410-Troya Savashlarina Qatilan Qavimlerin Kimlikleri Ve Kokenleri (Yasemin Shiraz) (Konya-2006)i

102
T.C. SELÇUK ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ LKÖRETM ANA BLM DALI SOSYAL BLGLER ÖRETMENL BLM DALI TROYA SAVALARINA KATILAN KAVMLERN KMLKLER VE KÖKENLER YÜKSEK LSANS TEZ DANIMAN PROF.DR.EKREM MEM HAZIRLAYAN YASEMN RAZ KONYA -2006

Transcript of 410-Troya Savashlarina Qatilan Qavimlerin Kimlikleri Ve Kokenleri (Yasemin Shiraz) (Konya-2006)i

T.C.

SELÇUK ÜN�VERS�TES�

SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ

�LKÖ�RET�M ANA B�L�M DALI

SOSYAL B�LG�LER �RETMENL��� B�L�M DALI

TROYA SAVA�LARINA KATILAN KAV�MLER�N

K�ML�KLER� VE KÖKENLER�

YÜKSEK L�SANS TEZ�

DANI�MAN

PROF.DR.EKREM MEM��

HAZIRLAYAN

YASEM�N ��RAZ

KONYA -2006

iii

ÖNSÖZ

Homeros’un ünlü destanı �lyada’da anlattı�ı Troya Sava�ları, tarihin ilk Do�u-Batı

mücadelesi , ba�ka bir deyi�le Eskiça�’ın Birinci Dünya Sava�ı olmakla birlikte, tarihin ilk

Bo�azlar Sava�ı olarak da kabul edilmektedir. Bu sava�ta Troya ve müttefikleri Do�u

dünyasını, Akalar ve müttefikleri ise Batı dünyasını temsil etmektedir.

Homeros on yıl süren bu sava�ın son 51 gününü anlatmı�tır �lyada Destanı’nda.

Sava�ın sebebi olarak Troya Prensi Paris’in , Sparta Kralı Menelaus’un karısı Helene’yi

kaçırması gösterilmi�tir. Ama gerçekten de Do�u ile Batı’yı kar�ı kar�ıya getiren ve on yıl

süren bu büyük sava�ın ba�lamasının asıl sebebi sadece bu muydu?

Ve bu sava�a katılan Troyalılar, Akalar ve onlarla birlikte sava�a giren müttefikleri

gerçekte kimlerdi? Bu kavimlerin günümüz toplumları ile ilgileri var mıydı? Hitit çivi yazılı

metinlerinde adı geçen Ahhiyavalılar ile Homerosun bahsetti�i Akalar aynı kavim miydi?

Yine Hitit metinlerinde adı geçen Vilu�a krallı�ının merkezi “Vilu�a” kenti ile Troya

Sava�ları’nda bahsi geçen �llios ya da �llion kenti arasında bir ba�lantı var mıydı?

��te bütün bu sorulara çalı�mamız içerisinde cevap vermeye çalı�tık. Ayrıca bu

çalı�mamızı meydana getirirken, derin bilgilerini ve kıymetli ara�tırmalarını bizden

esirgemeyen sayın hocamız Prof. Dr. Ekrem Memi�’e en içten te�ekkürlerimizi sunmayı bir

borç bilirim. Ve sevgili e�ime de, deste�ini hep hissettirdi�i için te�ekkürlerimi sunarım.

Yasemin ��RAZ

2006 Konya

ABSTRACT

The Troy Wars which were in the quality of the First World Wars of Prehistoric

Period and which happened in B.C.1240-1230 were between the Trojas and Achaeans.

The Trojans and Achaeans participated in this war with the support of many tribes.the

thing which gave this war the quality of the world war was the tribes which participated

in the war as the allies and representing the East and the West. Some of the tribes

including the Turkish ones provided to be created new tribes by the fusion of all these

tribes.

With this study we researched all these tribes which participated to the troy wars with

their origins and identities.

While researching all these things, we investigated written and archeolojical sources

and reached some results. We compared these results with the researchs of today and

with a synthesis we created this study.

ÖZET

M.Ö.1240-1230 tarihleri arasında meydana gelen ve Eskiça�’ın Birinci Dünya Sava�ı

olarak nitelendirilen Troya Sava�ları , Troyalı’lar ile Aka’lar arasında cereyan etmi�tir.

Troyalı’lar ve Aka’lar bu sava�a pek çok kavmin deste�ini alarak katılmı�lardır. Bu

Sava�a, Dünya Sava�ı niteli�i kazandıran da Do�u’yu ve Batı’yı temsilen sava�a

müttefik olarak i�tirak eden kavimlerdir. Bu kavimler arasından, içlerinde Türk

kavimlerinin de bulundu�u bazı kavimler, di�er ba�ka kavimlerle karı�ıp kayna�arak

yeni kavimler ortaya çıkmasını da sa�lamı�lardır.

��te Troya Sava�ları’na katılan bu kavimleri kimlikleri ve kökenleri itibariyle

ara�tırıp, ortaya koymu� bulunuyoruz.

Bütün bunları yaparken, yazılı ve arkeolojik kaynaklardan yararlanma yoluna gittik,

bir takım sonuçlara vardık ve bu sonuçları günümüz ara�tırmaları ile kar�ıla�tırarak

elinizdeki çalı�mamızı meydana getirdik.

Harita -1 ( Yunanistan’ın Co�rafi Haritası)

Harita – 2 ( Hint-Avrupa dil ailesinin ayrıntılı �eması )

RES�MLER Resim 1

( Troya kazılarında çıkan bir kase )

resim 4 (Priamos tasviri )

resim 5 ( Troya kazılarında çıkarılan bir kap )

Resim6 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 7 ( Schilleman’ ın çıkardı�ı hazineden bir görüntü )

Resim 8( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 9 ( Troya’ nın bilinen 9 katmanı )

Resim 10 ( Troya kazı yerinde su kuyuları )

Resim 11 ( Troya’nın III,IV Ve V. Katmanlarını gösteren resim )

Resim 12 ( Paris’in Helene’yi kaçırmasını tasvir eden vazo figürü )

Resim 13 ( Homeros )

Resim 14 ( Troya’da eski ta� yol )

Resim 15 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 16 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 17 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Troya Atı ( Çanakkale )

2

1.HOMEROS’UN YA�ADI�I CO�RAFYA

�nsan topluluklarının yeryüzü üzerinde i�gal ettikleri alana co�rafi mekan denmektedir.

Co�rafi mekan, insan topluluklarının tarihi geli�im süreçleri içerisinde önemli roller

oynamaktadır. Konumuzun özünü te�kil eden Troya Sava�ları, co�rafi mekanın ekonomiye

etkisinin en güzel örneklerinden birisidir.(1) Bu yüzden Batı Anadolu’nun ve Kıt’a Karası

Yunanistan’ın co�rafi mekanlarını incelemeye geçmeden önce , bu sava�lar hakkında kısaca

bilgi vermeyi uygun buluyoruz.

Bilindi�i gibi , Troya Sava�ları M.Ö. 1240-1230 yılları arasında meydana gelmi�tir. Bu

konuda bize en ayrıntılı bilgiyi de Homeros un ‘�lyada’ adlı eseri vermektedir. Söz konusu

destanda , sava�lar bir kadın kaçırma olayına ba�lanır.(Mikenai Kralı Agamemnon’un karde�i

, Sparta Kralı Menelous’un karısı Helene , Troya Kralı Priamos’un o�lu Paris tarafından

kaçırılır.) Elbette ki , sava�ın gerçek nedeni bamba�kaydı. Asıl neden tamamen ekonomikti.

M.Ö.14-12. y.y.lar Aka Medeniyeti’nin en parlak ça�ı idi. Bu dönemde Akalar; Mısır, Kıbrıs,

Ugarit gibi bölgelere çanak – çömlek ihraç ediyorlardı. Fakat daha sonra Kıbrıs’taki çanak-

çömlekçiler Akalara rakip oldular. Batı Anadolu’daki Ahhiyava Devleti’nin de güçlenmesi ile

Akalar’ın bu bölgedeki ticareti tamamen kısıtlandı. Yunanistan’ın co�rafi konumu sebebi ile

tarım yapamayıp ticarete yönelen bu kavim zor durumda kalınca , çareyi Karadeniz

Sahillerine açılmakta gördü. Karadeniz pazarına açılabilmek için Çanakkale Bo�azı

a�ılmalıydı. Amaçlarına ula�abilmeleri için Troyalılar’ı buradan atmaları gerekiyordu. ��te

Troya Sava�ları’nın gerçek nedeni de bu olmalıdır.(2)

Troya Sava�ları hakkında verdi�imiz bu kısa bilginin ardından, konumuza bütünlük

kazandırması açısından, bu bölümde sava�ın ve sava� sonrası hadiselerin cereyan etti�i

co�rafi mekanları yani Batı Anadolu Bölgesi, Kıt’a Karası Yunanistan ve Ege Adaları’nın

co�rafi konumunu ele alaca�ız.

1.1. Batı Anadolu’nun Jeopolitik Konumu

Batı Anadolu Bölgesi ; co�rafi bakımdan , Ege Bölümü ve �ç Batı Anadolu bölümü olmak

üzere ikiye ayrılmaktadır.

3

Ege Bölümü’nün kıyıları kuzeyde Edremit Körfezi’nin kuzey kıyılarından ( Baba Burnu )

ba�lar ve Marmaris Körfezi’nin do�usundaki Karaa�aç Körfezi’ne kadar uzanır. Bu kıyılar

hem Türkiye’nin en girintili çıkıntılı kıyıları hem de dünyanın en çok �ekillenmi� kıyılarından

biridir. Kuzeyden güneye do�ru ba�lıca girintiler ; Edremit, Çandarlı, �zmir, Ku�adası ,

Mandayla , Hisarönü ve Karaa�aç körfezleridir. En önemli çıkıntılar da Ayvalık , Foça ,

Karaburun , Bodrum ve Re�adiye ( Marmaris ) yarımadalarıdır. Bunlardan ba�ka daha pek

çok yarımadacık , körfezcik ve koy vardır. Özellikle yarımadalar önünden , Ege Denizi

ortalarına ve Yunanistan kıyılarına do�ru yüzlerce adadan olu�mu� diziler ve kümeler yer

almı�tır. (3)

Batı Anadolu Bölümü’ndeki da�lar, Karadeniz ve Akdeniz bölgesindeki da�ların tam

tersine denize dikey olarak uzanmaktadır. Bölgenin en önemli da�ları Bozda�lar , Aydın

Da�ları, Mente�e Da�ları ve iç kesimde Kütahya ve U�ak arasında yer alan Alaçam

Da�larıdır. Da�ların büyük bir bölümü do�u-batı istikametinde uzanmaktadır.(4)

Bu da�lar arasında Manisa, Aydın, �zmir, Büyük ve Küçük Menderes gibi verimli ovalar

yer almaktadır. Bu ovalar Kaikos (Bakırçay)(5), Hermos (Gediz),(6) Kaystros (Küçük

Menderes)(7) ve Maiandros (Büyük Menderes)(8) gibi büyük nehirler tarafından sulanmaktadır.

�klime gelince ; bölgenin kıyı kesimlerinde tipik Akdeniz iklimi görülmektedir. Yani yazlar

sıcak ve kurak, kı�lar ise ılık ve ya�ı�lı geçmektedir. �ç kesimlerde ise tıpkı Orta Anadolu’da

oldu�u gibi kara iklimi hüküm sürer.(9)

Do�al bitki örtüsü bakımından kıyılar ve iç kısımlar arasında önemli farklar görülür .

Kıyılarda ve alçak ovalar da yaz kuraklı�ına uymu� , genellikle sert ,küçük ,reçineli veya

tüylü yapraklarıyla her mevsimde ye�illi�ini koruyan maki, yabani zeytin , keçi boynuzu,

defne mersin, zakkum ve kocayemi� gibi Akdeniz Bölgesi’ne has bodur bitkiler bulunur. �ç

kesimlerde ise , kızıl karaçamlarla me�e, akçalılardan meydana gelmi� karı�ık ormanlar yer

alır.(10)

Batı Anadolu bölgesi, tarihi devirlerde do�udan ziyade batı ile yani Kıt’a Karası

Yunanistan ile ili�kilerde bulunmu�tur. Troya(11), Miletos,(12) Efesos (13) ve Müskebi (14) gibi

önemli Batı Anadolu kentlerinde yapılan kazılarda hiçbir Hitit serami�i bulunmadı�ı halde

bol miktarda Myken (Aka) serami�ine rastlanması, bunun en açık kanıtıdır.

4

Batı Anadolu kıyıları denizcili�e çok elveri�li oldu�u halde , buralarda ilk ya�ayan

kavimlerin bu nimetten yaralanma yoluna gitmemeleri oldukça ilginçtir. Öyle görünüyor ki,

verimli topraklara sahip olan bu kavimler , deniz ticaretine ba�lı bir hayattan ziyade tarıma

dayalı bir ya�antıyı tercih etmek zorundaydılar. Çünkü , henüz deniz ticareti yolları faaliyeti

ba�langıç halinde idi.

1.2.Kıt’a Karası Yunanistan Ve Ege Adaları’nın Co�rafi Konumu

Yunanistan, Anadolu ve �talya arasında yer alır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Yunanistan

( do�usunda Ege Denizi batısında Adriya Denizi, güneyinde Akdeniz ), kuzey , orta ve güney

Yunanistan olmak üzere üç ana bölgeye ayrılır.

Kuzey Yunanistan çok da�lıktır. Bu bölgenin ba�lıca yükseltilerini Balkanlar ve Rodoplar

olu�turur. Orta Yunanistan’ın en önemli da�ları ise Pindus Da�ları’dır. Peloponez (Mora)

Yarımadası da denilen güney Yunanistan’daki da�lar ise , kuzey ve orta Yunanistan’dakilere

oranla biraz daha alçaktır.(15)

Genel bir de�erlendirme yapacak olursak , Yunanistan’ın oldukça engebeli bir ülke

oldu�unu söylemek mümkündür. Da�lar denize dikey olarak uzanmakta ve derin koy ve

körfezler meydana getirmektedir. Avrupa haritasına bir göz atıldı�ında kıyıları

Yunanistan’ınki kadar girintili çıkıntılı ba�ka bir ülke daha olmadı�ı rahatlıkla görülür.

Tarıma elveri�li yöreleri ,daha ziyade do�u kıyılarında uzanan ve Ege Denizi’ne bakan

ovalardır.

Memleketin büyük bir bölümünün geçit vermez da�larla kaplı olu�u , bu da�lar arasındaki

vadilerde ya�ayan kavimlerin birbirleriyle ili�kide bulunmalarını, daha do�rusu onların bir

araya gelerek merkezi bir devlet kurmalarını engellemi� ve bir partikülarizmaya yol

açmı�tır.(16)

Ülkenin tarıma elveri�li yerinin az olu�u , burada ya�ayan kavimleri çok erken devirlerden

itibaren , geçimlerini denizden sa�lamaya sevk etmi�tir. Gerçekten Yunanlılar , M.Ö. 2.bin

yıldan itibaren , Akdeniz’deki ticaretin canlı bir üyesi olmu�lar ve yunanlı tüccaralar , deniz

ticareti sayesinde zenginle�mi�lerdir.(17)

5

Yunanistan’ın en önemli iki akarsuyu Vardar ve Meriç Nehirleri’dir. Her ikisi de Ege

Denizi’ne dökülen bu nehirler geçtikleri yerlere hayat verirler. Gerçekten, söz konusu nehir

vadilerindeki nüfus , di�er bölgelere oranla daha yo�undur.(18)

Yunanistan’ın iklimine gelince ; güney ve kıyı kesimlerinde yazları sıcak ve kurak , kı�ları

ise ılık ve ya�ı�lı bir seyir takip eden Akdeniz �klimi hüküm sürmektedir. Bölgede,

tütün,üzüm ve zeytinya�ı üretilir. Gerçekten üzümden elde edilen �arap ve zeytinden elde

edilen zeytinya�ı, en eski devirlerden itibaren Yunanistan’ın ba�lıca ihracat ürünleri olmu�tur.

Günümüzde dahi Yunanistan , zeytinya�ı üretiminde dünyanın ba�ta gelen ülkeleri arasında

yer almaktadır.

Ege Adaları da yunan dünyasının ayrılmaz bir parçası görünümündedirler. Asya ve Avrupa

kıyıları arasında yer alan bu adaların en önemlisi Girit’tir.

Ege Denizi’nin güney sınırında bulunan ve yakla�ık olarak 250 km uzunlu�unda ve

ortalama 50 km geni�li�inde olan bu ada , arada köprü vazifesi gören bir takım adalar

sayesinde , bir taraftan Peloponez’e di�er taraftan Anadolu’nun batı , güney batı ve Afrika’nın

kuzey kıyılarına ba�lı bulunuyordu. Girit, bütün bu ülkelere , bunların kültür etkileri altında

kalabilecek kadar yakın , fakat bunlardan gelecek dü�man akınlarını önleyebilecek kadar

uzaktı. Engebeli bir araziye sahip olan Girit, do�u-batı do�rultusunda uzanan sırada�lar

tarafından, biri kuzeyde di�eri güneyde olmak üzere iki büyük bölüme ayrılmı� olmakla

beraber , yo�un bir nüfus besleyebilecek ve ba�lı ba�ına bir medeniyet olu�turabilecek kadar

büyüktü. ��te Eskiça�’da ‘ MUTLULAR ADASI ’ olarak gösterilen Girit’in , Akdeniz’de

aldı�ı bu emsalsiz yer , adanın bir taraftan do�u , di�er taraftan batı etkileri altında kalmasına

ve hayranlık uyandıran yüksek ve orijinal bir medeniyet olu�turmasına zemin hazırlamı�tır.(19)

Büyük bir kısmı iyi korunmu� limanlara sahip olmakla beraber, küçük susuz ve çorak olan

Ege Adaları arasında bazıları do�udan batıya giden yada kuzeyden güneye inen deniz

yollarının dü�üm noktalarında bulunduklarından dolayı önem kazanmı�lardır.

Birinci gruba giren adalar arasında Delos, ikinci gruba girenler arasında ise obsidyen ta�ı

çıkarılan Melos, içinde mermer ocakları bulunan Paros ve Naksos , ayrıca altın madenleriyle

ün kazanmı� olan Sifnos örnek gösterilebilir.

6

1.BÖLÜME A�T D�PNOTLAR

1. E.Memi� , Tarihi Co�rafya’ya Giri� , Konya 1990 ,s.17.

2. E.Memi� , a.g.e. ,s.18.

3. Talip Yücel , Türkiye ile Kom�u Ege Adaları , Ankara 1978 ,s. 6 .

4. Sırrı Erinç ,Türkiye Co�rafyası , �stanbul 1972 ,s.111.

5. Herodotos , Herodot Tarihi , çeviren Müntekim Ökmen , �stanbul 2002, VII 42

,O.R.Gurney Geograpy, London 1959 ,s.96 da Kaios’u Hitit metinlerindeki �eha nehri

idantifiye eder.

6. Herodot Tarihi , I 55- 80 , V 101.

7. Aynı eser , V 100.

8. Aynı eser ,I 18- 161, II 10 -29 ,III 122 ,V 118 ,VII 26- 30- 31.

9. Sırrı Erinç ,a.g.e. s. 112.

10. Aynı eser ,s.115.

11. C.Blegen , Troy and Trojans , London 1963 , s. 140 – 147.

12. AJA 68 , 1964, s. 162.

13. AJA 68 , 1964 , s. 157.

14. Yusuf Boysal , DTCFD , XII , 2.

15. E.Memi� , Eskiça� Tarihi’nde Do�u-Batı Mücadelesi ,3. baskı ,Konya 2003 ,s. 38.

16. M. Mansel , Ege ve Yunan Tarihi , Ankara 1971, s.2.

17. E.Memi� ,Tarihi Co�rafyaya Giri� ,Konya 1990 ,s.29.

18. E.Memi� Eskiça� Tarihi’nde Do�u – Batı Mücadelesi ,3. baskı ,Konya 2003 ,s. 38.

19. M.Mansel , a.g.e. ,s. 3 – 4.

7

2. KAYNAKLAR

Konumuza esas te�kil eden kaynakları yazılı ve arkeolojik kaynaklar olmak üzere ikiye ayırabiliriz;

2.1. Yazılı Kaynaklar

Bilindi�i üzere Homeros’un üzerinde durdu�u asıl konu , do�u ve batı dünyalarını tarihte ilk kez

kar�ı kar�ıya getiren Troya Sava�ları’dır. Bu büyük mücadele Do�u dünyasını Batı Anadolu’da oturan

Troyalılar ve müttefikleri , Batı dünyasını da Yunanistan ve adalarda ya�ayan Akalar ve müttefikleri

temsil etmektedir. Bu arada hemen �unu da belirtelim ki Homeros’un Akalar adını verdi�i kavim , pek

çok ara�tırmacı tarafından Hitit metinlerindeki Ahhiyavalılar’la bir tutulmaktadır.(1)

Troya halkının oturdu�u bölgenin merkezini te�kil eden �lios yada �lion kenti ise Hitit çivi yazılı

metinlerinde Vilu�a olarak geçmektedir. Bu nedenle biz ilk olarak Ahhiyava ,Vilu�a ve Troia adlarının

geçti�i Hitit metinlerini gözden geçirece�iz. Daha sonra Troya Sava�ları’nı ve bu sava�tan sonra

cereyan eden olayları ele alan ve konumuz açısından da büyük önem ta�ıyan Homeros Destanları’nı

gözler önüne serece�iz. Son olarak da , Klasik Yunan müelliflerinin eserlerini tarayacak ve söz konusu

eserlerde Troya Sava�ları’nda boy gösteren kavimlerle ilgili bilgileri ele alaca�ız.

2.1.1. Hitit Metinleri

a ) ‘Ahhiyava’ adının geçti�i metinler :

Hitit ar�ivlerinde , Troya Sava�ları’na direkt olarak de�inen bir vesika yoktur. Ancak , Troya

Sava�ları’na Troyalılar’ın kar�ısına dikilen Akalar’ın ismi “Ahhiyavalı’lar” �eklinde olmak kaydıyla

Hitit metinlerinde geçmektedir. Ahhiyava isminin geçti�i en eski metinler Madduwata�

Metinleri’dir.(2) Ahhiyava isminin ilk kez zikredildi�i bu metin Hitit kralı II. Tuthalya zamanına (

M.Ö. 15. yüzyılın sonlarına ) tarihlenir.

Söz konusu metinden anla�ıldı�ına göre Madduwata� ,Hariyati ve Zippa�la memleketlerinin(3)

kralıdır. Madduwata� aynı zamanda Hitit kralının da vasalidir.

Hitit – Ahhiyava ili�kileri , Madduwata�’ın memleketinin Ahhiyava kralı tarafından istila

edilmesiyle ba�lar. Madduwata� , memleketinin istilaya u�raması kar�ısında solu�u Hattu�a�’ta alır.

Hitit kralı kendisine ordu ve malzeme yardımında bulunur. Böylece Madduwata� , krallı�ını tekrar ele

geçirir. Fakat, Ahhiyava kralı tekrar gelip, Zippa�la ve Harriyati memleketlerini zapteder.(4) Bunun

8

üzerine, II.Tuthalya olaya bizzat el koyma lüzumunu hisseder ve �eha Nehri ( Büyük Menderes )

memleketinde meydana gelen sava�ta Ahhiyava Kralı Attari��iya�’ı (5) , büyük bir yenilgiye u�ratır.

Ancak ilginçtir ki , bu sava�ta Madduwata� , Hitit kralına ihanet ederek , Attari��iya�’ın yanında yer

alır. Fakat, buna ra�men II.Tuthalya onu affederek elimizde bulunan antla�mayı yapar. (6)

Hitit metinlerinde Ahhiyavalılarla ilgili ikinci bilgi I.�uppiluliuma zamanına (M.Ö.1380-1335)

tarihlenmektedir. I.�uppiluliuma’nın , zevcelerinden birini , o�lu II.Mur�ili’nin annesini , Ahhiyava

memleketine sürgün etti�ini bu metinden ( KUB XIV , 2 ) ö�reniyoruz. Kraliyet ailesine mensup

ki�ilerin sürgün cezasına çarptırıldı�ının ba�ka örnekleri de vardır. ( örne�in ; Urhi-Te�up , amcası

III.Hattu�ili tarafından Ala�ya’ya sürülmü�tü. ) Bu gibi kimseler , ancak kaçmalarının mümkün

olamayaca�ı yerlere gönderilirdi. Üstelik , o memleketin kralının güvenilir bir kimse olması da

gerekiyordu.

Böylece , I.�uppiluliuma zamanında Ahhiyava kralının kimli�ini bilmemekle beraber , iki memleket

arasındaki ili�kilerin dostane oldu�unu söyleyebiliriz.(7)

II.Mur�ili zamanında ise Hitit-Ahhiyava ili�kileri ini�li çıkı�lı bir seyir takip etmi�ti. Gerçekten,

II.Mur�ili’nin Analleri’nden ö�renildi�ine göre , adı geçen Hitit kralı iktidarının üçüncü yılında

Arzava memleketi üzerine sefer etmi�ti.(8) Mur�ili, anallerinde Arzava kralı Uhhaziti�in, Milevanda

�ehrini Ahhiyava kralına vermesini harbin sebebi olarak göstermektedir. Hitit metinlerinde Milevanda

�eklinde geçen bu yerin klasik Miletos oldu�u , bugün hemen herkes tarafından kabul edilmektedir.(9)

Do�rusunu söylemek gerekirse , bu kent stratejik bakımdan büyük önem ta�ıyordu. Çünkü, Persler

döneminde daha i�lek bir hale gelen, fakat Hititler zamanında da mevcut oldu�u Hitit anıtları ile

anla�ılan ‘Kral Yolu’ nun , Ege Denizi’ndeki mahrecini te�kil ediyordu. Yeri hakkında çe�itli görü�ler

öne sürülen Ahhiyava krallı�ı(10) , Milevanda �ehrine kar�ılık , Arzava kralına askeri yardımda

bulunmu� olsa gerekir. Çünkü, Mur�ili, kendi kuvvetlerinden ba�ka bir taraftan karde�i Karkamı�

Kralı Biya��ili’den , di�er taraftan eni�tesi Mira Beyi Ma�huiluva�’tan yardım istemi� ve ancak bu

sayede dü�manlarını yenilgiye u�ratabilmi�ti.

II.Mur�ili iktidarının daha sonraki yıllarında Hitit – Ahhiyava ili�kilerinde bir yumu�ama

görülmektedir. Bilindi�i üzere , �uppiluliuma döneminin sonlarında ba�layan ve II.Mur�ili devrinde de

bütün hızıyla devam eden veba salgını , Hatti memleketini kasıp kavurmu�tu. Biz bütün bu olayları,

II.Mur�ili tarafından yazdırılan veba duaları metinlerinden (KUB XIX , 1 + KUB XIV 14 , KUB XXX

121 ) ö�reniyoruz.aynı krala ait küçük bir metin parçasından (KUB V 6 ) ise , vebadan ıstırap

çekmekte olan Hitit kralına �ifa sunması için Ahhiyava ve Lazpas tanrılarını Hatti’ye gönderdi�i

bildirilir. Demek ki, Ahhiyava ve Hitit memleketleri arasında II. Mur�ili ve devrinde de dostluk

hüküm sürüyor gibi görünüyordu. Ancak II.Mur�ili zamanında ba�ta Arzava Memleketleri’nin isyanı

olmak üzere, Batı Anadolu Bölgesi ile yakından ilgilenilmek mecburiyetinde kalınması �u gerçe�i

ortaya koyar ki, Batı Anadolu kentlerini isyana te�vik eden ve fakat yeri kesin olarak bilinmeyen

Ahhiyava Krallı�ı, Hitit �mparatorlu�u kar�ısında yeni bir güç olarak yükselmeye ba�lamı�tır.

9

II.Mur�ili’den sonra iktidara gelen o�lu Muvattali, Kuzey Suriye egemenli�i yüzünden mısır

memleketi ile girece�i büyük mücadelenin hazırlıklarıyla u�ra�tı�ı için, Batı Anadolu ile pek alakadar

olamamı�tır. Ancak, batıdan gelebilecek tehditleri önceden haber alıp gerekli tedbirleri alabilmek

amacıyla eskiden beri Hitit kralına sadakati ile tanınan Vilu�a Krallı�ı ile bir antla�ma yapılmı�tır(11).

Milevanda’lı Piyamaradu’nun isyanı da yine Muvattali dönemine tarihlenmektedir ki(12) ,biz buradan ;

Hitit Kralı’nın Kade� Sava�ı’nın hazırlıklarıyla me�gul olmasından yararlanan Ahhiyava Kralı’nın ,

Batı Anadolu’da otorite bo�lu�u yaratabilmek için, Milevanda Kralı’nın Hitit Büyük Kralı’na kar�ı

isyana te�vik etmi� olabilece�i neticesini çıkarabiliriz.

Muvattali’den sonra iktidara gelen o�lu Urhi-Te�up ve O’nu devirerek iktidarı ele geçiren amcası

III.Hattu�ili döneminde Hitit-Ahhiyava ili�kilerinin gidi�atı hakkında ayrıntılı bilgi verebilecek

vesikalara sahip de�iliz.(13)

Fakat , III.Hattu�ili’den sonra Hitit tahtına çıkan o�lu IV.Tuthalya zamanında (M.Ö.ca 1250-1220)

Ahhiyava Devleti de artık o devrin hatırı sayılır güçlerinden biri olmu�tu. Çünkü, IV.Tuthalya’nın,

Amurru Kralı, Kral ��tarmuva ile yaptı�ı antla�mada yer alan: “E�er ben Ha�metmeab, Asur,

Kardunia� (Babil), Mısır ve Ahhiyava büyük kralları ile sava�ırsam, sen de onlara dü�man olacaksın”

ifadesinden, Ahhiyava Devleti’nin de zamanın büyük devletleri arasına girdi�i, kendili�inden

anla�ılmaktadır.(14)

IV.Tuthalya’dan sonra yerine o�lu III.Arnuvanda geçmi�ti. Bu krala ait vesikalar oldukça azdır.

Bunlar arasında Ahhiyava kralı oldu�u zannedilen Antarauva’ya “biraderim” diye hitap etmektedir.

Demek ki, Ahhiyava Devleti artık büyük bir devlet olmu�, �imdi de Anadolu’yu istilaya çalı�ıyor ve

bunun için de Batı Anadolu’daki Hitit vasali olan küçük beylikleri isyana te�vik ediyor, onlara askeri

yardımda bulunuyordu.

Görülüyor ki, III.Arnuvanda devrinde Batı Anadolu’daki küçük �ehir beyliklerini isyana te�vik eden

Ahhiyava krallı�ı artık inkarı mümkün olmayan büyük bir güçtür. Hitit kralının Ahhiyava kralına

“biraderim” diye hitap etmesi de onun, Hitit devletiyle aynı seviyede büyük bir krallık oldu�unun en

açık delilidir.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Hitit Metinleri’nde geçen Ahhiyava Krallı�ı’nın etki sahası ile Aka

keramiklerinin yo�un bir biçimde yayıldı�ı co�rafi alan arasında büyük paralellikler vardır.

Prof.Dr.Ekrem Memi�,(16) bütün bu delilleri dikkate alarak,Hitit metinlerindeki Ahhiyavalılar ile

Homeros Destanları’nda geçen akaların aynı kavim oldu�unu dü�ünmektedir. Biz de hocamızın bu

görü�üne katılarak, Homeros Destanları’nda geçen Akalar’ın, Hitit metinlerinde geçen Ahhiyavalılar

oldu�unu kabul ediyoruz.

10

b)Vilu�a ve Tarui�a ( Troya) adlarının geçti�i metinler:

Vilu�a ve Tarui�a adlarının geçti�i metinlerin ilki,Hitit kralı II.Tuthalya zamanına aittir. KUBXXIII,

11 numaralı bu vesika, H.Bosset(17) tarafından kısmen yayınlanmı� ve Almanca’ya tercümesi

yapılmı�tır. Söz konusu vesikada, Hitit Kralı II.Tuthalya, 22 �ehirden müte�ekkil A��uva

Konfederasyonu’na kar�ı kazanmı� oldu�u zaferden bahsetmekte ve müteakip satırda, dü�man

�ehirlerinin bir listesini vermektedir.(18) Bu �ehirler �unlardır:

1.[KUR UR Lu ]-uq-qa

2.KUR URU Ki-is-pu-u-va

3.KUR URU U-na-li-ia

4.[----------]

5.KUR URU DU-u-ra

6.KUR URU Hal-lu-va

7.KUR URU Hu-u-va-al-lu-si-ia

8.[KUR URU K]a-ra-ki-s-[a]

9.KUR URU A-da-du-ra

10.[KUR URU D] u-un-t[a]

11.KUR URU pa-ri-is-ta

12.[--------------]

13.[KUR URU -----] i-va-a

11

14.KUR URU va-ar-si-ia

KUR URU Ku-ru-up-pi-ia

16.[KUR URU-----]-iu-is-sa-(?)

17.[KUR URU]A-la at-ra

18.KUR HUR.SAG.pa-hu-ri-na

19.KUR URU pa-su-hal-ta

20.------------

21.KUR URU U i-lu-si-ia (Vilu�a)

22.KUR URU Ta-ru-i-sa (Troya)

Bu metnin önemi, söz konusu 22 �ehir arasında Troya ile idantifiye edilen Taruisa19 ve �lion’la

idantifiye edilen Vilusia20 kentlerinin bulunmasından ileri gelmektedir21. Ayrıca, listenin ba�ında

bulunan Lukka memleketlerinin ( KUR URU Lu uq qa ),klasik ça�lardaki Likya ile aynı oldu�u,

bugün hemen herkes tarafından kabul edilmektedir22. Listede 8.sırada yer alan Karakisa memleketi ise

Kayra ile idantifiye edilmektedir23. Burada dikkati çeken husus, konfederasyonun liderli�ini yaptı�ını

sandı�ımız A��uva �ehrinin listede yer almayı�ıdır. Prof. Dr.Ekrem Memi�’e göre24, A��uva, listede

silik bulunan 4,12 veya 20 numaralı yerlerden birine yazılmı� olmalı idi.

Homeros’un �lyada adlı destanında ise Troya �ttifakı’nı olu�turan kavimler �öyle sıralanmı�tır:25

1. Troya’lılar (Taruisa )

2. Dardanaie’liler

3. Zeleia’lılar

4. Apaisos’lular (Apasa = Efesos)

12

5. Praktioslular

6. Sestos’lular

7. Abydos’lular

8. Larissa’lılar

9. Trakya’lılar

10. Paion’lular

11. Paphlaonia’lılar (Hitit metinlerindeki Palalar)

12. Alizonlar

13. Mysia’lılar

14. Phrygia’lılar

15. Maionia’lılar

16. Karia’lılar (Karakisa)

17. Likya’lılar (Lukka)

18. Kikonlar

Görüldü�ü üzere, Hitit vesikasında (KUB XXIII,11) �ehir isimleri verildi�i halde, �lyada’da (

Homeros listesi) kavim isimleri verilmi�tir. Zaman bakımından aradaki farka ra�men, Hitit Kralı

II.Tuthalya’ya kar�ı isyan eden A��uva birli�i listesi ile Akalar’a kar�ı mücadele veren Troya �ttifakı

listesine bir göz atıldı�ında, adı geçen ittifakları olu�turan memleket ve kavim isimlerinin bir takım

benzerlikler arz etti�i görülür. Örne�in; A��uva �ttifakı’nda yer alan Troya , Karia ve Likya isimlerini (

Truisa, Karakisa ve Lukka) Homeros’un , �lyada II.kitapta vermi� oldu�u Troya �ttifakı’nda

görmekteyiz. Ayrıca, A��uva ittifakına katılan memleket isimlerine benzemeyen kavim isimleri de

bulunmaktadır. Dardanalar, Abydoslular, Paphlagonialılar, Mysialılar, Maionialılar, Zeleialılar

vb….fakat gerçek olan bir �ey varsa, adı geçen bütün bu kavimlerin kuzeyde Troya’dan , güneyde

13

Likya’ya kadar uzanan Batı Anadolu Bölgesi’nde yer aldıklarıdır. Örne�in: Dardanalar, �da Da�ı’nın

yani bugünkü Kaz Da�ı’nın eteklerinde, Zeleialılar da yine Kaz Da�ı civarında otururlardı. Larissalılar

12 Aiol devletinden biri olan Larissa’da, Paphlagonia’lılar Bartın Suyu civarında, Mysia’lılar Bursa ile

Çanakkale arasında kalan bölgede otururlardı. Maionia memleketi ise Lidya ve do�usundaki bölgenin

en eski adıdır.26

Troya �ttifakı’nda A��uva Birli�i’nde görülmeyen 3 müttefik ismi geçer. Bunlar; Traklar , Paionlar

ve Kikonlardır.27 Adı geçen bu kavimler ,Trakya’da ya�amaktadırlar.

Görülüyor ki, isim bakımından çok az benzerlik göstermelerine ra�men, A��uva

Konfederasyonu’nu te�kil eden üyelerle, Troya �ttifakı’nı meydana getiren üyeler hemen hemen aynı

bölgede yani Batı Anadolu Bölgesi’nde oturmakta idiler.

Vilu�a adının geçti�i 2.metin , Hitit Kralı Muvattali ile Vilu�a Kralı Alak�andu� ile yapılan

antla�madır.

Hitit kralı Muvattali’nin Troya Bölgesi’nde yer alan Vilu�a Memleketi Kralı Alak�andu� ile yapmı�

oldu�u bu antla�ma , Hitit siyasi tarihi açısından büyük önem ta�ımaktadır. Çünkü, bu antla�ma Mısır

Devleti ile yapılacak olan me�hur Kade� Muharebesi öncesinde Hitit Devleti’nin yapmı� oldu�u siyasi

nitelikli hazırlıkları gözler önüne sermektedir. Söz konusu antla�ma metni, John Garstang ve

O.R.Gurney tarafından ‘The Geography of the Hittite Empire,London 1959’ , s.102-105 arasında

ingilizce olarak yayınlanmı�tır.

Alak�andu� Antla�ması’nın tarihi giri� kısmında �u ifadeler yer almaktadır:

1- Kahraman, Büyük Kral, Mur�ili’nin o�lu, fırtına tanrısının sevgilisi , Büyük Kral Hatti Kralı, güne�

Muvattali �öyle der:

2- Vaktiyle atam Labarna�, Arzava Memleketlerine ve Vilu�a Memleketine (kar�ı sava�mı�tı).

O, onları yenmi�ti. O günden bu yana, Arzava dü�man oldu. Fakat, Vilu�a memleketi hiçbir zaman

Hatti’den ayrılmadı, onlar uzaktan Hatti kralına sadık kaldılar… Ve Tuthalia�, Arzava’ya gitti�i

zaman, O, Vilu�a’ya girmedi, çünkü O (vilu�a), O’na (tuthalia�) sadıktı…

3- Ve büyük babam �uppiluliuma geldi�i ve Arzava’yı yeniden zaptetti�i zaman Vilu�a kralı

Kukkuni� sadık kaldı. Bu yüzden O ( �uppiluliuma), O’nun (Kukkuni�) topraklarını istila etmedi.

4- Ve Arzava kralı Hatti’ye kar�ı yeniden dü�manlık gösterdi�i zaman… Ve babam( Mur�ili)

Arzavayı istila etti; fakat Vilu�a kralı yine sadık kaldı ve yardım gönderdi. O ( Mur�ili), Arzava

memleketi (Ma�huiluva�’a) verdi; �eha nehri memleketi ile Appwiya memleketini ( Manapa-Datta�’a

verdi ) ve hapalla memleketini ( Targa�nalli�’e ) verdi.

14

5- Fakat, Kukkuni�’in hiç varisi olmadı�ı için, O seni ( Alak�andu� ) evlatlı�ına aldı.

6-7.. ( bozuktur)

8-( güne�) ,(seni Vilu�a’da) kral yaptı.

Muvattali dönemine ait olan bu antla�madan anla�ıldı�ı kadarıyla , Hititlerin Troya Bölgesi ile

olan ili�kileri eski devlet krallarından Labarna dönemine kadar geriye gitmektedir. ��in ilginç tarafı

Hitit kralları ile Vilu�a kralları arasındaki ili�kiler hep dostane olmu�tur.

2.1.1.1.Homeros Hakkında Genel Bilgiler

Troya Sava�ları hakkında en ayrıntılı bilgileri Homeros’un “�lyada” adlı eserinden ö�reniyoruz.

Hatta öyle ki, Schlieman sırf bu destandan yola çıkarak Troya �ehrinin yerini tespit etmi�tir.28 Ancak,

destanlardaki bu �effaflık Homeros’un kimli�ine yansımamı�tır.

Homeros’un kim oldu�u tartı�ması platon ile ba�lamı�tır. Bugüne kadar Homeros tek bir ki�i

hüviyetinde idi, zamanla öyle bir hale geldi ki, Homeros’un varlı�ından bile �üphe edilir oldu.

Heredotos, Homeros’u kendinden yakla�ık 400 yıl önce ya�amı� olarak göstermektedir.29

Heredotos’a göre Homeros bir �airdir. Thukidides de aynı fikirdedir. Günümüzde de Homeros’un

kimli�i tartı�ması devam edip gitmektedir. Arif Müfit Mansel, Homeros hakkında kesin bir yargıya

varmadan, “Homeros, belki bu destanları uzun süre takip etmi� bir rapsod sülalesinin soyadı idi,belki

de destan parçalarını bir bütün halinde toplamakta ileri giden �airlerden birisiydi.” demektedir30.

Homeros hakkında genel kanaatleri belirttikten sonra,vatanı hakkındaki görü�leri inceleyelim; pek

çok ki�i tarafından Homeros’un Khioslu ve �zmirli oldu�u kabul edilir. �zmir’de do�mu� ama esir

olarak Khioslulara verilmi�tir31. Praklos’a göre Homeros adı tutsak olu�unun bir ifadesidir. Homeros

tutsak anlamına gelen “homeria” dan türemi�tir. Bazılarına göre ise Aiol lehçesinde gözü görmeyen

anlamında kullanılmı�tır.Bu görü�ü destekleyenlere göre , Homeros köy köy dola�ıp �arkılar söyleyen

kör bir �arkıcı tipini temsil etmektedir32.

Biz Homeros’un Anadolulu oldu�unu kabul ediyoruz. Bu durumda kar�ımıza destanların

Yunanistan’a ne zaman gitti�i sorusu çıkar. Bu konuda da pek çok görü� vardır. Ama bunların en

yaygını Romalı hatip Cicero’nun görü�üdür. Ona göre metinler , Peisistratos zamanında Atina’ya

getirilip kaleme alınmı�tır. Metinler �on-Aiol lehçesinden Attika lehçesine uyarlanmı�tır. Hatta

destanlara sansür de yapılmı�tır. Homeros, destanlarında Troya tarafını tutuyor, Akaları kötülüyordu.

Peisistratos bu bölümleri de destandan ayıklamı�tır.

15

Homeros hakkında bu kısa bilginin ardından Homeros’un ünlü eseri �lyada Destanı’nı

incelemeye geçebiliriz:

2.1.1.2 Homeros’un Ünlü Destanı �lyada

Konumuzun bütünlü�ü açısından burada Homeros’a mal edilen �lyada’nın muhtevası ile

ilgili özet bilgiler aktaraca�ız.

a) �lyada

Homeros’un �lias ya da �lyada adlı büyük destanı �lyon yani Troya Destanı adını ta�ıdı�ı halde,

Troya Sava�ı Efsanesi’nin ancak kısa bir bölümünü yansıtır: Akhilleus’un , orduların ba�bu�u

Agamemnon’a kar�ı öfkesi ve sava�tan çekilmesiyle ba�lar, Akhilleus’un sava�a dönmesi, Hektor’u

öldürüp, Troya �ehrinin çevresinde sürüklemesi, sonra da ölüsünü babası Priamos’a geri vermesi ile

biter. 24 bölümlü ve 16.000 den fazla dizeye sahip olan bu destanın bir özetini vermeyi yararlı

görüyoruz.

BÖLÜM I: (Sesleni�- Akhilleus’un öfkesi)

Ozan Musa’lara seslenip konusunu belirtir: Akhilleus’un öfkesi, bu yüzden Akalar arasında zuhur

eden veba salgını.

Akalar’ın Troya Ovası’ndaki gemi ordugahındayız. Tanrı Apollon’un rahibi Khryses gelir,

Agamemnon’un tutsak olarak alıkoydu�u kızı Khryses’i geri ister. Agamemnon kızı vermedi�i için

tanrı Apollon , Aka ordusuna veba salar.dokuz gün dokuz gece ordu hastalıktan kırılır. Bilici Khalkas,

kızı geri vermeyi buyurur.

Agamemnon kızı vermeye razı olur, onun yerine Akhilleus’un tutsa�ı Briseis’i alacaktır.Akhilleus

ile Agamemnon bu yüzden kavgaya tutu�ur. Agamemnon Briseis’i alır, ama Akhilleus da barakasına

çekilir. Sava�a artık katılmayacaktır. Anası deniz tanrıçası Thetis’den öcünü almasını ister. Thetis,

Olympos’a çıkıp Zeus’a yalvarır. Akhilleus sava�tan uzak durdukça Akalar sava�ı kazanamasınlar,

der. Zeus söz verir, Akalardan yana olan karısı tanrıça Hera ile kavga eder. Hephaistos tanrı onları

yatı�tırır.

16

BÖLÜM II : ( Agamemnon’un dü�ü – Toplantı – Gemilerin sayımı )

Zeus, Agamemnon’a yalancı bir dü� gönderir : Troya’yı alabilece�ini bildirir. Agamemnon Akaları

toplantıya ça�ırır, onları denemek ister : herkesin dokuz yıllık sava�tan bıktı�ını , yurtlarına dönmek

istedi�ini anlar. Thetis olayı. Ordu sava� düzenine girer . Ozan birdaha Musa’ya seslenir ve Aka

ordularının, komutanlarının ve �ehirlerinin adlarını , gemilerinin sayısıyla saymaya koyulur. Aynı

sayım Troyalılar için de yapılır. Troya ordusu da safa dizilir.

BÖLÜM III : ( Antlar – Surların üstündeki sahne- Paris ile Menelous’un teke tek sava�ı )

�ki ordu kar�ı kar�ıyadır.Paris, Menalous’a teke tek sava�a girmeyi teklif eder. Sava�ı kazanan

Helena’yı alacaktır. Teklif kabul edilir, Priamos’u ça�ırmaya giderler.

sahne de�i�ir: Priamos ile ihtiyar heyeti surların üzerine dizilip tek tek sava�ı gözetler. Helena gelir,

onlara aka yi�itlerini tanıtır. Teke tek sava� ba�lar, Menelous, Paris’i alt etmek üzereyken tanrıça

Aphrodite araya girip Paris’i kaçırır, Helena’yı da kocasının yanına götürür. Helena’nın ,Aphrodite’e

sonra da kocasına çıkı�ması.

BÖLÜM IV : ( Yeminlerin bozulması- Agamemnon’un orduları denetleme�i)

Olymposta: Zeus, Hera ve Athena arasında çatı�ma . Hera , Likyalı Pandaros’un sava�mama andını

bozmasını sa�lar. Menelous’un yaralanması. Yine silaha sarılan orduyu Agamemnon gözden geçirir.

Sava� ba�lar: Aka yi�itlerinden Antilokhos, Aias ve Odysseus birçok Troyalı’yı öldürürler.

BÖLÜM V : ( Diomedes’in kahramanlıkları)

Bütün bölüm Aka yi�idi Diomedes’in kahramanlıklarına ayrılmı�tır: korkunç bir bo�u�ma ba�lar,

tanrılardan Ares , Athena ve Aphrodite de sava�a karı�ırlar.Aineias’la Diomedes arasındaki

sava�,Aphrodite’nin araya girip yaralanması.Diomedes’in sava� tanrısı Ares’i yaralaması.

BÖLÜM VI : ( Hektor’la Andromakhe’nin bulu�ması )

Hektor �ehre gelir, anası Hekabe’ye Athena tapına�ına sunulur koymasını söyler. Bu arada

Diomedes Likyalı Glaukos’la çarpı�ırken, aralarında konukluk ba�ları oldu�u anla�ılır, sava�tan

17

vazgeçip silahlarını de�i� toku� ederler. Bellerophontes efsanesinin anlatılması. Hektor, batı surlarının

önünde karısı Andromakhe ile küçük o�lu Astyanaks’a rastlar. Aralarındaki aile sahnesi.

BÖLÜM VII : ( Hektor’la Aias arasındaki çarpı�ma- ölülerin kaldırılması )

Hektor, Akalar’ın en seçkin yi�itlerinden biri olan Telomon o�lu Aias ile teke tek sava�ır. Ba�a ba�

gelip ayrılırlar. Ölüleri toplamak için sava�a ara verilir. Akalar’ın ordugahı bir sur ve hendekle

çevirmeleri. Olympos’ta tanrılar arasındaki tartı�ma.

BÖLÜM VIII : ( Zeus’un �da Da�ı’ndan sava�ı yönetmesi )

Zeus Troya Sava�ı’nın yönetimini ele alır, bunun için de �da Da�ı’nın doru�una gelir yerle�ir.

Üstünlük Troyalılar’dadır. Akalar hende�e kadar çekilirler.

BÖLÜM IX: ( Akhilleus’a ( A�il ) gönderilen elçiler yi�idin barakasındaki tartı�ma )

Akalar’ın toplantısında Akhilleus’un sava�a dönmesini sa�lamak için ona elçiler gönderme kararı

alınır. Aias’la Odysseus elçi seçilir. Akhilleus onları iyi kar�ılar,a�ırlar ama sava�a dönmeme kararını

bildirir. Lalası Phoiniks’in bütün yakarmaları bo�a gider. Haberi alan Akalar arasındaki üzüntü.

BÖLÜM X : ( Odysseus ile Diomedes’in ke�fe çıkmaları – Dolon )

Gece kurultay toplanır : Akalar’ın en ya�lı önderi Nestor, Troyalılar kampına gözcü

gönderilmesini salık verir. Odysseus ile Diomedes görevlendirilir. Yolda Troyalılar’ın gözcüsü

Dolon’a rastlarlar, a�zından birçok bilgi aldıktan sonra onu öldürüp dönerler. Trakyalılar’ın cins

atlarını kaçırırlar.

BÖLÜM XI : ( Agamemnon’un kahramanlıkları )

Destanın yirmi altıncı gününde üçüncü büyük çatı�ma. Hektor’la, Agamemnon’un kar�ıla�ması,

Agamemnon ve daha birçok aka yi�idinin yaralanması. Akalar’da tela�. Nestor, Akhilleus’un arkada�ı

Patroklos’a dert yanar.

18

BÖLÜM XII : ( Duvar dibindeki sava� )

Troyalılar duvara saldırır. Kıyasıya çarpı�ma. Likyalıların duvarda delik açmaları. Korkunç bo�u�ma.

Akalar’ın gemilere do�ru kaçı�ması.

BÖLÜM XIII : ( Gemilerin önündeki sava� )

Akalar’dan yana olan tanrı Poseidon , sava�ı Semendirek adasından gözler. �ki Aiaslı’yı, Troya

saldırısına kar�ı koymaya te�vik eder. Her iki tarafta da yararlılık gösterenler olur, ama Troyalılar

gemilere kadar sokulurlar.

BÖLÜM XIV : ( Zeus’un aldatılması )

Akalar’da �a�kınlık. Hera, Zeus’u ba�tan çıkarmak için bir düzen kurar. Tanrıça Aphrodite’den

cinsel istek uyandıran memeli�ini alır, süslenir, püslenir ve �da Da�ı’nda Zeus’u bulup onunla

sevi�meyi ba�arır. Tanrı sevi�meden sonra yorgun dü�erek uykuya dalar. O sırada Poseidon, Akalar’ın

yardımına ko�ar.

BÖLÜM XV : ( Duvara ikinci saldırı� )

Zeus uyanır, Hera’ya çıkı�ır. Poseidon uzakla�ır, Zeus Apollon tanrıyı Hektor’a gönderir. Hektor

yine duvara saldırır. Akalar yine gemiler kadar gerilerler. Durum Akalar için çok kötüdür.

BÖLÜM XVI : ( Patroklos destanı )

Patroklos gelir, Akhilleus’a bu korkunç durumu bildirir, Akhilleus gitmeyecekse kendi sava�a girip

dövü�meye kararlıdır. Yi�itten silahlarını ister. Akhilleus arkada�ına silahlarını verir. Patroklos,

arkada�ının silahlarıyla kar�ılarına dikilince , Troyalılar önce bozguna u�rar, sonra Likyalı lider

Sarpedon, Patroklos’la dövü�ür ve ölür. Ba� tanrı Zeus’un kadere boyun e�erek o�lu Sarpedon’u feda

etmesi. Sarpedon’un ölüsü çevresinde çarpı�ma. Patroklos, Hektor’u batı kapılarına kadar kovalar,

Apollon’un kı�kırttı�ı Hektor, Patroklos’u vurur. Patroklos’un ölümü.

19

BÖLÜM XVII : ( Menalaous’un kahramanlı�ı )

Aka yi�tleri, Patroklos’un ölüsünü Hektor’un elinden kurtarmak için dövü�ürler, ama Hektor ölüyü

silahlarından soymayı ba�arır.

Akhilleus’un ölümsüz atlarının a�laması. Zeus Troyalılara zaferi müjdeler. Akalar’ın bozgunu .

Patroklos’un ölüsü alınır ve kara haber Akhilleus’a götürülür.

BÖLÜM XVIII : ( Akhilleus’a Yeni Silahlar Yapılması )

Akhilleus’un korkunç yası. Deniz tanrıçası Thetis’i ça�ırıp yeni silahlar istemesi , Thetis’in demirci

tanrı Hephaistos’a ba�vurması. Silahlar Destanı.

BÖLÜM XIX : ( Akhilleusla Agamemnon Arasındaki Barı�ma )

Thetis silahları o�luna götürür. Akalar toplantısında Akhilleus’la Agmemnon barı�ırlar. Ordular

silah ku�anır. Sava� hazırlıkları ba�lar. Akhilleus için kara belirtiler, Hektor’u öldürdükten sonra kendi

ölümü de yakındır.

BÖLÜM XX : ( Tanrıların Sava�a Karı�ması )

Olympos’ta tanrılar toplantısı : Zeus izin verir, her tanrı istedi�i gibi sava�a yardımda

bulunabilecektir.

Tanrılar iki cepheye ayrılır : Hera ,Athena ,Poseidon, Hermes, Hephaistos Akalardan yana; Ares,

Apollon, Artemis, Leto ve Aphrodite Troyalılar’dan yanadır. Akhilleus’un Aineias’la kar�ıla�ması,

Aineias’ın sava� meydanından kaçırılması.

BÖLÜM XXI : ( Irmak Kıyılarında Sava� )

Akhilleus ( A�il ) kudurmu� gibidir, önüne gelen Troyalıları insafsızca tepeleyip Troya Ovası’nda

akan Skamandros ve Simoeis ırmaklarına atar. Kanlarla kızıla boyanan ırmaklar kabardıkça kabarır.

Irmak tanrı Skamandros öfkelenir, yata�ından çıkıp Akhilleus’u kovalamaya ba�lar. Derken ate� tanrı

Hephaistos ırmakların kar�ısına dikilip alevleriyle onları durdurur.

20

Sahne Olympos’a yükselir: Tanrılar arasında kavga dö�ü�. Akhilleus, Troyalıları püskürte püskürte

Troya surları önüne gelir. Troyalılar surların içine sı�ınırlar.

BÖLÜM XXII : ( Hektorun Ölümü )

Bir tek Hektor kalır surların dı�ında. Priamos’la Hekabe yalvarırlar içeriye girip, korusun kendini

diye fakat Hektor anasına babasına aldırmaz, Hektor’un iç tartı�ması.korkuya kapılması. Tanrılar

seyircidir.

Sonunda Zeus kader tartısını kaldırır. Hektor’un ölüm kefesi a�ır basar. Apollon bile onu

korumaktan vazgeçer. Tanrıça Athena Troyalı yi�it Deibhobos’un kılı�ına girip Hektor’u aldatır.

Hektor, Akhilleus’un kar�ısına dikilir ve çarpı�ırlar. Hektor ölür. Akhilleus, Hektor’un cesedini yedi

kez Troya surlarının çevresinde sürükler. Troya surlarından seyredilen korkunç sahne. Andromake’ın

bayılması.

BÖLÜM XXIII : ( Patroklosun Ölüsüne Düzenlenen Yarı�malar )

Akhilleus’un ordugahında Patroklos’a yapılan ölü töreni, Akhilleus’un yası. Patroklos’un

yakılması. Yarı�malar.

BÖLÜM XXIV : ( Priamosun Hektorun Ölüsünü Geri Alması – Hektor’a A�ıtlar )

Gece kral Priamos ,tanrı Hermes’in kılavuzlu�unda Hektor’un ölüsünü geri almak için Akhilleus’un

barakasına gelir.

Priamos ile Akhilleus arasındaki konu�ma. Akhilleus yumu�ar. Hektor’un ölüsünü babasına geri

verir. Priamos ölüyle Troya’ya geri döner.

Hektor’a a�ıtlar yakılır. Dokuz gün Hektor’un ate� yı�ını için odun ta�ınır. Onuncu gün

yapılan cenaze töreni ile �lyada kapanır.

2.1.1.3.Klasik Yunan Müelliflerinin Eserlerinde Troya Sava�ları A) Heredotos’ta Troya Sava�larına Katılan Kavimlerden Söz Eden Kısımlar M.Ö. 5.yüzyıl Grek tarihçilerinden biri olan ve tarihin babası olarak kabul edilen Herodotos’un

dokuz kitaptan olu�an “Historia” adlı eseri Pers-Yunan Sava�ları’nı anlatmak amacıyla kaleme

21

alınmı�tır. M.Ö.490-479 yılları arasında cereyan eden Pers-Yunan harpleri hakkındaki en doyurucu

bilgileri bu eserde bulmak mümkündür.

Ancak Herodotos , kitabının konusunu Pers-Yunan mücadelesi ile sınırlı tutmamı�, gezip gördü�ü

tüm memleketleri anlatmı�tır.

Dolayısıyla, onun dokuz kitaptan olu�an söz konusu eseri, aslında genel bir dünya tarihi niteli�i

kazanmı�tır.

Herodotos , eserinde konumuzu te�kil eden Troya Sava�ları ve bu sava�a katılan kavimler hakkında

bizlere bilgi aktarmaktadır.bu bilgilerin hangi kitapların hangi paragraflarında yer aldı�ını a�a�ıda

açıklıyoruz:

1-“Troya”dan söz eden kısımlar: II.kitap120,145 ; IV.kitap 191 ; V.kitap 13,122 ; VII.kitap 20,91,171 ;IX kitap 27

2-“Aka Müttefikleri”nden söz eden kısımlar:

a) Mykene’ lilerden Söz Eden Kısımlar :

VII.kitap 202 ; XI.kitap 27,28,31

b) Boiotilalılar’dan Söz Eden Kısımlar:

I.kitap 92,195 ; II.kitap 49 ; V.kitap 57,59,61,74,77,81,89,91 ; VI.kitap 34,108 ; VII.kitap

132,202;VIII.kitap34,38,40,44,50,66,113,144;IX.kitap2,6,7,17,19,24,31,39,46,47,67,68,87, 100

c) Phokisliler’den Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 46,146 ; IV.kitap 34 ; VII.kitap 176 ve sonrası ; VIII.kitap 27,33,35,134 ; IX. Kitap

17,18,31,66,89

d) Lokrisliler’den Söz Eden Kısımlar :

VII.kitap 132 ; VIII.kitap 66 ; IX. Kitap 31.opus lokris ,eubia körfezi kıyısında ; VII.kitap

203,207,216, ozolai lokris ; VIII.kitap 32

e) Abantlar’dan Söz Eden Kısımlar:

I.kitap 146

22

f) Atinalılar’dan söz eden kısımlar:

VIII.kitap 44

g) Salamisliler’den Söz Eden Kısımlar:

VII.kitap 90,141-143,166,168

h) Argos’lulardan Söz Eden Kısımlar:

I.kitap 1,5,82 ; V�.kitap 67 ; VI.kitap 76,80,82,83 ; VII.kitap 145,148,150-152 ; VIII.kitap 137,138

argoslular I.kitap 31,82 ; III.kitap 131,134 ; V.kitap 49,57,61,67,68,86,87,88,94,113 ; VI.kitap 19,75-

78,83

ı) Spartalılar’dan Söz Eden Kısımlar:

I.kitap 67,68-70,82,141,152 ; II.kitap 113,117 ; III.kitap 46,148 ; IV.kitap 147-150 ;V.VI.VII. ve

VIII.kitaplarda her yerde ; IX.kitap 10,12,13,53,64,70,76

j) Pylos’lulardan Söz Eden Kısımlar:

IX.kitap 34

k) Arkadialılar’dan Söz Eden Kısımlar:

I.kitap 66,67 ; II.kitap 171 ; IV.kitap 161 ; V.kitap 49 ; VI.kitap 74,83,127 ; VII.kitap 90,170,202 ;

VIII.kitap 26,72,73 ; IX.kitap 27,28,35.arkadia pelasgları I.kitap 146

l)Elis’lilerden Söz Eden Kısımlar:

II.kitap 160 ;III.kitap 132 ; IV.kitap 30,148 ; VI.kitap70,127 ; VIII.kitap 72,73 ; IX.kitap 77

m) Aitolia’lılardan Söz Eden Kısımlar:

VII.kitap 127 ; VIII.kitap 73

n) Girit’lilerden Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 2,67,172,173 ; III.kitap 44,59 ; IV.kitap 45,151,154,161 ; VII.kitap 92,145,169-171

23

3-“Troya Müttefikleri”nden Söz Eden Kısımlar :

a) Dardanieliler’den Söz Eden Kısımlar :

V.kitap 43,117

b) Sestos’lulardan Söz Eden Kısımlar :

IV.kitap 143 ; VII.kitap 33,78 ; IX.kitap 114-116,119

c) Abydoslular’dan Söz Eden Kısımlar :

V.kitap 117 ; VI.kitap 26 ; VII.kitap 33,34,37,43,44,45,95,147,174 ; VIII.kitap 117,130 ; IX.kitap 114

d) Larissa’lılardan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 149

e) Kikonlar’dan Söz Eden Kısımlar :

VII.kitap 59,108,110

f) Paionlar’dan Söz Eden Kısımlar :

VI.kitap 127

g) Paphlagonialılar’dan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 6,28,72, III.kitap 90 ; VII.kitap 72

h) Mysialılar’dan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 28,36,37,160,171 ; III.kitap 90 ; IV.kitap 28 ; V.kitap 122 ; VII.kitap 20,42,74,75 ; VIII.kitap

106 ; IX.kitap 32

ı) Phrygialılar’dan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 14,28,34,72 ; II.kitap 2 ; III.kitap 90,127 ; V.kitap 49,52 ;VII.kitap 26,30,31,73 ; VIII.kitap 136

; IX.kitap 32

J) Maionialılar’dan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 7 ; VII.kitap 74,77

k) Lykialılar’dan Söz Eden Kısımlar :

I.kitap 28,147,171,173,174,176,182 ; III.kitap 4,90 ; IV.kitap 35,45 ; VII.kitap 77,92

24

B) Thukidides’te Homeros Kahramanlarından Söz Eden Kısımlar

Thukidides, M.Ö.460-400 yılları arasında ya�amı� ünlü bir Yunan tarihçisidir.

“Peloponnessos’lularla Atinalılar’ın Sava�ı” adlı eserinde M.Ö.431-404 tarihleri arasında

meydana gelen Peloponez Sava�ları’nı anlatmaktadır. Eser 8 kitaptan olu�maktadır ve

Homeros kahramanlarına ili�kin bilgiler daha ziyade 1. kitapta yer almaktadır ve �u

�ekildedir;

a) “Troya” Adının Geçti�i Kısımlar 1.kitap 8,11,12,14,131. b) “Helene” den Söz Eden Kısımlar 1.kitap 9. c) “Agamemnon” dan Söz Eden Kısımlar 1.kitap 9. Konumuzu ilgilendiren yazılı kaynakları bu �ekilde de�erlendirdikten sonra, arkeolojik kaynakları incelemeye geçebiliriz.

2.2. Arkeolojik Kaynaklar Troya Sava�ları’na katılan kavimleri iyi tespit edebilmemiz için hem Troya’da hem de Akalar’ın

ba�kenti konumundaki Mykenai’de yapılan arkeolojik kazıları gözden geçirmemiz gerekmektedir.

2.2.1.Troya kazıları

Homeros destanlarında anlatılan Troya’nın , bugünkü Çanakkale vilayeti sınırları içerisindeki

‘Hisarlık Tepe’ oldu�u kabul edilmektedir. Troya kazıları dört a�amada gerçekle�tirilmi�tir. Bilindi�i

üzere ilk kazılar 1870 yılında Heinrich Schliemann tarafından ba�latılmı�tır. Schliemannın yapmı�

oldu�u kazılar modern arkeoloji anlayı�ı ile ba�da�maz. Çünkü adı geçen hafir sistemli bir kazı

yapmamı�tır. Schliemann, 1870-1880 arasında kazıları tek ba�ına, 1880’den sonra ise arkeolog-mimar

Wilhelm Dörpfeld ile birlikte yönetmi�tir. 1890’da Schliemann ölünce, Dörpfeld onun bıraktı�ı yerden

kazılarına devam etmi�tir. Dörpfeld ile Troya’da ilk sistemli kazılar ba�lamı� oluyordu. Dörpfeld

do�ru olarak 9 tabakanın üst üste yapılıp yıkıldı�ını ve her tabakanın bir �ehri temsil etti�ini tespit

25

etmi�tir.33 Daha sonra Dörpfeld de kazıyı bırakmı�tır. Bütün bu kazılarda Troya’nın Troya oldu�unu

kanıtlayacak tek bir yazılı vesika bulunamamı�tır. 1.Dünya Sava�ı’ndan sonra 1930’lu yıllarda Troya

yeniden ele alınmı� ve 1932’den 1938’e kadar Amerikalılar, Carl Blegen’in ba�kanlı�ında Troya

kazılarını sürdürmü�lerdir. Bu sayede bilgilerimiz önemli ölçüde ço�almı�tır. Blegen’in yapmı�

oldu�u kazılar son derece sistemlidir. Adı geçen Arkeolo�un American Cincinati Üniversitesi adına

yürüttü�ü bu kazılar neticesinde Troya tabakaları a�a�ıdaki �ekilde tarihlenmi�tir.34

TROYA I M.Ö.ca. 3000-2500 ( EN ALT TABAKA )

TROYA II M.Ö.ca. 2500-2200

TROYA III M.Ö.ca. 2200-2050

TROYA IV M.Ö.ca. 2050-1900

TROYA V M.Ö.ca. 1900-1800

TROYA VI M.Ö.ca. 1800-1300

TROYA VII M.Ö.ca. 1300-1260

TROYA VII B 1 M.Ö.ca. 1260-1190

TROYA VII B 2 M.Ö.ca. 1190-1100

TROYA VIII M.Ö.ca. 700-M.S. ( En Üst Tabaka )

Görüldü�ü gibi Blegen , 8.tabakada kazıyı bırakmı�tır. Fakat Blegen’in yapmı� oldu�u kazılarda da

Troya’nın Troya oldu�una dair tek bir yazılı vesika bulunamamı�tır.

Troya kazılarına dünyanın pek çok yerinden gelen pek çok ilim adamı ve çe�itli arkeolo�un

gözetiminde 1988 yılında yeniden ba�lanmı�tır. Bu kazılar alman arkeolo�u Prof.Dr. Manfred

Korfman’ın ba�kanlı�ında yürütülmektedir. Her kazı mevsiminde yeni buluntular ele geçirilmektedir.

Fakat kazıların bu 4. a�amasında da henüz yazılı vesikaya ula�ılamamı�tır. Yazılı vesikaların ileriki

yıllarda da bulunup bulunamayaca�ı bir muammadan ibarettir. Troya kazılarının daha uzun yıllar

sürdürülece�i sanılmaktadır.35

Konumuz “Troya Sava�larına Katılan Kavimlerin Kimlikleri Ve Kökenleri” oldu�u için biz burada

ilk be� tabakaya de�inmeyece�iz.bizi burada asıl ilgilendiren VI. ve VII. tabakalardır.

Troya VI.da tek renkli gri minyan kerami�i bulunmu�tur. Bu keramik VI.�ehri tarihlemekte

ku�kusuz bize yardımcı olacaktır. Zira “minyan kerami�i” denilen keramik, Yunanistan’ın Boetia

bölgesindeki Orchemenos �ehrinin kurucusu olarak gösterilen Minyas’tan dolayı bu ismi almı�tır.36

Bilindi�i üzere minyan kerami�i, M.Ö. 2000-1200 yılları arasında geli�en Aka kültürünün bilinen

en eski kerami�idir. Genellikle siyah ya da gri renkte olan bu keramikler çarkta imal edilmi�, çok

26

düzgün yüzeyi üzerine de geometrik motifler i�lenmi�tir. ��te bu keramik bütün VI.Troya boyunca

mevcudiyetini sürdürmü�tür.37 Fakat Troya VIda bulunan söz konusu keramiklerin hepsi Mykenai’den

ithal edilmemi�, bilakis bol miktarda taklitleri yapılmı�tır.38

Troya VI nın etrafını çeviren surlar büyüklük ve ihti�am bakımından öncülerinden çok üstündü.

Sur, birbirini takip eden üç sıra tahkimat duvarı ile çevrili idi.39 Kökünü Troya I den alan “Megaron”

yapı tarzı Troya VI da en olgun seviyeye eri�mi�tir.

Troya VI-h tabakasında, içerisine yakılmı� ölü küllerinin konuldu�u urnelerden müte�ekkir bir küp (

pythos ) mezarlı�ı ke�fedilmi�tir.40 Bu mezarlık pre-klasik Troya’nın ilk ve yegane mezarlı�ı oldu�u

için özel bir ehemmiyet ta�ır.

Troya VI �ehrinin M.Ö. 1300’lerde bir deprem neticesinde yıkıldı�ı tespit edilmi�tir.41 Bu �ehrin

hemen üzerine in�a edilen Troya VII-a nın Troya Sava�ları’na sahne olan tabaka oldu�u bugün hemen

herkes tarafından kabul edilmektedir. Çünkü, bu tabakanın üstü, �ehrin sava� neticesinde yakıldı�ına

i�aret eden kalın bir kül tabakasıyla kaplıydı. Troya VII de Mykenai III-A ( geç helladik III-A ) ve

Mykenai III-B ( geç helladik III- B ) kaplarından bulunmu�tur.42 O halde Troya VII-a = Mykenai III-A

veIII- B. Hem Troya VII-a da hem de Myklenai III- A ve III-B tabakalarında mü�terek kültür

elemanlarının bulunması Troya VI ve Troya VII-a ile Mykenai arasındaki ticari ili�kilere i�aret eder.

Söz konusu kaplar ( potteriler ) Troya Sava�ları’nı tarihleme bakımından da son derece önemli

bulgulardır.

2.2.2. Mykenai Kazıları Mykenai, Argive Ovası’nın kuzey-batı kö�esinde yer almaktadır. Bu �ehir, kuzey ve kuzey- do�u

yollarını kontrol altında tutan bir mevkide kurulmu�tu. Kolayca savunulabilen kayalık kalesi ve bol

miktarda suya sahip olu�u, onu en eski devirlerden itibaren makbul bir yer yapmı�tı.

Mykenai kazılarına da 1870’de Heinrich Schliemann ba�lamı�tı.1876’da Schliemann kazıyı

bırakmı� daha sonra 1952-1954 yılları arasında Papadimitrau ve Mylonas kazılarına devam

etmi�lerdi.43

Mykenai’de H.Schliemann tarafından yapılan kazılarda iki çe�it mezar bulunmu�tu; kuyu mezarları,

kubbeli mezarlar.

Kuyu mezarları, çok derinlerde oldu�u için dokunulmamı� olarak bulunmu�tu. Cesetlerin

yakılmadan konuldu�u bu mezarların birinde altından bir maske,altın kaplar ve bir taç bulunması, bu

mezarların kral mezarları oldu�una �üphe bırakmıyordu.kuyu mezarları, mısırın 19. sülalesinin

kurucusu Ahmose devrine tarihlenir.44 Çünkü, söz konusu mezarlardan birisi Ahmose’nin annesi

27

Ahhotpe’ye aittir ve bu mezarda bulunan Myken taklidi bakır bir balta üzerinde Ahmose’nin ismi

yazılıdır. Ahmose’nin annesine “hbnt’ler prensesi” denilir. Ba�ta Schachermeyr olmak üzere, pan-

hellenistler bu ismi bir Aka kabilesinin adı olarak yorumlamı�lardı. Halbuki Ahmose’nin Hititli

ça�da�ı I.Hattu�ili ( M.Ö. ca 1600’ler ), Suriye seferinde “Hanigalbat’lı dü�man”dan söz eder.45

Habnet hanigalbat

_______________________ ___________________________

Hbnt hn(gl)bt

Bunlardan Habnet, Hanigalbat adının Mısır a�zı ( lehçesi ) olabilirse, kronoloji açısından da uyu�ma

vardır.

Mykenai kazılarında 9 tane kubbeli mezar bulunmu�tur. Bu mezarlar M.Ö.16.y.y.’ın sonu ile

13.y.y.’ın ba�langıcı arasına tarihlenir. Mykenai yöresindeki kubbeli mezarların en geli�mi� örne�i

“Atreus’un Hazine Binası” denilen mezardır.14.5 metre çapındaki bu mezarın kubbesinin yüksekli�i

13 metredir. Kubbeli mezarların ilk önce Mykenai’de ortaya çıktı�ı ve buradan tüm Yunanistan’a

yayılmı� oldu�u kabul edilir. Kubbeli mezarlar çok eski dönemlerde açılmı� ve soyulmu�lardır.46

Fakat asıl önemli olan Mykenai kazılarında �ehir surunun dı�ında “Tüccarlar �ehri” denilen ve kani�

karumu hatırlatan bir mahallenin ke�fidir.47

Mykenai kazıları Anadolu tarihi ve arkeolojisi için son derece önemlidir. Çünkü Mykenai �ehri

kuzey-batı Anadolu’da Çanakkale civarındaki hisarlık tepede kurulmu� olan �lion yani Troya �ehrine

saldıracak ve böylece eski batı dünyası ile eski do�u dünyası tarihte ilk defa temasa geçeceklerdir.

Troya ve Mykenai’de yapılan kazıları böylece anlattıktan sonra �imdi de her iki kazıda bulunan

kültür unsurlarını seramik, mimari, mezar ve ölü gömme adetleri bakımından mukayese edelim:

A) Keramik Çe�idi Bakımından Hem Troya’da ( Troya VI a-h ) hem de Mykenai’de ( orta helladik I,II,III ) Minyan kerami�i

bulundu�una yukarıda i�aret etmi�tik. Fakat Mykenai’de bulunanlar M.Ö.ca 2000-1200 yılları arasına

tarihlendi�i halde, Troya VI da bulunanlar M.Ö.ca 1800-1300 yılları arasında tarihlenir. Yine

Mykenai’de, Mykenai III-A ( genç helladik III M.Ö.ca 1400-1300 ) ,Mykenai III-B ( genç helladik

III-B M.Ö.ca 1300-1230 ) ve Mykenai III-C ( genç helladik III-C M.Ö.ca 1230-1100 ) stilinde

yapılmı� potteriler bulunmu�tur. Troya’nın VII-a tabakasında ise bu üç çe�it potteriden ( çanak –

28

çömlek ) yalnız Mykenai III-A ve III-B potterileri ele geçmi�tir. Ne Troya VI da ne de Troya VII-a da

tek bir Hitit serami�ine rastlanmamı�tır Bu da gösteriyor ki, Hititler hiçbir zaman kuzey-batı

Anadolu’ya kadar uzanamamı�lardır. II.Tuthalya’nın A��uva üzerine yapmı� oldu�u sefer ise sadece

ganimet elde etmek için yapılmı� geçici bir sefer olmalıdır.

B) Mimari Bakımdan Mykenai’de orta helladik ( M.Ö. ca 2100-1700 ) devirden itibaren “Megaron” yapı tarzı görülür. Plyos

ve Mykenai sarayları da megaron yapıdadır. Troya’da ise megaron yapı tarzı Troya Iden ( M.Ö.ca

3000-2500) itibaren görülür. Anadolu’nun çe�itli yörelerinde yapılan kazılarda da megaron planlı

yapılar ortaya çıkarılmı�tır. Örne�in, Kültepe’de Eski Tunç Ça�ı’nın son safhasına ( M.Ö.ca.2100 )

tarihlenen megaron planlı bir mabed bulunmu�tur. Beycesultan tabaka VII de de aynı devre tarihlenen

megaron planlı evler ortaya çıkarılmı�tır. 48

Görülüyor ki, megaron yapı tarzı önce Batı Anadolu’da Troya Ide do�mu�, buradan da Anadolu’nun

her yerine ve Kıt’a Karası Yunanistan’a yayılmı�tır.

C) Mezar Çe�idi Bakımından Mykenai kazılarında bulunan kuyu mezarları M.Ö.ca 1600-1500 yılları arasında tarihlenir. Bu

tarihlerde Troya’da mezar yoktur. Fakat Mykenai’nin kubbeli mezarlarıyla ( M.Ö.ca 1400-1300)

ça�da� olarak Troya VI-h de ( M.Ö. ca 1400-1300 ) bir pythos ( küp ) mezarlı�ı bulunmu�tur.

D) Gömme Adeti Bakımından

Bilindi�i üzere, eski medeniyetleri yaratan kavimler ; 1) Ölülerini gömenler 2) Ölülerini yakanlar

diye ikiye ayrılırlardı.

Kazılar neticesinde Mykenai’lilerin ölülerini gömdükleri49, Troyalılar’ın ise ölülerini yaktıkları

anla�ılmı�tır. Fakat, Homeros �lyada adlı50 destanında Mykenai’lilerin ölülerini yaktıklarını

anlatmaktadır. Bu durum arkeolojik verilerle çeli�ir gibi görünmektedir. Fakat �urası unutulmamalıdır

ki, Homeros devrinde �onya’da ölüler yakılmaktaydı51. Homeros da bunun etkisinde kalarak, Akalar’ı

da ölülerini yakan bir kavim olarak tasavvur etmi� olabilir.

Troyalılar’ın ölülerini yaktıklarının arkeolojik delili V-h tabakasında bulunan, yakılmı� ölü

küllerinin konuldu�u urnelerden müte�ekkil bir küp mezarlı�ıdır. Ayrıca Homeros �lyada adlı

29

yapıtında52 Troyalı komutan Hektor’un, ölülerini yakmak için Akalar’dan sava�a bir müddet ara

vermelerini istedi�ini görmekteyiz.

E) Yazılı Buluntular Bakımından

Mykenai, Pylos ve Tiryns’te yapılan kazılarda Linear-B yazısıyla yazılmı� tabletler bulunmu�tur.

Linear-B yazısı 1952 yılında Mıchael Ventris tarafından çözülmü� ve bu yazının dilinin Grekçe

oldu�u anla�ılmı�tır. Ayrıca söz konusu yazının Girit’te kullanılan Linear- A yazısından kaynaklandı�ı

da tespit edilmi�tir. Fakat Linear-B yazısıyla yazılmı� tabletler hakiki belgeler olmayıp, genellikle

ticari mahiyette yazılmı� tutanaklardır. Troya’nın ise hiçbir tabakasında yazılı belge ele

geçirilememi�tir.

Görülüyor ki, seramik çe�idi ve bina yapım tarzı dı�ında Troya ile Mykenai’nin herhangi bir

kültürel benzerli�i yoktur. O halde Mykenai III ( genç helladik III ) medeniyetini kuranlarla, Troya VII

-a �ehrinde oturanlar ayrı ayrı kökenlerden gelen kavimlerdi.

Konumuzla ilgili yazılı ve arkeolojik kaynakları ana çizgileriyle de olsa gözler önüne sermeye

çalı�tık. �imdi bu kaynakların ı�ı�ında, Troya Sava�ları’na katılan kavimlerin kimlikleri ve kökenleri

hakkında bilgi verebiliriz.

30

2. BÖLÜME A�T NOTLAR VE AÇIKLAMALAR

1-E.Memi�, “Aka Medeniyeti’nin Do�u�u,Geli�mesi ve Çökü�ü”, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Tarih �ncelemeleri Dergisi,X,�zmir 1995,s.49

2-KUB XIV,1cat. 89 numaralı Maduvatta� metni için bkz: A.Goetze,MVAeG XXXII,s.1-158

3-Harriyati ve Zippa�la memleketleri bugünkü Mu�la ve civarına tekabül etmektedir.

4-Denys Page,History and the Homeric �liad, Los Angeles 1959,s.98

5-E.Forrer,II.Tuthalya devrinde ya�ayan ve “Ahhiyava’lı Adam” denilen Attari��iya�’ın Mykenai

Kralı Agamemnon’u babası Atreus ile idantifiye edilebilece�ini ileri sürmü�tür.(bkz.E.Forrer,RA I,56

) Fakat, hiçbir yerde ondan “Ahhiyava Kralı” olarak bahsedilmez. Görülüyor ki,bu iki ismi idantifiye

etmek isteyen Forrer’in yegane dayana�ı isim benzerliklerinden öteye geçmez. Üstelik Attari��iya�’la

Atreus’un ya�adı�ı devirler arasında iki asırlık bir zaman farkı vardır.

6- A.Goetze,MVAeG XXXII,s.1-158

7- O.R.Gurney , The Hittites, London 1952,s.46 ; E.Memi�, Aka Medeniyeti’nin Do�u�u,Geli�mesi ve

Çökü�ü , E.Ü.E.F. Tarih �ncelemeleri Dergisi, X,�zmir 1995,s.47

8-E.Memi�, Eskiça� Türkiye Tarihi, 5.baskı, Konya 2003, s.106

9-Milevanda = Miletos için bkz : G.L.Huxley , Acheans and Hittites , Oxford 1960 , s.11

31

10-Ahhiyava memleketlerinin yeri hakkındaki faraziyeler için bkz: F.Kınal , Arzava Memleketlerinin

Mevkii ve Tarihi , Ankara 1953,s.6 ; Ömer Çapar “Ahhiyava Sorunu” A.Ü.D.T.C.F. Tarih ar�ivi

dergisi sayı 25,Ankara 1982 , s.387-413

11-Hitit Kralı Muvattali’nin Vilu�a Kralı Alak�andu� ile yaptı�ı antla�ma için bkz: J.Garstang-

O.R.Gurney, The Geography of Hittite Empire , London 1959 , s. 102-105

12- Piya Maradu hakkında bilgi edinmek için “TAVAGALAVA� MEKTUBU” denilen KUB XIV,3

numaralı metne bakmak gerekir. Bu mektup, F.Sommer , Die Ahhija Urkuden , I,1932 , s.2 vd’da

Almanca’ya çevrilmi� ve yorumu yapılmı�tır. Daha sonra G.L.Huxley , Akhaeans and Hittites ,Oxford

1960 ,s.1vd’da �ngilizce’ye çevrilmi� ve yorumu yapılmı�tır.

13- Urhi-Te�up’un 7 yıllık iktidarı bir tarafa bırakılacak olursa,onun elinden iktidarı zorla alan amcası

III.Hattu�ili devrine ait bir mektupla ( KB0 II , 11 ) Ahhiyava kralı tarafından Hitit kralına gönderilen

hediyelerin tesliminden bahsedilir. Fakat bu vesikadan iki memleket arasındaki ili�kiler hakkında

herhangi bir sonuç çıkarmak mümkün görünmemektedir.

14- E.Memi� , a.g.m. , s.49.

15- E.Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , 5.baskı , Konya 2003 , s.133.

16- E.Memi� , a.g.m. , s.49.

17- H.Bossert , Assia , �stanbul 1946 , s.27-28.

18- H.Bossert , a.g.e. , s.27 ve J.Garstang – O.R.Gurney , The Geography of Hittite Empire ,s.105.

32

19- G.L.Huxley , Achaeans and Hittites , s.34.

20- H.Bossert , Asia ,s.32 vd; O.R.Gurney , The Hittites,s.57 ; Garstang-Gurney , Geography,London

1959,s.105,107,122.

21- G.L.Huxley , a.g.e.,s.34

22- Garstang-Gurney , a.g.e.,s.106.

23- G.L.Huxley ,a.g.e., s.33.

24- E.Memi� , Troya Sava�larının Kronolojisi, Yayınlanmamı� yükseklisans tezi,Ankara 1980,s.7.

25- Homeros, �lyada II 815-875

26- Herodotos, Herodot Tarihi çev: Müntekim Ökmen , s.597-639.

27- G.L.Huxley,s.36.

28- Ceram,C.W., “Tanrılar,Mezarlar ve Bilginler” , çev: Hayrullah Örs,�stanbul 1982,s.37.

29- Homeros,�lyada,s.8

30- Arif Müfit Mansel,Ege ve Yunan Tarihi,s.133.

31- Homeros,�lyada ,s.8.

33

32- Arif Müfit Mansel, a.g.e. ,s.133.

33- W.Dörpfeld, Troja und �lion, s.42.

34- C.Blegen , Troy and the Trojans, London , s.101.

35- E.Memi�.Eskiça� Tarihinde Do�u-Batı Mücadelesi 3.Baskı,Konya 2003 ,s.53.

36- The Oxford Classical Dictionary, Oxford 1970, s.693.

37- A.M.Mansel , a.g.e. ,s.60.

38- AJA 39 (1935 ) ,S.16.

39- C.Blegen, Troy VI,CAH II/1,Cambridge 1973 , s. 684.

40- C.Blegen,Troy and the Trojans, London 1963,s.14.

41- A.M.Mansel, a.g.e.,s.82.

42- C.Blegen,a.g.e.,s.159.

43- F.H.Stubbings, “The Rise of Mycenaean Civilization”, CAH II,chp.XIV,Cambridge 1965,s.6.

44- F.H.Stubbings , a.g.m.,s.10.

34

45- Kpo X,2:H.Otten,MDOG 91 (1958) , s.78.

46- F.H.Stubbings,”The Expansion of Mycenaen Civilization”,CAHII/2,chp.XII a,Cambridge

(1975),s.178.

47- A.J.B.Wace,JHS LXXIV,1954,s.171.

48- Seton Lloyd,Early Hıghlands Peoples of Anatolia , London 1967 ,s.40.

49- A.M.Mansel ,a.g.e. ,s.66-70.

50- Homeros ,�lyada VII,430 . çev: Azra Erhat-A.Kadir,�stanbul 1975.

51- A.M.Mansel ,a.g.e.,s.140.

52- Sterling Dow,”The Linear Scripts and the Tablets Historical Document”,CAH II/1,Cambridge

1973,s.599.

35

3.AKALAR VE MÜTTEF�KLER�

Akaların tarih sahnesine çıkı�ları M.Ö.2.binyılın ba�larına rastlamaktadır. Avrupalı tarihçiler

tarafından, Avrupa Tunç Kültürü çevrelerinden güneye inen �ndogermenler olarak kabul edilen Akalar

, aslında saf �ndogermenler olmayıp, Anadolu ve Avrupa kavimlerinin karı�ıp kayna�masıyla meydana

gelmi� bir ırkı temsil eder. Çünkü, arkeoloji ara�tırmalarına göre Peloponez’deki bazı yerle�meler

M.Ö.2000’den önceye tarihlenir. Buna kar�ılık Teselya’da 2000’den sonraya tarihlenmektedir. Bütün

bunlar da akaları kuzeyden de�il, güneyden gelmi� olabileceklerini i�aret eder.

Akalar daha ziyade Boiatia, Attika ve Argolis bölgelerini yo�un �ekilde iskan etmi�lerdir. Bu

yerle�im merkezlerinde yapılan kazılarda Akalar’a özgü gri Minyan Keramikleri’nden bol miktarda

ele geçmi�tir.Bu keramik Aka kültürünün en eski ve en tipik kerami�idir. Bu keramik çe�idinin Batı

ve Orta Anadoluda’da bol miktarda bulunmasına dayanarak iddea edilen Akaların a�ırlıklı olarak

Anadolulu kavimlerden olu�tu�u görü�ü , Yunanistan ve Anadolu’daki bina yapım tarzları arasındaki

benzerlikle de desteklenmektedir. Gerçekten, her iki sahada da binalar megaron tarzda yapılmı�tır.

Fakat Batı Anadolu’da Troya I de M.Ö.ca.2500’lerde Orta Anadolu’daki Kültepe’de Eski Tunç III de

yani M.Ö.ca 2100’lerde görüldü�üne göre, Yunanistan’da ancak M.Ö.2.binyılın ba�larından sonraya

tarihlenen tabakalarda megaron planlı yapıların görülmesi bile , Akalar’ın Yunanistan’a Batı

Anadolu’dan geldiklerini ve keramik sanatında olsun, bina yapım tarzında olsun geleneklerini burada

da devam ettirdiklerini gösterir.1

Yunanistan’ın co�rafi yapısı nedeniyle akalar merkeziyetçi bir devlet kuramamı�lardır. Ancak pek

çok �ehir devleti meydana getirmi�lerdir2. Troya Sava�ları’na katılan komutanlar, bu �ehir

devletlerinin krallarıydı. �lyada II’deki gemiler katalo�unda Troya’ya hücum eden müttefiklerin bu

sava�a nasıl katıldıkları ve ba�larında hangi liderlerin bulundu�u uzun uzun anlatılır.3 Akalar bu

sava�a yakla�ık 1200 gemi ile katılmı�lardı. �imdi de , bu sava�a katılan Akalar’ın müttefiklerini

inceleyelim :

a) Mykene’ liler

Mykene, Peloponez’de Argolis bölgesinde eski bir �ehir adıdır. Mykene , M.Ö. 2. binde Akaların

ba�lıca merkezlerinden biri olarak görülmektedir. �ehrin adı ,M.Ö.2.binde Yunanistan’da ortaya

çıkarılan kültüre verilmi�tir. Mykene’nin önemi M.Ö.1600’lerden sonraki tarihlerde ortaya

çıkmaktadır. Mykene kültürü, minos kültürünün M.Ö. 1400’lerden sonraki tarihlerdeki uzantısı ve

daha nitelikli olanıdır.4 Troya Sava�ları sırasında Mykene �ehri Yunanistan’da bulunan bütün �ehir

devletlerini egemenli�i altında tutuyordu. Mykene Kralı Agamemnon, destan boyunca bir çok adanın

36

ve Argos’un Kralı olarak konu�ur. Ancak , Agamemnon bu �ehir devletlerine kesin olarak

hükmetmiyordu. �lyada’ya göre Mykene Kralı’na bulanık bir ba�lılık vardı. Bunda �ehir devletlerinin

sava� araçlarını kendi tekellerinde bulundurmalarının büyük payı vardı.

b) Boiotia’lılar

Boiotia , Orta Yunanistan’da Attika’nın batısında bir bölgedir. Bu bölge, büyük devletlerin

meydana gelmesine az müsait Yunanistan topraklarından birisidir. Boiotia, M.Ö.3.binyıllardan itibaren

iskan edilmi�tir. Bölgenin önemi, verimli bir yer olmasından kaynaklanmaktadır.

Boiotialılar, Troya Sava�ları’na Penelos, Leistos, Arkesilaos, Prıthenor ve Klanios’un

önderliklerinde katılmı�lardır. Kökenleri hakkında fazla bir bilgiye sahip olmamakla birlikte , yer ve

ki�i adlarının –os ekiyle bitmesini baz alarak Hint-Avrupa dil grubuna mensup olduklarını

söyleyebiliriz.

Hint- Avrupa dil ailesi , ço�u Avrupa dilinin , Kafkas dillerinin , tüm hint dillerinin, Urduca’nın ve

Farsça’nın dahil oldu�u dil ailesidir. Bugünkü Ukrayna bölgesinde ya�adıkları dü�ünülen Ari ırkın

batıya do�ru yayılıp dillerini kabul ettirdikleri dü�ünülür. Bu ailenin Avrupa kolu Germenik, �talik ve

Slavik olmak üzere 3’e ayrılır.

Hint- Avrupa dillerinde kelime kökleriyle ,eklerden olu�ur. Ancak yeni bir kelime türetilirken veya

çekim yapılırken kelime kökünde de�i�iklik meydana gelir.

c) Phokis’liler Phokis, Orta Yunanistan’da bir bölgedir. Bu bölgenin en önemli �ehri Delphoi ( Pytho )’dir. Bu

�ehir Apollon’un kült merkezlerinden birisidir.

Phokisliler , Troya Sava�ları’na Stneoioz ve Epitrophos’un ba�kanlı�ında katılmı�lardır. Yine Hint-

Avrupa dil ailesine mensup olan bu kavim, sava�lara ; Anenemorio, Hyampolis ve Lilailalılar’la

birlikte katılmı�lardır.

d) Lokris’liler

Lokris, Orta Yunanistan’da bir adanın adıdır. Homeros destanlarından ö�rendi�imize göre, Teselya

Bölgesi’nin da�lık yerlerine yerle�en Yunan kabileleri çobanlık ve tarımla geçimlerini sürdürmü�ler ve

ne siyasal ne de kültürel alanda bir varlık gösterememi�lerdir.

37

Dor Göçleri’nin ilk zamanlarında birle�ik fakat küçük bir kabile halinde Lokris’i i�gal eden

yunanlılar burada üçe ayrılmı�lar ve bu yüzden gerek dil ve gerekse gelenekleriyle bölgenin eski halkı

olan ve kendilerinden sayıca üstün olan akaların etkisi altında kalmı�lardır.5

Lokris’liler, Troya Sava�ları’na Oileus o�lu Aias yönetiminde katılmı�lardır.

e) Abant’lar

Euboia, Yunanistan’ın do�usunda bulunan büyük bir adadır. Bu adanın önemli �ehirleri Khalkis ve

Eretria’dır. Abantlar da bu adaya yerle�mi� bir kavimdir. Heredotos eserinde bu kavimden “ Euboia

adasından gelmi� olan Abantlar ” olarak bahseder.6 Demek ki, Abantlar Ege Göçleri’nden sonra

Anadolu’ya geçmi�lerdir. Ancak, Abantlar Anadolu’da pek çok kavimle karı�ıp kayna�mı�lardır.

Homeros, �lyada’da Abantların, Karystos’ta ve Styra’da oturduklarından ve komutanlarının

Elephonor olup 40 gemi ile Troya Sava�ları’na katıldıklarından bahseder.7

f) Atinalılar

Atina Orta Yunanistan’ın Attika Bölgesi’nin merkezinde yer almaktadır. Atina’da yer alan Perrireus

limanı oldukça önemlidir. Daha M.Ö. 1.binde Yunanistan’ın kültür merkezi olmu�tur.

Herodotos, eserinde Atinalılar hakkında �unları söylemektedir. “ Bugün Yunanistan denilen ülke

Pelasglar’ın elindeyken, Atinalılar da Pelasglar’dandır. Ve Krenai adını ta�ıyorlardı. Kral Kekrops

zamanında Kekropidler adını almı�lardır, daha sonra Erekhtheus iktidara geçti�i zaman Atinalılar

olarak adları de�i�mi�tir.”8

Heredotos’un sözünü etti�i Erekhtheus, �lyada’da adı geçen Erekhteus olsa gerektir. Homeros,

Atinalılar’dan Erekhtheus’un halkı olarak bahseder.

Atinalılar Troya Sava�ları’na, Menestheus komutasında ve 50 gemi ile katılmı�lardır. 9

g) Salamis’liler

Salamis, Yunanistan’da Attika’nın güney sahilinde Saron körfezi’nde bir adadır. Salamis Adası

sahilleri, Troya Sava�ları’na Telemano�lu Aias komutasında 12 gemiyle katılmı�lardır. 10

Aias, Troya Sava�ları’nda, Akhilleus’tan sonra en yi�it komutan olarak görülür. Kökenleri hakkında

pek fazla bilgiye sahip de�iliz.

38

h ) Argos’lular

Argos adı önceleri Peloponez’i kapsayan yarımada için kullanılıyordu. Sonraları bu ad, yalnız

batıdaki Argos kentine ve Argolis denilen bölge için kullanılıyordu.

Argos, �lyada Destanı’nda Yunanistan’dan gelip Troya’ya saldırıların tümünün yurdu olarak

gösterilir. Argoslu ise, Akalar’ın tümüne verilen genel sıfattır. �lyada’da, Argos’tan gelenler iki

kısımdır. Bunlardan birisini Diomedes komuta eder. Di�eri ise, Akhilleus’un komutasındaki

Argoslular’dır.

Burada oturanlar arasında Pelasglar da vardır. Pelasglar, Troya Sava�ları’na hem hem Akalar’ın hem

de Troyalılar’ın yanında katılmı�lardır. Bu kavim, köken olarak bakıldı�ında Filistlerle aynı kavimdir.

Anadolu’da yerle�en ( Pelestler ) Pelasglar Troyalılar’ın, göç ederek Halas’a yerle�en Pelasglar da

Akalar’ın yanında sava�a i�tirak etmi�lerdir.

ı ) Spartalılar

Sparta, Peloponez’de Eurotas Irma�ı Vadisi’nde yer alan bir �ehir adıdır. Sparta denilen �ehir

devletinin Helenler ve Spartalılar arasındaki resmi adı Lakedaimon’dur. Homeros’ta Manelaos’un

hükmetti�i yer olan Lakedaimon ( Sparta ) , Dor Göçleri’nden sonra Dorlar tarafından iskan edilmi�tir.

Bilindi�i gibi, Troya Sava�ları’nın görünürdeki nedeni Menelaos’ un karısı Helen’in Paris tarafından

kaçırılması idi. Buna ra�men, Menelaos’un sava�lara sadece 60 gemi ile katılması11 , sava�ın

ekonomik boyutunu bize açıkça gösteren bir delildir.

j ) Pylos’lular Pylos, Peloponez’in Messenia Bölgesi’nde bir liman �ehridir. Messenia Yunanistan’da büyük

devletlerin kurulmasına müsait pek az alanlardan birisidir. Pylos’tan gelenler, ba�larında Nestor

oldu�u halde sava�a 90 tane gemiyle katılmı�lardır. Pylos’tan gelenlerin önderi olan Nestor, sava�ın

gidi�atında önemli rol oynamaktadır. Troya Sava�ı’nda Akalar’ın beyni niteli�indedir.

k) Arkadia ‘lılar

Arkadia, Yunanistan’da ; Peloponez’ in ortasında da�lık bir bölgedir. Bu sebeple bu bölge hiçbir

halkı cezp etmemi�tir. Bu yüzden buranın ahalisi otokton sayılır. Bu sebeple de kendilerine ait bir

39

donanmaları yoktur. Agamemnon, onların sava�a i�tirakini sa�lamak için onlara 60 gemi tahsis

etmi�ti. Kökenleri hakkında fazla bilgiye sahip olmadı�ımız Arkadialılar, Troya Sava�ları’nda

Agapenar12 önderli�inde katılmı�lardır.

l) Elis’liler

Elis, Peloponez ile Arkadia’nın batısında �onia Denizi’ne sahili olan bir bölgedir. Kuzey kesimi

da�lık olan bu bölgenin merkezi Elis �ehri idi. Bu �ehrin dini merkezi Olimpia �ehri idi. Elis’in di�er

�ehirleri Hyrmine , Myrsinos, Alesion ve Buprasion’dur. Bu �ehirlerin her biri ayrı ayrı sava�lara

i�tirak etmi�lerdir. Bu �ehirler demek ki birbirinden ba�ımsız hareket ediyorlardı. Her �ehir ayrı

önderle katılmı�tır. Bu önderler; Amphimaknos, Thaltios, Diores ve Polyksinos’tur.

Önderlerinin isimlerinden de anla�ılaca�ı üzere bu bölgenin halkı da Hint- Avrupalı bir dil

konu�uyordu.

m) Ekhinai’liler

Ekhinai, �onia Denizi’nde bulunan bir takım adalar grubudur. Bu adalar Leukhos, �take , Zocynthus,

Cephalenia adlarını ta�ımaktaydılar. Troya önlerine bu adalardan gelenleri iki ayrı grupta

inceleyebiliriz. Bunlardan birincisi, Homeros’un eserinde sadece , Ekhinai Adaları’ndan geldikleri

belli olan Meges’in önderli�inde 40 gemi ile katılan gruptur. �kinci grup ise, sava�a Odysseus’un

önderli�inde katılır. Bunlar �take ve Zocythus ( Zonta ) adalarında gelmi�lerdir.

n) Aitolia’lılar Aitolia, Korit Körfezi’nin güneyinde, Lokris’in batısında yer almaktadır. Aitolia’da Yunanlılar

ba�langıçta tarıma elveri�li yerlerde yerle�mi�ler, sonraları da da�lık kesimlere girmi�lerdir. Bu da�lık

kesim, Yunanistan’ın do�usunda geli�en uygarlıktan uzak kaldı�ı için ilkel geleneklerine devam

etmi�lerdir.

Homeros’un �lyadası’nda Aitolia’lıların Pleuron, Olenos, Pylene, deniz kıyısındaki

Khalkis ve kayalık Kalydonda oturduklarından , Thoas’ın yönetiminde 40 tane gemiyle Troya

Sava�ları’na Akaların yanında katıldıklarından bahseder.13

40

o) Girit’liler

Girit, Yunanistan’ın güneyinde bir adadır. Bu ada , Kıt’a Karası Yunanistan’dan çok önce parlak bir

kültür merkezi haline gelmi�tir. Adanın geli�mesinde co�rafi konumunun rolü büyüktür. Çünkü, Girit

Akdeniz’in merkezinde yer alıp eski do�u kültürüne oldukça yakın bir mesafede idi.

M.Ö. 2. binyılın ba�larında Yunanistan’a gelen Akalar , M.Ö. 1400’lerde Girit’i ele geçirdiler,

Giritliler bu istila sebebi ile göç etmek zorunda kalmı�lardır.

Herodotos, eserinde Girit halkının Sikania’ya – bugünkü adıyla Sicilya adası – göç edi�lerinden ve

ardından bo�alan Girit’e Praisalılar adında yeni bir halkın gelip yerle�ti�inden; Troya Sava�ları’nda

boy gösteren Giritlilerin de bunlar oldu�undan bahseder.14

Giritliler, Troya Sava�ları’na �domeneus önderli�inde ve 80 tane gemiyle i�tirak eder.

p) Rodos’lular Rodos, Akdeniz’de bir adadır. Ada , M.Ö.14.yy da kendine özgü bir seramik üretim merkezi haline

gelmi�tir. Buradan Do�u ve Akdeniz pazarlarına seramik ihraç ediliyordu. Rodoslular 3 ayrı kentten

gelmi�ler ve Tlepolemos komutasında Troya Sava�ları’na katılmı�lardır. Bu kentler ; Lindos, �dusos

ve Kameiros’tur.

r) Adalardan Gelenler

Troya Sava�ları’na Ege Denizin’de bulunan pek çok adadan da katılanlar olmu�tur. Akalar’ın

yanında yer alan bu adaları homeros’un �lyadası’ndaki sıraya göre inceleyelim.

Syme adası, güney-batı Anadolu kıyılarındadır. �imdiki adı Sömbeki olan bu adadan Nireus

adındaki komutan 3 tane gemi ile katılır.

Nsyros, Kraphatos, Kosos( �stanköy) ve Kaldyna adaları ise Ege Denizi’ndedir. Bütün bu adalar

Troya Sava�ları’na , Pheidippos ve Antiphos’un önderli�inde katılmı�lardır.15

s) Teselya’lılar

Yunanistan’ın Teselya Bölgesi’nden pek çok �ehir devleti Troya Sava�ı’na i�tirak etmi�lerdir. Biz

bunları aynı ba�lık altında incelemeyi uygun gördük.

Teselya, Kuzey Yunanistan’da tarıma elveri�li geni� bir bölgedir. Bu bölgeyi 4 bölüme ayıracak

olursak , do�u bölümünde tanrılar yurdu olarak ün kazanan Olympos Da�ı bulunmaktadır.

41

Teselya’dan gelen ilk bölük Poderkes’in buyru�undadır. Phylale �ehrinden gelerek 40 gemi ile

sava�a i�tirak etmi�lerdir. 16

Di�er bir grup da Pherailer’dir. Burası bugünkü Velestino �ehriyle �dantifiye edilir. Eumelos’un

önderli�inde 11 tane gemi ile sava�a i�tirak etmi�lerdir.1

Troya Sava�ları’na Methone, Thaumakie, Meliboia ve Olizon’dan da katılanlar olmu�tur.

Teselyalı di�er bir grup da Agrissa, Gyrtone, Orthe, Elone ve Olosso �ehirlerinde oturanlardır. Bu

grup Polypoites’in buyru�unda sava�a katılmı�tır. Bu bölgeden gelen son grup da Magnetler’dir.

Magnetler, Yunanistan’ın Teselya Bölgesi’nde Pelion Da�ı ile Peios Irma�ı arasında oturmakta

idiler. Bu yere de Magnesia adını vermi�lerdi. �.Ö.7-8.yy’ da Erythrai ( Çe�me – Ildır ) üzerinden

Manisa da�ına ( Syplos ) gelerek yerle�en Magnetler, buraya Syplos Magnesia’sı , Magnesia ad

Sipylum adını verdiler.

Magnetler, Teselya’daki Magnesia’dan gelerek bu kenti kurdular ve yeni yurtlarına geldikleri yerin

adını verip Magnesia dediler. Bu kent bugünkü Manisa’dır. Yani Manisa’ya ismini veren kavim

Magnetler’dir.

Bütün bu kavimlerin katılımıyla Akalar’ın toplam gemi sayısının tamamı 1199’dur. Olu�an bu

büyük filoya en fazla gemiyle katılan da elbette ki Mykenai kralı Agamemnon’dur. Akalar’ın ayrıntılı

gemi listesi ise a�a�ıdaki �ekildedir18:

Boiotia’lılar 50 gemi

Phokis’liler 30 gemi

Lilaia’lılar 40 gemi

Lokris’liler 40 gemi

Abant’lar 40 gemi

Atinalı’lar 50 gemi

Salamis’liler 12 gemi

Trynis’liler 80 gemi

Mykenai’liler 100 gemi

Sparta’lılar 60 gemi

Pylos’lular 90 gemi

Arkadilı’lar 60 gemi

Elis’liler 40 gemi

Ekhinai adalarında oturanlar 40 gemi

42

�thake adası 12 gemi

Aitolia’lılar 40 gemi

Girit’liler 80 gemi

Rodoslu’lar 9 gemi

Syme’den gelenler 3 gemi

Argos’lular 50 gemi

Nisyros,krapathos ve kasos’lular 30 gemi

Phylake’liler 40 gemi

Pherai’lılar 11 gemi

Methone’liler 20 gemi

Trikke’liler 30 gemi

Titanos’lular 40 gemi

Argisasa’da oturanlar 40 gemi

Kyphos’lular 22 gemi

Magnet’ler 40 gemi

Bu liste bize gösteriyor ki, Aka müttefiklerinin her biri kendi imkanları do�rultusunda filoya gemi

temin etmi�lerdi. Ve bu birli�in gerçek lideri de filoya 100 gemi ile katılan Agamemnon idi. Bu filo

içerisinde , Rodos ve Girit gibi Akdeniz Adaları’nın da olması bize gösteriyor ki, Akalar sadece Kıt’a

Karası Yunanistan’a de�il tüm Ege ve Akdeniz Adaları’na da egemen idiler.

43

3.BÖLÜME A�T NOTLAR VE AÇIKLAMALAR 1- Ekrem Memi� , Troya ve Troyalılar , s.62

2- Arif Müfit Mansel, Ege ve Yunan Tarihi,s.63

3- Homeros, �lyada , II.Bölüm s.103-105

4- Gordon Chılde , Tarihte neler oldu ? , s.116

5- Arif Müfit Mansel , a.g.e.,s.108

6- Herodotos , Herodot Tarihi , I.Kitap s.146

7- Herodotos, a.g.e. , II.Kitap s.105

8- Herodotos , a.g.e. , VIII.Kitap s.44

9- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.105

10- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.105

11- Homeros , a.g.e. II.Bölüm s.106

44

12- Homeros , a.g.e., II.Bölüm s.107

13- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.108

14- Herodotos , a.g.e. , VII.Kitap s.170-171

15- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.109

16- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.110

17- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm s.111

18- Ekrem Memi� , Troya ve Troyalılar , s. 111-112

45

4.TROYA VE MÜTTEF�KLER�

Troya kenti, Çanakkale vilayeti sınırları içerisindedir. �ehir, Skamandros ( Küçük

Menderes ) ile Simoeis ( Dümrek Çayı ) arasındaki ovada bulunan Hisarlık Tepe Höyü�ü ile

idantifiye edilir. Adı geçen höyükte yapılan kazılar neticesinde burada dokuz kent tabakası

oldu�u ortaya çıkmı� ve Troya Sava�ları’na sahne olan kent Troya VII- A olarak

tarihlenmi�tir.

Troya Kenti, büyük bir stratejik öneme sahiptir. Kuruldu�u yer itibariyle Çanakkale

Bo�azı’nı rahatça kontrol edebilecek bir mekandır. Troyalıların Bo�azı tutması halinde ,

buradan hiçbir gemi geçemiyor ve dolayısıyla Karadeniz’e açılma imkanı bulamıyordu.

Bu önemli mekanda ya�ayan Troyalılara, Troya Kralı Priamos’un o�lu Hektor komuta

etmekte idi.

Troyalılar köken olarak Anadolulu bir kavimdir. Dil bakımından inceledi�imizde, Hint-

Avrupa dil ailesine mensup olduklarını görmekteyiz.

Troyalılar ,Troya Sava�ları’nın hemen ardından meydana gelen ve Ege Göçleri olarak

adlandırılan göç dalgasının iki a�amasına da katılmı�lardır. Mısır vesikalarının bahsetmi�

oldu�u bu kavimler arasındaki Tur�a ismi Troyalılar’la idantifiye edilir. 1 Bu kavim daha

sonra bir Türk kavmi olan Sakalar’la �talya’da kar�ıla�mı�lar ve Onlarla karı�ıp kayna�arak

bizim Etrüskler dedi�imiz kavmi meydana getirmi�lerdir. 2

Troyalılar’ın müttefikleri olan kavimlerin adlarını Homeros’un �lyada adlı eserinden

ö�reniyoruz. Bu kavimlerin ya�adıkları yerleri de yine bu Destan’dan tespit edebiliyoruz.

Troya müttefikleri genellikle , Propontis ( Marmara ) ve Troya ( Çanakkale Yöresi )’dan

Miletos ve Likya’ya kadar uzanan Batı Anadolu bölgesinde ya�ıyorlardı.

�imdi, Troya’nın mütefikleri olan bu kavimlerin kimlik ve kökenlerine temas etmeye

çalı�alım.

a)Dardanieliler Dardanieliler, Çanakkale Bölgesi’ndeki �da Da�ı’nın ( Kaz Da�ı ) eteklerinde ya�ıyorlardı.

Bunlar Troyalılar’la aynı soydan gelmi�lerdir. Homeros, “ �lyada” adlı eserinde bu kavim

hakkında fazla bir bilgi vermemi�tir. Bu kavmi komuta edenin Aineios oldu�u belirtilir. Bu

kavim de yine Hint – Avrupa dil ailesine mensuptur.

46

b) Lykialılar Anadolu’nun güney – batısında, do�uda Antalya körfezi, batıda Fethiye Körfezi arasında

bulunan bugünkü Teke Yarımadası’na Eskiça�’da Lykia adı verilmi�tir. M.Ö. 2.binyıl Hitit

vesikalarında Lukka, Mısır vesikalarında Ruk-ku olarak geçen kavim adı Lykialıları i�aret

eder. Yazılı belgelerden anla�ıldı�ı kadarıyla Lykialılar M.Ö.2.binyılda Önasya ve Anadolu

tarihinde son derece de�i�ken bir politika izlemi�tir. Lykialılar karada güçlü bir orduya ,

denizde de güçlü bir filoya sahiptiler.3

Troya Sava�ları’na katılan iki farklı Lykia grubu vardır. Zeleia’daki Lykia lılar ve Teke

Yarımadası’ndan sava� için gelip yerle�en Lykialılar. Ancak Homeros , iki farklı vatanda

ya�adıklarından bahseder.4

Lykialılar, Troya Sava�ları’na Pandaros komutasında ve Glaukos komutasında iki ayrı

birlikle katılmı�lardır. Bu kavim de Hint - Avrupa dil ailesine mensuptur.

c) Apaioslular Bunlar da Çanakkale bölgesinde oturan bir ba�ka Troya müttefikidir. Bunlar Hitit

metinlerinde de adı geçen Apa�alılar ( Efesos’lular)’dır ve bugünkü Efes kentinden

gelmi�lerdir. Komutanları Adrostos ve Amphios’tur. Ya�adıkları yer adlarının ( örnek olarak ;

Adrostos ) incelenmesiyle bu kavmin de di�er Batı Anadolu kavimleri gibi Hint - Avrupa dil

ailesine mensup oldu�unu görürüz.

d) Praktios,Sestos ve Abydoslular Buralar ayrı ayrı yerle�im birimleridir. Her �ehir ba�ımsız ya�ıyordu. Ancak sava�lara

Asiosun komutasında tek bir birlik olarak i�tirak etmi�lerdir. Bütün bu kentler Çanakkale

bölgesinde yer almaktadır. Sestos ( Akba� Limanı ) , Çanakkale Bo�azı’nın Rumeli yakasında

bir �ehirdir. Bu �ehir Nara burnundaki Miletoslu’lar tarafından kurulmu�tur. Arif Müfit

Mansel , “Ege ve Yunan Tarihi” adlı eserinde bu konudan �u �ekilde bahsetmi�tir: “

Miletoslu’lar ilk önce Çanakkale Bo�azı’nda Sestos’un kar�ısında Abydos’u ( Aydos )

meydana getirdikten sonra Kapıda� Yarımadası’nı karayla birle�tiren …….” 5

Bu kentlerin halkları da yine dil bakımından Hint – Avrupa dil ailesine mensuptur.

47

e) Larissalılar Larissa, Batı Anadolu’da kurulmu� oniki Aiol kentinden biridir. Bugün �zmir’le birle�mi�

olan Menemen’deki buruncuk olarak idantifiye edilir. Troya Sava�ları’na Lehhos’un iki o�lu

Hippothos ve Pylaios ile katılmı�lardır.

f) Trakyalılar Trakya, Balkan Yarımadası’nda , kuzeyde Tuna Nehri , batıda Makedonia , do�uda

Karadeniz , güneyde Ege ve Marmara Denizi ile çevrelenen bölgenin adıdır. Bu isim altında

Teselya’nın kuzeyindeki bütün memleketler kastedilmektedir.

Trakya bölgesinin kavimleri dil, örf ve adetleri mü�terek pek çok kavimden meydana

geliyordu. Homeros Trakyalılar’ın ba�ında Akamos ve Perios’u gösterir. Tyrakyalı’lar sava�a

atlı olarak katılmı�lardır.

g) Kikonlar Kikon, Trakya’da ya�ayan bir boyun adıdır. Herodotos, eserinde Trak ulusları olarak

Kikonlar’dan da bahseder ve Trakyada Dariskos Ovası’nda Zane ve Sale kentini de içine alıp

Sarheion Burnu’na kadar uzanan sahanın eskiden Kikonlar’a ait oldu�undan bahsetmektedir.6

Kikonlar kargıcı Euphemos komutasında sava�lara katılmı�lardır.

h) Paionlar Burası Kuzey Makedonya’da bir yerdir. Bu kavim de Troya Sava�ları’na , Troyalılar’ın

yanında katılmı�lardır. Bu kavim M.Ö.5.yy’da hala Makedonya’da oturmakta idiler.

Bugünkü Vardar Irma�ı olarak kabul edilen Aksios’ta ya�amı�lardır.

ı) Paphlagonialılar Bugünkü Kastamonu dolaylarında ya�amı� olan bu kavmin kimli�i hakkında pek bir �ey

bilinmemektedir. Öyle sanıyoruz ki, Hellen dilinde pek anlamı olmayan “Paphlagonia” tabiri

“Pala” adından gelmi� olsa gerektir.7 Pala adına Hitit metinlerinde de rastlamaktayız.

48

j) Alizonlar Giresun’un ilk yerli kavimleri arasında yer alan , bazen Azzi, bazen Alizon, bazen Kholk,

bazen de Dril adlarıyla kar�ımıza çıkan bu halkın Lazlar oldu�u fikri günümüzde ortaya

çıkmı�tır.

Giresun ve çevresi hakkında bize ilk bilgileri veren Hitit kitabelerinde , Azzilerin büyük

yenilgiye u�radıklarından bahsedilmektedir.

Homeros’un �lyada adlı destanında da Troyalılar’ın müttefiki olan Alizonlar’dan: “ …ta

uzaklardan gelirler, gümü�ün yurdu Alybe’den”8 ifadesindeki bu yurdun Gümü�hane olma

ihtimali akla gelmektedir. Ayrıca , Azzilerin bugünkü Lazların ataları olabilme ihtimalinin

temeli bu halkın Karadeniz civarında ya�amalarıdır.

Laz adının tarihini ara�tıran tarihçiler , Alizonlar’ı Lazların ataları olarak kabul etmi�, laz

adının Alaz – Alazon - Alizon adlarından geldi�i görü�ünü savunmu�lardır.

k) Mysialılar Mysia, Kocaeli ile Çanakkale arasında kalan bölgeye verilen addır. Troya Sava�ları’ndan

çok sonra da varlıklarını korumu�lardır. Herodotos’a göre Mysialılar’ın atası Myros’tur.

Herodotos’un bahsetti�i Mysia �ehirleri Kios ve Atarneus’tur. Mysialılar, Troya Sava�ları’na

Chramis ve Ennomos’un önderli�inde katılmı�lardır. Bu halk da gerek yer adları , gerekse ki�i

adlarından anladı�ımız kadarıyla Hint – Avrupa dil ailesine mensup bir kavimdir.

l) Phrygialılar Ba�ta Asur çivi yazılı vesikaları olmak üzere , geç Hitit hiyeroglif yazısı ile yazılmı�

kitabeler, Urartu vesikaları ve klasik Grek yazarları bize Frigler hakkında önemli bilgiler

vermektedir. Ayrıca ba�kentleri olan Gordion’da ve Pazarlı höyüklerinde yapılan kazılarda

çıkarılan arkeolojik malzemeler de yazılı kaynakların verdikleri bilgileri destekler niteliktedir.

Frigler, Trakya halklarındandır. M.Ö. 2. binyılda balkanlar üzerinde ya�ıyorlardı. Ardından

bir göç hareketiyle Asya’ya gelerek Orta Anadolu’da - Kızılırma�ın sol sahiline - Ankara,

Sinop, Alacahöyük, Pazarlı, Bo�azköy, Konya ; Do�u Anadolu’da Malatya ; Batıda Afyon ve

Manisa’ya kadar uzanan topraklar üzerine yerle�mi�lerdir.

Frigler ancak M.Ö.8.yy.’da Anadolu’da güçlü bir birlik olarak görülmeye ba�lamı�tır.

Çünkü Asur kaynaklarında da ancak bu devirde Frigler’le aynı olarak kabul edilen

49

Mu�kiler’den sık sık söz edilmeye ba�lanır. Ancak klasik Grek yazarları , M.Ö. 13.yy.’dan

itibaren Frigler’in Batı Anadolu’da bulunduklarını ifade etmektedir. Örne�in Homeros, �lyada

adlı destanında , Troya Kralı Priamos zamanında Frigler’in Batı Anadolu’da

bulunduklarından bahseder.9

Herodotos da, Frigler’in Anadolu’ya gelmeden önce Makedonya’da oturduklarını ve orada

iken adlarının Brigler oldu�unu bildirmekte, Anadolu’da da kızılırma�ın sol sahilinde

oturduklarından ve Lidya ile Kapadokya arasındaki bölgeye de Frigya dendi�inden

bahsetmektedir ki, bu bölgede yapılan kazılarda Frig mezarlarının ve Frig anıtının bulunması

bu bilgiyi do�rulamaktadır. Ayrıca Anadolu’da , M.Ö. 8.yy.’dan önceye tarihlenen hiçbir Frig

eserine de rastlanmamı�tır.10

Frig Devleti M.Ö. 8.yy.’ın sonlarında , Midas lakabını ta�ıyan krallarının birinin

yönetiminde en güçlü dönemini ya�arken Anadolu yeni bir kavmin istilasına u�ruyordu. Bu

istilacı kavim Kimmerler’di. Kimmerler Orta Anadolu’da ilk defa Frigler’le kar�ıla�mı�lar ve

yapılan sava�ta Frig Kralı Midas Kimmerler’e yenilmi� ve bir sı�ırın kanını içmek suretiyle

intihar etmi�tir.11 Grek yazarlarının ifadelerine göre, Midas zenginli�iyle ve dokundu�u her

�eyin altın olmasıyla tanınıyordu fakat mezarında hiç altın bulunamamı�tır. Belki de kralın

bütün hazineleri istilacı Kimmerler’e verilmi�ti. Kimmerler bu devrin sonunda Gordion

�ehrini de yakıp yıkmı�lar ve M.Ö. 690 dolaylarında da Frig Devleti’ne son vermi�lerdir.12

Homeros da Frigyalılar’dan ve yurtlarından iki yerde bahseder. Birincisinde yurtları

Askaneia ( Burdur ) , di�erinde ise Sakarya kıyıları olarak gösterilmi�tir.

�lyada destanına göre Frigyalı’lar, Phorkys’le Askarillos yönetiminde Troya Sava�ları’na

katılmı�lardı. 13

m) Maionialılar Maionia, Batı Anadolu’da �zmir’i de içine alan Ege kıyılarını kapsayan bir bölgedir.

Bugünkü Gediz Ovası’yla idantifiye edilmektedir. Herodotos Maionillıları, Lydialılar’ın atası

olarak göstermektedir. Eserinde bunu �u �ekilde ifade etmektedir: “Lydialılar’ın silahları

Yunanlılarınkine çok benziyordu. Lydialılar eskiden Maonialılar adını ta�ırlardı ; �imdiki

adlarını Atys’in o�lu Lydos’tan almı�lar ve eski adları unutulmu�tur.” 14

Bu halk Troya Sava�ları’na Mesthles’le, Antiphos’un önderli�inde katılmı�lardır.15

50

n) Karialılar Batı Anadolu’da Büyük Menderes ile Dalaman Çayı arasında kalan bölgeye Karia adı

verilir. Hitit metinlerinde bu bölgeye Harriyati ve zippa�la memleketleri deniliyordu.

Herodotos , eserinde Karialılar’la ilgili iki iddia dan bahseder. Birisi Giritliler’in Karialılar

hakkındaki görü�leridir. Giritlere göre ; Karialılar ana karaya adalardan gelmi�lerdir ve Minos

uyru�unda idiler. Eskiden Leleg adı altında otururlardı. Çok sonraları Dor ve �onlar ,

Karialılar’ı adalardan çıkardıkları için onların ana karaya göçtüklerinden bahseder.

Herodotos’a göre Karialılar bu iddeaları reddetmi�lerdir. Onların iddeaları da anakaranın

yerlisi oldukları ve hep aynı adı ta�ıdıkları yönündedir16.

Bu kavmin güneyden ba�layan ilk kentleri Miletos’tur. Hitit kaynaklarında Milevanda

olarak geçmektedir.

o) Pelasglar Pelasglar’a daha önce Aka ve müttefiklerinden bahsederken de�inmi� ; onların Troya

Sava�ları’nda hem Akalar’ın hem de Troyalılar’ın yanında yer aldıklarından bahsetmi�tik.

Pelasglar’ın kökenine inecek olursak, Prof. Dr. Ekrem Memi� , “ Eskiça� Türkiye Tarihi ”

adlı eserinde bu konuya �öyle bir açıklık getirmi�tir : “ Ege Göçleri sırasında III.Ramses’e

kar�ı sava�an deniz kavimleri arasında adı geçen Pelestler ( Pelasglar ) , hiç �üphesiz

Filistler’di.” 17

III.Ramsese kar�ı sava�an deniz kavimleri �unlardı:

1.�erdanalar = Sardunyalılar

2. Danunalar = Adanalılar

3. Pelestler = Filistler

4. �ekele�ler = Sicilyalılar

5. Tur�alar = Etrüskler

6. Zakkalar

7. Vava�lar

51

Bu kavimler arasında 3. sırada belirtti�imiz Pelestler yani Filistler , ilk defa olarak

III.Ramses’in 8. idare yılında ( M.Ö.1190 ) tarih sahnesine çıkmı�lardır.

Kara ve deniz sava�larının tasvir edildi�i resimler istilacı deniz kavimleri hakkında bizlere

bilgiler vermektedir. Bunlardan Filistler’le ilgili olanlara de�inecek olursak Filistler ; sakalları

tra�lı ve çok özel ba�lıkları olan kimselerdi. Ba�lık çenenin altından bir kayı� ile tutturulmu�

ve bu ba�lıkların tepelerinde deriden yapılmı� �eritler ya da tüyler vardı. Dizlerine kadar

uzanan kapalı etekler giyerler , silah olarak da ; mızrak , uzun ince kılıç ve kulplu yuvarlak

kalkanlar ta�ıyorlardı. Filistler, karada iki muharip biri de sürücü olmak üzere üç ki�ilik

mürettebatı olan sava� arabaları üzerinden Hitit tarzında sava�ırlardı.

Ege Göçleri neticesinde Filistler , bugünkü Filistin topraklarının güneyine yerle�erek Ege

Uygarlı�ı’nı burada sürdürmü�lerdir.18

52

4.BÖLÜME A�T NOTLAR VE AÇIKLAMALAR

1- Ekrem Memi� , Eskiça�’da Türkler , s.88

2- Ekrem Memi� , a.g.e. , s.88

3- Ekrem Memi� , a.g.e. , s.61

4- Homeros , �lyada , II.Bölüm , s.114

5- Arif Müfit Mansel , Ege ve Yunan Tarihi , s.168

6- Herodotos , Herodotos Tarihi , VII.Kitap , s.59

7- Ekrem Memi� , a.g.e. , s.62

8- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm , s.114

9- Homeros , a.g.e. , III.Bölüm , s.184

10- Ekrem Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , s.170

11- Ekrem Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , s.171

12- Ekrem Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , s.171

13- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm , s.114

14- Herodotos , a.g.e. , VII.Kitap , s.74

15- Homeros , a.g.e. , II.Bölüm , s.113

53

16- Herodotos , a.g.e. , I.Kitap , s.171

17- Ekrem Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , s.149

18- Ekrem Memi� , Eskiça� Türkiye Tarihi , s.150

54

5. SAVA�IN BA�LAMASI GEL��MES� VE SONU

“ Çanakkale’den bir kaptıkaçtıya binersiniz. Kentten çıkıp biraz yükseldiniz mi , Bo�az

rüzgarı püfür püfür eser. Bir yanınız deniz , bir yanınız çamlık , zeytinlik : alabildi�ine

maviler , ye�iller, sarılar , küme küme kırmızı gelincikler. �çiniz bir ho� olur, çünkü bu toprak

ba�ka toprak , kahramanlık destanları anlatır size karı� karı�. Yüzyılları birbirine katmı� da ,

hep do�u ile batı arasında kavgaya , dövü�e sahne olmu� bu toprak. Çanakkale Bo�azı’na

baktıkça bir kıtayı bir kıtaya ba�layan su köprüsünün ne demek oldu�unu anlarsınız.

Hellespontos derlermi� �lkça�’da Ona , küçük Helle’nin bo�uldu�u deniz. Efsane en eski

ça�larda bile kana boyamı� bu su geçidini. Yı�ın yı�ın insanlar bir bu kıyıdan o kıyıya , bir o

kıyıdan bu kıyıya geçmi�ler Bo�azı ; göçler , ordular, donanmalar… hepsi de iki dünyanın

kapısını açan bu kilidi ele geçirelim diye u�ra�mı�. Bo�aza baktıkça batı uygarlı�ının ilk

büyük destanı neden burada do�du diye �a�mazsınız artık. Bu Destan Troya Destanı’dır.”1

Diye anlatır ünlü ozan Homeros , Troya’yı ve Troya Destanı’nı.

Ozan Troya kentini �da yani Kaz Da�ı’nın ete�inde Ksanthos ( Küçük Menderes) ile

Simoeis ( Dürmek ) Çayı’nın sınırladıkları ve bir yanı Ege Denizi’ne , bir yanı Bo�aza bakan

üçgen biçimli ovaya egemen yüksekçe bir kale olarak tanımlar.

Troya Sava�ı’nın gerçekle�ti�i dönemde Yunanistan , Trakya , Batı ve Güney Anadolu ,

Girit ve Adalarında neler olup bitti�i de elbette ki sava�ın ba�laması, gidi�atı ve sonucu

açısından önemlidir. Bu yüzden biz de öncelikle bahsetti�imiz co�rafya içerisinde o dönemde

neler olup bitti�ine kısa bir göz gezdirelim:

M.Ö. 2400’den ,M.Ö.1400’e varana de�in, Mısır ve Mezopotamya’nın eski kültürleriyle,

Yunanistan ve Anadolu’yla alı�-veri�i sa�layan ve bin yıl Akdeniz’e ı�ık saçan Minoen Girit

Uygarlı�ı sona ermi�ti. �ngiliz Arkeolo�u Sir Arthur Evans’ın yaptı�ı kazılar Eskiça�’ın

önemli kültürünü ortaya çıkarmı�tır. Ve bu uygarlı�ı ya�atan kavmin Anadolu’dan gelme bir

kavim oldu�u anla�ılmı�tır. Troya Sava�ı’nın gerçekle�ti�i ça�da Anadolu ve Yunanistan’ın

bu kültürün etkisi altında bulundu�u da bir gerçektir. Homeros destanlarında da pek çok sahne

Girit etkisi altındadır. Yalnız , �lyada’da Girit donanması akalardan yana gösterilir. Girit’li

�domeneus, 80 gemisiyle katılmı� Agamemnon’un seferine. Ancak , bu hem Adanın o zaman

çok güçlü oldu�unu gösteriyor, hem de kültürünü Yunanistan ve Anadolu’ya yaydıktan sonra

, Troya Sava�ları zamanında Mykene Krallı�ı’nın buyru�u altına geçti�ini gösteriyor .

Minoen Giritlileri Anadolu’dan gelmi�, ana tanrıça tapımı ile birlikte kadının egemen unsur

55

oldu�u ana-erkil düzeni de uzun zaman ya�atmı�tı. Yunanistan’dan gelme kavimlerle bu

düzen bozulduysa bile, �lyada’da birçok izlerine rastlıyoruz. Bir kadının kaçırılmasıyla

ba�layıp yıllarca süren Troya Sava�ı buna örnektir.2

Ama dedi�imiz gibi bu düzen zamanla bozulmu�tu. �lyada’nın anlattı�ı ça�lardan önceki

zamanlarda Ege çevresinde oturanlara çok çe�itli adlar veriliyordu. �lkça� tarihçilerinin Leleg

ya da Pelasg dedikleri bu kavimler hakkında pek bir �ey bilmemekle birlikte , bu ça�larda

kullanılan yer adlarının da –nd-, -nth-, -ss- gibi iç eklerin yer almasından anladı�ımız

kadarıyla bunlar Anadolu kökenlidir. Ancak 20.yüzyıla do�ru kuzeyden ilk Helen

kavimlerinin akını ba�lar. Çok ilkel olan bu kavimler zamanla Minoen kültürünü

benimsemi�lerdir. Ve 16.yüzyılda merkezi Mykene olan bir uygarlık kurmayı ba�arırlar.

Homeros, destanlarında Hellenler’den “Akhaioi” ( Akhalar ) diye bahseder.

Hellenler çe�itli kavim adlarıyla küçük kentler kurup , bütün Yunanistan’a yerle�mi�lerdir.

Mykene , Pylos, Sparta, Phtia bunlardan birkaçıdır. En güçlü kralları Mykene Kralı

Agamemnon’dur. Geçen zaman içerisinde Ege ve Anadolu kültürleri birbirleriyle öyle

kayna�mı�tır ki , bu kültür ve ırk kayna�ması bir zaman sonra yerini sert çarpı�malara

bırakacaktır. Çarpı�maların biri Giritte Minoen Uygarlı�ı’nın yıkılmasıyla sonuçlanmı�, biri

de Troya Sava�ı olmu�tur.

�lyada’da anlatılan durum açıktır: Bo�azlar’ın kilit noktasında bulunmakla bütün

hinterlanda sahip olan Troya , Yunanistan’dan birle�ip gelen kavimlerin saldırısına u�ramı�tı.

Bu saldırıya Troya da Trakya ve Anadolu’da oturan kavimlerin birle�mesiyle kar�ı

koymu�tur. Homeros i�te bu iki topluluk arasındaki çatı�mayı anlatmı�tır.

Homeros’un yunanca �lias adını ta�ıyan destanı , �lyon ya da Troya olarak anılan kentin

destanıdır. Konusu Troya Sava�ı olmakla birlikte , bu sava�ın ancak kısa bir dönemini kapsar.

Aslında �lyada , Troya’nın destanı de�il , Akhilleus’un destanı sayılmalıdır. Konusu sınırlıdır:

Akhilleus’un Aka ordularının ba�komutanı Agamemnon’a kar�ı öfkesi ve bu yüzden sava�ı

bırakıp barakasına çekilmesiyle ba�layan destan, Akhilleus’un arkada�ı Patrokhlos’un ölmesi

yüzünden sava�a geri dönmesi , Troyalı Kahraman Hektor ile çarpı�ması, onu öldürmesi,

ölüsünü Troya surları çevresinde arabasına ba�lı olarak sürüklemesi ve sonunda insafa

gelerek Hektor’un ölüsünü , babası Kral Priamos’a geri vermesini kapsar. 24 bölümlü ve

56

16.000’i a�kın dizeli bu koca destan Troya Sava�ı’nın dokuzuncu yılında tam 51 günlük

süreyi kapsar.3

Akalar’la Troyalılar arasında meydana gelen Troya Sava�ları tam 10 yıl sürmü�tür.

Hektor’la Akhilleus arasında geçen ve Hektor’un ölümüyle sona eren çarpı�manın ardından

akalar, tamamen bir oyundan ibaret olan surların geçilemeyece�i bahanesiyle geri çekilme

kararı alır. Aka Beylerinden Odysseus’un planı gere�ince de Aka ordusu Troya önünde

kurdu�u kampı kaldırarak gemilerle Tenedos , yani Bozcaada’nın arkasına gizlenecektir. Bu

arada önceden yapılmı� olan tahta at Troya surlarının önüne çekilip bırakılacaktır. Bu atın

içerisinde en seçkin Aka yi�itlerinden bir grup vardır. Troyalılar , Akalar’ın karargahı

bo�alttıklarını görünce atı tanrıça Athena’nın bir arma�anı sanarak kentin içine alacaklardır.

Bu yanılgıyı desteklemek için akalar bir de casus görevlendirmi�lerdir. Casus Simon

Akalar’ın kendisini dövdü�ünü ve Troya’dan ayrılırken kendisinin yarı baygın bırakıldı�ını

söyler ve tahta atın tanrılara bir adak oldu�unu , içeri alınması gerekti�ini anlatır. Tahta atı

içeri almak istemeyen iki ki�i çıkar ; biri, Priamos’un kızlarından falcı Kassandra , öbürü

Apollon tapına�ı rahibi Laokoon’dur. Fakat Troyalılar her ikisini de dinlemezler ve atın

surlardan içeriye alınması için hazırlıklara ba�larlar. Rahip Laokoon’a da deniz kıyısında tanrı

Poseidon’a kurban kesmek için görevlendirilir. Ancak tam kurban kesilece�i sırada denizden

çıkan yılan Laokoon’u ve iki o�lunu öldürür. Troyalılar , Laokoon’un atın içeri alınmasına

kar�ı çıktı�ı için tanrılar tarafından cezalandırıldı�ı yorumunu yaparlar. Nihayet at Troya

surlarından içeri alınır ve gece �ölenlerle zafer kutlamaları yapılır. Herkes sarho� olup derin

bir uykuya daldı�ı vakit, Aka yi�itleri ortaya çıkar ve Troya’nın kapılarını ardına kadar

açarlar. Aka ordusu Troya’nın içine girdi�inde ise artık çok geçtir ve �ehir yakılıp yıkılmaya

ba�lanır.4

Bu feci katliamdan yalnızca Aeneias, o�lu ve babası kurtulmu�lardır. Tanrıça Afrodit’in

o�lu olan Aenias , Troya kral soyunun yok olmasını önleyecek ve �talya’ya giderek Roma

kentinin kurulmasını sa�layacaktır. Bütün bunlar bize gösteriyor ki, Troya Sava�ı’nı Akalar

kazanmı� ve Troya �ehrini de yakıp yıkmı�lardır.

Arkeolojik buluntulara göre bu sava�lar M.Ö.ca. 1240- 1230 yılları arasında cereyan

etmi�tir. Yani, bu sava�lar esnasında Hitit �mparatorlu�u da henüz ayaktadır. Ancak ,

imparatorlu�un her kö�esinde isyanların ba� göstermesi yüzünden Hititler, uzun süre hakim

oldukları Troya Bölgesi halkına hiçbir yardımda bulunamamı�tır.5

57

Ancak, Akalar zafer elde etmelerine ra�men amaçlarına ula�amamı�lardır. Yani Bo�azlar’ı

geçerek Karadeniz Sahillerini kolonize edememi�lerdir. Çünkü, bu zamana tekabül eden, Ege

ve Akdeniz Adalarında oturan kavimlerin olu�turdu�u yeni bir göç hareketi ba�lamı�tır.

Tarihte bu göçlere Ege Göçleri ya da Deniz Kavimleri Göçü denmektedir. Bu göçler

neticesinde eski Önasya ülkeleri önemli de�i�imlere ve yıkımlara sahne olmu�tur. Akalar da

kendilerini birden bire bu göç hareketinin içinde bulmu� ve yıllarca süren sava�lar da

sonuçsuz kalmı�tır.

58

5.BÖLÜME A�T NOTLAR VE AÇIKLAMALAR

1- Homeros , �lyada , çev.Azra Erhat / A.Kadir, �stanbul 1998 , s.19

2- Homeros , a.g.e. , s. 27

3- Homeros , a.g.e. , s.29

4- Ekrem Memi�, Troya ve Troyalılar , Konya 2005 , s.120

5- Ekrem Memi� , a.g.e. , s.121

59

6. TROYALILAR TÜRK MÜDÜR? Bütün bu de�erlendirmelerden ayrı olarak, Troyalılar Türk Müdür? sorusuna da

de�inmemiz yerinde olacaktır:

Anadolu M.Ö.2.binyılın ba�larında Mezopotamya’dan Anadolu’ya gelen Asur’lu

tüccarların beraberlerinde çivi yazısını da getirmeleri ile tarihi devirlere girmi�tir. Ama sorun

�urada ortaya çıkıyor ki tarihi devirlere girilmeyen Eski Tunç Devri’nde yani M.Ö. 3000-2000

yılları arasında Anadolu’da hangi kavimler ya�ıyordu ve bu dönem kültürleri kimlere aitti.

Burada Mezopotamya orijinli yazılı vesikalar az da olsa imdada yeti�mektedir. Çünkü

Mezopotamya Anadolu’dan yakla�ık 1200 yıl önce tarihi devirlere girmi�tir. M.Ö. 2350-2150

tarihleri arasında Mezopotamya’da güçlü bir imparatorluk kuran Sami kökenli Akkad’lar ,

bütün Sümer kentlerini egemenlikleri altına aldıktan sonra , kom�u ülkeleri de istila etmeye

ba�lamı�lardır. Bu kom�ulardan biri de Anadolu’dur.

Akkad Kralı’na ait olan �arthamari Metinleri’nin Hattu�a� ar�ivinde bulunan nüshasından

ö�rendi�imize göre ( KBo III, 13 numaralı metin) , o devirde Anadolu’da ya�adıkları

anla�ılan �ehir devletlerinden 17 tanesi Hatti kralı Pampa’nın önderli�inde bir koalisyon

olu�turmu�lar ve topraklarını korumak amacıyla Akkad Kralı Naram-Sin’e kar�ı isyan

etmi�ler fakat ba�arılı olamamı�lardı. Bu metinlerde 15. satırda geçen Türki Kralı da �l�u

Nail’ di.

Yukarıdan da anla�ılaca�ı üzere M.Ö.3.binyılın sonlarında Anadolu’da büyük bir devlet

yoktu. Küçük krallıkların hüküm sürdü�ü bu topraklarda herhangi bir dı� tehlikeye kar�ı

birlikte hareket ediliyordu.

�arthamari Metinleri, Anadolu orijinli de�ildir fakat Anadolu hakkında bize bilgi veren en

eski yazılı vesikalardır. Bu vesikalar sayesinde Anadolu’nun o dönemdeki sosyal, siyasal,

ekonomik ve kültürel yapısı hakkında az da olsa bilgi sahibi olabiliyoruz. Özellikle kral

adlarından M.Ö.3.binyılda Anadolu’nun etnik yapısı hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Örnek

olarak Türki Kralı �l�u Nail’in ismi Asyenik bir isimdir ve bu da bize Türklerin Anadolu’daki

varlı�ının binlerce yıl önceye dayandı�ını gösterir.

Yine �arthamari Metinleri’nden ö�rendi�imize göre M.Ö.3. binyılda Orta Anadolu’da

Hatti’ler, Do�u ve Güneydo�u Anadolu’da Hurriler, Akdeniz Bölgesi’nde de Luwi

Kavimleri’nin ya�adıkları anla�ılmaktadır. Luwi’ler bu bölgeye Balkanlar üzerinden bir göç

hareketi sonucunda gelmi� Gumelnitza Kültürü’nün temsilcileri idiler.

60

Troya, son zamanlarda gündemde olan Troya filminin ardından sık sık gündeme gelmeye

ba�lamı�tır. Ve pek çok bilim adamı bu konu hakkında de�erlendirmelere gitmi�tir. Bazıları

Troyalılar’ı Luwi’li olarak belirtirken bazıları da Anadolulu bir kavim demekle yetinmi�tir.

Troyalılar’ın Luwi’li oldu�unu söyleyenlerin dayana�ı , sava�lar sırasında tahtta oturan Kral

Priamos ve o�lu Aleksandros Paris’in isimlerinin –os soneki ile bitmesidir ki Luwiler de nd/

nt , ss/os sonekli bir dil kullanıyorlardı. Bu de�erlendirmeyi do�ru fakat eksik bulan Prof.Dr.

Ekrem Memi�, “Troya ve Troyalılar” adlı kitabında bu konuya �u �ekilde yer vermi�tir: “

Troya Sava�ları sırasındaki Troya kral ailesi sadece Priamos ve Aleksandros Paris’ten

olu�muyordu. Priamos’un e�i kraliçe Hekabe ya da Priamos’un büyük o�lu Hektor’un ,

Hektor’un e�i Andromake’ın isimleri ss veya os soneki ile bitmiyordu. Demek oluyor ki ,

sadece birkaç ismin sonunda yer alan ss/ os soneklerine dayanarak bir kavmin kökeni

hakkında genellemeler yapmak do�ru bir yakla�ım de�ildir. Kaldı ki , substrat dillere ait

oldu�u kabul edilen bu sonekler , Luwiler gelmeden önce de Anadolu’nun yerli kavimleri

tarafından kullanılıyordu. Bütün bunlar bir yana ,bir önceki bölümde de ifade etti�imiz gibi ,

�talya’ya �ehir kültürünü götüren Etrüks kavminin olu�umunda Batı Anadolu’dan göç eden

Troyalılar’ın önemli bir yeri olmu�tu. �talya da bulu�an Troyalılar ve Sakalar karı�ıp

kayna�arak Etrüks’ler denilen Türk kavmini meydana getirmi�ti. Bu durum kar�ısında

Troyalılar’ın Türklü�ünü kabul etmekten ba�ka çare göremiyoruz.”

Ayrıca Prof.Dr.Ekrem Memi�, yine aynı eserinde bu konu hakkında Montaıgne’nin �u

sözlerini de bize aktarır: “ Türklerin padi�ahı II.Mehmet, Papa II. Pius’a �unları yazmı� :

�talyanların bana dü�man olmalarına �a�ıyorum. Biz de �talyanlar gibi Troyalılar’ın

soyundanız. Yunanlılar’dan Hektor’un öcünü almak benim kadar onlara da dü�er, Onlar ise

bana kar�ı Yunanlılar’ı tutuyorlar.” Hocamız bu konuda Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat

söylemi� oldu�u �u sözü de bizlere iletir: “Dumlupınar’da Yunanlılar’dan Troyalılar’ın öcünü

aldık! ” bütün bunlardan anlıyoruz ki, Türkün iki büyük atası da Troyalılar’ın Türk oldu�unu

kabul etmektedir.

Avrupalı tarihçiler bile Türklerin Troyalı oldu�u görü�üne varmı� ve kökenlerinin Troyalı

komutan Turkus’a uzandı�ını öne sürmü�lerdir. Ancak Osmanlılar’ın, Avrupa’da

ilerleyi�inden korkarak bu görü�ü reddetme yoluna gitmi�lerdir.

Bütün bu bilgilerin ı�ı�ında biz de Fatih Sultan Mehmet’in ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de

görü�lerini bizlere sunan de�erli hocamız Prof.Dr. Ekrem Memi�’in görü�üne katılıyor ve

Troyalılar’ın Türk oldu�u görü�üne varıyoruz. Günümüzde Anadolu insanının Troyalılar’a

yabancı gözüyle bakmasını ise , maalesef kendi tarihimizi bilmedi�imize kanıt olarak

görüyoruz.

61

SONUÇ

Troyalılar ve Akalar arasında meydana gelen Troya Sava�ları ilk Do�u-Batı mücadelesi bir

ba�ka de�i�le Eskiça�’ın Birinci Dünya Sava�ı’dır.

Troya Sava�ı’nın görünürdeki nedeni bir kadın kaçırma olayı idi. Hakikaten Troya Kralı

Priamos’un o�lu Aleksandros Paris , Aka beylerinden Sparta Kralı Menelaos’un karısı

Helena’yı kaçırmı� , bunun üzerine Aka beyleri Mykenai Kralı Agamemnon’un ba�kanlı�ında

yakla�ık 1200 gemiden olu�an bir filo ile Troya önlerine gelmi�lerdir.

Bir kadın kaçırma olayı sebebiyle ba�layan bu sava�ın gerçek nedeni ise tamamen

ekonomikti. Çünkü M.Ö.14-12. yüzyıllar arası aka medeniyetinin en parlak ça�ı idi. Bu

dönemde akaların imal etmi� oldu�u çanak çömlekler bütün Akdeniz’e ( Kıbrıs , Ugarit ,

Alalakh , Rodos, Mısır vs…) yayılmı�tı. Ancak devrin sonlarına do�ru Kıbrıs’ta da Aka

çömlekleri imal edilmeye ba�lamı� ve Kıbrıs’taki akalı çömlekçiler , anavatandaki

çömlekçilere rakip olmu�lardı. Bu rekabet Aka ticaretini engellemi� olmalıdır. Ayrıca

M.Ö.13.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Hitit �mparatorlu�u parçalanmaya ba�lamı� , Batı

Anadolu Sahilleri’nde Ahhiyava Devleti iyice güçlenmi� , güneyde ise Arzava beylikleri

sürekli isyan halinde idiler. Hitit �mparatorlu�u’nun bu zayıf dönemi Akalar’ı da kötü

etkilemi�tir. Çünkü Akalı tüccarlar artık Akdeniz’de güvenli bir �ekilde dola�amıyorlardı.

Geçimi tamamen ticarete dayalı bir millet için bu durum gerçekten çok kötü idi. Zira

Yunanistan co�rafi durum itibariyle tarıma elveri�li bir yer de�ildi.

Bu durumda Akalar ne yapacaklardı? Onların yapacakları tek �ey , hiç de�ilse Karadeniz

Sahilleri’nde yeni pazarlar elde etmekti. Bunun için de Çanakkale Bo�azı’ndan geçmeleri

gerekiyordu. Halbuki Bo�az Troyalılar’ın elinde idi. Tek çare ise , Troyalılar’ı buradan

atmaktı. ��te Troya Sava�ı’nın gerçek nedeni bu olmalıdır.

Kıt’a Karası Yunanistan’dan katılan bütün kavimler hemen hemen aynı kökenden

gelmektedirler. Hepsi M.Ö.2.binyılda Yunanistan’a yerle�mi� olan Akalar’ın kurdukları farklı

�ehir devletlerinden geliyorlardı. Akalar’ın merkezi bir devlet etrafında birle�meyi�i,tamamen

Yunanistan’ın co�rafi konumundan kaynaklanmı�tır.

Batı Anadolu’dan katılan kavimler ise farklı kökenlere sahiptiler. Bunlar Orta Anadolu’da

hüküm süren Hitit imparatorlu�una ba�lı kavimlerken imparatorlu�un zayıflamasından

istifade ederek ba�ımsız hareket etmeye ba�lamı�lardır.

62

Bu sava�ları Akalar’ın kazanması taktirinde kendilerinin de zarar göreceklerini bilen bu

kavimler , sava�lara bu sebeple topyekun katılmı�lardır.

Sava�ın sonunda akalar galip gelmesine ra�men , amaçlarına ula�amamı�lardır. Çünkü

sava�ın hemen ardından Ege Göçleri cereyan etmi� ve 10 yıl süren sava�lar sonuçsuz

kalmı�tır.

Troya Sava�larını’nı kaybeden Troyalılar ise ,bu büyük yıkımdan hemen sonra cereyan

eden Ege Göçleri’ne de katılmı�lar ama bu göçler sonunda umduklarını bulamayarak

kendilerine yeni bir yurt aramak zorunda kalmı�lardır. �lki M.Ö. 10.yüzyılın ba�larına ikincisi

de M.Ö. 8.yüzyılın ikinci yarısında olmak üzere iki göç dalgası halinde �talya’ya giden

Troyalılar orda bir ba�ka Türk grubu olan Sakalarla kayna�arak Etrüskler adı verilen yeni

kavmin olu�masına katkıda bulunmu�lardır.

63

HAR�TA VE RES�MLER Resim 1

64

( Troya kazılarında çıkan bir kase )

65

resim 4 (Priamos tasviri )

resim 5 ( Troya kazılarında çıkarılan bir kap )

66

Resim6 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 7 ( Schilleman’ ın çıkardı�ı hazineden bir görüntü )

67

Resim 8( Troya kazı yerinden bir görüntü )

Resim 9 ( Troya’ nın bilinen 9 katmanı )

68

Resim 10 ( Troya kazı yerinde su kuyuları )

Resim 11 ( Troya’nın III,IV Ve V. Katmanlarını gösteren resim )

69

Resim 12 ( Paris’in Helene’yi kaçırmasını tasvir eden vazo figürü )

Resim 13 ( Homeros )

70

Resim 14 ( Troya’da eski ta� yol )

71

Resim 15 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

72

Resim 16 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

73

Resim 17 ( Troya kazı yerinden bir görüntü )

74

Harita -1 ( Yunanistan’ın Co�rafi Haritası)

75

Harita – 2 ( Hint-Avrupa dil ailesinin ayrıntılı �eması )

76

Troya Atı ( Çanakkale )

77

B�BL�YOGRAFYA

- Akurgal , Ekrem , “Anadolu Kültür Tarihi” , Tübitak Yayınları , 9. baskı , Ankara 2000

- Allen , T.W., “The Homeric Cotologue of Ships” , Oxford 1921

- Blanck , Horst , “Eski Yunan ve Roma’da Ya�am” , çev: �slam Tanrıkut , Arion yayınevi

, �stanbul 1999.

- Blegen , C.W., “Troy and Trojanj” , London 1963

- Blegen , C., “Troy VI,CAH II / 1” , Cambridge 1973

- Blegen , C.W.Ü. ,”The Mycenaen Age . The Trojan War. The Dorian Invasion And Other

Problems” , London 1962

- Boern ,H.F. , “Homer and his Forerunners” , Edunburg 1955

- Bossert , H. , “Assia” , �stanbul 1946

- Brandau , Birgit – Schickert Hartmut , “Hititler Bilinmeyen Bir Dünya �mparatorlu�u” ,

Çev: Nazife Meteo�lu , Arkada� Yayınevi , Ankara 2003

- Brandau , Birgit , “Troia ( Bir Kent Ve Mitleri , Yeni Ke�ifler )” , Arkada� yayınevi ,

Ankara 2002

- Ceram , C.W. , “ Tanrılar , Mezarlar Ve Bilginler” , Çev: Hayrullah Örs , �stanbul 1982

- Çapar , Ömer, “Ahhiyava Sorunu” , Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih- Co�rafya Fak.

Ar�.Der. Sayı : 25 , Ankara 1982

- Dow Sterling , “The Linear Scripts And The Tablets As Historical Documents” , CAH II / 1

, Cambridge 1973

- Dörpfeld ,W., “Troja und Ilion” , Athen 1902

- “Dü� Ve Gerçek Troya” , Homer Kitabevi , �stanbul 2001

- Erhat , Azra , Homeros ( Gül �le Söyle�i ) , Türkiye �� Bankası yayınları , �stanbul 1999

78

- Erinç ,Sırrı , “Türkiye Co�rafyası” , �stanbul 1972

- Frumark , A. , “The Chronology of Mycenaean Pottery” , Stockholm 1941

- Garstang , J. – Gurney O.R. , “The Geography Of Hittite Empire” , London 1959

- Goetze , A. , MVAeG XXXII

- Herodotos , “Herodot Tarihi” , çev: müntekim ökmen , Remzi Kitabevi , �stanbul 1973

- Herve , Duchene , “Troia Hazineleri veya Schliemann’ın Dü�ü” , Yapı Kredi Yayınları ,

�stanbul 2002

- Homeros , “ilyada” , çev: Azra Erhat- A.Kadir , Sender yayınları , �stanbul 1975

- Homeros , “Odysseia” , çev: Azra Erhat – A.Kadir , Sender yayınları , �stanbul 1973

- Huxley , G.L., “Achaenas and Hitites” , Oxford 1960

- Kınal, Firuzan , “Arzava Memleketlerinin Mevkii Ve Tarihi” , Ankara 1953

- Latacz ,Jachim , “Homeros , �lyada Ve Troyanın Hikayesi. Avrupanın Kök Arayı�ı , Troya

Efsane �le Gerçek Arası Yolculuk” , Yapı Kredi Yayınları , �stanbul 2002

- Lloyd Seton , “Early Hıghlands Peoples Of Anatolia” , London 1967

- Mansel ,A.Müfit , “Ege Ve Yunan Tarihi” , T.T.K. yayınları , Ankara 1971

- Memi� , Ekrem , “Eskiça� Türkiye Tarihi” , Çizgi Kitabevi yayını , 4. baskı , Konya 2002

- Memi� , Ekrem , “Troya Sava�ları’nın Kronolojisi” , yayınlanmamı� yüksek lisans tezi ,

Ankara 1980

- Memi� , Ekrem , “Eskiça� Tarihinde Do�u-Batı Mücadelesi” , Çizgi Kitabevi yayını ,

3.baskı , Konya 2003

- Memi� , Ekrem , “Tarihi Co�rafyaya Giri�” , Çizgi Kitabevi yayını , 2.baskı , Konya 1990

- Memi� , Ekrem , “Aka Medeniyetlerinin Do�u�u ,Geli�mesi Ve Çökü�ü”, Ege Üniversitesi

Edebiyat Fak. Tarih �ncelemeleri Dergisi , X. , �zmir 1995

- Memi� , Ekrem , “Troya Ve Troyalılar” ,Çizgi Kitabevi yayını , 1. baskı , Konya 2005

- Page Denys , “History and the Homeric �lliad” , Los Angeles 1959

79

- Stubbings , F.H. , “ The Rise Of Mycenaeaon Civilization” CAH II , Chp .XIV , Cambridge

1965

- Taylour , W. , “The Mycenaes” , London 1964

- Tekin , O�uz , “Eski Yunan Tarihi” , 2.baskı , cep üniversitesi , �leti�im yayınları , �stanbul

1998

- The Oxford Classical Dictionary , Oxford 1970

- Troya , “Efsane �le Gerçek Arası Bir Kente Yolculuk” , Yapı Kredi Yayınları , �stanbul 2002

- Yücel , Talip , “Türkiye �le Kom�u Ege Adaları” , Ankara 1978

80

D�Z�N Abant , 24 , 38 42

Abydos , 14 ,15 ,25 , 47

Agamemnon , 17 ,18 ,19 ,20 ,21 ,26, 36 ,39 ,42, 43, 57 ,58

Ahhiyava ,5 ,10 ,11, 12

Aias, 19, 20 ,37

Aiol ,15 ,17 ,48

Aitolia ,25, 40,42

Aka, 5, 6, 15 ,18 ,19, 20 ,21, 23 ,36 ,39 ,40, 42 ,43,51 ,58, 59

Akhilleus ,17, 18 ,20, 21, 22, 23, 39, 58

Akkad , 55

Alak�andu� ,15 ,16

Ala�ya ,11

Aleksandros, Paris

Alizon ,15 ,49

Andromake, 19, 22, 56

Apaios, 14 ,47

Aphrodite ,18, 19, 20

Apollon ,18 ,21

Ares, 19

Argolis ,36 ,38

Argos ,24 ,36 ,38, 39 ,43

Arkadia, 24 ,39 ,40, 42

III.Arnuvanda ,12

Arzava ,11, 16

Asur ,12, 55

A��uva ,10, 11, 12 ,15 ,30

Athena, 19, 59

Atina ,24, 26 ,38 ,42

Attari��iya� ,10

81

Attika, 36 ,37 ,38

Babil ( Kardunia� ) ,12

Biya��ili ,11

Boiotia, 24, 27 ,36 ,37 ,42

Brisies ,18

Danuna ,51

Dardanaie ,14 ,15 ,25, 46

Dariskos, 48

Delos, 8

Dor Göçleri ,37, 51

Diomedes ,19 ,39

Efesos ,6, 47

Ege Göçleri ,38, 51, 52 ,59

Ekhinai ,40 ,42

Elis ,25, 40, 42

Etrüks ,46, 51 , 56

Euboia ,38

Girit ,7, 8 ,25,40, 42 ,43, 51, 57, 58

Harriyati ,10, 50

Hatti ,11 ,16, 55

Hattu�a� , 55

I.Hattu�ili ,29

III.Hattu�ili ,12

Helene,5 ,18 ,26, 39

Hektor,17, 19 ,20, 21, 22 ,23 ,30, 46, 56, 58

Hephaistos, 18

Hera ,18 ,19, 21

Herodotos ,17 ,23 ,41, 49, 50, 51

Hitit, 10 ,11, 12, 13, 16

Homeros , 5, 16 ,17 ,26 ,38, 41, 46 ,47 ,49,50 ,57

Hyampolis ,37

�lion,10 ,13 ,17 ,29, 58

82

�onya,30, 51

�lyada , 5, 14 ,15, 16 ,17, 23 ,30,36 ,38 ,39, 40, 41, 46,49 ,57 ,58

�ndogermen, 36

��tarmuva, 12

�thake, 42

Kade� Sava�ı ,11, 15

Karia ( Karakisa ) ,15, 50 ,51

Karkamı� ,11

Khalkis ,38, 40

Kikon, 15 ,25, 48

Kimmerler ,50

Kültepe ,30 ,36

Larissa ,14 ,15, 25 ,48

Lazpas ,11

Leleg, 51

Lilaila ,37, 42

Lokris ,24, 37, 40, 42

Lukka ( Likya ) ,14,15 ,19, 20, 21, 26, 47

Luwi , 55, 56

Lydialılar ,50

Maduwatta� ,10

Magnetler ,41, 43

Maiondros ,50

Maionia ,15 ,26

Makedonia ,48

Manisa ,42

Megaron ,28, 30, 36

Melos ,8

Menelaous , 5 ,19, 39

Mısır ,12

Miletos ,6, 11 ,46 ,47, 51

Milevanda ,11 ,12, 51

83

Minos ,51

Minyan Kerami�i, 12, 27 , 28 , 29, 36

II.Mur�ili ,11

Muvattali 1,2 15 16

Mykene ,5 23, 26, 28, 29,30 ,31, 36, 42, 57, 58

Mysia ,15 ,25, 49

Naksos ,8

Odysseus ,19 ,20 ,40 ,58

Olympos (�da da�ı) ,18 ,19,20, 22 ,41 ,46, 57

Paris ( Aleksandros ) ,5 ,18, 39 , 56

Paros ,8

Peloponez ( Mora ), 7, 8

Paion,14 ,15 ,25, 48

Pandaros, 47

Paphlagonia ( Hitit metinlerindeki Palalar ) ,14 ,15, 25 ,48

Patroklos ,20 ,21, 22

Pelasg ( Filistler ) ,24 ,38 ,39, 51 ,52

Peloponez ,26 ,36,38,39 ,40

Pers ,23

Phokis ,24 ,37 ,42

Phrygia ,15, 26, 49, 50

Piyamaradu ,11

Praktios ,14, 47

Priamos ,5,17 ,18 ,23, 46, 50 ,56, 58

Propontis ( Marmara ) ,46

Pylos ,24 ,30 ,31 ,39, 42, 58

Pythos ,28 ,30

Rodos ,41, 43

Saka ,46

Salamis ,24 ,38, 42

Schliemann ,16 ,27 ,28

Sestos ,14 ,25, 47

84

Sifnos ,8

Simoeis ( Dürmek çayı ), 46 ,57

Skamandros ( k.menderes ) , 6, 46

Sparta ,5 ,39,42, 58

Syme ,40 ,43

�arthamari Metinleri, 55

�eha ,10

�ekele� ,51

�erdana ,51

I.�uppiluliuma ,11

Teselya ,36 ,41, 42 ,48

Thukidides ,17 ,26

Tiryns ,31, 42

Trakya ,14 ,15 ,19, 20, 48 ,57

Troya ,5 ,6 ,10, 12, 13 ,15, 16 ,17, 18 ,19 ,20 ,21, 22 ,23 ,25 ,26, 27, 28 ,29,30 ,31 ,36, 37,38,

39,40, 41, 46, 47, 48, 49, 50 ,55, 56 ,57, 58 ,59

II.Tuthalya, 10 ,12 ,15 ,30

IV.Tuthalya ,12

Uhhaziti� ,11

Urhi- Te�up ,11, 12

Vava� ,51

Vilu�a ,10, 11 ,12 ,15 ,16

Zakka ,51

Zeleia ,14 ,15 ,47

Zeus ,18 ,19,20 ,21, 22

Zippa�la ,10, 50

1

G�R��

Bu çalı�mamızın amacı, tarihin ilk Do�u- Batı mücadelesi olarak bilinen Troya Sava�larına

katılan kavimlerin kimliklerini ve kökenlerini tespit etmekti.Tarihi olaylar üzerinde co�rafi

mekanların oldukça önemli bir yeri vardır. Biz de bunu bildi�imiz için çalı�mamızın 1.

Bölümünde, Sava�lara katılan kavimlerin ülkelerinin bulundu�u Batı Anadolu ve Kıt’a

Kararsı Yunanistan’ın co�rafi konumlarını incelemeye çalı�tık.

2. Bölümde, faydalandı�ımız kaynakları ele almaya çalı�tık ve bunu yaparken de

kaynakları yazılı ve arkeolojik kaynaklar olarak ikiye ayırdık. Temel kayna�ımız olan

Homeros destanlarına da yazılı kaynaklar içinde ayrı bir yer verdik. Bunun dı�ında , Klasik

Yunan müelliflerine ve çivi yazılı Hitit Metinlerine de yer vermeye çalı�tık.

3. Bölümde , Akalar ve müttefiklerini inceledik. Homeros bu kavimler hakkında bize

ayrıntılı bilgiler sunmu�tur. Kıt’a Karası Yunanistan’dan sava�a katılan bu kavimleri,

oturdukları bölgeler ve kökenleri açısından incelemeye aldık.

4. Bölümde , Sava�larda ülkelerini savunmak zorunda kalan Troyalılar ile onların

yardımına ko�an müttefiklerini tanıtmaya çalı�tık. Bu kavimleri de co�rafi mekan, kimlik ve

köken bakımından de�erlendirmeye gayret ettik.

5. Bölümümüzde de , Troya Sava�ları’nın ba�laması, geli�mesi ve sonucu hakkında

bilgilere yer verdik.

6.Bölümde ise, Troyalılar’ın kökeni ile ilgili olarak , Troyalılar’ın Türk olup olmadı�ı

hususundaki görü�lere yer verdik.

Sonuç bölümünde ise, bu çalı�mamızda ele aldı�ımız konuların genel bir de�erlendirmesini

yapmaya çalı�tık.

Çalı�mamızın son kısmına da okuyucularımıza yararlı olaca�ını dü�ünerek bir bibliyografya

listesi, harita ve resimler ve index (dizin) eklemeyi uygun gördük.