HFCLO/LI sVAIURI ]i rm i \ku h i
T u rk S
3 M n t H md T np n L
Tur n ı
D ır 1 S 7 I i r i oc
7 1 1 1 t e N r I aktlil
¡ ||¡ § ¡ tL t l 1 t S el
k D u V c p r 1 1 k r !
ig |g § |sifp ııl
T 11 oN 7 n f I t
14 L I tZ r iu
1( \ oüc d de P m d 7
IÂ1İÎ4İÂ^^S^»8
Düşüncede, Edebiyatta, Sanatta Yerlilik 5 Hasan Aycml Çizgi 7
I. BÖLÜM: DÜŞÜNSEL/SİYASAL ARKAPLAN (8-216)Vefa Taşdelen/Feirefe Yapmanın Yerli İmkanları 8
Ali K. yitim!Entelektüel Düşüncenin Yerlilik Perspektifinden Muhasebesi İçin Bir Giriş 17 Necdet Subaşı¡Sadakat ve İstismar -Türk Siyasetinde Yerlilik Sorunu- 26
Mustafa Şahin/Yerlilik ve Yer Özerinden Bir Yere Varabilir miyiz? 29 Murat EroMYerlilik İçin Kavramsal ve Anlamsal Bir Çerçeve 33
Lütfi Bergen/İsyandaıı Dirliğe: Anadolu’da Yerli Olmak 51 Aydın Aktay/Yersiz Yurtsuzlaşmaya (Modernliğe) Kültürel Bir Tepki Olarak... 70 Ali Ayçü/Yeriilik: 'Harita Yun’ ile 'Coğrafî Yurt’ Arasında Muğlak Bir Sınır 86
Ercan Yıldırım/Ynrt, Millet, İslâm ve Batılılaşma Ekseninde Türk Düşüncesinin Yerliliği 90 Firdevs Canbaz Yumuşak!Düşünsel Ütopyalar Açısından Yerlilik Sorunu 116
Kurtuluş KayalılOn Yıl Sonraki Tipik Türk Sosyologunun Flu Bir Portresi... 124 Ahmet İnamlAnadolu'ya Gönülle Döşenen Kavram Yollan 130
Kenan ÇağanlIdeolo¡ilerin Yerlilik Algısı: ya da 'Biz' ve ‘Herkes' Özerine 142 Mustafa AydmlKültürcülük Sorunu: Kültürün Küresel, Evrensel ve Yerelliği 150
Kadir CanatanJSömürgecilik Karşısında Yerellik 158 Hilmi Uçan/yerlilik te Siyasanın ve Dinin İşlevi 168
M. Murat Özkul/Modem ve Postmodern Sarkacında Yerlilik Düşüncesinin Kıstırılmışlığı 173 Cemal Şakar¡Kimlik Krizlerimiz Karşısında Yerlilik Fikirleri 180
Selim Somuncu/Yerfı7ifc Düşüncesi Açısından Yerli, Yaban, Yabancı 187 Mahmut Hakkı AkınlYabancıda Aranan Yerlilik 192
Mustafa Aldı¡Yerliliğin Çelişkili Statükosu 196 Mustafa leikinIYerlilik ve Feminizm -Ojeli Tırnaklar ile Kınalı Parmakların... 201
İsmail ArslanlTarih, Tarih Bilinci ve Yerellik Düşüncesi 208 Sait Mermer/Orur Yer'ine 211
IL BÖLÜM: EDEBİYATTA YERLİLİK (217-338)Mehmet Narlı¡Edebiyatta Yerlilik 217
Ali PulabEdebiyatta Yerlilik Nedir ? 226 Recep Yıldız/Yerlilik ve Eğitim 231
Dursun Ali YokeMYerlilik Kavramından Divan Şiirine Bakmak 245 , Ali Emre ¡Tanzimat Edebiyatı: Bir Yabancılaşmadan Başka Bir Yabancılaşmaya 258
Alâattin KaracalYerlilerin Arasındaki Yabancılar Millî Edebiyatçılar ve Köy Romcuıcılan 265 Celâl Ftda.ilEvrenselin Yerelinde, Yerelin Taşrasında 272
Necati M.ertlYerUlik Açısından Edebiyatta Şehir ve Taşra Sonum 277 Şaban Sağlik/Edebiyatın Yerel Boyutu Olarak Edebiyat Sosyolojisi 282
Abdurrahim Karadeniz/Yerlilik, Dil ve Görsel Dil 289 Ertan OrgenlYerliliğin Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Görünümleri 294
Mustafa Zeki Çıraklı/Türk Edebiyatında Yerlilik Üzerine Bir Yol Haritası Denemesi 298 Bekir Şakir IConyalı/Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Yerlilik 305
Ümit ApayĞm/Cumhuriyet Döneminde Bir Yerlilik Arayışı: Mavi Anadoluculuk ve... 312Alev Erküetllçerdeki Yabancı, Dışarıdaki Dost: Amin Maaioufve John Berger... 322
İshak Yetiş!‘Yerli Düşünce’ 330 Mustafa Şerif Onaran!Yere iden Evrensele ince Memed 334
&m
h
mum
m. BÖLÜM: SANAT, MİMARİ, RESİM (339-382)Koksal Alver/Ter ve Mekân Ekseninde Yerlilik 339
Mehmet Öğün/Neyin Mimarisi? 342Yusuf Civelek/Döze/ı ve Çeşitlemeden Karmaşıklık ve Çelişkiye: Mimari Güzelliğin... 349
Mustafa Karaosmanoğlu/MnnarM Evrensellik ve Yerellik Meselesi 359 Ekrem Kahraman /Günümüz Türk Sanatı/Resminin Entelektüel/Siyasal Zemini Üzerine 374
IV. BÖLÜM: SİNEMA, TİYATRO, MÜZİK, TV... (383-441)Cafer Özgül ¡Yerli Filim 383
Necip TosunlUlusal Sinema Tezi ve Yerlilik Sorunu 390 Salih Nurdağ/rüri Tiyatrosunda Yerlileşme!Adaptasyon Çalışmaları ve Geleneğin... 398
Yalçın ÇetinlcayaİYerellik ve Evrensellik Açısından Müzik Dili 406 Savaş Ş. Barkçın/Mûsikimiz Kimin?: Anlamsız Bir Soruya Anlamlı Bir Cevap 409
Mustafa Selçuk Erarslan/D;'«Î Duyuş ve Yaşayışın Müziği 416 Bayram Bilge Tokd/Halk Musikimizin Yerli Değerler Yönünden Anlam ve Önemi 419
Mehmet KarmanaİArabesk Müziğin Yerliliği Meselesi ve Orhan Gencebay Şarkıları 423 Selçuk Küpçük/7urfc Pop Müziği ve Yerlilik-Yabancılık Sorunu 426
V. BÖLÜM SORUŞTURMA (442-476)Turan KoçlMedeniyetin Ben Bilinci 442
İsmail Kılhoğlu/ Yerlilik Üzerine 444 Recep Thıym&riYerliliğin Sanat/Estetik Kuramlarınuzdaki Yeri 446 Süleyman Hayri Bolny/Yerlilik ve "Komşu Canıyla Durmak" 448
Atasoy Müftüoğlu/Ter/fh'ğe Kapanıp Kalmak 451 Doğan Hızlan/f erlilik, Önemli ve Unutulmaması Gereken Bir Kavram 453
Ertuğrul GünaylKültür Dünyasında Yerlilik/Evrensellik Tarttşmaları Üzerine 457 Abdullah ŞevKi!Göçebelikten ‘7 erliliğe" Değil "Yerleşikliğe" 459
Hüseyin Atlansoy¡Yerliler için Kısa Notlar 464 A. Ali GtzMYerlinin "Yer“i 465
Mustafa MuharremlKendilik Bilinci 466 Semih Gümüş 467
Ömer Erdem/Ben Yerli miyim? 468 Ömer ErinçlBir Yerde OlmakIBir Yerden Bakmak 469
Mustafa KöneçoğIu/"Do|uu«n Yedinci Oğlu" Bağlamında Yerlilik ve Aidiyet Sorunsalı 471 Gönül Yonar VtkulÇıkınımızda Ne Var? 473
Erdal ÇakırİYerliliğin Evren (Selliğ)i ya da Zihnimiz Kaç Köşeli Bir Dairedir 475
VI. BÖLÜM: KAYNAKÇA (477-488)Yusuf Turan GünzydmJYerlilik Bibliyografyası 477
Kitaplar!*),!! • Makaleler/417 • Kitaplarda Bölümler!481 Özel Sayılar-Dosyalar!482 • Röportaj, Açıkoturum ve Soruşturmalar!482
Tezler! 482
H E C E
MUSTAFA ZEKİ ÇIRAKLI
TÜRK EDEBİYATINDA YERLİLİK ÜZERİNE BÎR YOL HARİTASI DENEMESİ
Suut Kema] Yetkin Edebiyatta Akımlar adlı eserinin önsözünde Romantizmden itibaren bütün edebiyat akımlarının bizde yankı uyandırdığını söyleyerek, çeşitli örnekler verir. Örneğin pek çok Tanzimat yazan romantizmin etkisinde kalmıştır. Bunlar arasında ilk akla gelen Namık Kemal’dir. Abmet Mithat ve Recaizade’de de romantik etkiler görülür. Fransız ihtilalinin dünyayı kasıp kavurduğu o dönemde Avrupaklann klasisizme karşı çıkışlan, divan şiirine mukavemette yansımasını bulmuştur. Yine iktidar karşıtı özgürlükçü heyecan, padişah otoritesine karşı çıkışta kendini hissettirir. Buna göre, Namık Kemal’de Hugo’nun tesirlerini, Recaizade’de Lamartine’in, Halit Ziya’da Daudet’nin, Tevfik Fikret’te Coppee’nin etkilerini görmek mümkündür.
Gökalp’e göre bir ütopya peşinden gitmek yerine, üstün Türk insanının bozulmamış bedensel ve ruhsal karakteri sayesinde milli kültür yeni bir medeniyet tefekkürü etrafında toplanabilecektir. Gökalp’in bu görüşlerinin Nietzsche’den mülhem olduğunu belirtmeye gerelc yoktur. Avrupa hesaba katılacak, fakat “hazır bir elbise gibi giyilmeyecektir.
Tabiidir ki, bu etkiler o dönemle sınırlı kalmamış ve günümüze değin sürmüştür. Cumhuriyet dönemi yazar ve şairleri arasında -üstelik muhafazakarlar arasında- da batılı “cereyan”lar ve yazarlardan etkilenenler olmuştur. Necip Fazıl üzerindeki Baudelaire etkisi ya da Sezai Karakoç’taki T.S. Eliot etkisi zaman zaman tartışma konusu edilmiştir. Batıdaki modernist ve post-modernist edebiyatların da kimi zaman eşzamanlı olarak yazarlan etkilediği gözlenir. Türkiye gibi sosyo-ekonomik ve sos- yo-kültürel geçişleri görece dar bir zamana hapsetmiş ve sürekli “iki dünya arasında” gel-gitlerle çalkalanan bir ülkede bu etkilerin tam olarak nerede başlayıp nerede bittiğini kestirmek ve niteliğini belirlemek kolay değildir.
Bu etkileri “yerlilik” bağlamında yeniden düşünürken, batılı edebiyat akımlarım yerliliğe “karşı” konumlandırmamak gerektiğinin altını baştan çizmeliyiz. Sevindirici olan, bunun edebi kamunun eriştiği yazınsal bilinç dikkate alındığında artık kolay anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir husus olmasıdır. Aynca, eskinin basmakalıp ve yalıtkan “milliyetçilik” ya da “ulusçuluk” kavramları yerine daha geçirgen ve görece daha doğal “yerlilik” kavramına sahip olmamız da sevindiricidir.
Bu yazımızda, iki asırdır yoğun batı etkisinde gelişen (ya da o etkiye maruz kalan) edebiyat verimlerimize yerlilik açısından yaklaştığımızda bir eserin “yerliliği”ne ilişkin hangi ölçütleri kullanarak konuşabileceğimizi belirlemeye çalışacağız. Buna göre, bir eserde yerlilik; (1) dil açısından, (2) medeniyet tasavvura açısından, (3) Tema- tik/izleksel açıdan ve (4) ahlaksal açıdan ele alınabilir. Bazı eserlere ahlaksal açıdan- bakıldığında, (a) toplumcu ahlaka yaslanan yerlilik (toplumcu gerçekçi yerlilik) ve (b) muhafazakar ahlaka yaslanan geleneksel yerlilik anlayışı dikkat çeker. Son olarak, edebiyat bağlamında “yerlilik” kaygısını, hatta bunun incelenmesini yadsıyan ve edebiyatı sadece kendi estetik prensipleri ile değerlendirmeyi öneren ve kuramı önemseyen “salt yazınsal tutum” ve evrensellik anlayışından söz açmak yerinde olaçaktır.
H E C E
Dil*de YerlilikKullanılan dil ve dili kullanma biçimi edebi ürünlerin yerliliği hakkında fikir
edinmek bakımından önemlidir. Dil konusundaki tartışmalar günümüze değin sürse de, farklı sorunlar ve yaklaşımlar bir-yana, genel itibariyle Türkçe hassasiyeti iyi ve yerli edebiyatın önkoşullarından biri olarak kabul edilmektedir. •
Bu konuda, Tanzimat ve Servet-i Fünûn dönemlerinin hızlı sosyal karmaşalara eşlik eden değişimlerinin ardından gelen Milli Edebiyat dönemine kadar gidilebilir. Bu dönem, az çok belli görüş ve sanat yaklaşımları etrafında toplanabilmiş batı etkisindeki edebi verimlerin aksine, Yahya Kemal’in deyişiyle “mektepten memlekete” dönen bir “sanat özlemi içindedir. Bunların kimi eski destanlara, kimi folklora, kimi tarihe yönelirken, memleketten bahseden bir edebiyat yaratmada başvurdukları ana yöntem dilde sadeleşme ve Türkçe hassasiyeti olmuştur.
Dilin olabildiğince sade kullanımı konusunda Mehmet Akif ile Tevfık Fikret arasında dahi uzlaşma sağlandığı görülür. Bu iki şair yazdıkları döneme göre oldukça sade ve anlaşılır bir anlatım diline yaklaşarak, halkın anlayabileceği şiirler yazmaya çalışmışlardır.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı dendiği zaman, batı etkisi bir tarafa, dil açısından “yerli” bir edebiyatla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Orhan Kemal ile Peya- mi Safa ya da Ahmet Hamdi ile Yaşar Kemal Türkçeyi farklı üslup ve kelime dağarcıklarını dışlaştırarak kullansalar da dilin zenginliklerini yansıtarak her şeyden önce Türkçe bir edebiyat ortaya koymuşlardır. Eski dil-yeni dil tartışmalarının değiştirmemesi gereken bir gerçek, Cumhuriyet edebiyatının dil açısından “yerli” olma çabası ve iddiası içinde olduğu gerçeğidir. Tabii, Türkiye’de dil sorunları yok değildir fakat nitelikli edebi verimler açısından bakıldığında, üzücü yozlaşmalara rağmen şair ve yazarların dil konusundaki tutumları olumludur denebilir.
Dil açısından yerli ürünler ortaya koyan yazarlarımızın en önemlilerinden biri Yaşar Kemal’dir. Onun yapıtlannda mahalli kültürleri yansıtan yerel sözcük ve ifadeler, eski tamlamalar, enva-i çeşit atasözü ve deyim, ilginç ikilemeler, yer yer argo, ve yeni türetilmiş Türkçe kelimeler önemli yer tutar.
Medeniyet Tasavvuru Olarak YerlilikMedeniyet açısından bakıldığında ise, dilin kullanımına daha farklı yaklaşmak
mümkündür. Yerliliğe bu açıdan bakanların tutumlarını temelde belirleyen unsur kadim doğu-batı çelişkisidir. Bu yazarlarımız için yerlilik öncelikle batı medeniyeti ile hesaplaşma yahut yüzleşme iradesi ile kendini belli eder. Ontolojik ve kültürel açı
H E C E
dan İslam’a, tarihsel koordinatlar açısından Osmanlı uygarlığına sıcak bakan, geçmişle barışık ve krize girmiş bir medeniyetin (kimine göre yenik düşmüş) değerlerini diri tutma çabası içindeki bu yazarlarımıza göre, dil devrimi ve aşırılığa kaçan sa- deleşme/öztürkçeleşme girişimleri başta “yediliğe” indirilen bir darbe olmuştur. Buna göre, yeni bir toplum inşa etmek için bile isteye, hesaplayarak imparatorluğun dil ve kavram bakıyyesi çöpe atılmaya çalışılmış, dille birlikte ancak dille' ifade edilebilen bütün mirasımız yok hükmüne geçmiştir. Özellikle muhafazakar gelenek tarafından dillendirilen bu görüşe göre, Ahmet Turan Alkan’ın deyimiyle, “içtima- i hafızamız yok edilmiştir.” Medeniyet ekseninden konuya eğilenler için, Yakup Kadri’ye kıyasla Tanpmar çok daha yerlidir.
Kullanılan dilin ötesinde, yediliği belirleyen temel unsur, bozguna uğrayan bir medeniyetin ardında bıraktığı travmadır aslında. Bu travma hemen herkesin toplumsal bilinçaltını belirler. Bu travmayı açığa çıkaran ve bu manada bir “meselesi” olan yazarlar ancak yerli olabilir. Bu açıdan balonca Yaşar Kemal yereldir, hatta evrenseldir de, ama “yerli” değildir.
Hilmi Yavuz, bir söyleşisinde Türkiye’nin “zihin haritası” çizilecekse bunun bir- biriyle kesişen iki geometrik daireden oluşan Wenn Diyagramları ile mümkün olacağım ileri sürer. Bu dairelerden birinin Batı’yı, ötekinin Doğu’yu temsil ettiklerini, iki dairenin kesişen ve örtüşen kesimininse, Doğu ve Batı’yı birlikte kuşattığım söyler. Bu tespit, özellikle medeniyet eksenli yerli yazarların durumunu yansıtmaktadır. Bu yazarların eserleri yaslandıkları duyarlıklar açısından yerli ve geleneksel fakat estetik açıdan batılı ve modemdir:
Gelin gülle başlayalım şiire Bahan kollayarak girelim kelimeler ülkesine Dünya bir istiridye Dönüşelim bir inci tanesine.Dünya bir ağaç Bir özlem duvarı Bülbül sesine ŞairGündüzü bir gül gibi Akşamı bülbül gibi Sarıp sarmalayan öflcesine Anılar demirden alçısı zamanın Şair kollarını çarmıha geren Ve mısralar boyu kireçleşen gençlik hayalleri Ah eski kemik ah eski deri Ve kemikle deri arasına gerilen Ruhumun şenlik günleri Ah eski kemik ah eski deri Yenilgi sanılan zafer saatleri
, Bana ne Paris’ten Avrupanın ülkü mezarlığından M oskova' dan L ondra ' dan Peldn’den
H E C E
NewyorkBütün bu türedi uygarlıklar umrumda mı?Birazcık Roma'yı hesaba katabilirdimAma RomaKendi kendini inkar ederek durmakta
' Buz gibi eriyerekBir kokakolaVeya bir vodka bardağında.(Sezai Karakoç, Sürgün Ölke'den Başkent’ler Başkenti’ne I)
Yahya Kemal ile başlayıp Peyami Safa, Ahmet Hamdı Tanpmar ile devam eden damar; ardından Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera çevresinde gelişen edebi- yatjaklaşım lan medeniyet eksenli yerliliğin ön plana çıktığı zeminlerdir. Bu açıdan bakıldığında, Samiha Ayverdi ya da Rasim Özdenören “yerli” eserlere imza atarken, Yusuf Atılgan ya da Nedim Gürsel için aynı şeyi söylemek güçtür.
Tematik/İzleksel YerlilikEserlerin ele aldıkları konular bakımından yerli oluşları edebiyatımızdaki gerçek
çi akımın bir yansıması olarak görülebilir. Halide Edip’in Sinekli Bakkal’ı, Reşat Nuri’nin Çalıkuşu, Köy Romanları, Sabahattin Ali’nin Kuyucakh Yusuf u Anadoluya ve Anadolu insanına yönelişin örnekleridir. Sait Faik, Bedri rahmi Eyüboğlu, Kemalet- tin Kamu, izlelcsel yerliliğin güzel örneklerini vermişlerdir.
Ahlaksal Yerlilika) Toplumcu Ahlaka Yaslanan Yerlilik (Toplumcu Gerçekçilik)Toplumcu gerçekçileri yazmaya iten temel çelişki, sınıflar arası çatışma ve top
lumsal adaletsizlik olmuştur. Kimi medeniyet eksenli düşünen yazar ve eleştirmenlerin toplumcuların yerli ol(a)mayışına vurgu yaptıkları görülür. Öte yandan, yerlilik vurgusunun milliyetçilik’i anıştırdığını ve sınıfsal bilinci zedelediğini düşünenler için “yerlileşmek” çabası yersizdir. Fakat buna rağmen, “yerlici” olmayan, ama “yer- lilikle ilgili bir hassasiyet”e ihtiyaç olduğuna işaret eden toplumcular olmuştur. Top-
--------------------------------------------------------------------------------------------------- m ı
H E C E
lumcu edebiyat, medeniyet eksenli edebiyat ile birlikte “yerli” edebiyatın güçlü yapıtlarım vermiştir denebilir.
Şiirde Nazım Hikmet, Can Yücel, Ataol Behramoğlu; romanda Kemal Tahir, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal gibi yazarların başmı çektiği toplumcular, ahlaksal bir kaygıdan yola çıkarak halkın sorunlarına sınıf çelişkisi eksenli yeni yorumlar getirmenin yollarını aramışlardır. Bu yazarların eserlerine bakılınca, “yerlilik” ve “millî olma” tariflerindeki bulanıklıkların ve kısıtlılıkların da altı çizilmiş olur.
Yerlilik toplumcu edebiyatın elinde görece daha somut sorunların edebiyata taşınmasıdır denebilir. Nahit Sim Örik, Haşan İzzettin Dinamo, Aziz Nesin, Rıfat İlgaz, Necati Cumalı gibi yazarlar toplumcu ahlak kaygısı ile yerli ürün veren sanatçılardandır. Toplumcu sanat çevresi dışından toplumcu ahlak duyarlılığı ile yazılmış eserlere örnekler bulmak mümkündür. Sözgelimi, Mustafa Kutlu’nun Yokuşa Akan Sular başlığı altodaki öyküleri bunlardandır. Toplumcu yerli edebiyatın en popüler yazarlarından biri kuşkusuz Orhan Kemal’dir:
b) Muhafazakar Ahlaka Yaslanan Geleneksel YerlilikGeleneksel ahlak yargılarının ve dindarlığın konu edildiği eserlere de yerli ede
biyat ürünleri olarak bakmak mümkündür. Bir dönem Şule Yüksel, Raif Cilasun, Ahmet Günbay Yıldız gibi yazarların başmı çektiği bu tarz edebiyat genellikle edebiyatın kendi iç isterlerini karşılamadığı gerekçesiyle eleştiriye tabi tutulmuştur.
Bu eserler dolayırrunda manevi temaların edebiyatta etkinliğinin artmasını arzu edenlerin, bunun dışındaki temaları içeren yapıtlara pek sıcak bakmadığı görülür. Sanat toplum içindir yaklaşımının muhafazakar savunucuları için mili-manevi değerler edebiyat aracılığıyla toplum şuuruna yansıtılmalıdır. Bu tip tartışmalar ta Osmanlı dönemine uzanan tartışmalardır aslında. Sözgelişi, Fecr-i Âti döneminde Şehabettin Süleyman'ın Çılanaz Sokak adlı piyesi sanatın neyi yansıtmakla sorumlu olduğuna dair bir tartışmaya sebep olmuştur. Yakup Kadri, kadın ve aşk konularının işlenip toplumsal konuların ihmal edilişine tepki gösterenlere karşı korurken, edebiyatın “içtimaiyat” olmadığını, belli fikirlerin elinde “oyuncak” lalmmaması gerektiğini savunur ve edebiyatm ahlaki yaptırımlara bağlanamayacağını savunur.
H ' E C E
Öte yandan, “din, vatan, millet” gibi konularda görece daha rahat bir tutum sergileyen toplumcu yazarlar da olmuştur. Bu kavramları düpedüz “saçmalık”, bunlara kapılmayı “ahmaklık” sayan bir yaklaşım yerine, bunlara insan ve toplum gerçeğine ilişkin bir ciddiyetle yaklaşmayı ve tahlil etmeyi denemişlerdir.
• Salt Yazınsal Tutum ve EvrensellikModem edebiyat çalışmaları dikkate alındığında, Türkiye’deki verili tarih ve ede
biyat bilgisinin artık yeterli gelmediğini, eserlere daha farklı bir gözle b akmanın yararlı olacağmı düşünenlere göre “bizim edebiyatımız bizi anlatmalıdır” demenin vakti artık geçmiştir.
Süha Oğuzertem, Metis Yayınlan’nm Bilge Karasu Edebiyat İncelemeleri Dizisi Sunuş yazısmda, “uzun yıllardır bu alanda bilimsel kazanımlar sınırlı kalmış, özgün, eleştirel, dünyalı düşünceyi özendirmek şöyle dursun, bilinçli olarak törpüleyen ortamlardan öz-Türk edebiyatı namına yapılan öz-propaganda dışında bir katkı pek beklenememişti. Bu atmosferin metinlere yansıyan hasılatı ise, bir yandan “edebiyatın hakiki maksadı ve mahiyeti” üzerine ölçüsüz beyanlarda bulunma, diğer yandan da geleneği teksesli okuma, edebiyatı malzemeleştirme, Sarimizin vesilesine dönüştürme, spekülatif amaçlarla sömürme, birincil ve ikincil kaynaklan talan ederek alıntılan yığma, açık ya da örtük intihallerle bezeme şeklinde biçimlenmişti” diyerek, “edebiyatın çeşitli tezahürlerine daha duyarlı, meıkez-çevre etkileşimlerinin daha farkında, metinleri Şarklılaştırma ya da Garplılaştırma tuzaklarına düşmeyen, “içini dışım” kurcalayan incelemelere daha sık rastlandığım” belirtir.
Oğuzertem gibi düşünenlere göre, hayatın, tarihin, edebiyatların gerçeklerinden çok geleneksel model ve sınıflandırmalara bağlılığın aşılmaya başlanacağı bir dönem gelmiş çatmıştır. Türkçe edebiyat bağlanımdaki yenilikçi eleştiri, yazar ve yapıtlara daha evrensel bir pencereden bakmayı denemelidir. Edebiyat tarihi tekdüzeleştiril- memeli, yorum tarzları gözden geçirilmelidir. Kuramsızlık marifet sayılmamak, kuramlara eleştirel yaklaşma basireti gösterilmelidir.
Dolayısıyla, edebiyatı “ulusötesi” bir perspektiften yorumlamak gerekir. Bunun, • “bilgiye ulaşmada sınırların erimesiyle birlikte, edebîliğin yeryüzünde tarih- ve kül- türötesi mevcudiyetlerinin farkına varmamızın bir sonucu” olduğu düşünülmeli, millilik, yerellik ya da yerlilik gibi kaygılar aşılmalıdır. Modemitenin geçirdiği değişime paralel olarak zihnimizdeki “edebiyat” nosyonu kalıbını kırmalı; edebi izleklere, türlere, tarzlara ilişkin algımız, beklentimiz, yorumumuz dönüşüme uğramalıdır.
Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay, Orhan Pamuk, Elif şafak, Haşan Ali Toptaş, İhsan Oktay Anar, Nazlı Eray, Bilge Karasu, Ayla Kutlu ve Buket Uzuner gibi yazarlar edebiyatı yerliliği aşan bir görüngeden değerlendiren evrensel okura hitap etmektedir. Fakat bunlardan Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay ve Ayla Kuüu’yu “yerli” duyarlılıkları bir “mesele” olarak kabul etmiş ve yansıtmış yazarlar olarak diğerlerinden ayırmak yerinde olacaktır.
Berna Moran’m Edebiyat Kuramları ve Eleştiri'si ile Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış adlı çalışması daha evrensel estetik ve kuramsal ölçütlerle esere yaklaşmayı önermiştir. Akademik çevrelerin edebiyata hemen hemen bütünüyle kuram merkezli yaklaştıkları ve bir eserin evrenselliğini “yerlilik”inden daha çok önemsedikleri görülmektedir. Tabii, evrensellik yediliğin karşıtı ya da muadili değildir, iyi edebiyat eser-
----------------------------------------------------------------------------------------------------
H E C E
leri yerli olduğu kadar evrensel de olabilir elbette. Burada vurgulanan, öncelenen bir ölçüt olarak evrenselliğin yerellik ve yerliliğin önüne geçmesidir. (Tabii burad, “yerel ve yerli olmaksızın evrensel olmak mümkün müdür?” sorusu akla gelecektir.)
Talat Sait Halman ise, salt kuram merkezli yaklaşan kimi eleştirmen ve akademisyenleri Türk Edebiyatına Türkçe öğrenmiş yabancılar gibi yaklaşmakla suçlar. Eskinin değer merkezli ve yerliliği önemseyen eleştirilerinin yerini aynntısal ve yapısal “edebi otop- si”lerin aldığım söyler. Bütünüyle reddetmemekle birlikte, batı merkezli kuramlara görece daha mesafeli yaklaşır ve “yerli” kuram ihtiyacına işaret eder. Nitekim kimi zaman kuramlar, sözgelimi psiko-analitik ve sömürge-sonrası (post-kolonyal) kuramlar, yerli edebiyat ürünlerinin anlaşılmasında yarardan çok handikap teşkil etmekte çünkü bakış açısı kimi zaman yerli karakterlerin tarihi ve kültürel tecrübesi ile uyumsuz kalmaktadır:
* * *Sonuç olarak, batılı edebi akımlar özellikle Tanzimat’tan sonra etkin biçimde
Türk edebiyatım etkisi altına almıştır. Fakat bu etki, edebiyatımızda var olan “yedilik” damarını kurutmayı hiçbir zaman başaramamıştır. Hemen her dönem ve devirde, bize ait dil ve değerler farklı süzgeçlerden geçirilerek de olsa, eserlere rengini vermiş, insanımızın dil eksenli, medeniyet eksenli ve ahlaki duyarlıkları yerliliğin unsurları olarak farklı eserlerde boy göstermiştir. Öte yandan, özellikle postmoder- nizmin etkisi altındaki Türk edebiyatında gerek üretim gerekse eleştiri aşamalarında yerlilik kaygısının çok daha arka planda kaldığı ve çağdaş yazınsal eleştirinin öncelikli kriterinin salt yazınsallık ve evrensellik olduğu söylenebilir.
HECEAYLIK EDEBİYAT DERGİSİ
ISSN 1301-210X
YIL: 14 SAYI: 162-163-164
I. Basım: Haziran 2010 (Her ayın birinde yayımlanır.)
Yayın Türü: Yerel Süreli
Hece Yayıncılık Ltd.Şti. Adına
Sahibi: Ö. Faruk Ergezen
Yazı İşleri Müdürü: İbrahim Çelik
Yayın Yönetmeni: Hüseyin Su
Yönetim YeriKonur Sk. No: 39/1
Kızılay/Ankara
Yazışma: P.K. 79 Yenişehir/Ankara
Tel: (312) 419 69 13 Fax: (312) 419 6914
İnternet Adresi: www.hece.com.tr
e-maii: [email protected]
Dizgi-Büzeiti: Hece
Teknik Hazırlık: Bülent Güler
Kapak: Sarakusta web: sarakusta.com Kapak Ebruları: Hatice Yüksektepe
Baskı: Öncü Basımevi Tel: 384 31 20
K. Karabekir Cad. Ali Kabakçı İş Hanı l\lo: 85/2
Iskitler/ ANKARA
2010 Yılı Abone Bedeli:Yıllık: 90 TL.
Kurumlar İçin: 200 TL.
Yurt Dışı: ,150 Euro
Posta Çeki: 149582
Hece Basın Yayın Ltd. Şti.
Gelen yazılar yayınlansa da yayınlanmasa da geri
verilmez. İlkelerimize uymayan ilânlar alınmaz.
Baskı Tariiıi: 31.05.2010
Top Related