155
d- SMS - Short Message Service (Kısa Mesaj Servisi)
Mobil telefonlar aracılığıyla düz metinden oluĢan kısa mesajların gönderilip alınabilmesi
özelliğidir.
e- MMS – Multimedia Messaging Service (Çoklu Ortam MesajlaĢma Servisi)
Mobil telefonlar aracılığı ile metnin içerisine resim, müzik ve video dosyaları
ekleyebilme teknolojisidir. MMS'in SMS (kısa mesaj) teknolojisine göre en belirgin ve
ilgi çekici farkı metinle sınırlı kalmamasıdır.
f- BLUETOOTH
Bluetooth, kablosuz kısa mesafeli, ses ve veri haberleĢmesini sağlamak için oluĢturulmuĢ
ve standart çalıĢmaları hala devam eden bir sisteme verilen addır. Bluetooth 2,4 GHz‘de
radyo dalgaları kullanılmaktadır, dolayısıyla IrDA gibi doğrudan görüĢ hattı
gerektirmemenin üstünlüğünü sunmaktadır
g- WIRELESS
Wireless fidelity kelimelerinin ilk iki harfinin kullanılarak ortaya çıkartılmıĢ bir kısaltma
wi-fi. Basitçe kablosuz ağ anlamına gelir. Daha çok internete kablo kullanmadan
bağlanmak, bir cep telefonun diğer bir cep telefonuna dosya alıĢveriĢini yapmak için
kullanılmaktadır.
h- RFID - Radio Frequency Identification (Radyo frekanslı Tanımlama)
RFID, üzerinde mikroiĢlemci ile donanmıĢ etiket taĢıyan bir nesnenin, bu etikette taĢıdığı
kimlik yapısı ile hareketlerinin izlenebilmesine imkan veren radyo frekansları ile çalıĢan
teknolojiye verilen addır.
i- 3G Aslında Gprs‘in geliĢtirilmiĢ halidir. Cep telefonu veya cep bilgisayarı ile yayın
bağlantısı kurulmasını sağlar. Böylece, anında görüntülü konuĢma yapma ve
televizyon izleme için olanak sağlar.
3. TURĠZM
Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra ayrıcalıklı bir tüketim olmaktan çıkan tatil ve
dinlenme kavramı iki binli yıllara gelene kadar devamlı büyüme ve geliĢme göstererek bu gün
dünyada yaklaĢık bir milyar kiĢinin katıldığı bir sektör haline gelmiĢtir. Turizm endüstrisine hizmet
sunan iĢletmelerden çoğu çekim özellikleri dolayısı ile dünyanın en ücra köĢelerine kadar dağılmıĢtır.
Tüketicinin bu kadar dağınık bir alanda hangi türden olursa olsun turistik tüketimini kendi baĢına
sağlayabilmesi belirli zorlukları da meydana getirmiĢ ve bu gereksinim tur operatörü dediğimiz
yüklenici aracı kurumları; onlarda perakende pazarlama kanallarını oluĢturabilmek için seyahat
acentelerini meydana getirmiĢlerdir. E-ticaretin ve mobil yaĢamın günümüz koĢullarında hızlı ve kolay
ulaĢılabilir olmadığı zaman dilimlerinde her ne kadar PC ve onların on line kullanımı bu sektöre bir
hareketlilik getirmiĢ ise de nihai tüketici tur paketine ulaĢmak için yine aracı hatta aracılara ihtiyaç
duymuĢ ve bu sistematik turizmde aracı kurumların geliĢmesine sebep olmuĢtur. Turizmde ürünün
tüketiciye götürülmeyip, tüketicinin ürüne taĢınması zorunluluğundan bu olgu daha da bir önem
kazanmıĢtır. Böylelikle son yıllara kadar yapılan araĢtırmalarda organize turlar genel talebin yüzde
seksenini kapsar iken gelecekte e-ticaretin ileri ve hızlı bir devinimi olan m-ticaret aynı zamanlarda
yeni kavramlar ve yani pazarlama yöntemleri ile MOBĠL TURĠZM kavramı gelmektedir.
(Steinmüller,2002,23).
Ġnternet seyahat edenler ve seyahat pazarlayanlar için, yani mobil yaĢam için baĢlıca ve en önemli
kaynaktır. Internet kullanıcılarının %95‘i interneti planladıkları seyahat ile iliĢkili bilgi toplamak için
kullanmakta, %93‘ü ise planladıkları tatil ile ilgili turistik web sitelerini izlemektedirler.
Teknolojik yenilikler, turizm iĢletmelerinin rekabet gücü yüksek, yeni ve esnek hizmetler sunmalarına
yardımcı olmaktadır.
156
Seyahat ve turizm, elektronik ticarette en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Tüketiciler ve iĢletme
sahipleri doğrudan rezervasyondan, son tüketiciye kolay ödeme koĢulları sunulmasına kadar değiĢik
alanlarda iĢlemlerini gerçekleĢtirebilmektedirler. Seyahat acenteleri ile tur operatörleri ve diğer turizm
ürün ve hizmet sunucuları arasında da iĢletmeden iĢletmeye ticaret de mobil olanaklarla e-ticaret
olarak gerçekleĢebilmektedir. UlaĢtırma bilet satıĢları, otel rezervasyonu, araba kiralama ve seyahate
ile iliĢkin ihtiyaçlar WEB sayfalarında karĢılanmakta hatta reklâmlar bile artık internet üzerinden
gerçekleĢebilmektedir. Son yıllarda kitle turizmine pek sempatik bakmayan orta ve yüksek gelir ve
kültür grubundan olan talep yeni arayıĢlar içindedir. Bu grup aynı zamanda teknolojik geliĢimi en
yakından takip eden ve bunun için gerekli olan donanıma ekonomik olarak sahip olabilecek yapıdadır.
Bu da ya özel destinasyonları ürün paletine alan tur operatörleri üzerinden ya da tüketicinin kendi
oluĢturması ile gerçekleĢmektedir. Yapılan son araĢtırmalar aracı kurumlardan bağlantısız kent
turizminde ve özel ve aktif turizm türlerinde artıĢ göstermektedir.
3.1. E-Turizm
Teknolojik geliĢmelerden olan e-ticaretin turizm iĢletmelerinin pazarlamasında giderek daha yaygın
biçimde kullanılacağı ve hızla değiĢen ve geliĢen bu teknolojinin seyahat sektörünü yakından
ilgilendireceği kaçınılmaz bir gerçektir. Havayolu Ģirketleri, oteller, seyahat acenteleri ve tur
operatörleri rekabete karĢı direnmek ve yaĢayabilmek için bu yeni pazarlama Ģeklini kullanmak
zorundadırlar. Avrupa Birliği ülkeleri ile pazar iliĢkisi içerisinde olan Türk turizm iĢletmeleri de,
turizmde kullanılan yeni teknolojileri kullanarak, bu teknolojilerin kullanımını destekleyen AB
ülkeleri ile yaptıkları turizm ticaretinde yeniliklere uyum sağlayabileceklerdir.
Endüstrideki eğilimler global ortakların sürekli katıldığı yoğun rekabet gerektiren bir endüstri olması,
müĢteri taleplerinin sürekli değiĢmesi, müĢterilerin hizmetlerde uygunluk, değer ve kaliteye verdikleri
önemin artması, bilgi düzeyi yüksek ve bilinçli müĢterilerin aynı doğrultuda hizmet beklentisi ve
otomasyon teknolojisine duyulan ihtiyaç turizm endüstrisinde e-ticaret faaliyetlerinin kullanılarak
hızla yaygınlaĢmasına yol açmaktadır. Turizm endüstrisi yapısı itibarı ile de e-ticarete uygundur. E-
ticaret gerek turizm iĢletmelerine gerekse müĢterilere maliyet ve zaman tasarrufu sağlanacaktır. Bunun
yanı sıra; interaktif etkileĢim olanağı, kiĢisellik, sonuçların ölçülebilme kolaylığı ve geri besleme
olanağı, insan kaynaklarının etkin kullanımı, ihtiyaçlara uygunluk ve esneklik, pazar / pazarlama
araĢtırması ve veri toplamada sağladığı kolaylık, turizm iĢletmelerinin hizmet kalitesinin artması,
otomatik bilet makinaları gibi yeni ürünleri ortaya çıkarması ve bilgisayarlar sayesinde devre mülk
gibi iletiĢim sorunları yaĢanan turizm ürünlerinin satıĢındaki artıĢ e-ticaretin faydaları arasındadır.
BaĢlıca sorunlardan olan güvenlik ve gizlilik kaygısı, spam, etik dıĢı uygulamalar, yasal boĢluklar ise
iĢletmelerin üzerinde dikkatle durması gereken konulardandır. E-ticaretin turizm endüstrisinde
yaygınlaĢması e-turizm kavramını da ortaya çıkarmaktadır ve bu kavramla birlikte turizm
endüstrisinde ürün ve hizmet pazarının yapısı değiĢmekte, yeni ürünler, yeni dağıtım ve pazarlama
teknikleri, yeni ―müĢteri memnuniyeti‖ kavramı, yeni dağıtım kanalları ortaya çıkmaktadır.
E-turizmde dikkat gösterilmesi gereken konular ise klasik iĢletme ve pazarlama yöntemlerinden
oldukça farklıdır. Bunlardan bazıları: Web sitesinin sürekli güncelleĢtirilmesi gerekliliği, kullanım
kolaylılığının sağlanması, müĢterilerin izlenmesi, kullanılan dil ve tasarımın uygunluğu, Web
sitelerinin geliĢtirilmeye elveriĢli Ģekilde düzenlenmesinin gerekliliğidir. GeliĢtirilmede ölçü
müĢterilerin istekleri ve talepleri olmalıdır. Ancak web sayfasının bilgiye uygun tasarımlara uyumlu
olması önemlidir.
3.2. Mobil Turizm
E-ticaret bir anlamda mobil yaĢamı da beraberinde getirmektedir. Hizmet satın almak için her geçen
gün daha da yaygın hale gelen sistem çok yakın bir gelecekte satın alınan turistik ürünün tüketilmesi
aĢamasında da birçok insan tarafından kullanılır hale gelecektir. Yani tüketicinin mobilitesinin
arttırılması ile mobil turizm her geçen gün daha da geliĢecektir. Bugün ki kullanımında bile GPRS
sistemleri bağımsız ve bağlantısız seyahat edenlere büyük kolaylıklar sağlamaktadır
(Yamamoto,2009). Yakın bir gelecekte bu gün cebimizde taĢıdığımız mobil gereçler ki gün geçtikçe
iĢlevleri artarak, boyutları küçülerek ve teknolojileri ilerleyerek mobil yaĢam tarzının ve mobil
turizminin vazgeçilmezleri haline gelecektir.
157
ġekil 1:Mobil Turizmin BileĢenleri
Kaynak: Waldburger,M., Universitaet Zürich Ġnformatik Ġnstitut 2004
Beklenen geliĢim içinde mobil turiste rehberlik yapacak, yönünü bulduracak hatta restoranlardaki
yemek sipariĢini bile verdirebilecek günler yakındır. Internet bağlantılı bir telefon bugün ulaĢım ve
konaklama rezervasyonu yaptırabilmekte, biniĢ kartını hazırlatabilmekte, sanat ve kültür
etkinliklerinden haberdar edebilmekte, aktüel olarak hava ve yol durumunu hatta görüntülü olarak
sunabilmektedir. Bu anlamda geleneksel turizm kavramı da etkilenmekte ve yeni nesil bir turizm
yaklaĢımı ihtiyacı doğmaktadır. 2004 yılında Kıbrıs da düzenlenen ―Destinasyon Yönetimi ve
Pazarlama Yapıları‖ kongresinde varılan ana sonuçlardan biri internet üzerinden organize edilen
―kendi tatil paketini hazırla‖ Ģeklinde esnek turlara artan talep ve hedeflerinin turizm Ģirketlerinin
hayatta kalabilmek için e-ticaretten yararlanması gerektiğidir.
ÇalıĢmamızda dikkat ettiğimiz en önemli ayırım e-ticaret ile m-ticaret arasındaki yani e-turizm ile m-
turizm arasındaki ayrılmaz iliĢkideki hareket serbestliği yani mobilite farkıdır. E-turizm PC ve onların
çevrimiçi kullanımı ile ilk büyük sürat aĢamasını baĢarmıĢ ve sistemin internet üzerinden kullanımı ise
aynı anda birçok kaynağa ulaĢmada turizm açısından bir devrim yaratmıĢtır. Yalnızca bu aĢamalarda
kullanıcıların sabit bir bilgisayar üzerinden bağlantı yapmaları zorunludur. Oysa mobil kullanım
araçlarının geliĢtirilmesi ve taĢıma kolaylıklarının sağlanması artık hem üreticiye, hem de tüketiciye
zaman ve mekân tan soyutlanmıĢ bir iletiĢim olanağı sağlamaktadır. Cep telefonları ya da küçük mobil
cihazlarla bu kullanım özelleĢtirilmiĢ ve sadece kiĢiye hizmet verecek Ģekilde özelleĢtirilmiĢtir.
158
ġekil. 2 Fonksiyonel ġema
Kaynak: Location-based service for m-goverment/Torino (2009) Franco Carcillo
Yukarıdaki Ģemadan da rahatça anlaĢılabileceği gibi bölgesel bilgiler (kentsel bilgiler) yerel sunucular,
hizmet sağlayıcı olan restoran otel gibi iĢletmeler ise kendilerine servis sağlayıcılar üzerinden ara
hizmet sağlayıcılarına ve sunucularına ulaĢmaktadır. Burada dikkat edilecek olan iliĢki ara hizmet
sağlayıcılar ve sunular ile iĢlemci ajansların ve kullanıcı modellerinin çift yönlü iliĢkisidir.
3.3. Kullanım Olanakları
Turistik hizmet tüketicisine yani turiste mobil teknolojiler çeĢitli sistem kolaylıkları ve her Ģeyden
evvel zamandan tasarruf ve acil değiĢiklik yapabilme olanağını sunmaktadır(Haykın,2004,16) Tüketici
(Turist) zamandan ve mekândan soyutlanmıĢ olarak her istediği yerde yukarı teknik olanaklarını
belirttiğimiz mobil araçlara sahip olmak kaydı ile bağlantı sağlayabildiği her yerde öncelikle bilgi
edinebilme olanağına kavuĢabilir. Genel bilgi edinmenin yanında seçtiği tatil yöresine ulaĢım
olanaklarını araĢtırabilir. O yöredeki konaklama iĢletmelerini görsel olarak detaylı inceleyebilir ve
fiyat ve ödeme durumları hakkında bilgi alabilir. Arzu ettiği durumda yine aynı ulaĢım kanalı
üzerinden ulaĢtırma, konaklama, gastronomi ve yer hizmetleri iĢletmelerine rezervasyon yaptırabilir
veya yaptığı rezervasyonu hukuki Ģartlar çerçevesinde değiĢtirebilir, hatta iptal edebilir. Bunlar için
gerekli olan ödemeleri yine mobil bağlantıları sayesinde yerine getirebilir.
Tüketim aĢamasına geldiği zaman ise özellikle hava ulaĢtırma iĢletmelerinde zorunlu olan chek-in
iĢlemini yapabilir ve bunun geri bildirimini yine mobil yolla alabilir. Konaklama iĢletmelerine varıĢ
saati ve özel istekleri hakkında bilgi verebilir ve geri bildirim talep edebilir. Arzu ettiği gastronomi
iĢletmelerinde yer ayırtabilir hatta sipariĢ verebilir. Ana varıĢ noktasından konaklama iĢletmesine
kadar olan bölgesel ulaĢımı talep edebilir, değiĢtirebilir veya iptal isteminde bulunabilir. Yine aynı
olanakları kullanarak sportif karĢılaĢma, konser, bilimsel toplantı gibi faaliyetler hakkında bilgi
edinebilir ve rezervasyon yaptırabilir.
Tüketici için olduğu kadar turistik hizmet üreticileri içinde mobil turizm olanakları sürat ve hizmet
kalitesi sağlamaktadır. Tüketicinin mobil yolla ulaĢtırdığı taleplerine yine aynı yolla ve aynı süratle
mekân ve zaman kısıtlaması olmadan cevap verebilir ve acil durum değiĢimleri hakkında tüketiciyi
bilgilendirebilir. Hizmet kalitesini arttırmak açısından aktif üretim alanında olan turistik hizmet
159
personeline mobil yolla ulaĢabilir ve gerekli değiĢiklik bilgilerini ve gerekli direktifleri vakit
kaybetmeden sıcağı sıcağına iletebilir hatta gerekli dokümanı anında ulaĢtırabilir.
Mobil turizmin bir diğer kullanım alanı ise kamu veya sivil toplum örgütleri üzerinden turistin
bulunduğu yer hakkında bilgi aktarılmasıdır. Günümüzde birçok Avrupa kentinde bu tip mobil
uygulamalar mevcuttur. Bu sayede turist bulunduğu yer hakkında hem coğrafik bilgi almakta hem de
ören yerleri hakkında detaylı bilgi edinebilmektedir.
Günümüzde geliĢtirilmiĢ olan birçok web tabanlı mobil turist rehberi mevcuttur. Bunların bir çoğu
harita tabanlı çözümler sunmaktadır. (van Setten, Pokraev,Koolwaaij,2004,) 3.3.1. COMPASS COMPASS(Context-aware Mobile Personal Assistant) turistlere içerik bağımlı öneriler ve servisler
sunar Müze, restoran bilgisi gibi içerikleri sahip üçüncü parti servisler hakkında bilgi tutmayı sağlayan
bir kayıt mekanizmasına sahiptir. 3.3.2. CRUMPPET CRUMPET, etmen teknolojisi üzerine kurulu ―Creation of User-friendly Mobile Services Personalized
for Tourism‖ yani turizm için kiĢiselleĢtirilmiĢ kullanıcı dostu mobil servislerin yaratılmasını
sağlayan bir çalıĢmadır. 3.3.3.GUIDE GUIDE sistemi konum tabanlı servisler alanından gelmektedir. Amaç, turistlere PDA aracılığıyla bir
Ģehir hakkında güncel ve içeriğe bağlı bilginin sağlanmasıdır. 3.3.4. GULLIVERS GENIE Gullivers Genie, yapay zeka ve etmen sistemleri kullanarak, turistlerin gezileri boyunca konum ve
ihtiyaçlarına göre akıllı içerik elde etmesini sağlayan bir prototip olarak geliĢtirilmiĢtir. Turistler
alanları gezdikçe, güncel konumlarını gösteren bir harita ve görülecek yerlerin yakınlıklarına göre
sunumlarını görürler. 3.3.5. Lol@ LoL@, Viyana Ģehri hakkında multimedya turizm bilgisi sağlayan, GPRS/UMTS kullanılarak konum
tabanlı mobil uygulama sistemidir. 3.3.6. MobiDENK MobiDENK, turistik yerleri dolaĢma desteği ve buralara ait güncel bilgi sağlar. Anıt, abide gibi
yerlerin görsel olarak gezme imkanı verir. Sokak haritası ya da kuĢbakıĢı fotoğraf Ģeklindeki harita
mobil cihaz üzerinde tutulabileceği gibi GIS sunucusundan da kablosuz iletiĢim ağı aracılığıyla
dinamik olarak alınabilir. 3.3.7. m-To Guide m-To Guide, konum tabanlı servisler ile 2.5/3G hücresel ağların kullanılmasını sağlamak için
geliĢtirilen bir prototiptir. GPS ile turistleri yönlendirir ve turistik yerlerin konumuna özgü multimedya
bilgi desteği sağlar.
3.3.8. PinPoint
PinPoint , içerikten haberdar olan web uygulamaları geliĢtirmek için oluĢturulmuĢ bir platformdur. Bu
platform kullanılarak prototip olarak web tabanlı bir mobil turist rehberi gerçekleĢtirilmiĢtir. 3.3.9. Sightseeing4U Sightseeing4U, kiĢiselleĢtirilmiĢ Ģehir rehberi prototipidir. mobileMM4U ve Niccimon platformu
üzerine kurulmuĢtur.
160
Resim 1: Mobil kullanım aracı
3.4. Mobil Turizmin Faydaları
Turizm sektöründe ticari amaçlı internet kullanımı ve e-ticaret son derece yaygındır ve her geçen gün
hızla geliĢmektedir. Turizm sektöründe hizmet üretimi dinamik özelliğinden dolayı zamanla yarıĢmak
zorundadır. Özellikle orta ve üst gelir talepleri ve kültür gruplarından olan tüketici, tatil programlarına
dünya da geliĢen iĢ yaĢamının özelliklerine paralel olarak, eskiye nazaran tüketimin baĢlamasından
daha kısa sürelerde karar vermekte ve geri bildirim talep etmektedir. Ayrıca tüketici profillerinin ve
demografik özelliklerinin kolay belirlenebilmesi ve tüketiciden anında geri beslenme sağlaması da,
hedef promosyonu yapanların, otel yöneticilerinin ve tur operatörlerinin yeni pazarlama yöntemleri
geliĢtirmelerini ve daha dinamik olmalarını sağlamaktadır. Ayrıcaturistik ürün/ hedef yönetimi
(destination management) yapan yerel operatörler açısından ise m-turizm bulunmaz bir dinamizm
sağlamaktadır. Böylelikle araç ve personel yönlendirme en az hata ile ve en en uygun Ģekilde
yapılabilir duruma gelmiĢtir.
Tüketici yönünden değerlendirildiğinde seyahat ve tatil planlamasında zamandan ve mekândan
soyutlanmıĢ olarak talep de bulunmak ve kısa sürede sonuca ulaĢmaĢmak çok önemlidir. Üreticiden
tüketiciye (B2C) ulaĢmada,tüketicinin taleplerini bildirimde ve değiĢim talebinde (C2B) zaman
kavramı çok önemlidir. Bu Ģekilde tüketicinin keyfi veya mecburi olarak talep edeceği tüketimin
baĢlamasına çok kısa süre kalan değiĢikler bu yönle hızlı bir Ģekilde cevaplanabilir. Ayrıca bu son an
değiĢim talepleri sadece bir merkezden onaylanarak gerçekleĢtirilemez. Bu durumda iĢetmeden
iĢletmeye (B2B) hızlı ulaĢım ve geri bildirimde çok önemlidir. Bu keyfi veya mecburi son anda
değiĢtirilmesi gereken talepler yüklenici tur operatörü tarafından zamandan ve mekandan soyutlanmıĢ
olarak konaklama veya ulaĢtırma iĢletmelerine mobil yolla bildirilerek karĢılanır ve geri bildirim
istenir. Bunun hukuksal alt yapısı içinde elektronik imza denilen özel ve gizli Ģifrelemenin
kullanılması konuya süratin yanında resmiyette kazandırmaktadır. Aynı Ģekilde bu değiĢim
taleplerinin olumlu veya olumsuz cevapları yine mobil yolla tüketiciye iletilebilinir. Mobil turizmin
yarattığı olanaklar tüketim sırasında ihtiyaç duyulan bilgi ve yön bulma açısından çok büyük bir
geliĢimdir. Tüketici m-turizm olanakları sayesinde gittiği yörede ihtiyaç duyduğu yardımı sahip
olduğu sistemler sayesinde kolayca çözebilmektedir. Bu coğrafi yön bulmaktan baĢlayarak, bölge
hakkında değiĢik bilgiler (tarih,restaurantlar,eğlence yerleri,alıĢveriĢ merkezleri) edinmek ve
bulunulan bölgedeki değiĢik talepleri karĢılamak için bilgi merkezlerine ulaĢmak için de
kullanılabilinir. Bir çok turist çeken avrupa kentinde mobil kullanıcılar için belediyeler böyle bir servis
sunmakta olup, ülkemizde de Istanbul Ģehrindeki Fatih Belediyesi böyle bir servisi baĢlatmıĢ
bulumaktadır.
Bunların haricinde tüketim aĢamasında meydana gelebilecek ürn hatalarından dolayı tüketici
memnuniyetsizliği veya hak gaspı olması durumunda tüketici yine mobil yolla gerekli mercilere
161
ulaĢarak zararının anında telafi edilmesini isteyebilir. Zira turistik ürünün stoklanamaz olma
özelliğinden dolayı tüketicinin tatili sırasındaki memnuniyetsizliği maddi olarak karĢılasa bile zamanı
geri dödürme olanağı olmadığından kaybedilmiĢ tatil zamanı ve psikolojik yıpratımı telafi edilemez.
3.5. Mobil Turizmin Negatif Etkileri
Turizm emek yoğun bir sektör olduğundan m-turizmin maalesef istihdam açısından negatif etkileri de
gözlenmektedir. Klasik pazarlama ve satıĢ yöntemlerinde ürün tur operatörleri tarafından üretilir ve
seyahat acenteleri üzerinden nihai tüketiciye perakende olarak ulaĢtırılırdı. Zaten e-ticaretin yani e-
turizmin geliĢmesi ile aracı kurumların en uç hizmet üretenleri olan perakendeci seyahat acenteleri
fonksiyonlarını yavaĢ yavaĢ yitirmektedir. Tüketici ya direk olarak tur operatörü ile elektronik ortamda
iliĢkiye geçmekte ya da talep ettiği hizmetleri (ulaĢım,konaklama ve diğer) parça olarak direk
üreticiden talep edebilmektedir. Buda çok yakın bir gelecekte parekendeci seyahat acentelerinin
iĢlevlerini tamamen yitirmelerine sebep olacaktır. Özellikle kent turizmi ve kültür turlarında bölge
hakkında bilgi veren ve yol gösteren turist rehberleri de bundan ziyadesi ile etkilenecektir. Dünyanın
birçok müzesinde sadece o müzeye yönelik radyo frekansı ile çalıĢan mobil rehberler zaten mevcuttur.
Ama bu hizmetlerin mobil turizmin sağladığı servisler sayesinde geniĢletilmesi müzelerin sınırlarını
aĢacak ve genel anlamda bu hizmet türünden para kazanan profesyonel turist rehberlerini ciddi Ģekilde
etkileyecektir. Her ne kadar bu tür bir rehberlik etkileĢimli (interaktif) olmasa da tüketiciye tasarruf
sağlayacağından cazip gelecektir.
Hizmet talep eden tüketici açısından ise güvenilirlik en önemli kısıtlayıcı faktörlerden biridir. Mobil
yolla ürün veya hizmet talebinde bulunan tüketici kiĢisel bir sürü bilgiyi hizmet sağlayıcıya vermek
zorundadır. Bu durumda bu bilgilerin güvenliği çok önemlidir. Ama hepimizin yaĢadığı gibi en basit
cep telefonlarımıza bile hiç bilmediğimiz yerlerden tanıtım ve satıĢ amaçlı elektronik mesajlar
gelmektedir. Özellikle mobil yaĢamdaki ödeme iĢlevleri halen ulusal veya uluslar arası sağlam bir
hukuk sitemine bağlı değildir. Ayrıca geliĢen elektronik haberleĢmenin güvenliği de çok sağlam
değildir. Bu tip haberleĢmeye dıĢarıdan müdahale edilebilmekte, hatta kopyalanabilmektedir. Bütün bu
etkiler göze alındığında mobil ticaret ve mobil turizmin yaygın kullanımı açısından daha sağlam
güvenlik koĢullarına ihtiyaç vardır. Ulusal patent ve marka temsili ise üzerinde tartıĢılası gereken
baĢka bir konudur. Ulusal ölçekte markasını tescil ettirmiĢ olan bir tur operatörü baĢka bir ulusal
ölçekte aynı markanın e- veya m-turizmde kullanılmasını nasıl önleyebilir. Bunun için uluslar arası bir
yaptırım halen mevcut değildir. Ayrıca m-turizm yoluyla elde edilen satın alma hukuksal olarak
hizmet sunulan hukuki çevre ve çerçevede yapılan bir alıĢ veriĢ olduğundan tüketici
162
memnuniyetsizliği durumunda akdin yapıldığı hukuksal çerçeve geçerlidir. Yani m-turizm yoluyla
edinimde bulunan bir alman turistin Antalya da ki konaklama iĢletmesinden memnun kalmaması
durumunda hukuki Ģikâyet yeri yine Antalya‗dır. Bu da uluslar arası turizm açısında tur operatörlerinin
sunduğu paket turun sigortalama ve hukuksal sorumluluk avantajını ortadan kaldırır.
SONUÇ
Günümüzde ayrıcalıklı bir tüketim olmaktan çıkan tatil ve dinlenme kavramı iki binli yıllara gelene
kadar devamlı büyüme ve geliĢme göstererek bu gün dünyada yaklaĢık bir milyar kiĢinin katıldığı bir
sektör haline gelmiĢtir ve her geçen gün geliĢmektedir. Turizm hareketine katılan insanlar zaten mobil
vaziyettedir. Turizmin bu dinamik özelliklerinden dolayı e-turizm ve m-turizm bu sektörde yeni bir
yapılanmayı gerekli kılmaktadır. Bilgisayarın turizm yaĢamına girmesi ile zaten sektör eski
yapılanmasına göre son 20 yılda önemli değiĢiklere uğramıĢtır. Bu hareketin e-turizm hareketine
dönüĢmesi ise süratini ve iĢlevlerini arttırmıĢtır.
Belki bugün kullanılan mobil hizmet servislerine yakın bir zamanda yenileri eklenecek ve iletiĢim
sürati daha da artacaktır. Bu geliĢim tüketicilere mobil hayat tarzında daha bir bağımsızlık sağlayacak
ve küreselleĢme olgusunda sınırsız bir olanak sunacaktır. Ġnsanların yabancı bir yörede bulunmaktan
dolayı ihtiyaç duyacağı bilgi edinme ve yardım talebini de büyük bir oranda karĢılayacaktır.
Bunun için gerekli olan mobil turist rehberleri geliĢtirilirken turizm bir sosyal aktivite olarak
değerlendirilmemektedir. Ġnsanlar genellikle gruplar halinde ve yakın arkadaĢlarıyla birlikte turistik
gezilere çıkmaktadırlar. Bazı sistemler kısıtlı miktarda arkadaĢ bulma ya da kiĢisel bilgisini yazıp
diğer insanlarla paylaĢma özelliği sağlamaktadır. Ancak sosyal aktiviteler daha fazla fonksiyonu
gerektirmektedir. Gelecekteki uygulamalarda mesajlaĢma servislerinin entegrasyonu bu konuda
olumlu katkılar sağlayabilir.(Ercan & Önal, 2007)
Acilen dikkat edilmesi gereken husus ise bu iletiĢim yöntemindeki güvenlik problemlerinin bir an
evvel çözülebilmesi ve hukuki alt yapının uluslar arası ölçekte sağlam bir dayanağa kavuĢturulmasıdır.
Sonuç olarak genel anlamda e-turizmin bile hukuksal boĢlukları mevcuttur. Bu durumda da e-
turizmden m-turizme geçiĢte daha uzun bir yol vardır. Günümüzdeki kullanım daha çok tek yönlü
bilgi akıĢı yönündedir.
163
KAYNAKLAR
Buhalis, D., e-tourism (2003), Prentice-Hall
Ercan,E.,& Önal.A., http://ab.org.tr./ab2007/bildiri/118doc
Haykın, S, Modern Wireless Comminication (2004) Prentice-Hall
Jain, A., Nachhaltige Mobilitaetskonzepte im Tourismus (2006), Franz Steiner Verlag
Sarısakal, N.,& Aydın, M. E-Ticaretin Yeni Yüzü Mobil Ticaret (2003) Havacılık ve Uzay
Teknolojileri Dergisi Temmuz C1.S2, 83-90.
Steinmüller,H., Mobile Multimedia Services for Tourismus (2002) Springer Verlag, Insbruck
Pırnar,Ġ., Turizm Endüstrisinde E-Ticaret (2005) Ekonomik ve Sosyal AraĢtırmalar Dergisi Güz 1: 28-
55
Van Setten,M.,&Pokraev,S.,&Koolwaaij,J.,‖Context-Aware Recommendations in the Mobil Tourist
Application COMPASS‖ (2004) Springer Verlag, Insbruck
Yamamoto, G.T., Ġnternette ĠletiĢim ve Second Life (2008) Pi dergisi
Yamamoto, G.T., Mobil ĠletiĢim (2009) Pi Dergisi
ÖZGEÇMĠġ Seha AKSÜ
1952 Erzincan doğumludur. Öğrenimine sırasıyla Ġstanbul Erkek Lisesi, Ġstanbul Üniversitesi Ġktisadi
ve Ticari Ġlimler Akademisi Ġktisat Bölümünde lisans, Marmara Üniversiteside MBA ve Ġstanbul
Üniversitesinde Yüksek Lisans ve Doktora olarak devam etti. 1972‘den beri turizm sektöründe
çalıĢmakta olup değiĢik uluslararası iĢletmelerin Türkiye temsilciliklerinde üst düzey görevinde
bulundu. Marmara Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi‘nde de yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak
çalıĢmıĢ olup 2006 yılından beri Yardımcı Doçent olarak Okan Üniveristesinde tam zamanlı öğretim
üyesidir.
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu
Turizm ve Otelcilik Bölümü
Kadıköy YerleĢkesi - Kadıköy/Ġstanbul
Telefon: +90 532 411 57 82
E-posta: [email protected]
164
XV. BÖLÜM MOBĠL BANKACILIK
Aslı Derbent, Veripark
ÖZET
Bankalar teknolojiye liderlik eden kurumlar olagelmiĢtir. Ġnternet Bankacılığının hayatımıza dahil
olmasından sonra Mobil Bankacılık ve mobil servisler hayatımızın bir parçası haline gelmiĢtir.
Bundan bir yıl öncesine kadar 3G daha anlamını bile bilmediğimiz bir terimken mobil yaĢamı
bambaĢka boyutlara taĢımıĢ, bankacılık da bundan ciddi Ģekilde payını almıĢtır. Çünkü 3G teknolojisi
sayesinde sosyal ağlardaki web sayfaları, cep telefonları veya PDA‘lerden kontrol edilebilir hale
gelmiĢtir. 3G ile birlikte bankalar mobil Ģube anlayıĢına geçmiĢ ve Mobil Bankacılık kullanıcı
sayılarını giderek arttırmak için yoğun çaba göstermektedirler.
Günümüzde yaygınlaĢmaya baĢlayan Mobil Bankacılık uygulamaları teknolojide yaĢanan bu geliĢme
ile birlikte VeriPark‘da innovatif bir yaklaĢım göstererek daha 3G lanse edilmeden önce Ġnternet
Bankacılığı alanındaki çözümlerini mobil ortama taĢımıĢtır. Mobil Bankacılık ve PDA bankacılığı
konusunda Türkiye ve yurt dıĢında birçok projelerde imzası bulunan Veripark bankaların bu alanda
kullanıcı dostu uygulamalara sahip olması ve bunun en iyi Ģekilde uygulanabilmesi için arge
faaliyetlerini devam ettirmektedir. Pazardaki bu geliĢmeler ile birlikte mobil ortamda telefona indirilen
(download edilen) uygulamalar yerine web tabanlı uygulamaların daha revaçta olacağı
beklenmektedir. Böylece kullanıcıların cihaz bağımlılıkları sona erecek, cihazlara verilecek bakım
zorlukları, yeni programın cihazlarla uyum sağlayamaması ya da kullanıcıların sık cihaz
değiĢtirmesinden kaynaklı uygulamaların yeni telefonlarda sıfırdan yüklenmesi zorlukları aĢılmıĢ
olacaktır. Bu bölümde Çevrimiçi (online) Bankacılıktan Mobil Bankacılığa geçiĢteki durum,
bankaların mobil teknolojiler sayesinde elde edecekleri avantajlar, dünyadaki uygulamalar ve
Veripark‘ın konuyla ilgili geliĢtirdiği çözümler üzerinde durulacaktır.
GĠRĠġ
2008 yılından bu yana büyük geliĢme kaydeden bankacılıkta alternatif kanallar olgusunun, kendini
özellikle Çevrimiçi ve Mobil Bankacılık kanallarında geliĢtirdiği görülmektedir. Günümüz
koĢullarında; Çevrimiçi Bankacılık hizmetlerinin müĢterilerine halihazırda sunmuĢ olduğu geniĢ iĢlem
kapasitesi, kampanya ve kolaylıklar aktif banka müĢterilerini alıĢılmıĢ banka iĢlerinden uzaklaĢtırarak,
onlara iĢlemlerini daha kolay ve hızlı yapabildikleri bir dönem yaratmıĢ ve bankacılıkta bir çığır
açılmıĢtır.
Bankaların ve finansal kuruluĢların sunduğu bankacılık hizmetleri ve mobil dünyanın hızlı geliĢimi
göz önünde bulundurulduğunda, banka hesabı bulunan aktif müĢterilerin çoğunun mobil uygulama ve
hizmetler konusunda aktif olduğu görülmektedir.
1. ÇEVRĠMĠÇĠ BANKACILIK VE MOBĠL BANKACILIK
Geçtiğimiz yıllarda Çevrimiçi Bankacılık hizmeti veren bankaların Ģimdilerde Mobil Bankacılık
hizmetlerini de geliĢtirdiği ve bu sayede Mobil Bankacılık kullanım sayısında artıĢ olduğu
görülmektedir. Mobil teknolojilerin geliĢmesi, altyapıların güçlenmesi ve Avrupa‘da baĢlayan 3G‘ nin
dünya çapında hızla yayılması sayesinde mobil uygulama kullanımında ciddi bir artıĢ gözlenmektedir.
Pek çok kiĢi bu sebeple uygun ve daha güvenilir hale gelen mobil cihazları bankacılık iĢlemleri için
kullanmaya baĢlamıĢtır. Örneğin; Iphone‘un piyasaya sürülmesi ile, müĢterilerin karĢılaĢmıĢ olduğu
yeni arayüz tasarımları, 2009‘ların en büyük trendi olmuĢtur. Bu tür mobil gereçlerdeki geliĢmelerin
sonucu olarak mobil uygulamaların bankacılık hizmetlerinin müĢterilere ulaĢtırılmasında en etkili yol
olduğu görülmektedir. Ayrıca, mobil cihazlar tarafından sağlanan konum tabanlı yaklaĢım çoğu
alternatif hizmetin geliĢtirilmesini, uygulamaların yaygınlaĢtırılmasını ve mobil bankacılık kanalının
165
geleceğin bankacılık kanalı olmasını sağlamıĢtır. Öte yandan devletin koymuĢ olduğu bazı yeni
kurallar bankacılıkta mobil uygulamalara teĢvik olarak değerlendirilebilir.
Mobil Bankacılık geliĢiminin temel sebepleri aĢağıdaki gibi değerlendirilebilir:
Günümüz koĢullarının kaçınılmaz ve reddedilemez olgularından biri olan mobil telefonlar ve
PDA‘ler sürekli olarak müĢterilerin yanında bulunmaktadır.
Mobil uygulamalar, konum tabanlı (location based) yaklaĢım sayesinde, arttırılmıĢ güvenlik
sağlamakla birlikte geliĢmiĢ alıĢveriĢ ve ödeme hizmetleri sunmaktadır.
Kullanıcılar, mobil uygulamalar sayesinde bir tuĢla sunulan bankacılık hizmetlerine
ulaĢabilmekte, iĢlemlerini zaman kaybetmeden hızlı ve güvenli bir Ģekilde
geliĢtirebilmektedir.
ÇeĢitli yasa ve uygulamalar bankaların kendi güvenliklerini sağlama arzuları gibi etkenler
mobil uygulamaların yaygınlaĢmasını teĢvik etmektedir.
2. MOBIL BANKACILIK KULLANIM ALANLARI
Bugüne kadar varolan güvenlik sıkıntıları ve kısıtlı teknolojiler yüzünden Mobil Bankacılık hizmetleri
sadece bilgi vermeye yönelikti. Ancak günümüzde Mobil Bankacılık ve güvenlik standartlarının
geliĢimi sayesinde Mobil Bankacılık hizmetlerinin çoğalarak pazarda hızla kabul gördüğü
gözlemlenmektedir. Çevrimiçi hizmetlerin geçmiĢteki geliĢimine baktığımızda, 90‘lı yıllarda sadece
yeniliğe açık müĢteriler tarafından tercih edilen çevrimiçi bankacılık hizmetleri, 2000‘li yılların
baĢında müĢteriler tarafından elveriĢli ve yararlı bulunmuĢ hatta aranır olmuĢtur. Çünkü günlük
yaĢamın hızı, bireylerin bu tür iĢlemleri yüzyüze yapmak için harcayacakları zamanı baĢka Ģekillerde
kullanabilmeleri için, çevrimiçi iĢlemlerle yapmaya doğru yönlendirmektedir. Günümüzde, çevrimiçi
bankacılık tüm bankaların olmazsa olmazı haline gelmiĢ olup, banka müĢterilerinin yarısından fazlası
tarafından kullanılan en aktif kanallardan biri olarak görülmektedir. Çevrimiçi Bankacılık kanalı
açısından gelecek yıllar için bir değerlendirme yapılacak olursa bankaların mobil sistemler ile
uyumunun kaçınılmaz olduğu açıktır. Kanal kullanımı açısından değerlendirildiğinde bankalar ve
finansal kuruluĢlar tarafından hedeflenen kullanıcı sayısı, bankada aktif hesabı olan ve mobil cihaz
sahibi olan tüm müĢteriler olarak görülmektedir.
ġekil 1: Çevrimiçi Bankacılık ve Mobil Bankacılık (MMA, Mobile Banking Overview, January 2009)
MMA Mobil Bankacılık Raporuna göre 1995‘li yıllarda ivme kazanan Çevrimiçi Bankacılık için
bulduğu kullanıcı değerinin benzer hızla Mobil Bankacılıkta da görülmesi beklenmektedir (Bkz ġekil
1).
Gerçekten bankalar ve finansal kuruluĢlar açısından bakıldığında Çevrimiçi Bankacılık modeline
benzer bazı özelliklerin Mobil Bankacılıkta da olduğu görülebilir. Örneğin; Mobil Bankacılık,
bankaların mevcut ve yeni müĢterilere eriĢimlerinde yeni fırsatlar sunmakta ve ayrıca bankaların
iĢletim giderlerini düĢürmektedir. Diğer taraftan, müĢterilerin 7/24 istedikleri bankacılık hizmetlerine
eriĢebilmeleri sayesinde piyasada dönen paranın hareket ve akıĢ hızı artmakta olup, zamandan kazanç
166
sağlanır. Böylelikle mevcut müĢteri bağlılığı devam ederken, yeni müĢteri elde etme konusunda banka
ve ilgili hizmeti sunan finansal kuruluĢlarda yarar sağlamaktadır.
2.1. Bankaların Mobil Bankacılık Uygulamasına Sahip Olmalarının Avantajları
Günümüz koĢullarında Mobil Bankacılık kanalının bankalar ve finansal kuruluĢlar için alternatif bir
dağıtım kanalı olması baĢlıca avantaj sağlayıcı unsurlardandır.
Mobil Bankacılık hizmetine sahip olan kuruluĢlar öncelikle pazarlama anlamında kurumsal marka
imajını arttıran bir avantaj yakalamaktadır.
Bankalar, güvenilirlik gibi önemli konuların dıĢında çalıĢtıkları kurumun teknolojiyle olan
bağlantılarını da göz ardı etmemektedir. Üstelik teknolojiyi iyi kullanmak ve teknolojiye yakınlık pek
çok müĢteri için cazip konulardır. Sadece Mobil Bankacılık hizmetine sahip olmakla kalmayıp,
sunulan iĢlem setinin geniĢliği, özellikleri ve ilk olması da müĢteriler tarafından dikkate alınmaktadır.
Mobil Bankacılığın avantajlarından bir diğeri ise müĢterilerin gerçekleĢtirmiĢ olduğu iĢlemleri anında
Mobil Bankacılık kanalı üzerinden takip edebilmesi, kredi kartı, fatura ve benzeri ödemelerini
gecikmeden yapabilmesidir. MüĢteriler, Mobil Bankacılık kanalı sayesinde, bakiye durumlarını
inceleyebilir, faturalarının son ödeme tarihlerini takip edebilir ve bunlarla ilgili banka tarafından
gönderilmiĢ olan bilgileri anlık olarak görüntüleyebilirler.
Mobil Bankacılığı, müĢteri bakıĢ açısıyla değerlendirecek olursak; müĢterilerin çevrimiçi olarak
gerçekleĢtirebildikleri bütün iĢlemleri, mobil cihazlar aracılığıyla yapabildikleri bu sayede yer ve
mekan sorunu olmaksızın parasal iĢlemlerini güvenle gerçekleĢtirebildikleri bir ortam yaratılmaktadır.
Bu güven ortamı sayesinde müĢteri-banka iliĢkisini uzun yıllar sağlam bir Ģekilde sürdürmek
kolaylaĢabilmektedir.
Özellikle onaylı gerçekleĢen iĢlemlerin vakit kaybı olmadan gerçekleĢmesi, müĢterilerin yaptığı
iĢlemlerin baĢarısını ve müĢterinin memnuniyetini arttırmaktadır.
MüĢteriler ile uzun süreli iliĢki sağlamanın en önemli yollarından biri de kredilendirme gibi büyük
ölçekli iĢlerin Mobil Bankacılık sayesinde kolaylıkla gerçekleĢtirilmesini sağlamaktır.
Bankalar tarafından Mobil Bankacılık hizmetlerine eklenecek olan parça tabanlı fonksiyonlar ile
bankaların hangi grup müĢterisine sahip olduğuna bakmaksızın sadece sahip olduğu kitleyi
geniĢletmesi hedeflenmektedir.
Mobil Bankacılık tarafından sunulan özel indirim ve kampanyalar müĢterilere ulaĢtırılmakla beraber
konum tabanlı servisler ile yönlendirme yapılmaktadır. Bu da banka veya finansal kurumun
pazarlamasında önemli, ucuz ve aynı zamanda bireye özel gerçekleĢtirilebilen bir faktör olarak ele
alınmalıdır.
Yukarıda bahsedilen ek özellikler aynı zamanda Mobil Bankacılık kanalının kullanımını arttırmakta,
Mobil Bankacılığın banka ve finansal kuruluĢ müĢterileri arasında yaygınlaĢmasını sağlamaktadır.
3. GÜNÜMÜZDE MOBĠL BANKACILIK
Günümüzde Mobil Bankacılık üç farklı Ģekilde uygulanmaktadır. Bunlar SMS tabanlı bankacılık,
GPRS/3G/Mobil Internet tabanlı bankacılık ve Java uygulama tabanlı bankacılıktır.
3.1. SMS Tabanlı Bankacılık
Mobil Bankacılık çözümlerinin SMS teknolojisi ile birleĢmesi sonucunda geliĢmiĢtir. Bu teknoloji
sayesinde kullanıcılar SMS tabanlı bilgi, içerik ve pazarlama servislerine ulaĢılabilir, SMS tabanlı
olarak güncel hesap bilgilerini sorgulayabilir, kredi kartı bilgisi, kredi kartı ya da kredi baĢvuru
sonucunu öğrenebilir, harcama - ödeme bilgileri ve pazarlama uygulamaları gibi hizmetlerden
yararlanabilirler.
Türkiye‘de ki SMS tabanlı Mobil Bankacılık uygulamalarını, dünya geneliyle kıyaslayacak olursak
ortalamanın üzerinde servis, çeĢitlilik ve kaliteye eriĢtirildiği rahatlıkla söylenebilir. Öyle ki cep
167
telefonları ile kiĢiden kiĢiye para gönderme servislerini dünyada ilk uygulayan bankalardan ikisi
Garanti Bankası ve Akbank‘tır.
Turkcell‘in geliĢtirdiği Mobil Ġmza sayesinde Türkiye‘deki bankalar, internet Ģube giriĢ güvenliğinde
dünya standartlarının üzerine çıkmıĢlardır (http://innovabank.wordpress.com/2009/02/20/mobil-
bankacilik).
3.2. GPRS/3G/Mobil İnternet Tabanlı Bankacılık
Mobil Bankacılık uygulamalarının en geliĢmiĢ halidir. MüĢteri tarafına herhangi bir uygulama
yüklemeden 3G hızlı internet eriĢimi ile kullanılmaktadır. En düĢük modelleri bile destekleyebilen bir
yapı sunduğu için kolay yönetilebilmektedir. Ek fonksiyonlar hızlıca yaygınlaĢtırılmakta ve
fonksiyonlar dıĢında ki ek içerikler son kullanıcıya daha kolay ulaĢtırılmaktadır.
3.3. Java Uygulama Tabanlı Mobil Bankacılık
Banka müĢterilerinin PDA‘lerine Mobil Ġnternet Bankacılığı uygulamalarını yüklemeleri ile
gerçekleĢmektedir. Mobil Ġnternet Bankacılığına yakın hizmetler sunmaktadır ancak, her tür telefonu
destekleyememesi, farklı telefonlar için farklı uygulamalar gerekmesi ve mobil bankacılığı kullanmaya
baĢlamadan önce müĢteri yazılımının kurulması gibi kısıtlamalar içermektedir.
4. VERĠPARK MOBĠL BANKACILIK UYGULAMALARI
Veripark; Mobil Bankacılık konusunda ve, PDA Bankacılığı konusunda Türkiye ve yurt dıĢında
birçok proje gerçekleĢtirmekte ve bankalara mobil bankacılık çözümleri sunmaktadır.
KuruluĢundan itibaren alternatif kanallar üzerinde geliĢtirme yapan ilk mobil bankacılık uygulamasını
2004‘te geliĢtirmiĢ olup, Alternatif Kanal yönetiminde 15 ayrı bankada proje gerçekleĢtirmiĢtir.
VeriPark Internet Bankacılığı, Çağrı Merkezi Otomasyonu, Mobil Bankacılık ve benzeri tüm
Alternatif Kanal yönetimi için geliĢtirilmiĢ bir ürün olan VeriBranch uygulaması ile finans
kurumlarının farklı ihtiyaçlarına çözüm üretmektedir.
VeriPark, VeriBranch ürünü ile Türkiye ve Ortadoğu‘da Mobil Bankacılık ve SMS Bankacılığı
uygulamaları geliĢtirmektedir. Burada geliĢtirilen Mobil Bankacılık uygulamaları bankanın müĢteri
fonksiyonlarını ve hedeflediği çözüme uygun olarak farklı özellikler de içermektedir. Kurumsal
Bankacılıkta ileri olan ve kurumsal müĢterileri için farklılaĢmıĢ çözüm üretmek isteyen bir bankada
geliĢtirilen bir çözüm internet Ģubesi üzerinden firma, muhasebe bölümünün girdiği iĢlemleri yetki
ihtiyacına göre genel müdür veya genel müdür yardımcısı onayına mobil cihazlar üzerinden
gönderilebilmesidir. Böylece banka müĢterisi olan firmaların üst düzey yöneticilerinin gerektiğinde
ofiste olması gerekliliği ortadan kalkmaktadır.
Bir baĢka uygulama ise müĢteri sayısını arttırmak isteyen bir bankada yapılan SMS tabanlı anında
ihtiyaç kredisi sağlayan bir uygulamadır. “Paraya mı ihtiyacın var?” “Nüfus cüzdanın ve cep telefonun
yanında mı?” Kredim yaz TC kimlik No’n ile mesaj gönder kredin cebine gelsin” replikli reklamlar
Veripark‘ın uyguladığı Mobil Bankacılık hizmetleri sonrasında Mobil Bankacılık uygulamasını
kullanan bir banka tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Uygulanan bu Mobil Bankacılık kampanyası ile
banka toplam 760.000 kredi baĢvurusu almıĢ olup bu Mobil Bankacılık uygulaması ile banka 40.000
yeni müĢteri kazanmıĢtır. Bu çok ciddi bir pazar geniĢlemesini de ifade etmektedir.
Bir baĢka Mobil Bankacılık uygulaması ile ise; Ģeffaflığı ön planda tutarak, bankacılık sektörüne
özgün ürün ve hizmetler sağlayarak geleneksel bankacılık anlayıĢına meydan okumaktadır. Çok
fonksiyonlu, ikon bazlı Mobil Bankacılık hizmeti sayesinde müĢterilerin bütün hesap bilgilerine
kolaylıkla ulaĢabildikleri görülmektedir (fatura ödeme, havale, hesap açma gibi).
2007 yılında bir bankanın müĢterilerine sunulmaya baĢlanan iPhone uyumlu bir uygulama olan Bank
Mobile, müĢterilerin internet üzerinden yapabildikleri bütün bankacılık iĢlemlerini mobil olarak da
yapabilmesini sağlamakla beraber Google maps üzerinden en yakın banka Ģubesini bulma gibi ekstra
özellikler sunmaktadır.
168
5. MOBĠL BANKACILIK VE FĠNANSAL UYGULAMALARDA
GELECEK 10 YIL
Önümüzdeki yılları teknolojideki geliĢmeler konusunda inceleyecek olursak, Mobil Internet tabanlı
altyapıyı destekleyecek bir yol izlenileceği görülmektedir. Türkiye‘de operatörlerin 3G altyapılarını
devreye sokmaları ile birlikte Mobil Ġnternet Hızları 2 Mbite varan seviyelere çıkması mobil
cihazların, evde sahip olunan cihazlara göre bağlantı hızında çok daha hızlı olarak internete
bağlanabilmesi anlamına gelmektedir.
Hızların bu seviyelere ulaĢması ile operatörler aslında internet sağlayıcılarının rakibi konumuna
gelmiĢ olup, tarife ve kullanıcı maliyetlerinde çok ciddi seviyede düĢüĢler yaĢanmasına sebep
olmuĢtur.
Pazardaki bu geliĢmeler bizlere mobil ortamda müĢteri uygulamaları yerine web tabanlı uygulamaların
daha revaçta olacağını göstermektedir. Böylece kullanıcıların cihaz bağımlılıkları, cihazların bakım
zorlukları, kullanıcıların sık cihaz değiĢtirmesinden kaynaklı uygulamaların yeni telefonlarda sıfırdan
yüklenmesi gibi zorluklar aĢılacaktır. Ayrıca mobil internet bağlantı hızlarının artması ile birlikte daha
zengin ara yüzler geliĢtirmek, kullanıcıya daha hızlı ve Ģık bir uygulama tecrübesi yaĢatmak mümkün
olacaktır. Bu nedenle devreye alınan bir müĢteri çözümü önümüzdeki yıllar içinde standart olarak
nitelendirilerek, hem kuruma hem de kullanıcıya maliyet ve kullanıcı deneyimi anlamında
getirebileceği artılar ortadan kalkacaktır.
Özellikle finans kurumları, 2010‘lu yıllarda Mobil Bankacılık uygulamalarını sadece Mobil
Bankacılık platformu olarak görmemekte, bu platformu bir satıĢ kanalına dönüĢtürerek kullanıcılara;
reklam ve pazarlama kampanyalarını iletmek, kullanıcı dostu uygulamalar ile (en yakın Ģube, en yakın
atm) fayda sağlamak ve kullanıcı ile içerik paylaĢmak gibi konularda araç olarak kullanılmaktadır.
AlıĢveriĢ iĢlemlerinin cep telefonları ile yapılabilmesi mobil bankacılığın bir sonraki adımı olarak
görülmektedir. Cihazların içinde, cihaz sahibinin güvenlik detaylarının yazılı olduğu entegre bir devre
(çip) vardır. Bu teknoloji sayesinde cep telefonları, taĢımacılık sektöründe de boy gösterecektir.
Örneğin yolculuğun sefer numarası ve süresini kaydeden ve bu verilere uygun olarak banka
hesaplarını güncelleyen ‗akıllı elektronik bilet‘ formunda kullanılması mümkün olacaktır. Yolcuların
her otobüs, metro, tramvay veya demiryolu kullanımlarında ücretler otomatik olarak cep telefonu
aracılığıyla banka hesabından düĢülecektir. ġehir içi toplu taĢıma araçlarında, yolcuların son bir ayda
en çok kullandıkları bilet ücretlendirme tarifesinden yola çıkmaları gibi hesaplamalar ya da yolcuların
bilet ücretlerinin otomatikman banka hesaplarından düĢülmesi gibi özellikler geliĢtirilecektir.
Cep telefonları ve cep bilgisayarları çok yakın bir zamanda kredi kartı olarak da kullanılmaya
baĢlanılacaktır. Tıpkı Ġngiltere Londra‘daki banliyö yolcularının Oyster kartlarına 90 sterlinlik
yüklemeler yapması gibi, mal ve hizmet alıĢveriĢlerinde temassız ödemelerde de kullanılabilir hale
gelecektir.
Mobil bankacılık alanında:
USAA müĢterilerinin % 15‘ini mobil kanala geçmesini sağlayan ilk Amerikan bankası
olmuĢtur.
WV United Credit Union ve USAA ilk uzaktan para yatırma kontrolü uygulamasını
baĢlatmıĢtır.
Mobank Avrupa‘nın ilk bütün servisleri mobil olan finansal servisler firmasını baĢlatmıĢtır.
Bank of America Mobil Bank kullanıcılarını 2 katına çıkararak, yaklaĢık 4 milyon kullanıcıya
ulaĢmıĢtır.
Bu örnekler, mobil bankacılığın dünya çapında yaygınlaĢtığını ve zamanla bankacılık hizmetlerinin
olmazsa olmazlarından biri haline geleceğini göstermektedir.
169
Dünyada ki istatistiklere göre gelecekteki çevrimiçi ve mobil bankacılık büyüme tahminleri:
Yıl Sonu Orta Vadeli En DüĢük En Yüksek
2010 61mil %7 53
mil
%4 69
mil
%10
2011 65
mil
%7 55
mil
%4 74
mil
%7
2012 69
mil
%6 57
mil
%2 79
mil
%7
2013 73
mil
%6 59
mil
%2 83
mil
%5
2014 76
mil
%4 61
mil
%2 86
mil
%2
2015 79
mil
%4 62
mil
%2 88
mil
%1
2016 81
mil
%3 63
mil
%2 89
mil
%1
2017 83
mil
%2 64
mil
%2 90
mil
%1
2018 84
mil
%1 65
mil
%2 91
mil
%1
2019 85
mil
%1 66
mil
%2 92
mil
%1
Kaynak: Endüstriyel Verilere dayalı Projeksiyonlara göre Çevrimiçi Bankacılık Raporu, Ocak. 2010
Yapılan araĢtırmalara göre önümüzdeki 5 – 10 yıl içinde, Mobil Bankacılık dünya çapında çok
yaygınlaĢarak standart bir bankacılık hizmeti haline gelecektir. Bu sebeple gelecek yıllarda Mobil
Bankacılıktaki büyüme oranı önce yüksek bir artıĢ daha sonrasında ise azalan bir artıĢ gösterecektir.
KiĢiden KiĢiye Ödemeler(P2P Ödemeler) (Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009)
Gelecek 10 yılda kullanılacak farklı Mobil Bankacılık hizmetlerinden biri de kiĢiden kiĢiye ödemedir
(P2P Ödeme). P2P ödeme; kiĢilerin birbirleri arasında, banka hesap numaralarını bilmelerine gerek
kalmadan, e-mail hesabı ya da cep telefonu numarası kullanarak para transferi yapabilmelerini
sağlayan sistemdir.
Çevrimiçi bankacılığın yaygınlaĢması ile birlikte geliĢmeye baĢlayan mobil bankacılık, gelecekte en
çok tercih edilen bankacılık uygulamalarından biri haline gelecektir. PayPal gibi firmalar günümüzde
de çevrimiçi ve mobil bankacılık alıĢkanlıklarının geliĢmesine büyük katkı sağlamaktadır. Gartner‘a
göre 2012 yılında iPhone ve benzeri telefonların en önemli uygulamaları para transferi alanında
geliĢtirilen uygulamalar olacaktır.
2008 yılı itibari ile dünyada finans alanındaki ilk 10 iPhone bankacılık uygulaması Ģu Ģekildedir:
1. Bank of America - Bankacılık
2. Chase Mobile - Bankacılık
3. Wells Fargo Mobile - Bankacılık
4. PayPal Payments - Ödemeler
5. Bloomberg News - Haberler
6. Mint.com PFM - KiĢisel Finans Yönetimi
7. CNN Money - Haberler
8. E-Trade Mobile Pro - Yatırım
9. CheckPlease Lite – Yatırımcı uygulaması.
10. QuickTip Tip calc – Yatırımcı Uygulaması
Dünyada mobil bankacılık teknolojilerinin hızla ilerlemesini sağlayan bazı faktörler Ģunlardır:
Gelecekte insanlar daha az nakit para taĢıyacaklardır hatta belki de hiç nakit para
taĢımayacaklardır; günümüzde bile genç tüketiciler alıĢveriĢlerinin büyük bir çoğunluğunu
banka kartları ya da kredi kartları ile yapmaktadır.
170
PayPal gibi firmalar insanların bu tür alıĢkanlıklar kazanmasına ve bu davranıĢların
pekiĢtirilmesine yardımcı olmaktadır.
Daha da önemlisi, mobil teknoloji ile sağlanan elektronik transferler ve bankacılık iĢlemleri
diğer bankacılık iĢlemlerine göre çok daha kullanıĢlı ve rahattır.
Bankalar güvenliklerini sağlayacak yüksek teknolojiye güvenmekte ve bu tip teknolojileri
rekabette avantaj olarak görmektedir.
Mobil cihaz kullanıcı sayısı bilgisayar kullanıcılarına oranla çok daha yüksektir.
Yukarıda belirtilen faktörler ile ilgili olarak, MasterCard‘ın 2007 yılı sonunda Amerika da yaptığı bir
anket sonuçlarına göre:
Cevap verenlerin %56 sı dünyanın bir gün nakit para kullanmayan bir toplum haline
geleceğine, banka ve kredi kartlarının, nakit paranın yerini tamamen alacağına inanıyor.
Cevap verenlerin %75 i her zaman nakit para taĢımanın eskisi kadar gerekli olmadığını
düĢünüyor.
Cevap verenlerin % 66 sı alıĢveriĢlerinde 5 yıl öncesine oranla daha az nakit para kullanıyor.
Bütün bu anketler ve yapılan çalıĢmalara göre önümüzdeki 10 yıl içinde Amerika‘da mobil bankacılık,
çevrimiçi bankacılığın da önüne geçerek en çok kullanılan bankacılık haline gelecektir. Bu da
telefonların, ödemeler için kullanılan ana araç haline geleceğine iĢarettir.
SONUÇ
Özetle günümüze kadar büyük geliĢme kaydeden bankacılıkta alternatif kanallar olgusunun kendini
özellikle çevrimiçi ve mobil bankacılık kanallarında geliĢtirdiğini görülmektedir. Bankaların ve
finansal kuruluĢların sunduğu bankacılık hizmetleri ve mobil dünyanın hızlı geliĢimi göz önünde
bulundurulduğunda banka hesabı bulunan aktif müĢterilerin çoğunun mobil uygulama ve hizmetler
konusunda aktif olduğu anlaĢılmaktadır.
Sonuç olarak Mobil Bankacılık ve mobil servisler hayatımızın bir parçası haline gelmiĢ olup,
gelecekte bankaların müĢterilerine sunduğu temel bankacılık hizmetlerinden biri haline gelecektir.
171
KAYNAKLAR
Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009
Online Banking Report Number 127 March 13, 2006 (revised Nov. 3, 2006, p. 17 only)
Online Banking Report Number 120 & 121 August 24, 2005
Online Banking Report Number 125 December 21, 2005
Online Banking Report Number 163/164 March 11, 2009
Online Banking Report Number 170 & 171 August 18, 2009
Online Banking Report Number 174/175 Dec. 10, 2009
Online Banking Report Number 176 January 21, 2010
MMA Mobile Banking Overview January 2009
ÖZGEÇMĠġ Aslı DERBENT ÖZKAN
Aslı Derbent Özkan, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde
tamamladı. ĠĢ yaĢamına 1992 yılında Türk Hava yollarında baĢlayan Özkan, 1995-1998 yılları
arasında Intertech Ģirketinde Proje Yöneticisi, ardından 1998-2000 yılları arasında Bayındırbank‘da
BiliĢim Teknolojileri Müdürü olarak görev aldı. 2000 yılından bu yana VeriPark‘ta Profesyonel
Servislerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini yürüten Özkan, 01 ġubat 2010 tarihinden
itibaren görevine VeriPark Türkiye Genel Müdürü olarak devam etmektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
Veripark Aġ.
Arı-2 Teknokent ĠTÜ Ayazağa Kampüsü
Koru Yolu A Blok No:8/2 34469
Maslak-Ġstanbul-Türkiye
Tel: +90 212 285 2234
Fax: +90 212 285 2231
172
XVI. BÖLÜM DEPO YÖNETĠMĠNDE MOBĠL UYGULAMALAR
A. Zafer ACAR, Okan Üniversitesi, ĠĠBF
Batuhan KOCAOĞLU, Ġnka Yapı ve Bağl. Elemanları A.ġ.
ÖZET
Lojistik, değer akıĢında önemli bir rol oynayan, müĢteri hizmet düzeyini maksimize eden ve maliyetler
üzerinde önemli düzeyde etkisi olan bir fonksiyondur. Bu fonksiyonun etkili ve verimli olarak icrası
için ürün ve bilgi akıĢlarının hatasız olarak yapılması ve kontrolü önem arz etmektedir. Bu akıĢların
hızının sıfır olduğu depolar hem lojistik fonksiyon açısından stratejik bir yerleĢim avantajı sağlarken
aynı zamanda doğası gereği gerek sabit yatırım, gerekse envanter maliyetlerinin ortaya çıkmasına
neden olmaktadır. Günümüzün hızla değiĢen iĢ çevresinde müĢteri taleplerine hızla cevap vermek,
esneklik ve doğrulukta tüm operasyonları maksimum düzeye çıkarabilmek büyük meblağlar tutan
envanter yerine doğru bilgiyi koyabilmek için bilgi akıĢının tam zamanında ve tam doğrulukla
yapılması zaruridir. Günümüzün geliĢen bilgi ve iletiĢim teknolojileri kapsamında mobil iletiĢim
uygulamaları iĢletmelere bu konuda büyük destek olmaktadır.
Mobil, kablosuz veya kağıtsız olarak ifade edilen lojistik operasyonları gerçekleĢtirebilmek için
lojistik operasyonlara konu olan her türlü nesneyi (konteyner, paket, doküman veya lokasyon)
―tanımlamak‖ ve bunun lojistik operatör ile arasında bilgi akıĢını ya da iletiĢimi sağlayacak bir yöntem
gerekmektedir. Dijital ve gerçek zamanlı gerçekleĢtirilmesi beklenen lojistik operasyonlar bir takım
teknoloji ve ekipman kullanımı ihtiyacını doğurmaktadır. Veri toplama ve iletiĢimi sağlama amacı ile
kullanılan bu cihazlar lojistik bilgi sistemlerinin omurgasını oluĢturmaktadır. Bölümün devamında
özellikle depo yönetimi ve operasyon takibinde büyük kolaylıklar sağlayan mobil teknolojiler,
otomatik tanımlama teknolojileri ve otomatik iletiĢim ve sunum teknolojileri olarak iki baĢlık altında
incelenmektedir.
GĠRĠġ
ĠĢ dünyasında 1990‘lardan bugüne kadar geçen süreyi birçok yazar ―yeni ekonomi‖ olarak
adlandırmaktadır. Bu dönem önce çok hızlı bir ekonomik geliĢme süreci yaĢamıĢ, ardından çeĢitli
uluslararası krizlerle ticari faaliyetlerde bir durgunluk dönemine girilmiĢtir. Belli bir oranda kapasite
fazlasının oluĢtuğu günümüzde ekonomide yaĢanan bu durgunluk iĢ çevresini daha da rekabetçi bir
hale getirmektedir. Önceleri artan ekonomik faaliyetlere yetiĢebilmek, ardından ise müĢteriye onun
istediği yer ve zamanda ulaĢabilmek gayretleri bu dönemde iĢletmeleri klasik ticaret modellerinden
bilgi ve iletiĢim teknolojileri alt yapısına dayalı e-ticaret modellerine geçiĢe zorlamıĢtır.
Bilgi çağının lokomotifi bilgisayarların hayatımıza giriĢiyle baĢlayan süreçte internet baĢta olmak
üzere bilgi ve iletiĢim teknolojilerinde yaĢanan hızlı geliĢimin sonucunda elektronik ticaret, elektronik
pazarlama ve elektronik devlet gibi birçok kavramı günlük hayatımıza kadar girmeye baĢlamıĢtır. Bilgi
çağına ait bu kavramlara hep beraber adeta bir okuma yazma seferberliği Ģeklinde alıĢkanlık
kazanmaya çalıĢırken küreselleĢmenin ve ticari hayatın hızlanmasına paralel olarak artık mobil
uygulamalar ile de tanıĢmak söz konusu olmuĢtur. Mobil ticaret uygulamaları hızla küreselleĢen ve
elektronik ticaret ortamları sayesinde 24 saat açık olarak çalıĢan ―yeni ekonomi‖nin pazarlarına çoğu
zaman kablolu eriĢen internetin kısıtlarını ortadan kaldıracak çözümler sunmaktadır. Bu kavramlar
gerek web tabanlı olarak internet üzerinden gerekse mobil çözümler olarak ve gerçek zamanlı
uygulamalar olarak hayatımızı etkilemeye devam etmektedir.
Günümüzde insanlar gerek özel yaĢamlarında gerek iĢ yaĢamlarında mobil sistemlerin onlara sağladığı
uygulamaların rahatlığını sürmektedirler. ĠĢ hayatında ise mobil uygulamalar çalıĢanların rahatını
sağlamaktan ziyade iĢ dünyasının giderek karmaĢıklaĢması ve küreselleĢme nedeniyle, ayakta kalmak
isteyen iĢletmelerin her zaman ve her yerde kesintisiz iletiĢim ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Bu
173
tip teknolojik uygulamalar özellikle tedarik zinciri boyunca tüm iĢletmelere ve lojistik hizmet
sağlayıcılarına daha iyi, daha hızlı ve akıllıca çalıĢma imkânı sağlaması iĢletmelerin bu uygulamalara
geçiĢini hızlandırmaktadır.
Teknolojide yaĢanan ilerlemelerle birlikte iĢ dünyasındaki rekabet ortamı giderek kızıĢmaktadır. Bu
zorlayıcı Ģartlar altında rekabet avantajı elde etmek isteyen ya da elde ettiği rekabet avantajını
sürdürmek isteyen iĢletmeler küresel pazarda 24 saat faaliyet gösterebilmek zorunda kalmaktadırlar.
KarĢılaĢılan bu zorluklar iĢletmeleri elektronik ticaretin kapsamının ötesine geçmeye ve her an, her
yerde eriĢilebilir olabilmeye yönlendirirken mobil cihazlar ve eriĢim altyapıları sahada toplanan
verinin merkeze hızlı ve doğru Ģekilde iletilmesini sağlayarak iĢletmelere müĢteri ve kendi veri
tabanlarıyla sürekli irtibat halinde kalmaları yönünde önemli katkılar sağlamaktadır. Dolayısıyla
iĢletmelere rekabet üstünlüğü açısından önemli bir avantaj kazandırmaktadır.
Mobil uygulamalara yönelik eğilimin artmasında küreselleĢmenin yanında mobil cihazların giderek
düĢen fiyatlarının da etkisi bulunmaktadır. Ayrıca mobil araçlar yardımıyla sunulan mobil internet
servisleri, kullanıcıların sabit bir bağlantı noktasına ihtiyaç duymasını gerektirmeden, onlara daha
kiĢisel içerikler ve özel servisler sunmaktadır (Sarısakal ve Aydın, 2003). Dolayısıyla mobil iĢ
uygulamaları, özellikle iĢ süreçlerinde saha ekiplerine yoğun olarak ihtiyaç duyan iĢletmeler baĢta
olmak üzere birçok sektörde çalıĢma alıĢkanlıklarının hızla değiĢmesine neden olmaktadır. Öyle ki
günümüzde kablosuz ve mobil ağlar üzerinden iletiĢim ve ticaret seyahatten, eğitime, hisse senedi
alıĢveriĢinden, kargo dağıtımına, servis araçlarından, tıbbi ilk yardıma kadar çok çeĢitli alanlarda
kullanılmaktadır. Bunun yanında mobil uygulamalar tedarik zinciri ağlarının stratejik noktaları olan
depo ve dağıtım merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin tam zamanlı olarak yürütülmesine olanak
tanımakta ve gerek internetin gerekse cep telefonlarının avantajlarından yararlanmayı mümkün
kılmaktadır.
Lojistik değer akıĢında önemli bir rol oynamakta, müĢteri hizmet düzeyini maksimize etmekte ve
maliyetler üzerinde önemli düzeyde etkili olmaktadır. Lojistik fonksiyonun etkili ve verimli olarak
gerçekleĢtirilmesi için ürün ve bilgi akıĢlarının hatasız olarak yapılması ve kontrolü son derece
önemlidir. Bu akıĢların hızının sıfır olduğu depolar hem lojistik fonksiyon açısından stratejik bir
yerleĢim avantajı sağlarken aynı zamanda doğası gereği gerek sabit yatırım, gerekse envanter
maliyetlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Günümüzün hızla değiĢen iĢ çevresinde müĢteri
taleplerine hızla cevap vermek, esneklik ve doğrulukta tüm operasyonları maksimum düzeye
çıkarabilmek büyük meblağlar tutan envanter yerine doğru bilgiyi koyabilmek için bilgi akıĢının tam
zamanında ve tam doğrulukla yapılması zaruridir. Günümüzün geliĢen bilgi ve iletiĢim teknolojileri
kapsamında mobil iletiĢim uygulamaları iĢletmelere bu konuda büyük destek olmaktadır.
Mobil yani kablosuz veya kağıtsız olarak ifade edilen lojistik operasyonları gerçekleĢtirebilmek için
lojistik nesneyi (konteyner, paket, döküman veya lokasyon) ―tanımlamak‖ ve bunun lojistik operatör
ile bilgi akıĢını yani ―iletiĢim‖ini sağlayacak bir yöntem gerekmektedir. Mobil teknolojilerin sağladığı
esneklik olmadan iĢletme süreçleri masalara ve enformasyonun dağıtımını sağlamak için kâğıtlara
bağımlıdır. Kağıt tabanlı bir iĢ süreci verilerin defalarca elden geçmesi anlamına gelmektedir. Bu
durum ise zamanın verimsiz kullanımı ve maliyet getiren birçok hatanın ortaya çıkmasına imkân
sağlamaktadır. Kablosuz teknolojilerin geliĢimi elektronik cihazların kullanım Ģeklini bile
değiĢtirmiĢtir. Bir ağ ya da elektronik bağlantı çevresinde gerçekleĢen iĢ süreçlerinde yer alan her türlü
hesaplama, yazdırma, test etme, ölçme ve tarama iĢlemleri eskiden farklı olarak nerede ihtiyaç
duyuluyorsa orada gerçekleĢebilmektedir. Buna rağmen gerek iĢin bizzat baĢındaki operatörler gerekse
yönetim merkezi çalıĢanları tedarik zinciri gerekse iĢletme tesisleri üzerinde herhangi yerde ellerindeki
cihazlarla bilgiye gerçek zamanlı ve sürekli olarak ulaĢabilmektedirler.
Dijital ve gerçek zamanlı gerçekleĢtirilmesi beklenen lojistik operasyonlar bir takım teknoloji ve
ekipman kullanımı ihtiyacını doğurmaktadır. Veri toplama ve iletiĢimi sağlama amacı ile kullanılan bu
cihazlar lojistik bilgi sistemlerinin omurgasını oluĢturmaktadır. Özellikle depo yönetimlerinde ve
operasyon takibinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Tedarik zincirleri üzerinde stratejik öneme haiz
olan depolarda mobil teknoloji aslında tüm iĢ süreçleri üzerinde çok kolaylıkla uygulanabilmektedir.
Teslimatta, çapraz sevkiyatta, stoklamada, geri dönüĢlerde, sipariĢ toplamada ve yüklemede mobil
teknoloji uygulamaları büyük bir baĢarı ile uygulanabilmektedir.
174
Depolarda kullanılan tipik bir mobil uygulamada el terminallerinden, bele takılabilen portatif yazıcılar
ve tarayıcılara kadar çok çeĢitli cihazlar kullanıla-bilmektedir. Her ne kadar, gün geçtikçe mobil
uygulamalar imkan sağlayan kablosuz cihazların sayısı ve iĢlevi artsa da, son bir kaç yıldır sabit kalan,
belli kategoriler oluĢmuĢtur. Bu kategoriler genel olarak verilerin toplanması, verilerin sunulması ve
verilerin aktarılması iĢlemlerinin yapılma süreçlerinin uyumlu olmasıyla gerçekleĢmektedir. Mobil
uygulamaların bu kapsamda sınıflandırılması ve mobil uygulamaları destekleyen teknolojilere daha
ilerde yer verilmiĢtir.
Bu cihazların sağladığı otomatik tanımlama ve iletiĢim imkânları sayesinde mal tesliminde görevli
çalıĢanlar gerçek zamanlı olarak iĢletmenin veri tabanına bağlana-bilmekte, gelen ürün çabuk bir
Ģekilde tanımlanabilmekte, ürünler gerekirse yeniden etiketlenebilmektedir. Böylece aynı iĢ gücüyle
bir gün içinde çok daha fazla ürünün tanımlanarak kabul edilebilmesi imkânı sağlanarak verimlilik
artırılmaktadır.
Çapraz sevkiyat operasyonlarında çalıĢanlar barkodları veya RFID etiketlerini kolaylıkla okuyarak
gelen yükü tanımlayabilmekte, eğer gelen yük aslında bir sipariĢ ise bilgi anında görülebilmekte, yük
yeniden etiketlenebilmekte ve yük tek seferde doğru rampaya veya uygun alana
yönlendirilebilmektedir. Dolayısı ile yerleĢtirme, sipariĢ toplama ve paketleme süreçleri
tekrarlanmadan yükler teslim edilebilmektedir. Ürünlerin yerleĢtirilmesinde ise mobil elektronik
cihazlar sayesinde ürünün yerleĢtirileceği doğru yer ve oraya eriĢen en kısa yol öğrenilebilmekte,
iĢletmenin envanteri raflara eriĢerek stok miktarını güncelleyebilmekte ve raf etiketlerinin
taranmasıyla ürünün doğru rafta olup olmadığı belirlenebilmektedir. Geri dönen ürünlere yapılan
iĢlemde ise çalıĢanlar, kağıt iĢlerini devre dıĢı bırakarak hem envantere hem de muhasebe veri
tabanlarına eriĢebilmektedir. Böylece gerek envanter gerekse muhasebe kayıtları hem müĢteri hem de
Ģirket açısından anında güncellenebilmektedir. Yüklemelerde ise barkod veya RFID etiketlerinin hızla
okutulabilmesiyle doğru yükün doğru rampadan doğru rotaya gidecek araca eksiksiz olarak
yüklenebilmesi sağlanmaktadır.
Mobil teknolojilerin gerek iĢletme gerekse kullanıcı açısından faydalarını genel olarak özetlemek
gerekirse (Inveon, 2009);
Sahada toplanan verinin merkeze hızlı ve doğru Ģekilde iletilmesini mümkün kılmaktadır,
Saha çalıĢanlarının yoğun olduğu satıĢ ve servis odaklı Ģirketlerde süratin artmasını sağlamaktadır,
Stok durumunu ve sevkiyatı sürekli olarak izleyebilme ve güncelleme imkanı sağlamaktadır,
Anlık veriler vasıtasıyla envanter ve mali kayıtların sürekli güncel tutulması yöneticilere günün
sonunu rahatlıkla görebilme imkanı sağlamaktadır,
Mali sisteme gerçek zamanlı eriĢim ile muhasebe iĢlemlerinin saha personeli aracılığıyla
yapılabilmesi müĢteriye daha iyi hizmet vermesini sağlarken, anında yapılabilen fatura kesimi ve
tahsilatla iĢ verimliliğinin yanı sıra müĢteri memnuniyeti de artmaktadır,
TaĢıma hizmetlerinde, belli rotalar dahilinde hareket halinde olan araçların sürekli olarak
izlenebilmesi dağıtım ve planlamada verimliliğini artırırken, haberleĢme giderlerini, boĢ sefer ve
yanlıĢ güzergah maliyetlerini azaltabilmekte, yakıt kazancı sağlanıp Ģoför hassasiyeti de
artırılabilmektedir,
Depo uygulamalarında lokasyon verilerinin sürekli güncellenmesi ile stok verimliliği artmaktadır.
Kablo vb donanım yatırımlarından tasarruf sağlamaktadır,
Kullanıcıların iĢlerini yaparken anlık verilere ulaĢabilmesi onları müĢteri ya da amirleri karĢısında
güçlü kılmakta ve motivasyonları artmaktadır,
Ofis kaynaklarının ofis içerisindeymiĢ gibi kullanabilme imkanı çalıĢanları mekana, masaya ya da
araca bağlılıktan kurtarmakta ve insan kaynağı verimliliğini artırmaktadır.
Ek dosya ve evrak taĢıma zorunluluğunu ortadan kalkmaktadır.
Ancak tüm bu iĢlemleri yapabilme kabiliyetine sahip olan teknolojik yazılım ve donanımlar çok
çeĢitlidir. Ayrıca iĢletmeler açısından çok yüksek fiyatlara kadar eriĢebilen bir yatırımı göze almayı
gerektirebilmektedirler. Bu yatırım ne Ģekilde yapılacaktır? Hangi teknoloji, ne oranda alınacaktır? Jim
Collis İyi’den Mükemmel Şirkete isimli eserinde iĢ süreçlerine yeni bir teknoloji adapte etmek isteyen
iĢletmelere temel yetkinliklerini doğru olarak tespit etmeden bir teknolojiye sahip olmanın bir
iĢletmeyi mükemmel bir Ģirket yapmayacağını vurgulamaktadır. Çünkü ne kadar güzel olursa olsun
175
hiçbir teknoloji, tek baĢına mükemmelliği sağlayamaz. Teknoloji mükemmelliğin yegâne nedeni değil
sadece bu yolda iĢletmeler için bir hızlandırıcı olarak değerlendirilmelidir. Yazar bu çerçeve içinde
iĢletmelere dikkat etmeleri gereken üç önemli tavsiyede bulunmaktadır. (1) Seçtiğiniz teknoloji sizin
temel yetkinliğinizle ve iĢletme konseptinizle uyum içerisinde ise o teknolojiyi alınız ve öncüğünü
yapınız. (2) Eğer seçtiğiniz teknoloji temel yetkinliğinize uygun değil ancak çeĢitli sektörel
nedenlerden dolayı kullanmak zorundaysanız Ģirketinizin gücü ve yapısıyla orantılı düzeyde
kullanınız. (3) Eğer ne temel yetkinlik ve iĢletme konseptinizle alakalı ne de sektörel olarak kullanmak
zorunluluğunda değilseniz, Ģov yapmanıza gerek yok, o teknoloji size yaramaz kullanmayınız (Collis,
2004, ss.173-194). Kısacası, Dorothy Leonard-Barton‘un Bilgi Pınarları (Wellspring of Knowledge,
1995) isimli eserinde belirttiği gibi rekabet edebilmek için yeni teknolojileri uygulamak kaçınılmaz
olabilir; ama esas rekabet üstünlüğü yaratacak Ģey, kullanılan yeni teknolojilerin performansını
artırmak için çaba harcamaktır (Arat, 2006, s.135).
Bir iĢletmeye teknoloji adaptasyonu esnasında dikkati çekmeye çalıĢılan husus mobil uygulamalar için
de bire bir geçerlidir. Mobil teknolojileri kendi iĢ süreçlerine adapte etmek isteyen iĢletmelerin
adaptasyon sürecinde dikkat etmeleri gereken önemli hususlar Ģunlardır (Sandars ve Dearnley, 2009):
1. Seçilen teknolojinin genel stratejiye ve ihtiyaçlara uygun olduğundan emin olunması.
2. Seçilen teknolojinin iĢletmenin kültürüne uygun olduğundan emin olunması.
3. Seçilen teknolojiyi adapte etmeden önce detaylı bir baĢlama, uyarlama ve geniĢ planı
hazırlanması ve yeni iĢ süreçlerinin nasıl olacağının belirlenmesi.
4. Seçilen teknolojiye karĢı direnci ortadan kaldırmak için adaptasyon öncesi bilgilendirme
toplantıları düzenlenmesi.
5. Ġlgili teknolojiyi kullanacak, ondan etkilenecek tüm çalıĢanların yeterli eğitim almasının
sağlanması.
6. Kullanılmaya baĢladıktan sonra minimum modifikasyon gerektirecek bir teknolojinin seçilmesi.
7. Mobil telefon ya da kablosuz veri transfer cihazlarıyla ilgili teknolojinin mümkün olduğunca çok
çalıĢan tarafından kullanılabilmesini sağlanması.
8. ÇalıĢanların yeni teknolojiye adaptasyonunu ve yeni iĢ süreçlerine geçiĢi hızlandırmak için
çalıĢanların mobil cihazlarla bağlantısının ve onları özgür bir Ģekilde kullanabilmesinin
sağlanması.
9. Yeni iĢ süreçlerinin tüm çalıĢanların katkılarıyla geliĢtirilmesini sağlanması.
10. Bilgi sistemleri departmanının tüm problemleri çözmek için tetikte tutulması.
11. Zamanla ortaya çıkacak kültürel değiĢime karĢı hazırlıklı olunması.
12. Yaratıcı ve yenilikçi olunması.
1. OTOMATĠK TANIMLAMA TEKNOLOJĠLERĠ Mobil uygulamaların etkin bir Ģekilde kullanılabilmesi için birinci öncelik lojistik operasyonlara konu
olan her parçanın doğru olarak tanımlanması gerekliliğidir. Bu tanımlama esnasında parçanın menĢei,
cinsi, miktarı, ebatları Ģayet içinde ayrıca parçalar barındırıyorsa ne ve ne miktarda oldukları doğru
olarak tanımlanmak zorundadır.
Mobil uygulamalarda önemli bir nokta olan tanımlama iĢinin yapılması için günümüz teknolojisi iĢ
dünyasına çok faydalı imkanlar sunmaktadır. Bunlar arasında barkodlar, RFID etiketleri ve bunların
okuyucuları ve yazıcıları en çok kullanılanlar arasında gelmektedir.
1.1. Barkodlar ve Barkod Okuyucular
Barkod sistemi bir dizi alfanümerik karakteri göstermek için, bir barkod ―sembolü‖ içerir. Barkod
―okuyucu‖ lar barkod sembolünü tercüme etmek için kullanılır. Barkod ―yazıcılar‖ ise, barkodları
güvenilir ve tutarlı bir Ģekilde etiket, kutu, toplama veya sevk dokümanları üzerine yazdırmak için
kullanılmaktadır.
Barkod sistemleri pek çok kağıtsız depolama sistemlerindeki ilk temel uygulamalardandır (Frazelle,
2001).
176
1.1.1. Barkod Sembolleri
Barkod, farklı kalınlıklardan oluĢan yan yana dizilmiĢ siyah çizgiler topluluğudur. Barkod aslında,
bilgisayar ve buna benzer cihazların kodlamayı okumasını kolaylaĢtırmak için yapılmıĢtır. Bilgisayara
barkod bilgisini aktarmak için barkod okuyucular kullanılmaktadır. Bu barkod okuyucular barkod
çizgilerini tarayarak, kodlama sistemini çözümler ve kodu bilgisayara aktarır (Sempa Bilgi ĠĢlem, web
a).
Bir barkod, bir dizi basılmıĢ çubuklar ve araya giren boĢluklardan oluĢur. Tek olan bu çubuk/boĢluk
dağılımı yapısı, çeĢitli alfa nümerik karakterleri, farklı kodlar içinde gösterir. AĢağıda belli baĢlı
barkod standartları ve sembolleri açıklanmıĢtır.
Code 39: Alfa-nümerik bir koddur, endüstriyel ve devlet kurumları tarafından geniĢ alanda kullanılır.
Kullanım alanları bireysel ürün kimliklendirme, sevkiyat paket ve konteyner kimliklendirmesi olarak
sayılabilir. Okuyucular tarafından çok kolay okuma yapılabilecek bir kodlama yapısına sahiptir.
Genellikle uzunluk olarak fazla yer kaplarlar (Perkon, web).
Codabar: En eski sembollerden biridir. Nümerik karakter kümesinin Ģifrelenmesine, 6 tek kontrol
karakteri ve 4 tek baĢlangıç-bitiĢ karakteri ile farklı kalemlerin sınıflarla ayrılması için kullanılır. Kan
bankaları hava yolu ekspres kargo ve kütüphane gibi, bakkaliye dıĢı perakende satıĢ noktalarında
kullanılan bir kodlama standartıdır.
Code 128: 128 karakterli ASCII kümesinin yüksek yoğunluklu kodlanması için yapı sağlar, saha
uzunluklarının çeĢitlendirir ve özenle karakter karaktere ve tam sembol entegrasyon kontrolünü yapar.
En yüksek sadece-nümerik veri yoğunluğunu sağlar. Alfanumerik kodlamaya sahip bir standarttır.
Code 128, ürün kodu dıĢında, barkod içinde farklı bilgilerin tutulması amacı ile oluĢturulmuĢtur. Code
128 barkodu ile ağırlık, tarih, ölçüm sonuçları, lokasyon, raf adres bilgileri tutulabilir. Code 128 ile
ürünün özelliklerini veya farklı bilgileri çok kolay barkod olarak basılabilir, Alfanumerik kodlama
yapılabilir.
Universal Product Code (UPC): Sadece nümerik bakkaliye / süpermarket satıĢ noktaları için
geliĢtirilmiĢ olup, yayılarak daha geniĢ ticari çevrelerde de çeĢitlenip kullanılır olmuĢtur. Perakende
ürünlerin tek ürün kimliği kayıtları için kullanılır. Sabit kod uzunluğu tek imalatçı ve ürün
kimliklendirmesi için uygundur (Frazelle, 2001). Kod‘un sol yarısı üretici firmayı, sağ yarısı ise
mamülü göstermekte kullanıla-bilmektedir.
177
EAN 13: EAN (The European Article Number – Avrupa Malzeme ve Ürün Kodu) UPC‘den doğmuĢ
ve geliĢtirilmiĢtir. EAN kendi içinde çeĢitli standartlara sahiptir. En yaygın olarak kullanılan standart
olan EAN 13, perakende ve uluslararası satıĢlarda kullanılır. Sadece nümerik ve 13 haneden oluĢur. Ġlk
üç hanesi firma kodu, sonraki dört hanesi firma kodu, sonraki beĢ hanesi ürün kodu ve son karakter
kontrol karakteridir. AĢağıda EAN-13 kod diziliĢi görülmektedir. Örnekte ülke kodu olarak Türkiye
verilmiĢtir.
EAN kodu rastgele kullanımlı bir kod değildir. EAN-13 kodunun TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği) bünyesine bulunan Mal Numaralandırma Merkezine yapılacak baĢvuru ile alınmaktadır. EAN-
13, neredeyse tüm perakende ürünlerde kullanılmaktadır (Manas, 1998, s.87).
EAN-8: Ürüne özel verilen koddur. EAN-8 dizilimi aĢağıda verilmiĢtir. Ülke kodunu da içeren 8
haneli nümerik kodlamadan oluĢur. Ürün kodu TOBB tarafından verilir.
Ġki-Boyutlu Barkodlar: Yüksek yoğunlukta barkod olarak da bilinirler, sahadaki son geliĢmedir.
Doğrusal barkodların birinin yatay ve diğerinin aynı alanda dikey Ģekilde üst üste binmesiyle
oluĢurlar, Bu kodlar neredeyse bir sayfalık metnin, bir inç karelik alana kodlanabilmesini sağlarlar
(Frazelle, 2001). 2D Barkod ile bir personelin tüm kimlik bilgilerini, klinik uygulamalarda hastaya ait
tüm bilgileri, üretimde ürünün geçtiği aĢamaları tutulabilmektedir (Perkon, web).
Barkodlama Ģu iĢlemler için uygundur:
Ürün tanımlama
Konteyner tanımlama
Lokasyon tanımlama
Operatör tanımlama
Ekipman tanımlama
Doküman tanımlama
Genelde iĢletmelerde baĢlangıçtaki eğilim adet yerini bulsun diye, her Ģeyi barkodlamaya çalıĢmaktır.
Burada baĢarı için anahtar nokta, iletiĢimi sağlamak için gerekli barkodlama miktarını en aza
indirmektir. Eğer çok fazla barkodlama ve barkod okutma yapılırsa, barkod bastırma ve tüm barkodları
okutmak, oluĢturacağı zaman ve maliyet ile olası kazançları gölgeleyecektir.
1.1.2. Barkod Okuyucular
Barkodlar temaslı ve temassız tarayıcılar tarafından okunabilir. Temaslı tarayıcılar, barkoda temas
etmelidir. Bunlar taĢınabilir veya genelde çubuk veya ıĢıklı kalem ucunda bulunabilir. Barkod okuma
kalemi, elle barkod boyunca geçirilir. Tarayıcı çubuk veya kalemin tepesinden beyaz veya kızıl ötesi
ıĢığı dıĢarı verir, barkoddan yansıyan ıĢık desenini okur. Bu bilgi bilgisayara bir sonraki aktarım için,
yarı iletken bellekte saklanır.
178
a)Temaslı Okuyucular:
Temaslı okuyucular klavye veya manuel veri giriĢine en iyi karĢılık gelecek yöntemlerden biridir.
Alfa-nümerik enformasyon 50 inç/dakikalık bir oranda iĢlem görür. Temel bir tarayıcı için hata oranı
1/1.000.000 dur. IĢıklı kalem veya wand tarayıcıların dekoder ve ara yüz ile toplam maliyeti yaklaĢık
700$ civarıdır.
Barkod okuyucu kalem
IĢıklı kalemler bir yüzeydeki değiĢken yüzeylere duyarlı cihazlardır. Minyatür bir tarayıcı görevini
görür ve tarandığı yazılı sayfadaki metni okuyabilir. Metin doğrudan açık bir dokümana transfer
edilebilir (OpenICDL, web). Taranacak metin üzerinde kalem gezdirilir, veri bilgisayara transfer olur.
Tüm mobil kullanıcılar için uygun olan bu tip optik kalemler el bilgisayarlarına da bağlanabilmektedir.
Herhangi basılmıĢ bir metni veya negatifi tarayabilir (Li, 2010).
Metin ve barkod okuyucu kalem
b)Temassız Okuyucular:
Temassız okuyucular, portatif veya yerleĢik olabilir. Sabit ıĢıklı tarayıcıları hareketli ıĢıklı tarayıcılar
ve çiftli Ģarjlı cihazlı (Charged Couple Device, CCD) tarayıcıları içerebilirler. Temassız tarayıcılar
sabit-ıĢıklı, hareketli ıĢıklı, video kamera veya hızlı tarama teknolojilerini barındırabilir, geçtiği sırada
yüzlerce sayıda koda bakabilir ve algılayabilir. Çoğu barkod tarayıcı, kodları geliĢmiĢ kodlama
elektroniği ile tekil bir baĢlangıç ve bitiĢ noktasından ayırt ederek, çift yönlü okuyabilir.
Ayrıca, tarayıcı temin eden firmaların çoğu herhangi bir iç veya dıĢ ayarlama gerektirmeden otomatik
ayrım yapmayı sağlayan, farklı sembollerin karakter tanıma, okuma ve doğrulaması yapılmasını
sağlayan cihazlar üretmektedir.
179
Portatif barkod okuyucu
Endüstriyel uygulamalar için geniĢ bir alanda yüksek hızla ilerleyen nesnelerin, barkodunun yönüne
aldırmadan, okuma imkanı sağlayan çok yönlü barkod okuyucular piyasaya sunulmuĢtur.
Sabit (YerleĢik) Barkod Okuyucu (Patterson, 2008)
c)Sabit-IĢınlı Okuyucular:
Sabit-ıĢınlı okuyucular barkodu taramak için, durağan bir ıĢık kaynağı kullanır. Taranacak nesnenin
hareket görmesi ve ıĢından geçmesine dayanır. Sabit ıĢınlı okuyucular, hareketli nesnede sabit ve
tutarlı bir kodlama olduğu duruma dayanır.
Çok yönlü barkod tarayıcı
1.1.3. Barkod Yazıcılar
Barkod yazıcılar, etiket basmak için ideal araçlardır. Bunun birçok sebebi vardır. Sadece barkod etiketi
değil, fuar giriĢ kullanıcı kartı, sinema bileti ve daha birçok amaç için kullanılabilirler. Ancak barkod
yazıcısı diye adlandırılan yazıcıların aĢağıdaki temel özellikleri vardır:
* Termal baskı yapabilirler
* Etiketleme maliyetleri düĢüktür
* Hızlı baskı yapabilirler
* Endüstriyel tipleri mevcuttur
Bu sayede üretim, depo gibi endüstriyel alanlarda kolayca kullanılabilirler.
Yukarıda sayılan özellikler belli baĢlı özelliklerdir. Bir Inkjet veya Laser yazıcı ile kıyaslandığında
etiket baskı maliyeti son derece düĢüktür. Ayrıca Inkjet veya Laser yazıcılar ancak sayfa Ģeklinde
tasarlanan etiketlere veya tek tek besleme sureti ile yapılan etiketlere baskı yapabilirler. Bu etiketler
Inkjet ve Laser teknolojisine uygun Ģekilde üretilmiĢ olmaları gereklidir. Piyasada bulabileceğiniz en
yaygın çeĢit etiket türü A4 boyutunda bir sayfaya dizili Ģekildeki etiketlerdir. Bu etiketlerin
dezavantajı, tek bir etiket basmak zorunda olduğunuzda sayfadaki tek bir etikete basmak zorunda
180
olunması ve her seferinde baskı yapılacak etiketi seçmek zorunda olmaktır. Bunlar basit kullanım
zorluklarıdır.
Aslında daha da önemlisi, etiketleme maliyeti ve dayanıklı etiket üretimidir. Barkod yazıcılar ile PE,
karton, firma Logo'su baskılı etiket ürettirilebilir. Bu etiketler istenilen boyutlarda ve ürüne uygun
Ģekilde tasarlanabilir. Örneğin soğuk hava deposunda barındırılan gıdalarda kullanılacak etiket
yapıĢkanı ve etiket buna göre seçilmelidir veya ürün yağmura, kara, ısıya dayanıklı olacak, ürün
üzerinden çıkartıldığı zaman iz bırakmayacak nitelikte olsun isteniyorsa barkod yazıcı ile uygun
etikete, uygun Ģekilde baskı metodu ile baskı yapılmalıdır.
Barkod yazıcılar, hızlı baskı yapma niteliğine de sahiptirler. Kendi içlerinde barındırdıkları merkezi
iĢlemci birimi ve kendilerine özgü dilleri ile grafik tasarımları etiketleri dahi çok hızlı
basabilmektedirler. Microsoft Windows gibi iĢletim sistemlerinde baskı grafik tabanlı yapılır. Bu da
baskı hızını olumsuz etkiler. Halbuki barkod yazıcılara bir kaç byte göndererek barkod bastırabilmek
mümkündür (Perkon, web).
1.2. RF Etiketleri
Depolarda en sık kullanılan mobil uygulama kablosuz Radyo Frekansı (RF) sistemlerdir. Kablosuz
imkânlara sahip RF veri alma cihazları tedarik zinciri süreçleri içerisinde özellikle depolarda hareket
eden her Ģeyi tanımlama, izleme ve gözlemleme maksadı ile oldukça yaygın bir Ģekilde
kullanılmaktadırlar (Computerworld, 2005, s.52). Bu sistemin en önemli noktalarından birisi ürünlerin
üzerinde yer alan RF etiketleridir. RF etiketleri, bir etiket içine bulunan çipe, veriyi Ģifreler. Etiket özel
bir antenin etki alanına girdiğinde, çip deĢifre olur ve etiket okuyucu tarafından okunur.
Resimdeki örnekte, araç belli bir mesafeye girince, üzerinde taĢıdığı çip vasıtası ile tanımlanır ve giriĢ
kapısı otomatik açılır, kapanır. Aynı zamanda hangi araç, saat kaçta giriĢ-çıkıĢ yaptı gibi raporlama
yönelik verilerin sistemde otomatik oluĢmasını sağlar.
Saha yönetiminde RF etiketi uygulaması (örnek)
RF etiketleri programlanabilir olabilir veya kalıcı kod içerebilir ve 20-25 metre uzaklıktan
algılanabilir. Surface acoustical wave (SAW) etiketleri ise kalıcı olarak kodlanmıĢtır ve sadece 3
metrelik bir mesafe içinde okunabilir.
RF etiketleri daha çok bir konteynerin kalıcı olarak kimliklendirilmesinde kullanılır, SAW tipi
etiketlerin uzun ömürlülüğü avantajından faydalanılabilinir. Ayrıca sert çalıĢma ortamlarında, basılan
barkodların bozulma ve okunamama durumlarının yaĢandığı ortamlarda, RF etiketleri çekici
olmaktadır. Günümüzde bir etiket okuyucunun maliyeti ortalama 5000 $ civarındadır.
Programlanamayan etiketlerin fiyatı 1-50 $, programlanabilenlerinki ise 5-75 $ aralığında
değiĢmektedir.
Örneğin bir tekstil imalatçısında, kamyonun içindeki yükler, kamyonun dikiz aynasında bulunan bir
RF etiketine kodlanır. Etiketler yol üzerindeki 10 millik mesafe içerisinde okunabilir, yükleme süreci
izlenebilir ve kamyon yükünün içeriği için önceden yer ayarlanabilir. Bu teknoloji kamyon
içeriklerinin asıl ve rezerv toplama konumlarına ulaĢtığında yüklerin bekletilmeden nakliyesi ve
181
böylece depolama ihtiyacının yok edilmesi (cross-docking) ve direkt olarak koyulduğu durumlarda
yardımcı olur.
RFID ile entegre ERP teslim alma-sevkiyat ekranı
1.3. Akıllı Optik Kartlar ve Manyetik Şeritler
Manyetik kartlar genelde kredi veya banka kartlarının arkasında görülür. Genelde küçük bir alanda
yüklü miktarda veri bulundururlar. ġerit üzerinde tutulan veri değiĢtirilebilmektedir. ġerit temas ile
okunabilmelidir, ayrıca yüksek hızlı uygulamalara da izin vermelidir. Manyetik Ģeritli sistemler
genelde barkod sistemlerinden daha pahalıdır. Depolama iĢlemlerinde, kağıtsız uygulamaların bir
çeĢidi olarak, akıllı kartlar da kullanılmaktadır. Akıllı kartlar lojistik sektöründe çalıĢan tanımlamadan
malzeme yüklü römorklara, sipariĢ toplama iĢlemlerine kadar pek çok yerde kullanılmaktadır.
SipariĢ toplama uygulamalarında akıllı kartların kullanımı
Bu kartlar sırayla, her sipariĢ toplama arabasında bulunan akıllı kart okuyuculara yerleĢtirilir. Böyle
yapılırken, arabanın önünde, sipariĢ toplama turunu deponun elektronik bir haritası üzerinde
görselleĢtirmek mümkün olur. Kozmetik vb ürünler üzerine çalıĢan büyük perakendecilerin mağaza
sipariĢlerini hazırlamaları bu uygulamaya güzel bir örnek teĢkil etmektedir.
1.4. Görsel Sistemler
Görsel sistem kameraları nesnelerin resmini çeker, kodlar ve tercüme edilmesi için resimleri bir
bilgisayara yollar. Görsel sistemler en azında sınırlı bir çevre içerisinde aĢırı derecede olmayan
hızlarda mükemmel bir tutarlılıkla ―okuma‖ yapabilir. Bu sistemlerin nesne veya kod ile temas
gerektirmediği bellidir. Ama okuma iĢleminin tutarlılığı ıĢığın kalitesine bağlıdır. Görsel sistemler
ucuzlamaya baĢlamıĢ olsa da, halen pahalı sayılabilir. AĢağıdaki örnekte büyük bir posta sipariĢi
operatörüne, alım aĢaması için görsel sistem yüklenmiĢtir.
182
Görüntülü sistemler ile otomatik kabul muayenesi
Sistem, römorkla gelen kutuları depo içine taĢımak için, teleskoplu bir konvenyör üzerine
yerleĢtirilmiĢtir. Sistem gelen kutulardan barkodu bulunmayanları teĢhis eder, tanır; karton üzerindeki
ürün ve tedarikçi numarasını okur ve bir barkod yazıcısına uygun barkod etiketlerini basması için
yönlendirir.
2. OTOMATĠK ĠLETĠġĠM VE SUNUM TEKNOLOJĠLERĠ Otomatik tanımlama teknolojileri tarafından doğru olarak tanımlanarak sistemde yer alan veri tabanına
kaydedilen malzeme verilerinin yine otomatik sistemlerle operasyonun bizzat gerçekleĢtiği yer ile
sistem kontrol merkezi ya da ilgili diğer birimler arasında gerçek zamanlı olarak aktarılması gereklidir.
Bu aktarım faaliyeti gerçek zamanlı ve eksiksiz olarak gerçekleĢemediği takdirde otomatik tanımlama
teknolojilerine yapılan yatırımın büyük bir kısmı boĢa gidecektir.
Otomatik veri iletiĢim teknolojilerinin internet hatları üzerinden kullanılmasına neredeyse herkes
alıĢmıĢtır. Bu sistemlerin yardımıyla özellikle e-ticaret sistemleri faaliyetlerini tam bir doğrulukla ve
gerçek zamanlı olarak yürütebilmektedirler. Bu sayede hem depo stoklarını hem sipariĢleri hem de
sevkiyatı eĢ zamanlı olarak kontrol etme imkânına sahip olabilmektedirler. Mobil teknolojiler ise
tedarik zinciri üzerinde herhangi bir noktada faaliyet gösteren çalıĢanları hatlara, kablolara bağlı
kalmaksızın iĢlerini tam doğrulukla ve gerçek zamanlı olarak yapabilme imkânı sunmaktadır.
Günümüzde özellikle taĢıma operasyonlarında ve filo takibinde kablosuz teknolojiler baĢarı ile
kullanılmaktadır. Ancak kabloyu ortadan kaldırabilmek (McCrea, 2007; Inveon, 2009) taĢıma
operasyonlarının haricinde depo içerisinde de iĢletmelere birçok avantaj sunmaktadır. Özellikle
envanter ve depo içi lokasyonların etkin kullanımı, diğer taraftan envanter ve mali yönetim
merkezlerine günün sonunu görebilme imkanı rekabet avantajı yaratabilmek için çok kritik
hususlardır.
2.1. RF Veri İletişimleri
Portatif ve forklifte monte edilen serbest-el kullanımı sağlayan ―radyo veri terminalleri‖ envanter ve
araç/Ģoför yönetimi alanında güvenilir bir araç olarak hızla yol almaktadır.
183
Serbest el kullanımlı radyo dalgalı terminaller
Radyo veri terminalleri çok karakterli görüntü, tam klavye ve özel fonksiyon tuĢları ile birleĢim sağlar.
Ġyi konumlandırılmıĢ bir anten ve sunucu (host) bilgisayar ara yüzü birimi vasıtasıyla, önceden
belirlenmiĢ bir frekansta, iletiĢim ve mesaj alımı sağlarlar. Bu cihazlar sayesinde, stok kontrolünün
yanında, kaynakların kullanım oranı da artacaktır. Radyo veri terminalleri ile mevcut tesis veya depo
kontrol sistemi arasında, veri alıĢveriĢine imkân veren yazılım olanaklarının artması, bunların
kurulumunu oldukça kolaylaĢtırmaktadır. Veri giriĢi, ürün tanımlama ve konum doğrulama için
kurulan barkod okuma kalemleri veya tarayıcılar radyo dalgalı terminaller (RDT) yoğunlukla tesis ve
depolara koyulmuĢtur. Farklı teknolojilerin bu Ģekilde bütünleĢmesi, tek baĢlarına sağladıklarından
daha yüksek seviyede hız, tutarlılık ve verim sağlamaktadır.
Depo içerisinde ürünlerin kablosuz imkana sahip RF sistemleriyle izlenmesi hem etkin bir envanter
yönetimi yapılabilmesine imkan sağlarken aynı zamanda etkili ve süratli sipariĢ toplama imkanı
sağlayarak sipariĢ çevrim süresini azaltmak yoluyla müĢteri memnuniyet seviyesinde artıĢ sağlar
(Computerworld, 2005, s.52).
2.2. Sentetize Edilmiş Ses Destekli Sistemler
Sentetik ses sistemlerinin kullanımı depo operasyonlarında gittikçe artmaktadır.
Sesli toplama baĢlığı
Durağan sabit sistemlerde, sentetik ses sabit bir depo operatörünü yönlendirmek için kullanılır.
Örneğin bir toptan bakkaliye dağıtım merkezinde ―havaalanlarında bagaj teslim bölümündeki bagajları
getiren döner mekanizma‖ benzeri karuseller, operatörleri ıĢıklar ve doğru toplama yapılacak konumu
ve miktarı söyleyen sentetik ses yayını vasıtası ile yönlendirirler.
Mobil ses-tabanlı sistemlerde, depo operatörü mikrofonlu bir kulaklık takar. Sentetik ses vasıtasıyla
depo yönetim sistemi (WMS) depo operatörü ile bir seri iĢlem ile konuĢur. Örneğin bir palet bırakma
iĢleminde forklift operatörü belli bir paletin depoda belli bir konuma bırakılması için gerekli komutu
duyar. ĠĢlem tamamlandığında, operatör mikrofona ―bırakma tamamlandı‖ der. PeĢinden sistem
operatöre sonraki iĢlemi söyler. Eğer operatör iĢlemi yapmayı unutursa, operatör basitçe ―iĢlemi
tekrarla‖ der ve sistem iĢlemi tekrar söyler.
184
Ses tabanlı sistemlerin avantajı eller serbest Ģekilde iĢlem yapılması, operatörün gözlerinin terminal ve
ekranlarda uzak olması ve operatörün okuryazar olup olmamasının önemli olmamasıdır. Diğer bir
avantaj ise, sistemin programlandığı alıĢmadaki kolaylıktır. Basit Windows tabanlı bir yazılım paketi,
tüm iĢlem konuĢmalarını yapmak için kullanılır. Ses tabanlı bir sistem ile deponun her alanında iĢlem
yapabilmek için, ―al, bırak, yeniden stokla, sipariĢ topla, yükle‖ gibi ifadeleri içeren konuĢmalara
ihtiyaç duyulacaktır. Bu konuĢmalar geliĢtirildikten sonra, sistem kendi baĢına WMS‘e dönüĢür. Bu
yöntem tipik WMS fonksiyonlarını kazanmak için maliyet açısından tercih edilebilir bir yöntem
olabilir.
Maliyet: Tipik bir mobil ses temelli sistem maliyeti yaklaĢık RDT temelli sistem ile aynıdır, terminal
baĢına 1000-3000 $ aralığındadır.
2.3. Sanal GörüntülemeSsistemleri
Sanal ekranlar (görüntüler) depo zemini ve ürünler üzerindeki sanal bir örtü ile operatöre gösterir,
operatörü düzenleme ile patika yollardan yönlendirir ve/veya belli ürünlerde belli iĢlemleri yapmasına
olanak verir.
BaĢa giyilebilen depo ekranı (VRwarehouse.com)
Görüntüler aynı zamanda operatörü bilgisayar ekranında izleme veya bir operatörü 3 boyutlu depo
yerleĢiminde sanal bir tur yapmasına olanak verir.
Depoda sanal ürün toplama turu (VRwarehouse.com)
Bu uygulama depo sahasındaki her alanda, tam saha çalıĢma için depo elemanlarının eğitiminde
kullanılabilir
2.4. Işığa Duyarlı Sistemler
IĢık yönlendirmeli sistemler, ıĢık ve ıĢıklı alfa-nümerik ekranlar kullanarak, sipariĢ toplama,
yerleĢtirme (putaway) ve sıralama için depo iĢlemlerini yönlendirirler. En popüler kullanım alanı kayar
raflar, rafa kaldırma iĢlemi ve karusellerden yarım kutu veya sandık malzeme almadır. Kayar raf veya
185
raflama iĢleminde, her toplama konumunun önünde (konum etiketinin bulunduğu yerde) bir ıĢık
bulunur. O konumdan bir alma iĢlemi gerekli ise, lamba yanar. Alma iĢlemi yapılacak birimlerin sayısı
aynı ekrandan veya kayar rafında üzerinde veya raf bölümünde görülür.
Maliyet: Tipik bir ıĢıklı görüntüleme sisteminin maliyeti envanter kalemi (SKU pozisyonu) baĢına
100-200 $ arasındadır. Tipik toplama oranları 300-600 hat/adam saat ve tutarlılık %99.97
aralığındadır. Ġlerleme oldukça yaratacak maliyet azalacak, bu kazanç yeni donanım ve yazılım
maliyetlerine ayrılmalıdır.
Karusellerde, her karuselin önüne bir ıĢık ağacı bulunur. Karuseldeki her toplama seviyesine karĢılık
gelen, ağaçta bir ıĢık yanar. TaĢıyıcı geldiğinde, sipariĢ toplayıcısının önünde alınacak seviyedekine
karĢılık gelen ıĢık yanar.
Maliyet: Karusel toplama için tipik bir ıĢık ağacı maliyeti 100.000 $ civarındadır. Tipik bir karusel
için ürünlerin sayısını normalize edersek, 5000 $ denilebilir, bu durumda envanter kalemi (SKU)
baĢına maliyet sadece 20 $.dır.
IĢıklar direkt kutu toplama ve palet depolama ve düzeltme iĢlemlerini yönlendirmek için kullanılabilir.
2.5. Kağıtsız Toplama (Paperless Picking)
Temel amaç evrak iĢini sipariĢ toplama sürecinde ortadan kaldırmaktır. Kağıt evrak iĢlemleri sipariĢ
toplamada (order picking) hata ve verim kaybı yaratan en büyük nedenlerden biridir. IĢığa göre
toplama (pick to light), radyo frekansı ile veri iletiĢimi ve ses girdi/çıktı sistemleri sipariĢ toplama
sürecindeki evrak iĢini ortadan kaldırmak için, baĢarıyla kullanılan teknolojilerdir (Frazelle, 2001).
3. DEPO YÖNETĠM SĠSTEMLERĠ VE DESTEKLEYEN MOBĠL
TEKNOLOJĠLER
3.1. Mobil Teknolojiler ile Entegre Edilmiş Depo Yönetim Sistemleri
Depo Yönetim Sistemleri (WMS), depo bünyesinde icra edilen tüm operasyonları etkin bir Ģekilde,
gerçek zamanlı yönetmek üzere tasarlanmıĢ dinamik bir sistem olup kullanıcıların en kısa zamanda, en
az kaynakla kağıtsız ve hatasız iĢlem yapabilmesine olanak sağlar.
Depo Yönetim Sistemlerine entegre edilmiĢ teknolojiler arasında bulunan data terminalleri batch tipi
bilgi toplama imkanı sağlar ve kablosuz okuyucu 30 metre ile 100 metre arasında değiĢen mesafelerde,
bilgi aktarımı yapma imkanı sağlanmaktadır. Barkod yazıcılarla ise teslim alınan lojistik materyalin
güvenli bir Ģekilde etiketlenmesi sağlanmaktadır. Windows CE veri tabanlı taĢınabilir terminalleri ile
ise GPRS veya 802.11 b/g wireless network ağı ile sisteme entegre edilebilmektedir. Bu sayede depo
içi ve depo dıĢı lojistik faaliyetlerde rahatlıkla kullanılabilmektedir.
Eğer firmanın potansiyeli uygunsa değiĢik alanlarda RFID teknolojisi kullanılarak ürünlere barkod
uygulamaları ile eĢgüdümlü olarak, daha hızlı ve daha doğru eriĢim sağlanabilmektedir. RFID
uygulamaları amaç olarak çok uygun olarak gözükse de uygulama aĢamasında maliyet ve güvenlik
gibi nedenlerden dolayı tek baĢına kullanılması tercih edilmeyen bir yöntemdir. Fakat barkod ve diğer
mobil uygulamaları destekleyici ve doğrulayıcı bir sistemdir. Zaman içerisinde diğer yeni geliĢen
teknolojilerin yaĢadığı önce yavaĢ sonra hızlı yaygınlaĢma süreci RFID teknolojisinde de
yaĢanmaktadır.
Mobil teknolojilerin WMS‘e entegre edilmesi zaman tasarrufu sağlarken, muhtemel hataları minimize
eder. Bu yapıda depo personeli; RF (Radio Frequency) El ve Forklift terminalleri, ve PC terminalleri
ile tüm iĢlemleri yürütür, sorgular ve raporlar. Fiilen gerçekleĢtirilen tüm hareket ve iĢlemlerin mobil
ekipmanlar ile sisteme eĢzamanlı olarak kaydedilmesiyle, hem gerçek zamanlı izlenebilirlik sağlanır,
hem de çalıĢanların performans değerlendirmeleri için güvenilir ve tutarlı veriler elde etmek mümkün
olur (SAP Türkiye, web). Kablosuz ağ altyapısının kullanımıyla karar verme, izleme ve raporlama
anlık olarak yapılır. Veri kayıtları ise, otomatik tanıma teknolojileri kullanılarak yönetilir. Anlık gelen
186
bilgiler sayesinde ürün ve iĢlem bazında öncelikler belirlenebileceği gibi kullanılan forklift ve diğer
ekipmanlar da detaylı olarak tanımlanır ve kendilerine en uygun iĢlere atanırlar.
DıĢarıdan gelen paletlerin, kalite kontrol bilgilerinin de, el terminali vasıtası ile iĢlenmesi mümkündür.
Gelen palet bilgilerine göre WMS forklift iĢ emirlerini oluĢturabilir ve radyo sinyalleri ile forklift
terminallerine iletir. Emri alan forklift operatörü palet/alındığı yer/yerleĢtirileceği adres bilgilerini
okutarak, emri uygular. Ürün yerleĢtirildikten sonra, adres bilgileri ile sisteme kaydedilir. Böylece
adres, depo ve palet bazında, seri numarası ile FIFO ve lot takibi kolaylıkla yapılır.
Yine baĢka bir uygulama alanında kamyon rampaya girdiği an, sürecin otomatik baĢlamasıdır. Her
ürün için, palet/koli veya adet bazında otomatik ―toplama emirleri‖ oluĢturmak mümkündür. Palet
yerleri telsiz sinyali ve toplama iĢ emri ile forklift terminaline iletilir. Forkliftler aldıkları emirleri palet
kodu/alınan yer/yükleme adres bilgisini okutarak uygular. Benzer Ģekilde araç yüklerken RF
terminalleri ile liste kontrol edilir. Radyo frekanslı el terminalleri ve kablosuz ağ iletiĢimi ile
desteklenmiĢ bir WMS kullanımında, verilerin anlık güncellenmesi ile iĢler otomatize edilmekte,
hatalar azalmakta, hız ve verimlilik büyük ölçüde artmaktadır. Ayrıca network kablolama gibi az
sayılmayacak uğraĢ, sermaye ve alan gerektiren sorunlar ortadan kaldırılmıĢ olur.
3.2. Kablosuz Ağ
Lojistik sektöründeki mobil uygulamalara yön veren diğer bir teknoloji ise, kablosuz iletiĢimdir. Yerel
alan ağı (WLAN) veya uzak alan ağı (GPRS) gibi kablosuz iletiĢim opsiyonlarına sahip yüksek
teknoloji mobil cihazlar ile lojistik çalıĢanları her zaman her yerde iletiĢim özgürlüğüne sahip olmakta,
kurumsal kaynaklara rahatlıkla ulaĢabilmektedir. Kullanıcılar sahadan kurumsal kaynaklara
ulaĢabilirken sahada yapılan iĢlemler anında güncellenerek internet üzerinden bilgi dağıtılabilir.
Böylece örneğin bir kuryenin teslim ettiği paketin teslim edildiği bilgisi, teslimatın
gerçekleĢtirilmesinden birkaç dakika sonra, internet aracılığı ile duyurulabilir. Ayrıca operatörler
sahadaki kullanıcılara ulaĢarak, kullanıcıları yönlendirebilir. GPRS teknolojisine sahip el terminalleri
ile cep telefonu görüĢmesi yapmak da mümkündür (Ambar, 2009).
Merkezi olarak yönetilen terminallerde, güncelleme iĢlemleri ise tek bir adımda zaman kaybetmeden
gerçekleĢtirilmektedir. (Sempa Bilgi ĠĢlem, web b)
Üretimden, malların depoya alınmasından, sevkiyat aĢamasına kadar tüm iĢlemler mobil terminaller ve
yazlım ile yürütülebilir (Sempa Bilgi ĠĢlem, web b). El terminalleriyle, barkod okutma suretiyle
yapılan iĢlemlerle, üretilen ürünlerin depoya kabulü, stokların anlık ve doğru izlenmesi
sağlanmaktadır. RF el terminalleriyle yapılan çalıĢmalar, depo operasyonlarını hızlandırmasının yanı
sıra rutin iĢlerdeki denetimini sağlayarak, planlamanın daha iyi yapılmasını sağlar. SipariĢlerin
elektronik olarak kontrol edilerek yüklenmesi, sevk edilecek sipariĢlerin el terminallerinden izlenmesi
ve sevk edilmesi de Ģirket içi iletiĢimi hızlandırarak, iĢ sonuçlarının anında görülmesi sağlandı.
Periyodik yapılabilen sayımlar el terminalleriyle daha kısa sürede yapılabilir.
Tüm bu cihazlar, geliĢen teknolojik yenilikleri ile iĢletmelere minimum kayıp, hız ve toplanan
verilerin iĢlenmesi ve raporlanmasından doğan zaman kayıplarını engellemektedir.
3.3. Mobil Terminaller
Mobil el terminalleri mal kabul, sevkiyat, satıĢ ve sayım iĢleminin yapılması için geliĢtirilmiĢtir
(Admin BiliĢim, web). Mobil terminallerde bulunan entegre barkod okuyucular ve imager modülleri,
koli ve paketler üzerinde yer alan bilgilerin hızlı ve hatasız girilmesinin vazgeçilmez unsurudur.
Fotoğraflama modülü taĢıyan el terminalleri, hızlı bilgi giriĢinin yanı sıra, teslimatı yapılan ürünün
hasarsız olarak teslim edildiğine dair resim çekebildiği gibi teslimatın kanıtı olarak alıcı kiĢinin
kendisinin ya da kimlik bilgilerinin resmini çekebilmektedir (Ambar, 2009).
187
Çok fonksiyonlu el terminali örneği
Çok fonksiyonlu bir el terminalindeki olası özellikler aĢağıda özetlenmiĢtir (Mobil Veri Toplama
Sistemleri, web):
3.3.1. Darbeye dayanıklı LCD ekran:
Ekrandaki yazılar ve görüntüler, güçlü güneĢ ıĢığı dahil tüm ıĢık koĢullarında mükemmel bir Ģekilde
görüntülenebilmelidir. Güçlü Ģok ve darbeleri emmeli ve ekran dayanıklılığı fazla olmalıdır. Daha az
enerji tüketimi sayesinde ise cihazın batarya kullanım süresi de arttırılmaktadır.
3.3.2. Temassız smart kart okuyucu/yazıcı:
Temassız Smart Kart Okuyucu/Yazıcı teknolojisi, kısa mesafe kablosuz iletiĢimi ile manyetik kart ve
el terminal arasında veri iletiĢimini sağlar. Güvenli Kullanıcı GiriĢi, EriĢim Kontrolü ve Yolcu Bileti
Kontrolü gibi uygulamalarda kullanılabilir.
3.3.3. Üstün barkod okuma performansı:
1D boyutlu barkod gerektiren uygulamalara yönelik hızlı ve yüksek okuma baĢarı sağlayan Lazer
Barkod Okuyucusunun yanı sıra, 2D barkod gerektiren uygulamalar içinde üstün okuma performanslı
cmos imager teknolojisini sunmalıdır.
3.3.4. Zor Ģartlar için üst düzey dayanıklılık:
Toz ve su sıçrama (IEC60529 standardına uygun), yükseklikten beton zemine düĢürülme ve 3G
Ģiddetinde ulusal standartlara uygun titreĢim testlerine tabi tutulmuĢ olmalıdır. LCD ekran, bir demir
bilyenin yüksekten düĢürülmesi ile dayanıklılık testinden geçmiĢ olmalıdır.
3.3.5. Ġnsan odaklı tasarım:
TuĢ takımı kullanıcının baĢparmağı ile tuĢlara kolayca eriĢimini sağlamalıdır. Ayrıca özel uygulamalar
için kullanıcının tanımlayabileceği, ana tuĢ takımından ayrılmıĢ farklı renkli fonksiyon tuĢları
bulunmalıdır. Örneğin 3 Adet Barkod Okuyucu tuĢu ile her iki el ile de barkodlar rahatça okunabilir.
Ġnsan odaklı ergonomik tasarımı uluslararası ISO13407 standardına uygun olarak, kullanıcıların
el yapılarına ve kullanım Ģekillerine uygun yapıda olmalıdır.
3.3.6. Kamera:
Fotoğraf çekme fonksiyonu sayesinde, uygulamalarda farklı bir fotoğraf makinesi taĢımaya veya iki
farklı cihazdaki bilgileri birleĢtirmeye gerek kalmadan kolay kullanım sağlanır. Bu fonksiyon
sayesinde çözümlerinizde verimlilik artıĢı sağlanabilir veya yeni çözümler geliĢtirilebilir. Autofocus,
flaĢlı ve Ģu an için en az 2 megapiksel özellikli olması tercih edilmelidir.
3.3.7. Mobil iĢletim sistemi:
188
Mobil ürünler ve PDA cihazları için geliĢtirilmiĢ en son iĢletim sistemi kullanılmalı ve yeni kurumsal
iĢ çözümleri bu platformlar üzerinde geliĢtirilebilmelidir. Örnek: Microsoft Windows Mobile 6.5
ĠĢletim Sistemi
3.3.8. Esnek ve zengin model seçenekleri:
Farklı tipte hafıza kartı ve SIM kart yuvalarına sahip olması sahip olması kolaylık sağlar. Arkasında
bulunacak bir geniĢleme yuvası sayesinde, ileride yeni çıkabilecek teknolojilere uyumluluk
sağlayabilir.
3.4. GSM, GPRS, EDGE, 3G
Mobil bilgisayarlar, el terminalleri, barkod okuyucu ve kablosuz ağ altyapısı ürünleri lojistik ve
perakende Ģirketlerinin operas-yonlarının kalbi, eli ve ayağı konumundadır (BT Haber, 2010)
Cep telefonları üzerinde çalıĢan uygulamalarla, teslim iĢlemleri gerçek zamanlı olarak müĢterilere
raporlayabilir duruma gelinmektedir. (BT Haber, 2010). Lojistik sektöründe kullanılan el terminalleri
ile birlikte, sahada çalıĢanlar kurumsal kaynaklara anında sahadan ulaĢmak mümkündür.
GPRS (General Packet Radio Service): GSM altyapısının üzerine kurulan ve cep telefonu
aracılığıyla GSM ağı üzerinden Internet'e bağlanmayı sağlayan bir veri iletiĢim teknolojisidir. Bu
sistemde aboneler, Ġnternet'e bağlı kalındığı süreye göre değil, yalnızca alıp gönderdikleri veri miktarı
kadar ödeme yaparlar (Ġzmir SRC, web).
WAP (Wireless Application Protocol) : Kablosuz ĠletiĢim Protokolü WAP kullanıcıların bu
teknoloji sayesinde cep telefonları veya diğer mobil terminaller aracılığıyla hiçbir kablo ve arabirim
bağlantısına ihtiyaç duymadan internete eriĢimlerini sağlayan kablosuz iletiĢim standardıdır. WAP
internet haberleĢmesinin çeĢitli bilgi ve haberleĢme hizmetlerinin mobil kullanıcılara kolayca
ulaĢmasını sağlar (Ġzmir SRC, web).
Bir uygulamada ise el terminalleri ile GPRS üzerinden gönderilen ve alınan verilerin güvenliği için
GSM operatörü ile firma arasında APN hattında özel bir tünelleme (VPN) yapılmıĢtır. Bu sayede
donanım güvenliği sağlanırken, servis uygulamaları dıĢında iĢlem yapılmadığından, ek GPRS tüketimi
engellenmekte ve yüksek iĢlem hızına ulaĢılarak; ekonomik olarak da katkı sağlamaktadır (Boydak,
web).
3G teknolojisi, GSM hatları üzerinden pek çok farklı uygulama kullanılmasına olanak verirken,
kurumsal bazda da önemli yenilikler getirmektedir. Daha geniĢ bant geniĢliği gerektiren uygulamaların
mobil cihazlarla kullanılabilmesiyle, kurumların saha ekiplerinin daha ''etkin'' iletiĢim sürecine sahip
olması ve firmaların iĢ süreçlerinin hızlanması, etkinliklerinin artması beklenmektedir. 3G ile kablolu
bağlantının olmadığı yerlerde yüksek hızlı internet iletiĢiminin olanaklı hale geleceğini, bunun,
hareket halindeki mobil taĢıtlarda internet ve veri iletiĢimini kolaylaĢtıracaktır. Özellikle uzak
noktalardan görüntü taĢıma, bu bilgileri depolama, paylaĢma mümkün olacak ve sürekli çevrimiçi
görüntülü iletiĢim sağlanacaktır.
3G teknolojisinin altyapısal anlamda getirdiği 2 değiĢiklik, ''yüksek hızda ve büyük miktarda kablosuz
veri transferine olanak sağlanması'' ve ''standart GSM teknolojisine göre daha detaylı lokasyon
belirleyebilme kabiliyeti'' olarak sıralanabilir. 'Eskiden mobil internet bağlantısı yavaĢlığı ve
problemleri sebebiyle, mobil iĢ uygulamaları genellikle ―bağlantısız‖ (disconnected) olarak çalıĢırdı.
Günün sonunda verilerini senkronize ederdi. Ama önce EDGE altyapısı ve kapsama alanının
geniĢlemesi, Ģimdi de 3G'nin gelmesiyle birlikte mobil uygulamaların ―her zaman bağlı‖ (always-
connected), yönündeki mimarilerle geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. ÇeĢitli mobil uygulamaların, cihaz
üzerinde çalıĢan bir yazılım yerine, internetle eriĢilen bir web uygulamasına dönüĢtüğü söylenebilir.
Bu da birçok iĢlemi eskisine göre, çok daha gerçek zamanlı yapmaya izin vermektedir.
3G sayesinde yüksek bant geniĢliği gerektiren mobil uygulamalar cep telefonu ve mobil cihazlardan
kullanabilmekte, mobil ofis uygulamasıyla uzaktan çalıĢma olanağını artırmaktadır (Zaman, 2009).
3.5. Mobil Barkod Yazıcılar
Mobil barkod yazıcılar her türlü mobil uygulamalar için tasarlanmıĢ, kolay taĢınabilirdirler. Hafif,
hızlı ve ekonomik baskı yapabilmektedirler. Gerek stok ürünlerin barkodlanmasında, gerek üretim
189
bantlarında, gerekse paket servislerinde rahatlıkla kullanılabilmektedirler. Özellikle mobil
uygulamalar için özel uygulamalar geliĢtirmek mümkündür.
Yoğun etiketleme yapan firmalar için oldukça uygun olan konveyör bant üzerinde kullanılabilen
barkod yazıcıları ile zaman kaybını, etiket israfını ve fazladan personel kullanımını ortadan
kaldırmaktadır. Bu sistem ile, hem çok kısa zamanda bir etiketleme yapılabilir, hem de yanlıĢ
etiketleme ya da etiketlememe olasılığını ortadan kaldırırken, etiketlenmiĢ olan ürünlerde stoklama ya
da sevkiyat noktasına giderken sayılarak ve sınıflanarak gitmesini sağlamak mümkün olur. Alınacak
raporlarla stoklar kontrol edilir (Metro Bilgi ĠĢlem, web).
SONUÇ VE ÖNERĠLER
Lojistik yönetimi basit anlamda müĢteri tatminini sağlamaya çalıĢırken talep değiĢkenliğine uyum
sağlamak ve hızlı yanıt verebilmek için biliĢim teknolojilerinden oldukça yararlanmak zorundadır.
Çünkü iĢlenecek bilgi çok, zaman ise çok azdır. Yapılan hatalar ise geri dönülemez zararlara sebep
olabilmektedir.
Bu amaçla teknoloji firmaları ürettiği taĢınabilir terminaller, kablosuz barkod okuyucular, barkod
yazıcılar ve bunlarla entegre olabilen her türlü kablosuz teknolojiyi kullanarak lojistik sektörünün
ihtiyaçlarını karĢılamaya çalıĢmaktadır.
Barkod sistemleri RF etiketleriyle otomatik tanımlama bilgi teknolojileri (BT) alanındaki yenilikler
1990‘lardan bu yana ĢaĢırtıcı bir hızla geliĢme göstermiĢtir. Ġlk olarak hızla yayılan internet ve ağ
teknolojisinin ilerlemesi, hemen hemen her yerden internet ağına giriĢe olanak vermiĢtir. Bunun
sonucu olarak, internet uygulamalarından doğan e-ticaret ve mobil ticaret gibi araçlar küresel
iĢletmeler ve Ģirketler arası uygulamalar için teknoloji altyapısı sağlamaktadır. Ayrıca hesaplama
gücündeki sürekli artıĢ ve bilgisayar donanımlarının düĢmekte olan fiyatları, ileri planlama
programlama (APS) veya tedarik zinciri ağ planlama uygulamaları gibi çalıĢmanın ileriki konusunda
açıklanacak olan birçok yeni yazılım çözümlerini mümkün hale getirmiĢtir (Gülenç ve Karagöz,
2008).
BT, lojistiğin vazgeçilmez bir destekçisidir. Lojistik firmalarının yatırımları devam ettikçe, BT
yatırımlarının da bunu desteklemesi gerekmektedir. BT ekipleri olmadan, hiçbir projeye baĢlanmamalı
ve bir karar alınmamalıdır (ERP Haber, 2009).
Lojistik ve depo yönetiminde pek çok ürün çeĢidinin bir arada bulunması ve farklı noktalara teslimatı,
tedarikçilerle olan iĢ birlikleri ve çalıĢma Ģekillerindeki farklılıklar; BT‘nin ve mobil uygulamaların
perakende sektörü içinde gelecekte bilgi teknolojilerinin daha da etkin kullanılacağının sinyallerini
vermektedir (Univera, web).
Bugün lojistikte maliyetlerin indirilmesi lojistik süreçlerin depo yazılımı, depo otomasyonu, nakliye
otomasyonu gibi fonksiyonlarla teknolojik ortama aktarılması sayesinde olur. Depo otomasyonu
sayesinde depo, kontrol altına alınır, kapasite daha iyi kullanılır, insana bağımlık ortadan kalkar.
Lojistik sektöründe biliĢim teknolojileri uygulamaları, özellikle Internet‘in iĢletmelerde yaygın bir
biçimde kullanımıyla ivme kazanmıĢtır. Lojistik faaliyetlerinin her aĢamasında biliĢim teknolojileri
yapılandırılarak, isletmeye aĢağıdaki önemli edinimleri sağlamaktadır (Ġgeme, web):
Tüm lojistik iĢlemlerinde o iĢin gerçekleĢtirilmesine yönelik uzman sistemlerden yararlanılması,
iĢlemlerin ve evrakların elektronik ortamda standart bir format üzerinden gerçekleĢtirilmesi ve
hazırlanması sağlanmaktadır.
Teslimatın gecikmesi, stok kontrolü, teslimat veya sipariĢ zamanlarının değiĢtirilmesi gibi
nedenlerle ortaya çıkan sorunlar hakkında müĢteriler veya alıcılara eĢ zamanlı olarak iletiĢim
kurma fırsatı vermesi ve bu durumun isletme veri tabanında görülmesini sağlamaktadır.
SipariĢ veren isletmelere verdikleri sipariĢin durumunu her aĢamada ve sürede kendi
isletmelerinden kontrol etme ve bilgilenme olanağı sağlamaktadır.
SipariĢe göre üretilen ürünlerde ya da teslimat sürecinde meydana gelebilecek her türlü
değiĢiklikleri anında taraflara iletebilme olanağı sağlamaktadır.
Donanım Yatırımları:
190
Lojistik sektörü bu teknolojik geliĢmeleri en yakından takip eden ve kendi bünyesine en hızlı
uyarlayarak, sonuçları alan sektör olarak öne çıkmaktadır. Rekabetin yoğun yaĢandığı bu sektörde,
firmalar farklılıklarını ancak teknolojiye yatırım yaparak ortaya çıkarabilmektedir.
Teknoloji hizmeti sağlayan firmaları da lojistik sektöründeki firmaların ihtiyaçlarına özel katma
değerli hizmetler ve yazılım çözümleri sunmaktadır. Sektörde kullanılan barkod teknolojisinden, son
yıllarda önemi artan RFID teknolojisine; kablosuz ağ ürünlerinden sarf malzemelerine; ambar yönetim
sisteminden, saha satıĢ sistemine kadar lojistik sektörünün teknolojik ihtiyacını karĢılayacak ürün
çeĢitliliği sunmaktadır.
Depolama açısından otomatik veri toplama (OVT) kapsamında sunulan ürün ve çözümler
Ģunlardır: barkod yazıcılar, etiketleme yazılımları, otomatik etiket aplikatörleri, barkod yazıcı sarf
malzemeleri, barkod okuyucular, mobil terminaller, mobil yazıcılar, kablosuz ağ ürünleri, RFID
sistemleri, RTLS sistemleri (Ambar, 2009).
Teknoloji firmaları lojistik hizmet sağlayan firmalardaki mevcut yapıların yenilenmesi ve ayakta
tutulması için, her türlü hizmeti sağlama çalıĢmaktadır. Önümüzdeki dönem bu sektördeki müĢterilerin
yeni teknolojileri kullanması için, ciddi yatırımlar yapılmaktadır. Çoğunluğa bakıldığında,
önümüzdeki yıllardaki hedefleri ise RFID kontrollü depo projelerini hayata geçirebilmek olarak
gözükmektedir. Bu doğrultuda, lojistik firmalarının tedarikçilerden mal kabulünü RFID teknolojisini
kullanarak hızlandırmayı ve doğruluğu artırmayı sağlayacak çözümler gerçekleĢtireceklerini, bu
sayede tedarikçinin malının en kısa sürede reyondaki yerine almasına imkan sağlanacağını, böylece
hem tedarikçi hem de perakendeci için verimlilik artacağı hedeflenmektedir. RFID projelerinin hayata
geçmesi, barkod teknolojisine göre daha uzun süreç istemektedir.
Lojistik firmalarının mobil uygulamalarının gerçekleĢmesi konusundaki yatırımları incelendiğinde,
ofislerin merkez ile bağlantısında kapasite artıĢı, internet ve iletiĢim altyapısını geliĢtirmek, çok daha
hızlı internet eriĢimine sahip, en az kesinti ile iletiĢimimizi sürekli hale getirmek ve güvenlik altyapısı
yenileme çalıĢmaları ön plandadır. Ciddi bilgisayar ve çevre birimleri yatırımları, iletiĢim altyapılarını
yer yer fiber optik hale getirme çalıĢmaları, RF‘li barkod okuyucu sayısını artmak bu yatırımlardan sık
karĢılaĢılanlardır. Ayrıca el terminalleri ile EDGE üzerinden çalıĢacak uygulamalar devreye
alınmaktadır (ERP Haber, 2009; BT Haber, 2010).
BT yatırımları sürecini etkileyen faktörler arasında fiyat, kalite, garanti süresi, markaya güven ve
marka bilinirliği en önde gözükmektedir. Ödemelerde kolaylığın da önemli olduğu gözükmektedir.
Rakiplerin kullanmasının önemi ise, çok fazla değildir. (BT Haber, 2010)
Yazılım yatırımı:
Mobil uygulamalar ile entegre çalıĢan yazılım yatırımları incelendiğinde, ERP yazılımı ve doküman
görüntüleme üzerine yatırım gerçekleĢtirildiği, bu yatırımlarla temel amaçlarının, müĢterilere daha
hızlı bilgi akıĢı sağlama, operasyonel süreçleri kısaltma, iyileĢtirme ve iĢletim maliyetlerinde tasarruf
sağlamak olduğun gözlemlenmektedir.
ERP ve WMS ile beraber çalıĢabilecek, karar vermeyi kolaylaĢtıracak raporlama araçları arayıĢları ise,
yeni trendler arasında yer almaktadır. Tüm kullanılan sistemlerin bilgi ile beslediği ERP yazılımı
üzerine, BI iĢ zekâsı uygulamasını ekleyerek, operasyonel - finansal performansı karneler bazında
izlemek, ilgili özet/detay raporlara ulaĢabilmek mümkün olmaktadır (BT Haber, 2010).
Türkiye’de İhtiyaç:
Dağıtım ve Lojistik otomasyonu projelerinde (bir proje ile ilgili baĢta donanım-yazılım ve
kuruluĢlar olmak üzere tüm hizmetlerin sağlanmasından, uygulamanın bir elemanı ile birlikte
server‘larında ―host‖ edilmesine kadar) tüm hizmetlerde ―Komple Çözüm‖ felsefesi ile çalıĢması.
Kurumların her müĢteriye yönelik bir proje metodolojisinin olması ve iĢin projenin komple
yönetimi
MüĢterileri görüĢ ve isteklerinin yazılımlara büyük etkisi olduğu ; ―MüĢteri Odaklı‖ bir Ģirket
organizasyonlarının olması (Univera, web).
191
Türkiye‘de lojistiği bu kadar dağınık yapan en önem neden lojistik yazılımların henüz daha oluĢmamıĢ
ve geliĢmemiĢ olmasıdır. Birkaç yazılım Ģirketi var bulunmaktadır, bunlar da ihtiyaçları çok efektif
karĢılamamaktadır. Maliyet ve zaman konusunda çözüm üretememektedirler. Bu nedenle değiĢtirilmiĢ,
yeniden yazılmıĢ ve lojistik firmasına uyarlanmıĢ bazı yazılımlarla, kendi çözümünü üretmeye çalıĢan
firmalar da görülmektedir. Bu en geri kalmıĢ konulardan biri olarak hızla geliĢmesi gereken bir
konudur (BT Haber, 2010). Süper kullanıcılardan oluĢan komitelerin tasarladığı sistemleri, mümkün
olduğunca ortak ve standart uygulamalar haline getirmek doğru bir hedef olacaktır (ERP Haber, 2009).
192
KAYNAKLAR Yazılı Kaynaklar:
Arat, M. (2006) Yönetimin Geleceği, Varlık Yayınları, Ġstanbul.
Collis, J. (2004) Ġyi‘den Mükemmel ġirkete. 2. Basım. Boyner Yayınları: Ġstanbul.
Computerworld (2005) Mobile & Wireless, Computerworld, May 16, s.52
Frazelle, E.H. (2001) Paperless and wireless logistics systems, Supply Chain Strategy: The Logistics
of Supply Chain Management. McGraw-Hill, New York, ss.295-307.
Gülenç, Ġ.F. ve Karagöz, B. (2008) E-lojistik ve Türkiye‘de e-lojistik uygulamaları, Kocaeli
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15(1), ss.73-91.
Manas, A. (1998) Barkodlu bir yaĢama baĢlarken, Bilgisayar Dergisi, Eylül, s.87.
McCrea, B. (2007) Cutting the cord, Logistics Management, Vol.46(1), ss.41-44,
www.logisticsmgmt.com.
Sandars, J. ve Dearnley, C. (2009) Twelve tips fort he use of mobile technologies for work based
assessment, Medical Teacher, Vol.31, ss.18-21.
Sarısakal, M.N. ve Aydın, M.A. (2003) E-ticaretin yeni yüzü mobil ticaret, Havacılık ve Uzay
Teknolojileri Dergisi, Cilt.1, Sayı.2, ss.83-90.
Ġnternet Kaynakları:
Admin BiliĢim, Depo/Lojistik Çözümleri,
http://www.adminbilisim.com.tr/v2/index.php?option=com_content&view=article&id=69:depo-
lojistik-sevkiyat-sayim-online-satis&catid=36:mobil-cozumler&Itemid=80
Ambar (2009) Teknolojiden vazgeçmeyen sektör: Lojistik, http://www.ambar. com.tr/
teknoloji/3093.html, 11.03.2009
Boydak, Turkcell Boydak Mobil Uygulama Projesi, www.boydak.com/files/file/ bizbize/bizbize21.pdf
BT Haber Dergisi, Perakende/Lojistik, sayı: Nisan 2010, http://www.cozumyazilim.
com.tr/Documents/perakende.pdf
ERP Haber (2009), Lojistik ġirketlerinin ERP görüĢleri, http://www.erphaber.com/ 313/lojistik-
sirketlerinin-erp-gorusleri/, 02.03.2009
Ġgeme, www.igeme.org.tr
Inveon (2009) Kabloyu kopartabilen rekabette öne geçiyor, http://www.
inveon.com.tr/Haberler/Basin-Bultenlerimiz/Inveon_at_BThaber.aspx,
Ġzmir SRC, www.izmirsrc.com/sunu/src3_ iletisim_teknolojileri.ppt
Li, Weiqi (2010) Bus181 Fundamentals of Information Systems course notes, Chap.5 Computer
Hardware: Input, Output and Storage http://www.flint.
umich.edu/~weli/courses/bus181/notes/chap5.html
Metro Bilgi ĠĢlem, http://www. metrobilgiislem. com.tr/etiketleme.htm
Mobil Veri Toplama Sistemleri, http://www.mobilveritoplama.com/category/el-terminali-el-
terminalleri/
OpenICDL, http://www.openicdl.com/ courses/mod1/ch02s03.html
Patterson, Rich (2008) CISD32 Oracle 10g Forms and Reports course notes,
http://www.mtsac.edu/~rpatters/CISB11/Chapters/Chapter_05/Chap05/LectureMain.htm
Perkon, Kare Kod, http://www.perkon. com.tr/kare-kod-2.html
SAP Türkiye, http://www.sap.com/turkey/ press.epx?pressid=11998
193
Sempa Bilgi ĠĢlem (a) http://www.sempa. com.tr/barkodnedir.html
Sempa Bilgi ĠĢlem (b) http://www.sempa. com.tr/lsocean.html
Univera, http://www.univera.com.tr/Haber/
32/univera_15_altin_yili_geride_birakmanin_mutlulugunu_yasiyor%20.aspx
Zaman (2009) 3G, kurumların iĢ yapma biçimlerini değiĢtirecek, http://www.
zaman.com.tr/haber.do?haberno=873846, 27.07.2009.
ÖZGEÇMĠġ Yrd.Doç.Dr. A.Zafer ACAR
1965 yılında Ġstanbul‘da doğmuĢtur. Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu eğitimlerini müteakip
TSK lojistik kadrolarında 21 yıl görev aldıktan sonra 2008 yılında Albay rütbesi ile emekliye ayrılarak
akademik hayata geçmiĢtir.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü‘nde ―ĠĢletme‖, Beykent Üniversitesi‘nde ―Lojistik‖ üzerine yüksek
lisans eğitimlerini tamamlamıĢtır. Doktora derecesini iĢletme ana bilim dalında hazırladığı ―Rekabet
Avantajı Sağlamada Kaynak Tabanlı ĠĢletme Yeteneklerinin Rolü‖ baĢlıklı tez çalıĢmasıyla Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitü‘sünden almıĢtır.
Halen Okan Üniversitesi ĠĠBF Uluslararası Lojistik Bölüm BaĢkanlığı görevini yürütmektedir. Yerli ve
yabancı dergilerde basılmıĢ bir çok akademik makalenin yanı sıra ―Depo ve Depolama Yönetimi‖
isimli bir kitabı bulunmaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Ünivesitesi, MYO
HasanpaĢa, Uzunçayır Cad. No:4/A.
Telefon: 0216.3254818-119
E-posta: [email protected]
Dr.Batuhan KOCAOĞLU
Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde lisans, yüksek lisans, doktora eğitimini
tamamlamıĢtır. Yüksek lisans tezinde üçüncü parti lojistik yönetimi, doktora tezinde ise tedarik zinciri
yönetiminde SCOR modeli ile performans değerlendirmeyi incelemiĢtir.
Uluslararası deniz konteyner taĢımacığı yapan bir firmada kurucu ortak ve operasyon uzmanı olarak
görev almıĢtır. Yıldız Teknik Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği bölümünde araĢtırma görevlisi
olarak çalıĢmıĢ, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi uygulamaları üzerine araĢtırmalar yapmıĢtır.
Yabancı bir firmada, stratejik satınalma süreçlerinin tedarik zincirinde modellenmesi konusunda proje
danıĢmanlığı yapmıĢtır. Metal bağlantı elemanları üretimi yapan 200 kiĢilik bir fabrikada üretim
planlama yöneticisi, ERP proje uyarlamasında proje yöneticisi, ERP sorumlusu ve analisti olarak 6
yıldır görevine devam etmektedir.
Okan Üniversitesi‘nde Endüstri ve Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinde ERP dersleri vermiĢtir,
halen Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu‘nda Lojistik ve Bilgisayar Programcılığı bölümlerinde
ders vermeye devam etmektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
Tuzla Mermerciler O.S.Sitesi No:7
Telefon: 0216.5939000-120
E-posta: [email protected]
194
XVII. BÖLÜM TÜRK DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL YAKLAġIMLAR
Özgür KARAMANLI ġEKEROĞLU, Okan Üniversitesi
ÖZET
Bu bölümde, Türk Deri Sektörü‘nün tek pazara odaklanmıĢ olma, tanıtım faaliyetlerinin eksikliği,
markalaĢma konusundaki yetersizlikler gibi sektörel nedenlerin yanında küresel ekonomik krizler gibi
nedenlerle yeni pazarlama stratejileri geliĢtirmesi, geleceğe ayak uydurma ve dünya genelinde hak
ettiği yeri alabilmesinde modern biliĢim teknolojilerinin sağlayabileceği yararlar ortaya konulmuĢtur.
Türk Deri Sanayi‘nde faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekli iĢletmelerin mevcut durumlarının
ortaya konularak, iĢletmelerin elektronik ticarete (e-ticaret) ve mobil ticarete (m-ticaret) bakıĢ
açılarının, kullanım durumlarının araĢtırılması amaçlanmıĢtır. Bu yolla; mevcut durumun geliĢtirilmesi
üzerinde durulurken, hazırlanacak yol haritası ile Deri Sektöründe biliĢim uygulamalarının
yaygınlaĢtırılarak bilgi paylaĢımının arttırılması hedeflenmektedir.
Bugün gelinen noktada varlığını sürdürme savaĢı veren Türk Deri Sektörü e-ticaret ve m-ticaret
konularında bir açılım ve yönlendirme beklentisi içindedir. Bu bölüm konuyla ilgili giriĢimciliğin
arttırılması ve uygun çözümlere yönelmesi konusunda yol gösterici bir misyonu da üstlenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Deri sanayi, e-ticaret, m-ticaret, giriĢimcilik
GĠRĠġ
Deri Sektörü, Türk sanayinin en eski ve yerleĢik sektörlerinden biri olma özelliğini korumaktadır. Deri
Sektörü Türkiye‘de, katma değeri yüksek nihai mallar ihraç eden bir sektör olması nedeniyle, ülke
ekonomisi açısından önemli bir sektördür. Türk Deri Sanayi, ihracat potansiyeli açısından Türkiye
ekonomisinin lokomotifi sayılan sektörlerden biridir. Deri sektörümde son dönemlerde, tek pazara
odaklanmıĢ olma, tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği, markalaĢma konusundaki yetersizlikler gibi
sektörel nedenlerin yanında yaĢanılan küresel ekonomik krizler gibi nedenler ile zor bir sürece
girilmiĢtir. Örneğin 2009 yılı itibariyle 140 milyar dolarlık dünya deri ve deri mamülleri ihracatı
içerisindeki Türkiye‘nin payı sadece % 0.8‘dir. Bu varolan potansiyele göre oldukça düĢük bir orandır.
Yapısal olarak küçük ve orta ölçekli firmalardan oluĢan Türk Deri Sanayi, değiĢen uluslararası rekabet
koĢulları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla, 1980‘li yıllardan itibaren yatırımlarını
hızlandırmıĢ ve organize deri sanayi bölgeleri oluĢturmaya baĢlamıĢtır. Organize sanayi bölgelerinde
yeni tesislerin devreye girmesi ile birlikte ham deri iĢleme kapasitesinde önemli artıĢlar meydana
getirmiĢtir. Bu nedenle Türk Deri Sanayi, kapasite ve istihdam açısından çok önemli bir konuma sahip
olmuĢtur. Ancak mevcut organize sanayi bölgeleri, bazı kapasiteyi arttırıcı ve altyapıyı iyileĢtirici
özellikleri olsa da ne yazık ki değiĢen ekonomik koĢullar ve krizlere karĢı gerekli esnekliği
gösteremeyen bir yapıdadır. Bu nedenle sektörün kriz ortamından çıkabilmesi için yeni ve farklı bir
yapılandırmaya gerek duyulmaktadır. Bu yapılandırmanın enstrümanlarından en önemlileri olarak e-
ticaret, m-ticaret ve e-pazarlama faaliyetleri gösterilebilir. Bu durumda deri sanayinin krizlere karĢı
esneklik kazanabilmesi ve dıĢ pazarlardaki ihracat paylarının arttırılabilmesi için; üretim hacmini, ürün
çeĢitliliğini ve ürün kalitesini arttırmasının yanı sıra, pazarların çeĢitlendirilmesi, yeni pazarlama
kanallarının açılması, yeni pazarlama stratejilerinin geliĢtirilmesi, e-ticaret ve m-ticaret yöntemleri
kullanılarak geliĢimine ivme kazandırılması ve sektörün tanıtımı amacıyla markalaĢma konuları
üzerinde durulması büyük önem taĢımaktadır. Çünkü sadece kaliteli ürün üretmek değil onu uygun
koĢullarda doğru kiĢilere sunmak ve satmak da bir o kadar önemlidir. Üstelik bu tarz bir yaklaĢım
ticareti yerel hatta yöresel olmaktan çıkarıp uluslararasına da taĢımaktadır.
195
Öte yandan tüm dünyada yoğun bir rekabet ortamının yaĢanmasına neden olan küreselleĢmenin
getirdiği avantaj ve dezavantajlar dikkate alındığında, Türkiye‘nin mevcut ihracat performansı ile
yetinmemesi ve rekabet gücünü arttıracak tedbirleri alması gereği ortaya çıkmaktadır. Küresel kriz
ortamında Türk deri üreticilerinin yeni pazarlara açılmasında e-ticaret/m-ticaret uygulamaları yeni bir
yöntem olarak kabul edilebilir. Bilindiği gibi günümüzde iĢletmeler sürekli değiĢen bir ortamda
faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Deri Sanayi iĢletmeleri stratejik ve taktik anlamda çevrelerindeki sosyal, kültürel, teknolojik, siyasal
ve hukuki değiĢmelerden sürekli olarak etkilenmektedir. Deri sanayinin hayatta kalabilmesi,
rakipleriyle rekabet edebilmesi için çevredeki değiĢikliklere ayak uydurması gerekmektedir. Rekabet
ortamında deri sanayinin mevcut durumunu iyileĢtirmesi ve ihracat potansiyelini geliĢtirebilmesi için,
biliĢim teknolojilerinden yaralanarak interneti ve mobil uygulamaları kullanması önemli bir seçenek
olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca klasik pazarlama faaliyetleri yerine günümüzdeki genel eğilimlerin
ardından oluĢan e-pazarlamaya uyum çalıĢmaları deri sektöründe dikkatle izlenmesi gereken konuların
baĢında gelmektedir. Deri sektörünün sorunlarının çözümüne iliĢkin olarak, e ve m-ticaret hem bir
fırsat hem de iyi bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.
Elektronik ve mobil ticareti oluĢturan tüm etkenler baĢta teknolojik yenilikler olmak üzere her geçen
gün geliĢme kaydetmektedir. Aynı Ģekilde ticaret de çağımızın hızına uygun bir Ģekilde ilerlemektedir.
Bu ilerlemenin ve geliĢmenin öncüleri teknolojiyi üreten ve ticaret yapan firmalardır. Öte yandan 2010
yılına kadar, Avrupa Topluluğu bünyesinde, e-ticaret ile ilgili konularda 20 milyon yeni iĢ olanağı
oluĢturulacağı tahmin edilmektedir (KuĢçu, 2009). Bu ve benzeri örnekler göz önüne alındığında,
küreselleĢen dünyada e-ticaretin ve mobil ticaretin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaĢılabilir.
Zor bir süreçten geçmekte olan Türk Deri sektöründe; e-ticaret yöntemleri kullanılarak sektörün
geliĢimine ivme kazandırılması, yeni pazarlara ulaĢılabilmesi, yeni pazarlama stratejileri geliĢtirilmesi
ve modern çağın gerekliliği olan biliĢim teknolojilerini uygulayabilmesi için bir yol haritası
çıkarılması gereği ortaya çıkmaktadır.
1. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ
AraĢtırmanın materyalini Türk Deri Sanayi‘nde faaliyet gösteren; 28‘i büyükbaĢ iĢleyen, 33‘ü kürk
iĢleyen, 3‘ü giysilik küçükbaĢ iĢleyen toplam 64 deri fabrikası ile deri kimyasalları üreticisi ve/veya
tedarikçisi 5 firma olmak üzere Deri Sektörü‘ne ait toplam 69 iĢletme oluĢturmuĢtur. Ticari sakıncaları
nedeni ile ankete katılan firmaların ticari isimleri belirtilmemiĢ olup, firmalar sadece
numaralandırılarak değerlendirilmiĢtir. Anketi cevaplandırmaları için firmalarla yapılan zorlu
öngörüĢmelerden sonra firma yetkilileri, yüz yüze 50 adet soru içeren uzun anket (Mc Cracken, 1988)
uygulanmaya ikna edilmiĢtir. GerçekleĢtirilen 100 adet anket uygulama çalıĢmasından SPSS yöntemi
gereğince güvenilirlik sağlayabilen 69 firmaya ait uygulama çalıĢması değerlendirmeye alınmıĢtır
(SPSS, 2010). Anket verileri SPSS programına girilerek tanımlayıcı (betimsel) istatistikler, grafikler,
ki kare ve güvenilirlik analiz yöntemleri uygulanarak değerlendirilmiĢtir.
SPSS analiz yöntemine göre anket sonuçları güvenilir olarak değerlendirilmiĢ olup; elde edilen
sonuçların yorumlanmasında T.C BaĢbakanlık DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı (DTM) Bilgi ĠĢlem Merkezi,
Ġhracatı GeliĢtirme Etüd Merkezi (ĠGEME), Ġstanbul Sanayi Odası (ISO) verilerinden de ayrıca
yararlanılmıĢtır. Deri sektörünün içine girdiği bu zor durum nedeni ile anket uygulamaları sırasında,
çeĢitli zorluklarla karĢılaĢılmıĢtır. Kimi firmaların bilimsel çalıĢma anlayıĢından uzak olması, dıĢa
kapalı bir yapıya sahip olması sonucu bilgi vermekten kaçınmaları gibi nedenlerle bu firmalara anket
uygulanamamıĢtır. Diğer taraftan kimi firmalara anket uygulanmıĢ olmasına rağmen, bu anketler
yapılan SPSS analizlerinde güvenilir bulunmadığından değerlendirme dıĢı bırakılmıĢtır. Deri
firmalarının genelde aile Ģirketi yapısında olmaları ve profesyonel yönetici kullanmamaları anketlerin
uygulanmasında karĢılaĢılan diğer zorlukların nedenleri arasında sayılabilir. Ön çalıĢma ve
bilgilendirme yapılmıĢ olmasına rağmen, kimi anketlerin doldurulmasında bilinçsiz ve yanlıĢ
cevaplamanın önüne geçilememiĢtir. Bu nedenle yapılan 100 anketten 31‘i güvenilirlik sınırları
dıĢında kaldığı için elenmiĢ, geriye kalan 69‘u güvenilirlik sınırları içerisinde bulunmuĢtur.
196
2. BULGULAR VE TARTIġMA
Deri Sanayicileri Derneği‘nin açıkladığı verilere göre, 2005 yılında 1462‘ler seviyesinde olan faal
iĢletme sayıları 2009 yılında 400 dolayına düĢmüĢtür. Bu fabrikaların ancak çok az bir bölümü tam
kapasite ile çalıĢmaktadır. Anket çalıĢması sonucunda deri sanayinde hammadde ve kimyasalların
temininde küçük ölçüde de olsa, e-ticaretin yapılmakta olduğu ve bu alanda daha da
yaygınlaĢabileceği düĢünülmektedir. Diğer taraftan vidala, ayakkabılık, çantalık, saraciye, küçükbaĢ
giysilik, deriden süs eĢyası ve halı üretimi yapan firmaların markalaĢma süreçlerini tamamladıktan
sonra e-ticareti daha kapsamlı bir Ģekilde kullanabileceği anlaĢılmaktadır (Yamamoto et al., 2009)
ayrıca sektörün mobil ticarete de yönlenmesi gerekmektedir.
Çünkü biliĢim teknolojilerinin her geçen gün önem kazandığı günümüzde, Deri Sanayinin de biliĢim
sektöründen ve biliĢim sektöründeki geliĢmeler neticesinde ortaya çıkan elektronik ve mobil ticaret
uygulamalarından uzak kalması düĢünülemez. Sektörde marka olmuĢ ve kendini kanıtlamıĢ ve var
olmak isteyen deri firmaların yatırımları arasında web sitesi tasarım çalıĢmaları mevcuttur. Ancak bu
web siteleri hâlihazırda firmaların görsel materyallerini değerlendirdikleri çoğu basit broĢür mantığını
geçmeyen, gerçek anlamda e-ticaretin yapılmadığı, sadece koleksiyonlarını tanıtım ve iletiĢim amacını
taĢıyan, parasal bir döngünün olmadığı bir içeriktedir. Bu durum zaten deri sanayinde çok sınırlı bir
pazarlama anlayıĢını da ortaya koymaktadır. Bunların dıĢında Türkiye‘de Desa, Derri, Beta gibi
kendini kanıtlamıĢ ve belli kalitede ürün üreten firmalar ise, web sitelerinde e-ticarete yönelmeye
baĢlamıĢ ve sanal alıĢveriĢ olanağı sağlayan e-mağazalar oluĢturmuĢlardır. Ancak bu tür marka olan
firmaların dahi henüz mobil ticaret anlamında bir giriĢimleri bulunmamaktadır. Burada mobil ticaret
kavramının da çok yeni olmasının etkisi düĢünülebilir. Ancak yenilikler ve dünya trendinin takibi
açısından mobil ticaret her türlü firmanın önemsemesi gereken çok önemli bir alan olarak göze
çarpmaktadır.
Deri Sektörü‘nün geliĢmesi için; gerek devlet ve gerekse kurumlar e-ticaret ve m-ticaret konusunda
gerekli giriĢimleri gerçekleĢtirerek üzerlerine düĢen görevi yerine getirmelidirler. Bu Ģekilde sektörde
gerçekleĢtirilecek çalıĢmalarla birlikte deri sanayinin daha ileri bir düzeye çıkarılması sağlanabilir. Bu
düĢünce ile, çalıĢmada bir yol haritası çıkarılması ile detaylı çalıĢmalara bir baĢlangıç oluĢturulması
düĢünülmektedir. Bu bağlamda Deri Sanayi‘nin pazar araĢtırmalarına ivme kazandırılarak ihracat
potansiyeli giderek arttırılabilecektir. Ġnternet ve biliĢim teknolojilerindeki geliĢmeler Deri Sanayi‘ne
uygulanmak suretiyle sektörün elektronik ve mobil ticareti kullanma potansiyeli arttırılacak bu sayede
müĢteri memnuniyetinin sağlanması ile yeni pazarlara daha kolay penetre olabilme imkanı
yaratılacaktır. Uluslararası organizasyonlar ile ilgili devlet, kurum ve yöneticileri, elektronik ve mobil
ticaretin daha hızlı yayılması, hacminin artması ve faydalarının daha üst seviyelere taĢınabilmesi için
bu konuda yol gösterici, yön belirleyici olmalı, gereken hukuksal çerçeveyi çizmelidirler. Yapısal
gereklilikler, güvenlik sorunları ve hukuki konular ile ilgili olarak yapılacak her türlü düzenleme, e-
ticaretin geliĢerek büyümesine katkı sağlayacaktır. BiliĢim çağında Deri Sanayi‘nin buna ayak
uydurması sağlanarak uzun olmayan bir süreçte e-ticaret olanaklarının artması sonucuna ulaĢılacaktır
(Yılmaz et al., 2010). Ayrıca mobil ticaret konusunun da ötelenmemesi e-ticaretle bir arada ele
alınması önemli ve gereklidir.
Deri Sektörü‘nde internet ve biliĢim sistemleri vb. kavramlar konusunda önemli derecede bilgi
eksikliğinin bulunduğu ortaya çıkmıĢtır. Bu konularda sektöre bilgi aktarımının sağlanması,
geliĢtirilecek projeler ve baĢarı örnekleri ile Deri Sektörü‘nün de biliĢim çağının avantajlarından pay
alır hale gelmesi esas olmalıdır. Eksik olan bilgilerin giderilmesi ve doğru bilgilerin sektöre etkin bir
Ģekilde aktarılabilmesi hazırlanan yol haritası ile sağlanacaktır. Bilgi aktarımı ilk etapta üniversiteler
bazında değerlendirilmeli ve bu konuda verimli olarak sektör ile koordineli çalıĢabilecek bir alt
yapının kurulması sağlanmalıdır. Daha sonra deri sanayine yönelik sivil toplum örgütleri dernekler ve
kurumlar devreye sokulmalı devletin bu konuda sanayiye yapabileceği teĢvik ve yardımlar konusunda
araĢtırmalar yapılmalıdır. Konu ile ilgili bilgi sahibi olan deri iĢlentisi konusunda da kendini
yetiĢtirmiĢ kalifiye personelin sektörde istihdamı yaratılarak bilgi aktarımının devamlılığı
sağlanmalıdır. Deri sanayinin sorunlarının çözümüne iliĢkin çeĢitli projeler geliĢtirilmeli ve bu
projelerin uygulanması aĢamasında biliĢim teknolojilerinin yanı sıra deri konusunda eğitimli, bilgili
teknik elemanların da devreye girmesi önemlidir. Bu sayede deri sektörünün yukarda belirtilen
konular ile ilgili en etkin Ģekilde fayda sağlaması mümkün olabilecektir.
197
3. DERĠ SEKTÖRÜ ĠÇĠN E-TĠCARET VE M-TĠCARET YOL HARĠTASI
Performansı büyük ölçüde ihracat potansiyeline bağlı olan Deri Sektörü‘nün ihracat potansiyelini
arttırmak amacı ile öncelikle devlet tarafından teĢvik edilecek ülke çapında bir e-ticaret projesi
baĢlatılmalıdır. Bunun yanında m-ticaret konusunda da çalıĢmalar yapılması gerekmektedir. M-ticaret,
e-ticarete oranla daha bireylere dönük olmakla birlikte insanların ellerinde bulunan mobil cihaz
sayısının bilgisayarlara göre çok daha fazla oluĢu ve yaygınlığı baĢarıya ulaĢma Ģansını arttırmaktadır.
Uygulanan anketler sonucunda tespit edilmiĢ olan sektördeki bilgi eksikliği olgusunun ortadan
kaldırılması açısından Deri Sektörü‘nün her alanında ve konuyla ilgili bilgi akıĢının sektöre
sağlanması gerekmektedir.
GeliĢtirilecek projenin özel sektöre tanıtımı tamamlandıktan sonra bu projede e-ticaret ve m-ticaret
yapmak isteyen firmaların baĢvuruları incelenerek firma bünyesindeki eksikliklere göre bir eğitim
programı oluĢturulup bu eğitimler sonunda firmanın elektronik ve mobil ticaret konusunda
bilgilendirilmesi sağlanabilir. Devlet teĢvikleri arasında, yasal düzenlemeler, e-devlet, e-ihaleler, m-
devlet, m-ihaleler, görünen ve görünmeyen teĢvikler, Ar-Ge ve eğitim destekleri, AB fonlarının
kullanımı gibi yapılar içerisinde zorunlu olarak internet üzerinden bilgi akıĢı sağlama ve alıĢveriĢ
gerçekleĢtirme gibi koĢullar dolaylı yoldan e-ticaretin ve m-ticaretin teĢvik edilmesi için geliĢtirilen
yöntemler olabilir. Örneğin, devlet Ar-Ge‘sine ve e-ticarete ve m-ticarete yatırım yapan firmalara
teĢvik olarak vergi indirimi uygulayabilir.
Öte yandan altyapı oluĢturmak da son derece önemlidir. Alt yapı oluĢturulmasında devlet yanında e-
ticaret ve m-ticaret projesinin diğer destekçileri de yer almalıdır. Burada destekçi olarak özel sektör
kuruluĢları, dernekler, üniversiteler, sivil toplum kuruluĢları devreye girebilir. Alt yapıda, teknolojik
olarak sistemin geliĢtirilmesi, uygun kaynakların sağlanması ve sistemde çalıĢacak olan nitelikli ve
yeterli sayıda elemanların eğitilmesi gerçekleĢtirilebilir. Bu ana kadar makro boyutta geliĢen harita
altyapı çalıĢmalarının tamamlanmasından sonra mikro boyutta ele alınabilmektedir. ĠĢ firma boyutuna
taĢındığında öncelikli olarak tüm firmaların e-ticaret ve m-ticaret iliĢkilerini kolaylaĢtıracak bir merkez
yapısı oluĢturulmalıdır. Bunun altında yine sektör ile ilgili çeĢitli kuruluĢlar, dernekler, vakıflar ve
konu ile ilgili çeĢitli kurumların bir araya geldiği bir koordinasyon kurulu konuyla ilgili uygulamaların
tartıĢılması, öğrenilmesi, iyi örneklerden yararlanılması (benchmarking) açısından önemli bir basamak
olarak görülebilir. Bu kurul bir anlamda sektör danıĢmanı gibi iĢleyiĢ gerçekleĢtirmelidir. Bir alt
basamak ise iĢletmelerdeki üst yönetimin vizyonunun geliĢtirilmesi elektronik ve mobil ticaretin
öneminin benimsetilmesi amacı ile, devletin bir takım giriĢim ya da teĢviklerde bulunmasıdır. Bu
arada e-ticarete ve m-ticarete hem altyapı anlamında hem de iĢletmeler ölçeğinde yatırım yapılması
gerekmektedir. Firma iç sistemlerinin e-ticaretle ve m-ticaret‘e uyumlu hale getirilmesi, belli
standartların koyulması, ölçümlerin yapılması alt fonksiyonlar anlamında e-ticaretin ve m-ticaret'in
benimsetilmesi ve uygulamaya sokulması önemlidir. Yapılan ticari uygulamalara göre uygun portal
yapısının seçilerek e-ticaret portallerinin devreye sokulması bir baĢlangıç olacaktır.
Firma alt yapılarının kurulmasında firma içi elektronik ticaret eğitimleri, intranet, ekstranet vb.
düzenlemeler yapılabilir. Firma alt yapıları hazırlanıp sektör elektronik ve mobil ticaret konusunda
yeterli bilgi ve donanıma sahip olduktan sonra, Deri Sanayi için pazar araĢtırmalarını hızlandıracak ve
bu bağlamda ihracat potansiyelinin geliĢtirilmesine katkı sağlayacak olan bir e-ticaret portalı
oluĢturulabilir. Bu portal içerisinde Deri Sanayiinde faliyette bulunan tüm ilgili kurum ve kuruluĢlar
yer almalıdır.
Son olarak; müĢteriye ulaĢma, pazarlama ve satıĢ, satıĢ sonrası hizmetleri kapsayan bir alt yapı
oluĢturulabilir. Yukarıda sayılan bütün bu aĢamalar Deri Sanayi için e-ticarette /m-ticarette
kullanacağı yol haritasının parçaları olarak değerlendirilmelidir (Bkz. ġekil 1).
198
ġekil 1. Deri Sektörü için E-Ticaret ve M- Ticaret Yol Haritası
4. ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM KULLANIMININ DERĠ
SANAYĠNE SAĞLAYACAĞI AVANTAJLAR
Tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz, internet, elektronik ve mobil alanların teknolojik anlamdaki
geliĢmeleriyle sektörlere fırsatları da beraberinde getirmiĢtir. Verimlilik artıĢı ve düĢük maliyet gibi
199
önemli avantajların yanı sıra günümüzde müĢterilerle iletiĢimin en doğru ve hızlı yöntemi haline gelen
elektronik ve mobil teknolojiler, ekonomik krizle birlikte süreçlerini sorgulayan Ģirketlerin karĢısına
çıkan en önemli çözümlerin baĢında gelmektedir.
Dünyada her gün artan rekabet koĢullarına paralel olarak sektörel açıdan iĢ dünyasında baĢarılı olma
ölçütleri de her geçen gün farklılaĢmaktadır. Ticaret Ģekilleri de değiĢen koĢullara göre farklılık
göstermektedir. Klasik ticaret Ģekilleri yerini hızla yeni teknolojilerin adapte olduğu elektronik ortam
uygulamaları ve mobil ortam uygulamalarına bırakmaktadır. Küresel pazarda yer almak isteyen
iĢletmeler kaliteyi her yerde ve her Ģartta sürekli kılmalı, ürün ve hizmetlerini daha hızlı sunmalı,
taleplere daha hızlı cevap vermeli, müĢteriye hızla ulaĢmalı, ürün ve hizmetlerini müĢteri neredeyse
oraya taĢımalıdır.
Sınırsız hareket kabiliyeti gerektiren iĢ dünyasının bu yeni kuralları, biliĢim teknolojilerini de
etkilemekte, bu bağlamda elektronik ve mobil çözümler önemini her geçen gün arttırmaktadır. Deri
sektörü de değiĢen ortam koĢullarına ayak uydurabilmek adına sektörün olumlu yönde geliĢmesini
sağlayabilecek mobil teknoloji kullanımına yönelmelidir. OluĢturulacak sağlıklı mobil ve elektronik
ortam uygulamaları sayesinde deri sanayinde maliyet açısından ciddi tasarruflar sağlanabilir.
Mobilite sayesinde, operasyonun gerçekleĢtiği yer ve zamanda veri giriĢi sağlanabilir bu da büyük
ölçüde zamandan tasarruf sağlayacaktır. Gereken ürün sipariĢlerinin tam ve zamanında yapılması
ayrıca ürün tedariğinin zamanlaması gibi konularda gerçekleĢecek B2B uygulamalarında mobil
gereçlerden yararlanılması zaman ve yer tasarrufunu da beraberinde getirmektedir.
GeliĢtirilecek kullanımı kolay programlar sayesinde deri sektöründe pek çok alanda mobil ortam
uygulamalarına hızlı bir adaptasyon süreci gerçekleĢtirilebilir. Mobil ortam uygulamaları ile harcanan
kaynak ihtiyacında tasarruf sağlanacağından bu da maliyet unsurlarına olumlu bir etki olarak geri
gelecektir. Mobil sistemler sayesinde anlık raporlama ve takip mümkün olacaktır bu da sorunların
çözümünde büyük kolaylık sağlayacaktır. Anlık raporlama ve takibin yanı sıra az önce sözü geçen
müĢteri iliĢkileri ve son tüketicilerin eğilimlerinin takibi de mobil cihazların ve programların devreye
sokulmasıyla son derece etkin bir Ģekilde gerçekleĢebilecektir. Kısacası e ve m-ticarete geçiĢ hem mali
açıdan hem de müĢteri iliĢkileri açısından önemlidir.
5. DERĠ SANAYĠ ĠÇĠN MOBĠL ORTAM UYGULAMALARI
Mobil ticaret, elektronik ticaret alanında gerçekleĢtirilen yeni bir devrim olarak nitelendirilmekte ve
genel anlamda, kablosuz haberleĢme ağları üzerinden yapılandırılan ve parasal değer ifade eden
iĢlemler Ģeklinde tanımlanmaktadır (Kumar ve Zahn, 2003). Mobil ticaret, elektronik ticaret oranla
daha hızlı ve daha özgür bir yöntemdir. Esasen iki ticaret Ģekli birbirinin tamamlayıcısıdır.
Teknolojinin hızlı geliĢimi sayesinde, hayatımızda vazgeçilmez yeri olan cep telefonları gün geçtikçe
daha da güzel ve kullanıĢlı özelliklere sahip olmaya baĢlamıĢlardır.
3G ve internete bağlanabilme özellikleri sayesinde de, artık cep telefonları neredeyse küçük birer
bilgisayar haline gelmiĢtir. Mobil ticarette de bu geliĢmelere kayıtsız kalınmayarak çeĢitli mobil ortam
uygulamaları geliĢtirilmiĢtir ve teknolojik geliĢmelere paralel olarak her geçen gün bu uygulamalar
yenileri eklenecektir. Bu uygulamalardan bazıları, SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi)
uygulamaları, MMS (Multimedia Messaging Service – Mobil Çoklu Ortam MesajlaĢma Hizmeti)
uygulamaları, mobil internet (bankacılık iĢlemlerinde, iletiĢim amaçlı, bilgi edinme amaçlı vs...), IVR
(Interactive Voice Response), mobil tagging, mobil oyunlar, lokasyon bazlı uygulamalar (LBS –
Location Based Services), mobil ödeme sistemleri, akıllı kartlar, mobil soru cevap sistemlerinin
kullanılması ile kampanyaların etkileĢimli hale getirilmesi, bu yolla marka bilinirliğinin arttırılması
olarak sıralanabilir.
Lokasyon bazlı uygulamalar (LBS – Location Based Services) (GPS (Global Positioning System)
teknolojisini kullanarak mobil kullanıcının yerini belirlemekte ve mobil pazarlama uygulamalarını
bulunduğu lokasyona göre Ģekillendirmektedir. Kullanıcı GPS sinyalini algılayamıyorsa (örneğin,
kapalı bir mekanda olduğu zaman) bulunduğu konum baz istasyonuna göre tayin edilmektedir (CoO –
Cell of Origin). Bu tarz uygulamalar, tüketici ve marka arasındaki engellerin veya mesafenin en aza
indirildiği uygulamalar olarak görülmektedir.
200
Mobil cihazların kullanımının ve kalifikasyonlarının yaygınlaĢması, mobil pazarlamanın
popülaritesinin artmasının en temel sebeplerindendir. Yayınlanan bir makalede (Pousttchi ve
Wiedemann, 2010), mobil pazarlama ile marka bilinirliğini arttırmanın, marka imajını değiĢtirmenin,
marka bağlılığı oluĢturmanın, satıĢ promosyonları gerçekleĢtirmenin ya da müĢteri veritabanı
oluĢturmanın mümkün olduğu vurgulanmıĢtır. Ktoridou vd, ise (2008) tüketicilerin mobil pazarlama
uygulamalarına yaklaĢımında; yaĢın, cinsiyetin ve eğitim seviyesinin etkili olduğu üzerinde
durmuĢlardır.
Yapılan araĢtırmalara göre mobil ticaretin geliĢme göstereceği vurgulanmaktadır. Coda Research‗e
göre, mobil reklam hacminin 2010 yılında 1 milyar $ olması, 2015 yılında ise 4 milyar $‘a çıkması
öngörülmekte, Tech Crunch‗ta yayınlanan Kelsey Grubu‗nun benzer bir araĢtırmasına göre ise, 2008
yılında 160 milyon $ olan mobil reklam pazarının, 2013 yılında 3,1 milyar $‘a kadar çıkacağı
öngörülmektedir.
Bütün bu genel uygulamalardan yola çıkarak deri sanayicileri tedarik sistemleri mobil sistem ile
hızlandırabilirler. Ayrıca kalite ve marka bilinci oluĢturmak isteyen deri sanayicileri mobil reklamlar
konusunda giriĢimlerde bulunabilirler. Daha kolay bölümlendirilmiĢ pazara istedikleri mesajları mobil
uygulamalarla sunabilirler.
Deri sanayinde marka haline gelmiĢ firmalar geliĢtirilecek uygun, eriĢilebilir ve kullanıĢlı
uygulamalarla MMS tabanlı cep telefonları kullanımı yardımı ile satıĢta karĢılaĢılacak herhangi bir
problem olması durumunda mekan kısıtlaması olmaksızın hızlı bir Ģekilde müĢterilerin sorunlarına
cevap verip, danıĢmanlık hizmeti sunabilirler. Ayrıca mobil ödeme sistemlerinin kullanımı ile
zamandan tasarruf sağlanabilir. Üretimde otomasyon süreçleri mobil uygulamalar sayesinde çok daha
hızlı bir Ģekilde izlenebilir ve buradaki sorunların çözümüne yönelik danıĢmanlık hizmetleri daha az
maliyetle gerçekleĢtirilebilir. Mobil uygulamalarla pazar talepleri daha etkin bir Ģekilde belirlenip daha
verimli bir üretim süreci gerçekleĢtirilebilir. Mobil uygulamalar sayesinde raporlama iĢlemleri daha
hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirilebileceğinden iĢletmelerin iĢ akıĢlarında ortaya çıkabilecek problemlerin
çözümü de buna paralel olarak daha hızlı bir Ģekilde gerçekleĢtirilebilir. Pazarlama ve satıĢ
faaliyetlerinde zaman kazandırır ve maliyetleri oldukça önemli ölçüde düĢürür.
6. DERĠ SANAYĠNDE ELEKTRONĠK VE MOBĠL ORTAM
UYGULAMA ÖNERĠLERĠ
Deri sanayi için m-ortam uygulamalarına dönük öneriler aĢağıdaki Çizelge 1‘de yer almaktadır.
Çizelge 1. GiriĢimcilik Anlamında Deri ve Deri Ürünleri Ticaretinde M-Ortam Uygulamaları
Deri ve Deri Ürünleri Ticaretinde M-ortam Uygulamaları
M-ORTAM UYGULAMALARI
- SMS (Short Message Service – Kısa Mesaj Servisi) Uygulamalarının
kullanılması
- MMS (Multimedia Messaging Service – Mobil Çoklu Ortam
MesajlaĢma Hizmeti) Uygulamalarının kullanılması
Mobil Ġnternetin kullanılması (bankacılık iĢlemlerinde, iletiĢim amaçlı,
bilgi edinme amaçlı vs...)
- Lokasyon bazlı uygulamaların kullanılması (LBS – Location Based
Services) (GPS (Global Positioning System) teknolojisini kullanarak
mobil kullanıcının yerini belirliyor ve mobil pazarlama uygulamalarını
bulunduğu lokasyona göre Ģekillendiriyor. Kullanıcı GPS sinyalini
algılayamıyorsa (mesela kapalı bir mekanda olduğu zaman), bulunduğu
201
konum baz istasyonuna göre tayin ediliyor (CoO – Cell of Origin). Bu
tarz uygulamalar, tüketici ve marka arasındaki engellerin veya
mesafenin en aza indirildiği uygulamalar olarak görülüyor).
- Mobil Ödeme Sistemlerinin kullanılması
- Mobil Soru cevap sistemlerinin kullanılması ile kampanyaların
etkileĢimli hale getirilmesi, bu yolla marka bilirnirliğinin arttırılması
SONUÇ
Özetle, Türkiye baĢta deri, deri ürünleri ve konfeksiyon ihracatındaki mevcut durumunu korumak
üzere küresel hedeflerine bağlı olarak e-pazarlama/m-pazarlama alt yapısını oluĢturmalıdır. Alt
yapının oluĢturulması için üç temel öğe, kamunun alt yapı hizmetleri, sektörel iĢbirliği ile
oluĢturulacak ortaklıklar ve sektör politikaları ile iĢletmelerin e-ortamdaki ve m-ortamdaki
uygulamaları olacaktır (ġekeroğlu, 2010).
Ülke ekonomisinde önemli bir yeri olan deri sektörünün karĢı karĢıya bulunduğu sorunların
giderilmesinde ve doğru çözümlerin üretilmesinde elektronik ve/veya mobil ticaretin olanaklarından
yararlanılması, biliĢim çağının yaĢandığı günümüze ayak uydurması bakımından büyük önem
taĢımaktadır.
ĠĢletmeler arası yapılacak e-ticarette sunulan yol haritasında ilk etapta firmaların e-ticaret hakkındaki
eksiklerinin saptanıp bu konuda çeĢitli düzeylerde eğitimler verilerek bu eksiklerin giderilmesi ile
baĢlanabilir. Gerekli bilgi ve donanımın sağlanabilmesi için planlanan dönemlerde çeĢitli eğitimler
verilebilir. ĠĢletmeler arası iĢbirliğine hız kazandıracak global anlamda deri sanayine ait aktif olarak
çalıĢan bir portal oluĢturulabilir. Gerekli e-pazarlama alt yapısı oluĢturulduktan sonra deri sanayi
içinde faliyet gösteren firmaların bu alt yapıya katılımları sağlanmalıdır. Bu yapı içerisinde firmaların
pazarlama süreçlerine dahil olması ile elektronik ticaretin yaratacağı avantajlardan faydalanmaları
sağlanabilir. Bunların dıĢında nihayi tüketiciye yönelik olarak firmalar bazında e-dükkanların
kurulması bu yolla müĢteri potansiyelinin arttırılması ve yurtdıĢına yönelik özellikle AB ülkelerine
yönelik e-dükkan (store)ların oluĢturulması ile hedef kitle ve pazar payının arttırılması e-ortam
uygulamaları arasında düĢünülebilir (Yamamoto et al., 2009). Öte yandan mobil iletiĢimin
gerçekleĢtirdiği M-ortam uygulamaları da önem kazanmaktadır. ÇeĢitli uygulamalar sektördeki
üretim, sevkiyat, teslimat, faturalama gibi pek çok süreci yeniden daha etkin hale getirebilmektedir.
Ġhracatçılarımızın, tasarruf ve verimlilik önlemlerini azami ölçüde kullanarak yeni ürünlere ve
yenilikçiliğe ağırlık vermeleri, etkin pazarlama yoluyla biliĢim teknolojilerinden de faydalanarak yeni
pazarlara ulaĢmaları, değiĢen tüketici davranıĢlarını ve eğilimlerini çözümleyerek çeĢitli
farklılaĢtırmalara gitmeleri gerekmektedir.
202
KAYNAKLAR
Ktoridou, D., Epaminonda, E. & Kaufmann, H. R. (2008). Technological Challenges and Consumer
Perceptions of the Use of Mobile Marketing: Evidence From Cyprus. International Journal of Mobile
Marketing, 3:2, 34-43.Kummar, S. ve Zahn, C. (2003) ―Mobile communications and impact on
business operations‖ Technovation, 23, 515-520.
KuĢcu, H., (2010). ―Elektronik Ticaret Dersi Notları‖, Alınan Adres,
http://hilmi.trakya.edu.tr/ders_notlari/e_ticaret/e_ticaret_guvenlik.pdf
McCracken, G. (1988). ―The Long Interview‖, Qualitative Research Methods Series. Vol. 13.
Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
Pousttchi, K. & Wiedemann, D. G., 2010, A Contribution to Theory Building for Mobile Marketing:
Categorizing Mobile Marketing Campaigns through Case Study Research.SPSS. (2010 Haziran 22).
Alınan Adres, http://www.spss.com.
ġekeroğlu K. Ö. (2010, Eylül 06). ―Deri Sanayinde E-Pazarlama Ġçin Yol Haritası Çıkarılması Üzerine
Bir AraĢtırma‖, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Deri Mühendisliği Anabilimdalı
YayınlanmamıĢ Doktora Tezi.
Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E., Yılmaz, B. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2009). ―E-Commerce
Venture And E-Marketing In Leather Industry‖, XXX. IULTCS Congress, Beijing-China, 14, 6-7.
Yamamoto, G.T ve Telli, A., (2005). ―High Technology for Marketing: New Applications &
Integrated Circuits‖ Science Marketing 4th International Science-to-Business Conference, 18-19
October Pretoria, South Africa.
Yamamoto, G.T. (2009). ―Mobilized Marketing and the Customer‖, Hershey, Idea Group Pub.
Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E., Yılmaz, B. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2009). ―Leather Industry E-
Commerce and E-Marketing Entrepreneurship‖, International Entrepreneurship Congress, Izmir
University of Economics, 11, 3p.
Yılmaz, B., Yamamoto, G.T., Bayramoğlu, E.E. ve ġekeroğlu, K.Ö. (2010). ―Bilgi Toplumu ve M-
Devlete GeçiĢ Sürecinde Deri Sanayinin Yeri‖, 2.Ulusal Mobil Devlet Konferansı, E-Devletten M-
Devlete GeçiĢ Stratejileri, 11, 3-9s.
ÖZGEÇMĠġ Özgür KARAMANLI ġEKEROĞLU
1978 yılında Ġzmir‘de doğdu. Ġlk, orta ve lise öğrenimini Ġzmir‘de tamamladı. 2000 yılında Ege
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Deri Teknolojisi Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Deri Mühendisliği Bölümünde yüksek lisans eğitimine baĢladı. 2004 yılında
Yüksek Lisans derecesi aldı. 2010 yılında Doktor unvanını aldı. Yüksek Lisans ve Doktora Eğitimi
sırasında özel sektörde çalıĢma hayatını sürdürdü. Halen Okan Üniversitesi‘nde
ĠletiĢim Bilgileri
Okan Üniversitesi, Uzaktan Eğitim Merkezi , Kadıköy Kampüsü, Kadıköy, ĠSTANBUL
E-posta: [email protected]
203
XVIII. BÖLÜM
MOBĠL UYGULAMALARIN ULUSAL AġI BĠLGĠ
SĠSTEMĠNDEKĠ YERĠ VE ÖNEMĠ
Emine ÜNALIR, Ege Üniversitesi
Özgü CAN, Ege Üniversitesi
Murat Osman ÜNALIR, Ege Üniversitesi
ÖZET
AĢı, sonuçları ölüm veya kalıcı sakatlıklar olabilecek bazı hastalıklara karĢı bireyin bağıĢıklık
kazanabilmesi veya bağıĢıklık düzeyinin arttırılması için kullanılan en etkin sağlık uygulamalarından
biridir. Sağlık alanından yüksek kalitede, verimli ve sürekliliği sağlanarak hizmet alma ve sunma
gereksinimlerinin karĢılanabilmesi sağlık hizmetlerinin her yerde verilmesine bir baĢka deyiĢ ile
coğrafik olarak dağınık olmasına ve giderek daha da özelleĢen yapıda bulunmasına neden olmuĢtur.
Bu durum aĢı uygulamaları için de geçerlidir. Ulusal AĢı Bilgi Sistemi (UABS) ile sağlık alanında
sadece yönetimsel etkinlikler için kullanılmakta olan bilgi teknolojilerinin, aĢı alanına özgü
uygulamalarının geliĢtirilmesi hedeflenmekte ve bunun sonucunda ise aĢı bilgisini kullanan ve aĢı
uygulamalarından hizmet alan farklı paydaĢlar için etkin, hızlı ve maliyeti düĢüren bir çözüm
sunulması beklenmektedir. UABS ile yedi gün yirmi dört saat istenilen yerden istenilen zamanda
hizmet sunulması, sistemin mobil cihazlar tarafından da kullanımının desteklenmesini
gerektirmektedir. Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, bu
beklentilerin karĢılanabileceği bir ortam sunmaktadır.
GĠRĠġ
Sağlık alanındaki önemli uygulamalardan biri olan aĢı, sonuçları ölüm veya kalıcı sakatlıklar
olabilecek bazı hastalıklara karĢı bireyin bağıĢıklık kazanabilmesi veya bağıĢıklık düzeyinin
arttırılabilmesi için kullanılan en etkin yöntemlerden biridir (WHO, 2008). Bireyin hastalığa karĢı
bağıĢıklık kazanabilmesi için hastalığa duyarlı olunan en erken dönemden önce aĢı uygulamasının
gerçekleĢmesi gerekmektedir; bunun sonucu olarak da aĢı ile bağıĢıklama süreci, bireylerin doğumları
ile baĢlamakta, çocukluk dönemini kapsamakta ve hatta yaĢam boyu devam etmektedir. Tüm dünya
ülkelerinde, verilmek zorunda olan bağıĢıklama hizmetleri, sağlık bakanlıklarına bağlı bölümlerce
yürütülmekte ve bu sağlık hizmeti için büyük yatırımlar ve harcamalar yapılmaktadır.
Tüm sağlık uygulamalarında olduğu gibi, aĢı uygulamalarının da sonuçlarının ölümcül veya kalıcı
sakatlık etkileri olabilmektedir. Bu nedenle doğru sağlık bilgisine eriĢmek; zamanında, hızlı ve etkin
hizmet almak oldukça önemlidir. Bilgi teknolojilerinin birçok farklı alanda var olan uygulamalarına
bakıldığında, kullanıcılarına kolaylık, etkinlik, hız ve maliyet açısından önemli kazanımlar sağladığı
görülmektedir.
Ulusal AĢı Bilgi Sistemi (UABS), ülkemizde gerçekleĢtirilen aĢı uygulamaları ile ilgili bilgi
sorgulama, zaman hatırlatma, yan etki uyarma ve izleme, aĢı sağlanma zincirini destekleme, klinik
yönerge önerme ve aĢıya iliĢkin tüm bilgileri kayıt altına alma ve sorgulanmasını sağlama hizmetlerini
elektronik olarak sunması hedeflenerek, tıbbi biliĢim standartları ve anlamsal web teknolojileri temel
alınarak geliĢtirilen ontoloji tabanlı bir bilgi sistemidir.
Sağlık alanında hizmette sürekliliğin sağlanması gereksinimi, bu hizmetlerin sağlık merkezlerinden,
üniversitelerdeki tıp fakültesi hastanelerine kadar hem özel hem de resmi, farklı büyüklükteki sağlık
kurumlarında verilmesine neden olmuĢtur. Aynı zamanda bu sağlık merkezleri de köylerden büyük
204
Ģehirlere kadar coğrafik olarak dağınık bir yapıda bulunmaktadırlar. Bu dağınık yapı aĢı uygulamaları
için de söz konusudur. Ayrıca aĢı uygulamaları, bireylerin kendilerinin yanı sıra sağlık çalıĢanları,
sağlık kurumları, eczaneler, aĢı geliĢtiren laboratuarlar ve aĢı tedarik eden firmalar gibi birçok farklı
kurum ve kiĢiyi de aynı sorumluluk çatısı altına toplamaktadır. Farklı paydaĢlara farklı hizmetleri
sunması hedeflenen UABS'ye istenilen her yerden istenilen zamanda eriĢimin sağlanması da
gerekmektedir.
Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, bu gereksinimlerin
karĢılanabileceği bir ortam sunmaktadır. Sağlık alanında mobil cihazların kullanımı sadece bilgiye
eriĢim ile sınırlı kalmamakta, hastaların sağlık durumlarının izlenmesi, tedavi süreçlerine destek gibi
farklı uygulamalarda da yer aldıkları görünmektedir (Navarro, 2005,Jurik v.d., 2009, Anta v.d., 2009).
UABS'nin aĢı ile ilgili sunacağı hizmetlerin mobil uygulamalar ile desteklenmesi gerekmektedir.
Oldukça basit bir örnek olarak, bir hafta içinde beĢli karma aĢısı olması gereken bir bebeğin anne-
babasına sistemde kayıtlı bulunan cep numaraları üzerinden hatırlatma mesajı gönderilebilmesi
verilebilir. Bir diğer örnek ise, aĢı taĢıyan bir araçtaki soğutucunun arızalanması sonucu soğuk
zincirdeki aksamanın üzerinde termometre bulunan bir mobil cihaz tarafından algılanarak, firmaya
bildirilmesi ölümcül veya kalıcı sakatlık olabilecek sonuçları engellenebilmesini sağlayabilir.
1. MOBĠL SAĞLIK UYGULAMALARI
Sonuçlarının ölüm veya kalıcı sakatlık etkileri olması nedeni ile sağlık alanında her türlü yeni
geliĢimin uygulanması diğer alanlara göre oldukça yavaĢ gerçekleĢmektedir; bunun nedeni ise yeni
teknolojik geliĢmelerin sağlık alanında uygulanması diğer geliĢmelerde de olduğu gibi en yüksek
standartlarda doğruluğu ve etkinliği karĢılaması gerekliliğidir (Della Vella v.d., 2005).
Sağlık bilgilerine ve hizmetlerine web üzerinden sağlamak, e-sağlık (elektronik sağlık) çalıĢmaları
kapsamında gerçekleĢtirilmektedir. Kablosuz kiĢisel elektronik aygıtlar, sağlık kayıtlarına ve sağlık
bilgisine istenilen yerden eriĢim olanağı sunarak sağlık alanında uygulama yeri bulmaktadırlar. Bu
cihazların, sağlık kuruluĢlarına tedavi sürecinde kesintisiz hasta veri kayıtları sağlayarak gerçek
zamanlı bakım sürecine yardımcı olacakları ve ayrıca kanıta dayalı karar verebilecekleri bir ortam
oluĢturarak sonuçların ortaya konmasında avantaj sağlayacakları beklenmektedir (Intille, 2004).
Ġnternet‘in geliĢmesi ile birlikte önemli bir teknoloji haline gelen Web servisleri, farklı ağlar
üzerindeki sistemleri birbirleri ile bağlayabilecek standartlar olarak tanımlanabilmektedir. Web
servisleri genel bir veri değiĢimi yapısı sunan XML tabanlı teknolojilerdir. Altta bulunan teknolojiye
bağlı kalmaksızın var olan uygulamaların üzerine kolayca yapılandırılabilir olmaları nedeni ile Web
servisleri, bilgi teknolojileri sağlayan birçok kurum tarafından kabul görmüĢtür.
Mobil web servislerinin masaüstü bilgisayarlar ile birlikte çalıĢabilirlik, internet ile uyumluluk, küçük
mobil cihazlar tarafından kullanılabilirlik ve taĢınabilirlik gibi özellikleri bulunmaktadır (Kang v.d.,
2007). Kablosuz ağların ve mobil cihazların üzerinden mobil web servislerinin kullanılabilmesi ile
sağlık alanında istenilen her yerden istenilen anda sağlık bilgisine eriĢme isteğine cevap verilmesi söz
konusu olabilecektir.
2. AġI ĠÇĠN DURUM DEĞERLENDĠRMESĠ
Sağlık alanından yüksek kalitede, verimli ve sürekliliği sağlanarak hizmet alma ve sunma
gereksinimlerinin karĢılanabilmesi, sağlık hizmetlerinin her yerde verilmesine bir baĢka deyiĢ ile
coğrafik olarak dağınık olmasına ve giderek daha da özelleĢen yapıda bulunmasına neden olmuĢtur.
Hasta ile ilgili bilgilerin insanları, kurumları, sistemleri içeren bütün kullanıcılar arasında
paylaĢılabilmesi gerekmektedir. Bu durum ise hastanın sağlık hizmetinde yer alan tüm paydaĢlarının
kendi aralarında daha geniĢ bir iletiĢime ve birlikte çalıĢabilirliğe olan gereksinimlerini arttırmaktadır
(Lopez & Blobel, 2009).
AĢı uygulamaları tedbir sağlamak için yapılsa da yapılan yanlıĢlıkların ölümcül veya kalıcı sakatlık
etkilerine yol açacağı dikkate alınarak doğru sağlık bilgisine eriĢmek; zamanında, hızlı ve etkin hizmet
almak oldukça önemlidir. Bilgi teknolojilerinin birçok alanda uygulanması kullanıcılara kolaylık,
etkinlik, hız ve maliyet açısından önemli kazanımlar sağlamaktadır. Bilgi teknolojilerinin son yıllara
205
kadar sağlık alanında bulduğu genel uygulama alanı, maliyet denetimi ve hasta kayıt bilgileri gibi
sadece yönetsel etkinlikler ile sınırlı kalmıĢtır. Son yıllarda geliĢtirilen yeni bilgi sistemleri, sağlık
kuruluĢunun sadece belirli bir bölümüne hizmet sunmakta, kuruluĢun ne kendi içerisinde ne de diğer
sağlık kuruluĢları ile oluĢturulan sağlık bilgilerini elektronik bir ortam üzerinden paylaĢması
sağlanamamaktadır. Sağlık alanında açıkça ortada olan bu sorunlar, aĢı bilgisi ve aĢı uygulamaları için
de söz konusu olmaktadırlar.
Bireylerin belirli hastalıklara karĢı bağıĢıklık kazanabilmeleri veya bağıĢıklıklarını güçlendirebilmeleri
için kullanılan en etkin sağlık yöntemlerinden biri olan aĢıların uygulanması, bireylerin doğumları ile
baĢlamakta ve yaĢamları boyunca devam etmektedir. Ülkelerin sağlık bakanlıklarına bağlı olan
birimlerce yürütülen aĢı uygulamaları diğer sağlık uygulamalarında da olduğu gibi dağıtık bir ortamda
gerçekleĢmektedir. ġekil 1‘de görüldüğü gibi; öncelikle bireylerin kendileri ve/veya anne-babalarını,
daha sonra sağlık çalıĢanlarını, özel ve resmi sağlık kurumlarını, aĢı araĢtırma geliĢtirme
laboratuarlarını, aĢı sağlayan firmaları, eczaneleri ve okulları kapsayan birçok farklı paydaĢ aynı çatı
altında toplanmaktadır.
ġekil 1. AĢı ve AĢı Uygulamalarında PaydaĢlar
Hem bireysel aĢı kayıtlarının ilgili paydaĢlar tarafından kullanılabilmesini hem de içerdikleri etken
maddeler, geliĢtirilen firma, lot numarası, son kullanım tarihi gibi aĢı ile ilgili genel bilgilerin bu
paydaĢlar arasında paylaĢılması günümüzde herhangi bir elektronik sistem üzerinden henüz
gerçekleĢtirilmemektedir.
Ülkemizde yürütülecek olan bağıĢıklama hizmetlerini düzenleme yetkisi T.C. Sağlık Bakanlığı‘na
verilmiĢtir. Bakanlık adına bu görevi ülkemizde Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
yürütmektedir. Bu düzenlemeler yapılırken dünyadaki çeĢitli geliĢmeler izlenmekte ve
akademisyenlerden oluĢan BağıĢıklama DanıĢma Kurulu‘nun önerileri göz önüne alınmaktadır (T.C.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2009). Ülkemizde yürütülmekte olunan
GeniĢletilmiĢ BağıĢıklama Programı ile temel amaç; doğan her bebeğin aĢı takvimine uygun olarak
belirlenen hastalıklara karĢı bağıĢıklık kazanmasını, aĢısız veya eksik aĢılı bebek ve çocukların da
saptandığı anda aĢılanmasını sağlamaktır. Bebek ve çocukların yanı sıra, doğurganlık çağı kadın ve
gebe aĢılamaları da yapılmaktadır. Bu amaç için üç farklı aĢı takvimi belirlenmiĢtir (T.C. Sağlık
Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2009).
Yayınlanan genelgeler ile değiĢikliğe uğrayan aĢı programlarını izlemek, aynı genelge içindeki farklı
takvimleri izlemek günümüzde tamamen insan kaynaklı yapılmakta olup, yapılan aĢıların izlenmesi
genelgelerde örnekleri verilmiĢ hazır formlar üzerinden yazılı olarak gerçekleĢmektedir. Bu kartların
kaybolabilme, zamanla üzerindeki yazıların silinebilme olasılığına karĢı aĢı uygulamasına iliĢkin
bilgilerin kayıt altına alındığı merkezi bir elektronik sistem ülkemizde henüz bulunmamaktadır. Ayrıca
yan etkiler konusunda bir uyarma düzeneği, baĢka bir aĢı önerebilme veya aĢının uygulanmasına
yönelik herhangi bir klinik yönerge önerme de söz konusu değildir.
206
AĢılar, hastalığa karĢı duyarlı olunan en erken dönemden önce uygulandıklarında bağıĢıklık sistemine
destek olmaktadırlar. Bu nedenle de aĢılar için ilk kez uygulanma ve pekiĢtirme dozları için
tarihlerinin bulunduğu aĢı takvimini izlemek gerekmektedir. Uygulanması gereken aĢının zaman
izlemesi ise aĢının uygulanacağı bireyin kendisi ve/veya anne-babası tarafından bir baĢka deyiĢ ile
insan kaynaklı yapılmaktadır. Uygulanma zamanı gelen aĢıyı bireyin kendisine ve/veya anne-babasına,
ayrıca aĢıyı uygulayacak sağlık çalıĢanına e-posta, kısa mesaj gibi araçlar üzerinden hatırlatan
herhangi bir elektronik sistem ülkemizde henüz bulunmamaktadır.
AĢı takvimine göre bazı aĢıların okul çağında uygulanması gerekmektedir. Okullarda aĢı
uygulamalarından önce çocuğa daha önce uygulanan aĢılar ile ilgili bilgiler çocukların anne-
babalarından istenmekte, aĢı bilgilerinin elektronik bir sistem üzerinde kaydı tutulmadığı için
elektronik bir ortam üzerinden sorgulanması da yapılamamaktadır. Bu günlerde hem dünyada hem de
ülkemizde en çok konuĢulan sağlık çekincesi domuz gribi salgınıdır. Ülkemizde de baĢlayan Domuz
Gribi AĢı Uygulaması için okullar tarafından velilere, yazılı olarak doldurulmak üzere aĢı izin belgesi
öğrenciler ile birlikte gönderilmektedir. Bunun yerine veliye elektronik bir sistem üzerinden
gönderilecek bir kısa mesaj veya elektronik posta izin sürecini hızlandırılması ve kolaylaĢtırılması,
ayrıca kaybolma riskini ortadan kaldırması açısından daha etkin bir uygulama olacaktır.
AĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin sunulması gereken bir baĢka hizmet ise aĢının uygulanması gereken
zamanda, uygulanacağı yere aĢının bozulmadan saklanabilmesi için gerekli koĢulların sağlanarak
eriĢtirilmesidir. Uygulanacak aĢının sağlanmasında ise iki farklı durum söz konusudur: aĢının
uygulanacak sağlık kurumu veya sağlık çalıĢanı tarafından sağlanması ya da bireyin kendisi veya
anne-babası tarafından sağlanması. AĢıların bozulmadan saklanmasında ve uygulanacağı zamanda
sağlanmasında, hem ülkemizde hem de dünyada sıkça problemler yaĢandığı bilinen bir durumdur
(Callender, 2006, TTB Halk Sağlığı Kolu, 2009). AĢının sağlanma sürecini baĢlatarak, bu süreci
izleyen, sağlanma süreci sırasında ilgili paydaĢları aĢıyı bozulmadan korumak için saklama
koĢullarına iliĢkin bilgi vererek yönlendiren herhangi bir elektronik sistem bulunmamaktadır.
AĢının sağlanması ve gerekli koĢullarda saklanmasından sonra sırayı aĢının bireye uygulanması
almaktadır. Her ilacın olabileceği gibi aĢıların da insanlar üzerinde istenmeyen etkiler göstermesi olası
bir durumdur. Bireyin alerjik tepki verdiği bir madde aĢı içinde kullanılmıĢ olabilir ya da daha önce
alerjik tepki gösterdiği bir aĢının tekrar veya pekiĢtirme dozu uygulanması söz konusu olabilir.
Bireylerin sağlık kayıtları elektronik sistemler üzerinde kayıt altına alınmadığı ve bu bilginin
paylaĢılarak sorgulanması sağlanmadığı sürece, ölümcül veya kalıcı sakatlıklara neden olabilecek yan
etkiler veya aĢının içindeki bazı maddelere karĢı alerjik tepkiler için sağlık çalıĢanını uyarmak yine
kiĢilerin kendilerinin veya anne-babalarının sorumluluğu altına girmektedir. Bunun yanı sıra, aĢının
bulunduğu lot ile ilgili üretim, taĢıma ya da saklanma sırasında henüz fark edilmemiĢ bir sorunlar da
bulunabilir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise aĢının bulunduğu lota iliĢkin tüm aĢıların toplanması
ve de incelenmesi gerekebilmektedir. AĢı ile ilgili sağlama süreci elektronik sistemler tarafından
izlenirse, aynı lotta bulunan tüm aĢılara ulaĢmak da kolaylaĢacaktır. Dünyada aĢı ile ilgili yan etkileri
raporlamak için geliĢtirilmiĢ bir veritabanı uygulaması olarak ABD‘deki VAERS (Vaccine Adverse
Event Reporting System – AĢı Yan Etki Raporlama Sistemi) bulunmaktadır (McNeil v.d., 2007)
VAERS, aĢıya karĢı alerjik tepkiler gösteren anne-babalar tarafından gönüllü olarak kurulmuĢ bir
sistemdir. VAERS, sadece kendisine posta yolu ile gönderilen yan etki bildirimlerini kayıt altına
almakta ve bu verileri halka açık bir Ģekilde sunmaktadır. Devletin herhangi bir resmi kurumuna bağlı
olmamakla beraber, yasal bir yaptırımı söz konusu değildir. Ayrıca, olası yan etkilere karĢı uyaran bir
hizmet sunmamaktadır. Türkiye‘de VAERS ile aynı görevi yerine getiren herhangi bir sistem
bulunmamaktadır. Ülkemizde aĢı uygulamasından sonra bir yan etki ile karĢılaĢılırsa izlenilecek
adımlar, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan AĢı Sonrası Ġstenmeyen
Etkiler (ASĠE) genelgesinde belirtilen süreçlerdir (T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü, 2009). Bu genelgede yapılacak tüm iĢlemler insan kaynaklı olup, aĢı kayıtlarında
olduğu gibi yine kağıt üzerine yazılı olarak doldurulacak formlar ile bildirim yapılması söz konusudur.
Ayrıca, genelge incelendiğinde sadece Sağlık Bakanlığı yönünde tek yanlı bir bildirimin gerçekleĢtiği,
yan etkiye karĢı herhangi bir uyarı düzeneği olmadığı görülmektedir. Ülkemizde, aĢı uygulamasından
sonra görülebilecek yan etkileri elektronik olarak izleyen veya olası yan etkiye karĢı uyaran herhangi
bir sistem bulunmamaktadır.
207
AĢılar, tüm sağlık alanında olduğu gibi, üzerinde araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları yapılan önemli
sağlık uygulamalarından biridir (National Institute of Allergy and Infectous Diesases, 2008). Belirli bir
hastalığa karĢı aĢı üretmek için araĢtırma ve geliĢtirme aĢamasında bu hastalığın görüldüğü hastaların
bilgilerine elektronik bir sistem üzerinden ulaĢabilmek bu çalıĢmalara hızlandırıcı bir katkı
sağlayacaktır. Ayrıca, bir laboratuar tarafından geliĢtirilen aĢının uygulanmasından sonra bireylerin
aĢıya karĢı gösterdikleri alerjik tepkileri izleyebilmek de aĢı araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları için
önemli bir kaynak oluĢturacaktır.
Sağlık alanındaki farklı birimlerinde tanı, yönetim ve tedaviye iliĢkin ölçütlere ve kararlara önderlik
etmek amacıyla hazırlanan klinik yönergeler, belge tabanlı olup, önleyici, tanı, hastalığın sonucuna
iliĢkin tahmin (prognoz), ilaç kullanımını da içerebilecek tedavi, riskler ile kazançlar ve maliyet
etkinliğine iliĢkin en iyi bulguları ve en çok karĢılaĢılan verileri tanımlamakta, özetlemekte ve
değerlendirmektedir (Casteleiro v.d., 2009). Ayrıca klinik deneyimlere iliĢkin önemli soruları
tanımlamakta ve bütün karar seçenekleri ile bu seçeneklerin getirilerini de belirtmektedir (Hrabak v.d.,
2007). Klinik yönergeler ile sağlık hizmetlerinde standart sağlanması, kalitenin arttırılması, risklerin
azaltılması ve maliyetin düĢürülmesi sağlanırken, aynı zamanda deneyimsiz sağlık çalıĢanlarının
eğitilmesine de destek verilmektedir (Hrabak v.d., 2007, Shankar v.d., 2006). AĢı uygulamaları için de
klinik yönergeler bulunmaktadır. Diğer klinik yönergelerde olduğu gibi, aĢıyla ilgili klinik yönergeler
de belge üzerine yazılı metin yapısındadır. Sağlık çalıĢanının farklı seçenekler içinden uygun yönetimi
seçebilmesi için, bu yönergeleri okuması gerekmektedir (Casteleiro v.d., 2009). Tümü insan kaynaklı
yapılan karar verme süreci de büyük oranda hataya açık olunmasına ve çok fazla zaman kaybına neden
olmaktadır. Klinik yönergeler belirli standartlara göre tanımlanıp, seçenekler için kurallar
oluĢturulursa, makineler tarafından yorumlanabilir bir içerik elde edilmiĢ olacak ve bu da karar
vermede makineleri kullanarak daha az hataya açık ve daha hızlı sonuçlar çıkarılmasını
destekleyecektir.
AĢı uygulamalarının hem bölgesel olarak farklı hem de yapısal olarak farklı kurumlarda gerçekleĢmesi
sağlığın diğer alanlarında olduğu gibi olası bir durumdur. Ayrıca aĢıların araĢtırılıp geliĢtirilmesinden
baĢlayıp, dağıtılıp uygulanmasına ve sonrasında izlenmesine kadar gerçekleĢen süreçlerde çok farklı
paydaĢlar yer almaktadır. Bu dağıtık ve tek düze olmayan yapıda, aĢılar ile ilgili bilgilerin ve aynı
zamanda aĢı uygulamaları için gerekli hizmetlerin farklı sistemler, kurum, kuruluĢ ve kiĢilerce
kullanılabilmesi için birlikte çalıĢabilirliğin desteklenmesi gerekmektedir. Bilgilerin bir kez
tanımlandıktan ya da sisteme girildikten sonra sadece bilginin girildiği yerde değil, bilgiye gereksinim
duyulan her yerde hem sistemler hem de kiĢiler tarafından yeniden kullanılabilmesi hizmette baĢarımı
arttırıcı, aynı zamanda maliyeti düĢürücü bir kazanım sağlayacaktır.
Ortaya konan sorunlar özetlenecek olursa, hem insanlar hem de makineler tarafından aynı biçimde
anlaĢılıp iĢlenebilecek aĢı bilgisinin nasıl gösterilmesi gerektiği, farklı paydaĢlar arasında birlikte
çalıĢabilirliğin nasıl destekleneceği ve bu paydaĢlara hizmetlerin uygulamalardan bağımsız nasıl
sunulacağı ön plana çıkmakta olan temel sorunlardır. AĢı uygulamaları için söz konusu olan sorunların
çözümü için anlamsal web teknolojileri ve tıbbi biliĢim standartları temel alınarak UABS
geliĢtirilmektedir.
UABS'nin paydaĢlarına sunacağı hizmetlerin istenilen yerden istenilen zamanda sunulması, ayrıca bazı
hizmetlerin etkinliğinin arttırılması gereksinimleri; UABS'nin mobil uygulamalar ve mobil araçlar ile
desteklenmesi ile karĢılanması söz konusu olabilecektir. UABS için mobil uygulamaların önemine bir
sonraki bölümde yer verilmektedir.
3. ULUSAL AġI BĠLGĠ SĠSTEMĠ’NDE MOBĠL YAKLAġIM
Sağlık alanı, çeĢitli kurum ve kuruluĢlar ile farklı görevleri olan kiĢilerin hizmet sunduğu, aynı
zamanda da hizmet aldığı oldukça büyük ve karmaĢık bir alandır. Sağlık hizmetlerinde elektronik
sistemlerin, son yıllara kadar hastaların adres, sigorta, sağlık kuruluĢuna giriĢ tarihi gibi sadece
yönetsel etkinliklerde yer aldığı görülmektedir. Son yıllarda geliĢtirilen yeni bilgi sistemleri, sağlık
kuruluĢunun sadece belirli bir bölümüne hizmet sunmakta, kuruluĢun ne kendi içinde ne de diğer
sağlık kuruluĢları ile oluĢturduğu bilgileri elektronik ortam üzerinden paylaĢması sağlanamamaktadır.
Hasta ile ilgili bilgilerin defalarca sisteme girilmesi, aynı laboratuar incelemelerinin farklı klinik
208
birimler tarafından yeniden istenmesi maliyet arttırıcı ve zaman kaybı açısından sıkça karĢılaĢılan
sorunlardan bazılarıdır.
Bilgi teknolojilerindeki köklü değiĢikliklerin etkileri sağlık bilgi sistemlerindeki eğilimleri de
değiĢtirmektedir. Bir hastanın Elektronik Sağlık Kayıtlarının (ESK) paylaĢımını sağlayacak bir alt
yapı oluĢturma günümüzde birçok ülkenin ulusal sağlık yol haritasındaki öncelikli adımıdır (Brown &
Reynolds, 2000). Intel Bilgi Teknolojileri bölümü tarafından hazırlanan bir çalıĢmada, sağlık alanında
kazanımları arttırmak için birleĢtirilmesi gereken bilgi teknolojileri ġekil 2‘de gösterildiği gibi dört
geniĢ alanda tanımlanmaktadır (Intel, 2007).
ġekil 2. Sağlık Alanı için Bilgi Teknolojileri
Mobil aygıtlar ve iletiĢim ağları ile bireylerin sağlık kayıtlarına yüksek hız ve istenilen yerden eriĢimin
sağlanması, sağlık alanında artan bir iĢ değeri olarak ön görülmektedir. Web hizmetleri ve hizmet
yönelimli mimari ile kurumların uygulamalarından bağımsız sağlık kayıtlarına eriĢim ve bu kayıtlar
üzerinden bağımsız olarak çalıĢabilmesi desteklenebilmektedir. Anlamsal web teknolojileri ile sağlık
verilerine üst veri eklemek bir baĢka deyiĢle verinin anlamını sunmak, hem kullanıcılar hem de sağlık
kurumları ve sağlık çalıĢanları için ilgili bilgiyi kolaylıkla bulma, paylaĢma ve birlikte kullanabilme
sağlanacaktır.
Anlamsal web'in tanımı, ―Bilginin, bilgisayarların ve insanların birlikte çalıĢabilmelerini sağlayacak
biçimde iyi tanımlanmıĢ anlamının bulunduğu günümüzdeki Web'in geniĢletilmesi‖ olarak
verilmektedir (Berners-Lee v.d., 2001). Anlamsal web çalıĢmalarının odaklandığı temel konulardan
biri de özel alanlar için ontolojilerin tanımlanmasıdır.
Ontoloji, felsefede metafiziğin en önemli dalı olarak görülmekte, varlık bilimi olarak
tanımlanmaktadır; varlıklar ve varlıkların türleri ve iliĢkileri üzerinde çalıĢmaktadır. Bilgisayar
bilimlerinde ise ontoloji, kavramsallaĢtırılmanın açıkça gösterilmesi olarak tanımlanmaktadır (Gruber,
1993).Kısaca bilgisayar bilimlerinde ontoloji belirli bir alan içindeki kavramların ve bu kavramlar
arasındaki iliĢkilerin biçimsel gösterimidir. Bu bilgilerden ya da tanımlanmıĢ kurallardan yeni bilgiler
çıkarılabilmektedir. Ontoloji geliĢtirmenin temel nedenleri, insanlar ve makineler arasında bilginin
yapısının ortak anlamını paylaĢmak, alan bilgisinin yeniden kullanımını sağlamak, alan varsayımlarını
açıkça yapmak, alan bilgisini iĢlemsel bilgiden ayırmak ve alan bilgisini çözümlemek olarak
özetlenebilir (Noy, 2004). Ontolojiler, insanlar arasındaki iletiĢime yardımcı olmak, bilgisayar
sistemleri arasında birlikte çalıĢabilirliği sağlamak ve yazılım sistemlerinin süreç ve/veya kalitesini
arttırmak için kullanılmaktadır (Uschold ve Jasper, 1999).
Ontoloji tabanlı bilgi sistemleri, dünya ile ilgili iddialardan (assertion) oluĢan bir bilgi tabanını ve bu
bilgi tabanı ile muhakeme yapmak (reason) için kullanılacak bir çıkarsama motorunu içermektedirler
(Austin v.d., 2008). Bu tarz bilgi sistemlerine iliĢkin olarak elektronik ticaret (Zhang, 2009), sağlık
bilgi sistemleri (Austin v.d., 2008, Joeng ve Kim, 2006, Suominen v.d., 2009), maliyet yönetimi
(Cheng v.d., 2009) gibi alanlar üzerine çeĢitli uygulama çalıĢmaları yapılmıĢtır. Ontoloji tabanlı bilgi
sistemlerinde, sistemin tüm bileĢenlerinin ontolojiler ile tanımlanması ve sistemin sunacağı
hizmetlerde kullanılacak bilgilerin ontolojik olarak tanımlanmıĢ olması gerekmektedir.
İletişim Ağları•IP-tabanlıLANlarvekablosuzLANlar•Kablosuz teknolojiler: Wi-Fi*, WiMAX,
Bluetooth*,kablosuzUSB
Mobil Cihazlar•IPüzerindensesile çalışanUltra-Mobil Pcler,tabletPclervetelefonlar•Radyofrekansını tanımı(RFID)•Mobil klinikyardımcılar(MCAs)
Web servisleri ve Servis-Yönelimli Mimari(SOA)
SOAP,HTTPS, UDDI,WSDL
Yeni Teknolojiler ve Eğilimler•Geniş bant ve uzaktan izleme aygıtları ileevdebakımhizmeti
•Anlamsalweb•Akıllıkartlar
Artan İş Değeri
209
Sağlık bilgi sistemlerinin, dağıtık ortamlarda bulunan, yüksek düzeyde yapılandırılmıĢ ve zengin
anlamsallığı olan klinik bilgi üzerinde çalıĢabilir olmaları gerekmektedir. Bu gereksinimin
karĢılanabilmesi için, sağlık alanında tıbbi terimler ve ileti bilgi modelleri için standartlar
geliĢtirilmektedir. GeliĢtirilen standartlar incelendiğinde, taĢıdıkları özelliklerin anlamsal web
çalıĢmaları kapsamında ontoloji tanımlama dili olarak geliĢtirilen OWL (Web Ontology Language) ile
sunulan özelliklere benzedikleri görülmektedir (Ryan, 2006). Tıbbi terminolojiler ve ileti bilgi
modelleri için geliĢtirilen standartların ontolojiler ile tanımlanması, bilginin farklı sistemler arasında
iletilebilmesi ve bu bilginin sistemden sisteme, programdan programa ve kurumdan kuruma aynı
anlamı taĢıması sağlanabilmektedir. Bilginin sorgulanması, üzerinde çıkarsama yapılması da yine
ontolojiler üzerinden anlamsal web teknolojileri ile gerçekleĢtirilebilir. Sonuç olarak, ontolojiler
üzerinden tanımlanmıĢ sağlık bilgilerinin yeniden kullanımı, bu bilgiler üzerinde birlikte
çalıĢabilirliğin sağlandığı sağlık bilgi sistemleri hem makineler hem de insanlara hizmet
sunabilmektedir.
UABS ile hedeflenen, yedi gün yirmi dört saat kesintisiz hizmet verecek bir sistemin sağlık alanındaki
aĢı ile ilgili hem bilgi hem de kullanım hizmetlerini vermesini sağlamaktır. Sunulacak hizmetlerin
temel noktasında olan aĢı bilgilerini tanımlamak için bir aĢı ontolojisine gereksinim duyulmaktadır.
Ülkemizde sağlık alanında yapılan çalıĢmalar incelendiğinde, aĢı ontolojisi konusunda henüz yapılmıĢ
herhangi bir çalıĢma bulunamamıĢtır. Hem insanlar hem de hayvanlar üzerinde kullanılan bütün aĢılar
için VO (Vaccine Ontology) adı verilen bir ontoloji geliĢtirilmiĢtir (He v.d., 2009). VO sadece aĢı ile
ilgili lot, son kullanım tarihi, etken madde gibi öznitelikleri içermektedir. Ancak bu çalıĢma sağlık
alanında yapılan terminolojik standartlaĢma çalıĢmalarının herhangi birini desteklememektedir. UABS
ile hedeflenen sağlık kayıtları arasında da birlikte çalıĢabilirlik olduğu için, sağlık alanında yapılan
hem terminolojik hem de iletiĢim standartlaĢma çalıĢmalarının göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Bu
nedenle UABS‘de kullanılacak olan aĢı ontolojisinin tıbbi standartlar da göz önüne alınarak
geliĢtirilmesi ön görülmektedir. GeliĢtirilecek olan ontoloji kullanılarak aĢı bilgileri tanımlanabilecek,
tanımlanan aĢı bilgileri ise aĢı uygulamalarına iliĢkin verilecek hizmetlerde kullanılabilecektir.
Anlamsal web teknolojileri kullanılarak geliĢtirmiĢ olan bir diğer çalıĢma olan HealthFinland ,
Finlandiya'da vatandaĢların sağlık ile ilgili genel bilgileri almak için kullandıkları ontoloji tabanlı bir
bilgi sistemi olup, kiĢiselleĢtirilmiĢ sağlık bilgisi veya sağlık kaydı tutmamaktadır (Suominen
v.d.,2007, Hyvönen v.d., 2008, Suominen v.d., 2009). Bu tür sistemlere Türkiye‘nin de ihtiyacı olduğu
açıktır.
UABS'nin genel yapısı ġekil 3'de gösterilmektedir. Hem mobil kullanıcılar hem de bilgisayar
kullanıcıları için hazırlanacak olan arayüzler ile sisteme eriĢim sağlanacaktır. Sistemin sunacağı
hizmetlerde kullanılacak olan bilgiler ontolojilerden alınacaktır. Profil ontolojisi, sistem kullanıcılarına
iliĢkin rol bilgilerini tanımlamaktadır. AĢı ontolojisi, yan etki ontolojisi ve profil ontolojisinden alınan
bilgiler ile aĢı uygulamalarına iliĢkin politikalar yaratılmaktadır. Politikaların yorumlanması ve
çıkarsanması iĢlemleri politika motorunda gerçekleĢtirilmektedir. Sisteme gelen bir servis isteğinin
cevabı ya da kullanıcı profili tarafından yapılan bir sorgu isteğinin cevabı, politika motorunun
çalıĢması sonucunda üretilmiĢ kiĢiselleĢtirmiĢ sonuçlara göre olmaktadır (Can, 2009). UABS için
tanımlanmıĢ olan ontolojiler ve bu ontolojiler kullanılarak tanımlanmıĢ bilgilerin saklanması için ise
OWL desteği vermekte olan Oracle11g veritabanı kullanılmaktadır.
210
Oracle 11g
Aşı Ontolojisi Aşı Yan Etki Ontolojisi
Bilgi Katmanı
Hatırlatma Servisi
Yan Etki Uyarma Servisi
Aşı Bilgisi Sorgulama
Servisi
Sabit Kullanıcılar için Arayüzler
Mobil Kullanıcılar için Arayüzler
Politika Motoru
Profil Ontolojisi
Hizmet Katmanı
Kullanıcı ArayüzKatmanı
ġekil 3. UABS'nin genel yapısı.
UABS, ülkemizdeki tüm bireylerin doğumları ile baĢlayan aĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin bilgilerini
elektronik bir sistem üzerinde kayıt altına alarak, bu bilgileri kullanarak aĢı uygulamalarına iliĢkin
sağlık alanında gerekli olan tüm hizmetleri sunması hedeflenmektedir. UABS ile sunulması
hedeflenen hizmetler:
AĢı hakkında genel bilgileri kayıt altına alma ve sorgulama,
Bireysel aĢı bilgilerini kayıt altına alma ve sorgulama,
AĢı uygulaması ile ilgili klinik yönerge önerme,
Uygulama zamanı gelen aĢıyı bireye, sağlık kurumuna ve sağlık çalıĢanına hatırlatma,
Olası yan etkileri uyarma,
AĢı sonrası oluĢan yan etkiyi kayıt altına alma, izleme ve sorgulama,
AĢı sağlama zincirini yönetme ve izleme
baĢlıkları altında özetlenebilir. Verilecek temel hizmetlerin SOA (Service Oriented Architecture –
Hizmet Odaklı Mimari) tabanlı web hizmetleri olarak geliĢtirilmesi ön görülmektedir. SOA ve web
hizmetleri ile hasta bilgisinin bütünleĢtirilmesini, destek uygulamalar ile sağlık sunucuların daha etkin,
birleĢtirilmiĢ ve artan özdevinim (otomasyon) hizmetlerinde destek sağlaması beklenmektedir. SOA,
farklı birçok sistem arasında standartlar ile tanımlanmıĢ bilgilerin paylaĢımını sağlayan bir iletiĢim alt
yapısı sağlayarak bunu gerçekleĢtirebilir. Aynı Ģekilde, standartlaĢmıĢ Web hizmetleri de farklı
uygulamalar arasında daha fazla bilgi paylaĢımını ve iĢbirliğini sağlayabilmektedir. Bir hastaya iliĢkin
bilgiler eczaneler, farklı sağlık kuruluĢları, laboratuarlar arasında olmak üzere dağılmıĢ durumdadır.
Bu bilgilerin paylaĢımı, sağlık uzmanları açısından hasta geçmiĢinin daha kapsamlı resmini sunması
ile daha iyi tanı konulmasını ve daha iyi bir tedavi uygulanmasına yardımcı olması beklenmektedir.
UABS‘nin vereceği hizmetlerden ilki, Türkiye‘de bireylerin doğumları ile baĢlayan aĢı
uygulamalarının zamanlarını hatırlatmaktır. Bunun için Ulusal AĢı Programı‘nda yer alan aĢı takvimi
temel alınmaktadır. Bir bireyin zorunlu olarak olması gereken aĢıların zamanı geldiğinde bireyin
kendisine eğer henüz yetiĢkin değil ise anne-babasına, bağlı bulunduğu sağlık ocağına ya da eğer özel
bir sağlık kurumundan ya da doktorundan destek alıyorsa o kuruma aĢının zamanının geldiği UABS
tarafından elektronik posta veya kısa mesaj ile bildirilecektir.
Zamanın hatırlatılması ile yeni bir süreç baĢlayacak ve aĢının sağlanması söz konusu olacaktır. AĢının
sağlanma sürecinde eczane, ecza depoları ve aĢı sağlayan firmalar ile sağlık kurumu veya çalıĢanı
sistemi kullanacaktır. Sadece aĢının sağlanması değil, sağlanma süresince aĢının uygulanacağı zamana
kadar aĢının saklanma koĢullarına iliĢkin bilgiler de sistem tarafından bu paydaĢlara aktarılacaktır.
211
Ayrıca, aĢının sağlanması süresince soğuk zincirin bozulmadığında emin olunması için mobil
cihazlara ve bu cihazlardan gelecek bilgilere gereksinim de duyulmaktadır.
AĢının sağlanmasından sonra aĢının uygulanması sırasında, sistemde o aĢı ile ilgili belirtilmiĢ olan
klinik yönergelere iliĢkin bilgiler yine sistem tarafından aĢıyı uygulayacak sağlık çalıĢanına
bildirilecektir. Sağlık çalıĢanının bir aĢı kampanyası için bağlı bulunduğu kurum dıĢında herhangi bir
köy veya kırsal alanda olması söz konusu olabilmektedir. Sağlık çalıĢanlarının kendi mobil cihazından
sisteme bağlanarak bilgi alması konusunun sistem tarafından desteklenmesi gerekmektedir. AĢının
uygulanması ile birlikte sisteme aĢının yapıldığı tarih, aĢının lot numarası, nerede uygulandığı,
uygulayan kiĢi ya da kurum, aĢının sağlandığı kurum gibi bilgilerin girilmesinde de mobil cihazların
kullanımına destek verilmelidir.
AĢının uygulanmasından sonra bireyde beklenmeyen bir yan etki görülürse, bu yan etki ve yan etkinin
izlenme sürecinde karĢılaĢılan durumlar sisteme hemen ya da çok kısa süre içersinde sağlık çalıĢanı
veya birey ve/veya anne-baba tarafından girilebilecektir. Böylelikle bireylerin alerjik tepki verdikleri
aĢılar sistemde bulunacağı için, bir sonraki benzer uygulamalardan önce hem sağlık kurumu ya da
çalıĢanının hem de anne-babanın sistem tarafından uyarılması sağlanmıĢ olacaktır. Sisteme yeni bir
yan etki bilgisi girildiğinde, yan etkinin derecesine göre aĢı sağlayan firmaya elektronik posta ile
bilgilendirme ve bu firmanın yetkili kiĢisine kısa mesaj gönderimi ile uyarı da bulunulacaktır.
AĢı için geliĢtirilecek olan ontolojinin aĢı hakkında içereceği bilgilerden biri de aĢıların etken
maddeleri olacaktır. KiĢilerde alerjik durumlar söz konusu olabileceği için aĢılama öncesinde
uygulanacak aĢıların içerik bilgileri ile kiĢinin varsa bilinen alerjik durumları karĢılaĢtırılarak, uyarı
veya farklı etken maddeli aĢı önerisi de sistem tarafından yapılabilecektir.
Ulusal AĢı Programı, ilköğrenim döneminde aĢılamalar içermektedir. Bu nedenle, okullar da sistemin
kullanıcıları arasında yer alacaktır. Çocuklara uygulanacak aĢının daha önce yapılıp yapılmadığı,
çocuğun alerjik durumu gibi bilgiler sistemden kolayca öğrenilebilinecektir.
UABS, sadece aĢı kayıtlarının tutulduğu basit bir veritabanı uygulaması olmayacaktır. Ülkemizdeki
her bireyin aĢı ile ilgili sağlık kaydı kalıcı hale getirilirken, anlamsal web teknolojileri ve tıbbi biliĢim
standartlarına dayanarak geliĢtirilen tüm aĢı hizmetlerinin ve bilgilerinin kullanılması ile farklı
paydaĢlar arasında bilgi paylaĢımı ve birlikte çalıĢabilirlik sağlanmıĢ olacaktır. Ayrıca aĢı
uygulamalarında devlet tarafından eksik aĢılamaların giderilmesi ve aĢı hizmetinin her yerde
sunulması hedefleri aĢı uygulamasını yapan sağlık çalıĢanının gezici olmasına neden olmaktadır. Bu
da sistemin mobil cihazlar tarafından kullanılabilir olmasını gerektirmektedir. Sadece gezici sağlık
çalıĢanı açısından değil, ayrıca UABS'nin tüm paydaĢları için istenilen yerden istenilen zamanda
hizmet alınma gerekliliği de UABS'nin mobil cihazlar tarafından kullanılabilir ve bu cihazlara mobil
uygulama hizmetleri sunabiliyor olmasını gerektirmektedir.
UABS'nin temel hedeflerinden biri birlikte çalıĢabilirlik ve istenilen yerden istenilen zamanda bilgiye
eriĢim olarak belirtilmektedir; fakat hasta mahremiyetinin sağlanması zorunluluğu önümüze çıkan
önemli bir noktadır. Sistem eriĢim denetimi için OBAC (Ontology Based Access Control) (Can, 2009)
mekanizması ile, ġekil 4'de görülebileceği gibi, kiĢiselleĢtirilmiĢ sağlık bilgisi sunabilir hale
getirilecektir.
Service 1Service 1
Servisler
Service 1Service 1Mobil
Servisler
Web Servisleri
Mobile Web Servisleri
Politika Motoru
Aşı Ontolojisi
Profil Ontolojisi
Aşı Alanına Özgü
Politikalar
Profil Tabanlı PolitikalarKişiselleştirilmiş
Bilgi
Kişiselleştirilmiş Servisler
Ulusal Aşı Bilgi Sistemi
ġekil 4. UABS ile KiĢiselleĢtirilmiĢ Hizmetler.
212
SONUÇ
Mobil aygıtların ve kablosuz ağların yaygın olarak kullanılmaya baĢlanması, sağlık alanında hem
hizmet alan hem de hizmet sunan kurum ve kiĢilerin, sağlık kayıtlarına yüksek hız ve istenilen yerden,
istenilen zamanda eriĢimin sağlanması isteklerinin karĢılanması için bir uygun ortam sunmaktadır.
Sadece sağlık kayıtlarına eriĢim değil, aynı zamanda tedavi sürecinde hastayı izlemek için de mobil
aygıtların kullanımı söz konusu olabilmektedir. Ayrıca, mobil cihazlar ile kullanılabilecek ortam
algılayıcıları birer bilgi kaynağı olarak da görülebilmektedir.
BağıĢıklık kazanılması veya bağıĢıklık düzeyinin arttırılması için kullanılan en etkin sağlık yöntemi
olan aĢı ve aĢı uygulamaları, coğrafik olarak dağınık bir ortam söz konusu olmasına rağmen farklı
kurumları ve kiĢileri aynı çatı altına toplamaktadır. AĢı ve aĢı uygulamalarında, bilgilerin saklanması
ve sorgulanmasının yanı sıra yan etkiyi uyarma, aĢı sağlama sürecini izleme gibi farklı hizmetlerin de
desteklenmesi hedeflenerek UABS geliĢtirilmektedir. Hem sağlık çalıĢanlarının hem de bireylerin
UABS'den istenilen yerden yedi gün yirmi dört saat hizmet alabilmeleri için, sistem tarafından sunulan
hizmetlerin mobil cihazlar tarafından da kullanılabiliyor olması gerekmektedir. Ayrıca mobil cihazlar
ile birlikte kullanılabilecek algılayıcılar, aĢı ve aĢı uygulamalarına iliĢkin sisteme bilgi aktarımı ve
gerekli Ģartların denetimi gibi hizmetlerde de kullanılmaları gerekmektedir.
Mobil cihazların hem bilgiye eriĢimde hem de bilgi sağlanmasında kullanılabilir olması sadece sağlık
alanındaki çalıĢmalarda değil, bilgi sistemlerinin kullanıldığı her alanda uygulama alanı bulmasını
sağlayacaktır.
213
KAYNAKLAR
Anta, R., El-Wahab, S. and Giuffrida, A. (2009). Mobile Health:The potential of mobile telephony to
bring health care to the majority. Innovation Note, Inter-American Development Bank.
Austin, M., Kelly, M, Brady, S. M. (2008). The benefits of an ontological patient model in clinical
decision-support. AAAI'08: Proceedings of the 23rd National Conference on Artificial intelligence,
1774-1775.
Berners-Lee,T., Hendler,J., and Lassila,O. (2001). The semantic web. Scientific American, vol.284,
no:5, pp. 34-43.
Brown, N., Reynolds, M. (2000). Strategy for production and maintenance of standards for
interoperability within and between service departments and other healthcare domains. Short Strategic
Study CEN/TC 251/N00-047. CEN/TC 251 Health Informatics, Brussels, Belgium.
Callender, D. (2006). Vaccine Shortages: Implications for Pediatric Nurse Implications. J Pediatr
Health Care, 2006 Nov-Dec;20(6):426-429.
Can, Ö. (2009). Anlamsal Web için KiĢiselleĢtirilebilir Ontoloji Tabanlı EriĢim Denetimi ve Politika
Yönetimi. Doktora Tezi.
Casteleiro, M. A. Des Diz, J. J. ,Prieto M. J. F., Perez, R., and Paniagua, H. (2009). Executing medical
guidelines on the web: Towards next generation healthcare., Knowledge-Based Systems, pp. 545-551.
Cheng, H., Lu, Y., Sheu, C. (2009). An ontology-based business intelligence application in a financial
knowledge management system. Expert Systems with Applications: An International Journal, v.36 n.2,
3614-3622, March.
Della Valle E., Cerizza D., Celino I., Dogac A., Laleci G., Kabak Y., Okcan A., Gulderen O., Namli
T., and Bicer V. (2005). The need for semantic web service in the eHealth. W3C workshop on
Frameworks for Semantics in Web Services.
Gruber, T.R. (1993). A translation approach to portable ontology specification. Knowledge Acquisition
5:199-220.
He, Y. and Cowell, L. and Diehl, A.D. and Mobley, H. and Peters, B. and Ruttenberg, A. and
Scheuermann, R.H. and Brinkman, R.R. and Courtot, M. (2009). ―VO:Vaccine Ontology‖, Nature
Precedings.
Hrabak K. M., Campbell J. R., Tu S.W., McClure R., Weida R.T. (2007). Creating interoperable
guidelines requirements of vocabulary standarts in immunization decision support. MedInfo
2007;12(Pt 2):930-934.
Intel Information Technology. (2007). Converging technologies in healthcare IT. Computer
Manufacturing Healthcare. Retrieved 5 March 2008 from http://www.intel.com/it/pdf/converging-
technologies-in-healthcare-it.pdf.
Intille, S.S. (2004). A New Research Challenge: Persuasive Technology to Motivate Healthy Aging.
IEEE Transactions on information technology in Biomedicine, 8(3).
Jeong, S., Kim, H. (2006). Design of Semantically Interoperable Adverse Event Reporting
Framework. The Semantic Web - ASWC 2006, First Asian Semantic Web Conference, LNCS, vol.
4185, 588-594.
Jurik, A.D, Bolus, J. F., Weaver, A.C., Calhoun, B. H. and Blalock, T.N. (2009). BodyNets‘09 April
1-3, 2009, Los Angeles, CA, U.S.A.
Kang, H.H., Kim, S.R., Kim, K., Kim, D.K., and Yoo, S.K. (2007, September16-20). Cooperative
Mobile Healthcare Information Support System Using Web Services over Wireless and Wired
Network. Cooperative Design, Visualization, and Engineering, 4th International Conference, CDVE
2007, Shanghai, ChinaLNCS 4674, 323-330.
214
Lopez, D. M. and Blobel, B. (2009). A development framework for semantically interoperable health
information system. I. J. Medical Informatics, 83-103.
McNeil, M. M., Ma, G., Aranas, A., Payne, D. C. and Rose Jr. C.(2007). A comparative assessment of
immunization records in the defense medical surveillance system and the vaccine adverse event
reporting system. Science Direct, Vaccine 25, p. 3428–3436.
National Institute of Allergy and Infectous Diesases. (2008). Understanding Vaccines, What They Are,
How They Work. NIH Publication. No:08-4219.
Navarro, E.A.V, Mas, J. R., Navajas, J. F., Alcega, C. P. (2005). Enhanced 3G-Based n-Health
System. IEEE EUROCON 2005, Belgrado, Serbia, 1332-1335.
Noy, F. N. and McGuiness D. L. (2004). Ontology development 101: a guide to creating your first
ontology, Stanford Uni. Publications.
Ryan, A. (2006). Towards semantic interoperability in healthcare ontology mapping from SNOMED
to HL 7. The Australasian Ontology Workshop (AOW 2006).
Suominen, O., Hyvönen, E., and Viljanen, K., Hukka, E. (2007). HealthFinland - Finnish Health
Information on the SemanticWeb. 6th International and 2nd Asian Semantic Web Conference
(ISWC2007+ASWC2007), pp. 771-784.
Hyvönen, E., Viljanen, K., Tuominen, J. and Seppälä, K. (2008). Building a National Semantic Web
Ontology and Ontology Service Infrastructure-The FinnONTO Approach. 5th European Semantic
Web Conference (ESWC2008), pp. 95-109.
Suominen, O., Hyvönen, E. Viljanen, K., and Hukka, E. (2009). HealthFinland-A national semantic
publishing network and portal for health information. Web Semantics: Science, Services and Agents on
the World Wide Web, pp. 287-297.
T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2009). GeniĢletilmiĢ BağıĢıklama
Programı Genelgesi, Genelge 2009/17.
T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2009). AĢı Sonrası Ġstenmeyen
Etkiler (ASĠE) Genelgesi. Genelge 2009/18.
TTB Halk Sağlığı Kolu. (2009). Türkiye‘de Sağlık Ocaklarında AĢı ile Ġlgili Sorunların
Değerlendirilmesi. Toplum ve Hekim, 19 (4): 310-318.
Uschold, M., Jasper, R. (1999). A framework for understanding and classifying ontology applications.
Proceedings of the IJCA-I99 workshops on ontologies and problem-solving methods, Stockholm,
Sweden.
WHO, World Health Organization. (2008). Vaccine-preventable diseases, vaccines and vaccination,
International Travel and Health, WHO Library Cataloguing-in-Publication Data, Sweeden, Chapter 6.
215
ÖZGEÇMĠġ
Emine ÜNALIR
1979 yılında doğmuĢtur. Elektrik-Elektronik Mühendisliği lisansını tamamladıktan sonra, 2001
yılından itibaren Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde AraĢtırma Görevlisi olarak
çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Yüksek Lisansını, aynı bölümde ―Turizm Alanında Etmen-Tabanlı Pazarlık
Stratejileri‖ tezi ile tamamlamıĢtır. Halen aynı bölümde doktora eğitimine devam etmektedir.
Anlamsal Web, Tıbbi BiliĢim Sistemleri ve Tıbbi BiliĢim Standartları üzerine araĢtırmalar
yapmaktadır. Elektrik ve Elektronik Devreleri, Mantık Tasarımı ve MikroiĢlemciler derslerine
yardımcı olmaktadır.
ĠletiĢim Bilgileri
Ege Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Bornova, ĠZMĠR
Telefon: 232-311 53 36
E-Posta: [email protected]
Özgü CAN
1978 yılında doğmuĢtur. 2004 yılından beri Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Bilgisayar Bilimleri Anabilim dalında AraĢtırma Görevlisi olarak çalıĢmaktadır. Doktorasını aynı
bölümde, ―Anlamsal Web için KiĢiselleĢtirilebilir Ontoloji Tabanlı EriĢim Denetimi ve Politika
Yönetimi‖ isimli tez ile tamamlamıĢtır. Yüksek Lisansını ―Asal Sayı Örüntüleri ve Goldbach Sanısı
Üzerine Bir ÇalıĢma‖ isimli tez ile 2002 yılında Ege Üniversitesi Uluslararası Bilgisayar Enstitüsü‘nde
yapmıĢtır. Anlamsal Web, Politika Yönetimi, EriĢim Denetimi, Güvenlik ve Bilgisayar Ağları
konularında akademik ilgi alanına sahiptir.
ĠletiĢim Bilgileri
Ege Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Bornova, ĠZMĠR
Telefon: 232-311 53 09
E-posta: [email protected]
Murat Osman ÜNALIR
1971 yılında doğmuĢtur. Yüksek Lisansını 1995 yılında Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
Bölümü‘nden almıĢtır. Yüksek Lisans tezi ―Paralel Veritabanlarında Parçalama ve Yeniden Organize
Etme Yöntemleri‖dir. Doktorasını 2001 yılında aynı bölümde ―Yeniden Kullanılabilir BileĢen
Kütüphaneleri için Nesneye Dayalı ve Dağıtık Bir Mimari Tasarımı‖ isimli tez ile almıĢtır. Halen
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nde Yardımcı Doçent olarak çalıĢmaktadır. Veritabanı Yönetimi,
Windows Programlama, Web Tabanlı Windows Programlama ve Ontoloji Mühendisliği isimli lisans
derslerinin yanı sıra Üst Veri Yönetimi ve Anlamsal Web isimli lisansüstü derslerini vermektedir.
ĠletiĢim Bilgileri
Ege Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Bornova, ĠZMĠR
Telefon: 232-311 25 90
E-posta: [email protected]
216
DĠZĠN
2
2,5G · 103 2023 · 13, 19 2G · 11, 103
3
3Com · 28 3G · 11, 13, 22, 30, 32, 38, 56, 60, 67, 70, 77, 97, 100,
103, 104, 110, 111, 112, 149, 157, 161, 166, 168, 169, 170, 189, 190, 195, 201, 216
4
4G · 11, 13, 22, 32, 56, 104, 111, 150
5
5G · 104
A
AB fonları · 199 ABD · 1, 2, 24, 39, 63, 72, 80, 147, 155, 208 Abone · 6, 13, 14, 15, 38 Access Point · 27, 30, 31 Acil Çağrı · 6 Acrobat Reader · 134 Active Directory · 90 Açık anahtar · 83 Açık öğretim · 94 Adli merciler · 82 ADPCM · 26 ADSL · 57 Afet · 51 Afiş · 47 Ağ geçitleri · 7 Ağ koşulları · 116 Aile şirketi · 197 Akademik · XIII, 13, 31, 52, 55, 93, 105, 149, 195, 217 Akbank · 169 Akıllı cihazı · 11 Akıllı taşıtı · 11 Aktarım hızı · 27, 28, 30, 31 Alan Çalışması · 117 Alan gezileri · 142, 144 Alerji · 213 Alerjik · 208, 209, 213 Alerjik tepki · 208, 213 Alfa nümerik · 178 Alıcı · 83, 84, 155
Alışkanlık · 64, 172 Alışkanlıklarını · 70 Almanya · 14, 40 ALOHNET · 31 Alternatif kanallar · 166, 169, 172 Altyapı · 2, 5, 8, 9, 10, 12, 41, 55, 57, 58, 59, 199 Altyapı hizmetlerini · 13 Amerika · 1, 2, 13, 24, 25, 27, 31, 62, 73, 103, 113, 172 AMPS · 24, 103 Anahtar · 23, 36, 77, 81, 83, 94, 96, 179 Anapod · 133, 150, 153 ANAPOD · 145, 150 Android · 10, 32, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 71, 98, 118, 134,
146 Anket · 47, 48, 51, 76, 77, 99, 100, 101, 172, 197 Anne-baba · 213 Anten · 182 API · 12, 66 Aplikatörler · 192 Apple · 32, 64, 68, 135 Araba · 11, 23, 158 Araba kiralama · 154 Araç · 28, 29, 35, 46, 83, 91, 103, 162, 170, 172, 182, 184,
188 Arama · 55, 67, 102, 109, 120, 122, 139, 143, 147 Araştırmacı · I, XII, 37, 46, 153 Arayüz · 46, 48, 51, 114, 115, 118, 166 ARBİS · 36 Ar-Ge · 37, 41 ARGE · 17 Ar-Ge Destekleri · 199 ASİE · 208, 216 Asterisk PBX · 145 Asya Pasifik · 1, 17 Aşı · XIII, 205, 206, 207, 208, 209, 211, 212, 213, 214, 216 Aşı kayıtları · 207 Aşı kayıtlarının · 213 Aşı ontoloji · 211 Aşı takvimi · 207 ATCT · 24 Augmented learning · 137 Augmented reality · 12 Augmented Reality · 11, 66 Avatar · 145 Avrupa · 1, 6, 8, 13, 14, 16, 20, 24, 26, 27, 36, 39, 44, 52,
57, 73, 98, 103, 158, 161, 166, 170, 179, 197 Avrupa Birliği · 1, 8, 13, 16, 35, 39, 44, 52, 158 Avrupa Komisyonu · 8
B
B2B · 9, 13, 102, 155, 162, 201 B2C · 13, 155, 162 Bağışıklık sistemi · 208 Bağlanırlık Kuramı · 138 Bağlantı hızı · 116, 122 Bağlantı hızı · 122 Bankacılık işlemleri · 166, 172
217
Barkod · 66, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 187, 188, 189, 190, 191, 192
Barkod · 177, 178, 179, 180, 181, 182, 187, 189, 190, 191 Barkod etiket · 184 Barkod okuyucu · 177 Barkod sistemleri · 177 Barkod yazıcı · 177 Basılı ve görsel medya · 47 Batch · 187 Belediye · 45, 47, 48, 49, 52 Benchmarking · 60, 199 Beyin dolaşımı · 36 Beyin göçü · 36 Beyin kazanımı · 36 BI · 192 Bilgi ekonomisi · 12 Bilgi teknolojisi · 154, 155 Bilgi toplumu · 35, 44, 45, 53, 54 Bilgilendirmeler · 35, 47, 108 Bilgisayar çağı toplumu · 45 Billboardlar · 47, 78 Birleşmiş Milletler · 10 Birleşmiş Milletlere · 51, 53 Biyotekoloji · 10 Bluetooth · 26, 27, 28, 29, 30, 31, 157 BM · 16, 17 Bölümlendirme · 76 Brezilya · 36 BTK · 7, 10, 16, 38, 40, 41, 43 Bürokrasi · 35, 94
C
C++ · 65 CDMA · 25, 103 CDPD · 103 CEPT · 24 Cihaz · 5, 6, 10, 16, 23, 26, 27, 28, 32, 34, 38, 40, 41, 55,
56, 64, 65, 66, 68, 70, 72, 78, 85, 114, 115, 116, 121, 123, 161, 166, 167, 170, 172, 190, 199, 206
Cins · 177 Cmos imager · 189 Codabar · 178 Code 128 · 178 Code 39 · 178 Coğrafi dağınık · 205 Coğrafi yön bulma · 162 Coğrafik olarak dağınık · 205, 206, 214 CRM · 23 Cross-docking · 183
Ç
Çapraz sevkiyat · 175 Çek Cumhuriyeti · 18, 58 Çevrimiçi kaynaklar · 149 Çip · 170, 182 Çocuk · 15 Çocukluk · 205 Çoklu medya · 116 Çokluortam · 136
Çokluortam · 139, 140, 143
D
Dağınık sistemler · 12 Dalga · 3, 25 DALGA · 4, 10 D-AMPS · 103 Danışmanlık · 149 DBM · 25 DECT · 26, 27, 31 Depo · 174, 175, 181, 184, 185, 186, 187, 188, 191, 192,
194 Depo · XIII, 176, 185, 187, 191, 194, 195 Deri Sektörü · 196, 197, 198, 199, 200 Deri Ürünleri · 202 Deşifre · 182 Devlet · XII, 8, 13, 23, 24, 45, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 59,
60, 62, 97, 98, 99, 100, 101, 174, 178, 198, 199, 213 Devlet · XII, 13, 35, 43, 45, 51, 52, 54, 55, 56, 57, 60, 61,
102, 199, 204 Dış pazar · 196 Digial European Cordless Telecommunication · 26 Dijital pusula · 65 Dinamik · 5, 12, 117, 137, 145, 150, 161, 162, 164, 187 Dizüstü bilgisayar · 38, 150 Doğrudan · 3, 5, 23, 26, 30, 46, 51, 56, 74, 75, 76, 157,
158, 180 Doğrudan finansal maliyet · 55 Doğrudan pazarlama · 75 Doğum · 205 Doğumları · 207, 212 Dokunmatik ekran · 120, 123, 136 Doküman · 177 Dolaylı finansal maliyet · 55 Donanımlar · 11, 176 Download · 84, 127, 152, 166 DPT · 35, 43 Dreamweaver · 134 DSSS · 30 Duvar kağıdı · 77 Düşük maliyet · 200
E
E-adres · 36 EAN 13 · 179 EAN-8 · 179 E-bankacılık · 10 Ebat · 177 Ecotel · 46, 52, 53 Ecza depoları · 212 Eczacıbaşı · 82 Eczane · 65, 212 E-devlet · XII, 54, 55, 56, 60 E-devlet · 10, 45, 52, 56, 60, 99, 100 Edge · 2, 22 EDGE · 32, 103, 190, 192 Egovernment · 11, 12, 62 Eğitim destekleri · 199 Eğitsel Oyunlar · 140
218
E-ihale · 199 E-kamu · 10 Ekonomik · I, 2, 10, 12, 13, 16, 22, 34, 35, 36, 37, 38, 41,
46, 64, 72, 93, 155, 158, 174, 190, 196, 200 Ekonomik kriz · 201 Ekran boyutuları · 116 Ekran boyutunun · 121 El ilanları · 47 El terminali · 188, 189 Elektronik · 40, 58, 59, 81, 82, 83, 86, 88, 89, 90, 91, 92,
110, 155, 197, 204, 217 Elektronik belgeye · 88 Elektronik haberleşme · 40, 155, 163 Elektronik imza · 82 Elektronik Sağlık Kayıtlarının · 210 Elektronik sertifika · 83 Elektronik transfer · 172 Elit kültür · 37 Enerji · 11, 29, 35, 65, 147, 189 Enformasyon · 2, 3, 7, 8, 9, 10, 13, 33, 45, 180 Enformasyon · 10, 13, 19, 156 Engel · 17, 56 Envanter · 174, 175, 176, 184, 185, 187 E-öğrenme · 10 E-pazarlama · 196, 203 Ergonomik
Ergonomik faktör · 115, 189 Ericsson · 10, 13, 20, 28, 30 E-sağlık · 206 E-sağlık · 10 ESHS · 82, 83, 84, 86, 88, 89, 90, 91 ESK · 210 Estetik · 115, 116 Eş-zamalı · 12 Eş-Zamalı · 11 Eş-zamanlı · 1, 12 ETA · 58 E-tabanlı işlevler · 10 E-ticaret · 4, 10, 58, 59, 63, 80, 154, 155, 158, 159, 162,
174, 184, 191, 196, 197, 198, 199, 203 E-ticaret · 10, 133, 154, 158 E-Ticaret · 58, 62, 155, 165, 200 E-ticaretin · 155, 157, 158, 194 Etik · 11, 12, 158 Etiket · 157, 177, 181, 182, 191 Etkileşimli medya · 136 Etkileşimli Mobil TV · 140 Etkileşimli Podcast · 140 Etkinlik Kuramı · 138 ETS · 26 ETSI · 16, 17, 20, 26, 103 E-yönetişimi · 36, 42
F
Facebook · 10, 11, 85, 92, 107 Facebook · 23, 72, 81, 82, 85, 132, 149 Faturalı · 40 Faydalanıcı maliyetler · 55 FCC · 24 FHSS · 28, 30, 31 FIFO · 188
FIR · 26 Fırsat maliyetleri · 55 Fiber optik · 22 Finlandiya · 211 Fiziksel kısıtlama · 116 Flash · 148, 150 Ford · 43 Forklift operatörü · 185, 188 Forklift terminali · 187
G
Garanti Bankası · 169 Gecekondu · 37 Gelişim · 7, 30, 35, 38, 103, 149, 154, 156, 159, 164 Genelge · 207, 208 Generic Access Protocol · 26 Geniş band · 73 Genişletilmiş öğrenme · 137 Geri bildirim · 139 Gezici kütüphane · 35 Gezici sağlık çalışanı · 213 Gezici sağlık taraması · 35 Girdi · 36, 187 Google · 10, 66, 70 Google Android · 65 Google Harita · 144 Göç · 34, 35, 37, 38, 41, 74 Göç · 38 Gönderen · 83 Gönderici · 83 Görünen teşvikler · 199 Görünmeyen teşvikler · 199 Görüntü · 116 Gprs · 22 GPRS · 103, 156, 158, 161, 168, 169, 187, 188, 190 GPS · 65, 66, 70, 98, 134, 144, 156, 161, 201, 202 GSM · 1, 6, 11, 13, 16, 17, 20, 22, 25, 27, 32, 40, 51, 55,
57, 86, 87, 88, 94, 103, 109, 110, 113, 151, 156, 190 GSMA · 6, 16, 20 Güney Amerika · 25 Güney Kore · 1, 13, 15, 18 Güvenlik · 23, 29, 37, 58, 59, 60, 94, 98, 158, 163, 164,
167, 170, 187, 192, 198
H
Haberleşme Kanunu · 40 Hafıza · 116, 190 Hareketlilik · I, 5, 22, 34, 36, 38, 39, 41, 56, 74, 104, 135,
157 Hash · 83 Hastalık · 205 Hastalıklara · 205, 207 Hastane · 205 Hatanın önlenmesi · 12 HCI · 114, 126 Her zaman öğrenme · 137 Hızlı internet · 150, 169, 190, 192 Hindistan · 37, 72 Hiperlink · 136
219
Hiyerarşik yapı · 12 Hizmet · XII, 1, 2, 3, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 18, 20,
23, 30, 34, 35, 37, 40, 46, 47, 49, 54, 55, 56, 57, 59, 72, 75, 83, 94, 95, 100, 109, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 162, 163, 164, 170, 174, 175, 176, 192, 205, 206, 208, 209, 210, 211, 213, 214
Hizmet odaklı · 11 Hizmet Odaklı Mimari · 212 Hizmet Sağlayıcı · 82, 86, 88, 89, 90, 91 Host · 185, 192 HP · 15 HSCSD · 103 HSDPA · 104 HSPA+ · 104 HSUPA · 104 HTC · 17 Huawei · 17 Hücre Yayın Kanalı · 46, 47
I
IBB trafik · 38, 57, 99 IBM · 26, 28, 134 ICT · 3, 4, 6, 10, 19, 92, 111, 152 IDC · 64 IEEE 802.11b · 28 IMEI · 40 Intel · 28, 210, 215 Irda · 26, 28, 31, 157 Islak imza · 82 ISO · 114, 119, 126, 197 ISP · 13 Işıklı kalem · 180 IVR · 55, 134, 142, 145, 201
İ
Içerik · 5, 8, 9, 23, 32, 77, 95, 137, 150, 161, 168, 170, 209, 213
Ihracat performansı · 197 İki-Boyutlu Barkodlar · 179 Ikna · 75, 197 Iletişim · I, 3, 4, 6, 8, 10, 12, 13, 15, 19, 22, 23, 24, 25, 26,
27, 28, 29, 30, 31, 34, 35, 37, 38, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 54, 56, 57, 59, 60, 63, 70, 74, 75, 76, 77, 80, 94, 95, 97, 98, 100, 103, 107, 109, 114, 133, 135, 141, 142, 148, 154, 155, 156, 158, 159, 161, 164, 174, 175, 176, 184, 185, 188, 190, 191, 192, 198, 201, 202, 210, 211, 212
İletişim · 3, 6, 7, 10, 19, 23, 24, 25, 33, 38, 40, 43, 44, 45, 53, 62, 63, 71, 78, 80, 92, 96, 102, 105, 107, 110, 113, 130, 131, 140, 149, 165, 173, 190, 195, 204, 217
Iletişim toplumu · 45 Ilişkisel pazarlama · 75 İngiltere · 7, 20, 21, 24, 35, 40, 44, 58, 62, 170 Insan · I, 1, 3, 29, 37, 38, 44, 56, 60, 73, 74, 115, 121,
155, 158, 176, 207, 208, 209 Insan-bilgisayar etkileşimi · 114 İnteraktif Katılım Kanalı · 46, 48, 49 Internet · 10, 22, 200
Ios · 64, 68, 134 Ipad · 10, 23 Iphone · 32, 67, 135 Iphone · 10, 23, 123, 169, 171 Ipod · 135 I-Pod touch · 149 Iş · 2, 5, 6, 8, 12, 22, 23, 25, 35, 38, 57, 59, 63, 68, 71, 72,
74, 76, 92, 134, 137, 146, 147, 150, 151, 156, 162, 174, 175, 176, 177, 188, 190, 191, 195, 197, 201, 202
Iş değeri · 210 Iş zekâsı · 192 İşbirliğine Dayalı · 138 Işlem hızı · 116 Işlemci gücü · 116 Itici güç · 10 Itunes · 134
J
J2ME · 134 Japonya · 18, 25 Java Platform Micro Edition · 134 Joomla · 145
K
Kablolu sistemler · 22 Kablosuz ağ · 31, 117, 157, 188, 190, 192 Kablosuz sistemlerin · 22 Kablosuz teknoloji · 154 Kağıtsız Toplama · 187 Kalıcı sakatlık · 205, 206 Kalıcı sakatlıklar · 205 Kalifikasyon · 202 Kalite · 5, 10, 38, 41, 96, 192, 202 Kalite kontrol · 188 Kamu · XII, 4, 12, 16, 19, 23, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41,
44, 45, 54, 60, 82, 94, 97, 134, 155, 161 Kamu hizmeti · XII, 34, 41 Kamu yönetimi · 35, 38, 41, 44 Kamuoyu yoklamaları · 48 Kapalı anahtar · 83 Kapitalist · 37 Kar Amaçsız Kuruluş · 11 Karusel · 185 Katma değer · 78 KDV · 19 Kent yaşamı · 47 Kıran · 43 Kısa mesaj · 40, 83, 88, 104, 106, 107, 157, 208, 212, 213 Kimlik · 11, 23, 35, 59, 81, 83, 157, 169, 179, 188 Kiralık devreler · 13 Kişiden kişiye ödeme · 171 Kişisel bilgisayar · 8 Kişisel çıkar · 12 Klavye · 116, 136, 180, 185 Komple Çözüm · 192 Konaklama · 154, 159, 160, 162, 163, 164 Konfeksiyon · 203 Kore · 15, 25 Köy · 73, 74, 213
220
Kredi kartı · 172 Kredi kartı, · 23, 168 Kriptolama · 83 Kriter · 10, 118, 119 Kubaşık · 138, 141 Kullanıcı · 5, 8, 9, 11, 24, 35, 38, 45, 47, 49, 55, 65, 68, 70,
72, 78, 79, 84, 90, 95, 97, 104, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 137, 143, 145, 147, 148, 160, 161, 166, 167, 170, 172, 176, 181, 211
Kurs’ · 149 Küresel bilgi ağı · 104
L
Laboratuar · 206 Laboratuarlar · 212 Laboratuvar deneyleri · 117 LAN · 27, 30, 31 LBS · 201, 202 LG · 15, 17 LIBRARIES · 65 Liberal · 3, 36, 37 Linkedin · 11 Linphone · 67 Linux Kernel · 65 Logo · 77, 182 Lojistik operasyon · 177 Lojistik operasyonlara · 174 Lojistik yazılım · 193 Lokasyon tabanlı · 138, 144 Lot numarası · 207, 213 Lot takibi · 188 LTE · 11, 13, 22, 104, 112 Lucent · 28
M
M2M · 11 Macos · 84 Mali kayıt · 176 Maliyet · 2, 6, 40, 57, 76, 97, 104, 158, 170, 175, 179,
186, 187, 201, 205, 206, 209, 210 Maliyet · 186, 187, 193 Mamafih · 91 Marka · 33, 75, 76, 79, 93, 98, 163, 168, 192, 198, 201,
202 MARS · 134, 145, 149 Matematik · 62, 110, 111, 113 M-devlet · 54, 56, 57, 60, 62, 199 M-Devlet · 58 Mekan · 75, 93, 105, 168, 202 Meksika · 14, 36, 38 Melodi · 77 Menşe · 177 Menzil · 26, 28 Mesai saatleri · 88 Meta-analiz · 114 Metodoloji · 192 M-fatura · 156 MGCI · 52
MIS · 62, 133 MIT · 43, 134 Microsoft · 28, 145, 147, 182, 190 M-ihale · 199 Miktar · 177 Miktarı · 76, 119, 185, 190 MMA · 167, 173 MMS · 40, 55, 94, 133, 134, 139, 140, 156, 157, 201, 202 MOBESE · 57 Mobil acil hizmetler · XII, 34, 41 Mobil Akademik Araştırma Desteği · 134, 149 Mobil Anket · 79 Mobil aygıt · 141, 142 Mobil bilgi edinme · 97 Mobil Bulut · 11 Mobil Cloud · 11 Mobil Demokrasi · II, XII, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 53 Mobil eğitim · 35 Mobil forum · 140, 141 Mobil genişband · 10, 13, 14, 15, 17 Mobil genişband · 11, 13 Mobil Güvenlik · 156 Mobil Internet · 22, 168, 170 Mobil IP · 11 Mobil iletişimin · 6 Mobil imza · 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91 Mobil internet · XII, 1, 22, 26, 27, 32, 76, 77, 149, 156,
170, 175, 190, 201 Mobil işlem · XII, 34, 41 Mobil kullanılabilirlik · 114, 115, 116, 117, 118, 123, 124 Mobil kupon · 77 Mobil ortam uygulamaları · 201 Mobil ortam uygulamalarına · 201 Mobil ödeme · 35, 95, 201, 202 Mobil ödüller · 77 Mobil Ödüller · 79 Mobil öğrenme · XII, 93, 94, 97, 98, 101, 103, 104, 105,
113, 114, 119, 121, 132, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 146, 149, 150, 153
Mobil Öğrenme · XII, 93, 132, 139, 145, 147, 153 Mobil öğretim · 97 Mobil Performans Destek · 137, 153 Mobil portal · 141 Mobil reklam · 114, 202 Mobil Sağlık · XIII Mobil tagging · 201 Mobil telefonlar · 16, 23, 58, 167 Mobil ticaret · 35, 114, 154, 156, 163, 191, 194, 198, 199 Mobil turizm · 154, 158, 160 Mobil uzmanlık · 141 Mobil Web · 134, 139 Mobil yabancı dil öğrenme ortamları · 141 Mobil yaşam · 34, 38, 41 Mobil yayıncılık · 77 Mobil Yayıncılık · 78 Mobilite · 22, 23, 32, 34, 56, 65, 72, 74, 154, 159 Mobilöğren · 93, 95 Modernizasyon · 54 Moleküler teknoloji · 13 Moleküler Teknoloji Çağ · 13 Motorola · 24, 28 M-öğrenme · 104 M-para · 156
221
M-pasaport · 156 M-ticaret · 59, 157, 159, 196, 197, 198, 199 M-ticaret · 156, 199 Müşteri · 22, 57, 59, 75, 78, 88, 89, 98, 155, 158, 168,
169, 170, 174, 175, 176, 185, 191, 198, 201, 202, 203 M-üyelik · 156 Müze uygulamaları · 143
N
Nakit para · 171, 172 NAMPS · 24 Nano · 10 Navigasyon Kuramı · 138, 143 NES · 82 Nimbuzz · 67 NMT · 103 Nokia · 10, 15, 28, 64
O
OBAC · 213 OECD · 14, 15, 16, 17, 18, 20, 36, 155 Okul · 132, 208 Olgu · 34, 157 Oligopolüne · 13 Ontoloji tabanlı bir bilgi sistemi · 205 Operasyonel performans · 192 Operatör · 6, 16, 67, 174, 175, 185 Ortak aklın · 50 Otel rezervasyonu · 154, 158 Otomatik etiket · 192 OWL · 211
Ö
Ödeme · 32, 158, 160, 163, 167, 168, 169, 171, 190 Öğrenci kayıt · 97, 99, 100, 101 Öğrenen merkezli · 105 Öğrenme toplulukları · 141 Ölüm · 205, 206 Örgün öğretim · 94 Örnek olay · 140 Özel İletişim Vergisi · 19 Özel Tüketim Vergilerini · 19 ÖZET · 1, 22, 34, 45, 54, 64, 72, 81, 93, 97, 103, 114, 132,
154, 166, 174, 205 Özgür-irade · 12
P
P2P Ödeme · 171 Palet · 185, 187, 188 Panoramio · 66 Paradigma · 136 Pasifik Asya · 13 Paydaş · 207
Pazarlama · 63, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 92, 154, 155, 157, 158, 162, 163, 168, 170, 174, 196, 197, 198, 199, 201, 202, 203
Pazarlama stratejileri · 196 PC terminali · 187 PCS · 24, 25 PDA · 26, 29, 120, 125, 135, 161, 166, 167, 169, 190 PDC · 25 PDMÖ · 105, 106, 107, 108, 109 PDÖ · 104, 105, 108 Peer to peer · 27, 30 Performans · 22, 54, 92, 108, 134, 137, 140, 141, 147,
150, 187, 195 Piconet · 28 Piconet · 29 Piyasa Analizleri · 40 Planlama · 41, 47, 191, 195 Platform · 4, 7, 8, 32, 49, 93, 94, 97, 99, 134, 161 Platform · 16 Podcast · 134, 139, 142, 143 Point to multipoint · 28 Point to point · 28 Polonya · 36 Portal · 199 PPP · 17, 18 Profesyonel · 163, 197 Profil ontolojisi · 211 Psikolojik
Psikolojik faktör · 115, 163 Puan · 108, 145
Q
QR Kod · 78
R
RDT · 185, 186 Real-Time · 11, 12, 15 Referandum · 35, 47, 51, 52 Rehberlik · 137, 159, 163 Rekabet · 2, 4, 5, 10, 13, 93, 154, 157, 158, 175, 177, 184,
196, 197, 201 Research in Motion · 64 Resmi Evrak · 95 RF · 22, 24, 27, 31, 182, 185, 187, 188, 191, 192 RF sistemler · 182 RFID · 4, 10, 144, 157, 176, 177, 183, 187, 192 RIM · 64, 146 Ring · 67 RTÜK · 16 Rusya · 36
S
Sabit-ışınlı okuyucu · 181 Sabit-ışınlı okuyucular · 181 Sağlık · 4, 10, 23, 31, 35, 36, 37, 38, 42, 104, 134, 146,
205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214
222
Sağlık Bakanlığı · 207, 208, 216 Sağlık çalışanı · 208, 213 Sağlık kurumu · 213 Samsung · 15, 17, 32 Sanal · 10, 11, 31, 82, 132, 136, 146, 150, 155, 186, 198 Sanal Delil · 82 Sanal organizasyonlar · 10 Sanayi ekonomisi · 12 SAP · 23, 63, 187, 194 Sarf malzemeler · 192 Satınalma Gücü Paritesiyle · 17 Saydam · 11 Sayısal kod · 82 Sayısal veriler · 34 Scatternet · 29 Second life · 150 Sensor · 4, 10 Serbest pazar · 13 Seri numarası · 188 Servis · 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 13, 15, 19, 20, 23, 24, 32, 55,
56, 100, 155, 160, 162, 168, 175, 176, 190, 211 Servis ekonomisi · 13 Ses kayıtları · 88 Seyahat · 22, 34, 35, 157, 158, 162, 163 Seyahat acenteleri · 158, 163 Shop Savvy · 66 SIG · 28 SIM kart · 83, 86, 87, 89, 91, 190 SIM kartı · 83 SIP · 67 SIR · 26 Siberalem · 58 Sim kart · 82 Simülasyon · 110, 140, 153 Sivil kuruluş · 151 Sivil Toplum Kuruluşları · 11 Siyasal maliyetler · 55 Siyasal yapı · 45 Smartphone · 10, 11 Smartphone · 11 SMS · 23, 32, 40, 46, 47, 48, 49, 51, 55, 58, 75, 76, 77, 88,
94, 99, 100, 104, 109, 133, 134, 139, 140, 143, 145, 157, 168, 169, 201, 202
SMS tabanlı bankacılık · 168 SMS tabanlı ihtiyaç kredisi · 169 SNR · 30 SOA · 212 Softbridge · 31 Soğutucu · 206 Son kullanım tarihi · 207, 211 Sosyal ağlar · 82, 141, 142, 143 Sosyal faktörlerin · 115 Sosyal iletişim · 12 Spor · 145 Standart · 1, 6, 24, 26, 27, 28, 30, 114, 157, 170, 171,
179, 190, 191, 193, 209 Stok · 184 Sürdürülebilirliği · 45 Süreyya Ciliv · 23 Symbian · 10, 64, 134
Ş
Şebeke · 3, 4, 5, 7, 8, 20 Şifre · 182 Şifreleme · 31, 83
T
TACS · 24, 103 Tam rekabet · 19 Tanıtım · 8, 72, 78, 163, 196, 198 Tasdix · 82, 84, 92 Taşınabilir cihaz · 115 Taşınabilir telefon · 34 Taşıyıcı · 30, 187 TDMA · 25, 26, 156 Tedarik sistemleri · 202 Tedarikçi · 184, 192 Tekel · 13 Teknoloji · XII, XIII, 1, 2, 3, 4, 8, 10, 16, 17, 23, 25, 27, 28,
30, 31, 33, 34, 35, 37, 41, 46, 53, 55, 56, 57, 60, 65, 72, 73, 74, 77, 94, 104, 114, 117, 121, 124, 134, 137, 145, 146, 156, 168, 170, 172, 174, 175, 176, 177, 182, 188, 190, 191, 194, 201, 206
Teknoloji merkezli · 135 Telefon · 5, 6, 8, 22, 24, 27, 29, 30, 40, 55, 58, 65, 66, 70,
73, 78, 90, 100, 103, 114, 145, 154, 156, 159, 177 Telekomünikasyon · 8, 9, 10, 13, 19, 20, 25, 55, 72 Telekomünikasyon endüstrileri · 8 Televizyon · 8, 23, 24, 32, 34, 157 Temaslı okuyucular · 180 Temel hak ve özgürlüklerin · 34 Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü · 207, 208, 216 Termal baskı · 181 Terminoloji · 136, 150 Teslimat süreci · 191 Teyit · 84 Tıbbi bilişim standartları · 205, 209 Tıp fakültesi · 205 Toplumsal ağlar · 12 Toplumsal yapı · 45 Toshiba · 28 Turkcell · 20, 22, 23, 51, 53, 71, 169, 194 TUSK · 145, 146 TÜBİTAK · 36 TÜİK · 36, 43, 95 Tüketici · 3, 8, 13, 19, 22, 37, 58, 75, 77, 78, 79, 156, 157,
162, 163, 201, 202, 203 Tüketici · 154 Tüketicinin · 157, 160 Tüketim toplumu · 34, 37 Türev · 154 Türevi · 82, 154 Türkiye · I, XII, XIII, 1, 7, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20,
21, 22, 33, 35, 38, 40, 43, 47, 51, 52, 56, 59, 61, 62, 66, 67, 72, 81, 82, 92, 93, 98, 100, 102, 110, 112, 132, 133, 134, 145, 149, 165, 166, 168, 169, 170, 173, 179, 187, 192, 193, 194, 196, 197,饸198, 203, 208, 211,
212, 216 TV · 4, 24, 33, 75, 77, 139, 156 Tweet · 137
223
Twitter · 10, 11, 72 Twitter · 132, 142, 143, 149
U
UABS · 205, 206, 209, 211, 212, 213, 214 Ubiqutious learning · 137 UBS · 69, 70 UCLG-MEWA · 50 UHF · 24 Ukrayna · 51, 52 Ulaşım · I, 2, 32, 35, 38, 41, 46, 74, 76, 93, 154, 159, 160,
162, 163 Ulaştırma Bakanlığı · 16 Uluslararası · 196 UMTS · 24, 27, 104, 114, 129, 161 UNESCO · 36 UPC · 178, 179 USB · 26, 83 UYAP · 57 Uyum · 12, 35, 56, 104, 158, 166, 177, 191, 197
Ü
Üç boyutlu etkinlikler · 144 Ülke · 2, 6, 10, 13, 14, 16, 18, 19, 36, 37, 38, 53, 56, 102,
179, 196, 199 Üretim hacmi · 196 Ürün · 1, 20, 23, 65, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 92, 94, 154,
155, 158, 162, 163, 169, 174, 175, 176, 178, 179, 182, 184, 185, 186, 188, 191, 192, 198, 201
Ürün çeşitliliği · 196 Ürün kalitesi · 196
V
VAERS · 208 Varlık bilimi · 210 Vatandaş · XII, 12, 23, 34, 35, 37, 38, 39, 41, 45, 47, 48,
51, 55 Veri · 8, 11, 12, 13, 18, 19, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30,
31, 37, 38, 49, 55, 56, 58, 59, 66, 75, 76, 78, 79, 100, 101, 103, 104, 106, 108, 114, 116, 117, 118, 120, 121, 122, 140, 142, 145, 146, 154, 155, 156, 157, 158, 175, 176, 177, 178, 180, 183, 184, 185, 187, 189, 190, 191, 192, 201, 206, 210
Veri bankası · 23 Veri Tabanı · 36 Verimlilik · 2, 12, 39, 114, 119, 176, 188, 189, 192, 203 Very Fast Infrared · 26 VFIR · 26 Video · 4, 7, 8, 11, 17, 25, 29, 38, 70, 75, 79, 132, 134,
137, 139, 145, 148, 150, 157 Video kamera · 180 Virtual Machine · 65 VO · 211, 215 Voip · 67 VPN · 81, 90, 91, 190
W
WARC · 24 WCDMA · 32, 104 WEB 2.0 · 149 Web içeriği · 77 Web sayfası · 116 Web tabanlı · 94, 99, 104, 161, 166, 170, 174 Wi-Fi · 30, 70 Wiki · 149, 150 Wimax · 22, 32 Wimax · 104, 112 Windowsxp · 84 Wireless · 27, 30, 31, 111, 127, 156, 157, 165, 190, 194,
215 WLAN · 30, 31, 188
Y
Yakınsama · 1, 3, 4, 8, 9, 23 Yan etki · 207 Yan etki ontolojisi · 211 Yan etkiler · 208 Yaratıcılık · 12, 39 Yardım · 35, 37, 38, 39, 164 Yaşam · I, XIII, 1, 10, 11, 19, 22, 34, 36, 37, 38, 39, 41, 45,
56, 59, 64, 65, 74, 81, 91, 95, 97, 104, 105, 114, 142, 154, 157, 158, 205
Yaşam Boyu Öğrenme · 138 Yatırım · 2, 9, 10, 174, 175, 176, 192, 199 Yatırımcı · 20 Yayın içeriği · 46 Yayın kanalını · 46 Yazılım · 31, 33, 62, 64, 65, 66, 82, 99, 113, 115, 134, 176,
185, 186, 187, 190, 191, 192, 193, 210 Yeni yapılanma · 45 Yenilikçi · 203 Yerel · XII, 2, 12, 17, 28, 30, 31, 37, 45, 46, 47, 48, 52, 53,
90, 151, 160, 162, 196 Yerel ağ · 30, 90 Yıldız topolojisi · 31 Yol haritası · XIII, 36, 42, 150, 196, 197, 198 Yorum · 79 Youtube · 142, 143 YÖK · 36 Yöneten · 45 Yönetici · 29, 74, 92, 197 Yönetilen · 13, 45, 47, 188 Yönetim · XII, 2, 3, 12, 13, 39, 45, 46, 48, 70, 106, 107,
143, 145, 146, 175, 184, 185, 192, 209 Yönetim · 45, 51, 52, 53, 61, 102, 187, 195 Yönetişim · 45, 46, 48, 52 Yöntem · 35, 47, 57, 115, 117, 121, 122, 149, 174, 175,
186, 197 Yöresel · 74, 196 Yunanistan · 52 Yükleme · 55, 76, 78, 182, 188
224
Z
Zaman · 1, 2, 11, 12, 13, 17, 22, 23, 25, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 34, 37, 39, 46, 47, 48, 52, 54, 56, 57, 58, 59, 67, 68, 72, 75, 78, 81, 84, 85, 93, 95, 97, 99, 105, 114,
119, 121, 122, 134, 150, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 162, 167, 172, 174, 179, 182, 187,饸188, 190, 191,
193, 195, 201, 202, 205, 208, 209, 210 Zengin medya · 136 ZTE · 17