Hz. Musa ve Sihirbazlar Kısası Bağlamında Müsabaka Ahlakı Tespit Denemesi

48
HZ. MUSA VE SİHİRBAZLAR KISSASI BAĞLAMINDA MÜSABAKA AHLAKI TESPİT DENEMESİ Yrd. Doç.Dr. Ahmet ABAY ÖZET Bu çalışma, Hz. Musa ve sihirbazlar arasında geçen müsabaka çerçevesinde müsabaka/yarışma ahlakı konusunu içermektedir. “Müsabaka” kelimesinin sözlük ve terim tanımları ele alınmıştır. Bu tanımlamalardan hareketle Kur’an’da “Müsabaka” kelimesinin ve ona anlam yakınlığı olan diğer terimlerin nasıl kullanıldıklarını tespit edilmiştir. Müsabakalarla ilgili hukuki boyuta kısaca değinilmiştir. Kıssa bağlamında müsabaka ahlakıyla ilgili ulaşılabilecek hususlar maddeler halinde ele alınmıştır. Son olarak da ulaşabilen neticeler günümüze ışık tutabilmesi amacıyla değerlendirilmiştir. Anahtar Kavramlar: Hz. Musa, Sihirbazlar, Müsabaka, Ahlak. ABSTRACT This study includes competition of Hz. Moses and the magicians and within the framework of the competitions issue of morality. The word of "Competition" and the dictionary definition of the term are discussed. In the light of this definition, in the Qur'an, "Competition" word and other terms with her sense of affinity has been determined how they are used. Competition is briefly mentioned about the legal aspects. Competition morality in the context of stories that can be reached with the itemized issues are discussed. Finally, the results are evaluated in order to shed light on today. KSÜ İlahiyat Fak. Tefsir Anabilim Dalı. 1

Transcript of Hz. Musa ve Sihirbazlar Kısası Bağlamında Müsabaka Ahlakı Tespit Denemesi

HZ. MUSA VE SİHİRBAZLAR KISSASIBAĞLAMINDA MÜSABAKA AHLAKI TESPİT DENEMESİ

Yrd. Doç.Dr. Ahmet ABAY

ÖZET

Bu çalışma, Hz. Musa ve sihirbazlar arasında geçenmüsabaka çerçevesinde müsabaka/yarışma ahlakı konusunuiçermektedir. “Müsabaka” kelimesinin sözlük ve terim tanımları elealınmıştır. Bu tanımlamalardan hareketle Kur’an’da “Müsabaka”kelimesinin ve ona anlam yakınlığı olan diğer terimlerin nasılkullanıldıklarını tespit edilmiştir. Müsabakalarla ilgili hukuki boyutakısaca değinilmiştir. Kıssa bağlamında müsabaka ahlakıyla ilgiliulaşılabilecek hususlar maddeler halinde ele alınmıştır. Son olarak daulaşabilen neticeler günümüze ışık tutabilmesi amacıyladeğerlendirilmiştir.

Anahtar Kavramlar: Hz. Musa, Sihirbazlar, Müsabaka, Ahlak.

ABSTRACT

This study includes competition of Hz. Moses and themagicians and within the framework of the competitions issue ofmorality. The word of "Competition" and the dictionary definition ofthe term are discussed. In the light of this definition, in the Qur'an,"Competition" word and other terms with her sense of affinity hasbeen determined how they are used. Competition is brieflymentioned about the legal aspects. Competition morality in thecontext of stories that can be reached with the itemized issues arediscussed. Finally, the results are evaluated in order to shed light ontoday. KSÜ İlahiyat Fak. Tefsir Anabilim Dalı.

1

Keywords: Hz. Moses, Magicians, Competition, Morality.

GİRİŞKur’an-ı Kerim insan için rehber ve

kılavuz olan bir kitaptır. Bu özelliğindendolayı insan onu iyice okumalı, anlamalı veüzerinde düşünüp aklettikten sonra onu hayatınmihveri yapmalıdır. Kur’an’ın ihtiva ettiğikonular da insan için son derece önemlidir. Bukonulardan biri Kur’an’da önemli yer tutankıssalardır. Bunlar boşu boşuna bizeaktarılmamışlardır. Her bir kıssa insanhayatının bir yönüne ışık tutmaktadır.

Kıssalar üzerinde dikkatlice durulacakolursa her birinin kendine özgü bir mesajıolduğunu görebilmek mümkün olur. Hatada ısraretmeyip bir an önce tövbe kapısını çalmayı,Allah’ın öğrettikleriyle hareket edildiğindemeleklerin secde edebileceği bir konumagelebilmeyi Hz. Âdem kıssasından; davet içnuzun ve meşakkatli bir yolda yürümekgerektiğinde -bu bin yıl dahi sürse de-yılmamayı ve denizin olmadığı bir yerdeinsanların alaya almalarını kafaya takmadankarada gemi yapabilmeyi Hz. Nûh kıssasından;sahip oldukları mal mülke güvenerek büyüklenenve servetlerinin kendilerini kurtaracağınızannedenlere karşı ‘Ben ecrimi Allah’tan bekliyorum’deyip yola devam etmeyi Hz. Hûd kıssasından;

2

kişisel ya da kamu haklarına saygı göstermeyeninsanlara karşı taviz vermeden işine devametmeyi, çetelerin ve güç sahiplerininkarşısında yılmamayı Hz. Salih kıssasından;insanlar ahlaksızlıkta sınır tanımaz halegelmişse hatta çirkef işler hane halkına kadaruzanmışsa, Allah’ın sınırlarına uymayıp hadleriçiğneyenlerden yüz çevirmeyi Hz. Lûtkıssasından;  dünya şirk batağına dalmışbataklık eve kadar uzanmışsa zalim Nemrutlarınzulmü her yeri kuşatmaya başladığında elimizebalta almayı ve o cansız cisimleri ateşe atılmapahasına birer birer yere devirmeyi, yaşanılanyurttan hicret etmeyi, hicret edilen yerdeçoluk çocuğunu ıssız bir çölde Allah içinbırakmayı ve bir gün ciğer pare kurban edilmekdurumunda kalınırsa Hakk'a tevekkül etmeyi vefedakârlık yapmayı Hz. İbrahim kıssasındanöğreniyoruz.

Allah’ın emri ve rızası gereği canı fedaetmek, boynu bıçağın altına uzatmakgerektiğinde “Babacığım sana emredileni yap. İnşallahbeni sabredenlerden bulacaksın!”1 demeyi Hz. İsmailkıssasından; sevilenleri kaybetme imtihanıylakarşı karşıya kalındığında yani ciğerpare Yusufyitirildiğinde güzelce sabretmeyi, Allah’a olanteslimiyeti ve ümidi yitirmemeyi, akrabalarınkıskançlıkları ve art niyetleri cana kast1 Saffat, 37/102.

3

edecek noktaya gelmeye başlamışsa, bu yüzdenkuyulara atılıp köle durumuna düşülmüşse veakla hayale gelmeyecek iftiralarla karşıkarşıya kalınmışsa yola devam etmeyi, geniş-bağışlamayla dolu bir yüreğe sahip olmayı Hz.Yakup ve Hz. Yusuf kıssasından öğrenmekteyiz.

Yine aynı şekilde, ölçü ve tartıda hileyapan, kul hakkına dikkat etmeyen insanlarlakarşılaşıldığı zaman, onlara en güzel sözlerleöğüt vermeyi ve kul hakkının ne kadar önemliolduğunu onlara en gür seda ile haykırmayı Hz.Şuayb kıssasından; Zalim Firavunların zulmüanaların rahimlerine kadar ulaşmışsa, analaryavrularını kucaklarına alamadan nehirlereatmak durumunda kalmışlarsa ve yaşanılansaraylara zalimin zulmünü yüzüne haykırmakgöreviyle dönülmek ve sihirbazlarla yarışmakdurumunda kalınmışsa,  Allah’a güvenmeyi veeldeki asayı yere atmayı Hz. Musa kıssasındanöğreniyoruz.

Daha bunlara ekleyebileceğimiz Kur’an-ıKerim’de anlatılan birçok kıssa hayatınmuhtelif yönlerine ışık tutmaktadır. 2

Kur’an’ın oluşturmak istediği mü’minkişilik Allah’ın göndermiş olduğu peygamberlerikendine örnek alır. Kendine örnek alacağı2 Detaylı bilgi için Bkz. Mehmet Emin Yıldırım, Kur’an’ınModel Şahsiyetleri Peygamberler, Kur’an’i Hayat Dergisi, 4.sayı 2009.

4

peygamberlerin sahip olduğu özellikler aynızamanda mü’min insanın sahip olması gerekenözelliklerdir.3

Bu anlayıştan hareketle Hz. Musa vesihirbazlar kıssasını müsabaka anlayışı veahlakı bağlamında irdelemeye gayret ettik.Çünkü günümüzde yarışmalar ve müsabakalar insanhayatında ciddi bir şekilde yer işgal etmeyebaşlamıştır. Bunların gençler üzerindeki olumluya da olumsuz etkilerinin olduğu inkâredilemeyecek bir gerçektir.

Hz. Musa ve sihirbazlar kıssasınınyarışma ve müsabaka ahlakı açısından önemliolduğunu düşündük. Bu çalışmada bu kıssaüzerinden bir müsabaka yöntemi ve ahlakı ortayakoyma denemesi içinde olacağız. Bunu yaparkenkıssanın temel konusunun tevhid mücadelesini ortayakoymak olduğu gerçeğini asla göz ardı etmiyoruz. Bizsadece bu kıssanın yan mesajlarından biri olabileceğinidüşündüğümüz bu yönünü ele almaya gayret edeceğiz.

Bu kıssa, o dönemde sihrin yaygın veinsanların sihir yarışmalarına alışık olduğunugöstermektedir. Peygamberlerin gösterdiklerimucizelerin, daha çok o devirlerdekitoplumların değer verip ilgi duyduklarıkonulara ilişkin olduğunu ifade edebiliriz.Nitekim Hz. Mûsâ döneminde sihir yaygın olduğu

3 Ahmet Abay, Kur’an’da Kişilik Eğitiminin İlkeleri, DüşünYayınları, İstanbul 2012, s.205.

5

için onun bir kısım mucizeleri sihirbazlarımağlup edecek harikalar şeklinde, Hz, İsa’nındöneminde çeşitli hastalıklar yaygın olduğuiçin onun mucizeleri iflah olmaz hastalarıiyileştirmesi şeklinde, Hz. Muhammed dönemindeise fesahat ve belagate itibar edildiği içinonun ortaya koyduğu en büyük mucize de Arapşiirinin en seçkin örneklerinin bile yanındasönük kaldığı Kur'ân-ı Kerîm şeklinde tezahüretmiştir.4

Hz. Musa ve sihirbazlar kıssası birçokyönden ele alınıp incelenebilir ve birbiriylebağlantılı ama birbirinden farklı neticelere veilkelere de ulaşılabilir. Biz bu çalışmada bukıssanın ana temalarından biri olan Hz. Musa vesihirbazların bir müsabaka/yarış içerisinegirmeleri yönünü ele almaya gayret edeceğiz.Amacımız buradan hareketle de Kur’an’ı Kerim’de“müsabaka/ yarışma ahlakı” olgusunuirdelemektir. Çünkü günümüzde var olan durumhiç de iç açıcı değildir. Özellikle sonyıllarda çeşitli yarışma ve müsabakalarda sıksık gündeme gelen yolsuzluk ve şike iddialarıbizi bu konu üzerinde düşünmeye ve Kur’aneksenli bir müsabaka ahlakı arayışına sevketmiştir.

4 Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez,Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu, DİB. Yayınları, Ankara 2007,II/446.

6

Bu konu kanaatimizce önem arz etmektedir.Çünkü insanlar hayatları boyunca isteseler deistemeseler de kendilerini bir yarışıniçerisinde bulmaktadırlar. Bilhassa günümüzdünyasında bu durum daha da dikkat çekmektedir.Çocuklar okula başladıkları andan itibarenkendilerini bir müsabakanın /yarışın içerisindebulmaktadırlar. Bu yarış bazen kendisınıfındaki yakın bir arkadaşı ile olabilirkenbazen de ülkedeki bütün yaşıtlarıylaolabilmektedir.

Müsabaka/yarışın bir başka boyut dasadece bu dünyadakileri elde etmekle sınırlıolmamasıdır. Yüce Allah’tan bağışlanma,5

ahiretteki nimetleri ve güzellikleri elde etmekiçin de hayırlarda6 yarış içerisinde olmak7

gerekmektedir. Hatta bu yarış Allah tarafındanteşvik edilmekte yarışta önde olanlarınmukarrabundan/yakın olanlardan olacağı8 ifadeedilmektedir. Hal böyle olunca müsabaka/yarışkaçınılmaz olmaktadır. Bu durum hayatın birgerçeğiyse mutlaka bunun bir yolu yordamı,kuralı ve ahlakı/etiği olmalıdır.

Bu ve benzeri durumlardan esinlenerekçalışmaya karar verdiğimiz konumuzu oluşturan

5 Hadid, 57/21.6 Bakara, 2/148; Maide, 5/48; Mü’minun, 23/65; Fatır,35/32.7 Mutaffifin, 83/25-26.8 Vakıa, 56/10-11.

7

kıssa, Kur’an’ı Kerim’de dört yerdezikredilmektedir: A’raf, 7/111-126; Yunus,10/79-81; Taha, 20/57-73; Şuara, 26/36-51.

Kıssa, Kur’an-ı Kerim’de anlatılırkenayrı ayrı surelerde zikredilmesine rağmen genelhatlarıyla aynı şekilde anlatılmıştır. Fakatzikredildiği her surede farklı detaylarverilmiştir. Bazen olayın gerçekleştiği ananlatılırken bazen de karşılaşmanın yeri vezamanını tespitten bahsedilir. Hatta Hz.Musa’nın aklından geçirdiklerine de yerverilir. Meseleyi iyice tahlil edebilmek içinbütün kıssayı öncesiyle de hatırlamanın yararlıolacağı kanaatindeyiz.

Hz. Musa’nın Hayatının Kısa Bir ÖzetiHz. Musa'nın kıssası surelerde

genellikle, kendisine peygamberliğin verildiğihalkadan başlar. Sadece Kasas Suresindekianlatım bunun bir istisnasıdır. Kur'an'dakıssa, yer aldığı surenin akışı ile bir ahenkoluşturur. Kıssa ve içinde yer aldığı sure'ninamacı, kalplerin ve bu kalpleri onaracakgerçeklerin bina edilmesi doğrultusundabirbirlerini bütünler.

Hz. Musa kıssasının sihirbazlarla ilgilikısmına gelene kadar Kur’an-ı Kerim’de sunulanhalkaları ise şunlardır: Hz. Musa'nın doğumu,bu doğumun gerçekleştiği ortamı saran zor

8

koşullar, bununla beraber Yüce Allah'ın onayönelik gözetimi ve yardımı...9 Hz. Musa'nıngençlik dönemi, Yüce Allah'ın ona hikmet veilim vermesi, bu dönemde bir kıptiyi öldürmesi,Firavun ve kurmaylarının onu yakalamak üzerebir tuzak kurmaları, Mısır'dan kaçıp Medyenbölgesine gitmesi, orada evlenip yıllarcahizmet etmesi...10 Peygamberlik göreviniyüklenmeye çağrılması, sonra Firavun vekurmaylarının karşısına çıkması, onların da Hz.Musa ve Hz. Harun'u yalanlamaları...11

Kıssa'nın başkahramanı Hz. Musa, Medyen-Mısır yolu üzerindeki Turi Sina12’nın yanıbaşında Tuva Vadisindedir. Medyen’de anlaşmayaptığı kişi13 ile arasındaki anlaşma süresinin

9 Kasas, 28/3-13.10 Kasas, 28/14-28.11 Kasas, 28/29-39; Seyyid Kutub, Fizilali’l-Kur’an, Daru’lŞuruk, Beyrut, 1985, V/2676.12 Sina Dağı (Arapça: ل ب� م�وسى ج�� ), Mısır'da SinaYarımadası'nda yer alan 2,285 metre yükseklikte birdağdır. Dinler tarihinde de önemli yeri vardır. Kurakyarımadadaki 2,629 metrelik Aziz Katerina Dağı'ndansonraki en yüksek ikinci dağıdır.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Sina_Dağı)13 Bir çok alime göre, Hz. Musa’nın Medyen’de kızı ileevlenme karşılığında bir süre yanında kalıp kendisi ileanlaştığı kişi Hz. Şuayb’tır. Fakat bazıları bu zatın,Şuayb (a.s.)ın kardeşinin oğlu olduğunu bazıları da Şu-ayb’ın kavminden mümin bir kimse olduğunu söylemişlerdir.Bkz: Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Cami’ul-Beyan anTe’vili Ayi’l-Kur’an, Hacer matbaası, I. Baskı, Kahire2001/1422, XVIII/222-224; Karaman ve arkadaşları, age.,IV/217. Geniş bilgi için bkz: Cengiz Duman, Hz. Musa'nın

9

bitmesi üzerine ailesini yanına almış, tekrarMısır'a dönmektedir.

Hz. Musa uzaktan gördüğü parıltınınyakınına soğuktan korunabilmesi için bir korparçası ya da ihtiyaçlarını karşılayabileceğibir şey bulmaya gitmişti. Ama büyük birsürprizle karşılaştı. Aradığı ateşi bulmuştu.Ama bu ateş, vücutları değil, ruhları ısıtanbir ateşti. Bu ateş de yol bulmaya yarıyordu.Fakat karanlıkta yolunu yitirenlere değil,"büyük yolculuğun" yolcularına ışık tutuyordu.14

Yüce Allah Tur-i Sina’da bizzat Hz.Musa’ya seslenerek peygamberlik müjdesinivermiştir.15 Bunun yanı sıra kendisine ikimucize vermiş, Firavun’a gitmesini veİsrailoğullarını kölelikten kurtarmasınıemretmiştir. Bu mucizeler, asasını yerebıraktığında aniden büyük bir yılana/ejderhayadönüşmesi, tekrar eline aldığında sopa halinedönmesi16 ve elini koynuna sokup çıkardığındanur içinde parlayan17, ışıklar saçan bir elhaline dönüşmesidir.

Hz. Musa Peygamberlik görevini

kayınpederi Şuayb peygamber midir?, http://kurankissalari.tr.gg/Hz-.--Musa-h-nBn-kaynpederi-Buayb-peygamber-midir-f-.htm. 20.07.2014.

14 Kutub, age, IV/2329-2330.15 Taha, 20/12.16 Taha, 20/20-21; Şuara, 26/32.17 Taha, 20/22; Şuara, 26/33.

10

üstlenirken dua eder, kardeşi Harun’a dapeygamberlik verilmesini ister, duası kabulolur.18 Bu talebin sebebi ise Hz. Musa’nınyalancılıkla suçlanmaktan endişelenmesi ve Hz.Harun’un daha iyi konuşabilme yeteneğine sahipolmasıdır.19

Bütün bu mucizelere ve desteğe rağmen Hz.Musa eskiden içinde yaşadığı Firavun sarayınagitmekten korkar çünkü geçmişte işlediği birsuçtan dolayı aranmaktadır. Ancak Allah’ınhimayesine dayanarak Mısır’a girer veFiravun’un huzuruna çıkar.20

Kardeşi Harun ile Firavun’un huzurunaçıkıp İsrailoğullarını kendisi ile berabergitmesi için serbest bırakmasını ister. AncakFiravun İsrailoğullarını köle olarak kullandığıiçin bu isteği kabul etmez.21

Bunun üzerine Hz. Musa mucizelerinigösterir. Firavun, saray erkânı ve danışmanlarbunun bir sihir olduğuna kara verirler.Firavuna Mısır sihirbazlarını toplayıp Musa ilekarşılaşma yaptırmasını tavsiye ederler.22 Musabu mücadeleyi/müsabakayı kabul eder.

Zaman olarak Mısırlıların Şenlik günüdenilen gün ve yer olarak Firavun Saray’ının18 Taha, 20/25-36; Furkan, 25/35.19 Şuara, 26/12-13.20 Şuara, 26/14-16.21 Şuara, 26/17-24.22 A’raf, 7/111-112; Şuara, 26/32-37.

11

önü kararlaştırılır, halk da bu karşılaşmayıizlemeye davet edilir.23 Firavun Mısır’ın heryerine haberciler yollayarak bütün Mısır’dakibilgili sihirbazları bu karşılaşmaya çağırır.24

Mısır’ın en iyi sihirbazları belirtilengün ve yerde hazır bulunurlar. Firavun,beraberindekiler, sihirbazlar, Hz. Musa ve Hz.Harun halkın önünde toplanırlar. Sihirbazlaröncelikle halkın önünde Firavunu sıkıştırmafırsatını kullanırlar ve galip gelmeleridurumunda ödüllerinin ne olacağını sorarlar.Firavun da sihirbazların galip gelmeleridurumunda yüksek bir mevkide en yakınlarıolarak ödüllendirileceklerini belirtir.25

Sihirbazlar; “Ey Musa!” dediler: “Hüneriniönce sen mi ortaya atacaksın, yoksa biz mi atalım” diyesorarlar ve cevap “Hayır, önce siz atın!” olur. Bununüzerine bu mahir sihirbazlar oyunlarını sıraylayaparlar ve ortaya çıkarttıkları objeleri yereatarlar.26

Hz. Musa sihirbazların oyunlarıkarşısında gerçekten çok etkilenmiş vegördükleri yüzünden yenilmekten bile korkmuştu,ancak o sırada kendisine gelen bir vahiylerahatlamış ve asasını yere atmıştı.27 Yere düşen23 Taha, 20/58-59; Şuara, 26/38-39.24 Şuara, 26/36.25 A’raf, 7/113-114; Şuara, 26/41-42.26 A’raf, 7/115-116; Taha, 20/65-66.27 Taha, 20/67-69.

12

asa hemen bir yılana dönüşmüş ve sihirbazlarınoyunları ile ortaya attıkları objeleriyutmuştu.28

Bunun karşısında sihirbazlar, yapılanınhileli bir sihir oyunu olamayacağını hemenanlarlar ve hepsi birden yere kapanarak “Musa veHarun’un Rabbine iman ettik” derler.29 Firavun önündecereyan eden bu sahne üzerine sinirlenerek“Benim iznim olmadan bir başka tanrıya iman edemezsiniz”30

diye çıkışır.Bunun sonrasında Firavun, sihirbazlara

yaptıkları hareketten dönmezlerse çok ağır birşekilde cezalandırılacaklarını söyler.Firavun’un yanındakiler de Musa’nın busihirbazların hocası/ustası olduğunu ve busayede onların saygılarına nail olduğunudüşündüklerini söylerler.31

Sihirbazlar hiçbir söz ya da cezaya boyuneğmeyeceklerini ifade ederler. Firavun,sihirbazların ellerini ve ayaklarınıçaprazlamasına kestireceğini ve onlarıdarağacına astıracağını söylemesine rağmenhiçbirisi geri adım atıp imanlarındandönmezler.32

Kur’an’ın anlatımıyla kıssa öncesinde hor28 Şuara, 26/45.29 A’raf, 7/121-122; Şuara, 26/46-48.30 A’raf, 7/123; Şuara, 26/49.31 A’raf, 7/124; Taha, 20/71; Şuara, 26/49.32 Taha, 20/72-73.

13

görülen Mısırlı sihirbazlar, mucizeler sonucuimana gelmeleriyle sevimlileşir ve yaşadıklarıişkencelere rağmen imandan dönmemeleriyleövülür ve yüceltilirler.33

Hz. Musa’yı sihirbazlarla karşı karşıyagetiren süreci kısaca aktardıktan sonra kıssayıkonumuz açısından değerlendirebiliriz. Hz.Musa’nın sihirbazlarla bir yarışa girmesiFiravun’a tebliğ yapıldıktan ve Hz. Musakendisine verilen mucizeleri gösterdikten sonrameydana gelmektedir. Kıssanındeğerlendirilmesine geçmeden önce müsabakakavramına kısaca değinelim.

Müsabaka Kavramının Tanımı Ve Kur’an’daKullanımı

Müsabaka kelimesi kök itibariyle Arapça

bir kelime olan ‘ ق� ب� dan ’س������� türemiştir. Sebeka;öne geçme, ileri gitme, erken davranma vemecazen de derece olarak birinden önde ve üstünolma34 anlamına gelmektedir.

33 Kıssanın anlatımı Kur’an’ı Kerim ile karşılaştırarak vekıssanın Kur’an bütünlüğü göz önünde bulundurularakSeyyid Kutub’un Fizilali’l-Kur’an’ından istifade edilerekaktarılmıştır. Kutub, age, IV/2329-2341.34 er-Rağıb, Ebü’l-Kasım Hüseyn b. Muhammed el-İsfahani,el- Müfredat fi Garibi’l-Kur’an, Daru’l-Marife, Beyrut tsz. s 222; Seyyid Muhammed Murtaza el-Huseyni ez-Zebidi, Tacu’l-Arusmin Cevahiri’l-Kamus (Tahkik: Mustafa Hicazi) Kuveyt 1989,XXV/431-432.

14

ق�ُ ْ ب� bir ال�س������������������ّ işte galip ile mağlububelirlemek için yapılan mücadeledir. Aynızamanda buna müsabaka da denilir.35 Lisanu’lArap’ta; koşmada ve her işte önde olmak, önegeçmek36 diye ifade edilir.

Bir hadiste Hz. Peygamber; “Öne geçenler dörtkişidir. Ben Arapların öne geçeniyim (yani, İslam’ı kabuletmede). Suheyb Rumların, Bilal Habeşlilerin, Selman iseFarslıların öne geçenidir”37 buyurmuştur.

Kur’an’da yarışmak anlamında “ ق� kelimesi ”س�ب�türevleriyle beraber 35 defa geçmektedir.38 “ ب� س�����

“ .Kur’an’da emir kipinde de kullanılmaktadır ”ق�ق� اب�� ve 39”س�������� “ ق� ب� ت� şeklinde 40”اس�������� yer alan bu kelimehayırda yarışmak ve Allah’ın mağfiretini eldeetmek için koşmayı ve yarışmayı ifadeetmektedir. Çünkü inkârcılar dünya malı yığma

35 Muhammed Revvas Kal'acı, el-Mevsuat’ul-Fıkhiyyetu’l- Muyessera,Beyrut, 2000, II/68.36 Ebu’lFadl Cemaliddin b. Muhammed b. Mükrim İbn Manzur,Lisanu’l-Arab, Dar Sadır, Beyrut, tsz. X/151.37 Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah Hakim en-Nisaburi, el-Müstedrek ala’s-Sahihayn, Dar Kütüb’ül-Alemiyye, Beyrut tsz.,III/321. 38 Muhammed Fuad Abdulbaki, el-Mu’cemu’l-Mufehres li-Elfazi’lKur’an’il-Kerim, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1987, s., 340-341.39 Hadid, 57/21.40 Bakara, 2/148; Maide, 5/48.

15

ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünme yarışıiçindeydiler. Yüce Allah, mü’minlere sizbunların aksine, yarışı Allah’ın mağfiretinielde etmenizi sağlayacak işlerde yapın mesajınıvermiştir.41

Kur’ân-ı Kerîm’de “müsabaka” kelimesi buformuyla geçmemekle birlikte aynı kökten gelendeğişik kelimeler yer almakta, bunlardan“yarışma” mânasına gelenlerden sadece biri “oyunve eğlenme” (Yûsuf, 12/25), diğerleri isehayırlı işler yapma ve ilâhî bağışa erişipcennete girebilmek için çaba harcama (Bakara2/148; Mâide 5/48; Mü’minûn 23/61; Hadîd 57/21)bağlamında kullanılmaktadır.42

Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de yarışmak

anlamında “ ون َ س���������������������������ُ اف�%ِ ن%َ ُمت)َ سِ� ال�ْ اف�%َ ن%َ��������������������������� ت)َ َ ْلب, ,43”ف�%َ kelimelerikullanılır.

Münafese, başkasında görülen bir olgunluğaimrenip ona yetişmek veya daha ileri gitmekiçin nefislerin güzel şeylerde yarışmasıduygusudur ki nefsin şerefinden ve gayesininyüceliğinden kaynaklanır. Haset ile arasındakifark açıktır. Haset eden olgunluk ve kemale41Ebu Mansur Muhammed b. Mahmud el- Maturidi, Tefsiru’l-Kur’an’il-Azim (elmusemma) Te’vilatu Ehli’s Sunne, Muessesetu’lRisale, Beyrut 2004/1425, V/50.42 Hacı Mehmet Günay, “Müsabaka”, TDV. İslamAnsiklopedisi,  Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul1994, XXXII/63.43 Mutaffifin, 83/26.

16

düşmandır. Haset ettiği kimsenin zarargörmesinden, nimetinin yok olmasından memnunkalır. Burada sözü edilen yarışçı ise olgunluğaaşıktır. O, karşısındakinin aşağı düşmesinideğil, kendisinin daha ileri gitmesini ister.Bunda yarışma ve müsabaka ise, "çalışanlar bunun içinçalışsınlar"44 emri gereğince iyi işte yarış olur.45

“Ki sonu misktir (içildikten sonra misk gibi kokar). İşteyarışanlar, bunun için yarışsınlar.” (Mutaffifin, 83/26)

Dünya şaraplarında, lezzetlerinde değil,o gün iyilere sunulacak olan bu sonu miskkokulu saf şarapta, özellikle bu misk olan sonuelde etme hususunda yarışsın, imrenme yarışınagirsin. Şimdi birbirleriyle yarışanlar. Budünyada nefis şeyler elde etme yarışı yapıpimrenecek olanlar. Çünkü bu misk olan sonuç, busonsuz neşe öyle enfes, öyle yüksektir ki asılyarışı yapılacak şey odur.46

Hayatın içerisinde sürekli bir yarışvardır. Bu yarış bazen öyle yerlere varır ki,haddini bilmeyen insan, Allah ile yarışiçerisine girmeye kalkışabilir. Bu nedenleRabbimiz şu hakikatleri bize hatırlatır.

“Onu yaratan siz misiniz, yoksa Biz miyiz onunyaratılışının kaynağı? Ölümün sizin aranızda (her zaman

44 Saffat, 37/61.45 Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, AzimDağıtım, İstanbul, 1992, IX/73.46 Elmalılı, age. IX/73.

17

geçerli) olmasını emrettik: ama hiçbir şey Bizi alıkoyamaz.”(Vakıa, 56/59-60)47

İnsanlar bu yarışı kendi aralarındayapmak durumundadırlar. Allah’a imanda,kullukta öncü olup yarışanların ödülleri naimcennetleri olacaktır.48

İnsanlar hayırda yarıştıkları gibi şerdede yarışırlar. Ama olumsuzlukları yapmakonusunda da hızlı davranıp en öne geçenler vebu işlerde öncülük edenler, yaptıklarınıncezasını çekeceklerdir.49

Müsabaka İle İlgili Hususlar Ve MüsabakaŞartları

Müsabaka Yapmanın Meşruiyeti: Müsabakanınmeşruiyeti kitap ve sünnet ile sabittir.50

Bedeni ve zihni güçlendirerek düşmana karşıhazırlıklı bulunma özellik ve amacı dikkatealınıp belli müsabakaların sünnet veyamüstehap, hatta farz-ı kifâye olduğubelirtilir; naslarda olumsuz biçimde anılanveya dinin ilkeleriyle çatışan müsabakalar iseharam yahut mekruh diye nitelenir.51

47 Ayrıca bkz. Ankebut, 29/4.48 Vakıa, 56/10-12; Fatır, 35/32-33; Al-i İmran, 3/133;Hadid, 57/21.49 A’raf, 7/80; Ankebut, 29/28.50 Muhammed b. Ahmed el-Hatîb eş-Şirbînî,, Muğni’l-muhtâc ilâ ma’rifeti me’âni elfâzı’l-Minhâc, Dâru’l- kütübi’l-‘ilmiyye, byy.1415/1994, VI/166.51 Günay, “Müsabaka”, TDV. İslam Ansiklopedisi, XXXII/63.

18

Müsabakanın hangi alanlarda meşru olduğuihtilaflı bir konudur. Atıcılık yarışmalarınıncaiz oluşunda ihtilaf yoktur. At ve deveyarışları da aynı şekildedir. Koşular ise şartabağlı ise caiz değildir. Şafii bu görüştedir.Ebu Hanife’ye göre şartlı şartsız caizdir. BazıŞia uleması da bu görüştedir.52 Güreşkonusundaki hüküm de koşu gibidir.53 HazretiPeygamberin çeşitli yarışlara katıldığı ileilgili birçok rivayet bulunmaktadır.54

Müsabaka türlerini öncelikle Hz.Peygamber döneminde olanlar ve olmayanlar diyeikiye ayırmak gerekir. Hz. Peygamber dönemindemüsabaka düzenlenen alanlar: At yarışı, deveyarışı, atıcılık, koşu, güreş, ilmi yarışlar,kılıç ve mızrakla yapılan yarışlar ve zaroyunları. Hz. Peygamberden daha sonrakimüsabakaları ise şu şekilde sıralamakmümkündür: Yüzmek, güvercinleri yarıştırmak,ağırlık kaldırmak (halter),disk atmak, horoz vekoç dövüştürmek ve satranç. Birde bunlaramodern müsabaka alanlarını eklemek gerekirörneğin; futbol, basketbol, su topu, voleybol,

52 Ebi Ali el Fadl b. Huseyn b. Fadl et-Tabersi, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, Daru’l Kutübü’l İlmiyye, Beyrut1997/1418, V/288.53 Ahmed Hamid Muhammed et-Tahi, Ahkamu’l- Musabakati fil-fıkhil-İslami, Ummul-Kura Üniversitesi, Mekke 1408/1988, s.30.54 Buhari, Salat 41, Cihad 56,57,58, İ’tisam, 16; Müslim,İmaret 95; Muvatta, Cihad 45; Ebu Davud, Cihad 67;Tirmizi, Cihad 22; Nesai, Hayl 13.

19

boks ve diğer dövüş sporları, hokey veolimpiyatta yer alan birçok spor dalı gibi.55

Bunların hükümlerini ayrı ayrı ifade etmek buçalışmanın kapsamının dışında olduğu için genelçerçevede değinilmiştir.

Müsabakalardaki ödül konusuna gelince,müsabakalarda üç türlü ödül söz konusudur.Birisini vali (yönetici) yahut ta onun dışındabir kimse kendiliğinden, kendi malından ödülverir ve yarışı kazanana belli bir ödül tayineder, galip gelen de o ödülü alır. Yahut daödülü yarışanlardan birisi ortaya koyar. Öbüryarışçı kendisine galip gelirse o ödülü alır,kendisi öbür yarışçıyı geçerse, koyduğu ödülükendisi alır. Bununla birlikte ödül olarakçıkardığı malı o yolda harcaması ve malını gerialmaması da güzeldir. Bu yarış çeşitlerinde(caiz olduklarında) görüş ayrılığı yoktur.56

Ödüllü yarışların üçüncü türü hakkında isegörüş ayrılığı vardır. O da şöyledir:Yarışçılardan her birisi diğer yarışçınınortaya koyduğunun benzeri bir ödül ortayakoyar. Bunlardan hangisi galip gelirse hemkendisinin, hem rakibinin ortaya koyduğu ödülüalır. Bu şekildeki bir yarış aralarına kendi-lerini geçeceğinden emin olamadıkları üçüncü55 et-Tahi, age., s.38-39.56 Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ebi Bekr el-Kurtubi,el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Tahkik; Aadullah b. Abdu’l Muhsinet-Türki, Muessesetu’l Risale, Beyrut, 2006, XI/284.

20

bir kişiyi (muhallil) sokmadıkça caiz değildir.Eğer bu üçüncü şahıs galip gelirse, her ikiödülü de tek başına alır. Diğer iki yarışçıdanherhangi birisi galip gelirse, kendisinin dediğer arkadaşının da koyduğu ödülü alır ve buyarışta muhallil olan üçüncü şahsın alacak birşeyi olmadığı gibi, bir şey vermek yükümlülüğüde yoktur. İkinci yarışçı, yalnızca üçüncükişiyi geçecek olursa, iki yarışçıdan herhangibirisi yarışı kazanmamış olur.57

Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resülullah(sav.) buyurdular ki: "Kim, iki at arasına,geçeceğinden emin olunmayan bir üçüncü at dâhil ederse, bukumar olmaz. Kim de geçeceğinden emin olunan atı dâhilederse bu kumar olur."58

Müsabaka/yarış için yapılan akdin hükmükonusunda fakihler birbirinden farklı görüşleresahiptirler. Maliki ve Şafiilere göre “akdilazım”, Hanbeli ve Hanefilere göre ise “akdicaiz”dir.59

Yarışmacıların Durumu: Yarışmacıların birbirlerine denk olmaları ve birbirlerininözelliklerini bilmeleri şarttır.60

Müsabakaların Şartları: Her Müsabakanın

57 el-Kurtubi, age., XI/284. Alaaddin Ebi Bekr İbn Mesud el-Kaşani, Bedaiü's-sanai', Darul-Kutubul-Arabiye, Beyrut tsz.VI/206.58 Ebu Davud, Cihad 69.59 et-Tahi, age., s.36.60 Kal'acı, age., II/68.

21

kendine özgü bir takım şartları olmakla beraberbütün yarışmalar için genel geçer bazı şartlarbulunmaktadır. Bunları şu şekilde ifade etmekmümkündür:

a- Bilgi: Yarışmaya katılan herkes yarışmanınmahiyetini, şartlarını, türünü bilmelidir.

b- Eşit Şartlara Sahip Olma: Mesela silahlıatıcılık müsabakasında yarışmacıların herbirinin aynı özelliklere sahip tüfekkullanması gibi.

c- Sınırlılıklar: Bu sınırlamalar, zamanla,mesafeyle ve yarışmanın özelliğine görebaşka tür sınırlamalar olabilir.Oynarken ve seyrederken kötü sözlerinsöylenmesine meydan verilmemeli.Oynayanların ve seyredenlerin eğitimlerinive zaruri işlerini terk etmeye varacakkadar zaman israfına yol açmamalı.Oynanan oyunlar hiçbir şekilde (spor toto,spor loto ve altılı ganyan gibi) kumaraalet edilmemeli.Namaz ve oruç gibi farz ibadetlerinzamanında yapılmasına engel olmamalı.İnsanın bedenen zarar görmesine ve ölümünesebep olacak kadar tehlike arz etmemeli.Çevreyi rahatsız edecek kadar aşırılıklarameydan vermemeli.

22

 Kıyafet ve sair noktalarda, Kur’ân vesünnetle ruhsat verilen ölçülerin dışınaçıkmamalı.61

d- Müsabaka Yerinin Güvenli Olması: Hemyarışmacılar hem de seyirciler açısındanmüsabakanın yapıldığı yer güvenliolmalıdır.

e- Müsabakaların Mubah Konularda Olması:Kişiye veya topluma yararlı olabilecek heralanda yarış yapılabilir. İlmi, zihinsel,bedeni dayanıklılık gerektiren (güreş, krosvb.) ve savaşta yarar sağlayacak bütünalanlarda yarışlar yapılabilir. Fakatinsanları günaha sevk edebilecek alanlardayarışmaların yapılması caiz değildir. İçkiiçme yarışı gibi.62

Hz. Musa Ve Sihirbazlar KıssasındanMüsabaka İle İlgili Tespit EdilebilecekHususlar

Hz. Musa’nın sihirbazlarla yarışmasıhadisesi müsabaka ahlakı/etiği açısındandeğerlendirildiği zaman şu hususların ön planaçıktığını görebiliriz.

1. Müsabakalar Halka Açık Bir AlandaSeyirciler Önünde Yapılabilir

61 Mehmet Paksu, http://m.sorularlaislamiyet.com/index.php?oku= 7990.17.04.2014.62 Kal'acı, age., II/69.

23

Müsabakalar/yarışlar halkın gözü önündeyapılabilir. Hatta seyircilerin önündeyapılması tercih edilir ki galip gelen buzaferini herkese ilan etsin. Kur’an’ınifadesinden de anlaşıldığı gibi kıssadazikredilen hadise halkın önünde vuku bulmuştur.

“O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktanbizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!"Musa: "Bayram günü olsun, buluşma gününüz; ve (o gün)kuşluk vaktinde ahali toplansın" diye cevap verdi.” (Taha, 20/58-59)

Âyette geçen “süvâ” kelimesini bazıâlimler “sivâ” şeklinde okumuşlardır: Ebû Ali,"her iki tarafa eşit uzaklıkta", Katâde "âdil olarak", İbnZeyd "düz", Kelbî de "şu anda bulunduğumuz yerdenbaşka bir yer" manasını vermişlerdir. Genelde ise"sizin de bizim de razı olacağımız" anlamına geldiğisöylenmiştir.63

Müsabakanın yapıldığı yerin manasıhususunda farklı görüşler vardır. İbn Abbas“ortalama bir yer”, Mücahid “insafla belirlenmiş bir yer”diye açıklamışlardır. Yine Mücahid veKatade'den, “âdil bir yer”, diye açıkladıklarınakledilmiştir. Tefsir âlimleri bu kelimeninadaletli ve insaflıca bir yer anlamındaolduğunu söylemişlerdir.64

63 Muhammed Fahruddin er-Razi, Mefatihu’l-Ğayb, Daru’l-Fikr,I. Baskı, Beyrut, 1981, XXII/72-73.64 el-Kurtubi, age,. XIV/83-84.

24

Bu nedenle bu buluşma herkesin şahitlikedebilmesi için meydanda olmalı ve herkesinaçıkça görebilmesi için gündüz zamanıyapılmalıdır."65

Müsabakalar için spor salonu, stadyum,saha, meydan vb. bir yer belirlenebilir.

2. Müsabakalar İçin Önceden Yer Ve ZamanBelirlenebilir

Kıssada belirtilen öncelikli şeylerinbaşında müsabaka/yarış için yer ve zamanbelirlenmesidir.

“O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde ‘katılmaktanbizim de, senin de caymayacağımız’ bir buluşma günü tayin et!"Musa: "Bayram günü olsun, buluşma gününüz ve (o gün) kuşlukvaktinde ahali toplansın" diye cevap verdi.” (Taha, 20/58-59)

Yarışmanın niteliğine ve özelliğine göreözel zaman dilimleri belirlenebilir. Hz. Musabuluşmak için öyle bir gün seçti ki, herkesingözü önünde hak ortaya çıksın bâtıl yok olsun.Allah tarafından kendisine verilen mucizesiniinsanlar görebilsin ve hakikat her tarafayayılsın.66

65 Ebu’l A’la el-Mevdudi, Tefhimu’l-Kur’an, (Çev. Komisyon),İnsan Yayınları, İstanbul 1986, III/231.66 Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Darsaadet,Mekke, tsz., II/238.

25

Önemli yarışmalar için insanların rahatçakatılabilecekleri belirli zamanların seçilmesiuygun olur.

Bu hususla ilgili olarak Razi; “Hz. Musa(a.s) onlara büyük bir kalabalığın huzurunda,binlerce şahidin gözü önünde, Allah'ınsözlerinin yüceliği görülsün ve Allah'ın diniortaya çıkıp üstünlüğünü göstersin, böylecekâfirler; rezil, bâtıl, zail olsun ve bu iş,yolcu olan olmayan, göçebe-yerli herkesarasında çokça söylenip, meşhur olsun veyayılsın diye, o günü, randevu günü olarakbelirlemiştir”67 der.

Buradan hareketle diyebiliriz kimüsabakalar bir plan program içerisindeyapılabileceği gibi, ani kararlarla dayapılabilir. Ama uygun olanı kıssada da ifadeedildiği üzere önceden bir yer ve zamanbelirlemektir.

3. Müsabakalar Hayra Vesile OlacakAmaçlar İçin Yapılmalıdır

Müsabakalar/yarışlar meşru ve yararlıamaçlar için yapılmalıdır. Örneğin Hz. Musa’nıngetirdiği tebliğin hak - Firavun ve avenesininsavunduğu şeylerin batıl olduğunu göstermek.Bedeni sağlıklı tutmak ve gerektiğinde düşmanakarşı savaşabilmek gibi. Çünkü Yüce Rabbimizinsanların hayırlar için yarışmasını67 er-Razi, age., XXII/73.; el-Kurtubi, age., XIV/86-87.

26

emretmektedir. Kumar, bahis, kin ve nefretesebep olabilecek nedenler için yapılmamalıdır.Bu ve benzeri durumlar insanlar arası/nda sevgive muhabbetten çok kin ve düşmanlık tohumlarınıeker. Kumar ve bahislerin insanlar arasındaolumsuzluklara yol açtığı herkesçe bilinen birdurumdur.

Bunun örneklerini günümüzde bolcagörebilmek mümkündür. Artık bazı şeylermasumiyetini yitirmiş basit bir spor müsabakasıolmaktan çıkmıştır. Simon Kuper'in meşhurkitabının adında olduğu gibi, "Football Against theEnemy"/ "Futbol Asla Sadece Futbol Değildir". Kitabınadından esinlenerek aslında, teşvik primiuygulamaları, çeşitli bahisler, iddia oyunları,kümede kalma mücadeleleri, şampiyonlukyarışları ve gol krallıkları, hemşericilik veyabir takıma olan antipati veya sempati vs. gibiher ne amaçla yapılıyor ise, bu uygulama spordışı kaygıların spora hukuksuz yansımasıdır.Çünkü bu durumda artık kabul edilmelidir ki,futbol sadece futbol olmaktan çıkmıştır.Sporun/müsabakanın/ yarışmaların ruhuna aykırıher davranışın dışlanması gerekmektedir.68

4. Taraflardan Biri Yanlış Bir Tutumİçerisindeyse Rakibi Tarafından Uyarılabilir

68 Burak Kireççi,http://burakinobjektifinden.blogspot.com/2012/04/ spor-ahlaknda-eksen-kaymas-sike-ve.html

27

Hz. Musa, müsabakaya başlamadan öncekarşısında toplanan sihirbazları uyarmak veonları bu işten vazgeçirmek istedi. Çünküpeygamberlerin birinci görevleri tebliğ edipuyarmaktır. Bu, bütün peygamberlerinyapageldikleri bir görevdir. Hz. Yusuf dazindanda iken arkadaşlarının gördükleri rüyayıyorumlamadan önce onlara hakikati tebliğ etmişardından rüya yorumuna başlamıştır.69 Busebepledir ki Hz. Musa yanlış bir iş yaparlarsabaşlarına nelerin gelebileceğini hatırlattı:

“Musa onlara: "Yazıklar olsun size!" dedi, "Allah'a karşı(böyle) yalan uydurmayın; yoksa O müthiş bir azapla sizinkökünüzü kazır; zaten (böyle) bir yalan uyduran kimse baştankaybetmiş demektir!" (Taha, 20/61)

Ayetten de anlaşıldığı gibi, Hz. Musa,yarışma öncesinde Firavun ve adamlarına(büyücüler de dahil) öğüt vermeyi uygun gördü.Onları yalancılığın ve yüce Allah'a iftiraatmanın acı sonu hakkında uyardı. Bu öğütleriile onları doğru yola döndürmeyi ve büyü yoluile kendisine meydan okumaktan vazgeçirmeyidenedi.70

Hz. Musa, onların mucizelere karşısavaşmak için Firavun'un etkisi altındakalmalarını kınamıştı. Hangi çağda, hanginesilde olursa olsun, Allah'a iftira edenler

69 Bkz. Yusuf, 12/37-41.70 Kutub, age., V/2341.

28

elbette kaybedeceklerdir. Çünkü Allah'a iftiraetmek, bir nevi Allah'a savaş açmaktır. Allah'asavaş açan da elbette kaybedecektir. BöyleceHz. Musa özelden genele giden bir metotladurumlarını anlatmakta ve uyarıdabulunmaktadır. Ayetin içeriğine biraz dahaderinden bakarsak şunu da görebiliriz: Hz. Musamucize ile sihrin mücadelesinde zaferi Allah'ınkazanacağını, onları Allah'ın mağlup edeceğinisöyler bir ifade kullanmaktadır. Kendisinin on-ları mağlup edeceğini söylememekte ve böylecebaşarıyı kendisine mal etmemektedir.71

Onun bu sözlerinden etkilendiklerianlaşılan sihirbazlar, aralarında fısıldaşarakyaptıkları konuşmada, Hz. Musa ve Hz. Harun’unMısır halkının dinini değiştirmek, Firavun vekavmini yurtlarından çıkarıp iktidarı ellerinegeçirmek için çalışan iki sihirbaz olduğundagörüş birliğine vardılar. Daha sonra mücadeleyebaşlamak için saflar halinde ilerlediler ve Hz.Musa’ya ‘ister sen başla, ister biz başlayalım!’ dediler.72

Buradan hareketle diyebiliriz ki;

71 Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayış Işığında Kur’an Tefsiri,Bayraklı Yayınları, İstanbul, 2007, XII/280-289.72 el-Kurtubi, age, XIV/88; Bayraklı, age, XII/287-288;Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni UfuklarNeşriyat, İstanbul, 1988, V/438. NOT: İstişare işinikimin yaptığıyla ilgili farklı görüşler bulunmaktadır.Bizim tercih ettiğimiz gibi sihirbazlar diyen olduğugibi, Firavun ve adamları diyenler de vardır. Bkz. Esed,age, II/630.

29

yarışmacılar birbirlerinin yanlış yaptıklarınıbildikleri veya gördükleri konulardabirbirlerini uyarmalıdırlar.

5. Rakipler Birbirlerine Karşı Saygı,Centilmenlik Ve Nezaket İçerisinde Olmalıdır

Kıssaya baktığımızda sihirbazlarınbaşlama konusunda öncelik sırasının Hz. Musatarafından belirlenmesini teklif etmelerinde,bir kibarlık olduğu kadar, aynı zamandakendilerinin kazanacağına dair bir güvenolduğunda da şüphe yoktur. Güvenden kaynaklansadahi böyle bir nezaketin gösterilmesiyarışmalarda güzel bir davranıştır.

Razi’nin konuyla ilgili tespiti dikkateşayandır. Diyor ki: "Ya sen, yanında olanıbizden önce at, yahut da biz yanımızda olanısenden önce atarız" şeklindedir. Hz. Musa(a.s)'ın önce zikredilmesiyle beraber bumuhayyerlik, onlar tarafından gözetilen güzelbir davranış ve Hz. Musa (a.s)'a karşı birtevazudur. Binâenaleyh şüphesiz ki Cenâb-ı Haksonra, bunun bereketi sebebiyle, imanı nasipetti. Hz. Musa (a.s) da onların bu güzeldavranışlarına nezaketle mukabele de bulunarak,"Hayır, siz atın" dedi.73

Aslında bu, günümüz kültüründen batıdanithal bir kavram olan ‘centilmenlik’ ile ifadeedilen şeyin ta kendisidir. Yarışanlar

73 er-Razi, age., XXII/81.

30

birbirlerine rakip olsalar da birbirlerinekarşı saygı ve nezaketi asla terketmemelidirler. Müsabakaları organize edenbütün kurumlar ve federasyonlar yine batıdanithal ettiğimiz ‘fair play’ kavramıyla buhususa dikkat çekmektedirler. Ama aslında bununkendi değerlerimizde var olan bir şey olduğunuunutmaktadırlar.

6. Kişi Başka Birinin Adına Yarışabilir Kıssadan anlayabileceğimiz hususlardan

biri de başka birinin adına yarışmalarakatılmanın mümkün olduğudur. Çünkü sihirbazlaryarışmaya Firavun adına katılmışlardır.Hünerlerini de sergilerken “Firavunun izzetiadına”74 diye haykırmışlardır. Zımnen Hz.Musa’nın Allah adına yarıştığını da ifade etmekmümkündür.

Dolayısıyla kurumlar veya kulüpler kendiadlarına çeşitli alanlarda yarışacak birinikiralayabilirler. Ama günümüzde sporcular birmeta gibi kendi rızalarının dışında birkulüpten başka bir kulübe satılabilmektedir.

7. Kendisi Adına Yarıştığınız KişininHırsı Sizi Doğru Hareket EtmektenAlıkoymamalıdır

Müsabakalarda/yarışlarda adınayarıştığınız kişinin yanlış içerisinde olduğunuveya kötü amaçlar doğrultusunda hareket

74 Şuara, 26/44.

31

ettiğini anladıysanız yapmanız gereken şeysihirbazların yaptığını yapmaktır. Yani hakkateslimiyet göstermektir. Aksi takdirde adınayarıştığınız kişinin suçunu ve günahınıpaylaşmış olursunuz.

Firavun kaybedince hırsı yüzünden hemkendi adına yarışıp, hakikati görünceteslimiyet gösteren sihirbazları hem de Hz.Musa ve taraftarlarını cezalandırmayakalkışmıştır.

“Firavun: "Ben size izin vermeden o'na nasıl inanırsınız?Kuşkusuz o, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Kesinlikle sizinellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sizi hurmadallarına asacağım. Hangimizin azabının daha şiddetli ve kalıcıolduğunu öğreneceksiniz" dedi.” (Taha, 20/71)

Sihirbazların gönüllerindeki köklüdeğişim neticesinde hidayete ermeleri,Firavun'un inanç özgürlüğüne vurduğu zincirikırmıştı. Sevgi bakımından gönül fermandinlemediği gibi, tevhîd inancı bakımından dagönül ferman dinlemeyecektir. Sevgiye zincirvurulamadığı gibi gerçek imana da vurulamaz.

Ayetten çıkaracağımız netice şudur:Günümüzün insanlığı Firavun döneminden daha iyibir duruma gelememiştir. İnançlarından dolayıaşırı derecede baskıya maruz kalan insanlarınçektiği psikolojik ızdırab, elleri çaprazlamakesilenlerden daha az değildir. Şimdi gönüllerçaprazlama kesilmektedir. Belki insanlar binek

32

hayvanından inip uçağa bindiler ama inançözgürlüğünde bir arpa boyu dâhi yolalamadılar.75

Günümüzde yapılan müsabaka veyarışmalarda hırs ve mutlak kazanma arzusuinsanların birçok yanlış yapmalarına nedenolmaktadır. Bireysel veya takım bazında icraedilen birçok müsabakada kaybedenlerin bazenkendilerinin bazen de çalıştırıcılarınınşiddete başvurmaları sıkça görülebilmektedir.Galip gelen tarafın üstünlüğü kabul edilmemektebuna gölge düşürmek için bir sürü hile ve oyundüzenlenmektedir. Bir de işin içerisinde paravarsa adeta kazanmak için her şey meşrugörülmektedir. Bu iş kurumlar ya da kulüplerbazında yapılıyorsa hile ve entrikaların boyutudaha da artmaktadır.

8. Müsabakaya Katılanlar MüsabakaÖncesinde Ve Müsabaka Esnasında KendileriniMotive Edecek Birini Belirleyebilirler

Firavun, bir karşılaşmanın yapılacağınıhaber vererek bu konudaki talimatını veriyordu.Önde gelen yardımcıları bu karşılaşmaya ilişkingörüşlerini açıklıyorlardı. Arkasından Firavun,Hz. Musa ile yarışacak olan seçme büyücülerinedönüyor, onları özendiriyor, yüreklendiriyor,kendilerine büyük ödüller vaat ediyordu. Sonrayarışmaya ilişkin görüşlerini ve taktiklerini

75 Bayraklı, age, XII/294-295.

33

anlatıyor, danışmanları da bu alandakidüşüncelerini dile getiriyorlardı.76

Bu durum günümüz algısında teknikdirektör, antrenör, çalıştırıcı, koç, hoca vb.adlarla ifade edilmektedir. Bu açıdan kıssayabaktığımızda sihirbazların akıl hocaları,motive edicileri Firavun ve avenesidir.

9. Taraflar Kendi Adına Yarışan KişiyePerformansını Arttırmak İçin Teşvik EdiciVaatlerde Bulunabilirler

Kıssada dikkati çeken bir husus da ikitarafında bir beklenti içerisinde olmalarıdır.Hz. Musa’nın beklentisi kazandığı takdirdeİsrailoğullarının serbest bırakılmaları vedavetini rahatça icra etmesi77 iken,sihirbazların beklentisi ise zengin vemukarrabundan (yani sarayın has adamları)olmaktır.78

Müsabakalarda ortaya koyulan ödüllerinhelal olup olmadığı konusunda birbirindenfarklı görüşler bulunmaktadır. Âlimlere göre bukonudaki asıl mesele akdin taraflarıylailgilidir. Ödül eğer iki yarışmacıdan birisitarafından konulmuşsa ve diğer tarafınyarışmayı kazanırsa ödül alacağı fakatkaybederse hiçbir şey vermeyeceği şartıyla

76 Kutub, age., V/2341.77 Bkz. Araf, 7/105; Taha, 20/47; Şuara, 26/17.78 Bkz. Araf, 7/113-114; Şuara, 26/41.

34

düzenlenmişse cumhura göre bu caizdir.79 Her ikitarafın ortaya koyduğu ve sadece galip tarafınaldığı ödül ise kumar olarak değerlendiril-mektedir.80 Yarışmanın düzenlendiği mahallinmülki amiri gibi üçüncü bir kişi tarafındankoyulması halinde ise ihtilafsız caizdir.81

Günümüzde teşvik primi diye ifade edilenşey de bunun benzeridir. Kişi kendiyarışmacısını veya takımını gayrete getirmekiçin ona ödül verirse bunda bir sıkıntı olmaz.Ama kendisinin lehine bir getirisi olabilecekbaşka kişi veya takımlara teşvik vermesi caizolmaz. Çünkü bu, bir nevi hiledir.

10.Kaybeden Yenilgisini Kabullenmeli VeRakibinin Hakkını Teslim Etmelidir

Kaybedenler kendi adına yarışan kimselerisuçlamamalı ve onlara eziyet etmemelidirler.Firavun, Hz. Musa'ya karşı kaybettiği güç vekuvvetinin tekrar kendisine dönmesini sağlamakve yenilgisini örtbas etmek için -daha öncehile ve düzenbaz kimseler olan- sihirbazlara:"Doğrusu Mûsâ sizlere sihri (asıl) öğreten büyüğünüzdür.Andolsun ki (Musa'ya inandığınızdan dolayı sizlerin) ellerini ve

79 Ebu’l-Hasen Alî b. Muhammed b. Muhammed el-Mâverdî, el-İknâ’ fî fıkhi’ş-Şâfiî, byy. tsz., s.186; Ebu ZekeriyyâMuhammed b. Şeref en-Nevevî, el-Mecmû‘ şerhu’l-Mühezzeb,Dâru’l-fikr, Beyrut, tsz. XV/129.80 Bedruddîn Ebu Muhammed Mahmûd b. Ahmed el-Aynî, el-Binâye Şerhu’l-Hidâye, Beyrut 1420/2000, XII, 254.81 Aynî, age., XII/254.

35

ayaklarınızı çaprazlama olarak keseceğim. Hurma kütüklerineasacağım. O zaman hangimizin (azabının) daha çetin ve dahadevamlı olduğunu yakında bileceksiniz." (Tâhâ: 20/71)demiştir.

Hâlbuki müsabaka düzenlenmesini isteyenkendisi idi. Sonucuna da katlanmalıydı. Fakatböyle bir ihtimali göz önünde bulundurmadığıiçin hırçınlaşıp tehditler savurmaya ve zulmünüicra etmeye başlamıştır.

Oysaki her müsabakanın bir kaybedeni vebir kazananı olacaktır. Müsabakaya katılan, ikiihtimali de göz önüne almalıdır. Hz.Peygamberin öğrettiği gibi:

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah´ın Adbâ adında bir devesi vardı. Bu bütünyarışları kazanırdı. Bir gün binek devesiüzerinde bir bedevi geldi ve yarışta Adbâ´yıgeçti. Bu durum Ashâb´ın ağrına gitti.Resûlullah (s.a.v.), üzüntülerini yüzlerindenokuyunca şu açıklamayı yaptı: "Yeryüzünde,yükselttiği her şeyi arkadan alçaltmak Allah üzerine birhaktır."82

Hadisten şu nükteleri çıkarmak mümkündür:* Tevazuya teşvik, övünmeme, iftiharı terke

davet var.* Müsâbakanın câiz olduğu ifade edilmektedir.* Dünyayı alçaltmak Allah´ın değişmez bir

82 Buhârî, Cihâd 59, Rikâk 38; Ebû Dâvud, Edeb 9, ; Nesâî,Hayl 14.

36

kanunudur.* Her akıl sahibinin dünya hususunda ölçülü

olması, onu kazanma yarışında itidali, meşrusınırlara riayeti elden bırakmaması gerekir.83

Yarışmacılar yarışı kaybederlerse sonucakatlanmalı, kazanan rakibin başarısınıgölgeleyecek ve onu zan altında bırakabilecekithamlardan uzak durmalıdırlar.

11.Yarışçılar Üzerinde Hâkimiyeti OlanKimseler/Yöneticiler Müsabakalara TarafOlmamalı Ve Hakem Tayin Etmelidirler

Kıssada dikkat çeken diğer bir husus dayöneticinin taraf olmasıdır. Firavunsihirbazların tarafını tutuğundan dolayıonların mağlubiyetini kendi mağlubiyeti olarakalgıladığı için bunu bir türlükabullenememiştir.

Râzî'ye göre Firavun'un Musa karşısındakibu yenilgisi, onda aynı zamanda siyasî birendişe de doğurdu. Zira bu olay halkınhuzurunda cereyan etmişti ve bu gelişmelerkarşısında halk da sihirbazları takip ederekMusa'nın peygamberliğine inanıp onun peşinedüşecekti. İşte bunu önlemek için onların Mû-sâ'dan kuşku duymalarını sağlayacak iddialarortaya attı. Buna göre sihirbazlar bir "tuzak"peşindeydi; yani Musa'nın tebliğini kabul

83 İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, AkçağYayınları, Ankara 1995, 8/52-53.

37

etmeleri, onun delilinin güçlü olmasından ilerigelmiyordu; aksine onlar, sihir gösterilerinegirişmeden önce "Şu şu şartlarımızı yerinegetirirsen sana inanırız" diye Mûsâ ileanlaşmışlardı. Ayrıca Mûsâ ile sihirbazlar, birkısım insanları ülkelerinden ayırmak hususundada daha önce anlaşmış bulunuyorlardı. Bu iseinsanların vatanlarından kopmalarına ve biryığın sıkıntılarla karşılaşmalarına yolaçacaktı. Şu halde olacakları düşünerek onunpeşinden gitmemeleri gerekiyordu.84

Görülmektedir ki yöneticininmüsabakalarda taraf olması hem yöneten hem deyönetilenler açısından sağlıklı bir durumdeğildir. Bunu Hz. Peygamberin hayatından birörnekle pekiştirelim:

Seleme İbnu´l-Ekva´ (r.a.) anlatıyor:"Resûlullah (s.a.v.) çarşıda ok yarışı yapan Benî Eslem´den birgrupla karşılaşmıştı. Onlara: "Ey İsmailoğulları atın, zîraatalarınız atıcı idiler. Atın, ben falan kabileyi tutuyorum" dedi.

Bu söz üzerine bir grup atıştan vazgeçti.Efendimiz: "Ne oldu, niye atmıyorsunuz " diye sordu.Şöyle cevap verdiler:

-"Nasıl atalım, siz öbür tarafıtutuyorsunuz!"

Bunun üzerine: "Atın! dedi, ben hepinizi, her ikitarafı da tutuyorum."85

84 Razi, age., XIV/208.; Karaman ve arkadaşları, age.,II/448-449.85 Buhârî, Cihâd: 78, Enbiyâ: 12, Menâkıb: 4;

38

Bazı âlimler, bu hadisten hareketleyarışçılar üzerinde hâkimiyeti olan kimsenin,onlarla yarışa katılmaması gerekir hükmünevarmışlardır. Bazıları da, buradaki çekinceninResûlullah´ın tuttuğu tarafın manevî yardımamazhar olarak kazanacağı düşüncesiyle karşıtaraftan vukua geldiğini söylemiştir. Nitekimbir rivayetteki ziyade bunu teyit eder.Bırakanlar: "Siz kimi tutarsanız o galebe çalar" derler.Resûlullah’ın bu davranışı normal karşılayarak:"Atın, ben hepinizden yanayım" buyurması manidardır.86

Günümüz toplumlarındaki yöneticilerin debu ilkeye dikkat etmeleri gerekir. Çünkücumhurbaşkanı, başbakan veya herhangi birliderin taraf olması o kişinin veya takımınşaibe altında kalmasına ve onunla ilgili birtakım spekülasyonların yapılmasına nedenolmaktadır.

12.Herhangi Bir Müsabakaya KatılanlarMüsabakayı Sadece Dünyevi Boyutuyla DeğilUhrevi Boyutunu da Hesaba Katarak HareketEtmelidir

“Firavun şöyle dedi: ‘Ben size izin vermeden ona imanettiniz ha! Şüphesiz bu, halkı ülkeden çıkarmak için şehirdekurmuş olduğunuz bir tuzaktır. Yakında başınıza geleceklerigöreceksiniz: Yemin olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızıçaprazlama kestireceğim! Sonra da, topunuzu astıracağım!’Sihirbazlar ise ona, ‘Şüphesiz biz, Rabbimize döneceğiz. Senin86 Canan, age., VIII/56.

39

bize kızman ve bizden intikam alman da, sırf Rabbimizinayetleri gelince onlara iman etmemizden dolayıdır.’ dediler (vesözlerini şu dua ile tamamladılar) Ey Rabbimiz! Üzerimize sabıryağdır ve bizi Müslüman olarak öldür.” (Araf, 7/123-125)

Buradan çıkarmamız gereken sonuçlardanbiri de, meseleyi sadece dünyevi boyutuyla elealmamaktır. Herhangi bir yarışma veyamüsabakayı sadece bu dünyada bize kazandıracağıboyutuyla ele almamak bunun ahireti deilgilendiren bir tarafı olduğunu hesabakatmaktır. Çoğu zaman uhrevi yön ihmaledilmekte sadece dünyevi yön ön planaçıkmaktadır.

13.Müsabakaya Katılanlar YarıştıklarıAlanı İyi Bilmeli Ve İyi Hazırlanmalıdırlar

Bir işi yapacacak olan kişilerin, o işiiyi bilmeleri ve onun gereklerini yerinegetirmeleri gerekir. Müsabakaya çağrılansihirbazlar alnlarının en iyileridir. Sarayadavet edilirlerken bu özellikerine dikkatedilmiştir.87

Alanında yetkin insanlarla yarışmakneticenin daha kolay kabul edilmesini sağlar.Sihirbazlar sihir ilmini çok iyi bildikleriiçin mucize karşısında hemen teslim oldular vesağlam bir imana sahip oldular Sihir ilmindezirvede olmaları, onların Hz Musa’nın sihirbazolmadığını bilmelerini sağladı 87 A’raf, 7/102.

40

14.Müsabakada Kişi Birden Fazla KişiyeKarşı Yarışabilir

Müsabakalara katılanlar kendi aralarındagönül rızası ile anlaşmaları halinde birdenfazla kişiye karşı yarışabilir. Hz. Musa veSihirbazlar kıssasında bu durumu görmekteyiz.Ayrıca kıssada Hz. Musa’nın bu duruma karşı biritirazı da bulunmamaktadır.

15.Müsabakada Taraflar Birbirlerine SözVermişlerse, Sözler Yerine Getirilmelidir

Firavun baştan verdiği “eğer yenen Musa olursaİsrailoğullarını götürebileceği veya hakikati kabul edeceği”sözünden cayar ve onları serbest bırakmaz. Taki Yüce Allah Firavun’a ve kavmine ardı ardınabelalar gönderinceye kadar.

“Onuncu ve son Mısır belası Mısır'daki ilk doğanlarınölümüyle ilgilidir. Firavun’un oğlundan en fakirine kadar hattahayvanlar da dahil hiç kimse bu beladan kaçamadı. Beladanönce Tanrı Musa'ya İsrailoğullarına bildirmesi için kapılarınakoyun kanı sürmelerini böylece o eve girmeyeceğini söyledi.Belaların en ağırı olan bu bela sonunda Firavunİsrailoğullarının gitmesine izin verdi. Belanın ardından, kızgın,üzgün ve kendisinin de öldürüleceğinden korkan Firavun,İsrailoğullarının ne isterlerse yanlarına alıp gitmeleriemrini verdi. Firavunun fikir değiştireceğine inananİsrailoğulları hiç beklemeden Musa önderliğinde emrin verildiği

41

gece Mısır'dan çıkmak için yola koyuldular. En nihayetindeFiravun ordularıyla peşlerine düştü.”88

Hâlbuki başlarına her bir musibetgeldiğinde belanın kaldırılması karşılığındaiman edeceklerine ve İsrailoğullarını Hz. Musaile göndereceklerine söz verip duruyorlardı.

“Ve başlarına ne zaman bir bela/bir musibet gelse, "EyMusa" derlerdi, "Seninle yaptığı (peygamberlik) ahdinedayanarak bizim için Rabbine dua et! Eğer bu musibeti bizdenuzaklaştırırsa sana inanacağız ve İsrailoğullarının seninlegitmesine izin vereceğiz!" (Araf, 7/134)

Firavun Hz. Musa’ya ve İsrailoğullarınaverdiği sözü tutmazken, Âlemlerin Rabbi Allah,İsrailoğullarına verilen ahdin yerinegetirildiğini şu şekilde ifade etmektedir.

“(Vaktiyle) hor görülen/güçsüz bırakılan insanları isekutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık.Ve Rabbinizin İsrailoğullarına verdiği söz, onların darlıktagösterdikleri sabrın karşılığı olarak (işte böylece) gerçekleşmişoldu; Firavun ve halkının özenle işlediklerini, yapıpyükselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik.” (Araf, 7/137)

Netice itibarıyla, yarışmalar veyamüsabakalarda bir söz verilmişse bu söz meşrusınırlar dâhilinde ise tutulmalı ve yerinegetirilmelidir.

SONUÇ

88 Kitabı Mukaddes, Çıkış,13:31-32; 14:8.

42

Hayatın bir yarış olarak algılandığıgünümüz dünyasında bu yarışın ilkeler ve etikkurallar çerçevesinde gerçekleşebilmesi içinele aldığımız bu çalışmada bunun mümkünolabileceğini gördük. Özellikle konumuzunmihveri olan kıssayı bu yönüyle ele alıpinceledikten sonra şunları tespit ettik;

1- En şiddetli düşmanlar arasında dahi yarışmayapılabilir.

2- Yarışmalar yapılırken şeffaf bir şekildehalkın önünde yapılmalıdır. Çünkü şeffaflıkinsanların sonucu daha kolaykabullenmelerini sağlar.

3- Yarışmalar için mekânlar yapılabilir veyatahsis edilebilir.

4- Yarışmacılar birbirlerine karşı nazik vecentilmence davranmalıdır.

5- Yarışan taraflar birbirlerinde yanlış veeksik birtakım şeyler görüyorlarsabirbirlerini uyarmalıdır.

6- Yarışmacılar kendi adlarına veya başkabirinin adına yarışabilirler.

7- Yarışmacılar kendilerini yönlendirmesi veyataktik vermesi için çalıştırıcıtutabilirler.

8- Adına yarışılan kişi, yarışmacısını motiveetmek için teşvik edici ödüller vaatedebilir.

9- Kişinin kendisine çıkarı doğrultusundafayda sağlayabileceği üçüncü bir şahsateşvik ödülü vermesi uygun değildir.

43

10- Günümüzde her tür yarışta ve müsabakadarastlayabileceğimiz şike kesinlikleharamdır. Ve müsabaka ahlakına kesinlikleyakışmamaktadır.

11- Haram olan alanlarda yarışlar yapılamaz.(örneğin içki içme yarışı gibi)

12- Adına yarıştıkları kişinin hırsı,yarışmacıların gayrı meşru yöntemlerebaşvurmalarına neden olmamalıdır.

13- Yenilen taraf yenilgiyi kabullenmeli vetaşkınlık yapmamalıdır.

14- Yarışmaların sonunda taraflar birbirlerinemeşru vaatlerde bulunmuşlarsa bunu yerinegetirmek durumundadırlar.

15- Yarışmacılar kendi aralarında karşılıklıpara koyarak yarışamazlar. Bu bir çeşitkumardır.

16- Yöneticilerin, koymuş oldukları ödülleriçin yarışmalar düzenlenebilir. Bu caizdir.

17- Yöneticiler yarışlarda tarafsız olmalıdır.18- Yarışmalarda sadece dünyevi boyut değil

uhrevi boyut da dikkate alınmalıdır. Çünküburadaki bütün her şeyin ahirete hazırlıkamacıyla kullanılması gerekmektedir.

Kur’an her konuda olduğu gibi elealdığımız müsabaka konusunda da bize ışıktutmakta ve yolumuzu aydınlatmaktır. Bu ışıktanistifade etmek için akılların ve gönüllerin onayönelmesi gerekir.

KAYNAKÇA

44

ABAY, Ahmet, Kur’an’da Kişilik Eğitiminin İlkeleri, DüşünYayınları, İstanbul 2012.

ABDULBAKİ, Muhammed Fuad, el-Mu’cemu’l-Mufehres li-Elfazi’l-Kur’an’il-Kerim, Çağrı Yay., İstanbul,1987.

ATEŞ, Süleyman, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, YeniUfuklar Neşriyat, İstanbul,1988.

el-AYNÎ, Bedruddîn Ebu Muhammed Mahmûd b.Ahmed, el-Binâye Şerhu’l-Hidâye, Beyrut1420/2000.

BAYRAKLI, Bayraktar, Yeni Bir Anlayış Işığında Kur’anTefsiri, Bayraklı Yayınları, İstanbul, 2007.

BUHARİ, Ebi Abdillah Muhammedb. İsmail, es-Sahih, Beytu’l Efkar, Riyad 1998/1419.

CANAN, İbrahim, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, AkçağYayınları, Ankara 1995.

EBU DAVUD, Süleyman b. Eş’ab, Sünen, Dar er-Risale, Beyrut 2009/1430.

 GÜNAY, Hacı Mehmet, “Müsabaka”, TDV İslâmAnsiklopedisi,  Türkiye Diyanet VakfıYayınları, İstanbul 1994.

HAKİM en-NİSABURİ, Ebi Abdillah Muhammed b.Abdullah, el-Müstedrek ala’s Sahihayn, DarKütüb’ül Alemiyye, Beyrut tsz.

el-İSFAHANİ Ebi’l Kasım Hüseyn b. Muhammed er-Rağıb, el- Müfredat fi Garibi’l-Kur’an, Daru’lMarife, Beyrut tsz.

45

İBN MANZUR, Ebi’l Fadl Cemaliddin b. Muhammedb. Mükrim, Lisanu’l Arap, Dar Sadır, Beyrut,trs.

KAL'ACI, Muhammed Revvas, el-Mevsuat’ul Fıkhiyyetul,Muyessera, Beyrut, 2000.

KARAMAN, Hayrettin, Mustafa Çağrıcı, İbrahimKâfi Dönmez, Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu,DİB. Yayınları, Ankara 2007.

KİREÇÇİ, Burak,http://burakinobjektifinden.blogspot.com/2012/04/spor-ahlaknda-eksen-kaymas-sike-ve.html.

EL-KAŞANİ, Alaaddin Ebi Bekr İbn Mesud, Bedaiü's-sanai', Darul-Kutubul-Arabiye, Beyrut tsz.

el-KURTUBİ, Ebi Abdillah Muhammed b. Ahmed b.Ebi Bekr, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, (Tahkik;Abdullah b. Abdul Muhsin et-Türki),Muessesetu’l Risale, Beyrut, 2006.

KUTUB, Seyyid, Fizilali’l-Kur’an, Daru’l-Şuruk,Beyrut, 1985.

el-MATURİDİ, Ebu Mansur Muhammed b. Mahmud,Tefsiru’l-Kur’an’il Azim (elmusemma) Te’vilatu Ehli’sSunne, Muessesetu’l Risale, Beyrut2004/1425.

MÂVERDÎ, Ebu’l-Hasen Alî b. Muhammed b.Muhammed, el-İknâ’ fî fıkhi’ş-Şâfiî, byy. tsz.

el-MEVDUDİ, Ebu’l A’la, Tefhimu’l Kur’an, (Çev.Kurul), İnsan Yayınları, İstanbul 1986.

46

MÜSLİM, Ebi’l Huseyn b. Haccac, es-Sahih, DarKütüb’ül Alemiyye, Beyrut 1991/1412.

en-NEVEVÎ, Ebu Zekeriyyâ Muhammed b. Şeref, el-Mecmû‘ şerhu’l-Mühezzeb, Dâru’lfikr, Beyrut,tsz.

er-RAZİ, Muhammed Fahruddin, Mefatihu’l -Ğayb,Daru’l Fikr, I. Baskı, Beyrut, 1981.

es-SABUNİ, Muhammed Ali, Safvetü’t-Tefasir,Darsaadet, tsz.

eş-ŞİRBÎNÎ, Muhammed b. Ahmed el-Hatîb, Muğni’l-muhtâc ilâ ma’rifeti me’âni elfâzı’l-Minhâc, Dâru’lkütübi’l-‘ilmiyye, byy. 1415/1994.

et-TABERSİ, Ebi Ali el-Fadl b. Huseyn b. Fadl,Mecmeu’l Beyan fi Tefsiril Kur’an, Daru’l Kutübü’lİlmiyye, Beyrut 1997/1418.

et-TAHİ, Ahmed Hamid Muhammed, Ahkamu’l-Musabakati fil-fıkhil- İslami, Ummul-KuraÜniversitesi, Mekke 1408/1988.

TELKENAROĞLU, M. Rahmi, “İslam Ceza HukukundaHukuka Uygunluk Nedeni Olarak Spor Faaliyetleri”Atatürk Üniversitesi İlahiyat FakültesiDergisi, Sayı: 36 ● Erzurum 2011) s.84-86

et-TİRMİZİ,  Ebu İsa Muhammed bin İsa, Sünen,Dâru’lfikr, Beyrut 2005/1426.

YAZIR, Elmalılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’anDili, Azim Dağıtım, İstanbul, 1992.

YILDIRIM, Mehmet Emin, Kur’an’ın Model Şahsiyetleri

47

Peygamberler, Kur’ani Hayat Dergisi, 4. sayı2009.

ez-ZEBİDİ, Seyyid Muhammed Murtaza el-Huseyni,Tacu’l-Arus min Cevahiri’l Kamus, (Tahkik:Mustafa Hicazi) Kuveyt 1989.

48