Download - ükûmet Tethişçiliği Başladığın Resmen Kabuı n Ettl ievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1957/Ekim/... · 2014. 4. 29. · dan İlha alam gansten taslaklarr da şantaıj

Transcript
  • W Boy, )EN

    ükûmet Tethişçiliğin Başladığını Resmen Kabul Etti MUHTARI EOKACIMAR TARAFINDAN VURULARAK ÜLDÜRÜLDÜ

    R / S » kuUan^ bakmalarıdır

    V EYSt ve KAR^ ırnaka - Mağusavl

    P"" t.ajiîe

    i ^ I S ^ Z I

    >'",r art' «f» jA I

    i tK .

    Amerika İle Rusya Arasında Harb Çıkarsa...

    •H . ^ BİR ANKETE GÖRE HARP VUKUUNDA MİLLETLERİN ÇOĞU HÜKÜMETLERINI

    TARAFSIZ KALMAĞA ZORLAYACAK Nevyork 14— New York giltere ve Hollandada hal-

    kın nabzı yoklanmış ve bu

    Hüseyin KMECİ Sokağı No. 23 de y«mt̂ |

    >ü nunanluı-Kıpıj boy ve tipte ı

    İJÜauajm klor re t bir tiMtit re rcr&ile j a t* rın 2i bir Türk mi rl rimiii him&ye Tel *• katılma.

    AdrtM DiUat: MUHİP HÜSEYtS

    DÖKHECt cıdiye 8ok»|ıKo.3!-Leto| I « - - ' f * '

    ;SKYE UYGUN İLERİ . „

    |>hjalianveOglu®fJI

    C g ı d a k i adreste ^»g f a işe başlıyacag»^

    tas f k Pazar, L e f k ^ , f . Yollan

    her z i y t r t t j ^

    T i m e s gazetesi neşrettiği bir anketin neticelerine göre, ' Amerika ile Rusya arasında bir harb çıktığı takdirde dünya devletleri-nin çoğunda halk hükü-metlerini tarafsız kalmak için ellerinden gelen her Şeyi yapmağa zorlıyacak-tır" demektedir.

    Geniş ve ilmi esaslara dayanlarak İsveç, Avus-ralya, Avusturya, Belçika, Norveç, İtalya, Fransa, atı Almanya, Brezilya, İn

    11 devlet arasında sadece Avustralya ve Hollanda harbe girmeleri gerektiği fikrini ileri sürmüştür. Bu fikir Avustralyada yüzde 57, Hollandada yüzde 70 taraf tar kazanmıştır.

    ingilizler yüzde 41 karşı yüzde 54 ile harbin aleyhin de bulunmuştur. Tarafsız-ların nisbeti de yüzde 5 tir. Öteki memleketlerde de harb aleyhtarları vasati olarak yüzde 65—70 civa-rındadır.

    KONSEYİ KIBRISA BİR HEYET GÖNDERECEK ÎYET KıBRıSTA INGILIZLERIN IŞKEN CE YAPTıKLARıNA DAIR YUNAN

    IDDIALARıNı INCELEYECEK

    ÇOK MİKTARDA SİLÂH VE MÜHİMMAT ELE GEÇİRİLDİ Gazetemiz aylardanberi

    tethişçiliğin sona ermediği-ni ve işlenen cinayetlerin Eoka tethişçileri tarafından işlenmekte olduğunu iddia ediyor, fakat Emniyet ma-kamları tarafından yayınla-nan resmî tebliğlerde bu cinayetlerin gayrî siyasî ol-duğu iddia ediliyordu.

    Oün Dali Muhtarı Loizos Pieru'nun vurularak öldürülmesi üzerine Hükü-

    metin noktaı nazarını sor-duk. Hükümet resmen gaze-temize şu beyanatı verdi :

    "Bu bir tethişçiliktir. Fa-kat bütün Adaya şamil, or-ganize edihniş bir tethişçili-ğin başlangıcı olmamasını ümit edelim."

    Dali Muhtarı Hainler Listesinde

    Bilindiği gibi Eoka tet-hişçilerinden Aşşotis'in tes-lim olması üzerine ele geçi-rilen sözde hainler listesinde

    IIIIMMlUlMlimiiMlIllllllllMlllllllllllimiMI

    Türk Sanatkârlarının Eseri

    Strasburg, 14 - (R): Bu-lda bugün açıklandığına

    ı,'öre, İngiltereniıı Kıbr ıs ta-ki hareketleri hakkında Yu-

    ın tarafından yapılan ılar Avrupa Konseyi ta

    rafından mahallinde te tkik edilecektir.

    Bu karar, Konseyin İnsan Hakları Tali Komitesi tara-fından geçen hafta alınmış-tır. Tali Komite, Yunanistan tarafından Kıbrısta işkence yapıldığı yolundaki dilekçe-sini de incelemiş, fakat bu dilekçenin kabul olunup o-hınmaması hususunda bir karara varmamıştır.

    Bu kararı alan Tali Komi-teye aza olan devletler Nor-ve. .......... •••••fwwiHwwııııı»»HWlHil«HWHWIIIIIIIHiı|lHMIHIMMMIIMIIWIIMlHI|IWI|||Wllllllimill

    Türkiyenin Artan Endişesi Giderilmelidir

    NATO VE BAĞDAD PAKTı ACILEN VAZIFEYE DAVET EDILIYOR

    Londra, 14 - Londrada çıkmakta olan ta-rafsız "Times" gazetesi bugünkü bir makale-sinde Orta Doğu durumuna temas etmekte ve Mısır ordularının Türk hududuna yağılması üzerine Türkiye ile Mısır arasındaki gerginli-ğin arttığına işaret etmekte ve şunları yazmak-tadır :

    "Tıirkiyeye tevcih edilmiş Suriye propagandasının hız landığı bugünlerde Mısırın Suriyeye ve Türk hududuna asker yığması mevcut ger-ginliği artırmaktadır. Bu hareket tahrikten başka bir şey değildir.

    "Türkiyenin artan endişe lerinin giderilmesi için, Na-

    to ve Bağdad Paktı çerçe-vesinde durumun acilen göz den geçirilmesi icabetmekte dir."

    Gazete devamla, Sovyet Rusyanın emellerine hiçbir zaman ulaşamıyacağını ve bu gibi -tehditler Türkiyeyi korkutamıyacağını çok kati bir lisanla hatırlatmakladır.

    * * * * * - t t it tu n t n n B n o o p ı y ı t f . i | j u i j r 3 ı PROTESTO TELGRAFI

    Pazar günü Galatya'da yapılan Parti toplantı-sından sonra ingiltere Başvekili, İşçi Partisi Bas - : kanı ve B. Milletlere aşağıdaki telgraf gönderil-miştir.

    Karpaz nahiyesinin 150 köyünden gelen 8 binden fazla Türk topluluğu Kıbrıs Türklerinin sulh içinde bekasının ancak taksimle mümkün olabileceğini bir kere daha belirtir ve ekseriyet üzerine kurulacak herhangi muhtarî bir idareyi veya tek taraflı Self-Determinatıon'ı şiddetle protesto eder.

    Kıbrıs TUrktür Partisi Başkam Dr. FAZIL KÜÇÜK *

  • SAYFA 3 ( B O Z K Ü E T ) SALI, 15 EKİM, 1957

    jggH Korkunç Tehlike Kum Belediye Başkanları halâ da-

    ha martaval söylemekte, kaval çalar gi-bi tutturdukları nahoş bir sesle, masal-lar anlatmakta, fakat doğru yola ge • lerek tethişçiliği tel'in ve takbih etme-mektedirler. yuraaı aşikâr ki, Rum Belediye Başkanları tethişçilikle herşe-yi elde edeceklerine inanmakta ve bu hareketleriyle hazırlıklar yapmakta olan tethişçilere "Hemen başlayınız" demek istemektedirler.

    Tethişçilikten mağdur olan yalnız Türk cemaati değildir. Rum cemaati de ayni şekilde mağdur bir durumdadır. Buna rağmen bir kaç muhteris ve kab-risleri uğruna her şeyi feda etmek ka-rakterinde olan Belediye Başkanı, mem leketin barış içinde olduğunu iddia etmekte ve bu şekildeki politikalanyle tahrikçi bir siyasetin kurbanı olmak-tadırlar.

    Tethişçiler silah stoku, teşkilât meydana getirir ve hazırlıklar yapar-ken barışın mevcut olduğundan bahset mek için insanın kör ve sağır olması lâzımdır. Fakat biz o kanaatteyiz ki aklı selim sahibi Rum vatandaşlarımız da tethişçiliği himaye etmemekte ve bir an evvel durdurulması lâzım geldi-ğine inanmaktadırlar. Fakat bu adam-lar ölüm tehdidi altında, hürriyetlerini kaybetmenin acısı içinde serbestçe ko-nuşamamakta, şahsî görüş ve düşünce-lerini açıklıyamamaktadırlar.

    Rum belediye başkanları bu hare ketleriyle tethiççiliğe kıymet verdikle-rini ifade etmektedirler. Bu bakımdan bu sahısların kanun karsısında da, in-

    sanlık karşısında suçlu oldukları haki-kati ortaya çıkmaktadır. Memleketin huzur ve sükûnunu ihlâl edecek hare-ketlerde bulunanlar memleket kanun-ları gereğince cezalandırılmaktadır. Ortada suçlunan mevcudiyeti, kanunun harekete geçmesine mucip olmaktadır. Halbuki mahallî Hükümet ihtilâfları barış yolu ile taviz politikasıyle hallet-mek siyasetini takipediyor. Bunun ise müsbet bir netice vereceğine asla inan-mıyoruz. Zaten kendi kabrisleri uğru-na cemaatlerini bile feda edebilmek karakterine sahip olan insanların tatlı sözden anlıyacaklanna ihtimal vermi -yoruz.

    Hükümet fevkalâde ahval kanun-larını tahvif etmekle, tethişçttfği teş-vik etmektedir. Bu bakımdan hüküme-tin de sorumlu olduğunu kaydetmek isteriz. Bu memlekette esen korkulu ve tehlikeli havayı ancak kanunlar ya-tıştırabilir, ancak böyle bir havanın esmesine kanunlar mâni olabilir. Fakat bizim memleketimizde bu yapılmıyor, bunun aksine olarak tavizler hazırlan-dırılıyor ve bu şekilde azılı katiller he-sabına tavizler veriliyor.

    Tehlike büyüktür ve korkunçtur. Sayısız insanların yenibaştan kanları dökülecek, büyük ölçüde sabotajlar yapılacak ve memleketin hem maddî hem de manevî varlığına ağır darbeler indirilecektir. Artık bunların önü alın-malı ve tehlike tamamen bertaraf edil-meli. Bu ancak zecrî tedbirler, tâviz politikasından vazgeçilmekle kabildir *- .»i .a. •>• •>• ı>ı ^ ı>ı a a .a. .i. .a

    dünya Basını

    Şimdiye kadar her ziyaret edib, muhteşem

    ÇAĞLAYAN BAR Salonlarını gören, hususi aşçılarımız tarafından ha-

    zırlanmış leziz yemeklerinizi tadan ve binbir çeşit mü-kellef mezelerimizi deneyen, sayın müşterilerimiz bizler-den sitayişle ve takdirle bahsediyorlar.

    Hususi olarak angaje ettiğimiz kış sezonu için VİYANA Orkestrası her akşam en zengin Dans ve Oda müziği sizlere geç vakitlere kadar güzel bir geoe vadeder. Ecnebilerin dahi takdirine mazhar olan;

    ÇAĞLAYAN BAR Salonları tamamıyle Türk sermayesi, Tiiık işçisi, ve Türk emeği mahsulü olup onu himaye etmekle bir cebinizden çıkan parayı diğer cebinize koymuş olursunuz.

    ÇAÖLAYAV Salonlarını bir kere ziyaret . ediniz. Devamlı müşterimiz olacaksınız.

    AÇIK ARTIRMA İLE SATIS

    Gönyelide Kulüb olarak kullanılan bina 27 Ekim Pazar günü ö.s. saat 8 ile 10 arası Gönyelide açık artır ma ile satılacaktır.

    İsteklilerin ayni gün ve saatta hazır bulunmaları bil dirilir.

    TRAKTÖR Eğer .traktör alacaksanız

    biiyük ZETOR alınız. Bu traktör her türlü mamurluk için elverişlidir.

    SPİROS STAVR1NİD1S Lefkoşa: Dianellos sokak

    No. 17, Tel. 2704 Mağusa: Yeni Belediye

    Çarşısı karşısı

    BAF ŞUBEMİZİN THERMOBÎLON SOKAK:47-49-51'de

    (Eski Lanitis Yazıhaneleri)

    Açı ld ığ ın ı | Pek Sayın Baf ve Kazası |

    Aziz Türk Kardeşlerimize Müjdeleriz... | ŞÜKRÜ VEYSÎ YE KARDEŞİ | Lefkoşa - Mağusa - Baf - Lârnaka ¥

    Y v

    Büyük Müjde HER ZEVKE VE HER KESEYE UYGUN

    İNGİLİZ KAZMIRLERI Uzun bir müddetten beri Artin Bohjalian ve Oğlu müessese-

    sinde tecrübe gördükten sonra şimdi aşağıdaki adreste 18 Ekim Cuma gününden itibaren kendi hesabıma işe başlıyacağımı sayın halkımıza müjdelemekle şeref duyarım.

    Hüseyin H. Songur Vadilili 18 İplik Pazar, Lefkoşa '£

    ^ fey?™?"-» f f i t oo i

    SURİYE BASINI Şam'da çıkmakta olan

    gazeteler yeniden Arap vah deti, Arap Birliği ve Arap Milliyetçiliği üzerinde dur-makta ve Ortadoğudaki A-rap memleketleri arasında mevcut ihtilâfın giderilme-si için gayretler sarfedilme si lüzumuna işaret etmek-tedirler.

    Gazetelere göre, haliha-zırda Saudî Arabistan Kra lı tbni Saud bir arabulucu-luk vazifesini deruhte et-miştir. Halen Ltibnanda bulunan İbni Saud, temas-ları neticesi müsbet bir so-nuca vardığı takdirde, Ka-hirede bir Araplar Arası

    İLAN Evkaf Dairesinden: MUJStİAL, MEVKİLER

    Dairemizde münhal bulu nan iki Genel Servis me-murluğu için aşağıda yazılı evsatı haiz olanların birer istida ile 17. 10. 1957 tarı-nine kadar Evkaf Müdür-lüğüne müracaat etmeleri ilân olunur.

    1. En az Lise veya muadi li bir Tali okul mezunu ol-mak,

    2. Tanınmış imtihanları geçmiş olmak,

    3. Pek iyi Türkçe ve en az iyi derecede ingilizce, Rumca bilmek,

    4. Yazı makinesini usulü ile kullanabilmek,

    5. Emlâk işleri, Hayır Hizmetleri ve hesab işle-rinden anlamak.

    Tecrübeli olanlara oto-mobili bulunanlar tercih e-dileceklerdir.

    Bu mevkiler muvazzaf ve tekaüdiyeli olup memur lar azami iki seneye kadar tecrübe sureti ile ahnacak-lardır.

    Vazifelerden biri ilk ka-demede Baf, diğeri, Lefko-şa kazasının bir kısmını da ihtiva etmek üzere, Girne Kazalarında görülecektir.

    Mevkilerin Maaşı 300x12—360x18— 576

    ve ilâveten Yüksek Mecli-sin zaman zaman tasvip e-deceği hayat pahalılığı tah sisatı ödenecektir.

    Tecrübeye göre başlangıç maaş daha yüksek verilecek-tir. Vazifeler:

    Müdür ve muhtelif Ser-vis Şef veya mesullerinin direktiflerine göre bölgele-ri dahilindeki vakıf malları ve hayır hizmetleri ile ilgi-li ve idarenin vereceği sair işlerdir. Vazife, bölgeleri nin bütün köylerinin sık sık dolaşmalarını icap ettir mektedir.

    Müstedilerin yaş, bütün evsaf ve ehliyeti şimdiye kadar yaptığı işleri ihtiva etmesi gereken müracaat-larının 17 Ekim 1957 Per-şembe gününe kadar Ev-kaf Dairesine vasıl olma-ları şart t ı r

    Bütün Müsted'iler bel-geleri ile birlikte, 18 Ekim 1957 Cuma günü ö.s. saat 2.30 da mülâkat için Evkaf Dairesinde hazır bu-lunmalıdırlar.

    Evkaf Müdürü

    konferans açılmasını tahak kuk ettirecektir.

    Şam gazeteleri ayni za-manda Türkiyenin, Suriye-Türkiye hududuna asker yığmakta olduğuna temas etmekte ve ortalığı velvele-ye verici bir şekilde neşri-ya t ta bulunmaktadırlar. Gazeye göre, Türkiye hudu da asker yığmakta devam edecek olursa, Suriye hükû meti Türkiyeyi Güvenlik Konseyine şikâyet edecek-tir.

    TÜRKİYE BASINI Diğer t a ra f t an Türkiye

    gazeteleri de Suriye-Türki-ye gerginliğine temas et-mekte, f aka t Türkiyenin Suriyeye karşı hiçbir sal-dırgan emeli olmadığını, halbuki Sovyet Rusyanın Türkiyeyi tenkid ve tehdit eder mahiyette beyanatlar da bulunmak suretiyle sin-dirmek gayesinde olduğu-nu yazmaktadırlar.

    Gazetelere göre, Sovyet Rusya, Türkiyenin tarafsız bir politika takibetmesinı, Nato ile Bağdad Paktından ayrılmasını arzu etmekte-dir. Fakat Türkiye hiçbir zaman ne Bağdad Paktın-dan ve ne de Nato'dan ay-rılacaktır. Çünkü Türkiye kendi güvenliğinin teminat altında bulundurulmasını arzu etmektedir. Türkiye Nato ve Bağdad Paktı gibi tedafiî işbirliği paktların saldırgan emeli olmıyan devletlerinden biridir.

    YUNAN BASINI Muhalefet ve muhafaza-

    kâr gazetelerle Kıbrıs me-selesi yüzünden birbirleri-ne girmiş bulunuyor. Mu-hafazakâr gazetelerden ve ekseriyetle hükümetin gö-rüşünü aksettirenEtnos ga zetesi muhaliflere saldır-makta, Vima gazetesi ise hükümeti şiddetli bir şekil de tenkid etmektedir.

    Bu münakaşalara Muha-lefet Part i lideri Papandre ounun Yunanistan Dışişle-ri Bakanlığındaki Kıbrısa ait evrakları görmek iste-mesi ve Yunanistan hükû metinin de bunu reddetme si sebeb olmuştur.

    Yunan Muhalefet parti-leri hükümeti Kıbrıs mev-zuundaki faaliyetlerinde beceriksizlikle i tham et-mekte ve Kıbrıs meselesi-nin B. Milletlerde Yuna-nistan aleyhine halledilece-ğini ileri sürmektedrler.

    Krusçev' in Palavrası OSMAN TüRKAY

    Krusçev; a rmut başlı, bit gözlü, deli dolu cüceden bir adamdır. Avrupa gazetelerinde sık sık çıkan resimlerinin altında ismi yazılmamış olsa, şüphesiz onu Kıbrıs'ta şarap, sirke v.s. sa-tan zannedersiniz. Ama çok kurnaz bir politika oyuncusudur. İşte bu kurnazlığı sayesinde, üc beş ay evvel Sovyet Şurasında hayli taraf tar ton lamış, muhaliflerini al aşağı etmiş, ve masum kanlar, gaspedilen hak ve hürriyetler üzerine kurulmuş olan Sovyet İmparatorluğunun 1 numa ralı diktatörü olmuştur. Onun, zaman zaman ka-ba nükteler savuran dudaklarındaki tebessümler Sovyet zülüm ve işkence İmparatorluğunda can çekişen milyonlarca esir insanın ıztıraplaruu per delemekten acizdir.

    Fakat , gayrı samimî bir sulh propaganda-sıyla, kuzu postuna bürünmek isteyen bu kurnaz tilkinin bütün meziyetleri (eğer varsa) bizi hiç te alâkadar etmiyebilirdi, eğer Türkiyenin milli şerefi ve istiklâliyle alay etmeseydi, oynamasay. dı... Krusçev, geçende iki Batılı gazeteciye yap. tığı demeçte bakınız ne diyor. Amerika, Suriye'-ye taarruz hususunda Türkiyeyi kışkırtıyormuş! Hat tâ Loy Henderson bu maksat için Türkiyeye gitmiş! Fakat , Ortadoğuda bir harp çıkacak olursa, Türkiye tek bir günün içinde haritadan silinecekmiş! Çünkü, Rusya Türkiyeye Amerika dan daha yakınmış. Roketleri hazırmış!...

    Palavra dediğin, işte bu kadar olur. Bir mem leketin istiklâli, millî şeref ve haysiyeti, toprak bütünlüğü ile oynama bu kadar olur. Krusçev, herhalde bu sözleri söylerken kafayı vodka ile tütsülemişti. Nitekim ayılınca, ne yaptığının farkına varmış, söylediklerini bir gün sonra tas-hih etmiş, bir çok cümleleri hafiletmiş, muğlâk bir hale koymuştur.

    Krusçev'in bu kabil palavraları her zaman tekrarlanmaktadır . Geçen yıl Kremlinde bir su-arede kafayı çeken Krusçev, davetli bulunan Ba-tılı diplomatlara hitaben bir konuşma yapmış ve "Sizi yerin dibine gömeceğiz!" demişti. Bunun üzerine Batılı diplomatlar derhal oradan ayrıl-mışlar, o da baykuş gibi yalnız kalmıştı.

    Türkiye, Cumhuriyet rej imine girelidenberi, defalarca kimsenin toprağında gözü olmadığını belirtmiş ve geçen otuz dört -yıl zarfında bunu her hareketiyle bilfiil ispat etmiştir . Sayın Ad-nan Menderesin, Bulganin'e verdiği cevapta da belirttiği gibi, "Türkiyenin Suriye topraklarında gözü yoktur. Fakat , bu memlekette gelişen ko-münist hareketlerine karşı da, millî cemiyeti ve selâmeti bakımından seyirci kalamaz." Ruslar, Krusçev'in bu son sözleriyle Türkleri halâ anla-yamadıkları ispatlamaktadırlar.

    Bir harp zuhurunda Türkiye bir gün bile dayanamıyacakmış! Bir harp zuhurunda, Rusya kaç gün dayanacak acaba? iş te Amerikanın ceva bı : "Türkiye dostum ve müttefikimdir. NATO'-nun müstakil ve hürmete şayan bir üyesidir. Uzaklık veya yakınlık, bu memlekete karşı olan mükellefiyetimizi yerine getirmeye mani ola-maz.

    0"

    i

    BOĞAZİÇİ YENİ HARMAN BİRİNCİ

    EN NEFİS TÜTÜNLE EN NEFİS SİGARA

    TÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD. Şti. j E«

    SUCCESS for your children will depend largely on their education. Life Insurance can guarantee the money for a good education even if you should die in the meantime.

    J7-SS

    M A N U F A C T U R E R S L l F E

    NICOSIA P . 0 3 . 455

    No. 2. Pantheon Str. Tel. 2044/5

    INSURANCE COMPAN Y

    FAMAGUSTA Phlllpous Bldg,

    Edward VII Str. Tel. 2481

    PAPHOS Athens Ave., No.

    Tel. 41

    Dilşad püryandan bir lokma almış, pilâvın da tadına bak-mıştı, sordu:

    — Et, çok güzel. Pirinç de güzel., yağı nereden alıyorsunuz? Tereyağı gibi..

    Utangaç gülümsedim: — Nasıl buluyorsunuz? — Memleketlerine izinli giden neferlerimegetiriyorum. İçini çekti: — Ah ne iyi! Tereyağma hasret kaldım da.. — Size, tereyağı bulayım, isterseniz.. — Çok makbule geçer.. Faruk bey atıldı: — Bendeniz de size tereyağı bulayım. Dilşat, teşekkür eder gibi başını eğdi, gülümsedi: ~ Siz piyasadan bulacaksınız. Vefik ağabey, doğrudan doğ-

    ruya köyden getiriyor. Azmi. yemeğinden başını kaldırmıştı: — Aşçınız kim?

    - A A S " 1 " Ellerrini boynuma dolayarak beni kucayladı Ben de sesimi

    çıkarmadan mutavaat ettim. Artık Azmide, evvelki günkü çeh™

    v a m l t T i f 5 e 8 r d ü ğ ü m y ö Z Ü Ç ° k t ^ I^ve yummaktı De. —Bu, muhakkak. Et ağızda eriyor. Pilâv da öyle Halbuki ikisi de diri diri duruyor. Bu, muhakkak'ayrı san'at.

    Dilşad, bana döndü, gözlerimin içine baktı : — Vefik ağabey, seni yeni anlıyorum.

    Durdu, gene baktı :

    „ -."""»Ş0?* d i y o r u m - b a k> s i z i demiyorum. Eski arkadaşız Vefik Ağabey, yalan mı? ^

    — Nasıl yalan olur! Eski arkadaşız.. ^ — Ş u bağ, bana, bir çok şeyler öğretti. Siz, hiç de göründü-ğünüz gibi değil mişsiniz.

    Gülümsiyerek sordum: — Meselâ ne gibi? Dilşad, düşünür gibi söylüyordu: — Çalışkan insansın. Vefik ağabey, bilirim, mektepte iken

    çok muntazam çalıştın. Hiç bir zaman havlaz, havai olmadın daima ciddî idin. Alaylarında, şakalarında bile yine ağır, temkini

    idin. Ağzından, bir gün, kötü bir söz duymadın. Bir çokları gibi Istanbulda kalmak için uğraşıp çabalamadın. Zabit oldun. Asker-liğin kılığı içine giriverdin. Ağabeyim için yaptığın iyiliği dünya-da unutmam. Çalışkan ve iyi insansın! Şu bağ, senin kuvvetini gösteriyor.

    Odadakiler, onu âdeta saygı ile dinliyorlardı. Dilşat, o ana kadar böyle konuşmamıştı. Ben, sarsılmıştım; şaşkınlık içinde idim.

    Dilşat, çatalını bırakmıştı : — Vefik ağabey, sende, idare kuvvet, kabiliyeti var. Şimdi

    askersin. Bağla fazla meşgul olamazsın. Halbuki meşgul olmuş-sun. Dayımdan miras kaldı, diyorsun. Ya satardın, ,yahut harap olur, giderdi.

    Faruk beye döndü, sordu: — Bakmak ister, değil mi beyefendi? Müteahhid, hemen başını eğdi: — Evet hanımefendi. Bakmak ister. Dilşad, acı acı gülüyordu. — Bizim izmirde bir çiftliğimiz, iki de bağımız vardı. Paşa

    babamın sağlığında çilftlikten yağlar, kavurmalar, zeytinler, ne-ler gelmezdi. Bağlardan sepet sepet üzüm gelirdi. Paşa babam öldükten sonra, çiftlik de, bağ da kurudu. Azmi ağabeyim biraz meşgul olsaydı, elbette böyle olmazdı.

    Eski bir şaşkınlığı hatırlamış gibi idi, gözlerini açmıştı-— İnanmazsınız, inandmaz... Aradan iki sene g e ç m e m i ş t i -

    (Devamı var) -4i .. «O® m • rJMmi 8

  • "UJ

    >n p SAYFA 3 ( B O Z K U K T ) SALI, 15 EKİM, 1957

    N Î S i t S S

    ^MEKtKAYA BAKIŞ

    ' Newyorku Tanıyoruz Ayhan Kaymak

    *** brü S i l fe^Sil^AaSTEEET:

    II.

    t l |

    >1

    w

    Greenvvich VUlage'in gü-neyinde, Amerikanın ve «vni zamanda dünya tica-i t v e bankacılığının me r -„i Financial Section" is

    r ,u verilen nnntaka geliyor. VVall Street ise eıı meşhur sokağının ismidir. Burası Manhattan adasının güney sahili ve ilk ikamet edilmiş "lan bir yeridir. Yollar da-ha karışık ve nısbeten dar olmasına rahnen N e w Yürkun yüksek binalarının

    * « l S 3 H * c * i da burada toplan-5 i f r H i S l maktadır, ikamet m ı n t a k a -T ^ n i k u k i j f sı olmadığı için öğleden

    " m a t » , . l cuot 5 e kadar sokak

    S * ? > harp larda faaliyet son haddın-' «"»ün m î ^ l de, Daireler ka ^ ' T ü r C S İ ke evine gittiği

    de rken

    MI RT KUSı?*

    r S t f t 3 m W«n hafiletn^

    *M Palavralar, 19 yıl Kremliııdji,

    "»ÇfT.davetBbstaai, ^ r k o n o ş ^ n m g ı z : dtnuşti ı t lar derhal orada * I bi ya ln ız kalmıştı, iyet re j imine f i »prafrında GÖZII

    ıenuj ve uu incite utje aciL-ucbcnuiiitüyuua ua JoUtUl ^cu e UUiUıı

  • SAYFA 3 ( B

    O M kurt

    E N SON P U VAN DURUMU

    İSTANBUL PROFESYONEL LİO

    Takımlar OOBM A y P G. Saray 7 6 1 - 18 3 23 F, Bahçe 7 6 - 1 10 4 12 t Spor 7 3 3 1 İS 9 8 Vefa 7 3 2 2 11 11 8 K. Paşa 7 2 3 2 8 8 7 B. Spor 7 1 4 2 1 12 6 Beşiktaş 7 2 1 4 15 14 B Emniyet 7 2 1 4 6 18 5 Beykoz 7 1 1 5 7 12 3 Adalet 7 - 1 6 7 18 1

    İSTANBUL GENNO TAKIMLAR

    Takımlar OOBM A Y P Beşiktaş 7 6 1 - İS 2 13 Adalet 7 3 4 - 10 5 10 P. Bahçe 7 3 2 2 16 7 8 I. Spor 7 3 3 1 15 8 8 Beykoz 6 3 1 2 7 9 7 Vefa 7 3 - 4 12 16 e Q. Saray 6 2 1 3 8 8 5 B. Spor 7 1 4 2 6 12 6 Emniyet 7 1 1 5 7 16 5 K. Paşa 7 1 - 6 7 19 2

    BU HAPTAKİ İSTANBUL LİG MAÇLARI

    Çarşamba O SARAY— EMNİYET Perşembe

    ADALET—KASIMPAŞA Cumartesi BEYKOZ—BEŞİKTAŞ Pazar F. BAHÇE—İ. SPOR VEFA—BEYOÖLUSPOR

    Foto BOZKURT - Sadi Erde: Havacılara karşı btlylik başarı sağlayan Çetlnkayaklar

    maçtan evvel... Soldan Sağa: Mustafa, İsmail, Erdoğan, AU, özer, Özkan, Ömer, Yılına*, Hasan ve kaptan Erol.

    IIIIMIIIMMIIMIIMIIIIIIIIIMIlIHMIlMIIIIIHUllMIIIIIIHIIIIinillltlIlIMliMlIllUMlIlllMIHIII I