"Oryantalist Söylem ve Japonya: Meiji Dönemi (1868-1912) Japon Kadın Hareketleri Tarihini...

14
1 1 te commu nicdtion \·Vi ncer .. - ve toplumsal iyi .. . ....... "' bir dergidir. · ;:. · •· ve tw ' olarak. oldv\)u kadar ins-an . ..,,.. i olan ileti'limin ·tüm sosyal bilim •• · • " bili mle-rine. tüm yöntemlere ve de>9acal; bir dergidir; dergiye . .,,nlar, yazann bilmeyen 'mde9erlendirmeye c .. . ve Temmuz : urr. çe ve Ingilizce·dir. "' ')h· J lu r __ Boord • · JnÇJ•· -. .• Edi rar ia l A5sistanrs ve Kurulu oa/ F ···--• w and Advisory Board >b'"· · of Hong Kong, ROC Q. of USA g ( he Na rional Tsing-Hua Un'-ersiry, Taiwan -: · b• .. · r emp/e Univ<!rsiry. USA ''"9 · of USA ·or o ·· ·· 'JniVf!rsiry of MasSdchuserrs, USA ., ,he>·- UnWf!ry ry of USA 1- 1) 1' ..... · culture and communicarion Fatültesi -:>9\- .-... Ma Turkey 12) .'0 24 ·'· · n ,-,n kara .edu.tr w >•; ··' edv.trfilef/<ij Fakült esi , •;,.; ' Müdürü: ·, , .. AM < ' •1R K Ye , ..... , ,1--._,J -- {70,--------- -- ---- ..>e.. t\d--,v:--. l (_ l) - ----- - --- ----- ----- ---- . Içindekiler 17 The Storir.s Wc Teli '31 ll ir Ki t\ran Olarak Kr.rvan , Eyüp Öneren 53 in on Patriarchy: of "Women" Tok ._ Oryantalist SöyJcm ve Japonya: ·-· ----··-·----------- - -- ... --- ---· ·- Meiji (1868-1912) · _____ __ rMutlu 91 Protestan Hala mu Arslan 107 Kitap Kimlik Kiiresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Lertereri City Politik Knmern: ve n ,. ,,. ( f?;r n/11111\ "lll!lffrl/1 nrrfll.-lt['l ,.,.. r:- -:::: r-

Transcript of "Oryantalist Söylem ve Japonya: Meiji Dönemi (1868-1912) Japon Kadın Hareketleri Tarihini...

1 1 te iletişim

communicdtion

K ı ş · \·Vincer

.u ıı .. - r•,~ tirisi ve toplumsal dü~ünce

j•c ı-; ,...~ ~ n iyi eleştirel yazıları yayınlamaya

rı .. ........ " ' ıılcad~mil: bir dergidir. ·

ıı. ;:. · •· \ını r ve imkanlarının ara~tırılması

tw ' ~-'?ma kar~ıtlt~p olarak. tanımlar.

rı ,l, ••ı·/·""1 çalf1malarına oldv\)u kadar ins-an

. ..,,.. i , . ıı.Jrünün 1em~l bfle~eni olan ileti'l imin

~. ri- :~~· · -:e boyutlarına ·tüm sosyal bilim

•• ır · • " bilimle-rine . tüm yöntemlere ve

,i } i:ı ~·-.ı i.talarından de>9acal; ara~lara­

'~' oo ·.ı; · bir dergidir; dergiye yayınlanmak

~ r i i·: · . .,,nlar, yazann kiml~ini bilmeyen

' m l· -· ' • ·>fından de9erlendirmeye alınır .

.ın. c .. :~ ... ve Temmuz aylarında yayrnlanır .

ciıl•·-- : : urr.çe ve Ingilizce· dir.

"' ')h·

J lu r __ ., · •cıria i Boord

ku~ • · ·ıl

JnÇJ•· -.

u~ n ı .• ~: Edirarial A5sistanrs

':'n~

·Cı?l

'1-p~Jc-

•sı C'· - ~· rlendirme ve Danı~m;ı Kurulu

oa/ F ···--• w and Advisory Board

>b'"· · in• Vf!rşity of Hong Kong, ROC

'· cı. ." Q . Un~rsity of Massachus~m. USA

g ( he "· Na rional Tsing-Hua Un'-ersiry, Taiwan

-: · b• .. · r emp/e Univ<!rsiry. USA

.:;,~- ''"9· Un'-ersiıy of /1/irıois, USA

··or o ···· 'JniVf!rsiry of MasSdchuserrs, USA

., ,he>·- UnWf!ryry of MasSdchus~tts, USA

1- 1) 1'

ilf'ı ' 1 ..... · culture and communicarion

r. ı v~" ' '" " "i lleti~im Fatültesi

-:>9\- .-... ı Ma Turkey

12) _ı .'0 24

ı ıı ·'· · n ı7

. :.n ı ·· ··· ,-,nkara .edu.tr

w >•; ··' edv.trfilef/<ij

ı :iv • "·. · · ·. ı lleti~ im Fakültesi

, •;,.; ' ··· dına

:>orıı · ···ı Yaz ı l ~ leri Müdürü:

·, ,_·o~ · , ..

AM < ' •1R K B<ısın Ye Basım A.Ş.

,....., ,1--._,J -- {70,--------- -- ----

"-~tw ..>e.. t\d--,v:--. \.C;)~ l (_ l)

- ------ --- ----- ---------

. Içindekiler

17 The Storir.s Wc Teli

Gı•nrgc Gcrlıııı~r

'31 ll ir Ki ılı~ İ lı~ıisiın t\ran Olarak Kr.rvan Tiı:an~li

, Eyüp Öneren

53 Paradigınatir Shifıs in tlıc Tlwoı·y on Patriarchy:

SııLjcctificaıion of "Women"

Şu/c Tok ınş-Çelik

---------~Sr--------­

._ Oryantalist SöyJcm ve Japonya:

·-· ----··-·----------- ---ı-' - -- ... --- ---···-ı Meiji Döneftlİ (1868-1912)

· -:-Japon-K-a-dın-Harekcti4'-a-rihini-Okumak__ _____ __

rMutlu llinıırk --

91

Protestan İş Alıl:lkı Hala Varlığını Sürdiiı-iiyor mu

i\lalııııul Arslan

107 Kitap Eleşiirileri

Kimlik /11ekii11ları:

Kiiresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kiilıiirel Sımrlnr

• Tlıe Lertereri City

Politik Knmern:

Çağclnş llollyıı:oocl Siuemrısuwı İdeolojisi ve Politikusı

• n ,.,,. ( f?;r C:Pı-/f'rj n/11111\"lll!lffrl/1 nrrfll.-lt['l

~ ~ ,.,.. r:--:::: r-~

ı

~--·-·

_____;...~-

~· _-F~--

~ F• j

-,-~ültÜr-'ote-il~tilirn/..cuLwce_&_ç_omrnurıisi!!iQ..n___ __ _

Kr;ps , Henry (1990). "Power and Res;sıance: Phılasophy ol the Seeidi Sciences.

. 20(2): 170·1 82.

Mahoney. A. Maureen and Barbara Yngvesson (1992). lhe Canwuetion ol Subjecliv;ty

and the Paradox oi Resfstance: Re1ntegrating Femini~l Anthropo1Q9y and

P,ychology: s;gns 1 S( 1 ): 44-73.

Martin. Bıddy (1988). "Femini5m, (ritiôsm. and Foucault.- In feminism and Foueaulr ·

Refl~crions on Resistance. hene Oiamond and lee Quinby (ed\ .). Bosıon :

Northeas\ern Un;.,";ıy Press. fr27 .

Marı;n. Joann ( 1990). "Motherhood and Power: lhe Production ol a Women's Culture ol

Politicsina Meı.ican Community: Americdn Ethnologi5t 17(3): 470-490.

McGuiness. Kale (1993). "Gene Sharp's lheory ol Power: A Fem;ni" Critique ol Consenı.·

Joıırnal of Peace Re search 30(1 ): 101-115.

Okcly, Judıth (1991). ·oeliant Moments: Gender. Rcsi"•nce and lndMduah:

Man 26(1): 3-22.

Sawicki, )ana (1991-). "foucault and Feminism: lawards a PolitK:s ol O;tfertnce: In

Feminist lnrerprerations and Polirical Theory. Mary London Shanle)' and Carole

Pateman (~d s. ) . Penn\yivania: Pennsylvani.l Univerı;ity Press. ı 17·231.

S~w. Susan M. (1994). '"'Gend~r. Leiı;ure, and Constraint: Toward~ a FramE"'NNrk. for the

Analysis ol Women's leisure: Journal of Leisvre Research 26(1): 8-22 .

Sirman, Nü~he\ (1993). '"Köy Kadınının Aile ve Evlili~te Güçlenme Mücadele-si: In 19801er

Türkiye'sinde Kadm Bd kıl AÇIStnddn K.ddtnldr. Sitin lelı:pli (ed.). Second MiıiJon.

Istanbul: Iletijim Yay•ncıhl:. 247-276.

Stacey, Jacl:ie (1993). ·untangling Feminist Theory~-ı;;/nlrocitX:;,;g Women'SS!Udi~.~ Femin;sr Theory and Pracrir:e. D. Richardson and V. Robinson (eds.). london:

MacMillan. 49-73 . ·

Thorne, Sarrie (1992). "Feminism and the Family: lwo Decad~ of lhoughL" in Rethinl;;ng

------------ -------!tıe.l';unily.:.SameJ.eminisr _Qu~stip!)~- B~rrie_ Thorne and Marily Yalom (eds.).

Revised edi tion. Bostan: Northeastern University Press. 3-30.

logan, lsenbif.e (1997). "Jeaolusy as an lmpedimentto Law and Order: from the History

ol the Early Mongols: Forthcoming.

Wolby, Sylvia ( t992). "Post-Postmodernism: in DesrabiHz;ng Throry: Canttmporary

Fem;nisr Oebates. M. Barren andA. Phil;ps (eds .). Stanlord: S tanlord Un;.,rsity

Press. 31·52.

Walby. Sylvia (t989). lheorising Potriarchy: Socio/ogy: The Journal af the British

Sacialogical A>Saciatian. 23(2): 213-234.

Wearing, Betsy (1990). ·seyond the ldeology ol Motherhood: leisuro as Re<istance:

Austrahan and New Zealand Journal of Socialogy 26(1): 36-58.

Weedon, Chri~ (1987). '"Discourse. Power and Resistance.· Feminisr Practict and

Pamtru.cturalist Theary. New Yari:: Basit Blac<well. 107-127.

YJiçın-Hed:. man. Lalc (1993) . .. A,irctli Kadın: Göçer ve Yan-Göçer Toplumlarda Cin~iyet

Rolleri ve Kadın Stratejileri: In 1980'/er TUtk?'e 'sinde Kadın Bakti Açtsından

Kadmlar. Şirin l ekeli (ed .). Second ed•t ion. Istanbul: lie tiı im Yayrncılı<. 277-290.

Oryantalist Söyleın ve Japon ya Meiji Dönemi (1868-1912)

]apon Kadın Hareketi Tarihini Okıımak

Özet

Bu çalışma. kendi boylamımııdan daha ·oogu·da bir kimlık rnekanına içkin tahayyüllerimiıin

Oryantalıst söylem taralından kurulması ve bu kimlik mekanının ötekileştirilmes i silrecini

tartışma arzusll'(la yazıldı. Bu yazı ile amaçlanan. Japon kadınının tarihsizliQi tasavvurunda

sabitlenen kimliQini. Batı'yı merkezleyerek. Batı dışında sayılan kültilrleri bu merkeze göre.

eksiklıkleri ya da olumsuzlukları ile tanımlayan kolonyal sOylernden serbetleştirmek

(decolonimionl için bir adım atmak. Ayrıta. Japon kadın hareketlerinin tarıhini . özgül bir

dönemde -Meiji DOne mi- (ı 868-191 2) kertJisi için konuşma istemiyle kamusal alana söıünU

taşıyan Kanno Suga'nın kişisel tarihi olarak okuyarak. ötekine içkin tasawurlarımııın

·aralıkları/çatlaklar( olabileceQini göstermek, Japon kadının Ozgill tarihini okurken, aslında_

kendi-Oteki arasındaki sınır kesişmelerine ve bu kesişmelerde gerçekleşecek söylem

P'atiklerine duyarlılıQın gerekliliQine dikkat çekmek istiyorum. Sanırım. hem kendi

biricikliQimiı içinde. hem de ötekine ait ç~ulluQun ortaya çıkanılabilmesi ve brz·onlar

içinde-arasında (in·berweenl bir ilefişimin kurulabilmesi için ötekinin tarihini okumak bir

başlangıç noktası oluşturuyor. Bu yazı aslında .i:ıpon kadını OrneQinde. sınır aralıkları ve .. _

sınır kesişmelerinde var olan söylem pratikleline dıryarlılık demek olan tasavvurun kolonyal

sOylernden seıbesUeştirilmesi girişimidır.

Orientalist Discourse and J apan Reur/irrg ılıc History of ]uJmrıesl!

Womerı 's Moı:emerır rıt ılıe Meiji Eru (JB{JB-1912)

Abstract This aıticle is an atlempt to discuss the imagination about Japanese women as other.

constructed in the cantext or Orientalist discourse. Here. my aim is to decolonize the

imagination about Japanese women. which is rixed in the history·less subject position by

the colonial discourse. wfıich is an acı ol centering the West through distingushing it from

the non·Western cultures. who are delined wiıJı their distances and negaıiviıies to the

center and marked with ıheir absence. Moreover. reading the his1ory of Japanese women·s

mavement in a parıicular histarical period. the Meiji Era. in wfıidı Japanese women spoke

to the publıc for !heir own sak es. mıght show possıble cı acks ol imaçining about other. 1

assume that ıtıe pluralism in-between us and other could be revealed by a re ading ol the

his1ory of other. Furthermoıe such a readrng could be the beginning or a dialogue with

other. Shortly. this article suggesıs a new sensibi liıy lo the decolonizaıion ol imaginatron.

that mighl bt ing oul boıder-crossings/cıacks along ıhe borders separating seli and other.

kültür ve ileti~imjculıure & communicaıion O 1998, - 1{1) • lcı ~/winter : 65-B9

Mutlu Binark Gazi Üniversitesi Iletişim Fakültesi

r·\ ;~_, : f

66 · kültür ve iletişimjculrure & communicarion

Oı-yaııtalist Söyleın ve J apoııya iifciji !Jiirıc11ıi (18GlJ-l!J12) }ufJUII Kcıdırı l.lurclrcti Tcırilıi11i Ulwmak

·..:.imlik mr>t.anı· ~<Nramırıın

f ullanımında. Avrupdlı

bmli<}inin k.u·ulması ~ure cindc -Otl"k( ianımla•ınrn üıetılrne;ini

irdeleyen, AV"uı: :Jnın k.irnlrk

bunalınıınrn ç5wlme!.inde

Avrupalı ki~li9inin öteki ile

olan ht>sapla~ınasının /

bvlu'imasının k:Jçınılmazlı:')ını

- --vurgulayan -David-Morley ve · Kevin Robins'iıı (1997)

Kımlik Mekanl~rt:Küres~l

Mroy.ı . Elrkr:o6k Or:amlar V':' Kı.iltür~l Smırldr adlı

çah~ma5ır.dtm yararlandım.

ı Bu dE-nemede -~r.in • (Q<;manlıca mündemiç ) sOzcü9ünün kull.ınımı ,

vJıh~)ın ;çinde bulu.,an.

onun yapısına lı:arı$m•~ ol.1nı

ımiernesinden dol;ıyı .. ıli~kin"

(Osmanlıca mtiteallrk) sözcü~ı:ıne ye~lenmi~ıir. Çi..ınY.ü, bir $C'ye "içbn~ olm.l

durumu ile öteki olma durumu s;,bi tlenmektedir.

3 Bu çah1mad• ·y;;z· söıcü9U. kimli~in gOrı.inen/alqılanan boyotunOt

vurgu yanmak amdCıyla

·Kimlik." sOzcUQüne tercıh

edılmi~ıir .-

Ötekinin Yüzü

13u çalışma kendi boylamımızdan daha Doğudaki bir kim·

lik mebnına', japonya'ya içkin' tahayyüllerinıizin bilgi/iktidar

ilişkisini gösteren Oryantalist süy l enı !arafından kurulması iş­

lemini tartışmak arzusuyla yazıldı. Önce Oryantalist söylem ve

Doğu'ya içkin tahayyülleri, japonya örneğinde tartışmayı seç-

··· -ın e nedenlerimi - açıklamak istiy0rum,

Birinci neden, bu kimlik mekanının bizim "En Doğumuz­

da" (Fnr Ensl) olması ve bilinmezliği ile ilişkili. Bilmediğimiz

mekanla-r, hele en uzaklar, üzerir-ı~e-kelaylıkla-örıy.;ır.g~l<ır~n---+--·

iiretilebileceği söylem alanlarıdır. Bilinmeyen japonya'nın yü-

zünü' oluşturmak için de Oryantalist söylemin genel olarak

Doğu'ya içkin çizdiği belimlernelerden yararlanılır. Çünkü bil-

mediğimiz mekanlar hakkındaki bilgimiz sadece Batı üzerin-

den, Batı'lı gezginkr ve akademisyenler tarafından üretilen sö-

ze ve onların tecrübelerini yansıtan imgelere dayanır. Bu imge-

lerin gündelik yaşantımızcia tecrübe edilme olanaklo:ırı sınırlı

olduğu için müzakere edilme şa nsları azdır, dolnyısı ile bu im-

geler aktarıldıkları/ alıntılandıkları veya kopyal;:ındıkları gibi

benimsenider ve öylece yeniden ürctilirler; giderek kültürel bir

tortu haline dönüşerek, "gerçeklik" kazanırlar (Mutman,

1996:9). Tıpkı, bu yazının da yazılmasındn rol oynayan, Batılı

kaynaklardan akt<ırdığımız Japon kadın hareketlerinin yoklu-

ğuna ilişkin tahayyülde veyalıut gcislın' imgesinin dolnşımında

o lduğu gibi.

·- r~~------- -­~

Binark • Oryanralist Söylem ve Japonya • 67

Ötekinin yüzünü, Japony;ı örneğinde tartışmayı seçme­

min ikinci nedeni ise, Japonya'nın bizim bir ötekimiz olama­

yacağı şeklindeki iddialara karşı farklı bir okumanın olabilir­

liğine işaret etme arzusundan kaynaklanıyor. l3u yazıda

özellikle Japonya'nın ött;kileştirilmesi işlemindeki iki kutup­

luluğun altı çizilmeye ça1ışılıyor. Japonya, bir yandan ekono­

mik gelişmesine duyulan hayranlık ve örnek alma istemiyle,

Bah'nın karşısına "alternatif Doğu modeli" olarak konum­

landınlarak "olumlanan" öteki, öte yandan da bu hayranlık­

la çelişen, o'nun alttan al tn Bat ı 'lı gibi olmadığını dile getiren, \

--·- -eksik-Hğini-vu1'gula yan-eleştiri1er-H~h1msuzbnan'' - öteki-

dir. Bu bakışlarda Japonya hem kültürel tortulıınn gerili­

ği 1 ilkelliği mitinin hem de Bııtılılaşmanın bir ötekisinin ola­

bileceği tezinin modern dünyada ironik bir şekilde temsilci­

sidir. Aynen dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, Japon­

ya'nın "kültürünü muhafaza ederek geliştiği" mitidir. Bu

olumlama dahi o'nun ötekileştirilmesi işleminin bir parçası­

dır. Kültürü toplumsal, siyasal ve ekonomik değişmelerden

koparta rak, "sürekli bir geçmişte" donduran bu bakışa göre,

Japon modernleşmesi, Batı modeline karşı "geçmişe ait" ola­

run korunması anlamında bir a lternatif oluşturur. Said'in

Oryantalist söylernde öteki'ne içkin tasavvurların gariplik,

egzotiklik, anormallik imgeleriyle kurulmasına yaptığı vur­

gu anıınsanacak olursa, japonya'nın olumlama da içeren öte­

kileştirilmesi işlemini irdelemek daha karmaşık bir hale ge­

lir. Japony<ı, gerek Batı'lı gib i olmayan yönlerine yapılan

Gr'sha \.özcU9un~ ılı~k:in im~P g~n('l OIJrA~. '"'h,1y.ıt

lcadınlı9ı ~ ıle ilıntıiC'ndırıiP.td

~urulm1k tadır . SOzculı:,

Japon ltadrrunın hm!.gıne ·

ilı)ltin btr yıqın ~olum\uı~

Onya·gının ürrlılmt~ı

sürt·nnt kaH:td.a bulunmdkt.lJır Qy\a soz.:-U~

duz olı::undu9und.ı. gP.; . . _(w~aı) ..stı.ılyap.ı.-:ı/.>Uor~. - __

yani, Sflnat Kra. edt>n anlamındddı'". G~i~hd .

gel~neksel ~ns ve mü:ıl.

u.:trint t.Uçuk ya;l~rctan ( 1 O

ya~ civarı) ıtıb.lrtn ~gıtılen

kadın tcrOKrya •te"rd~rı f\imdıt

SözciJOUn ~cıns.e-1 ili~ki­

tç!'rımlfmt~i ~!'4dınt.l'!ki 8.lh

htf""r•tvrundf!kı kullanımı bu ytına bu•k ılrır\A, gelen~ksrl

olarak ~' 9~'sf'ıoJ'nın t{r.,sı çay tvı/Uınkonmt r-vı

{f)"'VIE"ı) konulıl.lnna

pirınçd~n y;ııpılm•) a:lkoUU

ic;k i {Sdlf'} ıl:rarnı, muzık

aletı hh..Jm,jıf"tı) p~lıQındc

gell!'ıtt"kSf'l d.)n~ın y.ır-lar.tlc,

kon~un hoi~ol vdkıt

9«irme~ini s..ıyldm.,k ve konu~un sohb~tıni dınleme

ile !.ınırhdır. ( Kowncı ve

G•c•n, ı99J : 73)

6E · kültür ve iletişimfculture & communica·rfon

eleştiriler ile gerekse kültürel korumacılık övgüleri ile öteki­

leşti rilmekted ir.

Bu çalışmanın japonya örneği üzerinden gerçekleşmesi­

nin üçüncü nedeni, )apony;ı·ya atfedilen gelenebellik/kültü­

rel özcülük ile geleneğin sürekliliği tasavvurunun )apon ka­

dınını i~aretlemesi ile ili~kili. "Bizlerden" kimimizin kınadığı,

kimimizin ise hayranlıkla takdir ettiği ")apon gelenekselliği,"

)apon k<ıdınının yüzünün bu geleneksellik kurgusu içerisin­

de olu~turulmasını sağlar. ikinci el kaynaklardan kurduğu ­

muz )aponya·nın modern ve başarılı "erkek" yüzünde Batılı­

laşma muhasebemizi erteleme fırsatı bulurken, bu muhase­

beyi sembolik olarak ötekine hava le ederiz. Bu şekilde )apon­

ya'yı, )apon kadınının üzerine çökmüş geleneksellik tasavvu­

runa dayanarak bir kimlik hesaplaşmasına çağınrız. Japon

kadına içkin tasayvurlar bu anlamda ötekinin ötekisi ve onun

------------~so~r::u:..'.n~l~u~y~u~· z~i.ı~· n~i.ı~· ~o:l uşturur. Japon kadınına içkin "itaatkilr, sa­

dık, nazik, kibar, gelenek:5el;-oagımlı; geri-kalmış,-edilgin,_gü- _

zel, erkeğin malı/kölesi, geislın, tarihi olmayan nesne" şeklin­

deki tasavvurlanmız ve bu söylemsel pratiği destekleyen Ja-

-----~pnnicadın-har-ek-et1e-r.inü:ı .y.okluğu _{amcı _aynı zamanda olma­

sı gerektiği önerisi) aracılığıyla kendi k.imliğimizin psişik bu­

nalımından kaçış yolu bulur; o·nun kimliğinde evrenselden

farklı olanı, yani, anormali imleriz.

Japonya'nın ötekileştirilmesi işlemi özellikle inançhır,

zevkler, metinler ve değerler sistemi arasındaki farklan vur­

gulayan "kültürel güçler" ve "bizim" ne yaptığımız ve "on­

ların" neyi "bizim" gibi yapamadıklan ve anlayamadıklıırı

hakkındaki "ahlııki güçler" tarafından o'na içkin tasavvurla­

rın üretilmesiyle gerçekleşir (Said, 1979:12). O'na içkin tasav­

vurbr bir yandan "ben" kimliğinin tanımlanabilmesine, di­

ğer yandan da onun üzerinde bir egemenlik kurulmasına

hizmet eder. Aslında japonya'nın neden ötekinin yüzlerin­

den biri olduğu so rusunun yanıtını Oryantalist söylemin sa­

dece Batı ile kendimiz arasında bir sorun olmadığı şeklinde

verebiliriz. Türk sinemasında ulusal kimliğin kolonyal söyle-

ı

ı ı

---·-ı

1

("-~"';.'\

J-""' Binark • Oryantalist Soy/em ve Japonya • 69

mi mcrkezleyerek kurulması sorununu tartışan Erdoğan,

"Türkiye"de mevcut kültürel kimlik kendisini, Pakistan, Çin

ya da Meksika ile değil, Batı'yı oluşturan Avrupa, Kuzey

Amerika gibi ülkelerle olan ilişkisi çerçevesinde tanımla­

maktadır" diyor (1995: 180). Oryantalist söylem tarafından,

kendi kimliğimizin Batı kar~ısında konumlandırılmas

ınd;ın

rahatsızlık duyan bizim için, kendimize ait öz'ü tanımlamak

asli bir gereksinimdir. Bu ge~eksinim ise oldukça basit bir şe­

kilde, bir "[)oğu" tanımı ile giderilir. Doğu·yu kendi kimlik

mekanımız içerisinde de kurabileceğimiz gibi, daha önce

açıklamaya çalıştığım gibi, çok u:z<ık kimlik mekanlarını dn

"Doğu olarak" tahayyül edebiliriz. Sonuçta bir kimlik meka­

nının "Doğululaştırılması," kendi-öteki arasındaki bir ikti­

dar ilişkisini gösterir.

... (Ory;ıntalizm) ... daha ziyade jeopolitik bilincin/ far­

kındalığın estetik, a~ademik, ekonomik, sosyolojik, ta­

rihsel. filolojik metinlere dağıtılması; o sadece (dünya­

nın Doğu ve Batı diye eşit olmayan iki parçadan oluş­

tuğu şeklindeki) yalın coğr.afik ayrımın değtJ,

_biiimsel

keşifler, filolojik yeniden inşa, psikolojik analiz, peyzaj

ve sosyolojik tanımlama araçları yoluyla yaratılıp sür­

dürülen bir dizi "çıkarır\" bileşenidir. Ifade etmeden zi­

yade, açıkça farklı (ya da alternatif ve yeni) dünyanın

kavranması, bazı durumlarda denetlenmesi, · yonlenaı­

rilmesi, hntta dahil edilmesi için duyulan bir istek ya da

niyettir. (Said, 1979:12)

Hiç kuşkusuz "Doğu olarak" bir mekanı işaretieyebil­

mek Batılı olmak, uygar dünyada olmak, gerçeğe, dile, eyle­

me yön vermek gücüne sahip olmak değil midir?

Japonya'nın bu çalışmanın odak noktasında yer alması­

nın dördüncü nedeni ise koridor muhabbetlerinde nelerin

nasıl söylendiği nden' yola çıkan kişisel bir deneyimden kay­

nakl<:ınıyor. Akademide sözün üretiliş sürecinde "bilimsel

söylem" ve "gündelik" olan arasında kurulan sözde ayrımın

somut bir örneği olan koridor muhabbetlerinde Japon kadı­

na ilişkin tasavvurların tam da Oryantalist söylemin içerisin­

de üretiliyor olması, bu yazının yazılmasını kışkırtan neden-

"'Koridor Muhabbeotlerı·

üzerine bakınız : (Marcus ve

fisher. 1986: iıt·•: Royıdo.

1989: 197).

---·- - - ·----- --- ----- -- .. - --

- .. - -- ---r~'"ııı,-- --...,ı

O • kültür ve iletişimjculrure & communi~aıion

Binark • Oryantaiist Söylem ve Japonya • 71

!t:rden biridir. Resmi ;ıııtropolujik öğretiyi sorgul<ıdığı Cu/lu­

re aıırl Trırl/r <ıd lı y<ıpıtıııda Rusaldo, ötekinin kültürü, tarihi.

tupluımı. kıs;ıcası bilinen ~·iiz.ü ııi.in çizilmesinde ko ridor mu­

habbet lerinin oynadığı role şu ~ekilde dikkilt çckiyur:

Her ne k<ıdar, resıııi giirü~ [aki:ıdenıik öğreti cınlaııııııda­

M.B .] tünı kültürlerin c~it olduğunu kabul etse de, tcklif­

siz bir taıııml<ıma sistemi, b<ısılı eserlerden ziyade, çoktan

aza, zenginden yoksula, k;ılından inceye, olgunlaşmı~taıı

basite gibi niceliksel ülçütlı.:rde kü ltiirleri sııı ıf!,ındıran

koridor muhabbetlerinde vücut bulur. (1989: 1~7)

ga'ııııı kişisel tarihi olarak okuyarak, ötekine içkin tasavvur­

l arımızın "aralıkları/çatlakları" olabileceğini göstermek; Ja­

puıı kadının özgül tarihini okurken, aslında kendi-öteki ara­

sındeıki olası sınır kesi~melerine ve bu kesişmelerde gerçek­

leşecek söylem pratikleriile duyarlı Qlmanın gerekl iliğine

dikkat çekmek istiyorum.

1

Oryaı:talist Söylem ve Japonya

Genelde Oryantalizm kavramı, Batı'nın "Doğu olarak"

Korid or muhabbetlerinde kend i-öteki ayrımı, "bilimsel ! kurduğu tarihsel mekanları ve kimlikleri inceleyen bölge

söylemin" ardına gizlenmeksizin olanca yalınlığı ile günde- ! araştırnı;ılarının genel tavrını betimlemek için kullanılır. Or-

lik dilde, ge lenekselden modeme, basitten karma~ığ;ı şeklin- : yaııtalist söylem k;ıvramı ile de, Doğu'ya içkin üretilen tünı

de işleyen bir mantığa güre kulı'anılan karşıl;ıştırm;ı sıf,ıtl;ı- ! kurgul;ını;ılar inılenir. Said Oryantalizıni şu şekilde tanıın l ı-

rıııd;ın oluşan bir dizge içerisinde üretilmı.:ktedir. 13u çalış- i J'l>r:

mada Japon kadını hakkındaki koridor muhabbetlerinde ne- ı Oryantaliznı, 13atı'nıı\ Doğııya yak l aşımını betimlemede

yin, nasıl \'e hangi karşılaştırma sıfathırı ile süylendiği irde- kull;ınılan bir terimdir. Ç)ryantalizm Doğuya, bir öğren-

lenecektir-:-çUni<:U .. korid·oYmLThaDbCT!er~cmtkii'f,'ietikı- ı e,-k-eş-fet-rıw-v~;.'-i"~'a·t~k-k-onu5tı-ol~.r.a.k_<;.i_ı>.te.J1l_li-ı::iı:....<iekil=-· --

l b . ı·kt .. ı ·· · .. t 1 ·· · d ·· de vaklac;an (ve yaklasılan) bır dısıplındır. Ustelık, buna

e ır ı e evrense oznenın anı m anması surecın ı.: unem- 1 · ' ' ı· · · · ·

. . ila ve ten bu terimi, Doğu olarak bö t.iııen çızgının gerı-

lı bır rol oynamaktadır. ~inde neler kaldığı hakkında konuşmaya çalışan herke-

\ . . ...

B u- çalışma ya .. ka ynak1ı Icec!enneôeTrl~rueıı-5onı:rnnrs · · ------ ___sin.elinin.a.Jtıruia.hazıı:..büJ unan_d_ü_şl_~~-ı:m-ı:;~ler, sozcuk-

1 lerden oluc;;ııı koleksiyonu göstermek ıçın de kullanıvo-

ise, daha sonra ayrıntısı ile tartışacağım, Japonya'nın kendi rum. (1~7•/:7J) · · '

kendisini sömi.irgeleştirmesinden, iç söınürgeleştirme (iııtcr­

ıı a / co/oııiznlioıı) işleminden, diğer bir deyişle Japonya'nın 13a­

tı ' ııın kendisine snnrurni ile geislıa göstergelerinde bakmasına

istençli bir şekilde katı ~masından kayn;ıklanıyor.

13u çalışm;ıya kaynaklık eden nedenleri açıkl;ıdıktan

sonra, bu yazının amacını belirtmek istiyorum. Bu yazı ile

amaçlanan, Japon kadınının tarihsizliği tasavvurunda sabit­

lenen kimli ğini, Batı'yı merkezleyerek, 13atı dışında sayılan

kültürleri bu merkeze göre eksiklikleri ya da olumsuzlukli!rı

ile tanımlaycın kolonyal söylemden serbetleştirmek için bir

adım atmakt ır. Avrıca, Japon kadın lı<ıreketlerinin tarihini,

özgül bir tlönemdc -Meiji Dünemi (1868-1912)- kendisi için

konu şma istemiyle kamusal alana sözünü taşıyan Kan no Su-

Ayrıca Said'e göre Oryantalizm, Doğu ve Batı urasında

ontolojik ve epistemoloj ik ayrıma dayalı bir dü~ünce üslubu­

dur (1979:2). Said'i izleyerek, Oryantalist söylemi, Batıl ı özne­

nin kend i kimliğini kurması sürecinde farklı öz ve bilgi pratik­

lerinin Batı Ye Doğu biçiminde işaretlenmesi olarak tanımlaya­

biliriz. Mutman oldukça yerinde bir saptama ile, bu işaretierne

pratiğinde gerçekleşen Batılı öznenin merkez-kurma, yani

merkezierne (wılerillS) işlemine dikkat çekiyor (1996:30-31).

Merkezleme, öznenin kendisi dışında bir "üteki"nin varlığını

imleyerek, bu varlığı, "aşağıda," "ilkel," "barbar," "iğrenç" vb.

şekillerde ayrıksılaştırarak tanımlaması ve kendi kimliğini

"asli" olarak kurması işlemi diye açıklanabilir. Merkezierne iş­

lemi ile evrensel özne kendi yüzünü, gücünü ve dilini, merke-

·-

. - ....... :- --- ,-----. .ıir-

} ·-.-· - ·--- -

,:."7 2 • kültür ve ileti~imjculture & communication

Decofoniıarion sOzcügU · sOrııurgesizles trrrne .. ya da

-sOmürgc olmak. tan ç ı i:arm a · ~e k. linde TürJ.:ç t;> 'y('

çf'v irilnıekıedi • . (Rattan~ivc

s. VJt>stwood. 199 7) ve

: ıonçuo~lu "" Akt•y. 19%)

Ancal , bu çah~mada

-decolonization ..

\ O ZCÜ~ÜnÜn

- \ömürÇJ('IP~tir m('dt>n

\•• rbe s!l('~lirmf" t. " ~ eklind e

1 urkçt>l~~tırilm~si t t r~ıh

ı:odılmi}t i r .

zi söylemsel pratiklerin dışında bırakılan ayrıksı "ötekinin"

adına ve onu alabiLdiğince kendi içinde benze~ikleştirerek, tck

vücut olarak sabitleyen konuşma ile kazanır.

J;ıpoııya·dil kadın h;ıreketlerinin olmadığı ya da ols<ı bile

bunun çok yeni, B<ıtı'nın b;ıskıs ı ile son zamanl<ırd;ı gelişmiş

olabileceği ve bu post-kapitalist toplumun hala geleneksel ya·

pıları muhaf.ıza ettiği şeklindeki tasavvurl;ır, ll;:ıtı'yı zaın;ın ve

mekan olarak tarihin merkezine yerleştiren (Batı öncesi 1 Batı

sonrası gibi), Japon kadın ve erkeğinin kendi tarihlerini konuş·

ma haklarını ellerinden ;ılan Oryant<ılist söylemin p;ırç;ılmıdır.

Gerek kendi biricikliğimizin, gerekse ötekinin çoğulluğunun

ortaya çıkartılabilmesi, biz ve onlar ar<ısında bir iletişimin ku­

rulabilmesi ve ötekine içkin tasa vvurl<ırın sümürgeleş tirme­

den serbestleştirilebilmesi (decolollizntivll)' için ötekinin tarihini

okumanın bir başlangıç noktası oluşturduğu kanısınd<ıyım.

Oh;:ıshi 'ye göre,

----------------""-'Oı::y.Entali ~miı:u!Q.r~.!l_l!.ı _ _D_s>_ğu _~~- ş_;ı~~f!ı_n canlı_sfe_ği~i~ ":e_

karşılıklı bağımlılı~ının tarihinin baskı altına alınm;ısın·

dan kaynaklanır. Ozgüllüğün ve farklılığın vurgusu ile

Oryantalizm Doğu'yu farklı olmaya indirgerken sömür­

geci şiddet ile iş birliği yapmış olur. Oryantalizmi aşma-

___ _,nın yolü,-Ooğii v-e Batı arasındaki deijişimi, baskı altına

alınmış tarihi ortaya çıkartmaktır. Ancak, sadece bu da

yeterli değildir. Günümüzde B;:ıtılılaşmayan mekanın ol­

madığı düş ünülecek olursa, Batılı-olmay;:ın bir "kayıt"ın

(tarihin) tasarlanması belki de bir fanteziden başka bir şey

olmay;:ıcaktır. [Ancak] Doğu ile Batı'nın değişiminin tari·

hi, karşılıklı bağımlılığın kültürel biçimlerini izlemekte­

dir. (1996:34)

Hiç kuşkusuz, ötekinin tarihini okumak ötekinin konuş·

m;:ısı veya kendini temsil etmesi anlamına gelmiyor. Öteki,

kendi hakkında üretilen her sözde yeniden kuruluyor. Spi­

vak'ın 1926'da Kalküta'da kendini asan Bhuvaneswari Bhadu­

ri ;:ıdlı genç kadının intiharını toplumsal bir metin olarak oku­

duğu çalışmos ında kendi yaptığının da Bhuvaneswari'yi bir

tür temsil etme/yazma işl emi olduğuna işaret etmesi gibi (Spi­

vak, 1988: 307-308; 1990: 57)

ı

1

ı

1 i 1

r

...~

~1 '

Binark • Oryantalisr Söylem ve Japonya • 73

Ötekinin tarihini okuma ed imi, ötekinin kendi adına neyi

ne kadar konuşmasına izin verme durumunu da içinde bann·

dırır. Oryantalist söylemili içinde tanımlanan ötekinin tarihi­

ni, Oryantalist söylemin karşısında durarak, varsa doğru ola­

nı sliyleyerek okumak, bund;ın dol;ıyı siiylemsel y;ıpının kırıl·

ması anlamına gelmeyecektir. S<ıid'e göre Oryantalizm, Doğu

h.ıkkında doğrusu söyl~ndiğinde basitç~ ı:ıçup gidecek yalan­

l;ır ve mitler s;ıııılnıamalıdık Çünkü, Oryant;ılizm, ku ~;ıkl<ır

boyunca hatırı sayılır yoğunlukta bir m<ıteryal yatırımın ya·

pıklığı kurarn ve pr;:ıtiğin h;ıyat;ı g~çmi~ şeklidir (1979:6).

Said'in Ory;ıntalist söylemin bu yönüne yaptığı vurgu bu

çalışına için çok ünemli. Çünkü Japon kadın hareketlerinin ol·

mndıgı tnlınyyiiledilcll tnrilıi11i dillendirrnek sonuçta ötekileştir·

nıe işlemine kökten bir müd<ıhal~ olmayacak, söylemin öteki·

ni betimlerken kendini gjzlemesini tartışmaya açmayacaktır. .. ı

O tekine ilişkin bir okuma· bu nedenle çok rahatlıkla öteki adı·

na konuşm;ıya ve öteki üzerinde yeniden bilgi-iktidarın ku·

rulmasın<ı-dönüşebilir. Çünkü Doğu/OteÜ siiCıecc sümürgccr ·-------·

ilişkilerinin bir tanımı değildir. Sömürgecinin Doğu'yu bilme

merakını iktidar olarak yeniqen biçimlendir.en, belli jeo-puli-

tik ve ekonomik ilişkilere eklemlenmiş bilginin ·kendisidir-. ---­

"Doğu olarak" varolma biçimleri, Batı 'nın onu tanıınlamasın-

d::ıki fazla ya da eksik "olumsuzlama" da, farklılığın eşit olma·

y<ın ilişkisinde Doğu ile Batı'nın yerlerinin tanımlanmasınd<l

ve maddi bir pratik olarak sömürgecilikte zaten var olan bir

mekana seyahat (keş ifler dahil) gibi fiziki süreçlerde temelle·

nir (Grossberg, 1996:96). Oryantalizm gücünü yoktan bir şeyi

var etmt.:sinde değil, ol<ın bir şeyi olmayana (semantik ve fark·

lılık terimlerine) indirgernesinden alır; Japon kadın hareketle-

ri tarihinin "tarihsizliğe" mahkum edilmesi gibi .

O halde ötekine içkin tasavvurlarımız bu iktidölrdan nasıl

serbestleştirilebilir? Bu noktada bir kez daha, bu çalışmad<ı

Doğu'lu kimliklerinin bizim tahayyüllerimizin tersi gibi oldu­

ğunu göstermenin amaçlanmadığının altını çizmek istiyorum.

Bunun yerine Olıashi'nin vurguladığı gibi, bastınlmış öteki-

7 4 • kültür ve ileti~im/culrure & comnıunicarion

~.1o:-iji Dö nemi. Japoncc1 Mcı1i

Jı-;f;ıi ol rı rrık ad!Jnd ır•lır; t.:ım

~ ;ı · ~ ıfı(p ~ a ·tr.ı""" l,ın•Tıı $

'!Ün~:ım '" deıtı f> l: ıu .

ı.'rr:-rı y.ı:'d" lnıp.ır.:ıto~ Mroiii

,ıe hırl rl-. 1'! , imrJrat.:-~un

.1 ı ıJ.ı r:n ı y('ııid~n

.v.ll.ın(lırmajıa r ihleme

q(' l<;n~tı· bJ ·1 1ıJ "'!"'1 Şt ı r Her

yı:-n i imp:ır;ılar ile y~nı tıir

rJ•:>n l"m ve t ari h ba5l .1r.

Ornf!ği:ı 1 qRfJ yılıııdi\

l rnp;ı r a ı or Shovwa'nın

öiU,nu i~() lmr>a~ütor •ıe is.;:oı

Dö n~rni (Hu7ıJılu !=tpfah)

h.ı~ l:l mr51ı~. 1 9S'7 yılı }l~ı-;c:

~ Nt;n ~ yıl) oi.J ·ak.

acilandı~ıl : r.

nin tarihini Doğu ik B<ıtı <ırcısınd<ıki br~ılıklı b;ığımlılı);ın bir

tarihi ol<ırak okumaııın ünemine dikkat çekip, )npon k.adını·

nın t;ırih:;izliği til:<ilvvurumı kolnnycıl söylemdt:n serhctle~tir­

m~k için sınırı ar;ılcımcı denernesinde hulunın;ık amcıcım .

Bir Modernleşme Tarihi:

Aydınlanmış Yönetim ve

Tasavvurun iç Sömürgeleşmesi

j;ıpun kadınınil içkin tasilvvurl<ırı .tv!eiji Di.inl:'mi )ilpu·n

kadın hareketleri tarihinin okuması ile aralaınudiln önce, j<ı­

puııya'n ı n kendi tas;ıvvurlan üzerindeki denetimini kısaca

ele almak istiyorum. Bu denetim, okuma için sc.:çileıı Meiji

Dönemi- ile ba~lıyor. K;ıba bir anlatım ile, dı~~ırı kapalı fe­

od;ıl Tokugawa )<ıpunya'sı (1600-1868), 19. yüzyılın ortasın­

dil tamilmen farklı bir sistem (Batı) ile km~ıla~ır. J.ıpon ya"y ı

__ l;>ı,ı ~ist~!!J-~~arşı kapillı tutmak yararsız bi r ç;ıi:ıa olilcağı için,

olabildiğince kısa bir sürede o'nu B;ıtı ' lı ol;ıra k yeniden bır-

mak ~eklinde çözüm bulunur. Meiji Dünemi ile güçlü bir uli­

gcırşinin temelleri atılır; devletin temsilcisi ise slıcısuıı yerine

-tclmoYI'ôUr\ i mp-ar<ıtury:-1-SS"t 'dil --Meij i---Anay-asası,-1398 .... d""e'-----

lvledeni Yas<ı yürürlüğe girer. Feodal sosyo-ekunumik ku­

rumlar kapitalist kurumlarla yer değiştirirken, Batı ülkeleri­

nin ge lişmiş/ mudern ol;ır;ık ad landırıliln konuıniarına erişe­

bilmek amacıyla "ülkeyi zenginleştir, orduyu güçlendir"

şeklinde sloganlaşan militarİst ve Asy<ı kıtasın<ı yönelik ya­

yılnıacı politikanın da temelleri atılır. )apunya\l<ı Batılılaşma

dışarıdan eınpoze edilen bir süreç olarak gelişıncıni~tir. )il­

pon modernleşnıesi bir dış zurlamil/kolonyal güçler taraiın­

dan gerçekleştirilmiş olsaydı, bu dış etkenierin bert<ıraf edil­

ınesi ile, "gerçek" }ilpony<ı'nın keşfedilmesi mümkün olabi­

lirdi. Yoslıioka'nın öne sürdüğü gibi," ... Japonya'daki Batılı­

l;ışma süreci s<ıdece ötekinin tecavüzü değil, aynı zam<ında

)apon insanlarının kendileri tarafından gerçekleştirilen bir

sinıulasyondu(r)" (1995:101). Diğer bir deyişle, )apon mo­

dernlcşmesi bir iç sömürgeleştinnenin iınlatısıdır. )apon-

ı

-1

~· Binark • Oryan~alist Söylem ve Japonya • 75

-------- ---- ----

ya·nın kendi kendini sömürgeleştirmesi denildiğinde, kültü­

rel c;eli~ki bilincinin ı.i hinlerden silinmesi imlenmekted ir. Ba­

tılı-olmily<ın öteki, kendisi ve Uatı'lı arasında bir çelişk i du­

yunıs<ır. Yoslıiob ise aşağıd;ıki sa ptilm<ısı ile J~ponya'nın

buıı;:ı bir i~tisna oluşturduğunu öne sürer:

j<ıp~n insanı kültürel sümürgeleştirmcden ızdırap çek­

miyar gibi gözükmektedir. Tek bir kiiltürde Ba tı'lı ve Ja­

pon ögelerinin birlikte vbroluşu doğal ve uyumlu olarak

kilbul e.dilir. Biiylesi bir duğalla~tırılmış bilkış açısıııdan

Japon kültürüne bakıldığında kültürün sümürgele~tiril­

m eden kurtarılm;ısı gercksizdir, çün kü ortadil bir sö­

nıürge!e~ t irıne yoktur. (199.5:1 01)

Ailı:-devlt:t (kıızokıı kokkn) olabilme kaygısı içindeki Ja­

po:ıyanın içe dün ük sömürgeleşti rmesi, kendi-öteki ilişkisin-

de uııun kendini nereye ycrleştirdiği irdclenerek açıkla nabi-

lir. Biltı"nın tipi k bir J;ıpoıxa atfettiği, Doğulu sakinlik, nazik-

li k, gayri şahsil ik, duğay;ı · uyum gibi imgl'ler j;ıpunl<ır tara­

fm~.aı:ı-btın-imse-rıı-1-l-işt-ir......J.apm~y..ı:.rı-iJ~fk.i.ı:ı ..dclaşımda..b.ulu~---- __

nan smırıırai/erkek ve gds/ın/kadın imgeleri, hem B.ıtı tara-

, fınduıı EJ;:ıtılı-olnıayanın ütekilc~tirilmesi hem d e bizzat Ja­

L_ı::?~l'a 'nın içe ;ıit !'Ümlirgeleş~i rnıe i~lemine kaynaklık eden

ı' kurgu kiınliklerd ir. Snnwrnı Biltı "da tipi k-Japun . erkeği ni im­

le me k için kull;ınılır. Yoshioka"ya güre, Japon erkeği kendisi­

nin snmıırai imgesinde ternsilinden, !:latı . nın onları bu şekilde

kurmaktan hoşnutluk duyduğu bd;ır memnundur

(1995:103). )<ıpun erkekleri Batılılaşma ile gelen kimlik çat­

lakbrı ve sınır aralı kla rıyl<ı yüzleşmemek için uyuşturul­

muş, bir anlamda sabitlenmiş bir ta rihe gereksinim duymak­

tadır . St111111rni imgesi )<ıponl;ıra modernleşme ilc değişmemiş

bir kimlik Eantezisi sunarken, aynı zamanda Japonya'nın en­

düstrileşmi~ y<ıyılnıacı bir de\·let ol<ıbilmesi am<ıcına koşut

olarak kullanılmakta; ulusal kimlik güçlü, bağımsız ve erkek

özne s11mrırai imgesinde alegorik biçimde temsil

edil(ebil)mektedir. Bu imge Japon'u gerçekte kim olduğunu

müza kere etmekten alıkoyar, b<ışka bir deyiş le onu kendine

içkin tasavvurlara kar~ı körleştirir, duyarsızla ştırır .

- ---· ----- ---- --::5:' t"

,!(1 1 ;f -· --,;-~~-- ---- ·- ··----.

'---=1-h-.--ıcülti:i r-ve--ikti}imf.culı.ur.e..&-Lommunicarion ___ _

19. yüzyıl ortalarında Batı dünyasında, Dünya Fuarları

ile Batı-dışındaki coğrafyaların kültürel hazineleri ve günde­

lik yaş;:ıntılarının etnogr;ıfik kurgular için sunulmaya baş­

lanması ile, K<ıjima'nın deyimi ile bir tür "lrksal Oryant<ıliz­

min" temelleri atılmıştır (1996:26). Dünya Fuarlarındaki ül­

ke pavyonlarında sergilenen Bat ılı-olmayan insanlar ve on­

ların gündelik yaşantılarının simulasyonları, Batılı zihinlerin

Doğu'ya ilişkin tasavvurlarını "gerçek(miş)" gibi algılamala­

rına aracılık etmiştir. Ömt!ğin, 1867 Il. Paris Dünya Fuarın­

da, Japonya, Edo Dönt>mi Tokyo'sunun önemli eğlence mer­

kezlerinden birisi ol<ın Yanagibashi kurgusu içinde üç gcishn

ile tt!msil edilmiştir (Kajima, 1996:26). Bati'lının gözünde ge­

is/ın göstergesi Japon kadınının erkeğe kul-köle olmasını im­

ler; J;ıpon kadının v;ıroluşu sadece cinsel kimliği ile ilişkili

olduğu sürece gerçekleşir. Japonya Pavyonu'nda geishn'nın

sergilenmesi Batı'nın Japon kadınma "bakışına" bu bağl<ım­

da iyi bir örnek oluşturur.

Said, OryantaE~min- materyal kay;~kı~nı:ı-dan . biİ"ini

oluştun:ın Doğu üzerine yazılan edebiyat eserlerinde Do­

ğu'nun, kadının cinsel kimliğine indirgenerek kurulduğunu

----------------------~ belirtir:-SiiTa;<rr-nero1arak ·fiaubert'in Kııclrıık Haııcnı ile k<ır-

şılaşmasının anıatısını ve bu anlatıda Flaubcrt'in okuyucula­

rına Kuclııık Haııcm'i neden "tipik Doğulu" olarak tanıttığım

gösterir. Flaubcrt'in Kııc/ııı k Haıırm'i kendisi için konuşmaz,

duygularını açığa vurmaz, o sanki varolmaz ve tarihi de

yoktur. Onu konuşan, temsil eden Flaubert'dir (Said,

1979:6). Flaubert'in Kııclııık Hmıı:m'i konuşmasının ardında

Doğu ve Batı arasındaki izafi güç modeli, Oryantalist söyle­

min derin yapısı yatar. Öyleyse, Doğu diye bilinen bilinci

kuran Oryantalizm aynı zamanda eri! toplumsal cinsiyet

egemenliğinin, yani ataerkinin, bir pratiğidir."-- · Doğu dön­

güsel bir şekilde dişi olarak betimlenir, doğurgan, ... duygu­

sal kadın, harem ve despot ... Üstelik, Doğulu lar, tıpkı ev ka­

dınları gibi, sessizliğe ve üretimin sınırsız zenginleştirilme­

sine mahkum edilmiştir" (Said 'den aktaran Thorsten-Mori­

moto, 1994:15). Doğu'yu bilme ve yönetme arzusu, Doğulu

(~ ,...-----v 1

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • 77

kadının kimliğini parçalama ve yeniden kurma ediminde

söylemden pratiğe dönüşür. Doğulu kadının kimliği, ayrık­

sı lık, fantezi, egzotiklik, bitmez tükenmez şehvet, zayıflık,

kendine özgülük ve geleneğe aitlik ögelerinin ki mliğine çö­

küşü ile kurulur. Said Flaubert'in DoğUlu kadına içkin yaz­

dıklarını. şöyle aktarır: "Doğulu kadın bir makinadan başka

bir şey dt!ğil; bir erkek ile di~eri arasında hiç bir ayrım yap­

mıyor" (1979:187). Japon kadınma içkin geislıa imgesi benzt!r

bir kurgudın. Gcislıa olarak ötekileştirilen kadının sosyo­

ekonomik ve :;iyasal dönüşümlerde bir tarihinin olacağ ı var­

sayılmaz_ Japon kadınını tahayyül etme işlemi, ötekini ta­

nımlama, sümürgeleştimıe arzusunun resmedilişi, kendi yü­

zümüzü söylemsel şiddetin dışınd<ı sorunsuz bir mekana ta­

şıma edimidir.

Samıırni ve gcislıa imgeleri Japon(ya) yüzünü tarihsizleş­

tiren kolonyal söylemin Jratikleridir. Eri! ve tarihsiz Japon

kimliği, ataerkil Japonya'nın kendi_~_i__t_~~!~nda]1_9_a benimse------------------------

nirken, kimlik bunalımı yerini ötekinin/Bah'nın gözünden

kurulan sözde kimlik uyumuna bırakır, zihinler sömürgeleş­

tirilir. Japon ulusal kimliği iqn gerekli bir simülasyon olan

samıırai, Batılılaşmayı destekleyen birınudemist;-ama E-gele---­

neği" de korumaya hizmet eden bir ulusçudur. İngilizce ko­

nuşabilir, aklın ve gücün sembolüdür. "Japon" böylece, Ba­

tı " lılara göre süregelen Japon geleneğinin içinde yer alırken,

kendine göre Batı'nın Asya'daki temsilcisi, Batı'nın tam da

kendisidir. Gl!islıa göstergesinin dolaşımı ile Japon kadını iyi

eş-akıllı anne ya da öteki/fantezi nesnesi kimliğine mahkum

edilir. Geislıa imgesi içerisinde tarihi sabitlenen Japon kadını

ancak samıırai olabilen Japon erkeği tarafından satın alınma-

yı ve yahut Puccini 'nin ünlü operası Madame Butterfly'da

olduğu gibi Batılı centilmen tarahndan kurtarılmayı bekle­

yendir. Kelsky'nin altını çizdiği gibi, Japonya'nın ırk ve top­

lumsal cinsiyet hiyerarşileri Japon erkeği ni yerli/otantik-saf,

buna karşı Japon kadınını ise ya bana/ global tarafından kir­

letilmiş olarak kurar (1996:173-192). Zamanın ve mekanın

içinde sabitlenmiş gcislıa imgesi, Japon kadınının kendi tari-

~P"'

78 • kültür ve iletişimfculru:e & communiçation

8 t-Aulıafaı,ıı edt<:i ~nc•ji ile

la\tedilcn. Japon in).anırıın

ruh$al. · d~yerlo:?rinirı ve gelenelcterinirı uluslararası

rrl-.a~t ;çin k.orun,n;ı s •d •r .

(IA,tsud•. 19<;4:13).

9 tv1as3n<K) N.,'c.llmura'nın bv

y;ıııısı Mt>itcku Z.ısshtnin

1 ~TS ı.rihli 33. sayısonda

y:,yımlarımı}tı!'".

h ini konu~ma hakkını elinden alır. 13u imge, ister japon ister

13atılı bakışında olsun, Japon k<ıdınını ancak erkeğin cin~el

tahakkümünün nesnesi olarak görünür kılan OryantJlist

si.iylcnıin bir ürüııüdi.ir. Snmıımi ve gcislıa tasavvurlan Ja­

ponya 'nın öteki (burada Batı) ile müzakereden kaçarak, Batı

ile sorgusuz bir ilişki kurmasına aracılık eden hayali kollek­

tif kimliklerdir. Du tasavvurlarının içinde var olan bunalım­

ların <ıçığa çık<ırtılınası, müzakereye çağrılması hem B;ıtılı­

nın ötekini kuran bakışına hem de Japonya'nın iç sömürge­

leştirmcsinc karşı yeni bir söylemsel duy;:ırlılığa kaynaklık

edebil ir.

Meiji Dönemi Kadın Hareketleri:

Kanno Suga'nın Tarihini Okuma

Meiji Dönemi entelektüelleri ister hükümet yandaşı is­

-- 'fersel<arşnıotsunhrr,-aym-k-ayg-ıy-ı-pa-y-l-a.şmışla rd ır· B_atılı

güçlere karşı ülkenin bağımsızlığının korunması. Bu kaygı

japon modernleşmesine ve yeni toplumsal düzenlemelere

r~ ~i

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya

Mciji Döneminde, knzokıı kokkn (aile-devlet) sloganı ile

yoğunılan emperyalist-kapitalist ve erkek egemen sistemin

en küçük birimi ailedir. 1839 Meiji Anayasasına göre ailenin

reisi impnrator ve onun evdeki temsilcisi babadır. 13u erkeke­

gemen rejimde koca kamusal al;:ından sorumlu kılınırken,

kadın ise ancak ailenin, diğer bir deyişle, devletin bek;:ıasın­

dan ~onımlu anne ve eş olduğu sürece sadece özel alanda ta­

nımbnmaktaydı (Tachd996:129). }(.,musa! alandil kadının

varolması yine bu ideolojinin parçası olması hillinde müm­

kündü. Tekstil fabrikalarındaki Japon kadınl;ın yüce bir

emele, Japon modernleşmesine ve aile-devletin kalıalı~ına

hizmet etmek için varlardı.

Ancak bu dönem, emperyalizm (lcikokllslıllgi) ve kapita­

lizm (5/ıilıonslwgi) karşıtı muhalif siyasal söylemlerin örgütlü

hareketlerinin de başl;mgıcı oldu. Örne~in, 1880-1890 t;ırih­

leri ar;ısında Japonya'daki emperyalist ve kapitalist oluşum-

.ı____lauı..k.cı.tşL6atılı!_a_şmanın tQp]umun diğ~ı::.l5-ı:ın:!~lan~~a,~\~

alanında uygulanm;:ısı ve toplumun her kesiminin siyasal

yönetime katılmasının sağlanması programı ilc Libcr;ıl P;:ırti­

10 G~rt'k Japon r~rrıi

tarihinde. gere-he r Al·ıjı Dönt>mi ~ntt"l~klutliE:-rr

üzerıne yApıl.;,n çalr~rn;,J, ,

oJ\un kadın (lu;Unür \'l'

r--rE>flY..Wnn tophJrn~·'' t.tuhle-·ı.n~ ~· ~ul'llel

Ö'"<'9"'· lovr""l ol SC'C·. •nd Polirir•' ld~aı in 1->t S,:K,.IIn~ on l~Pdn•·· lnr•~rw/ı 2(1) 19&4

sayı<•ıda """"' ııor-n, ~adın twrrlfllt-ri h.dHm··

t~rtı)tTVı y;,.pthnam•ll,lfiı·

Bu ~denle M~ı Oöntıı

.. adın har('lt~tleri ~r.huıı

okumak. için 6flCelil·ıe

f~i~t tarih ç~ı)metl;t•,ı

ta~vurull"'l•J)~ur. S.e,-erı.

(1983) ve fuj.Wa'non (1'·

32.!-342) çahlm.ıl••• olm.n.aydı, Kanno Sug..t' ı ·

t~rlhi.ni olı:...,ma tdınıi

yalnı.4ca re,;mi tarılle ba-:ı

uı.cai.tı.

,, -e.:;y;;~ lhiınet Olayı- h••·

-~9özünde·· b~t tanrı ~r:iu~~, .

VOJr\olY.lo:.n lmpar.liCr f., •.. t.as.ı,l.ınan 1uık.:nt rylr ... ı.

~rilen addır.

-· ---- -- -- --- -- - ---·- · · -----t.aşı.ı:ımış.tu:.___.)~ı.p_o_nya'nın dış/ Batı tarafından kolonileştiril-

mesi tehlikesine karşı entclektüeller şu tedbirleri -geliŞÜrdi~---· -nin önderliğinde Özgürlü_k ve Popüler Haklar Hareketi Ui­

yıw Mi11ken Undı:m) başlafılôi .(Sie-vei:s~ 1983). Dilsiz. edilgin

ve tarihsiz Japon kadını tas;:ıvvurunun ;:ıralanmasına

12 En<ylo~dıa of J.Jpan

(r•roh\iz : 3: 1 lS. 4: ı4S ı

223; 6: 285; 8: 268. ı~·

ler: endüstrileşıne ve bunu destekleyici pratik çalışmaların

geliştirilmesi, "patriyotizm," "muhafaza edici ene~i"' ve or-

ta sınıfın toplumun temelini oluşturması (Okada, 1964: 1-7,

8-10; Matsuda, 1964: 11-16; Nakamura, 1964: 17-20).

Meiji Döneminde gerçekleştirilen toplumsal düzenle­

meler Japon kadınını sınıfına ve etnik kökenine bakılmaksı­

zın toplumsal hiyerarşinin dışınd;:ı tutmuştur. Ancak, kadın­

lar Japon emperyalizminin ekonomik gücünü oluşturan en­

düstrileşme politikasının bir aracı olarak topluma karşı bazı

soruınluluklarla donatılmışlardı . J;:ıpon kadınl;:ırının top­

lumsal sorumluluğu, Meiji döneminin entelektüellerinden,

Nakamura t<ırafından "İyi Anneler Yaratmak" başlıklı yazı­

sı ile, "iyi eş-akıllı anne" (ryoıısnike11boıı) sloganı ile ilk kez

söze dökülmüştür.'

ÖPHH'ye koşul geli~en japon kadın hareketi tarihini, Kanno

Suga örneğinde okuy;:ırak başl;:ıyabiliriz.'"

Meiji Dünemi kadın hareketleri içinde yer alan Kanno

Sugaresmi tarihe göre bir "anarşist" tir; Meiji 43 (1910) yılın­

da meydana gelen "Büyük ihanet Olayı"nın (Daigyakıı /i­

ken)" sanığı olarak tutuklanan 42 Jdşi içindeki tek kadındır,

ve idam .edilen 12 kişi arasında yer alır." Resmi kayıtlan oku­

maya devam edelim: do~um yeri Osaka'dır. Babası iflas et-

. miştir, annesini ise küçük yaşlarda yitirmiştir. İlkokuldan

sonra eğitimini sürdür(e)memiştir. 20 yaşında evlenerek

Tokyo'ya ta~ınmış, ancak anlaşam;:ıdığı kocasını terk ederek

1902'de Osakzı'ya geri dönmüştür. Yazar Udagawa ' nın tavsi­

yesi üzerine Osnkn Clıoıılıoıı'da (Osnkn Sn/ınir Ga::.ı:tı:si) çalışma-

___ _ _ t -~

~--

7:r-- ·-·- ---

"'"""" _,.....&, i /

----'~8o-.-kült~r-ve -ile-tişimfc::ulture & communication

ya başlamıştır. Kanno, resmi tarihe göre Udagawa'nın metre­

si olmakla suçlanır. Resmi tarihteKanno özetle böyle yazılır.

Bundan sonra Kanno'nun anlahsını okumaya, Japonya'da

kadın hareketleri tarih i üzerinde araştırmalarda bulunan Si­

evers ve Fujieda 'ya dayanarak devam edeceğim.

Kanno'nun ilk kısa romanı Zckkou (Kırılma) 1903 yılında

yayınlanır. Aralık 1903'de Kanno, Hristiyanlık temelli Japon

Kadınları Reform Derneğinin Osaka bürosunun arşiv so­

rumluluğuna seçilir. Meiji döneminde kadın haklannın .elde

edilmesi amacı ile Hristiyaıı ve Sosyalist kadıniann eylemde

işbirliği politikalannın bir sonucu olarak, Kanno da sosyalist

liderlerle fikir alış-verişine başlar. Bir toplanhda tanıştığı

sosyalist lider Sakai'nin tavsiyesi üzerine 1906 yılında Waka­

yama eyaletinin Tanabe şehrine taşınarak, Muro11 Slıiııpoıt

(Kıısaba Haberleri) adlı sosyalist ve savaş karşıtı gazetede ça­

lışmaya başlar. Yaşamında önemli bir rol oynayacak sosya-

----------------list düşünür-Kansan.Arahat

a,_(l8.BZ.:191! .1) fl~bu gazetede ça­

lışırken tanışır. Kanno yine bu gazetede çalışırken edindiği

deneyimlerin etkisi ile köklü toplumsal değişikliklerin ger­

çekleşmesi için Japon Kadınları Reform Derneğinin siyasal

yaptırım g.ücunün yetersiz -olduğunu farkeder. Kanno, ancak

köklü toplumsal değişikliklerin farklılık doğurabileceğine

inanır. Aralık 1905'de Mııroıt Slıiııpoıt 'da yayınlanan NFııjiıı to

Dokııslıa" ("Knduı ve Okuma") başlıklı yazısında kadınlara sü­

·rekli okumanın gerekl iliğini anlatır. Okumayan kadın ların

"evcilleştirilmiş eşler" olarak erkeklerin köleJeleri haline dö­

nüştürülmesinin tehlikelerine dikkat çeker (Sievers,

1983:147-148). Gazetedeki görevi biten Kanno, Mayıs 1906'da

önce Kyoto'ya, ardından Arahata ile birlikte Tokyo'ya taşı­

nır. Kanno Mailıiclıi Dempoıı adlı gazetede çalışmaya başlar.

1908 yılına gelindiğinde Kanno'nun hastalığı (tüberküloz)

ilerlemiştir ve Arahata ile olan ilişkisinde de bazı sorunlar

ortaya çıkmaya başlamıştır. Aynı yıl, bir grup sosyalistin

"Anarşizm" "Anarko-Komünizm" sloganlan atarak Tokyo

sokaklarında gösteri yapmalarını, "Polis Güvenlik Düzenle­

meleri" ne aykırı bulan hükümetin, gösteriye katılanları tu-

""-.

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • B

tuklaması ile sonuçlanan ve Japon tarihinde "Kırmızı Bayrak

Olayı" (Aka Hata ]iken) (22 Haziran 1908) olarak geçen olaya

kanşmaktan dolayı tutuklanır. Olaydan sonra serbest bıra­

kıldıysa da, gazetedeki işini kaybeder. Kırmızı Bayrak Ola­

yı'ndan sonra Meiji hükümeti sosy'l.list hareketi çökertmek

amaayla, lider kadrosunu tutuklamaya başlar. Arahata da

tutuklananlar arasında yer alır ve" Anarşizm" yazılı bayrak

taşımaktan dolayı 1,5 yıl Hapis cezasına çarptınlır. Hüküme-

tin muhalif söylemleri böylesine sert bir şekilde bastırması,

Kanno'yu daha radikal bir tavır almaya yöneltir:

Kırmızı Bayrak Olayı ile hapise tıkıldıktan sonra (radi­

kal fikirlere ilgim arttı) ... eylem büyük bir olay olma­

makla birlikte, sosyalistlere çok agır cezalar verildi ... Bu

deneyimler ile kızgınlığım arttı, böyle bir hükümete kar­

şı sıradan yöntemlerle başarılı olunamayacağını nihayet

farkettim."

13 Büyük lnan•t oı.tyı (1910)

durUl~ıwıda K~o·nun

iti,..flannd.n ~kı.r~rı ~·

(1983: ı60).

Kanno 1908 ile 19b9 arasıru sessiz geçirir. 1909 yılında anarşist sosyalist liderlerden Shuusui Koutoku'nun yeni kur-

d uğu "K-~mü~istl~r De;;e~ ';iıd~ (Heinıin-s""lı-ca )' s-e""k-re--:t_e_r -o'la-r-cak;--------------

çalışmaya başlar. Koutoku ile birlikte Kırmızı Bayrak Ola-

yından sonra çökertilen sos,ralist örgütlenmeyi canlandırma-

yı amaç ·edinir.-T-oplumsal--ça-rpı-k-hk-lann--nor-mal-yollar-dan --------------------­

çözülemeyecegine inanan Koutoku ve Kanno birlikte yaşa-

maya başlar. Çifti n hem sevgili hem de fikirdaş olarak birlik-

teliklerine en fazla tepki sosyalist çevrelerden gelir. Kanno,

Arahata'ya ihanet etmekle suçlarurken, hem kişisel hem de

ideolojik olarak sosya.list çevrelerden dışlanırlar. Kanno, Ko-

utoku ile birlikte ilk sayısı 25 Mayıs 1909'da yayınlanan Jiyuıı

5/ıisou 'yu (Özgiir Düşünce) hazırlamaya başlar. Meiji hükü-

meti derginin ikinci sayısının basın yasalannı çiğnediğini

öne sürerek, hem dağıtılmasını engeller, hem de dergi yi ağır

bir para cezası ödemeye mahkum eder. Resmi tarihe göre,

bir grup anarşistin İmparator Meiji'ye suikast planına destek

veren Kanno ve diger suikast planlayıaları, Koutoku da da-

hil, Büyük ihanet Olayı'nın failieri olarak 1910 yılında tutuk-

larurlar. Kamuya kapalı yapılan duruşmalarda eylemciler

ölüm cezası istemi ile yargılanmışlardır. Duruşmalar sırasın-

82 • kültür VI! ileti~imfculture & communicati~~- _ _

d;:ı Knnno, toplumun s ı radan reformlarla deği~emcyeceğine

inandığını ve bu nedenle "herşeyin temsilcisi olan" İmpara­

tor'a yönelik şiddet eylemi tasarladığını kabul eder (Sievers,

1983: 161 ). Otuz yaşındaki Kanno 25 Ocak 1911'de idam edi­

lir.

ı

i J.

ı ! i

1 !

1

1

r-\ .~ ... ;

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • 83

ve siyasal taleplerle kamusal alana eylemci kimliğiyle çık­

mış, kendi adına konu:;muştur. Meiji Dönemi kadın harekd­

leri içerisinde Kanno Suga'nın tarihi bir istisna değildir. An­

cak, Kanno Suga dahil, Japon kadınlarının erkek egemen

ideolojiye karşı verdikleri mücadeleni~ tarihi, tıpkı diğer

Fujieda'ya göre Kanno'nun yaşamı, edebi kişiliği, eylem Doğu'lu )<adınların tarihleri gibi, ötekinin/Doğu'nun/kadı-

kadını olarak faaliyetleri resmi kayıtlarda çarpıtılmış, sadece nın_sömürgeleştirilmesine ko~ut olarak, onlura içkin üretilen

cinsel kimliği ile ilişkili olarak kamusal alanda yer alırken, sabıt tasavvurların içerisinde silinmiştir. Kanno Suga 'nın ta-

tarihi de~ersizlcştirilmiştir (1995: 330-331). Kanno'nun tarihi rihini okumil' edimi, Japon kadınma içkin taha~yüllerimizi

yapah aktör yeri ne erkekegemen tarihin nesnesi olarak ku- aralam<ıya çağınrken, "Japon kad ını gerçeği nE>dir?" sorusu-

rulmasını sağlayan bilgi/ iktidar ilişkisinin, Japon kadınma nun bir yana bırakılıp, "Japon kadın gı·rçekleri olanca farklı

içkin tasavvurun serbestleştirilmesi projesi içinde yaşamsal ii;:11e duruşları ile nelerdir?" tartışmasına ve bir "sınır peda-

bir önem taşıdığını düşünüyor~m. Çünkü resmi tarih Kan- gojisi"nin (border pedngogy) geliştirilmesine katkıda bulunu-

no'nun konuşma hakkını elinden aldığı gibi, aynı anda "m;:ı- yor. Giroux'nun tanımı ile, "sınır pedagojisi," kamusal yaşa-

nipulc edilen," "cinsel arzu ve şchvetin:nesnesi" ve "erotik" mın kalitesini geliştirmek için verilen .ortak mücadelenin bir

Japon kadını tasavvurunu pekiştirir. K;:ınno'nun resmi tarih parçası olan farklılık kavra1ınına duyarlı bir demokratik ka-

-------------ıa-r.aJı.ı:ıdan ... ~azılmasına Arahatanı.n....kendi_üzy..<tŞJI!TLP__}'kü- - ~u- fels~f~~i_ı:ı~n -~~..!:~rrıasir:!_a _Qz~n__gö_s_t__erınek demekti_r. Bu

sünde Kaımo hakkında yazdıklarının yön verdiği söylenebi- yeni pedagoji ötekiler için/ adına konuşma yerine birlikte

!ir. Ara hata, Kaıı5o11 jide11 (Kmıso11 'mm Yaşam Öykiisii) adını konuşmanın dilini üretir (Giroux, 1992:28). Bu çalışmada "sı-

verdiği özyaş;:ım öyküsünü ilk olarak 1947'de yayınl;:ımıştır. ntr pedagojisi" kavramına, Jap~ın kadınma içkin tasavvurla-

-------___ - __ -__ - _-_ ----=u_u_i.,...)z..::y:....a_ş_a.:.m---::ö-y""k-::ü-s'::-ü-. e-r--;-k-eğin kadın . kimliği'""iıi tanınıbma!Kfı---- -nmızı ~'sümürgeleştirmedcn serbcstlcştirme" çabasında yol

darının en somut örneklerinden birisidir. Arahata'nın kurgu- güsterici bir strateji olduğu için başvurulmuştur. Dirlik'in

su ile Knnno nldatan, ihanet eden, baştan çıkarıcı, hafif bir deyimi ile, Giroux'nun bu kavramı, postınodern/postkolon-

yosma olarnk çizilir. İdeolojik olanı'k yetersizdir, hatta basit- ya! "farklılık politikasının" bir türevi olmakla birlikte, Ku-

tir; kısacası sosyalist hareket için bir utanç kaynağıdır (Fuji- zey-Güney, global-yerel, biz-onlar, kendi-öteki tartışmasın-

eda, 1995: 330-331). Arahata daha ileri giderek, Kanno'nun daki açmaziara bir çözüm getirme gizilgücüne sahiptir. Çün-

sosyalistliğini çocukluğunda uğradığı tecavüzle ilintilendi- kü sınır pedagojisi sadece duruş farklılığının olumlanması

rerek açıklamaya çalışır. Kanno'nun tarihi yapıcılığını değer- ile yetinmeyerek, "totalleştirici olmayan politikalar" için yol

sizleştiren Arahata'nın Japonya'da sosyalist hareketin geliş- gösterir, "farklı laştırılmış toplulukların ve iktidar formları-

mesinde önemli rÔI oynamış liderlerden birisi olduğu ise ge- nın kısmi, özel içeriklerini," "daha geniş teorik ve ilişkili an-

ne! kabul görür. Arahata'nın bir erkek olarak tarihi yazm;:ısı, !atılan ihmal etınemeye" ve "yerel ve globali kucaklamaya"

Kanno'yu damgalayışı, sorgulanmadan resmi tarih yazıcıları çalışır (Dir! ik, 1996: 41). Kendi-öteki sınınru aralamak için bir

tarafından da izlenir. "sınır pedagojisine" başvurmadığımız sürece, Doğulu kadı­

Bu yazıda K;:ınno Suga'nın kişisel tarihi örneğinde oku­

duğum/ yazdığım Japon kadını, Meiji Döneminde toplumsal

nın tarihine etnosentrik ve fallologosentrik karşılaştırma(la r)

penceresinden bakmaya devam edeceğiz. Ancak, Mutman'ın

ısrarla vurguladığı gibi ötekinin tarihi bize verili olduğu için,

84 · kültür ve lletişim(culture & communication

~­/\~}

Doğu'nun, özellikle de Doğulu kadının tarihini okumak ol­

dukça sorunlu bir iş. Mutman'ın deyimi ile:

... "Doğu" her zaman için Batı'dan başka bir şeyle, Ba­

tı'nın basitçe sahip olduğu düşünülen şeylerle kıyasla­

narak Batı'nın "Öteki"si haline gelir. Batı ile Doğu ara­

sındaki ayırım Doğu'nun işaretlenişi, damgalanışıdır.

Ory<ıntalizmin dışına çıkarak, Doğulu toplumların kav­

ramsallaştırılmalarını tersine çevirmeyi, tarihlerini, üre­

tim biçimlerini, politik yapılarını yeniden yazmayı de­

nediğimizde, muazzam güçlüklerle karşılaşmamızın ne­

deni budur. Çünkü bize tarihsel olarak verili olan, zaten

"hegemonize" edilmiş bir farktır. Bir çok durumda, ya­

zılmaya çalışılan Doğunun tarihi değil, Batının tarihinin

bir tersi, ya da onun Doğu'daki suretidir ... Batı kendi ta­

rihini, zamanını ve kısaca kendini, Doğu ile arasındaki

farka dayanarak, yani Doğu'yu tarihten, sivil toplum­

dan, kentsel yapılardan, bireysellikten vb. yoksun diye

damgalayarak kurmuştur. (1996: 44)

___ J:!er_t~E~b ()ku~ası bir anla111~a okunanın tarihini yeni­

den yazmak, yani kurmak demektir. Bu hedenle tarih okuma -­

ve yazma işleminde, kendi-öteki ilişkisini toplumsal ve siya­

sal gerçeklerin içindeki "devinimsel duruşları" ile ele alma-

---------- - - --- ya özen gösterilmelidir.

Sınır Geçme veya Tasavvurları

Sömürgeleştirmeden Serbestleştirme

Bu çalışmada, Meiji Dönemi Japon kadın hareketi tarihi

Kanno Suga örneğinde okundu ve Oryantalist söylem tara­

fından Japon kadınma içkin tasavvurların üretilmesi işlemi,

bu işlem içerisinde neyin evrensel olarak tanımlandığı Ye ne­

yin evrenselden saptığı irdelenmeye çalışıldı. En başa döne­

cek olursak, akademideki koridor muhabbetlerinde japon

kadını ile ilgili bir sorun olduğunu görüyoruz:

... Japonya 'da kadın denince ... Japon toplumunun ben­

de bir imajı var ... imaja göre aklıma bir şeyler geliyor ...

bir kere Japon toplumundaki geleneklerin çok ünemli

olduğunu düşünüyorum, kadın da o geleneklerin içeri­

sinde sanki geleneksel konumunu koruyor, yani mo-

.,..., { ·~ ............... _,

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • 85

dern bir görünümü olsa bile aslında özde yine.gelenek­

sel yapıdaki kaciın aklıma geliyor ...

... Uapon) kadın hareketi ... sanki bana yani ... di~er ...

Batı Avrupa'ya göre çok geri bir çok geride kalmışlar fi­

lan gibi geliyor ...

... japonya'da kadın hareketleri ... Çok fazla bilgim yok

all)a ... çok iddialı bir hareket olduğunu zannetmiyo-

rum ... 1

... Japon kadını dediğiniz zaman, benim aklıma ilk gelen

geislıalar oluyor. Sanki o geleneksel yapısinı daha yırt­

mamış bir kabuk içerisinde. Bu bağlamda da e~er Japon­

ya'da bir kadın hareketi var ise, sanki bu geyşalığa kar­

şı bir hareket olacak imiş gibi düşünüyorum. Ama Ja­

ponya'da bir kadın hareketi var mı yok mu onu da bil­

miyorum."

Tahayyül ediş biçimimize göre, japon kadınının sorunu,

Batı'yı merkezleyen her !firlü gelişmişlik tanımından, evren­

sel olandan farklı olmasında yatar. "Evrensel" olarak işaret-

- - --- --lenen-yer-de-ise-Bat-ı-mer-kez~e-ni.r-:.-------------

Baştan beri tartışmaya çalışbğım sorunun adını koymak

gerekirse, sorun, evrensel öznenin merkezlenmesi bunalımı \

-~-.ıs-lında-;-Evrensel-öznenin-süregelen-Ba-h-mer-k~.zli-tanımlan_- ----

masına yönelik eleştiriler kimlik parçalanmalannı teşvik et­

mekle sonuçlanırken, özünde sadece (ötekinden) farklılığı

vurgulayan kimlik politikalan birbiri ardına ortaya çıkıyor;

yeni gelenekçi hareketler, dinsel ve etnik kimlik hareketleri

gibi. Ancak, yine de tüm bu parçalanmalarda merkezierne

mantığının üstesinden gelinmiyor, sınırlar geçilmiyor. Ta­

savvurları sömürgeleştirmeden serbesleştirmek, ötekine iç-

kin tasavvurlar kendi bilindni yarattığı için öyle kolayca ger­

çekleşecek bir şey de değil üstelik. Tasavvurun sömürgeşti­

rilmeden serbestleştirilmesi, gü ya varolan, ötekileştirme ön-

cesi saf mirasın ortaya çıkanlmas ı veya ötekinin tarihsel sü­

rekliliğinin onarılması, bu anlamda "doğru" yu söylemek an­

lamına da gelmiyor. Tasavvuru sömürgeştirmeden serbest­

leştirmek, yeni bir bilincin tasarımı demektir.Nederveen ve

14 Bu cümle~. 1ti~~ obrol

tanık oldugum "koridor muhab~ı~rindt'n • ., bOr

grup akademisye~ ı.oruı..n

·Japon ko dmı denince ili;

akıınoz& ~n im<]t nedir ı­

ve •ıaponya'da kadın

Nıreketlen ~ninc~ ik

okJ.nızo 90~ im<]t nedir ı·

sorul•rN Yf'rilt'f1

yonıii.Jrdon ~rlt'nmiııir.

.. ,4?''>

r.) 86 • kültür ve ileti~im/CLJitur~ & communication

Parekh'e.göre, tasavvuru sömürgeştirmeden serbcstleşti rmc,

iki yönlü bir iş l em: hem sömürgecileri hem de sömürgeleşti­

rilm i şleri /ötekileri kapsayan bir süreç (1995: 3). Batı-merkez­

li tasavvu rların sömürgeşt i rmeden serbestleştiril mesi salt

tersyüz etme işlemi üzerine tenıellenirse, bu uygulamahı r ilc

kendi -öteki sın ı rı aşılam<ız; imge, i.inyargı, i.itekileştirıne, or­

yantalizm gibi Batının "bakışının" yanlışlığının vurgulan­

masından öteye gidi lemez; ötekini n kendi doğrularının en

doğru olduğu söylemi pekiştirilir ve sonuçta, öteki kendine

dönüşü rken, değerler sadece tersine çevrilmiş olur.

Türkiye'de de tasavvuru sömürgel~ştirmeden serbest­

l eştirme oldukça dar anl;ımd;ı, "kül türel politika" k;ıps;ımın­

d;ı ele alınmakta, ya "uygarlaş(tır)ma misyonu"nun destek­

lenmesi ya da sömürgeleş(tiri l)me öncesi varolan sözde geç­

mişe ait geleneklerin yeniden tasadanması ola rak düşiini.il­

mekte, böylece kolonyal söylem ve pratikle yüzleşme/he­

saplaşma ertelenmektedir. Un utulan" ... temsili bir h~kümet

tarafından yönetilen, paylaşıl;ın hayali y;ı da üretilmiş bir

topluluğa duyulan inanca temelli ulus-devlet miti ve mission

civilisalrice miti"nin sömürgel eş(tiril )me sürecinin "evrensel"

------------ü-rünü-o1dtığudıır\Miyoshi;-1~96:-iı·z}:-Bstelik; -ulus..:devlet

kimliği toplumsal cinsiyet, etniklik ve bölge bazında iç sö­

mürgeleştirme işlemidir. Ulus-devletin modem olma ısrarı

ötekinin varlığını gerekli kılar. Batı dışındaki ulus-devletle­

rin kimliklerini kurma süreci, Bab'nın "Batılı-olmayana" iliş­

kin tasavvurlannın bizzat Batılı-olmayanlar tarafından dola­

şıma soku lması ile sonuçlanmış ve Batılı-olmayanların kend i

aralarındaki il işkilere dahi taşınmıştır. Ömegin, Afrika ve si­

yahlara ilişkin Batı önyargıları Japonya ve diğer Asya ülke­

lerinde yaygınd ı r. Japonların Türklere ilişkintasavvurlarıda

benzeri bir işlemin sonucu oluşur. Türk(iye) egzotikleştirilen

geçmişi ve parçalı kimlikleri ile Japonya'nın en Batısındaki

Doğu(lu }'dur. Doğulu, kimliğinin parçalanmışlığı, Batılı bir

kimlik inşa etmenin ya da edernemenin getirdiği sancısı ile

Japonya için ötekidir.

Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • s·

Tasavvuru söınürgeleştirmeden serbestleştirme nasıl bir

duruş olmalıdır? Tasavvuru sömürgeleştirmeden serbestleş­

tirme, ötekine ilişkin tasavvurların doğruluğuna ya da yan­

l ı şlığına bakmaksızın, ,bu tasavvurları toplumsal ilişkilerin

ve gerçeklerin kurucuları olarak "olma" biçimleri ile tartış­

m;ıy_ı gerekli kılan bir tavırdır. Böylece kendi-öteki, biz-on­

lar, normal-ımormal (vs.) arasındaki sınırı oluşturan işaretler

ve damgalayıcılar olarak l.ısavvurların işleyişlerine müdaha­

le edilebilir; tasavvur scrbestleştirilebilir." Tasavvurun ser­

bestleştirilmesi kendi-öteki arasındaki sınır aralıkları ve sınır

kesişmeleri nde var olan söylem pratiklerine duyarlı olmakla

gerçekleşir. Ötekine ilişkin tasavvurlarımız burada öne sür­

düğüm gibi (yeni) sömürgeleştirme işleminin ürünleridir.

XXI. yüzyıla bakarken (yeni) sömürgeleştirmenin yeni işle­

yiş biçimleri ile gittikçe egemen hale geldiğini görüyoruz.

Gündelik yaşantımızı~ içine nüfuz etmiş olan iç sömürgeleş­

tirme i~lemiyle, Kemalist aydının ötekisi, laik k;ıdının öteki-

-si,-Türk-1in-ötck1si-kuruluyor, -biz-onlar karşıtlığı, varolan

kimlik aralıklarını yutup, eziyor. Ötekine ilişkin tasavvur,

ötekine sabitlenmiş bir farklılık kılıfı biçiyor ve bu tahayyül

edilen farklılıktan farklı ofma durumları ise ihmal edilebilir­

ler kapsamında tutuluyor. Türkiye'de sınır çatiaklanna du­

yarlı yeni bir bilinç politikasına her zamankinden daha çok

ihtiyaç duyuluyor. Sınır geçme, biz-onlar arasındaki çeşitli

ve çoguı biçimlerin / kimliklerin farklılık üstü/ötesi bir bakış

ile farkına varılması demektir. Bu "farkına varma" sınırın

öte yanındakilerin, görünmeyen ve ihmal edilenlerin, kendi

yaşamlarını "bizim" tahayyüllerimizden f;ırklı gerçekleştir­

ıneyi yeğlediklcrinin kabul edilmesini ve öteki ile iletişime

girilmesi demektir.

ıs

Her nt kadar Nedtrv~n w Parrkh s.QmCugele)tiımtde• se-rbf'stle')tirme yerine postkokmyalıım kavramınA

vvrgu yapop po•tkolonyat ı.öyıem duyadılı(lonı

dU~ünUm~llik (r~fl~•;vrry)

vt oyurı özi!'IJıkJeri ile açıkıryorl.ırı.a da. burada bu ı.öylem d<ryarlıh9ını

po,ıkolonyaı duyarlılok

ytrine, la\avvurun

se~stlf'~tıril""!'!.i duyarlılı~ı

olar •k adi.Jndırmayı y~ııyo· yazarlar.n po\tkolonyal soy~m duyarlıltQın.a

atfeıttıkle-rı du)ÜnUm~llık vı

oyun özrollıkleunden

ta\avvurun

serbesl~lirilmninde yoJ göst~ici olacak.ları K;in "'ta~vvuru

sömUrge-lt)tırmeden

s~rbntlt-~tırme'" baQiamıncf

yararlanmak istiyorum. Çünkü dU~Unüms.eıllik öznenin kendi kimltgini

sor9uı..ma"n.ı ; oyun is<. sınırlar aras,ındaki ba~hıın

üzerinden tersine ç~rme ~rtnt "'•ralılclann"" k~fi

manhQı ile ge-lınmnlne

olanak tarur. (NO'dt'I'Veen v<

P~rrkh. ı995:5-6).

" F'\

'-("''.; .c:._'

88 • kültür ve iletişimfculture & communication Binark • Oryantalist Söylem ve Japonya • E

--- ---- - -- -----

Kaynakça

Brün, Lydia (1997). Japon Felselesi.lsUnbul: Kabakı.

Dirli~. Arif (1996). "The Global in the local." Glob.ılfl,cx:ai: Culıural Producıion ~nd !he Transnaıionallmaginary. Rob W~!oOn ve Wımal Dis .. n.ıya~e (w.) içinde Duıham: Dul: e Univ<!~ity Prm. 21-45.

Erdogan, Nerih (1995) . "Uiu>al Kimli~. Kolonyal Söylem, ve YP)ilçAm M~romı." Toplum ~ 6ilim (67): 178-198.

Encyclopedia ol )apan (tarihsiz). Tokyo: ı:odansha.

Fuji~a. Mie~o (1995). • Japan's Fi~t Ph.>\e of Feminism." Japanest Women: N~ Femirıisı Perspectives on the Pası. Pr""'nr, and FuturP. Kumi~o Fujimur;,.Fanselow ve Atsu~o Kameda (der.) içinde. New Yoriı:: The Feminist Preıs. 323-342.

Giroux. Henry (1992). Border Crossings: Cv/tura/ Worl:ers and the Politio of Edıxation. london: Routledge.

........

("Toplumsal Cinsiyet ve Oryantalizm: Batı'nın Bak~ı. Oryantalizmin Halkı." ) Cendaa Kara Sekai o Yomu. (Top/um~/ Cinsiyet Bakı; Açısından Dıiny•Y, Dl<vm4k) K. Seki ve K. Mokumo1o (der) i~inde. Tol:yo: Meisekisho. 41-65

Nakamura. Mitsuc (19&4). "The lntelie<:tual Class." Journal of Social and Poliıical kieas in Jaf»n 2(1 ): 17·20.

Nede,....,,.P..,terse, Jan ve Blıikhu Parekh (1995). "Shifting lmaginaries: Deı:olonization, lnte<naf ~oloniration, Post<oloniality. • The D«olonizaıion of lmaginaıoon: Culrure, K~dge and Power. Jan N~e~Pieterse ve Bhikhu Parekh (der.) içinde. london: Zed. 1·19.

Ohashi, Yoichi ( t996). "Fuhenseidemonaku, Saidemonaku: Saido 'Orientarizumu' Saikou." ("Ne.~enseHik ne dt Far~lılık : Said"uı 'Oryant.>lizm'uıi yeniden Duıünmek.") Taikoulc.>i (1 1): 30-35.

Ok.lda, Yuzuru (19&4). "lntroducıion." Journal of Socialand Pot.ıicalldeas in Japan 2(1): 1·10.

Grossberg, lawrence (1996). "ldentity and Culıural St.':!~ie~ls That All There ls?" Said, Edward (1979). Orientafism. New Yari:: Random Houst'-Vin1.>9e. OueStions ol Culıural ldenriry. Stuart Hall ve Paul du Gay (der.) içinde. london: Soeve~. Sharon l. (1983). Flowe~ in Salt: The BN]innings ol Feminist ConscioUSMss in Sage. 8 7-107. Modern Japan. St.>nford: Sıanford University Pross.

Kajima. Shigeru (1996). "Fuıatsuno Orienıarizumu: Manhakvni Miru Fransu to lgirisu." ("Iki Spivak, Gayatri Cha~rawrty (1988). ·can the Subaltımı Speak?" Mar~ism and the Tür Oryantalizm: Dünya Sergierinde Fransa ve Ingiltere") Taikovlc.>i ( 11 t. 20-29 · lnıerpreıation of Culıure. Ç-ary Nelwn ve Lawrence Grossberg (der.) içinde. Kaneko, Sachiko (1995) "The Struggie lar L.egal Righu and Reforms: A Histarical View." Chicago: University of lllin<fı.is.. 27 1-3 13.

Japane>e Women: New Feminist Perspec6ves on rhe Pası, Present, and Fıııvre. Spivak, Gayatri Chakravorty (1 990). "The Problem of CulturaiSelf-represent.>tion wi1h ------------------Kumiko Fujimur;,.Fanselow ve Atsuko Kameda (der.) içinde. New Yarlı:: The Walter Adam!oOn." Tht Pa.1J:;a!DcıiiJ~-.-5rrillf!gifi-arıd-BiıJiog~:-- -~in~t Pr~s. 3·_14. . - - -- -·----.. Sarah Harasym (der.) için~e. london: Routledge. S0-58. Kelsky, Karen (1996). "Fiirting with the Foreign: lnterracial Sex in Japan's ınıemationar Spivak, Gayatri Chakravorty (1 995). "Subaltern Tall::lntennew with the Editors." The Spivak Age." GlobaVLocai:Culrural ProdiJCtion and ıhe Transrıaıianallmaginary. Rob Reader: 5elecıtd Works ol Gayarri Chakrawny 5pivak. Donna landry ve Gerald Wilson ve Wirnal Dis.,.naya~e (der.) içinde. Ourham: Duke Unive~ity Pross. Ma<:lean (der.) içinde. New Yar\ Routledge. 287·308.

17~1~ .

~ _ ___ Ta<:Ai.-KaO<u-{-l-99&)-'eosei"T''I"SanS6k€iltOCiiiC!Oa:\"ı:<ldının Siyasal Katılım Hakkı ve Kojima, Setsu~o ve Joan Grein (der.) (1993). WaEi Nihon 5hou kii iiten. (Jaiıöii-i:ulıur Toplumsol Cin~t.") Rail>urari Savkan 5hakai Kagakv: Cendaa (2): 122·140. Sôılıigv') Tokyo: Japan Times. Tho~ten-Morimoto, Marie (1 994). "The 'Peace DNindeö in Japanese Cinema:Metapho<s of Marcus. George E. ve Michael Fisher (1986}. "'Preface.'"' AntfıropoJogy asa Culturdl a Oemaiıarized Natiorı . "' Colonialism and Natiorwlism in Asian CiMmd. Wimal Critiqve: An Experimental M~nc in HvrnJn Sciences tçinde. Chicago: The 01swnayake (der.) tc;inde. Bloomington: Indiana Un~nity PTe5s. t 1·29. University of Chicago Press. Ukai, Satoshi, vd. (1996). "Po.uto Koroniaruno Shisouıowa Nanika: Kyoudoutougi"

Matsu~.Michi~o (19&4). "lntellectuals of the M.,;ji Period." Journal af Sodatand PoliıK;al . _. rPostlolonyalist Fikir Nedir? Birtikte . Dü~ünme.") Hihan Kuukan (2): 6-36. ldeas in Japan

2(1

):11

'16

· Yoshiol:a. Hiroshı (19g5). "Samurai and Self-colonization in Japan." The Decolonizaıion of Miyake, Yoshiko (1996). "Rekishi no Naka no Cendaa: Meijishakaishugisha no Gensets ni lmaginarion.(ulrure. Knowltdge and Power. Jan Nederveer>-Pıe t erse ve Bhikhu Arawareta Josei, Joseir~dousha." ("Tarihin Içindeki Toplumsal Cinsiyet: Meiji Paıekh (der.) içinde. london: Zed. 99-1t2. Sosyalizmde Kadın ve Kadın lıçier) Raiburari Soukan 5hakai Kagaku: Cendaa (2): 141-165.

Miyoshi, Masao (1996). •A Borderloss Worid: From Colonialism ıo Transnatiooalsm and the Oteline of the Nation-State." Globalfl,cx:ai:Culıural Producrion and the

. Transnationallmaginary. Rob W~!oOn ve Wirnal Dis~nayake (der.) içinde. Durham: Duke University Press. 7&-1 06.

Morley, David ve Kevir. Robins (1997). Kimlik Mekan/an: Kuresel Medya, Elektronik Ortamlar vt" Kültürel Smırldr. Istanbul: Aynnb.

Mutman, Mutman ( 1996). ·oryanıalizmin Gölgesi Altında:Baıı'ya Karıı Islam." Oryanıaliım, Hegemonya ve Kıiltıirel Fark. F.Keyman, M. Mutman ve M. Y~enoglu (der.) içinde. Istanbul: lietiıim . 2S-70.

Naitou, Masaneri (1996). "'Cendaa to Or~tarizumu: Seiou no Gan. Orientarizvmu no M in. ·