Pergamon – 2007 Kampanyasında Yakın Çevrede Yapılan Çalışmalar

20
283 283 Pergamon çevresinde yürütülen çalmalar, önceki ylda olduu gibi 2007 ylnda da Atarneus (Dikili’de) ve Elaia (Zeytinda’da) polislerine odaklandrlmtr. Giriimin ilk amac, Hellenistik yönetim merkezi Pergamon’un kendi dar territorumunda ve orada bulunan polisler üzerindeki etkisini aratrmaktr. Böylece, daha önce kurulmu olan polisler ile Hellenistik Dönemdeki yeni bölgesel yönetim birimleri arasndaki iliki sorunu üzerine arkeolojik-tarihsel bir katk yaplm olacaktr. Bundan baka, Pergamon çevresinde tarihöncesi dönemden Bizans Dönemine kadar mümkün olan en kapsaml yerleim tarihçesinin oluturulmas amaçlanmaktadr. PERGAMON-2007 KAMPANYASINDA YAKIN ÇEVREDE YAPILAN ÇALIMALAR 1 Felix PIRSON* Martin Zimmermann’n katksyla * PD Dr. Felix PIRSON, Alman Arkeoloji Enstitüsü stanbul ubesi, Ayazpaa Camii Sok. 48 TR-34437 Gümüsuyu-stanbul/TÜRKYE [email protected] Metnin Türkçe’ye çevrilmesinde emei geçen . Banu Doan ve Ali Akkaya’ya çok teekkür ederim. Ksaltma Listesi: DAI’nin güncel yayn yazm kurallar klavuzunda (www.dainst.org/index_ 141_de.html) görülenlerin dnda aadaki ksaltmalar kullanlmtr: Pirson 2004: F. Pirson, Elaia, der maritime Satellit Pergamons, IstMitt 54, 2004, 197-213. Pirson 2006: F. Pirson, Pergamon - Das neue Forschungsprogramm und die Arbeiten in der Kampagne 2005, AA 2006/2. Pirson 2007: F. Pirson, Pergamon–Bericht über die Arbeiten in der Kampagne 2006, AA 2007/2, 13-70. Tüm resimler Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Pergamon kazs arivinden alnmtr. Resim: 5, 6, 9, 10, 12: Bearbeitung N. Çalr Resim 6: Eastern Atlas, Jeoziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. Resim: 6, 8, Kiel Üniversitesi Jeozik Enstitüsü Resim: 6, 9, 10, Ch. Steiner–J. Zimmermann-Kiel Üniversitesi Jeozik Enstitüsü-Eastern Atlas. Jeoziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. U. Mania tarafndan hazrlanmtr. Resim: 12, U. Mania. 1 Ayrntl önraporlar AA’da yllk olarak yaynlanmaktadr. Daha geni bilgiye www.dainst. org/index_650_de.html adresinden ulalabilir. Bu ylki çalmalar 14 Austos-29 Eylül 2007 tarihleri arasnda yaplmtr. Alman Arkeoloji Enstitüsü Pergamon kazs, bu yl da çalmalar destekleyen tüm kurum ve kiilere teekkür eder. Bunlarn banda T.C. Kültür ve Turizm Bakanl Kültür Varlklar ve Müzeler Genel Müdürlüü, Almanya Büyükelçilii Kültür bölümü (Ankara) ile Zeytinda Belediyesi gelmektedir. Maddî katkda bulunanlar ve ibirlii yaplanlar, ilgili bölümlerde yer almaktadr. Genel Müdürlüü temsilen çalmalara bu yl Naci Toy (Kültür ve Turizm Bakanl Kültür Varlklar ve Müzeler Genel Müdürlüü) katlmtr.

Transcript of Pergamon – 2007 Kampanyasında Yakın Çevrede Yapılan Çalışmalar

283283

Pergamon çevresinde yürütülen çal��malar, önceki y�lda oldu�u gibi 2007 y�l�nda da Atarneus (Dikili’de) ve Elaia (Zeytinda�’da) polislerine odakland�r�lm��t�r. Giri�imin ilk amac�, Hellenistik yönetim merkezi Pergamon’un kendi dar territorumunda ve orada bulunan polisler üzerindeki etkisini ara�t�rmakt�r. Böylece, daha önce kurulmu� olan polisler ile Hellenistik Dönemdeki yeni bölgesel yönetim birimleri aras�ndaki ili�ki sorunu üzerine arkeolojik-tarihsel bir katk� yap�lm�� olacakt�r. Bundan ba�ka, Pergamon çevresinde tarihöncesi dönemden Bizans Dönemine kadar mümkün olan en kapsaml� yerle�im tarihçesinin olu�turulmas� amaçlanmaktad�r.

PERGAMON-2007 KAMPANYASINDA YAKIN ÇEVREDE YAPILAN ÇALI�MALAR1

Felix PIRSON*Martin Zimmermann’�n katk�s�yla

* PD Dr. Felix PIRSON, Alman Arkeoloji Enstitüsü �stanbul �ubesi, Ayazpa�a Camii Sok. 48 TR-34437 Gümü�suyu-�stanbul/TÜRK�YE [email protected]

Metnin Türkçe’ye çevrilmesinde eme�i geçen �. Banu Do�an ve Ali Akkaya’ya çok te�ekkür ederim.

K�saltma Listesi: DAI’nin güncel yay�n yaz�m kurallar� k�lavuzunda (www.dainst.org/index_141_de.html) görülenlerin d���nda a�a��daki k�saltmalar kullan�lm��t�r:

Pirson 2004: F. Pirson, Elaia, der maritime Satellit Pergamons, IstMitt 54, 2004, 197-213. Pirson 2006: F. Pirson, Pergamon - Das neue Forschungsprogramm und die Arbeiten in der

Kampagne 2005, AA 2006/2. Pirson 2007: F. Pirson, Pergamon–Bericht über die Arbeiten in der Kampagne 2006, AA

2007/2, 13-70. Tüm resimler Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Pergamon kaz�s� ar�ivinden al�nm��t�r. Resim: 5, 6, 9, 10, 12: Bearbeitung N. Çal���r Resim 6: Eastern Atlas, Jeo� ziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. Resim: 6, 8, Kiel Üniversitesi Jeo� zik Enstitüsü Resim: 6, 9, 10, Ch. Steiner–J. Zimmermann-Kiel Üniversitesi Jeo� zik Enstitüsü-Eastern Atlas.

Jeo� ziksel Tarama Meyer & Ullrich GbR. U. Mania taraf�ndan haz�rlanm��t�r. Resim: 12, U. Mania.1 Ayr�nt�l� önraporlar AA’da y�ll�k olarak yay�nlanmaktad�r. Daha geni� bilgiye www.dainst.

org/index_650_de.html adresinden ula��labilir. Bu y�lki çal��malar 14 A�ustos-29 Eylül 2007 tarihleri aras�nda yap�lm��t�r. Alman Arkeoloji Enstitüsü Pergamon kaz�s�, bu y�l da çal��malar� destekleyen tüm kurum ve ki�ilere te�ekkür eder. Bunlar�n ba��nda T.C. Kültür ve Turizm Bakanl��� Kültür Varl�klar� ve Müzeler Genel Müdürlü�ü, Almanya Büyükelçili�i Kültür bölümü (Ankara) ile Zeytinda� Belediyesi gelmektedir. Maddî katk�da bulunanlar ve i�birli�i yap�lanlar, ilgili bölümlerde yer almaktad�r. Genel Müdürlü�ü temsilen çal��malara bu y�l Naci Toy (Kültür ve Turizm Bakanl��� Kültür Varl�klar� ve Müzeler Genel Müdürlü�ü) kat�lm��t�r.

284284

Atarneus Martin Z�MMERMANN

Atarneus kent alan�nda 2006’da yap�lan eskizler temeli üzerine, arkeolojik buluntular�n belgelendi�i iki çal��ma haftas�nda mümkün olan en fazla say�da yerle�im kal�nt�s� kaydedilmeye çal���lm��t�r. Plan çizimleri ve foto�ra� ar�n yan� s�ra, kampanyada kayda geçirilen tüm mimari kal�nt�lar, topogra� k bir harita (Ölçek 1: 1000) üzerine i�leyebilmek amac�yla jeodezicilerce ölçülmü�tür (Resim: 1). Atarneus ayr�ca, tüm buluntu verilerinin GIS-Pergamon’a kaydedilmesini sa�lamak için GPS teknolojisi arac�l���yla Pergamon’un yeni ölçüm a��na (PergSys2005) dahil olmu�tur.

Zaman darl���ndan dolay�, iki ana kap�s�yla birlikte sur duvar�n�n belgelendirilmesinde saray alan� ya da akropolis ile güney yamaçtaki konut kesimine odakland�k. Ayn� zamanda, tekil buluntular�n yan� s�ra kuzey, güney ve do�u yamaçta seçilen dokuz alanda sistematik olarak keramik topland�. Kentin birçok alan�nda kerami�in hem yüzeyde görece yeni aç��a ç�km�� olmas� nedeniyle yüzey i�lemi, bezeme, renk vb. aç�lar�ndan korunmu� durumda olmas� ve hem de kaz�larda ortaya ç�kar�lan keramik buluntular�yla uyumlu olmas�ndan dolay� parlak sonuçlar�n elde edilmesi beklenmektedir. Bundan ba�ka, çanak çömlek parçalar�n�n ortaya ç�kar�lmalar�ndan sonra hava etkisiyle de�i�im geçirmedi�ini ve bu nedenle parçalardan edinilen sonuçlar�n ait olduklar� mimari ve yap� durumuyla birle�tirilebilece�ini gözlemledik. �ki hafta içinde 41 kasa keramik buluntu malzemesi toplanm�� ve Güler Ate� taraf�ndan de�erlendirilmi�tir.

Daha 2007 kampanyas� s�ras�nda keramik sayesinde elde edilen sonuçlar, yap� buluntular�yla birlikte kent tarihi üzerine önemli bilgiler sa�lam��t�r. Böylece yerle�menin ba�lang�c�n� akropoliste Troja VI mal�na dayanarak en geç Geç Bronz Ça��na tarihleyebildik2 ve Anadolu’da tipik olan Demir Ça�� gri mal�n�n yo�un olmas�ndan dolay�, da� tepesindeki bir yerle�menin Demir Ça�� boyunca kullan�lm�� oldu�unu belirledik (Resim: 2). Arkaik Döneme ait lüks Attika ithal kerami�i, yaz�l� kaynaklar�n aktard�klar�ndan �imdiye kadar yaln�zca tahmin edilebilen bir devaml�l��� kan�tlamaktad�r.

Geç Arkaik-Klasik Döneme ait bilgiler daha somuttur. Pers sava�� ba�lam�nda Atarneus’tan söz edilmesi, daha 6. yüzy�lda önemli bir yerle�imin var oldu�unu göstermektedir. Bu döneme ait binalar�n izleri kaz�ya gerek olmadan bile bulunabilir. En az�ndan, yerle�me tepesinin Klasik Dönemde, 2,80 m. kal�nl���nda, tüm tepeyi içine alan ve en az iki ana kap�ya sahip çok heybetli bir surla korundu�u belirlenebilir. Bu yontma ta�tan pseudo-isodom olarak in�a edilmi� tahkimat, bugün baz� kesimlerde yakla��k 6

2 W. Dörpfeld, Die Arbeiten zu Pergamon 1908-1909, AM 35, 1910, 395’te Atarneus’tan bu dö-neme ait bir kapla kar��la�t�r�n�z.

285285

m. yüksekli�e kadar korunmu� durumdad�r; bundan dolay�, Geç Klasik Dönemde kentin sekiz ayl�k ba�ar�s�z bir ku�atma geçirdi�ine ili�kin yaz�l� kaynaklara güvenilebilir3. Bu surun korudu�u yerle�me bölgesi, 24 hektarl�k hat�r� say�l�r bir aland�r; bu büyüklükle Atarneus Erken Hellenistik Döneme kadar Anadolu’nun bu k�y� �eridindeki en büyük yerle�me konumundayd� ve ancak Philetairos’un Pergamon Akropolisi’nde M.Ö. 3. yüzy�l�n ba�lar�nda 21 hektarl�k kenti kurmas�yla kar��la�t�r�labilir büyüklü�e ula��lan bir alan� kaplamaktayd� (Resim: 2).

Klasik Dönemde içerideki yap�la�man�n nas�l oldu�u üzerine kaz� yap�lmadan pek az �ey söylenebilir. �üphesiz en büyük ilgiyi 20. yüzy�l�n ba�lar�nda da arkeologlar�n dikkatini çeken Yukar� Kale’deki yap�lar uyand�rmaktad�r. Burada, 1908-1911 y�llar� aras�nda k�smen kaz�lan Geç Klasik Döneme ait bir saray�n kal�nt�lar� bulunmaktad�r4. Bina çok odal�, peristilli bir avlu etraf�nda toplanm�� bir kompleksten olu�mu�tur; Geç Klasik ve (Erken) Hellenistik Döneme ait farkl� yap� evrelerinde �ekil de�i�tirmi� ve geni�letilmi�tir. Pergamon’un saray mimarisiyle göze çarpan paralellikler (örne�in pencere kemerlerinin alt ve üst sat�hlar�, ikiz sütunlar) ta��yan duvar tekni�inin yap�sal ayr�nt�lar�, yap�n�n in�as�nda büyük masraf edildi�ini ve Klasik Dönemde yap�n�n bölgede hiçbir benzeri olmad���n� kan�tlamaktad�r. Keramik kan�tlar�na göre eski yerle�me merkezinin yerinde Orta’dan Geç Bizans Dönemine kadar in�a edilen Geç Bizans Dönemi kalesindeki di�er Klasik Dönem duvarlar�na ait izler, bugün Bizans kalesince i�gal edilen alan�n tamam�n�n bu Klasik yap� toplulu�unca kapland���n� göstermektedir. Bir sonraki arazi seviyesinde bat�ya do�ru meyilli uzanan ve saraydakine çok benzeyen poligonal duvar tekni�iyle in�a edilmi� yap� kal�nt�lar�, Klasik dönemde bu yamaç alan�nda ileri gelen ailelere ait ba�ka gösteri�li yap�lar�n da bulundu�una i�aret etmektedir. Kente giren büyük yollar, görkemli kap�lar ve geni� nekropol alan� da o zamanda mevcut olmal�d�r. Buna göre Atarneus, Philetairos’un yeni kurdu�u kent için yaln�zca göz önündeki rakip bir güç merkezi de�il ayn� zamanda biçim ve büyüklük bak�m�ndan a�a�� yukar� benzerlik göstermekteydi. Yaz�tlara dayanarak 4. yüzy�l�n ortalar�na tarihlenen, kent kurucular�n�n5 ad�n� ta��yan tap�nak, bu dönemin di�er kamu yap�lar�na ait �imdiye kadarki tek i�arettir.

Hellenistik Dönemde kentin temel yap�s�n�n de�i�meden kald��� aç�kça görülmektedir; ancak yine de baz� önemli yenilikler de gözlenmektedir (Resim: 2). Hellenistik kent surunun bir kurtinin yak�n zamanda çökmesiyle, hem iç tarafta in�a edilmi� evlerden hem de duvar�n dolgu malzemesinden gelen

3 Xen. Hell. 3, 2, 11; Diod. 13.65.4 P. Schazmann–G. Darier, Die Arbeiten zu Pergamon 1910-1911, AM 37, 1912, 331-343.5 H. Engelmann–R. Merkelbach, Die Inschriften von Erythrai und Klazomenai I (Bonn 1972) 56-60

Nr. 9.

286286

keramik, bu tahkimat�n M.Ö. 3. yüzy�la tarihlenebilmesine olanak vermi�tir. Philetairos Pergamon’uyla a�a�� yukar� e�zamanl� olarak, tahkimat�n yüksek � nansal harcamayla ça��n gereklerine uydurulmas�na karar verilmi�tir. Klasik Dönem öncelinin bir basamak yukar�s�na in�a edilen yeni sur, art�k Klasik kaleyi de içine al�yor ve yukar�daki yerle�im alan�n� da kaps�yordu. Bu sur ve di�er, kale çekirde�i ve d��taki sur aras�nda in�a edilen boyuna duvarlar ile çe�itli Hellenistik teraslar kent alan�n� birbirinden ayr� bölgelere bölmü�tü. Yamaç yap�la�mas� ve arada düzlükler s�ra ile yer almaktayd�. Bu teraslar üzerinde, baz� yamaç yerle�melerini birbirine ba�layan büyük yollar�n yan� s�ra, kentin agoras�n�n yerini de belirlemek mümkündür. Güneyde, saray�n a�a��s�nda oldu�u gibi, yukar�da sözü edilen tap�na��n kal�nt�lar� civar�nda kuzeydeki efsanevi kent kurucusu için de bir yer yap�lm�� olmas� gerekir. Buraya ula�an dö�eli giri� yolu ve ta��ma ile depolama faaliyetlerine atfedilebilecek amfora parçalar� ile ba�ka çe�it bir kaba keramik yo�unlu�u, bu alanda bir agoran�n varl���n� dü�ündürmektedir.

Kentin bu yeni bölümleni�i ve ifade edili�inde ayn� zamanda mevcut yap�lara da el at�lm��, var olan yap�lar yenilenmi�tir. Bu durum kendini kap�lar�n yeniden düzenleni�inde aç�kça göstermektedir. Bu kapsamda güneydo�u kap�s�n�n giri� bölümü yeni bir kule yap�s�yla geni�letilmi�tir; buras� eski yap�ya ikinci bir kat olarak Hellenistik yontma ta� duvar i�çili�inde in�a edilmi�tir (Resim: 3). Oysa kuzeyde, Klasik Dönem yerle�me suru yerine kulelerle donat�lm�� tamamen yeni bir yontma ta� sur in�a edilmi�tir.

Hellenistik konut yap�la�mas�ndan önce, kentin farkl� bölümlerinde yüzeyde oldukça büyük metrelerce yükseklikte y�k�nt�lar hâlinde görünen kal�nt�lar vard�. Farkl� duvar örme tekniklerinin çoklu�u, hem geni� bir s�radan konut hem de yerel aristokrasiye ait gösteri�li, özenli i�lenmi� yontma ta�larla yap�lm�� kent evleri repertuar�n� ortaya koyar. Bu yamaç alan�nda büyük miktarda derlenen ve de�erlendirmesi yap�lan keramik de bu durumu do�rulamaktad�r. Geç Hellenistik Döneme kadar kentin ekonomik refah�n� ve kent sakinlerinin oldukça lüks içindeki ya�amlar�n� gösteren de�erli ithal mallar bulunmaktad�r. Yunan anavatandan ve baz� Ege adalar�ndan (örne�in Chios, Thasos, Lesbos, Samos) gelen sofra kap kaca��n�n yan� s�ra bat� yamac� mal� denen Pergamon üretimi tipik mallar, megara kaplar�, aplik keramik, bal�k tabaklar� ve daha birçoklar� da bulunmaktad�r. Ayr�ca de�i�ik biçimlerdeki terrakotalar, konutlar�n zengin bezemelerini göstermektedir. Da��n�k olarak güneydo�u yamaçtan derlenen kusurlu pi�mi� parçalar, bu dönemde yerel bir keramik üretimi oldu�unu kan�tlamaktad�r.

Bu zenginli�e kar��l�k, kent alan�nda ve Bizans dev�irme duvarlar�nda görkemli, yap� bezemeleriyle donat�lm�� kamu binalar�na dair bir belirti bulunmamas� çok tuhaft�r. Buna göre, ba�lang�çta ekonominin iyi durumda olmas�na kar��n Hellenistik Dönemin gösteri�li büyük yap�lar� üreten genel yap� patlamas� Atarneus’tan geçip gitmi� olmal�d�r.

287287

Keramik buluntular�, bu sonuca ili�kin olas� bir aç�klama vaat etmektedir, çünkü zamansal da��l�mlar� aç�k bir geli�me gösterir: Keramik çe�itlili�ine bak�ld���nda, 4. yüzy�l�n sonuyla 3. yüzy�l�n tamam�na ait mallar�n üstünlü�ü belirgin oldu�u hâlde, M.Ö. 200’lerde hem parça say�s�nda hem de kalitede gitgide bir gerileme ba�lar. 2. yüzy�lda sofra kap kaca��n�n spektrum içindeki pay�n�n azalmas�, ilk önce kent sakinlerinin dramatik bir ekonomik s�k�nt� içinde oldu�unu göstermekteyse de bu, en az�ndan bir durgunlu�un göstergesidir. Bu durgunluk, birçok ku�ak boyunca devam eden, yava� ilerleyen bir süreçte M.Ö. 1. yüzy�lda yerle�menin terk edilmesine neden olan ciddi bir gerilemeye i�aret etmektedir. �imdiye kadar kent alan�nda M.Ö. 1. yüzy�ldan daha sonraya ait -Geç Bizans ve Osmanl� Dönemi darp edilmi� sikkeleri hariç- sikke bulunmam��t�r6.

Yava� ilerleyen çökü�ün M.Ö. 200 civar�na ait keramik kan�tlar�na göre belirlenen evreleri, ba�ka yerlerdeki birçok Hellenistik kentte tipik yap� patlamas�n�n ilk ba�lad��� döneme rast gelmektedir. Bu genel �ehircilik geli�imine Atarneus’ta da bariz bir �ekilde 3. yüzy�lda, hatta belki 2. yüzy�l�n ba��nda dahil olmak istenmi�tir ve bu maksatla di�er kom�ular� gibi onlar da Pergamon Krall���’ndan yard�m istemi�lerdir. Yard�m ricalar�n�n kabul edildi�i de bellidir, zira kent alan�nda yukar� kalenin do�u ve güney taraf�nda bulunan ve üzerinde BAIIKH yazan damgal� çat� kiremidi Pergamon’dan iyi bilinmektedir ve genel olarak krall�k dönemine (M.Ö. 3./2. yüzy�llar) tarihlenmektedir (Resim: 4)7. Yaln�z bu kiremidin ne çe�it bir binaya ait oldu�u, kraliyet tu�la fabrikas�na ait bir damga m� oldu�u ya da bir kraliyet binas�na aidiyetini gösterip göstermedi�i belli de�ildir. Ayr�ca bu üç farkl� kiremit damgas� tipinin birbirinden ayr� bina vak�� ar�n�n kan�t� olup olmad���na karar vermek olanakl� de�ildir.

M.Ö. 2. yüzy�lda kademeli olarak ba�layan nüfus azalmas� henüz aç�kl��a kavu�mam��t�r. �mparatorluk Dönemine ait bir kaynaktan ç�kar�lan s�tma salg�n�8 dü�ünülebilir, ancak kom�u Bozbay�r Tepesi’ndeki yerle�imin �mparatorluk Dönemine kadar hektarlarca büyüklükte devam etmesinden ötürü, bu varsay�m ku�kuludur. Büyük olas�l�kla birden çok nedeni hesaba katmak gerekmektedir. Ayn� zamanda belki de ovan�n artan oranda batakl�k hâline gelmesi ile ya�am kalitesinde olu�an buna ba�l� zarar� takiben, II. Eumenes (M.Ö. 197-159) yönetimi alt�nda geli�en Pergamon’un sansasyonel yap� ve tadilat faaliyetleri ve bunlar�n II. Attalos (M.Ö. 159-138) döneminde devam etmesi duvarla çevrili kent alanlar�n�n artt�r�lmas�n� gerektirmi� ve bölgede özel bir çekim gücü ve siyasal a��rl��� olan yeni bir tür merkezin olu�umuna yol açm��t�r. Buna ek olarak örne�in III. Antiochos’a kar��

6 Schazmann–Darier, ayn� eser, (Dipnot 4) 343.7 IvP II 642.8 Paus. 7, 2, 11.

288288

Romal�lar’�n zaferinden sonra de�i�en siyasî durum nüfusun di�er bir kesimini bir liman bölgesinin gitgide güvenli hâle gelen k�y�lar�na çekmi� olabilir. Bugünkü Dikili’de, günümüze �üphesiz pek az kal�nt�s� kalm�� olan yeni bir yerle�me kurulmu� olmas� mümkündür. Gerçi 2007’de eski kentte bir mezar suna��n�n yan� s�ra ba�ka dev�irme malzemeler dikkatimizi çekmi�se de, bunlar�n ait olduklar� yer belli de�ildir. Orta Ça� denizcilik k�lavuzlar�nda ve Strabon’da Atarneus’tan k�y� kenti olarak söz edilmesi (Atarneus, Pitane ve Elaia’n�n ad� birlikte an�lm��t�r)9 herhalde deniz k�y�s�ndaki polis merkezlerinin böyle bir yer de�i�tirme oldu�unu yans�tmaktad�r. En az�ndan eski kent çevresindeki bölge ve mallar�n d��al�m ve d��sat�m�na hizmet eden onun liman alan� önemini korumu�tur. Asya vilayetinin M.Ö. 75 y�l� gümrük kanunundan, bu dönemde Atarneus’ta ve onun liman alan�ndaki mallardan al�nan verginin Romal� vergi memurlar� (publicani) için burada bir büro kurmaya de�ecek kadar fazla oldu�u anla��lmaktad�r10.

Roma �mparatorlu�u Döneminde bir yerle�menin varl��� yaln�zca az say�da çanak çömlek parças�na dayanarak belgelendirilmektedir, asl�nda bunlar ba�ka biçimde de yerle�im yerine gelmi� olabilir. �lk olarak Geç Bizans Döneminde akropol alan�nda bir kale in�a edilmi�tir. Bu maksatla kuzey tarafta k�smen y�k�lm�� olan Hellenistik sur onar�lm�� ve yukar� tepe civar�nda, eski saray alan�n�n Klasik-Hellenistik kale merkezinde yeniden küçük bir iç kale in�a edildi�i yerde yeni, kuzeybat� kesimi e�imli hâle getirilmi� bir sur çekilmi�tir. Güney tarafta, bu iç kaleden kuzey sura do�ru kulelerle donat�lm�� bir sur in�a edilmi�, böylece konut alan�n�n güvenli�i garanti alt�na al�nm��t�r. Sur içine yap�lan iki düzine kadar Bizans Dönemi evi ve bu döneme ait kaliteli keramik, tepe bir yerle�im yeri olarak terkedilmeden önce burada birkaç ku�ak boyunca bar�nan küçük bir toplulu�un varl���na tan�kl�k etmektedir.

Atarneus’tan edinilen, Erken Hellenistik Döneme ait bir kente ili�kin bilgiler, yaz�tlardan ya da yaz�l� kaynaklarda nakledilen krall��a ait bina vak�� ar�yla ilgili gözlemlere çok iyi uymaktad�r. M.Ö. 3. yüzy�lda savunma mimarisi içinde say�lmas� gereken vak�f ve binalar ço�unluktayken, M.Ö. 2. ve 1. yüzy�llarda kentlerde artarak mimari bezemeler ve tiyatro, platformlu yap�lar, buleutoryum gibi tekil yap�lar�n ya da yeni sütunlu galerilerin in�as�na odaklanm��t�r. Yaz�l� kaynaklar�n aktard��� bu durum -örne�in yaln�zca üç örnek vermek gerekse Priene’de, Menderes Magnesias�’nda ya da Milet’te- arkeolojik olarak kan�tlanm��t�r. Kamuya ait yeni yap�lar ile kapal�, tamamen sütunlarla çevrili alanlar�n ve meydanlar�n ortaya ç�k���na kentlerde en çok M.Ö. 200’lerden sonra rastlanmaktad�r ve bu yap�lar M.Ö. 1. yüzy�l�n sonuna dek in�a edilmeye devam etmi�tir. Özellikle bu tip yap�lardan olu�an kent

9 Strab. 13, 614.10 H. Engelmann–D. Knibbe, Das Zollgesetz der Provinz Asia. Eine neue Inschrift aus Ephesos,

EpAnat 14, 1989 § 9 ile s. 55 ve devam�; 63 ve devam�.

289289

manzaras�, Hellenistik Dönemin doruk noktas�nda henüz bulunmamaktad�r; çünkü bu durum Hellenistik �ehircili�inin 300 y�ll�k geçmi�inin sonucudur. Atarneus’ta bu geli�imin ba�lang�c�n� bu tabaka üzerinde daha yeni yap�la�man�n olmamas� sayesinde etkili bir biçimde görebiliyoruz.

Elaia Felix PIRSON

Elaia’da bu y�l gerçekle�tirilen faaliyetler yine jeodezi çal��malar�n�, kapsaml� ve yo�un yüzey ara�t�rmas�n�, arkeolojik mimari ara�t�rmas�n� ve jeo� ziksel tarama çal��malar�n� kapsamaktad�r. Bunlara bir de, önce geçmi� y�l�n yüzey ara�t�rma sonuçlar� temelinde yaln�zca örnekleme yoluyla çal���lmas� öngörülen, ancak �a��rt�c� derecede iyi sonuçlar al�n�nca kent alan�n�n tamam�na yay�lan keramik yüzey ara�t�rmas� eklenmi�tir. Çal��ma alanlar�na ili�kin verilen bilgiler a�a��da ayr� ayr� ele al�nm��t�r11.

JeodeziÖnceki y�l arazide ölçülen referans noktalar� ve 2006 sonbahar�nda

yap�lan hava foto�ra� amas� temel al�narak, daha 2007 kampanyas� öncesinde ara�t�rma bölgesinin yeni bir topogra� k haritas� haz�rlanm��t�r12. Bu harita kampanya s�ras�nda çok az geni�letilmi� ve yüzeyde görünen yap� kal�nt�lar� i�lenerek tamamlanm��t�r (Resim: 5. 6). Bununla beraber, çal��malar�n büyük bölümü, a�a��da ayr�nt�lar�yla ele al�nacak olan, s�� su bölgesindeki yap�lar�n geni� kapsaml� GPS ölçümü üzerine olmu�tur (Resim: 10, 11).

Jeo� ziksel TaramaJeo� ziksel taramalar, yani jeoradar yard�m�yla yap�lan ve büyük bir alan�

kapsayan jeomanyetik haritalama ve noktasal ara�t�rma çal��malar�, yine liman bölgesine, kent suruna ve akropolis çevresine odaklanm��t�r (Resim: 6)13. Yeni olan çal��malar ise iç liman�n bat� ve güneydo�usundaki alüvyon dolgunun üzerinden arabayla geçilebilir -daha do�rusu üzerinde yürünebilir- olan k�s�mlar�nda yürütülen jeomanyetik haritalama çal��malar� olmu�tur. Bu çal��malar �a��rt�c� sonuçlar vermi�, bundan dolay� bu ara�t�rmalar�n gelecek

11 Elaia’daki çal��malar�n anlat�ld��� bu raporun baz� bölümleri, saha yönetiminin ya da keramik yüzey ara�t�rmas�n�n sorumlulu�unu üstlenen Ulrich Mania (Halle) ve Güler Ate� (Heidelberg)’in verdi�i bilgilere dayanmaktad�r.

12 Bu çal��malar EMI Firmas� (�stanbul) taraf�ndan yürütülmü�tür.13 2007 kampanyas�n�n jeomanyetik taramalar� H. Stümpel yönetimindeki Kiel Üniversitesi Jeo-

� zik Enstitüsü çal��anlar�nca ve Eastern Atlas, Geophysikalische Prospektion Meyer&Ullrich GbR (Berlin) � rmas�nca gerçekle�tirilmi�tir.

290290

y�l sonda ta��y�c�s� olarak yerinde ba�ar�yla test edilmi� olan katamaran yard�m�yla sürdürülmesi planlanm��t�r (Resim: 7).

Ad� geçen bölgelerde iç liman boyunca k�vr�mlarla ilerleyen, ancak ayn� zamanda yer yer düz devam eden, 20 metreden geni� bir çiftli yap� saptanm��t�r (Resim: 6). K�vr�ml� kesimlerde daha sonra dolan bir akarsu yata�� söz konusuyken14, paralel anomaliler daha çok insan yap�s� bir olu�um izlenimi uyand�rmaktad�r. Bu durum özellikle, güneydo�uda menderes çizen akarsu yata��na ba�lanan ve geçen y�l çekinceli olarak gemiler için gidi� geli� yolu olarak tan�mlanan, düz bir biçimde denize do�ru giden çiftli yap� için geçerlidir15. Bu yorumun do�ru olmas� hâlinde, Elaia Körfezi’nin h�zla dolmas� sürecinde, kuzeydo�udan gelen bir dere ya da su yolunun, gemilerin denize gidi� geli� yolunu aç�k tutmada kullan�lm�� oldu�u söylenebilir.

Kapal� liman�n içlerinde gemi bar�naklar�na ait delil bulmak amac�yla geni� kapsaml� taramalar gerçekle�tirilmi�tir (Resim: 6, 8). Gerçi bunlar bulunamam��, ancak bunun yerine kuzeybat�-güneydo�u yönünde yakla��k olarak paralel giden ve uzunluklar� 92 ile 140 metre aras�nda de�i�en be� yap� belirlenmi�tir. Yap�lar yakla��k 2,5 metreden az daha geni�tir ve k�y� ile liman sahas�na do�ru metrelerce uzunlukta çatallanma gösterir. Çok kesin bir do�rusall�ktan ziyade organik bir etki yaratan görünümleri, ah�ap konstrüksiyonlardan ileri gelen anomalilerin söz konusu oldu�u tahminini güçlendirmektedir. �lk akla gelen, üzerine köprü ya da platformlar�n (belki de tersane kurmak amac�yla) monte edilmi� olabilece�i kaz�k konstrüksiyonudur. Ancak örne�in tuz elde etme gibi geç dönem düzenlemeler de dü�ünülebilir.

Bu y�lki jeo� ziksel tarama çal��malar�n�n önemli bir görevi, özellikle kent alan�n�n güneyindeki kent surunun nas�l devam etti�ini aç�kl��a kavu�turmak olmu�tur (Resim: 6). Akropolis tepesinin bat� ucunun kuzeybat�s�ndaki bir alanda yap�lan ölçümler, kent surunun buradan do�uya atlad���n� ve oldukça yo�un bir biçimde akropolisin ete�i boyunca devam etti�ini göstermi�tir (Resim: 5). Kentin en d�� kuzeyindeki, taraf�m�zdan Maltepe 2 ad�yla an�lan tepede sur, tepenin doruk noktas�n�n tamam�n� kaplayan bir burca dönü�mektedir.

Kuzeybat�da tahkimat yap�lar�n�n gidi�at� ve yap�l��� hakk�nda önemli yeni bilgiler kazan�labildi�i hâlde, güneydo�uda bu kan�tlar�n ortaya ç�k��� zorla�maktad�r. Güneydo�uda farkl� yerlerde yap�lan test ölçümleri -e�er temelleriyle birlikte tamamen ya�ma edilip temel çukurlar� sonradan

14 Kent alan�n�n kuzeyindeki arazi çöküntüsünde bulunan ve iç liman�n yakla��k 300 me-tre kuzeybat�s�nda denize dökülen bir dere ak�nt�s�n�n varl���, A.. Conze–O. Berlet–A.. Philippson–C. Schuchhardt–F. Gräber, AvP I. Stadt und Landschaft (Berlin 1912-1913) 112’deki plan� do�rulamaktad�r. Bugün bu dere, �zmir-Çanakkale yolunun yap�m�yla birlikte arazinin köklü de�i�ikli�e u�ramas� nedeniyle görülememektedir. Taranan dere yata��, bu akarsuyun o zamanki devam� olabilir.

15 Pirson 2007, 57 Res. 40.

291291

düzlenmediyse- burada tahkimat bulunmayabilece�ini göstermi�tir. Bununla birlikte jeo� zik haritas�ndaki noktasal i�aretler, yap� faaliyetlerinde yer alan büyük temellere dair bulgular hakk�nda yöre sakinlerinin ifadeleri ve çanak çömlek y���nlar�ndan elde edilen kan�tlarla birle�ti�inde en az�ndan geçici bir rekonstrüksiyon olu�turmaya izin vermektedir; ancak bu rekonstrüksiyonun do�rulanmaya ihtiyac� vard�r (Resim: 5).

Tarama çal��malar�n�n di�er bir a��rl�k noktas�n� akropolis çevresi olu�turmaktad�r. Özellikle akropolisin güney tepesinin bat�s�nda yap�lan taramalar ba�ar�l� olmu�tur (Resim: 6). Ölçüm sonuçlar�, kent surunun bir bölümünün yan� s�ra (bkz. yukar�) buran�n hemen güneyinde, yani hâlâ kent alan�n�n içinde bulunan yerde, çömlek f�r�nlar� için tipik olan birçok dipol-anomali göstermektedir. Burada bulunan yap�m art��� ve kusurlu pi�irme buluntular�, yorumun do�rulu�unu onaylamaktad�r (bkz. a�a��). Zanaatla ilgili olarak kullan�lan bu alana, bat�ya do�ru bir yap� biti�iktir. Bu yap� daha çok, akropolis çevresine uyar gibi görünmektedir: Dikdörtgen, yap� strüktürleriyle çevrili yakla��k 60x38 m. boyutlar�nda bir alan�n içinde yine dikdörtgen, yakla��k 21x16 m.lik bir yap� bulunmaktad�r. Bu yap�lar, etraf�n� çevreleyen bir temenosu olan küçük bir tap�na��n varl���n� dü�ündürmektedir.

Yüzey Ara�t�rmas�Üzerinden gidilebilir, yani kentin yap�larla kapl� olmayan ve bahçe olarak

kullan�lmayan alanlar�nda önceki y�l ba�lanan, yo�un yüzey ara�t�rmas� ve noktasal buluntu istatisti�i kombinasyonundan olu�an ara�t�rma, sonuçland�r�labilmi�tir (Resim: 9). Bütün amaçlara tam olarak ula��lm��t�r, yani yöntemler ba�ar�l� olmu� görünmektedir. Yaln�z kentin güneydeki s�n�r�n�n kesin olarak belirlenmesinde baz� sorunlar ç�km��t�r. Bu sorunlar, yerle�me yo�unlu�unun güneye do�ru tümden azal�yor gibi görünmesi ve belki de kent alan� içinde hiç yap� bulunmad���n� göz önüne almamam�z nedeniyle ç�km�� olabilir. Burada yine jeomanyetik haritalama yard�m�yla, mümkün olan en geni� alan� kaplayan bir çal��man�n bu durumu ayd�nlatmas�n� umuyoruz.

Yüzey ara�t�rmas�n�n en fazla dikkat çeken bölümü yine Elaia’n�n farkl� limanlar� olmu�tur. Burada en az�ndan bir d�� liman�n daha ke�� ba�ar�yla tamamlanm��t�r. Bu liman�n ke�� yle, Pergamonun deniz üssü olarak Elaia’n�n önemi hakk�nda bildiklerimizin esasl� biçimde de�i�mesi olas�d�r (Resim: 10). Körfezin kuzeyinde, liman bölgesinin güneybat� ve güneydo�usundaki s�� sularda yakla��k 1x2 km.lik bir alanda birçok yap� kal�nt�s� belgelenebilmi�tir. Bunu, kal�nt�lar�n yerini gösteren yöre bal�kç�lar�na borçluyuz, ölçüm çal��malar�n� da onlar�n yard�m�yla gerçekle�tirdik (Resim: 11)16. Güneybat�da,

16 Burada özellikle, çok te�ekkür borçlu oldu�umuz Yüksel Af�in’in ad� an�lmal�d�r. S�� su-larda antik yap� kal�nt�lar�n�n oldu�u haberini ilk olarak 2006 kampanyas�n�n son gününde alm��t�k; bkz. Pirson 2007, 48.

292292

birbirine yakla��k olarak paralel giden yedi yap� belirlenmi�tir ve bunlardan en d��taki antik liman bölgesine 2 km. mesafede uzanmaktad�r. Kuzeybat�-güneydo�u yönünde uzanan çift s�ra duvarlar�n hiçbirinin tam uzunluklar� belgelenememi�tir, çünkü özellikle kuzeybat�ya do�ru s�� su bölgesinin bitki örtüsü ve çamurunda kaybolmaktad�rlar. Yap�lar�n en uzunu en az�ndan 270 metre olarak ölçülmü�tür. Dik aç�yla çift s�ra duvarlara do�ru giden, daha k�sa, U-biçimli enine yap�lardan biri ayr�nt�l� olarak ölçülebilmi�tir (Resim: 12). Bu yap�, bir sonraki çift s�ra duvar�n 20 metre önünde sonlanmakta ve böylece gemi geçi�ine yetecek kadar bir aral�k b�rakm�� olmaktad�r. Çift s�ra duvarlar, ortalar�nda k�rma ta� dolgunun oldu�u iki yontma ta� s�ras�ndan olu�maktad�r (Resim: 13). Enine duvarlar birbirinden 4-5 metre aral�kl� uzanan yontma ta� s�ralar�n� ba�lamakta ve böylelikle dik aç�l� odac�klar olu�turmaktad�r. Yap� malzemesi olarak kireçta�� ve andezit kullan�lm��t�r, harç kullan�ld���na dair bir kan�t bulunmamaktad�r. Baz� bloklarda k�rlang�çkuyru�u kenet bo�lu�u görülmektedir, bununla birlikte, bu bloklar�n bulunduklar� konum, bloklar�n çift s�ra duvarlara kenetlenip kenetlenmedi�i ya da dev�irme malzemenin söz konusu olup olmad��� kesin bir biçimde belirlenememektedir. Daha küçük boyutlu çift s�ra duvarlar, aç�k liman�n hemen güneydo�usunda korunagelmi� durumdad�r (Resim: 10, 14).

S�� su alan�ndaki yap�lar genel olarak yorumland���nda, bunlar�n konumlar� ve yap�m teknikleri bir d�� liman�n unsurlar� olduklar� konusunda �üpheye yer b�rakmazken17, güvenilir kar��la�t�rma olana��n�n olmay��� nedeniyle i�levlerinin kesin olarak saptanmas� zordur. Esas olarak dalgak�ran ya da r�ht�m olduklar� akla gelmektedir; yap�n�n tamam� dü�ünüldü�ünde ise tersane ya da bir d�� liman, bir demirleme yeri söz konusu olabilir. Yap�lar�n tarihsel olarak s�ralanmas�na gelince, �u anda yaln�zca, yap� tekni�inin Hellenistik sonras�na tarihleyebilecek bir ipucu sa�lamad���n� saptayabiliyoruz. ��levin belirlenmesi için ise �u noktada, yap�lar�n jeo� ziksel olarak belirlenen ba�ka yap�lar yard�m�yla geni� kapsaml� bir kontekste oturtulmas� ile elde edilecek daha fazla bilgiyi kazanabilmeyi umuyoruz. Ayn� �ekilde, yap�lar�n tarihsel bölge senaryosunda yerini almas� da jeoarkeoloji taraf�ndan sa�lanan bilgiler sayesinde olacakt�r.

2007 kampanyas�n�n sonuçlar�na göre, Elaia’n�n yaln�zca kapal� bir iç liman ile kent tahkimat�yla korunan aç�k bir limana de�il, �imdiye kadar kentle olan ba�lar� henüz aç�kl��a kavu�turulamam�� olan ayr�ca ba�ka d�� limanlara da

17 Örne�in Aegina’n�n kuzey körfezindeki dalgak�ranla kar��la�t�r�n�z: P. Knoblauch, Neuere Untersuchungen an den Häfen von Ägina, BJb 169, 1969, 104-116; Böotia’daki Anthedon Körfezi’nin güneyinde bulunan dalgak�ran ve r�ht�m yap�lar� (ancak burada hidrolik harçlar�n kullan�lmas�yla): H. Schläger–D. J. Blackman–J. Schäfer, Der Hafen von Anthedon mit Beiträ-gen zur Topographie und Geschichte der Stadt, AA 1968, 21-98; Adramytteion’daki liman yap�lar� (çift s�ra duvarlar ve kenetli yontma ta�lar oldu�u halde): T. Çoruhlu, Ören (Adra-mytteion Antik Kenti) 2006 Y�l� Kaz� Çal��mas�, KST 29, 3 (Ankara 2008) 534 vd. Res. 6, 9.

293293

sahip oldu�u daha aç�k bir �ekilde ortaya ç�kmaya ba�lam��t�r. Bu bilginin sonraki y�llarda daha do�rulanmas� gerekse de, Pergamon’un bir deniz gücü olarak rolünün revizyondan geçmesi zorunlu olacakt�r. Ancak kapsaml� tarihsel sonuçlar ç�karmadan önce, özellikle jeo� ziksel ve jeoarkeolojik yöntemlerin kullan�ld��� daha geni� ara�t�rmalara gereksinim vard�r.

Keramik Yüzey Ara�t�rmas�Yüzey ara�t�rmas� faaliyetlerinin yukar�da anlat�lan sonuçlar� temelinde

seçilen alanlarda keramikle ilgili bir yüzey ara�t�rmas�na ba�lanm��, bu çerçevede tüm iyi tan�mlanabilir parçalar, yani öncelikle a��z kenar� ve ayak parçalar� toplanm��t�r (Resim: 9). Bu seçici yönteme karar verdik, çünkü tüm buluntu malzemesinin dikkate al�nmas� kapasite nedenlerinden dolay� gerçekle�tirilebilir olmayacakt�. De�erlendirmede, yöntemin istatistiksel temsil de�erini art�rmak amac�yla, ayn� alanlardan derlenen buluntu istatisti�i verileri de (bkz. yukar�) göz önüne al�nm��t�r. Bu yöntem kombinasyonundan hem verimli sonuçlar al�nmas� hem de yöntemin ekonomik olu�u nedeniyle, keramik ara�t�rmas� kent alan� içindeki tüm ara�t�r�labilir alanlar� içine alacak �ekilde geni�letilmelidir.

Elde edilen ilk sonuçlar, genel yüzey ara�t�rmas�nda yap�lan gözlemleri do�rulamakta ve tamamlamaktad�r: Daha eski, yani Hellenistik öncesi buluntular, kent alan�n�n kuzeyindeki tepelerde, özellikle akropoliste yo�unla�maktad�r. En erken döneme ait malzeme, M.Ö. 3. biny�la aittir, bundan sonra M.Ö. 7.-6. yüzy�llara kadar bir bo�luk görülmektedir. Ancak 2007 y�l�nda elde edilen buluntular �imdiye kadar yaln�zca bir ön de�erlendirmeye tabi tutulabilmi�tir, bundan dolay� yerle�me kronolojisindeki de�i�iklikler dikkate al�nmal�d�r. Yüzeydeki erken dönem malzemesi seyrek görünürken, yerle�me etkinli�inin Geç Klasik Dönemden ba�layarak yo�unla�t��� kan�tlanabilmektedir. Bununla birlikte alan bak�m�ndan gözle görünür bir geni�leme ancak Hellenistik Dönemin doru�a ula�t��� dönemde olmu�tur18. Ve bu evre için ayr�ca, buluntu malzemesi güneye do�ru azal�rken, yerle�me etkinli�i merkezinin daha kuzeyde yer almas� söz konusudur. Bu gözlemden yola ç�karak, yerle�ilen alan�n kent alan�n�n tamam�n� kapsamad���na ili�kin tahmin yukar�da belirtilmi�tir. Bizans Döneminde buluntu yo�unlu�u yeniden hissedilir oranda azalmaktad�r ve karakteristik Geç Bizans formlar� hemen hemen hiç yoktur.

Hellenistik Dönem ince mallar� aras�nda Pergamon malzemesi çok aç�k bir �ekilde üstün konumdad�r. Beyaz zeminli keramik, kabartmal� taslar, aplikli keramik ve bat� yamac� üslubundaki keramik gibi çok kullan�lan mal

18 Kent alan�n�n kuzeyiyle s�n�rl� olan, �eritli mal denen formun oldu�u gibi tipik Erken Hel-lenistik formlar� görülmektedir.

294294

gruplar�n�n tümü envanterde bulunmaktad�r. Elaia’n�n ticaret merkezi olarak önemini vurgulayan Hellenistik Döneme ait ayr�ca damgal� birçok amfora kulpu da bulunmu�tur. �imdiye dek Rodos, Chios, Thasos ve Knidos’tan gelen damgalar belgelendirilmi�tir, bunlar�n içinde Rodos’tan gelen örnekler en fazla say�dad�r. Karakteristik Aiol-gri mal� hem Hellenistik öncesi hem de Hellenistik kerami�i ile temsil edilmektedir.

Roma �mparatorlu�u Döneminin buluntu malzemesinde Pergamon ve Pitane’den gelen Sigillata en büyük paya sahiptir. Bununla beraber Geç Antik Dönemde Late Roman C-Ware tabak ve çanaklar� bask�n durumdad�r. Birçok kusurlu pi�mi� çat� kiremidi ve kil borular�n kan�tlad��� üzere, en geç Roma �mparatorlu�u Döneminde Elaia’da da keramik üretilmi�tir. Akropolisin güney tepesinin bat�s�ndaki bir alanda, jeomanyetik çal��malar�n�n birçok çömlek f�r�n�n�n varl���n� ortaya ç�kartt��� yerde, kaba mutfak kaplar� ve amforalara ait hatal� pi�mi� parçalar derlenmi�tir (Resim: 6; bkz. yukar�).

SonuçlarElaia’da bu y�l yap�lan ara�t�rmalar sayesinde art�k, akropolis tepesi

çevresinde ba�layan yerle�meyi Erken Tunç Ça��na tarihleyebiliyoruz. M.Ö. 2. biny�ldaki bir bo�luktan sonra -bu bo�luk arkeolojik verilerin eksikli�inden kaynaklanm�� olabilir- buran�n M.Ö. 7./6. yüzy�llardan Bizans Dönemine kadar ara verilmeden kullan�ld��� kan�tlanabilmektedir.

Buluntu malzemesinin zamansal ve co�rafî da��l�m�, dü�üncemize göre, Pergamon etkisi alt�ndaki kent in�as� sonucunda yerle�im alan�n�n birdenbire büyümesi olgusu ile uyum göstermektedir. Güneye do�ru buluntu yo�unlu�unun azalmas� da, Hellenistik Dönemde kent alan�n�n büyüklü�ünün kent içi yap� arazisinin � ili ihtiyaçlar�na göre de�il, belli ki daha çok Pergamonlular�n deniz üslerindeki mekânsal taleplerine göre belirlendi�ini göstermektedir. 1x2 km.lik bir alana da��lm�� durumda bulunan, Elaia liman bölgesinin bat�s�ndaki s�� su alan�nda geni� yer kaplayan yap� kal�nt�lar�n�n boyutlar�, olas�l�kla, �imdiye kadarki dü�üncelerimizin çok üstündedir. Bu kal�nt�lar�n dalgak�ran ya da r�ht�m, belki de Hellenistik Dönemden kalma tersane yap�lar� olmas� söz konusudur.

Pergamon’a do�ru yönlendirilmi�, kent alan�n�n kuzeyindeki ç�k�nt� üzerinde bir burç bulunmas�, Elaia’n�n ayn� zamanda Kaikos vadisinin güney giri�inde bir bariyer olu�turmada yönetim merkezi için önemli oldu�unu göstermektedir. Pergamon’a giden antik yolun tam olarak nereden geçti�ini henüz söyleyememekteyiz. Ancak dileriz ki gelecekte, kent çevresinde bu y�l ba�lanan yüzey ara�t�rmalar� bu önemli sorunun ayd�nl��a kavu�turulmas�na katk�da bulunacakt�r.

295295

Resim 1: Atarneus, yeni genel plan

Resim 1: Atarneus, Klasik ve Hellenistik Dönem yap�lar�

296296

Resim 3: Atarneus, Klasik Dönem tahkimat�n�n Hellenistik Dönemde tadilat� yap�lan kuzeydo�u kap�s�n�n d�� duvar�

Resim 4: Atarneus, damgal� tu�la/kiremit (Yukar� Kale tesadü� buluntu)

297297

Resim 6: Elaia, jeo� ziksel tarama yap�lm�� yüzeylerin kay�tl� oldu�u yeni arkeolojik harita (2007 durumu)

Resim 5: Elaia, kentin kara ve deniz surunun bütünlenmi� ak���n�n ve sokak sisteminin konumlan��� üzerine ilk önerinin görüldü�ü yeni arkeolojik harita

298298

Resim 7: Elaia. Kiel Üniversitesi’nin yeni jeo� zik-katamaran�yla s�� su alan�nda yapt��� deneme ölçümü

Resim 8: Elaia, kapal� liman�n içinde jeomanyetik haritalama

299299

Resim 10: Elaia, kent alan� ve liman (2007 durumu)

Resim 9: Elaia, çe�itli yüzey ara�t�rmalar� çerçevesinde taranan yüzeylerin i�lenmi� oldu�u yeni arkeolojik harita (2007 durumu)

300300

Resim 11: Elaia, s�� su alan�nda GPS ile yap�lan ölçüm çal��malar�

Resim 12: Elaia, d�� liman, s�� su alan�nda enine strüktür

301301

Resim 13: Elaia, d�� liman, çift s�ra duvardan detay, k�rma ta� dolgulu yontma ta� dizisi

302302

Resi

m 1

4: E

laia

, d��

lim

an, a

ç�k

liman

�n g

üney

do�u

sund

a çi

ft s�

ra d

uvar

�n k

�rm

a ta

� do

lgus

u