93 Harbinin Anadolu’da Oluşturduğu Göç Dalgası ve Bu Göç Dalgasının Kayseri’nin Tomarza...

18
1 TÜBĠTAK-BĠDEB Ortaöğretim Öğrencileri Arası AraĢtırma Projeleri YarıĢması -2009- Projenin Adı: 93 Harbinin Anadoluda Oluşturduğu Göç Dalgası ve Bu Göç Dalgasının Kayseri’nin Tomarza İlçesine Etkileri Tomarza’ya Muhacir Göçleri” Hazırlayan Öğrenci: Hakan YILDIZ DanıĢman Öğretmenler: Meliha ÇADIR İlyas Han ŞAHİN Melikgazi Kayseri Lisesi -2009-

Transcript of 93 Harbinin Anadolu’da Oluşturduğu Göç Dalgası ve Bu Göç Dalgasının Kayseri’nin Tomarza...

1

TÜBĠTAK-BĠDEB

Ortaöğretim Öğrencileri Arası AraĢtırma Projeleri YarıĢması

-2009-

Projenin Adı:

93 Harbinin Anadolu’da Oluşturduğu Göç Dalgası ve Bu Göç Dalgasının Kayseri’nin

Tomarza İlçesine Etkileri

“Tomarza’ya Muhacir Göçleri”

Hazırlayan Öğrenci:

Hakan YILDIZ

DanıĢman Öğretmenler:

Meliha ÇADIR

İlyas Han ŞAHİN

Melikgazi Kayseri Lisesi

-2009-

2

PROJE PLANI

1.BÖLÜM:

93 Harbi (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı), Sebep ve Sonuçları,93 Harbi Sırasında Anadolu’da

Genel Durum

2.BÖLÜM:

93 Harbinin Anadolu’da Oluşturduğu Göç Dalgası, Kayseri ve Tomarza İlçesine Muhacir

Göçleri Göç Sonrası Muhacirler ve Yerli Halk Arasındaki Sosyal ve Kültürel İlişkiler

3.BÖLÜM:

a)Bulgular

b)Kaynakça

3

PROJE RAPORU

PROJENĠN ADI:

93 Harbinin Anadolu’da Oluşturduğu Göç Dalgası ve Bu Göç Dalgasının Kayseri’nin

Tomarza İlçesine Etkileri

PROJENĠN AMACI:

Kayseri’nin Tomarza ilçesinde ve bazı köylerinde yaşanan, 93 harbi sonrasında

yapılan göçleri ve bu göçlerin sonuçlarını inceleyerek o devirde binlerce insanın hayatının

nasıl etkilendiğinin açıklanmasında bir adım olan projemiz; gerek bire bir görüşülen kişiler,

gerekse incelenen kaynak eserler sayesinde devrin ne kadar sancılı ve karmaşık gelişmelerle

yaşandığını göstermektedir. Bir yandan savaş diğer yandan açlık, çetin kış şartları ve bunların

da ötesinde yerinden yurdundan olma olgusu… Yani göç! Projemiz istemeden, zorla yapılan,

yapılmadığında canınızdan olduğunuz bir toplumsal gerçek olarak göç ve bunun büyük bir

coğrafyayı etkisi altına alan demografik, sosyal ve ekonomik sonuçları, göç edenler ve yerli

halk üzerindeki değişimin nasıl bir tarihsel sürecin ürünü olduğunu, bu sürecin açıklanmasını

hedeflemektedir.

GĠRĠġ:

93 Harbi ve 93 harbi sonrasında oluşan göçler ile ilgili daha önce yapılmış pek çok

çalışma vardır. Ancak bu büyük harp sonrası oluşan göçler ile ilgili özelde yapılmış ilçe ve

köy ölçekli bir çalışma yoktur. Biz bu çalışmamamızda Kayseri’nin Tomarza ilçesinde ve

bazı köylerinde yaşanan, 93 harbi sonrasında yapılan göçleri ve bu göçlerin sonuçlarını

inceledik. Aslında bu çalışma o devirde binlerce insanın hayatının nasıl etkilendiğinin

açıklanmasında küçük bir ayrıntıdır. Gerek bire bir görüştüğümüz kişiler, gerekse

incelediğimiz kaynak eserler devrin ne kadar sancılı ve karmaşık gelişmelerle yaşandığını

göstermektedir. Bir yandan savaş diğer yandan açlık, çetin kış şartları ve bunların da ötesinde

yerinden yurdundan olma olgusu… Yani göç! İstemeden, zorla yapılan, yapılmadığında

canınızdan olduğunuz bir toplumsal gerçek olarak göç ve bunun büyük bir coğrafyayı etkisi

altına alan demografik, sosyal ve ekonomik sonuçları, bu kadar yoğun ve geniş bir konuyu bu

proje çalışmasından yola çıkarak anlatmak elbette imkansızdır. Ancak biz bu sosyal olguyu,

küçük bir örneklemden yola çıkarak, inceleyene; fikir vermesi açısından değerlendirdik. Yine

ülkemizin her yanına dağılan bu muhacirlerin Kayseri Tomarza ilçesinde yaşayışları,

ekonomik faaliyetleri, yemekleri gibi konularda incelenmiştir. Çalışmamızı hazırlamamıza

neden olan etken ise, bugün Kayseri’nin Tomarza ilçesi köylerinden Akmezar’a yaptığım

ziyaret ve bölge halkının ilginç kültür ve tarihidir. Dinlediğim olaylar 93 harbi hatıraları ve

halkın buraya yaptığı göçün hikayesi beni oldukça etkiledi. Verimli toprakları, cana yakın ve

içten davranışlı halkı, eşsiz doğal güzelliği, Zamantı ırmağının bölgeye kattığı verim ve

güzellikler çalışmamda beni motive eden önemli etkenler olmuştur. Bu verilen bilgileri

bilimsel eserler ve şahitler ışığında inceleyerek çok geniş olan konuyu bu mekan ile

sınırlandırdım.

YÖNTEM:

Önce Osmanlı İmparatorluğundan, Balkan Devletleri’nden ve Anadolu’dan bahseden

yazılı kaynaklar tespit edilerek taranmış ve ilgili veriler ortaya çıkarılmıştır. Bunlar arasında

Osmanlı döneminde yazılmış devlet arşiv belgeleri, Kayseri ve çevresinden geçen yabancı ve

Türk gezginlerin günlükleri, ansiklopedik kaynaklar ve konu ile ilgili tetkik eserler ve

makaleler birincil bilgi kaynakları olmuştur. Ayrıca Kayseri ve çevresinde gerek muhacir halk

gerekse yerli ailelerin yaptırdıkları mimari yapılar, mezarlıklardaki mezar taşları, şehir ve

çevresinde yetişen önemli kişilerin yazılı eserleri tek tek incelenerek Kayseri ve Tomarza’nın

tarihsel geçmişine dair bilgiler çıkarılmıştır. Muhacirûn komisyonu belgeleri ve ilgili

zamandan kalma mezar taşları üzerindeki yazıların anlamları bulunmuş ve istatistiki veriler

4

değerlendirilerek Kayseri’ye yarleşen muhacir ailelerin kimlikleri ve aile bilgileri, meslek

dağılımları, ölüm sebepleri tespit edilmiş, aile şecereleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.

Ayrıca bu ailelerden günümüzde soyları devam edenlerle tek tek temasa geçilmiş olup, müsait

kişiler ile yüz yüze görüşmeler yapılarak çalışmamız amacına uygun olarak sonlandırılmıştır.

SONUÇLAR VE TARTIġMA:

93 Harbinin beraberinde getirdiği muhacir göçlerinin tarihsel, sosyal, ekonomik,

demografik ve psikolojik sonuçları vardır.

93 Harbinin beraberinde getirdiği göçler sonunda devletin zaten bozuk olan mali

yapısı iyice bozulmuştur.

93 Harbinin beraberinde getirdiği göçlerin olumlu olarak en önemli sonucu ise yurtsuz

kalan muhacirlerin, boş arazilerde iskân edilerek, atıl ve terk edilmiş arazilerin

şenlendirilmesidir. Göçmenler bu bölgelerde yeni bir hayata ve sosyal çevreye

kavuşmuşlar, varlıklarını devam ettirmişlerdir.

93 Harbi sonrasında çeşitli sebeplerle yurtlarından göç eden muhacirler Erzurum,

Kars, Ardahan ve Ağrı bölgelerinden göç ederek Kayseri şehri, Tomarza ilçesinde

iskân edilmişlerdir.

93 Harbi muhacirleri bölgeye geldiklerinde her şeylerini kaybetmiş ve perişan

haldeydiler. Ancak bölgeye yerleştikten sonra kısa zamanda Tomarza’ya intibak

etmişler, Tomarza’nın önemli bir bölümünü meydana getirmişlerdir.

93 Harbi muhacirleri Tomarza’nın Akmezar köyünde, tarım ve hayvancılıkla

geçimlerini sağlamaya devam etmektedirler.

93 Harbi muhacirleri ilk başlarda kendi ekonomik faaliyetleri olan kaz yetiştiriciliğini

tek faaliyet olarak sürdürmüşlerdir. Fakat zaman içersinde yerli halk ile uyum süreci

çerçevesinde; ticaret ve tarımı da öğrenmişlerdir.

93 Harbi muhacirleri önceleri kapalı toplum modeli sergilerken, zaman içerisinde

çevreyle uyum sürecini başarıyla gerçekleştirmiş ve artık açık toplum modeli

sergilemektedirler.

KAYNAKLAR:

ARŞİV BELGELERİ

B.O.A., D.H.K.M.S.1/43, Belge No:10

B.O.A. Mühime Defteri, No.248

B.O.A., Y.A, Hus., T.17 Muharrem1295, D.159, V.33.

TETKİK ESERLER VE MAKALELER

Akbayar, Nuri,, Tanzimattan Sonra Osmanlı Nüfusu, Tanzimat’tan Cumhuriyete, Türkiye

Ansiklopedisi, C.V, İletişim Yayınları, İstanbul 1985,

5

Altınkaynak, Erdoğan, Pınarbaşı-Sarız-Tomarza Avşar Ağıtları, Doktora Tezi, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 1997.

Bice, Hayati, Kafkaslardan Anadolu’ya Göçler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara

1991.

Binark İsmet (Proje Yöneticisi), Arşiv Belgelerine Göre Balkanlarda ve Anadolu’da Yunan

Mezalimi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı,

Yayın No: 22, Ankara 1995

Habiçoğlu, Bedri, Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler ve İskânları, Nart Yayıncılık, İstanbul

1993.

Halfin, Loane, 19, Yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadele, Komal Yayınları, Ankara 1976

İpek, Nedim, “93 Muhaceratı” (Editör: Güler Eren, Bilim Editörü: Doç. Dr. Kemal Çiçek,

Cem Oğuz), C. IV, Yeni Türkiye Yay, Ankara 1999

Küçük, Cevdet, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, T.D.V.

Yayınları, İstanbul 1962.

Mehmet Arif Bey, Şu Başımıza Gelenler-93 Harbinde Anadolu Cephesi-Ruslarla Savaş, Haz.

M.Ertuğrul Düzdağ, İz Yayıncılık, İstanbul 2006.

Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB Yay., C. 2, Ankara 1995.

Şahin, Naci, XIX. Y.Y.Sonrasında Anadolu’ya Yapılan Göç Hareketleri ve Anadolu

Coğrafyasındaki Sosyo-Kültürel Etkileri, Afyon Kocatepe Üniv.,Sosyal Bilimler Dergisi,

C.IX, S.2, Afyon 1997

Şahin, Turhan, Öncesiyle ve Sonrasıyla 93 Harbi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları,

Ankara 1988,

Şimşir, Bilal N., Osmanlı Ermenileri, Bilgi Yayınları, Ankara 1986.

Tekeli, İlhan, Erder, Leila, Yerleşme Yapısının Uyum Süreci Olarak İç Göçler, Hacettepe

Üniversitesi Yay., Ankara 1987

Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı

Devri, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi, Kafkas Cephesi Harekâtı, Cilt. II, Genel Kurmay

Başkanlığı Yayınları, Ankara 1985.

Ünlü, Nuri , Ana Hatlarıyla İslam Tarihi, Marmara Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1984

Yerasimos, Stefanos, Az gelişmişlik Sürecinde Türkiye (Tanzimat’tan I.Dünya Savaşına),

Belge Yayınları, İstanbul 1987

Bire Bir Görüşülen Kişiler.

Tomarza Işıklar Köyü doğumlu inşaat işçisi İbrahim Önder

Tomarza Akmezar Köyü doğumlu emekli Tarih Öğretmeni Nuri Şahin (62)

6

PROJE ÖZETĠ

93 Harbi ve 93 Harbi sonrasında oluşan göçler ile ilgili daha önce yapılmış pek çok

çalışma vardır. Ancak bu büyük Harp sonrası oluşan göçler ile ilgili özelde yapılmış ilçe ve

köy ölçekli bir çalışma yoktur. Biz bu çalışmamamızda Kayseri’nin Tomarza ilçesinde ve bazı

köylerinde yaşanan, 93 Harbi sonrasında yapılan göçleri ve bu göçlerin sonuçlarını inceledik.

Aslında bu çalışma o devirde binlerce insanın hayatının nasıl etkilendiğinin açıklanmasında

küçük bir ayrıntıdır. Gerek bire bir görüştüğümüz kişiler, gerekse incelediğimiz kaynak

eserler devrin ne kadar sancılı ve karmaşık gelişmelerle yaşandığını göstermektedir. Bir

yandan savaş diğer yandan açlık, çetin kış şartları ve bunların da ötesinde yerinden yurdundan

olma olgusu… Yani göç! İstemeden, zorla yapılan, yapılmadığında canınızdan olduğunuz bir

toplumsal gerçek olarak göç ve bunun büyük bir coğrafyayı etkisi altına alan demografik,

sosyal ve ekonomik sonuçları, bu kadar yoğun ve geniş bir konuyu bu proje çalışmasından

yola çıkarak anlatmak elbette imkânsızdır. Ancak biz bu sosyal olguyu, küçük bir

örneklemden yola çıkarak, inceleyene; fikir vermesi açısından değerlendirdik.Yine ülkemizin

her yanına dağılan bu muhacirlerin Kayseri Tomarza ilçesinde yaşayışları, ekonomik

faaliyetleri, yemekleri gibi konularda incelenmiştir. Çalışmamızı hazırlamamıza neden olan

etken ise, bugün Kayseri’nin Tomarza ilçesi köylerinden Akmezar’a yaptığım ziyaret ve

bölge halkının ilginç kültür ve tarihidir. Dinlediğim olaylar 93 harbi hatıraları ve halkın

buraya yaptığı göçün hikâyesi beni oldukça etkiledi. Verimli toprakları, cana yakın halkı,

eşsiz doğal güzelliği, Zamantı ırmağının bölgeye kattığı verim ve güzellikler çalışmamda beni

motive eden önemli etkenler olmuştur. Bu verilen bilgileri bilimsel eserler ve şahitler ışığında

inceleyerek çok geniş olan konuyu bu mekân ile sınırlandırdım.

7

93 MUHACĠRLERĠ VE TOMARZA

93 Harbi ve 93 Harbi sonrasında oluşan göçler ile ilgili daha önce yapılmış pek çok

çalışma vardır. Ancak bu büyük Harp sonrası oluşan göçler ile ilgili özelde yapılmış ilçe ve

köy ölçekli bir çalışma yoktur. Biz bu çalışmamamızda Kayseri’nin Tomarza ilçesinde ve bazı

köylerinde yaşanan, 93 Harbi sonrasında yapılan göçleri ve bu göçlerin sonuçlarını inceledik.

Aslında bu çalışma o devirde binlerce insanın hayatının nasıl etkilendiğinin açıklanmasında

küçük bir ayrıntıdır. Gerek bire bir görüştüğümüz kişiler, gerekse incelediğimiz kaynak

eserler devrin ne kadar sancılı ve karmaşık gelişmelerle yaşandığını göstermektedir. Bir

yandan savaş diğer yandan açlık, çetin kış şartları ve bunların da ötesinde yerinden yurdundan

olma olgusu… Yani göç! İstemeden, zorla yapılan, yapılmadığında canınızdan olduğunuz bir

toplumsal gerçek olarak göç ve bunun büyük bir coğrafyayı etkisi altına alan demografik,

sosyal ve ekonomik sonuçları, bu kadar yoğun ve geniş bir konuyu bu proje çalışmasından

yola çıkarak anlatmak elbette imkânsızdır. Ancak biz bu sosyal olguyu, küçük bir

örneklemden yola çıkarak, inceleyene; fikir vermesi açısından değerlendirdik. Yine ülkemizin

her yanına dağılan bu muhacirlerin Kayseri Tomarza ilçesinde yaşayışları, ekonomik

faaliyetleri, yemek kültürleri gibi konularda incelenmiştir. Çalışmamızı hazırlamamıza neden

olan etken ise, bugün Kayseri’nin Tomarza ilçesi köylerinden Akmezar’a yaptığım ziyaret ve

bölge halkının ilginç kültür ve tarihidir. Dinlediğim olaylar 93 harbi hatıraları ve halkın

buraya yaptığı göçün hikâyesi beni oldukça etkiledi. Verimli toprakları, cana yakın ve içten

davranışlı halkı, eşsiz doğal güzelliği, Zamantı ırmağının bölgeye kattığı verim ve güzellikler

çalışmamda beni motive eden önemli etkenler olmuştur. Bu verilen bilgileri bilimsel eserler

ve şahitler ışığında inceleyerek çok geniş olan konuyu bu mekân ile sınırlandırdım.

93 HARBĠ VE GENEL DURUM

a)93 Harbi (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı), Sebep ve Sonuçları:

Dünyanın sayılı devletlerinden olan ve yaşadığı devirler boyunca tek amacı genişlemek

olmayan, hâkimiyeti altına aldığı bölgelerde hep adil ve insani bir devlet-millet politikası

uygulayan Osmanlı Devleti, zaman içinde zaafa uğramış ve çöküş süreci içerisine girmiştir.

Bunda en önemli faktör şüphesiz ki geçen zaman içinde sayıları artan sömürgeci devletlerdir.

Sömürgecilik yarışında devletlerin birbirleri ile vahşi bir yarışa girişmesi sonucunda Osmanlı

8

Devleti hedef devlet haline gelmiştir. İçerideki idari bozukluklar, sosyal çalkantılar, dışarıda

sürekli savaş halinde olma durumu pek çok sıkıntıyı beraberinde getirmiştir.19. yy da

Osmanlı Devletinin başına gelen en büyük felaketlerden biriside şüphesiz ki 93 Harbi olarak

adlandırılan 1877–78 Osmanlı Rus harbidir. Osmanlı-Rus Savaşı, (1877–1878) milâdi

takvimle 24 Nisan 1877'de başlamıştır. Hicrî takvimle ise savaşın başlangıcı, 1293 yılıdır.

Ancak bu dönemde malî işler için kullanılan Rumî takvime göre, savaşın başlangıcı 1293

yılına rastladığı için, “Doksan Üç Harbi” diye adlandırılmıştır1. 93 Harbi, Osmanlı Devleti ile

Rusya arasında yapılan pek çok savaştan biridir. Bu harbin siyasal sonuçları yanında sosyal ve

demografik sonuçları da şüphesiz ki önemlidir. Zira harp sonunda yaşanan dalga dalga göçler

devleti, zora sokmuş, Anadolu’da ki pek çok vilayetin demografik ve sosyal hayatında köklü

değişikliler meydana gelmiştir.

Rusya, 1856'da imzalanan Paris Antlaşmasının aleyhinde olan hükümlerinden,

Almanya'nın Fransa'yı mağlup etmesi üzerine, değişen Avrupa dengelerinden faydalanarak

kurtulmuştu. Osmanlılara karşı Balkanlar'daki milletleri silâhlandırıyor ve isyana teşvik

ediyordu. Kırım Savaşından sonra, umum devletlere karşı barış politikası takip eden Osmanlı

Devletini savaşa sokup Kırım yenilgisinin intikamını almak isteyen Rusya, bu amacını

gerçekleştirmek için, Slavları kışkırtma yolunu seçmişti. Hersek ve Bulgar isyanlarında

Osmanlı Devletini yalnız bırakmak için uğraştı. 1876 Bulgar isyanında, binlerce Bulgar’ı

Türklerin katlettiği propagandasını yayarak, dış borçlarını ödemediği için, Avrupa

kamuoyunda aleyhinde olumsuz bir hava esen Osmanlı Devletinin, Avrupa siyasetinde iyice

yalnız kalmasını sağladı. Yine Rusya, Osmanlı Devletini içten çökertmek amacıyla

Balkanlar’da ve Mora’daki Ortodoks halkı Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıyordu2.

Rusya’nın bu kışkırtıcı tutumu sadece Balkanlarda değil Kafkaslarda da sürmüştür. Bu

bölgede özellikle işgal hareketlerin yanı sıra Ermeni hareketlerini organize ederek Müslüman

ahalinin baskı altında tutulmasını amaçlamıştır. Osmanlı Devleti karşılaştığı bu durum

karşısında savaşa Ruslarla, tarihe 93 harbi olarak geçen meşhur savaşa girişmiştir.

93 Harbi Balkanlarda ve Kafkaslarda olmak üzere iki ana cephede devam etmiştir.

Batı da Tuna ve Doğu Anadolu’da yapılan savaşlar neticesinde Ruslar, Tırnova ve Niğbolu’yu

alarak Şipka Geçidini kontrol altına aldılar (Temmuz 1877) yine Plevne’ye kadar ilerleyen

Rus kuvvetlerini burada Gazi Osman Paşa geri püskürtmüştür. Ancak meşhur Plevne Müdafii

Gazi Osman Paşa, çok çetin kış şartları, asker yokluğu ve daha pek çok olumsuz durumun

1 Turhan Şahin, Öncesiyle ve Sonrasıyla 93 Harbi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1988, s.36.

2 İsmet Binark (Proje Yöneticisi), Arşiv Belgelerine Göre Balkanlarda ve Anadolu’da Yunan Mezalimi,

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 22, Ankara 1995

s.13.

9

neticesinde fazla dayanamamıştır3. Bu durum neticesinde Balkanlardaki Osmanlı hâkimiyeti

tehlikeye düşmüştür. Vilayetlerin işgallerinin yanında bölgede yaşayan Osmanlı

vatandaşlarına karşı artık tam bir katliam başlamıştır. Bunlardan pek çok örnek vardır.

Bunlardan birisi, Yunanlıların Müslüman ahaliyi biran önce göç ettirmek için Siroz ve Selanik

dışındaki birçok yerde baskı ve zulümlerini arttırmışlar, Müslümanlara ait camiler tahrip

edilmiş, Müslümanlar tutuklanmışlar, vakıf gelirlerine el konulmuştur4. Bu ve bunun gibi pek

çok hadise bölgedeki Müslümanları yıldırarak göçe zorlamaktır. Ve bunda da başarılı

olunduğu yapılacak göçler neticesinde görülmüştür. Balkanlarda bunlar olurken Doğuda,

Kafkaslarda da durum bundan çok farklı olmamıştır. Batıda Yunanların, Karadağlıların ve

Sırpların yaptığı zulümleri Doğu’da Ermeni ve Ruslar uygulamışlardır. Doğuda Osmanlı

Devletinin Ruslarla savaş alanı olan Kafkas cephesinin kumandanı Ahmet Muhtar Paşa idi.

Savaş esnasında bölge halkının ve Osmanlı Ordusunun durumu çok iç açıcı değildi. Bizlere o

günlerle ilgili ilk elden bilgi veren önemli bir kaynak şüphesiz ki Ahmet Muhtar Paşanın

Mühime Başkâtibi olan Mehmet Arif Bey (Ö.1897) tarafından kaleme alınan ilk kez 1903 de

basılan daha sonra ise çeşitli defalar basımı gerçekleştirilen “Başımıza Gelenler” isimli

eserdir. Eserden 93 Harbi ve harp esnasında ahalinin durumu ile ilgili geniş bilgiler

almaktayız. Doğu cephesinde Kumandan Ahmet Muhtar Paşa, Erzurum ve Kars’ın

müdafaasında görevlendirilmişti. Gazi Ahmet Muhtar Paşa başarılı müdafaâlarda bulunmuşsa

da artan Rus yoğunluğu ve mevcut şartların sürekli kötüye gitmesi karşısında dayanamamış

ve ordusunu dağıtmadan Erzurum’a çekilmek zorunda kalmıştır. Daha sonra ise İstanbul’un

müdafaası için geri başkente çağrılmıştır5.

93 Harbi esnasında Doğu Anadolu’da genel durum ise şu şekildedir. Eli silah tutanlar

cephede savaşırken, geride kalanlar onlara yardım için sürekli çaba halindedirler. Ordu, silah

ve mühimmat bakımından eksikliklerle boğuşmaktadır. Gazi Ahmet Muhtar Paşanın göreve

başladığında ilk isteği olan doğu hudut haritasının olmayışı bu dönemde maalesef Devlet-i

Aliye’nin içinde bulunduğu durumu acı da olsa göstermektedir6. Doğu cephesinde savaştan en

çok etkilenen vilayetler, Kars, Erzurum, Van, Hakkâri ve Bitlis’tir. Bu vilayetlerin umumi

durumu hiç de iç açıcı vaziyette değildi. Halk ve ordu, sürekli savaşlar, kıtlık ve çetin kış

şartları ile de boğuşuyordu7. Kafkas harekât bölgesinin yüz ölçümü 233.000 km² dir. Bu

topraklarda yaşayan toplam nüfus ise bu tarihte 2.563.118 kişidir. Bu nüfusun 1.109.826’sı

3 Nuri Ünlü, Ana Hatlarıyla İslam Tarihi, Marmara Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1984, s.322-323.

4 BOA.DH.KMS.1/43, Belge No :10

5 Ünlü, a.g.e., s.323,

6 Mehmet Arif Bey, Şu Başımıza Gelenler-93 Harbinde Anadolu Cephesi-Ruslarla Savaş, Haz. M.Ertuğrul

Düzdağ, İz Yayıncılık, İstanbul 2006, s.140. 7 Mehmet Arif Bey, a.g.e., s.443-444.

10

Müslüman (Türk, Kürt vs.) 408.889’u Ermeni, 95.862’si Rum, 1000’i Hıristiyan Geldani,

1000’i Yahudi, 600’ü Çingen, 7,800’ü ise çeşitli topluluklardan müteşekkil idi8. Görüldüğü

üzere Müslüman ahali gayr-i müslim ahaliden çok daha fazla bir sayısal çoğunluğa sahipti. Bu

tarihte halkın büyük kısmı köylerden yaşamaktaydı. Halkın büyük bir kısmının tarım ve

hayvancılık yaptığını bilmekteyiz. Erzurum, Elazığ, Van ve Bitlis vilayetlerinin bazı göçebe

aşiretlerin varlığı bilinmektedir. Ermeniler her vilayette mevcut olup özellikle Van ve Bitlis’te

yoğun olarak yaşamaktaydılar9. 93 Harbi esnasında bölgenin demografik durumu bu haldedir.

Bölgede bu devirde görev yapan Konsolos Taylor Ermenilerin ticaretle ilgilendiklerini,

durumlarının oldukça iyi olduğunu buna karşılık Müslümanların genelde çobanlık

yaptıklarını, bu duruma rağmen Ermenilerin Türk hükümetinden acı acı yakındığını, Ruslara

ise yakınlık beslediğini kaydetmektedir10

. Savaş esnasında ve sonrasında mevcut bu durum

Müslüman ahali aleyhine değişecek ve pek çok Müslüman aile yerlerini ter etmek zorunda

kalacaklardır.

KAYSERĠ’YE VE TOMARZA’YA GÖÇLER VE NEDENLERĠ

Göç ve iskân; “birey veya toplumların yer değiştirmesi ve bunların yerleştirilmeleri”11

gibi basit tanımlamaların çok ötesinde sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi ve insanî boyutları

olan çok karmaşık bir sorundur. Bu sorunun çıkış nedenlerini ekonomik, dinî ve millî gibi

sebeplere dayandırmak; soruna muhatap olanları yani göçmenleri de anlaşmalı, tahliye

olunanlar, mülteciler ve uluslararası göçmenler gibi gruplara ayırmak mümkündür12

. Bu

tanımlamayla göç, bir toplumun veya bir devletin sorunu olmaktan çıkıp uluslararası bir

nitelik kazanmaktadır. Tarihte milletleri derinden etkileyen göçlerin ana karakteri bu sayılan

hususlardan oluşmaktadır. Her göç şüphesiz gerek göç edenlerde gerekse göç edilen yerlerde

mutlaka izler bırakmıştır. İşte 93 Harbi sonucunda oluşan yoğun göç dalgaları Anadolu

sathında pek çok olumlu ve olumsuz gelişmelere sebep olmuştur. Harp sonrasında

Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen tüm halk kitlelerine Anadolu’da “93 Muhaciri”

denilmiştir.

Harpten sonra zaten hareketli olan bölgede göç dalgaları daha da hareketlenmiştir. Ruslar

savaşı kazandıktan sonra tam bir baskı ve zulüm politikası uygulamaya başlamışlardır.

8 Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Osmanlı Devri, 1877-1878

Osmanlı Rus Harbi, Kafkas Cephesi Harekâtı, Cilt. II, Genel Kurmay Başkanlığı Yayınları, Ankara 1985, s.34. 9 Genek Kurmay Başkanlığı, a.g.e., s.34.

10 Bilal N.Şimşir, Osmanlı Ermenileri, Bilgi Yayınları, Ankara 1986, s.79-80.

11 Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB Yay., C. 2, Ankara 1995, s.1018-1019.

12 Nedim İpek, “93 Muhaceratı” Osmanlı (Editör: Güler Eren, Bilim Editörü: Doç. Dr. Kemal Çiçek,

Cem Oğuz), C. IV, Yeni Türkiye Yay, Ankara 1999, s. 661.

11

Rusların en acımasız davrandıkları bölgelerin başında şüphesiz Doğu Anadolu bölgesi

gelmektedir. Bu bölgede Ermeni komitacılarını silahlandıran Ruslar hızlı bir soykırım ve

yıldırma politikası uygulamaya koyulmuşlardır. Zaten eli silah tutan erkeklerin çoğu harplerde

şehit olan Müslümanlar, bu zulümler karşısında göçe başladılar. Göçmenlerin en çok iskân

edildikleri şehirlerarasında, Trabzon, Artvin, Sinop, Adapazarı, Sivas, Çorum, Bursa, Tokat,

Çankırı, Eskişehir, Muş, Mardin, Halep, Şam ve Kayseri gelmektedir13

.

Peki, Türkler gibi canını her zaman vatan için seve seve harcayan bir millet nasıl oldu

da vatan topraklarından hicret etmek zorunda kaldı? Bu sorunun cevabı bu dönemde yaşanan

olaylar ışığında değerlendirilmelidir. Zira dört bir yanda sürekli savaş halinde olan Osmanlı

Devleti elbette mali, sosyal ve siyasal açıdan çok fazla yıpranmıştır. Bu bölgede ise durum

devletin diğer bölgelerinden çok farklı değildir. Göçlerin en önemli sebeplerinden biri,

bölgede savaş sonrası ortaya çıkan otorite boşluğudur. Zaten savaştan önce türlü sıkıntılarla

boğuşan bölge halkının derdi savaş sonrasında misliyle artmış, var olan boşluğu çeteler

doldurmaya başlamıştır. Bir yandan çeteler diğer yandan başlayan kıtlık ahaliyi perişan

etmiştir. Kimi insanlar kargaşadan kurtularak geçimlerini temin etmek için ailece bölgeyi terk

ederken kimileride ailesini bırakarak büyük şehirlere gitmişlerdir. Konu ile ilgili Konsolos

Muavini Bittori’nin gözlemlerine göre, bölgede yoksulluk, yiyecek maddelerinin pahalılığı,

kâğıt paranın değerinin düşmesi çok olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Hatta bu ortamdan

yararlanan Amerikalı Misyonerler 300 aileye yiyecek yardımı yapmaktaydılar14

. Yine

yaşanan kıtlık, vergi memurlarının aşırı vergi almaları, hatta açlıktan ölen insanların varlığı15

bizlere bölgedeki durumun ne boyutta olduğunu göstermektedir. Ardahan’da bugünkü Hanak

ilçesi Aşağı Tikan köyünden gelen sülale büyüklerinin 93 Harbi sonrasında Rusların kışkırtası

ile Ermenilerin tüm eli silah tutan tutmayan Türkleri kurşuna dizdirdiklerini, ahaliyi köy

meydanına toplayıp, Cami önünde türlü işkence etmişler, ahaliyi bölgeden adeta göçe mecbur

bırakmışlardır. Bu katliamlar neticesinde pek çok kişi savaşta şehit olanları artlarında

bırakarak çocuk, kadın ve yaşlılarla göç etmişlerdir. Bu halk şimdi Tomarza Akmezar

Köyünde yaşamaktadır. Türklerden boşalan bu bölgelere Ermenistan’dan getirilen Ermeniler

yerleştirildi16

. Ermeni çeteleri, eli silah tutan Müslüman halkın cephede olmasını fırsat bilerek

Müslüman köylere baskınlar düzenlemişler, katliam uygulamışlardır17

. Bölgeye sürekli

Ermeni yığınağı yapılıyordu. Özellikle Erzurum’da Ermeni varlığı arttırılmaya çalışılırken

13

Hayati Bice, Kafkaslardan Anadolu’ya Göçler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1991, s.146 14

Şimşir, a.g.e., s.238. 15

Loane Halfin, 19, Yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadele, Komal Yayınları, Ankara 1976, s.98-99. 16

Bu bilgi Tomarza Akmezar Köyü doğumlu emekli Tarih Öğretmeni Nuri Şahin (62) den alınmıştır. 17

Şimşir, a.g.e., s.20.

12

dünyaya Ermenilerin bu gölgede nüfus olarak yoğun olduğu imajı verilmeye çalışılıyordu.

Burada Ermeniler Berlin Kongresinde Avrupa devletlerine nüfuslarının yoğunluğunu

ispatlayarak Ermenistan kurma hayali peşine düştüler18

. Buralarda Ermeni nüfusun artması ile

Avrupalı devletlerin imtiyazlı valiler göndererek bölgeyi kontrol edeceklerini ve bu durumun

Osmanlı Devletini parçalayacağını Sultan Abdülhamit Han tahmin etmiş ve bu onu bir hayli

kaygılandırmıştır19

. Zira 93 muhacereti ile boşalan bölgeleri Rusya, Ermenilerle doldurmaya

çalışmıştır. Yine Bunda amacı kendine bağlı uydu bir devlet kurmak ve Osmanlı Devleti’ni

çökerterek tarihi emellerine ulaşmaktır. Zira toprak kaybı, fetihlerden daha etkili olarak

nüfusu hareketlendirir. Ancak nüfus alan bölgelerin yeni gelenleri sindirememesi durumunda

ve bu göçlerin yönlendirilememesi durumunda çok büyük sorunlar ortaya çıkar20

. Ancak

Osmanlı Devleti birçok sorunlar yaşanmasına rağmen bu göçleri doğru bir şekilde

yönlendirmesini de bilmiştir.

93 Harbi’ni yenik kapatan Osmanlı Devleti için yeni bir sorun ortaya çıkacaktır. Bu;

harp sonrası yurtlarını terk eden yüz binlerce muhacirin yerleştirilmesi meselesidir. Bu

meselenin halli için Osmanlı Devleti hemen harekete geçmiştir. Bu gelişmelerin sonucunda

kurulan en önemli kurum, şüphesiz ki kurulan Muhacirûn Komisyonlarıdır. Göçmenlerin

ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik oluşturulan bu komisyonlar yoğun olarak çalışmıştır. Harp

sonrasında oluşan yoğun göç dalgasını Osmanlı Devleti gelişi güzel dağıtmamıştır. Bunu

belirli bir plan dâhilinde yapmıştır. İlk kez 5 Ocak 1860’da kurulan komisyon daha sonraki

yıllarda artan ihtiyaca göre faaliyetlerine devam etmiştir. İskân, göçmenlerin ev bark, toprak

sorunları, mali uyumları, sosyal intibakları gibi pek çok konuda faaliyet göstermiştir21

. İşte bu

komisyonun ilgilendiği ve konumuzla alakalı olan kısım Kayseri’ye gelen muhacirlerdir.

Bizler Tomarza’ya gelen muhacirlerin önce Erzurum’a sonrada Sivas’a geldiklerini biliyoruz.

Rus işgalindeki Erzurum’dan göçe başlayan muhacirlerin yolda çektikleri sıkıntıların tarifi

zordur.”Yollardaki muhacirinin kisreti ve halleri bir derecedir ki tarifi kabil olamaz”22

. Ancak

buna rağmen döneme ait mühime defterlerinden gelen göçmenlerin her anlamda düzenli bir

şekilde iskânlarının sağlanması gönderilen fermanlarda özellikle belirtilmektedir23

. Bölgede

yaptığımız araştırmada, Akmezar, Işıklar, Muhacir Süvegen köylerinde meskûn bulunan

18

Stefanos Yerasimos, Az gelişmişlik Sürecinde Türkiye (Tanzimat’tan I.Dünya Savaşına), Belge Yayınları,

İstanbul 1987, s.382. 19

Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, T.D.V. Yayınları, İstanbul 1962,

s. 139. 20

İlhan Tekeli, Leila Erder, Yerleşme Yapısının Uyum süreci Olarak İç Göçler, Hacettepe Üniversitesi Yay.,

Ankara 1987, s. 46-47 21

Bedri Habiçoğlu, Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler ve İskânları, Nart Yayıncılık, İstanbul 1993, s.108. 22

B.O.A., Y.A, Hus., T.17 Muharrem1295, D.159, V.33. 23

B.O.A. Mühime Defteri, No.248

13

muhacirlerin ortak olarak verdikleri bilgi, yurtlarından ayrıldıktan sonraki göç yollarının

Sivas’ta kesiştiğidir. Zira bu dönemde Sivas D.Anadolu’dan gelen göçmenlerin iskânında

önemli bir rol oynamıştır. Tomarza Muhacirlerinin bölgelerinden çıkarak göçe başladıkları

tarih 1877–1881 yılları arasıdır24

. Burada toplanan göçmenlerin çevre illere sevk edildikleri

kaynaklar tarafından bildirilmektedir. Bu duruma göre Erzurum, Kars ve Ardahan gibi

bölgelerden yıllar itibariyle göç eden aileler ve nüfusları aşağıda verilmiştir25

.

YIL AİLE NÜFUS

1879 5.324 20.763

1880 3.460 13.898

1881 3.780 23.093

1882 6.396 33.941

1883 2.690 13.748

1884 2.816 13.522

1885 2.807 13.365

93 Harbi sonrasında Osmanlı Devleti Rumeli, Kafkaslar ve D.Anadolu’dan çok yoğun

bir göçe maruz kalmıştır. Kayseri’ye yapılan göçlerde 93 Muhacirlerinin Pınarbaşı, Sarız,

Bakırdağ gibi bazı bölgelere yerleştiklerini biliyoruz. İlçe ve köylerde yaptığımız araştırmalar

neticesinde 93 Harbi sırasında ve sonrasında bölgeye ağırlıklı olarak Erzurum, Ağrı, Kars ve

Ardahan’dan göçler olduğunu, daha sonra sayıları fazla olmamakla beraber Kafkaslar ve

Balkanlardan da göçler olduğunu öğrenmekteyiz. Yapılan göçlerin en büyük nedeni,

bölgedeki hayat şartlarının yaşanmaz hale gelmesidir. İstanbul hükümeti Anadolu’ya yapılan

göç hareketleri sırasında göç edenlere karsı iyi davranılması gerektiği konusunda vilayetler

bazında çeşitli tedbirler alıp görevlilerin daha dikkatli olmaları konusunda çeşitli emirnameler

yayınladılar26

. Bu durum, Osmanlı Devletinin mecburen yurtlarından ayrılan muhacirlere

karşı yaklaşım tarzını göstermesi açısından önemlidir. 93 Muhacirleri Tomarza’ya gelmezden

evvel, bu bölgede Ermenilerin iskân edildiği biliniyor. VIII. ve XIX y.y. da Osmanlı iskân

politikası dâhilinde 1856 yılında çıkan İskân kanunu ile zorunlu yerleşmeye tabi tutulan Avşar

24

Tomarza Akmezar Köyünden Nuri Şahin, bu bilgiyi Dedesi Rüstem Şahin (Ö.1960)’den aldığını belirtti. 25

Nuri Akbayar, Tanzimattan Sonra Osmanlı Nüfusu, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, C.V,

İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s.1291. 26

Naci Şahin, XIX. Y.Y.Sonrasında Anadolu’ya Yapılan Göç Hareketleri ve Anadolu Coğrafyasındaki Sosyo-

Kültürel Etkileri, Afyon Kocatepe Üniv.,Sosyal Bilimler Dergisi, C.IX, S.2, Afyon 1997, s.69.

14

Türkleri yerleştirilmiştir27

. Buradan, 93 Muhacirlerinin Tomarza’ya geldiklerinde bölgede

Ermeni ve Avşar nüfusun olduğunu öğrenmekteyiz. Tomarza’da Zamantı nehrinin Toroslar

kısmında tamamen Avşar köyleri vardır. Akmezar Köyü, Ardahan’dan, Işıklar Köyü, Kars’tan

Muhacir Sövegenler halkı Erzurum’dan gelmişlerdir. Tomarza’da toplam üç adet 93 Muhaciri

köyün varlığından söz edebiliriz. Bunlar Işıklar (Nurana), Akmezar, ve Muhacir Süvegenler

köyleridir. Bunların dışında Tomarza’da 93 muhacirleri ile meskûn olan Çataltepeler

bölgesinde bulunan muhacir köyünün nüfusu oldukça azalmış, hane sayısı 5-6 ya kadar

düşmüştür. Bugün ise bu yerde aktif nüfus kalmamıştır diyebiliriz.

Tomarza’ya gelmezden evvel göç eden kafilelerin çeşitli yerlerde konakladıklarını

biliyoruz. Bugün Tomarza’ya bağlı ve ilçeye 33 km mesafede olan Işıklar muhacir köyü

sakinlerinin Kağızman’dan ayrılarak, önce Erzurum’a oradan da Sivas’a göç etmişleridir.

Burada haklarında çıkacak komisyon kararını beklemişlerdir. Gelen nüfusun sayısı 44.000’i

geçmekteydi. Buraya kara yoluyla gelen muhacirler yaklaşık 3 yıl durmuşlardır. Daha sonra

ise Pınarbaşı - Uzunyayla’da iskân edilmişlerdir. Ancak buradan da ormanlık arazi, sulak

çevre ihtiyacı doğunca olunca şimdiki iskan alanlarına yerleştirilmişleridir28

. Yine harp

sonrasında Ardahan Hanak bölgesinden yola çıkarak türlü sıkıntılarla uzun bir yolculuk

yapıldıktan sonra Kayseri’ye gelen bir kısım muhacirlere, Muhacirun Komisyonunca Talas

bölgesi verilmişse de gelen göçmenler buranın coğrafi şartlarını kendi hayat şartlarına

uyduramayacaklarını belirterek başka bir bölgede iskân edilmek istemişler, nihayet bugünkü

Tomarza’ya 22 km mesafede bulunan Akmezar Köyüne yerleştirilmişlerdir. Buraya gelen

muhacirlerin önceki bölgelerinde (Ardahan- Hanak) kaz yetiştiriciliği ile geçimlerini

sağladıklarını belirtmişlerdir. Komisyon onları Zamantı nehri kenarındaki bu yerleşim alanına

yerleştirmiştir. Ancak gelen muhacirlerden az bir kısmı bölgede sükunet hasıl olunca

Ardahan’a geri dönmüşlerdir29

. Esasen Erzurum, 93 Harbi sonrasında bölge vilayetlerden göç

eden pek çok kişinin toplanma merkezi olmuştur. Anadolu’da kendilerine “Karapapak” ya da

“Terekeme” de denilen bu muhacirler Tomarza köylerine yerleşmekten çok ilçenin

merkezinde kalmayı tercih ettiler. Burada esnaflık ve sanayi dalları ile meşgul olmuşlar ve

olmaya da devam etmektedirler. Muhacir Sövegenler köyü, Erzurum’un bugünkü Şenkaya

ilçesinin bazı köylerinden (Penek, Nüsünk) Ermenilerin uyguladığı katliam ve Rusların

sürgüne göndermeleri ile 93 Harbi sonrasında gelen dadaş muhacirler tarafından kurulmuştur.

27

Erdoğan Altınkaynak, Pınarbaşı-Sarız-Tomarza Avşar Ağıtları, Basılmamış Doktora Tezi, Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 1997, s. 9. 28

Bilgi, Tomarza Işıklar Köyünden İbrahim Önder’den aktarılmıştır. 29

Bilgi, Tomarza Akmezar Köyünden Nuri Şahin’den alınmıştır.

15

Günümüzde, bu muhacir köylerinin yemek kültürün göç edilen bölgelerdeki yemek kültürü ile

benzeşmesi dikkat çekicidir. Erzurum ve Ardahan’da meşhur “hınkal-hıngel” yemeği, “çeçil”

peyniri “bişi” “ayran aşı” ismi verilen yemekleri bugün muhacir köyleri tarafından aynen

kullanılması bölge ile olan bağı göstermesi açısından önemlidir.

93 Muhacirlerinin Günümüzde Durumu:

Osmanlı Devleti’nin Ruslara karşı 93 Harbinde yenik ayrılması sonucunda yaşadıkları

bölgelerin Rus işgaline uğraması sonucunda yurtlarını terk eden muhacirler Kayseri Tomarza

ilçesine merkezi ve köylerine gelmişler burada hayatlarını devam ettirmişlerdir. Osmanlı

Devleti’nin yıkılması sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyetinde Tomarza merkezde

bulunan muhacirler yerlerine çok çabuk intibak sağladılar. 1915 Ermeni Tehcirle kanunu ile

bölgedeki Ermenilerin tamamına yakını başka bölgelere sevk edilmişler ve bölgede artık

tamamen Türk nüfus ağırlık kazanmıştır. Türkler, esnaflık, sanatkârlık ve ticarette artık baskın

güç durumuna gelmişleridir. Tarım arazileri bakımından özellikle Zamantı çayı civarında

iskân edilen muhacir köyleri sulak ve verimli arazilere sahiptirler. Arpa, buğday, çavdar,

pancar gibi ürünler en çok üretimi yapılan tahıl ürünleridir. Otlakların geniş olması büyükbaş

hayvancılığı gelişmiştir. Bölgenin süt ve süt ürünleri oldukça revaçtadır. Köylerde geleneksel

tarım ve hayvancılık yapılmaya devam etmektedir. Büyük ve küçükbaş hayvancılık bol ve

geniş otlaklara rağmen eski cazibesini giderek yitirmektedir. Son yıllarda köy halkı çevre

illerden gelen (Nevşehir, Niğde) üreticilere tarlalarını kiraya vermektedirler. Kiraya verilen

topraklarda kullanılan zirai ilaçların toprağa aşırı zarar verdiğinin bilinmesine rağmen

uygulamanın devam etmesi oldukça düşündürücüdür

Muhacir köylerinde ki eğitim durumuna gelince; tüm yurtta olduğu gibi muhacir

köylerinde de Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren maalesef okuma yazma oranı yüksek

değildi. Son zamanlarda okuma yazma oranı artmıştır. Bu nedenle sabit işler yerine daha çok

mevsimlik işler, ağırlıklı olarak inşaat sektöründe (sıvacı, boyacı, duvarcı olarak)

yapılmaktadır. Muhacir köyleri bugün pek çok Avşar köyü ile yakın ve dostane ilişkiler

içindedirler. Aralarında büyük sorunlar olmadan komşuluk ilişkilerine devam etmektedirler.

Birlerinden kız alıp veren köylülerde hısımlık-akrabalık ilişkileri oldukça gelişmiştir.

Yüzyıllarca devam ettirdikleri geleneklerini halen korumaya devam etmektedirler. Ancak son

yıllarda bol otlakların, sulak ve verimli arazilerin olmasına rağmen, köyden Kayseri şehrine

göçlerde yoğunluk yaşanmaktadır. Köy nüfusları giderek azalmaktadır. Eğitim açısından tüm

muhacir köylerinde okullar bugün faaldir. Okuma yazma oranı geçmişe oranla ciddi bir

16

gelişme göstermiştir. Sağlık açısından bölgelerde Sağlık Ocağı yoktur. Halk sağlık

hizmetlerini Tomarza merkezindeki Devlet Hastanesinden gidermektir. Son yıllarda Tomarza

köylerinde madencilik faaliyetleri artmış ve bu durum köy ekonomisine ciddi katkılar

sağlayacak hale gelmiştir. Asfaltsız muhacir köyü bulunmamaktadır. Su ihtiyacı merkezi

sistemle evlere kadar taşınmış ve halk sutaşıma sıkıntısından kurtulmuştur. Yine telefonsuz

köy kalmamıştır.

SONUÇ

Devletler nasıl tarihlerine önem veriyorlarsa insanlarda artık yaşadıkları mekânların

geçmişini öğrenerek asılarının nereden geldiğini öğrenme ihtiyacı hissederler. Bu durum kent

tarihçiliğini önemini arttıran bir etkendir. Bu değerlendirme ışığında 93 Harbi gibi ağır

sonuçlar doğuran bir harp sonucunda yenik çıkan Osmanlı Devleti, harbin siyasal sonuçları ile

uğraşırken bir taraftan da Balkanlardan, Kafkaslardan ve D. Anadolu’dan gelen, çileli göçmen

kafilelerin yerleştirilmesi ile ilgilenmek zorunda kalmıştır. Bu durum devleti mali açıdan epey

yıpratmıştır. Ancak bu göçlerin olumlu olarak en önemli sonucu ise yurtsuz kalan

muhacirlerin, boş arazilerde iskân edilerek, atıl ve terk edilmiş arazilerin şenlendirilmesidir.

Şenlendirilen bu bölgelerde artık göçmenler yeni bir hayata ve sosyal çevreye kavuşmuşlar,

varlıklarına devam etmişlerdir. 93 Harbi sonrasında çeşitli sebeplerle yurtlarından göç eden

muhacirlerin Erzurum, Kars, Ardahan ve Ağrı bölgelerinden göç ederek Kayseri şehri,

Tomarza ilçesinde iskân edildiler. Muhacirler bölgeye geldiklerinde her şeylerini kaybetmiş

ve perişan haldeydiler. Ancak bölgeye yerleştikten sonra kısa zamanda Tomarza’ya intibak

etmişler, Tomarza’nın önemli bir bölümünü meydana getirmişlerdir. Muhacir köyleri, tarım

ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamaya devam etmektedirler. Ancak modern tarım metotları

kullanılması, Zamantı nehrinden gerektiği gibi sulamada faydalanılması, kültür hayvancığı

geliştirilmesi durumunda, bugün köylerin boşalmasına sebep olan işsizlik tersine dönecek ve

geri göçler yaşanacaktır.

17

BĠBLĠYOĞRAFYA

ARŞİV BELGELERİ

B.O.A., D.H.K.M.S.1/43, Belge No:10

B.O.A. Mühime Defteri, No.248

B.O.A., Y.A, Hus., T.17 Muharrem1295, D.159, V.33.

TETKİK ESERLER VE MAKALELER

Akbayar, Nuri,, Tanzimat tan Sonra Osmanlı Nüfusu, Tanzimat’tan Cumhuriyete,

Türkiye Ansiklopedisi, C.V, İletişim Yayınları, İstanbul 1985,

Altınkaynak, Erdoğan, PınarbaĢı-Sarız-Tomarza AvĢar Ağıtları, Doktora Tezi, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 1997.

Bice, Hayati, Kafkaslardan Anadolu’ya Göçler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara

1991.

Binark İsmet (Proje Yöneticisi), ArĢiv Belgelerine Göre Balkanlarda ve Anadolu’da

Yunan Mezalimi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire

Başkanlığı, Yayın No: 22, Ankara 1995

Habiçoğlu, Bedri, Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler ve Ġskânları, Nart Yayıncılık,

İstanbul 1993.

Halfin, Loane, 19, Yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadele, Komal Yayınları, Ankara 1976

İpek, Nedim, “93 Muhaceratı” (Editör: Güler Eren, Bilim Editörü: Doç. Dr. Kemal Çiçek,

Cem Oğuz), C. IV, Yeni Türkiye Yay, Ankara 1999

Küçük, Cevdet, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya ÇıkıĢı, T.D.V.

Yayınları, İstanbul 1962.

18

Mehmet Arif Bey, ġu BaĢımıza Gelenler-93 Harbinde Anadolu Cephesi-Ruslarla SavaĢ,

Haz. M.Ertuğrul Düzdağ, İz Yayıncılık, İstanbul 2006.

Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB Yay., C. 2, Ankara 1995.

Şahin, Naci, XIX. Y.Y.Sonrasında Anadolu’ya Yapılan Göç Hareketleri ve Anadolu

Coğrafyasındaki Sosyo-Kültürel Etkileri, Afyon Kocatepe Üniv.,Sosyal Bilimler Dergisi,

C.IX, S.2, Afyon 1997

Şahin, Turhan, Öncesiyle ve Sonrasıyla 93 Harbi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları,

Ankara 1988,

Şimşir, Bilal N., Osmanlı Ermenileri, Bilgi Yayınları, Ankara 1986.

Tekeli, İlhan, Erder, Leila, YerleĢme Yapısının Uyum Süreci Olarak Ġç Göçler, Hacettepe

Üniversitesi Yay., Ankara 1987

Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı

Devri, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi, Kafkas Cephesi Harekâtı, Cilt. II, Genel Kurmay

Başkanlığı Yayınları, Ankara 1985.

Ünlü, Nuri , Ana Hatlarıyla Ġslam Tarihi, Marmara Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1984

Yerasimos, Stefanos, Az geliĢmiĢlik Sürecinde Türkiye (Tanzimat’tan I.Dünya

SavaĢına), Belge Yayınları, İstanbul 1987

Bire Bir GörüĢülen KiĢiler.

Tomarza Işıklar Köyü doğumlu inşaat işçisi İbrahim Önder

Tomarza Akmezar Köyü doğumlu emekli Tarih Öğretmeni Nuri Şahin (62)