Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesinin Restorasyonu Hakkında Öneriler

15
Mehmet Erdal Eren Yrd.DoçDr.Mimar-restorasyon uzmanı Beykent Üniversitesi, Müh.Mim.Fak. İç Mimarlık Bölümü Ayazağa-Şişli-İstanbul Tel. 02124441997 Cep tel. 05322371902 e-posta. [email protected], [email protected] Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesinin Restorasyonu Hakkında Öneriler ÖZET Kayseri İncesu'nun tarihi M.Ö. ki yıllara dayanmaktadır. M.Ö. XIII y.y. da Kayseri "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen KAPADOKYA’NIN başkentidir. İncesu, tarih bakımından Kayserinin en eski ilçelerinden birisidir. Güneydoğu Anadolu’yu İç Anadolu’ya bağlayan en kısa yol üzerindeki ilk yerleşim bölgesi olduğu için tüccarların,gezginlerin ve askerlerin rahatlıkla konaklayacakları bir yer olarak planlanmıştır. Sultan IV. Mehmet(Avcı Mehmet) (1642–1693) döneminde Sadrazam olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa (1634/1635 –1683), Kayseri- İncesu'ya Bağdat seferi sırasında, 1659–1660 yıllarında, gelmiş ve önemli mimari-kültür değeri olan eserler inşa ettirmiştir. Raşit Tarihi’nde: “Ulusun yönetilmesini, din işlerini ve bunların inceliklerini iyi bilen, doğru yolda, çabalı, cömert, ağırbaşlı, yasaların uygulanışında Aristo gibi davranan biri idi.”geçmektedir. Tarihi yapılardan en önemlilerinden olan Külliye, Kervansaray, Arasta yeni çarşı ,camii, medrese, tabhane, hamam, çeşme, Debbehane( dabakhane) boyahane, bezirhane, mahkeme binası, muallimhane, fırın, dükkânlar ve suyollarından

Transcript of Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesinin Restorasyonu Hakkında Öneriler

Mehmet Erdal ErenYrd.DoçDr.Mimar-restorasyon uzmanıBeykent Üniversitesi, Müh.Mim.Fak.İç Mimarlık BölümüAyazağa-Şişli-İstanbulTel. 02124441997 Cep tel. 05322371902e-posta. [email protected], [email protected]

Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesinin Restorasyonu HakkındaÖneriler

ÖZET

Kayseri İncesu'nun tarihi M.Ö. ki yıllara dayanmaktadır. M.Ö. XIII y.y. da Kayseri "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen KAPADOKYA’NIN başkentidir. İncesu, tarih bakımından Kayserininen eski ilçelerinden birisidir. Güneydoğu Anadolu’yu İç Anadolu’ya bağlayan en kısa yol üzerindeki ilk yerleşim bölgesi olduğu için tüccarların,gezginlerin ve askerlerin rahatlıkla konaklayacakları bir yer olarak planlanmıştır.Sultan IV. Mehmet(Avcı Mehmet) (1642–1693) döneminde Sadrazam olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa (1634/1635 –1683), Kayseri- İncesu'ya Bağdat seferi sırasında, 1659–1660 yıllarında, gelmiş ve önemli mimari-kültür değeri olan eserler inşa ettirmiştir. Raşit Tarihi’nde: “Ulusun yönetilmesini, din işlerini ve bunların inceliklerini iyi bilen, doğru yolda, çabalı, cömert, ağırbaşlı, yasaların uygulanışında Aristo gibidavranan biri idi.”geçmektedir. Tarihi yapılardan en önemlilerinden olan Külliye, Kervansaray, Arasta yeni çarşı ,camii, medrese, tabhane, hamam, çeşme, Debbehane( dabakhane) boyahane, bezirhane, mahkeme binası, muallimhane, fırın, dükkânlar ve suyollarından

oluşmaktadır.Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ‘nın günümüze anıt eser olarak gelmiş, adını taşıyan külliye, döneminde İncesuyun canlı bir ticaret ve konaklama merkezi olmasını sağlamıştır. Kervansarayının avlusunun üç tarafı revak sırası ili çevrili olup iç mekânlar tonozlarla örtülüdür. İç mekânlar ve avluda duvarların iç yüzüne sıra halinde ocaklar ve ocakların yanındasağır nişler yerleştirilmiştir.Külliyeyi oluşturan yapıların ana taşıyıcı malzemesi olan taşyapı malzemesinin korunması için ihtiyaç olan geleneksel taş ustalığı ve çağdaş taş teknolojisi, rölöve, restorasyon, restitüsyon ve rekonstüksiyon proje hazırlama çalışmaları ve labarotuvar çalışmalarının önemi bu bildiride ele alınarak bilimsel sonuçları Anadolumuzun tarihi ve mimari değerlerinin önemli bir kısmını bünyesinde barındıran Kayseri İncesunda bulunan diğer kültür eserlerimizde de değerlendirebileceğimiz sonuçlarını irdeleme olanakları sağlanmaya çalışılacaktır.Anahtar kelimeler/key words: Kayseri- İncesu, Kara Mustafa Paşa Külliyesi, taş yapı malzemesi, bozulmalar, nedenler (tuz,nem, hava kirliliği v:b.), labarotuvar, rölöve-restorasyon, restitüsyon, restorasyon ve koruma.

GİRİŞ

Uzak ve yakın geçmiş dönemleri yansıtan tarihi belge, zaman kriteri ve estetik değer taşıyan tarihi yapılar, geçmişe açılan bir penceredir. Tek yapı veya sit ölçeklerinde korumanın gayesi, insanın kültürel geçmişinin belgeleri niteliğinde olan eserlerin, mümkün olduğunca bozulma ve değişimlerini önlemektir.Endüstri devrimi ile birlikte 1850'lerden itibaren Avrupa'da şehirler ve çevreleri hava kirliliğinden etkilenerek taş yapıların, heykellerin ve kaya oyma eserlerin kirlenerek bozulmalarını hızlandırmıştır. Sanayi devrimleriyle başlayan çevre ve hava kirliliği, havadaki kükürt dioksit, karbondioksit, karbon monoksit ve nitrojen dioksit gibi atmosferik kirlilikler ve buna bağlı asit yağmuru olumsuz çevresel şartlara bağlı olarak Dünya Kültür ve Mimari Mirası oluşturan eserleri olumsuz bir şekilde etkilemiştir Sanayi devrimleriyle başlayan çevre ve hava kirliliği, havadaki kükürt dioksit, karbondioksit, karbon monoksit ve nitrojen

dioksit gibi atmosferik kirlilikler (Feilden, 1982) ve buna bağlı asit yağmuru nedeniyle anıt eserlerde hasara neden olmaktadır.19.yüzyıldan itibaren tarihi ve kültürel mirasın korunması fikri oluşmaya başlamıştır. Hükümetlerin bünyesinde anıtları korumak için bürolar oluşturulmaya başlanmıştır. Çok sayıda anıt, şatolar, manastırlar, kiliseler ve diğer tarihi yapıların korunması gerektiği anlaşılmıştır.Bu çalışmada Kayseri- İncesu, Kara Mustafa Paşa Külliyesinin yapı taşlarının bozulmalarının ve nedenlerinin tespiti için yapı malzemelerinin kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerinin araştırılması ve mikro yapı özelliklerinin incelenmesi gerekliliği ve taş yapı malzemelerinin hava kirliliğinden etkilenmeleri ve korunmaları üzerinde ağırlıklı bir çalışmayı kapsamaktadır. Restorasyon, geçmişin yaşantısını bir belge niteliğinde yaratmış insanoğlunun eserlerini korumak için yaptığımız müdahaledir. Viollet le Duc(1814-1879)’e göre ‘’Bir yapıyı restore etmek, onu korumak, onarmak veya yeniden yapmak değil,belirli bir zamanda, hiç var olmadığı biçimiyle tam bitmiş biryapı haline getirmek demektir’’. Restorasyon, uzmanlaşmayı gerektiren, çeşitli disiplinlerle beslenen karma bir eğitim bütünlüğüdür. Tarihi yapıların restorasyon ve koruma çalışmalarında uygulama öncesi, uygulama ve diğer gerekli tüm aşamalarında ilgili uzmanlar arasında titizlilik ve dikkat isteyen sıkı bir dayanışma gereklidir(Eren, Erdal, 1998).Tarihi Yapıların taş, harç malzemelerin bileşimi, yapısı, mekanik özellikleri, bozulmaların nasıl meydana geldiği, fiziksel, kimyasal, biyolojik ve diğer etkenlerin yarattığı hasarlar incelenerek koruma çalışmalarına geçilmelidir. Özgün taş, harç ve sıva, metaller v.b. tarihi yapı inşaatında kullanılmış olan malzemelerin kimyasal içerikleri ve fiziksel özellikleri hakkında gerekli laboratuar araştırmaları yapılmalıdır. Tarihi yapıların sanat ve toplum tarihi açısından değerleri nedeniyle hasar, genellikle yeri doldurulamaz kayıplarla sonuçlanmaktadır. Geçmişten günümüze yapılan hasar tespiti ve koruma çalışmaları incelenmelidir.

1- MİMARİ VE TEKNİK ÖZELLİKLER

İncesu’nun gelişmesi için kalıcı önemli çalışmaları, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yaptığı bilinmektedir. Bu konuda Dr. Rıza Nur, Türk Tarihi’nde şu bilgiyi vermektedir:“Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın, Kayseri-Sivas yolu üzerindeyaptırdığı bir kervansaray vardır ki ziyaret ettiğim zaman kendimi Kahire civarındaki meşhur ehramın içinde geziyorum zannettim. Tabii onun gibi dar değil fakat bana aynı azameti duyurmuştur. Öyle bir ahırı var ki belki bir süvari alayını atı ve askeri ile içine alır. Öyle kemerler ve direkleri var ki hayret ve vecd içinde temaşa olunur .” (İncesu belediyesi ) “Diyarbakır Sancak Beyliği zamanında İncesu’nun inşasına ve ihyasına başlamış ve Kaptan-ı Deryalığından sonra ikmal ettiğitarihen sabittir .” Aynı bilgilere Meydan Larousse’un Merzifonlu Kara Mustafa Paşa maddesinde de rastlıyoruz (MeydanLarousse: Cilt-9, S/96).Kervansarayının avlusunun üç tarafı10 adet revak sırası ile çevrili olup beşi tonazlarla örtülü olup, iç mekânlar ve avluda duvarların iç yüzüne sıra halinde ocaklar ve ocakların yanında sağır nişler yerleştirilmiştir. Revaklar köşede çapraz tonozludur.

F.1. : Kayseri İncesu, Kara Mustafa Paşa Külliyesinin Genel Görünüşü.

Kervansarayının avlusunun üç tarafı 10 adet revak sırası ile çevrili olup beşi tonazlarla örtülü olup, iç mekânlar ve avluda duvarların iç yüzüne sıra halinde ocaklar ve ocakların yanında sağır nişler yerleştirilmiştir. Revaklar köşede çapraz tonozludur.

Kapalı kısım altışardan iki sıralı ayağa binen 21 tonozla kapatılmıştır. Kışlık kısmın dört yanı yüksek taş seki ile çevrili olup 36 adet ocak bulunmaktadır. Avludakilerde dahil bütün ocakların duvar içinden geçen bacaları, çatılarda yüksek dört köşeli üstü konik başlıklı şeklinde kapatılmış, yanlarda dört duman deliği olan, süslü ve gösterişli bacalarla sona ermektedir.bu bacalar kervansarayın görünüşün ayrı bir güzellik katmaktadır(Karan, Abdullah,1971).

Kervansarayın kapalı kısmı kuzey tarafta olup yol tarafında dışa taşkın inşa edilmiştir. Kapalı kısma sivri beşik tonozlu yüksek kapı girişi ve sonra kemerli asıl kapı ile girilmektedir. Asıl giriş kapısı üzerinde İncesu Tarihi adlı kitabımızda yazılı olan kitabe vardır.

F.2.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Kervansarayın tonozlu avlunun görünüşü.

F.3.Kayseri- İncesu, Kara Mustafa Paşa Külliyesi Cümle Kapısı detayı.

F.4.Kara Mustafa Paşa Külliyesi camisinde Avluya Giriş Kapısı detayı.

Cami Kapısı kemeri, farklı iki renkte taşlardan yapıldığı görülmektedir.

F.5.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Camisinin Avludan görünüşü.

F.6.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Hamamının görünüşü.

2- KARA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİNİN ÖZGÜN TAŞLARININ ESKİME SÜRECİ VE BOZULMA NEDENLERİ

Kara Mustafa Paşa Külliyesinin, estetik ve tarihi değerlerininyanında özgün yapı malzemeleri ve strüktürlerinin korunması daönemlidir. Özgün taş, harç ve sıva, metaller v.b. külliyenin inşasında kullanılmış olan malzemelerin kimyasal içerikleri ve fiziksel özellikleri hakkında gerekli araştırmalar yapılmalıdır. Yapılan deneysel çalışmaların yardımıyla malzemelerin yapıları, bozulma nedenleri saptanarak önerilecekmalzemeyi doğru seçmek ve koruma önerilerini saptamak gerekir. Kara Mustafa Paşa Külliyesinin cephelerinde değişik türde düz ve motile kesme taşlar kullanılmıştır. Motifli olan taşlar zengin kabartmalı çiçek motifleriyle de işlenmiştir. Genel olarak külliyede yakın çevresinden getirilerek yapımındakullanılan taşlar, Kayseri taşı olarak bilinen Honlu vişne tüfü, kumlu vişne tüfü, bazalt ve dekorotif yüzeylerde tüf ve andezit kullanılmıştır.

Kara Mustafa Paşa Külliyesinin restorasyon ve koruma çalışmalarında uygulama öncesi, uygulama ve diğer gerekli tüm

aşamalarında ilgili uzmanlar arasında titizlilik ve dikkat isteyen sıkı bir dayanışma gereklidir. Restoratör mimar, konservatör ve sanat tarihçi uzmanların yanında tarihi yapıların malzemelerinin araştırmasını yapan ve geniş olanaklara sahip laboratuarları kullanan jeolog, kimyager, biyolog, yapı fiziği ve yapı malzemesi uzmanlarının ortak çalışmaları gerekmektedir.

Anıtların iç ve dış yüzeylerinde kullanılan kireç sıvalar çevre koşullarından, özellikle nemli ortamda S02 gazlarından oldukça fazla etkilenmektedir. Sıvaların dayanıklılığını yakından etkileyen bu tür reaksiyonların mekanizması üzerinde birçok çalışmalar yapılmıştır. Bu yüzden geleneksel malzemede,yorulma, aşınma, ısı genleşmeleri, su-nem problemleri, donma, korozyon, mikro organizma ve güneş etkileriyle çeşitli bozulmalar görülür.

Kayseri İncesu, Kara Mustafa Paşa KülliyesininÇevre koşulları (hava) etkisiyle meydana gelen bozulmaları; aşağıda belirtilenetkenlerle değerlendirilmelidir.1-Kimyasal etkenler: Çok kolay eriyen(çözülen) mineraller içinyağmura maruz kalmak son derece önemlidir. Alçı taşı tabakaları, çok sayıda kireçli kayaların teşekkülüne sebep olurlar. Bunlar yağmura maruz kaldığında,yüzeyleri (washed clean)yağmur yıkaması ile etkilenir ve alçı taşları çok kolaylıkla erir., 2-Fiziksel etkenler: Bu tip etkileşim sonucu pul pul dökülme(exfoliation), tuzlanma(salt weathering),ısı genişlemesi sonucu çatlama(cracking),kristalleşmenin yarattığıbasınç vb.. den ötürü ayrılma(detachment) gibi durumları içerir.3- Biyolojik etkenler: Biyolojik etkilenme,bakteriler ve bitkiörtüsünün fiziksel ve kimyasal etkilenme ile bozulması demektir. Bitkiler çeşitli maddeler çıkarırlar. Örneğin likenler,liken asidi nesr ederek taşları etkiler ve likenlerinbüyümesi için gerekli nutrients(besleyiciler)çıkartırlar. Bu işlemler yüzeye etki yapar ve hava ile ilgili müteakip etkilenmeleri hızlandırır. Diğer bir işlem de emilme(absorption/emilmeme(desorption) ile ilgili şişme(swelling)/büzülme(shrivelling) gibi işlemler olup köklerin patlaması da önemlidir

F.7.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Kervansarayın iç duvarlarındayüzey

taşlarının bozulması görünüşü.

4- Antropojenik etkiler: Direkt yeraltı suları ve yüzeysel suile temas eden taşlar derinden gelen suları kılcal damarlar şeklinde içine absorbe eder, buda ikinci bir tahribata sebep olur. Drenaj yokluğu ve yetersiz bakım veya yanlış yönlendirilen su akımı, taşın suyu emmesine sebep teşkil eder ve bu da bozulma ile sonuçlanır. Yetersiz ve eksik bakım, havaetkilenmesinin ve tahribatın hızlanmasına ve çoğalmasının başlıca sebebidir. . Bu durum ayni zamanda kaya oymalarında vetoprak ile içice olan arkeolojik kalıntılar için de zararlı olabilir. 5-Atmosfer etkilerine bağlı bozulmalar: Sanat ve kültür eserlerine olan etkisi büyük bir endişe ile her yerde takip

edilmekte ve önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Hava kirleticilerinin en önemlisi sülfür dioksittir. Yağmurla ıslanmış yapıları derhal etkiler. Kireç taşıyla inşaa edilmiş anıtların duvar yüzeylerinde,saçak, kiriş, kapı-pencere söve, denizlik vb. yapı elemanlarında atmosfer etkilerine bağlı bozulmalar görülür ve kireç taşının kireçe dönüşmesine neden olur. Korunmamış tarihi yapıların duvarlarında nemin yükselmesi şeklinde görünürler. . En önemli atmosferik etken donma durumudur. Böyle bir durumda yapı malzemesinin dane ve gözenek boşluklarına giren su, buz haline geçerek hacimsel büyümeyi ve hidrostatik basıncı oluşturur.

3-KORUMA YÖNTEMLERİHasar ve Koruma çözümleri, disiplinler arası ortak çözümlerin üretilmesini gerektirmektedir. Hava kirliliği bölgesel düşünülemez, çözümü de bölgesel düzeyde olamaz. Çevre Koruma gerçeği uluslararası ve kıtalar arası boyutlarda ele alınmalıdır. Bu konuda bilgi alışverişi, deneyim aktarımıyla çok şey yapılabilir: Yeni teknolojik düzeylere ya da ekonomik boyutlara ulaşılabileceği gibi, çevreyi korumaya dönük daha uygun yeni yaşama biçimleri ve yeni kültürel kavramların yer etmesi sağlanabilir. Standartlara uygun hale getirilmiş kömürler için uygun yakma sistemlerinin kullanılması sağlanmalı ve denetlenmelidir.

F.8.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Kervansarayının görünüşü.

Hava kirletici kaynakların (çeşidi, etki oranı) standart ölçümteknikleriyle belirlenmelidir. Doğal gazdan yaralanılması kentler bazında arttırılmalıdır. Ulaşımdan kaynaklanan hava kirliliğinin denetim altına alınması ve en aza indirilmesi için çalışmalar hızlandırılmalıdır. Araçlar seyir halindeyken denetim yapan cihazlar kullanılmalıdır. Hava kirliliğine karşıyolun trafiğe kapatılması mümkün olamayacağına göre zaman zaman tarihi yapılan yüzeylerini süsleyen taş yapı malzemelerinde ve heykellerde bakım yapılmalıdır (Eren, Erdal, 2006).

Taşa zarar veren her türlü kirliliğin yani çözünmeyen veya az çözünebilen kabuk oluşumlarının, taşların içinde ve yüzeyindebulunan ve suda az çözünebilir tuzların temizliği yanında, is,toz, mikro organizma, parazitik bitkilerin ve kuş, martı pisliklerini uzaklaştırılması için çeşitli teknik uygulamalarvardır. Kullanılacak uygulamanın seçimi, kirliliğin çeşidine, taş yüzeyinin sağlamlığına,taşın cinsine göre değişmektedir. Bu nedenle uygun yöntemin seçiminde analizler, laboratuar araştırmaları yapılmalıdır. Bazı durumlarda iki veya daha fazla temizleme yöntemleri seçilebilir. Tuzları almak için absorblayıcı kil ve kağıt hamuru kullanılabilir. Bileşimi ve yapısı birbirine benzeyen sepiolite ve attapulgite, killer arasında en iyi sonucu verenlerdir. Taş eserlerde koruma aşamaları belgeleme, teşhis, temizleme, yapıştırma ve dolgu, sağlamlaştırma, koruma ve bakım olarak ele alınmalıdır. Temizleme gerektiği kadar hassasiyetle yapılmadığı takdirde malzeme kaybı görülebilir. Estetik değeri olan taş yüzeylerinin korunması açısından bu durum önemlidir.

F.9.Kara Mustafa Paşa Külliyesi Kervansarayının görünüşü.

Taşın çok aşınmış olması halinde taştaki fiziksel, kimyasal özellikleri değişmiş ve kohezyon kaybetmiş tabakanın sağlam kısmına bağlanması için sağlamlaştırma yapılmalıdır. Yani koruma tedbirleri, bozulma işleminin tanımlanmasından sonra başlamalıdır.Kültür mirasını korumak, herkesin ve özellikle kendini sorumluhisseden kişilerin görevidir. Venedik Tüzüğünün tanımlar bölümünün 2.maddesinde belirtilen” Anıtların korunmasında ve onarılmasındaki amaç, onları bir sanat eseri olduğu kadar tarihi bir belge olarak da korumaktır”.(Erder, 1975) şeklinde belirtilen” Anıtların korunmasında ve onarılmasındaki amaç, onları bir sanat eseri olduğu kadar tarihi bir belge olarak dakorumaktır” kavramı düşünce yaklaşımı olarak ele alınmalıdır.4-DEĞERLENDİRME

Hava etkisi genelde fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkiler olmak üzere ayrılan son derece çok karışık bir kavramdır. Taş malzemelerde hangisinin hakim olduğunu söylemek zordur. Sık sık gördüklerimiz, bu ana etkilerin oluşumundan veya birleşimleri sonucudur

Tarihi yapılar, tarihi tecrübelerin ürünüdürler. Geçmiş yaşantımızın mihenk taşları olarak günümüze gelmişlerdir. Yapıya müdahale edildiği zaman olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınmaması için gerekli ön çalışmalara önem

verilmeli, uygulamalar sonrası yapı ve yapılar topluluğunun zarar görmemesi için yeterli analiz çalışmaları bağlamında tarihe saygılı korumaları içeren sentezler yaratılmalıdır.Kültür ve bilgi birikimlerini kullanabilen, tarihi yapıları koruyabilen, mekânlarını ve içindeki objelerini çağdaş yaşam koşulları içerisinde saklayabilen toplumlar, tarihi mirasa sahip çıkarak gelecek kuşaklara en değerli hizmeti yapmış olacaklardır. KAYNAKÇA

1-Anderson ,T.,(1988) ’Effects of Pollution on Stone. Durability of Building Materials’’ Deterioration of Architecture in Scandinavia, 1988, Rome, 571- 580. 2-Erder, C.,(1975). Tarihi Çevre Bilinci, O.D.T.Ü. Yayını, 1975, Ankara.

3-Eren,Erdal, Dolmabahçe Sarayı Yapı Taşlarının Bozulma Nedenlerinin Saptanması ve Korunması Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü , 1998 S.1

4-Eren, Erdal, (2006), ‘’Siirt Şehir Dokusu Taş Mimarisinin Korunması Üzerine Öneriler‘’, I. Uluslar arası Siirt Sempozyumu, 18-21.09.2006, Siirt.

5-Feilden, B.M., (1982), Conservation of Historic Buildings, Butterworth Publishers Ltd, Londra.

6-)(http://www.incesubelediyesi.com/sempozyum/component/content/article/37-sempozyum/76-incesu-tarihini-inceleyin

7-İTÜ Geliştirme Vakfı, (2000),.‘’Dolmabahçe Sarayı KullanılanTaşlarının Korunmuşluk Durumlarının ve Ayrışma Nedenlerinin Belirlenmesi , Koruma ve Onarım Yöntemlerinin Saptanması Projesi Raporu, İstanbul.

8-Riederer, Josef., (1970), ‘’Stone Preservation in Germany’’,IIC Conference Papers, 1970, New York , 125- 134.

9- Meydan Larousse : Cilt-9, S/96, Büyük Lugat Ve Ansiklopedi,Sabah Gazetesi Yayınları, Temel Britannica, İstanbul,1992.

10-Karan, Abdullah, Vakıflar Dergisi,sayı.9. Ankara,1971,FOTOĞRAFLAR(http://www.incesubelediyesi.com, www.wowturkey.com