Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

21
Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi International Cultural Research Center Navende Lêkolîna Çandeyîya Navneteweyî Prof. Dr. İlhan Kaya Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları ANALİZ © UKAM YAYINLARI ARALIK 2014 www.ukam.org

Transcript of Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi International Cultural Research Center Navende Lêkolîna Çandeyîya Navneteweyî

Prof. Dr. İlhan Kaya

Farklılıkların Temsili Bakımından

Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

ANALİZ

© UKAM YAYINLARI ARALIK 2014 www.ukam.org

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

1

www.ukam.org

YAYINLARI

Farklılıkların Temsili Bakımından

Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

Prof. Dr. İlhan Kaya

/UKAMIstanbul /Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

2

Prof. Dr. İlhan Kaya

ISBN: 978-605-86341-8-3

UKAM YAYINLARI

YAYIN NO: 09, ANALİZ NO: 04

KAPAK TASARIMI ve MİZANPAJ: Hamdi Alanay

Maltepe Mah. Edirne Çırpıcı Yolu Sok. No: 5/2B, Mira Rezidans, Zeytinburnu, İstanbul TÜRKİYE

Telefon: +90 212 247 06 82 Faks: +90 212 247 06 81E-Posta: [email protected]

Copyright © Aralık 2014 UKAMBu analizde yer alan görüşler bir kurum olarak UKAM’ın görüşleri ile birebir örtüşmeyebilir.

www.ukam.org

ULUSLARARASI KÜLTÜREL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

3

İÇİN

DEKİ

LERGİRİŞ .............................................................................................................................................................4

SEÇİM SİSTEMLERİ ................................................................................................................................5

A) Çoğunluk Sistemleri .....................................................................................................................5

1) Seçim Bölgelerinin Genişliğine Göre Çoğunluk Sistemi .............................................6

2) Nispi Çoğunluk–Mutlak Çoğunluk Sistemleri.................................................................6

B) Nispi Temsil Esasına Dayanan Seçim Sistemleri............................................................7

1) Liste Usulü Nispi Temsil Sistemi .........................................................................................8

2) Karma Üyeli Nispi Temsil Sistemi .......................................................................................8

3) Aktarılabilir Tek Oy Seçim Sistemi ......................................................................................8

C) Karma Seçim Sistemleri .............................................................................................................9

Sonuç .........................................................................................................................................................9

SEÇİM BARAJI ...........................................................................................................................................10

Dünyadaki Seçim Barajı Uygulamaları ....................................................................................10

Temsilde Adalet Bağlamında Seçim Barajları ......................................................................13

Türkiye İçin Öneriler..........................................................................................................................14

SONUÇ ..........................................................................................................................................................17

KAYNAKÇA .................................................................................................................................................18

YAZAR ...........................................................................................................................................................19

Bu çalışmanın ham halini okuyarak önerilerde bulunan Vahap Coşkun ve Ömer Uğurlu’ya teşekkür ederim.

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

4

| GİRİŞ

Türkiye’deki mevcut seçim sistemi ve %10’luk seçim barajı, meşruiyetini yönetimde is-tikrar ilkesinden almaktadır. Yüksek seçim barajını savunan kesimler, 1970’li yıllarda yaşanan parçalı siyasi yapının siyasi istikrarsızlığın ana kaynağı olduğunu ve bunun ülkeye çok şey kaybettirdiğini ifade etmektedirler. Güçlü siyasi iktidarların, ekonomik

büyüme anlamına geldiğini ve bunun teminatının ise yüksek seçim barajı olduğunu belirtmek-tedirler. Bir darbe anayasası ürünü olan seçim sistemi ve %10’luk seçim barajı, yoğun eleştirilere ve geçen otuz yıla rağmen bir türlü değiştirilememiştir. Yüksek seçim barajı, seçmen iradesine ket vuran antidemokratik bir uygulama olarak anılmaktadır.

Darbe anayasasını hazırlayanlar; toplumsal gerilimleri, siyasi kamplaşmaları, istikrarsızlığı ve mahsurlu gözüken siyasi oluşumları meclis dışında tutmak amacıyla yüksek seçim barajını anayasaya bir madde olarak koydular. Bu nedenle, askerlerin %10’luk seçim barajı tercihi, sade-ce yönetimde istikrarı sağlama çabasının bir ürünü değildi. Aynı zamanda sakıncalı gördükleri toplumsal kesimleri meclis dışında tutma amacının da bir mahsulüydü. Yüksek seçim barajı, önce dinî (RP), ardından etnik (Kürtler) kimlik siyaseti yapan kesimlerin parlamentodaki temsili-ni engelleme işlevi gördü. Bu engelleme çabasının bir dönem başarılı olduğu da görülmektedir. Ancak bugün gelinen noktada, bu yöndeki bir çabanın sonuç vermediğini ve dışlanan kesimlerin, Türkiye siyasetinin ana dinamiklerini oluşturduklarını görmekteyiz. Ayrıca yönetimde istikrar ni-yetinin de tam olarak arzulanan sonucu vermediğini görüyoruz. Nitekim %10’luk seçim barajına rağmen 1990’lı yıllar, Türkiye’nin koalisyon yılları olarak tarihe geçti. Siyasi kutuplaşmalar ve gerilimler sona ermedi. Postmodern bir darbe ile daha da karmaşık hale gelen bu dönem, aynı zamanda iki büyük ekonomik krize de şahitlik etti.

Demokrasinin en önemli kutsalı sayılan sandığın meşruiyeti, seçmen iradesinin adil bir şekilde yansıtılmasına bağlıdır. Siyasi rekabet koşullarının adil olması, farklılıkların temsili ve çoğulculuk, demokratik bir ülkenin en temel değerleridir. Dolayısıyla, seçim sistemlerinin bu değerleri dikkate alarak tasarlanması gerekir. Bu anlamda, çoğulcu demokrasinin inşası, farklı-lıkların siyasi sisteme entegre edilmesine bağlıdır. Toplumun ana akımlarının dışında kalan eği-limlerin, temsil olanağı bulması büyük bir önem taşımaktadır. Buradaki temel husus, yönetim-de istikrar ile temsilde adalet arasında dengenin nasıl sağlanacağı konusudur.

Bu analiz, bu sorulara cevap vermek üzere hazırlanmıştır. Dünyadaki farklı seçim sistem-leri ve baraj uygulamaları incelenerek, Türkiye’nin bu konudaki pozisyonu ortaya konulmuştur. Dünyadaki uygulamalara bakıldığında iki temel seçim sisteminden bahsetmek mümkündür. Bunları dar bölge-tek adaylı çoğunluk seçim sistemleri ve geniş bölge-çok adaylı nispi temsil seçim sistemleri olarak sınıflandırmak mümkündür. Bazı durumlarda, iki sistemin entegre bir biçimde kullanıldığı karma sistem uygulamaları da vardır. Türkiye’de belediye seçimlerinde ço-ğunluk sistemi uygulanırken, genel seçimlerde liste usulü nispi temsil sistemi uygulanmaktadır.

ABD ve İngiltere gibi ülkelerde barajsız dar bölge-tek adaylı-çoğunluk sistem uygulanır-ken, birçok Avrupa ülkesinde nispi temsil sistemleri uygulanmaktadır. Çoğunluk sistemlerinin bazıları tek turlu nispi çoğunluk sistemi, bazıları ise iki turlu mutlak çoğunluk sistemi şeklinde uygulanmaktadır. Ancak tek turlu sistemlerde, siyasi partiler genellikle ön seçimler yapmakta ve seçmenlere aday belirleme konusunda söz söyleme olanağı tanımaktadır. Mutlak çoğunluk sistemlerinde ise eğer ilk turda salt çoğunluk sağlanmamışsa, en fazla oyu alan adaylarla ikinci tura gidilmektedir. Böylece seçmenlerin kendilerine ikinci derecede yakın hissettikleri adaylara oy vermesinin önü açılmaktadır. Nispi temsil sistemlerinde hiç baraj uygulamayan ülkeler ol-duğu gibi, belli oranlarda baraj uygulayan ülkeler de vardır. Venedik Komisyonu’nun 2009 yılın-da hazırladığı bir raporda, % 3 ile %5 arasında değişen oranların, demokrasiler için makul baraj

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

5

oranları olduğu belirtilmişti. Uzun demokrasi geleneği olan ülkelerde baraj genellikle %5’in altın-dadır. Hatta bazı ülkeler, baraj uygulamalarında bir kısım esneklikler yaparak azınlık gruplarının temsilini kolaylaştırmaktadır.

Türkiye %10’luk seçim barajı ile dünyada en yüksek seçim barajı uygulayan ülkelerin başında gelmektedir. Batı demokrasilerinde bu denli yüksek seçim barajlarına rastlamak mümkün de-ğildir. Rusya gibi demokrasisi sorunlu olan bir ülkede dahi bu oran %7’dir. Bu bakımdan, darbe zihniyeti ürünü olan yüksek seçim barajı, Türkiye demokrasisi açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir. Yüksek seçim barajının temsilde adalet sorunu oluşturduğu, toplumsal farklılıkların temsilini güçleştirdiği ve küçük siyasi partilerin rekabet etme olanağını büyük ölçüde sınırladığı ifade edilmektedir. Türkiye’deki siyasi partiler kanunu, parti içi demokrasi olgusu ve çoğulcu-luk sorunları dikkate alındığında, seçim barajının demokratik süreçler üzerindeki etkisi daha da artmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de çoğulcu ve demokratik bir seçim sistemine, yeni bir siyasi partiler yasasına ve parti içi demokrasiyi artıracak bir kısım düzenlemelere ihtiyaç bulunmakta-dır. Elinizdeki bu analiz, dünyadaki farklı seçim sistemleri ve baraj uygulamalarını ele alarak, Tür-kiye’nin bu tablodaki durumunu ortaya koymakta ve bu konuda bir kısım öneriler sunmaktadır.

| SEÇİM SİSTEMLERİ

Dünyada uygulanan seçim sistemlerini kabaca üç grupta sınıflamak mümkündür: Ço-ğunluk sistemleri, nispi temsil sistemleri ve karma sistemler [1]. Bu sistemlerin her bi-rinin öncelediği değerler ve konular vardır. Örneğin çoğunluk sistemlerinde ”yönetim-de istikrar” fikri ön plandayken, nispi temsil sistemlerinde ”temsilde adalet” düşüncesi

ön plana çıkmaktadır. Karma sistemlerde ise bu ikisinin arası bulunmaya çalışılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti anayasasında herhangi bir seçim sistemi tanımlanmamasına rağmen ”yönetimde istikrar” ve ”temsilde adalet” ifadeleri birlikte kurularak, bunun nasıl olacağı yasa koyuculara bırakmıştır [2]. Bu nedenle, seçimlerin nasıl yapılacağı konusu yapılan kanunlarla belirlenmek-tedir. Türkiye’deki mevcut seçim sistemi ve %10’luk seçim barajı askeri yönetim döneminde, 1983 yılında yapılan yasa ile belirlenmiştir.

| A) Çoğunluk SistemleriÇoğunluk sistemlerinin temel felsefi ve pratik dayanağı yönetimde istikrarın sağlanması il-

kesi yer almaktadır. Çoğunluk sistemlerdeki temel mantığa göre, her seçim bölgesinde geçerli oyların çoğunluğunu kazanan adaylar (partili, bağımsız veya partili adaylar grubu) milletvekili seçilir [2]. Fakat bu temel mantığa göre çoğunluk sisteminin uygulanma biçiminde önemli fark-lılıklar bulunmaktadır. Seçim bölgelerinin genişliği, ulusal bir barajın olup olmaması, seçimin tek turlu veya iki turlu olması ve milletvekili seçilmek için gerekli olan oy oranın ne olması gerektiği gibi konular bakımından önemli farklılıklar vardır.

Çoğunluk sistemlerindeki uygulamalarda en önemli olgulardan biri, seçim çevresinin bir mil-letvekili mi yoksa birden fazla milletvekilini seçecek şekilde düzenlenip düzenlenmediği konu-sudur. Eğer sistem her parti için tek adaylı bir yarışı öngörüyorsa, bu bir dar bölge uygulama-sıdır. Yok, eğer birden fazla adayın aynı seçim bölgesinden bir siyasi parti adına yarışması söz konusu ise, o zaman da geniş seçim bölgesi uygulamasından söz etmek mümkündür. Ayrıca bir seçim bölgesinde bir adayın milletvekili olması için nispi çoğunluk mu yoksa mutlak çoğunluk mu aranacağı konusu da seçim sonuçlarını etkileyen önemli bir olgudur. Bazı dar bölge uygu-

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

6

lamalarında adaylar tek turda yarışır ve en fazla oyu alan aday seçilmiş olur. Bazılarında ise mutlak çoğunluk şartı aranır. Bu nedenle, seçim iki turlu yapılır ve %50’den daha fazla oy alan aday seçilmiş olur. Bu durumda çoğunluk sistemlerini farklı uygulama biçimlerine göre iki alt grupta sınıflandırmak mümkündür. Seçim bölgelerine göre çoğunluk sistemleri ve nispi-mutlak çoğunluk seçim sistemleri.

| 1) Seçim Bölgelerinin Genişliğine Göre Çoğunluk SistemiBu sınıflamanın temel dayanağını bölgenin genişliği ve buna bağlı olarak bir aday mı yoksa

birden fazla aday mı aynı seçim bölgesinde seçilip seçilmeyeceği konusudur. Bu anlamda iki farklı uygulamadan söz etmek mümkündür:

a) Tek Adaylı Dar Bölge Sistemi b) Çok Adaylı Geniş Bölge Sistemi/Listeli Çoğunluk Sistemi

Birincisinde ülke toplam milletvekili sayısınca bölgelere bölünür ve her bir bölgeden bir mil-letvekili seçilerek ilgili bölgeyi temsil eder. Tüm adaylar arasında en fazla oyu alan kişi o bölgeyi temsilen milletvekili seçilir. Bu sisteme göre örneğin Türkiye’de parlamento toplam 550 millet-vekilinden oluşmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye 550 seçim bölgesine ayrılır ve her seçim bölgesi parlamentoya bir milletvekili göndermiş olur.

Çok adaylı çoğunluk sisteminde ise her seçim bölgesinden birden fazla milletvekili seçilir [1]. Her bölgenin kaç milletvekiline sahip olacağı ve seçim bölgesinin genişliği yasalarla belirle-nir. Bu anlamda, seçim bölgeleri mülki sınırlara göre belirlenebileceği gibi daha geniş veya dar da olabilir. Bu nedenle, bu sisteme geniş bölge sistemi diyenler de vardır. Çok adaylı çoğunluk sisteminde genellikle seçmenlere adayların adlarını sıralayan bir liste sunulduğu için; bu sistem, “listeli çoğunluk” veya “liste usulü çoğunluk sistemi” olarak da adlandırılır. Ancak bu sistemin uygulanmasında da önemli farklılıklar vardır. Seçmenler siyasi partilerin oluşturdukları aday listelerinin üzerinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın, o partiye oy verebildikleri gibi, tercihli oy da kullanabilirler. Böylece listedeki aday sırasında değişikliğe giderek, seçilecek milletvekil-lerinin değişmesini sağlayabilirler. Hatta bazı uygulamalarda listedeki adayların bir bölümünün isminin yerine seçmenin tercihine göre başka isimler dahi yazılabilmektedir [2].

| 2) Nispi Çoğunluk–Mutlak Çoğunluk SistemleriBu seçim sistemleri ister dar bölge olsun ister geniş bölge olsun bir adayın milletvekili se-

çilebilmesi için gerekli olan oy oranın ne olması gerektiği ile ilgilidir. Bu nedenle de genellikle iki çeşit çoğunluk tanımlamasından bahsedilmektedir.

a) Nispi Çoğunluk b) Mutlak Çoğunluk

Nispi ya da basit çoğunluk sistemin bir seçim bölgesinde bir adayın en fazla oyu alması seçil-mesi yeterlidir. Örneğin bir seçim bölgesinde beş farklı siyasi partiden oluşan adaylar arasından en fazla oyu alanlar milletvekili seçilir. Bu adayın aldığı oy oranı toplam oyların sadece %30’unu teşkil etse dahi durum değişmez ve o aday milletvekili seçilir. Hatta bu oran daha düşük bile olabilir. Önemli olan tüm adaylar arasında en yüksek oy oranına erişmesidir. Bu sistemde, seçim tek turda yapılır ve milletvekili seçilecek kişi tek turda belirlenir. Bu tür seçim sistemlerinin iki partili bir siyasi tabloyu ortaya çıkardığı sıkça belirtilen bir olgudur. Bu sistem daha çok İngiltere

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

7

ve ABD gibi ülkelerde uygulanmaktadır. Mutlak çoğunluk sisteminde ise bir adayın bir seçim bölgesinden milletvekili seçilebilme-

si için, o seçim bölgesindeki toplam geçerli oyların %50+1’ini kazanması gerekir [3]. Daha çok Fransa’da uygulanan bu seçim sisteminde, eğer adaylar ilk turda gerekli mutlak çoğunluğu sağlayamazlarsa en fazla oyu alan iki aday, ikinci kez seçimlere giderler. İkinci turda en fazla oyu alan aday, ilgili bölgenin milletvekili olarak seçilir. Bu durumda, ülke genelinde adayların bir kısmı ilk turda seçilip milletvekili olurken, bir bölümü ancak ikinci turun sonucunda milletvekili olabilirler.

Çoğunluk sistemleri genel itibariyle basit bir işleyiş mantığına sahiptir. Temel hedef, yöne-timde istikrar faydasına dayanan ve karmaşık hesap işlemleri gerektirmeyen seçim sistemle-ridir. Tek parti iktidarını hedefleyen, parçalı iktidar yapısını yönetimde istikrarsızlık olarak gören bir anlayışın ürünüdür. Çoğunluk sistemlerindeki uygulamalar sadece seçim bölgesinin dar veya geniş olması ile tanımlanmaz. Ayrıca bu dar veya geniş bölgede adayların nispi çoğunluğa göre mi yoksa mutlak çoğunluğa göre mi seçileceği konusunun da belirlenmesi gerekir [4]. Uygula-malardaki farklılıklar, temsilde adaletsizliklere neden olabilmektedir. Örneğin dar bölge sistem-lerinde bazen toplamda en fazla oyu aldığı halde iktidar olamayan siyasi partiler olabilmektedir. İngiltere veya ABD gibi ülkelerde daha çok tek turlu, dar bölge nispi çoğunluk sistemi uygula-nırken, Fransa gibi ülkelerde ise tek adaylı (dar bölge), mutlak çoğunluk (iki turlu) sistemi uygu-lanmaktadır. Tek turlu dar bölge nispi çoğunluk sistemlerinde genellikle iki partili siyasi sistem ortaya çıkmaktadır. Örneğin ABD’de olduğu gibi Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti dışında bir siyasi partinin siyasi arena kendine yer bulması neredeyse imkânsızdır. Fransa gibi ülkelerde ise seçimin iki turlu olması, partiler arasında işbirliğini ortaya çıkarmaktadır. Partiler genellikle seçimi kazanma olasılığı yüksek iki aday etrafında birleşerek seçime girerler.

Nispi temsil sisteminin dar veya geniş bölgeye göre yapılması temsilde adalet ve seçmen-a-day ilişkisi bakımından farklı durumlar ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, dar bölge sisteminde adayların seçim bölgelerinin belli olması ve seçmenlerle birebir etkileşime girebilmesi, seçme-ne daha duyarlı bir sistemi ortaya çıkarmaktadır. Bu sistemde, siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinde parti merkezinden çok, seçmen tercihleri etkilidir. Bu da merkezden bağımsız, böl-geci siyasi eğilimlerin ortaya çıkmasıyla sonuçlanabilmektedir. İki turlu mutlak çoğunluk seçim sisteminde temsilde adalet sorunu kısmen giderilebilmektedir. Partiler ikinci tur için ittifaklara giderek, iki aday etrafında birleşebilmektedir. Bu sistem daha güçlü bir temsil olanağı sunmakla beraber, ittifakların nasıl yapıldığı konusu tartışma konusu olabilmektedir. Bu nedenle, bir kısım etik tartışmalara konu olabilmektedir. Türkiye’de de yerel seçimler temelde dar bölge nispi ço-ğunluk sistemine göre yapılmaktadır. Her parti tek aday ile seçimlere girmekte ve en fazla oyu alan aday, belediye başkanı veya muhtar seçilmektedir.

| B) Nispi Temsil Esasına Dayanan Seçim SistemleriNispi temsil sistemine göre siyasi partiler aldıkları oy oranında parlamentoda temsil olanağı

bulurlar. Bu sistemde, yönetimde öne çıkan temel yaklaşım, temsilde adaletin sağlanmasıdır. Çoğunluk sistemlerinde olduğu gibi nispi seçim sistemlerinde de farklı uygulamalar vardır [1]. Bunları üç ayrı grupta sınıflamak mümkündür:

• Liste usulü nispi temsil sistemi• Karma üyeli nispi sistemi • Aktarılabilir tek oy sistem

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

8

| 1) Liste Usulü Nispi Temsil Sistemi Bu sisteme göre seçmenler adaylara değil, siyasi partilere oy verirler. Her siyasi parti aldığı

oy oranınca milletvekili çıkarır. Dolayısıyla, seçim bölgesi temelde tek adaylı dar bölge şeklinde olmayıp, çok adaylı geniş bölge şeklindedir. Buna göre ülke, birden fazla adayın yarışabileceği geniş seçim bölgelere ayrılır ve adaylar liste halinde seçmen tercihine sunulur. Bu sistemde par-tilerin çıkardıkları milletvekili sayısı ile aldıkları oy arasında adil bir dağılım söz konusudur. Eğer bir baraj söz konusu değilse, küçük siyasi partilere de parlamentoda temsil olanağı sağlanır. Bu sistemde, yönetimde istikrardan ziyade farklı eğilimlerin adil bir şekilde temsili ön plandadır. Fakat ifade etmek gerekir ki, yüksek seçim barajlarının uygulandığı nispi temsil sistemlerinde küçük partiler temsil edilemediği gibi, seçmen ile aday arasında da istenen düzeyde etkileşim olanağı bulunmamaktadır. Adayların liste halinde sunulması, adaylar ile seçmen arasında ar-zulanan etkileşimleri sınırlamaktadır. Siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinin demokratik olması ve seçim barajlarının yüksek olmaması temsilde adalet bakımından büyük önem ta-şımaktadır. Seçmenler adayların niteliklerinden ziyade, siyasi partilere yakınlıklarına göre oy verdiklerinden dolayı, adayların bağımsız siyasi çizgiler benimsemesini güçleştirmektedir. Tür-kiye’de uygulanan milletvekili seçimleri “yüksek barajlı liste usulü nispi temsil sistemi” esasına göre yapılmaktadır. Sistem temelde d’Hondt usulü nispî temsil sistemine dayanır. Temsildeki çeşitliliği sınırlayan temel belirleyici ise yüksek seçim barajıdır.

| 2) Karma Üyeli Nispi Temsil Sistemi Bu sistemde parlamentoda milleti temsil edecek vekillerin seçilmesi iki farklı şekilde ya-

pılmaktadır. Parlamentodaki milletvekillerinin bir kısmı dar bölgelerden çoğunluk esasına göre seçilen adaylardan seçilirken, bir kısmı ülke geneli nispi temsil esasına göre seçilmektedir. Bu sistemlerde seçmenler iki çeşit oy kullanırlar. Bunlardan birisi ülke geneli adayların diğeri ise dar bölgeden adayların seçimi için yapılan oylamalardır. Ülke geneli vekil seçiminin amacı, dar bölge nispi temsil sisteminin doğurduğu dengesiz temsil durumu düzeltmektir. Böylece farklı eğilimlerin parlamentoda adil bir şekilde temsil edilmesi sağlanır. Sonucu belirleyen ise siyasi partilerin ülke genelinde seçmen tercihleri sonucunda şekillenen oy oranlarıdır [5].

| 3) Aktarılabilir Tek Oy Seçim SistemiEn karmaşık seçim sistemlerinden biridir. Uzun yıllardır İrlanda’da uygulanan bu sistem, uy-

gulamadaki güçlükleri ile bilinmektedir. Bu sistemde, seçmenler adayları tercihlerine göre sıra-larlar. Belirlenen seçilme kotasını geçen adaylar seçimi kazanmış sayılırlar. Seçilme kotasından daha fazla oy alan adayların oyları, daha sonra diğer adaylara aktarılmaktadır. Böylece seçmen-lerin tercihlerine ve dağıtılan oylara göre diğer kazanan adaylar belirlenir [2].

Nispi temsil seçim sistemlerinde bir adayın vekil olarak seçilmesi için alması gereken oy oranının hesaplanması için oldukça farkı yönetmeler ve formüller kullanılır. Bunların bazıları şunlardır: en yüksek artık (bakiye) sistemi, en yüksek ortalama sistemi, ulusal artık (millî bakiye) sistemi, klâsik d’hondt sistemi, sainte‐laguë sistemi, 1,5 ile başlayan yarımşar aralı aritmetik dizi ile bölme ve azalan tam sayılı aritmetik dizi ile çarpma sistemi gibi. Bu sistemler hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk tarafından yazılan Seçim, Seçim Sistemleri ve Anayasal Tercih adlı çalışmaya bakılabilir [2].

Nispi temsil sistemlerinde en önemli şey adayların belirlenme sistemi ve sıralaması-dır. Çünkü aday belirleme süreçleri, parti içi demokrasi ve farklı görüşlere yer verme bakımın-dan önemliyken, sıralama adayların seçilme şanslarını direk olarak etkilemektedir. Ayrıca seçim bölgelerinin büyüklüğü de nispi temsilin şeklini belirlemektedir. Örneğin İsrail gibi ülkelerde,

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

9

ülkenin tamamı tek seçim bölgesi sayılır ve her parti aldığı oy oranında milletvekili kazanır. Al-manya’da ise seçim bölgeleri ile eyalet sınırları denkleştirilmiştir. Türkiye’de ise seçim bölgeleri çıkarılan milletvekili sayısıyla sınırlanmıştır. Buna göre 18 vekilden daha az sayıda vekil çıkaran iller bir seçim bölgesi olarak tanımlanırken, 18 ve üzeri vekil çıkarabilen iller ise bu sayıya uygun seçim bölgelerine bölünmüştür [2].

| C) Karma Seçim SistemleriKarma seçim sistemleri hem çoğunluk hem de nispi temsil sistemlerinin sentezi ile oluş-

turulan seçim sistemleridir [5]. Buna göre toplam vekil sayısının bir kısmı çoğunluk sistemine bir kısmı ise nispi temsil sistemine göre belirlenir. Ancak uygulamada önemli farklılıklar orta-ya çıkmaktadır. Milletvekillerinin ne kadarının çoğunluk sistemine ne kadarının ise nispi temsil sistemine göre belirleneceği konusunda önemli uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Ayrıca çoğunluk sistemi ve nispi temsil sisteminin uygulamasındaki çeşitlilikler dikkate alındığında, karma seçim sistemlerinde oldukça farklı uygulamaların olabileceğini göstermektedir. Dar veya geniş bölge sistemi, nispi veya mutlak çoğunluk sistemi, kotalar, liste adaylar veya tek aday gibi konular uygulamalardaki farklılıkları daha da çeşitlendirmektedir. Bunun yanında, ülkele-rin hangi oranda milletvekilini çoğunluk sistemine ve hangi oranda nispi temsil sistemine göre seçeceği konusunda da oldukça farklı uygulamalar vardır. Örneğin Rusya’da milletvekillerinin %50’si çoğunluk sistemine, %50’si ise nispi temsil sistemine göre belirlenmektedir. Tunus’ta ise bu oran %88 çoğunluk sistemi, %12 ise nispi temsil sistemi şeklindedir. Dar bölge veya geniş bölgeye göre tek turlu veya iki turlu seçim uygulamalarına baktığımızda, farklı ülkelerde farklı uygulamalar dikkat çekmektedir. Örneğin Rusya, İngiltere, Japonya ve Güney Kore, dar bölge tek turlu seçim sistemini tercih ederken, Azerbaycan, Arnavutluk ve Gürcistan gibi ülkelerde dar bölge iki turlu çoğunluk sistemi uygulanmaktadır [6]. Karma seçim sistemlerinde siyasi partiler, iki çeşit liste ile seçime girerler. Bu listelerden biri dar bölgelerdeki temsil için, diğeri ise ulusal düzeydeki temsil için oluşturulur.

| SonuçDünyadaki uygulamalara bakıldığında, bir kısım farklılıklara rağmen dünyadaki seçim sis-

temlerini üç ana grupta sınıflamak mümkündür: çoğunluk, nispi temsil ve karma sistemler. Özkan’a (2007) göre 211 ülkede yapılan bir araştırmaya göre, dünyadaki ülkelerin 113’ünde çoğunluk sistemi, 76’sında nispi temsil seçim sistemi, geri kalan 22’sinde ise karma seçim sis-temleri uygulanmaktadır. Çoğunluk sistemleri arasında en yaygın olanı ise dar bölge tek turlu çoğunluk seçim sistemidir. Bu sistemden sonra ise liste usulü nispi temsil sistemi ile iki turlu çoğunluk sistemi gelmektedir. Yukarıda da ifade edildiği gibi seçim sistemlerinin nasıl olacağı konusu temelde iki önemli motivasyon kaynağına dayanmaktadır: yönetimde istikrar ve tem-silde adalet. Dolayısıyla, her ülke kendi sosyal ve siyasal gerçekleri, tarihsel deneyimleri ve si-yasal kültürlerini dikkate alarak bir kısım seçim sistemleri geliştirmiştir. Bir kısmı yönetimde istikrarı önemseyip, tek parti iktidarlarını ortaya çıkaracak seçim sistemlerini benimserken, bir kısmı ise farklılıkların parlamentodaki temsilini daha önemli görüp, buna uygun sistemleri tercih etmiştir. Bazıları ise ikisi arasında dengeyi sağlamak üzere karma seçim sistemleri geliştirmiştir. Seçim sistemlerinde temsilde adalet ve yönetimde istikrar durumunu direk olarak etkileyen diğer önemli bir etmen ise seçim barajıdır. Sonraki bölümde ise bu konu ele alınmakta ve baraj uygulamalarının seçim sistemleri ile ilişkisi değerlendirilmektedir.

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

10

| SEÇİM BARAJI

Bir önceki bölümde dünyada yaygın olarak uygulanan seçim sistemlerinin belirlenme-sinde ”yönetimde istikrar” ve ”temsilde adalet” gibi iki temel prensibin belirleyici olduğu ifade edildi. Seçim barajı uygulamaları da benzer saiklerle ortaya çıkmış bir uygulama-lardır. Bu uygulamalar ülkeden ülkeye önemli farklılıklar göstermektedir. Seçim barajı-

nın yüksekliği, yönetimde istikrar ilkesini ön plana çıkarır. Yönetimde istikrarı ise tek parti iktida-rına bağlar. Seçim barajın düşüklüğü veya olmaması ise temsilde adalet ilkesini ön plana çıkaran bir yaklaşımın ürünüdür [3]. Seçim sistemlerinin hemen hepsinde seçim barajı söz konusu ola-bilmektedir. Aşağıda farklı ülkelerden örnekler verilerek bu tercihlerin anlamı ve siyasal bağlamı ele alınacaktır. Ancak bundan önce baraj nedir, neden uygulanır, ne gibi uygulamalar vardır ve bu uygulamaların ne gibi sonuçları bulunmaktadır sorularının cevaplanması gerekmektedir.

Seçim barajı kavramının Batı dillerindeki karşılığı ”eşik” anlamına gelen ”theshold” kavramı-dır. Ancak Türkiye’de ”eşik” değil, ”baraj” kavramı kullanılmaktadır. Barajdan kasıt, seçimlerde temsil hakkını kazanmak için belirli bir eşiğin aşılmasıdır. Dolayısıyla, seçim barajının siyaset lite-ratüründeki anlamı, bir siyasi partinin parlamentoda temsil edilmesi için alması gereken asgari oy oranıdır. Bu oranın altında kalan bir siyasi parti parlamentoda temsil olanağı bulamaz. Baraj denen bu oy oranı, ulusal düzeyde olduğu gibi bölgesel veya daha yerel düzeyde de olabilir.

Daha çok liste usulü nispi temsil seçim sistemlerinde uygulanan barajın, iki çeşit uygula-masından bahsetmek mümkündür. Bunlardan birincisi, bir partinin parlamentoda bir temsil elde etmesi için gerekli olan minimum oy miktarına işaret eder. Buna doğal baraj demek de mümkündür ve tüm seçim sistemleri için geçerlidir. Yani bir adayın seçilebilmesi için gerekli olan oy miktarı aslında onun için bir baraj işlevi görür. Aşarsa seçilir, aşamazsa seçilemez. İkinci uy-gulama ise parçalı yönetimlerin oluşmaması (koalisyonlar) ve yönetimde istikrar sağlanması için küçük siyasi partilerin parlamentoda temsilini engellemek veya aralarında siyasi ittifaklara gitmeye zorlamak üzere bir parti için konulan asgari oy oranıdır [7]. Baraj, sadece yönetimde istikrarı sağlamak üzere geliştirilen bir yöntem değildir elbette. Bunun dışında başka olgular da baraj koymak için önemli bir motivasyon kaynağı olabilmektedir. Örneğin birçok ülkede radikal fraksiyonların parlamentoda temsilini engellemek üzere sıkça başvurulan yöntemlerden biri seçim barajıdır. Bu nedenle, seçim barajı konusu çok önemli bir tartışma konusu olabilmektedir. Özellikle yüksek seçim barajlarının olduğu ülkelerde, konu önemli bir demokrasi sorunu olarak görülmektedir. Yüksek seçim barajlarının insanların tercihleri dışında bir siyasi partiye yönlen-dirmeye zorlamakta ve arzuladığı siyasi partiyi desteklemekten alıkoymaktadır.

| Dünyadaki Seçim Barajı UygulamalarıDünyadaki seçim barajı uygulamalarına bakıldığında üç çeşit ülke grubundan bahsetmek

mümkündür: ulusal düzeyde baraj uygulayan ülkeler, bölgesel veya yerel düzeyde baraj uygu-layan ülkeler ve hiçbir baraj uygulamayan ülkeler. Hiçbir baraj uygulamayan ülkeler, genelde tek adaylı dar seçim bölgesi uygulaması yapan ülkelerdir. Burada bir siyasi parti için herhangi bir oy oranı eşiği yoktur. Ancak bir adayın seçilebilmesi için gerekli olan oy oranını elde etmesi gerekir. ABD ve İngiltere gibi ülkelerde bu sistem uygulanmaktadır. Ulusal veya bölgesel/yerel düzey-de baraj uygulayan ülkeler genelde nispi temsil sistemini uygulayan ülkelerdir. Uygulamalar-da önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bazıları katı seçim barajları uygularken, bazıları bir kısım esneklikler sağlamaktadır. Bu anlamda, Polonya, Almanya ve Yeni Zelanda parlamentolarında ulusal seçim barajı %5’tir. Almanya ve Yeni Zelanda’da bazı özel koşullarda (eğer bir siyasi parti direk olarak seçilen adayların asgari sayısını kazanırsa) herhangi bir seçim barajı uygulanma-

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

11

maktadır. Slovenya’da seçim barajı %4, İsrail’de ise bu oran daha önce %2 olmasına rağmen, 2014 yılında yapılan bir değişiklik ile %3,25’e çıkarılmıştır [7].

Polonya’da ise %5’lik seçim barajına rağmen, etnik azınlık partileri için herhangi bir seçim barajı yoktur. Bu nedenle, Polonya parlamentosunda her zaman küçükte olsa bir Alman etnik azınlık temsili söz konusu olmuştur. Benzer bir uygulama Romanya için de söz konusudur ve etnik azınlıklar için farklı bir seçim barajı uygulaması vardır. Bu şekilde, Macar azınlığın örgüt-lü bir şekilde parlamentoda temsiline olanak sağlanmıştır. Portekiz, Güney Afrika, Finlandiya, Hollanda ve Makedonya gibi ülkelerde nispi temsil seçim sistemleri uygulamalarına rağmen herhangi bir seçim barajı yoktur. İsveç’te ise ulusal düzeydeki seçim barajı oranı %4’tür fakat eğer bir siyasi parti herhangi bir seçim bölgesinde %12’yi aşarsa o seçim bölgesindeki toplam temsilci içinde pay alır. Norveç’te de %4’lük bir seçim barajı olmasına rağmen, bir seçim bölge-sinde önemli miktarda oy alan bir siyasi parti, ülke barajını geçmese dahi o seçim bölgesinde temsil hakkı bulabilmektedir [7].

Bilinen en yüksek seçim barajı ise Türkiye’de uygulanan %10’luk seçim barajıdır. Türkiye’de baraj hem yüksek hem de farklı etnik grupların kısmi temsilini sağlayacak esnekliğe sahip değildir. Etnik ve kültürel kimlikleri temel alan siyasi partiler ancak örgütlenmelerini bağımsız adayların seçimi yönünde kullanabilmektedir. Bunun için ise bölgesel kimliksel yığılmalara ih-tiyaç vardır. Yığılmaların olmadığı yerlerde, bağımsız aday çıkarmak dahi büyük bir sorun teşkil etmektedir. Örneğin Ankara gibi illerde önemli sayıda bir seçmen kitlesine sahip olmasına rağ-men, HDP herhangi bir milletvekili çıkaramamaktadır. Türkiye’nin yüksek seçim barajı uygula-ması ve bu baraj sisteminin esnek olmaması, farklı kimlik ve aidiyetlerin parlamentoda temsilini güçleştirmektedir.

Avusturya’da ise aktarılabilir tek oy sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde herhangi bir seçim barajı yoktur. Daha küçük seçim bölgelerine dayanan bu sistemde, bir adayın seçilme-si için daha yüksek bir oy yüzdesine ihtiyaç bulunmaktadır. Buna göre küçük siyasi partilerin seçmenleri adaylar arasında tercih yapar ve artan oylar diğer adaylara aktarılır. Böylece o siyasi kimlikten daha fazla kişinin kazanma kotasını geçmesi sağlanır. Danimarka parlamentosunda temsil edilmek için bir siyasi partinin alması gereken en düşük oy oranı %2’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise herhangi bir baraj söz konusu değildir fakat bazı eyaletler siyasi partilerin bir sonraki seçim pusulasında yer alabilmeleri için minimum oy oranları belirleyebilmektedir [7].

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi seçim barajlarının %3’ün üzerinde olmamasını öner-mektedir. Hatta Almanya Yüksek Mahkemesi, siyasi partilerin Alman Parlamentosu’nun Av-rupa Parlamentosu’nda temsil edilmesi için koyduğu %3’lük seçim barajını anayasaya aykırı bulmuş ve iptal etmiştir [8]. Türkiye’deki yüksek seçim uygulaması, Yumak ve Sadak tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmış, ancak bir sonuç alınamamıştır. Mahkeme, da-vacılar aleyhine karar vererek %10 seçim barajının insan haklarının ihlali olarak değerlendirile-meyeceğine hükmetmiştir. Gerekçe olarak ise her ne kadar %10 seçim barajının yüksek olduğu belirtilse de, bağımsız adaylar için herhangi bir barajın olmaması, bu ihlali ortadan kaldırdığını ifade etmiştir [7]. Nitekim BDP 2007 ve 2011 seçimlerine bağımsız adaylar ile seçimlere gir-miş ve son seçimde 36 milletvekili çıkarmıştır. Fakat devlet yardımlarının alınamaması ve seçim rekabet koşullarının eşit olmamasından dolayı Türkiye’nin %10’luk seçim barajları halen yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Geçtiğimiz aylarda, Barajı aşamayan üç siyasi parti (BBP, DSP ve SP), bireysel başvuru yolunu kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş ve barajın kaldı-rılmasını talep etmişlerdir. Halen karar aşamasında olan dava Türkiye’de siyasi gündemi yoğun bir şekilde işgal etmiştir. Venedik Komisyonu ise %3-5 oranında bir seçim barajı önermektedir. Portekiz, Güney Afrika, Finlandiya, Hollanda ve Makedonya gibi ülkelerde ise herhangi bir seçim barajı uygulanmamaktadır [7].

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

12

| Dünyadaki Seçim Barajı Oranları [7]

Ülke Baraj Oranı Diğer Uygulamalar

Arnavutluk %3 Parti ittifakı durumunda her seçim bölgesi düzeyi için %5

Avusturya %4

Belçika %5

Bosna Hersek %3

Bulgaristan %4

Hırvatistan %5

Güney Kıbrıs %1.79

Kuzey Kıbrıs %5

Çek Cumhuriyeti %5

Estonya %5

Danimarka %2

Almanya %5

Gürcistan %5 Bölgesel seçimler için %7

Yunanistan %3

Macaristan %5 İki parti ittifakı durumunda %10Birden fazla parti ittifakında ise %15

İzlanda %5 (Sadece telafi edilmesi gereken sandalyeler için geçerli)

İtalya Milletvekilleri: %4 (Ulusal Düzeyde)Senato: %8 (Bölgesel Düzey-de)

Kosava %5 Etnik azınlık partileri için %0

Letonya %5

Lihtenştayn %8

Litvanya %5 Parti ittifakları durumunda %7

Moldova %5 Partisiz ittifaklar %3%, Parti itti-fakları %12

Montenegro %3

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

13

Ülke Baraj Oranı Diğer Uygulamalar

Norveç %4 (Sadece telafi edici sanda-lyeler için)

Polonya %5 İttifaklar %8, Etnik azınlıklar %0

Romanya %5 İttifaklar %10

Rusya %7

San Marino %3.5

İspanya %3

İsveç %4

Sırbistan %5 Etnik azınlıklar %0

Slovakya %5 İki partili ittifaklar için %7Çok partili ittifaklar %10

Slovenya %4

Türkiye %10

Ukrayna %5 Bağımsız adaylar için %0

Arjantin %3

Kolombiya %3

Endonezya %3.5

İsrail %3.25

Yeni Zelanda %5 veya parlamentoda bir sandalye kazanmak

Filipinler %2

Tayvan %5

| Temsilde Adalet Bağlamında Seçim BarajlarıSeçim barajlarının üç temel hedefi vardır: güçlü iktidarlar, siyasi istikrar ve istenmeyen

grupların parlamentoda temsilini engellemek. Bu nedenle, özellikle yüksek seçim barajlarının temsilde adalet konusunda önemli sorunlar üretmektedir. Bu anlamda, alınan oy oranı ile ka-zanılan sandalye sayısı arasında büyük adaletsizlikler olabilmektedir. Örneğin Rusya’da 1995 yılında yapılan parlamento seçimlerinde, %5 (daha sonraki yıllarda bu oran %7’ye çıkarıldı) seçim barajı uygulanmasına rağmen oyların %45’i temsil imkânı bulamamıştır. Parçalı siyasi yelpaze, seçimlerde yüksek oy alan siyasi partilerin hak ettiklerinin çok üzerinde oy almalarına neden olmuştur. Yapılan itirazlara rağmen Rusya Anayasa Mahkemesi, barajı yasal bulmuş ve kaldır-mamıştır [7].

Bugün en yüksek seçim barajı uygulayan ülke konumunda olan Türkiye, bu konuda çok-

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

14

ça eleştiri almaktadır. Türkiye’de seçim barajı uygulaması, 1983 tarihli Milletvekili Seçimi Ka-nunu’nun 33. Maddesine dayanmaktadır [9]. Darbe döneminde çıkarılan bu yasanın iki temel motivasyon kaynağı vardı: yönetimde güçlü iktidarların gelmesini sağlayarak, koalisyon hükü-metlerinin önüne geçmek ve dini/etnik duyarlılıklarla ortaya çıkan siyasi partilerin, meclisteki temsilini engellemek. 1960 ve 1970’li yıllarda yaşanan siyasi istikrarsızlığa ve hükümet kur-mada yaşanan zorluklara çare olarak düşünülen yüksek baraj sistemi, temsilde adalet ilkesi bakımından önemli sorunlar ürettiği gibi, koalisyon hükümetlerinin oluşumunu da engelleye-memiştir. Nitekim 1991-2002 dönemi Türkiye’nin koalisyon hükümetleri dönemi olmuştur. Bir darbe ürünü olarak ortaya çıkan yüksek seçim barajı düzenlemesi yıllardır eleştirilmesine rağmen bir türlü değiştirilememiştir. Yüksek seçim barajı, 1999 yılında CHP gibi kadim siyasi partilerin bile mecliste temsil edilmemesiyle sonuçlanmıştır. Meclisteki temsil bakımından en sorunlu seçimlerden biri 2002 seçimleri olmuştur. Bu seçimlerde seçmenlerin %46,3’ü parla-mentoda temsil edilememiştir çünkü birçok siyasi parti %10’luk seçim barajını aşamamıştır [9].

Benzer bir durum başka ülkelerde de yaşanmıştır. Örneğin 2006 yılında yapılan Ukrayna seçimlerinde %3’lük baraja rağmen, seçmenlerin %22’si parlamentoda temsil edilememiştir. Aynı şekilde, Bulgaristan’da yapılan 2013 seçimlerinde seçmenlerin yaklaşık %12’si parlamen-to dışında kalmıştır. Filipinler’de ise çok sayıda siyasi partinin seçime girmesinden dolayı, birçok parti seçim barajını aşamamış ve seçmenlerin yaklaşık %25’nin tercihi parlamentoda temsil edilememiştir [7].

Bütün bunlar dikkate alındığında, parçalı siyasi yapıların olduğu ülkelerde seçim barajları daha büyük bir sorun oluşturmaktadır. İdeolojik ve kimliksel olarak ayrışan küçük siyasi partiler ittifaklar oluşturup, parlamentolarda temsil edilememektedir. Yüksek seçim barajları seçmen-lerin asıl benimsedikleri siyasi partiye desteğini zayıflatmakta ve kazanma ihtimali yüksek olan siyasi partiye destek vermelerine neden olmaktadır. Bu da siyasette rekabete ket vuran, küçük siyasi partilerin büyümesini güçleştiren ve ancak olağanüstü siyasi ortamlarda barajı aşma ola-nağı elde etmelerine neden olmaktadır. Bu da özellikle, etnik ve dini azınlık gruplarının parla-mentoda seslerini duyurmalarını imkânsız hale getirebilmektedir.

Seçim barajı temelde güçlü siyasi partilerin lehine bir işlev görür. Bu nedenle, bazen hakket-tiklerinin çok ötesinde bir temsil imkânı elde ederler. Bunun en ilginç örneklerinden biri 2002 Türkiye genel seçimlerinde yaşandı. AKP toplam oyların %34.28’ini almasına rağmen 363 mil-letvekili çıkarmıştır. Bu milletvekili sayısıyla, AKP 550 sandalyeli mecliste %66’nın üzerinde bir temsil elde etmiştir. Bu da neredeyse aldığı oy oranının iki katı bir temsile tekabül etmektedir. Bu seçimlerde DYP %9.54, MHP %8.4, Genç Parti %7.24, DEHAP %6.21, ANAP %5.3, SP %2.49, DSP ise %1.21 oranında oy almış ancak mecliste temsil olanağı bulamamıştı. Bu partilerin dı-şında daha düşük oy alanlar da baraj altında kalmış ve büyük bir seçmen kitlesi meclis dışında kalmıştı. Sonuçta geçerli oyların %46,3’ü mecliste temsil olanağı bulamamıştır [10].

| Türkiye İçin ÖnerilerDemokratik ülkelerde ister çoğunluk seçim sistemleri, isterse nispi temsil seçim sistemleri

olsun, seçim barajları %5’in altındadır. Bu bakımdan, Türkiye’nin dünyada işleyen demokrasiler arasında en yüksek seçim barajına sahip olması, sıklıkla eleştiri konusu olmaktadır. Demokra-sisi ciddi tartışma konusu olan Rusya’da bile seçim barajı %7’dir. Hatta seçim barajı olan birçok ülke, farklı uygulamalarla bu barajı esnetebilmektedir. Örneğin, bazı ülkelerin etnik ve dini azınlık partilerine yönelik herhangi bir seçim barajı uygulaması dahi bulunmamaktadır. Başka ülkeler-de ise eğer bazı siyasi partiler ulusal barajı geçememiş ve bölgesel olarak belli bir temsil oranına (örneğin %12 gibi) ulaşmışsa baraj uygulamasından muaf tutulabilmektedir.

Türkiye’deki %10’luk seçim barajı uygulaması, 12 Eylül darbesi sonrasında 1983 yılında ya-

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

15

pılan bir yasal düzenlemeye dayanmaktadır [11]. Bu uygulamanın temel amacı, 1970’li yıllarda yaşanan parçalı iktidarlar ve koalisyonların oluşturduğu istikrarsızlığa engel olmak ve rejimin benimsemediği dini eğilimli siyasi partilerin (Milli Selamet vb.) ve etnik grupların (Kürtler) mec-listeki temsilini engellemekti. Ancak yüksek seçim barajının istenen sonuçları vermediği görül-mektedir. 1990’lı yıllar yüksek seçim barajına rağmen koalisyonlarla geçen bir on yıl olmuştur. Siyasi istikrarsızlık ve parçalı yönetim yapısı iki büyük ekonomik krizin yaşanmasına neden ol-muştur. İkinci olarak ise seçim barajı yasasının dışarda bırakmayı amaçladığı gruplar ve kimlikler bir şekilde mecliste temsil olanağı bulmuş ve hatta iktidar olmuştur. Refah Partisi’nin 1995 yılında koalisyon ortağı olarak iktidar olması ve genel başkanı Necmettin Erbakan’ın başbakan olması, bu yasanın istenen sonuçları vermediğini ilk kanıtıdır. Hatta Refah Partisi’nden ayrılarak AKP’yi kuran kadrolar, üç seçimi peş peşe kazanarak, Türkiye siyasi tarihinde seçimle gelen en uzun soluklu iktidar olmuştur. Aynı şekilde %10 barajını bir türlü geçemeyen Kürt siyasi parti-leri, seçimlere bağımsız adaylar ile girerek mecliste grup kuracak sayıya ulaşmıştır. Dolayısıyla, Türkiye’deki baraj uygulamasına bakıldığında hedeflediği sonuçları vermediği görülmektedir. 1990’lı yıllar %10’luk baraja rağmen amaçlanan yönetimde istikrar sağlanamamış ve siyasi is-tikrarsızlık dönemi olmuştur. Aynı şekilde barajla engellenmeye çalışılan siyasi hareketler ve kimlikler engellenememiştir. Bu hareketler ya iktidar olmuş (Refah Partisi ve AKP örnekleri) ya da siyasi yelpazenin en önemli dinamiklerinden biri (HDP geleneği) olmuştur.

Baraj uygulamasının en önemli sorunu siyaset sahnesinde belli siyasi partilerin tekelcili-ğini ortaya çıkarması olmuştur. Bu bakımdan, bugün CHP’nin solda, AKP’nin ise sağda tekel oluşturmasının önemli nedenlerinden biri de yüksek seçim barajıdır. Henüz kurulan veya düşük toplumsal desteğe sahip siyasi hareketlerin parlamentoda temsil edilmesi yüksek barajdan do-layı adeta imkânsız hale gelmektedir. Barajı aşmakta zorlanan siyasi partiler, geniş toplumsal kesimlere mesajını ulaştıramamakta ve alternatif olma olanağı elde edememektedirler.

Dar seçim bölgesi uygulamasının olmaması, barajın bu etkisini daha ölümcül kılmaktadır. Yakın zamanda yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, Türkiye’deki insanların yaklaşık yarısı yeni bir siyasi harekete ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir [12]. Ancak birçok yeni siyasi parti kurulmasına rağmen bu ihtiyacın giderilememesinin nedenlerinden biri yüksek baraj uygula-masıdır. Çünkü henüz kurulmuş bir siyasi partinin eşitsiz rekabet koşullarının hâkim olduğu bir siyasi atmosferde bir anda %10’luk bir sıçrama yapması pek olası gözükmemektedir. Dolayısıy-la, bir siyasi hareketin kısa zaman içinde cazibe merkezi olması ve %10 barajını aşarak alternatif hale gelmesi ancak siyasi kriz dönemlerinde mümkün olabilmektedir. Bunun en tipik örneği ise 28 Şubat süreci ile tıkanan siyasi alan, baskılanan toplumsal kesimlerin desteği ile AKP’nin tek başına iktidar olmasıdır. Oysa siyasetin mutedil değişim taleplerine açık olması, demokraside süreklilik için büyük bir önem taşımaktadır. Yüzde %10’luk seçim barajı bunu büyük ölçüde güç-leştirmektedir.

Bütün bu tartışmalar, yaşanan deneyimler ve sosyolojik okumalar, seçim barajının yüksek-liğinin temsilde adalet olgusunu zedelediğini göstermektedir. Bu nedenle de mutlaka düşü-rülmesi gerekmektedir. Yüksek seçim barajının yönetimde istikrar sağlamanın tek yolu olarak görülmesi, ayrıca sorun teşkil etmektedir [9]. Birincisi, siyasi istikrarı tek parti iktidarına bağ-lamakta ve demokrasilerdeki uzlaşı kültürünün önemini göz ardı etmektedir. Kaldı ki, tek parti iktidarı siyasi istikrarı garanti eden bir olgu değildir. Tek parti iktidarının kutuplaştırıcı söylem ve eylemleri de pekâlâ istikrarı olumsuz yönde etkileyebilir. İkincisi, yüksek seçim barajı her zaman tek parti iktidarıyla sonuçlanmayabilir ve beklenen siyasi istikrarı sağlamayabilir. Nitekim yuka-rıda da ifade edildiği gibi yüksek seçim barajına rağmen Türkiye, bazı dönemlerde birbiri ile an-laşamayan koalisyon ortaklarının oluşturduğu siyasi istikrarsızlıklarla sarsılmıştır. Kaldı ki, ana-yasada belirtilen ”yönetimde istikrar ve temsilde adalet” temel prensibinin, en az istikrar kadar önemsenmesi gerekmektedir [9]. Yönetimde istikrar, temsilde adaletsizliğe rağmen olamaz.

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

16

O zaman soru şu: Türkiye nasıl bir sistem geliştirmeli ki hem temsilde adalet hem de yö-netimde istikrar oluşturan bir sonuç versin? Bunun cevabı elbette ki kolay değil ancak dünya-daki uygulamalar bu konuda yol gösterici olabilir. Net olan şu ki, yüksek barajı temsilde adalet konusunu büyük bir soruna dönüştürmekte ve bazı toplumsal kesimleri marjinalleştirmekte-dir. Çoğunlukçu anlayışı beslemekte, çoğulculuğu yok saymaktadır. Demokrasi bir esneklik ve farklılıklar rejimidir. Esnek olmayan bir sistemin farklılıkları entegre etmesi, çoğulcu bir anlayış geliştirmesi ve temsilde adaleti sağlaması mümkün değildir. Bu nedenle, ilkesel olarak iyi bir demokrasi için esnek bir seçim sisteminin oluşturulması ve eşit rekabet koşullarının yaratılması büyük bir önem taşımaktadır.

AİHM yüksek seçim barajı nedeniyle Türkiye’ye karşı açılan bir davada, seçim barajını hu-kuksuz bulmamış ve Türkiye lehine bir karar almıştır. Buna gerekçe olarak da bağımsız adaylar önünde herhangi bir engelin bulunmayışını göstermiştir. Ancak mahkeme bu kararı oy birliği ile almadığı gibi seçim barajının yüksek olduğunu da kayda geçirmiştir. Ayrıca baraj dışı etmenler de dikkate alındığında, siyasi rekabetin eşit koşullarda yürüdüğünü söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla, aday belirleme usullerinin demokratik olmaması, parti içi demokrasinin istenen dü-zeyde olmaması ve siyasi atmosferin rekabete kapalılığı gibi etmenler, yüksek seçim barajının etkisini daha da artırmaktadır.

Türkiye’de aday belirlemek üzere rekabete açık ön seçimlerin yapılması zorunluluğu yoktur. Adaylar büyük ölçüde parti genel başkanın kontrolünde dar bir genel merkez ekibi tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle, seçmen hiç tanımadığı adaylara oy vermek durumunda kalabil-mektedir. Herhangi bir tercih olanağı olmadığından dolayı, aday sıralarını değiştirme imkânı da yoktur. Bu da, seçmen iradesinin meclis iradesine ne kadar yansıdığı ve temsilde adaletin ne ölçüde sağlandığı konusunda büyük bir problem oluşturmaktadır.

Parti teşkilatlarının oluşmasında da benzer bir durum söz konusudur. Parti teşkilatları, ta-banın taleplerinden ziyade, genel merkezin tercihlerine göre şekillenmektedir. Bu da seçmen tercihlerini kısıtlayan bir demokrasi sorununa dönüşmektedir. Bu bakımdan, seçim barajının bu etmenlerle beraber dikkate alınması büyük bir önem taşımaktadır. Bütün bunlar, eşitsiz siyasi rekabet ortamı ile birleştiğinde, temsilde adalet konusunun sanıldığından daha büyük bir sorun olduğu görülmektedir.

Türkiye’nin kimliksel çeşitliliği dikkate alındığında, farklılıkları yansıtan ve çoğulcu demokra-siyi geliştiren bir seçim sistemine ve kabul edilebilir bir seçim barajına büyük bir ihtiyaç vardır. Bunun için Türkiye’ye uygun olabilecek üç seçim modeli ve baraj sistemi önerisi bulunulabilir.

• Birinci Öneri: Dünyadaki uygulamalarda dikkate alındığında, eğer Türkiye mevcut nispi temsil seçim sistemiyle devam edecekse, seçim barajının kesinlikle %5’den daha yüksek olmaması gerekmektedir. Hatta azınlık konumundaki etnik, dini ve kültürel grupların kurdukları siyasi partiler için baraj uygulaması tamamen kaldırılabilir. Dünyanın farklı ülkelerinde denenen bu uygulama, Türkiye’deki demokratik anlayışı çoğulculaştıracaktır.

• İkinci Öneri: Eğer seçim sistemi değiştirilecekse, o zaman da sıfır barajlı dar bölge iki turlu mutlak çoğunluk sistemi uygulanabilir. Böylelikle seçmenler, arzuladıkları siyasi parti üye-lerinin seçilmemesi durumunda, ikincil tercihleri yönünde oy kullanabileceklerdir. İki turlu seçim, hem temsilde adalet sağlayabilecek hem de yönetimde istikrar oluşturabilecek bir alternatif olarak düşünülmektedir.

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

17

• Üçüncü Öneri: Milletvekili belirlemede iki farklı süreç izlenebilir. Milletvekillerinin bir kısmı herhangi bir baraj uygulamasına tabi olmaksızın, partilerin aldıkları oy oranlarına göre se-çilebilirler. Örneğin 550 kişilik parlamentonun, 100 üyesi bu şekilde seçilebilir. Bir siyasi parti eğer Türkiye’deki oyların %3’ünü almışsa, 3 milletvekili ile temsil edilme olanağı bulur. Bu şekilde seçilen milletvekillerine Türkiye milletvekilleri denebilir. İkinci grup milletvekili ise tek adaylı dar bölge sistemine göre belirlenebilirler. Böylece seçmen ile aday arasında yakın bir etkileşim ku-rulmuş ve farklı fraksiyonların mecliste temsiline olanak tanınmış olur.

Türkiye’nin yapması gereken diğer bir şey ise parti içi demokrasiyi güçlendiren bir siyasi partiler kanunu çıkarmasıdır. Siyasi partiler kanunu, aslında siyasi iradeyi halka teslim etmeyi sorunlu gören bir anlayışın ürünüdür. Kontrol amaçlı olan bu anlayış, genel merkezi ve özellikle de genel başkanı partiyi yöneten değil, kontrol eden bir figüre dönüştürmektedir. Bu bakımdan, aday belirleme süreçlerinin çoğulculaştırılması ve seçmenin bu sürece dâhil edilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle, ön seçimi zorunlu kılan bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Tüm siyasi parti üyelerinin katılımıyla gerçekleşecek aday belirleme süreçleri, genel merkezin keyfi uygulamalarını büyük ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumda, belirlenen adaylar iradelerini genel başkana veya genel merkeze karşı herhangi bir diyet borcu hissetmeksizin ortaya koyabilirler. Seçmenine dayanan ve tekrar aday gösterilme kaygısı taşımayan adaylar, temsil ettikleri kit-lenin taleplerine duyarlı bir siyaset izleyeceklerdir. Hesap verebilirlik anlayışını geliştirecek olan bu pratik, hem daha demokratik hem de daha rekabetçi bir siyasi ortamın oluşmasına da katkı sunacaktır.

| SONUÇ

Dünyadaki seçim sistemleri ve baraj uygulamaları dikkate alındığında, temsilde adaletin daha baskın olduğu görülmektedir. Bu bakımdan, birkaç ülke hariç %5’den daha yüksek bir baraj uygulaması bulunmamaktadır. Baraj uygulaması ise daha çok liste usulü nis-pi temsil sistemlerinde ortaya çıkmaktadır. Dar bölgeler şeklinde uygulanan çoğunluk

sistemlerinde ise genelde baraj uygulaması yoktur. Ancak çoğunluk sistemleri, tek turlu nispi çoğunluk veya iki turlu mutlak çoğunluk şeklinde uygulanmaktadır. Seçim barajı uygulayan nispi temsil sistemlerinde ise barajların toplumsal farklılıkların temsilini engellemeyecek şekilde ol-masına özen gösterilmektedir. Örneğin farklı azınlık ve etnik grupların kurdukları siyasi partilere birçok modern demokraside herhangi bir baraj uygulanmamaktadır. Dolayısıyla, temsilde ada-let, çoğu zaman yönetimde istikrarın önünde tutulmuştur.

Darbe ürünü ve güvenlik kaygıları ile hazırlanan bir anayasa ile yönetilen Türkiye, en yüksek baraj oranına sahip ülke konumundadır. Her ne kadar yüksek baraj uygulamasının yönetimde istikrar felsefesi ile ortaya çıktığı söylense de, Kürt partileri ve dini söylemle ortaya çıkan partileri engellemek üzere tasarlanmış ve bu nedenle değiştirilmeyen bir uygulamadır. Kaldı ki, yüksek baraj uygulaması iddia edildiği gibi yönetimde istikrar da sağlayamamıştır. Bunun en büyük ka-nıtı ise 1990’lı yıllardaki koalisyon hükümetleri ve siyasi istikrarsızlıklardır. Ayrıca bu uygulama, ne Kürt partilerini ne de dini söylemle ortaya çıkan siyasi partileri meclis dışında tutabilmiştir. Bu bakımdan, barajın düşürülmesi Türkiye’nin temsilde adalet kadar siyasi istikrarı bakımından da önem taşımaktadır. Marjinalleşen ve temsil olanağı bulamayan geniş kitleler, demokratik süreçler için tehlike arz etmektedir. Türkiye için makul olan %5’i geçmeyen bir baraj sistemidir. Ayrıca farklı etnik ve dini grupların, temsilini kolaylaştıracak barajsız uygulamalar, demokrasinin çoğulcu bir nitelik kazanması bakımından büyük önem taşımaktadır. Karma bir seçim sistemi ve baraj uygulaması ile de temsilde adaletsizlikler büyük oranda azaltılabilir. Son olarak, baraj meselesi parti içi demokrasi, aday belirleme süreçleri ve katılımcı demokrasi olguları ile birlikte dikkate alınmalı ve daha demokratik bir siyasi rekabet iklimi oluşturulmalıdır.

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

18

1. Özkan, A. Seçim Sistemleri. 2007 [cited 2014 15 Aralık 2014]; Available from: http:// www.siyasaliletisim.org/sie-modul/304-secim-sistemleri.html.

2. Türk, H.S., Seçim, Seçim Sistemleri ve Anayasal Tercih. Anayasa Yargısı, 2006: p. 27.3. Özbudun, E., Türkiye’de parti ve seçim sistemi. 1. baskı. ed. Siyaset bilimi. 2011. 133

pages.4. Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği., Seçim sistemi ve siyasi partiler araştırması.

Yayın. 2001, Tepebaşı, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği.5. Olivier, B., et al., Practical multi-candidate election system, in Proceedings of the

twentieth annual ACM symposium on Principles of distributed computing. 2001, ACM: Newport, Rhode Island, USA.

6. Türk, H.S. and E. Tuncer, Türkiye için nasıl bir seçim sistemi? : sistem önerileri, seçim uygulamaları. Yayın. 1995, Ankara: TESAV, Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı. viii, iv, 324 p.

7. NA. Election threshold. 2014 [cited 2014 15 Aralik]; Available from: http://en.wikipe dia.org/wiki/Election_threshold - Europe.

8. Evans, S. Germany Karlsruhe court scraps EU vote threshold. 2014 [cited 2014 15 Aralik].

9. Coşkun, V. Seçim barajı ve Anayasa Mahkemesi. Serbestiyet, 2014.10. TUİK, Seçimler, in Bölgesel İstatistikler. 2008, TUİK.11. Uzun, C.D. Yargı-Siyaset Geriliminde Yeni Bir Boyut: Seçim Barajı ve Bireysel Başvuru Yolu. Seta Perspektif, 2014.12. Dokak, F. Anketlerde ”Sarıgül Sürprizi”. Ege’de Son Söz, 204.

KAYN

AKÇA

| Farklılıkların Temsili Bakımından Seçim Sistemleri ve Baraj Uygulamaları

19

Prof. Dr. İlhan KayaYıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan İlhan Kaya, 1996 yılında kazandığı bir devlet bursuyla yüksek lisans ve doktorasını Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptı. Kaya, Florida State University’de öğrenimine devam ettiği sırada, Birleşmiş Milletler, Florida Ekonomi Bakanlığı ve Florida Çevre Bakanlığı gibi kurumlarda kısa sürelerle çalıştı. ABD’de öğrenim gördü-ğü sırada, Florida State University ve Tallahassee Community College üniversitelerinde beş yıl boyunca çeşitli dersler veren Kaya, 2004 yılında Türkiye’ye döndü. Kaya, 2005-2013 tarih-leri arasında Dicle Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı ve burada akademik çalışmalarının yanında çeşitli idari görev-lerde bulundu. 2013 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri bölümüne geçen Kaya, sosyal teori, kimlik, mekan teorileri, uluslararası göç, coğrafi düşünce, seçim coğ-rafyası, Türkiye’de azınlıklar, Kürt sorunu, eğitim politikaları ve kimlik, Batı’daki Müslüman azınlıklar gibi konularda çalışma-lar yürütmektedir. Kaya’nın, ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi ve ikisi İngilizce olmak üzere yayınlanmış birçok kitabı bulunmaktadır. Halen UKAM başkanı olan Kaya, aynı zamanda Coğrafyacılar Derneği genel sekre-terliğini yürütmektedir.

@ilhankaya74

YAZA

R

© UK

AM Y

AYIN

LARI

ARA

LIK

2014

© UKAM YAYINLARI ARALIK 2014Maltepe Mah. Edirne Çırpıcı Sok.No: 5 / 2B Mira Rezidans Zeytinburnu, İSTANBULTel: +90 212 2470682 Faks: +90 212 [email protected] www.ukam.org

ULUSLARARASI KÜLTÜRELARAŞTIRMALAR MERKEZİ