KAMU YÖNETİM SİSTEMİNDE KÖY KORUCULUĞU VE KIRSAL ALAN GÜVENLİĞİ

41
ISSN: 1303 0035 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ Journal of Social Sciences Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

Transcript of KAMU YÖNETİM SİSTEMİNDE KÖY KORUCULUĞU VE KIRSAL ALAN GÜVENLİĞİ

ISSN: 1303 – 0035

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ

Journal of Social Sciences

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

ISSN: 1303 – 0035

http://www.sbedergi.ibu.edu.tr

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Journal of Social Sciences

İmtiyaz Sahibi / Published By

Prof. Dr. Yahya Mustafa KESKİN

Müdür / Manager

Editor / Editor

Yrd. Doç. Dr. Şaban DOĞAN

Editör Yardımcısı / Vice Editor

Yrd. Doç. Dr. Serdar UĞURLU

Dergi Yayın Kurulu / Editorial Board

Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ, Doç. Dr. Pınar ENNELİ, Doç. Dr. Erol ÖZTÜRK,

Yrd. Doç. Dr. Fatih KONUR, Okt. Uluhan ÖZALAN

Dergi Sekreterleri / Secretary

Arş. Gör. Melis Sezen GÜNEŞ

Arş. Gör. Tuğba METİN

Yazışma Adresi

Yrd. Doç. Dr. Şaban DOĞAN

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

14280 Gölköy / BOLU

Submission Address

Assist. Prof. Dr. Şaban DOĞAN

Abant Izzet Baysal University

Graduate School of Social Sciences

Journal of Social Sciences

14280 Bolu / TURKEY

Tel: (0374) 254 10 00 – 1497 – 1484 Faks: (0374) 253 49 65

E-posta: [email protected]

Sayfa Düzenleme: Uzm. M. Süalp GÜLER

Basım Yeri ve Tarihi: AİBÜ Basımevi – 2013

Dergimiz Ebscohost, Index Copernicus, Contemporary Science Association, Modern Language

Association (MLA) ve Akademia Sosyal Bilimler Indeksi (ASOS Index) tarafından

taranmaktadır.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

* AİBÜ-Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünce

yılda iki kez yayımlanan hakemli bir dergidir.

* Dergide yayımlanmak üzere gönderilen yazılar, belirtilen kurallara uygun

olarak hazırlanmalıdır.

* Dergide yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yazara ait olup, AİBÜ-

Sosyal Bilimler Enstitüsünü bağlamaz.

* AİBÜ-Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinde yer alan yazılardan kaynak

gösterilerek aktarma ve alıntı yapılabilir.

Abant İzzet Baysal University

Graduate School of Social Sciences

Journal of Social Sciences

* The Journal of Social Sciences (ASBED) is a bi-annual journal published by

Abant İzzet Baysal University Graduate School of Social Sciences. ASBED

publishes peer-reviewed studies in the fields of social sciences.

* Submitted articles should strictly follow the format of the author guidelines at

the end of this journal.

* If you have any questions regarding the submission process please send an

email to [email protected] to contact the editorial office.

*The journal is indexed by Ebscohost, Index Copernicus, Contemporary

Science Association Databases, Modern Language Association and Asos

Index.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

2013 Yılının Bilimsel Danışma Kurulu

Prof. Dr. Halil İbrahim BAHAR, Polis Akademisi

Prof. Dr Bünyamin DURAN, Celal Bayar Üniversitesi

Prof. Dr. Ahmet Ali KARACA, Avrasya Üniversitesi

Prof. Dr. Yahya Mustafa KESKİN, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Prof. Dr. Haluk SELVİ, Sakarya Üniversitesi

Prof. Dr. Yaşar ŞENLER, Namık Kemal Üniversitesi

Prof. Dr. Şevket TÜYLÜOĞLU, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Prof. Dr. Doğan UYSAL, Celal Bayar Üniversitesi

Prof. Dr. Saime YÜCEER, Uludağ Üniversitesi

Doç. Dr. Ahmet BEŞKAYA, Turgut Özal Üniversitesi

Doç.Dr. Kemal CAN, Çukurova Üniversitesi

Doç. Dr. Yusuf CERİT, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Doç. Dr. Hüseyin CİNOĞLU, Polis Akademisi

Doç. Dr. Yusuf DEMİR, Süleyman Demirel Üniversitesi

Doç. Dr. Nihan ÇETİN DEMİREL, Yıldız Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Şahabettin GÜNEŞ, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Doç. Dr. Mehmet Emin İNAL, Akdeniz Üniversitesi

Doç. Dr. Ebru Tümer KABADAYI, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Doç. Dr. Ramazan KILIÇ, Dumlupınar Üniversitesi

Doç. Dr. Ersan ÖZ, Pamukkale Üniversitesi

Doç. Dr. Şuayip ÖZDEMİR, Afyon Kocatepe Üniversitesi

Doç. Dr. Fazlı POLAT, Atatürk Üniversitesi

Doç. Dr. Tarık VURAL, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Nazlı Rana GÜREL, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Melik KOYUNCU, Çukurova Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Meltem KÖSTERELİOĞLU, Amasya Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman SOLAK, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Süleyman ŞAHİN, Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Mehmet TEKİNKUŞ, Gaziantep Üniversitesi

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

ISSN: 1303 – 0035

http://www.sbedergi.ibu.edu.tr

İÇİNDEKİLER

İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Âkif’in Millî Mücâdeledeki Üstlendiği Rol

Üzerine Bir Araştırma…………………………...………........................... 1

Gökmen MOR – Hacı Veli BİŞKİN

Doğrudan Yabancı Yatırımların Analizi ve Gelir İlişkisi: Gelişmekte

Olan Ülkeler Örneği………........................................................................ 17

Ece EROL – Serkan ÇINAR

Seçmen Tercihlerinin Oluşumunda Vergi Propagandası: Ampirik Bir

Çalışma………………………………………….………........................... 37

İhsan Cemil DEMİR

Sosyolojik Bir Teori Olarak Sembolik Etkileşimciliğin Ontolojik Temeli

ve Din Olgusu………………………………………...…........................... 57

Özcan GÜNGÖR

Tüketici Entrosentrizmi ve Menşe Ülke Etkisi Ekseninde Satın Alma

Kararlarındaki Rolü: CETSCALE Ölçeği İle Bir Uygulama.................... 93

Didar Büyüker İŞLER

Romen Diplomatların Raporlarında Atatürk’ün Hastalığı, Ölümü ve

Cenaze Töreni……….................................................................................. 123

Ömer METİN

İslam’ın İlk Yıllarında Kadın Eğitimi …………………........................... 141

Mustafa ÖNDER

Kamu Yönetim Sisteminde Köy Koruculuğu ve Kırsal Alan Güvenliği… 155

Güven ŞEKER

İMKB-100 Endeksinin Destek Vektör Makineleri ile Günlük, Haftalık ve

Aylık Veriler Kullanarak Tahmin Edilmesi ……………........................... 189

Nezih TAYYAR – Selin TEKİN

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Cilt/Volume: 13 Yıl /Year: 13 Sayı/Issue: 1 Bahar/Spring 2013

ISSN: 1303 – 0035

http://www.sbedergi.ibu.edu.tr

İÇİNDEKİLER

2008 Krizinin Avrupa Birliği Ülkelerine Etkisi ve Krizleri Önlemeye

Yönelik Geliştirilen Mekanizmalar………................................................. 219

Erdem TURGAN

Kuruluş Yeri Seçim Problemlerinde Çok Kriterli Karar Verme

Yöntemlerinin Kullanılması ve Bir Uygulama …………........................... 257

Ahmet Serhat ULUDAĞ - Muhammet Emin DEVECİ

Öğretmenlerin Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven Algıları………........... 289

Kaya YILDIZ

A Case Study on the Effectiveness of Speed Enforcement on Roadways

in Turkey……………………………………………...…........................... 317

Sefer YILMAZ

Katılım Şartları - Genel İlkeler.................................................................... 331

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

155

KAMU YÖNETİM SİSTEMİNDE KÖY KORUCULUĞU

VE KIRSAL ALAN GÜVENLİĞİ

Güven ŞEKER*

VILLAGE GUARD AND RURAL AREA SECURITY IN

PUBLIC ADMINISTRATION

Öz

Köy korucuları, köy idari alanında bütün kamu güvenlik hizmetleri ve köy

çevresi güvenliği ile sorumludurlar. Köy Kanunu ile köy koruculuk sistemi 1924

yılından beri ülkemizde uygulanmaktadır. Kanun yolu ile köylünün mecbur

yapacağı işler arasında sayılan korucu tutma köy muhtarının sorumluluğunda

köyün dirlik, düzen ve güvenliğinin sağlanabilmesini amaç edinmiştir.

Güvenlik hizmeti kavramı içerisinde kent, kasaba, kırsal alan polislik faaliyet

alanları bulunmaktadır, her birinin durumu ile ilgili ayrı ayrı düşünülerek çalışma

yapılmalıdır. Kırsal alan polisliği dar alanda idare edilen bir kolluk faaliyetini

ifade etmektedir. Bu gün Avrupa, Amerika, Kanada gibi gelişmiş ülkelerde

uygulanan kırsal polislik alanında ciddi faydalar sağlayan örnek uygulamalara

sahiptir. Kırsal polis topumdaki küçük olayları sosyal ilişkiler kullanarak

çözebilme başarısını gösteren ve halka yakın, halktan biri olarak davranabilen

kolluk görevlilerini ifade etmektedir.

Çalışmada ortaya konan kırsal alan polisliği kavramı, çalışma yapılan alandaki

ulusal ve uluslararası kaynakların yetersizliğine rağmen kent polisliği kavramı ve

teorik yapısı ile ele alınarak kırsal alan, koruculuk gibi ilgili bazı teorik

gerçekliklerle geniş bir bakış açısı ile ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Köy Koruculuğu, Kırsal Alan Polisliği, Koruculuk, Kamu

Yönetimi, Güvenlik

Abstract

Village guards work in village administrative area where public security services

and village security are responded its’ area. Village Law and Urban Guard

system has been used in Turkey since 1924. Villagers have to rent guard is under

Village autonomous mukhtar responsibility, this propose aim is villages’ order,

security and unity.

* Yrd. Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Kamu

Yönetimi Bölümü, e-posta: [email protected]

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

156

In security concept urban, province and rural areas are include and covering

policing actions, there should be work and to think on each one. Rural are

policing is highlighted security activity to work in narrow area. Today Like

Europa, America, Canada developed countries have got rural policing best

practice which provided serious benefit. Rural police solve the minor events with

social ties whom works close to community as themselves is mentioned security

officers.

In work, urban policing concept which held on, despite the poor both national

and international resource, with the help of urban policing and its’ theorical

body, It is handled from wide perspective.

Key Words: Village Guard, Rural Area Policing, Guard, Public Administration,

Security

Giriş

442 sayılı 18.03.1924 tarihli Köy Kanunu ile köy koruculuk sistemi 1924

yılından beri ülkemizde uygulanmaktadır. Kanun yolu ile köylünün

mecbur yapacağı işler arasında sayılan korucu tutma köy muhtarının

sorumluluğunda köyün dirlik, düzen ve güvenliğinin sağlayabilmesini

amaç edinmiştir. Kanun “köylünün ırzına ve canına ve malına el uzatan

ve hükümet kanunlarını dinlemeyen kimseleri köy korucuları ve gönüllü

korucularla yakalattırarak hükümete göndermek” görevini köy muhtarına

özel kolluk amiri gibi görevlendirme yaparak ortaya koymuştur. Köy

kanunu yolu ile az gelişmiş, kırsal alan ikamet sahiplerine koruma

hizmeti köy korucuları eli ile sağlanmak istenirken zaten bütçesi kısıtlı

köy ikamet sahiplerinin bu hizmeti sağlamak için ayrıca bütçe ayırıp köy

muhtarının koordinesinde koruculuk faaliyetini sürdürmedikleri, bu

faaliyetin ancak devlet parasal desteği ile olağan üstü hal durumu olan1

ülkenin doğu ve güney doğu Anadolu bölgesinde “geçici ve gönüllü köy

korucusu” adı altında yerine getirildiği görülmektedir.

1 Köy Kanunu, Madde 74/ (Ek fıkralar: 26/3/1985-3175/ 1 md

Değişik:7/2/1990-3612/2 md) ile “Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illerde

olağanüstü hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet hareketlerine ait ciddi

belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya ne sebeple olursa olsun

köylünün canına ve malına tecavüz hareketlerinin artması hallerinde de valinin

teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile yeteri kadar “geçici köy korucusu”

görevlendirilebilir” denilmektedir.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

157

Köy korucuları, köy idari alanında bütün kamu güvenlik hizmetleri ve

köy çevresi güvenliği ile sorumludurlar. Benzer şekilde gelişmiş ülke

kırsal alanında faaliyet gösteren korucular, ortaya çıkabilecek yaya ve

araçlı devriye ile ilk müdahaleci ekip olarak gider ve duruma göre diğer

müdahale ekiplerinde davet eden birim olmaktadır. Aynı zamanda

ekipman ve eğitim olarak ortaya çıkan küçük problemleri de başa

çıkabilecek durumdadırlar. Kırsal alan olarak ifade edilen Alaska

bölgesinde cinayet ve kaza ile ölüm oranları yakın ilçe çapındaki

oranlardan 10 kat daha fazladır. Zor tabiat şartları, yol ve erişimin kırsal

alanlara güçlüğü veya olmaması klasik koruculuk işine uygun olmayan

bir durumu ortaya çıkartmaktadır. Birçok köyde klasik/ polis yerine köy

kamu güvenliği memurları hizmet vermekte, kolluk faaliyetleri, su

güvenliği, itfaiyecilik, tıbbi yardım, arama kurtarma faaliyetlerini

yürütmektedir. Bu köy kamu güvenliği görevlisi “on parmağında on

marifet olan kişi” olarak da adlandırılabilen kişi haline gelmiştir (Wood

2001, 18). Ancak bu kadar marifetli korucu için olmazsa olmaz şartlardan

biriside eğitimdir, eğitim olmadan günümüz modern kamu güvenlik

hizmetlerinin verilemeyeceği öngörülmektedir.

Çalışmada ortaya konan kırsal alan polisliği2 kavramının, kent polisliği

kavramı ve teorik yapısı ile ifade edilmesi pek uygun görünmese de3

çalışma yapılan alandaki ulusal ve uluslararası kaynakların yetersizliği,

konunun fazlaca ele alınmaması yanında kırsal alan ile ilgili bazı teorik

gerçekliklerle konu geniş bir bakış açısı ile ele alınacaktır.

1. Kırsal alanda Güvenlik Hizmeti

Güvenlik hizmeti kavramı içerisinde kent, kasaba, kırsal alan polislik

faaliyet alanları bulunmaktadır, her birinin durumu ile ilgili ayrı ayrı

2 Polislik terimi bütün kolluk faaliyetlerini ifade eden genel şemsiye kavram

olarak kullanılmaktadır, bu konu ile ilgili bkz. ŞEKER, Güven, DERDİMAN

Ramazan C., (2013). “Polislik” Terimine Farklı Bir Bakış ve “Toplum Destekli

Polislik” Yöntemlerinin Özel Güvenlik Faaliyetlerine Uyarlanabilirliği”.

III.Özel Güvenlik Sempozyumu. Yayınlanmamış Çalışma, Gaziantep, 01-02

Mart. 3 Kırsal alan polisliği ile ilgili lütfen bkz. Derounian, 1993; Jobes, 2003; Moody,

1999.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

158

düşünülerek çalışma yapılmalıdır. Nitekim Liederbach (2005, 419),

tarafından yapılan sistematik gözlem çalışmasında kasaba polislerinin

kendilerini kırsal ve kent polisi arasında gördükleri tespit edilmiştir;

işlerini çözerken daha çok kent polisinin izlediği suçla mücadele tarzı ile

çalıştıkları, diğer zamanlarda resmi olmayan ve daha çok kişisel kırsal

alan polislik tarzlarını kullandıkları tespit edilmiştir. Kırsal polis

topumdaki küçük olayları sosyal ilişkiler kullanarak çözebilme başarısını

göstermeli ve halka yakın, halktan biri olarak davranabilmelidir. Zaten bu

görevi yapan kişiler toplum içinde kilise üyesi, takım kaptanı gibi işleri

yapmaktadırlar ve kent polisinin tersine birbirlerini toplum içinde çok iyi

bildiklerinden dolayı küçük problemleri kolaylıkça çözebilmektedirler.

Bu durumda görev yapan kırsal polis olayın içine girdiği zaman dışarıdan

biri olarak durmaktadır. Çünkü çalıştıkları topluluğun içine girip de

yaşama büyük kent bütünlüğünde mümkün olmasa da kırsal alanda daha

olası bir durumdadır.

Örneğin; kırsal alan polisliğinde devriye faaliyetlerinin yapısı temel

olarak farklılıklar göstermektedir. Kırsal alan devriyeleri göreve

çıktıklarında takviye birimlerin görev yerine gelmesi zaman ve mesafe

açısından çok zaman alacağından aynı görevi yapan kent polisleri gibi

kendilerini güçlü şekilde tehlikede hissetmeme duygusunu

yaşamamaktadırlar. Christensen ve Crank (2001, 78), etnografik

çalışmalarında polis işi ve kültürü ile ilgili kırsal alan durumlarını ortaya

koymuşlar, çalışmalarında kasaba ve kırsal alan polisliği ile ilgili bilimsel

çalışma eksikliği bulunduğunu belirtmiştirler. Bu çalışmada tüm polis

yapılarının bir organizasyon etrafında oluştuğu, kırsal alan polisliğinde

bazı önemli noktaların olduğu ve bunların mutlaka ele alınması gerektiği

belirtilmiştir. Kent araştırmalarında yapılan genellemeler daima kırsal ve

/veya kasaba güvenlik uygulama durumlarına çevrilerek ele alınamazlar.

Polisliğin her zaman her alan için uygulamada eşit bir durum

oluşturmadığını ortaya koymuşturlar. Örneğin; kırsal alan polisliğinde

kullanılması gereken aletlerde de temel farklar bulunmaktadır. Kent

alanında diğer hizmet alanlarına destek amaçlı olarak erişilebilmesi daha

kolay iken kırsal alanda görev yapan polisin her işini kendi yapacak

şekilde donanımlı olması açılamayan kapıyı çilingir edası ile açması

gerekmektedir.

Alaska’da 1959 yılından beri kır polisi görevine görevli ataması

yapılmasının gerçekten çok zor olduğu ortaya konulmuştur. 2001 yılı

itibari ile Alaska yerli köy polisi birimlerinde yıllık %500 gibi büyük bir

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

159

rakamda görevli kaybı yaşanmıştır. Amerika’ da birçok yere küçük ve

kırsal polis birimleri benzer problemlerle karşılaşmaktadırlar. Kırsal

alanda görev yapan polisler kasaba ya da kentlerde benzer görevi yapan

meslektaşlarından daha az hizmet etmektedirler. Küçük polis birimlerinde

iş bırakma büyüklerine göre daha fazla olmaktadır. Halktan alınan düşük

vergilerden dolayı bu görevliler daha az sosyal hak, maaş ve ekstra

kazanç sağlamaktadırlar, bundan dolayı işten ayrılmalar olmaktadır

(Wood, 2001, 16).

Walker (2005), polislik çalışmalarının bütününün (hatta tamamen

hepsinin) kent polis yapısı üzerine kurgulandığı buna da “büyük kent

tabanlı” polis teorik yapısı denilebileceği belirtilmiştir. Liederbach

(2005), bugünkü yapıda çok önemli bir şeyi tespit etmiş ve toplum

destekli polislik çağında daha fazla insanın yaşadığı yerdeki insanlar ile

ilgili çalışma eksikliği olduğunu belirtmiş, bunun yanında diğer alanların

zaten el değmemiş olduğunun altını çizmiştir. Kırsal alanda çalışan

görevliler tam olarak tanınamaz ise bunlar ile ilgili nasıl bir araştırma ve

çalışma yapabilir? konusunda çalışma yapmak gerekmektedir.

1.1.Kırsal Alan Güvenliği ve Türkiye

Kırsal alan kültürü kent kültüründen sosyal, ekonomik, etkinlik ve

coğrafik olarak farklılaşmaktadır. Kırsal alanlar resmi olmayan sosyal

kontrol ile kentsel alanlardan daha fazla koruma altındadır. Kent alanında

çok görülen ancak kırsal alanlarda alışveriş arabasından ve çalışanların

hırsızlığı suçlarından rapor edilen olaylar bulunmamaktadır. Avustralya’

nın kırsal alanlarında özellikle intihar suçları gibi özel problemlere karşı

daha fazla dikkat etmektedir (Jobes 2003, 5).

Tablo 1’den anlaşılacağı gibi Türkiye’de kent (il ve ilçe) ve kırsal (belde

ve köy) genel nüfus oranları 2007 yılından sonra kent nüfusu artmasına

rağmen kırsal alan sabit şekilde varlığını sürdürmektedir. Kentte yaşayan

insanların nüfusları artmamasına rağmen, kentsel nüfusun göçler ile

arttığı düşünülmektedir, bu rakamların önümüzdeki zamanlarda farklı

nedenlerden dolayı dinamik şekilde yukarı ve aşağı değişebileceği

söylenebilir. Özellikle kırsalın ekonomik nedenlerle çekme gücü

oluşturma ihtimali nedeni ile bu alanlara doğru göç, durumları

geliştiğinde kırsal alan güvenliği bu alanlardaki düzensizlik, suç konuları

kamunun önünde çözülmesi gereken konular olacaktır. Bundan dolayı

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

160

zamanında ve zemininde uygun sistem çalışmaları yapılması gerektiği

düşünülmektedir4.

Tablo 1. İl / İlçe Merkezi, Belde / Köy Nüfusu ve Yıllık Nüfus Artışı

Türkiye göç ve yerinden olmuş nüfus araştırması kapsamında önemli bir

yer tutan güvenlik ile ilgili göçler kategorisinde, can ve mal güvenliğine

ilişkin kaygı, güvenlik kuvvetlerinin küçük yerleşim yerlerinde

yaşayanların güç coğrafi koşullar gibi nedenlerle güvenliğini sağlamakta

zorlanmaları nedeniyle bu tür yerleşim yerlerinin boşaltılması talebi, terör

örgütüne katılma baskısı, korucu olunması yönündeki talep, denetimli

gıda geçişi ve can ve mal güvenliğinin sağlanmasında ortaya çıkabilecek

sorunlar nedeniyle yayla yasağının olması gibi nedenler bulunmaktadır

(HÜNEE, 2006). Aslında ülke de ciddi anlamda güvenlik ihtiyacından

kaynaklanan problemler bulunmaktadır, en ciddi ve yoğun beklenti ise

doğu ve güney doğu Anadolu bölgesinde bulunan köyde ikamet eden

vatandaşların güvenli alan, mekan beklentisidir.

“Türkiye’deki Köy koruculuğu sisteminin neden ve sonuçları” isimli

çalışmasında Balta (2004), Türkiye’deki PKK ile mücadelede siyah kutu

olarak “Köy koruculuğu” sistemini belirtmektedir. Köy korucularını

komşularına karşı cinayet işleyen, işkence yapan ve onlara eza cefa

çektiren kişiler olarak belirtmektedir. Köy koruculuğu sistemini devletin

zayıf tarafının işareti olarak ortaya koymuştur. Bu zayıf tarafın modern

uygulamalar ile güçlendirilerek görev alanına çıkması köyde yaşayan

4 İl ve Cinsiyete Göre İl/İlçe Merkezi, Belde/ Köy Nüfusu ve Nüfus Yoğunluğu,

http://tuik.gov.tr, (E.T.16.01.2013).

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

161

vatandaşın kendini güvende hissetmesi açısından önemli bir durum

olacaktır.

2. Kırsal Alan Sistemi, Polislik Faaliyetleri

James Q. Wilson (1968), polis örgütünün standart sınıflamasını yapmış

ve polisi koruma, adli, idari polislik faaliyetleri olarak polisin üç çalışma

tarzını ortaya koymuştur. Wilson’ a göre memurlar koruma tarzını

kullanırken; daha çok usulsüzlüğe bulaşmakta, adli tarzı kullananlar daha

fazla güç kullanmakta ve bu durum idari tarza yönelimi daha da

azalmaktadır. Bu tespit 1980’ de Friderich’ in yaptığı çalışma ile de

ispatlanmıştır. Köy korucuları da bekçilik, koruculuk, koruma faaliyetleri

yaptıklarından Wilson sınıflandırmasına göre usulsüzlüğe açık bir alanda

hizmet vermektedirler.

Kırsal alan polisliği dar alanda idare edilen bir kolluk faaliyetini ifade

etmektedir. Worden (1996, 28), adli birimlerin bürokratik hizmet veren

müdürlüklerinden daha fazla suçla mücadeleye odaklandıkları dolası ile

güç kullanmaya daha çok meyilli olduklarını tespit etmiştir. Worden’ın

teorisine göre daha küçük ve bürokratik hizmet sunan müdürlüklerde güç

kullanım oranları düşük olabilir. Çünkü bu hizmet birimlerinde

yöneticiler alt birimlerini kolaylıkla izleyerek verilen hizmeti

yönlendirebilmektedirler.

Bazley, Lersch ve Mieszkawski (2006), güç kullanımı ile ilgili yaptıkları

çalışmalarında konuya bakışı değiştirerek daha önceden devriye polisleri

ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalardan farklı olarak polis görev alanında

görev yapan dedektifler (uzmanlık birim polisleri) üzerine çalışmışlardır

ve onlarında güç kullanma ile ilgili görev raporları bulunduğunu

görmüşlerdir. Dedektiflerin genellikle ve görev aldıkları araştırmalarda

güç kullanmayı nasıl yerine getirecekleri ile ilgili önceden plan

yaptıklarını tespit etmişlerdir. Bu durum devriye polislerinde farklıdır,

devriye polisleri ani gelişen olaya müdahale etmekte ve olay sonunda ne

olacağını tahmin edememekte ve olay sonucunda beklenenden farklı bir

durum ortaya çıkabilmektedir. İlginç şekilde dedektiflerin kendi devriye

işi yapan meslektaşlarından daha fazla güç (yaptıkları işte planlama var

olmasına rağmen) kullandıkları ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde köy

korucuları da bireysel şekilde görev yapan birim olduğundan ülkede

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

162

kırsal alanda görev yapan jandarma dan farklı olarak münferit farklı

davranışlar sergile(yebileceği)diği ifade edilmektedir5. Grant ve Grant

(1996), memur seçme ve güç kullanmada gereksiz şiddet kullanılması

konusunda çalışma yapmışlardır. Yaptıkları çalışmada gelecekte ortaya

çıkacak şiddetin önceden yapılan psikolojik testler ile ortaya

çıkartılamayacağını ortaya koymuşlar, ancak personelin eğitim, asalet

tasdiki süreçleri içinde izlenme ve performansının ortaya konulması takip

edilirken yapılacak tespitlerin önemli olduğu belirtilmiştir. Yapılan

çalışmalar göstermiştir ki, memurların kariyer gelişim süreçlerinde

sürekli psikolojik olarak yapılacak izlemeler vatandaşa karşı gereksiz

veya aşırı güç kullanımını azaltmaktadır. Ne yazık ki kırsal alanda görev

yapan köy korucusunun sistem içinde takibi pek mümkün ve gerekli

görülmediğinden süreçte idari takip yapılarının geliştirilmesi önemlidir.

Polis memurlarının grup sosyalizasyonu içinde, bireysel olarak güçlü

sosyal etkinin olduğu bu etki ile genel olarak halktan kendilerini resmi

olmayan şekilde soyutlayan ve ayrıştıran bir yapıda hareket ettikleri

ortaya konmuştur. Westley (1953), Şiddet ve Polis isimli çalışmasında

grup dayanışması içinde bulunan polisin vatandaş ile iletişimde şiddeti

nasıl algıladığı ortaya konmuştur. Çalışmada görev yapan polislerce

şiddetin normal ve işin gereği olarak görüldüğü belirlenmiştir.

McNamara (2002), yaptığı çalışmada polis alt kültürünün neden güçlü

olduğu ile ilgili sebepleri detaylı olarak ortaya koymuştur. Çalışmada

polis memurlarının eğitimlerinin dış dünyadan gelebilecek tehditlere karşı

birbirlerini koruma ve kollama üzerine kurulduğu ortaya koymuştur.

5 Human Rights Watch, (2012). Türkiye’de Doksanlarda Gerçekleşen Faili

Meçhul Cinayetler ve Kayıplar İçin Cezasızlığın Sona Erdirilmesi, U.S.A.,

erişim:

http://www.hrw.org/sites/default/files/reports/turkey0912tuwebwcover.pdf,

(E.T.13.02.2013).; Kurban, Dilek (2009), “Bir Güvenlik Politikası olarak

Korucu Sistemi”, (ed.) Ali Bayramoğlu ve Ahmet İnsel, Almanak Türkiye

2006-2008 Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim, TESEV: 253-260.;

Akay, Hale. (2009). Türkiye’de Güvenlik Sektörü, Sorular, Sorunlar,

Çözümler. İstanbul: TESEV Yayınları.; Kurban, Dilek Yükseker, Deniz, Ayşe

Betül Çelik, Turgay Ünalan ve A. Tamer Aker, “Zorunlu Göç” ile Yüzleşmek:

Türkiye’de Yerinden Edilme Sonrası Vatandaşlığın İnşası, İstanbul: TESEV,

2006; Kurban, Dilek, Ayşe Betül Çelik ve Deniz Yükseker, Güvensizlik

Mirasının Aşılması: Devlet ve Yerinden Edilen Kişiler Arasında Toplumsal

Mutabakata Doğru, Cenevre ve İstanbul: NRC/IDMC ve TESEV, 2006.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

163

Memurlar suçlular ile politikacılar ve genel olarak halk ile sürekli çatışma

içindedirler. Aynı zamanda görevini yaparken her yaptıklarını da içsel

olarak doğrulayarak kendilerini yüksek ahlak sunucuları olarak

gördükleri belirlenmiştir. Aslında bu durum toplumu koruma ve onlara

hizmet etme görevi olan polisin bu yol uğrunda şiddet kullanmanın da

kabul edilmesi gereken bir konu olduğu görüşüne sahip oldukları ortaya

konmuştur. Özellikle eğitim ve kurum kültürü çalışmalarında personele

yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmalarında güç kullanma, şiddet,

topluma hizmet kültürü gibi konularda yoğun çaba harcanarak verilen

hizmetin kabul edilebilir seviyelere getirilebileceği düşünülmektedir.

Nitekim Terril, Paoline ve Manning (2003), polis davranışları ile polis

kültürü ve onun davranış kalıpları arasında ilişki olduğunu bu ilişkinin de

olası güç kullanımı durumlarında ortaya çıktığını tespit etmiştirler.

Amerika’da farklı polis birimlerinde yapılan çalışmalarda evrensel

paylaşılan polis kültürü olmadığı fakat daha çok sokakta görev yapan

polislerin daha fazla geleneksel polis kültürüne sahip oldukları ortaya

konmuştur. Bu alanda görev yapan memurların her şey, her durum ile

ilgili saldırgan tarzda, aktif suç mücadelesi yapılması gerektiği ayrıca

halktan da kendi suç ile mücadele metotlarına katılmayan ve

desteklemeyenler ile ilgilide karşı durma ve onlarla çatışma fikirlerinde

oldukları ortaya koymuştur. Özellikle ön cephelerde bulunan görev alanı

ile ilgili benzer karakteristik yapısı bulunan korucuların da polislerde olan

benzer alt kültür ve toplum ile çatışma risklerine karşı farklı çalışmalar

yapılması gerekir.

Cancino, (2003, 156), polis işi ile ilgili yaptığı 50 yıl önceki durum ile bu

günkü durum karşılaştırarak yaptığı analiz de; “50 yıllık sürede yeni polis

alımı, seçimi, eğitimi ve demografik karakteristiğinin değiştiği, ancak

polis işinin gerçeklerinin halen aynı olduğunu” ortaya konmuş ve aynı

gerçeğin polis alt kültürü içinde geçerli olduğunu belirtmiştir. Görüldüğü

gibi silahlı sivil görev alanı içinde teknoloji gelişse de gerçeklikler

değişmemektedir. Değişmeyen gerçeklikleri göz önüne alarak sisteme

uygun idari düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

Fyfe (1981), polisin ateş etmesi ile ilgili ırk ve farklı açılardan konunun

değerlendirmesini yapmıştır. Çalışmasında sahip olunan ırkın ateş etmeye

etkili olduğunu ortaya koymuştur. Konunun düşünce yapısında bulunanın

tersine beyaz memurlar, siyah memurlardan daha fazla bir şekilde

azınlıklara yönelik ateş etmede hızlı davranmamaktadırlar. Bu çalışmada

“azınlık memurlarının polis içinde ateş etme olaylarında konu daha çok

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

164

görevlendirme, sosyalleşme ve yerleşim konuları ile ilişkili olduğu tespit

edilmiştir. Fyfe siyah polis memurlarının daha çok fazla azınlıkların

bulunduğu mahallelere görevlendirildikleri ve bu durumunda daha fazla

ateş etme oranına etki edebileceğinin altı çizilmiştir. Bu anlamda aslında

görev alanından aynı sosyo-kültürel yapıdan gelen korucuların

görevlendirilmesi yolu ile istenmeyen davranışların çıkmasının

azaltılabileceği aynı zamanda tersi durumlarda da vahim olayların ortaya

çıkmasının mümkün olabileceği düşünülmektedir. Diğer başlık altında bu

konu detaylı olarak ele alınacaktır.

3. Kırsal Polislik Faaliyetleri

Kırsal topluluğun doğası ve şartları tarif etmelerine göre yerel polis kendi

görevini yerine getirir, burada standart eğitim, rollerin standart şekilde

tarif edilen, polis tarafından uygulanan birimin bürokratik yapısına uygun

olarak tekil hareket tarzları olmalıdır (Jobes, 2003). Toplum içinde

yaşayan yerel insan ve grupların polis ile iletişime sık sık geçmeleri, yerel

lider ve vatandaşlarca desteklenen geniş, sosyal sistem polisin kendine

yapılan çağrılara nasıl cevap vermesi, kamu güvenliği ile ilgili hizmeti

nasıl verecekleri tüm bu durumlara göre şekil almaktadır (Jobes, 2003;

Hagan, 1989) .

Yapılan çalışmalarda kırsal bölgede yaşayan vatandaşlar görev yapan

memurları ilk olarak yerel toplumun üyesi olarak görmekte (vatandaş

gibi) ikinci olarak polis memuru olarak görmektedirler. Weisheit, Falcone

ve Wells, (1999, 11) “Küçük kasaba memurları eğer ben ……. Kulübün

ya da grubun üyesi olursam insanlar bana daha çok yardım ederler”,

şeklinde fikrine sahip olduklarını ifade etmektedir. Cordner ve

Scarborough (1997), yaptığı çalışmada kırsal polislerin toplumdaki temel

organizasyonlar ile uzun süreli ilişkiler kurduklarını (özellikle kilise ve

gençlik kulüpleri gibi) gözlemlemiştir. Kırsal polis Alaska ve Doğu

Kanada Antartika bölgesinde polis, itfaiye, acil tıbbi hizmetler ve bazı

sosyal hizmetleri vermektedirler. Başka ifade ile eğer birinin bir problemi

olursa ve kendi başına veya arkadaşı, aile, komşularının yardımı ile bu

problemi çözmezse polisi çağırmaktadır (bu çağırma işi daha çok arkadaş

ya da komşu çağırma gibi bir şeydir.)

Avustralya’ da kırsal polisin sosyal durumu yerel, toplum içinde

yerleşimi polis organizasyonunun örgütlenme şeklinden farklılık

göstermektedir. Avustralya’ da polis hizmetleri her bir eyalette merkezi

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

165

şekilde kontrol ve organize edilen bir yapıdadır. Newsouth Wales eyaleti

80 yerel alan yönetimine bölünmüştür, her biri bir ya da iki polis

merkezine sahiptir (New South Wales Police Service, 2001). Polislerde

değişik yerel alan yönetiminde de polis merkezinden diğer polis

merkezine gerektiğinde tayin olmaktadırlar. Avusturya’ daki bu benzer

kırsal polis yapısı Kanada ve Amerika’ deki yapılara benzemektedir.

Jobes ve ark. (2000), toplumda etkili olabilmek için polisin yerel

yerleşimcilerinin bilgilere ulaşılabilmelerinin mümkün kılınmasının

önemli olduğunun altı çizilmiştir. Bundan dolayı, toplumun iyi bir

çalışma ilişkisi sağlanabilmesi için kendi taraflarına alınması önem arz

etmektedir. Örneğin küçük kırsal topluluklarla yerel polis eğer komşu

kasabada yerel ikamet sahipleri küçük suçlardan dolayı yakalanırsa,

(Örneğin; içkili araç kullanma) bu durumda vatandaşı ile diğer hukuk

adamı arasında arabuluculukta bulunarak yardımcı olmaya çalışmalıdır.

Ayrıca bu özel hizmetlerin ötesinde ilişkilerin daha iyi olması için daha

fazlası da gereklidir. Jobes (2003), hizmet edilen insanların polisin

kabulünü sağlayabilmesi için iş ile ilgili olmayan hizmet görevlilerinde

yerine getirmelidir. Bu hizmetler sürekli yerine getirilmediği zaman daha

sonraları yerel olaylar ile ilgili bilgi bulmaları ciddi anlamda zor

olacaktır. Bu durumda kırsal polislerin bir hukuk adamı olarak toplum

içinde yaşamaları ciddi sıkıntılı bir konudur. Polis ve ailesi toplum

üyeleri içinde ciddi şekilde görünür durumdadırlar. Bu konu ile ilgili bir

memur “yakaladığım insanlar ailemden benim çocuklarımın okulundan,

ya da birlikte top oynadıkları arkadaşlarının akrabaları olabilmektedir”

diye ifade etmiştir.

Cuneen ve Libesman (1995), polisiye bir konu olduğunda kırsal alanda

görev yapan polislerin olayı kendi yaklaşımı ile çözmesi konusunu

tartışmış bunun polise belli seviyede esneklik sağladığı ve adaletsizlikten

uzak tutacak bir etki sağlayabileceğini belirtmiş ise de aynı zamanda

adaletsizliği de arttırabileceği belirtilmiştir.

3.1.Kırsal Alanda Suç ve Suçların Önlenmesi

Suç ile ilgili bilimsel çalışmalar zenginleşmiş ve alt disiplinlere

ayrılmıştır (Evans ve Herbert, 1989; Pain, 2000), suç ile ilgili bu zengin

çalışmalara rağmen kırsal alanlarda suç konusunda çalışma yapılmamıştır

(Bottoms ve Wiles 1997; Moody, 1999). Kentlerdeki suç oranında ülke

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

166

oranları düşük olsa da kırsal suç oranlarının artması İngiltere’ de önemli

konu olmaya başlamıştır (Dingwall ve Moody, 1999). 1990’ lar öncesi

genel geçerli görüş kırsal alanlardaki suçların artması konusu olmuştur

(Derounian, 1993). Daha sonralarında bile ülkenin sahil bölgeleri etkili

şekilde polis kontrolünde bulunmamaktaydı. Ülkenin sahil kesimlerinin

suç olmayan yerler haline getirilmesi fikri önemli bir fikir olarak ortaya

çıkmıştır (Mingay, 1989), ancak suç bu bölgelerde olmaya devam

etmiştir. Bu neden ile bu bölgelerde yaşayan insanlar göçü etkilemiş,

kentlerde aktif vatandaşlık yolu ile politikalar üzerinde baskın

mekanizmalar oluşturmaya başlanmıştır. Bu baskılar doğrultusunda

gönüllü polis şekilleri, komşuluk gözetim programları gibi yeni oluşumlar

başlamıştır (Shapland ve Vagg, 1988; Yarwood ve Edwards, 1994), bu

faaliyetlerin amaçları suça karşı kırsal alanların korunmasını sağlamak

olmuştur.

Çevresel kriminoloji suçun coğrafik olarak ele alınması konusunda

çalışmaktadır. Bu çalışmalar bireyin suç, yer ve organizasyonları çok

geniş alanda bulunan faktörlerden etkilenme yolları üzerindeki ilişkiler

konularına yoğunlaşmıştır (Bottoms ve Wiles, 1997). Bu çalışmalar alan

ile ilgili risklerin tespit edilmesine ve alan tabanlı suç önleme ölçütlerini

üretme yolu ile ilgili suç yada riski azaltmak için çevrenin düzenlenerek

yapılandırılması konularında gayret sarf etmektedir (Newman, 1972;

Coleman ve ark., 1985; Evans, Fyfe ve Herbert, 1992). Bu anlamda

özellikle kırsal alanlarda basit düzenlemeler yolu ile suça karşı önlemler

alınabilecektir, ancak alınacak bu önlemleri tespit edecek bu konuda

modelleme yapabilecek bilgi, deneyime sahip görevlilere ihtiyaç

bulunmaktadır.

Kırsal alandaki suç ile ilgili önemli ve hassas başlangıç noktası kırsal

alandaki suçun biçimidir. Bunun iki ana nedeni vardır; ilki kırsal alanda

suç oranlarının yüksekliği ile ilgili büyük toplumsal dedikoduların

bulunmasıdır. Bulunan suç çeşitlerinin deneysel yollar ile analizi kırsal

alanlara yönelik suç tehdidinin değerlendirilmesi, belirlenmesi ve

ölçülmesini sağlayabilecektir. Bu tip analiz kırsal suçun doğası ile ilgili

çok şeyi ortaya koyacaktır. Özellikle kentsel alandaki yerel uygulamalar

bağlamında deneyimlenen uygulamalarda farklılıkları belirleyecektir.

Örneğin; Anderson (1997, 1999), Londra kırsalında yaptığı çalışmada suç

oranları kırsal semtlerde benzeri kent bölgelerine göre düşük kaldığı, bu

aralığın daraldığı ve 1990’ larda kentsel alanda meydana gelen düşüş

kadar hızlı düşme yaşanmadığını ortaya koymuştur. Amerika bağlamında

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

167

kırsal bölgelerde Wiesheit, Falcone ve Wells (1999), kültürel olarak

ayrışmış topluluklarda da görülebilecek türden suçların olduğunu

belirtmiş ve bu suçların; yasa dışı uyuşturucu etkisi olan hap üretimi,

militan grupları sayısında artış, ruhsatsız silah sahipliği ve kullanımı

konularında farklı davranışlar bulunurken, eşyaya zarar verme

(Vandalizm), araç ve benzin hırsızlığı gibi suçlar olduğunu ortaya

koymuşlardır.

Kent dışı bölgelerde kırsal alanlarda suç oluşması ile ilgili iki yaklaşım

bulunmaktadır. Birincisi birçok suç kent merkezlerinde işlemektedir

(Anderson, 1999). Bunun anlamı hırsızlık, araç hırsızlığı gibi suçları

hedefin zorlaştırılması gibi teknikler nedenleri ile kent ortamında bu suça

izin verilmemesi ve suçlar ile ilgili farkındalığın fazlası ile artmış olması

nedenleri ile kent merkezinde edindikleri suç ile ilgili tecrübeler onları

farklı arayışlara yönlendirmektedir. Bu durumda suçlular dikkatlerini

suça karşı korumanın az olduğu kırsal alanlara çevirmektedirler (Meyer

ve Baker 1982). Kırsal alanda işlenen suç ile ilgili ikinci yaklaşım

fakirliğin artması, dışlanmışlık ve farklı yapılardaki yerleşimcilerin kırsal

alanlarda olmasının sonucu kırsal alanda işlenen suçlar ortaya

çıkmaktadır (Petee ve Kowalski, 1993). Sonuç olarak kırsal alanda oturan

suçlular kendi yerel ortamlarında bu suçları işlemektedirler.

Kırsal bölgelerde suç kentsel bölgelere göre daha az bulunmaktadır,

buralarda yaşayan insanlar için suç çok önemli bir konu değildir. Kırsal

alanları ziyaret eden ya da orada yaşayanların gözleri ile suç kavramının

yeniden ele alınarak üzerinde çalışma yapılması gerekmektedir

(Yarwood, 2001).

3.2.Kırsal Alan Suçları İle Mücadelenin Gelişimi

İngiltere’de soğuk savaş döneminde İngiliz polis teşkilatı radikal

değişiklikler yaparak yerel yapılarda değişiklikler ortaya koymuş, bunun

sonucunda kentsel ve kırsal alanlarda kolluğa bildirilen olaylar ile

mücadele eden memurlar etkilenmiştir. 1964 yılında polis kanunu ile

polis uygulamalarında yeni radikal düzenlemeler yapılmış, bu

düzenlemeler ile polisin etkililiği arttırılmaya çalışılmıştır. Sonuçta

İngiltere ve Galler’de polis birimleri sayısı 158’den 43’e inmiştir. Bu yapı

ile geniş alanlar için merkezi yönetimin etkinliği arttırılarak daha çok

insan ile ilgilenecek polis yapısı oluşturulmuştur. Bu yol ile sadece beş

polis birimi İngiltere’nin % 30 nüfusuna hizmet etmeye başlamıştır (Fyfe,

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

168

1991). Bu değişim sayesinde birçok polis gücü sistem içini görerek

olaylara müdahale etmeye başlamış ve birbirine uyum sağlayabilen esnek

ve dinamik yapı bir yapı ortaya çıkmıştır. Bazılarına göre, bu değişim

polisi kamudan uzaklaştırarak, yerel düzeyde daha az sorumlu olmalarına

neden olmuştur (Fyfe, 1995). Aslında kırsal alanlar bu durumdan en çok

etkilenen alanlar olmuştur. Bir olay olduğunda hızlı müdahale mantığı ile

yapılan örgütlenme mantıksal olarak daha çok memur, polis karakolu

diğer birimleri kentsel alanda örgütlendiren bir yapı ortaya çıkarmış,

temelde daha çok nüfus ve daha çok olay ile ilgilenebilmek için yapılan

bu uygulama sadece kırsal bölgelerin yüzde ikisine yönelik sürekli

görevlendirilmiş, memurları içeren bir yapıyı ortaya koymuştur

(Lievesley ve Maynard, 1991).

Sorumluluk alanı olarak geniş alanda görev yapmanın sonucu kırsal

alanda olaylara müdahale kentsel alanlardan daha yavaş olmaktadır.

Kırsal alanlar ile ilgili olarak medyada ortaya konan haberler kaynak ve

ilgi, komşu güvenlik birimleri ile işbirliğinin eksikliklerinden (Young,

1993) dolayı polis birimlerinin etkin olarak çalışmamasından

kaynaklanmaktadır. Bu tür problemler Amerika’da olduğu gibi tüm

dünyada da buna benzer şekilde olduğu öngörülmektedir. Kırsal alan

polisleri “sınırlı finansal kaynaklar, yüksek işten ayrılma oranları, eğitim

programlarının küçük birimlerin ihtiyaçlarına uygun hizmet üretmemesi,

personel yokluğu ve geniş adli sorumluluk alanları” konularında sıkıntı

yaşamaktadırlar (Meyer ve Baker, 1982, 178). Bu tartışmanın bir diğer

yönü de kırsal alanların sürekli görev yapan polis birimlerine daha az

ihtiyaç duyulması konusudur.

Kamu kurumlarının hizmet alanı içinde güçlü bir yeri olması beklenilen

“köy polisi” kavramı bir fikir olarak bulunmaktadır. Bu kavram bay ya da

bayan polisin aynı yapı içinde bulunduğu, o yapının bir parçası olan

kırsal toplumun parçaları olan polis memurlarını ifade etmektedir. Bu

yaklaşım polis ile toplum arasında yakın ilişkide bulunmayı, sosyal hayat,

suç ile ilgili konuların polis ile ilgili olmasını ifade etmektedir. Kırsal

polislik etkililik ve toplumun ihtiyaçları bağlamlarında yürütülmelidir.

Birçok ülkede bu konu daha çok toplum destekli polislik yaklaşımları ile

çözülmektedir (Hope ve Shaw 1988; Friedmann 1992).

Osmanlı döneminde ’de Aydın vilayeti yerel yönetimi tarafından hububat

kayıplarının önlenebilmesi amacı ile kazanç getirisi olan hububatın zarar-

ziyandan, ağaçların da kesilip tahrip edilmekten korunması gayesiyle

desteban olarak adlandırılan kır bekçiliği müessesesinin faaliyetleri

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

169

başlatıldı. 28.Ocak.1910–17.Mart.1910 tarihleri arasında yürürlüğe

konulan kararla desteban olarak adlandırılan kır bekçilerinin atamalarının

vilayeti yönetenlerin onayına dayanılarak yapılması, bekçi olarak

istihdam edilenlerden görevini kötüye kullananların derhal görevden

çıkarılmaları hususunda vilayet dâhiline bir genelge yayınlandı (Şahin,

2005, 279).

4.Kırsal Alan Güvenlik Hizmeti mi? Askeri Hizmet mi?

Kırsal alanda güvenlik hizmeti farklı ülkelerde farklı birimler tarafından

yerine getirilirken ülkemizde bu faaliyet 442 Sayılı Köy Kanunun

Sekizinci fasıl olan "Köy korucuları ve göreceği işler" başlığının 68, 69,

70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81 ve 82. Maddelerinde köy

koruculuğu sistemi düzenlenerek yürütülmektedir. Özellikle Madde 73

“Korucular silahlıdırlar kendilerine karşı gelenler jandarmaya karşı

gelmiş gibi ceza görürler” ve Madde 78 “4-Korcuların taşıyacakları

silahların cinsi harp silahlarındandır” maddeleri ile köy korucularının

askeri bir teşkilatlanma olduğu köy kanunu ile ortaya konulmuştur. Görev

yapılması hedeflenen köy alanı sivil bir alan olmasına rağmen askeri

yapılanmaya benzer sivil şahısların görevlendirildiği bir yapı

oluşturulmuştur. Asker sivil görev alanlarının güvenlik boyutlu

değerlendirilmesi yakın zamanda özellikle Amerika’da ciddi şekilde ele

alınmaktadır.

Amerika’da 11 Eylül sonrası ordunun ülke güvenliği için daha aktif

olarak izleme, araştırma ve teröristlerin peşine düşme gibi faaliyetlere

girmesi Amerika’da görülmemiş bir değişim olarak ortaya çıkmıştır. Bu

değişimin ortaya çıkmasının altında bazı önemli sebepler bulunmaktadır.

İlk olarak en önemlisi kamuda Amerikan askeri yapısı oldukça etkili bir

organizasyondur, ordu Amerika’da en büyük ve en fazla fon ayrılan kamu

kuruluşudur, çok yetişkin ve yetkin personelin bulunduğu Amerikan

vatandaşlarını terörizme karşı koruyacak kaynaklara sahip olan

kurumdur. Milli Savunma Bakanlığı diğer sivil otoritelerde bulunandan

daha geniş karmaşık uydu ve diğer keşif kapasitelerine sahiptir. Ordu

olasılıklı planlama ve hızlı kuvvet konuşlandırmada tecrübe sahibidir.

Ayrıca bir alanın teknik imkanlar sayesinde hızlıca kontrolü, kişi ve

eşyanın hareketlerini gözlemede uzmandırlar (Brooks, 2008). Bu

doğrultuda teknik boyutlu işlerde askerden faydalanmak yapılacak

operasyonel faaliyetlerin başarısını arttırabilecektir.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

170

Özellikle insan hakları savunucuları gibi gruplar askerlerin rolünü kanun

koruyucular içinde genişleterek önde gelen bir rol olup olmaması

konusunu tartışabilirler. Aslında ordu ve milli korumalar yasalara göre

toplumsal olaylar, sivil ayaklanmalar ve diğer olağanüstü hal

durumlarında önemli rol oynamaktadırlar. Askeri personel sınırlarda

devriye görevi, istihbari bilgi sağlama ve diğer güvenlik güçlerinin

desteklemeleri konularında görevlidirler. Özellikle Amerikan ordusu milli

felaketlerin kötü sonuçlarından sonra insani operasyonlarda önemli

görevler üstlenmektedirler. Amerika’da kongre bütün silahlı kuvvetleri

sivil otoritelerin pasif şekilde desteklenmesi için yetkilendirilmiştir6.

Askeri yardım olarak silahlı kuvvetler kendi araçlarını ve imkanlarını

paylaşabilir, araçların kullanımı için sivil kişileri eğitebilir, izleme ve

iletişim araçlarını kullanmak için teknik yardım yapabilirler. Amerikan

sistemi içinde terörizm ile mücadelede görev alan güç olarak askerin

yasal, uygulama rolü bulunmaktadır (Brooks, 2008).

Benzer şekilde Güneydoğu Bölgesi'nde 70 binden fazla gönüllü ya da

geçici köy korucusunu bünyesine alan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu

sistemin terör örgütü ile mücadelede hayati öneme sahip olduğu

görüşündedir. Avrupa Birliği’nin köy koruculuğu sistemine ilişkin

eleştirilerini değerlendiren askeri kaynaklar "bu sistem içinde elbette

hata yapanlar olmuştur, bunlar yargılanır; ama tüm sistemin

kaldırılmasına gerek yoktur. Avrupa Birliği’nin eleştirdiği bu sistem

ABD tarafından bugün Afganistan'da kullanılmaktadır. Bu insanların

devletin yanında olması çok önemlidir" ifadesini kullanmışlardır

(Karataşoğlu ve Akpınar, 2011) .

Amerika’da görev yapan korucuların göreve hazır olarak tutulması için

daha az engel bulunmaktadır. Er ve erbaş askerlerde olduğu gibi,

korucuların çoğu sivil işlerde çalışmaktadırlar, ayrıca yerel tabanlı

birimlerde toplumla güçlü bağlantılar içinde görev yapmaktadırlar, sonuç

olarak siviller ile etkileşimde olan çok iyi hazırlanmış birim olarak iç

güvenlikte önemli rol oynamaktadırlar. Amerikan Savunma Bakanlığı

yedek, aktif görev gücü ve korucular arasındaki sorumlulukları

ayarlayarak yedek ve korucuların operasyonel sorumluluk almalarını

sağlayabilecek düzenlemeler yapmaktadır (Brooks, 2008).

6 Aktif olarak yer alma kavramı yasadışı olarak (arama, el koyma ve yakalama

gibi) belirtilmiştir.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

171

Askerin daha fazla içişleri güvenliğinde yer alması asker-sivil ilişkileri

açısından kötü sonuçlar doğurabileceği değerlendirilmektedir.

Amerika’da sistem askerin politikadan uzak tutularak kendi profesyonel

sorumluluklarına yoğunlaşmasının sağlanmasına yöneliktir. Samuel

Huntington Asker-sivil ilişkilerinin en ünlü teorisyeni içi güvenlik

konularında, ordunun rol alması konusunun tehlikesi ile ilgili uyarıda

bulunmuştur. Bu durumu ordunun yerel politikada kötü duruma

düşürülerek politikleşmesi dolayısı ile savaşta başarı durumlarını olumsuz

etkileyebileceğini ortaya koymuştur (Huntington, 1957). Farklı gelişmiş

ülkede akademik çalışma yapan uzmanlar ordunun iç güvenlikte aktif

olarak rol almasının tehlikelerini çalışmalarında ortaya koymuşlardır.

Askerin iç güvenlikte olması sivil faaliyetlere yavaş yavaş zarar vererek,

bu faaliyetlerin gelişmesini zayıflatacağı belirtilmiştir. Örneğin; Louis

Goodman ordunun topluma bu tür faaliyetlerde bulunabileceğini taahhüt

etmesi ile ilgili uyarmakta ve bu durumun sivil aktörleri “engelleyerek”

onlarda “kritik becerilerinin gelişmesi ve faaliyetlerinin

genişleyememesi” sonuçlarının doğuracağını belirtmiştir (Goodman,

1996, 39; Desch, 1996, 14). Ülke güvenliği konusunda bazı roller ordu

için tartışmalı şekilde uygun ve arzu edilirken bu rolün tarif edilmesi

amacı ile bir dizi hareket yerine getirilmelidir. İlk olarak Anayasa’da

kapsamlı sivil-asker ilişkileri ile ilgili prensiplerin düzenlenmesi ve

sınıflandırılmasına ihtiyaç vardır. Amerika’da Kongre geleneksel olarak

amaca özel kanun çıkarmaktadır. Bu doğrultuda 1980’lerde de askerin

uyuşturucu kaçakçılarında rol alması ile ilgili düzenleme yapılmış ve

1990’larda da bir dizi hukuki öncelikler verilmiştir (Taylor, 1998).

Ancak Amerika’da korucular etkin görev gücü ve yedekler gibidirler,

hiçbir zaman kolluğa ek destek birimi olarak siviller ile ilgili inceleme,

izleme, araştırma görevlerinde bulunabilecek bir kabiliyete sahip

olmadıklarından dolayı bu görevler verilemez (Brooks, 2008).

4.1.Kırsal Alan Güvenliği Bir Askeri Sistem Olan Köy

Koruculuğu

Türkiye’de aslında 1924’den bu yana köy kanunu ile yürürlükte olan köy

koruculuğu sistemi, 1985 yılında “geçici köy koruculuğu” nun kabul

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

172

edilmesi ile yoğun olarak gündeme gelmiştir7. 27 Haziran 1985 tarihinde

geçici köy koruculuğu uygulamaya konulmuştur8. Geçici köy

koruculuğunu yürürlüğe koyan 26 Mart 1985 tarihli yasal değişiklik,

uygulamanın gerekçesini, “Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illerde;

olağanüstü hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet hareketlerine ait

ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya ne sebeple

olursa olsun köylünün canına ve malına tecavüz hareketlerinin artması”

olarak belirlemiştir.

Geçici köy korucuları, kanunda öngörülen illerde, yani olağanüstü hal

kapsamındaki illerde, görev yapan valilerin teklifi ve İçişleri Bakanlığının

onayı üzerine Bakanlar Kurulunun kararı ile göreve alınır9. İdari olarak

köy muhtarına bağlı bulunan geçici köy korucuları, mesleki olarak ise

görev yaptıkları köyün bağlı bulunduğu jandarma komutanına tabidir

(Bayramoğlu ve İnsel, 2009).

7 Köy Kanununa 26.03.1985 tarih 3175/ 1 md sayılı kanun ile ve

Değişik:07.02.1990tarih ve 3612/2 md ile ek paragraflar kabul edilmiştir

Madde 74-Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi mahsul zamanlarında çapulcular ve

eşkıya türemiş ise yağmadan köy halkını korumak için köylünün eli silah

tutanlarından lüzumu kadarını gönüllü korucu ayırarak bunların isimlerini bir

kağıda yazıp kaymakama götürür. Kaymakam müsaadesi olursa bu gönüllü

korucular asıl korucularla beraber yağmacılara ve eşkıya ya karşı köy ve köylüyü

korurlar.

Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illerde olağanüstü hal ilanını gerektiren

sebeplere ve şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya

çıkması veya ne sebeple olursa olsun köylünün canına ve malına tecavüz

hareketlerinin artması hallerinde de valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı

ile yeteri kadar “geçici köy korucusu” görevlendirilebilir. Bu şekilde

görevlendirilen geçici köy korucularına görevleri süresince ödenecek ücret ile

hizmetin bitiminde verilecek tazminat miktarı ile giyim bedelleri İçişleri ile

Maliye ve Gümrük Bakanlıklarınca müştereken tespit edilir ve Maliye ve

Gümrük Bakanlığı bütçesinin ilgili transfer harcamaları bölümünden İçişleri

Bakanlığı bütçesine aktarılacak ödenekten bu bakanlıkça karşılanır. 8 Bakanlar Kurulu, 27 Haziran 1985 tarih ve 9632 sayılı karar. İçişleri

Bakanlığı’nın CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer’in 26 Mayıs 2003

tarihli yazılı soru önergesine verdiği 20 Haziren 2003 tarih ve

B050TİB00000001/285 sayılı yanıt. 9 “6136 Sayılı Kanuna 4178 Sayılı Kanunla Eklenen Geçici 9 uncu Maddenin

Uygulanmasını Gösteren Yönetmelik”, Resmi Gazete No. 22763, 20 Eylül

1996, Madde 3(k): “Geçici köy korucusu: 442 sayılı Kanunun 74 üncü

maddesine göre Bakanlık onayı ile atanan korucular.”

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

173

Muhtarın teklifi, kaymakamın kabulü ile Gönüllü Köy Korucusu

(GÖKK), Valiliğin teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile de Geçici Köy

Korucusu (GKK) görevlendirilmektedir (Karataşoğlu ve Akpınar, 2011).

Köy korucusunun özellikleri ve sınıflandırması Şekil 1’de gösterilmiştir.

Şekil 1. Koruculuk sistemi

Hizmete alınacak köy korucularının görev ve sorumlulukları

yönetmelikte düzenlenmiştir. Aynı yönetmelik, korucularda aranan

şartları şöyle düzenlemiştir: 1) T.C. vatandaşı olmak, 2) Türkçe okur-

yazar olmak, 3) Askerliğini yapmış olmak, 4) 22 yaşından küçük, 60

yaşından büyük olmamak, 5) Kamu haklarından mahrum bulunmamak,

6) Bir suçtan dolayı hüküm giymiş olmamak, 7) Yıkıcı, bölücü ve irticacı

faaliyetlere karışmamış olmak, 8) İyi huylu tanınmış bulunmak ve

herkesle kavga çıkarmak, sarhoşluk gibi huysuzluklara sahip olmamak, 9)

Görev yapacağı köyde ikamet ediyor olmak, 10) Görevini yapmasına

engel olacak vücut veya akıl hastalığı veyahut vücut sakatlığı ile özürlü

bulunmadığını sağlık raporu ile belgelemek10

(Bayramoğlu ve İnsel,

2009).

10

“Köy Korucuları Yönetmeliği,” Madde 5.

KORUCULUK

(1924’den Günümüze)

Geçici Köy Koruculuğu (1985 kabul tarihi)

Bakanlar Kurulu Kararı, İçişleri bakanlığı

Onayı İle Görevlendirme

Düzenli Maaş

Harp Silahlı

Köy dışında operasyona katılabilir

Gönüllü Köy Koruculuğu (Köy Kanunu Madde 74-

1924’den günümüze düzenleme)

Köy Muhtarı ve ihtiyar heyetinin teklifi ve

Kaymakamın onayı ile görevlendirme

Maaşsız

Harp Silahlı

Köyde silah taşıyabilir, köy dışı asker

denetiminde taşıyabilir

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

174

Geçici korucuların aksine devletten düzenli maaş almayan, gönüllü köy

korucusu Köy Kanunu’na göre alınmaktadır. Kanunun 74. maddesine

göre: “Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi, mahsul zamanlarında çapulcular

ve eşkıya türemiş ise yağmadan köy halkını korumak için köylünün eli

silah tutanlarından lüzumu kadarını gönüllü korucu ayırarak bunların

isimlerini bir kâğıda yazıp kaymakama götürür. Kaymakamın müsaadesi

olursa bu gönüllü korucular asıl korucularla beraber yağmacılara ve

eşkıyaya karşı köy ve köylüyü korurlar”.

Bir kişinin gönüllü köy korucusu olabilmesi için, kaymakamlığa

kendisinin ve ailesinin güvenliğinden endişe ettiği gerekçesiyle bu yönde

bir talepte bulunması ve sicilinin temiz olması yeterlidir. Bu koşullar

sağlandığında, güvenlik güçlerinin (jandarmanın) kişinin yaşadığı köyde

güvenlik sorunu bulunduğuna dair onayının alınmasıyla kişi gönüllü köy

korucusu olmaktadır.

Geçici korucular jandarma öncülüğünde kendi köylerinin dışındaki

yerlerde yapılan operasyonlara katılabilirken, gönüllü korucular sadece

kendi yaşadıkları köylerde kendilerinin ve ailelerinin güvenliğini

sağlamak amacıyla silah taşıyabilmektedir.

Özellikle terörün yoğun olduğu dönemlerde toplam köy korucu sayısı

77 bini bulduğu olmuştur. İçişleri Bakanlığı'nın verdiği bilgilere göre,

2009 Mart ayında 48 bini kadrolu, 23 bini gönüllü olmak üzere toplam

71 bin Köy Korucusu vardır. 1985-2009 yılları arasında 123 bin Köy

Korucusu görev yapmıştır (Karataşoğlu ve Akpınar, 2011).

2003 yılı itibariyle Türkiye’de 58.511 geçici, 12.279 gönüllü köy

korucusu görev yapmaktaydı. 2 Haziran 2007’de TBMM’de kabul

edilerek yürürlüğe giren Köy Kanunu’nda değişiklik yapan yasada,

hükümete “olağanüstü hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet

hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya

her ne sebeple olursa olsun köylünün canına ve malına tecavüz

hareketlerinin artması hallerinde, valinin teklifi ve İçişleri Bakanı’nın

onayı ile” 60.000’e kadar ek geçici korucu alımı yetkisi tanınmaktadır.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

175

Geçici köy koruculuğu kurumu, 26 Mart 1985 tarihinde, 3175 sayılı yasa

ile 1924 tarih ve 442 sayılı Köy Yasası’na bir hüküm eklenmesi yoluyla

oluşturulmuştur11

. Köy korucuları, İçişleri Bakanlığı’nın talebi üzerine,

Bakanlar Kurulu kararı ile görevlendirilmişlerdir. Halen bu uygulama 22

ilde geçerlidir. 3175 sayılı yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmelik

“ulusal güvenlik” ile ilgili olduğu gerekçesiyle gizli tutulduğundan, köy

korucularının hangi esaslara göre görevlendirildikleri ve görevden

alındıkları, görevlerinin tam olarak ne olduğu konusunda kamuoyu fazla

bir bilgi sahibi değildir12

. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen bilgilere

göre, 7 Nisan 2006 tarihi itibariyle bölgede 57,174 geçici köy korucusu

bulunmaktadır. Aslında, 2000 yılında yayımlanan bir hükümet

kararnamesi ile, gerek geçici gerekse gönüllü köy korucusu alımına son

verilmiştir. Bununla birlikte, son dönemlerde yerel basında yer alan

haberlere göre, Batman’ın Sason ilçesinde 650 gönüllü köy korucusu

alımı yapılmıştır. Bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi, TESEV Araştırma

Grubu’nun bu konudaki soruları üzerine, “bu kişilerin köylerini korumak

amacıyla gönüllü olduklarını,” kaymakamlığın ise yalnızca bu kişilerin

adlarını kaydettiğini ve gönüllülere silah verilmediğini belirtmiştir.

Yetkili, 2000 yılından bu yana bölgede köy korucusu alımının yasal

olmadığını tekrarlamıştır (Çulhaoğlu, 2006).

1985 yılında 22 ilde geçici köy koruculuğu uygulaması başlatılmıştır.

Terörün tırmanmasına ve çatışmaların artmasına paralel korucu sayısı

da yükselmiştir. 1988 yılında 14 bin olan korucu sayısı, 1992 yılında

koruculara maaş bağlanmasından sonra rakam hızla artmıştır. 2005

yılında koruculara ve ailelerine yeşil kart verilmesi kararlaştırılmıştır.

2008 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 10 bin korucu daha alınmış;

2007 yılında 5673 Sayılı Kanun ile korucuların kadroları ve maaşları

düzenlenmiştir (Karataşoğlu ve Akpınar, 2011).

Köy Kanunu’nda yaptığı ve 2 Haziran 2007’de yürürlüğe giren bir

değişiklikle, hükümete 60.000’e kadar korucu alım yetkisi verdi. Bu

değişiklikle hükümet, “olağanüstü hal ilanını gerektiren sebeplere ve

şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya

11 Köy Kanunu’nun 74’üncü Maddesine İki Fıkra Eklenmesine Dair Kanun, no.

3175, 26 Mart 1985. Bu bilgi, 3175 sayılı yasanın iptaline yönelik bir talebin

reddine ilişkin, 21 Ocak 1986 tarih ve 18995 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan

bir karara dayanmaktadır. 12

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in milletvekili Mesut Değer’in soru önergesine

verdiği yanıt, 2 Haziran 2005, http://www2.tbmm.gov.tr/d22/7/7-5667c.pdf.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

176

çıkması veya her ne sebeple olursa olsun köylünün canına ve malına

tecavüz hareketlerinin artması hallerinde, valinin teklifi ve İçişleri

Bakanının onayı ile” yeni geçici köy korucu almakla yetkilendirildi.

Geçici köy koruculuğu, bugün hâlâ 22 ilde yürürlüktedir. Bunun yanı

sıra, bölgede gönüllü korucular da görev yapmaktadır.

2008 yılı itibari ile geçici köy korucuları devletten ortalama 365 YTL

aylık maaş almakta, sadece kendi köylerinde değil, başlarında jandarma

görevlileri olması kaydıyla, diğer köylerde de operasyonlara

katılabilmektedir (Kalaycıoğlu ve Ege, 2008).

Avrupa Birliği ilerleme raporu Siyasi Kriterler başlığı altında, Doğu ve

Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki durum ifade edilirken; Devletten maaş

ve silah alan köy korucuları sorunuyla ilgili olarak adım atılmamıştır.

Resmi rakamlara göre, Türkiye’deki toplam korucu sayısı 45.000’in

üzerindedir. Sonuç olarak, 2009’da başlayan ve özellikle Kürt meselesini

ele alan demokratik açılımın sonu getirilememiştir. Terör saldırıları

yoğunlaşmış olup, Avrupa Birliği tarafından sürekli kınanmaktadır.

………Güneydoğu’da 1980’li ve 1990’lı yıllarda gerçekleşen yargısız

infaz ve işkenceler hakkındaki gerçekler yasalar çerçevesinde

aydınlatılması beklenmektedir. Kara mayınları ve köy koruculuğu sistemi

endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir (ABSG, 2010, 41) denilerek köy

koruculuk sistemi endişe kaynağı bir uygulama olarak belirtilmiştir.

4.2.Kırsal Alan Güvenliği Korucuların Eğitim Konusu ve

Yetkileri

Amerika’da görev yapan korucuların yerel halk ile hatta sivil görev yapan

kolluk ve acil durum hizmet birimleri ile belirli bağları bulunmaktadır.

Korucular barajlar, nükleer santraller de ek koruma gücü olarak

bulunulması gibi alanlarda görev almaktadır. Ancak korucular halen

askeri güçtür bu gücün üyeleri sivillerin korunması ve sivil özgürlükler

konularında eğitimli değildirler (Brooks, 2008).

Kolluk yapısına yardımcı olarak hizmet sağlayan özel güvenlik alanına

bakıldığında Avrupa Birliği ülkelerinde özel güvenlik çalışanı olacaklara

yönelik belirli bir standart sistem ve yapı oluşturma gayreti

bulunmaktadır. Özel güvenlik personeli olmak için bazı ülkelerde devlet

bakanlıkları tarafından düzenlenen eğitimlere katılma zorunluluğu vardır

(İspanya gibi). Bazı ülkelerde de gönüllü olarak şirketin vereceği eğitim

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

177

yeterli görmektedir (İtalya gibi). Danimarka ve İspanya gibi ülkeler de

asgari 11 ile 240 saat arası eğitimi yeterli görülmesine karşın Fransa’da

32 saat eğitim yeterli olmaktadır (Weber, 2002).

Aynı zamanda çalışanların her yıl alması gereken zorunlu eğitim

saatlerinde farklılıklar bulunmaktadır. Bu konuda Avusturya eğitimde

zayıf düzenlemesi olan ülkelere örnektir, gerçekten süre ve içerik şirket

tarafından düzenlenmekle birlikte bu konunun takibi için hukuki bir takip

sistemi bulunmamaktır. Almanya’ da bu konuda farklı bir örnektir ve

ticaret birliği tarafından çalışan görevlilere en az 40 saat eğitim

verilmektedir. Malta gibi ülkelerde “eğitim gereklidir” gibi bir düzenleme

bulunmakla birlikte konunun nasıl olacağı ortaya konmadığı gibi, süresi,

kim tarafından yapılacağı? belli değildir (Born, Caparini ve Cole, 2007,

26).

Avrupa Birliği tarafından suç problemi ile ilgili hazırlanan raporun

gereklilikler başlığı altında ortaya konduğu kadarı ile özel güvenlik

alanında Avrupa Birliği bağlamında eğitimde standartlaşma, sertifika

alınması ve hizmet içi eğitim gereklidir.

Temel eğitimde şu başlıklar öngörülmüştür; güvenlik

görevlilerinin rolü, zor kullanma ve sınırları, iletişim ve rapor

yazma, halka ilişkiler ve müşteri hizmetleri, acil durum ve afet

yönetimi, giriş kontrol, güvenlik ve kimyasal maddeler, aynı

zamanda hizmet verilen yere uygun eğitim konuları.

Daha ileri eğitimler, evde eğitim konuları, yenileme eğitimleri,

hizmet içi eğitimler gibi eğitim desteklenmeli aynı zamanda özel

güvenlik yöneticilerine de eğitim düzenlenmelidir.

Eğitimlerde sınav yapılarak sonuçlar görevlinin dosyasında

saklanmalıdır. Bu sonradan görevlinin bir suç işlemesi

durumunda nasıl eğitim verildiği vs. durumlarını ortaya

koyabilecektir.

Etik eğitimi önemlidir.

Sektör etik kuralları, profesyonel çalışma standartları ve ayrıca yeni

üyelere çalışma ölçütleri öğretilmelidir. Aynı zamanda özel güvenlik

yöneticilerine yönelik de benzer etik kurallar ortaya konmalıdır (Born,

Caparini ve Cole, 2007, 34). Benzer şekilde özellikle köy koruma

faaliyetinde görev alacak köy korucularına ilgili Köy Kanununda ve Bazı

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

178

Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun13

, Madde 1 Köy

Kanununun EK Madde 18’ ini “ …., eğitim ve denetim usul ve esasları,

….. Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir."

denilmiştir. Kanunun atıf yaptığı Köy Korucuları Yönetmeliği “Bağlılık,

Eğitim ve Denetimleri” başlığı altında Madde 11 “Köy korucuları; idari

bakımdan köy muhtarına bağlı olup, onun gözetim ve denetimine tabidir.

Köy korucuları, mesleki bakımdan görev yaptıkları köyün bağlı olduğu

Jandarma Komutanının emir ve komutası altındadır. İlçe Jandarma

Komutanı köy korucuları teşkilatının eğitim ve özlük haklarını yürütmek,

görevlerini etkin bir biçimde yapmalarını sağlamak ve denetlemekle

mülki amir adına sorumludur.

Köy korucuları, göreve başlamadan önce ve görevde ihtiyaç duyulan

hallerde Jandarma Genel Komutanlığınca belirlenecek usul ve

esaslara göre en yakın birlikler tarafından belli bir süre eğitime tabi

tutulurlar”14

ancak ne yazık ki verilecek eğitimin şekli, süresi, içeriği

yönetmelikte belirtilmemiştir.

Asker ve polis gibi resmi güvenlik güçlerinin aksine silah kullanımı,

suçluların yakalanması, kovuşturma, çatışmalarda sivillerin güvenliğinin

gözetilmesi gibi temel konularda etik, teknik ve diğer eğitimlerden

geçmeyen korucuların aldıkları tek eğitim, göreve başlamadan önce ve

görevde ihtiyaç duyulan hallerde “belli bir süre” tabi tutuldukları

eğitimdir. Bu eğitimin süresi belirlenmemişken, usul ve esasları da

Jandarma Genel Komutanlığı’nın takdirine bırakılmıştır. TESEV Ülke

İçinde Yerinden Edilme Araştırma ve İzleme Grubu’nun yoğun bir

korucu nüfusu barındıran Batman’ın Sason ilçesindeki saha çalışmaları

sırasında görüştüğü korucular, bu eğitimlerin 15 gün sürdüğünü, sadece

erkek korucuların ‘eğitim ’den geçtiğini, kendileri de silah taşıyan korucu

ailelerinin kadın ve çocuk mensuplarına ise güvenlik görevlilerince

herhangi eğitim verilmediğini belirtmişlerdir (Kurban, 2009). Benzer

şekilde Van ilinde görev yapan korucular ile yapılan görüşmelerde bir

hafta ile on beş gün arası bir eğitim alındığı bu eğitimlerde de ne yazık ki

çok az bilgi yoğun ders verildiği genellikle yürüyüş düzenleri

çalışmalarının yaptırıldığı ortaya konulmuştur.

13 K.N. 5673. T, 27.05.2007. Bkz., RG. 02/06/2007, S. 26540. 14

Bkz. R.G. 01.07.2000, R.G.N. 24096. .

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

179

Balta (2004), yaptığı çalışmada köy koruculuğunda gücün önemli bir

etken olduğunu, bunun sadece ekonomik anlamda değil sosyal anlamda

da güç öğelerini ifade ettiğini ortaya koymuştur. Bu gücü elde eden kişi

otorite olarak güçlü olduğunu ifade etmeye başlamıştır. Özellikle köy

korucularının işledikleri politik olmayan suçlara bakıldığında bunun

anlaşılabileceğini ortaya koymuştur. Bu doğrultuda aslında kişisel

gelişim, eğitim yolu ile kırsal alanda ortaya çıkan/çıkacak suç(lar) her

türlü konunun üstesinden gelinerek dirlik ve düzenin sağlanabileceği

düşünülmektedir.

İnsan Hakları Derneği tarafından yayımlanan bir özel rapora göre,

korucuların 1990-2009 tarihleri arasında gerçekleştirdiği hak ihlallerinin

dökümü şöyledir: Köy yakma (38), köy boşaltma (14), taciz ve tecavüz

(12), kaçırma (22), silahlı saldırı (294), öldürme (183), yaralama (259),

kaybetme (2), infaz (50), gasp (70), işkence ve kötü muamele (562),

gözaltına alma (59), intihara sebebiyet verme (9), orman yakma (17).

Gönüllü köy korucularının işlediği suçlara dair de bazı resmi veriler

bulunmaktadır. Aralık 2003 itibarıyla toplam sayıları 12.279 olan gönüllü

köy korucularının 264’ü “adam öldürme ve öldürmeye teşebbüs, 6136

sayılı Kanuna Muhalefet, meskûn mahalde silah atmak, orman

kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı gibi adi suçlardan”, 78’i ise PKK’ya

yardım ve yataklık suçundan hüküm giymiştir (Bayramoğlu ve İnsel,

2009).

Ancak Karataşoğlu ve Akpınar (2011), yaptıkları çalışmada elde edilen

sonuçlara göre İlkokul mezunu %70.3 (n=868), Lise Mezunu %7.6

(n=93), okuma yazma bilmeyen %4.8(n=60)olarak ortaya çıkmıştır.

Korucuların büyük bölümünün az yada hiç eğitimli olmadığı

görülmektedir. Geçici köy korucularının %71’i (n=879) işsizlik nedeni ile

bu işi yaptıklarını belirtmişlerdir. %92’si (n=1136) 4 ve üzeri kişi hanede

yaşıyor bunların %46’sı (n=568) 7 ve 10 kişinin yaşadığı geniş ailedir.

Bahse konu görevlilerin %83.8’i (n=1021) 1-6 öğrencinin bulunduğu

ailelerdir. Yoksunluk ve yokluktan kaynaklanan nedenler ile bu iş

yapılmakta aynı zamanda hanede bakılan kişi sayısının çok olması,

okuryazarlığın düşüklüğü, okuyan öğrencinin çok olması gibi nedenler

topluca değerlendirildiğinde bu korucu ailelerin kolaylıkla (zorlama

neden ve gelenek görenek konuları hariç) suç işleyebilecekleri

düşünülmemektir.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

180

Sonuç

Çalışmada kırsal alan polisliği olarak ele alınan koruma, kollama, adli

işlem yapma, önleme faaliyetinin öznesi olan kırsal alan polisi Türk

güvenlik hizmet alanında köy kanununa göre örgütlenen köy koruculuk

sisteminin karşılığı olarak düşünüldüğünde çalışmada ortaya konan

modern örneklerin çok gerisinde kalan askeri bir yapı bulunmaktadır.

Köy koruculuk sistemi köy kanununa göre hizmet verdiği alan olarak

ülkede pek de yaygın olmayan bir alanda (doğu ve güney doğu Anadolu)

görevini yerine getirmektedir. Bu kavram bu güne kadar özellikle İnsan

hakları Dernekleri, Sivil Toplum Dernekleri, Siyasi Partiler tarafından

siyasi söylemler ile ele alınarak üzerinde yazılıp çizilmiştir, oysa çalışma

ile kavrama kırsal güvenlik açısından yaklaşarak köy mahalli idari

yapılanmasında kırsal güvenliğin karşılaştırmalı örnekler ele alınmıştır.

Ordu sivil ilişkileri ve koruculuk konusunda iyi bir örnek olan Amerika

uygulaması çalışmada ele alınmıştır. Amerika da amaca özel kanunlarda

askerin ülke içinde kullanımı ile ilgili kolay anlaşılır bir tanımlama

bulunmamaktadır. Yeni bir düzenleme ile geniş kapsamlı nasıl ve ne

zaman ordunun Amerikan toplumunu terörist faaliyetlere karşı

koruyacağının kılavuzları belirlenerek, bu yapı ile hukuki koruma duvarı

oluşturulmuştur. Bu koruma duvarı ordunun ülke iç güvenliği rolü nedeni

ile yavaş erozyona uğrayabilmesine karşı alınmış olan önlem olarak

ortaya çıkar. Ordu ve sivil otoriteler güvenlik uygulamalarında açıkça

neyin olup, neyin olamayacağı ile ilgili sınırları açıkça görmelidirler.

İkinci olarak; yeni oluşturulacak prensiplerde aktif görev gücü, yedek

ordu kuvvetleri ve tüm sınıflar mantık olarak en son araç çare olmalıdır.

Ordu ancak başka hiçbir güç görev alamaz ise son çare olarak görülmeli,

günlük koruyucu güç olarak görülmemelidir. Bu konu ile ilgili olarak

konunun gizli tehlikeleri nelerdir?, konusunda araştırma yapılması ve

doktrinsel olarak en iyi şekilde hangi askeri birimler tarafından kanun

koruyucu birimlerin, hangi faaliyetler desteklenebilir konuları detaylı

olarak ortaya konmalıdır. Diğer türlü kriz zamanlarında askeri otoriteler

yapacakları faaliyetler ile sivil kanun koruyucuları ile beceriksizce bir

arada olur, hata yaparlar.

Üçüncü olarak; tüm bu durumlara rağmen ulusal koruyucuların iç

güvenlikte bazı rolleri alması uygun olabilir, ancak bu durumun sınırları

belli olmalıdır. Örneğin; korucuların sivil altyapı tesislerinin

korumasında, kent üzerinde hava devriyelerinde, bu faaliyet ile ilgili

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

181

rollerini yerine getirirken belirli şekilde sivil alana mesafeli olarak

görevlerini yerine getirmelidirler. Korucular görev için iyi donanımlı

olmalı, sivil nüfus ve toplum ile mesafeli şekilde iletişimde olmalıdırlar.

Bu durum barış zamanı komuta sistemi için geçerlidir, ayrıca il

yöneticilerine karşı hesap verme sorumluluğu bulunmaktadır.

Dördüncü olarak; Amerika’ da kamu kendini sivil kolluğa sorumluluk

vermek zorunda görmektedir. Amerika’da eğer en kötü işleri çözebilecek

iyi hazırlanmış sivil kamu gücü olmaması durumlarında en son çare

olarak asker kullanma niyetinde bir yapı bulunmaktadır. Amerika’nın

bütününde görev alabilecek içişleri polis gücü gibi farklı özel birimlerin

kurulması teorik olarak düşünülebilir. Halkın kontrol ve baskısı sivil

istihbarat birimleri üzerinde sürekli olmalıdır, böylelikle verilen güvenlik

hizmetlerinden yüksek standartlar yakalanabilecektir. Yüksek teknolojik

araçlar (uyudu takibi ve diğer faaliyetler) sadece askeri birimlerin elinde

ve kontrolünde olmadan açık, anlaşılır ne zaman, nasıl kullanılması

gerektiği ile ilgili açıklamalar hazır olmalıdır. Aynı zamanda bu malzeme

ve tekniklerin kullanımı eğitimleri sivillere verilmelidir, böylelikle ordu

her defasında uçakları uçurma ya da bilgisayarları çalıştırma gibi

nedenler ile görev yerlerine çağrı ile gelmesin.

Son olarak ve en önemlisi sivil-asker arasında daha iyi diyalog

kurulmalıdır. Ordunun politikacıların, toplumun sürekli iletişimde olarak

nasıl ve ne zaman ordunun terör ile mücadelede kullanılacağı detaylı ve

net olarak belirtilmelidir. Sivillerin bu konularda duyarlılığın

artması/arttırılması gibi konularda kendilerini eğitme gibi bir görevleri

bulunmaktadır (Brooks, 2008). Görüldüğü gibi sivil asker ilişkili

güvenlik alanında faaliyet gösterilmesi durumlarında hassas davranılarak

kurallara uygun askeri gücün kullanılması ve nadir olarak tercih edilmesi

beklenilen davranış olarak ortaya çıkmaktadır.

Çalışmada ortaya konulduğu gibi ülkemizde uygulanan köy koruculuğu

kırsal güvenliği sağlamadan öte kırsalın dışında kalan alanlarda terörizm

ile mücadelede kullanılan bir unsur olarak görevini sürdürmektedir.

Pamukoğlu (2003), köylülerin devletin “zayıf” olduğunu güçlü

olmadığını, bundan dolayı devlet bir şey yapamıyorsa köylü ne yapsın

anlamında fikirlerin geliştiğini ortaya koymuştur. Dolayısı ile konu ile

ilgili kamuoyunu bilgilendirici çalışmaların yapılmasının da önemli

olduğu ortadadır. Aynı zamanda bu güne kadarda devlet görevlileri

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

182

tarafından (özellikle askeri görevliler) güvenlik güç boyutlu ele alınmıştır

oysaki güçten öte daha stratejik, farklı boyutlar bulunmaktadır.

Kırsal alan güvenliğinde korucu kavramı terör ile mücadele boyutlu, güç

kullanma, mücadele etme amacı ile askeri bir yapıda kullanıldığından

farklı çalışmalarda da zorunlu olarak göç ettirilme kavramına neden olan

bir etkide olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda zorunlu olarak korucu

olma ya da göç et(tiril)me gibi sonuçlar ile dönemsel olarak

karşılanabildiği belirtilmiştir.

Ancak çalışmada da ortaya konulduğu gibi genelde çok ciddi bir eğitim

alt yapısı olmayan köy korucuları farklı çalışmalarda çoğu zaman taraflı

olarak değerlendirilen bir güvenlik kavramı olarak ele alınmaktadır.

Nitekim korucuların karıştığı olaylar genel itibari ile bireysel suçlar olup

organize ve terör suçlarına daha az rastlanıldığı düşünülmektedir.

Köy koruculuğu sistemi Avrupa Birliği ilerleme raporunda (ABSG, 2010,

41) endişe kaynağı olarak belirtilirken aslında bu alanda kısa zamanda

yapıla(bilecek)cak düzenlemeler ile kırsal alan güvenliğini sağlayacak

kırsal alan polis gibi profesyonel kadrolar oluşturulabileceği

düşünülmektedir.

Kaynakça

ABSG (Avrupa Birliği'nin (AB) 2011 İlerleme Raporu), erişim:

http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/Ilerleme

Raporlari/2011_ilerleme_raporu_tr.pdf, (E.T.13.02.2013).

ANDERSON Simon, A Study of Crime in Rural Scotland, The Scottish

Office, Edinburgh 1997.

ANDERSON Simon, “Crime and Social Change in Scotland”, (Ed. Gavin

DINGWALL ve Susan R. MOODY), Crime and Conflict in the

Countryside, University of Wales Pres, Cardiff 1999, s.45-59.

BALTA Evren, “Causes And Consequences Of The Village Guard

System In Turkey”, Mellon Fellowship for Humanitarian and

Security Affairs Conference, 2 December 2004, CUNY- Graduate

Center, New York,

BAYRAMOĞLU Ali ve İNSEL Ahmet, Almanak Türkiye 2006-2008

Güvenlik Sektörü Ve Demokratik Gözetim, Tesev Yayınları,

İstanbul 2009.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

183

BAZLEY Thomas D., LERSCH Kim M. ve MIECZKOWSKI, Thomas, “

Police Use of Force: Detectives in an Urban Police Department”,

Criminal Justice Review 31/3 (2006), s. 213-229.

BORN Hans, CAPARINI Marina, ve COLE Eden, Regulating Private

Security Companies in Europe: Status and Prospects. Geneva

Centre For The Democratic Control Of Armed Forces (Draft)

European Committee On Crime Problems, Strasbourg, 11

September 2006, Council for Police Matters.

BOTTOMS Anthony ve WILES Paul, “Explanations of crime and place”,

(Ed. David J. EVANS, David T. HERBERT, and Nicholas R.

FYFE), Crime, Policing and Place: Essays in Environmental

Criminology, Routledge, London 1992, s. 11–35

BOTTOMS Anthony ve WILES Paul, “Environmental criminology”,

(Ed. MAGUIRE, Mike, Rodney MORGAN, and Robert REINER),

The Oxford handbook of criminology second edition, Clarendon

Pres., Oxford 1997, s. 305–349.

BROOKS Risa A., “Military and Homeland Security”, (Ed. WEBER

Jeffrey A. ve ELIASSON Johan), Handbook of Military

Administration, Taylor & Francis Group, Newyork 2008, 221-235.

CANCINO Jeffrey M. “Breaking from Orthodoxy: The Effects of Social

Disorganization on Perceived Burglary in Nonmetropolitan

Communities”, American Journal of Criminal Justice 28/1 (2003),

s.125-142.

CHRISTENSEN Wendy ve CRANK John P., “Police Work and Culture

in a Nonurban Setting: An Ethnographic Analysis”, Police

Quarterly 4/1 (2001), s. 69-98.

COLEMAN Alice, Utopia on trial: Vision and reality in planned housing,

Hiliary Shipman, London 1985.

CORDNER Gary W. ve SCARBOROUGH Kathryn E.,

“Operationalizing Community Policing in Rural America: Sense

and Nonsense”, (Ed. Quint C. THURMAN ve Edmund F.

MCGARRELL), Community Policing in a Rural Setting,

Anderson, Cincinnati 1997, s. 9–18.

CUNEEN Chris ve LIBESMAN Terry, Indigenous People and the Law in

Australia. North Ryde Butterworths, New South Wales 1995.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

184

ÇULHAOĞLU Metin, Güvensizlik Mirasının Aşılması: Devlet ve

Yerinden Edilmiş Kişiler Arasında Toplumsal Mutabakata Doğru,

Tesev, İstanbul 2006.

DEROUNIAN James, “Rural Crime and Rural Criminals”, Rural

Viewpoint 55/6, (1993).

DETR (Department of Environment, Transport and the Regions), Our

countryside: the future – a fair deal for rural England, HMSO,

London 2000.

DESCH Michael C.,Civilian Control of the Military: The Changing

Security Environment, The Johns Hopkins University Pres,

Baltimore, MD 1999.

DINGWALL Gavin ve MOODY Susan R., Introduction in MOODY,

Susan R. ve Gavin DINGWALL. (eds.) Crime and Conflict in the

Countryside, University of Wales Pres, Cardiff 1999.

EVANS David J., FYFE Nicholas R. ve HERBERT David, Crime,

policing and place: essays in environmental criminology,

Routledge, London 1992.

FRIEDMANN Robert R., Community Policing, London : Harvester

Wheatsheaf 1992.

FYFE James J.. “Who shoots? A look at officer race and police

shooting”, Journal of

Police Science and Administration, 9 /4, (1981), s. 367-383.

FYFE Nicholas R. “The Police, Space and Society: The Geography of

Policing”, Progress in Human Geography 15, (1991), s. 249–267.

FYFE Nicholas R., “Law and Order Policy and The Spaces of Citizenship

in Contemporary Britain”, Political Geography 14, (1995), s. 177–

189.

GRANT J. Douglas ve GRANT Joan, “Officer Selection and The

Prevention of Abuse of Force”, (Ed. GELLER W. ve TOCH H.),

Police Violence: Understanding and Controlling Police Abuse of

Force, Yale University Pres, New Haven, CT 1996, s.150-164.

GOODMAN Louis W., “Military roles past and present”, (Ed. Diamond

L. ve Plattner M.), Civil–military Relations and Democracy,

Johns Hopkins University Press, Baltimore, MD 1996, s. 30–46.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

185

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE), Türkiye Göç

ve Yerinden Olmuş Nüfus Araştırması, İsmat Matbaacılık

Yayıncılık, Ankara 2006.

HAGAN John, Structural Criminology, Rutgers University Pres, New

Brunswick, NJ 1989.

HOPE Tim ve SHAW Margaret, Communities and crime reduction,

HMSO, London 1988.

HUNTINGTON Samuel, The Soldier and the State, Harvard University

Pres, Cambridge 1957.

JOBES Patrick, “Human Ecology And Rural Policing: A Grounded

Theoretıcal Analysis Of How Personal Constraints And

Community Characteristics Influence Strategies Of Law

Enforcement In Rural New South Wales, Australia”, Police

Practice And Research, 4/1, (2003) s.3-19.

JOBES Patrick C., “Policing in Rural New South Wales: A Subjective

Account of Problems and Strategies Among Rural Police

Officers”, Police Practice and Research: An International Journal,

4, (2003), s. 3–19.

JOBES Patrick C., DONNERMEYER, Joseph F., WEINAND, Herb ve

BARCLAY, Elaine A., Qualitative and Quantitative Analysis of

the Relationship Between Community Cohesiveness and Rural

Crime, Part 1. Armidale,: The Institute for Rural Futures,

University of New England, New South Wales 2000.

KALAYCIOĞLU Elif ve EGE Ege, Zorunlu Göç İle

Yüzleşmek:Türkiye’de Yerinden Edilme Sonrası Vatandaşlığın

İnşası, TESEV, İstanbul 2008.

KARATAŞOĞLU Soner ve AKPINAR Mahmut, “Geçici Köy

Koruculuğu Sistemi Üzerine Bir Saha Çalışması: Beytüşşebap

Örneği”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi / Electronic Journal of

Social Sciences, 10 /38, Güz 2011, s. 367-396. www.esosder.org,

KURBAN Dilek, Bir Güvenlik Politikası olarak Korucu Sistemi”,

Almanak Türkiye 2006-2008 Güvenlik Sektörü ve Demokratik

Gözetim (Ed. Ali Bayramoğlu ve Ahmet İnsel), TESEV, İstanbul

2009, s. 253-260.

LIEDERBACH John, “Addressing the “Elephant in the Living Room”:

An Observational Study of The Work of Suburban Police”,

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

186

Policing: An International Journal of Police Strategies &

Management, 28/3, (2005), s. 415-436.

LIEVESLEY Keith ve MAYNARD Warwick (1991) Survey of Rural

Services. London: Rural Development Commission.

MCNAMARA, Robert P., “From Report Takers to Report Makers:

Understanding the Police and Violence”, (Ed. Burns R.G ve

Crawford C.E.), Policing and Violence, Prentice-Hall, Inc. Upper

Saddle River, N.J. 2002, s.52-72.

MEYER Fred ve BAKER Ralph, “Problems of Developing Crime Policy

for Rural Areas”, (Ed. William P. BROWNE ve Don F.

HADWINGER), Rural Policy Problems: Changing Dimensions,

Lexington Boks, Lexington 1982, s.171–179.

MOODY Susan R., “Rural Neglect: The Case Against Criminology”,

(Ed. Gavin Dingwall ve Susan Moody), Crime and Conflict in the

Countryside, University of Wales Pres., Cardiff 1999, s.8–29.

NEWMAN Oscar, Defensible Space. Macmillan, New York 1972.

NEW SOUTH WALES POLICE SERVICE. (2001) New South Wales

Police Service Annual Report 1999–2000, erişim:

https://www.opengov.nsw.gov.au/publication/11428,

(E.T.13.02.2013).

PAIN Rachel "Place, Social Relations and The Fear of Crime: A

Review”, Progress in Human Geography, 24 (2000), s. 365–387.

PAMUKOĞLU Osman, Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok Hakkari

ve Kuzey Irak Dağlarındaki Askerler, Harmoni Yayıncılık, İstanbul

2003.

PETEE Thomas A. ve KOWALSKI Gregory S., “Modelling Rural

Violent Crime Rates; A Test of Social Disorganisation Theory”,

Sociological Focus, 26, (1993), s.87–89.

ŞAHİN Eyüp, “Özel Güvenlik Teşkilatı, Halk Tarafından Benimsenme

Konusunda Geçmişimizdeki Özel Bekçi Teşkilatını Yakalayabilir

mi?”, II. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu, 2005, Kocaeli

Üniversitesi Matbaası, Kocaeli.

SHAPLAND Joanna ve VAGG Jon, Policing by the Public, Routledge,

London 1988.

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:155-187

187

TAYLOR Scott, Analysis of the Military Role in America’s Domestic

Counterdrug Effort: Army War College, Carlisle Barracks, PA

1998.

TERRILL William, EUGENE Paoline A. ve MANNING, Peter K.,

“Police Culture and Coercion”, Criminology, 41/4, (2003), s.1003-

1034.

YARWOOD Richard ve EDWARDS Bill, “Voluntary Action in Rural

Areas: The Case of Neighbourhood Watch”, Journal Rural Studies

11, (1994), s. 447–461.

YARWOOD Richard, “Crime and Policing in the British Countryside:

Some Agendas for Contemporary Geographical Research”,

Sociologia Ruralis, 41/2, (2001), s. 201-219.

YOUNG Malcolm, In the Sticks: Cultural Identity In A Rural Police

Force, Clarendon Press., Oxford 1993.

WALKER Samuel, The New World of Police Accountability, Sage

Publications, Inc., Thousand Oaks, CA 2005.

WEBER Tina (2002) A Comparative Overview of Legislation Governing

The Private Security Industry in The European Union,

Birmingham: ECOTEC Research and Consulting.

WEISHEIT Ralph A., FALCONE David N., ve WELLS L. Edward,

Crime and Policing in Rural and Small-town America (2nd ed.).

Prospect Heights,: Waveland Press., IL 1999.

WESTLEY William A., “Violence and the Police.” American Journal of

Sociology, Vol. 59, (1953), s.34-41.

WILSON James Q., Varieties of Police Behavior: The Management of

Law and Order in Eight Communities, Harvard University Press.,

Cambridge, MA 1968.

WOOD Darryl S., “Police Turnover in Isolated Communities: The Alaska

Experience.”, National Institute of Justice Journal, 246 Jan 2001, s.

16-23.

WORDEN Robert E., “The Causes of Police Brutality: Theory and

Evidence on Police Use of Force”, (Ed. Geller W. veToch H.),

Police Violence: Understanding and Controlling Police Abuse of

Force, Yale University Press., New Haven, CT 1996, s.23-51.

AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:155-187

188