Deyimlerin Mnemonik Teknikler ile Yabancılara Öğretimi

15
6. Uluslararası Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Kurultayı 04-06 Temmuz 2013, Niğde, 00-00 DEYİMLERİN YABANCILARA ÖĞRETİMİNDE MNEMONİK TEKNİKLER İLE ÖĞRETİM ETKİNLİĞİ ÖNERİSİ Azize ÖZDEMİR Özet: Deyimler, bir dilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumun geçmişini, geleneklerini ve çeşitli yaşam biçimlerini yansıtan önemli ipuçlarını içerdiklerinden, o dili öğrenen yabancılar için de öğrenilmesi gereken önemli sözvarlığı öğeleridir. Bu çalışmada, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bireylere Görsel Mnemonik Tekniğine dayalı figüratif dil kodlama yöntemiyle deyim öğretimi, bir öğretme etkinliği önerisi olarak sunulmaya çalışılacaktır. Bu araştırmanın temel sorusu, ‘Görsel Mnemonik Teknik’ kullanılarak yapılan deyim öğretim etkinliği, deyimlerin kazanılmasında anlamlı bir fark yaratmakta mıdır olacaktır. Çalışmanın örneklemini, Kahire (Mısır) ve Ankara (Türkiye)’de Türkçe ve Türk Kültürü derslerine katılmış ya da devam eden, 17-20 yaş aralığında; Orta 2 ve Yüksek 2 kurlarındaki toplam 20 öğrenci oluşturmaktadır. Önerilen teknikle Türkçe deyim öğrenen deney grubundaki katılımcı sayısı 10, klasik teknikle Türkçe deyim öğrenen kontrol grubundaki katılımcı sayısı 10’dur. Gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülen araştırmada, açıklama veya örnek bağlamları sunulmadan resimleştirilen ve yaygın olarak kullanılan 20 adet deyim için hazırlanmış bir eşleştirme alıştırması kullanılmıştır. Bu süreçte, öğrencilerin deyimlerle ilgili resimleri eşleştirme oranlarının yanı sıra kullanılan resimlerin doğru eşleştirmedeki rolü de sınanmıştır. Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular bize, Türkçe deyimleri Mnemonik Teknik ile öğrenen bireylerin etkinlik başarısının %70, klasik teknikle Türkçe deyim öğrenen kontrol grubunun etkinlik başarısının %30 olduğunu göstermektedir. Bu sonuç da Görsel Mnemonik Teknik kullanılarak yapılan deyim öğretiminin Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi izlencelerinde yararlanılması gereken bir teknik olduğunu kanıtlamaktadır. Anahtar sözcükler: Mnemonik Teknikler, Kalıp Sözler, Görsel Bellek 1.GİRİŞ

Transcript of Deyimlerin Mnemonik Teknikler ile Yabancılara Öğretimi

6. Uluslararası Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Kurultayı04-06 Temmuz 2013, Niğde, 00-00

DEYİMLERİN YABANCILARA ÖĞRETİMİNDE MNEMONİK TEKNİKLER İLE ÖĞRETİM ETKİNLİĞİ ÖNERİSİ

Azize ÖZDEMİR

Özet: Deyimler, bir dilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumungeçmişini, geleneklerini ve çeşitli yaşam biçimlerini yansıtanönemli ipuçlarını içerdiklerinden, o dili öğrenen yabancılar için deöğrenilmesi gereken önemli sözvarlığı öğeleridir. Bu çalışmada, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bireylere GörselMnemonik Tekniğine dayalı figüratif dil kodlama yöntemiyle deyimöğretimi, bir öğretme etkinliği önerisi olarak sunulmayaçalışılacaktır. Bu araştırmanın temel sorusu, ‘Görsel MnemonikTeknik’ kullanılarak yapılan deyim öğretim etkinliği, deyimlerinkazanılmasında anlamlı bir fark yaratmakta mıdır olacaktır. Çalışmanın örneklemini, Kahire (Mısır) ve Ankara (Türkiye)’de Türkçeve Türk Kültürü derslerine katılmış ya da devam eden, 17-20 yaşaralığında; Orta 2 ve Yüksek 2 kurlarındaki toplam 20 öğrencioluşturmaktadır. Önerilen teknikle Türkçe deyim öğrenen deneygrubundaki katılımcı sayısı 10, klasik teknikle Türkçe deyim öğrenenkontrol grubundaki katılımcı sayısı 10’dur. Gönüllülük esasınadayalı olarak yürütülen araştırmada, açıklama veya örnek bağlamlarısunulmadan resimleştirilen ve yaygın olarak kullanılan 20 adet deyimiçin hazırlanmış bir eşleştirme alıştırması kullanılmıştır. Bu süreçte, öğrencilerin deyimlerle ilgili resimleri eşleştirmeoranlarının yanı sıra kullanılan resimlerin doğru eşleştirmedekirolü de sınanmıştır.Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular bize, Türkçe deyimleriMnemonik Teknik ile öğrenen bireylerin etkinlik başarısının %70,klasik teknikle Türkçe deyim öğrenen kontrol grubunun etkinlikbaşarısının %30 olduğunu göstermektedir. Bu sonuç da GörselMnemonik Teknik kullanılarak yapılan deyim öğretiminin Türkçeninyabancı dil olarak öğretimi izlencelerinde yararlanılması gerekenbir teknik olduğunu kanıtlamaktadır.

Anahtar sözcükler: Mnemonik Teknikler, Kalıp Sözler, Görsel Bellek

1.GİRİŞ

Yabancı dil öğretiminin tarihçesine bakıldığında dilsözvarlığı içerisinde atasözlerinin ve deyimlerin öğretimininönemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Deyimler, birdilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumun geçmişini,geleneklerini ve çeşitli yaşam biçimlerini yansıtmalarıbakımından, o dili öğrenen yabancılar için ayrı bir önemkazanmaktadır. Genel olarak incelendiğinde deyimlerin oluşumu,ait oldukları diller açısından büyük farklılarsergilemektedir. Öyle ki, yeterli çalışılmadan karşılığındahiçbir şeyin elde edilemeyeceğini anlatmak üzere Türkler,emek olmadan yemek olmaz şeklinde dile getirirken, İngilizcede nopain no gain (‘’acı yoksa kazanma da yok’’) şeklinde dilegetirilmektedir.Sözvarlığının önemli bir kısmını kaplayan deyimler, bir dilinniteliksel değerlerini karşıladığı gibi, dile hakimiyetlikaçısından öğrenilmesi ve pragmatik bağlamının doğru birşekilde kullanılması gerekli olan, ilgi çekici anlam taşıyansöz öbekleridir; şöyle ki yabancı dil öğrenen bireyler içinöğrenilen dilin dilbilgisel ve sözcüksel alanları tamamenöğrenilmiş olsa dahi, o dile ait deyimler öğrenilmedikçe buöğrenim eksik kalmaktadır. Belli bir kavramı, belli bir duygu ya da durumu dile getirmekiçin birden çok sözcüğün bir arada, seyrek olarak ya da tekbir sözcüğün yan anlamında kullanılmasıyla oluşansözdür(Aksan,1982:37). Türkçe deyimler açısından kendine özgü bir kimlik sunmaktadır.Türkçe durum, duygu ve olayları anlatım sırasında, somutnesnelerden yararlanan ve yine anlatımı somutlaştırma adıverilen aktarmalar yoluyla dile getiren bir dildir. Bu nedenledeyimler Türkçe için güçlü bir anlatım yoludur.

1.1.Yabancı Dil Bilgisinin Öğrenilmesi Açısından DeyimlerinÖnemi

Yabancı Dil Bilgisi açısından deyimler önemli bir yeresahiptirler. Bu yönde ifade edilen görüşlerdeğerlendirildiğinde bir dilde deyim bilgisine sahip olmayankişinin o dilin tamamıyla konuşucusu olmadığı ifadesi öneçıkmaktadır. Şöyle ki, ‘’Ana dile veya yabancı bir dile hâkimolmak o dilin dilbilgisini veya sözcüklerini bilmesi ileölçülmez, önemli olan o dildeki deyimleri ve özel oluşumlarıda bilmektir(Delilse, 2001). Diğer bir ifadeye göre ;‘’birdile gerçek ve derin bir şekilde hâkim olma olgusukonuşmacının kültürünü, mantığını, keskin zekâsını, gözlemleme

yeteneğini, duygularının şiddetini veya yumuşaklığını suyüzüne çıkaran deyim bilgisinden ayrı tutulamaz”(Turrini vediğ., 1995).Yabancı dilde deyim bilgisinin öğrenenler acısından psikolojikbir boyutu da vardır. Anadil konuşmacıları her zaman deyimkullanır, bu dili yabancı dil olarak öğrenenler ise kullanılandeyimleri her zaman anlamayabilir, anlamadıklarında da kaygıyasayabilirler. Bazı durumlarda deyimlerin yanlışanlaşılmasının bir felakete yol açabileceği unutulmamalıdır.Abisamra (2002), deyim bilgisine sahip olmak öğrencileriözgüvenli ve iyi birer konuşmacı olmalarını ve iyi biriletişim kurmalarını sağladığını belirtmiştir. Mazotta (1999,56)’nın deyisiyle, bir dili anadil olarak konuşanlarınpaylaştıkları ortak kültürel mirasın bir parçası olandeyimler, sosyal olarak kodlanmış şifre içerir, konuşmalardaalıntı işlevi görür. Eğer yabancı dil öğrencileri, anadilkonuşanlarla iletişimleri esnasında deyimleri gerekliolduğunda ve uygun şekilde kullanabilirlerse o zamankendilerini daha az yabancı hissedeceklerdir. Günlükkonuşmalarda deyimleri ve konuşmaların tamamını anlamak,anlamlandırmayı kesintiye uğratmamak demektir, oysa geneldeyabancı dil öğrencileri deyimleri anlıyormuş gibidavranmaktadır.İmgesel olması, anlamlarının düz anlamlarından uzak, mecaziözellikler taşıması nedeniyle deyimler yabancı dil öğrenimindeen zor öğrenilen ve o dili konuşanlarla iletişim kurmada,yabancı dil öğretiminde de sorunlar yaratan dil öğeleri olaraktanımlanmıştır. Bilişsel dilbilimcilerin “imge dil, doğal vetüm dillerde ortak bir olgu”dur seklindeki görüşü kabuledilecek olursa, ikinci dil öğretiminde mecaz ve deyimler gibiimge dil öğelerine daha fazla yer vermek gerekecektir(Ponterotto, 1994).

1.1.1. Kullanımları Acısından Deyimlerin Önemi

Deyimler, dilin büyük bir bölümünü oluşturan ve “doğal dilinakısında kullanılan önemli öğelerdir” (Liontas, 1999). Dildevar olan eski deyimlere ek olarak “çağdaş kitle iletişimcağında giderek daha fazla ve yeni deyimler oluşmakta, medyave reklamlardaki kullanımlarıyla yaygınlaşmakta, gençlerinkullandıkları dille yenilenmektedir” (Guazzotti, Oddera,2006). Deyimlerin kullanımı birçok alanla ilgilidir, ancak enyaygın olarak günlük konumsa dilinde, edebi ve siyasi dillerdekullanıldıkları yönünde görüşler vardır. Konuşmacı, yazar ve

gazetecilerin kullandıkları imge dil araçlarından biri olandeyimler, “okurken veya dinlerken iletiyi algılayan kişininhayalini etkiler, anında imgeler çizmesini sağlar”(Czerwińska, 2005), bu nedenle deyimlerin “kısa ve etkili biranlatım aracı” olarak ele alınması gerekir (Turrini ve diğ.,1995). Çotuksöken (1988, 16)’e göre yazarlar yapıtlarındabiçemlerini zenginleştirmek amacıyla deyimlerdenyararlanırlar. Günlük konuşmalarda da insanlar, anlatım gücünüartırmak, hem kendisini daha iyi dinletmek hem de duygu vedüşüncelerini daha iyi aktarma olanağına kavuşmak için deyimkullanırlar. Topçu (2002)’nun ifadesiyle yazılı basında birfikri, bir olguyu kısa zamanda, kısa ve öz, az yer kaplayacakve güçlü bir şekilde ifade etmek için deyimlerdenyararlanılır. Deyimler içerdikleri ironi, ince alay ve espriaracılığıyla okurun dikkatini çekme, ilgisini ve motivasyonunuuyandırma gibi gazetecilik kaygılarına cevap vermek amacıylabaslık, özet, reklam, sentez, sonuç gibi kelime oyunlarıseklinde kullanılır. Sözlü iletişimde, dilin doğal akısında,konuşmalarda, edebi eserlerde, siyasi metinlerde, gazete vereklamlarda “ne kadar çok kullanıldıklarının farkında bileolmadığımız deyimler” (Quartu, 2001:7), konuşma dilindekonuşmacılar tarafından “anlamları ve çıkış kaynakları, hattadeyim oldukları bilinmeden bile kullanılmaktadır” (Vico,2006). Deyimlerin bir baksa kullanım alanı televizyonprogramlarıdır. Programlarda kullanılan “deyimlerinanlaşılması, olayların örgüsünü kavramak için çok önemlidir”(Abisamra, 2002). Özetlenecek olursa “deyimleri günlükkonuşmaların, olay ve metinlerin anlaşılması için önemli biröğe olarak görmek gerekir” (Porcelli, 2004: 54).Deyimlerin yaygın olarak kullanımına ilişkin görüşleridestekleyen çalışmalarında Pollio ve arkadaşları, sözeliletişimin mecazi acılarını ele almış ve mecazi düşüncenininsanın iletişimsel davranışlarında önemli bir unsur olduğunuetkileyici bir bicimde ortaya koymuşlardır (Abisamra, 2002;Danesi, 2003: 37). Jackendoff’un ifade ettiği görüşe göreİngilizcede 25000, Fransızcada da bu sayıya yakın kalıp sözbulunmaktadır. Belirtilen bu sayı oldukça yüksektir ve birdilin söz varlığı içerisindeki sözcük sayısına yaklaşmaktadır(Ifill, 2002:4).Deyimlerin önemini iletişim acısından da değerlendirmekgerekir. Jakobson’un geliştirdiği iletişim semasındaki verici,bildiri, alıcı, bağlam, kanal ve kod gibi altı temel öğedikkate alındığında, özellikle de alıcı ve verici arasında dilve kültür farklılığı söz konusu ise, vericinin deyimkullanması durumunda iletilmek istenilen ileti tam olarakalıcıya ulaşamayabilir, bu nedenle de iletişimde bir kopukluk

oluşabilir. Bu acıdan ele alındıklarında deyimleriniletişimsel, edimsel önemleri ortaya çıkmaktadır.

1.2. Yabancı Dil Öğretiminde Deyim Öğretiminin Tarihçesi

Tarihsel bağlamda deyim öğretimiyle ilgili alan yazınincelendiğinde yabancı dilde deyim öğretiminin sözcüköğretimine bağlı olarak geliştiği, yabancı dil öğretiminintarihçesine bakıldığında ise “sözcük öğreniminin veöğretiminin yeterince önemsenmeyen, sürekli ihmal edilen biralan” olduğu görülmektedir (Coady, Huckin, 1997:5). Sözcüklerbir dilde merkezi yere sahip olmalarına ve dil öğrencileriiçin kritik önem taşımalarına rağmen, Zimmerman, (1998:5)’agöre önceki dönemlerde yabancı dil öğretiminde sözcükleredeğer verilmemiş, dilin sözdizimine ve sesbilimineodaklanılmıştır. Ancak 1990’lı yıllardan itibaren dilbilgisiöğretiminden sözcük öğretimine doğru genel bir yönelimbaşlamıştır. Dilbilimcilerin ve uygulamalı dilbilimcilerindikkatleri giderek sözcük üzerine odaklanmış, sözcük bilgisiyabancı dil öğrenenler için önemli bir unsur olarak görülmeyebaşlamıştır. Böylece yabancı dil öğrenimi ve öğretimindesözcüklerle birlikte deyimler de dikkat çekmeye başlamıştır.Deyim öğretiminde kullanılan yöntemlere bakıldığında buyöntemlerin, deyimlerin üzerinde durulan özelliklerine görezaman içerisinde değiştiği görülmektedir. Mantyla (2004:14)’nın ifadesiyle deyimlerin yapısını on plana çıkaranöğretim yöntemine göre deyimler sözcüklerle paralel olarakdüşünülmüş ve deyim öğretimi sözcük listelerini ezberlemeolarak görülmüştür.Deyimlerin ölü ve kalıplaşmış ifadeler olarak kabuledildikleri donemde yapılan araştırmalarda yapı değişikliklerive mecazi anlamlarının kökenleri dikkate alınmamıştır.Deyimlerin çözümlenebilir ve mecazi oluşlarının farkedilmesiyle birlikte yabancı dil öğretiminde de deyimlerfarklı bir şekilde görülmeye başlamıştır. İlgi odağı,biçimlerinden anlamlarına kaymış, deyimleri kavrama ve öğrenmesüreçleri dikkat çekmeye başlamıştır. Yabancı dil öğretimindedeyimlere hak ettiği yerin verilmediği birçok yabancı dilöğretimi kitabı incelendiğinde açıkça görülebilir. Bu konuylailgili olarak Ponterotto (1994), başlangıç seviyesindeki bazıyabancı dil kitaplarında deyimlere yer verilmiş olsa bile,bunların istisna, kalıp söz ifadeleri olarak öğretilmesininplanlandığını, dil öğretiminin daha üst seviyelerinde imge dilüzerine yapılan çalışmaların, okuma egzersizleri seklindeyürütüldüğünü, dilin imgesel boyutu üzerindeki yoğun

çalışmaların ise edebiyat derslerine bırakıldığınıbelirtilmiştir.1990’lı yıllarda yabancı dil öğretimindedeyimlerin dikkat çekmesiyle birlikte çağdaş öğrenmekuramlarına ve yabancı dil eğitim biliminin gerektirdiğiyaklaşım ve yöntemlere göre deyim öğretiminin nasıl yapılmasıgerektiği ele alınmıştır.

2.Mnemonik Teknikler

Mnemonik tekniği hafızaya yerleştirilmesi zor olan bilgilerinbasit kodlamalarla hafızaya yerleştirilmesinin ve gerektiğindekolayca hatırlanmasının sağlanması için kullanılanmetotlardır.Bu terim Eski Yunan’da bellek tanrıçası olarak bilinen‘Mnemosyne’’den gelmektedir. Eski Yunan hatipleri uzunkonuşmaları hatırlamak için çeşitli stratejilerdenyararlanmışlar ve Mnemonik Tekniği kullanmışlardır. Butekniklerin temelinde, bellekte daha önceden hazır bulunangirdi-ürünlerin, bilinmeyen ya da yeni sunulan girdi-ürünleriçağrıştırması yatmaktadır. İkinci sayıtlıya göre, hatırlanmasıgereken girdi-ürünler ile somut nesneler arasında bağkurulması, girdi-ürünlerin ara-bul-getir işlemi açısındanyararlıdır. Üçüncü olarak somut nesnelerin görsel imgelerisözel girdi-ürünlerin ara-bul-getir işlemini kolaylaştıranaraçlar olarak hizmet eder.Dış dünyadan gelen karmaşık uyarılar duyu organlarımıztarafından algılanmakta ve bu algılamalar bütünü beyintarafından hafıza olarak kaydedilmektedir. Çoğu kez hafızaolarak kaydedilen veriler hatırlanması zor karmaşık modelleroluşturmaktadır.Verilerin karmaşık olmasına sebep olan en önemli nedenbilginin çoğu kez yazılar şeklinde bize sunulmasıdır. Sadeceyazı olarak sunulan verileri beynin hazmetmesi oldukça zordur.Bu sebepten dolayı sadece yazı olarak verilen bilgilerinhatırlanması zordur.Mnemonik teknikler daha çok verinin güçlü akli resimleraracılığıyla hatırlanması üzerine kurulur. Böylece bilgiistendiği an kolayca hatırlanabilir. Esasen daha ileri seviyehafıza eğitiminin temelinde de bu yöntem vardır. Bu yönteminuygulanması açısından;

Bilginin kodlanmasında daha çok pozitif imajlar vesemboller kullanılmalıdır. Çünkü beyin pozitif imajlarıve sembolleri negatiflere oranla daha iyi hatırlamaeğilimindedir.

Duyu organları etkileyecek dinamik imaj ve sembollerseçmeye çalışılmalıdır.

İmaj ve sembolleri üç boyutlu düşünmeli ve onlarahareket verilmelidir. Üç boyutlu düşünme, hareket veaksiyon hatırlamayı kolaylaştırmaktadır.

Akli resim ve imajların önemli kısımları abartılmalı vedikkati çekmesini sağlanmalıdır.

Mizah ve komiklik hatırlamayı kolaylaştırmaktadır. Akliresim ne kadar komikse, hatırlanma olasılığı o derecedeyüksektir.

Karmaşık gibi görünen bilgileri daha basit şekildesembolleştirmeye çalışılmalıdır..

Mnemonik tekniklerde, hem de ileri hafıza eğitiminin temelinde3 temel prensip vardır. Bu üç temel prensip "hayal kurma","ilişkilendirme" ve "yerleştirme"dir.Hayal kurma, hafızada tutulacak bilgiyi resimlendirme ve akligözle görülebilecek bir hale getirme etabıdır. İlişkilendirme, hatırlanmak istenen bilginin basit birhatırlatıcı ile hayali olarak ilişkilendirilmesi etabıdır. Builişkilendirme örneğin hatırlaması kolay bir sıralandırma vb.bir hafıza ilişkisi şeklindedir.Yerleştirme, ilişkili bilgilerin belli bir yerdegruplandırılmasıdır. Yerleştirme farklı hafıza ilişkilerininve nimonik hatırlatıcıların birbirine karışmadanhatırlanmasını sağlamaktadır.Deyimler, Türkçede daha çok somutlaştırma yöntemi ile dilegetirildiği için, etkin olarak kullanılacak görselbağdaştırmaya dayalı Mnemonik Tekniği ile ürün girdisi hemgörsel hem de kullanımbilimsel kodlanabilmektedir. Böylelikleürünün bellekte kaydedilmesi ve bilginin bu bağdaştırma-ilişkilendirme sürecinde, daha hızlı ve kolay bir şekildeçağrılması bakımından büyük faydalar sağlayacağı görüşü kabulgörmektedir.

2.1. Zihinde Canlandırma

Zihinde canlandırma, diğer bir deyişle nesnelerin zihinderesimsel temsili, mnemonik tekniklerde oldukça önemli bir roloynamaktadır. Daha önce bellekte yer alan girdi-ürünlerinyenilerine bağlanmasıyla oluşan ilişkilendirmeler bu ilkeuyarında görülür hale gelmektedir. M.Ö. 477’de Keos’lu ozanSimonides görsel ya da resimsel imgelerin belleğin işleyişinikolaylaştırdığını ve iyi bir belleğe sahip olmak için bunun

gerekli olduğunu fark etmiştir.(Signoret,1982) Yapılanaraştırmalar zihinde canlandırmanın ara-bul-getir işlemsürecini hızlandırdığını göstermektedir.Göz önünde canlandırma veya diğer bir deyişle zihindecanlandırma, beynin bilgiyi işlemleme yollarından enönemlisidir.Sözcük sözcük ezberlenen bilgiler çok hızlı birsürede unutulurken, zihinde canlandırma yoluylagörselleştirilen bilgiler bellekte çok daha uzun sürekalmaktadır.Bu durumun iki temel nedeni vardır:1.Sözcükler soyuttur bu nedenle görüntülerden daha zor birşekilde bellekte kalmaktadır.2.Bir resme bakıldığında, temel görüntü ile beraber binlerceayrıntı içeren bilgileri bir anda agılanabilmektedir. Aynıbilgiler bir metin biçiminde algılanmaya çalışıldığında zorlukdaha da artmaktadır.Bunun nedeni, görüntü bir andaalgılanırken, sözcükler tek tek ve sırayla algılanmaktadır.Bazı görselleştirmeler farkındalık olmaksızın daha bilinçliolarak gerçekleşmektedir.Şöyle ki, hayvanat bahçesinden kaçan3 fil, 1 arslan, 2 kaplan ve 4 gergedanın bir evin çatısındasaklandığı ve onları yakalamak isteyenlerden korunabilmek içinellerindeki beyaz bayrakları salladığı düşünüldüğünde, budurumun gerçekleşmesi dış dünyada imkansız olduğu halde, akliolarak insan zihninde bu duruma ait resmin çok kısa bir süredecanlandırıldığı görülmüştür. Görsel zekâya sahip olan insanlar görsel dünyayı tam olarakanlama ve idrak edilen bilgiler arasında geçiş sağlamabecerisine sahiptir. Bu zekâ alanı renklere, şekillere,çizgilere karşı duyarlılığı ve bunlar arasında ilişki kurma,görselleştirme, grafikle ifade etme becerilerini kapsar(Bilkan, 2006:14). Resimlere, şekillere ve çizgilere diğerinsanlara nazaran daha duyarlı olan bu öğrenciler, görselmateryaller vasıtasıyla yapılan öğretimlerde daha başarılıolabilmektedirler. Öğretimde yapılan görsel aktiviteleröğrencileri dinlendirmekte kaybolan veya azalan motivasyonuyeniden canlandırmaktadır.Yabancı dil öğretiminde kullanılan görsel ve işitsel araçlarsınıf içerisinde doğal bir ortamın oluşmasında öğretmeneyardımcı olmaktadır. Gerçek ortamlara yakın bir sistemiçerisinde yabancı bir dili öğrenmek öğrencinin ilgisiniçekmektedir. Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde görsel veişitsel araçlar ile yapılacak etkinlikler öğretilen kelimelerile kavramların daha kolay öğretilmesi ve öğrenilmesineyardımcı olacaktır(Demirel, 1993a:24).

Günümüzde iletişim araçları oldukça öne çıkmaktadır. Yabancıdil öğretirken de televizyon, video, bilgisayar, tepegöz vekasetçalar gibi araçlardan yararlanmak öğretimin daha etkiliolmasını sınıf içinde doğal bir ortamın oluşmasını,öğrenilenlerin daha kalıcı olmasını sağlamakta; dört temelbeceriyi geliştirmekte ve öğrencinin ilgisini çekmektedir. Buçerçeveden bakıldığında tüm bu araçlar yardımıyla kavratılacakkonuların içine, seçilen atasözleri ve deyimleryerleştirilmelidir. Atasözü ve deyimlerin öğretiminderesimler, usta çizerlerin elinden çıkmış karikatürler vb.materyaller, hatırlamayı hızlandırması, öğrenmeyi kalıcıkılması yönüyle değerli materyallerdir. Bunlar bir deyim ya daatasözüne yönelik özel olarak hazırlanmış materyallerolabileceği gibi; gazete ve dergilerden kesilmiş, internetortamından indirilmiş çeşitli malzemeler de olabilir. Bunlaryardımıyla resim veya karikatürle atasözü, deyim eşleştirme;resmi, fotoğrafı sözlü ya da yazılı olarak yorumlamaetkinlikleri yapılabilir. Aşağıda bu konuya uygun iki örneğeyer verilmiştir:

3.Yöntem

Bu çalışmada Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bireyleredeyimlerin öğretiminde Mnemonik Tekniğinin deyim öğretimiuygulamasında etkili olup olmadığı ortaya konularak, biröğretme etkinliği önerisi sunulmaya çalışılacaktır. Bu

doğrultuda, görsel bellek kullanımına yönelik, deyimlerinkavram alanları somutlaştırılarak resimleştirilirken, yabancıdil bilgisi ve kullanımları acısından deyimlerin önemine veanlama süreçlerine değinilecektir.

Temel problem: Mnemonik Tekniği ile yapılan öğretim, deyimöğreniminde anlamlı bir katkı sağlayabilir mi?

Alt problemler: Türkçe öğrenmekte olan 20 kişilik bir grupaçısından;

Sahip olduğu anlam bakımından açıklama ve örnek bağlamlarısunulmadan resimleştirilmiş yaygın olarak kullanılan 20 adetdeyim ile hazırlanmış bir eşleştirme alıştırmasında, hangideyimlerle eşleştirecekleri çıkarımı sağlamalarında verilenresimlerin anlamlı bir etkisi olmuş mudur?

4. Örneklem

Çalışmanın örneklemini, Kahire (Mısır) ve Ankara (Türkiye)’deTürkçe ve Türk Kültürü derslerine katılmış ya da devam eden,17-20 yaş aralığında; Orta 2 ve Yüksek 2 kurlarındaki toplam20 öğrenci oluşturmaktadır. Önerilen teknikle Türkçe deyimöğrenen deney grubundaki katılımcı sayısı 10, klasik teknikleTürkçe deyim öğrenen kontrol grubundaki katılımcı sayısı10’dur. Gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülenaraştırmada, Tablo 1’de ve Tablo 2’de verilen, açıklama veyaörnek bağlamları sunulmadan resimleştirilen ve yaygın olarakkullanılan 20 adet deyim için hazırlanmış bir eşleştirmealıştırması kullanılmıştır. Bu süreçte, öğrencilerindeyimlerle ilgili resimleri eşleştirme oranlarının yanı sırakullanılan resimlerin doğru eşleştirmedeki rolü desınanmıştır.

Tablo 1. Sık Kullanılan Resimleştirilmiş Deyimler Eşleştirme Tablosu

Toplam: 20

Tablo 2. Sık Kullanılan Yazılı Deyimler Eşleştirme Tablosu

Ununu eleyip eleğini asmak Yan yan bakmakBurnu havada olmak Yüzüstü bırakmakYıldızı parlamak Açtı ağzını yumdu

gözünüAğzıyla kuş tutsa Akıntıya kürek çekmekYumurta kapıya dayanmak Zeytinyağı gibi su

üstüne çıkmakAğzı kulaklarına varmak Dili dolanmak(dolaşmak)Bir kulağından girip diğerkulağından çıkmak

Yılanın kuyruğunabasmak

Kuyusunu kazmak Arkasından vurmakAğızdan ağza dolaşmak Yüzünden okunmakYoldan çıkmak Yüzüne gülmek

5.Sonuç ve Öneriler

Bu çalışmada dil, yabancı dil ve iletişim acısından deyimlerinönemini açıkça ortaya çıkaran birçok görüş yer almıştır. Bugörüşler doğrultusunda yabancı dil öğretiminde deyimlere dahaçok önem verilmesi gerekmektedir. Deyim öğretiminin çağdaşöğrenme kuramlarına ve yaklaşımlarına göre yapılmasıönerilmektedir.

Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular bize, Türkçe deyimleriMnemonik Teknik ile öğrenen bireylerin etkinlik başarısının%70, klasik teknikle Türkçe deyim öğrenen kontrol grubununetkinlik başarısının %30 olduğunu göstermektedir. Altproblemin analizinde ise, yabancı dil öğrenen ve farklıdilleri konuşan bireylerin, verilen deyimleri aynı görsel ürünolarak zihinde canlandırdıkları ve eşleştirmeleri budoğrultuda yaptıkları gözlemlenmektedir.

Bu istatiksel değerlendirmeler sonucunda, Görsel MnemonikTeknik kullanılarak yapılan deyim öğretiminin Türkçeninyabancı dil olarak öğretimi izlencelerinde yararlanılmasıgereken bir teknik olduğunu kanıtlamaktadır.

Çalışmada yer alan araştırma sonuçlarının ve sunulan deyimöğretimi örneklerinin yabancı dilde deyim öğretimi acısındanfikir verici nitelikte olması ve alanda bir kaynak oluşturmasıumut edilmektedir.

KaynakçaAbisamra, S. Nada. 2002. Teaching Idioms. Education 345: Second LanguageAcquisition. American University of Beirut. http://abisamra02.tripod.com/idioms[15.09.2006].Akpınar, Meriç (2010). Deyim ve Atasözlerinin Yabancılara Türkçe Öğretiminde Kullanımı

Üzerine Bir Araştırma, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, GaziÜniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara.

Aksan, D.(1990). Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDKYayınları. Duru, Hüseyin (2009). Atasözleri ve Deyimlerin Yabancılara Öğretilmesinde

Yöntem ve Teknikler, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, FatihÜniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Coady, James, Thomas Huckin. 1997. Second Language Vocabulary Acquisition.Cambridge University Pres.

Czerwińska, śanna. 2005. Natsionalnıy i internatsionalnıy Aspekt Russkoi iPolskoi Frazeologii, Eksplitsiruyuscey Neverbalnıye SredstvaKommunikatsii.

Çotuksöken, Yusuf. 1988. Deyimlerimiz. İstanbul: Varlık Yayınları.Danesi, Marcel. 2003. La Metafora nel Pensiero e Linguaggio. Brescia:Editrice La Scuola.Delisle, Jean. 2001. Çeviri Yöntemleri için Söylem Çözümlemesi. çev. J.

Ümran Derkunt. İstanbul: Marmara Üniversitesi Yayınları.Demirel, Özcan (1993a). Yabancı Dil Öğretimi İlkeler Yöntemler Teknikler. Ankara: UsemYayınları.Duru, Hüseyin (2009). Atasözleri ve Deyimlerin Yabancılara Öğretilmesinde Yöntem ve

Teknikler, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Fatih Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü, İstanbul.

Guazzotti, Paola, Maria, F., Oddera. 2006. IL Grande Dizionario dei ProverbiItaliani. Bologna: Zanichelli.Ifill, Tim. 2002. Seeking the Nature of Idioms: A Study in IdiomaticStructure. Haverford College.Liontas, I. John. 1999. Developing a Pragmatic Methodology of Idiomaticity:

the Comprehension and Interpretation of SL Vivid Phrasal Idioms DuringReading. Doktora tezi. The University of Arizona.

Mantyla, Katja. 2004. Idioms and Language Users: The Effect of theCharacteristics of Idioms on Their Recognition and Interpretation ByNative and Non-native Speakers of English. Doktora Tezi. University ofJyvaskyla.

Mazotta, Patrizia. 2003. Gli Aspetti Psico-Affettivi nella Didatticadell’Italiano Come Lingua Straniera.Pavio, A. (1971). Imagery and verbal process. New York: Holt, Rinehart &WinstonPonterotto, Diane. 1994. Metaphors We Can Learn By: How Insights From

Cognitive Linguistic Research Can Improve the Teaching/Learning ofFigurative Language. Englisch Teaching Forum.

Porcelli, Gianfranco. 2004. Comunicare in Lingua Straniera. Torino: UTETlibreria. Portero, A. P. 2005. Propuesta Metodologica para Enseňar lasExpresiones Idiomaticas. Biblioteca Virtual. s. 3.

Quartu, B.Monica. 2001. Dizionario dei Modi di Dire della Lingua Italiana.4. bs. Milano: RCS Libri S.p.A.Topcu, Nazmiye. 1999. Fransızca ve Turkce’de Rakamlı Deyimlerin

Karsılaştırmalı İncelemesi ve Fransızca Yabancı Dil ÖğretimindeKullanımları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi s. 15:173 – 180.

Vico, Silvio. 2006. Idiomatic Expressions in British and American English: AContrastive Analisis. Bitirme Tezi.Zimmerman, B. Cheryl. 1997. Historical Trends in Second Language Vocabulary

Instruction. Second Language Vocabulary Acquisition. ed. James Coady,Thomas Huckin. Cambridge University Pres: 5-19.