“DEMOKRATİK ÖZERKLİK”İN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE

28
“DEMOKRATİK ÖZERKLİK”İN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE Ahmet Mutlu GİRİŞ Ülkemizde “Kürt Sorunu”yla ilgili son gündemlerden birisi “demokratik özerklik”tir. 14 Temmuz 2011 tarihinde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) adına bir milletvekili tarafından ilan edildiğinden bu yana “demokratik özerklik”le ilgili, daha çok “siyasi” nitelikli olmak üzere, çok boyutlu tartışmalar yapılmaktadır. Tartışmalar, “özerklik savaş değil, barış ilanıdır, birlikte yaşama taahhüdüdür” diyerek “demokratik özerklik”i ilan eden taraflarla 1 , “demokratik özerkliği mecliste tartışırız” diyen hükümet tarafı 2 arasında çeşitlenmektedir. Siyasal düzlemde gerçekleşen bu tartışmalarla ilgili olarak medya üzerinde çok sayıda analiz yapılmasına karşılık, “bilimsel analizler”e pek rastlanılmamaktadır. Halihazırda demokratik özerkliği hem savunanların hem de ona karşı olanların, kamuoyunun söz konusu düşünceyle ilgili merak ettiği sorulara cevap verebilecek detaylara sahip olmadıkları görülmektedir 3 . Demokratik özerkliğin içeriği konusundaki bu “bilgisizlik”, büyük ölçüde onun ideolojik referanslarının bilinmemesiyle ilgilidir. DTK’nın ilan ettiği “demokratik özerklik”, ilkin Öcalan’ın 2005 yılında açıkladığı “yol haritası” ve buna paralel biçimde 2010 yılının son ayında DTK tarafından “öz savunma güçleri” adıyla gündeme getirilen tartışmaların devamı ve nihai ifadesidir. Bu düşünce, her ne kadar kamuoyunda DTK ve BDP’nin “kendinden menkul” düşüncesi gibi algılanmakta ise de bu algı gerçekle örtüşmez. Kaynağı postmodern nitelikli çeşitli tezlere ve özellikle 1960’ların sonlarına doğru Murray Bookchin tarafından Yrd.Doç.Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü, [email protected]. 1 EVİN, Mehveş; DURUKAN, Namık, “Savaşma Konuş-1”, Milliyet, 24 Temmuz 2011. 2 TAYİZ, Kurtuluş, “Aysel Tuğluk: Özerklik İlanını Keşke Erteleseydik”, Taraf, 22 Temmuz 2011. 3 Örneğin; ilan edildikten sonraki süreçte demokratik özerkliğin içeriğine yönelik röportajlarıyla bilinen gazeteci Neşe Düzel (hem KCK hem de DTK’yi kastederek)“demokratik özerkliğin ne olduğunu, kendilerinin de tam tanımlayamadıkları anlaşıldı” demektedir. Bkz. DÜZEL, Neşe, “İlhami Işık: PKK’de Silvan’ı sorgulamalı”, Taraf, 01.08.2011. 1

Transcript of “DEMOKRATİK ÖZERKLİK”İN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE

“DEMOKRATİK ÖZERKLİK”İN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE

Ahmet Mutlu

GİRİŞ

Ülkemizde “Kürt Sorunu”yla ilgili son gündemlerden birisi“demokratik özerklik”tir. 14 Temmuz 2011 tarihinde DemokratikToplum Kongresi (DTK) adına bir milletvekili tarafından ilanedildiğinden bu yana “demokratik özerklik”le ilgili, daha çok“siyasi” nitelikli olmak üzere, çok boyutlu tartışmalaryapılmaktadır. Tartışmalar, “özerklik savaş değil, barışilanıdır, birlikte yaşama taahhüdüdür” diyerek “demokratiközerklik”i ilan eden taraflarla1, “demokratik özerkliğimecliste tartışırız” diyen hükümet tarafı2 arasındaçeşitlenmektedir. Siyasal düzlemde gerçekleşen bu tartışmalarlailgili olarak medya üzerinde çok sayıda analiz yapılmasınakarşılık, “bilimsel analizler”e pek rastlanılmamaktadır.Halihazırda demokratik özerkliği hem savunanların hem de onakarşı olanların, kamuoyunun söz konusu düşünceyle ilgili merakettiği sorulara cevap verebilecek detaylara sahip olmadıklarıgörülmektedir3. Demokratik özerkliğin içeriği konusundaki bu“bilgisizlik”, büyük ölçüde onun ideolojik referanslarınınbilinmemesiyle ilgilidir.DTK’nın ilan ettiği “demokratik özerklik”, ilkin Öcalan’ın 2005yılında açıkladığı “yol haritası” ve buna paralel biçimde 2010yılının son ayında DTK tarafından “öz savunma güçleri” adıylagündeme getirilen tartışmaların devamı ve nihai ifadesidir. Budüşünce, her ne kadar kamuoyunda DTK ve BDP’nin “kendindenmenkul” düşüncesi gibi algılanmakta ise de bu algı gerçekleörtüşmez. Kaynağı postmodern nitelikli çeşitli tezlere veözellikle 1960’ların sonlarına doğru Murray Bookchin tarafından

Yrd.Doç.Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü,[email protected] EVİN, Mehveş; DURUKAN, Namık, “Savaşma Konuş-1”, Milliyet, 24 Temmuz 2011.2TAYİZ, Kurtuluş, “Aysel Tuğluk: Özerklik İlanını Keşke Erteleseydik”,Taraf, 22 Temmuz 2011.3 Örneğin; ilan edildikten sonraki süreçte demokratik özerkliğin içeriğineyönelik röportajlarıyla bilinen gazeteci Neşe Düzel (hem KCK hem de DTK’yikastederek)“demokratik özerkliğin ne olduğunu, kendilerinin de tamtanımlayamadıkları anlaşıldı” demektedir. Bkz. DÜZEL, Neşe, “İlhami Işık:PKK’de Silvan’ı sorgulamalı”, Taraf, 01.08.2011.

1

ortaya atılan “Toplumsal Ekoloji” akımına dayanır. Bu nedenle“demokratik özerklik”, esasen “orijinal ve yeni” değil,“eklektik” bir görüş olarak değerlendirilebilir. Ülkemizde çeşitli bilimsel çalışmalarla4 derinlemesine analizedilen ve hakkında kitaplar5 ve yazılar6 olmasına rağmen,kamuoyu tarafından pek bilinmeyen Toplumsal Ekoloji, esasenulus-devlet modeline alternatif bir yönetim modeli önerir.Acaba “demokratik özerklik” düşüncesi de böyle bir öngörütaşımakta mıdır? Bu çerçevede, demokratik özerklik düşüncesi,nasıl bir felsefeye ve içeriğe sahiptir? Bu düşünceyi savunangrup ve kişiler, onun içeriğine ne kadar vakıftırlar?Dolayısıyla demokratik özerklikle gelecekte öngördükleriyönetsel ve siyasal öngörüler konusunda ne kadar şeffaf vegerçekçidirler? Şu anda siyasal düzlemdeki tartışmalarla, şu yada bu şekilde bu temel soruların cevapları aranmaktadır. Sözkonusu sorulara demokratik özerklik düşüncesinin halihazırdakibiçimi üzerinden kısıtlı ya da muğlak cevaplar bulunabilir.Oysa onun ideolojik referansını oluşturan Toplumsal Ekoloji’de,söz konusu sorunların cevapları konusunda açık ipuçlarımevcuttur. Bu çalışmada, demokratik özerklik olgusu ile onun –pek dillendirilmeyen- ideolojik kaynağı olarak ToplumsalEkoloji ele alınacaktır. Çalışmada demokratik özerkliğin,Toplumsal Ekoloji ile örtüşen ve çelişen yönleri ortayakonulacak ve gelecekte demokratik özerklik ile ulaşılmakistenen muhtemel hedefler konusunda öngörülerde bulunulacaktır.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK 4 Bu konuda yazılmış iki doktora tezi için bkz. MUTLU, Ahmet, (2006),Ekoloji ve Yönetim Düşüncesi, (Toplumsal Ekoloji ve Sürdürülebilir GelişmeÜzerine Bir İnceleme), Yayımlanmış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi SBE,Ankara;ÖNDER, Tuncay, (2001), Bir “Yeni Toplumsal Hareket” Olarak EkolojiHareketinin Gelişimi ve İdeolojik Yönelimleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi,Gazi Üniversitesi, SBE., Ankara.5 Bkz. BOOKCHIN, Murray, (1994), Özgürlüğün Ekolojisi, Çev. Alev Türker,İstanbul, Ayrıntı Yayınları; BOOKCHIN, Murray, (1996a): Ekolojik BirTopluma Doğru, Çev. Abdullah Yılmaz, İstanbul, Ayrıntı Yayınları; BOOKCHIN,Murray, (1996b), Toplumsal Ekolojinin Felsefesi, Çev. Rahmi G. Öğdül,İstanbul, Kabalcı Yayınevi; BOOKCHIN, Murray, (1999a), Toplumu YenidenKurmak, İstanbul, Metis Yayınları; BOOKCHIN, Murray, (1999b), KentsizKentleşme, Çev. Burak Özyalçın, İstanbul, Ayrıntı Yayınları; MUTLU, Ahmet,(2008), Ekoloji ve Yönetim, -Toplumsal Ekoloji ve SürdürülebilirGelişme’nin Karşılaştırılması”, Turhan Kitabevi, Ankara.; 6 Bkz. İDEM, Şadi, (2002), “Toplumsal Ekoloji Nedir? Ne Değildir?”,Toplumsal Ekoloji, S:1, Bahar, s.7-20.

2

Günümüzde ulus-devlet yapısında siyasal yönetimden sözedildiğinde öncelikle devlet/merkezi yönetim ile ulus altıbirim adı verilen yerel yönetimler/bölge yönetimleri aklagelir. Ülke düzeyinde sunulan kamu hizmetlerinde boşluğa meydanvermemek için merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındagörev ve yetki paylaşımı yapılması zorunludur7. Söz konusugörev ve yetki paylaşımında belirleyici ilkelerden birisi“yerel özerklik” olgusudur. Yerel özerklik, yerel demokrasininolmazsa olmaz bir koşuludur.Özerklik, kişi ya da grupların, görevlerini yerinegetirmelerine izin verecek ve diğer gruplardan farklı kimliğinikorumaya yetecek oranda bağımsız olmalarıdır8. Yerel özerklikise Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nintavsiye kararında belirttiği üzere, belde ölçeğinden bölgeölçeğine kadar her yerleşim yerinde yaşayanların kendileriniilgilendiren konularda kendi başlarına karar alma özgürlüğünesahip olabilmeleridir9. Her hal ve şartta yerel yönetimler,birer yönetsel yerinden yönetin birimi olmaları nedeniyle,sadece “yürütme”ye ilişkin erk sahibi olabilirler. Yasama veyargı erkleri söz konusu değildir10

14 Temmuz 2011’de DTK tarafından ilan edilen ve BDP tarafındanda benimsenen11 demokratik özerklik düşüncesi her ne kadar bir“özerklik” olgusunu içerse de, nitelik olarak yerel özerkliğiniçerik ve sınırlarından farklı bir kapsama sahip görünmektedir.Aysel Tuğluk’un tanımlamasına göre demokratik özerkliğinkapsamı şöyledir12:

7 KELEŞ, Ruşen (2011) , “Ulusaltı Yönetim Birimlerinin Özerkliği Üzerine”,Ahmet Kesik ve Hasan Canpolat (eds) Küreselleşme ve Kamu YönetimindeDönüşüm, Seçkin Yayınları, Ankara, s. 9.8 KALABALIK, Halil (2005), Yerel Yönetim Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara,s.131.9 KELEŞ, a.g.e., s. 12.10 KELEŞ, a.g.e., s. 11.11Bu konuda bkz. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18255535.asp. Demokratiközerklik düşüncesi, PKK’nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK (KürdistanHalklar Konfederasyonu) örgütünün yayınladığı “Demokratik Ulus ÇözümündeDemokratik Özerklik Bildirgesi”ni de belirleyen çerçevedir. Bu konuda bkz.http://siyaset.milliyet.com.tr/kck-dan-bildirge-acilen-ozerklik/siyaset/siyasetdetay/20.07.2011/1416518/default.htm. Yani demokratiközerklik düşüncesi, şu anda Kürt Sorunu’yla aktif biçimde ilgili olan PKK,KCK, DTK ve BDP’nin görüşlerinin ortak çerçevesini oluşturmaktadır.12Demokratik özerklik düşüncesinin gerekçe ve felsefesi hakkında bildirinintamamı için bkz. http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=38510

3

“Demokratik özerklik; sadece Kürt halkı için değil, tüm Türkiye halklarının, inanç ve kültürlerinkendisini özgürce ifade edeceği ve kendi kendilerini yöneteceği bir çözüm modelidir... Tümtoplumların doğal yaşam sistemidir. Demokratik Özerklik; bir devleti yıkmak yeni bir devletkurmak değildir. Aynı zamanda bir devlet sistemi de değildir. Halkın devlet olmayan, kendicoğrafyasındaki özyönetime katılma sistemidir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkıntüm kesimlerinin kendi demokratik örgütlenmesini yarattığı, politikayı kendi meclislerindedoğrudan ve özgür-eşit yurttaşlık temelinde yapmasının ifadesidir. Dolayısıyla öz güç ve özyeterlilik ilkesini esas alır.

Demokratik Özerklik; sınırların, sembollerin değişmesini değil, ortak sınırlar içersinde bölgehalklarının değerlerinin kabul edilip, ortak değerlerde buluşulan yeni toplumsal sözleşmeninkendisidir. Bu esaslar temelinde; ... tarihsel dönemlerden de esinlenerek, uluslararası insanhakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde toprakbütünlüğüne ve demokratik ulus perspektifi temelinde Türkiye halklarının ulusal bütünlüğünebağlı kalarak, Kürt halkı olarak Demokratik Özerkliğimizi ilan ediyoruz."

Demokratik özerkliğin genel çizgileriyle ilgili çözümlemedensonra söz konusu düşüncenin temel ilkeleri şu şekilde dilegetirilmektedir13:

“1- Türkiye siyasi ve idari yapısında demokratikleşmeyi sağlamak amacıyla köklü bir reformuöngörür.

2- Sadece devlet sistemini değiştirerek sorunların çözülemeyeceğinden hareketle, toplumun özyeterliliğini esas alır.

3- Sorunların çözümünde geliştirilecek yöntemler için, yereli güçlendirme, halkı söz ve kararsahibi kılma felsefesiyle hareket eder.

4- Halkın karar süreçlerine dâhil olması için demokratik katılımcılığı savunur ve tüm yerelbirimlerde meclis sistemini esas alır.

5- Salt “Etnik” ve “Toprak” temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifadeedildiği bölgesel ve yerel bir yapılanmayı savunur.

6- “Bayrak” ve “Resmi Dil” tüm “Türkiye Ulusu” için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerkbirimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngörür.

7- Demokratik özerk yönetim, “bölge meclisi” olarak örgütlenir ve meclislerde görev alan kişilerde “bölge meclis temsilcisi” olarak tanımlanır. Meclis hem meclis başkanını hem de görevliolduğu alandaki işleri yürütecek yürütme kurulu üyelerini ayrı ayrı seçer. Başkan ve yürütmekurulu üyelerinin, meclisin aldığı kararların icrasından sorumlu olmaları öngörülür.

8- Bölgelerin her biri o bölgenin özel adı veya bölge meclisinin yetki sınırları içinde bulunan enbüyük ilin adıyla anılacaktır.

9- Demokratik özerklik modelinde il valileri, hem merkezi hükümetin hem de bölge yürütmekurulunun aldığı kararları uygulamakla görevlidir. Bakanlıkların taşra teşkilatları da aynıprosedüre tabi olacaklardır. İl Genel Meclisleri, Belediye ve Muhtarlıklar gibi diğer idari yapılarvarlığını korumaya devam edeceklerdir.”

Görüldüğü üzere demokratik özerklik çerçevesinde yer alansiyasi reform, her bölgenin kendi renk ve sembolüne (bayrak)sahip olması, valilerin hem merkezi hükümetin, hem de bölge13http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18255535.asp

4

yürütme kurulunun icra görevlisi olması gibi öngörüleri vesiyasal nitelikli yeni bir tür yetki sahipliğini işaretetmektedir. Bu bakımdan, ilk bakışta bile demokratik özerkliğinsadece yürütmeye ilişkin bir yerel özerklik talebinden daha öteve farklı bir şey olduğu tespit edilebilir.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK DÜŞÜNCESİNİN KAYNAĞI

Ahmet Türk, Demokratik özerkliğin ilan edilmesinden önce, 2Ağustos 2011 tarihinde siyasetçiler, STK temsilcileri,akademisyenler ve yazarlar tarafından basına kapalı olaraktartışılan “Demokratik Özerklik Taslak Modeli” hakkında bilgiverirken, taslak metnin, “tüm bileşenlerce şimdiye kadaryaptıkları tartışmaların, çalıştayların ve toplantılarınodaklandığı temel konuların özetlenmesinden ve derlenmesindenoluşturulduğunu” söylemiştir14. Gerek bu açıklama, gerekse dahasonra demokratik özerklik ilanının DTK tarafından yapılmışolması, demokratik özerklik düşüncesinin, Kürt sorununa tarafçeşitli çözüm aktörlerinin, tartışmaya dayalı ortak düşüncesiolduğu algısı yaratmakla birlikte, esasen söz konusudüşüncenin, özellikle yakalandıktan sonraki süreçte Öcalan’ın(yeni okumalarına dayalı) düşünsel değişiminin15 ürünü olduğubilinmektedir16. Nitekim Öcalan’ın 2005’li yıllarda açıklamışolduğu “Kürdistan Demokratik Konfederalizmi” projesindedemokratik özerklikle dile getirilen düşüncelerin hemen hepsinibulmak mümkündür. “Kürdistan Demokratik Konfederalizmi”nintemel felsefi çizgileri şöyledir17 :

14http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?tarih=21.07.2011&Newsid=130683&Categoryid=315 Öcalan, bu değişmeyi açıkça ifade etmektedir: “Ben de daha öncesinde reelsosyalizmin etkisiyle bir takım şeylerin olabileceğini düşünüyordum. Bugüngörüldüğü gibi Rusya ve Kafkasya’nın durumu ortada. Çin sosyalizm ile ancakABD’ye hizmet ediyor. Çatışma, şiddet, ölüm benim mantığım değildir. Bunedenle ben bunlardan vazgeçtim. Demokratik siyaseti ve özgürlüğü esasalıyorum. Ben radikal demokratım”.Bkz.http://www.nethaber.com/Politika/110066/Teroristbasi-der-ki-DEGISTIM-ben-eski-ben16 Bkz. TEMELKURAN, Ece, “Tarihin tersine örmek”, Milliyet, 2 Ağustos 2011;ÇAKIR, Ruşen, “Abdullah Öcalan yeniden ülkenin kaderiyle oynuyor”, Vatan,01 Haziran 2011;PEKDEMİR, Melih, “ ‘Konfederalizm’ ya da Kürt çözümü (1)”,Birgün, 11 Nisan 2011; BİLA, Fikret, “Öcalan’ın dört ayaklı paradigması”,Milliyet, 8 Aralık 2010.17 Açıklamaların tamamı için bkz. http://www.sosyalistforum.org/ukkth/4853-demokratik-konfederalizm.html

5

"Kürdistan Demokratik Konfederalizmi bir devlet sistemi değil, halkın devlet olmayandemokratik sistemidir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkın tüm kesimlerinin kendidemokratik örgütlenmesini yarattığı, politikayı doğrudan ve özgür-eşit konfederasyonyurttaşlığı temelinde, yerelde kendi özgür yurttaşlık meclislerinde yaptığı bir sistemdir.Dolayısıyla öz güç ve öz yeterlilik ilkesine dayanır. Gücünü halktan alır ve ekonomi de dahil heralanda öz yeterliliğe ulaşmayı benimser. Kürdistan Demokratik Konfederalizmi gücünütoplumsal tarihin derinliklerinden ve Mezopotamya'nın tarihten gelen zengin kültürelbirikiminden alır. Klan sisteminden ve aşiret konfederasyonlarından günümüze kadar uygarlıktarihi boyunca devletçi toplum merkezileşmesine girmek istemeyen doğal toplumun demokratikkomünal yapısına dayanır.

Demokratik Konfederalizm Ekolojik Toplum Modeli'ne dayanır. Toplumsal cinsiyet baskılarınaçok yönlü karşı durulmasını ve bunun kadın özgürlük mücadelesiyle aşılmasını esas alır.Ekolojiye ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı bir demokrasinin Kürt toplumunun olduğu her alandaörgütlenmesini ve her tür gerilik ve gericiliğe karşı bu temelde mücadele edilmesini öngörür.Bireysel hak ve özgürlükleri toplumsal demokrasinin gelişimiyle birleştirir.

Demokratik Konfederalizm, toplumsal sorunların zora ve şiddete başvurulmadan çözülmesiniesas alır.... Ülkeye, halka ve özgürlüklere yönelen saldırılara ve hukukun çiğnenmesine karşımeşru savunma durumunda olur. Demokratik Konfederalizm, Kürt halkının kendi demokrasisinikurma ve kendi toplumsal sistemini organize etme hareketidir. İçte demokratik ulusu, dışta iseulus üstü yapılanmayı ifade eder. Toplumun siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel, inanç vemezhepsel, etnik, cinsiyet özgürlüğüne dayalı, ekolojik, komünal alandaki örgütlenmelerininbirliği ve örgütlenmiş toplumun kendi kendini yönetme organizasyonudur. ....

Demokratik Konfederalizm, dört parçaya bölünmüş ve dünyanın her tarafına yayılmış olan Kürthalkının demokratik birliğinin ifadesidir. Kürt ulusunun kendi içindeki sorunların çözümündedemokratik birlik ilkesini esas alır. Milliyetçilik temelindeki devletleşme eğilimlerini çağınıdoldurmuş ulus-devlet anlayışının bir devamı olarak görür. ...

Demokratik Konfederalizm, derin demokratik zihniyete ve özgürlük bilincine dayandığı için,halklar arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm halkların eşit-özgür birliğini esas alır. Katısınırlara dayalı milliyetçi-devletçi ulus yerine demokratik ulusu geliştirir. Bu temelde tümOrtadoğu halklarının ve demokrasi güçlerinin birliğinden yanadır. ...

Demokratik Konfederalizm, küresel emperyalizme karşı halkların küresel demokrasisindenyanadır. 21. yüzyılda tüm halkların ve insanlığın yaşamak durumunda olduğu bir sistemdir. Buda küresel çapta demokratik konfederasyona doğru gidiş ve yeni bir çağa yürüyüş demektir. Butemelde tüm demokratik insanlığı Küresel Demokrasi Kongresi altında yeni bir dünyayaratmaya çağırıyorum."

Öcalan, demokratik konfederalizmin Ortadoğu’ylailişkilendirilmiş tarihsel ve felsefi arka planını özetlediktensonra onun temel ilkelerini şöyle sıralamaktadır18.

"1. İnsanlık Zagros eko-sisteminde gerçekleşen tarım devrimi temelinde 19. yüzyıl başlarınakadar gelmiştir. 19. yüzyıl başlarında ikinci büyük devrim olan sanayi devrimi gerçekleşmiştir.Bu ikinci devrim ulus-devletin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Ulus-devlet sistemi ise 20.yüzyılın sonlarına doğru toplumsal gelişmenin, demokrasi ve özgürlüklerin önünde en ciddiengel durumuna gelmiştir.

18 Bkz. http://www.sosyalistforum.org/ukkth/4853-demokratik-konfederalizm.html

6

2. 20. yüzyılın başında geliştirilen ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesi, devlet kurmahakkı olarak anlaşılmıştır. Bu temelde oluşan ulus-devletler günümüzde gelişme önünde ciddiengel durumundadırlar. Ulus-devlete dayalı Birleşmiş Milletler modeli yürümemektedir. KörfezSavaşı ve Irak'taki durum bunun kanıtı olmaktadır.

3. Bundan çıkışın temel yolu, ulus-devlete göre gelişen küresellik değil, tamamen halka dayananve gücünü tabandan alan Demokratik Konfederatif sistemdir. İnsanlık tarihinde devlet olgusuezeli olmadığı gibi, ulus-devlet de ebedi değildir. Günümüzde küreselleşme ile ulus-devletaşılmaktadır. Ancak bu süreçte emperyalizm ciddi bir yeni sistem modeli geliştiremediği için,mevcut sistemin krizi derinleşmiş ve kaosa dönüşmüştür.

4. Bu durumda tek alternatif demokratik konfederalizmdir. Bu, piramit tarzı bir örgütlenmemodelidir. Burada söz, tartışma ve karar topluluklarındır. Tabandan en üste kadar delegelerseçimle gelir ve tepede bir koordinasyonu oluşturur. Delegeler halkın bir yıllık memurları gibiçalışır..

5. Ortadoğu'nun ağırlaşan tarihsel ve toplumsal sorunlarının çözümü için de demokratikkonfederalizm sistemi geçerlidir. Kapitalist sistem ve emperyal güçlerin dayatmalarıdemokrasiyi geliştiremez, ancak demokrasiyi istismar edebilir. Demokratik Konfederal sistemdetabandan gelişen demokratik seçeneği egemen kılmak esastır. Bu sistem toplumsal temeldeetnik, dini ve sınıfsal farklılıkları gözeten bir sistemdir.

6. Kürdistan içinse kendi kaderini tayin etme hakkı, milliyetçi temelde devlet kurmak değil, siyasisınırları sorun yapmadan ve sınırları esas almadan kendi demokrasisini kurma hareketidir.İran'da, Türkiye'de, Suriye'de ve hatta Irak'ta oluşacak bir Kürt yapılanmasında tüm Kürtlerbiraraya gelerek kendi federasyonlarını, birleşerek de üst konfederalizmi oluştururlar..

7. Kürdistan Demokratik Konfederalizmi'nde asıl karar yetkisi köy, mahalle ve şehir meclis vedelegelerinindir. Dolayısıyla halkın ve tabanın kararı geçerlidir."

Demokratik özerklikte dile getirilen düşüncelerle KürdistanDemokratik Konfederalizmi’nde dile getirilen düşüncelerinörtüştüğü açıktır. Dolayısıyla, demokratik özerkliğinkaynağının neler olduğunun ve neleri hedeflediğinin tam olarakanlaşılabilmesi, Öcalan’ın bu değişim sürecindekireferanslarının bilinmesine bağlıdır.Demokratik özerklik çerçevesinde bir noktayı en başındanvurgulamakta yarar vardır. Demokratik özerklik, bazı köşeyazarlarının19, PKK’nın ve Öcalan’ın klasik ideolojisineatıfla, “Stalinist bir örgütlenme modeli” değildir. Öte yandandemokratik özerklik, Avrupa Yerel Yönetimler ÖzerklikŞartı’ndan da esinlenmiş değildir20. Hatta demokratik özerkliğisavunan taraflar, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı

19 Bu konuda bkz. AKYOL, Taha, “Öz savunma güçleri”, Milliyet, 8 Aralık2010; AKYOL, Taha, “Stalinist milliyetçilik”, Milliyet, 29 Temmuz 2011.20 Demokratik özerklik tartışmalarının, Avrupa Yerel Yönetimler ÖzerklikŞartı çerçevesinde kapsamlı bir değerlendirmesi için bkz. KELEŞ, Ruşen(2011) , “Ulusaltı Yönetim Birimlerinin Özerkliği Üzerine”, Ahmet Kesik veHasan Canpolat (ed.) Küreselleşme ve Kamu Yönetiminde Dönüşüm, SeçkinYayınları, Ankara, 2011, s. 9-28

7

reddettikleri21 gibi yapılan çeşitli röportajlarda da busistemin temellerinin 21. yüzyılın “katılımcı-çağdaşdemokrasi”sine değil, İspanya’da Katalanlar’ın ilan ettiğidemokratik özerkliğe yakın olduğunu ifade etmişlerdir22.O halde demokratik özerkliğin dayandığı kaynaklar nelerdir? Birdiğer deyişle, demokratik özerklik düşüncesinin fikir babasıolarak Öcalan, böyle bir düşünceyi hangi ideolojik kaynaklarabaşvurarak oluşturmuştur? Hemen belirtmek gerekir ki Öcalan,Kürtlerin belli bir kesimi tarafından ciddi desteğe sahiptir.Vahap Coşkun’un ifadesiyle23 “bu kesimlerin indinde Öcalan, tümKürtlerin acılarını dindirecek reçetelere sahip dahi birpolitikacı, uygarlık tarihinin bilinmezleri(ni) çözen eşibulunmaz bir siyaset düşünürü, Ortadoğu’nun bütün halklarınıözgürlüğe ve refaha taşıyacak bir peygamber olarakalgılanıyor”. Bu algı nedeniyle, Öcalan tarafından dilegetirilen –ve çeşitli postmodern tezlere ve kişilere ait olan-görüşler, esas olarak O’na ait sanılmakta ve bu görüşlerinorijinalleri yaygın şekilde okunmamaktadır24.Demokratik özerkliğin “Öcalan’a ait bir düşünce olduğu”algısında, kamuoyunun bu düşüncenin ideolojik temellerikonusundaki bilgisizliğinin yanı sıra, bizzat Öcalan’ın budüşüncesini sahiplenmesinin de büyük etkisi vardır. 16 Mart2005 günü yaptığı avukat görüşmesine elinde Murray Bookchin'in"Ekolojik Topluma Doğru" kitabıyla gelen Öcalan, kendigörüşlerini aktarırken, “… Wallerstein, Bookchin bunlarıyazıyorlar. Ama sistematize etmede biz daha ileriyiz, dahapratiğiz," demiş ve şunları eklemiştir: "Lenin'in,anarşistlerin, reel sosyalistlerin çözemediğini ben çözdüm"25.Bu çerçevede Öcalan “Kürdistan Demokratik Konfederalizmi”olarak ifade ettiği düşüncelerini ilan ederken, “halkımıza yenibir yaşam felsefesi ve sistemi daha kazandırdığımızainanıyorum” demektedir26. Hatta Öcalan o kadar ileri21 Nurettin Demirtaş’ın Diyarbakır’da yaptığı “ AB reformları bizi tatminetmez, hatta sorun oluşturur” sözü bu bağlamda değerlendirilebilir. Bkz.BAYRAMOĞLU, Ali, “Sorumlu: Kürt Siyasi hareketi”, Yeni Şafak, 16 Temmuz2011. Ayrıca bu konuda bkz. AKYOL, T., Stalinist Milliyetçilik, a.g.m22 DÜZEL, Neşe, “Bengi Yıldız: Kürdistan’da referandum yapılsın”, PazartesiKonuşmaları, 25 Temmuz 2011.23COŞKUN, Vahap, “Öcalan’ın diliyle olmaz”, Radikal, 2 Ağustos 2011.24PEKDEMİR, Melih, a.g.e. 25PEKDEMİR, Melih, a.g.e.26Bkz. http://www.sosyalistforum.org/ukkth/4853-demokratik-

konfederalizm.html

8

gitmektedir ki, kendisinden çok önce savunulmuş görüşleri27

bile sahiplenerek, “ benim düşüncem doğal diyalektik biranlayıştır" demektedir28.Öcalan, ortaya attığı düşüncenin “yeni” ve “kendine aitolduğunu” ileri sürse de -yukarıda da vurgulandığı üzere- budüşüncenin daha önce üretilmiş bazı ideoloji ve görüşleredayandığı bilinmektedir. Negri, Hardt, Wallerstein, Braudelgibi postmodernist yazarların görüşleri Öcalan’ın düşüncelerinibiçimlendirmiştir. Bununla birlikte Öcalan'ın esas fikirbabasının Bookchin olduğu söylenebilir. Öcalan 30 Ekim 2004tarihli avukat görüşmesinde "belediyeler için Bookchin'imutlaka okuyun, pratikleştirin. Bugün Kürt sorunu yerel yönetimdüzeyinde çözüm aşamasına gelmiştir" diyerek29, Bookchin’indenetkilenmiş olduğunu ortaya koymuştur. Bookchin’in ekolojikideolojisini, Öcalan’ı etkileyen boyutları itibariyleincelemeden önce demokratik özerkliğin halihazırda “teorik birsöylem” aşamasından pratik aşamaya geçtiği30 ve bu yönüyle,

27Bookchin, felsefi görüşlerinin Hegel’e dayandığını, ancak kendidiyalektiğinin Hegel’in ki gibi “teolojik” olmadığını söyler. O, kendibenimsediği diyalektik yaklaşımına “diyalektik doğalcılık” adını verir.Bkz. DANEK, David,“Söyleşi”,http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/bookchin-roportaj.html/170402 , (17.04.2002)28 PEKDEMİR, Melih, a.g.m.29PEKDEMİR, Melih, a.g.m.; ÇAKIR, Ruşen, a.g.m.30 Öcalan’ın avukatlarına verdiği talimatlardan birisi “özerklik zten ilanedilmiştir, önemli olan pratikleştirmektir” demektedir. Bkz. BİLA, Fikret,“Öcalan’ın öne sürdüğü koşullar, Milliyet, 22 Temmuz 2011. NitekimÖcalan’ın açıkladığı “dört ayaklı paradigmasına (1-Kent meclisleri, 2.Demokratik Siyaset Akademisi, 3. Demokratik Toplum Kongresi, 4. KooperatifHareketi)” uygun olarak örgütsel ve toplumsal boyutlu çeşitli uygulamalarıngerçekleştiği görülmektedir. Örneğin; KCK (Kürdistan HalklarKonfederasyonu) örgütünün, “bir bakıma PKK’nın yasal alana adapte olmaçabası” (şehir yapılanması) olarak kurulmuş olması.Bkz.http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=971013&Date=26.04.2011&CategoryID=98#.Ayrıca toplumsal nitelikli bir pratik olarak da Urfa-Viranşehir’de,“demokratik ekolojik toplum konsepti” çerçevesinde, örgütlenen 70 evsizaileye ev yapmak üzere, 6 yaşından büyük tüm bireylerin ortak çalışması ilegerçekleştirilen ve kooperatif sistemine dayalı “komün” tipi bir örgütlenmeoluşturulmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz.http://bianet.org/bianet/toplum/128038-viransehirde-komun-kuruluyor.Öteyandan yapılan toplantılarda “öz savunma gücü”, “Kurucu Sağlık Meclisi”gibi örgütsel yapıların oluşturulacağının öngörülmesi de pratik bağlamdadeğerlendirilebilir.

9

Bookchin’in öngörülerinin bir anlamda yaşama geçirilmekteolduğu ileri sürülebilir.DEMOKRATİK ÖZERKLİK DÜŞÜNCESİNİN İDEOLOJİSİ

Bookchin ve Toplumsal Ekoloji

Öcalan’ın “demokratik konfederalizm projesi”nin –dolayısıylademokratik özerkliğin- ideolojik referansı olan Bookchin31

önceleri bir anarşist iken daha sonra “komünalist” düşünceyibenimsemiştir. Bookchin, “komünalizm”i başlangıçta “anarşizmindemokratik boyutu” olarak tanımlarken, daha sonra onuntamamıyla bağımsız bir düşünce olduğunu öne sürmüştür. O “…komünalizmin, demokratik veya başka bir şekilde, yalnızcaanarşizmin bir ‘boyutu’ olduğuna inanmıyorum; o aksine radikalliteratürde tamamen keşfedilmesi gereken …ayrı bir gelenek veideolojidir”32 diyerek, daha sonra kendi kuğu bu ideolojiyi“eko-komüniteryanizm” olarak adlandırmıştır.Bookchin’in sistemleştirdiği Toplumsal Ekoloji düşüncesi, büyükölçüde “hiyerarşi ve tahakküm” çözümlemesine dayanır. O, ilkçağlardan günümüze kadar olan süreci inceleyerek, insantoplumlarında tahakküm ve hiyerarşinin ortaya çıkışını analizetmiştir. “Özgürlüğün Ekolojisi” adlı eserinde, insanın insanüzerinde kurduğu tahakkümün, aynı zamanda doğa üzerindetahakküme yol açtığını, dolayısıyla sorunun temelinde evrimselsüreçle beraber gelişen tahakküm ve baskı eğilimleri olduğunuileri sürer. O’na göre hiyerarşi ve tahakkümün toplumdaki yerive etkisi çözümlenmedikçe, ekolojik sorunların çözülmesiolanağı yoktur33. Ekolojik sorunların ortadan kaldırılması ve devrimci bir teoriile pratiğin yeniden yapılanması adına Toplumsal Ekoloji’deöngörülen projenin başlangıç koşulları üç temel öncüle

31 Bookchin, felsefi görüşlerinin Hegel’e dayandığını söyler. Ancak,benimsediği diyalektik, Hegel’inki gibi “teolojik” değildir. O, kendidiyalektik yaklaşımına “diyalektik doğalcılık” adını vermiştir. Benzerşekilde, fenomenler arasındaki bağlantıları aramayı, sentezleme veinsanlıkla doğa arasındaki karşılıklı etkileşimden doğan sorunları felsefeve tarihin çerçevesi içine yerleştirme, doğal dünya konusunda evrimci vedinamikçi olma konularında da Marx’tan etkilendiğini ifade eder (Danek,2002). 32 BOOKCHIN, Murray (2002), “Komünalist Karar Anı”, Toplumsal Ekoloji, S:1,Bahar, s. 40.33 BOOKCHIN, M. (1996a): a.g.e., s. 63.

10

dayanır34: “Otoritenin devredildiği kurumları tanımayan birpolitik topluluk olarak, kelimenin fiziksel anlamında ‘hücre–doku toplumun yeniden kurulması; tahakkümün, yalnızca ekonomiksömürü olarak değil, tüm biçimleriyle ortadan kaldırılması; ve…hiyerarşinin, yalnızca toplumsal sınıflar olarak değil, tümbiçimleriyle ortadan kaldırılması”. Söz konusu projeadımlarının gerçekleştirilmesiyle “ekolojik toplum”a ulaşılmasıhedeflenir. Bu hedef, bir tercih değil, bir zorunluluk olarakdeğerlendirilir35. Söz konusu toplum kurgusunda, otoritertoplumsal ve kurumsal yapılanmadan, özgürlükçü yapılanmayageçiş öngörülür.Yukarıdaki geçişi sağlayabilmek için gerçek anlamda radikal(devrimci) bir toplum projesine ihtiyaç olduğu vurgulanır.Toplumsal Ekoloji’nin devrim projesi, ihtiyaçlarına karşılıkdüşen iyi geliştirilmiş düşünceleri özümsediklerinde insanlarınyeni bir bilinç geliştirebilecekleri, ayrıca tarihin, doğanınya da her ikisine dayalı nesnel gerçekliğin insanları temeltoplumsal değişmeleri kabul etmeye hazır bir duruma getireceğiumuduna dayanır. Bu umudun, örgütlü araçlar olmaksızıngerçekleşmeyeceği kabul edildiğinden, bir “eğitim projesi”,devrim projesinin öncülü olarak görülür36. DolayısıylaToplumsal Ekoloji’nin genel hedeflerine ulaşabilmesi içinöngörülen ilk hedef, gerçek dünyayla, o dünyanın gelenekleri vegündelik gerçekleri ile ilişki kuran bir eğitim projesinigerçekleştirmektir37 .Toplumsal Ekoloji’de “hedef kitle”, halk ve onların kendiyaşamlarını/kaderlerini kontrol etmelerini sağlayacak “doğrudaneylem” kapasiteleridir En radikal anlamıyla doğrudan eylem,yasama gücünü kendi eline alan özgür kent demektir38. Buanlamda doğrudan eylem, bireylerin sistemden kopmaları gereğinikavramalarını, mevcut kurumları, onların bürokratlarını,uzmanlarını ve liderlerini bir kenara itip, yasa üstü, ahlakive kişisel eyleme zemin hazırlayarak, dışarıdan etki yapmaya

34 BOOKCHIN, M. (1996a), a.g.e., s. 227.35 ÖNDER, Tuncay, (2001), a.g.e., s. 146.36 BOOKCHIN, Murray (1999a), a.g.e., s. 194-195.37Toplumsal Ekoloji akımının bu “eğitim projesi” hayata geçirilmişdurumdadır. 1974‘te Vermont’ta (ABD’de bir yer) kurulan “Institute forSocial Ecology” (Toplumsal Ekoloji Enstitüsü), Bookchin’in düşünceleriniyansıtan bir okul olup, özgür bir toplum için yaygın eğitim derslerivermektedir. Daha fazla bilgi için bkz. (http://www.social-ecology.org)38 BOOKCHIN, M. (1996a), a.g.e., s.50, 55.

11

başlamaları ve doğrudan toplumsal yaşamın içine girmelerinisağlayacaktır.

Toplumsal Ekoloji’nin İlkeleriEkolojik toplumun esasını “özgürlükçülük” oluşturur ve bugenellikle oldukça büyük ve ortak bir ata kavramına dayalı olanklan ya da kabile biçimlerinden çok, özgür bir şekildeyaratılmış, insani boyutlarda ve bilinçli olarak geliştirilenilişkilerin bulunduğu “komün” çerçevesinde yapılanır39. “Ademimerkezileşme” ve “insani ölçek”, yeni ekolojik toplumuntemellerini oluşturur40. Öte yandan, ekolojinin insan boyutuile ilgili olarak da profesyonel şiddete dayalı devletkurumlarının yerine, karşılıklı yardıma dayalı toplumsalkurumların geçirilmesi öngörülür. Merkezi toplumsal biçimlerinyerine, ademi merkezi halk meclisleri; temsilciler vebürokrasiler yerine her biri dönüşüme, kurayla seçilmeye vedolaysız geri çağırmaya tabi, yetkilendirilmiş idari güç ilesözcülerden oluşan topluluklar konulması tasarlanır41.Toplum içinde dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma, etnik yapıve yerel kültür kompartımanları dışlanır. Bookchin’ göre“çatışan sınıflar, cins kimlikleri, etnik varlıklar, uluslarolarak kaldığımız sürece, insanlar arasında her hangi bir uyumsağlamanın olanaksız” olduğunu söyler. O’na göre, “eğersınıflara, cins kimliklerine, uluslara ait olmayı sürdürürsek,bizleri açıkça karşı karşıya getiren özel ve parçalı çıkarlaryüzünden insan olmaktan anladığımız şeyi daraltmış olacağız”42.Çünkü böyle bir yaklaşım, bütüncül bir dayanışma yaratmaktançok, çoğul etnik yapıya dayalı toplumlarda kargaşaya/çatışmayayol açacak ve sadece her etnik yapının kendi içindedayanışmasını doğuracaktır. Toplumsal Ekoloji’deki yaklaşımlaetnik ya da kanbağı gibi unsurları içermeyen dayanışma olgusu,daha nesnel içeriğe sahiptir ve kaynağını, bireyin herhangi birniteliğinden değil, onun bir “birey” olmasından alır. Kaldı ki,dayanışma ya da karşılıklı yardımlaşma, sadece bireyler arasıbir olgu olmayıp, aynı zamanda topluluklar (komünler) arasıdır.Bunun yanı sıra, karşılıklı ilişkiye dayalı halk meclisleri,dayanışma ve yardımlaşmanın politik yüzünü oluşturur.

39 BOOKCHIN, M. (1994), a.g.e., s.487.40 BOOKCHIN, M. (1996a), a.g.e., s.182.41 BOOKCHIN, M. (1996a), a.g.e., s.273-274.42 BOOKCHIN, M. (1999a), a.g.e., s.170-171.

12

Toplumsal Ekoloji’nin toplum kurgusu, diğer ekolojik akımlardada olduğu gibi “karşılıklı bağımlılık ve bütünlük” düşüncesinitemel alır. Söz konusu toplumda, bulunduğu bölgedeki diğerkasaba ve kentler ile karşılıklı bir yükümlülük (konfederal)ağı içine girmeyen yerel yönetimler, gerçek bir politik varlıkolarak görülmez. Bu bakımdan, yerleşimler arasında karşılıklıbir bağımlılık vardır ve bu, en az bireylerin birbirinekarşılıklı bağımlılık kadar önem taşır43. Ekolojik toplumda “kendi kendine yeterlilik/özyeterlilk” talebimerkezi bir önem taşır. Bunun anlamı, bir yerleşiminbüyüklüğünden bağımsız olarak, diğer yerleşimlere bağlı olduğubir ağ çerçevesinde, kendi ekonomik kaynaklarını idareetmesidir. Ancak, kendi kendine yeterlilik, dış dünyadankendini soyutlamaya ve kendi ölçeği içine sıkışmaya dayalı birtoplum biçimini ifade etmez. Tersine bu kavramla, geri dönüşümüve yerel/bölgesel hammaddelerin sağlıklı şekilde kullanılmasınıkısıtlayan egemen sistemin rekabetçi ve uluslararası işbölümünedayanan örgütlenme yapısının sakıncalarını gidermekanlatılmaktadır. Kendi kendine yeterlilik, yerel/bölgeselkaynakların kullanılmasını, eko-teknolojilerin uygulanmasını,tüketimin akılcı bir çizgide yeniden ölçeklendirilmesini vekaliteli malların üretilmesini içerir44. Özgürlükçü kurumlara dayalı eko-toplumda ademi merkeziliğe görebelirlenen. “belediyeleştirilmiş/konfedere bir ekonomi” sözkonusudur. Böyle bir ekonomi, kişinin mülkiyeti, mesleki veyaprofesyonel çıkarları yerine, tamamen kişinin ihtiyaçları vetopluluktaki yurttaşlık temeline dayanan bir yararlanma hakkınıiçerir. Bu yerelleşmiş ekonomik sistemde, yaşam ve üretimaraçları, bireyler tarafından değil, yurttaşlardan oluşan birmeclis tarafından kontrol edilir. Diğer deyişle, ekolojiktoplumda mülkiyet, devletin, özel sermayenin ya da partinindeğil, halkındır ve bu bağlamda mülkiyet çıkarları herkesikapsar45. Bir bölgenin kaynaklarının (konfederal olarak)yönetiminde, dar görüşlü çıkarlar, daha büyük insani çıkarlarave ekonomik düşünceler, daha demokratik ekonomik düşünceleredönüşür. Söz konusu kararların, konfederal olarak ve yurttaşlarmeclisinde alınması, ekonominin özel çıkar etrafında

43 BOOKCHIN, Murray, (1996b), a.g.e., s.323.44 ATA, Sezgin, (2002), “Toplumsal Ekoloji’nin Politikası”, ToplumsalEkoloji, S:1, Bahar, s. 22.45 İDEM, Şadi, (2002), “Toplumsal Ekoloji Nedir? Ne Değildir?”, ToplumsalEkoloji, S:1, Bahar, s.20.

13

düzenlenmesi durumunu ortadan kaldırır ve yerine, ihtiyaçlarıngiderilmesinde eşitliği koymayı hedefler46. ToplumsalEkoloji’nin konfedere ekonomisi, onun özgürlükçü toplumprojesinde öngörülen politika anlayışıyla uyumludur. ToplumsalEkoloji’de “politika”nın, “toplumsal ya da devletçi nitelikteolmayan benzersiz bir özyönetim alanı” olarak tanımlanması,aynı zamanda onun yönetim anlayışının ipuçlarını da taşır.Toplumsal Ekoloji’nin Yönetim YaklaşımıÖzgürlükçü Yerel Yönetimcilik

Toplumsal Ekoloji’nin yönetim politikası, ekolojik toplumauygun bir yerel yönetim programına dayanır. Yönetim düşüncesi,hiyerarşi ve tahakkümü doğuran olgular, süreçler ve kurumlarınyerine, özgürlüğü getirecek alternatifler üzerindeyoğunlaşmaktadır47. Yönetim düşüncesi, pek çok önemlisorgulamanın ürünüdür. Bu sorgulamalardan bir kaçı şöylesıralanabilir48: Devletin ve merkezi nitelikteki şirketlerinartan gücünü dengeleyecek bir karşıt gücü ortaya koymak için netür yapılar oluşturulmalıdır? Kentsel ve yönetimsel devselliğinhüküm sürdüğü bir dönemde, dönüşüme olanak sağlayacak ne türbir politik kültür yaratılabilir? Bir taraftan mülkiyete dayalıpazar ekonomisinin, diğer taraftan totaliter nitelikli ulusalekonominin yarattığı tehlikeleri önlemek için ne türden birpolitik ekonomi oluşturulabilir? Bu sorular, ToplumsalEkoloji’de yönetsel düşüncenin temel niteliklerini ortayakoymak bakımından önemlidir.Toplumsal Ekoloji’de öngörülen yönetim yaklaşımı, “yüz yüze(doğrudan) demokrasi”yi esas almaktadır. Yüz yüze demokrasininuygulanabileceği bir model olarak öngörülen “özgürlükçü yerelyönetimcilik/belediyecilik (liberitarian municipality)”,“komün” düşüncesinden esinlenir. Komün tarzı örgütlenmenin yüzyüze demokrasiyi nasıl olanaklı kıldığını ortaya koymak içinsıklıkla Antik Yunan’a gönderme yapılır. Antik Yunan’dakiyönetim düşüncesi bağlamında düşünüldüğünde, ToplumsalEkoloji’nin, kendine özgü bir “kendine yeterlilik anlayışı”olduğu görülür. Buna koşut olarak, yönetsel düşünce içindeönemli yeri olan “bireycilik” olgusu da kendine özgüdür.

46 BOOKCHIN, M. (2002), a.g.m., 48.47 MUTLU, A. (2008), a.g.e., s.99.48 Bkz. BOOKCHIN, M. (1999b), a.g.e.

14

Toplumsal Ekoloji’nin bireycilik anlayışı, kapitalist sisteminpazar rekabetine endeksli bireyciliğinden farklı olarak, etiknitelikli, insani, gönüllü bir toplumsal ve komünal iyilikanlayışına dayalıdır49. Komün tipi örgütlenmeye dayalı olan yönetim tarzı, doğal olarak“özyönetim” düşüncesini akla getirir. Gerçekten de “bütüninsanların, ‘kendi’ bütün işlerini, doğrudan ve bütündüzeylerde ‘kendi’ ellerine almalarına olanak verecek birtoplumsal yapılaşma sistemi”50 olarak tarif edilen özyönetim,Toplumsal Ekoloji’de insan özgürlüğüne yönelik olup, yapısıgereği bütünsel bir eşitlik temeline dayalıdır. Özyönetimedayalı bir yönetim düşüncesi, son tahlilde doğrudan demokrasiideali ile ilgilidir. Toplumsal Ekoloji’de halk, toplum içinçeşitli politikalar oluşturmak amacıyla, açık, yüz yüzemeclisler toplamadıkça hiçbir fiili demokrasi, hiçbir özyönetimanlayışı olanaklı görülmez. Nitekim Bookchin, temsilciler ya davekiller yerine halk tarafından önerilmeyen, tartışılmayanhiçbir politikanın demokratik açıdan meşru olmadığınıbelirtir51.Toplumsal Ekoloji’nin yönetim düşüncesinde anarşist vurgularınve özellikle Kropotkin’in etkisi baskındır. Öte yandan “özgürbir ütopya” olarak Fourier’in ütopik yaklaşımı da oldukçaetkilidir. Dolayısıyla, Toplumsal Ekoloji’deki yönetim yönetimdüşüncesinin bir “sentez” olduğu söylenebilir. Bu sentez, herdurumda “özgürlükçü bir proje”yi savunur. Gerek komünlertarihine başvurulması, gerekse özyönetim düşüncesininirdelenişi, bu projenin dinamiklerini göstermek amacı taşır.Yönetim düşüncesinin temelini oluşturan özgürlükçü yerelyönetimcilik, özgür, elinde kendi kaderini tayin etme hakkıbulunan etkin yurttaşlar etrafında yapılandırılmış yenikatılımcı bir politikanın hayata geçirilmesini hedefler. Buyönetim anlayışının özelliği, özgürlüğü en radikal anlamıylaele almasıdır.Özgürlükçü yerel yönetimcilik, demokrasi ilişkileri veuygulamaları ile ilgilenen politik bir kuramdır. Söz konusuyönetim projesi, bir bütün olarak toplumun ve topluluklarınsıradan yurttaşlar tarafından yönetilmesini öngören, doğrudandemokrasi kurumlarının oluşturulması ve bunların49 BOOKCHIN, M. (1999a), a.g.e. s.123.50 CANGIZBAY, Kadir, (2003), Sosyalizm ve Özyönetim, Ankara, ÜtopyaYayınları, s.155.51 BOOKCHIN, M. (1999a), a.g.e. s.173.

15

yaygınlaştırılmasını içerir. Bu bağlamda, -Antik Yunan’dakigibi- politikanın yeniden hayata geçirilmesini amaçlar52.Bookchin, özgürlükçü yerel yönetimciliğin önemini şöylevurgular53:

“Yerel yönetim potansiyel bir saatli bombadır. … Yeni toplumsal hareketler, kolaycaparlamentarizme doğru kaydıklarından, kendilerini kamusal alana taşıyacak politik birperspektif istemi açısından başarılı olamamaktadırlar. Tarihsel olarak özgürlükçü teori,daima yeni bir toplum yaratmanın hücresel dokusunu sağlayan özgür yerel yönetim üzerineodaklanmıştır. … Merkezileşmiş ekonomik korporasyonların ve ulus-devletin büyüyen gücünekarşı durabilecek yerel yönetime ait kurumlarda ve onların yapılarında yapabileceğimizdeğişiklikler ile oluşturulacak kurumlar – yeni bir politik alan içinde bu kurumlar çok dahafazla dönüşeceklerdir- yerel yönetime ait ekonomik sistemler, tabana dayalı yurttaşlıkkavramı ve ikili güç gibi daimi kurumsal temeller üzerine oturmaktadır.”

Toplumsal Ekoloji’de, başka bir yönetim modeli değil deözgürlükçü yerel yönetimciliğin temel yönetim tasarımı olarakbelirlenmesinin nedeni, “‘devlet’in belediye düzeyindekikurumlarda kendini çok az gösterebilmesi”ne dayanmaktadır. Bunagöre devlet, eyalet ya da idari bölgelerde yönetimde dahaetkili olup, kendini ulusal düzeyde daha fazla gösterebilirken,belediye düzeyinde etkisizleşmektedir. Bookchin, bu tür ayrımınbüyük önem taşıdığını vurgular54.Özgürlükçü belediyecilik, yaşamın –toprak, fabrikalar, ulaşımve benzeri gibi- maddi araçların üzerinde halk denetimiolmasını öngören yeni bir politika ileri sürmesi anlamında“özgürlükçü”; doğrudan, yüz yüze yurttaş meclisleriaracılığıyla, kamu meseleleri üzerinde yurttaş denetimiolmasını öngören yeni bir politika ileri sürmesi anlamıyla da“belediyeci”dir55. Özgürlükçü belediyecilik otarşik bir öngörüdeğildir. Tersine, böyle bir eğilimden kaçınmak ve kendikendine yeterli toplulukların işleyişini akılcı ve ekolojikşekilde koordine etme ihtiyacını karşılamak için bölgesel birtemelde belediyelerin ve belediye ekonomilerinin karşılıklıbağımlılıklarını sağlamak için “konfederalist”tir56. Diğerdeyişle Toplumsal Ekoloji’de yönetim (belediyelerin) konfederalbiçimde örgütlenmeye dayanır. Yönetsel kararlar, konfederal

52 İDEM, Ş. (2002), a.g.m. s.12-16.53 BOOKCHIN, Murray (2005a), “Radicalizing Democracy: Murray BookchinInterviewed by Kick It Over”, http://www.social-ecology.org/article.php?story=20031118101059248, (14.01.2005).54 BOOKCHIN, M. (199b), a.g.e. s.186.55 BOOKCHIN, M., (1994), a.g.e., s. 70.56 BOOKCHIN, M., (1994), a.g.e., s. 70.

16

konseylere gönderilen “geri çağrılabilir” delegeler tarafındanalınır.Özgürlükçü yerel yönetimcilik, genel olarak –çeşitlitürlerdeki- devlet, özel olarak da cumhuriyetçi devlet yapısıaltındaki örgütlenmeye sıcak bakmaz. Dolayısıyla inisiyatif vereferandum gibi araçları kullanmayı yaygınlaştırarak, ulus-devletin “demokratikleştirilmesi” çabalarını reddeder. Çünküyukarıda da vurgulandığı üzere, “asgari” bile olsa devletinsömürücü ve baskıcı niteliğinin değişmeyeceğine inanılır. Bunagöre, özgürlükçü yerel yönetimcilik, devlet kurumunun olmadığıbir ortamda bizzat yönetim sürecinin kendisi olmak idealinedayanır. Özgürlükçü yerel yönetimciliğin amacı, yok olmuş olan kamusalalanı canlandırıp, yeni bir politik alana dönüştürmek ve pasifseçmenlerin ötesinde aktif yurttaşlar oluşturmaktır57. Aktifyurttaşlar tarafından oluşturulan mahalle ve kasaba meclistoplantılarıyla, bunlara dayanan iktidarı kurumsallaştırarak,radikal anlamda politikanın köklerine geri dönüleceği vedoğrudan demokrasinin yeniden dirileceği öngörülmektedir. Öteyandan bu proje, tabana dayalı demokrasi ve doğrudan demokrasitalepleriyle kurulup, seçildiklerinde devleti reformlar yoluyladüzeltmek ve kapitalizmin halklar ve çevre üzerindeki etkisinihafifletmek amacına doğru evrilen bazı yeşil partilerden58

farklıdır. Bu bağlamda özgürlükçü yerel yönetimcilik, radikalve özgürlükçü kent kurumlarının oluşturulması savına dayanarakmücadele eder ve devleti, her zaman baskıcı bir kurum olarakalgılar.Toplumsal Ekoloji, sadece ulus-devleti değil, aynı zamandamevcut yerel yönetim yapılarını ve uygulamalarını da eleştirir.Günümüzde Ademi merkeziyetçilik, devlet adamlarının bencilceamaçlarına alet edilmektedir. Gerçek anlamıyla ademimerkeziyet, sadece coğrafi, bölgesel ya da politik değerleriiçermez; aynı zamanda manevi ve kültürel değerleri debarındırır ki, Bookchin’e göre, insan topluluğunun yenidengüçlendirilmesini, bireyin yeniden güçlendirilmesine bağlayandeğer de budur59.

57 İDEM, Ş. (2002), a.g.m., s.16.58 BIEHL, Janet, (1993),The Politics of Social Ecology-LiberitarianMunicipalism, Black Rose Books,s.158-180.59 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.290.

17

KonfederalizmÖzgürlükçü yerel yönetimcilikte ademi merkezilik esas olmaklabirlikte ademi merkeziliğin dar görüşlülüğe dayalı sorunlaryaratabileceği de göz ardı edilmez. Bu nedenle ademimerkezileştirilmiş toplumlardaki demokratik belediyelerdeekonomik ve kültürel dar görüşlülüğü önlemek için bunlarınkendi maddi karşılıklı bağımlılıkları temelinde bir“belediyeler konfederasyonu” öngörülür. Çünkü kendi kendineyeterli toplum yaşamı –bugün mümkün olmasa dahi- hiçbir şekildegerçek bir tabandan gelen demokrasiyi garanti edemez.Belediyelerin konfederasyonu, kendi beledi bileşenleri arasındakarşılıklı etkileşim, işbirliği ve karşılıklı yardımlaşmaortamı olarak bir yandan güçlü ulus-devlete karşı, bir taraftanda dar görüşlü kasaba ve kente karşı tek seçeneğioluşturacaktır.Ademi merkeziyetçilik, “fiziksel” ve “kurumsal” olmak üzereiki ayrı biçime sahiptir. Ademi merkeziyetçiliğin fizikselbiçimini oluşturmak uzun yıllar alabilirken, kurumsal biçiminihemen ve kolayca oluşturmak mümkündür60. Toplumsal Ekoloji’de,günümüzdeki kentlerde özgürlükçü yerel yönetimciliğin hayatageçirilebilmesi bakımından, söz konusu ayrıma büyük önemverilmektedir. Buna göre, örneğin, New York gibi büyük birkentin fiziksel olarak ademi merkezileştirilip, sahiciyerleşimlere ve sonunda komünlere bölünmesi, uzun zamanalacaktır. Bunun yerine, böyle büyük bir kentin yavaş yavaşkurumsal açıdan merkeziyetçi olmayan bir hale getirilmesi dahamantıklı ve kolaydır61. New York örneğinde olduğu gibikentlerde yapılacak kurumsal ademi merkezileşme ile iktidarmerkezi, kent merkezlerinden mahallelere ve küçültülmüş olanyerel yönetimlere kayar. Buralarda insanlar, kendileriniilgilendiren her konuda yerel, bölgesel ve uluslararasısorunlar hakkında politika oluşturmanın alanlarını kurarlar. Buçerçevede, mahallelerde ya da semtlerdeki halk meclislerindenoluşacak olan belediyeler, bu anlamda potansiyel olarakdoğrudan demokrasinin politik kurumsal yapıları olabilir62.Özgürlükçü yerel yönetimcilik, aynı zamanda “politik dönüşüm”leilgili bir düşünce tarzı olmak bakımından önemlidir.60 İDEM, Ş.,(2002), a.g.m., s.16.61 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.377.62 İDEM, Ş.,(2002), a.g.m., s.16.

18

Konfederasyon oluşturmak için birbiriyle bağlantılı kendikendini yöneten köyler, kasabalar ve kentler kurmayı (veyadönüştürmeyi) hedefler. Bu çerçevede, özgürlükçü yerelyönetimcilikte topluluk üyelerinin, şehir ve mahalle meclislerigibi varolan yerel politik forumları yavaş yavaş halkmeclislerine dönüştürerek geri kazanması amaçlanır. Doğrudandemokrasi konusunda halkı eğitmek yoluyla ve yerel seçimkampanyalarını kullanarak, özgürlükçü yerel yönetimcilikledevletten -egemen yönetim aygıtları olarak küresel şirketlerdenve ulus-üstü kurumlardan- karar alma gücünü geri almayı veyurttaşların politik aktör olarak kendi güçlerini açıkça ortayakoymaları öngörülür63. Dolayısıyla Toplumsal Ekoloji’yegeçişin, bir kerede bir devrimle değil, süreç içinde özgürlüğüngenişletilmesiyle gerçekleşeceği öngörülür.Toplumsal Ekoloji’de insanların yaşam alanlarına sahip çıktığı,kendi yaşamları üzerinde doğrudan etkide bulundukları yerleşimalanlarının, birbirlerini dışlamak yerine, karşılıklıyardımlaşma, dayanışma, tamamlayıcılık etiği çerçevesindeoluşturulabilen ve durmadan kendini yenileyen “konfederal” biryapı olarak tasarlanır. Bu bağlamda ademi merkezileşme, özyeterliliğin, yerelciliğin sınırlarını aşan çok daha geniş birtoplumsal örgütlenme ilkesini ifade eder. İdeal bir yerelyönetim olgusu olarak konfederasyon, kent ve kasabalar arasıbirliğin, özgür ve ekolojik yönelimli bir toplumun ayrılmaz birparçasını oluşturur. Bookchin’e göre yerelcilik (lokalizm), daranlamıyla öz yeterlilik amacını güden hemen hemen otarşik biryeri belirtir. Bu yönüyle yerelcilik, günümüzdeki ekolojikhareketi içinde çok sayıda taraf bulmakla birlikte, kolayca“ırkçılık, kültürel tutuculuk ve katı gelenekçiliği doğuran”belirgin bir dar görüşlülüğe neden olabilir. Dolayısıyla yerelyönetimler, sadece yerelcilik bağlamında ele alındığında en azulus-devlet kadar otoriter ve gerici olabilirler64. Bu nedenle,konfederal olmayan- yani bulunduğu bölgedeki diğer kasaba vekentler ile karşılıklı bir yükümlülük ağı içine girmeyen-hiçbir yerel yönetim hareketi, geleneksel anlamda gerçek birpolitik varlık olarak, kentteki diğer mahalleler ile birlikteçalışmayan bir mahalleden daha fazla dikkatealınmayabilecektir65.

63HELLER, Chaia, (2002), “McDonalds, MTV ve Monsanto: Bilgisel SermayeÇağında Biyoteknoloji Direnişi”, Toplumsal Ekoloji, S: 2, Güz, s.119.64 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.21.

19

“Halk meclislerini konfedere hale getirme amacı, liberter(özgürlükçü) belediyeciliğin temelidir” diyerek, hemen hemenbütün eserlerinde konfederasyon çağrısını dile getirenBookchin, yerel konfederasyonlardan bölgesel konfederasyonlarve sonra da ulusal ve kıtasal konfederasyonlar ortaya çıkmasınıöngörür66.Toplumsal Ekoloji’de konfederasyon, yerleşimler ve bölgelerarasında olması gereken karşılıklı bağımlılığı sürekli kılmayayarayan bir sistem olarak tasarlanmıştır. Yerleşimleribirbirine bağlayan bir idari ağ olarak konfederasyonmeclisleri, çeşitli köylerin, kasabaların ve kentlerinmahallelerindeki halk meclisleri tarafından seçilen üye vedelegelerden oluşur. Konfedere meclislerinde üyelerin görevlerikesin olarak bellidir ve bu üyeler, her zaman için görevdenalınabilirler. Üyeler, halk meclislerinde belirlenenpolitikaların eşgüdümü ve icrası amacıyla seçilirler vedolayısıyla bu meclislere karşı sorumludurlar. Üyelerinişlevleri ve yetkileri, sadece idare ve uygulamaylailgilidir67.Görevden alınabilen ya da rotasyona tabi tutulabilentemsilcilerden oluşan halk meclisleri, konfederal sisteminönemli bir yollayan ögesidir. Konfedere konseylerin eşgüdümsağlama göreviyle ilgili en önemli nokta, yerel yönetime dayalıhalk meclisleri arasındaki farklılıkları görüşmek ve basitidari görevler almaktır68. Böylece konferalizm, yerleşimlerarasında “ağ tipi bir örgütlenme” ile yeni bir yurttaşlığın vedoğrudan demokrasiye olanak tanıyan bir politikanın aracıolabilecektir.Özgürlükçü yerel yönetim projesinde, konfedere meclislerle halkmeclisleri arasındaki ilişkiler ve yetkiler, “idare etme vepolitika oluşturma”yla ilgilidir. Daha öncede ifade edildiğiüzere, politika oluşturmak, sadece yerleşimlerdeki halkmeclislerinin yetkisindedir. İdare ve eşgüdüm ise konfederemeclislerin yetki alanına girer. Buna göre otorite, “yukarıdanaşağıya doğru” değil, “aşağıdan yukarıya doğru” kullanılır.

65BOOKCHIN, M., (2005b) “İleri Kapitalizm Döneminde Radikal Politika”,http://www.ekoloji.org/makale/makaleler_ileri_kapitalizm_doneminde_radikal_politika.htm, (06.01.2005).66 BOOKCHIN, M.,(2005a), a.g.m.67Bkz. ATA, Sezgin, (2002), “Toplumsal Ekoloji’nin Politikası”, ToplumsalEkoloji, S:1, Bahar, s. 23;BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.370.68 BOOKCHIN, M., (1996a), a.g.e., s.17

20

Diğer ifadeyle, konfedere sistemlerde sahip olunan güç,yukarıya doğru azalır; en tepedeki konfederal meclis, gücü enaz olan meclistir. Buna koşut olarak, yerleşimden bölgeye vebölgeden daha büyük alanlara gidildikçe meclislerin gücüazalır69.Yerelci değil, bütünleştirici bir düşünce taşıyan konfederasyondüşüncesi, yerel yönetimlerin toplumsal yükümlülüklerinedayanır. Bu yükümlülüklere, karşılıklı hak iddialarınınsistematik olarak hükme bağlanması, ortak çalışmalarındüzenlenmesi ve belediye politikasının, çoğunluğun haklarınıçiğnemeden yürütülmesi vb. örnek gösterilebilir. Konsensüsedayalı anlaşma, en tercih edilen karar verme prosedürü olmaklabirlikte bu -azınlığın, çoğunluğu zalimce yönetme tehlikesininbulunduğu durumlarda-, çoğunluğa dayalı karar alma sistemininbenimsenmediği anlamına gelmez. Öte yandan, bir konfederasyonunbaşarı ölçütü, sadece çoğunlukçu karar alma biçiminiuygulaması değildir; aynı zamanda karar verme sürecinintabanını yerel yönetimlerdeki halk meclislerinedayandırmasıdır70.Ekolojik bir toplum tasarımında konfedere sistemin birtoplumsal örgütlenme ilkesi haline gelebilmesi için “ekonomininkonfedere hale getirilmesi” yaşamsal önem taşır. Denilebilirki, konfederasyonun işleyebilmesi için yerleşimler arasıekonomik ilişkiler, öncelikli öneme sahiptir. Yani, biryerleşimin büyüklüğünden bağımsız olarak yerel yönetimlerineline verilen çiftliklerin, fabrikaların ve diğer gerekligirişimlerin, o yerleşimi diğer yerleşimlere bağlayan bir ağçerçevesinde kendi ekonomik kaynaklarını idare etmesi esastır.Ekonomik ilişkilerin, “bedel ilişkisinin batağına saplanmışkapitalist kooperatiflerden oluşan bir topluluklar bütünüdeğil, yerleşimlerin gereksinim miktarına göre paylaştırmaktanzevk alan bir toplum” anlayışına uygun olarak gerçekleşmesitasarlanır71.Özgürlükçü yerel yönetimlerden oluşan konfedere bir sistemegeçişte “devrim” düşüncesi önemli yer tutmaktadır. Ancak, sözkonusu edilen devrim, tarihsel süreçteki gibi çatışma ve savaşadeğil, halkın yeni bir bilinç kazanarak, bu değişiklikleri,demokratik yollarla kendisinin talep etmesine dayanır. Bunun

69 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.370.70 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.20.71 BOOKCHIN, M., (1999b), a.g.e., s.371.

21

için özgürlükçü kurumların bir anda değil, zaman içinde ortayaçıkacağı varsayılır. Öte yandan, egemen sistemin toplumsal veekonomik yapısı içinde, ancak egemen sistemi benimsemeyenözgürlükçü kurumların kurulabileceği öngörülür. Diğer deyişle,egemen sistem içinde reformist değil, devrimci kurumlarla süreçiçinde ekolojik topluma ulaşmak olanaklı görülür.

SONUÇ

Demokratik özerkliğin temel tezlerinin, Öcalan’ın ortaya attığı“demokratik konfederalizm” düşüncesinden, Öcalan’nındüşüncesinin de Bookchin’in Toplumsal Ekoloji düşüncesinden -özgürlükçü yerel yönetimcilik ve belediyelerkonfederasyonundan- beslendiği açıktır. Bir diğer deyişle,demokratik özerklik düşüncesinin temel ideolojik referansınıBookchin’in düşünceleri oluşturmaktadır.

Kamuoyuyla paylaşılan boyutuyla demokratik özerklikdüşüncesinin, Toplumsal Ekoloji’nin temel öngörüleriyle büyükoranda örtüşmesine karşılık, yer yer değiştirildiği, yer yer deçelişik noktalar içerdiği dikkati çekmektedir. Demokratiközerkliğin tarihsel kökenini Mezopotamya uygarlığınadayandırma; konfederasyon tipi örgütlenme; öz güç ve özyeterliliğe dayalı özyönetim modeli; en küçük yerel birimdenbölge düzeyine kadar meclisler oluşturulması; gücün tabandantavana doğru yayılması; barış politikası; komün tipiörgütlenme; ulus-devletin baskı ve tahakküm üretici olması,yerel düzeyden küresel düzeye konfederasyon çağrısı vd.demokratik özerklik düşüncesinin Toplumsal Ekoloji’yle örtüşenvurgularıdır.

Öte yandan demokratik özerklikte, Toplumsal Ekoloji’yle söylemdüzeyinde örtüşmekle birlikte felsefi ve pratik boyutta önemliçelişkiler görmek mümkündür. Bu konuda ilk çelişkilerdenbirisi, demokratik özerklik düşüncesinin (demokratikkonfederasyonun) felsefi alt yapısı kurulurken dikkatiçekmektedir. Öcalan, Demokratik Konfederalizmi tarif ederken“... gücünü toplumsal tarihin derinliklerinden veMezopotamya'nın tarihten gelen zengin kültürel birikimindenalır. Klan sisteminden ve aşiret konfederasyonlarından günümüzekadar uygarlık tarihi boyunca devletçi toplum merkezileşmesine

22

girmek istemeyen doğal toplumun demokratik komünal yapısınadayanır” demekte ve mevcut coğrafyada demokratik konfederalizmigerçekleştirebilecek en elverişli topluluğun Türkiye’dekiKürtler olduğunu ileri sürmektedir. “Mezopotamya” tespiti,Neolitik sonrası uygarlığın ilk geliştiği ve yayıldığı dönemleriçin geçerli olmakla birlikte, ironik biçimde özellikle 20.Yüzyıldan itibaren “aşiret esasına dayalı toplumların, tepedenve otoriter yönetimlerinin başat olduğu coğrafya” olarakdüzeltilmek durumundadır. Dolayısıyla demokratik özerklik,felsefi düzeyde ulus-devletle sorunlu olduğu kadar bölgesel-toplumsal yapıyla da sorunludur. Bu konuda belirgin birtespitin yapılmamış olması, bildirgenin felsefi iç çelişkisinioluşturmaktadır.

Dikkati çeken bir diğer çelişki, Toplumsal Ekoloji’nin “şiddetidışlaması”na rağmen, demokratik özerklik düşüncesi ve tabii kiÖcalan’ın düşünsel varoluş gerekçesi “silahlı bir güç”edayalıdır.. Öte yandan, Kürt sorununun tarafları arasındaÖcalan’la ifadesini bulan “lider kültü”nün varlığı vedemokratik özerklikte de bunun açıkça beyan edilmesi, ToplumsalEkoloji’nin “lider” ve “otorite”yi dışlayan yaklaşımıylaçelişmektedir. Bir diğer önemli çelişki de bildirinin -her nekadar bu reddedilse de- buram buram “etnik milliyetçilik”kokmasıdır. Halbuki Toplumsal Ekoloji de “ırkçılık, kültüreltutuculuk ve katı gelenekçilik belirgin bir dar görüşlülüğeneden olacakları” için reddedilmektedir. Toplumsal Ekoloji’denesinlenmiş olan Öcalan’ın hala yönlendirici gücü altında olanterör örgütü PKK’nın başta insan öldürmek üzere, petrol boruhatlarını patlatması, toksik atık yüklü gemileri batırması72 vekentsel yaşamı terörize etmesi ise ekolojik duyarlılıklaçelişen noktalardır.

Demokratik özerkliğin ilanını hazırlayan toplumsal süreçtemitinglerle, bildirilerle, üniversite ve sokak eylemleriyle,bölgenin siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, aydınları vetoplumsal kesimleri aktif rol oynamıştır. Bütün bunlar –şiddetde içermekle birlikte- özgürlükçülüğü ve çoğulculaşmayı savunanToplumsal Ekoloji felsefesine uygun görünmekle birlikte busüreç, Kürt siyasetinin kendi içinde çoğulculaşmasına,demokratikleşmesine yol açmamıştır73. Dolayısıyla, karşımızda72Bkz.http://www.porttakal.com/haber-pkk-nin-eylem-ustlenme-cabasi-71155.html73BAYRAMOĞLU, Ali, Eşkiya, örgüt, terör, Yeni Şafak, 30.07.2011.

23

demokratik özerkliğin, Kürt toplumu içinde demokratikleşme veözgürlüğü gerçekleştirememe gibi bir çelişkisi durmaktadır.

Toplumsal Ekoloji’deki öngörülerin kapsamı74 düşünüldüğünde,demokratik özerklik düşüncesiyle dile getirilenlerin dikkatçekici ölçüde “az” ve “ayrıntısız” olduğu dikkati çekmektedir.Söz gelimi, Toplumsal Ekoloji’nin temel yönetsel anlayışınıortaya koyan kabullerden bazıları (reform değil devrim;devletin her koşulda reddi; sınırların reddi; pazarekonomisinin reddi vd.) demokratik özerklikte açıkça yeralmamaktadır. Toplumsal Ekoloji’nin temel felsefesini oluşturanbu hususlar, demokratik özerklik düşüncesinde yer almamaktamıdır? Yoksa koşullar elverdiğince mi açıklanacaktır? Mevcuthaliyle demokratik özerklik söylemi, “büyük resmin küçük birkısmı” durumundadır.

Öcalan’ın düşünsel değişim sürecini, hemen hemen Bookchin’incümleleriyle ifade edişi75, onun düşüncelerinin etkisinigöstermektedir. Nitekim Toplumsal Ekoloji’de öngörülen projeninbaşlangıç koşullarına76 paralel öngörülerin Öcalan tarafındanda büyük ölçüde tekrar edilmesi77, “büyük resmin eksikkısımları” hakkında, Toplumsal Ekoloji’ye bakarak fikiryürütmeyi olanaklı kılmaktadır.

Toplumsal Ekoloji’nin ideolojisi üzerindendeğerlendirildiğinde; demokratik özerklik düşüncesinin – her nekadar açıkça belirtilmese de- Türkiye Cumhuriyeti gibi bir“örnek”le değil, ulus-devlet gibi bir “olgu”yla sorunu olduğugörülür. Buna göre ulus-devlet yapısını reddetmenin mantıksaluzantısı, bu yapıya sahip Türkiye Cumhuriyeti’nin, yine yapısal74Toplumsal Ekoloji hakkında kapsamlı bilgi için bkz. MUTLU, Ahmet, Ekolojive Yönetim75Örneğin; Bookchin gibi Öcalan da “doğal diyalektik anlayış”a sahipolduğunu vurgular. Bkz. PEKDEMİR, a.g.m.76Bunlar: 1. Otoritenin devredildiği kurumları tanımayan bir politiktopluluk olarak, kelimenin fiziksel anlamında ‘hücre–doku toplumun yenidenkurulması; 2. tahakkümün, yalnızca ekonomik sömürü olarak değil, tümbiçimleriyle ortadan kaldırılması; 3. hiyerarşinin, yalnızca toplumsalsınıflar olarak değil, tüm biçimleriyle ortadan kaldırılması”. Bu koşullariçin öncelikle bir “eğitim projesi”nin başlatılması ve sonrada halkın“doğrudan eylem” kapasitesini harekete geçirecek yapı ve ortamınsağlanması. Bkz.(Bookchin, 1996a: 227) 77Öcalan’nın bu konudaki “paradigması” dört ayaklıdır: 1. Kent meclisleri;2. Demokratik Siyaset Akademisi; 3. Demokratik Toplum Kongresi; 4.Kooperatif Hareketi. Bkz. BİLA, Fikret, Öcalan’nın..., a.g.m.

24

değişikliğe uğratılmasıdır. Bu durumda demokratik özerkliğin,Türkiye’nin sadece belli bir bölümü -Doğu ve Güney Doğu AnadoluBölgesi- için değil, bütünü için yeni bir yönetim modeliöngördüğü”nü söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durum, TürkiyeCumhuriyeti’nin bir ulus-devlet olarak kalmasını isteyenlerinvarlığı halinde (ki bu bir varsayım değil, gerçekliktir),demokratik özerklik düşüncesinin uygulanma olasılığıazalacaktır. Bu durumda akla, demokratik özerkliğin, “TürkiyeCumhuriyeti devletinden ayrı bir siyasal örgütlenme öngörüsütaşıyıp taşımadığı” sorusu gelmektedir. Soruna ulus-devletyapısını mutlak biçimde olumsuzlayan Toplumsal Ekolojiöngörüleri çerçevesinden bakıldığında, ulus-devletinkararlılığı karşısında ondan ayrı bir siyasal örgütlenmeninönemli bir seçenek oluşturduğu söylenebilir. Dolayısıyla,demokratik özerkliği savunanların “demokratik özerklik birlikteyaşama taahhüdüdür” söylemi de gerçekliğini kaybetmektedir.

Hem yapısal olarak ulus-devletin hem de ulus-devletin“demokratikleştirilmesi çabalarının/reformun” ToplumsalEkoloji’de reddedilişinden hareketle, demokratik özerklikdüşüncesinin, gerek ülkenin iç koşullarından kaynaklanansorunlara ve gerekse Avrupa Birliği uyum sürecine bağlı olarakTürkiye’de gerçekleştirilen demokratikleşme ile temel hak veözgürlükler alanında atılan olumlu adımlara kayıtsız kalacağıileri sürülebilir. Bu bağlamda örneğin, Kürt sorununa tarafolan milletvekillerinin, ulus-devlet yapısı içinde bir çözümarama “kurumu” olması nedeniyle (çözüm önerisi ne olursa olsun)TBMM’de yemin etmeyeceklerini ve de “yeni anayasa yapma”sürecine katılmayacakları kuvvetli bir ihtimaldir. Tabii ki buöngörülerin, Demokratik özerkliğin Toplumsal Ekoloji’yletutarlı olduğu ve ona bağlı kaldığı şartlarda geçerliolabileceği vurgulanmalıdır.

KAYNAKÇA

AKYOL, Taha, “Öz savunma güçleri”, Milliyet, 8 Aralık 2010. …………………, “Stalinist milliyetçilik”, Milliyet, 29 Temmuz 2011.ATA, Sezgin, (2002), “Toplumsal Ekoloji’nin Politikası”,Toplumsal Ekoloji, S:1, Bahar, s. 21-27.BAYRAMOĞLU, Ali, “Sorumlu: Kürt Siyasi hareketi”, Yeni Şafak,16 Temmuz 2011. ………………….….., Eşkiya, örgüt, terör, Yeni Şafak, 30.07.2011.

25

BIEHL, Janet, (1993), The Politics of Social Ecology-Liberitarian Municipalism, Black Rose Books, s.158-180.BİLA, Fikret, “Öcalan’ın dört ayaklı paradigması”, Milliyet, 8Aralık 2010.BOOKCHIN, Murray, (1994), Özgürlüğün Ekolojisi, Çev. AlevTürker, İstanbul, Ayrıntı Yayınları; …………………………….., (1996a): Ekolojik Bir Topluma Doğru, Çev.Abdullah Yılmaz, İstanbul, Ayrıntı Yayınları.…………………………….. (1996b), Toplumsal Ekolojinin Felsefesi, Çev.Rahmi G. Öğdül, İstanbul, Kabalcı Yayınevi.…………………………….. (1999a), Toplumu Yeniden Kurmak, İstanbul, MetisYayınları.……………………………. (1999b), Kentsiz Kentleşme, Çev. B. Özyalçın,İstanbul, Ayrıntı Yayınları. …………………………….. (2002), “Komünalist Karar Anı”, ToplumsalEkoloji, S:1, Bahar, s. 31-46..………………………… (2005a), “Radicalizing Democracy: Murray BookchinInterviewed by Kick It Over”,http://www.social-ecology.org/article.php?story=20031118101059248, (14.01.2005).…………………… (2005b) “İleri Kapitalizm Döneminde Radikal Politika”,http://www.ekoloji.org/makale/makaleler_ileri_kapitalizm_doneminde_radikal_politika.htm, (06.01.2005).CANGIZBAY, Kadir, (2003), Sosyalizm ve Özyönetim, Ankara,Ütopya Yayınları.COŞKUN, Vahap, “Öcalan’ın diliyle olmaz”, Radikal, 2 Ağustos2011.ÇAKIR, Ruşen, “Abdullah Öcalan yeniden ülkenin kaderiyleoynuyor”, Vatan, 01 Haziran 2011.DANEK, David,“Söyleşi”,http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/bookchin-roportaj.html/170402 , (17.04.2002)DÜZEL, Neşe, “Bengi Yıldız: Kürdistan’da referandum yapılsın”,Pazartesi Konuşmaları, 25.07.2011.…………………., “İlhami Işık: PKK’de Silvan’ı sorgulamalı”, Taraf,01.08.2011.

26

EVİN, Mehveş; DURUKAN, Namık, “Savaşma Konuş-1”, Milliyet, 24Temmuz 2011. HELLER, Chaia, (2002), “McDonalds, MTV ve Monsanto: BilgiselSermaye Çağında Biyoteknoloji Direnişi”, Toplumsal Ekoloji, S:2, Güz, s.108-119.İDEM, Şadi, (2002), “Toplumsal Ekoloji Nedir? Ne Değildir?”,Toplumsal Ekoloji, S:1, Bahar, s.7-20.KALABALIK, Halil (2005), Yerel Yönetim Hukuku, SeçkinYayınları, Ankara.KELEŞ, Ruşen (2011) , “Ulusaltı Yönetim Birimlerinin ÖzerkliğiÜzerine”, Ahmet Kesik ve Hasan Canpolat (eds) Küreselleşme veKamu Yönetiminde Dönüşüm, Seçkin Yayınları, Ankara, s. 9-28.MUTLU, Ahmet, (2006), Ekoloji ve Yönetim Düşüncesi, (ToplumsalEkoloji ve Sürdürülebilir Gelişme Üzerine Bir İnceleme),Yayımlanmış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara;…………………..., (2008), Ekoloji ve Yönetim, -Toplumsal Ekoloji veSürdürülebilir Gelişme’nin Karşılaştırılması”, Turhan Kitabevi,Ankara. ÖNDER, Tuncay, (2001), Bir “Yeni Toplumsal Hareket” OlarakEkoloji Hareketinin Gelişimi ve İdeolojik Yönelimleri,Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, SBE.,Ankara.PEKDEMİR, Melih, “ ‘Konfederalizm’ ya da Kürt çözümü (1)”,Birgün, 11 Nisan 2011.TAYİZ, Kurtuluş, “Aysel Tuğluk: Özerklik İlanını KeşkeErteleseydik”, Taraf, 22 Temmuz 2011.TEMELKURAN, Ece, “Tarihin tersine örmek”, Milliyet, 2 Ağustos2011.http://bianet.org/bianet/toplum/128038-viransehirde-komun-kuruluyor. (23.07.2011).http://siyaset.milliyet.com.tr/kck-dan-bildirge-acilenozerklik/siyaset/siyasetdetay/20.07.2011/1416518/default.htm.(23.07.2011).http://www.dha.com.tr/haberd etay.asp? tarih=21.07.2011&Newsid=130683&Categoryid=3 (23.07.2011).http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18255535.asp. (23.07.2011).http://www.nethaber.com/Politika/110066/Teroristbasi-der-ki-DEGISTIM-ben-eski-ben (23.07.2011).

27