6360 Sayılı Kanun’un Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler

20
Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt 23 Sayı 4 Ekim 2014, s.49-68. 6360 Sayılı Kanun’un Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler Önder Çalcalı * Özet: 12.11.2012 tarihinde kabul edilen ve 28489 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6360 Sayılı “On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair nun”, Türkiye’de yeni bir yerel yapılanma biçiminin temel kaynağı olmuştur. Söz kon u- su kanun, sadece büyükşehir belediyeleri için değil, diğer yerel yönetim birimleri için de kayda değer yeni hükümler getirmektedir. Bu kanunla birlikte, büyükşehirlerde çok yö n- lü işlev üstlenecek olan Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlıkları, Ulaşım Koordi- nasyon Merkezleri ve tüm illerde 112 Acil Çağrı Merkezleri kurulmuştur. Bunların dı- şında, neredeyse tüm yerel yönetim birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarında bazı önemli değişikliklere ve yeniliklere gidilmiştir. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’nin yere l- leşme sürecinde önemli bir kilometre taşı olacak bu kanunun getirdiği değişiklik ve y e- niliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesidir. Anahtar Kelimeler: 6360 sayılı kanun, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, yerelleşme ve merkezileşme, mali yatay eşitleme. Changes to be Brought to Turkey’s Local Administration System by Law No. 6360 Law No. 6360 on “the Establishment of Thirteen Metropolitan Municipalities in Thi r- teen Provinces and Twenty-six Districts and Amending Certain Laws and Decree- Laws”, which was enacted on 12 November 2012, and was published in the Official Gazette No. 28489, has become the main source of a new form of local structure in Tur- key. The law introduces new requirements not only for the metropolitan municipalities but also for other local government units. With this law, Investment Monitoring and Coordination Presidencies and Transportation Coordination Centers, which will as- sume a versatile function, were established in metropolitans. Besides, 112 Emergency Call Centers were established in all provinces. Moreover, there were some changes in duties, powers, and responsibilities of almost all local government units. The purpose of this study is to examine and analyze the changes and innovations brought by this law, which would be an important milestone in the process of decentralization in Turkey. Key Words: Law No. 6360, investment monitoring and coordination presidency, decentralization and centralization, horizontal fiscal equalization. * Öğr. Gör. , Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü, Fener Mahallesi, Zihni Derin Yer- leşkesi 53100 Merkez/RİZE.

Transcript of 6360 Sayılı Kanun’un Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler

Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt 23 Sayı 4 Ekim 2014, s.49-68.

6360 Sayılı Kanun’un Türkiye’de Yerel

Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler

Önder Çalcalı*

Özet: 12.11.2012 tarihinde kabul edilen ve 28489 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan

6360 Sayılı “On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı

Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair

nun”, Türkiye’de yeni bir yerel yapılanma biçiminin temel kaynağı olmuştur. Söz konu-

su kanun, sadece büyükşehir belediyeleri için değil, diğer yerel yönetim birimleri için de

kayda değer yeni hükümler getirmektedir. Bu kanunla birlikte, büyükşehirlerde çok yön-

lü işlev üstlenecek olan Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlıkları, Ulaşım Koordi-

nasyon Merkezleri ve tüm illerde 112 Acil Çağrı Merkezleri kurulmuştur. Bunların dı-

şında, neredeyse tüm yerel yönetim birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarında bazı

önemli değişikliklere ve yeniliklere gidilmiştir. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’nin yerel-

leşme sürecinde önemli bir kilometre taşı olacak bu kanunun getirdiği değişiklik ve ye-

niliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesidir.

Anahtar Kelimeler: 6360 sayılı kanun, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı,

yerelleşme ve merkezileşme, mali yatay eşitleme.

Changes to be Brought to Turkey’s Local Administration System by Law

No. 6360

Law No. 6360 on “the Establishment of Thirteen Metropolitan Municipalities in Thir-

teen Provinces and Twenty-six Districts and Amending Certain Laws and Decree-

Laws”, which was enacted on 12 November 2012, and was published in the Official

Gazette No. 28489, has become the main source of a new form of local structure in Tur-

key. The law introduces new requirements not only for the metropolitan municipalities

but also for other local government units. With this law, Investment Monitoring and

Coordination Presidencies and Transportation Coordination Centers, which will as-

sume a versatile function, were established in metropolitans. Besides, 112 Emergency

Call Centers were established in all provinces. Moreover, there were some changes in

duties, powers, and responsibilities of almost all local government units. The purpose of

this study is to examine and analyze the changes and innovations brought by this law,

which would be an important milestone in the process of decentralization in Turkey.

Key Words: Law No. 6360, investment monitoring and coordination presidency,

decentralization and centralization, horizontal fiscal equalization.

* Öğr. Gör. , Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü, Fener Mahallesi, Zihni Derin Yer-

leşkesi 53100 Merkez/RİZE.

50 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

GİRİŞ

6360 Sayılı Kanun1 ile birlikte ülkemizde büyükşehir tanımı ve buna bağlı

olarak da büyükşehir belediyelerinin yapıları ve işlevleri yeni bir şekil almıştır.

Mevcut 16 büyükşehir belediyesine, 13 adet yenisi eklenmiştir. Büyükşehir ola-

bilme kriteri olan il mülki sınırları nüfusunun 750.000 olma kriterini, 6360 Sa-

yılı Kanunun çıkmasından sonra sağlayan Ordu İli de, 2013 yılında söz konusu

nüfus barajını aşarak 6447 Sayılı Kanunla büyükşehir olmuştur. Böylelikle ül-

kemizdeki büyükşehir sayısı 30’a çıkmıştır.

Bu yeni kanunun tamamının uygulamaya gireceği tarihten itibaren 29 il özel

idaresi, 1591 belde belediyesi ile 16.082 köyün tüzel kişiliği sona erecektir (Ge-

nel Gerekçe, s:5). Ordu İli’nin de büyükşehir belediyesi olmasıyla beraber tüzel

kişiliği sona eren yerel yönetim birimlerinin sayısı 18200’e ulaşmıştır. Şu anda

ülkemizde 2.950 belediye ve 34.434 köy bulunmaktadır (www.tuik.gov.tr). Ka-

nunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, il özel idaresi sayısı yaklaşık 1/3 oranında,

belediye sayısı yarıdan fazla, köy sayısı da yarıya yakın miktarda azalacaktır.

Bu rakamlar kayda değer rakamlardır. Sadece bu rakamlara bakarak bile, bu ka-

nunun Türkiye’de yerel idare yapılanması ve sayıları üzerinde ciddi değişiklik-

ler getireceği rahatlıkla söylenebilir.

Bu yeni kanunla birlikte, büyükşehir belediyesi sınırının il mülki sınırı şeklin-

de değiştirilmesinin getireceği olumlu sonuçlar kanunun genel gerekçesinde

şöyle sıralanmıştır (Genel Gerekçe, s:3) :

- Geniş ölçekte hizmet üreten yerel yönetim birimleri gelişmiş teknolojilerle

donatılabilecektir.

- Geniş ölçekte hizmet üretecek bu yönetimlerde nitelikli teknik personel is-

tihdam edilebilecek, ayrıca iş gücü uzmanlaşacağından verimlilik artışı sağlana-

caktır.

- Geniş ölçekli yerel birimlerden oluşan yerel yönetim sistemi, merkezden

gönderilecek kaynakların etkin kullanımını sağlayacaktır.

- İl sınırları içinde bütünleştirilmiş yerel yönetim birimleri arasında kaynakla-

rın kullanımı ve sahip olunacak imkanlar açısından daha adil bir yapı ortaya çı-

kabilecektir.

- Düzenleyici üst imar planları çerçevesinde il çapında uyumlu imar uygula-

maları gerçekleştirilebilecektir.

Genel gerekçede ifade edilen ve kanunun uygulamaya geçmesiyle ortaya çık-

ması beklenen bu olumlu sonuçlara ulaşılıp ulaşılamayacağını zaman göstere-

1 Çalışmanın da başlığını ve ana konusunu teşkil eden bu kanun için, eğer başka bir kanuna atıf yapılmamış

ise, çalışmanın devamında “ yeni kanun” ya da “yeni yasa” ifadeleri kullanılacaktır.

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 51

cektir. Bu yeni kanunla birlikte sadece büyükşehir belediyelerinin değil, aynı

zamanda diğer yerel yönetim birimlerinin yapılarında, görev, yetki ve sorumlu-

luklarında da bazı değişikliklere gidilmiştir. Örneğin nüfusu 2000’in altında

olan belediyeler kaldırılarak bunlar köye dönüştürülmüştür; il özel idarelerinde

encümen sayısı 11’sen 7’ye düşürülmüştür; büyükşehir belediyeleri ile nüfusu

100.000’in üzerinde olan belediyelere kadın ve çocuklar için konukevleri açma

zorunluluğu getirilmiştir; belediyeler, il özel idareleri ve bunlara bağlı kuruluş-

lar tarafından; dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekkül-

lere artık yardım yapılabilecektir. Büyükşehir belediyeleri ile diğer yerel yöne-

tim birimlerinin yapı ve görevlerinde yaşanan bu yenilikler ve değişiklikler, ye-

ni kanunun kapsamında yer alan önemli düzenlemelerdendir ve bunların irde-

lenmesi bu çalışmanın kapsamını teşkil etmektedir.

Bu çalışmada, 6360 Sayılı Kanun ile gelen yeni düzenlemeler ve değişiklikler

ele alınarak değerlendirilecektir. Türkiye’deki yerel yönetim birimi sayısını

önemli ölçüde değiştirecek olan söz konusu yeni kanunla birlikte Türkiye’nin

yerelleşme sürecinin idari ve mali boyutuyla nasıl etkileneceğine bakılacaktır.

Bu sayede Türkiye’deki yerelleşme alanyazınına katkı yapılması amaçlanmak-

tadır. Çalışmanın birinci bölümünde, yeni yasa ile birlikte mahalli idarelerde

yeni kurulan birimler konu edilecektir. İkinci bölümde, mahalli idarelerin genel

bütçe vergi gelirlerinden aldıkları pay ve bu payların dağıtım kriterlerinde yaşa-

nan değişiklikler ele alınacaktır. Üçüncü bölümde ise, yeni yasa ile birlikte ge-

len diğer önemli düzenleme ve değişikliklere bakılacaktır. Sonuç kısmında yapı-

lacak genel bir değerlendirme ile çalışma sonlandırılacaktır.

MAHALLİ İDARELERDE YENİ KURULAN BİRİMLER

Yeni kanunda; büyükşehirlerde valiye bağlı olarak yatırım izleme ve koordi-

nasyon başkanlıkları, büyükşehir belediyeleri bünyelerinde ulaşım koordinas-

yon merkezleri ve bütün illerde her türlü acil durumda tek bir noktayla iletişim

kurulması amacıyla 112 acil çağrı merkezleri kurulacağı hüküm altına alınmış-

tır. Bu bölümde, yeni kurulacak olan söz konusu yeni birimler ele alınacaktır.

Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları

6360 Sayılı Kanunla getirilen en önemli yeniliklerden birisi, büyükşehir bele-

diyelerinin olduğu illerde kurulan yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkla-

rıdır. Kanunun 34. Maddesiyle, 3152 Sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat Ve Gö-

revleri Hakkında Kanun’a bir madde eklenmiştir. “Yatırım İzleme ve Koordi-

nasyon Başkanlığı” başlığını taşıyan bu kanun maddesinde: “Büyükşehir bele-

diyelerinin bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmet-

lerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve

acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tanıtımı, gerekti-

ğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve koordine

52 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

edilmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol hizmetlerinin yürütülmesi, il-

deki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların denetlenmesi-

ni gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak Yatırım İzleme ve Koordinasyon

Başkanlığı kurulmuştur” denilerek, büyükşehirlerde söz konusu başkanlıkların

kurulduğu belirtilmiştir.

Kanunla bu başkanlıklara verilen görev, yetki ve sorumluluklara bakıldığında,

daha önce yerel düzeyde buna benzer bir yapılanmanın olmadığını söylenebilir.

Bu nedenle de bu merkezlerin Türkiye’nin yerelleşme sürecinde yeni yapı taşla-

rı oldukları ifade edilebilir. Kanunun madde metni incelendiğinde, yatırım izle-

me ve koordinasyon başkanlıkları (YİKB)’na afet ve acil yardımdan, temsil ve

tören hizmetlerine; protokol hizmetlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarının de-

netlenmesine kadar çok geniş bir görev alanı biçildiği görülmektedir. Bu kadar

geniş bir görev ve sorumluluk alanına sahip olacak bir merkezin, iyi organize

olması, yeterli mali kaynağa sahip olması, iyi yönetilmesi ve iyi denetlenmesi

gerekmektedir.

YİKB’yi vali ya da vali tarafından görevlendirilecek vali yardımcısının sevk

ve idare edeceği kanunda hüküm altına alınmıştır. Bunların bünyelerinde; afet

yardım, yatırım izleme, rehberlik ve denetim, strateji ve koordinasyon müdür-

lükleri yanında geçici birimlerin de kurulabileceği belirtilmiştir (m:34; f:3)2. Bu

sayılan birimlerde nitelikli personellerin istihdam edilmeleri önem taşımaktadır.

Sevk ve idare edecek olan mülki amirin idari, bir diğer ifade ile yönetimsel tec-

rübe ve birikimi mevcut olabilir. Ancak, YİKB'lere verilen görev ve sorumluluk

alanın genişliği dikkate alındığında, bu başkanlıkların yöneticisi konumundaki

mülki amirlerin teknik konularda uzman bilgisi ve danışman desteğine önemli

miktarda ihtiyacı olacağı açıktır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının hemen hepsinin dış denetimiyle ilgili görev

Sayıştay’a verilmiş durumdadır. Bunun dışında, 5018 Sayılı Kamu Mali Yöne-

timi ve Kontrol Kanunu ile neredeyse tüm kamu kurum ve kuruluşlarının iç de-

netçi bulunduracağı ve bu denetçiler tarafından iç denetimlerinin yapılacağı da

hüküm altına alınmıştır. Buna göre, iç ve dış denetimin yapıldığı mevcut bir ya-

pıda, YİKB’lerin ayrıca bir denetim görevi üstlenmesi, bu görevin kimin tara-

fından yerine getireceği konusunda karışıklığa yol açabilecektir. Kamu kurum

ve kuruluşlarının denetimi, etkili ve verimli bir kamu kesimi için olmazsa olmaz

koşullardandır. Ancak, YİKB’lerin de denetim görevi üstlenmeleri durumunda,

sürekli bir denetim ortamı söz konusu olacaktır ki, bu da kamu kurum ve kuru-

luşlarında etkinlik ve verimlilik artışının aksine düşüşüne sebep olabilecektir.

2 m: Madde ve f: Fıkra anlamına gelen kısaltmalardır. Çalışmada, eğer açıkça başka bir kanunun madde ve

fıkrasına atıf yapılmamış ise, bu kısaltmalar 6360 Sayılı Kanun’ a ait numaralardır.

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 53

YİKB’lerin söz konusu denetiminin alan ve sınırı da kanunda belirtilmemiştir.

Sayıştay denetçisi Sayıştay Kanununa tabi iken, iç denetçiler 5018 Sayılı Kanu-

na göre atanmaktadırlar. Ancak YİKB’lerde istihdam edilecek denetim eleman-

larının, özlük hakları bakımından, hangi kanuna ya da yönetmeliğe tabi olacak-

ları da belirsizdir. Bu da önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrı-

ca illerdeki kamu kurum ve kuruluş birimlerinin sayıları da dikkate alındığında,

YİKB’lerde bu iş için kayda değer sayıda eleman istihdamı ihtiyacı olacağı

açıktır. Böylesine önem içeren bir görevin YİKB’ lere verilmesi konusunda ka-

nunun daha açık hükümler içermesi gerekmektedir.

Yeni kanunun 34. Maddesi ile YİKB’lere önemli bir görev daha verilmiştir.

Söz konusu maddenin ikinci paragrafı; “Yatırım izleme ve koordinasyon baş-

kanlığı tarafından, merkezi idarenin adli ve askeri teşkilat dışında taşradaki tüm

birimlerinin hizmet ve faaliyetlerinin etkinliği, verimliliği ve kurumların strate-

jik plan ve performans programlarına uygunluğu ile ilgili hazırlanacak rapor,

Valinin değerlendirmesiyle birlikte Başbakanlığa ve bu kurumların bağlı veya

ilgili olduğu bakanlığa gönderilir. Bu raporlar yıllık olarak hazırlanır ve takip

eden yılın şubat ayı sonuna kadar yukarıdaki mercilere gönderilir” şeklindedir.

İlde bulunan, merkezi idarenin adli ve idari kurumları dışındaki tüm birimleri-

nin her birisi için kanunda istenilen içeriğe sahip rapor hazırlamak, başlı başına

önemli ve “teknik” bir görevdir.

Etkinlik, verimlilik, plan ve programa uygunluk kavramları muğlak kavram-

lardır. Bu kavramlar kriter olarak alınırken bahse konu raporların içeriği; mali,

idari ya da zaman boyutlarından biri ile sınırlandırılmalıdır. Aksi halde, isteni-

len ya da beklenilen içeriğe sahip raporlar hazırlanamayabilir. Çünkü bunların

hepsini kapsayan bir rapor hazırlamak, yukarıda belirtildiği gibi, ciddi anlamda

teknik bilgi birikimi ve tecrübe isteyen bir konudur.

Yeni kanunun 34. Maddesinin ilk paragrafında: “Bakanlıklar ve diğer merkezi

idare kuruluşları, kaynağını aktarmak şartıyla illerde yapacakları her türlü yatı-

rım, yapım, bakım, onarım ve yardım işlerini bu başkanlık aracılığıyla yapabi-

lirler” ifadesi yer almaktadır. Bu ifade bazı sorunları beraberinde getirebilecek-

tir. Şöyle ki; herbir bakanlığın ve diğer merkezi idare kuruluşlarının hemen hep-

sinin illerde temsilcilikleri veya şubeleri vardır. Ancak bu hükümle birlikte söz

konusu temsilcilik ve şubeler, kendi görev alanlarına ilişkin illerde yapacakları

hizmet sunumlarını YİKB’lere devredebileceklerdir ki, bu da birçok kuruluşun

hizmet sunumunda üstlenecekleri uğraşı ve risklerin idari boyutunu üstlerinden

atmaları anlamına gelecektir. Bu durum, sadece söz konusu kuruluşların hizmet

sunumu uğraşısından kaytarma girişimlerine yol açmayacak, aynı zamanda bu

hizmet sunumunu üstlenen YİKB’nın yeterli imkan ve personele sahip olmadığı

durumlarda, hizmetin sunumunun ya yarıda kalmasına ya da hiç yapılamaması-

na yol açabilecektir.

54 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

Söz konusu kanun maddesinin altıncı paragrafı; “Kamu kurum ve kuruluşları-

nın 5.1.1961 tarihli ve 237 Sayılı Taşıt Kanunu kapsamındaki araçlarının alımı,

işletilmesi, bakım ve onarımı ile bürolarının ihtiyaçları; valilik ve kaymakamlık

konutlarının yapım, bakım, işletme ve onarımı ile emniyet hizmetlerinin gerek-

tirdiği harcamalar yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığınca karşılanabilir”

şeklindedir. Bu paragrafın içeriği de çok geniş bir hizmet alanına tekabül etmek-

tedir. Cümlenin sonunda yer alan “karşılanabilir” ifadesi kesin bir sınır çizme-

mektedir. Dolayısıyla bu ifadeden duruma, imkana ve tercihe göre bu hizmetle-

rin YİKB tarafından üstlenilebileceğini anlayabiliriz. Buna rağmen ihtimal da-

hilinde dahi olsa, bahsi geçen hizmetlerin yerine getirilmesi önemli miktarda bir

mali kaynak gerektirebilecektir.

Yeni kanunda YİKB’lerin ayrı bir bütçeleri olacağı belirtilmezken; “Maliye

Bakanlığı’nca, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının görev ve so-

rumluluklarını yerine getirebilmesi için her yıl İçişleri Bakanlığı bütçesine ye-

terli ödenek konulur” denilmiştir (m:34; f:4). Dolayısıyla, İçişleri Bakanlığı

bütçesinden pay almak suretiyle genel bütçeye dahil oldukları görülmektedir.

YİKB’ler için İçişleri Bakanlığı bütçesine konulan ödeneğin, bunlar arasında

nasıl dağıtılacağı belirtilmemiştir. Bu da önemli ölçüde sorunlara yol açacaktır.

Şöyle ki; YİKB’lerin görev ve sorumluluk alanlarının genişliği göz önüne alın-

dığında, bu birimler için ciddi bir kaynağın İçişleri Bakanlığı bütçesine konul-

ması ve bunun miktarının yıllar itibariyle giderek artacak olması olasıdır. Bu

durumda, hangi ilin siyasi gücü fazla veya lobisi ağır ise o ile bu kaynaktan da-

ha fazla bir miktarın aktarılması söz konusu olabilir. Bu durumda, söz konusu

kaynağın bu birimler arasında adaletsiz ve dengesiz dağılmasıyla sonuçlanacak-

tır. Nüfus ve gelişmişlik endeksi gibi objektif kriterlerle, bu kaynağın dağıtıla-

cağı hüküm altına alınmış olsaydı kanımızca daha yerinde olurdu.

Yine yeni kanunun 34. Maddesinin son paragrafına göre, ildeki kamu kurum

ve kuruluşlarınca yürütülen ya da yürütülmesi gereken hizmetlerde bir aksama

olması durumunda, bu durumun halkın huzur ve refahını olumsuz etkilemesi

söz konusu ise vali, ilgili yatırım hizmetini bir başka kamu kurumunun ya da

YİKB’nin yerine getirmesini isteyebilecektir. Böyle bir görev devri söz konusu

olur ise, yatırım hizmetinin gideri kadar bir bedel, görevin alındığı kurumun

bütçesinden alınıp, görevin devredildiği kurumun bütçesine aktarılacaktır.

Bu çerçevede, YİKB’nin böyle bir yatırım hizmetini üstlenmesi kendisine ek

bir mali yük getirmeyecektir. Ancak, kendisine devredilen yatırım hizmetinin

ölçeği, YİKB’nin yönetip yönlendirebileceği kapasitenin üzerinde ise, bu du-

rumda önemli sorunların yaşanması muhtemel olacaktır. Daha önceki hükümle-

rin değerlendirilmelerinde de dile getirildiği üzere, böyle ucu açık bir görev ta-

nımlaması beraberinde çeşitli sıkıntılara yol açabilecektir. Mevcut yerel sıkıntı-

ların giderilmesi, kalitenin artırılması veya yarım kalan yatırımların tamamlan-

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 55

ması gayesiyle YİKB’lere görev verilmesi mantıklı olabilir ancak, bu görev

YİKB’lerin kapasitelerini aşıyorsa, atılacak adımlar beklenilen ya da arzulanan

sonucu vermeyebilecektir.

Kutu 1: Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının 6360 Sayılı Kanun

Tasarısındaki Durumunun Analizi 6063 Sayılı Kanun Tasarısı’nda YİKB’lerin, başkanlık şeklinde değil “merkez” şeklinde kurulacakları ön-

görülmüştür3. Tasarının, “Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi” başlığını taşıyan 4. Maddesinin ilk fıkra-

sı; “ Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde yatırım ve hizmetlerin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve denetlenmesi; afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi; ilin tanıtımı; gerektiğinde

merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve koordine edilmesi; ildeki kamu kurum ve kuruluş-

larına rehberlik edilmesi, hukuki destek sağlanması ve bunların denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak kamu tüzel kişiliğini haiz, özel bütçeli Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezleri kurulmuştur”

şeklindedir. Bu ifadede, söz konusu Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezleri (YİKM) nin, ‘kamu tüzel ki-

şiliğini haiz’ ve ‘özel bütçeli’ birimler oldukları dikkat çekmektedir.

Tasarının 4. Maddesinin 6. fıkrasında, valiler tarafından hazırlanan YİKM bütçelerinin İçişleri Bakanlı-

ğı’nın uygun görüşü ve Başbakanın onayı ile yürürlüğe gireceği ifade edilmektedir. Ayrıca, devamında

YİKM’lerin gelir ve gider kalemleri sayılmıştır4. 8. fıkrada, genel bütçe vergi gelirlerinden ne kadar pay ayrı-

lacağı ve bunun dağıtımının nasıl yapılacağına yer verilmiştir5. Kanun tasarının İçişleri Komisyonu’nda görü-şülmesi aşamasında, söz konusu birimlerin merkez şeklinde kurulmasından vazgeçilmiş ve bunların kanunda

başkanlık şeklinde kurulacakları öngörülmüştür. Bu aşamada yapılan önemli değişikliklerden biri de, bu bi-

rimlerin kamu tüzel kişiliğini haiz özel bütçeli kurum şeklinde kurulmalarından vazgeçilip, İçişleri Bakanlığı bütçesinden pay alacak şekilde genel yönetime dahil birimler şeklinde kurulmalarıdır. Bu merkezlerin genel

bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paydan valilikler dışında kaymakamlıklara da pay ayrılacağı ve bu paylaşı-

mın nüfus ve başka kriterler esas alınarak yapılacağı tasarıda öngörülmüş iken, kanunda bundan da vazgeçile-rek, kaynağın tek elden (valilik) kullanılması hüküm altına alınmıştır.

Tasarının kanunlaşması aşamasında yapılan bu değişiklikler yerelleşme açısından önem arz etmektedir.

Çünkü, büyükşehir belediyelerinin kurulduğu illerde il özel idarelerinin kaldırıldığı dikkate alınır ise, kaldırı-

lan bu yerel birimlerin yerine, kanun tasarısında da ifadesini bulan, yerel niteliklere sahip yeni birimlerin ku-rulması daha yerinde bir karar olurdu. Kanun tasarısında, mali bakımdan bir yerel hizmet birimi olarak öngö-

rülen YİKB’lerin, İçişleri Komisyonu’nda tasarı üzerinde yapılan değişiklikler sonucu, daha merkezileştiril-

dikleri görülmektedir.

Türkiye’de yerelleşmenin önemli olduğu fikirlerinin ön plana çıktığı ve buna yönelik adımların atıldığı

(LAR I ve LAR II)6 bir dönemde, kanun tasarısı üzerinde yapılan bu değişiklikler sonucu yerelleşme konu-

sunda atılabilecek önemli bir adım atılamamıştır. Ayrıca bu merkezlerin, meclisleri olan ve bu meclis üyeleri-

nin seçimle iş başına geldiği yerel birimler şeklinde kurulmaları daha yerinde bir karar olurdu. Böyle bir yapı-lanma şeklinde, bu birimler daha demokratik ve katılımcı bir yönetim biçimine sahip olur ve bu sayede yerel-

leşme yolunda daha fazla yol alınması sağlanabilir.

3 Bkz. “Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Ya-

pılmasına Dair Kanun Tasarısı”, http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss338.pdf eri-

şim:27.11.2012. 4 Gelirleri: Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılacak pay, merkezi idare kuruluşlarınca gönderilecek pay, faiz

kira ve hizmet gelirleri, bağış ve yardım gelirleri, diğer gelirlerdir. Giderleri: Doğal afet ve acil yardım gider-

leri, her türlü proje giderleri, avukatlık, danışmanlık ve denetim giderleri, temsil, tören ve ağırlama giderleri, tanıtım ve ödüllendirme giderleri, yapım, bakım ve onarım için yapılacak giderler, faiz, borçlanma ve sigorta

giderleri, dava takip ve icra giderleri, kanunlarla YİKM lere ve mevzuatla vali ve kaymakamlara verilen yürü-

tülmesi için yapılacak giderler, personel giderleri ve diğer giderlerdir. 5 Buna göre; genel bütçe vergi gelirleri tahsilatının % 0.25’inin YİKM lere ayrılır. Bu payın % 60’ının eşit

olarak, % 40’ının nüfüs esasına göre dağıtılır. Her bir YİKM için ayrılan payın % 75’i valilik, %25’i kayma-

kamlık için ayrılır. İldeki kaymakamlıklar için ayrılan payın % 60’ı ilçelerin sayısına, % 40’ı ise ilçelerin nü-fusuna göre dağıtılır. 6 LAR: Local Administration Reform (Yerel Yönetimler Reformu). Avrupa Birliği’nin mali, Birleşmiş Millet-

ler Kalkınma Programının teknik desteği ile yakın zamanda Türkiye’de iki aşamalı LAR projesiuygulanmıştır.

56 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

Ulaşım Koordinasyon Merkezleri

Yeni kanunun 8. Maddesi ile, büyükşehir içerisinde her türlü taşımacılık hiz-

metinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla “Ulaşım Koordinasyon

Merkezi” (UKOME) kurulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu merkezlerin toplan-

tılarına, büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendireceği kişi başkanlığında,

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun ilgili odasının temsilcileri,

bazı kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile gündemdeki konunun ilgili

olduğu ilçe belediye başkanları katılabilecektir.

Bu merkezlerin İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok büyükşehir-

de yaşanmakta olan ve giderek artan trafik ve ulaşım problemlerinin azaltılması

ya da çözülmesi yönünde katkı sağlayacağı beklenmektedir.

112 Acil Çağrı Merkezleri

Kanunun 33. Maddesi’nde, Büyükşehir olan illerde YİKB’ler bünyesinde, di-

ğer illerde ise valilikler bünyesinde “tüm acil çağrıları karşılamak üzere” 112

Acil Çağrı Merkezlerinin kurulacağı belirtilmektedir. Sadece sağlıkla ilgili ol-

mamak üzere, tüm acil durumları karşılamak için kurulacak bu merkezlerin yut

dışı örnekleri oldukça fazladır7. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü

son birkaç yıldır böyle bir projenin üzerinde çalışmakta8 ve pilot uygulamalar ile

projenin uygulanabilirliğini test etmekte idi.

Tüm illerde böyle bir merkezin kurulması ve numara ezberlemeye gerek kal-

maksızın, tüm acil durumlarında vatandaşın tek bir numara ile muhatap olacak

olması kuşkusuz olumlu bir gelişmedir. Ayrıca bu sayede, acil durum hizmeti

veren kurumlar arasında iletişim altyapısının geliştirilmesi de beklenmektedir.

MAHALLİ İDARELERİN GENEL BÜTÇE VERGİ

GELİRLERİNDEN ALDIKLARI PAY VE BU PAYLARIN

DAĞITIM KRİTERLERİNDE YAŞANAN DEĞİŞİKLİKLER

Ülkemizde yerel yönetimlerin gelirlerinin çok önemli bir bölümünü genel

bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylar oluşturmaktadır (Çetinkaya, 2012:

122). 6360 Sayılı Kanun ile birlikte başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere,

hemen tüm yerel yönetim biriminin genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları

paylar değişmiştir. Bu konuda yapılan değişiklik sadece bununla sınırlı kalma-

7 Acil bir durumda telefonla yardım istemeye kalktığınızda içinde bulunduğunuz ülkeye göre farklı numaralar,

farklı organizasyonlarla karşılaşılmaktadır. Amerika’da 911, Almanya’da 112 İngiltere’de 999, Fransa’da 15, Japonya’da 119, İsrail’de 101, bunlara birkaç örnektir. Turhan Sofuoğlu, “Acil Durumlarda Tek Numara mı

Olmalı?” http://www.aahd.org.tr/teknumara.html erişim: 05.03.2013. 8 İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 2006 yılından beridir yürütülen 112 Acil Çağrı Merkezleri Projesi ile Türkiye genelinde hizmet veren 110 İtfaiye, 112 Hızır Acil, 155 Polis İmdat ve 156

Jandarma gibi numaraların tek merkezde toplanarak acil çağrı hizmetlerinin illerde kurulan çağrı merkezlerin-

den yürütülmesi hedeflenmiştir. http://www.illeridaresi.gov.tr/default_B0.aspx?id=252 erişim: 20. 03. 2013

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 57

mış, aynı zamanda bu payların yerel birimler arasında dağıtım kriterlerinde de

çeşitli değişikliklere gidilmiştir. Bu bölümde bahse konu değişikler incelenecek

ve değerlendirilecektir.

Büyükşehir Belediyeleri Açısından Yaşanan Değişiklikler

5779 Sayılı Kanunun 5. Maddesinde yapılan değişikliğe göre, büyükşehir sı-

nırları içerisinde genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamından büyükşehirler

için ayrılan pay %5’ten % 6’ya yükseltilmiştir (m:25; f:3). Bu artış mali yerel-

leşme çerçevesinde atılmış olumlu bir adımdır. Bu payın % 60’ı doğrudan ilgili

büyükşehir belediyesi hesabına, geri kalan % 40’lık payın % 70’i nüfusa, %

30’u da yüzölçümü esasına göre dağıtılacaktır. Eski yasa hükmünde doğrudan

ilgili büyükşehir belediyesi hesabına aktarılan pay % 70 idi. Yapılan değişiklik-

le bu oranın düşürüldüğü görülmektedir. Yeni düzenleme sonrasında, genel büt-

çe vergi tahsilatının yüksek olduğu İstanbul, Ankara, İzmir gibi bazı büyükşe-

hirlerin alacağı pay azalırken Muğla, Van ve Tekirdağ gibi yeni büyükşehir olan

illerle, Erzurum, Samsun, Diyarbakır gibi mevcut bazı büyükşehirlerin alacağı

pay kayda değer oranda artış gösterecektir (www.tepav.org.tr).

Sınırları içerisinde genel bütçe vergi tahsilatının nispeten düşük olduğu, fakat

nüfusun nispeten fazla olduğu büyükşehir belediyelerinin gelirleri önceki duru-

ma göre artacağı için, yeni yasayla yapılan bu oran değişiklikleri onlar açısından

olumlu bir gelişmedir. Hizmet sunacağı nüfusa göre geliri sınırlı ya da yetersiz

olan büyükşehir belediyelerinin gelirleri kısmen artacaktır. Yapılan bu değişik-

likler, sınırlı da olsa, yerel yönetimler arasında yatay eşitliğin9 sağlanmasına yö-

nelik atılmış adımlardır. Geniş bir çerçeveden bakıldığında, Türkiye’nin yerel-

leşme sürecinin lokomotifi sayılabilecek büyükşehir belediyeleri arasında gelir

yönünden yatay eşitliğin sağlanması gerekir. Bu nedenle de, bu ve buna benzer

adımlar önemlidir.

Büyükşehir Belediyeleri Dışındaki Yerel Yönetimler Açısından

Yaşanan Değişiklikler

Yeni kanunun 25. Maddesinde yapılan düzenleme ile, 5779 Sayılı Kanunun 2.

Maddesinde değişikliğe gidilmiştir. Buna göre: Genel bütçe vergi gelirleri tahsi-

latı toplamının % 1,50’si büyükşehir dışındaki belediyelere, % 4,50’si büyükşe-

hirlerdeki ilçe belediyelerine ve % 0,5’i il özel idarelerine ayrılacaktır. Değişik-

lik öncesi bu oranlar; büyükşehir dışındaki belediyeler için % 2,85, büyükşehir-

lerdeki ilçe belediyeleri için % 2,50, il özel idareleri için ise % 1,15 idi. Görül-

düğü üzere, büyükşehir dışındaki belediyeler ve il özel idarelerinin payı azaltı-

lırken, büyükşehir ilçe belediyelerinin payı ise önemli ölçüde artırılmıştır.

9 Yatay eşitleme: Eğer bölgeler ve şehirler arasında, görev ve sorumluluklara göre kaynak paylaşımından kay-

naklanan farklılıklar varsa bu yatay eşitsizliktir. Yatay eşitsizliğin giderilmesi için alınan tedbirler ise yatay

eşitlemedir. (Yılmaz vd., 2012:79)

58 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

Bu yeni yasayla birlikte, büyükşehir belediye sayısı 14 yeni ilin katılımıyla

30’a çıkarken, büyükşehir dışındaki il belediyesi ve il özel idaresi sayısı aynı

miktarda azalmıştır. Büyükşehir belediyelerinin, dolayısıyla da bunlara bağlı il-

çe belediyelerinin nüfus toplamları, ülke nüfusunun çok büyük bir oranını teşkil

etmektedir (Kurtuluş, 2006: 108). Buna bağlı olarak da bu belediyelerin toplam

mali kaynak ihtiyacının yüksek olacağı ve diğer belediyelerle il özel idarelerinin

ki ise aynı oranda azalacağı göz önüne alındığında, bu oran artış ve azalışlarının

gerekli ve yerinde değişiklikler oldukları söylenebilir.

Tablo 1: 6360 Sayılı Kanunla Birlikte Genel Bütçe Vergi Geliri Paylarında

Yaşanan Değişim (%)

Eski Oran (%) Yeni Oran (%) Değişim (%)

Büyükşehir Dışındaki

Belediyeler 2,85 1,50 - 47,3

Büyükşehir İlçe Belediyeleri 2,50 4,50 + 80

İl Özel İdareleri 1,15 0,50 - 56,5

Toplam 6,5 6,5 0

Kaynak: 5779 ve 6360 Sayılı Kanunlardaki verilere dayanarak tarafımızca hazırlanmıştır.

Tablodan da görüldüğü üzere, her üç yerel yönetim biriminin genel bütçe ver-

gi geliri tahsilatından aldıkları paylar toplamı değişmemiştir. Ancak, büyükşehir

belediyelerinin kendi sınırları içerisindeki genel bütçe vergi tahsilatı toplamın-

dan aldıkları pay toplamı % 5’ten, % 6’ya çıkarıldığı ve YİKM’lere de İçişleri

Bakanlığı bütçesinden pay ayrılacağı birlikte dikkate alındığında, yerel yönetim

birimlerinin genel bütçeden aldığı pay artış göstermiştir. Söz konusu artış milli

hasıladan daha fazla pay almaları anlamına gelecektir ki, bu da yine mali yerel-

leşme açısından olumlu bir gelişmedir denilebilir.

Büyükşehir Dışındaki Belediyelere Gelişmişlik Endeksi Kriterine Göre

Dağıtılan Payın Dağıtım Şeklinde Yapılan Değişiklikler

Genel bütçe vergi gelirlerinden büyükşehir dışındaki belediyelere ayrılan pa-

yın % 80’i nüfus kriterine göre dağıtılmakta iken, % 20’si, belediyelerin en az

gelişmişten en çok gelişmişe doğru beş gruba ayrıldığı gelişmişlik endeksi krite-

rine göre dağıtılmaktadır. 6360 Sayılı Kanunun 26. Maddesi ile, 5779 Sayılı İl

Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilme-

si Hakkında Kanunun 5. Maddesinde değişiklik yapılmıştır. Buna göre, büyük-

şehir dışındaki belediyelere gelişmişlik endeksine göre dağıtılan % 20’lik payın

ilgili belediyeler arasındaki dağıtım kriterinde değişikliğe gidilmiştir. Değişiklik

öncesinde 383 belediyenin ve toplam 2.142.439 nüfusun bulunduğu 1. Grup, ki-

şi başı pay ortalaması olarak aylık 14,5 TL pay almakta iken, 673 belediyenin

ve toplam 14.856.774 nüfusun bulunduğu 5. Grup 1,5 TL kişi başı pay almak-

taydı. Değişiklik sonrası, gelişmişlik endeksine göre dağıtılan pay ve oranlar

değiştirilmeksizin, belediyeler eşit nüfus içeren beş gruba ayrılmıştır. Yapılan

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 59

yeni düzenlemeye göre gelişmişlik endeksine göre dağıtılan pay durumu aşağı-

daki şekilde oluşmuştur (www.tbb.gov.tr ).

Tablo 2: Gelişmişlik Endeksine Göre Dağıtım Kriterinde Yapılan Değişiklik

Öncesi ve Sonrası Durum

Belediye Önceki Durum

(06.12.2012 Tarihine Kadar)

Yeni Durum

(06.12.2012 Tarihi Sonrası)

Grubu Pay Oranı Belediye Sayısı Belediye Nüfusu Belediye Sayısı Belediye Nüfusu

1.Grup %23 383 2.142.439 1148 5.588.522

2.Grup %21 524 2.466.351 822 5.581.771

3.Grup %20 638 2.990.582 367 5.518.575

4.Grup %19 579 5.458.008 248 5.458.141

5.Grup %17 673 14.856.774 212 5.767.145

Toplam 2.797 27.914.154 2.797 27.914.154

Kaynak: http://www.tbb.gov.tr/basin-ve-yayin/haberler/yeni-gelismislik-endeksi-pay-dagitimi erişim: 09. 04. 2013

Tablo 3: Gelişmişlik Endeksine Göre Dağıtılan Payın Durumu (Aylık)

Belediye Grupları Önceki Durum Yeni Durum

1.Grup 14,5 TL. 5,6 TL.

2.Grup 11,5 TL. 5,1 TL.

3.Grup 9,1 TL. 4,9 TL.

4.Grup 4,7 TL. 4,7 TL.

5.Grup 1,5 TL. 4 TL.

Kaynak: http://www.tbb.gov.tr/basin-ve-yayin/haberler/yeni-gelismislik-endeksi-pay-dagitimi erişim: 09.04. 2013

Yukarıdaki tablolara göre, eski durumda 1. Gruba giren bir belediye için kişi

başına alınan pay ile 5. Gruba giren bir belediye için alınan pay arasında olduk-

ça büyük bir fark söz konusu söz konusu iken, yeni düzenleme ile bu farkın

azaltılması suretiyle daha adil bir pay dağıtımı söz konusu olmuştur.

Denkleştirme Ödeneğinin Dağıtım Yönteminde Yapılan Değişiklik

Nüfusu 10.000’e kadar olan belediyeler için kullanılmak üzere Maliye Bakan-

lığı bütçesine konulan “denkleştirme ödeneği” nin, bu belediyeler arasında dağı-

tım kriteri değiştirilmiştir. Buna göre, eski uygulamada, kaynağın % 60’ı nüfusu

60 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

5.000’e kadar olan belediyeler, geri kalan % 40’ı ise nüfusu 5.000 - 10.000 ara-

sındaki belediyeler arasında eşit dağıtılmaktaydı. Yeni kanunun getirdiği düzen-

lemeyle (m:27; f:1), söz konusu denkleştirme ödeneği, nüfusu 10.000’in altın-

daki tüm belediyeler arasında % 65’i eşit şekilde, geri kalan %35’i de nüfus esa-

sına göre dağıtılacaktır. Yapılan bu değişiklik, bu ödeneği paylaşan belediyeler

açısından kayda değer miktarda gelir farklılığı meydana getirmeyecektir.

YEREL YÖNETİM BİRİMLERİNİN; GÖREVLERİ, YETKİLERİ,

YAPI VE SORUMLULUKLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

VE BUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

6360 Sayılı Kanunla birlikte, ülkemizde büyükşehir belediyelerinin ölçeği ve

yapısı değişmiştir. Büyükşehir belediye sınırı il mülki sınırı olmuş, buna bağlı

olarak da yetki ve sorumluluklarında önemli değişiklikler olmuş ya da bunlara

yenileri eklenmiştir. Kısacası büyükşehir kavramı yeni bir şekle bürünmüş ve

“bütünşehir” kavramı ortaya çıkmıştır. Diğer yerel yönetim birimleri için bu

boyutlarda bir dönüşüm olmasa da, onlar için de bazı kayda değer değişiklikler

ve yenilikler söz konusudur. Bu bölümde sırasıyla yerel birimler için yaşanan

bu değişim ve dönüşümler ele alınmıştır.

Büyükşehir Belediyeleri İçin Yapılan Değişiklikler

Yeni kanun ile birlikte, (m:1; f:3); büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki

sınırları olmuş, köyler ve belde belediyeleri mahalleye dönüştürülmüştür.

“Belediye’ Arapça ‘belde’ kelimesinden gelmektedir. ‘Belde’ ka-

saba, şehir, medine demektir ki, bu kelime meskûn olmayan bir arazi-

yi değil, meskûn bir araziyi, açıkçası evlerden oluşmuş bir yerleşim

yerini ifade eder. İçinde insanların yaşadığı evlerin olmadığı yere bel-

de denmez. Bir araya gelerek bir belde oluşturacak evlerin de araların-

da, mantık gereği makul bir mesafeden daha fazlası olmamalıdır”

(Gözler, 2013: 58).

Bu görüşten hareketle, geniş boş kırsal alanların da büyükşehir belediyesi sı-

nırlarına dahil edilecek olması yerinde bir uygulama olmayacaktır. Bu yeni du-

rumda, kırsalda ikamet edenler de, başta emlak vergisi olmak üzere, belediye ta-

rafından tahsil edilen bazı vergi ve benzeri mali yükümlülükleri 1 Ocak

2018’den itibaren ödemeleri gerekecektir (Geçici Madde 1). Yeni katılanlar ile

birlikte, mevcut bazı büyükşehir belediyesi olan illerin kırsallarında (özellikle

mera ve yaylalarda), hala tapulanmayan ve kadastro ölçümüne alınmayan birçok

arazi mevcuttur. Buralarda evleri bulunan ve arazileri sahipleri gibi kullananla-

rın vergilendirilmesi hususu sorun teşkil edebilir. O nedenle bu yerlerde, vergi

ve benzeri mali yükümlülüklerin başlaması için yasanın öngördüğü son tarih

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 61

olan 31.12.2017’ye kadar tapu ve kadastro eksikliklerinin giderilmesi gerek-

mektedir.

Köylerde ve meralarda yaşayanların yeni yasa hükmü gereğince 1 Ocak

2018’den itibaren uygulanacak olan yerel vergi ve benzeri mali yükümlülükler-

den haberdar edilmeleri gerekmektedir. Çünkü, bu insanların alışık olmadıkları

söz konusu mali yükümlülükleri o tarihten itibaren düzenli ödemeleri zayıf bir

ihtimaldir. O nedenle büyükşehir belediyelerinin, köy ve meralarda yaşayanları,

ilgili tarihten itibaren ne gibi mali yükümlülükler beklediği konusunda bilgilen-

dirmeleri şarttır. Bunun için, 5-10 yıllığına büyükşehir belediyesi bünyelerinde

geçici olarak ‘bilgilendirme ofisleri’ kurulabilir. Söz konusu birim elemanları

bu süre zarfında bahse konu yerlerin sakinlerini, kendilerini bekleyen yükümlü-

lükler konusunda bilgilendirebilirler.

Yeni yasaya göre büyükşehir belediyesi olan illerde ilin bütününde çevre dü-

zeni, nazım ve uygulama planları açısından planlama yetkilerinin tümü tek bir

elde yani büyükşehir belediyelerinde toplanmış olacaktır. İl düzeyinde planlama

faaliyetlerinin bir bütünlük içerisinde tek bir otoritenin eşgüdümünde görülmesi,

aynı il sınırları içinde birbiriyle uyumsuz ya da çelişen farklı yerel birimler tara-

fından hazırlanmış çok sayıda planın varlığından daha olumlu olacaktır. Ancak,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Kalkınma Ajansları tarafından hazırlanacak ve

birden çok ili kapsayan bölge planları ile büyükşehir belediyeleri tarafından ha-

zırlanacak il çevre düzeni planı ve nazım planlar arasında olası çakışma ya da

çatışmaları önleyecek bir düzenlemeye gereksinim vardır (Ersoy, 2013: 21).

6360 Sayılı Kanunda; büyükşehir belediyelerinin yetki alanındaki mahalleleri

ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar cadde ve ana yollara cephesi

bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koyabileceği (m:7) belirtilmektedir. Son

dönemde ülkemizde sıkça dile getirilen ve bazı il ve bölgelerde uygulamasına

geçilen kentsel dönüşüm projelerinin uygulanabilirliğini kolaylaştırmak ve bu

süreçte yaşanabilecek olası karşı duruşları engellemek için böyle bir yasal dü-

zenlemeye gidildiği söylenebilir. Düzenli ve planlı bir şehirleşme için bu yerin-

de bir düzenleme olmuştur.

Kanunun 11. Maddesinin ikinci paragrafında; “Büyükşehir belediyesi ile ilçe

belediyesi veya ilçe belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesinde

itilaf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenle-

yici kararlar almaya yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Özellikle farklı siyasi

partiye mensup büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında geçmişte ya-

şanan sorunların tekrarlanmasını önlemek ve düzenli şehirleşmeyi sağlamak

amacı taşıyan önemli bir hükümdür.

5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun 26. Maddesinin ikinci cümlesi:

“Büyükşehir belediyesi, kendine ait büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir;

62 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak

olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere,

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye mecli-

since belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir” şeklindedir. İlgili

kanun maddesi, söz konusu yerlerin işletilmesinin üçüncü kişilere devrinin Dev-

let İhale Kanunu hükümlerine göre yapılacağına dair bir hüküm içermediği için,

bu boşluğa istinaden, kimi büyükşehir belediyelerinde bu yerlerden bazılarının

işletilmesi üçüncü kişilere devredilmiştir.

Yeni yasanın 10. Maddesi ile, 5216 Sayılı Kanunun 26. Maddesine eklenen: “

Ancak, bu yerlerin belediye şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 Sayılı Dev-

let İhale Kanunu hükümlerine tabidir” ifadesiyle, kanundaki bu boşluk gideril-

miştir. İlgili maddeye eklenen bu ifade önemli ve yerinde bir karardır. Çünkü bu

sayede, ihalesiz olarak ve dolayısıyla da adil olmayan bir şekilde bu yerlerin iş-

letilmesinin üçüncü kişilere devri ihtimali kaldırılmış, kayırmacılık ve peşkeş

çekme gibi olası istismar yolları kapatılmıştır.

İl Özel İdareleri İçin Yapılan Değişiklikler

Yeni kanunla birlikte büyükşehir belediyesi olan illerdeki il özel idareleri kal-

dırılmıştır. Güneş (2013: 60)’e göre: “Özel idareler merkezi hükümete vekaleten

yaptıkları işlerde önemli ve özel bir işlev görmektedirler. Onlar merkezi idare-

nin kendileri üzerinden yürüttüğü hizmetleri yerelleştirmekte ve demokratikleş-

tirmektedirler”. Bu çerçevede, yapıları ve icraatları bakımından yerel nitelikli il

özel idarelerinin kaldırılması olumlu bir gelişme sayılmaz. Büyükşehir beledi-

yelerinin yapacakları icraatlarıyla birlikte bu kurumların kaldırılmasıyla oluşan

açığı kapatıp kapatamayacaklarını zaman gösterecektir.

Mevcut il özel idarelerinin yapılarında da değişiklikler olmuştur. İl encümeni

sayısı 11’den 7’ye düşürülmüştür. Daha önce il encümeni olamayan genel sek-

reter il encümeninin daimi üyesi olurken, daimi üye konumundaki mali hizmet-

ler birim amirinin bu konumu kaldırılmıştır (m:22). Dolayısı ile mali hizmetler

birim amirinin il encümeni olabilirliği, ancak valinin birim amirleri arasından

yapacağı seçime kalmıştır. Genel sekreterin daimi il encümenliği kararı yerinde

olabilir ancak, mali hizmetler birim amirinin bu konumunun kaldırılması kararı

sorunlara yol açacaktır. Şöyle ki, il genel meclisince seçilmiş il encümenleri ile

diğer birim amirleri arasından il encümenliğine seçilenlerin, il özel idaresinin

borç durumu, bütçesi ve diğer mali vaziyeti hakkında yeterli bilgiye sahip ola-

mamaları mümkündür. Bu durumda, il özel idaresinin önemli karar ve uygula-

ma organı olan il encümeninin, her bir icraatında mali hizmetler birim amirli-

ğinden bilgi alma yoluna başvurma gereksinimi duyması muhtemeldir. Dolayı-

sıyla, mali hizmetler birim amirinin, Valinin inisiyatifine kalmaksızın, il encü-

meninin daimi üyesi olarak kalması yerinde olacaktır.

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 63

5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 45. Maddesine: “Bütçe tasarısının sü-

resi içerisinde kesinleşmemesi hâlinde vali, görüşüyle birlikte durumu İçişleri

Bakanlığı’na bildirir. İçişleri Bakanı’nın otuz gün içinde vereceği karar kesin-

dir.” cümlesi eklenmiştir (m:24). Bu hükümle birlikte, il özel idarelerinde süresi

içinde bütçelerin kesinleşmediği durumlarda, ilgili bütçenin ve il genel meclisi-

nin akıbetinin ne olacağına, valinin görüşünü de dikkate alarak, İçişleri Bakanı

karar verecektir. Bu yeni durum, il özel idarelerinin bütçeleri için olası bir muğ-

laklık ve sürüncemeye kalma ihtimalini ortadan kaldırması bakımından olumlu

sayılabilir. Fakat, İçişleri Bakanı’nın valinin görüşü üzerine vereceği kararının

nihai olacak olması yerelleşmenin aksine, küçük de olsa, merkezileşme yönünde

atılmış bir adımdır.

Nüfusu 2000’ in Altında Olan Belediyelerin Durumunda

Yapılan Değişiklikler

2011 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 2000’in altında olan belediyeler kaldırı-

larak, bunlar köye dönüştürülmüştür (Geçici m:2; f:1). Bu belediyeler, belirli

şartlara bağlı olarak, birleşme suretiyle nüfusunu 2000 üzerine çıkarabilirler ise

tüzel kişiliklerini devam ettirebileceklerdir (Geçici m:2; f:5). Tüzel kişilikleri

sona erecek olan belediye sayısı 559’dur. 5393 Sayılı Belediye Kanununun 11.

Maddesi: “Nüfusu 2.000'in altına düşen belediyeler, Danıştay’ın görüşü alına-

rak, İçişleri Bakanlığı’nın önerisi üzerine müşterek kararname ile köye dönüştü-

rülür” şeklindedir. Söz konusu kanun maddesi de, nüfusu 2000 sınırının altına

düşen belediyelerin kapatılarak köye dönüştürülmesi gerektiğini ifade etmekte-

dir. Oldukça düşük nüfusa sahip olmaları, mali güçlerinin ve hizmet alanlarının

sınırlı olması ve ilgili kanun maddesinin bir gereği olarak, söz konusu belediye-

lerin kapatılması yerinde bir karardır.

Yerel Yönetim Birimleri İçin Yapılan Genel Değişiklikler

Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerinde olan belediyelerin ka-

dın ve çocuklar için konukevleri açma zorunluluğu, 6360 Sayılı Kanunun 17.

Maddesi ile getirilen diğer bir düzenlemedir. 5393 Sayılı Belediye Kanununun

14. Maddesinde yer alan; “ Nüfusu 50.000’in üzerinde olan belediyeler kadın

sığınma evleri açmak zorundadır” ifadesi kaldırılmıştır. Yapılan değişiklikle nü-

fus kriteri 100.000’e çıkarılmış ve “kadınlar için sığınma evleri” yerine, “kadın

ve çocuklar için konukevleri” ibareleri getirilmiştir. Toplumda korunması elzem

olan sadece kadınlar değildir. Çocukların da en az kadınlar kadar, belki onlar-

dan daha fazla güvende olması gereklidir. Bu bakış açısıyla, yapılan değişikliğin

yerinde olduğu söylenebilir. Ayrıca, küçük belediyelerin mali güçlerinin sınırlı

olması ve söz konusu hizmeti sunmakta zorlanmaları nedeniyle nüfus kriterinin

artırılması mantık dahilindedir.

64 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

Yeni kanunda belediyelerin; mabetlerin yapımını, bakımını ve onarımını ya-

pabilecekleri ve belediye meclisi kararıyla mabetlere indirimli bedelle ya da üc-

retsiz olarak içme ve kullanma suyu verilebilecekleri hüküm altına alınmıştır

(m:17-18). Bu çerçevede, mabetlere yönelik olarak getirilen bu düzenleme ye-

rinde bir düzenlemedir. Şöyle ki, mabetler, ilgili beldede yaşayan insanların

müşterek olarak kullandıkları ibadet yerleridir. Sürekli bir şekilde o mahallin

sakinleri tarafından kullanılan bu yerlerin yapım, bakım ve onarımının belediye

tarafından yerine getirilmesi mantığın bir gereğidir. Ancak, belediyelerin, insan-

ların manevi dünyasına hitap eden bu yerlerle ilgili yapacakları hizmetleri, “si-

yasi amaç” ve “seçim yatırımı” kaygılarından uzak yerine getirmesi de önem

arz etmektedir.

Kamu yararı gözetilerek belediyeler, il özel idareleri ve bunlara bağlı kuruluş-

lar tarafından; dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekkül-

lere artık yardım yapılabilecektir (m:19). Bu yeni düzenlemeyle gelinen nokta,

hassas ve istismara açık olabilecek bir noktadır. Yerel yönetim birimleri çoğu

zaman o beldede yer alan dernek, vakıf vb. kuruluşlarla yakın ilişki içerisinde-

dirler. Hatta belediye başkanlarının, söz konusu sivil toplum kuruluşlarının eski

yöneticileri ya da idarecileri oldukları örnekler vardır. Bu çerçevede, kurumsal-

laşmanın henüz iyi seviyede olmadığı özellikle küçük ölçekli yerel yönetim bi-

rimleri ile bahse konu kurum ve kuruluşlar arasındaki mali ilişkilerin iyi denet-

lenmesi gerekecektir. Zira, “yardım yapma” bahanesiyle istismara açık olabile-

cek bu gibi ilişkilerin şeffaf ve hesap verilebilir olması gerekmektedir.

Yeni kanunun getirdiği düzenlemeyle, belediyelerin “yol harcamalarına ka-

tılma payları” nı alıp almaması belediye meclisinin takdirine (kararına) bırakıl-

mıştır. Burada belediye meclisinin kararına bırakılan, söz konusu katılma payı-

nın miktarını belirlemek değil, alınıp alınmama yönündeki karardır. Zira, Ana-

yasanın 73. Maddesinin 3. Fıkrası: “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm-

lülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” şeklindedir. Bu çerçevede,

belediye meclisinin vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin miktarını ve oranını

belirleme yetkisi yoktur (Gündüzöz, 2012:371). Ancak, böyle bir mali yüküm-

lülüğün alınıp alınmaması kararının yerel yönetim birimine bırakılması, hem

idari hem de mali yerelleşme açısından, küçük de olsa, olumlu bir adımdır.

Yeni kanunun ‘Yürürlük’ başlığını taşıyan 36. Maddesinde, kanunun birçok

maddesinin “ilk mahalli idareler genel seçiminde” yürürlüğe gireceği belirtil-

miştir. Yürürlük için bu şekilde bir tarih verilmesi uygun değildir. şöyle ki; ka-

nunun ilgili maddelerine istinaden, mahalli idareler genel seçimi yapıldığı gün

bir çok yerel birimin hukuki statüleri sona erecektir. Bu birimlerin üstlendiği

görevlerin, kurulacak yeni birimler tarafından üstlenilmesi ise Yüksek Seçim

Kurulu’nun seçim sonuçlarını resmi olarak ilan etmesinden sonra olacaktır. Se-

çim sonuçları ilanının belirli bir süre alacağı tabiidir (Köseoğlu, 2010:90). Ayrı-

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 65

ca seçim sürecinde olası sıkıntılar yaşanması durumunda ise bu sürenin daha da

uzaması durumu söz konusu olabilecektir. Seçimin yapılması ve sonuçların

resmi olarak açıklanması arasında geçen zaman diliminde hukuki statüleri sona

erecek olan birimlerin, yerine getirmeleri gereken hizmetleri fiilen yürütmeye

devam etmeleri söz konusu olabilir ancak, resmi durumda belirsizlikler yaşan-

ması yüksek ihtimaldir.

SONUÇ

Ülkemizde 6360 Sayılı Kanun, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere, ye-

rel yönetim birimlerinin; yapı, görev ve sorumluluklarında önemli değişiklikler

ve yenilikler getirmiştir. Bu açıdan, ülkemizin yerelleşme süreci bakımından

önem arz etmektedir.

Yeni kanun ile birlikte, büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırları

olmuş, köy ve belde belediyeleri mahalleye dönüştürülmüştür. Bu durumda bü-

yükşehir belediyelerinin görev ve sorumluluk alanları oldukça genişlemiştir. İl-

çe belediyelerinin görev alanları hariç, “Bütünşehir”e hizmet götürecek olan

büyükşehir belediyelerinin bu kadar geniş bir alana hizmet götürmesi oldukça

yüksek maliyetlere sebep olacaktır. “Yarı çapı 50 km olan yerleşim yerlerinde

bile çeperlerdeki10 yerleşmelere hizmet götürmekte büyük sıkıntılar çekilirken, il

sınırlarının bir uçtan öbür uca kadar 250 -300 km uzaklara varabildiği yerlerde

kamu hizmetleri, altyapı ve imar denetimleri gibi konularda hizmetlerin etkin ve

verimli olarak gerçekleştirilmesinin güçleşeceğini beklemek yanlış olmayacak-

tır” (Keleş, 2013: 15). Yeni durumda büyükşehir belediyelerinin gelirleri artı-

rılmıştır, fakat altyapı ve diğer hizmetler bakımından oldukça eksik olan geniş

kırsal alanlara sunulacak hizmetler için bu gelir artışının yetersiz kalması muh-

temeldir. Mahalleye dönüştürülen köyler ve beldeler için hizmet planlamak ve

bunları uygulamak büyükşehir belediyeleri için oldukça zor görevler olacaktır.

Dolayısıyla, büyükşehir belediyeleri oldukça çok sayıda nitelikli personele ihti-

yaç duyacaklardır ki bu da ciddi bir maliyet artışı anlamına gelmektedir. Kırsal

alanlara bir takım kentsel hizmetlerin gidecek olması bakımından bu durum, bu-

ralarda yaşayanlar için olumlu bir gelişmedir, dolayısıyla toplumsal refah artmış

olacaktır.

Yeni kanun ile büyükşehirlerdeki valilikler bünyesinde kurulacak olan yatırım

izleme ve koordinasyon başkanlıklarının, görev ve sorumlulukları bakımından

yerel niteliklere; ancak yapıları ve yönetim biçimleri bakımından merkezi özel-

liklere sahip oldukları söylenebilir. Yerel yönetimler, yerel ihtiyaçlar için so-

rumlu oldukları bölgelerde yaşayanların taleplerini karşılayan kamusal çıktı dü-

zeylerini saptayabilir ve dolayısıyla da buna uygun seviyede hizmet sunabilirler

(Oates, 2005: 351). Bu bakış açısıyla YİKB’lerin, kararların alındığı meclisleri

10 Bu makaledeki anlamıyla çeper, sınıra yakın yerleşim yeri demektir.

66 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

olan ve bu meclis üyelerinin mahalli seçimle iş başına geldiği yerel birimler

şeklinde kurulmaları daha yerinde olurdu. Böyle bir yapılanmayla bu birimler

daha demokratik ve katılımcı bir yönetim biçimine sahip olur ve bu sayede ye-

relleşme yolunda önemli bir adım atılabilirdi.

YİKB’lere afet ve acil yardımdan, temsil ve tören hizmetlerine; protokol hiz-

metlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarının denetlenmesine kadar çok geniş bir

görev alanı biçildiği görülmektedir. Bu kadar geniş bir görev ve sorumluluk

alanına sahip olacak bir merkezin, iyi organize olması, yeterli mali kaynağa sa-

hip olması, iyi yönetilmesi ve denetlenmesi gerekmektedir. Bu başkanlıklara, o

ildeki kamu kurum ve kuruluşlarını denetleme yetkisi verilmiş olması ayrıca

önem arz eden bir konudur. Söz konusu bu denetim yetkisinin içeriği, sınırları

ve denetim elemanlarının özlük durumlarına kanunda açıklık getirilmemiştir.

Bu eksikliğin, yeni bir mevzuat düzenlemesiyle ivedi bir şekilde giderilmesi ge-

rekmektedir.

Büyükşehir belediyelerinin, sınırları içerisinde tahsil edilen genel bütçe vergi

gelirleri tahsilatından aldıkları payın artırılması mali yerelleşme açısından olum-

lu bir gelişmedir. Bununla birlikte, söz konusu bu payın dağıtımında, sınırları

içindeki genel bütçe vergi gelirleri tahsilatının az olmasının yanında, nispeten

nüfusları fazla olan iller lehine oran değişikliklerine gidilmesi de yerel yönetim

birimleri arasında yatay eşitliğin sağlanmasına yönelik atılmış olumlu bir adım-

dır.

Büyükşehirlerin kırsalındaki köy ve meralarda yaşayanların, yeni kanunun on-

lar için getirdiği sorumluluklardan tam anlamıyla haberdar olmaları ve bu vazi-

felerini zamanında yerine getirmeleri zayıf ihtimaldir. O nedenle kanunun ilgili

hükümlerinin yürürlüğe gireceği 2017 yılı sonu ve izleyen birkaç yıla kadar,

büyükşehirlerin kırsallarında yaşayanların söz konusu idari ve mali yükümlü-

lüklerden haberdar edilmesi gerekir. Bu amaçla, büyükşehir belediyelerinde bil-

gilendirme ofisleri kurulabilir ve burada çalışanlar zaman zaman kırsala giderek

halkı yerinde bilgilendirebilirler.

Büyükşehir belediyeleri dışındaki belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tah-

silatından ayrılan payın gelişmişlik endeksine göre dağıtılması kriterinde deği-

şikliğe gidilmiştir. Beş gruba ayrılan belediyelerden ilk ve son gruba girenler

arasındaki bölüşüm uçurumunu gidermek için, belediyelerin nüfusları göz önü-

ne alınmak suretiyle gruplandırmalar tekrar yapılmıştır. Yeni durumda, beledi-

yelerin nüfus sayılarına göre yapılan paylaşım sonucu, aradaki yüksek farklar

azaltılarak mevcut adaletsiz durum düzeltilmiştir.

Nüfusu 2000’in altına düşen belediyeler kaldırılarak bu yerler köye dönüştü-

rülmüştür. Bu seviyede az bir nüfus ölçeğine sahip olmaları ve buna bağlı ola-

rak da mali güçleri ve hizmet alanlarının sınırlı olmasından dolayı, söz konusu

6360 Sayılı Kanunun Türkiye’de Yerel Yönetimler Sistemine Getireceği Değişiklikler 67

belediyelerin kapatılması kararı yerinde bir karardır. Zaten, 5393 Sayılı Beledi-

ye Kanunun 11. Maddesinde de bu karara paralel bir düzenleme yer almaktadır.

Yeni kanunla birlikte belediyelerin, mabetlerin yapımı, bakımı ve onarımını

yapabilmeleri ve bu yerlere düşük bedelle ya da ücretsiz su vermeleri olanaklı

hale getirilmiştir. Mabetler, o mahallin sakinleri tarafından sürekli olarak kulla-

nılan, dolayısıyla da ortak ihtiyaca hizmet veren yerler oldukları için, alınmış

olan bu karar yerinde bir karardır.

Yeni düzenlemeyle, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara bağlı kuruluşlar

tarafından; dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere,

kamu yararı gözetilmek suretiyle, artık yardım yapılabilecektir. Bu yeni düzen-

leme olası istismarlara açık bir düzenlemedir. O nedenle, böyle bir yardım iliş-

kisinde konunun taraflarının iyi denetlenmesi gerekmektedir.

Son olarak: Nüfus, ekonomik gelişmişlik ve sosyal kalkınmışlık bakımların-

dan diğer illerin zaten bir ya da birkaç adım önünde olan büyükşehirlerin, bu

yeni yasayla birlikte aradaki farkı açmaları kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla,

birkaç yıl sonra ülkemizde çok gelişmiş illerin yanında, belki de hemen yanı

başlarında, az gelişmiş ya da gelişememiş illeri görmek mümkün olacaktır. Bu

da, ülke genelinin kalkınması çerçevesinde, yeni yasanın orta ve uzun vadede

getirmesi muhtemel olumsuz sonuçlarındandır.

KAYNAKÇA

Çetinkaya, Özhan (2012) Mahalli İdareler Maliyesi, Ekin Kitabevi, Bursa.

Ersoy, Melih (2013) “6360 Sayılı Yasa ve Mekânsal Planlama Sorunları”, Güneydoğu

Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği Dergisi, Yıl:8, Sayı:12, s.20-32

http://www.gabb.gov.tr/doc/gabb_bultenler/2013_06_birlik_dergi.pdf erişim tari-

hi:06.05.2014.

Gözler, Kemal (2013) “6360 Sayılı Kanun Hakkında Eleştiriler: Yirmi Dokuz İlde İl

Özel İdareleri ve Köylerin Kaldırılması ve İlçe Belediyelerinin Büyükşehir İlçe Be-

lediyesi Hâline Dönüştürülmesi Anayasamıza Uygun mudur?”, Legal Hukuk Dergi-

si, Cilt:11, Sayı:122, s.37-82.

Gündüzöz, İlker (2012) Belediye Ekonomisi Belediyelerin Ekonomideki Yeri Ve Önemi,

Türkiye Belediyeler Birliği Yayını, Ankara.

Güneş, Ahmet Faruk (2013) “Büyükşehirlerde İl Özel İdarelerinin Kaldırılmasının Hu-

kuki Veçhesi ve İşlevsel Sonuçları”, İdarecinin Sesi Dergisi, Sayı:154 s.60-64.

Keleş, Ruşen (2013) “Anakent Belediyelerinin Sayısı Çoğalırken…”, Güneydoğu Ana-

dolu Bölgesi Belediyeler Birliği Dergisi, Yıl:8, Sayı:12, s.15-19

http://www.gabb.gov.tr/doc/gabb_bultenler/2013_06_birlik_dergi.pdf erişim tari-

hi:06.05.2014.

68 Çağdaş Yerel Yönetimler, 23(4) 2014

Köseoğlu, Mehmet (2010) “Yerel Yönetim Birliklerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri”,

Türk İdare Dergisi, Sayı: 468, s. 85-102.

Kurtuluş, Barış (2006) Türkiye’de Belediyelerin Mali Yapısı ve Harcamaların Finans-

manı, DPT Yayını, Ankara.

LAR I (Türkiye’de Yerel Yönetim Reformuna Destek Projesi - 1. Aşama),

http://www.lar.org.tr/sayfalar/goruntule/1/ erişim tarihi: 19.04.2013

LAR II (Türkiye’de Yerel Yönetim Reformu Uygulamasının Devamına Destek Projesi -

2. Aşama) http://www.lar.org.tr/sayfalar/goruntule/2/ erişim tarihi: 19.04.2013

Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü

http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx

Nadaroğlu, Halil (2001) Mahalli İdareler, Beta Yayınevi, İstanbul

Oates, E. Wallace (2005), “Toward a Second Generation Theory of Fiscal Federalism”,

International Tax and Public Finance, Vol:12, p: 349 - 373

Sofuoğlu, Turhan “Acil Durumlarda Tek Numara mı Olmalı?”

http://www.aahd.org.tr/teknumara.html erişim tarihi: 05.03.2013

“Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde

Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”

http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss338.pdf erişim tarihi: 27.11.2012

TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı)

http://www.tepav.org.tr/upload/files/haber/13542876822.6360_Sayili_Yasaya_Gore

_Belediyelerin_Genel_Butce_Vergi_Gelirlerinden_Alacaklari_Paylar.pdf erişim ta-

rihi: 16.12.2013

TBB ( Türkiye Belediyeler Birliği) http://www.tbb.gov.tr/basin-ve-ayin/haberler/yeni-

gelismislik-endeksi-pay-dagitimi erişim tarihi: 09.04.2013

T. C. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü,

http://www.illeridaresi.gov.tr/default_B0.aspx?id=252 erişim tarihi: 20.03.2013

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)

http://www.tuik.gov.tr/Gosterge.do?id=58995&metod=IlgiliGosterge erişim tarihi:

12.04.2013

Yılmaz, H. Hakan; Emil, Ferhat ve Kerimoğlu, Baki (2012) Yerel Yönetimler Maliyesi,

Mali Hizmetler Derneği Yayını, Ankara.