Meryem Süresi Kıssalarında Dil ve Üslup

15
TARiHTEN GÜNÜMÜZE KUR'AN ILIMLE·RI A. •• ve TEFSIR USULU Dem. No: ?Cjt'/0/. . TAIZ·b· iLiM YAYMA VAKFI Kur'an veTefsir Akademisi

Transcript of Meryem Süresi Kıssalarında Dil ve Üslup

TARiHTEN GÜNÜMÜZE • • •

KUR'AN ILIMLE·RI • A. ••

ve TEFSIR USULU

Dem. No: ?Cjt'/0/. .

TAIZ·b·

iLiM YAYMA VAKFI

Kur'an veTefsir Akademisi

©ilim Yayma Vakfı Kur'an ve Tefsir Akademisi Kur'an ve Tefsir Akademisi Ara§tırmalan: Ol

Tarihten Günümüze Kur'an ilimleri ve Tefsir Usü/ü

Editörler Bilal GÖKKIR Necdet YILMAZ Ömer KARA Muhammed ABAY Necmettin GÖKKIR

Redaksiyon Bilal GÖKKIR Necdet YILMAZ

Grafik Tasarım: TN iletişim Baskı: Özkan Matbaacılık/ ivedikAnkara

ISBN 978-605-5932-27-5 1. Baskı: Ağustos 2009

Yazılardaki üslup ve hukuki sorumluluk yazariara aittir.

ilim Yayma Vakfı Kur'an ve Tefsir Akademisi Molla Hüsrev Mahallesi Akifpaşa Sokak No:2 34134 Vefa, Eminönü 1 istanbul tel.: 0212. 511 22 90 - faks: 0212. 511 22 90 e-posta: yazakademisi@gı:nail.com

B. GÖKKIR • MERYEM SÜRBI KISSA!ARINDA DIL ve 0SLUP~213

Meryem Süresi Kıssalannda Dil ve Üslup

Bilal GÖKKIR

Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi ilahiyat Fakültesi

Bu çalışmada Meryem Süresi'nde yer alan altı kıssanın dil ve üslubu üze­

rinde duracağız. Sürede kıssalann yer almasından da anlaşılacağı gibi Meryem

süresi, Mekki sürelerdendir. Süre Mekki sürelerin başlıca özelliklerinden olan

Mukattaa harfleri ile başlaması, secde ayeti içermesi', .Js- lafzının yer alması2 , ve p·eygamber kıssalannın bulunması gibi özellikleri taşımaktadır.3

Başta bulunan Hurüf-ı mukattaa dışında, sürenin yapısal anlamda iki ana

bölümden oluştuğu görülmektedir: Kıssa (2-58) ve Cedel (59-98).

Burada bu iki bölüm hakkında genel bilgiler vermeden önce bu bölümlere

hakim olan fasılalar üzerinde duralım.

Sürede 2-33 ayetler arasındaki fasıla \,ı- ile başlar; ayet 34'te konu deği­

şimiyle birlikte fasıla değişir ve .:.~-;luF bazan r-ı- halini alır. Sürenin 34. aye­

tiyle birlikte aslında kıssa içinde cedel k~ndini göstermektedir. Zira burada

hakkında tartışmalann olduğu Hz. İsa konusunda son sözün ortaya konduğu

ı Meryem 19/58. ı Meryem l9n9ve 19/82. 3 Mekki sürelerin özellikleri için bkz. Zerkeşi, Burhan, l/188-189; Suyüti, ltkan 1129; Suphi Sa­

lih, Mebahisft Ulümi7-Kur'dn, İstanbul ts., s. 181-182.

214~KUR'AN ILIMLERI ve TEFSIR USOLO

vurgulanmaktadır: .SJ~ ~ ı.s~ı .J;jı J.;i F-; .:,;ı~~~·. Kanaatimizce burada dikkat çekilmesi gereken bir başka metinsel özellik ayet 34 ile birlikte İsa'nın

ismi~n ilk kez anılmış olmasıdır. Kıssada bir bebekten söz edilmekte ancak

isim verilmemektedir. Kıssanın İsa hakkınqa olduğunu bilmeyen biri için ya

da zihin olarak İsa ismine yoğunlaşmamış biri için aniden "Meryem oğlu İsa

bu işte ... " sözleri oldukça çarpıcı olsa gerektir. Bu çarpıcılık aynı zamanda fa­

sıla ile de güçlendirilmiş gözükmektedir. Bu nedenledir ki ayet 41 ile birlikte

İbrahim kıssasına geçildiğinde ~- fasılasına tekrar dönülmektedir . ...,.,GS:iı ..; j1ıj tl ~L ~i ~ı - ı-·ı. 4 - - ---; - - u • ~C;!.

Kıssa bölümündeki bu yapısal özellik, kıssa ve cedel bölümlerinin fası­

lalar yoluyla da belirginlik kazandığını gösterir mi? Kıssa içindeki cedel için

söylediğimiz bu kanaatİ bizzat kıssadan cedele geçiş olan sürenin 59. ayeti ve

sonrası için söylemek mümkün gözükmemektedir. Zira bu geçişte fasıla değiş­

memektedir. Değişim sadece fasıladaki harflerin seçiminde olmaktadır. Zira

müşriklere karşı söz konusu sert eleştiriler arttıkça aynı zamanda bu üsluba

da yansımaktadır. Nitekim ayet 75 den itibaren fasılalann b- ve ~ı3 halini aldığı

ve bazan şeddeli olarak geld_iği görülmektedir.

Sürede dikkat çeken bir başka yapısal özellik ise, vahyin muhatabı olması

hasebiyle Hz. Peygamber'in zaman zaman sürede yer almış olmasıdır. Mukat­

taa harflerinin peşi sıra gelen ilk ayette kendirıi ~.J ifadesi ile gösterir. Te'vilatu Ehli's-Sünne adlı tefsirinde, Ebu Mansur Muhammed el-Maturtdi (v. 333/944)

Çjj ~J.;;. ~.J t;;.._) j:, ayetini açıklarken, ayetin Hz. Peygamber'in nübüvvetine

delil teşkil ettiğirıi -söyler. Zira der Maturtdi, ayet "Rabinin kulu Zekeriyya'ya

rahmetiiü" kitap ehline anlatarak, onlara kendi kitaplannda olanı haber ver­

mektedir.s Hz. Peygambere hitaben "senin Rabbin" ifadesi üslüp olarak Hz.

Peygamber'i sürece ve olaya dahil etmektedir. Nitekim bu yolla, Hz. Peygam­

ber'e destek verilmekte, tarihsel olaylann ve bazen de tartışmalann içine çekil­

mektedir.6 Tablo halinde gösterecek olursak:

Kr-ş:Kutilb, et-Tasvinı'l-Fenniji'l-Kur'ciıı, 1966, s. 91-92 (Türkçe çevirisi, Kur'an'da Edebi Tas­vir, çev: Süleyman Ateş, Ankara 1967, s. 164-168). Maturidi, Te'vilatıı Ehli's-Sünne, 31257.

6 Ayet 9'da l!;j. .!.ı; ~j J.i .;.. & .i.lj ~ j; ; d.J Jli .!.u:iS" ju şeklinde yer alan d.J ifade~i ve devamındaki 2. tekil şahis kullanımlan "zekeriya'ya himp etmektedir. ayet 36'da ise J.J <lıı ~~

B. GÖKKIR • MERYEM SORESI KISSAlARINDA DIL ve 0SLUP~215

19/2

19/64

19/68

19/71

19/76

Ayet 75'te olduğu gibi J ile hitabın doğrudan Hz. Peygambere yapılmış olması, Kıssalann sunumunda i~G ifadesi ile Hz. Peygambere hitap edilmesi

aynı şekilde Peygamberi vahiy sürecine dahil etmektedir. 75. ayetle başlayan

"Peygamber'e doğrudan hitap" 76, 77, 83, 84, 97 ve 98 ayetleri ile sürmekte­

dir. Tablo halinde gösterecek olursak:

19/75 ~t.:.ıı G~ ..;.,ı.l;iı Gl .)J~;. ı; GG 1~\ J;. ıl.: ~t.;.;.}ı j ;~ ~iJ.Jı ,_}.Si:; j

J J .,. " , - ...

ı~ J;J.i; 615::: ~; :; 5~

19/77 ~.. # {, .. .. - .. :ı:; ı .. t

ı..u-- ')ı; 7-: 'l Jt;' 8GI.ı )s' .ilı : 'r·ı 'JJ c:r-'J 'J --~ c.?_ ~';'

19/83 #1. ,,_, .. • .. :; ı:ı t :1- .. -; jı ~jj ~~tS:Jı ~ ~ç.;Jı U.::.jı li\ ı.:;j ~ı

19/84 ,lç. ~i;; ~ı r+:lc. j;.;r Jl.i . -19/97 ıii ~ .: - · !- fiı )-$ .!.ı;ı..::..ı., 'ı.ı- ·- ~u y ~ J~ J . --- ~ - .-_ • - -~ o r- '

19/98 ıjJ ~ e:.s _;i ~i :.r ;.P ~ j; .:ıj :.r ~ ıii:.i ;S'j ... "" "" ... .. ...

Üslup açısından üzerinde durulması gereken hususlardan bir diğeri de,

sürenin iç örgi:isünde sıkça geçen konu ve kavramlardır. Bunlann başında rah­met ve Rahman sözcükleri gelmektedir. Rahmet temasının ağırlıklı olduğu sü­

renin en büyük maksatlanndan biri, Bikai 'ye göre "Allah'ın, seçkin kullanna

balışettiği nimetleri ortaya koymaktır."7 Seyyid Kutub'un ifadesiyle, sürede bir

rahmet havası hakimdir.8 Bu rahmet havası, sürenin ilk kıssası olan Zekeriya

kıssasının ilk ayeti ~jj ~.:i;i. d.J W-)']:. ile başlamakta; sürenin sonunda Ralıma­n'ın mürninler için bir sevgi y~ratac;ğım ~fade eden 96. ayete kadar sürmekte­dir ı~' ~ .• - · •ıı • !l 'ı:.:--" - ı;.ıG.Jı ı i .:-ı ~1: .Üı ~,

• ~~.ı'-' ('T ~ ~ - ~J """ U-- u,

~~-::·:.kı~ ı.li. :1~\l ~)j ifadesi İs~'nm ağzından verilmektedir. 7 Bikai, Nazmu'd-Dürerfi Teriasubi'l-Ayat ve's-Suver, 4/527. 8 Kutup, Fi Zilali'l Kur' an, 9/488-489.

216~KUR' AN IIJMLERI ve TEFSIR USOLU

Sayısal olarak bakıldığında Kur'an'ın genelinde 57 kez geçen Rahman is­

mine mukabil sürede 16 kez Rahman ismi geçmekte ve Rahman isminin kul­

lanımı cedel kısmında daha da anmaktadır. Rahman ismi Kur'an'ın genelinde

olduğU gibi Meryem Süresinde de harf-i tarif ile kullanılmaktadır.9 Bunun yanı

sıra sürede 8 kez .lıı!lafzatullah yer almaktadır.

Bu nedenle Sürede "Rahmet" ve "Rahman"ın yansımalan da her adımda

fark edilir. Yahya'ya Allah katından kalb yumuşaklığı ve safiyet/temizlik veril­

mesi; aynı şekilde Yahya'nın ebeveynine, İsa'nın annesine güzel muamele et­

melerirıin belinilmesi, Kutub'un söz ettiği, süredekirahmet havasının oluşma­sında önemli rol oynamaktadır. Bununla_ da kalmaz; Meryem kendisine zarar

vereceğinden korktuğu kişiden Rahman'a sığınır (ayet 18); melek ise doğacak

çocuğun (İsa'nın) insanlara bir rahmet olacağını söyler (ayet 21). İbrahim,

babasını şeytana karşı uyanrken onun Rahman'a isyan ettiğini hatırlatır. İbra­

him, İshak ve YakUp hepsi rahmetten nasiplerini alırlar. Harun, destekçi olsun

diye Allah'ın Musa'ya olan rahmetinden ötürü verilmiştir. Bütün bunlar ve

bunlann neslinden gelen 'Allah'ın nimet verdikleri' kişiler, Ralıman'ın ayetleri

okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar.

Ayet

19/18 t#. ,. # .. , ~ ~ ....

ç.i d .:ıı ~.;,ı:;._;~ ~;ı ..;ı ..:...ılJ .. 5 .,.. "' .. - "

19/26 ~ı r;iı rJS-f .;1! t.:~ .:ıı.:;.~ ..:ı j::U Jı J).i ı.J.;.i ;Jı :r JJ ı;~~ <:?J.J (.51J.s ~ ... ;! ... ... .. ~ .. ... .. ... ... .. ... - ...

19/44 ~.;,ı.:;.~ .:ıi Zıık:~ıı .)ı .)ık,:~ıı ~ -1 ~iç .. ... ... ~ ..

19/45 ı:r .:ıı6· ~ ıı .:ı ):;i .:ıı.:;..Jı : .:ııJ;. ~ ~i Jı;.i ~ı - -k --~ - - - - ~ . - ı./, "':-~ -

... ........ J • ... - ... ,. ... ... ~ ·" ~ .... ~

19/58 ~ı;.~ ~1.1.! y> ~-' c.Y C: (4;. ~-' r;ı ~~ ~ ~ı ~ r-f-1~ illı Fı .;.~ı ~jı ' ~- ı~ ı ~ ~ . ı.:;._;ı ..:ıGı ~ ~ üı ız::;. ı- G;.i; : • -

-- .J . Jr- ~ - -- ' -· . J - ~J

19/61 Ç;~ ~~J .)i ~ı~~ ~;~ .)ı.:;._;ı ~J Jı .;,j;. .:.ıt;. ... " ... ... ... -... "" ...

19/69 ~ .;ıı.:;._Jı); t.i r-tı~ j5- &-if_;)? ..... ... .. .. ..

19/75 ~ı..:ıı. ı;~ ~ı.Wı ı;! .)J~; ı; Gi.J ı~ı J;- ıl; .)ı.:;._;ı ti ;~ ~ilJı ı.i .:ıi :; Ji ' .. ./ .....

ı~ ~ij 6ı.s::; ?-;:; .)_,~!::-; 19/78 ı~ ~ı.:;.,, ~ J.;.Jı ri ~ı e:ıkıi

9 Bu konuda geniş bilgi için bkz. Yıldınm, Kur'an'da Ulahiyet, s. 111-124.

/

B. GÖKKIR • MERYEM SÜRESI KISSALARINDA DIL ve 0SLUP~217

19/85 l~j u~_}l )1 ~1 ~. tfl ... 5 ..

19/87 1~ .:ı~.JI ~ .l..,;J1::;. ~~ ~LÜJ1 0_,...~ ~ .. ... j. ...

19/88 l.l.lj 0~.}1 .J..,;JI l)ıij

19/91 l.l.lj 9~~ ~; .:,i

19/92 1.lJj ~ .)i ~~~ ~ G)

19/93 '* - ;i "ıG ~ ~ O

14 9~.JI ~~ ~! d' ~~lj ~ljt.:..:JI ..)_ ::;. j5' u)

19/96 1;) 0~.}1 ~ j;.;;, ..:.ıWGdl ~j 1fi 0-;JJI ~~ ... ... ... ... 5

Tablo: Meryem Süresinde "Rahman" isminin geçtiği ayetler

Ayet

19/2 Çjj ;:y; ~) ~) j~

19/21 ~~~: 1/i 0\i-j ~ i:;._)) if~ i;\~):;.;. :)s.; 4) J\i ~.15- J\i 19/50 ~ ~~ 0~ ~ ~) ~) 0-: ~ ~)) 19/53 ~ 0J~lA ~ı.;.i ~) 0-: ~ ~))

Tablo: Meryem süresinde "Rahmet" kelimesinin geçtigi ayetler

Rabb isminin de ~J ve .,;iJ şekillerinde iyelik zamirleriyle kullanıldığı dik­

kat çekmektedir. Rabb ismi Mekk1 surelerdeki isimlerden olup Kur'an'da Jı1 lafzından sonra ulühiyeti belirtmek için en çok kullanılan isimdir. Kur'an'da

970 kez geçen Rab b ismi genelde tekil muhatap zamirine izafet ile; yer yer de

insana ait diğer zamiriere izafet ile kullanılır. Bazen, yer ve gök, alem, doğu­

batı gibi kavram ve varlıklara izafe ile de kullanıldığı olur. 10

Rahmetin yanı sıra sürede şirke karşı bir sertlik de söz konusudur. Yeni­

den dirilişi inkar edenler, müminlere karşı mal ve makamla övünenler, Allah'a

ortak koşanlar, Allah'a çocuk isnad edenler ile ilgili gelen eleştiriler oldukça

serttir. Öyle ki "neredeyse gökler parçalanacak, yer yanlacak, dağlar yıkılıp

çökecektir! (Ayet 90). Özetle ifade edecek olursak, sürede kıssa ve cedel kı­

sımlannın kendine mahsus bir fasılası var demek güç gözükmekle beraber,

müşriklere yapılan tenkidin arttığı cedelde, fasılanın belli harflerle bittiği gö-

ıo bkz. Yıldınm, Kur'an'da Ulühiyet, s. 89-97.

rülmektedir. Daha çok .b- sesinin hakim olduğu bu fasılalar, süreye hakim

olan rahmet ve Ralıman ifadeleri ile bir denge oluşturur gibidir.

Sürede göze çarpan yapısal bir özellik de metinde iç bağlantılan oluşturdu­

ğunu düşündüğümüz ifade tekrarlandır Bunlar özellikle kıssalar bölümünde

yoğunlaşmış durumdadır. Bazen cedel kısmında da görülmektedir.

\,A.:- ı,fJ ~ ($, ~ Jl.'l'l ~ \,A.:- YJ .!!~\$'~ .}'1 r-lJ

İbrahim, Meryem ı9/48 Zekeriya-Yahya, Meryem ı9/4

(Y..;. J 0~ li' ..:.Jli (Y..;. J 0~ li\ YJ Jli

Meryem-İsa, Meryem ı9/20 Zekeriya-Yahya, Meryem ı9/8

.:.r-1' Js- Y' ~) Jli .!.1!1.15" Jli .:.r-1' Js- Y' ~) Jli .!.1!1.15" Jli

Meryem-İsa, Meryem ı9/2ı Zekeriya-Yahya, Meryem ı9/9

~ 1 \.:.. ~ r-I -..u 1 1 ~)~.:?-ı r-lJ ~..u ly. l.r.J - ) . . . - ') ı.s' 'JI Jl) - -Meryem-İsa, Meryem ı9/32 Zekeriya-Yalrya, Meryem ı9/ı 4

\,>- ~\ O·!J ..:.>yi iY-J ..:;..ıJJ i.J!. Js' i)\....JI J \,>- ..:......ı i.J!.J ..:.>_,...ı i.J!.J ..ıJ) i.J!. ~ (>L.)

Meryem- İsa, Meryem ı 9/33 Zekeriya- Yahya, Meryem ı9/ı5

\,.,;~.w. \,.,;~.w.

İ'dris, Meryem ı9/56 İbrahim, Meryem ı9/4 ı

\:,..:. ..!.lı r-l) j,; .:r ol.:.Al>- u\ \:,..:. .!,.1.; r-lJ j,; .:r ~ ..li)

Zekeriya- Yahya, Meryem ı9/67 Zekeriya - Yahya, Meryem ı 9/9

l,Z

Cebrail, Meryem ı9/ı8 l,Z

Zekeriya- Yahya, Meryem ı9/13 Cennet Ehli, Meryem ı 9/63

Bu tabloda da görüldüğü gibi ifade tekrarlan genelde kıssalarda görülmek­

tedir. Yer yer cedel kısmında da ortaya çıkan bu ifadeler hem kıssalan kendi

içinde hem de kıssa ve cedeli süre içinde birbirine bağlamaktadır.

Meryem Süresinde Kıssa

Meryem süresinde 6 kıssa yer almaktadır:

l. Zekeriyya ve oğlu Yahya'nın mucizeVi doğumu (Ayet 2-15)

2. Meryem ve oğlu İsa'nın mucizeVi doğumu (Ayet 16-40)

3. İbrahim ve İbrahim'in babası ile mücadelesi (Ayet 41-50)

4. Musa (Ayet 51-53)

S. İsmail (Ayet 54-55)

6. İdris (Ayet 56-57)

B. GÖKKIR • MERYEM SÜRESI KISSALARINDA DIL ve 0SLUP~219

Üslup açısından sürede yer alan kıssalarda dikkat çeken en önemli husus,

kıssanın takdimi ve ardından gelen ifade şeklidir. Her bir kıssa zikr ifadesiyle

sunulmaktadır. Zekeriya kıssasında bu masdar (j:.) haliyle kullanılırken di­

ğer müteakip S kıssada emir cj1ıj) kalıbıyla kullar{ılmaktadır. Bu kapsamda,

Maturidi Zekeriya kıssasındaki j:. kelimesinin emr kalılıında "f;G -an" anla­

mında değerlendirilebileceğirıi, 11 Meryem kıssasının sunum u nda yer alan j;ıj kahbmm ise, tıpkı Zekeriya kıssasının başına atıfla j;ıj .it.J .ı:.:;.) F-/ şeklinde düşünülebileceğini12 belirtirken aslında aralannda sunum açıdan bir bağ ol­

duğunu ortaya koymaya çalıştığı söylenebilir. Maturidi Hasan Basri'ye dayan­

dırdığı bu yaklaşımı sürenin tüm kıssalannda zikreder. 13

Zekeriyya ve Meryem kıssalannda müteakip cümleler Gı) ifadesiyle devam •

ettiği halde diğer kıssalarda ( ~ı ) ile başlayan cümle kıssada adı geçen kimse-•

nin güzel bir vasfını vurgulamaktadır. (bkz. Tablo)

h ~

.:?-'11 ~)JI ~l:;. ~ ~G;ılj 4 ~Gl})

ötSJij -~~ a:.i ~~ 0ıi'j ' ~/~i~ 0ıi'j

Tablo: Kıssalann sürede sunumunda yer alan ifade tarzı

Meryem süresinin kıssalar bölümündeki bir diğer önemli yapısal özelliği ise,

kıssalann 58. ayet ile sonuca bağlanmasıdır. Bu ayet, yukanda sayılan tüm şahıs­

lan "İşte bunlar.. .. " ifadesiyle toplamakta, adeta hepsini secde eder halde bıraka­

rak kıssalan sonuçlandırmaktadır: "~) ~ ıJ>- ~~''~{ı~ Jj ı~; " ... "kendi­lerine Ralıman'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı." Bu

ayetin akabinde başlayan cedel bölümü, secde ayetinin bıraktığı yerden götürür

ıı Maturidi, Te'vilat, 3/257. ıı Maturidi, Te'vilat, 3/261. 13 Maturidi, Te'vilat, 3/267, 269, 270, 271.

220~KUR'AN ILIMLERI ve TEFSIR USOLO

gibidir: ~ ı;G.i Ji;. ~~ &: ~ ... " Onlann ardından, namazı zayi eden kötü bir nesil geldi." Yukanda güzel vasıflarla peygamberler anlauldıktan sonra onla­rm aksine bir tavırda olan sonra gelen kötü neslin anlatırnma geçilmiştir.

Sürede, Zekeriya kıssası 2-15 ayetleri arasında yer alınaktadır ve kıssa 3 bölümden oluşmaktadır: Zekeriya'nın duası ve veli istemesi, Yahya'nın müj­delerrmesi ve Zekeriya'nın müjde karşısında tavn ve Yahya'ya kitap ve hikmet verilmesi ile güzel özelliklerinin sayılması.

Zekeriya-Yahya kıssası 2-15 ayetler arasında anılmaktadır. Ayet 2'de yer alan ifade kıssaya kısa bir giriş ifadesi gibidir: "Rabbinin kulu Zekeriya'ya olan nimetini anışıdır." Kıssaya yönelik bu girişin akabinde kıssanın kendi içinde üç bölümden meydana geldiğini söyleyebiliriz:

Ayet 3-6

Ayet 7-11

Ayet 12-15

\!:.j. :ı: ~~- 'ci : ;ı~~~: _jj- ~~- ~ı::. ,J :ı~- J' ~ :ııji- J' ~ - c-u r-J u· ~ ~ J ı:.r-1" ı.,? J"> ..:...ııJ c-ı:

t ' Jtl .;.:ı~ '8ı -k~ -lı :ı~l" J' ~ ıı- J ~ı ..:- J' ~ -Y - JU ı..f' r-- ~ - u · · J ... .::; ......

~-;-c' ı'~- .:ıi ~.·lı "~ ...... ı-~ iı: 4,.4°: ı.:.-<: - ' J '.r'< ~ r-;-~ ı.? J : '.r""';' u-:: __ 'Y r..r (...f""-9

B. GÖKKIR • MERYEM SÜRESI KISSALARINDA DIL ve 0SLUP~221

• J J ' ' ' ı::;:. . ,,J "" J- -·-- ..ı.!' '" ~ • ... ı--- ~ iY-J ..:ı~ iY-J ) iY- -- i.J"-")

Bu aynında dikkat çeken en önemli dilsel ve yapısal özellik her kısımda bir

nidanın olmasıdır. İlkinde Zekeriyya'nın Rabbine nidasını, ikincisinde mele­

ğin Yahya'yı müjdelerken rıidasını görmekteyiz. Üçüncüsünde ise artık Yahya

doğmuş büyümüş ve kendisine hitap/nida edilmektedir: a;iı ..;:.~ı .i;. ~~ : "Ey Yahya kitab'a sımsıkı sanl." • - ,

Üslup bakımından karşılaştıracak olursak Al-i İmran süresinde, Zekeriya Rabbine du.a. etti ifadesi yerine Meryem süresinde, Zekeriya Rabbine gizlice nida etti; Enbiya süresinde ise Zekeriya Rabbine nida etti ifadeleri yer almaktadır.

Öte yandan Al-i İmran süresinde Zekeriya'nın duasında ~ ~~~ /temiz nesil talebinde bulunduğu belirtilmekte, Meryemsüresinde ise veli istediği söylen­

mektedir. Enbiya süresinde sadece beniyalnız bırakma' dediği belirtilmektedir

Al-i İmran 'da Yahya, Allah'tan bir kelimeyi (İsa'yı) tasdik eden efendi, iffetli, salih­lerden bir peygamber şeklinde vasıflandınlırken; Meryem süresinde, daha önce adaşı olmayan bir erkek çocuk olarak vasfedilir. Zekeriya'nın işaret ile konuşma­

sı konusunda da farklı ifadeler kullanılmaktadır. Al-i İmran süresinde remz, Meryem süresinde ise vahy kelimelerinin kullanılmış olduğunu görüyoruz.

Zekeriya-Yahya kıssasının buradaki sunumunun, AI-i İmran ve Enbiya sü­

relerindeki sunumu ile karşılaştırdığında Meryem 19/3'te sözü edilen "gizli ni.da"nın, Al-i İmran 3/38'de yer almadığı, yalın bir ifade ile "İşte orada Zeke­

riya Rabbine dı.ıa etti" denildiği görülür. Enbiya 21/89 da ise "nida" ifadesi yer

almakla beraber, "Zekeriya Rabbine ni.da etti" ifadesi tercih edilmekte ve yine

gizli ifadesi yer almamaktadır.

Orada Zekeriya Rabbine du.a. etti. Al-i İmran 3/38

Hani o, Rabbine gizlice nida etti. Meryem 19/3

Hani, Zekenya Rabbine nida etti. Enbiya 21/89

Bu ayetin yorumunda, genel itibariyle tefsirlerde, Allah için gizli ve aşikann

eşit olduğunun altı çizilmekte, ancak ayet farklı açılardan tartışılmaktadır.

Bunlardan birincisi, cehr-aşikarlıklseslilik ifade eden "rıida"nm gizlilik ifade

~den hafiyya' ile birlikte oluşturduğu sıfat tamlamasındaki semamik problem­

dir. Problemi tartışmaya açan Razi, bunu iki şekilde açıklamaktadır: 14 a) Zekeri-

14 Razi, 21/180.

222~KUR' AN ILIMLERI ve TEFSIR usOLO

ya gücü ye ttiği kadar sesini yükseltmiş, ancak yaşlılık nedeniyle sesi zayıf kalmış,

dolayısıyla yaptığı onun kasn bakımından bir nida iken vakıa açısından ise hafi olmuştur. Dolayısıyla nidaen hafiyye birlikte olabilmektedir. b) Duasına icabet,

namaz esnasında olduğuna göre15, duası da namazda olmuş olmalı ve namazda

duamn da hafi olması gerekir.

Ayet S'te "veliyya" ifadesi ile Zekeriya çocuk mu istemektedir? ilk dönem tefsir

kaynaklan veli ifadesini dogrudan oğul olarak yorumlamakta16, fakat daha sonra­

ki kaynaklar bu konudaki ihtilafa işaret etmektedirler. Örneğin Razi, bu konuda

iki görüşten söz ederY Zekeriya "veliyya" ifadesi ile a.) çocuk istemiştir. b) ken­

disinin yerine geçecek birisini istemiştir. Razi, burada Al-İmran, Meryem ve En­

biya'da yer alan ayedere işarede "çocuk istemiştir" diyen birinci görüşün dognıya

daha yakın olduğunu belirtir. Mirasçı istemesine gerek olmadığını zira Meryem

süresindeki .;ı.Jj ~ ıiı).Jı ~ J~ ifadelerinden anlaşıldığı kadanyla mirasçılan­nın olduğunu söyleyen Razi bu ifadenin "mirasçı" değil "çocuk" isteme manasma

alınmasımn daha uygun olduğunu düşünür. 18 Bika1 ise Al-i İmran 3/38 ayetine

atfen "neslimden bir veli" kaydım düşerek çocuk olarak yorumlar. 19

Konuyu Al-i İmran 3/38 ve Enbiya 21/89 ayetleri ile birlikte değerlendir­

diğiniizde en azından metin. bağlamında açık bir "oğul isteği" sonucunu çıkar­mak kolay gözükmemektedir. Söz konusu ayetlerde ~~ "ZÜrriyet, nesil" ve_~ ı~j .j;l1 "Beni yalmz bırakma" ifadeleri iki önemli ipucudur. Bunlan karşılaş­

tıracak olursak:

Katından temiz nesil ver Al-i İmran 3/38

Katından bana bir )liji ver Meryem 19/5

Rabbim 'beniyalmz bırakma' Enbiya 21189

Üç ayn ayette yer alan üç ayn ifadeyi, Zekeriya'mn farklı dönemlerde yap­

tığı dualara atıf olarak alma imkarn var midır? Zürriyyet istediği gençlik dö­

nemi, zürriyetten ümit kestiği ona yaş dönemi ve anık yalmz kalmamak için

birilerini istediği bir dönem. Her üç sürede yer alan ayetlerin siyakı bu arılama

imkan verir görünmüyor. Zira her birinde de yaşlılık haline bir atıfta bulunul­

duğu görülüyor. AI-i İmran Süresinde ve Meryem Süresinde kendi ifadesi ile

yaşlılığım anlari:ıaktayız. Enbiya Süresinde ise "beni yalnız bırakma" ifadesin-

1s AI-i İmran 3/38 16 bkz. Mukatil, 2/620. 17 Razi, 21/183. 18 Razi, 211183. 19 Bikai, 4/520.

B. GÖKKIR • MERYEM SORESI KISSALARINDA DIL ve 0SLUP~223

den anladığımız kadanyla çocuk talebi olmamaktadır. Dolayısıyla Zekeriya'­nın bu duası ve duasindaki talebi, Kur'an merninden anladığımız kadanyla, yaşlılık dönemine rast gelmektedir.

Sürenin üçüncü kıssası, İbrahim hakkındadır ve bu kıssa bir önceki Mer­yem kıssasındaki kalıpla sunulmuştur: Kitapta tbrahim'i de an. Sürenin diğer kıssalanndan farklı olarak İbrahim kıssasının bir diğer sürede benzer bir üslüp ile sunulduğu görülür: .::...,..ı;.ı i;; r+-J.; yıj "Onlara İbrahim'in haberini de oku".20

r.... J ...

Şuara 26/69'da yer alan bu ifadenin ardından gelen İbrahim kıssasında tıpkı Meryem süresinde olduğu gibi İbrahim'in babası ile olan tevhid mücadelesine yer verilir: İbrahim'in babasına yaptığı tebliğe yer verilen bu kıssada, İbrahim babasını Allah'a şirk koşmama noktasında uyarmaktadır. Fakat burada İbrahi­m'in babasına yönelik saygılı tavn ön planda olup bu saygı, babasına yaptığı tebliğindeki dil ve üsluba da yansımaktadır.

Kıssanın süre içindeki münasebeti bağlamında Razi, Zekeriya-Yahya kıssası ile Meryem-İsa kıssasını birlikte telakki ederek İbrahim kıssasının Zekeriya kıs­sası üzerine atıf olduğunu belirtir. Sürenin gayesini, "tevhid, nübüvvet ve haşri açıklamak" diye özetleyen Razi, tevhidi inkar edenlerin dolayısıyla, Allah'tan başka ma'bud olduğunu söyleyerrlerin iki grup olduklannı belirtir. Razi'ye göre, bir grup, Allah'tan başka, hayy (diri), akıllı, anlayan bir mabudun bulunduğunu kabul edenlerdir ki bunlar Hıristiyanlardır. Diğerleri ise, Allah'ın dışında cansız, hayy olmayan, aklı ve anlayışı bulunmayan bir ma'budun varlığını kabul eder­lerdir ki bunlar putperestlerdir. "Bu iki kısım, sapıklıkta müşterek olmakla be­raber, ikinci grubun sapıklığı daha büyük, daha şiddetlidir" diyen Razi'ye göre, Allah, önce birinci grubun yani Hıristiyanlann, sapıklığını açıkladıktan sonra, ikinci grubun yani putperesderin sapıklığı hususunda söze başlıyarak "Kitapta an" buyurmuştur. Kitapta İbrahim'i an ifadesinin, Meryem 2 ayetine yani Zeke­riya-Yahya kıssasının ilk ayetine atıf olduğunu söyleyerek, süre içindeki bütün­lüğe dikkat çekmeye çalışan Razi'ye göre, Zekeriya ve Meryem'in kıssalan sona erince, Allah sanki şöyle demektedir: "Zekeriya'nın durumU'nu anlattım. O hal­de sen de "İbrahim'in halinden bahset" diyerek Allah, Hz. Peygambere İbrahi­m'den bahsetmesini emretmiştir. Çünkü Razi'nin ifadesiyle, ne Hz. Peygamber, ne kavıni ve ne de beldesinde bulunanlar ilim ve kitap mütalaa etmekle meşgul olmadıklanndan dolayı, Hz. Peygamber'in bu kıssayı olduğu gibi, hiçbir ilavede

20 Şuara 26/69-89; ... i;;~ JiG şeklindeki sunum, İbrahim dışında Adem'in çocuklannın (Ma­ide 5/27), Nuh'un (YÜnıis 10/71) ve ismi ayette geçmemekle beraber tefsirlerde Bel'am b. Baure olarak teşhis edilen şahsın (Araf 71175) kıssalannda da göze çarpar.

224~KUR'AN ILIMLERI ve TEF51R USOLO

bulunmaksızın ve eksiksiz haber verip anlatması, gaybtan bir haber verme ve \

onuri nübüvvetine delalet eden kesin bir mucize olmuştur.21

Sü.renin 58. ayeti ile birlikte kıssalar kısmı sonuca ulaştınlmaktadır. Zeke­

riya'dan başlayıp İdris'e kadar adı anılan peygamberlerin her biri hususi bir

övgüye mazhar olduklan anlatılmış; burada ise "İşte bunlar" denerek hepsine

toplu bir övgü yapılmıştır. Burada bu peygamberler hakkında ortaya çıkan

temel nitelendirmelere bakılırsa ortaya şu sonuçlar çıkmaktadır:

Her şeyden önce bu peygamberler Allah'ın nimetine mazhar olmuş kişiler­

dir. Onlara nübüvvet verilmesi, hidayet verilmesi ve seçilmiş olmalan onlara

verilmiş başlıca nimetlerdir. Her biri hakkında yapılan özel övgüler ve verilmiş

nimetler haklannda anlatılan kıssalarda değinilmiştir. Zekeriya'ya, hanımına ve

oğlu Yahya'ya Allah'ın bir nimeti ve rahmeti olarak, kendisi yaşlı, hanımı kı­

sır olduğu halde, Yahya verilmiş ve peygamber kılınmışnr. Meryem'e mucize­

vi şekilde, İsa verilmiş, doğum esnasında Allah tarafından hurma ve su ikram

edilmiş ve İsa'ya peygamberlik verilmiştir. İbrahim'in hem kendisine hem de

çocuklanna nübüvvet verilmiş, neslinden peygamberler gelmiştir. Oğlu İshak ve

torunu Yakup peygamber kılınıp hepsinin adlan kendilerinden sonraki nesiller

arasında yüceltilmiştir. Musa'ya nübüvvet ile birlikte kardeşi Harun destek ola­

rak verilmiştir: İsmail nübüvvet ile onurlandınlmış, Rabbi kannda kendisinden

hoşnut olunciuğu belirtilmiştir. İdris yüksek rnekanlara yüceltilmiştir.

Söz konusu nimet ve rahmete mahzar olan bu peygamberlerin zürriyet

olarak birbirinin neslinden gelmelerine dikkat çekilmektedir. Hepsinin atası

Adem olmak üzere sırasıyla bu nesillerde İdris, Nuh, İbrahim, İsmail ve İshak, İsrail/Yakup, Musa ve Harun, Zekeriya ve Yahya, Meryem ve İsa bulunmakta­

dır. Bunlann Allah tarafından hidayet edilip seçildikleri belirtilmektedir. Fakat

bütün bu nimetiere ve yüceliklere rağmen, onlann Allah'ın ayetleri karşısında

ağlayarak secdeye kapandıklan belirtilmektedir. Buradaki "ağlayarak secdeye

kapanma" ile kıssalar bölümünde adı geçen bütün peygamberlerin kulluk­

Ianna dikkat çekilmektedir. · Hepsi kul olarak, Allah'ın nimetine, hidayetine

muhtaçtır. Hepsi sonuçta insan neslinden gelmektedir. Allah'ın kendilerine

verdiği nimetlere, hidayete ve seçilmişliklerine rağmen onlar, Allah'ın ayetleri

karşısında "ağlayarak secdeye kapanırlar".22

21 Razi, 21/222. 22 Kur'an'da "ağlayarak secd~ye kapanmak" ifadesi İsra 171107 ayetinde de temas edilmektedir.

Aynca Enfal 8/2 ayetin de Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğunda müminlerin imanlan anacağı belinilmektedir.

B. GÖKKIR • MERYEM SORESI KISSALARINDA DIL ve 0SLUP~225

. Kıssalar bölümünün en uzun kıssasının Meryem ve İsa kıssası olduğu ha­

tırlandığında ayette secdeye ve dolayısıyla kulluğa yönelik bu vurgulann ol­

dukça anlamlı olduğu söylenebilir. Sürede İsa'ya ulühiyet atfedilmesi ve Alla­

h'ın oğlu vasfının verilmesine karşı, oldukça geniş bir eleştiri bulunmaktadır.

Nitekim bu eleştiri, Meryem ve İsa kıssası ile de sınırlı olmayıp cedel kısmında . da devam etmektedir. ·

Kaynaklar

Bikai, Burhaneddin Ebu'l-Hasan İbrahim b. Ömer, Nazmu'd-Dürer ft Tenasubi'l­Ayat ve's-Suver, Beyrut 1995.

Gökkır Bilal, "Form and Structure of Sura Meryem- A Study from Unity of

Sura Perspective" Süleyman Demirel Üniversitesi flahiyat Fakültesi Dergi­si, 2006, 16/1, Isparta.

Kutub, Seyyid, et-Tefsirü'l-Fennf fi1-Kuran, (çev. Süleyman Ateş, Kur'an'da Edebi Tasvir, Ankara 1967) Beyrut 1966.

Maturtdi, Ebu Mansur Muhammed, Te'vfltitu Ehli's-Sünne, Beyrut 2004.

Mukatil b. Süleyman, Tefsirü Mukatil, Kahire 1983.

Razi, Fahreddin, et-Tejsfru'l-Kebir, (çev. S. Yıldınm, L. Cebeci, S. Kılıç ve S.

Doğru, Ankara 1993) Beyrut ts.

Salih, Suphi, Mebahis ft Ulümi'l-Kur'an, İstanbul, ts.

Suyüti, Celaleddin Abdurrahman, el-İtkanfi Ulümi1-Kur'an, Dimaşk Beyrut 1993.

Yıldınm, Suat, Kur'an'da Ulühiyet, İstanbul 1987.

Zerkeşi, Bedreddin, el-Burhan ft Ulumi'l-Kur'an, Kahire 1957.