Pergamon – 2007 Kampanyasında Yakın Çevrede Yapılan Çalışmalar
Transcript of Pergamon – 2007 Kampanyasında Yakın Çevrede Yapılan Çalışmalar
283283
Pergamon çevresinde yürütülen çal��malar, önceki y�lda oldu�u gibi 2007 y�l�nda da Atarneus (Dikili’de) ve Elaia (Zeytinda�’da) polislerine odakland�r�lm��t�r. Giri�imin ilk amac�, Hellenistik yönetim merkezi Pergamon’un kendi dar territorumunda ve orada bulunan polisler üzerindeki etkisini ara�t�rmakt�r. Böylece, daha önce kurulmu� olan polisler ile Hellenistik Dönemdeki yeni bölgesel yönetim birimleri aras�ndaki ili�ki sorunu üzerine arkeolojik-tarihsel bir katk� yap�lm�� olacakt�r. Bundan ba�ka, Pergamon çevresinde tarihöncesi dönemden Bizans Dönemine kadar mümkün olan en kapsaml� yerle�im tarihçesinin olu�turulmas� amaçlanmaktad�r.
PERGAMON-2007 KAMPANYASINDA YAKIN ÇEVREDE YAPILAN ÇALI�MALAR1
Felix PIRSON*Martin Zimmermann’�n katk�s�yla
* PD Dr. Felix PIRSON, Alman Arkeoloji Enstitüsü �stanbul �ubesi, Ayazpa�a Camii Sok. 48 TR-34437 Gümü�suyu-�stanbul/TÜRK�YE [email protected]
Metnin Türkçe’ye çevrilmesinde eme�i geçen �. Banu Do�an ve Ali Akkaya’ya çok te�ekkür ederim.
K�saltma Listesi: DAI’nin güncel yay�n yaz�m kurallar� k�lavuzunda (www.dainst.org/index_141_de.html) görülenlerin d���nda a�a��daki k�saltmalar kullan�lm��t�r:
Pirson 2004: F. Pirson, Elaia, der maritime Satellit Pergamons, IstMitt 54, 2004, 197-213. Pirson 2006: F. Pirson, Pergamon - Das neue Forschungsprogramm und die Arbeiten in der
Kampagne 2005, AA 2006/2. Pirson 2007: F. Pirson, Pergamon–Bericht über die Arbeiten in der Kampagne 2006, AA
2007/2, 13-70. Tüm resimler Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Pergamon kaz�s� ar�ivinden al�nm��t�r. Resim: 5, 6, 9, 10, 12: Bearbeitung N. Çal���r Resim 6: Eastern Atlas, Jeo� ziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. Resim: 6, 8, Kiel Üniversitesi Jeo� zik Enstitüsü Resim: 6, 9, 10, Ch. Steiner–J. Zimmermann-Kiel Üniversitesi Jeo� zik Enstitüsü-Eastern Atlas.
Jeo� ziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. U. Mania taraf�ndan haz�rlanm��t�r. Resim: 12, U. Mania.1 Ayr�nt�l� önraporlar AA’da y�ll�k olarak yay�nlanmaktad�r. Daha geni� bilgiye www.dainst.
org/index_650_de.html adresinden ula��labilir. Bu y�lki çal��malar 14 A�ustos-29 Eylül 2007 tarihleri aras�nda yap�lm��t�r. Alman Arkeoloji Enstitüsü Pergamon kaz�s�, bu y�l da çal��malar� destekleyen tüm kurum ve ki�ilere te�ekkür eder. Bunlar�n ba��nda T.C. Kültür ve Turizm Bakanl��� Kültür Varl�klar� ve Müzeler Genel Müdürlü�ü, Almanya Büyükelçili�i Kültür bölümü (Ankara) ile Zeytinda� Belediyesi gelmektedir. Maddî katk�da bulunanlar ve i�birli�i yap�lanlar, ilgili bölümlerde yer almaktad�r. Genel Müdürlü�ü temsilen çal��malara bu y�l Naci Toy (Kültür ve Turizm Bakanl��� Kültür Varl�klar� ve Müzeler Genel Müdürlü�ü) kat�lm��t�r.
284284
Atarneus Martin Z�MMERMANN
Atarneus kent alan�nda 2006’da yap�lan eskizler temeli üzerine, arkeolojik buluntular�n belgelendi�i iki çal��ma haftas�nda mümkün olan en fazla say�da yerle�im kal�nt�s� kaydedilmeye çal���lm��t�r. Plan çizimleri ve foto�ra� ar�n yan� s�ra, kampanyada kayda geçirilen tüm mimari kal�nt�lar, topogra� k bir harita (Ölçek 1: 1000) üzerine i�leyebilmek amac�yla jeodezicilerce ölçülmü�tür (Resim: 1). Atarneus ayr�ca, tüm buluntu verilerinin GIS-Pergamon’a kaydedilmesini sa�lamak için GPS teknolojisi arac�l���yla Pergamon’un yeni ölçüm a��na (PergSys2005) dahil olmu�tur.
Zaman darl���ndan dolay�, iki ana kap�s�yla birlikte sur duvar�n�n belgelendirilmesinde saray alan� ya da akropolis ile güney yamaçtaki konut kesimine odakland�k. Ayn� zamanda, tekil buluntular�n yan� s�ra kuzey, güney ve do�u yamaçta seçilen dokuz alanda sistematik olarak keramik topland�. Kentin birçok alan�nda kerami�in hem yüzeyde görece yeni aç��a ç�km�� olmas� nedeniyle yüzey i�lemi, bezeme, renk vb. aç�lar�ndan korunmu� durumda olmas� ve hem de kaz�larda ortaya ç�kar�lan keramik buluntular�yla uyumlu olmas�ndan dolay� parlak sonuçlar�n elde edilmesi beklenmektedir. Bundan ba�ka, çanak çömlek parçalar�n�n ortaya ç�kar�lmalar�ndan sonra hava etkisiyle de�i�im geçirmedi�ini ve bu nedenle parçalardan edinilen sonuçlar�n ait olduklar� mimari ve yap� durumuyla birle�tirilebilece�ini gözlemledik. �ki hafta içinde 41 kasa keramik buluntu malzemesi toplanm�� ve Güler Ate� taraf�ndan de�erlendirilmi�tir.
Daha 2007 kampanyas� s�ras�nda keramik sayesinde elde edilen sonuçlar, yap� buluntular�yla birlikte kent tarihi üzerine önemli bilgiler sa�lam��t�r. Böylece yerle�menin ba�lang�c�n� akropoliste Troja VI mal�na dayanarak en geç Geç Bronz Ça��na tarihleyebildik2 ve Anadolu’da tipik olan Demir Ça�� gri mal�n�n yo�un olmas�ndan dolay�, da� tepesindeki bir yerle�menin Demir Ça�� boyunca kullan�lm�� oldu�unu belirledik (Resim: 2). Arkaik Döneme ait lüks Attika ithal kerami�i, yaz�l� kaynaklar�n aktard�klar�ndan �imdiye kadar yaln�zca tahmin edilebilen bir devaml�l��� kan�tlamaktad�r.
Geç Arkaik-Klasik Döneme ait bilgiler daha somuttur. Pers sava�� ba�lam�nda Atarneus’tan söz edilmesi, daha 6. yüzy�lda önemli bir yerle�imin var oldu�unu göstermektedir. Bu döneme ait binalar�n izleri kaz�ya gerek olmadan bile bulunabilir. En az�ndan, yerle�me tepesinin Klasik Dönemde, 2,80 m. kal�nl���nda, tüm tepeyi içine alan ve en az iki ana kap�ya sahip çok heybetli bir surla korundu�u belirlenebilir. Bu yontma ta�tan pseudo-isodom olarak in�a edilmi� tahkimat, bugün baz� kesimlerde yakla��k 6
2 W. Dörpfeld, Die Arbeiten zu Pergamon 1908-1909, AM 35, 1910, 395’te Atarneus’tan bu dö-neme ait bir kapla kar��la�t�r�n�z.
285285
m. yüksekli�e kadar korunmu� durumdad�r; bundan dolay�, Geç Klasik Dönemde kentin sekiz ayl�k ba�ar�s�z bir ku�atma geçirdi�ine ili�kin yaz�l� kaynaklara güvenilebilir3. Bu surun korudu�u yerle�me bölgesi, 24 hektarl�k hat�r� say�l�r bir aland�r; bu büyüklükle Atarneus Erken Hellenistik Döneme kadar Anadolu’nun bu k�y� �eridindeki en büyük yerle�me konumundayd� ve ancak Philetairos’un Pergamon Akropolisi’nde M.Ö. 3. yüzy�l�n ba�lar�nda 21 hektarl�k kenti kurmas�yla kar��la�t�r�labilir büyüklü�e ula��lan bir alan� kaplamaktayd� (Resim: 2).
Klasik Dönemde içerideki yap�la�man�n nas�l oldu�u üzerine kaz� yap�lmadan pek az �ey söylenebilir. �üphesiz en büyük ilgiyi 20. yüzy�l�n ba�lar�nda da arkeologlar�n dikkatini çeken Yukar� Kale’deki yap�lar uyand�rmaktad�r. Burada, 1908-1911 y�llar� aras�nda k�smen kaz�lan Geç Klasik Döneme ait bir saray�n kal�nt�lar� bulunmaktad�r4. Bina çok odal�, peristilli bir avlu etraf�nda toplanm�� bir kompleksten olu�mu�tur; Geç Klasik ve (Erken) Hellenistik Döneme ait farkl� yap� evrelerinde �ekil de�i�tirmi� ve geni�letilmi�tir. Pergamon’un saray mimarisiyle göze çarpan paralellikler (örne�in pencere kemerlerinin alt ve üst sat�hlar�, ikiz sütunlar) ta��yan duvar tekni�inin yap�sal ayr�nt�lar�, yap�n�n in�as�nda büyük masraf edildi�ini ve Klasik Dönemde yap�n�n bölgede hiçbir benzeri olmad���n� kan�tlamaktad�r. Keramik kan�tlar�na göre eski yerle�me merkezinin yerinde Orta’dan Geç Bizans Dönemine kadar in�a edilen Geç Bizans Dönemi kalesindeki di�er Klasik Dönem duvarlar�na ait izler, bugün Bizans kalesince i�gal edilen alan�n tamam�n�n bu Klasik yap� toplulu�unca kapland���n� göstermektedir. Bir sonraki arazi seviyesinde bat�ya do�ru meyilli uzanan ve saraydakine çok benzeyen poligonal duvar tekni�iyle in�a edilmi� yap� kal�nt�lar�, Klasik dönemde bu yamaç alan�nda ileri gelen ailelere ait ba�ka gösteri�li yap�lar�n da bulundu�una i�aret etmektedir. Kente giren büyük yollar, görkemli kap�lar ve geni� nekropol alan� da o zamanda mevcut olmal�d�r. Buna göre Atarneus, Philetairos’un yeni kurdu�u kent için yaln�zca göz önündeki rakip bir güç merkezi de�il ayn� zamanda biçim ve büyüklük bak�m�ndan a�a�� yukar� benzerlik göstermekteydi. Yaz�tlara dayanarak 4. yüzy�l�n ortalar�na tarihlenen, kent kurucular�n�n5 ad�n� ta��yan tap�nak, bu dönemin di�er kamu yap�lar�na ait �imdiye kadarki tek i�arettir.
Hellenistik Dönemde kentin temel yap�s�n�n de�i�meden kald��� aç�kça görülmektedir; ancak yine de baz� önemli yenilikler de gözlenmektedir (Resim: 2). Hellenistik kent surunun bir kurtinin yak�n zamanda çökmesiyle, hem iç tarafta in�a edilmi� evlerden hem de duvar�n dolgu malzemesinden gelen
3 Xen. Hell. 3, 2, 11; Diod. 13.65.4 P. Schazmann–G. Darier, Die Arbeiten zu Pergamon 1910-1911, AM 37, 1912, 331-343.5 H. Engelmann–R. Merkelbach, Die Inschriften von Erythrai und Klazomenai I (Bonn 1972) 56-60
Nr. 9.
286286
keramik, bu tahkimat�n M.Ö. 3. yüzy�la tarihlenebilmesine olanak vermi�tir. Philetairos Pergamon’uyla a�a�� yukar� e�zamanl� olarak, tahkimat�n yüksek � nansal harcamayla ça��n gereklerine uydurulmas�na karar verilmi�tir. Klasik Dönem öncelinin bir basamak yukar�s�na in�a edilen yeni sur, art�k Klasik kaleyi de içine al�yor ve yukar�daki yerle�im alan�n� da kaps�yordu. Bu sur ve di�er, kale çekirde�i ve d��taki sur aras�nda in�a edilen boyuna duvarlar ile çe�itli Hellenistik teraslar kent alan�n� birbirinden ayr� bölgelere bölmü�tü. Yamaç yap�la�mas� ve arada düzlükler s�ra ile yer almaktayd�. Bu teraslar üzerinde, baz� yamaç yerle�melerini birbirine ba�layan büyük yollar�n yan� s�ra, kentin agoras�n�n yerini de belirlemek mümkündür. Güneyde, saray�n a�a��s�nda oldu�u gibi, yukar�da sözü edilen tap�na��n kal�nt�lar� civar�nda kuzeydeki efsanevi kent kurucusu için de bir yer yap�lm�� olmas� gerekir. Buraya ula�an dö�eli giri� yolu ve ta��ma ile depolama faaliyetlerine atfedilebilecek amfora parçalar� ile ba�ka çe�it bir kaba keramik yo�unlu�u, bu alanda bir agoran�n varl���n� dü�ündürmektedir.
Kentin bu yeni bölümleni�i ve ifade edili�inde ayn� zamanda mevcut yap�lara da el at�lm��, var olan yap�lar yenilenmi�tir. Bu durum kendini kap�lar�n yeniden düzenleni�inde aç�kça göstermektedir. Bu kapsamda güneydo�u kap�s�n�n giri� bölümü yeni bir kule yap�s�yla geni�letilmi�tir; buras� eski yap�ya ikinci bir kat olarak Hellenistik yontma ta� duvar i�çili�inde in�a edilmi�tir (Resim: 3). Oysa kuzeyde, Klasik Dönem yerle�me suru yerine kulelerle donat�lm�� tamamen yeni bir yontma ta� sur in�a edilmi�tir.
Hellenistik konut yap�la�mas�ndan önce, kentin farkl� bölümlerinde yüzeyde oldukça büyük metrelerce yükseklikte y�k�nt�lar hâlinde görünen kal�nt�lar vard�. Farkl� duvar örme tekniklerinin çoklu�u, hem geni� bir s�radan konut hem de yerel aristokrasiye ait gösteri�li, özenli i�lenmi� yontma ta�larla yap�lm�� kent evleri repertuar�n� ortaya koyar. Bu yamaç alan�nda büyük miktarda derlenen ve de�erlendirmesi yap�lan keramik de bu durumu do�rulamaktad�r. Geç Hellenistik Döneme kadar kentin ekonomik refah�n� ve kent sakinlerinin oldukça lüks içindeki ya�amlar�n� gösteren de�erli ithal mallar bulunmaktad�r. Yunan anavatandan ve baz� Ege adalar�ndan (örne�in Chios, Thasos, Lesbos, Samos) gelen sofra kap kaca��n�n yan� s�ra bat� yamac� mal� denen Pergamon üretimi tipik mallar, megara kaplar�, aplik keramik, bal�k tabaklar� ve daha birçoklar� da bulunmaktad�r. Ayr�ca de�i�ik biçimlerdeki terrakotalar, konutlar�n zengin bezemelerini göstermektedir. Da��n�k olarak güneydo�u yamaçtan derlenen kusurlu pi�mi� parçalar, bu dönemde yerel bir keramik üretimi oldu�unu kan�tlamaktad�r.
Bu zenginli�e kar��l�k, kent alan�nda ve Bizans dev�irme duvarlar�nda görkemli, yap� bezemeleriyle donat�lm�� kamu binalar�na dair bir belirti bulunmamas� çok tuhaft�r. Buna göre, ba�lang�çta ekonominin iyi durumda olmas�na kar��n Hellenistik Dönemin gösteri�li büyük yap�lar� üreten genel yap� patlamas� Atarneus’tan geçip gitmi� olmal�d�r.
287287
Keramik buluntular�, bu sonuca ili�kin olas� bir aç�klama vaat etmektedir, çünkü zamansal da��l�mlar� aç�k bir geli�me gösterir: Keramik çe�itlili�ine bak�ld���nda, 4. yüzy�l�n sonuyla 3. yüzy�l�n tamam�na ait mallar�n üstünlü�ü belirgin oldu�u hâlde, M.Ö. 200’lerde hem parça say�s�nda hem de kalitede gitgide bir gerileme ba�lar. 2. yüzy�lda sofra kap kaca��n�n spektrum içindeki pay�n�n azalmas�, ilk önce kent sakinlerinin dramatik bir ekonomik s�k�nt� içinde oldu�unu göstermekteyse de bu, en az�ndan bir durgunlu�un göstergesidir. Bu durgunluk, birçok ku�ak boyunca devam eden, yava� ilerleyen bir süreçte M.Ö. 1. yüzy�lda yerle�menin terk edilmesine neden olan ciddi bir gerilemeye i�aret etmektedir. �imdiye kadar kent alan�nda M.Ö. 1. yüzy�ldan daha sonraya ait -Geç Bizans ve Osmanl� Dönemi darp edilmi� sikkeleri hariç- sikke bulunmam��t�r6.
Yava� ilerleyen çökü�ün M.Ö. 200 civar�na ait keramik kan�tlar�na göre belirlenen evreleri, ba�ka yerlerdeki birçok Hellenistik kentte tipik yap� patlamas�n�n ilk ba�lad��� döneme rast gelmektedir. Bu genel �ehircilik geli�imine Atarneus’ta da bariz bir �ekilde 3. yüzy�lda, hatta belki 2. yüzy�l�n ba��nda dahil olmak istenmi�tir ve bu maksatla di�er kom�ular� gibi onlar da Pergamon Krall���’ndan yard�m istemi�lerdir. Yard�m ricalar�n�n kabul edildi�i de bellidir, zira kent alan�nda yukar� kalenin do�u ve güney taraf�nda bulunan ve üzerinde BAIIKH yazan damgal� çat� kiremidi Pergamon’dan iyi bilinmektedir ve genel olarak krall�k dönemine (M.Ö. 3./2. yüzy�llar) tarihlenmektedir (Resim: 4)7. Yaln�z bu kiremidin ne çe�it bir binaya ait oldu�u, kraliyet tu�la fabrikas�na ait bir damga m� oldu�u ya da bir kraliyet binas�na aidiyetini gösterip göstermedi�i belli de�ildir. Ayr�ca bu üç farkl� kiremit damgas� tipinin birbirinden ayr� bina vak�� ar�n�n kan�t� olup olmad���na karar vermek olanakl� de�ildir.
M.Ö. 2. yüzy�lda kademeli olarak ba�layan nüfus azalmas� henüz aç�kl��a kavu�mam��t�r. �mparatorluk Dönemine ait bir kaynaktan ç�kar�lan s�tma salg�n�8 dü�ünülebilir, ancak kom�u Bozbay�r Tepesi’ndeki yerle�imin �mparatorluk Dönemine kadar hektarlarca büyüklükte devam etmesinden ötürü, bu varsay�m ku�kuludur. Büyük olas�l�kla birden çok nedeni hesaba katmak gerekmektedir. Ayn� zamanda belki de ovan�n artan oranda batakl�k hâline gelmesi ile ya�am kalitesinde olu�an buna ba�l� zarar� takiben, II. Eumenes (M.Ö. 197-159) yönetimi alt�nda geli�en Pergamon’un sansasyonel yap� ve tadilat faaliyetleri ve bunlar�n II. Attalos (M.Ö. 159-138) döneminde devam etmesi duvarla çevrili kent alanlar�n�n artt�r�lmas�n� gerektirmi� ve bölgede özel bir çekim gücü ve siyasal a��rl��� olan yeni bir tür merkezin olu�umuna yol açm��t�r. Buna ek olarak örne�in III. Antiochos’a kar��
6 Schazmann–Darier, ayn� eser, (Dipnot 4) 343.7 IvP II 642.8 Paus. 7, 2, 11.
288288
Romal�lar’�n zaferinden sonra de�i�en siyasî durum nüfusun di�er bir kesimini bir liman bölgesinin gitgide güvenli hâle gelen k�y�lar�na çekmi� olabilir. Bugünkü Dikili’de, günümüze �üphesiz pek az kal�nt�s� kalm�� olan yeni bir yerle�me kurulmu� olmas� mümkündür. Gerçi 2007’de eski kentte bir mezar suna��n�n yan� s�ra ba�ka dev�irme malzemeler dikkatimizi çekmi�se de, bunlar�n ait olduklar� yer belli de�ildir. Orta Ça� denizcilik k�lavuzlar�nda ve Strabon’da Atarneus’tan k�y� kenti olarak söz edilmesi (Atarneus, Pitane ve Elaia’n�n ad� birlikte an�lm��t�r)9 herhalde deniz k�y�s�ndaki polis merkezlerinin böyle bir yer de�i�tirme oldu�unu yans�tmaktad�r. En az�ndan eski kent çevresindeki bölge ve mallar�n d��al�m ve d��sat�m�na hizmet eden onun liman alan� önemini korumu�tur. Asya vilayetinin M.Ö. 75 y�l� gümrük kanunundan, bu dönemde Atarneus’ta ve onun liman alan�ndaki mallardan al�nan verginin Romal� vergi memurlar� (publicani) için burada bir büro kurmaya de�ecek kadar fazla oldu�u anla��lmaktad�r10.
Roma �mparatorlu�u Döneminde bir yerle�menin varl��� yaln�zca az say�da çanak çömlek parças�na dayanarak belgelendirilmektedir, asl�nda bunlar ba�ka biçimde de yerle�im yerine gelmi� olabilir. �lk olarak Geç Bizans Döneminde akropol alan�nda bir kale in�a edilmi�tir. Bu maksatla kuzey tarafta k�smen y�k�lm�� olan Hellenistik sur onar�lm�� ve yukar� tepe civar�nda, eski saray alan�n�n Klasik-Hellenistik kale merkezinde yeniden küçük bir iç kale in�a edildi�i yerde yeni, kuzeybat� kesimi e�imli hâle getirilmi� bir sur çekilmi�tir. Güney tarafta, bu iç kaleden kuzey sura do�ru kulelerle donat�lm�� bir sur in�a edilmi�, böylece konut alan�n�n güvenli�i garanti alt�na al�nm��t�r. Sur içine yap�lan iki düzine kadar Bizans Dönemi evi ve bu döneme ait kaliteli keramik, tepe bir yerle�im yeri olarak terkedilmeden önce burada birkaç ku�ak boyunca bar�nan küçük bir toplulu�un varl���na tan�kl�k etmektedir.
Atarneus’tan edinilen, Erken Hellenistik Döneme ait bir kente ili�kin bilgiler, yaz�tlardan ya da yaz�l� kaynaklarda nakledilen krall��a ait bina vak�� ar�yla ilgili gözlemlere çok iyi uymaktad�r. M.Ö. 3. yüzy�lda savunma mimarisi içinde say�lmas� gereken vak�f ve binalar ço�unluktayken, M.Ö. 2. ve 1. yüzy�llarda kentlerde artarak mimari bezemeler ve tiyatro, platformlu yap�lar, buleutoryum gibi tekil yap�lar�n ya da yeni sütunlu galerilerin in�as�na odaklanm��t�r. Yaz�l� kaynaklar�n aktard��� bu durum -örne�in yaln�zca üç örnek vermek gerekse Priene’de, Menderes Magnesias�’nda ya da Milet’te- arkeolojik olarak kan�tlanm��t�r. Kamuya ait yeni yap�lar ile kapal�, tamamen sütunlarla çevrili alanlar�n ve meydanlar�n ortaya ç�k���na kentlerde en çok M.Ö. 200’lerden sonra rastlanmaktad�r ve bu yap�lar M.Ö. 1. yüzy�l�n sonuna dek in�a edilmeye devam etmi�tir. Özellikle bu tip yap�lardan olu�an kent
9 Strab. 13, 614.10 H. Engelmann–D. Knibbe, Das Zollgesetz der Provinz Asia. Eine neue Inschrift aus Ephesos,
EpAnat 14, 1989 § 9 ile s. 55 ve devam�; 63 ve devam�.
289289
manzaras�, Hellenistik Dönemin doruk noktas�nda henüz bulunmamaktad�r; çünkü bu durum Hellenistik �ehircili�inin 300 y�ll�k geçmi�inin sonucudur. Atarneus’ta bu geli�imin ba�lang�c�n� bu tabaka üzerinde daha yeni yap�la�man�n olmamas� sayesinde etkili bir biçimde görebiliyoruz.
Elaia Felix PIRSON
Elaia’da bu y�l gerçekle�tirilen faaliyetler yine jeodezi çal��malar�n�, kapsaml� ve yo�un yüzey ara�t�rmas�n�, arkeolojik mimari ara�t�rmas�n� ve jeo� ziksel tarama çal��malar�n� kapsamaktad�r. Bunlara bir de, önce geçmi� y�l�n yüzey ara�t�rma sonuçlar� temelinde yaln�zca örnekleme yoluyla çal���lmas� öngörülen, ancak �a��rt�c� derecede iyi sonuçlar al�n�nca kent alan�n�n tamam�na yay�lan keramik yüzey ara�t�rmas� eklenmi�tir. Çal��ma alanlar�na ili�kin verilen bilgiler a�a��da ayr� ayr� ele al�nm��t�r11.
JeodeziÖnceki y�l arazide ölçülen referans noktalar� ve 2006 sonbahar�nda
yap�lan hava foto�ra� amas� temel al�narak, daha 2007 kampanyas� öncesinde ara�t�rma bölgesinin yeni bir topogra� k haritas� haz�rlanm��t�r12. Bu harita kampanya s�ras�nda çok az geni�letilmi� ve yüzeyde görünen yap� kal�nt�lar� i�lenerek tamamlanm��t�r (Resim: 5. 6). Bununla beraber, çal��malar�n büyük bölümü, a�a��da ayr�nt�lar�yla ele al�nacak olan, s�� su bölgesindeki yap�lar�n geni� kapsaml� GPS ölçümü üzerine olmu�tur (Resim: 10, 11).
Jeo� ziksel TaramaJeo� ziksel taramalar, yani jeoradar yard�m�yla yap�lan ve büyük bir alan�
kapsayan jeomanyetik haritalama ve noktasal ara�t�rma çal��malar�, yine liman bölgesine, kent suruna ve akropolis çevresine odaklanm��t�r (Resim: 6)13. Yeni olan çal��malar ise iç liman�n bat� ve güneydo�usundaki alüvyon dolgunun üzerinden arabayla geçilebilir -daha do�rusu üzerinde yürünebilir- olan k�s�mlar�nda yürütülen jeomanyetik haritalama çal��malar� olmu�tur. Bu çal��malar �a��rt�c� sonuçlar vermi�, bundan dolay� bu ara�t�rmalar�n gelecek
11 Elaia’daki çal��malar�n anlat�ld��� bu raporun baz� bölümleri, saha yönetiminin ya da keramik yüzey ara�t�rmas�n�n sorumlulu�unu üstlenen Ulrich Mania (Halle) ve Güler Ate� (Heidelberg)’in verdi�i bilgilere dayanmaktad�r.
12 Bu çal��malar EMI Firmas� (�stanbul) taraf�ndan yürütülmü�tür.13 2007 kampanyas�n�n jeomanyetik taramalar� H. Stümpel yönetimindeki Kiel Üniversitesi Jeo-
� zik Enstitüsü çal��anlar�nca ve Eastern Atlas, Geophysikalische Prospektion Meyer&Ullrich GbR (Berlin) � rmas�nca gerçekle�tirilmi�tir.
290290
y�l sonda ta��y�c�s� olarak yerinde ba�ar�yla test edilmi� olan katamaran yard�m�yla sürdürülmesi planlanm��t�r (Resim: 7).
Ad� geçen bölgelerde iç liman boyunca k�vr�mlarla ilerleyen, ancak ayn� zamanda yer yer düz devam eden, 20 metreden geni� bir çiftli yap� saptanm��t�r (Resim: 6). K�vr�ml� kesimlerde daha sonra dolan bir akarsu yata�� söz konusuyken14, paralel anomaliler daha çok insan yap�s� bir olu�um izlenimi uyand�rmaktad�r. Bu durum özellikle, güneydo�uda menderes çizen akarsu yata��na ba�lanan ve geçen y�l çekinceli olarak gemiler için gidi� geli� yolu olarak tan�mlanan, düz bir biçimde denize do�ru giden çiftli yap� için geçerlidir15. Bu yorumun do�ru olmas� hâlinde, Elaia Körfezi’nin h�zla dolmas� sürecinde, kuzeydo�udan gelen bir dere ya da su yolunun, gemilerin denize gidi� geli� yolunu aç�k tutmada kullan�lm�� oldu�u söylenebilir.
Kapal� liman�n içlerinde gemi bar�naklar�na ait delil bulmak amac�yla geni� kapsaml� taramalar gerçekle�tirilmi�tir (Resim: 6, 8). Gerçi bunlar bulunamam��, ancak bunun yerine kuzeybat�-güneydo�u yönünde yakla��k olarak paralel giden ve uzunluklar� 92 ile 140 metre aras�nda de�i�en be� yap� belirlenmi�tir. Yap�lar yakla��k 2,5 metreden az daha geni�tir ve k�y� ile liman sahas�na do�ru metrelerce uzunlukta çatallanma gösterir. Çok kesin bir do�rusall�ktan ziyade organik bir etki yaratan görünümleri, ah�ap konstrüksiyonlardan ileri gelen anomalilerin söz konusu oldu�u tahminini güçlendirmektedir. �lk akla gelen, üzerine köprü ya da platformlar�n (belki de tersane kurmak amac�yla) monte edilmi� olabilece�i kaz�k konstrüksiyonudur. Ancak örne�in tuz elde etme gibi geç dönem düzenlemeler de dü�ünülebilir.
Bu y�lki jeo� ziksel tarama çal��malar�n�n önemli bir görevi, özellikle kent alan�n�n güneyindeki kent surunun nas�l devam etti�ini aç�kl��a kavu�turmak olmu�tur (Resim: 6). Akropolis tepesinin bat� ucunun kuzeybat�s�ndaki bir alanda yap�lan ölçümler, kent surunun buradan do�uya atlad���n� ve oldukça yo�un bir biçimde akropolisin ete�i boyunca devam etti�ini göstermi�tir (Resim: 5). Kentin en d�� kuzeyindeki, taraf�m�zdan Maltepe 2 ad�yla an�lan tepede sur, tepenin doruk noktas�n�n tamam�n� kaplayan bir burca dönü�mektedir.
Kuzeybat�da tahkimat yap�lar�n�n gidi�at� ve yap�l��� hakk�nda önemli yeni bilgiler kazan�labildi�i hâlde, güneydo�uda bu kan�tlar�n ortaya ç�k��� zorla�maktad�r. Güneydo�uda farkl� yerlerde yap�lan test ölçümleri -e�er temelleriyle birlikte tamamen ya�ma edilip temel çukurlar� sonradan
14 Kent alan�n�n kuzeyindeki arazi çöküntüsünde bulunan ve iç liman�n yakla��k 300 me-tre kuzeybat�s�nda denize dökülen bir dere ak�nt�s�n�n varl���, A.. Conze–O. Berlet–A.. Philippson–C. Schuchhardt–F. Gräber, AvP I. Stadt und Landschaft (Berlin 1912-1913) 112’deki plan� do�rulamaktad�r. Bugün bu dere, �zmir-Çanakkale yolunun yap�m�yla birlikte arazinin köklü de�i�ikli�e u�ramas� nedeniyle görülememektedir. Taranan dere yata��, bu akarsuyun o zamanki devam� olabilir.
15 Pirson 2007, 57 Res. 40.
291291
düzlenmediyse- burada tahkimat bulunmayabilece�ini göstermi�tir. Bununla birlikte jeo� zik haritas�ndaki noktasal i�aretler, yap� faaliyetlerinde yer alan büyük temellere dair bulgular hakk�nda yöre sakinlerinin ifadeleri ve çanak çömlek y���nlar�ndan elde edilen kan�tlarla birle�ti�inde en az�ndan geçici bir rekonstrüksiyon olu�turmaya izin vermektedir; ancak bu rekonstrüksiyonun do�rulanmaya ihtiyac� vard�r (Resim: 5).
Tarama çal��malar�n�n di�er bir a��rl�k noktas�n� akropolis çevresi olu�turmaktad�r. Özellikle akropolisin güney tepesinin bat�s�nda yap�lan taramalar ba�ar�l� olmu�tur (Resim: 6). Ölçüm sonuçlar�, kent surunun bir bölümünün yan� s�ra (bkz. yukar�) buran�n hemen güneyinde, yani hâlâ kent alan�n�n içinde bulunan yerde, çömlek f�r�nlar� için tipik olan birçok dipol-anomali göstermektedir. Burada bulunan yap�m art��� ve kusurlu pi�irme buluntular�, yorumun do�rulu�unu onaylamaktad�r (bkz. a�a��). Zanaatla ilgili olarak kullan�lan bu alana, bat�ya do�ru bir yap� biti�iktir. Bu yap� daha çok, akropolis çevresine uyar gibi görünmektedir: Dikdörtgen, yap� strüktürleriyle çevrili yakla��k 60x38 m. boyutlar�nda bir alan�n içinde yine dikdörtgen, yakla��k 21x16 m.lik bir yap� bulunmaktad�r. Bu yap�lar, etraf�n� çevreleyen bir temenosu olan küçük bir tap�na��n varl���n� dü�ündürmektedir.
Yüzey Ara�t�rmas�Üzerinden gidilebilir, yani kentin yap�larla kapl� olmayan ve bahçe olarak
kullan�lmayan alanlar�nda önceki y�l ba�lanan, yo�un yüzey ara�t�rmas� ve noktasal buluntu istatisti�i kombinasyonundan olu�an ara�t�rma, sonuçland�r�labilmi�tir (Resim: 9). Bütün amaçlara tam olarak ula��lm��t�r, yani yöntemler ba�ar�l� olmu� görünmektedir. Yaln�z kentin güneydeki s�n�r�n�n kesin olarak belirlenmesinde baz� sorunlar ç�km��t�r. Bu sorunlar, yerle�me yo�unlu�unun güneye do�ru tümden azal�yor gibi görünmesi ve belki de kent alan� içinde hiç yap� bulunmad���n� göz önüne almamam�z nedeniyle ç�km�� olabilir. Burada yine jeomanyetik haritalama yard�m�yla, mümkün olan en geni� alan� kaplayan bir çal��man�n bu durumu ayd�nlatmas�n� umuyoruz.
Yüzey ara�t�rmas�n�n en fazla dikkat çeken bölümü yine Elaia’n�n farkl� limanlar� olmu�tur. Burada en az�ndan bir d�� liman�n daha ke�� ba�ar�yla tamamlanm��t�r. Bu liman�n ke�� yle, Pergamonun deniz üssü olarak Elaia’n�n önemi hakk�nda bildiklerimizin esasl� biçimde de�i�mesi olas�d�r (Resim: 10). Körfezin kuzeyinde, liman bölgesinin güneybat� ve güneydo�usundaki s�� sularda yakla��k 1x2 km.lik bir alanda birçok yap� kal�nt�s� belgelenebilmi�tir. Bunu, kal�nt�lar�n yerini gösteren yöre bal�kç�lar�na borçluyuz, ölçüm çal��malar�n� da onlar�n yard�m�yla gerçekle�tirdik (Resim: 11)16. Güneybat�da,
16 Burada özellikle, çok te�ekkür borçlu oldu�umuz Yüksel Af�in’in ad� an�lmal�d�r. S�� su-larda antik yap� kal�nt�lar�n�n oldu�u haberini ilk olarak 2006 kampanyas�n�n son gününde alm��t�k; bkz. Pirson 2007, 48.
292292
birbirine yakla��k olarak paralel giden yedi yap� belirlenmi�tir ve bunlardan en d��taki antik liman bölgesine 2 km. mesafede uzanmaktad�r. Kuzeybat�-güneydo�u yönünde uzanan çift s�ra duvarlar�n hiçbirinin tam uzunluklar� belgelenememi�tir, çünkü özellikle kuzeybat�ya do�ru s�� su bölgesinin bitki örtüsü ve çamurunda kaybolmaktad�rlar. Yap�lar�n en uzunu en az�ndan 270 metre olarak ölçülmü�tür. Dik aç�yla çift s�ra duvarlara do�ru giden, daha k�sa, U-biçimli enine yap�lardan biri ayr�nt�l� olarak ölçülebilmi�tir (Resim: 12). Bu yap�, bir sonraki çift s�ra duvar�n 20 metre önünde sonlanmakta ve böylece gemi geçi�ine yetecek kadar bir aral�k b�rakm�� olmaktad�r. Çift s�ra duvarlar, ortalar�nda k�rma ta� dolgunun oldu�u iki yontma ta� s�ras�ndan olu�maktad�r (Resim: 13). Enine duvarlar birbirinden 4-5 metre aral�kl� uzanan yontma ta� s�ralar�n� ba�lamakta ve böylelikle dik aç�l� odac�klar olu�turmaktad�r. Yap� malzemesi olarak kireçta�� ve andezit kullan�lm��t�r, harç kullan�ld���na dair bir kan�t bulunmamaktad�r. Baz� bloklarda k�rlang�çkuyru�u kenet bo�lu�u görülmektedir, bununla birlikte, bu bloklar�n bulunduklar� konum, bloklar�n çift s�ra duvarlara kenetlenip kenetlenmedi�i ya da dev�irme malzemenin söz konusu olup olmad��� kesin bir biçimde belirlenememektedir. Daha küçük boyutlu çift s�ra duvarlar, aç�k liman�n hemen güneydo�usunda korunagelmi� durumdad�r (Resim: 10, 14).
S�� su alan�ndaki yap�lar genel olarak yorumland���nda, bunlar�n konumlar� ve yap�m teknikleri bir d�� liman�n unsurlar� olduklar� konusunda �üpheye yer b�rakmazken17, güvenilir kar��la�t�rma olana��n�n olmay��� nedeniyle i�levlerinin kesin olarak saptanmas� zordur. Esas olarak dalgak�ran ya da r�ht�m olduklar� akla gelmektedir; yap�n�n tamam� dü�ünüldü�ünde ise tersane ya da bir d�� liman, bir demirleme yeri söz konusu olabilir. Yap�lar�n tarihsel olarak s�ralanmas�na gelince, �u anda yaln�zca, yap� tekni�inin Hellenistik sonras�na tarihleyebilecek bir ipucu sa�lamad���n� saptayabiliyoruz. ��levin belirlenmesi için ise �u noktada, yap�lar�n jeo� ziksel olarak belirlenen ba�ka yap�lar yard�m�yla geni� kapsaml� bir kontekste oturtulmas� ile elde edilecek daha fazla bilgiyi kazanabilmeyi umuyoruz. Ayn� �ekilde, yap�lar�n tarihsel bölge senaryosunda yerini almas� da jeoarkeoloji taraf�ndan sa�lanan bilgiler sayesinde olacakt�r.
2007 kampanyas�n�n sonuçlar�na göre, Elaia’n�n yaln�zca kapal� bir iç liman ile kent tahkimat�yla korunan aç�k bir limana de�il, �imdiye kadar kentle olan ba�lar� henüz aç�kl��a kavu�turulamam�� olan ayr�ca ba�ka d�� limanlara da
17 Örne�in Aegina’n�n kuzey körfezindeki dalgak�ranla kar��la�t�r�n�z: P. Knoblauch, Neuere Untersuchungen an den Häfen von Ägina, BJb 169, 1969, 104-116; Böotia’daki Anthedon Körfezi’nin güneyinde bulunan dalgak�ran ve r�ht�m yap�lar� (ancak burada hidrolik harçlar�n kullan�lmas�yla): H. Schläger–D. J. Blackman–J. Schäfer, Der Hafen von Anthedon mit Beiträ-gen zur Topographie und Geschichte der Stadt, AA 1968, 21-98; Adramytteion’daki liman yap�lar� (çift s�ra duvarlar ve kenetli yontma ta�lar oldu�u halde): T. Çoruhlu, Ören (Adra-mytteion Antik Kenti) 2006 Y�l� Kaz� Çal��mas�, KST 29, 3 (Ankara 2008) 534 vd. Res. 6, 9.
293293
sahip oldu�u daha aç�k bir �ekilde ortaya ç�kmaya ba�lam��t�r. Bu bilginin sonraki y�llarda daha do�rulanmas� gerekse de, Pergamon’un bir deniz gücü olarak rolünün revizyondan geçmesi zorunlu olacakt�r. Ancak kapsaml� tarihsel sonuçlar ç�karmadan önce, özellikle jeo� ziksel ve jeoarkeolojik yöntemlerin kullan�ld��� daha geni� ara�t�rmalara gereksinim vard�r.
Keramik Yüzey Ara�t�rmas�Yüzey ara�t�rmas� faaliyetlerinin yukar�da anlat�lan sonuçlar� temelinde
seçilen alanlarda keramikle ilgili bir yüzey ara�t�rmas�na ba�lanm��, bu çerçevede tüm iyi tan�mlanabilir parçalar, yani öncelikle a��z kenar� ve ayak parçalar� toplanm��t�r (Resim: 9). Bu seçici yönteme karar verdik, çünkü tüm buluntu malzemesinin dikkate al�nmas� kapasite nedenlerinden dolay� gerçekle�tirilebilir olmayacakt�. De�erlendirmede, yöntemin istatistiksel temsil de�erini art�rmak amac�yla, ayn� alanlardan derlenen buluntu istatisti�i verileri de (bkz. yukar�) göz önüne al�nm��t�r. Bu yöntem kombinasyonundan hem verimli sonuçlar al�nmas� hem de yöntemin ekonomik olu�u nedeniyle, keramik ara�t�rmas� kent alan� içindeki tüm ara�t�r�labilir alanlar� içine alacak �ekilde geni�letilmelidir.
Elde edilen ilk sonuçlar, genel yüzey ara�t�rmas�nda yap�lan gözlemleri do�rulamakta ve tamamlamaktad�r: Daha eski, yani Hellenistik öncesi buluntular, kent alan�n�n kuzeyindeki tepelerde, özellikle akropoliste yo�unla�maktad�r. En erken döneme ait malzeme, M.Ö. 3. biny�la aittir, bundan sonra M.Ö. 7.-6. yüzy�llara kadar bir bo�luk görülmektedir. Ancak 2007 y�l�nda elde edilen buluntular �imdiye kadar yaln�zca bir ön de�erlendirmeye tabi tutulabilmi�tir, bundan dolay� yerle�me kronolojisindeki de�i�iklikler dikkate al�nmal�d�r. Yüzeydeki erken dönem malzemesi seyrek görünürken, yerle�me etkinli�inin Geç Klasik Dönemden ba�layarak yo�unla�t��� kan�tlanabilmektedir. Bununla birlikte alan bak�m�ndan gözle görünür bir geni�leme ancak Hellenistik Dönemin doru�a ula�t��� dönemde olmu�tur18. Ve bu evre için ayr�ca, buluntu malzemesi güneye do�ru azal�rken, yerle�me etkinli�i merkezinin daha kuzeyde yer almas� söz konusudur. Bu gözlemden yola ç�karak, yerle�ilen alan�n kent alan�n�n tamam�n� kapsamad���na ili�kin tahmin yukar�da belirtilmi�tir. Bizans Döneminde buluntu yo�unlu�u yeniden hissedilir oranda azalmaktad�r ve karakteristik Geç Bizans formlar� hemen hemen hiç yoktur.
Hellenistik Dönem ince mallar� aras�nda Pergamon malzemesi çok aç�k bir �ekilde üstün konumdad�r. Beyaz zeminli keramik, kabartmal� taslar, aplikli keramik ve bat� yamac� üslubundaki keramik gibi çok kullan�lan mal
18 Kent alan�n�n kuzeyiyle s�n�rl� olan, �eritli mal denen formun oldu�u gibi tipik Erken Hel-lenistik formlar� görülmektedir.
294294
gruplar�n�n tümü envanterde bulunmaktad�r. Elaia’n�n ticaret merkezi olarak önemini vurgulayan Hellenistik Döneme ait ayr�ca damgal� birçok amfora kulpu da bulunmu�tur. �imdiye dek Rodos, Chios, Thasos ve Knidos’tan gelen damgalar belgelendirilmi�tir, bunlar�n içinde Rodos’tan gelen örnekler en fazla say�dad�r. Karakteristik Aiol-gri mal� hem Hellenistik öncesi hem de Hellenistik kerami�i ile temsil edilmektedir.
Roma �mparatorlu�u Döneminin buluntu malzemesinde Pergamon ve Pitane’den gelen Sigillata en büyük paya sahiptir. Bununla beraber Geç Antik Dönemde Late Roman C-Ware tabak ve çanaklar� bask�n durumdad�r. Birçok kusurlu pi�mi� çat� kiremidi ve kil borular�n kan�tlad��� üzere, en geç Roma �mparatorlu�u Döneminde Elaia’da da keramik üretilmi�tir. Akropolisin güney tepesinin bat�s�ndaki bir alanda, jeomanyetik çal��malar�n�n birçok çömlek f�r�n�n�n varl���n� ortaya ç�kartt��� yerde, kaba mutfak kaplar� ve amforalara ait hatal� pi�mi� parçalar derlenmi�tir (Resim: 6; bkz. yukar�).
SonuçlarElaia’da bu y�l yap�lan ara�t�rmalar sayesinde art�k, akropolis tepesi
çevresinde ba�layan yerle�meyi Erken Tunç Ça��na tarihleyebiliyoruz. M.Ö. 2. biny�ldaki bir bo�luktan sonra -bu bo�luk arkeolojik verilerin eksikli�inden kaynaklanm�� olabilir- buran�n M.Ö. 7./6. yüzy�llardan Bizans Dönemine kadar ara verilmeden kullan�ld��� kan�tlanabilmektedir.
Buluntu malzemesinin zamansal ve co�rafî da��l�m�, dü�üncemize göre, Pergamon etkisi alt�ndaki kent in�as� sonucunda yerle�im alan�n�n birdenbire büyümesi olgusu ile uyum göstermektedir. Güneye do�ru buluntu yo�unlu�unun azalmas� da, Hellenistik Dönemde kent alan�n�n büyüklü�ünün kent içi yap� arazisinin � ili ihtiyaçlar�na göre de�il, belli ki daha çok Pergamonlular�n deniz üslerindeki mekânsal taleplerine göre belirlendi�ini göstermektedir. 1x2 km.lik bir alana da��lm�� durumda bulunan, Elaia liman bölgesinin bat�s�ndaki s�� su alan�nda geni� yer kaplayan yap� kal�nt�lar�n�n boyutlar�, olas�l�kla, �imdiye kadarki dü�üncelerimizin çok üstündedir. Bu kal�nt�lar�n dalgak�ran ya da r�ht�m, belki de Hellenistik Dönemden kalma tersane yap�lar� olmas� söz konusudur.
Pergamon’a do�ru yönlendirilmi�, kent alan�n�n kuzeyindeki ç�k�nt� üzerinde bir burç bulunmas�, Elaia’n�n ayn� zamanda Kaikos vadisinin güney giri�inde bir bariyer olu�turmada yönetim merkezi için önemli oldu�unu göstermektedir. Pergamon’a giden antik yolun tam olarak nereden geçti�ini henüz söyleyememekteyiz. Ancak dileriz ki gelecekte, kent çevresinde bu y�l ba�lanan yüzey ara�t�rmalar� bu önemli sorunun ayd�nl��a kavu�turulmas�na katk�da bulunacakt�r.
296296
Resim 3: Atarneus, Klasik Dönem tahkimat�n�n Hellenistik Dönemde tadilat� yap�lan kuzeydo�u kap�s�n�n d�� duvar�
Resim 4: Atarneus, damgal� tu�la/kiremit (Yukar� Kale tesadü� buluntu)
297297
Resim 6: Elaia, jeo� ziksel tarama yap�lm�� yüzeylerin kay�tl� oldu�u yeni arkeolojik harita (2007 durumu)
Resim 5: Elaia, kentin kara ve deniz surunun bütünlenmi� ak���n�n ve sokak sisteminin konumlan��� üzerine ilk önerinin görüldü�ü yeni arkeolojik harita
298298
Resim 7: Elaia. Kiel Üniversitesi’nin yeni jeo� zik-katamaran�yla s�� su alan�nda yapt��� deneme ölçümü
Resim 8: Elaia, kapal� liman�n içinde jeomanyetik haritalama
299299
Resim 10: Elaia, kent alan� ve liman (2007 durumu)
Resim 9: Elaia, çe�itli yüzey ara�t�rmalar� çerçevesinde taranan yüzeylerin i�lenmi� oldu�u yeni arkeolojik harita (2007 durumu)
300300
Resim 11: Elaia, s�� su alan�nda GPS ile yap�lan ölçüm çal��malar�
Resim 12: Elaia, d�� liman, s�� su alan�nda enine strüktür