Ögretmen Yeterlikleri Kapsamında Yapılan Arastırmaların Konu Amaç Yöntem ve Sonuçları...

18
.XUDP YH 8\JXODPDGD (÷LWLP %LOLPOHUL p (GXFDWLRQDO 6FLHQFHV 7KHRU\ 3UDFWLFH p %DKDU6SULQJ p © (÷LWLP 'DQÊõPDQOÊ÷Ê YH $UDõWÊUPDODUÊ øOHWLõLP +L]PHWOHUL 7LF /WG ôWL ZZZHGDPFRPWUNX\HE Öz %X ²DOÊõPDQÊQ DPDFÊ ÆONHPL]GH \DSÊODQ À÷UHWPHQ \HWHUOLNOHUL NRQXOX DUDõWÊUPDODUÊ NRQX DPD² \ÀQWHP YH VR QX²ODUÊ Æ]HULQGHQ GH÷HUOHQGLUHUHN À÷UHWPHQ \HWHUOLNOHULQH LOLõNLQ \ÆUÆWÆOHFHN ²DOÊõPDODUGD \ÀQWHP VH²LPLQGH GLNNDW HGLOPHVL JHUHNHQ QRNWDODUÊ LIDGH HWPHNWLU %X DPD²OD À÷UHWPHQ \HWHUOLNOHUL NDSVDPÊQGD \DSÊOPÊõ RODQ DUDõWÊUPD LQFHOHQPLõWLU $UDõWÊUPDGD YHULOHU QLWHO \ÀQWHPOHUOH WRSODQPÊõ YHUL DQDOL]L \ÀQWHPOHULQGHQ L²HULN DQDOL]L \ÀQWHPL EHQLPVHQPLõWLU $UDõWÊUPDGDQ HOGH HGLOHQ EXOJXODU ÊõÊ÷ÊQGD ²DOÊõPDODUÊQ JHQHOOLNOH À÷UHWPHQ DGD\ODUÊ Æ]HULQGH JHU²HNOHõWLULOGL÷L QLFHO DUDõWÊUPD \ÀQWHPOHULQLQ NXOODQÊOGÊ÷Ê YH YHULOHULQ DQNHWOHUOH WRSODQGÊ÷Ê WHVSLW HGLOPLõWLU $UDõWÊUPDODU JHQHOOLNOH NDWÊOÊPFÊODUÊQ PHVOHNL \HWHUOLN DOJÊODUÊQÊ EHOLUOHPH\H GÀQÆN JHU²HN OHõWLULOLUNHQ DUDõWÊUPD VRQX²ODUÊQGD ²R÷XQOXNOD NDWÊOÊPFÊODUÊQ PHVOHNL \HWHUOLNOHUH VDKLSOLN GÆ]H\OHUL LOH LOJLOL LIDGHOHU \HU DOPÊõWÊU %X GXUXP ²DOÊõPDODUÊQ ELU²R÷XQGD EHQLPVHQHQ \ÀQWHPLQ ²DOÊõPDQÊQ DPD²ODUÊ\OD X\XPOX ROPDGÊ÷ÊQÊ DPD² YH VRQX²ODU D²ÊVÊQGDQ GD WXWDUVÊ]OÊ÷ÊQ YDUOÊ÷ÊQÊ JÀVWHUPHNWHGLU Anahtar Kelimeler ¤÷UHWPHQ <HWLõWLUPH ¤÷UHWPHQ <HWHUOLNOHUL 1LWHO $UDõWÊUPD 1LFHO $UDõWÊUPD Alper KAŞKAYA a Öğretmen Yeterlikleri Kapsamında Yapılan Araştırmaların Konu Amaç Yöntem ve Sonuçları Açısından Değerlendirilmesi Öğretmenlk mesleğ, toplumu etkleyen öneml unsurlardan brdr. Eğtm ve öğretm aracılığıy- la toplumsal değşm yönlendrmes öğretmenlk mesleğne bambaşka br vzyon yüklemektedr. Bununla brlkte breylern toplum yaşamına hazır- lanması ve yaşanılan çağa uyum sağlayablmes açı- sından öğretmenlere sorumluluklar düşmektedr. Öğretmenler hem gerçekleştrlen eğtm program- ları yoluyla hem de tavır ve davranışlarıyla öğren- clerne ve topluma model olmakta ve farklılıklar meydana getrmektedr. Öğrenclern lg ve ht- yaçlarını toplumsal beklentler ve stendk davra- şlar kazandırma yönünde karşılayan öğretmenler y” olarak adlandırılablrken bu noktada yetersz olan öğretmenler “kötü” olarak sınıandırılablr. Ancak öğretmenler bu bağlamda değerlendrmek sağlıklı olmayacaktır. Çünkü değşen yaşam şartları breylern sahp olması gereken özellkler çeştlen- drdğ gb öğretmenlern sahp olmaları gereken özellklern de değşmesne neden olacaktır. Bu yüzden öğretmenlk mesleğ standartlarının belr- lenmes, üzernde cddyetle durulması gereken br konudur. Bugün brçok ülkede öğretmen yeterlk- ler ya da standartları başğı altında bazı krterler belrlenmş ve öğretmen yetştrmede bu krterlere uygun hareket edlmeye çalışılmaktadır. Bu noktada öncelkle öğretmenlk mesleğ kap- samında standart ve yeterlk kavramlarının sor- gulanması gerekmektedr. Öğretmen yeterlkler öğretmenlern sahp olması gereken tutum blg ve becerlern ayrıntılı olarak lstelendğ daha çok 1990’lardan öncek uygulamalarda kullanılan ve davranışçı anlayışa dayalı br kavramdır. Öğretmen standartları se daha çok 1990’lı yılların başlarından a Alper KAŞKAYA (÷LWLP 3URJUDPODUÊ YH ¤÷UHWLP DODQÊQGD \ÆNVHN OLVDQV H÷LWLPLQLQ ELWLUPLõ 6ÊQÊI ¤÷UHWPHQOL÷L DODQÊQGD GRNWRUD H÷LWLPLQH GHYDP HWPHNWHGLU øOHWLõLP PHG\D SRSÆOHU NÆOWÆU YH À÷UHWPHQ \HWLõWLUPH NRQXODUÊQGD ²DOÊõPDODU JHU²HNOHõWLUPHNWHGLU øOHWLõLP *D]L ©QLYHUVLWHVL *D]L (÷LWLP )DNÆOWHVL øONÀ÷UHWLP %ÀOÆPÆ 6ÊQÊI ¤÷UHWPHQOL÷L $QDELOLP 'DOÊ $QNDUD7ÆUNL\H (OHNWURQLN SRVWD DOSHUNDVND\D#JPDLOFRP

Transcript of Ögretmen Yeterlikleri Kapsamında Yapılan Arastırmaların Konu Amaç Yöntem ve Sonuçları...

.XUDP�YH�8\JXODPDGD�(÷LWLP�%LOLPOHUL��p��(GXFDWLRQDO�6FLHQFHV��7KHRU\��3UDFWLFH�����������p�%DKDU�6SULQJ�p�������� ©�����(÷LWLP�'DQÊõPDQOÊ÷Ê�YH�$UDõWÊUPDODUÊ�øOHWLõLP�+L]PHWOHUL�7LF��/WG��ôWL�

ZZZ�HGDP�FRP�WU�NX\HE

Öz�%X�²DOÊõPDQÊQ�DPDFÊ�ÆONHPL]GH�\DSÊODQ�À÷UHWPHQ�\HWHUOLNOHUL�NRQXOX�DUDõWÊUPDODUÊ�NRQX��DPD²��\ÀQWHP�YH�VR�QX²ODUÊ�Æ]HULQGHQ�GH÷HUOHQGLUHUHN��À÷UHWPHQ�\HWHUOLNOHULQH�LOLõNLQ�\ÆUÆWÆOHFHN�²DOÊõPDODUGD��\ÀQWHP�VH²LPLQGH�GLNNDW�HGLOPHVL�JHUHNHQ�QRNWDODUÊ� LIDGH�HWPHNWLU��%X�DPD²OD�À÷UHWPHQ�\HWHUOLNOHUL�NDSVDPÊQGD�\DSÊOPÊõ�RODQ����DUDõWÊUPD�LQFHOHQPLõWLU��$UDõWÊUPDGD�YHULOHU�QLWHO�\ÀQWHPOHUOH�WRSODQPÊõ�YHUL�DQDOL]L�\ÀQWHPOHULQGHQ�L²HULN�DQDOL]L�\ÀQWHPL�EHQLPVHQPLõWLU��$UDõWÊUPDGDQ�HOGH�HGLOHQ�EXOJXODU�ÊõÊ÷ÊQGD�²DOÊõPDODUÊQ�JHQHOOLNOH�À÷UHWPHQ�DGD\ODUÊ�Æ]HULQGH�JHU²HNOHõWLULOGL÷L��QLFHO�DUDõWÊUPD�\ÀQWHPOHULQLQ�NXOODQÊOGÊ÷Ê�YH�YHULOHULQ�DQNHWOHUOH�WRSODQGÊ÷Ê�WHVSLW� HGLOPLõWLU�� $UDõWÊUPDODU� JHQHOOLNOH� NDWÊOÊPFÊODUÊQ�PHVOHNL� \HWHUOLN� DOJÊODUÊQÊ� EHOLUOHPH\H� GÀQÆN� JHU²HN�OHõWLULOLUNHQ� DUDõWÊUPD� VRQX²ODUÊQGD� ²R÷XQOXNOD� NDWÊOÊPFÊODUÊQ�PHVOHNL� \HWHUOLNOHUH� VDKLSOLN� GÆ]H\OHUL� LOH� LOJLOL�LIDGHOHU�\HU�DOPÊõWÊU��%X�GXUXP�²DOÊõPDODUÊQ�ELU²R÷XQGD�EHQLPVHQHQ�\ÀQWHPLQ�²DOÊõPDQÊQ�DPD²ODUÊ\OD�X\XPOX�ROPDGÊ÷ÊQÊ��DPD²�YH�VRQX²ODU�D²ÊVÊQGDQ�GD�WXWDUVÊ]OÊ÷ÊQ�YDUOÊ÷ÊQÊ�JÀVWHUPHNWHGLU��

Anahtar Kelimeler ¤÷UHWPHQ�<HWLõWLUPH��¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL��1LWHO�$UDõWÊUPD��1LFHO�$UDõWÊUPD�

Alper KA!KAYAa

Ö"retmen Yeterlikleri Kapsamında Yapılan Ara!tırmaların Konu Amaç Yöntem ve Sonuçları

Açısından De"erlendirilmesi

Öğretmenlik mesleği, toplumu etkileyen önemli unsurlardan biridir. Eğitim ve öğretim aracılığıy-la toplumsal değişimi yönlendirmesi öğretmenlik mesleğine bambaşka bir vizyon yüklemektedir. Bununla birlikte bireylerin toplum yaşamına hazır-lanması ve yaşanılan çağa uyum sağlayabilmesi açı-sından öğretmenlere sorumluluklar düşmektedir. Öğretmenler hem gerçekleştirilen eğitim program-ları yoluyla hem de tavır ve davranışlarıyla öğren-cilerine ve topluma model olmakta ve farklılıklar meydana getirmektedir. Öğrencilerin ilgi ve ihti-yaçlarını toplumsal beklentiler ve istendik davra-nışlar kazandırma yönünde karşılayan öğretmenler

“iyi” olarak adlandırılabilirken bu noktada yetersiz olan öğretmenler “kötü” olarak sını$andırılabilir. Ancak öğretmenleri bu bağlamda değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. Çünkü değişen yaşam şartları bireylerin sahip olması gereken özellikleri çeşitlen-dirdiği gibi öğretmenlerin sahip olmaları gereken özelliklerin de değişmesine neden olacaktır. Bu yüzden öğretmenlik mesleği standartlarının belir-lenmesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. Bugün birçok ülkede öğretmen yeterlik-leri ya da standartları başlığı altında bazı kriterler belirlenmiş ve öğretmen yetiştirmede bu kriterlere uygun hareket edilmeye çalışılmaktadır.

Bu noktada öncelikle öğretmenlik mesleği kap-samında standart ve yeterlik kavramlarının sor-gulanması gerekmektedir. Öğretmen yeterlikleri öğretmenlerin sahip olması gereken tutum bilgi ve becerilerin ayrıntılı olarak listelendiği daha çok 1990’lardan önceki uygulamalarda kullanılan ve davranışçı anlayışa dayalı bir kavramdır. Öğretmen standartları ise daha çok 1990’lı yılların başlarından

a Alper KA!KAYA�(÷LWLP�3URJUDPODUÊ�YH�¤÷UHWLP�DODQÊQGD�\ÆNVHN�OLVDQV�H÷LWLPLQLQ�ELWLUPLõ��6ÊQÊI�¤÷UHWPHQOL÷L�DODQÊQGD�GRNWRUD�H÷LWLPLQH�GHYDP�HWPHNWHGLU��øOHWLõLP��PHG\D��SRSÆOHU�NÆOWÆU�YH�À÷UHWPHQ�\HWLõWLUPH�NRQXODUÊQGD�²DOÊõPDODU�JHU²HNOHõWLUPHNWHGLU��øOHWLõLP��*D]L�©QLYHUVLWHVL��*D]L�(÷LWLP�)DNÆOWHVL��øONÀ÷UHWLP�%ÀOÆPÆ��6ÊQÊI�¤÷UHWPHQOL÷L�$QDELOLP�'DOÊ��$QNDUD�7ÆUNL\H��(OHNWURQLN�SRVWD��DOSHUNDVND\D#JPDLO�FRP��

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

790

itibaren kullanılan ve öğretmenlerin sahip olmaları beklenen tutum, bilgi ve becerilerin genel çerçeve-sini belirlemede kullanılan bir kavramdır. Standart-lar davranış düzeyinde teknik ayrıntıya inmez ve öğretmenlerin sahip olmaları beklenen tutum, bilgi ve becerilerin kapsamı genellikle 8-10 standart ile ifade edilir (Türk Eğitim Derneği [TED], 2009).

Öğretmen yeterliklerinin belirlenmesi şüphesiz ki önemlidir. Ancak öğretmenlik mesleği diğer mes-leklerde olduğu gibi kesin çizgilerle sınırları ve ku-ralları belirlenebilecek bir meslek değildir. Evrensel bazı kuralları olmakla birlikte, bütün toplumlar ve farklı bütün ülkeler için kullanılabilecek belirli standartları bulunmamaktadır. Bunun yerine top-lumlar kendi kültürel ve sosyal özelliklerine göre öğretmenlik mesleği ile ilgili standartları belirler ve uygularlar (Bellm, 2008’den akt., Özer ve İsma-il, 2008). Türk Eğitim Derneği (2009) tarafından hazırlanan ve çeşitli ülkelerin öğretmenlik mesle-ği standartlarının incelendiği çalışmada; ülkelerin eğitim sistemlerine göre öğretmenlik mesleği stan-dartlarını belirleme çalışmalarının niteliği ve aşa-malarının farklılaştığı bununla birlikte genel olarak yeterlikleri belirleme sürecinin şu aşamaları izlen-diği ifade edilmiştir:

- Öğretmen yeterlikleri konusunda kavramsal bir çerçevenin tanımlanması; öğrenme öğretme konusunda öğretmenlerin neleri bileceği ve ne-leri yapabileceği konusunda temel yaklaşımların, kuramsal temellerin ve kabullerin belirlenmesi.

- Mesleki yeterlikleri çerçevesi ya da genel ilkelere dayalı olarak tüm öğretmenlerin sahip olması gereken, ortak bir eğitim anlayışına ve bilgi te-meline dayalı yeterliklerin belirlenmesi

- Genel yeterliklerin kapsadığı bilgi, tutum-değer-inanç ve performans öğelerinin belirlenmesi

- Farklı gelişim evrelerinde mesleki yeterliklerin farklılaşacağı varsayımından hareketle, genel yeterliklerin öğrencilerin gelişim evreleri ile iliş-kilendirilmesi

- Öğretmen mezuniyet, stajyerlik ve stajyerlik son-rası dönemlerinde yeterliklerin niteliğinin deği-şeceği noktasından hareketle, mesleki yeterlikle-rin mesleğin farklı evreleri ile ilişkilendirilmesi

- Genel yeterlikler çerçeve olarak kabul edilerek, özel alan yeterliklerinin geliştirilmesi

- Yeterliklerin öğretmen yetiştirme ve sürekli mes-leki gelişim, öğretmenlik mesleği kariyer sistemi ve uygulamaları, öğretmenlerin lisanslanması ya da sertifikasyonu, performans değerlendirme sistemi gibi öğelerle ilişkilendirilmesi

Bununla birlikte ülkemizde “Temel Eğitime Des-tek Projesi” kapsamında ele alınan ve 2002 yılında başlatılarak 2008 yılında sonlandırılan öğretmen yeterliklerini belirleme çalışmaları sonucunda, öğretmenlik mesleği genel yeterlikleri altı yeterlik (kişisel ve mesleki değerler – mesleki gelişim, öğ-renciyi tanıma, öğretme ve öğrenme süreci, öğren-meyi, gelişimi izleme ve değerlendirme, okul, aile ve toplum ilişkileri, program ve içerik bilgisi) ve 31 alt yeterlikten oluşmuştur. Alt yeterliklerin her biri için performans göstergeleri oluşturularak toplam 233 performans göstergesi tanımlanmıştır (MEB, 2008). Alt yeterlik alanları incelendiğinde ise Türkiye’de öğretmen mesleği genel yeterliklerinin kapsam olarak uluslar arası uygulamalarda tanım-lanmış öğretmen yeterlikleri kapsamları ile büyük ölçüde örtüştüğü ifade edilmektedir (TED, 2009).

Belirlenen standartlar, ihtiyaçların ne kadarını kar-şılamaktadır, ulaşılabilir özellikler içermekte midir, uygulamada öğretmen, öğrenci ve veli gibi paydaş-lar ne düşünmektedir, alan uzmanları standartların kapsamını yeterli bulmakta mıdır gibi sorulara ce-vap bulunmasının yanında öğretmenlerin ve öğret-men adaylarının bu standartların ne kadarına sahip olduğunun belirlenmesi ve dönütlerin sağlanması-nın da bir o kadar önemli olduğu düşünülmektedir.

Bu dönütlerin sağlanması noktasında benimse-necek yöntemin; amaca götüren bir araç olduğu, yöntemin seçiminde amaçların esas alınması ge-rektiği ifade edilmektedir. Bilimsel yöntemin hangi uygulaması amaçlara daha çabuk, ucuz, kolay gö-türüyorsa, onun seçilmesi gerektiği belirtilmektedir (Punch, 2005). Bununla birlikte çalışmada benim-senen nitel ya da nicel yaklaşım, veri toplama yön-temleri noktasında bazı durumların tartışılmasına neden olabilmektedir.

Fen bilimleri araştırma süreçlerinde laboratuar-larda duyarlı ölçü ve tartı araçları kullanıldığı gibi sosyal bilimlerde de nicel araştırma sürecinde çeşit-li skalaları içeren anketler, hazırlanmış listeler (0/1 veya var-yok), başarı testleri, tutum ölçekleri, vb. ile ölçümler yapılmaktadır. Bu tarz ölçümlerin duyarlı olabilmesi için ölçüm araçlarının çeşitli yöntemler-le güvenirlik testlerinin yapılması gereklidir. Bu du-yarlığı sağlamak için nicel araştırmacı zamanının önemli bir kısmını bu duyarlık testlerini yapmakla geçirir. Nicel araştırmadaki bu eğilimin tersine ni-tel araştırmada asıl veri toplama araçlarından bi-risi araştırmacının kendisidir. Araştırmacı olay ve olgular arasındaki ilişkileri açıklarken duyarlı bir ölçümden ziyade yorumlama ve anlam vermeyi ön plana koyan, görüşme formları, gözlem formları, ses kayıt cihazları, çözümleyici, kağıt, kalem, çeşitli

KA!KAYA���¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL�.DSVDPÊQGD�<DSÊODQ�$UDõWÊUPDODUÊQ�.RQX�$PD²�<ÀQWHP�YH�6RQX²ODUÊ���

791

doküman ve yazılı materyal, vb. araçları kullanırlar. Ancak burada araçlar birincil olmaktan ziyade ikin-cil öneme sahiptir. Yorumlamayı ve anlam vermeyi kolaylaştırıcı bir niteliğe sahiptir. Bu araçlar araştır-manın herhangi bir aşamasında yer değiştirebilir veya içerikleri tekrar düzenlenebilir (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

Araştırma yöntemleri ile ilgili tartışmalarda sosyal bilimlerin de fizik, kimya ve biyoloji ile zamana ve mekâna bağlı olmaksızın kurallar geliştirmek, olayları ilişkiler boyutuyla fonksiyonel modellerle açıklamak, özellikle istatistikî ve olası terimlerle olaylar arasındaki ilişkileri açıklamak, araştırmanın yönteminde kontrollü deneyler yapmak gibi ben-zer amaçları paylaştıkları savunulmaktadır (Bergin ve Fisch, 1948). Ancak sosyal bilimlerin amacının doğal objelerle, organik süreçlerle çalışarak fiziksel kurallar veya organik fonksiyonlar oluşturmak ol-madığı ifade edilmektedir. Bunun da ötesinde sos-yal bilimler uygarlığı ve kültürü oluşturan neden-leri açıklamaya çalışmaktadır (Christians ve Carey, 1989; Miles ve Huberman, 1994).

Sosyal bilimler kapsamında ele alınan eğitim bi-limleri alanı uygulamalı bir alan olması nedeniyle, alanda yapılan birçok çalışmada uygulamanın içeri-sinde yer almanın önemli olduğu düşünülmektedir. Özellikle öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının “öğretmen yeterliklerine” ne kadar sahip oldukla-rını belirlemek için onları gerçek ortamda gözle-menin gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu durum günümüzde özelikle sosyal bilimler içerisinde nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin kullanılması nok-tasında tartışılmaktadır. Tartışmaların başlangıç noktası araştırmaların benimsedikleri paradigma-lardan kaynaklanmaktadır.

Modernist yaklaşım değişmez evrensel bilgiye ulaş-mak amacıyla sosyal dünyanın mantıklı, birbiriy-le bağlantılı ve genelleştirilebilir açıklamalarının peşindedir. Bunun yanında postmodern yaklaşım gözlemlenebilecek nesnel gerçeklik diye bir şey ol-madığını savunur. Sadece öznel bakış açıları vardır. Dolayısıyla diğer yaklaşımlardan farklı ve post-modern yaklaşıma dayalı olarak yapılan bilimsel araştırmada genellenebilir verilerin elde edilmesi amaçlanmaz. Bunun yerine araştırmaya konu olan olgulara ilişkin kritik aktörlerin bakış açıları anla-şılmaya çalışılır (Baş ve Akturan, 2008; Bryman, 2004; Guba ve Lincoln, 1994; Punch, 2005; Van-derstoep ve Johnston, 2009).

Modernist bakış açısında araştırmacı ve araştırı-lan şey/araştırma nesnesi açısından bakıldığında araştırma nesnesi orada dışarıda araştırmacıdan bağımsız bir biçimde durmaktadır. Araştırmacı ise

herhangi bir şeyi / konuyu araştırma nesnesi olarak ele aldığında ondan ayrı ve bağımsız durabilen bu nesneye kendi özelliğini katmadan onu olduğu bi-çimiyle kavrayabilen bir inceleyici konumundadır. Postmodern bakış açısında ise bu tarz bir özne nes-ne ayrımı ve nesnellik reddedilir. Gerçeklik orada, dışarıda elde edilmeyi bekleyen hazır bir varoluşa sahip değildir. Tam tersine gerçeklik insanlar ta-rafından sürekli olarak yeniden inşa edilmektedir. Dolayısıyla da araştırmacı örneğin nitel görüşme-lerde survey görüşmesindeki yaklaşımın tersine, görüşülenin kendi bakış açısını dünyaya ilişkin gö-rüşünü ve anlamlandırmalarını onların perspekti-finden kavramaya çalışır (Kuş, 2007). Post modern anlayışa göre bireyler sosyal bir dünyaya aittir ve farklı sosyal ilişkilere sahiptir. Bu nedenle bir çalış-mada bireyler belli özellikler altında gruplanamaz, izole edilemez. Çünkü belli özelliklere göre grup-lanmış iki grup içindeki bireyler çeşitli özellikleri nedeniyle birbirinden farklıdırlar. Dolayısıyla tüm nitel araştırmalar bireylerin deneyimleri ile oluş-turdukları anlamı ve duyguları, bağlam içerisin-de ele alır (Berg, 2001; Vanderstoep ve Johnston, 2009).

Araştırmalarda nicel yöntemlerin mi, nitel yöntem-lerin mi kullanılacağı sorusu tartışılmakla birlikte araştırmanın amacına göre bu tercihin değişebile-ceği ifade edilmektedir. “Tam olarak neyi bulmaya çalışıyoruz?” sorusunda “tam olarak” ifadesi önem-lidir. Tam olarak neyi bulmaya çalıştığımız üze-rinde yoğunlaştığımızda araştırmanın tasarımı ve yöntem etkileşimi oluşmaya başlar. Bu nedenle bazı sorular nicel yöntemler kullanılarak cevaplandırı-labilir, bazı sorular ise nitel yöntemler kullanılarak cevaplandırılabilir. Dolayısıyla araştırma sorusu yöntemi etkilemektedir. Soru ile yöntem arasındaki ilişki önemli olmakla birlikte etkileşimin sorudan yönteme doğru olması gereği de gözden kaçırılma-malıdır. Aksi halde yöntemle başlama ve araştırma sorularını buna uyarlama tehlikesiyle karşı karşıya kalınabilir. Kısaca bu durum “yöntem arabasını” “içerik atının” önüne koşmak gibi olacaktır (Punch, 2005).

Nicel ve nitel yöntemlerin kullanımı eğitim bilim-leri kapsamı içerisinde de önem taşımakta ve ciddi şekilde tartışılmaktadır. Eğitim araştırmalarının daha çok uygulamayı şekillendiren pratik bilgiler üretiyor olması nedeniyle, bu alanın problemleri uygulamayı değiştirme ve biçimlendirmeyle çö-zülebilir (Carr ve Kemmis, 1986). Eğitim bilim-leri alanı bireyi konu ediniyor olması nedeniyle bazı özelliklere sahiptir. Örneğin; öğretmen ya da öğrencilerin özellikleri hakkında bilgi toplamak

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

792

nispeten kolaydır. Bir okuldaki öğrenci başarısını belirlemek için öğrencilerin final sınavından al-dıkları puandan hareketle fikir edinilebilir. Ancak öğrencilerin başarı durumlarını etkileyen faktörler belirlenmek istendiğinde durum biraz daha karma-şıklaşacaktır. Öğrencinin bireysel özellikleri, inanç-ları, alışkanlıkları, geçirdiği yaşantıları, sosyo-eko-nomik düzeyi gibi çoğunlukla öznel birçok etken süreci karmaşıklaştıracaktır. Ancak konu insan ol-duğu için ve her bir insanın diğerinde farklı olması gerçeğinden hareketle nicel yöntemlerin böylesi bir durumda yetersiz kaldığı söylenebilir. Çünkü nicel bir araştırma deseninde öğrenci başarısını etkile-yen muhtemel faktörler önceden araştırmacı tara-fından ifade edilerek öğrencilerin bu özelliklere ne düzeyde sahip oldukları belirlenmeye çalışılmak-tadır. Ancak söz konusu insan olunca bir olgunun nedenlerini belirlenmiş sınırlar içinde saptamanın çok sağlıklı olmayacağı düşünülmektedir (Carr ve Kemmis; Ekiz, 2004; Moles, 1990; Verma ve Mal-lick, 1999). Bu noktada araştırmaların genellenebi-lirliği sorunu ortaya çıkmaktadır. Araştırmalarda genellenebilirlik sorunu da bizi tekrar nitel ve nicel yaklaşım ayrımına getirir.

Nicel yöntemin benimsendiği araştırmalarda belli bir sistem çerçevesinde çalışan bilim adamı, buldu-ğu ilişkinin belli aralıklarla test edilmesi sonucunda tekrarlandığına karar verirse bulduğu sonucu bir yasa olarak genelleme gereği duyar. Çünkü bulduğu sonuç her yerde ve her zaman geçerli olan evren-sel bir yasadır. Bunun en tipik kanıtı araştırmalar-da örneklem seçme işidir. İstatistikte en temel ilke çalışılan bir olgunun evrende normal dağıldığı il-kesidir. O halde seçilen örneklem üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular gerçekte bütünü de temsil eder (Yıldırım ve Şimşek, 2005). Ancak bu anlayışta gerçekleştirilen araştırmalar ge-nellikle bireylerin birkaç dakikasını, bir saatini ya da gününün bir parçasını aldığı için buradan elde edilen bulguları genelleyerek yorum yapmak sağ-lıklı sonuçlar ortaya çıkarmayabilir (Vanderstoep ve Johnston, 2009). Diğer yandan nitel araştırma genellemeyi temel bir araç olarak görmez. Bir duru-mun ya da olayın yeterli ölçüde ayrıntılı çalışılması önceden keşfedilmiş ilişkilerin sınırlı bir çerçeve içinde anlaşılması daha önemlidir. Nitel araştırma-da amaç belli bir içeriğin derinlemesine ve ayrıntılı olarak irdelenmesidir (Yıldırım ve Şimşek).

Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı ülkemizde yapılan öğretmen yeterlikleri konulu araştırmaları konu, amaç, yön-tem ve sonuçları üzerinden değerlendirerek, öğret-

men yeterliklerine ilişkin yürütülecek çalışmalarda, yöntem seçiminde dikkat edilmesi gereken noktala-rı ifade etmektir. Bu amaç doğrultusunda öncelikle 2004-2009 yılları arasında “öğretmen yeterlikleri” kapsamında yapılan çalışmalar genel olarak res-medilmeye çalışılmış ardından bu çalışmalar konu, amaç, yöntem ve sonuçları üzerinden değerlendiril-meye çalışılmıştır.

Araştırmanın Önemi

Her yıl binlerce öğretmen adayı öğretmen yetişti-ren kurumlardan mezun olarak eğitim – öğretim sistemi içerisinde yerini almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı kendi bünyesinde görev verdiği öğret-menlerden beklediği yeterlik alanlarını son olarak 2008 yılında belirtmiştir. Bakanlık öğretmenlerin sahip olmaları gereken “yeterlikleri” 6 ana, 31 alt yeterlik alanı içerisinde 233 performans göstergesi ile birlikte ifade etmiştir (MEB, 2008). Sistem içe-risinde görev almış öğretmenlerin ve mezun olma durumuna gelmiş öğretmen adaylarının bu yeterlik alanlarına sahiplik düzeylerini belirlemek ve sis-teme dönüt vermek üzere birçok bilimsel çalışma yapılmaktadır. Özellikle son zamanlarda görev ba-şındaki öğretmenlerin yeterliklerinin belirlenmesi de tartışılan konulardan biri olmuştur. Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER 16.08.2011 tarihinde bir gazete ile mülakatında şu ifadeleri kullanmıştır; “…bununla birlikte öğretmen göreve başlıyor ve 30 yıl aynı bilgi ile yoluna devam ediyor. Bakanlık olarak ilk atamadan sonra onları unutuyoruz. 3 yılda bir öğretmenlerimizin yeterliliklerini ölçüp, eksiklerini tespit edip, bu açıklarını kapatmak için daha etkin ve aktif bir sistem getireceğiz” (Güçlü, 2011). Dolayısıy-la, öğretmen yeterliklerini belirlemek üzere yapılan çalışmalarda benimsenecek araştırma yönteminin sisteme daha sağlıklı dönütler verebilmek noktasın-da önemli olduğu düşünülmektedir.

Eğitim bilimleri alanında benimsenecek araştırma yöntemine ilişkin olarak Örücü’nün (2009) Anka-ra’daki devlet üniversitelerinde çalışan eğitim yö-netimi akademisyenleri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmasında akademisyenlerin çoğunluğu eğitim bilimleri alanında pozitivist yaklaşımın hakim ol-duğunu ifade ederken, eğitimin tam anlamıyla po-zitif bilimlere yakın olmadığını, uygulamalı sosyal bilimler kategorisinde adlandırılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bununla birlikte akademisyenle-rin çoğunluğu eğitim bilimleri alanı araştırmala-rında yorumsamacı, eleştirel ve postmodern araş-tırma geleneklerine de yer vermenin gerekliliğini vurgulamışlardır. Ancak eğitim bilimleri alanında yapılan birçok araştırmada genellikle nicel yönte-

KA!KAYA���¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL�.DSVDPÊQGD�<DSÊODQ�$UDõWÊUPDODUÊQ�.RQX�$PD²�<ÀQWHP�YH�6RQX²ODUÊ���

793

min benimsendiği ve verilerin anketler aracılığıy-la toplandığı ifade edilmektedir (Balcı, 1990; Balcı ve Apaydın, 2007; Gizir ve Köle, 2009; Okutan ve Ekşi, 2007). Genellikle benzer yöntemlerin be-nimsenmesinin yanında araştırmalarda benzer konularında sürekli tekrar edildiği görülmektedir. Karadağ’ın (2009) eğitim bilimleri alanında yapılan 211 doktora tezini incelediği çalışmasında konula-rın genellikle “tutum” ve “başarı” üzerine yoğun-laştığı ifade edilmektedir. Bu durum Türkiye’deki eğitim bilimleri araştırmacılarının yeni ve orijinal temalara yöneleceklerine, daha önceden yapılan bir araştırmanın değişik evren ve örneklem üzerinde benzer yöntemlerle tekrarlarını yeğlediklerini gös-termektedir (Balcı 1993’ten akt., Karadağ, 2009). Dolayısıyla eğitim bilimleri alanında gerçekleşti-rilen araştırmalarda problemlere çözüm üretmek amacıyla araştırma konuları ve benimsenecek yön-temler üzerine tartışılmasının önemli olduğu düşü-nülmektedir.

Yöntem

Araştırmanın Deseni

Araştırmada nitel araştırma yaklaşımı benim-senmiştir. Nitel araştırma, içinde üretildiği sosyal bağlama duyarlı, esnek veri toplama teknikleriyle bağlamın derinliğine anlaşılmasına dayalı bir yak-laşımdır (Mason, 1996). Araştırma nitel araştırma modellerinden örnek olay çalışması (case study) modeli benimsenerek gerçekleştirilmiştir. Örnek olay çalışması sosyal bir olayı anlamayı amaçlayan ve bulunduğu ortamdaki olayları araştıran bir stra-tejidir. Bir teoriyi test etmek ya da bir örneğe destek vermek için kullanılır (Bloor ve Wood 2006). Araş-tırmada öğretmen yeterlikleri kapsamında yapılan çalışmaların konu amaç yöntem ve sonuçlar açısın-dan incelenmesi nedeniyle çalışmanın örnek olay çalışması türlerinden araçsal örnek olay türünde ele alındığı ifade edilebilir. Araçsal örnek olay çalışma-sı ise bir örnekten sonuçlar çıkarmak, bir durumu açıklığa kavuşturmak veya bir kuramı yeniden ta-nımlamak amacıyla bir olayın incelenmesidir (Fra-enkel ve Wallen, 2006).

Veri Toplama Süreci

Araştırmada veriler doküman incelemesi yoluyla elde edilmiştir. Doküman incelemesi araştırılması hede$enen olgu veya olgular hakkında bilgi içe-ren yazılı materyallerin analizini kapsar (Bogdan ve Biklen, 1982; Patton, 2002). Bu bağlamda araş-tırmada öğretmen yeterliklerini konu edinen 21

adet makale incelenmiştir. Araştırmada incelenen makaleler Türkiye’de öğretmen yeterlikleri konu-sunda, 2004-2009 yılları arasında, ulusal ve uluslar arası (Türkiye’de yayınlanan) hakemli dergilerde yayımlanmış makalelerdir. Öğretmen yeterlikleri konusu, Temel Eğitime Destek Projesi Kapsamında 2000 yılında yürürlüğe girmiş, 2002 yılında projeye başlanmış, 2004 yılında yeterlik alanları belirleme çalışmaları yapılmış, 2006 tarihinde yürürlüğe gir-miş, 2008 tarihi itibariyle de çalışmalar sona erdiril-miştir (MEB, 2008). Bu yüzden 2004 – 2009 yılları arasında konu ile ilgili yayınlanmış çalışmalara yer verilmiştir.

Araştırmada kullanılan makalelerin yayınlandığı dergiler veya yazar isimleri etik kaygılar nedeni ile araştırmada ifade edilmemiştir. Çünkü gerçekleşti-rilen bu çalışmanın amacı yayınların bilimselliğini değerlendirmekten öte, eğitim bilimleri alanında gerçekleştirilecek çalışmalarda yöntem sorunu tartışmalarına bir örnek ile dahil olmaktır. Araştır-mada incelenen çalışmalar genel olarak öğretmen adaylarının, öğretmenlerin ve çeşitli MEB perso-nelinin mesleki yeterliklere sahip olma düzeyleri ve buna yönelik algıları ile ilgilidir. Bununla bir-likte yayınlanan çalışmaların yazarlarının çalışma alanları ve çalışmanın yapıldığı yıldaki unvanları tablo1’de verilmiştir.

Tablo1. Araştırmada İncelenen Çalışmaların Yazarlarının Çalışma Alanları ve Çalışmanın Yapıldığı Tarihteki Unvanları

Yüks

ek L

isans

Dok

tora

Yrd.

Doç

. Dr.

Doç

. Dr.

Prof

. Dr.

Topl

amBilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitim 1         1

Eğitim Programları ve Öğretim 4 9 10 1   24

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik 2     2

Eğitim Yönetimi ve Denetimi 1         1

Ölçme ve Değerlendirme 1   1     2Fen Bilgisi Eğitimi   1   1 2Sınıf Öğretmenliği 1 1       2Toplam 8 10 14 1 1 34

Araştırmada ele alınan yazarların çalışma alanları (doktor ve üstü unvana sahip yazarların doktora eğitimleri temele alınmıştır) dikkate alındığında 24 yazarın Eğitim Programları ve Öğretim alanında çalışmalar yaptığı görülmektedir. Diğer yazarlar ise Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri, Eğitim Yönetimi ve Deneti-

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

794

mi, Ölçme ve Değerlendirme, Fen Bilgisi Eğitimi ve Sınıf Öğretmenliği alanında çalışmalar yapmakta-dır. Bununla birlikte 14 yazarın çalışmalarının ya-yınlandığı tarihteki unvanı yardımcı doçent iken 10 yazar ilgili tarihte doktora öğrenimine devam etmekte ve yine 8 yazar ise yüksek lisans öğrenimi-ne devam etmektedir. Bununla birlikte Doç. Dr. ve Prof. Dr unvanlarına sahip birer yazar söz konusu-dur.

Verilerin Analizi

Elde edilen veriler değerlendirilmesinde içerik ana-lizi yaklaşımı benimsenmiştir. İçerik analizi bir söy-lemi anlamada, yorumlamada öznel etkenlerden kurtulmayı sağlamak amacını taşımaktadır. İçerik analizi çıkarım esasına dayanmaktadır. İçerik ana-lizi çok çeşitli söylemlere uygulanan birtakım me-todolojik araç ve tekniklerin bütünü olarak tanım-lanabilir. İçerik analizi adı altında toplanan bu araç ve teknikler her şeyden önce kontrollü bir yorum çabası olarak ve genelde tümdengelime dayalı bir “okuma” aracı olarak nitelendirilebilirler. Söz konu-su okuma, sınırları belirlenmiş söylem örnekleri-nin çözümlenmesi esasına dayanmaktadır (Bilgin, 2006). Çalışmanın geçerliği ve güvenirliğini sağla-mak üzere uzman incelemesi yoluna gidilmiştir. Bu bağlamda nitel araştırma sürecine ilişkin olarak iki öğretim üyesinin (bir Doç. Dr. ve bir Yrd. Doç. Dr.) görüşlerine başvurulmuştur. Yine öğretmen yeter-likleri konusunda bir öğretim üyesinin (Prof. Dr) görüşlerine dayalı olarak araştırma süreci gerçek-leştirilmiştir. Uzman incelemesi sonucunda içerik analizi sürecinde kullanılacak olan kavramsal sı-nı$amaya karar verilmiştir. Buna göre araştırmada ele alınan çalışmalar; konu, çalışma grubu, yöntem, veri toplama teknikleri, sonuçlar üzerinden incele-nerek, benimsenen araştırma yönteminin uygunlu-ğu eğitim bilimleri alanı dahilinde sorgulanmıştır. Bu genel çatı üzerinden incelenen çalışmalara iliş-kin alanında uzman iki doktora öğrencisi ve araş-tırmacının kodlamaları arasında uyum sağlanarak verilerin geçerliği ve güvenirliği sağlanmaya çalışıl-mıştır. Bu uygulama sonucunda şekil1 ve şekil2’de ifade edilen genel yapı ortay çıkarılmıştır.

Bulguların açıklanmasında ise Moles’in (1990) benzetişim yöntemi olarak da bahsettiği modeller-den yararlanılmıştır. Modellerde ilgili çalışmalar, konu, çalışma grubu, yöntem, veri toplama tek-nikleri ve sonuçlar açısından incelenerek şemalar oluşturulmuştur. Moles’e (1990) göre düşünmek şemalaştırmaktır. Araştırmalarda modellerin çeşitli kavramları bütünleştirmesi ve bir düşünce ekono-misi sağlaması söz konusudur. Model ister bir dizi

denklem ister bazı yapı denilen “organigram”la ifade edilsin zihin açısından modele başvurmak ondan çıkarsamalar dolayısıyla tahminler yapmak daha kolaydır. Bir model bazen çok emek isteyen bir işlemle gerçeğin karşılığını, kendiliğinde anla-şılabilir basit öğelerin sıralanmasına indirgemesi bakımından oldukça didaktiktir. Model yöntemi keyfi olarak gerçekleşmez. İki aşamalı bir şekilde, bir yandan doğanın iki olgusu arasında bir benzer-lik bulan ve sonra bu benzerlikten yararlanmaya çalışan, diğer yandan modelin öğelerini kabul ve reddetme durumlarına göre gruplandıran bir akıl yürütme ve açıklığa kavuşturma işidir (Moles).

Bulgu ve Yorum

Araştırma kapsamında 2004-2009 yılları arasında yayımlanan, öğretmen yeterlikleri konulu yayınlar incelenmiş ve bulgular Şekil1 ve Şekil2 aracılığıyla ifade edilmiştir. Şekil1 ve şekil2’de koyu renkte ifa-de edilen kavramlar ve ilişkiler en yüksek frekansa sahip kavramlar ve ilişkileri ifade etmektedir. Kav-ramlar arası bağlantılar ise kavramlara ilişkin fre-kanslarla birlikte oklarla gösterilmiştir.

Araştırma Kapsamında Ele Alınan Çalışmaların Genel Özellikleri

Öğretmen yeterliklerinin belirlenmesi kapsamın-da gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların; konuları, amaçları, çalışma grupları, benimsedikleri yöntem ve veri toplama araçları ile çalışmalardan elde edi-len sonuçlar genel olarak şekil1’de ifade edilmeye çalışılmıştır.

Modelden görüleceği üzere, yeterlikler kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların büyük bir çoğunluğu öğretmen adayları ya da öğretmenlerle gerçek-leştirilmiştir. Yeterliklere ilişkin çalışmalar çeşitli alanlarda gerçekleştirilmekle birlikte tek bir alana bağlı kalmadan genel olarak mesleki yeterlikleri belirlemeyi amaçlayan çalışmalar ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen “mesleki yeterlikle-ri” temele alan çalışmalar sayıca fazlalık göstermek-tedir. Dolayısıyla yeterlikler konu alanında yapıl-mış çalışmaların amacı çoğunlukla “genel mesleki yeterlikleri” belirlemek olarak ifade edilebilir.

Gerçekleştirilen çalışmalar benimsenen yöntem açısından incelendiğinde çalışmalarda yoğun ola-rak nicel yöntemin benimsendiği ifade edilebilir. Bu nicel çalışmaların ise çoğunlukla tarama mo-delinde gerçekleştirildiği görülmüştür. Bununla birlikte nitel yöntemin kullanıldığı çalışmalar ile nitel ve nicel yöntemlerin kullanıldığı bir çalışmada

KA!KAYA���¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL�.DSVDPÊQGD�<DSÊODQ�$UDõWÊUPDODUÊQ�.RQX�$PD²�<ÀQWHP�YH�6RQX²ODUÊ���

795

Şeki

l 1.

Araş

tırm

ada

Ele A

lınan

Bili

mse

l Çal

ışmal

ara

İlişk

in Şe

ma

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

796

mevcuttur. Araştırmada yoğun olarak nicel yönte-min benimsenmiş olması nedeniyle kullanılan veri toplama araçları da bu paralelde yoğunluk göster-mektedir. Araştırmalarda genellikle anketler veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Kullanılan bu anketler ise çoğunlukla araştırmacılar tarafından oluşturulan anketlerdir ve çalışma grubunun mes-leki yeterliklere ilişkin algı düzeylerini belirlemeye yöneliktir. Ayrıca araştırmalarda nadiren de olsa görüşme ve gözlem formları da kullanılmıştır.

Nicel yöntemin yoğun olarak kullanıldığı ve genel-likle öğretmen adaylarına yönelik gerçekleştirilen ve veri toplama aracı olarak da anketlerin kullanıl-dığı “öğretmen yeterlikleri” konulu araştırmaların sonuçları incelendiğinde çok büyük oranda olumlu sonuçların elde edildiği gözlemlenmiştir. İncelenen çalışmalarda sadece ölçme değerlendirmeye ilişkin bir tane “olumsuz” ve sınıf yönetimine ilişkin bir tane “kısmen yeterli” sonuç bulunurken diğer bü-tün çalışmaların sonuçları “olumlu” ya da “yeterli” olarak ifade edilmiştir.

Ancak burada önemli olan noktanın gerçekleştiri-len çalışmalarda araştırmacılar tarafından belirle-nen amaç ile sonuçların tutarlılığı ve yeterliklerin belirlenmesine ilişkin araştırmacı tarafından izle-nen yöntemin uygunluğudur. Yöntemin uygunluğu esasında eğitim bilimlerinin uygulamalı bir bilim alanı olmasından ve insanı konu ediniyor olmasın-dan kaynaklanmaktadır (Carr ve Kemmis, 1986). Bireyin sahip olduğu mesleki yeterlikleri belirleme-ye yönelik çalışmaların önceden belirlenmiş sınır-lar içerisinde değerlendirilmesinin sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarmayacağı düşünülmektedir. Bireylerin kendi yeterliklerine ilişkin algılarından hareketle onların mesleki yeterliklere sahiplik düzeylerini belirlemenin uygun bir yol olmayacağı ve ortaya çıkan sonucun bilimsel değer taşımaktan uzak ola-cağı düşünülmektedir.

Eğitim araştırmalarının öncelikli amaçlarından biri, eğitim öğretim sürecini sistematik bir şekilde gözlemek, kaydetmek ve kavramsallaştırmaktır. Di-ğer bir görevi ise eğitim ortamlarının oluşturduğu etkiyi ve anlamı yakalayabilmek için gerçekleşti-rilen gözlemleri analiz edebilmektir. Bu görevler Abbott’a (1995’ten akt., Mortimore, 2000) göre öğrencinin geçmiş deneyimlerinden yararlanarak, şu anı değerlendirmek ve gelecekle ilgili kararlar verebilmeyi gerektiren yansıtıcı bir süreci içermek-tedir. Bunun ardından diğer bir görevi ise eğitim araştırmalarının alana katkı sağlayan teorilerden yararlanmak ve bunları dikkate almaktır.

Araştırma amacının yeterliklerin belirlenmesi ol-duğu durumlarda, araştırmanın uygulama anında

ve gerçek ortamda gerçekleştirilmesi gerekmekte-dir. Ekiz’e (2004) göre; araştırmacıların üzerinde araştırma yapılan kişilerin yaşadıkları ortamları ya da üzerinde araştırma yapılan konu, olay ve olgula-rın geçtiği yerlerin geniş bir biçimde betimlenme-si nitel araştırma süreci ile gerçekleştirilmektedir. Nitel araştırmalarda, araştırılan kişilerin günlük yaşam süreçleri zengin ve etra$ı bir biçimde incele-nir. Örneğin, öğrencilerin okuldaki bilişsel perfor-mansları, öğretmenlerin onlardan beklentilerinden etkilenmesiyle ilişkili yapılan bir araştırmada aynı zamanda öğretmenlerin ne tür beklentiler içerisin-de oldukları ve bu beklentilerini günlük aktivitelere nasıl yansıttıklarına ilişkin bir tür süreci gerektirir. Bunun için eğitim araştırmalarında çoğu kez doğal bir gözleme ihtiyaç duyulmaktadır.

Nitel araştırma en iyi haliyle yoruma ilişkin şaira-ne bir tını oluşturmak için doğal gözlemi kullanır. İnsanların sahip olduğu anlamlar üzerine çalışırken araştırmacı kültürün oluşturduğu ana kavramlar etrafında bir anlayış kazanır ve onları değerlendir-mek için her ipucunu kullanır. Semboller durum tarafından oluşturulan anlamı taşıdığı için çevre önemli hale gelmektedir. Bir açıklama eşyanın bu-lunduğu çevreyi kavrayabildiğimiz derecede an-lamlıdır. Bu bağlamda anlam istatistik göstergeler tarafından değil bağlam (ortam) aracılığıyla belirle-nebilir (Christians ve Carey, 1989).

Araştırmada incelenen çalışmalar bu kaygılar ışı-ğında ele alınarak şekil2’de özellikle konu, amaç, yöntem ve araştırma sonuçlarının tutarlılığı ve uygunluğu başlıkları ile değerlendirilmiştir. Ancak daha önce bahsedilen etik kaygılar nedeniyle hazır-lanan modelde herhangi bir çalışmayı adres göster-memek veya deşifre etmemek için araştırmacı ta-rafından belirlenen değerlendirme kriterleri altında bulgulara yer verilecektir.

Araştırma Kapsamında Ele Alınan Çalışmaların Konu, Amaç, Yöntem ve Sonuçlar Kapsamında Değerlendirilmesi

Araştırma kapsamında ele alınan çalışmaların ko-nusu, amacı, benimsediği yöntem ve ifade ettiği so-nuçları arasındaki tutarlılığı ve uygunluğu incelen-miş ve elde edilen bulgular şekil 2’de gösterilmeye çalışılmıştır.

Şekil2’de öğretmenlik mesleği yeterlikleri konulu gerçekleştirilen araştırmaların benimsediği temel bilimsel süreçler ifade edilmeye çalışılmıştır. Buna göre; öğretmenlik mesleği yeterliklerini belirlemeye yönelik çalışmalarının çoğunluğunun “Mesleki Ye-terlik Algıları”nı belirlemeye yönelik olduğu görül-

KA!KAYA���¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL�.DSVDPÊQGD�<DSÊODQ�$UDõWÊUPDODUÊQ�.RQX�$PD²�<ÀQWHP�YH�6RQX²ODUÊ���

797

Şeki

l 2.

Araş

tırm

ada

Ele A

lınan

Çal

ışmal

arın

Kon

u, A

maç

, Yön

tem ve

Sonu

çlar Ü

zerin

den

İnce

lenm

esi

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

798

mektedir. Yeterlik algılarının belirlenmesine yöne-lik yapılan çalışmalarında büyük bir çoğunluğunda nicel yöntemin ve anketlerin kullandığı görülmek-tedir. Bununla birlikte yeterliklere sahiplik düzeyini belirlemeye yönelik çalışmalarda da yoğun olarak nicel yöntem ve anketler kullanılmıştır. Araştır-manın sonuçlarının ifade edilmesi noktasında ise çoğunlukla “yeterliğe sahiplik düzeyleri” ile ilgili ifadeler yer alırken “yeterliğe ilişkin algı düzeyle-ri” ile ilgili ifadelere daha az yer verilmiştir. Her iki bulgudan da elde edilen veriler ışığında çoğunlukla mesleki yeterliklere sahip olunduğu belirtilmiştir.

Kısaca ifade edilecek olursa araştırmalarda yoğun olarak öğretmen adayları ile çalışılmış ve öğretmen adaylarının genel olarak mesleki yeterlikleri belirlen-meye çalışılmış, nicel araştırma tasarımı benimsen-miş ve veri toplama aracı olarak ise anketler tercih edilmiştir. Bununla birlikte çoğunlukla mesleki yeterliklere ilişkin algı düzeyleri belirlenmeye çalı-şılmış, buna ulaşabilmek için nicel yöntem benim-senmiş ve veri toplama aracı olarak anket kullanılmış ancak elde edilen sonuçlarda mesleki yeterliklere sa-hip olma düzeyi ile ilgili ifadeler yer almıştır.

Tartışma

Araştırmadan elde edilen sonuçların ortaya koy-duğu temel çelişki; çalışmalarda öğretmenlerin veya öğretmen adaylarının mesleki yeterliklerinin belirlenmesi amaçlanmış olmasına karşın, katı-lımcıların (öğretmen veya öğretmen adayı) kendi görüşlerine başvurarak, mesleki yeterlikleri konu-sunda değerlendirmelerde bulunulmasıdır. Yöntem açısından bakıldığında nicel yöntemler veya anket uygulamaları ile öğretmenlerin yeterlik algılarının veya genel eğilimlerinin belirlenmesinde bir sakın-ca olmamasına rağmen, öğretmenlerin sahip ol-dukları yeterliklerin belirlenmesi işinde tek başına nicel yöntemlerin ya da anketlerin etkisiz kalacağı düşünülmektedir. Öğretmen adaylarının ya da öğ-retmenlerin mesleki yeterliklere sahiplik düzeyleri hakkında yargılara ulaşılmak istendiğinde; araştırı-lan durumun doğal ortamlarda gözlenmesi gerek-tiği ve bu bağlamda nitel yöntemlere yer vermenin sağlıklı olacağı düşünülmektedir.

Nitel araştırma insanlar tarafından oluşturulan ve toplum tarafından gerçekleştirilen değerler ve anlamları araştıracağı varsayımından hareket et-mektedir. Bu yaratıcı etkinlik sembollerden kül-türel yapılar (formlar) inşa etme yeteneğine da-yanır. Berger (1963); araştırmalarda insanlara bir ip üzerindeki kuklalar gibi ya da mahkumlar gibi davranılmaması gerektiğinden bahsetmekte aksine

insanları bir sahnede drama gösteriminde sürekli doğaçlama yapan yaşayan aktörler olarak görmenin gerekliliğini ifade etmektedir (akt., Christians ve Carey, 1989). Çünkü insanlar yorumlamalar kura-rak yaşarlar. Bizler anlaşılabilir ve yorumlanmış bir dünyaya geliriz ve bu yorumlamaları kendi yaşamı-mızda ve etrafımızdakilerin yaşamlarında yaratıcı şekilde anlam oluşturmada sıkıntı yaşarız. Sosyal bilimlerin görevi, nitel araştırmaların temeli, in-sanların aktivitelerinde rehber olarak kullandıkları anlamları daha iyi anlamak için bu yorumlamaları çalışmaktır (Christians ve Carey).

Dolayısıyla; mesleki yeterliğe sahip olma düzeyine iliş-kin olarak söyleneceklerin daha sağlıklı bilgiler içer-mesi için çalışma gurubunun gerçek ortamda, sürece dahil olarak gözlenmesi gerekliliğine inanılmaktadır (Shermann ve Webb, 2005). Dolayısıyla anketler yo-luyla, kişilerin kendilerine yönelik algılarından hare-ketle, sahip olunan “mesleki yeterlik” düzeyini belirle-menin yeterli olmayacağı düşünülmektedir.

Verma ve Mallick’in (1999) de belirttiği üzere sosyal bilimler alanı kapsamında gerçekleştirilen araştırmalarda sınırları kesin bir şekilde çizmek mümkün olmamaktadır. Çünkü araştırmacılar kendiliğinden oluşan pek çok değişkenle uğraşmak durumundadır. Dolayısıyla sosyal bilimler alanın-da özellikle konusu insan olan dallarda yapılan çalışmalarda genelleme yapmak oldukça zordur. Çünkü hisler ve duygular açısından iki insan bir-birine benzerlik göstermez. Öğretmenlik mesleği, mesleki yeterlikleri belirlemeye dönük çalışmaların verilerinin soruları önceden hazırlanmış anketlerle toplanmasının da bu bağlamda yeterli olmayacağı düşünülmektedir.

Bununla birlikte çalışmalar genellikle mesleki ye-terliklerin bütün olarak belirlenmesine dönük ger-çekleştirilmiştir. Mesleki yeterliklerin kapsamı çok geniş olmakla birlikte her biri ayrı uzmanlık alanı olan birden fazla kapsamı içeriyor olmasının bu noktada sınırlılıklara neden olacağı düşünülmek-tedir. Araştırmada kullanılan ölçme aracılarının (çoğunlukla anketler) genellikle araştırmacılar tarafından oluşturulduğu görülmektedir. Mesleki yeterlikler gibi belirli standartları içeren bir alanda ölçeklerin bu denli farklılaşmasının ayrı bir sınırlı-lık olduğu düşünülmektedir.

Araştırmalar genellikle öğretmen adaylarına yöne-lik gerçekleştirilmiştir. Öğretmen adaylarının mer-keze alınması, sisteme dönüt vermesi ve önlemlerin önceden alınması açısından önemli olarak düşü-nebilir. Ancak mesleki becerilerin özellikle gerçek uygulamaya başlandığı anda ortaya çıkacağı düşün-cesi bu noktada sorgulanmalıdır.

KA!KAYA���¤÷UHWPHQ�<HWHUOLNOHUL�.DSVDPÊQGD�<DSÊODQ�$UDõWÊUPDODUÊQ�.RQX�$PD²�<ÀQWHP�YH�6RQX²ODUÊ���

799

Diğer tara(an araştırmalarda çoğunlukla mesle-ki yeterlik algılarını belirlemek amaç olarak be-lirlenmiş ve veri toplama aracı olarak da anketler kullanılmıştır. Ancak sonuçlar kısmında genellikle yeterliğe sahiplik düzeyleri ile ilgili ifadeler çoğun-lukla yer alırken genellikle mesleki yeterliklere “iyi derecede” sahip olunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla bu durum amaç ve sonuçlar açısından tutarsızlıkla-rın oluşmasına neden olmuştur.

Araştırmanın sonuçlarından hareketle öğretmenlik mesleği yeterliklerine yönelik gerçekleştirilecek ça-lışmalar için şu önerilerde bulunulmaktadır.

- Öğretmen niteliklerinin belirlenmesine yönelik araştırmalarda nitel ve nicel yaklaşımlara birlikte yer verilmeli özellikle nitel yaklaşımlar benim-senmelidir.

- Tüm yeterlik alanlarına yönelik bir çalışma ger-çekleştirmektense daha dar kapsamlı ve belirli alt yeterlik alanlarına yönelik araştırma süreci-nin gerçekleştirilmesinin daha sağlıklı sonuçlar sağlayacağı düşünülmektedir.

- Yeterliklere ilişkin araştırmalarda öğretmenlerin mesleki yeterliklerini belirlemeye dönük, öğret-men adaylarının ise mesleki yeterlik algılarını belirlemeye dönük çalışmaların gerçekleştiril-mesinin daha işlevsel olacağı düşünülmektedir.

- Araştırmalarda veri toplama aracı olarak sınırla-rı önceden belirlen anketlerden yararlanmak ye-rine özellikle gözlem formları gibi veri toplama araçlarının kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.

(GXFDWLRQDO�6FLHQFHV��7KHRU\��3UDFWLFH�����������p�6SULQJ�p�������� ©�����(GXFDWLRQDO�&RQVXOWDQF\�DQG�5HVHDUFK�&HQWHU

ZZZ�HGDP�FRP�WU�HVWS

Abstract�7KH�DLP�RI�WKLV�VWXG\�ZDV�WKH�HYDOXDWLRQ�RI�WKH�UHVHDUFKHV�WKDW�ZHUH�FRQGXFWHG�LQ�RXU�FRXQWU\�RQ�SURILFLHQF\�RI�WKH�WHDFKHUV�LQ�WHUPV�RI�VXEMHFW��DLP��PHWKRG�DQG�UHVXOWV��DQG�ZDV�WR�VWDWH�WKH�QHFHVVDU\�SRLQWV�WR�EH�WDNHQ�LQWR�FRQVLGHUDWLRQ�LQ�WKH�FKRLFH�RI�PHWKRGV�����UHVHDUFKHV�LQ�WKH�VFRSH�RI�SURILFLHQF\�RI�WHDFKHUV�ZHUH�H[DPLQHG�IRU�WKLV�SXUSRVH��7KH�GDWD�ZHUH�TXDOLWDWLYHO\�FROOHFWHG�LQ�WKH�UHVHDUFK�DQG�WKH�FRQWHQW�DQDO\VLV�PHWKRG�ZDV�DGRSWHG�DPRQJ�WKH�GDWD�DQDO\VHV�PHWKRGV��$FFRUGLQJ�WR�WKH�GDWD�DFTXLUHG�IURP�WKH�UHVHDUFK��LW�ZDV�GHWHUPLQHG�WKDW�WKH�VWXGLHV�ZHUH�JHQHUDOO\�FRQGXFWHG�RQ�SURVSHFWLYH�WHDFKHUV��TXDQWLWDWLYH�PHWKRGV�ZHUH�DSSOLHG��DQG�WKH�GDWD�ZHUH�FROOHFWHG�E\�VXUYH\V��7KH�UHVHDUFKHV�ZHUH�JHQHUDOO\�RQ�GHWHUPLQLQJ�WKH�SURIHVVLRQDO�SURILFLHQF\�SHUFHS�WLRQV�DQG�LQ�WKH�UHVHDUFK�UHVXOWV��WKHUH�ZHUH�PRVWO\�VWDWHPHQWV�DERXW�WKH�SURIHVVLRQDO�SURILFLHQF\�OHYHOV�RI�WKH�SDUWLFLSDQWV��7KLV�VLWXDWLRQ�GLVSOD\V�WKH�IDFW�WKDW�LQ�PRVW�RI�WKH�VWXGLHV�WKH�DGRSWHG�PHWKRG�LV�QRW�LQ�DFFRUGDQFH�ZLWK�WKH�DLP�RI�WKH�VWXG\�DQG�WKDW�WKHUH�DUH�LQFRQVLVWHQFLHV�IURP�WKH�SRLQWV�RI�DLP�DQG�UHVXOWV��

Key Words 7HDFKHU�7UDLQLQJ��7HDFKHU�3URILFLHQF\��4XDOLWDWLYH�5HVHDUFK��4XDQWLWDWLYH�5HVHDUFK�

Alper KA!KAYAa

Evaluation of the Research in the Scope of the Pro'ciency of Teachers in terms of Subject, Aim,

Method, and Results

Teaching profession is one of the important aspects that a*ect the society. &e fact that teaching pro-fession guides the evolution of the society through education and training means that it also possesses a new vision. &e teachers that meet the require-ments of the students in the direction of providing them with social expectations and agreeable beha-vior are classified as “good” and the teachers which are insu*icient in this direction may be classified as “bad”. However, evaluating teachers in this con-text is not going to be healthy. &us, the Teaching profession is a subject on which the standards have

to be determined and taken seriously. In many co-untries today, there some criteria determined under the heading “Teacher Proficiencies” or “standards” and these criteria are tried to being used in training the teachers. However, teaching profession is not a profession of which the limits and rules may be determined with fine lines. Even though there are some universal rules, it is not possible to determi-ne standards that may be used for all the countries and di*erent societies. (Bellm, 2008 cited in Özer & İsmail, 2008). On the other hand, in our country, as a result of the studies to determine the Teacher Proficiencies started in 2002 and ended in 2008 in the scope of “Basic Education Support Project”, the general proficiencies of the Teaching profession consists of 6 main (personal and professional valu-es, professional development, knowing the student, the process of learning and teaching, monitoring and evaluation of learning-development, relations of school-family-society) and 31 sub-proficiencies. Performance indicators for each one of the sub pro-ficiencies have been developed and a total of 233

a Alper KA!KAYA, Ph.D. Candidate, FRPSOHWHG�D�PDVWHUmV�GHJUHH�LQ�&XUULFXOXP�DQG�,QVWUXFWLRQ�DQG�FRQWLQXLQJ�GRFWRUDO�HGXFDWLRQ�LQ�WKH�ILHOG�RI�3ULPDU\�6FKRRO�7HDFKHU�(GXFDWLRQ��+LV�UHVHDUFK�LQWHUHVW�LQFOXGHV�FRPPXQLFDWLRQ��PHGLD��SRSXODU�FXOWXUH�DQG�WHDFKHU�HGXFDWLRQ��&RUUHVSRQG�HQFH��5HVHDUFK�$VVLVWDQW��$OSHU�.$ô.$<$��*D]L�8QLYHUVLW\�)DFXOW\�RI�*D]L�)DFXOW\�RI�(GXFDWLRQ��'HSDUWPHQW�RI�3ULPDU\�6FKRRO�7HDFKLQJ��3ULPDU\�6FKRRO�7HDFKLQJ�3URJUDPPH��$QNDUD�785.(<��(�PDLO��DOSHUNDVND\D#JPDLO�FRP

KA!KAYA���(YDOXDWLRQ�RI�WKH�5HVHDUFK�LQ�WKH�6FRSH�RI�WKH�3URILFLHQF\�RI�7HDFKHUV�LQ�WHUPV�RI�6XEMHFW���

801

performance indicators has been determined. (Mil-li Eğitim Bakanlığı [MEB], 2008).

When the fields of sub-proficiency were examined, it was stated that the general proficiencies of the te-aching profession in Turkey coincided with the te-acher proficiencies determined at the international areas in scope (Türk Eğitim Derneği [TED], 2009).

However, it is considered to be very important that besides these, it is crucial to determine how much of these standards the teachers and candidate teac-hers possess and that the feedbacks are provided. It is stated that the method in providing these feed-backs is a tool that takes aim and the goals are to be taken as a basis in the determination of the method.

&e qualitative or quantitative approach adopted in the research process, may sometimes cause con$ict at the point of data collection methods. At the dis-cussions on the methods of research, it is argued that social sciences also share similar goals with physics chemistry and biology like developing rules regardless of time and space, explanation of events with functional models with the relations dimen-sion, especially, the explanation of the relations of statistical and possible terms and events, conduc-ting controlled experiment in the method of rese-arch (Bergin & Fisch, 1948). However, it is stated that the aim of social sciences is not developing physical rules or organic functions working with natural objects and organic processes. Even beyond this, social sciences are trying to explain the reasons that form civilization and culture (Christians & Ca-rey, 1989; Miles & Huberman, 1994). &is situation is subject to discussions at the point of the usage of qualitative and quantitative research methods within social sciences. &e initial point of the dis-cussions is emerging from the paradigms that the researches adopt. Modernist approach is a(er the rational, connected and generalizable explanations of the social world with the aim of reaching stable universal information. Postmodern approach on the other hand argues that there is no such thing as observable objective reality. &ere are only sub-jective points of view. &us, at the scientific rese-arch which is conducted based on post-modern approach which is di*erent from the other, the goal is not to obtain generalizable data. Instead, the points of view of the critical actors related to the events that are the subject of the research are tried to be understood (Baş & Akturan, 2008; Berg, 2001; Bryman, 2004; Guba & Lincoln, 1994; Kuş, 2007; Punch, 2005; Vanderstoep & Johnston, 2009).

Even though the question of whether to use quanti-tative or qualitative methods should be used is dis-

cussed at the researches, it is stated that this choice might change according to the aim of the research. &e statement “exactly” in the question “What exactly do we want to find?” is the thing that is im-portant. &e design and method interaction begin to develop in accordance with what is focused on by the researcher. &erefore, some questions might be answered using quantitative methods and some with qualitative ones. Even though the relation bet-ween the question and the method is important, it should be taken into consideration that the direc-tion should be from the question to the method or there might be the danger to start with the method and adapting the research questions according to the method. In short, this would be like putting the “method carriage” before the “content horse” (Punch, 2005).

The utilization of quantitative and qualitative methods also has significance in the scope of educational sciences and is subject to serious discussions. Due to the reason that educational researches generate practical information that formalizes application, the problems of this field may be solved by alteration and shaping (Carr & Kemmis, 1986). Educational sciences field pos-sesses some specialties due to the fact that the subject is the individual. For example, it is rather easy to collect information on the characteristics of the teacher or the student. In order to deter-mine the success of the students in a school, an idea might be obtained from the final test gra-des of the students. But, in the phase of deter-mining the factors that affect the success status of the students, the situation could be a bit more complex. Many determinants which are generally subjective like the individual characteristics of the student, beliefs, habits, past experiences, so-cio-economical level will elaborate the process. However, as the subject is human being, it might be said that quantitative methods are insufficient due to the fact that one human is different from the other because in a quantitative research de-sign, the probable factors affecting the student’s success are preliminarily stated by the researcher and they are tried to determine to what extent the students possess these characteristics. Still, as a human is in question; the determination of the reasons of an event within defined limits does not seem to be very healthy (Carr & Kemmis; Ekiz, 2004; Moles, 1990; Verma & Mallick, 1999). Whereas, in qualitative research the goal is the determination of a certain content deeply and in detail (Yıldırım & Şimşek, 2005, p. 57).

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

802

'e Aim of the Research

&e aim of this study was to express the points to be attended to in the choice of method in studies rela-ted to the teacher proficiencies by evaluating the re-searches conducted in our country on the subject of teacher proficiencies through their goals, methods, and results. In line with this goal, the studies con-ducted between the years 2004- 2009 in the scope of “Teacher Proficiencies” are tried to picture ge-nerally and then, these studies are attempted to be evaluated through their goals, methods, and results.

'e Significance of the Research

&ousands of teacher candidates are being gradu-ated from our institutes that educate teachers and take their places in the education-training system. &e determinations of the proficiencies of the te-achers who are already on duty are especially in question lately. Minister of Education Ömer DİN-ÇER said in his statement to a newspaper in 16th August, 2011; “…. With this, the teacher starts his duty and goes on with the same information for 30 years. We, as the Ministry, forget about them follo-wing the first assignment. We are going to produce a more e*ective and active system in which we eva-luate the proficiencies of our teachers, determine the shortcomings and solve them” (Güçlü, 2011). So, we think that the research method which will be adopted in the studies in order to determine the proficiencies is important to be able to provide he-althier feedbacks to the system.

As the educational management academicians state that the positivist approach is ruling in Educatio-nal Science field in the study of Örücü (2009), they have also stated that education is not exactly similar to positive sciences and has to be named in the app-lication of social sciences category. In a lot of rese-arches conducted in Turkey in the field of Educati-onal Sciences, it has been expressed that generally, a quantitative method is adapted and data are collec-ted through surveys (Balcı, 1990; Balcı & Apaydın, 2007; Gizir & Köle, 2009; Okutan & Ekşi, 2007). It is observed that generally similar methods are adop-ted and similar subjects are continuously being re-peated. In the study of Karadağ (2009) in which he examined 211 doctorate theses in the Educational Sciences field, he has stated that the subjects were usually on “attitude” and “success”. &is situation shows that instead of using new and original the-mes, the educational sciences researchers in Turkey prefer the repetition of a previously conducted re-search with similar methods on a di*erent universe

and sampling (Balcı, 1993 cited in Karadağ, 2009). &erefore, it is thought that in order to generate a solution to the problem, the discussion on the sub-jects of research and the adopted methods in the researches of the field of educational sciences are important.

Method

Design of the Research

Qualitative research approach has been adopted in the Research. Qualitative research is an approach which is sensitive to the social context in which it is generated, based on $exible data collection tech-niques and the understanding of the context deeply (Mason, 1996). Research has been realized by adop-ting case studies from the models of qualitative re-search. Case model study is a strategy which aims to understand a social event and researches the events in the media in which it is present (Bloor & Wood, 2006). It may be said that the study is approached in the instrumental case study type which is one of the kinds of case study types. Instrumental Case study is the examination of a case in order to produce re-sults, clarify a situation or to redefine a hypothesis (Fraenkel & Wallen, 2006).

Data Collection Process

&e data given in the research were obtained by document examination method. Document exami-nation involves the analyses of the written materials which include information on the event or events that are aimed to be researched (Bogdan & Biklen, 1982; Patton, 2002). In this context, 21 papers on the subject of Teacher Proficiencies were examined. &e papers that were examined for the research were the articles that were in the national and inter-national refereed journals published in Turkey bet-ween the years 2004-2009 on the subject of Teacher Proficiencies. &e subject of Teacher Proficiencies was in e*ect in the year 2000 within the scope of Support to Basic Education, the Project was com-menced in 2002, studies of determining the Profi-ciency fields were conducted in the year 2004, was in e*ect in 2006 and the studies were terminated by the end of 2008 (MEB, 2008). &erefore, the studies published on the subject between the years 2004 – 2009 were employed. &e journals or names of the authors were not referred to due to ethical concerns. Because, the goal of this study was to be included in the discussions of method issue with an example in the studies that would be conducted in

KA!KAYA���(YDOXDWLRQ�RI�WKH�5HVHDUFK�LQ�WKH�6FRSH�RI�WKH�3URILFLHQF\�RI�7HDFKHUV�LQ�WHUPV�RI�6XEMHFW���

803

the educational science field rather than evaluating the scientific value of the publications. When the fields of study of the writers that took place in the research (the doctorate and higher education of the authors were taken into consideration) were taken into consideration, 24 authors were seen to have studies on the subjects of Education Programs and Training fields. &e other authors were making stu-dies in the fields of Psychological Consultancy and Guidance, Computers and Training Technologies, Education Management and auditing, Surveying and Evaluation, Science Education and Class Te-aching fields. 14 authors were assistant professors at the date of the published study, 10 authors were still doctorate students and 8 authors were still post graduate students. One author had the title Ass. Professor and one was entitled as Prof. Dr.

Data Analyses

Content analysis approach was adopted in evalu-ating the obtained data. Content analysis aims to provide to be free of subjective factors in unders-tanding and interpreting a discourse. &ese tools and techniques put together under the name of content analyses might primarily be defined as a controlled interpretation e*ort and a “reading” tool based on deductively (Bilgin, 2006).

A specialist examination was conducted in order to provide the validity and security of the study. In this context, related to the process of qualitative rese-arch, two academicians (one Assistant Prof and one Associate Professor) were consulted. Again, an aca-demician entitled as Prof. Dr. was consulted to have his views on Teacher Proficiencies and the process of research was carried out. In the reporting of the findings, from the models that were named by Mo-les (1990) as analogy method was employed. &e studies related to the models were examined from the aspects of subject, study group, method, data collection techniques and then results and charts were developed.

Results

General Characteristics of the Studies Conside-red within the Scope of the Research

A great many of the studies conducted in the scope of proficiencies are made with teachers or prospec-tive teachers. Even though the studies are related to proficiencies on various fields, studies that have been conducted without being attached to a single field, aiming to determine professional proficienci-

es in general and studies based on the professional proficiencies determined by the Ministry of Educa-tion are greater in numbers. &erefore, the goal of the most of the studies on the subject field of profi-ciencies may generally be expressed as determining the “General Professional Proficiencies”. We may say that when the studies are examined in the met-hod context, quantitative method has intensively been adopted in the studies. It has been observed that most of these quantitative studies are mostly in scanning model. However, there are studies that the quantitative method is utilized and there is one study in which both qualitative and quantitative methods are used.

In the researches, surveys are generally used as data collection tools. &ese surveys are usually surveys developed by the researchers and they aim to deter-mine the perception level of the study group related to professional proficiency. Besides, interview and monitoring forms are used in some of the researc-hes, though few. When the results of the researc-hes are examined, it has been observed that a great amount of positive results have been obtained. In the examined studies, one “negative” result related to solely monitoring and evaluation and one “parti-ally proficient” result related to class management, the results of all the other studies are expressed as “positive” or “proficient”.

Still the important point here is the consistency of the goal and the results determined by the researc-hers in the conducted studies and that if the met-hod related to determining the results followed by the researcher is appropriate. One of the primary goals of the educational researchers is to monitor, record, and institutionalize the process of educa-tion and training. &ese tasks include a re$ective process that require the evaluation of the present moment and take decisions related to future, ma-king use of the students past experience according to Abbott (1995 as cited in Mortimore, 2000). In cases where the goal of the research is to determine the proficiencies, the research has to be conducted at the moment of application and in real media. According to Ekiz (2004); the expansive definition of the environment the persons subject to research live in, the places where the events and happenings occur are being conducted by qualitative research process. While qualitative research works on the meanings people possess, it develops an understan-ding around the main concepts and use every lead to evaluate them. An explanation is as meaningful as the extent to which we can grasp the environ-ment the goods are within.

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

804

In this context the meaning can be determined by the concept (media) and not any statistical indica-tors (Christians & Carey, 1989).

Evaluation of the Studies Examined within the Scope of the Research by Subject, Goal, Method and Results

It has been observed that most of the studies con-cerning determining teaching profession profici-encies are aimed to determine the “Perceptions of Professional Proficiencies” In most of the studies to determine the perceptions of proficiency, quan-titative method and surveys have been used. Also, in studies that aim to determine the level of pos-session of proficiency, quantitative method and surveys have been used. At the point where the result of the research is to be expressed, there are usually statements towards the “levels of possession of proficiency” and fewer statements for “levels of perception related to proficiency”. In the light of the data obtained from both findings it has been stated that they mostly have professional proficiencies. &e subjects of the researches are usually prospec-tive teachers and it is tried to determine the pro-fessional proficiency of the candidates, quantitative, research design is adopted and surveys are used as data collection tools. Also, generally perception of professional proficiency levels are tried to be deter-mined, quantitative, research methods are adopted and surveys are used as data collection tools. &ere are also statements related to the levels of possessi-on of perception of professional proficiency.

Discussion

&e main con$ict that the results obtained from the research reveal; is that even though the goal in the studies is to determine the professional proficienci-es of the teachers and prospective teachers, the eva-luations are made by relating to the comments of the participants (teacher or prospective teachers). As far as methods are concerned, even though there are no disadvantages in determining the teachers’ perception of proficiency or their general inclina-tions through quantitative methods or survey app-lications, quantitative methods or surveys alone are thought to be ine*ective at the job of determining the proficiency they possess.

Berger (1963); states that in the researches, peop-le should not be treated like puppets on a string or convicts, instead, they should be perceived as living actors on a stage continuously improvising (cited in

Christians & Carey, 1989). Because humans live by making interpretations. We are born into an intel-ligible an interpreted world, and we struggle to use these interpretations creatively for making sense of our lives and the lives of those around us. &e task of social science, the basic task of qualitative studies, is to study these interpretations so that we may better understand the meanings the people use to guide their activities (Christians & Carey, 1989). &erefore, it is believed that for the purpose of the expressions related to the possession of professional proficiency containing healthier information, the study group should be monitored in real environ-ment as a part of the process (Shermann & Webb, 2005). &us, we think that the possessed professio-nal proficiency levels may not be determined suf-ficiently by surveys, based on the self-perception of the individuals. &e studies have usually been conducted related to the determination of the pro-fessional proficiencies as a whole. Even though the scope of the professional proficiencies is very wide, the fact that it includes more than one concept, each being the subject of a di*erent line of specialty will cause limitations at this point. &e assessment tools (mostly surveys utilized in the researches are seen to be usually designed by the researchers. In the field that contains certain standards as profes-sional proficiencies, the extent of di*erentiation of the scales is considered to be another limitation.

Researchers are generally made towards the candi-date teachers. It might be considered important to call the candidate teachers to the center, give feed-backs to the system and taking precautions but the thought that professional skills will only be apparent while they are performed should be questioned at this point. On the other hand, in the researches, mostly the goal is determined to be the determinati-on of the perception of the professional proficiency and surveys have been used as data collection tools. However, at the conclusions, generally there are statements related to proficiency levels and it has been stated that the professional proficiencies were “good”. &erefore, this situation has caused the for-mation of inconsistencies regarding goal and results.

&e following suggestions for the studies on teac-hing profession proficiencies to be conducted are made in accordance with the results of the research:

In researches regarding the determination of the spe-cifications of the teachers, qualitative and quantitative approaches should be employed together and especi-ally qualitative approaches should be adopted.

- It is assumed that instead of researches towards all the fields of proficiency, research processes of

KA!KAYA���(YDOXDWLRQ�RI�WKH�5HVHDUFK�LQ�WKH�6FRSH�RI�WKH�3URILFLHQF\�RI�7HDFKHUV�LQ�WHUPV�RI�6XEMHFW���

805

narrower scope, and directed towards specific sub-proficiency fields may yield healthier results.

- In the researches related to proficiencies, it is supposed that studies focusing on the profes-sional proficiencies of the teachers and studies towards detecting the professional perceptions of the candidate teachers will be more e*ective.

- It is considered that in the researches, instead of utilizing surveys in which the limits are previo-usly determined, it would be more appropriate to use data collection tools like monitoring forms.

References /KaynakçaEğitim yönetiminde araştırma

Türkiye’de eğitim yö-netimi araştırmalarının durumu: Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi örneği

Nitel araştırma yöntemleri, Nvi-vo7 ile nitel veri analizi

Qualitative research methods for the social sciences.

%e new science of Giamba-tista Vico.

Sosyal bilimlerde içerik analizi: Teknikler ve

Keywords in qualitative methods: A vocabualry of reseach concepts.

Qualitative research for education: An introduction to theory and medhods

Quantity and quality in social research

Becoming critical: Education, knowledge and action research.

Research methods in mass communication

Eğitim dünyasının nitel araştırma paradigma-sıyla incelenmesi, doğal ya da yapay Türk Eğitim Bilimleri Der-gisi, 2

How to design and evalu-ate research in education.

Eğitim yönetimi alanında liderlik üzerine yapılan çalışmaların kuram, yöntem ve ele alı-nan değişken açısından incelenmesi

Handbook of qualitative research

Öğretmenlere yeterlik sınavı geliyor.

Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 10

Nicel nitel araştırma teknikleri, sosyal bilimlerde araştırma teknikleri nicel mi? Nitel mi?

Qualitative researching

yeterlikleri: Öğretmenlik mesleği genel ve özel alan yeterlikleri.

Qualitative data analysis

Les sciences de l’imprécis

Bri-tish Educational Research Journal, 26

2000-2003 yılları ara-sında yapılmış olan yüksek lisans tez özetleri çalışması

Türkiye’de eğitim yönetiminin akade-mik açıdan irdelenmesi: Görüşler ve sonuçlar

Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5

Qualitative research and evaluation met-hods

Sosyal araştırmalara giriş: Nicel ve nitel yaklaşımlar

Qualitative resarch in education: Focus and methods

yeterlikleri

Research methods for everyday life, blending qualitative and quantitative approaches

Researching education: Pers-pectives and techniques.

Sosyal bilimlerde nitel araştır-ma yöntemleri

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

806