Türkiye'de İşgal Evleri: Don Kişot Sosyal Merkezi Örneği

105
MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ LİSANS BİTİRME ÖDEVİ TÜRKİYE’DE İŞGAL EVLERİ: DON KİŞOT SOSYAL MERKEZİ ÖRNEĞİ Hazırlayan Selen KICI Danışman Doç. Dr. Erbatur ÇAVUŞOĞLU Mayıs 2015 İSTANBUL

Transcript of Türkiye'de İşgal Evleri: Don Kişot Sosyal Merkezi Örneği

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİMİMARLIK FAKÜLTESİ - ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ

LİSANS BİTİRME ÖDEVİ

TÜRKİYE’DE İŞGAL EVLERİ:

DON KİŞOT SOSYAL MERKEZİ ÖRNEĞİ

Hazırlayan

Selen KICI

Danışman

Doç. Dr. Erbatur ÇAVUŞOĞLU

Mayıs 2015

İSTANBUL

Selen KICI tarafından hazırlanan TÜRKİYE’DE İŞGAL EVLERİ: DON KİŞOTSOSYAL MERKEZİ ÖRNEĞİ adlı araştırmanın Bitirme Ödevi olarak uygunolduğunu onaylarım.

İmza

Bitirme Ödevi Danışmanı

Bu çalışma Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, MimarlıkFakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Lisans Bitirme Ödeviolarak kabul edilmiştir.

Danışman:…………………………………………………………..

Jüri Üyesi:……………………………………………………………

Jüri Üyesi:……………………………………………………………

1

TEŞEKKÜR

Lisans eğitimim süresince ve bitirme ödevi döneminde

desteğini, bilgisini esirgemeyen, kendimi geliştirmemi

sağlayan ve yorumları ile çalışmalarıma katkıda bulunan

danışman hocam Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu’na, jüri

üyeleri Prof. Dr. Murat Cemal Yalçınta’a ve Arş. Gör.

Gülhayat Arzu Erturan’a,

bugüne gelmemde destek ve katkılarını esirgemeyen aileme

ve arkadaşlarıma ayrıca teşekkürlerimi sunarım.

SelenKICI

Mayıs 2015

2

İÇİNDEKİLERÖZET....................................................5SUMMARY.................................................7ŞEKİL LİSTESİ...........................................8TABLO LİSTESİ...........................................91. GİRİŞ..............................................101.1. Çalışmanın Amacı................................101.2. Çalışmanın Kapsamı..............................111.3. Çalışmanın Yöntemi..............................12

2. İŞGAL EVİ NEDİR?...................................132.1. Ortaya Çıktığı Bağlam...........................162.2. İşgalcilerin Amaçları...........................172.3. İşgal Etmenin Aşamaları.........................20

3

2.4. Karşılaşılan Sorunlar...........................212.5. Avrupa’daki İşgal Deneyimleri: Berlin Rauchhausİşgal Evi Deneyimi Örneği............................21

3. TÜRKİYE’DE İŞGAL EVLERİ............................233.1. Don Kişot Sosyal Merkezi........................243.1.1................Merkezin Konumu Ve Ortaya Çıkışı

253.1.2...........Merkezde Gerçekleştirilen Etkinlikler

313.1.3.. .İşgal Evi Ve Benzer Oluşumların Farklılıkları

343.1.4........Merkez Üzerinden Gerçekleşen Tartışmalar

363.2. Diğer İşgal Evleri..............................383.2.1............................Caferağa Mahalle Evi

383.2.2.............................Bay Samsa İşgal Evi

383.2.3........................Berkin Elvan Öğrenci Evi

393.2.4................................Atopya İşgal Evi

393.2.5.......Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Evi

403.2.6...............Türkiye’deki İşgal DeneyimlerininKarşılaştırılması..................................40

3.3. Rauchhaus İşgal Evi Ve Don Kişot Sosyal MerkeziDeneyimlerinin Karşılaştırılması.....................41

4. SONUÇ..............................................455. KAYNAKÇA...........................................48EKLER..................................................51

4

ÖZET

İşgal teriminin kökeni 19. Yüzyılda Amerika’daki

göçmenlerin kullanılmayan mülkiyetleri üzerlerine

almasından gelmektedir. Uzun yıllar sonra işgaller ucuz

konut bulma odaklı olmuştur. 1970’li yıllarda, bugün ki

anlamını veren işgallerin ikinci dalgasında ise politik

ifade kazanmıştır.

Türkiye’de ise ilk işgaller fabrika ve kamusal alan

işgalidir ve gecekondulardır. Fakat bunlar işgal evi

değildir. Türkiye’nin ilk işgal evi Don Kişot Sosyal

Merkezidir. Gezi Parkı Hareketlerinden sonra işgal

edilmiştir.

5

SQUATTED HOUSES IN TURKEY:

EXAMPLE OF DON QUIXOTE OCCUPIED SOCIAL CENTER

Presented by

Selen KICI

Supervisor

Doç. Dr. Erbatur ÇAVUŞOĞLU

MIMAR SINAN FINE ARTS UNIVERSITY

FACULTY OF ARCHITECTURE

DEPARTMENT OF URBAN AND REGIONAL PLANNING

May 2015

6

SUMMARY

Origin of the term squat comes from 19th century America

and the taking-over of unused property by the Settlers.

For many decades later squatting was more focused on

providing cheap housing. The second wave of squatting

that gave its today’s meaning took place in the 1970’s

and it became a political statement.

In Turkey, the first invasions slums, factories and

public spaces are occupied and slums. But they are not

squats. Don Quixote Social Center was first squatting

house in Turkey. It was occupied after the Gezi Park

Movement.

7

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 2.1 Berlin'in ortasından geçen ve kenti doğu-batıolarak ayıran Berlin Duvarı............................21Şekil 2.2 Rauchhaus işgal evinin dışarıdan görünümü....22Şekil 2.3 Rauchhaus'daki festivali duyurmak için yapılanel ilanı örneği........................................23

8

Şekil 2.4 Rauchhaus işgal evinin duvarın bulunan bir yazı.......................................................23Şekil 3.1 Merkezin dışından bir görünüm................26Şekil 3.2 Alanın Konumu ve Ulaşım Bağlantıları.........28Şekil 3.3 Merkezin konumlandığı Dua Tepe Sokağı’nıngünlük kullanımı.......................................29Şekil 3.4 13.07.1998 tasdik tarihli 1/1000 ölçekliRasimpaşa Koruma İmar Planı’nda Don Kişot SosyalMerkezine ilişkin plan kararları.......................30Şekil 3.5 Çalışma alanı ve yakın çevresinin arazikullanım durumu........................................30Şekil 3.6 Don Kişot Sosyal Merkezi kurulmadan öncebinanın durumu, 2010...................................31Şekil 3.7 Don Kişot Sosyal Merkezi kurulduktan sonrabinanın durumu, 2015...................................31Şekil 3.8 Merkezin odalarına verilen isimlerden bir örnek.......................................................32Şekil 3.9 Merkezin girişindeki salonda yer alanbarkovizyon............................................33Şekil 3.10 Merkezde gerçekleşen fotoğraf sergisinden birbölüm..................................................33Şekil 3.11 Merkezin camına asılan etkinlik afişleri....34Şekil 3.12 İşgal Evine Benzer İşlevli OluşumlarınKonumları..............................................35Şekil 3.13 Merkezin üst katta bulunan odasından birgörünüm................................................38Şekil 3.14 Caferağa Mahalle Evi........................40Şekil 4.1 Don Kişot Sosyal Merkezinde yer alan duvaryazıları...............................................46

9

TABLO LİSTESİ

Tablo 2.1 İşgal türlerinin sınıflandırılması...........16Tablo 3.1 İşgal evi ve benzer oluşumların farklılıkları35Tablo 3.2 Türkiye'deki işgal deneyimlerininkarşılaştırılması......................................42Tablo 3.3 Avrupa'daki ve Türkiye'deki işgal evlerininkarşılaştırılması......................................44

10

1.GİRİŞ

Dünyada uzun yıllardır işgal hareketleri varlığını

sürdürmektedir. Bu işgaller barınma ihtiyacını karşılama,

politik duruş sergileme, eski yapıların korunması gibi

amaçlarla gerçekleşmektedir. Bu işgal türlerinden en

eskisi barınma amacıyla gerçekleşen işgallerdir. Geçmişi

19. yüzyıla kadar dayanan barınma amaçlı işgal Amerika’da

Amerikan yerlilerinin ucuz konut aramasıyla başlamıştır.

Takip eden yıllarda ise çeşitli ülkelerde de barınma

ihtiyacına yönelik işgaller gerçekleşmiştir.

1960’lı yıllara gelindiğinde ise barınma amacıyla devam

eden işgallerin yanı sıra politik söylemler barındıran

işgaller başlamıştır. Bunların en önemli özelliği ise

1960’lı yılların sonunda hayata geçirilen neoliberal

politikalara karşı duruş sergilemeleridir. Bu süreçte

küreselleşmeyle dayanışma, yaratıcılık, paylaşım gibi yok11

edilen değerlerin geri kazanılması adına faaliyetler

başlatılmıştır. İşgal evleri vasıtasıyla insanlar

alternatif yaşam biçimini hayata geçirmişlerdir.

Avrupa’da başlayan bu hareketler zamanla dünyaya

yayılmıştır. Türkiye’de ise işgale ilk olarak gecekondu

oluşumlarıyla rastlanmaktadır. 1950’li yıllarda devlet

politikalarının sonucu olarak kırsal alandan kentsel

alanlara yoğun göçler başlamış ve göçmenler barınma

ihtiyaçlarını gecekondularda karşılamıştır. Diğer tipik

işgaller ise fabrika ve kamusal alan işgalleridir. 2013

yılında Gezi Hareketleri vasıtasıyla da ev işgalleri

gerçekleşmiştir. Bu işgallerden ilki Don Kişot Sosyal

Merkezi’dir. Bu merkezin kurulması diğer işgal evlerinin

kurulmasında örnek teşkil etmiştir. Günümüzde bu evlerin

çoğu tahliye edilmesine karşın yarattıkları değerlerle

anılmaktadırlar.

İşgal evleri bulundukları kent/kır bağlamından ayrı

düşünülemez. Gerek yakın çevresiyle kurduğu sosyal bağ,

gerekse fiziksel mekânı etkilemesiyle işgal evlerinin

kent yaşamında izleri görülmektedir. Ayrıca bu hareketler

Avrupa ülkelerinde görüldüğü gibi zaman zaman küçük

gruplar halinde başlayıp kimi zaman tüm şehri

etkileyebilmekte, politikacılar tarafından kent

politikalarının tekrardan gözden geçirilmesini

sağlayabilmektedir.

12

1.1. ÇALIŞMANIN AMACI

Çalışmanın ana amacı planlama disiplini çerçevesinde

işgal evlerinin anlamını sorgulamaktır. Buna ek olarak:

Konuya ilgi duymam sebebiyle detaylı bir şekilde

araştırma yapmak,

Berlin’deki ve Türkiye’deki işgal evi tecrübelerini

kamuoyuna tanıtmak,

İşgal evleri üzerinde oluşan önyargıları gidermek,

İşgal evlerinin alternatif mekânlar olabileceğini

göstermek,

Türkiye’de henüz yeni olan işgal evleri yeterince

tanınmamakta ve konu hakkında Türkçe akademik çalışma

bulunmamaktadır. İleride konuyla ilgili olabilecek

çalışmalara altlık oluşturmak da çalışmanın amaçları

arasındadır.

1.2. ÇALIŞMANIN KAPSAMI

İşgal eylemleri sokak, fabrika, ev, arazi gibi pek çok

alanda gerçekleşebilmektedir. Fakat bu çalışmada ev

işgallerinden bahsedilecektir. İşgal evleri sosyal

yönden, koruma yönünden, sanatsal yönden olmak üzere pek

çok çerçeveden araştırma konusu olabilmektedir. Bu

çalışmada ise işgal evleri sosyal ve politik yönüyle

beraber kent planlama çerçevesinde araştırılmıştır. Bu

araştırma politik işgallerin başladığı 1960’lı yılların

sonundan günümüze kadar olan işgalleri içermektedir. Bu

13

işgal türüne ise Avrupa ülkelerinde rastlanmaktadır. Bu

kapsamda da ilk olarak “Türkiye’de kent planlama

disiplini çerçevesinde işgal evlerinin sosyo-mekansal

etkileri nedir?” araştırma sorusundan yola çıkılarak bu

soruya ulaşmayı sağlayacak aşağıda yer alan alt sorular

belirlenmiştir:

İşgal evi nedir?

Hangi bağlamda ortaya çıkmıştır?

Hangi amaçla ortaya çıkmıştır?

Bir evi işgal etmenin aşamaları nelerdir?

İşgal süresince karşılaşılan sorunlar nelerdir?

Avrupa’daki ve Berlin’deki işgal deneyimleri nasıldır?

Türkiye’de işgal evleri hangi bağlamda ortaya

çıkmıştır?

Türkiye’deki ilk işgal evi olan Don Kişot Sosyal

Merkezi nasıl ve neden Kadıköy’de kurulmuştur?

Burada ne tür etkinlikler gerçekleştirilmektedir?

Mahallede yaşayanlar, esnaflar ve kullanıcıların

merkez hakkındaki düşünceleri nelerdir?

Merkezi kullananların ve kullanmayanların gerekçeleri

nelerdir?

Burada yaşanan sorunlar nelerdir?

Yerel yönetimin buraya etkisi var mıdır?

Diğer kültürel etkinliklerin gerçekleştirildiği

oluşumlardan farkı nedir?

Türkiye’deki diğer işgal evleri nelerdir ve

birbirlerinden farkları nelerdir?14

Türkiye’deki işgal deneyimleri ve Berlin’deki işgal

deneyimleri arasındaki farklılıklar nelerdir?

Türkiye’de işgal evlerinin sosyo-mekansal etkileri

nelerdir?

Türkiye’de işgal evleri meşru mudur?

Çalışmanın birinci bölümünde konu hakkında çalışma yapan

akademisyenlerin tanımlarıyla işgal evinin ne olduğu

açıklanmış, ardından işgal evlerinin kurulduğu bağlam,

kurulma amaçları, kurulma aşamaları ve yasal çerçeve

bağlamında yaşanılan sorunlar ortaya konulmuştur. Bölüm

sonunda da Avrupa’daki deneyimlerden kısaca bahsedilip

Berlin’deki Rauchhaus işgal deneyimi örneği

anlatılmıştır.

İkinci bölümde Türkiye’de işgal evlerinin ortaya

çıkışının arka planına değinilmiştir. Daha sonra

Türkiye’nin ilk işgal evi olan Don Kişot Sosyal

Merkezi’nden detaylıca bahsedilip Kadıköy’de Don Kişot

Sosyal Merkezine benzer işlevli oluşumlar incelenmiştir.

Ardından Türkiye’deki diğer işgal evlerinden kısaca

bahsedilip aralarındaki benzerlikler ve farklılıklar

ortaya konmuştur. Bölüm sonunda ise Don Kişot ve

Rauchhaus örnekleri üzerinden Türkiye’deki ve Berlin’deki

işgal deneyimleri karşılaştırılmıştır.

Sonuç bölümde ise yapılan çalışmalar doğrultusunda,

araştırma sorularına cevap verilmiştir.

15

1.3. ÇALIŞMANIN YÖNTEMİ

İlk olarak işgal evlerinin ne olduğu konusunda kavrama

açıklık getirebilmek için literatür taraması yapılmıştır.

Ortaya çıktıkları bağlamı, işgal etme amaçlarını, işgal

etme aşamalarını, karşılaşılan sorunları açıklarken kitap

ve Türkçe kaynakların yetersizliğinden dolayı İngilizce

kaynaklardan faydalanılmıştır. Basılı kaynak

yetersizliğinden dolayı da internet taramasına

başvurulmuştur. Berlin’deki işgal deneyimleri

açıklanırken basılı kaynaklardan faydalanılmış, ayrıca

2001-2006 yıllarında Kreuzberg Belediye Başkanı olan

Cornelia Reinauer ile yapılandırılmamış mülakat

yapılmıştır. Bu kapsamda mülakatın gidişatına göre

soruların kurgusu değişmiştir.

Türkiye’deki işgal evlerini tanıyabilmek için basılı

kaynak bulunamaması sebebiyle kendi web sayfaları

taranmış, haber sitelerinden ve internetteki dergilerden

faydalanılmıştır.

Türkiye’de gerçek anlamda ilk sayılan Don Kişot Sosyal

Merkezi’ni tanıyabilmek için saha çalışması yapılmış ve

facebook sayfası incelenmiştir. Saha çalışması kapsamında

sosyal merkez gözlemlenmiş, fotoğraflar çekilmiş,

hakkında detaylı bilgiye ulaşabilmek, yakın çevresinde

yaşayanların fikirlerine ulaşabilmek için yedi kez alana

giderek mülakatlar yapılmıştır. 3 mahalleli, 9 mahalle

esnafı, 2 merkezi kullanan ve 1 merkezde görev alan

16

aktivist olmak üzere 15 kişiden oluşan gruplardan her

birine ayrı sorular sorulmuştur. 9 esnaftan 4’ü mahallede

yaşamaktadır fakat bu gruba mahalleli değil esnaf grubu

soruları sorulmuştur. Mülakat sürecinde herhangi bir

sorun yaşamamakla beraber soru yöneltilen sadece bir kişi

cevaplamak istememiştir. Bunlara ek olarak merkez

hakkındaki haritalar, arazi kullanım ve koruma imar planı

kararları incelenmiştir. İşgal evlerini daha iyi

tanımlayabilmek adına Don Kişot Sosyal Merkezi’ne benzer

işlevli alternatif oluşumlar incelenmiştir. Bu kapsamda

Rasimpaşa Gönüllü Evi’yle mülakat yapılmış ve bu

oluşumların web sayfaları incelenmiştir.

2.İŞGAL EVİ NEDİR?

Türkçe literatürde işgal evlerine dair akademik çalışma

yer almamaktadır. Bu nedenle konu hakkında detaylı veri

elde edebilmek için İngilizce literatürden

yararlanılmıştır. Bu bölümde ilk olarak terimin İngilizce

literatürdeki anlamının Türkçe karşılığından

bahsedilecektir. Daha sonra terimin ortaya çıkışından

bahsedilip ardından akademisyenlerin katkılarından

faydalanarak işgal evi tanımları yapılacak ve işgal

evlerinin özelliklerinden bahsedilecektir.

17

İngilizce’ de “occupy” kelimesi Türkçe’ de işgal etmek

kelimesiyle karşılanmaktadır. Fakat occupy kelimesi

kamusal alanlarda gerçekleşen oturma eylemleri, halka

açık meydan ve parkların işgali, grev sırasında işyeri

işgallerini tarif etmek için kullanılmaktadır. Çalışmanın

konusu olan işgal evinin İngilizce literatürde karşılığı

ise squatted house1 kelimesiyle karşılanmaktadır. Her ne

kadar ideolojik olarak birbirleriyle alakalı olsalar da

bu hareketler talepler, uygulama biçimleri ve örgütlenme

şekilleriyle birbirinden ayrılmaktadır.

Terimin kökeni 19. yüzyılda Amerika’da göçmenler

tarafından, 1862 İskan Yasasıyla kullanılmayan mülkiyetin

üzerlerine devralınmasından (Amerikan Yerlilerinden yer

alma anlamına gelmekte) gelir. Bu yıllarda göçmenlere

ucuz konutlar sağlanıyordu (Piotrowski, 2011, s.6).

Piotrowski’nin söylediğinden anlaşıldığı gibi işgal

hareketlerinin 19. yüzyıla kadar gittiği görülmektedir.

Fakat çalışmada bahsedilen işgal hareketlerinin

başlangıcı 1960’ların sonuna dayanmaktadır. İlk

işgallerin Amerika’da barınma amacıyla gerçekleştiği

görülmekle beraber 1960’lı yıllardan sonraki işgaller

barınma amacının yanısıra politik söylem de taşımaktadır.

İşgal kavramıyla ilgili pek çok tanım yer almaktadır.

Hans Pruijt (2011) işgali “sahibinin rızası olmadan bir

konutta yaşama veya konutu kullanma” olarak tanımlarken

1 Squatted house kelimesiyle Türkiye’ deki gecekondu oluşumlarındanbahsedildiği görülmektedir.

18

Squatting Europe Kollective (2014) ise “bir mülkün bir

kamu kuruluşu, özel şahıs, özel şirket ya da herhangi bir

kuruluş olabilecek sahibinin önceden verilmiş rızası

dışında yasadışı biçimde ele geçirilmesi” olarak

tanımlamaktadır. Her iki tanım da işgale yasallık

çerçevesinde yaklaşmaktadır.

Türkiye’de ise konu hakkında çalışmalar yapan Akyos

(2014) “özel ya da devlete ait, mülkiyet ilişkileri

dâhilinde toplumun genelinin kullanımına kapatılmış alan

ya da arazilerin yasaları aşacak şekilde kullanımı”

olarak tanımlamakta ve işgali toplum yararı kapsamında

ele almaktadır. Kayadevir (2014) çalışmasında kısaca

işgal evlerine değinirken işgal evlerinden “çeşitli

sebeplerle terk edilmiş ve yıllarca boş kalan metruk

binaların işgal edilerek, civardaki yurttaşlar tarafından

ortaklaşa kullanılan mekânlara dönüştürülmesi” olarak

bahsetmiştir.

Diğer tanımlar işgali dar bir çerçeveden ele alırken,

Kayadevir’in işgal tanımı işgal evlerini geniş kapsamda

tanımlamaktadır. Çünkü işgal evlerinin mantığı Akyos’un

da dediği gibi “toplumun genelinin kullanımına

kapatılmış” olan mekânları ortak kullanım mekânlarına

dönüştürmektir.

Yukarıdaki tanımlar işgallere genel bir çerçeve

çizmekteyken işgal içinde oluştuğu ve geliştiği yerel

kentsel bağlama özgü olarak şekillenmektedir. Çünkü

19

işgallerin gerçekleştiği her yer birbirinden farklı

süreçler yaşamaktadır.

Genele bakıldığında ise işgal “özel mülkün eşitsiz

dağılımı, emek sömürüsü, konutun ve kentsel yaşamın

metalaştırılması, devlet güçlerinin seçkinlerin ve

kapitalistlerin birikimleri lehine olan işlevsel

eğilimleri” (Cattaneo ve Martinez, 2014b, s.48) gibi

kapitalizmin yarattığı sorunlara meydan okumaktadır.

İşgal hem kapitalizmin hem de sosyal devletin

başarısızlıklarına doğrudan bir cevaptır (Cattaneo ve

Martinez, 2014b, s.40). Kapitalist dinamiklere alternatif

sunma amacını taşır. Kaynakların adil ve eşit dağılımı

talep edilir. Kapitalizmin değişim değeri mantığının

aksine her türlü kentsel donatının kullanım değeri

benimsenir. İşgalciler yapıların boş durmasından rahatsız

olmakta ve işe yarar bir hale getirmeyi

hedeflemektedirler.

Dee (2014) bireysel şikayetler başarısız olduğunda

doğrudan eylemlerin başarısından bahsetmiştir. İşgal

hareketleri de toplumun tüm kesimlerini “kentsel

spekülasyona karşı olan davaya dahil olmaya çağıran

sembolik ve politik bir mücadeledir.” Halk ve taraftar

medya desteği bu hareketlerin yayılması ve varlığını

sürdürebilmesi için önem taşımaktadır.

Halkın bizzat kendisinin oluşturduğu, kararların yine

halkın kendisi tarafından alındığı bir oluşum olan işgal

20

evlerinin devlet mekanizmalarıyla veya özel bir sektörle

ilişkisi yoktur.

İşgal hareketleri atıl kalmış kamu ya da özel mülk

üzerinde gerçekleşmektedir. Bu mekânlarda; sergiler,

konserler, forumlar, söyleşiler, atölyeler gibi bir takım

etkinlikler yapılmaktadır. “En önemlisi de her etkinliğin

ortak bir çaba ile dayanışma içerisinde

gerçekleştirilmesidir. Aslında İşgal Evlerinin bizlere

söylediği şey, başka bir Dünya’nın mümkün olduğudur.”

(Kayadevir, 2014, s.377) Çünkü dünyaya kapitalizm

perspektifinden bakan halk bir yandan yaşam mücadelesi

verirken kaybettiği değerlerin farkına varamamıştır.

Günümüzde ise kaybeden bu değerler tekrardan kazanılmak

istenmektedir.

Kayadevir (2014) çalışmasında buralarda yapılan

forumlarda ekolojiye, kentsel mekânlara, yaşam

alanlarımıza, kültüre, sanata ve geleceğimize dair

tartışmalar yürütüldüğünden bahsetmiştir. Buradan da

anlaşılacağı gibi işgal hareketleri kentle sıkı bir

ilişki içerisindedir. Yarısından çoğu kentlerde yaşayan

insanların yaşam alanlarında söz sahibi olmaları

haklarıdır. İnsanların bu anlamda yaşam alanlarının

geleceğine yön veren politikacılara sesini duyurabilmesi

için işgal evleri bir alternatif sunmaktadır.

21

2.1. ORTAYA ÇIKTIĞI BAĞLAM

Sanayileşme sonrasında kentleşmiş ülkelerde “şehirlerin

çoğu alan kullanımında radikal dönüşümler” (Harvey ve

Faisntein’den aktaran Cattaneo ve Martinez, 2014a)

geçirmiştir. Özellikle 1970’li yıllardan itibaren

neoliberal politikaların hayata geçirilmesiyle

gerçekleşen soylulaştırmayla toplumların yerinden

edilmesi, sosyal konut stokunun daralması, kamu

hizmetlerinin özelleştirilmesi ve kentlerin, doğanın

metalaştırılması söz konusu olmuştur.

“Küresel seçkinler ve şirketler, sermaye biriktirmenin

yeni imtiyazlı ve esnek yönlerinin keyfini

sürmektedirler. Bu sırada, yoksullar, düşük ücretliler,

ara sıra iş bulabilenler, kimliksiz göçmenler ve emekçi

sınıfı yeni mülksüzleştirme biçimlerinden muzdarip

olmaktadırlar. Kamu hizmetlerindeki ve devlet

yardımlarımdaki kesintiler, çalışma koşullarının daha

serbestleştirilmiş denetimi, kentsel ortamlarda artan

geçim giderleri ve en zenginleri yoksunlardan ayrı

tutabilmek için polis gözetimi ve baskısı, bunlara dahil

olmaktadır. Konut ihtiyacı ve kent sakinlerinin diğer

sosyal ihtiyaçları bu genel çatı altına girmektedir.”

(Cattaneo ve Martinez, 2014b, s.39)

Kent planlama ise sanayileşmenin ortaya çıkardığı bu

sorunları azaltmak/ortadan kaldırmak amacıyla

gelişmiştir. Fakat günümüzde sanayileşmeden sonra

22

kapitalizm çerçevesinde toplumlar arası kutuplaşma,

eşitsizlikler, emek ve doğanın sömürüsü devam etmiştir.

Düşük ücretli olan emekçi kesimin ve göçmenlerin barınma

ihtiyaçları öz ardı edilmiştir.

İşgal evi ise tüm bu koşulların yaşandığı bir bağlamda

konut ihtiyacı olan kesimlerin bu ihtiyacına makul bir

maliyetle geçici bir çözüm bulmak amacıyla 1960’lı

yıllarda ortaya çıkmıştır. İşgaller kimi zaman barınma

problemi yaşayan gruplar tarafından gerçekleştirilirken

kimi zaman aktivistler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Aktivistler de ya barınma ihtiyacı olan gruplar için veya

kendi politik görüşleri çerçevesinde işgal eylemini

gerçekleştirirler.

“… sosyal merkezlerin ortaya çıkışının doğruladığı

üzere, konut problemi politik işgalcilerin ele aldığı tek

konu değildir. Fikri mülkiyet haklarına karşı üretimin

kişilerin kendilerince yapılması ve yaratıcı müşterekler

kültürü; ürün, yiyecek ve içeceklerin alternatif takası;

para ödeme baskısı olmadan oluşturulan sosyal etkileşim

ve tartışma alanları ve benzer olgular daha önceden

yasadışı olarak işgal edilmiş binaların

kullanılabilirliği, erişilirliği ve açıklığı sayesinde

mümkün olmaktadırlar.” (Cattaneo ve Martinez, 2014a,

s.12)

Ayrıca işgaller değişim değerinin yerini kullanım

değerinin aldığı bu süreçte toplumsal ilişkilerin,

kentlerin ve doğanın metalaştırılmasına bir başkaldırı23

niteliği taşır. Kapitalizm ve ardından gelişen teknoloji

sayesinde insanların ekosistemler üzerindeki baskısı

artmıştır. İşgalciler ise kentleri doğadan ayrı

görmemektedir.

2.2. İŞGALCİLERİN AMAÇLARI

Kimi işgalciler işgali araç olarak görürken kimisi amaç

olarak görmektedir. İşgali araç olarak görüp “…özgürlük,

öz yönetim ve protesto ortamında sanata, politikaya ve

sosyalleşmeye açık bir ev projesi, bir komün, bir

kooperatif girişimi veya bir sosyal merkez kurmak” amacı

taşıyan gruplar bu amaçlarını gerçekleştirmek için

“müsait, ucuz veya bedelsiz bir mekan” (Cattaneo ve

Martinez, 2014c, s.300) işgal ederler. Kimi zaman da

toplumsal ve çevresel hasara yol açabilecek bir kentsel

planın iptal ettirilmesi için bir araç olarak

kullanırlar. İşgali araç olarak gören bu grup için işgal

antikapitalist değildir. Bu aktörlerin işgal yoluyla

“egemen iktidarı bir şey yapmaya” zorlar veya “mülkiyet

paylaşımının yeniden gerçekleştirilmesini” (Çoban, 2015,

s.231) sağlar.

Tabii ki, bazı işgalciler için işgalin kendisi yeterince

antikapitalisttir; çünkü kapitalistlerin yapılı çevre

üzerindeki planları ve eylemlerine meydan okur. İşgal

böylelikle, kendi içinde bir amaçtır (Cattaneo ve

Martinez, 2014c, s.300). Bu amaç çerçevesinde

24

‘müşterekler’ idealinin hayata geçirildiği alanlar

olarak, ortak üretimin yapıldığı ve herkese ait olan

yerler yaratılır.

İnsanların karar alma süreçlerine daha katılımcı ve

demokratik mekanizmalar yoluyla dâhil olmalarını

sağlayan, piyasa mekanizmalarını sorgulayan, çoğulcu ve

bir arada yaşama fikrini savunan mekanlar ortaya

çıkarmaktadır (Akyos, 2014).

Pruijt (2011) ise 5 farklı işgal türünden bahsetmiştir.

Bunlar:

1. Yoksunluk temelli işgal: Bu işgal türü ilk

deneyimlerdendir. İnsanların barınma için seçimleri

olmadığı için işgal eylemi gerçekleştirilmektedir.

Şiddetli barınma yoksunluğu yaşayan yoksul, işçi

sınıfı insanlar tarafından gerçekleşmektedir. Kimlerin

ev sahibi olmayı hak ettiği konusunda çeşitli görüşler

vardır. 1960’lı yılların sonunda İngiltere’de evli ve

çocuklu aileler evsiz sayılırken, Hollanda’da

çocukları olmayan evli insanlar evsiz sayılabiliyordu.

Yoksunluk temelli işgalin tipik örneği olarak

1960’ların sonunda İngiltere’de “işgalci aileler

hareketi” verilebilmektedir. Bu yıllarda aktivistler

barınacak yeri olmayan aileler için işgal eylemleri

gerçekleştirerek barınma organizasyonu

gerçekleştirmiştir.

25

2. Alternatif barınma stratejisi olarak işgal: Şehir

yönetimlerinin ve belediyelerin yeni gelen

yerleşimcilere bir alan açmakta yavaş davranması

sonucunda insanların bu ihtiyaçlarını karşılamaya

yönelik işgaldir. Bu türde orta sınıf kökenli insanlariçin de işgal yapılmaktadır. Genellikle işgali

sanatçılar, müzisyenler veya gençler gerçekleştirir.

3. Girişimci işgal: Bu işgal türüne göre büyük kaynaklara

ihtiyaç olmadan ve bürokrasiye saplanma riski olmadan

hemen hemen her türlü kuruluşu kurma fırsatı sunulur.

Örneğin; yardım projeleri için para toplamak, sanatçı

çalışma alanları, müzik grupları için tesisler, kadın

evleri, restauranlar, baskı merkezleri, tiyatro ve

sinema salonları, alternatif okullar, bakım

merkezleri, parti alanları, sanat galerileri, kitap ve

bilgi dükkanları, ruhsal merkezler, eşantiyon ürün

dükkanları (her şeyin bedava olduğu dükkanlar), gıda

mağazaları, saunalar, atölyeler örneğin bisiklet tamir

veya araba ya da tekne restorasyonu, barınak sıkıntısı

çeken insanlar için sosyal projeler veya göçmenler

için dil eğitimi ile danışmanlık hizmeti.

Bu işgal türüne İtalya’da sosyal merkez olarak

rastlanmaktadır. İspanya ve İngiltere’de de bu işgal

türü sıkça görülmektedir.

4. Koruma amaçlı işgal: Bu işgal türünde şehir manzarası

ve peyzaj korunması amaçlanmaktadır. Ayrıca

26

yönetimlerin çürümeye ve yıkılmaya terk ettiği

yapıları da kurtarmak amaçları arasındadır.

5. Siyasi(politik) işgal: Bu işgal türünde işgal kendi

başına bir amaç değildir. Bu işgal türünde

işgalcilerin esas amaçları devlete karşı güç inşa

etmektir.

Yukarıda bahsedilen işgaller amaçları bakımından

farklılaşsalar da “her işgal eylemi, mülkiyet hakları

tartışmasının bir yan ürünü olarak politik anlam kazanır”

(Çoban, 2015, s.230). Çünkü işgal eylemleri her türlü

mülkiyete karşıdır.

Tablo 2.1’e bakıldığında bütün işgallerin amaçlarının,

sorunlarının, taleplerinin ve çoğu orta sınıftan olsa da

işgalcilerin sınıflarının birbirinden farklı olduğu

görülmektedir. İşgal türlerinin amaçlarına bakılacak

olunursa, örneğin yoksunluk temelli işgalde ihtiyaç

sahibi insanlar için konut sağlamak amaçlanmaktadır. Bu

durumda işgalcilerin toplumun geri kalan kısmına da

duyarlılığını göstermektedir.

27

Tablo 2.1 İşgal türlerinin sınıflandırılması

YoksunlukTemelliİşgal

Alternatif BarınmaStratejisi Olarakİşgal

Girişimciİşgal

KorumaAmaçlıİşgal

Siyasi(Politik)İşgal

Aktivistlerin

Amaçları

İhtiyaçsahibiinsanlariçin konutsağlamak.

Ekonomikkonutstokunakonuteklerkenkendileriiçinkonutyaratmak.

Bir birlikkurmak.

Kentmanzarasınınkorunması.

Devletekarşı güçinşaetmek.

Sınıf

Orta sınıftarafındandesteklenen altsınıfişgalciler.

Ortasınıf(AmaTamamenDeğil).

Orta sınıf(AmaTamamenDeğil).

Orta sınıf(AmaTamamenDeğil).

Orta sınıf(AmaTamamenDeğil).

Talepler

Mütevazıve geçicikonut veyaalternatifkonaklama.

Yalnızbırakılmak.

Yalnızbırakılmak.

Planlamanın tersineçevrilmesi.

Çatışmaözdür,taleplerdaha çoktamamlayıcıdır.

KültürelvePolitikbağlantı

Bazenradikalpolitikaile zayıfbirbağlantı.

Karşıkültürle2

bağlı,diğerhareketlerlebağlı.

Karşıkültürlebağlı,diğerhareketlerle bağlı.

Karşı kültürle bağlantılı, diğer hareketlerle bağlı.

Marksistörgütlerveyahareketlerlebağlantılar.

Büyük Baskı ve Baskı ve Bazen Baskı için

2 Karşı kültür: Bir toplumda kabul gören genel kültürün karşıtı birkültürü ifade etmek için kullanılan bir terimdir.

28

Sonuçlar olasılıklaoybirliği.

yasallaşma.

yasallaşma.

imtiyazlarkazanır.

dahaönemli birhedef içinişgaletme.

ÖzgünSorunlar

Yukarıdanaşağıorganizasyonsınırlarıhareketiyayılımıvegüvenlikaçığınıartırır.

Sosyalkontrol.

Yasallaştırmasonrasıkimliğikorumak.Alternatifkimlik vegenişitirazarasındapazarlıksız.

Yok. Diğeryapılandırmalardaişgalcilerileçatışmalar.

Kaynak: Hans Pruijt (2011)’in International Journal of Urban and

Regional Research dergisinde yayınlanan The Logic of Urban Squatting

araştırmasından faydalanılarak hazırlanmıştır.

2.3. İŞGAL ETMENİN AŞAMALARI

Pattaroni (2014)’ye göre bir evi işgal etmenin beş adımı

vardır. Bunlar; işgal, yerleşme, ikamet, tahliye ve

devamlılıktır.

1. İşgal: İlk aşama işgal etmedir. İşgale müsait bir alan

bulunup işgal edilir. Bu aşamada mülkiyet hakkı ihlal

edilmiş olur. Yapının güvenilirliği kontrol edilip

ihtiyaçlar belirlenir. Bu sırada örgütlenme için halk

desteğini almak önemlidir.

2. Yerleşme: Bina ve çevredeki yaşayanların işgali

benimseyebilmesi için sonraki adım olarak mekân

29

yaşanabilir hale getirilmeye çalışılır. İlk olarak

yaşamsal ihtiyaçları karşılamak için (uyku, yemek

gibi) gerekli çalışmalar yapılır. Eğer bina birkaç

daireden birleşiyorsa ortak alan yaratmak için

duvarlar yıkılır.

3. İkamet: İşgal evleri sadece mücadelenin değil yaşamın

da mekânlarıdır (Pattaroni, 2014, s.96). Bireysel

alışkanlıklar burada da sürdüğü için kimi zaman bu

süreçte zorluklar yaşanabilmektedir. Bu süreç

içerisinde alanın temizliği, bakımı gibi hususlar

bakımından bireysel katkılar önemlidir.

4. Tahliye: Boşaltma veya tahliye aşaması işgalin son

aşamasıdır. İşgal edilen alan özel mülk ya da kamu

mülküyse tahliye gerçekleşir. Özel mülk olma durumunda

istisnai olarak mülk sahibinin olaya göz yumduğu

görülmektedir veya davalık olan mülklerde tahliye

süreci ileriki yıllarda gerçekleşebilmektedir. Burada

güç kullanımı uygulayan, yasal olarak yetkilendirilmiş

ve meşru ya da gayrimeşru olarak değerlendirecek olan

devlettir. Tahliye sonucunda işgalciler yeni boş

mekânlara yönelebilmektedir.

5. Devamlılık: İşgal hareketi ve içinden çıktığı kent

mücadeleleri işgallerin savunduğu militan ilkelerin

izlerini taşıyan bazı kurumsal yeniliklerle

sonuçlanmıştır (Pattaroni, 2014, s.101). Örneğin

bunlardan biri CODHA adında bir konut kooperatifidir.

30

Bunun dışında kimi işgal evleri yasal statü de

kazanabilmektedir.

Yerleşme aşamasından sonra eğer barınma amaçlanıyorsa

ikamet aşaması gerçekleşmektedir. Bu aşamadan sonra polis

baskınıyla tahliye işlemi gerçekleşebilmektedir. Fakat

tahliye eylemi gerçekleşmezse işgal evinin devamlılığı

sağlanır. Devamlılık sağlanması ise işgalcilerin önemli

hedeflerinden biridir.

2.4. KARŞILAŞILAN SORUNLAR

İşgal hareketlerinde karşılaşılan sorunlardan en önemlisi

yasallaşmadır. Çünkü işgal eylemi yasadışı olarak

gerçekleşmektedir. Yasallaşma gerçekleşmediğinde tahliye

olayları gerçekleşebilmektedir. İşgal evi tahliye

edildiğinde grupların çözüldüğü görülebilmektedir.

Tahliyelerin önlenmesi için örgütlenme önemli bir boyutu

oluşturmaktadır. Örgütlenme için de kitle iletişim

araçları, halk ve bağımsız medya desteği ve dayanışması

gereklidir.

Bazı ülkelerde işgal evleri yasal statüye

kavuşabilmektedir. Yasallaşma bazı işgal gruplarınca

olumlu karşılanırken bazılarınca karşılanmamaktadır.

Yasallaşma gerçekleşirse eğer olumlu bakan gruplar

tarafından başarı elde edilmiş olunur. Yasal statüye

kavuştuğunda işgalcilerin sık sık taşınması gerekmez.

Fakat bir yandan da işgalciler yasallaşma için

31

gerçekleşen müzakere süreçlerinden kaynaklanan bürokratik

yapılardan hoşlanmamaktadır.

“Yasallaşma ayrıca otonomi seviyesinde bir miktar kayıp

anlamına gelir. Eski işgalciler, binaların yönetimsel

güvenlik normlarına uygun olması için yapıda ve

kullanımında yapılan değişikliklerin sorumluluğunu

üstlenmek zorundadır. Su ve elektrik tesisatı da tamamen

yasal olmalıdır ve faturalar işgalcilerin gelir

seviyesine göre yüksek olabilir.” (Martinez ve diğerleri,

2014, s.289) fakat yasallaşma işgal evinin mantığına ters

düşmektedir. Çünkü yasallaşma evin mülkiyetinin belli bir

grubun eline geçmesidir. İşgal hareketleri ise mülkiyete

karşıdır.

Bunların dışında zorluklardan biri de “öz yönetim ve

ortak yaşam ideallerini uygulayabilmek için binaların ve

etrafındakilerin sahipliğini ele geçirebilmektir”

(Pattaroni, 2014, s.90). Binanın etrafındakiler işgal

evinden hoşlanmadığı zaman polisi arayıp şikayet

edebilmektedirler. Polise şikayet ise kimi zaman

tahliyeyle sonuçlanabilmektedir.

İş bölümü, kişisel tavırlar, uyuşturucu ve alkol

kullanımı da diğer sorunlar arasında yer almaktadır.

Çünkü kimi işgal evlerinde elliye yakın insan

barınmaktadır ve burada farklı tutuma sahip insanlar

barınmaktadır.

32

2.5. AVRUPA’DAKİ İŞGAL DENEYİMLERİ: BERLİN RAUCHHAUS

İŞGAL EVİ DENEYİMİ ÖRNEĞİ

2.1. bölümde bahsedildiği gibi işgal evleri kapitalizm

bağlamında neoliberal politikalara başkaldırmak amacıyla

ortaya çıkmıştır. İşgal hareketlerinin Avrupa ülkelerinde

yaygın olduğu bilinmekle beraber hepsinin kendine özgün

süreçleri vardır. Fakat ne kadar özgün süreçler yaşansa

da bu hareketler birbirinden etkilenmektedir.

Kimi Avrupa ülkelerinde işgal evleri yasal statüye

kavuşurken karşılaşılan sorunlar veya hükümetin

değişmesinden dolayı daha sonradan yasadışı

sayılabilmekte ve hapis cezası getirilebilmektedir.

Hollanda’da 2010 yılına kadar işgal yaygın ve yasalken

2010 yılından sonra yasadışı hale gelmiştir. 2012 yılında

İngiltere ve Galler’de de yürürlüğe giren yeni bir

yasayla işgal suç haline getirilmiştir. Batı Almanya’da

işgal her zaman bir suç olarak görülürken Berlin’de

1980’lerde yasalar sıkılaştırılmıştır. İspanya’da 1995

yılında işgal ilk defa ciddi suç kategorisine girmiştir.

Fransa’da yetkililer en kısa sürede anlaşma yapılması ve

yasal sözleşmeler imzalanması için işgalcilerle temas

kurmaktadır. Tüm bu süreçlerle beraber işgal hareketleri

hala bu ülkelerde varlığını sürdürmektedir.

Batıdaki en kapsamlı ve eski örnekler Berlin’de

görülmektedir. Berlin’de ilk işgaller 1970’lerde barınma

sorununa yönelik çözüm üretmeyi amaçlamaktadır. Ardından

33

bu hareketler politik eylemlere dönüşmüştür. Bu politik

eylemler içerisinde “kültürel, cinsel, dini ve toplumsal

dışlama” (Çoban, 2015, s.231) mücadeleleri yer

almaktaydı.

Berlin’in yaklaşık kırk beş yıllık işgal tarihini

G.Katsiaficas’tan derleyen Funda Çoban işgalleri üç

evrede incelemiştir:

1. Birinci Dalga (1970-89): 1970’lerin ortalarında

Almanya’da gerçekleşen ekonomik krizler, işsizlik ve

Berlin’e gelen göçmen işçileri yerleştirme gibi

sorunlar Berlin’de ilk işgallerin başlamasına sebep

olmuştur. Bu dönemdekentte binlerce boş ev ve binlerce

evsiz insan bulunmaktadır. Bu koşullar altında

Türkiyeli popülasyonun yoğun olduğu Kreuzberg

bölgesinde, Şekil 2.1’de görülen Duvar’ın geçtiği hat

boyunca 50 kişilik gruplar halinde 165 kadar bina

bloğu işgal edilir (Çoban, 2015, s.232). Bu işgalciler

ise alternatif yaşam biçimi arayan insanlar ya da

sanayi işçileridir. Bu işgalciler “eklemlendikleri

sol-politik angajman içerisinde sistemi değiştirip

dönüştürme yönünde bir saikle” (Çoban, 2015, s.234)

hareket etmektedirler.

Cornelia Reinauer işgalin küçük bir grupla başlayıp

destekçileriyle beraber bütün şehri sardığından

bahsetmektedir. Belediye ise işgal hareketlerinin

büyümesi sonucunda işgalcilerin küçük bir miktar

kirayla evlerde kalabilmelerini sağlamıştır. 1984 yılı34

itibariyle de Berlin’deki tüm işgal evleri

yasallaşmıştır(Çoban, 2015, s.233).

2. İkinci Dalga (1989-2000): İkinci işgal dalgasında

işgalciler “mevcut sistem içerisinde geleneksel

olmayan yaşam biçimlerini özgürce

gerçekleştirebilecekleri ortak bir paylaşım mekanı

tanımlamaya çalışırlar” (Çoban, 2015, s.234). Bu

evreye Berlin Duvarı’nın yıkılışıyla varılmıştır.

Duvar’ın yıkılmasıyla evlerini terk edip Batı Berlin’e

giden kişilerin evleri boş kalmıştır (Çoban, 2015,

s.233). Boş kalan evler ise nüfus yoğunluğu sebebiyle

cazibe noktası haline gelmiştir. Duvarın yıkılmasının

ardından Doğu Berlin’de de işgaller başlamıştır.

bu olaylardan sonra 1990 yılında Batı Berlin yasası

çıkarılır. Bu yasaya göre ise yeni işgal evlerinin

tahliye edilmesi gereklidir. Yasa Doğu Berlin’de de

uygulamaya geçer. Fakat işgalciler yasaya direnir.

Direnişin ardından “Berlin şehir hükümeti kalan işgal

evlerini göstermelik kiralar karşılığında sözleşmeye

bağlar ve yasallaştırır.” (Çoban, 2015, s.234)

35

Şekil 2.1 Berlin'in ortasından geçen ve kenti doğu-batı olarak ayıranBerlin Duvarı

Kaynak: (Çoban, 2015, s.241)

3. Üçüncü Dalga (2000 ve sonrası): 2000’li yılların

sonuna gelindiğinde ise Berlin’de işgal evlerinde

proje evler olarak bahsedilmeye başlanmıştır. Çünkü

işgal sözcüğü politik bir söylemdir. Günümüzde ise

Berlin’in piyasa değerinin artmasından dolayı burada

kentsel projeler gerçekleştirmek istenmekte ve bir

kısmı yasal statüye kavuşmuş proje evlerinin geleceği

tehdit altında bulunmaktadır. Cornelia Reinauer

günümüzde Berlin’de TOKİ’nin yaptığı gibi yeni evler

ve özelleştirmeler yapıldığını söylemektedir. Fakat

insanların bu evlerin daha pahalı olduğundan ve

36

insanların bu evleri almaya maddi güçlerinin

yetmediğinden bahsetmektedir.

Şekil 2.2 Rauchhaus işgal evinin dışarıdan görünümüKaynak: http://www.rauchhaus1971.de/

Şekil 2.2’de görülen çalışma kapsamında incelenen

Rauchhaus, Kreuzberg3’de bulunan kentteki en eski işgal

evlerindendir. 1971 yılında işgal edilmiştir. Ağırlıklı

olarak işgal evinde “öğrenciler, genç işçiler ve

stajyerler” (Azozomox, 2015, s.263) yaşamaktadır. Evde

konserler,partiler,festivaller, yoga gibi etkinlikler ve

sunumlar yapılmaktadır. Şekil 2.3’te festivalleri

duyurmak için yapılan el ilanı görülmektedir. Festival

kapsamında çeşitli müzik gruplarına yer verilmektedir.

3 Batı Berlin’de bulunan bir semttir.37

Şekil 2.3 Rauchhaus'daki festivali duyurmak için yapılan el ilanıörneği

http://www.rauchhaus1971.de/

Şekil 2.4 Rauchhaus işgal evinin duvarın bulunan bir yazıKaynak: (Çoban, 2015, s.241)

Şekil 2.4’te Rauchhaus işgal evinde bir duvar yazısı

görülmektedir. “Das ist unser haus”4 yazısı işgalcilerin

evlerini sahiplendiğini göstermektedir. Cornelia Reinauer

ile gerçekleştirilen mülakat sonucu elde edilen verilere

4 Almanca’dan Türkçe ’ye “Bu bizim evimiz.” Olarak çevrilmektedir.38

göre; işgalciler kültür merkezi eksikliğinden yola

çıkarak binayı işgal etmiştir. Nasıl bir kültür merkezi

olması gerektiğine yine kendileri karar vermiş ve

devletin müdahalesini kabul etmemişlerdir. Fakat

verdikleri kültür hizmeti karşısında devletten kira

yardımı istemişlerdir. Bina kurulan gönüllü derneği

vasıtasıyla devletten maddi yardım talebinde bulunmuştur.

Devletten elde edilen bu bütçeyle uzmanlar tarafından

bina restore edilmiş ve tuvalet, duş, elektrik, su gibi

yaşamsal ihtiyaçlar karşılanmıştır.

İşgalciler ev için grup ilk olarak kira vermek

istememiştir. Fakat devlet tarafından “devletten para

alıyorsunuz kira vermelisiniz”(Reinauer, C., 2015)

söylemiyle az miktarda kira verilmeye ikna edilmişlerdir.

Ardından da belediye tarafından legalize edilmişlerdir.

İşgalin ilk yıllarında Kreuzberg’deki muhafazakar gruplar

işgal evine yasal olmaması gerekçesiyle karşı gelmiştir.

İşgalciler komşularla iletişim kurmak adına komşular

davet edilmiş kimi komşular davete katılırken kimileri

katılmamıştır. Günümüzde varlığını devam ettiren evin

çevresinde ise artık alışmış bulunmaktadır.

39

3.TÜRKİYE’DE İŞGAL EVLERİ

Bu bölümde ilk olarak Türkiye’deki işgal evleri

oluşumundaki arka plandan bahsedilecektir. Ardından

konuyu kavramada verilebilecek en iyi örnek olduğu için

Don Kişot Sosyal Merkezi detaylıca ele alınacaktır. Daha

sonra kısaca diğer işgal evlerinden bahsedilecektir. En

son olarak da dünyadaki ve Türkiye’deki işgal evleri

arasındaki farklar ve benzerlikler ele alınacaktır.

Türkiye’de işgal kavramı yıllardır fabrika (işçileri

tarafından Greif ve Kazova fabrikalarının işgali),

üniversite (68 kuşağı öğrencilerinin fakülte işgalleri),

park(Gezi Parkı) alanlarında ya da devlet veya özel

mülklerin üzerinde gecekondu inşa edilmesiyle kendini

göstermiştir. Gezi Parkı hareketinden sonra da mahalle

forumları ve dayanışma platformlarıyla işgal evi

40

oluşumları hayata geçirilmiştir. İlk deneyim de Don Kişot

Sosyal Merkezi’dir.

Sendika.org sitesinden edinilen bilgiye göre Özgür

Narin’in Express dergisinde yayınlanan yazısında

Türkiye’de fabrika işgallerinin 1969 yılında başladığı

söylenmektedir. Bu işgal türünde maaşları ödenemeyen,

işten çıkarılan, işyerleri kapatılan işçilerin seslerini

duyurması amaçlanmakla birlikte geçici sürmektedir.

Üniversite işgallerinin ise 1968’de öğrencilerin

üniversitelerde yenilikler istemesiyle başladığı

bilinmektedir. Bu işgallerin kimi zaman öğrencilerin

talepleri yerine getirilene kadar sürdüğü bilinmektedir.

Bu üniversite işgallerine İTÜ, İstanbul Üniversitesi

Hukuk Fakültesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,

ODTÜ verilebilmektedir.

Üniversite, fabrika, kamusal alan gibi politik işgallerin

yanı sıra barınma amacıyla da işgaller yapılmaktadır. Bu

işgaller ise gecekondu olarak adlandırılmaktadır.

Türkiye’deki gecekondu olgusunun 1950’li yıllardan

itibaren kırdan kente göçle başladığı bilinmektedir. Bu

süreçte kırdan gelen gruplar çoğunluğu devlet hazinesi

olan arazilere kaçak konutlar yapmışlardır. Bu oluşumlar

da yasadışı olmalarından dolayı arazi işgali olarak

sayılabilmektedir.

Kamusal alan işgallerinden en bilineni ise Gezi Parkı

işgalidir. Parktaki ağaçların kesilmesine halkın tepki

41

vermesiyle başlayan hareket daha sonradan politik bir

duruş kazanmıştır.

Türkiye’de çalışma kapsamında ele alınan işgallerin

politik, girişimci ve barınma amaçlı olduğu

görülmektedir. Girişimci olarak adlandırılan işgal evleri

ise sosyal merkez özelliği taşımaktadır.

Türk yasalarına bakıldığında direkt olarak işgal

evlerinden bahseden bir yasayla karşılaşılmamaktadır.

Fakat taşınmaz mülklerin işgali durumunda soruşturma

açılabilmekte veya cezai işlem yapılabilmektedir.5

3.1. DON KİŞOT SOSYAL MERKEZİ

Yeldeğirmeni’nde yerel örgütlenmeler ve kolektif

işbirlikleri özellikle Gezi Hareketi sonrasında park

forumlarıyla başlayan ortak dayanışma mekânlarını da

gündeme getirmiştir (Yücel, 2015, s.38). Kadıköy

Rasimpaşa (Yeldeğirmeni) Mahallesi’nde yaklaşık 20 yıldır

boş bulunan bir binanın 2013 yılının bahar ayında işgal

edilerek müşterek bir kullanım alanına dönüştürülmesiyle

oluşan Don Kişot Sosyal Merkezi bu dayanışma

mekanlarından biridir. Şekil 3.1’de de görüldüğü gibi

merkezin dış duvarlarında Gezi Hareketini ve dünyada

benzeri yaşanmış hareketleri hatırlatan çizimler

bulunmaktadır.

5 Bknz:  Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin ÖnlenmesiHakkında Kanunun Uygulama Şekli Ve Esaslarına Dair Yönetmelik, 1985

42

Şekil 3.5 Merkezin dışından bir görünümKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Bu bölümde ilk olarak merkezin konumundan ve ortaya

çıkışından bahsedilecektir. Daha sonra merkezde

gerçekleştirilen etkinliklerden bahsedilecektir. Son

olarak da işgal evlerini daha iyi tanımlayabilmek adına

burada gerçekleşen etkinliklerin yapıldığı diğer

oluşumlar incelenecektir.

3.1.1. Merkezin Konumu ve Ortaya Çıkışı

Yeldeğirmeni Dayanışması’nın6 öncü olduğu merkez “halkın

kullanılmayan alanları geri alması” (Doğanoğlu, 2014)

fikrini temel almaktadır. Merkezin kuruluşunda katkısı

olan Doğanoğlu binayı işgal etmekteki amacın “Dayatılan

iktisadi sistem sahip olma üzerine. Paylaşabildiğimiz

kadar zenginiz. Paylaşabilecek ne varsa paylaşmak için

var burası. Diğer mahallelerle nasıl paylaşabiliriz? Bina

sembolik. İnsanları ihmal etmeden nasıl üretim6 Gezi Hareketleriyle beraber Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yapılanforumlarla mahalle sakinleriyle dayanışma sağlamak amacıyla kurulanbir topluluktur.

43

yapılabilir? Cüreti geziden aldık. Paylaşım ve hoşgörü.

Geziyle bu ortaya çıktı.” (Doğanoğlu, 2013) olarak

açıklamıştır. Ayrıca Gezi Hareketlerinin ürünü olan işgal

eyleminin gerçekleşmesinde kışın forumların yapılacağı

bir yer ihtiyacının gündeme gelmesi etkili olmuştur.

Merkez facebook sayfasında kendi deneyimleri çerçevesinde

işgal evlerini “Bir alan ya da mekanın, kolektif

mülkiyetten yola çıkarak, mülkiyetsizliğe doğru uzanan

yolda, bir toplumsal birarada yaşama deneyi için işgal

edilmesidir. Bu deney, tamamen bağımsız – otonom, gönüllü

ve hiyerarşi karşıtı insanların ve insanları da aşan

oranda tüm canlıların birarada üretme, bulunma ve yaşama

deneyidir. Bu deney, birarada olabilmek için tepemizde,

devlet otoritesi dahil, daha yüksek otoritelerin

bulunmadığı bir durumda gündeme gelebilecek şiddet,

hırsızlık, paylaşım,iletişim, temel ihtiyaçların

karşılanması vb her tür sorunun çözülebilmesi için bir

sorma / deneme – yanılma ve arama deneyidir. Bu deney,

yeni bir toplumsal projenin filizlerinin dar ve izole

alanlarda / mekanlarda ancak uluslararası ölçekte,

elbirliği ile, yetiştirilme çalışmasıdır” şeklinde

tanımlamıştır. Tanımından da anlaşıldığı üzere merkez

hiyerarşi yoktur. Birlikte üretmek ve tüketmek değerleri

benimsenmiştir. Her türlü soruna kolektif bir şekilde

yaklaşılmaktadır. İşgal deneyimlerinden ise “toplumsal

proje” olarak bahsetmişlerdir. Çünkü işgal eylemleri

devlet otoritesini kabul etmemektedir.44

Merkez işgal edildikten sonra gönüllülerin dayanışmasıyla

yerleşme aşaması gerçekleşmiştir. Barınma ihtiyacına

yönelik bir işgal olmadığı için ikamet aşaması

gerçekleşmemiştir. Fakat aşamanın bir parçası olarak

belirtilen alanın temizliği ve bakımı

gerçekleştirilmiştir. Günümüzde tahliyesi gerçekleşmeden

devamlılığı sağlanmıştır. Tahliye işleminin gerçekleşme

sebebi ise mülkün sahibinin belli olmamasıdır.

Binanın varlığını girişimci işgal olarak sürdürmesi

amaçlanmıştır. Bu çerçevede barınma amaçlanmamış, sosyal

merkez işleviyle sürdürülmesi planlanmıştır. Yapılan

mülakatlardan elde edilen verilere göre bir müddet evsiz

grupların kalması uygun görülmüş fakat daha sonra ortaya

çıkan temizlik ve alkol kullanımı sorunlarından dolayı

barınmalarına müsaade edilmemiştir.

Her ne kadar sosyal merkez özelliği taşısa da merkezin

politik söylemleri ve eylemleri de vardır. Merkezin

barınma amaçlı kullanılması, sosyal merkez olarak

kullanılması ve politik söylemler içermesi gerektiğine

dair merkezin kullanıcıları tarafından ortaya atılan üç

ayrı söylem vardır.

Şekil 3.2’de merkezin mahalle içerisindeki konumu ve

ulaşım bağlantıları gösterilmektedir. Alan oldukça yoğun

ulaşım bağlantıları arasında kalmaktadır. Bu durum,

mahallenin dolayısıyla Don Kişot’un kullanımını artırıcı

bir etkendir. Diğer bir etken de Yeldeğirmeni

45

Mahallesi’nin tarihi geçmişi sebebiyle tanınan bir

mahalle olmasıdır.

Şekil 3.6 Alanın Konumu ve Ulaşım BağlantılarıKaynak: ÇEKÜL Vakfı ve Kadıköy Belediyesi tarafından hazırlananYeldeğirmeni Canlandırma Projesi (2011) raporundan faydalanılarak

hazırlanmıştır.

46

Merkezin bulunduğu sokaktaki tüm yapıların giriş

katlarında ticaret işlevi veya sanat atölyeleri yer

almaktadır. Esnaflar ve bir sanat atölyesi ile yapılan

mülakatlardan da anlaşıldığı üzere yerli yabancı pek çok

insan burayı sormakta ve merak edilen bir yer olarak

görmektedir. Şekil 3.3’te merkezin bulunduğu Dua Tepe

Sokağı’n günlük kullanımı görülmektedir.

Şekil 3.7 Merkezin konumlandığı Dua Tepe Sokağı’nın günlük kullanımıKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Şekil 3.4’te 212 ada 1 parsel olarak gösterilen,

günümüzde sosyal merkez olarak kullanılan ve sit alanı

içerisinde yer alan yapı 13.07.1998 tasdik tarihli 1/1000

ölçekli Rasimpaşa Koruma İmar Planı’na tabi olup planda

konut+ticaret alanı olarak belirlenmiştir.

47

Şekil 3.8 13.07.1998 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Rasimpaşa Korumaİmar Planı’nda Don Kişot Sosyal Merkezine ilişkin plan kararları

Kaynak: (Kadıköy Belediyesi, 1998)

Şekil 3.9 Çalışma alanı ve yakın çevresinin arazi kullanım durumuKaynak: Alan çalışması kapsamında hazırlanmıştır.

Şekil 3.5’te çalışma alanı ve yakın çevresinin arazi

kullanımına bakıldığında ticaret, konut ve sanat

atölyesi ağırlıklı kullanım olduğu görülmektedir.

48

Merkezin yakın çevresinde kamusal alan yetersizliği

görülmektedir. Don Kişot ise konut alanlarına oldukça

yakın olması ve barındırdığı çeşitli aktiviteler

sebebiyle kamusal alan ihtiyacına cevap vermektedir.

Esnaf 2 ile yapılan mülakatta da esnaf kamusal alan

ihtiyacını kısmen karşıladığını söylemektedir. Arazi

kullanımda da görüldüğü gibi yakın çevresinde merkeze

alternatif diğer kamusal alanlar da park ve Yeldeğirmeni

Sanat’tır.

Şekil 3.10 Don Kişot Sosyal Merkezi kurulmadan önce binanın durumu,2010

Kaynak: http://webgis.kadikoy.bel.tr/

49

Şekil 3.11 Don Kişot Sosyal Merkezi kurulduktan sonra binanın durumu,2015

Kaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Şekil 3.6’da binanın işgal edilmeden önceki hali, şekil

3.7’de ise işgal edildikten sonraki hali yer almaktadır.

Binanın işgal edilmeden önce inşaat halinde bırakıldığı

için kapısının ve penceresinin bulunmadığı görülmektedir.

İşgalden sonra binanın içi çöplerden temizlenmiş, pencere

ve kapı takılmıştır. Binanın mülkiyet geçmişine bakıldığı

daha sonra mülkün beş kişiye satıldığı, müteahhidin ise

ortadan kaybolduğu, binanın inşaat halinde bırakıldığı

söylenmektedir. Hemen ardından binanın içine girebilmek

için inşaat mühendisleri aracılığıyla binanın sağlamlığı

kontrol edilmiştir. Ardından bina işgal edilmiş ve buraya

dikkat çekmek amacıyla herkesin çiçek bırakıp sulaması

için binanın dışına saksılık yapılmıştır.

Doğanoğlu “ Binanın hali beni rahatsız ediyor. Ben buna

dikkat çekmek istiyorum. Çöp olarak bıraktığınız şeyi biz

güzelleştirip kullanacağız, ta ki siz gelip bunu

gerçekten hizmete uygun hale getirene dek.” (Kural, B.,

50

2013) sözleriyle yerel yönetimlerin boş kalmasına göz

yumdukları yapılara da dikkat çekmektedir.

3.1.2. Merkezde Gerçekleştirilen Etkinlikler

Sosyal merkez işleviyle kurulan işgal evinde maddiyattan

ziyade paylaşım ve dayanışmaya yönelik etkinlikler

görülmektedir. Şekil 3.8’de görüldüğü gibi binada bulunan

her odaya farklı isimler verilmiş ve her oda için farklı

aktiviteler uygun görülmüştür. Merkezin facebook

sayfasından elde edilen bilgiye göre odaların isimleri

“dünyadaki diğer işgal evlerinden ya da işgal kültürüne,

mülkiyetsizliğe yakınlığıyla bilinen kitaplardan

oluşumlardan alınan isimlerdir.” (Don Kişot Sosyal

Merkezi, 2014)

Şekil 3.12 Merkezin odalarına verilen isimlerden bir örnekKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Bu odaların tasarımının ise etkinlikleri

gerçekleştirenler tarafından belirleneceği yazılmıştır.

Şekil 3.9’da görüldüğü gibi merkezin girişinde yer alan51

salondaki barkovizyonda film ve belgesel gösterimleri

yapılmaktadır.

Şekil 3.13 Merkezin girişindeki salonda yer alan barkovizyonKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Merkezde gerçekleşen aktiviteler; dans ve müzik

atölyeleri, forumlar, takas pazarı, kütüphane, ortak

sofralar, tartışmalar, film gösterimleri ve sunumlardır.

Ayrıca merkeze ait bostan ve vegan mutfağı bulunmaktadır.

Şekil 3.10’da “Dünya Halkları Kardeştir!” fotoğraf

sergisi gibi merkezde ücretsiz olarak pek çok sergi

gerçekleşmektedir. Ayrıca gerçekleşen bu etkinliklerin

sanatsal yönünün yanı sıra barış, dayanışma gibi mesajlar

da verdiği anlaşılmaktadır.

52

Şekil 3.14 Merkezde gerçekleşen fotoğraf sergisinden bir bölümKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Merkezde gerçekleşen kapsamlı etkinliklerden biri ise

2015 yılının nisan ayında ilki gerçekleşen Don Kişot

Sanat Festivali’dir. Bu festival kapsamında fotoğraf ve

resim sergileri, dans, tiyatro, müzik, kısa film

gösterimleri ve atölyeler gerçekleştirilmiştir.

Bu etkinlikler duyurusu merkezin “Don Kişot Sosyal

Merkezi” adlı facebook grubuyla sağlanmakla beraber şekil

3.11’de görüldüğü üzere merkezin camına veya duvarına

asılan afişlerle de sağlanmaktadır. Ayrıca yine

Yeldeğirmeni’nde bulunan, varlığını Don Kişot Sosyal

Merkezi gibi dayanışmayla yürüten ve 2013 yılında açılan

Komşu Kafe’nin de camlarında etkinliklerin afişleri

asılmaktadır.

53

Şekil 3.15 Merkezin camına asılan etkinlik afişleriKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Merkezin facebook sayfasında yayınlandığı üzere,

etkinliklerinde benimsedikleri değerler aşağıdaki

gibidir:

1. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, bağımsızlık

2. Mülkiyetsizlik ve paylaşımcılık

3. Kültürel, bilimsel, sanatsal üretkenlik ve

yaratıcılık

4. Doğa, canlı sevgisi

5. Her tür sömürü karşıtlığı

6. Her türlü cins, sınıf, tür, ırk ve ulus ayrımcılığı

karşıtlığı

7. Kadın – erkek eşitliği

54

3.1.3. İşgal Evi ve Benzer Oluşumların Farklılıkları

Önceki bölümlerde de değinildiği gibi merkezin yakın

çevresinde kamusal alan eksiliği görülmektedir. Fakat

mahallede kamusal alan eksikliğini bir miktar karşılayacak

alanlar bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre bu

alanlar şekil 3.12’de gösterilen Yeldeğirmeni Sanat, TAK

(Tasarım Atölyesi Kadıköy), Rasimpaşa Gönüllü Evi ve

İSMEK’tir. Don Kişot Sosyal Merkezi ise bu oluşumlara

alternatif olabilecek işlevler taşımaktadır.

Şekil 3.16 İşgal Evine Benzer İşlevli Oluşumların KonumlarıKaynak: Kadıköy Belediyesi ve ÇEKÜL tarafından hazırlanan

Yeldeğirmeni Canlandırma Projesi (2011) raporundan faydalanılarakhazırlanmıştır.

Don Kişot’u daha iyi tanımlayabilmek için ise bu oluşumlar

incelenmiş aralarındaki farklar ortaya konmuştur. Tablo

3.1’de de bu farklar görülmektedir.

55

Tablo 3.2 İşgal evi ve benzer oluşumların farklılıkları

Don Kişot

Sosyal

Merkezi

Yeldeğirmeni

Sanat

TAK (Tasarım

Atölyesi

Kadıköy)

Rasimpaşa

Gönüllü EviİSMEK

Bağlı

olduğu

yer

Yok İçişleri

Bakanlığı

Dernekler

Dairesi

Başkanlığı

Kadıköy

Belediyesi

Kadıköy

Belediyesi

Milli

Eğitim

Bakanlığı

Yönetim

yapısı

Özyönetim Başkan, başkan

yardımcısı,

sekreter ve

üyeler

Yürütme

kurulu,

Değerlendirme

Kurulları, TAK

Koordinatörler

i, TAK

Küratörleri,

TAK

Destekçileri.

Başkan, başkan

yardımcısı,

sekreter,

sosyal

komiteler

Milli

Eğitim

Bakanlığı

Teşkilatı

Yapılan

etkinlikl

er

Müzik,

bostan,

söyleşiler,

forumlar,

takas

pazarı,

geri

dönüşüm

atölyesi,

bisiklet

atölyesi,

fotoğraf ve

resim

sergileri.

Yemekli

toplantı,

konser, temsil,

balo, tiyatro,

sergi, spor,

kültürel gezi,

sanat

söyleşileri,

film

gösterimleri,

festivaller.

Ürün tasarım

atölyeleri,

proje

tasarımı,

araştırma,

çocuklar için

oyun

etkinlikleri.

Sağlık

etkinlikleri,

müzik korosu,

tiyatro ve

müzik eğitimi,

okuma yazma,

bilgisayar, el

sanatları ve

kişisel

gelişim

kursları

Müzik,

resim,

cam, el

sanatları

gibi pek

çok

branşta

atölyeler.

Etkinlikl

erin

Kadıköy Türkiye’nin

belli illeri

Kadıköy Kadıköy İhtiyaç

duyulan

56

yapıldığı

yer

her yer.

Gelir Yok.

Gönüllülük,

dayanışma

ve takas

pazarı.

Üye aidatları,

konser,

konferans, gezi

gibi

faaliyetlerden

sağlanan

gelirler,

bağışlar,

yardımlar,

derneğin mal

varlığı, gelir

için yapılan

ticaret.

Kamu, özel

sektör

Kamu ve

gönüllülerin

bağışı.

Kamu

Herhangi

bir

oluşumla

ilişki

Yok sosyal

hizmetlere

bağlı kurum ve

kuruluşlarla

işbirliği

Kamu, sivil ve

özel işbirliği

Kadıköy

Belediyesi,

ÇEKÜL Vakfı ve

Kentsel

Strateji

şirketi

ortaklığı,

Rasimpaşa

Gönüllü Evi

TAK (Tasarım

Atölyesi

Kadıköy)

Ulusal ve

uluslarara

sı kurum

ve

kuruluşlar

Hitap

ettiği

kitle

Her yaştan

her insan.

Her yaştan

insanlar

olmakla beraber

genel olarak

çocuk ve

gençlere

Kadıköylüler,

Tasarımcılar,

Gönüllüler,

Destekçiler,

Öğrenciler

Çoğunlukla

orta yaş üstü

ve

Kadıköylüler.

Yetişkinle

r

Kaynak: Bitirme ödevi kapsamında yazar tarafından hazırlanmıştır.

Don Kişot Sosyal Merkezi’ni diğer oluşumlardan ayıran en

büyük farklılık yasal olmamasıdır. Diğer oluşumlar tablo

3.1’de görüldüğü gibi bağlı olduğu herhangi kamu ya da

özel kuruluş yoktur. Bu nedenle bir yönetim yapısı

57

yoktur. Merkezin işleyişi tamamen insanların

örgütlenmesine dayalıdır. Bu sayede herkes eşit derece

söz sahibi olabilmektedir. Kararlar ise her pazartesi

gerçekleşen forumlarda katılımcılar tarafından oy

çokluğuyla alınmaktadır. Diğer oluşumlarda görüldüğü gibi

merkezin herhangi bir şubesi yoktur. Katılımcıların

talepleri doğrultusunda etkinlikler hazırlanmaktadır ve

bu etkinlikler yapılan mülakatlardan elde edilen

bilgilere göre merkezin facebook sayfasında mesaj olarak

bildirilip sayfanın yöneticileri tarafından onaylanmakta

veya forumlarda oylanmaktadır. Bu etkinlikler diğer

oluşumlara göre daha fazla çeşitlilik göstermektedir.

Merkezin ihtiyaçları bir gelir çerçevesinde

karşılanmamaktadır. İhtiyaçlar dayanışma ve gönüllülük

yoluyla karşılanmaktadır. Bu kapsamda merkezde örneğin

giysi dolabı bulunmaktadır. Gönüllüler ihtiyaçları

olmayan eşyaları merkezde bulunan dolaba koymakta ve

ihtiyacı olanlar buradan kıyafet almaktadır. Aynı şekilde

merkezde kütüphane de bulunmaktadır. Herhangi bir kurum

veya kuruluşla ilişkisi olmayan merkez diğer oluşumlarda

da olduğu gibi zaman zaman dernek vb. ile ortak çalışma

gerçekleştirmektedir. Örneğin; Sokak Bizim, ÇEKÜL Vakfı

ve Yaşar Adanalı merkezde Kafa Açan Cumartesiler

kapsamında söyleşi gerçekleştirmiştir. Diğer oluşumlarda

etkinlikler genel olarak belli bir yaş grubuna hitap

etmektedir. Örneğin; Rasimpaşa Gönüllü Evi’nde yapılan

mülakatta etkinliklere gençlerin de katılımının58

sağlanması istenmekte fakat çoğunlukla orta yaş üstü

grubun katıldığı söylenmiştir.

3.1.4. Merkez Üzerinden Gerçekleşen Tartışmalar

Merkez üzerinden gerçekleşen tartışmalara çoğunlukla

yapılan mülakatlar sonucunda ulaşılmıştır. Ayrıca konunun

mülakatlarla kısıtlı kalmaması için insanlar tarafından

sıkça kullanılan ekşi sözlükten de faydalanılmıştır.

Dokuz mahalle esnafı, beş mahalleli ve bir aktivistle

yapılan mülakatların dökümünden alana dair altı farklı

görüş ortaya çıkmıştır. Bunlar; daha önce gitmeyip merak

edenler, daha önce gidip de artık sevmeyenler, hiç

gitmeyip sevmeyenler, birkaç kere gidip nötr görüşü

olanlar ve sıklıkla gidenlerdir.

Esnaflardan dördü daha önce hiç gitmemesine rağmen

merkezi sevmemektedir, ikisi daha önce gitmemiş ve merak

etmektedir, ikisi daha önce gitmiş ve artık

sevmemektedir, biri ise daha önce gitmiş ve merkeze karşı

görüşü nötrdür. Mahalleliden ikisi sürekli gitmekte ve

merkezin kurulum sürecinde etkin olup faaliyetlere

katılmaktadır. Üçü ise birkaç kere gitmiş ve

sevmemektedir. Aktivist kullanıcı ise merkezde yer alan

etkinliklerde görev almaktadır.

Şekil 3.13’te merkezin üst katında dağınık halde bulunan

bir oda görülmektedir. Bu durum insanların merkeze

gelmeleri açısından davetkar nitelikte değildir.

59

“Dekoratif modern bir yer olduğunu söylüyorlar. Böyle bir

sanat yok. Hijyenik değil. Biraz düzenli olması

lazım.”(Mahalleli 5, 2015)

Mülakat yapılan mahalleli 5 olarak belirtilen kişinin de

belirttiği gibi merkezin dağınıklığı ve hijyenik olmaması

göze çarpmaktadır.

Şekil 3.17 Merkezin üst katta bulunan odasından bir görünümKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Bu mülakatlardan elde edilen sonuçlara göre ise merkez

üzerinden en fazla yapılan tartışma konusu alkol

kullanımı, merkez kullanıcılarının gürültü yapmaları ve

amaçlarının dışına çıkmalarıdır. Merkeze daha önce hiç

gitmeyip sevmeyen grup muhafazakâr bakış açısına sahip ve

alana karşı ön yargılı oldukları görülmektedir. Merkeze

gitmeyen gruptan üç kişi Yeldeğirmeni Sanat, Rasimpaşa

Gönüllü Evi ve Tasarım Atölyesi Kadıköy’e gitmeyi tercih

etmekte ve bu mekanları önermektedir.

60

Mülakatlardan elde edilen verilere göre merkezin eski

canlılığını yitirdiği anlaşılmıştır. Yapılan alan

çalışması sırasında da merkezde kimi zaman bir veya iki

insan bulunması, kimi zaman ise hiç insan bulunmaması

bunu destekler niteliktedir.

Ayrıca ekşi sözlük kullanıcılarından bir kişinin “… bugun

gittim ve gordum ki cok vahim vaziyettedir. cok fazla

miktarda yardıma ihtiyacları var ve gördüğüm kadarı ile

aktif olarak kullanılamıyor. oldukça pis ve darmadaginik.

ıki soru sorucak adam aradım bilgi alabilir ve bişeyler

yapabilirim belki niyetiyle ancak 13-14 yasında ekin

cocuk yattığı yatakta karşıladı ne yazik ki tum cevapsiz

sorularla birlikte.. .” sözleri de merkezin canlılığını

yitirdiğini göstermektedir.

Merkezden rahatsız olduğunu “mahalle kültürü, dayanışma,

bilmemne hiçbiri bahane değil yaptıkları bu zorbalığa.

kadıköy belediyesi buna bir ses çıkarmıyorsa o da

belediyenin, körü körüne seçilmiş bir başkana sahip

olduğunun göstergesidir.” Sözleriyle belli eden bir diğer

ekşi sözlük kullanıcısı ise yapılan yasa dışı eylemin

suçlusunun belediye olduğunu belirtmiştir.

Merkezin yakın çevresinde gerçekleşen tartışmalar dışında

bir de merkezin kendi içinde gerçekleşen tartışmalar

vardır. Bu tartışmalardan biri Yeldeğirmeni Dayanışması

tarafından işgal evinin kapısının kilitlenmesidir. Fakat

daha sonra bu kilidin bu alanı özel mülk konumuna

getirdiğini savunan bir grup bu kilidi kırmış tekrar61

halkın kullanımına açmıştır. Yel değirmeni Dayanışması

ise bu durumu gençlerin merkezi kötü amaçlarla

kullanımını önlemek olarak savunmuştur ve daha sonra

forumlar vasıtasıyla uyarılar yapılmıştır.

3.2. DİĞER İŞGAL EVLERİ

3.2.1. Caferağa Mahalle Evi

Evin facebook sayfasından7 edinilen bilgilere göre;

Kadıköy Caferağa mahallesinde Caferağa Dayanışması

tarafından kamuya açık ve kamu yararına faaliyetler

yürütmek amacıyla işgal edilen binadır.

Evde yapılan forumlarda kararlar ortak olarak alınmakta,

beraber üretmek, kente ve mahalleye sahip çıkmak

hedeflenmektedir.

Etkinlikler kapsamında ise atölyeler, toplantılar,

fotoğraf sergileri gerçekleştirilmektedir.

Şekil 3.18 Caferağa Mahalle Evi

7 Bknz: https://www.facebook.com/caferagadayanismasi62

Kaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Günümüzde Şekil 3.14’te görülen ev 2014 yılında maliyeye

ait olduğu gerekçesiyle tahliye edilmiş ve kapısı

mühürlenmiştir.

3.2.2. Bay Samsa İşgal Evi

Kadıköy Yeldeğirmeni’nde bulunan ev özel bir mülktür ve

işgal edilmeden önce yaklaşık yirmi yıldır boş bulunduğu

söylenmektedir. İşgalinin Don Kişot Sosyal Merkezi

sayesinde olduğu söylenmektedir. İşgal amaçlarından

barınma ihtiyacı olan insanların barınma sorununu çözmek

olarak bahsetmişlerdir.

BİANET haber sitesinden elde edilen bilgiye göre; 2014

yılının haziran ayında ev sahibinden şikayet gelmemesine

rağmen zabıtalar gerekçe göstermeden evin boşaltılmasını

istemiş ve elektriği kesmiştir. Ardından tahliye işlemi

gerçekleşmiştir.

3.2.3. Berkin Elvan Öğrenci Evi

Bir grup öğrencinin Beşiktaş’ta eski ve dört katlı olan

binayı kamusallaştırıp öğrencilere yönelik işgal evi

yapmak amacıyla işgal etmesiyle kurulan işgal evidir.

Zamanla burada kütüphane kurulacağı, etüt merkezi

oluşturulacağı, sempozyumların, kültür ve sanat

etkinliklerinin yapılacağı söylenmiştir.

BİANET haber sitesindeki habere göre binanın yakınında

oturan mahalle sakinleri binanın tanıdıklarına ait

63

olduğunu, sahibinin binayı restore edemediğini iddia

etmiş ve polise suç duyurusunda bulunmuştur.

Evin facebook sayfasından elde edilen bilgiye göre 2014

yılında kurulan ev on beş gün faaliyet gösterip polis

tarafından tahliye edilmiştir.

3.2.4. Atopya İşgal Evi

Atopya Ankara’da kurulan bir işgal evidir. Adını Michel

Foucault “Kelimeler ve Şeyler”8 kitabından aldığı

söylenmektedir.

Kuruluş amaçlarını işgali yaygınlaştırmak, yeni işgal

evleri oluşturmak ve kültür evi şeklinde sürdürülmesi

olarak tanımlamaktadırlar. İşgalciler dikey örgütlenme

yerine yatay örgütlenmeyi, doğayla insanı bir araya

getirmeyi, mahalleliyle iletişim kurmayı ve paylaşım

yapmayı, kendi kendine yeten bir yer olmayı ve tüm

bunların sağlanmasıyla da ortak bir yaşam alanı

oluşturulmasını savunmaktadır.

Özel bir şahsa ait olan mülk on beş kişinin binaya

girmesiyle işgal edilmiştir. Mülk sahibi ise işgalcilere

dava açıp dava sonuçlanana kadar binada barınmalarına

müsaade etmiştir.

Evde uyum sağlanması adına bir takım kurallar

belirlenmiştir. Kurallar ise buranın kurucuları ve buraya

sonradan katılan insanlar tarafından ve forumlar

8 BİA Haber Merkezi’nden edinilen habere göre Foucault’un kitabındageçen Atopya kelimesi “yoldan çıkmak” anlamına gelmektedir.

64

yapılarak konulmaktadır. Ayrıca evde forumlar, atölyeler,

takas pazarı, yoga, tiyatro gösterimleri gibi faaliyetler

gerçekleştirilmektedir.

Günümüzde ise işgal evi çeşitli faaliyetlerle varlığını

sürdürmektedir.

3.2.5. Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Evi

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde bir grup öğrencinin

herkesin içinde eşit ve özgür olabilmesi ve çeşitli

bölümlerin ihtiyaçlarını giderebilmesi amacıyla 2013

yılında fakülte kampüsünde boş duran tek katlı binayı

işgal etmesiyle kurulan bir işgal evidir. Barınma

amacıyla kurulmayan binada tiyatro gösterimleri ve

forumlar yapılmaktadır.

3.2.6. Türkiye’deki İşgal Deneyimlerinin

Karşılaştırılması

Türkiye’deki işgal deneyimleri karşılaştırıldığında

hepsinin kendine özgün süreçlerden geçtiği görülmektedir.

Kimi sosyal merkez işlevini gerçekleştirmeyi amaçlarken,

kimi barınma ihtiyacını karşılamayı amaçlamaktadır. Kimi

ise mevcut düzene karşı gelmek için işgal ederek politik

yönünü ortaya çıkarmaktadır.

Tablo 3.2’de görüldüğü gibi bütün işgal evlerinin ortak

noktası Gezi Hareketi sonrası ortaya çıkan kent

mücadeleleri olmasıdır. Bu hareketle beraber insanlar bir

araya gelme imkanı bulmuştur. Hepsinde ortak yaşam alanı

65

yaratma idealini amaçlanmıştır. Paylaşma, kolektiflik,

dayanışma değerleri göz önünde bulundurulmuştur.

Tüm bu işgal deneyimlerinin zaman zaman aralarında

dayanışma olduğu görülürken ortak etkinlikler de

gerçekleştirmektedir. Örneğin bunlardan biri Don Kişot

Sosyal Merkezi’nde gerçekleşen “Gezi’nin Bakiyesi

Forumlar, Dayanışmalar ve İşgaller” adlı etkinliktir.

Evler tahliye edilmelerine rağmen gruplar çözülmemiştir.

Bu gruplar toplantılar düzenlenmeye devam etmekte ve kimi

işgalciler tekrardan işgal etmek için yer aramaktadır.

Örneğin; Berkin Elvan Öğrenci Evi işgalcileri facebook

sayfalarında işgal etmek için yeni bir yer aramakta

olduklarını ve desteğe ihtiyaçları olduğunu belirtmiştir.

66

Tablo 3.3 Türkiye'deki işgal deneyimlerinin karşılaştırılması

Don

Kişot

Sosyal

Merkez

i

Caferağ

a

Mahalle

Evi

Bay

Samsa

Berkin

Elvan

Öğrenci

Evi

Atopya

İşgal

Evi

Karadeniz

Teknik

Üniversite

si Öğrenci

Evi

Farklılık

lar

Sosyal

merkez

+

politi

k

Barınma

+

sosyal

merkez

Barınma Sosyal

merkez

Politi

k

Sosyal

merkez

Özel

mülk

Kamu

mülkü

Özel

mülk

Özel

mülk

Özel

mülk

Kamu mülkü

Öğrencil

ere

yönelik

Öğrenciler

e yönelik

Benzerlik

ler

Gezi Hareketi sonrası.

Kent mücadeleleri.

Ortak yaşam alanları yaratma ideali.

Paylaşma.

Kolektiflik.

Dayanışma.

Mevcut düzene alternatif sunma.

Kaynak: Bitirme ödevi kapsamında yazar tarafından hazırlanmıştır.

67

3.3. RAUCHHAUS İŞGAL EVİ VE DON KİŞOT SOSYAL MERKEZİ

DENEYİMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Kreuzberg’de insanların barınma alanlarının yıkılması

tehdidine karşı genç anarşist gruplar tarafından işgaller

gerçekleşmiştir. Belediyenin karşı gelmesiyle direnişler

başlayıp tüm şehri sarmıştır. Ardından belediye

işgalcilerle anlaşma yapmıştır.

Kreuzberg’de işgallerin tarihi daha eskiye gitmekteyken,

Türkiye’de ilk işgal evi Kadıköy’de kurulmuştur.

Her iki işgal evine bakıldığında kapitalizm karşıtı

hareketlerin ürünü oldukları görülmektedir. Özel

mülkiyeti reddetme çabası vardır. Rauchhaus işgal evi

yakın çevredeki sosyal aktivite alanlarının azlığına

dikkat çekmek amacıyla işgal edilmiştir. Ayrıca barınma

ihtiyacına da cevap vermektedir. Don Kişot Sosyal Merkezi

de alternatif bir yaşam sağlamak, müşterek alanlar

yaratmak için kurulmuştur, yakın çevresindeki kamusal

alan ihtiyacına cevap vermektedir. Gezi Hareketi’nin bir

ürünüdür.

Rauchhaus işgal evi 1971 yılından beri kullanılmaktayken

Don Kişot 2013 yılında kurulmuştur, günümüzde de

varlığını sürdürmektedir.

Rauchhaus evi belediyenin işgalcilerle anlaşması sonucu

legalize edilmiştir. Legalize edilmesinin karşılığında da

az bir miktarda kira ödenmesi kabul edilmiştir. Fakat Don

Kişot için henüz böyle bir durum söz konusu değildir. Don

68

Kişot’ta belediyeden bağımsız olunması gerektiği

savunulmaktadır.

Rauchhaus işgalcilerinin belediye ile anlaşıp kira

ödemesi ise bu durumun işgal evi mantığına uymadığını

göstermektedir. İşgalcilerin kira ödemeyi kabul etmesi

mülkiyet sistemini kabul ettiklerinin göstergesi olarak

görülebilmektedir. Halbuki tüm işgaller mülkiyet

sistemine karşıdır.

Rauchhaus yakın çevresi tarafından -muhafazakar kesimin

varlığı sebebiyle- ilk kurulduğu zamanlar kabul

görülmemiştir. Fakat sonraki yıllarda muhafazakar kesimin

azalmasıyla alışılmıştır. Don Kişot da mahalleli ve

esnaflarla yapılan mülakatlardan çıkan sonuçlara göre

yakın çevresindeki muhafazakar kesimin tepkisini

çekmiştir.

69

Tablo 3.4 Avrupa'daki ve Türkiye'deki işgal evlerinin karşılaştırılması

Rauchhaus Don Kişot

Mülkiyeti bulunamadı. Özel mülk.

Kapitalizm karşıtıdır. Kapitalizm karşıtıdır.

Amaç: Barınma ve kültür

merkezi

Amaç: Sosyal merkez

Uzun bir geçmişi vardır.

(1971 yılından beri)

Kısa bir geçmişe

sahiptir. (2013 yılından

beri)

Belediye tarafından legalize

edilmiştir.

Henüz legalize

edilmemiştir.

Kira ödenmektedir. Kira ödenmemektedir.

Mahalle sakinleri tarafından

kabul görmüştür.

Henüz mahalle sakinleri

tarafından kabul

görememiştir.

Kaynak: Bitirme ödevi kapsamında yazar tarafından hazırlanmıştır.

70

4.SONUÇ

Genel olarak boş binaların müşterek kullanıma açılması ya

da barınma amacıyla işgal edilmesi olarak tanımlanan

işgal evleri, 1960’lı yıllarda Avrupa’da noeliberal

politikaların hayata geçirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

İşgal, yerleşme, ikamet ve tahliye aşamalarından geçen

işgal evlerinde tahliyeler gerçekleşmediğinde

devamlılıkları sağlanmaktadır. İşgal evinin yasal

olmamasından dolayı tahliye edilmesi karşılan en büyük

sorundur ve sonucunda gruplar çözülebilmektedir. İşgal

evleri planlamayla kente kazandırılan alanlar

değillerdir. Bu nedenle herhangi bir plan lejantında yer

almamaktadırlar. İşgal eylemi işgalcilerin karar verdiği

zaman ve boş mülklerde gerçekleşmektedir.

Dünyada piyasa mekanizmaları tarafından yönlendirilen

şehir planlama politikalarına işgal hareketleri yoluyla

karşı çıkış örneklerine sıkça rastlanmaktadır. Örneğin;

İspanya’da Cattaneo ve Martinez (2014b)’in bahsettiği

üzere şehir planlama gayrimenkul oluşumları destekleyen

yasal bir araca indirgenmiştir bunun sonucunda da

İspanya’da konut krizi yaşanmıştır. Pek çok insan uygun

fiyatta ev bulamamıştır. Ayrıca her yerde büyüyen inşaat

71

sektörü sebebiyle de kamusal alanlar zarar görmüştür.

İşgalciler de toplumun dikkatini kentsel spekülasyona

çekebilmek adına kentsel dönüşüm alanında işgal girişimi

başlatmışlardır. Amsterdam’da işgal “kentsel dönüşümü

durdurmak için bir taktik” (Pruijt, 2014, s.144) olarak

kullanılmıştır. Aynı şekilde New York’ta da yoksul ve

göçmen ailelerin yerinden edilmesine sebep olacak bir

kentsel dönüşüm projesi gündeme gelmiştir.

“soylulaştırmaya karşı mücadele yer alan aktivistler,

işgali, dönüşüm alanlarında daha fazla düşük gelirli

konut tahsis edilmesi için şehir plancılarına baskı

aracı” (Pruijt, 2014, s.157) olarak kullanmışlardır.

Ayrıca alternatif barınma alanları yaratmak için de işgal

eylemlerinin gerçekleştiği görülmektedir.

En eski işgallerin gerçekleştiği Kreuzberg’de ise bazı

işgal evleri belediye tarafından legalize edilmiştir.

1971’den günümüze kadar varlığını sürdüren Rauchhaus

işgal evi ise legalize edilen işgal evlerinden biridir.

Genç anarşistler tarafından işgal edilen ev barınma

ihtiyacını karşılamakta ve kültür merkezi işlevi

görmektedir.

Türkiye’de ise Gezi Hareketiyle oluşan forumlarda

insanlar, kışın yaklaşmakta olmasını göz önünde

bulundurarak kapalı alana ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyacı

karşılamak üzere birleşen insanlar ayrıca “bizim olanı

geri alıyoruz” düşüncesiyle hareket ederek Don Kişot

Sosyal Merkezi’ni kurmuştur. Toplumun her kesimine hitap72

etmesi amaçlanan merkezde çok çeşitli etkinlikler

düzenlenmekte ve etkinliklere katılımcılar karar

vermektedir.

Planlama politikalarından kaynaklı olarak kamusal alanlar

özelleştirilmekte ve kentsel dönüşüm aracılığıyla

soylulaştırma gerçekleştirilip insanlar yerinden

edilmektedir. Don Kişot Sosyal Merkezi’nde Kafa Açan

Cumartesiler9 etkinliğiyle tüm bu süreçler

tartışılmaktadır. Örnek olarak; ÇEKÜL Vakfı, Yaşar

Adanalı ve Sokak Bizim Derneği ortaklığıyla “Yenilenen

Kente Alternatif Yaklaşımlar” başlığı altında gerçekleşen

tartışmada kendi söylemleriyle mahalleden kamusal

alanlara, yenilemeden soylulaştırmaya kentin mevzuları

konuşulup alternatiflere kafa yorma amaçlanmıştır.

9 Etkinliğin Kafa Açan Cumartesiler adındaki Facebook sayfasındaetkinlikten “kendi kafasını açmaya hevesli, açtığı kafayla başkakafaları açmaya daha hevesli kişilerce başlatılmış etkinliklerserisidir” olarak bahsedilmektedir.

73

Şekil 4.19 Don Kişot Sosyal Merkezinde yer alan duvar yazılarıKaynak: Selen Kıcı Bitirme Ödevi Arşivi

Şekil 4.1’de Don Kişot Sosyal Merkezinin üst katlarındaki

bir duvarda duvar yazıları ve çizimler görülmektedir.

Duvarda kente dair sokak, mahalle gibi bileşenlerden

bahsedilmektedir. “En az 3 ağaç kurtar”10 yazısı da Gezi

Hareketlerini ve bununla beraber kentlerin doğal

değerlerden bağımsız olamayacağını anımsatmaktadır.

“Kentte sıkıntı” var yazısı da son zamanlarda kentlerde

yaşanan çeşitli problemlere gönderme yapmaktadır.

Planlamanın birincil amacı kamu yararının gözetilmesidir.

Fakat terk edilmiş mülklerin boş durmasına yerel

yönetimlerin göz yumması kamu yararını sarsabilecek

niteliktedir. Çünkü bu alanlar Yeldeğirmeni Mahallesi’nde

görüldüğü gibi kamusal alan eksikliğine işgal evleri10 Bu duvar yazısı mevcut iktidarın “en az üç çocuk” söylemini veGezi Parkı’ndaki ağaçların sökülmesini çağrıştırmaktadır.

74

vasıtasıyla alternatif olarak sunulabilmektedirler.

Ayrıca işgal evleri yerel yönetimlerin dikkatini bu

alanlara çekebilmektedir.

Kamu yararı açısından kentlerin sürdürülebilirliği de

hayati önem taşımaktadır. Bu çerçevede merkezin önemli

etkinlikleri bulunmaktadır. Geri dönüşüm, güneş

enerjisini kullanma gibi etkinliklerle halk

bilinçlendirilmektedir.

Merkez barındırdığı çeşitli aktiviteler sebebiyle

bulunduğu mahalleye iyi bir kamusal alan sağlamaktadır.

Kamu yararı açısından da kentlerin sürdürülebilirliği

önem taşımaktadır. Bu çerçevede merkezin önemli

etkinlikleri bulunmaktadır. Geri dönüşüm, güneş

enerjisini kullanma gibi etkinliklerle halk

bilinçlendirilmektedir.

Don Kişot Sosyal Merkezi’nde yapılan etkinliklerle

organik besin üretimi yapılmaktadır. Bu sayede yanlış

plan kararlarıyla yok edilen tarım alanlarına dikkat

çekilebilmektedir.

İşgal evinde gerçekleşen forum ve etkinlikler yoluyla

halkın bilinçlendirilerek planlamada da söz sahibi

olmalarının yolu açılmaktadır. Ayrıca yaşam alanlarına

dair de farkındalıkları geliştirilmektedir.

Merkezde alınan kararlarda herkesin eşit derecede söz

sahibi olması kentte katılımcı demokrasinin yolunu

açmaktadır.

75

Fakat yapılan 15 mülakatta 9 kişi merkezin işleviyle

ilgilenmemekte ve merkez hakkında olumsuz görüşe sahip

olmaktadır. Mülakat yapılan 3 mahalleli belediyeye bağlı

kültür ve sanat merkezlerini tercih ettiklerini

belirtmiştir. Fakat Don Kişot Sosyal Merkezi bu

merkezlerden daha aktif etkinlikler sunmaktadır.

Türkiye’deki diğer işgal evleri de Gezi Hareketi’nden

sonra oluşmuştur. Don Kişot Sosyal Merkezi’nde de

görüldüğü gibi diğer işgal evlerinde de, günümüz

koşullarından dolayı kentte kaybedilen yaratıcılık,

paylaşımcılık, ortak alan yaratma gibi değerler kabul

edilmiştir. Fakat işgal edilme amaçları bakımından

birbirlerinden ayrıştıkları görülmüştür.

Henüz Türkiye’de çok yeni olan işgal evi tecrübeleri, en

eski işgal evlerinin bulunduğu Berlin’deki işgal

tecrübelerinden oldukça farklıdır. Tecrübelerin farklı

olmasındaki sebep ise toplumun, politikacıların tavrı ve

ülkenin bulunduğu sosyo-ekonomik bağlamdır. Bu anlamda

çalışma kapsamında Rauchhaus ve Don Kişot Sosyal

Merkezi’nin işgal tecrübeleri karşılaştırılmıştır. Don

Kişot Bünyesinde gerçekleşen etkinliklerle Rauchhaus

işgal evine benzemekle beraber, barınma ihtiyacına

yönelik olmamasıyla Rauchhaus’dan ayrılmaktadır. Ayrıca

Rauchhaus’un belediye tarafından legalize edilmesi de

farkı yaratan en büyük unsurdur. Çünkü belediyeye kira

76

ödenmeye başlanmıştır. Bu durum ise işgal evi mantığıyla

çelişmekte ve Don Kişot işgalcilerinin sakındığı bir

durumdur.

Kent içerisinde yer alan bu alanların işgali “sermayenin

mekana el koyma, mekanı denetleme ve mutenalaştırma

pratiklerine karşı”(Penbecioğlu, 2013) toplumun

duruşudur. Cattaneo ve Martinez’in (2014b) söylediği

üzere işgal hareketlerinden hiç biri kapitalizmi

durdurabilecek kadar güçlü olmamıştır fakat boş alanların

bazılarının işgal edilmesi en azından bunları görünür

kılmıştır. Boş mülklerin işgal edilmesiyle beraber

paylaşım, yaratıcılık, müşterekleşme, dayanışma,

katılımcılık değerleri tekrardan yaratılmıştır.

5.KAYNAKÇA

Akyos, C. (2014). Mart 11, 2015 tarihinde Başlangıç

Dergi: http://baslangicdergi.org/sollevati-

organizzati-occupai-ceren-akyos/ adresinden alındı

(2014, Temmuz 19). Atopya İşgal Evi: Sistemdeki Çatlak.

(B. Kaynarkaya, & Ö. Altınyayla, Röportajı Yapanlar)

Ankara: BİA Haber Merkezi

77

www.bianet.org/biamag/toplum/157291-sistemdeki-

catlak adresinden alındı.

Azozomox. (2015). Berlin İşgal Çevrelerinde Bazı

Çeşitlilik Örnekleri. S. E. Kollective içinde,

Avrupa'da İşgal Hareketleri Kapitalizme Karşı Alternatifler Olarak

Gündelik Müşterekler ve Otonomi (C. Akyos, & D. Toprak,

Çev., s. 263-265). İstanbul: Tekin Yayınevi.

Cattaneo, C., & Martinez, M. (2014a). Giriş: Kapitalizme

Alternatif Olarak İşgal. S. E. Kollective içinde,

Avrupa'da İşgal Hareketleri Kapitalizme Karşı Alternatifler Olarak

Gündelik Müşterekler ve Otonomi (C. Akyos, & D. Toprak,

Çev., s. 9-30). İstanbul: Tekin Yayınevi.

Cattaneo, C., & Martinez, M. (2014b). Sosyal İhtiyaçlar,

Konut Sorunu ve Kapitalizmin Krizi'ne Cevap Olarak

İşgal. S. E. Kollective içinde, Avrupa'da İşgal

Hareketleri Kapitalizme Karşı Alternatifler Olarak Gündelik

Müşterekler ve Otonomi (C. Akyos, & D. Toprak, Çev., s.

39-73). İstanbul: Tekin Yayınevi.

Cattaneo, C., & Martinez, M. (2014c). Sonuç. S. E.

Kollective içinde, Avrupa'da İşgal Hareketleri Kapitalizme

Karşı Alternatifler Olarak Gündelik Müşterekler ve Otonomi (C.

Akyos, & D. Toprak, Çev., s. 299-314). İStanbul:

Tekin Yayınevi.

Çoban, F. (2015). Sokak Siyasetine Yönelik Alan

Araştırması: İşgal Evleri. F. Çoban içinde, Sokak

78

Siyaseti: Siyasalın Gündelik Kuruluşu Bağlamında Bir İnceleme (s.

229-268). İstanbul: Metis Yayınları.

Doğanoğlu, T. (2013). O Çöpü Biz Düzgün Hale Getiririz:

Don Kişot Evi. (S. Kalenderoğlu, Röportaj Yapan)

http://www.bantmag.com/magazine/issue/post/25/144

adresinden alındı.

Doğanoğlu, T. (2014). ‘Herkese ait bir ev: Don Kişot

İşgal Evi’. ZERO Desing Festival. İstanbul.

Don Kişot Sosyal Merkezi. (2014). Nisan 7, 2015 tarihinde

https://www.facebook.com/donkisotsosyalmerkezi

adresinden alındı

Kadıköy Belediyesi. (1998). İnteraktif İmar Durumu. Mayıs 11,

2015 tarihinde Kadıköy Belediyesi :

http://webgis.kadikoy.bel.tr/imardurumu/imar.aspx?

parselid=1519 adresinden alındı

Kadıköy Belediyesi; ÇEKÜL. (2011). Yeldeğirmeni Canlandırma

Projesi. İstanbul: Kadıköy Belediyesi.

Kayadevir, A. (2014). Ufkun Ötesi: Gezi Parkı Açık Hava

Kütüphanesi. Türk Kütüphaneciliği, 28(3), 371-380.

Kural, B. (2013, Ekim 10). BİANET. Nisan 24, 2015

tarihinde Bağımsız İletişim Ağı :

http://www.bianet.org/bianet/toplum/150716-don-

kisot-yeldegirmeni-ni-isgal-etti adresinden alındı

Martinez, M., Azozomox, & Gil, J. (2014). Kaçınılmaz

İkilemler: Kanunlar ve İşgal. S. E. Kollective

79

içinde, Avrupa'da İşgal Hareketleri Kapitalizme Karşı Alternatifler

Olarak Gündelik Müşterekler ve Otonomi (C. Akyos, & D.

Toprak, Çev., s. 268-292). İstanbul: Tekin Yayınevi.

Pattaroni, L. (2014). Olanaklı Olanın Nadasa Bırakılmış

Toprakları: Cenevre'nin İşgal Evlerinde Kapitalizmin

Hayata Geçirilmiş Eleştirisi Üzerine Bir İnceleme.

S. E. Kollective içinde, Avrupa'da İşgal Hareketleri

Kapitalizme Karşı Alternatifler Olarak Gündelik Müşterekler ve

Otonomi (C. Akyos, & D. Toprak, Çev., s. 83-106).

İstanbul: Tekin Yayınevi.

Penbecioğlu, M. (2013, Eylül 1). Mekan İşgalleri ve

Kapitalizmin Simgesel İktidarına Meydan Okumak.

http://www.toplumicinsehircilik.org/index.php?

option=com_content&view=article&id=228:mekan-galleri-ve-

kapitalizmin-simgesel-ktidarna-meydan-okumak&catid=23:mehmet-

penbeciolu&Itemid=21 adresinden alındı. İstanbul.

Piotrowski, G. (2011). Squatted Social Centers in Central and

Eastern Europe. Warsaw: International Center for

Research and Analysis.

Pruijt, H. (2011). The Logic of Urban Squatting . Rotterdam:

International Journal of Urban and Regional

Research.

Pruijt, H. (2014). Sihirli Anahtarın Gücü: Hollanda ve

Amerika Birleşik Devletleri'nde İşgalin

Ölçeklenebilirliği. S. E. Kollective içinde,

80

Avrupa'da İşgal Hareketleri Kapitalizme Karşı Alternatifler Olarak

Gündelik Müşterekler ve Otonomi (C. Akyos, & D. Toprak,

Çev., s. 141-172). İstanbul: Tekin Yayınevi.

Reinauer, C. (2015, Mayıs 27). Berlin'de İşgal Evleri

Üzerine Görüşme. (S. Kıcı, Röportaj Yapan)

Yücel, D. (2015). Konut Stokundaki Artıştan Sanata Şu

Meşhur "Soylulaştırma": Yeldeğirmeni Örneği. Genç

Sanat Aylık Güzel Sanatlar Dergisi(236), 34-39.

EKLER

Bitirme ödevi kapsamında yapılan alan çalışmasına dair

mülakatlar ek olarak sunulmuştur. Bu mülakatlar Kadıköy

Yeldeğirmeni Mahallesi’nde Don Kişot Sosyal Merkezi’nin

bulunduğu Dua Tepe Sokak ve yakın çevresinde yapılmıştır.

Çalışmanın yöntem bölümünde de bahsedildiği gibi yedi kez

alana giderek mülakatlar yapılmıştır. 3 mahallede

yaşayan, 9 mahalle esnafı, 2 merkezi kullanan ve 1

81

merkezde görev alan aktiviste olmak üzere 15 kişiden

oluşan gruplardan her birine ayrı sorular sorulmuştur. 9

esnaftan 4’ü mahallede yaşamaktadır fakat mahalleli değil

esnaf grubu soruları sorulmuştur. Sadece 1 esnaf görüşmek

istememiştir.

Mülakat soruları kimi zaman sorular cevaplandıkça

değişmiştir. Mahalleli 1 ve Mahalleli 2 olarak dökülen

mülakat Don Kişot Sosyal Merkezi’ni sık olarak kullanan

mahallelilerle gerçekleşmiş olup sorular

detaylandırılmıştır. Merkezi kullanmayan veya sevmeyen

gruplar sorulara oldukça kısa yanıtlar vermiştir.

82

EK A

MAHALLE ESNAFIYLA YAPILAN MÜLAKATLAR

Esnaf 1

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Hiç bilmiyorum ama merak ediyorum.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Hayır sadece burada esnafım. Bir bilgim yok oraya

dair.

Esnaf 2

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum sokağın ilerisinde.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Bu mahallede yaşıyorum.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Bir iki kez gittim.

a. Mahallede nasıl bir etkisi oldu?

b. Kamusal alan ihtiyacını kısmen karşılıyor.

a. Burayı nasıl tariflersiniz?

b. Aynı düşünceden insanların toplandığı bir yer

Esnaf 3

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Hakkında pek bir şey bilmiyorum.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Bu mahallede yaşamıyorum.

83

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Pek alakam yok benim.

a. Kullanıyorsanız neden kullanmıyorsanız neden?

b. Ama insanlar çok gelip gidiyor. Yabancı insanlar

soruyorlar. Kimdir nedirler ne yapıyorlar bilmiyorum.

Kapalı bir kutu. Matkap istediler verdim. Bom boş bir

bina inşaat. Merak ediyorum ama gidip kime soracağım.

İçine girdim ama ne yaptıklarını bilmiyorum.

Esnaf 4

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Bizim onunla işimiz yok. Bizim sağla solla işimiz yok.

Esnaf 5 (Sanat Atölyesi)

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum kuruları arkadaşımdır.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Evet bu mahallede.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Eskiden gidiyordum.

a. Şimdi neden kullanmıyorsunuz?

b. Aralarında uyumsuzluk var. Squattan sosyal merkeze

dönüştürdüler. Tinerciler girmesin dediler. Kapı

kitlensin dediler. Squat kalmadı. Şimdi geceleri

kitleniyor.

Esnaf

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum.

84

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Doğduğumdan beri bu mahalledeyim.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Eskiden.

a. Şimdi deden kullanmıyorsunuz?

b. Eskiden mahallede halkına yardımcı olalım diyorlardı.

Topluma iyi görünelim diyorlardı. İlgilenenlerin çoğu

terk ettiler. İçki içme yoktu şimdi içki içme var.

Bağırıp çağırıyorlar. İnsanlar tedirgin oluyorlar.

Bunlarla nasıl baş edebiliriz diyorlar. Fiziksel

olarak zarar vermediler şu an ama tehdit ediyorlar.

Birkaç kişi evini sattı onlardan dolayı. Daha

öncekiler daha bilinçliydi. Olaylardan önce yardımcı

oluyordum şu an gitmiyorum. İyi değil şu an. Daha

yardımcı oluyorlardı insanlara. Fikir veriyorlardı.

İmece usulü yapıyorlardı işlerini. Dostluğu

pekiştiriyorlardı. Daha olgun kişilerdi.

a. Mahallede nasıl bir etkisi oldu?

b. Tehdit etmişler benim bahsettiğim kişiyi. Polis

baskını oluyor. Boşaltılması an meselesi.

Emlakçılarla Yapılan Mülakatlar

Emlakçı 1

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Doğduğumdan beri bu mahallede yaşıyorum.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?85

b. Biz camiye gidip geliyoruz. Öyle yerlerle işimiz yok.

Biz sadece caddeden geçerken bakıyoruz.

a. Neden kullanmıyorsunuz?

b. Ne yapıyorlar ne ediyorlar bilmiyoruz. Olaylar

çıkıyor. On beş yıldır boş. Bir müteahhit yaptı. Bir

kısmını sattı sonra iflas etti kaçtı gitti. Aynı

ortamda olanlar memnun olurlar. Eski şeyi yok artık.

a. Emlak değerlerine bir etkisi oldu mu?

b. Baktığın zaman semtlere en ucuz yer burası. Bu semtin

en düşük yeri burası. Merkezi yer değerleniyor. Don

kişotla alakası yok.

Emlakçı 2

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Evet.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Bizim orayla ne işimiz var.

a. Neden kullanmıyorsunuz?

b. Kapalı kutu benim için. Olumlu bir şey

söyleyemeyeceğim. Kötülemek de istemiyorum. İçlerini

bilmiyorum. Olmasa daha iyi olur benim için. Biçimsiz.

a. Mahallede nasıl bir etkisi oldu?

b. Gürültü yapıldığı için gidenler oldu. Başka yerde de

var bundan. Memnun olan sanmıyorum.

a. Emlak değerlerine bir etkisi oldu mu?

86

b. İstanbul’un her yerinde değer yükseliyor. Don Kişotla

ilgisi yok. Belki eksisi var. Artısı olacağını

sanmıyorum.

Emlakçı 3

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum sokağın yanında.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Evet bu mahalleliyim.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Hayır kullanmıyorum.

a. Neden kullanmıyorsunuz?

b. Beni yerli halkı temsil etmiyor. Belediye göz yumuyor.

a. Emlak değerlerine bir etkisi oldu mu?

b. Burada kiraların artmasına sebep olan şey Marmaray,

metrobüs, kentsel projeler. Hepsi hükümete devlete

karşılar. Su, elektrik el altından karşılanıyor. Emlak

vergisi ödemiyor.

87

EK B

MAHALLELİYLE YAPILAN MÜLAKATLAR

Mahalleli 1

a. Don Kişot’u sıklıkla kullanır mısınız?

b. Evet gelmeye çalışıyorum.

a. Öncelikle buranın kuruluş sürecinin nasıl olduğunu

sormak istiyorum.

b. Geziden sonra parklara geçti insanlar. Gezi sonrasında

parklarda orada forumlar yapılmaya başlandı. Sonra

parklardan mahallelere taşındı insanlar mahalle

dayanışmaları üzerinden devam etti bu süreç kış geldi

soğuktu. Burası daha önce çok atıl kapalı

kullanılmayan içi çöp dolu bir mekândı. Sonra burayı

işgal edebilir miyiz aslında işgal biraz kulağa hoş

gelmiyor biz o kelimeleri çok kullanmıyoruz biz

kamulaştırdık diyoruz. Burasını kamusal alana

dönüştürülelim forumların yapılacağı toplanacağımız

bir araya geleceğimiz bir sosyal merkez olması

niyetiyle girdik buraya. Yüzlerce binlerce insanın

88

emeği oldu kaba inşaattı duvarlar boyandı pencereler

takıldı yerler sobalar aşağı tuvaletler yapıldı.

Pencereler açıldı kapı yapıldı filan. Türkiye’nin her

yerinden insanlar geldi. Yüzlerce insanın emeğiyle bu

hale dönüştü.

a. Kalan oldu mu peki? Suriyeliler gibi göçmenlerin

kalmasına izin veriliyor mu?

b. Kalan bir dönem oldu. Suriyeliler kalmadı açıkçası.

Burayı squat gibi algılayıp burada kalınması

gerektiğini söyleyen bir grup var. O fikirleri

tartışıyoruz. Ancak biz de şey dedik. Bir grup da

burası kendine özgü bir squat. Avrupa’daki ya da

dünyanın başka yerlerindeki squatlara benzemek zorunda

değil. Burası Türkiye ve Türkiye’de ilk squat burası.

İlk deneyimleme ve kendine özgü burası mahalle.

Kozmopolit bir yer renkli bir yer. Burası bize ait

bize özgün olsun ille de kalınmasın. Avrupa’daki

squatlara benzesin diye bir kaygımız olmadı aksine

bize özgü bir alan olsun dedik. Bir dönem o arkadaşlar

kaldı o dönemde ciddi sıkıntılar yaşandı.

a. Ne gibi sorunlar mesela?

b. Temizlik konusunda çok ciddi sorunlar oldu bu

arkadaşlar başkalarını rahatsız ettiler içki içildi.

Forum en başından beri burada sigara ve içki içilmesin

diye ortak karar aldı. İnsanlar evlerinde başka

mekânlarda içebilirler. Ama burası kamusal bir alan

üstelik kapalı bir alan gördüğünüz gibi astım hastası89

olabilir sigara kullanmayan insanlar olabilir.

Birlikte aldığımız kararlar bunlar. Değişmeyecek

kararlar değil. Tartışılabilir. Başka bir forumda

öneriler olabilir. Mahalleden insanlar çok gidip

gelmeye başladı. Ve o insanların da önerisiydi bu.

İçki içilmesin dendi. Buna onay verildiğinde içilsin

dediğinde arkası gelebiliyor. Herkes burada içebilir

her şey içebilir. İçki içilebiliyorsa ben de başka

şeyler içerim diyebilir insanlar. Gelecek için risk

bu. İçki içilmesin sigara içilmesin sigaramızı kapının

önünde içeriz dedik.

a. Kararlar nasıl alınıyor peki?

b. Forumlarda alınıyor bütün kararlar. Düzenli forum

yapılıyor. Bütün kararlar forumlarda alınıyor. Bu

kararlar değişmeyen mutlak kararlar değil ikinci bir

aksi karar çıkana kadar o kararlar sürüyor. Siz gelip

burada ben içki içmek istiyorum diye bir öneride

bulunabilirsiniz sonra oylama yapılır. Farklı görüşler

olduğunda oylama yapıyoruz.

a. Mahallede yaşayanlar nasıl bakıyor bir kutuplaşma var

mı?

b. Mahalledekiler özellikle daha muhafazakârlar. İçki

konusunda kesinlikle sigara içki içilmesin diyorlar.

Genel olarak destekliyorlar. İçki içip taciz olayları

yaşandı. Burası atıl mekândı, çöplüktü. Kaba bir

inşaattı. Kuruluş amacı gezinin bakisi diyoruz burası

için. Atıl kullanılmayan bir mekânı kamusal bir alana90

dönüştürdük herkesin kullanabileceği. Kamyon kamyon

çöp çıkardık. 1 hafta 15 gün sırf çöpleri taliye

ettik. İnsanlar maskelerle eldivenlerle binlerce çöp

çıkardı. Sonra temizlik yapıldı duvarlar örüldü üst

katlar boyandı aşağı tuvaletler yapıldı yani çok ciddi

bir emek harcandı camlar takıldı. Üst katlar boyandı.

Çok ciddi emek harcandı. Herkese açık herkesin

kullanabileceği. Paranın kesinlikle geçmediği ticari

hiçbir şeyin yapılmadığı tamamen gönüllük üzerine

işleyen geziden ve işte o bizim öğrendiğimiz yeni bir

dünya yeni bir diyalog yeni bir dayanışma yeni bir ruh

burada kısmen bunu yaratmaya çalıştık kısmen yaşattık

da. Bizim irademiz dışında çok farklı görüşler var

geldiler kaldılar ve hiç sosyal değillerdi değerleri

yoktu. Ama bizim değerlerimiz var. Kalmak isteyen

insanlarla mahallelinin kısmi bir sürtüşmesi oldu daha

sonra diyaloglarla çözüldü. Yani mahalleli

kalınmasına, içilmesine karşı. Katı o konuda.

kalınmasın diyor çünkü bu tür alanlarla kapalı

yerlerde kalan insanlar tırnak içerisinde söylüyorum

sorunlu insanlar oluyor marjinal insanlar oluyor

toplumun ötekileştirdiği insanlar oluyor aslında

toplumun en büyük mağduru onlar onlarla bir sürü

çalışmalar yaptık görüşmelerimiz oldu

a. Peki, belediyenin bakış açısı nasıl?

b. Belediye karışmıyor açıkçası birkaç kez belediyeden su

istedik depolarımız var. su getirdi belediye sağ91

olsun. Çöpler yığıldığında çöpleri alın diye

aradığımızda geldiler aldılar

a. Elektrik meselesi nasıl çözülüyor?

b. Elektriğimiz yok suyumuz yok. Suyu yağmur suyuyla

çözmeyi düşünüyoruz. Yağmur suları boşa gidiyor.

Burada birçok yerde değerlendirmiyoruz yağmur

sularını. Yağmur sularını depoya taşıyıp bir Filtreyle

ellerimizi yıkayacak tuvaleti kullanacak kadar su elde

etmeyi düşünüyoruz. Elektriği de etkinlik olduğunda

komşulardan uzaktan kabloyla çekiyoruz.

a. Mülk kimin?

b. Altı-yedi ortaklı müteahhit beş-altı kişiye satmış

sonra mahkemelik olmuş. Eğer buraya birisi elinde

tapuyla gelip benim derse derhal bırakacağız. Çünkü

kişisel işgale karşıyız. Kamu kendi alanını işgal

etmeye karşıyız. Davası düşmüş henüz sahipleri belli

olmayan bir alandı. İşgal ettik. Gelirse birileri

buyurun diyeceğiz

a. Onlarla hiç muhatap oldunuz mu?

b. Kim olduklarını bilmiyoruz bugüne kadar kimse çıkıp

gelmedi. Birileri tapulu olarak gelebilir belki.

a. Buranın da ihtiyaçları yine gelenler tarafından

karşılanıyor herhalde?

b. Dayanışmayla karşılanıyor her şey. Sayfamız var

biliyorsunuz facebookta. Etkinlikler ihtiyaçlar

oralardan duyuruluyor. Forumlarda duyuruyoruz.

Tamamen dayanışmayla çözüyoruz her şeyi.92

a. Caferağa polis baskını oldu kapatıldı burada da oldu

mu?

b. Bizde bir kez geldi.

a. Güneş paneli sunumu yapılırken basmışlar

b. Ben de duymadım açıkçası.

a. Sunum yapılıyormuş polis baskın yapmış onlar da

dinlemişler.

b. Ben yoktum ama polisler zaman zaman geldiğinde

siviller buradaki etkinlikleri görüp insanlarla

tanışıp bu çocuklar pırıl pırıl çocuklar bunlardan bir

şey olmaz deyip gitmişler.

a. Baskın oldu mu?

b. Baskın için bir kez geldiler. Birkaç arabayla

kalabalık geldiler. Geldiler baktılar. Buraya müdahale

etmeleri için ellerinde bir şey olması gerekiyor.

Onlara ait onları ilgilendiren bir mekân değil. Burada

yasa dışı bir şey yok. Mesela Caferağa’ya burası

devletin malı. Devletin malını işgal ettin diyor.

Fakat burası şahıs gözüküyor. En azından devlerin

alanı gözükmediği için Buraya bir şey yapamıyor.

Yapmıyor da. Bu ülkede tabi hukuk adalet görece her

şey yapabilirler.

a. Caferağa açıkken Don Kişot ve Caferağa arasında

dayanışma var mıydı?

b. Vardı. Dayanışma vardı.

a. Farklılıklar benzerlikler var mı?

93

b. Orası biraz daha oturdu. Biz biraz daha zorlandık

bizim çok büyük bir alan üç-dört katlı bir yer. bizim

çevremizde biraz daha çok marjinal insanlar var

toplumun ötekileştirdiği insanlar çok. Tinerciler

uyuşturucu kullananlar sokak kabadayıları bizde daha

çok. Onlar gittiler geldiler. Onlar zorladılar

açıkçası. Onlar o konuda daha şanslıydı maruz

kalmadılar böyle şeylere. Ama dayanışma hep sürdü.

Ortak forumlar yaptık zaman zaman onların

deneyimlerini gözlemlemeye çalıştık onlar bizim

deneyimlerimizi gözlemlemeye çalıştılar. Aslında belki

de en verimli dönemiydi. Tam oturmuştu atölyeleri çok

iyi gidiyordu ama kapattılar şimdi dışarda kapının

önünde aynı etkinlikleri sürdürüyorlar. Forum orada

yapılıyor. Mesela bizim gibi her cumartesi günü burada

yeryüzü sofraları yapılıyordu. Bombalara karşı yeryüzü

sofraları. Marketlerin ezilen bozulmuş yiyecekleri

atıyorlar. Bu arkadaşlar o yiyecekleri toplayıp

temizleyip yemekler yapılıyorlardı burada. vegan

mutfağıydı. Sonra yemekleri dağıtıyorduk buradaki

insanlara. O ekip mesela dayanışma için Caferağaya

gitti. Cumartesi yemeklerini orada yapıyorlar kapının

önünde.

a. Geceleri kitleniyor mu?

b. Gece kitleniyor sabah açıyoruz. Gönüllü açılıyor

mahalleden insanlarda anahtarlar var onlar açıyorlar

94

bazen biz açıyoruz her sabah 9 10 11 de açılıyor akşam

10’a kadar açık tutuyoruz sonra kapatıp gidiyoruz

a. İşgal edildikten sonra tinercilerin vs. topluma

kazandırılması buranın da onlar için kullanıma

açılması tartışıldı mı?

b. Tartışıldı tabi ki de. Herkese açık onlara da açıktı.

Herkese açık onlara da açıktı bir dönem geldiler çok

iyi diyaloglar kuruldu. Bir çocuğun kolu sakattı bir

doktor arkadaşımız günlerce fizik tedavi uyguladı özel

olarak ilgilendi. Onlarla bir yere kadar iletişim

kurabiliyorsunuz sonra dağıldı gittiler başka yerlere.

Çok sürdüremedik. Çünkü normal hayata çok adapte

olamıyorlar ilk zamanlar ulaşabildiğimiz herkese

ulaştık. Bunlar belediyenin de hizmetleri bunlar. biz

insanların sosyal haklarını karşılamaktan öte bunun

yollarını gösterebilir aracı olabiliriz. Mesela

sokaklarda kalan insanlar var gelsin kalsın evet

doğru. Mülkiyet bu ülkenin temel sorunlarından

biridir. Biz elbette topyekûn çözülmesinden yanayız

ama burası en azından bu amaçla işgal edilmedi. Sosyal

merkez olarak işlev görsün istiyoruz ama bu mesele

için de mücadele ediyoruz mesela belki öyle bir ev

bulduğumuzda sadece insanların konaklaması için başka

mekânlar işgal edilebilir kamulaştırılabilir orası

tamamen insanların kalması için organize edilebilir.

Dayanışmadan öyle arkadaşlar var. Samsa işgal evi var.

Bana göre çok kötü bonzaiye kadar içilen hiçbir sosyal95

aktivitesi olmayan kötü. Bazı arkadaşlar tinercilere

kaçakçılara vs. göz yumuyor onların özgürlük anlayışı

farklı. İktidar bakın bu adamlar böyle adamlar deyip

bunu çok iyi kullanabilir. Tüm bunların toplamında

burası kültür merkezi gibi işlev görsün. Yukarıda

bostanlar var ön tarafta bostanlar var. Tohumlar

ekiyoruz. Mahalleden insanlara dağıtıyoruz. Getir

götür mağazamız var insanlar kullanmadığı eşyaları

getiriyoruz. İngilizce dersleri var atölyeler var.

Önümüzdeki günlerde fotoğraf atölyeleri başlayacak.

İçki içsek burada çekinebilirdiniz. Bir daha hiç

gelmeyebilirdiniz. Bunu yaşadık. Kalmak çok doğru

değil. Ciddi zararlar veriyor. Irkçılar milliyetçiler

yok savaş ve şiddet yanlıları onun dışında her

düşünceden insan gidip geliyor. Siyasi duruşu yok.

Zaten onlar gelmiyorlar. Buraya gelen herkes buranın

parçası. Burası hem hiç kimsenin hem herkesin.

a. Görev dağılımı var mı?

b. Gönüllülükle çalışıyor. İki genç gelip üretim atölyesi

yapmak istediler. Olabilir dedik. Pazartesi forumda

anlatın neyi nasıl yapmak istediğinizi dedik ve yapın.

Biz sayfada duyurunu ve afişini yapıyoruz. Her şey

dayanışmayla. Etkinliklerin nasıl olacağına

katılımcılar karar veriyor. Buranın sübvansiyonu çok

çabuk değişiyor. Başkaları gider başkaları gelir.

Mahalleli 2

96

a. Buraya ne kadar süredir ne sıklıkla geliyorsunuz?

b. Haftada iki-üç defa geliyorum.

a. Buranın kurulum amacından bahseder misiniz?

b. Bir mekânı ele geçirmek değil de toplum adına yararlı

işlev yükleyerek kullanabilme. Sonuçta burası boş bir

yerdi. İnşaattı. Pislik içindeydi. İşlevi yoktu.

a. Kurulum aşamasında katkınız var mı?

b. Üst katlarda baya çalışmıştım.

a. Üst katlar ne durumda?

b. Bir süredir gelmiyordum bilmiyorum.

a. Barınma amacı var mı?

b. Suriye’den gelen mülteciler kalıyor. Burası

evsizlerin. Akşam evi olmayanlar burada kalıyor. Bir

nevi barınma yeri.

a. Avrupa’daki işgal evlerinden buranın ne farkı var?

b. Köken oradan hatta Amerika’dan geliyor. Türkiye’de ilk

örneği burasıdır. Onun dışında Türkiye’ye has bir şey

oluştu. Farktan ziyade benzerlikler çoktur. Her ülkeye

göre değişir. Sosyal yönleri değişiktir. Bu yönüyle

muhakkak farklılık çizecektir.

a. Neden burası Kadıköy’de kuruldu?

b. Mahallede oturanlarla ilgili bir şeydir. Ekonomi yönü

düşük bir mahalleye gidersen veya çok zengin bir yere.

Biri belki çok ihtiyaç duyar biri karşı çıkabilir

kirlilik olarak görebilir.

a. Genel görüş nedir burada mahallede oturanların?

97

b. Pek problem duymadık şimdiye kadar. Küçük esnafa sahip

çık gibi çağrışmalar yapıldı.

a. Esnaf tam tersini düşünüyor ama?

b. Tek tük var.

a. Neden geziden sonra kuruldu?

b. İnsanlar hep vardı ama birbirini göremediler. Herkes

birbirinden bekledi. Kıvılcım beklediler.

a. Genel olarak kimler geliyor? Belli bir profil var mı

yaş, cinsiyet gibi?

b. Buraya engelliler gelip müzik performansı sergiliyor.

Oradan tut yaşlılara kadar. Engelli derneği vardı

gelmişti. (Zihinsel engelliler)

a. Buranın bir STK’yla bir dernekle iletişimi var mı?

b. Var ama isim bilmiyorum.

a. Bu hareketler neden sizce çoğalamıyor?

b. Toplumla ilgili bir şey.

a. Buranın başarısı ve başarısızlığı nelerdir?

b. Onu zaman gösterecek. Burası ölü bir yerdi mahalle

olarak. Birçok daire boştu. Aniden insanlar bu

olaylardan sonra buraya akın etmeye başladılar.

Atölyeler açmaya başladılar. Tabii ki de Marmaray’ın

vs etkisi var. lokasyon önemli ama bu tür şeyler de

önemli. 2 sokak öteye de yerleşebilirlerdi ama burayı

tercih ettiler.

a. Maddi olarak buranın sorunları nelerdir? Elektrik ve

su ihtiyacı nasıl karşılanıyor?

98

b. Soba var. Geri dönüşüm yapılıyor. Kullanmadığı

eşyaları insanlar buraya bırakıyorlar.

a. Belediyenin buraya katkısı var mı?

b. Yok.

a. Buradaki etkinlikler sadece bina içinde mi yapılıyor?

b. Sokakta da yapılıyor.

a. Karşı çıkanlar oluyor mu?

b. Hiç görmedim.

Mahalleli 3

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Eve biliyorum.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Bu mahallede yaşıyoruz.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Kullanmıyoruz.

a. Neden kullanmıyorsunuz?

b. Gençler açılış için geldiler hepsinde bira şişesi.

İçkiye karşı değilim ama çok içiyorlar. Çok çirkin bir

görüntü. Memnun değilim oradan. 50 kişiden 30 unda

bira şişesi. Şikayet var bu konuda. Dekoratif modern

bir yer olduğunu söylüyorlar. Böyle bir sanat yok.

Hijyenik değil. Biraz düzenli olması lazım. Virane

gibi. SANSEV bakın bir de. Akşamları orada müzik

yapılıyor. Orada program var haftada 2 gün.

Etkinlikler yapılıyor. Dekoratif diye modern diye bir

99

şeyler yapmış. Böyle sanat yok. Tertipli düzenli

hijyenik olması lazım.

Mahalleli 4

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet, sokağımın yakınında.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Hayır kullanmıyorum.

a. Neden kullanmıyorsunuz?

b. Acayip insanlar. Giyimleri değişik. Belediye yiyecek

getirdi. Tasarım atölyesi bak ne güzel burada.

Öğrenciler geliyor. Ders yapıyorlar. Hanımlar

geliyorlar Gönüllü Evinden tertemiz çay içiyorlar

tertemiz. Ama orası pislik. Acayip bir şeyler. Olacak

bir şey değil. Hükümete karşı geliyorlar. Belediye

burayı nasıl yaptı.

Mahalleli 5

a. Don Kişot Sosyal Merkezi’ni biliyor musunuz?

b. Evet biliyorum.

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Bu mahalleliyim evet.

a. Don Kişot’u kullanır mısınız?

b. Merak edip bir kere gittim. Bir daha gitmedim.

a. Neden bir daha gitmediniz?

b. İçki içilmesi hoş değil.

EK C

AKTİVİSTLE YAPILAN MÜLAKAT100

a. Bu mahallede mi yaşıyorsunuz?

b. Hayır, bu mahallede yaşamıyorum.

a. Genel olarak kimler gelmekte buraya?

b. Politik görüşü olan, sistem karşıtı, sistemin içinde

olan, mahalleli, halk, her yaştan herkesin

gelebileceği bir yer. Burada kimse yadırganmaz.

a. Kuruluş amacı nedir?

b. Bir arada alternatif bir şeyler yapmak. Müzik, dans,

sanat, film atölyeleri. Ticari aktivite yok. Herkesin

katılımı var. Belli kurallar var.

a. Neden Gezi’den sonra ve Kadıköy’de kuruldu?

b. Geziden sonra aynı düşünceden insanların bir araya

gelmesi. Gezi bir kıvılcım.

a. Barınma amacı var mı? Varsa kimler kalabiliyor? Yoksa

neden?

b. Barınma konsepti yok.

a. Mahallelinin ve esnafın bakış açısı nedir?

b. Yeldeğirmeni Tarlabaşı gibiydi. Yabancı kökenli

insanlar var. Erasmuslu öğrenciler. Emlak açısından

İstanbul geneline göre daha uygun. Esnaf iş

yapabiliyor. Sosyalleşme kültür artırılması

gerçekleşiyor burada.

a. Belediyenin buraya bir etkisi var mı?

b. Belediyenin etkisi yok.

a. Başarı ya da başarısızlık denebilecek bir olay yaşandı

mı?

101

b. Sanat festivali sürecinde yoğun insan ilgisi oldu.

Sürekli üretim var. Bağımsız sanat. Bir şeyler

yapılıyor.

a. Etkinlikler nasıl ve nerede yapılıyor? Karar verici

kimler?

b. Etkinliklerin nasıl nerede olduğu facebook sayfasında

yayınlanıyor. Etkinlik yapmak isteyen mesaj atıyor

yöneticiler tarafından uygunluğu kabul ediliyor.

Sayfanın birçok yöneticisi var.

a. Yaşanan problemler nelerdir?

b. Genel olarak problem yaşanmıyor.

a. Avrupa’daki ve Türkiye’deki işgal evlerinden farkı

nedir?

b. Burada siyasal bir duruş yok. Üretim var.

a. Halk evi, gönüllü evi gibi oluşumlardan farkı nedir?

b. Halk evi semt konağı gibi oluşumlar devletin

çalışmalarıdır. Burası bağımsız.

a. İletişimde olunan bir STK, dernek vs. var mı?

b. İletişimde olunan STK yok. Gruptan ziyade birey

önemli.

a. Bu hareketler neden çoğalamıyor?

b. Birey önemli.

102

EK D

RASİMPAŞA GÖNÜLLÜ EVİ BAŞKANIYLA YAPILAN MÜLAKAT

a. Gönüllü evi nereye bağlıdır?

b. Kadıköy Belediyesi.

a. Yönetim yapısı nasıldır?

b. Başkan var ben. Başkan yardımcısı, sekreter ve

sosyal komiteler.103

a. Ne tür etkinlikler yapılmakta?

b. Günün önemine bağlı olarak aylık etkinlikler

yapmaktayız. Sağlık etkinlikleri, müzik korosu,

tiyatro ve müzik eğitimi verilmekte. Okuma yazma

kursu var. Bilgisayar kursu, el sanatları kursu,

kişisel gelişim kursları verilmekte.

a. Etkinlikler nerede yapılmakta?

b. Kadıköy içerisinde belediyenin tahsis ettiği yerler

var.

a. Geliriniz nereden karşılanmakta?

b. Belediyeden ve gönüllülerin bağışından.

a. Herhangi bir oluşumla ilişkiniz var mı? Kurum veya

kuruluş?

b. Tasarım Atölyesi Kadıköy’le bazen ortak etkinlikler

gerçekleştirmekteyiz.

a. Hitap ettiğiniz kitle kimlerdir? Yaş vs olarak?

b. Gençleri de katmak istiyoruz fakat orta yaş üstü

insanlar katılıyor çoğunlukla.

104