H İşkan - F. Işık, "Likya Ev Mimarsi Üzerine", bk. O. Belli - B. Kunter (ed.), 60. Yaşında...

21
£ AtSinan Genim'e Ö U î Armağan MAKALELER

Transcript of H İşkan - F. Işık, "Likya Ev Mimarsi Üzerine", bk. O. Belli - B. Kunter (ed.), 60. Yaşında...

£ AtSinan Genim'e Ö U î Armağan M A K A L E L E R

SİNAN GENİM'E ARMAĞAN MAKALELER

Yayın Kurulu Ara Al tun, Koksal Anadol , Oktay Belli, Oğuz Ceylan, Dila Çakıl, Havva Iskan, Ebru Karakaya, Belma Barış Kurtel, Nazan ö lçer , Coşkun özgünel , Şerafett in Yılmaz

Editör Oktay Belli Belma Barış Kurtel

Düzenleme Kurulu Dila Çakıl, Ebru Karakaya, Belma Barış Kurtel, Sinan Şenil

Tasarım - Uygulama Savaş Çekiç Tasarım Atölyesi Havyar Sokak 27/3 Cihangir 34433 İstanbul T: 0 212 249 69 18 F: 0 212 245 50 0 9 E: [email protected]

Redaksiyon Isa Kayaalp

İngilizce Çeviri - Düzelti Mete Aksan

Kapak Fotoğrafı Mura t Germen

Baskı - Cilt MAS Matbaacılık A.S. Dereboyu Caddesi Zagra Binası Maslak 34398 İstanbul T: 0 212 285 11 96 F: 0 212 276 59 55 E: [email protected]

ISBN 975-00011-1-7

Bu kitabın geliri Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı'na bağışlanmıştır,

ffl 2005

Her hakkı mahfuzdur. Bu yayının hiçbir bölümü kopya edilemez. Dipnot vermeden alıntı yapılamaz ve Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı'nın yazılı izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi vb. yollarla kopya edilip yayımlanamaz. Kitapta yer alan makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir.

Dağıtım-Distribution Ege Yayınları Arslanyatağı Sokak 35/2 Cihangir 34433 İstanbul T: 0 212 244 75 21 F: 0 212 244 32 0 9

E: [email protected]

Sadrazam Koca Râgıb M e h m e d Paşa Kü tüphane, Sıbyan Mekteb i ve Türbes i 3 9 7

KAYNAKÇA

Ana Britannica Ana Britannica, "Ragıb Paşa (Koca)", XVIII, istanbul 1990, s. 270

Anonim 1993 Anonim, İstanbul Kütüphaneler ve Müzeler Rehberi, Istanbul II Kültür Müdürlüğü, İstanbul 1993

Cunbur 1963 Müjgân Cunbur, "Ragıb Pasa Kütüphanesi Hakkında Yabancıların Görüşleri",

Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, XII/1-2, Ankara 1963

Erünsal 1988 İsmail E. Erunsal, Türk Kütüphaneleri Tarihi II: Kuruluştan Tanzimat'a Kadar Osmanlı Vakıf

Kütüphaneleri, Ankara 1988

Ferrario 1827 Gilulio Ferrario, II Costumo Antico e Moderno Storia del..., Frenze 1827, XX, ks. 4, s. 244

Inciciyan 1976 P. Ğ. Inciciyan (çev. Hrand, D. Andreasyan), 18. Asırda İstanbul, İstanbul 1976

Jouannin-Graver 1952 José Maria Jouannin-Jules Van Graver, Turquie, Paris 1840, s. 116-117

Kubilay 1999 Ayşe Yetişkin Kubilay, "18. ve 19. yy. İstanbul Vakıf Kütüphaneleri Üzerine Tipolojik Bir

Değerlendirme", Osmanlı Mimarlığının 7. Yüzyılı İTÜ Uluslararası Kongre Bildirileri

(25-26-27 Kasım), İstanbul 1999, s. 149-153

Kut Günay Kut, "İstanbul'daki Yazma Kütüphaneleri", Tarih Dergisi, 33, İstanbul 1982, s. 341-374

Koç 1994 Havva Koç, "Ragıb Paşa Kütüphanesi", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, VI,

İstanbul 1994, s. 297-298

Mutlu 1963 İbrahim Mutlu, "Ragıp Paşa Kütüphanesi 200 Yaşında", Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, XII/1-2, Ankara 1963

Sevim 1996 Mustafa Sevim (haz.), Gravürlerle Türkiye: İstanbul, ll-lll, Ankara 1996

Yüksel 1963 Şedit Yüksel, "Kurulusunun İlk Yıllarında Koca Ragıp Pasa Kütüphanesi", Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, XII/1-2, Ankara 1963

Likya Ev Mimarisi Üzerine

Havva İşkan-Fahri Işık *

Likya bölgesine yönelik araştırmaların hemen tamamında, yörenin kültür ve sanatını "Yunan ya da Pers" odaklı/etkili görme çabalan, her yeni bilimsel kazı ve yüzey araştırmasının sonuçlarıyla gelenekselciliği belirginleşen bu halkın Tunç çağı Lukka özünü de etkileyen bir sürece girmiştir.1 2002 yılın-da yayımlanan Andreas Thomsen'ın "Die lykische Dynastensiedlung auf dem Avşar Tepesi" başlıklı doktorası da, kuruluşu "Geç Kalkolitik-Erken Tunç çağı"2 gibi çok derinlere inen bir dağ yerleşiminde ev mimarisinin bi-le yerli biçimler içerdiği, bazı yönleriyle Anadolu etkilerini sergilediği gerçe-ğini ortaya koymakta, ancak yine de Likyalı'nın kültürel kimliğini biçimlen-diren bu bilimsel sonuç kanımızca yeterince vurgulanmamaktadır.

Orta Likya'nın en geç milâttan önce VII. yüzyılın ilk yarısında yeniden kent-sel bir yaşam bulmaya başlayan bu dağ kenti (Harita: 1), özellikle milâttan önce V. yüzyıl ile IV. yüzyıl ortaları arası süreçte, bir bey yerleşimi olarak yo-ğun yapılaşma görmüş ve hemen sonrasında tamamen terkedilmiştir.3

' Avşar tepesinin genel planı

n Eklev. 2 Ksanthos'taki Kherei dikme mezarı yazıtında okunan zagaba kenti belki burasıdır.4 İç ka-le, doğudaki yüksek konumuyla güney, batı ve kuzeybatıya yayılan ve surla korunan 7 hektar genişliğindeki bir yamaç yerleşimine egemendir. İşte bu geniş alanda araştırılan yü-zün üzerinde yapı kalıntısı, Likya evleri konusunda ilk defa somut bilgiler içermektedir. Bunlar Thomsen tarafından biçimlerine göre dört ana kümede toplanmıştır:5 "Verandalı" evler, sıra odalı evler, tek odalı evler ve kavisli evler. 'Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Bu makalede Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Archäologischer Anzeiger 1977, 6II vdd. yayımında belirlenen dipnot sistemi kullanılmıştır.

1 Bu konuyla ilgili olarak bk. H. Işkan, "Der Einfluss des späthethitischen Kulturraumes auf die Grabreliefs in Lykien", M. Novak-F. Prayon- A.-M. Wittke (ed.), Die Aussenwirkung des späthethitischen Kulturraumes. Güteraustausch-Kulturkontakt-Kulturtransfer. Akten der zweiten Forschungstagung des Graduiertenkollegs "Anatolien und seine Nachbarn" der Eberhardt-Karls-Universität Tübingen. 20-22. November 2003 (2005) 151 vd. 2 Thomsen 5 3 Thomsen 7 vd. 4 Thomsen 16 vd.; F. Kolb-W. Tietz, "Zagaba: Münzprägung und politische Geographie in Zentrallykien", Chiron 31, 2001, 347 vd. 5 Thomsen 195 vdd.

4 0 0 Havva Işkan-Fahr i Işık

0 5 10 m 0 5 1 0 m

Çizim 1: Avşar tepesinde verandalı ev Thomsen Kat., nr. 2

Çizim 2: Avşar tepesinde verandalı ev Thomsen Kat., nr. 8

Ev Tipler i "Verandalı" evler (Çizim: 1-2)6 adlarını, evin vadiye dönük uzun yüzünde duvar boyunca uzanan ve bir taş sekiyle desteklenen düz setten almaktadır. Bu setin konutla organik ba-ğı yoktur, girişleri farklıdır; ayrıca üzerinin örtülü oluşu da kanıtlanamamıştır. Bağımsız ve üzeri açık "veranda", işleviyle daha çok bir tür avlu görüntüsündedir. Dolayısıyla "ana özellik"7 olarak verandayı öne çıkararak bir ev tipini belirlemek, mevcut malzemenin ta-nımlanmasında yetersiz kalmaktadır. Konut mekânları ve verandadaki farklılıklar sebe-biyle oluşturulan alt kümeler de bu gözlemi ve tipolojideki zorluğu kanıtlamaktadır. Bu gruba giren evler çok odalıdır; yan yana dizili dörtgen mekânlar biçimde yamuk oluşlarıy-la benzeşirler, ancak boyutları farklıdır. Genelde yaklaşık aynı büyüklükte iki odaya sa-hiptirler; bunlardan vadiye bakanı baş odadır ve bir ön oda ile geçilir. Bazılarında ise ya-maç tarafında kendi içinde bütünleşmiş iki, bazan da üç oda bulunabilir; bu bölümden baş odaya girilmez. Yerleşimin en yaygın ev tipidir; 60 ile 200 m2 arasında değişen büyük-lüktedirler.

Sıra odalı evler (Çizim: 3-4)8 tanımı, odaların ardarda dizilişi ile belirlenmiştir. Ancak bu tanımın verandalı evlerde çoklukla yan yana sıralanabilen oda düzeni için de geçerliliği karışıklık yaratabilmektedir. Aslında bunlar bölümlenmiş uzun evlerdir. Bu tip için özel-likle dik ve yürümesi zor güney yamaç seçilmiştir. Evler birinden diğerine geçilebilen, eğik açılı uzun dörtgen odalardan oluşur. Oda sayısı genelde üçtür, gerektiğinde yeni mekân-lar da eklenebilir. Kural olmamasına karşın, ortadaki oda en küçüğüdür; arkadaki en ge-

6 Thomsen 197-277 Kat. No. 1-69 7 Thomsen 198 8 Thomsen 277-285 Kat. No. 70-81a

Likya Ev M i m a r i s i Üzer ine 4 0 1

10 m

Çizim 3: Avşar tepesinde sıra odalı ev Thomsen Kat., nr. 70

Çizim 4: Avşar tepesinde sıra odalı ev Thomsen Kat., nr. 80

niş alana sahiptir; öndeki ise giriş işleviidir. Arka oda, veranda evlerin baş odası gibidir; yine orada ön oda neyse, burada da giriş odası odur. Giriş odası boylu boyunca uzanan bir koridora dönüştüğünde, mekânlar yan yana sıralanır. Dış kapının önü, yamaç girişini kolaylaştırmak için düzleştirilmiş, genişletildiğinde de verandanın avlu işlevine dönüştü-rülmüştür. Evin vadiye bakan tarafının bazan bir taş sekiyle örülmüş olması, yapıya sağ-lamlık kazandırmak içindir.

Tek odalı evler (Çizim: 5-6)9 ikinci yaygın tipi oluştururlar; bir odalı, çekirdek bir mekâna sahiptirler. İlk iki tipin bazı özelliklerini taşıyanları da vardır; örneğin eğimli tarafta sıra

9 Thomsen 287-289 Kat. No. 82-117

4 0 2 Havva Işkan-Fahr i Işık

odalılar gibi sadece bir destek duvarıyla güçlendirilirken, "veranda"lı da olabilirler. Oda, çoğunlukla kare biçimlidir, duvarlar eğik açılıdır; özellikle kayalık arka taraf düzensizdir.

Kavisli evler (Çizim: 7)10 sayıca çok azdır. Tip tanımı yalnızca duvarların az ya da çok ka-visli oluşlarında okunmaktadır. Çok odalıdırlar ve bunlar hem biçimde hem de boyutta değişkendirler; bazıları dikdörtgene benzese de, dik açılılık yoktur.

Yapısal Özellikler İlk defa F. Kolb'un yönettiği Tübingen Üniversitesi Likya Projesi çerçevesinde Avşar tepe-sinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarıyla -zorluklara rağmen- kümelenebilir ayrıntıda Çizim 7: Avşar tepesinde kavisli ev

tanıyabildiğimiz erken Likya evleri, planlarındaki farklılıkların aksine yapısallıkta benzeş- T h o m s e n Kat- nr•119

mektedir. Thomsen'a göre özetle (Çizim: 8)11:

Tamamı yamaçta temellenmiştir. Bu konum sebebiyle yamaca dayalı arka duvarlar, ge-rekli durumlarda yerli kayanın oyulmasıyla biçimlenmiştir. Duvarlar çift kabukludur, ara-ları küçük taşlarla doldurulmuştur. En zayıfı 80 cm. kalınlığındaki dış duvarlardan önde-ki iri ya da orta boyda, arkadaki küçük taşlarla örülüdür; ortalama 45 cm. kalınlığında olan oda duvarlarının taş malzemesi de küçük boyutlardadır. Köşeler iri ortostat bloklar-la sağlamlaştırılmıştır. Hepsi kuru duvar tekniğindedir, ara boşlukların balçıkla kapatıldı-ğı sanılmaktadır. Korunabilen yükseklikleri 1.00 metreyi aşmaz; genelde ancak birkaç taş

Çizim 8: Avşar tepesinde ev-107 duvarları Thomsen Res. 42

10 Thomsen 289-295 Kat. No. 118-122 11 Thomsen 251 vdd. 282 vd.

Likya Ev Mimarisi Üzerine 4 0 3

sırası günümüze ulaşabilmiştir. Yıkıntı-lar içinde gözlemlenebilen malzeme-nin niceliği, duvarların bütünüyle taş-tan örülmesine yetmemektedir; bu ol-gu, taş altyapı üzerinde kalıcı olmayan malzemeden bir duvar yapısını düşün-dürmektedir. Sıvanın varlığı da, Limyra yamaç evlerindeki bulgularla öngörül-mektedir.12

Duvarların yöredeki eş zaman kule çift-liklerin duvarlarından daha az kalın ol-mayışı gerçeği, Avşar tepesi evlerinde çok katilliğinin göstergesidir. Bu dü-şünce, Pınara bey mezarı kent kabart-malarında betimlenen evlerin biçimle-riyle de belgelenmektedir (Çizim: 9).13

Çoğunluğu bir ya da iki katlıdır; birka-çı üç kata kadar yükseltilmiş olabilir. Bazı durumlarda ise çok katillik, işlev-sel gereksinmenin sonucudur, örneğin verandalı evlerin kent suruyla bütün-leştirilmeleri, onların savunmaya yöne-

lik kule işleviyle, burç ya da kule görevi üstlenişiyle açıklanabilir.14 Kiremit parçalarının sayısal azlığı, yapıların düz damla örtüldüğünü göstermektedir ki, bu yöntem zaten ev ti-pi mezarlarda da en yaygın olanıdır.

Avşar tepesi evleri, seramik buluntularıyla saptanan milâttan önce VII. yüzyıl ile IV. yüzyı-lın üçüncü çeyreği arasındaki yaygın yerleşim tarihinin,15 VI. yüzyılın ikinci yarısı ile IV. yüzyılın ortalarına denk düşen evresine tarihlenmektedir.16 Asıl yapılaşım yoğunluğu ise, Akropolis ve Agora'nın yapılanışıyla birlikte artan nüfusla milâttan önce V. yüzyılın ilk ya-rısından itibaren başlayarak bu yüzyılın ikinci yarısına kadar sürmektedir. Sıra odalı ev-lerde, duvarların yamuk formları ve iri taş örgülerinde okunan "arkaiklik" ile üç odalı ta-sarımın milâttan önce 530 dolaylarına tarihlenen Ksanthos B-Sarayı'nı (Çizim: 10) anım-satması, bunların verandalı evlerden önce ortaya çıktığının ve onları "veranda" eklentisiy-le geliştirdiğinin göstergesidir.17 Ancak sıra odalıların yapımını, benzeri tek odalı evlerle bir

12 M. Seyer, "Die Grabung in den Hanghâusern von Limyra", ]. Borchhardt-G. Dobesch (ed.), Akten des II. intemationalen Lykien-Symposions. Wien 1990 (1993) 177 13 Thomsen Res. 29a. b, Lev. 12, 2. 4 14 Thomsen 268 15 Thomsen 6 vd. 16 Thomsen 6 vdd. 284 vd. 289 17 Thomsen 284 vd.

Çizim 9: Pınara'da bey kaya mezarı kent kabartması Thomsen Res. 29

4 0 4 Havva Işkan-Fahri Işık

10 m

B in Fundlage

Çizim 10: Ksanthos A ve B sarayları Thomsen Res. 37

arada, bütün örnekleriyle milâttan önce VI. yüzyılın sonu ve V. yüzyılın bası arası dar bir sürece sınırlandırarak, yerini V. yüzyılın ilk yarısı içinde veranda evlere bıraktığı savının arkeolojik bulguların yetersizliğinde tam kanıtlanmadığı kanısındayız. Bu bağlamda Lik-ya'nın gelenekselciliğini de göz önüne alarak "yeni tiplerin belirli süreçlerde yaygınlığın-dan söz etmek" daha doğru olacaktır. Zira hem verandanın mimari döşem olarak sıra oda-lı evlerin "teras duvarından geliştiğini" öngörmek ve hem de yeni ev tipini, "genel görünü-mündeki kökten farklılıkla" bir arada, "sosyal yapının zenginlikle değişerek Yunanistan'ın prostas evleri etkisine" bağlamak, kendi içinde çelişmektedir.18

Kavisli evlerin "belki sıra evlerden de erken olabileceği" öngörüsüyle katalogta "VI. yüz-yıl?" olarak tarihlendirilmelerini onaylayabilmek de zordur.19 Çünkü bu tarih, arkeolojik bulgularla belgelenememiş; örneğin Kat., nr. 119'un (Çizim: 7), tek başına neden "Vl/V. yüz-yıl?" olabileceği de anlaşılamamıştır. Kavisli evlerin erkenliği savını, W. Radt'ın Leleg ev-lerinin gelişimini "Yunanistan'daki gelişime koşutluk" temeline dayandırdığı savıyla açık-lamak, Likya'nın bu döneminde Hellas etkisinin olmayışı sebebiyle mümkün değildir; za-

Palast A und

18 Thomsen 286 Thomsen 294

Likya Ev M imar i s i Üzer ine 405

ten bu etkiyi Thomsen da yadsımaktadır.20 Thomsen, Arkaik çağ Karya oval evlerinin, Avşar tepesi kavisli evleriyle "hiçbir bağlantısının olmadığında" da haklıdır. Özellikle de bu tür ya-pıların çobanlık yapan topluluklarda "hayvan barınağı işlevinde yapıldıkları", "Avşar tepesi için de düşünülebilir"se, bunların yapılmaları her zaman dilimi içinde mümkündür.21

Avşar tepesi ev tiplerinin Likya için ne boyutta genelleştirilebileceği konusunda kesin bir karara varmak, arkeolojik araştırmaların bugünkü konumunda mümkün değildir. Şimdi-lik bilinen, bu tiplemelerden birinin ya da diğerinin yüzey araştırmaları sonuçlarıyla iyi ta-nıdığımız Orta Likya yerleşimlerinde de var olabileceği yönünde ipuçları verdiğidir.22 Sıra odalı evlerin Batı Likya'nın önemli merkezi Ksanthos'la kurulabilen bağlantısı da, genel dokunun yörede yaygınlığına iz vermektedir. Th. Marksteiner'in, bir Orta Likya bey yerle-şimi olan Trysa'nın ev mimarisine ilişkin elde ettiği sonuçlar ne yazık ki yetersiz kalmış-tır; çünkü erken dönem kalıntılarının planlarını yüzeyden çıkarabilmek çok az durumlar-da mümkün olabilmiş; bağlantılar saptanamamıştır.23 Marksteiner'e göre Trysa'nın teras-lar üzerine oturtulan erken evleri, Arkaik dönemde Ege'de yaygın olarak rastlanan birbir-lerinden kopmuş tek evli yerleşimleri anımsatır;24 eğik açılıdırlar, eklentili olabilirler ve avluları vardır (Harita: 2).25 Girişteki açık alanın "avlu" işlevi düşünülürse, bütün bu özel-likler Avşar tepesindeki tek odalı tipin örneklerinde de bulunmaktadır. Doğrudan yamaç eğimine değil, yamaçta oluşturulan düz setlere temellendikleri için, Avşar tepesindeki ilk iki tipin veranda ya da destek duvarlı evleri Trysa'da zaten beklenemez.

Harita 2: Trysa, Teras evler Marksteiner Res. 16

20 Thomsen 295 21 Thomsen 295 22 Thomsen 296 vd. 23 Th. Marksteiner, Trysa. Eine zentrallyklsche Niederlassung im Wandel der Zeit (2002) 109. 98 Buluntu No. 5900 24 H. Drerup, Griechische Baukunst in geometrischer Zeit (1969) 95 vdd. 25 Marksteiner, age. 108; karşılaştır Res, 16

4 0 6 Havva Işkan-Fahri Işık

Üst Yapı Üzerine; Yeniden Kurma Likya'da kayadan oyma ve serbest duran ev tipi mezar cephelerinin ahşap-tan işçilikli bir görüntü sergilemesi, araştırmalarda hep "ölü evleri"nin yaşa-nan evlere öykünmesi biçiminde algılanmış; görünüşleri konusunda sadece kent kabartma resimleriyle (Çizim: 9) iz veren Likya evlerinin ahşap üst ya-pıyla tamamlanması arkeolojide artık gelenekten olmuştur. Dış görünüşleriy-le mezar cephelerine (Resim: I)26 benzeyen günümüz ahşap tahıl ambarları da (Resim: 2),27 tekniğin Likya gelenekselciliğinde devamından hareketle, bunda kanıt olarak değerlendirilmiştir.28 Thomsen, ev kalıntılarındaki taş malzemenin "zemin kata bile yetmeyecek azlıkta" oluşuna dayanarak, Avşar tepesi (verandalı) evlerinin çoğunlukla "1 metreyi geçmeyen" taştan alt yapı-sı üzerini hem "büyük oranda ahşap bir malzeme ile" bütünlemekte, ancak "tamamıyla ahşap bir üst yapıyı" da mümkün görebilmektedir.29 Yamaçta bir balçık katmanı oluşmadığı ve iç duvar yıkıntıları içinde de beklenen ça-murdan parçalar bulunmadığı için Thomsen duvarların kerpiçle yükseltil-mişliğini kabul etmemektedir. Bu bağlamda ayrıca, Likya'da kerpiç uygula-masını kanıtlayan hiçbir verinin bulunmadığını da vurgulamaktadır.

Gerçekten de kerpiçten izler kalmayışının "hava etkileriyle açıklanabilirliği" olasılığı, "taş duvarlarda sıva izi bile kalmayışıyla" güçlenmektedir. Ancak Thomsen'ın üst yapıyla ilgi-li savları yine de kendi içinde çelişkiler içermektedir: İlk sorun, taş duvar kalıntılarının "0.80 ile 1.10 m." arası ölçülen kalınlığındadır.30 "Eşzaman kule çiftlikleri duvarlarından

26 ). des Courtiis, Ksanthos ve Letoon Rehberi (2003) 118 Res. 47 27 Courtiis, age. 119 Res. 48 28 0. Benndorf-G. Niemann, Reisen im südwestlichen Kleinasien I, Reisen in Lykien und Karien (1884) 95 vdd; K. Kjeldsen-J. Zahle, "Lykische Gräber. Ein vorläufiger Bericht", AA1975, 349; K. Schulz, "Bauten für den Tod-Die Nekropolen von Limyra": Götter, Heroen, Herscher in Lykien, Ausstellungskat. Wien (1990) 64; Th. Marksteiner, "Wohn-oder Sakralbauten. Die Suche nach den hölzernen Vorbildern lykischer Felsgräber", ö]h 62,1993, 87 vdd. 29 Thomsen 260 vdd. 30 Thomsen 254. 261

Resim 1: Ksanthos'ta ev mezar des Courtiis Res. 47

Likya Ev M imar i s i Üzer ine 4 0 7

Thomsen bir yandan "kaya mezarlarının, Likya evle-rinin genel dış görünüşü konusunda oldukça sınırlı veriler içerdiği görülmektedir" tanısıyla J. Borch-hardt'a destek verirken,36 bir yandan da kendi savı-nı destekler nitelikteki K. Kjeldsen ve J. Zahle'nin "mezarları, ahşap yapılaşmanın taşa dönüşümü" olarak yorumlayan makalesini ayrıntılı biçimde ir-

i r - Ti: ukya ev mezarı çizimi. Thomsen Res. 68 delemektedir.37 Ancak kendi savını bu makalenin "inandırıcılığına" temellendirmek isterken; düzgün

duvarlarıyla farklı olan ahşap öykünmesi ev mezarların özenli, karmaşık ve zor tekniğinin (Çizim: 11)38 / \ v ş a r tepesinin çok odalı, çok katlı, büyük boyutlu ve eğik duvarlı düzensiz

- 1 Ksanthos'ta bey sarayı. Thomsen Res. SO, 4

daha az olmayan" bu kalınlığın sebebini, evlerin "iki, hatta üç kata tamamlanabilişiyle" ve bir "kule görüntüsünde savunma amaçlı oluşuyla"31 gerekçe-lendirmek; bu güçte bir alt yapının, (üstelik savun-ma amacında zayıf kalan) salt ahşaptan bir üst yapı için fazla olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamakta-dır. Köşe bloklarının iri orthostatlarla sağlamlaştırıl-ması da tamamıyla ahşap bir üst yapının hafifliğiyle çelişecektir.32 iç taş duvarların bazı evlerde 1.55 metreye kadar korunmuşluğu ile (ev 46) kapı söve bloklarının 1.85 metreye ulaşan yükseklikleri (ev 82), yukarıda "1 m" ile vurgulananın aksine, zemin katı tüm yüksekliğinde taştan örülmüş olarak var saymaya aslında yeterlidir. Thomsen'ın Ksanthos B-Sarayı'nın küçük taşlarla örülü duvarlarının koruna-bilen yüksekliğinin zemin kat için yeterliğine bir yo-rum getirmeyişi de bu bağlamda düşündürücüdür (Resim: 3).33 Çünkü bu tanınmış yapı metinde sıklık-la anılmakta ve kazıcısının öngördüğü milâttan önce 530 tarihi,34 sıra odalı evlerin erken tarihlenmesine bir dayanak niteliğinde önemsenmektedir.35

31 Thomsen 266 vdd. 32 Thomsen 256. 265 33 Thomsen 255 Lev. 50,4 34 H. Metzger-P. Coupel, L'acropole lyciénne. FdX II (1963) 15 vdd. Fig. 3 Lev. 13 vdd. 35 Thomsen 285 36 Thomsen 296 37 Thomsen 259 38 Thomsen Resim: 68-69

4 0 8 Havva Işkan-Fahr i Işık

Resim 6: Kasaba, hatıllı taş ev. Arşiv LAM

* Akdeniz Üniversitesi Likya Uygarlıkları Araştırma Merkezi

Likya Ev M ima r i s i Üzer ine 4 0 9

Resim 7: Kasaba, hatıllı kerpiç ev. Arşiv LAM

410 Havva Işkan-Fahri Işık

yapısına, kavisli evlerine nasıl "hiç sorunsuz" ya da "biraz tadilâtla" uyarlanabileceğinde inandırıcı olamamaktadır (Çizim: 1-7).39

"...Bunun sonucu olarak mezarlar için, Naumann, Kjeldsen ve Zahle'nin öncelikli gördük-leri ahşap örgü içinin kerpiçle doldurulması yönteminin yanı sıra, tamamıyla ahşaptan oluşan bir yapılanmayı da tümden dışlayamayız" cümlesiyle Thomsen aslında, kendi sa-vına karşı bir seçenek sunmakta ve sonuçta "tamamıyla ahşap tamlamaya" da kuşkuyla yaklaşmış olmaktadır.40 Bizim, Thomsen tarafından iki satırla değinilen makalemizde ev duvarları için öngördüğümüz öncelik de aynıydı;41 kendisinin de dışlayamadığı kargas42

Biz kargası başka bilimsel verilerin ötesinde, tıpkı tahıl ambarlarında kabul gördüğü gibi (Resim: 2), Likya'nın bugününe gelerek sürebileceği düşünülen yöresel mimari örnekleri-ne dayanarak da öngörmüştük (Resim: 4-5):43 değişik biçimlerde kurulabilen ahşap iske-let aralarının taş ve çamurla, ya da belki kerpiçle doldurulduğu bir yöntem.44 Bu yöntem, günümüzün "turizm çağı öncesi" Likya'sında daha yalın değişikleriyle bir arada (Resim: 6-7) en yaygın biçimde uygulananıdır. Aşağıda değinileceği gibi kargas yapı yönteminin yay-gınlığı, Anadolu'da Hitit ev duvarlarında (23. 24)45, Erken Demir çağı Ege'sinin öte yaka-sındaki varlığı da pişmiş toprak bir Argos ev modelinde somut olarak ortadadır.46

Thomsen, "Podyum 252" olarak tanımladığı Avşar tepesi Agora Tapınağı'nın (Harita: 3) üst yapısının nasıl olabileceği konusunda da kesin bir öneri getirmemektedir: "...birçok olgu

3 9 Thomsen 261 vdd. 4 0 Thomsen 263 Dipnot 182 41 Thomsen 295 42 H. Işkan-F. Işık, "Likya'da Konut ve Gömüt Arasındaki Yapısal İlişkiler", Tarihten Günümüze Anadolu'da Konut ve Yerleşme, Habitat II (1996) 171-181 43 Işkan-lşık, age. Res. 7 4 4 Kargas duvar tekniğiyle benzeşen 'bağdâd? teknik de (Geflecht mit Lehmbewurf) Thomsen tarafından kabul edilebilir bir yöntem olarak ifade edilmektedir, Thomsen 263 45 Naumann 379 4 6 H. Drerup, Griechische Baukunst in geometrischer Zeit (1969) 108 vdd. Res. 55 Lev. Ollla

Harita 3: Avşar tepesi, agora genel Thomsen Res. 45

Likya Ev Mimarisi Üzerine 411

Çizim 12: Avşar tepesi Agora Tapınağı rekonstrüksiyonu Çizim 13: Avşar tepesi bey mezarı rekonstrüksiyonu Thomsen Res. 118 Thomsen Res. 119

Ksanthos G yapısınınkine benzeyen bir rekonstrüksiyona, yani düz damlı kargaşa işaret etmektedir. Ancak ondan farklı olarak malzeme burada gerçekten ahşap olmalıdır. Açık-lanması gereken soru, yan duvarların hangi malzeme ile doldurulduğudur. Batı yüzdeki göçük, taşlı dolguyu düşündürebilir görünmektedir; ancak bu podyum dolgusuna ait bir malzeme de olabilir. Doğu ve güney yüzlerdeki göçüklerin dışında hemen hemen hiçbir şey mevcut olmadığı için bir ahşap-çamur-kargas konstrüksiyonundan veya tamamıyla ahşap bir üst yapıdan hareket edilebilir."4 7 İste bu düşüncelerle oluşturulan yeniden kur-ma önerisinin resmi ise (Çizim: 12),48 salt enine ahşap hatıllarla destekli olsa da, özde bi-zim Tlos akropolünde eskinin yerine oturan, Osmanlı dönemi Kanlı Ali Ağa Sarayı duvar-larıyla örneklenen önerimizle örtüşmektedir. Avşar tepesi bey mezarı yan duvarlarının alt yarısı tastan, üstü kargas örgülü ve de iki katlı olarak yeniden kurulan genel resmi ise (Çi-zim: 13),49 Ksanthos B-sarayı kalıntılarının yeniden kurgusuna bütünüyle uymaktadır (Re-sim: 3) .5 0 Görülüyor ki, Avşar tepesi yerleşiminde bir tapınak ve bir bey mezarı için öngö-rülen duvar tekniğiyle, aynı kentin bey konağı ve evleri için kabullenilen teknik farklı olur-sa, ortaya bir çelişki çıkmaktadır. Bu bağlamda vurgulanması gereken, örneğin Hititler'de de yapı tekniği olarak tapınak ile sarayın ayrılmadığıdır; kral evi nasıl ve hangi teknikte yapılmış ise Hattusa evleri de o teknik de yapılmışlardır. Biri taş, diğeri kerpiç değildir; tıp-kı Likya'da olduğu gibi, taş temelli ve düz damlıdırlar; ve de duvarlar kerpiçtendir.51 Ara-

4 7 Thomsen 111 vd. 4 8 Thomsen, Res. 118 4 9 Thomsen, Res. 119 5 0 Iskan-lşık, age. Res. 51 Naumann 1971, 379

3; Thomsen Lev. 50,4

412 Havva Işkan-Fahri Işık

larındaki fark sadece niteliktedir. Yine F. Neve'ye göre, "tapınaklardan ele gecen kalıntı-lar, üst duvarlarında dikey ve yatay hatıllarla kurulan iskelet aralarının kırık taş ya da ker-piç dolgudan oluştuğunu belgelerken, (...) günümüz evlerinin kargas yapı tekniği, Hitit ta-pınaklarının dış duvarlarıyla örtüşen bir uygulamayı yansıtıyor gibidir."52 Binyılların yapı geleneği Orta Anadolu'da günümüze kargas olarak iz sürebilmişse (Çizim: 14-16)53; benzer süreklilik, en az Orta Anadolu halkı denii geleneğine bağlı Teke yöresi halkından da bek-lenmelidir (Resim: 5-6).

Likya-Anadolu Bütünlüğünde Avşar Tepesi Evleri:

Etkileşim Thomsen'ın, Avşar tepesi sıra evlerinden ikisini "ilk bakışta Yunan pastas evleriyle akra-ba" görmesi ve bu görüşünü örneklerle irdelemesi, ancak ardından "ilişki olmadığı" sonu-cuna varması kanımızca gereksizdir (Çizim: 4 ) . M Çünkü pastas evi belirleyici iki asal özel-liğin, koridora girişin cepheden olması ve koridorun bir avluya açılması özelliklerinin,55

bu Likya evlerinde bulunmadığını ve de zaten bu yapı tipinin Anadolu'ya özgü olmadığı-nı, H. Drerup'a uyarak, kendisi de yazmaktadır .5 6 Prostas eve, koridora önden girişlerle yakınlaşan, tapınak olması mümkün bir yapının, Komplex 419'un da avlusu eksiktir (Çi-zim: 17).57 Bunlar, Minos uygarlığından bu yana arkeolojide yaygın olan deyimiyle, "kori-dorlu ev" biçiminde tanımlanmalıdır. Ve sonuçta onun "Likya etkisiyle gelişen bir mekân" olarak nitelendirilişi doğrudur.58

Bir megaron ön odasının bir avluya açılmasıyla oluşan prostas evin Anadolu kökenli oldu-ğu5 9 ve -pastas ev gibi- milâttan önce IV. yüzyılın ikinci yarısında bu topraklarda yaygın-laştığı bi l inmektedir.6 0 Ancak onların da Avşar tepesinin bu defa "Verandalı evleriyle ben-zerliği tartışılmaz" değildir. Çünkü buna ilişkin verilen tek örnekte, Kat., 2'de (Çizim: 1), hemen göze çarpan farklılıkların "belirleyici olmadığı" söylenemez; çünkü Avşar tepesi yerleşiminde "hiçbir evde öne açık bir ön mekân" saptanamamıştır."61 Prostas ev tipinin Anadolu'da en erkeni olan eski İzmir çifte megaronunun "Likya veranda evlerine yakınlı-ğı" da inandırıcı değildir;62 aynı şekilde sıra odalı evlerden kat. 70 ile (Çizim: 3) 71'in "Er-

5 2 P. Neve, Hattuşa. Stadt der Götter und Tempel (1996) 26. Ayrıca bak. W. Schirmer, "Stadt, Palast, Tempel", Die Hethiter und ihr Reich. Das Volk der 1000 Götter, Ausstellungskat. Bonn 2002 (2002) 211 5 3 Naumann 361 Res. 484; 379 Res. 515. 516 5 4 Thomsen 259 Kat. No. 73 ve 80 5 5 H. Drerup, MarbWPr 1967,11 5 6 Thomsen 299; Drerup, age. 12 57 Thomsen 156 vdd. 299 Res. 74 5 8 Thomsen 299 5 9 Drerup, age. 8 vd. Res. 3 6 0 Thomsen 299 vd. Res. 99.102 61 Thomsen 299 6 2 Thomsen 300 Res. 99 .100

Likya Ev Mimarisi Üzerine 413

Çizim 14: Boğazköy, kargas ev. Naumann Res. 484

ken Tunç çağı Elmalı/Karataş megaron planlarını -değiştirerek- Arka-ik döneme kadar yaşatabildikleri" de. Çünkü "değişiklik" esastadır, Avşar tepesi örneklerinin bir "megaron" olmayışlarındadır. Ayrıca zaman aralığı çok geniştir, süreklilik halkaları eksiktir. Örneğin mi-lâttan önce VIII. yüzyılın Gordion Frig megaronları da bu Likya evle-rine zamansal olarak "daha yakın" durmalarına rağmen, "tanımda" elbette ki bir yakınlıkları bulunmamaktadır .

Thomsen, gereksiz bulduğumuz bu karşılaştırmaların sonunda "Av-şar tepesi evlerinde şimdilik, Batı Anadolu'nun uzun ev geleneğini görmeye mecbur ka lmak" gibi bir karara varmaktadır . Oysa Batı Anadolu'dan bilinen milâttan önce IX-VII. yüzyılların tek odalı eski İzmir evlerinin,6 3 milâttan önce VII. yüzyıl Ksanthos A-Sarayı tasarıy-la benzeştiği (Çizim: 10) söylenemez.6 4 Aslında yan yana sıralı uzun odalardan oluşan evler Anadolu'nun geçmişine yabancı değildir; Tunç çağı boyunca özellikle Beycesultan ve Tarsus'ta uzun bir gele-neğe sahiptirler.65 Ancak örneğin; bir Geç Tunç çağı Beycesultan sı-ra odalı uzun evinin,6 6 Avşar tepesinden Kat. 11 ile, ya da Beycesul-tan ikiz tapınaklarının6 7 Avşar tepesiden Kat. 7-9'la benzeşmeleri de bir etki anlamına gelemez; erken demir çağı bağlantıları eksiktir. Bu-na karşın; Hitit evlerinin belirleyici özelliklerinden olan eğik açılılı-ğın ve eklentili mekânlar ın 6 8 Likya'ya da gelenek sürdüğü, demir ça-ğının Leleg ya da İyon kentlerinde saptanan sürekliliğin yanı sıra,6 9

Hattuşa tapınaklarında gözlemlenen dik açılı düzgün odaların,7 0 Av-şar tepesinin "olası" tapınağında uygulanışıyla da kanıt lanmaktadır (Çizim: 17).71 Yeni Hitit sarayları ile yapılan karşılaştırmalarla hem Xanthos A-Sarayı'nda (Çizim: 10)72 hem de Avşar tepesi bey sarayın-da (101-102. yapı kompleksi) (Harita: 3)73 bir bit-hilani örneklemesin-den söz edilebilmektedir. Şaşırtıcı olan Thomsen'ın, söz konusu bey

Çizim 15: Boğazköy, kargas ve kerpiç ev. Naumann Res. 5/5

Çizim 16: Boğazköy, kargas ve kerpiç ev. Naumann Res. 516

6 3 E. Akurgal, "Batı Anadolu'da Konut, Yerleşme ve Kent Planlaması (M.0 . 3000-30), Habitat II, İstanbul (1996) 124 vdd. Res. 5-8 6 4 Thomsen 2000, 300 Res. 37 M Naumann 348. 355 Res. 461-464. 474. 475 6 6 Naumann 348 Res. 464 « Naumann 348 Res. 461 M Naumann 368. 377. 379 Res. 490 vdd. 6 9 Thomsen 301 Res. 41. 94 7 0 Naumann 451 vdd. Res. 591-595 71 Thomsen 2002 Res. 74 7 2 H. Metzger, FdX II (1963) 18 vd; Th. Marksteiner, Trysa. Eine zentrallyklsche Niederlassung im Wandel der Zeit (2002) 89. 94 Res. 109; Thomsen, Res. 37 7 3 Thomsen 245 Kat. nr. 64 Res. 37a, 2

414 Havva Işkan-Fahri Işık

sarayının da ait olduğu verandalı evlerin ortaya çıkısı Persler'in Likya'ya gelişinden önce olmasına rağmen, bu etkiyi "Pers aracılığını" gündeme ta-şıyarak görmek istemesidir.74 Yine verandalı evlerin olası "kule" biçimine yönelik bir "Akhamenid" etkisinin "şimdilik yanıtlanamaz" da olsa sorgu-lanması doğru değildir.75 Çünkü Yeni Hitit-Likya ilişkileri H. Işkan'ın son araştırmalarıyla artık aydınlanmaya başlamıştır; sura bitişik bir evin, yanı başındaki kuleye benzetilmesi için de başka yerlerden esin kaynağı ara-mak gerekmez.

Avşar tepesinin bir dağ kenti olması ve en yüksek yerinde küçük bir Yuka-rı (İç) Kale ile onun çevresinde yamaçta ya da eteğindeki geniş bir alanda yoğunlaşan yerleşimin, Aşağı (Dış) Kale'nin, yine bir surla korunaklı olma-sı,76 ilk Hattuşa ile başlayan bir Hitit dağ kentinin genel resmini vermekte-dir ki;77 bu Likya'da yaygın dağ yerleşimlerinin de resmidir.78 özell ikle bir Hattuşa erken krallık dönemi kalesi ile (Harita: 4) Kya neai Kalesi (Harita: 5) arasındaki benzerlik,79 aynı zamanda diğerleriyle olan farklılıkların to-pografya değişkenliğinden kaynaklandığının da kanıtıdır. Dağ kentlerin, erken demir çağında Anadolu'nun doğu ve batı dağlığında yaşayan Urar-tular'da ve Frigler'de gelenek sürmesi, doğanın oralarda savunmaya yöne-lik olarak yarattığı olanaklar sebebiyledir.8 0 Bu tür yerleşimin Yeni Hitit-ler'de en çarpıcı örneğini Karatepe'de ya da Göllüdağ'da bulması ise,81

Hattuşa etkisinin Likya'ya Karatepe gibi milâttan önce erken 1. binyıl dağ kentleri aracılığıyla ulaşmış olabileceği beklentimizi güçlendirmektedir; çünkü Frig dağ yerleşimlerinde bey sarayını barındıran bir iç kale yok-tur . 8 2 Avşar tepesi verandalı evlerinin kent suruyla bütünleşmesi de 8 3 Ye-ni Hitit'te karşılaştığımız olgulardandır 8 4 Ayrıca Erken Tunç çağı sonların-da Elmalı yaylasında Semayük'te sura bitişik mekânların savunma işlevli oluşu da,8 5 uygulamanın Likya'nın çok eskilerine dek uzandığını göster-mesi yönünden önemlidir.

7 4 Thomsen 301 7 5 Thomsen 301 7 6 Thomsen 66 vdd. Eklev. 2 7 7 Naumann 1971, 211 Res. 440 7 8 Thomsen 66 vdd. Res. 4-14. 34. Ozellikle: W. W. Wurster, "Dynast ohne Palast", |. Borchhardt-G. Dobesch (ed.), Akten des II. internationalen Lykien-Symposions II. Wien 1990 (1993) 6 vdd. Res. 3-30 7 9 Kars. P. Neve, Hattusa. Stadt der Götter und Tempel (1996) Res. 15c ile Wurster, age. Res. 7 8 0 Naumann 211 Dipnot 19 81 Karatepe: Naumann 334 vd. Res. 448; W. Schirmer, "Stadt, Palast, Tempel", Die Hethiter und ihr Reich. Das Volk der 1000 Götter, Ausstellungskat. Bonn 2002 (2002) 212 vdd. Res. 15. Göllüdag: Schirmer, age. 214 Res. 18.19 8 2 C. H. E. Haspels, The Highlands of Phrygia. Sites and Monuments (1971) 36 vdd. Res. 496-505 8 3 Thomsen 268 8 4 Naumann 420 (Zincirli, Hllani III); 424 (Zincirli, Hllani I) Res. 550 8 5 Naumann 320 Res. 439

420 I

Çizim 17: Avşar tepesi, üç sellalı tapınak Thomsen Res. 74

Hajjta 4: Hattuşa, eski kale Naurfıann Res. 440

Likya Ev Mimarisi Üzerine 415

Ksanthos bey kalesinde Üç Sellalı Tapınağın sarayla bütünleşerek bir "tapınak-saray" görüntüsü sergilemesi,86 ancak iki çağdaş kültür arasında mimari iliş-kilerin sonucu olarak yorumlanabi l i r .8 7 Ksanthos'da olasılıkla Yeni Hitit geleneğinde orthostatların bulunduğu, son kazılarla gün yüzüne çıkmaya baş-layan aslan ve boğa kabartmalarının biçemiyle perçinlenmiştir.8 8 Frig'in ben-zer resimler içeren tanınmış Ankara orthostatlarının Yeni Hitit ile yine biçem-de kendini gösteren etki leşimi,8 9 bu üç çağdaş kültürün iç içe girmiş sanatsal ilişkilerinin de en kesin yansımasıdır.

Yerleşimin milâttan önce IV. yüzyılın üçüncü çeyreği içlerine, Helenistik dönemin eşiğine kadar uzandığı Avşar tepesinde "Yunan etkisi" yoktur. Doğu'ya ve doğallıkla Anadolu'ya "yabancı" sayılan bir agoranın bile burada

"Batı Anadolu'ya özgü" biçimiyle varlığı (Harita: 3 ) , 9 0 Likya'nın özde Anadolu biçimlerine bağlılığının en çarpıcı belgesini vermektedir. Agora'yı kuzeyde sınırlayan "400 -500 kişilik" taştan oturma sıraları, theatron, "milâttan önce V. yüzyılın ilk yarısı" tarihiyle Anadolu'da ilktir.91 Bu özgün döşemin hemen batısına oyulan yalın cepheli bir kaya mezarı ise, Agora bütünlüğünden koparılması zor konumuyla, Likya kaya mezarlarının ilk yalın cephelerle ve milâttan önce IV. yüzyıldan çok önceki bir zamanda ortaya çıktığının belgesi önemin-de değerlendirilmelidir; "kentin terkedilişinden az zaman önce ya da sonra yapılmış çok geç bir mezar olması" olasılığı, kanımızca çok zayıftır.92

Avşar tepesi gibi "sıradan" sanılan bir Likya dağ yerleşiminin Thomsen'ın çok emek veril-miş bir ayrıntı ve özenle yaptığı araştırmasıyla tanıtımı, halkının yaratıcılıkta bilinmeyen yönlerini ve Anadolu geleneğine bağlılığını belgelemeye yetmiştir. Görünen odur ki, araş-t ırmalar ve kazılar yoğunlaştıkça, bu Luwi akrabası yerli halkın kalıntılarında yansıyan Anadolu düşüncesinin izleri, bizlerin pek çok defa yazdığı doğrultuda derinleşecek ve ber-raklaşacaktır.

KISALTMALAR

Thomsen A. Thomsen, Die lykische Dynastensiedlung auf dem Avsar Tepesi (2002) Naumann R. Naumann, Architektur Kleinasiens von ihren Anfängen bis zum Ende der hethitischen Zeit (1971)

8 6 H Metzger-P. Coupel, L'acropole Lycienne, FdX II (1963) 29 vdd. Fig. 4 Lev. 18-21. Yenihitit tapınak sarayları için bak. Naumann 411 vdd. Res. 544-547 (Teil Halaf); 416 (Teil Tayinat) 8 7 Oc sellalı oluşta "Filistin, Kıbns ve Etrurya tapınakları" ile karşılaştırılarak, Likya'da "Doğu etkisi" sonucuna varılması konusunda bk. F. Kolb, "Kulte und Heiligtümer im Archaischen und Klassischen Lykien", Actes du VIII. Symposium de Vani (1983) 158. "Oc sellalılık", dış etkide değil, Leto-Artemis-Apollon'dan oluşan üçlü tanrı ailenin bölünmezliğinde aranmalıdır; krş. üç sellalı Avsar Tepesi tapınağı, Thomsen 156 vdd. Res. 74 "Komplex 419" 8 8 J. des Courtils, Ksanthos ve Letoon Rehberi (2003) 15 8 9 E. Akurgal, Späthethitische Bildkunst (1949) 76 Lev. 36b (aslan); 50b (boğa); K. Bittet, Die Hethiter (1976) 297 Res. 335 (boğa); 336 (aslan) 9 0 Thomsen 146 vd. Res. 45 91 Thomsen 113 vdd. Res. 45 Lev. 22, 3; 23, 3. 4 9 2 Thomsen 122 vd. Res. 98a, Lev. 25,1