TMT ve EOKA'nın Kuruluş ve Eylemlerinde Dini İnançların Etkisi (The role of religion on Cyprus...

14
511 TMT ile EOKA’nın Kuruluşlarında ve Eylemlerinde Dini İnançların Etkisi *Dr. Yusuf Suiçmez Hiçbir medeniyet varlığını ve tarihini dinin etkisi dışında tutamamıştır. Bundan dolayıdır ki Kıbrıs Türk halkının kültür ve kimliğinin oluşmasında da en etkili unsurlardan birisi din olmuştur. Kıbrıs Türk halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman'dır ve geleneksel İslam anlayışına göre 16. yüzyıldan itibaren, Kıbrıs Türkü bir yandan Hala Sultan, Hz. Ömer gibi Müslümanlara ait kutsal yerleri korurken, bir yandan da kilisenin tüm baskılarına karşı direnerek İslamiyet'in burada kökleşmesini sağlamışlardır. Kıbrıs kültürünün bir parçası haline gelen mevlitler, hatimler, hazırlanan ramazan sofaları, işlenen namaz örtüleri İslam dininin Kıbrıs kültürü üzerindeki etkilerini göstermektedir. Serdar Gülgün'e göre Kıbrıs Türkü, göğsündeki iman, ruhundaki ezan sesiyle Müslümanlığın hep koruyucusu, kollayıcısı olmuştur 1 . Bu kültürel etkinin izlerini Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nın kuruluşunda ve eylemlerinde görebilmekteyiz. TMT'ye katılım için Kuran üzerine yemin edilmesi bunlardan bir tanesidir 2 . Yine TMT'nin yemininde yer alan "Kıbrıs Türk halkının yaşayış ve hürriyetine, canına, malına her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Yüce Türk ulusuna atadım" ifadesi 3 , TMT'nin mücadelesinin kutsal dini değerleri de korumayı içerdiğini göstermektedir. TMT'nin organize olmak için hedef kitle olarak seçtiği sivil kuruluşlara baktığımızda, bunların dini nitelikli kuruluşlar olmadığı; sadece "Cami Komisyonları" isimli bir örgütün bu bağlamda değerlendirilebileceğini görürüz 4 . Sözlü olarak aldığım bilgiye göre, bu komisyonlar TMT'ye destek sağlamak amacıyla yasal zemini hazırlanarak kurulmuş kuruluşlardı. Ayrıca TMT projesinin hazırlayıcısı olan emekli Albay İsmail Tansu, milli mücadele bayrağını açan üç lider isim arasında Kıbrıs müftülüğü görevine gelen Mehmet Dânâ'yı da zikretmiştir 5 . Dânâ * Yakın Doğu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi, Lefkoşa, KKTC. 1 Bkz. Gülgün, Serdar, "Kimliğimizi Oluşturan Değerler", Kıbrıs'ta Tük Varlığı Sempozyumu, Emekli Subaylar Derneği Yayınları, Lefkoşa, 2000, s. 32-34. 2 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, IQ, Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 443, 445. 3 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 443, 445, 447; Emircan, S. Mehmet, Kıbrıs Türk Toprağıdır, Türkar, Ankara, 2000, I, 183. 4 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, Secil Ofset, İstanbul, 1999, s. 48, 49. 5 Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, Minpa Matbaacılık, Ankara, s. 26.

Transcript of TMT ve EOKA'nın Kuruluş ve Eylemlerinde Dini İnançların Etkisi (The role of religion on Cyprus...

511

TMT ile EOKA’nın Kuruluşlarında ve Eylemlerinde Dini İnançların

Etkisi

*Dr. Yusuf Suiçmez

Hiçbir medeniyet varlığını ve tarihini dinin etkisi dışında

tutamamıştır. Bundan dolayıdır ki Kıbrıs Türk halkının kültür ve kimliğinin

oluşmasında da en etkili unsurlardan birisi din olmuştur. Kıbrıs Türk

halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman'dır ve geleneksel İslam anlayışına

göre 16. yüzyıldan itibaren, Kıbrıs Türkü bir yandan Hala Sultan, Hz. Ömer

gibi Müslümanlara ait kutsal yerleri korurken, bir yandan da kilisenin tüm

baskılarına karşı direnerek İslamiyet'in burada kökleşmesini

sağlamışlardır. Kıbrıs kültürünün bir parçası haline gelen mevlitler,

hatimler, hazırlanan ramazan sofaları, işlenen namaz örtüleri İslam dininin

Kıbrıs kültürü üzerindeki etkilerini göstermektedir. Serdar Gülgün'e göre

Kıbrıs Türkü, göğsündeki iman, ruhundaki ezan sesiyle Müslümanlığın hep

koruyucusu, kollayıcısı olmuştur1. Bu kültürel etkinin izlerini Türk

Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nın kuruluşunda ve eylemlerinde

görebilmekteyiz. TMT'ye katılım için Kuran üzerine yemin edilmesi

bunlardan bir tanesidir2. Yine TMT'nin yemininde yer alan "Kıbrıs Türk

halkının yaşayış ve hürriyetine, canına, malına her türlü anane ve

mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak

tecavüzlere karşı koymak için kendimi Yüce Türk ulusuna atadım" ifadesi3,

TMT'nin mücadelesinin kutsal dini değerleri de korumayı içerdiğini

göstermektedir. TMT'nin organize olmak için hedef kitle olarak seçtiği sivil

kuruluşlara baktığımızda, bunların dini nitelikli kuruluşlar olmadığı; sadece

"Cami Komisyonları" isimli bir örgütün bu bağlamda

değerlendirilebileceğini görürüz4. Sözlü olarak aldığım bilgiye göre, bu

komisyonlar TMT'ye destek sağlamak amacıyla yasal zemini hazırlanarak

kurulmuş kuruluşlardı. Ayrıca TMT projesinin hazırlayıcısı olan emekli

Albay İsmail Tansu, milli mücadele bayrağını açan üç lider isim arasında

Kıbrıs müftülüğü görevine gelen Mehmet Dânâ'yı da zikretmiştir5. Dânâ

* Yakın Doğu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi, Lefkoşa, KKTC.

1 Bkz. Gülgün, Serdar, "Kimliğimizi Oluşturan Değerler", Kıbrıs'ta Tük Varlığı Sempozyumu, Emekli Subaylar Derneği Yayınları, Lefkoşa, 2000, s. 32-34.

2 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, IQ, Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 443, 445.

3 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 443, 445, 447; Emircan, S. Mehmet, Kıbrıs Türk Toprağıdır, Türkar, Ankara, 2000, I, 183.

4 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, Secil Ofset, İstanbul, 1999, s. 48, 49.

5 Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, Minpa Matbaacılık, Ankara, s. 26.

512

Efendi dışında dini bir şahsiyet olarak zikredilen tek kişi, TMT’ye hizmet

amacıyla gönderilen yedek subaylardan olan ve ilahiyatçı olarak zikredilen

Nihat Keklik’tir6. Yine TMT'nin teşkilatlanması esnasında maske görevler

arasında: öğretmenlik, ilköğretim müfettişliğinin yanısıra imam-hatip ve

vaizliğin de olduğu belirtilmiştir7. Bazı TMT üyelerinden sözlü olarak

edindiğim bilgilere göre nadir de olsa bazı camiler mekanik eğitim ve

çanak görevler için kullanılmıştır.

Ancak burada şunu belirtmek gerekir ki TMT hareketi, dine dayalı bir

hareket olarak nitelenebilecek bir özelliğe sahip değildir. Bundan dolayı,

TMT’nin kuruluşunda dini şahsiyet ve semboller, EOKA (Ethniki Organosis

Kyprion Agoniston: Kıbrıslı Savaşçılar Milli Organizasyonu)’nın

kuruluşunda olduğu kadar etkili değildir. Hatta Dr. Fazıl Küçük ve bazı

önde gelen TMT üyeleri, dini, Türk Milliyetçiliğinin önünde duran bir engel

olarak gördükleri için, dine karşı olumsuz tavırlar sergiledikleri de

olmuştur8. R. R. Denktaş, yıllarca İngiliz sizi milliyetinizden uzaklaştırmak

için camiye götürmek istiyor, propagandası yapıldığı için gençlerde bir

çekingenlik oluştuğunu belirtiyor9. Denktaş, kendi dönemlerinde dini

kuralları çiğnemenin Atatürkçülük olarak algılandığını belirterek, bu

tutumu kınamıştır10. Denktaş, İslam Konferansı Örgütü'nde yaptığı

konuşmasında ise Rumların amaçları arasında Kıbrıs'taki İslami kökenleri

yıkmak olduğunu söylemiştir11. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki,

TMT'nin en önemli şahsiyetlerinden birisi olan R. Denktaş'ın dinle ilgili

görüşlerine baktığımızda, Küçük ve diğer üyelere göre daha geleneksel

İslam anlayışına yakın bir anlayışa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Buna

rağmen Sayın Denktaş, liderliği döneminde Kıbrıs Türk halkı arasında

İslamiyet'in entelektüel düzeyde anlaşılabilmesini sağlamak için göze

çarpan hiçbir adım atmamıştır. Kendisi daha sonraları bu hatasını itiraf

etmiş olmasına rağmen, sorunun çözümü noktasında da gerekli herhangi

bir çalışmaya girmemiştir.

6 Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, s. 61.

7 Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, s. 59.

8 Bkz. Denktaş, R. Rauf, Korkot Deresi, Yorum Yayınları, 1993, KKTC, s. 30.

9 Ateşin, M. Hüseyin, Kıbrıs Adasında “Müslüman” Halkın Laikleşme Ve “Türk Kimliğine Geçiş Sürecinde Kıbrıs Türk Basını’nın ve Aydınlarının Oynadıkları Rol”, İkinci Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi 24-27 Kasım 1998, cilt II, DAÜ Yayınları, Mağusa, 1999. s. 204.

10 Denktaş, R. Rauf, Korkot Deresi, Yorum yayınları, KKTC, 1993, s. 30.

11 Ioannides, P. Christos, The Transformation Ocupied Cyprus in to Turkish Province, p. 158.

513

TMT'nin ikinci önemli şahsiyeti olan Dr. Fazıl Küçük'ün dine

yaklaşımının, Denktaş'a göre daha ihtiyatlı bir yaklaşım içerdiğini

söyleyebiliriz. Ancak bu ihtiyatlı yaklaşım dini bütünüyle reddeden bir

karşıtlık değildir. Çünkü 60 Cumhuriyeti Anayasası ile resmi tatil kabul

edilen Ramazan Bayramının, Makarios hükümeti tarafından resmi tatil

olmaktan çıkarılması girişimine, Dr. Fazıl Küçük dâhil birçok TMT üyesi

tepki göstermiştir. Yine Küçük, vakıflar idaresinin Türklere geri verilmesi

konusunda kararlı ve başarılı bir siyaset izlemişti. Ayrıca kurduğu Kıbrıs

Milli Türk Halk Partisi’nin sayesinde, Rum cemaatinin kullandığı “Yunan

Ortodoks” unvanına karşılık olarak “Türk Müslüman” tabirinin

kullanılmasını da sağlamıştı12. Sonuç olarak Dr. Küçük'ün de İslam dinini

milli değerlerin korunması anlayışının dışında tutmadığını rahatlıkla

söyleyebiliriz. Ancak dışarıya karşı İslam dinini savunan Küçük, içeride ise

dini lider olarak kabul edilen Kıbrıs Müftüsü Mehmet Dânâ'yı siyasi rakip

olarak gördüğünden, onunla devamlı bir çatışma içerisine girmişti13.

Buradan hareketle, yaşanan din karşıtlığı ve taraftarlılığının kısmen de olsa

politik temellere dayandığını söyleyebiliriz. İçerdeki bu çatışmadan dolayı

Hasgüler, bazı Türk milliyetçileri tarafından İslamcıların, İngiliz işbirlikçileri

olarak suçlandığını; aynı zamanda Türk liderlerinin Türk toplumunu

İngilizlere destek verip Rumlara karşı koymaya teşvik ettiğini ileri

sürmüştür14.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Kıbrıs Türk toplumunun manevi

lideri kabul edilen Mehmet Dânâ'nın TMT üyesi olması, teşkilata girecek

olanların Kuran, silah ve bayrak üzerine yemin etmeleri sebebiyle,

TMT'nin mücadelesinin dinden tamamen soyutlanmış olduğu söylenemez.

Ancak TMT'nin dine yaklaşımı daha çok Türk milliyetçiliği şemsiyesi altında

bulunan bir dindarlık anlayışı olarak değerlendirilebilir.

TMT'nin eylemlerinde, dinin provokatif amaçlı olarak kullanıp

kullanılmadığı ise tartışma konusudur. Bu tartışmaya yol açan en önemli

olaylardan bir tanesi, Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulmasından bir sene sonra

Bayraktar Camisi'nin bombalanmasıdır. R. R. Denktaş, 1961'de Bayraktar

Camisi'nin bombalanması suçunun kendi üzerine atılmaya çalışıldığını

belirterek, bu konunun kurulan tahkik komisyonu tarafından, olayın Türk

12 Bkz. Ateşin, M. Hüseyin, Kıbrıs Adasında “Müslüman” Halkın Laikleşme Ve “Türk Kimliğine Geçiş Sürecinde Kıbrıs Türk Basını’nın ve Aydınlarının Oynadıkları Rol”, s. 209.

13 Bkz. Hasgüler, Mehmet, Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007, s. 218.

14 Bkz. Hasgüler, Mehmet, Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu, s. 217.

514

ya da Rumlara mal edilemeyeceği şeklinde sonuçlandırıldığını belirtir15. Bu

olayla ilgili olarak Kıbrıs Türk halkı ile yaptığım görüşmelerde, bazıları olayı

R. Denktaş'ın Türkiye'nin adadaki gelişmelere dikkatini çekmek için

yaptırdığını söylediler. Aslında bu olaydan dolayı Sayın Denktaş'ı sorumlu

tutmaya çalışan Yorgacis'in ekibinin sorumlu olduğu belirtilmiştir16.

Dolayısıyla Yorgacis'in böyle bir taktik uygulayarak, bir taşla iki kuş vurmak

istemiş olması muhtemeldir. O günkü konjonktüre baktığımızda,

Cumhuriyet'ten daha fazla rahatsızlık hissedenlerin Rumlar olduğunu

görürüz. Bu durumunda, bu provokasyonun Rumlar tarafından

gerçekleştirilmiş olması ihtimali daha makul gözükmektedir. Nitekim

Rumların daha sonraları provokasyon amacıyla 18 Nisan günü Cuma

namazı kılınırken kalabalık bir Rum topluluğunun Ömeriye Cami'inin

önündeki eski mezarlıkta yangın çıkarmaya çalışmış olması17, bunu

destekler niteliktedir. Bu yangın cami cemaati tarafından güçlükle

söndürülebilmiştir. Bu girişimin amacı da Rumlarla Türklerin arasını

açmaktı. Çünkü kundaklama olayının gerçekleştiği dönemde bazı Rumlar,

Tükler ile aralarında sorun olmadığı propagandası yapıyorlardı18.

Dolayısıyla Türkler ile Rumların birbirine yakınlaşması propagandalarından

rahatsız olanların, bu eylemi gerçekleştirmiş olması en güçlü ihtimal

olarak gözükmektedir. Ayrıca 1963 olayları başladığında da Bayraktar

Camisi iki kere daha bombalanmıştır19. Bombalama olaylarından bir tanesi

de 13 Ocak 1964'te Londra'da yapılan beşli konferansın hemen akabinde

gerçekleşmiştir20. Bu eylemin gerçekleştirildiği tarihe baktığımızda,

eylemin görüşmeleri sabote etme amaçlı olduğu ortaya çıkmaktadır.

Nitekim dünya basını bu olayı, konferansla sorunun çözülemeyeceği

şeklinde değerlendirmiştir21. Zaman zaman iki toplum arasındaki ilişkilerin

iyileşmesini istemeyen güçler bu tür provokatif eylemlere imza attıkları

bilinmektedir. Rum tedhişçiler tarafından 1974'e kadar tahrip edilen cami

15 Kasımoğlu, Erten, Eski Günler Eski Defterler, Novemberson Yayınları, KKTC, 2006, s. 104-109.

16 Gazioğlu, C. Ahmet, Kıbrıs'ta Soykırım Yılı 1964 ve Enosisin Ayak Sesleri, Kıbrıs Araştırma Merkezi Yayınları, 2007, s. 28.

17 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 171.

18 Demirağ, Hasan, Kıbrıs; Onlar ve Biz-3, Kıbrıs TMT Derneği yayınları, Lefkoşa, 2004, s. 368.

19 By Tukish Cypriot Human Rights Committee, A Chronolgy of The Cyprus Poblem (1887-1980), Printed at The Satate Printing Office of the Turkish Federated State of Kıbrıs, 1980, p. 23.

20 Bkz. Çay, Abdulhaluk, Kıbrıs'ta Kanlı Noel-1963, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1989, s. 76.

21 Gazioğlu, C. Ahmet, Kıbrıs'ta Soykırım Yılı 1964 ve Enosisin Ayak Sesleri, s. 28.

515

sayısının 103 olarak zikredilmiş olması22, dinin iç ve dış güçler tarafından

iki toplum arasındaki ilişkilerin baltalanmasında ne kadar etkin olarak

kullanıldığını göstermektedir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli

hususlardan birisi, Kıbrıs'ta bir antlaşmaya varılması ve Kıbrıs

Cumhuriyeti'nin kurulmasından rahatsız olanların sadece Rumların

olmadığıdır. Kıbrıs'ta ki barış ortamından Ortadoğu stratejileri gereği

rahatsız olan başka güçlerin de varlığı bilinmektedir. Tahkik komisyonunun

verdiği karara baktığımızda, bu tür bombalama eylemlerinin bazılarının

arkasında, strateji savaşı veren dış güçlerin de parmaklarının olduğu

ihtimali güç kazanmaktadır.

Birçok cami kundaklanmış olmasına rağmen, kaynak olarak

kullandığım kitapların hiçbirinde kilise kundaklanması ile ilgili herhangi bir

bilgiye rastlayamadım. Sadece Aytotoro köyünde kiliseye taş attığı

gerekçesi ile sekiz Türk gencinin feci şekilde dövüldüğü kaydedilmiştir23.

Ayrıca Akel yanlısı bazı Rumlar, Küçük Kaymaklı’da kilisede düzenlenen

Makarios yanlısı bir toplantı sırasında saldırıya geçerek, kilisenin

duvarlarını yıkıp ağaçları söktüler ve de kilise idare heyeti üyesi

Talyadoros'u feci şekilde dövdükleri kaydedilmiştir24. Bu örnekler bazı

Rumların, saldırganlık konusunda, kendi kiliselerine saldırıp yıkacak kadar

ileri gittiklerini; dolayısıyla din adına sürdürdükleri, mücadelenin alsında

dinin barışçı ruhuna aykırı olduğunu göstermektedir.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, kendi idealleri ve Kıbrıs sorunun

çözümünün engellenmesinde, dini en etkin ve fazla kullanan EOKA'dır.

Bundan dolayı, EOKA'nın kuruluş gerekçelerine baktığımızda, siyasi ve dini

gayelerin birbirinden ayrılamayacak şekilde iç içe girdiğini görürüz.

Özellikle EOKA’nın kurucu lideri olan Makrios’un bir din adamı olması, bu

teşkilatın hem kuruluş hem de sonraki dönemlerinde dinin çok etkin bir

rol oynamasını sağlamıştır. Hatta EOKA'nın kuruluşunda hem Kıbrıs hem

de Yunanistan ayağında rol almış ve de her türlü silah ve mühimmat için

finansal desteği sağlamıştır. Ancak Makrios'un EOKA'yı kurma amacının

terör değil; Kıbrıs sorununu dünya gündemine taşımak için sabotaj olduğu

iddia edilmiştir25. Hâlbuki Makarios, EOKA'yı kurma amacının, İngilizlerle

22 Bu camilerin isimleri için bkz. Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem: Religious Tolerance and all That, KTFD, 1988, s. 53-57.

23 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 299.

24 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 171.

25Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, Kailas Printers and Lithographers Ltd, Nicosia,

2005, p. 91. Makarios, EOKA’dan önce PEON örgütünü kurarak, EOKA’nın alt yapı

hazırlıklarını yapmıştı. Bu örgütün de finansal kaynaklarını kiliseden sağlamıştır. Bkz.

İsmail, Sabahattin, Kıbrıs Sorununun Kökenleri, KKTC, 2000, s. 343.

516

sürdürülen dostluk çerçevesinde enosisin gerçekleştirilemeyeceği;

dolayısıyla bunun başarılabilmesi için sürekli bir mücadelenin gerekliliği

olduğunu açıklamıştır26.

EOKA'nın Kıbrıs'taki yapılanması çalışmalarında, Makarios ile Grivas,

örgütlenme hareketlerinin hedef kitlesi olarak, kilise tarafından kurulan

gençlik örgütlerini seçmişti27. Bu gençler hem dini hem de milli

doktrinlerle mücadeleye hazırlanarak kanlı terör eylemlerini vicdanları

sızlamadan icra edebilecekleri bir duruma getirildiler. Zamanla EOKA, Rum

Ortodoks Kilisesi'ni etkisi altına alarak, sürdürdüğü mücadelesinin bir

özgülük mücadelesi olduğunu ve dinin özgürlük için öldürmeyi caiz kıldığı

stratejisini onaylamasını sağlamıştı. Bu stratejiye bağlı olarak Kıbrıs

Ortodoks Kilisesi, Hıristiyanlık ve ülkelerinin bağımsızlığı için savaşmayı

kutsal bir görev olarak lanse etmeye başlamıştır28. İçerde mücadelelerinin

dini ve milli bir mesele olduğunu savunun EOKA, uluslar arası arenada

sorunun din sorunu değil; özgürlük mücadelesi olduğu imasını yaymaya

çalıştı29. Buna rağmen "enosis" netice olarak Hıristiyan bir devletle

birleşme arzusu olarak da değerlendirilmiştir30.

Kuruluş aşamasından sonra da din adamları EOKA’nın eylemlerine

aktif destek verdiler. Bu yüzden 1956’da Makarios ile birlikte bazı dinî

liderler adadan sürüldüler; ancak daha sonra geri dönmelerine izin verildi.

Sürgündeki metropolitlerin geri dönüşüne izin verilmesinin amacı, kurulan

sağ harekete güç katmak olduğu ifade edilmiştir. Dini okullardan gençleri

seferber eden kilisenin, aynı zamanda komünizm karşıtlığını da telkin

etmesinin31, amacı da bu olsa gerek. Bu özelliği sebebiyle de EOKA'ya

Amerika'nın da finansal destek sağladığı ileri sürülmüştür. Sayın

Denktaş'ın belirttiğine göre Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Yorgacis de

ABD'den para alıyordu32.

26 Edited by Andrew Faulds MP, Excerpta Cypria for Today, Published by K. Rustem and

Brother, Lefkosha-Istabul-London, 1988, p. 16.

27 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, çev. Öztürk Yıldırımbora, Galeri Kültür Yayınları, Lefkoşa, 2005, s. 47.

28 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, p. 92.

29 Bkz. Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem, s. 9.

30 Bkz. Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem, s. 10.

31 Bkz. Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 55.

32 Kasımoğlu, Erten, Eski Günler Eski Defterler, s. 107.

517

EOKA hareketi, sürgünden sonra da yine dini niteliğini kaybetmedi.

Çünkü EOKA’nın askeri lideri olan Grivas da, dindar bir aile çocuğudur ve

çocukluğu dâhil tüm yaşamı boyunca kilise ile yakın bir ilişki içerisinde

bulunmuştu33. Grivas, orta çağ kilise inançları ile yetişmiş, hem siyasi hem

de dini ideallerini kilisenin öğretilerinden almıştı. Ayrıca dindarlığı yanında

koyu bir milliyetçi idi. Bundan dolayı hareketinin arka planında kilisenin ve

de atalarının öcünü alma arzusunun da yattığı belirtilmiştir34. Grivas'ın

Kilise ile bağlantısı, Makarios ile siyasi ayrılışa düştüğünde, birçok dini

lideri kendi yanına çekebilecek kadar güçlüydü35. Georgios Grivas, ayrıca

Yunanistan kraliyetine bağlı bir komutandı. Kral ise İngiltere’nin himayesi

altında idi ve de İngiliz gizli servisleri ile ilişkisi vardı. Bu yüzden Grivas,

ELAS örgütüne karşı sürdürülen mücadelede İngilizlerle işbirliği

yapmıştır36. Bu durum, Grivas'ın İngilizlere karşı verdiği mücadeleyi

oldukça karmaşık kılmaktadır. Druşotis’e göre İngilizler sola karşı bir

denge unsuru olarak güçlü bir sağ hareket arzuladıklarını, bunun başarısız

olması durumunda ise Rumlara karşı kullanılmak üzere de Türk

milliyetçiliği hareketine destek vermeyi planlamışlardı37. Ancak Kilise ile

İngilizlerin arasında da bir iktidar mücadelesi olduğu aşikârdır. İngilizler

adaya geldiklerinde, kendi hâkimiyetlerini pekiştirmek için hem Vakıflar

İdaresi'ni hem de Kiliseyi kendi kontrolleri altına sokacak bir takım

girişimler yaptılar. Bunlardan bir tanesi, Osmanlıların Kıbrıs Ortodoks

Kilisesi'ne verdiği Etnark (Enarchy) unvanının sağladığı ayrıcalıkları elinden

almaya çalışmalarıdır38. Bu uygulama, Kilise'nin İngilizlere karşı bağımsızlık

mücadelesine girmelerinin fitilini ateşlemiştir. Hâlbuki Kilise, ilk başlarda

İngilizlerin adaya gelişini memnuniyetle karşılayarak, bunu enosis için bir

fırsat olarak değerlendirmişti. Rum toplumunun dini ve siyasi liderliğini

ifade eden ve Osmanlılar tarafından kendilerine verilen "Etnarch"

unvanına sahip olması, doğal olarak Kıbrıs Rum toplumunun sosyal ve

siyasi yaşamını ilgilendiren tüm konularda kilisenin daha etkin rol

oynamasına katkı sağlamıştır. Bu unvanın yetkilerinin kısıtlanması; doğal

olarak kilisenin hâkimiyet alanını sınırlamıştı. Zamanla İngilizlerin Kilise

üzerindeki baskısı artınca, bu sefer İngiltere hedef ülke haline geldi.

33 Jones, W. Byford, Grivas and The Story of EOKA, Robert Hale Limited, London, 1959, p. 13-19.

34 Jones, W. Byford, Grivas and The Story of EOKA, p. 101, 102.

35 Bkz. Çay, Abdulhaluk, Kıbrıs'ta Kanlı Noel-1963, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Seri: I-Sayı: A. 13, Ankara, 1989, s. 91.

36 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 18-21.

37 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 4.

38 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, p. 90.

518

İngilizler bu konuda o kadar ileri gittiler ki, Kıbrıslı Ortodokslar için en

önemli mabetlerden birisi olan KYKOS manastırını 1956-1959 tarihleri

arasında, üç yıl boyunca halkın ziyaretine kapattılar39. Kilise üzerinde artan

bu baskılar zamanla, kilisenin daha da fazla siyasallaşmasını yol açtı.

Bundan dolayı Kıbrıs Rum halkının dini lideri konumuna yükselen

Makarios, Kilisenin etkinliğinin korumak için, siyasi bir güç oluşturma

kararı alır ve 1959'da Enarchy sekreterine bir parti kurma niyetinde

olduğunu söyler. Makarios'un siyasi parti kurma amaçlarından birisi de

EOKA'ya siyasi destek sağlamaktı. Bundan dolayı Makarios partinin siyasi

tabanını EOKA savaşçıları ve farklı eğilimlerden müteşekkil insanlardan

meydana getirdi40. Nitekim Makarios parti kurma düşüncesini

gerçekleştirir ve kurduğu parti sayesinde Kıbrıs'ın dini liderliği ile birlikte

siyasi liderliğini de eline geçirir. Hem siyasi hem de dini liderliğe yükselen

Makarios, mücadele stratejisini, hem dini hem de milli unsurlar üzerine

inşa etti41. Bu stratejiye bağlı olarak Makarios ilk önceleri, gayesinin enosis

olduğunu açıkça ifade ediyordu42. Bu amacına ulaşmak için de Kıbrıs

Cumhuriyeti kurulduktan sonra, önemli devlet görevlerine devlet

tecrübesi olmayan 25-30 yaşları arasında olan genç EOKA'cı arkadaşlarını

atadı43. Nitekim terör mantığı ile yetişen bu genç ve tecrübesiz kadrolar,

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de çöküşünü hazırladılar. Ancak şunu belirtmek

gerekir ki, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra, gelişen siyasi olaylar,

Makarios'u enosis çizgisinden uzaklaştırır ve bu durum onu Eski dostu

Grivas ile karşıya getirir. Sonunda bu sürtüşme EOKA'nın bölünmesine ve

1974 darbesinin yapılmasına yol açar.44 Bu askeri darbe ise 1974 Barış

Harekatı’nı zorunlu kılar.

Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de, EOKA terör

örgütünün faaliyetlerinin Yunanistan'dan ve de Yunanistan Kilisesi'nden

ayrı düşünülemeyeceğidir. Bundan dolayı, EOKA'nın kuruluş çalışmalarına

39 Kokkinofta, Kostis and Theocharides, Ioannis, Handbook of KYKKOS Monestery, KYKKOS Monastery Research Centre, Nicosia, 1995.

40 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, p. 104.

41 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, s. 90, 91.

42 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, s. 83, 84.

43Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, p. 104, 105.

44 Bkz. Çay, Abdulhaluk, Kıbrıs'ta Kanlı Noel-1963, s. 92-96.

519

Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nden de temsilciler katılmıştı45. Yine EOKA'ya

taraftar toplayanlardan birisi olan Peder Fotios Kalıgiru insanları öldürme

konusunda Yunanistan'dan kilisesinden görüş istemiş; bunun üzerine

Yunanistan’daki yetkililer, özgürlük için öldürmenin caiz olduğu

konusunda hemfikir olduklarını bildirdiler46.

Osmanlıların adaya gelişlerini memnuniyet ile karşılayan Kıbrıs

Ortodoks Kilisesi47, özellikle 1800'lerde yükselen Yunan milliyetçiliği

akımlarının etkisi altına girerek, Kıbrıs'ın hem içinde hem de dışındaki

birçok isyan ve de kanlı eylemlere aktif olarak katılmaya başladı48. Bunun

bir yansıması olarak, 300 yıldan fazla Osmanlı idaresi altında barış ve

huzura büyük katkı sağlayan Kıbrıs Ortodoks Kilisesi, 1821'de Yunan

isyanına destek vererek, çeşitli yer altı faaliyeti gösteren örgütlere işbirliği

yapmaya başlamıştır. Bu olay, Archbishop Kyprianos ile birlikte üç

başpapazın Küçük Mehmet tarafından idamıyla sonuçlandı49 ve bu olay

Osmanlılarla Kıbrıs Ortodoks Kilisesi arasındaki tarihi dostluk ile işbirliğini

sona erdirdi. Daha sonraları, iyice politika ve teröre bulaşan kilise,

zamanla ilahi özünden uzaklaşarak düşmanlık ve ayırımcığı körükleyen bir

odak haline dönüştü. Bunun izlerini, EOKA'nın kuruluş ve eylemlerinde de

müşahede edebiliyoruz.

EOKA'ya katılma prosedürüne baktığımızda, TMT ile birebir

örtüştüğünü görürüz. Zira EOKA'cılar da İncil, Yunan bayrağı ve silah

üzerine el koyarak yemin ediyorlardı ve de bu yeminlerinde mukaddesatın

korunması ilkesi bulunmaktaydı50. Ancak EOKA'ya katılım yemini dini

içerik açısından daha yoğundu ve görevli bir papazın eşliğinde

gerçekleştiriliyordu51.

45 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 47; İsmail, Sabahattin, Kıbrıs Sorununun Kökenleri, KKTC, 2000, s. 342.

46 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 94, 95.

47 Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, p. 25, 26.

48 Bu konuda geniş bilgi için bkz. Kürşat, Fikret; Altan M., Haşim; Eğeli, Sabahaddin,

Kıbrıs'ta Yunan Emperyalizmi, Kutsun yayınları, İstanbul, 1978, s. 61-98.

49 Gunnis, Rupert, Historic Cyprus, p.20, 21; Sir Harry, Luke, Cyprus, p. 82.

50 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 49, 50; Theodaulou, Georghios, The origins

and evolution of Church-State relations in Cyprus with special reference to the modern

era, p. 89; İsmail, Sabahattin, Kıbrıs Sorununun Kökleri, s. 344.

51 Ioannnides, Kleitos, The Church of Cyprus, Published by The Holy Monestry of Kykkos, Nicosia, 1999, p. 139, 140.

520

EOKA ile kilise ilişkilerine baktığımızda, bu ilişkinin meşrulaştırma,

motivasyon, lojistik ve finansal destek olarak öne çıktığını görürüz.

Halktan aldığım bilgiye göre, EOKA kilise çanlarının çalma şekliyle

kendisine özgü bir haberleşme sistemi de geliştirmişti. Özellikle KYKO

manastırının hem lojistik destek, eğitim ve gizlenme amaçlı yerlerden

birisi olarak kullanılmıştır52. Özellikle Grivas ve gerillalarının bu manastırı

karargah olarak kullandıkları belirtilmiştir53. Dini mabetler bazen de kaçak

silahların saklanması için de kullanılmıştır. Mesela gaz tüplerinin içine

saklanarak getirilen kaçak silahlar, Makarios'un yaveri Athanatios Pulitsas

teslim aldı ve Başpiskoposluğun bodrum katına kilitledi54. Ayrıca bazı TMT

üyelerinin din adamı kılığına girdikleri gibi, Grivas da kendini gizlemek için

bazen papaz kılığına girerek Makarios ile kilisede buluştuğu olmuştur55.

EOKA, Müslüman din adamlarını da baskı altına almak için yıldırma

operasyonları da düzenlediği olmuştur. TMT kurucularından Kemal

Tanrısevdi'nin anlattığına göre, Kırklar Tekkesi'nin şeyhi olan Yusuf

Mehmet Hilmi'yi ziyaret etmesi üzerine, EOKA'cılar bu tekkeyi basarak,

tekkeyi tahrip ettiler ve Şeyh Hilmi Efendiyi kaçırdılar56.

Kilise, kendi milletinden olanlara yönelik terör faaliyetlerini

meşrulaştırmak için de dini kullanmıştır. Bunun örneklerinden bir tanesi,

EOKA tarafından hain olarak ilan edilen polis çavuşu Pullis’in, dindar kilise

öğrencilerine öldürtülmesidir. Druşotis'in açıklamalarından anlaşılacağı

üzere, EOKA'ya taraftar toplayanlardan birisi olan Peder Fotios

Kalıgiru’nin, insanları öldürmenin cevazı konusunda Yunanistan'dan

kilisesinden görüş istemesi, bu olayla da bağlantılıdır57. Ayrıca belirttiğimiz

gibi EOKA’ya girişte İncil üzerine yemin şarttı ve Kilise EOKA’ya katılan

öğrencilere Anavatanla birleşmek için can almanın günah olmadığını;

aksine cennete giriş bileti olduğunu telkin ediliyordu. Bu duygu ve

düşünce içerisinde yetişen gençler, vatan haini olarak ilan edilen

Menikos'u da vicdanlarında hiçbir açıma duygusu hissetmeden kilisenin

karşısındaki meydanda taşlayarak öldürürler. Bu öldürme şeklinin

savunmasında ise eski Elen geleneklerine uygun olduğu iddiası ileri

sürülür58. Sonuç olarak Kıbrıs Türk halkının gözünde terör olayları ile kilise

52 Jones, W. Byford, Grivas and The Story of EOKA, p. 75.

53 Kürşat, Fikret; Altan M., Haşim; Eğeli, Sabahaddin, Kıbrıs'ta Yunan Emperyalizmi, s. 72.

54 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 233, 234.

55 Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 53.

56 Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 298, 299.

57 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 94, 95.

58 Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, s. 234.

521

bağlantısı o kadar ileri bir safhaya vardı ki, karikatürlerde bile öldürülen

Türklerin katilleri papaz kılığında tasvir edilir oldu59.

Toplumların asimile edilmesi ve dönüştürülmesinde en etkili

araçlardan birisi din bir diğeri ise dildir. Her iki unsur da Kıbrıs’a hâkim

olan güçler tarafından Ada halkının kendilerine benzetilerek asimile

edilmeleri için zaman zaman kullanılmıştır60. Bundan dolayı kilise terör

hareketlerine destek vermekle bitlikte, Türkleri Hıristiyanlaştırmak için de

elinden geleni yapıyordu61. Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Yunan milliyetçiliğini

aşılarken aynı zamanda Türk düşmanlığını da beslemiştir. Buna bağlı

olarak ada üzerinde sistemli bir Hıristiyanlaştırma siyaseti de izlenmiştir62.

Bu siyasetlerini bir parçası, ada halkına köklerinin Hıristiyanlığa dayandığı

ve zorla Müslüman edildiklerinin telkin edilmesidir63. Hâlbuki sicille-i

şeriyeye göre Osmanlının uzun hakimiyet süresinde Müslümanlaşan aile

sayısı oldukça düşüktür. Hıristiyanlaştırılan nüfusa baktığımızda ise bu

sayının çok daha fazla olduğunu görürüz64. Bazı Rumlar bu konuda o

kadar ileri gittiler ki, Hala Sultan Tekkesi'nin Ayias Ay isimli bir Ortodoks

azizenin mabedi olduğunu iddia ettiler. Bu tür stratejiler farklı bölgelerin

de Rumlaştırılması için kullanılmıştır65.

Kıbrıs sorunu ile ilgilenenlerin çoğu, bu sorunun ana sebeplerinden

biri olarak dini gösterirler. Bundan dolayı aydınlarımızın çoğu, dünyanın

birçok yerinde olduğu gibi dini toplumlar arasında yaşanan savaşların

müsebbibi olarak görürler. Bu düşünceye sahip olanların gözden

kaçırdıkları şey: Dinin gücünün insanoğlu tarafından hem iyiye hem de

kötüye kullanılabileceğidir. Dolayısıyla sorun dinden değil; insanoğlunun

dine yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Nitekim ada üzerinde yaşayan

insanlar, İki farklı dini kültüre sahip olmasına rağmen Osmanlı idaresi

59 Bkz. Gazioğlu, C. Ahmet, Kıbrıs'ta Soykırım Yılı 1964 ve Enosisin Ayak Sesleri, s. I ve 144; Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem, s. 11.

60 Bkz. Çiçek, Kemal, Lefkoşe; “İki Dilli, İki Dinli, İki Toplumlu Bir Osmanlı Şehrinin Portresi”, İkinci Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi 24-27 Kasım 1998, cilt II, DAÜ Yayınları, Mağusa, 1999. s. 96.

61 Keser, Ulvi, Kıbrıs'ta Yer altı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı, s. 119.

62 Bkz. Altan, M. Haşim, Kıbrıs'ta Hıristiyanlaştırma-Rumlaştırma Hareketleri Ortodoks-Katolik Misyonerliği ve Türk Toplumuna Yönelik Baskılar, Girne, 1977, s. 11, 23-27, 45.

63 Bkz. Altan, M. Haşim, Kıbrıs'ta Hıristiyanlaştırma-Rumlaştırma Hareketleri Ortodoks-Katolik Misyonerliği ve Türk Toplumuna Yönelik Baskılar, s. 27, 36.

64 Bu konuda geniş bildi için bkz. Altan, H. Mustafa, Kıbrıs’ta Rumlaştırma Hareketleri,

Yeni Avrasya Yayınları, Ankara, 2003, s. 7-61.

65 Bkz. Altan, M. Haşim, Kıbrıs'ta Hıristiyanlaştırma-Rumlaştırma Hareketleri Ortodoks-Katolik Misyonerliği ve Türk Toplumuna Yönelik Baskılar, s. 36.

522

altında yüzyıllarca barış içinde birlikte yaşamış66 ve din bu barışın

korunmasında etkin bir rol oynamıştı. Dolayısıyla Kıbrıs sorununu

tamamen, dini farklılıklar indirgemek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Bu

çalışmamız, dinin iki toplumun silahlı mücadelesini temsil eden TMT ve

EOKA'nın eylem ve söylemlerindeki dini unsurları incelemeyi

hedeflediğinden, sonuçları bu sorunun cevabını verir niteliktedir. TMT'nin

mücadele mantığını milli değerler üzerine kurmuş olması; Makarios'un

politikasının ise dini müsamaha ile hiçbir ilgisinin olmaması67, sorunun dini

değil; politik bir sorun olduğunu; ancak dinin bu siyasi mücadelede –

özellikle EOKA tarafından- bir araç olarak kullanıldığını göstermektedir.

66 Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem, s. 9.

67 Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem, s. 2.

523

KAYNAKÇA

Akkurt, Aydın, Türk Mukavemet Teşkilatı, Secil Ofset, İstanbul, 1999.

Altan, M. Haşim, Kıbrıs'ta Hıristiyanlaştırma-Rumlaştırma Hareketleri Ortodoks-Katolik Misyonerliği ve Türk Toplumuna Yönelik Baskılar, Girne, 1977.

Andrew Faulds MP, Excerpta Cypria for Today, Published by K. Rustem and Brother,

Lefkosha-Istabul-London.

Ateşin, M. Hüseyin, Kıbrıs Adasında “Müslüman” Halkın Laikleşme Ve “Türk Kimliğine Geçiş Sürecinde Kıbrıs Türk Basını’nın ve Aydınlarının Oynadıkları Rol”, İkinci Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi 24-27 Kasım 1998, cilt II, DAÜ Yayınları, Mağusa, 1999.

By Tukish Cypriot Human Rights Committee, A Chronolgy of The Cyprus Poblem (1887-1980), Printed at The Satate Printing Office of the Turkish Federated State of Kıbrıs, 1980.

Çay, Abdulhaluk, Kıbrıs'ta Kanlı Noel-1963, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Seri: I-Sayı: A. 13, Ankara, 1989.

Çiçek, Kemal, Lefkoşe; “İki Dilli, İki Dinli, İki Toplumlu Bir Osmanlı Şehrinin Portresi”, İkinci Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi 24-27 Kasım 1998, cilt II, DAÜ Yayınları, Mağusa, 1999.

Demirağ, Hasan, Kıbrıs; Onlar ve Biz-3, Kıbrıs TMT Derneği yayınları, Lefkoşa, 2004.

Denktaş, R. Rauf, Korkot Deresi, Yorum Yayınları, KKTC, 1993.

Druşotis, Makarios, Karanlık Yön EOKA, çev. Öztürk Yıldırımbora, Galeri Kültür Yayınları, Lefkoşa, 2005.

Gazioğlu, C. Ahmet, Kıbrıs'ta Soykırım Yılı 1964 ve Enosisin Ayak Sesleri, Kıbrıs Araştırma Merkezi Yayınları, 2007.

Gülgün, Serdar, "Kimliğimizi Oluşturan Değerler", Kıbrıs'ta Tük Varlığı Sempozyumu, Emekli Subaylar Derneği Yayınları, Lefkoşa, 2000.

Gunnis, Rupert, Historic Cyprus, K Rustem and BRO, Nicosia, 1973Hasgüler, Mehmet, Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007.

Ioannides, P. Christos, The Transformation Ocupied Cyprus in to Turkish Province.

Ioannnides, Kleitos, The Church of Cyprus, Published by The Holy Monestry of Kykkos, Nicosia, 1999.

Sabahattin, İsmail, Kıbrıs Sorununun Kökenleri, KKTC, 2000.

Jones, W. Byford, Grivas and The Story of EOKA, Robert Hale Limited, London, 1959.

Kasımoğlu, Erten, Eski Günler Eski Defterler, Novemberson Yayınları, KKTC, 2006.

Keser, Ulvi, Türk Mukavemet Teşkilatı, IQ, Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2007.

Emircan, S. Mehmet, Kıbrıs Türk Toprağıdır I, Türkar, Ankara, 2000.

Kokkinofta, Kostis and Theocharides, Ioannis, Handbook of KYKKOS Monestery, KYKKOS Monastery Research Centre, Nicosia, 1995.

Kürşat, Fikret; Altan M., Haşim; Eğeli, Sabahaddin, Kıbrıs'ta Yunan Emperyalizmi, Kutsun

yayınları, İstanbul, 1978.

Plümer, Fazıl, The Cyprus Problem: Religious Tolerance and all That, KTFD, 1988.

Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, Minpa Matbaacılık, Ankara, tarihsiz.

524

Theodaulou, Georghios, The origins and evolution of Church-State relations in Cyprus

with special reference to the modern era, Kailas Printers and Lithographers Ltd, Nicosia,

2005.

Sir Harry, Luke, Cyprus, Harrap London in association with K Rustem and BRO.

Nicosia, 1965

Stavrinides, Zenon, The Cyprus Conflict, CYREP, TRNC, 1999.