ilim ve Fikir İnsanları Sernpozyumu - İSAM Kütüphanesi

12
Günümüze ilim ve Fikir Sernpozyumu 17-19 2017 MALATYA 1 I. · Prof. Dr. Nusret AKPOLAT Prof. Dr. Fikret KARAMAN Prof . Dr . Mustafa ARSLAN MMATYA BOYüKSEHIR BEI.Eili'IESI

Transcript of ilim ve Fikir İnsanları Sernpozyumu - İSAM Kütüphanesi

Uluslararası

Geçmişten Günümüze

Malatyalı

ilim ve Fikir İnsanları Sernpozyumu

17-19 Kasım 2017 MALATYA

1

BİLDİRİLER

I. CİLT

Editörle~

· Prof. Dr. Nusret AKPOLAT

Prof. Dr. Fikre t KARAMAN

Prof. Dr. Mustafa ARSLAN

~~{, ~1J;

MMATYA BOYüKSEHIR

BEI.Eili'IESI

Sempozyum Onur Kurulu

Prof. Dr. Ahmet IaZILAY İnönü Üniversitesi Rektörü

AhmetÇAKIR Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı

Sempozyurn Düzenleme Kurulu Başkanı

Prof. Dr. Fikret KARAMAN

İnönü Üniversitesi Yayınları

ISBN 978-975-8573-54-7 (Talam) 978-975-8573-55-4 (1. Cilt)

1. Baskı Ekim 2018, Ankara 1,000 Adet

Düzenleme Kurulu

Prof. Dr. Neslihan DURAK Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Doç. Dr. İlhan ERDEM Doç. Dr. Mehmet BİRSiN ?oc;:pr. Mehmet Korkut ÇEÇEN Ihsan GENCAY ,.:,_ ı 1 . •

Yrd". Doç. Dr. Murat ZENGIN Y.t.<i..boç. Dr. Ahmet KARADAG :!f~~t Süha H OT AR . Arş: tör. Mehmet Emin ŞAHIN ~ör. Okan AÇIL

Sempozyum Sekretaryası

Arş. Gör. Mehmet Emin ŞAHİN Arş. Gör. Okan AÇlL ·

BASKI

TDVIiü ----~

Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: ll Yenimahalle/ Ankara

Tel.: 0312. 35491 31 (pbx) Faks: 0312. 354 9132

e·posta: ıdvyayin@diyaneıvakfı.oıg.tr

Açıklama:

Bildirilerdeki görüşlerin yasal ve bilimsel sorumluluğu yazarianna aittir.

~::ı .. ~~~ ~~~

MALATYA YÖRESİ İLE BULGARiSTAN'IN ŞUMI\JU BÖLGESİ

MÜSLÜMANILARı ARASINDA İLMI JETKilLEŞHME ÖRNEKlLER

Vedat S. AHMED1

ÖZET

ilim, farklı kişilerin farklı bölgelere yaptıkları ilmi seyahatleri e "aşılanmak­ta" ve daha verimli hale gelmektedir. Bunun bir misalini de bir dönem aynı ülke sınırlan içerisinde bulunan Malatya ve Şumnu arasında yaşanan İs­lami ilimler alışverişinde görmekteyiz. Bu ilmi etkileşimi ortaya koymak amacıyla öncelikle Osmanlı dönernindf, akabinde de Osmanlı sonrasında iki bölge arasındaki ilmi iletişimi sağlayan üç ilim adamından bahsedile­cektir. Tebliğde'önce kısaca Dareodeli Hamza Efendi ve XVll. asırda kale­me aldığı "Bey u Şira Risalesi" ile onu XIX. asırda şerh ederek eserin daha uzun süre yaşamasına !ve daha geniş bölgelerde tanınmasına vesile olan aslen Şumnu yöresinden olup Osmanpazarı Müftüsü olarak bilinen Karaa­hadlarlı İsmail Niyazi Efendi'den bahsedilecektir. İkinci örnek olarak as! en Malatyalı olup görev icabı Deliorman'a gelip yerleşen ve aile kuran bir ba­banın eviadı olan ve 1922 yılında Şumnu şehrinde Medresetü'n-Nüvvab'ı kurarak günümüze kadar etkileri görülen bir ilim ocağı haline getiren Yu­sufhanlarlı Emrullah Efendi'nin hayatı ve eğitim çalışmalarına değinilecek­tir. Son olarak da dünyaya geldiği zamanlarda Malatya'nın bir sancağı olan Hısn-ı Mansur (Adıyaman) doğumlu olan Mustafa Hayri Efendi'nin Şumnu ve Sofya'da yürüttüğü ilmi ve terbiyevi çalışmalar ele alınacaktır. Özellikle bu son iki ilim adamının yürüttüğü çalışmalann daha sonra sadece Bulga­ristan ile sınırlı kalmayıp farklı bölgelerde etki oluşturduğunu gösterecek şekilde konu değerlendirilip sonuçlandınlacaktır. Çalışma esnasında kay­nak olarak arşiv verileri, zikredilenleri n kendi eserleri, haklarında yapılmış araştırmalar ve yaşadıkları döneme dair Bulgaristan'da yayınlanmış süreli yayınlar ve mahalli çalışmalar esas ~lınacaktır.

Anah tar Kelime! er: Malatya, Bulgaristan, Şumnu, Nüvvab, ilmi Etkileşim.

ı 383 1 Yüksek islam Ş urası Başkanı- SofyafBulgaristan. Elektronik posta: vedatsabri@abv. j

7. 0TUilUM

Ma'latya Yöresiile

Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnekler

Vedat S. AHMED

03 GİRİŞ

Hazreti Muhammed (s.a.s.)'e atfedilen "Hikmet, müminin yiti­ğidir" vecizesi ve onun verdiği mesajı destekleyen onlarca hadis-i şerif, Müslümanların, özellikle de hayatlarını hikmet ve bilgiyi ara­maya adamış ilim adamlannın yollarına ışık tutmuş, onların pek çok meşakkatli yolu kat etmesine sebep olmuştur.2 Bir anlamda rih­le3 olarak da ifade edilen bu ilmi seyahat ve hicretler, bilgi, kültür ve medeniyetlerin harmanlanmasına, bunun sonucunda aşılamalar yapılarak yeni yeni filizierin türernesine sebep olmuştur. Böylece ilmi mirasın en uygun zemine taşınarak neşv ü nemabulması imka­nı sağlanmıştır. Bazen Medine-i Münewere'den Anadolu'ya, bazen Maveraunnehir'den Yemen' e, bazen Endülüs'ten Şam'a, bazen Mağ­

rib'ten Avrupa'ya, bazen de Anadolu'dan Balkanlar'a ya da tersine yapılan seyahatler, göçler veya akınlar insanlık tarihine yön veren sonuçlar meydana getirmiştir. Bu bağlamda küçük çaplı bir misali bugünkü Türkiye'nin Malatya yöresiyle Bulgaristan'ın Şumnu böl­gesi arasında gerçekleşen ilmi alışverişte de görmekt~yiz.

Bu iki bölge, aslında yaklaşık 360 sene aynı devletin pa.rçasıydı, Osmanlı toprağlydı. Hatta Şumnu yöresinin Osmanlı topraklarırıa dahil oluşu Malatya'dan yaklaşık 150 yıl öncesine uzanmaktadır.4

Bu coğrafi birliktelik, din ve dil, gönül ve his birliğiyle birleştiğinde

iki bölgenin tarih ve kültür bakımından peK çok ortak noktalarının olmasını normal kılmaktadır. Biz. imkanlarımızın elverdiği ölçüde iki bölge arasındaki ilmi alışverişe öqıek olan üç tabioyu sunmak suretiyle nasıl bir etkileişimin meydana geldiğini ve bunun sonu­cunda ne gibi kazanımların elde edildiğini ortaya koymaya çalışa­cağız. Ayrıca bu etkileşimin sadece Osmanlı dönemiyle de sımrlı kalmadığı ni göstermeye gayret edeceğiz.

03 Bir Risale Etrafında Buluşan İki Alim: . D arendeli Hamza Efendi ve Osmanpazarlı İsmail Niyazi Efendi

Bugün Malatya'nın ilmi ve manevi bakımgan zengin ilçele­rinden biri olan Darende'de doğmuş olan Dareodeli Hamza Efen­di, XVII. asrın önde gelen ulemasındandır. Darende'de vefat ettiği 1105/1694 senesine kadar ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmekle geçirmiştir. İyi ·.bir medrese tahsili gören Dareodeli Hamza Efendi, Amasyalı Hızır b. Muhammed'in en meşhur talebesi olarak b~lin-

2 Ilim yolunun meşakkatleri konusunda kaleme alınmış çok değerli bir çalışma hakkında b k: Abdülfettah Ebu Gudde, Safahôt min Sabri'l·Uiemô, haı. Selman bin Abdülfettah Ebu Gudde, 10. baskı, Beyrut 2012.

3 Daha çok bir hadis kavramı olarak bilinen rihle h~ nda bk: ibrahlm Hatiboğlu, "Rihle", Türkiye Dfyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi (DlA}. Istanbul 2008, c. 35, s. 106-107.

4 Göknur Göğebakan, "Malatya", DlA, Ankara 2003, c. 27, s. 4 70-4 71; Machiel Ki el, "Şumnu·, DIA,Istanbul2010. c. 39, s. 227·228.

mektedir.5 Ancak onun yanında İstanbul'da mı yoksa Amasya'da mı eğitim gördüğü kesin olarak belirtilmemekle birlikte ikisinin yollarının İstanbul'da kesiştiğine yönelik işaretler bulunmaktadır. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra bir müddet İstanbul'da müderrislik yapmış olan Hamza Efendi, daha sonra Kayseri ve Da­rende'de talebe yetiştirmeye devam etmiştir. Yetişmelerinde büyük emeği geçen kişiler arasında meşhur Osmanlı ulemasından Saçak­lızade Mehmed Efendi (ö. 1732)6 de bulunmaktadır? Darendeli Hamza Efendi, ifa ettiği müftülük ve müderrislik görevlerinin yanı sıra müellif bir alim olarak tanınmıştır. Kendisinin kaleme aldığı 10'un üzerinde eser tespit edilrrıiş, bunlardan günümüze ulaşıp da kütüphanelerde yazma olarak varlığını sürdürenlerle beraber matbu olanlar da bulunmaktadır.8 Bunlardan biri de muamelat ve ticaret ahlakına dair Türkçe olarak kaleme aldığı Risdle-i Bey u Şird adlı muhtasar ve müfit eseridir. 27 varaktan meydana gelen bu ça­lışma, Risdle-i Hamza Efendi olarak da bilinmekte ve farklı kütüpha­nelerde yazma nüshaları bulunmaktadır.9 Eser, mukaddime, üç bab ve hatimeden oluşmaktadır. Daha önce ifade edildiği üzere müellif, ticaret esnasında dikkat edilmesi gereken hususları, ticaret adabını ele almakta, alışverişle ilgili fıkhi hükümleri izah etmektedir.

Eserinin daha başında Birgivi Mehmed Efendi'ye verdiği öne­mi ifade eden Dareodeli Hamza Efendi'nin bu eserini okuyup okut­makla kalmayıp "şerhini de yaparak Osmanlı ve sonrası Müslüman Türk toplumuna kazandıran yine bir Birgivi hayranı Osmanpazar­lı İsmail Niyazi Efeneli (1774-1859?) olmuştur. Darencieli Hamza Efendi'den 80 sonra dünyaya gelen ve XIX. yüzyıl Osmanlı uleması arasında yerini alan İsmail Niyazi Efendi, yaşadığı dönemde Şum­nu'ya bağlı olan Karaahadlar köyünde doğmuş ve hayatını Osman­pazarı kasabasında geçirmiştir. Orada yıllarca müftülük ve müder­rislik etmek suretiyle ve tespit edebilçliğimiz kadarıyla kaleme aldı­ğı 13 eserle ilim ve irfan n~şriyle ömrünü geçirmiştir.10 Merkezden uzak yaşayan, ama ilmi gelişmeleri takip edip içinde bulunan İsmail Niyazi Efendi, Hamza Efendi'nin Bey u Şirt'i Risdlesi Şerhi11 adlı eseri

5 Hüseyin Yazıcı, "XVII. Asır Arap Edebiyatının Kısa Bir Değerlendirilmesi ve Hızır b. Muhammed ei·Amasi", Nüsha: ŞarkiyatAraştırma/an Dergisi, Yaz 2001, c. ı. sa. 2, s. 60.

6 Tahsin Özcan, "Saçaklızade Mehmed Efendi". DİA, istanbul2008, c. 35, s. 368

7 Dareodeli Müderris Hamza Efendi. Alış Veriş Kitabı (Risôle·/Bey ü Şini}, Haz. Vedat Ali Tok, Ankara 2008. s. 73.

8 Darendeli Müderris Hamza Efendi. a.g.e .• ~- 74-75.

9 Bunlardan biri için bk.: Hamza Efendi, Risiile·i Bey u Şirii (Risôle·l Hamza Efendi}, Koç Üniversitesi S una Kıraç Kütüphanesi, yazma No MS 124. (Elektronik adres: http:/ f digitalcollections.llbrary.ku.edu.trfcdmfcompoundobject/collectionfMC/id/15257 frecfl). - Son Erişim Tarihi: 5.10.2017.

lO lsnıail Niyazi Efendi hakkında genış bilgi için şu yayınlarıma bakıla bilir:" ismiiii Niyazi': DiA, istanbul 2016. c. Ek ı. s. 664-663; "Osmanpazarh İsmail Niyazi Efendi· ı·: Müslüman/ar, Ocak 2017, sa. 1 (265). s. 18; "Osmanpazarlı İsmail Niyazi Efendi- 2~ Müslüman/ar, Şubat 2017. sa. 2 (266), s.18.

ll !smail b. Osman b. Ebu Bekir b. Yusuf. Hamza Efendi'nin Bey u Şir(J Ri salesi Şerh/, istanbul 1262/1846.

7.0TURUM

Malatya Yöresi ile Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnelder

Vedat S. AHMED

7.0TURU~I

Malatya Yöresi ile

Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etldleşime Örnekler

Ved~tS.IIHMED

386 ı ı

kaleme alıp müellifinin vefatından 150 sene sonra yayınlatmıştır. Böylece coğrafi bakımdan araları yaklaşık 1500 km olan iki bölge arasında irtibat kurmuş ve bunun neticesinde ilim alanında bir aşı­lama gerçekleştirmiştir. Zira Müslümanların manevi hayatına has­sasiyet getiren bu küçük eser; yapılan bu yeni yorumla sadece bir yazma olmaktan kurtıılmamış, İslam dünyasının farklı bölgelerinde popüler ve okunur bir kitap haline gelmiştir. Kitabın matbu halinin belli başlı kütüphanelerin raflarında yer alması bunun en bariz gös­tergesidir.

Bundan da öte İsmail Niyazi Efendi'nin bu şerhi, daha sonra Os­manlı Türkçesinden günümüz Türkçesine aktanlmak suretiyle de günümüzün genel okuyucusunun istifadesine sunulmuştur. Böyle­ce bu ufak eser. farklı bölgelerin eviadı olup aynı gönül dünyasına · sahip ve hikmet arayışı içerisinde olan kişilerin birbirileriyle irti­batı ve dolayısıyla -etkileşimi sonucunda güzel meyvelerinin ortaya çıkabileceğinin güzel örneklerinden biri olmuştur.

. . ' 03 Şumnu'da Kurulan Ilim ve Irfan Ocağının, Menşei

Malatya'ya Uzanan Müessisi Emr ullah Efendi ' -Konumuz itibarıyla bu manada diğer bir örneğimiz, aslen Ma-

latyal_ı olup Deliorman'ı mekan tutan bir babanın oğlu Emrullah Efendi'dir. Emrullah Efendi'nin babasının ·Malatyalı olduğunu öğ­rencisi ve daha sonra meslektaşı olan Halil Aliosman (Aydoğan) kaleme aldığı hatıralarında nakletmiştirP

\

Osmanlı'nın Bulgaristan'dan çekilmesinden önce Deliorman'a gelip tahsildarlık yapan Hacı Hasan oğlı.ı Feyzullah, Şumnu'nun Yusufhanlar köyünden evljlik yaparak oraya yerleşmiştir. Bu arada Rus-Türk Harbi sonucunda Şumnu, Osmanlı sınırlarından çıkıp Bul­garistan'da kalmış, Feyzullah Efendi de yaşadığı köyde ilkokul öğ­retmenliği yapmıştır. Hacı Hasan oğlu Feyzullah Efendi'nin 15 Nisan 1878 tarihinde Emrullah isminde bir oğlu dünyaya gelmiştir. Emrul­lah Efendi, 9 yaşına gelince babadan, 12 yaşına girince de anadan öksüz kalmıştır. Okul çağında köyünde Muhsin Efendi'nin derslerine devam eden Emrullah Efendi, akabinde kardeşlerinin yardımlarıyla S ilistre medreselerinde dört sene eğitimden sonra eğitim seviyesini yükseltmek gayesiyle İstanbul'a gitmiştir. Orada medrese eğitimini sürdürmüş ve bununla da iktifa etmeyip Darü'l-Fünun-ı Osmani ila­hiyat Şubesine kaydolmuştur. 1913 senesinde üstün başarıyla qra­dan mezun olarak doğduğu topraklara dönmüştür.U

Emrullah Efendi, cazip görev tekliflerine rağmen köyüne dön­müş, döner d önmez evlenmiş ve bir hafta sonra hizmet etmek ama­cıyla Bulgaristan Türklerinin ilim ve kültür merkezi olan Şumnu

12 Halil Aydoğan, Şumnu'da Medresetünnüwab Hatıralan, (Yazma),12. 03.1996, s. 4.

13 "MerhOmun Hayatı ve Hizmetleri", Medeniyet, 8.10.1941, sa. 280. s. 1·2.

şehrin e yerleşmiştir. 30. 09. ı 941 tarihinde vefat eden e kadar ora­da eğitim hizmetleriyle meşgul olmuştur. Önce Müşebekli Medre­sesine müderris olmuş ve neredeyse harap durumdaki medreseyi ihya etmiştir. Bu medresenin odaları talebeye yetersiz kaldığından daha sonraları Medrese-i Aliye adını alan medreseyi ı914 senesin­de tanzim edip yeni bir program hazırlayarak Bulgar hükümetinin onayını da almak suretiyle Saat Camii'nde eğitime başlamıştır. Bu arada Birinci Dünya Savaşının başlaması sebebiyle askere alınmış, bu vazifesi esnasında tabur imaını ve fırka vaizi olarak görev yap­mıştır. Askerden dönünce bir taraftan medresedeki eğitim hizmet­lerine devam ederken aynı zamanda 1918 senesinde Şumnu' da açı­lan Darü'l-Muallimin'de kadrosuz olarak din dersi vermiştir.14

Ancak Emrullah Efendi'nin asıl hizmeti, 1922 senesinde Şum­nu'da kurulan Medresetü'n-Nüvvab'ın açılmasında ve çok çetin şartlarda canı pahasına eğitim hizmetini sürdürmesinde.görülmek­tedir.15 Zira bu okul, bağımsızlığını kazanan Bulgaristan'daki Müslü­man-Türk toplumunun o dönemlerdeki tek lise ve yüksek düzeyde eğitim veren kurumudur. Hem maddi sıkıntıların, hem de manevi baskının çok yüksek düzeyde olduğu zor şartlarda çalışan bu eği­tim ocağının kurucu müdürü Emrullah Efendi son nefesine kadar okulu idare etmiştir. Gansiperane &ayretlerle yaklaşık 20 sene içe­risinde onun ı;ahle-i terdisinden geçerek Nüvvab Medresesi'nin lise kısmından 293 kişi, yüksek kısmından da sı kişi mezun olmuştur.16 .

Emrullah Efendi, ~yi yetişmiş bir alimdir. Yetişmesinde Osmanlı Darü'l-fününu hocalarının yanısıra son devrin büyük illirolerinden Muhammed Zahid el-Kevserl'nin de büyük tesiri vardır ki, kendisi vefatına kadar her daim bu hususu ifade etmiştir.17 Emrullah Efen­di, idareciliğinin yanısıra Nüvvab Medresesi'nin lise ve yüksek kı­sımlarında derse girerek farklı döne~lerde Arapça, Mecelle, man­tık ve kelam derslerini okutmuştur. Özellikle kelam dersine büyük önem vermiş ve yanlış itikatlara mahal bırakmamak amacıyla ha­yatı boyunca bu dersi başkalarına verdirmeyip kendisi okutınuştur Emrullah Efendi, genellikle kelam dersinde Abdüllatif Harputi (ö. 19ı6) tarafından Medresetü'l-Vaizin ve Darü'l-Fünün talebelerine yönelik kaleme alınan "Tenklhu'l-Kelam" adlı eseri takip etmiştir.18

Bu eserin seçiminde müellifinin Emrullah Efendi'nin üniversiteden hocası olma ihtimali de etkili olmuş olabilir.

14 A.g.m., s. 2. Aynca b k: Vedat S. Ahmed, "Din ve İrfana Vakfedilmiş Bir Hayat: Emrullah Efendi: Kalem, Ocak-Şubat2002, yıl 3, sa. S, s. 17-18.

lS Osman Kılıç, Kader Kurbanı, Ankara 1989, s. 86-87.

16 Haşim Ertürk • Rasim Eminoğlu, Bulgaristan'da Türk-islôm Eğitim ve Kültür Müesseseleri ve Medresetü'n-Nüwôb, (nşr. Ekmeleddin İhsanoğlu), İstanbul 1993, s. 56-74.

17 "Merhümun Hayall ve Hizmetlerı·: Meden(yet, 8. 10. 1941, sa. 280, s. 2.

7. 0TURUM

Malatya Yöresiile Bulgaristan'ın

Şıımnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

İl mi Etldleşime Örnekler

Vedat S. AHMEO

18 Eserin tahlil ve Türkçe tercümesi için bk: Abdullatif ei-Harputi, Tenkihu'l Kelôm Fi Aklıid-i 1 Ehli'l/slôm (Kelômr Perspektiften islôm İnanç Esas/an), çev. ve haz. İbrahim Özdemir ve 387 Fikret Karaman, Elazığ 2000. 1

7.0TURU~I

Malatya Yöresi ile

Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnekler

Vedat S. AHMED

Emrullah Efendi'nin en büyük hizmeti Nüvvab Medresesi'nde yetiştirdiği seçkin talebeleridir. Bu okulun mezunları arasında Bul­garistan'da Başmüftülük yapanlar, Bulgaristan ve Türkiye'de müf­tülük hizmeti görenler, ilim ve eğitim sahasında görev yapanlar, şair ve yazarlar, farklı kamusal ve sosyal alanlarda önemli hizmetlerde bulunanlar, yöneticilik yapanlar vs. bulunmaktadır. Emrullah Efen­di'nin idaresinde Medresetü'n-Nüvvab'ta yetişenler Bulgaristan'ın hemen hemen her bölgesinde, Türkiye'nin de birçok yöresinde ifa ettikleri hizmetlerle binlerce yazı, yüzlerce eser kalem almış, onbin­lerce talebe yetiştirmiş, özellikle de Bulgaristan Türklerinin üzeri­ne yüzyıllık bir Nüvvab mührü koymuşlardır.19 Medresetü'n-Nü­vvab'ın Türkiye'de medreselerin kapandığı bir dönemde açılmış olması, Türkiye'de İmam Hatip Liselerinin açıldığı bir dönemde de kapatılmış olması ve mezunlarının 1950-1951 yıllarındaki göçte Türkiye'ye hicret ederek din ve eğitim hizmetlerine aktif bir şekil­de katıldıkları göz önünde bulundurulursa20, Emr_ullah Efendi'nin kurup ömrünü adadığı bu okulun rolü ve onun hizmeti daha iyi an­laşılmış olacaktır.

03 Hısn-ı Mansur'da Ekilen, Şumnu'da Gelişen ve Sofya'da Biçilen Bir Tefsirin Müellifi Mustafa Hayri Efendi Şumnu'da kurulup gelişen ve tohumları Bulgaristan sınırlarını

aşan Medresetü'n-Nüvvab, tabii ki, sa,dece müdüründen ibaret de­ğildi. Okulun daha kuruluşu esnasında Emrullah Efendi'nin yanın­da üç kişinin ayrı bir yerinin · olduğu görülmektedir. Bunlar; temel İslam! ilimler müderrisi .Qüzceli Yusuf Ziyaeddin Ezherl (Ersal) , Türk dili ve-edebiyatı ve fen dersleri muallimi Şumnulu Süleyman Sırrı (Tokay) ve fıkıh müderrisi Hısn-ı Mansurlu Mustafa Hayri (Coşkun). Zengin hayat hikayesi ve neredeyse gizli btr ilim hazinesi olması sebebiyle ve özellikle de konumuz itibarıyla bunların sonun­cusu üzerine biraz duracağız.

Mustafa Hayri Efendi, il oluncaya kadar kısa bir dönem hari­cinde Malatya iline bağlı bir köy olan Hısn-ı Mansur, yani bugünkü Adıyaman'da doğmuştıır. Hüseyin oğlu Memiş ile Fatıma hamrom eviadı olarak 1307/1889 yılında dünyaya gelmiştir. Doğduğu yerde ilkokul ve rüşdiye eğitimi gördükte.n sonra Antep'te dört yıl medre­se eğitimi alan Mustafa Hayri Efendi, daha sonra eğitimini devam et­tirmek üzere İstanbul'a gitmiştir. Meşrfitiyette_n sonra orada açılan

19 Vedat S. Ahmed. "Bulgaristan ile Türkiye Arasındaki Bilimsel ve Kültürel ilişkilerde Medresetü'n·Nüvvab'ın Yen': Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar Ilişkileri Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, Eskişehir 2005, s. 283-290;

20 Emrullah Efendi'nin Nüvvab mezunu ogullan Mehmed ve Abdullah da bu göçle Türkiye'ye gelip öğretmenlik yapmışlar, yine aynı okul mezunu üç damadı ise Bulgaristan'da kalıp eğitim alanında hizmet vermişler ve ömürlerinin sonlarında Türkiye'ye göç etmişlerdir.

Medresetü'l-Vaizin'de iki sene okumuştur.21 Akabinde de Medrese­tü'l-Kuzat'a22 kaydolmuş ve fevkalade başarıyla mezun olmuş, ancak diploması ı 922 senesinde verilmiştirP Kısa bir zaman sonra Birin­ci Dünya Harbinin başlaması sebebiyle yedek subay olarak askere alınmış, Çanakkale, Makedonya ve Bağdat cephelerinde savaşmış ve nihayetinde arkdaşlarıyla birlikte İngilizlere esir düşmüştür. Ancak savaşın sona ermesiyle iki yıldır esir bulunan askerler serbest bıra­kıldığı için Mustafa Hayri Efendi de hürriyetine kavuşmuştur.24

Daha İstanbul'da medrese öğrencisi iken Ramazan'da Delior­man'ın yetiştirdiği büyük pehlivan Koca Yusuf'un-doğup yetiştiği yer olan Karalar köyüne irşad vazifesiyle giden Mustafa Hayri Efen­dj25, esarette kaldığı dönemde fiziki olarak zayıf düşmüş, o yüzden hava değişikliği olur ümidiyle yeniden Şumnu'nu,n Karalar köyüne gitmiştir. Orada kısa bir müddet kaldıktan sonra Şumnu'ya yerle­şerek ı 922 senesinde açılan Medresetü'n-Nüwab'a ve Medrese-i Aliye'ye müderris olarak tayin edilmiştir. Muhtemelen Emrullah Efendi'nin Nüvvab müdürü olması üzerine Medrese-i Aliye müdür­lüğü Mustafa Hayri Efendi'ye tevdi edilmiştir. Ayrıca bir karışıklık döneminde bir buçuk ay kadar geçici olarak Nüvvab'ın müdürlü­ğünü de yapan Mustafa Hayri Efendi, ıs senelik müderrisliği esna­sında okulun lise ve YP,ksek kısımlannda ulum-ı diniye, fıkıh, usul-i fıkıh, sakk-i şert. mec~lle, feraiz, alıkam-ı evkil.fve Farsça derslerini tedris etmiştir.

Bu arada Şuinnu,'nun soylu ailelerinden Cemile hanımla evle­nen Mustafa Hayri Efendi, Şumnu'yu iyice yerleşmiş ve orada bir oğluyla iki kızları dünyaya gelmiştir.26

Mustafa Hayri Efendi'nin Adıyaman'dan kopup Deliorman'a yerleşmesinde eğitim yıllarında İstanbul'da tanıştığı Emrullah Efendi'nin etkisi şüphesizdir. Ayrı,ca savaş sonrasında Şumnu'ya müftü tayin edilen ve daha sonra Başmüftülük görevinde bulunan Hüseyin Hüsnü Efendi'nin de Mustafa Hayri Efendi ile aynı yıllarda İstanbul'da ve özellikle de Medresetü'l-Kuzat'ta eğitim görmüş ol­ması, tanışma ihtimallerini akla getirmektedirP

21 Medresetü'l-Vaiıin hakkında bk: Mustafa Öcal,lOO. Yılında İmam Hatip Liseleri,lstanbul 2013, s. 4-9.

22 Medresetü'l-Kuıat hakkında bk: Mehmet İpşirli, "Medresetü'l-Kudat". DİA. Ankara 2003, c. 28, s. 343-344.

23 Ahmet inan, Adıyaman/ı Mustafa Hayri Efendi ve Tefsiri: ei-Muktataffi't-tefsir, Ankara 2003, s. 228-230.

24 Mustafa Hayri Efendi'nin hayatı hakkında geniş bilgi için b k: Ahmet inan, a.g.e .• s. 26-38; Ahmet İnan. "Mustafa Hayri Efendi", DİA, İstanbul 2006, c. 31, s. 302·303

25 Halil Aydoğan, a.g.y .• s. 8.

26 Oğlu Suat Medresetü'n-Nüvvab mezunu olup damadı İbrahim Halil (Tanır) da aynı okulun mezunu ve hocalanndandır.

27 Hüseyin Hüsnü Efendi ve hizmetleri hakkında bk: "Din-i islam Müdafileıi Cemiyeti Reisi':

?. OTURUM

Malatya Yöresi ile Bulgaristan'ın

Şu mn u Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnekler

Vedat S. AHMED

Medeniyet, 16.10. 1940, sa. 242. s. 1-2; lsmail Cambazov; Bulgaristan'da Ba~müftülük Tarihi 389 (1878-1944. Sofya 2013. c. ı. s. 320-398.

7.0TURU111

Malatya Yöresiile

Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnelder

Vedat S. AHMED

Medresetü'n-Ni:ivvab'ın köe taşlarından biri olan Mustafa Hayri Efendi'nin ilmi dirayetini keşfeden Hüseyin Hüsnü Efendi Başmüf­tülük makamına geldiğinde onu da Sofya'ya getirerek ı 937 sene­sinde Divan-ı AH-i Şeri üyesi görevini vermiştir.28 Şeriat mahkeme­lerinin en üst mercii olup temyiz mahkemesi görevi yapan bu ku­rula Başmüftü başkanlık etse de işlerin büyük bir kısmını iki üyesi görmektedir ki, bunlardan biri her zaman fıkıh ilmindeki derinlğiy­le temayüz etmiştir. Zira bu görevi uzun zaman yapanlardan biri Bulgaristan'ın ilk Başmüftüsü alim ve fazı! Hocazade Mehmed Muh­yiddin Efendi' dir. Bu görevin ehemmiyetine binaen, fıkıh alanındaki ihtisasını Nüvvab'ta en ağır İslam hukuku derslerine girerek göster­miş olan Mustafa Hayri Efendi, ı965 senesine kadar bu hizmeti yü­rütmüştür. Ancak şunu da ifade etmeliyiz ki, ı 950 yılından itibaren komünist rejim şeriat mahkemelerinin yetkilerini kaldırmış ve bu sebeple Mustafa Hayri Efendi'nin görevi de büyük ölçüde şekli bir göreve dönüşmüştür. Ancak bu süre zarfında o hiç boş durmamış, ilmi mütalaalarına devam ederek daha önce Arapça ~larak kaleme alıp yayınlanan fıkıh alanındaki el-Muktetafadlı eserine29 yenilerini eklemiştir. Hiç şüphesiz, bunların en önemlisi o yıllarda muhteme­len gizlice yazıp bin bir zahmetle Türkiye'ye götürerek vefatından uzun zaman sonra Muhammed Ali es-Sabuni tarafından tahkikli olarak neşredilen el-Muktetafjf UyO.ni't-tefasfr adlı S ciltlik eseridir.30

Arapça kaleme alınan bu eser Mustafa Hayri Efendi'nin ilimle do­lup taşan mütevazı bir insan olduğunu ortaya koymaktadır. O aynı zamanda dirençli bir şahsiyettir, zira a'ilesi ı 950 yılında Türkiye'ye göç etmesine rağmen, kendisine Bulgar makamlarınca göç etme/ vatanına dönme izni verilmemiş ve bir anlamda ıs·yıl tutukluluk hayatı yaşamıştır. Hicret, e'saret ve gurbeti n zor! uklarını sırtiayan Mustafa Hayri Efendi ta 1965 yılında Türkiye'ye dönme imkanı bul­muş, 30. 03. ı 970 tarihinde de İstanbul'da vefat etmiştir. Ardından tefsirinden oluşan büyük bir miras bırakmış, ayrıca rahle-i tedrisin­den geçen onlarca müftü ve öğretmen ondan aldıkları ilim ve edebi insanlar arasında yaymışlardır. Bunlardan biri de kendisine büyük saygı besleyen ve bundan dolayı vasiyetnamesinde hocasını ismen zikreden son devir illemasından Ahmed Davudoğlu'dur.31 Bütün buraya kadar paylaştıklarımızdan hareketle Mustafa Hayri Efendi gibi büyük bir alimin dönemin Mala.tya yöresinde, bugünün ise Adı­yaman'ında doğup büyüdökten sonra Deliorman'ı ve devammda da Sofya mekan tutup en kıymetli eserleri orada kaleme almış olması, evlatları ve evlatları mesabesindeki talebelerini orada yetiştirmiş

28 Tsentrafen dırjaven lstoriçeski arhlv (Merkez Devlet Tarih Arşi vi), f. 166, op. 1, a.e. 788. Bu olayın 1939'da gerçekleştiğini bildiren kaynaklarda var. B k: Ahmet inan, a.g.e., s. 37, 228.

29 Mustafa Hayri,e/·Muktetııf.Sofya 1941.

30 Mustafa Hayri ei·Mansuri, ei·Muktetııfmln Uyünl't·tefôsir, 2. baskı, (nşr. Muhammed Ali es· Sabüni), Dimaşk-Beyrut1417/1996.

31 Ahmed Oavudo~lu, Ofüm Daha Güzeldl, Ankara 2005, s. 183.

olması, belki de karşılaşmış olduğu zorluklarla bilenerek ve gör­müş olduğu farklı kültürlerin de etkisiyle zenginleşerek kaleme al­dığı eserler çok daha farklı ve etkili bir hale gelmiştir. Bütün bunlar onun namının sadece Bulgaristan ve Türkiye ile sınırlı kalmayıp bütün İslam dünyasına yayılmasına sebep olmuştur.32

Sonuç olarak söyleyecek olursak, ilmin yayılması ve bereket­lenmesi bakımından seyahatler, kültürel alışveriş, farklı görüş ve düşüncelerin karşılaşması, hatta çatışması önemli bir husustur. Etkileme veya etkilenme ya da ikisinin de sözkonusu olduğu bu saydıklarımızın insanın sahip olduğu potansiyeli harekete geçirme noktasında önemli bir rol oynadığını iki farklı dönemde iki farklı bölgede gerçekleşen ilmi çalışmalarda görülmektedir. Bu husus, dün için geçerli olduğu gibi, bugün de geçerli ve gereklidir.

03' Kaynakça Aydoğan, Halil, Şumnu'da Medresetünnüvvab Hatıralan, (Yazma), 12.

03. 1996.

Cambazov, İsmail, Bulgaristan'da Başmüftülük Tarihi (1878-1944, Sofya 2013.

Da rendeli Müderris Hamza Efendi, Alış veriş Kitabı {Risale-i Bey ü Şi ra), haz. vedat Ali Tok, Ankara 2008.

'.. ı Davudoğlu, Ahmed, O/üm Daha Güieldi, Ankara 2005.

\

"Din-i İslam Müdatileri Cemiyeti Reisi", Medeniyet, 242 (1940): 1-2 . . Ebu Gudde, Abdülf~ttah, Safahat min Sabri'l-Uiema, haz. Selman bin

Ab dülfettah Ebu Gudde, 10. baskı, Beyrut 2012.

Ertürk, Haşim ve Eminoğlu, Rasim, Bul9aristan'da Türk-İslam Ejjitim ve Kültür Müesseseleri ve Medresetü'n-Nüvvab, (nşr. Ekmeleddin İnsanoğlu), İstanbul 1993.

Göğebakan, Göknur, "Malatya", DİA,, c. 27, Ankara 2003.

Hamza Efendi, Risale-i Bey u Şira (Risale-i Hamza Efendi}, Koç Üniversitesi S una Kıraç Kütüphanesi, yazma No MS 124. Erişim: ~.10.2017, http:/ /digitalcollections.library.ku.edu.trj cdmjcompoundobject/ collection/MC/id/15257 jrec/1).

ei-Harputi Abdullatif, Tenkfhu'l Kelam Ff Akaid-i Ehli'l İsllim (Kelamf Perspektiften İslam İnanç Esasları), çev. ve haz. İbrahim Özdemir ve Fikret Karaman, Elazığ 2000.

Hatiboğlu, İbrahim, "Rihle'; DİA, c. 35, İstanbul 2008.

İnan, Ahmet, Adıyaman/ı Mustafa Hayri Efendi ve Tefsiri: el-Muktataf fi't-tefsfr, Ankara 2003.

__ "Mustafa Hayri Efendi'; DİA, c. 31, İstanbul 2006.

32 Tefsirinin yayınlanması üzerine Mustafa Hayri Efendi hakionda kitap ve tezler yayınlanmıştır. Zikri geçen Türkçe kitaba ilaveten şu yüksek lisans tezini de zikretmekte fayda var: Selim Osman en·Neccaı; Menhecü'ş·Şeyh ei·Monsüriji'I-Muktetofmin Uyüni't·

7.0TURUM

Malatya Yöresi ile Bulgaristan'ın

Şu mn u Bölgesi Müslümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnekler

Vedat S. AHMED

tefôsfr, Camiatü'l-lslamiye - Gazze, 2006. (http:/ /library.iugaza.edu.ps/Thesis/695BB.pdf). 391 Erişim: 6. 10. 2017.

7.0TURU~I

Mala'tya Yöresi ile

Bulgaristan'ın

Şumnu Bölgesi Miislümanları

Arasında

ilmi Etkileşime Örnekler

VcdotS. AHMED

392

ipşirli, Mehmet, "Medresetü'I-Kudat': DİA, c. 28, Ankara 2003.

İsmail b. Osman b. Ebu Bekir b. Yusuf, Hamza Efendi'nin Bey u Şirô Risalesi Şerhi, istanbul 1262/1846.

Kılıç, Osman, Kader Kurbanı, Ankara 1989.

Machiel Kiel, "Şumnu", DİA, c. 39, İstanbul 2010.

ei-Mansuri, Mustafa Hayri, el-Muktetafmin Uyı'ini't-tefôsfr, 2. basla, (nşr. Muhammed Ali es-Sabun!), Dimaşk-Beyrut 1417/1996.

"Merhfimun Hayatı ve Hizmetleri': Medeniyet, 280 (1941): 1-2.

Mustafa Hayri, el-Muktetaf, Sofya 1941.

en-Necc§r, Selim Osman, Menlıecü'ş-Şeyh el-Mansurfji'l-Muktetafmin Uyuni't-tefôsfr, Camiatü'l-islamiye -Gazze, 2006. Erişim: 6. 10. 2017, http://library.iugaza.edu.psjThesis/69588.pdf

Öcal, Mustafa, lOG. Yılında imam Hatip Lise/eri, İstanbul 2013.

Özcan, Tahsin, "Saçaklızade Mehmed Efendi", DİA, c. 35, İstanbul 2008.

vedat S. Ahmed, "Bulgaristan ile Türkiye Arasındaki Bilimsel ve Kültürel ilişkilerde Medresetü'n-Nüwab'ın· Y~ri", Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, (Eskişehir 2005): 283-290.

__ "Din ve İrfana Vakfedilmiş Bir Hayat: Emrullah Efendi", Kalem, s (2002): 17-18.

__ "İsmail Niyazi", DlA, c. Ek ı, Istanbul 2016.

__ "Osman pazarlı !smail Niya:zı Efendi - ı·: Müslüman/ar, 1 (265), (2017): 18. \

__ "Osman pazarlı İsmail Niyazi Efendi - 2", Müslüf!1anlar, 2 (266), (2017): 18.

Yazıcı, Hüseyin, "XVII. Asır Arap Edebiyatının Kısa Bir Değerlendirilmesi ve Hızır b. Muhammed ei-Amasi", Nüsha: Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, l/2, (2001): 60.