Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair İzler-TRACES RELATED TO ‘THE VALUES...

12
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/12 Fall 2013, p. 323-334, ANKARA-TURKEY ANTİK YUNAN TRAGEDYASINDA DEĞERLER EĞİTİMİNE DAİR İZLER * Murat ÖZTÜRK ** Derya ÇIĞIR DĠKYOL *** ÖZET Tragedya M.Ö. 6. Yüzyıl ortalarına doğru kent devlet modeli ve ticari ilişkilerin gelişimi ile bağlantılı şekilde ortaya çıkmış olan bir edebiyat türüdür. Toplumsal-siyasal sürecin tragedyanın gelişiminde etkili olduğu görülür. Özellikle M.Ö. 5. yüzyıla kadar olan süreçte polis’in kuruluşu ve demokrasi düşüncesinin yaygınlaşması gibi toplumsal ve politik gelişmeler sonucu biçimlenen tragedya, Antik Yunan dünyasının etik ve politik değerlerinin sözcülüğünü üstlenmiş ve bu anlamda halkın eğitimi işlevini de görmüştür. Erdem (arete), kent devlette yaşayan bireyin sahip olması gereken en önemli özelliktir ve Antik Yunan düşüncesine göre erdemli olabilmek ancak ölçülü (sôphrosûnê) olmakla mümkündür. Bunun gibi uyum (harmonia) da kent devletinin bekası için bireye ve topluma kazandırılması gereken değerlerdendir. Bu değerlerin topluma kazandırılmasında tragedyanın bir eğitim aracı olarak kullanılmış olduğu görülür. Bu çalışmanın amacı, yukarıda kısaca sözü edilen antik Yunan dünyasında hâkim değerlerin tanımlanması ve bu değerlerin tragedyalarda halkın eğitimi amacıyla nasıl kullanılmış olduğunu ortaya koymaktır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi ile gerçekleştirilecek olan çalışmada, antik kaynaklar, tragedyalar, felsefi eserler ve eğitime ilişkin kaynaklar kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, dönemin siyasi erki tarafından oluşturulmaya çalışılan ortak Yunan kültürü ve ‘ulus’ bilincinde olması beklenen değerlerin, tragedyalar yoluyla halka aktarılmaya çalışıldığı belirlenmiştir. Bu amaç, tragedyanın doğuşunda ve gelişiminde gerek kurgu gerekse konu seçimi ve içerik hususunda gözlenebilmektedir. Anahtar Kelimeler: Değerler eğitimi, tragedya, Antik Yunan eğitimi * Bu çalıĢma 26-27-28 Nisan 2013 tarihlerinde Uluslararası Sosyal Bilgiler Eğitimi Sempozyumu‟nda sunulan sözlü bildirinin geniĢletilmiĢ halidir. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** AraĢ. Gör. Ġstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Ġlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı, El -mek: [email protected] *** Yrd. Doç. Dr. Ġstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Ġlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı, El-mek: [email protected]

Transcript of Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair İzler-TRACES RELATED TO ‘THE VALUES...

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013, p. 323-334, ANKARA-TURKEY

ANTİK YUNAN TRAGEDYASINDA DEĞERLER EĞİTİMİNE DAİR İZLER*

Murat ÖZTÜRK**

Derya ÇIĞIR DĠKYOL***

ÖZET

Tragedya M.Ö. 6. Yüzyıl ortalarına doğru kent devlet modeli ve ticari ilişkilerin gelişimi ile bağlantılı şekilde ortaya çıkmış olan bir

edebiyat türüdür. Toplumsal-siyasal sürecin tragedyanın gelişiminde

etkili olduğu görülür. Özellikle M.Ö. 5. yüzyıla kadar olan süreçte polis’in kuruluşu ve demokrasi düşüncesinin yaygınlaşması gibi

toplumsal ve politik gelişmeler sonucu biçimlenen tragedya, Antik Yunan dünyasının etik ve politik değerlerinin sözcülüğünü üstlenmiş ve

bu anlamda halkın eğitimi işlevini de görmüştür.

Erdem (arete), kent devlette yaşayan bireyin sahip olması gereken en önemli özelliktir ve Antik Yunan düşüncesine göre erdemli olabilmek

ancak ölçülü (sôphrosûnê) olmakla mümkündür. Bunun gibi uyum (harmonia) da kent devletinin bekası için bireye ve topluma

kazandırılması gereken değerlerdendir. Bu değerlerin topluma kazandırılmasında tragedyanın bir eğitim aracı olarak kullanılmış

olduğu görülür.

Bu çalışmanın amacı, yukarıda kısaca sözü edilen antik Yunan dünyasında hâkim değerlerin tanımlanması ve bu değerlerin tragedyalarda halkın eğitimi amacıyla nasıl kullanılmış olduğunu ortaya

koymaktır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi ile

gerçekleştirilecek olan çalışmada, antik kaynaklar, tragedyalar, felsefi eserler ve eğitime ilişkin kaynaklar kullanılmıştır.

Çalışmanın sonucunda, dönemin siyasi erki tarafından oluşturulmaya çalışılan ortak Yunan kültürü ve ‘ulus’ bilincinde olması

beklenen değerlerin, tragedyalar yoluyla halka aktarılmaya çalışıldığı belirlenmiştir. Bu amaç, tragedyanın doğuşunda ve gelişiminde gerek

kurgu gerekse konu seçimi ve içerik hususunda gözlenebilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Değerler eğitimi, tragedya, Antik Yunan eğitimi

* Bu çalıĢma 26-27-28 Nisan 2013 tarihlerinde Uluslararası Sosyal Bilgiler Eğitimi Sempozyumu‟nda sunulan sözlü

bildirinin geniĢletilmiĢ halidir.

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit

edilmiştir. **

AraĢ. Gör. Ġstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Ġlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim

Dalı, El-mek: [email protected] ***

Yrd. Doç. Dr. Ġstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Ġlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı,

El-mek: [email protected]

324 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

TRACES RELATED TO ‘THE VALUES EDUCATION’ IN ANCIENT GREEK TRAGEDY

ABSTRACT

The values developed to grant social order are the most important components to provide the continuation of a society. Therefore, values

are set and developed through social benefits rather than individual benefits. Individual’s accepting these values enables him / her to

experience a sense of belonging and be acknowledged by the society. Those owning and approving these values may reach the leading

position by obtaining the power in the society. It is these common

values developed by the society which makes up the society from human communities. These may be regarded as state, nation,

homeland, language, religion, united history, customs and traditions, democracy, human rights and liberties, peace, tolerance, love, respect,

independence and environmental conscience. Any interference in the

values of a society will be reacted against by that society and will lead to a chaos which will result in the deformation of a society. Accordingly,

the respect and acceptance of the values of the society is an element which those in the leading roles ought not to disregard.

Values educations are vital for any society and have always been so throughout the history. However, just as the values of each society

are different from each other, so may some values differ in the historical

process of the same society. The fact that values change had also been experienced in Ancient Greek World can be traced especially through

our topic tragedies. The emergence of city states, ‘Great Colonization Period’, changed the sociological and economical structure of Ancient

Greek Society and this also caused the values to change. On the top of

the greatest changes was the replacement of the divine rules with the written and changeable laws set by human beings.

Apart from this, the development of new values gained importance to provide the survival of the city state model, to construct a new order

and to create a nation state. For this, the process in which the values of the society were accepted by the state and subsequently with the help of

these values new ones were structured had begun. This process started during the time of tyrant Peisistratos and was viewed in the tragedies as

the best way of adding new values to the society. By Peisistratos'

officially recognizing the god Dionysus, taking this worship which is important for the public under the control of the state is noteworthy in

this respect. Peisistraos’ witnessing the worship of Dionysus in Thrace

and being aware of the thought of ‘acceptance and not to rebel’ must be an effective occurrence in the official acceptance of this worship. As this

thought just supports the idea of how and how much the public should be educated in Ancient Greek thought. According to ancient Greek

thought, education is essential just for the nobles and the wealthy,

while public should be educated with fear just to obey. At this point tragedies gain prominence. Already Peisistratos's starting celebration of

the Dionysia by the state and carrying out tragedy contests are not in vain. The highest civil servant chooses the work to be presented to the

Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair Ġzler 325

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

public in tragedy contests and thereby the state government imposing a new censorship.

Even the structure of tragedy serves as educating the society as desired. That being moderate, not urging too much is the most expected

value from city state citizens is presented in many samples of tragedies. The hero in a tragedy is a normal person with weaknesses and as a

result of these mishaps he suffers. By presenting the pain the hero suffers, what is intended is the public will be intimidated and not to fall

into weaknesses by associating himself with the hero, that is being

virtuous. In order to be virtuous, he is required to be moderate and compliant.

In addition to this, such values as patriotism and democracy are among the subjects of tragedy. For the democracy to be set as a value,

tyranny was used as the opposite (contrast). It is known that many subjects of tragedies have been taken from myths. And this enabled the

divine values, which are extremely important for the public, to be

adapted to the time with intensification and the values to be changed in this way. Tragedy writer first persuades the gods to persuade the public

in a game. Hence value change comes ultimately true amusingly without getting any reaction from the public by using myths.

Athens tragedies were used to determine the values of both its citizens and other city state citizens. That the date when the Dionysia

was held was suitable for outer city visitors and the festival to be open to anybody must have caused the values of Athens to be accepted and

adopted by other citizens as hence Athens managed to establish

superiority among other city states primarily on cultural grounds and later on economic grounds. That Athens was the head of Delian League

built against the Persians in BC 478 shows this clearly. In addition, it is

influential for Athens to be surely seen on the forefront among other city states except for a few incidences throughout the entire Ancient

Greek history.

Key Words: TheValues Education, tragedy, Ancient Greek

education

Giriş

Batı uygarlığının temeli olarak kabul edilen Antik Yunan dünyasında eğitim, zenginler ve

soylular yani yönetici sınıf için tasarlanmıĢtır. Antik Yunan düĢüncesine göre, geriye kalanların eğitime ihtiyacı ancak itaat etmelerini sağlayacak kadar olmalıdır (Davidson, 2008; Burnet, 2008). Toplumun devamını sağlamak için gerekli görülen itaatin bireylere kazandırılması antik dönem eğitiminin en önemli amaçlarından biridir. Bu açıdan, değerler eğitiminin günümüzde olduğu gibi geçmiĢte de oldukça önemli olduğu açıktır (AkbaĢ, 2008). Modern anlamda bir örgün eğitimin olmadığı Antik Yunan dünyasında (Martin, 2012), tragedyaların eğitim amaçlı kullanılmıĢ olduğu bilinmektedir. M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren özellikle Atina‟da „ulus‟1 bilinci oluĢturma isteği ve kent

1 Hellenler siyasal olarak bağımsız birçok kent devletine ayrılmıĢ olmakla birlikte, kendilerini ortak özellikleri olan bir halk olarak görmüĢlerdir. M.Ö. 8. Yüzyıldan itibaren kendilerini „Hellen‟, Hellence konuĢmayan diğer tüm kavimleri ise

„barbaros‟(=yabancı dil konuĢan, anlaĢılamayan kiĢi) olarak adlandırmıĢlardır. „Ulus‟ aynı dili konuĢan, ortak kültüre

sahip insanların oluĢturduğu topluluk anlamına geliyor ise Hellenler‟in kültürel bakımdan birleĢtiren pek çok unsurun

mevcut olduğu bilinmektedir (Ġplikçioğlu, 2007).

326 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

devleti modelinin bekası, kolonizasyon süreci ile topluma giren yeniliklerin benimsenmesi ve elbette ekonomik kazançların paylaĢımı açısından değerler ve bu değerlerin halka öğretilmesi ve benimsetilmesi kritik öneme sahiptir. Tragedyaların bu noktada değerlerin aktarımı ve benimsetilmesi açısından da kullanıldıklarını yani değerler eğitimi açısından önemli bir araç olduklarını izlemek mümkündür. Cartledge (2013), tragedyanın değerler ile iliĢkisi bağlamında

Ģunları söyler: “Attika trajedisinin temel işlevlerinden biri cemaatin temel değerlerini eleştirel biçimde ince eleyip sık dokumaktı ve tiyatro yarışmasının bu en öz siyasi formunda hem belirli kadınların önemi hem toplumsal cinsiyet, hane ve akrabalık meselelerinin oynadığı hâkim rolü oikos ve polis’in, en azından demokratik Atina’da birbirinden ayrışmazlığını özenle gösteriyordu”.

Sosyal bir varlık olan insan, yaĢamını devam ettirebilmek için diğer insanlara ihtiyaç duyar.

Bu ihtiyaç sonucu oluĢan topluluk yaĢamı, belli bir düzeni gerektirir. Bu düzende, en temel amaç topluluğun devamını sağlamaktır. Ġnsan dıĢında bütün hayvanlarda yaĢamın devamını sağlayacak davranıĢlar içgüdülerle yönetilir. Ancak, diğer türlerden öncelikle eĢsiz lisanı ile ayrılan insan, toplumsal düzeni sağlamak için değer kavramını geliĢtirmiĢtir. Ġnsan, kendini diğer varlıklardan ayıran ve onu „insan‟ cinsi altında toplayan özellikleri ile değer üreten bir varlıktır (Özden, 2002).

Değerler hangi durumda nasıl davranılması gerektiğini söyleyen çoğu zaman bilgi, düĢünce ve tutumlardan daha kalıcı etkiye sahip, kabuller ve inançlardır. Değerler, bireysel menfaatten çok toplumsal menfaatler doğrultusunda oluĢturulur. Toplumların ihtiyaçları değiĢtikçe, değerlerin de zamana ve kültürlere göre değiĢiklik gösterdiği açıktır. DeğiĢik toplumlarda farklı Ģekillerde yansıyan değerler, tarihin süzgecinden geçmiĢ ve ait oldukları milletlere göre farklı kültürlerin oluĢmasını sağlamıĢlardır (Özden, 2002). Bu farklıların yanında, tüm zamanlarda ve toplumlarda değerlerin ortak özelliği, o topluluğun ya da toplumun sürekliliğini sağlamasıdır. Değerler, toplumu

meydana getiren bireylere, nelerin iyi ya da kötü olduğunu, nelerin önemli olduğunu yani bireyin nasıl yaĢaması gerektiğini belirtir (AkbaĢ, 2008). Bir değerin kabul edilmesi için bireysel menfaatlere de hitap etmesi gerekir. Aidiyet, toplum tarafından kabul görme gibi duygular, bireylere değerlere uygun yaĢama güdüsünü sağlar. Örnek vermek gerekirse, dürüstlük, erdemli olmak gibi davranıĢ modelleri doğada olumlu ya da olumsuz değilken, insan dünyasında „değerler‟ içinde gösterilmektedir. Ġnsan dünyasında güç, hayvanlar dünyasında olduğu gibi sadece kaba güce sahip olmak değildir. Hayvanlarda en güçlü olan lider olur ve sürünün hayatta kalabilmesi için gerekli davranıĢları sergiler. Ġnsanlar da bir lider öncülüğünde hareket etme eğilimindedirler.

Küçük topluluklarda liderler güçlerini fiziksel özelliklerinden ya da zekâlarından alırlar. Topluluklar topluma dönüĢtükçe, liderler toplumu yönlendirmek için fiziksel özelliklerinden ziyade, gücü temsil eden simgelerin sağladığı statü yardımıyla lider olurlar. Bu nedenle liderler liderliklerini perçinleyecek olan statülerini toplumun değerlerini belirleyerek güçlendirirler.

Değerler devlet, millet, vatan, dil, ortak tarih, gelenek görenekler, demokrasi, insan hakları

ve özgürlükleri, barıĢ, hoĢgörü, sevgi, saygı, bağımsızlık, bilim, eĢitlik ve çevre duyarlılığı Ģeklinde sayılabilir. Literatürde değerlerin farklı Ģekilde sınıflandırıldığı görülür (bkn. Güngör, 2000; Doğanay, 2010). Lickona (1992) değer eğitimini demokratik toplumun temelin oluĢturan bir öğe olarak görür. Ona göre, yalnızca erdemli insanlar özgür ve demokratik hükümete destek verir.

Lickona,„Demokrasi halkın kendi kendini yönetmesi ise, insanlara önce adil ve özgür bir toplum sağlamalıdır‟ der. Bunun anlamı ise insanın en azından “iyi” olmasıdır. Aristoteles insanların çoğunluğunun iyiliğe ancak korkuyla yönlendirilebileceklerini söyler (Davidson, 2008). Bu noktada tragedyanın amacının korku ve acıma yoluyla ruhu tutkulardan arındırmak olduğu bilgisi dikkate değerdir (Aristoteles, 2011).

Antik Yunan toplumunun değerleri nelerdir sorusunu yanıtlayabilmek için öncelikle

dönemin tarihsel sürecinden söz etmek gerekmektedir. Dor‟ların kendilerinden çok daha yüksek bir uygarlığa sahip Aka‟ları siyasal arenadan sildikleri, M.Ö. 1000- 700 yılları arasındaki dönemde polis adı verilen kent devletleri ortaya çıkmıĢ ve kralın yanında bir aristokrat sınıfı yönetimde söz

Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair Ġzler 327

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

sahibi olmuĢtur. Bu sosyal yapı Yunan toplumlarının geliĢimi, toprağa bağlanması ile mülkiyetin önem kazanmasına neden olmuĢ ve kralların gücü çok geçmeden sınırlandırılmıĢtır. Böylece, toprak sahibi soylular güç kazanmıĢ ve bunlar arasında kral sadece “primus inter pares” yani „eĢitler arasında birinci‟ olarak kalmıĢtır. Bu sayede politik güce kavuĢan soylular, son karar mercii haline danıĢma meclisleri (bule‟ler) ile dönüĢmüĢlerdir (Ġplikçioğlu, 2007). Polis organizasyonuna geçiĢin temelinde meta değiĢimi yani ticaretin geliĢmesi yatmaktadır (Ağaoğulları, 2004). Soya dayalı bir yapıya sahip olan polis, önceleri yöresel aristokrasinin güçlenmesine katkı sağlamıĢtır. Tahkimatlı bir tepe yani akropolis üzerine kurulu olan kent, dinsel, siyasal, toplumsal ve ekonomik

yaĢamın merkezi konumundadır. Krallığın ortadan kaldırılmasının ardından yönetim, soylu ailelerden yıldan yıla seçilen arkhon‟ların eline geçmiĢtir. Polis düzenini sağlayan yasalar bu dönemde aristokratik içerikli, sözlü yasalardır (=thesmoi)2 ve bunlar tanrıların koyduğu kutsal kurallar olarak kabul edilmiĢlerdir. Ancak, zamanla soyluların bu yazılı olmayan kuralları keyfi bir Ģekilde uygulamaları halkta hoĢnutsuzluk yaratmıĢtır. Bu süreç içerisinde gerçekleĢen “Büyük Kolonizasyon” döneminde (M.Ö. 750-550) Yunan kent devletleri Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında sayısız koloni kenti kurmuĢlar ve bu sayede Yunan toplumu ekonomik, sosyal ve

siyasal anlamda bir değiĢim ve geliĢim yaĢamıĢtır. Bahsi geçen sınıflar arasındaki orantısız varlık dağılımının ve bununla birlikte ortaya çıkan çatıĢmanın, bu kolonizasyon sürecinin etkileri olduğu açıktır. Bu süreçte, soyluların yanında zanaatçı ve tüccarların zenginleĢmesi ama yönetimde söz sahibi olamaması ile köylülerin giderek fakirleĢmesi iki hoĢnutsuz grubu ortaya çıkarmıĢtır. Böylece, önce M.Ö. 620‟de Drakon, daha sonra ise M.Ö. 594/3 yıllarında Solon‟un3 reformları (Aristoteles, 1998) ile hem yasalar düzenlenmiĢ hem de ekonomik ve siyasal alanda düzenlemelere gidilmiĢtir. Bu yeni düzenlemeler muhakkak ki, toplumun değerlerinde bir değiĢimin yaĢanmasına

yol açmıĢtır. Solon ile birlikte değiĢen değerlerin baĢında tanrısal olan, değiĢmez yasaların (thesmoi) yerine, insan tarafından yapılan ve değiĢebilir yasaların (nomoi) gelmesidir. Bunun sonucunda polisin temel taĢı olan yasaların doğruyu, adaleti, iyiyi gözeterek toplumun ve bireyin mutluluğunu sağlayacağı inancı yaygınlaĢmıĢtır (Ağaoğulları, 2004). Polis‟in küçüklüğü, vatandaĢlarının siyaset ile doğrudan ilgili olmalarına ve bu sayede siyasal yaĢamda etkili bir pay sahibi olmalarına neden olmuĢtur. Özellikle Solon‟un anayasal alanda yaptığı reformların ardından, 20 yaĢını dolduran tüm vatandaĢların oluĢturduğu bir Halk Meclisi (Ekklesia), arkhon‟ları seçmekle ve yasalar çıkartmakla görevlendirilmiĢlerdir (Aristoteles, 1998). Solon‟un reformlarının eğitim

açısından da önemi vardır. Çünkü bu reformlarla birlikte eğitimde Homeros‟tan okuma parçaları zorunlu kılınmıĢ ve eğitim artık devlet tarafından gözetilmeye ve denetlenmeye baĢlanmıĢtır (Ġplikçioğlu, 2007).

Özellikle Solon‟un yaptığı düzenlemeler, Atina demokrasisinin temelini oluĢturmuĢ olsa

da, Atina‟da iç barıĢın sağlanmasına yetmemiĢtir. Bu huzursuzluğun sonucunda, küçük çiftçilerin desteğiyle Peisistratos yönetime tiran4 olarak el koymuĢtur (M.Ö. 561-527). Peisistratos‟un zamanı, Atina‟nın en parlak dönemlerinden biridir. Konumuz açısından Peisistratos‟un önemi ise, tanrı Dionysos‟u5 resmen tanıyarak, köylü halkın değerleri arasında önemli bir yeri bulunan bu kültü, genel kabul gören değerler arasına katmıĢ olmasıdır. Büyük Dionysia Festivali‟nin devlet denetimi

altında kutlanmasıyla bu değerler öncelikle Atina yurttaĢları olmak üzere, çevre kentlerden gelen izleyiciler tarafından da benimsenecek ve yıllar sonra Atina‟nın diğer Yunan kent devletleri üzerinde kültürel ve siyasal anlamda üstünlük sağlamasına bir ölçüde zemin hazırlayacaklardır.

2Thesmoi kelimesi, Yunan mitolojisinde Zeus‟un karılarından biri olan, adalet ve düzen tanrıçası olarak bilinen

Themis‟ten türemiĢtir. 3 Antik Yunan dünyasının yedi bilgesinden biridir. 4 Tiran (tirannos) kelimesi Lidya dilinden gelmiĢtir ve efendi, kral anlamındadır. 5Dionysos Yunan pantheon‟una sonradan girmiĢ olan Phrygia ya da Thrakia kökenli olduğu düĢünülen bir tanrıdır.

Semele mythos‟undan da anlaĢılacağı gibi Dionysos‟un Zeus‟un baldırından doğması onun Yunanlılar arasında kabul

edilebilirliğinin sağlanması amacındadır. Çünkü böylece baĢ tanrı Zeus‟un buyruğuna girmiĢ olur (Erhat, 1996).

328 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

Peisistratos, bu Ģenliklerde halkın eğitilmesi amacıyla hazırlanmıĢ, tragedya yarıĢmaları baĢlatır (Bonnard, 2004). Bu yarıĢmalarda sunulan eserler arasından hangi oyunların sahneleneceği kararını, Atina‟nın yönetiminde olan dokuz arkhon‟dan tiyatro faaliyetleriyle ilgili olan arkhon verir (Aristoteles, 1995). Bu ön elemede aĢırı ya da zararlı bulunanlar kabul edilmemektedir (Yücel, 1990). Burada dikkati çeken husus, Dionysos Ģenliklerinden köken bulan tragedyanın,

Ģenliklerde yaĢanan aĢırılıklar yerine, ölçülülük değerini yüceltiyor olmasıdır. Toplumsal dönüĢüm ve devlet otoritesinin büyüyen toplum üzerinde gerçek bir güç olabilmesi, ancak toplumu oluĢturan bireylerin ölçülü ve dolayısıyla uyumlu olmasına bağlıdır. Polis yaĢamı bu uyumu gerektirir ve aĢırı unsurlar toplum düzenini sağlamak için yok edilmek istenmiĢtir. Bu değiĢimin kolaylıkla yapılabilmiĢ olmasını sağlayan, Peisistratos‟un halk yanlısı siyasi politikası olduğu kadar, Orpheusçuluk temelli olan Dionysos tapımının, kaderci yapısıdır.

Bu çalıĢma, Antik Yunan dünyasının hâkim değerlerinin tanımlanması ve bu değerlerin

tragedyalarda halkın eğitimi ve toplumsal dönüĢümü sağlama amacıyla nasıl kullanılmıĢ olduğunu ortaya koyma amacındadır. ÇalıĢmada, Antik Yunan toplumunun değiĢim evreleri sürecinde değerlerinin de değiĢtiği ve bu değiĢen değerlerin halk tarafından kabul edilebilmesi yani yeni

yönetim sisteminin sürdürülebilmesi için tragedyaların kullanılmıĢ olduğu görülecektir. Tragedyaların daha önceki çalıĢmalarda eğitime dair önemi belirtilmiĢse de konu ile ilgili ayrıntılı bir çalıĢma bulunmamaktadır. Bu açıdan, tragedyaların özellikle değerler eğitimi için kullanılmıĢ olduğunun belirlenmesi ve bunun önemi üzerine, bu çalıĢma yeni bir bakıĢ açısı getirme niyetindedir.

Yöntem

Nitel araĢtırma yöntemlerinden doküman analizi ile gerçekleĢtirilecek olan çalıĢmada,

birinci elden kaynaklar olan tragedyalar, felsefi eserler ve değerler eğitime iliĢkin eserler kullanılmıĢtır. Tarihsel araĢtırmalarda sıklıkla kullanılan bir yöntem olan doküman incelemesi (Yıldırım ve ġimĢek, 2006) ile elde edilen bulguların içerik analizleri yapılarak, betimlenip yorumlanmıĢtır. Özellikle ele alınan dönem ile ilgili önemli birinci elden kaynaklar olan tragedyalar incelenerek değerler eğitimi açısından kullanımları saptanmıĢtır. Bunun yanında

dönemin eğitim düĢüncesine dair fikir veren birinci elden kaynaklar ve modern eserler de incelenmiĢ ve kapsamlı olarak değerlendirilmiĢtir.

Bulgular

Antik Yunan Dünyası Değerleri ve Tragedya

Kökenleri hakkında çok az Ģey bilinen tragedya kelime olarak „keçi Ģarkısı‟ anlamına

gelmektedir (Liddell ve Scott, 1940). Atinalıların keĢfi olarak bilinen tragedya, tanrı Dionysos adına her yıl düzenlenen bahar bayramlarında sergilenmiĢ olan oyunlardır (Sowerby, 2012).

Aristoteles‟in tragedya tanımı Ģöyledir: “O halde tragedya, ciddi bir ilgiyi hak eden bir eylemin kendi içinde bütünlüğü ve belli bir uzunluğu bulunan temsilidir (mimesis). …öykü biçiminde değil, eylem biçiminde sunulur; acıma ve korkuyla bu tür duygulardan arınma (katharsis) sağlar.” (Aristoteles, 1995).

Toplumsal dinamikler değiĢtikçe bazı düĢünceler yerini değiĢen dinamiklere uygun kavram

ve fikirlere bırakırlar. Yunanlıların kabile yapısından devlet sistemine geçiĢte eski göreneklerini yeniledikleri ve dolayısıyla değerlerinin de değiĢtiği görülmektedir. Bu yeni dönemde yeni değerler vatan sevgisi 6, dil, ortak tarih, demokrasi 7, eĢitlik 8 ve tüm toplumsal düzeni sağlayacağı

6 Vatanseverlik Homeros‟un Iliad destanında Yunan değil Troyalı olan Hektor‟a atfedilmiĢtir. *** 7Antik Yunan demokrasisi modern demokrasilerden ayrılır. Antik demokrasi doğrudandır; demos (kitle, çoğunluk, fakir)

gücü kontrol edebiliyordu; kuvvetler ayrılığı yoktur; vatandaĢlık katılımcılığı gerektirir; „haklar‟ insan ya da azınlık

Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair Ġzler 329

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

düĢünülen ölçü olmuĢtur. Bu amaçla aĢırıya kaçan yani ölçülü olmayan kiĢinin çektiği acılar gösterilerek halkın korkutulması gerektiği düĢünülmüĢtür (Davidson, 2008). Tragedyanın yapısı bu doğrultuda oluĢturulmuĢtur. Aristoteles‟in tragedya öğeleri arasında göstermiĢ olduğu hamartia (kahramanın trajik zaafı) ve katharsis (arınma) kavramlarını tragedyanın vazgeçilmez öğelerinden sayması yukarıda yazılanları destekler niteliktedir. Homeros destanlarında görmüĢ olduğumuz yarı tanrısal kahramanların aksine, tragedyalarda zaafları olan normal bir insan karĢımıza çıkar. Bu kiĢinin trajik zaafı, arete9(erdem) eksikliği olarak yansıtılır. Tragedyalarda üzerinde daha sıklıkla durulan erdemlerin baĢında sôphrosûnê (ölçülülük) ve harmonia (uyum) gelmektedir.

Sôphrosûnê Yunan mitolojisinde bir sağduyu ve ölçülülük perisidir (Erhat, 1993). Zaten Antik Yunan toplumunu mythos‟tan ayrı düĢünmek anlamaya çalıĢmak pek mümkün değildir.

Tragedya‟nın da tek kaynağı mythos‟tur10 ama Aristoteles‟in de belirttiği gibi tragedya sadece mythos değildir (Aristoteles, 1995). Aslında sôphrosûnê kelime anlamı olarak Türkçe ya da diğer dillere tek bir sözcük ile çevrilebilecek bir anlama sahip değildir. Zaten Antik Yunan yazınında da bu kelimenin çok çeĢitli Ģekillerde kullanıldığı görülmektedir. Homeros bu kelimenin ilk formlarını kullanmıĢtır ancak Homeros‟ta sôphrosûnê kavramı, toplumun aristokrat yapısından dolayı henüz tragedyalarda sürekli vurgulanan anlamından çok farklıdır. Homeros‟un dünyasında kahramanlar vardır ve bu kahramanlar çok sık olarak bilgisizlik, gerçeği görememe ve aĢırılık gibi sorunların

içinde yer alırlar. Onlar –Odysseus ve ya Akhilleus gibi- bir dizi hata iĢleyebilir ya da aĢırılık gösterebilirler, ancak sonunda amaçlarına ulaĢırlar. North, Homeros dünyasında sôphrosûnê kavramının neden yüksek bir değer ifade etmediği sorusuna Ģöyle yanıt vermektedir: “Sophrosyne, tarihindeki bu aşamada ahlaki ve dinsel anlamlardan yoksun durumdadır.(…) “ihtiyatlılık” ve “sağduyu” anlamları bu dört pasajın üçünde açıkça gösterilir. Böyle bir sağduyu, sahibi için açık bir avantaj olmasına rağmen kol yeteneği, planlamadaki beceriklilik ve cesaret (kahramansal aretê’nin temel unsurları) ile karşılaştırıldığında önemsizdir. Ve bu yüzden de hem kahramanın kendisi hem de korunmak için kahramana bağımlı olan toplum tarafından küçük bir değer olarak

sınırlandırılır.”(North, 1966:3). Tragedyalarda ise sôphrosûnê kavramı “tanrılara ve krala saygı”, “namusluluk”, “haddini bilmek”, “çabuk öfkeye kapılmamak” ve çağrıĢımsal olarak benzerlik gösterdiği bazı kaideler, “kendini bilmek” (Gnôthi Sauton) ve “hiçbir Ģeyde aĢırı olmamak” (mêden agan) olarak sayılabilir. Antik çağlarda Yunanlılar için sôphrosûnê kelimesinin ifade ettiği anlamlar oldukça önemlidir. Çünkü demokrasinin ve polis yapısının devamını sağlayan en önemli kavram sôphrosûnê‟dir (Arıcı, 2005).

“Burada Helen ulusunun ruhuna bizi doğrudan doğruya baktıracak bir kapı açılıyor. Bu

sözlerin neye özendiklerine, neden şekillerde taşkınlığı gemleyip ölçülülüğe, büyüklenme ve azgınlığı gemleyip alçakgönüllülüğe varmak öğüdünün tekrarlandığına dikkat etmelidir. Helen

sanatının ayırıcı özelliği olarak hayranlıkla karşıladığımız “karar ölçü”, bilinçli bir ruh eğitiminin ürünüdür.” derken Kranz, tam olarak değer eğitiminden bahsetmektedir (Kranz, 1994:23-24). Gerçekten de, sôphrosûnê kelimesinden türemiĢ ve “eğitici(ler)” anlamına gelen sophronistae (sôphronistai), bir eğitim kurumu olarak iĢlev görüyordu. Onların görevi, gençlere sôphrosûnê eğitimi vermek ve onları bu erdem sayesinde zararlı etkenlerden olabildiğince korumaktı.

hakları değil vatandaĢ haklarıdır; bireyi devletten koruma gibi bir kaygı yoktur. Antik Yunan demokrasisi sadece

kurumsallaĢmıĢ bir sistem olmakla kalmaz toplumsal bir fenomen bir kültürdür. (Cartledge, 2013). 8 EĢitlik kavramı hem antik hem de modern demokratik söylemde en temel iki kavramdan biri olarak kabul edilir. Klasik

Yunan‟da temelde iki çeĢit eĢitlik anlamından bahsedilebilir. Birincisi siyasi eĢitlik (ya da vatandaĢ eĢitliği). Ġkincisi, ekonomik eĢitlik anlamına gelebilecek eudaimonia – esenlik, erinç eĢitliği (Cartledge, 2013). 9 Arete kavramı da antik Yunan toplumunun değiĢim süreci içerisinde farklı anlamlar kazanmıĢ değerlerden biridir. 10Marx, mitolojiyi antik Yunan sanatının temeli olarak görür. Ona göre Yunan mitolojisi, Yunan sanatının ön koĢuludur

(akt. Kılan Paksoy 2011, 27-28).

330 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

Aristokrasinin hâkim düzen olduğu erken dönemlerde tanrısal yasaların Homeros destanları

aracılığıyla toplumsal değerler olarak aktarıldığı görülür. Ancak zamanla değiĢen toplumsal düzen yeni değerleri gerekli kılmakta, eski değerlerin değiĢtirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla tragedyalar kullanılmıĢ ve tanrısal düzenin, dünyasal düzene uygun hale getirilmesinin propagandası bu Ģekilde yapılmıĢtır. Yani değerler değiĢtirilmekte ve toplumun bu yeni değerleri benimsemesi

istenmektedir. Bu durum çatıĢmayı getirmektedir ki tragedyanın özünde zaten çatıĢan ve birbiriyle çeliĢen değerler vardır. Bu çatıĢmanın gerisinde, kabile geleneklerinin polis değerleri ile olan uyuĢmazlığı göze çarpar (Kılan Paksoy, 2011). Drakon‟la birlikte baĢlayan kanunların yazılı hale getirilmesi, bu dünyaya ait baĢka bir düzenin haberciliğini yapıyordu. Ġnsan, içten içe saygı duymaya devam ettiği eski tanrısal yasalar (thesmoi) ile polis‟te yaĢamak için kaçınılmaz olarak kendisine ihtiyaç duyulduğu devlet yasaları (nomoi) arasında sıkıĢıp kalmıĢtı. Sophokles‟in M.Ö. 411 yılında yazdığı Antigone adlı tragedyasında devlet yasaları ile tanrıların kurallarının çatıĢması

ve bunun sonucunda bireysel özgürlüğe inanan Antigone‟nin otoriteye baĢkaldırıĢı ele alınmaktadır. Tragedya karakterleri tanrıların çizdiği kader ile bireysel eylemlerinin sorumlulukları arasında sıkıĢıp kalmıĢlardır. Tragedya kahramanlarının insani erdemleri vardır, aziz değildirler. Hepsi cesurdur; birçoğu ülkelerini, insanları severler; çoğunda adalet aĢkı vardır (Bonnard, 2004). Hâlbuki Homeros‟un eserlerinde kahramanın mevcut aĢırılıkları onun kahramanlığının göstergesidir ancak, polis düzeninde bu aĢırılıklara yer yoktur. Nietzche, tanrılar dünyasına baĢkaldıran ve bu yüzden sonu gelmez acılar içinde yaĢamaya mahkûm insanoğlunun tragedyası Zincire Vurulmuş Prometheus‟ta anlatılıyor der (Nietzsche, 1997).

Sôphrosûnê ve harmonía kavramlarını Moira, Erinys ve Dike kavramlarından ayrı düĢünmek pek mümkün değildir. Moira Antik Yunan toplumunda, kiĢisel hakların, ayrıcalıkların

ve savaĢ ganimetlerinin paylaĢılmasını ifade eden üç tanrıçaya verilen addır. Homeros‟un Iliada destanında bu paylaĢıma saygılı olunması gerekliliği, kendi payından fazlasını istemenin aĢırılık olduğu ve kargaĢaya neden olduğunu belirten örnekler bulunmaktadır. Aiskylos‟un Eumenides adlı tragedyasında ana-baba katillerini cezalandırma ayrıcalığına sahip Erinys‟lerin (Ġntikam tanrıçaları) bu hakları (moira‟ları) ellerinden alınır ve onların moira‟sına karıĢılmıĢ olunur ancak bu durum oyun içerisinde Erinys‟lere yeni ayrıcalıklar verilerek giderilir ve kargaĢa önlenmiĢ olur. Bunun nedeni gerçek hayatta cinayet iĢlerine artık Areopag meclisinin bakacak olmasıdır. “Athena: Şimdi benim getirdiğim kuralları dinleyin ey Attika halkı, erkekler! Siz ey kanlı cinayet davalarına

bakacak ilk yargıçlar! Bu mahkeme, Atina yurttaşları için, gelecekte de baki kalacak ve adı Areopag olacaktır.” (Aiskhylos, 2010, 680 vd.). Yani tragedya yoluyla izleyici geleneksel ve dini unsurları barındıran ceza hakkının artık insan eline geçtiğini yumuĢak bir Ģekilde benimsetilmiĢ olur. Bu noktada mythos‟tan logos‟a geçiĢin evreleri görülebilir. Erken dönemde herkese eĢit pay verilmesini sağlayan bu tanrıçalar, daha sonra insan kaderini ve ömrünü belirleyen tanrıçalar olarak karĢımıza çıkarlar. Thomson (2004), bu değiĢimi özel mülkiyetin artıĢına bağlar. Daha önce eĢit bir Ģekilde kura ile dağıtılan paylardan daha fazla almaya baĢlayan zengin kesim, diğerlerinin bu

paylaĢıma boyun eğmesi için toplumsal değerleri değiĢtirme yoluna gitmiĢ ve Moira‟lar da artık insanın doğuĢtan belli olan payını, yani kaderini belirleyen tanrıçalar olmuĢlardır. Bu noktada „erdemli olmak‟ için bireye düĢen kaderine boyun eğmek ve fazlasını istememektir (Arıcı, 2005).

Tragedya yazarı Aiskhylos‟un Agamamenon adlı tragedyasında ölçülü olmak Ģu sözlerle

dile getirilir: “İnsanlar hürmet edilecek şeyleri ayakaltında çiğnemiş ve ya başı üstünde tutmuş, tanrıların umurunda mı? – Yüreklerinde Tanrı korkusu olanlar böyle söz söylemez.(felaket) evleri mallarla dopdolu olunca azgınlık duyanların başına gelir. Ölçülü olmak erdemlerin en büyüğüdür. (…) yok oluştan kurtuluş yoktur: mal bolluğundan başı dönüp doğruluğun ulu tapınağını tekmeleyen için.” (Aiskhylos, 1964).

Tragedyalarda sôphrosûnê kavramı “tanrılara saygı gösterme-eusebeia”, “ana-babaya

saygı” ve “konuğa-yabancıya saygı” anlamlarında da kullanılır. Bunlar, Orpheusçu inançtan gelen

Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair Ġzler 331

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

yazılı olmayan üç değerdir (Thomson, 2004). Tragedyalarda tanrılara saygıya verilen önemle ilgili pek çok örnek bulmak mümkündür: “Tanrılara hürmetsizlik başka hürmetsizlikler doğurur. (…) Olağandır, eski azgınlıklar, yaramaz kişilerde er geç yeni bir azgınlık doğurur. (…) Doğruluğun ışığı bacası az tüten evlerde parıldar.” (Aiskhylos, 1964: 7).

“Gururdan zalim insanlar doğar. Aşırılık ve çılgınlıklarla beslenen bir gurur, kendini

yükseklerde görür. Fakat akıbeti nihayetsiz bir uçuruma yuvarlanmaktır. (…) İnsan, Dike’den korkmadan, tanrıların oturdukları yere hürmet etmeden, sözlerinde, hareketlerinde manasız bir gurura kapılıp kutsal şeylere saldırırsa, dilerim, bu isyanının karşılığı olan feci akıbete mahkûm olsun” (Sophokles, 2002, 3).

Tragedyalarda üzerinde durulan değerlerden olan “vatan, millet, devlet sevgisi” gibi

değerler özellikle Peisistratos dönemi ile baĢlayan „süreçte sıklıkla iĢlenmiĢ değerlerdir. Aiskhylos‟un Persler adlı tragedyası Yunanlıların Persler karsısında kazandıkları büyük zafer

sonrasında, düĢmana ağıt formunda yazılmıĢ vatansever bir methiyedir. Oyunda Yunanlıların bağımsızlığına vurgu yapılmaktadır. Sophokles‟in Antigone adlı tragedyasında bu değerler Ģu sözlerle yüceltilir:

“Her kim yakınlarını

Üstün tutarsa yurt sevgisinden

Onu adam yerine koymam, çünkü ben…

Devlet tehlikedeyken susamam,

Yurt düşmanlarını da kendime dost sayamam.

Şunu usumuzdan çıkarmayalım:

Varlığımız bu devletin gölgesinde”(Sophokles, 2002:182-185).

Tragedyalarda demokrasi değeri tiranlık karĢıtı olarak iĢlenmiĢtir. Özellikle Atina devletinin demokrasisi ve bu yönüyle diğer kent devletlerden üstün olduğu vurgusu tragedyalarda sıklıkla karĢımıza çıkmaktadır. Atina‟nın demokrasi olarak geliĢimi tragedyalarda

izlenebilmektedir. Günümüze kalan en eski tragedya olan Aiskhylos‟un Persler‟i otokrasi ve cumhuriyetçi özerklik arasındaki önemli farklar üzerinde bir düĢünce içermektedir (Cartledge, 2013). Bu tragedyadan on yıl sonra yazdığı Yalvaran Kadınlar adlı eserde Aiskhylos, Yunan bakıĢ açısından krallık üzerine bir düĢünce dile getirmektedir. Aiskhylos‟un Sunu Taşıyanlar adlı tragedyasının baĢlıca konusu, Argos‟ta kurulan tiranlıktan kurtulmaktır. Tiranlıktan kurtularak özgürlük, düzen ve sôphrosûnê yani sonuç olarak demokrasi geri gelecektir. Demokrasinin bir değer olarak izleyiciye kazandırılması, yine tragedyanın özünde olan çatıĢma ile yakalanmaya

çalıĢılmıĢ ve demokrasiye karĢıt öğe olarak tiranlık kullanılmıĢtır. Aiskhylos‟un Agamemnon tragedyasında “Bu utanca katlanılmaz doğrusu; ölmek yeğdir. Tyranlığa boyun eğmektense ecel şerbetini içmek hayırlı.” (Aiskhylos, 1964: 352).

Sonuç

Toplumsal düzeni sağlamak için geliĢtirilen değerler, bireysel menfaatlerden çok toplumsal

menfaatler doğrultusunda oluĢturulur ve geliĢtirilirler. Ancak buna rağmen, bireylerin bu değerleri kabullenmesi ve benimsemesi bir aidiyet duygusu yaratacak ve bireyin toplum tarafından kabul görmesini sağlayacaktır. Devlet, millet, vatan, dil, din, ortak tarih, gelenek ve görenekler, demokrasi, sevgi, saygı gibi sıralanabilecek olan değerler, toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi aynı toplum içerisinde farklı zamanlarda değiĢim yaĢadıkları görülebilmektedir.

332 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

ÇalıĢmamızda ele alınan tarihsel süreçte Antik Yunan toplumunun değerlerinin neler

olduğu ve zaman içerisinde bu değerlerde yaĢanan değiĢimlerin nasıl olduğuna değinilmiĢtir. Bu değiĢim, tragedyalarda izlenebilmektedir. Çünkü tragedyalar M.Ö. 7. yüzyılda baĢlayan Antik Yunan toplumunun değiĢimi ile ortaya çıkmıĢ ve bu süreçte geliĢmiĢtir. Yapısı ve amacı bakımından yaratıcı olan Antik Yunan toplumunun değerlerini gözler önüne sermektedirler. Kent

devlet yapısının ortaya çıkıĢı ve “Büyük Kolonizasyon Dönemi”nin Yunan toplumunda yarattığı ekonomik ve sosyolojik değiĢim değerlerin de değiĢimini beraberinde getirmiĢtir. Kent devlet modelinin biricikliği inancı ve bunun bekasının sağlanması isteği ve bir „ulus‟ bilinci yaratma isteği yeni değerlerin oluĢmasına katkıda bulunmuĢ anlayıĢlardır. Peisistratos ile baĢlayan bu süreçte, yeni değerlerin halka benimsetilmesi yani değerler eğitiminin aracı olarak tragedyalar kullanılmıĢtır. Bu sebeple aslen Yunan tanrıları arasında yer almayan ama halk tarafından benimsenmiĢ olan Dionysos tapımı devlet tarafından resmen kabul edilmiĢ ve bu tapımın bir takım

avantajlarından faydalanılarak değiĢtirilmek istenen değerler ve yenileri halka kolaylıkla benimsetilebilmiĢtir.

Antik Yunan düĢüncesine göre, eğitim sadece soylular ve zenginler içindir. Halkın eğitimi

ise sadece itaat etmelerini sağlayacak kadar olmalıdır ve bu eğitim ancak korku yoluyla verilebilir. ĠĢte tragedyaların yapısı da bu amaçla oluĢturulmuĢtur. Ölçülü olmanın en büyük erdem sayıldığı dönem içerisinde kent devletinin devamı bu değere bağlanmıĢ ve tragedyalarda halka özellikle bu değer benimsetilmeye çalıĢılmıĢtır. Zaafları olan tragedya kahramanı sırf bu zaafları yüzünden hata iĢler ve bunun sonucunda büyük acılar çeker Ģekilde sunularak, kahramanla özdeĢleĢim kurmuĢ olan izleyicinin aynı hataları iĢlememesi istenmiĢtir. Bundan baĢka, konusunu mitoslardan alan tragedyalarda vatan sevgisi, demokrasi gibi değerler de iĢlenmiĢtir. Tragedya içerisinde öncelikle

tanrılar ikna edilir ki değiĢimi istenen değerler dini inançlarına bağlı olan halk tarafından daha kolay benimsenebilsin. Böylece halkın tepkisiyle karĢılaĢılmadan yumuĢak bir biçimde yeni değerlerin ya da değiĢtirilen değerlerin kabulü sağlanmıĢ olur.

Tragedyalar Atina‟da Büyük Dionysia Festivalleri‟nde devlet denetiminden geçtikten sonra

sergilenirlerdi. Bu festivallerin düzenlendiği tarihlerin kent dıĢı katılımcılar için uygun olması dolayısıyla Atina, tragedyalarla sadece kendi yurttaĢlarını değil aynı zamanda diğer kent devletlerden gelen yurttaĢları da eğitmiĢtir.

Antik Yunan dünyasının en önemli temsilcilerinden biri olan Atina‟da, değerlerin aktarımı

büyük ölçüde tragedyalar yoluyla yapılmıĢtır. Tragedya temelinde kent devleti yani polis benzeri bir toplumda tanrılarla ve birbirleriyle çatıĢan insanların ahlaki ikilemlerini açımlayan bir kamusal sanat biçimi, polis‟in ifadesiydi. Tragedyaların çoğunun olay örgüsü Troya SavaĢı‟nın öyküleri gibi polis öncesindeki bir zamana ait öykülere dayanıyorsa da, oyunların aydınlattığı ahlaki meseleler

polis toplumuyla ve onun yurttaĢlarının yükümlülükleriyle ilgilidir. Tragedyalar, M.Ö. 5. Yüzyıl Atina‟sında yaĢanan değiĢim ve geliĢmelerin sonucunda formunu bulmuĢ ve Yunan dünyası için bir eğlence aracı olmaktan daha çok, etik ve politik değerlerin sözcüsü konumuna gelmiĢtir.

KAYNAKÇA

Aiskhylos, (2010). Eski Yunan Tragedyaları Oresteia, Çev. Yılmaz Onay, Mitos Boyut Tiyatro

Yayınları, Ġstanbul.

Aiskhylos, (1997).Persler, Çev: Güngör Dilmen, Ġstabul, MitosBoyut Yayınları.

Aiskhylos,(1968). Zincire VurulmuĢ Prometheus, Çev: A. Erhat, S.Eyuboğlu, Ankara, Bilgi

Yayınevi.

Aiskhylos, (1964). Agamemnon, Çev: A. Cevat Emre, Ġstanbul, MEB Yayınları.

Antik Yunan Tragedyasında Değerler Eğitimine Dair Ġzler 333

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

Aristoteles, (1998). Atinalıların Devleti, Çev: Suad Y. Baydur,Cumhuriyet Kitap.

Aristoteles, (1995). Poetika. çev: Ġsmail Tunalı, Ġstanbul, Remzi Kitabevi.

AĞAOĞULLARI, M.A. (2004). Kent devletinden imparatorluğa. Ġmge Kitabevi, 4. Baskı,

Ġstanbul.

AKBAġ, O. (2008). Değer Eğitimi Akımlarına Genel bir BakıĢ. Değerler Eğitimi Dergisi, cilt. 6.

No.16. 9-27.

ALTUĞ, T. (2007). Estetik‟in tarihi.Felsefe Ansiklopedisi (ed. A.Cevizci), cilt. 5, Ebabil Yayınları,

Ankara, s.709.

ARICI, O. (2005). Antik Yunan Tragedyalarında Sophrosune ve Harmoni Düşüncesi,

YayınlanmamıĢ Tez, Ġ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ARICI, O. (2008). Antik Yunan tragedyasının metafiziği, Cogito 54.

BĠCKERTON, D. (2013). Adem’in dili. Çev. Mehmet Doğan. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.

Ġstanbul.

BONNARD, A. (2004). Antik Yunan Uygarlığı 1,çev. Kerem Kurtgözü, Evrensel Basım Yayın,

Ġstanbul.

BURNET, J.(2008). Aristoteles-Eğitim Üzerine, Ġstanbul.

CROALLY, N. (2006). Tragedy‟s teaching, A Companion to Greek Tragedy, ed. Justina Gregory,

India.

DAVĠDSON, T. (2008). Greklerde Eğitim Düşüncesi, Say Yayınları, Ġstanbul.

DOĞANAY, A. (2010). Değerler Eğitimi. (Ed. Cemil Öztürk), Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem

Akademi. Ankara, s. 225–256.

ERHAT, A. (1993). Mitoloji Sözlüğü, Ġstanbul, Remzi Kitabevi.

EURĠPĠDES, (2003). Bakkhalar. Çev: Sabahattin Eyuboğlu, Ġstanbul, ĠĢBankası Yayınları.

EURĠPĠDES, (2001). Eski Yunan Tragedyaları 2, Bakkhalar, Mitos Boyut, çev. Güngör Dilmen,

Ġstanbul.

GÜNGÖR, E. (2000). Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar. Ötüken Yayınları. Ġstanbul.

HALL, E.(1997). The Sociology of Athenian Tragedy, The Cambridge Companion to Greek

Tragedy, Ed: P. E. Easterling,Cambridge University Press.

ĠPLĠKÇĠOĞLU, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatları. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Ġstanbul.

KILAN-PAKSOY, B.(2011). Tragedya ve Siyaset, Mitos Boyut Yayınları, Ġstanbul.

KRANZ, W. (1994). Antik Felsefe: Metinler ve Açıklamalar. Çev. Suad Y. Baydur, Ġstanbul. II.

Basım.

LĠCKONA, T. (1992). Educating for character (How our schools can teach respect and

resposibility). New York: Bantam Books.

LĠDDELL, H; Scott, R. (1940).A Greek-English Lexicon, Oxford, Clarendon Press,(Çevrimiçi)

http://www.perseus.tufts.edu/, ed. Gregory Crane.

MARTĠN, T.R. (2012). Eski Yunan. Çev. Ümit Hüsrev Yolsal. Say Yayınları. Ġstanbul.

334 Murat ÖZTÜRK – Derya ÇIĞIR DĠKYOL

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/12 Fall 2013

NĠETZSCHE, F. (1997). Tragedyanın Doğuşu, Çev: Ġ. Zeki Eyüboğlu, Ġstanbul, 1997, Say

Yayınları.

NORTH, H. (1966). Sophrosyne, Self-Knowledge and Self-Restraint in Greek Literature. Ithaca-

NY. Cornell University Press.

ÖZDEN, H.Ö. (2002). Hellenizm öncesi Yunan Felsefesinde Güzellik AnlayıĢları,Atatürk

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 17, 61-92.

PETERS, Francis E. (2004). Antik Yunan Felsefesi Terimleri Sözlüğü, Çev: Hakkı Hünler,

Paradigma.

Sophokles, (1997).Antigone, Çev: Güngör Dilmen, Mitos Boyut.

Sophokles, (2002).Kral Oidipus, Çev: Güngör Dilmen, Mitos BoyutYayınları, 1. Basım.

SOWERBY, R. (2012). Yunan Kültür Tarihi, Ġnkılap Kitapevi, Ġstanbul.

THOMSON, G. (2004).Tragedyanın Kökeni: Aiskhylos ve Atina, çev:Mehmet H. Doğan, 2. Basım,

Ġstanbul, Payel Yayınevi.

VERNANT, J.P.; VĠDA-NAQUET, P. (2012). Eski Yunan’da Mit ve Tragedya, Kabalcı Yayınevi,

Ġstanbul.

YILDIRIM, A.; ġĠMġEK, H. (2006). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Seçkin

Yayıncılık.

YÜCEL, O. (1990). Dionysos Ritüellerinden Tragedya ve Komedya‟ya. Mimesis, sayı.3, 24-36.