AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK YENİ MODEL ÖNERİSİ

16
AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK YENİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet TANYAŞ 1 , Yavuz GÜNALAY 2 , Levent AKSOY 3 , Burak KÜÇÜK 4 1 Prof. Dr. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü, [email protected] 2 Doç. Dr. Bahçeşehir Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve İşletme Bölümü, [email protected] 3 Yrd. Doç. Dr. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü, [email protected] 4 Öğr. Gör. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü, [email protected] ÖZET İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara Afet denilmektedir. Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla, bir afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve iyileştirme gibi dört ana aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektiren çok aktörlü, çok disiplinli ve çok kapsamlı ve karmaşık bir yönetim modelidir. Afet lojistiği, acil durum ve afetlerden etkilenmiş afetzedelere yardım etmek üzere bilgi, insan ve kaynak lojistiğinin etkin ve verimli bir şekilde yönetimidir. Lojistik faaliyetler en az operasyon kadar önemlidir. İnsani yardım lojistiği (humanitarian logistics) terimi ile eş anlamdadır. Afet ve İnsani Yardım Lojistiği konusunda çok sayıda yayın bulunmaktadır. Bu bildiride Rize ili için olası afet durumları (Sel ve Heyelan) irdelendikten sonra, dinamik risk ölçümüne dayalı olay tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet lojistik yönetim modeli önerilmektedir. Model; haberleşme, taşımacılık, depolama, altyapı, enkaz kaldırma, geçici iskan, dış kuruluşlarla koordinasyon ve personel sağlık hizmetleri faaliyetlerini kapsamaktadır. Anahtar Sözcükler: Acil Durum Planlaması, Afet Lojistiği, İnsani Yardım Lojistiği

Transcript of AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK YENİ MODEL ÖNERİSİ

AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK YENİ

MODEL ÖNERİSİ

Mehmet TANYAŞ1, Yavuz GÜNALAY2, Levent AKSOY3, Burak KÜÇÜK4

1Prof. Dr. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü,

[email protected]

2Doç. Dr. Bahçeşehir Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve İşletme Bölümü,

[email protected]

3Yrd. Doç. Dr. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü,

[email protected]

4Öğr. Gör. Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Ulus. Tic. ve Loj. Yön. Bölümü,

[email protected]

ÖZET

İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve

insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen

topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğal, teknolojik

veya insan kökenli olaylara Afet denilmektedir. Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi ve

zararlarının azaltılması amacıyla, bir afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya

müdahale ve iyileştirme gibi dört ana aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin

planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için

toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda

kullanımını gerektiren çok aktörlü, çok disiplinli ve çok kapsamlı ve karmaşık bir

yönetim modelidir. Afet lojistiği, acil durum ve afetlerden etkilenmiş afetzedelere

yardım etmek üzere bilgi, insan ve kaynak lojistiğinin etkin ve verimli bir şekilde

yönetimidir. Lojistik faaliyetler en az operasyon kadar önemlidir. İnsani yardım lojistiği

(humanitarian logistics) terimi ile eş anlamdadır. Afet ve İnsani Yardım Lojistiği

konusunda çok sayıda yayın bulunmaktadır. Bu bildiride Rize ili için olası afet

durumları (Sel ve Heyelan) irdelendikten sonra, dinamik risk ölçümüne dayalı olay

tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet lojistik yönetim modeli önerilmektedir. Model;

haberleşme, taşımacılık, depolama, altyapı, enkaz kaldırma, geçici iskan, dış

kuruluşlarla koordinasyon ve personel sağlık hizmetleri faaliyetlerini kapsamaktadır.

Anahtar Sözcükler: Acil Durum Planlaması, Afet Lojistiği, İnsani Yardım Lojistiği

DISASTER LOGISTICS MANAGEMENT: A NEW MODEL PROPOSAL

FOR RİZE

ABSTRACT

Sudden events that take place due to social, natural or physical reasons can cause

catastrophe in human life and may result a major damage and even high death tolls.

These events are called disaster and further divided into groups with respect to their

reason, as well as the damage that they cause. Independent of their reason, either

natural, atmospheric, technological or social, disasters are difficult to prevent and

impossible to control its effects locally. Disaster management is the process of

controlling effects of a disaster as well as taking precautions beforehand. This process

involves four basic stages: danger prevention, preparation for disaster, respond to the

incident, and restoration after a disaster. Given the complex structure and catastrophic

results of disaster, several organizations of different types and characteristics are

involved in a disaster management system. Therefore, support and coordination are the

key elements of such systems. By definition, logistics is the detailed coordination of

complex operation involving people, facilities, supplies, etc. Humanitarian logistics (or

disaster logistics) as a sub-category of logistics is responsible from the coordination in

disaster management and acts like the brain of the system.

The proposed model first asses the disaster risk of the area and then suggest a system

that links telecommunication, transportation, storage, infrastructure and restoration

activities as well as the coordination of different (including international) organizations,

with healthcare personnel, rescue teams and wreck removal crews. In this study, we

discuss the implementation of the proposed model to Rize municipality. The city is

known for high risk of flood and landslide. The suggestions consider the results of such

disasters.

Keywords: Emergency Planning, Humanitarian Logistics, Disaster Logistics, Risk

Assessment

1. GİRİŞ

Her yıl doğal afetlerden dolayı milyonlarca insan etkilenmekte, önemli sayıda

can kaybına ve yaralanmalara neden olmakta, milyarlarca dolarlık maddi kayıp

yaşanmaktadır. Doğal afetler alt ve üst yapıları değişik derecelerde bozmakta, ulaşım ve

haberleşme kesintiye uğramakta, bulaşıcı ve salgın hastalıklara neden olmaktadır.

Eğitim-öğretimi aksatmakta, emniyet ve asayiş hizmetlerini olumsuz yönde

etkilemektedir. Barınma, yeme-içme ve giyim sorunları doğurmaktadır. İşsizliği

artırmakta, psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Konunun daha ilginç yönü ise doğal

afet dediğimiz olayların bir kısmının nedeninin bizzat insanlar olmasıdır.

Afet yönetimi de modern yönetim ilkeleriyle uyumlu olmalıdır; planlama,

örgütleme, yönetme ve kontrol etme faaliyetlerinden oluşmalıdır. Temelde bir stratejik

planı, örgüt yapısı, yönetim fonksiyonları ve kontrol faaliyetleri olmalıdır. Bunun yanı

sıra afetlerin genelde beklenmeyen bir anda ortaya çıkması ve yıkıcı etkilerinin olması

sebebiyle hazırlık, müdahale ve iyileşme safhalarının ayrı bir boyut olarak ele alınması

gerekmektedir.

Doğu Karadeniz bölgesinin ve özellikle Rize’nin arazi yapısı ve meteorolojik

koşullarının olumsuzluğu sebebiyle sık sık doğal afetlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu

afetler genellikle heyelan, su taşkınları ve fırtına şeklinde görülmektedir.

2. AFET TÜRLERİ

Dünya üzerinde bir çok ülkenin farklı bölgelerinde çeşitli afetler meydana

gelmektedir. Afetler bölge ve ülke ekonomilerine zarar verdiği için bunların insanlar

üzerinde de sosyal ve psikolojik açıdan olumsuz etkileri de olmaktadır. İnsanlar için

fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan

faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen

topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğal, teknolojik

veya insan kökenli olaylar afet olarak nitelendirilir. Afetler temelde 5 sınıfa

ayrılmaktadır. Bu sınıflar; Jeolojik afetler, Klimatik afetler, Biyolojik afetler, Sosyal

afetler, Teknolojik afetlerdir.

Afet yönetimi ise afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla, bir

afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve iyileştirme gibi dört ana

aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi,

desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve

kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektiren çok

aktörlü, çok disiplinli ve çok kapsamlı ve karmaşık bir yönetim modelidir (T.C.

Başbakanlık, 1997). Bir başka tanım ise, afetlerin önlenmesi ve zararlarının

azaltılabilmesi amacıyla, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasında yapılması gereken

çalışmaların yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve uygulanabilmesi için toplumun tüm

kurum ve kuruluşlarıyla kaynaklarının bu amaç doğrultusunda yönetilmesidir (Sarp,

1999).

Afet ve acil durum lojistiği, insanları, kaynakları, yetenek ve bilgiyi, afetlerden

etkilenmiş afetzedelere yardım etmek için etkin bir şekilde mobilize edebilen süreçler

ve sistemlerden oluşur (Kadıoğlu, 2011). Afet lojistiği; afet öncesi hazırlık, afet

müdahale süreci ve müdahale sonrası lojistik faaliyetler olmak üzere 3 kısımda

değerlendirilebilir (Pektaş, 2012).

Afet öncesi hazırlık ve planlar doğru nitelikteki malın, doğru zamanda, doğru

yere, en uygun maliyetle ulaştırılmasını sağlamaya yönelik çalışmaları kapsamaktadır.

Afet malzemelerinin temini esnasında, tedarikçi (mal ve hizmet sağlayıcı) firmaların

seçiminde; firmaların güvenirliği, referansları, deneyimi, kapasiteleri ve mali gücü gibi

kriterler dikkate alınmalıdır. Afet öncesi hazırlık çalışmaları planlama, satın alma,

taşımacılık yönetimi, depo yönetimi, raporlama ve insan kaynaklarının geliştirilmesi

süreçlerini kapsamaktadır.

Afet müdahale süreci lojistik faaliyetleri; ön değerlendirme ve ihtiyaç tespiti,

lojistik eylem planı yapılması ve uygulanması, afetle müdahale sürecinin izlenmesi,

değerlendirilmesi ve raporlanması faaliyetlerini kapsamaktadır.

İnsanları etkileyen afet ve acil durumlarda insani yardım malzemelerinin

lojistiğine İnsani Yardım Lojistiği (Humanitarian Logistics) adı verilmektedir. İnsani

Yardım Lojistiğinin; afet yönetiminin hazırlık, müdahale, iyileştirme ve yeniden kurma

aşamaları ile paralellik göstererek uygulanması gerekmektedir. İnsani yardımı

lojistiğinde önemli olan; doğru malzemeyi, doğru kişiye, doğru miktarda, doğru

nitelikte, doğru zamanda ve doğru yerde ulaştırabilmektir. Lojistiğin yedi doğrusunda

olan doğru maliyet terimi özellikle afet anında uygulanan insani yardım lojistiğinde söz

konusu değildir.

3. AFETLERİN ANALİZİ

Dünya’da son 25 yılda meydana gelen değişik doğal afetler yüzünden yaklaşık 3

milyon insan hayatını kaybederken bu afetlerin ekonomik bedeli ise, trilyon dolar

mertebesindedir. Dünya’da deprem, sel, heyelan gibi afetler için her gün 2 milyon dolar

harcama yapılmaktadır. Dünya’da her yıl afetlerden ölen insan sayısı 15.000

dolayındadır (URL 1, 2004).

Dünya genelindeki doğal afetler analiz edildiğinde, doğal afetlerin çoğunluğunu

jeolojik ve klimatik afetlerin oluşturduğu görülür. Dünya’da etkili olan doğal afet

türleri; şiddetlerine, oluşum sürelerine ve etkilerine göre sıralanınca en önemlilerinin

kuraklık, tropikal siklon, bölgesel sel ve taşkınların olduğu görülür. Doğal afetlerin

çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye göre de değişmektedir. Ülkemizde ise en sık

görülen klimatik karakterli doğal afetler olup bunlar; dolu, sel, taşkın, don, orman

yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgâr, yıldırım, çığ, kar ve fırtınalardır. En

şiddetlileri ise başta deprem olmak üzere jeolojik afetlerdir. Türkiye bunun en şiddetli

örneğini 17 Ağustos 1999'da yaşamıştır. Bu deprem binlerce insanın hayatına mal

olmuştur.

3.1. TÜRKİYE’DEKİ AFETLERİN ANALİZİ

Türkiye, arazi yapısı, yer şekilleri ve meteorolojik koşullarının olumsuzluğu

sebebiyle büyük doğal afetlerle karşı karşıyadır. Doğal afetler ülkemizin ekonomik ve

sosyal yapısında önemli yaralar açmaktadır. Hızlı nüfus artışı ve yerleşme yerlerindeki

düzensiz gelişmeler doğal afet zararlarını artırmaktadır. Doğal afetlerin dışında, trafik

kazalarının bütünü, orman yangınları, iş kazalarının tümü, tesis ve ev yangınları gibi

doğal olmayan afetler de Türkiye’de olumsuz etkilerini hissettirmektedir.

Türkiye’de yaşanan doğal afetlerin etkileri açısından, yüzde olarak sıralaması

şöyledir: Deprem % 61, Heyelan % 15, Sel % 14, Kaya düşmesi % 5, Yangın % 4, Çığ

ve diğerleri %1 (URL 2, 2011). Türkiye'de her 9 ayda 1 hasar yapıcı deprem, yılda

ortalama 25 önemli su baskını ve 50 heyelan görülmektedir. Doğal afetler içerisinde en

çok etkileyen, sonuçları itibariyle en yıkıcı olan, şüphesiz depremlerdir. Son yüzyılda

ülkede meydana gelen depremler incelendiğinde, depremsiz geçen yılların çok az

olduğu gözlemlenmektedir. Yaklaşık on yılda bir yıkıcı deprem olmuştur. İstatistiklere

göre 1999 Marmara depremi hariç, son 60 yılda Türkiye’de meydana gelen can ve mal

kaybının % 65’ine depremler neden olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye’de afet denilince

akla genelde deprem gelmekte ve alınan önlemler bu kapsamda olmaktadır. Marmara

bölgesinde Kocaeli ve Düzce’de meydana gelen şiddetli depremler, ülkenin 20. yüzyılda

yaşadığı en büyük doğal afetler olmuş ve afet yönetimi açısından adeta yeni bir takvim

başlangıcı teşkil etmişlerdir (JICA, 2004).

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 2008

yılında yayınlanan ve 1950 ile 2008 yıllarını kapsayan “Türkiye’de Afetlerin Mekansal

ve İstatistiksel Dağılımı-Afet Bilgileri Envanteri”ne göre ise, Türkiye’deki 35 bin 741

yerleşim biriminin yüzde 43,75′i en az bir afet olayına maruz kalmış durumda. Ülkede

meydana gelen afet zararlarının yüzde 55′i deprem, yüzde 21′i heyelan, yüzde 8′i su

baskını, yüzde 7’si kaya düşmesi ve yüzde 2’si çığdan kaynaklanıyor. Afete en fazla

maruz kalan iller, afetzede sayısı açısından bakıldığında Kocaeli, Erzurum, Bingöl,

Sakarya, Düzce, Van, Yalova, Muş, Adana ve Diyarbakır. Bu noktada dağılımı depremin

belirlediği dikkati çekiyor. Olay bazında ele alındığında ise afetten en çok etkilenen iller

Erzurum, Trabzon, Bingöl, Rize, Tunceli, Erzincan, Kastamonu, Malatya, Sivas ve

Artvin olarak sıralanıyor. Her iki açıdan da afetlerden en az etkilenen illerin başında

Kırklareli geliyor. Onu, Edirne, Kilis ve Tekirdağ izliyor.

Doğu Karadeniz bölgesini ve özellikle Rize’yi etkisi altına alan 2 afet türü

vardır. Bunlar heyelan ve sel – su taşkınlarıdır. Heyelan ve selden kaynaklanan afetlerin

Türkiye açısından incelendiğin de;

Heyelan: Türkiye’de doğal afetlerin yaklaşık % 20’sini kütle hareketleri oluşturur.

Kütle hareketlerinde etkili faktörler; Eğimin fazla olması: Eğimlerin fazla olduğu

sahalarda heyelan riski artmaktadır. Su ile doygunluk: Heyelanlar yağışlı veya zeminin

ıslak olduğu mevsimlerde meydana gelirler. Kaya Yapısı: geçirimliliği az olan killi ve

tüflü depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan çok fazla görülür. Buna karşılık kalker

ve bazalt gibi kayalarda heyelan seyrek görülmektedir. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi,

Tabakalar eğime paralel ise heyelan daha fazla görülür. Yol yapım çalışmaları ile yamaç

denge profilinin bozulması.

Ülkemizde heyelanların en sık görüldüğü yer, Doğu Karadeniz bölümüdür.

Çünkü burada yamaçlar daha dik, yağış miktarı daha fazladır. Ayrıca ülkemizde heyelan

olaylarının en çok görüldüğü dönem, yağış dönemi olan ilkbahardır. İllere göre dağılıma

bakıldığında da Trabzon, Kastamonu ve Zonguldak heyelandan en fazla zarar gören iller

arasında yer almaktadır. 1958-2000 dönemi içinde 4 bin 150 yerleşim, heyelan afetinden

etkilenmiştir. Bu heyelanlar sonucunda 197 kişi yaşamını yitirmiş, 63 bin konut güvenli

alanlara taşınmıştır (URL 2, 2011).

Sel: Ülkemizde depremlerden sonra en büyük ekonomik kayıplara neden olan doğal

afetler sel ve taşkınlardır. Bu olayların oluşumunu ve şiddetini etkileyen en önemli

etken yağıştır. Türkiye’de sel ve taşkın olayının nedenleri;

Kısa sürede çok fazla miktarda yağan sağanak karakterli yağışlar.

Karların hızla erimesi

Toprak özelliklerinin yağış ile gelen suyun zemine sızmasını azaltan

yapıda olması,

Yüzey şekillerinin ve özellikle eğim şartlarının sel ve taşkın için uygun

olması,

Akarsu yataklarının su akışını önleyecek şekilde kullanılması,

Sel ve taşkın riski olan yerlerin yerleşime açılması,

Orman ve meraların tahrip edilmesi,

Akarsu havzalarına kurulan sanayi tesisleri ile arazinin yapısının

değiştirilmektedir.

Yerleşim birimlerindeki kuru dere yataklarının doldurularak yol haline

getirilmesi

Akarsu yataklarına çöp - moloz dökülmesi ile akarsu yataklarının

daraltılması sel ve taşkın felaketlerinde öne çıkan nedenlerdir.

Ülkemizde sel ve taşkın olayı en fazla Karadeniz Bölgesi’nde görülür. Bu durum

üzerinde her mevsim bol yağışın olması ve arazinin engebeli olması etkilidir. Büyük

şehirlerimizde de sel ve taşkın olayları fazla görülmektedir. Bu durumun başlıca nedeni

yetersiz alt yapıdır.

Ülkemizde son yıllarda plansız ve bilinçsiz yerleşimler ile yanlış arazi kullanımı

sonucu sel felaketi çok fazla yaşanmaktadır. Haziran 1990'da Trabzon'da, Mayıs 1991

Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Ağustos 1982'de Ankara ve çevresinde, Temmuz 1995'te

Senirkent'te, Ağustos 1998'de Trabzon Sürmene-Köprübaşı-Beşköy'de görülen sellerin

çok fazla zarar verdiği bilinmektedir. Taşkın yıllıkları incelediğinde Türkiye genelinde

1956-1997 yılları arasındaki onar yıllık dönemlere göre, nehirlere bağlı olan sel sayısı

azalırken, ölüm sayısı ve maddi zararlar hızla artmaktadır. Türkiye'de daha çok sel

yataklarına yerleşmiş, bu bölgelerde yaşayan, sel için gerektiği gibi uyarılmayan ve sel

sularında yürüyen insanlar yaşamlarını kaybetmektedir (URL 2, 2011).

3.2. RİZE’DEKİ AFETLERİN ANALİZİ

Doğu Karadeniz bölgesinin jeolojik, topografik, iklim, toprak yapısı gibi

özellikleriyle afetlere açık bir bölge olmakla birlikte özellikle Rize’nin arazi yapısı ve

meteorolojik koşullarının olumsuzluğu sebebiyle sık sık doğal afetlerle karşı karşıya

kalmaktadır. Rize’nin yağış alan coğrafi konumu itibariyle afetler şiddetli yağmurun

neden olduğu sel ve heyelan şeklinde gerçekleşmektedir. Bu afetlerde etkilenen kişi

sayısı zaman zaman yüzlerce olurken kimi zamanda ölümlerle sonuçlanmaktadır.

Önemli miktarda mal kaybına, evlerin, iş yerlerinin, tarım alanlarının sular altında

kalmasına neden olmasıyla da ekonomik anlamda da zarara uğratmaktadır.

Rize’de oluşan afetlerin nedenlerinin başında çarpık kentleşme, dere yataklarının

islah edilmemesi, yeşil örtünün tahribi, yanlış tarım uygulamaları gibi nedenler yer

almaktadır.

Tablo 1 Türkiye Ulusal Afet Arşivi’nden Rize İli Afetleri

Afet Türü Afet Sayısı Ölü Sayısı Yaralı Sayısı Etkilenen Sayısı

Çığ 3 5 5 99

Fırtına 9 0 0 0

Heyelan 52 20 0 2557

Kar 1 0 0 0

Kuraklık 3 0 0 0

Orman Yangınları 6 0 0 0

Sel Su Baskını 2 13 0 476

Sis 11 0 0 0

Yangın 7 1 0 66

Yıldırım 1 0 0 0

Deprem 0 0 0 0

Kaynak: T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Türkiye Ulusal Afet Arşivi

1T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Türkiye Ulusal Afet

Arşivi’nden alınan bilgilere göre Rize’de yaşanan önemli afetlerden bazıları ise aşağıda

gösterilmiştir.

Orman Yangını:

Rize – Merkez 25 Hektar Alan 28.11.2000

Rize – Fındıklı 37 Hektar Alan 08.04.2012

Rize – Fındıklı 29.5 Hektar Alan 06.04.2000

Rize – Ardeşen 20 Hektar Alan 05.05.2003

Fırtına:

Rize – Merkez 18.12.2010

Rize – Pazar 02.01.2010

Rize – Merkez 24.03.2013

1 Ulusal Afet Arşivi Türkiye ’yi etkileyen doğal ve teknolojik afetlerden, afet arşivi kriterlerine uygun

olanları kapsamaktadır. Ancak İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığı arşivlerinde bulunan terörizm, savaş,

iç çatışmalar ve nüfus hareketleri Ulusal Afet Arşiv sistemine dahil edilmemiştir. Türkiye Ulusal Afet

Arşivinin kapsadığı dönem olarak günümüzde verilerin imkanlar ölçüsünde ulaşılabildiği kadar geriye

gitmektedir. Afet kriterleri için aşağıda sıralanan kriterlerden en az birinin olması afet arşivine dahil

olması anlamına gelmektedir.

• En az 10 Ölü veya,

• En az 50 yaralı veya, afetten etkilenen en az 100 kişi olması veya, genel hayata etkili olması

veya, afetin tarihi değerinin olması

• Orman Yangınları için; 20 hektar ve üzeri alanların yanması

Heyelan:

Rize – İyidere 25.11.1988 Etkilenen kişi sayısı 191

Rize – Derepazarı 23.09.1977 Etkilenen kişi sayısı 32

Rize – Merkez 20.11.1988

Rize – İkizdere 05.08.1988

Rize – Güneysu 23.07.2002 Etkilenen Kişi sayısı 106, ölü sayısı 20

Rize – Çayeli 26.11.1988 Etkilenen kişi sayısı 20

Rize – Merkez 06.10.2010

Rize – Hemşin 31.08.1995

Rize – Çamlıhemşin 01.03.1989 Etkilenen kişi sayısı 50

Rize – Pazar 05.08.1988 Etkilenen kişi sayısı 45

Rize – Ardeşen 05.08.1988

Çığ:

Rize – İkizdere 12.02.2009 1 ölü 5 yaralı

Sel – Su Baskını

Rize – Merkez 26.08.2010 13 Ölü

Rize – İkizdere 01.03.1989 Etkilenen kişi sayısı 476

Yıldırım Düşmesi

Rize – Merkez 27.08.2008

Sis

Rize – Merkez 30.03.2001

Rize – Pazar 21.04.2010

Kar Yağışı

Rize – Pazar 26.01.2010

Kaya Düşmesi yok

Deprem yok

4. AFET LOJİSTİĞİ VE TÜRKİYE’DE AFET LOJİSTİĞİ ÇALIŞMALARI

Deprem kuşağında bulunan ülkemizde afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya

ilişkin hizmetleri yürütmek üzere, Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi

Başkanlığı (AFAD) 17/6/2009 Tarih ve 27261 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5902

sayılı kanun ile kurulmuştur. Afetlerle ilgili olarak görev yapan İçişleri Bakanlığı’na

bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet

İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel

Müdürlüğü kapatılarak, tüm afet yönetimi faaliyetleri, 2009 yılında çıkarılan 5902 sayılı

yasa ile Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)

kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplanmıştır (Tanyaş, 2013).

Afet ve acil durum hallerinde bilgileri değerlendirmek, alınacak önlemleri

belirlemek, uygulanmasını sağlamak ve denetlemek, kurum ve kuruluşlar ile sivil

toplum kuruluşları arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla, Başbakanlık

Müsteşarının başkanlığında, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Maliye, Milli Eğitim,

Çevre ve Şehircilik, Sağlık, Ulaştırma, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Orman ve Su İşleri

bakanlıkları ve Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarları, Afet ve Acil Durum Yönetimi

Başkanı, Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı ile afet veya acil durumun türüne göre

Kurul Başkanınca görevlendirilecek diğer bakanlık ve kuruluşların üst yöneticilerinden

oluşan Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu kurulmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sağlanacak doğal afet desteği mülki

makamların talepleri doğrultusunda mevcut yasal mevzuat ve afet sırasında yapılacak

ilave yasal düzenlemeye uygun olarak icra edilecektir. TSK tarafından sağlanacak doğal

afet yardımı hayat kurtarma, kurtarılan insanların ihtiyaçlarının karşılanması,

hayatlarının idame ettirilmesi ve afet bölgesinde hayatın normale döndürülmesi

boyutlarıyla gerçekleşecektir. Özellikle lojistik, ikmal, bakım, ulaştırma, sıhhiye,

istihkam, muhabere birliklerinin sahip olduğu yetenekler doğal afet desteğinde önem

kazanacaktır.

Kızılay Türkiye’de meydana gelen afetlerle mücadelede ve afet yönetiminde en

tecrübeli ve en etkili kurumların başında gelir. Kızılay sebebi ne olursa olsun hiçbir

ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın

hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar

arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye

uğraşmaktır. Kızılay'ın teşkilatı, genel merkez ve şubelerden oluşur. Kızılay'ın Genel

Müdürlük teşkilatı dışında kalan bütün kademelerindeki görevler fahridir (Tanyaş,

2013a).

5. AFET SONRASI LOJİSTİK YÖNETİMİ

Türkiye’de mevcutta yürürlükte olan mevzuat (kanun, kararname ve

yönetmelikler) bu konuda yetersizdir. Bu yetersizliği ortadan kaldıracak şekilde bir

çerçeve dokümanı ve doktrinler hazırlamalıdır. Belirtilen bu doktrinler ışığında ve

çizilen çerçeve içerisinde mülki ve mahalli idari bölümler (il-ilçe ve belediye,

muhtarlık) koordineli olarak kendi acil durum çalışmalarını gerçekleştirmelidir.

Afet yönetimi devlet kurumları yapısı üzerinde fonksiyonların tanımlanmasıyla

oluşturulur. Ancak afet yönetimine bu yapıyla koordineli çalışacak sivil toplum

örgütleri, özel sektör ve vatandaşlar da dâhil edilmelidir. Bununla birlikte afet

planlamasında öncelikle bir Afet Yönetimi Stratejisine ihtiyaç duyulmaktadır.

Afet planlaması iki aşamadan yapılmalıdır. Birinci aşama mevcut kanun,

kararname ve yönetmeliklere uygun bir plan hazırlanması; İkinci aşama ise hazırlanan

bu plandaki eksiklerin ilgili hangi kanun, kararname veya yönetmelikten

kaynaklandığının belirlenerek ilgili kanun, kararname veya yönetmeliğin yeniden

düzenlenmesidir.

Afetler belirli bir coğrafyada ve belirli bir zaman aralığında oluşmaktadır. Bu

sebeple afetlerin yerel olarak yönetilmeleri gerekmektedir. Ancak verimliliği ve

etkinliği artırabilmek için planlamanın ve kaynak tahsisinin ülke geneli düşünülerek

yapılması gerekir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde belirtilen bir afet yönetim yapısı

önerilmektedir.

Bu yapıda ülke dört kademeli bir yapıda ele alınmaktadır: Ülke geneli, İller,

İlçeler ve Muhtarlık-Tesis-Bina. Buna göre ülke geneli için bir çerçeve yapı

oluşturulmalı, iller ve ilçeler kendi afet planlarını hazırlamalıdır. Bu planlar fonksiyonel

eklerle desteklenmeli ve planlar koordinasyonu kolaylaştırmak amacıyla dış kurumların

planlarıyla uyumlu hale getirilmelidir. Fonksiyonel ekler hazırlanırken bu konuda

uzmanlaşmış özel sektör kuruluşlarının dahil edilmesi gerekmektedir.

En alt seviyede is sivil halkın da dahil edildiği muhtarlık, tesis ve bina acil

durum planlarının hazırlanması gerekir. Bu seviyede temel olarak ilk yardım, arama

kurtarma, tahliye ve haberleşme ihtiyaçlarının göz önüne alınması gerekir (Şekil 1).

Şekil 1: Afet Yönetim Plan Hiyerarşisi

Afet yönetim yapısı il bazında incelendiğinde Vali veya görevlendireceği Vali

Yardımcısı başkanlığında, Rize İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü koordinatörlüğünde

bir organizasyon öngörmektedir.

Yeni model önerimiz dört temel fonksiyonel gruba ayrılmaktadır. Bu

fonksiyonel gruplar; istihbarat ve planlama, mali ve idari işler, operasyon ve lojistikten

Ülke Afet Yönetim Planı Dış Kurum Planları:

• Kızılay

• Türk Silahlı Kuvvetleri

• Özel Sektör …

Ülke Fonksiyonel Planları:

• Arama Kurtarma

• Sağlık

• Lojistik…

İl Afet Yönetim Planı Dış Kurum Planları:

• Kızılay MAFOM

• Garnizon Komutanlığı

• Rize Belediyesi

• Aksa Çoruh EDAŞ,

Aksa Doğalgaz, Özel

Sektör …

İl Fonksiyonel Planları:

• Arama Kurtarma

• Sağlık

• Lojistik…

İlçe Afet Yönetim Planı

Dış Kurum Planları:

• Kızılay MAFOM

• Garnizon Komutanlığı

• Rize Belediyesi

• Aksa Çoruh EDAŞ,

Aksa Doğalgaz,

İlçe Fonksiyonel Planları:

• Arama Kurtarma

• Sağlık

• Lojistik…

Muhtarlık / Tesis / Bina Afet Yönetim Planı: • Arama Kurtarma

• İlk Yardım • Haberleşme

oluşmaktadır. Önerdiğimiz model içerisinde yer alan afet lojistik planı ise haberleşme,

taşımacılık, depolama, altyapı hizmetleri, geçici iskan hizmetleri, enkaz kaldırma

hizmetleri, dış kuruluş koordinasyonu, personel sağlık hizmetleri bölümlerinden

oluşmaktadır. Model içerisinde yer alan afet lojistik planına ait alt faaliyet grupları ile

ilgili önerilerimiz, teşkilat görevleri, planlaması ve servisler üzerinden olmuştur.

Şekil 2: Rize İli AFAD Organizasyon Yapısı Önerisi

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Afet yönetiminin lojistik fonksiyonu en az operasyon kadar önemli olup,

ülkemiz için farklı ve çağdaş lojistik modeller gerekmektedir. Her afet türüne, şiddetine,

en son hangi tarihte meydana geldiğine, meydana gelme yeri ve zamanı ile o yerin

hassasiyetine (zarar görebilirlik durumuna) bağlı olarak çok farklı özelliklere sahip

olabilmektedir. Bu nedenler söz konusu ölçütler dikkate alınarak riskin sürekli ölçümü

ve afet yönetim planlarının revizyonu gerekmektedir. Afet yönetiminin olay bazlı ve

dinamik olması gerekmektedir. Diğer taraftan afetin şiddetine göre birey, aile, bina/tesis,

muhtarlık, bölge, ilçe, il ve ülke bazında müdahale gerekebilmektedir. Bu nedenle afet

yönetiminin bir diğer özelliği de hiyerarşik bazda olmasıdır.

Dünyadaki afet planlama ve müdahale kurumları incelendiğinde merkezi, yerel ve

karışım yapıların olduğu ve tek bir örneğin bulunmadığı görülmüştür. Dünya’daki

örnekler, ülkemizin mevzuat ve devlet yapısı göze alınarak bu çalışmada önerdiğimiz

organizasyon yapısı temelde AFAD’ın organizasyon şeması ile uyum içindedir;

farklılıklar AFAD mevzuatı yapılırken afetle mücadelenin en etkili yönü olarak

merkeziyetçi çatı düşünülürken, önerilen yapıda lojistik bakış açısı temel alınmış ve

temel aktivitelerde otonomi yerel birimlere kaydırılırken, koordinasyon ve iletişimin

etkili olabilmesi için merkezi bir karar alma ve yönlerdirme yapısının merkeze ve

doğrudan Başbakanlığa bağlı kalması düşünülmüştür. Önerdiğimiz modelle, bu yapının

hem mevzuat ile çelişmediği hem de etkin bir kullanım sağladığı gözlenmiştir. Özellikle

Rize iline özgü afet tiplerinin daha sınırlı alanlarda etkili olması lojistik destek

sağlamayı kolaylaştırıyor ve hiyerarşik yapının en temel birimi ile çözüme yönelmek

mümkün olabilmektedir.

KAYNAKLAR

İTÜ Afet Yönetim Merkezi (2002) “Ulusal Acil Durum Yönetimi Modeli Geliştirilmesi Projesi”, İTÜ

Press, İstanbul.

JICA-İBB (2002). “Türkiye Cumhuriyeti İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dahil Afet

Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması”, İBB Yayınları, İstanbul.

Kadıoğlu, M., (2011) “Afet Yönetimi Beklenilmeyeni Beklemek, En Kötüsünü Yönetmek”, T.C.

Marmara Belediyeler Birliği Yayını: İstanbul, s.40-43.

Pektaş T., (2012), İlçe Bazında Afet Lojistiği: Başakşehir Uygulaması”, Bahçeşehir Üniverstiesi, SBE

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Sarp N. “Disaster Management in Healthcare”. Deprem Araştırma Bülteni, s. 14, 1999.

Tanyaş M., Günalay Y., Aksoy L., Küçük B., (2013) “İstanbul İli Afet Lojistik Planı Kılavuzu”, İstanbul

Kalkınma Ajansı Raporu DFD-39, İstanbul.

T.C.Başbakanlık (1997), Doğal Afetler Genel Raporu, s.16, Ankara.

URL 1 TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İnternet Sitesi, Ersoy, Ş., 2004, ‘‘Sürdürülebilir (istikrarlı)

bir kalkınma için Doğru Afet Yönetimi Ne Olmalıdır?’’

http://www.jmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=43 , 21.01.2013.

URL 2 Fidancı E. N., Doğal Afetler ve Korunma Yolları, 2011 s.1-7

http://80.251.40.59/veterinary.ankara.edu.tr/fidanci/ENF/Dogal_Afetler_ve_Korunma.pdf , 24.04.2013